GİGDER Başkan Yardımcısı Bayram Tekçe, vatandaşlık veya oturum almak isteyenlerin ülkeleri dışında aldığı gayrimenkul tutarının 2021 itibariyle 400 milyar doları aştığını belirterek, “Pazarın çok az bir kısmı vatandaşlık talebi ile oluşuyor. Asıl talep oturum ve çalışma gibi vize türleri almak ile oluşuyor. Biz de ‘Altın’ ve ‘Gümüş’ vizelerimizle bu pazarda hâkim rol oynayabiliriz” dedi.
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Vatandaşlık veya oturum almak isteyenlerin ülkeleri dışında aldığı gayrimenkul tutarı 2021 itibariyle 400 milyar doları aştı. Özellikle gelişmiş ülkeler bu pastadaki paylarını artırmak için agresif politikalarını sürdürürken, Gayrimenkul Yurt Dışı Tanıtım Derneği (GİGDER) Başkan Yardımcısı Bayram Tekçe, “Dünya pazarında asıl talep vatandaşlıktan ziyade, ikamet vizesi almak üzerine yoğunlaşıyor. GİGDER olarak önerimiz mevcut vatandaşlık programını destekleyen Gümüş ve Altın Vize ikamet programlarıdır. Bunlar, asıl amacı vatandaşlık almak olmayan, ancak sağlık, eğitim, emeklilik veya uzaktan çalışmak için dijital göçmen olarak Türkiye’ye gelip, yerleşik yaşama geçmek isteyenlere çözüm sunan bir ikamet programlarıdır. Alternatif bir ikamet programı olmadığı için çözümü vatandaşlık almakta gören yatırımcı kitlelerine de ulaşıp, vatandaşlık talebini de azaltmayı öngörüyoruz” dedi.
Bu sene Türkiye’nin yabancılara yaklaşık 75 bin konut satarak 10 milyar dolar doğrudan yatırım kazanacağını hatırlatan Tekçe, “GİGDER olarak yılda 20 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduğumuz 2025 yılına dünyada ilk 5’e girme vizyonu ile hazırlanıyoruz. Bu yolda atmamız gereken en kritik adım ise dünyada pandemiyle tetiklenen yatırımcı göçü hareketini iyi analiz ederek bu alandaki politikaları doğru kurgulamak. Bu doğrultuda, GİGDER Araştırma ve Yayınlar Komitesi olarak yatırım ekosistemini besleyen bir dizi saha araştırmasını sektöre kazandırdık. Yabancı yatırımcıların eğilimlerini ve İngiltere gayrimenkul pazarını analiz ettiğimiz ilk 2 kitabımızın ardından ‘Dünyada Göç ve Yatırımcı İlişkisi’ adını taşıyan 3’üncü kitabımızı kısa bir süre önce yayınladık. Marka ve pazar araştırma şirketi AGS Global’in katkılarıyla hazırladığımız bu yeni kitapta, dünyadaki yatırımcı göçü trendlerini incelemekle kalmadık, İspanya’dan Yunanistan’a, İngiltere’den ABD’ye Türkiye’nin dünyadaki en önemli rakiplerinin ‘yatırım yoluyla vatandaşlık’ (CBI) ve ‘yatırım yoluyla ikamet’ (RBI) politikalarını da masaya yatırdık” dedi.
“100’ü aşkın ülke yüksek varlıklı bireyleri çekmeye çalışıyor”
Günümüzde yatırım yoluyla vatandaşlık (CBI) ve yatırım yoluyla ikamet (RBI) ile ülkeler, ekonomik rekabette bir bir yeni teşvikler açıklarken, 100’ü aşkın ülke Yüksek Varlıklı Bireyleri (HNWI) bu programlarla çekmeye çalışıyor. Yüksek Varlıklı Bireyler’in 9 milyona yakınının Çin’de yaşadığını, Hindistan, Rusya, Brezilya ve Meksika’da da 2 milyona yakın kişinin bu kapsamda sayıldığına dikkat çeken Tekçe, “Dijital göçmenlere ve bu yüksek varlıklı bireylere yatırım amaçlı ürünlerimizi çeşitlendirerek ve kurumsallaşarak ulaşmak oldukça önemli” dedi.
Faruk Akbal: “Yatırımcı ofislerinin kurulmalı”
Dünyada sayıları pandemi ile birlikte bir anda 40 milyonu aşan ‘dijital göçebeler’ için ülkeler ‘kapma’ yarışına başladı. 3 ay önce 27 seviyesinde olan dijital göçmenler için vergi ve oturum teşviği açıklayan ülke sayısı son verilere göre 49’a ulaştı. Bu konuya özel dikkat çeken GİGDER Başkanı Faruk Akbal, bu yarışta Türkiye’nin de geride kalmamasını istiyor: “Her türlü doğrudan yatırım adına bu kitleyi çekmek değerli. Nitekim dijital göçebeler yılda ortalama 119 bin 400 dolar kazanıyor. Dijital göçebelerin yüzde 80’i 3 ila 9 ay arasında bir yerde kalıyorlar ve yüzde 61’i evli. Bu kitleyi çekersek sadece harcama yapmalarını sağlamayız aynı zamanda cennet vatanımızda başta gayrimenkul olmak üzere pek çok alanda yatırım yapmalarını da sağlarız. Doğrudan yatırıma bu açıdan da bakmak faydalı olacaktır” dedi.
Türkiye’ye eğitim, emeklilik, iklim, sağlık, tatil, ticaret, üretim ve çalışma fırsatları için yasal yollarla gelenlere daha değerli pazarlama yapılması gerektiğini de vurgulayan Akbal, “Burada hem ‘düzenli’ göçmenlerle ‘düzensiz’ göçmenlerinin ayırdını iyi anlatmalıyız. Nitekim ülkemize yasal olmayan yollarla giren 8 milyon düzensiz göçmen ile 40 bin düzenli göçmen (nitelikli yatırımcı) sadece ‘yabancı’ olmaları sebebiyle aynı kefede tutuluyor. Yatırımcı ofislerinin kurulması bu anlamda oldukça değerli. Keza etkili tanıtım, dijitalleşme ile hızlı gayrimenkul alımı bu açıdan önemli. Hakeza güven ve hukuki hakların temini lisanslama ve sertifikasyonla garanti altına alınabilir” dedi.