Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) 2023 Nisan ayı Sektör Raporu’nu yayımladı. Buna göre inşaat malzemeleri sanayi üretimi şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,3 azaldı.
Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan verilere göre; 2023’ün şubat ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 azaldı. İnşaat malzemeleri sanayisindeki 22 alt sektörün 15’inde üretim gerilerken 7’sinde ise üretim arttı. En yüksek artış yüzde 35,6 ile metal kapı ve pencere sektöründe yaşanırken, ikinci sırada yüzde 23,3 artış ile ahşap inşaat malzemeleri, üçüncü sırada ise yüzde 15,3 ile elektrikli aydınlatma ekipmanları yer aldı.
Depremin Olumsuz Etkileri Sektöre Yansıdı
Şubat ayında üretimde en yüksek gerileme yaşanan alt sektör yüzde 30,8 ile demir çelikten inşaat ürünleri olurken, çimento üretimi de yüzde 27,6’lık düşüşle ikinci sırada yer aldı. Parke ve yer döşemeleri yüzde 19 ile en çok düşüş görülen üçüncü sektör oldu. Yüzde 16,6 ile seramik kaplama malzemeleri ise dördüncü sırada yer aldı.
Deprem afeti ile öncelikle deprem bölgesinde yer alan inşaat malzemeleri üretimi büyük ölçüde durdu. Diğer bölgelerde de gerilemeler yaşandı. Raporda, şubat ayında meydana gelen depremlerin üretim üzerindeki bu olumsuz etkisinin mart ayından itibaren azalmaya başladığı belirtildi.
Dünya ve Türkiye ekonomisinin değerlendirildiği ‘Sektörel Ekonomi Gündemi’ toplantısında görüşlerini paylaşan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Önümüzde çok büyük belirsizlikler içeren hem ülkemizde hem de yurtdışından gelen etkilerle yönümüzü bulmakta zorlanabileceğimiz, tahmin gücümüzün zorlandığı, geçmişe bakarak projeksiyon yapma imkanımızın daraldığı bir süreçteyiz.” dedi.
İhracat Rekoru Kırıldı
İnşaat sektörünün Türkiye ekonomisi için önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Küçükoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemi belirsiz hale getiren pek çok sebep var. Bu sebeplerden Dünya ekonomisinin nasıl değişeceği, politikalarının nerelere evrileceği gibi faktörleri önceden tahmin etmemiz gerekiyor. Diğer yandan da ülkemizdeki ekonomi politikalarının ve seçim etkisinin, önümüzdeki dönemde ekonomimizi ve sektörümüzü nasıl etkileyeceği de son derece önemli. Tüm bu faktörleri önceden tahmin edebilirsek ve hazırlıklarımızı bu doğrultuda yaparsak hem sektörümüz hem de ekonomimiz adına daha büyük katkı sağlayacağımıza inancımız tam.
Sektörümüz, inşaat endüstrisinin sanayi tarafını temsil ediyor ve ülkemizin dış ticaretine, istihdam ve büyümesine olan katkısıyla müteahhitlik, mimarlık, gayrimenkul ve teknik müşavirlik sektörlerinden ayrışıyor. Bu kapsamda 2022 yılında 33,74 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat rakamlarına baktığımızda, tüm zamanların ihracat rekorunu kırdığımızı görüyoruz. Özellikle yılın ikinci yarısında yaşanan resesyon endişeleri ve pazarlardaki yavaşlamalar yıllık ihracatın 35 milyar doların üzerine çıkmasına engel oldu. Ancak buna rağmen 12 ayın tamamına bakıldığında sektörümüz adına Türkiye İMSAD Dış Ticaret Endeksi’nin ölçülmeye başlandığı 2013 Ağustos ayından bu yana ihracat rekoru kırıldı. Türk inşaat malzemesi sanayisi kapasite bakımından gerek yurt içi gerek yurt dışı yüksek talebi karşılayacak güce ve inovatif anlayışa sahip. Bu nedenle önümüzdeki dönemde sektörümüzün çok daha iyi noktalara geleceğinin özellikle altını çizmek isterim.’’
‘’ABD ve Avrupa’da İnşaat Sektörünün Küçülmesi Bekleniyor’’
Toplantıda dünya ekonomisiyle ilgili görüşlerini paylaşan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise, “2023 yılına girdiğimizde dünya ekonomisinde yüksek enflasyon, sıkı para politikaları, yüksek yaşam maliyeti ve finansal istikrarsızlık gibi konularla mücadele ön plana çıktı. Bu kapsamda yılın ilk 5 ayının sonunda, küresel çapta uygulanan sıkı para politikalarının sonuç verdiğini, enerji krizinin çözüldüğünü ve enflasyonun düşme eğilimine girdiğini gördük.
Ancak, bu olumlu gelişmelere rağmen 2023’ün tamamında dünya genelinde ortalamanın altında bir ekonomik büyüme öngörülüyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da inşaat sektörünün küçülmesi bekleniyor. Bu durumun yaşanmasında, konut kredi faizlerindeki artış ile konut yapı ruhsatı sayısının azalmasının etkilerini görüyoruz. Türkiye’deki inşaat malzemeleri ihracatının büyük bir bölümünü kapsayan bu bölgelerdeki küçülme beklentisi, sektörümüzün ihracatı açısından olumsuz bir durum yaratıyor.
Makroekonomik göstergeler, ülkemizde kontrollü para/kur politikalarının uygulandığını gösteriyor. Bunun sonucunda da Türkiye’deki dış ticaret açığı 120 milyar dolara, cari açık ise 55 milyar dolara yükseldi. Ancak söz konusu olumsuz tabloya rağmen ekonomik büyüme yüzde 4 seviyesinde seyrediyor.” şeklinde konuştu.