“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 16

Çimento Üretimi 2023’te 81,5 Milyon Tona Ulaştı

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, çimento sektörünün 2023’te yüzde 10,5 büyüdüğünü ve çimento üretiminin 81,5 milyon tona ulaştığını açıkladı.

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla Çırağan Sarayı’nda düzenlenen toplantıda çimento sektöründeki gelişmeler paylaşıldı.

TÜRKÇİMENTO’nun toplantıda konuşma yapan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “Çimento, hepimiz için stratejik bir ürün. Dünyada sudan sonra en çok tüketilen emtia olan beton sayesinde sağlam geleceğin temellerini atıyoruz. 2023 yılında ülkemizi derinden yaralayan 6 Şubat’taki deprem felaketlerinde de çimentonun ticari bir konu olmaktan ziyade, can güvenliğimizin ayrılmaz bir parçası olduğu bir kez daha anlaşıldı. Türk çimento sektörü olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırımların hayata geçmesini sağlayacak üretim kapasitesine fazlasıyla sahip olduğumuzun bir kez daha altını çizmek isterim” dedi. 

Ülkemizde benzer felaketler yaşanmaması adına, her zaman uluslararası standartlara uygun ve her daim denetlenebilir çimento üretimini birinci öncelik olarak gördüklerini ve görmeye devam ettiklerini belirten Fatih Yücelik, şöyle konuştu: 

“2023 yılı son çeyreğinde %10,8 büyüyen inşaat sektörü, yılı %7,8 büyüme ile tamamladı. İnşaat sektöründeki bu yükseliş, inşaat endüstrisinin en önemli paydaşlarından biri olan çimento sektörünün geleceği için umut verici oldu. 2023 yılında yaşadığımız deprem felaketlerinin ardından bilindiği üzere kentsel dönüşüm projeleri başta olmak üzere, deprem bölgesinin yeniden inşa edilme planı devreye girdi. 2024 yılında, geçen yılki iç satış rakamlarının üzerinde ilave bir artışın yaşanmayacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla iç satışların 2023 yılına benzer rakamlarda seyretmesini ve bu yılın daha durağan geçmesini bekliyoruz. Dış piyasaya bakacak olursak; enerji maliyet artışları ve global piyasalarda dalgalanmaların yaşanmaması durumunda, sektör olarak 2024 yılında da 2023’e benzer bir tabloyla karşılaşacağımız ve aynı seviyede yılı tamamlayacağımız kanaatindeyiz.”

2023 Yılı Nasıl Geçti?

Fatih Yücelik, Avrupa’nın lideri, dünyanın beşinci büyük üreticisi olan Türk çimento sektörünün, aynı zamanda çimento ve klinker toplamında dünyada ikinci büyük ihracatçı konumunda yer aldığını ve 100’den fazla pazara hizmet verdiğini söyledi. 120 milyon tona eşdeğer çimento kapasitesine sahip olan sektörün, Türkiye geneline yayılan 56 entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam 77 fabrikada üretim yaptığını hatırlatan Fatih Yücelik, bu rakamın yaklaşık %94’ünü temsil eden TÜRKÇİMENTO üyelerinin 2023 yılını nasıl geçirdiğine ilişkin şu bilgileri verdi: 

  • Toplam üretimimiz: geçen yıla oranla yaklaşık %10,5 artarak 81,5 milyon tona yükseldi.
  • İç satışlar ise %19 artışla yaklaşık 65 milyon tona ulaştı. 
  • Üye olan ve olmayan tüm fabrikalarımızın ihracat rakamlarına bakacak olursak, 2023 yılında önceki yıla oranla %28 oranında düşüşle 19,7 milyon tonluk bir dış satış gerçekleştirdik. 
  • Bu rakamın 15,7 milyon tonu çimentoyken 4 milyon tonu klinkerden oluştu.
  • Değer bazında ise %18 düşüşle 1 milyar 265 milyon dolar değerinde dış satış gerçekleştirildi.  
  • Bu verilerle Türkiye’nin, 2023 yılında ton ve değer bazında tekrardan Dünya ikincisi olduğunu söyleyebiliriz. 100’ün üzerinde ülkeye gerçekleştirilen ihracatta en önemli pazarımız ABD oldu.
  • 2023 yılında toplam ciro ise iç satışlardaki ve dolar kurundaki artışla yaklaşık 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

“Düşük Karbonlu Üretim 2024’teki En Kritik Konularımız”

Çimentonun ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan Fatih Yücelik, “Bizim sanayiciler olarak yalnızca üretim-satış rakamlarına odaklanmamız söz konusu değil. Asıl hedefi düşük karbonlu üretim sağlamak olan sektörümüz, yeşil mutabakata uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği ve dijitalleşme konularında da titizlikle çalışıyor. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda da belirttiğimiz gibi bu yolda alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, düşük klinkerli üretim, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar bizim sektör olarak en kritik konularımız” dedi. 

Fatih Yücelik, Türk çimento sektörünün ülkemizin 2053 net sıfır hedefiyle “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi”ni desteklediğini belirterek, şunları söyledi: 

“Özellikle ikiz dönüşüme sektör olarak adaptasyon sürecindeyiz. Dijitali yeşilden ayıramayacağımız bir döneme geçiş yapmış bulunuyoruz. Bu geçişte de bir diğer önemli unsur toplumsal dönüşümdür. Dolayısıyla ikiz dönüşüm sürecini üçüz dönüşüm olarak revize ederek yol haritamızı bu çerçevede çiziyoruz.”

“20253 Net Sıfır Hedefini Destekliyoruz”

Türk çimento sektöründeki sürdürülebilirlik odaklı gelişmeleri içeren ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nun sonuçlarını da açıklayan Fatih Yücelik, raporun TÜRKÇİMENTO’ya üye 52 entegre tesisin 48’inin katılımıyla 2022 yılı faaliyetleri baz alınarak hazırlandığını belirtti. Yücelik; raporda baca gazından salınan emisyonlar, atık yönetimi, döngüsel ekonomiye katkı, enerji kullanımı, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevresel yatırımlar, çalışma ortamına ilişkin mevcut durumun ortaya konduğunu söyledi.

Çimento sektörü, üretim prosesinin kendine has özellikleri ve yüksek miktarda enerjiye gereksinim duyması nedeniyle önlenemeyen sera gazı emisyonların oluştuğu bir sektör olduğu için iklim değişikliği ve sera gazı emisyonlarına raporda özel olarak yer verildi. İklim risklerinin azaltılması ve üretimde karbon yoğunluğunun düşürülmesi için uygulanması gereken yol haritası ve bu konuda sektörün ihtiyacı olan devlet teşvikleri, finansal destek konuları da raporda yer alıyor. 

Toplantıda konuşan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, sektöre ilişkin şunları söyledi: “Geçen yıl yaşanan 6 Şubat depreminin bir daha yaşanmaması için tedbirlerin alınması gerekli. Biz bu ülkenin çimentosuyuz ve bu ülkenin bağlayıcısıyız. Biz çimento sektörü olarak taşıması zor ağır bir yük taşıyoruz. Çimento, lojistiği maliyetli bir ürün. Ancak çimentonun kilosu 2 lira 10 kuruş, maliyetin %70’i enerjiden geliyor. Bugün bir tesisin kurulma maliyeti 300 milyon dolar civarında fakat bizim başka maliyetlerimiz de var. Her yıl fabrikalarımızda 12 -13 milyon dolarlık bir revizyon yapmamız gerekiyor” dedi.

Sektörde yaşanan arz fazlası sorunu ile ilgili de konuşan Konukoğlu, 

Türkiye’nin toplam kişi başı çimento tüketim potansiyelinin azami 1000 – 1100 kilolara kadar çıkabileceğini belirterek, “Bizim bugün sektör olarak 120 milyon ton kapasitemiz var. Bu kapasite ile bizim nüfusumuz 150 milyon olmalı ki dışarıya satmadan içerde kullanabilelim. Yeni tesisin açılması ülkemizin karbon azaltımı konusu göz önüne alındığında yöneticilerimizin takdirindedir.  Çimento firmaları olarak minimum 45 günlük stoğumuzun elimizde bulunması gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye, Yenilenebilir Enerjide Önemli Bir Yol Kat Etti

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, Türkiye’nin yenilenebilir kaynaklarla enerji üretiminde önemli bir yol kat ettiğini söyledi.

Türkiye’nin GES kurulu gücünde 12 bin megavata ulaştığını anımsatan Hakan Erkan, bugün orta ve büyük ölçekli firmaların öz tüketim amaçlı GES kurulumu için çatılarının yetmemesi nedeniyle arazilerde 5.1.h kapsamında GES kurulumu yapmak istediğini, ancak yeterli trafo bağlantı kapasitesi olmaması ve kredi faizlerinin aşırı yüksek olmasının en büyük iki sorun olarak karşılarına çıktığına dikkat çekti.

Erkan, “GES kurulu gücünün hızlı artması için ihracat yapan tüm fabrikalar hazır. Aralarında büyük kapasiteye ihtiyaç duyan firmalar da var. Depolama için verilen 30 gigavatlık kapasite içinden gerçek yatırımcıları ortaya çıkararak, bu kapasitenin yarısını arazi GES’ler için vermek gerekiyor. Bu sorun çözülse farklı yerlerde yapılacak yatırımlarla o yöre canlanır, iş fırsatı doğar, fabrikanın karbon ayak izi aşağı iner, elektrik maliyeti aşağı çekilir” dedi.

GES’lerin, gece enerji üretmemesi, bulut geçişlerinde üretimde oynamaların olması gibi sebeplerden dolayı kararlı bir şebeke için enerji depolamalı sistemlerin ön plana çıktığını belirten Hakan Erkan, 1,5 yıl önce düzenleme yapılarak ilk kez güneş ve rüzgâr enerjili enerji depolama sistemlerinin kurulmasına yönelik lisans başvurularının alınmaya başladığını ve 30 gigavatın üzerinde ön lisans verildiğini ancak verilen bu ön lisansların oldukça büyük bir kısmının çeşitli sebeplerden dolayı yapılmayarak trafo kapasitelerinin boş kalacağını öngördüklerini bildirdi.

Erkan, “Depolamalı ön lisansları alanların içerisinden gerçek yatırımcıları ortaya çıkaracak yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini böylelikle 3 yıl sonra yatırım yapılmaması sebebi ile boş düşecek kapasitelerin bugünden yatırım yapmaya hazır 5.1.h lisanssız projelere kaydırılmasının GES kurulumlarını hızlandıracağını belirtti. Böylelikle 2035’teki 53 gigavatlık GES kurulu güç hedeflerine ulaşmadaki önemli bir adım atılmış olur‘’ diye konuştu.

Güneş enerjisinin dünyada evsel sistemlerle hızla büyümeye devam ettiğini belirten Hakan Erkan, her yerde kurulabilmesi sebebiyle dağıtık bir üretim tesisi olmasının büyük avantaj sağladığına vurgu yaptı. Erkan, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün fosil yakıtlı araçların yarısı elektrikli araç olduğunda apartman ve villa otoparklarında araçları şarj etmeye kalsanız şebeke alt yapısı yetmeyecek.

Bütün bu alt yapı şebekesini değişmesi oldukça zor. Apartmanlara ve villalara kurulacak GES ve enerji depolama sistemleri ile hem araçları şarj etmek hem de konutların elektrik ihtiyacını karşılamak mümkün olmakta. Bugün küçük ölçekli ev tipi GES’leri 50 kilovata kadar kurma hakkınız var.’’ Hakan Erkan, “Aynı evlere doğalgaz kombi bağlanması gibi GES’lerin de online başvuru yapılması ve iki üç gün içinde bir yetkilinin gelerek sistemi devreye alması şeklinde kolay olması gerektiğini’’ belirterek ev tipi GES’lerin yaygınlaşması için bu tür mevzuatsal düzenlemenin yapılmasının şart olduğuna dikkat çekti.

Yeni Fabrika ve Apartmanlara GES Zorunluluğu Getirilmeli

Yeni fabrika ve apartmanlar yapılırken çatıların GES kurulumu için uygun açı ve mukavemette yapılmasının yanında inşaat m2 büyüklüğü ile orantılı güçte GES kurulum zorunluluğunun getirilmesi gerektiğini belirten Erkan, eskiden yapılmış fabrika çatılarının GES kuruluma uygun olmaması sebebi ile birçok işletmenin çatılarına GES kurulmadığına dikkat çekti.

Bunların yanında bazı belediyelerin yeni yapılacak apartmanlara ortak alan ihtiyacını karşılamak üzere çatısında 5kW GES kurulumu zorunlu kıldığını bunun tüm Belediyeler için de zorunluluk haline getirilmesi gerektiğine değindi. Enerji verimliği kapsamında belli metrekareden büyük inşaat alanına sahip binalara getirilen yenilenebilir enerji kullanımı zorunluluğunun zamanla kademeli bir şekilde artırılması gerekliliğine de değindi.

“Yüzer GES’ler Ülkemiz İçin Önemli Bir Potansiyel”

Enerji alanında düzenlemeler içeren ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda kabul edilen Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Hakan Erkan, Yüzer GES’lerin önemli olduğunu, içme suyu tedarik edilmeyen barajlara yüzer GES’lerin kurulması ile su seviyesinin yeterli olmadığı durumlarda enerji üretilerek mevcut şebekenin verimli kullanılmasına imkân yaratıldığına ve böylelikle sektörde yeni bir iş alanı ortaya çıkacağına dikkat çeken Hakan Erkan, Devlet Su İşleri’nin araştırmasına göre, içme suyu kaynağı olan barajlar haricindeki göletlerin sadece yüzde 10’una bu sistemin uygulanması ile 80 bin megavatlık çok büyük bir potansiyel ortaya çıkacağını söyledi.

Lisanssız GES Santrallerinde 10 yılını dolduranların işletme süreçleri ile ilgili mevzuatlarda düzenlemelerin tam yapılmamış olması sebebi ile sıkıntılara dikkat çeken Erkan, “Önceleri yönetmelik beklenen eski düzenleme ile 10 yılını dolduran lisanssız santraller, Lisanslı olarak devam edecek ise yüzde 15 YEKDEM’e katkı payı vererek Piyasa Takas Fiyatı’ndan (PFT) üzerinden şebekeye satış yapabilmekte, lisanssız olarak devam etmeleri durumda şebekeye satış fiyatı Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecekti.

Günümüz şartlarında PTF’nin aşağıya çekilmesi istendiği için düzenlemeyle değişikliğe gidilerek 10 yılını dolduran lisanssız santrallere, lisanslı olarak devam etmeleri durumunda EPDK’nın belirleyeceği bir bedel ödemeleri ve şebekeye satışta YEKDEM deki ilgili destek fiyatı ile PTF fiyat farkının YEKDEM’e katkı olarak ödenmesi öngörmekte eğer lisanssız olarak devam edecek ise eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanlığının belirleyeceği fiyattan (bu fiyatın lisanslı fiyata yakın bir değer olacağı tahmin edilmekte) şebekeye satılabileceği belirtilmekte.

Görüldüğü üzere düzenleme ile PTF’nin aşağıya çekilmesi hedeflendiğinden yatırımcılarının ister lisanslı ister lisanssız olarak devam etmeleri halinde gelirlerinde önemli düşüşler olacağı net bir şekilde görülmektedir. 10 yıl öncesi yapılan lisanssız üretim santrallerinin yatırım maliyetlerin yüksek olması sebebi ile yeni yeni kendilerini amorti ettiği şu dönemde gelirlerinin oldukça düşürecek işletme koşullarına zorunlu bırakılmaları kabul edilemez bir durum olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz” diye konuştu.

Lisanslı Yatırımcılar Projelerini İptal Edebilecek

Bazı lisanslı YEKA, GES ve RES yatırımcıları değişen ortam şartlarından yatırım yapmaktan kaçınıyor. Bu yüzden de yatırımcıların teminatlarının yanmaması için lisans sürelerini çeşitli bahanelerle uzatma yoluna gittiklerini dile getiren Hakan Erkan, şöyle konuştu: “Yeni düzenleme ile yatırım yapmayacak lisanslı yatırımcılara belli süre içerisinde teminat mektupları yanmadan ve cezalı duruma düşmeden iptal hakkı verilmesi olumlu bir gelişme. Bu şekilde bekleyen 3-5 gigavatlık bağlantının tekrar hızlı şekilde devreye girmesi sektörün hızlanmasına önemli katkı sağlayacaktır” dedi.

Sektörün Büyümesi İçin GES’lere Yönelik Özel Kredi Sağlanmalı

Günümüzde birçok yatırımcının GES yatırımı yapmaya karar vermiş olmakla beraber yüksek kredi faiz oranları nedeni ile yatırımlarını ertelediğini belirten Erkan, yurt dışından yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik düşük faizli ve uzun vadeli özel kredilerin getirilmesi ve yenilenebilir enerji yatırımlarında kullandırılması ile bu sorunun çözülebileceğine dikkat çekti. Erkan, “Düşük faizle yapılacak GES yatırımlarının yaygınlaşması ile hem yatırımların daha kısa sürede geri dönmesi hem de piyasada oluşacak elektrik maliyetlerinin düşürülmesi imkanı doğacak ve bu cari açığın azalmasına katkı sunacak” diye belirtti.

Deprem Nedir ve Nasıl Oluşur?

Özellikle geçtiğimiz yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremler nedeniyle deprem konusu sıklıkla ülkemiz gündeminde yer almaya başladı. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu konusu da göz önünde bulundurulunca; deprem nedir ve nasıl oluşur? soruları da öncelikli sorular arasına alınmaya başladı. Peki, deprem nedir, depremin sebepleri, sonuçları nelerdir ve en önemlisi depremden nasıl korunabiliriz? Gelin, bu sorulara birlikte yanıt arayalım. 

Hayatımızın bir parçası haline gelen deprem, yer kabuğunda yer alan, fay hattı adı verilen kırıklardan meydana gelir. Fay hatlarının kırılgan özellikli olması nedeniyle yüksek basınç, sıkışma, gerileme gibi durumları sonucunda hatlar kırılır. Kayalık alanlarda oluşan gerilmelerin ani bir harekete yol açmasıyla yükselen depremler, kayanın en zayıf noktasının da kırılmasıyla beraber yeni bir fay hattı oluşumuna sebep olabilir ya da fay hattı boyunca kayabilir. Bu sebepler nedeniyle bir enerji durumu açığa çıkar. Bu enerji, çeşitli büyüklükte depremlere, sarsılmalara yol açar. 

Depremlerin Sebepleri Nelerdir?

Depremin neden oluştuğuyla ilgili kısaca; ‘yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması’ şeklinde nitelendirebiliriz. Depremin sebepleri araştırıldığında ise birçok çeşitli sebeplere ulaşabiliriz. Kısa ve öz tabirlerle açıklanamayan depremi oluşturan genel sebepleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Levha Tektoniği: Yeryüzü, devasa kıtaları ve okyanus tabanlarını oluşturan bir dizi büyük ve küçük levhadan oluşur. Bu levhalar, zaman içinde birbirlerine sürtünerek veya ayrılarak yer değiştirirler. Bu hareketler sırasında gerçekleşen enerji birikimi ve serbest kalması depremlere neden olur.
  • Fay Hatları: Yer kabuğundaki kırılma bölgelerine fay hatları denir. Levhalar arasındaki sürtünme bu fay hatlarında birikir ve zamanla bu birikim gerilme enerjisine dönüşür. Bu gerilim aniden serbest kaldığında, deprem meydana gelir.
  • Volkanik Aktivite: Bazı depremler, volkanik aktivite sonucu meydana gelir. Magma hareketleri ve yanardağ patlamaları yer kabuğunda büyük basınç değişikliklerine neden olabilir, bu da depremlere yol açabilir.
  • Tektonik Levhaların Birbirine Çarpması: Bazı depremler, tektonik levhaların birbirine çarpması sonucu meydana gelir. Örneğin, okyanus tabanı levhaları kıta levhaları üzerine çarparsa, bu çarpışma depremlere neden olabilir.
  • Jeolojik Aktiviteler: Bazı jeolojik süreçler de depremlere neden olabilir. Örneğin, yer altı mağaralarının çökmesi veya yeraltı suyunun kayması gibi doğal süreçler de yer kabuğunda hareketliliğe sebep olabilir ve depremlere yol açabilir.

Depremin Sonuçları Nelerdir?

Ülkemizin deprem kuşağı üzerinde bulunması nedeniyle fark edilen ya da edilmeyen birçok deprem yaşarız. Ancak, yüksek voltajda gerçekleşen depremler maddi ve manevi kayıplara, hasarlara yol açabiliyor. Özellikle geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve toplamda 11 ilimize yıkıcı hasarlar veren depremini ve üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen günümüzde hala psikolojik etkilerini sürdüren 1999 Gölcük Depremi’ni örnek olarak sunabiliriz. 

Peki, yaşadığımız yüksek voltajlı depremler bize ne sonuçlar doğurabilir?

  • Can ve Mal Kaybı: Depremler genellikle insan hayatını ve mülklerini ciddi şekilde tehdit eder. Bina çökmeleri, arazi kaymaları ve tsunamiler gibi doğal afetlerle birleşerek büyük ölçekli can ve mal kayıplarına neden olabilirler.
  • Altyapı Hasarı: Depremler, altyapıyı ciddi şekilde etkileyebilir. Yolların, köprülerin, su ve elektrik hatlarının hasar görmesi, kurtarma ve yardım çalışmalarını zorlaştırabilir ve toplumların normal yaşamlarını uzun süreli olarak etkileyebilir.
  • Psikolojik Etkiler: Depremler, insanlarda ciddi psikolojik etkilere yol açabilir. Korku, endişe ve travma gibi duyguların yanı sıra, depremlerin yol açtığı hasarlarla başa çıkmak da zorlu bir süreç olabilir.

Depremden Nasıl Korunabiliriz?

Yaşanan depremlerin acı, felaket gibi kavramlarla anılmaması için yapılabilecek en iyi önemlere örnek olarak; insan canını hiçe sayan inşaat projelerini ortadan kaldırmayı, inşaat projelerinde binaların yıkımını önleyecek olan sismik izolatör gibi deprem koruyucularını kullanmayı ve her anlamda kaliteli diyebileceğimiz inşaat malzemelerine öncelik verilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. 

Her şeyden önce depremin doğal bir gerçeklik olduğunu kabul ederek işe başlanmalı, kalitesiz malzemelerle inşa edilmiş binalardan ve hatta depremde olumsuz etki yaratabilecek her türlü eşyalardan kaçınmalıyız. Depremden korunmak için yapılabilecekleri şu örneklerle listeleyebiliriz:

  • Bina Güvenliği: Deprem dayanıklı bina standartlarına uygun yapılmış binalarda yaşamak veya çalışmak önemlidir. Eğer mümkünse, bina güçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca, eski veya zarar görmüş binalardan kaçınılmalı ve güvenli bir yerde oturulmalıdır.
  • Eşya Güvenliği: Evdeki eşyaların sabitlenmesi veya güvenli bir şekilde saklanması, deprem sırasında zarar görmelerini önleyebilir. Ağır eşyaların yerine oturtulması ve kırılabilir eşyaların düşmeye karşı korunması önemlidir.
  • Tahliye Planı: Ev veya işyeri için bir tahliye planı oluşturmak önemlidir. Bu plan, deprem sırasında güvenli bir alana nasıl ulaşılacağını ve aile bireyleri veya çalışma arkadaşlarıyla nasıl iletişim kurulacağını belirler.
  • Acil Durum Çantası: Acil durum çantası, deprem sırasında ve sonrasında ihtiyaç duyulan temel eşyaları içermelidir. Su, gıda, ilaçlar, el feneri, pil, radyo gibi öğelerin yanı sıra, kişisel belgeler ve ilk yardım kitleri de çantada bulunmalıdır.
  • Aile Planı: Aile bireyleriyle birlikte bir iletişim planı oluşturmak önemlidir. Bu plan, deprem sırasında nerede buluşulacağını ve nasıl iletişim kurulacağını belirler.
  • Deprem Sigortası: Ev veya işyeri için deprem sigortası yaptırmak, olası zararların finansal etkilerini azaltabilir. Bu sigorta, bina ve içerisindeki eşyaların deprem kaynaklı hasarlarına karşı koruma sağlar.
  • Toplum Hazırlığı: Toplumda deprem bilinci ve hazırlığı için bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Acil durum tatbikatları düzenlenmeli ve deprem güvenliği konusunda toplumu bilinçlendirmek için çeşitli kampanyalar düzenlenmelidir.

Depremler, doğanın güçlü ve karmaşık bir yansımasıdır ve etkileri büyük ölçüde azaltılamaz olsa da, uygun önlemler alarak zararlarını en aza indirebiliriz. Bina güvenliği, acil durum hazırlığı, toplum bilinci ve doğru sigorta gibi adımlar, depremlerle başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Ancak, en önemlisi, deprem bilincinin artırılması ve sürekli hazırlık içinde olmaktır. Unutmayalım ki, her bir adım, hayatlarımızı ve çevremizi korumak için önemlidir. Güvenliğimiz için harekete geçmek ve toplumumuzu daha güvenli hale getirmek için bilinçlenmeyi ve bilinçlendirmeyi hedefleyelim.

Yapiradar.com Deprem Bölgesindeki İnşaat Faaliyetlerini Radarına Aldı

11 ili birden etkileyen 6 Şubat depremleri sonucunda yapiradar.com, bölgede gerçekleştirilen inşaat faaliyetlerini takibe aldı. Yapiradar.com, inşaat ve tedarikçi firmalarla iletişimi 1 yıl boyunca kesintisiz bir şekilde sürdürdü.

Deprem bölgesinde hayata geçirilen tüm çalışmaları incelemelerine alarak 11 ilden 1.124 adet projeyi sistemine ekledi.

Güncellik iddiasını hız kesmeden ortaya koyan Yapiradar.com, deprem bölgesinden 3.247 proje güncellemesini yaptı. Bunun yanı sıra bölgedeki inşaat projelerinden 917 adedinin tamamlandığını duyurdu.

Son olarak milli felaketimizin ardından 1 yıl boyunca yapılan araştırmalar sonucunda deprem illerindeki aktif proje sayısı 3.687’ye yükseltildi.

Deprem bölgesindeki inşaat projelerinden haberdar olmak için Yapiradar.com’u ziyaret edebilirsiniz.

THY Emlak Konut Arnavutköy Projesinde İki Yeni Sözleşme

Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) iş birliğinde hayata geçirilecek olan Arnavutköy Dursunköy projesinde iki yeni sözleşme imzalandı. Sözleşmenin ardından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapıldı.

Emlak Konut GYO’dan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre İstanbul Arnavutköy Dursunköy’deki projenin 3.Etap 1. Kısım konut, ticaret ve sosyal donatı inşaatları ile altyapı ve düzenleme işi için 3 milyar 334 milyon 500 bin TL bedelle Kuzu Toplu Konut’la sözleşme imzalandı.


Emlak Konut’tan 6 Mart’ta KAP’a yapılan açıklamalarla projenin 3. Etap ikinci ve dördüncü kısımlar için de sözleşme yapıldığı bildirildi. Buna göre Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 2. Kısım inşaatı ile altyapı ve çevre düzenleme işini Cevahir Yapı Sanayi aldı. 29 Şubat’ta imzalanan sözleşmenin bedeli ise 3 milyar 369 milyon 861 bin TL olarak açıklandı.


Projein 3. Etap 4. Kısım konut, ticaret ve sosyal donatı inşaatları ile altyapı ve düzenleme işi için de Leda Yapı ve Proje Taahhüt ile 3 milyar 369 milyon 365 bin TL bedelli 29 Şubat’ta sözleşme imzalandı.

Projenin detaylarıyla ilgili tüm bilgileri burada bulabilirsiniz.

Avrasya Tüneli’ne Ödül

Avrasya Tüneli, İstanbul PPP (KÖİ) Haftası’nda Yılın ESG Projesi Ödülüne layık görüldü.

Tasarım aşamasından başlayarak, inşaat ve işletme dönemi dahil tüm süreçleri ulusal ve uluslararası kriterlere uygun olarak yürütülen Avrasya Tüneli, Türkiye’nin sürdürülebilir altyapı çalışmalarını başarıyla temsil etmeye devam ediyor. “Mavi Nokta Ağı” pilot uygulama sürecini başarıyla tamamlayan ilk ulaştırma projesi Avrasya Tüneli, İstanbul PPP (KÖİ) Haftası’nda Yılın ESG Projesi Ödülüne layık görüldü.

Asya ve Avrupa kıtalarını deniz tabanının altından birbirine bağlayarak yolculuk süresini 5 dakikaya indiren Avrasya Tüneli, başarısını tescillemeye devam ediyor. 2023 yılında Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nün (OECD) sürdürülebilir altyapı yatırımlarını teşvik eden Mavi Nokta Ağı’nın pilot uygulama sürecini başarıyla tamamlayarak dünyada ulaştırma alanındaki ilk pilot proje olan Avrasya Tüneli; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim alanındaki iyi uygulamaları ve bulunduğu kente sağladığı uzun vadeli ekonomik etki nedeniyle İstanbul PPP (KÖİ) Haftası’nda Yılın ESG Projesi Ödülünün sahibi oldu.

Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) alanında, dünyanın en önemli etkinlikleri arasında olan İstanbul PPP (KÖİ) Haftası, 50’den fazla ülkeden profesyonelin katılımıyla, 05-08 Mart tarihlerinde düzenleniyor. 2015 yılından bu yana, Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve bu yıl ilk defa İstanbul KÖİ Ödülleri’nin başlatıldığı İstanbul PPP Haftası’nda Avrasya Tüneli de bir ödüle layık görüldü. Yılın ESG Projesi Ödülü, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından Avrasya Tüneli Yönetim Kurulu Üyesi Özge Arıoğlu’na takdim edildi.

Kaynak: Kadıköy Gazetesi

Deprem Sigortalı Konut Sayısı 11,5 Milyonu Aştı

Depreme karşı yaşanabilecek felaketlere karşı yapılan deprem sigortası oranı belli oldu. Türkiye genelinde deprem sigortalı konut sayısı yüzde 58’le 11,5 milyonu aştı.

AA tarafından derlenen bilgilere göre, geçen yıl şubat ayında yüzyılın afeti olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası sigortalı olma eğilimi arttı.

DASK verilerine göre, ülkede en yoğun kentleşmenin yaşandığı Marmara Bölgesi, deprem sigortasına en fazla ilgi gösteren bölge oldu. Bölgede yüzde 66”lık oranla 4 milyon 492 bin 633 konutun Zorunlu Deprem Sigortası bulunuyor.

Marmara Bölgesini yüzde 58 ile Doğu Anadolu ile Ege, yüzde 54 ile Akdeniz, yüzde 52 ile İç Anadolu ve yüzde 51 ile Güney Doğu Anadolu izledi. En düşük deprem sigortası oranı ise yüzde 46 ile Karadeniz’de görüldü.

İl bazında Bolu yüzde 91 ile sigortalılık oranında ilk sırada yer alırken, Düzce’de yüzde 89, Yalova’da yüzde 86, Bingöl’de yüzde 84, Muğla’da ise yüzde 83 olarak belirlendi.

Sigortalılık oranının en düşük olduğu iller yüzde 32 ile Gümüşhane ve Bayburt oldu. Bayburt’ta 4 bin 816 poliçe üretilirken Gümüşhane’de bu rakam 9 bin 879 olarak gerçekleşti. Bu iki şehri, yüzde 33 ile Hakkari, yüzde 34 ile Siirt ve Rize izledi.

24 yıldır yürürlükte olan Zorunlu Deprem Sigortası’nda gerek kurum gerekse sigorta şirketleri, toplumda sigorta bilincini artırmak amacıyla çok sayıda kampanya düzenledi. Sigortalılık oranının istenilen düzeye çıkması için çalışmalar devam ediyor.

6 Şubat depremleri sonrasında Doğal Afet Sigortalar Kurumu, ilk hasar ödemesini depremin üzerinden 24 saat geçmeden gerçekleştirirken, takip eden 4 aylık süreçte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının tespitini yaptığı hasarlı konutların ödemelerini tamamladı.

Ocak ayı itibarıyla yaklaşık 600 bin hasar ihbarına karşılık 35 milyar liraya ulaşan tazminat ödemesi gerçekleştirildi.

Tazminat ödemelerinin hızla tamamlanması için bir dizi yeniliği hayata geçiren DASK, avans ödemesi uygulaması ile yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı binalar için sigorta bedelinin yüzde 20’sini, orta hasarlı binalar için ise sigorta bedelinin yüzde 10’unu sigortalılara avans olarak ödedi.

Gelen ihbarların yüzde 80’ini oluşturan hafif hasarlı konutların sahiplerine, sigorta bedelinin yüzde 15’i muafiyet uygulanmadan ödendi. İpotekli konutların tazminat ödemesi için Türkiye Bankalar Birliği ile yapılan işbirliği sayesinde bireysel muvafakatname yerine topluca işlem yapılmasına imkan sağlandı ve 50 bin liraya kadar olan hasarlar doğrudan sigortalılara ödendi. Poliçelerinde iletişim bilgisi yazmayan sigortalılara ödeme için gerekli olan şifreleri ulaştırmak adına E-Devlet yetkileriyle proje geliştirildi. E- Devlet sitesinde yer alan “DASK Hasar / Ödeme Sorgulama” sayfasına yeni bir hizmet olarak “DASK Ödeme Şifre Hizmeti” adımı eklendi. Bu sayede sigortalıların ödeme şifrelerine E-Devlet üzerinden de erişimi sağlandı.

Yeni yılla birlikte yürürlüğe giren yönetmeliğe göre, betonarme yapılar için sigorta birim metrekare bedeli 3 bin 16 liradan 6 bin liraya çıkarken, bir mesken için 640 bin TL olan azami teminat tutarı 1 milyon 272 bin TL’ye yükseltildi.

Ek olarak, DASK tarihinde ilk defa, 1 Ocak 2024’ten sonra düzenlenen yeni poliçelerin teminatlarına enflasyon koruması getirildi. Buna göre, yeni tarihli poliçe teminatları aylık enflasyon oranında artıyor. DASK teminatlarına eklenen enflasyon koruması ile sigortalıların teminatlarının güncel kalması sağlanıyor. 1 Ocak öncesi poliçesi bulunan sigortalılar da ek prim ödemelerini gerçekleştirerek enflasyon korumasından faydalanabiliyor.

Sigortalıları depremden kaynaklanan hasarlara karşı koruyan DASK, son dönemlerde şiddeti gittikçe artan doğa olaylarının etkilerine karşı kapsamını genişletiyor. Temmuz ayında tamamlanması hedeflenen Zorunlu Afet Sigortası ile tek poliçe üzerinden başta sel olmak üzere diğer tüm doğal afetler için teminat sağlanacak.

Bahar ve Yaz Aylarında Konut Satışları Artabilir

Perlanest Gayrimenkul Kurucu Ortağı Birsen Engin, bahar ve yaz aylarında konut satışlarında belirgin bir artış gözlendiğini belirtti. 

Bahar ve yaz mevsimlerinin, genellikle insanların taşınma ve ev alım-satımı gibi gayrimenkul işlemleri için daha uygun olduğuna dikkat çeken Engin, “Daha uzun günler ve artan güneş ışığı, insanların ev arama ve satın alma süreçlerini hızlandırıyor. Ayrıca, yaz tatili planları da birçok kişinin taşınma kararını etkileyebiliyor.” dedi.

Engin, aynı zamanda pandemi sürecinin de konut tercihlerini etkilediğini belirtti. Eve daha fazla zaman geçirme ihtiyacı duyan insanların, daha ferah ve açık alanlara sahip konutlara olan talebinin arttığını ifade etti. Bu talep artışının özellikle bahar ve yaz aylarında kendini daha fazla hissettirdiğini vurguladı.

Teknoloji İmkanlarıyla Konut Alım-Satımında Dijital Dönüşüm Hız Kazanıyor

Öte yandan, Birsen Engin sektörün geleceği hakkında da iyimser olduğunu belirtti. “Gayrimenkul yatırımları her zaman güvenli liman olmuştur ve bu eğilim önümüzdeki dönemde de devam edecektir.” diyen Engin, teknolojinin sunduğu imkanlarla birlikte sektörde dijital dönüşümün hız kazanacağını ve bu durumun tüketicilere daha fazla kolaylık sağlayacağını söyledi.

Konut Alacaklara Tavsiye: Mevsimsel ve Ekonomik Faktörleri Göz Önünde Bulundurun

Son olarak, Engin; konut alım-satımıyla ilgilenen tüketicilere, mevsimsel dalgalanmaların yanı sıra bölgesel ve ekonomik faktörleri de göz önünde bulundurmalarını önerdi.

Yatırım Teşviklerine 530 Milyar TL Destek Verilecek

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2024 yılın yatırım teşvik projelerine 530 milyar TL destek verileceğini açıkladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Batman Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) BİOSYS Fabrika Açılış Töreni’ne katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu fabrika açılışının en anlamlısı olduğunu belirterek, ilk defa Batman’da yüksek teknoloji ürün üretecek bir fabrika açılışını yaptıklarını söyledi.

Fabrika açılışlarının hızlandığını belirten Bakan Şimşek, “Bugün yaklaşık 220 fabrika ya faal ya da inşaat halinde. Muazzam bir başarı, nereden nereye. 20 yıllık bir süreçte Batman sanayileşiyor, üretiyor. Batman, Türkiye’nin önemli bir büyüme motoru işlevini görüyor. Bu çok değerli. Bence Batman çok rahat bir şekilde bu bölgede Gaziantep’ten sonra iddialı bir şehir, en önemli üretim üssü olmaya aday. Çünkü bu ruh, bu kültür var. Bunu çok değerli buluyoruz. Bugün yüksek teknoloji ürün üretecek bir tesisin açılması bu nedenle çok değerli.” dedi.

Yatırım teşvikleri konusunda yapılacak desteklerden bahseden Bakan Şimşek, şunları söyledi:

“İşte sağlık, tarım, iklim teknolojileri konusunda çok rahat bir şekilde Türkiye bunları başarabilir. 2024 yılında AR-GE’ye değişik adlar altında bütçeden bu sene yaklaşık 299 milyar lira destek vereceğiz. Biz daha önce AR-GE merkezi açtık buraya. Sanayicilerimize sesleniyorum.

Mutlaka tasarım merkezleri açın, çünkü bunun sayesinde kar marjınız yükselecek. Biz size bütçeden destek vereceğiz. Bu 300 milyarın bir kısmını da buradaki tasarım merkezlerine verelim. Bu sene yatırım teşviklerine 530 milyar lira destek vereceğiz. Gerçekten muazzam bir destek.

Bütçemizin toplamının 11,5 trilyon olduğunu düşünürseniz 530 milyar lira çok ciddi bir rakam. 2023 yılında Türkiye, ekonomisi trilyon doları aşan ekonomiler arasında girdi. İlk defa geçen sene Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılası 1 trilyon 100 milyar doları aştı. Satın alma gücü paritesiyle zaten aşmıştık.

Satın alma gücü paritesiyle Türkiye 3,7 trilyonluk bir ekonomiyle dünyanın en büyük 11. ekonomisi. Cari dolar kuruyla, Türk Lirası dolar kuruyla da dünyanın 17. büyük ekonomisi noktasında. Biz sanayide dönüşümü başararak inanıyorum ki Türkiye’yi cari kurlarla da ilk 10’a doğru, ki en büyük hedefimiz o, ilk 10’un arasına sokmaktır.”

Çanakkale’nin 4’üncü Köprüsünde Sona Doğru

Çanakkale’de trafik sorunun ortadan kaldırılması amacıyla yapılan 4’üncü köprü projesinin inşaat çalışmalarında sona gelindi.

Çanakkale’de araç ve yayaların kullandığı halihazırda 3 köprü bulunurken öte yandan yapımına devam edilen 4’üncü araç köprüsü projesi çalışmalarının sonuna doğru geliniyor.

Çanakkale Merkez Sarıçay 1’inci Kısım Taşkın Kontrol İnşaatı kapsamında yapımına başlanan 4’üncü araç köprüsü projesi çalışmaları, hız kesmeden devam ediyor. Çanakkale’nin tam ortasından geçen ve şehri ikiye bölen Sarıçay üzerinde yaya ve araçların kullanmış olduğu; Atatürk Köprüsü, İnönü Köprüsü ve Troya Köprüsü yer alıyor. Öte yandan kentte, sadece yayaların kullandığı üç köprü daha var. Kente kazandırılacak olan 4’üncü köprünün de önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere yetiştirilmesi bekleniyor.

Mersin’de 3. Çevre Yolu İnşaatı Sürüyor

Mersin’de Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan Yenişehir 3. Çevre Yolu Devam Projesi’nde inşaat çalışmaları sürüyor.

Çalışma alanını ziyaret eden  Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 3. Çevre Yolu devamını Üniversite Caddesi’ne bağlayacak olan 980 metre uzunluğunda ve 35 metre genişliğindeki yeni yol açma çalışması ile Bisiklet Yolu projesini inceledi.

3. Çevre Yolu’nda Doğu-Batı aksında yapılan çalışmaların, 2. Çevre Yolu ve Adnan Menderes Bulvarı’ndaki trafiğin yükünü de alacağını belirten Seçer, “Bu çalışmalar 20 Ocak’ta başladı ve 20 Mart’ta buranın açılışını yapacağız. Mersinlilerin hizmetine sunacağız.” dedi.

Çalışmaların detaylarıyla ilgili bilgi veren Seçer, “Üniversite Hastanesi’nin önündeki Mimar Sinan Caddesi’nin kesiştiği noktada, batı istikametinde 980 metrelik 35 metre genişliğinde bir yol çalışması var. Burası 3. Çevre Yolu’nun devamı niteliğinde, ama bir özelliği de 4. Çevre Yolu’nu Mimar Sinan üzerinden bu caddeye bağlıyor. Üniversite Caddesi’ne kadar devam edecek.” ifadelerini kullandı.

apılan çalışmayla ilgili teknik bilgileri de paylaşan Seçer,  “3. Çevre Yolu’nun uzunluğu yaklaşık 10 bin 700 metre civarında. Bu çalışmayla beraber 11 bin 700 metreye uzayacak, ama bunu Kuyuluk’a kadar götüreceğiz. 4 bin 200 metrelik bir güzergah da orada var. Bu tamamlandığı zaman ona devam edeceğiz ve 3. Çevre Yolu kesintisiz 16 kilometre uzunluğunda olacak. Aynı zamanda bisiklet yolu da olacak. Zaten bizim yaptığımız yolların özelliği bu. 4. Çevre Yolu başta olmak üzere yeni yaptığımız tüm yollarda veya yenilediğimiz yollarda bisiklet yollarını yapıyoruz zaten.” diye konuştu.

TÜPRAŞ, 500 Milyon Dolarlık Yatırım Yapacak

Türkiye’nin en büyük sanayi şirketleri arasında yer alan Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş (TÜPRAŞ) 500 milyon dolar değerinde yatırım yapılacağını açıkladı.

Hisse başına brüt 10,38 TL, net 9,34 TL temettü ödemesi yapmayı genel kurula sunan TÜPRAŞ’ın dağıtım tarihi 3 Nisan 2024, ödeme tarihi ise 5 Nisan 2024 olacak. 

Şirket tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi.

“Finansal piyasalardaki gelişmelere ve şirketimiz likidite durumunun gelişimine göre yılın ikinci yarısında uygun koşullar oluşması halinde olağanüstü genel kurul kararı ile ilave kar pay dağıtım imkanlarının ayrıca değerlendirilmesine karar verilmiştir. Şirketimizin uzun vadeli stratejileri, yatırım ve finansman politikaları, kârlılık ve nakit durumu da dikkate alınarak kâr payı dağıtımının; 20 milyar lira ortaklara birinci kar payı, 1 milyar 990 milyon 366 bin TL genel kanuni yedek akçe ayrılması, 20 milyar liranın tamamının nakden ödenmesine.”

Themore Concept’in Yeni Banyo Koleksiyonu “Priene” Ahşabın Sıcaklığını Banyolara Taşıyor

Tüm yaşam alanları için her zevk ve ihtiyaca yönelik tasarım koleksiyonuna sahip olan Themore Concept, ürün portföyünü geliştirmeye devam ediyor.

Son olarak, adını Didim Antik Kenti’nden alan yeni Priene Banyo Koleksiyonu’nu müşterileriyle buluşturan Themore Concept, eski çağlardan gelen tarihi zenginliği ve modern estetiği bir araya getiriyor. Ahşap dokusu ile ön plana çıkan Priene Banyo Koleksiyonu, zarif ve sade bir banyo görünümü oluşturuyor. 

Sürekli yenilenen, değişen yaşam stillerine ve farklı bakış açılarına hitap eden Themore Concept, bir tasarımdan çok daha fazlasını vadeden ürün portföyü ile yaşam alanlarında fark yaratmaya devam ediyor. En yeni koleksiyonu Priene Banyo Koleksiyonu ile banyolara hem estetik hem de lüks bir görünüm kazandıran Themore Concept, zarif çizgileri, kulpsuz ve camlı tasarım ile modern bir hava sunarken, depolama alanlarıyla da pratik bir kullanım sağlıyor.

Üç farklı ölçü ve üç farklı rengi ile hem konforlu hem de şık bir kullanım sunuyor

Doğal ve sıcak bir hava oluşturan ahşap yüzeye sahip Priene Banyo Koleksiyonu; çerçeveli ayna, lavabo altı dolabı ve camlı dolap ile üç mobilyadan oluşuyor. Kulpsuz tasarıma sahip lavabo altı ile konforlu bir depolama alanı sunan koleksiyon, camlı dolabının görünebilirliği sayesinde tüm eşyalara kolayca ulaşılmasını sağlıyor. Çerçeveli aynası ile tüm mobilyalar arasında uyum yakalayan koleksiyon; karina, lumiere ve koyu ceviz olmak üzere 3 farklı renk alternatifi sunuyor, her zevk ve ihtiyaca yanıt veriyor. 

İZEKO Başkanı Güleroğlu: “Gayrimenkul Değer Artışı Vergisi Düşürülmeli”

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, gayrimenkul değer artışı vergisinin kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Gayrimenkul alım satımında 31 Mayıs 2022’de çıkarılan yönetmelik sonrasında 1 Mart 2024 ile beyan dönemi başladı. Konut sektöründe alım satım işlemlerinde gelir vergisi beyanında 5 yıllık bir süre hesabı esas alınıyor.

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, gayrimenkul alışverişinde beyan kararının daha önceden alınan bir karar olduğunu anlatarak; “Uygulama sürecinde 31 Mayıs 2022’de bir yönetmelik çıkarıldı. Sizin ilan portallarında vermiş olduğunuz ilanlarınızı gerçek beyan olarak alıyor ve bununla ilgili bütün bilgileri çeker Gelir İdaresi Başkanı. Siz 5 yıl içinde dairenizi düşük değerden sattıysanız vermiş olduğunuz ilan değeriyle karşılaştırıp arasındaki farkı vergi olarak sizden alıyor. 5 yıl sonra satarsanız muafiyete uğruyorsunuz. Örneğin 1 milyona aldınız 2 sene sonra daireniz oldu 4 milyon 3 milyon karınız var. 3 milyonun yüzde 25’ten başlayan yukarı doğru çıkan vergisel boyutu var” ifadelerini kullandı. 


“Vergi Barışı Uygulansın”

Güleroğlu şöyle devam etti:

“Alım satım yapacaklar kesinlikle vergisel boyuta dikkat etmeliler. İlan portallarına girdikleri rakamlar neyse onlar ihbar kabul ediliyor ve o değerler üzerinden karşınıza geliyor. Mülkü olan kişiler kimlik doğrulamaları yaptılar, ilan doğrulamasında bu durum çakıştığı için bu durumda kişileri tespit edebiliyorlar. Yanlış beyanda bulunanlarda vergi kaçırmayla ilgili bir çalışma var. Önce size aradaki farkı vergi olarak ödetiyorlar sonra usulsüzlük cezası kesiyorlar varsa gelir beyanınızı alıyorlar. 1 milyon liralık daireyi 5 yıl içinde 4 milyona sattığınızda 3 milyonluk farkta hemen hemen 650 bin -700 bin liraya yakın vergi çıkıyor kazanç vergisi adı altında. Vergilerin düşürülmesi oranların yukarıya doğru çıkmasını daha rahat sağlar. Vergi oranlarında belli muafiyetler yapılmalı. Nasıl imar barışında uygulandı, vergi barışı da uygulansın geriye dönük işlemsiz. Herkes beyanlarını gerçek değere doğru çeker hükümetimiz de bununla ilgili bir bedel belirler. Bu şekilde bir çalışmayla herkes satışlar yapılmadan gerçek beyanını çeker ve alışverişte bu kadar büyük sıkıntı yaşanmaz”

Güleroğlu, konut sektöründe piyasanın durumunu, “Şu anda konut piyasasında yaklaşık 1 yıldır durağanlık var normal düzeyde ve şu anda alınacak durumda. Sektör şu anda durma noktasına geldi. Öncelikle bir istikrar olmalı. Sonuç itibarıyla konut kredi faiz oranları bugün 2,5 – 2,8 – 3,2 arasında. Konut faiz oranlarının düşürülmesi gerekir. Mevduat oranlarının da düşmesi gerekir ki piyasa bir hareketlilik görelim” şu sözlerle açıkladı.

Copa, Yeni Ürünleriyle MCE Milano Fuarı’na Katılıyor

Her geçen gün ürün gamını genişleten Copa Isı Sistemleri; yepyeni ürünlerini sergilemek üzere 12 – 15 Mart 2024 tarihleri arasında Milano’da düzenlenen MCE – Mostra Convegno Expocomfort Fuarı’nda yer alacak.

İklimlendirme ve yenilenebilir enerji alanlarında dünyanın önde gelen fuarlarından biri olan MCE – Mostra Convegno Expocomfort Fuarı, 12 – 15 Mart 2024 tarihleri arasında ısıtma, soğutma, iklimlendirme, pompa ve vana teknolojileri, yangın ve yangın güvenlik teknolojileri, kontrol ve ölçüm sistemleri, bina işletim sistemleri, verimlilik ve sürdürülebilirlik konularında son teknoloji ürün ve çözümlere ev sahipliği yapacak.

Copa, fuar süresince sektördeki üretici, tedarikçi ve iş ortaklarını, farklı ülkelerden gelen ziyaretçilerini 18. Hol, E35/G32 numaralı standında ağırlayacak. Her geçen gün ürün gamını genişleterek büyüyen Copa; ısı pompası, kombi, kazan, şofben, klima, panel radyatör modelleri ve yeni ürünleriyle fuarın dikkat çekici katılımcıları arasında yer almayı hedefliyor. 

Ürünlerini 4 kıtada 40’tan fazla ülkeye ihraç eden Copa, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri standında ağırlarken, ürünleri hakkında da bilgi verecek. 

Özak GYO’dan Sıfır Faiz 18 Ay Vade Kampanyası

Hayata geçirdiği projeler ve geliştirdiği ürünlerle sektör trendlerini belirleyen Özak GYO, bulunduğu bölgeyle uyumlu, yaşam kalitesini yükselten projelere imza atma geleneğini sürdürüyor.

“Bir Adımda Hayat Başlar!” fikriyle insan yaşamına kalite ve kolaylık katacak yeni projesi Hayat City Mahmutbey’i tasarladı. İnsan yaşamına katma değer sağlayan Özak GYO, yeni projesiyle şehrin yeni iş merkezi Basın Ekspres’e komşu, bir adımda Mahmutbey Metro istasyonuna ulaşılabilmesi ile İstanbul’da aranan en önemli konforu sunuyor. Proje çevresinde bulunan AVM’ler, iş merkezleri, oteller, ve üniversiteler ile yatırım değerinin yüksekliği dikkat çekiyor. 

Yüzde sıfır faizle 18 ay vade kampanyasıyla satışa sunulan Hayat City Mahmutbey, her ayrıntının düşünüldüğü 1+1’den 3+1’e kadar fonksiyonel daire tasarımları ile yalın ve modern mimari çizgilere sahip, peyzaj alanlarının maksimize edildiği bir yaşam sunuyor. Ulaşımı ve hayatı kolaylaştırmayı merkezine alan ve 4 milyon 126 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan daireler, değeri her gün artan konumu sayesinde hem yatırım hem de oturum düşünenlere fırsat sunuyor.

Riva Country Satışa Çıktı

Kalyon Gayrimenkul’ün İstanbul, Beykoz’da hayata geçirdiği Riva Country projesinin ilk etabı satışa açıldı. Projede toplam bin 300 adet villa bulunuyor.

İstanbul Kemerburgaz’da hayata geçirdiği Nevbahar Kemer Konakları’nın satışlarına devam eden Kalyon Gayrimenkul, yeni projesi Riva Country’i satışa çıkardı. 

İstanbul Anadolu Yakası Beykoz’da hayata geçirilen Riva Country projesi 230 dönüm arsa üzerinde hayat buluyor. Toplam 1.300 villanın yer aldığı Riva Country’nin ilk etabındaki 132 villa satışa çıktı.

Müstakil ve ikiz villaların yer aldığı Riva Country projesinde 5 farklı modelde villa bulunuyor. Beykoz Riva Country’de yer alan villalar 3+1 ve 6+2 olarak tasarlandı. 

Riva Kidstown yanında hayata geçirilen Riva Country Özgün mimarisi, konforlu alanları ve doğaya saygılı konseptiyle dikkat çekiyor.

Yeşilin ve mavinin buluştuğu Riva’nın ekolojik zenginliğinden ilham alınarak hayata geçirilen Kalyon Gayrimenkul Riva Country, şehirden uzaklaşmadan doğaya dönüşün tadını çıkarmak isteyenler için tasarlandı. 

Kalyon İnşaat’ın tüm proje ve detaylarını burada bulabilirsiniz.

Kaynak: Emlak Kulisi

Bursa’ya 100 Bin Konutluk Kentsel Dönüşüm Projesi

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, en önemli konu başlığının ‘kentsel dönüşüm’ olduğunu belirterek, 100 bin konutluk kentsel dönüşüm projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Aktaş, açıklamalarında şunları söyledi:

“Şunun altını net bir şekilde çizmeliyim ki önümüzdeki dönemin en önemli konu başlığı şüphesiz kentsel dönüşümdür. Bilimsel bir altyapı ve bütüncül bir bakış açısıyla doğru planlama ve ortak akılla dirençli şehir Bursa için şimdi dönüşüm zamanı. Geçtiğimiz dönemde afetlere dirençli ve sürdürülebilir bir şehir inşası için Bursa’da yer alan yaklaşık 530 bin yapı ve 1 milyon bağımsız bölüm konuttan dönüşüm önceliği bulunan alanlarda çalışmalarımızı başlattık. 14 farklı dönüşüm projemizle 2025 yılı sonuna kadar 11 bin konutu hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Hazır hale getirdiğimiz ‘2050 Çevre Düzeni Planı’nı yeni dönemimizde akademik katkılar, ortak akıl ve mutabakatla, kent anayasası olarak yürürlüğe alacağız”

100 bin konutluk kentsel dönüşüm projesini hayata geçireceklerinin altını çizen Alinur Aktaş, Bursa Büyükşehir Belediyesi, iştiraki Burkent, TOKİ ve özel sektörle birlikte yürüteceklerini, ayrıca 16 bin yeni sosyal konut inşa edeceklerini kaydetti.

Polat Holding’in İlk Yurt Dışı Projesi Yılın Konut Projesi Seçildi

Polat Holding’in Macaristan’daki iştiraki Polat Hungary tarafından Budapeşte’de yükselen Duna Pearl, Real Estate Awards’ta Yılın Konut Projesi seçildi.

Geçtiğimiz aylarda seçkin endüstri standardı LEED Enerji Sertifika sisteminde altın derece alan ender konut projelerinden biri olan Duna Pearl, şimdi de Real Estate Awards’ta Yılın Konut Geliştirme Projesi seçildi. 

Bu yıl 14.sü gerçekleştirilen, Macaristan’ın en prestijli gayrimenkul ödülü olan Real Estate Awards, gayrimenkul sektörünü şekillendiren oyuncuları konut projeleri, karma projeler ve ticari projeler gibi çeşitli kategorilerde ödüllendiriyor. Bu sene de sektörün önde gelenlerinden oluşan bir jüri ve halk oyu ile belirlenen seçimler sonucunda Duna Pearl, en güçlü rakiplerini geride bırakarak Yılın Konut Projesi seçildi.

Budapeşte’nin işlek bölgelerinden 13. bölgenin değerli lokasyonlarından, Küçük Manhattan olarak da anılan, Ujlipatvaros’ta yer alan Duna Pearl, yaklaşık 45 bin metrekarelik kapalı alana sahip  konut, otel ve mağazalardan oluşan karma bir proje olarak hayata geçirildi. Duna Pearl’de, 193 dairenin yanı sıra Budapeşte’nin ilk Four Points by Sheraton oteli de yer alıyor.

Bölgenin yeni merkezi haline gelen Duna Pearl, bina kompleksi olarak en güncel gereksinimleri karşılarken, sağlıklı bir çevreyi güvence altına alıp, enerji tasarrufunu destekleyen tasarımı ile %20 yenilenebilir enerji kullanıyor. Polat’ın 75 milyon Euro yatırımla hayata geçirdiği proje içerisindeki konutlar, AB bina yönetmeliklerine uygun olarak, akıllı ev donanımına sahip. Proje kapsamında ayrıca inşaat çevresindeki sokaklar ve kaldırımları da yenileyen Polat, bölge sakinleri için kamusal alan ve park düzenlemeleri de yaptı. Duna Pearl ‘ün bu ödülü almasında, teknik ve mimari tasarımının yanı sıra, çevre yeşillendirmesi ve yaşanabilirliğin artmasına olan katkısı da etkili oldu.

Bölgede hayata geçecek olan yeni projelerin lansmanına hazırlanmakta olan  Polat Hungary, Macaristan’daki yatırımlarına devam ediyor.

Artaş Holding, Bu Yıl 6 Projeyi Teslim Edecek

Gayrimenkul sektörünün önde gelen isimlerinde Artaş Holding, 2024 yılı içerisinde toplam 6 konut projesinin teslimini yapacak.

Projelerin basın toplantısında konuşan Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya “Yarım asra yaklaşan tecrübemiz ve sahip olduğumuz birikimle yeni projeler üreterek insanımıza sağlam ve dayanıklı yaşam alanları sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye’nin konut markası haline gelen Avrupa Konutları projelerimizle bugüne kadar binlerce aileyi ev sahibi yapmanın mutluluğunu yaşadık. “Bir Harf, Binlerce Mutluluk” mottomuzla farklı lokasyonlarda Avrupa Konutları markalı projeler ürettik ve 40 bine yakın konutu sahiplerine teslim ettik. Bugün ise 6 projemizin teslimlerini bu yıl içerisinde gerçekleştireceğimizi duyuruyoruz. Bize güvenen her bir insanımıza hem konforlu bir yaşam alanı sunuyor, hem de kazançlı bir yatırım imkanı tanıyoruz. Artaş Holding olarak bugüne kadar verdiğimiz sözlerin arkasında her zaman durduk ve projelerimizi zamanında teslim ettik. Bu yıl teslim edeceğimiz projelerimizde de söylediğimiz gibi “Sözümüzün Arkasında, Geleceğin Yanındayız” dedi.

“Avrupa Konutları Projeleriyle Yaşam standartlarını Yükseltiyoruz”

Artaş Holding imzalı projelerin tamamında modern ve şık bir çizgiye sahip konutlara imza attıklarını ve site sakinlerine konforlu  bir yaşam deneyimi sunduklarını ifade eden Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya “Sahip olduğumuz değerlerden ödün vermeden ürettiğimiz Avrupa Konutları markalı projeler Türkiye’nin son 20 yılına damga vurdu. Kaliteli ve kullanışlı dairelerinin yanı sıra, peyzaj alanları, sosyal donatıları, site yönetimleri ile huzurlu yaşam alanları sunarak konut anlayışına yenilik getiren ve farklılaşan Avrupa Konutları markasıyla, erken teslim ve satış sonrası destek gibi süreçlerle konutta marka kavramını sektör ve konut alıcısıyla buluşturduk. Teslim sonrasındaki yönetim süreçlerimizde, kalite ve memnuniyet olgumuzdan taviz vermeden ilerliyor ve site sakinlerinin yaşam standartlarını yükseltiyoruz.  Projelerimizde çocuk oyun alanlarından spor alanlarına, yemyeşil peyzajlardan maneje, geniş otopark alternatiflerinden tüm ihtiyaçları karşılayacak ticari birimlere kadar her detayı en ince şekilde çalışıyoruz. Böylelikle tüm projelerimizde Avrupa Konutları mutluluğu büyüdükçe büyüyor” dedi.

“Umudumuz İstanbul Depreminin 10 Yıl Daha Gerçekleşmemesi”

Deprem gerçeğine dikkat çeken Süleyman Çetinsaya, “Umudumuz İstanbul depreminin 10 yıl daha gerçekleşmemesi. İnsanları biran önce sağlıklı binalara kavuşturmak zorundayız. 6 şubat depreminde bütün İstanbul’daki ilçe belediyeleri ve Türkiye’nin genelindeki ilçeler 11 vilayete yardım etti. İstanbul’da deprem olursa kim bakacak? Niteliksiz ve vasıfsız yapılar milli servettir. Bütün ümidimiz İstanbul depreminin 10 yıl gecikmesi. Bu 10 yıl içinde İstanbul’da nasıl ve neler yapılabilir buna bakmamız lazım ama burada devletten beklediğimiz bir durum yok. Devlet, bütün kanunları çıkarttı. 2012’de çıkan kentsel dönüşüm yasasında geçen sene içinde tadilat yapıldı. Kentsel dönüşüm konusunda hiç kimsenin devletten bir şey beklemesine gerek yok. Bizim insanımızın kazanç hırsı, bir evi varken ikinci evi istemesi inşaat sektörünü yoruyor. Bu yüzden kentsel dönüşüme girmeye korkuyoruz. Kentsel dönüşümün mümkün olması için önce özveri gerekiyor. Vatandaşın “Ben nasıl çocuklarımı sağlıklı binalara kavuşturabilirim” diye vicdanına sorması gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Avrupa Konutları Saklıvadi’de Yaşam Ocak Ayında Başladı

İstanbul’un yeni buluşma noktası haline gelen Vadistanbul’a yürüme mesafesindeki Avrupa Konutları Saklıvadi projesinde yaşam ocak ayında başladı. 23 bin 800 metrekarelik arsa alanı üzerinde yeralan proje, 1+1’den 3+1’e farklı tip ve kat planında 227 konuttan oluşuyor.

Avcılar ve Esentepe Projelerinde Teslimler Bu Ay Başlıyor

Kartal’daki Avrupa Konutları Esentepe ile İstanbul’da ticarete yeni bir soluk kazandıracak Artaş Ticaret ve Sanayi Merkezi projelerinde teslimler mart ayı içinde başlayacak.

İstanbul’un Anadolu Yakası ilçelerinden Kartal’ın Esentepe mahallesinde, 39 bin 500 metrekarelik arsa alanı üzerinde geliştirilen proje 1+1’den 4+1’e farklı tip ve kat planlarında 865 konuttan meydana geliyor.

Avcılar’da 60 bin metrekare alanda konumlandırılan ve ticarete yeni bir boyut kazandıracak olan Artaş Ticaret ve Sanayi Merkezi ise 301 bağımsız üniteden oluşuyor.

Eylül Ayında 3 Projede Yaşam Başlayacak

49 bin metrekare büyüklüğündeki arsa üzerinde yükselen Avrupa Konutları Yenimahalle, 1+1’den 4+1’e farklı tip ve kat planlarında 754 konuttan oluşuyor.

Atakent bölgesinde 30 bin metrekarelik arsa üzerinde geliştirilen Avrupa Konutları Ata projesinde 1+1’den 4+1’e farklı kat planlarında 413 konut inşa ediliyor.

Ümraniye Yamanevler aksında 13 bin metrekarelik arsa alanı üzerinde konumlandırılan Avrupa Residence Yamanevler projesinde 1+1’den 3+1’e değişen 343 daire bulunuyor. Bu 3 projede yaşam eylül ayında başlayacak.

Artaş Holding firma bilgileri ile tüm projelerinin detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’nda Sona Gelindi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin yapım çalışmalarında sona gelindiğini açıkladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yapım çalışmalarında sona gelinen Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin yakın zamanda ulaşıma açılacağını kaydetti.

Hattın 8.4 kilometre uzunluğunda olduğunu ve 7 istasyondan oluştuğunu aktaran Uraloğlu, metronun saatte 80 kilometre hızla hareket ederek günde 1 milyon yolcu taşıyacağını bildirdi.

İstanbul’un en yoğun yerleşim alanlarından birinde ve zor zemin koşullarında titiz bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Uraloğlu, “13.3 kilometre TBM imalatını, 3.6 kilometre klasik tünel açma metodu ile olmak üzere toplam 16.9 kilometre tünel kazısını, toplam 17 kilometre demir yolu ray montajını tamamladık. Bu kapsamda 7 istasyonda 105 bin metrekare kapalı alanın inşasını bitirmiş olduk.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’nda test ve devreye alma çalışmaları son aşamaya geldi. İstanbul Havalimanı-Gayrettepe Metro Hattı’nın Gayrettepe-Kağıthane bağlantısı ve Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’nin ardından İstanbul’a yeni bir raylı sistem hattı kazandırıyoruz. Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı ile İstanbul’un ulaşım ağına güç katacağız. Projemizi çok kısa zaman içinde hizmete açarak İstanbul’a yeni bir metro hattı daha kazandırmanın mutluluğunu yaşayacağız.

Bakırköy’den başlayacak metro hattı; Özgürlük Meydanı, İncirli, Haznedar, İlkyuva, Yıldıztepe, Molla Gürani ve Kirazlı istasyonlarından oluşuyor. Hattın Kirazlı İstasyonu’nda Başakşehir-Kirazlı Hattı’yla, İncirli İstasyonu’nda metrobüs ve Aksaray-Atatürk Havalimanı Metro Hattı’yla, Özgürlük Meydanı İstasyonu’nda Marmaray’la, Bakırköy İstasyonu’nda İDO deniz otobüsleri ile entegre olacak.”

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İnşaat Sektörü 2023’ü Büyümeyle Kapattı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Aylık Sektör Raporu’nun şubat ayı sonuçları açıklandı. Raporda, inşaat sektörünün 2023 yılını yüzde 7,8’lik büyümeyle kapattığı belirtildi.

Benzer büyüme, inşaat malzemesi sanayi üretiminde de görüldü. Geçen yılın ilk çeyreğine depremin etkisiyle yüzde 1,2 artışla yavaş başlayan inşaat malzemesi sanayi üretimi, ikinci çeyrekte yüzde 1,4, üçüncü çeyrekte yüzde 13,5, son çeyrekte yüzde 7,4 büyüdü. Yıllık büyüme ise yüzde 5,7 olarak gerçekleşti.

Geçen yıl 14 alt sektörde üretim 2022’ye göre göre artarken, 8 alt sektörde geriledi. Bu dönemde en yüksek üretim artışı yüzde 29,7 ile metal yapı ve yapı parçalarında gerçekleşti. Metal kapı ve pencere üretimi yüzde 27,7, ahşap inşaat malzemesi üretimi yüzde 20,2 ve hazır beton üretimi yüzde 14,2 arttı.

Üretimde en yüksek gerileme yüzde 12,1 ile inşaat camlarında yaşanırken, onu yüzde 12 ile seramik kaplama malzemesi izledi.

Bu yıla hızlı başlayan yeni inşaat siparişleri, şubatta önceki aya göre 0,2 puan azalsa da yüksek seyrini korudu. İnşaat sektörü, yeni ekonomi politikaları sonucunda sektörde oluşacak yeni arz/talep dengeleri ve maliyet/fiyat seviyelerini görmeye başladı. Yerel seçimler öncesi alınan kentsel dönüşüm izinleriyle siparişlerde artış hedefleniyor.

Ocakta 100 puanın üzerine çıkan inşaat sektörü güven endeksinde yükseliş devam etti. Şubatta ocak ayına göre 3,4 puan daha artan endeksin yükselişinde kentsel dönüşüm işlerinin hızlanması etkili oldu.

Emlak Konut GYO İle THY’nin Konut Projesinde İmzalar Atıldı


Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) İstanbul, Arnavutköy Dursunköy projesinde 3. etap 1. kısım imzaları atıldı.

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 1. Kısım sözleşme imzalanması hakkında açıklama yaptı. 

Emlak Konut GYO ile Türk Hava Yolları A.O. arasında imzalanan 28 Mayıs 2018 tarihli sözleşme kapsamında ihale edilen İstanbul Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 1. Kısım Konut, Ticaret ve Sosyal Donatı İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici KUZU Toplu Konut İnş. A.Ş. ile 27 Şubat 2024 tarihinde imzalandı. 

THY- Emlak Konut GYO Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 1. Kısım’ın sözleşme bedeli 3 milyar 334 milyon 500 TL+KDV olarak açıklandı. 

THY- Emlak Konut GYO Arnavutköy Dursunköy projesinin ismi Yenişehir Evleri olarak açıklandı. İstanbul Havalimanı’na yakın konumda hayata geçirilecek projede, 1+1, 2+1, 3+1 konut tipleri yer alıyor. Projede toplam 12 bin 500 civarında konutun olması planlanıyor. 

Emlak Konut GYO ile THY ortaklığıyla hayata geçirilen sosyal konut projesinde toplam konut sayısı üzerinden en fazla kontenjan yüzde 20 ile gençlere ayrılmıştı. Ayrıca projeden engelli vatandaşlara yüzde 5, şehit ve gazi yakınlarına yüzde 5 kontenjan ayrıldığı belirtildi. 

Geçtiğimiz Aralık ayında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, Arnavutköy’de İstanbul Havalimanı’na 5.5 kilometre uzaklıkta inşaatları devam eden 12 bin 500 civarındaki konutlardaki son durum inceledi. 

2025 Mayıs ve Haziran Aylarında Teslim Edilecek

Ahmet Bolat, burada yaptığı açıklamasında 1. ve 2. etap olarak yapım çalışmalarına başlanan yaklaşık olarak 3 bin konutun, 2025 senesinin Mayıs ve Haziran aylarında teslim edilmeye başlayacağını açıkladı. 

Ayrıca, projenin kalan 9 etabının da ihalelerinin yakın zamanlarda tamamlanacağının ve temel atma işlemlerine başlanacağının altını çizen Ahmet Bolat, “Şimdiden İstanbul’a ve tüm Türk Hava Yolları ailesine hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.

Aktim Çarşı’ya Yoğun İlgi

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, Ticaretlerini zaman yönetimiyle daha da hızlandırmak isteyen yatırımcılar, merkezdeki projelere yoğun ilgi gösteriyor” dedi.

İstanbul’un geniş bir nüfusa ve çeşitli demografik yapıya sahip olmasıyla işletmeler için büyük bir müşteri potansiyeline sahip olduğuna vurgu yapan Bilgiç, “Şehir merkezinde konumlanan işletmeler, bu potansiyeli daha etkin bir şekilde değerlendirme şansına sahip oluyor. Müşteri trafiğinin yoğun olduğu bu bölgelerde, işletmeler ürün ve hizmetlerini daha iyi tanıtabilir ve rakipleriyle karşılaştırabilir. Rekabet avantajı sağlamak için İstanbul gibi bir metropolde etkin ve zamanı yöneterek çalışabilmek çok önemli” dedi. 

Aktim Çarşı-Ofis projesinde bugüne dek yüzde 40 oranında satış gerçekleştirdiklerini kaydeden Bilgiç, “Projemizin Bayrampaşa’da olması, yatay mimariyle dizayn edilmesi, yüksek katlı plazalar gibi giriş çıkış problemlerinin olmaması ve altyapı olanaklarının sağladığı faydalar sebebiyle tercih edildiğini gözlemliyoruz. İstanbul’un iş yaşamının hareketlenmesi, ekonomimize hızlı kazanç elde edilebilmesi için, ticari projelerin bu detayların göz önünde bulundurularak tasarlanması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Ticari Gayrimenkul Talepleri Artıyor

31 Aralık 2023 itibarıyla Türkiye’deki toplam faal esnaf işyerlerinin sayısı 2 milyon 441 bin 813 olarak belirlendi. Bu rakamın yüzde 11,8’i İstanbul’da yer alıyor, toplamda 287 bin 887 işyeri bulunuyor. Bu işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmek adına şehir merkezi arayışları artıyor, bu da ticari gayrimenkul taleplerinin özellikle şehir merkezlerinde artmasına neden oluyor.

Akfen, 2 Yılda 500 Bin Dolarlık Temiz Enerji Yatırımı Hedefliyor

Akfen Yenilenebilir Enerji, 2025 yıl sonuna kadar 500 bin dolarlık temiz enerji yatırımı yapmayı hedeflediklerini açıkladı.

100 bin ağaçlık ‘Akfen 100’üncü Yıl Hatıra Ormanı’nın fidan dikim töreninde konuşan Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, şirketin güneş, su ve rüzgâr olarak sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan 700 MW’lık güç kapasitesini 2025 yılı sonuna kadar yaklaşık bin 200 MW güce çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Güngör, “Gelecek 2 yıl içinde 200 MW’lık kurulu güce ulaşmak için RES, GES ve HES alanlarında toplamda 500 bin dolar temiz enerji yatırımı gerçekleştireceğiz” dedi.

“Bu Alandaki Liderliğimizi Devam Ettireceğiz”

Dünya Gazetesi’nden Başak Nur Gökçam’ın haberine göre; şirketin 12 HES, 35 GES ve 6 RES projesiyle toplam 700 MW’lık kurulu güce ulaştığını anlatan Güngör, “Dünyada çok hızlı bir şekilde konvansiyonel yakıttan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş var. Tahminler 2040 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının dünyanın bir numaralı enerji kaynağı olacağına işaret ediyor. Akfen olarak Türkiye’de uzun yıllar önce bu alanda öncü olduk.

Ülkemizin en iyi doğal kaynaklarına sahip bölgelerinde, tamamı sürdürülebilir olarak çoğu son 8 yılda devreye aldığımız ve kaynak bakımından çeşitlendirilmiş modern enerji santrallerimiz ile 700 MW’lık kurulu güce ulaşmayı başardık. Yolculuğumuz boyunca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) gibi iki önemli yabancı şirket ortağımız oldu. Gelecek dönemde hayata geçirdiğimiz yatırımlar ile bu alandaki liderliğimizi devam ettireceğiz” dedi.

3 Yeni GES Projesi Başladı

2023 yılında gerçekleştirilen halka arz döneminin ardından yeni bir yatırım atağına başladıklarını belirten Güngör, 3 yeni güneş enerji santralinin (GES) yapımına başladıklarını söyledi. Güngör’ün verdiği bilgilere göre toplam kurulu gücü 66 MW büyüklüğünde olacak 3 hibrit güneş enerji santrali Osmaniye ve Çanakkale’de yer alacak.

Osmaniye’deki 57 MW’lık Sarıtepe ve 23 MW’lık Demirciler rüzgâr enerji projelerinin (RES) alanlarında hayata geçirilecek 2 hibrit GES projesinden Demirciler Hibrit Ges projesi 13,27 MW, Sarıtepe Hibrit GES projesi ise 12,98 MW güce sahip olacak. Yapımına başlanılan üçüncü hibrit GES projesi ise Çanakkale’deki 112,2 MW gücündeki Üçpınar RES sahasında hayata geçecek. Üçpınar Hibrit GES adıyla kurulacak hibrit projenin kurulu gücü 40 MW gücünde olacak.

Projeler, 2020 yılı içerisinde tamamlanarak enerji üretimine başlayacak. Çanakkale’nin Merkez Yukarıokçular ve Çanakalan mevkilerinde toplamda 100 bin adet karaçam ve kızılçam ağacının dikileceği hatıra ormanı, Akfen Holding, Akfen İnşaat, Akfen Yenilenebilir Enerji, Akfen GYO, Akfen Çevre ve Su, Akfen Hastane Hizmetleri ve Akfen Turizm şirketlerinin katkıları ile olduğu belirtildi.

Hatıra ormanı projesi ile bölgedeki orman arazi varlığının yaklaşık 1 milyon metrekare daha artacağı bilgisi verilirken, dikilen ağaçlar ile oluşacak ormanın her yıl 5 bin insana yetecek kadar (3 bin ton) oksijen üretmesi ve heyelanları 350 kat azaltacağı tahmin ediliyor.

Hayata geçirilecek hatıra ormanı ile doğanın yaşamsal dengesini korumayı hedefleyen Akfen Yenilenebilir Enerji, bu sayede doğal hayatın fauna envanterine yeni yuvalar yaratılmasına ve yaban hayatı varlığına katkı sağlayacak. Türkiye’deki 500 kuş türünün 322’sine ev sahipliği yapan Çanakkale’de, bununla birlikte bölgede endemik bitki türü varlıklarının yeni vejetasyonlarına taşınması adına da adım atılacak.

Karbon Kredisi İle 11.8 Milyon Dolar Döviz Girdisi Sağlandı

Çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomiye katkı sağlama hedefleri doğrultusunda İngiltere merkezli EOS Climate & Energy ile karbon kredi satışlarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Güngör, “Yenilenebilir kaynaklara odaklandığımız portföyümüzdeki çeşitli santrallerimizden elde ettiğimiz karbon kredisi satışının yurtdışına satışı ile Türkiye’ye yarattığımız ekonomik değer 11.8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu alanda daha da gelişeceğimizi öngörüyoruz” dedi.

İnşaat Maliyetleri Enflasyonun Üzerinde Yükseldi

Tavukçuoğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tavukçuoğlu, inşaat maliyetlerinin enflasyon artışının üzerine geçtiğini belirterek, “Diyelim ki enflasyon 100’se, bunun inşaat sektörüne yansıması yüzde 150 gibi odu. Bazı ürünlerde yüzde 200 gibi oldu. Malzemeye ulaşmak da güçleşti. Sadece fiyat açısından değil, üretim açısından da yeterli olmadı. Konuta ulaşmak ekonomik olarak çok zorlaştı” dedi.

Şu anda markalı konut üretiminin hareketlendiğine işaret eden Tavukçuoğlu, “Merkezde lüks konut dediğimiz bölgede bir üretim var, ancak bunun bir şekilde tüketilmesi lazım. İşte bütün sıkıntı orada. Bu fiyatlarla, bu faiz oranlarıyla, insanlarımız kaliteli konuta erişmekte bir hayli zorlanacaklar. Bu da kira fiyatlarına yansıyor. Gördüğümüz gibi 3 bin TL’lik evler 20 bin TL, 10 bin TL’lik evler 50 bin TL, 20 bin TL’lik evler de 70 bin, 80 bin TL kiraları gördük ve konuşuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Konut Yatırımcısı Beklemede”

Tüketicinin enflasyon karşısında korunma aracı olarak yatırım tercihlerine de değinen Tavukçuoğlu, “Faizler düşmedikten sonra insanların konuta dönmesi, parasını korumak için ikinci bir konut alması söz konusu değil. Yani yüzde 50 çok iyi bir getiri görünüyor. Ancak bu arada enflasyona da dikkat etmek lazım” değerlendirmesi yaptı. Milyonlarca insanın, bir sosyal konut edinmek için ömrünü verdiği bir ortamda, önceliğin konuta acil ihtiyacı olan vatandaşlara verilmesi gerektiğinin altını çizen Tavukçuoğlu, “Bunun için de devlet desteği şart” önerisinde bulundu.

“Gayrimenkul bir bakarsınız bugün hiç artmaz, ancak iki sene sonra bakarsanız yüzde 100 artar” diyen Melih Tavukçuoğlu, “Yatırım amaçlı konut alanlar şu anda bekliyor, ya döviz, mevduat ya da altın gibi değerlere yöneliyor. Konuta bir akışı sağlamak için faizlerin düşmesi, piyasaların oturması lazım” ifadelerini kullandı.

“Devlet Arsa Üretmeli”

Melih Tavukçuoğlu, Türkiye’de enflasyon nedeniyle konut fiyatlarına ulaşmanın zorlaştığını, fiyat artışlarına karşı devletin arsa üretmesi gerektiğini söyledi. Tavukçuoğlu, “İnşaat maliyetinin yüzde 50’sini arsa oluşturuyor. Devlet bize arsa üretirse ve enflasyon ulaşılabilir bir seviyeye indirilirse, insanlar önünü görebilirse, biz müteahhitler konut yapacak arsa bulabilirsek, biz bu konutları üretiriz.

Devlet imkanlarıyla yaratılan arsalar bize uygun fiyatlı verilirse, uygun fiyatlı konut üretilebilir ve vatandaşımız da o konuta ulaşabilir. Başka yolu yok. İnsanlar, arz arttığında, kira öder gibi konut aldığında onun kiralık eve ihtiyacı yok ki. Kendi evinizin, uzun vadeli kira öder gibi sahibi olursunuz.”

İzmir’deki Bir Yıllık Değişim İstanbul Ortalamasını Geçti

Eva Gayrimenkul Değerleme Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, İzmir’deki gayrimenkul aidat rakamlarını mercek altına aldı. İzmir’de aidatların 1600 – 9500 TL arasında değiştiğini belirten Bal, İzmir genelinde ise aidat ortalamasının 275 TL bandında olduğunu söyledi.

Eva Gayrimenkul Değerleme Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, İzmir’in, Karşıyaka ilçesinde ortalama aylık aidat tutarının 100 metrekarelik daire başına 1.900 lira iken, Bayraklı ve Bornova ilçelerinde bu rakamın 1.600 lira olduğunu belirtti. İzmir genelindeki aidat artış oranlarının ve İzmir’de bir yıllık değişimin İstanbul ortalamasına kıyasla daha yüksek bir seviyede olduğunu da söyleyen Bal, “Bu rakam yaklaşık yüzde 65 seviyesinde. Bu durumun temel nedeni, geçmiş dönemlerdeki artış oranlarının enflasyon ve maliyet artışlarının altında kalması. Çeşme’de yazlık lüks site özelliğindeki projelerin aidatları da 4.500 TL ile 9.500 TL aralığında değişiklik gösteriyor.” dedi.

Bal, şöyle devam etti:

“Site Yönetimleri Tasarruf Yoluna Gitmeli”

“Tekil konut binası olup apartman görevlisi bulunmayan, ortak alan giderleri az olan eski apartman binalarında ise İzmir genelinde aidat ortalamasının 275 TL bandında olduğunu görüyoruz.  Bu dönemlerde site yönetimleri, geçmiş yıllara ait aidat harcamalarını detaylı bir şekilde inceleyerek, gereksiz harcamaları belirleyip önlemlerini genişletebilirler. Ayrıca, alternatif gelir kaynakları için fizibilite çalışmaları yaparak aidat yükünü azaltabilirler. Aydınlatma sistemleri, su kaynakları ve elektrik giderleri gibi konularda, ortak alanların kiraya verilmesi veya reklam alanlarının değerlendirilmesi gibi tasarruf sağlayabilecek önlemleri gözden geçirmek de önemlidir. Bizim önerdiğimiz aslında yasal bir düzenleme var, binalarda kullanılmayan çatı gibi ortak alanların dönüştürülerek kiraya verilmesi ve sitelere gelir olması gibi, bu durum aidat yüklerini de azaltacaktır. Ayrıca kira gelirinden devlet vergi alacağından devlet içinde bir gelir olacaktır. Ancak bu yapabilmek için yasal düzenleme gerekmektedir.

Yönetimleri, apartman ve site sakinleri ile sürekli diyaloğu korumaya özen göstermeli ve belirli aralıklarla toplantılar düzenleyerek kararları net ve açık bir şekilde sakinlere sunmalıdırlar. Gelen görüş ve yorumları değerlendirerek iletişim dinamiğini güçlü tutmak, sakinlerin memnuniyetini artırmada önemli bir etkendir. Ancak 24 saat güvenlik, site sosyal alanlarından ücretsiz yaralanma gibi hizmetlerin tekrar değerlendirilmesi gerekli. Artan İşgücü maliyeti, elektrik ve diğer maliyetler aidatlara ister istemez yansıyor burada yönetimleri suçlamak en kolay yol. Aidatları düşürmek istiyorsa bina yönetimleri biraz standartları, yeni normale ayak uyduracak şekilde aşağı çekmeleri gerekecek gibi duruyor.

“Aidat Rakamları Düşmeyecek”

Ekonominin toparlanmasıyla birlikte, mevcut aidat rakamlarının düşmeyeceğini öngörüyoruz. Ancak, ekonominin tamamen normale dönmesi durumunda artış oranlarının daha makul seviyelere gelmesini bekliyoruz. Özellikle 2022 yılındaki hızlı mali dalgalanmalar, apartman ve site yönetimlerini maddi olarak zorlayıcı bir sürece soktu. Bu sürecin, yönetimler için bir ders niteliği taşıyacağını ve gelecekte daha sağlam adımlar atılacağını öngörüyoruz. Bu doğrultuda, 2023-2024 yılı aidat artışlarını, apartman/site sakinleriyle paylaşırken 6 aylık bir dilim için belirlendiği belirtilmeli.  Öte yandan son zamanlarda, yüksek site aidatlarına ilişkin kanun değişikliği ve site yönetimlerini bağımsız denetçilerin kontrol edeceği gündeme geliyor. Böyle bir düzenleme sonrasında, yönetimlerin radikal değişimlere ve önlemlere yönelebileceğini gözlemliyoruz.”

Zeray, 1 Milyon Konut Hedefi İçin Kararlı

Kocaeli, Ankara, Sakarya ve Bursa bölgelerinde teslim ettiği nitelikli projelerle öne çıkan, adından çok söz ettirecek yeni geliştirdiği markalı konut projelerinin de lansmanını yapan Zeray, şimdi de gayrimenkul yatırım ortaklığına (GYO) dönüşmek için Sermaye Piyasa Kurulu’na (SPK) başvuruda bulundu. Erişilebilir konut projeleri üreterek Türkiye’de herkesi ev sahibi yapma misyonu ile çalışan Zeray, hedefine daha hızlı ve güçlü bir şekilde yürüyebilmek için halka açılıyor ve bireysel yatırımcılarla buluşuyor.

SPK’nın alacağı karar sonrasında halka arz olmak için hızlı bir şekilde çalışmalarını yürütecek olan Zeray’ın Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Zeray dönüşüm sürecinin amacını şöyle özetliyor: “Kuruluşumuzdan bugüne, olağanüstü bir gayret ve halkımıza olan inançla TÜRKİYE’nin en büyük konut üreticilerinden biri olmayı başardık. Zeray’ı kurduğum ilk günden bu güne kadar aklımda ve kalbimde taşıdığım, zamanla tüm ekibimizin ortak inancı haline dönüşmüş bir hayalimiz var… Zeray olarak 1 milyon markalı konut üretmek ve bu evleri Zeray ailesinin değerli bir parçası olacak sahipleriyle buluşturmak… 

Dünya genelinde tüm şirketler evriliyor. Geleceğe ulaşabilmek için daha planlı ve sistemli olmak, aynı zamanda kitlesel ve uluslararası yatırımcılarla da buluşmak gerekiyor. Şeffaflıkla yönetilen, tam kurumsal ve sürdürülebilir bir şirket olmak için halka arz gerçekleştiriyoruz. İşte bu noktada GYO dönüşümü ve halka arz bizim için bir mihenk taşı olacaktır.  Zeray’ ın bu dönüşümü aynı zamanda GYO larında evrilmesine öncülük edecek.

Gücümüzü, bizden konut almış ve bize komşu olmuş binlerce sakinimizden alıyoruz. Halen onların desteği ve referansları ile büyüyoruz. Karşılıklı güven anlayışımız var. GYO dönüşümü sonrası bu güçlü ilişkiyi Türkiye geneline yaymış olacağız.”

Şirketin tek ortağı olan, alanında profesyonel ekiplerle çalışarak yönetim faaliyetlerini sürdüren Zeki Zeray, SPK denetimine giren inşaat ve gayrimenkul şirketi sayısındaki artışın sektör için oldukça pozitif etki yaratacağına inanıyor.  “Türkiye’mizin güvenli ve sağlıklı konut geleceğini ömrü bizden uzun, kalıcı, net bir kurum kültürüyle yönetilen ve denetlenen inşaat şirketleri ile inşa edebiliriz. Zeray’da bu şirketlerden biri hatta lideri olacak” diyor. 

Birçok yeni proje ZERAY GYO portföyünde olacak!

Bir şirket, yatırımcılarına kazandırdıklarıyla birlikte büyür. Özellikle yuva inşa ediyorsanız, hem sizi destekleyen yatırımcılarınıza hem de konut sattığınız ve daimi ilişki kurduğunuz sakinlerinize kazandırmalısınız. Zeray’ın faaliyetlerinin merkezinde de bu felsefe var. 

Zeki Zeray bu anlayışı şöyle açıklıyor: “Bir inşaat şirketi projeleri kadar güçlüdür. Zeray’ın en büyük yeteneği, sıra dışı projeleri hızlı bir şekilde geliştirip portföyüne ekleyebilmesidir. İşte bu noktada GYO dönüşümü ile birlikte, pek çok nitelikli yeni projeyi portföyümüze ekleyeceğiz. Üretilen sermayeyi marka değeri yüksek yeni yatırımlarına dönüştüreceğiz. Akılla ve bilimin ışığında genişlettiğimiz porföy ile şirket değerimizi katlayacağız. Zeray GYO olarak bu süreci yönetirken, hem yatırımcılarımıza hem de konut sattığımız sakinlerimize kazandırarak kazancımızı paylaşacağız.”

Markalı konutta bir başrol oyuncusuna ihtiyaç var!                   

Türkiye’nin son yıllardaki konut üretimini ağırlıklı olarak TOKİ ve Emlak Konut üstlenmiş durumdadır. Markalı konut üretimi gerçekleştiren ve bunları yabancı yatırımcılara da satabilen nitelikli geliştirici sayısı 20’yi geçmiyor. Bu üreticilerin sektördeki payı ise sadece yüzde 1,8 civarındadır. Zeray, yakın sürede yabancı yatırımcılara 1500 nitelikli konut satarak bu konuda ülkemizin lider firmalarından biri olurken ciddi miktarda döviz girdisi de sağlamıştır.

Zeray, GYO dönüşümü ile birlikte kitlesel düşünce yapısı ve 1 milyon konut hedefiyle bu oranı değiştirmek ve markalı konut üretiminin başrol oyuncusu olmakta kararlı. 

Gayrimenkul sektörünün yanında sanayi, turizm ve enerji sektörlerine de yatırım yaparak gelirini çeşitlendirmeyi planlıyor. Şirket, konut projelerinin yanı sıra ofislerden eğitim binalarına, sağlık ve endüstri tesislerinden alt yapı projelerine, lojistik merkezlerinden hastanelere kadar geniş bir alanda faaliyet planları yürütüyor.

Bugüne kadar 50’yi aşkın projeyi eksiksiz tamamlayan Zeray, GYO dönüşüm başvuru onayının ardından halka arzını gerçekleştirecek ve Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayacak. 

Zeki Zeray, halka açık bir GYO olarak faaliyet göstermenin farklı kazanımları olacağını da belirtiyor: “Malum, gayrimenkul sahibi olmak zorlaştı. Ancak gayrimenkule yatırım yapamayan bir yatırımcının da gayrimenkul yatırım ortaklığı hissesi alarak, gayrimenkul yatırımı yapması mümkün. Zeray GYO olarak bu görevi de yerine getirmeyi hedefliyoruz. 

Gayrimenkul konusunda muazzam bir tecrübemiz ve bilgi birikimimiz var. Kitlesel üretim becerimizle hem satın alırken hem de satarken kazanan bir yapıyız. Bu birikimi yatırımcılarımızla paylaşacağız. 

GYO dönüşüm süreci bizim için bir sermaye artırımı ve akabinde yeni yatırımlar demektir. Gelirimizi tamamen şirket bünyesinde ve yatırım amaçlı kullanacağız. Yeni gayrimenkul yatırımlarımız olacak. Fonlarımızın bir kısmını da kat karşılığı al-sat paylaşımı projelerinde kullanmak üzere bu alana entegre edeceğiz. 

Başta Doğu Marmara ve Ankara olmak üzere, Türkiye’yi çok iyi tanıyan bir şirketiz. Hangi bölgeye ne oranda yatırım yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Proje geliştirme becerimiz Avrupa standartlarının ötesinde. Zaten bu konuda ülke olarakta iyi bir noktadayız. 

Önceliğimiz daima Türkiye, yani ülkemiz olacak. Diğer yandan yatırım geliştirme arayışımıza Avrupa’da da devam ediyoruz. Almanya’da, özellikle Frankfurt çevresinde arsa alımı ve proje geliştirme için görüşmelerimizi sürdürüyoruz.  

Birikimimizi halkımızla paylaşmak ve halkımızın Zeray’a katılımıyla yine halkımız için üretmek bizim en büyük arzumuzdur.”

Zeray GYO firma bilgilerine ve proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Sagist Group’tan Libya’ya 140 Milyon Dolarlık Otel Yatırımı

Sagist Group, Libya’nın Bingazi kentinde bölgeye oldukça değer katacak bir otel projesini hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Sagist Group CEO’su Metin Durmaz, projenin 140 milyon dolarlık bir yatırım ile hayata geçirileceğini vurguladı. Projenin 3 yıl içinde tamamlanmasının hedeflendiğine de dikkat çeken Durmaz, “Bu dev yatırım, lüksü yeniden tanımlayacak. Tesiste, 400’ü aşkın lüks otel odası ve 12 bağımsız villa ile misafirlere unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyoruz. Projenin Libya’nın kalkınma sürecine önemli bir katkı sağlayacağını da umuyoruz.” diye konuştu.

Proje aynı zamanda Avrupalı yatırımcıların da ilgi odağı olması bekleniyor. Libya’nın yeniden canlanma sürecine katkıda bulunacak olan bu yatırım, Sagist Group öncülüğünde ülkenin turizm ve ekonomik kalkınmasına önemli bir ivme kazandıracak.

Proje tamamlandığında misafirler, otel odalarından ve villalardan başlayarak, sosyal alanlara, lezzet duraklarına, eğlence mekanlarına ve doğa ile iç içe aktivite alanlarına kadar, her köşede özel olarak tasarlanmış deneyimlerle karşılaşacak. Deniz kenarındaki şık restoranlardan, huzur dolu barlara, serin sularıyla davetkar havuzlardan, doğal yaşamı keşfetme fırsatı sunan hayvan çiftliğine kadar her detay, konuklarına eşsiz bir tatil vaat ediyor.

Altyapı Sektöründe Yükselen Trendler

KPMG, “Altyapıda Yükselen Trendler” raporunda 2024 yılında altyapı dünyasını şekillendirme potansiyeline sahip on trendi açıkladı. 

KPMG, inşaat sektöründe altyapı çalışmalarının geleceğine yön verecek trendleri ele aldığı bir rapor hazırladı. “Altyapıda Yükselen Trendler” raporunda KPMG altyapı uzmanları, 2024 yılında altyapı dünyasını şekillendirme potansiyeline sahip on trend hakkındaki görüşlerini paylaşıyor. 

KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektör Lideri Görkem Yapan, “Yeni gelişmeler paralelinde altyapıların planlama, finanse etme, geliştirme ve işletme şeklinin değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için iş birliği, yeni finansman mekanizmaları, yenilikçi düzenleyici rejimler, yeni inşaat teknikleri, daha geniş beceri setleri ve her şeyden önemlisi yüksek derecede esneklik ve yaratıcılık gerekecektir. Ülkeler, bölgeler, şehirler ve şirketler, ortaya çıkan değişiklikleri ve potansiyel fırsatları karşılamak için kendilerini yeniden keşfetmeli, beceri geliştirmeli ve yenilik yapmalıdır. Bu nedenle daha adil bir dünyaya dönüşümü sağlamak, altyapı sektöründe bir dönüşümle başlamalıdır.” dedi.

Raporda ele alınan trendlerin özeti şu şekilde: 

  • Daha geniş kapsamlı bir “Adil geçiş”: Önümüzdeki yıl, bazı hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların “adil geçiş” tanımlarını genişletmeye başlamaları ve bununla birlikte uluslar, sektörler ve vatandaşlar arasında daha fazla iş birliğini teşvik etmeleri bekleniyor.
  • Jeopolitik dönüşüm: Bu yıl, bazı altyapı oyuncularının ve yatırımcıların, küresel iş birliğinden uzaklaşmaya karşı bir önlem olarak belirsizlik riskini ölçmenin, yönetmenin ve azaltmanın yollarını bulmaya odaklanmaları bekleniyor. Ayrıca, liderlerin ve politika yapıcıların rekabet yerine iş birliğine, ulusal korumacılık yerine küresel faydaya ve retorik yerine eyleme odaklanmaya başlamaları umuluyor.
  • İnsani sermayenin yükselişi: Altyapı geliştirmeye tahsis edilen yardım amaçlı sermayenin miktarı artıyor. Bu sermaye ile finanse edilen projelerin başarılı olması durumunda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha fazla benzer projenin ortaya çıkması bekleniyor.
  • “Altyapı ağı”nın doğuşu: Şehir merkezlerinin cazibesi azalıyor. Yetkililer, tüm imkânları kent merkezine yığmanın erişim ve fırsatlarda dengesizlik yarattığını giderek daha fazla kabul ediyor. Bu yıl, daha fazla hükümetin ‘altyapı ağı’ hakkında konuşmaya başlamasını bekleniyor.
  • Teknoloji odaklı sözleşmeler: Son zamanlarda giderek artan sayıda hükümet ve uluslararası kurum, inovasyon ve teknoloji için nasıl daha uygun sözleşmeler yapabilecekleri konusunda çok daha eleştirel düşünmeye başladı. Özellikle enerji, çevre ve kentsel altyapı gibi kritik sektörlerde daha fazla ilerleme ve altyapı inovasyonunun benimsenmesini görmeyi bekliyoruz.
  • Enerji dönüşümünü yönetmek: Net Sıfır hedeflerine giden yollar daha da karmaşıklaşırken, küresel kurumların gelişmekte olan piyasalarda sermayeyi enerji dönüşümü girişimlerine yönlendirecek yenilikçi mekanizma ve programları devreye alması bekleniyor.
  • Regülasyonlarda reform yapılması: Bir dizi hızlı trend karşısında sağlam ve etkili regülasyon talebi, konuyu gündemin üst sıralarına taşıyacak. Düzenleyiciler uyum sağlama ve becerilerini geliştirme fırsatını değerlendirecek.
  • Kırılma değil bükülme: Önümüzdeki yıllarda ”yeşil altyapı” çözümlerine daha fazla odaklanılması bekleniyor. Buradaki zorluk, bu baskıyı proaktif kurumsal sorumluluğa dönüştürmek ve uyumluluğun ötesine geçen bir hesap verebilirlik kültürünü teşvik etmek olarak gösteriliyor. Müteahhitlerin sadece beton dökmek yerine doğaya dayalı çözümleri tercih etmelerinin çok uzun sürmeyeceği tahmin ediliyor.
  • Yeşil büyüme yarışı: Mevcut jeopolitik ortam göz önüne alındığında, özellikle eşitsizlikler arttıkça ve iklim krizinin etkileri daha zarar verici hale geldikçe, bazı ülkelerin korumacılığa yönelmesi muhtemel görünüyor. Ancak KPMG’ye göre nihayetinde, politika yapıcılar ve liderler, eşit bir şekilde dağıtılmış adil yeşil büyümenin çok çeşitli sorunlara çözüm olduğunu fark etmelidir. Ancak bunun için rekabet değil iş birliği gerekir.
  • Bir sonraki hedef: Önümüzdeki birkaç yıl içinde, hükümetlerin ve altyapı planlamacılarının altyapı tasarımlarında esneklik yaratmaya daha fazla önem vermeleri bekleniyor. 

Prefabrik Ev Pazarı Büyüme İvmesini Artırdı

Son yıllarda popülerliği giderek artan prefabrik yapılar, birçok alanda kullanım imkanı sunuyor. Yerel pazarın oyuncuları ise bu akımın Türkiyede yaygınlaşmasını sağlıyor. İnşaat aşamasında hızlı ve ekonomik olmasıyla dikkat çeken prefabrik yapılar,  aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da kullanıcıları için önemli avantajlar barındırıyor.

Prefabrik ev trendinin giderek yaygınlaşması, pazarın büyümesini de tetikliyor. Mordor Intellegent’ın verilerine göre, prefabrik ev sektörünün 2024 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 23 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Tüm dünyada vites büyüten prefabrik evler, hem hızlı inşa edilebilir hem de ekonomik bir çözüm olmasıyla Türkiye’de de sıkça tercih ediliyor. Prefabrik ve çelik konstrüksiyon ev üreticisi İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin de konuya dair, ”Prefabrike çözümler hem zaman hem de maliyetten büyük tasarruf avantajı sunuyor. Bunlar, birey ve şirketlerin bu çözüme yönelmesinin başlıca sebepleri arasında bulunuyor” diyerek sektör hakkında değerlendirmelerini paylaştı. 

Artan inşaat maliyetleri bu çözümü daha cazip hale getiriyor”

İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin: “Pandemiyle birlikte inşaat maliyetleri büyük artış eğilimine girdi. Bu durum, özellikle arsa sahibi vatandaşları sıfırdan ev inşaatı çilesi yerine, hızlı ve ekonomik bir çözüm olan prefabrik evlere yönlendirdi. Bugün kendi arsanız üzerine sıfırdan 120 metrekare bir ev yapmak istediğinizde birkaç milyonu aşan maliyetle karşılaşıyorsunuz. Öyle ki betonarme evlerde günümüzde metrekare maliyetleri 20 bin TL civarına ulaşmış durumda. Bu rakam prefabrik evlerde neredeyse yarı yarıya düşüyor. Bununla beraber uzun ve stresli bir inşa süreci de sizleri bekliyor. Prefabrik yapılar tüm bu sorunları ortadan kaldırıyor. Son teknolojiyle üretilen prefabrik evler, vatandaşlarımızın talep ettikleri arsalara yerleştiriliyor. Sürdürülebilir, ekonomik ve hızlı üretilebilen bu yapılar, olası depremlere karşı dayanıklı yapısıyla da öne çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

Prefabrik yapılar sadece evle sınırlı değil”

Prefabrik yapıların konut harici birçok alanda da kullanıldığını aktaran İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin, “Halk arasında prefabrik yapı denildiğinde akla ilk olarak ev gelse de, bu yapıların kullanım alanı oldukça geniş. Bizler İdealmod olarak müşterilerimizin beklentilerine göre prefabrik ofis, duş, tuvalet, yemekhane, yatakhane hatta hastane üretimi yapıyoruz. Çalışanları için barınma ve yaşam alanına ihtiyaç duyan birçok şirket bu çözümü değerlendirebiliyor. Prefabrik yapılara ihtiyaç her geçen gün katlanarak artıyor. Bizler de bu büyümeden payımızı alıyoruz. 8 yıl önce çıktığımız bu yolda aylık 10 bin metrekarelik prefabrik yapı üretim kapasitesine ve 100 milyon lira ciroya ulaştık. Şu anda Bosna Hersek, Bulgaristan ve Yunanistan’da bayiliklerimiz bulunuyor. Amacımız önümüzdeki 5 yılda bayi ağımızı başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde daha da genişletmek” dedi.

“Eviniz 1 haftada hazır”

Prefabrik yapıların çok hızlı gerçekleştirilen montaj ve teslim süreçlerine dair bilgi veren İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin, “Ortalama 120 metrekare büyüklüğündeki bir prefabrik ev, 5 gün montaj ve 2 gün boyama işleminden sonra 1 haftada sahibine teslim ediliyor. Yine aynı boyutlardaki bir yatakhane ya da farklı bir prefabrik yapı da maksimum 6 günde şirketlerin hizmetine sunuluyor” ve herkesin bu konuda bilgilenmesi için prefabrikevim.com ‘dada rehberlik sağlıyoruz. diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı.

“40-50 yıl civarında ekonomik ömre sahip olan prefabrik yapılar en çok emekliler, şehirden kaçmak isteyenler ve uzaktan çalışanlar tarafından talep görüyor. Ancak, prefabrik ev ya da farklı bir yapı ihtiyacı duyan kişilerin mutlaka malzeme kalitesine dikkat etmeli. Yalıtım konusu ise ayrıca önemli. Elbette, üretici şirketin sizlere kaç yıl garanti verdiğini de mutlaka sorgulayın. Biz de 2 yıllık ücretsiz garanti kapsamında, 10 yıl servis hizmeti sunarak müşterilerimize üretim ve montaj sonrası da hiçbir mağduriyet yaşatmamak için çalışıyoruz.”

ABD İnşaat Harcamaları Ocak’ta Düştü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Ocak ayında inşaat harcamaları yüzde 0.2 düştü.

Yüzde 0.2’lik düşüş, yüzde 0.2’lik bir artış bekleyen ekonomistlerin beklentileriyle çelişti. Bu gerilemeye rağmen, Ocak ayına ilişkin yıllık rakam inşaat harcamalarında yüzde 11,7’lik bir artış olduğunu gösterdi.

Aralık ayı verilerinin revize edilmesiyle daha önce yüzde 0,9 olarak açıklanan büyüme yüzde 1,1 ile daha güçlü bir artış gösterdi.

Özel inşaat harcamaları Ocak ayında yüzde 0,1’lik hafif bir artış gösterse de, bu Aralık ayındaki yüzde 0,8’lik artışa kıyasla yavaşlama anlamına geliyor. Konut inşaatı yatırımları bir önceki ayki yüzde 1,4’lük artışın ardından yüzde 0,2’lik daha yavaş bir hızla da olsa yükselmeye devam etti. Özellikle, yeni müstakil ev inşaat projelerinde yüzde 0,6’lık bir büyüme yaşandı.

Konut piyasası kısıtlı arz tarafından desteklenmeye devam ederken, artan mortgage oranları nedeniyle ilk kez ev sahibi olma hayali birçok alıcı için daha da zorlaşıyor. İpotek finansmanı kuruluşu Freddie Mac tarafından bildirildiği üzere, 30 yıllık sabit faizli bir ipoteğin ortalama oranı, yılbaşında yüzde 6,62 iken şu anda yüzde 7’nin biraz altında. Her ne kadar bu oranlar Ekim ayı sonunda yüzde 7,79 ile 2000 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış olsa da potansiyel alıcılar için zorluk teşkil etmeye devam ediyor.

Hükümet verilerine göre dördüncü çeyrekte satışa sunulan konut sayısı sadece 757.000 olup, bu rakam salgın öncesi 1,145 milyon adetlik arz ile tam bir tezat oluşturma.

Çok aileli konut projelerinin harcamaları Ocak ayında yüzde 0,4 oranında azaldı. Bu projelerin önemli bir kısmının halihazırda devam ediyor olması nedeniyle, toparlanma beklentileri sınırlı görünüyor.

Konut dışı özel inşaat harcamaları da yüzde 0,1’lik hafif bir düşüşle gerilemiştir. Ancak imalat sanayi inşaat projeleri, Biden yönetiminin ABD’de yarı iletken üretimini teşvik etme politikasının faydalarını görmeye devam ederek yüzde 2,0’lik bir artış kaydederek bu eğilimi tersine çevirdi.

Kamu inşaat projelerinin durumu ise iyi olmadı ve harcamalar Aralık ayındaki yüzde 2,0’lik artışın ardından yüzde 0,9 oranında azaldı. Eyalet ve yerel yönetim harcamaları yüzde 1,0 oranında düşerken, federal hükümet proje harcamaları yüzde 0,2 oranında azaldı. 

Kaynak: İnvesting TR

Düzce’ye 800 Yataklı Yeni Hastane Geliyor

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Aziziye Mahallesi’ne 800 yataklı yeni hastane, 120 yataklı özel bir hastane ve alışveriş merkezi kazandırılacağını açıkladı.

Kiremitocağı Mahallesi’ndeki dernek binasında bir araya geldiği vatandaşlara açıklamalarda bulunan Özlü, “Şehir merkezinde gençlerimizin spor yapabilecekleri, ter dökebilecekleri, oyun oynayabilecekleri güzel bir mekan oluşturuyoruz. Toplamı yaklaşık 20 dönümdür. İçerisinde spor salonu, bir Nurettin Zafer Stadı benzeri amatör spor kulüpleri stadı, parklar, gençlik merkezi gibi yapılar var. Parkları biz yapacağız. Ama spor kampüsünün diğer bütün unsurlarını Gençlik ve Spor Bakanlığı yapacak, Spor Toto Genel Müdürlüğü bütçesinden karşılanacak. Yaklaşık 400 milyon liralık bir yatırım. Yanında Gençlik Merkezi bulunan, metruk görünen bu arazi tertemiz bir park, bir bahçe, bir spor merkezi olacak” dedi.

Aziziye Mahallesi’nde kurulan çadırda halka bir araya gelen Özlü, “Buradaki hastanesinin inşaatı 2015 yılında ben milletvekili olduğumda yarımdı ve açılamamıştı. O tarihte bir milletvekili olarak hastane inşaatını üstlenen müteahhidi buldum ve inşaatı bitirme sözü aldım. O hastane benim baskılarım sonucu bitti. Hastanenin taşınması konusunda bir engel ile karşılaştık. Onların da üstesinden geldik. Bu hastanenin yapılmasında ve açılmasında çok önemli katkım vardır” ifadelerinde bulundu.

Hastanenin önünde bulunan 34 dönümlük fidanlık arazisinin, Orman Bakanlığı ile sürdürülen 3 yıllık görüşmeler sonucu Sağlık Kampüsü yapmak üzere Sağlık Bakanlığı’na tahsisini sağladıklarını ifade eden Özlü, “Bu araziye temelinde deprem izolatörleri olan 6 katlı ve 800 yataklı bir hastane planladık. Seçimlerden önce Düzce’ye gelmesi için Sağlık Bakanımızı da davet ettik. Buraya bir büyük hastane yapacağız. 365 yataklı mevcut hastanemiz ile birlikte toplam bin 165 yataklı bir hastanemiz olacak. Devlet hastanemizin statüsünü de değiştireceğiz, Düzce Eğitim ve Araştırma Hastanesi olacak. Hastanemize daha çok doktor, daha çok doçent ve profesör olacak. Eski Devlet Hastanemizin olduğu yaklaşık 16 dönümlük bir arazimiz daha var. Onun için de bir yatırımcı ile görüşüyoruz. Orası için güzel bir proje hazırladı. İnşallah zemininde alışveriş merkezi olan 120 odalı bir özel hastane olacak. Sıradan değil, Türkiye’de örnekleri olan bir özel hastane olacak. Görüşmelerini yapıyoruz, inşallah olumlu sonuçlanacak” ifadelerini kullandı.

Antalya-Alanya Arası 45 Dakikaya Düşecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya ile Alanya arasında yapılacak olan 122 kilometrelik otoyol projesinin ihalesi tamamlandığını ve yolculuk süresinin 45 dakikaya düşeceğini söyledi.

Antalya Şehir Hastanesi ve Bağlantı Yolları Açılış Töreni’nde konuşma yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Antalya Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlamak için 5 kilometre boyunca, her iki yönde 2 şeritli olmak üzere toplam 4 şeritli yol inşa ettik. Buradan geçen bir ambulansın en kısa sürede hastaneye ulaşması için elimizden geleni yaptık.” dedi. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 22 yılda Antalya’nın ulaşım ve iletişim altyapısına yaptıkları yatırımları anlatan Uraloğlu, “Toplamda 181 milyar lira değerinde yatırım yaptık. 2002 yılında 197 kilometre olan bölünmüş yol ağını 715 kilometreye yükselttik. Antalya Batı Çevre Yolu’nu hizmete açtık.  

Antalya Kuzey Çevre Yolu’nda Başköy, Korkuteli, Kirişçiler ve Isparta Köprülü Kavşaklarını tamamladık. Akdeniz Batı Sahil Yolu’nu bölünmüş yol standardına getirdik. Phaselis Tüneli’ni trafiğe sunduk. Böylece Antalya’nın; Demre, Finike, Kumluca, Kemer, Kaş ve Kalkan gibi turizm cenneti ilçelerinin ulaşımını rahatlattık. Şubat ayında hem Kızılkaya-Bozova-Korkuteli Yolu hem de Alanya – Kuşyuvası – Taşkent Yolu Kaplanhanı ve Çayarası Tünelleri projelerinin biten bölümlerini trafiğe açtık.” şeklinde konuştu. 

Bakan Uraloğlu, 122 kilometrelik Antalya Alanya otoyol projesinin ihalesinin yapıldığını ve en kısa sürede inşaat çalışmalarına başlayacaklarını belirterek, “Şu anda Antalya Alanya arası ne kadar sürüyor? 2 saat sürüyor. Trafik yoğunlaştı mı 3 saat sürüyor, belki de 3,5 saat sürüyor. Bu projeyi bitirdiğimiz zaman eğer siz yasal hız sınırlarına uyarsanız ki biz bunu tavsiye ediyoruz, Antalya -Alanya arası 1 saatten az sürecek. 45 dakikada Antalya’dan Alanya’ya gidebileceksiniz. Bu sene de çalışmalarına dediğim gibi başlıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Uraloğlu, Antalya Şehir Hastanesi gibi önemli bir sağlık merkezinin bağlantı yollarını yapmanın ayrı bir gurur kaynağı olduğunu dile getirdi. Uraloğlu, “Yolumuzun uzunluğu 5 kilometre, her iki yönde 2 şeritli olmak üzere toplam 4 şeritli yol inşa ettik. Onun kavşaklarıyla ilgili de bazı planlarımız var. Onları da önümüzdeki sene büyükşehir belediyemizle, ilçe belediyelerimizle birlikte projelendireceğiz. Ve onların da sorununu çözeceğiz ama şimdilik ilk etapta acil olan bölümü bitirdik ve trafiğe açtık.” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, güzel projeleri hayata geçirmek için çalıştıklarını vurgulayarak, “Fahrettin Koca Bakan’ım sağ olsun, böyle güzel hastaneleri yapıyor. Bizi de bunların yollarına ortak ediyor. Biz de bu yoldan hastaneye giden hastalarımızın, onların yakınlarının, sağlık çalışanlarımızın Allah razı olsun demesini istiyoruz. Biz de bundan mutlu oluyoruz. Biz de memnun oluyoruz. Sizin dualarınız bizim için değerli, yoldan geçen bir ambulansın en kısa sürede hastaneye ulaşması için biz de bunun için çalışıyoruz. Güzel hizmetler yapmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Bakan Şimşek: “Enflasyon Tek Haneye İnince Konut Alınabilecek”

İstanbul, Bahçelievler’de düzenlenen bir etkinliğe katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Enflasyonu tek haneye indirdiğimizde, siz çok daha rahat bir şekilde konut alabileceksiniz” dedi.

Konuşmasında sorunları köklü bir şekilde çözeceklerini belirten Bakan Şimşek, şunları söyledi:

“Esnafımızın da emeklimizin de işçimizin de asgari ücretlimizin de sorunlarını biliyoruz. Bu sorunları geçmişte çözdük, Türkiye’yi hızlı bir şekilde kalkındırdık. Altyapısını iyileştirdik, eğitimine yatırım yaptık, sağlığına yatırım yaptık, ekonomimizi büyüttük. Son yıllarda dünyada da Türkiye’de de enflasyon önemli bir sorun. Ortaya koyduğumuz programla biz tekrar enflasyonu tek haneye indireceğiz. Enflasyonu tek haneye indirdiğimizde, siz çok daha rahat bir şekilde konut alabileceksiniz. Çünkü konut kredisi alabileceksiniz. 

Enflasyonu tekrar tek haneye indireceğiz. Çünkü biz, imkanlarımızın faiz yerine yatırıma ve hizmete gitmesini istiyoruz. Evet, önümüzde tabii ki kolay olmayan bir süreç var. Ama sabırla biz programımızı uygulayacağız ve bu program başarılı olacak. Bu program sayesinde sorunlarımızı çözme imkanı olacak. Gerçekten de program çalışıyor.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Eyüpsultan Akşemsettin Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesinin Temeli Atıldı

Eyüpsultan Akşemsettin Mahallesi Kentsel Dönüşüm projesinin temeli İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla atıldı.

İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı; kurum iştirakleri KİPTAŞ, İstanbul İmar A.Ş. ve BİMTAŞ’la iş birliği yaparak 561 yapı, 720 bağımsız birim ve 588 hak sahibinden oluşan, çarpık yapılaşma ve mülkiyet probleminin olduğu alanda çalışmalara başladı. Hak sahipleri ve konunun paydaşları arasında kurulan ortak masalarda, sorunlara çözüm üretildi.

Yapılaşmanın az olduğu İBB mülkiyetindeki iki parselde rezerv konutlar üretilerek, riskli alan ilan edilen bölgedeki çarpık yapılarda yaşayan vatandaşların güvenli evlerine taşınması amaçlanıyor. Ruhsatı alınmış olan projelerle, bölgedeki 2 parselde toplam 703 konut, 12 ticaret, 1 kreş ve 1 mahalle evi inşa edilecek. Bu proje sayesinde Akşemsettin ve Çırçır mahallelerindeki mülkiyet sorununun çözüme kavuşturulması ile 6 yıldır riskli alan statüsünde bulunan bölgenin depreme dayanıksız yapılardan arındırılması için önemli bir adım atılacak.

Konut Fiyat Artışında Ankara Birinci Sırada

Knight Frank’ın dünyadaki 107 kenti kapsayan “Global Residential Cities Index” global konut fiyatları araştırmasının 2023 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarına göre Ankara, fiyat artışında ilk sırada.

Knight Frank,  “Global Residential Cities Index” 2023 3. çeyrek sonuçlarını açıkladı. Açıklanan verilere göre,son bir yıllık fiyat artışına bakıldığında dünyada konutların en fazla arttığı şehir yüzde 102,7 ile Ankara oldu. Ankara’yı yüzde 77 ile İstanbul takip etti. 

Türk şehirlerini yüzde 18 artışla Dubai, yüzde 14 ile Zagreb ve yüzde 12 ile Atina izledi.

Son üç aylık fiyat artışına bakıldığında Ankara’daki fiyat artışının, lüks projelerle bilinen Dubai’deki bir yıllık fiyat değişimini solladığı görülüyor. Başkentte üç ayda konut fiyatları yüzde 20 artarken, İstanbul’da bu oran yüzde 17 seviyesinde. Dubai’de yıllık artış yüzde 18 olurken, üç aylık artış yüzde 2.6 oldu.

Avrupa’da ise konut piyasası pek iç açıcı değil. İsveç’in başkenti Stockholm yüzde 12’lik gerilemeyle konut fiyatlarının en çok düştüğü kent oldu. Avrupa’da adeta finansın kalbi olan Frankfurt’ta da fiyatlar yüzde 10 gerilemiş durumda.

Almanya’da Hamburg’da yıllık bazda yüzde 7.9, Köln ile Münih’de yüzde 7.1 düşüş görülürken, başkent Berlin’de yüzde 5.1 gerileme söz konusu.

Paris’te yüzde 6.1, Amsterdam’da yüzde 5.7, Viyana’da yüzde 4, Londra’da yüzde 1.2 konut fiyatlarında düşüş yaşandı. Roma’da fiyatlar değişmedi.

Konut fiyatlarının en çok arttığı 10 şehir

Şehir    12 Aylık Değişim (%)

Ankara     102.7
İstanbul    77.6
Dubai         18.0
Zagreb      14.0
Atina          12.0
Vilnius      11.6
Varşova      10.6
Perth          9.7
Sofya           8.8
Philadelphia   8.6

Konut fiyatlarının en çok azaldığı 10 şehir

Şehir    12 Aylık Değişim (%)

Helsinki        -7.8
Hamburg    -7.9
Riga             -8.5
Kopenhag  -8.5
Hong Kong  -8.7
Seul             -9.2
Busan          -9.7
Frankfurt    -10.1
Bratislava    -10.3
Stockholm  -12.0

Yİ-ÜFE Yüzde 47,29 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,29 arttı.

2024 yılı Şubat ayında Yİ-ÜFE bir önceki aya göre yüzde 3,74 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 8,03 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,29 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,71 artış gösterdi.

İmalat Ürünlerinde Yıllık Yüzde 56,71 Artış

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 68,10 artış, imalatta yüzde 56,71 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 30,68 azalış ve su temininde yüzde 66,20 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 51,47 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 61,51 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 64,34 artış, enerjide yüzde 0,45 artış ve sermaye mallarında yüzde 64,70 artış olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE İmalat Ürünlerinde Aylık Yüzde 4,56 Arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,29 artış, imalatta yüzde 4,56 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,96 azalış ve su temininde yüzde 0,81 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 3,93 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 5,07 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 5,41 artış, enerjide yüzde 0,02 artış ve sermaye mallarında yüzde 3,23 artış olarak gerçekleşti.

Tüketici Fiyat Endeksi Şubat’ta Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Şubat ayı verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 67,07, aylık ise yüzde 4,53 arttı.

TÜFE’deki değişim 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,53, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,91 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 43,44 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 94,78 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 0,20 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 12,76 ile eğitim oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Şubat ayı itibarıyla, 12 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 125 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel Kapsamlı TÜFE Göstergesi Yıllık Yüzde 70,31, Aylık Yüzde 4,23 Oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,23, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 70,31 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,96 olarak gerçekleşti.

Yüksek Riskli Yapı Stoku İçin Etkin Kentsel Dönüşüm Politikaları Geliştirilmeli

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla yapılan açıklamasında görüşlerine yer verilen Başkan M. Erdal Eren,  ‘İnşaat Sektörü Bildirgesi’nin 10 yaşında olduğunu vurgulayarak, “Yüksek riskli yapı stoku için etkin kentsel dönüşüm politikaları geliştirilmesi gerekmektedir.” dedi.

Yaptığı açıklamada Türkiye Müteahhitler Birliği olarak, depremlerin değil ihmalin ve kusurlu yapıların can aldığı gerçeğiyle yüzleşilmesi gerektiğini her fırsatta vurguladıklarını belirten Eren, şöyle devam etti:

“Türkiye, bir deprem kuşağı ülkesidir. Bu gerçekle birçok kez acı şekilde yüzleşmiştik. Ancak Türkiye Müteahhitler Birliği olarak önemini defaatle vurguladığımız deprem gerçeğinin görmezden gelinmesinin bedelini 6 Şubat’ta da çok ağır ödedik. Şimdi ülke olarak hem kayıplarımızın yasını tutuyor hem de yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. 2014 yılında sektörümüzün anayasası olarak 10 madde altında açıkladığımız ‘İnşaat Sektörü Bildirgesi’ 10 yaşında. Geçtiğimiz yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, 10 yıl önce deprem konusunda dikkat çektiğimiz ‘doğru planlama, doğru proje, ehil müteahhitlik ve sıkı denetim’in hayati önemde olduğunu bir kez daha hatırlattı. Deprem nedeniyle yeni acılar yaşamamak adına zemin şartlarını dikkate alan imar planları ve yapı şartnameleri hazırlanması, olası imar aflarına güvenen kaçak yapılaşmanın önlenmesi, yüksek riskli yapı stoku için etkin kentsel dönüşüm politikaları geliştirilmesi gerekmektedir. Yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılması için 2019 yılında çıkarılan ‘Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik’, yurt çapında etkin ve taviz verilmeden uygulanmalıdır.”

“İnşaat Sektörü Bildirgesi” 

1- Kamu İhale Kanunu mevzuatı, ekonomik yönden verimli, rekabet gücü yüksek, topluma ve çevreye duyarlı, adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir yatırım ortamının yaratılmasını hedefleyecek şekilde baştan yazılmalı, Kamu İhale Kurumu’nun yetki ve sorumlulukları yeniden düzenlenmelidir.

2- Kamu-Özel Sektör İşbirliği (PPP) modelinin etkin bir şekilde uygulanması sağlanmalı ve bunun için gerekli yasal altyapı hazırlanmalıdır. Büyük Altyapı Projeleri fizibilite, çevresel etki ve finansman boyutları ile birlikte değerlendirilmeli ve bir makro eylem planı dahilinde ihale edilmelidir.

3- Yatırım Ödenekleri, kamu kuruluşları tarafından her yıl başında yatırım programına uygun şekilde gerçekçi olarak belirlenmelidir.

4- Yurtdışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetlerinin geliştirilmesi için yeni bir teşvik sistemi oluşturulmalıdır.

5- Kefalet Bonosu sistemi büyük ölçekli kamu altyapı projeleri için hayata geçirilmelidir.

6- Ülkemizdeki yüksek işsizlik oranı dikkate alınarak düzgün çalışan, Verimli ve Yetkin bir İşgücü Piyasası oluşturulmalıdır.

7- İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamaları geliştirilmeli, etkin yaptırımlar getirilmelidir.

8- Yapı Müteahhidi Tanımı belirlenmeli, teknik ve finansal kapasitesi yeterli olmayan ve ayıplı iş yapan firmaların sektörden ayıklanmasına olanak sağlayacak yasal zemin hazırlanmalıdır.

9- Şehirleşme, İmar Uygulamaları ve Kentsel Dönüşüm, yaşanabilir şehirler hedefine dönük olarak; bütünsel bazda, kentsel altyapı, yeşil alan ihtiyacı, sosyo-kültürel doku ve bölge sakinlerinin hakları gözetilerek ele alınmalıdır.

10- Sürdürülebilir İnşaat teknikleri ve uygulamalarının etkin kullanımı teşvik edilmelidir.

Ordu Şehir Hastanesi Yüzde 93 Tamamlandı

Ordu’nun Altınordu ilçesinde hayata geçirilen Ordu Şehir Hastanesi projesinde yüzde 93 ilerleme kaydedildi.

Ordu’da yıl içinde hizmete alınması hedeflenen Ordu Şehir Hastanesi projesinin yüzde 93’ü tamamlandı. Altınordu ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde 260 dönüm arazi üzerine kurulan Ordu Şehir Hastanesinin 987 olarak planlanan yatak kapasitesi Sağlık Bakanlığınca yapılan değerlendirme sonucu 1200’e yükseltildi.

Depreme dayanıklı ve son teknolojiye göre inşa edilen hastane, 38 ameliyathane, 260 yoğun bakım yatağı, 359 poliklinik, 15 sancılı doğum odası, 4 anjiyo odası, helikopter pisti, kreş ve 2 bin araç kapasiteli kapalı otoparkla hizmet verecek.

İl Sağlık Müdürü Dursun Tüzün, AA muhabirine, kaba inşaatı tamamlanan Ordu Şehir Hastanesinde genel olarak yüzde 93 seviyesine gelindiğini söyledi.

Ana binaların içinde ince işçiliklere başlandığını belirten Tüzün, bundan dolayı işçi sayısının artırıldığını, hastane inşaatında yaklaşık 2 bin 500 işçinin görev aldığını ifade etti.

Tüzün, hastanenin yatak kapasitesinin Sağlık Bakanlığından gelen ekiplerin değerlendirmesi sonrası 987’den 1200’e çıkarıldığını kaydederek, “Şehrimizdeki yatak kapasitesinin çevre illere göre düşük olduğunu belirttik. Bakanlık yetkililerinin uygun görmesiyle yatak kapasitesi 1200’e yükseltilmiş oldu.” dedi.

Ordu Şehir Hastanesinin bu yıl içinde hizmete girmesinin hedeflendiğine işaret eden Tüzün, hastanenin açılmasıyla il dışına hasta sevklerinin yüzde 90 azalacağını aktardı.

Tüzün, hasta sevklerinin en büyük nedeninin servisler ve yoğun bakımlarda yer bulunmaması olduğunu kaydederek, “İnşallah burası açıldıktan sonra böyle bir sorunumuz kalmayacak. Hastalarımız kendi memleketlerinde sağlık hizmeti almış olacak.” dedi.

Dursun Tüzün, açılış öncesi diğer hastanelerden gelecek kadrolar ile yeni cihazların temini noktasında çalışmaların sürdüğünü belirtti.

“Ordu Şehir Hastanesi üç yol ile bağlanacak”

Hastaneye ulaşımı kolaylaştırmak için yol bağlantılarının planlandığını ve buna yönelik çalışmalar yapıldığını anlatan Tüzün, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“17 ilçemizden gelecek hastalarımız hiç şehir içine uğramadan, çevre yolu aracılığıyla hastanemize ulaşacak. Sayın Cumhurbaşkanı’mız son Ordu ziyaretinde yolun Karayolları aracılığıyla yapılacağının müjdesini vermişti. Karayolları bu noktada yoğun şekilde çalışıyor. Ordu Şehir Hastanesi üç yol ile bağlanacak. Kritik hastalarımız için dakikalar önemli. İnşallah bu yolların hizmete girmesiyle 112 Acil Sağlık ekiplerimiz hiç vakit kaybetmeden hastaları hastanemize ulaştıracak.”

Ordu Şehir Hastanesinin tamamlanmasını hastalar kadar sağlık camiasının da heyecanla beklediğini vurgulayan Tüzün, “Fiziki olarak maalesef eski hastanelerimiz yetersiz. İnşallah vatandaşlarımızı olduğu gibi sağlıkçılarımızı da bu konfora kavuşturmuş olacağız.” ifadesini kullandı.

Tüzün, hastane bünyesinde onkoloji merkezi, hibrit ameliyathane, perinatal tanı ve tedavi merkezi, yanık merkezi, yanık yoğun bakımı, hiperbarik oksijen tedavi ünitesi, inme merkezi, iyotlu tedavi ünitesi ile terapötik aferez merkezinin hizmet vereceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Borusan, 1,4 Milyar Dolarlık Yatırım İçin Düğmeye Bastı

Borusan, Türkiye’de 1,4 milyar dolarlık yatırım yapılacağını açıkladı.

Borusan, tarihinin en büyük yatırım programını açıkladı: 1.4 milyar dolar. Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar, şirketin tamamı Türkiye’de 3 yıl içinde önemli bir yatırım için harekete geçtiğini, 63 milyar TL’lik bu yatırımın 31.2 milyar TL’sinin üretime olduğunu açıkladı. Kafadar, “Bizim için üretime yapılan yatırımı anlamı bambaşka. İstihdam yaratıyor olmak çok önemli” ifadesini kullandı.

Borusan, bu yıl 80’inci yaşını kutluyor. CEO Kafadar, hedeflerinin 200 yıllık bir şirket olmak olduğunu, burada “fayda yaratmanın” kendileri açısından en önemli değer olduğunu söyledi. Borusan’ın 11 ülkede 14 bin 500 çalışanı bulunduğunu anlatan Kafadar, 2023 yılında çok güçlü bir büyüme yaşadıklarını ve rekor ciroya imza attıklarını anlattı.

Dünya Gazetesi’nden Özlem Ermiş Beyhan’ın haberine göre; Kafadar şu bilgileri verdi: 

“2023 yılında güçlü bir büyüme elde ettik. Seneyi 182 milyar TL ciro ile kapattık. Bu da 106 milyar TL ciro ile kapatılan 2022’ye göre TL bazında yüzde 73 büyüme (dolar bazında yüzde 20) büyüme anlamına geliyor.”

Borusan 2023’te 6 milyar TL yatırım yaparken, önümüzdeki 3 yıl için ise 63 milyar TL’lik bir yatırım planı bulunuyor. CEO Kafadar, eskiden 5 yıllık planlar yaparken artık 3 yıllık planlarla ilerlediklerini belirterek yeni yatırımla ilgili şu bilgileri verdi: “1.4 milyar dolarlık yani 63 milyar TL’lik yatırım içinde üretime 31,2 milyar TL, otomotive 10,9 milyar TL, enerji sektörüne 9,5 milyar TL, makine ve güç sistemlerine 6,1 milyar TL, lojistik sektörüne 5,3 milyar TL yatırım yapılması planlanıyor.” Bu yatırımlar içinde en büyük pay, ithal ikamesine imza atılacak Gemlik’te kurulu Borçelik tesisinin kapasitesini artırma yatırımı.

“Bu yatırımla, 500 bin tonluk ve 20,8 milyar TL’lik (420 milyon dolar) Türkiye’de benzersiz olan yeni bir kaplama tesisi yatırımı planlanıyor” diyen Kafadar, şöyle devam etti: “Hedef; ağırlıklı olarak büyüyen otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine yönelik olacak. Bu yatırım aynı zamanda Borçelik’e ileride minimal ek yatırımlar ile modüler büyüme imkanı verecek. Bu çalışmayla eş zamanlı olarak hat modernizasyon projesi yapılarak verimlilik arttırıcı yatırımlar hayata geçirilecek. 2000’den önce kurulan tüm hatlar yenilenecek, daha modern ve verimli hale gelecek.”

Rüzgar ve Güneşte En Büyüklerden Olacak

Borusan ayrıca Rüzgar ve Güneş Enerjisi (RES/GES) projelerine yatırım yapacak. Borusan EnBW Enerji ile enerji portföyü, Saros RES yardımcı kaynak Saros GES projesi 94 MW, Balabanlı RES 36 MW ve Pelit RES 80 MW ile toplamda 210 MW büyüyor.

Bu yatırım ile Saros tesisi, Türkiye’nin en büyük RES-GES hibrit tesislerinden biri olacak. Şirket, bu yatırımlar sonucunda, ülkemiz rüzgar enerji üretiminin yaklaşık yüzde 6’sını karşılar hale gelecek. Buna ek olarak geliştirme fazındaki 400 MW’lık depolamalı RES projeleri ile 1335 MW’lık portföy büyüklüğüne erişilecek. Ayrıca, yeni yeşil iş modelleri üzerinde de çalışmalar devam ediyor.

Kafadar’ın verdiği bilgilere göre Borusan Otomotiv’de elektrikli araçlar ve dijital müşteri deneyimi ile elektrifikasyon dönüşümüne öncülük etme hedefi bulunurken, Borusan Lojistik’te dijital dönüşüm ve çoklu hizmet platformu olmak ve Türkiye’de eTA’yı 1 numaralı dijital platform haline getirilmesi amaçlanıyor. Borusan Limanı tarafında ise Gemlik’teki limanının yenilenmesi ve kapasitesinin arttırılması gündemde.

Borusan’ın sürdürülebilirliği iş akışlarının tümüne yansıttığını anlatan Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar, “Tüm şirketlerimizde önümüzdeki dönemde satın almada yeşil ürünleri tercih edeceğiz. Yeşil olmayan, sürdürülebilir olmayan tedarikçilerimize ise bu yolda mentörlük yapacağız. Yeşil olmayan ürünleri, muadili bir yeşil ürün varsa almayacağız, eğer yoksa, almak zorundaysak da aldığımız tedarikçiyi sürdürülebilir olma sürecine ikna edeceğiz” dedi.

Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar, para bolluğunun bir noktada biteceğini öngördüklerini, tarihin beklediklerinden de geç geldiğini söyledi. Kafadar, şöyle devam etti, “Bir cismin yaklaştığı belliydi, beklediğimizden de geç geldi. Buna hazırlıklıydık. Tarihimizin en büyük yatırımına en düşük borçluluk oranı ile giriyoruz. Fitiz. Bütün yatırımlarımızı planlarken finansmanını da aynı dönemde planladık. Exim’ler, IFC, EBRD gibi pek çok kuruluştan kredilerimizi planlamış durumdayız.”

ABD ve Avrupa’da Büyüyecek

ABD ve Avrupa (Romanya) yatırımları ile büyüme hedefi de bulunuyor. 2024 yılının ilk çeyreğinde otomotive yönelik ürünlere odaklanan Romanya tesisi hizmete alınacak. Avrupa otomotiv boruları pazarında etkili pazar konumunu ileri taşıyacak bu yatırımla birlikte, TeksasBaytown’daki tesiste de yeni boru üretim hattı faaliyete alınacak.

2024 yılının ilk çeyreğinde ticari faaliyete geçmesini planlanan bu yeni hat yatırımıyla birlikte ABD’de inşaat ve genel endüstri uygulamaları alanlarında da ürünler üretebilecek yetkinliğe sahip olunacak. CEO Kafadar’ın verdiği bilgilere göre devreye alınacak yeni tesis ile enerji borularının ardından inşaat ve genel endüstri alanlarında da yerel bir üretici haline gelecek ve büyüme stratejisi kapsamında önemli bir adım daha atılmış olacak.

Geçen yıl elektrikli şarj istasyonları işine atılan Borusan, önümüzdeki dönemde elektrikli şarj istasyon ağları yatırımlarına devam edileceğini açıkladı. CEO Kafadar, “7 bin şarj noktasına ulaşılması hedefleniyor. 30 dakikadan az sürede yüzde 80 şarj oranı sağlayacak yaygın şarj ağı, önceden kolay rezervasyon imkanı sunan mobil uygulama ve müşterilere özel farklı katma değerli çözümlerle desteklenecek. 2030 yılına kadar yapılacak 11,5 milyar TL’lik yatırım ile bu sektörde hızlı şarj ağına sahip, etkin işletmecilerden olmak hedefleniyor” dedi.

Borusan, Cumhuriyetimizin 100. yılında çok özel bir sergiye imza attı. Borusan Kocabıyık Vakfı’nın Cumhuriyetin Yüzü sergisi, dönemin plastik sanatlar, müzik, edebiyat, grafik ve mimari tasarım, sahne sanatları, müzecilik, arkeoloji, sinema gibi kültürel disiplinlere bakışını, kapsamlı bir içerik ile günümüze taşıyor. Borusan Contemporary’nin katkılarıyla hayata geçirilen Cumhuriyetin Yüzü sergisi 2 Haziran’a kadar Galataport O2 Blok’ta görülebiliyor.

“Türkiye Yavaşlamak Durumunda, Ciromuz 2023’ün Altında Kalır”

“Türkiye yavaşlamak durumunda. İş dünyası için bu yavaşlama elbette bir risk ama biz buna 1 yıl olarak bakmıyoruz. Enflasyonun düşürülmesi, hayat pahalılığının azalması önemli. Pazardaki fazla ısınmanın dengelenmesi sonraki dönemde yararlı olacaktır. 2024’ün bu paralelde kötü bir yıl olmasını beklememekle birlikte ciromuzun 2023 seviyesinin altında olacağını öngörüyoruz. Hem dolar, hem de TL bazında 2023 seviyesinde olmayı öngörmüyoruz.”

Fuzul GYO’nun Yeni Oteli New Inn’e Emanet

Konaklama sektörünün öncüsü New Inn, Fuzul Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) İstanbul, Fatih’te inşa edilen 47 odalı yeni otelinin işletmecisi olacak.

Yeni nesil konaklama sektöründe faaliyet gösteren en genç şirketlerden biri olan ve yüksek hizmet kalitesi mantalitesiyle hizmet veren New Inn, bu kez rotasını otel işletmeciliğine çevirdi. Fuzul GYO yatırımı ile inşa edilen otel, New Inn Hotel Old Town markasıyla 2024 yılı Mart ayı itibarıyla İstanbul Fatih’te hizmete başlayacak. New Inn Hotel Old Town’un işletmeciliğini ise New Inn üstlenecek.

Seçkin lokasyonlarda 1000’e yakın bağımsız dairede service apartments konseptiyle faaliyet gösteren New Inn, buradan elde ettiği deneyimi New Inn Hotel Old Town’a aktarmaya hazırlanıyor. Kurulduğu günden bu yana konuklarına, modern ve lüks segmentteki dairelerinde kısa ve uzun dönemli turizm amaçlı kiralama imkânı sunan New Inn, ilk kez otel işletmeciliği gerçekleştirecek. İşletmeciliğini New Inn’in yapacağı otel, eşsiz atmosferi ve tarihi zenginliğiyle şehir turizminin merkezi olan İstanbul Fatih’te yer alıyor. İş ve şehir oteli olarak konumlandırılan New Inn Hotel Old Town lüks konsepti ile ziyaretçilerini ağırlayacak.

Fuzul GYO’nun işletmeciliğini New Inn’e emanet ettiği New Inn Hotel Old Town’un lüks konseptte tasarlanmış 47 odası, toplantı salonları, son teknoloji ekipmanları, spor salonu, hamamı, saunası ve deneyimli otel ekibiyle yurt dışından ve yurt içinden gelecek misafirlerini ağırlamak için gün sayıyor.

Fuzul GYO Genel Müdürü Murat Altay ise otel projesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek “İstanbul’un en merkezi lokasyonunda, şehir otelciliğine böyle değerli bir projeyi kazandırmaktan çok mutluyuz. Fuzul GYO’nun ilk otel projesini tamamladık ve New Inn ile otelin işletmesi için kira sözleşmesi imzaladık. Bu anlaşmanın her iki şirkete de katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

Daldal: “Şehir Otelciliğine Adım Atmaktan Gurur Duyuyoruz”

New Inn Genel Müdürü Mustafa K. Daldal; “Yeni nesil konaklama sektörünün Türkiye pazarındaki lideri New Inn olarak şimdiye kadar misafirlerimizi ülkemizin seçkin lokasyonlarında 1000’e yakın bağımsız ünite ile kaliteli ve güvenli bir şekilde ağırladık. Bundan böyle misafirlerimize hem kendi evlerinin konforunda konaklama deneyimi sunmaya devam edeceğiz hem de yeni otel projemiz New Inn Hotel Old Town ile otelcilikte yüksek standartlarda hizmet vereceğiz. Fuzul GYO ile yola çıktığımız bu proje ile otelciliğe adım atmaktan gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.

İş Dünyasında İleri Adımlar

İş seyahatleri için özel olarak tasarlanan toplantı salonları, son teknoloji ekipmanlar ve profesyonel hizmet ekibi ile donatılan New Inn Hotel Old Town, profesyonellerin hızına eşlik edecek gerekli tüm altyapı olanaklarını sunuyor. New Inn Hotel Old Town’da misafirler, etkinliklerini başarıya taşıyacak bir ortamda, konfor ve verimliliği bir arada bulacak.

Tarihle İç İçe Bir Yolculuk

New Inn Hotel Old Town konuklarına İstanbul’un tarihine ve kültürüne doyasıya bir yolculuk vadediyor. Ayasofya’nın büyüleyici manzarası, Kapalı Çarşı’nın enerjisi, Topkapı Sarayı’nın muhteşem ihtişamı ve Sultanahmet Camii’nin mistik atmosferi sadece birkaç adım ötede. New Inn Hotel Old Town, konuklarına bu eşsiz güzellikleri keşfetme ve deneyimleme fırsatı sağlayacak.

Lüks Detaylarla Tasarlanmış Modern Yaşam

Her bir odası ile zarafetin, şıklığın ve rahatlığın mükemmel bir kombinasyonunu sunan New Inn Hotel Old Town, özenle belirlenmiş detayları, teknolojik donanımı, özel dekoratif unsurlarla tasarlanmış odaları, dünya mutfağının seçkin ürünlerinden oluşan mutfağı, kalite ve konforu bir arada sunan konsepti ile misafirlerine benzersiz bir konaklama deneyimi sunacak.

Dubai’de Yatırım Fırsatları

Aremas Group iştiraki DPA Real Estate Dubai’nin en prestijli gayrimenkul projelerini tanıtmak için İstanbul Raffles Hotel’de Dubai’deki stratejik ortağı Evolutions ile birlikte özel bir etkinlik düzenledi. Dünya çapında tanınan beş özel gayrimenkul projesi, potansiyel Türk yatırımcılar tarafından ilgiyle karşılandı.

Benzersiz destinasyonlardaki en seçkin projeleri yatırımcılarla buluşturan DPA Real Estate, 23-24 Şubat tarihlerinde Raffles İstanbul Otel’de gerçekleştirdiği etkinlikte Dubai’nin 5 özel gayrimenkul projesini tanıttı. İki gün boyunca süren tanıtım etkinliği Türkiye’deki yatırımcılar tarafından yoğun ilgiyle karşılandı.

Etkinlikte tanıtılan 25H Heimat, Rise Residences, Sapphire 32 Residences, Roma Residences ve SLS Residences, Dubai’nin lüks yaşam tarzını yansıtan ve yatırımcılara yüksek getiri potansiyeli sunan konseptlerle dikkat çekti. Projeler, modern mimari tasarımları, benzersiz konumları ve sundukları ayrıcalıklı yaşam tarzı ile öne çıkıyor.

Türk Yatırımcılarının Dubai’ye olan ilgisi son zamanlarda çığ gibi büyüyor

Dubai’de yatırım yapmayı düşünen yatırımcıları, prestijli ve yüksek potansiyele sahip projelerle buluşturduklarını söyleyen DPA Real Estate Direktörü Ebru Kaplanoğlu, “Türk yatırımcılarının Dubai’ye olan ilgisi son zamanlarda adeta bir çığ gibi büyüyor. İstanbul’dan 600’den fazla kişi etkinliğe katılma talebini iletti ve 200’den fazla kişiye özel sunumlar yapıldı. Türk yatırımcılarının Dubai’ye olan ilgisini; coğrafi yakınlık, vergi avantajları, golden visa gibi cazip fırsatlar ile düşük peşinat seçenekleri gibi unsurlar arttırıyor. %10’luk bir peşinatla projeye yatırım yapabilme fırsatı oldukça çekici görünüyor. İnşaat bitene kadar %50-%60’ı oranında ödeme yapıldıktan sonra kalan kısım için Dubai bankalarından mortgage kullanabilme imkanı da yatırımcılar için ek bir avantaj sunuyor” dedi.

BAE’nin gayrimenkul projelerine güvence vermesi ve yatırımcıların inşaat sürecini titizlikle takip etmesinin yatırımı çekici kıldığına vurgu yapan Kaplanoğlu, “Devlet yatırımcılara güven verirken, aynı zamanda riskleri minimize etmeye yardımcı oluyor. Kamunun inşaat takip programıyla siz kendi evinizden inşaatınızın ilerlemesini takip edebiliyorsunuz.

Dubai sadece yatırım değil, yaşamak için de cazip hale geliyor

“Geçtiğimiz hafta sonunda düzenlediğimiz etkinlikteki gözlemlerimize göre, yatırımcılar kadar Dubai’de yaşamayı arzulayan bir kitle de dikkat çekici boyutta. Özellikle Ekim-Nisan ayları arasında, Dubai’nin sıcak iklimi ve çeşitli aktivite olanakları, bu dönemde yaşamak için oldukça cazip hale geliyor. Dubai, farklı bütçelere hitap eden yaşam için ideal birçok bölgeye sahip. JVC, JBR, Dubai Marina, Dubai Hills veya Palm Jumeirah gibi bölgeler, farklı tercihlere ve ihtiyaçlara yanıt veriyor. Ev sahibi olmak isteyenler için 200-250 bin dolar gibi makul başlangıç fiyatları sunulurken, sadece 25-30 bin dolarlık bir peşinatla bu fırsatlardan yararlanmak mümkün” diye konuştu.

Dubai’nin finansal, lojistik ve transfer merkezi olması bölgeye olan ilgiyi sürdürülebilir kılıyor

Dubai’nin bilinmeyen yönlerine vurgu yapan Aremas Group Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, “Dubai’nin bilinen yüzü, gökdelenlerle dolu Downtown bölgesiyle, JBR gibi popüler yerlerle, expat’ların yaşadığı, lüks otel markalarının, canlı gece hayatının, en iyi restoranların ve eğitim kurumlarının bulunduğu alanlarla tanınıyor. Ancak Dubai’nin diğer yüzü, finansal, lojistik ve transfer merkezi olmasıyla da dikkat çekiyor. Dubai, Orta Doğu’nun Asya’ya açılan kapısı konumunda. Finans, transfer ve lojistik merkezi olarak öne çıkıyor. Abu Dabi ve diğer emirliklerle arasındaki bölgeler, depolama üsleri ve belirli imalat faaliyetlerinin yoğun olduğu alanlar olarak işlev görüyor. Konut yatırımcıları genellikle bu yanı göz ardı ediyorlar, ancak ticaretle ve üretimle uğraşanlar için Dubai’nin farklı bir cazibesi var. Dubai’nin finansal, lojistik ve transfer merkezi olması, buraya olan ilgiyi sürdürülebilir kılıyor. Turizm de önemli bir unsur. Bu nedenle Dubai’ye olan ilgi arttıkça, konut ve yatırım talebi de artıyor. Dubai sadece bugün ya da kısa dönem için değil, geleceğe yönelik de büyük potansiyel taşıyor. 2023 yılı verilerine göre Türkiye’nin yabancılara konut satışı 4 milyar dolar civarında, ancak sadece Rusların Dubai’de yaptığı yatırım 40 milyar doları buluyor. Dubai’ye Çinliler, Hintliler, İngilizler ve Amerikalılar da yatırım yapmak için geliyorlar. Avrupalılar’ın yatırım davranışı da Türk yatırımcılardan pek farklı değil. Çünkü Dubai, %8 ile %10 arasında getiri sunabilen, güvenilir ve gelişmiş bir finansal sistemle dolar bazında getiri sağlayan ender ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Kısaca Dubai bugün değerli fakat yarın daha da değerli bir yatırım bölgesi” dedi.

Summa İnşaat’tan Afrika’ya Önemli Bir Proje Daha

Afrika’da birçok önemli projeye imza atan Summa İnşaat, Gabon’un Libreville 2 Andem bölgesinde 224 yataklı üniversite hastanesi inşa edecek.

Afrika’da önemli projelere imza atan Summa İnşaat, Gabon’un yeni başkenti olması beklenen Libreville 2 Andem bölgesinde 6 Milyar TL tutarında üniversite hastanesi inşa edecek. Gabon Sağlık Bakanı Profesör Adrien Mougougou ile Summa Genel Müdürü Envar Sayan arasında imzalanan anlaşma kapsamında 224 yatak kapasiteli üniversite hastanesi inşa edileceği taahhüt edildi.

Gabon Sağlık Bakanı Profesör Adrien Mougougou ise anlaşmanın imzalanmasıyla “Sağlık alanında ilk büyük başarılardan biri olacak. Oranın nüfusunu rahatlatmak için üst düzey bir yapıya çok ihtiyaç duyan Gabon’da yeni bir yapı yükselecek” açıklamasında bulundu.

Anlaşmanın imza töreninde konuşan Summa Genel Müdürü Envar Sayan, “Onkoloji, doğum gibi tüm özel hizmetleri içerecek bu hastanenin inşasını 20 ay gibi kısa sürede bitirmeyi planlıyoruz” dedi.

Kaynak: Patronlar Dünyası

Uşak Millet Bahçesi’nin 2. Etabında Çalışmalar Devam Ediyor

Uşak Belediyesi tarafından hayata geçirilen Millet Bahçesi projesinin 2. etabında inşaat çalışmaları devam ediyor.

Kentin kalbindeki Uşak Millet Bahçesi’nin 56 bin 345 metrekarelik ikinci etabı da hizmete girdiğinde, içerisinde büfe, kafeterya ve çocuk oyun parkı gibi alanlar yer alacak; futbol sahası, tenis kortu, basketbol sahaları, fitness alanı, 450 metrelik koşu ve yürüyüş yolu ayrıca 450 metrelik bisiklet yolu sporseverlere kucak açacak. Öte yandan Millet Bahçesi, içerisinde hizmete açılacak arkeolojik eser sergileme alanı ile göz dolduracak. Kent merkezinde yer alan alanda park sorunu oluşmaması adına iki katlı yer altı otoparkı ve açık otopark bulunacak.

Uşak Millet Bahçesi’nin yakınında bulunan yayalaştırılan sokaklarda ve İsmetpaşa Caddesi’nin 1. etabında önemli bir dönüşüm hamlesi başlatan Uşak Belediyesi, yeni rehabilitasyon projelerini de hayata geçirmeye hazırlanıyor. Uşak Belediyesi hedeflediği; Valilik Önü ve Dörtyol Arası Rehabilitasyon Projesi’ni, Tarihi Mende Pazarı Rehabilitasyon Projesi’ni, Nuri Şeker Caddesi Rehabilitasyon Projesi’ni ve Çarşı Uşak Projesi’ni hayata geçirdiğinde kent merkezini adeta yeni bir kimlikle buluşturmuş olacak. Yaşama değer katmayı hedefleyen projeler, termal turizm konusunda atılan adımlarla birleşecek; kent ekonomisine ve turizme katkı sunacak.

Uşak Millet Bahçesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kahramanmaraş 100 Yılın Dönüşümünü Yaşayacak

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Buluntu, “Kahramanmaraş 100 yılın felaketini yaşadı. İnşallah TUSAŞ yatırımıyla 100 yılın dönüşümünü yaşayacak” dedi.

13. olağan Meclis Toplantısı’nda özellikle TUSAŞ yatırımına ilişkin konuşan Buluntu, TUSAŞ-KMTSO ortaklığıyla kurulan şirkete kentin her bir ferdinin ortak olabileceğini söyledi. Buluntu, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: 

“22 Şubatta TUSAŞ ile birlikte kuracağımız şirketin ortaklık sözleşmesini imzalamış olduk. Şirketin minimum hisse bedeli 100 bin dolar. Kahramanmaraş’ın her ferdi bu şirkete ortak olabilir. Ama burada kritik süreç şu, bu sermaye ne kadar olursa olsun 2 yıl içerisinde 4 eşit taksitle ödenecek fakat 5 yıl buradan kar beklentisi ve mümkün mertebe mücbir sebep olmadığı müddetçe buradan hissesini çekme gibi bir pozisyon olmayacak. Bu yatırıma ortak olacak insanların bu prosedürü bilmesi lazım, biz bunun şartlarını hazırlıyoruz ve duyurusuna çıkacağız.” 

Şirketin planlanan bütçesinin ilk etapta 200 milyon dolar olduğunu söyleyen Buluntu, ilerleyen yıllarda da hedef 300-400 milyon dolar seviyesine ulaşmak. Şirketin yerini havaalanının güneyinde berilerdik, bu şirket 500-600 dönüm saha üzerine kurulacak.” diye konuştu.

Öte yandan TUSAŞ yatırımı özelinde savunma sanayii alanında başlatılan kümelenme projesine 100’ün üzerinde müracaat olduğunu kaydeden Buluntu, “Kümelenme çalışmalarında ciddi manada firmalarımızı eğitiyoruz. TUSAŞ’ın ekipleri hemen hemen her hafta buradalar görüşmek isteyen firmalarımızı yan tedarikçi olarak görüştürebiliriz. Yatırım ile birlikte 10 binlerce parça üretilecek ve nerdeyse buradaki herkes yan tedarikçi olarak sürecin içerisine dâhil olabilir.” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “BTSO Proje Fabrikası Haline Geldi”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) adeta bir ‘proje fabrikası’ haline geldiğini söyledi. 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Müşterek Meslek Komiteler ve Şubat Ayı Meclis Toplantısı’nın konuğu oldu. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay liderliğinde BTSO’nun bir ‘proje fabrikası’ haline geldiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “GUHEM, Bursa Business School, Model Fabrika, BUTGEM, UR-GE çalışmaları ve tüm projeler Bursa’ya yakışan bir vizyonun ürünü. BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerimizi tebrik ediyorum.” dedi.

BTSO çatısı altındaki 70 meslek komitesini bir araya getiren Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı ve Şubat Ayı Meclis Toplantısı TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla BTSO Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantıda BTSO meclis ve komite üyeleri, sektörleriyle ilgili talep ve çözüm önerilerini aktarma imkanı buldu.

Toplantıda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye’nin yakın coğrafyasında yaşanan savaşlar, küresel ticaretin önündeki engeller ve yüksek enflasyon ortamının reel sektörün omuzlarındaki yükü ağırlaştırdığını söyledi. Üretimde yüksek maliyetler, ihracat pazarlarında ise yaşanan durgunluk ve değişen rekabet şartlarının firmaların hareket kabiliyetini sınırladığını vurgulayan Başkan Burkay, “Buna rağmen ekonomi politikaları geçen yılın ikinci yarısından itibaren rasyonel bir zemine taşındı. Devletimiz iş dünyamızla daha güçlü ve sağlıklı bir iletişim tesis etti. Bulunduğumuz noktada enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, fiyat istikrarının ve finansal istikrarın tesisi, makroekonomik öngörülebilirliğin sağlanması öncelikli beklentilerimiz. Elbette alınan tedbirlerin ekonomideki aktiviteleri ve ticaretteki dengeleri bozmadan gerçekleşmesi de oldukça önemli. Özellikle kaynak tahsisinde nitelikli yatırımların daha fazla desteklenmesi ülkemizin hedefleri için de belirleyici olacaktır. Orta ve uzun vadede ise üretimde nitelik ve verimlilik artışlarının sağlanması, sürdürülebilir büyüme için temel hedef olarak kabul edilmelidir. Reel sektörümüze sunulan her bir destek, ekonomimizde yüksek motivasyon ve katma değer olarak karşılık bulmaktadır.” dedi.

Bursa iş dünyası temsilcilerinin daha fazla üretim, istihdam ve ihracat hedefiyle çalışmayı sürdürdüğüne vurgu yapan Başkan Burkay, konuşmasına şöyle devam etti: “BTSO olarak, bizler de mevcut şartlarda 55 bin üyemizle birlik ve dayanışma içinde hareket ediyoruz. Ortak akıl etrafında gerçekleştirdiğimiz komite, konsey ve istişare toplantıları gibi yüzlerce buluşmamızda, her bir üyemizin sorunlarına büyük bir hassasiyetle yaklaşıyoruz. TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, liderlik ettiği tüm platformlarda iş dünyamızı en iyi şekilde temsil ediyor. Firmalarımızın aktardığı tüm sorunları, görüş, öneri ve talepleri en üst düzeyde dile getirerek özel sektörümüzün moral ve motivasyonunu artırıyor. Başkanımızın liderliğinde yaptığımız girişimlerle bugüne kadar üretimi, ticareti, istihdamı ve ihracatı geliştiren birçok düzenleme hayata geçti. Sayın Başkanımıza iş dünyamıza değer katan tüm özverili çalışmaları ve destekleri için şükranlarımı sunuyorum.”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, yerel seçimlerin ardından Türkiye’yi 4 yıllık seçimsiz bir dönemin beklediğine işaret etti. “Yapısal reformların yapıldığı dönemler seçimlerin olmadığı dönemlerdir.” diyen Hisarcıklıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “TOBB ve iş dünyasının gündeminde ekonomi odaklı bir süreç var. TOBB Yönetim Kurulu olarak Hükümetimiz tarafından atılması gereken adımlar konusunda istişarelerimizi sürdürüyoruz. Anadolu’nun her yerini ziyaret ediyor, iş dünyası temsilcilerimizle bir araya geliyoruz. Vergi, istihdam, EYT yükleri, fiyat farkı kararnamesi, KOBİ tanımı güncellemesi gibi pek çok konu var. Görevimiz bu sıkıntıları siyasi iradeye aktarmak ve çözüm yolları göstermek. İcraat yapacak olan biz değiliz. Bizim görev alanımızın içinde bu sıkıntıları iletmek var. Bu misyonla çalışıyoruz. Perşembe günü TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nı gerçekleştireceğiz. Ardından Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek ile 365 oda borsa başkanımızı buluşturacağız.”

TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, BTSO’nun İbrahim Burkay liderliğinde bir ‘proje fabrikası’ haline geldiğini söyledi. BTSO tarafından yürütülen çalışmaları yakından takip ettiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “İşte bu projelerden biri Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi. Proje hayata geçerken ‘uzaya mı çıkacağız’ diyorduk. Bugün Türkiye uzaya çıkmayı başardı. Bu vizyon aslında BTSO’dan geldi. Bursa Business School, Model Fabrika, BUTGEM, UR-GE çalışmaları ve ismini tek tek sayamadığım tüm projeler bir vizyon ürünü. Bursa’ya yakışan bu projelerle gurur duyuyorum. Vizyoner anlayışları dolayısıyla BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerimizi tebrik ediyorum. ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’ anlayışıyla Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek olan müteşebbislerimize inanıyorum.” dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Türkiye Yüzyılı’nın ilk 3 yılı için stratejilerinin değerlendirildiği toplantıyı da BTSO tarafından kente kazandırılan Bursa Business School ev sahipliğinde tamamladıklarını paylaşan Hisarcıklıoğlu, “Gerçekten bu projeye hayran kaldım. 1940’lı yıllarda sanatoryum olarak inşa edilmiş, BTSO tarafından sahip çıkılmış müthiş bir eser olmuş. Burayı ilk olarak 2015 yılında görme şansım olmuştu. Şimdi çok daha başka bir hale bürünmüş. Bursa’nın vizyonuna, ekonomisine yakışır bir hale getirilmiş. Burada ekonominin, iş dünyamızın gelişmesi için hep birlikte çalışacağız.” diye konuştu.

Konuşmaların ardından toplantıda Bursa iş dünyası temsilcileri talep ve beklentilerini TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na aktarma imkanı buldu. Yaklaşık 4 saat boyunca devam eden toplantıya Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı ve Gemlik Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Çakır da katıldı.

Rosatom Genel Müdürü Lihaçev: “Yeni İnşaat Sahasının Adı ‘Sinop’ Olacak”

Türkiye’deki ikinci Nükleer Güç Santrali (NGS) Akkuyu NGS’de olduğu gibi Rosatom tarafından hayata geçirilecek. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Genel Müdürü Aleksey Lihaçev, “Büyük olasılıkla yeni inşaat sahası Sinop adını alacak” dedi.

Rosatom Genel Müdürü, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka bir sahanın bize devredilmesi için siyasi bir karar alındığını açıkça dile getirdi. Büyük olasılıkla yeni inşaat sahası Sinop adını alacak” dedi.

Rusya’da parlamentonun alt kanadı Devlet Duması’nda konuşan Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Genel Müdürü Aleksey Lihaçev, “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni santral inşasının bize emanet edilmesi için siyasi karar alındığını açıkça dile getirdi” ifadelerini kullanırken, yeni nükleer santral konusunda Türk tarafıyla çok aktif müzakereler gerçekleştiğinin altını çizdi.

Rosatom Genel Müdürü, açıklamasının devamında, ”Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka bir sahanın bize devredilmesi için siyasi bir karar alındığını açıkça dile getirdi. Şimdi detaylar üzerinde çalışıyoruz. Büyük olasılıkla yeni inşaat sahası Sinop adını alacak” diye konuştu.

BDDK Konut Kredisinde Riskli Yapısı Olanlara Kolaylık Sağlıyor

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), kentsel dönüşüm kapsamındaki riskli konutlar için kredi sınırı muafiyeti getirdi.

BDDK’den yapılan açıklamada, Kurulun internet sitesinde yer alan “Konut Kredilerine İlişkin 24 Ağustos 2023 tarihli 10655 ve 10656 sayılı Kurul Kararlarının Uygulanması Hakkında Kurul Kararı”na ilişkin şu ifadelere yer verildi:

“24 Ağustos 2023 tarihli ve 10656 sayılı Kurul kararı kapsamında belirlenen azami kredi tutarının teminat olarak alınan konutun değerine oranı uygulaması ile 24 Ağustos 2023 tarihli ve 10655 sayılı Kurul kararı kapsamında belirlenen yüksek risk ağırlığı uygulanmasında yapılacak konut malikliği durumu değerlendirmesinde, tüketicinin kendisinin, eşinin veya 18 yaş altındaki çocuklarının malik olduğu tek bir konutun bulunması ve bu konutun 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı tespit edilmesi nedeniyle yıkılmış olması veya hakkında yıkım kararı alınması halinde, söz konusu konutun konut malikliği durumu değerlendirmesinde dikkate alınmamasına karar verilmiştir.”

İnşaat Sektörü Bu Yıl Rotasını Yurt Dışına Çevirecek

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, “Sektör olarak 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmamasıyla yurt içi büyümenin 2023 yılı kadar olmayacağı öngörülmektedir. Bu nedenle 2024 yılında sektörümüzün rotasının ağırlıklı biçimde yurt dışı projeler olacağını düşünmekteyiz.” dedi.

Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden biri olan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2023 yılı büyüme rakamlarını yazılı bir açıklama ile şu sözlerle değerlendirdi:

“Küresel ekonomik sorunlar ile siyasi ve jeopolitik gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin 2023 yılında yüzde 4,5 büyümesi sevindiricidir. Ülkemizde istihdama en büyük katkıyı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektörü de aynı dönemde yüzde 7,8 ile Türkiye ekonomisinin üstünde bir oranda büyümüştür. Başta işçilik olmak üzere, yüksek girdi maliyetleri sektörümüz için sınırlayıcı olsa da deprem bölgesinin yeniden imarı çalışmaları sektörümüz için büyüme anlamında itici güç olmaya devam etmiştir. İstihdam edecek ara eleman sıkıntısı, ayrıca fiyat farkı ve tasfiye ihtiyacı gibi sıkıntılar halen çözüm beklemektedir. 

Sektör olarak 2023 yılında olağanüstü şartlara bağlı olarak önemli bir büyüme yakalanmış olsa da 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmamasıyla yurt içi büyümenin 2023 yılı kadar olmayacağı öngörülmektedir. Bu nedenle 2024 yılında sektörümüzün rotasının ağırlıklı biçimde yurt dışı projeler olacağını düşünmekteyiz. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerimiz için en büyük potansiyeli taşıyan hedef ülke olarak da Suudi Arabistan öne çıkmaktadır. Bunun yanı sıra Irak, önümüzdeki süreçte Kalkınma Yolu projesi; ayrıca ülkede gerçekleştirilmesi planlanan enerji, sağlık, konut, okul, hastane gibi projelerle diğer bir hedef ülkemizdir.”

Nurdağı Acil Durum Hastanesi’nde İnşaat Hızla Sürüyor

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde 6 Şubat tarihli depremlerin ardından inşaatı başlayan Acil Durum Hastanesi projesinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar almasıyla yıkılan Aslanlı Mahallesi’ndeki Nurdağı Devlet Hastanesi’nin yerine yapılan Acil Durum Hastanesi inşaatı hızla yükseliyor. 12 bin metrekare alan üzerinde yatay mimariyle inşa edilen 80 yataklı,16 polikilinik,4 ameliyathane ve 12 yoğun bakım yatağı ile hizmet verecek olar hastane 85 fore kazık üzerine inşa ediliyor. Hastane inşaatının Nisan ayında tamamlanıp, Mayıs ayında hasta kabulüne başlaması hedefleniyor.

Gaziantep Nurdağı Acil Durum Hastanesi’nin tüm proje detaylarını burada bulabilirsiniz.

Konut Fiyat Artışlarının Hız Kesme Nedenleri

Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, büyükşehirlerde konut fiyat artışlarının neden hız kestiğini açıkladı.

Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa, yaptığı araştırmayla ‘konut fiyat artışı sıralamasında’ ciddi değişimler olduğunu ortaya koydu. Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, “Büyük şehirlerdeki fiyat artışının hız kestiğini ve daha küçük şehirlerdeki artış oranının yükseldiğini görüyoruz. Ocak 2022’de tüm iller içerisinde İstanbul yıllık değişim oranına göre 7’inci sırada yer alırken, 2024 yılında 70’inci sıraya geriledi. Antalya ve İzmir de listenin sonlarında yer alıyor. Bunun nedeni olarak, büyük şehirlerde satışların durağanlaşması ile fiyatların yükselemiyor oluşu ve uygun fiyatlı konutlar nedeniyle Anadolu kentlerine olan talebin artışını gösterebiliriz” dedi.

Konut fiyat artışlarının yavaşlamasına sebep olan etkenler şöyle:

  • Azalan talep, hem ülke genelinde hem de büyükşehirlerde konut fiyat artış hızının düşmesinin ana nedeni.
  • Konut kredilerine erişim zorluğu ve yüksek faiz oranları.
  • Yatırımcı konut tercihini bıraktı. İkinci evini alacaklara gelen kredi kısıtlaması ve mevduat faizindeki cazibe nedeniyle yatırımcı alıma geçmiyor.
  • ikinci el piyasada ev sahipleri eskisi kadar ciddi fiyat artışları yapamıyor, hatta pazarlık marjı giderek artıyor.
  • Her şehirde farklı nedenler konut piyasasını derinden etkiliyor. Mesela; İstanbul’da geçmişte hızla yükselen fiyatlar, deprem korkusu ve tersine göç, Antalya’da azalan yabancı talebi hız düşüşüne neden oluyor. Uzmanlar, ‘hızlı koşan at çabuk yorulur’ sözünden yola çıkarak, 2022 ve 2023’te çok hızlı fiyat artışlarının da hız düşüşünde etkili olduğunu belirtiyor.

Büyükşehirlerde Konut Fiyat Artışları Hız Kesti

Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa tarafından yapılan araştırmaya göre, büyükşehirlerdeki konut fiyat artışları hız kesti. İstanbul bu sıralamada, 70. oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Konut Fiyat Endeksi Aralık 2023 verilerine göre; Türkiye genelinde konut fiyatlarında artış aylık olarak yüzde 1.15, yıllık bazda ise 75.5 oldu. Bu sonuçlara göre; aylıkta son 4 yılın, yıllıkta son 2 yılın en yavaş artışı görüldü. Artışlara il bazında bakıldığında ise popüler kentlerin ligden düşmesi dikkat çekti. İstanbul, Antalya, İzmir gibi büyük şehirler fiyat artış hızı listesinde gerilerken, Anadolu kentleri öne çıktı.

Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa, yaptığı araştırmayla ‘konut fiyat artışı sıralamasında’ ciddi değişimler olduğunu ortaya koydu. Şirketin kurucu ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, “Büyük şehirlerdeki fiyat artışının hız kestiğini ve daha küçük şehirlerdeki artış oranının yükseldiğini görüyoruz. Ocak 2022’de tüm iller içerisinde İstanbul yıllık değişim oranına göre 7’inci sırada yer alırken, 2024 yılında 70’inci sıraya geriledi. Antalya ve İzmir de listenin sonlarında yer alıyor. Bunun nedeni olarak, büyük şehirlerde satışların durağanlaşması ile fiyatların yükselemiyor oluşu ve uygun fiyatlı konutlar nedeniyle Anadolu kentlerine olan talebin artışını gösterebiliriz” dedi.

Büyük şehirler fiyat artış oranı sıralamasında gerilerde kalırken zirvede hangi iller yer aldı?

Ocak 2024 itibarıyla Şırnak yüzde 125’lik artışla ilk sırada yer alırken, onu yüzde 122 artışla Ardahan, yüzde 114 artışla Kırklareli, yüzde 113 artışla Karabük ve Hatay, yüzde 112 artışla Kars, yüzde 110 artışla Artvin, yüzde 102 artışla Erzincan, Ağrı ve Bitlis izledi.

Öte yandan fiyat artışı en yavaş olan iller de ise yüzde 49 ile Adana, yüzde 58 ile Adıyaman, yüzde 59 ile Çanakkale ve Antalya, yüzde 60 ile Bursa ve Batman, yüzde 61 ile Mersin, yüzde 62 ile Yalova, yüzde 63 ile Gaziantep ve yüzde 64 ile Düzce oldu.

Metrekare Fiyatı Bazında En Pahalı ve En Ucuz Şehirler:

Araştırmanın Ocak 2024 verilerine göre ortalama metrekare fiyatı en yüksek il 55 bin 335 lira ile Muğla oldu. Muğla’yı 36 bin 862 lira ile İstanbul, 32 bin 868 lira ile Aydın, 32 bin 613 lira ile Antalya, 30 bin 492 lira ile İzmir, 26 bin 949 lira ile Balıkesir, 26 bin 721 ile Çanakkale, 24 bin 401 lira ile Bartın, 24 bin 27 ile Sinop, 23 bin 507 lira ile Edirne izledi.

Ortalama metrekare fiyatı en düşük il ise 10 bin 723 lira ile Ağrı oldu. Onu 11 bin 53 lira ile Muş, 11 bin 78 lira ile Siirt, 11 bin 727 lira ile Şırnak, 11 bin 732 lira ile Erzurum, 11 bin 842 lira ile Bingöl, 11 bin 919 lira ile Hakkari, 12 bin 101 lira ile Elazığ ve Kırıkkale, 12 bin 575 lira ile Kayseri takip etti.

İstanbul, 70. Sıraya Geriledi

Üç büyük il içinde en yüksek ortalama fiyat İstanbul’da olsa da, fiyat artış oranı en düşük il yine İstanbul. Megakentte Ocak 2024 itibarıyla yıllık fiyat artışı yüzde 65, ortalama metrekare fiyatı 36 bin 862 lira oldu. İstanbul’da Ocak 2023’te yıllık artış yüzde 142, Ocak 2022’de ise yüzde 96 olarak hesaplanmıştı. 81 il içinde fiyat artışı sıralamasında bu yıl ocakta İstanbul 70’inci sıraya geriledi. Oysa Ocak 2023’te 38’inci, Ocak 2022’de 7’nci sıradaydı.

İzmir’de de fiyat artış hızında ciddi gerileme görüldü. Ocak 2024’te yıllık fiyat artışı yüzde 67 olarak açıklandı, ortalama metrekare satış fiyatı 30 bin 492 liraya çıktı. Oysa Ocak 2023’te yıllık fiyat artışı yüzde 148 olmuştu. İzmir, 81 ilin yıllık fiyat artışı sıralamasında 68’inciliğe geriledi. 2022’de 33’üncü, 2023’te 26’ncıydı.

Ankara’da fiyat artış hızı düşse de, sıralamada diğer kentler kadar ciddi gerileme yaşanmadı. Kahramanmaraş depremleri sonrası şehrin yoğun göç alması ve hızlı artan talep fiyat artışında etkili oldu. Başkentte Ocak 2024’te yıllık yüzde 87 artışla ortalama metrekare fiyatı 19 bin 838 liraya yükseldi. Ocak 2023’te yıllık artış yüzde 146, 2022’de ise yüzde 75 olmuştu. 81 il içinde Ankara yıllık fiyat artışı ile 32’nci sırada yer aldı. 2023’te 29’uncu, 2022’de se 31’inci konumdaydı.

En Büyük Düşüş Antalya’da

Antalya’da konut ve kira rakamları, savaş sonrası Rusların yoğun talebiyle zirve yapmış, bölge halkı ev bulmakta zorlanır hale gelmişti. Ancak azalan yabancı talebi fiyat artış hızında düşüşü beraberinde getirdi. Antalya’da Ocak 2024’te ortalama metrekare fiyatı 32 bin 613 lira olurken, yıllık fiyat artışı yüzde 59 olarak hesaplandı. Oysa geçen yıl aynı dönemde yıllık artış yüzde 162, 2022’de ise yüzde 99 olmuştu. Bu yıl ocakta yıllık fiyat artışı sıralamasında Antalya 78’inci sıraya kadar geriledi. Ocak 2023’te 9’uncu, Ocak 2022’de 6’ıncı sıradaydı. Böylece en büyük düşüşün tespit edildiği il Antalya oldu.

Yüzde 25 Kira Sınırının Akıbetini Zaman Gösterecek

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konut kiraları için uygulanan yüzde 25 zam sınırlaması uygulamasının uzatılıp uzatılmayacağı hususunda “O günkü şartlar geldiğinde, meclis karar verecek.” dedi.

Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının önüne geçmesi amacıyla getirilen uygulama, geçen yıl bir seneliğine uzatılmıştı. Uygulama Temmuz 2024’te sona eriyor. 

Haber Global’e konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2 Temmuz’da sona erecek olan yüzde 25’lik kira tavan zam oranı uygulamasının devam edip etmeyeceğiyle ilgili bilgi verdi.

Bakan Tunç şunları söyledi: 

“Önceliğimiz enflasyon hedefinin tutturulması. Pandeminin etkisi, depremin etkisi, diğer etkenler ekonomimizi olumsuz etkileyen hususlar. Tüm dünya etkilendi. Meclis böyle bir tedbiri düşündü haklı olarak. Bunun uzatılıp uzatılmayacağı o gün belirlenecek. O günkü şartlar geldiğinde Meclisimizin vereceği karardır. Ev sahibi ve kiracı arasında arabulucu sistemini başlattık. Bu konudaki tartışmaları bir nebze aşağı çektik.”

Hızlı Tren Ağı Karadeniz’e Ulaşacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Samsun Karayolları 7. Bölge Müdürlüğünde düzenlenen basın toplantısında, “Şimdi hızlı tren ağımızı artık Karadeniz’e ulaştıracağız.” dedi.

Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Eskişehir-İstanbul ve Konya-Karaman hatlarının ardından en son Ankara-Sivas hızlı tren hattını açtıklarını dile getiren Uraloğlu, “Şimdi hızlı tren ağımızı artık Karadeniz’e ulaştıracağız. Kırıkkale-Çorum-Samsun hızlı tren hattı ile önce Kırıkkale’den Çorum’a sonra da Samsun’a hızlı tren getireceğiz. Projenin tamamlanmasıyla Ankara-Samsun arası kara yoluyla 7 saat süren seyahat süresi 2 saat 45 dakika olacak. 509 kilometre uzunluğundaki Samsun-Sarp Demiryolu projesi de gündemimizdedir. İnşallah bu yıl içinde onun da proje çalışmalarını başlatacağız.” şeklinde konuştu.

Karadeniz Sahil Yolu’nun, bölünmüş yol olarak hizmete alınmasıyla birlikte hızla gelişmeye başlayan Samsun’un, gerek şehir içinde, gerekse transit ulaşımda trafik yoğunluğunun her geçen gün artan bir cazibe merkezi olduğuna dikkat çeken Uraloğlu, “Bu nedenle Samsun’un büyüme hızına ve artan trafik yoğunluğuna bağlı olarak yeni projeler üretiyor, dev yatırımları hayata geçiriyoruz. 2002 yılından bu yana Samsun’un ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 73 milyar 391 milyon lira yatırım yaptık. 120 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 313 kilometreye, 119 kilometre olan bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol uzunluğunu ise 375 kilometreye çıkardık.” ifadelerini kullandı.

Bakan Uraloğlu, Samsun’un 3 bin 752 metre uzunluğunda 55 köprüsünün bulunduğunu ve bunu 17 bin 200 metre uzunluğunda 123 köprüye yükselttiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bu yıl sonuna kadar 421 metre uzunluğunda 4 köprü daha inşa etmeyi planlıyoruz. Samsun’un 553 metre uzunluğunda tek bir tüneli vardı, ona 2 bin 325 metre uzunluğunda 2 tünel daha ekledik. Bugün burada inceleyeceğimiz Şehir Hastanesi Bağlantı Yolları ve Yeşilkent Kavşağı yapımı sürerken, Samsun-Bafra ve Samsun Çevre Yolu bitümlü sıcak karışım onarımı, Havza-Vezirköprü Yolu, Çarşamba-Ayvacık Yolu, Ladik-Taşova Yolu gibi 10 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Samsun başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin sağlık alanındaki ihtiyaç duyduğu 1103 yataklı Samsun Şehir Hastanesi’nin yapımı ile bağlantı yollarının yapımını da aynı anda yürütüyoruz. Yolumuzu, Samsun Çevre Yolu’na iki noktadan bağlanacak şekilde projelendirdik. 5,3 kilometre uzunluğundaki yolumuzu 2×3 şeritli, bitümlü sıcak karışım standardında bölünmüş yol olarak inşa ediyoruz.”

Türkiye genelindeki tüm hızlı tren projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

‘’Dayanıklı ve Güvenli Bir İnşaat İçin Yüksek Kalitede Beton Üretimi ve Her Adımda Kontrol Gerekir!’’ 

Kaliteli beton üretiminin sağlam ve güvenilir bir inşaat sürecinin ilk anahtarı olduğuna dikkat çeken UMMAN Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı; bu süreçteki en önemli adımların doğru planlama, izleme, kayıt ve denetim olduğuna vurgu yaparak kaliteli beton üretimi ve doğru bir inşaat sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli adımları sıraladı. İşte 12 maddede kaliteli beton üretimi ve doğru bir inşaat süreci nasıl olmalı?

Dayanıklı ve güvenli bir inşaatın kaliteli beton üretiminden geçtiğine, kaliteli beton için etkin bir beton santrali ile kalite kontrol denetimlerinin gerekliliğine ve önemine dikkat çeken UMMAN Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı, ‘’UMMAN olarak kaliteli beton santrali üretimi ve işletimi konusunda sorumluluk üstleniyor ve bu sürecin önemli bir parçasını oluşturuyoruz. Kaliteli makineler üreterek ve etkili beton santrali işletmeleri kurarak yüksek kaliteli beton üretilmesine yardımcı oluyoruz’’ dedi. Beton santrali işletmelerinde kalite kontrolünü sıkı bir şekilde uyguladıklarını da kaydeden Ahmet Bağcı, ‘’Umman bu ödünsüz yaklaşımı ile inşaat sektöründe güvenilir bir tedarikçi olarak kabul görmektedir’’ diye konuştu. 

UMMAN Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı, bir inşaat sürecinde kaliteli betonun önemine ve sürecin olmazsa olmazlarına şöyle dikkat çekti: ‘’Kaliteli makineler, betonun doğru oranlarda karıştırılmasını ve istikrarlı bir şekilde üretilmesini sağlar. İnşaat süreçlerinin doğru şekilde ve teknik uzmanlar tarafından yönetilmesi, hemen her aşamada dikkatli planlanması, izlenmesi, kayda alınması ve denetlenmesi önem taşır. İnşaat sürecini etkin bir şekilde takip etmek, proje başarısını artırmanın ve sorunları erken tespit etmenin anahtarıdır. Değişiklik yapılacaksa da beton karışımının gereksinimlerine uygun şekilde yapılması gerekir, bunun için tarafların inşaat bilimi ve yasalarına uygun bir ortak akıl ve yolda buluşması, mutabık kalması gerekir. Bu denge, projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasına ve kaliteli betonun böylelikle kaliteli ve dayanıklı inşaatların üretilmesine yardımcı olur.’’

UMMAN Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı, kaliteli beton üretimi ve doğru bir inşaat yapı sürecinde izlenmesi gereken 12 adımı şöyle sıraladı:

  1. Beton inşaat sürecinde ilk adım olarak iş belgelenir; sırasıyla kaynak yönetimi, kalite kontrol yönetimi, işçilik yönetimi, risk yönetimi, belge ve raporlama, iş güvenliği, atık yönetimi planlamaları yapılır. Kontrol noktaları belirlenir. 
  2. Beton santralinde kullanılacak malzeme seçimi ve hazırlık aşaması için çimento, kum, çakıl ve diğer agregaların kalitesi değerlendirilir. Malzemelerin tedarikçileri ve kalite standartlarının kontrolleri yapılır.
  3. Beton santrali kurarken yer seçimi ve taşıma işlemleri önemlidir, bu süreçte mutlaka iş güvenliği sağlanmalıdır.
  4. Malzeme karışımı homojen şekilde ve doğru ölçümlerle yapılmalı, kimyasal katkı maddelerinin doğru dozlarda karıştırılıp karıştırılmadığı kontrol edilmelidir.  
  5. Beton karışımından numuneler alınır ve laboratuvarda çeşitli testlere tabi tutulur. Bu testler, betonun dayanıklılığını, mukavemetini ve diğer özelliklerini değerlendirmek için yapılır. Tipik testler arasında basınç dayanımı, çekme dayanımı ve sızdırmazlık testleri yer alır.
  6. Betonun kalite ölçümü için ses testi, görünüş ve renk testleri yapılır; aşırı su, kürlenme, hava kabarcıkları betonun kalitesiz olduğunu gösterir. Doğru malzemelerle doğru oranda karıştırılan beton kaliteli betondur. 
  7. Malzemelerin depolanma ve taşıma dökme koşulları denetlenmeli, süreçleri özenle yönetilmelidir.
  8. Beton santrallerde düzenli bakım ve temizlik mutlaka yapılmalıdır. Düzenli bakım ve temizlik, betonun dayanıklılığını ve performansını artırır. 
  9. Beton santralinin işleyişi sürekli olarak denetlenmeli ve kalite kontrolü yapılmalıdır. Bu kontroller, santralin sürekli olarak doğru çalıştığından ve karışımın standartlara uygun olduğundan emin olmanıza yardımcı olur.
  10. Beton üretimi süreci boyunca sürekli izleme yapılmalı ve her üretilen beton karışımı için ayrıntılı kayıt tutulmalıdır. Bu kayıtlar, kalite kontrolünün ve izlemenin bir parçası olarak kullanılır.
  11. Bağımsız bir denetim firması veya mühendis, beton santralinin ve üretilen betonun kalitesini düzenli olarak değerlendirmesi önemlidir.
  12. Proje sırasında beton karışımında herhangi bir değişiklik veya iyileştirme gerektiğinde, bu değişiklikler ilgili taraflar arasında açıkça iletişim kurularak yapılmalıdır. Bu aşamada kalite kontrolü, bileşenlerin doğru oranda kullanıldığından ve beton karışımının gereksinimlere uygun olduğundan emin olmak için önemlidir. Bu denge, projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasına ve kaliteli betonun üretilmesine yardımcı olur.

Güneş Takip Cihazları Pazarı, 5 Yıl İçinde Seviye Atlayacak

Yenilenebilir enerji kaynaklarına artan talep, güneş enerjisi panellerinden maksimum verim elde edilmesini sağlayan güneş takip sistemleri pazarının büyümesini tetikliyor. 5 yıl boyunca devam etmesi beklenen bu ivmeyle birlikte yerelde de daha yenilikçi ürünler geliştirilerek uluslararası çapta başarılara imza atılıyor. Son olarak yerli bir şirket, geliştirdiği güneş takip sistemiyle IEC 62817 sertifikasını almaya hak kazandı. 

Sürdürülebilir bir dünya yaratmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına artan talep, güneş enerjisi panellerinden maksimum verim elde edilmesini sağlayan güneş takip sistemleri pazarınının büyümesini tetikliyor. The Business Research Company’nin paylaştığı veriler, 2023’ü 9,22 milyar dolar değerle kapatan güneş takip sistemleri pazarının 2024’te 10 milyarı aşacağına işaret ediyor. Önümüzdeki beş yıl boyunca yükselmesi beklenen bu ivmeyle birlikte yerli şirketler de daha yenilikçi ürünler geliştirmeye odaklanarak uluslararası çapta başarılara imza atıyor. Güneş enerjisi sektöründe yenilikçi çözümleriyle öne çıkan Gumbel Group, geliştirdiği OxoTracker güneş takip sistemi elektronik bileşenleriyle Uluslararası Elektroteknik Komisyonu’nun IEC 62817 sertifikasını almaya hak kazanan ilk Türk şirketi olduğunu duyurdu. IEC 62817, güneş takip sistemlerinin tasarımı, güvenliği ve performansını onaylayan en önemli iki uluslararası standarttan biri olarak öne çıkıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için çözüm ortaklarımız ve müşterilerimizle çalışmayı bekliyoruz”

Bu başarının kurumsal özgüvenlerini artırdığını söyleyen OxoTracker Genel Müdürü Yasir Herdem, konuya dair şu açıklamada bulundu: “IEC 62817 sertifikasıyla zorlu saha koşullarına cevap verecek, enerji verimini optimize edecek ve bunları yaparken en az bakım gerektirecek bir ürün ortaya çıkarma taahhüdümüzü belgelemiş olduk. Global pazarda rekabet edebilir, yüksek kalitede ve güvenilir bir ürün ortaya çıkaran ekip arkadaşlarımı kutluyorum. Ürünümüzde yazılım ve elektronik sistemler büyük rol oynuyor. Kendi bünyemizde geliştirdiğimiz bu sistemler, ürünümüzün teknolojik üstünlüğünü pekiştiriyor ve müşterilerimize en yüksek kalitede çözümler sunmamıza olanak tanıyor. Daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmak için çözüm ortaklarımız ve müşterilerimizle çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”

IEC 62817 standardı kapsamında güneş takip sistemlerine ilişkin pek çok unsurunun denetlendiğini aktaran Yasir Herdem’den edinilen bilgilere göre, IEC 62817 standardı, güneş takip sisteminin yapısal gücünü, takip doğruluğunu, güvenilirliğini ve dayanıklılığını bir dizi testle değerlendiriyor. Elektronik bileşenlerin işlevselliğinin ve dayanaklığının zorlu saha koşullarına uygunluğunun değerlendirildiği testler, sertifikasyon sürecinin en zorlu basamağını oluşturuyor. 

“Ürünümüz İspanyada 6 boyunca 20yi aşkın testten geçirildi”

OxoTracker Genel Müdürü Yasir Herdem, kendi ürünlerinin sertifika alma sürecini de şu sözlerle paylaştı: “OxoTracker kontrol ünitesi, 20’den fazla güvenilirlik değerlendirmesinden geçirildi. İspanya’daki ileri düzey simülasyon test laboratuvarında 6 ay boyunca fonksiyonel, UV, statik yük ve ısı altındaki deformasyon, mekanik kayma ve geri tepme, taşıma altında kontrol kabininin titreşim ve darbe testleri yapıldı. Tüm bunların sonucunda Türkiye’de IEC 62817 sertifikasyonuna sahip ilk ürün oldu.”

Ataköy’ün Yeni Yalı Daireleri Kapılarını Açıyor

‘Denize Açılan Hayat’ sloganı ve Ataköy Marina içerisindeki denize sıfır konumuyla Marinada Residence, 10 bin 500 metrekarelik bir arazi üzerinde tek blokta sadece 72 daireden oluşuyor. 

Türkiye’nin en prestijli marinalarından Ataköy Marina’da tek blokta 17 katlı olarak inşa edilen Ataköy Marinada Residence, göz alıcı mimarisi, modern peyzajı ve panoramik deniz manzarasının yanı sıra bütünleştiği mega yat marina ile deniz kıyısında bir yaşam sunarak, yüksek kalitede, enerji dolu bir residence yaşamı vadediyor. Dünyada sadece Miami, Dubai ve Monte Carlo gibi prestijli lokasyonlarda görebileceğiniz marina ve residence ilişkisinin Türkiye’deki tek örneği olan Ataköy Marinada Residence örnek dairesinde konuklarını ağırlamaya başladı.

Uluslararası başarılarıyla tanınan Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan Ataköy Marinada Residence, 128 ile 1260 metrekare arasında değişen geniş metrekare seçeneklerine sahip 72 daireden oluşuyor. Villa lüksünü ve konforunu rezidans konseptine taşıyan projede 1+1’ler 128 metrekareden, 2+1’ler de 230 metrekareden başlarken, büyüklüğü 450 metrekareye varan 3+1’ler de yer alıyor. Marinada Residence 1+1’den 5+1’e kadar; flat, dubleks, triplex ve bir adet penthouse olmak üzere farklı tipte seçenekler sunuyor. 

Denize Açılan Hayat 

Modern mimarisi, geniş açık alanları, meydanları, peyzaj düzenlemesi ve bütünleştiği mega yat marina ile denize açılan bir hayat sunan Marinada Residence, Marmara Denizi’nin kıyısında, zengin ulaşım bağlantıları ve yeşil alanlarıyla sadece Ataköy ve civarının değil tüm İstanbul’un faydalanacağı, çok katmanlı bir kentsel tasarım yaklaşımı sunuyor.

Denizden ve Karadan Ulaşım Ayrıcalığı

Ataköy Marinada Residence’da evler, akıllı ev otomasyon sistemi ile lüksü, iç bahçe ve teras alanları ile de şehir içinde nefes alabilen bir residence konforunu bir arada yaşatırken, kapanmaz deniz ve şehir manzarasıyla da denizle iç içe olma hissini yaşatıyor. Sürdürebilir teknolojiyle yaşam alanlarını birlikte kullanarak çağın ritmini takip ediyor.  

Direkt erişim sağlayan yeni metro bağlantısının yanı sıra mega yatların da yanaşabileceği 1000 tekne kapasiteli, restoran ve dükkânları ile Ataköy Marina, 5 yıldızlı Sheraton İstanbul Ataköy Hotel ve yakınındaki alışveriş merkezleri ile hem deniz hem de şehir hayatı sunan Ataköy Marinada Residence’da kozmopolit bir kent anlayışı sunuluyor. Taksim’den Kadıköy’e İstanbul’un kalbinin attığı her noktaya yakın konumuyla Ataköy Marinada Residence, kentle iç içe olmanın ayrıcalığını tanıyor. 

Türkiye’nin Ekonomisi 2023’te Yüzde 4,5 Büyüdü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) Ekim-Aralık ve Yıllık, 2023 verilerini açıkladı. Dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,5 arttı.

Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 75,0 artarak 26 trilyon 276 milyar 307 milyon TL oldu.

Kişi başına Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2023 yılında 307 bin 952 TL oldu

Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 TL, ABD doları cinsinden 13 bin 110 olarak hesaplandı.

İnşaat faaliyetleri 2023 yılında yüzde 7,8 arttı

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılında bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 9,0, inşaat yüzde 7,8, hizmetler yüzde 6,4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,7, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,3, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 1,2 ve sanayi yüzde 0,8 arttı. Tarım sektörü ise yüzde 0,2 azaldı.

GSYH 2023 yılı dördüncü çeyreğinde yüzde 4,0 arttı

GSYH 2023 yılının dördüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,0 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,0 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,0 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2023 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,0 arttı.

GSYH 2023 yılının dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla 8 trilyon 431 milyar 375 milyon TL oldu

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 75,9 artarak 8 trilyon 431 milyar 375 milyon TL oldu. GSYH’nin dördüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 304 milyar 402 milyon olarak gerçekleşti.

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2023 yılında yüzde 12,8 arttı

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2023 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 12,8 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 59,1 oldu.

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2023 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 9,3 arttı

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 9,3 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,7, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 10,7 arttı.

Mal ve hizmet ihracatı 2023 yılında yüzde 2,7 azalırken ithalatı yüzde 11,7 arttı

Bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre 2023 yılında mal ve hizmet ihracatı yüzde 2,7 azalırken ithalatı yüzde 11,7 arttı. Mal ve hizmet ihracatı, 2023 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 0,2, ithalatı ise yüzde 2,7 arttı.

İşgücü ödemeleri 2023 yılında yüzde 116,0 arttı

İşgücü ödemeleri 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 116,0 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 49,2 arttı. 2023 yılının dördüncü çeyreğinde ise işgücü ödemeleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 107,6 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 55,0 arttı.

İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı 2023 yılında yüzde 32,8 oldu

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yıl yüzde 26,3 iken bu oran 2023 yılında yüzde 32,8 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 53,7 iken yüzde 46,3 oldu.

H-ÜFE Yıllık Yüzde 80,68 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre endeks, Ocak ayında yıllık yüzde 80,68 aylık yüzde 15,25 arttı.

H-ÜFE 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15,25 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,25 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 80,68 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 76,47 artış gösterdi.

H-ÜFE değişim oranları(%), Ocak 2024

Ocak 2024Ocak 2023Ocak 2022
Bir önceki aya göre değişim oranı15,2515,5713,09
Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı15,2515,5713,09
Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı80,6882,6471,63
On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı76,4790,3236,94

H-ÜFE gayrimenkul hizmetlerinde yıllık yüzde 74,45 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 72,85 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 87,70 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 86,91 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 74,45 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 91,02 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 92,44 artış gerçekleşti.

H-ÜFE gayrimenkul hizmetlerinde aylık yüzde 16,33 arttı

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 13,25 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 11,70 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 15,79 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 16,33 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 22,18 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 20,32 artış gerçekleşti.

Türk Yapay Zeka Girişimi, Konut Alıcılarının Gelecekteki Evlerini görselleştiriyor

Amerikada devam eden bir fuara katılan Türk girişimi, yapay zeka sayesinde kişiselleştirilebilen deneyimler sunan yeni ürünüyle, konut sektörüne yeni bir standart sunuyor. Kat planları üzerinden dakikalar içerisinde otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı sanal tur olanağı, konut alıcılarının farklı hayallerini gerçeğe dönüştürmesini sağlıyor. 

Dünyanın en büyük gayrimenkul pazarlarından birine ev sahipliği yapan ABD’de bir Türk yapay zeka girişimi, gerçek zamanlı ve kişiselleştirilebilir sanal tur imkanı sunan yeni ürününü tanıtıyor. 27-29 Şubat tarihlerinde Las Vegas’ta düzenlenen International Builders Show’a katılan Türk girişimi Homster’ın CEO’su ve Kurucu Ortağı Barış Bal, fuarda yaptığı açıklamada, yenilikçi platformlarıyla iç mimariyi demokratikleştirme hedefinde emin adımlarla ilerlediklerini, kısa zamanda emlak satışında bir sektör standardı haline gelecek bir ürüne imza attıklarını söyledi. 

Barış Bal, “Yapay zeka destekli ve bulut tabanlı iç mimari tasarım ve görselleştirme teknolojileri alanında faaliyet gösteren Türk yapay zeka girişimiyiz. Yenilikçi ürünümüz ‘Gerçek Zamanlı Kişiselleştirilebilir Sanal Tur’, konut satan emlak geliştiricileri, gayrimenkul danışmanları, konut yöneticileri ve acentelere, kat planlarından doğrudan oluşturulan, kişiselleştirilebilir üç boyutlu sanal turlar aracılığıyla konutlarını sergileme imkanı sunarak satışları kolaylaştırıyor” dedi.

Konut alıcılarının gelecekteki evlerini benzeri görülmemiş detaylarda görselleştirmelerini sağladıklarını söyleyen Adı Soyadı, “Homster’ın Gerçek Zamanlı Kişiselleştirilebilir Sanal Tur servisi, geleneksel konut görüntüleme deneyimini dinamik, etkileşimli ve kişiselleştirilmiş bir iç mekan tasarımı yolculuğuna dönüştürüyor. Bu da yaşam alanlarının kişisel ihtiyaçlara gerçek zamanlı olarak cevap verecek şekilde düzenlemelerine olanak tanıyor” açıklamasını yaptı. 

Potansiyel alıcılar için yalnızca bir evi görüntülemediklerini, özel ihtiyaçlarına göre şekillenmiş geleceklerini gözlerinde canlandırdıklarını söyleyen Homester CEO’su ve Kurucu Ortağı Barış Bal, yenilikçi servislerinin faydalarını şöyle anlattı: “Yapay zeka teknolojisini kullanarak, kat planlarını dakikalar içinde detaylı, 3 boyutlu sanal turlara dönüştürüyoruz. Zaman ve maliyet tasarrufuyla hızlı, uygun fiyatlı ve kişiselleştirilmiş sunum olanağı sağlıyoruz. Kullandığımız oyun motoru teknolojisi sayesinde, yüksek kaliteli üç boyutlu görselleştirme yapabiliyoruz. Coğrafi verilerle otomatik olarak oluşturulan sanal turlar, pencerelerden dışarı bakıldığında gerçek dış mekan görünümleri sunuyor.”

Daha Bilinçli Satın Alma Kararı Alınmasını Sağlıyor

Gelişmiş piksel streaming teknolojisinin yanı sıra, bulut tabanlı bir hizmet sunduklarından, tüm cihazlarda kullanıcı donanımını zorlamadan hizmet verdiklerine dikkat çeken Barış Bal, sözlerini şöyle sonlandırdı: 

“Homster olarak, konut alıcılarının gelecekteki evlerini kişisel zevk ve tercihlerine uyacak şekilde anında özelleştirmelerini sağlıyoruz. Statik sanal turların ötesine geçerek sunduğumuz bu özel iç mimari tasarımı deneyimiyle konut satışında yeni bir standart belirlerken, aynı zamanda daha bilinçli ve güvenli satın alma kararları alınmasını da olanaklı kılıyor.”

İstanbul’daki Ofis Stoğu 2023’te 8 Milyon Metrekareyi Aştı

İstanbul’daki ofis stoğunun 2023’te 8 milyon metrekareyi aştığı bilinirken, kira artışları şirket sahiplerinin gündemindeki yerini korudu. Merkezi iş alanlarında ofis kiraları metrekare başına 1.100 TL’ye kadar çıkınca, şirket sahipleri yüzde 80 maliyet avantajı sunan paylaşımlı ofislere yöneldi.

Enflasyondan en çok etkilenen sektörlerin başında gelen gayrimenkul sektöründe, ofis pazarına ilişkin görünüm de netleşti. İstanbul Ofis Pazarı 2023 Dördüncü Çeyrek raporunda, İstanbul’daki ofis stoğunun 2023’te 8 milyon metrekareyi aştığı görülürken, bu stoğun yüzde 60’ının Avrupa kıtasında yer aldığı tespit edildi. Öte yandan kiralarda hem dolar hem de TL bazındaki artışlar ve satış piyasasındaki durgunluk, İstanbul ofis pazarının 2024 gündeminin de ilk sıralarına yerleşti.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan eOfis Pazarlama ve İş Geliştirme Yöneticisi Melda Çelik, “Hibrit çalışma modelinin benimsenip yaygınlaşması ve ofislere kalıcı dönüşün tamamlanması, İstanbul’un merkezi iş alanlarındaki A+ ofislerin popülaritesini de destekledi. Ofis satışı piyasasında durgunluk göze çarparken, gayrimenkul şirketlerinin portföylerinde de ofis kalmadı. Ancak şirketlerin esas gündemi, artan maliyetler” diye konuştu. 

En Yüksek Ofis Kirası Metrekare Başına 1.100 TL!

Söz konusu rapora göre 2023’te en yüksek ofis kirası, metrekare başına 1.100 TL olarak İstanbul Levent’te kaydedildi. Esentepe – Gayrettepe – Zincirlikuyu bölgesinde ofis kiraları metrekare başına 700 TL seviyelerinde seyrederken, Maslak’ta 850 TL, Şişli’de 700 TL, Altunizade’de 500 TL, Kağıthane’de ise 400 TL rakamları kaydedildi. A+ ofis yapılarının ve plazaların kümelendiği bölgelerdeki doluluk oranlarının ve kira tutarlarının daha alt bölgelerdeki kiralama işlemlerini artırdığına dikkat çeken Melda Çelik, 

“Kağıthane – Ayazağa bölgesi, 2023’te en çok kiralama işlemi yapılan bölge oldu. Raporda yer verilen bir başka çarpıcı veri de, kiralama faaliyetlerinin yüzde 5’inin hazır/paylaşımlı ofisler tarafından gerçekleştirilmesi. 2023’te İstanbul’da kiralanan her 20 ofisten biri, hazır ofisti. Yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde değil, Türkiye’nin dört bir yanında, 13 ilde, 60 lokasyon işleten eOfis olarak, hazır ve paylaşımlı ofislere yönelik artan talebe biz de yakından tanık olduk” ifadelerini kullandı.

İTO’ya Kayıtlı Şirketlerin Yüzde 30’unun Tercihi 

İstanbul dışındaki 5 hazır ofisten birini işleten eOfis olarak İstanbul’daki pazar paylarını da her geçen gün artırdıklarına dikkat çeken Melda Çelik, “İstanbul Ticaret Odası’na kayıtlı olan, İstanbul’da kurulmuş ve hazır/paylaşımlı ofis modelini tercih eden şirketlerin yüzde 30’u, ofis hizmeti için eOfis’i tercih ediyor. eOfis, İstanbul’da hazır ofis tercih eden şirketlerin yüzde 30’una 45 lokasyonunda hizmet veriyor. Bu ofislerin 28’i Avrupa, 17’si ise Anadolu yakasında konumlanıyor. 

Merkezi iş alanlarından alt bölgelere doğru kayan ve her stratejiye uygun çözümler sunan sanal ofis, hazır ofis, paylaşımlı – ortak ofis seçeneklerimizle her ölçekten şirkete A+ plazalarda ofis hizmeti sunuyoruz. Özellikle hızlı büyüme potansiyeli yüksek, tam da bu sebepten operasyonel maliyetlerini dengelemek isteyen teknoloji şirketleri, eOfis lokasyonlarından kendilerine en uygun olanı seçip, kolayca işlerini bu merkezlerden yönetmeye başlayabiliyor. Bu yaklaşım, her iş modeline uygun” diye konuştu.

“Hazır Ofisler Yüzde 80 Maliyet Avantajı Kazandırıyor” 

2023’ü 13 şehirde, 60 lokasyon ve 30 bini aşkın müşteri ağıyla tamamlayan eOfis’in 2023’te de istikrarlı büyümesini sürdüreceğine dikkat çeken eOfis Pazarlama ve İş Geliştirme Yöneticisi Melda Çelik, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: 

“Türkiye kritik bir yerel seçime hazırlanıyor. Bir yandan faiz artışı döngüsü ve enflasyonla mücadele çabaları hız kazanıyor. Küresel riskler, işletmeler için harcanan her kuruşu daha da kritik hale getiriyor. Risklerin fazla, fırsatların altın değerinde olduğu böyle dönemlerde, maliyet kontrolü kârlılığın ilk koşuluna dönüşüyor. eOfis olarak prestijli yasal iş adresi, temel concierge hizmetleri, günlük temizlik, sınırsız sıcak ikramlar, modern dekorasyon ve güçlü iş ağı gibi ayrıcalıkları kapsayan, Türkiye’nin en nitelikli iş merkezlerini erişilebilir kılan esnek kiralama modelimiz, hesaplı fiyatlarıyla yüzde 80’e varan maliyet avantajı sağlıyor. 8 yılı aşan deneyimimiz, yaygın ve ulaşılabilir lokasyon ağımızla 2024’te bu ekosistemi büyütmeye ve girişimcilerin hayatını kolaylaştırmaya devam edeceğiz.”

Selçuk Tuygun Yapıchem Çimento Kimyasalları İş Geliştirme Direktörü Oldu

Pazarlama, satış ve iş geliştirme alanında deneyimli bir isim olan Selçuk Tuygun, Yapıchem Çimento Kimyasalları İş Geliştirme Direktörü olarak yeni görevine başladı. 

Selçuk Tuygun, yapı kimyasalları sektöründe beton, çimento ve inşaat kimyasalları ürün gruplarıyla pazarın bütününe hitap eden Yapıchem Kimya’da Çimento Kimyasalları İş Geliştirme Direktörü oldu. 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezunu olan Selçuk Tuygun,   daha önceChryso-Kat Katkı Malzemeleri A.Ş. Üretim Sorumlusu,  İdea Yapı Kimyasalları A.Ş.  Kurucu Ortağı ve Çimento Kimyasalları Satış Pazarlama Müdürü, BOS Yenilenebilir Enerji A.Ş. Kurucu Ortaklığı gibi sektörel birçok alanda görev aldı. 

Tuygun, Yapıchem’de, inovasyon ve teknoloji odaklı vizyonu ile yerel ve küresel pazarda; çimento endüstrisine yönelik yenilikçi yaklaşımlarıyla satış ve ürün geliştirme konularında katkı sağlayacak.

Haier, Eskişehir’deki Fabrika Yatırımını Üretime Açtı

Haier, Eskişehir’de 70 milyon avro yatırımla Pişirici Ürünler Fabrikası ve Ar-Ge Merkezi’ni hayata geçirerek üretime açtı.

Haier Smart Home’un bünyesinde faaliyet gösteren Haier Europe, Eskişehir’de yeni bir pişirme fabrikası ve Ar-Ge Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. Haier, bir kilometre taşı niteliğindeki 70 milyon euroluk bu yatırımı ile Avrupa’daki endüstriyel ayak izini Türkiye ile genişleterek, kurumsal büyüme stratejisinde ülkemizin önemini de bir kez daha teyit etti. Yüksek teknoloji ve yapay zekâ odaklı mühendislik sistemleri, tam otomatik üretim hattı süreçleri ile son teknoloji ankastre fırın ve ocak ürün grupların imalatının gerçekleştirileceği fabrika 56 bin metrekarelik alan üzerine konumlandı. Yılda 1,2 milyon adet üretim kapasitesi ile 500’ün üzerinde kişiye istihdam sağlanan yeni fabrika ile Haier’in Türkiye’deki istihdamı 2 bin 500 kişiye ulaştı.

Yeni fabrikanın açılışı, Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, Eskişehir İl Valisi Hüseyin Aksoy ve Haier Avrupa CEO’su Yannick Fierling ile yerel yetkililerin ve Türk iş dünyasının temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

“Türkiye, Bizim İçin Çok Değerli Bir Ortak”

Haier Avrupa CEO’su Yannick Fierling, bu yatırımla Türkiye’yi uzun vadeli stratejik ortak olarak konumlandırdıklarını bir kez daha teyit etmiş olduklarını belirterek, “Haier’in 2021 yılında Eskişehir’de başlayan kurutma ve bulaşık üretim sürecinin ardından Haier’in pişirici ürünlerini Eskişehir’de üretmeye başlıyoruz. Bu stratejik proje, premium pazardaki başarımızı pekiştiriyor ve mutfak kanalı müşterilerimizin yüksek beklentilerini karşılıyor. Euromonitor International’ın 2023 yılı beyaz eşya satış rakamlarına göre dünya 1’incisi olan Haier’in, Avrupa’daki en büyük üretim ve ihracat merkezi olan Türkiye, küresel pazarlara hizmet etme hedefimizi yerine getirirken çok değerli bir ortak. Türkiye’de ürettiğimiz pişirici ürünlerimiz, Türkiye pazarındaki yerini alırken, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine de ihraç edilecek. Şunu da vurgulamalıyım ki Türkiye’nin ve insanlarının olağanüstü becerilerine de müteşekkiriz.”


Karbon Emisyonu Yüzde 60 Azalacak

Pişirme fabrikası, Haier Avrupa’nın sürdürülebilirlik ve çevresel ayak izinin azaltılması konusundaki kararlılığını yansıtacak şekilde tasarlandı. A sınıfı bina, yenilenebilir enerji kaynakları, tam elektrikli montaj hatları, artan plastik kullanımına karşı geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde karbon emisyonlarında tahmini standart teknolojilere kıyasla yüzde 60 azalmayı garanti edecek.

“Türkiye, Yatırımcılar İçin Güvenilir Bir Adres”

Açılışa katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin rekabetkçi iş ortamı, cazip teşvik paketleri, istikrarlı finansal altyapısı ve makroekonomik dengesi ile yatırımcılar için karlı ve güvenilir bir adres olduğunu söyledi. Bakan Kacır, 5,5 milyar dolar ihracatla net ihracatçı konumunda olan beyaz eşya sektörünün doğrudan 60 bin, dolaylı 600 bin istihdamla ekonomiye güç kattığına işaret ederek, “Türkiye’de üretilen beyaz eşya ürünleri, ülkemiz sanayisinin yenilikçi ruhunu, AR-GE ve kalite odaklı üretim yaklaşımını dünyanın dört bir yanındaki evlere taşıyor. Türkiye’nin adını tüm dünyada gururla temsil ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul Dopdolu Etkinlikleri ile Yapı Sektörüne İlham İnşa Ediyor

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 17-20 Nisan 2024 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başlıyor. 

Mimarlık, teknoloji, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri konularında derinlemesine bilgiye sahip olan isimler rehberliğinde şekillenen oturumlarla, sektördeki güncel konular ve geleceğe dair yenilikçi vizyonlar yapı dünyasına ışık tutacak.

17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde bu yıl 46’ncısı gerçekleşecek olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul; Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgedeki en büyük, dünyada ise beş büyük yapı fuarından biri olma özelliğini taşıyor. 

Hem yerel hem de yabancı katılımcıları bir araya getiren önemli bir uluslararası platform görevi görerek ziyaretçilerini cezbeden fuar, yeni iş birliklerinin kurulmasında da büyük rol oynuyor.

Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul %50 devlet desteği ile 46 yıllık temelini daha da sağlamlaştırıyor. Almanya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, İtalya, Rusya, Avusturya ve Çin’den yüzlerce katılımcıyı ağırlayacak olan fuar bu yıl %50 devlet teşviği ile destekleniyor.Bölgedeki en etkili iş platformu olmasının yanı sıra, Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olma niteliğini de taşıyan Turkeybuild İstanbul,60’tan fazla ülkeden 400’ün üzerinde VIP satın almacıya da ev sahipliği yapacak. 

Turkeybuild İstanbul 2024: İnovasyon ve İş Birliği Dolu Bir Etkinlik Programı

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024, bu yıl mimarlık dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirerek heyecan verici bir etkinlik programına ev sahipliği yapacak. Sektörde tanınmış ve başarılı projelere imza atmış mimarlarla iş birliği içinde tasarlanan bu program, inşaat sektörünün geleceğine ışık tutacak.

Her gün farklı bir temanın ele alınacağı fuarın ilk gününde, “Kutunun Dışında” buluşmalarıyla, İnşaat sektöründe sıra dışı fikirleri ve yenilikçi malzemeleri gündeme taşıyarak iş birlikleri ve sektörde güçlü bağlantılar kurmayı amaçlıyor.

18 Nisan Perşembe- Tasarla Türet, Yapay Zeka ile Üret! teması ile İnşaat sektörünün geleceğine yön verecek olan önemli konulara odaklanılacak. Tasarımın evrimi, teknoloji ve yapay zeka ile ilgili yenilikler ele alınırken ve ziyaretçilere inovasyon ve teknolojinin inşaat sektöründeki dönüştürücü etkisini keşfetme fırsatı sunulacak.

19 Nisan Cuma- Yeşilin Ötesinde oturumu ile sektörde sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapılacak. Çevresel etki odaklı tasarım ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri değerlendirilirken, yeşilin ötesindeki konular arasında çevre dostu uygulamalar, topluma duyarlı projeler, net sıfır hedefli uygulamalar, karbon ayak izini azaltan malzemeler ve sürdürülebilir mimari çözümler gündeme gelecek. Ziyaretçiler, yeşil yaklaşımların ötesinde, sektörde nasıl pozitif bir etki yaratılacağını keşfetme şansına sahip olacak.

20 Nisan Cumartesi- Mimari İletişimin DNA’sı söyleşilerinde yapı sektöründe iletişim ve pazarlama dünyası mercek altına alınırken, sosyal medyada mimarlara ulaşmanın kodları, yeni dünya düzeninde işverenlerle kontak kurmanın ipuçları ve piyasadaki rekabet ortamında hayatta kalmak için stratejiler gibi dikkat çeken başlıklar ele alınacak.

Ayrıca fuar kapsamında Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri” ile markalar ve ürünlerini sürdürülebilir ve yenilikçi bir şekilde tanıtan katılımcılar ödüllendirilecek. Yapı Master Class ile mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunulacak ve Yapı Tech Garage’da yeni girişimciler inovatif ürünlerini sergileme fırsatı bulacaklar.

İKSD İş birliğiyle Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’te Özel İskele-Kalıp Salonu!

İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliğiyle, bu yılki Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024 fuarında İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuluyor. ICA Build Fuarcılık A.Ş. ve İKSD arasında yapılan bu iş birliği anlaşması ile fuara katılan firmaların daha fazla etkileşim yaratması amaçlanıyor. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer alacağı bu özel salon ile katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacak.

Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “Ekonominin canlılığını koruması ve iş birliklerin sürdürülebilirliği için fuarlar kritik başarı faktörü. Bu durumu desteklemek adına 46. yılı deviren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a oldukça verimli ve yol gösterici bir etkinlik programı hazırladık. Sektör önderleri tecrübeleriyle yeni fırsatları, sektörün gittiği yönü anlatırken, girişimcilerimiz yapı sektörünün geleceğine dair yeni iş modellerini, ürünlerini ve fikirlerini bizlere sunacak.

İnşaat sektörü son dört çeyrekte genel ekonominin üzerinde bir büyüme gösterdi. Bu büyümenin uzun süreli daralmanın ardından, baz etkisiyle de desteklendiğini gözlemliyoruz. 2024 yılında genel ekonomide yüzde 4,0 büyüme hedefi belirlenmişken, inşaat sektöründe ise kendi dinamikleriyle birlikte bu büyümenin yüzde 4,5-5,0 aralığında olması muhtemel görünmektedir. Ancak, bu büyümeyi sınırlayacak bazı unsurlar da mevcut. Öncelikle, sıkı para politikası ve yüksek faizlerin 2024 yılının son çeyreğine kadar devam etmesi beklenmektedir. İkinci olarak, kamu bütçesinde deprem bölgesi dışındaki yatırımlarda sınırlı büyüme hedeflenmektedir. Tabii inşaat sektörünün kendi dinamiklerinden kaynaklı olarak da büyümeyi destekleyecek unsurlar da söz konusu. Özellikle 2023 yılında alınan yapı ruhsatlarında yaşanan artış, yerel seçimler öncesinde izinlerin ve tek yapılarda yıkım-yeniden inşa işlerinin hız kazanmasına neden oldu.

Ayrıca, deprem bölgesindeki faaliyetlerin talep oluşturmaya devam etmesi ve kentsel dönüşüm faaliyetlerinin artması bekleniyor. Özellikle kentsel dönüşüm konusunda önemli adımlar atıldı ve bu alanda hedefler belirlendi. 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, 2028 yılına kadar 81 il için kentsel dönüşüm planlarının tamamlanması ve uygulanması öngörülüyor. Ayrıca, plan döneminde 500 bin yeni sosyal konut üretilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda, deprem odaklı kentsel dönüşüm faaliyetlerinin artırılması ve finansman kaynaklarının sağlanması için çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin önemi de unutulmamalı. Bu alanda 2023 yılında yüksek bir proje büyüklüğüne ulaşılmış ve toplam 389 proje alınmıştır. Bu projeler arasında en fazla payı karayolu, tünel ve köprü projeleri almıştır. Tüm bu unsurların gösterdiği gibi, inşaat sektörü hem içerideki dinamikler hem de uluslararası pazarlardaki fırsatlarla büyümeye devam etmektedir.

Bu süreçte, sektördeki tüm paydaşların birlikte çalışarak daha büyük başarılar elde etmesini dilerim. Sektörün girişimcilerle bir araya gelerek daha yenilikçi, çözüm odaklı ve verimli sonuçlar elde edebilmesi, Türkiye’nin yapı alanındaki güçlü kaslarının daha da güçlenmesi adına oldukça önemli.ICA Build Fuarcılık A.Ş. olarak inşaat sektöründeki deneyimimiz ve bilgi birikimimiz ile sektörün öncülerine bu yıl yeni fırsatlar sunmak istiyoruz. 46. yılına giren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’ da aynı zamanda İKSD ile yapmış olduğumuz iş birliğinin de diğer ilgili sektörler içinde örnek olacağı inancındayız. Sektöre değer katmaya ve birlikte daha başarılı projelere imza atmaya kararlıyız.” dedi.

Ankara’da Aidat Rakamları 10 Bin TL Sınırına Ulaştı

EVA Gayrimenkul Değerleme’den Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, Ankara’da aidat artışlarının genel olarak İstanbul ile benzer seviyelerde, yaklaşık yüzde 50 oranlarında olduğunu belirterek, Çankaya’da aylık aidat tutarının 1.750 Gölbaşı’nda 1.100, Yenimahalle’de 750 ve Etimesgut’ta ise 700 TL civarında olduğunu açıkladı.

EVA Gayrimenkul Değerleme’den Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, Ankara’da aidat rakamlarının hızla yükseldiğini belirterek, “Ankara’da da aidat artışlarının genel olarak İstanbul ile benzer seviyelerde, yaklaşık yüzde 50 oranlarında olduğunu gözlemliyoruz. Çankaya ilçesinde, 100 metrekarelik daire başına ödenen ortalama aylık aidat tutarının 1.750 lira olurken, lüks konut markalarında bu rakam 10 bin liraya kadar çıkıyor. Gölbaşı’nda ortalama aidat tutarı 1.100 lira, Yenimahalle’de 750 lira, Etimesgut’ta ise 700 lira civarındadır. Ankara genelinde, tekil konut binalarında ve eski apartmanlarda aidat ortalaması 200 TL bandında seyrederken, markalı konut projelerinde aidatlar 5.000 lira ile 10.000 lira arasında değişkenlik gösteriyor. Lüks sitelerde ise daire başına düşen aidat tutarları daha yüksek de olabiliyor.” dedi.


Apartman sakinleri mutlaka toplantılara katılmalı

Aidatlar belirlenirken, site ve apartman sakinlerinin katılımı, yönetim toplantıları ve genel kurullar için fazlasıyla önem taşıdığını da sözlerine ekleyen Bal. “Kat maliklerinin, aidat konusundaki endişelerini ve önerilerini açıkça ifade etmeleri, yönetimin daha etkin bir şekilde hareket etmesini sağlayacaktır. Birlikte alınacak kararlar, site veya apartmanın mali durumunu olumlu yönde etkileyecektir. Son araştırmalar, apartman ve site sakinlerinin toplantılara katılım oranlarında belirgin bir artış olduğunu göstermektedir. Bu artış, katılımcıların mali konulardaki farkındalığının arttığını ve topluluklarına daha fazla katkıda bulunma isteğini yansıtıyor. Ayrıca gider kalemlerinin detaylı bir şekilde incelenmesi, maliklerin sorumlu bir şekilde hareket etmelerine yardımcı olacaktır. Yüksek bulunan gider kalemleri, malikler tarafından yönetimle paylaşılmalı ve nedenleri sorgulanmalıdır. Bu sayede gereksiz veya lüks harcamalar belirlenerek buna yönelik düzenlemeler yapılabilir.” şeklinde konuştu.

Önerilerde de bulunan Bal, “Bizim önerdiğimiz aslında yasal bir düzenleme var, binalarda kullanılmayan çatı gibi ortak alanların dönüştürülerek kiraya verilmesi ve sitelere gelir olması gibi, bu durum aidat yüklerini de azaltacaktır. Ayrıca kira gelirinden devlet vergi alacağından devlet içinde bir gelir olacaktır. Ancak bu yapabilmek için yasal düzenleme gerekmektedir. Yönetimleri, apartman ve site sakinleri ile sürekli diyaloğu korumaya özen göstermeli ve belirli aralıklarla toplantılar düzenleyerek kararları net ve açık bir şekilde sakinlere sunmalıdırlar. Gelen görüş ve yorumları değerlendirerek iletişim dinamiğini güçlü tutmak, sakinlerin memnuniyetini artırmada önemli bir etkendir. Ancak 24 saat güvenlik, site sosyal alanlarından ücretsiz yaralanma gibi hizmetlerin tekrar değerlendirilmesi gerekli. Artan İşgücü maliyeti, elektrik ve diğer maliyetler aidatlara ister istemez yansıyor burada yönetimleri suçlamak en kolay yol. Aidatları düşürmek istiyorsa bina yönetimleri biraz standartları, yeni normale ayak uyduracak şekilde aşağı çekmeleri gerekecek gibi duruyor.” diyerek sözlerini bitirdi. 

Gayrimenkulün Enerjisi Raporu’nun 2023 Sonuçları Açıklandı

CK Enerji Boğaziçi Elektrik tarafından yapılan Gayrimenkulün Enerjisi Raporu 2023 sonuçları belli oldu. Rapora göre, İstanbul Avrupa Yakası’nda taşınma hareketi 2022’ye göre, yüzde 6,5 gerileyerek 457 bin 907’e indi. Mega kentte son 6 yılın en düşük seviyesi görüldü.

2023 yılı sonu itibarıyla 4 milyon 649 bini aşan müşteri sayısıyla Türkiye’nin en fazla elektrik abonesine sahip bölgesi İstanbul Avrupa Yakası’nda hizmet veren CK Enerji Boğaziçi Elektrik’in abonelerinin yüzde 4,5’ini yabancılar, yüzde 4’ünü ise Sivaslılar oluşturdu. İlçe bazında Kağıthane, Sultangazi, Bağcılar, Sarıyer, Esenyurt, Bahçelievler, Şişli, Eyüpsultan ve Esenler’de Sivaslılar, İstanbullulardan sonra ikinci sırada geldi. 

CK Enerji Boğaziçi Elektrik; İstanbul Avrupa Yakası’ndaki taşınma hareketi başta olmak üzere, elektrik tüketimi, abonelerin memleketi ve yaş dağılımı ile kentsel dönüşüm rakamları gibi pek çok değerli veriyi içeren “Gayrimenkulün Enerjisi Raporu”nun 2023 yılı sonuçlarını açıkladı. Teknolojiye yaptığı yatırımlarla müşterilerini anlık olarak izleyen ve taleplerine hızla yanıt veren CK Enerji Boğaziçi Elektrik’in, abonelerin başvuru ve ikamet bilgilerini baz alarak, 2016 yılından bu yana düzenli olarak açıkladığı Gayrimenkulün Enerjisi Raporu’na göre, Avrupa Yakası’nda 2023 yılında taşınma sayısı yüzde 6,5 düşerek 457 bin 907’ye geriledi. Bu rakam pandemi dönemi dâhil 2018 yılından bu yana görülen en düşük seviye oldu.

2018-2023 Arası Avrupa Yakası’nda 3,3 Milyon Taşınma Oldu

Gayrimenkulün Enerjisi Raporu’nun sonuçlarını değerlendiren CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, Türkiye’nin en fazla elektrik abonesine sahip bölgesi İstanbul Avrupa Yakası’nda hizmet veren görevli tedarik şirketi olarak, yüksek müşteri memnuniyeti hedefi ile çalıştıklarını belirterek, “Türkiye’nin mega kenti İstanbul’un Avrupa Yakası’nda müşteri sayımız her geçen gün artıyor. 2018 yılında 4 milyon 294 bin müşterimiz varken bu sayı 2023 sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 8 artarak 4 milyon 649 bini aştı. Aradan geçen 6 yılda 355 bine yakın yeni aboneye daha hizmet vermeye başladık. Gayrimenkulün Enerjisi raporlarımızı biz adeta İstanbul Avrupa Yakası’nın bir röntgeni gibi görüyoruz. Raporumuzda da yer aldığı gibi 2018 yılından 2023 sonuna kadar geçen sürede 3,3 milyondan fazla abonemiz taşındı. Yani çok büyük bir hareket söz konusu. CK Enerji Boğaziçi Elektrik olarak bu yoğun harekete çok hızlı yanıt vermekten, müşterilerimizin ihtiyaç ve taleplerine çözümler sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

İkinci El Gayrimenkulde Yüzde 12 Düşüş Var 

CK Enerji Boğaziçi Elektrik’in 2023 yılı verilerini içeren Gayrimenkulün Enerjisi Raporu’na göre konut ve kira fiyatlarındaki hareketlilik Avrupa Yakası’nda taşınma hareketini yavaşlattı. Yılın ilk yarısında özellikle ikinci el gayrimenkullerde taşınmalarda yaşanan yüzde 27’ye varan düşüş ikinci yarıda bir miktar toparlasa da bir önceki yıla göre taşınma hareketi yüzde 12 kayıpla 311 bin 456 seviyesinde kaldı. Özellikle nisan ayında ikinci el gayrimenkuldeki taşınmalarda yılın dip noktası görüldü. Yıl içinde taşınmaların en yüksek olduğu ay ise ağustos oldu. 2023 yılında yeni gayrimenkule geçişlerde ise yüzde 7’lik bir artış gözlendi. 2022 yılında ilk kez kapılarını açan yeni gayrimenkul sayısı 136,7 bin iken 2023’te bu sayı 146,4 bine ulaştı. Yıl içinde her gün ortalama 401 abone yeni gayrimenkulüne geçti.  2018’den bu yana 887 bin 142 abone yeni gayrimenkule, 2 milyon 507 bin 902 abone de ikinci el gayrimenkule geçiş yaparken Avrupa Yakası’ndaki toplam taşınma sayısı 3 milyon 395 bini aştı. En fazla geçiş hareketi 753 bin 323 taşınma ile 2019 yılında yaşandı.

Meskenlerde Elektrik Tüketimi Yüzde 5,5 Arttı

2023 yılında İstanbul Avrupa Yakası’nda meskenlerin elektrik tüketimi bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 5,5 oranında arttı. Avrupa Yakası’nda yıl içinde tüm ilçelerde meskenlerin elektrik tüketimi yükselirken ilk sırada yüzde 11 ile Arnavutköy yer aldı. Onu yüzde 9 ile Silivri ve yüzde 8 ile Çatalca izledi. Tüketimin en az arttığı ilçe yüzde 2 ile Güngören olurken Fatih ve Bakırköy’deki mesken abonelerinin elektrik tüketimi yüzde 3 yükseldi. Avrupa Yakası’nda meskenlerin elektrik tüketiminde Türkiye’nin en büyük nüfusa sahip ilçesi Esenyurt yüzde 9’un üzerinde bir oranla ilk sırada yer aldı.

Avrupa Yakası’ndaki abonelerin yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında, en büyük grubu yüzde 33 ile 35-49 yaş arasındakiler oluşturdu. İlçeler bazında Bakırköy yüzde 30 ile 64 yaş ve üzeri abonelerin en yoğun olduğu ilçe olarak önce çıkarken onu Beşiktaş takip etti. Rapora göre 64 yaş üzeri abone oranı en az ilçe ise yüzde 10 ile Esenyurt. Türkiye’nin en büyük ilçesi unvanına sahip Esenyurt’ta ise abonelerin yüzde 22’si 35 yaşından küçük.

CK Enerji Boğaziçi Elektrik’in abonelik verilerinden hareketle hazırlanan raporda İstanbul Avrupa Yakası’ndaki mesken abonelerinin memleketlerine göre dağılımında toplam 4 milyon 649 bin abonenin yaklaşık yüzde 18’ini yani 680 bin 633’ünü İstanbul nüfusuna kayıtlı vatandaşlar oluşturdu. İstanbulluları toplam içinde payı yüzde 5 olan, 190 bin 412 abonelik ile Sivaslılar izledi.  Listede üçüncü sırada 147 bin 983 ile Kastamonulular ve dördüncü sırada ise 125 bin 142 Tokatlılar geldi.

İlçe bazında bakıldığında Kağıthane, Sultangazi, Bağcılar, Sarıyer, Esenyurt, Bahçelievler, Şişli, Eyüpsultan ve Esenler’de Sivaslılar ikinci sırada yer aldı. Kastamonuluların Bağcılar, GOP, Esenler ve Kağıthane’de Tokatlıların ise Esenyurt’ta yoğun olarak ikamet ettiği görüldü. Yine rapora göre Malatyalılar; Esenler, Küçükçekmece ve Bağcılar’da, Giresunlular; Gaziosmanpaşa, Eyüpsultan ve Bağcılar Ordulular; Esenyurt ve Bağcılar ve Kağıthane’de, Samsunlular; Esenyurt ve Küçükçekmece’de Sinoplular, Küçükçekmece ve Esenyurt’ta yoğunlukta.

İstanbul Avrupa Yakası’nda 170’in üzerinde farklı ülkeden abonesi bulunan CK Enerji Boğaziçi Elektrik’in 2023 yılında yabancı abone sayısında ise yüzde 9,5’lik bir düşüş gözlendi. 2022 sonu itibarıyla yabancı abone sayısı 230 bin 562 iken bu rakam 2023’te 208 bin 707’e indi. Avrupa Yakası’ndaki toplam abonelerin yaklaşık yüzde 4,6’sını yabancılar oluşturdu.

Kentsel Dönüşümde 2018’den Bu Yana Görülen En Yüksek Rakam

CK Enerji Boğaziçi Elektrik’in Gayrimenkulün Enerjisi Raporu’nda kentsel dönüşüm rakamları da yer aldı. 2022 yılında kentsel dönüşüm nedeniyle toplam 27 bin 399 olan başvuru sayısı 2023 yılında yüzde 23 artarak 33 bin 641’e ulaştı. Bu, 2018 yılından bu yana görülen en yüksek rakam olarak kayıtlara geçti.

Kentsel dönüşüm çerçevesinde tahliye edilen abonelerin 23 bin 324’ü mesken, 10 bin 195’i ticarethane ve 51’i aydınlatmadan geldi. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında başvurularda rekor artış gözlendi.   2023 yılında İstanbul Avrupa Yakası’nda aylık tahliye başvuru sayısı ortalama 2 bin 803 olarak gerçekleşti. 2018-2023 yılları arasındaki 6 yıllık dönemde ise kentsel dönüşüm nedeniyle tahliye olan toplam abone sayısı 171 bin 875 oldu.

Kira Gelir Beyanname Süreci 1 Nisan’a Kadar Sürecek

1 Mart’ta başlayacak olan ve gayrimenkul sahiplerini ilgilendiren, konut ve iş yerleri kiralamalarından elde edilen gelir için kira gelir beyannamesi süreci 1 Nisan tarihine kadar sürecek.

Kira beyannamesi vermek için ikametgahın bulunduğu bölgedeki vergi dairesine giderek ya da www.gib.gov.tr internet adresine girerek kolaylıkla beyanname verebilirsiniz. Sistemde bulunan Hazır Beyan sayesinde kolayca kira geliriniz için gerekli işlemi yapabilirsiniz. Ayrıca bir cep telefonu uygulaması olarak da sunulan bu sistemi telefonunuza indirerek işlemlerinizi daha hızlı bir şekilde yapabilirsiniz.

İnternet kullanamayan veya vergi dairesine gidemeyen 60 yaş üstü mükellefler, okuma yazması olmayanlar ile engelli ve hastalar “444 0 189” numaralı Vergi İletişim Merkezi’nden yardım isteyebilecek. Bu kimselere randevu sistemine göre Maliye Bakanlığından bir memur yardımcı olacak. Kira gelirlerinden kişiye tahakkuk eden vergiler mart ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenebilecek.

Kaynak: Emlak Dream

İstanbul’un Dönüşümünde Sigorta Avantajı

Yarısı Bizden kampanyasından yararlanarak evini kentsel dönüşüm desteği ile yenilemek isteyen İstanbullular, krediden doğan borçlarını, kendileri ve yakınları için güvence altına almak isterlerse, olayinkolayi.com üzerinden satın alacakları Kredi Hayat Sigortalarını yüzde 40’a varan indirimlerle yaptırabilecek. 

Daha önce açıklanan “Yarısı Bizden” kampanyasının İstanbul ayağına yönelik detayları belli olurken, mega kentte gerçekleştirilecek dönüşüm projelerinde, hibe desteği yanında devletin sunduğu avantajlı kredi olanaklarından yararlanmak isteyen hak sahipleri, Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş.’nin dijital platformu olayınkolayı’ndan Kredi Hayat Sigortalarını yüzde 40’a varan avantajlı fiyatlar ile satın alabilecekler. Yarısı Bizden kampanyasına başvuru yapan İstanbullular, olayinkolayi.com üzerinden yalnızca 6 kısa bilgi ile Kredi Hayat Sigortası için anında ön teklif alabiliyor. 

2018’den bu yana milyonlarca ziyaretçisine destek olan olayinkolayi.com, Kredi Hayat Sigortası konusunda sadece hayatın beklenmeyen sürprizlerine karşı kredi borcunu avantajlı fiyatlarla güvence altına almakla kalmıyor, aynı zamanda sunduğu ücretsiz asistanlık hizmetiyle de tüketicilerin kredi yolculuğunda birçok sorusuna yanıt vererek, kolay çözümler sunuyor. 

İnşaat Sektörü Güven Endeksi 91,8 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Şubat ayı ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektörü güven endeksi Şubat ayında yüzde yüzde 1 artarak 91,8 değerini aldı.

Bir önceki aya göre Şubat ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,3 oranında azalarak 79,3 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,9 oranında azalarak 102,0 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,6 oranında artarak 118,6 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 114,5 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında artarak 91,8 değerini aldı.

İhracat 19 Milyar Dolara Ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan dış ticaret istatistikleri açıklandı. Buna göre ihracat, Ocak ayında yüzde 3,5 arttı.

​​Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2024 yılı Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,5 artarak 19 milyar 991 milyon dolar, ithalat yüzde 22,0 azalarak 26 milyar 218 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak Ayında Enerji Ürünleri ve Altın Hariç İhracat Yüzde 3,0 Arttı, İthalat Yüzde 6,2 Azaldı       

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2024 Ocak ayında yüzde 3,0 artarak 18 milyar 44 milyon dolardan, 18 milyar 592 milyon dolara yükseldi.

Ocak ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 6,2 azalarak 19 milyar 886 milyon dolardan, 18 milyar 660 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ocak ayında 68 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 1,8 azalarak 37 milyar 251 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,6 oldu.

Dış Ticaret Açığı Ocak Ayında Yüzde 56,4 Azaldı

Ocak ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,4 azalarak 14 milyar 290 milyon dolardan, 6 milyar 227 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak ayında yüzde 57,5 iken, 2024 Ocak ayında yüzde 76,2’ye yükseldi.

Ocak Ayında İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 93,0 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2024 Ocak ayında imalat sanayinin payı yüzde 93,0, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 5,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Ocak Ayında Ara Mallarının Toplam İthalattaki Payı Yüzde 73,2 Oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2024 Ocak ayında ara mallarının payı yüzde 73,2, sermaye mallarının payı yüzde 14,0 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,6 oldu.

Ocak Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Ocak ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 762 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 224 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 97 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 22 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 999 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,5’ini oluşturdu.

İthalatta İlk Sırayı Rusya Federasyonu Aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Ocak ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 324 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 893 milyon dolar ile Çin, 1 milyar 918 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 402 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 187 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,7’sini oluşturdu.

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Seriye Göre İhracat Yüzde 5,1 Azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2024 Ocak ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 5,1, ithalat yüzde 4,8 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 0,4 artarken, ithalat yüzde 23,6 azaldı.

Yüksek Teknolojili Ürünlerin İmalat Sanayi İhracatı İçindeki Payı Yüzde 3,5 Oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Ocak ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,0’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,5’dir.

Ocak ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 75,3’tür. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 11,7’dir.

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 2024 Yılı Ocak Ayında 17 Milyar 928 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2024 yılı Ocak ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,5 artarak 17 milyar 928 milyon dolar, ithalat yüzde 22,1 azalarak 24 milyar 809 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak ayında dış ticaret açığı yüzde 52,0 azalarak 14 milyar 344 milyon dolardan, 6 milyar 880 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak ayında yüzde 54,9 iken, 2024 Ocak ayında yüzde 72,3’e yükseldi.

Harika Ulaşım Bağlantıları İle Öne Çıkan Londra’da Bir Konut Satın Alın ve Tüm Başkent Avucunuzun İçinde Olsun

Büyük Londra; İstanbul’un üç, Singapur’un iki katı ve Delhi’den biraz daha büyük olmak üzere bin 569 kilometrelik devasa bir alanı kapsıyor. Fakat Barratt London’dan bir konut satın aldığınızda bir yerden bir yere gitmek hiç de zor olmayacaktır. 

Alanında lider firmanın başkentte sürdürülebilir yaşam taahhüdünün bir parçası olarak, konut sitelerinin lokasyonları Londra’nın sunduğu çeşitli toplu taşıma seçeneklerinden en iyi şekilde yararlanacak şekilde seçiliyor. Büyük ulaşım merkezleri her zaman bu lokasyonlara yakın bir konumda bulunuyor ve Barratt London, şehrin ulaşım ağından sorumlu yerel yönetim örgütü Transport for London (TfL) ile anlaşarak bölgedeki istasyonlardan bazılarının hemen yanındaki pek kullanılmayan otopark alanlarında muhteşem yeni evler inşa ediyor.

Ortaklık, Walthamstow Blackhorse View’da yapılan ve tamamen satılan ilk projenin başarısının ardından Wembley’in kalbindeki heyecan verici bir projenin başlatılmasıyla uzatıldı. Wembley Park istasyonuna komşu olan ve Londra’nın merkezine sadece 12 dakikalık bir uzaklıkta bulunan Wembley Park Gardens, özel alan erişimi olan ve Wembley manzaralı bir ve iki yatak odalı daireler sunan yeni bir proje olarak öne çıkıyor.

İş, okul veya gezmek için olsun, Londra’da nereye giderseniz gidin hızlı ve rahat ulaşım seçenekleri bulunuyor. Londra, 1863 yılında dünyada yeraltı treni ile ilk kez hizmet veren şehir olmuştur ve o zamandan bu yana kent toplu taşımacılığının öncü şehirlerinden biridir. Yerüstü, yeraltı ve ana hat trenleri, hafif raylı sistem, tramvaylar, otobüsler, nehir otobüsleri, havaalanları, helikopter pisti, teleferik seçenekleri ve dünyanın en iyi eğitimli taksi şoförleriyle Londra’nın dünyanın en iyi ulaşım imkanlarına sahip şehirlerinden biri olması hiç de şaşırtıcı değil.

Londra Metrosu, 402 km’lik bir alanı kapsayan ve 272 istasyon bulunan 11 metro hattında günde beş milyon yolcuya hizmet veriyor ve şehrin ulaşım ağının en önemli merkezi konumunda bulunuyor. Yoğunluğun en yüksek olduğu saatlerde 543’ten fazla tren hizmet vermekte ve en hızlı hat üzerinde saatte 40 tren çalışıyor. Sabah 5’ten gece yarısına kadar kesintisiz hizmet veren ve hafta sonları en yoğun hatlarda 24 saat hizmet veren Tube, şehirde dolaşmanın en hızlı ve rahat yolu ve dünyanın en konforlu metrosu olarak değerlendiriliyor.1

Geçtiğimiz yıllarda Londra demiryolu ağına daha önce Crossrail olarak bilinen Elizabeth Hattı da eklendi. Bu hat, ana hat trenlerinin Londra’yı boydan boya geçen tünellerden geçmesini sağlıyor ve Heathrow Havaalanı’ndan Essex’teki Shenfield’a kadar hızlı ve doğrudan bağlantılar sunuyor. Şehir ayrıca, St Pancras’tan kalkan Eurostar ile trenle Avrupa anakarasına da bağlanıyor.

Batı Londra’daki eski Nestle fabrikasının dikkat çeken bir yenileme projesi olan Hayes Village, tarihi yeşil alandan Crossrail’in önemli bir noktası olan Hayes ve Harlington tren istasyonuna kadar uzanan oldukça kullanışlı bir yaya yoluna sahip olmasıyla ön plana çıkıyor. Güneybatı Londra’nın en cazip emlak merkezlerinden birinde yer alan Springfield Place, Tooting Bec metro istasyonuyla birlikte iki demiryolu istasyonuna yürüme mesafesinde olup en iyi ulaşım bağlantılarına sahip projelerimizden biridir.

Ek olarak, Londra Travelcard bölgesinde bulunan 368 istasyona yayılan ve Büyük Londra ile çevresindeki banliyölere hizmet veren ana hat tren istasyonları ile çevrilidir. Croydon’a gidip gelen Tramlink ile Canary Wharf ve London City Havaalanı gibi başlıca iş merkezlerine hızlı ulaşım sağlayan Docklands monoray hattı gibi yer üstü ulaşım bağlantılarına da sahiptir.

Yeni planlanan West London yer üstü hattı Hendon’u Hounslow’a bağlayacak ve Barnet kentindeki Hendon Waterside, LB Hillingdon’daki Hayes Village ve LB Harrow’daki Eastman Village gibi en popüler projelerimizden bazılarına daha rahat ulaşım bağlantıları sağlıyor. Dahası, Güney Doğu Londra bulunan, kilometre taşı niteliğindeki yeni projemiz Bermondsey Heights, yalnızca 400 metre uzaklıktaki yeni Londra Metro istasyonu da dahil olmak üzere bölgeye yönelik kapsamlı yenileme planlarının bir parçasıdır.

Havaalanları söz konusu olduğunda ise, Londra havaalanı sistemi, her yıl altı havaalanını kullanan 170 milyondan fazla yolcuyla dünyanın en çok kullanılan havaalanı sistemidir. Londra Heathrow, Dubai Havaalanı’nın ardından dünyanın en yüksek ikinci yolcu sayısına sahipken, Londra Gatwick de 10. sırada yer alıyor. Şehirdeki tüm havaalanları, özel tren ve otobüs seferleriyle şehrin merkezine kolay ulaşım sağlıyor. Londra’nın batısında yer alan RAF Northolt özel jetler tarafından kullanılırken, Battersea’de bulunan London Heliport özel helikopterler için kullanılıyor.

Hem turistler hem de işlerine gidip gelen kişiler arasında oldukça popüler olan Londra nehir otobüsleri ağı, Thames Nehri üzerindeki 22 iskele boyunca seferler düzenliyor ve yolculara olağanüstü manzaralar sunuyor. Bununla birlikte, IFS Cloud Teleferiği, ziyaretçileri Thames Nehri boyunca Greenwich’den Kraliyet Rıhtımı’na götürüyor. 

Londra’nın havası önceleri smogla kaplıydı ancak son yirmi yılda Londra Belediyesi, hava kirliliğine neden olan araç kullanımını daha temiz ve daha çevreci seçeneklerle değiştirmeye yolunda adımlar atıyor.

Londra’da 675 farklı güzergahta 8.600’den fazla sayıda otobüs hizmet veriyor ve her sekiz yolculuktan biri elektrikli ya da hidrojenle çalışan otobüslerle gerçekleştiriliyor. Bu da Londra’nın Avrupa’nın en büyük sıfır emisyonlu otobüs filosuna sahip olması anlamına geliyor.

Londra’nın ünlü siyah taksilerinin yüzde kırkı da elektrikli araçlardan oluşuyor. Londra taksicileri dünyanın en iyi eğitimli taksi şoförleridir, zira lisanslarını alabilmek için Charing Cross’un on kilometre yarıçapındaki her yolu ve önemli noktaları ezberlemeleri ve oldukça zorlu bir sınavı geçmeleri gerekiyor. The Knowledge olarak bilinen ve 1865 yılında beri Londra’da bir gereklilik olan bu sınava hazırlanmak ve geçmek en az üç yıllık sıkı bir çalışma gerektiriyor.

Böylesine kapsamlı bir toplu taşıma ağına sahip olan Londra’nın bir destinasyon ve yaşanacak yer bir olarak sürekli yüksek puan alması şaşırtıcı değil. Kanadalı turizm ve emlak danışmanlık hizmeti Resonance Consultancy, 2023 yılında Londra’yı üst üste sekizinci kez dünyanın en iyi şehri seçti. “Yaşanabilirlik, sevilebilirlik ve refah” kriterleri açısından 270  şehri karşılaştıran danışmanlık şirketi, Londra’nın Paris, New York, Tokyo ve Dubai’nin üzerinde değerlendirilmesinin nedenlerinden biri olarak başkentin sahip olduğu mükemmel toplu taşımacılığı gösterdi.

Ulaşım bağlantılarının mükemmelliğinin bir sonucu olarak, yalnızca şehrin merkezinde bulunan 1. ve 2. Bölgelerdeki evlerin çalışanlar için uygun olduğu düşüncesi artık geçerliliğini yitirdi. Bugün, 4. veya 5. Bölgede bir ev satın alabilir ve iş, okul veya eğlence, nereye giderseniz gidin hızlı ve kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz.

Seramiksan, İş Pozitif Fuarı’nda

200 kişiden fazla kadın çalışanıyla ve kadın istihdamına verdiği destekle fark yaratan Seramiksan, İŞKUR tarafından ilk defa Manisa’da gerçekleştirilen İş Pozitif Fuarı’nda beğeni aldı.

Türkiye genelinde 8 ilde gerçekleştirilmesi planlanan, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere 10 Bakanlığın proje ortağı olduğu “Milli Müdafaadan Milli Kalkınmaya Türkiye Yüzyılı’nın Kadınları Yüzyılın Kadın İstihdamı İş Pozitif Fuarı” kapsamında Manisa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü ev sahipliğinde 24 Şubat tarihinde gerçekleştirilen “İş Pozitif Manisa Fuarı” programına davet edilen Seramiksan, kadın istihdamının artırılmasını sağlayacak işbirliğinin içerisinde yer aldı.

Kadınların mesleki becerilerini geliştirerek kalıcı istihdama katılımlarını sağlamak amacıyla yürütülen projelere destek vermeye devam edecek olan Seramiksan’ın fuardaki standını ziyaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Vedat Işıkhan ve Manisa Büyük Şehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, bu kapsamdaki faaliyetler hakkında bilgi alarak firmaya tebriklerini ilettiler. 

Samandağ Deprem Konutları İnşaatı Sürüyor

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından Hatay’ın Samandağ ilçesinde yapılan 424 deprem konutunun inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Hatay’da asrın felaketinden etkilenen ilçelerinden biri olan Samandağ’da depremin yaralarını sarmak için hızla çalışmalara başlanmıştı. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından Samandağ ilçesinde hayata geçirilen 424 konutluk yeni proje hızla yükseliyor.

Projenin özelliklerinden biri ise yöresel mimariye uygun olarak tasarlanmış olması. Konutların yanı sıra proje kapsamında; çocuklar için oyun parkları, gençler ve yetişkinler için spor alanları ile her yaştan bireyin keyifli vakit geçirebileceği dinlenme alanları da yer alacak.

Hatay, Samandağ’da yükselen 424 konutun tüm proje detaylarını burada bulabilirsiniz.

İstanbul’da 7 İlçenin Acilen Dönüştürülmesi Gerekiyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) il genelinde acil olarak dönüştürülmesi gereken ilçeleri sıraladı.

Raporda, Büyükçekmece, Güngören, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Tuzla ve Zeytinburnu’nda ilan edilenin beş katı dönüşüme ihtiyaç olduğu belirtildi.

İPA’nın “Kent Gündemi Serisi”nin son raporunda kasım ayında yapılan değişikliklerin ardından yeniden gündeme gelen rezerv alan ve riskli alan kavramları ile bu kavramların İstanbul’daki yansımaları incelendi.

Raporda şu bilgilere yer verildi:

“‘2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, kentsel dönüşümde önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar kanundaki ‘riskli alan’, ‘rezerv alan’ ve öncelikli dönüşüm alanlarına yönelik tartışmaları beraberinde getirmektedir. Son olarak 6306 sayılı kanuna yönelik 9 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliklerin ardından bu tartışmalar yeniden gündemde yer bulmuştur. Kentsel Dönüşümde Rezerv Alan ve Riskli Alan Kavramlarına Dair Değerlendirme’ raporu bu kavramlara ışık tutarken İstanbul’daki uygulamaları da incelemektedir.

Hazırlanan rapora göre:

  • İstanbul’da 6306 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 70 adet riskli alan, 152 adet rezerv yapı alanı ve yaklaşık 84 bin riskli yapı ilan edilmiştir.
  • İlan edilen riskli alanların çoğunlukla kamu mülkiyetinde bulunan, genellikle tek veya iki katlı düzensiz yapıların bulunduğu ya da rantı yüksek alanlardan oluştuğu belirtilmektedir.
  • Son 11 yılda İstanbul’da bulunan ve 2000 yılı öncesi yapılmış 800 bin binanın yalnızca 84 bini dönüşmüştür.
  • Öncelikli ele alınması gereken Büyükçekmece, Güngören, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Tuzla ve Zeytinburnu’nda ilan edilenin beş katı dönüşüme ihtiyaç vardır. Sadece Tuzla ilçesinde Bakanlığın ilan ettiğinin 38 katı büyüklükte bir alanda kentsel dönüşüm ihtiyacı mevcuttur.
  • Rezerv alan konusuyla ilgili öne çıkan en önemli ve en tehlikeli alanların başında Kanal İstanbul güzergahı gelmektedir. Kanal İstanbul güzergahındaki rezerv alanlarda merkezi yönetim tarafından yapılan açıklamalara göre 500 bin, İPA’nın analizine göre 2 milyon yeni nüfus artışı öngörülmektedir.
  • Önceki uygulamalara bakarak yeni düzenleme incelendiğinde; gelir adaletsizliği, mülksüzleşme ve barınma hakkına dair sorunların derinleşeceği, afete dayanıklı kentlerden ziyade finansal kaynak oluşturmaya yönelik adımlar atılacağı değerlendirilmektedir”

My Tech Enerji, Mersin Üniversitesi İle GES Anlaşması İmzaladı

My Tech Enerji, Mersin Üniversitesi’ne (MÜ) Güneş Enerjisi Santrali (GES) kuracak. Proje ile MÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 4 milyon khw’lık elektrik ihtiyacı karşılanacak.

Şubat ayında sözleşmesini yaptıkları ve 21 Mayıs’ta teslim edecekleri ‘GES Projesi’ hakkında bilgi veren My Tech Enerji Genel Müdürü Mehmet Yürekdelen, “Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin girişindeki otoparkta, çelikten konstrüksiyon ( carport ) sistemi yapılarak üstü panel ile kaplanacak ve buradan elektrik üretilecek. Startına başladığımız projede yaklaşık 5 bin 550 adet panel ve 60 adet invertör kullanacağız.

Totalde 1,5 milyon dolar yatırımla gerçekleştireceğimiz GES projesi, yılda 14 milyon Türk Lirası karşılığında üniversiteye tasarruf sağlayacaktır. Projenin hayata geçmesiyle birlikte, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yılda yaklaşık 10 milyon kW saat elektrik tüketiminin yüzde 40’ı bu projeden sağlanacak. İleriki süreçte KABEV ‘Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi’ projesi kapsamında TURYAPI İnşaat ve EPHE Enerji konsorsiyumu ile Karadeniz bölgesindeki üniversitelerde de projelerimize devam edeceğiz” dedi.

“Yeni Projelerle Yüzde 400 Büyüyeceğiz”

Yürekdelen ayrıca, yüksek güneşli gün sayısına sahip olan Mersin’de Akdeniz bölgesindeki yapılan yatırımların kendisini amorti etme hızının Karadeniz, İç Anadolu ve Ege’ye nazaran 1.5 kat daha hızlı gerçekleştiğini ve yasal düzenlemeler ile birlikte GES taleplerinin arttığını söyledi. Mersin dışında Hatay, Osmaniye ve İskenderun’da aktif GES Projelerine başladıklarını, Adapazarı ve Sakarya’da da projelerini hayata geçireceklerine değinen Yürekdelen, “Kaliteden, iş sağlığı ve iş güvenliğinden ödün vermeden geçen yıl yakalamış olduğumuz ivmeyi devam ettirmeyi ve geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 400 büyümeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 20 kişilik olan personel sayımızda da artırarak yaklaşık 50’ye çıkaracağız” diye konuştu.

“Destekler Sayesinde GES Talepleri Arttı”

KOSGEB’in 1 yıl ödemesiz, 2 yıl faizsiz geri ödemeli kredi destekleri ve diğer Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ve IPARD yüzde 50-60’lara varan hibe destekleri sayesinde GES talebinin arttığını belirten Yürekdelen, “Bir yandan kurumlar tarafından firmalara verilen bu denli destekler varken, maalesef enerji satan firmalar tarafından altyapı yetersizliği sebebiyle kapasite verilmiyor. Tüm şartlar yerine getirilmeyince GES projelerine başlanılamıyor. Hem bizlerin hem de firma sahiplerinin mağduriyet yaşamaması için bu soruna çözüm getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Dünya Gazetesi/Müjde Demir

Elazığ’ın En Büyük AVM’si Görkemli Bir Törenle Tanıtıldı

Elazığ’da M. Bulut İnşaat tarafından yükselecek olan Newpoint Alışveriş Merkezi (AVM) projesinin lansmanı İstanbul’da yapıldı.

M. Bulut İnşaat ve Value Solution Partners ev sahipliğinde gerçekleşen New Point AVM’nin lansmanı, M. Bulut İnşaat Yönetim Kurulu Başkanları Mustafa Bulut ve Mehmet Bulut, VS Partners kurucu ortakları Tarkan Ander ve Dora Şahintürk, perakende sektör temsilcileri ve basın mensuplarının katılımı ile İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus’da gerçekleştirildi.

Elazığ’ın karma kullanımlı en büyük alışveriş merkezi olacak, 110 adet mağazayı bünyesinde barındıracak olan ve şehirdeki ilk mağazalarını açacak restoran ve kafeler, cadde mağazaları ve ofis bloklarını kapsayan 3 bağımsız bölümden oluşan New Point AVM, Elazığ’ın yeni bir yaşam alanı olmaya hazırlanıyor.

Tanıtım programında New Point AVM projesi ve AVM’ye ilişkin görüşlerini paylaşan M. Bulut İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bulut, bu projeyle şehrin istihdamına da önemli oranda katkı sağlayacaklarını belirtti.
Nev Point projesi ile sadece Elazığ’a değil tüm bölgeye değer katacaklarını ifade eden Bulut, “New Point AVM’nin açılışını duyurmak için geri sayım yapıyorduk. Bizleri yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyoruz. M. Bulut İnşaat olarak her zaman için Elazığ’ın hem bölgemiz hem de ülkemiz adına değerinin farkındayız, bu sebeple de gerçekleştirdiğimiz projelerimizde başta Elazığ’a ve bölgemize değer katmayı hedefliyoruz.” dedi.

Elazığ gibi kadim kültürlere ev sahipliği yapmış bir şehirde böylesine önemli ve binlerce kişiye istihdam oluşturacak bir yatırıma imza atmanın ve bunu şehre kazandıracak olmanın gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Bulut, “Elazığ’ın en büyük karma kullanımlı alışveriş merkezi olmaya hazırlanan New Point, yalnızca AVM olarak değil aynı zamanda bölgemizde yeni bir yaşam alanı olarak da öne çıkıyor. New Point, içindeki marka bütünlüğü ve profesyonel yaklaşımıyla Elazığ’ın gelişimine ve dönüşümüne büyük bir katkı sağlayacağını ve şehrin istihdamını destekleyeceğini düşünüyoruz.” dedi.

New Point AVM projesinin kiralama yönetim faaliyetlerini, gayrimenkul ve yatırım yönetimi konusunda uzmanlaşmış lider bir profesyonel hizmetler firması olan Value Solution Partners yürütecek.

New Point AVM projesinin detaylarını aktaran VS Partners Kiralama Direktörü Onur Kıratlılar, “Value Solution Partners olarak birlikte böylesine kıymetli bir anlaşmaya imza attığımız, M. Bulut İnşaat Yönetim Kurulu Başkanları Mustafa Bulut ve Mehmet Bulut’a ayrıca teşekkürlerimizi iletiyoruz.

New Point AVM içinde bulundurduğu marka karmasıyla 7’den 70’e herkese hitap edecek, restoran ve kafeler, cadde mağazaları ve ofis bloklarını kapsayan bölümleri ile de Elazığ’a yeni bir yaşam alanı oluşturacak.” dedi.

100 bin metrekarelik inşaat alanına ve 33 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip, 110 adet mağazayı bünyesinde barındıran New Point AVM, 3 kattan oluşurken aynı zamanda şehrin en büyük çocuk oyun alanını da açmaya hazırlandığına dikkat çeken Kıratlılar; “Yalnızca Elazığ’ın değil aynı zamanda Doğu Anadolu Bölgesi’nin de yeni gözdesi olacağına inandığımız, Elazığlıların ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayabilecek, şehrin en büyük yaşam merkezini yaratmak ve projemizin sağlayacağı istihdamı şehrin ekonomik habitatına geri kazandırmak için çalışacağımız New Point AVM’nin kiralama faaliyetlerini en iyi şekilde yürüteceğiz” dedi.

2025’in Üçüncü Çeyreğinde Hizmete Açılacak

New Point AVM’nin 2025 yılının üçüncü çeyreğinde açılacağını belirten Onur Kıratlılar, “Value Solution Partners olarak misyonumuz en iyi hizmeti sunmak, fark yaratmak ve sürdürülebilir projelerle büyük başarılara imza atmaktır. Bu doğrultuda kiralama sürecini yürüteceğimiz New Point AVM’nin, bulunduğu bölgeye değer katacağına inanıyor ve böyle bir projeye imza atmış olmaktan gurur duyuyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: Günışığı Gazetesi

İznik Gölü’nde Arsa Niteliğindeki Taşınmazların Metrekare birim değerleri 8.000,00 TL ile 10.000,00 TL Arasında Değişiyor 

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Gürcan Sütlüdere, İznik bölgesindeki gayrimenkul piyasasını mercek altına aldı.

Sütlüdere, İznik Gölü’ne uzak olan tarım arazilerinin metrekare birim fiyatı 700 TL iken gölün çevresinde bulunan ve göl manzarasına sahip olan yerlerde metrekare birim fiyatının bin TL’ye kadar çıktığını açıkladı. Göle yakın yapılaşma hakkı olan arsa niteliğindeki taşınmazların metrekare birim değerleri ise 8.000,00 TL ile 10.000,00 TL arasında değişiyor. 

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Gürcan Sütlüdere, 2022 TÜİK verilerine göre; İznik’te gerçekleşmiş olan konut satışının 558 adet olduğunu belirterek, “Söz konusu adetteki konut satışı, 2022 yılında Bursa ilinde yapılan satışların yalnızca %10’una tekabül etmektedir. İznik ilçesinde ilçede gerçekleşen konut satışları Bursa ilindeki mevcut ilçelerde yapılan satışlarla karşılaştırıldığında son sırada yer alıyor.  İlçede bulunan taşınmazların fiyatlandırılmasında konum ve manzara önem arz ediyor. Örneğin; İznik Gölü’ne uzak olan ve göl manzarası bulunmayan tarım arazilerinin m² birim fiyatı 700 TL iken gölün çevresinde bulunan ve göl manzarasına sahip olan yerlerde m² birim fiyatının 1.000-TL’ye kadar çıktığı görülmektedir. 

İznik Gölü Motivasyon Kaynağı Olarak Görülüyor

Göl çevresinde bulunan taşınmazlar, olumsuz zemine sahip olmasına karşın ilçe merkezinde bulunan taşınmazlara nazaran daha fazla talep görmektedir. Bu talep fazlalığına son yıllarda yaşanmış ve halen yaşanmakta olan salgın hastalıkların neden olduğunu söylemek mümkün. Bireylerin halen kanıksama çabasında olduğu ya da henüz kanıksadığı mevcut durumla en temel başa çıkma yöntemlerinden olan bireysel aktivitelerde gölün ve göl çevresinin bir motivasyon kaynağı olarak görülmesi muhtemeldir. 

Bu nedenle bölgede yer alan göle yakın yapılaşma hakkı olan arsa niteliğindeki taşınmazların metrekare birim değerleri 8.000,00-TL ile 10.000,00-TL arasında seyir ederken ilçe merkezinde bulunan ve merkeze yakın olan yerlerde bulunan arsa nitelikli taşınmazların metrekare birim değerleri 6.000,00-TL ile 8.000,00-TL arasında değişiklik göstermektedir.

Selçuk Mahallesi’nde Kira Geliri 10.000 TL ile 12.000 TL Aralığında

İlçenin İznik Gölü’ne yakınlığı ve manzarasıyla öne çıkan Selçuk Mahallesi’nde ise ayrık nizam 4 kat yapılaşma görülmektedir. Konumu gereği inşaat firmaları tarafından talep gören bölgede, her geçen gün yeni inşaatların sayıları artmaktadır. Arsa büyüklükleri dikkate alındığında genel olarak site tarzı yapılaşmanın hâkim olduğu bölge, orta ve üst gelir grubu tarafından tercih edilmektedir. Çoğunlukla 3+1 daire tiplerinin yer aldığı projelerde konut birim fiyatları, site özellikleri ve manzara faktörüne bağlı olarak 28.000-TL ile 33.000-TL arasında değişmektedir.  Ortalama olarak 100 m² alana sahip konutların aylık kira getirisi ise 10.000 TL ile 12.000 TL aralığındadır.

Eşrefzade ve Yeşil Cami’de Metrekare Birim Fiyatları 20.000,00 TL ile 22.000,00 TL 

Bölgenin kısmen iç kesimlerinde yer alan Eşrefzade ve Yeşil Cami Mahallerinde konumlu, 0-5 yaş aralığındaki konutlarda ise m² birim fiyatları 20.000,00 TL ile 22.000,00 TL arasında değişiklik göstermektedir. Ortalama olarak 100 metrekare alana sahip konutların aylık kira getirisi 8.000 TL-10.000 TL civarındadır.

Villalarda Metrekare Birim Değerleri 70.000 TL ile 80.000 TL

Çevrenin bilinen en eski ve en prestijli sitesi olan Darka Tatil Köyü; tek katlı, dubleks ve tripleks villalardan oluşmaktadır. Site daha çok bölgede sürekli yaşam sürmeyen ve yüksek gelire sahip kişiler tarafından ikincil konut olarak tercih edilmektedir. Sosyal alanlara sahip tatil köyündeki villaların göl manzarası, büyüklüğü ve iç mekan özellikleri fiyatlandırmada önem arz etmekle birlikte metrekare birim değerleri 70.000 TL ile 80.000 TL arasında değişkenlik göstermektedir.

Göllüce, Müşküle ve Mustafalı Mahalleleri İlgi Görüyor

İznik Gölü’nün kuzeyinde yer alan, tarım amacıyla kullanılan ve alınan verim nedeniyle de kullanılmaya devam edecek gibi görünen Boyalıca ve Çakırca mahalleleri daha çok yerel halk tarafından tercih edilirken İznik Gölü’nün güneyinde yer alan, turizm ve kamp tatili maksadıyla kullanılan Göllüce, Müşküle ve Mustafalı mahalleleri ise bölgede sürekli olarak yaşam sürdürmeyen kişiler tarafından tercih edilmektedir. 

Son dönemlerde toplumdaki bazı kesimlerin büyükşehir karmaşasından bunalıp kırsalda yaşama isteği özellikle meyve bahçelerinin satışında artış yaşanmasına neden olmuştur. Bu taşınmazların; resmi yolunun bulunması, 5 dönüm üzerinde olması ve mevcut imar şartlarında 75 metrekare büyüklüğünde bağ evi yapma imkanı sunması talep artışında büyük rol oynamıştır. Bu özelliklere sahip yerlerin metrekare birim fiyatlarında yüksek artış oranı gözlemlenmektedir.

Alternatif Yaşam Alanları

Bölgede zeytin ve meyve yetiştiriciliğinin temel geçim kaynaklarından olması ve bu alanların korunması maksadıyla birtakım kanuni sınırlamalar getirilmesi ilçede büyük tiny house parklarının kurulmasını güçleştirmiştir. Ancak toplumun son yıllarda geçirmiş olduğu değişim ve dönüşümler, taşınabilir yapılara olan talebi arttırmıştır. İznik; topoğrafik yapısı ve iklimi gereği taşınabilir yapılara uygun bir bölge olarak görüldüğünden bölgede tiny house edinimleri, parsel bazında müstakil olarak artmıştır.

Bölgenin mevcut nüfusu, zemin yapısı, bulunduğu coğrafi konum, sosyo-ekonomik düzeyi, il merkezine olan uzaklığı ve sosyal yaşam alanlarının kısıtlı olması vb. nedenler bölgede büyük yatırım projeleri yapılmasına engel teşkil etmektedir.

Öte yandan bulunduğu coğrafi ve stratejik konumu, iklimi ve tarım alanları ile devletler ve hatta imparatorluklar tarafından önemi fark edilerek pek çok kez başkent olarak kullanılmış olan ilçe; gelişen dünyanın gereklerine cevap veremediğinden önemini kaybetmiş olsa da özellikle İznik Gölü çevresinin potansiyelinin yeniden fark edilerek yakın gelecekte gerek ilçe gerek göl bazında yükselişe geçecek bir coğrafya olduğu aşikardır. Özellikle uzun vadeli yatırımlar veyahut ikincil konutlarla bölgenin değerinin artacağını düşünmekteyiz.

Kampçılar ve Doğaseverler İçin Cazibe Merkezi

İznik’te halihazırda yükselen büyük yatırım projeleri mevcut değildir. Bölgede ekonomik faaliyetlerden tarımın ön plana çıkması, sanayiye dair büyük yatırımların bulunmaması nüfus dinamiğini oldukça etkilemiştir. Bölgenin halihazırda turizm, tarih ve kültür açısından zengin bir bölge olması dönemsel ekonomik canlandırma için de çok uygundur. İznik Gölü’nün çevresinde çadır ve karavan alanları mevcuttur ancak bu alanlar talepleri karşılamaya yetmemektedir. Bölgede bulunan eşsiz göl manzarası ve bölgenin doğa ile iç içe olması çadır ve kamp meraklıları açısından bölgeyi cazibe merkezi haline getirmektedir. Bu talep ve ihtiyaçlar dikkate alındığında bölgede bungalov tarzı evler kurulmasının, çadır ve kamp alanlarının genişletilmesinin bölgeye dönemsel olarak bir katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.” şeklinde konuştu.

Arabuluculuk Uygulamasıyla Dava Yükü Yüzde 50 Azaltıldı

Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı Baki Budakoğlu, arabuluculuk uygulaması ile kira anlaşmazlığı kaynaklı dava yükünün yaklaşık yüzde 50 oranında azaltıldığını söyledi.

Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı Baki Budakoğlu, 2022 ile 2023 yılında TÜFE’nin yüksek seyri nedeniyle yüzde 25’lik zam sınırı ile piyasa koşulları arasındaki makasın ciddi anlamda açıldığını hatırlatarak, “Bugün gelinen noktada; özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından atılan sosyal konut adımları, 2024 yılı için enflasyon beklentisinin yüzde 35-40 bandında olması, 2025 yılı için enflasyon beklentilerinin tek hanelere yaklaşması ve bundan kaynaklı TÜFE oranıyla kira zam sınırı olan yüzde 25 arasındaki makasın kapanması, piyasada yüzde 25 zam sınırının sona erdirilmesine yönelik bir beklenti yarattı.” dedi.

Budakoğlu, değerleme uzmanlarının da sürece entegre edilmesi halinde, arabuluculuk sistemiyle birlikte mevcut anlaşmazlık yükünün tamamen ortadan kalkabileceğini söyledi:

“Arabuluculuk sisteminde bilirkişilerin verdikleri destekler oldukça kıymetli. Adalet sistemi üzerinde bulunan kira anlaşmazlığı kaynaklı dava yükünün yaklaşık yüzde 50’si bu sayede ortadan kaldırıldı. Daha önce yıllara ulaşan dava süreleri, bu sayede 2 ayı aşmayan sürelerde çözüme kavuşuyor. Bu süreleri 1 haftaya, hatta birkaç güne çekmek mümkün. Dolayısıyla davalar daha hızlı çözüme kavuşabilir. Bu sonucu elde etmek için devreye devletin yetkilendirdiği, tarafsız bir biçimde hareket eden değerleme uzmanları girebilir. Adil kira değerlerinin belirlenmesi, kira sözleşmesi imzalanması aşamasında değerleme uzmanı raporu aracılığıyla kira bedelinin tespiti ve hem ev sahibi hem de kiracının sözleşme şartlarının takibinin değerleme uzmanı tarafından yapılması bir süredir yaşanan anlaşmazlık davaları için büyük orada kesin çözüm sunmaktadır. Devletin değerleme uzmanlarını bu kritik pozisyonlarda tarafsız temsilciler olarak yetkilendirmesi, kira gelirinden elde edilen gelir vergisinin takibini de kolaylaştıracaktır.”

Yüzde 25 zam sınırı uygulamasının devam etmesi halinde bile mevcut koşullar ve beklentiler nedeniyle önceki dönemlere göre etkisinin sınırlı olacağını ekleyen Budakoğlu, “1 Temmuz 2024 itibariyle uygulamanın kaldırılması durumunda da yine arabuluculuk sistemiyle benzeşmeye başlayan kiralar serbest piyasada 1 yıl içinde olması gereken noktalara yavaş yavaş gelecektir. Özellikle seçim sonrası kredi politikalarındaki esnemeyle konut kredilerinin daha erişilebilir koşullarda sunulması halinde kiracıların konut alımına yönelik iştahının artması, yatırımcıların konutu yeniden yatırım aracı olarak görmeye başlaması mümkün. Bu çıktılar da arz ve talebin dengeleneceği, konut fiyatlarında reel erimenin sona ereceği bir dönemi başlatacaktır.” dedi.

İngiltere’de ‘Destekli Yaşam Modeli’ Yatırımcılara Önemli Bir Fırsat Sunuyor

Cornucopia Global Kurucu Ortağı Buse Tanıl Jeffery, ‘Destekli Yaşam Modeli’’nin geleneksel gayrimenkul yatırımlarından farklı olduğunu belirterek, “Mülk fiyatlarının 6 milyon TL’den başladığı yatırım fırsatından yatırımcı, hiçbir yönetim maliyeti olmadan bir Konut Derneği ile 25 yıllık kira anlaşmasından faydalanarak net yüzde 10 getiri elde ediyor.” dedi.

İngiltere’de 65 yaş ve üstü nüfusun önümüzdeki 20 yıl içinde yaklaşık üçte bir oranında artması bekleniyor. Bu durum fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlardan dolayı yardımlı yaşama daha fazla ihtiyaç duyulacağı anlamına gelirken yatırımcılar içinde uzun vadeli bir fırsatı ortaya çıkarıyor.

Artan konut fiyatları karşısında gayrimenkul yatırımcıları, daha cazip yatırım imkanlarına ve daha istikrarlı bir piyasaya sahip yurt dışı pazarlarına yöneliyor. Özellikle İngiltere, Türkiye fiyatlarıyla sunduğu yatırım imkanları ile son yıllarda Türk yatırımcılar için cazip bir konum haline geldi. Ülkenin sunduğu son fırsat olan “Destekli Yaşam Modeli” geleneksel gayrimenkul yatırımlarından farklı olduğunu dile getiren Cornucopia Global Kurucu Ortağı Buse Tanıl Jeffery, “Mülk fiyatlarının 6 milyon TL’den başladığı yatırım fırsatından yatırımcı, hiçbir yönetim maliyeti olmadan bir Konut Derneği ile 25 yıllık kira anlaşmasından faydalanarak net yüzde 10 getiri elde ediyor. Ayrıca, kiracıların yaşı, fiziksel veya zihinsel ihtiyaçları nedeniyle özel destek alıyor olması sosyal sorumluluğa katkı sağlayan etik bir yatırım yapmalarını sağlıyor. Sermaye artışı ile 10 yıldan kısa bir süre içinde yatırım kendini amorti ediyor.” dedi.

25 Yılda Yüzde 400’den Fazla Getiri

Destekli yaşam modelinin İngiltere’de hızla büyüyen bir sektör olduğunun altını çizen Cornucopia Global Kurucu Ortağı Buse Tanıl Jeffery, açıklamalarını devamında şunları söyledi:

“Bu modelin İngiltere’de bireysel yatırımcılara açılması ve yaşlı nüfusun artması, bu tür konut projelerine olan talebin doğru oranda artmasına neden oldu . Bu yatırım modeli, yatırımcılar için önemli bir fırsat sunuyor. Vakıflar tarafından kiralaması yapılan daireler 6 milyon TL’den başlayan fiyatlarla yatırımcılara pound bazında yüksek bir getiri garantisi sağlıyor.

Yıllık kira getirisi net yüzde 10 ve her sene enflasyon üzerinde yıllık kira artışı yapılıyor. Konutun bakim, onarım ve yönetim faaliyetlerinin kiralamayı yapan şirket tarafından karşılanıyor. Böylece yatırımcı kirasını kesintisiz olarak net yüzde 10 üzerinden elde etmiş oluyor. Ortalama kira artışlarına bağlı olarak dönem içerisinde sermaye kazançları hariç 25 yıllık kira gelirinizin yüzde 400’ünden fazlasını elde edebilirsiniz. Etik bir yatırım fırsatı sunan model, 10 yıldan kısa sürede kendini amorti edecek. Ayrıca, kişi toplumun en savunmasız kimselerine sağladığı konut ihtiyacı ile etik bir yatırım yapmış olduğunu bilerek mutlu oluyor.”

Denizli Kumkısık’ta Katlı Kavşak İnşaatı Başladı

Denizli, Kumkısık Mahallesi’nde başlatılan katlı kavşak projesinde inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, bir süre önce yapımına başlanan Kumkısık Katlı Kavşağı’nda incelemede bulundu. Başkan Zolan’a Genel Sekreter Yardımcısı Ali Aydın ve Ömer Faruk Özer, Karayolları Bölge Müdür Yardımcısı Gökhan Köroğlu, Kumkısık Mahallesi Muhtarı Tarık Deştekin ve beraberindekiler katıldı. Bir süre alanda incelemede bulunan Başkan Zolan burada yaptığı açıklamada, uzun zamandan beri Kumkısık Mahallesi giriş- çıkışlarında sıkıntı yaşandığını belirterek, burada trafik güvenliği anlamında büyük risk yaşandığını söyledi. Üzerlik, Aşağışamlı ve Yukarışamlı mahallelerinin Denizli-Aydın devlet yolu bağlantısının Kumkısık Mahallesi’nde bulunan kavşak ile sağlandığı, Denizli-Aydın Otoyolunun bağlantısının da aynı kavşak üzerindeki trafik yoğunluğunu artıracağının öngörüldüğünü kaydeden Başkan Zolan, çiftçilik yapan bölge halkının arazilerine geçişlerde devlet yolunu kullanmaları nedeniyle de trafik güvenliğinin tehlikeye girdiğini belirtti.

Vatandaşların yaşadığı bu sıkıntının giderilmesi için Denizli-Aydın Otoyolu yapımı başladığında Karayolları ve Ulaştırma Bakanlığı ile görüştüklerini anlatan Başkan Zolan, “İstişare sonucunda burada bir proje yapıldı. Proje ile Kumkısık Mahallesi’ne giriş-çıkışların risk taşımaması, aynı zamanda Traktör Galericileri Sitesi, Aşağışamlı, Yukarışamlı, Üzerlik bölgelerine giriş-çıkışların da güvenli olması planlandı. Burada yapılacak köprü altı döner kavşak ile bir çözüme ulaşıldı. Proje yapıldı ve inşaatı hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah Karayollarımız burayı en kısa zamanda tamamlayacak ve Kumkısık Mahallemize, bölgemize, Denizli’mize yeni bir eser, yeni bir güzellik kazandırmış olacağız. Karayolları Bölge Müdürümüze, Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun” dedi.

Karayolları Bölge Müdür Yardımcısı Gökhan Köroğlu ise, projeye katkı sunmaktan dolayı duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Trafik güvenliği anlamında gerçekten önemli ve otoyolumuzun bağlantısına entegrasyonu anlamında da değerli bir proje. İnşallah kısa süre içerisinde tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

Trafik güvenliğinin artırılması amacıyla Kumkısık Mahallesi sınırları içerisinde Denizli-Aydın Devlet Yolu üzerinde 3 açıklıklı, 2 ayaklı köprü, köprü altında trafik sirkülasyonunun sağlanacağı 50 metre çapında çift şeritli modern dönel kavşağın ve kavşağa giriş ve çıkışların sağlanacağı bağlantı yollarının yer aldığı katlı kavşak projesi tamamlanarak yapım çalışmalarına başlandı.

Fenercioğlu’nun İspanya’daki Projesi Viva Altea’da Çalışmalar Başladı

Fenercioğlu, İspanya’nın Altea Kasabası’nda yükselecek olan ‘Viva Altea’ projesinde çalışmaları başlattı.

Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, “İspanya’da yeni bir projeye başlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. İspanya, son dönemde yabancıların konut alma açısından çok tercih ettiği bir bölge haline geldi. Önümüzdeki dönemde daha da popüler olacağını, özellikle Avrupa bölgesinin ve İngilizlerin buraya ilgi göstereceğini tahmin ediyoruz. Yeni projemizle beraber İspanya’da yatırımlarımızı da artırmayı hedefliyoruz. ‘Hayal edebildiğin her şey gerçektir’ sözüyle çıktığımız bu yolda bir hayalimizi daha gerçekleştirmek için İspanya’dayız. Yurtdışı yatırımlarımız hızla sürecek” dedi.

Viva Altea’nın detaylarından bahseden Fenercioğlu, “Altea gibi küçük nüfuslu, denize yakın, doğaya kaçışın mümkün olduğu bir bölgede yer alan yerler sadece belirli bir satın alma gücüne sahip İspanyollar tarafından değil, aynı zamanda tüm Avrupalılar tarafından da çok ilgi görüyor. Özellikle uzaktan çalışmayı keşfetmiş ve ülkelerinin soğuğundan veya gri gökyüzünden kaçmak ve her türden iyi altyapıya sahip güneşli bir yere yerleşmek isteyen Avrupa vatandaşlarının tercih ettiği bir kasaba. Arsanın yer aldığı Altea kentinde konut satışlarında metrekare fiyatları 2023 Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 31,7 artış gerçekleşti. Ortalama bina inşa yılının 1974 olduğu Alicante’de yeni binaların satış metrekare fiyatı daha da yukarıda gerçekleşiyor. İspanya Viva Altea projemiz plaja ikinci sıra cadde üzeri ve Benidorm şehir merkezine 15 dakika uzaklıkta yer alıyor. Viva Altea ayrıca Alicante şehir merkezine 45, Alicante Uluslararası havaalanına 50 ve Valencia Uluslarararası havaalanı 1 saat 25 dakika uzaklıkta bulunuyor.” şeklinde konuştu.

Karmod, Avrupa Pazarını Büyütecek

Karmod Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çankaya, “Avrupa pazarı yurt dışı satışlarımızın yüzde 35’ini oluşturuyor. Bu rakamı, 5 yıllık süreçte yüzde 60’a yükseltme yönünde hedefimiz var.” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremler sonrasında bölgeye gönderdiği binlerce prefabrik çelik bağımsız yapı ile bölgedeki yaraların sarılmasında önemli pay sahibi olan şirketlerden Karmod, yurt dışındaki çalışmalarıyla da pazar payını büyütmeyi hedefliyor.

Karmod Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çankaya, yaşanan depremler nedeniyle geçen yıl odaklarını bölgenin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelttiklerini, bu sene ise yurt dışı çalışmalarına daha fazla hız vereceklerini vurguladı.

Özellikle Avrupa pazarındaki paylarını artırmaya yönelik çalışmaları ön planda tuttuklarını kaydeden Çankaya, “Yapı standartlarımız, Avrupa ve ABD’nin taleplerine uygun özellikte. Ancak buralarda temel sorun, bu ülkelerin yapı mevzuatlarına çok iyi hakim olabilmek. Teknik ofisimize ve dış ticaret ekibimize, bu yönde takviyeler yaptık. Gelen talepleri daha iyi analiz edebilmek adına Avrupa’nın farklı ülkelerindeki yapı statiği, yalıtım gibi öne çıkan detayları çözümleyen bir ekip oluşturduk.” ifadelerini kullandı.

Çankaya, yurt dışı satış hedeflerinde ağırlıklı olarak bayi ağlarını geliştirme ve genişletme yönünde çalışmalarının devam ettiğine işaret ederek, “Yurt dışı satış hedeflerimizde ağırlıklı olarak bayi ağımızı geliştirme ve genişletme yönünde çalışmalarımız bulunuyor. Afrika’da Nijerya, Kenya, Gana ve Cibuti, bayi ağını geliştirdiğimiz ülkeler arasında. Yine ABD’de satış ofisimiz var. Avrupa’da Almanya, Fransa ve İngiltere’de doğrudan satış ofislerimiz var. Çekya, Portekiz ve İspanya’da bayilik sistemiyle çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Yurt dışı hedeflerinde Avrupa’nın ayrı bir öneme sahip olduğunun altını çizen Çankaya, “Deprem nedeniyle sektöre getirilen üç aylık yurt dışı satış yasağı, 2023 ihracat artış hızını azalma yönünde etkiledi. Avrupa pazarı yurt dışı satışlarımızın yüzde 35’ini oluşturuyor. Bu rakamı, 5 yıllık süreçte yüzde 60’a yükseltme yönünde hedefimiz var.” değerlendirmesinde bulundu.

Mehmet Çankaya, Karmod’un yurt dışı büyüme hedefine ulaşmak için birçok projeyi sürdürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“Özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD’ye yönelik nitelikli villa çelik konut satışını artırmaya yönelik çalışmalarımız bulunuyor. Bu ülkelerde, okul ve yönetim ofisi gibi projelerimizde son yıllarda artış var. Bu artışta, Avrupa’daki satış ofislerimizin katkısı oldukça büyük. Avrupa ülkelerinin yapı mevzuatlarını araştırıyoruz ve bu mevzuatlara göre yapılar üretiyoruz. Teknik detay talepleri anlaşıldığında, bu ülkelere satış yapmak çok daha kolaylaşıyor. Afrika’daki projelerimizde sosyal konut projeleri öne çıkıyor. Yine petrol, doğalgaz ve altın madeni şantiye yapı grubu, Afrika’da gerçekleştirdiğimiz projeler arasında önemli paya sahip.”

“Ülkenin Her Yerinde Çelik Evlere Yönelik Ciddi Talep Artışları Var”


Son bir yılda Türkiye’deki yapı taleplerinin değişmeye başladığını dile getiren Çankaya, “Depremler sonrası, acil konaklama ihtiyacı kaynaklı 3×7 deprem konteyner talepleri geldi. Ardından 25 metrekarelik ticari dükkanlar yapıldı. Üretimini yaptığımız hafif çelik prefabrik evlere talep, son dönemde ise çok arttı. Bunun temel nedeni, vatandaşın deprem gerçeğine bağlı olarak çok katlı binalardan kaçışı ve daha güvenli konut arayışı. Bugün, sadece deprem bölgesinde değil, ülkenin her yerinde çelik evlere yönelik ciddi talep artışı var.” diye konuştu.

Çankaya, deprem bölgesinde cami ve okul talebinde artış gözlemlediklerine dikkati çekerek, “Deprem sonrası bölgedeki cami inşası tercihlerinde de bir değişim görüyoruz. Firma olarak bölgede 4 ayrı cami projesi gerçekleştirdik. Kamu yatırımlarının dışında bölgeden özel okul talepleri de geliyor. Özel okul olarak 13 derslikli bir projeyi bir ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak teslim ettik.” dedi.

Deprem bölgesinde çelik köy evleri projesinin devam ettiğini kaydeden Çankaya, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız köy evlerinde hafif çelik yapı sisteminin kullanılması yönünde bir adım attı. Bölgede kamu tarafından toplu konut projeleri planlanmakta ve ihaleler açılmakta.  Bu taleplere cevap vermek üzere, iş planımızı kurgulamaktayız.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Halka Arz Olan GYO Sayısında Artış

2023 yılında 9 yeni Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) halka arz olmasıyla birlikte sayı, 48’e ulaştı. GYODER GYO Komitesi Başkanı Dr. Berra Doğaner, 2024’te “2023 yılında 9 yeni GYO’nun halka arz edilmesi, GYO’ların potansiyelinin bir göstergesidir.” dedi.

Halka arzlara devam eden ilgi GYO’lara olan talebin 2024 yılında da artacağını gösteriyor. 48 olan GYO sayısının 2024’te 60’a ulaşması bekleniyor.

GYO sayısındaki artışı değerlendiren GYODER GYO Komitesi Başkanı Dr. Berra Doğaner, “2023 yılı GYO’lar açısından oldukça önemli bir dönemeçti. Borsada işlem gören GYO sayısı 2014-2022 arasında 8 adet artmışken 2023 yılında 9 yeni GYO halka arz edilmiş ve toplam GYO sayımız 48’e ulaşmıştır. Bu güçlü artış sektördeki potansiyelin bir göstergesidir. Gayrimenkul sektörünün kurumsallaşmasında çok önemli rolü olan GYO’larımız sermaye piyasasından sağladığı kaynağı tek faaliyet alanı olan gayrimenkul yatırımlarının finansmanında kullanarak sektörün büyüyüp gelişmesine katkıda bulunacaklardır.  2023 yılında Sermaye Piyasası Kurulu’na yapılan GYO kuruluş ve dönüşüm başvuruları ile halen süre gelen hazırlıklar kapsamında 2024 yılında da GYO halka arzlarının etkili biçimde sürmesini beklemekteyiz” diye konuştu.

SPK’nın 2024 yılında yapılacak başvurular için asgari ödenmiş sermaye rakamını 500 milyon TL’ye yükselttiğini de hatırlatan Dr. Doğaner, bu rakamın 2023’te gerçekleşen halka arzlar incelendiğinde makul bir seviye olduğunu ifade etti.

Yahşihan’a 150 Bin Metrekarelik Ekolojik Köy

Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesinde 150 bin metrekarelik ekolojik köy projesi hayata geçiriliyor.

Yahşihan Belediyesi tarafından ” Ekolojik Köy” projesi hayata geçiriliyor. Şehir hayatından uzak kalmak isteyen vatandaşların tarım, hayvancılık ve çeşitli aktiviteler yapmasını sağlamak için projeyle ilgili çalışmalar başlatıldı. Belediye Başkanı Osman Türkyılmaz, “Ekolojik Köy” projesinin 150 bin metrekare alana kurulacağını söyledi. Projeden yaklaşık 400 vatandaşın faydalanacağını ifade eden Türkyılmaz, 65 yaş üstü vatandaşlar ve özel bireyler içinde ayrıca kontenjanların olacağını belirtti. Türkyılmaz, proje çerçevesinde bir idari amirin, bir Ziraat Mühendisinin ve 5 tane de tarım işçisi görevlendireceklerini aktardı. İlçenin konumu itibariyle de Ankara ve Kırıkkale merkeze yakın olduğuna değinen Türkyılmaz, Ekolojik Köy alanına “bir artı bir” evlerin yapılacağını kaydetti.

Projenin ilçede ikamet eden vatandaşlara yönelik olduğunu ifade eden Türkyılmaz, “İlçemizde ikamet eden ve Hobi Bahçesi isteyen 400 vatandaşımıza 375 metrekare yer verilecek. 150 bin metrekare de ekolojik köyü açıyoruz. 65 yaş üstü için kontenjanımız var. Özel bireylerimiz için kontenjanlarımız var. Orada büyükbaş hayvanlarımız olacak. Sütlerinden faydalanacaklar ücreti mukabilinde. Küçükbaş hayvanlarımız olacak yine etlerinden ve sütlerinden faydalanacak ve kümes hayvanlarımız olacak. Aynı zamanda at safari turlarımız olacak. Vatandaşlarımız özellikle hafta sonunu doya doya geçirecek. ATV turlarımız da olacak” dedi.

Yahşihan ilçesinde yaşamanın ayrıcalık olduğunu anlatan Türkyılmaz, “Ziraat Mühendisi, 5 tanede tarım işçisi ve bir tane de amir görevlendireceğiz. Orada, ’Ekolojik Köyü’ ve köy yaşantısını vatandaşlarımıza yansıtacağız. Yahşihan, Ankara’nın hemen yanı başında Kırıkkale’nin de yanında. Bu noktada ’bir artı bir’ evler yapacağız. Vatandaşlarımıza da bir yıllığına ücreti mukabilinde ’Ekolojik Köy’den faydalanacaklar. Yahşihan’da yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu ifade ediyorum” diye konuştu.

TCMB, Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi’ni Yayımladı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 2023 yılı 4. çeyrek dönemine ilişkin Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi (TGFE) verilerini yayımladı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürlüğü Anketler ve Endeksler Müdürlüğü tarafından açıklanan Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi (TGFE) verilerinde şu bilgiler yer aldı:

“2023 yılı dördüncü çeyreğinde Türkiye genelinde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 12,5 oranında artan TGFE, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 98,2, reel olarak ise yüzde 21,8 oranında artmıştır.

Türkiye genelinde, 2023 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 13,1 oranında artan Dükkan Fiyat Endeksi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 98,9, reel olarak ise yüzde 22,2 oranında artmıştır. Aynı çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre yüzde 9,0 oranında artan Ofis Fiyat Endeksi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 94,2, reel olarak ise yüzde 19,3 oranında artmıştır.

Üç büyük ildeki gelişmeler değerlendirildiğinde, İstanbul, Ankara ve İzmir’in ticari gayrimenkul fiyat endeksleri, 2023 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre, sırasıyla yüzde 9,4, 14,5 ve 13,6 oranlarında artış göstermiştir. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 80,9, 110,2 ve 110,1 oranlarında artış göstermiştir.”

Salacak Sahili Yenileniyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yarışma ile belirlenen Salacak Sahili proje planları hayata geçiriliyor.

Konuyla ilgili bilgi veren İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay, “Salacak kıyı bandını önümüzdeki ay, nostaljik tramvayı ise yıl sonuna doğru hizmete açacağız. Salacak’tan baktığımızda bir tarafta Sarayburnu, bir tarafta Galata’yı görüyorsak, karşıdan bakıldığında da falezleri hissetmiş olacağız. Bunun için özel taşlar kesildi. Kız Kulesi’nin karşısında tasarlanan seyir terasının bulunduğu alan falezleri simgeleyen görünümü alacak.” dedi.

Üsküdar-Harem Nostaljik Tramvay Hattı

Toplam 6 duraktan oluşacak Üsküdar-Harem Nostaljik Tramvay Hattı’nın uzunluğu 1.5 kilometre olacak. Tramvay hattı Şemsi Paşa Camisi’nin önünden başlayarak Rumi Mehmet Paşa, Kız Kulesi, Salacak ve İhsaniye duraklarını geçecek, Harem girişindeki Sahil Yolu Durağı’nda son bulacak. Toplam 3 araçtan oluşan 52 yolcu kapasiteli, saatte 12 kilometre hız yapacak tramvay yerli üretim olacak ve şarjlı batarya ile çalışacak. Toplam seyahat süresi 10 dakika olan hat, tek yönde saatle 281 yolcu taşıyacak.

Sosyal Donatılar

Üsküdar ile Harem arasındaki sahil bandını tamamen değiştirecek projede, gidiş ve geliş olarak düzenlenen araç yolu ile kıyı boyunca devam edecek sürekli bisiklet yolu, tramvay yolu, kafeterya, oturma-dinlenme alanları, açık hava çalışma alanları, çocuk oyun elemanları, sanat yerleştirmeleri ve yeşil alanlar, kitapçı gibi servis birimleri tasarlandı.

Yeşil Alan Miktarı 30 Bin Metrekare Olacak

Projede yaya yoluna 292, kıyı tarafına ise 486 adet ağaç dikilmesi planlandı. Kıyı boyunca oturma dinlenme alanlarına entegre şekilde 2 bin 400 metrekare yeni yeşil alan oluşturuldu. Böylece, kara ve kıyı boyunca toplam yeşil alan miktarı 30 bin metrekareye ulaşacak.

Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Projesi Ulaşıma Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’nin bugün hizmete alınacağını açıkladı.

Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı’nın Yedikule istasyonunda incelemelerde bulunan Bakan Uraloğlu, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla hizmete açılacağını duyurdu.

Dünyanın metropol düzeyindeki birçok şehrinde ulaşımın en kolay ve hızlı sağlandığı yollardan birinin hiç şüphesiz metro ve tramvay gibi raylı sistem hatları olduğunu belirten Uraloğlu, özellikle büyük şehirlerde artan nüfusa ve araç sayısına paralel olarak yaşanan trafik sorununu ortadan kaldırmanın en önemli yolunun da raylı sistemleri yaygınlaştırmaktan geçtiğini vurguladı.

Yeni Projelerde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor


Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, ülke genelinde 12 ilde işletme altında olan 868,3 kilometre şehir içi raylı sistem hattının 398,8 kilometresini kendilerinin inşa ettiğini aktararak, yeni projelere de devam ettiklerini söyledi.

Şu anda da Bakanlık olarak Kocaeli, Konya, Bursa ve İstanbul’da olmak üzere yapımı süren 8 projede toplam 98 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatına devam ettiklerini bildiren Uraloğlu, bu 8 projeden bugün açılışını yapacakları Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistem Hattı ile birlikte 4’ünün İstanbul’da bulunduğunu aktardı.

İstanbul’da yapım çalışmaları devam eden diğer hatlar hakkında bilgi veren Uraloğlu, şehrin kent içi ulaşım ağını güçlendiren dünyanın en özgün ve saygın kent içi raylı sistem projelerini bir bir hizmete aldıklarını kaydetti.

Bakan Tunç: “Yüzde 25 Zam Sınırının Uzatılmasına Gerek Kalmayacak”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Temmuz ayında sonlanması beklenen konut kiralarında yüzde 25 zam sınırı uygulamasının uzatılmasına gerek kalmayacağını belirtti.

Bakan Yılmaz Tunç konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Kiralarda fahiş kira artışı nedeniyle mağduriyet oluşmaması için TBMM’de yüzde 25’le sınırlandırıldı. Sonrasında yine bu artışla ilgili endişeler devam etti ve 1 yıl daha uzatıldı. Temmuz itibarıyla sona ermiş olacak tabii bir anda fahiş artış olmaması için kanun koyucunun takdiri söz konusu oldu. 1 Eylül’den itibaren kira davalarında arabuluculuk dönemini başlattık. Yüzde 25 kira artışı durumunun sürmesine gerek kalmayacak.”

Katıldığı televizyon programındaki açıklamaları nedeniyle sosyal medyada yüzde 25 zam sınırı uygulamasının kesin olarak kaldırılacağı yönünde çıkan haberlere ilişkin Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin açıklamasında; “2 Temmuz 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’na konut kira sözleşmelerinde kira artış oranının sınırlı olduğuna dair eklenen Geçici Madde 2 hükümleri doğrultusunda yüzde 25’lik kira artış oranı 1 Temmuz 2024’e kadar uzatılmıştır. Herhangi bir resmi kurumdan, ‘Yüzde 25 zam sınırının kaldırıldığına’ yönelik bir açıklama yapılmadığı tespit edilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.

Ankara’da 2 Metronun Proje Çalışmaları Tamamlandı

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Koru-Bağlıca ve Koru-Yaşamkent ile Keçiören Şehitler-Ovacık Uzatma Hatlarının proje çalışmalarını tamamladı. Metro hattı projeleri incelenmek üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na teslim edildi.

Daha önce projesi ve resmi süreçleri tamamlanan ve ihale aşamasında olan Mamak Metrosu’nun (Dikimevi-Natoyolu) ardından 9,36 kilometre ve 5 istasyondan oluşan M2 Koru-Yaşamkent ve Koru-Bağlıca ile 7,69 kilometre ve 4 istasyondan oluşan M4 Şehitler-Ovacık uzatma hatlarının da projelerinde sona gelindi. Hazırlanan projeler, incelenmek üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na sunuldu.

Yeni metro hatlarındaki son durumu sosyal medya hesabından duyuran Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın paylaşımı şöyle:

“Ankara’mızın metro ağı için çalışmalarımız sürüyor. Daha önce projesi ve resmi tüm süreçleri tamamlanan, ihale aşamasında olan Mamak Metrosu’nun ardından, Koru Bağlıca – Koru Yaşamkent Uzatma Hattı (9,36 km, 5 istasyon) projesi tamamlandı ve bugün incelenmek üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na teslim edildi. Keçiören Şehitler-Ovacık Uzatma Hattı (7,69 km, 4 istasyon) projesi tamamlandı ve incelenmek üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na teslim edildi. Projesi yapılan Kızılay-Dikmen ve Çayyolu-Sincan Hatları dahil 5 projede 51,33 km’lik yeni metro hatlarımız için gün kaybetmeden çalışmaya devam ediyoruz. Havalimanı Metrosu’nun sorumluluğu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda olduğu için belediye olarak bir çalışma yapamadığımızı ayrıca belirtiyorum.”

Binalarda Su Yalıtımının Önemini Bilenlerin Sayısı Yüzde 2,2

ODE Yalıtım’ın 2023 yılında yayımladığı “Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği Algı Araştırması”na göre, insanların sadece yüzde 2,2’si binaların depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemli olduğunu düşünüyor. 

Araştırmanın ardından harekete geçen ODE Yalıtım, binaların depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemini anlatmak için İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nil Türkeri’nin rehberliğinde, Y. Mimar Canan Baş ve Y. Mimar Sürhan Artuğ’un katkılarıyla akademik referans kitabı “Binalarda Su Yalıtımı”nı hazırladı.

ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyeleri Ozan Turan ve Erhan Özdemir, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nil Türkeri’nin katımıyla gerçekleşen etkinlikte, su yalıtımının depreme karşı dayanıklılığın önemine vurgu yapıldı.

ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “‘Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği’ algı araştırmasında vatandaşlarımızın sadece yüzde 2,2’sinin binaların depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemli olduğunu düşünmesi bu kitabın hazırlıklarına hız vermemiz ihtiyacını hissettirdi” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

KARÇEL Macaristan İhracatında Zirvede

KARDEMIR Çelik Yapı İmalat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (KARÇEL), Macaristan’a yapılan çelik ürünleri ihracatında başı çekti.

KARÇEL’den yapılan açıklamada, şirketin Macaristan’da adından emin adımlarla bahsettirmeye devam ettiği, bölgede sektörünün öncüsü olma yolunda ilerlediği belirtildi. KARÇEL’in her geçen gün ihracatta çıtayı yükselttiği ifade edilen açıklamada, “KARÇEL A.Ş. ihracat odaklı stratejileriyle Macaristan ülkesinde gerçekleştirdigi BMW fabrika kurulumu ve ŞİŞECAM A.Ş’nin fabrika kurulumu projeleri ile başarıdan başarıya koşuyor. İhracat sıralamasında Türkiye geneli tüm çelik ürünleri ihracatında Macaristan’da birinci oldu. Orta Anadolu İhracatçılar Birliği üzerinden diğer inşaat aksamında ihracat yapan firmalar arasinda ise ikinci sırada yer alarak dikkat çekici bir başarıya imza attı. Fabrikalar kuran fabrika ünvanı ve misyonuyla çalışmalarına hız kesmeden devam eden KARÇEL A.Ş’nin Türkiye’nin çelik ürünleri ihracatında Macaristan’a yapılan üretimleri ile zirveye yükselmesi bu başarının somut bir kanıtı olarak görülüyor. KARÇEL A.Ş., aynı zamanda sektördeki liderliğini pekiştirmek ve sürdürülebilirlik adına yeni adımlar atmaya devam ediyor. İspanya’nın köklü kulüplerinden Barcelona’nın stadyumu olan Spotify Nou Camp’ın yenileme çalışmaları kapsamindaki mega projede de yer alıyor.” denildi.

Şirketin ürün yelpazesindeki üstün kalite ve yenilikçi yaklaşımın bir yansıması olarak gelecekte de sektördeki liderliğini koruyarak küresel pazarda ilerlemeye devam eden KARÇEL’in CNC’nin elektronik, mekanik ve hidrolik modern tezgahlar ile donatılmış Türkiye’nin en büyük çelik yapı fabrikalarından birine sahip olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Sahasında yapı çeliği, mekanik imalat ve inşaat alanlarına çelik konstrüksiyon üretebiliyor. Şirket Türkiye’nin birçok yerinde endüstriyel üretim tesisleri, binalar, demiryolu ve karayolu köprüleri, tren vagonları ve çimento fabrikaları gibi büyük yatırımların çelik konstrüksiyon imalatı gibi konularda yetkinliği ile ön plana çıkıyor. KARÇEL A.Ş. ayrıca köprülü vinç, pergel vinç, portal vinç ve özel proses vinçlerin projelendirme, imalat, montaj ve devreye alma süreçlerini de yürütüyor. Güçlü yönetim anlayışıyla KARÇEL A.Ş. sürdürülebilir başarıyı hedeflerken, iş stratejilerini ve operasyonel süreçleri etkin bir şekilde yönetmekte. Şirketin liderlik ekibi, vizyoner bir perspektifle hareket ederek, hızla değişen küresel ekonomik dinamiklere uyum sağlamak için güçlü ve yenilikçi yaklaşımlar benimsiyor. Bu sayede, KARÇEL A.Ş. paydaslarla temelleri sağlam ilişkiler kurarak, sürdürülebilirlik adımları ile başarısının devamını hedefliyor.”

Yenigün, İkinci Fabrikasını Devreye Aldı

Yenigün’ün dördüncü kuşak Yöneticisi Necmi Alpagot, Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde ikinci fabrika yatırımı yaptıklarını kaydetti.

Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde ikinci fabrika yatırımı yaptıklarını kaydeden Alpagot, fabrikada üretim ve inşaatın devam ettiğini inşaat tamamlandığında 10 bin metrekarelik bir alanda yeni teknolojilerle donatılmış bir tesise sahip olacaklarını ifade etti. Bu yıl ihracata da ağırlık vereceklerini de söyleyen Alpagot, 35 farklı ülkeye ürün gönderdiklerini kaydetti. Dünya Gazetesi’nden Fatma Kaytez, Yenigün’ün dördüncü kuşak yöneticisi Necmi Alpagot ile markanın kuruluşunu, planlarını ve yatırımlarını konuştu.

Öncelikle Yenigün’ün kuruluş hikayesini kısaca sizden de dinlemek isteriz. Yenigün’ün temeli nerede ne zaman atıldı?

Yenigün Gıda Sanayi’nin temelleri aslında 1800’lü yılların ikinci yarısına dayanıyor. Ne yazık ki bu dönemlere ait, sözlü bilgilerden ve aile bilgimizin dışında yazılı bir kaynağımız yok. Elde edebildiğimiz yazılı kaynaklarla ancak 1914 yılına kadar ulaşabildik.

Bu nedenle de 1914’ü kendimize milat aldık. Kurucumuz Mahmut Yağcılar’ın babası (benim büyük büyük dedem) Şekerci Halil İbrahim Ağa olmasına rağmen, kaynak yokluğundan, kurucumuzu da Mahmut Yağcılar (benim büyük dedem) olarak benimsedik. Bu milada göre de şu anda dördüncü kuşak olarak ben firmanın yönetimini üstlenmiş durumdayım.

Bu dört kuşakta isimler de bir aile geleneğini yansıtır dikkat ederseniz. Büyük dedemiz Mahmut dede, benim Necmi dedem, babam Mahmut, ben Necmi. Oğlumun adı da Mahmut Efe. Umarım o da bu geleneği devam ettirir. O yıllarda helva, akide şekeri, tahin imalatı yapılarak işe başlanmıştı. Bugünkü Mevlana şekeri olarak anılan kaba şeker imalatı da vardı. Tabi ki üretim tekniği o zamanın koşullarına göreydi ve gelenekseldi.

Zamanla üretimdeki ürün çeşitleri değişti. 1998 yılından bu yana, 9.500 m² kapalı alana sahip, modern teknolojinin ve çağımız üretim tekniklerinin kullanıldığı Antalya Havaalanı karşısındaki fabrikamızda üretime devam etmekteyiz. Bu tesisin şehrin içinde ve kıymetli bir bölgede kalması ile geçtiğimiz yıllarda Antalya Organize Sanayideki ikinci fabrikamızı açtık, henüz yarısı tamamlanan yeni fabrikada hem üretim hem de inşaat devam ediyor, inşaat süreci tamamlanınca 10.000 m2 bir alanda yeni teknolojilerle donatılmış bir tesise taşınmış olacağız.

Sizin sektöre girişiniz nasıl oldu?

 Şirkette şu anda dördüncü kuşak yöneticiler var. 1977 Antalya doğumluyum. Antalya Koleji’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi İİBF, İşletme Bölümünden lisans eğitimi aldım. Evliyim ve Mahmut Efe’nin babasıyım. İyi derecede İngilizce biliyorum.

Ailemizin geçmiş bireyleri gibi küçük yaşta, ortaokul çağında bütün boş vakitlerimde Kalekapı mağazamızda çalışarak büyüdüm. Yaz aylarında imalat tesisimizde çalışmaya devam ettim. Tüm departmanlarda, dağıtım araçlarında çalıştım. Üniversite eğitimim sırasında İstanbul’da açtığımız dağıtım depomuzda çalışarak okumaya devam ettim, mezuniyet ve askerlik sonrası aileme ait Yenigün Gıda Sanayi’nde üst düzey yönetici olarak aktif görev aldım.

Pek çok sivil toplum kuruluşunda; Antalya Ticaret Borsası, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği, Türkiye İhracatçılar Meclisi, ANSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarında da üyeliklerim ve aktif görevlerim var, aynı zamanda Antalya’nın ilk tenis kulübü olan Atik (Antalya Tenis İhtisas ve Spor Kulübü ) yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum.

Yenigün’ün fabrikaları, kapasiteleri hakkında bilgi verir misiniz?

Yaklaşık olarak yılda 5000 ton reçel, 2000 ton pekmez, 2000 ton turşu, 1000 ton lokum-helva, 500 ton toz içecek üretilmektedir. Mevsimsel olarak ufak değişimler olmakla birlikte bünyemizde yaklaşık 100 kişi istihdam ediyoruz. Firmamızda 1 Yüksek Gıda Mühendisi, 3 Gıda Mühendisi, 2 Gıda teknikeri ve yeteri kadar da konusunda tecrübe sahibi bölüm şefleri bulunmaktadır.

Firmamızdaki personel devir hızı oldukça düşük seviyededir (Yaklaşık 5 kişi / yıl gibi). Bu da personelin uzmanlaşması ve işi benimsemesinde önemli bir katkı sağlamaktadır. Personelimize mutlaka işbaşı eğitim verilmektedir. Ayrıca zaman zaman da dışarıdan eğitim satın alınmakta veya dış kaynaklı eğitimlere personelimizin katılımı sağlanmaktadır. Fabrikamızda gerek Gıda Meslek Lisesi gerekse Üniversitelerin Gıda ile ilgili bölüm öğrencilerine staj olanağı sağlanmaktadır.

Özellikle Üniversitelerin gıda ile ilgili bölümlerinde eğitim gören öğrencilerden, fabrikamızda staj yapmak için çok yoğun başvurular almaktayız. Ne yazık ki bu başvuruların tamamına olumlu yanıt veremiyoruz. Her ne kadar bir aile işletmesi niteliğinde olsa da; firmamızda profesyonel bir işbölümü gerçekleştirilmiş, organizasyon şeması oluşturulmuş ve birimlerin birbirleriyle ilişkileri tanımlanmıştır.

Yenigün’ün ilk dükkanının hala durduğunu biliyoruz. Buranın sizin için önemine değinir misiniz?

 Her şeyin ilk başladığı dükkan Kalekapısı mağazamızdır. Bu mağazada aileden birinin sürekli olmasına hala dikkat ederiz. Yeni ürünlerimizi ilk tanıtıp tattırdığımız yerdir, tüketicilerimizle yüz yüze geldiğimiz yerdir, bizim için önemlidir.

Ürün yelpazenizden bahseder misiniz? En çok hangi ürününüz tercih ediliyor?

Reçel, pekmez, bal, turşu, lokum, helva, toz içecek ürünleri ve bunların çeşitleri 150’nin üstündedir. Reçelde şeker ilavesiz reçellerimiz, Antalya’nın coğrafi işaretli Turunç-bergamot reçelleri, pekmezde ise Keçiboynuzu pekmezi en önemli ürünlerimizdendir.

Şu anda kaç ülkeye nerelere ürün gönderiyorsunuz?

Üretimimizin yaklaşık %30’unu ihraç etmekteyiz. 35 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor. Başta Amerika, Dubai, İsrail gibi ülkeler olmak üzere, Almanya, İngiltere, Litvanya, Avustralya, Kanada, Fransa, Rusya gibi dünyanın çok geniş coğrafyasında ürünlerimizle karşılaşmanız mümkündür. Bu yıl yapılan fuar tanıtımları ile daha da ileriye taşınacak.

Biraz da sürdürülebilirlik yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

 Bununla ilgili en büyük yatırımımız yeni fabrikamızın çatısına yapılan GES yatırımı oldu. Güneş panelleri ile elektrik üretip fabrikamızın kendi enerjisini karşılar hale gelmesini sağladık.

Bu yılki kısa ve orta vadeli yatırımlarınızdan hedeflerinizden söz eder misiniz?

 Devam eden fabrika yatırımımızı tamamlamak en öncelikli gündem maddemiz. İhracatta tanıtım yatırımları ve verimli üretime odaklanacağımız bir yıl olacak.

“Büyüklerinizden öğrendiğiniz ve kulağınıza küpe olan, iş ve özel yaşamınıza yön veren bir söz öğüt var mı?” sorumuzu, “Sevdiğin işi yap derlerdi, ben de işimi severek yapmanın ayrıcalığını yaşıyorum. Hem iş hayatımda hem de özel hayatımda doğru olduğuna inandıklarımla devam ediyorum” diyerek yanıtlayan Necmi Alpagot, güne saat yedide başladığını söyledi.

Erken güne başlamanın önemine inandığını dile getiren Alpagot, “Bazı günler sporla başlar işe geçerim, bazı günler direkt işe başlarım. Erken güne başlamanın önemine inanırım. Bitişi işe maalesef çok düzenli ve dengeli olamıyor bizim işimizde. Hayatımızda birinci önceliği işe vermemizden kaynaklanan bir durum. Denge hep iş tarafına ağır basıyordu. Son birkaç yılda iş-özel hayat dengesini tutturmaya gayret ediyorum.

Geçen yıllardan öğrendim ki kendimize de vakit ayırmamız gerek.” Hobilerinden de söz eden Necmi Alpagot, spor yapmayı çok sevdiğini söyledi. Alpagot, “Başkanlığını yaptığım Antalya Tenis kulübünde çok vakit geçiririm, hem ailemle hem de arkadaşlarımla buluşma noktamdır. Ayrıca iş seyahatlerini ufak tatillere dönüştürmeyi severim” dedi.

“İçerik bilgisinde ne kadar az kelime varsa o kadar mutlu oluyoruz”

İnovatif ürünlerinden bahseden Necmi Alpagot, Antalya’ya özgü turunç, bergamot, patlıcan gibi reçellerin Türkiye’deki en büyük üreticisi olduklarını kaydetti. Alpagot, sözlerine şöyle devam etti: “Şeker ilavesiz, organik, diyabetik reçel çeşitleri de üretimlerimiz arasında yer almaktadır.

Şeker ilavesiz reçelleri Türkiye’de ilk üreten firmayız. Hurma, dut, üzüm, keçiboynuzu, andız pekmezi üretimi gerçekleştiren firmamız, Patentini de aldığımız Pekmix ürününde ise 5 adet farklı meyvenin karışımından elde edilen ve içinde pek çok vitamin ve minerali bir arada barındıran ürünün tek üreticisidir. Her yıl yeni ürünler çıkarmak için çalışmalar yapılır.

Son dönem ürünlerimizden birisi de içinde sadece fındık ve pekmez bulunan fındık ezmesidir, hem lezzetli hem de çok sağlıklı ve besleyici. Sadece 2 çeşit girdi olması bizim için önemli, biz içerik bilgisinde ne kadar az kelime varsa, o kadar mutlu oluyoruz, sade, doğal içeriklere inanıyoruz.”

“Fırsat gördüğümüz her bölgeye gitmekte çekinmiyoruz, hepsine algımız açık”

Dijitalleşme yatırımlarıyla ilgili bilgi veren Necmi Alpagot, bu konuya büyük önem verdiklerinin altını çizerek, online mağazaları bulunduğunu ve bu mağazalarını her geçen gün geliştirdiklerini kaydetti. Online mağaza üzerinden satış yapan müşterilerine de destek olduklarını ve büyümelerine katkıda bulunduklarını dile getiren Alpagot, üretim-depolama ve sevkiyatta da dijital bir dönüşüm başlattıklarına dikkat çekerek, pek çok veriyi dijital olarak saklayıp raporlayıp faydalandıklarını sözlerine ekledi. Diğer alanlarda da yatırımlarını sürdürdüklerini vurgulayan Alpagot, yatırımda en öncelikli gündem maddelerinin devam eden fabrika yatırımını tamamlamak olduğunu vurguladı. Alpagot, önümüzdeki dönemde güçlenip atılım yapmak istediğiniz alanlar var mı sorumuzu da “Fırsat gördüğümüz her bölgeye gitmekte çekinmiyoruz, hepsine algımız açık” diyerek yanıt verdi.

Odunpazarı’nda 100. Yıl Kültür Merkezi İnşaatı Devam Ediyor

Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde hayata geçirilen 100. Yıl Kültür Merkezi projesinde inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

İnşaat alanına ziyarette bulunan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, çalışmaları inceledi ve yetkililerden bilgi aldı. Kurt’a Odupazarı Belediyesi Başkan Yardımcısı Adnan Evren Olcay ve ilgili birim müdürleri de eşlik etti. 

Projeyle ilgili bilgi veren Başkan Kurt, 100. Yıl Kültür Merkezi’nin Yenikent, Yıldıztepe, Gültepe, Büyükdere ve Çankaya mahalleleri başta olmak üzere yaklaşık 80 bin kişiye hitap eden bir merkez haline geleceğini vurguladı. Başkan Kurt, “Yenikent’te inşaatı devam eden 100. Yıl Kültür Merkezi’mizdeki çalışmaları yerinde inceledim. Kültür Merkezi ve Pazar Yerimizi en kısa sürede tamamlayıp hizmete açacağız. 6 katlı olacak olan bu tesiste otopark, alışveriş merkezi, pazar yeri, çok amaçlı bir salon, düğün salonları ve çatı katında da bir restoranımız olacak. Yenikent ve çevre mahallelerimiz önemli bir merkeze kavuşacak” dedi.

100. Yıl Kültür Merkezi ve Pazar Yeri projesinin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Bakan Şimşek: “İhracat İçin Tüm Olanakları Seferber Ediyoruz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye Yeşil İhracat Projesi”nin onaylandığını belirtti. Bakan Şimşek, “İhracat için tüm olanaklarımızı seferber ediyoruz.” dedi.

Türk Eximbank tarafından yürütülecek Dünya Bankası garantili “Türkiye Yeşil İhracat Projesi”nin Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu tarafından onaylandığını bildiren Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Söz konusu proje kapsamında Türk Eximbank, çeşitli kreditörlerden 1 milyar avro tutarında kredi sağlayacak. Türk Eximbank’ın sağlayacağı 1 milyar avroluk kredinin yeşil dönüşümü ve yeşil ihracatı desteklemek amacıyla 600 milyon avrosuna Dünya Bankası garanti, Hazine ve Maliye Bakanlığı da karşı garanti sağlayacak. Bu sayede Eximbank’ın daha uzun vade ve daha düşük maliyetle uluslararası piyasalardan borçlanması mümkün olacak.”

Şimşek, Proje’nin önemine işaret ederek, “Dünya Bankasından sağlanan 600 milyon avroluk kredi garantisiyle, yeşil dönüşümü ve yeşil ihracatı desteklemek amacıyla Türk Eximbank tarafından ihracatçılara uzun vadeli finansman sağlanacak. Böylelikle, Avrupa Birliği sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının olumsuz etkilerinin giderilerek Türkiye ekonomisinin itici gücü olan ihracatçılarımızın uluslararası rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Ülkenin yeşil dönüşümünün ve ihracatçıların desteklenmesi için Dünya Bankasıyla güçlü işbirliğini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Şimşek, “İç talebi kontrol altına alırken, kaynaklarımızı daha üretken ve verimli alanlara yönlendiriyor, ihracat için tüm olanaklarımızı seferber ediyoruz. Dış finansman yoluyla sağladığımız kaynağın önemli bölümünü ihracatçımız için kullanmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.

Şimşek; maliye, para ve seçici kredi politikalarıyla tüketim artışını kontrol altına alırken, yatırım ve ihracata da güçlü destek verdiklerini belirterek, “Böylece büyüme kompozisyonu ve cari dengede iyileşme sağlıyoruz.” diye konuştu.

Türk Eximbank’ın ihracatçıların yeşil dönüşümle ilgili projelerini desteklemek üzere yurt dışı sermaye piyasalarından ve uluslararası finansal kuruluşlardan 3,7 milyar dolar kaynak temin ettiğini de anımsatan Şimşek, bu yöndeki kredi ve kaynak girişlerinin devam etmesini beklediklerini bildirdi.

Şimşek, bu dönemde ihracatçıların finansmana erişimini önceliklendirdiklerini ve Türk Eximbank’ın sermayesinde art arda artışlar yapıldığını kaydetti.

Kaynak: AA

Sektör Temsilcileri Kentsel Dönüşüm Destek Kampanyasını Değerlendirdi

İstanbul’da yürütülecek kentsel dönüşüm uygulamaları kapsamında yapım için yardım verilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sektör temsilcileri, İstanbul’da kentsel dönüşüm yapmak isteyenlere yönelik açıklanan desteklerin dönüşüm sürecini hızlandıracağını açıkladı.

Kararla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un ilgili maddeleri gereğince İstanbul’da yürütülecek kentsel dönüşüm uygulamalarında hibe, kredi ve tahliye desteğini kapsayan yapım için yardım verilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlendi.

“Yarısı Bizden” kampanyası kapsamında hak sahibine bir konut için 700 bin liraya kadar hibe, 700 bin liraya kadar kredi; bir iş yeri için 350 bin liraya kadar hibe, 350 bin liraya kadar kredi; diğer her bir konut için 1 milyon 400 bin liraya ve diğer her bir iş yeri için 700 bin liraya kadar kredi verilebilecek.

Hak sahibi, satış veya 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak pay satışı işlemiyle edineceği taşınmaz için payı satılan hak sahibinin kullanacağı hibe ve krediyi kullanabilecek. Kredi geri ödemeleri, geri ödemesiz dönemden sonraki ilk aydan itibaren başlayacak ve ilk 12 taksit faizsiz olmak üzere en fazla 120 ayda tamamlanacak.

İnşaat yapımı için verilecek hibe haricinde tahliye için bağımsız bölümde ikamet etmek/kullanmak şartıyla maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine bağımsız bölüm başına bir kereye mahsus ve karşılıksız 100 bin lira tahliye desteği verilebilecek.

Sektör temsilcileri, söz konusu desteklerin İstanbul’daki riskli konutların dönüşümü için çok önemli olduğunu belirterek, sürecin hızlanacağını anlattı.

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, muhabirine yaptığı açıklamada, kentsel dönüşümün halihazırda Türkiye’deki en kritik konu olduğunu belirterek, 2012’de kentsel dönüşüme dair çıkan yasa sonrası 2,2 milyon bağımsız birimin dönüşümünün tamamlandığını söyledi.

Bunun 800 bin adedinin İstanbul’da gerçekleştiğini ancak henüz istenilen mesafenin alınamadığını dile getiren Çekici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nitekim İstanbul’da 600 bin bağımsız birimin dönüşümünü de en hızlı şekilde tamamlamamız gerekiyor. Megakentte 1,5 milyon riskli konut var. Bunun 600 bini önceliklendirilmeli. Mevcut düzenleme bu anlamda oldukça değerli. Nitekim deprem değil, çürük, sağlıksız, dayanıksız binalar insan hayatını riske atıyor. Ülkemize yapılacak en büyük iyilik bu yapı stokunun güçlendirilmesi olacaktır.”

Çekici, kamu tarafında son dönemde ardı ardına önemli kararlar alındığını kaydederek, şu açıklamalarda bulundu:

“Kentsel dönüşümler, kamuyu, özel sektörü ve sivil oluşumları bir araya getiren büyük kapsamlı projeler. Her tarafın durumu ciddiye alması gerekiyor. Kentsel dönüşümün olmazsa olmazı; ‘tarafların sadece kendi çıkarına odaklandığı rant ve oran pazarlıklarına kurban edilmemesi’ gerekliliğidir. Ortak ve ana amaç, herkesin bu süreçten fayda sağlayarak çıkması olmalıdır. Dernek olarak bu reform çalışmalarının her şekilde yanındayız. Katma değer yaratacak birçok çalışmamızla katkı sağlamaya ve aktif görev almaya hazırız.”

Kentsel Dönüşüm Sorunları ve Çözümleri Platformu Başkanı Nihat Şen de İstanbul’daki riskli konut stokuna dikkati çekerek, deprem uzmanlarının her gün altını çizdiği ve Marmara’da yaşanması beklenen şiddetli depremin yaklaştığını söyledi.

İnşaat maliyetlerindeki artışın kentsel dönüşümü yavaşlattığını dile getiren Şen, “Yarısı bizden kampanyası ödemelerde bir nebze rahatlama sağlayacaktır. İlk yıl sonrasındaki yapılandırmada faiz oranının yüzde 1’in altında tutulması teşvik edici bir adım alacaktır. Kira yardımlarının da İstanbul’da artırıldığını hatırlatmakta yarar var. Tüm bunlar kentsel dönüşümün hızlanması adına önemli adımlar. Hem durağan bir döneme giren inşaat sektörünü hızlandıracak hem de depreme karşı daha dayanıklı binaların yapımı hızlanacaktır.” diye konuştu.

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün, kentsel dönüşümün tüm Türkiye ve özellikle İstanbul için hayati önemde olduğunu belirterek, söz konusu desteklerin sürecin hızlanması adına güzel katkı sunacağını söyledi.

Destekten faydalanacaklarda aranacak hususlara dikkati çeken Özgün, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Burada önemli nokta; ‘kredi verilirken hak sahiplerinin gelir ve kredi puanı durumlarına bakılmayacak’ olması. Konutunun dönüşmesi ile ilgili şartları taşıyan herkes bu destekten faydalanabilecek. Bu durum kampanyanın tabana yayılması ve ilgili herkesi kapsaması anlamına geliyor. Herkesin faydalanabileceği bir model oluşturulmuş. Bu nedenle etkili olacaktır. Öte yandan daire başına verilen toplam 1,4 milyon liralık destek ve hibe bağımsız bir birimin yapım maliyetinin önemli kısmını karşılayacaktır.”

Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt da başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’nin birinci önceliğinin kentsel dönüşüm olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bu dönüşümü hızlandırmak için beklediğimiz ve her fırsatta dile getirdiğimiz destekler gelmeye başladı. İstanbul’un kentsel dönüşümü için düğmeye basılan ‘yarısı bizden’ kampanyası kapsamındaki destek paketi yürürlüğe girdi. Bu karar, evini dönüştürmek isteyen ama ekonomik zorluklar nedeniyle harekete geçemeyen kesim için son derece teşvik edici. 1,4 milyon liralık destek söz konusu. Bunun önemli bir teşvik olduğunu düşünüyorum. Sürecin uygulanmaya başlamasıyla beraber, kentsel dönüşüm çalışmaları daha hızlı ve sistemli yürüyecektir.”

Özyurt, depremden korkmak yerine tedbir alınması ve ona göre sağlam binalar inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bahaş Holding Üst Yöneticisi (CEO) Abdüssamet Bahadır ise acil dönüştürülmesi gereken konut stokundan bahsederek, “Bu konuda yapılacak her türlü yardım bu süreci hızlandıracaktır. Dolayısıyla ‘yarısı bizden kampanyası’ büyük bir kentsel dönüşüm atağı için başlangıç olabilir. Kredi geri ödemelerinde de kolaylıklar söz konusu. Bu destek paketi, evini dönüştürmek isteyip de ekonomik koşullar nedeniyle beklemede kalan vatandaşı harekete geçirmeye yetecektir.” şeklinde konuştu.

İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık da destek paketinin sürece olumlu katkı sunacağını belirterek, dönüşüm çalışmalarına ivme kazandıracağını anlattı.

Çulhalık, “Destekler, evini dönüşüme vermek isteyen ancak endişeleri yüzünden harekete geçemeyen kesim için son derece teşvik edici. Evini kentsel dönüşüme vermek isteyenler için bahane bırakmayan bir destek paketi oldu.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Bakan Özhaseki’den Karbon Ayak İzi Uyarısı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sanayici ve iş insanlarına ‘karbon ayak izi’ uyarısında bulundu.

Bakan Özhaseki, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen programda sanayici ve iş insanlarıyla kentteki bir düğün salonunda bir araya geldi.

Burada konuşan Özhaseki, birçok kurum ve kuruluşun önceliğinin karbon ayak izi olduğunu belirtti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının da bu konuda çok büyük çalışmalar yaptığını vurgulayan Özhaseki, “Küresel ısınma dünyanın bir gerçeği. Bazıları bunun bir manipülasyon olduğunu iddia etse de biz bunu bizzat yaşıyoruz. Yaşadığımız ülkede yağışlar azalıyor. Eski karlar, yağışlar yok. Yer altından çektiğimiz suyun seviyesi daha da aşağıya düşüyor. Demek ki bir şeyler yaşanıyor. Bilim insanları dünyanın ısısının son 100 yılda 1,1 derece arttığını söylüyor. Bu artış bizim de içinde bulunduğumuz Akdeniz havzasında 1,5 derece olarak değerlendiriliyor. Bu artış 2 dereceyi bulursa bir kriz başlayacak.” diye konuştu.

Özhaseki, iklim krizinin ilk olarak gıdaya ulaşmakta güçlükler oluşturacağına, bunun da göçe neden olacağına dikkati çekerek, üretirken doğayı kirletmemeye dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

Dünyanın büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirten Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:

“Sanayicilerimize sadece şunu söylemek istiyorum, 1 Ocak 2026’da sınırda karbon emisyon kontrolü başlayacak. Yurt dışına nokta kadar dahi bir şey satsanız sınırda kontrol edilecek. Eğer Avrupa’ya bir mal satacaksanız o ürünü nasıl ürettiğini soracaklar. Kirletmeden ürettin mi üretmedin mi, yeşil sertifikan var mı, yok mu… Emisyon ticaret hacmi tarafından belki belirli bedeller ödenecek. Eğer çevreyi hiç düşünmeden imalat yapan arkadaşlar varsa onların işi çok zor. Onların bedeli daha yüksek olacak. Çevreyi dikkate alarak çok az kirleterek üreten arkadaşların verecekleri bedel daha düşük olacak. O zaman bizim bu dediğim konulara dikkat çekici vaziyette bir gayret içerisinde olması lazım ki yarın bir gün ihracatınız tıkanmasın. Eğer isterseniz bu konuda teferruatlı bilgi vermek üzere İklim Değişikliği Başkanlığında ne kadar görevli arkadaşım varsa ben size göndereyim ve bizi bekleyen bu tehlikeyi tek tek anlatsınlar. Siz de buna göre kendi vaziyetinizi düzenleyin. Erkenden bu işe başlayalım, geleceğe hazırlanalım. Zamanın ruhunu okuyamazsak sınıfta kalırız.”

“Sene Sonuna Kadar 200 Bin Konutu Dağıtmış Olacağız”

Deprem bölgesindeki konut çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Bakan Özhaseki, devletin tüm imkanlarıyla depremzedelerin evlerine kavuşması için çalıştığını belirtti.

Deprem bölgesinde 950 şantiyede çalışmaların devam ettiğini aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:

“Çok şükür devletimiz bu işin altından kalkıyor. En son AFAD’ın bize bildirdiği rakamlara göre 390 bin ev borcumuz var. 307 bininin işlemi başladı. Ya ihale sürecinde, ya ihalesi yapıldı, ya kaba inşaatı bitti ya bitme aşamasına geldi. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da katıldığı bazı törenlerle 46 bin konutu dağıttık. Mart sonuna kadar bu sayı 75 bini bulacak. Mayıs ayıyla birlikte de her ay 10 bin, 15 bin konut dağıtmaya devam edeceğiz. Dile kolay arkadaşlar, söylemesi kolay. Sene sonuna kadar 200 bin konutu dağıtmış olacağız. Ondan sonraki senenin ortasına kadar da başladığımız 300 binden fazla daireyi herkese teslim edeceğiz.”

Kaynak: AA

Antalya, Balbey Mahallesi Kentsel Yenileme Projesinde İnşaat Başladı

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Balbey Mahallesi’nde hayata geçirilen Balbey Mahallesi Kentsel Yenileme projesine start verildi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından tarihi Balbey Mahallesi’nde hayata geçirilecek Balbey Kentsel Yenileme Projesi 1. Etabı’nda temel betonu döküldü. 

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kurallı ve kimlikli bir kent hedefi çerçevesinde başlattığı Balbey Kentsel Yenileme Projesinde ilk kazmanın vurulması ve yıkım çalışmalarının ardından, temel öncesi ilk beton dökümü de yapıldı. Büyükşehir Belediyesi şirketi ANTEPE tarafından yürütülen projede, 22 bin metrekare inşaat alanında kazı çalışmalarının ardından temel için ilk beton döküldü. Toplam maliyeti yaklaşık 500 milyon lira olan Balbey Kentsel Yenileme Projesi 1. Etabı’nda, 125 hak sahibine 72 bağımsız bölüm teslim edilecek. 

Proje bünyesinde 49 ofis, 15 konut, 33 dükkan ve 2 adet günübirlik konaklama tesisi ile 200 araçlık kapalı otopark ve yürüyüş yolları, yeşil alanlar ve süs havuzlarını barındıran toplam 5 bin metrekarelik peyzaj alanı yer alıyor.

Limak Şirketler Grubu Yenilenebilir Enerjiyi de Halka Arz Edecek

Limak Şirketler Grubu Onursal Başkanı Nihat Özdemir, “Hem SPK’da hem Borsa İstanbul’da çok önemli derecede çalışmalar yapılıyor. Ekibimiz şu anda çalışmalara başladı. Yakın zamanda Limak yenilenebilir enerjiyi de halka arz etmeyi planlıyoruz.” dedi.

Özdemir, Limak olarak büyüme üzerine kurulu bir stratejiyle ilerlediklerini, inşaatın ana sektörlerinden biri olduğunu aynı zamanda enerji, çimento, turizm, gıda gruplarında da çalıştıklarını ve yatırımlara sürekli devam ettiklerini söyledi.

Özdemir, çimento sektöründe büyümeyi sürdürdüklerini aktararak, “Enerji grubunda da hep üstüne koyarak geldik. İnşaatta 18’e yakın ülkede iş yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Grubumuz İspanya’dan başlamak üzere Kuveyt, Suudi Arabistan, Afrika’da birçok yerde iş yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Suudi Arabistan’da çok önemli işler yapıyorlar. Biz de buralardan pay almaya çalışıyoruz. Birkaç proje aldık ve devam edeceğiz. Bir Türk şirketi olarak Avrupa, Afrika, ve Asya’da da iş yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

2024 yılının ilk çeyreğinin sonunda da Limak grubunun önemli bazı şirketlerini halka arz etmeyi planladıklarını kaydeden Özdemir, “Şu anda o çalışmalarımız devam ediyor. Hem SPK’da hem Borsa İstanbul’da çok önemli derecede çalışmalar yapılıyor. Ekibimiz şu anda çalışmalara başladı. Yakın zamanda Limak yenilenebilir enerjiyi de halka arz etmeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gelecekte farklı sektörlerde de faaliyet göstermek adına çalıştıklarını bildiren Özdemir, “Bilişim sektöründe de çalışmalarımız sürüyor. Bu alanda çalışmalarımızı daha da geliştirmeyi planlıyoruz. İnşallah arkadaşlarımız ile hedefe kitleniriz ve orada da büyümeye çalışırız. Ama kendi sektörlerimizde büyümeye devam edeceğimizi ifade etmek isterim.” dedi.

Nihat Özdemir, Limak Şirketler Grubu fabrikalarının bulundukları coğrafya ve barındırdıkları potansiyele dikkati çekerek, “Çimentoda Limak, Türkiye’nin önemli bölgelerine yayılmış vaziyette. Trakya ve Balıkesir’de fabrikamız var. Balıkesir gelişmekte olan bir yer. Otoyol geldikten ve Çanakkale Köprüsü yapıldıktan sonra Balıkesir’de önemli derecede büyüme görüyoruz. Büyüme dediğim oradaki yatırımların artması demektir. Balıkesir çok önemli bir il. Marmara’da ve Ege sahilinde kıyısı var. Buradan da payımızı alacağız.” değerlendirmesinde bulundu.

“Enerji sektöründe birçok dalda faaliyet gösterdiklerini belirten Özdemir, “Doğal gazda Hamitabat santralimiz var. İstanbul’un önemli derecede enerjisini temin etmekte. Kömürde varız ve bunun yanında hidroelektrikte de Türkiye’nin en iyi şirketleri Limak bünyesinde. Güneş enerjisi ve jeotermalde de varız. Birçok sektörde elde edeceğimiz katkıları diğer sektörlere aktarmayı planlıyoruz.” diye konuştu.

Özdemir, Limak Doğu Anadolu Çimento’nun hiçbir finansal borcu olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Halka arzdan gelecek gelirle Ergani Çimentoyu, Limak Doğu Anadolu Çimento’ya katacağız. Bu bizim içi önemli bir güç olmuş olacak. Bölge gelişmekte olan bir bölge. Genç nüfus olan bir yer ve halkımız da yatırımcılar da buraya çok önem verdi. Hepsi burada hisse almak istedi. 3 milyon 100 bin kişi buraya yatırım yapmak istedi, bu çok önemli bir rakam. Şirketler ve kurumsallar bazında da 10 katı talep geldi. Başarılı bir halka arz yapmış olduk. Limak Doğu Anadolu Çimentonun hiçbir finansal borcu bulunmamakta. Önümüzdeki günlerde de bu işlemi bitirdiğimizde kamuoyuna açıklayacağız. Bu ikisi çimentoda büyümeye devam edecektir.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Geleceğe Yeşil Bir Miras: Tria Green Life 

Ekşioğlu Tria İnşaat tarafından İstanbul’un Kartal ilçesinde yükselecek,Tria Green Life, doğayla uyumlu, kaliteli bir yaşamın başlangıcını vadediyor.

İstanbul’un Kartal ilçesinde Murat Sitesi kentsel dönüşümü, Tria güvencesiyle hayat buluyor. Sakinlerine ve yeni ev sahibi adaylarına muazzam bir yaşam alanı sunmayı hedefleyen bu özel proje, 5 blok ve 240 adet konuttan oluşacak. Toplam 32 bin 094 metrekare inşaat alanına sahip olan Tria Green Life projesi, ayrıcalıklı yaşam imkanıyla yeni sakinlerini bekliyor.

2+1, 3+1, 4+1, 4+2 ve 5+2 tiplerine sahip konutlardan oluşacak The Green Life projesinde, yeşil alan donatıları başta olmak üzere, spor ve sağlık, site yönetimi, güvenlik gibi birçok sosyal donatılar yer alıyor. Ayrıca, Ekşioğlu Tria, modern yaşamı deprem güvenliğiyle mükemmel bir şekilde birleştiriyor. Zemin etütleri ve ileri inşaat teknolojileriyle donatılmış bu özel proje, sadece bir ev değil, geleceğinizi güvenle şekillendireceğiniz bir adres sunuyor.

Tria Green Life projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.