İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından paylaşılan verilere göre, İstanbul’da olası bir deprem sonucunda 45 bin 534 bina ağır hasar, 25 bin 380 binanın ise çok ağır hasar göreceği ifade edildi.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre, Kahramanmaraş depremlerinin ardından olası Büyük Marmara depreminin İstanbul’da yaratacağı risklere yönelik tedbirler tartışılırken geçmişten bugüne süregelen ihmaller ise gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra İstanbul’un farklı ilçelerinde orta hasarlı olarak belirlenen 1359 binanın onarım ve güçlendirme işlemlerinin 2021’e kadar yapılmadığı ortaya çıktı.
Bu binaların durumun 2020’de gündeme geldiği, yapıların 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21. maddesinde yapılan değişiklikle 3 ay içerisinde güçlendirilmesi, süre bitimini müteakip yıkımının başlatılmasının gerektiği ancak verilen sürenin pandemi nedeniyle 3 ay uzatıldığı bilgisi İstanbul İl Afet Risk Azaltma Planı’na şöyle yansıdı:
“Orta hasarlı 1359 bina ile ilgili olarak ilçe belediyeleri ile yürütülen çalışmalar sonrasında 548’inin yıkıldığı, 70 binanın güçlendirme işlemlerini tamamladığı, 103 binanın 6306 sayılı yasa kapsamına alındığı, 32 binanın adresi bulunamadığından, belediye ve muhtarlıkça düzenlenen tutanakla listeden düşürüldüğü, 17 binanın adresinin tespit çalışmalarının devam ettiği, 21 bina için yürütmeyi durdurma kararı alındığı, 67 binanın mükerrer işlem olduğu, 538 binanın tebligatlarının tamamlandığı ve işlemlerinin devam ettiği anlaşılmıştır.”
Depreme hazırlıkta yaşanan gecikmede bina veya kat maliklerinin maddi kayıp yaşamama isteğinin payı olduğuna dikkat çeken şehir plancısı Erhan Demirdizen, “İBB’nin verdiği kentsel dönüşüm kredi desteği önemli bir adım. Artık eski ruhsata göre dönüşüm sağlanacak. Bu durum eski binayı aynen yapma imkânı sağladığından dönüşümde ivme kazanacaktır” dedi.
Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu da 1999 depreminden sonra konut bazlı dönüşüm projelerinde istenilen ivmenin yakalanamadığını belirterek, şunları dedi: “İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde afet riskinin azaltılması yönünde hazırlanan önlemler, ne yazık ki imar artışları ve kentlerin genişlemesiyle riskleri daha da arttırdı. İstanbul için hazırlanan 1/100 binlik plan maalesef delik deşik edildi. Bu planda imara açılmaması gerektiği belirtilen birçok alan imara açıldı. İstanbul deprem master planında acil yıkılması gereken yapı veya semtlerin durumu ile yapılaşmadan arındırılması gereken yerlere ilişkin çalışmalar hemen hemen hiç yapılmadı. 1359 bina ile ilgili işlemlerin bile 20 yılı aşkın sürede aksaması durumu özetliyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi verilerine göre İstanbul’daki yapıların yüzde 66’sı 1-4 katlı binalardan oluşurken, 5-8 kat yüksekliğindeki yapıların oranı yüzde 32 civarında. 9-19 kat arası yapılar genel bina stoğunun yüzde 2’sini oluştururken, kent genelinde 1980’den önce yapılan binaların oranı yüzde 22, 1980 ile 2000 yılları arasında yapılanların yüzde 46, 2000’den sonra yapılan binaların oranı ise yüzde 32 olarak aktarılıyor. Kentteki betonarme bina oranı yüzde 83, tünel kalıpla yapılan bina oranı yüzde 1, ahşap yapılar yüzde 0.7, yığma bina yüzde 15, çelik yapılar yüzde 0.2 ve prefabrik yapılar da yüzde 0.2 olarak kayda geçmiş durumda. Modellemelerde ise Marmara Denizi’nin kuzeyinde gerçekleşecek 7.5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre kent genelinde 45 bin 534 binanın ağır hasarlı, 25 bin 380 binanın da çok ağır hasar göreceği belirtiliyor.