Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, İstanbul’da depreme dayanıksız konutların 3 milyon 800 bini bulduğunu vurguladı. Şimşek, çelik yapıların en dayanıklı sistem olduğunu söyledi.
Dünyada bilinen tüm depremlerde, çelik yapılar diğerlerine göre çok daha az hasar almış. Ancak Türkiye’deki yapıların çok azı çelikten oluşuyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığı’nın Mart 2023 raporuna göre, deprem bölgesindeki binaların yüzde 86.7’si, dairelerin ise yüzde 95.4’ü betonarme. Binaların sadece yüzde 2.4’ü çelik iken, yüzde 3.5’i yığma ve yüzde 3.6’sı prefabrik. Geriye kalan diğer kategorisinde ise ahşap, karma veya tanımlanamayan taşıyıcı sistemler yer alıyor.
Türk Yapısal Çelik Derneği’nin araştırması, bu yüzde 2.4’lük paya sahip çelik yapılardan herhangi birinin göçüp can kaybına sebep olmadığını gösteriyor. Örneğin, Hatay’ın merkezinde bulunan, modüler çelik yapı sistemiyle inşa edilen The Museum Hotel, hiçbir hasar almadan depremi atlattı. Ne yazık ki, Türkiye’de tüm çelik yapıların oranı betonarme binalara göre çok düşük, sadece yüzde 5.
Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapıların, depremin yaralarını daha çabuk sarabileceğini vurguladı. Şimşek, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, şimdiye kadar kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak -ki değil-, hâlâ İstanbul’da 3 milyon 800 bin deprem riski taşıyan konut var demektir” dedi.
Kaynak: Hürriyet