Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘’Ben beş yılda İstanbul’u depreme hazır hale getiririm. Kentsel dönüşümü hızlandırırız. Yasayı çıkarırız. Rezerv alanlarda konut veririz” dedi.
Katıldığı bir televizyon programında olası İstanbul depremine karşı alınabilecek önlemlerden bahseden Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, şu satır başlarını ele aldı:
Kentsel Dönüşüm
İçinde oturduğumuz konutları daha güvenli hale getirebilirsek, hiçbir şeyden korkmamıza gerek yok. Eğer sağlıklı değil ise her sallantıda korkabiliriz. Kentsel dönüşümle ilgili 2012’de bir yasa çıktı. Ondan öncesinde bir yasa yoktu. Uzunca bir süre belediye başkanlığı yaptım. Kendi gücümüzle yol bulmaya çalışırdık o dönemde. Yasa çıkınca, iyi bir zemine oturmuş oldu ve destekler başladı. Bakanlık planlamalarda yardımcı da oluyor. Yasa envai çeşit kentsel dönüşümü kolaylaştıracak çözüm getiriyor. Nüfusumuzun yüzde 71’i birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde oturuyor. Bizim için milat 99 depremi. 99 depreminden yasal mevzuat öyle hazır hale getirildi ki, 8 büyüklüğündeki depreme dayanıklı binalar yapıldı. Tabii burada önemli olan mevzuata uygun yapılması. Eskiden yapı denetim firmaları yoktu. Bu eksik görülünce yapı denetim firmaları ihtas edildi. Yapı denetim binaları her aşamada kontrol ediyor. Şunu gördük; yapı denetim firmaları bağımsız olunca o firmaların mühendis dahi göndermediğini gördük. Biz de buna göre mevzuatı düzenledik. Daha sonra bir yasa daha çıktı. 5 yılda bir kolon kesilmiş mi vs diye kontrol ediliyor. Bu yasa da 6 şubat depremlerine yakın çıktı.
İstanbul’a Özel Deprem Yasası
İstanbul’da kentsel dönüşümün önünde çok engel var. Bugüne kadar 800 bini konutu dönüştürmüştür. 11 yıl içerisinde yapmışız bunu. Bu yeterli değil. İnsanların ihmalkarlığı, belediyelerin ağır davranması gibi nedenlerden rakam bu. Bir takım pürüzler karşımıza çıkıyor. İşi durdurmak için dava açılıyor. İdeolojik davranan avukatlar, binlerce insanın hakkına girecek şekilde olayı bir yere götürüyorlar. Fikirtepe’de bir faciayla karşılaştık. Aynı arsa üzerinde 3 müteahhit var. Böyle yapamazsınız. Biraz işi kolaylaştıran kötü insanların önünü kesen bir yasa yapmalıyız. 11 yıl daha süremiz var mı bilmiyorum. Bilim insanları daha kısa süre söylüyorlar. Hocalar hep süre doldu diyor. Allah inşallah hiç vermez. Verirse de geç versin.
“4’lü Bir Strateji Hazırladım”
Tüm çabamız yapabildiğimiz en kısa sürede kentsel dönüşümü yapmak. 4’lü bir strateji hazırladım. Birinde kentsel dönüşümün hızlanması. Yasayı çıkarmak için psikoloji uygun. 15-20 gün içerisinde yasa için ana çerçeveyi çizerim. Kabine’de sunum yaparım ve hükümetin programı haline getiririm. Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırırım eğer açılmamış olursa. Yerinden dönüşümde yeniden ev yaptırmayacağız evler var. Bunlara rezerv alandan yer vereceğiz. Boşalan yere bina yapmayacağız. Avrupa Yakası’nda bulduğumuz yer 6-7 ilçenin sınırında. Zemin artı 4’ü geçmeyecek müthiş proje hazırladık. Mali tablo uygun olursa, başlayıp biz yapabiliriz 350 bin konutun. Olmadı müteahhite verebiliriz. Altyapısını vs biz yapacağız tabii ki. Fatih, Bakırköy, Güngören’de o kadar sıkışık ki yerler, orada ortaya çıkacak alanı belediyenin hizmetleri için kullandıracağız. O alanları başka şekilde imara açmak yanlış olur. Ana prensip o alanların sosyal donatı alanı olarak kullanılması. Nüfusu artırmak asla istemiyoruz. Yarısı bizden kampanyası başlatıldı. vatandaş kendi evini yıkıp yeniden yapmak ya da güçlendirmek istiyorsa yarısı bizden. 1 milyon 20 bin müracaat var. İşe başlayacağız diyen 21 bin bina var. 3’te 2’sinde anlaşma sağlayan 14 bin bina var. Böylelikle 200 bin daireyi dönüştürmüş olacağız.
‘’İstanbul’da 1,5 Milyon Bağımsız Birim Riskli’’
Bu yasanın detayları için epeyce bir şeyler söyleyebilirim ama birkaç örnek vermek istiyorum. Çukur eylemlerinin olduğu dönemde teröristler birçok evi siper olarak kullanmıştı. Burada evleri yapamıyorduk. Çünkü ev üzerinde çok ortak vardı. Mülkiyete bakılmaksızın bakanlık gelir evi yapar ve sonra mülk sahiplerine dağıtır şeklinde bir yasa çıkardık. Yaptık ve teslim ettik. Bu gerçekten bir beka meselesi. 3’te 2 yerine yüzde 50 hususunda ısrar edeceğim. Bir binanın kentsel dönüşüme tabii olması için hak sahiplerinin yarısı evet derse, işe başlayalım diyorum. Ben beş yılda İstanbul’u depreme hazır hale getiririm. Kentsel dönüşümü hızlandırırız. Yasayı çıkarırız. Rezerv alanlarda konut veririz. Yarısı bizden kampanyasıyla da 200 bini konutu dönüştürürüz. Çok iyimser bir şey ama dönüştürme imkan ve kabiliyetimiz var diye düşünüyorum. Kentsel dönüşüm 2012 yasasında çıktı. 2012’den bu yana yapılan 800 bin konut dönüştürüldü. Bu 800 bin daire demek. 5.8 milyon bağımsız birim var İstanbul’da. Bunun içinde 1,5 milyonu riskli. 600 bini ilk olarak yapılması gerekiyor. 188 yerde kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor İstanbul’da. Rezerv alanlar ise 350 bin konutu kurtarıyor.
Yıl 2017 ya da 2018’di. Antakya’da bir belediye başkanımız vardı. Arkadaşımız bana gelerek buranın dönüşmesi gerektiğini yardım edersek, işin altından kalkabileceğini söyledi. Atladık gittik Antakya’ya yıkımı yapmaya. Alana gittik ama bakışlar nahoştu. Onları gördüm ama bir şey demeden geçtim yerime oturdum. Belediye başkan arkadaşımız, ‘Sayın Bakanım hoşgeldiniz’ derken küfürler başladı. O adamcağız o iki üç cümleyi nasıl kurdu bilmiyorum. Belediye başkanı tedirginlikle selam verdi ve oturdu. Sonra beni çağırdılar. Protokol konuşması yapmadan, ‘Kentsel dönüşüm istemiyorsunuz değil mi?’ dedim. ‘Hayır istemiyoruz’ dediler. Ben de ‘Tamam yapmıyoruz’ dedim. ‘Rahat olun’ dedim. ‘Sizden bir ricam var’ dedim. ‘Sizin için geldim’ dedim. ‘Mümkünse oturun sohbet edelim ve yine yapmayın derseniz yapmayacağız’ dedim. Türkiye’de 2 müthiş fay hattı var, biri İstanbul’a doğru gidiyor biri de Doğu Anadolu Fay Hattı. Bunlar hareket ediyor. Burada felaket durum bizi bekliyor, bu evlerde a partili b partili kalmayacak, hepimizi götürecek dedim. Belediye başkanı size az verdiyse size çok vermek uğraşayım. Sabaha kadar sizi dinleyeceğim sonra da sizinle kentsel dönüşüme burada başlayalım. Buradaki tehlikeyi uzun uzun anlattım. Ofise oturdum ve uzun bir kuyruk oluştu. Her gelen derdini anlattı. Saatlerce dil döktüm ve ikna edemedim. Deprem olduğunda da ilk oraya baktım. O mahalle yok olmuş. O insanlar da yok. Maalesef hayatını kaybettiler. Kimse orada rantsal dönüşüm olsun istemiyor ki, kentsel dönüşüm olsun istiyoruz. Kolaycı bir laf bulmuşlar ve oradan yürüyorlar.
“İstanbul’u Depreme Hazırlamanın 3 Ayağı Var”
İşin 3 tarafı var. İstanbul’u depremi hazırlamanın 3 ayağı var. Birisi bakanlık. Zaten bizde o irade var. Çatı kuruluş bakanlık. İkincisi belediyeler. Belediyelerin riskli yapıları tek tek tespit edip, vatandaşı çağırıp konuşması gerekiyor. Sadece ilçe değil büyükşehrin de bu işe iyi bakması gerekiyor. Bakanlıkta toplantı yaptık. 39 belediyeden ve büyükşehirden geldiler. 2-3 daha toplantı yapıp herkesin ne düşündüğünü tespit edeceğiz. Çalışmaya en son halini verdikten sonra arkadaşlarla ben toplantı yapacağım. Sonra da kabineye sunup hükümet tasarısını haline getireceğiz. Üçüncüsü de elbette vatandaş. Mülk sahibi o. 2-3 yıl kirada oturacak da onlar. Vatandaş olumlu yaklaşırsa işimiz çok kolaylaşır. 10 kişi var diyelim. 9 kişiyle anlaşın sonra bana gelin diyor. Anlaşıp gidiyoruz ve 2-3 mislini istiyor. Ve bu noktada süreç 2-3 yıl uzuyor. Yeni yasayla bu süreç uzamayacak. Bilim adamaları şöyle söylüyor. Bir kenti depreme hazırlamak için binaları yenilersiniz. Bunun masrafı 1 birim ise deprem olduktan sonra masraf bunun tam 7 katıdır diyor. Ve canlar hayatını kaybediyor. Onun için bu işlerde daha hızlı davranmamız gerekiyor. Keşke 11 ilde 850 bin bağımsız birimden söz ediliyor. Bunun için harcanacak para 100 milyar doların üstünde. Eğer kentsel dönüşüme 15 milyar dolara harcasaydık o canlarımız toprak altında olmazdı şimdi. Deprem bölgesindeki tüm belediyeleri davet ettim bakanlığa. CHP’li belediyeler de geldi. Orayla ilgili düşündüğümüz konuları kendilerine anlattım. ‘Size de uygun geliyorsa, bakanlığa alıp devam etmek istiyorum’ dedim. Onlar da kabul ettiler. 25 yerde dönüşüm ofisleri açtık ve imar yetkisini aldık. Bunun yasal altyapısını da hazırladık.
Bundan sonra yapılacak binalarda 4 kırmızı çizgimiz var. Birincisi fay hatlarının olduğu yerde yapılaşma olmayacak. İkincisi sıvılaşmanın olduğu zeminlerde yapılaşmaya izin verilmeyecek. Üçüncüsü dere yatakları asla imara açılmayacak. Dördüncüsü mimarlık/mühendislik hizmetlerinde sıfır tolerans uygulanacak. Bunlar deprem bölgesinde geçerli. İnşallah İstanbul’da arkadaşlar bunu uygularlar. Çünkü imar yetkisi ilçe belediyelerde. Bu kırmızı çizgilerin tüm Türkiye’de geçerli olması için zorlayacağız. Japonya’da insanlar ne kadar evlerinde oturuyorsa bizim insanlarımız da öyle oturacak.
Şu ana kadar bulabildiğimiz fikirler projeler bunlar. Bunları söylemek çok kolay, teoride anlatmak çok kolay ama uygulaması önemli. İlk etapta bunların uygulanması için gayret edeceğiz. Bunlar uygulanırsa zaten birçok sorunumuz çözülecek.
Bankaların Kentsel Dönüşüm İçin Kredi Vermemesi
Bankaların ne durumda olmadığını bilmiyorum ama bizim de vereceğimiz destekle yaptırabilir. Bankaların durumu ne, hangi şartlarda veriyorlar ya da vermiyorlar çok bilmiyorum.
Yerinde Dönüşüm Kampanyası
500 bin lira hibe, 800 bin lira da kredi vereceğiz konutlar için. Dükkan için de 200 bin TL hibe, 500 bin TL’ye kadar da kredi desteği vereceğiz. 100 metrekarelik ev için ortalama maliyet 10 bin TL. TOKİ standartında bir ev yapması için 1 milyon TL’ye ihtiyaç var. Siz yapın, biz 2-3 aşamada vereceğiz diyoruz. En düşük verilen para 1 milyon TL. Şuan 164 bin vatandaşımız başvurdu. Depremzedenin işini kolaylaştırmak için her şeyi yaptık. Deprem bölgesinde 180 bin konutun ihalesini yaptık. Bulabildiğimiz rezerv alanlarda bu konutlara başladık. Kasım ayında teslim edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın 319 bin konut sözü var. Yarın da Kahramanmaraş’a gideceğim ve temel atacağız. Vatandaş anlaşırsa inşaat en fazla 2 sene sürer. Böylelikle 3 yılı bulmadan hayat orada normalleşmiş olur.
“Vatandaş Elindekini Dönüştürürse Sorunun Büyük Bölümü Çözülür”
1 yıl içerisinde 319 bin konutu yapacağız. 680 bin konutu yapacağız. Bunun 140 bini köy evi. Diğerleri şehirdeki konutlar. 319 bin konutu yaparsak, vatandaş da 200 bin konutu yerinde dönüştürürse, sorunun büyük bölümünü çözmüş oluruz. Yerinde dönüşüme başvuru yapanların sayısında memnunum. Günde 2-3 bin kişi başvuru yapacağız. Bu işin özeti; alın parayı binanızı yapıyorum diyoruz. Bu işin en önemli kısmı finansal kısmı. Kolay değil 100 milyar dolar. İller Bankası’nın belediyelere verdiği krediyi durdurduk. Elimizdeki tüm imkanları o bölgeye aktarıyoruz. 465 bin kişi konteynerde yaşıyor. 80 bin kadar insan sosyal tesislerde kalıyor. 320 bin aileye de kira yardımında bulunuyoruz.
Konut ve Kira Krizi
Pandemiyle başlayan süreç, Rusya-Ukrayna savaşı arz talep dengesini bozdu. Deprem bölgesindeki 320 bin aileye kira yardımı yapıyoruz. Bunlar oradan çıkıp diğer şehirlere gitti. Belki de İstanbul’a 50 bin aile geldi. Bunlar da evlere talip oldu. Kiralık ev sayısı da azalınca fiyatlar yükseliyor. Arz-talep dengesi bozulmuş. Arsa üretmemiz gerekiyor. Bunun için de en iyi yer Hazine arsaları. İstanbul’da rezerv alanlarda 20 milyon metrekare yer bulduk. Yasaklı yerler var. Oralar boş görünse de bir şey yapılamıyor. Kimse kirada kalmak istemiyor. İnsanlar konut sahibi olmak istiyor kültürel olarak. Önümüzdeki dönemde de konuta yatırım artacak gibi gözüküyor. Bizim için önemli olan arsa üretmek ve bunu arza dönüştürmek.