İş parçası bağlama ve otomasyon sistemlerinin teknoloji öncüsü Schunk, pek çok farklı sektördeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor.
Dünya çapında 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren Schunk; birçok farklı sektörde takım tutucular, iş parçası bağlama sistemleri ve otomasyon alanında ihtiyaca uygun çözümler geliştiriyor. 2007 yılında Türkiye pazarına giriş yapan ve dünya genelindeki gücünü kısa sürede ülkemize de yansıtan Schunk, inovatif ve zengin ürün gamıyla öne çıkıyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak otomotiv ana ve yan sanayisindeki firmalara çözüm ortaklığı yapan Schunk; havacılık, savunma sanayi ve plastik sektörlerindeki varlığını güçlendirirken çok kritik iki sektör olan gıda ve medikal sektörünü de markajına aldı. Ürün ve hizmetleriyle pazarda fark yaratan Schunk, 2022 yılında da Türkiye’ye artan bir ivmeyle yatırım yapmaya devam edecek.
Takım tutucu, iş parçası bağlama sistemleri ve otomasyon olmak üzere iki ayrı ana faaliyet alanı bulunan Schunk; robotlu otomasyon ekipmanları, CNC tezgâh iş parçası bağlama sistemleri ve takım tutucuları alanında dünya liderliğini koruyor. Schunk Türkiye olarak her yıl istikrarlı bir büyüme sağladıklarını ve bu sayede Schunk global tarafından 2015 yılında Orta Doğu’nun merkez üssü seçildiklerini söyleyen Schunk Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü Emre Sönmez, firmanın global pazar içerisindeki payını daha da artırarak uzun vadede Türkiye’de üretim yapan bir şirket konumuna gelmeyi hedeflediklerini belirtti.
“Dünyada Kullanılan 1 Milyondan Fazla Robot Elinde Schunk İmzası Var”
Schunk olarak dünyanın en kapsamlı robot eli portföyünü pazarın kullanımına sunduklarını ifade eden Emre Sönmez; “Dünyanın en kapsamlı robot eli portföyüne sahibiz. Kartezyen robotlar, gantry robotlar, transfer sistemler, otomatik taşıma sistemleri, endüstriyel robotlar ve manipülator sistemlerinde kullanılan bu robot eller; standart, yarı özel ve tamamen uygulamaya özel olmak üzere endüstride ve gündelik hayatımızın farklı alanlarında hizmet veriyor. Ürünlerimizle müşterilerimizin en zor tutma problemlerini çözüyor ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Dünya genelinde 1 milyonun üzerinde robot elimiz kullanılıyor. Schunk’un bu başarısı, ilk kez 1991 yılında pazara sunduğu PGN robot eli ile ivme yaşadı. Ardından 2001 yılında pazarın kullanımına sunduğu PGN+ ürünü ile patentli dişli yataklaması sayesinde kendi alanında rakipsiz hale geldi. 2016 yılında geliştirdiği üçüncü jenerasyon PGN+P ile performans olarak uzak ara pazardaki en iyi robot eli olmayı sürdürüyor” dedi.
“Robotik Takım Değiştiriciler, Sanayinin İlerlemesinde Lokomotif Görevi Görüyor”
Schunk’un pazarda güçlü olduğu bir diğer ürün grubunun robotik takım değiştiriciler olduğunun altını çizen Sönmez; “Bir robotun performansında ve işlevinin artırılmasında çok etkili olan robotik takım değiştiriciler; üretim, taşıma, montaj ve kaynak uygulamalarında yüksek esneklik için tercih ediliyor. Robotik takım değiştiricilerin değişim sıklığına ve operatörden bağımsız uygulama yapma ihtiyacına göre otomatik takım değiştirici veya manuel takım değiştirici olmak üzere iki farklı seçeneği bulunuyor. SWS olarak adlandırdığımız otomatik takım değiştirici, patentli kilitleme mekanizmasıyla fark yaratıyor. Bakım ve kullanım kolaylığı sunan yapısı, aynı zamanda hava kesildiğinde takımın kilitli kalmasını sağlıyor. Üzerinde bulunan dahili hava aktarma portları sayesinde ilave modül gerektirmeden, pnömatik hava ve vakumu takıma aktarmayı sağlıyor. Haberleşme, pnömatik, akışkan, fiber optik, temassız sinyal aktarımı, kaynak akımı, güç ve enkoder sinyali gibi aktarımı gerçekleştirebilen modüller çözüm olarak sunuluyor” şeklinde bilgiler verdi.
Schunk Manyetik Tablaları Türkiye’nin Her Yerinde Kullanılıyor
Türkiye pazarında talaşlı imalat sektörü için müşterilerine sundukları birçok standart ve özel çözümlerin yanı sıra manyetik tabla, hidrolik takım tutucular ve üç, dört ve beş eksen CNC tezgâhlarına uygun mengenelerle de sektörün çözüm ortağı olduklarını ifade eden Sönmez; “Manyetik tablalarımız, Türkiye’deki hemen hemen her kalıp imalatçısı tarafından kullanılıyor. Bu ürünleri ayrıca demiryolu ray ve vagon imalatçılarından ağır sanayiye kadar CNC tezgâh kullanımı olan her alanda müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Mengenelerimiz, iş parçası üzerinde çok küçük yüzeylerde dahi yüksek sıkma kuvvetine sahip olmaları, yüksek hassasiyet değerlerinde problemsiz çalışmaları ve kompakt yapıları sayesinde işleme proseslerinde yüksek talep gören bir ürün olarak öne çıkıyor. Üretimin tüm safhalarında kullanılabilen manyetik tablalarımız ise iş parçasının beş farklı yüzeyini işleme imkânı sağlayarak tezgâh duruş sürelerini minimize ediyor. Böylece oluşabilecek hatalı iş parçası bağlamalarının önüne geçiyoruz.” sözleriyle bu alanda Türkiye pazarındaki güçlü varlıklarını vurguladı.
“Hidrolik Takım Tutucular, Yüksek Kalite Ve Düşük Maliyet Özelliğiyle Rakipsiz”
İş bağlama sistemlerindeki ürünleri işleme noktasında takım tutucularla tamamlayarak müşterilerine entegre çözüm sunduklarını söyleyen Sönmez, sözlerine şöyle devam etti: “Hidrolik takım tutucularımızın sıkma torklarının rekabetsiz değerlerde olması, kaba ya da finish işlem fark etmeksizin tüm üretim proseslerinde kullanıma imkân sağlıyor. Hidrolik takım tutucumuzun çalışma prensibinde yer alan işleme sırasında oluşabilecek titreşimleri absorbe edebilme özelliği ise kesici takım sarfiyatında mekanik veya ısıtımalı tip takım tutucularla yapılan kullanıma göre en az yüzde 20 avantaj sağlıyor. Manyetik tabla ve mengene gibi iş bağlama sistemlerimizle birlikte hidrolik takım tutucularımızla da müşterilerimize yüksek kalite ve verimliliği düşük maliyetlerle sunuyoruz.”
“İnovatif Ürünleriyle Türkiye Piyasasına Yeni Bir Soluk Getiriyor”
Müşteriler tarafından yoğun bir şekilde kullanılan shrink (ısıtmalı) tip takım tutucuların yerine aynı dış ölçülere sahip ve çok daha iyi performans sağlayan hidrolik Tendo Slim 4ax takım tutucu ürününün pazarda dengeleri değiştirdiğine dikkat çeken Sönmez; “Bu ürünümüz muadillerine göre verimliliği büyük oranda artırıyor. KSC Mini, küçük ölçülere sahip iş parçalarının daha hassas şekilde sabitlenmesi ve çabuk çene değiştirme özelliğiyle avantaj sağlıyor. NSE3 HT Mini ise elektronik sistem sayesinde haberleşme sisteminin en üst seviyede kullanılmasına imkân sağlıyor. Üreticilerin mevcut makinelerini daha verimli kullanmalarını sağlayacak zero-point çabuk palet ve fikstür değiştirme sistemi olan Vero-S ürünleri ve iş parçalarını pnömatik, hidrolik olarak hızlı bir şekilde bağlamaya yarayan Tandem Kuvvet Blokları da Türkiye pazarında fark yaratan diğer önemli ürünlerimiz arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.
“Müşterilerin Uygulamalarına Yönelik En Uygun Çözümü Sunuyor”
Hızla gelişen kolobratif robot pazarında Schunk tak&çalıştır ürünlerinin robot kullanıcılarına büyük kolaylık sağlayacak şekilde kullanıma sunulduğunu belirten Sönmez; “Robot tutucusundan takım değiştiricilere kuvvet tork sensöründen çapak alma ekipmanlarına kadar geniş ürün yelpazemizle bu sistemin içerisinde yer alıyoruz. Makine besleme uygulamaları için kameralı parça konumlama gibi uygulama setlerini de müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Ayrıca çoğunlukla tezgâh besleme uygulamalarında kullanılan çiftli tutucu sistemleri de kolobratif robotların ayrılmaz parçası olarak konumlanıyor. Hafif ve orta derece çapak alma ve yüzey işleme uygulamalarında da Schunk olarak ürün gamımızı genişletmeye devam ediyoruz. Türkiye’de bu uygulama alanında önemli bir tecrübeye sahip şirketimiz, müşterilerin uygulamasına yönelik en uygun çözümü sunabilecek şekilde ekipman seçenekleri sunuyor.” dedi.
“2022 Yılında Üretimi Dijitalize Edecek İnovatif Teknolojilere Odaklanacak”
Schunk’un yeni yatırım rotası hakkında da önemli bilgiler veren Emre Sönmez; “Türkiye’de ağırlıklı olarak otomotiv ana ve yan sanayisinde faaliyet gösteren firmalara çözüm ortaklığı yapıyoruz. Havacılık ve savunma sanayi gibi çok sayıda sektördeki faaliyetlerimizi artırma hedefimizin yanı sıra farklı sektörlere de odaklanıyoruz. Bu kapsamda, 2021 yılı boyunca çok kritik iki sektör olan gıda ve medikal sektörünü markajımıza aldık. Ek olarak, yeni yılda plastik sektörüne yönelik ürünlerimizi ön plana çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca dijitalleşmeyle birlikte artan mobilitenin etkisiyle elektrikli araçların yaygınlaşmasından dolayı battery-pack üretimini ve montajını da destekleyecek ürünler geliştirmeyi sürdüreceğiz. Robotlarla entegre olarak çalışabilen elektrikli ürünler, enerji tüketmeyen tutucu sistemler ve IoT tabanlı ürünler konusuna da odaklanacağız. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında Türkiye’de varlığımızı daha da güçlendirmek ve üretim yapan bir şirket konumuna gelmek yer alıyor. Bu doğrultuda hız kesmeden çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.