Binalarda enerji verimliliği, ısı yalıtımı ve mantolama Mersin’de masaya yatırıldı. EPSDER Başkanı Erdem Ateş, Türkiye’nin 2018’de ithal ettiği enerjiye ödediği bedelin 43 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Binalarda ısı yalıtım uygulamaları ile sadece 300 bin binanın yalıtılması durumunda 375 milyon metreküp doğalgaz tasarrufu, yani yaklaşık 610 milyon TL tasarruf elde edilebiliriz” dedi.
Mersin’de, EPS Sanayi Derneği (EPSDER) tarafından Teknopanel desteği ile “EPS Sanayi ve Paydaş Kurum Buluşmaları” toplantısı düzenlendi. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıda, binalarda enerji verimliliği, ısı yalıtımı ve mantolama konuları ile EPS’nin (genleştirilmiş polistiren sert köpük) farklı kullanım alanları tüm detaylarıyla ele alındı. Bölgedeki tüm paydaş kurumları ve ilgilileri bir araya getiren toplantıya, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Başkanı Sabri Tekli ile Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci de katıldı.
“İnşaat ve yapı malzemeleri sektörlerinde ciddi daralmalar yaşanıyor”
Buluşmanın açış konuşmasını yapan EPSDER Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Ateş, 2018’de Türkiye’de ve dünyada baş gösteren ekonomik gelişmelerin ve sorunların 2019’da giderek arttığına işaret etti. Ateş, döviz kurlarında meydana gelen dalgalanmalar, yüksek kredi ve mevduat faiz oranları, enflasyonun yüksek gitmesi ve global ticaret savaşları gibi birçok etken nedeniyle özellikle EPS sektörünün hitap ettiği inşaat ve yapı malzemeleri sektörlerinde de ciddi daralmalar yaşandığına dikkat çekti. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2019’un ilk çeyreğinde Türkiye’de inşaat sektörünün yüzde 9,3, Türkiye ekonomisinin yüzde 2,4; ikinci çeyrekte ise inşaat sektörünün yüzde 12,7, Türkiye ekonomisinin de yüzde 1,5 oranında küçüldüğünü belirten Ateş, “Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği verilerine göre ise 2018 ve 2019 yıllarının ilk 6 aylık periyotlarını karşılaştırdığımız zaman yurt içi inşaat malzemesi satışlarının yüzde 22,6 azaldığını görüyoruz. Yine aynı dönemde alınan inşaat ruhsatı sayısının yüzde 40’a düştüğünü görüyoruz. Yaşanan tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen 1 Ocak 2020’de zorunlu hale gelmesini beklediğimiz Enerji Kimlik Belgesi, ülkemizdeki yalıtım bilinci ve kullanılan ısı yalıtım malzemesi kalınlıklarının geçmiş yıllara göre artıyor olması, TSE 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardının revizyonu çalışmaları, yürürlüğe giren binaların korunması hakkındaki yönetmelik ve altyapı projelerinde artık hayata geçen GEOFOAM uygulamaları gibi gelişmeler sektörümüzün ve ülkemizin önündeki en büyük fırsat” diye konuştu.
“Isı yalıtımı, sadece soğuktan korunmak için değil, sıcaktan korunmak için de gereklidir”
Özellikle Türkiye’deki sağlıksız ve konfordan yoksun yapı stoku, ısı yalıtım bilincinin hala düşük olması, mevzuatlardaki yetersizlikler ve ekonomik durum ile cari açık göz önüne alındığında, Türkiye için enerji verimliliği ve ısı yalıtımının çok büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Ateş, “Isı yalıtımının sadece soğuktan koruduğuna dair yanlış bir kanı var. Halbuki binalarda ısı yalıtımı, Mersin ve Akdeniz bölgesi gibi yaz aylarının çok sıcak geçtiği yerlerde bizi sıcağa karşı da korur. Isı yalıtımı, kışın doğalgaz gibi ısıtma giderlerimizde, yazın ise elektrik gibi soğutma giderlerimizde çok ciddi tasarruf sağlama potansiyeline sahiptir” ifadelerini kullandı.
“Binaların tükettiği enerjide senelik artış yüzde 17 civarında”
Türkiye’de enerji tüketiminin her geçen yıl arttığını kaydeden Ateş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının verilerine göre, 2017’de ülkede tüketilen enerji miktarının 2016’ya göre yüzde 6,8 artarak 111,5 milyon ton eşdeğer petrol seviyesine ulaştığını söyledi. Ateş, “Ne yazık ki, enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 75’ini ithal ediyoruz. İthal ettiğimiz enerjiye ödediğimiz bedeller, 2016’da 27,2 milyar dolar, 2017’de 37,2 milyar dolar ve 2018’de 43 milyar dolara ulaştı. Tükettiğimiz bu enerjinin yüzde 35’ini de bina ve hizmetler sektöründe kullanıyoruz. Bu, sanayinin de önüne geçerek en büyük enerji tükettiğimiz alan haline geldi. Binaların tükettiği enerjide senelik artış ise toplam enerji tüketimindeki artışın çok üzerinde ve yüzde 17 civarında. Özellikle konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amaçlı olarak kullanılıyor. Doğru malzeme, mevcut mevzuatlarımıza uygun ısı yalıtım malzemesi kalınlığı ve doğru uygulama ile bu enerji miktarından yüzde 50 tasarruf etmemiz mümkün” şeklinde konuştu.
“300 bin binaya ısı yalıtımı yaparsak, doğalgazdan senede 610 milyon TL tasarruf ederiz”
Ekonomik olması, tasarruf potansiyeli, kolay uygulanabilir olması ve kendini 2-3 senede amorti edebilmesi dolayısıyla ısı yalıtımının en etkin enerji verimlilik ve tasarruf yöntemi olduğunu vurgulayan Ateş, bugün Türkiye’deki binaların yüzde 80’inin halen enerji verimsiz durumda olduğunu belirtti. Türkiye’de kentsel dönüşüme girmeyecek 5 milyon 600 bin konut olduğu bilgisini veren Ateş, şöyle devam etti: “7 milyon konutun da kentsel dönüşümü planlanıyor. Bizler, ülke olarak kentsel dönüşüme girmeyecek 5 milyon 600 bin konutun her yıl yüzde 5’ine, yani 300 binine mevcut mevzuatlarımıza göre ısı yalıtımı yaparsak, senede 375 milyon metreküp doğalgaz, yani yaklaşık 610 milyon TL tasarruf elde edilebiliriz. Isı yalıtım malzemesini de gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarırsak, bu tasarruf iki katına çıkabilir. Buna bir de kentsel dönüşümü düşünülen 7 milyon konutun yeni revize edilecek mevzuatlara göre dönüştürüldüğünü hesaba katarsak rakamlar çok ciddi boyutlara ulaşacaktır ve cari açığımız açısından da çok önemli bir seviyeye geliriz.”
“Mevcut mevzuatların revize edilmesi gerekiyor”
Sektörün beklentilerini de dile getiren Ateş, gelişmiş ülkeler seviyesinde yasal mevzuatlara ve son kullanıcıya sağlanan imkanlara sahip olmaları gerektiğinin altını çizdi. Mevcut ısı yalıtımı mevzuatlarının revize edilmesini isteyen Ateş, “Mevcut mevzuatlarımızı sadece yeni yapılan binalar için değil, yapı stokumuzu da kapsayacak şekilde revize etmeliyiz. Ayrıca, son tüketiciye yönelik uzun vadeli, düşük faizli kredi olanakları sunmayı, vergi muafiyetleri ve indirim yapmayı bir devlet politikası haline getirmemiz de gerekiyor” dedi.
Tekli: “4’üncü OSB bitmek üzere, 6 tane OSB’miz de yapım aşamasında”
MTOSB Başkanı Sabri Tekli ise Mersin’in potansiyeli yüksek bir kent olduğunu, sanayisinin yükselmesinin de hız kazandığını söyledi. Mersin’in, önümüzdeki süreçte 10 tane OSB’ye sahip olacak bir kent olduğunu vurgulayan Tekli, “Mevcutta şu an 4’üncü OSB bitmek üzere, 6 tane OSB’miz de yapım aşamasında. Özellikle fabrikalarımızın büyümesi, ülkemizin geleceğindeki üretim hatlarının büyümesi demektir. Önce üretimi, daha sonra da yaşam kalitemizi planlamamız gerekiyor. Biz şu an yaptığımız çalışmalarla ciddi bir noktadayız. Dünya bunun farkında. Ciddi anlamda büyüyebiliyoruz, çünkü büyümek zorundayız. Üretimde durmak yok” diye konuştu.
“Yılbaşına kadar kampanya başlattık”
Yatırımcılara çağrı yapan Tekli, önemli olanın, OSB’leri kurmak ve büyütmek olduğunu dile getirerek, “Biz, bu uğurda Mersinimize birçok şeyi kazandırdık, kazandırmaya da devam ediyoruz. Özellikle OSB’de 3’üncü bölgemizde birkaç yerimiz kaldı. Yatırım yapmak isteyen firma temsilcilerimize memnuniyetle arsalarımızı gezdirebiliriz. Yılbaşına kadar kampanya başlattık. Şu an 3’üncü bölgemizde 33 parselin altyapısı bu yıl sonu itibariyle tamamlanıyor ve inşaat anlamında ciddi yatırımlar var” ifadelerini kullandı.
Tekli, ısı yalıtımı sektörünün, Türkiye’ye sağlıklı bir yaşam sunmak için çalıştığını da kaydederek, emekleri için sektör temsilcilerine teşekkür etti.
Konuşmaların ardından Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uzun ile EPSDER Genel Sekreteri Murat Kenet sunum yaptı.