Üçüncü kuşak yönetimle büyümesini sürdüren Aydoğanlar İnşaat, konut sektöründe kalite, güvenlik ve estetiği bir araya getiren projeleriyle öne çıkıyor. Şirket, inşaat sektöründeki zorluklara rağmen gelecek kuşaklara güçlü bir miras bırakmayı hedefliyor.
Eskişehir’de 1976 yılında kurulan ve yarım asrı aşkın süredir inşaat sektöründe faaliyet gösteren Aydoğanlar İnşaat, bugün üçüncü kuşak yöneticilerle büyümesini sürdürüyor. Köklü geçmişini modern yapı anlayışıyla birleştirerek geleceğe taşıyan şirket, gelenekten gelen değerleri çağdaş yönetim anlayışıyla harmanlayarak sektörde farklı bir çizgi izliyor. Projelerinde sadece fiziksel yapılar inşa etmekle kalmadıklarını, aynı zamanda güvenli, estetik ve konforlu yaşam alanları sunduklarını vurgulayan Aydoğanlar İnşaat üçüncü kuşak temsilcilerinden Mert Aydoğan, “Her projeyi önce kendimiz için yapar gibi planlıyoruz. Bu yüzden en küçük detayına kadar her aşamada titiz davranıyoruz. Deprem güvenliği, çevreyle uyum ve sürdürülebilirlik kriterlerini ön planda tutuyoruz” diye konuştu.
Zaman zaman ticari yapılar da inşa ettiklerini belirterek, sektörde kurumsal hafıza ve kalite anlayışı ile öne çıktıklarını aktaran Mert Aydoğan, “Bir projeye bina olarak değil, yaşam alanı olarak bakıyoruz. Çevre etüdü yapıyor, bulunduğu alana nasıl bir değer katacağını analiz ediyoruz. Kullandığımız malzeme kalitesi ise en iddialı olduğumuz alan. Temelden çatıya, görünenden çok görünmeyene kadar her detayda en üst kalitede ürünler kullanıyoruz. Kurumsallığı ve ahilik kültürünü bir araya getirerek sektörde fark yaratıyoruz” dedi.
Deprem yönetmeliğinden fazlası uygulanıyor
Konut sektöründe müşteri beklentilerinin giderek çeşitlendiğine dikkat çeken Mert Aydoğan, özellikle güvenli yapıların önemine değinerek, “Deprem kuşağında yer alan ülkemizde yapı güvenliği bir lüks değil, zorunluluktur. Biz deprem yönetmeliğinin gerekliliklerini minimum değil, maksimum düzeyde ele alıyoruz. Statik hesaplardan kullanılan malzemeye kadar tüm süreçlerimizde bu yaklaşım geçerli” şeklinde konuştu. Sektörün teknolojik gelişmelerle sürekli değiştiğine işaret eden Aydoğan, bu dönüşüme ayak uydurmanın önemine değinerek, “Yeni malzeme teknolojileri, çevre dostu çözümler, akıllı bina uygulamaları gibi yenilikleri projelerimize entegre ediyoruz. Amacımız sadece bugünün değil, geleceğin şehirlerini de inşa etmek” diye konuştu.
İnşaat sektörünün pandemiden bu yana ciddi sınavlardan geçtiğine değinen Mert Aydoğan, özellikle döviz kuru ve girdi maliyetlerindeki öngörülemez artışların firmalar üzerinde büyük baskı yarattığını söyledi. Aydoğan, “Bu süreçte birçok köklü firma bile zorlanırken, biz deneyimimiz ve öngörümüzle ayakta kalmayı başardık. Maliyetlerde yaşanan artışları projelere başlamadan önce analiz ediyor, önleyici tedbirler alıyoruz. Kar marjımızdan ödün verdiğimiz dönemler oluyor ancak tüketiciye olabildiğince yansıtmamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Konut sektöründe güvenilir markalara ihtiyaç var”
Son yıllarda ekonomik dalgalanmalar, maliyet artışları ve arz-talep dengesizliği nedeniyle konut sektöründe güvenilir markalara olan ihtiyacın daha da arttığını sözlerine ekleyen Mert Aydoğan, tüketicilerin hem güvenli hem de uzun ömürlü yapılara yöneldiğini ifade etti. Aydoğan, “Konut alıcısı artık sadece fiyat değil, aynı zamanda kalite, sağlamlık ve yaşam konforuna da önem veriyor. Biz de bu beklentilere yanıt vermek adına projelerimizi uzun vadeli bir perspektifle kurguluyoruz” dedi.
Hedef 4. kuşağa sağlam bir yapı bırakmak
Şirket olarak hedeflerinin yalnızca bugünü değil, geleceği de düşünerek hareket etmek olduğunu vurgulayan Mert Aydoğan, “Dördüncü kuşağa aktarılabilecek güçlü bir miras oluşturmak istiyoruz. Bunun için hem teknik hem de kültürel olarak sürdürülebilir bir yapı kurma çabasındayız. Ahilik geleneğinden gelen paylaşımcı ve dürüstlük temelli yaklaşımı, modern kurumsallıkla buluşturuyoruz” diye konuştu.
Kaynak: Ekonomim
