Ekonomim.com yazarlarından Abdullah Tolu, bugünkü yazısında inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı boş arsa ve araziler için yüzde 2 vergili yeniden değerleme yapılıp yapılamayacağı konusunda Maliye ile inşaat sektörü arasında yaşanan hukuksal mücadeleye dikkat çekti.
Buna göre; Maliye, inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı boş arsa ve arazilerin emtia niteliğinde olması nedeniyle yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağı görüşünde. Buna karşın inşaat sektörü ise söz konusu arsa ve arazilerin taşınmaz niteliğinde olduğu ve yeniden değerlemeye tabi tutulması gerektiğini savunuyor.
Maliye’nin bu ısrarlı görüş ve uygulamasının yargıya taşınması üzerine ilk derece olarak verilen mahkeme kararı, sektör lehine! Bu, sektör açısından son derece önemli ve olumlu bir gelişme.
Kanuna Göre Hangi Taşınmazlar İçin Yeniden Değerleme Yapılamıyor?
Kanuna göre, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar için yeniden değerleme yapılamıyor (VUK Geçici Mad. 31, 31/7, geçici 32). Çünkü, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar yeniden değerlemenin kapsamı dışında bırakılmış bulunuyor.
Maliye, Tebliğlerle Kapsamı Biraz Daha Genişletti!
Maliye’nin yayınladığı üç Tebliğ ile, yeniden değerleme yapılamayacak taşınmazların kapsamını biraz daha genişlettiği görülüyor. (500, 530 ve 537 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri). Bu Tebliğlerde, Kanunda açıkça yararlanılamayacağı belirtilen “sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler”e ilave olarak, taşınmazlar ve amortismana tabi diğer iktisadi kıymetleri alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin de yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağı, boş arazi ve arsalar ile kapsama giren işletmelerin kiralamaya konu ettikleri iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulabileceği açıklanmışbulunuyor.
Maliye Verdiği Özelgelerle İnşaat Sektörünü Şok Etti!
Maliye, inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı bulunan boş arsaların bu şirketler için emtia niteliğinde olduğu, bu arsaların kayıtlarda “250- Arazi ve Arsalar” hesabında izlenmesinin bu durumu değiştirmeyeceği, söz konusu arsalar için yeniden değerleme yapılamayacağı şeklinde çok sayıda görüş bildirdi. (İstanbul VDB’nin 24.12.2021 tarihli ve 1163107, 01.02.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-71]-119677, 13.01.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-85]-49671, Bursa VDB’nin 04.08.2022 tarihli ve E-95462982-105[VUK.ÖZLG-2021-141]-182085 sayılı özelgeleri).
İnşaat sektörü, yeniden değerleme sorununu en çok gündeme taşıyan ve yeniden ihdas edilmesini talep eden sektör. Bunun nedeni ise, 2005 yılı sonrasında enflasyon düzeltmesinin gerekli şartların oluşmaması nedeniyle uzun yıllar uygulanamaması. İnşaat şirketlerinde yoğun şekilde yaşanan yeniden değerleme sorunu, sektörün STK’ları olan KONUTDER, GYODER ve İNDER tarafından birçok defa Maliye’ye aktarıldı ve ısrarla takip edildi. Bu sıkı takip meyvesini verdi ve vergili ve vergisiz yeniden değerleme düzenlemeleri hayata geçirildi.
Mahkeme İnşaat Şirketini Haklı, Maliye’yi Haksız Buldu!
Davaya bakan Vergi Mahkemesi, aktifine kayıtlı boş arsa ve arazi için yeniden değerleme işlemi yapan inşaat şirketini haklı, bu işlemi reddeden Maliye’yi ise haksız buldu: Kişilerin haklarının kısıtlanması ve belli bir haktan yararlandırılmasının sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemeler Kanunla yapılabilir, Tebliğlerle böyle bir kısıtlama yapılamaz!
Söz konusu kararın özeti ise şu şekilde:
“Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ile taşınmazların alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin, bu kapsamda yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağına ilişkin sınırlama getirilmiştir. Kişilerin haklarının kısıtlanmasını veya belli bir haktan yararlandırılmasının sınırlandırılmasını öngören düzenlemeler, Anayasasının “vergi ödevi”ne ilişkin 73. maddesi uyarınca “verginin kanuniliği” ilkesi gereğince ancak kanunlarla yapılabilir. Böyle bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması olanaklı değildir. Hakkın özüne dokunabilecek bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması söz konusu olamaz. Aksi düşünce; yani kanunla düzenlenmesi gereken bir konunun tebliğ ile düzenlenmesi, kuvvetler ayrılığı rejimine ters düşeceği gibi, fonksiyon gaspına da yol açacaktır. Bu durumda, kanunda öngörülmeyen bir sınırlama getiren tebliğe istinaden, davacı şirketin 7326 sayılı Kanuna göre yaptığı taşınmaz değerleme başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline (…) oy birliğiyle karar verildi.” (İstanbul 9. Vergi Mahkemesi’nin 03.03.2023 tarihli ve E. 2022/442, K.2023/641 sayılı kararı).