“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 37

Selimiye Camisi’nin Ana Kubbesinde Kurşun Örtü Çalışmaları Tamamlandı

Edirne’de restorasyon çalışmaları devam eden Selimiye Camisi’nin ana kubbesinde kurşun örtü yapımı tamamlandı.

AA’dan Gökhan Balcı tarafından derlenen habere göre; Caminin geleceğe güvenle taşınması için 2021 yılının kasım ayında Vakıflar Genel Müdürlüğünce başlatılan ve yaklaşık 3,5 yıl sürmesi planlanan restorasyon, yapının içinde ve dışında eş zamanlı devam ediyor.

Caminin en önemli kısımlarından ana kubbede de güçlendirme ve enjeksiyon çalışmaları yapıldı.

Kubbenin güçlendirilmesinin ardından kurşun kaplamaları sökülerek yenileriyle değiştirildi.

Üzeri brandayla örtülen kubbeye su değmemesi için titizlikle çalışılırken, zaman zaman sağanaklar nedeniyle çalışmalara kısa süreli ara verildi.

Kubbe kurşun kaplama işi meteorolojik raporlara bağlı olarak planlanarak tamamlandı.

Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık, gazetecilere, Selimiye Camisi’nin kapsamlı restorasyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi.

Edirne’de göreve başladığı gün cuma namazını Selimiye’de kıldığında restorasyon nedeniyle kubbeyi göremediği için üzüldüğünü belirten Kırbıyık,”‘Edirne’ye vali olduk ama bakalım bu Selimiye’nin kubbesini görmek bize ne zaman nasip olacak?’ dedim. Sonra bunun da bir nimet olduğunu anladık. Şimdi ezan okunurken, iskeleye bakınca gerek içeriden gerek dışarıdan kurulan iskelenin birçok nimetinin olduğunu fark ettim.” dedi.

Kırbıyık, Edirne’ye gelen misafirlerle birlikte restorasyon çalışmalarını incelemek için kubbe kısmına 50 kezden fazla çıktığını, şehrin siluetini konuklara gösterme fırsatı bulduklarını dile getirdi.

Sanayi Üretiminde Yıllık 0,1 Düşüş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 mart ayına ilişkin sanayi üretimi verilerini açıkladı. Buna göre üretim, yüzde 0,1 azaldı.

Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2023 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %10,4 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi %1,4 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %7,8 azaldı.

Aylık Yüzde 5,5 Artış

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %3,0, imalat sanayi sektörü endeksi %6,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,2 arttı.

Afşin-Elbistan B Termik Santrali Faaliyete Açıldı

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Afşin-Elbistan B Termik Santrali, bakım çalışmalarının ardından yeniden faaliyete açıldı.

Kahramanmaraş, Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde Afşin-Elbistan B Termik Santrali de zarar gördü.

Yaklaşık 20 yıldan beri elektrik üreten her biri 360 megavat kurulu güce sahip 4 üniteden oluşan Afşin-Elbistan B Termik Santrali, yapılan bakım ve onarım çalışmalarının ardından tekrar faaliyete başladı.

3 Ayda Tüm Hasarlar Onarıldı

Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürü İzzet Alagöz (EÜAŞ) Genel Müdürü İzzet Alagöz, 6 Şubat’taki Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki depremin bölgedeki termik santral yerleşkesini ciddi bir şekilde etkilediğini, hasar tespit çalışmalarının ardından çok ciddi bir şekilde bakım ve onarım çalışmasının başladığını söyledi.

Ünitelerin tekrardan devreye alınabilmesi adına yoğun bir mesai harcadıklarını ifade eden Alagöz, 3 ay gibi kısa bir sürede tesisteki hasarları ortadan kaldırdıklarını ve bunun ardından üniteleri devreye almaya başladıklarını dile getirdi.

Tesis, Türkiye’nin Yüzde 3 Üretimini Sağlıyor

Afşin- Elbistan B Termik Santrali’nin Türkiye’nin en büyük elektrik üretim yerleşkelerinden biri olduğuna dikkati çeken Alagöz, şunları söyledi:

“Yerleşke olarak bu bölge 3000 megavat civarında bir üretim kapasitesiyle Türkiye’nin yüzde 3 üretimini sağladığı için en büyük üretim tesisi burasıdır. Dolayısıyla buranın devreye girmesi bizim için çok özel bir anlam ifade ediyor. Aynı zamanda deprem yaraları tabii ki bütün toplumumuzu ilgilendirdiği gibi bizi de ilgilendiriyor. Depremde Elbistan’da 150 bin, Afşin’de 90 bin insanın yaşadığı bir bölgedir burası. Bu nüfusun tekrar ayağa kalkabilmesi, yaralarını sarabilmesi için kalbinin çalışması gerekir. Afşin-Elbistan Termik Santrali bu bölgenin kalbidir. Afşin-Elbistan Termik Santralleri’nde ve maden ocaklarında 9 bine yakın insan çalışmaktadır. Bu 9 bin insanın buradaki çalışması direkt etki alanına girmektedir. Gelirlerini buradan temin edip yaşamlarını Afşin, Elbistan’da sürdürmeleri dolayısıyla bu Afşin Elbistan’ın içerisine de kan pompalayan bir tesistir. Biz dün itibarıyla gece saat 23.00’te santralimizin ilk ünitesini devreye almayı başarmış durumdayız. Şu anda 170 megavat kapasiteye ulaşan bir üretimimiz var. Hemen akabinde birer ay arayla diğer üniteleri de devreye alıp, santralimizin gümbür gümbür çalışması için gece gündüz 24 saat esaslı çalışmaya devam ediyoruz.”

Afşin-Elbistan B Termik Santrali’nin kısa sürede devreye alınmasının ekip arkadaşlarının başarısı olduğuna vurgu yapan Alagöz, santralin çevre standartlarına göre çalıştığını, emisyon değerlerinin sürekli kontrol edildiğini sözlerine ekledi.

36 Otel Daha Yatırım Kapsamına Alındı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2023 yılı mart ayına ilişkim yatırım teşvik belgelerini açıkladı. Buna göre 22 yeni otel ve 14 modernizasyon olmak üzere 36 otel yatırım teşvikine alındı. 

Teşvike bağlanan komple yeni otel yatırımları tamamlandığında, Türkiye’deki yatak stoğuna 3 bin 45 yatak daha eklenmiş olacak. Mevcut hizmette olan yatakların da 11 bin 623 tanesi yenilenmiş olacak.

Mart ayında teşvike bağlanan komple yeni otel yatırımlarından 4 tanesi 5 yıldızlı, 5 tanesi 4 yıldızlı, 12 tanesi 3 yıldızlı ve bir tanesi de butik otelden oluşuyor. Modernizasyona girecek otellerin içinden 5 yıldız kategorisinde olanların sayısı ise 8 olarak kayıtlara geçti.

Teşvike Bağlanan Komple Yeni Otel Yatırımları

-Süleyman Yıldız Turizm Taşımacılık, 261 milyon 899 bin TL yatırımla Antalya’da 4 yıldızlı 377 yataklı otel,

-ERK Hotel Turizm, 15 milyon 984 bin TL yatırımla İstanbul’da 3 yıldızlı 66 yataklı otel,

-Yücesoy Turizm Ticaret, 23 milyon 656 bin TL yatırımla Mersin’de 3 yıldızlı 40 yataklı otel,

-Beyazlı İnşaat Turizm, 20 milyon 23 bin TL yatırımla Çanakkale’de 4 yıldızlı 68 yataklı otel,

-Sarias Yapı İnşaat, 16 milyon 105 bin TL yatırımla Antalya’da 25 yataklı butik otel,

-Probospor Gayrimenkul Yatırım, 18 milyon TL yatırımla İstanbul’a 3 yıldızlı 98 yataklı otel,

-Fogsis İklimlendirme Makina, 4 milyon 965 bin TL yatırımla Kocaeli’ne 3 yıldızlı 20 yataklı otel,

-Mihr ü Mah Turizm ve Otelcilik, 3 milyon 343 bin TL yatırımla Şanlıurfa’da 3 yıldızlı 26 yataklı otel,

-Spirite Turizm Otelcilik,  69 milyon 789 bin TL yatırımla Antalya’da 3 yıldızlı 98 yataklı otel,

-Side Nirvana Turizm Otelcilik, 191 milyon 346 bin TL yatırımla Antalya’da 4 yıldızlı 290 yataklı otel,

-Paris75 Turizm Otelcilik, 7 milyon 115 bin TL yatırımla Denizli’de 3 yıldızlı 38 yataklı otel,

-Telese Telekomünikasyon, 48 milyon 605 bin TL yatırımla Muğla’da 4 yıldızlı 111 yataklı otel,

-Mayesse Turizm, 495 milyon 500 bin TL yatırımla İstanbul’da 5 yıldızlı 432 yataklı otel,

-Ünsal Hotel, 23 milyon 968 bin TL yatırımla Muğla’da 3 yıldızlı 70 yataklı otel,

-Sultanhan Otelcilik ve Turizm, 43 milyon 295 bin TL yatırımla İstanbul’da 3 yıldızlı 85 yataklı otel,

-Ali Baransel Ayer Lovely Dream Otelcilik, 4 milyon 825 bin TL yatırımla İstanbul’a 3 yıldızlı 38 yataklı otel,

-İstanbul Port Otelcilik, 85 milyon 377 bin TL yatırımla İstanbul’da 4 yıldızlı 101 yataklı otel,

-Platanus Otelcilik, 4 milyon 81 bin TL yatırımla İstanbul’da 3 yıldızlı 44 yataklı otel,

-Efbi Turizm, 296 milyon 424 milyon TL yatırımla Antalya’da 5 yıldızlı 445 yataklı otel,

-İlhan Taahhüt İnş., 714 milyon TL yatırımla Şanlıurfa’ya 5 yıldızlı 492 yataklı otel,

-Kameroğlu İnşaat, 440 milyon lira yatırımla İstanbul’a 5 yıldızlı 410 yataklı otel,

-Özyangıncı Yapı Malz,. 24 milyon 250 bin TL yatırımla Ordu’ya 3 yıldızlı 48 yataklı otel.

Teşvike Bağlanan Otel Modernizasyon Yatırımları

-Birmod Turizm 99 milyon 457 bin TL yatırımla Muğla-Bodrum’daki 5 yıldızlı 960 yataklı oteli,

-Ayık Tur Turizm, 75 milyon 393 bin TL yatırımla Antalya’daki 5 yıldızlı 494 yataklı tatil köyünü,

-Şahsuvaroğlu Marina Turizm, 32 milyon 907 bin TL yatırımla İstanbul’daki 5 yıldızlı 464 yataklı oteli,

-İkbal Akaryakıt Dinlenme Tesisleri,  5 milyon 263 bin TL yatırımla Afyonkarahisar’daki 5 yıldızlı 572 yataklı termal oteli,

-Apollon Turizm,  159 milyon 941 bin TL yatırımla Antalya’daki 5 yıldızlı 1612 yataklı tatil köyünü,

-Kaptan Otelcilik Turizm, 10 milyon 200 bin TL yatırımla Antalya’daki 4 yıldızlı 544 yataklı oteli,

Özyer Turizm, 205 milyon TL yatırımla Antalya’daki 5 yıldızlı 686 yataklı oteli, 

-Lykia Turizm Yatırımları, 657 milyon TL yatırımla Muğla’daki 4 yıldızlı 538 yataklı ve 5 yıldızlı 1354 yataklı tatil köyünü,

-Rızgar Turizm İnşaat, 60 milyon 300 bin TL yatırımla Van’daki 3 yıldızlı 86 yataklı oteli,

-Okan Turizm Yatırımları, 41 milyon 33 bin TL yatırımla Antalya’daki 5 yıldızlı 1223 yataklı tatil köyünü,

-Aziz Otel ve Turizm İşl. 15 milyon 765 bin TL yatırımla Muğla’daki 5 yıldızlı 354 yataklı oteli,

-Yazıcı Turizm Marmaris 33 milyon 200 bin TL yatırımla Muğla’daki 4 yıldızlı 1180 yataklı oteli,

-Yazıcı Turizm Yatırımları 22 milyon TL yatırımla Muğla’daki 4 yıldızlı 924 yataklı oteli,

-Raymar Turizm Otelcilik, 111 milyon TL yatırımla Mardin’deki 5 yıldızlı 632 yataklı oteli.

Kaynak: Turizm Güncel

KOSGEB’den Deprem Bölgesi KOBİ’lerine Destek

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından deprem bölgesinde imalat sektöründe faaliyet gösteren Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ) 75 bin TL’ye kadar destek sağlanacağını açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, KOSGEB desteği, 6 Şubat’ta yaşanan depremler nedeniyle ilan edilen OHAL ve sonrasında kapsama alınan iller ve ilçelerde geçerli olacak. Buralarda imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin faaliyetlerinin aksamaması ve devamlılıklarının sağlanabilmesi için İşletme Geliştirme Destek Programı kapsamında Afet Dönemi İşletme Desteği uygulamaya alındı. 75 bin lira üst limitli destekten, iş yeri hasar durumuna ilişkin resmi makamlardan belge alan işletmelerden; deprem sonrası kurulan geçici nitelikteki çarşı alanlarında, sanayi sitelerinde faaliyet gösteren veya NACE Rev. 2’ye (Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatını kapsayan iş kodu) göre Kısım C-imalat sektöründe faaliyet gösteren işletmeler faydalanabilecek.

Tüm Giderler Kapsama Alınacak

İşletmelerin; faaliyet gösterdikleri yapıların bakım, tadilat, onarımlarına ilişkin hizmet alım giderleri, istihdam ettikleri personel giderleri ve faaliyet konuları ile ilgili alacakları ile ham madde, malzeme, teçhizat, donanım gibi giderlerine destek verilecek. Giderlerin büyük deprem felaketinden sonra gerçekleşmiş olmasına bakılacak. Destek programı kapsamında yapılacak geri ödemeler; programın tamamlanma tarihinden itibaren 12 ayı ödemesiz olmak üzere, 4’er aylık dönemler halinde 6 eşit taksitte yapılacak. İlk taksitin geri ödeme tarihi, programın tamamlanma tarihinden sonraki 12 aylık süreyi takip eden ilk iş günü olacak. ​

Çimsa İspanya’ya GES Kuracak

Sabancı Holding iştiraki Çimsa, İspanya’da bünyesine kattığı Bunol fabrikasına Güneş Enerjisi Santrali (GES) kuracak.

Sabancı Topluluğu’nun global markası Çimsa, İspanya’daki beyaz çimento fabrikasında 4.2 Milyon Euro’luk yatırımla güneş enerjisi santrali kurmaya hazırlanıyor. Yatırımın imza töreni Çimsa Beyaz Çimento Pazarlama & Satış Genel Müdür Yardımcısı ve İspanya Genel Müdürü Onur Yazgan, ID Energy Group CEO’su Benito Puebla ve her iki şirketin üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti.

14 futbol sahası büyüklüğünde 100 bin metrekare alan üzerinde 11 bin adet güneş panelinin kullanılacağı GES projesi, 2023 yılında aktif olarak devreye alınacak. GES’te üretilen enerjinin tamamı Çimsa Cementos tarafından tüketilecek.

3 Bin 600 Konutun Elektrik İhtiyacı Karşılanacak

Güneş enerjisi yatırımı tamamlandıktan sonra İspanya’daki fabrikanın enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 16’sını karşılayacak. Üretilen yenilenebilir enerji miktarı (12 GWh/yıl), 3 bin 600 konutun elektrik ihtiyacına ve yılda 3.000 ton CO2 salımına eşdeğer olacak.

Güneş enerjisi yatırımının çevresel faydaları arasında yenilenebilir enerji tüketimi yoluyla çevrenin korunması, tesisin enerji derecesinin iyileştirilmesi ve karbon ayak izinin azaltılması yer alıyor.

‘’Sürdürülebilir Kalkınmaya Ulaşmak İçin Çalışıyoruz’’

İspanya’daki fabrikada yapılacak güneş enerjisi santralinin Çimsa’nın enerji verimliliği ve yeşil dönüşümün gerekliliklerini yerine getirme çalışmalarının bir parçası olduğunu belirten Çimsa CEO’su Umut Zenar, yatırıma ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Küresel emisyonların 2030’a kadar yarı yarıya azaltılması için yenilenebilir enerji kullanımına yönelik büyük çaplı bir dönüşüm yaşanması gerekiyor. Bu süreçte Çimsa olarak döngüsel ekonominin bir parçası olmaya devam etme hedefiyle, yeşil dönüşümün gerekliliklerini yerine getirmek ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmak için çok çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında, karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliği, çevre dostu ürünler gibi konulara odaklanmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda Türkiye’nin yanı sıra İspanya’da da hayata geçireceğimiz güneş enerjisi yatırımlarımızın tüm dünyanın ortak sorunu olan emisyonların azaltılması konusuna büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”

Copa Radyatör Ailesi Büyüyor

Yenilikçi ürünleriyle iklimlendirme sektöründe öne çıkan Copa Isı Sistemleri, soğuk havalara sıcak ve çevreci çözümler sunmaya devam ediyor. Tüketici ihtiyaçları ve hassasiyetleri dikkate alınarak 2 farklı model olarak tasarlanan Copa e-Rad ve Copa e-Rad S elektrikli panel radyatörler, tasarruf ve enerji verimliliğine odaklanarak yaşam alanlarına konfor ve estetik katıyor.

30 yılı aşkın tecrübesiyle iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren Copa Isı Sistemleri, inovatif yaklaşımla tasarladığı ve bulunduğu ortamı hızla ısıtan elektrikli panel radyatörleriyle soğuk havalara sıcak ve çevreci çözümler sunuyor. Copa kalitesi ve üstün teknolojisiyle 2 farklı model olarak geliştirilen Copa e-Rad ve Copa e-Rad S elektrikli panel radyatörler, standart panel radyatör görünümüyle hibrit kullanım imkanı sunarak tüketicinin beklentilerine cevap veriyor.

Copa e-Rad ve Copa e-Rad S elektrikli panel radyatörler merkezi tesisata bağlanabiliyor ve rezistansları çalıştırmadan sadece kombi ve ısı pompası gibi dış ısı üreticisinden aldığı enerji ile ortama ısı üretebiliyor. Kombi ısı pompası gibi dış ısı üreticiler olmadan tesisattan bağımsız bir şekilde rezistansları ile sadece elektrik enerjisi kullanarak ortama ısı verebiliyor. Copa e-Rad S elektrikli panel radyatör, tesisata bağlı dış ısı üreticisinden enerji alırken aynı anda elektrik enerjisiyle rezistansları ısıtılarak ortama ısı üretebilir.

Yeni Nesil, Tasarruflu ve Çevre Dostu…

Zamanlayıcı moduna sahip olan çevre dostu Copa e-Rad ve Copa e-Rad S model elektrikli panel radyatörler, konforlu bir şekilde kontrol edilebiliyor. Oda sıcaklığındaki ani düşmeleri algılayabilen elektrikli panel radyatörler, otomatik olarak durarak enerji tasarrufu sağlıyor. 

Yeni nesil Copa e-Rad ve Copa e-Rad S model elektrikli panel radyatörler, kolay bir şekilde duvara monte edilebiliyor veya aksesuar olarak sunulan ayaklarıyla zeminde güvenli bir şekilde çalıştırılabiliyor. Ayaklı kullanımda elektrikli panel radyatörler farklı odalara taşınabiliyor.

MİMDER Başkanı Hamza Can: ‘’İnşaat Sektörü Ekonomik Büyümenin Amiral Gemisidir’’

Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Hamza Can, Türkiye’deki inşaat sektörü hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

İnşaat Deryası’nın haberine göre; Yüksek faiz oranlarının ekonominin finansmanında olumsuz etkiler yaptığını, bu durumunun inşaat sektörünü de etkilediğini anlatan MİMDER Başkanı Hamza Can, “Faiz indirimlerinin sektöre olumlu katkı yaptığını gördük. Faiz indirimlerinin devam etmesi bir zorunluluktur. Ekonomik gelişmeler neticesinde düşen alım gücü ve içinde bulunulan enflasyonist ortam toplumun geniş kesimleri için krediye erişimde büyük engel teşkil etmektedir. Kısaca inşaat çıktısının para politikalarından etkilendiği bir gerçektir. Ülke genelindeki kentsel dönüşüm konusunda sadece İstanbul’daki ihtiyaç bile kapsamlı finansal çözümler gerektirmektedir” diye konuştu.

‘’İnşaat Sektörüne Verilen Destek İnsani Destektir’’

Deprem sonrasında 2 milyon 273 bin 551 kişinin doğrudan barınma sorunuyla karşı karşıya kaldığının altını çizen Ankara Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Hamza Can, “İnşaat sektörüne verilen destek aslında insani bir destektir. Ayrıca Türkiye son 20 yılda inşaat sektörünün gayri safi yurtiçi hâsıla içerisindeki ortalama yüzde 9,5 bir paya sahiptir. Bu oranın inşaat sektörünün dolaylı olarak etkilediği diğer sektörler ile birlikte değerlendirdiğimizde daha yukarı çıkacağını söyleyebiliriz. Sektördeki inoaktif gelişmeleri de değerlendirdiğimizde seçim sonrasında inşaat sektörünün büyümedeki öncülüğü devam edecektir” şeklinde konuştu.

Hamza Can açıklamasını şöyle sürdüdü:

“Sadece Türkiye’de değil diğer ülkelerde de gerek kamu gerek özel sektörler tarafından yürütülen inşaat sektörü özellikle diğer sektörlerle olan bağlantısından dolayı ekonomik büyümenin adeta amiral gemisi konumundadır. İnşaat sektörü bir yandan kendinin dışındaki çıktılar için gerekli olan altyapıyı sağlarken diğer taraftan da çeşitli bileşimleri ile önemli bir girdi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca sektörün ekonomik büyümeye olan katkısının yanında yoğun iş gücü kullanımını gerektirmesiyle de istihdama katkı sağlamaktadır.”

Konut Projeleri Hassasiyetle Devam Etmeli

Vatandaşların konut sahibi olmasına yönelik verilen destekleri önemsediklerini sözlerine ekleyen MİMDER Başkanı Can, “İnşaat sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle gerilemekte olan üretimde artış sağlanması ve konut satışlarının desteklenmesi amacıyla yakın zamanda çeşitli önlemler hayata geçirilmiştir. İlk Evim, İlk İşyerim Projesi ile (2 yıl içinde 250 bin konut teslimi ile) dar gelirliye yönelik atılımın ardından bu yılın başında orta gelirliye uygun koşullarda konut kredisi kampanyası olan Yeni Evim Projesi’ni hayata geçirilmiştir. TOKİ tarafından orta gelir grubuna yönelik uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkânı sunan, kapsamında ilk etapta 100 bin yeni konutu kapsayacak olan projede, üreticilere 25 milyar TL tutarında KGF destekli kredi imkânı sağlanacağı açıklanmıştır. Projeye ikinci el konutların da dâhil edilmesi için çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca depremzedeler için konut seferberliği başlatılmıştır. Bu projelerin sürdürülmesi ve kaynak aktarımı noktasında hassasiyetle devam edilmesi gerekmektedir” diyerek açıklamasını tamamladı.

Gayrimenkul Satışları Nisan Ayında Aylık Yüzde 23 Azaldı

Türkiye’de gayrimenkul satışları 2023 yılı nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 23 azaldı. Buna göre nisan ayında, toplam 214 bin 947 gayrimenkul satışı yapıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerinin paylaştığı bilgilere göre; Türkiye’de geçen ay 214 bin 947 gayrimenkul satış işlemi yapıldı.

İşlemlerin 83 bin 347’sini konut, 38 bin 17’sini arsa, 68 bin 760’ını tarla, 8 bin 546’sını iş yeri ve geri kalanını ise diğer taşınmazların satışı oluşturdu.

Veriler, 277 bin 496 gayrimenkul satışının yapıldığı mart ayına göre yüzde 23 azalma yaşandığını ortaya koydu.

En çok satış işlemi yapılan 10 il arasında, 23 bin 397 ile İstanbul ilk sırada yer aldı.

İstanbul’u, 16 bin 307 ile Ankara, 12 bin 228 ile İzmir, 9 bin 115 ile Antalya, 8 bin 401 ile Bursa, 7 bin 412 ile Konya, 6 bin 580 ile Tekirdağ, 6 bin 441 ile Kocaeli, 5 bin 862 ile Balıkesir ve 5 bin 553 ile Mersin takip etti.

Nisanda kayda geçen satış işlemlerinden 4 milyar 338 milyon 172 bin 341 lira tapu harcı geliri elde edildi.

Mahkemeden İnşaat Şirketlerine Güzel Haber

Ekonomim.com yazarlarından Abdullah Tolu, bugünkü yazısında inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı boş arsa ve araziler için yüzde 2 vergili yeniden değerleme yapılıp yapılamayacağı konusunda Maliye ile inşaat sektörü arasında yaşanan hukuksal mücadeleye dikkat çekti.

Buna göre; Maliye, inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı boş arsa ve arazilerin emtia niteliğinde olması nedeniyle yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağı görüşünde. Buna karşın inşaat sektörü ise söz konusu arsa ve arazilerin taşınmaz niteliğinde olduğu ve yeniden değerlemeye tabi tutulması gerektiğini savunuyor.

Maliye’nin bu ısrarlı görüş ve uygulamasının yargıya taşınması üzerine ilk derece olarak verilen mahkeme kararı, sektör lehine! Bu, sektör açısından son derece önemli ve olumlu bir gelişme.

Kanuna Göre Hangi Taşınmazlar İçin Yeniden Değerleme Yapılamıyor?

Kanuna göre, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar için yeniden değerleme yapılamıyor (VUK Geçici Mad. 31, 31/7, geçici 32). Çünkü, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar yeniden değerlemenin kapsamı dışında bırakılmış bulunuyor.

Maliye, Tebliğlerle Kapsamı Biraz Daha Genişletti!

Maliye’nin yayınladığı üç Tebliğ ile, yeniden değerleme yapılamayacak taşınmazların kapsamını biraz daha genişlettiği görülüyor. (500, 530 ve 537 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri). Bu Tebliğlerde, Kanunda açıkça yararlanılamayacağı belirtilen “sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler”e ilave olarak, taşınmazlar ve amortismana tabi diğer iktisadi kıymetleri alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin de yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağı, boş arazi ve arsalar ile kapsama giren işletmelerin kiralamaya konu ettikleri iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulabileceği açıklanmışbulunuyor.

Maliye Verdiği Özelgelerle İnşaat Sektörünü Şok Etti!

Maliye, inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı bulunan boş arsaların bu şirketler için emtia niteliğinde olduğu, bu arsaların kayıtlarda “250- Arazi ve Arsalar” hesabında izlenmesinin bu durumu değiştirmeyeceği, söz konusu arsalar için yeniden değerleme yapılamayacağı şeklinde çok sayıda görüş bildirdi. (İstanbul VDB’nin 24.12.2021 tarihli ve 1163107, 01.02.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-71]-119677, 13.01.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-85]-49671, Bursa VDB’nin 04.08.2022 tarihli ve E-95462982-105[VUK.ÖZLG-2021-141]-182085 sayılı özelgeleri).

İnşaat sektörü, yeniden değerleme sorununu en çok gündeme taşıyan ve yeniden ihdas edilmesini talep eden sektör.  Bunun nedeni ise, 2005 yılı sonrasında enflasyon düzeltmesinin gerekli şartların oluşmaması nedeniyle uzun yıllar uygulanamaması. İnşaat şirketlerinde yoğun şekilde yaşanan yeniden değerleme sorunu, sektörün STK’ları olan KONUTDER, GYODER ve İNDER tarafından birçok defa Maliye’ye aktarıldı ve ısrarla takip edildi. Bu sıkı takip meyvesini verdi ve vergili ve vergisiz yeniden değerleme düzenlemeleri hayata geçirildi.

Mahkeme İnşaat Şirketini Haklı, Maliye’yi Haksız Buldu!

Davaya bakan Vergi Mahkemesi, aktifine kayıtlı boş arsa ve arazi için yeniden değerleme işlemi yapan inşaat şirketini haklı, bu işlemi reddeden Maliye’yi ise haksız buldu: Kişilerin haklarının kısıtlanması ve belli bir haktan yararlandırılmasının sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemeler Kanunla yapılabilir, Tebliğlerle böyle bir kısıtlama yapılamaz!

Söz konusu kararın özeti ise şu şekilde:

“Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ile taşınmazların alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin, bu kapsamda yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağına ilişkin sınırlama getirilmiştir. Kişilerin haklarının kısıtlanmasını veya belli bir haktan yararlandırılmasının sınırlandırılmasını öngören düzenlemeler, Anayasasının “vergi ödevi”ne ilişkin 73. maddesi uyarınca “verginin kanuniliği” ilkesi gereğince ancak kanunlarla yapılabilir. Böyle bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması olanaklı değildir. Hakkın özüne dokunabilecek bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması söz konusu olamaz. Aksi düşünce; yani kanunla düzenlenmesi gereken bir konunun tebliğ ile düzenlenmesi, kuvvetler ayrılığı rejimine ters düşeceği gibi, fonksiyon gaspına da yol açacaktır. Bu durumda, kanunda öngörülmeyen bir sınırlama getiren tebliğe istinaden, davacı şirketin 7326 sayılı Kanuna göre yaptığı taşınmaz değerleme başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline (…) oy birliğiyle karar verildi.”  (İstanbul 9. Vergi Mahkemesi’nin 03.03.2023 tarihli ve E. 2022/442, K.2023/641 sayılı kararı).

İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 60,70 Oranında Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mart ayına ilişkin İnşaat Maliyet Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 60,70, aylık ise yüzde 2,31 oranında arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2023 yılı mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2,16, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 60,70 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,31, işçilik endeksi yüzde 1,76 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 48,21, işçilik endeksi yüzde 105,09 arttı.

Bina İnşaatı Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 62,94, Aylık Yüzde 2,04 Arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,04, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,94 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,19, işçilik endeksi yüzde 1,68 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 50,49, işçilik endeksi yüzde 105,16 arttı.

Bina Dışı Yapılar İçin İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 53,57, Aylık Yüzde 2,54 Arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 53,57 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,71, işçilik endeksi yüzde 2,06 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 41,27, işçilik endeksi yüzde 104,83 arttı.

Kemaliye-Dutluca Tünellerinde İnşaat Sürüyor

Erzincan’da Karadeniz ve Akdeniz’i birbirine bağlayacak Kemaliye-Dutluca Tünelleri’nin inşaat çalışmaları devam ediyor.

Proje alanında incelemelerde bulunan Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, “Kemaliye-Dutluca yolu 44 kilometrelik bir hat. Tüneller açıldığında, 6 tünel 1 viyadükle birlikte kara yolu 21 kilometreye düşecek ve yol 23 kilometre kısalacak. 75 dakikalık yolu 15 dakikaya indirecek bir proje. Buranın dışında Sünebeli Tüneli de devam ediyor.” dedi.

2 Yılda Tamamlanacak

Projenin 10 milyar TL bedeline sahip olduğunu belirten Karaman, “Kemaliye-Erzincan bağlantısına da alternatif olacak. Bu yol 2 yıl içinde bitecek. Kemaliye’de başka projelerimiz de var. Doğalgaz da en kısa sürede ilçeye ulaşacak. Bu yol, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ve Sayın Binali Yıldırım’ın çabası ile projelendirilmiştir. Kendilerine ve bu projede imzası olan Ulaştırma Bakanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum.” şeklinde konuştu.

Kırşehir’de 400 Yataklı Hastanenin İnşaatı Devam Ediyor

Kırşehir’de mevcut hastanenin yetersizliği nedeniyle hayata geçirilen 400 yataklı yeni hastane projesinin inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Kırşehir İl Başkanı Seher Ünsal, Milletvekili adayları Necmettin Erkan ve Osman Arslan ile birlikte Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (KAEÜ) Bağbaşı kampüs alanı yanındaki yeni hastane inşaat alanında incelemede bulundu.

Kırşehir Genelinde Sağlık Yatırımları Devam Edecek

Tamamlandığında önemli sağlık ihtiyacını karşılayacak olan hastane, 104 bin 382 metrekare kapalı olmak üzere toplam 181 bin metrekare inşaat alanına sahip.

Eski hastaneyle yeni hastanenin eş zamanlı olarak hizmet vereceğini belirten Ünsal, “Kent merkezinin yanı sıra Mucur, Akpınar, Kaman, Çiçekdağı, Boztepe, Akçakent ilçelerinde de yenileşme ve hastanelerimizde düzenleme çalışmalarımız devam edecek. Kırşehir genelinde sağlık alanında fiziki koşullar iyileştirilmeye devam etmektedir. Yeni hastane mevcut hastanenin de yükünü alacak. Tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘’5 Yılda 1,5 Milyon Riskli Yapıyı Yenileyeceğiz’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amacımız her yıl 300 bin konut yaparak 5 yılda İstanbul’da 1,5 milyon riskli yapıyı tamamen yenilemektir. İnşallah hedefimize ulaşarak İstanbul’u depreme hazır hale getireceğiz.” dedi. 

İstanbul’da deprem riski bulunan konutların yıkılarak yenilerinin yapılacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amacımız her yıl 300 bin konut yaparak 5 yılda İstanbul’da 1,5 milyon riskli yapıyı tamamen yenilemektir. Birinci ve ikinci 500 binlik projeleri şehrin iki yakasındaki rezerv alanlarında hayata geçireceğiz. Bu rezervi alanların bir bölümü de Kanal İstanbul Projesi etrafında yer alacak. Üçüncü 500 binlik bölümü yerinde dönüşüm ile gerçekleştireceğiz. İnşallah hedefimize ulaşarak İstanbul’u depreme hazır hale getireceğiz” dedi.

319 Bin Konut 1 Yılda Teslim Edilecek

Deprem felaketini konu başlıklarından biri yapan Erdoğan, “Çok insanımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin. Biz 3 ayda yıkıntıları kaldırdık, yeni konutların inşasına başladık. Bayram’da ilk köy evlerini teslim ettik. 100 bin konteynerin kurulumu bitti. İnşası başlayan konut sayısı 142 bini, temeli atılan konut sayısı 59 bini buldu. Yaklaşık 319 bini bir yıl içinde teslim edilecek 650 bin yeni konutla şehirlerimizi ayağa kaldırmak için çalışıyoruz. İstanbul bu felakette de depremzede kardeşlerine kucak açarak vefasını gösterdi. Bu depremin maliyeti 100 milyar doların üzerinde.” ifadelerini kullandı.

‘’İstanbul’u Depreme Hazır Hale Getireceğiz’’

İstanbul’daki kentsel dönüşümle ilgili konuşan Erdoğan, şunları söyledi:

“438 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Yarısı bizden kampanyası ile maliyetlerin yarısını karşılayacağız. Amacımız her yıl 300 bin konut yaparak 5 yılda İstanbul’da 1,5 milyon riskli yapıyı tamamen yenilemektir. 1,5 milyon yapıyı 3 bölüm halinde planlıyoruz. Birinci ve ikinci 500 binlik projeleri şehrin iki yakasındaki rezerv alanlarında hayata geçireceğiz. Bu rezervi alanların bir bölümü de Kanal İstanbul projesi etrafında yer alacak. Üçüncü 500 binlik bölümü yerinde dönüşüm ile gerçekleştireceğiz. Böylece insan yoğunluğu fazla olan yerleri seyrelteceğiz. İlk yılda 200 bin yerinde 100 bin rezerv olmak üzere 300 bin konut için başlattığımız kampanyaya çok büyük ilgi var. İnşallah hedefimize ulaşarak İstanbul’u depreme hazır hale getireceğiz.”

Eskişehir’e 2 Yeni Okul 

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre, Sümer ve Gündüzler mahallelerinde inşa edilen 2 yeni okul projelerinde inşaat çalışmalarının devam ettiğini söyledi. 

İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre, Sümer ve Gündüzler mahallesinde yapımı devam eden okul inşaatlarını gezerek incelemelerde bulundu. İnşaat ve Emlak Hizmetleri Biriminden sorumlu İl Milli Eğitim Şube Müdürü Okan Aygen kendisine eşlik etti.

İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre, “Sümer mahallesinde yapılan 24 derslikli okulumuz ile Ahmet Sezer Ortaokulunu ikili eğitimden tam gün eğitime kavuşturacağız. 15 derslikli Gündüzler mahallesinde yapılan okulumuz ile de o bölgedeki ikili eğitim sorunumuzu ortadan kaldırmış olacağız. Açılan yeni okullarımızla sınıf mevcutları ideal sayılarda olacak. Öğrencilerimizin teknolojik alt yapıya uygun, modern okul ve sınıflarda eğitim görmeleri için tüm imkânları seferber ediyoruz. Eğitim ve öğretimdeki başarı çıtasının en yüksek seviyeye taşınması için tüm gayretimizle çalışıyoruz.“ dedi.

Antalya Kültür Sanat’ta Açılan İki Yeni Serginin Boya Destekçisi: Cubo

Cubo’nun yıl boyunca boya desteği vereceği Antalya Kültür Sanat Merkezi’nde yakın zamanda iki sergi birden açıldı. Mehmet Tüzüm Kızılcan’ın 19612023 Retrospektif Sergisi ve “Paris’ten Antalya’ya Renk ve Çizginin Peşinde’’ başlığı ile Eren Eyüboğlu’nun eserlerinden oluşan seçki, 11 Haziran’a kadar Antalyalı sanatseverlerle buluşacak. 

MEHMET TÜZÜM KIZILCAN İLE SANAT YOLCULUĞU

Mehmet Tüzüm Kızılcan 29 Nisan-11 Haziran tarihleri arasında Antalya Kültür Sanat’ta açılan retrospektif sergisiyle sanatseverleri / bizleri , çıktığı bu uzun sanat yolculuğuna tanık olmaya çağırıyor.

62 yıllık bir sanat yolculuğu… Sanatçının kilometre taşı olarak gördüğü eserlerinden oluşan değerli bir seçki… 1961 yılında, Prag’da, Uluslararası Seramik Akademisi’nin yarışmalı sergisinde gümüş madalyayla onurlandırıldığı duvar uygulamasından, 2023 yılında ürettiği son eserlere kadar Antalyalı sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

Sanatseverler bu sergide sadece, Kızılcan’ın eserlerini izlemekle kalmayacak, aynı zamanda Çağdaş Türk Seramiği’nin geliştiği, önemli bir döneme de tanıklık edecekler.

EREN EYÜBOĞLU’NUN ÖZEL SEÇKİSİ

Her sergi özelinde duvarlarını Cubo ile renklendiren ve merkezin tamamının boyanmasına katkı sağladığı Antalya Kültür Sanat’ta aynı tarihlerde açılan diğer sergi de Eren Eyüboğlu’nun eserlerinden oluşuyor. Sanat Tarihçi Ömer Faruk Şerifoğlu küratörlüğünde hazırlanan sergi “Paris’ten Antalya’ya Renk ve Çizginin Peşinde–Eren Eyüboğlu’’ başlığı ile lanse ediliyor.  

Cumhuriyet’in 100. yılında, çağdaş Türk resim sanatının özgün isimlerinden aslen Romanya doğumlu olan ve Bedri Rahmi Eyüboğlu ile hayatını birleştiren Eren Eyüboğlu, 30 Ağustos 1988’de hayata veda edene kadar çalışmalarını sürdürüyor.

Eren Eyüboğlu, yaşamının sonuna dek, çalıştığı resmi nasıl “daha iyi” yapabileceğinin kaygısını yaşamış. Sanatçının mirası içinde en çok yer tutan oto-portre ve portrelerine bakıldığında, onun sanat yaşamının başlangıcından sonuna dek beslendiği kaynakları, 1930’ların Paris’inden 1980’lerin İstanbul’una kadar yaşadığı değişimleri izlemek mümkündür…  

Sanatın ve sanatçının dostu Cubo’nun, ürün tedarik sponsoru olduğu Antalya Kültür Sanat’ta yılın ilk sergisi, Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı özelindeydi. Antalya Kültür Sanat, yıl boyunca birçok özel sergiyi Antalyalı ile buluşturmaya devam edecek.

Küresel Rekabetin Yeni Cephesi: Çip Duvarları

Askeriyeden, sağlık sektörüne, telefonlardan arabalara ve sayısız üründe çipler olmazsa olmaz haline geldi. Ülkeler arasındaki rekabetin de yeni oyuncusu artık çip üretimi.

Mehmet Kıvanç’ın hazırladığı Burak Dıvarcı’nın yönetmenliğini üstlendiği harici.com.tr yapımı Çip Duvarları belgeselinde, Türkiye’nin önde gelen teknoloji editörlerinden Erdi Özüağ, Ussal Danışmanlık Yönetici Ortağı Girişimci Ussal Şahbaz, Pekin merkezli düşünce kuruluşu Center for China and Globalization’ın Kıdemli Araştırmacısı Andy Mok, İstanbul Gedik Üniversitesi ASEAN Başkanı Sibel Karabel, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Dr. Recep Erdem Erkul’un görüşleriyle çip ekonomisinin bugününe ve yarınına mercek tutuldu.

2022 yılında 550 milyar dolarlık bir hacme ulaşan çip ve yarı iletkenler sektöründe pazarın 2030’lara doğru trilyon doları aşması bekleniyor. Joe Biden liderliğindeki ABD’nin Çin’e karşı bir set gibi adım adım örmeye çalıştığı çip duvarları 21. yüzyıldaki stratejik rekabetin temel sahası olmaya aday. 

Eksikliğinin yarattığı yıkıcı etkileri otomotiv sektöründe gördüğümüz çiplerle ilgili gelişmeleri sektörü yakından izleyen uzmanlar “Çip Duvarları” belgeselinde değerlendirdi. harici.com.tr‘den Mehmet Kıvanç’ın hazırladığı Burak Dıvarcı’nın yönetmenliğini yaptığı belgeselde Türkiye’nin önde gelen Teknoloji Editörlerinden Erdi Özüağ, Ussal Danışmanlık Yönetici Ortağı Girişimci Ussal Şahbaz, Pekin merkezli düşünce kuruluşu Center for China and Globalization’ın Kıdemli Araştırmacısı Andy Mok, İstanbul Gedik Üniversitesi ASEAN Başkanı Sibel Karabel, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Dr. Recep Erdem Erkul’un görüşlerine yer verildi. 

Çin’in hızla geliştiği çip sektöründe ABD’nin birincil hedefi Pekin’i durdurmak. ABD – Çin ilişkilerinde siyasi temelin kurulduğu Tayvan adası üzerindeki tartışmalarda da çip sektörüne yönelik rekabet belirleyici önemde. 

Askeriyeden, sağlık sektörüne, günlük yaşamın vazgeçilmezi haline gelen telefonlardan arabalara ve sayısız üründe artık çipler olmazsa olmaz haline geldi. ABD yönetimi de 2022 Ağustos’unda kabul ettiği Çip ve Bilim Yasası ile ‘bu alanda tek söz sahibi benim’ mesajını dünyaya vermek istiyor. Çin’e yönelik kapsamlı yaptırımlar içeren bu yasa ile ABD, bütün dünyadaki yarı iletken sektörünü ekonomi stratejisine bağlamayı hedefliyor. 

“ÇİP OLMADAN HİÇBİR ŞEYSİNİZ!”

Çip duvarları belgeselinde konuyu değerlendiren Teknoloji Editörü Erdi Özüağ, sektörün önemini “Bu olmadan hiçbir şeysiniz. Bu olmadan otomobil yapamazsınız. Bu olmadan bir ameliyathanedeki yeni nesil sağlık cihazlarını yapamazsınız. Bu olmadan İHA ya da SİHA yapamazsınız. Güdümlü füze yapamazsınız. Uzaya gidemezsiniz. Dolayısıyla insanoğlunun şu anki en büyük emtiası bu çip.” sözleriyle özetliyor.

“Petrolün nerede çıkacağını belirleyemeyiz ancak çiplerin nerede üretileceğini belirleyebiliriz” diyen Özüağ, ABD’nin Çinli şirketlerle çalışan vatandaşlarına yönelik aldığı yaptırım kararlarını ise “Amerika kendi tarihinde ilk defa Amerikan vatandaşlığı almış Çinlilere şöyle bir yaptırım getirdi. Ya vatandaşlığı bırakın ya da Çinli şirketlerle bir daha çalışmayın. Şimdi özgürlükler ülkesi olarak değerlendirdiğimiz zaman insanlara böyle bir yaptırımla gitmek biraz sıra dışı gibi görünüyor.” sözleriyle yorumladı. 

SİLAH SEKTÖRÜNÜN KRİTİK BİLEŞENİ: ÇİPLER 

Belgeselde sektörün askeri anlamda önemine vurgu yapan Ussal Şahbaz, “Çipler silahlarda da kullanılıyor. Aslında Amerikalılar ilk çip teknolojisi geliştirirken bu işe bu kadar çok eğilmelerinin nedeni ta altmışlarda, yetmişlerde Vietnam Savaşı’nda çok başarısız olmaları. Bu hedefleri daha iyi tayin edecek bilgisayarlar. Bu bilgisayarlar için de daha iyi çalışan çipler geliştirmek istemişler.” diyor. 

Center for China and Globalization Kıdemli Araştırmacısı Andy Mok da “Amerikan Askerinin üstünlüğü, en büyük orduya en büyük hava kuvvetlerine en büyük donanmaya sahip olmasına dayanmıyor. Bu üstünlük en yüksek teknolojik gelişmişliğe dayanıyor.” sözleriyle konunun önemine dikkat çekiyor. 

Gedik Üniversitesi Müdürü Sibel Karabel de “ABD’nin bu noktada kendine göre ulusal güvenliğini tehdit ettiğini düşündüğü şey bu teknolojilerinin Çin ordusu ile doğrudan paylaşılması” diyerek konunun ABD açısından nasıl göründüğüne değiniyor. 

Sibel Karabel’e göre “Teknolojik anlamdaki bu çevreleme diğer çevrelemenin bir parçası.” 

ÇİPTE GELECEK REKABET NASIL ŞEKİLLENECEK? 

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Dr. Recep Erdem Erkul’a göre ise büyük güçler arasındaki rekabet teknolojideki ilerlemenin motoru olabilir. “Rekabet olduğu zaman rekabet bir şekilde başarıyı ve inovasyondaki hızlanmayı tetikliyor” diyen Erkul ise konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor. 

Rekabetin olası sonuçlarını değerlendiren Özüağ da “Her ülke kendi bağımsızlığı gereği bir büyük duvarın içerisinde kaybolmak yerine kendi duvarını da örme gayretini artıracaktır.” diyerek ülkelerin bu alandaki iştahının artacağına dikkat çekiyor. 

Ussal Şahbaz bu alanda sertleşen rekabetin sonuçlarını “Artık çipte serbest ticaret diye bir şey yok” diyerek yorumluyor. 

Çinli Uzman Andy Mok ise ABD’nin sert yaptırım siyasetinin “ABD’nin ekonomik ve teknolojik olarak izole olacağı” bir sonuca yol açabileceğini öne sürüyor. 

2 Trilyon Dolarlık Mega Projelerin İnşaatı Sürüyor

Dünya genelinde inşaat çalışmaları devam eden 2 trilyon dolarlık mega projelerin büyük kısmı Körfez’de yer alıyor. İnşaat yazılım şirketi 1Build tahminlerine göre on yılın sonunda bu mega inşa projelerden ilki tamamlanacak.

Ekonomim’in haberine göre; Dünya genelinde inşası devam eden mega projelerin toplam maliyeti 2 trilyon doların üzerinde. 1Build, International Construction Magazine ve Construction Review tarafından belirlenen ve maliyeti 100 milyar doları aşan dokuz mega projenin dördü Körfez ülkelerinde. 

Dünya genelinde inşası devam eden mega projelerin toplam maliyeti 2 trilyon doların üzerinde. Bu projelerin büyük bir kısmı Körfez ülkelerinde yer alıyor. İnşaat yazılım şirketi 1Build tahminlerine göre on yılın sonunda bu mega inşa projelerden ilki tamamlanmış olacak ve tahmini maliyeti 1 trilyon doları bile aşabilir. Çin’in 8 trilyon dolarlık altyapı projesi Yol ve Kuşak da hesaba dahil edildiğinde devam eden mega projelerin toplam maliyeti 10 trilyon doları aşıyor. Sadece birkaç yıl önce ‘mega proje’ tanımı maliyeti 10 milyar doları aşan inşa projeleri için kullanılıyordu. Ancak 2008 krizi sonrası başlayan ultra gevşek para politikalarının yarattığı enflasyon ve son yıllarda hızla artan inşaat maliyetlerinin de etkisiyle artık maliyeti 100 milyar doları bulan ve aşan projeler ‘mega proje’ olarak nitelendiriliyor.

9 Mega Projenin 4’ü Körfez’de Yükseliyor

Statista’da yer alan konuya ilişkin analizde 1Build, International Construction Magazine ve Construction Review tarafından belirlenen ve maliyeti 100 milyar doları aşan dokuz mega projenin dördü Arap Körfezi ülkelerinde inşa ediliyor.

TEN-T: İnşası devam eden mega projelerin en maliyetlisi tahmini 600 milyar dolar maliyetiyle Avrupa Birliği’nin Trans-Avrupa Ulaşım Ağı (TEN-T). Proje 27 üyeli birlik genelinde yüzbinlerce kilometre yol, demiryolu, denizyolu ve havaalanı inşa projeleri içeriyor. 2019 itibariyle proje kapsamındaki bazı ağların inşası tamamlansa da önemli bir bölümü hala inşa halinde. Projenin İngiltere ayağı ülke AB’den ayrılma kararı aldıktan sonra 2018 yılında iptal edilmişti.                

NEOM CITY: Suudi Arabistan’ın fütüristtik kasaba ve kentler içeren ve ülkenin kuzeybatısında yer alan mega projesi Neom City ise 500 milyar dolar tahmini maliyetiyle en büyük 2. mega proje. Kızıl Deniz’in kuzeyinde yer alan Neom City’nin 2026 itibariyle 450 bin kişiye ev sahipliği yapması öngörülüyor. ‘Yeni gelecek’ anlamına gelen Neom City’de limanlar ve şirketlerin yer aldığı bölgeler de olması planlanıyor ve 2030 itibariyle nüfusunun 1 milyonu bulması bekleniyor. Plana göre şehrin enerji ihtiyacını tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılaması bekleniyor ve dünya nüfusunun yüzde 40’ı sadece 4 saatte Neom’a ulaşabiliyor.            

KÖRFEZ DEMİRYOLU: Basra Körfezi etrafındaki altı Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeyi birbirine bağlaması planlanan Körfez Demiryolu projesinin tahmini maliyeti 250 milyar dolar. Ancak proje altı ülke arasında uzlaşıya varılamaması ve pandemi döneminde petrol fiyatlarında yaşanan düşüş nedeniyle ertelendi. İlk plan 2.177 km. uzunluktaki dev demiryolu projesinin 2018 yılında tamamlanmasıydı. Projenin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’ı birbirine bağlayan ilk fazının 2023 içinde tamamlanması bekleniyor. Suudi Arabistan’ı Kuveyt ve Bahreyn’e bağlayacak ikinci fazın ise 2025’te tamamlanması hedefleniyor.                

ULUSLARARASI UZAY İSTASYONU: Bu mega proje teknik olarak Dünya üzerinde değil dışında devam eden bir inşa projesi ve maliyetinin 230 milyar doları bulması öngörülüyor. 15 ülke ve 5 uzay ajansı tarafından oluşturulan konsorsiyumun tarafından kurulan uzay istasyonunun inşasına 1990’larda başlandı. Ancak yapılacak renovasyonlar ve genişletme planları projenin toplam maliyetinin artmasıyla sonuçlanacak. 2030’da tamamlanacağı tahmin edilen projenin toplam maliyetinin 1 trilyon doları bile bulabileceği öne sürülüyor.           

SILK CITY: Tüm mega projelerin anası sayılabilecek Çin’in Yol ve Kuşak Girişimi kapsamında Kuveyt Silk City (İpek Şehir) olarak da bilinen Madinat al-Hareer’i inşa ediyor. 250 kilometrekareye yayılan projenin aynı zamanda dünyanın en yüksek binasına da ev sahipliği yapması planlanıyor. Burç Mübarek El-Kebir Kulesi’nin Binbir Gece Masalları’ndan da esin alarak 1,001 metre olması planlanıyor. Şu anda dünyanın en yüksek binası 829,8 m yüksekliğiyle Dubai’deki Burç Halife. Tamamlanması 25 yılı bulması beklenen Silk City projesinde yeni bir havalimanı, doğa rezervi, oteller, spalar ve parklar da olması planlanıyor.              

KRAL ABDULLAH EKONOMİ ŞEHRİ: İsmini Suudi Arabistan Kralı Abdullah’tan alan ve iş dünyası, eğitim ve konut odağıyla tasarlanan Suudi kentinin Washington’dan daha büyük olması bekleniyor. Maliyeti 100 milyar doları aşacak kentin nüfusu 2018 itibariyle sadece 7 bindi ancak 2035 itibariyle 7 milyon nüfusu olması bekleniyor. 173 kilometre kareye yayılacak şekilde inşa edilecek fütüristtik metropolün 2029’da tamamlanması planlanıyor.            

DELHI-MUMBAİ SANAYİ KORİDORU: Hindistan’ın 6 eyaletinde sanayi bölgeleri oluşturulmasını hedefleyen projenin tahmini maliyeti 100 milyar dolar. Hindistan’ın tarihindeki en büyük altyapı projesi olma niteliği taşıyan sanayi koridoru akıllı şehirler, demiryolları, otobanlar, limanlar ve havalimanları içerecek. Gujarat kentinde, Şanghay’ın 6 katı ve Delhi’nin 2 katı büyüklüğünde iki dev akıllı şehir de inşa edilmesi planlanıyor.           

KALİFORNİYA YÜKSEK HIZLI TREN: ABD’de devam eden en pahalı inşa projesi Kaliforniya’nın yeni yüksek hızlı tren demiryolu ağı. Mega demiryolu projesinin toplam maliyetinin ilk bütçenin 72 milyar dolar üzerine çıkarak 105 milyar doları bulabileceği belirtiliyor. Ayrıca proje planlanan takvimin 13 yıl gerisinde. San Francisco’yu Los Angeles’a 2.5 saatte bağlayacak faz 1’in 2029’da tamamlanması planlanıyordu fakat Kongre’de fonlara ilişkin uzlaşmazlıklar nedeniyle 2033’e ertelendi. Proje ABD’nin en büyük on kentinden sekizini birbirine bağlayacak. Faz 2 San Diego’yu Sacramento’ya bağlıyor.           

FOREST CITY: Malezya ve Çin’in ortak projesi Forest City Singapur yakınlarında dört insan yapımı adadan oluşuyor. “Rüya cennet” olarak da anılan projenin toplam maliyetinin 100 milyar doları bulması tahmin ediliyor. Bu dev ekoşehirde binaların yeşilliklerle kaplanarak orman bir kent ortamı yaratması ve 2035 itibariyle dördüncü adanın da tamamlanmasıyla 700 bin insana ev sahipliği yapması bekleniyor. Proje henüz bitmediği halde ekolojik çevre koruma alanları da dahil çok sayıda kategoride tasarım ödülleri aldı.             

DUBAILAND: Dubai’de daha önce benzeri görülmemiş bir ölçekte inşa edilecek eğlence kompleksi Dubailand’ın 64 milyar dolara mal olması bekleniyor. Bu nedenle teknik olarak mega proje kategorisinde değil. 278 kilometre kareye yayılacak komplekste tema parkları, stadyumlar, sağlık tesisleri, oteller ve ekoturizm faaliyetleri olması planlanıyor. Projenin 6.500 odası ve 10 milyon metrekare alışveriş merkezi ile dünyanın en büyük otelini de barındırması planlanıyor. İlk olarak 2003 yılında duyurulan proje 2008 küresel krizi nedeniyle 5 yıl boyunca durdurulmuştu ve faaliyete geçişi için planlanan yeni tarih 2025.

NG Hotels Avrupa’da Yatırım Yapacak

NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, Avrupa’da otel yatırımı yapmak için yer arayışında olduklarını belirtti. Gür, yatırım bedelinin 150-200 milyon avroyu bulabileceğini ifade etti.

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Turizm sektöründeki yatırım iştahı devam ediyor. Yap­tıkları yeni yatırımlarla büyü­me odaklı girişimlere devam et­tiklerinin altını çizen NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hedi­ye Güral Gür, yurtdışında yakın coğrafyada otel yapma planları­nın olduğunu ve yatırım bede­linin ortalama 150-200 milyon Euro’yu bulabileceğini ifade et­ti. Güral, “Avrupa’da yer arayı­şındayız. Daha önce Viyana’da ve Atina’da da bir fırsat olmuştu ancak olmadı. Biz aile ve profes­yonellerimiz olarak elimizin işin üstünde olmasını önemsiyoruz” dedi. Yatırımı yapıp, işletmeci­ye bırakmadıklarına da dikkat çeken Güral, sözlerine şöyle de­vam etti: “Gittiğimiz ülkeye bağlı olarak maksimum 2-3 sene için­de yatırımı yapıp çıkarız ancak henüz bina veya arsa bulamadık. İncelediğimiz bölgeler var.”

Portföyüne Antalya ve Bodrum’u Da Ekliyor

Türkiye turizm sektöründe­ki potansiyele inandıklarının al­tını çizen Hediye Güral, yatırım planlarını anlattı: “Bodrum ve Antalya’da da yeni otel inşaatına başladık. NG markalı bu oteller resort konseptte olacak. Antal­ya’yı da Bodrum gibi 2025 sezo­nuna hazırlayacağız. 1600 kişilik istihdamımıza yeni yatırımlarla bin kişi daha eklenecek.”

Kendi Mülküne GES Kuracak

Turizmde sürdürülebilirliğin hem çevrenin korunması açısından hem de sektörün geleceği için önemli olduğunu ifade eden Hediye Güral Gür, Türkiye’de sürdürülebilir sertifikasını alan ilk otellerden biri olduklarını ifade etti. Sürdürülebilirliği bütüncül olarak ele aldıklarına dikkat çeken Güral, Afyon’da yatırımlara başlamak için kendi arsalarına güneş enerjisi santrallerine yönelik araştırmalar yaptıklarını da ekledi.

Yeni Metro Hattının Test Sürüşü Yapıldı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro Hattı’nın devamı olan Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattı’nın test sürüşünde yer aldı.

Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro Hattı’nın devamı olan Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattı projesinin test sürüşünü geçtiğimiz günlerde tamamlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üç ilçeden geçen 10,9 kilometre uzunluğundaki 8 istasyonluk projenin ilk 5 istasyonunun 2024 Mart ayında kalan istasyonların ise 2024 yıl sonunda hizmete alınacağını söyledi. Ayrıca, 25 milyon TL bedelli krediyle satın alınan 25 adet 6’lı dizi 150 vagon da hizmet verecek. Vagonların her bir dizisinde maksimum bin 620 adet yolcu taşınabilecek.

Akgün İnşaat Erzurum’a 4 Yıldızlı Otel İnşa Edecek

Erzurum’un önde gelen inşaat firması Akgün İnşaat, Yakutiye, Gez mahallesinde 4 yıldızlı otel inşa edecek. 

Akgün İnşaat tarafından hayata geçirilecek otelin adı The Gate Hotel olacak. 408 metrekare alan üzerinde inşa edilecek olan otel projesi, 63 oda ve 126 adet yataktan oluşacak. Otel projesinin inşaat aşamasında 60 işletme aşamasında ise 30 kişi istihdam edilecek. 

Proje 53 Milyon TL’ye Mâl Olacak

1 adet bodrum kat, 1 adet zemin kat, 1 adet asma kat, 6 adet normal kat ve 1 adet çatı katından oluşacak olan The Gate Hotel’in 2 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor.

Toplam 53 milyon 440 bin TL bedele mal olacak olan otel projesinde, Spa, çocuk oyun alanı, aktivite odaları, spor salonu, mescit, toplantı salonu, kafeterya, restaurant, bay/bayan kuaför, Spa, hamam ve sauna yer alacak. 

2022 Yılında Konut Sahipliği Oranı Azaldı

TÜİK 2022 yılına ait Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiklerini açıkladı. Buna göre, kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı %56,7 oldu.

Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,8 puan azalarak 2022 yılında %56,7 olarak hesaplanırken, kirada oturanların oranı %27,2, lojmanda oturanların oranı %1,1, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise %15,1 oldu.

Konut sahipliği dağılımı ve bir önceki yıla göre fark, 2021, 2022

Konutun izolasyonundan dolayı ısınamama en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi oldu.

Kurumsal olmayan nüfusun %33,6’sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu ile sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemleri yaşarken, %21,7’si trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı.

Konut ve çevre problemleri (%), 2021, 2022

Bursa Beşyol Kentsel Dönüşüm Projesinin İnşaatı Yüzde 80 Oranında Tamamlandı

Bursa Büyükşehir Beldiyesi tarafından yapılan Beşyol Kentsel Dönüşüm projesinin inşaat çalışmalarında yüzde 80 oranında ilerleme kaydedildi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. İnşaat çalışmalarının yüzde 80’e ulaştığı projede 13 dükkân, 77 ofis ve 103 konut büyük dönüşüm için rezerv edildi. 

‘’Bölgeyi, Ayrıcalıklı Kentsel Dönüşümle Kentin Vitrini Haline Getireceğiz’’

İnşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, çarpık yapılaşmanın önüne geçebilmek için kentsel dönüşüm çalışmalarına devam ettiklerini dile getirdi. 

Bölgenin kent girişinde yer alması nedeniyle bu bölgede kentsel dönüşümün büyük önem taşıdığına dikkat çeken Aktaş, “Ancak aynı zamanda plansız ve düzensiz gelişimiyle birçok sorunu da barındıran, deprem açısından risklerin yüksek olduğu bir yapılaşmaya da sahip bir bölge. Burayı ayrıcalıklı kentsel dönüşümle kentin vitrini hâline getirmeyi planladığımız 240 bin metrekarelik projenin 120 bin metrekarelik ilk etabında hak sahipleriyle uzlaşma oranı yüzde 100’e ulaştı. Proje kapsamında inşaatın devam ettiği 1 no’lu adada 30 dükkân, 118 ofis ve 193 konuttan oluşan projede imalatlar hızla sürüyor. Bu projeden elde edeceğimiz 13 dükkân, 77 ofis ve 103 konutu İstanbul Caddesi 1. Etap dönüşüm alanı için rezerv konut ve dükkân olarak kullandık. Bu projede uzlaşma sağlanan hak sahiplerine 3 ay içerisinde konut, ofis veya dükkânların anahtarları teslim dilecek” dedi.

2 Bin 250 Konutun Temeli Atılacak

Beşyol’da 120 bin metrekarelik birinci etap sahası içerisinde yer alacak olan 2 ve 3 no’lu adada da uygulama projelerini hazırladıklarını ifade eden Başkan Aktaş, “Proje kapsamında inşaatımız, tahliye ve yıkımların tamamlanmasıyla önümüzdeki aylarda başlayacak. 2 no’lu adada 816 daire ve 11 bin metrekare ticari alan, 3 no’lu adada ise 306 daire ve 3.500 metrekare ticari alan oluşturulacak. Bu projelerin hayata geçirilmesi ile 1.100 daire ve yaklaşık 150 dükkân inşa ederek, hak sahiplerine daire ve dükkânlarını teslim edeceğiz. Büyükşehir Belediyesi olarak Arabayatağı – Ulus- Karapınar – Değirmenönü bölgelerinde yürüttüğümüz diğer kentsel dönüşüm projelerimizle birlikte kısa vadede 2.250 konutun temelini atacağız. İstanbul Caddesi, Yiğitler, Esenevler, 75. Yıl Mahallelerimizde var olan kentsel dönüşüm irtibat ofislerimize ilaveten; Sıcaksu, Gaziakdemir, Akpınar, Değirmenönü, Karapınar ve Arabayatağı bölgelerinde de 5 farklı noktada kentsel dönüşüm irtibat ofislerimizi hizmete açacağız. Kentsel dönüşümlerle birlikte Bursa’nın çehresini değiştirmiş ve güzelleştirmiş olacağız.” ifadelerini kullandı. 

Kentsel Dönüşüm Outlet: %50 Kampanya Fırsatı

Bunu da gördük… Demek ki görecekmişiz… 

Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden kampanyası… Anlaşılan o ki, Sezon Sonu…

Yapmış olduğumuz yakıştırma, sadece mizah amaçlı değil. Ülkemizde kentsel dönüşüm alanındaki üçüncü nesil finansal modelin sonuna yaklaşmaktayız; devlet destekli serbest piyasa mekanizmasının… 

26 Nisan 2023 tarihinde kamuoyunun önemli miktarda ilgisini çeken bir kampanya duyuruldu. Riskli yapılarda oturmakta olan vatandaşların başvuru yapmaları halinde, inşaat maliyetlerinin yarısına kamunun destek olması konusundan bahsediyoruz… 

Dilerseniz, ülkemizde son 40 yıl içinde denenmiş olan kentsel dönüşüm finansman yaklaşımlarını, şöyle bir zaman tüneline girerek beraber irdelemeye çalışalım.

Birinci Nesil Kentsel Dönüşüm Finansman Yaklaşımı:

Aslında, ülkemizde denenmiş olan ilk kentsel dönüşüm modeli, 1984 yılında çıkarılmış olan 2981 sayılı İmar Affı Yasası’dır. O yıllarda adına “kentsel dönüşüm” denmemiş olsa da bu bir gecekondu dönüşüm ve kentsel gelişim modeli olarak sunulmuştu. Bu mevzuat kapsamında, büyük kentlerimizde uzun yıllardır birikmiş olan gecekondulara, bazı koşulları sağlamaları kaydıyla 4 katlı apartmana dönüşme yolu açılıyordu. Üstelik bu uygulamanın bir enstrümanı olan ıslah imar planlarıyla, gecekondu mahalleleri mevcut dokularıyla haritada temize çekilebiliyordu, yeni bir planlama maliyeti de yoktu. Buna, bazı kaynaklarda yerinde ve kendiliğinden dönüşüm de denmiştir. Uygulamanın finansman modeline baktığımızda şu yorumu yapabiliriz: Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak… 

Talebin ve rantın yoğun olduğu yerlerde, kat karşılığı inşaat yapan müteahhitler, gecekondu sahipleriyle anlaşarak apartman yapabiliyorlardı. Bu metotla, büyük kentlerimizde hem gecekondu alanları kısmen tasfiye edilebilmiş hem de piyasanın acil ihtiyacı olan nitelikli konut beklentisine cevap verilebilmişti. 1984 Model Kentsel Dönüşüm finansman modeli böyleydi. 

İkinci Nesil Kentsel Dönüşüm Finansman Yaklaşımı:

1990’lı yılların hemen başında, ülkemizdeki kentsel dönüşüm hareketinin kilometre taşı olarak değerlendirebileceğimiz bir projeyle tanıştık: Ankara Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi. Bu proje sayesinde, ülkemizde ilk kez, bir kamu otoritesi tarafından bütünsel olarak uygulanan bir alansal dönüşümü test ettik. Bu uygulamada, 500 kadar gecekondunun sahipleriyle anlaşma yoluna giderek, 100 hektar büyüklüğündeki bir alanda modern bir yaşam çevresi oluşturulması için, çalışmaların yürütücülüğünü kamu, Ankara Büyükşehir Belediyesi üstlenmişti. Günümüzde hâlâ en başarılı kentsel dönüşüm modeli örneği olarak gösterilen bu projenin gerçekleşmesi için hem fon ihracı yoluyla uluslararası finansmanı hem de piyasa sistemini, Ankara Büyükşehir Belediyesi yürütmüştü. 

2000’li yıllara girdiğimizde, ülkemizde değişen iktidar ve elverişli konjonktür sayesinde, birçok ilimizde eş zamanlı olarak kentsel dönüşüm projelerinin uygulanmaya başladığını gördük. Dikmen Vadisi Projesi’nden elde edilen bu deneyim hem yerel yönetimlerce hem de TOKİ marifetiyle yürütülen projeler sayesinde hayat bulmaya başladı. Aslında kentlerimiz hızla dönüşüyordu. Belediyeler kentleri dönüştürme ve daha nitelikli yaşam çevreleri oluşturma konusunda birbirleriyle yarışıyorlardı. Bu iş için para, zaman, emek, kabiliyet ve enerjilerini ortaya koyuyorlardı. Kentsel dönüşümü bir kamu yararı olarak benimsemişlerdi. Ampirik bir yaklaşımla, bir adet konutun dönüşmesinin maliyeti, bu kamu kurumlarına 250-300 bin YTL olarak yansıyordu.

Üçüncü Nesil Kentsel Dönüşüm Finansman Yaklaşımı:

2010’lu yıllara geldiğimizde ise, aynı hükümet yönetimi, kentsel dönüşüm hareketinin finansmanı ve çalışma modeli konularında radikal bir değişikliğe gitmeyi tercih etti. 2012 yılında kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve çıkarılan 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüşümü ile ilgili kanun kapsamında, artık kentsel dönüşüm sadece depremden korunması gereken binalar için tanımlanıyordu. Kentsel dönüşüm, konuyla ilgili yöneticiler tarafından cümle içinde sıkça kullanılmaya başlamış olsa da fiili olarak devlet, bu taşın altından elini çekmişti. Özetle diyordu ki, siz dönüştürmek istediğiniz köhne yapınız için kat karşılığı müteahhit ile anlaşma yapın, biz de devlet olarak size kredi faiz indirimi, ruhsat-harç-resim vs. indirimi, kira yardımı gibi parasal desteklerde bulunalım, 10 yıl içinde de 7 milyon kadar bağımsız bölüm dönüşsün.

Aslında burada tarif edilen sözüm ona kentsel dönüşüm, bizleri 30 yıl kadar geriye götüren, parsel bazlı kat karşılığı inşaat müteahhitliği sisteminin aynısıydı. Devletin bir miktar parasal destek olduğu gerçektir, ancak proje işletim sistemi, yine mal sahibi ile yüklenici arasındaki rızai anlaşmaya bağlıdır. Devletin ya da kamu kurumlarının aktif bir katkısı yoktur, pasif destekte bulunmaktadırlar. 

Gelinen nokta şudur: Türkiye’nin herhangi bir kentinde, herhangi bir mahallesinde eski bir binayı yıkıp yerine yenisinin yapılmasının adı, bundan böyle “kentsel dönüşüm” olmuştur. Ne güzel; ülkemizde artık yapsatçı ya da kat karşılığı inşaat müteahhidi diye bir iş kolu yoktur; hepsi de kentsel dönüşüm işi yapmaktadır. 50-100-200 metrekare bile olsa, inşaat yapanlar, artık “kentsel dönüşüm” sektöründedir.

2020’lere geldiğimizde, şu gerçekle karşı karşıyayız: Hedef; riskli alan, kırılgan konutlar vs. değildir; büyük kentlerimizin ana caddelerinde, mevki rantı yüksek olan binaların dönüşümü dışında bir gerçekleşme bulunmamaktadır. Konut sahipleri de bir eli yağda bir eli balda yatırım fırsatçıları olarak değerlendirilmekte ve “Gelin beraber inşaat yapalım, maliyetlerin yarısını da biz takviye edeceğiz, beraber kazanacağız” diyen bir kamu yönetimi söz konusudur. Üstelik, bu teklifte, kamu iradesinin zorlayıcı ya da mecbur edici bir davranışı da yoktur. Bu üçüncü nesil kentsel dönüşüm finansman modeli, piyasa katılımcılarına temenni ve teklif olarak sunulmaktadır. 

Anlaşılan o ki, geride bıraktığımız 10 yılda, düşünülenin onda biri kadar bir kentsel dönüşüm gerçekleşmiştir ve de bu kentsel dönüşüm finansman modeli bantlardan indirilirken son bir fırsat olarak, “Yarısı bizden, yarısı sizden” kampanyası sunulmuştur. 

“Parası neyse bu işin, yarısını biz verelim, siz kendi aranızda anlaşıp yapın lütfen!” modeli…

Dördüncü Nesil Kentsel Dönüşüm Finansman Yaklaşımı:

Bundan sonraki aşama olan 4. nesil kentsel dönüşüm finansman modeli için diyebiliriz ki; bu konuda çok nitelikli bilimsel araştırmalar yapılmakta ve model önerileri geliştirilmektedir. GYODER’in de katkıda bulunduğu inisiyatiflerle, kamunun daha fazla ettirgen rol alacağı bazı finansman modelleri önerilebilir; fon ihracı, özelleştirme, kamulaştırma, kamu özel iş birliği modeli, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının daha etkin kullanılması gibi… 

Yaklaşık 40 yıldır denenmekte olan kentsel dönüşüm finansman modelleri için şunu söylemek doğru olabilir; kamunun üstün egemen otorite olarak, imar planlama, inşaat ruhsatı kesme, özelleştirme, kamulaştırma, mali destek gibi kabiliyetlerini ortaya koyarak kentsel dönüşüm sürecini “destekleyen” değil, “yürüten” bir rolü, “oyun kurucu” rolünü yeniden benimseyeceği, elini taşın altına koyacağı modellerle, ülkemizde istenen anlamda yaşanabilir, sağlıklı, modern, sürdürülebilir kentsel çevreler elde edilebileceği önerilebilir. 

Son söz olarak kentsel dönüşüm projeleri; yenilenebilir, yapılabilir, tekrarlanabilir ve altından kalkılabilir hedefler çerçevesinde ortaya konmalıdır.

Sağlıklı, modern ve sürdürülebilir kentlerde yaşamamız dileğiyle…

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu: ‘’Trabzon- Samsun Arası 2 Saate Düşecek’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Samsun-Trabzon-Sarp Hızlı Tren Hattı projesi hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan, Trabzon- Sarp arasında 70 dakikaya, Trabzon- Samsun arasında 2 saate düşecektir” dedi.

Hızlı Tren projesinin detaylarıyla ilgili yazılı açıklama yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Samsun- Sarp demir yolu projemiz için hızlı adımlar atacağız. Projenin merkezi Trabzon olacak. Hızlı tren hattıyla seyahat süresi, Trabzon- Sarp arasında 70 dakikaya, Trabzon- Samsun arasında 2 saate düşecektir” dedi.

Toplam Demiryolu Uzunluğu 13 Bin 896 Kilometreye Ulaştı

‘’Türkiye’yi demir ağlarla ördük’’ diyen Karaismailoğlu, ülke genelinde 1400 kilometre tren işletmeciliği yapıldığını, buna yeni açılan Ankara-Sivas hattıyla birlikte 400 kilometre daha ilave edildiğini ifade etti. Toplam demiryolu uzunluğunun 13 bin 896 kilometreye çıktığını, hedeflerinin ve hayallerinin büyük olduğuna işaret eden Karaismailoğlu, planlarını da bu doğrultuda yaptıklarını aktardı.

Bakan Adil Karaismailoğlu Samsun-Trabzon-Sarp Hızlı Tren Hattı projesinin toplam 513 kilometre uzunluğuna sahip olduğunu belirterek, “Samsun-Sarp demiryolu projemiz için hızlı adımlar atacağız. Projenin merkezi Trabzon olacak. Hızlı tren hattıyla, seyahat süresi; Trabzon-Sarp 70 dakikaya, Trabzon-Samsun 2 saate, Trabzon-Ankara arasında 4,5 saate düşecektir. Yeni ihtiyaçlara göre projeler yapmaya devam edeceğiz.’’ şeklinde konuştu. 

İstanbul, Kadıköy’deki Double Tree by Hilton 66 Milyon Dolara Satıldı

Taşyapı İnşaat’a ait olan İstanbul, Kadıköy’deki Double Tree by Hilton otel 66 milyon dolara Caba İnşaat’a satıldı.

Halktv.com.tr’den Dinçer Gökçe’nin haberine göre, konuya yakın 3 ayrı kaynaktan, Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı’ya ait otel el değiştirdi.

Ulaşılan bilgilere göre, otele ilişkin alıcı tarafla yürütülen görüşmeler, iki hafta kadar önce, tarafların el sıkışması ile sonlandı. Otel, merkezi Ankara’da bulunan Caba İnşaat Enerji San. Tic. AŞ’ye satıldı. Caba İnşaat’ın, İstanbul Kadıköy’de yeni bir şubesi kuruldu. 24 Mart 2023’te kurulan şirketin sermayesi 1 milyar lira. Otelin devri de bu şirkete yapıldı. Otelin satışı ile ilgili telefonla ulaşılan Emrullah Turanlı, oteli 66 milyon dolara sattığını doğruladı. 

66 milyon dolara DoubleTree by Hilton’i alan alan Caba İnşaat AŞ, yurtiçi ve yurtdışı bir dizi projeyi üstlenen bir firma. Şirket, 25 bin kişilik kapasitesi ile özel yurt sektörünün güçlü oyuncularından biri. Şirketin, Erbil, Diyarbakır ve İstanbul’da da otelleri bulunuyor. 1998 yılında Diyarbakır’da kurulan Caba İnşaat ise Abdurrahim Balyen ile Cahit Balyen’e ait.

Doğubayazıt’ta Eğitim Yatırımları Hayata Geçiyor

Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, ‘Şehre Değer Katan Projeler’ kapsamında Doğubayazıt ilçesindeki dev eğitim yatırımlarının birer birer hayata geçirileceğini açıkladı. 

Protokol imza töreninde konuşan Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, bu tür projelerin birçok iş insanına örnek olacak nitelikte olduğunu söyleyerek “Ağrı’dan ve ilçelerinden çıkmış, bu topraklarda yetişip kendi iş alanında bölgede ve dünyada belli noktalara gelmiş birçok aile var Ağrı’da. Bu insanların topraklarını unutmayıp bu bölgeye katkı sağlamak için birtakım yollar arası hepimizi çok mutlu eden bir şey. Doğubayazıt ilçemizden çıkmış, ekonomik ve ticari anlamda belirli bir noktaya gelmiş ama gönlünü hiçbir zaman memleketinden koparmamış Çoktin ailemizle beraberiz. Geçmişte de ilçelerine yaptıkları çok güzel yatırımlar var. Son zamanlarda bu ivmelerini tekrar arttırdılar. Ben onlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bugün burada yine bir protokol gerçekleştireceğiz kendileriyle beraber. Çok önemli bir katkıda bulunacaklar.” ifadelerine yer verdi. 

Çocukların yüzünde oluşan sevincin kendilerini motive ettiğini söyleyen iş adamı Bişar Çoktin ise, “Bunları yaparken bizi motive eden iki şey var. Hem sizlerin göstermiş olduğu teveccüh hem de çocuklarımızın yüzünde gördüğümüz sevinç. Temennimiz ilimiz ve ilçemizdeki diğer hemşehrilerimize de birazcık da olsa örnek olabilmek.” dedi. 

Eskişehir’de 4 Bin 552 Konut Satışı Yapıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılının ilk çeyreğinde Eskişehir’de toplam 4 bin 552 adet konut satışı yapıldığını açıkladı.

TÜİK tarafından ülke genelinde Mart ayında satılan konut sayısı açıklandı. Yayımlanan verilere göre, Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,4 azalarak, satılan konut sayısı 105 bin 476 oldu. Eskişehir genelinde konut satışları Mart ayında, 2022 Mart ayına göre yüzde 4,7 oranında azalarak bin 797 adet oldu. Eskişehir’de son iki yıl baz alındığında konut satışında yükseliş devam ediyor. 2021 yılında 21 bin 691 adet konut satışı olan Eskişehir’de, geçen yıl bu sayı 22 bin 309’a yükseldi. Eskişehir’de bu yılın ilk çeyreğinde toplam 4 bin 552 adet konut satılması ise dikkat çekti.

Büyük İstanbul Tüp Tüneli Hayata Geçiriliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da 3’üncü tünel projesinin hayata geçirileceğini belirterek, “Büyük İstanbul Tüp Tünelini hayata geçiriyoruz. Büyük İstanbul Tüneli ile günde 6 milyon vatandaşımızın kullandığı 11 farklı raylı sistemi vatandaşımıza sunacağız” dedi.

Büyük İstanbul tüneli müjdesini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili şunları söyledi:

‘’ Büyük İstanbul Tüneli projemizi hayata geçiriyoruz. Bu proje Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek 3’üncü tünel olacak. Büyük İstanbul Tüneli’yle günde 6 buçuk milyon vatandaşımızın kullanacağı 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayarak şehrin ulaşımını sağlayacağız.’’

Projenin güzergâhı ve açılış tarihiyle ilgili detaylar ise henüz netleşmedi. 

Türk Müteahhitlerin Yeni Hedefi Balkan Ülkeleri

Türk Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mehmet Erdal Eren, ‘’Türk müteahhitlik firmalarının geçmişten bu yana faal olduğu Balkanlar da şimdilerde sektör için yeniden çeşitli fırsatlar sunuyor.’’ dedi

Türk müteahhitlerin gurur veren uluslararası projelere imza attığını ifade eden TMB Başkanı M. Erdal Eren, “Rusya-Ukrayna savaşının küresel çaptaki olumsuz etkileri sürerken; Suudi Arabistan ve Irak da dahil olmak üzere geleneksel pazarlarımızı yakından takip ediyor, özellikle Sahra-altı Afrika’da yeni pazarlara açılıma ağırlık veriyoruz. Yakın bağlarımız ve önemli iş tecrübemiz bulunan Balkan ülkeleri de son dönemde proje ve yatırım olanaklarıyla dikkat çekiyor. Bu pazarlarda rekabet gücümüz son derece yüksek olup son olarak Romanya’da Başbakan Yardımcısı ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede bizzat ifade edilen, henüz resmen açıklanmamış olmakla birlikte 2,5 milyar dolar tutarındaki alt yapı ihalesini müteahhitlik firmalarının kazandığı yönündedir. Ülkede ihale hazırlığı aşamasında bulunan 3 milyar dolarlık proje için de en güçlü adayız” dedi.

Bugüne kadar 133 ülkede 478 milyar dolar değerinde 11 bin 717 proje üstlenen Türk inşaat sektörü, küresel pazarda devam eden Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerini telafi etmek için çalışıyor. Türk müteahhitlik firmalarının geçmişten bu yana faal olduğu Balkanlar da şimdilerde sektör için yeniden çeşitli fırsatlar sunuyor. Ülkeler arasında coğrafi, tarihi ve kültürel yakınlığın avantaj sağladığı bu bölge, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin (AB) genişleme süreci nedeniyle ve ekonomik büyüme bakımından sahip olduğu hızlı gelişim potansiyeliyle öne çıkıyor. Pek çok Balkan ülkesi, son dönemde AB fonları ile alt ve üst yapı yatırımlarına hız vermiş durumda.

Türk Müteahhitlik Sektörü Dünyada Bir Marka Haline Geldi

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, konuya ilişkin olarak şu değerlendirmede bulundu:

“Müteahhitlerimiz küresel pazarda uluslararası standartlarda, zamanında ve uygun maliyetli iş yapma kabiliyetleri, zor ve riskli coğrafyalarda sahip oldukları iş deneyimi ve ilişki geliştirme becerileriyle öne çıkıyor. Rusya-Ukrayna savaşının küresel çaptaki olumsuz etkileri sürerken; Suudi Arabistan ve Irak da dahil olmak üzere geleneksel pazarlarımızı yakından takip ediyor, özellikle Sahra-altı Afrika’da yeni pazarlara açılıma ağırlık veriyoruz. Yakın bağlarımız ve önemli iş tecrübemiz bulunan Balkan ülkeleri de son dönemde proje ve yatırım olanaklarıyla dikkat çekiyor. AB’nin genişleme süreci bölge ülkeleri için önemli değişimler getirmektedir. Nisan ayında Bükreş’e ziyaretimizde bir araya geldiğimiz Romanya Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma Bakanı Sayın Sorin-Mihai Grindeanu da henüz resmen açıklanmamış olmakla birlikte 2,5 milyar dolar tutarında altyapı ihalesini Türk müteahhitlik firmalarının kazandığını ifade etmiştir. Bununla birlikte Romanya’da 3 milyar dolarlık bir proje portföyünün de yakın zamanda Türk müteahhitlerinin tekliflerine açılacağını biliyoruz. Ayrıca Avrupa ülkelerinin genelinde ise savaşla birlikte ve Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında enerji yatırımları ile renovasyon projelerinden sektör için yeni fırsatlar oluşabilecektir. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerimizin ülkemiz ekonomisinde döviz girdisi, ihracat, istihdam ve sektörel rekabete katkısı bakımından önemi giderek artıyor. Dünyada bir marka haline gelen sektörümüzün hızını kesen şartlar düzenlendiği takdirde ülkemiz ekonomisine katkısının katbekat artmasını öngörüyor, yılın ilk 4 ayında 4,8 milyar dolar olan yeni proje tutarımızın yılsonunda 20 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Mevcut koşullar, potansiyel projeler için finansman ihtiyacını artırmış durumdadır. İlaveten yurt dışında Türk bankaları tarafından verilen teminat mektupları ve kontr-garantilerin doğrudan kabulünde yaşanan sıkıntıların ülkemiz diplomasisinin üst düzey ikili temaslarında gündeme alınması ihtiyacı önemini korumaktadır.” 

Romanya ve Bulgaristan Pazarlarında Hareketlilik Var

Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türk inşaat sektörünün bugüne kadar Balkan ülkelerinde (Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan) ulaştığı toplam iş hacmi 19,2 milyar dolar oldu. Böylece Balkan ülkeleri Türk müteahhitlerin yurt dışındaki toplam proje tutarından %4 pay aldı. Ülkeler arasında Romanya, 6,7 milyar dolarlık 197 projeyle ilk sırada yer alırken, ülkeyi 2,2 milyar dolar büyüklüğündeki 75 projeyle Bulgaristan ve yaklaşık 2 milyon dolarlık 43 projeyle de Makedonya izledi. Bu yılın Nisan sonu itibarıyla ise Makedonya’da alınmış toplam 700 milyon dolarlık 3 yeni proje dikkat çekerken, Romanya ve Bulgaristan pazarlarında da hareketlilik izlendi. Ayrıca yılın ilk 4 ayında bölgeden Hırvatistan ve Sırbistan’da çeşitli projeler üstlenildi. Yapımı devam eden projeler arasında enerji ve ulaştırma alt yapısı ile konut, devlet binaları ile turizm tesisleri inşası öne çıkıyor.

MÜTEAHHİTLERİMİZİN BALKANLARDAKİ PROJE DAĞILIMI (1972-2023/4 AY) 

Ülke                                    Proje Sayısı     Proje Tutarı (Milyon $)

ROMANYA                                   197                           6.703

BULGARİSTAN                               75                           2.211

MAKEDONYA                                 43                           1.991

ARNAVUTLUK                                37                           1.852

KOSOVA                                       30                            1.488

HIRVATİSTAN                                24                            1.245

BOSNA HERSEK                              53                           1.213

SIRBİSTAN                                     72                             945

SLOVENYA                                        3                             881

KARADAĞ                                        55                             412

YUNANİSTAN                                   12                             217

TOPLAM                                        601                         19.158

Kaynak: Emlak Dream

İnşaat Malzemeleri Sanayi Üretiminde Düşüş

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) 2023 Nisan ayı Sektör Raporu’nu yayımladı. Buna göre inşaat malzemeleri sanayi üretimi şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,3 azaldı. 

Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan verilere göre; 2023’ün şubat ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 azaldı. İnşaat malzemeleri sanayisindeki 22 alt sektörün 15’inde üretim gerilerken 7’sinde ise üretim arttı. En yüksek artış yüzde 35,6 ile metal kapı ve pencere sektöründe yaşanırken, ikinci sırada yüzde 23,3 artış ile ahşap inşaat malzemeleri, üçüncü sırada ise yüzde 15,3 ile elektrikli aydınlatma ekipmanları yer aldı.

Depremin Olumsuz Etkileri Sektöre Yansıdı 

Şubat ayında üretimde en yüksek gerileme yaşanan alt sektör yüzde 30,8 ile demir çelikten inşaat ürünleri olurken, çimento üretimi de yüzde 27,6’lık düşüşle ikinci sırada yer aldı. Parke ve yer döşemeleri yüzde 19 ile en çok düşüş görülen üçüncü sektör oldu. Yüzde 16,6 ile seramik kaplama malzemeleri ise dördüncü sırada yer aldı. 

Deprem afeti ile öncelikle deprem bölgesinde yer alan inşaat malzemeleri üretimi büyük ölçüde durdu. Diğer bölgelerde de gerilemeler yaşandı. Raporda, şubat ayında meydana gelen depremlerin üretim üzerindeki bu olumsuz etkisinin mart ayından itibaren azalmaya başladığı belirtildi.

Dünya ve Türkiye ekonomisinin değerlendirildiği ‘Sektörel Ekonomi Gündemi’ toplantısında görüşlerini paylaşan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Önümüzde çok büyük belirsizlikler içeren hem ülkemizde hem de yurtdışından gelen etkilerle yönümüzü bulmakta zorlanabileceğimiz, tahmin gücümüzün zorlandığı, geçmişe bakarak projeksiyon yapma imkanımızın daraldığı bir süreçteyiz.” dedi. 

İhracat Rekoru Kırıldı

İnşaat sektörünün Türkiye ekonomisi için önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Küçükoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Önümüzdeki dönemi belirsiz hale getiren pek çok sebep var. Bu sebeplerden Dünya ekonomisinin nasıl değişeceği, politikalarının nerelere evrileceği gibi faktörleri önceden tahmin etmemiz gerekiyor. Diğer yandan da ülkemizdeki ekonomi politikalarının ve seçim etkisinin, önümüzdeki dönemde ekonomimizi ve sektörümüzü nasıl etkileyeceği de son derece önemli. Tüm bu faktörleri önceden tahmin edebilirsek ve hazırlıklarımızı bu doğrultuda yaparsak hem sektörümüz hem de ekonomimiz adına daha büyük katkı sağlayacağımıza inancımız tam.

Sektörümüz, inşaat endüstrisinin sanayi tarafını temsil ediyor ve ülkemizin dış ticaretine, istihdam ve büyümesine olan katkısıyla müteahhitlik, mimarlık, gayrimenkul ve teknik müşavirlik sektörlerinden ayrışıyor. Bu kapsamda 2022 yılında 33,74 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat rakamlarına baktığımızda, tüm zamanların ihracat rekorunu kırdığımızı görüyoruz. Özellikle yılın ikinci yarısında yaşanan resesyon endişeleri ve pazarlardaki yavaşlamalar yıllık ihracatın 35 milyar doların üzerine çıkmasına engel oldu. Ancak buna rağmen 12 ayın tamamına bakıldığında sektörümüz adına Türkiye İMSAD Dış Ticaret Endeksi’nin ölçülmeye başlandığı 2013 Ağustos ayından bu yana ihracat rekoru kırıldı. Türk inşaat malzemesi sanayisi kapasite bakımından gerek yurt içi gerek yurt dışı yüksek talebi karşılayacak güce ve inovatif anlayışa sahip. Bu nedenle önümüzdeki dönemde sektörümüzün çok daha iyi noktalara geleceğinin özellikle altını çizmek isterim.’’

‘’ABD ve Avrupa’da İnşaat Sektörünün Küçülmesi Bekleniyor’’

Toplantıda dünya ekonomisiyle ilgili görüşlerini paylaşan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise, “2023 yılına girdiğimizde dünya ekonomisinde yüksek enflasyon, sıkı para politikaları, yüksek yaşam maliyeti ve finansal istikrarsızlık gibi konularla mücadele ön plana çıktı. Bu kapsamda yılın ilk 5 ayının sonunda, küresel çapta uygulanan sıkı para politikalarının sonuç verdiğini, enerji krizinin çözüldüğünü ve enflasyonun düşme eğilimine girdiğini gördük. 

Ancak, bu olumlu gelişmelere rağmen 2023’ün tamamında dünya genelinde ortalamanın altında bir ekonomik büyüme öngörülüyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da inşaat sektörünün küçülmesi bekleniyor. Bu durumun yaşanmasında, konut kredi faizlerindeki artış ile konut yapı ruhsatı sayısının azalmasının etkilerini görüyoruz. Türkiye’deki inşaat malzemeleri ihracatının büyük bir bölümünü kapsayan bu bölgelerdeki küçülme beklentisi, sektörümüzün ihracatı açısından olumsuz bir durum yaratıyor. 

Makroekonomik göstergeler, ülkemizde kontrollü para/kur politikalarının uygulandığını gösteriyor. Bunun sonucunda da Türkiye’deki dış ticaret açığı 120 milyar dolara, cari açık ise 55 milyar dolara yükseldi. Ancak söz konusu olumsuz tabloya rağmen ekonomik büyüme yüzde 4 seviyesinde seyrediyor.” şeklinde konuştu. 

1915 Çanakkale Köprüsü’ne Avrupa Ekonomik Komisyonu’ndan Birincilik Ödülü

1915 Çanakkale Köprüsü, Birleşmiş Milletler (BM) Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) tarafından düzenlenen Kamu-Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) ve Altyapı Ödülleri töreninde birinciliğe layık görüldü.

3-5 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen UNECE 7’nci KÖİ Forumu’nda Kamu-Özel Sektör İş Birliği ve Altyapı Ödülleri sahiplerini buldu. Toplam 70 projenin başvurduğu ödül töreninde 48 değerlendirme projesi arasından 1915 Çanakkale Köprüsü projesi 5 finalist arasında yer aldı. Forum delegelerinin oylarıyla birincilik ödülü, 1915 Çanakkale Köprüsü’ne verildi. Ödül, UNECE Kamu-Özel Sektör Ortaklıkları Bölüm Başkanı Tony Bonnici ve UNECE KÖİ’ler Çalışma Grubu Başkanı George Katapodis tarafından 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Sarıkaya’ya verildi.

Ödülü aldığı sırada konuşma yapan Sarıkaya, projenin bugüne kadar 20’den fazla ödül kazandığını fakat UNECE KÖİ ödülünün farklı bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Sarıkaya, “Bu sene döngüsel ekonomi temasıyla düzenlenen yarışma için ilettiğimiz Gelibolu Kadın Kooperatifi’ne destek projemiz, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu’nun gerçekleştirdiği 321 çevresel ve sosyal projeden yalnızca biri. Bu projelerimiz ile Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin önemli bir bölümünü desteklerken; paydaşlarımız, bölge ve ülkemiz için değer yaratmaya devam ediyoruz” dedi.

1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu, çevre alanındaki çalışmaları ile 2020 yılında The Green Organisation tarafından dünya çapında en iyi çevresel uygulamaları tanıtmayı ve teşvik etmeyi amaçlayan Green World Awards altın seviye ödülüne layık görülmüştü. 1915 Çanakkale, şu ana dek 12 finans ödülü, 2 çevresel ve sosyal ödül, 4 istihdam ödülü ve 3 mühendislik ödülü kazandı.

ZF Group’tan 40 Milyon Avroluk Yatırım

Ticari araç fren körükleri alanında hizmet veren ZF Group, Sakarya Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yer alan fabrikasına ek olarak inşa edilecek tesisler için 40 milyon avro değerinde yatırım yaptı.

Sanayi Gazetesi’nin haberine göre; Ürün bileşenlerinde yüzde 90’a varan yerlilik oranı yakalamayı hedefleyen ZF CVS Türkiye, Sakarya’da açılışı yapılan ve temel atma töreni gerçekleştirilen ek tesisler için 40 milyon avroluk yatırım yaptı.

İstihdam ve İhracat Kapasitesi

OSB’de bulunan tesislerinde 600 kişiye istihdam imkânı sağlamayı hedefleyen firma, toplamda 300 milyon avroluk ihracat hacmine ulaşmayı amaçlıyor. 2020 yılında temeli atılan fren körüğü fabrikasının açılışı ve ek tesislerin temel atma törenindeki konuşan ZF Ticari Araç Fren Sistemleri Global Başkanı ve ZF CVS Türkiye Genel Müdürü Kazım Eryılmaz, yatırımın ZF’nin otomotiv sektöründe Türkiye’ye duyduğu güveni gösterdiğini söyledi.

Güçlenen Türkiye Altyapısı Yatırımı Artıracak

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na ve Yatırım Ofisi’nen destekleri için teşekkürlerini dile getiren Eryılmaz, 2022 yılında 44 milyar avro ciro yapan ve 32 ülkede, 168 üretim tesisi bulunan ZF’nin, Türkiye’deki yatırımlarıyla dünya genelindeki geniş müşteri kitlesine üstün bir değer sağladığını belirtti. Eryılmaz, şirketin yüzde 90’a varan yerlilik oranına sahip ticari araç şasi teknolojisi ürünlerine yatırım yapmayı düşündüğünü aktararak, “Yakalanan yerlilik oranı, son 13 yıldır oluşturulan güçlü yerel tedarikçi ağının ve Türkiye’nin güçlenen altyapısının ve lojistik imkanlarının bir sonucudur.” dedi.

Bakan Koca: ‘’Ordu Şehir Hastanesi Çok Yakında Hizmete Açılıyor’’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kaba inşaat çalışmaları tamamlanan Ordu Şehir Hastanesi’nin kısa sürede hizmete açılacağını duyurdu.

Sağlık Bakanlığı’nın öz kaynaklarıyla hayata geçirilen Ordu Şehir Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Kaba inşaat çalışmalarının tamamlandığı hastane projesinin sadece il genelinde değil, civar illere de hizmet vermesi hedefleniyor.

Dev Sağlık Kompleksi

Sosyal medya hesabından hastanenin son durumuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı:

“Ordu Şehir Hastanesi, çok yakında hizmete açılıyor. Yatak kapasitesi 987. Sağlık kompleksi içinde kadın doğum hastanesi de var. KVC merkezi, organ ve doku nakli merkezi, genetik hastalıklar merkezi, onkoloji merkezi, kemoterapi merkezi, radyoterapi merkezi, nükleer tıp merkezi, yanık merkezi, diyabet merkezi, fizik tedavi merkezi, uyku laboratuvarı gibi ünite ve merkezler hastanemizin ileri imkanları arasında. Ameliyathane sayısı 38. Şehir hastaneleriyle gelen sağlık rezervasyonu, yapımı hızla devam eden hastaneyle çok yakında Ordu’da, bugünden hayırlı olsun.”

Ordu Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Karmod, Bandırma’daki Okul Projesini 45 Günde Tamamladı

Karmod, Balıkesir’in Bandırma ilçesinde çelik yapı sistemiyle inşa ettiği okul projesini teslim etti. Firma projeyi 45 günde hazır hale getirdi.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, 14 derslikle birlikte 6 ayrı etkinlik sınıfının yer aldığı okul, Özel Akın Ertürk Anadolu ve Fen Lisesi olarak hizmet vermeye başladı.

3 bin 500 metrekare arsa üzerine tek katlı olarak projelendirilen okul, 912 metrekare büyüklüğe sahip.

Dikdörtgen planda tasarlanan okul 18,75×50 metre ölçülerinde 3,25 kot yüksekliğinde inşa edildi.

Okulda 14 sınıfa ilaveten, birer adet bilişim dersliği, kodlama eğitim dersliği, İngilizce sınıfı, girişimcilik dersliği, müzik atölyesi, fen laboratuvarı ve kütüphane yer alıyor.

Eğitim standartlarıyla birlikte en iyi ergonomide planlanan sınıflar 16 öğrenci kapasitesine sahip. Okulun diğer bölümleri arasında kurucu ve müdür odası, öğretmenler odası, yemekhane, kafeterya, öğrenci ve öğretmen WC’leriyle spor etkinlik alanları yer aldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çankaya, çelik okulların son dönemde yüksek yapı güvenliği ve yalıtım üstünlüğüyle eğitim binalarında özellikle tercih edildiğini vurguladı.

Üretim ve kurulum hızıyla çelik yapının okul bina ihtiyaçlarının karşılanmasında zamandan önemli kazanım sağladığına dikkati çeken Çankaya, şunları kaydetti:

‘’Projeden üretime teknolojik makine hattında imal edilen çelik yapılar çok kısa zamanda inşa edilebiliyor. Projeye göre diğer yapı modellerinden yüzde 70 daha kısa zamanda tamamlanabiliyor. Üretim ve kurulum hızıyla da çelik okul binaları derslik ihtiyaçlarının karşılanmasında en avantajlı yapı modelleri arasında yer alıyor. Saha kurulumu projeye göre üretilmiş çelik parçalarla yürütüldüğünden olası hata ve riskler ortadan kalkıyor. 

Bu avantajlarla özel okul projemizi 45 gün gibi kısa bir zamanda tamamlayarak Bandırma eğitimine kazandırdık. Çelik sistemle inşa edilen okul binaların deprem güvenli de öne çıktı. Statik hesaplamaları henüz proje aşamasında özel yazılım programda gerçekleştirilen çelik yapılar deprem güvenliğiyle de öne çıkıyor. Üretim projenin yapıldığı programla tam entegrasyonda çalışan teknolojik hatta gerçekleştirildiğinden hata riski bulunmuyor.’’

Çankaya, aynı şekilde kurulumun da çeliklerin birleşimiyle ilerlediğinden projeye göre tam uygunlukta gerçekleştiğini, çelik malzemelerin esnek özelliğiyle deprem esnasında kırılma ve yıkılma yapmadan ayakta kaldığını kaydetti.

Kırşehir’de 400 Yataklı Hastanenin İnşaatı Başladı

Kırşehir’de geçtiğimiz dönemde ihale gerçekleştirilen 400 yataklı yeni hastane projesinin inşaat çalışmaları başladı.

Kırşehir Habertürk’ün haberine göre; 350 yataklı olduğu belirtilen Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yetersiz kaldığı gerekçe gösterilerek Kırşehir Merkez’den çok daha uzak bir noktada olan Kalankaldı yolu üzerinde 400 yataklı yeni bir hastane inşa edilmesi kararlaştırılmıştı. Ancak gerek yatak kapasitesi gerekse uzak oluşu nedeniyle yeni hastane Kırşehir kamuoyu tarafından eleştirilere maruz kaldı. Yeni hastane yapımı yerine eski devlet hastanesi üzerine 150 yataklı ek bir hastane binasının daha doğru olacağı düşünülse de bu proje rafa kaldırıldı. Özellikle acil hasta ve yaralıların hastaneye ulaştırılması noktasında birçok problem yaşanacağı düşünülüyor.

400 Yataklı yeni hastane binasının yapımına 2021 yılında başlanacağı belirtilmişti. O tarihte hastanenin yapım maliyeti ise 280 milyon TL olarak belirlenmişti ancak 2 yıl gecikme ve yüksek enflasyon nedeniyle hastanenin ihalesi 1 milyar 329 milyon TL’yi buldu. Böylece 2 yıllık gecikmenin faturası devlete 5 katlık zarar olarak geri döndü. Hastanenin yapım süresi ise 750 gün olarak belirlendi. Yüklenici firma ise daha önce Yeni Cezaevi kampüsü ve eski devlet hastanesi arazisi üzerindeki Aile Sağlığı merkezi binasının yapımını gerçekleştiren Ankara Merkezli Aras Grup.

400 yataklı yeni hastane tamamlandığında mevcut hastaneden sadece 50 yatak kapasitesi daha fazla olacak. Bu nedenle yeni hastane binasının en az 500 yataklı olması bekleniyordu ancak bu talep yerine getirilmedi. Hastane Kalankaldı yolu üzerindeki yeni yerine taşındığında ise hastalar muayene olmak ya da tedavi olmak için daha uzak bir noktaya gitmek zorunda kalacak. Yeni hastane faaliyete girdiğinde henüz 12 yıllık olan mevcut hastane binasının akıbeti ile ilgili net bir açıklama yapılmadı. Milyonlarca lira harcanarak yapılan mevcut hastane binasının atıl kalmasından endişe ediliyor.

BAE Askeri Havalimanına Türk Üretimi Beton Santrali!

Umman Beton Santralleri AŞ, Birleşik Arap Emirlikleri’nde inşa edilmekte olan askeri havalimanında kullanılmak üzere 2 adet 120 metreküp kapasiteli mobil beton santrali ihraç etti. Yüzde 100 yerli üretim olan Umman mobil beton santralleri kolay kurulumu, kullanıcı dostu yazılımı, yüksek kapasitesi nedeniyle yurt dışında da en çok tercih edilen santrallerin başında geliyor

50 yıllık tecrübeyle beton santrali üreten ve 4 kıtada 60 ülkeye ihracat yapan Umman Beton Santralleri, hız kesmeden yaptığı üretim ve ihracatlardan birini de Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdi. BAE’nin öncü taahhüt firmasıyla yapılan anlaşma çerçevesinde, 2 adet 120 mobil beton santrali 1 ay içinde proje alanına ulaştırıldı.  

Umman Beton Santralleri imzalı yüzde 100 yerli üretim olan 120 metreküp kapasiteli mobil beton santralleri BAE’nin askeri havalimanı inşaatı projesinde özel kuru beton üretiminde kullanılıyor. Umman Beton Santralleri Genel Müdürü Ahmet Bağcı ‘’Uluslararası çevre ve kalite kontrol standartlarıyla çalışmasını öngörerek ürettiğimiz mobil beton santrallerimiz; taşıma kolaylığı, yüksek kapasitesi, kolay otomasyon sistemi, ileri teknoloji ürünü yenilikçi tasarımıyla uluslararası alanda da proje yürütücüsü firmaların dikkatini çekiyor. Afrika ülkelerinden peş peşe aldığımız talepler ve sevkiyatların ardından Ortadoğu pazarında da hızla ilerliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri’nin özel bir projesi olan askeri havalimanı inşaatı için aldığımız siparişler doğrultusunda ürettiğimiz santralleri sevk etmekten dolayı gururluyuz. Bu pazarda kısa vadede ihracatlarımızı geliştirmeyi hedefliyoruz’’ dedi. 

Kuru beton üretiminde ihtiyaç duyulan hassas tartım ve homojen karışım gerekliliklerini tam olarak karşılayan UMC120 model çift şase Umman mobil beton santralleri, kolay kurulum ve kullanım olanakları ile kısa süreli projelerde en çok tercih edilen santrallerin başında geliyor.

Ordu’da Yeni Okulların İnşaatı Tamamlandı

Ordu’da deprem riski nedeniyle yıkılan 66 okulun inşaat çalışmaları tamamlandı.

Sabah Gazetesi’nden Özgür Özdemir’in haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla, Ordu Valiliği tarafından yapılan inceleme ve araştırma sonucu son 3 yılda deprem riski tespit edilen 66 okul yıkıldı. Ordu Valisi Tuncay Sonel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Ordu ve genelinde Milli Eğitim Bakanlığı Valilik ve hayırsever iş insanlarının desteğiyle 991 derslik 76 yeni okul, 1472 öğrenci kapasiteli 10 Pansiyon, 310 kapasiteli 7 Öğretmenevi, 5 Spor Salonu, 3 Atölye Binası, 1 Uygulama Oteli, 216 kütüphane, 46 okul güçlendirmesine ulaşıldığını belirtti.

Ordu Valisi Tuncay Sonel, ” Eğitime büyük destek veren başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmur Özer’e, hayırsever iş insanlarımıza ve çalışma ekibimize teşekkürlerimizi sunarım.” dedi.

Emrah Apartmanı Davasında Yeni Gelişme

İzmir’de 2020 yılında meydana gelen 6,6’lık depremde 30 kişinin hayatını kaybettiği Emrah Apartmanı soruşturması kapsamında göz altına alınan müteahhit, proje müellifi, sürveyanı ve fenni mesulü 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Emrah Apartmanı soruşturmasında göz altına alınan binanın müteahhidi Hayati Uzun, statik- betonarme proje müellifi ve fenni mesulü Turgay Akkoçlu ve sürveyanı Hüseyin Bilgin Sert için üçüncü mahkeme duruşmasında karar verildi. 

Adliyeye sevk edilen Turgay Akkoçlu çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanırken, Hayati Uzun ve Hüseyin Bilgin Sert ise Adli Kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan hapis cezası istemiyle Dava açıldı. Yargılama sürerken Hüseyin Bilgin Sert hayatını kaybetti, 3’üncü duruşmada Turgay Akkoçlu da tahliye edildi. 

Dün yapılan karar duruşmasında mahkeme heyeti, Hayati Uzun ve Turgay Akkoçlu’ya önce ayrı ayrı 17 yıl 4 ay hapis cezası verdi.

Ardından iyi hal indirimiyle cezaları ayrı ayrı 14 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezasına indirdi. Sanıklar 3’er yıl mesleklerinden menedilirken, şikayetçilerin tutuklama talepleri ise kabul edilmedi.

Güneş Mahallesi Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Kaba İnşaat Tamamlandı

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Kepez ilçesi Güneş mahallesinde başlatılan kentsel dönüşüm projesinin kaba inşaat çalışmaları tamamlandı.

Büyükşehir Belediyesinin yaptığı açıklamaya göre, ANTEPE A.Ş. tarafından yürütülen Güneş Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında evlerine kavuşmayı bekleyen 211 hak sahibinin mağduriyeti gideriliyor.

Proje kapsamından 335 konut ve 8 bloktan oluşan konutların betonarme ve karkas imalatları tamamlandı. Hummalı bir çalışmanın yürütüldüğü bloklarda duvar imalatları bitti. Kaba inşaatın tamamlandığı bölümlerde mekanik, elektrik ve ince işçilikler başladı. Ayrıca alan içinde yer alan 18 bölümden oluşan ticari blokta tüm imalatlar tamamlanarak, iskân aşamasına gelindi. ​​​​​​​

Masdaf, Four Essentials 2023’te Mekanik Tesisat ve İnşaat Sektörlerinin Profesyonelleri ile Buluştu

Pompa sektörünün lider markası Masdaf, “mekanik tesisat ve inşaat sektörünün dört bileşeni olan; yatırımcı, tasarımcı, yüklenici ve tedarikçileri bir araya getiren Four Essentials 2023’e katıldı.

2 Mayıs’ta Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen etkinliğin sponsorları arasında yer alan Masdaf, standında ağırladığı sektör profesyonelleri ile; yenilikçi ve sürdürülebilir akışkan teknolojilerinin iklim kriziyle mücadelede ki rolü hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Yarım asra yaklaşan köklü geçmişiyle Türkiye pompa sektörüne öncülük eden Masdaf, mekanik tesisat ve inşaat sektörünün dört bileşeni olan; yatırımcı, tasarımcı, yüklenici ve tedarikçileri bir araya getiren Four Essentials 2023’e katıldı. 

Deko Group tarafından 2 Mayıs’ta Çırağan Palace Kempinski’de düzenlenen ve ana teması “Mekanik Tesisat; Sürdürülebilirlik, Tasarruf ve Deprem Gerçeği” olan mühendislik toplantısının moderatörlüğünü ise M. Serdar Kuzuloğlu üstlendi. 

Etkinliğin sponsorları arasında yer alan Masdaf, standında ağırladığı sektör profesyonelleri ile; yenilikçi ve sürdürülebilir akışkan teknolojilerinin iklim kriziyle mücadelede ki rolü hakkında önemli bilgiler paylaştı.  

Four Essentials 2023’e ilişkin değerlendirmelerde bulunan Masdaf Satış ve Pazarlama Direktörü Barış Geren, “Masdaf olarak, sektördeki öncü ve lider pozisyonumuz gereği sektörümüze değer katacağına inandığımız, odağında sürdürülebilirlik olan projeleri değerlendirip, çeşitli sponsorluklarla desteklemeye özen gösteriyoruz. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Four Essentials’da bunlardan bir tanesi. Etkinlik süresince mekanik tesisat ve inşaat sektörünün değerli profesyonellerini standımızda ağırlamaktan ve sürdürülebilir akışkan teknolojilerimiz hakkında bilgiler paylaşmaktan memnuniyet duyduk, tüm katılımcılara teşekkür ederiz” dedi. 

Turizm Bakanı Ersoy: ‘’Deprem Bölgesindeki Oteller İçin Finansman Çalışması Yürütüyoruz’’

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, deprem bölgesinde bulunan oteller için finansman çalışması yürüttüklerini söyledi. Ersoy, “Hem Merkez Bankamızla hem Hazine ve Maliye Bakanlığımızla görüşüyoruz. Deprem bölgesindeki oteller için orta vadeli bir finansman çalışması yapıyoruz” dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ile 6 Şubat tarihli depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’a ziyarette bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ile birlikte toplantı düzenledi. Bakan Ersoy, deprem nedeniyle yıkılan binalar hakkında bilgi aldı.

Toplantının ardından konuşma yapan Bakan Ersoy, Kahramanmaraş’ta tarihi kimliği geri kazandırmak amacıyla gerekli çalışmalar yapılacağını açıkladı. Ziyareti sırasında tespit ve rölöve çalışmalarının yapılarak iş dağılımı yapıldığını ifade eden Ersoy, şunları söyledi:

“Hızlı bir şekilde valiliğimiz ve büyükşehir belediye başkanlığımız üzerinden renovasyon, restorasyon çalışmalarına başlayacağız. Yarından itibaren aşamalı bir şekilde büyükşehir belediye başkanlığımızın gösterdiği özel bir noktada, korunaklı bir noktada tarihi enkazın kaldırılması çalışmalarına başlayacağız. Biliyorsunuz onlar korunaklı bir noktaya kaldırılıyor sonra yerinde ayrıştırma tekrar yapılıyor bölgede. Kurtarılabilecek molozla, tarihi molozla, kültürel molozla ayrıştırıldıktan sonra inşaat çalışması, restorasyon çalışması ve renovasyon çalışmaları başlıyor. Bu bağlamda da öncelik verilecek noktalar tespit edildi, yarından itibaren hızlı bir şekilde planlı bir şekilde bu çalışmalara başlayacağız. Öncelikle 7 tane Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait ikonik yapı var Ulu Camii’nin de dahil olduğu, bunları hızlı bir şekilde ayağa kaldıracağız. Bunun dışında tescilli sokaklar, tescilli yapılar var mülkiyeti bakanlığa, kamuya veya özel şahsa ait olanlar. Özel şahsa ait olanlar dahil belediyemizle bir proje hazırlayacağız sağlıklaştırma çalışmalarına da başlayacağız, onların da hızlı bir şekilde düzenlemelerini yapmamız gerekiyor. Benim inancım birkaç yıl içinde çok uzun değil, büyük bir bölümü 1’inci yıl kalan kısımlar da 2’nci yılın sonuna kadar tamamlanır diye düşünüyorum. Bu süreçte şehre yeniden eski tarihi kimliğini kazandırmış olacağız, tarihi dokusunu hiç kaybetmeden geri vermiş olacağız.”

‘’Kahramanmaraş, Çok Daha Çekici Bir Turizm Şehri Haline Gelecek’’

Bölgede kültür çalışmalarının kısa sürede başlatılacağını belirten Ersoy, “Yeni bir rotalar da oluşturuyoruz Deprem sonrası bu tarz şehirlerin artık birer kültür şehri olması ve turizmden de hak ettiği, özlediği pasta payını almasını istiyoruz. Bu bağlamda da belediyemizle birlikte bir rota oluşturuyoruz, zaten kendileri de çok iyi çalışmalar yaptılar şu ana kadar. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın da içinde olduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da koordinasyonunda bir rota oluşturacağız. Bu rotanın içinde de kültürel ve tescilli yapılarla ilgili çalışmaları bizim bakanlığımız yapacak. Ben inanıyorum ki birkaç yıl içinde bu çalışmalar sonunda Kahramanmaraş, eskisinden çok daha cazip, çok daha çekici bir turizm şehri haline gelecek.” ifadelerini kullandı. 

‘’Deprem Bölgesindeki Tescilli Otellerle İlgili Limitlerimizi Artıracağız’’

“İlk etapta tescilli yapılarla ilgili bir çalışma yaptık. Bu hafta bir yönetmelik yayınlanıyor yani otel tescilli yapıdaysa onların ihyasıyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bir çalışma başlattık. Bu hafta yayınlanacak yönetmelikle ilgili bizim limitlerimiz var, yardım limitleri. O limitleri bu tarz deprem bölgesindeki tescilli otellerle ilgili limitlerimiz artırılacak yönetmelikle birlikte. Onlarla ilgili bir yol haritası belirlenmiş oluyor. Şimdi hem Merkez Bankamızla hem Hazine ve Maliye Bakanlığımızla görüşüyoruz. İnşallah deprem bölgesindeki oteller için orta vadeli bir finansman çalışması yapıyoruz. İnşallah bunlar netleştiği zaman kamuoyuyla paylaşacağız. Zaten otel sayıları belli, yatak kapasiteleri belli, kimin ne kadar ihtiyaç duyduğunu da Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğümüz tespitlerini yapıyor. İnşallah onlarla ilgili de bir yol haritasını çok kısa sürede belirleyeceğiz.”

Samsun 7. İnşaat Fuarı Ziyarete Açıldı

Samsun’da Tüm Fuarcılık Yapım (TÜYAP) tarafından düzenlenen 7’nci İnşaat Fuarı, 4 Mayıs’ta ziyarete açıldı.

Samsun Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen inşaat fuarında yerini alan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, 20 bini aşkın ziyaretçi beklendiğini söyledi. Fuarda toplam 81 marka yer aldığını belirten Muş, “İnşaat sektörü ekonomiye pek çok alanda katkısı olan, durduğu zaman da pek çok sektörün üretimini azaltan dinamo bir sektör. Sanayinin, üretimin, turizmin gelişmesi için bunun imkanlarını, altyapısını sağlamanız gerekiyor. Bu da inşaat sektöründen geçiyor.” dedi.

Yaklaşık 800 Bin Bağımsız Bölümün İnşası Yapılacak

2022 yılında inşaat malzemeleri sektörünün en yüksek ihracat seviyesine ulaştığını belirten Muş, şunları söyledi:

“Sektörün bir önceki yıla göre ihracatı yüzde 9,5 artarak, 2022 yılında 33,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. 11 ili etkileyen depremden dolayı orada 800 bin civarında bağımsız bölümün inşası yapılacak. Sektörle yaptığımız görüşmelerde, malzeme tedarikinin sağlanması gerekiyor. Şunu ifade edebilirim, Türkiye’deki inşaat sektörü, inşaat üreticilerinin, malzeme üreticilerinin kapasiteleri oradaki imalatın altından kalkabilecek seviyeyi ulaşmış durumda. Bu da ülkemiz açısından önemli bir başarı, gurur verici bir başarı. Kapasitelerinin belli bir kısmını bile tahsis etmeleri suretiyle oradaki tedariki sağlayabiliyorlar.”

Türkiye’nin geçen yıl 254 milyar dolarlık ihracatla yılı kapattığını hatırlatan Muş, Türkiye’nin ilk defa dünya ihracatından yüzde 1’den fazla pay almaya başladığına dikkati çekti. Bu trendin bu yıl da sürdüğünü dile getiren Muş, “İnşallah bu oranı oransal olarak da miktarsal olarak da artıracağız ama oransal olarak dünya ihracatında ve ekonomisinden aldığımız payı daha da artırmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Samsun’un İhracatı 1,6 Milyar Dolar

Samsun’un limanı ve lojistik ağı ile önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Bakan Mehmet Muş, “Geçen sene 1,3 milyar dolarlık ihracatı oldu fakat 2024’ün başından itibaren istatistiklerimizi üretim alanını göre tutacağımız için o şekilde baktığımızda, buranın ihracatı 1,6 milyar dolara çıkıyor. Üretildiği yerden yapılan ihracatı planladığımız zaman, kaydettiğimiz zaman 1,6 milyar dolarlık bir ihracatı var. Toplam ihracatımızdan aldığı pay da yüzde 0,6. Amacımız ilk etapta Samsun’un Türkiye ihracatından aldığı payı yüzde 1’e çıkarmak, daha sonra bunu yüzde 2’ye doğru taşımak olacak. Bu şehrin bunu yapma kabiliyeti var. Yatırımcının yatırım yapabileceği, ham maddesini getirebileceği, ürettiği mamulü satabileceği altyapıyı ve imkanları geliştirilmesi, artacak olan ihracatın bunun karşılayabilmesi… Bunları yapacağız. Samsun’a ikinci serbest bölge hayırlı olsun, önemli ve büyük bir serbest bölge olacak.” şeklinde konuştu.

Bursa Şehir Hastanesi Bağlantı Yolu Ulaşıma Açıldı

Bursa Şehir Hastanesi’ne ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla hayata geçirilen Altınşehir ile Şehir Hastanesi arasındaki 6,5 kilometrelik yol düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa’nın ulaşım sorunlarının çözümüne yönelik önemli bütçeli projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Son olarak, şehir merkezinden Bursa Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlayacak 6.5 kilometrelik yol tamamlanarak hizmete açıldı.

Bursa Şehir Hastanesi, bin 355 yatak kapasitesiyle kentin sağlık yükünü taşıyan önemli bir sağlık kuruluşu. Büyükşehir Belediyesi, kamulaştırmalarla birlikte 100 milyon TL’yi aşan bir yatırım yaparak hastanenin daha ulaşılabilir hale gelmesini sağladı.

Kesintisiz Ulaşım Sağlandı

Altınşehir ile Şehir Hastanesi arasında projelendirilen yolun ilk etabı olan 3 bin 500 metrelik bölüm daha önce tamamlanmıştı. Yolun ikinci etabı olan Ceviz Cadde ile hastane arasındaki 3 bin metrelik bölümün de tamamlanmasıyla şehir merkezinden otobana çıkmadan hastaneye kesintisiz ulaşım imkânı sağlandı.

Yolun hizmete açılması, bölge halkı tarafından yoğun ilgi gördü ve Bursa’da yaşayanlar için büyük bir kolaylık sağladı. Ayrıca, bu yatırımın Bursa’daki sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

‘’Sanayimizin Çeşitliliği, İmkanların ve Alternatiflerin Fazlalığı Bursa’yı Bir Cazibe Merkezi Kılıyor.’’

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, törende yaptığı konuşmada, Şehir Hastanesi’nin Bursa için önemine değindi. Özellikle pandemi sürecinde sağlık yükünün büyük bir kısmını Şehir Hastanesi’nin çektiğini hatırlatan Başkan Aktaş, “Özellikle biz pandemi sürecinde şehir hastanesinin ne demek olduğunu çok daha iyi anladık.

Ama takdir edersiniz ki Şehir Hastanesi’ne ulaşım konusu çok önemliydi. Özellikle otoyola çıkmadan Şehir Hastanesi’ne ulaşımın hazzını yaşıyoruz. Daha Allah’ın izniyle yapacağımız çok işler var. Bir kere şu gerçeği kabul etmek lazım. Sanayimizin çeşitliliği, imkanların ve alternatiflerin fazlalığı Bursa’yı bir cazibe merkezi kılıyor. Bursa’nın nüfusu her sene 50-60 bin civarında artıyor. Bursa’nın en öncelikli konulardan bir tanesi ulaşım. Dolayısıyla planlamalarımızı da ona göre yapıyoruz. Burada özellikle kamulaştırma kısmı sorunluydu ve uzun sürdü. Allah’a hamdolsun 100 milyon civarında bir bedel harcayarak Bursalı hemşirelerimizin daha rahat ulaşımını temin etmek için bu çalışmayı hayata geçirdik.” dedi.

Aydın Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Aydın Şehir Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla sürüyor. Aydın Valisi Hüseyin Aksoy, proje alanında incelemelerde bulundu.

Hastanenin inşaat çalışmalarını Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul ile birlikte ziyaret eden Aydın Valisi Hüseyin Aksoy, projenin bölgeye önemli katkılar sağlayacağını ifade etti. 2021 yılında inşaat çalışmaları başlayan Aydın Şehir Hastanesi, Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü kontrolünde aralıksız olarak ilerliyor. 

Yatak Kapasitesi Bin 448’e Çıkarılabilir

Projenin detaylarıyla ilgili konuşan Aksoy, ‘’Aydın Şehir Hastanesi, yaklaşık 140 bin metrekare arazi üzerinde kurulacak olup, 270 bin metrekare inşaat alanı, 54 bin metrekare oturum alanı ve 2 bin 269 araçlık otopark alanına sahiptir. Hastane inşaat uygulama projelerinde 950 yatak olarak planlanmakla birlikte, ihtiyaç duyulduğunda yatak kapasitesi bin 448’e kadar arttırılabilecektir.’’ dedi.

Hastanenin detaylarına değinen Vali Aksoy, ‘’Hastanenin hizmete başlamasıyla birlikte Spect Tomografi, İyotlu Tedavi, Hiperbarik Tedavi Merkezi, Hematoloji Laboratuvarı gibi alan ve hizmetlerin ilimize kazandırılacağını aynı zamanda Aydın il merkezinde poliklinik oda sayısının 221’den 365’e, yoğun bakım yatak sayısının 156’dan 250’ye, ameliyathane sayısının 25’ten 34’e (23’ü nitelikli olmak üzere), palyatif bakım ünite yatak sayısının 5’ten 6’ya, tutuklu yatak sayısının 3’ten 8’e, hemodiyaliz ünite sayısının 35’ten 45’e, fizik tedavi ünite sayısının 20’den 45’e, kemoterapi yatak sayısının ise 20’den 54’e çıkarılarak kapasite artırımı sağlanmış olacak. Glütensiz gıda üretimi için Çölyak Mutfağı çalışmaları devam ediyor.’’ ifadelerini kullandı. 

Adalet Bakanı Bozdağ Şanlıurfa Projelerini Başlattı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Şanlıurfa’da meydana gelen sel taşkınları nedeniyle hasar gören yerlerin onarılması için yürütülecek projeleri başlattı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, DSİ Şanlıurfa Bölge Müdürlüğünce düzenlenen Taşkın Hasarları Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, Şanlıurfa’nın Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerden etkilendiğini, kentin sel nedeniyle de zarar gördüğünü hatırlattı.

Yaraların sarılması için çalışmaların başlatıldığını, deprem ve selden etkilenenlerin beklentilerinin karşılanması amacıyla önemli kararlar alındığını belirten Bozdağ, depremzedelerin bir yıl içerisinde yeni konutlarına kavuşacağını söyledi.

Deprem bölgesinde yeni şehirlerin kurulacağını, ayrıca sağlık, eğitim ve sosyal tesislerin yapılacağını anlatan Bozdağ, yeni dönemde kentin konut stokunun kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi amacıyla gayret göstereceklerini dile getirdi.

“Afet Karşısında Şanlıurfa’yı Daha Güvenli Hale Getirecek Adımları Atıyoruz”

Bakan Bozdağ, kentte selden zarar gören yerlerde gerekenlerin yapılacağını, taşkın onarımlarının yanı sıra başka projelerin de yürütüldüğünü aktardı. Şanlıurfa’daki tüm dereler için çalışmalar yapıldığını belirten Bozdağ, şunları kaydetti:

“Derelerin ıslahı, yağmur sularına karşı tedbirlerin alınması son derece önemli. Afetler olduğunda zararı azaltacak, afetlerin zarar vermeden geçirilmesini sağlayacak teknik imkanlarımız var. Şanlıurfa’mız için bu teknik imkanları kullanarak afet karşısında Şanlıurfa’yı daha güvenli hale getirecek adımları atıyoruz. Yıl sonunda da bütün derelerin ıslahı için projeyi faaliyete geçireceğiz. Projeler bittiğinde derelerin tamamının ıslah edildiğini, Şanlıurfa için iyi bir sürecin başladığını hemşerilerimiz görecektir.”

İçme suyu konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü anlatan Bozdağ, “Kuyulara son veren, şehir şebeke suyunu her mahalleye, kırsaldaki mahalleler, mezralar dahil hepsine ulaştıran tarihi bir kararı Sayın Cumhurbaşkanımız verdi. Bu tarihi adımı da onun talimatları çerçevesinde atacağız.” diye konuştu.

Konuşmasının ardından onarım projelerini yapacak yüklenici firma yetkilisini yanına davet eden Bozdağ, 10 Ocak 2024’te tamamlanacak onarımların öne çekilmesini, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bu çalışmaların sona erdirilmesini istedi. Bunun üzerine de firma yetkilisi çalışmaların 29 Ekim’de tamamlanması sözünü verdi.

Bakan Bozdağ, daha sonra Sırrın Deresi’nde, kentte 15 Mart’ta yaşanan sel nedeniyle hasar gören yerlerin onarılması amacıyla yapılacak 48 milyon lira değerindeki projelerin temelini attı, çalışmaları başlattı.

Buca Onat Tüneli 7 Mayıs’ta Hizmete Girecek

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Buca ile Bornova arası ulaşımı sağlayacak Buca Onat Tüneli’nin 2,2 kilometrelik viyadük etabı, 7 Mayıs’ta hizmete açılacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin haberine göre; Belediye, Konak ile Bornova arasını 10 dakikaya indirerek kent trafiğini rahatlatacak Buca Onat Tüneli’nde çalışmaları aralıksız sürdürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında dev projenin, otogar üzerinden çevreyolu bağlantısını sağlayacak 2,2 kilometrelik viyadük etabının 7 Mayıs 2023’te kullanıma açılması planlanıyor. Tünel inşaatı ise hızla sürüyor.

Çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Hamdi Ziya Aydın, “Konak Tüneli’nden başlayan ve otogar viyadüklerinde son bulan transit yolun en önemli etaplarından 7,1 kilometrelik Buca Onat Tüneli çalışmalarına 2017 yılında başlandı. Ancak artan maliyetler nedeniyle yüklenici firmanın talebiyle iş feshedilmişti. 2021 yılında tekrar ihalesi yapılmasına karşın yaklaşık bir sene Kamu İhale Kurumu’na yapılan itirazların ardından karar beklendi. 2022’nin Nisan ayında çalışmalara tekrar başlanmasına karşın 2022 Kasım ayında yeniden mahkeme süreciyle karşı karşıya geldik ve işi durdurmak zorunda kaldık. Danıştay’ın kesin kararının ardından 2023’ün Nisan ayında tekrar çalışmalara başladık. Şu an verilen kesin kararın ardından önümüzde hiçbir engel kalmadı” dedi.

“2025’in İlk Yarısında Tamamlamayı Planlıyoruz”

Çalışmaların Buca ve Bornova yönündeki 4 tüpte gece gündüz, 7 gün 24 saat esasıyla devam ettiğini belirten Aydın, “2,5 kilometrelik güzergâhın toplamda 750 metrelik tünel kısmını açmış durumdayız. Sol tüpün de 150 metrelik kısmını açtık. Bu çalışmalar kapsamında 7,1 kilometrelik transit yol çalışmasının önemli etaplarından biri olan viyadük kısmını 7 Mayıs’ta açmayı planlıyoruz. Ardından tünel çalışmaları ve bağlantı yollarını da kapsayan diğer çalışmaları da tamamlayıp 2025’in ilk yarısında bu yolu vatandaşlarımızın hizmetine açmayı planlıyoruz. Çalışmalar kapsamında iki tüpü birbirine bağlayan üç adet acil giriş noktamız bulunuyor. Bunun Buca yönündeki 650’nci metresindeki ilk geçişi tamamlamış durumdayız. Bu da bizim çalışmalarımızı daha hızlı yürütmemize imkân sağlayacak” ifadelerini kullandı.

“Seyahat Süresi 45 Dakikadan 10 Dakikaya İnecek”

Projenin hizmete alınmasıyla İzmir trafiğinde büyük bir rahatlamanın yaşanacağını ifade eden Aydın, “Bu yol projesiyle birlikte havaalanından gelen bir yurttaş şehir trafiğine girmeden bu transit yolu kullanarak şehrin kuzey kesimlerine hızlı bir şekilde ulaşabilecek. Kuzey bölgesinden gelen yolcularsa otogar tarafından gelerek havaalanı, Çeşme gibi ilçelere ulaşım sağlayabilecek. Böylelikle 45 dakika olan seyahat süresi 10 dakikaya inecek” diye konuştu.

Bartın’da Mobilya Fabrikası’nın Temeli Atıldı

Bartın Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) genişletme çalışmalarının tamamlanması ile Mobilya Fabrikası’nın temeli atıldı. 

Çayırköy mevkiinde 200 bin metrekarelik arazide 70 bin metrekaresi kapalı alanı olarak inşa edilecek fabrika tamamlandığında bin 200 kişiye istihdam sağlayacak. İlerleyen yıllarda 5 bin kişiye istihdam sağlaması hedeflenen fabrikada üretilecek ürünler yaklaşık 30 ülkeye ihraç edilecek.  Fabrikanın temel atma töreni; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Bursa.com’un haberine göre; Törende konuşan Milletvekili Yılmaz Tunç, “Burada ilk etapta bin 200 kişinin çalışması demek 5’le çarpsanız 5-6 bin kişinin buradan ekmek yemesi demek. Yan sektörleriyle birlikte baktığımız zaman 10 bin insanın buradan faydalanması demek. Üretim, istihdam demek. Bartın’ın nüfusunun artması demek. Bizim hedefimiz sadece bu fabrika değil. Bizim hedefimiz Bartın’ımızda OSB’yi 2 katına çıkaran bir ilave alan çalışmamızda sona erdirdik. Şimdi onunla da kalmıyoruz daha da büyütüyoruz. Şu anda fabrika inşaatları OSB’nin genişleme alanlarında devam ediyor. Burası da OSB ile ileride bütünleşebilecek bir coğrafyada. Bu fabrikada OSB’nin ve Bartın’ımızın en büyük fabrikalarından biri olacak. Orman ürünü varlığı açısından da bölgemiz çok elverişli. Kastamonu entegreye rakip olabilecek büyük bir firma burada hayata geçmiş oluyor. MDF üretiminden mobilya üretimine kadar burada ihracata yönelik çok büyük bir çalışma gerçekleşecek” dedi.

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan da konuşmasında, “Bu yatırımlar inşallah, ‘istihdam, refah ve huzur’ olarak Bartınlı hemşehrilerimize önemli katkılar sunacaktır. Her yeni fabrika, yeni üretim, artı katma değer, ilave istihdam ve fazladan ihracat demektir. Bu sebeple yatırımlardaki devamlılığının sağlanması, uygun fiyat ve şartlarda modern üretim atölyelerinin oluşturulması ve ilimizin daha cazip hale getirilerek yeni yatırımcıların gelmesi açısından Bartın Valiliği olarak bizler de daima yatırımcılarımızın yanında ve destekçileri olacağız” diye konuştu. 

Bakan Yardımcısı Demircan ise, “Türkiye’nin ekonomisi büyüklük itibarıyla bir yandan genişledi, öte yandan nüfusun büyük bir bölümünü olabildiğince kuşattı, hanelerin içerisinde de bir ücretliyi ikiye çıkardı. Bu bir başarıdır. Özel sektörümüzle, devletimizle bu ülke kapasitesini inanılmaz yerlere getirdi. Şimdi tabii burada bir şeye daha dikkat çekmek lazım. Geçmişte çok konuşuldu. Bu kadar yola gerek var mıydı? Bu kadar havaalanına, üniversiteye, köprülere, hastanelere gerek var mıydı, diye hep konuşuldu. Bunlar olmasaydı, bu altyapılar olmasaydı bu temel atma törenini burada idrak edebilecek miydik? Yolu olmayan, ihracat imkânı olmayan, enerjisini getiremeyen bir yere Pakistan’dan biri gelip neden yatırım yapsın. Bazen söyleniyor, benim arabam yok ki gideyim diye düşünebilir. Ama yollar sadece seyahat etmek için değil. İşte enerji gelecek, işte mallar gelecek, işte üretilen mallar ihraç edilecek” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından MNK Mobilya, MDF, Sunta Entegre Üretim Tesislerinin temeli törenle atıldı.

Duvarlarınıza Romantik Bir Dokunuş: Cubo’dan Açık Gülpembe Rengi

Mayıs ayının gelmesiyle havalar ısındı, ağaçlar çiçek açtı ve doğa canlandı. Soğuk geçen kışın ardından özlemle beklenen yaz mevsimi de yaklaştı. Bu hava değişimiyle birlikte hepimize bir canlılık ve enerji geldi. Bahar havalarından daha da keyif alabilmek, enerjimizi daha da artırmak, yaşam alanlarımıza yapacağımız ufak dokunuşlarla güçlenecektir. Yaşam alanlarımızı bahara hazırlamanın en pratik yolu ise duvarlarımızın rengini değiştirmekle çok mümkün.

Bu yenilenme için Cubo’nun Açık Gülpembe rengi tatlı bir alternatif olabilir. İçinde çok az miktarda turuncu barındıran açık pembe tonundaki Açık Gülpembe rengi tam romantiklere göre. Özellikle kadınların sevdiği renkler içinde yer alan Açık Gülpembe yaşam alanlarına sevimli bir hava da katıyor.

Sevgiyi, sevecenliği ve şefkati temsil eden Cubo’nun ‘Açık Gülpembe’si yatak odalarında, oturma odalarında, yaratıcılığı tetikleyen özelliği ile genç odalarında tercih edebileceğiniz bir renk.

Cubo’nun Açık Gülpembe rengini, tercih edeceğiniz iç cephe boyası ipek mat, soft mat, mat görünümlü, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürün gruplarında hazır olarak bulabilirsiniz.

Cubo’nun Açık Gülpembe rengini “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla birlikte kullanarak sıra dışı tasarımlar yaratabilirsiniz.

Flokser Kimya, AYSAF Fuarı’nda Yerini Aldı

Kimya ve poliüretan üretiminde 45 yıllık tecrübesiyle dünya devleri tarafından tercih edilen Flokser Kimya, 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan AYSAF Fuarı’nda iş ayakkabısı ve çizme ürün gruplarını tanıtacak.

Dünya üzerinde 55’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştirerek; inşaat, terlik, taban, mobilya, otomotiv, yapıştırıcı, beyaz eşya, izolasyon sektörlerinde poliüretan, poliüre, poliester ürünleri ile birçok sektöre inovatif çözümler sağlayan Flokser Kimya, 3-6 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak olan AYSAF Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı’nda dayanıklı ve güvenilir iş ayakkabısı ve çizme ürün gruplarıyla yer alacak. 

Flokser Kimya, ayakkabı ve yan sanayi alanında ihracata önemli katkılar sağlayan AYSAF Fuarı’nda, kaymaz özellikli, yüksek aşınma direncine, yüksek mekanik mukavemete ve yüksek esneme direncine sahip çizmelerini tanıtacak. Aynı zamanda aşınmaya karşı yüksek direnç gösteren, 400-450 kg/m3 aralığında kalıplanabilen, yüksek mekanik mukavemet ve yüksek elastikiyet özelliğine sahip Tek DN iş ayakkabıları ile dış tabanında aşınmaya karşı dirençli olan, hızlı kalıp açma süresi ile verimli üretim, yüksek mekanik mukavemet ve ara tabana üstün yapışma özelliğine sahip olan, iç tabanında ise düşük sertlik, hızlı proseslenebilme, düzgün cilt yapısı gibi özellikleri bulunan çift DN ayakkabılarını da katılımcılarla buluşturacak. 

Flokser Kimya, İstanbul Fuar Merkezi AYSAF Fuarı’nda 6. salonda C-211 numaralı stantta ziyaretçilerle bir araya gelecek. 

Kars Bölge Hastanesi’nin Temeli Atıldı

Kars’ta inşa edilecek olan 500 yataklı Bölge Hastanesi’nin temeli düzenlenen törenle atıldı. Projenin 2 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor.

Düzenlenen törende konuşan Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, “Görevde bulunduğum süre içinde dolayısıyla mevcut Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki iktidarlar boyunca tüm Türkiye’de 500’ün üzerinde ya yeni hastane yapıldı ya da mevcut hastane yenilendi. Bu açıdan bakıldığında yatırım programına alınmış olan 500 yataklı Kars Bölge Hastanesi’nin bugüne kadar gecikmiş olması da biraz üzüntümüz bizim. 

Proje, En Kısa Sürede Tamamlanacak

2021 yılından beri ihale ediliyor olmasına rağmen elde olmayan nedenlerle bugüne kadar gecikti. Aslında ilk ihaleyle bu yatırım başlayabilseydi bugün açılışını yapıyor olacaktık büyük bir ihtimalle. Bu açıdan biraz buruk bir açılış töreni yaptığımızı düşünüyorum. Ancak şunu da ifade edeyim ki; ocak ayının 20’sinde ihale yapılmış, iki hafta önce sözleşmesi yapılmış ve daha bir hafta önce yer teslimi yapılmış olmasına rağmen bugün yoğun bir şekilde inşaata başlanmış olması bizim için ciddi bir umut kaynağı. En kısa zamanda tamamlanıp açılacağını ümit ediyorum” dedi.

Çevre Ülkelere De Hizmet Verecek

Projenin Kars ve çevre illerin yanı sıra Gürcistan, İran ve Ermenistan’dan da hasta kabul edeceğini açıklayan Aydın, “Eğer komşu ülkeleri de içine alan bir hizmet yelpazesine bu hastanemizi açabilirsek bu Kars ilimiz için de büyük bir kazanç olacaktır, diye düşünüyorum. Aslında bunun için fırsat şu anda Türkiye’nin elinde. Türkiye sağlık alanında tüm dünyada marka olarak kendini tescil ettirmiş durumda. Artık sadece mağdur olan sağlık hizmeti zayıf olan ülkelerden değil, batı ülkelerinden de rahatlıkla hasta kabul eden bir ülke konumundayız. Bu açıdan bu Kars bölge hastanemizin sadece bölge illerine değil, bölge ülkelerine de hizmet eden büyük bir hastane olacağı konusunda hiçbir şüphem yok.” diye konuştu. 

Şehir hastaneleriyle ilgili eleştirileri de yanıtlayan Aydın, “Onkolojisiyle, diyaliziyle, ameliyathaneleriyle, yeni doğan yoğun bakım üniteleriyle tam teşekküllü, dışarıdan ilave bir hizmet almaya gerektirmeyecek şekilde tam donanımlı bir hastaneden söz ediyoruz. Kars ilimiz böyle bir hastaneye layıktır. Mevcut yatak kapasitemiz belki şu anda neredeyse ikiye katlamış olacak ilk etapta bakıldığında ancak şehir hastanelerimizi yapmaya başladığımızda da ‘Bu hastanelere ne ihtiyaç var’ denmişti? Pandemi dönemi başta olmak üzere bu hastanelerin ne kadar isabetli ne kadar ileriyi gören bir anlayışla inşa edildiğini hep beraber yaşayarak görmüş olduk. Bu 500 yataklı Kars Bölge Hastanemizin de aslında gerçekten iyi planlanmış, iyi düşünülmüş, geleceği görerek adım atılmış bir yatırım olduğunu hep beraber idrak edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

141 dönüm açık alan ve 140 dönüm kapalı alana sahip olacak devlet hastanesi, 18 ameliyathane, 43 yeni doğan bakım ünitesi, 18 çocuk yoğun bakım ünitesi, 56 yataklı erişkin yoğun bakım ünitesi, 4 acilde yeni yoğun bakım ünitesi ve 138 adet poliklinik barındıracak.

Zigana Tüneli Hizmete Açıldı

Trabzon-Gümüşhane arasında inşa edilen ve Avrupa’nın en uzun karayolu olma özelliği taşıyan Yeni Zigana Tüneli hizmete açıldı. 

3 Mayıs tarihinde açılışı yapılan Zigana Tüneli ile Trabzon-Gümüşhane arası mesafe 10 kilometre kısaldı. Seyahat süresi 30 dakikaya düştü. Yeni Zigana Tüneli’nin açılış töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. 

Törende konuşan Erdoğan, ”Her gelişimde kalbimi bıraktığım Trabzon bu. Sevmek hizmetle olur dedik, Trabzon’a sevgimizin nişanesi olan hizmetlerimize geçelim. Zigana Tüneli’nin de olduğu hizmetlerimizin açılışına geldik. Zigana Tüneli, dünyanın 3. Avrupa’nın ve ülkemizin en uzun çift tüplü tüneli olarak inşa edildi. Karadeniz’i Orta Doğu’ya bağlıyoruz.

Tünelin projesi tamamen kendi mühendislerimize aittir. Zigana Tüneli bölgemizin sembollerinden birisi olacaktır. Bu tünelle Karadeniz limanlarıyla ülkemizin güneyi arasında yeni bir soluk borusu yapıyoruz. Karşımızdaki masanın tüm işlerini üst üste koyun 100 ile çarpın emin olun Zigana Tüneli etmez. Bugün açılışını yapacağımız bir diğer projemiz, şehrimizin çehresini değiştiren Kanunu Bulvarı’nın biten kısımlarıdır. Ülkemizin şehir içinde yapılan en büyük yatırımlardan olan bu bulvar bir medeniyet projesidir.

Bugüne kadar Trabzon’a 90 milyar lira kamu yatırımı yapık. Şehrimize 3080 yeni derslik yaptık, ikinci devlet üniversitesini kazandırdık, 9607 kişi kapasiteli yurt binaları yaptık, 95 spor tesisini hizmete sunduk. Trabzonlu ihtiyaç sahiplerine 3,5 lira tutarında kaynak aktardık. Şehrimize 55 sağlık tesisi yaptık. Şehir hastanesinin yapımı sürüyor. 1031 konutun yapımına devam ediyoruz. Ulaştırmada 73 kilometreden devraldığımız bölünmüş yolu 267 kilometreye çıkardık. Yeni balıkçı barınakları yaptık, limanı yeniledik. Enerjide Trabzon’a ve 11 ilçemize doğal gaz arzını sağladık. Önümüzdeki dönemde de doğal gaz arzını sağlayacağız.’’ dedi.

Zigana Tüneli’nin detaylarıyla ilgili televizyon programında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise şunları söyledi:

‘’Hem Trabzon, hem Türkiye kazanacak. Buraya geldiğimiz günden beri projelerimizi açıklıyoruz. Türkiye’nin her tarafında biten projeleri açıklıyoruz. Büyük hedeflerimiz var. Bugün Zigana Tüneli’ndeyiz. Pandemiden sonra Trabzon’da turizm gelişmeleri var. Trabzon Havalimanı’nda dünyanın en güzel havalimanlarından birini inşa edeceğiz. 28 yıldır çalışma hayatındayım. Bu tecrübeyi Trabzon’da biraz daha fazla kullanacağız.

Burası Trabzon Limanı’ndan, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum üzerinden bir kolu da Ağrı üzerinden İran’a giden, bir kolu da Habur’dan Basra Körfezi’ne kadar önemli bir lojistik koridor burası. Bunları peyder pey bitiriyoruz. Yarın 14,5 kilometre uzunluğuyla Avrupa’nın en uzun tünelini hizmete açacağız. Gümüşhane-Trabzon arası 30 dakikaya düşecek. Projenin tamamı 43 kilometre uzunluğunda, bunun da 23 kilometresi tünel. Bunun dışında 6 tane daha tünelimiz var. Zigana Dağı’ndaki meşakkatli yolculuktan artık Zigana Tüneli ile keyfe dönüşecek. Yakıt ve zaman tasarrufu sağlayacak. Burada üretim ve yatırım artacak. Yerli ve milli mühendislik çözümleriyle projelendirdik ve uyguladık. Bize aktarılan genel bütçeden yaptık. Tünel içerisinde 650 tane kamera var. Akıllı tünel sistemi kullanıldı.

Tünelin girişinden çıkışına kadar güvenli seyahat için her şey kontrol altında. Burada kazandığımız tecrübe yeni projelere ilham alıyor. Bu mühendislik çözümler, uluslararası pazarlara da yansıttığımız için dünyada bu işi yüklenici olarak yapıyoruz. Bolu Dağı tüneli sadece 3 kilometre. 17 senede bitiremediğimiz bir proje. 3 kilometrelik bir tüneli 17 yılda bitiremeyen bir Türkiye’den, 14,5 kilometrelik çift tüp tüneli 5 yıl içerisinde bitiren bir hale geldik. Son 21 yılda 29 bin km yol yaptık. Akaryakıttan 1yılda milyar litre tasarruf sağlıyoruz. Bu yaptığımız yollar sayesinde Trafik kazaları yüzde 82 oranında azaldı. 13 bin 100 tane vatandaşımızın canını kurtarıyoruz. 20 yıl önce Türkiye’de 8,5 milyon araç vardı. Bugün tam 26 milyon araç var. Trafik kazası dahil trafik sıkışıklığı daha az. Biz bunları düşünüyoruz, projelendirip uyguluyoruz. Osmangazi Köprüsü’nün maliyeti 1,48 milyar dolar. Bugüne kadar faydası 1,7 milyar dolar. 

Yoğun olduğu zaman 5 bin kişi açıldı. Tünel iki taraftan açıldı. 5 yılda bitti proje. Bu tünel yapılmamış olsaydı 8 kilometre yol yürüyecektik. Bu 8 kilometre de dağları tepeleri aşıp Zigana’nın o olumsuz koşullarını yaşayacaktır. 2002 öncesi Türkiye’de toplam tünel uzunluğu 50 kilometreydi. Biz sadece tek projede 29 kilometre tünel yapıyoruz. 2023 yılında 720 kilometre tünel var. 250 kilometre tünel yapımı da devam ediyor. Sivas-Ankara tren hattında projesinde tam 66 kilometre tünel var, 27 kilometre ise viyadük. Bir tarafı Basra Körfezi’ne gidiyor. Burayla Kafkas’a yeni bir ipek yolu tasarlıyoruz. Körfez ülkeleriyle tasarlıyoruz. Basra’dan Habur’daki sınırımız arasında hem otoyol hem de demiryolu bağlantısı yapıyoruz. Bunu da ülkemizdeki lojistik hatlarıyla bağladığımızda ülkemizin coğrafi konum avantajlarını fırsata çevireceğiz. Bütün görüşmeler devam ediyor. Uluslararası koridorlara alternatif Türkiye üzerinden dünyaya hükmeden yeni bir ipek yolu tasarlıyoruz. Hem demir yolu hem kara yolu olacak. Her şeyin ortasında Türkiye. Bu coğrafi konumun avantajını fırsata çevireceğiz. Kalkınma Yolu ismi. Adını Irak koydu. Karadeniz’e ulaşması için de Zigana Tüneli önemli görev görecek.’’

Tünel projesini değerlendirmelerine ekleyen İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Zigana Tüneli’nin olduğu yere gidip gördük. İçine de girdim. Aydınlatması işaretleri mükemmel. Bu tünel 600 metre daha düşürülerek 1212 çıkış, yüzde 3.3 eğimle mükemmel bir proje yapılmış. Trabzon önemli bir ilimiz. Potansiyeli ve insan gücü açısından kıymetli bir yer. Muazzam bir limanı var.

Baktığınızda bu limanı kara yoluyla birleştirmeniz lazım. Trabzon Tiflis-İran transit yolu. 1950’de karayolların kurulmasıyla beraber bu zorlu yollarda gidiş gelişli bir yol hizmet vermiş. Bu yolla beraber Avrupa’nın en uzun çift tüplü tüneli, dünyanın en uzun üçüncü tüneli olacak.

Bu tünelle yolu konforlu güvenli hale getirmişsiniz, her türlü hava şartlarında hizmet verecek, heyelan yok, sel yok. En fazla eğim 3.3. Buradan hem yolcu özel araçlar, uluslararası geçecek.’’ açıklamasını yaptı. 

Yeni Zigana Tüneli’nin tüm proje detaylarını burada bulabilirsiniz.

Uşak Güney Çevre Yolu Trafiğe Açıldı

Uşak’ta çalışmaları devam eden Güney Çevre Yolu’nun 21,5 kilometrelik bölümü kısmi olarak trafiğe açıldı.

Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Uşak Valisi Turan Ergün, “Uşak’ın şehir içindeki günlük transit taşıt trafiği 25 binin üzerinde. Şehir içinden geçen yol iki gidiş iki geliş olsa da şehrin büyümesiyle birlikte bir cadde haline gelmiş. Bu hem yaya hem de taşıt trafiği açısından yoğunluk oluşturuyor, kazalara sebebiyet veriyor. Bu çevre yolunun birincil amacı, transit taşıt trafiğini şehir içinden alarak şehir dışına aktarmak. Bu sayede şehir trafiğini rahatlatmak. İkinci etabı da tamamlandığında kuzey-güney, doğu-batı kent merkezinden geçecek olan bütün trafiği şehir merkezi dışından aktarma imkânı bulacağız.” dedi.

21,5 Kilometrelik Alan Tamamlandı

Yapılan yatırımlarla Uşak’ın 29 kilometrelik bölünmüş yol ağını 213 kilometreye çıkarıldığını ifade eden Milletvekili İsmail Güneş ise, “Kamulaştırma ve hukuki süreçler nedeniyle projenin ilerlemesinde çok güçlükler çekildi. Bölme Kavşağı’ndan sonraki yerlerin mahkeme sürecinin 1 yıl önce bitmesiyle yol yapım çalışmalarına hız verildi, Gediz Kavşağı’ndan Sivaslı Köprülü Kavşağı’na kadar olan kısımdaki 21,5 kilometrelik alanın yapımı tamamlandı. Bu proje, 4’ü köprülü kavşak olmak üzere 7 farklı seviyeli kavşak, 4 hemzemin kavşak, 1 demir yolu köprüsü içermektedir. Projenin geri kalan 8 kilometrelik kısmının da yapım çalışmaları devam ediyor.” ifadelerini kullandı. 

Tekkeköy Hastanesi 2024’te Hizmete Açılacak

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Samsun’un Tekkeköy ilçesinde yükselen Devlet Hastanesi projesinin 2024 yılında vatandaşların hizmetine alınacağını açıkladı.

Tekkeköy Devlet Hastanesi projesinin inşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Ticaret Bakanı Mehmet Muş, hastanenin yüzde 80’inin eylül ayına kadar tamamlanarak ikmal ihalesine çıkacağını söyledi.

İnşaat çalışmalarını yerinde inceledikten sonra gazetecilerle buluşan Muş, şu ifadeleri kullandı:

“Teknik olarak zeminle alakalı konular ortaya çıktı ve onlar aşıldı. Hastanenin sağlıklı ve mukavemeti ile ilgili herhangi bir aksaklık oluşmaması için teknolojinin bütün imkanları seferber edildi, kullanıldı ve zemin o şekilde tamamlandı. Bu ister istemez hem zaman hem de işin daha zor bir şekilde tamamlanmasına sebep oldu.

Çalışmalar 2024 Yılında Tamamen Bitirilecek

İkmal ihalesini de hızlı bir şekilde tamamlayıp 2024 içerisinde hastanenin tamamen bitirilip tefrişatı ile beraber hizmete almayı planlıyoruz. Dolayısıyla süreçleri hızlandırmak, firmanın hak edişlerini hızlı yapıp gerekli ödenekleri de sağlamak suretiyle daha fazla gecikmesini istemiyoruz.

2024 yılı içerisinde vatandaşımıza hizmet vermeye başlamasını arzu ediyoruz. Bu anlamda bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz. Hastane inşaatı son sürat devam ediyor ve çalışmaları yürüyor.’’

Samsun Tekkeköy Devlet Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bodrum İnşaat Fuarı 18 Mayıs’ta Başlıyor

İdeal Fuar tarafından Muğla’nın Bodrum ilçesinde organize edilen İnşaat, Gayrimenkul, Yapı ve Dekorasyon Fuarı 18-21 Mayıs tarihleri arasında ziyaretçileriyle buluşacak.

Emlak, inşaat, inşaat projeleri ile inşaat sektörü tedarikçileri ile yatırımcıları bir araya getirecek olan fuara, birçok bölgeden üreticiler de katılım gösterecek. Fuarla ilgili konuşan İdeal Fuar Yönetim Kurulu Başkanı Recep Karakaya, şunları söyledi:

“İdeal Fuar olarak Bodrum’da geçtiğimiz yıl 10 yakın fuar düzenledik. Bundan sonra da İdeal Fuar olarak farklı projelerle Bodrum’da var olmaya devam edeceğiz. Bodrum, turizm açısından çok önemli bir vizyona sahip. Bu bağlamda İdeal Fuar olarak bu vizyonu, doğru kanalize ederek, kongre turizmine katkı sunmayı hedefliyoruz. 2023 yılında bu misyonla fuarlar gerçekleştireceğiz. Yine Ağustos ayında Dubai, Miami, Kıbrıs ve Montenegro’dan büyük gayrimenkul firmalarının projelerini Bodrum’da sergileyecek büyük bir fuar organizasyonumuz olacak”

Peker GYO’dan İspanya’ya Konut Projesi

Peker Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Peker, İspanya’da konut projesi geliştireceklerini belirterek, “Orta ve uzun vadede sürdürülebilir döviz geliri elde etme ve büyüme hedefiyle, global yatırımlarımıza devam edeceğiz.” dedi.

Almanya ve İngiltere’nin ardından İspanya’ya da açılan Peker GYO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Peker, “İspanya müşteri çeşitliliğinin oldukça yüksek olduğu, cazip bir pazar. Yaklaşık bir yıl önce yatırımlara başladığımız bölgede yatırımlarımızı artırmak ve çeşitlendirmeye karar verdik. Ardından çok hızlı bir şekilde karlılıkla neticelendirdik. Burada dünyada son dönemlerde teknolojinin daha fazla kullanımı ve değişen trend olarak öne çıkan modüler sistemi modelini kullanmaya karar verdik. Bu sistemlerin avantajı 3-4 ay gibi kısa sürede hızla üretilip karı realize etme imkânı sağlaması ve bunun sonucunda özkaynak getiri oranlarına çok ciddi katkı sağlaması oluyor. Bu doğrultuda İspanya’nın Marbella bölgesindeki villa talebine karşılık verebilmek amacıyla satın alınacak arsalar üzerinde hızlıca projeyi tamamlayıp, nakit akışımıza pozitif etki yaratmak büyük bir avantaj sağlayacak. Satın alma anlaşması yaptığımız son iki arazide bu modeli hızlıca uygulayıp başarılı bir şekilde sonuçlanması ile bu alandaki yatırımlarımızı artırmayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu. 

Projelerin kaynakları için finansman bulmakta zorlanmadıklarını ifade eden Peker, “Çok uzun vadeye yayılan ve çok uygun faiz oranlarıyla krediye ulaşabiliyoruz; böylelikle özkaynak karlılığımızı en üst seviyeye taşıma imkânımız oluyor. Özellikle, Almanya’daki finansal olanaklar sayesinde özkaynak verimliliği yüksek projeler yapma imkanını elde ediyoruz. Bu durum bizim bundan sonraki en büyük itici güçlerimizden birisi olacak.” dedi. 

‘’Yeni Yatırım Fırsatlarını Değerlendiriyoruz’’

Almanya’daki proje için inşaat izinlerinin alım sürecinin devam ettiğini belirten Peker, şunları söyledi:

“İzinler sonrası projenin inşaat süreci hemen başlayacak. 250 milyon Euro’nun üzerinde bir hasılat beklediğimiz bu proje, bir Türk firmasının Avrupa’da gerçekleştirdiği en büyük gayrimenkul geliştirme projelerinden birisi, belki de en büyüğü olacak.

Bunun dışında, Solingen’deki projemizle ilgili de hotel bölümünde proje karımızı artırmak adına görüşmelerimiz devam ediyor. ErftLoft projemizde de mimari çalışmalar devam ediyor. Gerekli izinleri alıp, kısa sürede inşaata başlamayı öngörüyoruz. PhönixGrevenbroich projemizde ise; mevcut binaların yıkımı sonrası inşaata başlayacağız. Öte yandan mevcut yatırımlarımıza ilave yeni yatırım fırsatlarını da değerlendiriyoruz.”

İstanbul Projesi 2023’ün İkinci Yarısında Başlayacak

İstanbul’da yükselecek Çamlıca projesi ile ilgili de konuşan Peker, İstanbul’da yeni gayrimenkul üretimindeki en büyük zorluk, arazi bulmak. Şirketimizin, İstanbul’un en müstesna bölgelerinden birisi olan Çamlıca’da sahip olduğu 11 dönümün üzerinde bir büyüklüğe sahip olan arazimiz bize göre bir pırlanta taşı. Burada geliştirmeyi planladığımız projeyle ilgili ön çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. 2023 yılı ikinci yarısında projeye start vermeyi planlıyoruz. Çamlıca projemiz dışında piyasada oluşabilecek fırsatlar adına İstanbul ve Bodrum’da yeni projeler de planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

İçmeler İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi Törenle Açıldı

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 29 Aralık 2020 günü temeli atılan Torba, Kızılağaç, Çiftlik Kanalizasyon Hattı ve İçmeler İleri Biyoloji Atıksu Arıtma Tesisi düzenlenen törenle hizmete alındı.

Kumbahçe Mahallesi İçmeler Mevkiindeki tesiste düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Muğla Valisi Orhan Tavlı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Muğla Milletvekilleri, Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, siyasi parti il ve ilçe başkanları, il ve ilçe daire amirleri, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve basın mensupları katıldı. 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılış töreni, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın konuşmasıyla devam etti. Bodrum için ihtiyaç olan tesisin hizmete kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasına başlayan Başkan Aras, şunları söyledi:

“29 Aralık 2020 günü yine hep birlikte temelini attığımız İçmeler, Torba, Yalı, Kızılağaç, Çiftlik bölgesinin altyapı sorununu kalıcı olarak çözüme kavuşturacak kanalizasyon altyapı ve toplam kapasitesi günlük 20 bin metreküp olan arıtma tesisi, Bakanlığımız ve Büyükşehir Belediyemiz protokolü ile hayata geçirildi.”

Ortakent ve Gündoğan Bölgelerinin Önemi Vurgulandı 

Hızla artan nüfus ile birlikte sorunların da arttığı ancak temiz bir çevre, sürdürülebilir turizm, sağlıklı nesiller ve umutlu bir gelecek için tüm kurumlarla el ele vererek bunların üstesinden gelineceğini vurgulayan Başkan Aras, sözlerine şöyle devam etti:

“Arıtma tesislerimiz maalesef çok yetersizdi, Bodrum nüfusunun sadece yüzde 42’sinde hizmet eder pozisyondaydı ama 2020 yılı başlarında başlayan altyapı yatırımları şu anda nihayete ermek üzere ve Bodrum’un yüzde 92’sine hizmet eder nitelikte olacak. Bu çalışmalar dışında kalan Gündoğan, Ortakent, Yahşi ve Gürece bölgelerimizin altyapı ve atıksu arıtma tesisi ihtiyaçlarının karşılanması için de çalışmalar planlıyoruz. Yine Bodrum merkezde kanalizasyon hatlarının yenilenerek İleri Biyolojik Arıtma Tesis planlamasını yapıyoruz. 

Turizm kentinin altyapısı konusunda eksik kalan Ortakent ve Gündoğan bölgeleri için de destek belediklerini söyleyen Başkan Aras, “Muğla Büyükşehir Belediyemizin Bodrum’a yaptığı 1,3 Milyar Liralık altyapı yatırımı içinde olan Turgutreis Arıtma Tesisi belki de Ege’nin en büyük arıtma tesislerinden biri halinde.” dedi. 

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün Muğla genelinde yapılacak olan alt yapı çalışmalarında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan iş birliğinin önemini vurgulayarak, “Bu tesis, bütün Bodrum’da yapmakta olduğumuz altyapı yatırımlarıyla ilgili baktığımızda önemli bir katkı sağlıyor. Şu anda yüzde 46 olan kanalizasyon ve arıtmayla ilgili Bodrum’a hitap eden kapasiteyi yüzde 92’ye çıkarıyoruz. Bu tesis, kendisi şu andaki yapılan işle %8-10 civarında katkı yapıyor. Ama protokolümüz, 27 yıllık ve bu protokol süresince Bakanlığımız ihtiyaç duyulduğu takdirde bunu 2 misline çıkaracak; katkıyı yine protokol çerçevesinde yapacak.”

Muğla Valisi Orhan Tavlı, İçmeler İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin Bodrum ve Muğla’ya hayırlı olmasını dilerken Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Muğla’nın geleceğinin güvenceye alınmasına yönelik çalışmaların devam edeceğine değindi. Özellikle tatil bölgelerindeki alt yapı arıtma tesislerinin önemini vurgularken sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bodrum İçmeler Atık Su Arıtma Tesisi, 1994’te inşa edilmiş bir eserdi. Hem ekonomik ömrünü doldurmuştu hem de Bodrum’un nüfus değişimi sürekli artarken yerli ve yabancı ziyaretçilerin doğurduğu ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktı. Zira 10 bin metreküplük bir kapasitesi vardı. Hal böyleyken bugünü ve daha da önemlisi geleceği düşünerek bir adım atılması gerekiyordu. Dolayısıyla Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ile birlikte bir iş birliği protokolü imzalayarak kanalizasyon şebekesi ve terfi hatları ile atık su arıtma tesislerini kapsayan altyapı yatırımlarını Bakanlık olarak üstlendik. Hiç zaman kaybetmeden de çalışmalarımızı başlattık. İlk etabı Torba köy içi kanalizasyon şebeke il yağmur suyu iletim hatları ve Torba, Kızılağaç, Çiftlik ve Yalı Mahalleleri Kanalizasyon Kolektör Hattı ve Bağlantı Altyapı Tesisleri Yapım İşi olarak projelendirdik. Yaklaşık 15 kilometre kanalizasyon şebeke hattı, 4 kilometre yağmur suyu şebeke hattı ve 23 kilometre kanalizasyon kolektör hattını kapsayan toplamda 42 kilometrelik bu etabı Şubat 2023’te tamamladık. Diğer etap İçmeler Torba Atık Su Arıtma Tesisi ve bağlantı altyapı tesisleri yapım işiydi. Covid 19 salgınına rağmen çalışmaları 14 aylık bir sürede tamamladık ve ilave 30 kilometre kanalizasyon şebeke hattı ile birlikte 20 bin metreküp kapasiteli yeni tesisi Bodrum’a kazandırdık.” 

Açılış programı konuşmaların ardından tesis gezimi ve fotoğraf çekimi yapıldıktan sonra sona erdi.

ABD İnşaat Harcamalarında Artış

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre inşaat harcamaları, mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0,3 artarak 1,8 trilyon dolar oldu.

Piyasa beklentilerinin üzerinde artan verinin bu dönemde yüzde 0,1 yükselmesi öngörülüyordu. İnşaat harcamaları, şubata yüzde 0,3 azalmıştı.

Mart ayında kamu inşaat harcamaları yüzde 0,2 ve özel sektör inşaat harcamaları yüzde 0,3 artış gösterdi.

İnşaat harcamaları, mart ayında yıllık bazda da yüzde 3,8’lik artış kaydetti.

Kütahya Kalesi Projesinde Sona Doğru

Kütahya Kalesi’nde inşa edilen seyir terası ve Büyük Hisar Sokağı yol düzenleme çalışmalarında son aşamalara gelindi. Kütahya Valisi Ali Çelik, projeyi ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı. 

Kütahya Valiliği’nin haberine göre; Kütahya Valisi Ali Çelik, Kütahya Belediye Başkanı Alim Işık ile birlikte, Kütahya Kalesi ve Ulu Cami Arkası Kültür Yolu Projesi kapsamında Kütahya Kalesi’ndeki seyir terası ve Büyük Hisar Sokağı düzenleme çalışmalarında incelemelerde bulundu.

Vali Çelik ve Başkan Işık, proje kapsamında yapılan çalışmaları yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldılar.

Kütahya Kalesi’nin tarihi ve kültürel açıdan sahip olduğu öneme dikkat çeken Vali Çelik, projeyle turizm potansiyelin artacağına olan inancını paylaştı, emeği geçenlere teşekkür etti. 

Destekleri için Vali Çelik’e teşekkür eden Başkan Işık ise çalışmaların hızla sürdüğünü belirterek yakın zamanda tamamlanması hedeflenen projeyle birlikte Kütahya Kalesi’ni ziyaret eden turistler ve bölge halkının muhteşem bir manzara eşliğinde Kütahya’yı seyredebileceğini söyledi.

Hilti, Bir Kez Daha Türkiye’nin En Mutlu İş Yeri Seçildi

İnşaat teknolojileri sektörünün yenilikçi temsilcisi Hilti Türkiye, geliştirdiği çözümlerle sektöre yön verirken çalışanı merkeze alan kurum kültürü ve yenilikçi insan kaynakları uygulamalarıyla da fark yaratmaya devam ediyor. Şirket, Happy Place to Work Danışmanlık tarafından yürütülen Türkiye’nin En Mutlu İş Yerleri Araştırması sonucunda, 3 yıldız alarak “Mükemmel Çalışan Deneyimi” ile “En Mutlu İş Yeri” unvanını koruyarak sektöründe bir kez daha birinci oldu. 

Çalışan gelişimi ve mutluluğu üzerine kurgulanan çevik ve yenilikçi kültürüyle sektöründe öne çıkan Hilti Türkiye, işveren markası olarak çalışanlarından tam not almaya devam ediyor. Son olarak Happy Place to Work tarafından gerçekleştirilen araştırmada şirket, sektöründe birinci olarak önemli bir başarıya imza attı. Geçen sene olduğu gibi bu yılda çalışanlarının oylarıyla 3 yıldız alan Hilti Türkiye, “Mükemmel Çalışan Deneyimi” ile “En Mutlu İş Yeri” unvanını korumayı başardı.  

Çalışan mutluluğunu temel alan İnsan Kaynakları kültürü bir kez daha ödül kazandırdı

Happy Place To Work Danışmanlık tarafından yapılan araştırma sonuçlarını değerlendiren Hilti Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Hande Altan; “Çalışma arkadaşlarımızın kendilerini serbestçe ifade edebildikleri güven kültürü ve iş birliğini destekleyici çalışma ortamımız ve yenilikçi İnsan Kaynakları uygularımızla tüm çalışma arkadaşlarımız için eşsiz bir deneyim yaratmayı hedefliyoruz. Kurum kültürümüzün temelinde değer veren, performans odaklı bir anlayış var. Bu kapsamda dürüstlük, cesaret, adanmışlık ve takım çalışması değerleri paralelinde çalışanlarımızın kariyer planlamasına büyük önem veriyoruz. İK süreçlerimizi en verimli şekilde sürdürmek için iletişim kanallarını hep açık tutuyor, çeşitli platformlarla çalışanlarımızın sesine kulak veriyoruz. Hiçbir ast-üst kaygısı taşımadan herkesin birbiriyle iletişim kurabileceği, açıkça fikirlerini dile getirebileceği ve geri bildirim verebileceği şekilde açık ofiste çalışıyoruz.  Hilti Grup bünyesinde kadın çalışma arkadaşlarımızdan oluşan ve ülkemizde de genel müdürümüzün sponsorluğunda oluşturduğumuz “Kadınlar Komitesi” ile yerel ve uluslararası projeler hayata geçiriyor, “Hilti ile Kariyer Köprülerini İnşa Edin” mottosuyla duyurduğumuz mentörlük programıyla kariyerlerinin başındaki kadınların yanında yer alıyoruz. “Kadın Stajyer” programlarımızla ise kadın istihdamını artırmak için üniversite öğrencileriyle çalışıyoruz.Kadın iş gücünü artırmak için çalışmalarımızı hızlandırırken, erkek çalışanlarımızın da babalık izinlerini 5 iş gününden, 10 iş gününe çıkardık. Ödüllü Hilti Kültür Kampları, Storytel vb. gibi platformları kullanma imkânının yanı sıra yabancı dil gelişiminden kişisel gelişime kadar birçok konuda çalışanlarımıza farklı fırsatlar sunuyoruz” dedi.

Mutluluğun dalga dalga yayıldığını sözlerine ekleyen Altan; “Bir iş yerinin mutluluğunda asıl rolü çalışanlarımızın oynadığını biliyor, bu sayede her geçen gün daha da başarılı bir gelecek inşa edebileceğimize inanıyoruz. Bizim bu yolculukta rehber kabul ettiğimiz tek bir şey var o da iş yerindeki mutluluk, ailelerimize ve sosyal çevremize de yayılarak “daha iyi bir gelecek inşa etme” amacımıza hizmet ediyor. Biz de çalışanlarımızı merkeze alan kurum kültürümüz ve yenilikçi insan kaynakları uygulamalarımızla bu mutluluğu sürdürülebilir hale getirmek için çalışmayı sürdüreceğiz” diyerek açıklamasını tamamladı.  

Yerli Üreticiyi, Balkanlara Taşıyor!

Mart ayında gerçekleştirdiği Host Istanbul’da, tamamı yerli 450 markayı 60 ülkeden 11 bin 900 profesyonel ziyaretçiyle buluşturan Tarsus Fuarcılık, şimdi de No On Fuarcılık ile birlikte, Türkiye’nin ev ve mutfak eşyası üreticilerini Balkanlara taşıyor.

1-3 Haziran tarihlerinde Tiran’da düzenlenecek Host The Balkans Housewares Sourcing Türkiye fuarı, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan gibi Balkan ülkelerinden binlerce satın almacıyı, 150’den fazla Türk markası ile bir araya getirecek.

Aytemur; “Yerli üretici, gücünü HOST The Balkans Housewares Sourcing Türkiye ile yurt dışında sergileyecek” 

Ev ve Mutfak Eşyaları sektöründe düzenlediği Host Istanbul ve Zuchex fuarlarıyla, uluslararası ticarete ve Türkiye’nin ihracatına doğrudan yaklaşık 1,5 milyar dolarlık katkı sağlayan Tarsus Fuarcılık, Anadolu’nun üreticilerini, Balkanlardan dünyaya açacak. Haziran ayında Arnavutluk’un başkenti Tiran’daki Expocity Albania’da, No On Fuarcılık ile birlikte düzenleyecekleri fuarın, hem sektör hem de kendileri için bir ilk olacağını vurgulayan Tarsus Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Türkiye, ev ve mutfak eşyaları sektöründe tasarım, kalite ve inovasyon olarak fark yaratan üretim gücüne sahip. Yerli markalarımız bu gücünü, bu defa Host The Balkans Housewares Sourcing Türkiye’de sergileyecek” dedi. Aytemur açıklamasında, Balkan ülkelerindeki ticari müşavirlikler ile yakın iş birliği içerisinde gerçekleşecek fuarın, Türk üretici markalar için yeni ticaret kanallarına erişim ve alternatif pazarlara açılmak için önemli bir fırsat olacağını ifade etti. 

Arnavutluk’taki fuarda, Türkiye’nin ev ve mutfak eşyalarındaki yeni koleksiyonları vitrine çıkacak

Host The Balkans Housewares Sourcing Türkiye’de tamamı yerli üretim “Sofra ve Mutfak Eşyaları”, “Pişirme Ekipmanları”, “Plastik Ev Eşyaları & Bahçe Aksesuarları”, “Ev Eşyaları”, “Dekoratif Ev ve Mutfak Eşyaları” ile “Elektrikli Ev Aletleri”  kategorilerindeki yeni koleksiyonlar ve inovatif tasarımlar bir arada sergilenecek. 

Türkiye’de Nisan Ayında 19,3 Milyar Dolarlık İhracat Yapıldı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ‘’Genel Ticaret Sistemi (GTS) kayıtlarına göre, nisanı 19,3 milyar dolar ihracatla tamamladık.’’ dedi.

“Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 eksideyiz. Son 12 aylık ihracatımız yüzde 4,9 artışla 251,7 milyar dolara ulaşırken, ocak-nisan dönemini ise yüzde 3 kayıpla 80,9 milyar dolarla kapattık. Geçen ay ihracatımıza en yüksek katkıyı 2,7 milyar dolarla otomotiv sektörü verdi. İlk beşteki diğer sektörlerimiz 2,4 milyar dolarla kimya, 1,5 milyar dolarla hazır giyim, 1,2 milyar dolarla elektrik elektronik ve 1,1 milyar dolarla çelik şeklinde sıralandı.’’ diyen Gültepe, ‘’Hububat, zeytin ve zeytinyağı, savunma ve havacılık, yaş meyve-sebze, tütün ve fındık ihracatımızda geçen ay artış kaydettik. 14 ilimiz ihracatını artırdı. En çok ihracat yapan ilk 5 ilimiz İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu. Geçen ay bin 449 firmamız ihracat ailesine katıldı. Birim ihracat değerimiz ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,3 artışla 1,56 dolara yükseldi.” açıklamasını yaptı. 

İhracat değerlendirmelerini sürdüren TİM Başkanı Mustafa Gültepe, şunları söyledi:

“Nisan ayında parite etkisi 152 milyon dolarlık artı değer sağladı. Ancak yıl başından bu yana parite etkisi sebebiyle 972 milyon dolarlık bir kaybımız var. 

Maliyet artışları kurdaki artışın çok üzerine çıktı. Bu nedenle rekabetçiliğimizi kaybetmeye başladık. Müşterilerimiz hem bizim fiyat tutturamamamız hem de düşen lojistik fiyatlarının etkisiyle alımlarını rakip ülkelere kaydırmaya başladılar. Her zaman söylediğimiz gibi kurun en az enflasyon kadar artması gerekiyor ki Türk ihracatçısı rekabetçiliğini koruyabilsin. Yoksa pazar kaybetmeye devam ederiz. Kaybettiğimiz müşterileri tekrar kazanmak ise yıllarımızı alabilir.

Kahramanmaraş’ta 3 ay önce meydana gelen depremden etkilenen illerimizde de toparlanma büyük bir hızla devam ediyor. Biz de ihracat ailemizin çatı kuruluşu olarak firmalarımızı ticaret ve alım heyetlerinin yanı sıra fuarlar aracılığıyla en doğru alıcıyla buluşturmaya çalışıyoruz.

Dolayısıyla ihracatımızda nisan ayında yaşanan düşüşün kısa süreli ve geçici olduğunu düşünüyoruz. Her şeye rağmen önümüzdeki sekiz ayı en iyi şekilde değerlendirerek Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağımız 2023’ü ihracatta mümkün olan en iyi performansla tamamlayacağımıza inanıyorum.”

BOTAŞ’tan Sanayi Doğalgazına İndirim

Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş (BOTAŞ), sanayide kullanılacak doğalgazın toptan satış fiyatında yüzde 52,43 ile yüzde 63,63 oranlarında indirim yapıldığını açıkladı.

BOTAŞ tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kuruluşumuzun Doğal Gaz toptan satış fiyatları; piyasa koşulları, ülkenin ekonomik şartları, piyasa Fiyat istikrarı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tarife ile ilgili kararları ve maliyet unsuru olan alım-işletme giderlerindeki değişim dikkate alınarak mümkün olan en makul seviyede belirlenmekte ve tüketicilere sunulmaktadır. Bu kapsamda, 1 Mayıs 2023 tarihinden itibaren geçerli olan doğal gaz toptan satış fiyatlarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Diğer taraftan 2022 Ekim ayı esas alındığında, sanayide kullanılan doğal gazın toptan satış fiyatında 1 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla yüzde 52,43 ile yüzde 63,63 oranlarında, elektrik üretimi amaçlı kullanılan doğal gazın toptan satış fiyatında ise yüzde 51,52 oranında indirim yapılmıştır. Household Energy Price Index (HEPI) fiyatları esas alındığında konutlarda Ukrayna ve Macaristan’dan sonra Avrupa ülkeleri arasında en düşük doğal gaz fiyatı ülkemizde uygulanmaktadır.”

Fırat’ın Suyu GAOSB’ye Taşınıyor

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nin (GAOSB) su ihtiyacını karşılamak için projelendirilen Fırat Suyunu OSB’ye Taşıma projesinin temeli bugün atılıyor.

Gaziantep OSB’nin vizyon projeleri arasında yer alan Fırat Suyunun GAOSB’ye Taşınması Projesi, iş dünyasında büyük heyecan yaratmıştı. Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Şimşek tarafından duyurulan proje için onay çıkmıştı. Söz konusu proje nihayet hayata geçiriliyor. Fırat Suyunun GAOSB’ye Taşınması Projesi’nde 3 Mayıs Çarşamba günü temel atma töreni düzenlenecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla düzenlenecek olan temel atma töreni ile Fırat Suyunun Gaziantep’e taşınması için start verilmiş olacak.

‘’Susuz Kalma Tehlikesi Ortadan Kalkıyor’’

Projeye ilişkin açıklamalarda bulunan Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Şimşek, “Sürekli büyüyen Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinin su ihtiyacı da aynı oranda artmaktadır. Sanayi tesislerimizin kaliteli ve kesintisiz suya kavuşması ve üretimin aksamaması için Fırat’ın suyu Organize Sanayi Bölgemize getiriliyor. Bu mega projenin hayata geçmesi ile Türkiye ekonomisinin gözbebeği olan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren sanayi tesislerimizin gelecekte susuz kalma tehlikesi ortadan kalkmıştır. Böylece sanayimizin 50 yıllık su sorunu çözülecek” dedi.

Enerji Maliyeti GES İle Önlenecek

Dev proje ile OSB’de yeraltı su kaynaklarından su teminine ihtiyaç kalmayacak, böylece yeraltı su kaynakları ve doğal denge de korunacak. Yaklaşık 55 kilometre uzaklıktan bulunan Fırat suyunun Gaziantep’e getirilmesi nedeniyle ortaya çıkacak enerji maliyeti ise GES ile ortadan kaldırılacak. Fırat Suyunun Gaziantep’e getirilmesi amacıyla 50 megavatlık GES kurulacak. Böylelikle GAOSB Fırat Suyuna kavuşmuş olacak.

Avrupa’nın En Büyük Güneş Enerjisi Santrali Açıldı

Kalyon Enerji tarafından Konya’nın Karapınar ilçesinde hayata geçirilen 2 bin 800 futbol sahası büyüklüğündeki Güneş Enerjisi Santrali (GES), hizmete açıldı.

Kurulum çalışmalarının 2020 ocak ayında başladığı Avrupa’nın en büyük GES’i olma özelliği taşıyan santral, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı. 2 bin 800 futbol sahası büyüklüğündeki GES, tam kapasite devreye alındığı andan itibaren Türkiye’nin kurulu güneş enerjisi payını tek başına yüzde 20 oranında artıracak. Santralin devreye alınmasıyla yaklaşık 2 milyon kişinin elektrik ihtiyacı karşılandı.

Karbon Salınımını Engelliyor

1,35 GW kurulu bir güce sahip olan santral, yeşil kalkınmanın da öncüsü oldu. Proje, milli panellerle bir buçuk milyon ton karbondioksit salınımı da engelliyor.

Toplam 1 milyar dolar yatırım bedeliyle hayata geçirilen GES’in finansmanında İngiliz İhracat Kredi Ajansı’nın da (UKEF) katkıları bulunuyor.

Bakan Kurum: ‘’Yarısı Bizden Kampanyasına 77 Bin 136 Başvuru Yapıldı’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ‘’Yarısı Bizden kampanyamıza 77 bin 136 başvuru yapıldı. 1 milyon 600 bin vatandaşımızı etkileyen bir duruma tekabül ediyor.’’ dedi. 

Katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da yapılacak kentsel dönüşüm konusunu ele aldı. Önceliğin deprem bölgesi olduğundan bahseden Bakan Kurum’un satır başları şu şekilde:

‘’6 Şubat’ta hepimizi derinden sarsan bir deprem yaşadık. 11 ilimizi 14 milyon vatandaşımızı etkileyen depremde 50 bin 400 canımızı kaybettik. Nice yuvalar yıkıldı ve biz de her afette olduğu gibi ilk andan itibaren illere bölgelere süreci yönetmek için akın ettik. Tüm Türkiye oradaydı. Çalışmalarımızı yürüttük. Hızlıca arama kurtarma ve geçici barınma konteyner süreçlerini ihtiyaçları giderme gayreti içerisinde olduk.

Enkaz Kaldırma Sürecinde Yüzde 84 İlerleme

Kalıcı konutlarla ilgili süreci başlattık. Depremin üzerinden 15 gün geçti ilk sözleşmeleri yaptık. 2,5 ay geçti şu an 127 bin bağımsız bölümün yapım süreci başladı. 44 gün sürmüş yapımı. İlk köy konutların anahtarlarını verdik. Aynı anlayışla 1 yıl içinde, mayıs sonu başlamayı hedefliyoruz 650 bin konutun yapım sürecini yürütüyoruz. Enkaz kaldırma süreci acil yıkılacaklarda yüzde 84 seviyelerine geldi.

Hızlı bir şekilde seferberlik anlayışıyla vatandaşımızın ihtiyacını giderecek üniteleri yapmaya gayret gösterdik. 11 ilde eş zamanlı yürütüyoruz. Tüm tedarik zinciriyle ilgili üreticilerle konuştuk. 650 bin konut inşa edeceğiz dedik. Onlar da hepimiz el ele verdik. İnşaat sektörümüz çok iyi. Bu Türkiye’nin gücüdür. Aynı Elâzığ Malatya’da İzmir’de olduğu gibi, sellerde yangınlarda olduğu gibi sözümüzü tutacağız.

Öncelik Deprem Bölgesinin

Birinci önceliğimiz deprem bölgemiz. Ardından da son bir asar baktığımızda 134 bin vatandaşımızı depremlerde kaybettik. İstiyoruz ki başka ocaklara ateş düşmesin. Bugüne kadar 3,3 milyon konutun dönüşümü sağlandı. İstanbul’da 695 bin konut dönüştürüldü. Tespitlerimizde İstanbul’da 1,5 milyona yakın konutun riskli olduğunu tespit ettik. Gaziosmanpaşa’da sayın cumhurbaşkanımız Yarısı Bizden Kampanyası’nı müjdelediler. Rızaya dayalı 200 bin konutumuzun yerinde yapıyoruz 100 bin konutu rezerv alanda yapıyoruz. Başvuruları 29 Mayıs’a kadar devam edecek. Ekiplerimiz binaya gidecekler ön tespitlerini yapacaklar riskli bina şerhi konulmayacak, 3’te 2 çoğunluk sağlandıktan sonra süreci yürüteceğiz. Bu bina dönüşmelidir diyeceğiz. 200 bini aşarsa başvuran vatandaşlarımızdan geçerli olanları torbaya atıp kura çekeceğiz. TOKİ başkanlığımızca inşaatı biz, devletimiz yapacak. 2 yıl içerisinde tamamlayacağız. Aylık 5 bin 200 kira yardımı, 10 bin 500 lira da taşınma yardımı vereceğiz. Kiracıya 2 aylık yardım vereceğiz.

Vatandaşımız 2+1 daire için 750 bin lira ödeyecek. Bu İstanbul’da yüzyılın dönüşümü olacak. İstanbul’u korumak zorundayız. Dönüşümü egemenlik meselesi. Kampanyamıza 77 bin 136 başvuru, 425 bin bağımsız bölüme tekabül ediyor. 1 milyon 600 bin vatandaşımızı etkileyen bir duruma tekabül ediyor.

Bunların hepsi geçerli olursa limit dolmuş durumda. Bakacağız. Riskli mi değil mi, 3’te 2 çoğunluk sağlandı mı diye. 100 bin konutu da rezerv alanda vatandaşlarımızın donatı alanında kalan yerleri var. Yıllardır evi var ama imar planında orası yol okul. 100 bin rezerv konut yaprak bu vatandaşlarımız tapu alamıyorlar, yenileyemiyor. Oluşturacağımız uydu kentlerde rezerv konutlara arsadaki değeri neyse yeni konutlara götüreceğiz maliyetten değeri düşeceğiz kalan varsa yarısını biz karşılayacağız, yarısını vatandaşımız. Otopark, yeşil alan, ulaşım sorunlarının çözümüne ilişkin irade koyacağız. 

Devletimiz güçlü. Salgın sürecinde dünya durmuş, bizim Elâzığ Malatya depremi oldu. Biz depremle beraber sahada üretim yapıyorduk. Kimsenin yatırım yapmadığı dönemde. 50 bin afet konutumuzu teslim ettik. Kentsel dönüşüm konutlarımız devam etti. Bugüne kadar 1 milyon 200 bin konutu bitirdik. İmar planı yapılırken mikro bölgelemeleri çalışmaları yapılıyor.

Sahadan aldığımız veriler bunlar. Mavi sıvılaşmanın olduğu yerler, kırmızı da ağır hasarlı ya da yıkık binalar. Hem rezerv alanlarda hem şehrin merkezinde konutlar yapacağız. Aynı yapamayız. Şehri genişleteceğiz, rahatlatacağız. Sağlam zemini bulmak lazım. Doğru teknikle yapmak lazım.

‘’Yarısı Bizden Kampanyasına Başvuru Yoğunluğu Sürüyor’’

Yarısı Bizden Kampanyası’na İstanbul’daki 425 bin başvurunun yoğunluğunu gösteriyor bu. Tuzla’da yoğun başvuru var 1800 bölümde başvuru var. Bugün işçi ve emekçi Bayramı 1 Mayıs’ı tebrik ediyoruz. Kartal’da 20 bin bağımsız bölümde başvuru var. Maltepe’de 21 bin bağımsız bölüm başvurusu var. Şişli, Fatih, Bakırköy, Bağcılar yoğun başvuru var. Bu vatandaşımızın kendisinin yapmış olduğu hasar tespitidir. Bunun için alim olmaya gerek yok. Herkes biliyor. Yoğunluk riskli yapı stokunu gösteren bir tablodur. Bakırköy’de 10 bin 300 bağımsız bölüm başvurusu var. Üsküdar Çamlıca’da bir dönüşüm yapıyoruz. 93 bin konutumuz fiilen 39 ilçede devam ediyor. Yatay mimarı olacak. Eğer donatı alanı değilse vatandaşımızın konutunu yerinde yapacağız.

8 Mayıs’ta Millet Bahçesinin ilk etabını açacağız inşallah. Geçen yıl salgın süreci etkileriyle tedarik üretim sürecinin durması ve arz talep dengesinin bozulduğu süreçte kira artışıyla ilgili düzenleme yaptık. 2023 Temmuz ayına kadar geçerli. Benim beklentim şu 15 Mayıs’tan sonra her şey normale dönecek. Enflasyon faiz oranlarımız aşağıya inecek. Piyasa normalleşecek zaten. Düzenleme yapmamıza ihtiyaç olmayacak. Normalleşmezse eğer bir düzenlemeyi hayata geçirir süreci uzatırız.’’

Edremit Yeni Hükümet Konağı İnşaatında Sona Gelindi

Balıkesir’in Edremit ilçesinde inşa edilen Yeni Hükümet Konağı projesinde yüzde 80 oranında fiziki ilerleme kaydedildi. 

İnşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, inşaat gelişmeleri ve çevre düzenlemeleriyle ilgili yetkililerden bilgi aldı. Projenin özgün mimari ile hayata geçirildiğini ifade eden Odabaş, şunları söyledi:

Yeni Hükümet Konağı Edremit’e Değer Katacak

“İlçemizde resmî kurumların hizmetlerinin tek adresten yürütülmesi amacıyla Edremit’te yeni hükümet konağı yapım işinde sona yaklaşılmaktadır. İnşallah kısa sürede geçici kabulünü yaparak vatandaşımızın hizmetine sunacağımız ve Edremit’e değer katacağına inandığımız bu önemli yatırımı ilçemize kazandırmak için çalışmaları yakından takip etmekteyiz. İsteğimiz ve tüm gayretimiz Edremit’e yakışır, önemli kamu yatırımlarının hayata geçirilmesini ve buraların vatandaşımıza en iyi hizmetin verildiği mekânlar haline gelmesini sağlamaktır.”

Zigana Tüneli Yarın Hizmete Açılıyor

Trabzon-Gümüşhane karayolunda inşa edilen Zigana Tüneli, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla hizmete açılacak.

Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerindeki Yeni Zigana 3 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak.

Yeni Zigana Tüneli çift tüp olarak 2×14,5 kilometre uzunluğu ile Doğu Karadeniz ve Kafkasları, Ortadoğu ve İran’a bağlayan önemli bir güzergâh olacak. Sürücülerin korkusu rüyası olan Zigana Geçidi’nin keskin virajları ve rampaları Yeni Zigana Tüneli ortadan kalkmış olacak.

17 Mart 2017 tarihinde temeli atılan ve inşaatı o gün bugündür gece-gündüz devam eden Zigana Tüneli’nde çalışmalar tamamlandı. Kazı işlemi ve beton kaplama çalışmalarının Ocak 2022 tarihinde tamamlandığı Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerindeki Yeni Zigana Tüneli’nin inşaatı her şeyi ile tamamlandı.

Doğu Karadeniz ve Kafkasları, Ortadoğu ve İran’a bağlayan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerinde bulunan Tarihi İpek Yolu güzergahındaki Yeni Zigana Tüneli ile Trabzon-Gümüşhane arasında mesafe yaklaşık 30 dakika azalacak. Zamandan 40 milyon TL, akaryakıttan 99 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 139 milyon TL tasarruf edilmesi hedeflenen dev proje ile mevcut yol 8 kilometre kısaltılmış olacak. Gümüşhane’nin Torul ilçesi Köstere köyü mevkisi ile Trabzon’un Maçka ilçesi Başarköy köyü arasında her biri 14,5 kilometre uzunluğunda inşa edilen çift tünelle karbon salımı da 18 bin ton daha az gerçekleşecek. Projenin hizmete açılmasıyla Zigana’nın zirvesinde 2 bin 10 metre olan ve 1. tünelde bin 825 metreye indirilen kot, 600 metre daha aşağı çekilerek bin 212 metreye inecek. Elektromekanik imalatlarının yanında, asfalt, havalandırma ve ışıklandırma çalışmaları tamamlanan tünelin giriş ve çıkışlarına ise çevre düzenlemesi işlemleri yapıldı.

36 Yıl Önce Yaptırılan İlk Zigana Tüneli Sessizliğe Bürünecek

Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olacak olan Zigana Tüneli’nin hizmete girmesiyle Gümüşhane, Trabzon Limanı’na daha da yaklaşacak ve yolun geometrik standardı daha da yükselmiş olacak. 100 kilometre olan güzergah 10 kilometre kısaltarak 90 kilometreye düşürülmüş olacak. Özellikle kış aylarında yağışın ve karın yoğun olduğu geçitte keskin virajlar ve rampalar da bu projeyle ortadan kalkmış olacak. Dik yamaçlardan taş düşmesi gibi problemlerin de ortadan kalkacağı proje ile Doğu Anadolu’yu Doğu Karadeniz’e bağlayan en önemli geçitlerinden Zigana Dağı geçidinde yaklaşık 36 yıldır hizmet veren bin 702 metre uzunluğundaki Zigana Tüneli ise asrın projesi olarak nitelendirilen Yeni Zigana Tüneli ile sessizliğe bürünecek. Antik çağlardan beri ticaret yolları üzerindeki en önemli geçitlerden olan Zigana Dağı geçidinde 1987 yılında dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal tarafından hizmete açılan Zigana Tüneli özellikle kış aylarında sürücülere zor anlar yaşatıyordu.

Türkiye’de İlk Kez Uygulandı

Türkiye’de ilk defa karayolu tünellerinde yapılan dikey şaft yapıları ise Yeni Zigana Tüneli’nde uygulandı. Proje ile 3 istasyonun her birinde 1 temiz, 1 de kirli hava olmak üzere toplam 6 adet havalandırma şaft yapısına yer verildi. Yeni teknikte donatılan tünelin yağmur ve rüzgârdan etkilenmemesi için dikey olarak yüzeye çıkartılan sistem klima gibi çalışacak. Bu sistem sayesinde şaftın içerisine yağmur ve kar girmemiş olacak. Bu çalışmalar kapsamında Gümüşhane yönünden 2 nolu servis şaftı, 3 nolu havalandırma şaftı, Trabzon yönünden 1 nolu servis şaftı, 1 nolu havalandırma şaftı olmak üzere toplam 4 adet 880 metre şaft kazısı imalatı tamamlandı.

Ovit Tüneli’ni Tahtından Edecek

Karadeniz’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bağlayan önemli geçitlerden 2 bin 640 rakımlı Ovit Dağı’nda bulunan Türkiye’nin en uzun, dünyanın ise en uzun dördüncü çift tüplü kara yolu tüneli olan Ovit Tüneli, Yeni Zigana Tüneli’nin hizmete açılması ile tahtından inecek. 14,5 kilometre uzunluğu ile Zigana Tüneli, toplam uzunluğu 14.3 kilometre olan Ovit Tüneli’nin yerine Türkiye’nin ve Avrupa’nın en uzun karayolu tüneli olma unvanını alacak.

Zigana Tüneli’nin Girişine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmzası

Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerindeki Yeni Zigana Tüneli ile yıllardır sürücülerin korkulu rüyası olan Zigana Geçidi tarihe karışacak. Dik yamaçlardan taş düşmesi gibi problemlerin de ortadan kalkacağı Yeni Zigana Tüneli ile birlikte sürücülere konforlu, güvenli ve ekonomik bir ulaşım imkanı sağlanmış olacak. Dev projenin Trabzon ve Gümüşhane girişlerinde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi ve imzası yer aldı.

Sürücüler Sabırsızlıkla Bekliyor

32 yıldır TIR ile yük taşıyan Diyarbakırlı Ali Tek, “Zigana geçidinden çok kez geçtim. Zigana tünelinin açılmasına çok seviniyoruz. Bizim içini çok iyi olacak. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Bu rampaları inmek, çıkmak zor oluyor. Kış aylarında yollar buzlu olduğu zaman zorluk çekiyorduk” dedi.

İbrahim Nuh isimli vatandaş ise, “Yeni tünelin yapılması ekonomi ve zaman kazancı açısından daha iyi olacak. Yolda bazen taş düşmesi oluyordu. Sis olduğu zamanlar güvenlik açısından zor oluyordu. Tünelin yapılması iyi oldu. Avrupa’nın en uzun tüneli olması ülkemiz açısından önemli bir reklam. Bunun yanı sıra sadece tüneli görmeye gelen insanlar bile olabilir. Ovit tüneli bile ilk açıldığında defalarca gidip bakmıştık” şeklinde konuştu.

Bakan Karaismailoğlu: “Zigana Tünelini Tüm Dünyaya Tanıtacağız”

3 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Zigana tünelini hizmete açacaklarını dile getiren Bakan Karaismailoğlu ise, “Çarşamba günü Cumhurbaşkanımızı Trabzon’da ağırlayacağız. Dünyanın en büyük mega projelerinden bir tanesi olan Zigana tünelimizi Çarşamba günü itibariyle bütün Trabzon’a, Türkiye’ye ve dünyaya tanıtacağız. Bu kadar büyük eserinin tamamen yerli, milli mühendislerle çalışarak üreterek dünyada sayılı projeler arasına koyarak inşallah Cuma günü açılışını yapacağız. 14.5 kilometre Avrupa’nın en uzun tünelini Trabzon-Gümüşhane arasına inşa ettik. İnşallah bunu gururla yüzyıllar boyu ülkemize hizmet edecek” ifadelerini kullandı.

Kozluk Köprülü Kavşağı ve Karapürçek-Akyazı İl Yolu Projesinin Temeli Atıldı

Sakarya’da ulaşım ihtiyacına katkı sağlayacak Kozluk Köprülü Kavşağı ve Karapürçek-Akyazı İl Yolu projesinin temeli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun katılımıyla atıldı.

Temel atma töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Sakarya’da hizmet, eser ve yatırım fırtınası estiriyoruz. Buraya gelmeden önce TÜRASAŞ tesislerimizde ülkemizin ürettiği ilk yerli ve milli elektrikli tren setlerimizin TCDD’ye teslimini yaparak, hizmete aldık. Şimdi Kozluk Köprülü Kavşağı ve Karapürçek-Akyazı il yolumuzun çalışmalarını başlatıyoruz. Öğleden sonra da Bekirpaşa Otoyol Kavşağı-D-100 bağlantı yolumuzun açılışını yapacağız. Her zaman dile getiriyorum, Cumhuriyet’imizin yeni yüzyılına güçlü başlangıç yaptık. Hamdolsun dev projeleri bir bir tamamlayarak hizmete alıyoruz, yenileri için de kollarımızı sıvıyoruz.” dedi. 

Karbon Emisyon Salınımı Yıllık Bin 218 Ton Azalacak

Projenin detayları hakkında bilgi veren Karaismailoğlu, “Proje çerçevesinde toplam uzunluğu 92 metre olan üç köprü de inşa edeceğiz. Bildiğiniz üzere yüksek kapasiteli jeotermal kaynağın bulunduğu Karapürçek ve Akyazı yerleşkelerimizin sağlık turizmi bakımından önemli bir potansiyeli var. Her iki ilçenin de Türkiye’nin termal destinasyonu olma hedefi kapsamında çalışmalar yapıyoruz. Başlattığımız yol çalışmasıyla Karapürçek ve Akyazı’nın ulaşım ihtiyaçlarını karşılayacak ve özellikle yaz aylarında turizm sebebiyle yaşanan trafik yoğunluğunu azaltacağız. Yol standardının artırılmasıyla ulaşım süresini 20 dakikadan 10 dakikaya düşüreceğiz. Trafiğin güvenli akışını tesis edecek, can ve mal emniyetini artıracağız. Ayrıca projenin tamamlanmasıyla Adapazarı-Karasu istikametinden gelen araçların D-100 Devlet Yolu’na ve TEM Otoyolu’na girmeden Karapürçek ilçesine ve Akyazı-Dokurcun-Mudurnu istikametine yüksek standartlı ve kesintisiz bağlanmasını sağlayacağız. Proje sayesinde zamandan 84 milyon TL, akaryakıttan 9,3 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 93,3 milyon TL tasarruf sağlayacağız ve karbon emisyon salınımını yıllık bin 218 ton azaltacağız.” şeklinde konuştu. 

Trafik Yoğunluğu Ortadan Kaldırılacak

Kozluk Köprülü Kavşağı ile trafik yoğunluğunun sona ereceğini dile getiren Bakan Karaismailoğlu, “Kozluk mevkiinde toplam 6 kilometre uzunluğunda tesis edilecek köprülü kavşağımız ana gövdesinin 500 metresi üstgeçit köprüsü olmak üzere 1,5 kilometre uzunluğunda bölünmüş yol, kavşak kolları ise 4,5 kilometre uzunluğunda tek yol olarak projelendirilmiştir. Kozluk Köprülü Kavşağımız Sakarya’nın D-100 Devlet Yolu’na kesintisiz ve güvenli katılımını sağlayacak, mevcut durumda hemzemin olarak hizmet veren kavşağın köprülü kavşak haline getirilmesiyle trafikte yaşanan yoğunluk ortadan kalkacak. Ayrıca TEM Otoyolu üzerinde yapımı tamamlanan Bekirpaşa Köprülü Kavşağı’nı kullanarak Sakarya’ya gelecek araçların da hızlı ve kesintisiz geçişini sağlayacak. Her iki projemiz de şimdiden hayırlı uğurlu olsun.” açıklamasında bulundu. 

Türkiye’de ulaşım konusunda çağ atlatacak projelere imza atıldığını vurgulayan Bakan Adil Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemize, milletimize stratejik eserler kazandırdık. Ekonomimize, ticaretimize, istihdamımıza; milletimizin güvenli, konforlu ve kaliteli ulaşımına katkı sağladık. Geleceğe umutla bakan, bugünden yarınları planlayan, kurgulayan bir Türkiye var artık. Ülkemizin altyapıda, ulaşımda, enerjide, savunma sanayindeki, diplomasideki hamleleri dünyaya yön veriyor. Aziz milletimiz bize her zaman güvendi. Bu güvenden aldığımız güçle milletimize umut olmaya devam edeceğiz. Doğru adımlarla yola devam edeceğiz. Yatırımlarımızla insanımızın hayatına dokunurken, ülkemizin stratejik öneminin gereği olan güçlü yol altyapısıyla doğu-batı koridorları üzerinden Asya’dan Avrupa’ya, kuzey-güney koridorlarımızla da Kafkas ülkeleri ve Rusya’dan Afrika’ya ulaşıyor, ulaştırıyoruz. Orta Koridor’un çok önemli bir ayağını teşkil ederek ülkemizin lojistik hareketlilikten alacağı payı artırmış bulunuyoruz. Tüm ulaşım hizmetlerini kat be kat artıran politikalar ve faaliyetlerle dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri haline geldik. Önümüzdeki 30 yılın yatırımlarını da bir bir planladık. Bizim için durmak yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizi dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasında hak ettiği yere yerleştirecek, Türkiye’ye ulaştırma ve iletişim alanında çağ atlatan nice dev eserlere imza atmaya devam edeceğiz. Bu, 21 yıllık bir istikrar yolculuğudur. Geçmişte yaptıklarımızdan gelen güvenle, umutlu yarınları da inşa edeceğiz. Bugün Türkiye her türlü zorluğu aşabilecek güçtedir. Yürüttüğümüz çalışmalarla geleceğe yol açıyoruz. Türkiye’nin yolunu açıyoruz.”

Ham Çelik Üretiminde Gerileme

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) tarafından yayımlanan bilgilere göre, ham çelik üretimi ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,5 azalarak 7,4 milyon ton oldu.

Türkiye’de ham çelik üretimi mart ayında geçtiğimiz aya göreT yüzde 18,6 azalarak 2,7 milyon ton oldu. Yılın ilk çeyreğinde ise üretim yüzde 21,5 düşüşle 7,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Nihai mamul tüketimi ise martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,7 artarak 3,4 milyon ton, yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 4,9 yükselerek 8,9 milyon ton olarak hesaplandı.

İhracatta Azalış

Çelik ürünleri ihracatı martta, Mart 2022’ye göre miktar yönünden yüzde 52,8 düşüşle 810,6 bin ton, değer yönünden ise yüzde 54,3 azalışla 725,1 milyon dolar oldu.

İhracat, ocak-mart döneminde de 2022’nin aynı dönemine kıyasla miktar itibarıyla yüzde 48,3 azalışla 2,2 milyon ton, değer itibarıyla da yüzde 51,5 gerileyerek 1,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Çelik ürünleri ithalatı ise martta 2022’nin aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 42,9 artışla 1,7 milyon tona, değer yönünden ise yüzde 5,9 yükselişle 1,4 milyar dolara ulaştı.

İthalat, ocak-mart döneminde de geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar itibarıyla yüzde 5,9 artışla 4,1 milyon tona çıktı. Değer itibarıyla ise ithalat yüzde 16,8 azalışla 3,5 milyar dolara geriledi.

Geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 92,6 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 53,9 seviyesine indi.

“Yılın İkinci Çeyreğinde Üretim Kaybının Telafisi Yönündeki Beklentiler Güç Kazandı”

TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, yılın ilk çeyreğinde çelik üretimindeki azalmanın 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden de kaynaklandığını söyledi.

Deprem bölgesindeki çelik üreticilerinin faaliyetlerine başlamasıyla şubatta 227 bin ton seviyesine kadar gerileyen bölgedeki üretimin, martta 534 bin tona çıktığını belirten Yayan, şunları ifade etti:

“Türkiye’nin toplam ham çelik üretimi ise martta bir önceki aya göre yüzde 28,9 artışla 2,7 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Yılın ilk 2 aylık üretim miktarlarına göre, dünya ham çelik üretimi sıralamasında 10’uncu sıraya gerileyen çelik sektörü, martta üretimdeki toparlanmanın etkisiyle, yılın ilk 3 ayında İtalya’yı geride bırakarak 9’uncu sıraya yükseldi. Böylece, yılın ikinci çeyreği itibarıyla söz konusu üretim kaybının tümüyle telafi edilmesi yönündeki beklentiler güç kazandı. 

Bu sebeple Türkiye pazarına yoğunlaşmalarının devam etmesi, yassı ürünlere yönelik gümrük vergilerinin ertelenmesi, yassı ürün ihracatı yüzde 36,4 gerilerken ithalatının yüzde 32,2 artış göstermesine sebep oldu. Bu durum, ülkemiz çelik sektöründe dış ticaret açığının büyümesinde önemli rol oynadı ve geçen senenin ilk çeyreğinde yüzde 92,6 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, yüzde 53,9 kadar gerilemesine yol açarak, mayısta da yassı ürün ithalatının artacağına ve çelik dış ticaretindeki açığın giderek büyüyeceğine yönelik endişeleri artırdı.

Martta küresel talepteki daralmanın ve yüksek enerji fiyatlarının da etkisiyle geçen yılın aynı ayına göre ihracat verilerinde daralma gözlenen çelik sektörümüzün, sanayide kullanılan doğal gaza ve elektriğe uygulanan indirimlerle küresel pazarlarda rekabet gücünü tekrar kazanması, üretim ve ihracat rakamlarının nisan ve mayıs aylarında kademeli bir şekilde iyileşme sürecine girmesi, hazirandan itibaren ise istikrar kazanarak 2022 üretim seviyelerini geride bırakması beklenmektedir.”

Optimal Pro, Millstone Markasıyla Gayrimenkul Sektörüne Adım Attı

Projelendirme ve müşavirlik sektörlerinde yer alan Optimal Pro, Millstone markasıyla gayrimenkul sektörüne adım attı. Firma ilk projesini 250 milyon TL yatırımla Düzce’de hayata geçirecek. 

Akçakoca, Kalekoyu’da 250 milyon TL değerle ilk konut projesini yükseltecek olan Optimal Pro’nun Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Özdemir, gayrimenkul geliştirme alanında yer almak istediklerini ifade etti.

‘’Bu Proje İle Ankara ve Bolu’dan Ciddi Talep Çekeceğiz’’

Millstone markasıyla ilk yatırımını Düzce’de gerçekleştireceklerini belirten Özdemir, “Düzce Akçakoca; Türkiye’deki çölleşme olasılığının en düşük olduğu yer olarak raporlarda yer aldı. Aynı zamanda sayılı mavi bayraklı plajlara yürüme mesafesinde bulunuyor. Ulaşım açısından da çok merkezi bir konumda. Hem Ankara hem İstanbul’a ortalama 2 saat mesafede yer alıyor. Ankara’nın denize en yakın noktası konumunda. Akçakoca’ya yaz aylarında günlük 40 bin araç geliyor. Hem yazlık hem de yatırım olarak düşünenlere hitap edeceğiz. Ankara ve Bolu’dan ciddi talep çekeceğimizi düşünüyoruz.” dedi. 

‘’2024 Yılında İstanbul’a Giriş Yapacağız’’

Arsa yatırımlarının sürdüğünü dile getiren Özdemir, “Yine Akçakoca bölgesinde arsalarımız bulunuyor. Bir sonraki projemizi kendi sahili de bulunan bir arsamızda gerçekleştireceğiz. İstanbul’da ise Çekmeköy bölgesinde projemiz olacak. İstanbul’a 2024 yılında giriş yapmayı planlıyoruz. Akçakoca Kalekoyu’nda 107 daire ve 7 villa yer alıyor. Fiyatlarımızı lansmana özel olarak metrekare başına 22-28 bin lira seviyesinde tuttuk. Ayrıca projemizde enerji verimliliğini de ön planda tutarak ortak alan giderlerinde tasarruf sağlayacağız. Böylece aidatlar makul seviyede kalacak.” ifadelerini kullandı. 

Barcelo Group’tan Kapadokya’ya Otel Yatırımı

Turizm sektöründe 25 ülkede faaliyet gösteren Barcelo Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Simon Pedro Barcelo, Kapadokya’da 50 milyon euro yatırım bedeliyle 200 odalı bir otel hizmete alacaklarını açıkladı.  

Katıldığı bir televizyon programında hem sektöre ilişkin hem de yeni projeleriyle ilgili konuşan Barcelo Group Başkanı Simon Pedro Barcelo, “Büyükbabam Mallarco’da başlatmıştı ve şu anda en büyük aktivitelerimizden bir tanesi hotel grubumuz. Bu yılın sonunda 300 hotelimiz olacak Dünya çapında. 63 bin oda kapasitemiz var, 25 farklı Ülkede faaliyetlerimiz var ve toplamda 30 binden fazla kişiyle çalışıyoruz” dedi.

‘’Türkiye’de Daha Da Büyümek İstiyoruz’’

Türkiye’de toplam 20 otel yatırımı yapacaklarını dile getiren Barcelo, “Bu yıl için planımızda yeni bir hotelimizi Kapadokya’da açmak var. Önümüzdeki kısa ve orta vadede Türkiye’de toplam 20 hotel yatırımı planlıyoruz. Türkiye’de daha da büyümek istiyoruz. Yatırımlarımıza devam edeceğiz. Şu ana kadar toplamda 70 milyon eurodan fazla yatırım yaptık ve burada ülkenizde daha fazla fırsatları değerlendirmek isteriz. Umuyoruz ki bu yılın sonunda Kapadokya’da faaliyete geçeceğiz. 30 milyon euroluk bir yatırımdan bahsediyoruz 200 odalı ve farklı restoranları olan, oradaki yerel yatırımcımız yatırımın çoğunu üstleniyor.” açıklamalarını yaptı. 

Yarın Sabah Akıllı Bir Şehirde Uyandığınızı Hayal Edin

Yazının başlığındaki hayali daha gerçekçi kılmak için önerim, her kısa paragrafı okuduktan sonra gözlerinizi kapatarak akıllı şehrin sunacağı deneyimleri göz kapaklarınızın altında canlandırmanız. Hazır mısınız? O zaman girelim şehrimize.

Sabah saat 06:30’da bugün de mi bir iş günü diyerek öfleye püfleye uyandınız ve evinizdeki akıllı cihazlar otomatik olarak sizin uyanmanızla birlikte çalışmaya başladı. İlk olarak, evinizin ısıtma ve aydınlatma sistemleri otomatik olarak açıldı ve size güne başlamak için ideal bir ortam sağladı.

Sıra akıllı bir banyoya girip, tercihlerinize göre hazırlanmış bir duş almakta. Suyunuzun sıcaklığı, basıncı, müzik ve aydınlatma seçenekleri gibi birçok ayarı kişiselleştirerek keyifli bir banyonun ardından güne başlamaya hazırsınız.

Kahvaltı için mutfağa gittiğinizde, yiyeceklerin raf ömrünü takip eden akıllı buzdolabınız size kahvaltılık seçenekleri önerdi ve hangi besinlerin sağlıklı olduğunu hatırlattı. Seçiminizi yaptıktan sonra, akıllı ocağınız ve fırınınız, sabah kahvaltınızı hazırlamak için işe koyuldular.

İşe gitmek için evden ayrıldığınızda, akıllı trafik sistemi, hava durumunu kontrol ederek işyerinize gitmek için trafik yoğunluğu en az olan yolu size önerdi. Aracınızın navigasyon sistemi de yoldaki trafik durumunu ve varış saatinizi bildirdi.

Gün boyunca, akıllı bir şehirde seyahat ederken trafik ışıklarının durumunu, toplu taşıma araçlarının varış saatlerini ve trafik sıkışıklığını takip edebilirsiniz. Böylece, yolculuğunuz daha akıllı, daha hızlı ve daha verimli olacaktır.

Akıllı otopark sistemleri, bulunduğunuz konuma en yakın park yerinin konumunu size gösterir. Ayrıca, aracınızı bırakacağınız yer için saatlerce dolaşmak yerine, akıllı park sistemleri ile, boş park yerlerini hızlıca bularak, size en uygun yere park edebilirsiniz.

Akıllı şehirler, sürücüsüz araçlar, akıllı trafik yönetimi sistemleri, etkili ulaşım planlama ve toplu taşıma ağları gibi yenilikçi çözümlerle de trafik sıkışıklığı sorununa çözüm olabilir. Bu da, daha verimli ve çevre dostu bir ulaşım sistemi sağlar.

İş yerinde, akıllı bina sistemi, çalışma ortamınızı kendiliğinden ayarladı ve çalışma masanızı ergonomik bir pozisyona getirdi. Ayrıca, ofis içindeki diğer çalışanlarla otomatik olarak etkileşim kurabilen akıllı bir iletişim sistemi sayesinde, çalışma arkadaşlarınızla daha verimli bir şekilde iletişim kurabilirsiniz.

Öğle yemeği zamanı geldiğinde, akıllı restoranlar size sağlıklı yemek seçenekleri sunarak diyetinize uygun yemekler yemenizi sağladı. Ödeme işleminizi, akıllı telefonunuz üzerinden kolayca gerçekleştirdiniz.

İşten ayrıldığınızda, evinize dönerken akıllı marketlerde alışveriş yapabilirsiniz. Akıllı marketler size, alışveriş listenize ekleyebileceğiniz sağlıklı yiyecek seçenekleri önerirken, sepetinize eklediğiniz ürünlerin kalori, protein, karbonhidrat ve diğer besin değerlerini anında hesaplayarak, doğru bir şekilde beslenmeniz konusunda yardımcı olur.

Günün sonunda eve döndüğünüzde, akıllı ev sistemleri güvenli ve konforlu bir şekilde sizi karşılar. Işıklar, müzik ve diğer ev aletleri, siz eve girmeden önce bile açılabilir ve sizi bekleyebilir. Ayrıca, akıllı termostatlar evin sıcaklığını ve havalandırmasını kontrol ederek, döndüğünüzde sizi rahat hissettirecek şekilde ayarlanabilir.

Akşam yemeği için evde yemek hazırlarken, akıllı ev sistemi yemek pişirme sürecini otomatik olarak takip ederek yemeklerinizi dilediğiniz gibi pişirirken, bir taraftan da size yemek pişirme sürecini kolaylaştıran ipuçları sunar. Eğer bir Thermomix’iniz varsa içindeki otuz bin’in üzerindeki tariften dilediğinizi en ideal şartlarda size hazırlayabilir. Yapmanız gereken tek şey, onun talimatları doğrultusunda istediği malzemeleri, istediği miktarlarda kabına ekleyip söylediği hazırlanma zamanını tanımlamanız.

Çöplerinizi büyük bir çöp naylonuna koyup kapıcınızın toplaması için kapınızın önüne mi koyacaksınız. Hayır. Bunu yapmanıza artık gerek yok. Akıllı çöp kutuları, atıkların doluluk seviyesini takip ederek, toplama işlemlerinin daha etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur. Böylece atık yönetimi sürecinde tasarruf sağlar ve çevresel etkilere karşı önemli bir adım atar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, akıllı evinizin uyku moduna geçmesiyle birlikte, tüm cihazlarınız kapatılır veya düşük güç tüketimine ayarlanır. Akıllı ev sistemleri, evinizdeki tüm cihazları ve ışıkları kapatmanıza veya düşük güç tüketimine geçmenize yardımcı olarak enerji tasarrufu sağlar.

Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz. 

Böyle bir akıllı şehirde yaşamak için gözlerimizi belki hiç kapamadan daha fazla çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.

Travmatik Acil Durum Hastanesi’nin Temeli Atıldı

Gaziantep’te Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yükselecek olan Travmatik Acil Durum Hastanesi projesinin temeli, düzenlenen törenle atıldı. 

2024 yılında hizmete açılması planlanan Travmatik Acil Durum Hastanesi projesi için düzenlenen törene, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi (GAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Şimşek, Önceki Dönem Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep Sanayi Bölgesi Oda Başkanları ve sağlık çalışanları katıldı.

‘’Gaziantep Daha Yaşanabilir Bir Yer Haline Gelecek’’

Törende konuşma yapan Gaziantep Valisi Davut Gül, “Gaziantep OSB, kendi kaynağını kendisi oluşturuyor. Bu kaynağını Gaziantepli Vekillerimizin desteğiyle OSB’ye sağlanan imkanlar ile işçisine, işverenine hizmet olarak gönderiyor. Bu da Gaziantep Modeli. Sağlık alanında Gaziantep’in üzerine ayrı bir kent kuruldu. 1.875 Yataklı Gaziantep Şehir Hastanesi mayıs ayı içerisinde hizmete açılacak. Nizip’ te 400 Yataklı Devlet Hastanesi bu yıl içerisinde tamamlanacak. 300 Yataklı Cengiz Gökçek Hastanesinin inşaatı, 25 Aralık Devlet Hastanesi 300 Yataklı Ek Bina inşaatı, Oğuzeli’nde 100 Yataklı Hastanenin yapımı, Beylerbeyi’nde 100 Yataklı Hastanenin Yapımı Projesi devam ediyor ve 50 yataklı Travmatik Acil Durum Hastanesi projeleri yapıldı. Tüm bunları üst üste koyduğunuzda 80-90 yılda hastane yatak sayısı kadar hastane inşaatı devam ediyor. Projeler 1,5 yıl içerisinde tamamlandığında Gazianteplilerin hizmetine sunulmuş olacak ve Gaziantep daha yaşanabilir bir yer haline gelecek.” dedi. 

‘’İşçi ve İş Güvenliğini Sağlamak Bizim Görevimiz’’

Projenin büyük bir eksikliği kapatacağını söyleyen Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin ise, “Şehrül Emin olmak demek 2 milyon insan bize emanet demektir. Bu bize emanet edilen şeylerin hakkını vermemiz, makam ile sınav olup buradan çıkmamız gerekiyor. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde yıllardır Travmatik Acil Durum Hastanesi eksikliği yaşanıyordu. Cengiz Başkanımız ve Yönetimi işi biliyor. Bu şehrin göz bebeği olan OSB’nin işçi ve iş güvenliğini sağlamak bizim görevimiz. Tüm bunlar huzuru, mutluluğu ve güvenliği de tesis ediyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

‘’Yakın Zamanda 6. OSB’yi Hayata Geçireceğiz’’

Projenin detaylarını ele alan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi (GAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:

“Yakın zamanda 11 milyon metrekarelik alanıyla 6. OSB’yi hayata geçireceğiz. Elbette bu övünç kaynağımız. Ancak sağlık yoksa bunların hiçbirinin anlamı ve önemi yoktur. Gaziantep OSB olarak ulaşımdan çevreye, enerjiden suya, köprülerden yollara çok sayıda proje ve çalışmalarımız var. Ancak sağlık alanında yaptığımız bu projeye çok daha önem veriyoruz. Gaziantep OSB’de 250 bin kişi istihdam edilirken her gün on binlerce kişi iş amaçlı bölgemize gelmekte. Allah göstermesin bölgemizde meydana gelebilecek bir iş kazasında en yakın sağlık kuruluşuna ulaşmamız en az bir saat sürmektedir. OSB’nin içerisinde yer alan bu hastanemizin hizmete girmesiyle birlikte sağlık hizmetinin daha hızlı bir şekilde sunulması sağlanacaktır. 6 bin 800 metrekare alana kurulacak olan ve gelecek yıl hizmete açılması planlanan Travmatik Acil Durum Hastanesi 6 katlı, 50 yataklı, 14 poliklinik, fizik tedavisi, laboratuvarı, 2 adet ameliyathane ve 6 adet yoğun bakım ünitesiyle çok önemli bir sağlık merkezi olacaktır. Hastanemizin bir diğer özelliği de iş kazalarında uzuv kopmaları ve dikiş atılmaları vakalarına daha hızlı müdahale edilmesini sağlayacaktır.”

KİPTAŞ Karanfilköy Projesinin Temeli Atıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ ve Mesa ortaklığı ile İstanbul, Beşiktaş’ta yükselecek olan kentsel dönüşüm projesinin temeli atıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla temeli atılan KİPTAŞ Karanfilköy projesinde toplam bin 361 yeni konut yer alacak. 3 milyar 168 milyon 904 bin TL bedelle inşa edilecek olan proje, bin 400 ada, 9 parsel ve bin 400 ada 269 parsel üzerinde inşa edilecek. Toplam 185 bin 434 metrekare alanda hayata geçirilecek Karanfilköy projesi, 47 bloktan oluşacak. 

Projede, 1+1, 2+1, 2,5+1, 3+1 dubleks ve 6+1 dubleks konut tipleri yer alacak. Proje içerisinde ayrıca, ticari alanlar, ofis, cami, okul, sosyal alanlar, spor salonu, açık-kapalı yüzme havuzu, toplantı salonları ve sığınaklar bulunacak.

Yer aldığı konumuyla da dikkat çeken proje, FSM Köprüsü’ne 2,56 kilometre, İstanbul Çevre Yolu’na 2,5 kilometre, Emirgan Korusu’na 2,56 kilometre, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 6,31 kilometre mesafede. 

‘’Yıkımlar Kontrollü Bir Şekilde Yapıldı’’

Projenin detaylarıyla ilgili KİPTAŞ tarafından paylaşılan haberde ise şunlar ifade edildi:

‘’Adını bölgede yaşayanların eski geçim kaynağı olan seralarda yetiştirilen karanfillerden alan Karanfilköy uzun yıllardır dönüşüm bekliyordu. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilen bölgeye ait imar planları 22 Kasım 2022’de gerçekleşen İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden oy birliği ile geçti.

695 konut ve 79 dükkân olmak üzere toplam 774 bağımsız birimden oluşan bölgede saha tespit çalışmalarının ardından, KİPTAŞ ve İmar AŞ tarafından bilgilendirme ofisi açılmıştı. Hak sahipleri ile birebir görüşmelerin yanı sıra bilgilendirme toplantıları da düzenlendi. 12 Eylül 2022 tarihinde hak sahipleri ile sözleşmeler imzalanmaya başlandı ve tahliyelerin ardından 12 Aralık 2022’de yapıların yıkımına başladı. Yoğun asbest içeren riskli yapılarda çevre ve insan sağlığı ön plana alınarak tespit ve bertaraf işlemleri yapıldı. Ardından yıkımlar kontrollü bir şekilde devam ettirildi. Yaklaşık 900 hak sahibinin bulunduğu bölgede uzlaşma oranı yüzde 96’ya ulaştı. Yüzde yüz uzlaşının hedeflendiği bölgede hayata geçirilecek projede hak sahipleri eski ve depreme dayanıksız binalar yerine daha güvenli ve sağlıklı yaşam alanlarına kavuşacak.’’

TOKİ’den 50 Bin Konut Hakkında Açıklama!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), 50 Bin Konut Kampanyası kapsamında İstanbul, Başakşehir ilçesi Kayabaşı bölgesinde inşa edilecek 4 bin 467 konut ile ilgili bilgilendirme yaptı. 

TOKİ sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, ilave konut alanlarının belirlenmesi sırasında yaşanan mülkiyet ve planlama sorunları nedeniyle gecikme oluşmasından kaynaklı maliyet artışlarından vatandaşların etkilenmeyeceği belirtildi. 

TOKİ tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İdaremizce ülke genelinde dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik olarak 50 bin sosyal konut kampanyası ilan edilmiş ve bu kapsamda İstanbul Başakşehir Kayabaşı Bölgesinde 4.467 konut planlanmış olup çekilen kura sonucunda 4.467 konutun hak sahipleri belirlenmiştir.

Söz konusu hak sahipleri için idaremizce ivedilikle etaplar halinde konut projeleri üretilerek konut sözleşme imzalama işlemleri başlatılmıştır.

İlk etapta 4.467 adet hak sahibi arasından 694 adet hak sahibinin konutları belirlenerek konutların teslimi yapılmıştır. Kayabaşı Mahallesi 4 etaptan oluşmakta olup proje alanında 2.450 konut için konut belirleme kurası çekilerek sözleşme imzalama işlemleri tamamlanmıştır.

Ayrıca,2.450 konuttan oluşan 4 adet projenin inşaatları devam etmekte olup Eylül 2023’te tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesi planlanmaktadır.

Yapılan çalışmalar ve planlamalar neticesinde konutların tamamı söz konusu alana yerleşemediği için ilave yeni alan belirlemek adına çalışmalar yürütülmüştür. Yapılan imar planı ve imar uygulaması neticesinde İstanbul İli, Başakşehir ilçesi, Kayabaşı Mahallesi, Batı Bölgesinde konut alanları oluşturulmuş ve proje alanının uygulamaya hazır hale getirilmesine müteakip kalan 1.253 adet hak sahibinin konutunun yapım ihaleleri gerçekleştirilmiştir.

Projede 729 adet konutun 2023 yılı sonu itibari ile, 524 adet konutun ise 2024 yılı içerisinde inşaatlarının tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesi planlanmaktadır. Kayabaşı mahallesi 4.467 adet konut projesi kapsamında konutu belirlenmeyen 1.253 adet hak sahibi bulunmaktadır. Bu projelerin inşaat seviyeleri doğrultusunda 3 ay içerisinde kalan hak sahiplerinin konutları belirlenerek konut sözleşme imzalama işlemleri gerçekleştirilecektir.

Söz konusu alanlarda yaşanan mülkiyet ve planlama sorunlarından dolayı yaşanan gecikmelerden kaynaklı maliyet artışları konut fiyatlarına yansıtılmayacak ve henüz konut sözleşmesi imzalamamış vatandaşlarımız mağdur edilmeyecektir.”

Arsuz Belediyesi’nin Yeni Hizmet Binası İnşaatı Sürüyor

Hatay iline bağlı Arsuz Belediye Başkanı Asaf Güven, prefabrik yapı olarak inşa edilen yeni hizmet binasında çalışmaların sürdüğünü ifade etti.

İnşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Arsuz Belediye Başkanı Asaf Güven, “Depremin yaralarını sardığımız ve normalleşme adına ilerlediğimiz bugünlerde vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermek adına hep çalıştık. Bundan sonra da en iyi hizmeti vermek adına tüm imkanlarımızla devam edeceğiz” dedi.

Deprem Nedeniyle Hizmet Binası Büyük Zarar Gördü

Hizmet binasının Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde kullanılmaz hale gelmesi nedeniyle Nikah Salonu’nda geçici hizmet veren Arsuz Belediyesi, yeni hizmet binasına kısa bir süre sonra kavuşacak. Yapımı devam eden çalışmaları yakından takip eden Başkan Güven, belediye hizmet binasının kısa süre içerisinde tamamlanarak hizmet vermeye başlayacağını belirterek, şunları söyledi:

“Yaşadığımız büyük depremde her yer olduğu gibi belediye hizmet binamız da büyük zarar gördü. Şu an Nikah Salonu’nda İmar Birimi’miz hariç tüm birimlerimizle vatandaşlarımıza burada, İmar Birimi’miz de Gözcüler Ek Hizmet Binamızda hizmet vermeye çalışıyoruz. Diğer yandan da yeni hizmet binası yapım çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Yeni binamız prefabrik olarak, Akçalı Mahallemiz sınırları içerisinde, Arsuz Anayol üzerinde yapılıyor. Depremin yaralarını sardığımız ve normalleşme adına ilerlediğimiz bu günlerde vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermek adına hep çalıştık. Bundan sonra da en iyi hizmeti vermek adına tüm imkanlarımızla devam edeceğiz.”

İstanbul’dan En Çok Göç Alan İller: Eskişehir, Samsun ve Sakarya

Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin yaşadığı megakent İstanbul’un demografik yapısı değişiyor. Kiraların gittikçe yükselmesi, şehirde yaşamayı her geçen gün zorlaştırırken, 6 Şubat’ta deprem korkusuyla yeniden yüzleşen İstanbullular çareyi başka illere göç etmekte buldu. İstanbulluların en çok taşınmak istediği şehirlerin başında Eskişehir yer alırken, sıralamayı Samsun ve Sakarya takip etti.

Şubat ayında gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından İstanbul’da tersine göç hareketi başladı. 1980’lerden bu yana yoğun göç alan ve Türkiye nüfusunun yaklaşık %20’sine ev sahipliği yapan İstanbul, artık göç veren il olarak konumlanıyor. Yeni nesil anahtar teslim taşıma hizmeti sunan eTaşın’ın hazırladığı rapor ise depremlerin sonrasında İstanbul’daki göç hareketlerinin karnesini çıkarttı. Raporda deprem sonrası ilk 30 gün 2022’nin aynı dönemi ile karşılaştırıldı. Buna göre İç Anadolu, Trakya, Orta ve Doğu Karadeniz şehirlerine göç eden İstanbulluların en çok taşınmak istediği şehir Eskişehir olurken, bunu Samsun ve Sakarya illeri takip ediyor. 

eTaşın, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bine yakın müşterisinin taşınma taleplerini inceleyerek bir rapor hazırladı. Rapor kapsamında İstanbul çıkışlı taleplerin dört bölgede toplandığı gözlendi. Bu bölgelerin sırasıyla İç Anadolu, Karadeniz, Trakya ve Akdeniz olduğunu belirten eTaşın Kurucu Ortağı Kadir Nezih Elgün, konuya dair “6 Şubat itibarıyla yaşanan depremlerin ardından taşınma taleplerinde büyük değişiklikler gözlendi. Depremi takip eden hafta taşınma talepleri sert düşüşle 4’te 1 oranına inerken, sonrasında ise hızla artış yaşandı. Depremlerin ardından İstanbul çıkışlı taşınma taleplerini incelediğimiz rapora göre İstanbul’un artık göç alan değil, göç veren kent konumuna geçtiğini söyleyebiliriz. Bunun başlıca sebeplerinin arasında ise olası İstanbul depreminin yol açtığı korku ve kiraların yüksek fiyatlara ulaşması yer alıyor” dedi.

Depremlerden sonra İstanbulu terk edenlerin sayısı her geçen gün artıyor”

Kadir Nezih Elgün, “Ülkemizin 11 ilini etkisi altına alan Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük kayıplar verdik ve ne yazık ki telafisi olmayan derin üzüntüler yaşadık, yaşıyoruz. Meydana gelen depremler sonrası birçok kişi, afet bölgesinden uzakta da olsa depremin tedirginliğini derinden hissetti ve depreme karşı alınabilecek çözümler tekrar gündeme geldi. Şehirleri deprem kuşağında yer alan İstanbullar çareyi göç etmekte buldu. Yaptığımız araştırmaya göre, bugüne kadar ağırlıklı Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerinden göç alan İstanbul’da artık bu bölgelere tersine göç hareketinin başladığını söyleyebiliriz” dedi. 

Sakarya’ya talep 8 kat arttı

eTaşın kurucu ortağı Kadir Nezih Elgün, “Son dönemde İstanbul’daki konut fiyatlarının hızla artmasıyla Trakya’ya doğru yoğun bir göç hareketliliği başlamıştı. Depremle birlikte bu göç hızlandı ve sınırlarını genişletti. Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Sakarya, Eskişehir, Kayseri ve Samsun gibi şehirlere geçen yıla göre yoğun bir şekilde göç edildiğini görülüyoruz. Bu şehirleri ön plana çıkaran etmenler ise deprem riskinin az, konut ve arsa fiyatlarının ise daha uygun düzeyde olması. Bu illere olan taşınma talebi, geçen yılın aynı dönemine göre ortalama 3 kat yükseldi. Hatta Sakarya, 8 kat fazla talep alarak Marmara Bölgesi’nin tümünde açık ara en çok taşınılmak istenen şehir oldu. Çanakkale 5, Edirne, Tekirdağ ve Bursa ise 2 kat daha fazla talep aldı” ifadelerini kullandı.

İç Anadoluda en çok taşınılan şehirler Kayseri ve Eskişehir

“İç Anadolu Bölgesi’ne baktığımızda özellikle büyük şehirlerin geçen senenin aynı aylarına kıyasla ortalama 8 kat daha fazla taşınma talebi aldığını görüyoruz” diyen Kadir Nezih Elgün sözlerine şu şekilde devam etti: “Sanayileşmenin yüksek olduğu şehirlerden Kayseri, Eskişehir ve Ankara taşınmak istenilen şehirler arasında üst sıralara yerleşti. Bölgenin bir diğer büyük şehri Konya’ya olan talep ise kayda değer değişiklik sergilemedi. Eskişehir’e geçen seneye oranla 18 kat fazla talep görürken, Kayseri’de 7, Ankara’da ise 4 kat artış söz konusu.” 

En çok taşınılmak istenen şehirlerden biri Samsun oldu

Bu dönemde özellikle Karadeniz Bölgesi’ne ilgi yoğunlaştı. En çok taşınılmak istenen şehir olan Samsun 16 kat taşınma talebi alırken, bu oran Ordu’da 6, Giresun’da 4, Trabzon’da ise 3 kat olarak kayıtlara geçti. İstanbul’dan yoğun bir şekilde taşınma talebi alan 4 bölge içinde ortalama 3 katlık büyüme ile görece en düşük bölge olan Akdeniz’e taşınma talepleri Antalya’ya 4, Mersin ise 2 kat arttı. Bunun yanı sıra İzmir, Kocaeli gibi şehirlere taleplerde de sert bir düşüş yaşanıyor.”

“Göç alan şehirlerin ortak özelliği deprem riskinin az olması”

“Trakya, İç Anadolu, Orta-Doğu Karadeniz ve Akdeniz olmak üzere, öne çıkan dört bölgeyi incelediğimizde, göç edilen şehirlerdeki ortak özelliklerin başında deprem riskinin az olması, konut ve arsa fiyatlarının İstanbul’a oranla düşük bir seyir izlemesi” diyen eTaşın kurucu ortağı Kadir Nezih Elgün, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Ortaya çıkan tabloda geçmişte Samsun-Trabzon hattından yoğun göç alan İstanbul için şu anki tersine göç akını sürpriz değil. Öte yandan İç Anadolu Bölgesi’nde sanayileşmenin yoğun olduğu Eskişehir ve Marmara Bölgesi’nde Sakarya da bu nitelikleriyle oldukça cazip.”

2023 Yılının 1. Çeyreğinde Türkiye Genelinde Konut Fiyatları Yıllık Yüzde 154, Kiralar İse Yüzde 197 Arttı

Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak gayrimenkul değeri hesaplayan ve gelecek değer tahmini sunan Endeksa, konut sektörünü mercek altına aldı ve 2023’ün ilk çeyrek raporunu paylaştı.  

Türkiye Genelinde Konut Fiyatlarında 1 Yıllık Artış Yüzde 154

2023 1. çeyrekte, konut satış adedi geçen sene aynı döneme göre yüzde 12 azalırken, 2023 yılının 1. çeyreğinde 283 bin 215 adet konut satışı gerçekleşti. Konut satış adedi bir önceki çeyreğe göre yüzde 34; geçen senenin aynı dönemine göre ise yüzde 12 azalmış oldu.

Endeksa tarafından hazırlanan “2023 Yılı 1. Çeyrek Konut Sektör Analizi” Raporu’na göre 1. çeyrek sonu itibarı ile Türkiye genelinde konut satış fiyatlarında 1 yıllık değer artışı yüzde 154 seviyesinde gerçekleşirken, Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 17 bin 573 TL, ortalama amortisman süresi 20 yıl, ortalama pazarlama süresi ise 61 gün oldu. 

İstanbul’da Konut Fiyatları 1 Yılda Yüzde 144 Artış Gösterdi 

50 bin 561 adet ile 1. çeyrekteki konut satışlarının yüzde 18’inin gerçekleştiği İstanbul’da konut fiyatları 1 yılda yüzde 144 artış gösterdi ve ortalama metrekare satış fiyatı 27 bin 4 TL oldu.

Konut Fiyatları Ankara’da Yüzde 154, Antalya’da Yüzde 164 arttı

Ankara’da 29 bin 66 adet ile 1. çeyrekteki konut satışlarının yüzde 10’unu gerçekleştirdi ve konut fiyatları son 1 yılda yüzde 154 oranında artış gösterdi. Ortalama metrekare satış 

fiyatı 13 bin 18 TL oldu. Konut satışlarının yüzde 6’sının gerçekleştiği Antalya’da 16 bin 619 adet satış oldu ve konut fiyatları son 1 yılda %164 artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı 24 bin 747 TL oldu.

En Fazla Değer Artışı Kırklareli, Antalya ve Kocaeli’de

Yıllık değer artışı en fazla olan illerin sırasıyla Kırklareli, Antalya ve Kocaeli’de olduğu görülüyor. Kırklareli’nde konut fiyatları son bir yılda yüzde 208 artış gösterdi. Ortalama konut metrekare satış fiyatı 13 bin 556 TL, ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 626 bin 720 TL oldu.  Antalya’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 164, ortalama konut metrekare satış fiyatı 24 bin 747 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 969 bin 640 TL ve Kocaeli’de konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 164, ortalama konut metrekare satış fiyatı 14 bin 800 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 924 bin TL. oldu.

Satılık Konutlarda En Fazla Stok Adedi 114 bin 8 ile İstanbul’da

En fazla konut satışı yapılan 30 il içerisinde en fazla stok adedinin 1.çeyrek sonu itibarıyla İstanbul’da olduğu görülüyor. Rapora göre 1. çeyrek sonu itibarı ile İstanbul’da 114 bin 8, Ankara’da 57 bin 208 adet, İzmir’de ise 29 bin 80 adet konut stoku bulunuyor.

1. Çeyrek Sonu İtibarıyla Türkiye’de Konut Kiralarındaki Yıllık Değer Artışı Yüzde 197

Rapora göre 1. çeyrek sonu itibarı ile Türkiye genelinde konut kira fiyatlarında 1 yıllık değer artışı yüzde 197seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare kira fiyatı ise 74,73 TL oldu.

Türkiye genelinde konut metrekare kira fiyatlarının en yüksek olduğu iller ise sırasıyla Muğla, İstanbul ve Antalya oldu. Muğla’da 2023 1. Çeyrek sonu itibariyle ortalama metrekare konut kira fiyatları 147,22 TL, ortalama kira fiyatı 16 bin 144 TL, İstanbul’da ortalama metrekare konut kira fiyatları 127,09 TL, ortalama kira fiyatı 12 bin 709 TL, Antalya’da ise ortalama metrekare konut kira fiyatları 126,57 TL, ortalama kira fiyatı 13 bin 290 TL. 

Kiralık konutlarda stok adetlerine bakıldığında ise, en fazla stokunun yine İstanbul’da olduğu görülüyor. Kiralık konutlarda 2023 1.çeyrek sonu itibarıyla İstanbul’da 45 bin 535, Ankara’da 10 bin 979, İzmir’de 10 bin 701, Antalya’da ise 10 bin 228 adet stok bulunuyor.

İkinci El Konut Satışı Toplam Satışların Yüzde 70’ini, Kredili Konut Satışları İse Yüzde 21’ini Oluşturdu

1. çeyrekte 199 bin 308 adet ikinci el konut satışı gerçekleşti. Bu rakam ile ikinci el konut satışları bir önceki çeyreğe göre yüzde 29, geçen sene aynı döneme göre ise yüzde 12 azalış göstermiş oldu. İkinci el konut satışı toplam konut satışlarının yüzde 70’ini oluşturdu.

1. çeyrekte kredili konut satışları ise toplam konut satışlarının yüzde 21’ini oluşturarak 58 bin 822 adet olarak gerçekleşti. Kredili konut satışları bir önceki çeyreğe göre yüzde 14 artarken; geçen senenin aynı dönemine göre ise yüzde 14 azalış göstermiş oldu.

Deprem Sonrası Çelik Prefabrik Evlere İlgi Arttı 

Pandemi döneminde doğaya özlem duyanlar, kısa sürede inşa edilen prefabrik evleri tercih ederken, deprem korkusuyla yüzleşenler ise çelik prefabrik evlere talebi artırdı. 

ResearchAndMarkets.com’un verilerine göre, küresel prefabrik bina ve çelik yapı pazarının, her yıl ortalama %6,36 büyüyerek 2027’ye kadar 299,4 milyar dolar değerine ulaşacağı öngörülüyor. Bu büyümenin itici güçlerinin ise esneklik, dayanıklılık, enerji verimliliği ve kısa inşa süresi olduğu belirtiliyor. Tüm dünyada talep gören prefabrik yapılar, ülkemizde de pandemi sonrasında doğaya özlem duyanlar için hızlı ve ekonomik bir alternatif oluştururken, depremin ardından evleri yıkılanlara sıcak birer yuva oldu. Özellikle de çelik yapılar, deprem korkusu yaşayanlar için alternatif haline gelerek son dönemde yoğun talep görmeye başladı. 

Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını göz önünde bulundurarak çelik prefabrik evlerin daha da popülerleşeceğini öngördüklerini belirten Karmod CEO’su Mehmet Çankaya “Deprem sonrasında çelik prefabrik evlere talebin artması şaşırtıcı değil. Çünkü insanlar hayatlarını güvenli yapılarda sürdürmek istiyor” dedi.

“Çelik evler, teknolojik üretim sistemimizle saatler içinde tamamlanıyor”

Yaşamı konforlu hale getirmek için çalıştıklarını belirten Mehmet Çankaya, “Son dönemde prefabrik evlerin satışlarında adeta patlama yaşandı. Çünkü insanlar kaliteli, konforlu ve güvenli evlerde oturmak, onları uygun maliyetlerle ve hızla temin etmek istiyor. Uzun ömürlü ve dayanıklı olmasıyla öne çıkan çelik evler, Amerika başta olmak üzere gelişmiş birçok Avrupa ülkesinde de sıklıkla tercih ediliyor. Biz de çelik evlerin üretimini özel tasarım programlarımızla yapıyoruz. Olası hatalar, teknolojik üretim hatlarımızın sunduğu imkanlarla geride kalıyor ve üretim saatler içinde tamamlanıyor. Çelik taşıyıcı sistemlerle tek katlı ve iki katlı müstakil konutlar inşa edilebiliyor. Elektrik ve su tesisatlarını da özel olarak projelendirdiğimiz çelik evlerimiz birkaç günde kullanıma hazır hale geliyor” şeklinde konuştu. 

Köy evlerimizle doğal bir yaşam alanı sunuyoruz” 

Çelik evlerin yalnızca şehirde değil, köylerde de yoğun ilgi gördüğünü öne süren Karmod CEO’su Mehmet Çankaya sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Özellikle deprem bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımız geçtiğimiz aylarda güvenli ve uygun fiyatlı alternatif ev arayışına girdi. Bu doğrultuda köy evleri ise dayanıklılığı ve doğal yaşam imkanlarıyla dikkatleri üzerine çekti. Biz de köy evleri konusunda fark yaratan projeler gerçekleştiriyoruz. Bölgesel ihtiyaçlar, yöresel mimari ve yaşam şartlarını dikkate alarak tasarladığımız köy evlerinde, 5 farklı seçenekle her türlü ihtiyaca hitap ediyoruz. Tek ya da iki katlı olarak tasarlanan köy evleri, sadece ev olarak değil aynı zamanda ahırı, köy konağı, camisi ve parklarıyla da yaşam alanı sunuyor. Bu sayede, yeni alanlarda köy kültürünün ve sosyal yaşamın devamlılığı sağlanıyor. Köy yaşamını modern mimari ve yaşam standartlarıyla buluşturarak, doğayla iç içe, huzurlu ve güvenli yaşam alanları yaratmayı hedefliyoruz.”

Erden Timur GİSP Başkanı Oldu

Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, Gayrimenkul İçin Strateji Platformu (GİSP) Başkanlığı’na seçildi.

Gayrimenkul düşünce kuruluşu olarak hizmet veren Gayrimenkul İçin Strateji Platformu (GİSP), 7. Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Genel Kurul Toplantısı’nda Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, oy birliğiyle GİSP Başkanlığı’na seçildi. Hakan Gümüş ve Şükrü Cem Akçay ise Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. 

GİSP tarafından yapılan açıklamada, genel kuruldaki konuşmasına yer verilen GİSP Başkanı Erden Timur, özellikle deprem sonrası planlı bir şekilde dayanıklı konutların ve nitelikli mekanların üretilmesi, beklenen İstanbul depremi öncesi hazırlıkların hızlandırılması, kentsel dönüşüm için kapsamlı çözümler üretilmesi ve gayrimenkul üretim süreçlerinin layıkıyla düzenlenmesi gerektiğini bildirdi.

‘’Uluslararası Gayrimenkul Piyasalarındaki Etkinliğimizi Artırma Çalışmalarımız Sürmektedir’’

Gayrimenkul alanında değerli çalışmalar yapıldığını dile getiren Erden Timur, şunları söyledi:

“GİSP’in kamuoyu nezdinde bilinirliğinin artırılması, sektör gelişiminde oyun kurucu rolünün güçlendirilmesi, gayrimenkulün dijitalleşmesi konusunda çalışmalar yapılması, üniversitelerin ilgili bölümlerindeki Genç GİSP üyesi arkadaşların sektöre kazandırılması, uluslararası yatırım bankaları, fonları ile GİSP ve üyelerinin ilişkilerinin güçlendirilmesi, yapılan teknik çalışmaların kamuoyunda yer bulması ve düzenli yayınlar gerçekleştirilmesi konularını elzem görüyorum. Ayrıca, Londra, Lizbon, Paris ve Atina’daki GİSP üyeleri vasıtasıyla uluslararası gayrimenkul piyasalarındaki etkinliğimizi arttırmak ve Türkiye’ye yabancı gayrimenkul fonu çekmek konusunda da çalışmalarımız sürmektedir. Yeni dönemde de GİSP, inovatif konularla sektörün önüne çıkmaya, çözümler üretmeye ve sektöre yön vermeye devam edecektir.” 

Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Yarın Hizmete Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin en uzun 4’üncü köprüsü olma özelliği taşıyan Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsünün yarın vatandaşların hizmetine açılacağını duyurdu. 

2016 yılında temeli atılan ve yaşanan aksilikler nedeniyle inşaat çalışmaları bir süre aksayan Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü projesinin yapımı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca tamamlandı.6 şeritli yol ile kentteki trafik sorununa çözüm sağlayacak köprünün açılışı, yarın düzenlenecek törenle yapılacak.

Köprü projesini ziyaret ederek incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Yarın, bin700 metrelik uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun 4. köprüsü olarak tarihe geçmeye hazırlanan “Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü” ile ülkemizin önemli projelerinden birini daha başarıyla tamamlamanın gurunu yaşayacağız. Ülkemiz adına teknolojik bir projeyi daha hayalden gerçeğe dönüştürdük.” dedi. 

‘’Seyhan Nehri Üzerinde Gerdanlık Gibi Olacak’’

Bakan Karaismailoğlu, Seyhan Nehri üzerinde yer alan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile ilgili şunları söyledi:

“Ülkemizde son 21 yılda hayata geçirdiğimiz bütün planlamaları, her konuda olduğu gibi ulaştırma alanında da ülkemizin ve milletimizin çıkarları doğrultusunda küresel eğilimleri dikkate alarak yapıyoruz. Seyhan Nehri’nin üzerine gerdanlık gibi bir köprü inşa ederek, Akdeniz’in incisi güzel Adana’mızı dev bir esere daha kavuşturuyoruz. Bu güzide eserimizle ilgili sözlerime başlamadan önce depremlerde hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize başsağlığı diliyorum. Hepimize geçmiş olsun, Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın. Yüzyılın afetine karşı devlet-millet omuz omuza verdik; hayatı bir an önce normale döndürmek için “yüzyılın dayanışmasını” sergiliyoruz. Çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Açılan yaraları sarıyoruz. Hızla depremin sebep olduğu karanlık izleri ortadan kaldırıyoruz, eskiyi yerine getirmenin ötesine geçecek çalışmalara öncülük ediyoruz.”

‘’Köprü, Mühendisliğimizin Gurur Projesi’’

Son olarak genel projelerin bilgilendirmesini yapan Karaismailoğlu, “Türkiye’nin dört bir köşesine aynı anda kazandırdığımız dev eserlerimiz; milletimizin hızlı, güvenli ve konforlu ulaşımına hizmet ettiği gibi Türkiye yüzyılının üzerinde yükseleceği büyük ve güçlü Türkiye’nin altyapısını da sağlamaktadır. Ülkemizin geleceğini aydınlatmaya en hızlı biçimde ve doğru adımlarla devam edeceğiz. Başladığımız projeleri planlamamıza uygun biçimde birer birer milletimize sunacağız. Dün, Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı’mızı tamamladık ve milletimizin hizmetine sunduk. Yarın da bizleri bir araya getiren Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü açacağız. 3 Mayıs’ta Trabzon’da yeni Zigana Tüneli’mizi açacağız. Nice dev hizmet ve eser de milletimizle buluşmak için sırasını bekliyor. Bizler, ülke genelinde yaptığımız tünellerle, geçit vermeyen dağları aşıyoruz. Viyadük ve köprülerimizle derin vadileri hızlı, güvenli ve konforlu olarak geçiyoruz. Karayollarımızın şehir geçişlerinde de şehir içi trafiği rahatlatmak için çevre yollarını yapıyoruz. Şehir içindeki doğal dokularımız karşısında şehir içi trafiği rahatlatacak köklü çözümlere imza atıyoruz. Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü de mühendisliğimizin gurur ve yüz akı projelerinden birisidir. Bizim için durmak yok.” şeklinde konuştu. 

‘’Köprüde Ayrıca Demiryolu Da Yer Alacak’’

Köprünün detaylarına değinen Bakan Adil Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bin 700 metre uzunluğundaki köprümüzün 787 metresini ardgerme kiriş, 882 metresini ise çelik kiriş olarak inşa ettik. 14’ü betonarme, 9’u çelik olmak üzere toplam 23 tabliyeden oluşuyor. 38 metre genişliğindeki köprümüz, karayolu trafiğine 3 gidiş 3 geliş olmak üzere 6 şeritli olarak hizmet verecek. Köprüde ayrıca 1 gidiş 1 geliş hattından oluşan demiryolu da yer alacak. Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün hizmete girmesiyle, şehrin kuzey bölgesindeki trafik yoğunluğunda büyük bir rahatlama olacak. Stadyum, Çukurova Üniversitesi, Alparslan Türkeş Bilim Teknoloji Üniversitesi, Şehir Hastanesi ve mevcut Adana-Mersin Otoyolu’na kesintisiz bağlantı sağlanacak. Aynı zamanda şehir içi trafiği de çok daha güvenli hale gelecek. Ayrıca proje sayesinde zamandan 255 milyon TL, akaryakıttan 31 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 286 milyon TL tasarruf edilecek. Karbon salınımı da yılda 4 bin 224 ton azalacak”

İZODER’den Yeni Ev Satın Alacak Ya Da Kiralayacaklara Uyarı

İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, yeni bir ev kiralarken ya da satın alırken basit kontroller yaparak binanın güvenliği ile ilgili fikir sahibi olunabileceğini belirtiyor. Ayrıca taşınılacak yeni evlerde ısı ve su yalıtımının olup olmadığının mutlaka kontrol edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. 

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan can kayıpları, yıkılan binalar ve terk edilen şehirler, ülkemizin deprem gerçeğini ve durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Şu an en çok İstanbul’u etkileyeceği bilim insanları tarafından söylenen ve çok uzak olmayan bir tarihte gerçekleşmesi beklenen Marmara Depremi, insanların güvenli bina arayışını hızlandırdı. Bir yandan kentsel dönüşüm konuşulurken öte yandan taşınma sayısında da artış gözlemleniyor.

Binaların deprem gibi yıkıcı etkenler karşısında ayakta kalabilmesi için ısı ve su yalıtımı hayati önem taşıyor. Özellikle binaları korozyondan koruyan su yalıtımı çok kritik.  Bugün ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülse de binalarımızın ömrü en az 80-100 yıl olmalı. Yeni inşa edilecek tüm binalarda, 01 Haziran 2018 yılından itibaren su yalıtımı yapılması zorunlu. Binanın doğrudan suya maruz kalan çatı, temel, ıslak hacim gibi bölgelerinde uygulanacak su yalıtımı ve halk arasında terleme olarak bilinen yoğuşmayı önleyen ısı yalıtımı uygulamalarının doğru ve eksiksiz yapılması ile binalarımızın ömrünü uzatabilir, sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürebiliriz.

Bugünlerde yeni bir ev kiralarken veya satın alırken mutlaka ısı ve su yalıtımı olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizen İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, binalardaki önemli sorunları basit kontroller ile tespit edebilmek için önerilerini paylaştı.

  • Öncelikle kiralanacak ya da satın alınacak binanın ruhsat durumu ve tarihi sorgulanmalı: Ülkemizde yapı ruhsatı alabilmek için 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren ısı yalıtımı yapılmasının, 01 Haziran 2018’den itibaren ise su yalıtımı yapılmasının zorunlu olduğunu bilerek binanın yalıtım durumunu sorgulayabilirsiniz. 
  • Binada su ve ısı yalıtımı olup olmadığı kontrol edilmeli: Binanın ara katlarındaki dış duvarlarında su izleri, sıva kabarıklıkları, mantar ve küf oluşumları bulunması yapıda ısı yalıtımı eksikliğini gösterir. Kiralayacağınız veya satın alacağınız konutun içini gezerken başta kuzey cepheleri olmak üzere tüm duvarlarını kontrol edin. Eğer çatı katında oturacaksanız tavanlarda, tavan ve dış duvar birleşimlerindeki köşelerde aynı şekilde su izleri, sıva kabarıklıkları ve yapısal çatlak olup olmadığına bakın. Bu problemler ile karşılaşırsanız yapıda ısı yalıtımı ve/veya su yalıtımı eksikliğine işaret eder.
  • Sadece oturulacak daireye değil yapının temeline de bakılmalı: Sadece oturacağınız daireyi kontrol etmeniz yeterli değil. Yapıya gelecek suyu uzaklaştıracak olan bir drenaj sistemi olup olmadığını sorun. Yapısal çatlakların olup olmadığını ve demirlerin açığa çıkıp çıkmadığını mutlaka takip edin. Kolon kiriş gibi taşıyıcı elemanlara zarar verilmediğinden emin olun. Yapının temelinde su yalıtımının doğru şekilde yapılması çok önemlidir ve mutlaka sorgulanmalıdır. Binanın bodrumunda perde duvar, kiriş ya da kolonlarda su izleri, çatlaklar, su ve nemden kaynaklanan siyah lekeler ya da pamukçuklar yapının temelinde su yalıtım problemi olduğunu gösterir. Sonradan binanın çatısına, tuvalet, banyo gibi suyun kullanıldığı ıslak hacimlerine su yalıtımı, dış cephelerine ise dıştan ısı yalıtımı yapılması mümkündür. Ancak binanın temellerine sonradan su yalıtımı yapılarak binanın suyun zararlı etkilerinden korunmasının mümkün olmadığı unutulmamalı.
  • Konforlu ve huzurlu yuvaların olmazsa olmazı ses yalıtımı: Kiralamayı veya satın almayı düşündüğünüz konutu mümkünse akşam saatlerinde veya hafta sonu bina kullanılırken ziyaret edin. Pencere ve kapılar kapalı durumda iken komşu dairelerden veya dışarıdan gürültü gelmesi, binanın ses yalıtımı eksikliği olduğunu gösterir. Diğer dairelerden eşya sürükleme, ayak sesi gibi darbe kaynaklı sesler ile konuşma, TV veya müzik gibi hava kaynaklı sesler duyuluyorsa, binanızda ses yalıtımı olmadığı anlaşılır. Bu durum ileride ciddi bir tadilat yaptırmanızı gerektirebilir. Binanızın çevresindeki trafik ve benzeri gürültüler içeride duyuluyorsa, meydana gelen rahatsızlık derecesine bağlı olarak cam üniteleri değişimini gerektirebilir. Sıhhi tesisat ve asansör gibi elemanlardan ses duyuyorsanız tesisat elemanlarınızda yalıtım önlemi alınmadığını gösterir. Karar verirken binanın yakın çevresindeki arazi kullanımı da göz önünde bulundurmalısınız. Havalimanı, demiryolları ve otoyollar ile rekreasyon alanları önemli çevresel gürültü kaynaklarıdır. Özetle bir konutu kiralamadan veya satın almadan önce kulağınızı dört açın ve ortamı dinleyin.
  • Yangın güvenliği göz ardı edilmemeli: Yangın anında güvenli bir şekilde tahliyeye olanak sağlayacak olan kaçış yolları inşa edilip edilmediği, kaçış yollarının yönlendirme levhaları ile belirtilmiş olup olmadığı, binada yangın merdiveni, yangın algılama, uyarı ve söndürme sistemleri bulunup bulunmadığını da mutlaka sorgulayın. 

TOKİ, Ankara Güdül ve Kalecik’te 290 Konut İnşa Edecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Ankara’nın Güdül ve Kalecik ilçelerinde toplam 290 konut inşa edileceğini duyurdu. 

TOKİ tarafından açıklanan bilgilere göre; Konutlar, Güdül ve Kalecik ilçelerinde inşa edilecek. Güdül projesinde 212 adet konut ve 3 dükkânlı alışveriş kompleksi bulunurken, Kalecik projesinde ise 78 adet konut, 2 adet otel, 5 adet restoran ve 136 adet iş yeri yer alacak.

İhaleler 2 Mayıs ve 15 Haziran’da

Ankara İli, Güdül İlçesi, Yukarı Mahallesi 212 Adet Konut ve 1 Adet 3 Dükkânlı Ticaret Merkezi İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 2 Mayıs 2023 tarihinde saat 14:00’te yapılacak.

Ankara İli Kalecik İlçesi Kale Etrafı 1. Etap 78 Adet Konut, 2 Adet Otel, 5 Adet Restoran ve 136 Adet İşyeri İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 15 Haziran 2023 tarihinde saat 14:00’te yapılacak.

İstanbul’da 3 Konuttan Birinin Sigortası Yok

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), İstanbul’da 4 milyon 153 bin konuttan 2 milyon 715 bin 208’inde sigorta bulunduğunu açıkladı. 

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) verilerinden derlenen bilgilere göre, depremlerin yaşandığı tarihte 10 milyon 960 bin 389 olan deprem sigortalı konut sayısı, aradan geçen 80 günlük sürede 11 milyon 749 bin 861’e ulaştı.

Söz konusu sürede sisteme dahil olan poliçe sayısı yaklaşık 800 bin arttı. Ülke genelinde yer alan 20 milyon 32 bin adet konut arasında Zorunlu Deprem Sigortası bulunanların oranı yüzde 54’ten yüzde 58,7’ye yükseldi. Üretilen prim tutarı da 3 trilyon 480 milyar 364 bin TL oldu.

Sigortalılık oranında başı, yüzde 67 ile Marmara Bölgesi çekerken, Marmara’yı, yüzde 59,2 ile Ege, yüzde 56,8 ile Doğu Anadolu ve yüzde 54 ile İç Anadolu Bölgesi izliyor.

Akdeniz’deki konutların yüzde 53,5’inin, Güneydoğu Anadolu’dakilerin yüzde 52,8’inin, Karadeniz Bölgesi’ndekilerin ise yüzde 48,8’inin deprem sigortası bulunuyor.

En Yüksek Sigortalılık Oranı Bolu’da

Konutların en yüksek oranda deprem sigortalı olduğu illerin başında yüzde 91,9 ile Bolu geliyor. Bolu’yu, yüzde 90,8 ile Düzce takip ediyor.

Sigortalılık oranının en yüksek olduğu ilk 10’daki diğer iller yüzde 87,7 ile Yalova, yüzde 85,5 ile Tekirdağ, yüzde 83,8 ile Muğla, yüzde 83,7 ile Bingöl, yüzde 83,4 ile Sakarya, yüzde 76,5 ile Van, yüzde 72,8 ile Ardahan ve yüzde 71,4 ile Kocaeli olarak belirlendi.

Yüzde 65,4 Sigortalı

Türkiye’nin en fazla nüfusuna sahip olan İstanbul’daki her 3 konuttan birinin sigortası bulunmuyor. Megakentteki 4 milyon 153 bin konuttan yüzde 65,4’ünün (2 milyon 715 bin 208) deprem sigortası olurken, bu oran, Ankara’da yüzde 58,1 ve İzmir’de yüzde 63 olarak kayıtlara geçti.

Sigortalılık oranının en düşük olduğu kentlerin başında yüzde 28,5 ile Hakkâri geliyor. Hakkâri’yi, yüzde 34,1 ile Gümüşhane izliyor. Söz konusu oran, Bayburt’ta yüzde 36,2, Diyarbakır’da yüzde 37,3, Kütahya ve Kırıkkale’de yüzde 38, Tokat ve Isparta’da yüzde 38,7, Rize’de yüzde 38,9 ve Muş’ta yüzde 39,2 oldu.

Naras Köprüsü Yenileniyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Manavgat’ta bulunan Naras Köprüsü’nün yıkılarak yenileceğini açıkladı. 

Antalya Ekspres’in haberine göre; Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Naras Köprüsü’nün 1 Mayıs itibarıyla kapatılacağını, güzergâhı kullananların mağdur olmamaları için seyyar köprü kurulacağını belirtti. İlçede yer alan Hastane Caddesi’nden başlayarak yol güzergâhında asılan ve üzerinde ‘Köprümüz yenileniyor, daha güvenli ve konforlu hale getiriyoruz. Naras Köprüsü geçici olarak trafiğe kapatılacaktır. Vereceğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ yazılı tabelalar, güzergâhı kullanan vatandaşlar ve bölgeye tur götüren şirketler tarafından endişeyle karşılanmıştı.

Naras Köprüsü’nün ihtiyaca cevap veremediğini, sık sık kazalar yaşandığını belirten vatandaşlar, köprünün yıkılmak üzere kapatılmasının zamanlamasının yanlış olduğunu dile getirdi. Vatandaşların taleplerini değerlendiren Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, civar mahallelerdeki vatandaşların ve turizm sezonunun başlamasıyla köprünün kullanıldığı güzergâhta yoğun bir trafik akışı olmasını, yakın bir yerden ulaşımın sağlanmasının mümkün olmayacağını dikkate alarak, köprünün bulunduğu yerin yakınında Naras Çayı üzerine seyyar bir araç köprüsü konulmak suretiyle köprü inşaatı bitinceye kadar bu köprüden ulaşımın sağlanacağını dile getirdi.

Vali Sonel: ‘’Ordu’da Mart Sonu İtibarıyla 285 Kamu Projesi Bulunuyor’’

Ordu Valisi Tuncay Sonel, 2023 mart ayı sonu itibarıyla 285 adet kamu projesi bulunduğunu ve bu yatırımların 27 milyar 634 milyon TL bedelinde olduğunu açıkladı. 

2. Dönem İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda konuşan Ordu Valisi Tuncay Sonel, 2023 yılı mart ayı sonu itibarıyla ildeki kamu yatırım proje sayısının 285 olduğunu, bu yatırımların toplam proje bedelinin yaklaşık 27 milyar 634 milyon TL olduğunu söyledi.

Yatırım projelerinin son derece değerli olduğunu dile getiren Vali Sonel, “Yatırımlar konusunda ülkemizin her köşesinde olduğu gibi Ordu’ya da destek veren Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza, milletvekillerimize, Ordu Büyükşehir Belediyemize, Ordu Üniversitemize, 19 ilçemizin kaymakam ve belediye başkanları ile Ordu ailemize çok teşekkür ediyorum. Bölge müdürlerimize şehrimize olan katkıları için şükranlarımı sunuyorum. Çok değerli bir ekip var. Hem bölge müdürlerimiz hem de il müdürlerimiz açısından şanslıyız. Allah hepinizden razı olsun. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Bu kardeşliğimizi bozmak isteyenlere de fırsat vermesin. Bize Ordu’da bu güzel işleri sunan işçisinden, mühendisine kadar tüm arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

‘’Kozlu’ya Özel Hastane İnşa Edilecek’’

Zonguldak iline bağlı Kozlu İlçe Belediye Başkanı Ali Bektaş, âtıl duruma gelen bir Alışveriş Merkezi binasının özel hastaneye dönüştürüleceğini duyurdu. 

Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, uzun bir süre önce bir Alışveriş Merkezi (AVM) projesi olarak planlanan ve inşaat çalışmaları durdurularak âtıl duruma gelen binanın özel hastaneye dönüştürülmesi yönündeki çalışmaların olumlu gelişmelerle sonuçlandığını ifade etti. 

500 Kişiye İstihdam Sağlanacak

Konuyla ilgili açıklama yapan Bektaş, “AVM olarak yapılan ancak aradan geçen uzun süre sonunda sadece virane haline gelen yerle ilgili görüşmelerimizi yaptık ilçemizin kalitesine, ekonomisine, bölgedeki statüsüne çok önemli katkılar sağlayacak olan ilçemizin çehresini değiştirecek 500 kişiye istihdam sağlayacak hastane projemiz yoğun mesai harcıyoruz. Müjdeli haberleri vatandaşlarımız ile paylaşacağız.’’ dedi.

Tüm Mahallelere Asfalt Çalışması Yapılacak

Ayrıca, ilçe genelinde yapılan yol ve kent meydanı projeleri hakkında bilgi veren Bektaş, şunları söyledi:

‘’Merkez mahallesi eski Ereğli yolundan başlanarak Esenköy Mevkii başta olmak üzere tüm mahallelerimizde asfalt yapımına yakın zamanda başlayacağız. İlçemizin tüm mahallerinde asfalt yapımı yapılacak olup hiçbir mahallemizde asfaltsız yol kalmayacaktır.

Kozlu Kent Meydanı Yapım İhalesi tamamlandı. En kısa zamanda Kozlu’ya yakışır meydan için yakın bir zamanda ilk kazma vurulacak. Meydan Projemiz uygulama alanında bulunan Kozlu dolmuş duraklarının yeni yerine (30 nolu kuyu arkasında düzenlenen) taşınmasıyla başlıyor. Özel hastane ile entegre edilecek olup ilçemize ekonomik kazanımı bu şekilde elde etmiş olacağız.”

Millet Bahçesi Projelerinde 73 Milyon Metrekare Alana Ulaşıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, millet bahçesi projelerinde 73 milyon 304 bin 878 metrekare alana, buna bağlı olarak hedefin yüzde 91’ine ulaşıldığını duyurdu. 

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ‘81 ilde 81 milyon metrekare millet bahçesi’ projesinde gelinen son aşama detaylarıyla açıklandı. Cumhuriyet tarihinin en büyük yeşil alan adımı olan projede toplam 484 millet bahçesi yer alacak. 2018’den bu yana Türkiye’de 170 millet bahçesi tamamlanırken, 314’ünde çalışmalar devam ediyor.

Yapım, ihale, projelendirme ve yer seçimi yapılan millet bahçelerinin metrekare olarak dağılımı şu şekilde:

  • 121 millet bahçesinin açılışı yapılarak vatandaşların hizmetine sunuldu. 49 tane millet bahçesi ise açılışa hazır hale geldi. Tamamlanan millet bahçeleri toplam 20 milyon 484 bin 882 metrekarelik alanda yer alıyor.
  • Yapım aşamasındaki 155 millet bahçesi, 28 milyon 584 bin 536 metrekare yeşil alandan oluşuyor.
  • İhale aşamasındaki 8 millet bahçesi 3 milyon 397 bin 890 metrekarelik yeşil alana denk geliyor.
  • Projelendirme aşamasındaki 75 millet bahçesinde ise 14 milyon 853 bin 838 metrekarelik yeşil alan yer alacak.
  • Yer seçimi yapılan 76 millet bahçesi 5 milyon 983 bin 730 metrekarelik yeşil alan kazandıracak.

Yapılan açıklamalara göre Bakanlık, 2023 yılında toplam yeşil alan miktarını 81 milyon metrekare, 2028 yılında ise 200 milyon metrekare büyüklüğe ulaştıracak. 81 milyon metrekare millet bahçesi hedefinde şu an itibarıyla 73 milyon 304 bin 878 metrekare alana gelindi. Böylece hedefin yüzde 91’ine ulaşıldığı belirtildi.

Dünyada beşinci, Türkiye’de en büyük şehir parkı olacak İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde ilk etap için geri sayım başladı. 29 Nisan’da açılması planlanan park için bilgi veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum şunları söyledi: 

“Yaklaşık 2 milyon metrekare alan üzerine kurulu, yeşil alanı bol, içinde sosyal donatıları, 70 bin metrekareye yakın kapalı alanları ve sosyal donatıları olan büyük bir şehir parkı olacak. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ne 9 ayrı noktadan girilebilecek. Bu girişlerde seralar ve bostanlar olacak. Bu seralarda doğal ürünler yetiştirilebilecek. Vatandaşlar isterlerse buradan doğal ürünler temin edebilecek. Güney-kuzey yönünde yaklaşık 2 buçuk kilometre uzunluğunda Ab-ı Hayat Suyu denilen bir yapay dere bulunacak.

Ayrıca dere kenarlarında seyir terasları, burada piknik yapılabilecek alanlar, dinlenme alanları oluşacak. Güney-kuzey istikametinde 2.5 kilometrelik bisiklet ve yürüyüş yolları bulunacak. Bütün çalışmalar bittiği zaman oyun alanları, tenis kortları, basket, voleybol sahaları, kay-kay pistleri, sosyal tesislerdeki sergi sarayları, aş evi, kütüphaneler, millet kıraathaneleri yer alacak. Yine seyir terasları, gezinti alanları, insanların dinlenebileceği sosyal alanlar oluşturulacak.” 

Bakan Kurum, 2022 Mayıs ayında çalışmaları başlayan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde şu anda altyapı imalatlarında yaklaşık yüzde 95, yollarda yüzde 90 tamamlanma seviyesine gelindiğini kaydetti.

İstanbul’daki Millet Bahçesi Projeleri

İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırmak için yeni projeler hayata geçiyor.13 millet bahçesi tamamlanırken, 26 millet bahçesinde çalışmalar sürüyor. İstanbul’un yeşil projeleri şöyle:

Yapımı Devam Eden Millet Bahçesi Projeleri

İstanbul’da 34 bin 643 metrekarelik Güngören Millet Bahçesi, 290 bin 616 metrekarelik Fatih Kara Surları Millet Bahçesi, 158 bin 839 metrekarelik Ümraniye Osmangazi Korusu Millet Bahçesi, 67 bin 100 metrekarelik Sultanbeyli Millet Bahçesi, 243 bin İstanbul Arnavutköy Millet Bahçesi, 11 bin 900 metrekarelik İstanbul Beyoğlu Küçükpiyale Millet Bahçesi’nin yapım aşaması devam ediyor.

Bunlarla beraber 39 bin 870 metrekarelik Bayrampaşa Millet Bahçesi, 215 bin 178 metrekarelik Samandıra Aydos Ormanı Millet Bahçesi, 20 bin metrekarelik Güngören Güneştepe Millet Bahçesi, 173 bin 252 metrekarelik İstanbul Beşiktaş Millet Bahçesi, 275 bin metrekarelik Sancaktepe Samandıra Millet Bahçesi, 37 bin 381 Silivri Millet Bahçesi, 75 bin 660 metrekarelik Üsküdar Çocuk Köyü Millet Bahçesi’nin de yapımı tamamlanınca bölge halkına nefes aldıracak. 644 bin 888 metrekarelik Şile Ayazma Plajı Millet Bahçesi, 299 bin 333 metrekarelik İstanbul Beykoz Millet Bahçesi, 28 bin 200 metrekarelik Pendik Burla Biraderler Korusu Millet Bahçesi, 60 bin 522 metrekarelik Kâğıthane Millet Bahçesi, 62 bin 230 metrekarelik Bağcılar Sevgi Ormanı Millet Bahçesi, 162 bin 43 metrekarelik Sultangazi Cebeci Millet Bahçesi, 154 bin 563 metrekarelik Alibeyköy Millet Bahçesi ve Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’yle birlikte 20 millet bahçesi yapım aşamasında. 5 millet bahçesi için de projelendirme çalışmaları sürüyor.

Yapımı Tamamlanan Millet Bahçesi Projeleri

İstanbul’da 59 bin 719 metrekare alana sahip İstanbul Bakırköy Baruthane Millet Bahçesi, 182 bin 556 metrekarelik Esenler 15 Temmuz Millet Bahçesi, 142 bin metrekare alana sahip Hoşdere Millet Bahçesi, 223 bin 600 metrekarelik Çırpıcı Millet Bahçesi, 280 bin metrekare alana sahip Başakşehir Millet Bahçesi’nin yapımı tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunuldu.

Ayrıca, 40 bin 910 metrekare alana sahip Ayazma Millet Bahçesi, 98 bin 467 metrekare alana sahip Küçükçekmece Halkalı Millet Bahçesi, 48 bin 676 metrekarelik Üsküdar Nakkaştepe Millet Bahçesi, 240 bin 310 metrekare alana sahip Yıldız Teknik Üniversitesi Millet Bahçesi, 339 bin metrekarelik Kayaşehir 1.Etap Millet Bahçesi’nde de vatandaşlar dinlenme imkânı buluyor.

285 bin metrekare alana sahip Pendik Millet Bahçesi, 330 bin metrekarelik Ümraniye Hekimbaşı Millet Bahçesi, 55.176 metrekare alana sahip Zeytinburnu Beştelsiz Millet Bahçesi’nin yapımı da tamamlandı.

Tüm millet bahçesi projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Akkuyu, ‘Nükleer Tesis’ Statüsünü Kazandı

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS), dün nükleer yakıtın tesise gelmesiyle resmi olarak nükleer tesis unvanına sahip oldu. Yakıt törenine video konferans ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hava ve deniz yoluyla gelen nükleer yakıtların santralimize teslimiyle birlikte artık Akkuyu bir nükleer tesis hüviyetini kazanmıştır.” dedi.

‘’Dünyanın nükleer güç sahibi ülkeleri arasına sokacak büyük bir hamlenin sevincini paylaşmak üzere bir aradayız’’ diyen Erdoğan, törene katılım gösteren herkese teşekkür ederek konuşmasına başladı. 

‘’Türkiye, 60 Yıllık Gecikmeyle Nükleer Güç Sahibi Oldu’’

Akkuyu’nun nükleer santral haline getirilmesi sonucunda mutluluğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hava ve deniz yoluyla gelen nükleer yakıtların santralimize teslimiyle birlikte artık Akkuyu bir nükleer tesis hüviyetini kazanmıştır. Böylece ülkemiz, 60 senelik bir gecikmenin ardından da olsa dünyada nükleer güç sahibi ülkeler ligine yükselmiştir.’’ şeklinde konuştu.

Dünyada 422 nükleer santralinin faal olduğunu, 57’sinin de yapım aşamasında olduğunu söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Avrupa Birliği elektriğinin yüzde 25’ini nükleerden elde ediyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa Komisyonu, nükleer enerjiyi ‘yeşil enerji’ kabul ederek, bu konudaki tereddütleri gidermiştir. Biz de Akkuyu ile ülkemizi bu gelişmelerin bir parçası haline getirdik. Projemize en başından beri destek veren, Sayın Putin başta olmak üzere tüm Rusya Federasyonu makamlarına şükranlarımı sunuyorum. Santralimizin inşasında ve üretime geçme sürecinde görev alan Türk ve Rus tüm personeli tebrik ediyorum.

Proje, ROSATOM Tarafından Tasarlanıp İnşa Edildi

Türkiye’nin pek çok önemli projesi gibi Akkuyu da milli bütçemize yük getirmeyen bir finansman modeliyle hayata geçirilmiştir. Akkuyu, Rusya ile aramızdaki en büyük ortak yatırımdır. Yatırım bedeli 20 milyar dolar olan bu proje, Rusya’nın ilgili kuruluşu ROSATOM tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Projenin inşaatıyla birlikte bakım, işletme ve nükleer santraller için büyük önem taşıyan işletmeden çıkarma süreçlerinin sorumluluğu da yükleniciye aittir.

‘’Tüm Üniteler 2028’e Kadar Hizmete Girecek’’

Santralin tüm üniteleri peyderpey 2028’e kadar hizmete girecektir. Ülkemizin elektrik tüketiminin yüzde 10’u tek başına bu santral tarafından sağlanacaktır. Tam kapasite devreye girdiğinde burada yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretilecek. Hiç şüphesiz sadece bu özelliğiyle bile santralimiz, ülkemizin enerji arz güvenliğine yaptığı eşsiz katkıyla stratejik yatırım unvanını hak ediyor. Doğal gaz ithalatımızın düşmesine yıllık 1,5 milyar dolar katkısı olacak bu proje, milli gelirimizin artışına da olumlu yönde etki yapacaktır.

Santralimizin 6 Şubat depremlerinden etkilenmemesi, mühendislerimizin ve işçilerimizin işlerini ne kadar titizlikle icra ettiklerini gösteriyor. Santralimiz, ülkemizin bu alandaki mevzuatıyla beraber, Uluslararası Atom Ajansının, Uluslararası Nükleer Güvenlik Danışma Grubu’nun ve Avrupa Birliği’nin şartlarını da karşılıyor. Bu projedeki tecrübemiz ışığında, farklı bölgelerimizde inşa etmeyi planladığımız 2. ve 3. nükleer santrallerimiz için de inşallah en kısa sürede harekete geçeceğiz. 

Akkuyu projesini yürüten ve burada yüklenici olarak görev yapan firmalarımızın, 6 Şubat felaketinin ardından depremzedelerimize sahip çıkarak gösterdikleri dayanışmayı da daima şükranla hatırlayacağız. Ve şunu özellikle ifade etmek isterim ki Rusya’nın Hatay’da kurduğu sahra hastanesi için özellikle milletim adına teşekkür ediyorum. 

Akkuyu projemizin üretim öncesi hazırlıklarının son safhası olan nükleer yakıt çubuklarının, nükleer santral sahasına tesliminin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Santralimizin üretime başlaması sevincinde, bu sefer yüz yüze buluşmak üzere, sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.”

Slash Architects Dünyanın Farklı Ülkelerinde Sağlık Yapıları Tasarlıyor

Ulusal ve uluslararsı birçok projeyle ön plana çıkan Mimar Şule Ertürk liderliğindeki Slash Architects, kurulduğu günden bugüne kadar 100’den fazla sağlık mekanı, muayenehane, klinik, ağız ve diş sağlığı merkezi tasarlayarak bu alanda öncü tasarım ekiplerinden biri olduğunu kanıtladı.

Profesyonel kariyerleri boyunca birçok sağlık yapısı tasarlayan Slash Architects,  10 yıldır süren profesyonel kariyeri sonunda edindiği tecrübeyle farklı alt kategorilerde ve halihazırda bu sektörde hizmet vermeye devam ediyor. Sağlık yapıları tasarımında uzun süredir deneyim kazanan Mimar Şule Ertürk’ün kimlik kattığı tüm mekanlar, mevcut gereklilikler doğrultusunda belli standartlara sahip olsa da birbirinden farklı tasarım çizgisine sahip. Slash Architects’in benimsediği yaklaşımı bağlama dair unsurlar, yönetmelikler, işveren istekleri, doktor alışkanlık ve ihtiyaçları gibi kişi veya ülke çapında birçok başlık beslemekte. Böylelikle Slash Architects, hem ortak tasarım diline hizmet eden hem de kendine has mekansallıklar geliştirmeyi başaran projeler kurguluyor ve sağlık yapılarının tasarımında, mekan olgusunun insan psikolojisine etkileri üzerine eğilmeyi önemsiyor. Bu veri tasarım anlayışlarına birçok açıdan yön veriyor. Slash Architects kurucusu Mimar Şule Ertürk için mekan ile ilişki; hasta psikolojisine, bazen bir hasta yakınına, personele veya hekimin bakışına göre oldukça değişebiliyor. 

Bugüne kadar Slash Architects tarafından tasarlanan gerek uygulama gerekse konsept projeler Amerika, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’ya kadar ulaşmış vaziyette; diş kliniği, estetik klinik, saç ekim merkezi ve dental store şeklinde çeşitlilik gösteren projeleri, halihazırda ağırlıklı olarak klinik tasarımı kategorisinde devam ediyor. Farklı coğrafyalara uygun nitelikte mekanlar tasarlayan Slash Architects, aynı zamanda farklı kültürlere, yönetmeliklere, standartlara ve yaşayış biçimlerine hakim olmanın önemini vurguluyor. Özellikle uluslararası ölçekteki her deneyim ile, söz konusu bağlam ve konulara dair arketipleri anlamaya odaklandıklarının altını çizen Slash Architects kurucusu Mimar Şule Ertürk, mimarlığın ancak bu şekilde özümsenebilen bir olgu olduğuna inanıyor. Slash Architects ekibinin oldukça keyif aldığı- bu alt süreç her defasında, benimsedikleri tasarım yaklaşımının sınırlarını yeniden çizmelerine olanak tanıyor. Çünkü “yer”in sürece dahil ettiği birey ve toplum ölçeğindeki her bir parametre ve kazandırdığı her bir potansiyel, mimar ve tasarımcı olarak mimarların, daha fazla empati kurmasına ortam hazırlıyor. Bu dinamik, Slash Architects pratiğinde, tasarım edinimini güçlendiren ve insan odaklı tasarım yaklaşımımızı besleyen bir kazanıma dönüşüyor.

Farklı coğrafyalara uygun nitelikte mekanlar tasarlayacak olmak aynı zamanda farklı kültürlere, yönetmeliklere, standartlara ve yaşayış biçimlerine hakim olmayı beraberinde getirir. Tabii olarak projeyi en çok şekillendiren etmen, çevresel koşullar oluyor. Örneğin Slash Architects, Ortadoğu projelerinde gün ışığını kontrol edecek ve gölgelik alan kurgulayacak şekilde aksiyon alıyor. Karşılaşılan bir diğer alt başlık mahremiyet olgusu. Bu tanımın sınırları toplumdan topluma oldukça değişkenlik gösterdiği için tasarım kriterleri de etkilenmekte. Örneğin yine Ortadoğu’daki bir Slash Architects klinik projesinde, bekleme alanlarının cinsiyet kullanımına göre ayrıldığı bir mekan organizasyonu beklenmiş. Buna ek olarak mekana gelen hastaya bu çerçevedeki konfor koşullarını sunmak amacıyla, cephe doğramalarında sticker kullanarak görsel iletişimi kontrol altına alınmaya çalışılmış. Bir başka projelerinde dikkate alınan diğer bir tasarım girdisi de tüketim alışkanlıklarıyla ilgili. Slash Architects Paris’te tamamladıkları projede o kültürün tüketim alışkanlıkları doğrultusunda, cepheyi vitrin gibi çalıştırarak klinik ve bulunduğu yer arasında tanıdık bir görsel etkileşim yaratmaya çalışmış. Böylelikle yapılan mimari müdahale, hastayı içinde bulunduğu psikolojiden koparan ve onu rahatlatan bir avantaja dönüşmüş. Bu ve fazlası tüm veriler, Slash Architects’in butik tasarımlar ortaya çıkarmasına imkan tanıyor. Mekanın ve bağlamın kendine özgü verileri ve potansiyelleri mekan kimliğini oluştururken Slash Architects mimarları için en büyük etkenlerden biri.

Slash Architects kurucusu Mimar Şule Ertürk, sağlık mekanlarının tasarımında, lokasyon fark etmeksizin, referans alınması gereken en kritik değişkenin hasta psikolojisi olduğunu düşünüyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, her hastanın sağlık birimine gitme endişesi taşıdığı görülebilir. Slash Architects ekibi, bu çekinceyi, tüm projelerinde geliştirdikleri ortak yaklaşımın merkezinde konumlandırıyor ve “kendini iyileştirmek için varılan yer” algısı ile değiştirmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda kullanıcının; bulunduğu yere kendini ait hissedeceği, mekanı bütünsel algılayacağı, sirkülasyon rotalarını kolaylıkla okuyabileceği ve ulaşmak istediği alanın mümkün olduğunca görünür kılındığı net bir tasarım dili benimseniyor. Gelen hastalar için “bekleme” teması ve mekanın bu esnada yaşattığı deneyim de oldukça önemli. Bu hususta Slash Architects kurucusu Mimar Şule Ertrük amaçlarının, bekleyiş ve hassasiyet durumunda insan psikolojisindeki endişe durumunu iyi yönetecek, konforlu, sürprizli, rahatlatıcı, steril ama cana yakın bir ortam kurgulamak olduğunu söylüyor. Farklı oturum alternatifleri bulunan, çağımızın dijital ihtiyaçlarına cevap verebilecek, karşılaşmalara ortam sağlayabilecek, kitchenette gibi mekanlarla zenginleştirilmiş bekleme alanları kurgulanıyor. Informatif ekranlar, herkesin kullanabileceği notepad ler, şarj noktaları ile vakitlerini değerlendirmelerini, hasta olma fikrinden uzaklaşmaları sağlanmaya çalışılıyor. Bu ortak ele alış biçiminin yanı sıra, ülkeden ülkeye en çok değişen ve projeyi en çok etkileyen dinamiklerin başında yönetmelik ve mevzuatlar geliyor. Bu doğrultuda, farklı coğrafyalardaki kullanıcılar için idealize edilmiş kurallar Slash Architects ekinine tasarım yaklaşımını tekrar tanımlatıyor. Örneğin, diş ünitelerinin çevresinde hekim ve personelin ideal şekilde kullanabileceği minimum mesafe Türkiye’de ölçülerle belirlenmişken Viyana ve Avusturya’da böyle bir standardın tanımlanmadığını görülmüş. Bu minvalde, değişen metrekare gereksinimleriyle birlikte poliklinik içindeki kurgu da Slash Architects için daha esnek bir zemine oturmuş.

Slash markası, Slash Architects olarak onlarca seçkin sağlık projesi tasarlayarak elde edilen bir uzmanlığın meyvesi. Marka, sağlık mobilyaları sektöründeki özel tasarlanmış mobilyaların eksikliğine bir alternatif oluşturma isteğiyle ortaya çıkmış. Kullanışlılığı, sofistike tasarım diliyle birleştiren Slash Architects kurucusu Mimar Şule Ertürksektöre yeni bir yorum getirmek istemiş. Mimari projelerinde sayısız doktorla çalıştıktan sonra gerçekçi ihtiyaç ve beklentileri öğrenerek ve sundukları çözümlerle bunları yerine getirebildiklerinden emin olduktan sonra, Slash olarak yalnızca kendine özgü tasarım diliyle değil, aynı zamanda yenilikçi çözümlerle de fark yaratmayı hedeflemişler. Ürünler global ölçekte sağlık mobilyaları sektöründe özel tasarım mobilya açığının kapatabildiği, kendine özgü sofistike tasarım diline inovasyonu dahil edebildiği ve kompakt çözüm sunabildiği için oldukça rağbet görüyor. Pazardaki bu ilginin bir diğer nedeni de ürünlerin resepsiyon bankosundan tedavi odası dolaplarına, toplantı noktalarından hasta deneyimini geliştiren hibrit mobilyalara kadar bir sağlık merkezindeki tüm alanlara hizmet veriyor olması. Slash Architects, bu ilgiye ve yeterliliğe dayanarak Slash’in sağlık mekanlarının geleceği olduğunu savunuyor.

Slash Architects’in, yurt dışında ve yurt içinde pek çok projesi ödüle layık görüldü; bu durum Slash Architectsmimarları için oldukça değerli. Amaçları insan odaklı ve güncel tasarım yaklaşımını gösterebilecekleri mekanlar üretmek. Yakın gelecekte Slash Architects, mimari bilgi ve yetisini Türkiye’de ve uluslararası ölçekte, hem sağlık mekanlarıyla hem de farklı fonksiyon ve temadaki işlerle ortaya koyarak devam ettirmek ve Slash mobilya markası ile sektördeki açığı kapatıp ürün yelpazelerini genişleterek tasarım dilini ve felsefesini daha çok kişiye duyurmak istiyor. 

Copa, İsveçli Müşterilerini Üretim Tesislerinde Ağırladı

Copa Isı Sistemleri, Bursa NOSAB’daki üretim tesislerinde İşveç’ten gelen ve sektör profesyonellerinden oluşan 14 kişilik bir müşteri grubunu ağırladı. Grup, hem radyatör hem de kombi fabrikasını gezerek Copa’nın uluslararası kalite standartlarına uygun yapılan üretim proseslerini yerinde incelediler.

İklimlendirme sektörünün öncü markalarından Copa, İsveç’ten gelen ve sektör profesyonellerinden oluşan 14 kişilik bir müşteri grubunu, Bursa NOSAB’daki üretim tesislerinde ağırladı. Copa’nın İsveç bayileri, hem radyatör hem de kombi fabrikasını gezerek Copa’nın yenilikçi yaklaşımı ve yüksek kaliteli ürünlerini yerinde inceledi. 

Fabrikadaki üretim süreçlerinin her aşamasını görme fırsatı bulan grup, kalite kontrol ve test işlemlerinin titizliği ve hassasiyeti hakkında da bilgi sahibi oldu. COPA’nın üretim, ihracat, lojistik, iş sağlığı ve güvenliği, kalite ve Ar-Ge departmanlarının da eşlik ettiği gezide; müşteriler çevreci ve yenilikçi Copa ürünlerinin nasıl üretildiğine dair incelemelerde bulundu.

Copa, görüşmeler sırasında İsveçli müşterileriyle gerçekleştirdiği 2022 yılı değerlendirmesinde, yüksek kaliteli ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışıyla önemli başarılar elde ettiklerini vurguladı. 2023 yılında da portföyüne yenilikçi ve çevreci ürünleri eklemeyi hedefleyen firma, bu kapsamda Ar-Ge çalışmalarına ve ki yatırımlarına devam etmeyi hedefliyor. 

Konya Beyhekim Hastanesi’nin İnşaat Çalışmaları Yakında Başlıyor

Konya İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç, Beyhekim Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi projesinde temel atma hazırlıklarının tamamlandığını bildirdi. 

İnşaat hazırlıklarını incelemek için proje alanını ziyaret eden İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç, yetkililerden yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. 70 ünite kapasiteli Beyhekim Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, 10 yatak ve 2 adet ameliyathane kapasitesine sahip olacak. 

‘’Stratejik Bir Yatırım’’

Projenin tamamlanması ile vatandaşlara modern şartlara uygun olarak hizmet verileceğini belirten Koç, “Sağlık hizmetlerinin Konya’mızda eşit bir şekilde dağılarak, vatandaşlarımıza sunulması açısından bizim için stratejik bir yatırım olan sağlık tesisimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Sakarya Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Toplam 1,2 milyon TL yatırım bedeliyle yapımına başlanan Sakarya Şehir Hastanesi projesinin inşaat çalışmalarında yüzde 40 ilerleme kaydedildi. 

Sakarya, Adapazarı ilçesi Alandüzü Mahallesi’nde yükselen Sakarya Şehir Hastanesi, 300 dönüm arazi üzerine konumlandırıldı. Projenin fiziki gerçekleşme oranı ise yüzde 40’a ulaştı. Hastane inşaatı tamamlandığında Genel Hastane, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Kardiyoloji Hastanesi olmak üzere 4 hastane hizmet verecek. Ayrıca, her branştan 300 poliklinik, laboratuvarlar, 33 ameliyathane, 15 kadın doğum salonu, 183 yoğun bakım yatağı, 25 yataklı diyaliz ünitesi, 10 yataklı palyatif bakım, 10 yataklı yanık ünitesi, 4 yataklı iyotlu tedavi ünitesi, 30 yataklı kemik iliği ünitesi, hastane acil servis ise 70 müşahede yatağı, 13 poliklinik ile hizmet verecek. İhtiyaç dahilinde bin 500 yatak kapasitesine ulaşabilen bin yataklı Sakarya Şehir Hastanesi’nde 831 deprem izolatörü bulunuyor. Projenin 28 Ağustos 2024 yılında tamamlanması hedefleniyor.

‘’Hastane, Sakarya’yı Cazibe Merkezi Haline Getirecek’’

Proje alanını ziyaret ederek bilgiler alan Siyasetçi Ali İhsan Yavuz, “Tam olarak bittiğinde ne kadar devasa olduğunu, hatta hizmet verdiğinde de ne kadar kaliteli bir hizmet anlayışıyla bu tesisin ortaya konduğunu hepimiz göreceğiz. Bu hastane 4 hastaneden oluşacak. Toplamda 283 bin metrekareyi bulacak kapalı alanıyla gerçekten Sakarya’yı sağlık alanında da anlamında da cazibe merkezi haline getirecek. Yeni bir trend adeta yeni bir kalite, yeni örnek ve gerçekten dünyada ne varsa onların olduğu, son modern cihazların içinde bulunduğu ve her türden hastaya çok rahat bir şekilde müdahalenin yapılabildiği, belki kimsenin bir başka yere gitme ihtiyacı hissetmeyeceği, son derece modern, son derece güzel yatırım ve hastane haline gelecek inşallah.” dedi. 

Projenin 2024 yılında hizmete gireceğini vurgulayan Yavuz, “Onun temellerini görmek, ortaya çıkan eseri buradan müşahede etmek bile bizi heyecanlandırıyor. Çünkü Sakarya için bin yatağın ne demek olduğunu biz çok iyi biliyoruz. 28 Ağustos 2024’te buranın son bitim tarihi olarak görünüyor. İnşallah o tarihte bitmiş olacak. Ne kaldı ki şurada? Yani bir yıl sonra bu hastanenin tamamen ortaya çıktığını yavaş yavaş hizmete başlayacak aşamalara doğru ilerlediğimizi göreceğiz.” ifadelerini kullandı. 

831 Adet Sismik İzolatör Kullanıldı

Projenin son teknolojiyle inşa edildiğini söyleyen Sakarya İl Sağlık Müdürü Aziz Öğütlü ise, “Gerçekten son teknolojik imkanlarla inşaatı yapılıyor. Aynı zamanda da deprem bölgesi olmamız hasebiyle deprem izolatörleri bu konuda çok önemli 831 adet deprem izolatörü monte edildi, bitmek üzere. Mayıs ayının sonunda hepsi bitmiş olacak ve inşası hızlı bir şekilde devam ediyor. Daha sonra da yine son teknolojik cihazlarla donatılıp burada bölge merkezi olarak da inşallah hizmet etmeye başlayacağız. Tabii asıl zor kısmı bitti bu projenin içinde 100 yataklı acil durum hastanesi de vardı. O çok şükür şu anda hizmet ediyor zaten bitmiş durumda hepsiyle beraber yüzde 40’lık bir fiziki gerçekleşme söz konusu. Hızlı bir şekilde gidiyor inşallah. Önümüzdeki sene ağustos ayında bitmiş durumda görürüz diye düşünüyoruz. 

‘’Türkiye’de Şehir Hastanesi Sayısı 20’ye Ulaştı’’

Şehir hastanelerinin özellikle yurt dışına çıkınca görüyorsunuz ne manaya geldiğini. Pandemide gördük her bir odası negatif basınçlı odaya dönüşerek özellikle sağlık çalışanları koruyup pandemiden en az etkilenen oldu şehir hastaneleri. Şu anda yaklaşık herhalde Türkiye’de 20 tane falan oldu hızlı bir şekilde de artıyor. İyi ki bu hastaneler var ve Türkiye’de depremde de gördük çok kısa bir sürede tüm hastalarımızın tedavileri tamamlandı. Önceden ayakları kesiliyordu depremde insanların. Şu anda hiperbolik ve yara bakım konusu o kadar ilerledi ki şehir hastaneleri, tedaviler çok başarılı oluyor.” şeklinde konuştu. 

Sakarya Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İstanbul’da 10 Bin TL’ye Kaç Metrekare Konut Kiralanabilir?

İstanbul’da Mart 2023 sonu itibarıyla ortalama konut kiraları bir önceki aya göre yüzde 11, bir önceki yıla göre ise yüzde 141 artarak 13 bin 75 TL oldu. İstanbul’un ilçelerini mercek altına alan Endeksa, 10 bin TL’ye hangi ilçeden kaç metrekare konut kiralanabileceğini araştırdı.  Buna göre İstanbul’da 10 bin TL’ye Avcılar’da 119 metrekare, Üsküdar’da 76 metrekare, Şişli’de 55 metrekare konut kiralamak mümkün.

Gayrimenkul değerlemede dijital teknolojilerin gelişmiş olanaklarını kullanan Endeksa, nabzını tuttuğu konut sektörünün ardından şimdi de ‘Kent Kıymet Raporu’ Serisi ile illeri mercek altına aldı. İlçesindeki kiraları, değer değişimini ve bütçesi kapsamında kaç metrekare konut kiralayabileceğini merak edenler www.endeksa.com.tr adresinden tüm bilgilere ulaşabiliyor.

İstanbul’da Mart 2023 sonu itibarıyla kiralık konut kiraları bir önceki aya göre yüzde 11 artarken, ortalama kiralık konut kiraları da 13 bin 75 TL oldu. Mart ayı itibariyle ortalama kiralık konut değeri metrekare bazında bakıldığında 130,07 TL oldu.

Endeksa verilerine göre, İstanbul’da 10 bin TL’ye Avcılar’da 119 metrekare, Üsküdar’da 76 metrekare, Şişli’de 55 metrekare, Kadıköy’de 53 metrekare, Ataşehir’de 62 metrekare, Beyoğlu’nda 52 metrekare, Beykoz’da 99 metrekare, Bakırköy’de 57 metrekare, Beşiktaş’ta 39 metrekare, Sarıyer’de ise 36 metrekare konut kiralamak mümkün. 

İnşaat Mühendislerine Tecrübe Şartı Geliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ‘Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ kapsamında yapılacak düzenleme ile inşaat mühendislerine tecrübe şartı getirmeyi planlıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yeni düzenleme kapsamında mühendislerde arayacağı kriterler şöyle olacak;

Yeni mezun inşaat mühendislerinin hazırlayabileceği statik projeler zemin artı 4 kata kadar sınırlandırılacak. 

4 kat ila 8 kat arası statik projeleri hazırlayacak inşaat mühendisleri için en az 3 yıl, 10 bin metrekare ve 4 farklı proje tecrübe şartı aranacak.

8 kat üzeri proje için ilave olarak en az 5 yıl tecrübe şartı aranacak. Aynı zamanda bu tip yapılar için yapı ana bilim dalında veya deprem mühendisliği ana bilim dalında yüksek lisans yapılmış olması da gerekecek.

Kamu Binaları İçin En Az 5 Yıl Tecrübe

Düzenleme, kamunun kullanımına mahsus binaların mimari proje ve müelliflerine ilişkin kurallar da getiriyor. Şehirlere kimlik kazandırılması amacıyla yapılacak olan bu tür binaların mimari proje müelliflerinin, kamuda, üniversitelerin mimarlık bölümlerinde veya meslek odasına kayıtlı serbest mimar olarak en az 5 yıl mesleki tecrübesinin bulunması, en az 10 bin metrekare ve 4 farklı yapının proje sürecinde aktif olarak yer alması veya mimarlık ana bilim dalında doktorasının bulunması şartı aranacak. Yapılar yöresel mimariye uygun tasarlanacak ve projenin uygunluğu mimari estetik komisyonunun onayına sunulacak. Mimari estetik komisyonunda yer alan mimar üye sayısı 1’den 2’ye çıkarılırken, komisyon başkanının en az 5 yıl deneyimli veya yüksek lisanslı mimar olması gibi şartlar da getirilecek.

4 Kat Üzerine Çıkılamayacak

Yeni düzenleme ile kapalı çıkmalara ilişkin ilave kurallar getirilecek. İçerisinde konut bulunan ve zemin artı 4 kat ve üzeri olan binalarda kapalı çıkma yapılamayacak. Kapalı çıkma yapılamaması nedeniyle emsal haklarının kullanılamaması halinde kayıplar telafi edilecek. Ön bahçe mesafesi 5 metre ve üzeri olan parsellerde, emsal ve taban alanı içerisinde kalmak ve yola 4 metreden fazla yaklaşmamak kaydı ile ön bahçeye 1 metre taşmaya müsaade edilecek. Bitişik nizam parsellerde yapıların bitişik olan parsel sınırına 15 santimetreden fazla yaklaşamayacak. Ayrıca bitişik olarak yapılacak olan binaların arasında; 2 kata kadar olan binalar için 3 cm, üzerindeki her kat için 1 cm olmak üzere derz boşluğu bırakılması zorunlu olacak.

Konut olarak kullanılan binaların zemin katındaki ticari işletmeler için de yeni kurallar getirilecek. Ticari birimin kat yüksekliği 4,50 metreyi geçmeyecek. Yapının tasarımında Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde verilen A14 ve A15 tipi taşıyıcı sistemler kullanılacak. Kısa kolon oluşturulmaması, asma kat yapılamaması, binada kapalı çıkma yapılmaması şartlarının tamamının sağlanması zorunlu olacak.

THY ve Emlak Konut GYO İş Birliğindeki Konut Projesi Hayata Geçiriliyor

Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) iş birliğinde İstanbul, Arnavutköy’de 14 bin konutluk proje hayata geçiriliyor.

Toplam 3,6 milyon metrekarelik arazi üzerinde yükselecek olan 14 bin konutluk projenin geliştirme çalışmaları başlatıldı. THY tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“Yönetim kurulumuz, ortaklığımız ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’nin yüzde 50’şer hissesine sahip olduğu İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Dursunköy Mahallesi adresinde bulunan 3,6 milyon metrekare arazi üzerine konut projesi geliştirme çalışmalarının başlatılmasına karar vermiştir.

Proje kapsamında etaplar halinde toplam 14.000 konut yapılarak Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. yönetiminde satışa çıkarılması, yapılacak konutların en az 3.000 adedinin Türk Hava Yolları ve İştiraklerinin çalışanlarına satılmak üzere kura hakkının Ortaklığımız tarafından belirlenmesi planlanmaktadır.’’

“Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası’na Yoğun İlgi”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası” hakkında önemli bilgiler paylaştı. Bakan Kurum, “Bu saate kadar yapılan toplam başvuru sayısı 10 bin 165 bina” dedi.

İstanbul’da yüzyılın dönüşümü hızlı başladı. Sancaktepe Toplu Açılış, 5000. Arsa Tapu Teslim ve Millet Bahçesi İlk Fidan Dikim Töreni’nde konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası”na başvuru sayısını açıkladı.

Başvuruların bu sabah alınmaya başladığı kampanyaya henüz ilk gününde 10 bin 165 binanın başvurduğu bilgisi paylaşan Bakan Kurum, “Bu yaklaşık 50 bin bağımsız bölüm ediyor. Yani 200 bin kardeşimiz ilk saatler itibarıyla bu projeye başvurmuş ve ‘Yarısı Bizden’ kampanyası ile birlikte devletim gelsin, TOKİ ile benim inşaatımı yapsın, evimi dönüştürsün diyor. Bu ne güzel mutluluk.”dedi.

5250 lira kira yardımında bulunacaklarını belirten Bakan Kurum, “10 bin 500 lira taşınma yardımı vereceğiz. Aylık 5625 liradan başlayan taksitlerle vatandaşım evine kavuşacak. TOKİ eli ile yapacağız.” diye konuştu.

“Yarısı Bizden” Kampanyası Nedir?

1.5 milyon konutun dönüştürülerek, 6 milyon İstanbulluyu güvenli alanlara taşımayı hedefleyen projede kentsel dönüşüm maliyetinin önemli bir bölümü devlet tarafından karşılanmış olacak.

Kampanya ile, 100 metrekare 2+1 dairenin 750 bin lirası devletten olmak üzere kalan tutara yüzde 10 peşinat, 5 bin 625 liradan başlayan taksitlerle 10 yıl vade ile ödeme imkanı getirilecek.

120 metrekare 3+1 dairenin de 900 bin lirası devletten olmak üzere, kalan tutar yüzde 10 peşinat, 6 bin 750 liradan başlayan taksitle 10 yıl vade ile ödenebilecek.

Proje ile 500 bini Avrupa, 500 bini de Anadolu Yakası’nda olmak üzere 2 uydu kent inşa edilecek.

Ağrı’da İnşa Edilecek AVM İçin Protokol İmzalandı

Ağrı, Merkez’de bulunan Tekstil Kent önünde 2 etapta inşa edilmesi planlanan Alışveriş ve Yaşam Merkezi projesi için protokol imzalandı. 

Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve civar ülkelere hitap edebilecek şekilde tasarlanan ve Ağrı’nın en büyük, markalı karma projesi olan Alışveriş ve Yaşam Merkezi (AVM) dünyaca ünlü markalara ev sahipliği yapacak. Projenin protokol imzalama töreni, Vali Osman Varol ve İsra Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Tavlı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. 

Ağrı, Bu Proje İle Ekonomik Zenginlikten Pay Alacak

Bölge açısından çok önemli bir proje olduğunu dile getiren Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, “Bugün burada toplanmamıza vesile olan, alışveriş ve yaşam merkezi dediğimiz şey, başka şehirler için sıradan bir ekonomik faaliyet gibi görülebilir ama Ağrı’da yaklaşık 13-14 yıldır hayali kurulan, toplumun çok büyük bir beklentisi olan, Ağrı’nın hem ekonomik gelişimine hem sosyal yaşamında hem de kalkınmasına çok büyük bir etki yaratacak olan, beklenen, özlenen işlerden bir tanesi. Bizim özel idaremize ait bir arsamız var, bu projenin yapılacağı arsa. Hatta halktaki beklenti o kadar büyük ki buraya AVM arsası diyorlar, bu arsaya artık gerçekten bir arsa yapılacak. Bu alışveriş ve yaşam merkezi şehrimizin yaşam kalitesinin yükseltilmesi, insanlarımızın refahının, ticari, ekonomik hareketliliğin artması açısından gerçekten çok önemli. 

İran sınırında yer alıyoruz. Ülkemize çok ciddi sayıda İranlı turist geliyor, İranlı turistlerin buraya gelirken temel amaçları alışveriş yapmak. Gürbulak Sınır Kapımızdan giriyorlar, ama bizim böyle bir projemiz yoksa bunun pek bir önemi yok. Gürbulak Sınır Kapısı’ndan giren İranlı turistler, komşu şehirlerimize gidiyor. Komşu şehirlerimizde belirli mevsimlerde sokakta gezdiğinizde İranlı turistlerden, yerli vatandaşımızı göremiyorsunuz. Alışveriş merkezleri, mağazalar onlara sattıkları ürünlerle, onun yarattığı ekonomik aktiviteyle inanılmaz bir refaha kavuşuyor. Karma konseptte geliştirilen bu dev proje, bölgede bir cazibe oluşturarak bu ekonomik zenginlikten Ağrı’nın da pay almasını sağlayacak. İnşallah bu proje şehrimize çok büyük hayırlar getirecek, ben buna inanıyorum.”  dedi.

‘’5 Milyar TL’lik Bir Yatırım’’

Projenin detaylarıyla ilgili konuşan İsra Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Tavlı ise şunları söyledi:

‘’Bir Kuşak Bir Yol’ projesinin ortasında yer alan Ağrı’da yeni yüzyılın bu dev projesini yapacak olmaktan dolayı büyük onur ve gurur duyuyoruz. Dünyaca ünlü markaların hizmet vereceği AVM, otel, klinik otel, rezidans daireler, ofisler olacaktır. Ülke ekonomisine ve istihdama büyük katkı sağlayacak olan proje ile bölgeyi bir çekim merkezi haline getirmeyi planlıyoruz. Takribi öngörülerimize göre bu projenin tamamlandığı zaman itibarıyla 5 milyar TL’lik bir yatırım olduğunu da ifade etmek isteriz. AVM’nin toplamda 36 ile 48 ay arasında bir süre içerisinde tamamlanmasını hedefliyoruz.”

Erhan Mataracı Uyardı: Belli Bir Yüksekliğin Altında Kalınca İzolatör Zararlı Olabilir

Metalurji ve Malzeme Mühendisi Erhan Mataracı, Kahramanmaraş merkezli depremlerde tartışma yaratan moloz kaldırma çalışmaları hakkında, uzun vadeli sorunların daha mühim olduğunun altını çizdi, molozların kaldırılmadan önce ayrıştırılmasına dikkat çekti.

Binalarda kalan elektronik eşyaların çevreye zarar vereceğini dile getiren Mataracı, molozların ne kadar kısa sürede kaldırıldığından çok işin uzmanlarla yapılması gerektiğini vurguladı. Bina yapımında teknik konulara da değinen Erhan Mataracı, Türkiye’de yapılan projelerde tüm koşulların dikkate alınması gerektiğini söyledi. Farklı ülkelerde başka detayların dikkate alındığı inşaat yapımında Türkiye’deki kusurları da aktaran Mataracı, bina yapımı esnasında birçok teknik bilgiyi de paylaştı.

Uluslararası müteahhitlik firması sahibi Erhan Mataracı, Kahramanmaraş merkezli depremlerle birlikte yeniden gündeme gelen bina yapımı ve inşaat sırasında yapılan denetimler hakkında bilgileri tazeledi, projelerin katı kurallar dahilinde yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Yapı türlerinin ülkenin ve vatandaşın ihtiyaçlarına göre değişebileceğini söyleyen Mataracı, binaların Avrupa Birliği standartlarında yapılması gerektiğinin altını çizdi. 

Teknik detaylar veren Erhan Mataracı’nın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“İnşaat yapma aşamalarını baştan gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum”

“Depremde binaların yıkıldığı zaman konuştuğumuz konularla bugün molozların taşınması konusundaki hatalar farklı bir kökten gelmiyor. İnşaatın yapımı ve yıkımı, projeler açısından bakıldığı zaman, ikisi de bir projedir. Bizim proje planlama aşamamız vardır. Nasıl ki inşaatların yıkımına, inşaattaki kusurlar sebep olduysa, molozdaki kusurlarda benzer şeylere sebep oluyor. 

İnşaat yapma aşamalarını baştan gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir proje yapılacağı zaman ilk öne proje ile alakalı dünyanın her yerindeki inşaat projelerinde yapılır. Projenin yönetici, altındaki kalite departmanı, iş sağlığı ve çevre departmanı. İnşaatı direkt olarak yapacak departman, onun haricinde idari departmanlar. 

İş güvenliği tarafından değerlendirilen üç faktör

Bunların içerisinde uluslararası tabirle HSE dediğimiz; yani sağlık, güvenlik ve çevre. Bu üç faktör projenin başında iş güvenliği tarafından değerlendirilir. Türkiye’de bu konuyla ilgili genel olarak bazı yaşanan kazalardan sonra işçi sağlığı tarafından bakıyoruz ama bunun son aşaması da çevredir. Proje yapıldığı zaman, yapılacak proje gözden geçirilir. Şu an içinde bulunduğumuz binayı yapacaksak şayet, bununla alakalı değerlendirmeler yaptığımızda, biz bununla yapacağımız süreç içerisinde çevreye bu zararları, işçiye bu zararları, şehre ve havaya bu zararları verebiliriz gibi sayısız faktör var. Bu işi yapacak olan firma tüm bu faktörleri tek tek değerlendirip bunlarla alakalı nasıl önlemler alınacağını, prosedürlere yazıp, proje başında müşavir firma olabilir, sahibi olabilir, belediyeler olabilir… Burada, bunlarla alakalı bir onay almak zorunda.”

“Binaların içinde kalan buzdolabı, çamaşır makineleri, televizyonlar…”

Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binaların kaldırılmasında ortaya çıkan asbest konusunda, moloz kaldırma işinin hızlı yapılmasından çok, belirli uzmanlarla yapılması gerektiğine vurgu yapan Mataracı; “Buradaki kusur sadece asbest değil. Kaybettiğimiz vatandaşlarımızdan kalan parçalar, binaların içinde kalan buzdolabı, çamaşır makineleri, televizyonlar var. Bu evlerde piller var. Bunların çevreye zararlı şeyler olduğunu biliyoruz. Ama molozu aldığımızda binayı komple alıp bir yere taşıdığımızda, su yatağına, toprağa dökersiniz, bunun zararlı olacağını biliyoruz.” dedi.  

“Molozun kısa zamandaki etkisi, uzun zaman etkisinden daha zararlı değil”

Erhan Mataracı, gerekli ayrıştırmaların yapıldığı zaman çevreye zarar vermeyeceğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu molozlar yıkılmış, burayı 1-2-3 ay içerisinde fark etmiyor. Bu kadar süre içerisinde temizlemek çok önemli değil. Önemli olan ayıklamanın yapılması. Suyu ve toprağı kirleteceğimize, belli bir zaman verilip, bu işin uzmanları gelip, buradan çıkan atıkları bu şekilde değerlendirelim gibi ayrımlar yaparsa sonradan bu moloz çevreye zarar vermez. Sonradan bu insanlar bu bölgeyi kullanacak.

Molozun kısa zamandaki etkisi, uzun zaman etkisinden daha zararlı değil. Direkt olarak o moloz oraya döküldü diye zarar vermeyecek ama biz şunu İstanbul’dan biliyoruz. Kentsel dönüşüm projelerinin çok yoğun olduğu dönemlerde ve bölgelerde insanlarda solunum problemleri oldu. Bu anlık bir problem değil, belli bir vadede insanlarda sorun oluştu hatta halk arasında kentsel dönüşüm rahatsızlığı deniyordu buna.”

“İzolatör belli bir yüksekliğin altında zararlı bile olabilir”

Depremlerin ardından birçok vatandaşın kendi binasını kontrol ettirme isteği konusunda, sağlıklı ve sağlam binaların özelliklerine de vurgu yapan Mataracı, binanın ‘ihtiyaca göre’ yapılmasına dikkat çekti. “Kendimizi kalıplara sokmamalıyız” diyen Erhan Mataracı, şunları söyledi:

“Yapı tamamen ihtiyaca göre, bölgeye göre tercihe göre değişen bir şey. Biz yapıları planlarken hem ihtiyaçlarımızı, ekonomik durumu gibi birçok şeyi değerlendirmeliyiz. Orta Doğu’daki binalarda dümdüz çatılar olurken Uzak Doğu’ya gittiğinizde çatılar dik olur. Bu tamamen yağışın etkisini bertaraf etmek içindir. Bazı yerlerde ince bazı yerlerde kalın yapılır. Bu ihtiyaçlardan kaynaklı durum. İllaki şu olmalıdır dememeliyiz. Hatta olmalı mıdır sorusunu bir tarafa bırakalım, kendimizi bu tip kalıplara sokmamalıyız. 

Depremden sonra bu tartışmalara çok denk geldik. Bizim binada bu beton kullanılmış, bu beton olmalı… Her yerde bu betonun olması bazen zararlı olabilir. Mesela bir izolatör tartışması çok oldu. Bizim arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre izolatör belli bir yüksekliğin altında zararlı bile olabilir. Daha yıkıcı etkiye sebep verebilir. Sizin ihtiyacınız, binanın ihtiyacı ne, siz bunu ne amaçla kullanacaksınız, neye dayanmasını istiyorsunuz…”

“Herkes kendi binasının kontrolcülüğüne başladı”

Yapılacak binanın projesinin ve analizlerin doğru ve ihtiyaca uygun yapıldığı taktirde hasar görmeyeceğini dile getiren Mataracı; “Hiç fay hattı olmayan bir ülkede deprem güçlendirmesine gerek yok. Yapıyı yapacağımız bölgeye bakıp oradaki kar yükünü hesaplıyoruz. Afrika’daki bir projede kar yükünü hesaplamazsınız. Türkiye veya Rusya’da yapacaksanız hesaplamak zorundasınız. Bu genel uygulamaları her yerde kullanmalıyız gibi değerlendirmemiz böyle bir sebebe götürebilir bizi. İllaki bu beton, demir kullanılmalı gibi şeyler şart değil. Projenin neye ihtiyacı var, o proje mühendisliğin gelişmesiyle envai çeşit yere konulabiliyor. Analizlere sokulur, hesaplar kontrol edilir. Bunlar yapıldıktan sonra zaten binalarımız hasar vermeyecektir.

Halkımızın depremden sonra bir miktar yorulduğunu düşünüyorum. Herkes kendi binasının kontrolcülüğüne başladı. Bu beton kullanılmalı, bizim bina bundan yapılmış, bu demir kullanılmalı gibi, bunlara gerek yok.” dedi.

“Tartışmamız gereken konu, tüm mühendislik çalışmalarındaki bazı aksaklıklar”

Vatandaşın kendi binası hakkında, “kısmi fikir” edinebileceğini söyleyen Mataracı, yıkılan binaların şekline bakarak karar vermenin doğru olmayacağını aktardı. Yapılması gerekenin kalite yönetimi sisteminin oluşturmasını sağlamak olduğunu ifade eden Mataracı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kısmi fikirler edinebilir. Depremde gördüğümüz bir bina var. Bina yıkılmış, temeliyle beraber yıkılmış, bina sapasağlam. Zemin sağlam değil. Halk gidip kolona bakarsa bunda bir şey görmeyecek. Ama bina sağlam değil. Yeterli olmayacak. Burada tartışmamız gereken konu, tüm mühendislik çalışmalarında bazı aksaklıklar olduğu fikrim var.

“Uygulamamız gereken şey, toplam kalite yöntemi dediğimiz sistemin oturtulması”

Bir proje yapılacağı zaman, ben buranın yapım mühendisiysem, siz de kalite kontrol mühendisiyseniz, siz benimle nasıl yaptığımla ilgilenmezsiniz, bunu o bilmez. Siz kontrolü bilirsiniz. Herkes kendi alanında uzmandır ve uzmanlığını en iyi şekilde yapar sonuçta da ortaya en iyi bina çıkar. Bizim uygulamamız gereken şey, toplam kalite yöntemi dediğimiz sistemin oturtulması.”

“Bunun sorumlusu müteahhit midir?” 

Bunun sorumlusu müteahhit midir? Müteahhit diyemeyiz. Toplam kalite yönetim sisteminin eksikliğidir. Bu projeyi yaparken, bundan daha önce defalarca yapmış müşavir istiyorum ben diyorsunuz. Sizin şartlarınızı sağlıyorsa ben bu işi aldım diyor. İşin şartnamesini oluşturuyor, ihaleye çıkartıyor. Bu firma işin uluslararası şartlar, ülkenin oluşturduğu şartların yüzlerce sayfalık şartnameyle ihaleye çıkar. Müteahhit firma gelip teklif verdiğinde buna hem deneyim hem teknik ve fiyat açısından ihaleyi alırım. En son aşamaya kadar denetlenir. Yapı denetim firmalarının bu işi yaptıkları, yapmaları gereken kâğıt üstünde bir konu var.

“Muayene ve test planı olmadan projeye başlanmaz”

Bazı farklı hatalar da var. En başından sonuna dek işin içindeki tüm aşamalar tek tek yazılır. Sonra denir ki işin müşterisi, müteahhidi ve müşaviri. Bu aşamalar detaylı, personeli ne kadar seçeceğine kadar. O aşamaya geçmeden, ben onaylamadan başka bir aşamaya geçemezsiniz. Bu anlaşmanın ardından böyle tek tek gidilir. Burada muayene ve test planı deniyor. Bu olmadan projeye başlanmaz. Tek tek bunlar yazılır. Yapılacak iş ne, bu işin kontrolünü kimler yapacak, bu işin kontrolü neye göre yapılacak…”

Ucuz Suriye demiri kullanmaya izin veren sistem öldürdü

“Ucuz Suriye demiri öldürdü diye bir haber okudum. Bu öldürmedi, bunu kullanmaya izin veren kontrol sistemi öldürdü. Bununla ilgili oluşmuş bir standart var. Bunun içinde malzemenin kontrolü ve sertifikasyon oluşturulmalı diye üç ayrı paragraf var. Belirtmek zorundasın. Bizim genelde inşaatlarda, konutları konuştuğumuzda malzemeler nasıl kontrol ediliyor, gidiyorsunuz sanayi sitesine, ben şu kalite demir istiyorum diyorsunuz. Bu malzeme gerçekten o mu, malzemenin iç yapısı var. Ama bu standart bizde var mı, yok mu, bu standarda göre kontrol yapıldı mı… Sertifikanın kalite kontrol mühendisi tarafından kontrolü yapıldı, bu projelerde yapıldığını sanmıyorum.

“Avrupa standartlarını uyguluyoruz”

TOKİ binalarında bu kontrol sisteminin olup olmadığından haberdar değilim. TOKİ malzeme alırken sanırım bu hata çok olur. TOKİ’nin kendi denetim mekanizmaları da var bunu yapıyor. Bizim yönetmelikte ve standartlarda da bazı hatalar var, denk geldiğimiz şeyler oldu, bilinçli şeyler değil. Mühendislik kavramının tamamında bazı aksaklıklar var. Biz Avrupa Birliği uyum yasaları gereği, Avrupa standartlarını uyguluyoruz. Bence az çalışıyoruz.

“Ufak tefek şeyler gözden kaçabiliyor ama işe etkisi olabilir”

TSE şunu yapıyor. Biz Avrupa Birliği ülkelerinin standartlarını uyguluyoruz. Türkiye genelde British standartları çıkarıyor. Biz de aynısını TSE üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Dokümanların tercümelerinde bazı teknik hatalara rastladığımız da oldu maalesef. Bu işi kötü tarafa götürüyor. Kelime, cümle hatası pek önemli değil. Ama büyük-küçük işareti değiştiği zaman iş teknik olarak terse dönüyor. Ben diyorum ki, 20 milimin üzerindeyse bu şekilde yap, adam diyor ki altında, zaten yapılabilecek bir şey değil. Biz diyoruz ki yabancı dildeki standartları biz okuyalım, orijinalinden götürelim işi bir aksaklık olmasın. Bazen böyle ufak tefek şeyler gözden kaçabiliyor ama işe etkisi olabilir.”

Yapılan binadaki aksaklıkların artmasının maliyete bağlanmasının yanlış olduğunu vurgulayan Mataracı, bina yapımında “bilinçli olmak” gerektiğinin altını çizdi. Kültürün oluşması gerektiğini söyleyen Mataracı, şunları söyledi:

“Bilmezlikten ve o kültürün çok oluşmamasından dolayı”

“Ben de Karadenizli bir müteahhit olarak söyleyeyim, amaç günün sonunda kâr etmektir. Ama yine de Türkiye’deki bu aksaklıkların sebebi maliyeti çok artırması değil. Maalesef bu konuda onların da bilinçli olmaması. Biz projelerde kontrole gittiğimizde çok iyi niyetli arkadaşlarımızın, biz bu işi yüzlerce kez yaptık bu iş böyle yapılır diye, bizim standartlarımızla kavga ettiğimizi biliriz. Sen kaç kere yaptın, nereden biliyorsun diye sözlere çok maruz kaldık. Bilmezlikten ve o kültürün çok oluşmamasından dolayı.

Teknik anlamda bazı detay problemler var. Ben burada sadece yasaların değil bununla birlikte mühendislik odaların ve kuruluşlarının topyekun bir çalışmayla günün sonunda kaliteli bir şey ortaya çıkarması gerektiğini düşünüyorum”

Mühendislik konusunda Japonya ile Türkiye’yi karşılaştıran Mataracı, sözlerini şöyle bitirdi:

“Yapım açısından basit projelerde bu kadar katı değil”

“Dünyanın en büyük 250 müteahhidi her yıl açıklanır, bu listenin 2022 yılında 42 tanesi Türk. Dünyanın en büyük müteahhit firmasının yüzde 20’si Türkler. Günün sonunda karşı taraftaki müşterinin talepleri o kadar katı oluyor ki o ne derse onu yapıyorsun. Hatta aynı firma 2 farklı ülkede proje yaparken, taleplere göre yine farklı karakter gösterebilir.

Ülke de müşteri olabilir. İkisine bütün bakarız. Projenin sahibi kimse, firma olabilir devlet olabilir. Katı kurallar kuruyor ki, Türkiye’de de var. Bir rafineriye girdiğimizde uluslararası standartların daha katısını Türkiye’de görebiliyoruz. Şartlara uyuyorlar, şartlara uymak zorundalar. Firmalar uluslararası olmak zorunda. Yapım açısından basit projelerde bu kadar katı değil.

“Mühendisler herkesten katı olmalı”

Projenin günün sonunda kaliteli çıkması, müşavirin projeye koyduğu katılıkla alakalıdır. Müteahhit kâr etmeye çalışan biri. Hızlıca bitirmeye çalışacak. Onu da hata yapılacağı yerde durdurmalı, onaylamadan geçmesine izin vermemeli. Yol projesinde işin sahibi kamudur. Kamu da projeyi bizzat takip etmeli hatta mühendisler herkesten katı olmalı.

“Mühendislik konusunda Türkler dahi bir millet”

Mühendislik konusunda Türkler dahi bir millet. Sadece mühendisler değil ustalar da öyle. Japonya’da tsunami olduğunda nükleer santralde bir kriz yaşandı. 1-2 haftada çözdüler krizi. O zaman izlediğimde şunu söylemiştim: Bu problem Türkiye’de olsa çözüm süremiz 3 gündü. Çözene kadar 10 kişi ölürdü, herkes denemeye giderdi ama 3 günde çözerdik bu konuyu. Bu konuda onların çalışma sistemi şöyle: Daha önce başlarına gelmemiş bir konuda o anda fikir yürütmüyorlar, yürütmek de istemiyorlar. Soru sorarsanız kitaba bakar varsa cevabını verir yoksa beklersiniz. 

“Giderler problemi çözer gelirler”

Bizde öyle değil. İlla bir ustamız vardır bizim, diplomalı mühendislerden daha etkili olabiliyorlar. Giderler problemi çözer gelirler. Ama bu adamlarda bu problemler az oluyor. Japonya’da deprem olduğunda binaların yıkılmamasının sebebi, bizim halkımız gibi herkesin betonu demiri iyi biliyor olmasından dolayı değil. Adamlar toplam mekanizmayı her alanda kurdular. Herkes kendi işini kurmuş, herkes kendi işinin uzmanı ve kimse bir yerden kaçamıyor. Çünkü çok ciddi bir sistem var işin içinde.”