İstanbul Teknik Üniversitesi kampüsünde bir ilk gerçekleştiriliyor. Bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemeden yapılmış çevreci binada, minimum enerji tüketimi hedefleniyor.
Çevreci, 24 Saat Yaşayan, Engelsiz, Yaya Dostu…
Bu anlayışla yola çıkıldı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) kampüsünde. Bunun için yürütülen çalışmalardan biri ise LEED sertifikası almış tamamen çevreci bir bina.
Yeşil kampüs alanında Türkiye’de 2 senedir birinci olan İTÜ, dünya üniversitelerini çevre duyarlılığı açısından değerlendiren GreenMetric sıralamasında ise 67’nci sırada yer alıyor. Aynı zamanda, bu listede ilk 100’de yer alan tek Türk üniversitesi.
Minimum Enerji Tüketiliyor
Bina inşa edilirken, seçilen bitkiden uygulanan her bir sisteme kadar konunun uzmanlarıyla çalışıldı. Sadece İstanbul iklimine özgün bitkiler seçmeye, suyu mümkün olduğunca etkin kullanma gibi ayrıntılara dikkat edildi. Sonuçta ortaya çevreci bir bina çıktı.
Enerji verimli olan bu binada kullanılan tüm elektronik ürünler, minimum enerji tüketmek üzere tasarlandı.
Kampüste hiçbir bitki şebeke suyuyla sulanmıyor. Yağmur suyunu biriktirmek için geçirimli beton uygulaması hayata geçirildi. Geri dönüşümden elde edilen suyla binanın etrafına dikilen peyzaj bitkilerinin sulaması yapılıyor.
Ozon Tabakasına Zararsız Gazlar Kullanıldı
Binanın bir diğer önemli özelliği ise, mekanik sistemde kullanılan gazların ozon tabakasına hiçbir zarar vermemesi. Bu gazlar sera gazı üretmiyor. Yani iklim değişimini etkilemiyor. Aynı zamanda, binanın belli bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemeden yapıldı.
Bina yapılırken birçok unsura dikkat edildi. Bunlardan biri de karbon ayak izini minimum düzeyde tutmaktı. Bu süreçte, şantiye alanındaki hafriyat kamyonları bile yıkanarak dışarı çıkarıldı. Kısacası bina, inşaat aşamasında ne gürültü kirliliği ne de çevre kirliliğine neden oldu.
Binayı Kimler Kullanacak?
10 bin metrekare kapalı alana sahip binanın bodrum katında, mekanik tesisatlar, depolar, laboratuvarlar bulunuyor. Onun üstündeki 3 kat, Marmara Bölgesi’ne yazılım alanında katkı sağlayan Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından kullanılacak.
Binanın diğer 3 katını ise Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü kullanacak. İklim değişimi, yer kabuğu, okyanuslar, denizler gibi konularda çalışan enstitü, çevreci bir binada bilim araştırmalarına devam edecek.
“Maksimum konfor, minimum gider”
Yapı İşleri Teknik Daire Başkanı Sis Alkan’ın “sıfır atık özellikli bir bina” olarak tanımladığı yapının çevreye hiçbir zararı yok.
“Bizim için her bir ağacın yaprağının bile çok büyük bir önemi var” diyen Alkan, çevreyi korumaya çalıştıklarını söylüyor.
Binanın atmosfere saldığı hiçbir zararlı madde olmadığını da anlatan Alkan, şöyle konuşuyor:
“Camları konforlu cam. Gelen güneş ışığını tamamen emen yapılar. Bunların hepsi özenle seçilmiş, çoğunlukla yerli malzemeler. Konforu maksimum düzeyde eksiltmeden minimum gider sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’de LEED sertifikalı binalar yapılıyor ama biz çevreci yaklaşım anlamında derece ve sertifika almış bir kampüsüz.”
Diğer Binalara Göre Maliyeti Daha Fazla
Çevreci olmayan bir binaya oranla İTÜ’nün binasının maliyeti yüzde 20 daha fazla. Ancak ileride alınacak kazançların hiçbir maddi ölçütle değerlendirilemeyeceğini belirten Alkan, şunları anlatıyor:
“Her şeyden önce örnek oluyorsunuz, gurur duyacağınız bir yapınız var elinizde. Ekonomik ömrünü tamamladığında ne olacağı meçhul değil. ‘20 yıl sonra bu bina çevreye zarar vermeye başlayacak’ gibi bir korkunuz yok ya da dışarıya şu gazı salacak diye bir endişeniz yok. Bu tarz binalarda ekonomik ömür 50-60 yıl civarında.”
Alkan ayrıca, tasarruf yüzdelerini tutturduklarında binayı kullanıma açacaklarını vurguluyor. Kampüsü minimum enerjiyle sürdürme amaçlarının olduğunu söyleyen Alkan, “Bu size 1-2 yıl içinde fazlasıyla geri dönüyor. Sadece size de değil, ülkeye, dünyaya geri dönüyor. Geri dönüşüme çok önem vermeliyiz. Bireysel olarak yapabileceğimiz en büyük katkı bu. Atacağımız her şeyi ayrıştırmamız gerekiyor artık” diyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi çevreci bir kampüs anlayışıyla yenilenmeye devam edecek.