İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, Türkiye’nin Yakın ve Orta Doğu ülkeleri ile ticari ve ekonomik ilişkilerinin son yıllarda gelişme gösterdiğini belirterek, “Bu ülkelere ihracatımız ilk 9 ayda 23 milyar dolar olurken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış göstermiştir. Ayrıca, aynı dönemde bu ülkelere ihracatımız ithalatın yaklaşık 2 katı olarak gerçekleşmiştir.” dedi.
Türk Arap Ülkeleri İşbirliği Derneği (TÜRAP) tarafından 14. Türk Arap İş Birliği Zirvesi, 6. Türk-Arap Yapı İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri, İç Mimari ve Mobilya Fuarı ve 3. Türk-Arap Gayrimenkul, Proje, Yatırım, Finansman Fuarı İş Birliği Organizasyonu düzenlendi.
Gayrimenkul sektörünün İstanbul’da 1500 Arap yatırımcıyla buluştuğu, 22 Kasım’a kadar devam edecek olan fuarda, sektör temsilcileri Arap yatırımcılarla yüz yüze yatırım fırsatlarını değerlendirme imkânı bulacak. TÜRAP, 19 Arap ülkesinde kurduğu organizasyon aracılığı ile fuara katılan firmaların konutlarının, Arap ülkelerinde satışına da aracılık edecek.
Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, Türkiye’de 2018 yılının ikinci yarısından itibaren kur ve faiz tarafında yaşanan spekülatif hareketler nedeniyle maliyetlerin arttığını, küresel ekonomide yaşanan ivme kaybı ve jeopolitik risklerin göz önüne alınarak değerlendirildiğinde Türkiye’de inşaat sektörü başta olmak üzere temel sektörlerin olumsuz etkilendiğini aktardı.
Kuralay, Türkiye ekonomisinin, dünya ekonomisinde yaşanan sıkıntılara ve kendi içerisinde yaşanan mevcut sorunlara rağmen, 2018 yılında yüzde 2,6 büyüyerek TL bazında 3,7 trilyon TL, dolar bazında ise 784 milyar dolar gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) ulaştığını belirtti.
Türkiye ekonomisinin çok ciddi bir değişim sürecinden geçtiğini geçmeye de devam ettiğini aktaran Kuralay, küresel krizlere aldırmadan, bölgedeki ve dünyadaki krizlere takılmadan, hatta içeriden ve dışarıdan yapılan taarruzlara boyun eğmeden Türkiye ekonomisinin istikrarla büyümesini sürdürdüğünü dile getirdi.
Kuralay, Türk iş insanları olarak, Arap coğrafyasıyla ticari ilişkileri her zaman iyi bir seyirde devam ettirdiklerini aktararak, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin son yıllarda katlanarak artan yatırımcı çekme oranının, ülkemizin gücünü ve yatırımcılar için çok büyük fırsatlar barındırdığını gösteren önemli bir gösterge olduğunu vurgulamak isterim. Türkiye’nin Yakın ve Orta Doğu ülkeleri ile ticari ve ekonomik ilişkileri son yıllarda gelişme göstermiştir. Bu ülkelere ihracatımız ilk 9 ayda 23 milyar dolar olurken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış göstermiştir. Ayrıca, aynı dönemde bu ülkelere ihracatımız ithalatın yaklaşık 2 katı olarak gerçekleşmiştir.”
Türkiye’nin birçok fırsatı aynı anda bünyesinde barındırdığına işaret eden Kuralay, “Türkiye, jeopolitik konumu sayesinde birçok ülke arasında ticaret köprüsü görevi görürken, üretimi, sanayisi ve verdiği hizmetler ile de ekonominin nabzını tutmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar sermaye oluşumu, teknoloji, insan kaynakları gelişimi ve yönetimi, ticaret ve rekabetçilik ile çevre kanalı yoluyla ülkelerin ekonomik büyüme ve kalkınma süreçlerini büyük ölçüde etkilemektedir. Burada ülke gruplarına göre yatırım tutarlarına bakıldığında, Körfez ile Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin yaptığı yatırım yüzde 15 seviyesindedir.” ifadelerini kullandı.
Kuralay, Türkiye’de inşaat sektörünün, oluşturduğu katma değer ve istihdam nedeniyle Türkiye ekonomisi için önemli bir “lokomotif sektör” konumunda olduğu belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye’de inşaat sektörü, 2000-2009 yılları arasında yüzde 5,8, 2010-2018 yılları arasında ise yüzde 9,3 büyüdü. Gayrimenkul, gündelik hayat içerisinde kullanılan bir yatırım aracı olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul emlak piyasasında yabancılara yapılan satışlara bakacak olursak, ocak-ekim döneminde yabancılara 36 bin konut satışı gerçekleştirilmiştir. Geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 18 artış olmuş. Burada yabancıların büyük bir iştahı olduğunu ve yatırım yaptığını görebiliyoruz. Emlak sektörüne verilen teşvikler ve vergi indirimleri de yatırım yapılması konusunda yatırımcılara önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.”
“Bosna Hersek’te bine yakın Arap iş adamıyla 10 milyon dolarlık 4 tane projeye imza atıldı”
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve MÜSİAD Diplomatik İlişkiler Komite Başkanı Zeki Güvercin de Türk ve Arap dünyasının iş birliğini MÜSİAD olarak kuruldukları günden beri desteklediklerini söyledi. Türkiye’nin Arap nüfusunun yoğun olduğu bir ülke olduğunu kaydeden Güvercin, “12 milyona yakın Türkiye’de yaşayan Arap vatandaşımız, misafirimiz ve dostumuz bulunmaktadır.” diye konuştu.
Güvercin, geçen aylarda Bosna Hersek’te bine yakın Arap iş adamıyla bir zirve gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, “Avrupa’nın en ileri noktasındaki Müslüman ülkesinde bin iş adamıyla önemli görüşmeler yapıldı. Takriben 10 milyon dolarlık 4 tane projeye imza atıldı. Geçen yıl mart ayında yaptığımız Türk-Arap zirvesine 1500 Arap iş adamı katılmıştı. Bu zirveyi gelecek sene mart ayında MÜSİAD Genel Merkezi’nde yine 1500’e yakın Arap iş adamıyla gerçekleştirerek Türkiye ve Arap ülkeler arasındaki iş birliğini artırma yönündeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
MÜSİAD’ın 1990’da kurulduğundan beri Medine pazarı ruhunu her zaman koruduğunu dile getiren Güvercin, “Medine pazarında aslında Müslümanlar arasında duvar yoktur. Gelecek asırda ticaret savaşlarının yaşandığı, daha dün Filistin ile ilgili tek yönlü bir kararın alındığı, uluslararası hukukun çiğnendiği bir ortamda tarihi sorumluluklarımız var.” yorumunda bulundu.
“Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacmi son 15 yılda 5’e katlandı”
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, Türkiye’nin geçmişten bu yana Arap halkları ile yüzyıllardır süregelen tarihi, sosyal, kültürel yakınlığının Türkiye’yi Arap dünyasıyla yakından ilgilenmeye teşvik ettiğinin altını çizdi.
Aydın, Türkiye’nin son yıllarda bağımsız politikalar sonucunda Arap ülkeleri ile olan ilişkilerinde çok boyutlu ve geleceğe dönük bir dış politikayı rota edindiğini aktararak, Türkiye’nin her yönüyle Orta Doğu’da barış, istikrar ve refahın egemen olması için yürütülen çabalara güçlü ve aktif bir şekilde destek verdiğini bildirdi.
Türkiye’nin, Arap dünyası ile ilişkilerini karşılıklı ekonomik çıkarların ön plana alındığı bir düzleme taşıdığını ifade eden Aydın, şu ifadelerde bulundu:
“Arap ülkeleri ile Türkiye arasındaki mevcut ilişkilerin ve iş birliğinin güçlenmesi bizler için önem taşımaktadır. Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacmi son 15 yılda 5’e katlandı. Arap birliği ile ekonomik ilişkilerini en üst düzeye çıkarması Türkiye’nin ve Arap dünyasının lehine olacağı şüphesizdir. 2003 yılında 9 milyar dolar olan Körfez ülkeleri ile ticaretimiz 2018 yılının başlarında 46 milyar dolar seviyesine kadar çıkmıştır. Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki bu ticaretin yeterli olmadığını görüyoruz. Bu tarz etkinliklerle kısa sürede Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 100 milyar dolar seviyesine çıkacağına inanıyoruz. Bu tarz etkinliklerle birbirimizle olan ticaretimizi daha hızlı geliştireceğiz. Bizler samimiysek karşılıklı ticaretimizi 100 milyar dolara çıkarmak için bir yol buluruz. Müslüman coğrafyanın birer parçası olarak ticarette önceliği birbirimize vermeliyiz.”
“Türk ve Arap ülkeleri arasında köprü görevini sürdürüyoruz”
Türk Arap Ülkeleri İş Birliği Derneği Genel Başkanı Sabuhi Attar, TÜRAP olarak iş birliği toplantısında hedefleri pratik hayata geçirmek üzere toplandıklarını belirterek, ortak fırsat olanaklarını ve Türk ve Arap yatırımlarını birlikte hayata geçireceklerini dile getirdi.
Attar, TÜRAP olarak tarihi bir görev üstlendiklerini, ekonomik olarak güven ve huzuru sağlamak üzere kurulduklarını ifade ederek, Arap yatırımcılardan ve iş adamlarından da Türkiye ile irtibatlarını kesmemelerini istediklerini, kendilerine bedelsiz sunulan birçok hizmet olduğunu vurguladı.
Arap ülkelerinde olsun Türkiye’de olsun hukuki danışmanlıklar verdiklerini kaydeden Attar, “Arap ülkelerine etkili ve yapıcı ziyaretlerde bulunuyoruz. Türk ve Arap ülkeleri arasında köprü görevini sürdürüyoruz. TÜRAP olarak gereken bütün olanaklarını sizlere sunmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla Türk ve yabancı şirketlerinin TÜRAP ile görüşmelerine devam etmelerini istiyoruz. Danışmanlarımız gereken hizmeti vermeye hazırdır. Yatırım olsun, gayrimenkul alışverişi olsun bütün ihtiyaçlarınıza destek vermeye hazırız. Fuara, 1500 Arap şirketinin katılması bizim için bir övünç kaynağıdır. Fuara ayrıca 230 Türk şirketi de katılmıştır. Bu katılımlar uzun vadeli gelecek için önem arz ediyor. Önümüzdeki yıllarda ortak çalışmalarımızı artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.