“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 11

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 20 Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Haziran 2024 tarihinde Ankara’da 6 bin 866 konut satıldı. İşte ilçe düzeyinde konut satışları ve analizler…

Türkiye genelinde konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,2 oranında azalarak 79 bin 313 olurken Ankara’da 6 bin 866 konut satıldı. Geçen yılın ayını ayında Başkent’te 7 bin 325 konut satılmıştı

Gayrimenkul PR; ‘ilandaki fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında çok fark var’

Ankara’da konut fiyatlarının ve satış oranlarının dolar bazında 1 yıldır gerilediğini belirten gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde faaliyet gösteren Ankara’nın önde gelen gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR TÜİK verilerini şu şekilde analiz etti;

Enflasyonu düşürmek için uygulanan sıkı para politikası, TL mevduatı getirisinin cazip olması ve konut kredi faizlerinin oldukça yüksek olması konut satışlarını etkiliyor. Piyasada alış ve satış canlı ve isteki ancak temel sorun ilanlardaki fiyatların yüksek görülmesi. Bize göre satılmış konutlar ile ilanlardaki fiyatlar arasında yüzde 30 oranında fark var

Doğru fiyatlandırılmış konutlar satılıyor

Ankara’da konut satışlarında düşüş eğilimi devam edecek ancak bu gibi dalgalı dönemlerde doğru fiyatlandırmanın önemi hiç olmadığı kadar arttı. Yanlış fiyatlandırılmış gayrimenkuller, rakip gayrimenkullerin daha hızlı satılmasına dolaylı destek veriyor. Satıcılara ve alıcılara önerimiz ilan sitelerinde yayınlanan fahiş fiyatlı ilanlardan ziyade satılabilecek doğru fiyat için konusunun uzmanlarında destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz

Ankara’da Haziran 2024 tarihinde satışlar

İpotekli Satış ve 1. (İlk Satış)             212

İpotekli Satış ve 2. (İkinci El Satış)    823

Diğer Satış ve 1. (İlk Satış)                1507

Diğer Satış ve 2. (İkinci El Satış)       4324

Ankara Haziran 2024 İlçe düzeyinde konut satışları

Akyurt: 93

Altındağ: 471

Ayaş: 28

Beypazarı: 59

Elmadağ: 38

Etimesgut: 605

Gölbaşı: 327

Güdül: 34

Haymana: 29

Kahramankazan: 71

Keçiören: 1018

Kızılcahamam : 65

Mamak: 801

Polatlı: 144

Pursaklar: 170

Sincan: 799

Yenimahalle: 749

Çankaya: 1191

Çubuk: 161

Şereflikoçhisar: 47

Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kalı: ‘TÜRKİYE’NİN YENİ BİR KONUT STRATEJİSİNE İHTİYACI VAR’

Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı, deprem kuşağında yer alan Türkiye’nin yapı stoğunun yenilenmesi için yeni bir konut stratejisi uygulanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin tıpkı Japonya gibi deprem gerçeğini temel alarak sağlam uzun ömürlü ve yenilebilir konut üretmesi gerektiğini belirten Kalı, betonarme yerine çelik konstrüksiyon yapı inşaatına geçilebileceğini söyledi.

Türkiye’de inşaat sektörünün asla bitmeyeceğinin altını çizen Op. Dr. Kenan Kalı, “Çünkü konut açığı var; yeni evlere ihtiyaç devam ediyor. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi üzerinde ve bina stoğumuz eski. Farklı illerde yaşanan depremler nedeniyle binalar yıpranıyor. Avrupa’ya, İngiltereye bakıyorsunuz binalar 100 yaşında ama hala ayakta. Türkiye’de ise bir binanın ömrü ortalama 30 yıl. İnşaat sektöründe yeni bir strateji belirlenmeli. Sağlam ve uzun ömürlü konutlar yapılmalı. Sürekli konut yıkıp yenileyecek kadar zengin bir ülke değiliz. Mutlaka belli ölçüde tasarruflar yapılmalı. Daha sürdürülebilir bir konut sistemi planlanmalı” diye konuştu.

MALİYETLER ÇOK YÜKSEK

Konut sektörünün sıkıntılı bir dönem geçirdiğini kaydeden Kalı, şöyle devam etti:

“Bazı inşaat firmaları artık kepenklerini indirdi. Yeni arz edilen konut çok az. Finansman kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle talep de baskılanmış durumda. Konutta kredili satın almalar bir önceki yıla göre yüzde 57 azalmış. Kredi faizleri düştüğünde insanlar yeniden ev almaya yönelecek. İnşaat sektörünün geleceği sıkıntılı. Müteahhit ev yapamıyor yapılan evi de vatandaş alamıyor. Böyle bir kısırdöngü var. Bugün 10 milyon lira olan evler yarın faizler düştüğünde 15 milyon olacak. Eğer insanlar ev alma hayalini kaybetmişse yaşama sevincini kaybeder. Araba ve ev aslında temel ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlar karşılanmazsa yurt dışına göç başlar. Devlet olarak bu doğrultuda çözümler üretmeliyiz. Aslında temel barınma işini devlet çözmeli. Lüks konutu özel sektör yapmalı. Türkiye’de temel anlamda sosyal konutlara da çok ihtiyaç var. TOKİ ve Emlak Konut eliyle vatandaşlar için uygun konutlar yapılmaya çalışılıyor. Artık maliyetler çok astronomik değerlere çıktı. Bunlar sektörün kabul edebileceği rakamlar değil”

KONUT SATIŞLARINDAKİ DURAĞANLIK DEVAM EDECEK

İnşaat sektörünün ülkede pek çok farklı iş kolunu beslediğini ve istihdam yarattığını dile getiren Op. Dr. Kenan Kalı, şunları söyledi: “Bu maliyetler nedeniyle sektörün geleceğini iyi görmüyorum. Malatya, Antep ve ve Hatay’da yaşanan deprem de bu işte etkili oldu. Devlet vatandaşların yarasını sarmak onlara konut yapmak için piyasadaki bütün iş gücünü o bölgeye yığdı. İnsan kaynağında da sıkıntı büyük. Maliyetler çok arttı. Şimdi bir vinç operatörü, öğretmenin 4 katı kadar maaş alıyorsa bu işte bir sorun vardır. Enflasyon düşmeye başladı ama bu durum konut satışlarının artması anlamına gelmiyor. İnsanların yorgun oldukları dönemden sonra bir dinlenme periyotları vardır. Önce enflasyon bir düşecek, sonra insanlar yeniden harekete geçmeye başlayacak. İnşaat sektöründeki satışların yeniden başlamasının ancak 2 yıl sonra gerçekleşebileceğini düşünüyorum”

İZMİR’DE BİN 500 KONUT YAPIYORUZ

Gözde Grubu olarak İzmir’de farkı segmentlere yönelik konut inşaatlarını sürdürdüklerini de ifade eden Kalı, iki yıl içinde bin 500 konut yapmayı planladıklarını dile getirdi.

İzmir’de konut açığının devam ettiğini ve kentin göç alması nedeniyle taleplerin de sürdüğünü belirten Op. Dr. Kenan Kalı, şöyle devam etti: “Şu anda Alsancak, Gaziemir, Harmandalı ve Menemen’de 4 şantiyede birden çalışmalarımız sürüyor. Farklı konseptlerdeki ihtiyaçlara cevap verecek. Gaziemir Country projemiz yüzde 90 seviyesine geldi. Alsancakta TRT’nin arkasındaki projemiz ise yüzde 50 seviyelerine ulaştı. Harmandalı projemizin temellerini attık. Menemen’de ise yüzde 75 seviyesindeyiz. Toplam konut adedimizin bin 500 olmasını planlıyoruz. 2025 yılında 3 projeyi 2026 yılında ise 1 projeyi tamamlamayı öngörüyoruz, Şu anda inşaatlarımız planlanan program dahilinde devam ediyor”

Alanya’ya 5 Yıldızlı Otel İnşa Edilecek

Eftelya Hotels, Alanya’da 5 yıldızlı bir otel daha yapacak. Mevcut otellerinin arasındaki parselde inşa edilecek otel, 4 bloktan oluşacak ve 547 odalı olacak.

Eftalya Hotels, Alanya 547 oda, 1094 yatak kapasiteli yeni bir otel yatırımı yapacak. Eftalia Sole Resort adıyla işletileceği öğrenilen otel, denize sıfır tesis 29.677 metrekarelik bir arazi üzerinde inşa edilecek. Eftalia Aqua Resort ve Eftalia Blue arasında kalan parselde inşa edilecek otel 4 bloklu olarak inşa edilecek. Tesis bünyesinde 24 tane de villa yer alacak.

KPMG: Türkiye, çelik sektöründe net ihracatçı konumunu kaybetti

Türkiye, çelik sektöründe son altı yıldır sürdürdüğü net ihracatçı konumunu 2023 yılında 6 milyon ton net ithalat yaparak kaybetti. Türkiye’nin 2023 yılı çelik ihracatı bir önceki yıla göre ton bazında yüzde 26, dolar bazında ise yüzde 46 düştü.

Ülke bazında 2023 yılında Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler 717 milyon dolar ile İsrail, 551 milyon dolar ile Romanya ve 478 milyon dolar ile İtalya olarak kayıtlara geçti. Rusya ise son dört yıldır Türkiye’nin çelik ithalatında en büyük tedarikçi konumunu koruyor. 

KPMG Türkiye’nin hazırladığı “Çelik Sektörel Bakış – 2024” raporuna göre dünya ham çelik üretimi, 2023 yılında bir önceki yıl ile benzer seviyede kalarak 1,8 milyar ton olarak gerçekleşti. 2023 yılında, Çin’in ham çelik üretimi, 2022 yılına göre sabit kalarak 1 milyar ton seviyesinde gerçekleşirken ikinci önemli üretici olan Hindistan ise büyüme trendini bozmadı ve ham çelik üretimini yüzde 12,2 arttırdı. 2023 yılında, ilk 5 ülke arasında, Çin ve Hindistan’dan sonra, üretim artışı gerçekleştiren ülkeler; yüzde 6 ile Rusya, yüzde 1,3 ile Güney Kore ve yüzde 1,5 ile İran oldu. Japonya ise yüzde 2,5 azalış gösterdi. Almanya’da yüzde 3,9 düşüş görülürken ABD’de ise üretim geçen yıl ile aynı seviyelerde kaldı. 

Türkiye ise 2021 yılında tüm zamanların en yüksek ham çelik üretim miktarına ulaşmasının ardından hem iç pazarda hem de küresel pazarlarda rekabet gücünü yitirmesi ile 2022 ve 2023 yıllarında üretimde önemli bir düşüş yaşadı. 2021 yılında 40,4 milyon tona ulaşan ham çelik üretimimiz, 2022 yılında yüzde 12,9 azalarak 35,1 milyon ton civarlarına geriledi. 2023 yılında da bu düşüş trendi devam etti ve ham çelik üretimi yüzde 4 azalarak 33,7 milyon ton civarına geriledi. Küresel ham çelik üretim sıralamasında 2022 yılında bir sıra gerileyen Türkiye 8. sıraya yerleşti ve 7. sırayı Almanya’ya bıraktı. 2023 yılında ise sıralamada bir değişiklik olmadı.  

“Artan elektrik fiyatları üreticilerin küresel pazarda rekabet gücünü düşürdü” 

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Metal ve Maden Sektör Lideri, Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Dördüncüsünü bu yıl hazırladığımız Çelik Sektörü Görünüm raporumuzda küresel ve bölgesel gelişmeler ışığında 2023 yılı Türkiye çelik sektörünün performansını ortaya koyduk. Enerji fiyatlarındaki yükseliş, 2022 yılının ikinci yarısından itibaren çelik fiyatlarındaki düşüş ve beraberinde Türk lirasının değer kaybetmeye devam etmesiyle oluşan negatif makroekonomik ortam, iç pazarda belirsizlikler yaratarak çelik üretiminin düşmesinin sebeplerinden oldu. 2022 yılında artan enerji fiyatları, üretiminde çoğunlukla elektrik ark ocaklarına dayanan Türkiye için üretim maliyetlerinin de yüksek oranda artmasına neden oldu. Artan elektrik fiyatları yerli üreticilerin küresel pazarda rekabet gücünü düşürdü. Son olarak 2023 Şubat ayında Türkiye’de meydana gelen deprem de çelik üretim tesislerinin birkaçı için üretim kesintilerine neden oldu ve 2023 yılı çelik üretim miktarlarını olumsuz olarak etkiledi.” dedi.  

Çelik ihracatı geçen yıl ton bazında yüzde 26, dolar bazında yüzde 46 düştü 

Türkiye çelik sektöründe son altı yıldır sürdürdüğü net ihracatçı konumunu 2023 yılında 6 milyon ton net ithalat yaparak kaybetti. Türkiye’nin 2023 yılı çelik ihracatı bir önceki yıla göre ton bazında yüzde 26 düşüş, dolar bazında ise yüzde 46 düşüş gösterdi. Türkiye çelik ithalatında ise bir önceki yıla kıyasla yüzde 11,3 oranında bir artış yaşandı. 

Rapora göre Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere ana ihracat pazarlarında talepteki düşüş, Türkiye’nin çelik ihracatını olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden oldu. Hem sanayi üretimi hem de inşaat sektöründeki durgunluk ve yatırım iştahındaki azalma da çelik ürünlerine olan talebi beraberinde düşürdü. Küresel çapta görülen faiz artışları, genel ekonomik faaliyetleri yavaşlatarak hem inşaat hem de sanayi yatırımlarını olumsuz etkiledi ve bu durum, çelik ürünlerine olan talebi azaltarak Türkiye’nin ihracatına olumsuz yansıdı. 
Küresel enflasyon artışı, çelik üretiminde kullanılan ham madde ve enerji fiyatlarında önemli artışlara neden oldu. Bu durum, Türkiye’deki çelik üretim maliyetlerini de yükseltti. Buna ek olarak asgari ücrete yapılan zamlar ve iş gücü maliyetlerindeki artışlar da ihracatı olumsuz etkileyen unsurlar arasında yer aldı. Bu esnada, 2022 yılının ikinci yarısından itibaren çelik fiyatlarının düşüş trendinde olması ve yüksek girdi maliyetleri gibi faktörler Türk çelik üreticilerini fazlasıyla zorladı. 

İhracatta Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı AB  

2023 yılında Türkiye çelik ihracatında en büyük paya yüzde 44,3 ile Avrupa Birliği sahip oldu. Avrupa Birliği’nin ardından en büyük ikinci pazar yüzde 22,8 ile Orta Doğu ülkeleri olurken Afrika kıtası ülkeleri yüzde 17,2, Güney Amerika yüzde 7 ve Kuzey Amerika yüzde 5,1 ile Türkiye’nin önemli çelik ihracat pazarları arasında yer aldı. 

İnşaat Sektörü Çözümü Yabancı İşçide Buldu

Türkiye Müteahhitler Birliği’ne (TMB) göre Türk şirketler en çok kalifiye eleman ve maliyetler konusunda sorun yaşıyor. Bazı şirketlerin mavi yakalı işçi yokluğu sorununu yabancı işçi getirerek çözdüğü ifade edildi.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), yılın ilk yarısına ilişkin “İnşaat Sektörü Analizi Raporu”nu yayımladı.

Türk firmalar tarafından yakından takip edilen Kalkınma Yolu Projesi’nin en az 15 milyar dolar tutarında olacağına dikkat çekilen raporda, “Irak, yılda en az 5 milyar dolar tutarında proje üstlenilebilecek bir pazar olarak öne çıkmaktadır.” ifadesi kullanıldı.

Raporda, projenin Türk müteahhitlik firmalarının oluşturacağı konsorsiyumlar tarafından yaklaşık 4 yıl içerisinde tamamlanabileceği belirtildi.

Suudi Arabistan da öne çıkıyor

İnşaat sektörü için öne çıkan bir diğer pazar olan Suudi Arabistan’la ilişkilerin yoğunlaştığı anımsatılan raporda, Türk müteahhitlik firmaları ile Suudi kamu idareleri ve müteahhitlik firmalarını bir araya getirecek etkinliklere yıl içinde devam edilmesinin planlandığı aktarıldı. 

İnşaat sektörü ülke dışından eleman getiriyor

Sektörün yılın ilk yarısında karşılaştığı en önemli zorluklardan birinin işçilik maliyetleri ve kalifiye eleman sıkıntısı olduğu belirtilen raporda, sektörün iç piyasadaki mavi yakalı çalışan sorununu yurt dışından eleman getirerek çözmeye çalıştığı ifade edildi.

En büyük pazar Gabon

Raporda, sıkı para politikaları nedeniyle yılın üçüncü çeyreğinde yeni konut satışlarında durağanlık yaşanacağının öngörüldüğü vurgulanarak, şunlar kaydedildi: 

“Ocak-haziran dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü tarafından yurt dışında 7,6 milyar dolarlık 82 proje üstlenilmiştir. Böylece sektörün 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 137 ülkede üstlenilen 12 bin 207 projeyle 511 milyar dolar olmuştur. Yılın ilk yarısında yurt dışında en çok iş üstlenilmiş ülke 1,2 milyar dolarla Gabon olurken, 1 milyar dolarla Polonya ikinci, 975 milyon dolarla Kazakistan üçüncü sırada yer almıştır.”

Korgun’da 3. Etap TOKİ Konutlarının İnşasına Başlandı

Korgun ilçesinde 3. Etap TOKİ projesi kapsamında 116 adet sosyal konut ve 4 adet işyerinin inşasına başlandı. Dün itibarıyla ilk kazma vurularak projeye resmen start verildi.

Korgun Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Kozan, yaptığı açıklamada bu süreçte kendilerine desteklerini esirgemeyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz’a, ayrıca Çankırı Milletvekili Doç. Dr. Pelin Yılık’a teşekkürlerini iletti.

Başkan Kozan, üretken belediyecilik anlayışını sürdürdüklerini vurgulayarak, Korgun’a kazandırılacak bu yeni konut ve işyerlerinin ilçenin sosyal ve ekonomik yapısını güçlendireceğini belirtti.

Özbekistan’da OSTİM Binaları Yükseliyor

OSTİM tarafından yönetilen Özbek-Türk Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) inşaat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yükselen bu projede, OSTİM’in katkılarıyla önemli adımlar atılıyor.

Haziran ayında TOBB’un ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye-Özbekistan İş Forumu’nda, OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın ve Özbekistan Cumhuriyeti Yatırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Kudratov Laziz Shavkatovich arasında önemli bir yatırım sözleşmesi imzalandı. 100 hektarlık alanı kapsayan bu projede, OSTİM Global Proje ve Teknoloji A.Ş. liderliğinde yatırımcılar için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor.

Bu sanayi bölgesinde yönetim binası, anaokulu, ilkokul, teknik kolej, otel, spor kompleksi ve poliklinik gibi birçok yapının inşaatı hızlı bir şekilde ilerliyor. Projenin planlama ve inşaat süreçlerinde görev alan OSTİM OSB Bölge Müdürü ve Özbekistan Projesi Koordinatörü Y. Mimar Adem Arıcı, Özbekistan Cumhuriyeti Yatırım, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile sıkı iş birliği içinde çalıştıklarını belirtti. Arıcı, sanayi üretiminin başlaması için gereken çalışmaların hızlandırıldığını ifade etti.

Projenin koordinasyonu kapsamında 6-13 Temmuz 2024 tarihlerinde Taşkent’te bulunan Arıcı, projenin güncel durumu hakkında bilgi verdi. Yatırımcı görüşmeleri, altyapı ihalesi değerlendirmeleri, yeni alanların planlanması, ofis ve saha çalışmaları kesintisiz devam ediyor. Türkiye’den yatırım yapmak isteyen firmalarla görüşmeler sürerken, Özbekistan’daki Türk iş insanları ile sürekli temas halinde olunarak bölgenin yatırım ve iş birliği imkanları değerlendiriliyor.

Taşkent Zangiota Bölge Hakimi (Vali) ve yardımcıları, idari ve mülki yetkililer de sık sık şantiyeyi ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alıyor. Orta Asya yatırımlarında yeni adres olarak öne çıkan Özbek-Türk OSB, firmalara Rusya’nın da dahil olduğu Avrasya Gümrük Birliği üyesi 5 ülkeye gümrüksüz ihracat yapma imkanı sunacak.

Projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasıyla birlikte, Özbekistan’ın sanayi bölgesi kurma ve işletme anlayışı değişmiş olacak. OSTİM Ekosistemi Modeli, Özbekistan’da örnek bir uygulama haline gelecek. 15 Aralık 2023’te Özbekistan Hükümeti tarafından karara bağlanan bu projenin yönetimi, OSTİM Global Proje ve Teknoloji A.Ş. ve bu şirketin Özbekistan için kurduğu Ostim Global Türk Klasteri Direksiyası şirketleri üzerinden ilerliyor.

Türk mimar, 40 bin tasarımı geride bırakarak İtalya’da ödül aldı

Türk mimarlar, uluslararası çapta adından söz ettiriyor. İbrahim Halil Tuğbay, vizyoner yaklaşımı ve yenilikçi tasarım anlayışıyla hayata geçirdiği “Şükrü Dudu Barber’s Club” projesiyle A’ Design Award and Competition 2024’te 40 bin tasarımı geride bırakarak Mekansal Tasarım Ödülü’nü almaya hak kazandı. Mimar, olağanüstü tasarım mükemmelliğini temsil eden A’ Design ödülünü Filistinli çocuklara ithaf etti.

Yalnızca kişisel yaşam alanlarını değil, kamusal mekanları da dönüştüren mimarlar, gerçekleştirdikleri tasarımlarla uluslararası düzeyde başarılara imza atıyor. Son olarak, Mimar İbrahim Halil Tuğbay, İstanbul Zorlu Center’daki Şükrü Dudu Barber’s Club projesiyle tasarım dünyasının en prestijli ödüllerinden A’ Design Award and Competition 2024’te 40 bin tasarımı geride bırakarak Mekansal Tasarım Ödülü’nü kazandı. Vizyoner yaklaşımı ve yenilikçi tasarım anlayışıyla hayata geçirdiği projeyle estetik ve kullanıcı deneyimini buluşturan ve jürinin beğenisini kazanan mimar, A’ Design ödülünü İtalya’daki 211 yıllık opera binası Teatro Sociale di Como’da 18 Temmuz’da düzenlenen törende aldı.

Dünyanın en prestijli tasarım ödülü

A’ Design Award, dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinin başında gelmekte ve her yıl yenilikçi ve olağanüstü tasarımları ödüllendirerek, tasarım dünyasının en parlak yeteneklerini ön plana çıkarmaktadır. Bu uluslararası ödül, çeşitli disiplinlerdeki yaratıcı projeleri tanıtarak, tasarımcıların global ölçekte tanınmasını ve kariyerlerinde önemli bir sıçrama yapmalarını sağlıyor. İtalya’da düzenlenen büyüleyici gala gecesi ile kutlanan ödül töreni, tasarım dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiriyor ve kazananlara, projelerini sergileme ve geniş kitlelere ulaştırma fırsatı sunuyor. A’ Design Award, sadece estetik ve işlevsellik açısından üstün tasarımları değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi gibi önemli kriterleri de değerlendirmektedir. Bu ödül, tasarımcıların yaratıcı vizyonlarını destekleyerek, dünya genelinde farkındalık yaratmalarına yardımcı oluyor. Her yıl binlerce başvuru arasından seçilen kazananlar, uluslararası medyada geniş yer bulmakta ve tasarımlarını sergileme şansı elde etmektedir. A’ Design Award, tasarım dünyasında mükemmelliği, yaratıcılığı ve yeniliği teşvik eden benzersiz bir platform sunarak, geleceğin tasarımlarına ilham veriyor. Bu ödül, sadece bir yarışma olmanın ötesinde, tasarımcıların hayallerini gerçekleştirmelerine olanak tanıyan bir kapı açıyor.

Ödülünü Filistinli çocuklara ithaf etti

Olağanüstü tasarım mükemmelliğini temsil eden A’ Design Award ile tasarım yetkinliğinin taçlandırıldığını belirten İbrahim Halil Tuğbay, ödül töreninde yaptığı konuşmada şu açıklamada bulundu: “Bu prestijli ödülü almaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum. Bu başarıda emeği geçen herkese en derin şükranlarımı sunuyorum. Ödülümü, savaşın acımasız faturasını ödemek zorunda kalan Filistinli çocuklara ithaf etmek istiyorum. Yaşadıkları zorluk ve acılar, insanlık ve dünyanın geleceği adalet ve barışın ne kadar büyük önemli olduğunu bize hatırlatıyor. Bu ödülün, kulakları sağır eden savaşın ortasında, çocukların duyulmayan seslerini yükselteceğini umuyorum” dedi.

Türkiye’nin tasarımdaki gücünü kanıtladı

İç mimari tasarım ve uygulamalarıyla dikkat çeken Tuğbay Mimarlık’ın Kurucusu İbrahim Halil Tuğbay, İtalya’dan aldığı ödülle Türkiye’nin tasarım alanındaki gücünü uluslararası bir camiaya kanıtlıyor. Mimar, hem Türkiye’de hem de globalde adından söz ettiren bu prestijli ödülle, gelecekteki projeleri için de büyük bir motivasyon kaynağı elde ettiğini belirtiyor. Kazanan projelerin geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan A’ Design Awards and Competition sayesinde, proje sahipleri de uluslararası tasarım camiasında tanınırlık elde ediyor ve iş ağlarını genişletebiliyor.

TÜRKİYE RÜZGAR KURULU GÜCÜ 13 BİN MW’A DAYANDI!

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, rüzgar sektörünün 2024 yılının ilk yarısını nasıl geçirdiği ve bundan sonraki döneme dair öngörüleri paylaştığı basın sohbet toplantısını 18 Temmuz 2024 Perşembe günü Novotel İstanbul Bosphorus’ta gerçekleştirdi.

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey, Başkan Yardımcıları Ebru Arıcı, Ufuk Yaman, Ali Aydın ve Uğur Işık ile yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Türkiye’de 2024’ün ilk 6 ayında 450 MW’lık yeni rüzgar kurulu gücünün şebekeye katıldığını belirten TÜREB Başkanı İbrahim Erden, bunun, 2023’ün toplamında gerçekleşen ve son 13 yılın en düşük kurulu güç ilavesi olarak kayıtlara geçen yaklaşık 400 MW’lık rüzgar kurulu gücünden de fazla olduğunu söyledi. Türkiye rüzgar kurulu gücünün an itibarıyla 12 bin 933 MW’a eriştiğini ifade eden Erden, 13 bin MW sınırına dayanan rüzgarda 2026 itibarıyla önemli bir sıçrama görülmeye başlanacağını vurguladı. Türkiye rüzgar sektörünün, Eylül ayı sonunda Hamburg’da yapılacak WindEnergy Hamburg Fuarı’na yine kamu ve özel sektörden oluşan geniş bir heyetle katılım göstereceğini de dile getiren Erden, bu tür etkinliklerin, Türkiye’nin Avrupa rüzgar sektörünün ‘en güvenilir partneri olduğunu vurgulama’ yönündeki çalışmaları adına ciddi faydalar sağladığını belirtti.

18 Temmuz’da İstanbul Novotel Bosphorus’ta yapılan toplantıya basın mensuplarının yanı sıra TÜREB YK üyelerinin bir bölümü de katıldı. Öğleden sonra ‘Yatırımcı Toplantısı’ ile devam eden programın sabah yapılan basın toplantısında konuşan İbrahim Erden, halen yaşanan enerji dönüşümünde en büyük payın rüzgar ve güneşe ait olduğunu hatırlatarak ve 2024 sonuna kadar 1.000 MW’lık yeni kurulu gücün gerçekleşmesini beklediklerini söyleyerek şunları kaydetti: “Türkiye’de 2026, 2027, 2028’de gerçekten çok hızlı bir ivmelenme bekliyoruz. Halen depolama rüzgar projelerinde 19 bin MW tahsis edildi. Ayrıca lisanssız projelere hariç olmak üzere 15 bin MW’a yakın da takriben güneş kapasitesi tahsis edilmiş durumda. Rüzgar tarafındaki 19 bin MW’lık proje portföyünün önemli bir kısmı büyük yatırımcıların elinde ve projenin geliştirme süreçlerinin hızla takip edildiği ile ilgili bir izlenimimiz var. Yatırımcılarımız projeleri en hızlı şekilde inşaat aşamasına getirmeye çalışıyor.”

Proje geliştirme ve izin süreçlerinde hızlanma ihtiyacı

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi sektöründe tahsis edilen projelerin yatırıma dönmesinde ve proje geliştirme süreçlerinde yaşanan sorunları da toplantıda basın mensuplarıyla paylaştı. Hali hazırda geçen yıldan bu yıla aktarılan 3 bin MW seviyesinde kontratlanmış proje olduğuna işaret eden Erden, “3 bin MW’lık kontratlanmış proje havuzu var. Bu da önümüzdeki yıllarda geçmiş yıllara oranla büyük ve güçlü kurulumlar gelecek

anlamına geliyor. Bu önemli bir gösterge. Finansman sorunları ve tahsis edilen bu projelerin geliştirme süreçlerinde yaşanan önemli sorunlar var. 19 bin MW’lık uygun bulunan projenin yaklaşık 15 bin MW’lık kısmı ön lisans aldı. Yani top yatırımcının sahasında, projeyi alacak, proje geliştirme süreçlerini yürütecek. Bu süreçler Avrupa’da da yaşanıyor. Covid-19 sonrası dönemdeki zorluklar benzer şekilde şu anda da yaşanıyor” dedi.

Rüzgar sektörü süper izin sürecinden umutlu

Enerji Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ve yenilenebilir enerji proje süreçlerinde ciddi bir hızlanma sağlayacak ‘süper izin’ kanunu hakkında da değerlendirmelerde bulunan İbrahim Erden, son 3 yılda yapılan enerji yatırımlarının yüzde 75’ine yakınını sadece rüzgar ve güneşin oluşturduğunu anımsatarak ‘Dolayısıyla bu projelerin önünün açılmasını elzem buluyoruz. Çünkü baz yük yatırımı gelmediği zaman çok daha fazla rüzgar ve güneş yatırımı yapmak zorundasınız. Aynı zamanda şebeke yatırımlarının da yapılması gerekiyor. TEİAŞ’ın bu alanda özellikle 2035 sonrasına yönelik olmak üzere çok ciddi bir yatırım süreci için çalıştığını da biliyoruz. Şebeke tarafında sahada karşılaştıkları önemli bir sıkıntı müteahhitlik kısmı” dedi.

“Sektörün kapasitesi yılda 3 bin MW yeni kurulu güç”

Toplantıda deniz üstü rüzgar santralleri alanındaki çalışmalar ve depolama konusunda sektörle bağlantılı son gelişmeler hakkında da bilgiler veren İbrahim Erden, Türkiye rüzgar sektörünün yılda 3 bin MW’lık yeni kurulu güç gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu belirterek “Yeter ki biz bunu yapabilecek izin ve finans süreçlerini sağlayalım!” şeklinde konuştu.

Fırat Life Style’ın Ankara Gölbaşı Projesi Başlıyor! Başkente 518 Yeni Konut Geliyor!

Fırat Life Style, Ankara’da yeni bir konut projesine start verdi. Gölbaşı’nda inşa edilecek bu projede 518 konut yer alacak ve projenin toplam maliyeti 957 milyon 693 bin 900 TL olarak belirlendi.

Projede Neler Var?

Ankara Gölbaşı’nda yükselecek projede sadece konutlar değil, aynı zamanda 5 adet dükkan ve 6 adet ofis de bulunacak. Fırat Life Style Ankara Gölbaşı projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuru yapıldı ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci sonucunda ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alındı.

Proje Alanı ve Yapılar

Proje, Gölbaşı İlçesi, Taşpınar-İmar Mahallesi’nde yer alacak ve 957 milyon 693 bin 900 TL’ye mal olacak. Toplam 104 bin 421 metrekare alan üzerinde inşa edilecek projede:

  • A blokta 238 konut ve 3 kapıcı dairesi,
  • B blokta 238 konut, 1 kapıcı dairesi ve 1 dükkan,
  • C blokta ise 38 konut, 6 ofis ve 4 dükkan yer alacak.

Bu projede toplamda 518 konut, 6 ofis ve 5 dükkan bulunacak. Ayrıca, 606 araç kapasiteli bir otopark da projede yer alacak.

İnşaat Süreci

Fırat Life Ankara Gölbaşı projesinin inşaat çalışmalarının yaklaşık 3 yıl sürmesi planlanıyor. İnşaat süresince yılda 300 gün, günde 8 saat tek vardiya şeklinde 50 işçinin çalışması öngörülüyor.

Lokasyon ve Yakın Çevresi

Proje tamamlandığında yaklaşık 1.503 kişinin yaşaması bekleniyor. Fırat Life Style Gölbaşı projesi, Ede Tower’a 360 metre, Royal İncek Konutları’na 350 metre, Ons İncek Residence’a 60 metre, Veb Tower’a 280 metre, İncek Flora Konutları’na 205 metre ve Endpoint İncek Konutları’na 65 metre mesafede yer alıyor.

Not: Fotoğraf, Fırat Life Style firmasının Natura Batıkent projesine aittir.

Gayrimenkul Yatırımcılarının Yeni Gözdesi: Dubai ve Kıbrıs

agent, lease, successful management

Gayrimenkul ve emlak piyasası toparlanma eğilimine girerken, yatırımcılar yönünü güneye çevirdi. Son dönemde Dubai ve Kıbrıs’ın revaçta olduğunu belirten yerli gayrimenkul şirketi ise bu yatırım eğiliminin nedenlerini ve her iki bölgenin de avantajları açıkladı. 

Yatırımcılar için güvenli bir yatırım alanı olan gayrimenkul, son yıllarda dinamikleri sürekli değişen bir endüstriye dönüşürken yapılan araştırmalar, sektörün geleceği için olumlu bir tablo çiziyor. İngiltere merkezli WTX’in 350 üst düzey profesyonel ile gerçekleştirdiği çalışmaya göre, katılımcıların birçoğu emlak piyasasının esnek bir yapıya evrilerek toparlanma eğilimi göstereceğini belirtiyor. Ekonomik duyarlılığını sürdüren Ortadoğu bölgesi ise önemli bir büyümeye tanıklık ederken, bunu fırsata dönüştüren Türk yatırımcılar rotasını Dubai ve Kıbrıs’a çeviriyor. 

Dubai emlak piyasasındaki işlem sayısı 1 yılda %50 civarında arttı

Dubai ve Kıbrıs’ta gayrimenkul satışlarının birçok avantaj barındırdığını belirten Remax Revizyon Broker’ı Ramazan Sakallı ise konuya dair, “Dubai ve Kıbrıs, globalde olduğu gibi Türk yatırımcılar için de cazip hale gelmeye başladı. Bunun temelinde ise birçok faktör yer alırken, bütüncül bir yaklaşım elde etmemiz için her iki bölgeyi de ayrı incelememiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulunurken Dubai hakkında şunları kaydetti: 

“Dubai, küresel dalgalanmalara direnciyle dünyanın farklı coğrafyalarındaki yatırımcılar için kilit bölge olmaya devam ediyor. Buradaki gayrimenkuller, lüks ve şık mimarisi, sürdürülebilir yapısıyla ilgi çekerken; bölgenin ticaret merkezi olması da Dubai’yi iş insanları için giderek önemli hale getiriyor. Canlı ekonomisi ve uluslararası sermaye piyasalarına uyumluluğuyla güvenli bir liman oluyor. Öte yandan, uzun süreli ikamet imkanı gibi hükümetin yatırımcıları teşvik edecek olanaklar sunması da bireysel yatırımlara yön veriyor. Son yayımlanan veriler de Dubai emlak piyasasındaki satış işlem sayısının 1 yılda %50 civarında artması, taleplerin sarsılmaz istikrarını ortaya koyuyor.”

“Kıbrıs’ın gayrimenkul hacmi 116,30 milyar dolara ulaşacak”

Emlak piyasasıyla gelecek vaat eden bir bölge olan Kıbrıs’ta gayrimenkul hacminin bu yıl sonunda 116,30 milyar dolara ulaşması beklendiğini belirten Ramazan Sakallı, “Güneşli bir iklime sahip olan Kıbrıs, özellikle bireysel yatırımlar için kusursuz bir bölge olarak kabul edilirken birçok avantaj barındırıyor. Örneğin, nispeten düşük yaşam maliyetleri, girişimciliğe açık ekonomik ortamı, gayrimenkul fiyatlarındaki istikrar yatırımcıların ilgisini çekiyor. Çünkü, bu unsurlar yatırımcıların zarara uğramayacağını gösteriyor. Ayrıca Kıbrıs, dinamik iş ortamı, zorlu koşullar içermeyen vergi sistemiyle de iş insanları için elverişli bir yatırım alanı olarak öne çıkıyor. Biz de Remax Revizyon olarak, profesyonel 20 gayrimenkul danışmanımızla hem Dubai hem de Kıbrıs’ta yatırım yapmak isteyenlere aracılık ediyoruz” şeklinde konuştu. 

“Yılda 80 işlem gerçekleştiriyoruz”

Yatırımcıların güvenli bir şekilde alışveriş yapmasını mümkün kıldıklarını belirten Remax Revizyon Broker’ı Ramazan Sakallı, açıklamalarını şöyle sonlandırdı: “Dubai ve Kıbrıs’ın gayrimenkul satışlarında söz sahibi bir şirket olarak, yılda 80 işlem gerçekleştiriyoruz. Kusursuz müşteri deneyimi ilkemizle danışanlarımızın hassasiyetlerini ön planda tutarak büyümeye devam edeceğiz. Etik değerlerimiz, güvenilir ve tecrübeli ekibimizle gelecekte de sektörümüzün öncüsü olmaya devam edeceğiz.”

Özak Doa Göktürk’te Yaşam Başladı

Özak GYO’nun, İstanbul’un yükselen değeri Göktürk’te, doğa ile iç içe, ormana komşu bir hayat sunan ikinci projesi Özak Doa’da yaşam başladı. “3 Oda 1 Orman” mottosuyla sakinlerine şehirden kopmadan ormanın kalbinde bir yaşam sunan projede az sayıda satışı devam eden konutlar sahiplerini bekliyor.

Ormanın yanında, geniş ve ferah evlerde yaşamak isteyenlerinhemen taşınabilecekleri Özak Doa Göktürk, İstanbul’un oksijen zengini ve en temiz havasına sahip lokasyonunda yer alıyor. Bu benzersiz proje, evinizin konforunda otururken, Göktürk Ormanı’nın taze havasını içine çekebileceğiniz keyifli bir deneyime dönüşüyor. Geniş orman alanlarına komşu Özak Doa, çocukların doğada, huzur ve mutluluk içinde büyümelerini destekleyen aktiviteleriyle ve şehrin tüm imkanlarına yürüme mesafesiyle sakinlerine özenilen bir yaşam alanı sunuyor.

İklimlendirme Sektörünün Sürdürülebilir Dönüşüm Yol Haritası Açıklandı

Türk iklimlendirme sektörünün birleştirici gücü İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı düzenlediği lansmanla kamuoyuyla paylaştı. Tüm dünyanın geleceğini etkileyen iklim krizine ilişkin konuların masaya yatırılarak oluşturulduğu plan; farkındalık, yönetişim, finansal sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik, teknoloji ve inovasyon olmak üzere altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedef ortaya koyularak hazırlandı. Türkiye İhracatçılar Meclisi Yerleşkesi Dış Ticaret Kompleksi’nde 10 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen lansmanın açış konuşmalarını; İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe gerçekleştirdi. Konuşmasında sürdürülebilirliğin iklimlendirme sektöründe kilit rol üstlendiğine dikkat çeken İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, “Bu planda çizdiğimiz yol haritasının, sektörümüzde faaliyet gösteren tüm firmalarımızın sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm perspektifinde adımlar atmasına katkı sağlamasını hedefliyoruz” dedi.

İSİB, altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedef belirleyerek titizlikle hazırladığı İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nın sonuçlarını basın mensupları, sektör temsilcileri ve iş dünyasından önemli isimlerin yer aldığı lansmanda kamuoyuyla paylaştı. Sektörün sürdürülebilirlik ekseninde izlemesi gereken stratejik yol haritasının masaya yatırıldığı lansmanda İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, dünyada hızlanan iklim mücadelesi kapsamında Türk iklimlendirme sektöründeki kabuk değişiminin ivme kazanması gerektiğini vurguladı.

“Hedefimiz iklim değişikliği sürecini yakından takip ederek sektörümüzü dönüştürmek”

İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı lansmanının açış konuşmasını yapan Mehmet Şanal; “Bilindiği üzere dünyanın işleyişine dair mevcut koşullar devam ettiği takdirde, birçok kaynağın tükeneceği ya da bu kaynaklara daha da sınırlı erişimin olacağı bir gelecek bizi bekliyor. İklim değişikliğinin son derece ciddi ekonomik, politik, sosyal ve toplumsal yansımaları olacak. İklimde yaşanan değişikliğin kabulü ve bunun sonucunda iklim değişikliği ile mücadele, 50 yıla yakın bir süredir ağırlığı değişmekle birlikte ülkelerin, toplumların ve bireylerin gündeminde. Ancak süreç, son düzlükte farklı bir boyuta taşındı. 2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve 2019 yılında Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hızlanan iklim mücadelesi hareketi, dünyanın genelinde iktisadi, politik, sosyal konularda tüm başlıkları şekillendirdi. İSİB olarak bugüne kadar bu sürecin inşa edildiği dönemi yakından takip ederek sektörümüzü bilgilendirmeye çalıştık. Ancak yeni sürecin hem sektörümüze hem de ülkemize yükleyeceği sorumlulukları daha iyi analiz edebilmek için kapsamlı bir çalışma yapmamız gerekiyordu. Sektör olarak bu değişim sürecini sistematik ve gerçekçi bir şekilde hayata geçirebilmek ve ortaya çıkacak yeni olanaklardan faydalanabilmek için süreci takip etmenin ötesinde yeni adımlar atmamız zorunlu hale geldi. İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı tam da bu gerekçe ve değerlendirmelerin bir çıktısı olarak kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.

“Eylem planının tüm sektöre rehberlik etmesini öngörüyoruz”

Farkındalık, yönetişim, finansal sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik, teknoloji ve inovasyon olmak üzere altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedef ortaya koyduklarını belirten Mehmet Şanal; “Eylem planımızın temel amaçlarını; sektörün sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm perspektifinde adımlar atmasını hızlandırmak, sektör firmalarının yakın gelecek planlamalarını bu perspektifi de esas alarak yapılandırmalarını teşvik etmek ve sektörün uluslararası rekabet gücünü artırmak olarak belirledik. Şu anda sektör olarak AB’nin döngüsel ekonomi stratejisi ile uyumlu ekodizayn kriterlerine ve Avrupa Enerji Verimliliği Standartları’na uygun sürdürülebilir ürünler üretiyoruz. Ancak yakın gelecekte ülke ekonomimizin ve sanayimizin yapısını yeşil, sürdürülebilir ilkeler ve gereklilikler doğrultusunda dönüştürmemiz şart. Bu noktada sektör temsilcilerinin daha fazla farkındalık kazanması ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek sektöre tam entegre edilmesi için çalışmalarımıza artan bir ivmeyle devam edeceğiz. Bunların yanı sıra temiz, akıllı ve yeni teknolojilerin adaptasyonu, sektörde döngüsel ekonomi perspektifinin etkinleştirilmesi gibi konularda çalışmalarımıza hız vereceğiz. Aynı zamanda yenilenebilir enerji kullanımı ile düşük emisyonlu ham madde seçiminin artırılması, karbon ayak izi, su ayak izi, atık yönetimi gibi kritik konularda kurumsal adımların atılması, yenilenebilir enerji yatırım projelerinin artırılması gibi çalışmalarda sektörün yanında yer almayı ve bu alanlarda dönüştürücü projelere imza atmayı sürdüreceğiz. Bu noktada beklentimiz, eylem planımızın tüm sektörümüz ve ihracatçı üye firmalarımız için rehber bir belge olması ve ihracatçılarımızın sürdürülebilirlik çerçevesindeki değişim ve dönüşümüne katkı sağlaması” diye konuştu.

“İklimlendirme sektörü yoksa iklim mücadelesi de olmaz”

Yeşil mutabakat süreci ile birlikte küresel ticarette oyunun kurallarının yeniden yazıldığını belirten TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “TİM olarak dönüşümün merkezinde yer almak adına yeşil üretime odaklandık ve üç yıl önce TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı açıkladık. 27 sektörümüzün tamamının eylem planları bugünle beraber açıklanmış oldu. 6 Haziran’da tanıtımını yaptığımız platformla ise ücretsiz olarak firmalara karbon ayak izini hesaplama ve raporlama imkânı sağlıyoruz. Bu platformdan yaklaşık 150 bin ihracatçı firmamızın yararlanmasını hedefliyoruz. Bu durumda beklenen tasarruf 500 milyon doları bulacak” dedi.

Dünyayı tüketmeden dünya için üretmek mottosu ile özellikle üretimde çevreye en az zararla, geri dönüşümlü ürünleri kullanarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına çalışılması gerektiğine dikkat çeken Gültepe; “Bu kapsamda birliklerimizin ve TİM’in yapacağı çalışma, takip, raporlama ve eylem planları çok değerli. Türkiye’nin rekabetçilik noktasında özellikle sınırda karbon vergisi nedeniyle ihracat hacminin düşmemesi adına bu eylem planlarının uygulamaya geçmesi kilit rol oynuyor. Bu konuda farkındalığı artıramazsak sektörlerimizi geleceğe taşıma şansımız yok. İş birliği içinde, ortak akılla bu çalışmaların devamlılığını sağlayabilmek adına TİM olarak tüm üye birliklerimizin arkasındayız” diye konuştu.

İklimlendirme sektörünün gittikçe büyüyen bir sektör olduğuna dikkat çeken Gültepe; “Bu yılın ikinci yarısında sektör ihracatının artan bir ivmeyle büyümesini bekliyoruz. İklimlendirme sektörü yoksa iklim mücadelesi de olmaz. Sektörün bu kapsamda liderliği kritik önem taşıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Urfa’da 11 Yeni Otel Yapılıyor, 120 Urfa Evi Restore Edilecek

Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, Göbekli tepenini ziyarete açılması ile birlikte artan ziyaretçi trafiğinin konaklama alanında yeni yatırımlara girişildiğini belirterek ilde 11 yeni oteli yapımının devam ettiğini, bu yatırımların 2-2,5 yıl içinde hizmete gireceğini, gelecek yıl hizmete açılacak olanlarda olduğunu söyledi.

Aslan yapımı devam eden yeti tesislerden 3’ünün tanesi 5 yıldızlı olduğunu belirterek “2012 de 1,500-2,000 olan toplam yatak sayısı 2014’te 4,000, bugün 8,500’e ulaştı” dedi.

Aslan, bu arada 120 eski Urfa evini restore edilerek turizme kazandırılması için başvurular olduğunu Kültür ve Turizm Bakanlığı hibe destekleri kapsamında bu evlerin korunarak turizme kazandırılacağını söyledi.

Mis Group 70 Odalı Otel Yapacak

Mis Group, Konya’nın Selçuklu ilçesinde 70 odalı şehir oteli yapacak.

Konya’nın Selçuklu ilçesinde inşaat, mobilya ve gıda sektöründe yatırımları bulunan Mis Group, 70 odalı şehir oteli yatırımı yapacak. Grup bünyesindeki Misyapı Özkanlar İnşaat AŞ tarafından gerçekleştirilecek olan yatırım, Selçuklu Dikilitaş Mahallesi’nde bulunan 3132 metrekarelik bir alan üzerinde inşa edilecek.

Şirketin ofis inşaatı olarak başladığı yatırım, yapılan revizyonla otel projesine dönüştürüldü. 154 yatak kapasiteli otelde 4 adet süit oda, 60 adet standart oda, 3 adet aile odası ve 3 adet de engelli odası yer alacak. Alakart restoran, konferans salonu ve toplantı salonu da bulunacak otel, Konya il merkezine mesafesi 13 km, Selçuklu ilçe merkezine ise yaklaşık 5 km uzaklıkta yer alıyor.

Themore Concept, Sven ve Legolas Banyo Modelleri İle Fonksiyonel Bir Kullanım Sunuyor

Banyolar, günün yorgunluğunu attığımız, tazelenip enerji topladığımız bir alan olarak evimizin en önemli bölümlerinden biridir. Ancak, dar bir banyoya sahip olmak, işlevselliği ve konforu sağlama konusunda bazı zorluklar yaratabiliyor. Küçük banyoları daha kullanışlı hale getirmek için ise çeşitli depolama alanlarından renk seçimlerine kadar her şeyi özenle seçmek gerekiyor. Köşe ve gömme dolaplar banyoda daha fazla depolama alanı sağlayarak düzen oluştururken, aydınlatma sistemleri ve renk seçimleri ise daha ferah bir alan oluşturmaya yardımcı oluyor.
Günümüzde daha minimalist bir şekilde tasarlanan evlerde, banyolar da küçük ve dar olabiliyor. Küçük metrekareli banyoların dekorasyonunda duvar rengi, karo modeli ve rengi, banyo mobilyası ile aksesuar seçimi gibi üzerinde düşünülmesi gereken pek çok ayrıntı bulunuyor. Banyoları dekore ederken tasarıma ferahlık katan, yerden tasarruf sağlayan ve düzen kolaylaştıran tercihler bu alanların en elverişli şekilde kullanılmasını sağlayabilir.


Banyolarda en verimli depolama alanları
Dar ölçüye sahip banyolarda depolama alanı duvar rafları, aynalı dolaplar, lavabonun altındaki çekmeceler ve kapı arkasındaki askılıklar gibi akıllıca tasarlanmış depolama çözümleri ilk sıralarda yer alıyor. Çok amaçlı kullanılan mobilyalar hem alanı daha verimli gösteriyor hem de banyoya modern bir hava katıyor. Themore Concept’in Legolas kapak banyo modeli; derin çekmece ve açık depolama alanına sahip lavabo altı mobilyası, LED’li ve aynalı dolabı ile banyonun her köşesini maksimum düzeyde kullanmayı sağlıyor. Ahşap tasarımı ile şık bir görünüme sahip olan model, lavabo üstünde yer alan açık raflı dolabı ile kullanım hacmini de arttırıyor.


Kullanışlı alanlar yaratıyor
Themore Concept’in diğer bir koleksiyonu olan Sven ise; dar banyoları kullanışlı hale getirecek tasarımı ile banyo alanlarını daha ferah göstermeye yardımcı oluyor. Dikey sert çizgileri ve kulpsuz tasarımı ile şık bir görünüm oluşturan Sven Koleksiyonu; yuvarlak aynası, derin çekmeceye, açık ve kapalı depolama alanına sahip lavabo altı dolabı, açık raflı lavabo üstü dolabıyla fonksiyonel bir kullanım sağlıyor. Yuvarlak aynası ve ayna arkasındaki aydınlatma ile banyoya derinlik katan koleksiyon, lavabo altı dolabının yanında bulunan açık bölme ile çamaşır makinesini kolayca depolamaya imkan sağlıyor.

Elektra Elektronik Makineleşme Atılımıyla Üretime Hız Verdi, Rotayı Çin’e Çevirdi

2024 yılının ilk yarısındaki başarılı performansıyla sektördeki liderliğini sürdüren Elektra Elektronik, iddialı hedeflerle ihracat pazarlarında büyümeye devam edecek.
Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lideri konumunda olan Elektra Elektronik, 2024 yılının ilk yarısını hedeflerine ulaşarak tamamladı. Ar-Ge’den güç alan köklü bir üretici olmanın getirdiği hakimiyet ile birçok farklı sektöre çözüm ortaklığı yapan şirket, yeni yatırımları sonucunda 1500 kW olan üretim kapasitesini 3300 kW’a kadar çıkardı. İhracatta da ciddi atılımlar yapan Elektra Elektronik, marin sektörüne özel çözümleri doğrultusunda odağına aldığı Çin’de önemli ticari iş birliği adımları attı. İlk yarı sonuçlarında elde ettikleri başarıda yatırım ve ihracat planlarının çok önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Elektra Elektronik Genel Müdürü İlker Çınar, yılın başında uygulamaya başladıkları yalın üretim (Kaizen) stratejilerinin de bu tabloda kritik rol oynadığını belirtti.

Ülkemizdeki alçak gerilim trafo ve reaktör pazarındaki büyüme hızı, küresel trendlerle uyumlu olarak pozitif bir seyir izliyor. Yenilenebilir enerji entegrasyonu ve elektrik altyapısının modernizasyonu, büyümenin itici güçleri arasında yer alıyor. Bu büyümede önemli bir rol üstlenen Elektra Elektronik, yılın ilk yarısında önemli atılımlar gerçekleştirdi. 2024 yılının ilk yarı sonuçları ile ilgili değerlendirmede bulunan Elektra Elektronik Genel Müdürü İlker Çınar; “Yeni makine yatırımlarımız sayesinde 1500 kW olan üretim kapasitemizi 3300 kW’a yükselterek üretimimizi hızlandırdık ve hedeflerimiz doğrultusunda büyük ilerleme kaydettik. Yatırımlarımızla ivme kazanan bu başarının arkasında otomasyon çalışmalarımız, stratejik adımlarımız ve planlama gücümüz gibi bizi sektörümüzde bir adım öne taşıyan pek çok unsur var. Otomasyon hedeflerimiz doğrultusunda önemli adımlar attık ve bu da bize büyük trafoların üretiminde üç gün süren işleri yeni makineler sayesinde bir günde tamamlama imkânı sundu. Yurt içi pazarı domine ederken 6 kıtada 60’tan fazla ülkeye ihracat yapan bir şirket olarak global pazarlarda da büyümeye devam ettik ve ticari hacmimizi yüzde 50 iç pazar, yüzde 50 dış pazar dengesinde sürdürdük. Yalın üretim (Kaizen) anlayışını uygulamaya aldık ve bu stratejinin başarılı sonuçlarını izledikçe uygulama alanını genişlettik. Bizim için yılın son yarısına girerken en önemli gelişmelerden biri de marin sektörüne özel çözümlerimizle yeni ticari iş birlikleri için başta Çin olmak üzere küresel arenada önemli temaslar gerçekleştirmemiz oldu” diye konuştu.

Artan enerji talebi ve modernizasyon çalışmaları sektörün büyümesini destekleyecek

Son yıllarda alçak gerilim trafo ve reaktör sektöründeki büyüme ve dönüşüm hızının arttığını belirten İlker Çınar; “Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de artan enerji talebi, elektrik altyapısının modernizasyonu ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu gibi faktörler bu büyümeyi destekledi. Sürdürülebilir enerji projeleri ve teknolojik yenilikler de sektördeki ilerleyişin temel dinamikleri arasında yer alıyor. Aslında bu büyüme ekseni geçen yıldan beri sürüyor. Verileri incelediğimizde; küresel pazarın 2023 yılında 58,8 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını gözlemliyor ve 2024-2032 döneminde yüzde 7 bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) öngörüyoruz. Bu noktada 2032 yılında sektörün büyüklüğünün 109,5 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Biz de Elektra Elektronik olarak sektörün büyüme hızı ile paralel büyümek için gerekli yatırım ve planlamalarımızı hayata geçirmeye artan bir ivmeyle devam edeceğiz” dedi.

Akfen GYO’nun Portföy Değeri 689 Milyon Avroya Ulaştı

Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (Akfen GYO) toplam portföy değerini son altı ayda yüzde 20 artırarak 689 milyon avroya çıkardı.

Akfen GYO’dan yapılan açıklamada, şirketin portföy değerinde ara dönem değerleme sonuçlarına göre kayda değer bir artış yaşandığı belirtildi. Smart Kurumsal Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık AŞ tarafından hazırlanan ara dönem gayrimenkul değerleme raporları ile Akfen GYO’nun toplam varlık değeri 24 milyar lirayı aştı.

Portföydeki önemli varlıklar arasında Bodrum Loft, Hadımköy Fabrika, Ibis Otel Adana, Ibis Otel Ankara Havalimanı, Ibis Otel Bursa, Ibis Otel Esenyurt, Ibis Otel Eskişehir, Ibis Otel İzmir, Ibis Otel Tuzla, Isparta Öğrenci Yurdu, Kıyıkışlacık Projesi, Kütahya Öğrenci Yurdu, Novotel Bosphorus Karaköy İstanbul, Novotel Trabzon, Novotel ve Ibis Otel Gaziantep, Novotel ve Ibis Otel Kayseri, Novotel ve Ibis Otel Zeytinburnu, Söğütlüçeşme Projesi ve Yalıkavak Villa Projesi bulunuyor.

Akfen GYO Genel Müdürü Ece Demirpençe, yaptığı açıklamada, portföylerinin değerindeki artışın stratejik yatırımları ve gayrimenkul sektöründeki güçlü duruşları sayesinde gerçekleştiğini ifade etti. Demirpençe, “Portföyümüzü çeşitlendirerek, yatırım risklerimizi en aza indiriyor ve farklı segmentlerde yatırımlar yaparak daha dengeli bir yapı oluşturuyoruz. Yatırımcılarımıza en yüksek getiriyi sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

Portföydeki değer artışının, Akfen GYO’nun farklı segmentlerdeki projeleriyle yatırımcılara daha geniş fırsatlar sunma hedeflerine yaklaşmasına katkı sağladığını belirten Demirpençe, “Gayrimenkul sektöründe sürdürülebilir ve karlı yatırımlar yaparak, hem ülkemize hem de yatırımcılarımıza katkı sağlamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

2024-2025 Eğitim Yılına 14 Yeni Okul

Yıkılan Okul Yeniden İnşa Ediliyor!

Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün eğitim yatırımları kapsamında, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı başlamadan önce 14 yeni okulun tamamlanması hedefleniyor.

2024 yılı Yapım Projeleri çerçevesinde, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 11 ilçede yürüttüğü 37 okul inşaatı devam ediyor. Bu projelerden 14 tanesinin yeni eğitim-öğretim yılına kadar bitirilmesi planlanıyor. Kocaeli genelinde inşaatı süren toplam 669 derslik kapasiteli 37 okulun çalışmaları yoğun şekilde sürüyor. Bu projeler tamamlandığında, Kocaeli’deki eğitim kurumlarına 192 yeni derslik eklenmiş olacak.

İlçelere Yeni Anaokulları Geliyor

Yapımı devam eden 14 okuldan, Çayırova Akse Mahallesi’nde 6 derslikli, Kartepe Sarımeşe Mahallesi’nde 4 derslikli, Derince Çınarlı Mahallesi’nde 8 derslikli, Derince Yenikent Mahallesi’nde 10 derslikli, İzmit Cedit Mahallesi’nde 4 derslikli anaokulu ve Körfez’de 16 derslikli Anadolu Lisesi’nin, yeni eğitim yılı başlamadan tamamlanması bekleniyor.

Derslik Sayısında En Fazla Artış Darıca’da

Gebze’de İnönü Mahallesi’nde 24 derslikli bir ortaokul ve Gebze İstasyon Mahallesi’nde 8 derslikli bir anaokulunun inşaatı sürüyor. Darıca ise, yeni dönemde en fazla derslik artışı yaşayacak ilçe olacak. Darıca’da İstasyon Mahallesi’nde 6 derslikli bir anaokulu, Kazım Karabekir Mahallesi’nde 28 derslikli bir ortaokul, Fevzi Çakmak Mahallesi’nde 6 derslikli bir anaokulu, 24 derslikli Darıca İmam Hatip Ortaokulu ve 24 derslikli bir başka İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerin kullanımına sunulacak.

Geçici Kabulü Yapılan Okullar

Darıca: 26 derslikli imam hatip ortaokulu
Darıca: 24 derslikli imam hatip ortaokulu
İzmit: 24 derslikli ilkokul
Kartepe: Sarımeşe’de 4 derslikli anaokulu


2024’te Tamamlanacak Okullar

Çayırova Akse Mahallesi: 6 derslikli anaokulu
Darıca İstasyon Mahallesi: 6 derslikli anaokulu
Darıca Kazım Karabekir Mahallesi: 28 derslikli ortaokul
Derince Çınarlı Mahallesi: 8 derslikli anaokulu
Derince Yenikent Mahallesi: 10 derslikli anaokulu
Gebze: 24 derslikli ortaokul
Gebze İstasyon Mahallesi: 8 derslikli anaokulu
İzmit Cedit Mahallesi: 4 derslikli anaokulu
Körfez: 16 derslikli Anadolu Lisesi


İnşaatı Devam Eden Okullar

Başiskele: 26 derslikli ilkokul
Çayırova: 26 derslikli ilkokul
Darıca: 26 derslikli ilkokul
Darıca: 12 derslikli özel eğitim anaokulu
Dilovası: 24 derslikli imam hatip ortaokulu
Dilovası: 12 derslikli özel eğitim ortaokulu
Gebze: 24 derslikli H. Ayvacıoğlu-İsmail Baran Ortaokulu
Gebze: 26 derslikli ilkokul
Gebze Mutlu Kent: 26 derslikli ortaokul
Gebze: 12 derslikli özel eğitim anaokulu
Gölcük Saraylı: 24 derslikli ilkokul
Gölcük: 16 derslikli ilkokul
Gölcük Değirmendere: 12 derslikli özel eğitim uygulama okulu
Gölcük Barbaros Hayrettin Paşa Anadolu Lisesi ve Spor Salonu
İzmit Körfez Mahallesi: 19 derslikli ilkokul
İzmit Gündoğdu Mahallesi: 4 derslikli anaokulu
İzmit: 32 derslikli Namık Kemal Anadolu Lisesi
İzmit: 32 derslikli İmam Hatip Lisesi ve Pansiyonu
Kandıra: 24 derslikli İmam Hatip Lisesi ve Pansiyonu
Kartepe: 4 derslikli ilkokul
Körfez: 8 derslikli TOBB Esentepe Anaokulu
Körfez: 24 derslikli Yarımca Emlak Konut Ortaokulu ve Pansiyonu

Century 21 Trio Gayrimenkul, The House Residence’ın Yetkili Satış Ofisi Oldu

Gelecek yıl gayrimenkul değerinin %50’den artması beklenen Muğla, yatırımcıların yeni gözdesi oluyor. Gayrimenkul şirketi ise satış ofisi yetkilisi olduğu Bodrum yakınındaki proje ile yatırımcılara denizin kıyısında ferah bir yaşam alanı sunuyor.

Büyükşehirlerden tersine göç hareketiyle birlikte Türkiye’nin birçok bölgesinde emlak piyasası hareketleniyor. Bunların başında, konut satış değeri bir yılda %50’den fazla artan Muğla gelirken, gelecek yıl gayrimenkullerinin değeri %26,45 artması beklenen Milas ilçesi yatırımcıların gözdesine dönüşüyor. Bu ivmeyi değerlendirmek isteyenler ise kârlı yatırımların peşine düşerken, Century 21 Trio Gayrimenkul, Helis Yapı’nın Bodrum’a 15 kilometre yakınındaki Boğaziçi Adabükü bölgesinde inşa ettiği The House Residence projesinin tüm satış yetkilerini aldığını duyurdu. İstanbul’daki zincir marka The House Café’nin yapısal bütünlüğünü taşıyan projede, The House üzerinden rezidans hizmetleri de veriliyor. 

“Projenin yetkili satış ofisi olmak için işbirliğine imza attık”

İstanbul ve Bodrum’daki ofisleriyle gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren Coldwell Banker Trio ve Century 21 Trio Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkanı Sezgi Bilge, konuya dair şu bilgileri paylaştı: 

“Gayrimenkul sektöründeki 20 yıllık deneyimimizle İstanbul’da Coldwell Banker, Bodrum’da ise Century 21 çatısı altında hizmet veriyoruz. İki bölgede de çeşitli projeler için yetkili satış ofisi olarak işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Son olarak, büyük bir kısmının geçtiğimiz yıl tamamlanmasıyla günlük yaşamın başladığı The House Residence projesinin yetkili satış ofisi olduk.” 

Denizin kıyısında ferah bir yaşam alanı sunuyor

The House Residence’ın 72 bin metrekarelik alana yayıldığını ve Ege’nin dokusuna uyumlu çağdaş mimariye sahip olduğunu belirten Trio Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkanı Sezgi Bilge, “Proje, bireylerin ihtiyaç duyduğu her şeyi yanı başında bulabileceği ayrıcalıklarla dolu bir yaşam vaat ediyor. Bodrum’un doğal güzelliğinin doyasıya izlenebildiği 2 geniş terasa sahip villalar, 4 oda, 3 banyo ve ferah yaşam alanlarından oluşuyor. Öte yandan buradan ev sahibi olunduğunda tıpkı oda servisleri gibi otel konseptinde hizmet alınabiliyor.” diyerek proje hakkındaki detayları da paylaştı:

Buna göre The House Residence, denizin kıyısında, çam ormanlarıyla çevrili ferah bir alanda konumlanıyor. Ünlü şefler tarafından hazırlanan Türk ve dünya mutfağının lezzetlerine, açık yüzme havuzuna, yazlık sinemaya ve plaja ev sahipliği yapıyor. Modern yaşama hitap eden kuaför, spor salonu, spa gibi çeşitli bölüm ve hizmetleri de barındırıyor. Ev sahipleri ayrıca satın aldıkları evlerde bulunmadıkları zamanlarda evlerini yönetim güvencesi ile kısa dönemli kiraya vererek gelir elde edebiliyor. 

“Yatırımcıların bugünün dinamiklerini iyi değerlendirmesi gerekiyor”

Projenin en önemli yapı taşlarını oluşturacak uzatma iskeleleri ve marinasının da yapımına kasım ayında başlanacağına dikkat çeken Sezgi Bilge, sözlerini şöyle sonlandırdı: 

“Trio Gayrimenkul olarak, bu işbirliği ile Ege Bölgesi’nde yatırım yapmak veya yaşamak isteyenler için önemli bir fırsat yarattık. Her geçen yıl değer kazanan böylesi bir şehir, birçok avantajı da barındırıyor. Dolayısıyla geleceğine yatırım yapmak isteyen herkesin, dinamikleri sürekli değişen gayrimenkul piyasasında bugünün fırsatlarını değerlendirmesinin kritik olduğunu düşünüyoruz. Biz de onlar için yeni yaşam alanları sunmak amacıyla çalışmaya devam ediyoruz.”

VitrA QuantumFlush, yeni reklam filmlerinde suyun akışına yön veriyor

VitrA, QuantumFlush teknolojisini tanıtmak amacıyla hazırladığı yeni reklam filmlerinde; günlük hayatta kontrol edemediğimiz küçük anlardan esinlenerek, doğru klozet seçiminin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Laminar akış teknolojisi sayesinde sıçratmayan, 7 kat daha sessiz çalışan ve 2 kat daha güçlü performans ortaya koyan QuantumFlush klozetlerin, banyolara üst düzey hijyen ve sessizlik getirdiğine vurgu yapıyor.

VitrA’nın yeni reklam filmleri, yaşamın içinden gerçek anları dramatize ederek izleyicilere ulaşıyor. QuantumFlush teknolojisinin sağladığı konforu ve pratikliği gözler önüne seriyor. Yaratıcı reklam ajansı Madam Martha UK’İn imzası taşıyan ve DAT Film London tarafından hayata geçirilen filmlerin yönetmen koltuğunda Hüseyin Aydın oturuyor.

Künye

Reklamveren: VitrA
Reklamveren Temsilcileri: Çiğdem Ortaç Gencer, Selin Önen Tümen, İpek Özdemir Kayaalp
Yaratıcı Reklam Ajansı: Madam Martha UK
Prodüksiyon Şirketi: DAT Film London
Yönetmen: Hüseyin Aydın
Executive Producer: Tuğba Selvitopu
Producer: Hülya Yavuz
DOP: Veli Kuzlu
Post Şirketi: Pixel Post Pro
Edit Director: Berk Öz

Özak Duyu Göktürk’te Lansman Öncesi Fırsatlar

Özak GYO’dan Göktürk’e 3.proje geliyor. Geliştirdiği projelerde yaşamı kolaylaştıran çözümler sunan Özak GYO, İstanbul’un yükselen değeri Göktürk’te inşaatına başladığı 3. projesi Özak Duyu’nun satışına başladı. Lansman öncesine özel indirimler ve 12 ay vade fırsatı ile satışa sunulan 1+1’den 4,5+1’e kadar olan daireler alıcılarını bekliyor.

Şehrin renkli yaşantısından kopmadan doğa ile iç içe yaşayacaksınız

Özak Göktürk ve Özak Doa projeleri ile doğa ile iç içe, ormana komşu bir yaşam sunan Özak GYO, ‘5 Duyu 1 Yaşam’ fikriyle şekillendirdiği projesinde ev sahiplerine; manzarayı görerek, iyi hissederek, inzivaya çekilmeden hayatı tadarak, doğayı dinleyip toprağı koklayabilecekleri bir yaşam sunuyor.

Boydan boya uzanan pencereleri ve yüksek tavanları ile nefes alan yaşam alanları Özak Duyu’da özenle tasarlanırken, fonksiyonel yaşam alanları, optimum mimari çözümlerle birleşti.

Yeşil ile iç içe, butik yaşam imkanı

Ormana komşu Özak Duyu Göktürk, geniş terasları, ferah balkonları ve ormanın ruhuna açılan bahçeleriyle sakinlerine huzurlu bir yaşam sunuyor. Her dairede balkon, teras veya bahçetasarımıyla İstanbul’un nadir yeşil bölgelerinden birinde ormanlarla çevrili olmanın ayrıcalığını sağlarken, Göktürk metroya ve ana arterlere yakınlığı ile şehirden kopmadan butik yaşam alanına olanak tanıyor.

Yaklaşık 12 bin metrekare arazi üzerinde yer alan Özak Duyu projesi, 141 ünite, yatay mimari ile oluşturuldu. Projede 1+1’den 4,5+1’e kadar farklı daire modelleri mevcut. Ormanın hemen yanı başında olan projede, daha önceki projelerde olduğu gibi dış mekânlar konforlu ve kullanışlı olarak tasarlandı. Projede; yüzme havuzu, fitness salonu, çok amaçlı açık spor sahası, çocuk oyun alanları, bahçe oturma alanları, cafe alanı, yürüyüş alanı, barbekü alanı bulunuyor.

Özak Duyu Göktürk, şehrin renkli yaşantısından ve doğadan kopmadan, yeşille iç içe, rahat ve keyifli bir yaşamı sakinlerine sunuyor.

Yapıchem Kimya’dan 25 Farklı Ülkeye İhracat

Yapı kimyasalları sektörünün lider firmalarından Yapıchem Kimya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Arıcan, 25 farklı ülkeye ihracat yaptıklarını ve bu sayıyı daha da artırmayı hedeflediklerini belirtti.

Fatih Arıcan; Türk inşaat sektörü, Yapıchem’in iç pazardaki faaliyetlerine büyük birpotansiyel sunuyor. Müşteriye özel olarak ürettiğimiz ürünlerimizle hem global hem de yerel pazardaki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Dış pazara yönelik olarak izlediğimiz genişleme stratejisi ile uluslararası inşaat sektöründe daha fazla rekabet avantajı elde ediyoruz. Ürünlerimiz, uluslararası standartlara uygunluğu, kalitesi ve
müşteriye sunduğu terzi usulü özel çözümleriyle de dikkat çekiyor.” dedi.


İç pazardaki güçlü konumlarıyla birlikte dış pazarda da hızla büyüyen bir firma olduklarını sözlerine ekleyen Arıcan, “25 farklı ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşıyoruz. İhracat faaliyetlerimiz, beton ve çimento katkıları başta olmak üzere geniş bir yapı kimyasalları ürün yelpazesini kapsıyor. Yapıchem olarak bu sektörde sahip olduğumuz tecrübemiz, bilgi birikimimiz, ürün çeşitliliğimiz ve maliyet avantajımız
global pazarda rekabet gücümüzü artırıyor. Her geçen yıl, ihracatımızın ciromuzdaki payı da artış gösteriyor. Bu artış, Yapıchem olarak global pazarlardaki etkimizi ve marka değerimizi sürekli güçlendirdiğimizin de bir göstergesi. İhracat yaptığımız ülkeler arasında ise; özellikle Orta Doğu, Balkanlar, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler ve Karadeniz’e komşu ülkeler ön plana çıkıyor. Bu coğrafyalara olan ihracat, sektör dinamiklerini ve pazar ihtiyaçlarını yansıtırken, Türkiye’nin stratejik konumu ihracat faaliyetlerimiz için büyük avantajlar sunuyor.” şeklinde konuştu.


Tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini de ifade eden Arıcan, “Uluslararası fuarlara çok önem veriyoruz. Yılın ilk yarısında, Polonya, Cezayir ve Nijerya’da sektörel fuarlarda yer aldık. Yılın ikinci yarısında da sektörel fuarlarda yer alarak, tüm ürün gruplarımızı ve yeni projelerimizi paylaşmaya, yeni iş fırsatları için zemin oluşturmaya devam edeceğiz. Ayrıca, sektördeki değişken koşullara hızla
uyum sağlıyoruz ve stratejik planlarımızı sürekli olarak yeniliyoruz. Böylelikle, dinamik pazarda sağlam adımlarla ilerleyip büyüme hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz.” şeklinde
sözlerini bitirdi.

“Enerji Verimliliği Ve Sürdürülebilirlik Hedeflerine Ulaşmak İçin Yalıtım Uygulamalarını Yaygınlaştırmalıyız”

Günümüzde enerji tasarrufu ve çevresel sürdürülebilirlik, küresel düzeyde artış gösteren bir öneme sahip. Her geçen gün hızlanan kentleşme ve sanayileşme, enerji tüketimini artırırken dünyamız için de birçok sorunu beraberinde getiriyor. Bu noktada, doğru bir ısı yalıtımı, enerji verimliliği sağlamak ve karbon ayak izini azaltmak için en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. Doğru ve etkin bir yalıtım, bir evin ısıtma ve soğutma maliyetlerinde yüzde 70’e varan tasarruf sağlayabiliyor. Bu durum, ekonomik anlamda bireylere fayda sağlarken, enerji tüketimini düşürerek çevresel etkileri minimize ediyor. Özellikle Amerika ve Avrupa’da ısı yalıtımına çok ciddi yatırımlar yapılıyor.

Yalıtımın uygun şekilde yapılması, evlerde ve binalarda enerji kaybını önemli ölçüde azaltıyor. Özellikle evlerin çatılarında yapılan yalıtım, ısı kaybını yüzde 25-30 oranında azaltıyor. Bu durum, kış aylarında ısıtma maliyetlerini ve yaz aylarında soğutma maliyetlerini düşürerek enerji verimliliğini artırıyor. Ayrıca uygun yalıtım malzemelerinin ve tekniklerinin kullanılması, evlerin ısı performansını iyileştirerek konfor seviyesinin artmasını sağlıyor.

Isı yalıtımı sadece ekonomik tasarruf sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da kritik bir rol oynuyor. Birlemiş Milletler’in verilerine göre, doğru yalıtım uygulamaları sayesinde bir evin karbon ayak izini yıllık olarak yaklaşık 1 ton CO2 azaltmak mümkün. Bu, yalıtımın çevresel faydalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Doğru bir yalıtım,enerji tüketimini azaltarak enerji verimliliği sağlıyor ve böylece daha temiz bir çevreye katkıda bulunulmasına olanak sunuyor .

“Enerji verimliliği için yalıtım uygulamalarını yaygınlaştırmalıyız”
Konuyla ilgili olarak değerlendirme bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “Bugün yalıtım tüm dünyanın üzerine büyük bir ciddiyetle konuştuğu konuların başında geliyor. Özellikle Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş bölgelerde yalıtımın enerji tasarrufuna olan katkıları geniş çapta kabul görüyor ve bununla ilgili önemli adımlar atılıyor. Avrupa Komisyonu, Avrupa’daki binaların yüzde 75’inden fazlasının enerji verimliliği açısından yetersiz olduğunu ve bu binaların yalıtımının iyileştirilmesinin yıllık enerji tüketiminde önemli tasarruflar sağlayabileceğini belirterek, bununla ilgili önemli adımlar atıyor. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından yürürlüğe konan Binalarda Enerji Performansı Direktifi’yle (Energy Performance of Buildings Directive – EPBD), binaların enerji performansını artırmak için yalıtım standartları belirleniyor. Türkiye’nin de bu konuyla ilgili önemli adımlar atması gerekiyor; enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yalıtım uygulamalarını yaygınlaştırmalıyız. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinde ve yeni binaların inşasında yalıtım standartlarının yükseltilmesi hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük faydalar sağlayacaktır” dedi.

“Dünya standartlarında bir yalıtımla cari açığımızı düşürebiliriz”
Ozan Turan, yalıtımın önemiyle ilgili sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemiz enerji ithalatı için 2023 yılında yaklaşık 70 milyar dolar harcadı. Enerjinin üçte biri binalarda, üçte biri de endüstri tesislerinde tüketiliyor. Bizim konutlarımızı daha yaşanabilir kılmamız, ekonomimizi geliştirmemiz, dünya piyasalarında rekabetçi olabilmemiz ve her şeyden öte dünyamızı koruyabilmemiz için enerji verimliliğini sağlamamız gerekiyor. Bunun önüne geçmenin ilk ve en kolay yolu ise doğru ısı yalıtımı. Dünya standartlarında bir ısı yalıtımıyla sağlanan enerji verimliliğiyle enerji ithalatını azaltmak ve buna bağlı olarak cari açığımızı düşürmek mümkün. Özellikle endüstride enerji giderlerimizi aşağıya çektikçe, üretim maliyetlerimiz de aşağıya inecek ve rekabet şansımız artacak.”

Asansör dünyasının en büyük buluşması Mayıs 2025’te düzenlenecek

Uluslararası asansör ve yürüyen merdiven endüstrisinde dünyanın en büyüğü olan Asansör İstanbul Fuarı, 2025 Mayıs’ında ayında gerçekleşecek. Informa Markets tarafından AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle düzenlenen fuar, 15-18 Mayıs 2025 tarihlerinde 19. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Dünya markaları ile birlikte Türkiye’nin lider firmalarının da aralarında olduğu 400’ün üzerinde katılımcı firmayı, çoğunluğu doğrudan satın almacı 30 binden fazla profesyonel ziyaretçiyle Tüyap Beylikdüzü’nde buluşturacak olan Uluslararası Asansör İstanbul’da, en yeni dikey ulaşım teknolojileri bir arada sergilenecek.


Global asansör sektörü, şimdiden ajandalarına not ettikleri Asansör İstanbul fuarını heyecanla bekliyor. Uluslararası Asansör İstanbul’un, 2025 yılındaki 19. buluşması için hazırlıkların tüm hızıyla devam ettiğini açıklayan Informa Markets Fuar Direktörü Seda Bozkurt, “Yurt içi ve yurt dışından yoğun bir katılımcı ilgisi var. Sektör profesyonelleri de Asansör İstanbul’u 2025 fuar ajandalarına çoktan eklediler” dedi.


“Son birkaç fuardır gerek katılımcı ve ziyaretçi sayıları gerekse metrekare bazında, peş peşe yeni rekorlar kırdık. Asansör İstanbul, şu anda alanında dünyanın en büyük fuarı. Bir taraftan başarısını sürdürerek bu ünvanını korurken, diğer yandan sektörün küresel
ticaretine her yeni buluşmada daha fazla katkı sağlamaya devam ediyor” diyen Bozkurt, iki yıl arayla düzenledikleri fuarı, tüm sektörün sabırsızlıkla beklediğini belirtti.


Avrupalı asansörcüler de sabırsızlıkla Mayıs’ı bekliyor

Geçen Mayıs ayında asansör endüstrisinin önemli isimlerinin Avrupa Asansör Birliği’nin (ELA – European Lift Association) Genel Kurul Toplantısı için İstanbul’da buluştuğunu hatırlatan Bozkurt, “Avrupa Asansör Birliği’nin (ELA) yeni yönetimini belirleyen genel kurul toplantısı için 15 ülkeden 120’den fazla ismi AYSAD ile birlikte İstanbul’da ağırladık ve Asansör İstanbul olarak, sektörün bu önemli etkinliğine gala yemeği sponsorluğu ile katkıda bulunduk. Orada da gördük ki Avrupalı asansörcüler de Asansör İstanbul 2025 buluşmasına odaklanmış durumda” dedi.


Yeni nesil asansör teknolojileri ilk kez dünya sahnesine İstanbul’da çıkacak

Sektörün yurt içi ve yurt dışındaki önemli üreticileri, daha akıllı, daha hızlı ve daha güvenli asansörlerini Mayıs ayındaki Asansör İstanbul’da sergilemeye hazırlanıyor. 19. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı’na katılan pek çok firma, asansör ve yürüyen merdiven endüstrisine dair en yeni makine, ekipman, tasarım, yazılım ve teknolojilerini ilk kez İstanbul’dan dünyaya tanıtacak. Fuarda; konut ve ticari bina asansörlerinden hastane asansörlerine, ev içi asansör ve kişisel taşıyıcılardan oto asansörlerine, yük ve servis asansörlerinden engelli asansörlerine kadar dikey ulaşım teknolojileri ile yürüyen merdiven ve yollara ilişkin tüm yenilikler vitrine çıkacak.

MEGA ‘’DESIWOOL’’ İLE HEM SES YALITIMI HEM DE ISI YALITIMI MÜMKÜN

Yalıtım malzemeleri üretiminde ülkemizin önemli oyuncularından olan Mega Yalıtım, global yalıtım çözümleri, sürdürülebilir ve yenilikçi uygulamaları ile sektöre yön vermeye devam ediyor.  Tamamen yerli üretimle düzenli 25 ülkeye ürünlerini ihraç eden MEGA Yalıtım, ülkemizde Taşyünü, XPS ve EPS üretimini birlikte yapan nadir firmalardan biri.

Doğaya ve insana saygılı, güvenilir çözümler üretmeye yönelik çalışmaları ile öne çıkan Mega Yalıtım’ın bu değerler doğrultusunda geliştirip ürettiği Desiwool Isı ve Ses Yalıtım Paneli de tüm bu hedeflerine uygun ürünlerdendir.

MEGA Yalıtım’ın ürün portföyünde yer alan Desiwool Isı ve Ses Yalıtım Paneli; taşyünü ve alçıpan plakanın kompozite edilmesi ile meydana getirilmektedir. Ürün içeriğindeki taş yünü sayesinde ses yalıtımını kusursuz sağlıyor. Ses yalıtımı ile beraber maksimum ısı yalıtımını da sağlayan Desiwool, seçenek olarak sunulan alüminyum folyo sayesinde yoğuşma riskini de ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda hafif bir ses yalıtımı malzemesi olan Desiwool, bu özelliği ile binaya ek yük getirmiyor. Pratik uygulanan ürün, istenmeyen ses ve gürültüyü maksimum performans ile sönümleyerek yaşam kalitesini üst seviyeye taşıyor.

Desiwool, dış duvarların iç yüzeyinden, iç bölme ve komşu duvarlara, merdiven ve asansör boşluklarındaki bitişik duvarlardan, ahşap karkas yapıların içten giydirilmesine kadar birçok alanda ses ve ısı yalıtımı sağlamak amacıyla kullanılıyor.

Mega Yalıtım Çözümleri, uzman kadrosu ile, hammadde girişinden sevkiyata kadar müşteri ihtiyaçlarını önemseyerek, yapı sektörüne kaliteli, güvenilir ve kolay uygulanabilir ürünler sunarak, sektörün öncüsü olma yolunda üretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Medcem, 6. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde 3 Ödül Kazandı

Medcem Çimento, 2023 yılının en çok çimento ihraç eden şirketleri arasında yer aldı. Şirket, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) tarafından düzenlenen 6. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde Genel Çimento Sektörü Kategorisi’nde “En Fazla İhracat Yapan Firmalar” ve Gri Çimento Kategorisi’nde “En Fazla İhracat Yapan Firmalar” arasında birincilik ödülünü kazandı.

Eren Holding’in iştiraki olan ve Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento, ihracat çalışmalarıyla Türk çimento sektörünün öncü kuruluşları arasında yer almaya devam ediyor. Aralıksız devam eden Ar-Ge yatırımları, yerel ve küresel tedarik zinciri, lojistik ağı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar ve yenilikçi, inovatif yaklaşımı ile üretiminin büyük bölümünü ihraç eden Medcem Çimento, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) tarafından düzenlenen 6. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde iki kategoride birincilik elde etti. Şirket, Genel Çimento Sektörü Kategorisi’nde “En Fazla İhracat Yapan Firmalar” ve Gri Çimento Kategorisi’nde “En Fazla İhracat Yapan Firmalar” arasında birinci oldu.

Medcem Çimento, aynı ödül töreninde Klinker Kategorisi’nde “En Fazla İhracat Yapan Firmalar” arasında da 5.’lik ödülünü elde etti.

“Var olan pazarlardaki gücümüzü artırırken, yeni pazarları da bünyemize katıyoruz”

Türk çimento sektörünün hem ulusal hem de uluslararası düzeyde en önemli oyuncularından biri olduklarını söyleyen Medcem Çimento Grubu CEO’su Mehmet Ali Ceylan, üretimlerinin büyük bölümünü ihraç ettiklerini ifade etti: “Şirket olarak, belirlediğimiz Stratejik Büyüme Planlarımız çerçevesinde niteliksel ve niceliksel olarak büyümeye devam ediyoruz. İkinci hattımızın geçen yılın sonunda devreye girmesiyle ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz. Bunun yanında, sürdürülebilirlik, verimlilik ve dijitalleşmeyi iş süreçlerimizin merkezinde konumlandırdık. Şu anda farklı pazarlar için dayanımı yüksek karbon ayak izi düşük ürünler üretiyoruz. Kurmaya başladığımız terminal ağımızı tamamladığımızda, yurt dışında kendi ürünlerimizi kendi satış kanallarımızdan satmaya başlayacağız. Bugün tüm dünyada özellikle yüksek kaliteli çimento talebi söz konusu olduğunda ilk akla gelen şirketlerden biriyiz. Bizim en önemli pazarımız başta Amerika Birleşik Devletleri. Sonrasında ise Avrupa, Batı Afrika ve Latin Amerika ülkeleri takip ediyor.”

2023 Türkiye Mimarlık Yıllığı Gezileri Gerçekleştirildi

Mimarlık ve tasarım kültürüne katkı sağlamayı yönetim vizyonunun ayrılmaz bir parçası olarak gören Roca desteği ile Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Mimarlık Yıllığı 2023” sergisi için seçilen 56 projeden üçüne mimarlık gezileri düzenlendi. Projenin mimarları eşliğinde Baruthane, Good Job Games ve Art İstanbul ziyaret edildi. Katılımcılar, projelerin süreçleri ile ilgili bilgilendirildi.

Roca desteğiyle 2014 yılından bu yana Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenen Mimarlık Yıllığı 2023 projelerinden üçüne geziler düzenledi. Kültür yapılarının ve yenilikçi projelerin öne çıktığı 56 projenin yer aldığı yıllıktan seçilen Baruthane, Good Job Games ve
Art İstanbul Feshane projelerin mimarları rehberliğinde sektörden katılımcılarla birlikte gezildi. Per-Se Mimarlık, Jeyan Ülkü Mimarlık ve KG Mimarlık eşliğinde düzenlenen gezilerde mimarlar, katılımcılara binaların tarihini, tasarım, restorasyon ve inşaat süreçlerini anlattı.


İlk durak Baruthane oldu
Türkiye Mimarlık Yıllığı 2023 gezileri kapsamında ilk gezi İstanbul’un endüstri mirasının önemli örneklerinden birisi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı (İBB Miras) ve Per Se Mimarlık iş birliğinde restorasyonu yapılan Baruthane’ye gerçekleştirildi. Kurucu ortağı Ali Dostoğlu olan Per Se Mimarlık tarafından yenilen Baruthane’ye yapılan gezide katılımcılar, fikir aşamasından güncel durumuna kadar mekan hakkında bilgi edinme imkanı buldu.


Good Job Games’in iç mimarisi dikkat çekti
Gezinin ikinci durağı Jeyan Ülkü Mimarlık’ın tasarladığı Good Job Games oldu. Good Job Games projesi, Vadi İstanbul’da, çalışanlarının taleplerini karşılayabilmek için “Üniversite” kampüs tipolojisi esas alınarak tasarlandı. Çalışanların mutluluğu için gerçekleştirilen bu projede; Spor salonu, PS odası, soyunma odaları, duşlar, kafe ve uyku odaları bulunuyor. Ayrıca, 24 saat çalışan bir yemekhanesi de bulunan Good Job Games, odalarının tasarımlarıyla katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.


Avrupa genelinde bir sanat üssü; Art İstanbul Feshane…

İstanbul’daki 8 bin metrekarelik alana konumlanmasıyla ve farklı ihtiyaçlara yanıt veren birimleriyle Avrupa genelinde bir sanat üssü olarak nitelendirilen Art İstanbul Feshane, gezi kapsamında ziyaret edilen projeler arasında yer aldı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan yaklaşık 200 yıllık tanıklığıyla bir sanayi yapısının çok ötesine geçen; çağdaşlaşmaya işaret eden öncü rolü, kuşaklar boyu okul görevi üstlenen fonksiyonları ve sosyal hayata etkisiyle şehrin hafızasıyla bütünleşen önemli bir endüstri mirası olan Feshane, İBB Miras ve KG mimarlık iş ortaklığıyla yeniden hayat buldu. Tüm geçmişi boyunca Haliç’te yaşamın nabzını tutan simge yapılardan birinde hayat bulan Artİstanbul Feshane; Kurtul Erkmeneşliğinde çağdaş sanata açılan sergi salonları, sanat dünyasından zengin bir içerik sunan kütüphanesi,
sosyal mekânları, kongre, atölye ve okuma alanlarıyla katılımcılarla birlikte gezildi.


156 projeden 56 proje yıllığa girmeye hak kazanmıştı

“Türkiye Mimarlık Yıllığı” her yıl Türkiye’de son bir yılda üretilen nitelikli yapıların incelenmesi bu yolda emek veren tasarımcıları onurlandırmak amacıyla düzenleniyor. Roca desteği ve Mimarlık Merkezi iş birliğiyle yapılan “Türkiye Mimarlık Yıllığı 2023”e bu yıl başvuran 158 projeden 56’sı yıllığa girmeye hak kazandı. Mimarlık Yıllığı’nda yer alan sergi mekanları, müzeler, etkinlik alanları, geçici strüktür / enstalasyonlardan oluşan 56 proje geçtiğimiz ay İPA (İstanbul Planlama Ajansı) ev sahipliğinde Florya Hangar Binası’nda sergilendi.

Coastal Homes’tan Yaşam Alanlarının Vazgeçilmezi Olmaya Aday Koleksiyon: SADE

Yüksek gustosu, ikonikleşmiş tasarım anlayışı, kaliteli ve rafine üretimiyle müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmayı başaran Coastal Homes, yeni koleksiyonu SADE’yi dekorasyon tutkunlarının beğenisine sunuyor. Modern yaşam alanlarına minimalist ve huzur verici bir estetik kazandırmayı hedefleyen koleksiyon, işlevsellik ile şıklığı mükemmel bir dengede buluşturuyor.

Coastal Homes’un yeni koleksiyonu SADE; Sofistike, Aykırı, Doğalve Estetik unsurları tasarımla buluşturdu. Koleksiyon doğanın güçlü enerjisini yüksek bir estetik anlayış ve fonksiyonellikle sanata dönüştürüyor. Üstelik sadece estetik ve işlevsellik sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevre dostu bir üretim süreciyle de öne çıkıyor. Sürdürülebilir malzemeler kullanarak ve üretim süreçlerinde çevreye duyarlı uygulamalar benimseyerek gezegenimize karşı sorumluluklarını da yerine getirdiklerini söyleyen Coastal Homes Kurucusu Ahmet Tipi,koleksiyonu şu sözlerle tanımladı:

“Yeni koleksiyonumuz SADE, yalın çizgiler ve doğal malzemelerle modern yaşam alanlarında ferah bir atmosfer yaratmak için tasarlandı. Koleksiyonumuzda yer alan her parça, fazla detaylardan arındırılmış ve kullanıcılara rahatlık sunacak şekilde düşünüldü ve titizlikle hazırlandı. Sadeliği güçlendirecek natürel malzemeler, koleksiyonun yıldız unsuru oldu. Ahşap, keten ve pamuk gibi doğal malzemelerin kullanıldığı bu koleksiyon, çevre dostu ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını destekliyor.”

Doğanın ilham veren enerjisi en doğal haliyle SADE’de

Fonksiyonelliğin, şıklığı tamamlayan güçlü bir argüman olduğunu vurgulayan Ahmet Tipi, “Her parçasının estetik olduğu kadar işlevsel de olacak şekilde tasarlanması SADE’yi yaşam alanlarının vazgeçilmezi haline getiriyor. Kullanım kolaylığı sağlayan fonksiyonel özellikler, iç mekanları daha kullanışlı kılarken geçirilen her anı da özelleştiriyor. Sade renk paletleri ve minimal çizgiler, mekâna sakin ve dinlendirici bir atmosfer kazandırırken alanın derinlik algısını da güçlendiriyor. Koleksiyonda yer alan koltuklar konfor ve zarafeti bir arada sunuyor ve her türlü iç mekân dekorasyonu ile görsel bir uyum sağlıyor. Zarif depolama ürünleri, alanları verimli kullanmayı sağlıyor. Koleksiyonun en özel parçalarını oluşturan ileri dönüşüm ahşap ürünler ise Karadeniz’in yıkılmaya yüz tutmuş, kullanım ömrünü tamamlamış ahşap evlerinin maharetli ustalarımızın ellerinde birer sanat eserine dönüşmesiyle ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.

SADE koleksiyonuna Coastal Homes’un İstanbul’da yer alan Kalamış ve Şişli mağazalarının yanı sıra İzmir, Bodrum, Ankara, Samsun, Adana ve İskenderun mağazalarından ulaşmak mümkün.

Kira Artışı Düzenlemesinin Kiralık Stokunu Artırmasını Beklemiyoruz

Kira artışlarına uygulanan yüzde 25 zam sınırı 2 Temmuz’da sona ererken; yeni kira zam oranı yüzde 65,07 olarak açıklandı. Yeni kararı
değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, Türkiye genelinde kiralık stokunun son altı ay içerisinde
ortalamada %11 azaldığını, yeni kararın stokta büyük bir artışa neden olmayacağını açıkladı.

Gayrimenkul sektöründeki yüzde 25’lik zam sınırının hem mal sahibi hem de kiracı açıcısından artı ve eksileri olan bir konu olduğunu söyleyen EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Bu sınır her iki taraf için de ucu keskin bir değnekti. Kimi insanlar sadece kira gelirleriyle geçiniyor, diğer yandan kirayı ödemekte zorlanan, barınma sorunu yaşayan da bir kesim var. Devlet bu duruma bir çözüm olarak sınırlandırma getirdi ama bu da büyük problemlere yol açtı. Serbest piyasaya bu kadar müdahale edilince başka sıkıntılar ortaya çıktı.” dedi.


Yeni kira zam oranının yüzde 65,07 olarak açıklandığını sözlerine ekleyen Yazıcı, “01. Temmuz tarihinden itibaren yenilenen konut sözleşmelerinde artık TEFE-TÜFE rakamlarını kullanarak yeni kira bedeli hesaplamamız gerekecek. %25 sınırının kalkmasının fahiş kira artışlarına yol açacağını beklemiyoruz. Çünkü birçok mal sahibi zaten yüzde 25’i kabul etmedi ve huzurlarını kaçırmak istemeyen ve imkanı olan kiracılar da bu artışları kabul etti. Piyasa buna göre oluştu. İmkanı olmayanlar mal sahiplerine direndi, kira yüzünden
birbirini darp edenleri, hatta öldürenleri gördük. Mahkemelerde kira davaları yüzünden dosya üzeri dosya yığıldı.


Kiralık adetlerinde yılın başına göre %11 azalma var
Barınma konusunda farklı yöntemlere gidilmeli, özellikle büyük şehirlerde ev fiyatlarını kontrol altına alınmadan kira fiyatları kontrol altına alınamaz. Ayrıca Anadolu’da köylerde evler boş dururken büyük şehirlerde fahiş kira fiyatları ile boğuşuyoruz. Büyük şehirlerdeki yığılmaların azaltılması gerekli, sadece ev fiyatlarında değil gıdadan her konuya büyük şehirlerde yaşam maliyetleri yüksek. Öte yandan birden fazla konuttan kira geliri elde edenler için ileride belki farklı düzenlemeler yapılabilir ama genele uygulamak büyük problem yarattı. Öte yandan kiralık stoku son altı ay içerisinde Türkiye genelinde azaldı. 2023 başından bu yana kiralık adetlerinde yılın başına göre genelde %11 azalma var. En büyük stok erimesi %23 ile Ankara’da ve onu %20 ile İstanbul takip ediyor. İzmir ise başka bir hikaye. İzmir’de kiralığa çıkan konut
miktarı yılın başına göre takribi %15 daha fazla” şeklinde konuştu.

Deprem Konutlarının Doğalgaz Baca Sistemleri, Ekomaxi’ye Emanet!

Ekomaxi, deprem konutlarının doğalgaz baca sistemlerindeki çözüm ortağı oldu.

“Doğalgaz baca sistemleri hem insan sağlığı hem de yapı güvenliği açısından kritik önem taşıyor” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman YAĞIZ, deprem konutlarında yaygın olarak kullanılan ‘Ekomaxi doğalgaz baca sistemleri’nin önemine dikkat çekti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 11 ilde yeniden inşa çalışmaları aralıksız devam ediyor. TOKİ, Emlak Konut ve Yapı İşleri Genel Müdürlükleri tarafından ihale yöntemiyle inşa edilen deprem konutlarının bir kısmı tamamlandı, bir kısmının ise yapımı devam ediyor.

Baykar Grup, EN-EZ İnşaat, Gürtaş Yapı, İntaya İntes İnşaat, İSPA İnşaat, Kalyon inşaat, Kuzu Grup, Maksem Yapı, MAY İnşaat, Nesma Yapı, Pekerler İnşaat, Rönesans Gayrimenkul, Solid Gayrimenkul, Sur Yapı ve Yıldızlar İnşaat’ın ana yüklenicisi olduğu deprem konutlarının doğalgaz baca sistemleri, Ekomaxi’ye emanet edildi.

Ekomaxi, üretim kabiliyeti ve uzman ekibi ile depremin ardından geçen 14 ayda deprem konutları için 2.270 baca takımı üretip, montajını gerçekleştirmeyi başardı.

“Doğalgaz baca sistemleri hem insan sağlığı hem de yapı güvenliği açısından kritik önem taşıyor” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman YAĞIZ, deprem konutlarında yaygın olarak kullanılan Ekomaxi doğalgaz baca sistemlerinin önemine dikkat çekti:

“Doğru doğalgaz bacası, ısıtma sisteminin yakıt sarfiyatını düşürüyor”

“Doğalgaz baca sistemleri, yapılardaki; gaz ocaklarının,ısıtma ve sıcak su sistemlerinin yanma sonucu oluşan atık gazlarını atmosfere yönlendiren önemli yapı bileşenleri arasında yer alıyor. Bu nedenle doğal gaz baca sistemlerinin; projelendirme, ürün seçimi ve uygulama çalışmalarının işinin uzmanı firmalar tarafından yapılması insan sağlığı ve yapı güvenliği açısındankritik önem taşıyor. Çünkü yanma sonucu karbonmonoksit gibi zehirli gazlar açığa çıkıyor. Ayrıca doğru doğalgaz bacası, ısıtma sisteminin yüksek verimli bir şekilde çalışmasını sağlayarak,yakıt sarfiyatını düşürüyor.Baca sistemi kurulduktan ve devreye alındıktan sonra ise yüksek verim ve güvenli yaşam için periyodik bakımları aksatmamak gerekiyor” dedi.

Osman YAĞIZ, yüksek mukavemete sahip, Ekomaxi doğalgaz baca sistemlerinin teknik özellikleri konusunda da önemli bilgiler paylaştı:

“Bacaları birbirine bağlarken tam sızdırmazlık sağlıyoruz”

“AISI 316 L paslanmaz çelik malzeme kullanılarak ürettiğimiz doğalgaz baca sistemlerimiz, yüksek ısıya ve yangına karşı yüksek dayanım sağlıyor. 50 mm’lik muf genişletme bağlantısı ile bacanın stabil durması, tam sızdırmazlık ve montaj kolaylığı sağlanması mümkün hale geliyor. 50 mm’lik muf genişletmesi yapılmış olan baca bağlantı noktalarında 80 mm’lik geniş bağlantı kelepçe sistemi kullanıyoruz. Böylece bacaları birbirine bağlarken tam sızdırmazlık sağlıyoruz.

“Türkiye’de bacalarda çift conta sistemini uygulayan tek firmayız”

Standart olarak sunduğumuz iki kanatçıklı ikiz conta sistemi sayesinde de yoğuşmalı ve kaskad sistemlerde mükemmel sızdırmazlık sunuyoruz. Ekomaxi olarak, Türkiye’de pozitif ve negatif bacalarda çift conta sistemini uygulayan tek firmayız.

50 mm ila 1200 mm çap aralığında ürettiğimiz baca sistemlerimizin kalitesini ise CE ve TSE belgeleri ile tescilliyoruz.

Yüksek mukavemete sahip, güvenli baca sistemlerimiz ile deprem konutlarının çözüm ortağı olmaktan dolayı mutluyuz. Hem insan sağlığı hem de yapı güvenliği açısından kritik önem taşıyan doğalgaz baca sistemlerinde markamızı tercih eden iş ortaklarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

GHO, YENİ GENEL MÜDÜRLÜK BİNASIYLA ÇITAYI YÜKSELTTİ

Sektörün güçlü yerli markası Gayrimenkul Hizmet Ortaklığı’nın (GHO), Bornova Forum villalarındaki yeni genel müdürlük binası düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Ülke genelindeki GHO ofis brokerları ve danışmanlarının yanı sıra; sektör temsilcilerinin de bir araya geldiği açılışa 250’ye yakın konuk katıldı.

Hem GHO hem de Taş Ev Türkiye olarak hizmet verecek genel müdürlük binasının açılışında konuşan Kurucu Hasan Can Çalgır, yeni genel müdürlük binasıyla kurumsallaşma adına önemli bir adım daha atarak hizmet kalitesini yükselttiklerini söyledi.

Çalgır, “GHO olarak hizmet yolculuğumuza 8 yıl önce başladık. Tüm sektörler gibi öncelikle merkez olarak İstanbul’u seçtik. Açıldıktan 3 yıl sonra Ege’de büyümeye devam ettiğimiz için bölge müdürlüğümüzü İzmir’e taşıdık. Artık bugünden itibaren genel müdürlüğümüzü de İzmir’e taşımış durumdayız. Tüm zorluklara rağmen sektörde istikrarlı büyümeyi sürdürüyoruz. 35’e yakın ofisimiz var. Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da yeni ofislerle güçleniyoruz. Sizlerle birlikte sektördeki gücümüzü daha da artırıyoruz. Bugünlere gelmemizde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

BU BAŞARI HEPİMİZİN

Yeni genel müdürlük binasıyla hizmetlerini tek çatı altında sürdüreceklerini belirten Genel Müdür Özkan Yalaza da, nitelikli ofislerle Ege ve Türkiye’ye yayıldıklarına dikkat çekti.

2024 sonuna kadar ofis sayısını 35’den 50’ye yükseltmeyi hedeflediklerini belirten Yalaza, sözlerine şöyle devam etti: “Gayrimenkul sektöründe yaşanan sıkıntılara ve fırtınalara rağmen her zaman güzel günlerin geleceğini biliyoruz. Tüm ofislerimiz olarak verdiğimiz emekle bu başarıya ulaştık. Çünkü başarma arzumuz, başarısızlık korkumuzdan daha yüksek. Hep birlikte çok daha güzel işlere imza atacağız”

Konuşmaların ardından açılış kurdelası genel müdürlük ekibi tarafından alkışlar eşliğinde kesildi.

İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Depremden Etkilenen ve İhtiyaç Sahibi Mimarlık Öğrencilerine Staj Desteğini Devam Ettiriyor

“İstanbulSMD Staj Programı” bu yıl, Samet, Stoneline, ve VitrA firmalarının değerli destekleriyle gerçekleşiyor. Programa katılan öğrencilerin konaklama ihtiyaçları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Planlama Ajansı- IPA’nın değerli destekleriyle karşılanacak. Programı fon bulma gönüllüsü olarak ArchNetwork destekliyor.

Staj programında bu yıl Türkiye genelinden 19 ilden, 96 öğrenci, 43 İstanbulSMD üyesi ve programı destekleyen mimarlık ofisinde, 1 ay süreyle staj yapacak.

Program kapsamında ayrıca öğrencilerin mesleki gelişimine katkı sağlamaya yönelik; İstanbul Bilgi Üniversitesi, Salt ve Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi iş birliğiyle etkinlikler ve geziler yer alıyor.

Türkiye’nin önemli yapılarına imza atan İstanbul merkezli serbest mimarlık ofisleri ve yapı sektörünün tüm paydaşlarının desteğiyle 21 yıldır faaliyetlerini sürdüren İstanbul Serbest Mimarlar Derneği- İstanbulSMD, geçen yıl gerçekleşen depremlerin ardından, afet bölgesindeki okulları önceliklendirerek hayata geçirdiği “İstanbulSMD Staj Programı”nı bu yıl Türkiye geneline açarak devam ettiriyor.

İstanbulSMD kuruluş amaçları arasında yer alan “nitelikli çevrenin oluşmasında rol oynayacak” mimar adaylarının, geleceklerine ve mesleki eğitimlerine katkıda bulunmayı amaçladığı, depremlerden etkilenen ve ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilere yönelik Staj Programı’nı, derneğin “toplumsal sosyal sorumluluğu” olarak gerçekleştirmeyi görevi kabul etmektedir. Program, derneğin, kuruluşundan bu yana bütün üyelerini “mimarlığın iyileştirici rolü” odağında buluşturan en geniş katılımlı projesidir.

“İstanbulSMD Staj Programı” bu yıl, Samet, Stoneline ve VitrA firmalarının değerli destekleriyle hayata geçiyor. Programa katılan öğrencilerin konaklama ihtiyaçları İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Planlama Ajansı- IPA’nın koordinasyonu ve değerli destekleriyle sağlanıyor. ArchNetwork fon bulma gönüllüsü olarak destek veriyor.

Bu yıl Türkiye genelindeki üniversitelerin mimarlık fakültelerine yaptığı açık duyurunun ardından 19 ilden gelen 96 mimarlık öğrencisinin başvurusunu kabul eden İstanbulSMD, üyesi ve programı destekleyen 43 mimarlık ofisinde staj imkanı sağlayacak. Program kapsamında ayrıca, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Salt ve Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi işbirliğiyle, katılan öğrencilerin mesleki gelişimine katkı sağlayacak geziler ve etkinlikler de yer alıyor.İstanbulSMD Başkanı Ali Hızıroğlu Staj Programı’na dair görüşlerini şu şekilde dile getirdi: “Derneğimiz kuruluş amaçları arasında yer alan “nitelikli çevrenin oluşmasında rol oynayacak” genç meslektaşlarımızın geleceklerine katkıda bulunan, “toplumsal sosyal sorumluluğumuz” gördüğümüz bu programı, üyelerimizden ve diğer tüm paydaşlarımızdan gelen olumlu görüşlerden aldığımız cesaretle kapsamını genişleterek devam ettiriyoruz.Biliyoruz ki depremlerin ülke genelinde açtığı yaraların sarılması uzun yıllar alacak. Geçen yıl dernek olarak “biz neler yapabiliriz?” sorusuyla yola çıktığımız ve paydaşlarımızın değerli destekleriyle hayat bulan bu projenin, bu yıl da devam edebilmesi değerli paydaşlarımızın katkılarıyla mümkün oldu. Bu nedenle programın hayat bulmasını sağlayan başta Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı Sevilay Uğur Çekim olmak üzere, öğrencilere kapılarını açan mimarlık ofislerine, üniversitelerin ilgili yöneticilerine, maddi manevi destek veren bütün paydaşlarımıza katkıları için gönülden teşekkürlerimizi sunuyoruz”.

BLC Group’un Yenilikçi Ürünü PLUSWOOD Kompozit Paneller Üstün Performans Sunuyor

BLC Group’un farklı sektörlerdeki deneyimi ve geliştirdiği ileri teknoloji ile ürettiği Kompozit Panel markası PLUSWOOD, iç ve dış mekan projelerinde geniş bir kullanım alanı sunuyor. Pluswood’un üstün özellikleri, onu inşaat, savunma, havacılık, denizcilik ve daha birçok sektörde vazgeçilmez kılıyor.

Pluswood, özellikle suya ve neme dayanıklı yapısıyla dikkat çekiyor. Şişmeme ve çürümeme özellikleri sayesinde ekstra bakım gerektirmeyen bu ürün, doğrudan vida uygulamasına da olanak tanıyor. Darbelere karşı yüksek dayanıklılığı ile kolayca kırılmayan ve ezilmeyen Pluswood, ısı ve ses yalıtımı açısından da üstün performans sergiliyor. Bu özellikleri sayesinde, yüksek yalıtım gereksinimi olan alanlarda avantajlı bir alternatif sunarken, antibakteriyel yapısı ve böceklenme yapmaması ile de hijyenik ve güvenli bir kullanım
sağlıyor.


“Yaşamın her alanında Pluswood Kompozit Paneller”
Üstün özellikleri sayesinde yat tasarımlarından bina cephe uygulamalarına; asma tavan, çatı, banyo ve mutfak mobilyaları, karavan ve tiny house projeleri, hastane ve laboratuvarlar, hazır tuvalet, konteyner, kiosk uygulamaları, bahçe mobilyaları gibi çok geniş bir yelpazede
kendine yer bulan Pluswood, dünya standartlarında kabul gören FireSafe serisi ile de yangına dayanıklı malzemeler arasında ağırlık, fiyat ve uygulanabilirlik açısından üstünlük sağlıyor. Pluswood kompozit panelleri, plywood, mdf, betopan gibi yapı ve dekorasyon plakalarına geri dönüştürülmüş bir alternatif olarak kullanılıyor.


“Savunma sanayiinde de ilk sırada tercih ediliyor”
Pluswood’un tasarım ve uygulama esnekliği ile yaşamın her alanında kullanımının yanı sıra savunma sanayiinde de elektromanyetik kalkanlama özellikli ve balistik dayanımlı ürünler üretiminde de ilk sırada tercih ediliyor.

2024 İlk Çeyreğinde Türkiye’de Konut Satışları Düşüş Trendine Devam Etti


KPMG Türkiye’nin ülkemizde inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin 2024 yılı 1. çeyrek durumunu ortaya koyan raporuna göre inşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan temel unsurlardan finansman sorunları yüzde 30,2’lik payıyla girişimleri sınırlayan birincil faktör oldu. 2024 yılı ilk çeyreğinde Türkiye genelinde konut satışlarının 279 bin adet ile düşüş trendini sürdürdüğünü ortaya koyan rapora göre Türkiye genelinde otel doluluk oranları ise geçmiş yılların aynı dönemlerine göre paralel bir seyir izlemekle birlikte bir önceki çeyreğe oranla önemli ölçüde düşüş eğilimi gösterdi.

KPMG Türkiye tarafından hazırlanan “İnşaat ve Gayrimenkul Sektörel Bakış Raporu” 2024 yılı 1. çeyrek rakamlarına göre 2023 yılında 1,5 milyar TL olan inşaat sektörü değerinin bu yıl 2,4 önümüzdeki yıl 3,2, 2030 yılında ise 7,4 milyar TL’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl yüzde 5,4 olan inşaatın GSYH’deki payının ise 2024, 2025 ve 2030 için sırasıyla yüzde 6,8, yüzde 7 ve yüzde 7,1’e yükseleceği öngörülüyor. 2023 yılında 567 milyon TL olan altyapı sektörü değerinin ise bu yıl 930 milyon TL önümüzdeki yıl 1,2 milyar TL, 2030 yılında ise 2,6 milyar TL’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl yüzde 2,1 olan altyapının GSYH’deki payının ise 2024, 2025 ve 2030 için sırasıyla yüzde 2,6, yüzde 2,7 ve yüzde 2,5 olacağı öngörülüyor.

2021 ve 2023 yılları arasında Türkiye inşaat sektörü nominal büyümesi yıllık yaklaşık yüzde 100 seviyesindeyken reel büyüme 2021 ve 2022 yıllarında negatif yönlü seyretmesine rağmen 2023 yılında yüzde 7,8 ile görünümünü tersine çevirdi. Aynı trendi izleyen Türkiye altyapı sektörü de nominal büyümesi yıllık yüzde 100 seviyesinde seyrederken reel büyümesi 2023 yılı itibarıyla yüzde 4,7 olarak gerçekleşti.

Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Lideri Savaş Görkem Yapan, “Hazırladığımız bu rapor ile inşaat ve gayrimenkul sektörünün potansiyelini net bir şekilde ortaya koyuyoruz. 2023 yılından itibaren sektörde gözlemlenen nominal ve reel büyüme oranları, sektörün dinamik ve yenilikçi bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Ancak, finansman sorunları ve artan maliyetler inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların önündeki en büyük engeller olarak karşımıza çıkıyor. Sektörün, doğru stratejiler ve finansal çözümlerle bu engelleri aşarak büyümeye devam edeceğine inanıyoruz.” dedi.

İnşaatta faaliyetleri kısıtlayan temel unsur finansman
Rapora göre Türkiye inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin 2024 1. çeyrekte ortalama yüzde 59,4’ü faaliyetlerini kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını açıklarken faaliyetleri kısıtlayan temel unsurlardan finansman sorunları ortalama yüzde 30,2’lik payıyla girişimleri sınırlayan birincil faktör oldu. Daha sonrasında gelen talep yetersizliği aynı dönemde yüzde 15,8’lik ortalamaya sahip olarak kısıtlayan faktörlerdeki yerini korudu.

Öte yandan dünya genelinde artan kaynak maliyetleri inşaat sektörü üzerindeki etkisini sürdürdü ve Türkiye özelinde inşaat malzeme fiyatlarına büyük ölçüde yansıdı. İnşaat maliyet endeksindeki artış bir önceki yılın aynı dönemine göre düşüş trendi gösterse de endeks, 2024 1. çeyrekte ortalama yüzde 69,3 seviyelerinde seyretti.

İnşaat sektöründe 2023’ün ilk çeyreğindeki yüzde 4,2 ve 2023 yılının son çeyreğinde yüzde 3,7 olan takipteki kredilerin nakdi kredilere oranları ise 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,4 seviyesine yükseldi.

Konut satışlarında düşüş trendi sürüyor
2024 yılı ilk çeyreğinde Türkiye genelinde konut satışları 279 bin adet ile düşüş trendini sürdürdü. Konut satışı sayısı konut fiyatlarındaki ani yükseliş, konut kredisi faiz oranlarındaki artış, krediye erişim zorluğunun devam etmesi ve ipotekli konut satışlarındaki azalışla 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. 2024 1. çeyrekte İstanbul 48 bin ile Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan şehir oldu.

Türkiye’de Mart 2024 itibarıyla 1.230,5 seviyesinde seyreden konut fiyat endeksi (KFE) 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 52 artış gösterirken reel bazda yüzde 9,8 azaldı. Endeks değerleri nominal olarak bir önceki yılın aynı ayına göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 40,4, 63,9 ve 49,5 oranlarında arttı.

2023 yılı 4. çeyrekte kullandırılan konut kredisi tutarı bir önceki çeyreğe göre yüzde 52,36 azalırken tutar, geçmiş yıllarda 4. çeyrekteki tutarlara göre düşüş gösterdi. Bu dönemdeki kullandırılan konut kredisi sayısının 15 bin adet seviyesine gerilemesiyle 2023 yılı 4. çeyrekteki ortalama konut kredisi, konut bedellerindeki artışı yansıtacak şekilde 711 bin TL olarak hesaplandı. Konut kredilerindeki bakiye tutarlar incelendiğinde ise ilgili tutar, 2023 yılı 4. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttı.

AVM’lerin sayısı artıyor
Türkiye genelinde 2023 yıl sonu itibarıyla aktif faaliyet gösteren AVM sayısı 446 olarak kaydedilirken toplam kiralanabilir alan yaklaşık 14.010 bin m²’ye ulaştı. 2025 sonuna kadar inşaatı bitmesi planlanan 27 AVM ile birlikte toplam sayının 457’ye erişmesi ve bu AVM’lerin yaklaşık yüzde 30’unun İstanbul’da olması öngörülüyor. Türkiye genelinde ciro endeksleri ele alındığında ise endeksin artış trendini sürdürdüğü görülüyor. AVM metrekare ciro verimlilik endeksi, 2024 yılı ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 97,2’lik nominal artış gösterdi.

Otel doluluk oranları önemli ölçüde azaldı
Rapora göre 2024 yılı 1. çeyrekte yüzde 45 ile İstanbul‘da bulunan konaklama tesislerindeki doluluk 2023 4. çeyrekte yüzde 50,7 oranı baz alındığında düşme eğiliminde olsa da bir önceki yılın birinci çeyreğine göre arttı. Antalya Bölgesi’nde yabancı turistlerin de yoğun ilgisi ile 2023 4. çeyrekte doluluk oranı yüzde 47’ye ulaşmış olup 2024 1. çeyrekte yaklaşık yüzde 33 seviyesine inerek azalış gösterdi. İlk çeyrekte Türkiye genelinde otel doluluk oranı geçmiş yılların aynı dönemleri ile paralel bir seyir izlemekle birlikte bir önceki çeyreğe oranla azalış göstererek 2024 1. çeyrekte ortalama yüzde 32 olarak kaydedildi. 2024 yılı 1. çeyrekte toplam turizm geliri ise yaklaşık 9 milyar dolar ve kişi başı ortalama harcama 975 dolar oldu.

Türk İnşaat Sektörünün Yıldızları: Çok Daireli Binalar Ve Endüstriyel Yapılar

Pandeminin de etkisiyle son yıllarda proje iptalleri, tedarik zinciri kesintileri ve nakit durgunluğuyla mücadele eden Türk inşaat sektörüne mimarlık ofislerinden doping geldi. Aydın ve Denizli başta olmak üzere, Ege Bölgesi’ndeki endüstriyel yapı ve konut projelerinde yer almaya hazırlanan mimarlık ofisi, bölgenin bozuk şehir planlamasının önüne geçerek daha yaşanabilir alanlar yaratmayı hedefliyor.  

Pandemiyle birlikte şantiyelerin kapanması, proje iptalleri, küresel tedarik zinciri kesintileri ve nakit durgunluğuyla ciddi darbeler alan Türkiye inşaat sektörü, yeni politikalarla hareketleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun paylaştığı verilere göre yapı ruhsatı verilen binaların sayısı %19,9 artarken, yüzölçümlerinde %33,4’lük büyümenin kaydedildiği ruhsat izinleri de yapının türüne göre belirleniyor. En çok ruhsat alan yapı türlerinin başında çok daireli binalar ve sanayi ya da depo yapıları gelirken;  en yüksek yüzölçüm payına sahip yapı türleri de yine birden fazla daireye sahip binalar ve sanayi yapıları oldu. Çok katlı konut ya da endüstriyel yapıların inşa edilmesi teşviki ise kapsamlı projeleri başarıyla gerçekleştirebilecek mimarlık ofislerine duyulan ihtiyacı tetikliyor. Türkiye’nin önde gelen 17 kurumsal şirketindeki karar verici pozisyonlarıyla edindiği zengin deneyimlerini Aydın’da kurduğu Doğa Yapı Mimarlık ile toplumsal faydaya dönüştüren Mimar Aynur Çetin, Aydın ve Denizli başta olmak üzere, Ege Bölgesi’ndeki endüstriyel yapı ve konut projelerinde yer alırken yerel pazarın sorunları çözmeye odaklanıyor. 

“Ege Bölgesi’nde de şehir planlamacılığında ciddi sorunlar var”

Ege Bölgesi’ndeki mevcut ve olması gereken mimari yapılanma hakkındaki görüşlerini paylaşan Doğa Yapı Mimarlık Kurucusu Aynur Çetin, “Türkiye’nin tamamında olduğu gibi, Ege Bölgesi’nde de şehit planlamacılığında çeşitli sorunlar mevcut. Bu noktada konut, ticari ve şehre hizmet edecek yapıların doğru şekilde hazırlanması ve konumlandırılması kritik önem taşıyor. Birkaç katlı yerleşimler, mikro iklim sonuçları değerlendirilerek planlanacak alanlar ve buna uygun şekilde yapılacak şehirler, hepimize bir gün Avrupa’da yaşıyor hissi yaratacak. Ancak, böylesi refah koşullara ulaşılması için insani değerleri gözeten ve fark edilmeyen ya da arka planda tutulan toplumsal ihtiyaçları saptayabilen profesyonel mimarlar gerekiyor. Ben de bu noktada devreye girerek Egeliler için en yaşanabilir, sürdürülebilir yapıların inşa edilmesindeki en kritik rollerden biri olan yaratıcılık kısmını üstleniyorum” dedi. 

“Yapı projelerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor”

Şirket kültürü haline getirdiği misyon ve vizyonlarını paylaşan Doğa Yapı Mimarlık Kurucusu Aynur Çetin, “Tüm projelerimi şeffaf bir şekilde yürütüyorum. Hem teknik ve görsel hem de mali koordinasyon hususlarında izlenebilir bir sistem uyguluyorum. Çünkü, örneğin piyasada gördüğümüz teknik bilgisi yeterli olmayan paydaşlarla yapılan işler, müşteriler için ucuza mal edilmeye çalışırken niteliksiz sonuçların ortaya çıkmasına yol açıyor. 1 birime karşılık gelecek bir işi, çok kötü teknik ve görsel sonuçlarla 2 birime elde ettiklerine şahit oluyoruz. Tam bu sebeplerden dolayı iyi bir mimarla çalışmak, sürecin doğru prosedürlerle yönetilmesini sağlarken daha güzel yapılar inşa edilmesine kapı aralıyor” diyerek şu ana kadar görev aldığı başarılı projelerden de şu şekilde örnek verdi: 

“İşbirliği yaptığım bir şirketin 15 bin metrekarelik merkez ofis renovasyonu projesini doğru teknik ve bakış açılarıyla 6 ay gibi kısa bir sürede sonlandırdım. Bunun yanı sıra, core&Shell ofis binası inşaatındaki tek koordinasyon mimarı olarak 76 bin metrekarelik alanın çizimlerini yaptım ve sürecin en pratik ve etkin adımlarla tamamlanmasına katkıda bulundum. Şimdi sıra Ege Bölgesi’nde hayata geçireceğimiz yapılarla şehirleri daha yaşanabilir kılmakta. Bu uğurda çalışmaya süratle devam ediyor ve işbirlikleri için sabırsızlanıyoruz.”

Eczacıbaşı VitrA, 6 yıldır üst üste ihracat şampiyonu

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), 2023 yılının ihracat şampiyonlarını açıkladı. VitrA markalı ürünlerin dışsatımında görev alan Ekom Eczacıbaşı Dış Tic. A.Ş., seramik kaplama malzemeleri ve seramik sağlık gereçleri kategorilerinde dört büyük ödül almaya hak kazandı. 

Ekom, VitrA Karo için yaptığı dışsatımla “En Fazla İhracat Gerçekleştiren Firma” ve “En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma” kategorilerinde birinci oldu. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri‘nin dışsatımıyla ise “En Fazla İhracat Gerçekleştiren Firma” ve “İhracatını En Fazla Artıran Firma” kategorilerinde birincilik ödülü Ekom’un oldu.

ÇCSİB tarafından bu yıl 6. kez verilen “İhracatın Şampiyonları” ödülleri kapsamında, sektörlerinin en çok ihracat yapan, ihracatını en fazla artıran ve en yüksek ihraç birim fiyatına sahip 12 alt sektörden 44 şirket toplam 74 ödülün sahibi oldu. İlk yıldan başlayarak ihracatta şampiyonluğu bırakmayan VitrA’nın ödüllerini, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Ticari Direktörü Simon Shaya ve VitrA Karo Ticari Direktörü Mert Karasu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Volkan Ağar, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ve ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz’den aldı.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, sektörünün ilk ihracatını yapan kurumu olarak, ülkemizin toplam seramik sağlık gereçleri ihracatının %50’sinden fazlasını gerçekleştiriyor. VitrA Karo ise AB ülkelerine yapılan karo seramik ihracatında metrekare bazında birinci sırada yer alıyor.

Ege Yapı Pay Ön Satışta

Ege Yapı’nın Yalova’da hayata geçirdiği yeni projesi ön satışa çıktı. Ege Yapı Pay adını taşıyan projeden yüzde 30 peşinatla arsa ve ev sahibi olunabiliyor.

Ege Yapı, Yalova’da hayata geçirdiği yeni projesinde ön satışlara başladı. Ege Yapı Pay adını taşıyan projede konut imarlı arsalar bulunuyor. Alanları 272 metrekare ile 500 metrekare arasında değişen arsaların yer aldığı Ege Yapı Pay projesi için yüzde 30 peşinatla 36 ay 0 faiz imkanı sunuluyor.

Hobi bahçeli ve sosyal alanlara sahip arsalara 2 yıl sonra konut inşa edilecek, 2 katlı olarak tasarlanan konutlarda veranda da yer alacak. İstenirse arsa istenirse de konut olarak tercih edilen söz konusu arsalar için 2 yıl sonra 3. şahıslara devredilebilecek. Denize yakın konumuyla dikkat çeken Ege Yapı Pay Yalova projesi, 29 bin 389 metrekare alan üzerinde hayata geçiriliyor.

72 adet bağımsız bölümün yer alacağı Ege Yapı Pay projesinde hobi bahçeleri, ateş çukuru, barbekü alanları, açık hava sineması, yoga ve meditasyon alanları, açık hava fitness alanı ve çocuk oyun alanları bulunuyor.

83 Milyon TL Yatırımla 4 Yıldızlı Yeni Otel Geliyor

Kars’ın Merkez İlçesi, Yenişehir Mahallesi’nde yer alan 1136 ada 6 parselde, 1180 metrekarelik alana Barış Bakırhan isimli yatırımcı tarafından 83 milyon TL yatırımla 4 yıldızlı yeni bir otel yapılacak.

Toplamda 68 oda ve 136 yatak kapasitesine sahip olacak otel, 1 bodrum katı, zemin (giriş) katı, 4 normal kat ve piyes katı ile birlikte toplam 7 katlı olacak şekilde planlandı.

Proje kapsamında, otel binası dışında bir blok daha inşa edilecek ve bu blokta iş yerleri bulunacak. Otel projesi için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından ÇED süreci başlatıldı.

Kale’den Ahşap Kapılara Etkili Güvence: 356 Multi Kilit

Kale Kilit’in, evlerinde ahşap kapının zarafetini tercih edenler için piyasaya sunduğu yüksek güvenlikli ürünü Silindirli Gömme Kilit – 356 Multi tüketiciler tarafından beğeni ile karşılanıyor. 

70 yılı aşkın süredir kilit ve güvenlik teknolojileri alanında öncü olan Kale Kilit, Ar-Ge ve inovasyon ekibinin yoğun çalışmaları sonucu geliştirdiği bu ürünle ahşap kapıların güvenliğini üst seviyeye taşıyor. Özellikle dekorasyon ve hijyen açısından tercih edilen ahşap kapılar için, geleneksel kilit sistemlerinden daha etkili koruma sağlayacak bir kilit sistemi ihtiyacını karşılamak üzere harekete geçen Kale Kilit ve uzun süreli laboratuvar ve saha çalışmaları sonucunda Silindir Gömme Kilit – 356 Multi ürününü geliştirdi.

Güvenliği en üst seviyeye taşıyor

Ürün multisistem özelliği sayesinde merkezi kilitlemeyi sağlarken, ana kilitten de kolayca açma kapama işlemlerinin gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. Aynı zamanda ana kilit, üst emniyet kilidi ve alt emniyet kilidi özellikleriyle birlikte ahşap kapı, bir çelik kapının olabileceği kadar yüksek standartta kilit güvenliğine sahip oluyor. Böylece ahşap kapılarda kullanılan ve multisisteme göre daha kolay aşılabilen monoblok tasarıma göre çok daha fazla güvenlik sağlanıyor. Paslanmaz çelik gövdeye sahip ürün, farklı renk seçenekli kilit aynaları ile kapılarda oldukça şık duruyor.

Türkiye’nin ve dünyanın önemli kilit üreticilerinden olan Kale Kilit, Silindir Gömme Kilit – 356 Multi ile hem iç piyasada hem de yakın coğrafyada kalite ve güven algısını kuvvetlendirerek yoluna devam ediyor. Ahşap kapının şıklığını güvenle birleştirmek isteyenler, bu kilit sistemi ile yılın 365 günü huzur içinde yaşayacaklar. 

Yerli Rüzgar Türbini Üreticisi, Yapay Zeka Destekli Yazılımıyla Dünyada Bir İlke İmza Attı

Çolak Holding’in rüzgar türbini satış platformu açıldı. Bireysel kullanıcılar, elektrik tüketimlerine ilişkin hesaplamaları platform üzerinden yaparak, bulundukları konumdaki rüzgar verilerine göre ihtiyaç duydukları ev tipi rüzgar türbini çözümünü yapay zeka desteğiyle belirleyip internetten satın alabiliyor. Üstelik kullanıcılar, az kullandıkları dönemlerde evlerinde ürettikleri enerjiyi şebekeye satma imkanına da sahip.

Tüm dünyada ve Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına talep istikrarlı bir biçimde artarken, kendi elektrik enerjisini kendisi üretmek isteyen bireysel kullanıcılar için sevindirici haber yerli üreticiden geldi. Türkiye’nin ilk yerli rüzgar türbini üreticisi SoyutWind, yapay zeka destekli özel bir yazılım geliştirerek, online satışlara başladı. E-ticaret sitesiyle bireysel kullanıcılar, ihtiyaç duydukları ev tipi rüzgar türbinini yapay zeka desteğiyle belirleyebiliyor ve taksitli bir şekilde satın alabiliyor.

Yapay zeka desteğiyle dünyada bir ilke imza attı

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) verileri, Türkiye’nin yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa’da beşinci, dünyada ise 12. ülke olduğunu gösterdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hedefleri, Türkiye’nin kurulu rüzgar enerjisi gücünün 2024 sonunda 30 bin megavata, 2025’te ise 35 bin megavata çıkacağına işaret etti. Bu yılın başında ise elektrik üretiminde rüzgar enerji santrallarının payı yaklaşık %28 olurken, rüzgardan elektrik üretimi de son 8 yılın en yükseğine çıktı.

Temiz teknolojilere ve yeşil enerjiye yönelik tüketici talebinin son dönemde güçlendiğini söyleyen Çolak Holding ve SoyutWind CEO’su Dr. Ali Çolak, “Enerji maliyetlerindeki artış, özellikle rüzgar alan bölgelerde ikamet eden kullanıcıları alternatiflere, özellikle de ev tipi rüzgar türbinlerine yönlendiriyor. 1 megavata kadar direct-drive türbinlerin Türkiye ve bölgedeki ilk ve tek üreticisi konumundaki SoyutWind olarak, farklı kapasitelerdeki rüzgar türbinlerinin erişilebilirliğini artırmak için bir ilke imza attık. Dünyada ilk kez bir rüzgar türbini üreticisi, yapay zeka destekli yazılım geliştirerek, %100 yerli üretim ev tipi rüzgar türbinlerinin online olarak satışa sunulduğu bir e-ticaret sitesi kurdu.SoyutWind.com adresinden erişilebilen internet sitesinde kullanıcılar, elektrik tüketimlerini hesaplayabiliyor. Kurulum planladıkları adresteki rüzgar verilerine göre 1 kilovat ila 50 kilovat arası rüzgar türbinlerinden hangisini satın almaları gerektiği konusunda danışmanlık alabiliyor” dedi.

“Kullanıcılar elektrik faturası öder gibi rüzgar türbini taksidi ödeyecek” 

Akülü veya şebeke bağlantılı bir biçimde sunulan, dişli kutusuz olan ve sabit mıknatıslı jeneratörlerle (PMG) çalışan ev tipi rüzgar türbinlerinin verimliliğinin oldukça yüksek olduğunu dile getiren Dr. Ali Çolak, “İhtiyaç duydukları ev tipi rüzgar türbinlerini seçen kullanıcılar, %100 yerli üretim olan ve mekanik vinci sayesinde kolayca monte edilebilen rüzgar türbinlerini diledikleri adrese sipariş edebiliyor. Kredi kartına taksit seçeneğiyle kullanıcılara elektrik faturası öder gibi rüzgar türbini taksidi ödeme imkanı veren platformumuz, yenilenebilir enerjiye doğrudan erişim sağlıyor. Kurulduğu 2000 yılından bu yana Ar-Ge’ye verdiği önemle sektörde öncü olan SoyutWind’in hayata geçirdiği bu yenilik, temiz enerjiyi evlere de taşıyacak, Türkiye’de rüzgar enerjisinden yararlanma oranlarını yükseltecek. Üstelik kullanıcılar, az kullandıkları dönemlerde sahip oldukları ev tipi rüzgar türbiniyle ürettikleri enerjiyi şebekeye satma imkanına da sahip. Öte yandan sanayi kuruluşları ve ticari işletmeler de 2,5 megavat büyüklüğe varan rüzgar türbinlerinin teknik özelliklerini inceleyip sipariş formu doldurarak kolayca satın alabiliyor” diye konuştu.

Türkiye’nin ve bölgenin rüzgar enerjisi alanında öncü gücü

Üretim, mühendislik, inşaat-taahhüt, enerji, finans ve dış ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren Çolak Holding’in 50. yaşını kutladıklarını söyleyen Dr. Ali Çolak, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Ankara Temelli’deki 15 bini kapalı toplam 135 bin metrekare alana sahip fabrikamızda ürettiğimiz yerli rüzgar türbinlerinin ülke çapında yaygınlaşması için önemli bir adım attık. Bu öncü girişim, Türkiye’nin ilk rüzgar türbini üreticisi olan SoyutWind imzasını taşıdığı için gururluyuz. İlerleyen süreçte yapay zeka yazılımını geliştirmeye devam edeceğiz. Proje geliştirme, mühendislik ve tasarım yeteneklerimiz sayesinde çağın ötesine geçmeye çalışıyoruz. SoyutWind’in çatı kuruluşu Çolak Holding, cleantech olarak anılan temiz teknolojilere, sürdürülebilir yaşama ve girişim sermayesi finansman modeline Bordo Capital, SoyutWind, SoyutWind Mill ve Soyut Karavan markalarıyla aktif olarak katkıda bulunuyor. ‘Temiz teknoloji temiz toplum’ odaklı sosyal sorumluluk yaklaşımıyla hareket eden ve sürdürülebilir refahın temiz enerjiyle sağlanabileceğine inanan SoyutWind olarak, Türkiye ve bölgede öncü girişimlerimizle yeşil dönüşüme katkıda bulunmayı sürdüreceğiz.”

Elektrik Teknisyenleri Odası Uyarıyor: “Elektrik Yangınları Ansızın Gelir”

Elektrik yangınları, modern toplumların karşı karşıya olduğu en ciddi tehditlerden biridir. Her yıl yüzlerce kişi elektrik kaynaklı yangınlar nedeniyle hayatını kaybetmekte veya yaralanmaktadır. İstanbul İtfaiye Müdürlüğü’nün açıklamasına göre yangınların yüzde 70’inin elektrik kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.

Toplumu elektrik yangınları konusunda bilgilendirmek ve yangın öncesi alınması gereken önlemler ile yangın esnasında yapılması gerekenler hakkında açıklama yapan Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali “Ülkemiz, iklim değişikliği yüzünden yazın aşırı sıcaklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durumda, insanların klima, derin dondurucu gibi elektrikli ev aletlerini yoğun kullanması ve iş yerlerinde network altyapılarının bulunduğu server odalarının 24 saat soğutma ihtiyacı duyulması, aşırı sıcakların getirdiği ek yükler nedeniyle kabloların ısınmasına ve sigortaların yetersiz kalmasına yol açmakta, bu da yangın riskini artırmaktadır” dedi.

Evlerimizi ve iş yerlerimizi korumak için elektrik tesisatının altyapısının kontrol ettirilmesi ve imkân varsa yangına dayanıklı (Halogen Free) yangın sırasında alevi iletmeyen, zehirli duman çıkarmayan kablolarla tesisatın yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Bozali “Elektrik devrelerinde aşırı yüklenme, yanlış montaj, düşük kaliteli malzeme kullanımı ve bakım eksikliği gibi nedenler yangına yol açmaktadır. Yangınlar, sadece maddi hasarlara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda can kayıplarına da neden olur. Ev tipi yangınların yanı sıra iş yerlerindeki yangınlara da dikkat etmeliyiz. Başta elektrik devrelerinin düzenli bakımı olmak üzere, yük dengelemesi, kısa devre koruması ve yangın söndürme ekipmanlarının doğru kullanımı hayati öneme sahiptir. Herkesi elektrik yangınları konusunda daha bilinçli olmaya ve gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz. Unutmayın, yangınlar önlenebilir ve sizin alacağınız basit önlemler büyük felaketleri engelleyebilir.” Sözleriyle vatandaşları uyardı.

Yangınlara Karşı Alınması Gereken Önlemler:

  • Tesisat Bakımı: Elektrik sistemlerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve kusurlu parçaların zamanında değiştirilmesi gerekir.
  • Yük Dengeleme: Aşırı yüklenmeyi önlemek için elektrik devrelerindeki yüklerin uygun şekilde dengelenmesi şarttır.
  • Kısa Devre Koruması: Kısa devrelerin oluşmasını önlemek için devre kesiciler ve sigortaların etkin şekilde kullanılması önemlidir.
  • Yangın Söndürücüler: Elektrik yangınları için uygun yangın söndürücülerin bulundurulması ve kullanılması şarttır.

Elektrik yangınına müdahale ederken, öncelikle güvenliğinizden emin olun, elektriği kesin ve uygun yangın söndürücü ile yangını kontrol altına almaya çalışın.

2022 yılında sektördeki ihtiyaçlara cevap vermek ve elektrik teknisyenlerinin mesleki becerilerini artırmak amacıyla kurulmuştur. Akademi, sunduğu eğitimlerle sektördeki yenilikleri takip eden, donanımlı ve yetkin elektrik teknisyenleri yetiştirmeyi hedeflemektedir. Eğitimler, üyelere özel olarak tasarlanmakta ve sürekli olarak güncellenmektedir.

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bozali ve yönetim kurulu üyeleri, sektördeki deneyimleri ve liderlikleriyle odayı başarıyla temsil etmekte, odanın vizyonunu ve misyonunu güçlendirerek yenilikçi bir bakış açısıyla çalışmalarını sürdürmektedirler.

Bu sertifika töreni, İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası’nın ve İstanbul Enerji’nin eğitim ve gelişim alanında üyelerine sağladığı katkıların bir yansıması olarak önem taşımaktadır. Eğitim boyunca, güneş enerjisi paneli kurulumu ve bakımı konularında teorik ve pratik bilgiler edinen kursiyerler, sektörde daha donanımlı ve bilgili olarak yerlerini almaya hazırdır.

300 Milyar Dolarlık Ticaret Pastasından Daha Fazla Pay Almak İsteyenler, Zuchex’te Buluşuyor

Informa Markets tarafından Züccaciyeciler Derneği ZÜCDER işbirliğinde 34.’sü düzenlenecek olan Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı Zuchex’te, 2 binin üzerinde marka, en yeni ve trend ürünlerini vitrine çıkarmaya hazırlanıyor.

19 Eylül’de kapılarını açacak olan fuar için Tüyap Beylikdüzü’ndeki tüm salonların dolduğu bilgisini paylaşan Informa Markets Fuar Direktörü Funda Kunduz, “Dışarıda outdoor & bahçe mobilyalarına ayrılan kısımlar dahi doldu. Hiç boş yerimiz kalmadığı için satışlarımızı kapattık. Türkiye’nin dört bir tarafından gelen yerli üreticilerin yanı sıra Zuchex’te Çin, Mısır, Tunus ve Hindistan pavilyonları yer alıyor. Ayrıca Portekiz, Almanya, Endonezya, Malezya, Polonya, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Lübnan’dan katılımcılarımız var” dedi.


Uluslararası satın almacı programı Hosted Buyer ve alım heyeti uygulamalarıyla dünyanın dört bir tarafından nitelikli ve yüksek bütçeli satın almacıları, Zuchex 2024 katılımcılarıyla bir araya getireceklerini söyleyen Kunduz, her zamankinden daha fazla ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini açıkladı.

19 – 22 Eylül tarihleri arasında Tüyap Beylikdüzü’nde 34.’sü gerçekleştirilecek Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı Zuchex’in, sektörüne 2 milyar doların üzerinde bir ticaret katkısı yapması öngörülüyor. Fuarda; cam, porselen, seramik ve melamin sofra takımları ile mutfak eşyalarından çatal & bıçak setlerine, tencere ve tavalardan çelik, granit ve emaye pişirme ekipmalarına, plastik mutfak gereçlerinden saklama kapları ve organizerlere, fırınlardan ısıtıcı ve soğutucular gibi farklı bir çok elektrikli ev aletlerine uzanan binlerce tasarım bir arada sergilenecek.

“Dünya ev ve mutfak eşyaları endüstrisinin gözü, dört gün boyunca Zuchex’te olacak” diyen Informa Markets Fuar Direktörü Funda Kunduz, trend sunumları, e-ticaret üzerine uzman paylaşımları, üniversitelerle işbirlikleri gibi, sektörün geleceğini şekillendirecek türden farklı
etkinliklere de ev sahipliği yapacaklarını söyledi.

Online Ziyaretçi Kayıtları Devam Eden Zuchex 2024’e, 150’nin Üzerinde Ülkeden 45 Bin Alıcı Bekleniyor

Türkiye ile birlikte 150’den fazla ülkeden 45 bin profesyonelin ziyaret etmesi beklenen Zuchex 2024’ün online ziyaretçi kayıtları da devam ediyor. Aralarında profesyonel satın alma heyetleri, zincir mağazalar, e-ticaret firmaları, bağımsız perakendeciler, toptancı ve perakendeci kuruluşlar, bayi ve distribütörler, HORECA, catering ve organizasyon şirketleri, kurumsal hediyelik eşya firmaları, tasarımcılar ve uluslararası ticaret firmalarının olduğu binlerce sektör profesyoneli, Zuchex 2024 buluşmasına hazırlanıyor.

Sinpaş’tan 50. yıla özel ‘Mimari Fikir Projesi’ Yarışması: “Geleceğin İçin Tasarla”

Yarım asırdır imza attığı seçkin projeleriyle Türkiye’de gayrimenkul sektörünün liderliğini üstlenen ve bugün 50 şirket, 2 binden fazla çalışanı ile sayısız ödülün sahibi olan Sinpaş, 50. yılına özel; öğrenci ve yeni mezunlara açık Mimari Fikir Projesi Yarışması’nı hayata geçiriyor. “Geleceğin için Tasarla” temasıyla düzenlenecek yarışmanın başvuruları 28 Ekim 2024 tarihine kadar devam edecek. Birbirinden değerli isimlerin jüri üyesi olduğu yarışmada, dereceye girenler para ödülünün sahibi olacak.

50 yıldır Türkiye’nin mimarlık ve yaşam alanı geliştirme kültürüne pozitif katkı sağlayan Sinpaş, bu misyonunu gelecek nesillere de aktarma sorumluluğu ile Mimari Fikir Projesi Yarışması’nı hayata geçiriyor. “Geleceğin İçin Tasarla” temasıyla başvuruları 28 Ekim 2024 tarihine kadar devam edecek olan yarışma, gençlerin fikir ve projelerini profesyonel hayatla birleştirmeyi hedefliyor.


Sektörün Değerli İsimleri Jüri Üyesi Koltuğunda
Yarışma, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yer alan üniversitelerin Mimarlık, Mimarlık ve Mühendislik, Sanat ve Tasarım, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakülteleri’nde tasarım ile ilgili lisans düzeyinde öğrenim gören öğrencilerin ve 3 yılını doldurmamış yeni mezunların katılımına açık olan yarışmanın jüri üyeleri arasında, birbirinden değerli isimler bulunuyor.


Projenin asli jüri üyeleri arasında, Saa Mimarlık Kurucu Ortağı Mimar Süveyda Bayraktar Atagür, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Mimar Doç. Dr. Serhat Başdoğan, Ergün Mimarlık Şirket Ortağı Yüksek Mimar Eser Ergün, Evrenol Mimarlık Kurucu Ortağı Mimar Mehpare Evrenol ve Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ramadan Kumova yer alıyor.


Birbirinden değerli jüri üyelerinin yanı sıra, Sinpaş GYO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik ve Sinpaş GYO Yönetim Kurulu Üyesi, İnşaat Mühendisi Mahmut Sefa Çelik de danışman jüri üyesi olarak projeleri değerlendirecek.


“Geleceğin mimarı gençlere güvenimiz sonsuz”
“Geleceğin İçin Tasarla” temasıyla hayata geçirdikleri yarışma ile öğrenci ve yeni mezunların profesyonel hayatla fikirlerini birleştirmesine katkı sağlayacaklarını ifade eden Sinpaş GYO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik, “Yarım asırlık yolculuğumuzda ülkemizde birçok ilke ve başarılı projeye imza attık. Burada en önemli gayemiz ülkemize sağladığımız pozitif katkıyı gelecek nesillere aktarmak. Bu sorumluluğu daha da hissettiğimiz yarım asırlık yolculuğumuzda gençlerle birlikte böylesine gurur dolu bir projede yer almak, bizi çok mutlu ediyor. Geleceğin mimarı ve tasarımcısı olan gençlere güvenimiz sonsuz. Yarışma kapsamında, birbirinden yaratıcı projelere ev sahipliği yapacağımıza inanıyoruz” açıklamasında bulundu.


“Ülkemiz, dünya üzerindeki nadir coğrafyalardan biri”
Barınmanın; sosyal, mekansal ve içinde bulunduğu zamanın getirdiği ihtiyaçları da karşılayan, onunla yaşayan ve gelişen bir kavram haline geldiğini aktaran Ahmet Çelik, “Ülkemizin içinde bulunduğu Anadolu toprakları, barınma ihtiyacının bir arada yaşamaya ve sonrasında da kentleşmeye dönüşmesinin ilk örneklerinin görüldüğü, tarihin her döneminde varlığını sürdürmüş dünya üzerindeki nadir coğrafyalardan biri. Böyle bir birikimin üzerine inşa edilmiş kentlerimizin, günümüzde yaşadığı sorunların tespit edilerek gelecekte bunları minimuma indirecek çözümlerin üretilmesi ise bir zorunluluk halini almış durumda. Tüm bunları göz önünde tutarak planladığımız bu proje yarışmasında, geleceğin yaşam alanlarının tasarımında verilen arazi üzerinde, özgün bir proje geliştirilmesini arzuluyoruz” dedi.


Başvurular 28 Ekim 2024 tarihine kadar devam edecek
Arkitera’nın iş birliğiyle devam eden yarışmanın başvuruları, 28 Ekim 2024 tarihine kadar sinpas.com.tr/geleceginicintasarla web sitesinden yapılacağı yarışmada; birinci 125.000 TL, ikinci 75.000 TL ve üçüncü 50.000 TL ödülün sahibi olurken, satınalma ödülünün sahibi ise, 50 bin TL almaya
hak kazanacak.

MEVCUT KİRA UYGULAMASININ YÜRÜRLÜKTEN KALKMASI NASIL SONUÇLAR GETİRECEK?

Mevcut uygulama ile kira artışlarında yapılan yüzde 25 artış sınırı uygulaması 1 Temmuz’da sona eriyor. Ev sahibi ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıkların artacağını belirten uzmanlar bu durumun uzun süre devam edeceği, normale dönmenin zaman alacağı görüşünü paylaşıyor.

2022 yılında başlayan ve 2023 yılında da uzatılan kira artışında yüzde 25 zam sınırı yasası 1 Temmuz itibariyle sona eriyor. Geçen 2 yılda ev sahibi ve kiracı arasında önemli ölçüde anlaşmazlık yaşatan bu durumun tırmanacağını ifade eden Gayrimenkul ve Yatırım Uzmanı Hasan Ceran, “Kaos yeni başlıyor” diyerek uyuşmazlıkların ve hukuki davaların artacağı bilgisini verdi ve önemli hususlara değindi.

Konut kiralarında yaşanan kaos uzun süre devam edecek

1 Temmuz itibariyle kira artış oranının TÜİK tarafından her ay açıklanan TÜFE oranında belirleneceğini hatırlatan Ceran şu bilgileri verdi:

“İş yerleri için bir değişiklik söz konusu değil ancak konutlarda ciddi bir kaos yaşanıyor ve durum uzun süre devam edecek gibi görünüyor. Yeni dönemde artış zamanı gelen kiracı TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranına göre zam yapmak durumunda. Sözleşmesinde farklı bir madde yoksa, TÜFE oranında diye belirtilmişse artışı da bu orana göre yapmak zorunda. Ancak ortada birtakım çözülemeyen durumlar çıkabiliyor; örneğin ev sahibi son iki yıldır kira arışında yüzde 25 oranını geçmediyse 10 bin liraya kiraya verdiği ve bugün yaklaşık 15 bin olan miktarı enflasyon oranının yüzde 65 açıklandığını farz edersek 25 bin TL civarında bir rakama çıkaracak. Benzer konutların kiralarının çok daha yüksek oluşunu gösterip bu rakamı düşük bulurken kiracı tarafında ise bir anda yüksek bir artış olarak görülecek. Uyuşmazlıklar artarken hukuki süreçler devreye girecek. Burada da hem ev sahiplerinin hem de kiracıların hukuki haklarını bilmesi büyük önem taşıyor.”

Kira uyarlama davası ya da kira tespit davaları artacak

Yaşanan ve yaşanacak olan bu karmaşa içerisinde arabulucu, uzlaştırıcı gibi çözüm yolları ile sonuca gidilemediği takdirde kira uyarlama davası ya da kira tespit davalarının açılabileceği bilgisini veren Ceran bazı önemli hususlara da dikkat çekti:

“Yeni düzenleme ile 5 yılını doldurmayan kiracılar için yaşanan anlaşmazlıklarda kira tespit davası değil, kira uyarlama davası yoluna gidebilir. Sözleşme yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen olağanüstü bir durum yaşanması halinde uyarlama davasına gidilebiliyor. Enflasyon, salgın hastalık, döviz kuru, deprem gibi durumlar buna dahildir. Bununla birlikte, kira kontratının 5 yılı doldurması halinde, yapılan artışı az bulan mülk sahibi ya da artışı yüksek bulan kiracı da kira tespit davası açabilir.

TÜFE oranının üzerinde bir zam söz konusu olduğunda haksız kira artış durumu nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istihkak davası açılabilir, ev sahibinin TÜFE oranında zam yapması ve kiracının ödeme yapmaması durumunda ise kiracının tahliyesi talep edilebileceği gibi icra yoluna da gidilebilir. Böyle bir durumda da borçluya alacak ve tahliye talepli ödeme emri gönderilir, kiracının 7 gün içinde itirazda bulunmaması halinde ve 30 gün içinde borcunu ödememesi durumunda icra müdürlüğü kanalı ile tahliyeye gidilir.”

Hangi durumlarda tahliye gerçekleşir?

Tahliye koşullarına da değinen Hasan Ceran, konut kirasının çevredekilere göre düşük kalması halinde kira uyarlaması davası açılmış ise ve yeni belirlenen kiranın kiracı tarafından kabul edilmediği durumda kiracının çıkartılabileceğini, kira süresi 11 yılı doldurdu ise ev sahibinin kiracı sözleşmesini yenilememe hakkına sahip olduğunu bildirdi. Bununla birlikte kira kontratında belirlenen maddelerden birinin ihlali, ev sahibinin birinci derece yakınının konut ihtiyacı, evin tadilata alınması ya da satılması halinde  yeni malikin gereksinim sebebiyle tahliyesini istemesi, kiracının tahliye taahhüdü imzalaması, kira ödenmediği ve ihtarname çekilmesine rağmen 30 günlük ihtar süresinde ödeme yapılmaması, kiracının oturduğu konuta zarar veren davranışlar içinde olması gibi durumların da tahliye sebebi olabileceğini belirtti.

TOKİ’den İstanbul’a 150 Konutluk Yeni Proje Geliyor!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Küçükçekmece’de 150 yeni konut inşa edecek. Kentsel dönüşüm kapsamında hayata geçirilecek olan bu projenin ihalesi 30 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilecek.

Türkiye genelinde dar gelirli vatandaşları düşük taksitler ve düşük peşinatlarla konut sahibi yapmaya devam eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, İstanbul’daki yeni projesi için harekete geçti.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın İstanbul’daki bu yeni projesi, kentsel dönüşüm çerçevesinde inşa edilecek. TOKİ tarafından yapılan açıklamalara göre, proje İstanbul Küçükçekmece’de yer alacak.

Açıklanan bilgilere göre, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın Küçükçekmece Safra Mahallesi’nde inşa edeceği projenin ihalesi 30 Temmuz 2024 tarihinde saat 14.00’te gerçekleştirilecek. Güneş Sitesi’ni dönüştürecek olan bu proje kapsamında toplam 150 konut inşa edilecek.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlanan ihale ilanı şu şekilde: “İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Safra Mahallesi (Güneş Sitesi), Kentsel Dönüşüm Projesi 150 Adet Konut İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 30 Temmuz 2024 tarihinde saat 14.00’te gerçekleştirilecek.”

MALTEPE ATIŞOKULU PROJESİ 550 GÜNDE TAMAMLANACAK

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, bir başka yüz güldüren projesi olan İstanbul Maltepe Atışokulu projesini de geçtiğimiz günlerde duyurmuştu. Yapılan açıklamalara göre, 572 konutun yer alacağı bu projede 8 adet dükkan da bulunacak.

İstanbulluların merakla beklediği Maltepe Atışokulu projesi, yer tesliminden itibaren 550 gün içinde tamamlanacak.

GAYRİMENKUL UZMANI HALUK ÇETİN AÇIKLADI: İŞTE DOĞRU YATIRIMIN FORMÜLÜ!

Gayrimenkul ve Yatırım Uzmanı Haluk Çetin, gayrimenkulde bilinçli yatırımın önemini vurgulayarak “Geleceğinizi güvence altına almanın yolu, doğru zamanı yakalayıp doğru arsaları edinmekten geçer” ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul Uzmanı Haluk Çetin, gayrimenkul yatırımında önemli bir stratejiyi paylaşarak, bu yöntemi uygulayanların zengin olabileceğini vurguladı. Yatırımcılara seslenerek son zamanların kazandıran formülünün “arsa almak” olduğunu belirten Çetin, gayrimenkulde doğru yatırımın önemini şu sözlerle açıkladı:

“Bilindiği üzere gayrimenkul, geleceğimiz için atacağımız en önemli adımlardan biri. Ancak bu adımı doğru zamanda ve doğru şekilde atmak hayati önem taşıyor. Bizim için sağlam bir gelecek temeli sağlayacak şeyin doğru arsayı doğru zamanda almak olduğunu rahatlıkla
söyleyebilirim.”

“FORMÜL NET: DOĞRU ZAMAN, DOĞRU ARSA”
Riskleri en aza indirip potansiyeli maksimize ederek, fırsatları değerlendirmenin tam zamanı olduğunu vurgulayan Haluk Çetin, “Geleceğinizi güvence altına almanın yolu, doğru zamanı yakalayıp doğru arsaları edinmekten geçer.” diye konuştu.

BU MADDELERE DİKKAT!
Çetin, arsa satın alınırken sürecin tecrübeli gayrimenkul danışmanlık firmaları üzerinden yürütülmesinin önemine vurgu yaparak, arsa satın almadan önce dikkat edilmesi gereken temel kuralları şöyle anlattı:

“Danışanlarımızla birlikte arsa satın almadan önce izlediğimiz bazı süreçler var. Bunlar satın alma işlemi gerçekleşmeden önce dikkatlice araştırılması gereken hususlar. Öncelikle satın alacağınız arsanın imar izni var mı, yani yapılaşmaya açık mı buna bakmak gerekir. Çünkü
her arazi arsa değildir. Danışanlarımızın, satın almak istedikleri arsanın imar izninin olup olmadığını anlaması için ilk bakmaları gereken yer tapu senedi. Tapusunda eğer ‘arsa’ yazıyorsa imarlı arsa, ‘tarla’ yazıyorsa ya imarsız arsa ya da güncel tapusu alınmamış demektir. Tapuda kontrol edilmesi gereken bir diğer şey de, arsanın üzerinde ipotek, haciz gibi herhangi bir şerh bulunup bulunmadığıdır.

“CEZAYI SİZ ÖDEMEK ZORUNDA KALABİLİRSİNİZ”
Arsa üzerinde ruhsatsız bir yapı varsa belediyenin keseceği cezayı arsanın yeni sahibi ödemek zorunda kalabilir. Bu da dikkat edilmesi gereken bir nokta.”

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Haluk Çetin, arsa satın almadan önce jeolojik konumun da dikkate alınması gerektiğini söyleyerek konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Satılık arsa yatırımı yaparken jeolojik yapının da bilinmesi gerekir. Heyelan bölgesine yakın olan veya toprağı kayan araziler tercih edilmemeli. Ayrıca sel ve deprem afetine maruz kalabilecek dere yatağı benzeri yerlerden de uzak durmak gerekiyor.”

Yerli sandviç panel ve EPS üreticisi, İSO 500 listesinde yerini koruyor

İstanbul Sanayi Odası’nın yayımladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu İSO 500 listesinin 2023 sonuçları yayımlandı. Bu yıl da listede yer alan Türkiye’nin lider sandviç panel ve EPS üreticisi, üst üste 10. kez başarısını tazeledi. 

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 1968’den bu yana her yıl kamuoyuna sunduğu Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu İSO 500’ün 2023 sonuçları yayımlandı. Hazırlık sürecine nisan ayında başlanan ve 24 Mayıs’ta sona eren başvurular neticesinde, ulusal ve uluslararası başarılarıyla hem iç pazarı canlı tutan hem de Türkiye’yi küresel pazarlarda temsil eden en büyük 500 şirket belli oldu. 2005’ten bu yana, %100 yerli sermayeyle sandviç panel ve EPS üretimi gerçekleştiren ve yapı sektörünün lideri konumunda bulunan Teknopanel, bu yıl da İSO 500 listesinde yer alarak başarısını tazeledi. Geçtiğimiz yıl 330. sırada bulunanTeknopanel, bu yılki listede 306. sıraya yükseldi.

10 yılı aşkın süredir Türkiyenin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında

İSO’nun 50 yılı aşkın süredir Türkiye’de sanayi sektörünün gelişimine ışık tutan ve Türkiye ekonomisine ilişkin referans niteliği taşıyan araştırma kapsamında, net üretimden satışlarda 750 milyon TL sınırını aşabilen şirketler incelendi. Ayrıca katılımcılardan, büyüklük sıralamasında temel kriter olarak alınan net üretimden satışlar büyüklüğünün Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile tutarlı olması beklendi.

İhracat başarılarıyla Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulunan sandviç panel ve EPS üreticisi Teknopanel, bu yıl da Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alarak, kesintisiz başarısına bir yenisini ekledi.10 yıldır üst üste sektör lideri olarak İSO 500 listesinde yer almanın, Teknopanel’in istikrarlı başarısının bir göstergesi olduğunu belirten Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, “İSO birinci 500 listesinde yer alan kuruluşlar, Türk bayrağını farklı pazarlarda dalgalandıran, dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdikleri ihracatla ülke ekonomisine doğrudan katkıda bulunan şirketlerdir. Teknopanel’in 2005’te başlayan yolculuğu bugün Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya, Kuzey ve Güney Amerika’ya gerçekleştirdiği satış ve pazarlama faaliyetleriyle hız kesmeden devam ediyor. Kuzey Makedonya’daki yeni yatırımımızla beraber stratejik noktalarda bulunan toplam beş üretim tesisimizle, sektörün en büyük üretim kapasitesine sahip olarak, hem yurt içi hem de yurt dışı pazarındaki geniş bayi ağımızla müşterilerimize hizmet veriyoruz. Hayallerimizi her geçen gün büyüterek ilerlediğimiz dünya markası olma yolculuğunda, İSO 500 listesinde sektör lideri olarak aralıksız 10. kez yer alıyoruz. Her yıl bu araştırmayı gerçekleştiren İstanbul Sanayi Odası’na teşekkürlerimizi sunarız” dedi.

500den fazla çalışan, 106 ülkeye ihracat, sektörün en büyük üretim kapasitesi 

İnşaat malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren Teknopanel, sandviç panel ve EPS ürünlerini müşterilerine önemli noktalarda bulunan tesisleriyle kolay ve hızlı olarak ulaştırıyor. 34 bin metrekarelik ilk üretim tesisini Mersin’de açan, 2013’te 35 bin metrekare alana sahip Sakarya fabrikasını kuran Teknopanel, 2018 yılında faaliyete geçen 51 bin metrekarelik İzmir ve 8 bin metrekarelik İstanbul üretim tesislerinin yanında yurt dışındaki Kuzey Makedonya yatırımıyla büyüme stratejisine ara vermeden devam ediyor. Toplamda 128 bin metrekareye ulaşan, Avrupa’nın en modern tesisleri arasında yer alan ve Türkiye’nin en büyük üretim tesislerine sahip olan Teknopanel, 13,5 milyon metrekare sandviç panel ve 1,6 milyon metreküp EPS üretim kapasitesiyle Türkiye’nin lider sandviç panel ve EPS üreticisi olarak konumlanıyor. Teknopanel, 500’ü aşkın çalışanıyla yalnızca ülkemizde değil, 6 kıtada, 106 ülkedeki müşterilerine yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler geliştirerek taleplere hızlı ve etkin çözümler sunuyor.

Kuzey Makedonya yatırımıyla büyüyor 

Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, Üsküp’teki 20 milyon Euro değerindeki yatırımın şirketin ilk yurt dışı fabrikası olduğunu belirterek, “16 bin metrekaresi kapalı, toplam 55 bin metrekare kurulu alana sahip tesisimizin üretim kapasitesi yıllık sandviç panelde 3 milyon metrekare, EPS ürünlerinde ise 350 bin metreküp. Sağlayacağımız 120’den fazla istihdam ile tüm Avrupa ve Balkan ülkelerine gerçekleştireceğimiz satış ve pazarlama faaliyetleriyle bu pazarda da lider olmayı hedefliyoruz” dedi.

Doğduğumuz topraklara sorumluluğumuzun farkındayız”

Teknopanel, üretimden satışa, finanstan kaliteye her departmanda profesyonel insan kaynağı ile sektöre hizmet veriyor. Sektörün öncüsü olmanın kendilerine ayrıca sorumluluk yüklediğini kaydeden Kahveci, “İSO 500’ün yanında Türkiye’nin lider şirketlerinin sıralandığı Fortune 500, Anadolu 500, Capital 500 gibi önemli araştırmalarda yer alıyoruz. Ayrıca Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından yapılan listede ilk bin ihracatçıdan biri olduk. Bugünümüz ve geleceğimiz için önceliğimize sürdürülebilir üretim ve ürünü koyarak sahip olduğumuz sektörün ilk ve tek Ar-Ge merkezinde gerekli iyileştirmeleri ve geliştirmeleri yapıyoruz. Üretim tesislerimizin çatılarında yer alan solar panellerle üretimde kullandığımız enerjimizi doğadan sağlıyoruz.”   

Kahveci sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Bugün Ticaret Bakanlığı tarafından Türkiye’den küresel markalar çıkarmak amacıyla başlatılan Turquality marka programına dahil edildik. %100 yerli sermayeyle her geçen gün daha da büyüyerek dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor, üretim ve ihracatımızla Türkiye’nin ekonomisine destek olmak için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz’’ dedi.

Konut Kredilerinin Hayat Sigortasında Yenileme Zamanı Gelenlere Fırsat Doğdu

Konut Kredinin Sigortasında İndirim - 7

Bankalardan konut kredisi kullanarak ev sahibi olanlar, borçlarını güvence altına alan kredi hayat sigortalarını vade sonuna kadar her sene yeniliyor. Yıllık yenileme zamanı gelen tüketiciler, dilerlerse hayat sigortalarını daha uygun ve avantajlı fiyatlarla yaptırabiliyor. Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş.’nin dijital platformu olayinkolayi.com, bankalara oranlara yüzde 40’a varan indirimli poliçe fiyatları sunuyor. Konut kredisi borcu olanlar, olayinkolayi.com üzerinden borçlarına yönelik hayat sigortası poliçelerini hızlı ve pratik biçimde yaptırabiliyor.

Ev sahibi olmak için kredi kullananların önünde, hayat sigortalı ve hayat sigortasız olarak iki farklı alternatif bulunuyor. Sigortasız seçeneğin faiz oranı daha yüksek olduğundan, kredi maliyeti de artıyor. Sigortalı teklifte ise, tüketicilerin karşısına kredi hayat sigortası maliyeti çıkıyor. Kredi hayat sigortalarını, konut kredisi kullandıkları bankadan yaptırmış olan tüketicilerin bu poliçeleri, borçları bitene kadar her sene yenileniyor. Tüketicilerin kredi kullandıkları bankalar dışında, diledikleri sigorta şirketi üzerinden poliçe yaptırıp, bunu bankalara ve diğer finans kuruluşlarına ibraz etme hakları da bulunuyor. Dolayısıyla kredi hayat sigortalarının yenileme zamanı gelen tüketiciler, Olayinkolayi.com isimli dijital platform üzerinden yeni poliçelerini yaptırarak, %40’a varan oranlarda tasarruf edebiliyor.


Konut kredisi kullanacaklar için ücretsiz asistanlık hizmeti de sunuluyor

Hizmete girdiği 2018 yılından bugüne milyonlarca kullanıcısına sigorta yolculuklarında destek veren olayinkolayi.com, sunduğu ücretsiz asistanlık hizmetiyle de tüketicilerin birçok sorusuna, hafta içi 09.00-18.00 saatleri arasında 0850 222 3466 numaralı Çağrı Merkezi numarası veya Whatsapp hattı üzerinden anlık yanıt vererek, kolay çözümler sunuyor. Ayrıca olayinkolayi.com’un hesaplama araçlarını
kullananlar, gelirlerine göre ne kadar kredi çekebileceklerini kolayca belirlerken, emlakçı komisyonu, tapu harcı, taşınma masrafları gibi olası giderlerini de hesaplayabiliyor.

İstanbul’da 5 Yıldızlı Otel Yapımı İçin 739 Milyon TL’lik İhale

İstanbul’daki bir arazi, 5 yıldızlı otel yapımı ve onarımı karşılığında 739 milyon TL’ye 27 yıllığına kiraya verilecek.

İstanbul Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü, Ataşehir ilçesi Yenisahra Mahallesi’nde yer alan 2458 ada 1 parsel üzerindeki araziyi otel yapımı ve onarımı karşılığında 27 yıllığına kiraya vermek için ihale düzenliyor. 24 bin metrekarelik arazi üzerinde 5 yıldızlı ve 2’si bodrum katı olmak üzere toplam 10 katlı bir otel inşa edilmesi planlanıyor.

İhale için belirlenen başlangıç bedeli 739 milyon 375 bin TL olup, inşaat süresinin 4 yıl olması öngörülüyor. Kira bedelleri ise ilk yıl için aylık 235 bin TL olarak belirlenmiş. İkinci yıldan itibaren dördüncü yılın sonuna kadar her yılın aylık kira bedeli, bir önceki yılın kira bedeline TÜFE (On iki Aylık Ortalamalara Göre Değişim Oranı) oranında artış yapılarak hesaplanacak.

Beşinci yıl için aylık kira bedeli 2 milyon 350 bin TL olarak belirlenmiş olup, önceki dört yılın TÜFE artışı da eklenerek hesaplanacak. Altıncı yıldan itibaren 27. yılın sonuna kadar her yılın aylık kira bedeli, TÜİK tarafından yayımlanan TÜFE’nin on iki aylık ortalamalarına göre değişim oranında artırılacak.

İhale, kapalı teklif usulüyle 12 Temmuz Cuma günü saat 11.00’de Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü Hizmet Binası’nın -1. katında gerçekleştirilecek.

Alzheimer ve Yaşlı Yaşam Merkezi İnşaatı Hızla İlerliyor

Yenimahalle Belediyesi tarafından Mart ayında Batıkent İlkyerleşim Mahallesi’nde temelleri atılan Alzheimer ve Yaşlı Yaşam Merkezi’nin inşaatı hızla devam ediyor. İnşaat alanını ziyaret eden Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Yenimahalle Belediyesi, sosyal belediyecilik alanında önemli projelere imza atmış bir belediyedir. Bu merkezimiz de çalışmalarımızın en güzel örneklerinden biri olacak” dedi.

Yenimahalle Belediyesi tarafından Mart ayında Batıkent İlkyerleşim Mahallesi’nde temelleri atılan Alzheimer ve Yaşlı Yaşam Merkezi’nin inşaatı hızla yükseliyor. İnşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Yenimahalle Belediyesi, sosyal belediyecilik konusunda büyük eserlere ve projelere imza atmış bir belediyedir. Bu merkezimiz de çalışmalarımızın en güzel örneklerinden biri olacak” dedi.

Sait Ulusoy Alzheimer ve Yaşlı Yaşam Merkezi inşaatını inceleyen Yaşar, merkezde Alzheimer hastaları ve yaşlılar için zihinsel ve ev içi aktivitelerin yanı sıra psiko-motor ve sosyo-duygusal aktivitelerin de yapılacağını belirtti.

Yenimahalle’nin İhtiyacı Olan Merkez

Başkan Yaşar, “Merkezde açık ve yarı açık sosyal alanlar, yürüyüş yolları ve spor alanları bulunacak. Bu sayede yaşlılarımızın günlük yaşam aktivitelerini keyifli bir şekilde geçirmelerini sağlayacağız. Bu merkezle yaşlı ve Alzheimer hastalarına destek olmanın yanı sıra, yakınlarına da nefes aldırmak istiyoruz. Bu merkez Yenimahalle’nin eksikliği olan bir yapıydı ve bu eksiği kapatıyor olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Bakıma muhtaç yaşlı ve Alzheimer hastalarının günlük veya kısa süreli misafir edileceği tesisin yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Yaşar, “Aileler, yaşlılarını birkaç gün güvenle bırakabilecekleri bir yere ihtiyaç duyduklarında bu tesis onların hizmetinde olacak” dedi.

7 bin 868 metrekare inşaat alanına sahip olacak tesisin 3 bin 898 metrekaresi Yaşlı Yaşam Merkezi, 1830 metrekaresi ise Alzheimer Merkezi olarak kullanılacak. Toplam 116 yatak kapasiteli yapının her odasında banyo bulunacak. Beş yıldızlı otel konforunda olacak tesis, iki kattan oluşacak ve içerisinde çok amaçlı salon, iki yemek salonu, iki yemekhane, iki mutfak, iki servis mutfağı, sağlık birimleri, on tek kişilik, elli üç iki kişilik oda, fizyoterapi odası, iki dinlenme odası ve bir atölye odası yer alacak.

Var Mısın Yok Musun ile ünlenen Mevlüt Acaroğlu, “Benimki televizyondan emlağa uzanan başarılı bir serüven”

Televizyon dünyasının tanınan ismi Mevlüt Acaroğlu, “Var Mısın Yok Musun?” yarışmasıyla elde ettiği ünü, emlak sektörüne taşıyarak dikkat çekici bir başarı hikayesi yazdı. 2022 yılında ortağı Murat Hazan ile birlikte kurduğu “Emlakyap” markası, kısa sürede sektörde önemli bir konuma ulaştı.

Pandemi döneminden itibaren hızlanan tersine göç furyası, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden kırsala olan göçleri artırarak emlak sektöründe yeni dinamikler oluşturdu. Isparta, Ordu, Artvin, Ağrı ve Van gibi illerdeki konut imarlı arsaların değerleri hızla artarken, yatırımcılar yeni fırsatlar aramaya başladı.

Emlakyap: Yeni Nesil Dijital Emlak Ofisleri

Mevlüt Acaroğlu ve Murat Hazan tarafından kurulan Emlakyap, emlak sektörüne yenilikçi bir yaklaşım getiriyor. Platform, gayrimenkullerin satış ve kiralanmasında yeni nesil yöntemler kullanarak mülk ilanlarını 60’tan fazla ülkede, 120’den fazla portalda 25 ayrı dile çevirerek yayımlıyor. Bu sayede, mülklerin uluslararası arenada geniş bir kitleye ulaşması sağlanıyor.

Mevlüt Acaroğlu: “Tüm Mülkleri 60’tan Fazla Ülkede Yayımlıyoruz”

Emlakyap Kurucu Ortağı Mevlüt Acaroğlu, platformları hakkında şu açıklamayı yaptı: “Gayrimenkul kiralamak ve satın almak isteyenleri, yeni nesil dijital emlak ofisi ile  tanıştırıyoruz. Tüm satış ve kiralama işlemlerinde en uygun stratejiyi belirleyip uyguluyoruz. Tüm mülkleri, 60’tan fazla ülkede, 120’den fazla portalda 25 ayrı dile çevirerek yayımlıyoruz. Profesyonel drone ile fotoğraf ve video çekimleri yaparak mülklerin dijital ortamda dikkat çekici ve çok yönlü tanıtılmasını sağlıyoruz.”

Emlak Sektörüne Yeni Soluk: Emlakyap

Mevlüt Acaroğlu, Emlakyap markasıyla emlak sektörüne yeni bir soluk getirdiklerini belirterek, “Yeni nesil dijital emlak ofisleri anlayışımızla bayilik veriyoruz. Yaz dönemi, ticari, konut veya sanayi arsaları, konut ve işyeri gayrimenkulleri üzerinden alım-satım yapmanın tam vakti. Dijitalin barındırdığı imkanları vizyonumuzla birleştirerek kusursuz bir deneyim sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Televizyondan Emlak Sektörüne Uzanan Başarı Hikayesi

“Var Mısın Yok Musun” yarışmasıyla tanınan Mevlüt Acaroğlu, televizyonda elde ettiği popülerliği iş dünyasına taşıyarak büyük bir serüvene adım attı. Emlak sektöründe adından söz ettiren Acaroğlu, ayrıca “Bekar Bekir” ve “Ayla” gibi sinema filmlerinde oyunculuk kariyerine devam ediyor. Yeni projeler için de görüşmelerini sürdüren Acaroğlu, “Benimki televizyondan emlak sektörüne uzanan başarılı bir serüven” diyerek hikayesini özetledi. Emlakyap, emlak sektöründe yenilikçi yöntemlerle büyümeye devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki kullanıcıların beklentilerini karşılayan çözümler sunarak sektörde yeni bir yaklaşım getiriyor.

Afyon’a 5 Yıldızlı Yeni Otel: 400 Odalı, 363 Milyon TL’lik Yatırım

Afyonkarahisar’ın Merkez ilçesi Çakır Mahallesi’nde inşa edilmesi planlanan Çekiçler Termal Otel Projesi, Çevresel Etki Değerlendirmesi’nden olumlu sonuç aldı. 400 oda ve 800 yatak kapasitesiyle dikkat çeken bu projenin maliyeti 363 Milyon TL olarak belirlendi.

Turizm Projesi Dergisi’ne göre, Çekiçler İnşaat Taşımacılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. tarafından yapılacak olan bu otel, merkeze yaklaşık 6,80 km mesafede yer alacak.

Proje alanının yakınında yer alan diğer termal oteller şunlar:

  • Doğuda, yaklaşık 60 metre mesafede Afyon Afbel Thermal & SPA
  • Güneydoğuda, yaklaşık 410 metre mesafede Garden Kale Termal Otel
  • Doğuda, yaklaşık 650 metre mesafede NG Afyon Termal Otel
  • Batıda, yaklaşık 800 metre mesafede Akrones Termal Otel
  • Güneyde, yaklaşık 1200 metre mesafede İkbal Termal Otel
  • Yatırım ve Proje Detayları

Çekiçler Termal Otel’in inşaat sürecinin 3 yıl sürmesi planlanıyor ve yatırım maliyeti 363.537.600 TL olarak belirlenmiş durumda. Otelin, 400 oda ve 800 yatak kapasitesiyle bölgedeki termal turizm potansiyelini artırması hedefleniyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci tamamlanan projede, çevresel etkilerin en aza indirileceği taahhüt edildi.

Afyonkarahisar’da Termal Turizmin Gelişimi

Termal turizm açısından zengin olan Afyonkarahisar’da, Çekiçler Termal Otel’in açılmasıyla bu potansiyelin daha da artması bekleniyor. Yeni yatırım, yerel ekonomiye katkı sağlarken, bölgenin turizm çekiciliğini de artıracak. Bölgedeki diğer termal otellerle birlikte Afyonkarahisar’ın termal turizm merkezi olmasına katkı sağlayacak olan bu proje, konaklama kapasitesini artıracak ve yeni istihdam olanakları sunacaktır.

Bostik Block H777 Aqua Blocker Yenilenen Yüzüyle Raflarda!

135 yıllık geçmişiyle endüstri, inşaat ve tüketici pazarlarında lider konumda yer alan ve istikrarlı büyüme performansıyla 50’den fazla ülkede varlığını sürdüren Bostik, ürün geliştirmelerine ara vermeden devam ediyor. Firma, marka stratejisinin bir parçası olarak, su yalıtım çözümlerinin lider ürünü AquaBlocker’ı, Block H777 Aqua Blocker ismiyle yeniden sundu.

Yeni isim ve ambalajıyla yüksek kalitesi ve güvenilirliği korunan hibrit su yalıtım malzemesi Bostik Block H777 Aqua Blocker, böylece küresel pazarda daha güçlü ve birleştirici bir marka kimliğiyle yer alacak. Almanya’dan İrlanda’ya, Türkiye’den Amerika’ya kadar her yerde aynı isim ve ambalaj kullanılarak, tüm dünyada ortak bir dil oluşturuldu. Müşteriler farklı coğrafyalarda dahi olsalar, Block H777 Aqua Blocker’a her yerde güvenli bir şekilde ulaşabilecekler.

İnşaat sektörünün güvenilir su yalıtım ürünü olan Bostik Block H777 Aqua Blocker, eşsiz performansını hibrit teknolojisiyle sağlıyor. Her mevsimde ve her yüzeyde etkin çözümler sunarak suyun geçişine izin vermiyor. Block H777 Aqua Blocker yenilenen yüzüyle; 1 kg teneke kutu ve 14 kg plastik kova (içerisinde 2 adet alüminyum folyo) ambalajlarıyla yapı marketlerde ve özellikli inşaat çözüm noktalarında yerini aldı.

VitrA Karo’dan Büyük Ebatlı Duvar Karosu Yatırımı

VitrA Karo, Bozüyük’teki fabrikasında yeni hat yatırımı yaptı. Daha büyük ve daha ince duvar karoları üretilmesini sağlayan yeni yatırımla aynı zamanda yakıt tüketimi kaynaklı yıllık 2.205 ton CO2 salımının da önüne geçilecek.

Karo seramik alanında son beş yıldır Türkiye’nin ihracat şampiyonu unvanını koruyan VitrA Karo, büyük ebatlı duvar karosu üretimi için yeni bir yatırıma imza attı. Bilecik Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde hayata geçirilen hat yatırımı, 2.700 milimetre genişliğinde ve 105 metre uzunluğundaki büyük ebatlı duvar karolarının tek pişirim üretilebilmesine olanak tanıyor.

Renovasyon kapsamında yapılan ve 6 ayda tamamlanan yatırım, VitrA Karo’nun duvar karosu bazında farklı tipteki tüm ürünleri üretebilmesini sağlıyor. Yeni hatta, 30×90, 33×100 ve 40×120 cm boyutlarında, 7 mm kalınlığında ince duvar karoları üretilebiliyor. VitrA’nın farklı dokuları bünyesinde barındıran, kendi içinde uyumlu, birbirleri ve farklı koleksiyonlar ile kombinlenebilir yeni duvar koleksiyonu Set7.0 serisinde de ince duvar karoları bulunuyor. 40×120 cm’lik boyutu ve 7 mm kalınlığı ile SET7.0 Emotion; tasarımı ve mat doğal yüzey üzerindeki özel ışıltılı malzemelerin zengin kullanımıyla seçkin bir atmosfer yaratarak bulunduğu mekana duygusal bir hava katıyor. Geometrik rölyef ve özel ışıltı efektli yaprak dekorlarıyla hareketlendirilen SET7.0 Motion ise 30x90cm ebadı, 7 mm kalınlığı ve şık dekorları ile uygulandığı mekâna endüstriyel bir görünüm kazandırıyor.

Büyük ebatlı ve ince duvar karosu yatırımıyla, yurt içi ve dışından gelen taleplere cevap vereceklerini belirten VitrA Karo CEO’su Hasan Pehlivan, “Üretim tesisimizde devreye aldığımız yeni hatla, karolarımızın boyutlarını büyütürken, kalınlıklarını azalttık. Daha da önemlisi, enerji verimli ve modern yeni pişirme fırınımızla, yakıt tüketimi kaynaklı yıllık 2.205 ton CO2 salımının önüne geçeceğiz” açıklamasını yaptı.

VitrA Karo’nun sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalarına da değinen Hasan Pehlivan, “Karbon salımı konusunda yaptığımız iyileştirici çalışmalar sayesinde, 2018 yılına göre ürün bazında karbon ayak izimizi* %60’a varan oranlarda azalttık. Bu başarımızı da onaylanmış Çevresel Ürün Beyanı (EPD) belgelerimizle tescilledik” dedi.

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 20 Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Ankara’da 11 aydır süren konut satışlarındaki düşüş devam etti. Mayıs 20224 verilerine göre Ankara’da 9 bin 861 konut satıldı

Türkiye genelinde konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,4 oranında azalarak 110 bin 588 olurken Ankara’da 9 bin 861 konut satıldı. Geçen yılın ayını ayında Başkent’te 11 bin 196 konut satılmıştı. Verilere göre Ankara’da geçen yıla göre konut satışları yüzde 20 civarında düşüş gerçekleşti

Gayrimenkul PR; ‘satıcılar ve alıcılar yeni dönemi doğru okumalı’

Ankara’da konut fiyatlarının ve satış oranlarının 11 aydır gerilediğini belirten gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde faaliyet gösteren Ankara’nın önde gelen gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR TÜİK verilerini şu şekilde analiz etti;

Hükümetin uyguladığı sıkı para politikası, kredilerin oldukça yüksek olması, TL mevduatı getirisinin cazip olması ve konut fiyatlarının piyasa gerçeklerinden kopuk olması nedeniyle satışlar düşmeye devam etti. Piyasada satılan konutların ilanlarda görünen fiyatların çok daha altında olduğunu görüyoruz

Gayrimenkul’deki dönüşüm Temmuz ayında başlayacak

Satıcıları ve alıcıları yanıltan en önemli faktör piyasa gerçeklerinden kopuk sahte ve fahiş fiyatlı ilanların hala yayınlanabiliyor olmasıdır. Piyasa yapısını bozucu ilan girişi yapan şahıslar Temmuz ayından sonra Gelir İdaresi Başkanlığının takibine alınırken, emlak ofisleri de mülk sahiplerinin SMS ile doğruladığı ilanları yayınlayabilecek. Sahte ve suni ilanlara ağır cezalar gelecek ve bundan ilan siteleri de sorumlu olacak

Piyasanın yapısını bozan ve fiyatların suni olarak yüksek görülmesi algısını oluşturan ilan siteleri kontrol altına alındıktan sonra tüm kategorilerdeki gayrimenkullerin fiyatları oldukça sert düşecek

Gayrimenkul yatırım aracı olmaktan çıkıyor

Maliye Bakanlığının hazırladığı yeni vergi paketine göre gayrimenkul satışlarındaki vergilendirme rayiç bedel üzerinden değil ‘değerleme raporu’ndaki fiyat üzerinden yapılacak. Kademeli emlak vergisi ve tapu harçlarının da artması sonrası gayrimenkul alanlar veya satanlar için vergi yükü artacak. Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra gayrimenkul yatırım enstrümanı olmaktan bütünüyle çıkacak

Satıcıların ve alıcıların dikkat etmesi gereken en önemli nokta ise satmadan veya almadan önce doğru fiyatlandırma ve alım-satım sürecinin doğru yürütülmesi için konusunun uzmanlarından destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görüyoruz

Ankara Mayıs 2024 İlçe düzeyinde konut satışları

Akyurt: 107

Altındağ: 719

Ayaş: 28

Beypazarı: 58

Elmadağ: 38

Etimesgut: 943

Gölbaşı: 580

Güdül: 41

Haymana: 29

Kahramankazan: 75

Keçiören: 1419

Kızılcahamam : 98

Mamak: 1085

Polatlı: 243

Pursaklar: 252

Sincan: 1118

Yenimahalle: 1069

Çankaya: 1652

Çubuk: 232

Şereflikoçhisar: 49

Deniz Semti Büyükyalı’ya Yüzde 0 Faiz İle Hemen Taşının

İstanbul’un deniz semti Büyükyalı’da yüzde 0 faiz, 12 ay vade ile oturuma hazır sınırlı sayıda daire satışa sunuldu.

Büyükyalı, panoramik deniz manzarası ve yemyeşil geniş peyzaj bahçeleriyle huzurlu bir yaşam imkanı var. Pazar yeri, meydanı, çarşıları ve sosyal aktiviteleriyle geçmişi bugünle buluşturan, Büyükyalı, sakinlerine ayrıcalıklı bir yaşam sunuyor. Dünya standartlarında yapılan restorasyonu ile şehir yaşamına hem modern hem de tarihi bir atmosfer getiren, ‘kahverengi tabela’ sahibi olmaya hak kazanarak ‘İstanbul’un tarihi ve gezilecek yerler’ listesine de üst sıralardan giriş yapan Fişekhane ile iç içe olma fırsatını sağlıyor.

İstanbul’un en kıymetli projelerinden olan ve kara, deniz, raylı sistem gibi tüm ulaşım akslarının merkezinde bulunan Büyükyalı’da; kültür sanattan gastronomiye, alışverişten eğitime kadar her ihtiyacın yürüme mesafesinde olduğu bu projede ev sahibi olmak sınırlı sayıda stok ile yılın fırsatı.

Hager Türkiye, İzmir’de mimarlar ile bir araya geldi

Enerji yönetim ve dağıtımından kablo yönetimine, güvenlik sistemlerinden bina otomasyonuna kadar birçok alanda teknoloji odaklı ürün ve hizmetler geliştiren Hager Group Türkiye, İzmir Hyatt Regency Otel’de düzenlenen etkinlikte İzmir’deki mimarlar ile bir araya geldi. Dizayn trendleri ile bu trendler paralelinde geliştirilen ürün ve çözümlerin paylaşıldığı etkinlikte davetliler, son teknoloji ve tüketici beklentileri paralelinde geliştirilen Hager ürünlerini yakından tanıma fırsatı buldu.

Hızla büyüyen enerji piyasası ve geleceğin enerjisi olarak anılan elektrik alanında etkin sistemler geliştiren Hager Group Türkiye, düzenlediği etkinliklerle sektörün gelişmesine katkı sağlamaya devam ediyor. Son olarak, İzmir Hyatt Regency Otel’de düzenlediği etkinlikte İzmir ve civar bölgelerden mimarları ağırlayan Hager Group Türkiye, sektöre ilişkin deneyimlerini ve yeni nesil ürünlerini anlattı. Tasarımda denge ve sadeliği her zaman ön planda tutan Hager’in dizayn felsefesi ve tasarım yaklaşımı toplantıda oldukça ilgi gördü. Hager’in üretim sürecinin incelendiği ve en yeni ürünlerinin anlatıldığı etkinlik, keyifli bir kokteyl ile son buldu.

“Bu etkinlikler daha yenilikçi çözümler geliştirmemizi sağlıyor”

Etkinliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hager Grup Türkiye Pazarlama Müdürü Ali Demirbaş, “Hager Grup olarak, sektörde büyük bir emeği olan mimarlar ile fikir alışverişinde bulunmayı önemsiyoruz. Bu doğrultuda İzmir ve civar illerden 98 mimarla buluşarak sektördeki son gelişmeleri, dizayn trendlerini paylaştık, ürünlerimiz ve çözümlerimiz hakkında detaylı bilgi verdik. Mimarlarımızın zengin deneyimi ile görüşlerini almak bizim için son derece değerli. Bu tür etkinlikler, sektördeki iş birliklerimizi güçlendirmekle beraber daha yenilikçi çözümler geliştirmemize de olanak tanıyor.” diye konuştu.

Solar Panel Fabrikasında Şartel İnmeye Başladı

Güneş enerjisi yatırımında arz, talebin 10 misli olunca panel üretiminde çarklar durmaya başladı. Paneli elinde kalan üretici, fabrika kapatmaya yöneldi. Teşviklerin etkisiyle şu an 80’den fazla solar panel üreticisi bulunduğunu belirten sektör temsilcileri, Türkiye’ye 2-5 üreticinin yeteceğini, geri kalan 70’ten fazla fabrikanın ise kapanma riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.


Dünya Gazetesi’nden Başak Nur Gökçam’ın haberine göre; 2017 yılında Türkiye’de elektriğin maliyetinin aniden yükselişe geçişiyle güneş enerjisine hücum başladı. Kazanç peşine düşen şirketlerin panel alımına yönelmesi ve bu alanda sağlanan teşvikler, yatırımcıları panel üreticiliğine itti.


2022 yılında 16 solar panel üreticisi olan Türkiye, son 2 yılda 80’i aşkın üreticiyle panellerini üretse de yatırımlar gerçekleşmeyince üretilen paneller elde kaldı. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Solar Türk Yönetim Kurulu Başkanı Osman Özberk, “2017’de Anti-Damping için çok mücadele ettik ve güneş sektöründe Çin panellerinin Anti-Damping vergisini ve dünyadaki panel üreticilerinden gelen panellere gözetim vergisini çıkardık. Bunun için çok emek verdik ve o tarihten itibaren de 5 yıl kadar koruma almıştık.


2022 sonunda koruma bitti ve mücadele edecek kişi kalmadı. Türkiye’de STK’ların görevini yapamaması, Devlet Planlama Teşkilatı’nın olmaması-kapanması, yanlış yatırımların önünü açtı. Arz talepteki dengenin korunmamasıyla şu an dünyanın en büyük ilk 3 panel üretim kapasitesine sahibiz. Buna rağmen Çin’e verdiğimiz para en az 500 milyon dolar. Çılgınca yatırım yapıldı ve ülkemizin 500 milyon dolarlık panel yatırımı boşa gitti. Türkiye ise şu anda dünyanın en pahalı panelini kullanıyor” dedi.


Kimse ‘bu kadar yatırım olmaz, gerek yok’ demediği için de fazla üretimin, üreticiyi durma noktasına getirdiğinin altını çizen Osman Özberk, “Şöyle örnek vereyim; 2011’den tibaren 2023 sonuna kadar Türkiye’de kurulu GES yatırımı yaklaşık 10 ila 12 gigawatt arasında idi. Sadece geçen yıl Türkiye’ye Çin ve Uzak Doğu’dan giren panel ham maddesi ise 9 gigawatt kapasitede gerçekleşti. Bu çok büyük bir sıkıntı oldu ve olmaya da devam edecek. Ülkemizde 80’i aşkın solar panel üreticisi olsa da Türkiye’nin sadece 2 üreticiye ihtiyacı var. Geri kalan fabrikalar kapanma riskiyle karşı karşıya. Dev solar panel üreticileri karşısında, küçük üreticilerin şansı yok. Ben de borcum olmadığı ve kredi kullanmadığım için üretimi durduran üreticilerden biriyim. Artık olduğu kadar diyorum” ifadelerinde bulundu.


“Gerçekleşmeyen hacim ufak üreticiyi etkiledi”
Güneş sektörünün en büyük açmazının aşırı kapasite oluşması olduğunu söyleyen ZES Solar ve Yurtdışı Yatırımlar Genel Müdürü Evren Evcit, “Özellikle güneş panelinde şu anda 70’in üzerinde yerli üretici var. Bu üreticiler geçen seneki piyasanın aşırı hareketli olmasından ötürü kapasite ve yatırımlarını artırdılar, yeni fabrikalar kuruldu. Bu sene de o beklenen kadar hacim olmayınca bir kısım ufak üreticilerin sıkıntıya girdiğini gördük. Biz siparişe göre üretim yaptığımız için elimizde stok ürün kalmıyor. Önümüzdeki senenin ise solar sektöründe daha dinamik geçeceğini öngörüyoruz” diye konuştu.


“Ya birleşecekler ya batacaklar”
Türkiye’deki solar panel üretiminde talepten çok, arz olduğuna vurgulayan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve En düstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, “Elenenler elenecek, batanlar batacak. Bu konuda bence Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teşvikleri sınırlaması lazım, çünkü ülkenin kapasitesi belli. Fakat Bakanlık da Ticaret kanununu baz alarak izin vermek zorunda olduklarını söylüyor. Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak için 5 gigawatsaat yeter. Bunu çok basit hesaplamada 1 gigawata bölmüş olsak kabaca 5 firma, hadi bilemediniz 10 firmanın üretimi fazla fazla yetecektir. Geri kalan firmalar tehlikede. Bunlar ya birleşecekler ya da batacaklar” değerlendirmesinde bulundu.


“Ekonomik ortam yatırıma uygun değil”
Solar tarafında yatırımların azaldığını söyleyen ORGE Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, “2022 yılında 16 üretici varken, bugün 80’in üzerinde üretici mevcut. Yani sadece son 2 yılda solar panel üreticisinin 5 kat arttığını söyleyebiliriz. O zaman yaklaşık 6 bin megawatt üretim kapasitesi varken, bugün yaklaşık 20 bin megawatt’a ulaşan bir üretim kapasitesinden bahsediyoruz. Yani üretimin de 3 kat arttığını söyleyebiliriz fakat içerde bunun karşılığı olan bir tüketim yok. Yani plansız ve öngörüsüz bir plan söz konusu” dedi.


“Ev ve fabrikaları GES yatırımına teşvik etmeliyiz”
Sektördeki geçen yılın 2’nci yarısının ilk yarısına nazaran daha durağan geçtiğini, fakat 2024 yılında yavaş yavaş hareketlenme başladığını belirten Kıvanç Enerji PV Modül Üretim Tesisi Direktörü Evrim Ayana, şunları söyledi: “Yılın 2’nci yarısında ise daha hareketli geçmesini bekliyoruz. Zaten Orta Vadeli Programda sektöre verilecek desteklerden de bahsedilmişti. Kredi faizlerinin geriye gelmesi ve kapasitelerin artması da sektörün daha hızlı hareket etmesine destek olacaktır. Bununla beraber evlerde de güneş enerjisi kurulumunun yaygınlaşması oldukça faydalı olacaktır. Çatısında GES olmayan ev ve fabrikaları, hızlıca bu yatırıma teşvik etmeliyiz.”


“Paneller durduğu yerde bozulacak”
Solar Türk Yönetim Kurulu Başkanı Osman Özberk ise yatırımın gerçekleşmesini beklemenin de ötesinde hammaddenin durduğu yerde bozulabileceğini belirti. Özberk, “Çünkü içinde 6 aylık ömrü olan maddeler var ve bir bakılacak ki 25 yıl ömür biçilen paneller, 2-3 yıl sonra hammadde bozulmasından kaynaklı sıkıntı yaratıyor. Maalesef plansızlığın acısını ileride Türkiye’deki yatırımcı yaşayacak” dedi. Bu nedenleeldeki panellerin hammaddesi bozulmadan, yurt dışına panel satmalarının şart olduğunu söyleyen Özberk, “Çünkü şu andaki ortalama yatırım kapasitemiz 2 bin-3 bin megawatt ise bizim üretim kapasitemiz en az 25 bin megawattlarda gerçekleşiyor ve daha da hâlâ yatırım yapılıyor. Bizim artık acilen yurt dışına PV panel satmamız gerek. İhracata verilecek destek, üreticiye can suyu olur” dedi.


“Çözüm, finansal erişimden geçiyor”
Piyasada pazar payı olan markalar üretim yapmaya devam etse de pazara yeni girenlerin ve küçük şirketler ürettikleri ürünü satamadığını belirten ORGE Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, “Bunda tabii ki bilinirlik çok önemli, ama en temel sebep ekonomik. Kredi piyasalarının daralması, yatırımcının kredi bulamayışı veya faizlerin yüksek oluşu yatırım yapmak için uygun ortam sağlanmasını engelliyor. Yatırım yapanın sermayesi bu sürece ne kadar dayanabilir bilemiyoruz. Yatırım izin süreçlerinin uzun olması, yatırımı durdurmuyor. Süreyi 6 ay evvele çekmek, piyasayı canlandırmaz. Çözüm, finansal erişimden geçiyor” diye konuştu.

Sektörünün Lideri SPA World Hizmet Ağını Genişletmeyi Hedefliyor

Uzman ekibi ile cilt bakım koltuğu, dinlenme yatakları, ıslak bakım ekipmanları, ıslak hacim, masaj yatakları ve yardımcı ekipmanlar gibi konularda hizmet veren SPA World, sektörün öncü firmalarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Wellness, estetik, medikal, kozmetik sektörlerinde ithalat, ihracat, satış, eğitim ve teknik servis hizmetleri sunan SPA World, ayrıca proje danışmanlığı, salonların yerleşimi, tasarım, dekorasyon vb. alanlarda da faaliyet gösteriyor.

SPA World’ün sunduğu hizmetleri özetleyen Firma Yöneticisi Bülent Aydın, faaliyet alanlarını SPA ekipmanları (masaj yatakları, dinlenme yatakları, cihazlar ve SPA’ya dair tüm yardımcı ekipman ve ürünler), ıslak hacim imalatları (hamam, sauna, buhar odası, soğuk oda, tuz odası, kum odası, havuz ve performans havuzu imalatları) ve tüm ıslak alanların projelendirilmesi olmak üzere 3 kategoriye ayırıyor.

Firma bünyesindeki yeni gelişmeler hakkında bilgi veren Aydın, “Firmamız SPA’ya dair tüm ürün, cihaz ve imalatları sunmanın dışında da, Wellness Recovery cihazların tedarik ve eğitimini sunuyor. Ayrıca ANFAŞ ve EMİTT gibi sektörün önemli fuarlarında yer alıyoruz. Amerika kıtası hariç tüm yurt dışı ülkerine satışlar yapıyoruz.” dedi.

Ürünlerin her zaman ve her koşulda arkasında duran SPA World, her ürününe 5 yıl garanti sunuyor. Yakın zamanda tiny SPA üretiminde de adından söz ettirmeye hazırlanan firmanın bir diğer hedefi ise dünya genelindeki satış ağını genişleterek büyümek.

Kentsel Dönüşümde Yeni Dönem: Müteahhit İnşaatı Bitiremezse Ne Olacak?

Müteahhit inşaatı bitiremezse, sigorta şirketi ya konut sahiplerine o tarihe kadar ödedikleri tüm bedelleri ödeyecek ya da başka bir müteahhit ile anlaşıp, inşaatın tamamlanmasını ve hak sahiplerine konutlarının teslim edilmesini sağlayacak. Yeni düzenleme 12 Haziran tarihi itibariyle başladı.

Hürriyet yazarı Noyan Doğan, bina tamamlama sigortasının içine kentsel dönüşüm de girdiğini belirterek sistemin nasıl işleyeceğini özetledi.

Vatandaşın müteahhit güvensizliği yaşadığını, bu düzenlemenin insanları binasını kentsel dönüşüme sokmak konusunda daha rahat adım atmasını sağlayacağını söyleyen Doğan, sistemin işleyişini şöyle açıkladı:

“Vatandaş dönüşüm için müteahhit ile anlaşırken müteahhitten bina tamamlama sigortası yaptırmasını isteyecek ya da müteahhit güvenilir olduğunun, inşaatı yarıda bırakıp gitmeyeceğinin güvencesini vermek için kendi de sigortayı yaptırıp, anlaşma masasına koyabilecek. Sonrasında sigorta şirketi, müteahhidin mali hesaplarını, inşaatı yapabilecek mali güçte olup olmadığını, bankalarla kredi ilişkilerini, teminatlarını inceleyecek. Sigorta şirketi, müteahhidin güvenilir olduğuna karar verirse bina tamamlama sigortasını yapacak. Bu süreçlerden sonra inşaat başlayacak. Sigorta şirketinin denetim görevi bu kadarla da sınırlı değil. İnşaat süresince denetim devam edecek ve inşaatı yapan sorumluluklarını yerine getirmez, mali yapısını bozacak girişimlerde bulunur ya da inşaatın kalitesinden çalarsa sigorta şirketi sözleşmeyi sona erdirecek.

Tüm bunlara rağmen o veya bu nedenden müteahhit inşaatı bitiremez, iflas eder ya da konutları hak sahiplerine teslim tarihinden itibaren 12 ay içinde teslim edemezse devreye sigorta şirketi girecek. Sigorta şirketi ya konut sahiplerine o tarihe kadar ödedikleri tüm bedelleri ödeyecek ya da başka bir müteahhit ile anlaşıp, inşaatın tamamlanmasını ve hak sahiplerine konutlarının teslim edilmesini sağlayacak. Sigorta şirketi bir şey daha yapacak; inşaatı devraldığı tarihten, konutları teslim edeceği tarihe kadar geçen sürede hak sahiplerine kira ödemesi yapacak.”

Yeni düzenleme 12 Haziran tarihi itibariyle başladı.

Kale Grubu, Sosyal Girişimlerle Ortak Çalışma Zemini Oluşturuyor

Kale Grubu’nun, yaşadığı dünyaya ve çevreye karşı kendini sorumlu hisseden ve bu uğurda hayatları iyileştirmek için harekete geçme cesaretini gösteren sosyal girişimcilere destek olmak amacıyla hayata geçirdiği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın sekizinci yılında ödül kazananlar açıklandı.

Impact Hub Istanbul’un desteğiyle düzenlenen ve Seçici Kurul’un 316 başvuru arasından yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde HARCY, İleri Aşama Kategorisinde BLUEIT, İş birliği kategorisinde MORITOYS, Gençlik kategorisinde ise OVERCAMP ödüle değer bulundu.

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, sosyal girişimcilik ekosisteminin Türkiye’de de büyümesinden mutluluk duyduklarını belirterek, “Yol arkadaşı olarak gördüğümüz sosyal girişimcilerle birlikte, dezavantajlı grupları güçlendirme ve yarattığımız sosyal etkiyi artırma yolculuğumuza devam ediyoruz” dedi.

Kale Grubu’nun kurucusu Dr. (h.c.) İbrahim Bodur’un, değerlerini yaşatmayı ve sosyal girişimcilik ekosistemini destekleyerek yaratılan etkiyi büyütmeyi amaçlayan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın kazananları açıklandı.

Bu yıl 4 kategoride toplam 316 başvuru alan ödül programında Seçici Kurul’un yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde polyester atığını polyester yününe dönüştürerek atık sorununun önüne geçmeyi amaçlayan HARCY; İleri Aşama kategorisinde sunduğu akıllı su yönetim platformu ile sanayi tesislerinde su israfını azaltmayı hedefleyen BLUEIT; İşbirliği kategorisinde okul öncesi için cinsiyet ayrımı gözetmeyen, yaratıcılığı destekleyen eğitici ve eğlenceli oyuncaklar tasarlayan ve Tohum Otizm Vakfı iş birliğiyle otizmli çocukları da faydalanıcı skalasına alan MORITOYS; Gençlik kategorisinde ise engelli bireylerin yazılım ve tasarım başta olmak üzere teknik beceri setlerini artırmayı, böylece onları iş piyasalarına entegre etmeyi hedefleyen OVERCAMP ödüle değer bulundu.

Zeynep Bodur Okyay: “Sosyal girişimlerin markalarımızla ortak çalışma fikri heyecan verici…”

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, tüm dünyada 10 milyon civarında sosyal girişim olduğunu ve bu işletmelerin dünya çapında 200 milyon işi desteklediğini belirterek, “Sosyal girişimcilik Türkiye’de de yükseliyor. Bu ilerlemede, 8 yıl önce hayata geçirdiğimiz İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programının büyük katkısı var. Sosyal girişimciler dünyada her yıl 2 trilyon dolarlık iş kapasitesi oluşturuyor. Önemli ve gelecek vadeden bir iş potansiyeli. Kale Grubu olarak bu potansiyeli gördük. Sosyal girişimlerin toplum ve çevre sorunlarına çözüm bulma fırsatına sahip olduğuna inandık. Ekosistemi destekliyor, büyütüyor ve sosyal girişimcilerle birlikte gelişiyoruz. Sosyal girişimlerin markalarımızla ortak çalışma fikri heyecan verici… Bu potansiyeli mutlaka değerlendireceğiz. Bu yılın başından itibaren holding fonksiyonlarımızı da etki yatırımlarına odaklanacak şekilde yeniden yapılandırmaya başladık, dezavantajlı grupları güçlendirme ve yarattığımız sosyal etkiyi artırma yolculuğumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Etki Yatırımları Bölüm Başkanı Rana Birden de şunları söyledi: “İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı ile sekiz yıl önce yola çıkarken, sosyal girişimcileri destekleyip kamuoyu önüne çıkmalarını sağlayacağımız, varlığıyla da sosyal etki bırakabilecek bir programı hayata geçirmeyi amaçlamıştık. Bu etkinin, dünyaya iyi bakmak için en iyi yol olduğuna inandık. Öncelikli hedeflerimizden biri, iş dünyasının bakış açısında bir fark yaratabilmekti. Bu yolla sorumlu ve etki odaklı liderliğin meydana getirebileceği değişime dikkat çekmeyi hedefledik. 8 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede bu hedefler yolunda önemli mesafe aldık. Özel sektörün dikkatini sosyal girişimcilik kavramına çekmeyi ve benimsemelerini başardık, iş alanları ile entegre etme yolunda adım atmalarını sağladık.”

Impact Hub Istanbul’un kurucu ortağı Ayse Sabuncu da “Ekosistemin gelişmesine destek verme amacıyla başlatılan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı kapsamında, daima ihtiyaç odaklı bir perspektif izleyen Kale Grubu’nun bu yıldan itibaren etki yatırımı konusuna da odaklanmasından dolayı heyecan duyuyoruz” dedi.

DİBA’da eğitim alan genç sosyal girişimci finale kaldı

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’na sosyal girişimcilerin ilgisi her geçen yıl artıyor. Bu yıl 4 kategoride gelen toplam 316, bugüne kadarki en büyük ikinci başvuru sayısı oldu. Başvuruların yüzde 61’i kadınlardan gelirken, finale kalan girişimler arasında kadın girişimci oranı yüzde 47 olarak gerçekleşti.

Başvuruların coğrafi dağılımı açısından da ilerleme kaydedildi. Bu yıl 165 başvuru İstanbul dışından geldi. Başvuran sosyal girişimler arasında TÜBİTAK’tan destek alanların oranı yüzde 30 oldu. Bu rakam etki girişimlerinin, Ar-Ge desteklerinden faydalandıklarını gösterdi.

Bu yıl ilk kez, Kale Grubu’nun sosyal girişimcilik ekosistemini yeni girişimcilerle beslemek amacıyla üç yıl önce Boğaziçi Üniversitesinin iş birliğiyle hayata geçirdiği Dünyasına İyi Bakanlar Akademisinde (DİBA) eğitim alan genç bir sosyal girişimci, finale kalma başarısını gösterdi.

Sosyal girişimcilere destek veren ödüller

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı kapsamında Erken, İleri Aşama ve İş Birliği Kategorisinde kazananlara 250.000’er TL, Gençlik Kategorisi kazananına ise 50.000 TL ödül verildi. Erken, İleri ve İş Birliği Kategorilerinin kazananları, maddi ödüle ek olarak, Kale Grubu ve Impact Hub Istanbul tarafından iş geliştirme ve yatırıma hazırlık desteği, Gençlik Kategorisi kazananı ekip ise Social Impact Award Türkiye ‘24 programına geçiş ve program kapsamında kapasite geliştirme desteği alma hakkını elde etti.

Ödül gecesinde sahneye çıkan sosyal girişimlere ayrıca Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın öğrencilerinden seramik sanatçısı M. Tüzüm Kızılcan’ın imzasını taşıyan seramik tohum heykeli hediye edildi.

Sivil toplum ve iş dünyasının önemli isimleri değerlendirdi

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı Seçici Kurulu’nda; Founder One Genel Müdürü Ali Şahin, Nivogo Kurucu Ortak ve CEO’su Arnas Akbaş, İş Grubu Yeni Nesil Girişimcilik Başkanı ve 100. Yıl Girişim Sermayesi Yönetim Kurulu Başkanı Barış Karakullukçu, Alethina Etki Girişimcilik Kurucusu Can Atacık, Dünya Ekonomik Forumu /Schwab Vakfı-Küresel Sosyal Girişimcilik İttifakı Başkanı Daniel Nowack, Etkiyap Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil ve Kale Grubu Şirketleri Yönetim Kurulu Üyesi Esra Yazıcı Tözge yer aldı.

KAZANAN PROJELER

HARCY \ Erken Aşama Kategorisi

Harcy, polyester atığını polyester yününe dönüştürerek atık sorununun önüne geçiyor; polyester yünü aracılığıyla düşük karbon emisyonlu, sağlıklı ve dayanıklı yalıtım malzemeleri üretiyor. Polyester atığının yalıtım malzemesi olarak kullanmasıyla döngüsel ekonomi için değer yarattığı kadar; yalıtım malzemesi üreticileri için bütçe dostu, son kullanıcı içinse sağlıklı bir alternatif sunuyor. Harcy, bugüne değin 1,4 ton tekstil atığını ekonomiye geri kazandırarak karbon emisyonunun ciddi düzeyde azalmasına katkı sağladı. www.harcy.com.tr

BLUEIT \ İleri Aşama Kategorisi

Süresel su krizi sorununa odaklanan Blueit, sanayi sektörünün su kaynaklarının en büyük tüketicilerinden biri olduğundan hareketle endüstriyel tesislerde ve ticari binalarda su yönetimini gerçek zamanlı olarak izliyor ve optimize ediyor. Etkin bir su yönetimi sağlamak için ölçüm ve analiz, raporlama, geleceğe yönelik tahminleme, planlama ve verimsiz noktaların iyileştirilmesi şeklinde beş adımlık kapsamlı bir süreç uyguluyor. www.blueitfuture.com

MORITOYS \ İşbirliği Kategorisi

Moritoys okul öncesi için cinsiyet ayrımı gözetmeyen, yaratıcılığı destekleyen eğitici ve eğlenceli oyuncaklar tasarlıyor. Eğitici, kapsayıcı ve erişilebilir oyunlar misyonuyla faaliyetlerini sürdüren Moritoys’un piyasada 35’i aşkın ürünü bulunuyor. Oyun portföyünü otizm spektrumunda yer alan çocukları da kapsayacak şekilde geliştiren MORITOYS,Tohum Otizm Vakfı iş birliğiyle otizmli çocukları da faydalanıcı skalasına aldı. www.moritoys.com

OVERCAMP \ Gençlik Kategorisi

Overcamp, tamamen çevrimiçi düzenlenen, ücretsiz ve erişilebilirliği artırılmış Bootcamp’ler ile engelli bireylerin yazılım ve tasarım başta olmak üzere teknik beceri setlerini artırmayı; böylece ilgili bireyleri iş piyasalarına entegre etmeyi hedefliyor. Kurumlar ile engelli bireyleri eşleştiren, yapay zekâ ile güçlendirilmiş bir altyapıyla eğitime tabi engelli bireylere iş bulmayı; kurumlar için de katma değer yaratmayı misyon ediniyor.

Konut Sorununa İnovatif Çözüm: BİRLİKTEARSA

Konut sahibi olmak için gereken uygun koşulların giderek zayıfladığı ve konut edinme umudunu kaybedenlerin sayısının arttığı bu dönemde çözüm Birliktearsa’dan geldi. Birliktearsa, geliştirdiği konut edindirme modelleri sayesinde erişilebilir finansman, düşük maliyet ve zamana yayılmış taksit seçenekleri ile ev sahibi olmanız için tüm koşulları bir araya getirdi. Üstelik “İnşaat tamamlama sigortası” güvencesi ile.

Kendi evine sahip olmanın herkes için temel bir ihtiyaç olduğu fikrinden hareketle, sektörde yeni bir bakış açısı olması iddiasını dile getiren Birliktearsa Genel Müdürü Sinem Yedikardaşlar, “Erişilebilir koşullar ile en düşük maliyetle, kaliteli, güvenli konut edindirmek bizim işimiz” dedi.

Birliktearsa’da; konut hayali kurmak ve o hayali gerçeğe dönüştürmek için gereken tüm koşullar bir arada. Ev sahibi olmak isteyenler için “Arsadan Hemen Evim” ve “Önce Arsam Sonra Evim” olmak üzere iki ana model geliştiren Birliktearsa, “İnşaat tamamlama sigortası” güvencesiyle herkesin düşük maliyet ile güvenli, sağlam ve nitelikli konut sahibi olması için faaliyetlerini başlattı.

HERKES EV SAHİBİ OLABİLSİN DİYE ULAŞILABİLİR KOŞULLAR

Uzun yıllardır gayrimenkul sektöründe yürüttüğü çalışmaların yanı sıra Gayrimenkul Değerleme ve Finansmanı alanında yüksek lisans sahibi olan ve başta Arel Üniversitesi olmak üzere pek çok üniversitede verdiği derslerle akademik alanda da birikimini zenginleştiren Birliktearsa Genel Müdürü Sinem Yedikardaşlar, Birliktearsa’nın hayata geçirdiği sistemin getirdiği yenilikleri, “Ev sahibi olmak isteyenlere hangi avantajlar ve ne tür güvenceler sunuluyor?” sorusuna verilen cevaplarda yer aldığını belirtti.

Yedikardaşlar, sistemle ilgili şu bilgileri verdi: “Birliktearsa fikrini geliştirirken hareket noktamız, kendi evinin sahibi olmanın herkes için temel bir ihtiyaç olduğuydu. Benimsediğimiz bu fikir doğrultusunda hizmetlerimizi “hak” kavramı üzerinden temellendirmeye özen gösteriyoruz. Bu nedenle, hayata geçirdiğimiz sistemin öncelikli vaadi; huzurla yaşamanız için erişilebilir koşullarda ev sahibi olmanızı sağlamak. Birliktearsa olarak ulaşılabilir koşullar ile ev sahibi olmanın önündeki en büyük engeli ortadan kaldırıyoruz. Çünkü en düşük maliyeti sunmak için konut sahibini projeden itibaren sisteme dahil ediyoruz. Ayrıca, “Finansal Kurumlar” ile oluşturduğumuz iş birliği sayesinde faiz maliyetinin olmadığı bir sistem oluşturduk. Modellerimizde taksitli ödeme imkânı sağladığımız için maliyeti zamana yayıyor ve böylece erişilebilir koşullar sunmuş oluyoruz.”

EN UYGUN ÖDEME YÖNTEMLERİ İLE KONUT EDİNDİRME MODELLERİ

“Arsadan Hemen Evim” modeli, konut sahibi olmak isteyen müşteriden konut maliyetiyle birlikte arsa payının alındığı ve kat karşılığı diye tanımlanan yöntemle, inşaatın Birliktearsa tarafından organize edilerek yapıldığı model. Bu modelde 24 ayın sonunda, konut teslimine başlanıyor. “Önce Arsam Sonra Evim” modelinde ise, müşteriden başlangıçta önce arsa payı bedeli alınıyor. Yaklaşık 12 aylık bir projelendirme süreci sonrasında inşaata başlanıyor ve inşaat maliyetleri hissedarlar tarafından aylık olarak karşılanıyor. Piyasada “hak ediş usulü” olarak da bilinen yöntemin benzeri olan bu modelde her müşteri 36 ayın sonunda, konutlarını yine aynı anda teslim alıyor. Yedikardaşlar, her iki modelin ortak özelliğini ise: “En düşük maliyetlerle sürecin yürütülerek hem konut sahibi olma ihtiyacının karşılanması hem de kazançlı bir yatırım sağlanması” şeklinde açıkladı.

FARK YARATAN GÜVENCE: İNŞAAT TAMAMLAMA SİGORTASI

Birliktearsa’yı rakiplerinden ayıran bir diğer önemli fark ise; ev sahibi olmak isteyenlerin en büyük korkusu olan “inşaatın yarım kalma” riskini ortadan kaldırması. Birliktearsa, hissedarlarına “İnşaat tamamlama sigortası” güvencesi sunuyor. Böylece, sigorta güvencesi ile bir yandan konutun zamanında ve sorunsuz teslim edileceğinin garantisi verilirken diğer yandan, Birliktearsa’nın gayrimenkul profesyonelleri tarafından fizibilitesi daha önce yapılan projenin; sigorta şirketi tarafından da gerçekleştirilebilirliği ve müteahhit firmanın yeterliliğinin ikinci kez onaylanmasına imkân tanınmış oluyor.

Birliktearsa Genel Müdürü Sinem Yedikardaşlar, sundukları çözüm modellerinin dönemsel olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Tüm bu süreçte müteahhit firmanın denetimi, tüm yasal süreçler, maliyet kontrolleri gibi bireysel olarak kontrolü çok zor olan alanlarda, şeffaf şekilde denetim, kontrol ve süreç takibi yapıyoruz. Kullanıcıların belli dönemlerde bilgilendirildiği, tüm sürecin şeffaf şekilde yürütüldüğü bir sistemde, kaliteli ürünü piyasa fiyatının altında sunuyoruz” ifadelerine yer verdi.

BİRLİKTEARSA KONUT EDİNDİRDİĞİ HİSSEDARIN KÂRLILIĞINI DA KORUYOR

Gayrimenkul geliştirmenin farklı yetkinlikleri bir arada bulundurmayı gerektirdiğini ve tek bir şirketin her şeyi yapabileceğini iddia etmesinin gerçekçi olmadığını ifade eden Sinem Yedikardaşlar: “Tüm süreci ‘en uygun maliyetler’ ile ve tüm paydaşların kârlılığını da gözeterek yürütüyoruz. Bizim iddiamız; tüm tarafları bir araya getirerek, müşterilerin talep ya da tercih ettiği lokasyonda, birlikteliğin gücüyle, erişilebilir konutlar ürettirmek ve ev sahipliği sorununa çözüm sunmak. Bu noktada finans, üretici, kamu ve alıcı taraflarını bir araya getirdiğimiz modellerimizin gerçekçi çözüm olarak, tercih edilecek ilk adres olacağını biliyoruz” dedi.

Egepen Deceuninck, Cam Balkon Sistemleriyle Enerji Tasarrufuna Katkı Sağlıyor

Yaz mevsimi, açık havada vakit geçirmenin keyfini çıkarmak için mükemmel bir zaman olsa da bazı durumlarda dış mekanlarda vakit geçirmek rahatsız edici bir hale dönüşebiliyor. Sıcak hava, böcekler, rüzgar ve diğer dış etkenler, açık alanlardaki konforu azaltabiliyor. PVC profil sektöründe ilklerin öncüsü Egepen Deceuninck, cam balkon sistemleri ile yaşam alanlarını optimize etmeye ve dışarıdaki güzellikleri içeriye taşımaya yardımcı oluyor.

Yaşam alanlarını daha işlevsel ve estetik bir hale getirmek için ürünler geliştiren Egepen Deceuninck, yenilikçi cam balkon sistemleri ile evleri dış etkenlerden korurken aynı zamanda açık havayı iç mekanınıza taşımanın keyfini yaşamayı sağlıyor. İç ve dış mekanlar arasında kesintisiz geçiş sağlayan ve enerji tasarrufuna önemli ölçüde katkıda bulunan Deceuninck cam balkon sistemleri, şık ve modern tasarımlarıyla hem estetik hem de işlevsellik sunuyor.

Enerji Verimliliği Ve Şıklık Bir Arada

Şıklık ve enerji verimliliğinin benzersiz bir karışımını sunan Deceuninck cam balkon sistemleri, mimari alanında oyunun kurallarını değiştiren bir yenilik olarak ön plana çıkıyor. Her ihtiyaca ve zevke göre özel sistemleri bulunan Egepen Decuninck; Bella, Zen Uno, Vertex, Zen Due, Performus ve Suprem seçenekleriyle estetik ve fonksiyonellik arasında mükemmel bir denge sağlayarak kullanıcılara benzersiz bir deneyim sunuyor. Ses yalıtımı ve enerji tasarrufu gibi önemli konularda da üstün performans sergileyen Deceuninck cam balkon sistemleri, modern mimariye yeni bir boyut kazandırırken, çevre dostu ve ekonomik çözümler sunarak sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyor.

Yasa Değişti, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları Kıbrıs’ta 3 Konut Satın Alabiliyor

A group of people visit properties in Esentepe to make investment in North Cyprus on sunny day

Dünyaca ünlü bir dergi, neredeyse yarı yarıya daha ucuz olduğunu hesaplayarak Amerikalılara mülk satın almak için tavsiye ettiği lokasyonların ilk sırasına Kuzey Kıbrıs’ı yerleştirdi. Yabancılara mülk satışına yeni düzenlemeler içeren ve geçtiğimiz haftalarda yapılan yasa değişikliğiyle, artık Türk vatandaşları Yavru Vatan’da 3 konut sahibi olabiliyor. Adada ticari ağırlıklı projeler üreten bir inşaat şirketi, fiyatların yakın zamanda Bodrum’u geçeceğini tahmin ediyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle büyük öneme sahip oldu. Son yıllarda jeopolitik gelişmeler ve bölgesel dinamikler nedeniyle yeniden uluslararası ilgi odağı haline gelen KKTC, sahip olduğu doğal kaynaklar, güvenli yaşam koşulları ve gelişen altyapısıyla gayrimenkul yatırımı yapacak yabancıları kendisine çekiyor. Adelante Construction Kurucusu Oğuz Alp Tan, mayıs sonunda Cumhuriyet Meclisi’nde oy çokluğuyla kabul edilen “Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama (Yabancılar) (Değişiklik) Yasa Tasarısı”na dikkat çekerek, Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için de kazançlı bir seçeneğe dönüştüğünü söyledi.

Oğuz Alp Tan, “Kuzey Kıbrıs yasal açıdan da yabancıların konut sahibi olmasına herhangi bir zorluk çıkarmıyor. Mevcut yasaya göre yabancılar bir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ise 3 konut sahibi olabiliyor. İlgili yasa yakın zamanda değişti. Önceden sadece bir ev alabilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu hakkı, üç eve çıkarıldı. Yasal mevzuatın uygun olması hem yabancıları hem de Türk vatandaşlarını adaya çekiyor. Bizlerin öngörüsü önümüzdeki 5 yılda çok daha ciddi sayıda kişi adadan ev sahibi olacak” dedi.

Dövizle kira getirisi Türk vatandaşlarını da cezbediyor”

Dünyaca ünlü bir derginin, %47 daha ucuz olduğunun altını çizerek Amerikalılara mülk satın almak için tavsiye ettiği lokasyonların ilk sırasına yer alan Kuzey Kıbrıs’taki gayrimenkul yatırımı fırsatlarına yönelik bilgiler veren Adelante Construction Kurucusu Oğuz Alp Tan, “Kuzey Kıbrıs, yabancılar için yatırım anlamında oldukça avantajlı bir yer haline geliyor. Özellikle Amerika ve Batı Avrupa vatandaşları yatırımlık konut tercihlerini KKTC’den yana kullanıyorlar. Bunun pek çok sebebi var. Öncelikle ekonomik açıdan avantajlı seçenekler bulunuyor. Çünkü başta ABD olmak üzere, birçok batı ülkesinde ev sahibi olmak oldukça zorlaştı. Bunun yanında güzel iklim, birçok yere kolay ulaşım, adanın sakinliği gibi unsurlar da yatırım ve oturum için konut sahibi olacakları cezbediyor” şeklinde konuştu. 

Oğuz Alp Tan, “Adadan konut sahibi olmak isteyen kitle ikiye ayrılıyor. Bunların ilkinin amacı tamamen yatırım yapmak. Bu da oldukça mantıklı bir seçenek çünkü buradaki gayrimenkuller gelişme hızının yüksek olmasıyla sürekli olarak prim yapıyor. Ayrıca gayrimenkul ticareti İngiliz Sterlini üzerinden döndüğü için zarar etme riski de pek az. Bir de elbette pek çok kişi dövizle kira getirisi sebebiyle adayı tercih ediyor. Örneğin bugün Girne’de 2+1 ev, 600-800 İngiliz Sterlini civarında kira getirisi sunuyor. İkinci grup ise oturumluk konut sahibi olmak isteyenler. Bunlar genelde yakın ülke vatandaşları. İlk sırada da Türk vatandaşları bulunuyor. Metropolün karmaşasından kaçmak ve adada doğanın tadını çıkarmak isteyenler buraya geliyor. Ayrıca Kuzey Kıbrıs’ta gayrimenkul fiyatları da bölgeye göre çok fazla değişim gösteriyor. Örneğin Lefkoşa bölgesine yatırım yapmak istediğinizde, 2+1 apartman dairesine 60 bin İngiliz Sterlini öderken, Girne’de bu rakam 160 bin seviyelerine çıkabiliyor” dedi. 

Ada gelişmeye devam ediyor”

“Ada henüz gelişimini tamamlamadığı için her yeni yapılan konut projesi daha yüksek meblağdan fiyatlanıyor. Bu da yatırımcıların iştahını kabartıyor. Adanın gelişme hızı göz önüne alınırsa bu durumun en az 10 yıl daha süreceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca güçlü diplomatik çabaların sonuç vermesi durumunda adanın dünyada tanınması konutların da çok daha ciddi oranda prim yapmasını sağlayacaktır. Adelante Construction olarak bizim de ilk önceliğimiz kullanım kolaylığı sunan projeler üretmek. Şehrin dokusuna aykırı olmayan, uzun ömürlü yapılar inşa etmeyi tercih ediyoruz. Son olarak şunu ifade etmek isterim ki, ticari gayrimenkul konusu henüz adada istenen ilgiyi görmüş değil. Bu bağlamda ofis ve mağaza gibi yapılara yatırım yapmak isteyenler için fırsat devam ediyor” diyen Adelante Construction Kurucusu Oğuz Alp Tan, sözlerini şöyle noktaladı:

“Kuzey Kıbrıs’ta konut ve ticari projelerin prim yapmaya devam ediyor. Burası bir ada olduğundan, her yeni yapı fiyatın yükselmesine neden oluyor. Katma değer üretilen her bölgede hızlı bir şekilde fiyatların yükseleceğine inanıyoruz. Türkiye’de Bodrum’u örnek alalım. O bölgedeki fiyatları yakın zamanda yakalayıp geçeceğimizi tahmin ediyoruz.”

Medcem, Yeni Akıl Ve Zekâ Oyunları Köyü Projesi İle Toplumun Eğitim Ve Gelişimine Katkı Sağlıyor

Medcem Çimento, Silifke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ait Gülümpaşalı İlkokulu ile yapılan çalışma ile Medcem Akıl ve Zekâ Oyunları Köyü Projesi’ni hayata geçirdi.  Yeni proje ile zeka oyunlarının yaygınlaştırılması, derslere entegre çalışmalar sağlanması, PISA, ABİDE ve LGS gibi üst düzey düşünme becerileri gerektiren testlere hazırlık yapılmasına yönelik faaliyetler yürütülmesi hedefleniyor.

Eren Holding’in iştiraki olan ve Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento, sosyal sorumluluk alanında yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Daha önce yaptığı yatırımlarla Mersin ili ve çevresinde, eğitim ve sosyal hayata büyük katkılar yapan Medcem Çimento, Silifke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan protokol çerçevesinde Gülümpaşalı İlkokulu’nu Medcem Akıl ve Zekâ Oyunları Köyü’ne (MEDCEM AZOK) dönüştürdü.

Çocukların oyunlardan yararlanarak zekâ ile hafızalarını, düşünerek akıl yürütmelerini ve hafıza güçlerini geliştirmek, keşfederek problem çözme, mantıksal-matematiksel düşünme, sağlıklı iletişim kurma becerileri kazanmalarını sağlamak amacıyla başlatılan projede her kademedeki okullardan gönüllülük esası ile katılım gösteren zekâ oyunları okul koordinatörleri ile gerçekleştiriliyor. Gerekli tüm materyallerin temininin sağlanması, bina bakım giderlerinin karşılanması, ihtiyaç halinde ek teçhizat ve malzeme temininin yapılması ve ders işletmeye uygun olacak 3 adet sınıfın hazır hale getirilmesi faaliyetlerini üstlenen Medcem Çimento, bu çalışma ile toplumun eğitim ve gelişimine katkı sağlamayı sürdürmeyi amaçlıyor.

23 Nisan Akıl ve Zekâ Oyunları Turnuvası yapıldı
Medcem Akıl ve Zekâ Oyunları Köyü Projesi kapsamında yapılan farklı faaliyetler arasında öne çıkanlardan biri de 23 Nisan Akıl ve Zekâ Oyunları turnuvası oldu. 3 kademede gerçekleştirilen turnuvalar arasında yapılan “Okul Öncesi Zekâ Oyunları Turnuvası” ise Türkiye’de ilk kez gerçekleştirildi. İlçedeki resmi ve özel okul öncesi kurumların katılımına açık olan turnuvaya 15 farklı kurumdan, 4 kategoride, 60’a yakın okul öncesi öğrenci katıldı. Kaybedenin olmadığı turnuvada öğrencilere madalyaları İlçe Kaymakamı Abdullah Aslaner, İlçe Millî Eğitim Müdürü Mustafa Sezgin ve Medcem Çimento İnsan Kaynakları Direktörü Aydın Adalı tarafından takdim edildi. Yapılan çalışma ile ulusal çapta yapılan zekâ oyunları yarışmalarına öğrencilerin katılması teşvik edilirken, katılan okul ve öğrencilere rehberlik faaliyetleri yapıldı. 2024 yılında Silifke ilçesi ulusal çapta yapılmış tüm zekâ oyunları yarışmalarına katılmış ve hepsinde elemleri geçerek Türkiye finallerine katılmaya hak kazandı.

Mehmet Ali Ceylan: “Sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarımızla çocuklarımızın gelişimine destek olmayı sürdüreceğiz”
Toplumun her kesimine yönelik sosyal sorumluluk faaliyetlerine devam edeceklerini söyleyen Medcem Çimento Grubu CEO’su Mehmet Ali Ceylan, Medcem Akıl ve Zekâ Oyunları Köyü ile özellikle çocukların eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine destek vereceklerini belirtti: “Grup olarak temel hedefimiz, dezavantajlı bireyler başta olmak üzere toplumumuzun tüm kesimlerine eğitim ve sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz farklı sosyal sorumluluk projeleriyle destek olmak. Silifke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiğimiz Medcem Akıl ve Zekâ Oyunları Köyü projemizle, çocuklarımızın problem çözme ve yaratıcı düşünme yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Sosyal sorumluluk alanında yaptığımız çalışmalarla toplumumuza destek olmayı sürdüreceğiz.”

“Seranit, Bakü’deki Yeni Showroomuyla Uluslararası Pazarlarda Gücünü Artırıyor”

1992 yılında Türkiye’nin ilk porselen fabrikası olarak kurulan ve bugün 60 ülkede, 300’e yakın satış noktası ile faaliyet gösteren Seranit, 6 Haziran Perşembe günü Bakü, Atatürk Prospekti’nde yeni showroomunun açılışını gerçekleştirdi. Açılışa katılanlar arasında Ticaret Başmüşavirleri Sn. Ahmet Erdal, Sn. Yakup Sefer, Sn. Murat Yaman, Azerbaycan Türkiye İş Adamları Birliği (ATİB) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sn. Tahsin Gündem, MÜSİAD Başkanı Sn. Reşat Çınarlı, Seranit Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Avni Çelik, Seranit Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Fatih Kıvanç ve Kızılbük GYO Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Sn. Mahmut Sefa Çelik yer aldı.

Seranit Farkı: Modern tasarım ve geniş ürün yelpazesi

1.600 metrekare alan üzerine kurulu bu yeni showroom, Seranit’in en yeni seramik, banyo ve mutfak ürünlerini sergiliyor. Showroomda seramik karolar, banyo mobilyaları, vitrifiye, armatür ve mutfak dolapları gibi geniş bir ürün yelpazesi tanıtılıyor.

Seranit’in küresel büyüme vizyonu: “Seranit, Bakü’deki yeni showroomuyla uluslararası pazarlarda gücünü artırıyor”

Seranit Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik açılışta yaptığı konuşmada, “Bakü’de açtığımız bu yeni showroom, markamızın global vizyonunu pekiştiren önemli bir adım. Seranit olarak kalite ve inovasyonu temsil eden ürünlerimizle, dünya çapında büyüme hedeflerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Bu tür yatırımların markamıza ve ülkemize büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Hedefimiz, global bir marka olarak sektördeki öncü konumumuzu pekiştirmektir” dedi. Seranit olarak global pazarda öne çıkan bir diğer stratejilerinin lokalizasyon olduğunu belirten Seranit Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik; “Yerel pazarların ihtiyaç ve beklentilerini doğru analiz ederek, bu pazarlara özel ürünler geliştiriyoruz. Bu yaklaşım, bizi uluslararası alanda tercih edilen bir marka yapmaktadır” şeklinde sözlerini tamamladı.

Seranit Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Kıvanç ise, “1992 yılından bu yana yenilikçi ve çevreye duyarlı üretim anlayışımızla sektörde lider konumdayız. Yeni showroomumuz, bölgedeki müşteri taleplerine daha hızlı ve etkin bir şekilde cevap verebilmek amacıyla stratejik bir adım, Azerbaycan ve çevresindeki müşterilerimize Bakü Showroom önemli bir merkez olacak. Yeni showroomumuz, en yeni seramik, banyo ve mutfak ürünlerimizi sergileme fırsatı sunarken, aynı zamanda AR-GE ve inovasyon faaliyetlerimizi destekleyen bir platform olarak hizmet verecektir” diye konuştu. 

Halka arz başvuru süreci içinde olduklarını belirten Seranit Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Kıvanç: “Büyüme hedeflerimizi daha da ileri taşıyarak, sektördeki öncü konumumuzu pekiştirmeyi amaçlıyoruz. Yurtdışı büyüme stratejilerimiz kapsamında Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeleri öncelikli hedef pazarlar olarak belirledik. Halka arz planımız, Seranit’in sürdürülebilir büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacak ve bize yeni pazarlara açılma, üretim kapasitemizi artırma ve teknolojik yenilikleri hızlandırma fırsatı sunacak. 2024 yılında Bakü ve Frankfurt’ta açılacak mağazalarımız, bölgesel liderlik stratejimizin bir parçası olacak” dedi.

Seranit, 2023 yılında 75 bayi ile işlerini sürdürürken, 2024 sonuna kadar bayi sayısını 85’e çıkarmayı ve yurtdışındaki depo sayısını artırmayı hedefliyor. Bu genişleme planları, şirketin halka arz sürecinde elde edeceği kaynaklarla desteklenecek. Halka arzın, firmanın finansal yapısını güçlendirecek ve global pazarda daha etkin bir rol üstlenmesine olanak sağlayacağı öngörülüyor.  Şirket, lokalizasyon ve global organizasyonlara katılım gibi faaliyetlerle bu pazarlarda etkinliğini artırmayı planlıyor. Seranit’in ihracat kanalındaki büyüme stratejisi, Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde öncelikli hedef pazarlar olarak belirlenmiş durumda. 2024 yılı içerisinde Azerbaycan Bakü ve Almanya Frankfurt’ta açılacak olan yeni mağazalar, bu stratejinin hayata geçirilmesinde kritik rol oynayacak.

Eyüpsultan’a 7 Yeni Anaokulu

Eyüpsultan Belediyesi Anaokulları ve Akademisi’nde 2023 – 2024 eğitim öğretim yılını tamamlayan minik öğrenciler için kep atma töreni düzenlendi. ESA Anaokulu bahçesinde düzenlenen törenin açılışında konuşan Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen yeni anaokulları yapılacağı müjdesini verdi.

Eyüpsultan Belediyesi ilçede yaşayan her yaştan vatandaşın eğitim öğretimine katkıda bulunuyor. Bu kapsamda Eyüpsultan Belediyesi Anaokulları ve Akademisi’nde (ESA) eğitim alan minikler için kep atma töreni düzenlendi. Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen’in de katıldığı tören Karadolap’ta bulunan ESA’nın bahçesinde gerçekleştirildi.

Eğitimlerini “Ezbere Değil Deneyime Dayalı Eğitim” prensibiyle sürdüren ESA’dan mezun olan minikler için düzenlenen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Törende, anaokulu öğrencisi miniklerin hazırladığı birbirinden güzel ve eğlenceli gösteriler izleyenlerin büyük beğenisini topladı.

“ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIM MUAZZAM İŞ ÇIKARIYORLAR”

Törenin açılışında konuşan Başkan Dr. Mithat Bülent Özmen, “İnşallah bu güzel yavrularımızın liseden mezuniyetlerini, üniversiteden mezuniyetlerini hep beraber göreceğiz. Bütün dileğim o. Mutlulukları, başarıları daim olsun inşallah. Bütün öğretmenlerime, bütün idareci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Muazzam iş çıkarıyorlar” dedi.

“HEDEFİMİZ ANAOKULLARIMIZIN SAYISINI 40’A ÇIKARMAK”

Talebin farkında olduklarını ve anaokulların sayısını hızla artıracaklarına da dikkat çeken Başkan Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Buradan bir bilgi daha vermek istiyorum. Önümüzdeki çok kısa süre içerisinde belirli yerleri dönüştürerek 7 tane anaokulunu daha Eyüpsultan’ın hizmetine sunacağız. Talebin farkındayız. Sayımızı çok hızlı artıracağız. Hedefimiz, her mahallede 1 tane, bazılarında 2 tane olmak üzere bu sayıyı 40’a çıkarmak. Çocuklarımızın eğitimde fırsat eşitliğine, kaliteli eğitime ihtiyacı var. Bunu hep birlikte başaracağız.”

Vitrifiyede Ve Seramikte Dünya Markasının İtalya’daki Merkezine Milano Başkonsolosluğu’ndan Ziyaret

Yerli seramik ve vitrifiye markasının İtalya’daki merkezi, üst düzey yetkililerin uğrak noktasına dönüştü. T.C. Milano Başkonsolosluğu Ticaret Ateşesi Kadir Eser, markanın Sassuolo Modena’daki merkez ofisini ziyaret etti. Sektör hakkında bilgi alırken ürünleri de inceledi. 

2024 sonunda 1,37 milyar dolar değerine ulaşması beklenen seramik pazarının öncü oyuncuları, global çapta adından söz ettiriyor. Son olarak yapı kimyasalları, seramik ve vitrifiye ürünleriyle 50 ülkeye ihracat yapan Seramiksan’ın yurt dışındaki merkezleri üst düzey yetkililerin uğrak noktasına dönüştü. Türkiye Cumhuriyeti Milano Başkonsolosluğu Ticaret Ateşesi Kadir Eser, geçtiğimiz günlerde Seramiksan İtalya’nın Sassuolo Modena’daki merkezini ziyaret etti. Ziyarette kendisini karşılayan Seramiksan İtalya Genel Müdürü Rahşan Karadağ’dan sektör hakkında bilgi alırken, markanın ürünlerini de inceledi. 

“Üst düzey yetkililerin başarımıza ortak olmasından gurur duyuyoruz” 

Seramiksan İtalya Genel Müdürü Rahşan Karadağ, ziyarete ilişkin düşüncelerini şu şekilde paylaştı: “Milano’daki Ticaret Ateşemiz Kadir Eser’e İtalya’daki merkezimize nezaket ziyaretinde bulunduğu için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Üst düzey yetkililerin, ülkemizi temsil ettiğimiz merkezimize gelerek başarımıza ortak olmasından gurur duyuyoruz.” 

“İtalyadaki tüketicilere doğrudan hitap ediyoruz”

“İyi tasarım ve iyi ürün herkesin hakkı” mottosuyla İtalya’daki faaliyet alanlarını da genişleterek tüketicilere doğrudan ulaştıklarını belirten Seramiksan İtalya Genel Müdürü Rahşan Karadağ, “Ülkemizdeki fabrikalarımızda ürettiğimiz karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları ürünlerimizi dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz. İtalya ise bizim için tüketici kitlemize doğrudan hitap etme şansı yakaladığımız özel bir bölge oldu” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Hem ülkemizdeki hem de İtalya’daki faaliyetlerimize yalnızca karo ve vitrifiye ürünlerimizle de sınırlandırmıyoruz.  İtalyan tasarım algısını Seramiksan kalitesiyle ürüne dönüştüren banyo mobilyası markamız VOQ ile de sektöre yeni bir soluk kazandırmaya devam ediyoruz. Karo ya da vitrifiye ürünlerimizi tercih eden müşterilerimizin banyolarını bütünsel ve estetik mekanlara dönüştürmelerini sağlıyoruz. Doğanın ve zamanın değerini bilen, yeni nesil seramik ve vitrifiye ürünlerimizle hayal edilen banyoları yaratırken, yenilikçi teknolojimiz ve yılların tecrübesiyle VOQ ile de banyo konseptini tamamlıyoruz.”

Themore Concept’ten samimi ve konforlu mutfak çözümleri

Hem yemek pişirdiğimiz hem de sevdiklerimizle keyifli vakitler geçirdiğimiz mutfaklar, her zaman yeniliğe ve pratik çözümlere açık bir alan olarak öne çıkıyor. Bu alanlarda sıcak görünüm oluşturmak da önem taşıyor. Tüm yaşam alanları için her zevk ve ihtiyaca yönelik tasarım koleksiyonuna sahip olan Themore Concept, klasik bir tasarıma sahip olan Trinity Koleksiyonu ile mutfakları daha işlevsel, estetik ve konforlu bir hale getiriyor.

Mutfaklar, evlerimizin kalbinde yer alır ve hem sıcak hem de davetkâr bir ortam yaratmak için özenle tasarlanması gerekir. Sürekli yenilenen, değişen yaşam stillerine ve farklı bakış açılarına hitap eden Themore Concept, doğallığın ve sıcaklığın ön planda olduğu Trinity Koleksiyonu ile mutfaklara yeni bir soluk getiriyor. Yerden tasarruf sağlayan dolapları, cam kapaklı vitrinleri ve doğal ahşap kapakları ile hem modern bir tasarım hem de fonksiyonel bir kullanım oluşturan Trinity Koleksiyonu, mutfaklarda sıcak ve samimi bir atmosfer oluşturuyor.

Bir mutfak için aranan her şey bu koleksiyonda bir araya geliyor

Doğal ahşap kapaklar ile mutfak dolaplarında klasik bir hava oluşturan Trinity Koleksiyonu; siyah kulpları ve cam dolapları ile ön plana çıkıyor. Açık raflar yerine cam kapaklı vitrinlerle mutfak eşyalarını sergilerken tozdan ve kirden koruma avantajı sağlayan koleksiyon, mükemmel iç aydınlatması ile görsel bir şölen oluşturuyor. Ayrıca, küçük ve dar mutfaklar için yerden tasarruf sağlayan dolapları ile kompakt ve akıllı bir depolama çözümü sunan koleksiyon, dar alanları en verimli şekilde kullanmaya yardımcı oluyor. Bununla birlikte, küçük alanları daha verimli kullanmaya yardımcı olan çok fonksiyonlu mobilya tercihlerine sahip koleksiyon, tezgah olarak kullanabilen mutfak adasının, yemek masası ve ekstra depolama alanı olarak kullanılmasına da imkan sağlıyor.

ABD’de İnşaat Harcamaları Azaldı

ABD’de inşaat harcamaları nisanda artış beklentisinin aksine yüzde 0,1’lik azalış kaydetti.

ABD Ticaret Bakanlığı, nisan ayına ilişkin inşaat harcama verilerini açıkladı.

Buna göre, ülkede inşaat harcamaları, mevsim etkilerinden arındırılmış olarak nisanda bir önceki aya kıyasla yüzde 0,1 azalarak 2 trilyon 99 milyar dolar oldu.

İnşaat harcamalarına dair piyasa beklentisi bu dönemde yüzde 0,2 artması yönündeydi. İnşaat harcamaları martta da yüzde 0,2 azalmıştı.

Kamu inşaat harcamaları nisanda yüzde 0,2 ve özel sektör inşaat harcamaları yüzde 0,1 azaldı.

İnşaat harcamaları nisanda yıllık bazda ise yüzde 10 arttı.

Türk Müteahhitler Kosava’da 1,5 Milyar Avro Değerinde Proje Üstlendi

 

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türk müteahhitlerinin Kosova’da 1,5 milyar avro değerinde projeleri olduğunu ve bu projelerin yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağladığını belirtti.

Olpak, Türkiye’nin Kosova’ya yönelik yatırımlarında ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde önemli adımlar attığını vurguladı. Ayrıca, Türk bankalarının Kosova’da hizmet verdiğini ve Türk müteahhitlerinin önemli projelere imza attığını ifade etti. Olpak, Türkiye ile Kosova arasındaki ikili ticaret hacminin yaklaşık 750 milyon dolar olduğunu ve işbirliği alanlarının tarım, sanayi, madencilik, turizm, hizmetler ve enerji gibi sektörleri kapsadığını belirtti.

Olpak, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimine büyük önem verdiklerini ve bu amaçla 2013’ten beri JETCO Mekanizması, 2019’dan itibaren de Serbest Ticaret Anlaşması (FTA) ile çalıştıklarını ifade etti. Türkiye’nin Kosova’ya toplam yatırımlarının 430 milyon avroya ulaştığını ve bu rakamla Kosova’ya doğrudan yabancı yatırım açısından 6. sırada olduklarını belirtti.

“Türk müteahhitlerinin Kosova’da 1,5 milyar avro değerinde projeleri var ve 10 bine yakın istihdam sağlıyorlar” diyen Olpak, Türk bankalarının da Kosova’da aktif olarak hizmet verdiğini anlattı. Türkiye’nin Kosova’ya yaptığı başlıca yatırımlar arasında havalimanı işletmeciliği, elektrik dağıtımı ve altyapı projeleri bulunduğunu belirten Olpak, iki ülke arasındaki ikili ticaret hacminin 750 milyon dolar civarında olduğunu ve işbirliği alanlarının tarım, sanayi, madencilik, turizm, hizmetler ve enerji sektörlerini içerdiğini ifade etti.

Olpak, Türkiye’nin Avrupa ile Gümrük Birliği anlaşmasının yanı sıra 28 ülkeyle Serbest Ticaret Anlaşması olduğunu ve Türkiye’ye yatırım yaparak 1 milyarın üzerinde bir nüfusa ulaşmanın mümkün olduğunu söyledi. Ayrıca, dünya ekonomisindeki önemli bir trend olan hizmet ticaretinin rolünün arttığını ve Türkiye’nin hizmet sektöründe de fırsatlar sunduğunu vurguladı. Türkiye’deki üniversitelerde eğitim gören binlerce yabancı öğrenci olduğunu ve bunlar arasında binden fazla Kosovalı öğrenci bulunduğunu belirten Olpak, sağlık sektöründe de Türkiye’nin önemli yatırımlara sahip olduğunu ve bu yatırımların birçok ülke için değerli bir örnek teşkil ettiğini söyledi.

DEİK/Türkiye-Kosova İş Konseyi Başkanı Batuhan Özdemir de, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin tarihi ve kültürel bağlar üzerine inşa edildiğini ve bu temeller üzerinde gelişmeye devam ettiğini belirtti. Özdemir, Türk yatırımlarının Kosova’daki en büyük 10 yabancı yatırım arasında yer aldığını ve eğitimden imalata, bankacılıktan altyapıya, enerjiden sağlık sektörüne kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiğini ifade etti. Kosova’nın hızla artan tüketim malları ithalatının çok sayıda yatırım fırsatı sunduğunu belirten Özdemir, madencilik, demir çelik ürünleri, tarım, ev tekstili, hazır giyim, ilaç ve plastik ürünler gibi sektörlerde önemli potansiyel bulunduğunu vurguladı. Ayrıca, büyüyen inşaat ve enerji sektörlerinin de özellikle konut, altyapı projeleri ve sağlık hizmetleri alanlarında umut verici yatırım yolları sunduğunu belirtti. Özdemir, iki ülkenin AB’ye entegrasyon ve düzenlemeler konusunda işbirliğini sürdürürken, yeşil geçiş konusundaki işbirliğinin de tüm yönleriyle geliştirilmesine tamamen açık olduklarını ifade etti.

 

İnşaat Sektörü Değişim Rüzgarını Arkasına Alarak Büyüyecek

İnşaat sektörü, teknoloji ve malzeme bilimi alanındaki yeniliklerle sürekli olarak evrilen ve kendini yeniden tanımlayan bir endüstri olarak öne çıkıyor. Bu yenilikler, sektöre sadece hız ve verimlilik kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik, maliyet etkinliği ve yapı kalitesi gibi önemli alanlarda da büyük etkiler yaratıyor. Sektördeki değişimi değerlendiren Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, yeni inşaat teknolojileri ve yenilikçi yapı malzemelerinin sektörü dönüştürerek geleceğin yapılaşma biçimlerini şekillendirdiğine dikkat çekti.

İleri teknolojiye yatırım yapmanın ve yenilikçi yapı malzemelerini benimsemenin inşaat sektörünün gelecekteki başarısı için kritik öneme sahip olduğunu dile getiren Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, sektörün tüm paydaşlarının bu dönüşüm sürecinde aktif rol alması gerektiğini söyleyerek şu açıklamalarda bulundu: “Yenilikçi inşaat teknolojileri sektörü daha verimli, sürdürülebilir ve ekonomik hale getirirken, aynı zamanda daha güvenli ve estetik yapılar inşa edilmesine de olanak tanıyor. Artık şantiyelerde konvansiyonel çözümlere ek olarak inovatif çözümleri daha sık görüyoruz. Bu yenilikçi teknolojiler ile Türk inşaat sektörü gelişmeye devam ederken global arenada daha rekabetçi konuma ulaşmamıza katkı sağlıyor.”

Akıllı Bina Teknolojileri İle Enerji Verimli Yapılar İnşa Etmek Mümkün

Enerji verimliliğine yönelik çözümlerin inşaat sektöründe çok önemli bir rol oynadığını söyleyen Murat Özdemir; “Yapılarda enerjinin verimli kullanılması dünyanın sürdürülebilir geleceği için büyük önem taşıyor. Çünkü enerji verimliliğine yönelik çözümler inşaat sektörünün enflasyon ve maliyet artışlarıyla mücadelesine güç kazandırırken, dünyanın sürdürülebilir geleceğini de destekliyor. Biz de Siltaş Yapı olarak tüm projelerimizde çevresel etkiyi en aza indirmeye ve enerji maliyetlerini azaltmaya odaklanıyoruz. Çevreye ve gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzun farkında olarak her zaman bu doğrultuda hareket ediyoruz. Örneğin binalarda enerji tüketimini büyük ölçüde azaltan akıllı bina teknolojileriyle enerji tüketimini optimize ediyoruz. Şirket olarak inşaat sektöründe öncü adımlar atmaya ve hayata geçirdiğimiz tüm projelerde sürdürülebilir geleceğe ışık tutmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Yeşil Patent Sürdürülebilirlik Faaliyetlerini Destekliyor


Yeşil patentler, sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmaları teşvik ederek çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesine destek oluyor. Çevresel sürdürülebilirliğin öncelik haline gelmesi gerektiğini söyleyen Destek Patent CEO’su Faruk Yamankaradeniz, yeşil patentlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir araç olduğunun altını çizdi.

Günümüzde sürdürülebilirlik faaliyetlerinin önemi günden güne artarken; iklim değişikliği, doğal kaynakların tehlike altında olması ve çevresel kirlilik gibi küresel sorunlar sürdürülebilirlik odaklı çözümleri kaçınılmaz hale getiriyor. Yenilikçi teknolojiler ve çevre dostu uygulamalar hem çevrenin korunması hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından kritik bir rol oynuyor. Bu bağlamda yeşil patentlerin önemi de günden güne artıyor.

Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesini teşvik eden ve bu teknolojilerin korunmasını sağlayan yeşil patentler; yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği, atık azaltma ve geri dönüşüm, elektrikli ya da hibrit araçlar ve güneş panelleri gibi alanlarda yapılan icatların tescil edilmesini sağlıyor. Ayrıca bu patentler icadın çevre kirliliğini azaltmaya, doğal kaynakları korumaya ve iklim değişikliğini hafifletmeye yardımcı olmasını şart koşuyor. Böylece çevresel etkilerin azaltılmasına katkı sağlanıyor.

“Çevresel Sürdürülebilirlik Önceliklendirilmeli”

Fikri ve sınai haklar alanında Türkiye’nin öncü şirketlerinden biri olarak hizmet veren Destek Patent’in CEO’su Faruk Yamankaradeniz, “Sürdürülebilirlik, geleceğimizi koruma altına alabilmemiz için vazgeçilmez bir unsur. Bu korumayı sağlamada yeşil patentlerin de rolü büyük. Yeşil patentler, sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmaları koruma altına alırken, aynı zamanda bu alanda yapılacak çalışmaları da teşvik ediyor. Elektrikli araçlar, güneş panelleri, geri dönüşüm teknolojileri gibi çevre dostu icatlar, yeşil patentlerle koruma altına alınıyor ve buluşçulara özel haklar tanınıyor. Yeşil patentin amacı, tüm dünyada sürdürülebilirlik konusundaki teşviği artırmak.” dedi.

Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kolektif bilincin katkısına dikkat çeken Yamankaradeniz, “Yeşil bir gelecek için çevresel sürdürülebilirliğin önceliklendirilmesini ve daha yeşil, düşük karbonlu bir geleceğe geçişte ihtiyaç duyulan; teknoloji, ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Destek Patent olarak biz de yeşil patent hizmetlerimizle yalnızca inovasyon anlamında değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmayı amaçlayan geniş kapsamlı bir hareketin de parçası olmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Avrupa’daki Yeşil Dönüşüm Türk İklimlendirme Sektörü İçin Fırsat Mı, Tehdit Mi?

Dünya genelinde üretim prosesleri, yaygın tüketim alışkanları ve gereksinimler, dünyanın sunduğu kaynaklarla karşılanamayacak bir noktaya geldi. Bu noktada iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek ve süreci tersine çevirmek için fosil yakıt kullanımını yenilenebilir enerji kaynakları ile ikame etmek, enerjiyi ve kaynakları verimli kullanmak gibi bir dizi aksiyon planı ve bu konulara ilişkin yasal düzenlemeler de giderek artıyor. Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hızlanan iklim mücadelesi hareketinin dünya çapında bir dönüşüm başlattığını vurgulayan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, özellikle Avrupa’da yükselen yeşil dönüşümün doğru stratejilerle ele alındığında Türk iklimlendirme sektörü için büyük bir fırsat olacağını söyledi.

Su kaynaklarının azalması, dünya coğrafyasında daha fazla bölgenin kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalması, fosil yakıtların kullanımına bağlı olarak atmosferdeki sera gazı miktarının artması ve sınırlı kaynaklarda kritik düzeye ulaşılması, tüm sektörlerde olduğu gibi iklimlendirme sektöründe de ekolojik bir bakış açısını zorunlu kılıyor. Bu önemli konuya dikkat çeken İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, Türk iklimlendirme sektöründe yeşil dönüşümü benimseyen ve sürdürülebilirlik çalışmalarına önem veren sektör oyuncularının doğru ve hızlı adımlarla Avrupa Birliği ülkelerindeki stratejik konumunu daha da güçlendirebileceğini belirtti.

Ülke Ekonomisini Ve Sanayisini Sürdürülebilir İlkelerle Dönüştürmek Şart

Sektör olarak Avrupa Birliği’nin döngüsel ekonomi stratejisi ile uyumlu ekodizayn kriterlerine ve Avrupa Enerji Verimliliği Standartları’na uygun sürdürülebilir ürünler ürettiklerini ifade eden Mehmet Şanal; “Avrupa Birliği ülkelerinin karbon salımını azaltmak için koyduğu hedefler doğrultusunda; soğutma alanında daha çevreci gazların kullanımı, cihaz verimlilik performanslarının yükseltilmesi (EER, SEER, COP) ve verimlilik değerleri yüksek ürünlerin kullanımı zorunlu hale getirildi.  Özellikle ısıtma alanında yeni nesil çevreci ısı pompası gibi ürünlerin kullanılması teşvik edilmekte ve bu doğrultuda mümkün olduğunca doğal gaz kaynaklı ısı üreticilerinden uzaklaşmanın hazırlıkları başladı. Bu noktada sektör olarak enerji verimliliği yüksek, doğayı ve insanı koruyan cihazlar ile iklim ve havaya yönelik birçok sektör faaliyetini etkin bir şekilde yönetiyor ve sürdürülebilirlik konusuna istikrarlı bir şekilde adapte oluyoruz. Ancak daha kapsamlı ve çok yönlü adımlar atmaz, yakın gelecekte ülke ekonomisi ve sanayisinin yapısını yeşil, sürdürülebilir ilkeler ve gereklilikler doğrultusunda dönüştürmezsek en büyük ticaret partnerimiz olan Avrupa Birliği ülkelerindeki etkinliğimizi yitirebiliriz. Aynı şekilde sanayi ve enerjide karbon emisyonlarını düşürmezsek 2026 yılı itibarıyla mali yükümlülüğü uygulamaya konulacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasından kaynaklı ek maliyetler sebebiyle fiyat bazlı rekabet avantajımızı korumakta zorlanabiliriz” dedi.

“Olası Bir Krizi Cazip Bir Fırsata Dönüştürmek İçin Çalışmalarımızı Sürdürüyoruz”

İklimlendirme sektörünün önde gelen firmalarıyla Avrupa’daki mevcut pazarı korumak adına ürünleri ekodizayn kriterlerine uygun hale getirmek için var güçleriyle çalıştıklarının altını çizen Şanal; “Avrupa’daki yeşil dönüşüme hızlı bir şekilde adapte olursak muhtemel bir krizi cazip bir fırsata dönüştürebiliriz. Sektörümüzün, başta AB ülkeleri olmak üzere mevcut pazarlarını koruması, pazarda hızlı aksiyon alması ve yol haritası oluşturması şart. Bu noktada firmalarımızın daha fazla farkındalık kazanması, teknolojik gelişmeleri daha sıkı takip etmesi ve sektöre entegrasyon sağlanması, temiz, akıllı ve yeni teknolojilerin adaptasyonu, sektörde döngüsel ekonomi perspektifinin etkinleştirilmesi gibi konularda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm bunlara ek olarak yenilenebilir enerji kullanımı ile düşük emisyonlu ham madde seçiminin artırılması, karbon ayak izi, su ayak izi, atık yönetimi gibi kritik konularda kurumsal adımların atılması, yenilenebilir enerji yatırım projelerinin artırılması gibi çalışmalarda sektöre destek olmaya ve bu alanlarda dönüştürücü projelere imza atmaya da devam edeceğiz. Çok yakın bir zamanda ise sektörümüzde faaliyet gösteren tüm firmalarımızın sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm perspektifinde adımlar atmasını teşvik etmek için İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaşacağız. Altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedefin yer aldığı eylem planımızın olası bir krizi fırsata çevirmede rehber görevi görmesini amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Vitra’dan Her İhtiyaç Ve Tarza Uygun Duş Kabinleri

Yıkanma alanlarındaki ihtiyaçlara yönelik kapsamlı çözümler üreten VitrA, duş kabinlerinde sunduğu zengin ölçü, renk ve desen seçenekleriyle banyoların havasını değiştiriyor. Duş kabinlerindeki ön ve yan panellerin her zevke uygun kombinasyonlarla tercih edilebilmesi, çok sayıda banyo tasarımı alternatifi yaratılmasını sağlıyor.

Tüm duvar tipleriyle uyum sağlayan VitrA Duş Kabinleri, standart kapılı veya kolay giriş-çıkış sağlayan sabit panel seçenekleri sunuyor. Standart kapılı, parlak gümüş ve mat siyah profiller şeffaf veya degrade camlarla uygulanabilirken, mat siyah profilli sabit paneller ise füme ve şeffaf cam seçenekleriyle kombinlenebiliyor.

VitrA Duş Kabinleri, tasarım detayları sayesinde kısa sürede kolayca kurulabiliyor. Panellere entegre edilen bağlantı parçaları ve eşit profil kalınlığına sahip ön ve yan panel tasarımları, standart duş kabinlerinin aksine ek bir modüle ihtiyaç duyulmadan istenilen kombinasyonu kolaylıkla uygulama imkanı sağlıyor.

Duş kabinlerinin özel bir dayanıklılık testinden geçen camları, 60 kiloya kadar ağırlık ve darbelere dayanabiliyor. Dakikada 33 litre su püskürtülerek yapılan sızdırmazlık testleri, VitrA Duş Kabinlerinin tam sızdırmazlık sağladığını gösteriyor. Mekanik aksamlarının dayanıklılığı 80 bin kez açma – kapama uygulaması yapılarak test edilerek uzun ömürlü bir kullanım sunuyor.

Nurdağı Devlet Hastanesi İnşaatında Sona Gelindi

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde depremlerden etkilenen yeni devlet hastanesinin inşaatı %98 oranında tamamlandı.

Deprem sonrası yıkılan eski hastanenin yerine kurulan sahra hastanesi ve mobil sağlık hizmetleri ile bölge halkına sağlık hizmeti sunuldu.

Yeni hastanenin inşaatını yürüten mühendis Semih Arslan, yaptığı açıklamada, yıkılan eski binanın yerinde yükselen yeni hastanenin %98’inin tamamlandığını belirtti.

Arslan, hastanenin 17 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edildiğini, 2 katlı ve çelik konstrüksiyonlu olduğunu ifade etti. Ayrıca, hastanede 12 poliklinik odası, 16 yatak kapasiteli yoğun bakım ünitesi ve 4 ameliyathane bulunduğunu, inşaatın büyük ölçüde tamamlandığını ve yakında hasta kabulüne başlanacağını sözlerine ekledi.

Güncel hastane inşaatlarını listelemek için tıklayın.

Çorum Devlet Hastanesi İnşaatı 7 Yıl Aradan Sonra Yeniden Başladı

2017 yılında bazı bölümleri yıkılan ve 7 yıldır atıl durumda bekleyen Çorum Devlet Hastanesi’nin inşaatına yeniden başlandı. CHP Çorum Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Mehmet Tahtasız, İl Genel ve Belediye Meclis üyeleriyle birlikte inşaat çalışmalarının başladığı alana giderek Çorum halkına müjdeyi verdi.

Şantiyede incelemelerde bulunan CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, yetkililerden bilgi aldı. Tahtasız, “7 yıldır sürdürdüğümüz mücadele sonunda başarıya ulaştı. Yıkılmaması gerektiğini söylediğimiz halde yıkılan Çorum Devlet Hastanesi, sembolik temel atma törenimizden sonra nihayet gerçek anlamda yapımına başlandı. 5 defa ihaleye çıkmasına rağmen ihalesi yapılamamıştı. Bu konuyu sürekli gündeme taşıyarak bir an önce yapılmasını sağladık. Yapımına başlanması biraz zaman aldı ama ilimiz için hayırlı olsun. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.

Mevcut eski binanın güçlendirileceğini belirten Tahtasız, yapılan ek hastane binası hakkında şu bilgileri verdi: “17 bin 659 metrekare alanda bulunan ve 185 yatak kapasitesine sahip mevcut bina güçlendirilecek. Yapımına başlanan ek binada ise 51 poliklinik, 6 ameliyathane, 24 yetişkin yoğun bakım, 6 yeni doğan yoğun bakım, 16 acil müşahade yatağı ve 3 TDL odası ile birlikte toplam 234 yatak kapasitesine sahip olacak. 730 milyon TL bedelle ihale edilen hastane inşaatı, tasarruf tedbirlerine takılmadan ödemeler yapılırsa 700 gün veya daha kısa sürede tamamlanacak. İlimiz için hayırlı olsun.”

Kampüs Alanındaki Okul İnşaatları Tamamlanmak Üzere

Çanakkale’nin Biga ilçesinde hızla devam eden kampüs bölgesi inşaatları, öğrencilere modern ve donanımlı eğitim alanları sunmaya hazırlanıyor.

Biga Kaymakamı Erdinç Dolu, inşaat alanını ziyaret ederek çalışmaları yerinde inceledi. Yüklenici firma yetkililerinden projelerin son durumu hakkında detaylı bilgi alan Kaymakam Dolu, yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İnşaatın planlanan sürede tamamlanması için özveriyle çalışan tüm ekibe teşekkür eden Kaymakam Dolu, kampüsün ilçeye büyük katkı sağlayacağını belirtti.

Modern Eğitim Alanları ve Sosyal Tesisler

Yeni kampüs bölgesinde, öğrencilere hem eğitim hem de sosyal alanlar sunulacak. 200 kişilik öğrenci yurdu, modern ve konforlu tasarımıyla barınma ihtiyacını karşılayacak. 32 derslikli okul ve 24 derslikli iki okul, geniş sınıfları ve teknolojik altyapılarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, yemekhane ve konferans salonu bulunan çok amaçlı bina, öğrencilerin ve öğretmenlerin sosyal ve kültürel etkinliklerini gerçekleştirebilecekleri bir alan olacak.

Eğitimde Kalite Artacak

Kampüs alanındaki yeni okullar, Biga ilçesinin eğitim kalitesini yükseltmeyi hedefliyor. Modern eğitim materyalleri ve teknolojik altyapıyla donatılan sınıflar, öğrencilerin daha verimli ve etkili bir eğitim almasını sağlayacak. Kampüs içerisindeki sosyal tesisler ise öğrencilerin ders dışı aktivitelerle sosyal becerilerini geliştirmelerine imkan tanıyacak.

Eğitim binası kategorisindeki güncel inşaat projelerini listelemek için tıklayın.

Çanakkale’de Konut Fiyatları Son 3 Yılda Yüzde 1000 arttı

Eva Gayrimenkul Değerleme Çanakkale’deki konut piyasasını mercek altına aldı.   Çanakkale’de 3 yıl içerisinde ortalama konut m2 birim fiyatları 3.500-TL/m2 iken, %1000 artışla 35.000-TL/m2’ye kadar yükseldi. Arsa fiyatları 15.000 – 60.000-TL/m2 civarında, değişiyor.

Eva Gayrimenkul Değerleme Uzmanları Efe Can Altıntaş Ve Olcay Aygün Çanakkale’deki konut piyasasını inceledi.

Çanakkale merkez bölgesinde yeni gelişen bir bölge olan Karacaören bölümünde konut projelerinin havuzlu şekilde imal edilmeye başlandığı ve bu tip projelerde konu fiyatlarının 40.000TL/m2 ile 45.000TL/m2’ye kadar yükseldiği, sahil kısmında ise 50.000TL/m2 ile 60.000TL/m2 civarında satış rakamı olduğu, kira m2 birim değerlerinin ise 180-250 TL/m2 civarında olduğu görülmüştür.

Konut Metrekare Birim Fiyatları 3.500-TL/m2 İken 35.000-TL/m2 Oldu

Çanakkale’de konut stoku kısıtlı. Şehir genelinde özellikle kent merkezinde arsa m2 birim değerlerinin afaki yükselişi ve global piyasalarda emtiaların artması ve inşaat maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle son 3 yıl içerisinde ortalama konut m2 birim fiyatları 3.500-TL/m2 iken 35.000-TL/m2(%1000) civarında artış göstermiştir. Çanakkale’deki konut fiyatları çevre illerin konut indexinin üzerinde, dolara karşı pozitif reel bir artış sergileyerek son üç yılı geride bıraktı. Bu artışın arkasındaki nedenlerin devam etmesi nedeniyle artışın süreceğini bekleyenlerin sayısı artıyor.

Bu Köylere Talep Artıyor

İstanbul’a olan yakınlığından dolayı özellikle Avrupa yakasında bulunan Eceabat İlçesinin Kumköy, Yalova ve Bigalı Köyleri ile Tarihi Yarımada içerisinde kalan Seddülbahir ve Alçıtepe Köylerine de talep artmaktadır.

Arsalar Ve Konutlar Yatırımcılar Tarafından Rağbet Görüyor

Çanakkale’de arsalar da konutlar da yatırımcılar tarafından rağbet görüyor. Her iki tipteki taşınmazı da tercih eden farklı kitle var. Her iki alıcı grubunun alım iştahı yüksek. Çanakkale İlinin merkezinde bulunan konut fiyatları diğer büyükşehirlere görece düşük olması nedeniyle şehir merkezinde konutların orta gelir tarafından tercih edildiği, bu konutlarda İstanbul’dan uzaktan çalışan veya hibrit çalışan kitlenin alım yaptığını görüyoruz. Ancak arazi yatırımlarında ise daha çok üst gelir grubunun ikincil konut amaçlı aldığı çiftlik evi, müstakil ev yapımına uygun arsa ve arazilerin tercih edildiği, ayrıca gelecekteki yapılaşma beklentisi nedeniyle şehir merkezlerine yakın konumlardaki arazilerin yoğun alımının olduğunu görüyoruz. Özellikle çiftlik evi veya müstakil ev inşa edilmeye müsait arazilerin, sadece İstanbullu üst gelir grubu tarafından değil bütün ülke genelinde emeklilik hayallerini kuran kişilerce emeklilik yatırımı olarak alındığına şahit oluyoruz. Özellikle il genelindeki arsa ve arazilerin son dönemde hız kesmeden satışlarının devam ettiğini görüyoruz.

Arsa fiyatları müstakil yapılaşmanın bulunduğu bölgelerde 25.000-30.000-TL/m2 civarında

Merkez: Merkez bölgesinde konut imarlı arsaların yeni imara açılan bölgelerde, kat sayısı fazlalığıyla doğru orantılı olarak 15.000-20.000-TL/m2 civarında, merkez bölgesinde arsa arzının daha az bulunduğu bölgede 50.000-60.000-TL/m2 civarında, sayfiye bölgesi olan müstakil yapılaşmanın bulunduğu bölgelerde ise 25.000-30.000-TL/m2 civarında.

İmarsız tarım arazilerinin ise merkeze yakınlığına göre 500-2.500-TL/m2 civarında olacağı gözlemlenmiştir.Ayvacık bölgesinde Assos sahil bölgesinde, köyiçi imarlı arsaların m2 birim değerinin deniz manzarası durumuna göre 8.000-15.000 TL/m2 civarında, tarla ve zeytinliklerin ise 500-2.000-TL/m2 civarında olduğu gözlemlenmiştir.

Bayramiç: Bayramiç bölgesinde kazdağları eteklerinde bulunan tarlaların yol ve eğim durumuna göre 200-400 TL/m2 civarında, köyiçi imarlı arsaların ise 2.000-5.000-TL/m2 civarındadır.

Çanakkale Köprüsü’nün civarındaki arazilerde fiyatlar 1.500-3.000-TL/m2

1915 Çanakkale Köprüsünün tamamlanmasından sonra ulaşım ve lojistik olarak avantajlı duruma gelen Çanakkale İlinde köprünün Anadolu yakası ayağı olan Lapseki İlçesi ile Avrupa yakası ayağı olan Gelibolu İlçesi, özellikle gelişim göstermektedir. 1915 Çanakkale Boğaz köprüsü yatırımından dolayı revaçta olan Lapseki İlçesinin coğrafi konumu ve kent merkezine olan yakınlığından dolayı bölgede imara yeni açılan bölgeler mevcuttur. Ancak mücavir alan dışında, Köprüye yakın konumda olan arazilerde henüz imar planı çalışmaları tamamlanmamış durumdadır. Ağırlıklı tarım arazisi olan köprü civarında Anadolu yakası ayağında olan tarım arazilerinin köprü manzarası durumuna göre 1.500-3.000-TL/m2 civarında, Avrupa ayağında olan tarım arazilerinin ise 800-2.000-TL/m2 civarında alıcı bulduğu gözlemlenmiştir.

Roca’dan Banyolarda Fark Yaratan Armatürler

Banyo alanları için geliştirdiği armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümlerde modern teknolojiyi estetikle birleştiren Roca, her türlü zevk ve ihtiyaca yanıt veriyor.

Türkiye’nin 3 büyük armatür fabrikasından biri olan Eskişehir fabrikasında ürünlerini geliştiren Roca, banyolara zarafet ve fonksiyonellik getiriyor. Banyo alanları için tasarladığı ve ürettiği yenilikçi ürünleriyle dünyanın önde gelen markalarından Roca, Türkiye’nin 3 büyük armatür fabrikasından biri olan Eskişehir fabrikasında 1 milyon parçayı geçen üretim gerçekleştiriyor. Estetik ve fonksiyonelliği ile ön plana çıkan armatürlerini İspanya, Portekiz, Fransa, Fas ve Bulgaristan başta olmak üzere toplam 40 ülkeye ihraç eden Roca, banyo tasarımlarında fark yaratıyor.

4 Çeşit Kaplama Seçeneği İle Uzun Ömürlü Bir Kullanım Sağlıyor

Geniş ürün gamında her ihtiyaca ve banyo tasarıma yönelik armatür tasarımı bulunan Roca,ödüllü serisi Ona Koleksiyonu ile Akdeniz ruhunu banyolara taşıyor. Ona armatürler, sade tasarımlı kumanda kolları, 3 farklı yükseklikteki ince gövdesi ve 4 çeşit kaplama seçeneği ile dikkat çekiyor. Evershine® kaplama teknolojisi sayesinde korozyona karşı ekstra koruma sağlayan Ona Koleksiyonu, Everlux® kaplama teknolojisi ile armatürlerin renkleri daha canlı ve dayanıklı hale gelmesine imkan sunuyor. Ayrıca, sürdürülebilirliğin büyük bir önem taşıdığı günümüzde; Cold Start teknolojisi ile enerji tüketiminde verimlilik sağlıyor. Titanyum siyah, Rose gold, krom, mat siyah ve mat beyaz renk alternatifleriyle tüm banyolara uyum sağlayan Ona armatürler, estetik ve işlevselliği bir arada sunuyor.

Temassız Kullanımı İle Üst Düzey Hijyen Sunuyor

Roca’nın bir diğer armatürü L20 serisi de, temassız özelliği ile ön plana çıkıyor. Özellikle otel, havaalanı ve kafe gibi yoğun kullanılan ortak alanlarda üst düzey hijyen sağlayan L20 serisi, modern teknolojiyi banyo alanlarına taşıyor. Kızılötesi sensörler sayesinde su akışını otomatik olarak kontrol edebilen bu armatürler, hem enerji tasarrufu hem de hijyen sunuyor.

Klasik Şıklık Ve Fonksiyonellik Bir Arada

Roca’nın klasik görünüm severler için özel tasarladığı Carmen serisi, geçmişin zarafetini modern teknoloji ile buluşturuyor. Klasik ve şık tasarımı ile banyolara nostaljik bir hava katan Carmen serisi; iki kumanda kollu tasarımı ile kullanım kolaylığı sağlarken, dayanıklı yapısı ile uzun yıllar boyunca ilk günkü şıklığını koruyor. Klasik stili fonksiyonellik ile birleştiren Carmen armatürler, hem klasik tarz hem de teknoloji sevenler için ideal bir seçenek sunuyor.

Cold-Start Özelliği İle Çevre Dostu Bir Kullanım Yaratıyor

Cold-start teknolojisi ile dikkat çeken Cala serisi ise su tasarrufu ve enerji verimliliğini bir araya getiriyor. Orta konumda açıldığında sadece soğuk su akıtarak kombinin gereksiz çalışmasını önleyerek enerji tasarrufu sağlayan Cala serisi, 38mm çapındaki ince gövdesi ve zarif tasarımı ile modern banyolar için estetik ve çevre dostu bir seçenek sunuyor. Beyaz, krom ve mat siyah renklere sahip koleksiyon, 3 farklı yüksekliğe sahip tasarımları ile tüm banyolara uyum sağlıyor.

“Dünyada Sürdürülebilir Enerjiye Geçiş Süreci Yaşanıyor”

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında ilk sırada yer alan güneş enerjisi, bu alandaki dönüşümde stratejik bir rol üstleniyor. IEA ve Statista’ya göre güneş enerjisi kullanıcıları yılda yaklaşık 35 ton karbon emisyonu ve 75 milyon varil petrol tasarrufu sağlıyor. Sektörde 2021 ila 2031 yılları arasında küresel büyüme oranının yüzde 27 olması bekleniyor. Küresel solar çatı kaplama endüstrisinin 2031 yılına kadar yaklaşık 185 milyar avro (yaklaşık 200 milyar dolar) gelir elde etmesi öngörülüyor. Bu istatistikler, yenilenebilir enerjiye küresel geçişte güneş enerjisinin hayati rolünün altını çiziyor. Güneş enerjisi odaklı hizmetler sunan Solartec, enerji sektöründeki dönüşüme uygun olarak konumunu giderek güçlendiriyor. Solartec Kurucusu Yiğit Mehmet Uzunal, “Dünyada sürdürülebilir enerjiye geçiş süreci yaşanıyor. Güneş enerjisi, bu alandaki küresel dönüşümde kritik bir rol oynuyor. Küresel enerji sektörü yönünü güneşe çevirdi” dedi.

Solartec Kurucusu Yiğit Mehmet Uzunal, sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. Güneş enerjisinin yenilenebilir enerji çözümleri arasında ön planda olduğuna işaret eden Uzunal, teknolojideki gelişmelerin sektörü yönlendirdiğine işaret etti. Uzunal, kamu otoritelerinin güneş enerjisine yönelik olumlu yaklaşımlarının ve politikalarının da sektörü geliştirdiğini belirterek, “Dünyada sürdürülebilir enerjiye geçiş süreci yaşanıyor. Çevre bilincinin artması ve geleneksel enerji kaynaklarının azalması güneş enerjisine talebi giderek artırıyor. Güneş enerjisi, bu alandaki küresel dönüşümde kritik bir rol oynuyor” diye konuştu.

“Güneş Enerjisi Sektöründe Benzeri Görülmemiş Bir Büyümeye Tanıklık Ediyoruz”

Sektördeki büyümeyi, güneş teknolojilerinin gelişimine ve yaygınlaşmasına bağlayan Yiğit Mehmet Uzunal, şu bilgileri paylaştı; “Güneş ışınlarını çift yönlü yakalayan çift yüzeyli güneş panelleri, yüksek verimlilik ve düşük üretim maliyetleri ile bilinen perovskit güneş pilleri gibi yenilikler, sektörde devrim niteliği taşıyor. Ayrıca, enerji depolama çözümleri, güneş enerjisinin depolanmasını ve yönetilmesini kolaylaştırarak, yenilenebilir enerjiye yeni çözümler sunuyor. Bu sebeple küresel enerji sektörü yönünü güneşe çevirdi”

Dünyada güneş enerjisi yatırımlarının giderek arttığına dikkat çeken Uzunal, “Çin, Hindistan ve ABD gibi ülkeler, güneş enerjisi altyapısına ve araştırmalarına yoğun yatırım yapıyor. Bu ülkeler, küresel manada sektörün öncüleri diyebiliriz. Tüm bunların karbon ayak izini azaltmak, yeni istihdam alanları oluşturmak ve ekonomik büyümeyi desteklemek gibi amaçları var. Güneş enerjisi sektöründe benzeri görülmemiş bir büyümeye tanıklık ediyoruz, diyebiliriz. Solartech olarak bu bilinçle yatırımlarımıza devam ediyoruz”

“Güneş Tertemiz Bir Gelecek Vadediyor”

“Güneş enerjisinin umut veren doğasına inanıyoruz. Çünkü güneş gerçekten tertemiz bir gelecek vadediyor” diyen Uzunal, şunları kaydetti: “Küresel bir enerji geçişinin ön safındayız. Bu bilinçle sektöre yönelik yeni çözümler üretiyor, yenilenebilir enerjide hizmet standartlarımızı sürekli güncelliyoruz. Şebeke elektriğine göre daha uygun maliyetli ve güvenilir bir enerji kaynağı sağlıyoruz. Uçtan uca proje çözümleri ile sanayi tesislerinden ticarethanelere, meskenlerden bahçelere kadar birçok alanda ve mekanda karbon ayak izlerini azaltıp, enerji maliyetlerini düşürmeye yardımcı olan anahtar teslim güneş enerjisi santrali hizmetleri sağlıyoruz”

“GES Yatırımlarını Kâr Kaynaklarına Dönüştürüyoruz”

Yiğit Mehmet Uzunal, kuruldukları 2019 yılından bu yana güneş enerjisi santrali yatırımlarını kâr kaynaklarına dönüştürdüklerini vurgulayarak, “Projelerimiz en katı standartlara göre tasarlanıyor. Proje geliştirme, inşaat ve işletme kısımlarını içeren hizmetlerimiz, teknolojik gelişmelere aşina profesyonel bir ekip tarafından veriliyor. Güneş santrali projelerinde saha seçiminden işletmeye kadar temel proje aşamalarında danışmanlık da sağlıyoruz. Tüm fizibilite çalışmalarını ve müteakip proje tasarım sürecini dokümantasyon desteği ile birlikte kusursuz ve sorunsuz bir şekilde tamamlıyoruz” sözlerine dikkat çekti.

Edirne Belediyesi 2 Otel Arazisini Satışa Çıkardı

Edirne Belediyesi 2 otel arazisini 52 milyon liraya satışa çıkardı

Edirne Merkez Kocasinan Mahallesi 3023 ada 1 parseldeki 3.218 metrekare büyüklüğündeki ticaret+turizm+konut imarlı arazi 40 milyon TL muhammen bedelle satışa çıkarıldı. Merkez Kocasinan Mahallesi 3045 ada 8 parseldeki 884 metrekare büyüklüğündeki ticaret+turizm imarlı arazi ise 12 milyon 500 bin TL muhammen bedelle satışa çıkarıldı.

2 arazinin satış ihalesi 25 Haziran saat 14.10’da Edirne Belediyesi Encümen Salonunda gerçekleştirilecek.

TMMOB: Küçükçekmece’deki Çökme Olayından Ders Alınmalı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 2 Haziran 2024 tarihinde Küçükçekmece’de çöken binayla ilgili basın açıklaması yaptı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

2 Haziran 2024 tarihinde İstanbul’da, Küçükçekmece Kartaltepe Mahallesi’nde Belediye Caddesi ile Geçit Sokağı’nın kesişimindeki zemin artı üç katlı bina maalesef aniden çöktü. Basına yansıyan açıklamalara göre enkaz altında kalan bir kişi hayatını kaybetmiş, 8 kişi de yaralı olarak kurtarılmıştır. Öncelikle hayatını kaybeden vatandaşımızın yakınlarına baş sağlığı ve sabır, yaralılara acil şifa dileriz. Olay sabahın erken saatlerinde, cadde ve sokaktaki trafik ve yaya yoğunluğunun az olduğu sırada gerçekleşmeseydi daha fazla can kaybı ve yaralı sayısı ile karşı karşıya olabileceğimize de özellikle dikkat çekmek istiyoruz.

Basın ve kamuoyu ile paylaşılan bilgilere göre söz konusu bina yalnızca taşıdığı düşey yükler altında yani deprem gibi herhangi bir etkiye veya zorlanmaya maruz kalmadan henüz belirlenemeyen nedenlerle çökmüş gibi görünüyor. Küçükçekmece Belediye Başkanı tarafından yapılan açıklamada binanın 1988 yılında iki katlı olarak inşa edildiği, sonradan iki katın daha kaçak olarak ilave edildiği ve dört katlı hale getirildiği ifade edilmiştir. Bu açıklamalar da olayın vahametini ortaya koymakta, İstanbul’da mevcut binaların azımsanamayacak kısmının yapı güvenliği açısından ne durumda olduğunu bir kez daha göstermiş, yapı stoku sağlığının tespit edilmesinin ve iyileştirilmesinin ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatmıştır.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak yıllardır bu konuda da yetkilileri uyarmaya, halkımızı bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bu olay nedeniyle görüşlerimizi paylaşmak, uyarılarımızı tekrar hatırlatmak isteriz.

Mevzuat ve uygulamadaki eksiklikler hem mevcut yapıların güvenli hale getirilmesine hem de yeni yapıların güvenli olarak inşa edilmesine engel olmaktadır. Yanlış kentleşme politikaları, imar afları, kaçak ve sağlıksız yapılaşmaya göz yumulması, yapı denetim sistemi sorunları vatandaşları yeterli düzeyde mühendislik ve mimarlık hizmetleri almamış güvenli olmayan yapılarda yaşamaya mahkûm bırakmaktadır.

Binaların tasarım, yapım ve denetim süreçlerinde olduğu gibi, kullanım ve tadilat süreçlerinde de yeterli mühendislik hizmetlerini alması, bu süreçlerin her aşamasının ilgili kurumlar tarafından kamusal bir sorumluluk anlayışıyla izlenmesi ve denetlenmesi birincil önceliğimiz olmalıdır.

Yapılar, çevresel etkiler ve kullanım amacına yönelik yük kabulleri altında inşaat mühendisliği normlarına göre hazırlanan tasarım projelerine uygun şekilde mühendislerin yönetiminde ve denetiminde inşa edilmelidir. Yapım aşamasında şantiyede tam zamanlı görev yapan şantiye şefinin yapının tekniğe ve projesine uygun olarak inşa edilmesinde önemi büyüktür. Meslek odamız uzun süredir şantiye şefliği konusuyla ilgili mevzuat eksikliklerini ilgili bakanlık ve kamuoyu ile paylaşmakta ve sorunlara dikkat çekmektedir. Bu konuda gerekli yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. Aynı şekilde artık amaca ve ihtiyaca tam olarak hizmet edemeyen yapı denetim sistemi de yeniden düzenlenmelidir.

Aksi takdirde bu şekilde yapılan binalarla güvenli olmayan yapı stokuna yenileri eklenmeye devam etmektedir.Binalarda kullanım aşamasında tasarım projesi kabullerinin dışına çıkacak yükleme, kullanım veya taşıyıcı sistem değişiklikleri yapılmamalıdır. Kamusal otorite olan belediyeler bu konuyu çok sıkı denetlemelidir. Binanın servis ömrü boyunca güvenli kaldığı takip edilmeli, yapı sağlığının izlenmesi için kimlik belgesi oluşturulmalıdır.Küçükçekmece’de yaşanan olay İstanbul’un beklediği depremin etkileri düşünüldüğünde mikro boyutta kalmaktadır. Depremi bekleyen İstanbul’da mevcut yapı stoku güvenlik durumunun belirlenmesi için gerekli çalışmalar başlatılmalı, başlatılmış olanlar hızlandırılmalıdır. Kentsel Dönüşüm adı altında herhangi bir veriye, plana, programa dayanmayan uygulamalar tekil olarak bazı binaları güvenli hale getirse de İstanbul’u deprem ve diğer afetlere daha hazır hale getirmemekte, hatta bazı yerlerde altyapı yetersizliğine, imar ve dolayısıyla nüfus artışına neden olarak kentsel riskleri artırmaktadır. İstanbul gibi mega bir kentin yapı stoku sağlığının iyileştirilmesi rasgele seçilmiş binaların yıkılıp, yenilenmesiyle gerçekleştirilemez. Yerel ve merkezi yönetimler arasındaki yetki kargaşası ortadan kaldırılmalı, gündelik siyasi hesaplarla birbirlerinden bağımsız çalışma anlayışına son verilmeli, üniversitelerle, meslek kuruluşlarıyla, uzman kurumlarla iş birliği yapılmalı ve kentlerimizde daha güvenli, daha sağlıklı bir yaşamın inşa edilebilmesi için toplumsal seferberlik başlatılmalı, bu amaçla kamu kaynakları öncelikleri dikkate alan plan ve programlara dayanarak değerlendirilmeli ve yönlendirilmelidir.

İnşaat Mühendisleri Odası olarak konunun takipçisi olacağız. İlerleyen süreçte ortaya çıkan yeni bilgiler ışığında kamuoyunu bilgilendirmeyi, uyarı ve önerilerimizi ilgili kurumlarla paylaşmayı sürdüreceğiz.”

AKTİM Çarşı-Ofis Projesi’nde Son Durum: %40’ı Satıldı

Bilgiçler Yapı tarafından hayata geçirilen AKTİM Çarşı-Ofis projesinin yüzde 40’ının satışı gerçekleşti.

2023’ün sonunda 130 milyon dolarlık yatırım bedeliyle hayata geçirilen proje, İstanbul Ticaret Mahallesi’nde yer alıyor. 202 ila 443 metrekare arasında değişen müstakil dükkanlardan oluşan bir cadde konseptine sahip olan Aktim Çarşı-Ofis Projesi, 95 bin metrekarelik bir alana inşa ediliyor. 338 bağımsız bölüme sahip projede, ofisler ve müstakil cadde mağazaları yer alıyor.

Tasarımında Osmanlı mimarisinden izler taşıyan Aktim Çarşı-Ofis projesi yatay mimari prensiplerine uygun şekilde planlandı. 3 ana yolun birleşim noktasında stratejik bir konumda yer alan proje, TEM ve E-5 bağlantı yollarına yakınlığıyla lojistik açıdan avantaj sağlıyor. Ayrıca, 32 bin metrekarelik dev bir otoparka sahip olan projede, depolu dükkan sahipleri direkt olarak otoparka erişebilecek ve sevkiyatlarını kolayca gerçekleştirebilecekler.

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç’in açıklamalarına göre, İstanbul’daki ticari ihtiyaçların farkındadırlar ve projelerini bu bilinçle tasarlıyorlar. Deprem riski ve İstanbul’daki dağınık ticaret alanları gibi sorunlara çözüm sunmayı hedefleyen Bilgiçler Yapı, AKTİM Çarşı-Ofis projesiyle İstanbul merkezinde toplu ticaret alanları oluşturarak esnafları mutlu etmeyi amaçlıyor.

Bilgiç, ayrıca, projenin İstanbul’un en büyük sorunlarından biri olan otopark sorununa çözüm sunduğunu ve her dükkana özel, 3-4-5 araçlık özel park alanları sağladıklarını belirtti. Bilgiçler Yapı olarak 2016’dan bu yana 7 milyar 100 milyon liralık gayrimenkul yatırımı gerçekleştirdiklerini ve devam eden arazi alımı çalışmalarıyla yatay mimari prensiplerinden vazgeçmeden yeni projeler üretmeye devam ettiklerini de ekledi.

Melikgazi Belediyesi, 120 Müstakil Konut İçin İhale Düzenleyecek

Kayseri’de Melikgazi Belediyesi, 120 müstakil konut yapımı için kat karşılığı ihale düzenleyecek.

Yeni dönem projelerini ivedi şekilde hayata geçirmek için çalışmalara başlayan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, Melikgazi’nin ilk yatay projesi için ihale düzenleyeceklerini belirtti.

Projenin 28 adet müstakil konutu için 26 Haziran Çarşamba günü saat 14.00’te, 32 adet müstakil konutu için 26 Haziran Çarşamba günü saat 14.30’da, 32 adet konutu için 3 Temmuz Çarşamba günü saat 14.00’te ve 28 adet konutu için 3 Temmuz Çarşamba günü 14.30’da ihale düzenlenecek.

Ülke genelindeki tüm güncel ihale duyurularına ulaşmak için tıklayın.

Haziran Ayı Kira Zam Oranı Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte haziran ayı kira artış oranı belli oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte haziran ayı kira artış oranı belli oldu. Peki, haziran ayı kira artış oranı ne kadar oldu? Haziranda işyeri kira zammı kaç TL?

Normal koşullarda kira artışlarında baz alınan 12 aylık ortalama verisi de netleşti. İşyerlerine yapılacak haziran ayı kira artış oranı yüzde 62,51 olarak belirlendi. Böylece kira kontrat süresi haziran ayında dolan işletme sahipleri kiralarında tavan zammı yüzde 62,51 olarak uygulayacak.

Yüzde 25’lik zam sınırı sadece konut için geçerli olacak. İşyeri kiraları için böyle bir sınır bulunmuyor. İşyeri kiraları 12 aylık TÜFE rakamlarına göre yapılacak.

Dış Ticaret Verileri Açıklandı: Mayısta İhracat Rekoru Kırıldı

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, mayıs ayı dış ticaret verilerini açıkladı.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, TİM’de mayıs ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. Bakan Bolat, “Mayıs ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,4 artarak 24,1 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek mayıs ayı ihracatı olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.

Bakan Bolat, sözlerine şöyle devam etti:

“İlk rekorumuzu şimdi açıklıyorum. Tarihin en yüksek Mayıs ayı ihracatını 2024 Mayıs ayında başardık. Yüzde 11.4’lük artışla 24.1 milyar dolara ulaştık. Bir yıl önce Mayıs’ta 21.6 milyar dolardaydık. Tarihin en yüksek Mayıs ayı ihracatına ulaşmış olduk. 2.5 milyar dolarlık artış başarılmış oldu. Mayıs 2024 Yüzyılın ve 1207 ayın en yüksek aylık ihracatı oldu. TİM ailesine bütün ihracatçılarımıza çok teşekkür ediyoruz.

260 milyar 100 milyon dolar yıllıklandırılmış ihracatta geldi. Yıla 255.4 milyar dolarla başlamıştık. Geçen 5 ay içinde zorlu süreç vardı, kısa aylar, uzun tatiller vardı, son bir yıl içinde yüzde 2.3’lük artışla 260 milyar 100 milyon dolara ulaşmış bulunuyoruz. Son bir yılda 6 milyar dolarlık net artışımız var.

İthalatımızda Mayıs ayında tam yüzde 10.3’lük azalma başarıldı. Bu da 3.5 milyar dolarlık azalma demektir. 34.1 milyar dolardan 30.6 milyar dolara ithalatımızı azaltmayı başardık. Dış ticaret açığımızın da azalması bu şekilde hızlandı. Mayıs’ta yüzde 50’ye yakın dış ticaret açığımız azaldı ve 6.5 milyar dolara geriledi.

Bu gelişmeden sonra ihracatın ithalatı karşılama oranı da hızlı yükseliş kaydetti. 15 puan bir artışla yüzde 63.4’ten yüzde 78.7’e yükseliş yaşandı. Burada aylara göre baktığımızda son Ağustos’tan bu yana olan süreçte Mayıs ayı gerçekten Mart ve Mayıs ayı oldukça ilerleme sağladık. Mayıs ayındaki artışımız çok görkemli. 2024’ün ilk 5 ayında ihracatımız yüzde 4.5 artarak yaklaşık 106.9 milyar dolara yükseldi. Böylece ilk 5 ayda net 4.6 milyar dolar ihracat artışı sağlamış olduk.

İthalatta da aylık itibarıyla ilk 5 ayda yüzde 9.2 azalışla 143.6 milyar dolara geriledi. İthalattaki 5 aylık azalma 14.6 milyar dolar. İhracatımızdaki net artış 4.6 milyar dolar. Toplam 19.2 milyar dolarlık bir döviz tasarrufu sağlamış olduk.”

KKTC’den Yeni Adım: Türk Vatandaşları Artık 3 Konut Alabilecek

Konut yatırımcılarının yeni gözdesi KKTC, yeni yasa tasarısı ile Türkiye vatandaşlarına önceden 1 olan konut satın alma kotasını 3’e çıkarttı.

Son dönemde Rus, İranlı ve Avrupalılardan sonra Türkiye’den de yatırımcı akınına uğrayan KKTC, Türkiye yurttaşlarına daha önceden tek olan konut satın alma hakkını 3 konuta çıkarttı.

Katlamalı değer artışı, pound ile kira geliri elde etme, 8-10 yıl gibi kısa amortisman süresi gibi pek çok avantaj sağlayan KKTC konut piyasası hakkında Ankara’da bir tanıtım toplantısı gerçekleştiren Gayrimenkul ve Yatırım Uzmanı Hasan Ceran, KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde geçtiğimiz günlerde kabul edilen yasa tasarısı ile getirilen değişiklikler hakkında da bilgiler verdi.

One Tower Assembly’de gerçekleşen Kıbrıs Yatırımları konulu toplantıda, KKTC’ye yönelen yatırımların git gide arttığı bilgisini veren Ceran, Türkiye’den gidip konut almak isteyenlere yeni uygulamaları da anlattı.

Devrim Niteliğindeki Değişiklikler

Yabancılar için Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama Yasa Tasarısı ile Türk vatandaşlarının daha önce 1 olan konut satın alma kotasının 3 adete çıkarıldığına değinen Ceran şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz günlerde kabul edilerek Resmi Gazete’de yayımlanan uygulamaya göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan ve aynı hakkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarına veren devletlerin uyruğunda olan gerçek kişiler’ tanımıyla Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına konut edinme hakkının birden üçe çıkartılmasına karar verildi. Bununla birlikte yasada “Yabancı gerçek veya tüzel kişiler, araziler için hisse koçanlı taşınmaz mal alımı yapamazlar” deniliyor. Devrim niteliğindeki bir başka madde de: “Yabancı gerçek veya tüzel kişilerin, taşınmaz mal satın almak için Bakanlığa müracaat etmelerinden önce, bu taşınmaz mala ilişkin olarak Kat mülkiyeti ve Kat İrtifakı Yasası uyarınca kat mülkiyeti veya kat irtifakı tesis edilmiş olması zorunludur” maddesi… Bunlar çok önemli gelişmeler…”

KKTC’de Konut Almak En Kârlı Yatırım

Kıbrıs’ta son dönemde yeni konut projelerinin sayısındaki artışa da dikkat çeken Ceran, “Yeni projelerin sayısı artarken Ada’ya rekor biçimde yatırımcı artışı devam ediyor ve fiyatları yukarı doğru itiyor, bu da katlamalı değer artışı anlamına geliyor. Yatırımcı Ada’ya talebin artmaya devam edeceğini ve karlı çıkacağını, konut alacaksa ne kadar erken alırsa o kadar kar elde edeceğini biliyor. Yeni gelişmelerle birlikte Türk tüketicinin önü daha da açıldı; döviz, borsa gibi finansal yatırım araçlarının barındığı riskler ve enflasyonun altında kalan getirisi dolayısıyla, parası olanlar için Kıbrıs’ta gayrimenkul almanın şu an en karlı yatırım olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

Bu yeni yasa ile KKTC’ye talepteki artışın da hız kazandığını vurgulayan Ceran yatırım yapmak isteyenleri aralıklı olarak sürdürecekleri toplantılarda ilgilileri bilgilendirmeye, hukuki danışmanlarının ve konunun uzmanlarının da yer aldığı toplantılarda projeler, yasal mevzuatlar, oturum izni gibi pek çok konuda detaylı bilgileri paylaşmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

KKTC’deki güncel konut projelerini listelemek için tıklayın.

Mayıs Ayı Enflasyon Verileri Açıklandı

Enflasyon mayısta aylık bazda %3,37, yıllık bazda %75,45 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon mayısta aylık bazda yüzde 3,37, yıllık bazda yüzde 75,45 oldu. Beş aylık enflasyon farkı yüzde 22,72 olarak hesaplandı. Enflayon 12 aylık ortalamalara göre yüzde 62,51 olarak gerçekleşti.

ENAG’ın verilerine göre; tüketici fiyatları mayısta bir önceki aya göre yüzde 5,66 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 120,66 oldu. 

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 50,85 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 104,80 ile eğitim oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 1,01 ile haberleşme oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 9,60 ile giyim ve ayakkabı oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan 2024 yılı Mayıs ayı itibarıyla, 23 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 114 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 3,77, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 23,05, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 72,99 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 66,53 olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE (2003=100) 2024 yılı mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,96 artış, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 17,87 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 57,68 artış ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 47,24 artış gösterdi.

Merkez Bankası’nın Piyasa Katılımcıları Anketi’nde mayıs ayı enflasyon artış beklentisi yüzde 3,04 oldu. Cari yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 43,64’e geriledi. Ekonomistler tarafından, enflasyon beklenti anketinde nisan ayında enflasyonun yüzde 3 artacağını tahmin edildi. Yıllık enflasyonun ise yüzde 74,89’a yükseleceği öngörüldü. Ekonomistlerin 2024 sonu enflasyon beklentisi yüzde 43,95 oldu.

TCMB Başkanı Fatih Karahan, manşet enflasyonun mayısta zirve yapacağını ve sonra belirgin düşüşe geçeceğini kaydetmişti. Karahan, geldikleri noktada dezenflasyonun eşiğinde olduklarını belirtmişti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de “Enflasyonda geçiş dönemi sona eriyor. Dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz” demişti. 

Duja Hotels Grubu, 5’inci Otelini İnşa Edecek

Turizm sektörüne 2020 yılında giriş yapan Duja Hotels Grubu, 5’inci otel inşaatı için harekete geçti.  

Duja Hotels Grubu, turizm sektörüne 2020 yılında Duja Bodrum tesisiyle giriş yapmış ve kısa sürede Be Premium Bodrum ve Duja Didim’i de portföyüne eklemişti. Ardından Sarıkamış’taki Duja Chalet Ski Center’i 2022 yılında hizmete açarak büyümesini sürdürdü. Şimdi ise yeni bir otel projesi için harekete geçiyor.

Duja Hotels’un sahibi olan Bodrum Otel İşletmeleri A.Ş., İzmir Selçuk’ta Duja Ephesus Otel projesini başlatıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm alanı olarak belirlenen ve 1 nolu özel parsel olarak tanımlanan 79.924,48 m²’lik hazine mülkiyetindeki alanda gerçekleştirilecek olan otel projesi, 5 yıldızlı olacak ve toplamda 380 oda kapasitesine sahip olacak. Otel, bölge mimarisine uygun zemin+iki katlı yapı şeklinde inşa edilecek ve 7 farklı oda tipinden oluşacak.

Zemin katta 72 oda, 1. katta 114 oda ve 2. katta 114 oda olmak üzere toplamda 300 oda kapasitesi bulunacak. Ayrıca parselin batı tarafında, sahil kesimine doğru, bir katlı iki adet villa bloğunda 4 yatak kapasiteli 24 adet Tip 1 oda ve 2 katlı iki adet süit oda bloğunda ise 2 yatak kapasiteli 56 adet Tip 2 oda yer alacak.

Projenin inşaat aşamasında 750 personel, işletme aşamasında ise 460 personel görev alacak. Duja Hotels Grubu, bu yeni projeyle turizm sektöründeki büyümesini ve varlığını daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

Turizm tesisi kategorisindeki güncel otel projelerini listelemek için tıklayın.

Fiskobirlik’ten Otel İhalesi

Fiskobirlik, Giresun şehir merkezindeki gayrimenkullerini otel ve işyeri yapılması için ihaleye çıkarmaya hazırlanıyor.

Ülke fındığının sigortası olan ve İstanbul’dan Artvin’e kadar 50 kooperatife bağlı değişken ortak sayısına sahip, alanında dünyanın en büyük üretici birliği Fiskobirlik, otel ihalesi yapacağını duyurdu.

Birlik, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, Hacı Siyam Mahallesi’nde bulunan 3 bin 954 metrekarelik arsanın, kat karşılığı otel-iş yeri-ofis kompleksi olarak değerlendirileceğini belirtti. İhale, açık ihale usulüne göre 26 Haziran Salı günü Fiskobirlik Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilecek.

Duyuruda ayrıca, otel ve işyerinin kroki bilgileri de paylaşıldı. Buna göre proje, Projenin vatan bilgisayar ve bereket yapısının bulunduğu alanda inşa edilecek.

Ülke genelindeki tüm güncel ihale duyurularına ulaşmak için tıklayın.

Sagist Group, Amerika’nın En Eski Kilise Merkezlerinden Birini 6 Yıldızlı Otele Dönüştürüyor

Amerika’nın tarihi ve mimari mirasını barındıran en eski kilise merkez yönetim binalarından biri, Sagist Group’un yenilikçi dokunuşuyla 6 yıldızlı bir otele dönüştürülüyor.

Atlanta’nın kalbinde yer alan tarihi kilise, Sagist Group tarafından özenle restore edilerek, modern lüksle harmanlanmış bir yaşam alanına dönüşecek. Uluslararası alanda birçok önemli projeye imza atan Sagist Group, Atlanta’daki bu dönüşüm projesinde, tarihi kilisenin özgünlüğünü ve estetik değerini koruyarak, lüks ve konforun en ince detaylarıyla bezenmiş yeni bir kimlik kazandırmayı amaçlıyor. Bu proje, Sagist Group’un estetik anlayışı ve yenilikçi yaklaşımının bir simgesi olarak, Atlanta’nın en dikkat çekici yapılarından birini yeniden canlandıracak. Dönüşüm süreci, sadece bir otel inşası değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi mirasın korunması ve yaşatılması misyonunu da üstleniyor.

Sagist Group CEO’su Metin Durmaz, bu önemli projenin sorumluluğunu üstlenmekten büyük bir onur duyduklarını ifade ederek, “Tarihi kilisenin mirasına duyduğumuz derin saygı ve geleceğe yönelik vizyonumuz, bu projede birleşiyor. Atlanta’nın kalbinde, tarihi bir kilise binasını dünya standartlarında bir konaklama deneyimi sunan bir sanat eserine dönüştürmek, bizim için sadece bir proje değil, aynı zamanda bir gurur kaynağıdır. Her detayda, Sagist Group’un yenilikçi yaklaşımını, kalite anlayışını ve estetik vizyonunu yansıtmayı hedefliyoruz. Bu proje, sadece Sagist Group için değil, aynı zamanda global tasarım ve mimarlık dünyası için de yeni bir dönüm noktası olacaktır” dedi.

Sagist Group, projenin tasarım ve dekorasyon süreçlerinde binanın orijinal mimari özelliklerini modern yaşamın gereksinimleriyle ustaca birleştirerek ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Her bir detay, bu tarihi mekanın ruhunu ve karakterini yansıtacak şekilde özenle seçilecek. Otelin iç mekanları, konfor ve zarafetin mükemmel bir karışımını sunarken, misafirler aynı zamanda bu tarihi yapının büyüsünü ve geçmişini her köşede hissedebilecek.

Orange County’de Yeni Lüks Mobilya ve Dekorasyon Showroom’u Açılıyor

Sagist Group, Atlanta’daki önemli dönüşüm projesinin yanı sıra, Amerika’daki varlığını genişletmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Orange County, Kaliforniya’da yeni bir lüks mobilya ve dekorasyon showroomu açmaya hazırlanıyor. Bu yeni showroom, Sagist Group’un yüksek kaliteli ve zarif tasarımlarını Amerikan pazarına daha geniş bir ölçekte sunma hedefinin bir parçası olarak hayata geçiriliyor.

Metin Durmaz, yeni showroom hakkında şunları söyledi: “Orange County’de açacağımız showroom, Sagist Group’un küresel büyüme stratejisinin bir parçasıdır. Bu yeni mekan, müşterilerimize lüks ve kişiye özel mobilya tasarımlarımızı yakından görme ve deneyimleme fırsatı sunacak. Müşteri memnuniyeti ve kaliteye olan bağlılığımızı burada da en üst düzeyde tutacağız.”

Nef Arsa, 32’nci Ofisini Açtı

Gayrimenkul sektörünün öncüsü Nef, yüksek yatırım değerine sahip olan ‘Nef Arsa’ları, kira getirisi olan Novu markası ürünlerini Türkiye’nin önde gelen şehirlerinde ve globalde yeni sahipleriyle buluşturmaya devam ediyor. Satış ağını genişletmeye devam eden Nef, Türkiye’nin her yerindeki arsa portföyünün tanıtım ve satış operasyonları yürütmek üzere 32’nci ofisini Kayseri’de açtı.  

Güvenli arsa yatırımının öncü markası Nef Arsa, Türkiye’nin öne çıkan bölgelerinde açtığı satış ofisleriyle bayi ağını güçlendirmeye devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Antalya, Sakarya, Bursa, Gaziantep, Diyarbakır ve Konya’nın ardından Nef Arsa, Türkiye’deki 32’nciofisini Kayseri’de açtı. 

Şehrin en merkezi lokasyonlarından biri olan Kayseri’nin Kocasinan ilçesinde misafirlerini ağırlamaya hazırlanan satış ofisi, Nef Arsa’yı daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor.  

Son iki yılda 3,5 milyon metrekare arsa satışı gerçekleştiren Nef Arsa, Sakarya’dan Assos’a, Beynam’dan Kaz Dağları’na, Çanakkale Köseler’den Dikili ve Ankara’ya Nef Arsa’nın geniş ve çeşitli proje yelpazesini Türkiye’de 30’un üzerindeki satış ofisi aracılığıyla tanıtıyor. Almanya’da 9 ofisi bulunan Nef Arsa’da her bir proje, o bölgenin benzersiz doğası ve potansiyeliyle öne çıkarken, yatırımcılara fırsatlarla dolu bir dünyanın kapılarını aralıyor. Tüm Nef Arsa lokasyonlarında %0,99 oranında banka kredisi fırsatı ve 48 aya varan vade seçenekleri sunan Nef Arsa projelerinde modüler ev sistemleri flexhome Nef mimari tasarım ve uygulama güvencesi ile sağlanıyor. 

Müşteri tarafında yüzde 100 büyüme hedefi 

Nef Arsa ürünleri, kademeli ev sahibi olma faydası ile gayrimenkul sektöründe önemli bir değer oluşturuyor. Nef Satış Direktörü Emre Erkan, “Türkiye’nin dört bir yanında hayata geçirdiğimiz Nef Arsa projelerimizi geniş kitlelere ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bugün yine çok talep gördüğümüz ve büyük potansiyel barındıran bir şehrimiz olan Kayseri’de satış ofisimizin açılışını gerçekleştirdik. Yatırım açısından önemli fırsatlara sahip Kayseri şehrimize yeni ofisin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.  

2024’te bu başarı grafiğini yükselteceklerine vurgu yapan Erkan şöyle devam etti: “Nef Arsa için yeni lokasyonlarda projelerimizin lansmanlarını planladık. Kira getirili Novu markası ürünlerimizi Global pazara taşıdık, Ayrıca Nef Arsa modüler ev sistemi Flexhome yeni ürünümüzü pazara sunacağız. 2024 yılı için müşteri sayımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz.”  

GYF’lere Talep Yüzde 127 Arttı

Konut fiyatlarındaki artışa konut kredisi faizlerinin yükselmesi de eklenince, gayrimenkule erişim zorlaştı. Emlak sektörü temsilcileri, pazardaki durgunluğa ve Gayrimenkul Yatırım Fonları’ndaki (GYF) yüzde 127 talep artışına dikkat çekerek bireysel gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenler için GYF’lerin öne çıktığına işaret ediyor.

Yatırım fonu yönetim şirketi Re-Pie Portföy’ün yaptığı açıklamaya göre, 2019’da sadece 6 milyar lira seviyesinde olan toplam Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın (GYF) büyüklüğü, yüzde 127 artarak bugün 83 milyar lirayı geçti.

Re-Pie Portföy’ün kurduğu 28 GYF ile bu alanda en fazla fon ihraç etmiş portföy yönetim şirketi olduğu belirtilen açıklamada; 2024 yılı Mart ayı itibarıyla bu fonların toplam büyüklüğü 16,29 milyar liraya ulaşırken, Re-Pie Portföy’ün de yaklaşık yüzde 20 pazar payı ile lider konumda yer aldığı ifade edildi.

Türkiye’nin en büyük GYF’si

GYF’ler arasında Downtown AVM için Re-Pie Portföy ve Atış Invest’in birlikte ihraç ettiği fona dikkat çekildi. Açıklamaya göre; “Bursa’nın yeni yaşam ve eğlence merkezi Downtown, şehrin ilk lüks oteli olan InterContinental Bursa’ya da ev sahipliği yapıyor.

2023 yılı Ekim ayında açılan Downtown AVM, Türkiye ve dünyanın önemli markalarını Bursalılarla buluşturarak alışveriş için kentin öne çıkan adreslerinden biri oldu. Downtown Eğlence ve Yaşam Merkezi, yatırımcıları bakımından diğer alışveriş merkezlerinden farklı. Bu projeye özel olarak ihraç edilen Re-Pie Portföy Downtown AVM GYF’ye yatırım yapan binden fazla yatırımcı, 2023 yılı temmuz ayından bu yana düzenli olarak kâr payı ödemelerini alıyor.

Halen yatırımcı kabulüne devam eden bu fon 2023 sonunda 5,3 milyar TL’ye ulaşan büyüklüğüyle tüm GYF’ler arasında lider konumda yer alıyor. 400 bin TL yatırıma, 3 aylık periyotlarla 9.525 TL kira getirisi sunan fonun performansı bir yıl içerisinde yüzde 142 artarak iki kattan fazla büyüdü.” GYF’ler ile düşük miktarlarda birikimleri için bile profesyonel yöneticilerin uzmanlığından faydalanarak gayrimenkul varlıklarına yatırım yapabiliyor.

Pay alarak düzenli gelir elde ediliyor

GYF’ler, genellikle kira geliri ve varlık değerinin artışı gibi çeşitli yollarla yatırımcılara gelir sağlıyor. Yatırımcılar, gayrimenkul portföyünün getirisinden pay alarak düzenli bir gelir elde edebiliyor.

GYF’ler mevzuata uygun kuruluyor, Sermaye Piyasası Kurulu’nun gözetim ve denetimine tâbi bulunuyor. Bireysel olarak yatırım yapıldığında karşı karşıya kalınan vergi dairesi, kiracı ve tapu işlemleri gibi zaman ve para kaybına neden olacak zorunluluklar da GYF’ler ile ortadan kalkıyor. Profesyonel fon yönetimi, bu işleri yatırımcı adına yapıyor. GYF katılma payları, iki yıldan sonra satılması durumunda gelir vergisinden muaf.

Bireysel yatırım yerine fonlarla yatırım

GYF’ler sadece konuta değil aynı zamanda kira getiren ve ticari gayrimenkuller, lojistik depolama, arsa, dükkân, AVM ve ofisleri de portföylerine ekleyebiliyor.

Bireysel birikimi ile bir AVM’ye, otele ya da dev gayrimenkul projelerinden bağımsız bir bölüme sahip olamayacak kişilerin, GYF’ler sayesinde bu varlıkların sağladığı gelirden pay almaları mümkün oluyor. Yatırımcıların gayrimenkul piyasasında geniş bir portföye erişim sağlamasını ve yatırımlarını çeşitlendiren GYF’ler, bu sayede yatırımcıları tek bir gayrimenkule bağlı kalma zorunluluğunu ortadan kaldırarak risklerin dağıtılmasını da sebep oluyor.

Satış, büyük şehirlerde azalıyor

TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları, nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,8 azalarak 75 bin 569 oldu. Bu rakam, Mayıs 2021’den bu yana en düşük aylık satış oldu.TCMB Bankası’nın Mart 2024 dönemi Konut Fiyat Endeksi verileri, konut fiyatlarının geçen yıldan bu yana İstanbul’da yüzde 40,4, Ankara’da yüzde 63,9, İzmir’de ise yüzde 49,5 arttığını ortaya koydu. Ancak sektör temsilcileri, konut satışlarındaki düşüşün esas nedeninin konut kredisi faizlerindeki artış nedeniyle vatandaşların krediye erişimlerinin zorlaşmasından kaynaklandığını belirtiyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Konut Alıcılarının Gözdesi: K.K.T.C

Dünyaca ünlü Forbes dergisinin “yurt dışında mülk satın alınabilecek en karlı ülke” olarak nitelendirdiği KKTC, “Pound”la yüksek kira geliri ve cazip konut fiyatlarıyla, Türk ve yabancı gayrimenkul alıcılarının akınına uğruyor. En gözde lokasyonlar İskele, Magusa, Esentepe ve Gaziveren.

Akdeniz’in Sicilya ve Sardinya’dan sonra üçüncü büyük adası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), son dönemde artan talep ve art arda başlayan inşaat projeleri ile hem yabancı hem de Türk gayrimenkul yatırımcılarının akınına uğruyor.

Gayrimenkul ve Yatırım Uzmanı Hasan Ceran, cazip iklimi, neredeyse yılın tümündeki turizm potansiyeli, emlak fiyatlarının Avrupa’ya göre daha düşük olması ve İngiliz Poundu ile kira getirisi ile yatırımcıları cezbeden KKTC hakkında bilgiler vererek, Ada’nın konut alıcılarının ilgi odağı haline geldiğini söyledi.

Gayrimenkul yatırımcılarının Ada’da en çok rağbet ettiği lokasyonların başında İskele’nin yanı sıra, Girne, Gazimağusa, Esentepe ve Gaziveren geldiğini belirten Ceran, “KKTC’de konut yatırımına Rus, İranlı ve Avrupalılardan sonra Türkiye yurttaşlarının talebinin de giderek arttığını gözlemliyoruz. Türkler KKTC’de en çok yatırım için konut alıyor, ancak kısa bir süre sonra Ada’da yaşamak isteyerek yerleşme kararı alıyor” diye konuştu.

Konut alıcılarının KKTC’ye ilgisindeki patlama, Ada’da inşaat sektörüne de rekor bir ivme kazandırdığını belirten Ceran, yerli, yabancı birçok müteahhitlik firmasının konut projelerine, sürekli artan talep paralelinde her geçen gün yenilerinin eklendiğini ifade etti.

Pound üzerinden kira geliri

Küresel konut alıcılarının favori lokasyonu haline gelen KKTC’ye yönelik yatırımcı tercihinde ilk faktörün dövizle kira getirisi olduğuna dikkat çeken Ceran, şöyle konuştu:

“Girne merkezde 1+1 bir dairenin kirası 400-650 pound arasında değişiyor. 2 bin 500- 3 bin Pound’a da kiralık penthouse daireler de bulunuyor. Bazı inşaat firmaları ‘Kira İşletim Sistemi’ kurarak yıllık kira garantisi veriyor. Girne, Lefkoşa, Gazimağusa gibi merkez bölgelerde artan kiralık ihtiyacı bu bölgelerde inşaat faaliyetlerini olağanüstü artırmış durumda. Satılık 1+0 dairelerin fiyatı ise 55 bin pounddan başlıyor. Kira getirisi ile satış fiyatı karşılaştırıldığında, Ada’da alınacak bir konutun başka bir ülkede olmayacak kadar kısasayılacak 8-10 yıl gibi bir sürede kendisini amorti ettiği belirtiliyor.”

Katlamalı değer artışı

Ceran, Ada’ya yönelen talep artışının çok uzun süre devam edeceğine vurgu yaparak, “Son dönemde rekor biçimde artan talebin fiyatları yukarı doğru itmesi, “değer artışı” faktörü dolayısıyla da yatırımcıları Ada’ya yöneltmiş bulunuyor. Bu talebin uzun süre devam edeceğini ve hangi tarihte alırsa alsın yatırımcının karlı çıkacağını, ancak ne kadar erken alınırsa kar oranının o denli yüksek olacağını düşünüyoruz. Döviz, Borsa gibi finansal yatırım araçlarının barındığı riskler ve enflasyonun altında kalan getirisi dolayısıyla, parası olanlar için Kıbrıs’ta gayrimenkul almanın şu an en karlı yatırım olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

KKTC’nin önemli bir turizm adası olduğuna dikkat çeken Ceran,“20’den fazla üniversite ve110 binden fazla öğrenci ile bir eğitim, beş yıldızlı çok sayıda oteli ile de bir turizm adası konumunda. Dolayısıyla turistlere ve öğrencilere kısa süreli kiralamaların son derece karlı ve avantajlı olması gayrimenkul yatırımcılarını Ada’ya yönelten önemli bir faktörü oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Forbes referansı

Dünyaca ünlü Forbes dergisinin hazırladığı KKTC dosyasına da dikkat çeken Ceran, şöyle konuştu:

“Forbes dergisi 2024 yılında yurt dışında mülk satın alınabilecek en karlı ülkenin KKTC olduğunu işaret etti.Forbes Yazarı Kathleen Peddicord 30 yılı aşkın bir süredir yurt dışında yaşamak, emekli olmak ve iş yapmak konularını ele alarak, üç yıl içerinde 2’nci defa Kuzey Kıbrıs’ı yazılarında 1’inci sırada gösterdi. KKTC, Avrupa ve Amerika pazarına göre yüzde 47 tasarruf ile ilk sırada yer alıyor.”

Ceran, Kuzey Kıbrıs’ta gayrimenkul yatırımını cazip kılan faktörleri şöyle sıraladı:

  • Oturum izni imkânı
  • Yeni havalimanı
  • Uluslararası akredite üniversiteler
  • Yabancı yayınlarda yatırım yapılabilir 1. Bölge gösterilmesi
  • Kaliteli sağlık hizmetleri
  • 8-10 yıl amortisman süresi
  • Döviz bazlı kazanç
  • Döviz bazlı yüksek kira getirisi
  • Kıbrıs’ın stratejik konumu
  • Yüksek alıcı ve kiralama talebi
  • Yeni açılacak turizm ve eğlence mekanları

Kiralık Stoku Düşüyor, İş Yeri Stoku Artıyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, gayrimenkul sektöründe konut satışlarının düştüğünü, kiralıkların stoklarının eridiğini, işyeri stoklarının ise arttığını açıkladı.

Geçen sene 1 milyon 200 bin konut satıldığını belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “2024 sonuna kadar 1 milyon 100 bin konut satılacağını öngörüyoruz. Çok uzun zamandır konut satışlarının ilk defa reel olarak geriye doğru gittiğini görüyoruz. Stoklara baktığımız zaman stoklar da bunu söylüyor. Senenin başında 435 bin civarında konut stokta satıştaydı. Şu an bu rakam 500 bin. İşyerlerinde ise bu rakam biraz daha artmış durumda. Kiralıklara baktığımız zaman da işyeri kiralıklarının stok olarak daha fazla arttığını görüyoruz ve bu da işyerlerinin kapandığını ya da kiralanamadığını gösteriyor.” dedi.

Kiralıkla satılık arasındaki fiyat açılımının çok yüksek olduğunu da sözlerine ekleyen Yazıcı, “Kiralık konutlar biraz yüksek giriyor piyasaya. Kiralık stokunda son dört ay içerisinde yüzde 9’luk bir düşüş gördük. Öte yandan da işyerinde stok sayısı artıyor. Yani stok sayısı ticari tarafta artıyor ama bireysel yani hane tarafında azalıyor. Çünkü satın alamayanlar kiralıyor Ayrıca satış ile kira fiyatı arasındaki korelasyonda bir bozulmamız var.  Bundan yirmi sene önce çarpı on satış fiyatı derdik. Bugün artık onun katsayısını konuşmuyoruz. Dolayısıyla edinmek daha zorlaştı. Kira gelirleri mümkün değerine göre çok da yüksek değil. Burada problem olan mümkün değerinin yüksek olması. Tabii bu noktada etkili olan bir durum var. Türkiye’de yabancı satışları düştü. Çünkü yabancı satışları gayrimenkulün fiyatını arttıran unsurlardan biriydi. Ülkemizde fiyatların geriye gelmesinin nedenlerinden bir tanesi de yabancı satışlarında azalma olması. Yabancıya satışlar geçen sene ilk üç ayda on bin civarındaydı. Bu sene ise beş bin civarında oldu ama burada da başka bir risk var. Vatandaşlık için alınan her on konuttan iki tanesi, geçen sene vatandaşlık içindi. Bugün ise Türkiye’de on konuttan beşi vatandaşlık için yani konut sayısı azaldı ama vatandaşlık talebi arttı.  Dolayısıyla alınan konutlar vatandaşlık için alınıyor. Yaşam için alınan konutlar tabii fiyatı da arttırıyordu öte yandan. Dolayısıyla bu açılardan baktığımız zaman bu da iyi bir gelişme. Bizim için konut fiyatlarının geriye gelmesi için iyi unsurlardan bir tanesi.” şeklinde konuştu.

İpotekli konutlarla ilgili de bilgi veren Yazıcı, “İpotekli satışlarda çok düşük rakamlardayız. İpotekli konut satışlarının toplam satışlar içindeki payo geçtiğimiz yıllarda takribi yüzde 25 ile 30 arasında seyrediyordu. Bu sene şu ana kadar yüzde 10 un bile altında kaldı. Dört ayda 7 bin civarında ipotekli konu satışı yapıldı. Bu faiz oranlarında bu rakamlarda kalmaya çok da şaşırmamak gerekiyor. Kredi koşulları oldukça zorlayıcı. 3 milyonluk bir konut kredisi aldığınızda 10 yıl boyunca ayda yaklaşık yüz bin lira para ödemeniz gerekiyor. Bu tür bir krediyi finanse etmek çok mümkün değil. Dolayısıyla ipotekli konut satışları düşüşü devam edecek.  Ama sonuçta yine de Türkiye’de en azında ortalama aylık 90-100 bin arasında konut satıldığını her dönemde gördük bu sene de göreceğiz.” diyerek sözlerini bitirdi.

Ev Sahibi Olmak İsteyenlere “Maliyetine Ev” Kampanyası

Globalde yaşanan ekonomik dalgalanmalardan etkilenen konut sektöründe yatırım yapmak isteyenler, uygun fiyatlı alternatif çözümler arıyor. Maliyetine ev kampanyasıyla yatırımcıya uygun fiyatlı ev sahibi olma olanağı sunan marka, yatırım yapmak isteyenleri tapusuz işlem yapılmaması konusunda uyarıyor.

Türkiye genelinde konut fiyatlarındaki dalgalanmalar ve kredi faizlerinin yüksek olması sebebiyle yatırım yapmak isteyenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. TÜİK verilerine göre, Ocak-Nisan döneminde gerçekleştirilen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre %57,0 azalışla 34 bin 693 oldu. Ev sahibi olmak isteyenlere düşük maliyetler ve ödeme kolaylığı sunan Maliyetine Ev’in Kurumsal İletişim Müdürü Meryem Tuncer, tapusuz ev almanın riskleri konusunda uyarılarda bulundu.

Son yıllarda konut piyasasındaki dalgalanmaların ve kredi politikalarındaki değişikliklerin, ev sahibi olmayı zorlaştırdığını vurgulayan Meryem Tuncer, “Bankasız, faizsiz, topraktan projeli evlerle müşterilerimize güvenli ve ekonomik konut sahibi olma olanağı sunuyoruz. Güven ve garanti öncelikli prensibimizle, ‘önce tapu, sonra ödeme’ mottosuyla hareket ediyoruz” dedi.

“İlk ödeme tapu müdürlüğünde yapılıyor”

Konut sahibi olmak isteyenlere birincil tavsiyelerinin, topraktan bir mülk alımı gerçekleştirilecek dahi olsa, yapılan ödemenin karşılığında teminat ve tapu alımının gerçekleştirilmesi olduğunun altını çizen Maliyetine Ev Kurumsal İletişim Müdürü Meryem Tuncer, 

“Yatırımcılara ev alırken mutlaka tapu alınmasını ve noter sözleşmesi yapılmasını tavsiye ediyoruz. Bu şekilde, alıcıların mağduriyet yaşamasının önüne geçilebilir. Kimsenin ev alırken birikimlerini kaybetmesini istemeyiz. Bütün süreçlerin resmi olarak yürütülmesi gerekiyor. Bizim için güven ve garanti çok önemli. Alanında uzman mimar ve mühendislerimiz tarafından doğru bölgelerde imarlı arsalar üzerine geliştirilen projelerde, maliyetine ev, işyeri, villa sahibi olmak isteyen müşterilerimiz şubelerimize gelerek veya dijital mağazamız üzerinden satın alma işlemlerini başlatabiliyor. İlk peşinat tapu müdürlüğünde ödeniyor” ifadelerini kullandı.

Nisanda başlattığımız projeleri hızla teslim ediyoruz”

Uygun fiyatlar, hızlı teslimat, güvenli yatırım ve kolay ödeme seçenekleri ile müşterilerinin yanında olmayı hedeflediklerini belirten Meryem Tuncer, “Yatırımcılarımızı ev sahibi yaparken aldıkları evin metrekaresine göre bir fiyatlandırma yapıyoruz. Metrekare fiyatları belirlenmiş olan projede, evin öncelikle gerçek maliyeti ödeniyor. Maliyetine Ev olarak bu işlemi gerçekleştirirken, hizmet bedelini evi teslim ettikten sonra toplam inşaat bedeli üzerinden %15 olarak alıyoruz. Nisan ayında başlattığımız projelerde hızla ilerleyerek taahhüt edilen süreden önce evleri teslim ediyoruz” şeklinde konuştu.

Ev sahibi olmak isteyen herkesi maliyetine ev sahibi yapıyoruz”

Maliyetine Ev Kurumsal İletişim Müdürü Meryem Tuncer sözlerini şöyle tamamladı: “Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Kocaeli’nde tamamlanan projelerin yanı sıra, şu anda 12 ilde de projelerimiz devam ediyor. Yakında 81 ilde yeni projelere başlamayı planlıyoruz. Müşterilerimize verdiğimiz güvenle, mülk alımında karşılaşılan olumsuzlukları sıfıra indirerek, markamız için seçtiğimiz adın da hakkını vererek müşterilerimizi maliyetine ev sahibi yapıyoruz. İlk yılımızda %500 büyümeyle proje geliştirme rekoru kırarak 12 projeye imza attık. Sisteme dahil olarak tapularını alan müşterilerimizin mutluluğu en büyük gururumuzdur. Projelerimize başvurmak isteyen müşterilerimiz, şubelerimizi ya da internet sitelerimizi ziyaret edebilir. Dijital mağazamızı kullanarak projelerimiz hakkında ayrıntılı bilgi alabilir.”

Kale Grubu’nun Kurucusu Merhum İbrahim Bodur Vefatının Sekizinci Yılında Anılıyor

Kale Grubu’nun kurucusu merhum Dr. (h.c.) İbrahim Bodur, vefatının sekizinci yıl dönümünde büyük özlem ve saygıyla anılıyor. 

Bundan 67 yıl önce Çan’da Kale Grubu’nun temellerini atan, tüm Türkiye’de sanayileşmenin ilk kıvılcımlarını yakan, her zaman insanı ve sosyal faydayı önceliklendiren duayen girişimci, sanayici ve hayırsever merhum Dr. (h.c.) İbrahim Bodur, vefatının sekizinci yılında, dualar eşliğinde büyük özlem ve şükranla anılıyor. 

Zeynep Bodur Okyay: “Rahmetli babamdan bize kalan en büyük miras, insan ve memleket sevgisi …”

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, merhum İbrahim Bodur’un girişimci ruhuyla, çalışma azmiyle, dostluklara verdiği değerle, hayırseverliğiyle herkese örnek olduğunu belirterek, “Rahmetli babamdan bize kalan en büyük miras, insan ve memleket sevgisi. O, yaptığı her işte, insanı önceliklendiren bir gönül insanıydı. Attığı her adımda memleket sevgisiyle hareket ederdi. Hiçbir zaman elini taşın altına koymaktan çekinmedi, büyük bir sorumluluk duygusuyla ve bunu bir ibadet sayarak halka hizmet etti. Sağlığı elverdiği sürece sivil toplum çalışmalarının içinde olmak istedi. Nihayetinde temas ettiği herkesin yaşamında anlamlı bir fark yarattı” dedi.

Kale Grubu, İbrahim Bodur’dan aldığı ilhamla sosyal girişimcileri destekliyor

Kale Grubu, kurucusu İbrahim Bodur’un adını yaşatmak amacıyla, daha güzel bir dünyada yaşamayı hayal eden ve bu hayali gerçekleştirmek için azim ve cesaretle harekete geçen sosyal girişimcileri desteklemeyi misyon edindi. Bu amaçla 8 yıl önce hayata geçirilen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı, içeride ve dışarıda çok önemli bir değişimin öncüsü haline geldi. Toplumun her kesiminde pozitif değişim yaratmayı hedefleyen programda, Erken Aşama, İleri Aşama, İş Birliği ve Gençlik kategorilerinde bu yıl ödül kazananlar, 4 Haziran’da düzenlenecek törende açıklanacak

Tüketici Güven Endeksi 80,51 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tüketici güven endeksini açıkladı. Buna göre endeks, 80,51 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Nisan ayında 80,46 iken Mayıs ayında %0,1 oranında artarak 80,51 oldu.