“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 12

Yapı Ruhsatı Verilen Binaların Yüzölçümü Yüzde 33,4 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak-Mart dönemine ilişkin yapı izin istatistiklerini açıkladı. Verilere göre, yapı ruhsatı verilen binaların yüzölçümü yüzde 33,4 arttı.

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı I. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı %19,9, daire sayısı %35,5 ve yüzölçüm %33,4 arttı.

Toplam yüzölçümün %51,2’si konut alanı olarak gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2024 yılı I. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüzölçümü 36,1 milyon m² iken; bunun 18,5 milyon m²’si konut, 10,0 milyon m²’si konut dışı ve 7,6 milyon m²’si ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En yüksek yüzölçüm payı %64,6 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu

Belediyeler tarafından 2024 yılı I. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 23,3 milyon m² ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 3,6 milyon m² ile sanayi binaları ve depolar izledi.

Yapı kullanma izin belgesi verilen binaların yüzölçümü %45,3 arttı

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı I. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı %41,2, daire sayısı %38,5 ve yüzölçüm %45,3 arttı.

Toplam yüzölçümün %54,3’ü konut alanı olarak gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2024 yılı I. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların toplam yüzölçümü 36,7 milyon m² iken; bunun 19,9 milyon m²’si konut, 8,9 milyon m²’si konut dışı ve 7,9 milyon m²’si ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En yüksek yüzölçüm payı %68,5 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu

Belediyeler tarafından 2024 yılı I. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 25,2 milyon m² ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 2,5 milyon m² ile bir daireli binalar izledi.

2024 Yapı Fuarı’nda Bostik Türkiye Rüzgârı

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a katılan Bostik Türkiye, yurt içinden olduğu kadar yurt dışı ziyaretçilerinden de büyük ilgi gördü.

Fuarları yeni ürün tanıtımının yanı sıra pazar payını arttırmak için önemli bir platform olarak gördüklerini belirten Bostik Türkiye ve Merkez Asya Yapı Tüketici Departmanı İş Birimi Direktörü Bilgehan Türkkan:

“Bostik olarak yapı kimyasallarındaki güçlü varlığımızı bir kez daha ortaya koyduk. Bu prestijli organizasyon bize yenilikçi ürünlerimizi sergileme ve inşaat sektöründeki son trendleri paylaşma fırsatı sundu” dedi 

Ürün çeşitliliğiyle fark yaratan stantlarının fuar boyunca sektör profesyonellerinin ilgi odağı olduğunu söyleyen Bilgehan Türkkan, özellikle hibrit esaslı, çevre dostu ve yüksek performanslı yapıştırıcıların ve su yalıtım malzemelerinin dikkat çektiğini belirterek şunları anlattı: 

“Bu ilgi, hem mevcut müşterilerimizden gelen olumlu geri bildirimlerle hem yeni iş bağlantıları kurmamıza vesile olan toplantılarla pekişti. 2024 Yapı Fuarı, bizim için sadece bir sergi değil, aynı zamanda iş ağımızı genişletmek ve yapı/inşaat dünyasıyla yenilikçi yaklaşımlarımızı paylaşmak adına da önemli bir platform oldu. Bostik Türkiye olarak, gelecek projelerde iş birliği yapmayı sabırsızlıkla bekliyor ve müşterilerimize en iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam ediyoruz. Bu başarılı organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”

Ana Caddelerdeki Yüksek Yoğunluk Mağaza Kiralarını Artırıyor

Cushman & Wakefield | TR International tarafından hazırlanan 2024 yılı 1. çeyrek Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı raporuna göre, ana caddelerdeki yüksek dolulukla birlikte mağaza kiraları artmaya devam ediyor.

Fiziksel perakendeye olan yoğun talep, yılın ilk çeyreğinde de devametmiştir. Alışveriş merkezleri ve ana caddelerde, arzın kısıtlı olduğu perakende pazarında doluluk oranları önemli ölçüde yükselmiştir. Bu durum, İstanbul’un ana caddelerindeki birincil kira seviyelerinin hem Türk Lirası (₺) hem ABD Doları ($) bazında geçen yılın aynı dönemine göre %67’lik bir artış kaydetmesine sebep olmuştur. İstanbul Ana Caddeleri’ne ek olarak alışveriş merkezi kira seviyelerindeki artış eğilimi bu çeyrekte de devam etmiştir.

Ziyaretçi sayıları ve cirolar yükselişini sürdüyor

AYD/Akademetre tarafından sağlanan alışveriş merkezleri perakende verileri göz önüne alındığında; Şubat 2024’te alışveriş merkezi ciro endeksinde bir önceki yıla göre %114,6 ile Şubat ayı enflasyonu olan %67,07’nin üzerinde bir artış gözlemlenmiştir. Kategoriler bazında metrekare verimlilik endeksinde ise önceki yıla göre tüm kategorilerde belirgin bir artış kaydedilmiştir. Özellikle teknoloji kategorisi %139,2 oranında artış ile ilk sırada yer almıştır. Sonrasında yapı market, mobilya, ev tekstili, sinema gibi sektörleri içeren diğer kategorisi ise %118,7 ve yiyecek-içecek kategorisi %99,9 oranında artış ile teknoloji kategorisini takip ederken hipermarket kategorisi ise %71,9 oranında bir artış yakalamıştır. Şubat 2024’te bir önceki yıla göre ziyaretçi sayısı endeksinde ise %11,39’luk bir artış gerçekleşmiştir.

Öte yandan, TÜİK verilerine göre, takvim etkilerinden arındırılmış perakende satış hacmi ve cirosu Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla sırasıyla %25,1 ve %111,6 artış kaydetmiştir. Sektörlere göre satış hacminde en fazla artış %59 oranı ile çevrimiçi alışverişte kaydedilmiştir. Yine sektörlere göre perakende cirosunda ise %158,9’luk artış ile çevrimiçi alışveriş ilk sırada yer alırken, bilgisayar aygıtları sektörü %144,9 artışla onu takip etmiştir. Bununla beraber, tüketici güven endeksi Mart ayında 79,4 ile bir önceki aya göre %0,1 oranında artmıştır.

2024’ün ilk çeyreğinde hem caddeler hem de alışveriş merkezlerindeki yüksek doluluk oranları ile birlikte talep de yüksek seyretmiştir. Bu durumdan dolayı markalar ın boş mağaza bulmakta zorluk çektiği görülmüştür. Fakat kısıtlı arza rağmen markalar büyüme stratejilerini sürdürmeye, yeni konsept mağazalar açmaya ve yurt dışında büyümeye devam etmektedir. Mağaza boşluklarının azalması ve talepte yaşanan ivmelenmenin etkileri sürekliliğini korumaktadır.

Bu çeyrekte de birçok yabancı firma açtıkları yeni mağazalarla Türkiye pazarına giriş yapmaya devam etmiştir. Converse, Ankara Kentpark ve Maltepe Piazza AVM’de açtığı mağazalarla Türkiye pazarına giriş yaparken spor giyim perakende markası Champion, Türkiye’deki ilk mağazasını Akasya AVM’de açmıştır. Çevrimiçi alışveriş platformu KLAUD ilk fiziksel mağazasını Maltepe Piazza AVM’de açmıştır. Flying Tiger Copenhagen ise Karaca Grup ortaklığıyla Ekim ayında Türkiye’deki ilk mağazasını açacağını açıklamıştır. Öte yandan markalar konsept mağaza açma stratejilerini de sürdürmektedirler. Yargıcı Essentials, yeni konsept mağazasının açılışını Kozyatağı City’s İstanbul AVM’de gerçekleştirirken. Saat&Saat, yeni konseptli kiosk mağazasını Isparta Meydan AVM’de açmıştır. Ayakkabıcılık sektöründe ise Skechers’ın Skechers Kids konsept mağazasının açılışını Marmara Forum AVM’de gerçekleşirken; LC Waikiki’nin sadece ayakkabı modelleri içeren LCW Steps, Maltepe Park AVM’de açılmıştır. Son olarak bu çeyrekte Manisa Meydan AVMve Malatya City AVMolmak üzere iki AVM’nin açılışı gerçekleşmiştir.

Bu AVM açılışlarına ek olarak kapanan bazı alışveriş merkezleri arzın hem sayı hem de metrekare bazında azalmasına sebep olmuştur. Kapanan alışveriş merkezleri sonrası toplam arz 441 AVM ile 13,98 milyon m2 olarak kaydedilmiştir.

2024 yılının birinci çeyreğinde yatırımfaaliyetlerinde büyük çaplıyatırım işlemi olarak Abdi İpekçi Caddesi’nde 5 adet mağazanın 1.600 m2’lik satışı gerçekleşen işlemlerdir.

Orta ve uzun vadede yatırım faaliyetlerinin ivme kazanması beklenmektedir.

Genel görünüm

• Markalar yurt dışı mağaza açılışlarını sürdürmüştür. Kiğılı, globalde büyüme hedefi doğrultusunda, Cezayir’deki ilk mağazasını açarken DeFacto, Libya’daki ilk mağazasının açılışını ve Cezayir ve Gürcistan’daki mağazalarının açılışlarını gerçekleştirdi. İtalya’da D’S Damat Roma ve Milano’da iki yeni mağaza birden açmıştır. Giyim mağazalarına ek olarak yeme-içme sektöründeki markalar da yurtdışına açılmaya devametmiştir. Yurtdışında 4 şubesibulunan TavadaTavuk Avrupa’dakiilk şubesiniFransa’da açmıştır.

  • Geçici veya kalıcı olarak kapanan alışveriş merkezleri, stabil bir artışla seyreden alışveriş merkezi arzının azalmasına neden olmuştur. Alışveriş merkezlerinin kalıcı olarak kapatılma sebepleri mali zorluklarla karşılaşmaları sonucu yeniden fonksiyonlandırılmaları veya yeni projeler sebebiyle yıkılmalar ıdır. Ayrıca binaların deprem güvenliği standartlarını karşılayamaması nedeniyle güçlendirme çalış ması veya yıkım kararları alınması da diğer nedenler arasındadır. Bu çeyrekte kapatılan ve ofise dönüştürülmesi planlanan Sapphire, Artaş tarafından satın alındıktan sonra yerine konut projesi planlanan ve bu sebeple yıkımına karar verilen Profilo AVM kapanan ve fonksiyon değişikliğine uğrayan alışveriş merkezlerinin başında gelmektedir. Deprem bölgesinde yer alması sebebiyle güçlendirme çalışması yapılması planlanan Diyarbakır Palladium AVM ise geçici olarak kapatılmıştır. Bununla beraber, yapım aşamasında olan AVM’lerin tamamlanmasıyla birlikte 2024 yıl sonu itibariyle AVM sayısının 452’ye yükselmesi beklenmektedir.
  • Pandemi sonrası dönemle birlikte sektördeki iyileşmenin bu çeyrekte de devam etmesi sonucu alışveriş merkezlerindeki doluluk oranları ve ciro artışları dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, alışveriş merkezlerinin birincil kiralarında 2023 yılının ilk çeyreğine göre gözlemlenen %57,14’lük artış, perakende sektöründe hem üretici hem de tüketici talebindeki artış eğiliminin sürdüğünü göstermektedir.
  • Perakendeciler, tek kanalda satış yapmaktan çıkıp çoklu satış kanallarına yönelmektedirler. Bu yönelim, genellikle fiziksel mağazacılıktan e-ticarete geçiş ya da fiziksel mağazaları dijitalleştirme gibi stratejilerle gerçekleşmektedir. Bununla birlikte, online satış yapan perakendecilerin fiziksel mağazalara da genişleme stratejileri içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Örneğin Trendyol, ilk geçici (pop-up) mağazasını en fazla ihracat yaptığı şehir olan Riyad’da açmıştır. Çoklu kanal satışlarının 2024 yılının ilerleyen dönemlerinde de artarak büyüyeceği öngörülmektedir.

İnşaat Sektörü İkinci Çeyreğe Zayıf Başladı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2024 Nisan Ayı Raporu’nu açıkladı. Şubat ve mart aylarında pozitif tarafta tutunan Faaliyet Endeksi’nin nisan ayında eşik değerin altına gerilediğini ortaya koyan Rapor, Beklenti dışındaki endekslerin geçen yılın aynı ayına göre azaldığını ve faaliyetteki azalmanın önümüzdeki aylarda da devam edebileceğini gösterdi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2024 Nisan Ayı Raporu’na göre, şubat ve mart aylarında pozitif tarafta tutunan Faaliyet Endeksi nisan ayında eşik değerin altına gerilemiştir. Beklenti ve Güven Endekslerinin de aşağı yönlü hareket ettiği görülmektedir. Yılın ilk çeyreğinde, Beklenti ve Güven Endekslerindeki düşük değer, nisan ayında Faaliyette azalmaya neden olmuştur. Her 3 endekste yaşanan gerileme, Hazır Beton Endeksi’ni aşağı çekmiş durumdadır.

Geride bıraktığımız nisan ayında Beklenti dışındaki endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En fazla daralma Güven Endeksi’nde görünmektedir. Faaliyetteki azalış, Beklenti Endeksi’nin eşik değerin altında olduğu bilgisi ile birlikte okunmalıdır. Bu durumda Faaliyetteki azalmanın önümüzdeki aylarda da devam edebileceği öngörülebilir.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet Endeksi nisan ayında eşik değerin altına gerilerken Beklenti ve Güven Endeksleri de aşağı yönlü hareket etmiştir. Beklenti dışındaki endeksler de geçen yılın aynı ayına göre azalmıştır. Bu durumda, Faaliyetteki azalma önümüzdeki aylarda da devam edebilir.” dedi.

İnşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Yılın ilk 3 ayında ipotekli konut satışları %53 azalmıştır. İpotekli satışların adedi 58 binlerden 27 binlere kadar gerilemiştir. İlk 3 aydaki toplam konut satışları geçen yıl ile neredeyse aynı olup yalnızca %1,3 gerileme göstermektedir. Son dönemde iç talebi daraltmaya yönelik hamleler konut sektörünü de olumsuz etkileyecektir. Seçim sonrası döneme dair olumsuz beklentiler ortadan kalkmış olsa da, özellikle bankacılık sektörü aracılığıyla konut kredisi kullanımında faiz oranları ve kredi verme isteği açısından yaşanan sıkıntılar, inşaat sektöründe yeni projelere başlama isteğini azaltmaktadır.” dedi.

Emlak Yatırımlarında Blockchain İle Yeni Bir Dönem Başlıyor

Varlık Temelli Blockchain Projeleri, Mobil POS ve DeFi projeler üzerine odaklanan Miracle Technologies Group bünyesinde yer alan Miracle Estate, yenilikçi bir emlak projesini hayata geçiriyor. Miracle Estate’in blockchain temelli emlak satışı projesi, 2 yılda, yaklaşık yüzde 40 indirimle konut sahibi olma ve yatırım yaparak kazanma fırsatı sunacak.

Emlak ve turizm sektöründe ses getiren projelere imza atan Miracle Estate, geçtiğimiz günlerde yeni blockchain temelli emlak projesini duyurdu. Miracle Estate, blockchain ve teknoloji alt yapısı üzerine kurduğu bu projeyle uygun fiyatlarla konut sahibi olmak isteyenlere ve yatırımcılara benzersiz bir fırsat sunmaya hazırlanıyor.

Projenin temelinde Kuzey Kıbrıs’ta yer alan birçok emlak projesinden kripto ile konut satın alma fırsatı yer alıyor. Son dönemde, emlak yatırımı alanında dünyanın önde gelen merkezlerinden biri olan adada konut fiyatları hızla artıyor ve konut bulmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Miracle Estate bu ihtiyaçtan yola çıkarak, Miracle Group’un blockchain ve teknoloji altyapısını da arkasına alarak dikkat çekici ve güvenilir bir proje oluşturdu.

Miracle Estate, bu proje ile hayalinizdeki gayrimenkule Phoenic token ile ödeyerek, 2 yılda, yaklaşık yüzde 40 indirimle sahip olma fırsatı sunacak.

Miracle Estate Genel Müdürü Linda Hallberg proje ile ilgili şunları söyledi:

“Miracle Estate olarak insanların gayrimenkule avantajlı fiyatlarla ulaşmasını hedefledik. Kıbrıs’ın her bölgesinde yer alan onlarca projeden konutunuzu, evinizi, residansınızı seçebiliyorsunuz. Sonra ödemenizi Miracle Technologies Group tarafından geliştirilen Phoenic ile yapıyor ve 2 sene sonra gayrimenkulünüze kavuşuyor olacaksınız. Sunduğumuz konutların fiyatları piyasaya göre yaklaşık yüzde 40 daha uygun olacak. Bunu şöyle sağlıyoruz; Öncelikle toplu alım anlaşmalarımız sayesinde büyük bir indirim avantajı sunabiliyoruz. Ayrıca, grubumuzun teknoloji alt yapısı sayesinde konut alımlarını Phoenic üzerinden yapma fırsatı sunuyor, evin fiyatını sabitlemenizi sağlıyoruz. www.miracle-estate.com sitesinden satın alacağınız tüm gayrimenkullere 2 yıl içerisinde teslim garantisi veriyoruz. Bu proje üzerinden satın aldığınız konutlar 2 yıldan önce tamamlanırsa Phoenic ekosistemi’ne gelir getirecek şekilde değerlendiriyoruz. Node, Leveller, Exchange gibi Phoenic ekosistem ürünlerimiz de yine projeye ekstra kazanç sağıyor. Tüm bu avantajlar bir araya gelince bizim tüketiciye uygun fiyatları sunmamız sağlanmış oluyor. Piyasadaki fiyatlarla kıyaslayınca bu avantaj yüzde 40’a ulaşıyor. Üstelik Miracle Technologies Group tarafından geliştirilen, Phoenic Token’ın stabilitesini ve fiyat artışını desteklemiş oluyoruz. Bu da Phoenic yatırımcılarına yarıyor.” 

Kaynak: Emlak Dream

Polat Gayrimenkul, Satıştaki Daire Stoklarının Yaklaşık Yüzde 80’ini Sattı

Gayrimenkul sektörünün öncü oyunculardan Polat Gayrimenkul, yurt içi ve yurt dışı projeleri ile müşterilerinin beğenisine sunduğu  satıştaki daire stoklarının yaklaşık yüzde 80’ini sattı.

Türkiye’nin gayrimenkul sektörüne 65 yılı aşkın süredir değer katan markası Polat Gayrimenkul’ün  yurt içi ve yurt dışındaki projeleri yoğun ilgi görüyor. Polat Gayrimenkul’ün hali hazırda satışta olan, dördü İstanbul’da, ikisi ise Macaristan’ın Budapeşte kentinde bulunan  gayrimenkul projelerine hem türk hem de uluslararası alıcı ve yatırımcıların gösterdiği büyük ilgi neticesinde beklenenden çok daha hızlı tükenen  daire stoklarında  son %20 lik dilim  satışa sunulmuş durumda.

Piyalepaşa’nın Yeni Yüzü: Piyalepaşa İstanbul

Yurt içinde ve yurt dışında imza attığı her projenin temelinde, bulunduğu şehir, semt ve sakinlere değer katma ilkesini benimseyen Polat Gayrimenkul’ün İstanbul’daki en büyük projesi olan Piyalepaşa İstanbul aynı zamanda Türkiye’nin özel sektör eli ile yapılan en büyük kentsel dönüşüm projesi olma özelliğini taşıyor. Şehrin kalbinin attığı Beyoğlu’nda konumlanan Piyalepaşa İstanbul  konut, ofis binaları, alışveriş sokağı, ve gastronomi alanlarıyla bütünlüklü bir yaşam merkezi sunuyor. Toplam 989 daire ve rezidans bölümünden oluşan Piyalepaşa İstanbul, Piyalepaşa İstanbul’un açıkhavada alışveriş keyfi yaşatan Polat Piyalepaşa Çarşı bölümünde, her damak tadına uygun restoranlar, sanat galerileri ve seçkin mağazalar yer alıyor. Piyalepaşa İstanbul’da son  16 daire sahiplerini bekliyor.

Piyalepaşa İstanbul’un ikinci etabı olan Piyalepaşa İstanbul Premium ise 73 m²’den 129 m²’ye kadar değişen, 1+1, 2+1 ve 3+1’e dönüşebilecek çeşitli büyüklük ve tipte daireler ile farklı ihtiyaçlara yanıt veriyor. Toplam 4000 araçlık otoparkı, performans ve gösteri sanatları merkezi, oteli   ve çocuklara  özel oyun alanları ile yaşam kalitesini bir üst seviyeye taşımayı hedefleyen , temeli bundan yalnızca 9 ay önce atılan Piyalepaşa İstanbul Premium’da yer alan 348 dairenin yarısından çoğu daha temel atılmadan rezerve edilip satıldı.

Seçkin Semtlerin Dokusunu Yaşatan Projeler: Polat Akatlar ve Polat Levent Exclusive

Polat Gayrimenkul, Türkiye ve dünyadaki tüm projelerini öncelikle bölgenin mimari dokusuna değer katacak şekilde tasarlar ve projelerini tasarım aşamasından başlayarak, inşaat ve hizmet süreçlerine kadar her aşamasını doğa dostu uygulamalarla planlar. Bu yaklaşımıyla Polat Gayrimenkul konut projeleri, sadece estetik tasarımlarıyla değil, aynı zamanda çevreye duyarlılığıyla da öne çıkar.

Polat Akatlar, İstanbul’un kalbinde, İstanbul’un en nezih ve seçkin semti  Akatlar’da modern bir yaşam merkezi olarak yükseliyor. Geleneksel apartman kültürünü modern mimarisiyle birleştiren, Polat Akatlar’da 1+1, 2+1, 3+1 seçenekleri ile toplam 112 daire bulunuyor. Havuzlu terası, ticari alanları, güvenliği, sosyal yaşam alanları, otoparkı ve depo bölümleri ile şehrin gürültüsünden uzak ama şehrin tam kalbinde bulunan Polat Akatlar’daki dairelerin büyük bir kısmı şimdiden sahiplerini bulmuş durumda.

Polat Gayrimenkul’ün en yeni projesi olan, residansta müstakil yaşam lüksü sunan Polat Levent Exclusive ise, İstanbul’un merkezinde müstakil yaşam denilince ilk akla gelen ve villaları ile hemen her İstanbullunun hayranlığını kazanan Levent’te, semtin yaşam kültürüne uyum sağlıyor. Konutlar, home office’ler ve ticari birimlerden oluşan yapısı ve benzersiz mimarisi ile dikkat çeken Polat Levent Exclusive’de şu anda 41 konut sahiplerini bekliyor.

Macaristan’da İki Dev Proje

Polat Gayrimenkul’ün ilk yurt dışı projesi olan Duna Pearl, 75 milyon Euro yatırım ile Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yer alıyor. Göz alıcı konseptiyle Tuna’nın İncisi olarak anılan Duna Pearl, Budapeşte’nin en işlek bölgelerinden birinde konumlanıyor. Yaklaşık 45 bin metrekarelik alanda konut, otel ve mağazalardan oluşan LEED sertifikalı Duna Pearl’de yer alan toplam 193 dairenin %94’ü satılmış durumda.

Budapeşte’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi olan City Pearl ise 250 bin metrekarelik bir alanda 300 milyon Euro yatırımla hayata geçiriliyor. Avrupa’nın kalbine yapılan değerli bir yatırım niteliğinde olan City Pearl projesi, yeşil alanları, yüksek tavanlı daireleri, restoranları, kafeleri, fitness ve oyun alanları ile şimdiden şehrin içinde yeni bir şehir olarak anılıyor.  Çok etaplı karma bir proje olarak hayata geçmekte olan City Pearl ‘ün satışa sunulan ilk iki bloğundaki yer alan konutların ise %60’ından fazlası şimdiden satıldı.

Kaynak: Emlak Dream

Konut Fiyat Endeksi Yıllık Bazda Yüzde 52 Artış Gösterdi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan verilere göre Konut Fiyat Endeksi (KFE), 2024 Mart ayında bir önceki aya göre %1,2 artarken, önceki yılın aynı ayına göre %52,0 artış gösterdi.

Yapım yılı son iki yıl olan konutlar için hesaplanan Yeni Konutlar Fiyat Endeksi (YKFE) ise Türkiye genelinde, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %53,2 artışla 1.354,7 seviyesinde gerçekleşirken, yapım yılı son iki yılı aşan konutlar için hesaplanan Yeni Olmayan Konutlar Fiyat Endeksi (YOKFE) ise Türkiye genelinde %52,5 artışla 1.214,8 seviyelerinde gerçekleşmiştir.

Türkiye genelinde Birim Konut Fiyatları yıllık %46,5 artışla m2 başına 31.885  TL olarak hesaplandı.

Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı Raporu Yayımlandı

Cushman & Wakefield | TR International tarafından hazırlanan 2024 yılı 1. çeyrek Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı raporu yayınlandı.

OFİS PAZARI

Ekonomik dengesizliklere rağmen ofis piyasasında rüzgar tersine dönüyor

Yüksek enflasyon ve döviz kuru artışına ek olarak, arz kısıtlılığı nedeniyle talebin karşılanamaması, birincil kira fiyatlarında hem Türk Lirası (₺) hem ABD Doları ($) bazında artışların devam etmesine yol açmıştır. Bununla beraber ekonomik durgunluğa rağmen, gelecek beklentilerinin olumlu olması, ofis piyasasına pozitif yansımıştır ve işlem hacminde 2023 yılının ilk çeyreğine kıyasla önemli bir artış kaydedilmiştir. Merkezi iş alanı (MİA) bölgelerindeki boşluk oranı bu çeyrekte düşüşünü sürdürmüştür.​

PERAKENDE PAZARI 

Ana caddelerdeki yüksek doluluk birincil kiraları artırmaya devam ediyor

Alışveriş merkezleri ve ana caddelerde, arzın kısıtlı olduğu perakende pazarında doluluk oranları önemli ölçüde yükselmiştir. Bu durum, İstanbul’un ana caddelerindeki birincil kira seviyelerinin hem Türk Lirası (₺) hem ABD Doları ($) bazında geçen yılın aynı dönemine göre %67’lik bir artış kaydetmesine sebep olmuştur. İstanbul Ana Caddeleri’ne ek olarak alışveriş merkezi kira seviyelerindeki artış eğilimi bu çeyrekte de devam etmiştir.​

SANAYİ VE LOJİSTİK 

Birincil kiralarda yaşanan artış, sektörün hala güçlü bir talep ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir

İstanbul ve çevresinde kiralanan depo sayısına geçtiğimiz yıla kıyasla %50 azalmasına karşın metrekare bazında %200 artış kaydedilmiştir. Birincil kiralar ise yükselmeye devam etmiş ve bir önceki yılın aynı dönemine göre %18,75 artmıştır​.

İnşaat Sektörü İstihdam Oranı Yüzde 11,1 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak-Mart dönemine ait işgücü girdi endeksini açıkladı. Buna göre, inşaat sektörünün istihdam oranı yüzde 11,1 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,4 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 0,1, inşaat sektöründe yüzde 11,1 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 3,9 arttı.

Çalışılan saat endeksi yıllık yüzde 1,5 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,5 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 1,1 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 10,4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 1,5 arttı.

Brüt ücret-maaş endeksi yıllık yüzde 116,5 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 116,5 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 115,9, inşaat sektöründe yüzde 133,3 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 114,8 arttı.

İstihdam endeksi çeyreklik yüzde 0,9 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 0,1 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 2,4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 1,2 arttı.

Çalışılan saat endeksi çeyreklik yüzde 1,2 azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 azaldı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 2,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 2,1 arttı ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 1,1 azaldı.

Brüt ücret-maaş endeksi çeyreklik yüzde 29,9 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 29,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 28,7, inşaat sektöründe yüzde 36,7 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 29,7 arttı.

Saatlik işgücü maliyeti endeksi yıllık yüzde 98,3 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik işgücü maliyeti endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 98,3 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 94,2, inşaat sektöründe yüzde 106,3 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 101,9 arttı.

Saatlik kazanç endeksi yıllık yüzde 113,3 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 113,3 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 118,4, inşaat sektöründe yüzde 111,3 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 111,7 arttı.

Saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi yıllık yüzde 45,3 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 45,3 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 23,4, inşaat sektöründe yüzde 85,4, ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 61,8 arttı.

Saatlik işgücü maliyeti endeksi çeyreklik yüzde 32,5 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik işgücü maliyeti endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 32,5 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 33,0, inşaat sektöründe yüzde 33,8 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 32,5 arttı.

Saatlik kazanç endeksi çeyreklik yüzde 31,4 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 31,4 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 31,8, inşaat sektöründe yüzde 33,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 31,2 arttı.

Saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi çeyreklik yüzde 38,7 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi, 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 38,7 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 39,3, inşaat sektöründe yüzde 32,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 39,6 arttı.

Copa, İhracat Başarısını Bir Kez Daha Taçlandırdı

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından düzenlenen ve sektördeki en prestijli ödüllerden biri olarak kabul edilen “2023 İhracatın Liderleri” ödül töreninde, 2023 yılı “En Çok Panel Radyatör İhracatı Yapan 2. Firma” ödülünün sahibi Copa Isı Sistemleri oldu.

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 18 Nisan 2024 tarihinde Ankara’da düzenlediği Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ardından gerçekleştirilen “2023 İhracatın Liderleri” ödül töreninde, sektörde öne çıkan firmaları 23 farklı kategoride ödüllendirdi. Bu önemli günde, Copa Isı Sistemleri, “2023 Yılı En Çok Panel Radyatör İhracatı Yapan 2. Firma” ödülüne layık görülerek, üstün ihracat başarısını bir kez daha kanıtladı.

Uluslararası pazarlarda gerçekleştirdiği stratejik iş birlikleri ve güçlü dağıtım ağı ile müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sunan COPA, üretiminin yüzde 80’ini dört kıtada 40’tan fazla ülkeye ihraç ederek, yerli sermayenin gücünü uluslararası arenada göstermeye devam ediyor. İngiltere, Çin, Romanya, Almanya gibi önemli pazarlarda etkin rol üstlenen COPA, çalışmalarıyla küresel pazardaki etkinliğini ve sektördeki lider konumunu daha da güçlendirmeye devam edecek.

Fiyatlardaki Düşüşü Fırsata Çevirip Ev Sahibi Olmak İsteyenlere Sigorta Fırsatı

Özellikle son bir yıldır, yeni konut satışları devamlı şekilde düşse de, metrekare fiyatlarının da enflasyonunun altında kalacak şekilde gerilemesi, ev hayali kuranları heyecanlandırıyor. Fiyatların düşmeye başlamasını fırsata çevirmek isteyenler, yüksek faize rağmen ellerindeki birikimin üstüne konut kredi kullanarak ev alma planları yapıyor. Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş.’nin dijital platformu Olayinkolayi.com, konut sahibi olurken kredi kullanacaklara, maliyetlerden tasarruf ettiren avantajlar sunmaya devam ediyor. 

Ev sahibi olmak için kredi kullanacakların önünde, hayat sigortalı ve hayat sigortasız olarak iki farklı alternatif bulunuyor. Sigortasız seçeneğin faiz oranı daha yüksek olduğundan, kredi maliyeti de artıyor. Sigortalı teklifte ise, tüketicilerin karşısına kredi hayat sigortası maliyeti çıkıyor. Tüketicilerin kredi kullandıkları bankalar dışında, diledikleri sigorta şirketi üzerinden poliçe yaptırıp, bunu bankalara ve diğer finans kuruluşlarına ibraz etme hakları bulunuyor. Dolayısıyla kredi hayat sigortalarını Olayinkolayi.com isimli dijital platform üzerinden yaptırarak, konut yatırımlarını güvence altına almak isteyenler, poliçelerini, bankalara oranla %40’a varan indirimlerle online olarak satın alabiliyor. 

Konut kredisi kullanacaklar için ücretsiz asistanlık hizmeti de olayinkolayi’nda!

Hizmete girdiğinden bugüne milyonlarca kullanıcısına sigorta yolculuklarında destek veren olayinkolayi.com, sunduğu ücretsiz asistanlık hizmetiyle de tüketicilerin birçok sorusuna, hafta içi 09.00-18.00 saatleri arasında 0850 222 3466 numaralı Çağrı Merkezi numarası veya Whatsapp hattı üzerinden anlık yanıt vererek, kolay çözümler sunuyor. Ayrıca olayinkolayi.com’un hesaplama araçlarını kullananlar, gelirlerine göre ne kadar kredi çekebileceklerini kolayca belirlerken, emlakçı komisyonu, tapu harcı, taşınma masrafları gibi olası giderlerini de hesaplayabiliyor.

Türkiye Mimarlık Yıllığı 2023 sergisi, İPA Florya Tesisleri’nde kapılarını açtı

Mimarlık ve tasarım kültürüne katkı sağlamayı yönetim vizyonunun ayrılmaz bir parçası olarak gören Roca ve Arkitera Mimarlık Merkezi iş birliği ile gerçekleştirilen “Türkiye Mimarlık Yıllığı 2023” sergisi İPA Florya Tesisleri’nde ziyaretçilere kapılarını açtı. Türkiye içinde nitelikli yapıların görünürlüğünü sağlamak ve emek veren tasarımcıları onurlandırmak amacıyla gerçekleştirilen Türkiye Mimarlık Yıllığı’na girmeye hak kazanan 56 projeden 12’si tasarımcılar tarafından anlatıldı. Bu sene kültür miraslarının öne çıktığı sergi, 24 Mayıs tarihine kadar İPA Florya Tesisleri Hangar Binasında ziyaret edilebilecek.

Roca desteğiyle 2014 yılından bu yana Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenen Mimarlık Yıllığı, tasarımcıların mimarlığa olan katkılarına dikkat çekerken, Türkiye’deki mimarlık ortamının çıktılarını tartışmaya açıyor.  Türkiye’de son bir yılda üretilen yapıların incelenmesi için İPA (İstanbul Planlama Ajansı) ev sahipliğinde Florya Hangar Binası’nda açılan Türkiye Mimarlık Yıllığı Sergisi’nde, bu yıl 158 proje arasından 56’sına yer verildi. Yerli ve yabancı tasarımcılar tarafından tasarlanan 24 mimari, 13 iç mekan, 6 kentsel tasarım/peyzaj, 8 koruma/onarma ve 5 geçici strüktür/enstalasyon projesinin yer aldığı sergi, açılış öncesinde ise 12 proje sunumuna ev sahipliği yaptı.

Yıllığa girmeye hak kazanan 12 proje konuşuldu

Son bir yıl içinde tasarlanan ve özellikle kültür miraslarının ön plana çıktığı 12 projenin tasarımı ve yapım süreçleri anlatıldı. İlk proje sunumu, Bakırköy’de yer alan ve Per Se Mimarlık tarafından yeniden işlevlendirilen Baruthane-i Amire ile başladı. Ali Derya Dostoğlu ve Uğur Özer’in anlatımıyla gerçekleştirilen sunumda; projede eski ile yeninin ayrışmasına özellikle dikkat edildiği vurgulandı. EMR Mimarlık Ofisi tarafından özgün yapısına zarar vermeden restorasyon çalışmaları gerçekleştirilen Ayvalık Rahmi Koç Müzesi ise mekansal bütünlük ve müze fonksiyonu açısından ele alındı. GIRIFT tarafından Gaziantep’te kurulan fırın ve kahveci Fırın’o Artisan Bakery, Mezopotamya’nın tahıl kültürü ve günümüz teknolojisiyle birleştirilen tasarımı bakımından değerlendirildi. Jeyan Ülkü Mimarlık tarafından, çalışanlarının taleplerini karşılayabilmek için neredeyse bir kamusal alanı anımsatan “Üniversite” kampüs tipolojisinin esas alınarak tasarladığı Good Job Games projesi de, spor salonu, PS odası, soyunma odaları, duşlar, kafe ve uyku odalarının tasarımlarıyla öne çıktı. 

Genç mimarlar ve mimarlığa meraklı katılımcılar tarafından büyük bir ilgi gören sunumlarda anlatılan diğer projeler ise Haliç Köprüaltı Spor Odağı ve Kıyı Bağlantısı, Çatalhöyük Ziyaretçi Merkezi, Çanakkale Anten Kulesi, Kalyon Karapınar 1.350 MWp GES / Merkezi Kontrol Binası, Seddülbahir Kalesi, Volu-te Mikro Yaşam Birimi, Rubrum Ofis oldu.

Etkinlik sonunda, Ali Derya Dostoğlu, Uğur Özer, Ali Emrah Ünlü, Gözde Aytaç, Arman Akdoğan, Selin Sözer Halimoğlu, Emrah Halimoğlu, Ahmet Yaymanoğlu, Nur Gülgör, Arzu Özsavaşçı (AOMTD), Y. Burak Dolu (KOOP), Pınar Kesim Aktaş (caps.office), Kemal Serkan Demir, Begüm Yılmaz Bilgin, Caner Bilgin Bilgin, Ervin Garip, Banu Garip, Jeyan Ülkü, Ece Ünübol ve Deniz Dilan Kara, açık oturumda projeleriyle ilgili soruları yanıtladı.

Projeler arasında İstanbul, Balıkesir, Antalya, Bursa ve Çanakkale ön plana çıktı

Yıllığa girmeye hak kazanmak için başvuran 158 proje; Şebnem Yalınay Çinici, Durmuş Dilekci, Şule Ertürk ve Zeynep Hagur’dan oluşan seçici kurul tarafından değerlendirildi. Yıllıkta yer alan 23 tasarım ile projelerin yüzde 39,7’sine İstanbul ev sahipliği yaparken bu sırayı 5 proje ile Balıkesir, 4 proje ile Antalya, Bursa ve Çanakkale takip etti. Projelerin illere göre dağılımı toplamda 14 kenti kapsadı. Bu sene Mimarlık Yıllığı’nda yer alan projelerin büyük çoğunluğunu sergi mekanları, müzeler, etkinlik alanları oluşturuyor. 

“Mimarlık Yıllığı sergisi sektöre ilham oluyor’’

Mimarlık Yıllığı sergisinde konuşma yapan Roca Türkiye Genel Müdürü Salvador Lopez Oliva, “Roca olarak kurulduğumuz günden bu yana mimarlık ve tasarım kültürüne katkıda bulunmayı çok önemsiyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz her ülkede sürdürdüğümüz çalışmalar var. Bu yıl Arkitera’nın düzenlediği 4.kez desteklediğimiz Türkiye Mimarlık Yıllığı da bu anlamda sektörümüze ilham veren bir çalışma. Vizyonumuzla örtüşen mimarlık ve tasarım sektörüne katkı sağlayacak çalışmalara destek olmaya devam edeceğiz. ” diye konuştu.

Sektör Temsilcileri Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı Prosumer Expo’da Buluşuyor

22-24 Mayıs tarihleri arasında ATO Congresium’da ikincisi gerçekleşecek sürdürülebilir teknolojiler ve yenilenebilir enerji çözümleri üzerine odaklı en önemli etkinliklerden olan ProsumerExpo Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı, sektör temsilcilerini Başkent’te buluşturacak.

Sektörün en önemli etkinliklerinden biri olan Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı Prosumer Expo, 22-24 Mayıs tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürü Alper Güzel, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü ve ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ın katılımlarıyla ATO Congresium’da gerçekleştirilecek.

Geçen yıl ilk kez Ankara’da düzenlenen ve bu yıl ikincisi gerçekleşecek olan Prosumer Expo’da sektör bileşenlerinin yanı sıra güneş enerjisi, enerji depolama, elektrikli ulaşım ve araçlar gibi enerjinin ana konseptleri ile yenilenebilir enerji ve e-mobilite hakkındaki güncel teknolojiler, yeni trendler de yer alacak.

Dünyayı ve ülkemizi yakından ilgilendiren küresel ısınma ve iklim sorununa temiz enerji ile çözümler üretmeyi de amaçlayan ve sektörün en önemli etkinliklerinden biri olması beklenen Fuar hakkında bilgi veren Prosumer Expo Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tosun, ikinci kez düzenledikleri fuarınbu yıl daha da ileri taşınarak yeni konseptleri de barındıracağını söyledi.

Her yıl düzenlenmesi planlanan fuarın yenilenebilir enerji entegrasyonu, elektrikli araç şarj altyapısı ve sürdürülebilir şehir yaşamı konularında yenilikçi çözümler sunmayı amaçladığını vurgulayan Tosun şu bilgileri verdi:

“Prosumer Expo, Başkentimizin tek enerji fuarı olma özelliğine sahip. Bu önemli buluşma noktası için özellikle Ankara seçildi.Tüketicilere, tedarikçilere ulaşma imkanı ve yeni iş ortaklıklarına zemin hazırlamak için doğru ortamı oluşturmak; ayrıca yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isteyen yatırımcıların doğru üretici ve uygulayıcılarla bir araya gelmesi amaçlandı. Bunun yanında ülkemizde enerji konusunda sadece üretici ve hizmet veren firmaların dışında gerekli yasal düzenleme ve yönetmelik yayınlamakta olan kamu kurumları Ankara’dan yönetilmekte. Bu sebeple üretici ve hizmet sağlayıcı enerji firmalarımızın kamu ile entegrasyonunu sağlamak ve ülkemizin yenilenebilir enerji hedefleri doğrultusunda hızlıca yol almak için de fuarın adresi başkent olarak belirlendi.

 Fuarın sektör profesyonellerini, teknoloji meraklılarını, politika yapıcıları ve devlet erkanını bir araya getireceğini vurgulayan Tosun, “Fuar, önemli kurum ve kuruluşları bir araya getirirken; hızla gelişen yenilenebilir enerji ve elektrikli mobilite sektörlerindeki son trendler, teknolojiler ve politikalar hakkında bilgi alışverişinde bulunmaları için de bir platform sunuyor. Fuar süresince katılımcılar çeşitli seminerler, panel tartışmaları ve ağ oluşturma fırsatları ile sektördeki yenilik ve son gelişmeleri keşfetme fırsatına da sahip olacaklar” dedi.

Prosumer Expo’nun, enerji sektörü profesyonelleri, akademisyenler, hükümet yetkilileri, devlet erkanı yanı sıra sürdürülebilir teknolojilere ilgi duyan herkese açık olduğunu ifade eden Tosun, etkinliğin aynı zamanda çeşitli teknoloji sağlayıcılarına ve start-up’lara yeniliklerini sergileme ve iş birlikleri kurma imkanı tanıyacağını da sözlerine ekledi.

İnşaat Maliyetleri Sekiz Yılda 13.6 Kat Arttı

Uzun yıllar ekonominin lokomotifi konumundaki inşaat sektörü, oluşan konut fazlası, buna karşılık yüksek faizler yüzünden baskılanan talep nedeniyle girdi maliyetlerindeki aşırı artışı fiyatlarına yansıtamıyor.

TÜİK verilerine göre 2016 başından Mart 2024 sonuna kadar olan dönemde TÜFE bazında birikimli enflasyon yüzde 693,8 (7 kat) olurken, inşaat maliyetlerindeki artış yüzde 1.361,4’e (13,6 kat) ulaştı. Bu dönemde inşaat sektöründe özellikle malzeme fiyatları aşırı hızlı bir artış gösterdi. Malzeme maliyetlerindeki yüksek oranlı artışta ise özellikle son yıllarda çarpıcı bir vizyon ve konsept değişimi yaşanan inşaat sektöründe nitelikli malzeme kullanımının ve ithal girdinin payının artması etkili oldu.

Dünya Gazetesi’nden Naki Bakır’ın haberine göre; maliyetlerdeki hızlı yükselişin caydırıcılığı ile yeni inşaatına başlanan konut sayısında özellikle 2018’den itibaren belirgin bir düşüş yaşandı. Dar ve orta gelirli kesimin konut alma imkanının diplere inmesi nedeniyle sektör daha çok üst gelir grubuna hitap eden projelere yöneldi. Buna bağlı olarak alınan inşaat ruhsatları kapsamındaki binalarda daire sayısı da azaldı. 2017 yılında 1 milyon 405 bin 447 dairelik 161 bin 921 bina için inşaat izni alınmıştı.

İnşaat izni alınan bina sayısı 2018’de 104 bin 509’a, 2019’da ise 56 bin 308’e kadar düştü. İzleyen dönemdeki görece toparlanmayla bu sayı 2020’de 96 bin 204’e, 2021’de 138 bin 449’a yükseldi. 2022’de 127 bin 885’e düşen inşaat ruhsatı sayısı 2023’te de 138 bin 270 adette kaldı. 2023’te ruhsat alınan binalardaki daire sayısı 843 bin 77 adetle 2017’deki sayının neredeyse yarısı düzeyinde kaldı. 2014’te 124 bin 510 olan yapı kullanım (oturma) izni alınan bina sayısı da 2018’de 100 binin altına, 2023 itibarıyla 86 bin 654’e düştü. Oturma izni alınan binalarda 2018’de 894 bini aşan daire sayısı da 2023’te 533 bin 375’te kaldı.

100 Metrekarelik Konutun Ortalama Fiyatı 3.2 Milyon TL’ye Ulaştı

Merkez Bankası’nın Konut fiyat endeksine göre piyasadaki durgunluğa rağmen Türkiye genelinde 100 metrekare bir konutun ortalama satış fiyatı Mart 2024 itibarıyla son bir yılda yüzde 52 artışla 3 milyon 188,5 bin liraya ulaştı.

Ortalama konut satış fiyatı İstanbul’da 4 milyon 601,3 bin, Ankara’da 2 milyon 503,8 bin, İzmir’de 3 milyon 672,7 bin lira olarak ölçüldü. Üç büyük il içinde ortalama konut fiyatları son bir yılda da en düşük artışı yüzde 40,4’le İstanbul’da kaydetti. Yıllık bazda en yüksek artış ise yüzde 63,9’la Ankara’da gerçekleşti. Ortalama konut satış fiyatlarında yıllık artış İzmir’de de yüzde 49,5 olarak belirlendi.

Yıllık artışının görece düşük kalmasına rağmen, konut fiyatları İstanbul’da açık farkla diğer iki büyük kenttekinin çok üzerinde seyrediyor. Tabakalanmış Ortanca Fiyat yöntemiyle hesaplanan birim fiyatlara göre belirlenen ortalama konut satış fiyatlarında, düşen talep dolayasıyla son bir yılda yavaşlayan artışların enflasyonun altında kaldığı, ancak buna rağmen konut satışlarının düşmeye devam ettiği dikkati çekiyor.

Gayrimenkulde Yabancı Yatırımcılara İhtiyaç Var

Emlak Uzmanı Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Ülkemize gelen döviz yatırımlarının yüzde 40’a yakını gayrimenkul sektöründen geliyor. Ülkemizin döviz ihtiyacı nedeniyle de yabancılara gayrimenkul satışına çok ihtiyacımız var. Uluslararası yatırımcı ile göçmenlerin karıştırılarak bunların siyasi gündemde yer alması bu konuda biz pazarlama firmalarının işini önemli derecede zorlaştırıyor” dedi.

Bu yıl 16’ncısı düzenlenen Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi 18 – 19 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşti. Fuara Altın Emlak Global de katılım gösterdi.  Gayrimenkul sektörünün buluştuğu fuara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Konut üreticileri, acenteler, alıcı-satıcı ve yatırımcıların bir araya geldiği 16’ncı Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi JNR Fuarcılık tarafından İstanbul’da gerçekleşti. İlk gün gerçekleşen Gayrimenkul Zirvesinde sektöre ilişkin önemli oturumlar gerçekleştirildi. Zirve sonrası B2B ve BTC görüşmelerinde Katar, Kuveyt, Bahreyn, BAE, Umman, Ürdün, Suudi Arabistan başta olmak üzere Azerbaycan, Fas, İran, Irak, İngiltere, Hollanda, Almanya, Rusya, Afganistan, Ukrayna, İsveç, Mısır, Yemen, Filistin, Bosna ve Çin gibi ülkelerden gelen yatırımcılar, acenteler ve bireysel alıcılar Türk Gayrimenkul firmalarıyla buluştu. Fuar alanında da birçok firma projelerini tanıttı” dedi.

Uluslararası Gayrimenkul Yatırımcısına İhtiyacımız Var 

Zirvede söz alan ve yabancılara konut satışı hakkında bilgiler veren Özelmacıklı, “Yabancılara konut satışında önemli bir düşüş görüyoruz. Özellikle TÜİK istatistiklerinde yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,4 azalarak 6 bin 957 oldu. Toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı aynı dönemde sadece yüzde 2 olarak gerçekleşti. Aslında ülkemize gelen döviz yatırımlarının yüzde 40’a yakını gayrimenkul sektöründen geliyor. Ülkemizin döviz ihtiyacı nedeniyle de yabancılara gayrimenkul satışına çok ihtiyacımız var. Uluslararası yatırımcı ile göçmenlerin karıştırılarak bunların siyasi gündemde yer alması bu konuda biz pazarlama firmalarının işini önemli derecede zorlaştırıyor” şeklinde konuştu.

Yabancıya Gayrimenkul Satışı Tekrar Yükseltilebilir

Ülkemizde konut yatırımcılarının sadece yüzde 15’inin vatandaşlık amacı ile konut aldığını da ifade eden Özelmacıklı, “Uluslararası gayrimenkul yatırıcıları için ülkelerin rekabeti her geçen gün arıyor. Bizlerin bu kapsamda vatandaşlık programları dışında Altın Vize gibi yenilikçi programlara ihtiyacımız var. Ülkemizde bürokratik engellerin kaldırılması, süreçlerin hızlandırılması, şeffaflık, korucu sistemler geliştirilmesi gibi eksiklerimizi hızla tamamlamamız gerekiyor. Ayrıca satış sonrası hizmet eksikliklerimizi giderilmeli, firmaların lisanslanması ve danışmanların sertifika programlarını geliştirmeliyiz. Kurumlarımızın da bu konuyu etkin bir şekilde ele alması, bunun bir milli politika olarak görmesini sağlamalıyız”diye konuştu

Fuarda Keleş Center Projesi İle Yer Aldık
Fuara Altın Proje olarak pazarlama ve satış süreçlerini yürüttükleri Keleş Center projesi ile katıldıklarını belirten Özelmacıklı “Keleş Center projesi, sektörde 30 yılı aşkın tecrübesi ile faaliyet gösteren Keleş İnşaat’ın tamamladığı yeni bir yaşam alanı. 120 bin m2 toplam inşaat alanına sahip projede toplam 498 daire ve 37 işyeri bulunuyor. Sefaköy E-5 kenarında, Küçükçekmece Adliye Sarayı yanındaki projede fuara özel kısa bir süreliğine 30 ay vade ve 0 faizle hemen teslim kampanyamız var. Sınırlı stok ve süre ile geçerli kampanyada peşinat oranımız ise sadece yüzde 40. Fuarda da yoğun ilgi gören standımız ve kampanyamız ile sektöre değer katmaya devam ediyoruz” diyerek açıklamalarını tamamladı.

Ticari Gayrimenkulde Stok Azalıyor

Ticari gayrimenkullerde yaşanan arz daralması, fonksiyonunu yitirmiş ofis projelerinin yenilenme ihtiyacı karşısında stoktan çıkmasıyla artış gösteriyor. İstanbul’da 2024 yılında 215 bin m2’lik kiralanabilir ofis alanının operasyona açılması beklenirken, bu rakam yine de talebi karşılamıyor. Arz daralması karşısında yatırımcısına karlı bir fırsat sunan ticari gayrimenkul piyasasında, yatırımcılarda hızlı hareket etme refleksi gözlemleniyor.

Türkiye’de konut sektörünün sıkıntıda olması, süren inşaat projelerinin artan maliyetlerle birlikte durması, faiz artışları gibi etkenler konut yatırımcısını adeta bekleme noktasına getirdi. Ancak ticari gayrimenkullerde durum farklılık gösteriyor. Arz eksikliği nedeniyle, ticari gayrimenkul yatırımcılarının değerlenen gayrimenkullerinden yüzü gülüyor. Demografi, iklim değişikliği, teknoloji ve yaşam tarzlarında yaşanan uzun vadeli değişimler karşısında değişen ticari gayrimenkul talepleri, amaca uygun olma konusunda büyük bir zorlukla karşı karşıya. Yapılan araştırmalara göre; Mekânların, daha hızlı değişen kullanım talepleri karşısında daha esnek olması gerektiğine dair güçlü bir görüş ortaya çıkıyor. Mevcut stokta yenileme veya kullanıcıların değişen ihtiyaçlarını karşılamak için yeniden yapılandırmaya yönelik uyarlamalar yapılmak zorunda kalıyor. Birçok ofis binasının fonksiyon değişikliği sonucu stoktan çıktığını kaydeden Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, “Hibrit çalışma çağında daha fazla çalışan evden çalışırken, birçok şirket daha küçük ofislere ihtiyaç duyuyor. Pandemi öncesi mümkün olduğu kadar büyük şekilde tasarlanan kat planlarıyla karşılaştırıldığında, daha fazla işletme kompakt ancak daha kaliteli alanlara yöneliyor. Bu sebeple ihtiyaçlara cevap vermeyen yapılar dönüşüme girmek zorunda kalıyor. Bu dönüşüm de ticari gayrimenkul stoğunda arzda daralmaya sebep oluyor. Arz daralması da ticari gayrimenkullerin değerlenen bir yatırım haline dönüşmesine sebep oluyor” diye konuştu.

Stok azalıyor, arz daralıyor! 

İstanbul Gayrimenkul Raporu’na göre; İstanbul A ve B sınıfı ofis binalarındaki toplam stok, 2023 yılı sonunda 8,2 milyon m2 olarak kayıtlara geçti. İstanbul ofis stokundaki büyüme, 2020 yılından başlayarak üç yıl boyunca oldukça yavaşladı, durma noktasına geldi. Mevcut ekonomik koşullar ve enflasyonist piyasa, artmaya devam eden inşaat maliyetleri ve yükselen döviz kuru, 2023 yılında yeni ofis alanı geliştirilmesinin öndeki negatif faktörler olarak sıralandı. Böylece, 2023 yılında, İstanbul genelinde sınırlı sayıda ofis projesi operasyona başladı. Ofis geliştiricilerinin piyasayla paylaştığı verilerle yapılan analize göre, 2024 yılında da arzdaki büyümenin yavaş seyretmesi öngörülüyor. Lansmanı yapılan proje bilgileriyle paralel olarak açılışların gerçekleşmesi halinde, mevcut ofis bölgelerinde yaklaşık 215 bin m2’lik kiralanabilir ofis alanının 2024 yılında operasyona açılması bekleniyor.

“Yatırımcı hızlı hareket etme refleksinde!”

Raporda piyasada kullanıcı ihtiyaçlarını / beklentilerini karşılayan ofis alanının sınırlı olması, kira ortalamalarını yukarı yönlü hareketlendirdiğine vurgu yapıldı. Bu hareketle, bir önceki yıla göre MİA’daki ortalama kira rakamının %18 artışla 2023 yılı sonunda 19,5$/m2 olduğu belirlendi. Nitelikli ticari gayrimenkul projelerine talebin arttığını belirten Ali Emre Bilgiç, “Talep artarken, arzın azalması ticari gayrimenkul yatırımcısının hızlı hareket etme refleksine girmesine sebep oluyor. 2023 yılında dolar yüzde 58, altın yüzde 78 değer artışı görürken, arsa değerlemelerinde yüzde 200 artış yaşandı. Bunun yanı sıra yine ofis ve dükkanlarda da aynı oranda artış yaşandığını gördük. Bu sebeple risk almak istemeyen yatırımcı ticari gayrimenkullere yöneldi. Diğer yandan ihtiyacını karşılamak isteyen yatırımcılar da satın almaya yöneldi. Öngörülerimize göre arzda daha da daralma yaşanacak” dedi.

 130 milyon dolarlık proje yükseliyor! 

İstanbul Bayrampaşa’da hayata geçirdikleri AKTİM – Çarşı Ofis projesinde hareketliliğin devam ettiğini belirten Bilgiç, “İstanbul’da son 7 yılda 7 milyar 100 milyon TL’lik inşaat projesi gerçekleştirdik. AKTİM markasıyla hayata geçirdiğimiz diğer projelerimizde ticari gayrimenkul ihtiyaçlarını gözlemleyerek, yeni projemizde nitelikli, donanımlı, teknolojik donatılarla birlikte yeni nesil bir ofis – çarşı projesi ortaya çıkardık” diye konuştu. Bayrampaşa’da 130 milyon dolar yatırım bedeliyle 95 bin metrekare üzerinde hayata geçirilen projede, 338 bağımsız bölüm bulunuyor. Modüler yapıda tasarlanan ofis bloğunda, istenen metrekarelerde ofis tasarlanabiliyor. Projenin tasarımında yatay mimari modelini benimsediklerini belirten Bilgiç, “Yüksek plazalarda yaşanan kaosların yaşanmaması için bir tasarım çizgisi belirledik. Bayrampaşa bölgesi lokasyon olarak İstanbul’un ticaretinin en önemli merkezlerinden biri. 32.000 metrekarelik otoparkı, sosyal donatı alanlarıyla, şehre nefes aldıracak bir proje hayata geçiriyoruz” dedi. Değişen iş hayatının bir parçası olarak günün koşullarına ayak uyduran, fiziki ve sosyal olarak firmaların ihtiyaçlarını karşılayabilen modern ofis binalarının önümüzdeki dönemde de öne çıkacağını belirten Bilgiç, “İnşaat teknikleri, enerji verimliliği, güvenlik sistemleri ve işlevsellik bakımından çoktan miadını doldurmuş birçok ticaret merkezinin yanı sıra, her bakımdan günümüze modernize edilmiş haliyle AKTİM Çarşı Ofis projesi yükselmeye devam ediyor” dedi.

Prof. Dr. Naci Görür: “Tunceli’nin Deprem Üretme Zamanı Dolmuş”

Asena Kılıç’ın Youtube kanalındaki Meslek Sırrı programına katılarak deprem riskine ilişkin değerlendirmelerde bulunan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, en çok endişe ettiği bölgenin Tunceli yöresi olduğunu söyleyerek, “Tehlikeli bir duruma gelmiş artık. Deprem üretme zamanı dolmuş” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Görür açıklamalarında şunları söyledi:

“Çok söyledik ama kimseyi inandıramadık. Biz bu depremin geleceğini 24 Aralık 2020 Elazığ depreminden sonra ‘Kahramanraş’ta, Malatya’da, Hatay’da deprem gelebilir. Şu büyüklükte deprem olabilir önlem alın’ diyerek anlattık. Çünkü Elazığ depremi stres transferiyle orayı tehlikeye soktu. Hükümete raporlar yazdık. Depremin geldiğini görüryorduk. Gerekli uyarları haddinden fazla yaptık. Cumhurbaşkanlığından tut bakanlara kadar, o bölgenin milletvekillerine, belediye başkanlarına, valilerine kadar buraya deprem gelebilir, kentleri hazırlayın dedik ama hiçbir şey yapılmadı.

Bas bas bağırıyoruz, Marmara’ya, İstanbul’a dikkat edin, depreme hazırlayın diye. 6 Şubat öncesi dikkat etmediler 50 binden fazla insanımızı bir gecede gömdük. Marmara’da önlem alın diyoruz ki 6 Şubat depremleri tekerrür etmesin. İnsanlarımız ölmesin diye bas bas bağırıyoruz. Ama siyasi iradenin, halkımızın umursadığı da yok. Korkuyorum ki yine tarih tekerrür edecek.

Tunceli Yöresi; Erzincan, Bingöl-Karlıova arası endişe ettiğimiz yer. Deprem olma periyodu dolmuş, tehlikeli bir duruma gelmiş artık. Deprem üretme zamanı dolmuş.”

Nisan Ayı Sonu İtibarıyla Konut Satışları Bir Önceki Yılın Aynı Dönemine Göre Yüzde 11,8 Azaldı

TÜİK Nisan ayı konut verileri açıklandı. 2024 yılı Nisan ayında 75.569 adet konut satıldı. 2023 yılının Nisan ayında gerçekleşen 105.394 adet dolayındaki satış adedine kıyasla yaklaşık % 11,8 oranında düşüş yaşandı.

Verileri değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “2024 yılı Nisan ayında gerçekleşen konut satışlarına baktığımızda 75.569 adet konutun satılmış olduğunu görüyoruz. 2023 yılının Nisan ayında gerçekleşen 105.394 adet dolayındaki satış adedine kıyasla yaklaşık %11,8 oranında düşüş yaşandı.  Bu düşüşte Nisan ayındaki bir haftya yakın süren şeker bayramı tatilinin etkisi oldu. 


75.569 adet konut satıldı

Kıyaslamayı Nisan sonu itibatiyle yapacak olursak; 2024 yılı Nisan ayı sonu itibariyle 75.569 adet konut satıldı. İki yılı kıyasladığımızda bu yıl 2023 yılının aynı dönemine göre yaklaşık %11,8 oranında düşüş yaşandı. 2024 yılı Nisan ayı sonu itibariyle 2023 yılı aynı dönemini kıyaslayacak olursak 2023 yılında 2022 yılına göre yaklaşık %35,6 oranında düşüş yaşanmıştı.

İpotekli konut kredileri bir önceki seneye göre %40 daha düşük bir toplam rakamla yılı kapatacak şekilde seyrediyor

İpotekli satışlar 2024 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla % 67,52 oranında azalarak 7.071 adet olarak açıklandı. 2024 yılı Nisan ayında, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %9,36 olarak gerçekleşti. 2024 yılı Nisan sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2023 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık %57 oranında düşüş gösterdi. 2023 yılı Nisan sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2022 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık %19,07 oranında düşüş göstermişti. 

2024 yılı Nisan ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle konut satışlarının içinde ipotekli satışların oranı %9,8 mertebelerinde gerçekleşti. 2023 yılı Nisan ayında bu oran aynı etkilerden dolayı %21,8 seviyelerindeydi.  Bu rakamların düşmesindeki en büyük etken konut kredi faizleri. Bugün 1 milyon TL bir konut kredisine 120 ay için aylık ödenmesi gereken faiz tutarı 30-35 bin TL’lere çıkmış durumda. Kredi kullanılabilir olmaktan uzaklaştı. Böyle bir yatırım yapma ümidi kalmayanlar tasarruf yapmak yerine elindeki paraya harcamaya daha meyilliler.

2024 yılı Nisan ayında 24.085 adet konut ilk defa el değiştirdi

Bir başka önemli veri de ilk satışlar, 2024 yılı Nisan ayında gerçekleşen ilk el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %10,64 oranında azalarak 24.085 adet açıklandı. 2024 yılı Nisan ayında, toplam kümüle konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı %31,63 olarak gerçekleşti. Yıllardır ilk satışların aylık toplam satışların içindeki payı istatistiği bozmadan %29-32 oranında bir seyirle devam ediyor.

Büyükşehirlerde durum nasıl değişti 

İstanbul, İzmir ve Ankara özelinde bakacak olursak; 2024 yılı Nisan ayı sonu itibariyle kümüle konut satışlarının, 2023 yılı aynı dönemine nazaran İstanbul’da yaklaşık % 5,1, Ankara’da %21,1 ve İzmir’de ise %3,6 oranında azaldığı görülmektedir. 

Nisan ayında yabancılara yapılan konut satışları geçen senenin aynı ayına göre %50,25 oranında azaldı.

Yabancılara yapılan konut satışı 2024 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %50,25 oranında azalarak 1.272 adet açıklandı. 2024 yılı Nisan ayı sonu itibariyle yabancıya satılan kümüle konut adedinin toplam satışlar içindeki oranı %2,0 oranındadır. 2023 yılı aynı döneminde bu oran %3,7’ydi. 

Ancak 2024 yılının ilk 3 ayında yabancılara yapılan satışların %43,8’i vatandaşlık için oldu. 2023 senesinde aynı dönemde bu rakam %18’di. Bu açıdan bakıldığında geçen sene ilk üç ayda 10.926 satış yapılırken bunun 1.967’si vatandaşlık için. Bu sene ise ilk üç ayda sadece 5.685 yabancıya satış yapıldı ve bunun 2.498 tanesi vatandaşlık için. Artık her iki yabancı alımın neredeyse bir tanesi vatandaşlık için.

Yabancılara yapılan konut satışları 2024 yılı Nisan ayında ilk sırayı 454 adet konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 407 adet konut satışı ile Antalya ve 149 konut satışı ile Mersin izledi. 2024 yılı Nisan ayında yine Rusya açık ara konut alımında birinci sırada oldu. 2024 yılı Nisan ayında ülke sıralamasında 293 konut satış sayısı ile Rusya ilk sırayı aldı. İran 117 konut satışı ile ikinci ve 91 konut satışı ile Ukrayna üçüncü oldu. 

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 40 Oranında Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Ankara’da Nisan ayında 6 bin 272 konut satıldı. İşte ilçe düzeyinde konut satışları ve analizler 

Türkiye genelinde konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,8 azalarak 75 bin 569 olurken Ankara’da 6 bin 272 konut satıldı. Geçen yılın ayını ayında Başkent’te 10 bin konut satılmıştı. Verilere göre Ankara’da geçen yıla göre konut satışları yüzde 40 oranında düştü

Hükümetin uyguladığı sıkı para politikaları, mevduat getirisinin cazip olması, ilanlar aracılığı ile fiyatların suni olarak yüksek tutulması Ankara’da konut satışlarının sert bir şekilde düşmesine neden oldu

Gayrimenkul PR; ‘doğru fiyatlandırma zamanı’

Ankara’da konut fiyatlarının ve satış oranlarının 10 aydır gerilediğini belirten gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde faaliyet gösteren Gayrimenkul PR şirketi, TÜİK verilerini şu şekilde analiz etti;

‘Hükümetin uyguladığı sıkı para politikası, TL mevduatı getirisinin oldukça cazip olması, ilanlardaki fiyatların piyasa gerçeklerinden kopuk olması nedeniyle, konut balonunun patladığı görülüyor. İlanlardaki fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30-40 aralığında farklar görüyoruz. Satıcılar, ilanlara bakarak yanlış fiyat belirliyor. Bize göre konut fiyatları düşmeye devam edecek. Gerçek alıcı ve satıcı döneminin başladığı bu süreçte, fiyatı doğru olan gayrimenkuller satılabilecek’

‘İnşaat maliyetlerindeki suni artışlar, satıcılarda yanlış kanaate sahip olmasına neden oldu. Tıpkı enflasyon gibi. Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 80 civarında iken gayrimenkul’deki enflasyona yüzde 10 seviyelerinde’ 

‘Satıcılara önerimiz, gayrimenkullerini satmadan önce konusunun uzmanlarından doğru fiyatlandırma konusunda destek almalarına uzun vadede faydalar görmekteyiz’

Ankara Nisan 2024 İlçe düzeyinde konut satış sayıları

Akyurt: 79

Altındağ: 481

Beypazarı: 51

Elmadağ: 34

Etimesgut: 629

Gölbaşı: 319

Güdül: 27

Kahramankazan: 45

Keçiören: 930

Kızılcahamam : 47

Mamak: 700

Polatlı: 151

Pursaklar: 162

Sincan: 755

Yenimahalle: 617

Çankaya: 1006

Çubuk: 150

Şereflikoçhisar: 35

Konut Fiyatlarında Önümüzdeki 2 Yılda Gerileme Olabilir

TÜİK’in açıkladığı Nisan 2024 Konut Satış İstatistiklerini ve güncel konut fiyatlarındaki değişimi değerlendiren Endeksa’nın Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, son 2 yılın en düşük konut satış adetlerini gördükleri bugünlerde fiyatların nominal olarak hala yükselişte olduğuna dikkat çekti.

Endeksa değerlendirmelerine baktıklarında fiyatlar nominal olarak geçen seneye ve ondan önceki seneye göre artmaya devam ettiğini ancak reel olarak fiyat artışının en düşük seviyesinde olduğunu aktaran Öğüt, “Türkiye geneli ortalama gayrimenkul satış fiyatı rakamları, satılık konut piyasasında nominal artışın devam ettiğini gösteriyor. Buna göre, satılık konut fiyatları, yıllık değer değişimlerine bakıldığında nisan itibarıyla bir yıl içerisinde yüzde 54 artmış durumda. Endeksa verilerine göre Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 358 bin 940 lirayı bulurken, bu rakam Muğla’da 7,5 milyon, İstanbul’da 4,5 milyon lirayı aşmış durumda. Ancak konut fiyatları ülkedeki mevcut enflasyondan arındırıldığında yıllık satılık fiyat değişiminin yüzde 9 azaldığı görülüyor.” dedi.

Konut fiyatlarında 2 yılda gerileme olabilir

Konut piyasasında son dönemlerde alımların likiditeyle gerçekleştirildiğini vurgulayan Görkem Öğüt, özellikle yüksek segmentteki konutlarda bu nedenle çetin pazarlıklar yaşandığının altını çizerek, gayrimenkulde nakitin kuvvetli olduğu bir dönem olduğunu ve nakitle dönen bir piyasa olduğundan pazarlık payları da çok yükseldiğini aktardı.

Konut artış hızındaki reel gerilemenin nominal değerlere yansımasının beklenenden daha uzun sürebileceğine işarat eden Öğüt, “Bu şekilde devam ederse 2022’de açılan makasın 2 yıl içerisinde kapanması mümkün. Sadece reelde değil, nominalde de düşen rakamlardan bahsedebileceğiz. Ancak burada unutulmamalıdır ki gayrimenkul, dünyada olduğu gibi ülkemizde de zamandan bağımsız iyi ve en güvenli yatırım aracı olarak ön sıralarda yer alır.” değerlendirmesinde bulundu.

Antalya ve Esenyurt’ta dikkat çeken düşüş var..

Fiyat artışı anlamında enflasyonun altında kalan hatırı sayılır miktarda bölge olduğunu belirten Öğüt şunları kaydetti:

“Özellikle İstanbul’a baktığımızda, örneğin konutların daha hızlı satıldığı Esenyurt gibi bölgelerde bu fiyat düşüşünü daha fazla hissediyoruz. Bu bölgede düşüş yüzde 35-40’lara ulaşmış durumda. Yine aynı şekilde, 2022’nin ağustos ayında çok hızlı yükselen Antalya ve diğer sahil kentleri gibi bölgelerde de fiyat artışı hız keserek reelin altında kalmaya başladı.”

Endeksa verilerine göre kiralık konut fiyatları nisanda bir önceki yılla göre yüzde 55 artarken, yıllık artış enflasyondan arındırıldığında yüzde 8 azaldı. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları nisanda bir önceki aya göre yüzde 28, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 azalarak 75 bin 569 oldu.

Lila Kağıt’ın Yeni Üretim Tesisinde Temel Atıldı

5 kıtada 80’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracat ve Sofia, Maylo, UltraBerrak, Nua markaları ile temizlik kağıdı sektörünün önemli üreticilerinden biri olan Lila Kağıt, 271 bin ton kağıt üretim kapasitesi ile sektörün Avrupa ve Ortadoğu’daki üreticilerinin başında geliyor.

Lila Kağıt Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Öğücü, temel atma töreninde, Erzurum’da geleceğe önemli bir adım atıldığını söyledi. Erzurum 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde temeli atılan ve 3 milyar liranın üzerinde bir yatırımın yapıldığ Lila Kağıt tesisinde, yıllık brüt 35 bin ton kağıt üretimi gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Halka arz süreci tamamlandı

Şirketin halka arz sürecinin tamamlandığını hatırlatan Öğücü, “Tüm yatırımcılarımıza taahhüdümüz, halka arzdan elde edilecek gelirle yatırımlarımızı hızlı ve şeffaf bir şekilde hayata geçirmekti. Bugün, hiç vakit kaybetmeden karşınızdayız ve Erzurum fabrikamızın temel atma törenini düzenlemekten mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Kente bölgenin ilk kağıt tesisini kurmayı çok istediklerini belirten Öğücü, şöyle konuştu:

“Erzurum da bizi çok istedi. Böyle büyük bir arazinin bize tahsis edilmesi ve tüm süreçlerde ilk günden beri desteğini esirgemeyen bakanlıklarımıza, valimize, milletvekillerimize, belediye başkanımıza ve organize sanayi bölgesi yetkililerimize huzurlarınızda teşekkür etmek isterim. Bu fabrika sadece beton, çelik ve makine parçalarından ibaret olmayacak. Burada üretilecek her bir temizlik kağıdı ürünü, emeğimizin, bilgi birikimimizin ve vizyonumuzun bir yansıması olacak.”

Genel Müdür Alp Öğücü ise tören sonrası yaptığı açıklamada, 160 bin metrekarelik alana yayılı 100 bin metrekareye yaklaşan bir inşaat faaliyetine başlandığını söyledi. Erzurum’da yatırım yapmadan önce 6 yıllık bir araştırma süreci geçirildiğini dile getiren Öğücü, şunları kaydetti:

“Bölgedeki birçok ili de aynı şekilde değerlendirdik. Bütün bu araştırmanın özünde bir taraftan sanayinin burada gelişmesine imkan sağlayan bir arazi olması, 5. bölge olup organize sanayi olunca 6. bölge teşviklerinin veriliyor olması, arazinin düz ve geniş alan olarak müsaade ediyor olması, lojistik yollarının üzerinden geçebiliyor olması, enerji imkanın olması ve en önemlisi güvenli ve aynı zamanda ihracata da açılabilen bir coğrafyada olmasıydı. Erzurum’daki üretim tesisinin bir taraftan iç pazarla ilgili ihtiyaçlarımızı karşılayacakken diğer taraftan Gürcistan, Azerbaycan, Irak ve daha birçok komşu ülkeye ve onların ötesine ihracat yapabilmemize imkan vereceğine inanıyoruz. Bu doğrultuda iş planı gerçekleştirdik. Erzurum birçok alternatif arasından seçilmiş bir şehirdi. Biz Erzurum’da olmayı çok istedik, Erzurumlular da bizim burada olmamızı çok istedi.”

500 kişilik istihdam hedefi

Şirket yatırımının, bölgede ciddi anlamda lojistik hizmetlerine de olanak sağlayacağını belirten Öğücü, 2025’in ilk çeyreğinde yatırımın birinci fazının devreye girmesini, 2027’nin ilk çeyreğinde de kağıt tesisinin devreye girmiş olmasını hedeflediklerini aktardı. Öğücü, ayrıca yaklaşık 500 kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini kaydetti.

Kaynak: AA

Polat Enerji Yatırımlarını Hızla Sürdürüyor

Yenilenebilir enerji sektörünün öncü oyuncusu Polat Enerji, 756,2 MWm kurulu gücüyle Türkiye’de toplam 6 bölgede rüzgar ve güneş enerjisi santralleriyle temiz enerji üretiyor. Rüzgar enerjisinde sektör liderliğini elinde bulunduran Polat Enerji, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması ve enerji tedarik kaynaklarının çeşitlenmesi için yatırımlarını sürdürüyor.

Toplam 5 rüzgar ve 1 güneş enerjisi santraliyle temiz enerji üreten Polat Enerji, 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği rüzgar enerjisi konusunda liderliğini sürdürüyor. Yıllık enerji üretim kapasitesi 2 milyar KWh’e ulaşan Polat Enerji, kapasite artırımı yatırımlarının yanı sıra enerji depolama çalışmalarını da sürdürerek bu alanda da ilkler arasında yer almayı hedefliyor.

Geçtiğimiz sene  Yalova’daki Göktepe RES için gerçekleştirilen kapasite artışı yatırımı ile santral kurulu gücünü 121,1 MWm’ye yükselten Polat Enerji, farklı santrallerinde toplam 30 MW rüzgar kapasite artışı ve 46,6 MW güneş hibrit kapasite artışı ile yatırımlarına bu sene de devam ediyor.

Polat Enerji’nin orta vade yatırım hedefleri arasında ise, 312,1 MWm kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise 7. büyük rüzgar enerji santrali olan Soma RES’te yatırımlarına devam ederek, Soma RES’i Avrupa’nın en büyük rüzgar enerji santrali yapmak var.

Rüzgar Enerjisinde Türkiye’de Lider

Polat Enerji’nin rüzgar kurulu gücü, Türkiye rüzgar kurulu gücünün yaklaşık %6,1’ni oluşturuyor. Elektrik üreticilerinin 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla sahip oldukları kurulu güçleri baz alınarak yapılan araştırmaya göre Polat Enerji, rüzgar enerjisi alanında kurulu 719,8MWm’lik kapasitesi ile Türkiye’de yıllardır bulunduğu lider konumunu 2023 sonu itibarı ile de  korudu.

Yenilenebilir enerji santralleriyle 2023 yılında  2 milyar kWh’e yakın elektrik üretimi ile yaklaşık 610 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayan Polat Enerji, portföyündeki santrallerle her yıl 55 milyon adet ağaç dikimine eşdeğer 1,3 milyon ton civarında karbon dioksit gazı emisyonu azaltımı sağlıyor.

Türkiye, Hedefe Emin Adımlarla İlerliyor

Rüzgar, güneş, jeotermal ve hidroelektrik anlamında çok önemli kaynaklara sahip olan Türkiye’de, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı son 10 yılda önemli bir artış göstererek %29’dan %42’ye çıktı. Ulusal Eylem Planı (UEP) Kapsamında Türkiye’nin 2035 yılı enerji hedefleri doğrultusunda, toplam kurulu kapasitesinin 189,7 GW seviyesine ulaşması öngörülmektedir. Bu çerçevede, yenilenebilir enerjinin kurulu güçteki payının yaklaşık %65’e, elektrik üretimindeki payının ise %55’e yükselmesi beklenmektedir. Aynı dönemde, rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiye toplam kurulu elektrik gücünün %43,5’ini ve toplam üretilen elektriğin  ise %34,2’sini oluşturması hedeflenmektedir.

Türkiye’nin hedefe emin adımlarla ilerlediğini belirten Polat Enerji CEO’su Cem Deniz,“Geçen yıl rüzgar enerjisi yatırımlarında yaklaşık 400 MWe kurulu güç devreye alınabildi. Güneş enerjisinde ise yaklaşık 2 GW’a yakın kurulu güç devreye alındı, bunun neredeyse %90’ını lisanssız elektrik üretim santralleri oluşturuyor. Ulusal planlardaki hedeflere ulaşabilmemiz için ise her sene rüzgarda en az 1,5 GW, güneşte en az 3,5 GW kurulu gücü devreye almamız gerekiyor.  Türkiye’nin güçlü potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, bu hedeflerin dahi üzerine çıkma imkanına sahibiz. Sektör olarak en büyük beklentimiz, hedeflediğimiz yatırımları hayata geçirmek ve Türkiye’nin sahip olduğu muazzam yenilenebilir enerji potansiyelini tüm paydaşlarımızla beraber gerçeğe dönüştürmek” dedi.

Enerjide Arz Güvenliği Önemli

 Pandemi ve sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna savaşının küresel anlamda enerji sektöründe arz güvenliği konusunu gündeme taşıdığını ifade eden Deniz, özellikle Avrupa’da yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin arttığını belirtti. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum bağlamında stratejik bir pozisyonda olduğunu ifade eden Polat Enerji CEO’su Cem Deniz “Türkiye sadece yenilenebilir enerji üretimi ile de değil aynı zamanda yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yerli imalat sanayinde de önemli bir aşama kaydetmiştir. Türkiye yenilenebilir enerji anlamında hem yurt içi yatırımcılar hem de yurt dışından gelecek yatırımcılar için büyük fırsatlar barındırıyor” şeklinde konuştu.

Dağ Holding, Kuzey Kıbrıs’ı Arsa Yatırımına Davet Ediyor

Dağ Holding Konya Merkez binasında gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Dağ Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doğan Dağ, “Kuzey Kıbrıs Arsaları Yatırım İhalesi”nin detaylarını paylaşarak yatırımcıları yeni fırsatlara davet etti.

Ekonomim’den Muhammet Yiğitoğlu 32 yıllık tecrübesi ile 3,5 milyon metrekare inşaat alanına erişen ve Türkiye’de en çok konut üreten şirketlerden olan Dağ Holding, 30 binin üzerinde konut ve ticari ünite üretimi gerçekleştirerek, her geçen gün inşaat sektörünü daha da ileriye taşıyor. Son olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) başlayan yeni projesi New Cyprus Land kapsamında Kuzey Kıbrıs Arsaları Yatırım İhalesi’nin detaylarını basın mensuplarıyla paylaşan Dağ Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doğan Dağ, yaklaşık 80 lot ile açılan ihalenin açık artırmasının, 25 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirileceğini söyledi.

Dağ Holding Konya merkez binasında yapılan toplantıda konuşan Doğan Dağ “New Cyprus Land projesi ile 7 bin konutluk, yaklaşık 40 bin kişinin yaşayabileceği yeni bir kent tasarlıyoruz. Yatırımcıların fiili ve online olarak katılabileceği ihalemizin açık artırması sonucunda hak sahibi olanlarla on gün içerisinde de sözleşmelerimizi imzalayacağız. Konya’nın bağrından çıkmış bir firmayız. Bugün Almanya ve Hollanda’da da şirketlerimiz var. New Cyprus Land projesi ile kendi ülkemizdeki vatandaşlarımızın da yatırım yapmasına vesile olmak istiyoruz” dedi.

Kuzey Kıbrıs’ın yatırım potansiyeline dikkat çekerek, bölgenin sunduğu stratejik avantajları ve gelecekteki gelişim olanaklarını vurgulayan Dağ, “Kuzey Kıbrıs, gelişen altyapısı, turizm potansiyeli ve cazip yatırım fırsatları ile dikkat çekiyor. Biz orayı keşfedilmemiş bir elmas olarak görüyoruz. Ulaşımın gayet kolay olduğu bir bölge ve yatırım trendi yukarıya doğru gidiyor. Son bir buçuk yılda bile yatırımcılar açısından ciddi gelişimler var. Bu ihale ile yatırımcılar, bölgenin büyüme dinamiklerinden yararlanma şansı bulacaklar. New Cyprus Land,  “Türk Lirası borçlan, gelirin döviz olsun” mottosuyla hareket ettiğimiz bir proje” şeklinde konuştu.

Yatırımcılara sunulacak arsa portföyünün detaylarını da paylaşan Doğan Dağ, Dağ Holding olarak yatırımcıların güvenini kazanmayı ve onlara en iyi yatırım fırsatlarını sunmayı hedeflediklerini söyleyerek, “Altı ay önce Kuzey Kıbrıs’ta kurduğumuz 330 konutluk bitmek üzere olan bir projemiz var. Oradaki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu yatırımın en önemli ayrıştırıcı farkı hisseli tapu değil, müstakil tapu olarak satış yapıyor olmamız. Bu da alıcı için büyük bir avantaj haline dönüşüyor. Ayrıca bu projede yol, su, kanalizasyon ve elektrik gibi yerel idarenin yapacağı hizmetleri de biz yapıyoruz. Bunu KKTC’de yapan ilk firma biziz. Sokak aydınlatmalarından trafolara kadar bütün hizmetleri biz gerçekleştirdik. Müşterilerimizin çıkarları doğrultusunda hareket etmeye de gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“O Bilge” Okuyucuyla Buluştu

Acarlar Şirketler Topluluğu Pazarlama ve Satış Grup Başkanı Bilge Özdemir’in “O Bilge” kitabı okuyucuyla buluşuyor. OnOn Ajans tarafından yayınlanan kitap Mayıs ayı itibarıyla okuyucunun beğenisine sunuldu.

264 sayfalık kitap Bilge Özdemir’in hayatının kilometretaşlarından ve gayrimenkul sektörüyle ilgili yazılardan oluşuyor. 6 ay süren bir yazım sürecinin ardından anı ve tecrübe paylaşımı formatında kitaplaştırılan eser sektör paydaşlarına bir yol haritası sunma iddiasında.

Bilge Özdemir kitabıyla ilgili düşündüklerini kitabın arka kapağına yazdığı şu yazıyla dile getirdi:

“Bu kitapta size duygu ve düşüncelerimi, eğitim ve iş hayatındaki tecrübelerimi ve yıllarca kaleme aldığım iki bine yakın gayrimenkul sektörü makalesinden derlediğim ilginizi çekecek yazılarımı aktardım.

Bu yıl itibarıyla, 30 yılını gayrimenkulde pazarlama ve satış işine veren biri olarak, birçok ilkin öncüsü oldum.  Ancak önemli olan ilkleri, inovatif yaklaşımları bulmak değildir. Önemli olanın bunları uygulayabilecek cesarette firma ve firma sahiplerini bulabilmek olduğunu deneyimledim.

Pazarlama ve satış dünyasında tek doğru yoktur. Bugünün doğrusu, yarının yanlışı; yarının yanlışı, bugünün doğrusu olabilir. Çünkü pazarlama ve satış birçok iç ve dış faktörden etkilenmektedir. Bu değişimler bir yönetici için çelişki değil, gelişim ve adaptasyon fırsatıdır.

O BİLGE’de 60’ların Türkiye’sine Artvin’de merhaba deyip, eğitim ve iş yaşamını İstanbul ve Amerika’ya taşıyan Bilge Özdemir’in hayatını ve tecrübelerini okuyacaksınız. İnşaat ve gayrimenkul sektöründe, son 30 yılda yaşanan gelişmelere tanıklık edeceksiniz.

Gayrimenkul sektörünü, sektörde önemli bir aktör olan pazarlama ve satış bölümlerinin hizmet anlayışlarını, yabancıya satış şirketlerinin ve emlak organizasyonlarının değişen rollerini tanıyacaksınız.

Şimdi bu kitabı okumanın tam zamanı. Keyifli okumalar dilerim.

Bomba gibi kalın!”

Ailesinin yanı sıra, Acarlar Şirketler Grubundan başta İsmet Acar ve Acarlar aile fertleri kitapla ilgili düşüncelerini kaleme alırken, Ayla Özer, Neşe Beyatlı Aydıner, Kürşat Tuncel, Hilmi Işıkören, Vedat Arslan ve dostları yazılarıyla kitaba katkıda bulundular.

Kitapta 30 yıllık gayrimenkul sektörü deneyiminde, kendisine hata yapma olanağı sunan ve arkasında durabilen patron ve işverenlere teşekkür eden Bilge Özdemir, “Beni ben yapan hatalarım, hatalardan çıkardığım dersler… Hiçbir zaman başarı odaklı olmadım, sürekli başarısız olduğum noktaları sorgulamam iş hayatı yolculuğunda başardıklarımın sayısını ve oranını yükseltti.” dedi.

YD-ÜFE Nisan’da Yıllık Yüzde 65,53 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan 2024 Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 65,53 aylık ise yüzde 1,37 arttı.

YD-ÜFE 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,37 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 13,64 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 65,53 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,10 artış gösterdi.

YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 65,46 arttı

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,45 artış, imalatta yüzde 65,46 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 58,07 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 70,12 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 70,03 artış, enerjide yüzde 74,24 artış, sermaye mallarında yüzde 72,01 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,33 arttı

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,57 artış, imalatta yüzde 1,33 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,65 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0,59 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 0,90 artış, enerjide yüzde 2,68 artış, sermaye mallarında yüzde 1,40 artış olarak gerçekleşti.

Bakan Özhaseki Açıkladı: Sahillerdeki Kaçak Yapılar Yıkılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sahillerdeki kaçak yapıların yıkılacağını ve yeni halk plajlarının açılacağını açıkladı.

Konuyla ilgili katıldığı programda konuşan Bakan Özhaseki, şunları söyledi:

Bakan Özhaseki’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Ülkemizin dört bir köşesi denizlerle kaplı vaziyette. Denize girme bakımından en güzel imkanlara sahibiyiz. Mavi bayraklı plaj sayısında dünya üçüncüsüyüz. 555 tane mavi bayraklı plajımız var. İspanya ve Yunanistan bizden fazla plaja sahip yerler. Oralarda da plajları ikiye bölmüşler yoksa bizim daha fazla plajımız var.  Sahilde kıyı bandı kuralı 50 metre. Bu kurala uyulmadığını görüyoruz. Biz bu yaz ‘Denizler Halkındır’ sloganıyla bir hareket başlatıyoruz.

Yeni bir hareket başlatıyoruz. Projemizin adı “Denizler Halkın.” Bakanlığımızda 3 konu başlığı var. Şehircilik, çevre konusu ve iklim değişikliği.  Yeni bir hareket başlatıyoruz. Denizler halkındır. Sahil şeritlerini tarıyoruz. Denizler halkın projesiyle ne kadar kaçak yapı varsa yıkılacak. Biz kendimize iki tane misyon biçtik. Baştan sona bütün gücümüzle deprem olduğundan beri bütün gücümüzü deprem bölgesine aktardık. Biz deprem bakanlığı gibi algılanmaya başladık.

Sahil şeritlerini tarıyoruz. Denizler Halkın projesiyle ne kadar kaçak varsa yıkılacak. Bizim derinden takip ettiğimiz her türlü gayret ettiği ama bir konuda kıyılarımız sahillerimiz. BU konuda çalışıyoruz. Birkaç şey yapmaya çalışıyoruz. Birincisi Hatay’dan başlayarak Artvin’e uzanan şeritte bir çalışma yapıyoruz. Ne kadar kaçakçılık varsa işgal varsa vatandaşın denize ulaşımını engelleyecek bir rant varsa kimse vatandaşımızı engelleyemeyecek.”

“Kültür ve Turizm Bakanlığı da halk plajları açılıyor. Ne kadar talep geldiyse tamamını imzaladım. Kendi Çevre Ajansı bünyemizde bir kuruluşumuz var. Plajları kendimiz işleteceğiz. İnsanlar ne istiyorlarsa yesinler içsinler rahat etsinler. Belediyelerle büyük bir sıkıntımız yok. Onlar plajları halk plajı olarak işletiyorlar.  Yeni halk plajları açılıyor. Kaçak işletmeye izin yok kendimiz işleteceğiz.

Sahillerimizde binlerce yat var. Allah daha çok versin herkesin yatı olsun. Ama bunlar bulabildikleri yerlere bağlıyorlardı. Ağaçlara bağlıyorlardı. Sahillerde şamadıra dediğimiz bir sistem 50 metre arayla mapa şamandıra koyacağız oraya bağlayacaklar.

Sahillerde duran yat sayısı bilinmiyor. Hiç görmediğimiz tanımadığımız bayraklar var üzerinde bunları tanımıyoruz. Gemilerin kanunen belli yerlere sintine denilen kirlilikleri vermeleri lazım.

Ben soruyorum kaptanlara ne yapıyorsunuz diye. Açığa bıraktıklarını itiraf ediyorlar. Çevre cezaları ağır aslında. Geçen bir gemiye 90 milyon ceza kestik. Kaptan “Ben 50 milyona gemiyi veririm” dedi. Mapa şamandıraya bağlanan yatlardan günlük 100 Euro para alacağız.”

Seramiksan Usta Eğitim Seminerlerine Devam Ediyor

Karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası Seramiksan, 2024 boyunca farklı şehirlerdeki bayilerinin iş birliğiyle ustaları için başladığı eğitim seminerlerine hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Erzurum ve Erzincanda eğitim gerçekleştiren markanın bu haftaki rotasında Çorum, Trabzon, Fatsa ve Hopa bulunuyor. 

Mordor Intelligence’ın yayımladığı rapora göre, bu yılın sonunda 90,51 milyar dolar değere ulaşması ve 2030’da 130 milyarı aşması beklenen yapı kimyasalları pazarında faaliyet gösteren yerli oyuncular, bu büyümenin rüzgarıyla eğitim çalışmalarına ağırlık veriyor. Yapı kimyasalları, seramik ve vitrifiye ürünleriyle 50 ülkeye ihracat yapan Seramiksan da 2024 boyunca farklı şehirlerdeki ustaları için bayilerinin iş birliğiyle başladığı Yapı Kimyasalları Usta Eğitim Seminerleri’ne hızla devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Erzurum ve Erzincan’da eğitimler gerçekleştiren markanın bu haftaki rotasında Çorum, Trabzon, Fatsa ve Hopa bulunuyor. Yapı kimyasalları ve vitrifiye markası, yıl sonuna kadar 50 seminer daha yaparak ustalarının yetkinliklerini artırmaları için çalışmalarını sürdürecek. 

Tüm Türkiyedeki ustalarımızla bir araya geleceğiz”

Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu, seminerlerlere ilişkin şu açıklamada bulundu: “Başarıya ulaşmak için yalnızca bir ürünü son kullanıcıya sunmak yeterli değil. İnovasyonu üretimden mağazaya ve kullanıldığı mekâna kadar tüm ekiplere ulaştırmak gerekiyor. Herkesin bir ürün hakkında aynı derecede bilgiye sahip olması, üretilecek diğer koleksiyonların da yenilikçi olmasını sağlıyor. Bu yüzden, ustalarımızın yetkinliklerini artırmak için başladığımız eğitim seminerlerimize hızla devam ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki şubelerimizdeki ustalarımızla bir araya geliyor, üretimden müşteri ilişkilerine kadar pek çok konuyu masaya yatırıyoruz.”

Haziranda 3 şehirde daha eğitim gerçekleştirilecek

Haziran ayında da Konya, Kayseri ve Denizli’de seminer düzenleyeceklerini belirten Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu’ndan edinilen bilgilere göre, eğitimler birçok alanı kapsıyor. Bunlar arasında ürün tanıtımları, uygulama öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken noktalar, müşteri şikayetlerine sebep olan konularla ilgili karşılıklı çözümler üretilmesi ve müşteri memnuniyetinin artırılmasını içeren eğitimler yer alıyor. Akşam yemeğiyle devam eden seminerlerin ardından çekilişler de yapılıyor.

Eğitimler aracılığıyla Seramiksan’ın yapı kimyasalları ürün grubundan  Ceraseal Flex ve Extraflex çift bileşenli su izolasyon malzemesi, Ceraprimer Plus+ Camsı yüzey astarı, Ceraprimer BBA brüt beton astarı, Cerafix Power ve Cerafix seramik ve granit yapıştırma harçları, Ceraflex esnek seramik ve granit yapıştırma harcı ürünlerine dair ayrıntılar paylaşılıyor. Böylece ustalar, ürünlerin kalite ve avantajlarına dair de farkındalık kazanıyor.

İşsizlik Oranı Yüzde 8,7 Seviyesinde Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak-Mart dönemine ait işsizlik verilerini açıkladı. Verilere göre, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 30 bin kişi artarak 3 milyon 105 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,2, kadınlarda yüzde 11,7 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,3 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 534 bin kişi artarak 32 milyon 442 bin kişi, istihdam oranı ise 0,7 puanlık artış ile yüzde 49,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,6 iken kadınlarda yüzde 32,4 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,1 olarak gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 563 bin kişi artarak 35 milyon 546 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,8 puanlık artış ile yüzde 54,1 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,7, kadınlarda ise yüzde 36,7 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 15,6 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,5 puanlık azalış ile yüzde 15,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 12,8, kadınlarda ise yüzde 20,9 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın yüzde 58,0’ı hizmet sektöründe yer aldı

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 73 bin kişi, sanayi sektöründe 103 bin kişi, inşaat sektöründe 82 bin kişi, hizmet sektöründe 276 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,6’sı tarım, %20,8’i sanayi, yüzde 6,6’sı inşaat, yüzde 58,0’ı ise hizmet sektöründe yer aldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,5 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,4 saat azalarak 43,5 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 25,0 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 2,1 puanlık artış ile yüzde 25,0 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,8 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,7 olarak tahmin edildi.

Türkiye Genelinde Nisan’da 75 bin 569 Adet Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan ayına ilişkin konut satış verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde Nisan ayında 75 bin 569 konut satıldı.

Türkiye genelinde konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,8 azalarak 75 bin 569 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 12 bin 406 ile İstanbul, 6 bin 272 ile Ankara ve 4 bin 427 ile Antalya olurken, en az olduğu iller sırasıyla 18 ile Ardahan, 35 ile Hakkari ve 49 ile Tunceli oldu.

Konut satışları Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,7 azalışla 355 bin 173 olarak gerçekleşti.

İpotekli konut satışları 7 bin 71 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,5 azalış göstererek 7 bin 71 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 9,4 olarak gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 57,0 azalışla 34 bin 693 oldu.

Nisan ayındaki ipotekli satışların, bin 744’ü; Ocak-Nisan dönemindeki ipotekli satışların ise 8 bin 313’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 68 bin 498 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,2 artarak 68 bin 498 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 90,6 olarak gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 artışla 320 bin 480 oldu.

İlk el konut satış sayısı 24 bin 85 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,6 azalarak 24 bin 85 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,9 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 artışla 112 bin 341 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışlarında 51 bin 484 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,3 azalış göstererek 51 bin 484 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,1 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 azalışla 242 bin 832 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Nisan ayında bin 272 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 50,3 azalarak bin 272 oldu. Nisan ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,7 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 454 ile Antalya, 407 ile İstanbul ve 149 ile Mersin oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,4 azalarak 6 bin 957 oldu.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

Nisan ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 293 ile Rusya Federasyonu, 117 ile İran ve 91 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.

Siltaş Yapı’nın Prensibi ‘Yap, Yaşat, Devam Et’ 

40 yıllık deneyimini 2011 yılından itibaren insan odaklı yaşam alanları oluşturmak için kullanan Siltaş Yapı, tamamladığı ve devam eden prestijli projeleriyle sektörde güven ve kalitenin adresi olmayı başarıyor. 

Kurtköy’den Maltepe’ye kadar İstanbul’un değerli lokasyonlarında hayata geçirdiği projelerini zamanında tamamlayarak sahiplerine teslim eden şirket, sektörün güven veren markalı projelerine imza atmaya devam ediyor. Şu anda Pendik’te üç, Sancaktepe’de bir olmak üzere toplamda dört büyük projesini inşa eden Siltaş Yapı, yeni projeler için de çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, elde ettiği başarıyı güven, kalite, garanti, hız, yerindelik ve sürdürülebilirlik kavramları üzerine inşa ediyor. 

Kente değer katan yapıların mimarı Siltaş Yapı, modern mimari teknikleri ve trendleri takip ederek hayatı kolaylaştıran özgün yapılar oluşturmak için çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Sektörde geldikleri noktanın ardındaki gücün temellerindeki kalite ve güvenin yanı sıra insana odaklanan yapılar inşa etmekten geçtiğini ifade eden Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir; “Elbette yeni bir ev sahibi olmak isteyenler ve yatırımcılar konut satın alacakları projeye güven duymalı ve kalitesinden emin olmalı. Ama biz bu iki kavrama iki boyutlu bakmıyoruz. Bizim için kuruluş felsefemizin temelini oluşturan kalite ve güven kavramları, şirket yapımızın en önemli noktaları arasında yer alıyor. Her adımda, her detayda kaliteyi aramak ve güveni tesis etmek için çalışıyoruz. Bu noktada imza attığımız her projede ve işte önceliğimiz uzun vadeli ve karşılıklı güvene dayalı ilişkiler kurmak. Bizim için ‘al, yap, sat’ anlayışı yerine ‘yap, yaşat, devam et’ prensibi vardır. Bu prensip ile yapılarımızda uzun ömürlülük ve kalıcılığı esas alıyoruz”şeklinde konuştu.

Hızlı proje süreci ile daireler sahiplerine zamanında teslim ediliyor

Siltaş Yapı’nın fark yaratan en önemli özelliğinin hızlı aksiyon alması ve projelerini zamanında teslim etmesi olduğunu belirten ve bu durumun müşteri memnuniyetinde belirleyici bir rol üstlendiğini söyleyen Murat Özdemir; “Çağımızın en önemli konularından birisi proje sürecinde hız ve yerindelik. Sektördeki olumsuz deneyimler, insanları bu iki konu üzerinde endişeye götürebiliyor. Bu noktada Siltaş Yapı olarak bahsi geçen kavramları güven temelinde derinlemesine ele alıyoruz. Projelerimizi yerinde ve zamanında teslim etmek en önemli varoluş gerekçelerimiz arasında yer alıyor. Bizim için hızlı olmak sadece işleri zamanında tamamlamak anlamına gelmiyor, aynı zamanda müşterilerimize ve paydaşlarımıza olan bağlılığımızı göstermek anlamına geliyor. Projelerimizi zamanında ve mükemmellikle tamamlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Çünkü bizim için önemli olan müşterilerimizin memnuniyeti” dedi.

Özak Duyu’da Satışlar Başladı

Geliştirdiği projelerde yaşamı kolaylaştıran çözümler sunan Özak GYO, İstanbul’un yükselen değeri Göktürk’te inşaatına başladığı 3. projesi Özak Duyu’nun satışına başladı. 

Lansman öncesine özel indirimler ve 12 ay vade fırsatı ile satışa sunulan  1+1’den 4,5+1’e kadar olan daireler alıcılarını bekliyor.

Özak Göktürk ve Özak Doa projeleri ile doğa ile iç içe, ormana komşu bir yaşam sunan Özak GYO, ‘5 Duyu 1 Yaşam’ fikriyle şekillendirdiği projesinde ev sahiplerine; manzarayı görerek, iyi hissederek, inzivaya çekilmeden hayatı tadarak, doğayı dinleyip toprağı koklayabilecekleri bir yaşam sunuyor.

Boydan boya uzanan pencereleri ve yüksek tavanları ile nefes alan yaşam alanları Özak Duyu’da özenle tasarlanırken, fonksiyonel yaşam alanları, optimum mimari çözümlerle birleşti.

Yeşil ile iç içe, butik yaşam imkanı

Ormana komşu Özak Duyu Göktürk, geniş terasları, ferah balkonları ve ormanın ruhuna açılan bahçeleriyle sakinlerine huzurlu bir yaşam sunuyor. Her dairede balkon, teras veya bahçe tasarımıyla İstanbul’un nadir yeşil bölgelerinden birinde ormanlarla çevrili olmanın ayrıcalığını sağlarken, Göktürk metroya ve ana arterlere yakınlığı ile şehirden kopmadan butik yaşam alanına olanak tanıyor.

Yaklaşık 12 bin metrekare arazi üzerinde yer alan Özak Duyu projesi, 141 ünite, yatay mimari ile oluşturuldu. Projede 1+1’den 4,5+1’e kadar farklı daire modelleri mevcut. Ormanın hemen yanı başında olan projede, daha önceki projelerde olduğu gibi dış mekânlar konforlu ve kullanışlı olarak tasarlandı. Projede; yüzme havuzu, fitness salonu, çok amaçlı açık spor sahası, çocuk oyun alanları, bahçe oturma alanları, cafe alanı, yürüyüş alanı, barbekü alanı bulunuyor.

Özak Duyu Göktürk,  şehrin renkli yaşantısından ve doğadan kopmadan, yeşille iç içe, rahat ve keyifli bir yaşamı sakinlerine sunuyor.

Tahir Han, 230 Milyon TL Bedelle Satışa Çıkıyor

Tütün tüccarı Kavalalı Tahir İsmail Bey tarafından 1935’te yaptırılan Karaköy’deki Tahir Han, açık artırmayla satışa sunulacak. İstanbul Boğazı’nı gören ve Mimar Vedat Tek’in imzasını taşıyan 7 katlı tarihi yapı için 230 milyon TL muhammen değer biçildi. Birinci artırma başlangıç bedelinin ise 115 milyon 030 bin lira olduğu belirtildi.

İstanbul Karaköy’de Galataport’un karşısında bulunan Tahir Han açık artırmayla satışa çıktı. 230 milyon TL muhammen değer biçilen ikinci grup kültür varlığı olan Tahir Han, hissedarlarının ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satışa çıkarıldı.

Tahir Han’ın hissedarlarından çoğunluk hissenin sahibi olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, TSKB Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Ömer Faruk Çelik, 2019’da İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ortaklığın satış sureti ile giderilmesi davası açtı. Mahkeme 15 Aralık 2020’de kararını vererek Tahir Han’ın satışına karar verdi.

Korunması gerekli taşınmaz ve II. Grup Kültür varlığı olan eski Tahir Han İstanbul’un Beyoğlu İlçesi, Kemankeş Mahallesi’nde, Galataport’un karşısında bulunuyor. 606 metrekare yüzölçümlü, kâgir Tahir Han hazır zemin, asma ve teras kat olmak üzere 7 kattan oluşuyor. 1935 yılında yapılan 2. grup eski eser özelliği olan tarihi yapının tüm katları ticari amaçlı yapı olarak düşünülerek inşa edilmiş. Uzun süreler ticari amaçlı olarak kullanılan Tahir Han, son zamanlarda tüm kiracılar tarafından boşaltılmış. Binanın dış cephesi sıva üzeri boyalı, merdivenleri ve kat hollerinin mozaik kaplı, asansörü kullanım dışı, döküm kaloriferli, kömürlü ısıtma sistemi bulunuyor.

Binanın üçüncü normal katında itibaren özellikle 4, 5 ve çatı katının geniş görünüş açısında Boğaz manzarasına sahip. Terası 110 metrekare.

İş merkezlerinin ortasında Tahir Han, Karaköy sahiline, Galata Kulesi’ne ve Eminönü Meydanı’na yürüme mesafesinde. Tüm binanın çok bakımsız kaldığı, binanın çok geniş çaplı bakım onarıma ihtiyacı bulunduğu bilirkişi raporunda, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından söz konusu taşınmaza ilişkin; II. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği ve II. Dönem restitüsyon projesinin uygun olduğu belirtildi. 3 bin 200 metrekare kullanım alanı olan Tahir Han, tapu kaydındaki gibi olup, taşınmaz tüm şerh, beyan, hak ve yükümlülükleri ile birlikte ihale ediliyor.

Birinci artırma başlangıç bedeli 115 milyon 030 bin lira

Tahir Han, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri satış memurluğunca açık artırma ile satışa çıktı. Birinci artırma 15-22 Mayıs’ta 115 milyon 30 bin TL ihale başlangıç bedeli ile yapılacak. Alıcı çıkmazsa ikinci arttırma 17-24 Haziran’da yapılacak. Tahir Han’ı almak için açık artırmaya girecekler 23 milyon TL teminat yatırmak zorunda. Birinci ve ikinci artırma belirtilen gün ve saatler aralığında açık artırma suretiyle Elektronik Satış Portalı’nda yapılacak. Bu artırmada Elektronik Satış Portalı’nda verilecek teklifler, malın muhammen kıymetinin yüzde 50’si üzerinden başlatılıyor. İhale alıcısının en yüksek teklifi verip de süresi içinde ihale bedelini yatırmaması hâlinde alınan teminat iade edilmiyor. Yüzde 20 KDV, damga vergisi, tapu harcının yarısı ve teslim masrafları alıcıya ait. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödeniyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Satılık ve Kiralık Konut Piyasasında Fiyatlar Gerilemeye Devam Ediyor

sahibinden.com’un, Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) işbirliğiyle hazırlanan “sahibindex Kiralık ve Satılık Konut Piyasası Görünümü” Nisan raporunda kiralık ve satılık konut piyasasındaki değişimler mercek altına alındı.

Rapora göre reel satış fiyatlarındaki düşüş 10 aydır devam ediyor. Reel fiyatlardaki yıllık değişim oranı ülke genelinde yüzde -16,3’e, İstanbul’da yüzde -18,3’e, İzmir’de ise yüzde -15,4’e kadar gerilemiştir. Ankara’da da düşüş görülmüş fakat yüzde -10,9 seviyesinde kalmıştır.

Reel konut fiyatında düşüş devam ediyor

2020 Mayıs’tan itibaren sürekli artan ülke genelindeki reel konut fiyat endeksinin 2023 Temmuz’dan bu yana gösterdiği düşüş, 2024 Nisan’da da devam etmiştir (Şekil 1). Reel konut fiyat endeksi Nisan’da Mart’a kıyasla 2,7 puanlık azalışla 170 olmuştur. Mart’tan Nisan’a enflasyon oranı yaklaşık yüzde 3,2 olurken, Türkiye genelinde cari konut fiyat artışı aynı dönemde yüzde 1,6’da kalmıştır. Son aylarda cari konut fiyatları sistematik olarak enflasyonun altında kaldığından reel fiyatlar da azalmaktadır.  

Reel satış fiyatında düşüş üç büyükşehirde de devam ediyor

Önceki sekiz ayda olduğu gibi konut reel satış fiyatı üç büyükşehirde Nisan ayında da düşmüştür (Şekil 2). Mart’tan Nisan’a reel konut fiyatı İstanbul’da 2,6 puan, Ankara’da 3,4 puan, İzmir’de ise 1,1 puan azalmıştır. Nisan’da reel konut fiyat endeksi (Eylül 2017=100) İstanbul’da 166,7, Ankara’da 189,9, İzmir’de ise 176,8 olmuştur.

Reel fiyatlarda yıllık değişim negatifte devam ediyor

Ağustos 2022’de yüzde 65,8’e ulaşan yıllık reel fiyat artışı Eylül 2022’den itibaren hızla inişe geçmiştir. Büyük depremin etkisiyle Şubat 2023’te geçici olarak yükselen yıllık reel fiyat Mart’tan itibaren yeniden azalmaya başlamış ve Nisan 2024’te yıllık fiyat değişimi oranı Mart 2024’e kıyasla 2,2 puan azalarak yüzde -16,3 ile negatif değerlerde seyrini sürdürmüştür.

Cari fiyatlarda artış yavaşlıyor

Cari fiyatlardaki artış oranı İstanbul’da yüzde 1,6, Ankara’da yüzde 1,4, İzmir’de ise yüzde 2,6 olmuştur. Ortalama konutun m2 fiyatı Nisan 2024 itibariyle İstanbul’da 39.080 TL, Ankara’da 21.250 TL ve İzmir’de 32.632 TL’dir. Cari fiyatların yıllık artışlarında tempo kaybı üç büyükşehir için de geçerlidir. İstanbul’da zirveye (yüzde 240,9) Temmuz 2022’de ulaşıldıktan sonra düşüş başlamış ve yıllık fiyat artışı Nisan 2024’te yüzde 38,8’e gerilemiştir. Ankara ve İzmir’de ise zirveye Eylül 2022’de ulaşılmış (yüzde 205,6 ve yüzde 183,1) Nisan 2024’te ise bu iki ilimizde yıllık artış oranları sırasıyla yüzde 51,3’e ve yüzde 43,6’ya gerilemiştir.

Konut talebinde yavaşlama

2023 Şubat ayındaki depremden sonra çok sert bir düşüş gösteren konut talebi 2023 Temmuz’daki artıştan sonra Kasım’a kadar düşmüştür. Konut talebi Aralık’ta artış trendine geçmiş, bu yıl Mart’tan Şubat’a kıyasla ise yüzde 1,6 azalarak 112,4 olmuştur. Nisan ayında da Mart’taki düşüş eğilimi devam etmiş ve konut talep göstergesi yüzde 6 azalarak 105,6 olarak gerçekleşmiştir. Konut talebi geçen yılın Nisan ayına kıyasla yüzde 17,1 daha düşüktür.

Reel kirada yıllık değişim negatif alanda

Türkiye genelinde enflasyondan arındırılmış reel kirada yıllık değişim oranları uzun süredir azalmaktadır. 2023 Mayıs ayından Haziran ayına istisnai artış hariç, ortalama reel kirada yıllık değişim oranı Şubat 2023’te yüzde 86,6 ile zirve yaptıktan sonra inişe geçmiştir. Şubat 2024 itibariyle de yerini negatif artışlara bırakan yıllık reel kira fiyatları değişimi Nisan ayında yüzde eksi 11,2 olmuştur. Kısacası reel kiralar geçen yılın aynı ayına göre ortalamada yüzde 11,2 düşüktür. 

Cari kira fiyatlarında artış yavaşlamaya devam ediyor

Türkiye genelinde cari kira fiyatlarının yıllık değişimi 2023 Mart’tan Temmuz’a kadar düştükten sonra Ağustos’ta bir miktar yükselmişti. Ancak kira fiyatlarının yıllık değişim oranı Eylül’den itibaren düşüştedir. Mart 2024’te yüzde 55,1 olan kira fiyatlarının yıllık değişim oranı Nisan 2024’te yüzde 50,8’e gerilemiştir.

Kiralık konut piyasasında talebin önemli bir özelliği de mevsimsel etkiye açık olmasıdır. Nisan ve Eylül ayları arasında artan talep, izleyen aylarda azalmakta, kış aylarında ise nispeten durağan bir seyir izlemektedir. Bahar ve yaz aylarında kiralık konut talebinde ortaya çıkan bu yükselişte tayinle il değiştirenlerin ve üniversite öğrencilerinin etkili oldukları düşünülebilir. Bu nedenle talep göstergesinde değişimler yorumlanırken mevsimsel etkiler göz önünde tutulmalıdır.

Kiralık konut talep göstergesi Ağustos ile Kasım arasında düşerken Aralık’tan sonra hafif tempoda artış eğilimine girmiştir. Nisan ayında kiralık konut talep endeksi yüzde 1 artmıştır. Yıllık bazda baktığımızda ise kiralık konut talebinde yüzde 1’lik bir düşüş söz konusudur.

Dubai’nin “Meydan”ında Lüks Konut Projesinin İnşaatı Başlıyor

Küresel emlak piyasası 2023’te yavaşlarken, Dubai artan ivmesiyle durgunluğa meydan okudu. Özellikle konut projeleriyle büyüyen BAE emlak sektöründe, yeni bir lüks konut projesinin başlayacağı duyuruldu.

Dünyanın önde gelen emlak şirketlerinden Savills tarafından Aralık sonunda açıklanan rapor, 2023’ün ilk 9 ayında artan faiz oranları nedeniyle, küresel emlak piyasasında özellikle ABD ve AB’de yavaşlama görüldüğünü ortaya koyuyor. Ortadoğu’nun ticari ve turistik merkezi Dubai’de ise 2022’nin aynı dönemine kıyasla değerde %36,7’den fazla ve işlem sayısında ise %33,8’lik yüksek bir artış kaydedilerek bu eğilimin tersine çevrildiği belirtiliyor. Yakalanan ivmede öne çıkan markalı konutlarda, son on yılda %160’tan fazla artış yaşandığı açıklanıyor.

Markalı konutlar alanında dünyanın öne çıkan şehirlerinden bir olan Dubai’de, en yeni proje Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) önde gelen emlak şirketlerinden Gulf Land Property Developers ve Tonino Lamborghini Group ortaklığıyla geliyor. Konut projesi, İtalyan kalitesinin simgesi Tonino Lamborghini markasının tasarım alanındaki 40 yıllık birikimini Gulf Land’in uzmanlığıyla birleştiriyor.

Yeni bir lüks ve tasarım felsefesi

Gulf Land Property Developers Yönetim Kurulu Başkanı Shaher Mousli, “Dubai’deki lüks gayrimenkul pazarında uzmanlığı, yenilikçi tasarımları ve inşaat konusundaki kararlılığının yanı sıra, benzersiz yaşam alanları yaratmasıyla tanınan önemli bir kuruma dönüştük” dedi.

Gulf Land Property Developers Genel Müdürü Bilal Hamadi “Tonino Lamborghini’nin tasarım konusundaki birikimi, yalnızca onun gibi bir yaratıcı liderle çalışarak elde edilebilecek yeni bir lüks, tasarım felsefesi ve üretim kalitesi düzeyi sunmamızı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

750 bin metrekarelik alanda yükselecek projede yer alacak dört binanın ikisi 6, ikisi 12 katlı olacak. Her binada iki otopark katı ve oda sayısı 1 ila 4 arasında değişen daireler bulunacak. Malzemelerden iç mekan tasarımına, donanımlardan mutfaklara kadar her öge Tonino Lamborghini’nin tasarım stüdyolarından temin edilirken, kalite ve detaylara verilen önemde yeni bir standart ortaya koyulacak. 

Gulf Land Property Developers Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Rami Shamma ise şunları söyledi: “Gulf Land olarak büyüme sürecindeyiz ve bu başarılı projeyle şirketimizi bir üst seviyeye taşıyacağız.”

Dubaide İtalyan yaşam tarzını sunacağız”

Tonino Lamborghini S.p.A.’nın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Tonino Lamborghini, “Gulf Land Property Developer gibi önde gelen bir şirketin Dubai’de yeni bir ikonik rezidans projesine imza atmasından mutluluk duyuyoruz. Gulf Land ekibiyle kimyalarımız tuttu ve sağlam bir bağ kurduk ki bu bizim için yüksek derecede uzmanlık ve profesyonelliğin yanı sıra, projenin başarısını sağlamanın anahtarıydı. 

Tonino Lamborghini yaşam tarzının temelini oluşturan İtalyan malzemelerini ve tasarımını Dubai’ye getiriyoruz. Önemli olan binanın üstüne markamızı yerleştirmek değil, bu yaşam tarzının temsilcisi olan iç mekan unsurlarını bir araya getirmek ve İtalyan yaşam tarzı deneyimini bina sakinlerine sunmak. İtalya’yı Dubai’ye getiremeyiz ama bu pazarda İtalyan yaşam tarzını sunabiliriz” dedi.

Kadıköy Belediyesi, Fener Köşkü Hamamı’nın Restorasyon Çalışmalarına Başladı

Kadıköy Belediyesi, Fenerbahçe Parkı’nda bulunan Osmanlı dönemine ait olduğu bilinen yaklaşık 600 yıllık Fener Köşkü Hamamı’nın restorasyonu için çalışmalara başladı. İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanan proje kapsamında tarihi hamamın yenilenmesi ve yeniden turizme kazandırılması hedefleniyor. 

Kadıköy; Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait birçok tarihi ve kültürel mirasa ev sahipliği yapan, İstanbul’un kültürel varlıklar bakımından en zengin ilçelerinden biri. Köşkleri, sarayları, çeşmeleri, hamamlarıyla yüzlerce yıllık tarihin izlerini taşıyan Kadıköy, aynı zamanda geçmişten bugüne bilim, sanat, spor, siyaset gibi birçok alanda öncü isimlerin ve kurumların da yaşadığı yer olarak biliniyor. 

Kadıköy Belediyesi de kentin kültürel ve tarihi mirasını koruyarak geleceğe taşımak için önemli bir projeye başladıklarını duyurdu. Belediye, 1. ve 2. derece doğal sit alanı statüsündeki Fenerbahçe Parkı’nda yer alan ve 15-16. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen Fener Köşkü Hamamı’nın restorasyonu için kolları sıvadı. Fenerbahçe Parkı’nın içinde bir bölümü ayakta olan tarihi hamamın, kaybolmaya yüz tutan bölümlerinin ortaya çıkarılması ve aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesi için çalışmalar başladı. Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı da kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldı.

İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanan proje kapsamında tarihi hamamın önce restütisyon çalışmaları tamamlanacak daha sonra ise restorasyon projesine geçilecek. Fener Köşkü Hamamı’nda başlatılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Kadıköy Belediyesi Ar-Ge biriminden Mimar Elif Öztürk, “Kadıköy Belediyesi olarak kültürel mirasın ve eski eserlerin korunmasıyla ilgili eylem planımız çerçevesinde restorasyon ve uygulama çalışmalarımız devam ediyor. Şu an Fenerbahçe Parkı’nda Fener Köşkü Hamamı’nın röleve, restütisyon ve restorasyon projelerini ve uygulamasını yapıyoruz. 5 numaralı Koruma Kurulu tarafından röleve projeleri onaylandı. Arkeolojik denetimlerle kazı çalışmaları yapılıyor. Kazı çalışmalarının ardından tekrar restorasyonu hazırlanarak uygulamasını yapmayı planlıyoruz” dedi.

Fener Köşkü Hamamı restütisyon ve restorasyon projesinin yürütücülerinden Mimar Didem Sunan da hamamın tarihi ve bugünkü çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi: “Burada Bizans döneminden beri imparatorların kulandığı saraylar ve yapılar olduğunu biliyoruz. İmparator Justinianus, burada eşi Theodora için yazlık bir saray yaptırıyor ve burada denize giriyorlar. Osmanlı Dönemi’nde de burada iki tane saray, bir tane hamam, bir tane bostancı neferleri koğuşu, bir mescit ve servis binaları olduğunu biliyoruz. 1963 yılında Sedat Hakkı Eldem burada bir kazı çalışması yapıyor. Onun hazırladığı bir restitüsyon planı var. Bu plana göre günlük kullanılan bir köşk mevcut burada. Hamam da bugün aslında ılıklık, bir halvet hücresi ve bir helâ olarak 4 hacim olarak ayakta. Ama aslında bu hamamın bir soyunmalık kısmı olduğunu biliyoruz. İşte esasında biz bu kazıyı o soyunmalık kısmını ortaya çıkarmak, onun tam izlerini bulmak üzere yapıyoruz”

Gayrimenkul Hizmetleri Mart’ta Yüzde 13 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı hizmet üretim endeksini açıkladı. Gayrimenkul hizmetleri yüzd 13,0 arttı.

Hizmet üretim endeksi 2024 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,8 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 6,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 1,8 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzd 15,0 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 13,0 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 7,4 arttı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 7,0 arttı.

Hizmet üretim endeksi aylık aynı kaldı

Hizmet üretim endeksi 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre aynı kaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 0,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 3,1 azaldı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 2,7 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 0,5 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 0,5 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 1,5 arttı.

Emlak Konut, Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi İçin 11 Milyar TL’lik Yatırım Yaptı


İstanbul’da yapılacak Yeni Fikirtepe Kentsel Dönüşüm projesine ilişkin Emlak Konut GYO’dan Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada, 1615 bağımsız bölüm için 11 milyar 514 milyon 186 bin 629 Türk lirası değerinde satın alma işlemi gerçekleştirildiği bildirildi.

Projenin geliştirme maliyetlerinin de Bakanlık tarafından karşılanacağının aktarıldığı açıklamada, şunları kaydedildi:

“Satın alma işlemi ekspertiz değerine göre gerçekleştirilmiş olup, Bakanlığımız tarafından elde edilen finansman geliri ile projenin daha hızlı tamamlanarak İstanbullulara sunulması hedeflenmektedir.

Kısa ve uzun vadede İstanbul’un konut ihtiyacına cevap verecek olan bu adımın aynı zamanda yatırımcı olarak Emlak Konut GYO’yu tercih eden vatandaşlarımıza ve hissedarlarımıza da kar sağlayacağı aşikardır.

Gerçekleştirdiğimiz bu satın alma süreci tüm hukuki şartları haiz ve Genel Müdürlüğümüzün sürdürülebilir karlılık hedefine uygun bir bakış açısıyla gerçekleştirilmiştir. 

Emlak Konut GYO olarak vatandaşlarımızın güvenli, enerji verimli, çevre dostu, sosyal donatılara sahip ve Sıfır Atık uyumlu hayat alanlarına kavuşması için dün olduğu gibi bugün ve yarın da kararlı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”

Emlak Konut GYO tarafından, Yeni Fikirtepe Kentsel Dönüşüm projesinin geliştirme maliyetlerinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca karşılanacağı belirtilerek, “Satın alma işlemi ekspertiz değerine göre gerçekleştirilmiş olup, Bakanlığımız tarafından elde edilen finansman geliriyle projenin daha hızlı tamamlanarak İstanbullulara sunulması hedeflenmektedir” ifadesi kullanıldı.

Masdaf, Türkiye’de Bir İlk Olan “f-connect” İle Four Essentials’a Damga Vurdu!

Masdaf, Dekogroup ve Taytech proje ortaklığıyla düzenlenen Four Essentials Engineering Meeting etkinliğinde Türkiye’de bir ilk olan “yangın pompalarında IOT uygulaması” projesinin ön lansmanını gerçekleştirdi.

Dekogroup ve Taytech proje ortaklığıyla düzenlenenFour Essentials Engineering Meeting 7 Mayıs’ta “Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı” ana temasıylaÇırağan Palace Kempinski’de gerçekleşti. Türkiye’nin ilk mühendislik toplantısı olma özelliği taşıyan etkinlik, mekanik tesisat ve inşaat sektörünün dört bileşeni olan; yatırımcı, tasarımcı, yüklenici ve tedarikçileri bir araya getirdi. 

Four Essentials’ın sponsorları arasında yer alan Masdaf, standında ağırladığı sektör profesyonelleri ile Türkiye’de bir ilk olan “yangın pompalarında IOT uygulaması” projesi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Şirket ayrıca etkinlik kapsamında düzenlenen Masdaf Özel Oturumu’nda da “yangın pompalarında IOT uygulaması” projesinin ön lansman sunumunu gerçekleştirdi. Masdaf Satış ve Pazarlama Direktörü Barış Geren, katıldığı oturumda şu bilgileri paylaştı: 

“Masdaf olarak, yüksek mühendislik kabiliyetimiz ve sektördeki tecrübelerimizle yarım asırdır pompa sektörüne öncülük ediyoruz. Binalarda, endüstride, altyapı uygulamalarında, ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerinde kullanılan pompa sistemlerimiz ile su kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde yönetiyoruz. Aynı zamanda binalarda ve endüstriyel tesislerdeki sulu yangın söndürme sistemlerinin basınçlandırılmasında kullanılan ve yangınla mücadelede etkili çözümler sunan yangın pompalarımızla da yangınların neden olduğu zararları minimuma indirmeyi hedefliyoruz. 

Bugüne kadar ürün gruplarımızda birçok ilke imza attık. Örneğin 2000’li yılların başında Türkiye’de ilk kez NFPA’ya uygun yangın pompa setleri üretimini gerçekleştirdik. 2009 yılında ise yine yangın pompalarında UL/FM standartlarına uygun üretim yapan dünyadaki 7’inci firma olduk. Bugün ise değerli ARGE ekimizin yüksek mühendislik kabiliyeti sayesinde yangın söndürme sistemlerinde emra amadelik konusunda en doğru sistemi kurguluyoruz. Bu sayede risk halinde sistemden beklenen performans ile gerçekleşen arasındaki farkı minimize etmeyi hedefliyoruz. Bildiğimiz üzere dünyanın en yüksek kalite standardı olan FM (Factory Mutual), yangın pompalarında ‘No More Risk’ konsepti sunuyor. Bu konseptte olası riskler; vandallık, otomatik start için hazır olmayan kurgu ( tesisat ve ekipman kaynaklı), basınç seviyelerinde ve saha sensörlerinde yanlış algılama, kontrol sistemlerinin fonksiyon dışı kalması şeklinde sıralanıyor. Büyük bir eforla ve dikkatle dizayn ettiğimiz sistemlerin bazen olması gerektiği gibi çalışamadığına şahit oluyoruz. Bunun nedeni ise çoğunlukla devreden çıkmış bir yangın pompasının yangın çıkana kadar hiç kontrol edilmemesi ve izlenmemesi oluyor. İşletmeler, gürültü ya da farklı bir sebeple test sistemini devreden çıkarabiliyorlar. Bu nedenle insanları ve diğer tüm canlıları, yaşam alanlarında meydana gelebilecek yangın felaketine karşı korumak için yangın pompalarının izlenmesi kritik önem taşıyor. Çünkü izleme imkânı eksiksiz müdahale avantajı sunuyor. Böylece pompa gurubunda karşılaşılacak yangın söndürme riski bertaraf ediliyor. Özellikle bu alarm hattı özel bir kurgu, yani Masdaf f-connect ile sağlanırsa yangından korunma konusunda başarılı sonuçlar almak kaçınılmaz oluyor. 

İlk Türk bulut tabanlı çözüm ‘Masdaf f-connect®’

Herhangi bir yangın pompası sistemini modernize edebilen ilk Türk bulut tabanlı çözüm olan Masdaf f-connect® ile müşterilerimizinihtiyaç duydukları her yerden sistemi 7/24 kontrol etmelerini sağlıyoruz. F-connect® de pompa kontrol panolarından alınan bilgiler değerlendiriliyor. Böylece sistemin uzaktan izlenmesi sayesinde acil durumlara hazırlıklı olmak mümkün hale geliyor.Ayrıca sistem karşılaşılan arızaları, raporluyor ve üründeki arızaları önleyici bakım faaliyetlerini planlıyor.

Kullanımı ve kurulumu kolay

Masdaf f-connect’i NFPA (National Protection Association) ve FM gibi global standartlara uygun olan sistemlerimize dahili ve harici olarak ekleyebiliyoruz. Tüm bilgileri, son kullanılcılara; email, SMS ve uygulama üzerinden eşsiz bir deneyim ile sunuyoruz. Masdaf f-connect’in kullanımı gibi kurulumu da çok kolay. Müşterilerimiz, pompaların ilk kurulumunda merkez servisimizin desteği ile f-connect sistemini hızlıca devreye alabilecekler.” dedi.

Kale Kilit, Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortakları Araştırması’nda Güvenlik Sistemleri Kategorisinde “B2B Excellence Ödülü”nü Kazandı

Türkiye’nin lider kilit ve silindir üreticisi Kale Kilit’in, güven ve kalite kavramları ile özdeşleşen yaklaşımı bir kez daha ödüllendirildi ve Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortakları Araştırması’nda güvenlik sistemleri kategorisinde “B2B Excellence Ödülü”nü kazandı. Marketing Türkiye ve Kuantum Araştırma tarafından gerçekleştirilen prestijli araştırma, Kale Kilit’in mükemmeliyetçi yaklaşımını ve iş ortaklarıyla olan güçlü ilişkilerini bir kez daha vurguladı. 

2.800 işletme oy kullandı

İstanbul Tahtakale’de 1953 yılında üretime başlayan, 1979 yılında ise Türkiye’nin ilk entegre kilit fabrikası yatırımını gerçekleştiren ve bugün 350’yi aşkın ürün çeşidiyle sektöründe ülkemizin ve ihracatın lideri konumunda olan Kale Kilit, yeni bir başarıya daha imza attı. 12 şehirde 2 bin 800 işletme ile yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleşen Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortağı araştırmasında Kale Kilit, “Güvenlik Sistemleri” kategorisinin lideri seçildi.

Araştırmada dereceye girenlerin ödülleri, ülkemizde pazarlama ve iş dünyasının nabzını tutan en önemli kurumlardan Marketing Türkiye tarafından geleneksel olarak düzenlenen ödül töreniyle 14 Mayıs’ta sahiplerini buldu. 

Bu ödül, Kale Kilit’in sürekli olarak sektördeki standartları belirleyen ve yenilikçi çözümler sunan yaklaşımının bir sonucu olarak görülebilir. Şirketin sektördeki liderliği, kaliteli ürün ve hizmetlerin yanı sıra müşteri memnuniyetine verdiği önemle de desteklenmektedir.

Kale Endüstri Holding Pazarlama Müdürü Serdar Kavramış, ödülle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu ödül, Kale Kilit ailesi olarak bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. Müşterilerimizin güvenliği ve memnuniyeti her zaman önceliğimiz olmuştur ve bu ödül, bu çabalarımızın tanınmasıdır. Bu ödülü ekiplerimizin yanı sıra tüm yetkili satıcılarımız ve iş ortaklarımız adına alıyoruz. İleri teknoloji ve müşteri odaklı yaklaşımımızla, Kale Kilit olarak sektörümüzde öncü olmaya devam edeceğiz. “

Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı Prosumer Expo 22-24 Mayıs’ta Ankara’da Gerçekleşecek

Sürdürülebilir teknolojiler ve yenilenebilir enerji çözümleri üzerine odaklı en önemli etkinliklerden olan Prosumer Expo Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı 22-24 Mayıs tarihlerinde ATO Congresium’da ilgililerle buluşacak.

Ankara’da ilk kez gerçekleşen ve bu yıl ikincisi yapılan Fuar, yenilenebilir enerji entegrasyonu, elektrikli araç şarj altyapısı ve sürdürülebilir şehir yaşamı konularında yenilikçi çözümler sunmayı amaçlıyor.

Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı’nın ilk kez Başkent Ankara’da gerçekleşmesinin önemine vurgu yapan Prosumer Expo Genel Müdürü Hasan Tosun, Fuarın sektör profesyonellerini, teknoloji meraklılarını, politika yapıcıları ve devlet erkanını bir araya getireceğini belirterek şu bilgileri verdi:

“Fuar, önemli kurum ve kuruluşları bir araya getirirken; hızla gelişen yenilenebilir enerji ve elektrikli mobilite sektörlerindeki son trendler, teknolojiler ve politikalar hakkında bilgi alışverişinde bulunmaları için bir platform sunuyor. Fuar süresince katılımcılar çeşitli seminerler, panel tartışmaları ve ağ oluşturma fırsatları ile sektördeki yenilik ve son gelişmeleri keşfetme fırsatına da sahip olacaklar.”

22-24 Mayıs tarihleri arasında ATO Congresium’da gerçekleşecek Prosumer Expo’nun, enerji sektörü profesyonelleri, akademisyenler, hükümet yetkilileri, devlet erkanı yanı sıra sürdürülebilir teknolojilere ilgi duyan herkese açık olduğunu ifade eden Tosun, etkinliğin aynı zamanda çeşitli teknoloji sağlayıcılarına ve start-up’lara yeniliklerini sergileme ve iş birlikleri kurma imkanı tanıyacağını da sözlerine ekledi.

Küresel Asansör Endüstrisinin Aktörleri İstanbul’da Buluşuyor

Dünya asansör endüstrisinin önemli isimleri, Avrupa Asansör Birliği’nin (ELA – European Lift Association) Genel Kurul Toplantısı için İstanbul’da buluşacak. Sektörün ülkemizdeki çatı kuruluşu ve ELA’nın kategori-1 üyesi Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği’nin (AYSAD) ev sahipliğinde, 16-17 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek genel kurulda, Avrupalı asansörcüler, yeni yönetimlerini belirleyecek. ELA Genel Kurul Toplantısı ile eş zamanlı olarak, “Küresel Sürdürülebilirliğe Geçiş” konulu bir de konferans düzenlenecek. Etkinliğe, ELA ve AYSAD üyeleri ile bürokrasi ve iş dünyasından isimler katılacak. 

Asansör endüstrisinin 15 ülkeden 120’den fazla önemli ismi, Avrupa Asansör Birliği’nin (ELA) yeni yönetimini belirleyecek genel kurul toplantısı için İstanbul’da buluşuyor. Toplantıda, asansör dünyasının aktörleri, sektörün ana gündemlerini de konuşacak. Bu kapsamda “sürdürülebilirlik” ana temasıyla bir konferans düzenlenecek. “Sürdürülebilirlik nedir? Neden önemlidir?”, “Sürdürülebilirliğin asansör sektörüne etkisi”, “Sürdürülebilirlikte asansör sektörünün rolü ve katkısı” ile “Sürdürülebilirlikte geleceğin trendleri” konularının ele alınacağı konferans sonrasında konuklar, Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı sponsorluğunda gerçekleşecek Gala Yemeğinde bir araya gelecek. 

Fuar Direktörü Bozkurt; “Asansör İstanbul olarak, sektörün gelişimine katkı sunmaya devam edeceğiz”

“Avrupa Asansör Birliği ELA, genel kurulunu her yıl yeni bir ülke ve yeni bir şehirde gerçekleştiriyor. Bu önemli organizasyonun 2024 yılında kıtaları buluşturan İstanbul’da yapılmasından dolayı sektörümüz adına memnuniyet duyuyoruz” diyen Fuar Direktörü Seda Bozkurt, Asansör İstanbul olarak sektörün bu önemli etkinliğine katkı sağlıyor olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bozkurt, AYSAD ile işbirliği içerisinde, asansör endüstrisinin büyümesi, gelişmesi ve sektörün ilerlemesi için her türlü uluslararası etkinlikte yer alarak, desteklerine devam edeceklerini de vurguladı. 

Alanında dünyanın 1 numarası Uluslararası Asansör İstanbul, 2025 yılı Mayıs ayında asansör sektörünü buluşturacak.

İlk kez yeni tarihlerinde, 15-18 Mayıs 2025’te düzenlenecek Uluslararası Asansör İstanbul’un, TÜYAP Beylikdüzü’ndeki 19’uncu buluşması için tüm hazırlıklar da devam ediyor. Dünya asansör ve yürüyen merdiven endüstrisini, kıtalar arası ticaretin kesişme noktası İstanbul’da iki yılda bir buluşturan fuar, Informa Markets tarafından AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle gerçekleştiriliyor. ELA’nın da Başkan ve üst yönetim düzeyinde düzenli olarak takip ettiği fuara, 400’ün üzerinde katılımcı firma ile çoğunluğu doğrudan satın almacı 30 binden fazla profesyonel ziyaretçi bekleniyor. 

İnşaat Sektöründe Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 9,3 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜiK) Mart ayı ücretli çalışan verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektöründe bu sayı yüzde 9,3 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 839 bin 534 kişi iken, 2024 yılı Mart ayında 15 milyon 225 bin 128 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Mart ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,0 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 9,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,5 arttı.

Ücretli çalışan sayısı aylık yüzde 0,1 azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Mart ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,1 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

2024 Yılı İlk Üç Aylık Dönemde Türkiye’deki Yabancı Yatırımının Yüzde 43,8’i Vatandaşlık Hakkı İçin

EVA Gayrimenkul Değerleme’ye göre, 2024 ilk üç aylık dönem itibariyle yabancıların Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarının yüzde 43,8’i vatandaşlık edinimi oluşturdu. Geçen yılın aynı döneminde bu oran %18’di. Ülke genelindeki vatandaşlık edinimi için yabancı yatırımında İstanbul, Antalya ve Mersin ilk üçte yer alırken, Megakent İstanbul’daki yabancı yatırımlarında da Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir ilk üçte yer aldı.

EVA Gayrimenkul Değerleme, 2024 yılı ilk üç aylık dönemi itibariyle yabancıların vatandaşlık edinimi için Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarını inceledi. 2024 yılı ilk üç aylık döneminde yabancıların Türkiye’de yapılan 7 bin 37 adet gayrimenkul yatırımının yüzde 43,8’inin vatandaşlık edinimi için olduğu belirlendi. Yabancıların vatandaşlık edinimi için aldığı gayrimenkuller 3 bin 84 adet olurken, vatandaşlık için edinilen gayrimenkullerin adet bazında yüzde 74,1’inin İstanbul’dan edinildiği belirlendi. Vatandaşlık için alınan mülklerin %86,7’sinin  İstanbul, Antalya ve Mersin’den alındığı belirlendi.

Ülke bazında ilk üç Rusya Federasyonu, İran ve Çin 

Yabancıların 2024 yılı ilk üç aylık döneminde tüm gayrimenkul çeşitleri bazında vatandaşlık edinimi için Türkiye’de yaptıkları yatırımlara göre, ülke bazında ilk sırada Rusya Federasyonu yer aldı. Rusya Federasyonu’nu İran, Çin, Afganistan, Filistin, Irak, Pakistan, Sudan, Mıdır ve Amerika Birleşik Devletleri izledi. 

İstanbul ilk sırada 

Yabancıların, 2024 yılı ilk üç aylık dönemi itibariyle tüm gayrimenkul çeşitleri bazında vatandaşlık edinimi için gayrimenkul edinimlerinde en çok tercih ettiği il ise İstanbul oldu. İstanbul’u sırasıyla Antalya, Mersin, Yalova, Ankara, Kütahya, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Muğla takip etti. 

İstanbul’daki yatırımların yüzde 87,4’ü vatandaşlık edinimi için 

Megakent İstanbul’daki yabancı gayrimenkul yatırımı ise 2024 yılı ilk üç aylık dönemi itibariyle 2 bin 612 adet gerçekleşti. Bu yatırımın da, yüzde 87,4’ünün vatandaşlık başvurusu için edinilen gayrimenkullerden oluştuğu belirlendi. 2024 yılı ilk üç aylık döneminde yabancıların tüm gayrimenkul bazında vatandaşlık edinimi için İstanbul’daki yatırımlarında ise ilk sırayı İran aldı.  Bu ülkeyi Rusya Federasyonu, Irak, Çin, Filistin, Afganistan, Azerbaycan, Mıdır, Cezayir ve Suudi Arabistan takip etti.  Aynı dönemde yabancıların vatandaşlık edinimi için İstanbul’daki gayrimenkul yatırım tercihlerinde Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir ilçeleri ilk üçte yer aldı. Bu ilçeleri de sırası ile Küçükçekmece, Avcılar, Bağcılar, Büyükçekmece, Kağıthane, Şişli ve Sarıyer izledi.    

Emlakçılar İçin Mesleki Deneyim Koşulu Yıl Sonuna Kadar Kaldırıldı

Türkiye’de tüm emlakçılar için mesleki deneyim koşulu 2024 yılı yıl sonuna kadar kaldırıldı.

Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Bu karar kapsamında, değişikliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla taşınmaz ticaretine yönelik gelir veya kurumlar vergisi ya da meslek odası kaydı olan işletme ve sözleşmeli işletmelerce 31 Aralık’a kadar yapılan yetki belgesi başvurularında mesleki deneyim koşulu aranmayacak. Ayrıca, Bakanlık ilgili süreyi 6 aya kadar uzatmaya yetkili olacak.

Bakanlık tarafından yapılan açıklama çerçevesinde, emlak sektöründe kayıt dışı faaliyetlerin ve haksız rekabetin önlenmesi, adil, rekabetçi ve istikrarlı bir piyasa yapısının tesis edilmesi ve kaliteli hizmet sunumu sağlanarak tüketici mağduriyetlerinin engellenmesi suretiyle Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğin 2018’den bu tarafa yürürlükte olduğu hatırlatıldı.

Yapılan açıklama kapsamında, yönetmelikle, taşınmaz ticaretinin Bakanlık tarafından yetki belgesi alan işletmeler tarafından yapılması tahmin edildi fakat taşınmaz ticaretiyle iştigal eden emlak işletmelerinin, yetki belgesi alınması için gerekli diğer tüm şartları haiz olmalarına rağmen mesleki deneyim koşulunu sağlayamamaları sebebiyle, yetki belgesi temininde sorun yaşadıkları anlaşıldı.

Bu çerçevede, yaşanan sıkıntıların ortadan kaldırılması ve sektör beklentilerinin karşılanması amacıyla yönetmelik değişikliği ihtiyacı ortaya çıktı.

Mevzuat değişikliği, hem mesleki deneyim şartının karşılanabileceği emlak işletmesi bulma konusunda yaşanan güçlükler hem de mesleki deneyim şartının sektöre kattığı nitelikli iş gücüyle hizmet kalitesi hususları göz önünde tutularak, bir defaya mahsus mesleki deneyim şartı konusunda mağduriyet yaşayan sektör temsilcilerine getirilen istisnai bir düzenlemedir.” İfadelerine yer verildi.

Yapılan düzenlemeyle emlak piyasasında, özellikle yetki belgeli emlak işletmelerinin aleyhine sonuçlar ortaya çıkaran kayıt dışılığın ve haksız rekabetin yarattığı olumsuz durumların engellenmesinin amaçlandığı belirtilen açıklama kapsamında “İdari para cezasına maruz kalınmaması için halihazırda yetki belgesiz faaliyet gösteren emlak işletmelerinin söz konusu düzenlemeyle getirilen kolaylıktan faydalanarak en kısa sürede yetki belgesi temin etmeleri azami önem arz ediyor.”değerlendirilmesine yer verildi.

İlk Çeyrekte Yabancıların Gayrimenkule Doğrudan Yatırımı 796 Milyon Dolar Oldu

Türkiye’ye yılın ilk çeyreğinde toplam 1.5 milyar dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişi kaydedilirken; söz konusu tutar son üç yılın çeyreklik ortalamasına kıyasla yüzde 52’lik düşüşe işaret etti.

Türkiye’ye gelen Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi bu yılın ilk çeyreğinde 1,5 milyar dolar oldu.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Ödemeler Dengesi İstatistikleri’nin açıklanmasının ardından Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bülteni’ni yayımladı.

Buna göre, martta Türkiye’ye giren toplam UDY miktarı 336 milyon dolar olurken, 2024’ün ilk üç ayında bu rakam 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İlk çeyrekte gerçekleşen toplam UDY girişi içerisinde, yatırım sermayesi girişleriyle 1 milyar 218 milyon dolar ve yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla 796 milyon dolar değerinde UDY girişi kaydedildi.

EN FAZLA YATIRIM FİNANSAL FAALİYETLERE

Ocak-mart döneminde yatırım sermayesi girişlerinin toplam hacmi bir önceki çeyreğe ve geçmiş dönemlerin çeyreklik ortalamasına göre hacmen daha sınırlı olurken, sektörel kompozisyonda hizmet sektörü öne çıktı.

Yatırım sermayesi girişlerinin çoğunluğuna “finans ve sigorta faaliyetleri”, “toptan ve perakende ticaret” ile “madencilik ve taş ocakçılığı” sektörleri ev sahipliği yaptı. Finans sektöründeki 257 milyon dolarlık yatırım girişinin 249 milyon dolarını bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri haricinde kalan “diğer finansal hizmet faaliyetleri” çekti.

HOLLANDA İLK ÇEYREKTE BAŞI ÇEKTİ

İlk çeyrekte Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, yüzde 58’lik payla Türkiye’ye gelen yatırım sermayesi girişlerinin en büyük kaynağı olmaya devam etti.

Yatırım sermayesi girişleri ülke bazında incelendiğinde ise başı yüzde 25’lik payla Hollanda çekerken, onu yüzde 21 ile ABD, yüzde 12 ile Almanya izledi.

Kamuda Yüzde 75’i Tamamlanan Projelere Öncelik Verilecek

13 mayıs pazartesi günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendiren Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, bu durumda kamu projelerinde tasfiye hakkının müteahhitler için hayati önemde olduğunu söyledi.

TMB Başkanı Erdal Eren, değerlendirmelerinde şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanlığı’nın 2024-2026 dönemine ilişkin yatırım programı hazırlıkları ile ilgili yayımlanan genelgede; tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmayacağı belirtilmişti. Bu nedenle 2024 yılında müteahhitlerimiz yurt dışı faaliyetlerini ön plana almışlardır. Bugün açıklanan paket ile birlikte kamu projelerinde yüzde 75’i tamamlanan projelere öncelik verileceği belirtilmiş, ihalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin ise ilerlemesinin çok yavaş olacağı öngörülmektedir. Ayrıca hak ediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, ilerleme oranı yüzde 75’in altında olan projelerin sürdürülmesini önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu durumda, çok az ödenek ayrılacak bu projeleri devam ettirmek müteahhitlerine taşıyamayacakları kadar ağır maliyetler getirecektir. Bu nedenle kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesi, kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önemdedir. Aksi halde müteahhitlerimiz belirsiz bir süre ile belirsiz bir yükü üstlenmek durumunda kalacaklardır.”

Kafe ve Restoranların Dış Mekânlarında Sunulan Konfor Önemli Bir Tercih Kriteri

Birçok insan açık havada yemek yemeyi keyifli bir deneyim olarak görüyor. Bu nedenle kafe ve restoranların açık alanlarında oturma seçeneklerinin bulunması, mekânı daha cazip hale getiriyor. Ancak müşteriler için önemli bir tercih kriteri olan dış mekânlarda her mevsim yaz konforu sunmak pek kolay olmuyor. Üstelik ısıtıcı tercihinde profesyonel bir destek almayan işletmeler hem konfor şartlarını sağlayamıyor hem de enerji giderlerini yüzde 40’lara varan oranlarda artırıyor. 

Peki, cafe ve restoranların olmazsa olmazı olan dış mekânları, konforlu ve ekonomik bir şekilde ısıtmak için ne yapmak gerekiyor? İşte detaylar…

Baharın gelişiyle birlikte havalar ısınmaya başladı, ancak akşamüzeri serinleyen hava içimizi üşütmeye devam ediyor. İşletmelerinin açık alanlarında müşterilerine konfor sunmayı hedefleyen kafe ve restoranlar, akşamüzeri soğuyan havaya karşı çözümü dış mekân ısıtıcılarında buluyor. Ancak doğru seçilmeyen bir ısıtıcı ile konfor şartlarını sağlamak mümkün olmuyor. Üstelik akşam saatlerinde saatlerce çalışan ısıtıcılar işletmelerin enerji sarfiyatını da artırıyor.  

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, cafe ve restoranların dış mekânlarını konforlu ve ekonomik bir şekilde ısıtmak için yapılması gerekenleri paylaştı: 

Uzman desteği alınmalı

“Kafe ve restoran işletmecilerinin dış mekân ısıtmasında tasarruf ve konfor şartlarını sağlayabilmeleri için öncelikle uzman desteği almalarını tavsiye ediyoruz. Biz Çukurova Isı olarak, müşterilerimize, keşiften projelendirmeye, kurulumdan devreye almaya kadar anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Çünkü bu konu ciddi bir mühendislik çalışması gerekiyor. Isıtıcının; yerini, kapasitesini ve özelliklerini doğru bir şekilde belirlemediğiniz takdirde konfor ve tasarruf kriterlerini sağlamanız mümkün olmuyor. Unutmayalım ki konfor şartları, menü ve hizmet kalitesi kadar önemli bir tercih kriteri.

Yüzde 40 daha ekonomik ısıtmak mümkün

Çukurova Isı olarak, Goldsun serisi radyant ve elektrikli ısıtıcılarımız ile kafe ve restoranların açık alanlarını yüzde 40 daha ekonomik ısıtarak, işletmelerin enerji giderlerini düşürüyoruz. Böylece işletmelerin ısıtma giderleri, işletmecinin acebini yakan bir sorun olmaktan çıkıyor. Üstelik sistem 1 ila 3 yıl kadar kısa bir sürede kendini amorti ediyor.

Estetik ve kullanışlı bir tasarıma sahip olan Goldsun Elite seramik plakalı radyant ısıtıcılarımızın 3 kademeli yakma sistemi ile kafe ve restoranlarda istenen konfor şartlarını kolayca sağlıyoruz.

Dış kasası 600 derece sıcaklığa, ön yüzeyindeki ızgara ve ısı kalkanı ise 1000 derece sıcaklığa dayanıklı olarak geliştirilen Goldsun Elite serisi seramik plakalı radyant ısıtıcılarımız, açık alanlarda uzun yıllar güvenli bir şekilde çalışıyor.

Isı kayıplarını önlüyor

Piyasadaki birçok radyant ısıtıcıda bulunmayan reflektör ise Goldsun Elite’den yayılan enerjiyi, havaya değil, mekândaki müşterilere doğru yönlendirerek ısı kayıplarını önlüyor. Seramik plakaların önüne yerleştirilen ve saydam seramikten üretilen camlar ise karşıdan gelen rüzgâr akımlarını yüzde 100 kesiyor.

Yağmur altında sorunsuz çalışıyor

IP55 su ve toz koruma standartlarına uygun olarak ürettiğimiz Goldsun Supra Plus ve Goldsun Aqua serisi elektrikli ısıtıcılarımız da uzun yıllar açık alanlarda hatta yağmur altında sorunsuzca çalışıyor. Goldsun elektrikli ısıtıcılarımızın sahip olduğu yüksek yoğunluklu halojen ampul, harcadığı elektrik enerjisinin yüzde 99’unu ısıya dönüştürerek, standart rezistanslı elektrikli ısıtıcılara göre yüzde 40 daha verimli bir ısıtma sağlıyor.” dedi.

Açık Hava Odalarının En Şık ve Keyifli Rotası L’unica’dan 

“Hayat dışarıda” mottosuyla dış mekân dekorasyonuna güçlü stil dokunuşları katan L’unica, birbirinden şık ve özel oturma grubu koleksiyonuyla açık havada konforu yeniden tanımlıyor. Yeni yaşam formlarına uyum sağlayan detaylarıyla öne çıkan Koi, Joy ve Muo oturma grupları ile L’unica açık hava odalarında sevdiklerinizle bir araya gelip zaman geçirmenin en keyifli halini sunuyor.  

Koi, açık hava stilinde estetiği zirveye taşıyor

Konforu göz alıcı bir şıklıkla sunan Koi oturma grubu, yalın tasarım dili ve dingin detaylarıyla açık hava mekânlarında rahatlığın adresi olmaya hazırlanıyor. Geniş minderleri, ergonomik sırt tasarımı ile açık havanın tadını uzun saatler çıkarmak için gerekli tüm konforu sağlıyor. İç mekân ve dış mekân algısını yıkan oturma grubu, sınırları belirsizleştirerek estetiği en üst seviyeye taşıyor. 

Zıtlıkların uyumu Joy ile sahneleniyor

Ahşabın zarafeti ve birinci sınıf işçiliğin sanata dönüşme hikâyesi… Lunica imzalı Joy oturma grubu, şimdiden dış mekân odalarının yıldızı olmaya aday. Her detayında ayrı bir şıklık ve özenin kendini belli ettiği oturma grubunda, sofistike dokunuşlar öne çıkıyor. Zıt formlara ev sahipliği yapan Joy, yer yer yumuşak geçişlerle ahşabın sıcaklığını güçlendirirken yer yer de sert hatlarla iddiasını ortaya koyuyor. 

Muo ile geçirilen her an hatırlanmaya değer

Teak ağacı, siyah alüminyum ve antrasit rope örgü ile yaratılan kusursuz bir kompozisyon, göz alıcı detaylar ve açık havada konforu artıran fonksiyonel özellikler… Keyifli buluşmalar, uzun sohbetler, ailecek geçirilerek zamanlar, baş başa geçirilecek anlar ve çok daha fazlası Muo oturma grubu ile tek rotada buluşuyor. Rahatlığı, işlevselliği, yüksek tasarım anlayışıyla tüm beklentileri karşılayan oturma grubu, açık havada geçirilecek her anı hatırlanmaya değer kılıyor. 

Koi, Joy ve Muo Oturma Grubu koleksiyonlarına, L’unica‘nın Türkiye genelinde yer alan 20 farklı bayisinden ve İstanbul Levent’te bulunan showroom’undan ulaşmak mümkün.

Generali, Ekmek Teknem Sigortası ile İşletmelere Özel Çözümler Sunuyor

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ’ler), ekonomilerimizin bel kemiğini oluşturuyor. Yenilikçi fikirlerin kaynağı, istihdamın can damarı ve toplumsal kalkınmanın temel taşlarıdır. Ancak bu işletmeler sadece başarı hikayeleriyle değil, beraberinde getirdikleri risklerle de doludur. İşletme sahipleri, çalışanlar ve yatırımcılar için önemli bir statüde olan, Türk ekonomisini lokomotifi KOBİ’lerin sigortalanma oranları ise rekabet ülkelerin standartlarına oranla düşük seviyelerde kalıyor. 150 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, KOBİ’lerin sigortalanması noktasında önemli bilgileri kamuoyu ile paylaştı.

İşletmelerin geleceğini güvence altına alıyor 

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ’ler), ekonomilerimizin temel taşlarıdır. Ancak işletmeler bir dizi riskle karşı karşıyadır. Sigortalanma, beklenmedik durumlar karşısında işletmeleri korur ve sürdürülebilir büyüme için güven oluşturur. Yangın sigortası, iş yeri kapsamı ve iş kazası sigortası gibi çeşitli poliçeler işletmelerin güvende kalmasına yardımcı olur. Öte yandan sigortalanmış bir işletme, çalışanlarına ve yatırımcılara da güven verir. Özetle KOBİ’ler için sigortanın önemi, işletmelerin geleceğini güvence altına almak için kritiktir.

“Ekmek Teknem Sigortası” özel çözümler sunuyor 

Generali Sigorta, işletmelerin ihtiyaçlarına özel çözümler sunmaya devam ediyor. “Generali Ekmek Teknem Sigortası” işletmelerin belirli risklere karşı esnek bir şekilde korunmasını sağlayan birçok avantaj sunuyor. “Ekmek Teknem Sigortası”, işletmelerin bütçelerine uygun olarak seçilen teminatlarla özelleştirilebilir bir yapıya sahip. Bu da işletmelerin ihtiyaçlarına göre gereksiz teminatlar için ödeme yapma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Sunduğu geniş teminat paketleriyle iş yerlerinin faaliyetlerine uygun çözümler sunan bu sigorta, işletmelerin finansal güvenliğini sağlamak adına önemli bir araç haline geliyor.

Üç ana kategoride güvence sunuyor 

“Ekmek Teknem Sigortası”, temel koruma paketi, işletme sorumluluk paketi ve işletme koruma paketi olmak üzere üç ana kategoride sunuluyor. Temel koruma paketi, yangın, hırsızlık, su baskını gibi risklere karşı geniş kapsamlı koruma sağlarken, işletme sorumluluk paketi ise işletmenin üçüncü şahıslara karşı sorumluluk risklerini kapsıyor. İşletme koruma paketi ise işletmenin finansal devamlılığını sağlayarak işletme sahiplerini koruyor. Ayrıca, “Ekmek Teknem Sigortası”nın sunduğu diğer ek teminatlar ile poliçe kapsamı genişletilebiliyor. Elektronik cihaz hasarları, makina kırılma riskleri, taşınan paranın hırsızlığa uğrama riski gibi birçok farklı risk unsuru da sigorta kapsamına dahil edilebiliyor.

Egepen Deceuninck’ten Modern ve Fonksiyonel Sineklik

Sıcak havaların gelmesiyle birlikte sineklikler de kullanılmaya başlandı. Yaz aylarının keyfini çıkarırken, iç mekanları sineklerden korumak hem konfor hem de sağlık için oldukça önemli.. PVC profil sektöründe ilklerin öncüsü Egepen Deceuninck, pencerelerin rahatlıkla açılmasını sağlayan sineklik sistemleri ile güzel havanın tadını çıkarmaya yardımcı oluyor. 

Bahar ve yaz aylarında iç mekanların hava alması için camlar daha sık açılıyor ve yaşam alanlarının temiz oksijen alması sağlanıyor. Ancak, bu dönemde ortaya çıkan sinekler ve kanatlı böcekler perdelerden boşluk bularak mekanlara girebiliyor ve gün boyu rahatsızlık oluşturuyor. Türkiye’nin penceresi Egepen Deceuninck, sürme ve içe açılan sineklik sistemiyle yaşam alanlarını sineklerden korumak için etkili bir çözüm sağlıyor. 

Sineklerle mücadelede en zararsız çözümü sunan Egepen Deceuninck, modern tasarımıyla ön plana çıkıyor. İç ve dış mekanlara estetik bir dokunuş katan sineklikler; ahşap, alüminyum veya PVC üzerine rahatlıkla monte edilebiliyor. Her renk lamine alternatifi bulunan sineklikler, pencerenin her saatte rahatlıkla açılmasını sağlayarak yaşam alanlarındaki her anı daha keyifli ve huzurlu hale getiriyor.

Sürdürülebilir Mobilya Pazarı 6 Yılda Yüzde 60’a Yakın Büyüyecek

Farklı endüstriler tarafından doğal kaynakların kontrolsüz ve hızlı tüketimi sonucu oluşan çevresel sorunlar, iş dünyasının dönüşümüne kapı araladı. 10 yıldır her müşterisi için bir ağaç diken yerli mobilya markası, sürdürülebilir mobilyalarla doğaya verilen zararı azaltırken, ihracat yoluyla ülke ekonomisine de katkıda bulunuyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Kaynak Paneli tarafından hazırlanan BM Çevre Programı Küresel Kaynaklar Görünümü raporuna göre, küresel doğal kaynak tüketiminin 2060’a kadar %60 oranında artacağı tahmin edilirken, sürdürülebilirlik giderek kritik hale geliyor. İş liderlerinin dörtte üçü, değer zincirlerini karbondan arındırmak, yeni endüstriler ve iş modelleri yaratmayı önemli bir kaldıraç olarak görüyor. Buna karşın, şirketlerin yalnızca %14’ü 2024’te sürdürülebilirlik yatırımlarını artırmayı planlarken yerli mobilya markası Asortie Mobilya, sürdürülebilir mobilyalar üreterek doğaya verilen zararın önüne geçmeyi amaçlıyor.

Sürdürülebilir mobilyaları dünyanın birçok ülkesine ihraç ediyoruz”

50,44 milyar dolar değerinde olan sürdürülebilir mobilya pazarının 6 yılda %57,43 büyümesinin beklendiğini belirten Asortie Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, “Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimize entegre ediyoruz. Bu doğrultuda malzeme seçimi, atık azaltımı, doğal ürünlerin tercih edilmesi gibi unsurları göz önünde bulundurarak geri dönüştürülebilir mobilyalar üretiyoruz. Doğal kaynakların korunmasını ve çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik stratejileri önceliğimiz kabul ediyoruz. Teknoloji ve inovasyonla geleceğin antikaları arasında yer alacağına inandığımız sürdürülebilir mobilyalar üretiyor, bunları dünyanın birçok ülkesine ihraç ediyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Hammaddeleri doğadan elde edilen ağaç ve diğer ürünler olan mobilya sektöründe sürdürülebilirlik kavramı daha önem kazanıyor. Sürdürülebilir doğal mobilyalar, sadece evimizi güzelleştirmekle kalmıyor. Aynı zamanda doğayı koruma çabamıza da katkıda bulunuyor. Çevre dostu malzemelerin kullanıldığı, üretimde doğaya en az olumsuz etkisi olan enerjilerin tercih edildiği, çevreye saygılı üretim süreçlerinin uygulanması ile elde edilen mobilyalarla daha temiz ve organik bir dünyayı mümkün kılabiliriz. Gelecek nesillere bırakılacak sağlam, dayanıklı ve uzun ömürlü mobilyalar ile doğaya vereceğimiz zararı azaltabiliriz.”

10 yıldır müşterilerimiz adına ağaç dikiyoruz”

Benimsedikleri misyon ile birçok kez “Yılın En İyi Mobilya Markası” ödülünü alan Asortie Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, konuya dair açıklamalarına şunları ekledi: 

“Yaklaşık 10 yıl önce başlattığımız “Doğadan Aldığımızı Doğaya Geri Veriyoruz” kampanyası ile her bir müşterimiz için ağaç dikiyor ve bu konudaki hassasiyetimizden asla taviz vermiyoruz. TEMA ve ÇEKÜL gibi doğa dostu vakıflarla organize çalışırken, sürdürülebilir mobilya üretimi kavramı adeta kurum kültürü olarak benimsiyoruz.”

Beta Enerji Üretim ve Ciroyu Dörde Katlayacak

Uzun yıllardır araştırma- geliştirme ve inovasyona yatırım yapan, sektöründe verimli üretim süreci ve kaliteli çözümlere odaklanan Beta Enerji, başlattığı yatırım hamlesiyle vites artırıyor. 6 kıtada 62 ülkeye ihracat yapan şirket 130 milyon dolarlık yeni fabrika alanı ile üretimini katlayacak.

Türkiye’nin lider transformatör üreticilerinden Beta Enerji, 130 milyon dolarlık yeni fabrika yatırımı ile üretim alanını 65 bin metrekareden 165 bin metrekareye çıkartıyor. 2023’te yüzde 60 büyüme ile 90 milyon dolar ciro elde eden Beta Enerji, yeni fabrika ile 2026 sonunda cirosunu 310 milyon doların üzerine taşıyacak. 6 kıtada 62 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini, 2017 yılında bölgede kendi sektöründe ilk Ar-Ge Merkezi’ni kurduklarını kaydeden Beta Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Sabit Dağsuyu, hedeflerinin bir dünya markası olmak olduğunu söyledi.

“Enerji ve teknoloji şirketiyiz”

Uzun yıllardır araştırma-geliştirme ve inovasyona yaptıkları yatırımlarla, sektöründeki teknolojik yenilikleri yakından takip ederek enerji alanında verimli üretim süreci ve kaliteli çözümler sunduklarını aktaran Sabit Dağsuyu, “Elektrik-elektromekanik sektöründeki ihtisaslaşmış yapımızla, yağlı ve kuru tip dağıtım transformatörü, güç transformatörü ve özel sargılı transformatör alanında “uçtan uca üretim” yetkinliğine sahip bir enerji ve teknoloji markası olarak, yaklaşık yarım asırlık tecrübemizle başarı yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Enerji sektörünü hem yurt içinde hem de yurt dışında yakından takip ediyoruz. 2024 yılı ve sonrası için planladığımız yeni yatırımlar ile Beta Enerji’yi dünyada sektörün öncüsü yapma hedefindeyiz” diye konuştu.

“Sürdürülebilir bir kurumsal yönetim anlayışına sahibiz”

“Sıfır hata” ilkesi ile enerji sektörünün ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz ederek; çalışanlarını, müşterilerini ve çözüm ortaklarını memnun etme politikasıyla hareket ettiklerini ifade eden Beta Enerji Genel Müdürü ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Ünal, Beta Enerji’nin; Dağsuyu Ailesi’nin ikinci nesli Hakkı Mert Dağsuyu ve Yusuf Cenk Dağsuyu’nun yönetimde aktif olarak yer almasının ardından, kurumsal yönetim, kurum içi sürdürülebilirlik anlayışı ile iç ve dış pazarda sektörün öncü aktörlerinden biri haline geldiğini söyledi. Ünal, “Ülkemizdeki Ar-Ge yatırımlarına önem veren şirketlerden biri olarak kendi öz kaynaklarımız ile finanse ettiğimiz dikey girişimlerle, üretimin ve katma değerin yanında duruyor, sürdürülebilirlik adına yaptığımız yatırımlarla da yaşanabilir bir geleceğe katkı sağlıyoruz” dedi.

Çalışan sayısını 3 katına çıkaracak

2024 yılı için ihracatta başta Avrupa kıtası olmak üzere dolar bazında yüzde 50 civarında bir büyüme hedeflediklerini vurgulayan Ünal, konvansiyonel enerji kaynaklarından alternatif enerji kaynaklarına geçişle birlikte; enerji sektöründeki büyüme, elektrikli araçların yaşama entegrasyonu ve teknolojik gelişmelerin önemli fırsatlar sunduğunu kaydetti. Bu fırsatları değerlendirerek yeni pazarlara açılmak ve ürün portföyünü genişletmenin önemli planları arasında yer aldığını aktaran Ahmet Ünal, gelecek planlamaları arasında farklı iş modelleri de bulunduğunu ifade ederek “Ayrıca, enerji sektörüne olan talep artışı ile birlikte artan ürün çeşitliliğimiz ve yeni yatırımımızın tamamlanması ile 2026 yılının sonuna doğru mevcut çalışan sayımızı yaklaşık 3 katına çıkarmayı öngörüyoruz. Bu konuda ilk adımlarımızı atarak 2023 yılının sonunda yaklaşık 400 olan çalışan sayımızı, 2024 yılının ilk çeyreğinde 500 çalışana taşıdık” diye konuştu.

Sektöründe ilk Ar-Ge merkezini kurdu

Beta Enerji’nin sektör adına pek çok ilklere imza attığının altını çizen Ahmet Ünal, 2017 yılında bölgede dördüncü, kendi sektöründe ise ilk Ar-Ge merkezini kuran, yeşil enerji kapsamında uzun yıllardır GES çatı sistemleri ile kendi enerjisini kendi üreten, kurumsal karbon ayak izi standardı çerçevesinde, 2022 yılına ait karbon ayak izi raporlamasını tamamlayıp Almanya merkezli doğrulayıcı kuruluş (DAKKS) tarafından akrediteli olarak doğrulamasını yapan sektördeki ilk şirket olduklarını, ayrıca ürettikleri ürünleri 3 boyutlu teknolojilere taşıyarak bu alanda Türkiye’deki ilk sanal gerçeklik teknoloji kullanımına imza atan enerji firması olduklarını bildirdi. Uçtan uca enerji üretimini gerçekleştirmek amacıyla yüksek gerilim anahtarlama ürünlerine yaptıkları yatırımlarla birlikte transformatörden elektrikli araç şarj istasyonlarına kadar ürün gamını her geçen gün genişlettiklerini anlatan Ahmet Ünal, “Üretim bandımıza eklediğimiz her ürün çıktısı ile bu hedeflerimizi büyütmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “2026 için 310 milyon dolarlık ciro hedefimiz var” Beta Enerji’nin dağıtım transformatörlerinde yüzde 35’lik bir pazar payına sahip olduğunu ve yeni fabrika yatırımının tamamlanması ve kapasite artışı ile pazardan daha fazla pay almayı planladıklarını dile getiren Ahmet Ünal, enerjiyi dönüştürmede ve iletimde alternatifi olmayan transformatöre olan ihtiyacın; enerjiye olan talep arttıkça süreceğini vurguladı.

Türkiye’nin enerji sektöründe stratejik bir konuma sahip olduğunu ve önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Ahmet Ünal, enerji talebindeki sürekli artışın, yenilenebilir enerji projeleri, elektrikli araçların yaşama entegrasyonu ve altyapı yatırımları ile Türkiye’nin enerji sektöründeki önemini artırdığını, bu stratejik konumdan beslenerek yerel ve uluslararası pazarlarda rekabetçi bir konum elde etmeyi hedeflediklerini kaydetti. Beta Enerji’nin 2023 yılını yüzde 60 büyüyerek 90 milyon dolar ciro ile tamamladığını ifade eden Ahmet Ünal, yeni yatırımları ile birlikte her yıl yüzde 50’nin üzerinde büyüme ile 2026 yılı için 310 milyon dolar ciro hedefine odaklandıklarını duyurdu.

“Voltgo’nun yazılım ve donanımını mühendislerimiz gerçekleştirdi”

Beta Enerji’nin kurum içi dikey girişim modelinin en önemli örneklerinden birini de elektrikli araç şarj istasyonu markası Voltgo yatırımının oluşturduğunu aktaran Ahmet Ünal, Voltgo’nun yazılım ve donanım süreçlerinin tamamının kendi mühendislerince gerçekleştirildiğini bildirdi.

Ünal, “Enerji kullanımının sürdürülebilir dönüşümü birçok farklı sektörde olduğu gibi ulaşımda da kendini gösterdi. Elektrikli araçların günlük yaşamımıza hızlıca dahil olması yine aynı hızda elektrikli şarj istasyonu ihtiyacını da beraberinde getirdi. Voltgo yatırımımız tam olarak bu ihtiyaçlar doğrultusunda hayata geçti. EPDK lisansına sahip elektrikli şarj istasyonu markamız, bireysel ve kurumsal kullanımlar için DC, AC ve WallBox tipi şarj üniteleri üretiyor, ayrıca şarj istasyonu işletme lisansına ve haklarına da sahibiz” diye konuştu.

Kaynak: Dünya Gazetesi-Recep Şenyurt

TCMB, Menkul Kıymet Tesisine İlişkin Düzenlemeyi Yürürlükten Kaldırdı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyi yürürlükten kaldırdı.

TCMB’nin makroihtiyati çerçevede sadeleşmeye ilişkin duyurusunda, Merkez Bankası’nın, piyasa mekanizmasının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde makroihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam ettiği belirtildi.

Duyuruda, “6 Nisan 2024 tarihli basın duyurusunda, menkul kıymet tesisi düzenlemesine yönelik sadeleşme adımları duyurulmuş ve söz konusu düzenlemenin yakın zamanda sonlandırılmasının planlandığı açıklanmıştı. Resmi Gazete’de bugün yayımlanan tebliğ ile menkul kıymet tesisine ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır.” denildi.

TCMB’nin 6 Nisan’daki duyurusunda, menkul kıymet tesisine tabi yükümlülüklere uygulanan menkul kıymet tesis oranının yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürülmesine, kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin uygulamanın da sonlandırılmasına karar verildiği bildirilmişti.

Roca’dan Dar Banyo Alanları İçin Estetik ve İşlevsel Lavabo Tasarımları

Yaşam alanlarının en çok kullanılan yerlerinden biri olan banyoların tasarımı, hem işlevsellik hem de estetik açıdan büyük bir önem taşıyor. Özellikle yazlık evlerde bulunan misafir banyoları ve dar banyolarda rahat hareket edebilmek için daha küçük ürünler tercih etmek gerekiyor. Dünyanın lider banyo ürünleri üreticisi Roca, sade ve zamansız  tasarıma sahip yarım ayaklı ve tezgâh üstü lavabo seçenekleriyle küçük ve dar banyoların daha kullanışlı hale gelmesine yardımcı oluyor.  

Küçük ve dar banyo alanlarının tasarımı için göz önünde bulundurulması gereken en önemli faktör; alan tasarrufu oluyor. Banyolar için inovasyonu odağına alarak armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümler geliştiren Roca, zarif tasarımlara sahip lavaboları ile esnekliği ve şıklığı bir arada sunuyor. Özellikle tezgah üstü lavabo dolapları ile el yıkama alanıyla eşya saklama alanını aynı yerde tutarak yerden tasarruf edilmesine olanak tanıyan Roca, yarım ayaklı lavabolarının alt kısmındaki boşluğu sayesinde mekanın daha ferah bir görünüme sahip olmasını sağlıyor. 

Estetik ve işlevsellik bir arada

Alanı kısıtlı banyoları düzenlemek ve kullanışlı bir alan oluşturmak için küçük ve işlevsel  lavabolar seçmek gerekiyor. Bununla birlikte, düzenlenecek alan ne kadar küçük olursa olsun, kaliteli görünüm ve şık seçimler yapmak banyo alanının estetiği için büyük bir önem taşıyor.  Dar alanda maksimum ferahlık sağlamak için tasarlanan Roca Inspira serisi, 370 milimetre genişliği ve 5 milimetre kalınlığı ile dar banyo alanlarını daha verimli hale dönüştürüyor. Yuvarlak, oval ve kare modelleriyle geleneksel lavabolara göre daha geniş bir alan oluşturan İnspira serisi, modern ve şık bir görünüm sunuyor. 

Dar banyo alanları için şık bir lavabo alternatifi ise  Brezilyalı ünlü mimar Ruy Ohtake imzasını taşıyan Ruy Ohtake serisi, dalgaların kıvrımları ve ufuk çizgisi gibi formlardan ilham alan modelleri ile özellikle modern ve farklılığa açık olanlar için ideal bir alternatif oluyor. Ayrıca, ultra ince kenarları ve sadece 3 milimetre kalınlığıyla alan tasarrufu sağlıyor. 

Zarif ve fonksiyonel bir tasarımı ile küçük banyolar için mükemmel bir seçenek olarak öne çıkan The Gap koleksiyonu, 320 milimetrelik derinliğiyle, mekânı verimli bir şekilde kullanmanızı sağlıyor. Tezgâh üstü lavaboları ile banyo mobilyaları arasında mükemmel bir uyum sağlayan koleksiyon, şık bir görünüm oluşturuyor. 

Kamu Projelerinde Tasfiye Hakkı Müteahhitler İçin Hayati Önemde

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendirdi.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, “Açıklanan paket ile birlikte kamu projelerinde yüzde 75’i tamamlanan projelere öncelik verileceği belirtilmiştir. İhalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin ise ilerlemesinin çok yavaş olacağı öngörülmektedir. Ayrıca hak ediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, devam eden projelerin ilerlemesini önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu nedenle kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesi, kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önemdedir.” dedi.

Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden biri olan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendirdi.

Açıklanan paket ile birlikte şartsız tasfiye hakkının Anadolu’nun dört bir yanındaki binlerce müteahhit için hayati hale geldiğini vurgulayan TMB Başkanı Eren, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı’nın 2024-2026 dönemine ilişkin yatırım programı hazırlıkları ile ilgili yayımlanan genelgede; tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmayacağı belirtilmişti. Bu nedenle 2024 yılında müteahhitlerimiz yurt dışı faaliyetlerini ön plana almışlardır. Bugün açıklanan paket ile birlikte kamu projelerinde yüzde 75’i tamamlanan projelere öncelik verileceği belirtilmiş, ihalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin ise ilerlemesinin çok yavaş olacağı öngörülmektedir. Ayrıca hak ediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, ilerleme oranı yüzde 75’in altında olan projelerin sürdürülmesini önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu durumda, çok az ödenek ayrılacak bu projeleri devam ettirmek müteahhitlerine taşıyamayacakları kadar ağır maliyetler getirecektir. Bu nedenle kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesi, kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önemdedir. Aksi halde müteahhitlerimiz belirsiz bir süre ile belirsiz bir yükü üstlenmek durumunda kalacaklardır.”

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi Açıklandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ni kamuoyuyla paylaştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Kamunun tasarruf yapması, verimliliği artırması, daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, daha az cari açığa yol açacaktır.” dedi.

Yılmaz, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz”

“Hazırlıkları son aşamaya gelen genelge taslağı bu hafta içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak”

“Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini bekliyoruz”

“Bakan Şimşek: Deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl durduruyoruz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Ambulans, savunma ve güvenlik gibi alanlardaki zorunlu ihtiyaçlar hariç, kamuda yeni araç satın almayı ve kiralamayı 3 yıl durduruyoruz.” dedi.

Bakan Şimşek, “Deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl durduruyoruz. Yeni bina kiralanmasına izin vermeyeceğiz, mevcut kiralamaları da peyderpey sonlandıracağız.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, “Kamu çalışanlarının yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getiriyoruz. Sadece bir yerden yönetim kurulu ücreti alınabilecek, ücretlere üst sınır getireceğiz.” açıklamasını yaptı.

Bakan Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Deprem ve zorunlu harcamalar hariç, mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde ise yüzde 15 oranında kesinti yapacağız.”

Şimşek, “Önümüzdeki dönemde kamu ihale reformu, KİT’lerde yönetişim reformu, vergide adalet ve etkinlik, kayıt dışılıkla mücadele gibi alanlarda çalışmalarımızı tamamlayacağız.” dedi.

Türkiye ekonomisindeki kalkınmanın sürdürülebilir olması için kamu alanında bir dizi tasarruf önlemi alındı. Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımlarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklandı.

Başarılı olan para ve mali politikaları pekiştirici nitelikte olan yeni düzenlemeler kapsamında kamuya araç alımları 3 yıl süreyle durdurulacak. Kamu personelinin servisleri sözleşme bitiminde sonlandırılacak. Kamu tesisleri ekonomiye kazandırılacak. Kamuya yeni istihdam sadece emekli olanların yerine gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı  Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:

Yaklaşık 65 yıldır ülkemizde tasarruf genelgeleri ile kamu harcamalarında kontrol sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde,  Cumhurbaşkanımızın başkanlığını yaptığı hükumetler döneminde ise değişik zamanlarda on adet genelge yürürlüğe konmuştur. En sonuncusu 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan bu genelgeler ile kamu harcamaları belli kurallara bağlanmıştır.

Son dönemlerde yaşanan gelişmeler bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

16 Nisan Kabine Toplantısı akabinde  Cumhurbaşkanımız Orta Vadeli Programımızın güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade etmişlerdir.

6 Mayıs Kabine Toplantısı akabinde “Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurtdışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda” tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişlerdir.

7 Mayıs tarihinde sosyal medya kanalıyla yaptıkları paylaşımda ise “bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken, diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek, daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz” ifadelerini kullanmışlardır.

Birazdan sunulacak olan çalışmamız ilgili tüm kurumlarımızın katkısı sonucunda bu talimatın tekemmül ettirilmesi ile oluşturulmuştur.

Tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptığımız bu güncellemede iki önemli gelişme etkili olmuştur.

Birincisi geçen yıl yaşadığımız tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacımız, ikincisi pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyon ile ülkemizin kararlı bir şekilde mücadele etme iradesidir.

Bugün sunduğumuz paket tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketler ile birlikte anlam ifade etmektedir.

Kamuda tasarruf programımız ile sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketim ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz.

Geçen yıl yaşadığımız depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyeti 104 milyar doları bulmuştur. Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar TL’dir.

2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar TL olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte, önümüzdeki yıl da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki açıktır.

Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine gerilemektedir.

Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır.

Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilediğimiz bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikamızı yansıtmaktadır.

Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz canlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyor, bu zorlu süreçte depremzede kardeşlerimizin yanında olan kamu, özel kesim ve sivil toplumdan her bir kişi ve kuruluşa teşekkür ediyorum.

Ortaya koyduğumuz yeni paketimiz bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken, diğer yandan halkımızın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttüğümüz kararlı mücadeleye katkı sunmaktadır.

Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşımaktadır. Orta Vadeli Programımız da bu temel çerçeve ile şekillendirilmiştir.

Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırması daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranımızın artmasına ve daha az cari açığa yol açacaktır. Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır.

Orta vadeli programınızın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız.

Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır.

Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Geçen yıl milli gelire oranla yüzde 6,4 olarak tahmin edilen bütçe açığı, yıl sonunda yüzde 5,2 olarak gerçekleşmişti. Bu yıl sonunda da benzer bir oranda iyileşmeyi hedefliyoruz. Harcama disiplininin yanı sıra, tahsilat oranlarını artırma ve kayıt dışılıkla daha etkin mücadele gibi yöntemlerle, kamu gelirlerinde sağlayacağımız iyileşme de bu hedefimize katkıda bulunacaktır.

Bugün sunulacak olan tasarruf ve verimlilik paketi geçmişten bazı farklılıklar da arz etmektedir.

Geçmişten çıkardığımız derslerle bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemi ile hayata geçireceğiz. Ayrıca hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz.

Bugün ilan edilen programın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olmak üzere iki ayaklı bir çalışma yürütülmektedir. Kanun gerektirmeyen hususlar konusunda hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan Genelge taslağı kısa bir süre içinde (bu hafta) Sn. Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacaktır.

Kanun gerektiren hususlarda ise grubumuz ile yürütülmekte olan hazırlıklar Meclisimizin takdirine arz edilecektir.

Yapılacak idari düzenlemeler tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak bir anlayış içinde hazırlanmıştır. Genelgemizde tek istisna, konumu gereği TBMM olacaktır. Bu konuda Meclis Başkanımız kendi uhdesinde benzer bir çalışma yürüttüğünü ifade etmişlerdi.

Yaptığımız görüşmelerde Meclisimiz tarafından alınan önlemlerin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını da öğrenmiş bulunuyoruz. Kendilerine bu anlamlı tutumları için şükranlarımızı sunuyorum.

Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.

Son olarak tüm bu çalışmalara vizyonu ve güçlü siyasi iradesi ile yön veren Sn. Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyorum.

Çalışmalarda titiz bir hazırlık yürüten Maliye ve Hazine Bakanımız Sn Mehmet Şimşek ve ekibine, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına teşekkür ediyorum.

Çeşitli istişare ortamlarında fikirleriyle katkıda bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara, işveren ve çalışan kesimi temsil eden meslek kuruluşlarına ve sivil toplum kurumlarına ayrıca teşekkür ediyorum.

Tasarruf ve verimlilik paketinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını, 85 milyon için olumlu sonuçlar doğurmasını diliyorum.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları şöyle:

En önemli önceliğimiz hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak. Enflasyonu düşük tek hanelere düşürmek. Refah için de düşük haneli enflasyon olmazsa olmazdır. Fiyat istikrarı bunun en önemli bileşenidir. Para politikası, gelirler, yapısal reformlar uyum içerisinde yürütülüyor. MB enflasyonu düşürmek için para politikasında sıkılaştırma dahil kendi alanındaki tedbirleri alıyor.

Deprem yaralarını sardığımız dönemde harcamaları disiplin altına alıyoruz. Tabi ki bugüne kadar tasarruf yapılmadı değil. Geçen sene aldığımız tedbirlerle bütçe açığını tedbir alınmasaydı 9-10’lara çıkacak açığı yüzde 5 gibi daha makul düzeye çekebildik. AK Parti hükümetlerinin en önemli özelliklerinden biri mali disiplindir. 20 yıllık performansa baktığınız zaman mali disiplinin AK Parti’nin önemli özelliği olduğu ortaya çıkacaktır.

Bu açıklayacağımız ilk paket değil son paket de olmayacak. Bugünkü tedbir setini geçmişteki uygulamalardan farklı kılan 3 husus var. Birincisi OVP’ye uygun olarak kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz. İkinci olarak, çok güçlü izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. Tedbirler tüm kamuyu kapsayacak şekilde uygulanacaktır. Merkezi, mahalli, kamu iktisadi teşebbüsleri tedbir paketinin kapsamındadır.

Mali disiplin niye önemlidir? Kalıcı fiyat istikrarı için önemli destek mekanizması olarak görüyoruz. Burada doğal afetlere kaynak ayırmak sadece bugün yaralarını sarmaya çalıştığımız deprem felaketi için değil, gelecekte olacak afetler için de mali alanımızın olması lazım.

Düşük risk primiyle uluslararası piyasalardan uygun maliyetli borçlanmak için mali disiplin gereklidir. Borçlanma demek gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek. Burada bizim yaklaşımımız mali disiplini sağlayarak dengeleri sağlamlaştırmak istiyoruz. Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyona destek vereceğiz. Kamu maliyesi alanında önümüzdeki dönemde birçok alanda reform yapacağız ve sizlerle paylaşacağız.

“YENİ ARAÇ SATIN ALMA VE KİRALAMAYI 3 YIL SÜREYLE DURDURUYORUZ”

Harcama tedbirlerimizin üç tane temel ekseni var. Kamuda tasarruf, bütçe harcamalarında disiplin, kamu yatırımlarında verimliliktir. Burada kamu tasarruf alanlarına baktığımız zaman 8 öncelikli alana yoğunlaşıyoruz. İlk başlığımız kamuda taşıtlar konusudur. Taşıt alanında kamu filo yönetim sisteminde taşıt sayısı ve kullanım standartlarını belirledik. Bu sistem taşıt edinim, kullanım ve tasfiye süreçlerini bütüncül anlayışla sağlayacak. Plaka bazlı olarak taşıtlarla ilgili süreci takip edeceğiz. Yaşı, kilometresi ve kullanımını izleyeceğiz. Veri girişi sisteme başladı. Bu sistemle hedefimiz, ilerleyen aşamada taşıtların ortak havuzda toplanarak kurumlar arası kullanıma zemin hazırlanmasıdır.

Yeni araç satın alma ve kiralamayı 3 yıl süreyle durduruyoruz. Mevcut taşıt kiralama sözleşmeleri izin alınmadan yenilenmeyecek.

Bütçe dışı kaynaklardan taşıt kullanımını da çok sıkı kural ve izne tabi tutuyoruz. Yabancı menşeli araç kullanımını sonlandırıyoruz. Mevcutların sözleşmelerinin sona ermesi gerekecek.

KAMU PERSONELİNİN SERVİSİ KALKACAK

İhtiyaç fazlası olan ekonomik ömrünü tamamlamış olan taşıtları tasfiye edeceğiz. Savunma ve güvenlik hariç kamuda personel servis hizmetini sözleşme bitiminde sonlandırmayı hedefliyoruz.

“LOJMAN KİRALARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK”

Yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl süreyle durduruyoruz. Yeni bina kiralanmasına izin vermeyeceğiz, mevcut kiralamaları sonlandıracağız. Yeni lojman ve sosyal tesis alımı, yapımı ve kiralanmasını süresiz olarak kaldırıyoruz. Mevcut sosyal tesisleri ekonomiye kazandıracağız. Lojman kiralarını ve sosyal tesis ücretlerini rayiç bedelleri dikkate alarak gözden geçireceğiz.

3 YIL BOYUNCA KAMUYA PERSONEL ALINMAYACAK

Kamu istihdamında birinci husus 3 yıl boyunca emekli olanlar kadar yeni personel istihdamı sağlayacağız. Açıktan atama izinleri bütçe kanununda belirlenecek. Destek personel sayısını belli bir program dahilinde azaltmayı hedefliyoruz.

Kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getiriyoruz. Mevcut mevzuata göre sadece bir yerden YK ücreti alıyor. YK ücretlerine üst sınır getireceğiz. Bütün bu hususlar yasal düzenleme gerektiriyor, Meclis’in takdirinde olan hususlardır.

İdari yapılanmada etkinliği esas alacak kapsamlı çalışmayı başlatıyoruz. Kamuda yeni kurumlar kurulmasının önüne geçilecek, mükerrer yapılanmaları önleyeceğiz.

Birçok ilimizde HMB’nin defterdarlık ve vergi daireleri var. Etkinlik için bu ikisini birleştireceğiz ve milletimize daha iyi hizmet sunacağız. İki birimi birleştireceğiz.

Hizmet içi eğitimler kamu tesislerinde yapılacak. Yurt dışı geçici görev harcamalarını sınırlandırıyoruz. Bu kaleme başka ödeneklerden aktarım yapılamayacak.

Ajanda, takvim, plaket, eşantiyon türü hediyelerin verilmesi yasaklanacak.

Enerji ve atık yönetimi önemli bir alan. Enerjide dışa bağımlılığımızın olduğu malum. Kamuda enerji verimliliğini artıracağız.

Haberleşme ve iletişim giderlerinde dijitalleşme yoluyla tasarrufa gidiyoruz. Elektronik yazışmaya geçişi yaygınlaştırıyoruz. Kurumsal arşivleri elektronik ortama taşıyoruz.

İlk olarak 2024 yılı temsil ve tanıtma ödeneklerinde yüzde 25 kesinti yapıyoruz. Devam eden yıllarda kesintili ödeneği baz alacağız. Uluslararası bayramlar hariç gezi ve kokteyl düzenlenemeyecek. Zorunlu haller hariç mobilya, ofis donanımı gibi demirbaş alımlarını 3 yıl süreyle durduruyoruz. Makine ve teçhizatlar ekonomik ömrünü tamamlamadan elden çıkarılamayacak. Kamu alımlarını DMO yapacak.

Bu sene için deprem ve zorunlu harcamalar hariç mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesintiye gidiyoruz. Tek seferlik gelirlere dayalı kalıcı harcama yatırımı yapılamayacak. Bu sene hiçbir bakanlık ödeneklerini bu çerçevede aşamayacak. Biz kendilerine ilave ödenek vermeyeceğiz.

2024 yılında bütçedeki bütün harcama alanlarını gözden geçireceğiz. Verimsiz olanları sonlandıracağız.

Kamu yatırımlarında da önceliklendirmeye gidiyoruz. Yatırım ödeneklerindeki yüzde 15’lik kesintiyi öncelikli alanlara kanalize edeceğiz. Fiziki ilerlemesi yüzde 75’e ulaşan yatırım projelerini, Kahramanmaraş ve Hatay depremi sonrası planlanan projeleri önceliklendireceğiz. Zorunlu haller dışında yeni proje almayacağız.

Tedbirleri almak yetmiyor. Sistem geliştirdik. Kamu idarelerinin tasarruf tedbirlerine uyum konusunda veri girişi ve raporlama yapması gerekiyor. HMB ise süreci izleyip takip edecek. Burada tabi ki tasarruf tedbirlerine istisnasız tüm kamu idarelerimiz uymak zorundadır.

Tasarruf genelgesine aykırılık tespit edilirse idari yaptırım ve para cezası uygulanabilecek.

Kamu maliyesi alanında paylaştığımız ilk paketimizdir. Tedbirlerin bir kısmı kanun gerektiriyor. İdari düzenleme olacak.

İpotekli Konut Satışları 27 Bin 622’ye Geriledi

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “2024 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 azalışla 27 bin 622’ye geriledi. Bu dönemdeki ipotekli satışların ise sadece 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti” dedi.

2024 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 azalışla 27 bin 622’ye geriledi. Bu dönemdeki ipotekli satışların ise sadece 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti. Konut satışlarındaki bu düşüşün özellikle proje satışlarında çeşitli vadelerde senetli satışlara döndüğüne dikkat çeken Özelmacıklı “Günümüzde inşaatı tamamlanan bazı projelerde yüzde 50 gibi peşinatlarla, kalan tutarın 2-3 yıla kadar vade yapıldığı örnekler görüyoruz. Sabit taksit ile yapılan bu vadelendirmeler, alıcılar için çok cazip fırsatlar sunuyor. İnşaat maliyet endeksinin yıllık bazda yaklaşık yüzde 70 arttığını da dikkate alırsak, sabit ödeme önemli bir avantaj diyebiliriz. Özellikle de bu dairelerden bitmiş ve teslime hazır olanların hemen kiraya verilebilmesi de mümkün. Faizde beklemek yerine bitmiş projelerde konuta yönelmek bu dönem için iyi bir yatırım fırsatı sunuyor” dedi.

Konut Kredisi Faizleri Zirvede

Konut kredilerinde aylık faiz oranının yüzde 3 seviyelerinin üstüne, yıllık bileşik faizde de yüzde 44 seviyelerine yaklaştığına değinen Özelmacıklı, “Örneğin bugün aylık yüzde 3,1 üzerinden 1 milyon TL, 120 ay vade ile kredi çekilse aylık taksit ödemeleri 31 bin 815 TL seviyelerinde oluyor. Lakin bu seviyeler yüksek görünse de artan enflasyonda rakamların hızla gerilediği de unutulmamalı. Hatta kredi faiz oranları düştüğünde yapılandırma ile daha düşük seviyelerde tekrar borçlanmak mümkün olabiliyor. Yeni projelendirilen veya inşaatları devam eden projelerde de her geçen gün maliyetler artıyor. Özellikle kredi faizlerinin yükselmesi sektörde ciddi bir nakit akışı sıkıntısına sebep oluyor” şeklinde konuştu.

Yabancılara Konut Satışına Gayrimenkul Sektörünün İhtiyacı Var

Özellikle kredi imkanlarının kısıtlandığı bu dönemde inşaat sektörünün yabancılara konut satışına ihtiyaç duyduğunu ifade eden Özelmacıklı, “Yabancılara konut satışında önemli bir düşüş görüyoruz. Özellikle TÜİK istatistiklerinde ilk çeyrek rakamlarına baktığımızda geçen yılın aynı dönemine göre konut satışları yüzde 48 azaldı. Konut satışları içinde yabancılara yapılan satışların payı ise sadece yüzde 2 seviyesinde. AB ortalamasının yüzde 8’in üstünde olduğu bir global pazarda payımız her geçen gün azalıyor. Ülkemizde döviz yatırımlarının neredeyse yarısı gayrimenkul sektöründen geliyor. Hem döviz ihtiyacı için hem de inşaat firmalarının nakit akışları için yabancıya satışa ihtiyacımız var. Uluslararası gayrimenkul yatırımcısı ile göçmenlerin karıştırılmaması gerekiyor. Bu başlıkların siyaset gündeminde çıkartılması lazım. Ülkemize döviz girişi sağlamak milli bir sorumluluktur. Vatandaşlık programları dışında Altın Vize gibi yenilikçi programlara ihtiyacımız var. Gün geçtikçe rakip ülkeler yatırım kolaylıkları ile öne çıkıyor. Hatta ülkemizden bazı vatandaşımız bile yurtdışından gayrimenkul yatırımlarına yöneliyor” dedi.

İnşaat Sektörü Ciro Endeksi Yüzde 130 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerinin Mart ayı ciro endeksini açıkladı. Toplam ciro yüzde 84 arttı.

Toplam Ciro Aylık Yüzde 4,7 Arttı

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2024 yılı Mart ayında aylık yüzde 4,7 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Mart ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 3,4 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 11,4 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 4,7 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 4,1 arttı.

Kontrolmatik Teknoloji ve Pomega, Siemens Çözümleriyle Operasyonlarını Standartlaştıracak bir ‘Mühendislik İttifakı’ Kuruyor

Batarya ve sürdürülebilir enerji çözümleri pazarı hızla büyüyor. Ulaşım ve enerji sistemlerinde karbonsuzlaşmayı sağlayacak bataryalar için en üst seviyede sürdürülebilir bir değer zincirine duyulan ihtiyaç da aynı paralelde artıyor. Siemens bu amaçla, sistem entegrasyonu, enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı alanlarında küresel bir EPC lideri olan Kontrolmatik Technology ve Kontrolmatik iştiraklerinden Pomega Energy Storage Technologies ile yeni bir iş birliğine imza atıyor. Üç şirket arasında kurulan bu iş birliği, daha sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişi sağlamak için sürdürülebilir bir küresel batarya ekosistemi oluşturmaya odaklanacak. Bu iş birliğiyle, Pomega Energy Storage Technologies Amerika ve Kontrolmatik Amerika, Kuzey Amerika’daki enerji depolama operasyonlarını hızlandırmış olacak. 

Konuyla ilgili olarak konuşan Pomega Enerji Depolama Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Saim Hacıağaoğlu şunları kaydetti: “Siemens ile yaptığımız iş birliği, Kontrolmatik’e Siemens ile mühendislik, entegratör ve yazılım ortağı olarak kendini kanıtlama fırsatı sağlayacak. Bunun karşılığında biz de Kontrolmatik/Pomega olarak Siemens otomasyon ekipmanı ve yazılım çözümlerinin standartlaştırılmasına yardımcı olacağız. Kontrolmatik ve Pomega olarak bizi her zaman en son teknolojinin en ön saflarında tutacak fırsatlar arıyoruz ve Siemens ile çalışmak da bu yöndeki başarımızın devamını sağlayacak.”

Söz konusu iş birliği, her üç şirketin de küresel erişimini genişletirken sürdürülebilir enerji depolama alanındaki çabalarına da önemli katkılar sağlayacak. Siemens, tedarik zincirinden geri dönüşüme ve yeniden kullanıma kadar uçtan uca teknolojisiyle ABD’de pil üretimini artırmaya yardımcı olmaya devam ederken, bu amaçla çalışacağı güçlü endüstri ortaklarıyla iş birliği yapmayı arzu ediyor. Kontrolmatik ve Pomega, özellikle Pomega’nın Türkiye’deki ilk LFP batarya fabrikasında Siemens çözümlerinin kullanımını tam ve sürekli destekle optimize ederek standartlaştıracak.

İş birliği hakkında bir açıklama yapan Siemens’ten Jefi Bardavit de şunları kaydetti: “Siemens, Kontrolmatik ve Pomega arasındaki bu heyecan verici iş birliğinden duyduğum coşku ve iyimserliği ifade etmek istiyorum. Bu alanda küresel bir ittifak kurma ihtimali gerçekten ilham verici ve bu aynı zamanda ortaklığımızda yenilikçilik, verimlilik ve en son teknolojiye olan bağlılığı simgeleyen önemli bir kilometre taşına işaret ediyor. Siemens, Kontrolmatik ve Pomega arasındaki sinerji, endüstri standartlarını yeniden tanımlamaya ve dönüştürücü çözümler yaratmaya hazırlanıyor. Hizmet verdiğimiz alanlarda çığır açan gelişmelerin önünü birlikte açıyoruz. Ortak değerlerimiz ve hedeflerimizle uyumlu olan bu ittifak, dünya çapındaki tüm müşterilerimize benzersiz bir değer sunma konusundaki kararlılığımızı da pekiştiriyor. Birlikte yaratacağımız olumlu etkiye tanık olmak için sabırsızlanıyor ve başarı ve büyümenin devam edeceği bir geleceği dört gözle bekliyorum.” 

Buna ek olarak eğitim, işgücü ve araştırmaya da birlikte odaklanmaya karar veren üç şirket, Güney Carolina Üniversitesi (USC) ile de ortak bir iş birliği tesis etti. Pomega halen, Güney Carolina Üniversitesi’ne Siemens otomasyon ve yazılım çözümlerini kullandığı ve 2024 sonunda tamamlanması planlanan bir pilot batarya üretim hattı kuruyor. Siemens’in akademi ile iş birliği sayesinde burada kullanılan yazılımların büyük bir kısmı da üniversiteye bağışlandı. 

Güney Carolina Üniversitesi’nden Doktor William E. Mustain konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “USC, bataryalara yapılan 30 yıllık yatırım ve araştırma üzerine inşa edilen batarya pilot üretim ve test kabiliyetlerinde önemli bir genişlemenin ortasında yer alıyor. Tasarladığımız bu tesisi hayata geçirmek için bizimle aynı vizyonu paylaşan ve projeye benzersiz becerilerini katacak ortaklar gerekiyor. Siemens, Kontrolmatik ve Pomega ile başarı için doğru ortakları bulduğumuza inanıyoruz. Bu ekibin birleşik iş, bilim ve teknoloji deneyimi, bütünün parçaların toplamından daha büyük olduğu bir şey yaratıyor ve eyaletimiz adına sürdürülebilir bir eğitim, inovasyon ve iş modeli sağlamak için güçlü bir temel oluşturuyor. Siemens, üniversitemizdeki öğrencileri güçlü bir şekilde desteklemekte ve eğitime olan bağlılığını ortaya koymaktadır. Dijital tasarım ve işletimle ilgili sağladıkları kaynaklar, öğrencilerimizin mezun olur olmaz enerji dünyasına katkıda bulunmaya hazır olmalarını sağlayacak.”

Siemens ve Kontrolmatik, ABD’de üretilen özelleştirilmiş uçtan uca çözümlerle ABD batarya enerji depolama endüstrisini genişletmek için yakın iş birliği içinde çalışacak. Pomega’nın Güney Carolina’daki PΩCenter’ı, ABD’de yalnızca şebeke ve konut batarya depolamasına yönelik LFP çözümlerine adanmış ilk tesislerden biri olacak.

ICCI 2024 Sona Erdi

Gerçekleştiği her yıl enerji piyasasındaki yenilikleri ve güncel teknolojileri sektörün paydaşlarıyla buluşturan ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın 28’incisi sona erdi. 

Bu yıl “Enerjinin Geleceğini Keşfet” mottosuyla gerçekleştirilen ve yoğun bir katılımla sektör profesyonellerini ağırlayan ICCI 2024 kapsamında; 30’dan fazla oturum ve 12 Keynote konuşmacı ile enerji sektörünün nabzı tutuldu. 200’e yakın firmanın katıldığı ve yeni iş bağlantılarının yapıldığı ICCI, bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleştirilen Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da ev sahipliği yaptı.

Destekçileri arasında T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile EPDK’nın yer aldığı ve Sektörel Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve en büyük enerji etkinliği ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı, yerli ve yabancı firmaları üç gün boyunca İstanbul Fuar Merkezi’nde bir araya getirdi. 10 bin metrekarelik alanda 200’e yakın küresel enerji piyasasının en yetkin aktörlerinin buluştuğu fuara sektör profesyonelleri yoğun katılım sağlarken bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleştirilen Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı da sektör paydaşlarını yenilikçi çözümlere teşvik etti.

ICCI ile yeni trendler ve iş fırsatları enerji sektörüne sunuldu

Enerji alanındaki yerli ve yabancı sektör paydaşlarını bir araya getiren ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın bu yıl da geniş bir katılımla gerçekleştiğini ifade eden TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel, “Dünya enerji piyasasının önemli merkezleri arasında yer alan ülkemizde, böylesine kapsamlı bir fuar vesilesiyle tüm katılımcıları etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ortamında buluşturduğumuz için mutluyuz. Firma ve şahıs bazında her geçen yıl daha da etkin bir rol üstlenen fuarımız, trendleri takip etme ve yeni iş fırsatları keşfetme imkanı vermenin yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinden gelen profesyonellerle de iş birliği gerçekleştirme fırsatı sundu. Bunun yanında ICCI ile eş zamanlı olarak düzenlenen Electricity Eurasia kısmı çok ilgi gördü. Bu sebeple önümüzdeki yıl Electricity Eurasia’yı çok daha büyük ve kapsamlı gerçekleştireceğiz” dedi.

Coordinat Yapı’dan Almanya’da Konut Projesi

Coordinat Bornova projesiyle adından söz ettiren ve Coordinat Suits ile İzmir’e yüksek kalitede bir şehir oteli kazandıran Coordinat Yapı, Almanya’nın Duisburg kentinde yapımını sürdürdüğü özel konut projesiyle yurt dışında yatırım yapmak isteyenler için fırsat sunuyor.

Tek blokta 1+1 ve 2+1 yerleşim planına sahip toplam 38 daireden oluşan projenin özellikle Türk yatırımcılarının ilgisi çektiğini belirten Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş, konutları 2025 yılı sonunda teslim edeceklerini söyledi.

Kurdukları Coordinat Construction GMBH firmasıyla Almanya başta olmak üzere; Avrupanın farklı ülkelerinde yatırım yapmayı planladıklarını dile getiren Durmuş, bunun ilk adımını Duisburg kent merkezindeki projeyle beraber attıklarını ifade etti.

KENT MERKEZİNDE ÖZEL BİR PROJE

Proje hakkında bilgi veren Onur Durmuş, “ Coordinat Construction firması olarak kent merkezinde hem Duisburg Essen Üniversitesi’ne hem de uluslararası otobana çok yakın konumuyla dikkat çeken konut projemizi yaşama geçiriyoruz. Orada satın aldığımız bir binanın iç ve dış renovasyonunu gerçekleştiriyoruz. Tamamen yenilediğimiz metrekare ve tasarımlarla yeni, modern ve konforlu bir yaşam imkanı sunacağız. Tek blokta 1+1 ve 2+1 yerleşim planında 38 daireden oluşan binamız zemin üstünde 5 kata sahip. Binanın kendi otoparkı da bulunuyor. Projenin toplam yatırım maliyeti ise yaklaşık 11 milyon avro civarında. 2025 yılı sonunda anahtarları teslim etmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Durmuş, “İnşaat firması olarak ihracat yapmak istedik. Türkiye’den bazı malzemeleri Almanya’ya götürüyoruz. Orada Alman işçiler Türk malzemelerini kullanarak çalışıyorlar. Zaten Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Türkiye ve İzmir ile önemli ticari ilişkileri bulunuyor. İki ülke arasındaki ticaretin yüzde 40’ı buradan sağlanıyor. Dünyanın en önemli ticari fuar merkezleri de bu eyalette yer alıyor. Amacımız yurtdışında yatırım için bir güven noktası olmak” ifadelerini kullandı.

PROJE LANSMANI 31 MAYIS’TA

31 Mayıs tarihinde projenin lansmanını yapacaklarını kaydeden Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Caner Tan da “Coordinat Yapı olarak global bir firma olma yolunda önemli bir adım attık. Almanya’daki ilk projemizin çalışmaları program dahilinde devam ediyor. Şimdi ön talepleri topluyoruz. 31 Mayıs tarihinde ise asıl lansmanı yapacağız. Projeye özellikle Türk yatırımcıların ilgisi büyük oldu. Coordinat Yapı’yı yıllardır takip eden ve güvenen bir yatırımcı grubu var. Almanya’da yapacakları konut yatırımıyla avro ile kira gelirine sahip olacaklar. 116 bin eurodan başlayan fiyatlarla lansmana çıkıyoruz. Yatırımcılara yüzde 25 peşinat kalanı 18 vade farksız taksit imkanı sunacağız. Projede 3 yıl boyunca kira garantisi de veriyoruz” dedi.

YATIRIMLARA DEVAM EDECEĞİZ

Almanya ve Avrupa’nın farklı ülkelerinde yatırım yapmak için çalışmalarını sürdürdüklerini hatırlatan Caner Tan sözlerine şöyle devam etti: “Bu projeyi tamamladıktan sonra yeni yatırımlar yapmak için önemli danışmanlık firmalarıyla görüşme halindeyiz. 300-500 konutluk yeni projeler yapmak istiyoruz. Çünkü Almanya’da konut açığı var. Orada yeni konutlara yoğun talep bulunuyor. Türk yatırımcılar için önemli bir avantaj sağlıyoruz. Çünkü hem Almanya’da yatırım yapacaklar hem de İzmir’de kurumsal bir firmayla gerektiğinde yüz yüze görüşme fırsatına sahip olacaklar. Bu güven duygusunu verebilmek bizler için çok önemli. Yatırımcılar için çok cazip bir fırsat. Üstelik Almanya’da konut sahibi olmak vize konusunda da bir avantaj sağlıyor.”

Amerika Gayrimenkul Fuarı’nın Türkiye Ortağı CNR Oldu

Amerika’nın en prestijli gayrimenkul etkinliği olan The America Property Exhibition (APEX) 2024’ün Türkiye organizasyon partneri CNR Holding oldu. 3-5 Eylül tarihleri arasında New York City Javits Center’da gerçekleştirilecek bu önemli fuar, dünya genelinden öncü gayrimenkul geliştiricilerini, yatırımcılarını, girişimcilerini ve emlak profesyonellerini bir araya getirecek.

MIE Grup Başkan Yardımcısı Zahoor Ahmed ve CNR Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhan Erem arasında imzalanan anlaşma sonrasında, sektörün önde gelen iş insanları Mandarin Oriental Bosphorus Hotel’de düzenlenen networking etkinliğinde bir araya geldi. Türk Gayrimenkul Sektörünün global pazardaki hacmini arttırmayı amaçlayan etkinliğe 60’ın üzerinde yerel ve uluslararası iş insanı katıldı.

Nitelikli alıcıyı Türk ihracatçısıyla buluşturacağız

Toplantıda konuşan CNR Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhan Erem, “CNR Emlak Fuarı markasıyla uzun yıllar başarılı işlere imza attık. Hem kendimiz hem de sektör için çıtamızı bu ortaklık ile yükseltiyoruz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü “Arzı doğrudan yatırımcılarla buluşturacak bu fuar sektöre yeni bir soluk katacak. Gelişmekte olan ülkeler bu büyük pazarı iş ağına katmak için çaba sarf ediyor, biz de CNR Holding olarak nitelikli alıcıyı, Türk ihracatçısıyla buluşturmak için bu ortaklığı kurduk.”

MIE Grup Başkan Yardımcısı Zahoor Ahmed, “Amerikalı yatırımcılar portföylerini çeşitlendirmek ve geliştirmek istiyorlar. Başta New York olmak üzere bir çok yatırımcı grup, yatırım bankası bu fuarda yatırım fırsatlarını değerlendirecek. Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin de burada olması bizler için sevindirici” dedi. Kurdukları dijital platform sayesinde katılımcıların fuar sonrasında da dijital olarak uzun süre görünüm sağlayacaklarını söyleyen Ahmed, yatırımcılarla bire bir görüşme imkanı olan toplantılar sayesinde etkileşimin artacağının altını çizdi. Bölgedeki jeopolitik risklerin yatırımcılara etkisi üzerine sorulan bir soru üzerine Ahmed, “Yatırımcı portföyümüz uzun vadeli yatırımları hedefliyor” şeklinde konuştu.

New York City Javits Center’da mühendislik firmalarından emlakçılara, finans kurumlarından taşeronlara, sigorta şirketlerinden mimarlık firmalarına kadar farklı alanlarda katılımcıların bir araya geleceği fuar alanı, 310.000 metrekarelik geniş bir alan üzerine kurulu modern ve yüksek teknolojili bir kongre ve fuar merkezi ve Amerika Birleşik Devletleri ve global ticaret ağının büyümesine katkıda bulunan etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

İşsizlik Oranı Yüzde 8,6 Seviyesinde Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart 2024 işgücü verilerini açıkladı. Buna göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 19 bin kişi azalarak 3 milyon 57 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,8 iken kadınlarda yüzde 12,0 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,5 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 139 bin kişi artarak 32 milyon 588 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,5 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 32,5 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,2 olarak gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 121 bin kişi artarak 35 milyon 645 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 54,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,8 iken kadınlarda yüzde 36,9 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,7, kadınlarda ise yüzde 21,2 olarak tahmin edildi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,8 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,8 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 24,1 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 24,1 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,1 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretimi Yıllık Yüzde 4,3 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 4,3 artış gösterdi.

Sanayinin alt sektörleri  incelendiğinde, 2024 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,5 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 4,0 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,1 arttı.

Sanayi üretimi aylık yüzde 0,3 azaldı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,5 azaldı.

İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 69,98 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) inşaat maliyet endeksi Mart ayı verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 69,98 aylık ise 2,11 arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2,11 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,98 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,54 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,30 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 55,17 arttı, işçilik endeksi yüzde 108,04 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık yüzde 68,44 arttı, aylık yüzde 2,14 arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,14 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,44 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,64 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,24 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,77 arttı, işçilik endeksi yüzde 107,45 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 75,15 arttı, aylık yüzde 2,03 arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,03 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 75,15 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,25 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,54 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 62,93 arttı, işçilik endeksi yüzde 110,27 arttı.

Eskişehir Gündoğdu Mahallesi’nin Dönüşümü İçin Geri Sayım Başladı

Eskişehir’in kent içinde kalan çevre yoluna cepheli Gündoğdu Mahallesi’nde sürdürülen çalışmalar kapsamında büyük dönüşüm için geri sayım başladı.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Bütün aşamaları belediyemiz bünyesinde hazırlanan kentsel dönüşüm projelerimiz ile şehrimizin yenilenmesine öncü olurken, mahalle kültüründen yana dönüşüm modelimizle daha güvenli, daha huzurlu ve daha mutlu bir kent hayalimizi gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz.” dedi.

Şehrin yeni vitrini olacak, mahalleyi mekânsal ve sosyo-ekonomik açıdan geliştirerek çevresi ile bütünleştiren ve vatandaşların yaşam standardını yükseltmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, Gündoğdu-1 ve Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projelerini hayata geçiriyor.

Uzlaşma görüşmeleri başta olmak üzere tüm iş ve işlemler tamamlanarak uygulama aşamasına gelinen Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi B Etabının kat karşılığı yapım ihalesi 5 Haziran 2024, Gündoğdu-1 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi 1. Etabının kat karşılığı yapım işi ihalesi ise 12 Haziran 2024 tarihinde gerçekleştirilecek.

Projenin Eskişehir için çok önemli ve değerli olduğunu ifade eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Hemşehrilerimize söz verdiğimiz, ayağı yere basan projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Eskişehir’e çok yakışacak Gündoğdu-1 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi 1. Etabı ve Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi B Etabı yapım işleri kapsamında, toplam 885 adet konut üreterek Eskişehir’in konut stokunu güçlendireceğiz. Yeni yeşil alanlar, sosyal donatı alanları ile örnek bir proje olacak çalışmamızda Porsuk Çayı’nın doğusunda, tıpkı batı kısmındaki Kanlıkavak Parkı’na benzer bir tasarıma sahip 42 bin metrekare yeşil alanı kentimize kazandıracağız.” dedi.

Bölgede yeni hizmet binaları da oluşturulacağını belirten Başkan Ünlüce, “Gündoğdu-1 ve Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projeleri içerisinde 2 adet Kültür Merkezi ve 1 adet Belediye Hizmet Binası ile Gündoğdu mahallemizi sosyal ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirileceği yeni tesisler ile buluşturacağız. Projelerimize uygun olarak Kentpark’ın güneyinde, adını kardeş şehrimiz Güney Kore’nin Paju kentinden alacak parkımız ve Vergi Dairesi önünde çevre yolu kenarı park alanlarının yapımını da sürdürüyoruz. Ayrıca ulaşım noktasında 19 Mayıs Caddesi’ni Borsa Caddesi’nin devamında Cumhuriyet Bulvarı ile bağlayacak yeni bir cadde açarak kent içi ulaşımı kolaylaştıracağız. Bölgeye uzatılacak tramvay hattımız ise yeni yapılacak Gündoğdu Köprüsü ile çevre yolunun üzerinden geçerek mahallenin tamamına hizmet verecek. Bütün aşamaları belediyemiz bünyesinde hazırlanan kentsel dönüşüm projelerimiz ile şehrimizin yenilenmesine öncü olurken, mahalle kültüründen yana dönüşüm modelimizle daha güvenli, daha huzurlu ve daha mutlu bir kent hayalimizi gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Şimdiden şehrimize hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Ekonomim

TCMB Başkanı Karahan: “Konut Fiyatlarındaki Yavaşlama Kira Artışını Sınırlayabilir”

Yılın ikinci enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında konuşan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, açıklamalarının bir bölümünde konut fiyatlarındaki yavaşlamanın kiralardaki artışı sınırlayabileceğini söyledi.

Karahan, konuyla ilgili açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Konut fiyatlarındaki artış eğilimi yavaşlamaktadır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici fiyatlarındaki artış eğiliminin altında seyretmektedir. Konut fiyatlarındaki yavaşlamanın ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz. Dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışlarının yavaşlaması beklenmektedir. Parasal sıkılaştırmanın beklentiler üzerindeki etkisi yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması, dezenflasyon açısından kritik önemdedir. Kararlarımızın enflasyon beklentilerinde iyileşme sağlayacağını, piyasa beklentileri ile ara hedefimiz arasındaki farkın kapanacağını öngörüyoruz.”

Yüzde 25 Kira Zam Sınırlamasının Temmuz’da Sona Ermesi Bekleniyor

Konut kiralarında yüzde 25 olan zam sınırlamasının temmuz ayında sona ermesi bekleniyor.

Konut kiralarında yaklaşık 2 yıldır yüzde 25 zam sınırı uygulanıyor. Bu düzenleme temmuz ayıyla birlikte sona erecek. Hükümet yetkililerinden daha önce yapılan açıklamalar zam sınırının uzatılmayacağı yönünde.

Sektör yetkililerine göre çok sayıda ev sahibi zam sınırı nedeniyle evlerini kiraya vermek istemiyor. Yüksek enflasyona karşı yüzde 25’lik artış yetersiz bulunuyor.

Uygulamanın son erdirilmesiyle kiralık konut arzının artması bekleniyor. Eğer bu sınır kalkarsa kira artışlarında üst sınır daha önce olduğu gibi 12 aylık TÜFE ortalaması oranında olacak.

Kaynak: Emlak Dream

Asil ve Modern Mekanlar

VitrA’nın Noblestone porselen karo serisi, yüzyıllardır mimaride en çok kullanılan taş dokuların sıcak renk tonlarıyla mekanlara asil ve modern bir görünüm kazandırıyor. Doğal taşın doğadaki koyu ve açık renk tonları arasında gezinirken, renkten renge farklılaşan tasarımı, doğal taş dokularının orijinalliğiyle bütünsel ve birbirini tamamlayan özgün bir konsept sunuyor. 

Kireç taşı ve İsviçre Taşı gibi dokulardan esinlenen VitrA Noblestone koleksiyonu, mekanlara dinginlik getiriyor. Üç farklı ebadının yanı sıra dış mekan kullanımına özel 20 mm kalınlığındaki versiyonlarıyla gri, açık ve koyu gri, açık ve koyu bej olmak üzere 5 farklı tonda sunuluyor.

Konutlarda ve ticari mekanlarda kullanılabilen Noblestone yer ve duvar karoları, kesme dekor ve tüm renklerle uyumlu baskı dekor seçenekleriyle tamamlanıyor. VitrA’nın ReaLook baskı teknolojisi sayesinde, her karonun farklı renk ve tasarıma sahip olmasını sağlıyor. 

İstanbul Holding Yatırım Faaliyetlerine Başladı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi’nden 100 iş insanının birlikte çalışma kültürü ilkesiyle bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding, yatırım faaliyetlerine başladı. 

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında her sektörden 100 iş insanının bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding, faaliyetlerine başladı. Güçlü iş birliğine dayanan ve kitlesel ortaklığı fon yapısına entegre eden İstanbul Holding, kısa vadede 100 milyon dolarlık bir şirket değerine kavuşarak, 2028 yılına kadar 1 milyar dolarlık yatırım hedefliyor.

Kurmuş olduğu İstanbul Holding Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ile yatırımcıların çıkarlarını ve kazançlarını teminat altına alan İstanbul Holding, kısa vadede 100 milyon dolarlık, 2028 yılına kadar ise 1 milyar dolarlık değere ulaşmayı hedefliyor.

İştiraklere ve yatırımlara yeni yatırımcı ve girişimcilerin dahil olmasıyla ekosistemi güçlendirmenin yanı sıra kurdukları yatırım fonlarıyla şirketlerin büyümesine ve kârlılığına katkı sağlayacaklarını ifade eden İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, “Lojistik, savunma sanayi, tarım, enerji, teknoloji, gayrimenkul, sermaye ve yatırım şirketleri ile ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kurduğumuz Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile yatırımcılarımızın çıkarlarını ve kazançlarını teminat altına alıyoruz. 2024 yılında en önemli gündem maddelerimizden biri uluslararası alandaki doğrudan yabancı sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasını sağlayacak olan “İstanbul Yatırım Forumu’nu” hayata geçirmek olacaktır” dedi. Tarım sektörünün dünya genelinde her geçen gün stratejik öneminin arttığına dikkat çeken Murat Kalsın, 2 milyon metrekare bir alan üzerindeki 85 bin badem ağacı ve güçlü altyapısıyla faaliyet gösteren BIG Tarım şirketi ile tarım sektöründe iddialı olduklarını ifade etti.

KOBİ’lerin en büyük destekçisi olacak

Türkiye’nin büyüme ve gelişme trendine bağlı olarak KOBİ’lerin desteklenmesinin, sermaye ve finansman ihtiyaçlarının giderilmesinin ve ortak fon havuzu oluşturulmasının bu sürecin en önemli faktörleri arasında yer aldığına dikkat çeken Murat Kalsın, yaklaşık 3 milyon üzerindeki Türk girişiminin büyümeye yönelik faaliyetlerinde farklı iş modellerine ve ortaklık kültürüne ihtiyaçları olduğunu anımsattı. Bu çerçevede güçlü iş birikimine sahip 100 iş insanının ortaklık vizyonu ile bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding’in, Türk şirketlerini geleceğe taşıma amacı ile faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Murat Kalsın, “Şirketimizin kurumsal organizasyon tasarımını 2022 ve 2023 yıllarında tamamladık. Ekosistemimizde oluşacak iştirakler ve yatırımlara yeni yatırımcı ve girişimcileri dahil edeceğiz. 2028 yılına kadar yapılacak yatırımlarla 1 milyar dolarlık bir hacme ulaşma hedefimiz bulunuyor” açıklamasında bulundu.

2024 yılında varlıklarının değeri 50 milyon dolara ulaşacak

İstanbul Holding Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile büyüyen ve gelişen şirketlerle iş birliği yapıp bu şirketlerin büyümesine ve kârlılığına katkı sağlamayı amaçladıklarını da ifade eden Murat Kalsın, “İstanbul Holding’ bir yatırım örgütlenme modelidir. 2024 yılı içinde varlıklarının değerini 50 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Kısa vadede ise 100 milyon dolarlık şirket değeri oluşturarak alanında öncü bir iş modeli olmayı planlıyoruz. Bunun yanı sıra orta ve uzun vadede yatırımlarımızı 2028 yılına kadar 1 milyar dolar değere ulaştırarak şirketlerimizin stratejik büyümelerine katkı sağlamayı arzu ediyoruz” dedi. Şirketin şu an sermaye ve yatırım, tarım, savunma sanayi, teknoloji, lojistik alanları ile ilgili çalışmalarını hızlı bir şekilde yürüttüğünü vurgulayan Murat Kalsın, orta vadede bu alanlarda dikey büyüme projeleri gerçekleştireceklerini açıkladı.

Murat Kalsın, “Şirketimiz oldukça gelişmiş kurumsal bir örgütlenme yapısına sahip. Alanında üst düzey iş insanlarının yer aldığı güçlü bir yönetim kurulu, bütün yönetim ve yatırım süreçlerini yürüten profesyonel yönetim kadrosu, her sektörden 100 iş insanının içinde olduğu sektörel yapılanmalar, ayrıca yurt içi ve yurt dışı şirket satın alma, fon yönetimi Due-Diligence çalışmalarını yürüten üstün nitelikte danışman eko sistemi ile iş dünyasına katma değer oluşturuyoruz” dedi.

İstanbul Yatırım Forumu ile yabancı sermayeyi Türkiye’ye davet edecek

Kurdukları Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile yatırımcıların çıkarlarını ve kazançlarını teminat altına aldıklarını belirten Murat Kalsın, “Bu yapının ana hedefi mevcut yatırımcılarımıza yüksek sermaye getirisi sağlayacak projeleri gerçekleştirmektir. Ayrıca bu özel amaçlı yapı ile tasarruf sahiplerinin varlıklarının getirisini maksimize edecek uygulamaları gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bütün süreçlerimizi SPK gözetiminde şeffaf, izlenebilir, denetlenebilir ve hesap verebilir şekilde yürütüyoruz. Böylece yatırımcı ekosistemini büyük ve küçük tüm yatırımcılar açısından çekici ve güvenilir kılacak bir yatırım fonu modeline sahibiz” diye konuştu. Murat Kalsın, 2024 yılında yatırım stratejilerini hayata geçirmek, kurumsal yapının küresel yatırım ağları ile ilişkilerini güçlendirmek, iş modelinin Türkiye, özellikle Avrupa ve dünyada görünürlüğünü artırmak ve uluslararası alandaki doğrudan yabancı sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasını sağlayacak İstanbul Yatırım Forumu projesini de hayata geçirmek gibi gündem maddeleri olduğunu kaydetti.

BIG Tarım için GES yatırımı

Gıda ve tarımın dünya genelinde her geçen gün stratejik önemini artırdığına dikkat çeken Murat Kalsın, “Ülkenin gıda ihtiyacını karşılaması, istihdama ve milli gelire katkıda bulunması, birçok sektöre hammadde sağlaması, sanayiye sermaye aktarması ve ihracat potansiyeli ile ödemeler dengesine pozitif etki etmesi nedeniyle birçok ülke için stratejik öneme sahiptir. Ülkemizin geçmişte olduğu gibi yeniden tarımda kendi kendine yeten ülkeler arasına girme hedefine biz de, 200 milyon TL sermaye ile İH Tarım Yatırım A.Ş.’yi kurarak sektöre katkı sağlamaya başladık. Yine tarım sektöründe ikinci bir girişimde bulunarak, 2 milyon metrekare bir alan üzerinde güçlü altyapısı ile faaliyet gösteren ve özellikle badem üreten bir tarım işletmesi olan BIG Tarım firmasını satın alarak yeni bir yatırım yaptık. Bu yatırımımızda yapay zekâ destekli sensör teknolojileri ve bilimsel yöntemleri kullanarak, tarımda su, enerji ve gübre tasarrufu ile verim artışı sağlamaya başladık. Ülkemiz stratejik planlarında da tarım her geçen gün daha fazla desteklenmekte ve önemi artmaktadır. Biz de ülke gıda politikalarıyla uyumlu olarak bu alanda yatırımlarımızı arttırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, ayrıca BIG Tarım firmamızın faaliyetleri kapsamında enerji verimliliği sağlayacak Güneş Enerjisi Santralı (GES) yatırımlarıyla ilgili fizibilite çalışmalarının da devam ettiğini bildirdi.

Can Bilim Eğitim Kurumları İstanbul Park İhale Sürecini Tamamladı

2 Nisan’da gerçekleştirilen ve 30 yıllığına İstanbul Park pisti kiralama ihalesini kazanan Can Bilim Eğitim Kurumları, imza töreniyle süreci tamamladı. Teslim tarihi üzerinde görüşmeler devam ediyor.

İstanbul Park pistiyle ilgili uzun süredir devam eden ihale süreci sona erdi. İhaleyi kazanan Can Bilim Eğitim Kurumları A.Ş., dün yapılan imza töreniyle son aşamayı tamamladı.

Pirelli Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Lale Cander, pistin kendilerine teslim edilmesini beklediklerini ifade etti.

Teslim Tarihi Konuşuluyor

Cander, Habertürk’ten Yiğitcan Yıldız’a yaptığı açıklamada, “Teslim tarihini konuşuyoruz. Eski kira sözleşmesi sonlanmış durumda. Kiracı şirkete verilen teslim süresi de bugün itibariyle sona erdi. Dolayısıyla yarın pist ve arazisinin bize teslim edilmesi gerekir” dedi.

Mart Ayında İhracat Birim Değer Endeksi Yüzde 1,4 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi yüzde 1,4 azaldı.

İhracat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 2,3 azaldı, yakıtlarda yüzde 2,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,9 azaldı.

İhracat miktar endeksi yüzde 2,8 azaldı

İhracat miktar endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 2,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 9,0 azaldı, yakıtlarda yüzde 30,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,0 azaldı.

İthalat birim değer endeksi yüzde 2,0 azaldı

İthalat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,0 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 7,7 azaldı, yakıtlarda yüzde 3,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,1 azaldı.

İthalat miktar endeksi yüzde 4,4 azaldı

İthalat miktar endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 19,5 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 6,6 azaldı, yakıtlarda yüzde 2,6 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,5 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 0,5 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Şubat ayında 155,4 iken 2024 Mart ayında yüzde 0,5 oranında azalarak 154,7 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Mart ayında 154,4 iken 2024 yılı Mart ayında yüzde 5,3 oranında artarak 162,6 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 3,5 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Şubat ayında 124,2 iken 2024 Mart ayında yüzde 3,5 oranında artarak 128,5 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Mart ayında 129,4 iken 2024 yılı Mart ayında yüzde 2,2 oranında artarak 132,3 oldu.

Dış ticaret haddi 2024 yılı Mart ayında 87,2 olarak gerçekleşti 

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Mart ayında 86,7 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 0,5 puan artarak, 2024 yılı Mart ayında 87,2 oldu.

Söğütlüçeşme Tren İstasyonu, Açık Hava Pazarına Dönüşüyor

Kadıköy, Söğütlüçeşme’de, metrobüsle yüksek hızlı tren istasyonunun bulunduğu alan, Akfen Grubu ile birlikte önemli bir dönüşüm sürecine girdi.

Önceden güvenlik açısından sıkıntılı bir bölge olarak bilinen Söğütlüçeşme, artık vatandaşlar için keyifli bir yaşam alanı haline geliyor.

Kelebek’ten Mehmet Üstündağ’ın yazısına göre yaklaşık iki yıldır devam eden değişimle birlikte, Söğütlüçeşme çevresindeki açık alanlar ve yeşillikler, Avrupa’nın en büyük yeme içme ve açık hava pazarı alanına dönüşüyor.

Projenin geçmişi incelendiğinde, Akfen Grubu’nun Devlet Demiryolları’na ait olan istasyona viyadük yapımı karşılığında çevre düzenlemesini üstlendiği ortaya çıkıyor.

Projenin geliştirilme sürecinde Akfen’in patronu Hamdi Akın’ın öncülüğünde, New York, Londra ve Barselona gibi şehirlerdeki benzer alanları inceleyerek Kadıköy için yeni bir konsept geliştirildi.

Yenilenen alanda, açık alanlar, yeşillikler ve çeşitli yeme içme noktaları bulunacak. Ayrıca, bölgeye yeni bir performans sanatları merkezi de eklenecek.

Eylül ayında açılacak bu merkez, geniş bir sanat etkinlikleri yelpazesi sunacak.

Bu projeyle birlikte Söğütlüçeşme, sadece bir tren istasyonundan öte, Kadıköy’ün kültürel ve sosyal yaşamına katkı sağlayan önemli bir nokta haline gelecek.

İnşaat Sektöründe Nitelikli İş Gücü Bulmak Her Geçen Gün Daha da Zorlaşıyor

İnşaat ve hazır beton gibi inşaat malzemeleri sektöründe yetişmiş eleman ve işçi bulamama sorunu her geçen gün büyüyor. İnşaat maliyetleri her geçen gün artarken kalifiye eleman bulamamak da inşaat şirketlerini zora sokuyor. 

İşçi bulma zorluğunun başlıca nedenleri arasında, artan talep, nitelikli işgücü eksikliği, göçmen işçi sayısındaki azalma ve iş koşullarının yetersizliği gibi faktörler yer aldığını ifade eden VEZGA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Raz, “Özellikle büyük şehirlerdeki mega projelerin artmasıyla ve yaşadığımız deprem felaketi ile birlikte işçi talebi de ciddi şekilde arttı. Ancak, bu talebi karşılayacak nitelikli iş gücü bulmak her geçen gün daha da zorlaşıyor” dedi.

“FİRMALARIN EN BÜYÜK ENDİŞESİ KALİFİYE ELEMAN KITLIĞI”

Deprem sonrasında iyice hareketlenen inşaat sektöründeki işçi ve usta eksikliği sebebiyle çalışmaların olması gerekenden daha yavaş ilerlediğini belirten Raz, “Bugün işini büyütmek, üretimini artırmak, yani iş alanlarına açılmak isteyen firmalarımızın en büyük endişe kaynağı kalifiye eleman kıtlığıdır. Özel sektörümüz çalıştıracak personel bulamazken resmi kurumlarımızın kapısında iş başvuruları için uzun kuyruklar oluşmakta. Kalıcı çözüm yolları geliştirmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönemde hükümetimizin önceliklerinden birisi de istihdamda arz-talep dengesinin temini olacak” diye konuştu.

“TÜRKİYE EKONOMİSİNİ DE ETKİLİYOR”

İnşaat sektöründeki işçi bulma zorluğu sadece sektörü değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisini de etkilediğini söyleyen Mehmet Raz, “İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin önemli bir parçası olduğu için işçi bulma zorluğu sektördeki büyümeyi ve gelişmeyi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, işçi bulma sorununun çözümü için hızla harekete geçilmesi gerekiyor. Sonuç olarak, Türkiye’de inşaat sektöründe işçi bulma zorluğu ciddi bir endişe kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, doğru adımlar atılarak bu sorunun üstesinden gelmek mümkün olabilir. İnşaat sektöründeki paydaşların iş birliği yaparak ve etkili politikalar geliştirerek işçi bulma sorununu çözmeye odaklanmaları gerekiyor” dedi.

“EĞİTİM PROGRAMLARI VE MESLEKİ GELİŞİM FIRSATLARI SAĞLANMALI”

Bu sorunun çözümü için atılabilecek adımlardan bahseden Raz, “İlk olarak, işçilere yönelik eğitim programları ve mesleki gelişim fırsatları sağlanarak nitelikli iş gücünün artması sağlanabilir. Ayrıca, işverenler çekici teşvikler sunarak ve iyi bir işveren markası oluşturarak işçi çekmeyi hedefleyebilirler. Teknolojinin kullanımıyla iş süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi de işçi bulma sorununu hafifletebilir” diye konuştu. VEZGA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Raz, bu adımları detaylı olarak açıkladı:

1. Eğitim ve Mesleki Gelişim: İnşaat sektöründe çalışacak işçilere yönelik eğitim programları ve mesleki gelişim fırsatları sağlanabilir. Bu, nitelikli iş gücünün artmasına ve talebi karşılamaya yardımcı olabilir.

2. Teşvik ve İşveren Markalaşması: İşverenler, çekici teşvikler sunarak ve iyi bir işveren markası oluşturarak işçi çekmeyi hedefleyebilirler. Örneğin, daha iyi maaşlar, sigorta olanakları, kariyer ilerleme fırsatları gibi avantajlar sunulabilir.

3. Teknoloji ve Verimlilik: İnşaat sektöründe teknolojinin kullanımıyla iş süreçleri daha verimli hale getirilebilir. Bu, daha az işçiyle daha fazla iş yapılmasını sağlayabilir.

4. Göçmen İşçi Politikaları: Ülkeler, işçi bulma sorununu çözmek için göçmen işçi politikalarını gözden geçirebilir ve uygun koşullarda göçmen işçi alımını destekleyebilir.

5. İşgücü Planlaması: İşverenler, ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve uygun işgücü planlaması yapmak için uzun vadeli stratejiler geliştirebilirler.

Özhaseki: “500 Bin Civarında Konut ve İş Yeri Yapmayı Planlıyoruz”


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesine yönelik, “Bakanlık olarak ‘500 bin civarında konut ve iş yeri yapalım’ diye planlamalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ülke genelinde 1240 yerde şantiyemiz var, 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz.” dedi.

Özhaseki, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Konferans Salonu’nda yapılan İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı.

Bakan Özhaseki, buradaki konuşmasında, toplantıda Hatay’da neler yapılması gerektiğine dair fikirlerin ele alınacağını söyledi.

6 Şubat 2023’te meydana gelen deprem felaketinden 14 milyon insanın dolaylı veya doğrudan etkilendiğini belirten Özhaseki, devlet ve millet olarak o yaraları sarma adına çok işler yapıldığını dile getirdi.

Şu ana kadar AFAD’ın deprem bölgelerinden kendilerine bildirdiği hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut, 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirten Özhaseki, “Fakat mahkemelik durumlar var, ara ara sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor derken bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz Bakanlık olarak ‘500 bin civarında konut ve iş yeri yapalım’ diye planlamalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ülke genelinde 1240 yerde şantiyemiz var, 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz.” diye konuştu.

Şu ana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettiklerini ifade eden Özhaseki, gelecek yılın ortası veya güz döneminde tüm konut ve iş yerlerini hak sahiplerine teslim etmeyi planladıklarını dile getirdi.

Bakan Özhaseki, yurt dışından elde edilen kredi kapsamında deprem bölgelerinde altyapı yapmak için proje geliştirdiklerini belirterek şunları kaydetti:

“Bununla da özellikle 11 deprem bölgemizdeki belediye başkanlarımızla, bundan 3 ay kadar önce, bazıları devam ediyor, bazıları eski belediye başkanlarımız, ‘ihtiyaçları nedir?’ diye sorup tespit ettiğimizde, karşımıza çıkan bu bölgelerin tamamının altyapısını yapmak üzere de bir proje geliştirdik.

Hatay’ımız için 1107 kilometre su borusu, 800-900 kilometre kadar kanalizasyon hattı, 5 tane arıtma tesisi benim hatırladığım, 19 depo vardı galiba, bunlar hasar görmüştü, bunların yapımını da programa aldık. En yüksek bedel, altyapı için ayırdığımız bedel Hatay’ımız için 14,2 milyar lira, Malatya için 6 milyardı hatırladığım, Kahramanmaraş için 10 milyar civarındaydı. Yani oralardan gelen talep neyse, eksik neyse altyapıda tamamını projelendirip parasal olarak da öyle bir rakama ulaştık. Bugünlerde İller Bankası zaten ilan ediyor, açık ihaleler yapılıyor, yeterli olan firmalar gelip onlar da bir taraftan altyapı yapmak için de işe başlayacaklar, böyle bir çalışma.”

Daha sonra Vali Mustafa Masatlı, kentte sürdürülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Basına kapalı devam eden toplantıya, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi partilerin temsilcileri, kamu kurumu yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları ve depremzede vatandaşlar katıldı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

İnşaat Sektörü, ‘Depreme Dirençli İstanbul’ İçin Buluşacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlerden İstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret A.Ş.  (KİPTAŞ) Genel Müdürü Ali Kurt, 20 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenecek “inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması” özel oturumuna konuk olacak. 

Sektörün öncü firmalarının katılımıyla gerçekleşecek etkinliğe konuşmacı olarak katılacak Ali Kurt, dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’u deprem dirençli bir kent haline getirmek için yürütülen projeleri ve kamudan gelen talepleri paylaşacak, sektörün önerilerini dinleyecek. Depreme dayanıklı bir İstanbul için, birlikte yapılabilecekler ve daha yakın bir iş birliğinin adımları tartışılacak.

inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması’nın ikincisi, 20 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul Fairmont Quasar’da düzenlenecek. Sektörün öncü firmalarının katılımıyla gerçekleştirilecek networking etkinliğinin özel oturumuna KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt konuşmacı olarak katılacak.

Depreme dirençli bir İstanbul için kamu-özel sektör iş birliği

Dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’u deprem dirençli bir kent haline getirmek için KİPTAŞ’ın yaptığı planlamaların, yürütülen projelerin ve kamudan gelen taleplerin paylaşılacağı özel oturumda, tedarikçi, inşaat taahhüt ve gayrimenkul firmaları ile kamu-özel sektör iş birliği adımlarını geliştirmek için yapılabilecekler, tüm tarafların talep ve beklentileri ile iş birliği yol haritasının adımları tartışılacak.

Sektörün tüm aktörleri bir arada olacak

İnşaat sektörünün başarılı Startup’ı inSuppliers ev sahipliğinde gerçekleşecek etkinlikte, sektörün önde gelen yatırımcı ve taahhüt firmaları, farklı sektörlerin inşaat grupları, mimarlık ofisleri, ürün ve hizmet sağlayıcıları, sektörün dönüşümüne öncülük eden meslek kuruluşları, dernekler ve üniversitelerin öğrenci kulübü temsilcileri bir arada olacak.

B2B oturumlar, ilham konuşmaları, ikili görüşmeler, özel bir akşam yemeği ve özel oturumu ile sektör içi iletişime yeni bir boyut kazandıran etkinlik, yeni iş birlikleri ve bağlantılar oluşturmak için verimli bir networking ortamı sağlıyor.

Cam Giydirme Binalar, İklim Koşullarını Olumsuz Etkiliyor

İstanbul’da birçok ilçede göze çarpan cam giydirme binalar, iklim koşullarını olumsuz yönde etkiliyor. Bu yapıların güneş ışığını yansıtma görevi üstlenmesi ise şehirlerde ısı adaları oluşmasına yol açıyor. Yapılan çalışmalarda ısı adaları nedeniyle yerleşim alanı ile hemen yanı başındaki yeşillik alanda ölçülen sıcaklıkların farklılıklar gösterdiği belirlendi. 

Gökdelenlerin şehirlerde hissedilen hava sıcaklığını arttırdığını belirten Ahmet Köse, “Aşırı şehirleşme, betonlaşma ve asfalt yüzeyler şehirleri ciddi manada etkiliyor. Her yağış sele neden oluyor. Her yağış su baskınına neden oluyor. Ve şunun farkına vardık ki, yazın Maslak’ın 2 kilometre ilerisindeki Belgrad Ormanı’nda hava sıcaklığı 30 derece olsun, nem yüzde 55 olsun, hissedilen sıcaklık 32 derece iken, bulunduğumuz bölgede hissedilen sıcaklık 42- 43 derece oluyor. Şanlıurfa sıcağını hissediyoruz.” dedi.

“GİYDİRME CAM ISIYI ARTIRIYOR”

Köse, “Nasıl oluyor bu? Buradaki hava sıcaklığı 32-33 derece. Nem yine yüzde 55 olsun. Ancak giydirme cam binaların, yapılan bilimsel çalışmalarda ortamın ısısını 3 derece kadar arttırdığı tespit edilmiş, yine beton ve asfalt yüzeylerin sıcaklığı 54 dereceye, 30 derece sıcaklıkta asfalt yüzeyin sıcaklığı ise 58 dereceye kadar çıkabiliyor. O yüzden bunların ve mercek görevi gören giydirme cam binaların da etkisiyle sıcaklığı 45 dereceye yakın hissediyoruz. Yine uluslararası tıbbi merkezin yaptığı araştırmalara göre 2003 yılında Avrupa’da sıcak hava dalgaları sebebiyle yaklaşık 70 bin kişi hayatını kaybetti. Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki sıcak hava dalgasının yaşandığı günlerde ölüm oranları yüzde 10 oranında artıyor. Ülkemizde bununla ilgili çok ciddi çalışmalar olmasa da yapılan sadece Avrupa’da değil Amerika’da da yapılan çalışmalarda yüzde 14’lere kadar ölüm vakalarında ciddi artışlar görülüyor. Bu da kalp krizi ve beyin kanaması risklerinin arttığını gösteriyor” dedi.

“Rüzgar kapanı görevi görüyor”

Gökdelenleri ‘Rüzgar kapanı’ olarak adlandıran meteoroloji mühendisi Köse, “İstanbul’un hakim rüzgar yönü yüzde 70 poyrazdır. Biz gökdelenleri İstanbul’un hakim rüzgar aldığı alanlara diktik ve aralarında boşluk bırakmadığımız için rüzgar bir taraftan geliyor, diğer taraftan çıkamıyor. Çıkamadığı için o gökdelenlerin arka tarafında kalanlar yaklaşık bunun 50 katı mesafede rüzgarsız kalıyor. Rüzgarsız kalmak ne demek? Hava sirkülasyonu olmaması, hava kirliliğinin artması anlamına geliyor. Gökdelenin diğer tarafında kalanlar ise bu defa türbülans sebebiyle başta kulak rahatsızlıkları olmak üzere çok ciddi sinir harbine neden olan hastalıklara maruz kalmak zorunda kalıyor.” dedi.

Köse “Dolayısıyla biz bir şeyler yaparken, bir şeyleri göz ardı ediyoruz. Mesela gökdelenler, tamam cam giydirme binalar çok şık duruyor. Gece gündüz siz arka taraftakini göremiyorsunuz, işiniz gidiyor. Ancak diğer taraftan baktığınız zaman gelen ışığın bir kısmını gökdelenler geri yansıtıyor. Bu da mercek görevi görüyor. Hatta İngiltere’ de bir vaka var. Aynı yere park eden bir vatandaş belli bir süre sonra bakıyor ki arabası o mercek görevi sebebiyle boyası yanmış ve dava açıyor. Bunun gibi olayları artık gelecekte de sık sık biz görmeye başlayacağız. Öncelikle meteorolojik etki değerlendirme dediğimiz bir hadise var. Bir yörenin şehirleşme yapılırken meteorolojik hadiselere, parametrelere bakılması gerekiyor. O yörenin suyu yetecek mi, insanlara havası yeterli mi, yeterince temiz mi? Ya da biz dere boyunca, mesela Büyükdere Caddesi diyoruz. Derenin haberi yok bundan. Her tarafa plazalar dikmişiz. İki damla yağmur düştüğü zaman buralarda sel ve su baskınları yaşanıyor ve sonrasında bütün suçu iklim değişikliğine bağlıyoruz” diye konuştu.

“ŞEHİRLEŞME VE İMAR PLANLAMALARINDA METEOROLOJİ UZMANLARI DİNLENMELİ”

Şehirleşme ve imar planlamalarında meteoroloji uzmanlarının dinlenmesi gerektiğini savunan Ahmet Köse, “Şehirleşmeyi yeniden bizim tasarlamamız gerekiyor. Artık günümüzde sürdürülebilir şehircilik kavramı hat safhada ön plana çıkmış durumda. Çünkü biz gelecek nesillere artık yaşanabilir şehirler bırakabilmemiz için meteoroloji mühendislerinin sözlerine dikkat ederek, imar planlarında onlara yer vererek imar planlarını yeniden revize etmemiz gerekiyor. Çatı eğiminden, binaların yön seçimine kadar mesela biz kuzey-güney cepheler yapıyoruz. Binalara kuzey-güney istikamette yerleştiriyoruz, batı-doğu istikamette yerleştiriyoruz. Bunlar hakikaten o yöresel şartlara uygun mu? Mesela İstanbul da hakim rüzgar yönü poyraz olduğu için güneşi maksimum alacak şekilde şehirleri planlamamız gerekiyor. Binaları planlamamız gerekiyor. Zira mimar arsaya bakıyor. Şehre en fazla kaç metrekare alan çıkıyorsa ona göre binayı tasarlıyor ki şu an iyi günlerimiz” ifadelerini kullandı.

“BU KISIR DÖNGÜ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE BİZİM SORUNLARIMIZ KATLANARAK DEVAM EDECEK”

Gökdelenlerin plansız şekilde yapılması durumunda yaşanacakları değerlendiren Köse, “Her geçen gün, iddia ediyorum her sene sel olayları katlanarak devam edecek, çatı uçmaları katlanarak devam edecek ve orman yangınları katlanarak devam edecek. Bunu önlemenin yolu sürdürebilir şehirleşme ve ulaşım. Orta çağdaki ahşap binaların ısı yalıtımı ile mevcut cam giydirme binaların ısı yalıtımı eşdeğer. Dolayısıyla biz bu evleri karşılamak için kışın sürekli buraları ısıtmak yazın ise soğutmak ile uğraşıyoruz. Bu da hava kirliliğine neden oluyor çünkü sürekli sera gazı salmak zorunda kalıyoruz. Bu kısır döngü devam ettiği sürece bizim sorunlarımız katlanarak devam edecek” dedi.

“İnşaat Sektörüne Destek Şart”

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Türkiye’nin inşaat sektörü üzerine odaklanan en kapsamlı analizlerinden biri olan “2024 Yılının İlk Çeyreğine İlişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu”nu yayınladı. Raporda, sektörün geçmiş dönemde yaşadığı zorluklar ve 2023 yılındaki performansı detaylı bir şekilde ele alındı.

Rapora göre, 2023 yılının dördüncü çeyreğindeki yüzde 10,8’lik büyüme, özellikle deprem bölgesindeki yeniden inşa çalışmalarının etkisiyle kaydedildi. Ancak, 2023 yılında ilk çeyrek yüzde 5,3, ikinci çeyrek yüzde 7,2 ve üçüncü çeyrek yüzde 7,8 büyüme oranlarına revize edilerek, sektörün genel performansı daha detaylı bir şekilde değerlendirildi. Bu revizyonlar sonucunda, inşaat sektörünün genel ekonominin üzerinde yüzde 7,8 oranında büyüme kaydettiği belirtildi.

Gayrimenkul sektörü ise 2023 yılında yüzde 2,7’lik bir büyüme kaydederken, inşaat sektörü ile kıyaslandığında daha yavaş bir büyüme trendi sergiledi.

“İnşaat sektöründeki zorluklar devam ediyor”

Perlanest Gayrimenkul Kurucu Ortağı Birsen Engin, inşaat sektöründeki büyüme trendini değerlendirerek, bu gelişmenin olumlu olduğunu ancak sektördeki zorlukların devam ettiğini belirtti.

Engin, “İnşaat sektöründe yaşanan büyüme, sektörün tekrar canlanması adına önemli bir adım. Ancak, bu büyüme oranının daralmanın tamamını telafi etmediğini görmekteyiz. Sektördeki karşılaşılan sorunlar, yapısal reformlar ve sektöre yönelik desteklerle aşılmalıdır.” dedi.

Engin, ayrıca, inşaat sektöründeki büyümenin devam etmesi ve sektörün daha sağlam bir temel üzerine oturması için hükümetin ve ilgili kurumların sektöre desteklerini artırmaları gerektiğini vurguladı. Bununla birlikte, sürdürülebilirlik, kalite ve yenilikçilik gibi unsurların da sektörün geleceği için önemli olduğunu dile getirdi.

Konut Fiyatlarındaki Düşüş Eğilimi 2025’te Değişecek

İstanbul’daki konut piyasasında konut kiraları artarken satılık daire fiyatlarında ise düşüş eğilimi oluşmaya başladı.

Konut piyasalarındaki son durumu değerlendiren Gayrimenkul Hukukçusu Ali Güvenç Kiraz, piyasanın bu yıl durağan olmasına karşın bu eğilimin 2025’te değişeceğini düşündüğünü dile getirdi.

Kiraz, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararları sonrası mevduat sahiplerinin yatırımlarını yeniden konuta çevireceğini ve 2025’in ortalarından 2026 yılının başına kadarki süreçte konut talebinde artış olacağını ifade etti.

Son açıklanan bilgilere göre ülke genelinde satılık daire fiyatları, Mart’ta bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5.1 oranında düşmüştü. Ancak aynı dönem tarihlerinde kira fiyatlarının ise yüzde 55-58 oranında artış göstermiş olması dikkat çekmişti.

Konut satışlarında yaşanan bu durgunluğun en önemli sebeplerini faiz oranlarındaki yükseliş ve büyükşehirlerle Anadolu şehirleri arasındaki fiyat farklılıkları olduğunu belirten Ali Güvenç Kiraz, ev kiralarda sene başında yaşanan artışın Şubat ve Mart aylarında yerini durağanlaşmaya bıraktığını belirtirken konut kiralamak isteyenlerin seçeneklerinin arttığını belirtti. Ancak diğer yandan ev sahibi olmanın ise zorlaştığına vurgu yaptı.

Avukat Sinan Keskin ise, konut fiyatlarındaki gerilemenin nedenlerinin en başında artan konut kredi faizleri olduğunu söyledi. Keskin, gelecek yıl konut fiyatlarının yeniden yükseleceğini söyledi.

Keskin, 2025 yılında faiz indirim sürecine başlaması ile birlikte bankada parası olanların yeniden konut alımına yöneleceğini, kentsel dönüşüm sürecinin hızlanması ile birlikte fiyatlarda da artış olacağını ifade etti.

Kaynak: Emlak Dream

“Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi” Başladı

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER 9-10 Mayıs tarihlerinde Ankara Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştireceği “Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi”nde dünyadan ve Türkiye’den konusunun uzmanlarını bir araya getiriyor. 

Enerji kayıpları, iklim değişikliğinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de olumsuz şekilde etkilerken, evlerde harcanan enerji her geçen gün artış gösteriyor. Geleceğimizin belirleyicisi bu önemli konuda değer yaratmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla, Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER çalışmalarına hızla devam ediyor.

35 ilde gerçekleştirdiği Anadolu Buluşmaları toplantılarında kanaat önderleri, yerel yönetimler ve tüketicilerin katılımıyla, iklim değişikliği, enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik konularını ele alan VERİMDER’in son durağı Ankara olacak.

VERİMDER’in Dalmaçyalı sponsorluğunda, Ekonomi Gazetesi ve Ankara Ticaret Odası iş birliği ile gerçekleştireceği toplantıda SEPEV, İMSAD, ENVER de destekleyenler arasında bulunuyor.

OECD Daimi Temsilcisi Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Enerji Verimliliği Baş Analisti Dr. Mine Işık, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Danışmanı Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli, Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu BaşkanıHakan Güldağ, Genel Koordinatörü  Vahap Munyar, Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı müdür ve uzmanlarının konuşmacı olarak yer alacağı zirvede; “Yeşil Dönüşüm ve Yapılarda Enerji Verimliliği İlişkisi, Kentsel Dönüşüm ile Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilir Gelecek, İkinci Ulusal Enerji Eylem Planı ve Yapılarda Enerji Verimliliği ve Sıfır Enerjili Binalar ve Sürdürülebilir Dönüşüm” konuları ele alınacak.

Mimarlık ve Tasarım Dünyasına İlham Verecek Yeni Bir Platform: Bir Tasarım Problemi’nin İlk Oturumu Gerçekleştirildi

Mimarlık ve tasarım iletişimi için yenilikçi fikirler sunan ArcheThink’in, tasarım dünyasına ilham vermek amacıyla başlattığı “Bir Tasarım Problemi” serisinin ilki, Deceuninck grubu bünyesinde bulunan IQ Alüminyum’un ana sponsorluğunda 30 Nisan’da Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleştirildi. Mimar, iç mimar ve kentsel tasarımcı gibi birçok tasarımcının proje aşamasında yaşadığı bir probleme ve bu problem için bulunan özgün çözüme dikkat çeken etkinlikte; Kent Plancısı Faruk Göksu, Mimar Han Tümertekin ve İç Mimar Yeşim Kozanlı seçtikleri projelerde yaşadıkları bir problemi ve çözümünü anlattı. 

Bir kentin tasarımından bir objenin tasarımına kadar tüm tasarımlarda sonuca değil, sürece odaklanmak üzere düzenlenen “Bir Tasarım Problemi” serisinin ilki, Deceuninck grubu bünyesinde bulunan IQ Alüminyum’un ana sponsorluğunda 30 Nisan Salı günü Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleştirildi. Mimarlar, tasarımcılar ve öğrenciler için eşsiz bir platform sunan ArcheThink’in Kentsel Planlamacı, Peyzaj Mimarı, Mimar, İç Mimar ve Endüstriyel tasarımcılar gibi farklı disiplinlerden tarafların katılımıyla düzenlenen “Bir Tasarım Problemi”nin yıl boyunca sürmesi planlanıyor.  

Her konuşmacının 15’er dakikalık süreye sahip olduğu etkinlik serisinde ilk konuşmacı Şehir Plancısı Faruk Göksu oldu. Nilüfer Pancar Deposu projesi üzerinden katılımcı bir süreç tasarımıyla dünün pancar deposunun bugün nasıl bir fikir deposuna dönüştüğünü anlattı. Tasarım düşüncesi yoluyla problemin keşfedilmesinin ardından süreç ve etkinlik tasarımının nasıl ilerlediğinden bahseden Göksu, “Sahiplenme ve süreklilik iki önemli kavram. Tasarım düşüncesi yoluyla, problemlerin keşfedilmesi ancak kolektif bir hareketle olur. Pancar Deposu’nda sadece mimari tasarım yapmadık; etkinlik tasarımı da yaptık ve etkinlik tasarımının süreçlerini paydaşlarla belirledik.” dedi.

‘’ Kız Kulesi’ni bilinen en eski kayıtlardaki haline dönüştürdük ‘’

Mimar Han Tümertekin “Sadece Merdiven” başlıklı sunumuyla medyada gündem oluşturan Kız Kulesi Restorasyonu’nu anlattı. ‘’ Biz her projenin başında mümkünse sorduğumuz ve bize sorulmuş bir dolu soruyu elekten geçirip tek bir soruya indirgediğimizde kendimizi rahat hissederiz. Problemi tanımlamazsak çözüm üretemeyiz. Bu projede de öyle oldu. Kız Kulesi aslında bir savunma yapısı olarak inşa edildi. Fakat zaman içerisinde yaşanan yangın ve benzeri sebeplerden ötürü birçok kez restore edilmek durumunda kaldı. Bilinen en eski tarihteki kayıtları büyük bir ekip ile inceledik. Sonrasında kulenin 2. Mahmut dönemindeki haline dönüştürülmesi kararlaştırıldı. Mimari müdahale yalnızca merdiven üzerinde yapıldı. Tarihi kulenin cephesindeki farklı boyutlardaki düzensiz açıklıkların sunduğu potansiyeli ortaya çıkaran merdiven tasarımı, Kız Kulesi’nde ışıkla birlikte geçmişten günümüze uzanan yeni bir deneyimi yaşatıyor’’ diyerek sözlerini noktaladı.

“Geçmişe saygı duyarak geleceği şekillendiriyoruz’’

Programın son konuşmacısı Yeşim Kozanlı, “Geçmişin Yükü” başlıklı sunumuyla Prag’daki Swissotel için yaptıkları otel giriş alanını, tarih ve coğrafyanın kendine özgü koşullarına saygıda kusur etmeyecek şekilde nasıl tasarladıklarını anlattı. Kozanlı, farklı dönemlerde inşa edilmiş, her biri ayrı hikâyeye sahip 5 tarihi yapının arasında sirkülasyon yaratmak için tasarlanan modern mekanın gelenekten geleceğe uzanan bir tasarım hikayesine sahip olduğunu vurguladı. “Biz başından sonuna kadar problemi çözmeye odaklanarak süreci yönetiyoruz. Bizim işimiz problem çözmek. Bu projedeki problem; farklı dönemlerde inşa edilmiş, farklı kotlardaki 5 tarihi blok arasında bir sirkülasyon yaratmaktı’’ dedi. 3 oturumda tamamlanan etkinlikte; katılımcıların konuşmacılara sosyal medya üzerinden sordukları sorular cevaplandırıldı.

 “Sadece çıktıya ve sonuca değil, sürece odaklandık”

“Bir Tasarım Problemi”nin tasarımda sınırları zorlamak ve mümkün olanı yeniden tanımlamak için bir platform sunduğunu belirten ArcheThink Kurucusu Selin Uysal, “ArcheThink olarak, mimarlık ve tasarım dünyasına değer katmak için projeler üretiyoruz. Bu süreçte, deneyimlediğimiz ve gözlemlediğimiz en etkileyici konu; tasarımcıların proje süreçlerinde yaşadıkları problemlere özgün çözümler getirmesi oldu. Tasarımcılar projeye başlarken işverenin hayallerini, ihtiyaçlarını, vizyonunu dinler. Kafasında oluşan tasarımı çalışmaya başlamadan önce, genelde bir problem ile karşılaşır ve sıklıkla tasarımını o problem üzerine şekillendirir. Çözülen problem ise son ürünün oluşmasındaki ana etkeni oluşturur. Bu bakış açısıyla, “Bir Tasarım Problemi” etkinliğini oluşturduk. Sadece çıktıya ve sonuca değil, sürece odaklanılması gerektiğini vurguladığımız etkinlikte, gelecekte yeni hikayeler keşfetme potansiyelinin heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu. 

“Sektördeki tüm paydaşlara ilham veren bir etkinlik oldu”

Etkinliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunan IQ Alüminyum Marka Direktörü Müfit Atlas ise şu ifadeleri kullandı: “IQ Alüminyum olarak, ‘Bir Tasarım Problemi’ etkinliğini desteklemekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Mimarlık ve tasarım dünyasına değer katan bu platformun, yaratıcılığı teşvik etmek, mimarlık ve tasarım severleri bir araya getirmek adına önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Bizler de bu değerlere olan inancımızı ve sektöre olan desteğimizi göstermek adına etkinliğin yanında yer almayı tercih ettik. Tasarım sürecinde karşılaşılan zorlukların, yaratıcılığın ve çözüm odaklı düşüncenin önemini vurgulayan bu etkinliğin, sektördeki tüm paydaşlara ilham verici bir deneyim sunduğuna inanıyoruz”

Egepen Deceuninck, İç Mimarlar Odası’nı Belçika’da Ağırladı

VC profil sektöründe ilklerin öncüsü Egepen Deceuninck, İç Mimarlar Odası Genel Başkanı ve İl Başkanları ile İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere 12 şehirden iç mimarı Belçika fabrikasında ağırladı. Sektördeki son gelişmelerin paylaşıldığı gezide, iç mimarlar ürünlerin özelliklerini yakından tanıma fırsatı buldu. 

Türkiye’nin penceresi Egepen Deceuninck, düzenlediği etkinliklerle sektörün gelişmesine katkı sağlamaya devam ediyor. Son olarak, İç Mimarlar Odası’nı Belçika fabrikasına konuk eden Egepen Deceuninck, etkinlik kapsamında iç mimarlara fabrika gezisi düzenlenmesinin yanı sıra, ürünler hakkında detaylı bilgi verildiği bir program düzenledi. Egepen Deceuninck’in üretim sürecinin incelendiği ve şirketin ürünlerinin anlatıldığı etkinlik, öğle yemeği ile son buldu. 

“Bu etkinlikler, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmemize katkı sağlıyor”

Organizasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Egepen Deceuninck Genel Müdür Yardımcısı Tamer Özen, “Egepen Deceuninck olarak, sektöre katkı sağlayacak tüm organizasyonları çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda, iç mimarlarımızı Belçika’daki üretim merkezimizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduk. Gezi sırasında profilin üretim aşamaları detaylarıyla incelendi.Laminasyonlu profillerin nasıl elde edildiği oluşumundan takılma sürecine kadar olan süreci anlatıldı. Sektördeki en son gelişmeleri mimarlarla paylaşmak ve ürünlerimizin özelliklerini onlara daha yakından tanıtmak için bu etkinlik bir fırsat sağladı. Bu tür etkinlikler, sektördeki iş birliklerimizi güçlendirirken aynı zamanda daha yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmemize de olanak tanıyor.” diye konuştu. 

TKYD 2024’ün İlk Çeyreğini 160 Tüzel Üye İle Kapattı

Kurumsal yönetimin yaygınlaştırılması misyonuyla hareket eden Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin tüzel üye sayısı 160’a ulaştı. 

Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının yaygınlaştırılması misyonuyla hareket eden TKYD, 2024 yılı ilk çeyreği sonunda tüzel üye sayısı, yeni üyeleriyle birlikte 160’a ulaştı.

2024 yılı ilk çeyreğinde TKYD’nin yeni tüzel üyeleri; Yapı Merkezi Holding A.Ş., Narter&Partners Avukatlık Ortaklığı, Haver Farma İlaç A.Ş, Hezz Medya İletişim Hizmetleri Limited Şirketi, Allianz Sigorta A.Ş., Ak Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., GNCR Holding A.Ş., Sadıklar Otomotiv Tekstil Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi., Yapıchem Kimya Sanayi A.Ş. ve SUMMA Turizm Yatırımcılığı A.Ş. oldu.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “Kurumsal yönetim belirli bir noktaya gelmediği sürece atılacak her adım yarım kalacak. Kurumsal yönetim ilkelerini benimseyen, kültürlerine adapte eden ülkeler ve kurumlar; değişimleri önceden görüp aksiyon alabiliyor. Tüm dünyada iş yapış şekilleri pandemi ile birlikte değişti ve kurumsal yönetimin önemi daha da iyi anlaşıldı. Biz de kurumlarımızda bu farkındalığın arttığını gözlemliyoruz. Son dönemde aramıza katılan kurumsal üye sayısındaki hızlı artış da buna işaret ediyor. TKYD olarak kurumsal yönetimin gelişimine, kurumsal ve bireysel üyelerimizle birlikte katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda aramıza yeni katılan üyelerimize hoş geldiniz diyerek teşekkür ediyorum.” dedi. 

Generali Sigorta, Elektrik Araç Kasko Ürününü Duyurdu

Sürdürülebilirlik ve değişen müşteri ihtiyaçlarına odaklanan Generali Sigorta, elektrikli araç sahipleri için özel bir kasko sigortası ürünü piyasaya sürdüğünü duyurdu. Geleneksel kasko sigortalarının ana teminatlarını kapsayan bu yeni ürün, aynı zamanda elektrikli araçların özel risklerine karşı da koruma sağlıyor.

Yeni kasko sigortası; çarpma, çarpışma, yangın, cam kırılması ve hırsızlık gibi standart kasko teminatlarını içerirken, elektrikli araçların özel ihtiyaçlarına yönelik ek teminatlar da sunuyor. Bu ek teminatlar arasında bataryanın hasarlanması, şarjın bitmesi durumunda mobil asistan hizmetlerinin sağlanması gibi özellikler bulunuyor.

Generali Sigorta, elektrikli araçları kapsayan yeni ürünü ile sadece müşteri memnuniyetini artırmakla kalmayacak aynı zamanda sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda katma değer üretecek. Generali Sigorta, elektrikli araç sahiplerinin ihtiyaçlarını ve memnuniyetini merkeze koyarak yeni hizmetini kullanıma sundu. Bu yeni kasko sigortası ürünü, elektrikli araç sahiplerine güvenilir bir koruma ve hizmet sunmayı amaçlayarak, geleceğin otomotiv endüstrisine yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor Generali Sigorta, müşteri memnuniyeti süreçlerinde odağına koyarak sunduğu hizmetleri her daim geliştirmeyi hedeflemektedir.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Şubatta Yüzde 24,7 Arttı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi şubatta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,7 artış gösterdi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Aylık Sektör Raporu’nun nisan sonuçları açıklandı.

Rapora göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi şubatta yıllık bazda yüzde 24,7 arttı. Yılın ilk 2 ayındaki üretim artışı 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 14,3 olarak gerçekleşti.

Ocak-şubat döneminde 17 alt sektörde üretim geçen yılın ilk iki ayına göre artarken, 5 alt sektörde azaldı.

İlk iki ayda üretim demir-çelik çubuk profilde yüzde 30,4, hazır betonda yüzde 29,1, çimentoda yüzde 26,7, demir ve çelikten inşaat ürünlerinde yüzde 24,5 ve inşaat camlarında yüzde 23 arttı. Seramik kaplama malzemeleri üretimi yüzde 23,2, seramik sağlık gereçleri üretimi ise yüzde 19,4 azaldı. 

İnşaat sektörünün gelecek döneme ilişkin öngörülerinin de yer aldığı rapora göre, yerel seçimler sonrası kredi büyümesine ilişkin sınırlamalar ile sıkılaştırma adımlarının sektör üzerindeki kısıtlayıcı etkisinin sürmesi bekleniyor.

Mart sonuna kadar deprem bölgesinde 78 bin konut inşaatı tamamlanırken, yıl sonuna kadar ilave olarak 122 bin adet daha konutun tamamlanması hedefleniyor.

“Yarısı Bizden Kampanyası”nın daha aktif uygulanarak kentsel dönüşüme ivme sağlaması, bu sayede hızlanması beklenen kentsel dönüşüm faaliyetlerinin inşaat sektöründe büyümeye olumlu katkı sunması bekleniyor.

Çatı GEP’leri de Artık Sigorta Güvencesinde

Sigorta sektörü şimdi de bireylerin evlerinin çatılarına kurduğu güneş enerji panellerini (GEP) güvence altına almaya başladı. Genelde konut sigortalarına eklenen GEP’lerin yıllık primleri ise 500 ile bin TL arasında değişiyor.

Dünya Gazetesi’nden Esin Çetinel’in haberine göre; artan enerji maliyetleri, çevreye olan duyarlılıktaki artış yenilenebilir enerjiye olan talebi artırmaya başladı. Artık büyük sanayi kuruluşlarının önemli bölümü hatta KOBİ’ler kendi enerjilerinin bir bölümünü karşılamak için rüzgâr, güneş, hatta termal enerjiyi kullanmayı tercih ediyor.

Bireysel tarafta ise özellikle yazlık müstakil evleri olanların taleplerinde kıpırdan gözleniyor. İşte bu kıpırdanma sigorta sektörünü de harekete geçirdi. Bugün sigorta sektöründe genelde kurumsal taraftaki firmaların güneş panellerine sigorta yapma eğilimi var. Axa Sigorta ise hem kurumsal hem de bireysel müşterilerinin GES yatırımlarını sigorta kapsamında güvence altına alan kurumlardan biri…

Ancak bireylerin bu güvenceden yararlanabilmesi için konut poliçesi satın alması gerekiyor. Aynı zamanda çatı tipi güneş enerji panellerinin 15 yıldan eski olmaması şartı aradıklarını söyleyen AXA Sigorta KKTC, Uluslararası İş Geliştirme ve Yeşil Yatırımlar Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Seda Bora Arkan, “Bu şartları sağlayan herkesin panellerini sigorta teminatı altına alıyoruz” diyor.

Çevre dostu bir yatırım olan çatı tipi güneş enerji panelleri sigorta sayesinde çok sayıda riske karşı güvence altına alınıyor. Bugün riskler için seçime bağlı olarak panellerin minimum 15 bin TL, maksimum 500 bin TL limite kadar teminat altına alındığını söyleyen Seda Bora Arkan, poliçenin içeriğine ilişkinse şu bilgiyi veriyor; “Yangın, yıldırım, fırtına, deprem tarzı risklerde panel bedeli ile kusurlu işçilik, elektrik enerjisinin doğrudan doğruya tesiri neticesi kısa devre, voltaj yükselmesi, izolasyon hatası gibi riskler için seçime göre teminat sağlıyoruz.”

Çatı tipi güneş enerji panellerine olan talep ve bunların sigortasına olan talebin arttığına da işaret eden Seda Bora Arkan, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Talebin yoğunluğu bölgesel olarak değişiyor. Özellikle güneşli gün sayısının fazla olduğu, müstakil evlerin, yazlıkların daha yoğun olduğu Ege, Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizden daha yoğun talep geliyor. Gerek elektrik enerjisinin fiyatlarının artması, gerekse toplumda sürdürülebilirlik bakışının yaygınlaşması ile çatı tipi GES’ler ve bunların sigortasına olan talep artıyor. Yatırım geri dönüş süresinin kısalması halinde GES taleplerinin tabana yayılacağını öngörüyoruz.”

Çatı tipi güneş enerji panelleri maalesef ülkemizde çok yaygın değil. Sigortaya olan talepte buna bağlı olarak şimdilik oldukça sınırlı. Bu sigortanın temel özelliği ise konut sigortası poliçelerine eklenebilmesi. Fiyatları ise oldukça makul. Örneğin 100 bin TL’ye malolan bir çatı tipi güneş enerji paneli kurduğunuzda bunun yıllık primi 500 TL ile bin TL arasında değişiyor. Sigorta şirketleri bu üründe özellikle konutun bulunduğu bölgenin deprem bölgesi olması, seçilen limit, panel yaşı gibi çok sayıda parametreye bakarak prim fiyatlarını belirliyor.

Güneşe Yatırım Yapan Sanayici Alarmda

Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM’de kabul edildi. Sektör temsilcileri ise lisanssız elektrik üreten santraller için eski yasaya geri dönülmesi çağrısında bulundu.

Dünya Gazetesi’nden Recep Şenyurt’un haberine göre; kabul edilen yeni yasa ile lisanssız elektrik üreten güneş enerji santrallerinin lisanslı olarak üretime devam etme sürecine yönelik düzenlemenin sektörün gelişimine engel olacağını, bu alana yatırım yaparak Türkiye’nin güneş enerji santrallerinde büyümesinin lokomotifi olan yatırımcıların cezalandırıldığını ifade eden sektör temsilcileri, bir önceki kanun çerçevesinde bu alanının yeniden düzenlenmesini talep etti.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, yasa koyucunun vatandaşın elektrik fiyatını düşürmek için çıkardığı yasayla lisanssız güneş enerji santralleri işleten yatırımcıların, üretimlerine lisanslı olarak devam etmek istemeleri halinde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) fiyatı üzerindeki rakamı bedelsiz devretmek zorunda kalacaklarını açıkladı. Özdemir, yasanın amacına hizmet etmesinin mümkün olamayacağını söyledi.

Türkiye’nin büyümesi için enerji sektörüne daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ve yatırımcıların yatırım yaparken öngörülebilir bir ortamın olmasını beklediğini ifade eden Özdemir, “Lisanssız güneş enerjisi santrali yatırımı yapan yatırımcılar, büyük riskler alarak sektörün büyümesini sağladılar. Şimdi çıkartılan bu yasa kuralları değiştiriyor.

Hem lisans bedeli getiriyor hem de YEKDEM fiyatının üzerindeki rakamın bedelsiz olarak EPİAŞ’a bırakılmasına hükmediyor. YEKDEM fiyatı şu an 5,5 dolar civarında. Piyasa fiyatı ise 7,5 dolar civarında. Piyasa fiyatı 10 dolar da olabilir, 12 dolar da olabilir. Burada yatırımcılar aleyhine ciddi bir marj bulunmakta. Lisanssız güneş enerjisi santralleri önceki yasada piyasa fiyatı üzerinden yüzde 15’ini EPİAŞ’a bırakarak lisans bedeli ödemeden lisanlı olarak devam edebileceklerdi. Biz bu düzenlemenin geri getirilmesini talep ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin 320 terawatt saat elektrik tüketimi olduğunu, lisanssız elektrik üreten GES’lerin ise 15 terawatt saat üretim gerçekleştirdiğini açıklayan Özdemir, şunları kaydetti: “Yasanın amacı vatandaşın elektriğini ucuzlatmak.

Ancak lisanssız santrallerin üretimi Türkiye tüketiminin yüzde 5’i civarında. Yüzde 5’inde böyle bir tasarruf yaparak vatandaşın elektrik fiyatı düşmez. 10 yıllık lisans süresini dolduracak işletmeler süre bitiminde eski yasaya bakarak lisanlı olarak üretimlerine devam etme kararı almışlardı. Şimdi bu santrallerin çoğu lisanslıya geçemeyeceği için bu yatırımların tabana yayılmasını sağlayan lisanssız üretim bitmiş olacak.

Sektörde 7,5-8 bin MW civarında olan bu tesislerde ciddi el değiştirmeleri ve konsolide olma sürecini yaşayacağız. Elektrik fiyatlarının ucuzlaması için en önemli şey GES ve RES’lerin sayısının ve gücünün artmasıdır. Bunun için de yatırımcıya ihtiyaç var. Eski yatırımcı cezalandırılırsa, bu alana yeni yatırımcı bulunamayacak ve elektrik fiyatlarını ucuzlatmaya çalışırken daha da pahalanmasına neden olunacaktır.”

“Yasalar yatırımcı lehine ve öngörülebilir olmalı”

Sektöre yönelik mevzuatların öngörülebilir ve sade olmasını beklediklerini dile getiren Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Başkanı Alper Kalaycı da yeni yasa ile getirilen düzenlemenin yatırımcılarda mağduriyetlere neden olacağını, lisanssız elektrik üreten santrallerin lisanslanma sürecinin çok daha sade ve yatırımcı dostu olacak şekilde olmasını beklediklerini dile getirdi.

Kalaycı, “Lisanssız elektrik üreten tesislerin makul bir şekilde belirlenecek bir lisans bedeli ile başka hiçbir koşul aranmadan lisanlı hale gelmesi bize göre en doğru yol olacaktır. Yatırımcılar bizim baş tacımız. Bugünkü faiz oranlarında yatırım yapmak çok zor. Yatırımcıları yatırım yapmaya cezbetmek, kaçırmamak lazım” diye konuştu.

“Sektörün görüşleri alınarak yeni düzenleme yapılmalı”

Türkiye’yi güneş enerjisi ile buluşturan, ülkemizin tükettiği elektriği güneş enerjisinden sağlanması için bundan 12 yıl önce çıkan bir yasaya güvenerek ve risk alarak sektörü büyüten güneş enerjisi yatırımcılarının adeta cezalandırıldığını ifade eden Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Serdar Ekiz ise, yeni yasa ile yatırımcıların güveninin zedelendiğini belirtti.

Ekiz, yeni yasanın yatırımcıyı mağdur ettiğini, devletin yatırımcının ürettiği elektriği piyasa fiyatının çok altında bir bedelle almak istediğini söyledi. Ekiz, şunları kaydetti: “Bu alana yatırım yapmak isteyen yatırımcılar, artık çok daha dikkatli olmak zorunda kalacaklar ve belki de yatırım yapmaktan vazgeçecekler. Çünkü devletimiz yeni çıkardığı yasayla en üst rakam YEKDEM olmak üzere daha düşük oluşacak fiyatları baz alarak elektriği satın alacak.

YEKDEM fiyatı piyasa fiyatının yüzde 50’sine yakın bir tutarda. Bu üst limit enerjinin fazla üretilmesi halinde düşeceği için bu işletmeler ürettiği elektriği neredeyse bedavaya devlete vermek zorunda kalacak. Bunu yasayı yapanlar nasıl göremiyor? Acaba bir cezalandırma mı bu diye aklımıza soru işaretleri geliyor. Sektörümüzün görüşü ve talepleri dikkate alınmadan hazırlanan ve onaylanan yasayla ilgili mücadelemizi sürdüreceğiz. Yatırımcıların yatırım yaptıkları için mağdur olmalarının önüne geçmeye çalışacağız.”

Emlak Katılım Şube Sayısını 107’ye Çıkardı

Bursa’da Demirtaş Şubesi ile İstanbul’da Tuzla Sanayi, Bayrampaşa, Beylikdüzü E-5 ve Samandıra şubelerinin açılışını gerçekleştiren Emlak Katılım Bankası, Türkiye genelindeki şube sayısını 107’ye çıkardı. 

Gayrimenkul sektörü başta olmak olmak üzere ekonomik büyüme ve istihdama katkısı yüksek olan stratejik sektörlere, sürdürülebilir ve herkes için erişilebilir finansman modelleri sunmak üzere çalışmalarını sürdüren Emlak Katılım; Bursa’da Demirtaş Şubesi ile İstanbul’da Tuzla Sanayi, Bayrampaşa, Beylikdüzü E-5 ve Samandıra şubelerinin açılışını gerçekleştirdi. Şube ağını yaygınlaştıran Emlak Katılım, hizmete sunduğu yeni şubeler ile Türkiye genelinde 107 şubeye ulaştı. Faaliyete aldığı her şubesi ile müşterilerinin farklılaşan finansal ihtiyaçlarına yanıt veren Emlak Katılım, Türkiye ekonomisine ve istihdama da katkı sunmaya devam ediyor.

Emlak Katılım, katılım finans sisteminin yaygınlaşması ve sahip olduğu pazar payının artırılması noktasında reel ekonomiye desteğini sürdürürken, orta ve uzun vadede şube açılışlarına devam ediyor.

Müşterilerin görüntülü görüşme ile evden, ofisten veya bulundukları her yerden kolaylıkla hesap açmalarını sağlayan Emlak Katılım, masrafsız bir bankacılık hizmeti de sunuyor. Emlak Katılım Mobil’den EFT/Havale ve FAST gibi işlemlerini ücretsiz bir şekilde gerçekleştirebilen müşteriler, bankacılık işlemlerini 20 bini aşkın tüm kamu bankası ATM’leri ile PTT şubeleri ve ATM’lerinden de ücretsiz bir şekilde yapabiliyorlar.

Doğal çevrenin korunması, sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturulması ve iklim değişikliği ile mücadele konularında toplumsal farkındalığa katkı sağlayacak adımlar atan Emlak Katılım; şubelerde kullanılan basılı broşürler yerine karekod sistemini kullanıyor. Böylelikle müşteriler, istediği ürün ve hizmetin detaylarına karekod sayesinde kolayca ulaşabiliyor.

Hesap açma işlemlerinde ise zorunlu imza gerektiren sözleşme ve formlar için sayfalarca kâğıda imza atılan dönemi geride bırakan Emlak Katılım, kâğıt israfının önüne geçecek olan kağıtsız bankacılık uygulamasını müşterilerine sunuyor. Hesap açma işlemi çok kısa süre içerisinde mobil uygulama üzerinden dijital onay yöntemiyle yapılıyor.

Well’s Koltuk A’Desing’da Bronz Ödül Aldı 

Tasarımcı Emre Öner imzasını taşıyan, Zivella’nın Well’s koltuğu A’Design Award’ta ödüle layık görüldü. 

Yaşamı, doğayı, kültürü, insanı ve renkleri tasarımlarına yansıtan Zivella, 2024’ün ilk ödülünü A’Design Award’tan aldı. Zivella’nın tasarımcıları arasında yer alan Emre Öner imzasını taşıyan Well’s koltuk mobilya tasarım kategorisinde bronz ödüle layık görüldü.

Zivella Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Uzun, Well’s koltuğunun A’Design Yarışması’nda kazandığı bronz ödül hakkında şunları söyledi: “Well’s koltuğu, Ofiste Ev Rahatlığı koleksiyonumuz için tasarladık ve Emre Öner ile birlikte çalıştık. Uluslararası tasarım ödüllerinden biri olan A’Design Yarışması’nda ödüle layık görülmek bizi gururlandırdı. Bu ödül, çalışan bireylerin deneyimlerinden ilham alarak tasarlamaya ve her üründe kullanıcıların sağlığını ve konforunu düşünerek onların daha verimli olmalarına katkı sunmaya olan bağlılığımızı gösteriyor. Gelecekte de bu yolda ilerlemeye, yaşam ve insan odaklı tasarımlarımızı geliştirmeye devam edeceğiz.”

İyi Olma Hali İçin Tasarlanmış Konfor: Well’s

Wellness (fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hali) ve wellbeing (iyilik) kavramlarından ilham alınarak tasarlanan Well’s koltuk, kullanıcıya hem konfor sağlamaya hem de kullanıcının iyi olma halini artırmaya odaklanıyor. Sadelik, minimalizm ve işlevsellik ile tanımlanan İskandinav tarzında tasarlanan Well’s koltuk, ahşabın sıcaklığı ile iç mekânlarda aydınlık ve iyi hissettiren bir duruş sergiliyor. Sürdürülebilir malzemeler ve çevre dostu uygulamalar kullanılarak şekillendirilen Well’s, bulunduğu ortama rahatlık ve iyiliği bir arada getiriyor. 

Dalsan Alçı’nın Yeni Genel Müdürü Timuçin Daloğlu Oldu

1932 yılından bu yana yapı malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren Dalsan Alçı, köklü geçmişi ve yenilikçi vizyonuyla sektöründeki liderliğini sürdürüyor. Yıllık 100 milyon metrekare alçı levha, 2 milyon tondan fazla torbalı üretim ve silolu sevkiyat kapasitesiyle zeminden çatıya duvardan-duvara güvenilir yapı çözümleri sunan Dalsan Alçı’da, 01.05.2024 tarihi itibariyle Genel Müdürlük görevini Timuçin Daloğlu devraldı.

Yeni Genel Müdürü Timuçin Daloğlu ile birlikte yeni bir döneme adım atan Dalsan Alçı San. ve Tic. A.Ş, yenilikçi projeleri, buluşları, yatırımları ve geniş ürün yelpazesiyle, küresel vizyonunu güçlendirerek başarı grafiğini daha da yukarılara taşımaya kararlıdır.

Şirket; bu atama ile benimsediği değerleri koruyup sektördeki liderliğini pekiştirerek, yeni ve büyük hedeflere ulaşmayı amaçlamaktadır.

Tasarruf Finansman Sektörünün Büyüklüğü 29 Milyar TL’yi Aştı

Türkiye’de geçmişi 30 yılı bulan ancak 2 yıl önce regüle edilen tasarruf finansman sektörü hızla büyüyor. Geçen yıl yüzde 100 büyüyen sektörün aktif büyüklüğü 29 milyar TL’yi aştı. FKB Başkanı Eyüp Akbal, “Ürün çeşitliliğinin artırılması ve kâr dağıtımı gibi izinler verilirse sektöre yeni oyuncular girecektir” dedi.

Dünya Gazetesi’nden Birol Bozkurt’un haberine göre; 2022 yılında regüle edilen tasarruf finansman sektörü, bireylerin ev ve araç satın almak gibi finansal hedeflere ulaşmalarına yardımcı olan alternatif bir finansman yöntemi olarak ön plana çıkıyor. Son dönemde faizlerin artmasıyla ilginin giderek arttığı bu sistem, katılımcıların düzenli tasarruflar yaparak bir araya gelmelerini ve birbirlerine finansman sağlamalarını teşvik ediyor. Sektör, Finansal Kurumlar Birliği tarafından düzenlenmekte ve denetlenmektedir.

Tasarruf finansman sektöründe 2015 yıl sonu itibarıyla iki şirket 66 şube ile faaliyetlerini sürdürüyordu ve sektör 1,5 milyar TL aktif büyüklüğüne sahipti. 2021’de başlayan regülasyon süreci, 2022 yılında tamamlandı ve sektörde sadece altı şirket faaliyet izni alabildi. Sektörün son durumunu ve gelecek dönem hedeflerini Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Tasarruf Finansman Şirketleri Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal anlattı.

2021’de aktif büyüklüğün 12,3 milyar TL’ye, 2022’de 14,3 milyar TL’ye ulaştı.ğını söyleyen Eyüp Akbal, “Aralık 2023 itibarıyla ise tasarruf finansman sektörünün aktif büyüklüğü 29 milyar TL’yi geçti. Son sekiz yıllık süreçte tasarruf finansman sektörünün yüzde 1843 oranında artış göstermesi sektörün yüksek bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse tasarruf finansman sektörünün son bir yılda yüzde 100’den fazla büyüdüğünü söyleyebilirim. 2023 yıl sonu itibarıyla sektörümüzde 424 şube, 4 bin 400’e yakın çalışan ve 400 bine yaklaşan müşteri bulunuyor.

Tasarruf finansman sektöründeki bu ivmelenmeyi önemli bir başarı olarak okuyorum. Politika faizinin yükselmesi ve bankaların kredi maliyetlerinin artması nedeniyle son dönemde sektörümüze olan teveccühün daha da arttığını gözlemliyoruz. Uygun maliyetli finans modelimiz sayesinde sadece sektörümüze değil, tasarruf oranlarının artmasına sunduğumuz katkı ile Türkiye’nin ekonomik gelişimine de destek sağlayacağız. Diğer yandan nitelikli istihdama önemli bir katkı sunan sektörümüz istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürmektedir” dedi.

Finansal Kurumlar Birliği olarak sektörümüzün kurumsallaşmasını tamamlaması, daha fazla kişiye ulaşması için atılması gereken adımlara ve iyileştirmelere yönelik, çalışmalar kapsamında pek çok kamu kurumu ile görüşme gerçekleştirdik. 29 Aralık 2023 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tasarruf Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklik ile mevzuatın güncellenmesi tüm paydaşların menfaatine katkı sağlayacaktır.

Özellikle sözleşme tavan tutarındaki artışın, konut için 7,2 milyon TL’ye ve araç için ise 2,8 milyon TL’ye yükseltilmesi müşterilerimizin taleplerine daha iyi cevap vermemizin önünü açtı. Başka bir açıdan değerlendirdiğimizde ise sözleşme tavan tutarındaki artış; kişilerin daha fazla tasarruf yapmasına imkân sağlarken, tasarrufların değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılmasındaki oranların yükselmesine de katkı sağlayacaktır. Ayrıca tavan tutarlarının ÜFE’ye endekslenmesi önümüzdeki yıllarda söz konusu tutarların otomatik olarak arttırılmasına yol açacaktır. Diğer taraftan önümüzdeki dönemde ürün çeşitliliğin artırılması ve kâr dağıtımına izin verilmesi durumunda sektörümüze yeni oyuncuların dâhil olabileceği ve bunun tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağı kanaatindeyim.

Ürün çeşitliliğinin artırılması gerekiyor

Bugünkü konjonktürde tasarruf finansman sektörü olarak tasarruf sahiplerine yalnızca ev, araç ve çatılı iş yeri finansmanı sağlayabiliyoruz. Dolayısıyla başka bir ürün geliştirme gibi bir şansımız yok. Bu konuda sektör temsilcileri olarak yeni ürünlerin sisteme dâhil edilebilmesi kanun değişikliği gerektirmektedir. Mevzuat değişikliğinden sonra tasarruf finansman sisteminin daha da güçlenmesiyle birlikte sektör temsilcilerinin organize olarak atacakları adımlarla ürün çeşitliliğinde artışa gidilebileceğini öngörüyorum. Tasarruf sahiplerinin uygun maliyetle pek çok ihtiyacına çözüm bulabilmesini hem sektörün büyümesine hem ülkemizin tasarruf oranlarının artmasına katkı sağlayacaktır. Örneğin; işini yeni açmış bir sanayici, gelecekte işini büyütebilmek adına gerekli makine teçhizatını bu sistemle alabilse ne kadar güzel olur, neden olmasın? Ayrıca ürün çeşitliliğinin artırılmasının tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilirliğine de önemli katkıları olacaktır.

“Tasarrufu teşvik ederek ekonomiye katkı veriyoruz”

Rusya Ukrayna Savaşı, Ortadoğu’da İsrail’in Filistin’i işgali gibi gelişmelerin ve dünya genelinde yaşanan tüm ekonomik sıkıntıların Türkiye ekonomisine de yansıdığını söyleyen FKB Başkanı Eyüp Akbal, “Küresel bir ekonomik problemden bahsediyorsak Türkiye’yi bundan ayrı tutmamız düşünülemez. Hâl böyle olunca da hem ülkemizin hem de sektörümüzün geleceğine dair bir öngörüde bulunmak epey zor. Şunu söyleyebilirim: Türkiye tarihi boyunca pek çok siyasi ve ekonomik krize maruz kaldı, hepsinden de alnının akıyla çıktı. Türkiye ekonomisinin önemli çarklarından biri olan tasarruf finansman sektörü olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki tasarruf finansman sektörü her koşulda herkese en uygun maliyetli finansmanı sağlayarak kişilerin ev, araç ve çatılı iş yeri sahibi olmasına olanak sunuyor. Böylelikle hem tasarrufu teşvik ediyor hem kişilerin en temel ihtiyaçlarından olan barınma ve araç gereksinimlerini karşılamasına vesile oluyor hem de yastık altı birikimlerin ekonomiye kazandırılmasını sağlayarak ekonomik büyümeye de katkı sunuyor. Diğer yandan genel müdürlüklerinde ve şubelerindeki personelleriyle birlikte iş gücüne de ciddi manada katkı sunmuş oluyor” dedi.

Aslına bakarsanız 2022 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından tasarruf finansman sektöründe faaliyet gösterecek yalnızca altı firmaya lisans verildi. Regülasyonun ardından hâlihazırda bu faaliyeti sürdürebilecek şirketlerin bizzat BDDK tarafından belirlenmiş olmasını, başlı başına bir güven unsuru olarak nitelendirebiliriz. Bizler bu alanda faaliyet gösteren sektör temsilcileri olarak gerçekleştirdiğimiz teslimatlarla dolayısıyla müşteri memnuniyetini maksimum düzeye çektiğimizde güven algısını perçinlemeye devam edeceğiz. Diğer yandan tasarruf finansman sektörünün bilinirliği daha doğrusu işleyişinin nasıl olduğu insanlar tarafından çok fazla bilinmiyor. Bu da kimi zaman zihinlerinde şüphelere yol açabiliyor, bunu aşabilmek noktasında sistemimizi daha çok anlatmalı, daha çok kişiye ulaşmalı, ulaştığımız tüm kişilerin de memnuniyetini en üst seviyede tutmamız gerekiyor. Müşterilerin tasarruf finansman sistemini anlayabilmeleri noktasında altı şirketimizin donanımlı, yeterli bilgi birikimi ve deneyime sahip çalışma arkadaşlarına çok iş düşüyor. Onlar tasarruf finans şirketlerinin yüzleri olarak sistemi kişilere anlatma noktasında kritik bir rol oynuyorlar.

Dijital dönüşüme yönelik adımlarımızı hızlandırdık

Tasarruf finansman sektörünün Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’na tabi olması ve regülasyon sürecinin tamamlanmasıyla birlikte sektörün gerek finansal gerek ödeme süreçleri ve teknolojik altyapısı uçtan uca kriterlerle net bir şekilde belirlendi. Tasarruf finansman sektörünün oyuncuları olarak bizler de dijital alanda yatırımlarımızı yaptık, dijital dönüşüme yönelik adımlarımızı hızlandırdık ve belli bir noktaya da getirdik. Bilindiği gibi dijitalleşme, sürekliliği olan ve yaşayan bir süreçtir. Bizler de teknolojinin gelişimine hızla karşılık verebilecek refleksleri geliştiriyoruz. Teknolojinin sunduğu avantajlar sayesinde tasarruf finansman sektörü temsilcileri olarak uzaktan müşteri edinimi sağlayabiliyoruz.

Böylelikle tasarruf yapmak isteyen kişiler, herhangi bir tasarruf finansman şirketinin şubelerine gidip vakit kaybetmeden dijital platformlar üzerinden bilgi alabiliyor ve sisteme kayıt olabiliyor. Diğer yandan online ödeme platformu üzerinden tasarruf sahipleri, ne kadar ödeme yapmışlar, ne kadar ödemeleri kalmış gibi detayları da doğrudan görebiliyorlar. Diğer yandan kimi şirketlerde tahsisatların hatasız olabilmesi adına müşterilere özel iban uygulaması var. Böylelikle tahsisatların hatasız, güvenilir, kolay ve hızlı alınması ve sözleşme özelinde takip edilmesine imkân sağlanmış oluyor. Ayrıca e-rehin uygulaması sayesinde rehin tesis işlemleri noterin işleyiş inisiyatifi ile tüm güne yayılmak yerine borcu biten müşterilerin rehin terkin talebi sistem üzerinden o gün içerisinde yapılabiliyor. Bu da işlemlerin hızlanmasını ve müşteri memnuniyetini beraberinde getiriyor.

SİBUR, Bir Türk Polimer Malzeme Üreticisine Tedarik Ettiği Ürünlerin Karbon Ayak İzini Ortadan Kaldırdı

Rusya’nın en büyük polimer ve kauçuk üreticisi SİBUR, tarım ve teknik tekstillerine yönelik polimer ambalaj üreticisi, Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından biri olan Abdioğulları şirketiyle, Türkiye pazarında “sürdürülebilir” ürünler için yeni standartlar belirledi.

1.500 tonluk polipropilenden oluşan pilot parti çerçevesinde, ürünün karbon ayak izi, SiBUR’un sera gazı emisyonlarındaki sertifikalı azaltımlarıyla kısmen dengelendi. Her iki şirket de iklim etkilerini azaltma konusunda oldukça hırslı ve bu bir pilot çalışması, Türkiye pazarında ambalaj çözümleri için ”yeşil” standartlar geliştirmeye yönelik ortak çalışmanın başlangıcı olacak.

Abdioğulları, karbon ayak izini azaltmak için üretim tesislerinde güneş enerjisini kullanıyor.

SİBUR, sürdürülebilir kalkınma stratejisi çerçevesinde, üretim tesislerinin modernizasyonunu ve üretim süreçlerinde kaynak ve enerji verimliliğinin artırılmasını amaçlayan tedbirleri hayata geçiriyor. Zapsibneftekhim’de gerçekleştirilen iklim projesi, daha önce Avrupa’nın önde gelen geçerlilik ve doğruluk teyit merkezi olan Verico SCE’den ISO 14064-2:2019 standartlarına uygun olarak CO2 eşdeğeri emisyonlarını yaklaşık 3 milyon ton azaltmak için onay aldı. Sertifikalı sera gazı emisyon azaltımları halka açık bir listede yayınlanıyor ve Rusya’da ve yurt dışında satın alınabiliyor ki bu işletmelerin ve bireylerin karbon ayak izlerini tazmin etmelerine imkan veriyor.

SİBUR’un yedi işletmede iklim projelerinin uygulanmasından elde edilen tüm karbon birimlerinin toplam portföyü, 10 yıllık vadede 10 milyon karbon birimini bulacak. Her karbon birimi, 1 ton karbondioksite eşdeğer sera gazı kütlesi olarak ifade edildiği, iklim projesinin teyit edilmiş sonucudur.

EVA Gayrimenkul Değerleme, 2023 ve 2024 İlk 3 Ayının Yabancı Yatırımcılarını Değerlendirdi

EVA Gayrimenkul Değerleme, son iki yılda yabancı yatırımcıların Türkiye’de gerçekleştirdikleri gayrimenkul yatırımlarını ilk 10 ülke bazında ve en fazla tercih edilen ilk 10 ili temel alarak masaya yatırdı. Türkiye’de gerçekleştirilen yabancı yatırımlarını toplam hisseye isabet eden yüzölçümü ve tüm işlemler bazında değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme, yatırımların 2024’ün ilk 3 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre metrekare bazında yüzde 71 azaldığını ortaya koydu.  

Yabancı yatırımcıların 2024 ve 2023 ilk 3 ay itibariyle Türkiye’de gerçekleştirdikleri tüm gayrimenkul cinsinden alımları mercek altına alan EVA Gayrimenkul Değerleme, alan bazında 2024 yılının ilk 3 ayı itibariyle 2023 yılının aynı dönemine kıyasla metrekare bazında %71, işlem sayısında ise %45 düşüş olduğunu belirledi.

EVA Gayrimenkul Değerleme, yabancı yatırımcıların 2023 yılı ilk 3 ay verileri ile 2024 yılı aynı döneminde Türkiye’de gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarını inceledi. Tapu yabancı işler daire başkanlığı verilerine göre; 2023 yılı ilk 3 ay sonunda 1 milyon 628 bin 744 metrekare olan yabancıların gayrimenkul edinimleri 2024 yılı aynı döneminde yüzde 71 azalarak 471 bin 116 metrekare oldu. 

TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde, yabancılara toplam 19 bin 275 adet konut satıldı

Konut satışı özelinde TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; adet bazında, 2024 ilk 3 ayı itibariyle Türkiye genelinde, toplam 5 bin 685 adet konut satıldı. 2023 yılının aynı dönemine göre 2024 yılı 1. çeyrekte yüzde 48 düşüş görüldü. Yabancılara satılan konutların toplam konut satışları içindeki oranı 2023 yılı ilk 3 ay sonu itibariyle yüzde 3,86 iken bu oran 2024 yılı aynı döneminde yüzde %2,03’e düştü.

Gayrimenkulde yüzölçümü bazında Irak, satış adedi olarak Rusya Federasyonu ilk sırada

2024 yılı ilk 3 ay itibariyle, yabancıların Türkiye genelindeki toplam hisseye isabet eden yüzölçümü bazında tüm gayrimenkul yatırımları incelediğinde,  yüzölçümü bazında ilk sırada Irak yer alıyor.  Irak’ı Afganistan, İran, Rusya Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, Amerika Birleşik Devletleri, Kazakistan, Çin ve Ukrayna takip ediyor.

Rusya Federasyonu ilk sırada

2024 yılı ilk 3 ay itibariyle Türkiye genelinde yabancılara yapılan toplam gayrimenkul satış adetinde ise geçtiğimiz sene de ilk sırada yer alan Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Rusya Federasyonu’nu İran, Ukrayna, Irak, Almanya, Kazakistan, Azerbaycan, Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin takip etti.

Gayrimenkul yatırımında yabancı satış adeti bazında İstanbul, Antalya ve Mersin ilk üçte 

Tüm gayrimenkul cinsinden en çok tercih edilen illerde toplam hisseye isabet eden yüzölçümü bazında 2024 yılı ilk 3 ay itibariyle yabancıların gayrimenkul yatırımlarında en çok tercih ettiği il İstanbul olurken, İstanbul ilini sırası ile Bursa, Mersin, Yalova, Antalya, Sakarya, Muğla, İzmir, Ankara ve Kocaeli izledi. 

Tüm gayrimenkul cinsinden 2024 yılı ilk 3 ay itibariyle en çok tercih edilen illerde satış adeti bazında ise ilk sırayı İstanbul aldı. İstanbul ilini sırası ile Antalya, Mersin, Ankara, Bursa, Yalova, Muğla, İzmir, Kocaeli ve Sakarya izledi. 

Yabancı gayrimenkul yatırımlarında Körfez ülkelerinin payı %21’e düştü.

Yabancı gayrimenkul yatırımlarında önemli bir ağırlığa sahip olan Körfez ülkelerinin, 2023 yılı ilk 3 ayında 377 bin 606 m² büyüklüğündeki tüm gayrimenkul cinsinde metrekare bazında yaptıkları yatırımlar 2024 yılı aynı döneminde yüzde 74 oranında azalarak 99 bin 429 m²’ye düşmüştür. Ayrıca, toplam yabancı yatırımlarının içinde Körfez ülkelerinin durumunu değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme, 2023 yılı ilk 3 ayında metrekare bazında toplam yabancı yatırım içinde payı %23 olan Körfez ülkelerinin 2024 senenin aynı dönemindeki payının %21’e düştüğünü ortaya koyuyor. 

İstanbul’da yabancılara yapılan gayrimenkul satışlarında m2 bazında 2023 yılının aynı dönemine göre 2024’de %67’lik düşüş yaşandı

Yabancı yatırımcıların 2024 yılı ilk 3 ay sonunda ve 2023 yılı aynı döneminde İstanbul’da gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarımda ise, Tapu Yabancı İşler Daire Başkanlığı verilerine göre; 2023 yılı ilk 3 ayında 60 bin 600 metrekare olan yabancıların gayrimenkul edinimleri 2024 yılı aynı döneminde yüzde 67 azalarak 60 bin 600 metrekare oldu.

İstanbul’da yabancılara konut satışında İran birinciliği aldı

2024 yılı ilk 3 ay sonu itibariyle, yabancıların toplam adet bazında İstanbul genelindeki tüm gayrimenkul yatırımlarında, ilk sırada İran yer alıyor. Toplam adet bazında İran’ı Rusya Federasyonu, Irak, Çin, Filistin, Afganistan, Azerbaycan, Mısır, Cezayir ve Suudi Arabistan,  takip ediyor. 

İstanbul’da Yabancılara Konut satışında 2023 yılının aynı dönemine göre 2024 yılında adet bazında yüzde 42’lik düşüş yaşandı

Konut satış adedi özelinde ise Tapu Yabancı İşler Daire Başkanlığı’ndan alınan verilere göre yabancılara adet bazında, 2024 ilk 3 ayında İstanbul genelinde, toplam 2 bin 612 adet konut satıldı. Bu rakamla, 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 42’lik bir düşüş görüldü. 

Tüm Türkiye’de yabancılara satılan konutların toplam konut satışları içindeki oranı TÜİK verilerine göre, 2023 yılı ilk üç ay sonu itibariyle yüzde 3,86 iken bu oran 2024 yılı aynı döneminde yüzde 2,03’e düştü.

İlçe tercihleri, Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir

İstanbul’daki gayrimenkul edinimlerinde yabancılar tarafından adet bazında en çok tercih edilen ilçeler sırasıyla Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Küçükçekmece, Avcılar, Bağcılar,  Büyükçekmece, Kağıthane, Şişli ve Sarıyer ilk onda yer aldı. 

Slovenya Divaca-Koper Demir Yolu Projesi’ni Yapı Merkezi Yürütüyor

Slovenya’nın en stratejik ve önemli yatırımı olarak görülen “Divaca-Koper Demir Yolu Projesi”ni Yapı Merkezi yapıyor.

Slovenya’da yürüttükleri projeye ilişkin bilgiler veren Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu, projenin, tünel mühendisliği alanında yüksek zorluk derecesi taşıdığını belirterek Alp Dağları’na özgü kireç taşı bazlı karstik kaya oluşumları içinde tüneller açarak ilerlediklerini söyledi.

Üç aşamadan oluşan projenin ihalelerine Avrupalıların ağırlıkta olduğu 13 grubun katıldığına işaret eden Arıoğlu, şunları söyledi:

“İhalelerin üçünde de Yapı Merkezi çeşitli oranlarda yer alıyor. Projenin birinci ve ikinci aşaması altyapı, üçüncü aşaması ise üstyapı çalışmalarını kapsıyor. 2021 yılında toplamda 600 milyon avrodan fazla bir sözleşme bedeliyle kazanma başarısını gösterdik. Fahri Başkonsolosu olarak da görev yaptığım Slovenya’nın ekonomik gelişimine büyük katkı sağlayacak, ülkenin en büyük ve en önemli projesinde Türk firması olarak yer almak bizim için hem mutluluk hem de gurur verici.

Ülkenin güncel en stratejik ve önemli yatırımı konumundaki Divaca-Koper Demir Yolu Projesi ile Slovenya’yı Avrupa’nın lojistik kapısı olarak konumlandıran Koper Limanı’nın kapasitesini artırarak, hizmet güvenilirliğini en üst seviyeye çıkarmalarına destek oluyoruz.”

Mart 2021’de ilk kısmının imza töreni gerçekleşen proje kapsamında, Yeni Avusturya Tünel Açma Yöntemi ya da şantiye terminolojisi içinde “Del-Patlat” olarak bilinen tünel açma metoduyla 37,9 kilometrelik 11 tünel yapıldığını ve bu kapsamda ayrıca uzunlukları 452 ve 647 metre olan iki viyadük inşaatının da bulunduğunu aktaran Arıoğlu, şunları kaydetti:

“Yapı Merkezi liderliğindeki konsorsiyumumuz, jeolojik geçmişi 600 bin yıllık karstik mağara oluşumları ve yer yer ezilme zonları içeren bu önemli projeyi başarıyla yürütmekte. Çevre ve halk sağlığı gözetilerek yürütülen proje kapsamında bugüne kadar 1000 ton civarında patlayıcı kullandık. Yüzde 70’i tamamlanan projeyi 2025 sonuna kadar bitirmeyi, 2026’da da hizmete açmayı hedefliyoruz.”

Ülkenin en önemli altyapı projelerinden olan tünel inşaatında, Yapı Merkezi olarak önemli rol oynadıklarına işaret eden Oral, bu projenin şirketleri için de Avrupa’ya açılan kapı olduğunu bildirdi.

Oral, projede en büyük zorluğun tünel kazıları sırasında keşfedilen mağaralar olduğunu belirterek, şu ana kadar 83 noktada mağaraya rastlandığını dile getirdi.

Mağaralara zarar vermeden emniyetli şekilde takviye sisteminin oluşturulması ve gerekli tedbirlerin alınmasının ardından çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Oral, şu değerlendirmede bulundu:

“Her mağara keşfi hem ilginç hem de güzel görüntüler oluşturuyor fakat projenin ilerlemesini oldukça geciktiriyor. Bazen birkaç gün bazen birkaç hafta işlerin durması, durum tespiti, takviye yönteminin belirlenmesi ve sonra belirlenen takviye sisteminin uygulanması uzun zaman alabiliyor. Tüm bu zorluklara rağmen, deneyimli mühendisler ve uzmanlar, takviye çözümleri ve bazen yeni fikirler üreterek projenin ilerlemesini sağlıyor. Diğer bir zorluk da insan kaynağı. Slovenya’da tünellerde çalışacak işçi bulmanın zor olması ve Türkiye’den işçi getirmenin de uzun sürmesi nedeniyle komşu ülkelerden işçilere ihtiyaç duyuldu. 50’si mühendis toplam 750 kişinin çalıştığı projede, işçilerinin 500’ü Türkler, kalanı da farklı ülkelerden oluşuyor. Ayrıca İtalyan, Hırvat ve Avusturyalı taşeron firmalarla çalışıyoruz.”

Viyadüklerin şeklinin yarışmayla belirlendiğini anlatan Oral, lokal ekonomiye destek vermek için küçük üreticilerle çalıştıklarını, çiftçilerden ürünler aldıklarını, yetimhane ve hastane ziyaretleri gerçekleştirdiklerini, amatör kulüplere destek verdiklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Emlak Konut-THY Yenişehir Arnavutköy Projesi’nin İki Etabında Kuralar Çekildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde yürütülen konut hamlesi kapsamında Emlak Konut ve Türk Hava Yolları işbirliği ile İstanbul’da evi olmayanları ev sahibi yapmak amacıyla hayata geçirilen ‘Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi’nin ilk iki etap kuraları 4 mayıs cumartesi günü çekildi. Kriterleri sağlayan 374 bin 778 kişi kuraya dahil edildi. Hak sahiplerinin belirlendiği kura çekimi sonrasında toplamda 2 bin 894 asil, 2 bin 894 de yedek alıcı listelendi.

Kadıköy 9. Noterliği huzurunda gerçekleştirilen ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlanan kura sonrasında açıklama yapan Emlak Konut Genel Müdürü Cengiz Erdem,“Belirlediğimiz kategorilerde kura şartlarını sağlayarak ev sahibi olmaya hak kazanan tüm vatandaşlarımıza sürecin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.

Sıfır Atık altyapısına sahip, az katlı ve yatay mimari anlayışıyla tasarlanan Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi, zemin+6 kat olacak şekilde planlandı. 2894 adet bağımsız bölüm üzerinden engelli vatandaşlara, şehit ve gazi yakınlarına yüzde 5, gençlere ise yüzde 20 kontenjan hakkı tanınan projenin ilk iki etabında 43 adet 1+1, 1851 adet 2+1, 1000 adet 3+1 daire tipi yer alıyor.

Kiralık Konutta Avrupa’nın En Pahalı İkinci Kenti İstanbul ve Münih Oldu

Gelir ve kiraya göre İstanbul, Münih’le birlikte Avrupa’nın en pahalı ikinci kenti oldu. Münih’te küçük bir daire kirası 1770 Euro, İstanbul’da 650 Euro. Ama bir İstanbullunun maaşı, bir Münihlinin ortalama beşte biri.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Avrupa’nın bir çok şehrinde kiracılar için uygun daire bulmanın ne kadar kolay ya da ne kadar zor olduğunu inceledi.

Komisyon, 700 bin kişiye Avrupa kentlerindeki yaşam kalitesi ve konut kiralama konularını sordu.

AB’nin güneyindekilerle Balkan devletlerindekiler hallerinden biraz daha memnun çıktı.

Buralarda makul fiyatlara ev bulabilmenin nispeten kolay olduğu görüldü. Ayrıca İstanbul haricinde başkent dışındaki şehirlerde yaşayanlar, biraz daha ucuz kiraya konut bulabildiklerini söyledi.

Kirada en pahalı şehir Cenevre oldu..

AB Komisyonu’nun raporuna göre, Avrupa’nın kiracı için en pahalı kenti Cenevre. İsviçre’nin lüksle anılan şehrindeki kira ortalaması, ülke ortalamasının hayli üstünde ve bir dairenin metrekaresi 372 Frank’ı buluyor.

Cenevre’yi İstanbul ve Münih izliyor. Bu iki şehirde yaşayanların yalnızca yüzde 10’u, kendi şehirlerinde uygun fiyata oturabilecekleri bir daire bulduğu görüşünde.

Kiracıların yüzde 90’ı memnun değil. Münih’te iki odalı bir dairenin ortalama kirası 1770 Euro. İstanbul’da ise ortalama 650 Euro.

İstanbul’da kira Münih’in neredeyse üçte biri ama maaşlar da o orandan daha düşük. Bir İstanbullunun ortalama geliri, Münihlinin 4’te biri ile 6’da biri arasında değişiyor.

Diğer şehirler ne durumda?

Münih ve İstanbul’un ardından en yüksek kiranın ödendiği kentler Hamburg, Zürih ve Stockholm oldu.

Hamburg’da kiralık dairenin metrekare fiyatı 16 Euro’yu buluyor. Zürih ve Stockholm de, dünyanın en pahalı şehri olan Singapur’la yarışıyor.

Paris ise bu üç kentten sonraki en pahalı şehir. İki odalı bir dairenin aylık kirası bin ile 3 bin Euro arasında değişiyor.

Paris’i Lüksemburg takip ediyor. Lüksemburg’da hem emlak fiyatları hem de kiralar çok yüksek. Burada 50 metrekarelik bir daire için 2500 Euro artı yan giderler ödemek gerekiyor.

Kopenhag da Lüksemburg’la aynı pahalılık sırasını paylaştı.

Kaynak: Sözcü Gazetesi

Daikin, Suntory İle Birlikte Expo 2025 Osaka, Kansai’de “Gece Yarısı Gökkuşağının Altında” Adlı Hava ve Su Gösterisi Yapacak 

Küresel çapta ısıtma, soğutma, havalandırma ve iklimlendirme sektörünün lider şirketi konumunda olan Daikin Industries Ltd, Osaka merkezli Japon çok uluslu içecek ve gıda şirketleri grubu Suntory Holdings Limited ile birlikte Expo 2025 Osaka, Kansai’de gerçekleştirilecek olan “Gece Yarısı Gökkuşağının Altında (Under the Midnight Rainbow)” isimli su gösterisine katılacak.

Expo tarihinin en büyük fuarı unvanını taşıyan etkinlikte Daikin ve Suntory, 8 bin 800 metrekarelik bir alanda yaklaşık 300 fıskiye, ses, ışık ve video ile hayatın hikâyesini anlatacak. 13 Nisan- 13 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Expo 2025 Osaka, Kansai için iki şirketin birlikte düzenleyeceği gösteri, bugünü yaşayan insanlar olarak gelecek için neler yapmamız gerektiği konusunda birlikte düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. 

Daikin ve Suntory, Osaka kentinde kurulmuş iki önemli şirket. Expo 2025 Osaka, Kansai’nin “Yaşamlarımız için Geleceğin Toplumunu Tasarlamak” olarak belirlenen teması her iki şirketin misyonlarıyla güçlü bir şekilde örtüştüğü için bu iki şirket Expo’da ortaklaşa sergi açmaya karar verdi. Su, hava, ışık, ateş, müzik ve video kullanılarak hazırlanan ve hayatın hikâyesini görkemli bir ölçekte tasvir eden bu muhteşem gösterinin adı “Gece Yarısı Gökkuşağının Altında(Under the Midnight Rainbow)” olarak belirlendi. Expo tarihinin en büyük fuarı unvanını taşıyan etkinlikte Daikin ve Suntory, 8 bin 800 metrekarelik bir alanda yaklaşık 300 fıskiye, ses, ışık ve video ile hayatın hikâyesini anlatacak. Expo 2025 Osaka, Kansai için iki şirketin birlikte düzenlediği gösteri, bugünü yaşayan insanlar olarak gelecek için neler yapmamız gerektiği konusunda birlikte düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. 

Gösteri, 13 Nisan- 13 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Expo 2025 Osaka, Kansai süresince her gün, gün batımından sonra World Expo’nun sembolik bir alanı olan Water Plaza’da gerçekleştirilecek. Gösterinin amacını daha geniş kitlelere tanıtmak isteyen Daikin ve Suntory şirketleri, bu amaçla https://www.expo2025.airandwatershow.jp/en/  adresinde ortaklaşa bir web sitesi hazırladı. 

Daikin ve Suntory şirketleri bu gösteriyle milyarlarca yıldır yeryüzündeki her şeye tanıklık ederek etkileşimde bulunan su ve havanın hikâyesini izleyicilere deneyimleterek daha iyi bir gelecek için yeni bir ruha sahip olma arzusunu yansıtmayı amaçlıyor. Projede iki şirketin yanı sıra Japon sanatçılar ile 20 yılı aşkın süredir dünya çapında etkinlikler ve gösteriler planlayıp düzenleyen Fransız prodüksiyon şirketi ECA2 de yer alıyor.

Hava ve su elementlerinden ilham alan görkemli bir fikir

Bu gösteri, hava ve suyun koruyucu bağlar oluşturduğu ve yaşamı sarmaladığı bir festivalin hikâyesini anlatıyor. Hava ve su milyarlarca yıl önce gezegenimizde doğdu. İnsanlar da dâhil olmak üzere tüm canlılar, yaşam ve evrim bayrağını devrederken hava ve suyu da tükettiler. Gösterinin çıkış noktasını oluşturan fantastik fikir ise bu uzun sürece tanıklık eden su ve havaydı: “Yeryüzünün her şeyini görmüş olan hava ve suyun konuşmalarını dinleyebilseydik, bize yeryüzünde olup bitenler hakkında ne tür hikâyeler anlatırlardı? Belki de gelecekte izlememiz gereken yol hakkında bize tavsiyelerde bulunurlardı.”

Başlık

Başlıkta geçen “Ao” kelimesi Japonca’da mavi anlamına gelir ve hikâyenin ana karakteri olan çocuğun adıdır. Aynı zamanda hava ve suyun ortak bir imgesidir. “Yoru no niji” havanın nem açısından zengin ve ayın parlak olduğu gecelerde gözlemlenen nadir bir doğa olayı olan “gece gökkuşağı” anlamına gelir. Yaşayanların canlılıkla dolduğu mucizevi bir zaman dilimidir bu. 

Hikâye

Efsanelerin hâlâ sürdüğü bir adada, mehtaplı bir gecede gökkuşağı belirdiğinde, adadaki yaratıkların bir festival düzenledikleri söylenir. Böyle bir gecede, adanın çocuklarından Ao büyülü bir gökkuşağıyla karşılaşır. Bu gizemli hikâyede Ao, festivaldeki çeşitli yaratıklarla kaynaşır, iletişim kurar ve çok mutlu olur.

Expo tarihinin en büyük gösteri alanında her gün düzenlenen muhteşem gösteri

Gösteri, yaklaşık 200 metreye 60 metrelik bir alana sahip olan “Su Meydanı”nda gerçekleştirilecek. Bunun için 8 bin 800 metrekare olarak planlanan gösteri alanında su üzerinde devasa bir sahne oluşturuluyor.

Sahnenin ortasında bir su perdesi o  luşturmak üzere bir su çağlayanı inşa edilecek. Çeşitli aydınlatma, lazer ve diğer prodüksiyon ekipmanlarıyla birlikte yoğun bir şekilde düzenlenmiş bir alana yaklaşık 300 fıskiye yerleştirilecek. Bu unsurlar müzikle birlikte yankılanarak ziyaretçilerin hikâyeyi deneyimleyebilecekleri muhteşem bir gösteri yaratacak.

Prodüksiyon sistemi hakkında

Expo 2025 Osaka, Kansai’nin etkinlik yapımcısı Kenji Kohashi, bu gösterinin eğlence içeriğini planlamak ve üretmek için dünya çapında aktif olan içerik oluşturucuları bir araya getirdi. Prodüksiyon, TOKYO 2020 Paralimpik Açılış Töreni “PARAde of ATHLETES “in renkli projeksiyon haritalamasını yöneten Naoki Tanaka tarafından gerçekleştirildi. Müzikler ise Newsweek’in 2023’te “Dünyanın Saygı Duyduğu 100 Japon”dan biri olarak seçtiği besteci, aranjör ve yapımcı Yoko Kanno’nun sorumluluğunda. 20 yılı aşkın bir süredir dünya çapında etkinlikler ve gösteriler düzenleyen Fransız prodüksiyon şirketi ECA2 de bu muhteşem gösteriye sanat ve teknolojinin eşsiz karışımıyla katılıyor. 

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Yüzde 55,66 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Nisan ayı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi, (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 55,56 artış gösterdi.

2024 yılı Nisan ayında Yİ-ÜFE bir önceki aya göre yüzde 3,60 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,61 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 55,66 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,83 artış gösterdi.

Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 60,03 arttı

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 74,68 artış, imalatta yüzde 60,03 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,79 artış ve su temininde yüzde 66,71 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 54,88 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 65,83 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 66,35 artış, enerjide yüzde 29,84 artış ve sermaye mallarında yüzde 66,33 artış olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 3,26 arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,51 artış, imalatta yüzde 3,26 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 7,30 artış ve su temininde yüzde 1,93 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 2,95 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 3,63 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 4,77 artış, enerjide yüzde 5,08 artış ve sermaye mallarında yüzde 1,98 artış olarak gerçekleşti.

TÜFE Yıllık Yüzde 69,80 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini paylaştı. Verilere göre endeks, yıllık yüzde 69,80 aylık ise yüzde 3,18 arttı.

TÜFE’deki değişim 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,18, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 18,72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,80 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,64 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 51,20 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 103,86 ile eğitim oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 1,03 ile sağlık oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 9,56 ile alkollü içecekler ve tütün oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Nisan ayı itibarıyla, 13 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 7 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 123 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 72,72, aylık yüzde 3,24 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 18,58, bir önceki yılın aynı ayına göre %72,72 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 64,57 olarak gerçekleşti.