“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 23

Ham Çelik Üretimi Ekim’de Arttı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) ekim ayına ilişkin çelik üretim verilerini açıkladı. Buna göre ham çelik üretimi, yıllık bazda yüzde 4,1 arttı.

Söz konusu üretim, ocak-ekim döneminde ise yüzde 8,8 azalışla 27,5 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Nihai mamul tüketimi, ekimde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4 artışla 2,9 milyon ton, ocak-ekim döneminde ise yüzde 17,1 artışla 31,9 milyon ton oldu.

Ekimde çelik ürünleri ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 3,9 artışla 1,1 milyon tona, değer yönünden ise yüzde 8,2 azalışla 780,2 milyon dolara geriledi.

İhracat, ocak-ekim döneminde 2022 yılının aynı dönemine kıyasla, miktar yönünden yüzde 36,4 azalışla 8,5 milyon ton, değer yönünde ise yüzde 44,7 azalışla 6,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Çelik ürünleri ithalatı, geçen yılın aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 3,1 artışla 1,2 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 5,2 azalışla 1 milyar dolar oldu.

İthalat, ocak-ekim döneminde 2022’nin aynı dönemine kıyasla, miktar yönünden yüzde 18,8 artışla 14,8 milyon ton, değer yönünden yüzde 5,2 azalışla 12,7 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Geçen yılın ocak-ekim döneminde yüzde 92,7 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 54 seviyesine geriledi.

TSKB’den ‘Türkiye Yeşil Fonu’

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Murat Bilgiç, Dünya Bankası’ndan alınacak krediyle Türkiye Yeşil Fonu kurulacağını söyledi.

AA’ya konuşan TSKB Genel Müdürü Bilgiç, 2026’ya kadar yalnızca emisyon raporlaması şeklinde ilerleyecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) başlangıç döneminin Türkiye’deki şirketler için önemli bir hazırlık süreci niteliği taşıdığını aktardı.

Bilgiç, “Şirketlerin dönüşüme hazırlanmak için 2026’ya kadar daha yeşil ve sürdürülebilir üretim seçeneklerini ciddi şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, AB’ye ihracat yapmak isteyen şirketler ilave mali yükümlülüğe maruz kalacaklar. Özellikle alüminyum, çimento, demir çelik, elektrik, hidrojen ve gübre gibi karbon yoğun sektörlerimizin hızlı bir dönüşümden geçmesi gerektiğinin altını çizmek gerekir.” şeklinde konuştu.

İklim Kanunu hazırlıklarının hızla devam ettiğini aktaran Bilgiç, yakın zamanda ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) hayata geçirilmesini beklediklerini kaydetti.

“ÇSY risk notumuzla Türkiye’de ilk, dünyada ise ilk 9 kalkınma bankası arasında yer alıyoruz”

Murat Bilgiç, şirketlerin yeşil dönüşümünde nitelikli finansmanın ve finansman süreçlerinde teknik bilgi aktarımının rolünün çok kritik olduğuna dikkati çekerek, bu alana 30 yıldır yatırım yapan bir banka olarak müşterilerinin bu yolculuğunda yetkin bir iş ortağı konumunda bulunduklarının altını çizdi.

TSKB’nin müşterilerini dönüştürmeye başlamadan önce kendini dönüştürmeyi başarmış bir kurum olduğunu ifade eden Bilgiç, bugün kredi portföylerinin tamamına yakınının SKA odaklı yatırımlardan oluştuğu bilgisini paylaşarak, şöyle konuştu:

“Yenilenebilir enerji, verimliliği ve döngüsel ekonomiyi de içine alan sürdürülebilirlik temalı global fonlarımızın oranı ise yüzde 85 seviyesinde. Müşterilerimizi finansman olanaklarının yanı sıra danışmanlık kasımızla da besliyoruz. TSKB’den kredi alan her bir müşteri aynı zamanda dünya standartlarında bir sürdürülebilir finansman ekosistemine giriş yapmış oluyor. Bu da kredi yoluyla küresel rekabet gücünü ve itibarını artırmaları anlamına geliyor. Yakın zamanda Sustainalytics tarafından verilen ÇSY risk notumuzla Türkiye’de ilk, dünyada ise ilk 9 kalkınma bankası arasında yer alıyoruz. Global bankalar liginde ise 10. sıradayız. Bugün Türkiye’den bir bankanın bunu başarmış olması çok önemli. Biz bu sonuçları kalkınmanın tüm aktörlerini içine alan bir ekosistemde stratejik, somut, ölçülebilir ve etki odaklı adımlarımıza borçluyuz.”

“2053 net sıfır emisyon hedefinin başarılmasında sürdürülebilir finansmana erişim kritik önemde”

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, sürdürülebilir finansmana erişim için firmaların, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları gibi global kabul görmüş sürdürebilirlik hedeflerine uyumlanmasının kritik önem taşıdığına değindi.

Bilgiç, bunun da stratejik yaklaşımdan başlayarak sistemli adımlar atmayı ve her adımı ölçerek iyileştirmeyi gerektirdiğini söyleyerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu alandaki somut aksiyonları örneklendirmek gerekirse, elektrik ihtiyacı için temiz enerji kullanması, halihazırda kullanılan enerjinin yenilenebilir kaynaklı olarak değiştirmesi, enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmaların SKDM uyumunu gözeten yatırımlarla emisyon yoğunluğunu azaltması, 2053 net sıfır emisyon hedefi kapsamında tüm süreçlerin gözden geçirilmesi ve buna göre aksiyon alınması son derece önemli. Diğer yandan, mevcut üretim hattında yapılacak yatırımla enerji, su ve kaynak verimliliğinin sağlanması, döngüsel ekonomi ve atık yönetimine ilişkin yol haritası ve aksiyon planının belirlenmesi gerekiyor.

Şirketlerin iş sağlığı ve güvenliği kapsamında politikalarını ve uygulamalarını düzenli olarak güncellemeleri, IK politika ve süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığını önlemeye ve fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik adımlarını güçlendirmeleri de özel sektörün sorumlulukları arasında yer alıyor. Tedarikçi politikalarının gözden geçirilmesi, tedarik sürecinin tamamında sosyal, çevresel ve ekonomik hususlara dikkat edilmesi de elzem bir faktör. Aile şirketlerinin kurumsallaşma yönünde önemli adımlar atması da sürdürülebilir finansmana erişimi hızlandıran bir faktör olarak öne çıkıyor.”

“Dünya Bankasından alınacak 155 milyon dolar tutarında kredi ile Türkiye Yeşil Fonu’nu kuracağız”

Türkiye Yeşil Finans Projesi’nin 9 Kasım’da Dünya Bankası Yönetim Kurulu tarafından onaylandığını anımsatan Murat Bilgiç, yakın zamanda da konuyla ilişkili kredi anlaşmasını imzalamayı hedeflediklerini belirtti.

Yeşil Finans Projesi ile ülke genelinde yeşil dönüşüm sürecindeki şirketlere sermaye yatırımı sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Bilgiç, şunları kaydetti:

“Bu kapsamda Bankamız tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi ile Dünya Bankasından alınacak 155 milyon dolar tutarında kredi ile Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi AŞ aracılığıyla bir girişim sermayesi yatırım fonu olan Türkiye Yeşil Fonu’nu kuracağız. Dünya Bankası ile uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız ve geliştirdiğimiz bu projenin amacını ülkemizdeki firmaların yeşil dönüşümünü desteklerken, sermaye piyasaları yolu ile iklim finansmanına yönelik kaynakların çeşitliliğini ve miktarını artırmak olarak tanımlayabiliriz. Bu doğrultuda kuracağımız fon aracılığı ile firmalara sermaye yatırımı sağlarken özel sektör sermayesini de harekete geçirmeyi hedefliyoruz. Geleneksel faaliyetlerimizin aksine Dünya Bankasından sağlanacak bu kaynak müşterilerimize kredi olarak aktarılmayacak, TSKB uzmanlığıyla yönetilen bir fon bünyesine alınarak kriterlere uygun firmalarımızda sermaye yatırımı gerçekleştirilecek.”

“Proje büyüklüğünün 405 milyon dolar tutara ulaşması planlanıyor”

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, Dünya Bankası kredisini kullanarak kuracakları fon kapsamında yatırım yapılacak firmalar düzeyinde ilave 250 milyon doları özel sektör sermayesinin sağlanması, böylelikle sermaye niteliğindeki proje büyüklüğünün 405 milyon dolar tutarına ulaşmasının hedeflendiğini ifade etti.

Bilgiç, “Fondaki bu kaynak firmalara kredi olarak değil, sermaye olarak aktarılacağından çarpan etkisinin bu tutardan çok daha yukarıda olacağını ve ülkemize yeşil dönüşüm yolculuğunda önemli bir katkı sunacağını düşünüyoruz. Diğer bir ifadeyle bu fon, yatırım yapılacak şirketlere büyüme sermayesi sağlayarak şirketlerin borçlanma kapasitesini artıracak ve büyüme potansiyeli olan firmaları bu kapsamda da destekleyecek.” dedi.

Öte yandan, Bilgiç, TSKB’nin özellikle uzman olduğu ve bankacılık sektöründe yoğun olarak uygulanmaya başlanan çevresel, sosyal yönetim ve raporlama sistemlerinin bu fon kapsamında da kurulması ve uygulanması girişim sermayesi yatırım fonu pazarında bir ilk olacağını aktardı.

“Türkiye Yeşil Fonu, ülkemizde ve dünyada bir ilk olma niteliği taşıyor”

Murat Bilgiç, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve karbonsuzlaşma konusunda aldığı aksiyonlara etkin katkı sağladıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Başta Ulusal Katkı Beyanımız olmak üzere içinde Bakanlıklarımızın, BDDK ve SPK’nın da bulunduğu düzenleyici kuruluşlarımızın Emisyon Ticaret Sistemi, İklim Kanunu ve Ulusal Taksonomi bağlamlarında çok değerli çalışmaları ve yön gösterici yol haritaları bulunuyor. 12. Ulusal Kalkınma Planı da 2024-2028 dönemi için bize önemli bir yön gösteriyor. Türkiye Yeşil Fonu’nun iklim risklerinin etkilerini kapsayıcılıkla gözeten çıktılarıyla ülkemiz yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak yepyeni bir ekosistem oluşturacak olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Projemiz kapsamında kurulacak fonun, ülkemizde ve dünyada kredi ile finanse edilerek kurulan, yeşil ve kapsayıcı dönüşüm odaklı ilk girişim sermayesi yatırım fonu olacağına dikkati çekmek isterim. TSKB olarak Türkiye Yeşil Fonu gibi yenilikçi kaynaklarla ülkemizin sürdürülebilir kalkınması yolunda kırılganlıkları gözetirken ülkemiz hedeflerine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

TCC, Türkiye’ye 740 Milyon Dolarlık Yatırım Yaptı

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ile iş birliği yapan Taiwan Cement Corporation (TCC) Oyak’ın Denizli’deki yüzde 20 hissesini satın alarak Türkiye’ye 740 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ve Uzakdoğulu çimento üreticisi Taiwan Cement Corporation (TCC) arasında 2018’de başlayan ortaklıkta yeni bir işbirliğine gidildi. İki şirket arasında yapılan anlaşma sonucu, son dönemdeki en büyük yabancı yatırımlarından birine imza atıldı. Bu kapsamda, OYAK’ın Cimpor Portugal Holdings’de sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hisselerinin TCC’ye satılacağı duyuruldu. Bu şirketin hisselerinin yüzde 100 işletme değerinin ise 800 milyon Euro olduğu belirtildi. Böylece OYAK, Portekiz merkezli Cimpor’da yüzde 60 hissesinin tamamını 480 milyon Euro’ya satmış oldu.

Bu satışın haricinde ayrıca OYAK’ın, OYAK Denizli Çimento’da sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hissenin yüzde 20’si de 193.4 milyon Euro bedelle TCC’ye devredilecek. Tarafların 8 Aralık’a kadar söz konusu ön mutabakatlarını yansıtan nihai anlaşmaları imzalamaları bekleniyor.

220 Bin Tonluk Karbon Siyahı Üretimine İlişkin Yatırım Devam Ediyor

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, satışlar sayesinde ciddi boyutta nakit kaynak sağlanacağını belirtti. Erdem, şu bilgileri verdi: 

“OYAK Çimento’daki uluslararası ortağımız TCC ile ön mutabakata vardığımız anlaşma sonucunda ülkemize yaklaşık 740 milyon dolar tutarında nakit kaynak sağlanacak. TCC ile beraber elektrikli batarya ve enerji depolama konusunda da Türkiye’de yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz. Yine ortaklaşa yürüttüğümüz ve OYAK Grup şirketlerinden İsdemir’in atıkları kullanılarak işlenecek karbon siyahı üretim tesisimizin yıllık 220 bin tonluk karbon siyahı üretimine ilişkin yatırımımız da devam ediyor.”

‘’Ortaklıktaki Payımızı Artırmaya Karar Verdik’’

Beş yıl önce OYAK’la yaptıkları ortaklıkla birlikte uluslararası alandaki yatırımlarının ivme kazandığını belirten TCC Yönetim Kurulu Başkanı Nelson Chang ise, “Türkiye’ye olan güvenimizden dolayı bu ortaklıktaki payımızı artırmaya karar verdik” diye konuştu.

Chand ayrıca, OYAK’la birlikte Türkiye’de karbon emisyon indirgeme teknolojileri, elektrikli batarya ve enerji depolama alanındaki yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini de sözlerine ekledi.

Konut Kredi Hacmi Yılbaşından Bu Yana Yüzde 22,5 Arttı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) tarafından elde edilen bilgilere göre, 2023 yılbaşından bu yana konut kredi hacmi nominal bazda yüzde 22,5 artış kaydetti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre bankaların toplam konut kredisi stoku, yeni kullandırımların rutin geri ödemelerin de altında kalması nedeniyle özellikle eylül başından bu yana sürekli azalıyor. 2022 sonunda 360,2 milyar lira olan konut kredisi hacmi, bu yıl 25 Ağustos haftasında 447 milyar liraya ulaştıktan sonra, izleyen tüm haftalarda azalarak 17 Kasım itibarıyla 441 milyar liraya geriledi. Yılbaşından bu tarihe kadar olan dönemde konut kredisi hacmi nominal bazda sadece yüzde 22,5 oranında bir artış kaydetti.

Ocak-ekim döneminde TÜFE bazında enflasyonun yüzde 55 olduğu ve kasım ayı da dikkate alındığında bu, konut kredilerinde reel bazda ciddi bir daralma anlamına geliyor.

Krediye erişim güçlüğü ve diğer faktörlerin etkisiyle konut piyasası hızla daralırken, konut fiyatlarında pandemi ile başlayan, yabancı sığınmacılarla hızlanan, bu yıl şubat depremleri ile de tetiklenen artış trendi sürüyor.

Merkez Bankası’nın ‘Konut Fiyat Endeksi’nin en son açıklanan verisine göre Türkiye genelinde konut fiyatları eylül ayında önceki aya göre yüzde 4,3, ocak-eylül döneminde yüzde 64,2, son bir yılda nominal olarak yüzde 89,2 arttı. Konut fiyatlarında yıllık reel olarak ise yüzde 17,8 oldu. Konut fiyatlarında pandemi öncesi olan 2019 sonundan bu yana yaşanan kümülatif artış ise yüzde 815’e ulaştı.

Başka deyişle konut fiyatı o tarihtekinin 9,2 katına çıktı. Eylül sonu itibarıyla ‘konut birim fiyatı’, Türkiye ortalamasında 29 bin 110,4 m2/ TL düzeyinde bulunuyor. Birim fiyat İstanbul’da 43 bin 669,2, Ankara’da 22 bin 202,2 ve İzmir’de 33 bin 54,7 m2/TL düzeyinde. Buna göre 100 m2’lik bir konutun ortalama fiyatı İstanbul’da 4 milyon 367 bin, Ankara’da 2 milyon 220 bin, İzmir’de 3 milyon 305 bin ve Türkiye ortalamasında 2 milyon 911 bin lira. Konut fiyatlarında bir yıl öncesine göre en yüksek artış yüzde 96,2 ile Ankara’da yaşandı, bu oran İzmir’de yüzde 76,2, İstanbul’da yüzde 70 oldu.

Kaynak: Emlak Dream

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği’nden Saldırı Açıklaması

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği İzmir Şube Başkanı Tayfun Gücenmez, İzmir’in Bornova ilçesinde bir üyenin yaşadığı saldırıyla ilgili, “Denetimciler can güvenliğini sağlıyor ama denetimcilerin can güvenliği bulunmuyor.” dedi.

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği tarafından yayımlanan basın açıklaması şu şekilde:

”Geçtiğimiz hafta dernek üyemiz bir firmamızın Bornova ve diğer üyemiz firmamızın da Bayraklı ilçelerinde bulunan şantiyelerinde denetim sorumlusu 2 mühendisine saldırıda bulunulmuştur.

Bir mühendisin parmağı çatlamış diğeri ise darp izi almıştır. Meslektaşlarımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyor ve bu şiddeti kınıyoruz.

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği olarak, her bir yapı denetim çalışanının, denetim görevlerini yerine getirirken şantiyelerde aynı riskle karşı karşıya olduğunu belirtmek isteriz. Hakaret, tehdit, küfür -maalesef ki- sıklıkla karşılaştığımız durumlar. Oysa biz, halkın can güvenliği için binaların mühendislik kurallarına göre yapılmasını sağlamak üzere görevli kuruluşlarız. Denetimlerimiz sırasında yaptığımız her uyarı, düzeltilmesini istediğimiz her yanlış imalat, başta 17 Ağustos 1999 ve 6 Şubat 2023 depremleri  olmak üzere, daha önce defalarca yaşadığımız büyük acıları yaşamamak için. Ancak geldiğimiz noktada görüyoruz ki, kendi can güvenliğimiz yok. 

Yapı denetim kuruluşları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yetkilendirilmiş ve yine Bakanlık adına denetim yapan firmalardır. Biz görevimizin kutsallığının ve öneminin farkındayız. İstiyoruz ki bu ülkede tekrar deprem kaynaklı büyük acılar yaşanmasın -ki bunu mümkün kılacak olan yapı denetim kuruluşlarıdır. İnsanların evlerinde huzurla, depreme karşı güven içinde yaşamaları için sahadayız. Böylesine önemli bir kamu görevini yerine getirirken karşılaştığımız şiddetin hiçbir izahı, gerekçesi, affı olamaz. Bu yüzden tüm halkımızı yanımızda durmaya, destek olmaya davet ediyoruz.”

Kiptaş Kaper Sitesi’nde Satışlar Başladı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Kiptaş, Kartal’daki Kaper Sitesi’nde dönüştürülen konutların satışını başlattı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Kiptaş, kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. İstanbul’da Kartal ilçesinde 584 konuttan oluşan Kaper Sitesi kentsel dönüşüm projesinde satışlar devam ediyor. Dev dönüşüm projesinden ev sahibi olmak isteyenlere ise cazip fırsatlar sunuluyor.

Kiptaş, İstanbul’da Kartal ilçesinde hayata geçirilen Kaper Sitesinde yeni bir kampanya başlattı. Ev hayali kuranlara yüzde 15 peşinat ve vade farksız 36 ay taksit imkanı ile Kaper Sitesi’nin depreme dayanıklı konutlar satışa sunuldu.

2017 yılında Kartal ilçesinin Hürriyet Mahallesi’nde bulunan Kaper Sitesi, riskli yapı ilan edilmiş ve bu durum sonucunda 2019 yılında yıkılmıştır. Bu sürecin ardından, Kaper Sitesi hak sahipleri, İstanbul Yenileniyor projesine başvuruda bulunmuştur. Yapılan uzlaşma sonrasında ise yeni bir projenin temelleri atılarak yükselmeye başladı.

Kartal ilçesi, Hürriyet Mahallesi’nde yer alan Kaper Sitesi toplamda 584 konut ve 14 ticaret bağımsız birimden oluşuyor. Toplamda 598 bağımsız birimden oluşan bu projenin temeli, uzlaşma sürecinin tamamlanmasının ardından atılarak kaba inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Kaper Sitesi projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Kaynak: Emlak Pencerem

Kavak Yeni Sanayi Sitesi’nin Temeli Atıldı

Samsun’un Kavak ilçesinde yükselecek yeni sanayi sitesi projesinin çalışmaları düzenlenen törenle başladı. Törende ayrıca, 750 milyon TL bedele sahip su ve altyapı yatırımlarının da temeli atıldı.

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Kavak ilçesine yapılacak olan Küçük Sanayi Sitesi’nin temel atma merasimi ve yol, su altyapı yatırımları hizmete alma töreni gerçekleştirildi.

Törende konuşan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Kavak-Samsun yolunu 3 şeride çıkardık. Kavak ilçesini merkez ilçe statüsüne dahil ediyoruz. Kavak’ta kanalizasyon ve altyapıyı bitirdik. İçme suyu konusunda 1-2 mahalle kaldı, o da bitiyor. 5,5 kilometre kanalizasyon yaptık. 2,5 kilometre yağmur suyu, 190 kilometre de içme suyu hattı yaptık. Buradan neredeyse Sungurlu’ya kadar içme suyu hattı yaptık. Yeni 27 adet içme suyu deposu yaptık. 9 adet terfi merkezi yaptık. Kavak İleri Biyolojik Arıtma Tesisi bitti. Kavak’ta artık sulara arıtılarak veriliyor. 6,5 metreden dar yaptığımız yol yoktur. Yapılacak olan birkaç tane yolu da seneye tamamlayacağız. 283 kilometre sathi kaplama, 21 kilometre beton yol, BSK kaplama 7,5 kilometre, 25 kilometre yol genişleme çalışması yaptık. Bekdemir Konkasör Tesisi kurduk. Sanayiciler artık Kavak-Samsun ayrımı yapmamaya başladı. OSB 2. Etap da dolmak üzeredir. Bu sanayi şehrine destek olacak küçük sanayi sitesi yıllardır beridir ihtiyaçtı. Samsun en modern sanayi sitelerinden bir tanesini hem de ana yola cephe olan inşaatı tamamlayarak sanayi esnafımızın hizmetine sunacağız. Samsun’dan Kavak ilçesine geri dönüş başladı. Bu ilçede hoparlör ile işçi arıyorlar. Seçim zamanı verdiğimiz bütün sözleri tamamlamayı Rabbim bize nasip etti” dedi.

Kavak Belediye Başkanı İbrahim Sarıcaoğlu ise, “Kavak tarihi günlerden bir tanesini yaşıyor. Organize Sanayi Bölgemiz çok ciddi atılım içerisindedir. Bugün 41 tane fabrikamız orada faaliyet gösteriyor. 4. etapla ilgili çalışmalara başlıyoruz. 35-40 yıldan beridir beklenen bu küçük sanayi sıkıntısını Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız sayesinde temellerini atarak çözmüş oluyoruz. Özellikle son 4,5 yıl içerisinde Kavak’ta doğalgaz ile ilgili bir sıkıntımız kalmadı. Bütün mahallelerimiz doğalgaza kavuştu. Kavak Devlet Hastanesi’ni hizmete açtık. Dere ıslah çalışmaları bitirdik. 2 bin kişilik cezaevini hizmete açtık. Yeni 350 kapasiteli Kredi Yurtlar Kurumu(KYK) yurdunu hizmete açtık. OSB ile ilgili 3.ve 4. etap çalışmalarımız son hız devam ediyor. Hanımlar Lokalimizi kazandırdık. Kadınlar Kooperatifi Tesisimizi açtık. Mahalle içi parklar yaptık. Şehir içerisinde 500 bin metrekare parke ve yol çalışması yaptık” şeklinde konuştu.

İnşa edilecek Kavak Küçük Sanayi Sitesi ise yaklaşık 26 bin 300 metrekare alan içerisinde 50 adet dükkandan oluşacak. Toplam inşaat alanı yaklaşık 7 bin 75 metrekare olacak projede dükkanlar 1 kat olmakla beraber içerisinde birde ofis ve wc kısımlarının bulunduğu 1 adet asma kat yer alacak. 1 dükkan zemin kat 127 metrekare, asma kat 27 metrekare olmak üzere toplam 154 metrekare alana sahip olacak.

İnşaat çalışmaları süren tüm sanayi tesisi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Umman A.Ş.’den Çevreye Duyarlı, Geliştirilebilir Asfalt Plenti: Power Asphalt! 

Umman A.Ş. Power Asphalt markasıyla geliştirdiği yenilikçi asfalt sistemleri ile dünyanın dört bir yanından talep almaya başladı. Power Asfalt saatte 320 ton asfalt üretebiliyor. Performans analizleri, performans arttırıcı iyileştirmeler ve Ar-Ge ile sürekli güncellenen Power Asphalt makineleri, ihtiyaca yönelik çözüm üretirken kaliteli asfalt üretiminden asla ödün verilmiyor 

50 yıllık tecrübesiyle beton santralleri üreten Umman A.Ş., asfalt üzerine de çözümler geliştirerek grup bünyesinde Power Asphalt markasıyla hizmet vermeye başladı. Umman’ın imalat ve proje deneyimini güncel teknolojilerle harmanlayarak ürettiği çevreye duyarlı Power Asphalt plentleri proje üreticisine iş verimliliği ve yakıt ekonomisi sağlıyor. Yol projelerinde kullanılacak sıcak asfalt karışımını agrega, bitüm ve filleri belirli oranlarda karıştırarak yola serime hazır hale getiren asfalt plentlerine dünyanın birçok noktasından talep geldiğine dikkat çeken Umman A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’Kaliteli bir asfalt için kübik ve yıkanmış agrega, katkısız bitüm ve teknolojiye sahip bir asfalt plenti gerekiyor. Umman olarak ürettiğimiz Power Asphalt markamızda kaliteden ödün vermemek için ekipmanlarımız üzerinde performans analizleri ve performans arttırıcı iyileştirmeler, güncellemeler yapıyoruz. Bu yaklaşımımız, yol yapan proje üreticisi firmalara iş verimliliği sağlıyor. Hedefimiz daima yüksek performans ve verimlilik esasıyla üstün teknoloji ve üstün kaliteden ödün vermeden çalışmak. Dünyanın birçok noktasında ve ülkemizde asfalt projelerimize devam ediyoruz. Rusya, Ukrayna, Güney Sudan, Kazakistan gibi birçok ülkede ve Osmaniye’de asfalt plenti ve ekipmanları projelerini başarıyla gerçekleştirdik’’ dedi.

Power Asphalt bünyesinde sıcak asfalt üretimi için asfalt plentinin yanı sıra aşınma tabakası asfalt için modifiye tesisi, satih kaplama asfalt için emülsiyon tesisi, bitüm depolama ve servisi için bitüm tankları gibi ekipmanlar da ürettiklerini kaydeden Ahmet Bağcı, ‘’Ar-Ge projemiz mevcut. Halihazırda yapmaya devam ettiğimiz mobilitesi yüksek tek şasede taşınabilir asfalt plenti Ar-Ge’si yapmaktayız. Bu Ar-Ge’nin önümüzdeki yıllarda ülkemizde ve dünyada ilgi göreceğini düşünüyoruz’’ diye de sözlerine ekledi. 

Saatte 320 ton asfalt üretiyor!

Power Asphalt markasıyla ürettikleri yeni nesil asfalt makineleri ile dünya yol inşaat pazarında da rol oynamaya başladıklarını kaydeden Umman A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Bağcı; şunları söyledi: 

‘’Bugün 4 kıtada 40’ın üzerinde ülkede faaliyet gösteren 400 projede beton ve asfalt makinelerinin kurulumunu gerçekleştiriyoruz. Beton santrallerimizi dünyanın dört bir yanına ihraç ederken, inşaat projelerinde tercih edilen bir firmayken şimdi yeni bir alanda asfalt çözümlerinde de üretimlerimize başladık. Asfalt üreten yeni nesil sistemler geliştirdik, Power Asphalt markası altında yeni teknolojilerle yüksek kalitede ürettiğimiz bu asfalt panellerine ilgi var, ihraç etmeye başladık. En son teknoloji ile tasarladığımız en yeni ürünümüz olan ve saatte 320 ton asfalt üreten Power Asfalt bugün Avustralya, Avrupa, Kuzey Afrika başta olmak üzere pek çok ülkeden sipariş aldı. Kaliteden ödün vermeden, satış sonrası hizmetlerimiz ve modern otomasyon sistemimiz sayesinde 7/24 uzaktan servis desteği veriyoruz. Bu yaklaşımımız sorunu hızlı bir şekilde belirleyerek, giderebilmeye fırsat sunuyor. Sektörümüzü dünya çapında temsil etmekten ve ihracatta da liderlik etmekten gurur duyuyoruz. Dünyanın dört bir yanında bugün tamamen yerli üretim ve otomasyon olan Umman asfalt makineleri de kullanılıyor ve dünya çapındaki yollara bu makinelerimiz asfalt döşüyor. Üstün teknoloji ile donatılan Umman asfalt santralleri, aynı zamanda mevcut tesislere de entegre olabilecek yedek parçalarıyla birlikte üretiliyor. Asfalt plentlerinde, global ürünler kullandığımız için dünyanın her yerinde yedek parçaya rahatça ulaşabilmenizi sağlıyor. İleri seviye ERP sistemleri ile yönetilen Umman, beton ve asfalt sistemlerinin otomasyonunu da kendi yapıyor, müşterinin ve projenin ihtiyaçlarına göre geliştiriyor. Yurtiçi ve yurtdışında imza attığımız projelerde müşteri memnuniyetini daima önde tutuyoruz. Farklı uygulama örneklerimiz mevcut. Bu örnek çeşitliliği ve imza attığımız projelerde müşterilerimizin yüksek memnuniyeti, yeni projelerin de bize gelmesini sağlıyor.’’  

İnşaat Sektörü Üçüncü Çeyrekte Yüzde 8,1 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) üçüncü çeyrek verilerini açıkladı. Temmuz-Eylül dönemini kapsayan verilere göre, inşaat sektörü yüzde 8,1 arttı.

GSYH 2023 yılı üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,9 arttı.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat yüzde 8,1, sanayi yüzde 5,7, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 5,1, hizmetler yüzde 4,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,7 ve tarım sektörü yüzde 0,3 artarken mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 2,5 azaldı. Ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar ise yüzde 16,5 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,1 arttı.

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 79,8 artarak 7 trilyon 681 milyar 432 milyon TL oldu. GSYH’nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 295 milyar 815 milyon olarak gerçekleşti.

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 11,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 14,7 arttı.

Mal ve Hizmet İthalatı 2023 Yılı Üçüncü Çeyreğinde Yüzde 14,5, İhracatı İse Yüzde 1,1 Arttı

Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 14,5, ihracatı ise yüzde 1,1 arttı.

İşgücü ödemeleri, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 117,2 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 50,7 arttı.

İşgücü Ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer İçerisindeki Payı Yüzde 32,2 Oldu

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 26,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 32,2 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde %55,0 iken yüzde 47,0 oldu.

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi Yüzde 76,99 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) Ekim ayı sonuçlarını açıkladı. Endeks, yıllık yüzde 76,99 aylık ise yüzde 1,21 arttı.

H-ÜFE 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,21, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 74,08, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 76,99 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,10 artış gösterdi.

Gayrimenkul Hizmetleri Yüzde 72,57 Arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 63,90, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 94,90, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 81,38, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 72,57, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 92,53, idari ve destek hizmetlerde yüzde 95,10 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,61 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 0,53 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 3,03 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,36 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 4,52 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,54 azalış gerçekleşti.

Bakan Özhaseki, Kentsel Dönüşüm Yasası İle İlgili Konuştu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşüm yasası ve rezerv alanlarla ilgili merak edilenler hakkında konuştu.

Katıldığı televizyon programında herkes tarafından merak edilen soruları yanıtlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, şunları söyledi: 

“Yılbaşından önce 46-47 bin civarı konutu teslim edebileceğiz. Ne zaman başlamışsak bir yıl sonra teslim ediyoruz. Orta hasarlı binalar için yıkım olacak, yeni bina verin diyorlarsa tamam. Onları ağır hasarlı gibi göreceğiz, yeni evlerini vereceğiz. Yerinde Dönüşüm için de hak sahibi olarak 1,5 milyon lira para vereceğiz.

Güçlendirme için önce rapor almak lazım, uygun şekilde statikleri hazırlayıp belediyeye müracaat etmek lazım. Önümüzdeki ayın 29’una kadar müracaat edilirse Nisan ayı başına kadar raporlar getirilirse inşaata başlanacak. Bazı itirazlar da oluyor. Heyelanlı bölge var Kahramanmaraş’ta, izin vermek heyelan geldiğinde bunların ölümüne neden olur. Güçlendirme noktasında zorluğu oluyor, rapor alması, hesaplarının yapılması, belediye müracaatına kadar yorucu süreç var. Tercih vatandaşta. Vatandaş kolonu patlamış binayı sıvayıp boyuyor, az hasara alınmasını istiyor. Kim diyorsa ki dosya açılıp bakılıyor, şahsi kanaatimi sorarsanız ağır hasara atıp yeni ev vermek lazım. Tercih kendilerinin.

Mevcut kullandığımız alanlar içinde varsa rezerv alan olarak kullanmak istiyoruz. Rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş ve kamu arazileri. Kamu alanı varsa, burayı biz rezerv alan ilan edelim istiyoruz. Herhangi bir yerde karot örneği alıp depreme dayanıksız olduğunu kesinleştirmişseniz, burayı yönetelim diyorsa, vatandaş da yüzde 50’den fazlası istiyorsa işe başlıyorsunuz. Yüzde 50+1 şartı getirildi. Yarıdan bir fazlası konutları değiştirin diyorsa, onun kendine has prosedürü var, o işlem devam edecek. Arazi arz etmezseniz bir anda anlaşmalar yüzde 50’ye gidiyor. Toprak sahibi yüzde 50’sini alınca inşaat maliyeti yüzde 100 artıyor.

Kentsel Dönüşüm Yasası iki ana hatta var. Belediyeler yasası var değişiklik olmadı. Kolaylaştırıcı maddeler var, başlasınlar bir an önce. Bir nokta kadar dahi engelleyici yasa gelmedi. Tüm Türkiye için geçerli olan 50+1’le karar alabiliyorsunuz. Ruhsat aşamasında tamamının vekaleti isteniyordu, 50+1 ile veriliyor. Küçük payını Kenya’da oturan birine devrediyor. 0,5’lik mülkiyete tebligat yapılamadığı için inşaat olmuyordu. 

Türkiye Himalayalardan başlayıp Alplere kadar uzanan çizgi var, bu çizgideki en riskli 5 ülkeden biri. Her sene 2-3 deprem var. Şu ana kadar 130 bin insanı kaybettik. Böyle bir ortamda bu işin çözümü nedir diye bakarsanız güvenli evler yapıp yola revan olacağız. İstanbul’da 15 toplantı yapıldı. Deprem şurasını topladık. Yüzlerce insan geldi. Yapmaya çalıştığımız tek şey olası depremden vatandaşımızı korumak. 50+1’e itiraz edenlere baktığımızda yüzde 100’ü evimizi güvenli hale getirin diyor. Kira yardımlarını güncelliyoruz. Değer farkı oluşacaksa minimize etmeye çalışıyoruz, ödeyecekleri miktarlarda tutmaya çalışıyoruz. Vatandaşın üstüne yük gelmeden cüzi miktarlar kurtarmaya çalışacağız. Vatandaş ödeyemem diyorsa yaptığımız eve çıkıp oturabilir ama tapuya borcu hususunda şerh düşeceğiz. Borcu ödediği gün tapusunu alacak. Ben emekliyim, ne bileyim daha sonra siz beni borçlandırdığınızda ev elimden gidiyor mu diyordu. Evi yapalım, sonra gel otur diyoruz. Mirasçıları bu evden nemalanmak istiyorsa o borcu ödeyecekler.

Mekanizmaları harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu işin 3 tane olmazsa olmazı var. Birisi bakanlık. İkincisi belediye. Üçüncüsü de vatandaş. Onlar bize beraber yapalım dediklerinde sonuna kadar yanlarındayım ve beraber yapacağız.”

Karadeniz’e Hızlı Tren Projesi Geliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, katıldığı programda birçok önemli konuya değindi. Bakan, Karadeniz’de Yüksek Hızlı Tren projesi planlandığını belirtti.

Katıldığı televizyon programında yerli uydu, akıllı yol, Starlink uyduları ve 5G teknolojisine ilişkin konuşan Ulaştırma ve altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karadenizlinin yıllardır beklediği Yüksek Hızlı Tren projesi için de müjdeyi veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, önümüzdeki yıl ihalesinin yapılacağını, YHT ile 6 ilin birbirine bağlanacağını duyurdu. 

Bakan Uraloğlu’nun satır başları şu şekildeydi:

‘’Zengezur Koridoru’nda orta koridorda yer alıyoruz. Bizim projelerimiz sadece taşımacılığın değil, iletişim ve güvenliğin de sağlandığı bir projedir. Demiryolu tamamen yeni bir güzergah olacak. Biz Türk toplumu olarak sonuç odaklıyız. İki gidiş iki gelişli bir yolda günlük 60 bin kapasitesine ulaşılıyor ama bizim ilk hedefimiz bir otoyol yapabilmek değil. Projelerini bitirdiğimizi söyleyebilirim. Kamu kaynaklarını kullanıyoruz o yüzden doğru şekilde harcama yapmalıyız. 224 km’lik yolu 2028 yılından önceden bitirmek istiyoruz.

120 Kilometrelik Demir Yolu

Marmaray ile günde 600 bin yolcu taşıyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçecek olan 120 km’lik bir hat için çalışmalarımız sürüyor. Projesini bitirdik. 2024 yılının ilk aylarında ihalesini yapmış oluruz. Niyetimiz 2028 seçimlerine kadar bu hattı bitirmek olacak.

Starlink Uydularında Son Gelişme 

Starlink Uydularının Türkiye’ye gelmesiyle ilgili görüşmeler başladı. Doğru şartlarda bizde yararlanmak istiyoruz. Ancak uydularla ilgili güvenlik sıkıntısı olmaması için bizim elimizde bazı yaptırımların olması gerekiyor. Bunun görüşmeleri devam ediyor. 

Yerli Uydu Türksat 2024’te Teslim Ediliyor

Yerli uydumuz Türksat 6A’nın 2024 Mart ayında yerlim teslimi yapılacak, ardından SpaceX ile 2024 Haziran ayında yörüngeye fırlatılacak. Toplamda 10 uydumuz var ve bunların ömrü 10 yıllıktı. Kapasitemizi arttırmış olacağız. 

‘’Yap, İşlet, Devret Sistemi’nin Kârlı Olduğunu Düşünüyoruz’’

Ulaştırmada ihtiyacımız nedir diye düşünüyorduk. Bize ne lazım diye düşünüyoruz. Türkiye genelinde asgari yatırımların yapılması lazımdır. Bu projeyi İngilizler icat etti biz de kendimize uygun şekilde güncelleyip kullandık. Milli bütçeden yaptığımız projeler de var. 1915 Çanakkale Köprüsü’nü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü milli bütçeden yapsaydık. Tokat Erbaa’daki yolu yapamazdık. Tüm hesap aslında bu. 80 yılda yapılacak projeler 20 yıla düşüyor. 1915 Çanakkale Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü kar ediyor. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapım bedeli 2 milyar 540 milyon avrodur. Bugün ihalesini yapsak 3,5 milyar avro oluyor. Yap, işlet, devret sisteminin kârı biraz da bu oluyor. 

-Bizim bir ihtiyaç noktamız var. Nereden nereye geldik. 5G’ye ciddi bir yatırım söz konusu. 3 operatör ile bu yatırıma girdik. O teknolojiyi doğru fiyatla almak ve geç kalmamak için çalışıyoruz. 

Yolda Haberleşme Sağlanacak

Akıllı yol projesi için 15 bin kilometrelik fiber ağ çalışması başlattık. Otoyollarımızda fiber kablolarımız var. Isı ölçen sensörlerimiz var. Fiber altyapımız bütün otoyollarımızda mevcut. TÜRKSAT ve Karayolları Genel Müdürlüğümüz arasında Hasdal-İstanbul Havalimanı arasındaki 30 km’lik yolda akıllı ulaşımın pilot uygulamasını yapacağız. Aracın yolla haberleşmesini sağlayacağız. İkinci aşamada ise aracın yanındaki araçla haberleşmesini sağlayacağız. Antalya’da da bir uygulamamız olacak. Burada en yoğun çalışanlar ABD ve Japonya. Biz de bu ülkeler gibi kendi sistemimizi kuracağız. 

Akıllı Ulaşım Sistemleri Geliştiriliyor

Akıllı ulaşım sistemleri daha da geliştirilecek. 2035’e kadar araçların yarısı elektrikli olacak.  Şu anda akaryakıt istasyonlarında elektrikli şarj istasyonları kuruldu. Şehir içinde de bazı müstakil iş yerlerinde kurulmaya başlandı. Araç satışına göre de dağılım yapıyoruz. 

Ülkenin Her Yerine Demir Yolu Ağı

Bizim öncelikle Sivas Delice’den ayrılıp Çorum’a ve oradan da Samsun’a giden Yüksek Hızlı Tren projemiz var. Çorum’a kadar olan kısmın ihalesini önümüzdeki yıl yapacağız. Sonra oradan Samsun’a kadar kısmın projesi yapılacak. Buradan da Karadeniz sahilinden Batum’a kadar giden kısmın projesi yapılacak. Bunu hayata geçirirken; Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’i demiryolu ile bağlamış olacağız. Ülkenin her yerini demiryolu ağı ile sarmayı planlıyoruz.  

İstanbul’da Metro Hattı Çalışmaları Tüm Hızıyla Sürüyor

Çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. İstanbul’da hizmette girmesi beklenen hatlara baktığımızda; 

Küçükçekmece-Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı hattımızda Kayaşehir-Havalimanı hattını muhtemelen seçimden önce bitireceğiz.

Bakırköy-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar-Kirazlı hattında çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistemi yıl sonuna kadar hizmete açmayı planlıyoruz. Gayrettepe-Kağıthane 3,5 km’lik kısmı kaldı. Önümüzdeki aylarda trafiğe açmayı hedefliyoruz. Sonucu projemiz ise Altunizade-Çamlıca metro hattı. Burası da 2025 yılında hizmete açılmış olur.’’

Türkiye’deki ulaştırma ve altyapı projelerinin tümüne detaylarıyla birlikte buradan göz atabilirsiniz.

Nef Arsa, Diyarbakır’daki Yeni Satış Ofisini Hizmete Açtı

Nef Arsa, 31. ofisi olan Diyarbakır şubesini hizmete açtı.

Gayrimenkul sektörünün öncüsü Nef, ‘Nef Arsa’ları, Türkiye’nin önde gelen şehirlerinde yeni sahipleriyle buluşturmaya devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Konya, Antalya, Sakarya, Gaziantep ve Bursa’nın ardından Nef Arsa, Türkiye’deki 31. Ofisini Diyarbakır’da açtı. Nef Arsa’nın Almanya’da ise 9 ofisi bulunuyor. Diyarbakır Merkez Kayapınar ilçesindeki Fırat Mahallesi Mezopotamya Bulvarı’nda misafirlerini ağırlayacak olan satış ofisi, Nef Arsa’yı daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor.

Son iki yılda 3,5 milyon metrekare arsa satışı gerçekleştiren Nef Arsa; Sakarya’dan Assos’a, Beynam’dan Kaz Dağları’na, Çanakkale Köseler’den Dikili’ye, Ankara’dan Gaziantep’e, Nef Arsa’nın geniş ve çeşitli proje yelpazesi artık 30’un üzerinde satış ofisi aracılığıyla tanıtılıyor.

Tüm Nef Arsa lokasyonlarında yüzde 0,99 oranında banka kredisi fırsatı ve 24 aya varan vade seçenekleri sunan Nef Arsa projelerinde modüler ev sistemleri de Nef mimari tasarım ve uygulama güvencesi ile sağlanıyor.

Nef Arsa Satış Direktörü Emre Erkan, ev almanın kademeleştirilmiş hali olan Nef Arsa’nın 5 yıldır sektör içerisinde olduğunu belirterek, “Bir arsadan başlıyorsunuz, biz o arsanın geliştirmesini yapıyoruz, teknik konularını ve altyapısını hallediyoruz. Daha sonra projeyi teslim ettiğimiz zaman evinizi üstüne yapabiliyorsunuz ve bu evinizi önce bütçeniz kadar bir kısmını sonra ekleyerek yapabiliyorsunuz. Aslında bir nevi kademeli ev alma sistemi de diyebiliriz arsa yatırımı için.” ifadelerini kullandı.

2023 sonu itibariyle 40’a yakın ofise ulaşacaklarını belirten Erkan, “Nef Arsa gitgide büyüyor çünkü çok fazla talep var, arsa şu anda gayrimenkul piyasasında en çok talep gören ürün. Özellikle Anadolu’dan çok fazla talep var. Yatırım yapmak, güvenli yatırım yapmak aslında bir ihtiyaçtır.” dedi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep’in ardından 2’inci satış ofislerini Diyarbakır’da açtıklarını anlatan Erkan, “Diyarbakır da bizim çok talep gördüğümüz bir şehir, biz de çok büyük bir heyecanla buranın açılışını yaptık. Diyarbakır’ı seçmemizin en önemli sebeplerinden biri de Diyarbakır inanılmaz bir atılım içinde. Yatırım alıyor, yatırım yapıyor. Diyarbakır büyüdüğü, bizim ürünümüz de aslında bir yatırım ürünü olduğu için burası çok büyük bir potansiyel ve çok büyük bir fırsat.” dedi.

TOKİ’den 169 Konut, 192 İş Yeri

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) 32 ilde toplam 169 konut ve 28 ilde 192 adet iş yerini açık artırma ile satışa çıkarıyor. Satış tarihleri ise 13-14 Aralık olarak belirlendi.

Alıcılar, Adana, Ağrı, Ankara, Aydın, Balıkesir, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gümüşhane, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muş, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Tunceli, Van, Yozgat ve Zonguldak illerinde satışa sunulan konutlara yüzde 25 peşinat 72 ay vadeyle sahip olabilecek.

Ayrıca, Afyonkarahisar, Ağrı, Ankara, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bursa, Çorum, Denizli, Elazığ, Eskişehir, Giresun, Gümüşhane, Hatay, İzmir, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Niğde, Ordu, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Trabzon illerinde satışa sunulan iş yerleri ise yüzde 25 peşinat ile 48 ay vadeyle alınabilecek.

Açık artırmalar, Ankara The Green Park Hotel Çukurambar ile TOKİ İstanbul Hizmet Binası’nda yapılacak. Ayrıca internetten üzerinden de (www.emlakmuzayede.com.tr)  teklif verilebilecek. Açık artırmaya internet katılımı için kayıtlar 12.12.2023 Salı günü saat 10.30’a kadar yapılabilecek.

Açık artırmaya ilişkin bankacılık hizmetleri ise Türkiye Halk Bankası AŞ ve T.C. Ziraat Bankası AŞ tarafından yürütülecek. Başvurular ve teminatlar bu bankaların tüm şubeleri aracılığıyla kabul edilecek. Ayrıntılı bilgilere “www.toki.gov.tr” ile “www.emlakmuzayede.com.tr” internet adreslerinden ve “444 86 54” numaralı telefondan ulaşılabilecek.

Pik Demir İthalatında Düşüş

Türkiye’de Ocak-Eylül arası 9 aylık dönemde pik demir ithalatı yüzde 12,8 oranında düştü.

Pik demir ithalatı 2023 yılının Eylül ayında aylık yüzde 180,7 artarken yıllık yüzde 23,9 yükselişle 120 bin 447 metre seviyesinde kaydedildi. Kaydedilen seviyenin değeri ise aylık yüzde 162,2, yıllık ise yüzde 2,5 artarak 51,57 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Yılın ilk 9 ayında Türkiye’nin pik demir ithalatı yıllık 12,8 düşüşle 990 bin 215 metre olurken bu ithalatın değeri yıllık yüzde 34,6 düşüşle 458,55 milyon dolar oldu.

Söz konusu dönemde Türkiye’nin Rusya’dan yaptığı pik demir ithalatı yıllık yüzde 6,7 düşüşle 688 bin 645 metre oldu. Rusya’yı yıllık yüzde 9,6 düşüş ve 109 bin 294 metre ile Ukrayna ve 74 bin 418 metre ile Hindistan takip etti.

OYAK ve TCC’den Sürdürülebilirlik Ortaklığı

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ve Taiwan Cement Corporation (TCC), sürdürülebilir büyüme ve karbon emisyonlarını azaltma amacıyla, ortaklıklarını bir üst noktaya taşıdı.

OYAK’tan yapılan açıklamada, şirketin sürdürülebilir büyüme ve dünyaya açılma vizyonu doğrultusunda 2018 yılının en büyük yabancı yatırımını Türkiye’ye getirerek çimento sektöründe tarihi bir adım attığı hatırlatılırken, bunun sonucu olarak da şirketin Uzak Doğu’nun en büyük çimento üreticilerinden TCC ile kurulan ortaklıkla çimento pazarında önemli bir küresel rekabet avantajı sağladığı belirtildi.

Açıklamada, iki şirketin şimdi ise Cimpor Portugal Holdings’in hisselerinin yüzde 100 işletme değeri 800 milyon avro olmak üzere, OYAK’ın bu şirkette sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hisselerinin TCC’ye satışı ve OYAK Denizli Çimento hisselerinin yüzde 100 işletme değeri 1 milyar 300 milyon avro olmak üzere, OYAK’ın bu şirkette sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hissenin yüzde 20’sinin TCC’ye devredilmesine yönelik ön mutabakata vardıkları duyuruldu.

OYAK açıklamasında, tarafların 8 Aralık’a kadar söz konusu ön mutabakatlarını yansıtan nihai anlaşmaları imzalamalarının beklendiği bildirildi.

Stratejik İş Planları Devreye Alınıyor

Açıklamaya göre, çimento alanında 2018 yılında başlayan ortaklığın hemen ardından TCC ve OYAK stratejik iş planlarını devreye almaya başladı.

TCC’nin iştiraki olan ve dünyanın en büyük altıncı karbon siyahı üreticisi konumundaki Continental Carboun’un hakim şirketi Tayvanlı International CSRC Investment Holdings Co. Ltd. (CSRC) iş birliğiyle İskenderun’da karbon siyahı üretim tesisi kurma konusunda yatırım kararı alındı.

Türkiye’de araç lastiği başta olmak üzere birçok alanda kullanılan karbon siyahının, 300 milyon doları pazar büyüklüğü ile Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en büyüğü konumunda olan Türkiye’nin, OYAK ve TCC’nin karbon siyahı alanındaki ortak yatırımı sayesinde dışa bağımlılıktan kurtulması hedefleniyor.

İthalat Sıfırlanabilir

İthalatı sıfırlayabilecek kapasitedeki bu projenin, cari açığı azaltması, ihracat potansiyeliyle de ülke ekonomisine ve dış ticarete katma değer sağlamasına ve önemli miktarda dövizin ülkede kalmasına vesile olması bekleniyor.

Yatırımına devam edilen tesis, CSRC’nin uluslararası karbon siyahı iş kolundaki bilgi birikimi ve çeşitli sektörlere liderlik eden OYAK’ın gücüyle ile birleşerek hem enerji geri kazanımı ve emisyonlar açısından en ileri çevre koruma sistemleriyle donatılacak.

Öte yandan dünyanın önde gelen elektrikli batarya üreticisi Molicell’in de sahibi olan TCC, 2021 yılında enerji depolama işkolunda dünya markası olan Engie EPS’nin hisselerini satın alarak Molicell’de sahip olduğu batarya konusundaki yetkinliğini enerji depolama alanında da uluslararası ölçekte artırmak için önemli bir adım attı.

Ortaklığın iş birliği ile OYAK Çimento, düşük karbon ayak izine sahip kalsine kil teknolojisi ile dünya çimento sektörüne öncülük ediyor. Dünyanın ilk kalsine kil entegrasyonuna sahip çimento fabrikalarını kuran OYAK Çimento, dünyanın en düşük karbonu ile yaptığı üretimle Türkiye’nin Net-Zero taahhüdü veren ilk çimento şirketi sıfatını taşıyor.

‘’OYAK olarak ülkemizin geleceği ve ekonomisi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz’’

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem konuyla ilgili yaptığı açıklamasında; ‘‘OYAK ve TCC arasında tesis edilen iş birliğinin, önümüzdeki dönemde ülke menfaatlerimize uygun olarak gerek çimento gerekse diğer iş kollarında yapılacak yatırımlara olumlu katkı sağlayacağını biliyoruz. ‘Doğru alana doğru yatırım’ stratejisi çerçevesinde yatırım portföyünü sürekli olarak gözden geçiren OYAK olarak ülkemizin geleceği ve ekonomisi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

TCC ile varılan ön mutabakat sonucunda ülkeye yaklaşık 740 milyon dolar tutarında nakit kaynak sağlanacağını bildiren Erdem, ‘Hem küresel anlamda hem de dünya ekonomisine entegre olmuş ülkemiz için önemli bir yer teşkil eden iklim değişikliği, yeşil ekonomi ve yenilenebilir enerji dünyada her sektörün gündemini belirlemektedir. Biz de gelecek nesillere duyduğumuz sorumlulukla çevreye duyarlı, karbon ayak izi düşük yatırımlarla Türkiye’nin en büyük yenilenebilir enerji oyuncusu olmayı planlıyoruz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Erdem, TCC ile beraber dünyanın gündeminde olan elektrikli batarya ve enerji depolama konusunda Türkiye’de yatırım fırsatlarını da değerlendiklerini belirterek, şunları kaydetti:

‘’Yine ortaklaşa yürüttüğümüz ve OYAK Grup şirketlerinden İsdemir’in atıkları kullanılarak işlenecek karbon siyahı üretim tesisimizin yıllık 220 bin tonluk karbon siyahı üretimine ilişkin yatırımımız son hız devam ediyor. Ortak hedeflerimiz doğrultusunda attığımız karlı ve kararlı adımlar çevreci yatırım ve finansal sürdürülebilirlik stratejilerimize doğrudan katkı sağlayacaktır.”

‘’TCC ve OYAK ortaklığı dünya çimento sektöründe karbon emisyonlarının azaltılması konusunda öncüdür’’

TCC Yönetim Kurulu Başkanı Nelson Chang de yaptığı açıklamada beş yıl önce OYAK’la yaptıkları ortaklıkla beraber uluslararası alanda yatırımlarının ivme kazandığını aktardı.

Türkiye gibi yüksek stratejik öneme ve potansiyele sahip bir ülkede, OYAK’ın gücü ve vizyonerliği sayesinde beraberce inovatif ve sağlam adımlar atmaya devam ettiklerini belirten Chang, ‘Türkiye’ye olan güvenimizden dolayı bu ortaklıktaki payımızı arttırmaya karar verdik. Bunun yanı sıra karbon emisyonlarının azaltılması konusunda teknoloji ve sürdürülebilirlik yatırımlarımızla, TCC ve OYAK ortaklığının dünya çimento sektöründe karbon emisyonlarının azaltılması konusunda öncüdür.” ifadelerini kullandı.

Nelson Chang, TCC’nin yenilenebilir enerji alanında çeşitli sektörlerde yaptığı yatırımlarla entegre ve uluslararası yapılanmaya sahip olan ender şirketlerden biri olduğunu belirterek, OYAK’la beraber Türkiye’de karbon emisyon indirgeme teknolojileri, elektrikli batarya ve enerji depolama alanındaki yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini sözlerine ekledi.

Ekonomik Güven Endeksi Düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan verilere göre, ekonomik güven endeksi kasım ayında yüzde 1,3 azalarak 95,3 değerine geriledi.

Ekonomik güven endeksi Ekim ayında 96,5 iken, Kasım ayında yüzde 1,3 oranında azalarak 95,3 değerini aldı. 

İnşaat Sektörüne Güven Arttı

Bir önceki aya göre Kasım ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,1 oranında artarak 75,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,3 oranında azalarak 103,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,4 oranında azalarak 110,9 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında azalarak 111,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2,2 oranında artarak 91,0 değerini aldı. 

Dış Ticaret Açığı Ekim Ayında Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle hazırlanan dış ticaret verilerinin ekim ayı sonuçları açıklandı. Buna göre, dış ticaret açığı yüzde 17,5 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 artarak 22 milyar 871 milyon dolar, ithalat yüzde 0,6 artarak 29 milyar 390 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Dokuz Ayda ihracat Yüzde 0,2, ithalat Yüzde 1,1 Arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,2 artarak 209 milyar 904 milyon dolar, ithalat yüzde 1,1 artarak 303 milyar 821 milyon dolar olarak gerçekleşti.

​​Enerji Ürünleri ve Altın Hariç İhracat Yüzde 4,6, İthalat Yüzde 18,8 Arttı           

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Ekim ayında yüzde 4,6 artarak 19 milyar 721 milyon dolardan, 20 milyar 627 milyon dolara yükseldi.

Ekim ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 18,8 artarak 18 milyar 637 milyon dolardan, 22 milyar 135 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ekim ayında 1 milyar 508 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 11,5 artarak 42 milyar 761 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,2 oldu. 

Dış Ticaret Açığı Azaldı

Ekim ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,5 azalarak 7 milyar 902 milyon dolardan, 6 milyar 519 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ekim ayında yüzde 72,9 iken, 2023 Ekim ayında yüzde 77,8’e yükseldi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Ekim Döneminde Yüzde 3,2 Arttı

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 3,2 artarak 91 milyar 44 milyon dolardan, 93 milyar 917 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Ekim döneminde yüzde 69,7 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 69,1’e geriledi.

İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 93,5 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Ekim ayında imalat sanayinin payı yüzde 93,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,6, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Ocak-Ekim döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,6, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Ekim ayında ara mallarının payı yüzde 68,2, sermaye mallarının payı yüzde 15,7 ve tüketim mallarının payı yüzde 16,1 oldu.

İthalatta, 2023 Ocak-Ekim döneminde ara mallarının payı yüzde 73,0, sermaye mallarının payı yüzde 14,1 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,8 oldu.

Ekim Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Ekim ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 763 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 322 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 254 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 115 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 1 milyar 110 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,7’sini oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 17 milyar 666 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 12 milyar 261 milyon dolar ile ABD, 10 milyar 269 milyon dolar ile İtalya, 10 milyar 253 milyon dolar ile Irak ve 10 milyar 178 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,9’unu oluşturdu.  

İthalatta İlk Sırayı Çin Aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Ekim ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 761 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 233 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 606 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 344 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 247 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 41,5’ini oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 38 milyar 156 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 37 milyar 937 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 23 milyar 796 milyon dolar ile Almanya, 17 milyar 707 milyon dolar ile İsviçre, 13 milyar 87 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,0’ını oluşturdu.

İhracat Yüzde 0,2 Azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Ekim ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 0,2 azalırken, ithalat yüzde 6,6 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 4,7 artarken, ithalat yüzde 1,9 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Ekim ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,5’tir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,1’dir. Ocak-Ekim döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5’tir. Ocak-Ekim döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,7’dir.

Ekim ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 82,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 11,1’dir. Ocak-Ekim döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,9’dur. Ocak-Ekim döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,3’tür. 

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 20 Milyar 730 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Ekim ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,3 artarak 20 milyar 730 milyon dolar, ithalat yüzde 0,2 artarak 27 milyar 550 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ekim ayında dış ticaret açığı yüzde 14,8 azalarak 8 milyar 2 milyon dolardan, 6 milyar 819 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ekim ayında yüzde 70,9 iken, 2023 Ekim ayında yüzde 75,2’ye yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 azalarak 190 milyar 730 milyon dolar, ithalat yüzde 0,4 artarak 284 milyar 265 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 5,4 artarak 88 milyar 723 milyon dolardan, 93 milyar 535 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Ekim döneminde yüzde 68,7 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 67,1’e geriledi.

Kartepe Teleferik Projesinin İhalesi Tamamlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Kartepe’de yapılması planlanan teleferik projesinin ihalesi yapıldı. Projeye 4 firma teklif verdi.

Büyükşehir Belediyesi tarafından Kartepe Derbent Gazi Mustafa Kemal Caddesi Yol ve Teleferik Otopark yapımı için ihale düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi ihale salonunda elektronik sistemde yapılan ihaleye 4 firma teklif verdi. En düşük teklif 42 milyon 712 bin 384 TL oldu. Verilen teklifler ihale komisyonu tarafından değerlendirilecek.

Kartepe Derbent Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Caddesi üzerine toplam 770 metre yol yapılacak. Proje içerisinde duvar ve yağmursuyu hattı imalatlarının yanı sıra elektrik hatları yer altına alınarak aydınlatma çalışması yapılması da yer alıyor. Bu kapsamda yüklenici firma 6 bin 261 ton plentmiks alt temel, bin 982 ton aşınma, 4 bin 30 metrekare baskı beton, 10 bin 350 metreküp hendek kazısı, 6 bin metreküp dolgu, bin 500 metreküp taş duvar çalışması yapacak.

Kartepe Teleferiğin Derbent ayağında bulunan 2 bin metrekare alana 54 adet küçük araç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk caddesi üzerinde bulunan 3 bin 100 metrekare alana 16 adet büyük araç otoparkı inşa edilecek. Yol çalışmasıyla birlikte toplamda 70 araçlık 2 adet açık otopark yapılacak. Çalışmalar sözleşme imzalandıktan sonra 180 takvim gününde bitecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu projeyle teleferik hattı yolunca oluşacak yoğunluğu engellemeyi amaçlıyor.

Barut Hotels’in İki Yeni Projesi 2024’te Hizmete Girecek

Barut Hotels’in yeni otel projeleri Anda Barut Collection, Bayou Villas Didim ve Barut Goia 2024 yılında hizmete açılacak.

Antalya-Manavgat’taki Barut Goia 2024 sezonunu 45-85 m2 arasında değişen farklı oda tipleri ile üst düzey konaklama deneyimi sunacak. 

Barut Hotels, hizmet kalitesini Didim’e taşımaya hazırlandığı, 150 dönüm alanda doğayla iç içe, kendi koyunda hizmet sunacak olan Anda Barut Collection, aile, yetişkin ve karma otel bölümlerinden oluşacak. 

Barut Hotels’in çok beğenilen Bayou Villas ayrıcalıkları Lara’nın ardından şimdi de Anda Barut Collection’da yer alan Bayou Villas Didim’de misafirleri ile buluşmaya hazırlanıyor. 1 ve 3 yatak odalı olmak üzere toplam 13 özel villadan oluşan Bayou Villas Didim, deniz ve doğa manzarası eşliğinde benzersiz bir villa tatili deneyimi sunacak. 

Anda Barut Collection ve Barut Goia otel projeleri ile Barut Hotels’in tüm projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

İzmir’de Üç Raylı Sistem Hattı Çalışmaları 1 Milyar 235 Milyon Avroluk Bütçeyle Devam Ediyor

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir tarihinde ilk defa 1 milyar 235 milyon avroluk bütçeyle üç raylı sistem hattı inşaatı birlikte devam ediyor.” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kasım ayı olağan meclis toplantısının beşinci oturumunda kentteki raylı sistem ağının güçlendirilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Buca Metrosu, Çiğli Tramvayı ve Narlıdere Metrosu’nun süreçleri ve finans kaynakları ile ilgili konuşan Soyer, 1 milyar 235 milyon avro tutarındaki kaynağın projelere ayrıldığını aktardı.İzmir tarihinde önemli bir çalışma yürütüldüğünü belirten Büyükşehir Belediye Başkanı, “Şu anda İzmir tarihinde ilk defa üç raylı sistem hattı inşaatı birlikte devam ediyor. İzmir tarihinde böyle bir şey yaşanmadı. Buca Metrosu devam ediyor, ay sonunda köstebekler tünelleri kazmaya başlayacak. Şu an itibariyle 36 metreye inmiş durumda. Narlıdere Metrosu’nu 7 Şubat’ta açacağımızı duyurduk. Çiğli Tramvayı’nı 14 Şubat’ta açacağımızı söyledik, sona geldik. Üç ayrı raylı sistem çalışması devam ediyor. Bunlar büyük yatırımlar. Çiğli Tramvayı 183 milyon avro, Narlıdere Metrosu 287 milyon avro, Buca Metrosu 765 milyon avro. Bunların tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesiyle, yurtdışından yarattığı finansman imkanlarıyla ve başka hiçbir destek olmaksızın yapılan yatırımlardır.” dedi.

İzmir tarihinin en büyük raylı sistem yatırımı Üçyol-Buca Metro hattında çalışmalar hızla devam ediyor; dev tünel açma makinesi TBM’ler bu ayın sonunda yer altına girmeye hazırlanıyor. TBM’lerin gireceği General Asım Gündüz İstasyonu’nda incelemelerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Ay sonunda TBM aşağı inmiş olacak. Vaadimiz temel attıktan sonra 4 yıl içinde tesisi işletmeye açmaktı. Tarihinden önce bitireceğiz” diye konuştu. 


Üçyol-Buca Metro Hattı’nda dört ayrı TBM çalışacak. TBM’lerin ikisi öncelikle General Asım Gündüz İstasyonu ile Üçyol İstasyonu arasında, sonra Buca Koop İstasyonu ile Çamlıkule İstasyonu arasında tünel açma çalışmalarında kullanılacak.

İzmir’deki tüm ulaştırma projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Kozaklı Devlet Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Hızla İlerliyor

İnşaat çalışmalarının 2021 yılında başladığı Nevşehir, Kozaklı Devlet Hastanesi projesi hızla devam ediyor.

Nevşehir İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Hasan Tartar, Kozaklı Belediye Başkanı Av. Akif Kabukçuoğlu, İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Tarık Akbaş, Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Mehmet Kayacan, Halk Sağlığı Hizmetler Başkanı Dr. Hakan Öcal, Destek Hizmet ve Personel Başkanı Ramazan Burak Nalçacıoğlu ile birlikte Kozaklı Devlet Hastanesi proje alanını inceledi.

İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Tartar, projeyle ilgili şunları söyledi:


“2021 yılında temeli atılarak inşaatına başlanan Kozaklı Devlet Hastanede çalışmalar tüm hızı ile devam ediyor. İki blok olarak yapılan hastanemiz ilçede yaşayanların yerinde sağlık sorunlarına çözüm imkanı getirecek. Ameliyathaneleri, son teknolojiye sahip tıbbi cihazları, özellikli birimleri ile modern tıbbın imkanları sunulacak, ilçenin sağlık hizmet kalitesi yükselecek. Tamamlandığında 21 hasta odası, 2 ameliyathane, 15 poliklinik, 6 uzman branş da poliklinik hizmeti, 2 doğum salonu ile hizmete açılacak. Özellikli birimlerden diyaliz ünitesinde 6 yatakla, Palyatif bakım servisin de 4 yatakla hizmet verecek. Acil Servis te 2 poliklinikte hasta kabulü yapacak, 12 müşahede yatağı yer alacak, D Grubu Hastane olarak hizmet verecektir.”

Kozaklı Devlet Hastanesi’nin tüm proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Copa Isı Pompası Her Mevsim Yanında

Copa Isı Sistemleri, enerji sektöründe fark yaratan yeni ürünü ‘Copa Trion Isı Pompası’nı pazara sundu. Doğal kaynaklardan enerji üreten devrim niteliğindeki bu ürün, yalnızca enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkarmayı hedeflemiyor, aynı zamanda çevreci bir yaklaşımla doğanın korunmasına da katkıda bulunuyor. Copa, bu yenilikçi ve üstün teknolojili yeni ürünüyle sürdürülebilir enerjinin yönünü bugünden belirleyerek, kullanıcıların her mevsim yanında olduğunu vadediyor.

Copa Isı Sistemleri, enerji tasarruflu ve çevre dostu bir teknolojiyle donatılmış yeni ürünü Copa Trion Isı Pompası’nı pazara sundu. Sürdürülebilirlik ve verimlilik ilkesini merkezine alarak geliştirilen bu ürün, kullanıcılarına sadece enerji tasarrufu değil, aynı zamanda üstün bir performans sunmayı hedefliyor. Doğa ile uyumlu çalışma prensibi sayesinde Copa Trion Isı Pompası, hem bireylerin yaşam kalitesini yükseltiyor hem de gezegenin korunmasına katkıda bulunuyor. Bu yeni nesil ısı pompası, Copa’nın teknoloji ve ekoloji arasında mükemmel bir denge kurma vizyonunu yansıtıyor.

Enerji Verimliliğini Bir Adım Öteye Taşıyor

Havadan suya çalışma prensibine sahip Copa Trion Isı Pompası, enerji verimliliğini ve sürdürülebilir enerji kullanımını bir adım öteye taşıyor. Ürün sadece enerji tasarrufu sağlamıyor, aynı zamanda doğal kaynakları koruma ve çevresel etkileri azaltma hedeflerini de hayata geçiriyor. R32 gazının kullanımı, bu ürünün çevresel ayak izini daha da azaltarak, daha yeşil ve sürdürülebilir bir enerji çözümü sunuyor. Aynı zamanda, Copa Trion’un sunduğu üstün enerji verimliliği sayesinde kabarmayan faturalarla kullanıcıların yüzünü güldürüyor. Copa Trion’un enerji verimliliğindeki başarısı, EVI Teknolojisi’ne dayanıyor. Bu teknoloji sayesinde üretilen ısı tekrar kullanılırken, yüksek verimliliği destekleyen kaliteli komponentler de enerji tasarrufuna katkıda bulunuyor, böylece COP değeri önemli ölçüde arttırılıyor. 

Sessizliğin Gücü ve Kontrolün Rahatlığı

Copa Trion Isı Pompası, -25 ile +46 derece arasında çalışabilen geniş bir sıcaklık aralığına sahip. Ortalama 65 dB ses seviyesi ile çalışan ürün, yoğun kullanımlarda bile gözlemlenen ortalama gürültü seviyesini aşmıyor. “Takıp Unut, Şikayet Yok” diyen Copa, kullanıcılara hem yüksek performans hem de sessiz bir deneyim sunuluyor. Copa Trion Isı Pompası, Wi-Fi kontrol ile uzaktan çalıştırılabiliyor. Bu sayede kullanıcılar mobil uygulama entegrasyonu sayesinde Copa Trion Isı Pompası’nı her an kontrol edebilir ve enerji tasarrufu sağlayabilir. 

Copa yeni ürünü Trion Isı Pompası ile enerji verimliliği ve sürdürülebilirlikteki mükemmeliyetini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda müşterilere sunduğu kaliteli servis ve destek hizmetlerine olan bağlılığını da pekiştiriyor. Copa Trion Isı Pompası, kullanıcılara 2 yıl garantisiyle gelirken, yıllık bakım ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Copa, Türkiye genelindeki geniş servis ağı ve sürekli online desteğiyle müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutmayı hedefliyor. Her mevsim tüketicilere eşsiz bir konfor deneyimi sunmayı amaçlayan Copa Trion Isı Pompası, geniş sıcaklık aralığıyla yazın serinlik, kışın ise sıcaklık vaadiyle öne çıkıyor. Bu dikkat çekici özellikleriyle Copa, tüketicilere yıl boyunca konforlu bir yaşam sunma misyonunu sürdürerek, her mevsimde onların yanında olmayı hedeflediğini vurguluyor.

Orange City Balat İle Doğanın İçinde Modern Bir Yaşam Başlıyor

Özdilek Holding bünyesinde yer alan Orange İnşaat, konforlu yaşam alanları sunan konut projelerine bir yenisini daha ekliyor. Bursa’nın nezih semti Balat’ta hayata geçirdiği yeni projesi Orange City Balat ile doğanın içinde huzurlu ve modern bir yaşamı başlatıyor.

Yüksek prestijli konut projesinin ötesinde yeni bir yaşam tarzı sunan Orange City Balat, Özdilek Holding’in yarım asrı aşkın tecrübesiyle yeni fikirleri, doğanın tüm renkleriyle harmanlıyor. Modern yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan proje; konsepti, mimari çizgileri ve sosyal yaşam alanlarıyla Bursa’nın oksijen kaynağı Balat Atatürk Ormanı’nın tam karşısında konumlanıyor. Kültür, sanat, alışveriş ve eğlence merkezleriyle şehrin başlangıç noktası olan Balat’ta yükselen proje, çok yönlü ulaşım kanallarıyla da ayrıcalıklı bir yaşam vadediyor.

Konfor ve Teknoloji Kaliteyle Buluşuyor

Orange City Balat’ta, modern mimariyle dizayn edilmiş, akıllı ev sistemleriyle donatılmış geniş ve ferah daireler, konfor ve teknolojiyi birleştirerek yaşamı kolaylaştırıyor. Tüm taleplerin dikkate alınarak tasarlandığı projede, çeşitli büyüklükte ve özellikte farklı konut tipleri bulunuyor. Deprem yönetmeliğine uygun olarak son teknolojiyle tasarlanan Orange City Balat, güvenli bir yaşam sunuyor. Bir ailenin konforlu ve mutlu bir şekilde yaşayacağı nitelikli iç mekanların yanı sıra sosyal alanlarıyla da yaşama değer katıyor.

Geniş sosyal tesislerinde yer alan açık ve kapalı havuzları, fitness, pilates salonları, sauna ve kafeteryası ile her ihtiyaca hitap ediyor. Çocukların güvenli ve eğlenceli bir şekilde vakit geçirebilecekleri oyun alanları, yürüyüş parkuru ve doğayı yansıtan peyzaj tasarımlarıyla benzersiz bir yaşam sunuyor. İstanbul’a hem deniz hem kara yoluyla yakınlığı, Anadolu’yu Marmara’ya bağlayan hızlı tren güzergahı ile metro istasyonlarına kolay erişimi, otobana, şehir hastanesine ve üniversiteye yakın konumu sayesinde, kentin önemli noktalarına ulaşımda zamandan tasarruf ettiriyor. Mudanya’ya olan yakınlığıyla da deniz kenarında bir gezintinin tadını çıkarmanın ayrıcalığını sunuyor.

Doğanın Sesi Şehrin Işıltısıyla Yeni Bir Yaşam

Şehrin dinamiklerini, zamanın hızını ve ruhunu, ormana yakın konumuyla harmanlayan Orange City Balat, lüks bir konut projesi olmasının ötesinde, bir yaşam merkezi olarak sakinlerini ağırlamayı bekliyor.

Orange City Balat projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İnşaat Sektörü 6 Ayda Pozitif Tarafta Kalmayı Başardı

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başardı.’’ dedi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2023 Ekim Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde kalmayı başardı. Hem Beklenti hem de Güven endeksleri yukarı yönlü hareket etmesine rağmen Güven Endeksi tam eşik değerde iken, Beklenti Endeksi eşik değerin hemen altında kalmıştır. Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında ise Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıktı. 

Hazır Beton Endeksi 2023 Ekim Ayı Raporu’nda şu ifadelere yer verildi; 

‘’Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başarmış görünmektedir. Önceki dönemlerle kıyaslandığında söz konusu 6 ay oldukça uzun bir süredir. Hem Beklenti hem de Güven endeksleri yukarı yönlü hareket etmesine rağmen Güven Endeksi tam eşik değerde, Beklenti Endeksi ise eşik değerin hemen altında kalmıştır. Özellikle Beklenti Endeksi’nin 4 aydır düşük seyretmesi Faaliyetteki hareketin devam etmesini zorlaştıracak bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.

Geride bıraktığımız ekim ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre yükselmiştir. En fazla yükseliş Güven, en az artış ise Faaliyet Endeksi’nde olmuştur.’’

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başardığını ifade ederken, Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Ocak ayında özellikle kamu bankaları tarafından verilmeye başlanan “İlk Evim” konut kredisi ve sonrasında şubat ayında BDDK’nın konut alımında azami kredi tutarı güncellemesi sonrasında konut kredileri hareketlenmiştir. Bununla birlikte ağustos ayından itibaren uygulamaya konulan ve talebi kısma amaçlı politikalar ile yükselen faiz son 3 aydır konut kredisine olan talebi aşağı çekmeye devam etmektedir. Nitekim açıklanan ekim ayı konut satış rakamlarında ipotekli satışların payı %5,9’a gerilemiştir. Son 10 aydaki ipotekli satışlardaki azalma, geçen yıla kıyasla %31 olmuştur. Hem ekim ayına hem de yılın on aylık bölümüne toplam olarak bakıldığında, ilk ve ikinci el konut satış rakamlarındaki performansın aşağı yönlü hareket ettiği görülecektir. ” ifadelerini kullandı.

İDİS İçin Çalışmalar Tamamlandı

İnşaat Demiri İzleme Sistemi (İDİS) için başlatılan çalışmalar tamamlandı. Sistem, yılbaşında devreye alınacak.

İDİS’le Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından yurt içinde üretilen veya ithal edilen inşaat demirleri, üretim ve ithalat aşamasından nihai satış veya müteahhitçe inşaatlarda kullanım aşamasına kadar izlenecek.

Söz konusu sistem verileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Ticaret bakanlıkları ve Gelir İdaresi Başkanlığına da aktarılacak. İlgili tebliğ uyarınca, inşaat demiri üreten veya ithal edenler ile ihracatçı, toptancı, bayi, tüccar ve yapı müteahhitlerinin 1 Ocak 2024’ten önce İDİS’e geçmeleri zorunlu olacak.

Sistem Nasıl İşleyecek?

Darphane’den tedarik edilecek özel mürekkebin kullanıldığı güvenlikli etiket ve inşaat demir bağı inşaat demirlerine uygulanacak. Bu etiket, yüksek güvenlikli ve kopyalanamaz olacak. Etiket üzerinde, demirin üretimine ilişkin tarih gibi bilgiler de yer alacak. Yurt içinde inşaat demiri üretimi yapan firmalar üretim tesislerinde, inşaat demiri ithalatı yapan firmalar Darphane tarafında belirlenecek noktalarda ürünler üzerine etiketleme uygulaması yapacak. Etiket, her bir demir bağının üzerine takılacak. Mükellefler, etiket taleplerini İDİS üzerinden Darphane’ye bildirecek.

Nakliye Süreci de İzlenecek

İnşaat demirlerine uygulanan güvenlikli etiketler ayrıca saha denetimlerinde özel cihazlarla okutulup denetlenecek. İnşaat demirleri, toptancı, satıcı ve yapı müteahhidine sevk edilirken uygulama üzerinden çıkış ve teslim yapılacak ve bu işlemler, e-irsaliye ve e-fatura ile entegre edilecek. Malın nakliyecisi de bu sürece dahil olacak. Dolayısıyla üretim ve ithalat aşamasından inşaat müteahhitlerine kadar olan alım ve satım süreçleri sistem üzerinden izlenebilecek.

Yapı müteahhidi de İDİS’e kayıtlı olarak deposuna gelen demir bağlarını kontrol ederek teslim alacak. Yapı denetim kuruluşları ise aldığı numunelere ait etiket bilgilerini elektronik ortamda sisteme kaydedecek. Tüm paydaşların İDİS’e kayıt olma zorunluluğu bulunurken, sisteme aykırı durumların tespiti halinde usulsüzlük cezası kesilecek. İDİS dışında inşaat demiri üretimi, ihracatı, ithalatı, alışı, satışı ve kullanımı yapılamayacak.

Gayrimenkul Piyasasına Panik Atak Müdahale Yapılıyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, gayrimenkul piyasasında hızla yükselen fiyatlara devletin birtakım önlemler almaya çalıştığını ancak bu önlemlerin piyasaya panik atak bir müdahale olduğunu ve yetersiz kaldığını belirtti.

Enflasyon ortamında konutu bir yatırım aracı olarak görme eğiliminin arttığına dikkat çeken EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Konut satışların azaldığını görüyoruz. Daha da fazla azalmasını bekliyorduk ancak yine dirençli bir satışla karşı karşıyayız. Ekim ayında gerçekleşen bir ayda 93 bin konut satışı ciddi bir rakam. Türkiye’de nakit parayla konut alımı yapılıyor görünüyor ve eskiden yaklaşık yüzde 20 gibi ipotekli konut satışının toplam satış içindeki oranı varken bugün neredeyse yüzde 5’lere gerilemiş durumda. İpotekli satışta bu kadar en son Kasım 2018’de gerilemiştik. Takribi beş yıllık bir geri gidiş var.” dedi.

Krediler durdu, piyasa sakinledi

Enflasyonu durdurmak için kredi kullanımının azaltıldığına dikkat çeken Yazıcı,“Bu doğru bir karardı, piyasa biraz sakinledi. İpotekli konut kredileri sınırlandırılması sayesinde konut fiyatları yerinde sayıyor ve bir süre sonra da dolar bazında geriye gidecek. Geçtiğimiz yıl dolara ve enflasyonist ortama karşı yatırımcılar kendilerini korumak amaçlı gayrimenkule yöneldiler. Bir kısmı kredi aldı, bir kısmı elindeki nakit parayı korumak için gayrimenkule yatırdı ve fiyatlar olması gerektiğinden çok daha fazla arttı. Şimdi bunun dolar bazında geriye gitmesini bekleyeceğimiz bir döneme geldik ama ekonomik olarak yine aynı yaptırımların devam etmesi şartıyla. Bunun sonucu gayrimenkul fiyatları biraz sakinleşecek ama konuttaki barınma sorununa  uzun vadeli bu çözüm yeterlimi diye düşünmek gerekiyor.

Piyasaya panik atak bir müdahale var 

Bundan birkaç yıl önce Türkiye’de barınma sorunuyla karşı karşıya kalacağız demiştik. Çünkü fiyatlar yatırım yapan gayrimenkulcüler nedeniyle aşırı derecede hızlı yukarı doğru gidiyordu. Şimdi devlet birtakım önlemler almaya çalışıyor fakat bu önlemler çok nokta atışı, bütün resmi kaplayacak şekilde değil maalesef. 

Piyasada kiracılarla ev sahipleri arasındaki ilişkiyi devlet yüzde 25 ile sınırlandırmaya çalıştı ve bunun için uğraşıyor. Fakat öte yandan birçok kişi bu kira geliri ile yaşıyor. Piyasadan tespit ettiğimiz ev sahiplerinin son dönemlerde kiracılarını çıkarmaya çalıştıkları ve özellikle yabancı uyruklu kişilere yüksek fiyatlarla kiraya vermek istedikleri yönünde. Bunun en büyük sebebi, enflasyon ile her şeyin fiyatında büyük bir artış yaşanırken bu durumdan kira fiyatlarının da doğal olarak etkilenmesi. Türkler için farklı avantajlar sağlanması gerekli örneğin yabancıya kiralayanın göreceli olarak daha fazla oranda vergi vermesi lazım.

2024 yılı kiracılar açısından zorlu geçecek. Ev sahibi ile mal sahibi arasında problemler görmeye devam edeceğiz. Devlet “arabulucu çözsün” dedi ama arabulucunun elinde sihirli değnek yok, dolayısıyla sorunları biraz öteliyoruz, sorunları çözmüyoruz. Basit bir örnek neden taraflar değerleme raporu arabulucuya gelmek zorunda bırakılmıyorlar, uzlaşma için zemin hazır masaya oturamıyorlar, bu sayede arabuluculuğun başarısı artar yargının yükü azalır.  Gayrimenkulün orta, kısa, uzun vadeli birtakım çözümlere ihtiyacı var ve şu anda maalesef bunu yapamıyoruz.

Özetle diyebiliriz ki Türkiye’de gayrimenkule bir bütün olarak bakılamıyor. Gayrimenkule panik atak bir müdahale var .Gayrimenkul ile ilgili konuların kısa orta ve uzun vadeli daha kapsamlı düşünülmesi tek elde koordine edilerek yönetilmesi lazım. Bu bugünün veya yarının işi değil, dünün işiydi çok bile geç kaldık. 

Gayrimenkul Piyasaları Kurulu olmalı

Türkiye’de gayrimenkul çok büyük bir konu, gayrimenkulü tek bir elden yöneten bir kurulumuz yok. Sermaye piyasalarımız kurulumuz, bankacılık denetleme düzenleme kurulumuz var ama gayrimenkul kurulumuz yok, her şeyi bir orkestra şefi ritminde düzenleyecek bir kurum olmalı. Türkiye’de gayrimenkul tam anlamıyla kayıt altında değil, vergilendirmede problem var. Maliye bakanlığıyla kayıt altına alabilir, kira takibinin e-devlet üzerinden yapılması isteniyor ama bu durumda da açıktan para ödenmesi vb riskler var. Bu işe bir bütün resimde bakacak, kaçakları kapatacak doğruyu özendirecek teşviklerde bulunacak bir planlama ve koordinasyon kuruluna ihtiyaç var.” şeklinde konuştu.

İstanbul’da 3 Milyon 800 Bin Konut Deprem Riski Taşıyor

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, İstanbul’da depreme dayanıksız konutların 3 milyon 800 bini bulduğunu vurguladı. Şimşek, çelik yapıların en dayanıklı sistem olduğunu söyledi.

Dünyada bilinen tüm depremlerde, çelik yapılar diğerlerine göre çok daha az hasar almış. Ancak Türkiye’deki yapıların çok azı çelikten oluşuyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığı’nın Mart 2023 raporuna göre, deprem bölgesindeki binaların yüzde 86.7’si, dairelerin ise yüzde 95.4’ü betonarme. Binaların sadece yüzde 2.4’ü çelik iken, yüzde 3.5’i yığma ve yüzde 3.6’sı prefabrik. Geriye kalan diğer kategorisinde ise ahşap, karma veya tanımlanamayan taşıyıcı sistemler yer alıyor.

Türk Yapısal Çelik Derneği’nin araştırması, bu yüzde 2.4’lük paya sahip çelik yapılardan herhangi birinin göçüp can kaybına sebep olmadığını gösteriyor. Örneğin, Hatay’ın merkezinde bulunan, modüler çelik yapı sistemiyle inşa edilen The Museum Hotel, hiçbir hasar almadan depremi atlattı. Ne yazık ki, Türkiye’de tüm çelik yapıların oranı betonarme binalara göre çok düşük, sadece yüzde 5.

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapıların, depremin yaralarını daha çabuk sarabileceğini vurguladı. Şimşek, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, şimdiye kadar kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak -ki değil-, hâlâ İstanbul’da 3 milyon 800 bin deprem riski taşıyan konut var demektir” dedi.

Kaynak: Hürriyet

Karmod Ukrayna’daki Çelik Ev Projesini Tamamladı

Karmod, Ukrayna’nın Lviv kentinde başlattığı çelik ev projesini tamamladı. 

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Karmod Genel Müdürü Abdullah Yüceer, projenin ülkenin doğusu ve başkenti Kiev’de devam eden savaşa rağmen nispeten çatışmalardan uzak Lviv şehrinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Çelik konstrüksiyon evlerin farklı iklim bölgelerine özel donatılarla izolasyonunun yapılabildiğini vurgulayan Yüceer, ‘’Lviv özellikle kasım-mart döneminde yoğun soğukların yaşandığı bir şehir. Bu dönemde sıcaklıklar özellikle geceleri sıfırın altında 25 dereceleri bulabiliyor. Çelik karkas duvarlarımızda şehrin aşırı soğuk iklimine özel izolasyon uygulamaları yapıldı. Çatı sisteminde de aynı yalıtım uygulamaları devam etti. Yüksek yalıtımlı evlerimizi bölge kar yükü taşıması değerleri açısından da en güvenli şekilde inşa ettik. 

Konutlar Tuzla’dan Ukrayna’ya Kara Yolu ile Götürüldü

Lviv’de çelik ev modeliyle inşa edilen konutlarımız 3+1 planda 90 m2 ve 2+1 planda 68 m2 evlerden oluşuyor. Çelik evlerin proje ve üretimi Tuzla Orhanlı’da bulunan tesislerimizde gerçekleştirildi. Kara yolu tır taşımacılığı ile Lviv şehrine sevk edildi. Saha kurulumu yerel bayi ekiplerimizce tamamlanan evler oturuma hazır vaziyette teslim edildi.’’ dedi.

Konut Alımında Vatandaşın Önceliği Depreme Dayanıklılık

6 Şubat’ta Kahramanmaraş ve Hatay merkezli meydana gelen depremlerin ardından, vatandaşlar konut alırken göz önünde bulundurduğu kriterlerin sırasını değiştirdi. Buna göre dayanıklılık ilk sırayı alırken, birçok kişi güven duyacakları inşaat şirketlerini aramaya başladı. 

Şubat ayında meydana gelen deprem felaketinden sonra, tüketici alışkanlıklarında görülen değişikliklerden en büyüğü inşaat sektöründe oldu. Geçmişte konut almak isteyenler birçok kritere dikkat ederken, bugün ilk ve değişmez şart depreme dayanıklılık oldu. Pek çok vatandaş ise inşaat şirketini seçerken güven duygusunu ilk sıraya yerleştirdi. Kendilerinin de inşa ettikleri konutlarda oturduklarını söyleyen Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, vatandaşların konut alırken dikkat etmesi gereken ilk üç kriterin kalıcılık, sürdürülebilirlik ve sağlamlık olduğunu açıkladı. 

Mutfak dolabının rengi değil, betonun kalitesi önemli”

“Konut almak isteyenlerin artık en çok dikkat ettiği konulardan biri, kullanılan betonun kalitesi. Oysa eskiden mutfak dolaplarının rengine bakılırdı. Birçok kişi çevresinden tanıdıklara veya uzmanlara danışıyor, internet vasıtasıyla bilgi edinip kapımızı öyle çalıyor” diyen Sefa Alagöz, “İnşa ettiğimiz konut projelerinin sağlamlığı ve depreme dayanıklılığı birinci önceliğimiz. Halihazırda pek çok müşterimiz de üstlendiğimiz bu misyonun farkında ve bizi tercih etmelerinin arkasında yaptığımız işe duydukları güven yatıyor. Toprak altındaki otopark katlarından binanın çekirdek bölümüne kadar olan tüm kısımlarda perde beton kullanıyor, C-35 kalitesinde beton ve özenle seçilen demir kalınlıkları ile binaların depreme karşı üst düzey dayanıklı olmasını sağlıyoruz. Bu yaklaşım, Hema İnşaat projelerinin sadece estetik ve konfor açısından değil, aynı zamanda güvenlik ve sağlamlık konularında da öne çıkmasını sağlıyor” açıklamasını yaptı. 

Güven duygusu nesilden nesile aktarılıyor”

Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, “40 yıla yakın süredir konut ve diğer alanlarda inşaat projeleri geliştiriyoruz. Bu süreçte edindiğimiz en önemli deneyim, gayrimenkulde güven duygusunun oldukça önemli olduğudur. İnsanlar size, ürettiğiniz konuta ve işinizin arkasında durmanıza güvenmeli. Her şeyden önce burası bir deprem ülkesi ve üreten de satın alan da bu bilince sahip olmalı diye düşünüyoruz. Hema İnşaat olarak, bugüne kadar 9 bini aşkın bağımsız bölümün satışını gerçekleştirdik. Birçok kişi kendisine konut aldıktan sonra çocukları için de kapımızı çaldı. Güven duygusu, nesilden nesile bağ kurulmasını sağlıyor. Bizler kendi ailemizin oturmayacağı hiçbir konutu üretmiyoruz. Bugün her yeni projemizden kendi aile üyelerimiz de mutlaka bir ev satın alır” şeklinde konuştu.

“Kentsel dönüşüm projeleri önceliğimiz”

Gelecek dönem planlarından da bahseden Sefa Alagöz, “1999 depreminden bu yana kentsel dönüşüm projeleri yapmaya hassasiyetle dikkat ediyoruz. Örneğin şu anda devam eden Çengelköy Hillgarden216, bir kentsel dönüşüm projesidir. 2024 yılında başlamayı hedeflediğimiz Ümraniye Elmalıkent ve Üsküdar Kandilli projeleri de yine büyük alanlarda geliştirdiğimiz kentsel dönüşüm projeleri olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde geçmişte ürettiğimiz 9 bin konuta ek olarak yaklaşık 3 bin konutluk bir yatırım için de Ümraniye, Üsküdar ve Çengelköy bölgelerine yoğunlaşacağız. Diğer projelerimizde olduğu gibi, yeni başlayacaklarda da en kısa sürede projelerimizi finalize edeceğiz” şeklinde konuştu. 

Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, dayanıklılık kadar ödeme kolaylığının da konut alacakların ilk gündem maddelerinden biri olduğuna dikkat çekerek, “%50 peşinata vade farksız 18 ay taksitlendirme yapıyoruz. BDDK onaylı tasarruf finans şirketi olan İMECE ile işbirliğimiz var. Peşinat oranına göre değişen 36, 48, 60 ay gibi vade farksız taksit seçenekleri sunuyoruz” açıklamasını yaptı.

Konut Yatırımında Amortisman Süresi En Kısa Olan İller Antalya, Ankara ve Gaziantep Oldu

Kira fiyatlarının artışıyla birlikte konut yatırımında geri dönüş süresi kısaldı. En fazla konut satışı yapılan 10 il arasındaki Antalya, Ankara ve Gaziantep, amortisman süresi en kısa olan iller oldu.

Türkiye’de uzun yıllardır birçok kesim için en güvenli yatırım aracı gayrimenkul olarak görüldü, görülmeye de devam ediyor. Ancak son dönemde değişen piyasa koşulları ‘Konut yatırım aracı olmaktan çıkıyor mu’ tartışmasına neden oluyor. Yatırım için alımlarda en önemli faktör amortisman süresi. Alınan konutun kiraya verilmesi durumunda, satış fiyatının kaç yılda geri kazanılacağı hesaplanarak bu süre belirleniyor. Geçtiğimiz yıllarda hızla artan fiyatlar nedeniyle yatırımın geri dönüş süresi uzamıştı, son dönemde ise tablonun birçok ilde tersine döndüğü belirtiliyor. Konut fiyat artış hızının yavaşlamasına karşın, kira artışının devam etmesiyle amortisman süresinin kısaldığı görülüyor.

TSKB Gayrimenkul Değerleme tarafından en çok konut satılan 10 il üzerinde yapılan araştırmaya göre de, illerin çoğunda amortisman süresi kısalmış durumda. 2022 yılında konut fiyatlarında çok hızlı artış yaşanırken, kiralarda enflasyona yakın artışlar olması nedeniyle amortisman süresinin uzadığını söyleyen TSKB Gayrimenkul Değerleme Teminat Değerleme Departmanı Müdürü Gamze Ertaş Karcıoğlu, “2023 yılı itibarıyla, kiralardaki artışların konut fiyatlarındaki artışın önüne geçmesi, 2023 yılında yaşanan deprem felaketleri ile ortaya çıkan zorunlu göç ve yakın coğrafyadan alınan göç ile arza yeni katılımların düşük olması nedeniyle, geri dönüş sürelerinde 2022 yılına kıyasla azalma oldu” değerlendirmesini yaptı.

Geri dönüş sürelerinin, aynı il içinde, hatta aynı ilçede dahi konuma göre farklılık gösterdiğini belirten Karcıoğlu, “Birinci el ve ikinci el piyasada uç örnekleri arındırıp ortalama konut fiyatlarını ve evin güncel kira değerini baz alarak yaptığımız araştırmaya göre, 2023 yılı itibarıyla en düşük geri dönüş süresinin Ankara’da ve Antalya ilinde olduğu görülüyor. Ankara geri dönüş süreleri 15-18, Antalya’da 16-18 yıl aralığında. Bu illerin ardından, deprem felaketleri akabinde göç alan Gaziantep’in geldiğini görüyoruz. Şehirde geçen sene 22-24 yıl olan geri dönüş süreleri bu yıl 16-18 yıla geriledi” şeklinde konuştu.

Yapılan araştırmaya göre, deprem bölgesinden yoğun göç alan ve kira artışında zirvede yer alan Ankara, amortisman süreci en cazip il olurken, İstanbul ve İzmir’de de geri dönüş süreleri kısaldı. Karcıoğlu bu illeri şöyle analiz etti:

“İstanbul’da 2020’de konutlardaki ortalama satış fiyatlarının pandemi süreci ile birlikte hızlı bir şekilde yükseldiğini, sonraki yıllarda da bu artışın devam ettiğini görüyoruz. 2022 yılından itibaren kiralardaki artış hızının ise satış fiyatlarındaki artışa kıyasla yüksek kaldığı, bu doğrultuda geri dönüş süresinin önceki yıllara göre azaldığı görülüyor. 2021’de 20-23 yıl olan süre, bu yıl 18-21 yıl olarak hesaplandı. Ancak İstanbul özelinde, ilçe bazında geri dönüş süreleri de birbirinden çok farklı olabiliyor. İzmir’de, deprem ve pandemi akabinde ilk yıllarda konut fiyatlarındaki artışa kıyasla, kiralardaki artışın daha düşük kalması, ayrıca konut talebinin yüksek oranlarda artış göstermiş olması geri dönüş süresinde artışa neden oldu. İlerleyen yıllarda kiralardaki yüksek artışa bağlı konut değerlerinin doygun noktalara ulaşması ile birlikte amortisman süreleri 2-3 yıl geri geldi.”

Pandemi sonrası artan müstakil ve az katlı yaşam isteğiyle Balıkesir’in öne çıktığını, hızla artan fiyatlar nedeniyle 2022’de amortisman sürenin 26 yıla kadar uzadığını belirten Karcıoğlu, bu yıl kira artışlarıyla sürenin 21-24 yıla gerilediğini ifade etti. Bursa ve Kocaeli gibi büyük illerde de son yıllarda kiralardaki artışın konut fiyatlarındaki artışı geçmesiyle ortalama geri dönüş süresinin 1-2 yıl aralığında azaldığını ifade eden Karcıoğlu diğer iller için de şunları söyledi:

“Antalya’da ise Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle şehre gelen insanların maddi durumu iyi olanlar ev sahibi olurken, belirsizlik ortamının geçmesini bekleyen kesim kiralama yoluna gitti. Yıllık ya da 6 aylık gibi uzun süreli kira ödemeleri ev sahipleri için cazip geldi ve dolar, avro bazında yüksek bedellerle kiralamalar gerçekleşti. 2022’de yüksek kiralar nedeniyle amortisman süresi oldukça düşük gerçekleşirken, günümüzde ise 2021 yılıyla benzer seviyelere geldi. Antalya dışında sadece Konya ilinde sınırlı bir artış görülüyor. Mersin’de de Gaziantep’te görüldüğü gibi depremden etkilenen illerden gelen göç etkili oldu. Talebe bağlı hızla artan kiralar sonucunda amortisman sürelerinde düşüşler yaşandı.”

Son dönemde konut yatırımcısını beklemeye geçiren iki önemli gelişme oldu.

* Kiralara gelen yüzde 25 zam sınırının bir yıl daha uzatılmasıyla kiraya vermek için ev alma fikri cazibesini yitirdi. Enflasyon oranında zam yapılamaması, kiracıya açılan davaların 2-3 yılı sürmesi ev sahiplerini zorladı. Kimi ev sahipleri evini satışa çıkardı, kimi düşük kira yerine boş bırakmayı seçti.

* Yatırım amaçlı alıma en büyük engel kredilere gelen sınırlama oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), ağustos ayında aldığı kararla ikinci evini alacaklar için konut kredilerini sınırlandırdı. Buna göre tüketici, kendi, eşi ya da 18 yaşından küçük çocuğu adına ev varsa ve yeni bir ev için kredi isterse, evin değerinin yüzde 90’ı değil, yüzde 22.5’i kadar kredi çekebilecek. Bu adımla kredi muslukları yatırımcıya kapatıldı, ‘Sadece ilk evini alacaklara kredi var’ denildi. Ancak bu kesim de yüksek fiyat ve faiz nedeniyle konuta erişemeyince satış adetlerinde gerileme başladı.

Merkez Bankası’na göre konut fiyatı artıyor ama hızında ciddi düşüş var. Son açıklanan eylül verilerine göre yıllık yüzde 89.2 artışla, Ocak 2022’den sonra en düşük oran görüldü. Bu süre içinde yıllık artış yüzde 190’a kadar çıkmıştı. Sektör temsilcilerine göre düşen talep nedeniyle ikinci el piyasada pazarlık payı arttı. Geçtiğimiz aylardaki gibi hızlı satış olmadığını gören ev sahipleri indirime sıcak bakıyor. Ne olsa satılır bakış açısıyla ederinden yüksek fiyat belirleyenlerde düşüş daha fazla. Bu durum ‘köpük erimesi’ olarak yorumlanıyor. İkinci elde durgunluğun bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Yeni konutlarda ise tablo farklı. Artan arsa ve inşaat maliyetlerini gerekçe gösteren firmalar, ‘fiyatların düşmesi değil, aynı kalması bile söz konusu değil’ yorumunu yapıyor. Uzmanlar kiralarda da gerileme beklemiyor. Çünkü yatırım amaçlı alım azaldıkça kiralık arzı da düşüyor. Ev sahibi olmanın zorlaşması da kiracı nüfusunda artışa neden oluyor. Bir de kentsel dönüşüm sürecinde kiralık ev talebinin artacak olması ‘sınırlı arz-yoğun talep’ sorununu karşımıza çıkarıyor. 

Kaynak: Hürriyet

Konut Satışları Yerini Arsaya Bıraktı

Yüksek faiz oranları, kredilerin sınırlandırılması gibi birçok neden konut satışlarında düşüşe neden oldu. Konut alımını sınırlandıran vatandaşlar arsa ve tarlalara yöneldi.

Konuta talep var ama erişim oldukça zor. Ocak-ekim döneminde konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.3 düşerek 993 bin 835 oldu. Yılın 1.2 milyon bandında kapatılması bekleniyor. Son 3 yılda ise yıllık satış 1.4-1.5 milyon seviyesinde olmuştu. Bu yıl konut satışlarının düşmesinde artan fiyatlar, yüksek faiz oranları, kredilere gelen yasal sınırlama ve mevduat faizindeki artış etkili oldu.

Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz’ün haberine göre; İstanbul Gayrimenkul Değerleme (İGD) Yönetici Ortağı Dr. Ahmet Büyükduman düşüşe ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Konut satışlarının azalmasında faiz oranlarındaki artış nedeniyle kredili konut satışlarında gözlemlenen yüzde 60’lık azalış en önemli etken. Kredili olmayan satışlarda da hafif bir gerileme görülse de esasen adet olarak hâlâ güçlü görünüyor.”

Yüzlerce emlak ofisini bünyesinde barındıran MasterTürk Grubu’nun Başkanı Gökhan Taş, konutun yatırım aracı olmaktan uzaklaştığını, ihtiyacı olanın aldığını belirtti ve şunları söyledi: “Fiyat olarak TL bazında bir düşüş yok, olmaz da. Ama bu enflasyon şartlarında aynı kalması da düşüş anlamına geliyor. İkinci elde alıcı pazarının hakim olduğu, yani pazarlık marjının arttığı bir dönemdeyiz. 2024 yazına kadar bunun sürmesini bekliyoruz. Yeni proje için yoğun ruhsat başvurusu var. Yeni maliyet ve yeni fiyatlarla konutlar satışa çıkınca genel piyasada artışlar başlayacaktır.”

Pandemi sonrası artan müstakil yaşam isteği ve deprem endişesi arsa-tarla satışını tetikleyen en önemli faktörler oldu. Zaman içinde konuta erişemeyenlerin yönü de bu alana çevrildi. Yılın ilk 7 ayında 1 milyon 617 bin 812 adet gayrimenkul el değiştirdi. Bu satışların 675 bin 327’si konut olurken, 942 bin 485’i arsa, tarla ve işyerinden oluşan ‘konut dışı gayrimenkul’ satışı olarak gerçekleşti. Eylül ayında ise 280 bin 58 gayrimenkul satışı yapıldı, bunun da 100 bin 839’u konut, 144 bin 931’i arsa ve tarla oldu.

Tarla ağırlıklı olmak üzere arazi satışlarında son üç yılda hızlı bir artış yaşandığını söyleyen Ahmet Büyükduman şunları söyledi: “Pandemi sürecindeki kırsala yönelim ve yüksek enflasyona karşı servet koruma güdüsü konut satın almaya yetecek yeterli birikimi olmayanları tarla piyasasına yöneltti. Artan tarla fiyatları daha çok yatırımcıyı cezbettiği için bu ivme devam ediyor. Ancak kanaatimce bu eğilim ekonomik temellerden kopuk psikolojik bir sürü güdüsüne dönüşmüş durumda. Tarla piyasası balon riski taşıyor.”

Türkiye’de yatırımcıların tapu sevdiğini hatırlatan Gökhan Taş ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Elinde 2 milyonu, 1 milyonu olan kişi ev alamıyor, ama arsa ve tarla ile tapu sahibi oluyor. Bir de konutta fiyat TL bazında sabitken, doğru arsa yatırımında fiyat artıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bu alan cazibesini korumaya devam edecek.”

Ofisler, işyerleri ya da sanayi siteleri ise diğer iki seçenekten oldukça farklı bir noktada. Satış bedelleri çoğunlukla diğer gayrimenkullere kıyasla daha yüksek. Konuttaki kira sınırlaması ticari mülklerde yok. Bu, yatırımcı için avantaj olsa da, bu tip mülklerin profesyonel yatırım ve işletme gerektirdiği de unutulmamalı. Konut dışı gayrimenkul piyasasında da zorlu bir döneme girildiğini dile getiren Ahmet Büyükduman “İçinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürde ticari olarak tanımlayabileceğimiz bu segmentte satış adetlerinin daralacağını tahmin ediyorum” dedi.

Göktan Taş ise ticari gayrimenkulde daralma değil, canlılık beklerken nedenini şöyle anlattı: “Yeni ofis projesi yapılmıyor, arz yok. A sınıfı ofislerde doluluk yüzde 100’e geldi. Talep canlı, arz yokken bu alanda fiyat artışı kaçınılmaz. İşyeri için de doğru lokasyonda olan yerlerde kira artışları sürüyor. İstanbul’daki sanayi sitelerinde satış ve kiralama oldukça hızlı. İhtiyacı olan için de yatırımcı için de ticari gayrimenkul iyi bir seçenek. Ama bu alan konut gibi herkese açık değil, profesyonel yatırımcılara hitap ediyor.”

10 Ayda 1,4 Milyon Adet Arsa Satışı Yapıldı

Türkiye genelinde Ocak-Ekim arasında toplam 1 milyon 426 bin 146 adet arsa satışı yapılarak rekor kırıldı.

Ülke genelinde ocak-ekim döneminde 2 milyon 419 bin 981 gayrimenkul el değiştirdi. Bu satışların 993 bin 835’ini konutlar oluşturdu. Konut satışları 10 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalış gösterdi.

Arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satışları ise 10 ayda 1 milyon 426 bin 146 adetle tüm zamanların en yüksek ocak-ekim dönemi rakamına ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 1 milyon 391 bin 787 olarak gerçekleşmişti. Artış oranı yüzde 2,5 oldu. Konuttaki azalışa rağmen diğer gayrimenkul türlerindeki yükseliş dikkati çekti.

Arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satış sayıları ocak-ekim dönemleri baz alındığında 2021’de 1 milyon 176 bin, 2020’de 1 milyon 17 bin, 2019’da 828 bin, 2018’de ise 1 milyon 14 bin şeklindeydi.

Toplam satışlar içerisinde konut dışı gayrimenkullerin payı ilk kez yüzde 58,9’a ulaşırken, ekimde bu oran rekor kırarak yüzde 62,2 oldu. Ocak-ekim dönemi konut dışı satışların payı önceki 5 yılda yüzde 44,3 ile yüzde 54,5 arasındaydı.

İstanbul Değerleme Yönetici Ortağı ve gayrimenkul değerleme uzmanı Celal Erdoğdu, konut dışı gayrimenkul satışlarının çok büyük kısmını arsa ve tarlaların oluşturduğunu, rekoru da bu iki satış kaleminin getirdiğini söyledi.

Erdoğdu, ofis ve dükkanların başı çektiği ticari gayrimenkullerin ise fabrikalardan hastanelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığını anlattı.

Erdoğdu, arsa ve tarla satışlarındaki artışa ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Burada en önemli nedenler arasında Covid-19 ve depremler sonrası tarlalara artan ilgi yer alıyor. Konut fiyatlarındaki ve faiz oranlarındaki yükseliş de yatırımcıları bütçelerine uygun arsa ve tarlalara yönlendiriyor. Çünkü konut alamayan vatandaşlar özellikle enflasyondan korunmak için uygun fiyatlı arsa ve tarla yatırımı yapmak istiyor. Son zamanlarda da Trakya’nın batısındaki bölgeler ilgi çeken yerler arasında bulunuyor. Ayrıca vatandaşlarımız bu tarz yerlerden arsa veya tarla alıp ‘İleride gerekirse içine konteyner, prefabrik ya da tiny house’ koyarım diye düşünüyor. Bu da ilgiyi artırıyor. Son dönemde sosyal medyadan satış ilanlarının ve yatırımların arttığını görüyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda dikkatli olmalı.”

Şanlıurfa Türkiye’nin En Önemli Enerji Şehirlerinden Biri Oluyor

Şanlıurfa tamamlandığında dünyanın en büyük güneş tarlaları sayesinde ekonomik anlamda altın dönemini yaşayacak. Şehir, enerji ve tarım üssü konumuna yükseldiğinde dünya şehirleri arasına gireceğini belirten iş insanı Mehmet Mutlu, “Enerji yatırımlarının üzerine turizm yatırımları da eklenirse Şanlıurfa bölgenin yeni ekonomi üssü olabilir.” dedi.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli en yüksek şehirlerinden biri olan Şanlıurfa, yılda 3 bin saatin üzerinde güneşlenme süresiyle güneş enerjisi üretiminde büyük potansiyel barındırıyor. Geçtiğimiz yıl açıklanan ve yazın adımların atıldığı Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki toplam kapasitesini yüzde 50 artıracak ve 5 gigavatlık güneş enerjisi tarlaları, 2-3 yıl içinde tamamlanması ile dünyanın en büyük güneş tarlası olacak. Böylece Şanlıurfa, enerji ve tarım üssü konumu ile hem ülke ekonomisine hem de Şanlıurfa’ya büyük katkı sağlayacak.

Şanlıurfa’nın enerji potansiyeli, tarım ve diğer iş kollarının gelişmesine de imkân tanınacağını açıklayan Şanlıurfalı iş insanı Mehmet Mutlu, “Şehirde tarım ve hayvancılık faaliyetleri sonucu oluşan atıkların değerlendirilmesiyle biogaz tesisleri de kurulabilmesi ile Şanlıurfa Türkiye’nin en önemli enerji şehirlerinden biri konumuna gelecektir. Ayrıca, biogaz tesislerinin yan ürünü olan kompost, tarımda gübre olarak kullanılabilecek ve toprağın verimliliğini artıracaktır. Böylece, Şanlıurfa’nın tarım ürünleri hem kalite hem de miktar olarak artacaktır.” dedi.

Şanlıurfa enerji ve tarım atılımları ile dünya şehirleri arasına girecektir

Şanlıurfa’nın, yenilenebilir enerji potansiyeli sayesinde hem kendi hem de ülkenin enerji ihtiyacını karşılayacağını ve enerji bağımlılığını azaltılmasında kilometre taşı olacağına inandığını belirten Mutlu, şehrin büyük potansiyeline inandığı için belediye başkanlığına aday adaylığını açıkladığını kaydederek, “Aynı zamanda, enerji üretimi, tarım ve diğer iş kollarının gelişmesine de katkı sağlamakta ve şehrin sosyo-ekonomik kalkınmasına destek olacaktır. Şanlıurfa’nın yenilenebilir enerji ve tarım sektörlerindeki liderliğini Türkiye’yi aşacağı hatta dünyanın önemli şehirleri arasına girecektir.” ifadelerini kullandı.

Geliştirdiği projelerle tarım ve enerji alanındaki atılımları artırmak için çalışmalarını hızlandırdıklarını kaydeden aday adayı Mutlu, enerji yatırımlarının üzerine turizm yatırımları da eklenirse Şanlıurfa bölgenin yeni ekonomi üssü olabileceğini kaydetti.

Şanlıurfadaki tüm Güneş Enerjisi Santrali (GES) projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binası İnşaatı Yüzde 60 Tamamlandı

Fraport TAV Antalya Havalimanı Yönetim Kurulu Başkanı Holger Schaefers, ‘’Yeni terminallerin inşaatı devam ediyor. Çalışmaların yüzde 60’ı bitti. Antalya Havaalanı, uluslararası havaalanları içerisinde bir şaheser olacak.” dedi.

Fraport TAV Antalya Havalimanı Yönetim Kurulu Başkanı Holger Schaefers, Uluslararası Resort Kongresi’nde “Havalimanlarının Turizm Gelişimindeki Rolü” konulu oturumda Türkiye’nin coğrafi konumunun özellikle havacılık sektörü için çok önemli bir noktada olduğunu belirtti.

Holger Schaefers, “Türkiye, 200’den fazla uluslararası noktaya direkt ulaşımı sahip. Bu noktada bize havacılığın turizm üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde gösteriyor. Türkiye’nin 2028 yılında kadar 100 milyar Dolar turizm gelirine ulaşma hedefi var. Bu büyük bir hedef. Türkiye’nin bu hedefe ulaşması için biz de çok çalışmak durumundayız.” diye konuştu.

‘’Antalya Havalimanı Oldukça Başarılı Bir Noktaya Ulaştı’’

Antalya’nın bugün sahip olduğu hava trafiği bir başarı hikayesi olduğunu vurgulayan Schaefers, “Türkiye ve Antalya havacılık konusunda her zaman için en üst sıralarda değildi. Şimdi şunu söyleyebilirim ki artık Antalya, Akdeniz çanağında en çok tercih edilen destinasyon haline geldi. 1990’lı yıllardan bugüne kadar hep krizler meydana geldi. İnişli çıkışlı gelişmeler yaşandı ve bunların neticesinde Antalya havalimanı oldukça başarılı bir noktaya ulaştı. Antalya hem bir destinasyon hem de yoğun bir transfer ve aktarma noktası haline geldi. Bir kuş, dalın kırılmasından korkar mı? Hayır, çünkü uçabiliyor. Biz de bu mantıkla ilerliyor ve çabalıyoruz.” şeklinde konuştu.

Schaefers, “Mevsimsellik bizim için de bir sorun. Sezon dışındaki dönemler üzerinde daha fazla çalışmalıyız. Hem oteller hem de havayolları olarak. Çünkü hem Antalya hem de Türkiye olarak her türlü imkana sahibiz. Bu imkanlar kışında kullanıldığı takdirde biz de havaalanları olarak kışında turist getirebilmek adına elimizden geleni yapıyoruz. Bildiğiniz gibi yeni terminallerin inşaatı devam ediyor. Çalışmaların yüzde 60’ı bitti. Mümkün olan en kısa sürede bütün çalışmaları tamamlayarak gelecek yıllarda bunlara ek olarak farklı projelerle havaalanını büyütmeye devam edeceğiz. Antalya Havaalanı, uluslararası havaalanları içerisinde bir şaheser olacak.” ifadelerini kullandı.

Antalya Havalimanı yeni terminal binası projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Polat Gayrimenkul’ün Yeni Projesi ‘Polat Levent Exclusive’ İstanbul’a Değer Katacak


Polat Gayrimenkul, İstanbul’un Levent ilçesinde yükselecek yeni projesi Polat Levent Exclusive’ı tanıttı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Polat Gayrimenkul, İstanbul’da yeni bir projeye imza atacak. Polat Levent Exclusive rezidans ofis projesi, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Yücel ve mimar Gökhan Avcıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyla tanıtıldı. 

Tasarım ilhamını su, doğa ve dengeden alan Polat Levent Exclusive, metropol yaşamının yeni dinamiklerine uygun konut ve home office konseptleri ile dikkati çekerken, sadelik ile şıklığı buluşturacak.

Açıklamada basın toplantısındaki konuşmasına yer verilen Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Polat, ‘Polat Levent Exclusive, Levent’in eski müstakil evlerden oluşan yapısına modern bir yorum katan rezidans konsepti içinde kendi kat havuzları ve terasları bulunan, yerden tavana kadar camlı dubleks home officeleri ile benzersiz mimariye sahip bir proje. 40 milyon dolar yatırım yaptığımız projemiz bir yandan geleneksel Levent semt hayatına göz kırparken sakinlerine lüks bir müstakil ev rahatlığını yaşatacak.’ ifadelerini kullandı.

Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yücel de projenin Levent’e büyük değer katacağını aktararak, şu bilgileri verdi:

‘’Projemiz, konutlar, home officeler ve ticari alandan oluşan karma bir rezidans ofis projesi. 1+1, 2+1 ve 3+1 olarak aynı zamanda birleştirilebilir toplam 77 adet, tercihe göre teraslı, balkonlu ya da kişisel havuzlu dairelerimiz mevcut. 9 adet yerden tavana kadar camlı dubleks home office ve 21 ticari birimden oluşan projemiz yüzeyden itibaren 14 katlı bir yapı. Ayrıca binamızın 176 metrekarelik sosyal alanı ve 250 metrekarelik terasında bir de ortak havuzu bulunuyor. Toplam inşaat metrekaremiz 24 bin 991 metrekare olacak.’’

Açıklamaya göre, Levent’te, şehrin manzarasına nazır, 2 bin 392 metrekarelik bir alanda inşa edilecek Polat Levent Exclusive’in modern, işlevsel ve şık mimari tasarımı Gökhan Avcıoğlu-GAD Mimarlık imzasını taşıyor.

Her katı çepeçevre saran cam cepheler, katlarda yer alan gökyüzü bahçeleri, sonsuzluk havuzu seçenekleri ve ışık tasarımıyla Polat Levent Exclusive, yüksek tavanlı dairelerinde sadeliği, modernliği, teknolojiyi ve konforu buluşturan iç tasarımıyla da öne çıkıyor.

Şehrin merkezini kalabalık ve telaşla değil, sakinlik ve pratiklikle hayatın merkezi haline getiren Polat Levent Exclusive rezidans ofis, İstanbul’un önemli ulaşım noktalarına olan yakınlığıyla öne çıkıyor.

Kaynak: AA

Fuzul Topraktan, Aşamalı Konut Sahibi Olma Projesini Hayata Geçirdi

Fuzul Holding bünyesindeki Fuzul Topraktan, aşamalı konut sahibi olma projesini başlattı.

Fuzul Holding açıklamasına göre, söz konusu sistemle gayrimenkul sektörüne yeni bir soluk kazandıran Fuzul Topraktan, Türkiye’de herkes için ev sahibi olmayı ulaşılabilir kılmayı hedefliyor.

Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmesine yer verilen Fuzul Topraktan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal, Türkiye’de arsa ve konutun en büyük yatırım aracı olarak görüldüğünü belirterek, ev sahibi olma hayaline çözüm noktasında ülkeye ve millete katma değer sağlayacağına inandıkları Fuzul Topraktan şirketini faaliyete geçirdiklerini kaydetti.

Türkiye’de bir ilke daha imza atmanın gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını belirten Akbal, ‘’Fuzul Topraktan olarak hayata geçirdiğimiz Aşamalı Konut Sahibi Olma Sistemi sayesinde hem arsa hem de konut sahibi olmayı mümkün kılıyoruz. Aşamalı Konut Sahibi Olma Sistemiyle yatırım değeri yüksek lokasyonlarda konut imarlı arsalara yatırım yapan kişiler inşaatın tamamlanmasıyla birlikte ev sahibi olabilecek.’’ ifadelerini kullandı.

Yüzde 30 daha hesaplı ev alma imkânı

Ev sahibi olmayı yaklaşık yüzde 30 daha hesaplı hale getiren Fuzul Topraktan’da arsa yatırımlarının da değer kazandığını bildiren Faruk Akbal, ‘Vatandaşlarımız yalnızca kendi payına düşen inşaat maliyetini karşılayarak arsa üzerinde yapılacak konut projesinden Fuzul Topraktan güvencesiyle maliyetine ev sahibi olabilecekler. Ev alırken yüzde 30’a yakın yatırımcıların bütçesini korumuş oluyoruz.’ açıklamasında bulundu.

Açıklamaya göre, ‘Aşamalı Konut’ sahibi olmak için yatırımcılar ilk olarak, tüm süreçleri belirlenmiş, projelendirilmiş ve Fuzul Topraktan tarafından konut inşaatı yapılacak bir arsada önce evinin arsa payına sahibi oluyor. Yapılması planlanan evin önce toprak sahibi olunurken, ikinci aşamada ise arsa payına düşen evin inşaat maliyeti taksitler halinde ödeniyor. Evin inşaat süreçleri ise Fuzul Toprak’tan tarafından tamamlanıyor. Bu sayede ev sahibi olmak isteyen kişiler ekstra bir maliyet yüküne katlanmadan daha düşük bütçeyle ev sahibi olma imkanı kazanıyor.

Bakan Özhaseki: ‘’100 Bin Çelik Ev İnşa Edeceğiz’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kahramanmaraş Toplu Konut İdaresi (TOKİ) alanını ziyaret etti. Bakan, ziyaretin ardından önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Özhaseki, depremin etkilediği bölgelerde yaşanan hasarları gidermek ve vatandaşların evlerini yeniden inşa edebilmeleri için önemli adımlar atıldığını belirtti. Özhaseki, şu ana kadar 850 bin bağımsız birimde meydana gelen hasarın karşılığında 200 binden fazla konutun ihalesinin yapıldığını ve teslimatların devam ettiğini ifade etti. Ayrıca, vatandaşların talepleri doğrultusunda başlatılan yerinde dönüşüm projesine 245 bin vatandaşın başvuruda bulunduğunu söyledi.

Bakan, “Vatandaşlarımız doğdukları yerlerden ayrılmak istemiyorlar. Bu nedenle yerinde dönüşümü desteklemek amacıyla yeni bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda, 100 bin çelik ev inşa etme kararı aldık. Bilim adamlarının önerisiyle başlatılan çelik ev projeleri, depreme dayanıklılığı ile dikkat çekiyor. İhaleler devam ediyor ve hızla ilerliyoruz” dedi.

Şehir Merkezlerinde Yeniden İnşa Çalışmaları

Özhaseki, depremin etkilediği şehirlerin merkezlerinde sosyal hayatı canlandırmak ve vatandaşların geri dönüşünü sağlamak amacıyla yeni dönüşüm projeleri üzerinde çalıştıklarını belirtti. Şehir merkezlerindeki inşaat çalışmalarının başladığını vurgulayan Bakan, özellikle zemin etütleri sağlam çıkan bölgelerde projelerin hızla devam ettiğini ifade etti.

Şehir merkezinde yapılan inşaatlarda kazık çalışmalarının sürdüğünü belirten Bakan Özhaseki, “Güvenli inşaatlar için kazık çalışmalarına 40 milyon dolara yakın bir bütçe ayırdık. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte binaların estetik ve güvenli bir şekilde inşa edilmesini sağlamış olacağız” dedi.

Bakan, uygun olmayan alanlar hakkında da konuşarak, “Bilim adamlarının uygun olmayan alanlar konusundaki raporlarına büyük önem veriyoruz. Eğer bir bölge güvenli değilse, her ne kadar acı olsa da orada inşaat yapamayız. Ancak uygun önlemler alınabilirse, bilim adamlarının önerdiği şekilde devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru İçin Yaklaşık 9 Milyar Dolar Yatırım Yapılacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru projeleri kapsamında demiryolu ve karayolu ihalesi düzenlendi. 

Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi üzerinden Irak’a gelecek yükleri, Büyük Fav Limanı’ndan başlayarak, demir yolu ve kara yolu bağlantısıyla Avrupa’ya ulaştıracak Kalkınma Yolu Projesi Türk ve Irak hükümetlerinin yatırımlarıyla devam ediyor.

Proje, Çin ve Hindistan gibi büyük ülkelerden söz konusu limana gelen mallar için önemli rol oynayacak.

Projenin, Avrupa’dan Körfez Bölgesi’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyaya potansiyel bir fayda sağlaması bekleniyor. Anılan güzergahı bağlayacak en ekonomik yol olarak nitelendirilen Kalkınma Yolu, Türkiye’nin yeni İpek Yolu’ndaki konumunu daha da güçlendirecek.

Projeyle Basra Körfezi’nde elleçlenen yük, Türkiye üzerinden, Marmaray sayesinde aktarma yapılmadan Avrupa’ya ulaştırılacak.

Kalkınma Yolu Projesi için 320 kilometrelik otoyol planlandı

Kalkınma Yolu Projesi’nde Türk ve Irak hükümetleri, devam eden çalışmalara ek olarak 23,8 milyar dolarlık yatırım yapacak. Türkiye, bu yatımları demir ve kara yolları için gerçekleştirecek.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Kalkınma Yolu Projesi kapsamında yürüttüğü çalışmalarla ülkeden geçen 2 bin 88 kilometrelik demir yolu bağlantısı için 615 kilometrelik yeni hat, 1912 kilometrelik kara yolu koridoru içinse 320 kilometrelik yeni otoyol yatırımı planladı.

Söz konusu demir yolu ağının 439 kilometresi mevcut durumda iken 1034 kilometresi devam ediyor, 615 kilometresi ise planlanıyor. Planlanan demir yolu ağları Gaziantep-Ovaköy arasında bulunuyor. Bu demir yolu için 5,8 milyar dolarlık yatırım yapılacak.

Proje kapsamında ülkeden geçen kara yolu 1912 kilometre olacak. Söz konusu kara yollarının 1592 kilometresi mevcut durumda bulunurken, 320 kilometresi için planlama yapıldı. Şanlıurfa-Ovaköy arasında planlanan kara yolunun yatırım tutarı 2 milyar dolar olarak öngörülüyor.

Zengezur Koridoru için demir yolu hattının ihalesi yapıldı

Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan demir yolu ve kara yolu ulaşımı sağlayacak Zengezur Koridoru’yla Türkiye ile Orta Asya arasında yeni bir bağlantı kurulmuş olacak.

Koridor ile Bakü Limanı doğrudan Türkiye’ye bağlanacak. Kars’tan Dilucu’na kadar uzanan 224 kilometre uzunluğunda yeni demir yolu hattı planlayan Bakanlık, Orta Koridor güzergahlarından Zengezur Koridoru’ndan geçecek söz konusu demir yolunun ihalesini gerçekleştirdi.

Malatya Yeni Terminal Binası Projesinde İnşaat Başlıyor

Malatya havalimanı içerisinde hayata geçirilecek yeni terminal binası projesinin yer teslimi 24 Kasım’da yapılacak. Projenin inşaat çalışmalarının 2 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor.

Yolcu sayısını yılda 1 milyon 200 binden 2 milyon 500 bine çıkaracak Malatya Havalimanı yeni terminal binası için  24 Kasım Cuma günü yer teslimi  yapılacak. 

Konuyla ilgili konuşan Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan, ” 8 Ekim’de müjdesini duyurmuştuk. Yolcu sayısını yılda 1 milyon 200 binden 2 milyon 500 bine çıkaracak Malatya Havalimanı yeni terminal binası, ek binalar, otopark, alt geçit, havalimanı bağlantı yolları, apron bağlantı yolu, taksi yolları ve garaj binalarından oluşan toplamda 15 ayrı işin yapımını içeren ihalenin sözleşmesi de imzalandı. 24.11.2023 tarihinde yer teslimi yapılıp inşaat çalışmaları hızla başlayacak. 

Tahmini inşaat süresi iki yıl olmakla beraber süreci yakın takip edip yeni terminal binası ve bahsi edilen tüm işleri mümkün olan en kısa sürede şehrimize kavuşturacağız. Malatya’ya ve Malatyalılara hayırlı olsun.” dedi

Malatya Havalimanı yeni terminal binası projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Yurt Dışından Gelen Turizm Yatırımları Yüzde 84 Daraldı

Turizm Databank’ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve İspanya Ticaret Bakanlığı verilerinden elde ettiği bilgilere göre, Türkiye’de yurt dışından gelen turizm yatırımları yüzde 84 düşerken İspanya’da yüzde 6 arttı.

Turizm Databank’ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve İspanya Ticaret Bakanlığından derlediği verilere göre, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinde (turizm) yurt dışından yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımları 2023’ün 9 aylık dönemde Türkiye’de yüzde 84 daralırken İspanya’da yüzde 6 oranında yükseldi.

Bu dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye’deki doğrudan yatırımları, 252 milyon dolardan 35 milyon dolara düştü.

İspanya’daki yatırımlar ise 423 milyon dolardan 450 milyon dolara yükseldi.

Kaynak: Turizm Güncel

Lengüme Köprüsü Projesinde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Antalya’nın Kaş ilçesinde yapılan Lengüme Köprüsü projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Yüklenici firma yetkililerinin açıkladığı bilgiye göre, Çamlıova Mahallesi’nde inşa edilen Lengüme Köprüsü’nün yapım çalışmalarında sona yaklaşıldı. 

Yapımı yüzde 75 oranında tamamlanan köprünün, aralık ayı sonuna kadar teslimatının yapılması bekleniyor. Proje kapsamında yapılan uygulamalarda 28 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde, 6 metre yüksekliğindeki köprünün, üç ayaktan oluşan foreji ve temeliyle perdeleri tamamlandı, geri dolguları yapıldı, ardından da kirişleri yerine konulacak. 

Sahil yerleşimlerle yaylaları birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasında yer alan Lengüme Köprüsü’nün tamamlandığında ilçedeki Çayköy, Çavdır, Sahil Palamut, Aklar ve Çamlıköy ile Çamlıova, Yayla Palamut, Başdargaz, Yuvacık ve Sütleğen mahallelerini birbirine bağlayacağı belirtildi.

Dokuz Aylık Dönemde Otel Ruhsatı Alımları Azaldı

Turizm Databank’ın Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) derlediği verilere göre, 2023 yılının ilk dokuz ayında otel yatırımları bir önceki yılın ilk dokuz ayına göre, yüzde 4 düştü.

2023 yılının 9 aylık döneminde Türkiye’de belediyeler tarafından verilen otel vb yapı ruhsatı sayısı yüzde 4 dolayında azalarak 786 adede indi. En çok ruhsat ise Muğla ve İstanbul’da alındı.

Alınan otel ruhsatı sayısında, 126 ruhsatla Muğla ilk sırada yer alırken onu 125 ruhsatla İstanbul izledi. İstanbul’da verilen ruhsat sayısı 2022’ye göre 82 adet artarken Muğla’da düşüş kaydedildi. Sıralamada İzmir 89 ruhsatla üçüncü, Antalya ise 84 ruhsatla dördüncü sırada yer aldı.

Türkiye’deki otel projeleri ve proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

ABD’de Mortgage Başvuruları Arttı

Mortgage Bankalar Birliği (MBA) tarafından paylaşılan verilere göre Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) mortgage başvuruları yüzde 4 arttı.

Bu dönemde önceki haftaya göre konut satın almaya yönelik başvurular yüzde 4, yeniden finansman başvuruları yüzde 2 artış kaydetti.

Ülkede 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı ise yüzde 7,41 ile 8 haftanın en düşük seviyesine indi.

Aynı dönemde 15 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı 6,94’ten yüzde 6,89’a düştü.

MBA Başkan Yardımcısı Joel Kan, verilere ilişkin değerlendirmesinde, ABD tahvil getirilerinin gelen verilerin enflasyonun soğuduğuna işaret etmesiyle gerilediğini anımsatarak, 30 yıl vadeli mortgage oranlarının da iki ayın en düşük seviyesine gerilediğini vurguladı.

Morgage başvurularının, 6 haftanın en yüksek seviyesine ulaşmasına karşın hala düşük olduğunu belirten Kan, satın alma başvurularının da yükseldiğini bildirdi.

Kan, satın alma başvurularındaki ortalama kredi büyüklüğünün de Ocak 2023’ten bu yana en düşük seviye olan 403 bin 600 dolara indiğini ifade etti.

Open House Organizasyonu Devam Ediyor

GNC Makina’nın sektör profesyonellerini bir araya getiren etkinliği Open House 22 Kasım’da başladı. Organizasyon 25 Kasım’a kadar sürecek.

GNC Makina’nın Genel Merkezi’nde 22-25 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Open House etkinliğinin, sektör profesyonelleri ve basın mensuplarının katılımıyla açılışı yapıldı. Dört gün boyunca devam edecek etkinlikte Yönetim Kurulu başta olmak üzere tüm GNC Makina ekibi, GNC Makina’nın mümessilliğini üstlendiği marka temsilcileri ve sektör profesyonelleri katılımcılara ürünlerini tanıtacaklar.  

Son teknoloji CNC tezgahlarda canlı demo kesimlerin gerçekleştiği, yurt dışı marka temsilcilerinin doğrudan sunumlar ve çözümler sunduğu, stoktan hemen teslim imkanıyla özel çözümlerin yer aldığı etkinliğe sektör temsilcileri önemli katılım sağladı.

Sektör profesyonellerinin istişarede bulunduğu, CNC makine sektörünün güncel durumu ve sorunlarına dair tartışmaların da yürütüldüğü etkinlikte açılış konuşmasını katılımcılara teşekkür ederek başlayan GNC Makina Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür’ü Gökhan Yıldız sözlerine şu şekilde devam etti:

“Open House konseptli ilk organizasyonumuzu gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Günün erken saatleri olmasına rağmen göstermiş olduğunuz yoğun katılım ve sizlerden aldığımız güçlü enerji, bu etkinliği bir geleneğe dönüştürme planlarımıza dair motivasyonumuzu daha da pekiştiriyor.  Bugün burada sizlere bir yönüyle GNC’yi daha yakından tanıma imkanı sunarken, diğer yönüyle de sizleri, beklentilerinizi ve önerilerinizi öğrenme fırsatına erişiyoruz. Sektör adına çok kıymetli olan bu kolektif ortamın oluşmasına katkı sağlayan herkese şahsım adına teşekkür ederim.

En temelde, gerek ürün gerekse de hizmet aldığınız ya da alacağınız GNC Makina’nın kim olduğunu daha yakından göstermek istedik. Şeffaflığın karşılıklı güveni tesis edeceğine inanıyoruz. Bu nedenle Showroom alanlarımız, ofislerimiz, atölyelerimiz ve yedek parça depomuz tüm gün ziyaretinize açık olacak. Ekip arkadaşlarımız sizlere şirket tanıtımında yardımcı olacaklar. Burada oluşturacağımız birlikteliğin, gelecek dönem kurulacak ilişkilerimiz için güçlü bir temel oluşturmasını temenni ediyorum.”

Türkiye’de Sanayi Oldukça Hızlı Gelişiyor

Yıldız, GNC Makina’nın 2024 yılı beklentileri ve piyasanın durumuna dair görüşlerini şu sözlerle paylaştı: “Yaptığımız araştırmalar sonucunda görüyoruz ki Türkiye’de sanayi oldukça hızlı gelişiyor. Yine görünen o ki daha önceden sıklıkla kullanılan iki ya da üç eksenli torna ve işlem merkezlerinin sayısı günden güne azalıyor. Dolayısıyla bir parçayı daha hızlı üretmenin yeni ve etkili yolları aranıyor. Bu nedenle makinenin niteliğini arttırmak, hızlandırmak başta olmak üzere önemli iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi zorunlu bir hal alıyor.  Biz GNC olarak bunun farkındayız. Bu nedenle ürün portföyümüzü ve insan kaynağımızı ciddi bir şekilde geliştiriyoruz. Makine sektörü adına bu senenin 11 aylık ortalamasına baktığımızda %26’lık büyüme görüyoruz. 2024 yılında ülkemizde sanayinin ve dolayısıyla sektörümüzün daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.’’

VICTOR TAICHUNG, NAKAMURA-TOME, LICO, ROMI, VISION WIDE, ONA ve VONGHLER gibi yüksek hız ve niteliğe sahip makinelerin mümessiliğini sürdüren GNC Makina’nın gerçekleştridiği Open House etkinliği 25 Kasım Cumartesi saat 16.00’ya kadar devam edecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Ziraat Kuleleri, İnşaatta Mükemmeliyet Ödülüne Layık Görüldü

Yüksek Binalar ve Kentsel Yaşam Alanı Konseyi, Ziraat GYO tarafından geliştirilen ve Turner International’ın proje yönetimini üstlendiği Ziraat Kuleleri projesine ‘İnşaatta Mükemmeliyet’ ödülünü verdi.

Projenin ‘yaratıcı mimari tasarım, inovasyon, sürdürülebilirlik, fonksiyonellik, toplumsal ve çevresel katkı’ kriterlerinden tam not alarak dünya genelinde 400’ün üzerinde projeyi geride bırakmasında ise Turner International’ın tasarımdan işçiliğe inşaat öncesi ve sonrasını da planlayan inovatif proje yönetimi, multidisipliner vizyonu, proje tarafları ile yakalanan eşgüdüm ve uluslararası deneyimi önemli rol oynadı.

Dünyada 60’tan fazla ülkede ofisi bulunan Kuzey Amerika merkezli uluslararası inşaat ve proje yönetimi şirketi Turner International’ın proje yönetimini üstlendiği İstanbul Finans Merkezi Ziraat Kuleleri, Yüksek Binalar ve Kentsel Yaşam Alanı Konseyi (CTBUH) tarafından ‘İnşaatta Mükemmeliyet Ödülü’nü almaya hak kazandı.

Yüksek binaların dünya çapında daha iyi tasarlanması ve sürdürülebilir bir şekilde inşa edilmesi amacıyla kar amacı gütmeden çalışan küresel bir kuruluş olan CTBUH’un Singapur ve Kuala Lumpur’da ‘Yüksek Yoğunluğu İnsanileştirmek: İnsanlar, Doğa ve Kentsel Alan’ teması ile gerçekleştirdiği konferans kapsamında verdiği ödül, yaratıcı mimari tasarım, inşaatta mükemmellik, inovasyon, sürdürülebilirlik, fonksiyonellik, toplumsal ve çevresel katkı kriterlerinin tamamını karşılayarak dünya genelinde 400’ün üzerinde nitelikli projeyi geride bıraktı.

Dubai’deki Burj Khalifa başta olmak üzere dünyadaki en yüksek 100 binanın 16’sında imzası bulunan; aralarında Emirates Kuleleri ve dünyanın en büyük heykel yapıtı olan Hindistan’daki Statue of Unity’nin de olduğu birçok büyük ve ikonik projenin yönetimini üstlenmesiyle bilinen Turner International’ın bu alanda önemli bir bilgi birikimi, teknolojik donanımı ve kaynağı bulunuyor.

Dünya çapında ses getiren bu prestijli ödülü almaktan dolayı onur duyduklarını ifade eden Turner International Operasyon Müdürü Mehmet Genç, “ Her yıl bin 500 projede 15 milyar dolarlık inşaatı başarıyla tamamlayan, 10 binden fazla çalışanı bulunan uluslararası bir firma olarak büyük ve karmaşık projelerin yönetimi alanındaki uzmanlığımızı İstanbul Finans Merkezi Ziraat Kuleleri projesine yansıttık. Tasarımdan işçiliğe, inşaattan sürdürülebilirliğe pek çok alanda üstün kaliteyi sertifikalandıran bu ödülü, ekibimizin etkin proje yönetimi, inovatif planlaması ve tüm taraflarla iş birliğine dayanan uygulama yöntemleri sayesinde kazandık. Yönettiğimiz projelerdeki başarının kilit rol üstlendiği bu ödülle, Ziraat Kuleleri projesinin sürdürülebilir bir gelecek için sunduğu benzersiz yaklaşımı dünya çapında tanıtmanın gururunu, tüm proje paydaşlarımızla paylaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

İnşaat öncesini ve sonrasını kapsayan sürdürülebilir planlama 

Ziraat Kuleleri projesinde risk yönetiminden kalite kontrolüne, sürdürülebilir malzeme seçiminden yeşil bina uygulamalarına kadar inşaat öncesi, sırası ve sonrası kapanış ile operasyonel devir teslim süreçlerini kapsayan geniş bir proje yönetimi hizmeti sunduklarını kaydeden Genç, şöyle devam etti:

“Yetkin mühendis grubumuzla, multidisipliner bir vizyonla yönettiğimiz bu projenin odağına ‘sürdürülebilirliği’ koyduk. Projenin çevresel etkilerini azaltmak için atık azaltma programları ve geri dönüşüm süreçlerini kurguladık. Enerji tüketimini optimize etmek ve karbon ayak izini azaltmak için enerji verimli teknolojileri benimsedik. ‘’

Ziraat Kuleleri’nde inovatif uygulamalar kullanıldı

İstanbul Finans Merkezi’nde Ziraat GYO tarafından geliştirilen Ziraat Kuleleri, biri 46 diğeri 40 katlı tasarlanan iki kule binasından oluşuyor. Toplamda 430 bin metrekarelik inşaat alanına sahip olan, 7 katlı yeraltı otoparkı, 8 katlı bir podyum alanı ve ticari perakende alanları bulunan projenin podyum katlarında, çok amaçlı kullanıma uygun toplantı odaları, yemekhane, fitness alanları ve 5 bin çalışanı barındıracak ofis katları mevcut. Projenin podyum alanlarının kalbinde de konferans, eğitim ve sempozyum gibi özel etkinliklerin gerçekleştirilebileceği 502 kişilik bir oditoryum yer alıyor.

Erden Timur’dan Kira Sorununa Çözüm: ‘Kiralık Sosyal Konut’

Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, kira sorununa çözüm olması için ‘kiralık sosyal konut’ önerisini sundu.

Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kiracının karayan yarası haline gelen kira sorununun çözümüne ‘kiralık sosyal konut’ önerisi geldi. Konut fiyatlarında maliyet karşısında bir düşüş beklemediğini söyleyen Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, fonların devreye girmesiyle kira öder gibi borçlandıracak sosyal konut modelleri geliştirilmesinin, hem ev sahipliği oranını artıracağını, hem de kira sorununu çözümüne katkıda bulunacağını söyledi.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; Gayrimenkul editörleriyle bir araya gelen Erden Timur, dünyada çok ciddi bir barınma sorunu olduğunu işaret ederek, “2030 yılına kadar, UN-Habitat tahminlerine göre; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı olan 3 milyar insanın erişilebilir konuta ihtiyaç duyacağı öngörülüyor. Bu, dünyada her gün 96 bin yeni uygun fiyatlı konut inşa edilmesi anlamına geliyor. Türkiye’de ise kent merkezinde 60 metrekare bir evi satın alabilmek için bir ailenin ihtiyacı olan yıl ortalaması, 1985’te 6.8 olurken, bugün süre 10 yılın üzerinde.

Bununla birlikte konut fiyatları da Türkiye’de, bireysel konut sahipliğinin çok yüksek olması nedeniyle düşmüyor. Yurtdışında birçok ülkede çeşitli fonların da konut sahibi olarak kiralama yaptığını biliyoruz. Türkiye’de ise konut sahipleri neredeyse yüzde 99 oranında bireysel yatırımcılardan oluşuyor” diye konuştu.

Konuta erişim sıkıntısı sürer

Konutta satış trendinde ise düşüşün devam ettiğini, maliyetlerin de etkisiyle arz sıkıntısın sürdüğüne işaret eden Erden Timur, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bizler neredeyse yedi sekiz yıldır sektörde balon olmadığını anlatmaya çalıştık. Sektörde yıllık milyonun üzerinde ruhsat alınırken bile balon yoktu ki bugün olsun.

Konutta maliyetlerin geldiği nokta nedeniyle arzda sıkıntı var. Önümüzdeki birkaç sene de önemli bir talep olmasına rağmen arz sıkıntısından ve finansmana ulaşamamadan kaynaklı konut ihtiyacının karşılanamadığını göreceğiz. Burada toplam satışlar içerisinde en az etkilenecek ürün konut dışı yatırımlarda arsa ve tarla olacak. Toplam yatırım düşse de arsa payının satışlardaki yüzdesi arttığı için, arsa satışları bu süreçten pozitif çıkacak.”

İnşaat maliyet enflasyonu inanılmaz seviyede

 Bugün gelinen noktada inşaat maliyet enflasyonunun inanılmaz bir seviyede olduğunun altını çizen Erden Timur, “Konut üretmek giderek daha da zorlaşıyor. İhtiyaç nedeniyle talep var ama maliyetler ve enflasyon nedeniyle arz sıkıntısı ile talep doyurulamıyor. Gayrimenkul pazarında ilk defa bu yıl temmuz ayında konut dışı gayrimenkul oranı yüzde 60’a dayandı” diye konuştu.

Ruhsat almadan tapu almayın

Arsa yatırımında tüketicinin en çok dikkat etmesi gereken konulara da değinen Erden Timur, şu uyarılarda bulundu: “Yatırımcılar, arsa yatırımı yapacağı bölgenin imar belgelendirilmesine baksınlar. Ruhsatı almak satıcının sorumluluğundadır; ruhsat alınmadan tapu almasın, ruhsat alındıktan sonra tapusunu alsın. Her alanda olduğu gibi arsa piyasasında düzenleyici kurumların denetimine ihtiyaç var.

Ekonomiye değer ürettiğin, kademeli bir yatırım fırsatı sunduğun ve bir masterplan eşliğinde planlı gelişimi sağladığın bu alanda sadece kendi sektörüne değil turizme bile katkın var.” Arsada ruhsat ve bürokratik süreçlerin zaman aldığını ve bir arsa sahibinin tek başına ilerletebileceği süreçler olmadığının altını çizen Timur, “İmar durumlarına bağlı olarak titizlikle yönetilmesi gerekiyor. Arsa aldığınızda üzerine ev yapabilmek ya da ev yerleştirebilmek için de ruhsat çok önemli.

Arsa satışları konutu geçti

Arsa satışlarının, konutu geçtiğini söyleyen Timur, şunları söyledi: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, ülke genelinde Eylül 2023’deki 280 bin 58 gayrimenkul satışının 100 bin 839’unu konut, 49 bin 418’ini arsa, 95 bin 513’ünü tarla, 11 bin 41’ini iş yeri, geri kalanını ise diğer taşınmazlar oluşturdu. Eylül 2023’de de konut dışı arsa ve tarla tipi gayrimenkul oranı yüzde 52 olarak gerçekleşti.”

Türkiye’de Konutları Dönüştürmenin Bedeli 1 Trilyon Doların Üzerinde

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, ‘’Türkiye’de konutların güçlendirilmesi iklim değişikliği ile beraber 1 trilyon doların üzerine çıkıyor.’’ dedi.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ve Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği (UN Global Compact Türkiye Ağı) iş birliğiyle düzenlenen “9. Sürdürülebilir Finans Forumu”, Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi. Forumda konuşan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, depremin ekonomik boyutunu değerlendirdi.

Türkiye’de bulunan mevcut evlerin dayanıklaştırılması konusunu ele alan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Strateji ofisimizle görüştüğümüzde tekrar inşasının 81 milyar dolar olduğunu, ekonomik kayıplarla beraber yaklaşık 100 milyar doların üzerine çıkan bir maliyetin olduğunu hesapladık.” ifadelerini kullandı.

Lopez, “Bu, Türkiye’nin GSMH’sinin yüzde 10’un dan daha fazla. Gerçekten büyük bir rakamdan bahsediyoruz.” dedi. Mevcut evlerin dirençli hale getirilmesinin maliyetinin yaklaşık 465 milyar dolar olduğunu aktaran Lopez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya genelinde yüksek sıcaklıkta da Türkiye rekorlar kırdı. Türkiye’de 20 yıl önce yaklaşık 200 ekstrem hava olayı oluyordu. Birkaç yıl önce bu rakamın bine çıktığı tespit edildi.

Peki iklim değişikliğine adaptasyon maliyeti nedir? İklim değişikliğini azaltma maliyeti, Türkiye’de 600 milyar doların üzerinde bir maliyet bekliyor. Yani 100 milyar dolar deprem, 500 milyar dolar evlerin, konutların güçlendirilmesi ve iklim değişikliği ile beraber 1 trilyon doların üzerine çıkıyor.

Bu noktada yüzde 100 ülkenin GSMH’si demek. Bunu bağlama oturtmak gerekirse bütün Dünya Bankası Grubu’nun dünyaya sağlamış olduğu kredi 168 milyar dolar. 6 Şubat depremi sonrası 1 milyar dolarlık bir program duyurduk.”

“Son 3 yılda 139 şirket halka arz oldu”

 Etkinlikte konuşan Borsa İstanbul AŞ Genel Müdürü Korkmaz Ergun, son 3 yılda 139 şirketin halka arzından 107 milyar TL kaynak sağlandığını söyledi. Ergun, şirketlerin daha güçlü bir öz sermaye ile pasif taraflarını daha sağlıklı şekilde yürütebilme imkanına kavuştuklarını gösterdiğini dile getirdi.

Korkmaz Ergun, “Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonunda, ülkemizin büyümesinin ve sürdürülebilir kalkınmasının finansmanında sermaye piyasaları ve borsa olarak daha fazla sorumluluk ve rol alacağız. Son 3 yılda yakaladığımız ivme, bu sorumluluğu almada bizi motive etmektedir. Son 3 yılda 139 şirketin halka arzından 107 milyar TL kaynak sağlandı.” diye konuştu.

“Üst üste küresel krizler yaşadık”

UN Global Compact Türkiye Ağı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü de son yıllarda üst üste küresel krizler yaşandığını, bunun da sürdürülebilir kalkınmayı önemli şekilde yavaşlattığını belirtti. Halihazırda dünyanın, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının sadece yüzde 15’inde ilerleme kaydedebildiğini vurgulayan Dördüncü, yüzde 48’inde ilerlemeler zayıf ve yetersizken, yüzde 37’sinde bunun durduğunu, hatta geriye gittiğini anlattı. Dördüncü, “2030 yılında hayal ettiğimiz daha adil, daha yaşanılabilir, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakabileceğimiz dünya hedefimizi gerçekleştirebilmek için rotamızı değiştirmeliyiz” dedi.

“Sürdürülebilir kalkınma bir kaldıraç görevi görüyor”

SKD Türkiye Başkanı Ebru Dildar Edin de şubatta yaşanan depremlerin Türkiye’yi maddi ve manevi büyük bir sarsıntıya uğrattığını dile getirerek, şunları söyledi: 

“Deprem kuşağında yer alan ülkemize büyük bir ölçekte zarar vermemesi için dirençli ve yeşil kentlerin inşasına, bu inşaatların yapılabilmesi için de finansmana ihtiyacımız bulunuyor. Bugün sizlerle bu alanda gelişmeleri, finans sektörünün dış kaynak temininde sürdürülebilir kalkınmada ve 6 Şubat depremi temasıyla ele alacağız. Türkiye’yi uluslararası alanda daha öne çıkarmak için kamu, iş dünyası ve STK’ların her zamankinden daha çok çalışıp küresel rekabette avantaj elde etmemiz, refah toplumuna ulaşabilmemiz için çok gereken bir öncelik. Sürdürülebilir kalkınma önemli bir kaldıraç görevi görüyor.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

İskele Kalıp Sanayicileri Derneği İş Birliği ile İskele-Kalıp Sektörü Tek Bir Salonda 46. Yapı Fuarı’nda Olacak!

Türk yapı sektörünün buluşma noktası Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 17-20 Nisan 2024 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başlıyor. 

17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde bu yıl 46’ncısı gerçekleşecek olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgedeki en büyük, dünyada ise beş büyük yapı fuarından biri olma özelliğini taşıyor. 

İKSD İşbirliğiyle Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’te Özel İskele-Kalıp Salonu!

İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliğiyle, bu yılki Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024 fuarında İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuluyor. 

ICA Build Fuarcılık A.Ş. ve İKSD arasında yapılan bu iş birliği anlaşması ile fuara katılan firmaların daha fazla etkileşim yaratması amaçlanmaktadır. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer alacağı bu özel salon ile katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacak.

ICA Events Bölge Direktörü Kemal Ülgen:

“Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul 2024’e yönelik İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliği kapsamında İskele Kalıp firmaları için özel bir salon oluşturulmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu iş birliği, sadece Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul 2024 için değil, aynı zamanda Türkiye inşaat sektörünün daha da büyümesi ve gelişmesi için önemli bir kilometre taşı. İşte bu yüzden, hep birlikte bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. ICA Build Fuarcılık A.Ş. olarak inşaat sektöründeki deneyimimiz ve bilgi birikimimiz ile sektörün öncülerine bu yıl yeni fırsatlar sunmak istiyoruz. 46. yılına giren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’ da İKSD ile yapmış olduğumuz iş birliğinin diğer ilgili sektörler içinde örnek olacağı inancındayız. 

İskele Kalıp Sanayicileri Derneği Başkanı Kubilay Tüfekçi iş birliği hakkında şunları söyledi: 

“İKSD’nin öncelikli hedefleri; sektörün ulusal ve uluslararası tanıtımı ile ihracat birlikleri ve fuar sektörü ortak iş birlikleri ve destekleriyle ihracat rakamlarını arttırmaya yönelik katkı sağlamak, eğitim ve görünürlük arttırma çalışmalarımızı da rutinde devam ettirmektir.

Bu iş birliği hedeflerimiz doğrultusunda üye firmalarımız için büyük bir avantaj sağlayacaktır. Yapı Fuarı’na katılan firmalarımız, daha fazla görünürlük elde edecek ve yeni iş fırsatları yakalama şansına sahip olacaklar. Aynı zamanda, sektörümüzün gelişimine de katkı sağlayacağız.”

Fuar hem yerel hem de yabancı katılımcılar için alıcılara, karar vericilere ve kanaat önderlerinden oluşan oldukça hedefli bir kitleye ulaşmayı sağlayan bir platform görevi görüyor. Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan da alıcıları cezbeden fuar, yeni iş birliklerinin kurulmasında da büyük bir rol oynuyor. 

24 Ekim Salı günü İskele Kalıp Derneği ve ICA ekibi arasında gerçekleştirilen özel bir kura çekimi ile dernek üyelerinin stant yerleri belirlendi.

46. yaşını kutlayan Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul, bölgedeki en etkili iş platformu olmasının yanı sıra, Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olma niteliğini de taşıyor. 

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Kasım’da Yüzde 2,2 Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet, perakende, ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin kasım ayı güven endeksini açıkladı. Endeks, inşaat sektöründe yüzde 2,2 arttı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Kasım ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 2,4 oranında azalarak 110,9 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,9 oranında azalarak 111,7 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 2,2 oranında artarak 91,0 değerini aldı. 

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksleri ve değişim oranları, Kasım 2023

EndeksBir önceki aya göre değişim oranı (%)
EkimKasımEkimKasım
Hizmet sektörü güven endeksi113,6110,90,5-2,4
Son 3 aylık dönemde iş durumu114,5110,0-0,3-4,0
Son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep113,2108,00,9-4,6
Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi113,0114,80,91,6
Perakende ticaret sektörü güven endeksi113,9111,7-3,3-1,9
Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar120,3116,4-2,8-3,3
Mevcut mal stok seviyesi(1)95,495,4-2,90,0
Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi126,0123,4-3,9-2,1
İnşaat sektörü güven endeksi89,191,00,92,2
Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi82,183,50,21,7
Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi96,198,61,42,6

Krediyle Konut Alacak EYT’lilere Çifte Fırsat

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesinden yararlanarak emekli olanlar da diğer emekliler gibi, Türkiye genelinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek evleri için emlak vergisi ödemeyecek.

2023 yılında emekliliğe hak kazanan EYT’lilerin emlak vergisi muafiyeti, 2024 yılı itibariyle başlayacak. Konut kredisi ile yeni ev sahibi olan EYT’lilerin, emlak vergisi muafiyeti yanında bir avantajı daha bulunuyor. Tüketicilerin kredi, sigorta ve konut süreçlerini kolaylaştıran olayinkolayi.com sitesi, hayat sigortalı konut kredisi kullanan EYT’lilere sigorta poliçelerinde yüzde 40’a varan fiyat indirimi sunuyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) son paylaştığı verilere göre 2023 yılının ilk 9 ayında kullanılan konut kredisi tutarı 445 milyar lirayı aştı. Ev sahibi olmak için finansman desteği alacak tüketicilerin önünde “hayat sigortalı” ve “hayat sigortasız” şeklinde iki farklı kredi seçeneği bulunuyor. Sigorta yaptırmayanlar, daha yüksek faiz öderken, sigorta yaptıranlar ise daha düşük faiz oranlı kredi borcunu hayatın beklenmedik sürprizlerine karşı güvence altına alabiliyor. Hayat sigortalı konut kredisi kullananlar, olayinkolayi.com sitesine başvurduklarında, sigorta poliçelerinde yüzde 40’a varan oranlarda tasarruf edebiliyor.

Konut alacak EYT’lilere, ücretsiz asistanlık hizmeti

olayinkolayi.com sitesi, sunduğu “Konut Asistanı” hizmetiyle, ev almak isteyen EYT’lilere, aradıkları konut için gerekli olabilecek birçok araca tek bir adresten ulaşabilme imkanı sağlıyor. Ayrıca olayinkolayi.com’un hesaplama araçlarını kullanan EYT’liler, maaş ve gelirlerine göre ideal ev tutarı, emlakçı komisyonu, tapu harcı, taşınma masrafları gibi olası giderlerini de kolayca hesaplayabiliyor.

Mersin’deki 2 Bin 400 Yıllık Kule Restore Edildi

Mersin’in Silifke ilçesinde milattan önce 4. yüzyılda inşa edilen 2 bin 400 yıllık geçmişe sahip Uzuncaburç Antik Kent içerisindeki kule restore edildi.

Silifke ilçesinin 30 kilometre kuzeyinde yer alan ve sütunlu caddesi, tapınakları, anıtsal çeşmeleri, tiyatrosuyla dikkati çeken antik kentte, tarihi değerlerin gün yüzüne çıkarılması amacıyla çalışmalar devam ediyor.

Yıl boyu devam eden kazıların yapıldığı antik kentte, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Adana Rövöle ve Anıtlar Müdürlüğü, Adana Koruma Kurulu, bir inşaat firması ve Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığındaki ekip de restorasyon çalışması gerçekleştiriyor.

Ekip, ilk olarak antik kentteki, Helenistik döneme ait yaklaşık 30 metre yüksekliğinde rahip krallar için yapılan 5 katlı yapıda arkeolojik kazı çalışması yaptı.

Kazı çalışmalarının ardından tarihsel süreç içerisinde istila ve iklim koşullarından dolayı çökme ve tahribatın yaşandığı kulede restorasyon gerçekleştirildi.

Kazı başkanı Ümit Aydınoğlu,Uzuncaburç’un, Mersin’de en iyi şekilde korunmuş antik kentlerden biri olduğunu söyledi.

Antik kentte birçok çalışma gerçekleştirdiklerini anlatan Aydınoğlu, bunlardan en önemlilerinden biri de rahip kralların ikamet ve idare merkezi olan kulede yapılan restorasyon olduğunu belirtti.

Kulenin restorasyonla antik kentteki en görkemli yapı haline geldiğini aktaran Aydınoğlu, “Binlerce yıldır ayakta duran bu kule yıkılmak üzereydi. Arkeolojik kazılarını gerçekleştirdik ve kule restore edildi. 1000 yıl daha ayakta kalmasını sağlayacak şekle getirdik. Büyük bir çalışma oldu.” diye konuştu.

Aydınoğlu, kuledeki restorasyon öncesi yaptıkları kazılarda, Bizans dönemine ait tarım aletleri, avizeler, heykeller, takılar, teraziler gibi çok sayıda eser bulduklarını söyledi.

Kuledeki kazı ve restorasyon çalışmalarının çok önemli veriler sağladığına değinen Aydınoğlu, şöyle devam etti:

“Kulede hem içte hem dışta görülen bütün taşlar yerinde onarıldı. Kimyasal ve mekanik yöntemlerle kule sağlam hale getirildi. Kulede taşları birbirine bağlayabilmek için 15 bin metre çelik çubuk kullanıldı. 15 bin metre çelik çubuk kullanmak devasa bir mesele. Bunun sayesinde taşların hepsi sağlamlaştırıldı. Ardından da içeriye çelik iskelet kuruldu. Bu iskelet kuleyi boydan boya kaplıyor. Katları da oluşturuldu. Dışardan da çelik kuşaklar yapıldı, bu kuşaklar içerideki demir iskeletle birbirine bağlandı. Hem taşlara müdahaleyle hem sağlamlaştırmayla artık bu yapı gelecek nesillere aktarılmaya hazır hale geldi.”

Aydınoğlu, kulenin son haliyle antik kentin en görkemli yapısı haline geldiğini belirtti.

Kulenin, Uzuncaburç Antik Kenti’ndeki diğer yapılarla bütünlük sağlayacağını aktaran Aydınoğlu, “Burası Mersin’in Türkiye ve dünya çapında daha tanınır hale gelmesini ve kültürel anlamda öne çıkmasını sağlayacak durumda. Bir yandan modern sivil mimarlık örneklerini korumaya bir yandan da antik yapıları ayağa kaldırıp gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz.” dedi.

Aydınoğlu, antik kentte yakın zamanda yapılacak çevre düzenlenmesiyle bölgenin ziyaretçiler için çekim merkezi haline geleceğini kaydetti.

Türkiye genelindeki tüm restorasyon projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: AA

Şile’de Kavşak ve Alt Geçit İnşaatı Başladı


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şile’nin Yenidoğan mevkiinde yaşanan yoğun trafik sorununa çözüm olması amacıyla yapılan kavşak ve alt geçit inşaatını başlattı.

Yolun Yenidoğan mevkiinde trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla planlanan “Çekmeköy Taşdelen Mahallesi Şile Yolu Yenidoğan Kavşağı Yol Kavşak İnşaatı” başladı. Projeye göre, alt geçit imalatı yapılarak İstanbul-Şile Otoyolunun kesintisiz olarak her iki yönde de trafik akışı sağlanacak. Alt geçidin üstüne dönel kavşak yapılarak hem İstanbul-Şile Otoyolu üzerindeki geri dönüşler sağlanacak hem de çevre mahallelere yol bağlantıları yapılacak. Ayrıca mevcut yan yollar birer şerit daha artırılarak trafik akışının rahatlatılması sağlanacak.

Bir Yıl İçerisinde Tamamlanacak

İş kapsamında şantiye kurulumu yapıldı ve çalışma alanı panolarla kapatıldı. Kılavuz duvarlarının yüzde 8’i tamamlandı. Diyafram duvar imalatlarına başlandı. Çalışmaların 1 yıl içinde bitirilmesi planlanıyor. Çalışmanın 120 gün sürecek 1. Etabı kapsamında, 21 Kasım 2023 Salı günü Şile-İstanbul yönü 2 şerit olarak yan yoldan verilecek. İstanbul-Şile yönü ise 2 şerit olarak ters istikametten sağlanacak. İstanbul istikametinden gelip Sancaktepe, Yenidoğan, Sultanbeyli ve Alemdağ istikametine gidecek araçların geçişi de yan yol güzergâhından sağlanacak.

Şile ulaştırma projelerinin tümüne buradan ulaşabilirsiniz.

ABD’de Konut Satışları Ekim Ayında 3,79 Milyon Dolara Geriledi

Ulusal Emlakçılar Birliği (NAR), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ikinci el konut satış verilerini yayımladı. Buna göre ülke genelinde ekim ayında satışlar yüzde 4,1 azalarak 3,79 milyon dolara geriledi.

Art arda 5 aydır düşüş kaydeden ikinci el konut satışları, Ağustos 2010’dan bu yana en düşük seviyeye indi. Piyasa beklentileri, ikinci el konut satışlarının bu dönemde 3,9 milyon seviyesinde gerçekleşmesi yönündeydi.

İkinci el konut satışları, eylülde yüzde 2,2 azalışla 3,95 milyon olarak kaydedilmişti.

Ülkede ikinci el konut satışları, ekimde geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 14,6 azaldı.

ABD’de ikinci el piyasasında medyan konut fiyatları, ekimde üst üste dördüncü ayda yıllık bazda artış gösterdi ve yüzde 3,4 yükselerek 391 bin 800 dolara çıktı.

“Potansiyel Alıcılar Zor Bir Ay Daha Yaşadı”

Açıklamada görüşlerine yer verilen NAR Başekonomisti Lawrence Yun, potansiyel ev alıcılarının konut stoku azlığı ve yüksek mortgage oranları nedeniyle zor bir ay daha yaşadığını kaydetti.

Konut alıcıları için koşullar sıkı kalsa da satıcıların iyi performans gösterdiğini ve fiyatların artmaya devam ettiğini belirten Yun, tipik bir ev sahibinin son üç yılda 100 bin dolardan fazla konut için birikim yaptığını aktardı.

Yun, mortgage oranlarının art arda üçüncü haftada da düştüğüne işaret ederek bunun da satın alma ilgisini artırdığını vurguladı.

Sınırlı da olsa konut stokunun bu kıştan sonra iyileşmesinin beklendiğini aktaran Yun, daha fazla stokun daha fazla ev satışına mal olacağına belirtti.

Four Seasons, Private Residences İstanbul’u Duyurdu

Four Seasons, Tay Group ile birlikte yürüttüğü İstanbul’daki ilk rezidans projesi Four Seasons Private Residences İstanbul’u tanıttı.

Four Seasons Dünya İş Geliştirme ve Portföy ve Rezidans Yönetimi Başkanı Bart Carnahan, “Dünya çapında öncelikli pazarlarda rezidans portföyümüzü genişletmeye devam ediyoruz. İstanbul’daki yeni rezidans projemiz, otel rahatlığı ve konforunda farklı bir yaşam tarzı deneyimi yaratarak, Sultanahmet ve Boğaz’daki ünlü otellerimizin başarısını ve itibarını devam ettirmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Tay Group ile ortaklığımızın doğal bir devamı olan rezidans projemizde yeni sakinlerine İstanbul’da en iyi yaşam deneyimini sunabilmek için bir kez daha iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, “Four Seasons ile İstanbul’da olağanüstü  lüks deneyimleri sunma konusunda köklü bir geçmişe sahibiz. Yıllardır birlikte edindiğimiz bu güçlü ve başarılı tecrübemiz iş birliğimizi taçlandırarak yeni projelerimize ışık tutuyor.” dedi. 

Projenin Kapıları Çok Yakında Açılacak

Toprak, “Şimdi ise bu muhteşem şehirde lüks gayrimenkul, yenilikçi tasarım ve dünyaca ünlü bir marka olan Four Seasons’ın sunacağı kişiselleştirilmiş hizmetlerini deneyimlemek isteyenler için en değerli adresi yaratıyoruz. Çok yakında yeni projemizin kapılarını açarak rezidans sahiplerimizin bu deneyimi yaşamalarından mutluluk duyacağız” şeklinde konuştu.

Four Seasons Private Residences’da, İstanbul’da Penthouses, Sky Loft, Garden Suites ve Apartment Residences’tan oluşan 82 daire bulunuyor.

Ulus, Etiler ve Levent semtlerinin buluşma noktasında yer alan Four Seasons Private Residences İstanbul, şehrin en lüks mağazalarına, ünlü lezzet duraklarına ve popüler eğlence seçeneklerine yakın bir konumda yer alıyor.

Four Seasons’ın tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

ÇİMKO’nun Üç Tesisine Ödül

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından düzenlenen 6. Çevre Ödülleri kapsamında, ÇİMKO’nun üç tesisi ödül almaya hak kazandı.

SANKO Holding şirketlerinden ÇİMKO Çimento ve Beton’un Kahramanmaraş, Altınşehir ve Osmaniye tesisleri Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından düzenlenen 6’ncı ‘Çevre Ödülleri’nde ödül kazandı.

Türkiye Hazır Beton Birliğinin üyesi olan şirketlerin çevreye uyumlu üretim yapmalarını teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiği “THBB Çevre Ödülleri”, BETON 2023 Kongresi ve Fuarı’nda düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. THBB üyesi beton tesislerinin bağımsız ekipler tarafından denetlenmesi süreci sonunda kriterleri yerine getiren toplam 12 tesis ödül almaya hak kazandı.

ÇİMKO Çimento Hazır Beton Şube Genel Müdürü Mustafa Demirci, doğaya ve insana saygılı üretime her zaman önem verdiklerini vurgulayarak, “Çevreye karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin haklı gururunu yaşıyoruz.” dedi.

Demirci, çevre dostu uygulamalar ve sürdürülebilir çevre politikaları kapsamında attıkları adımlar neticesinde üç tesislerinin ödüle değer görülmesinden mutluluk duyduklarını söyledi.

Çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerine vurgu yapan Demirci, çimento sektöründe 1995 yılından beri faaliyet gösteren ÇİMKO’nun yıllık 5,3 milyon ton klinker üretimi ve 9,4 milyon ton çimento öğütme kapasitesine sahip olduğunu belirtti.

Kurulduklarından beri önceliklerinin çevreye karşı sorumlulukları yerine getirmek, dünya standartlarında kaliteli üretim gerçekleştirmek ve sürdürülebilirlik olduğunun altını çizen Demirci, tesislerinin verilerine bakıldığında dünya standartlarına göre en iyiler arasında yer aldığını kaydetti.

Ulaştırma Alanındaki Ar-Ge Projeleri Yüzde 100 Desteklenecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının, kamu kurum/kuruluşları ve üniversitelerle yürüttüğü ulaştırma alanındaki Ar-Ge projeleri yüzde 100’e kadar desteklenebilecek. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan Araştırma Geliştirme Projelerinin Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Bakanlığın kamu kurum/kuruluşları ve üniversitelerle ulaştırma alanında yürüttükleri AR-GE projelerine yüzde 100’e kadar destek verilebilecek.

Türkiye genelindeki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Akar Yapı’dan Kartal’a Yeni Bir Soluk

Gayrimenkul sektörünün öncü isimlerinden Akar Yapı, İstanbul’un Kartal ilçesinde huzurlu bir yaşam alanı vadeden Yakapark’ı sundu.

Aydos Ormanları’nın yanı başında planlanan proje, ferah daireleriyle dikkat çekiyor. Şehir merkezine yakın ancak gürültüden uzak kalmak isteyenler için özel olarak tasarlanan Yakapark, mahalle kültürünü de projeye dahil ederek eşsiz bir yaşam imkanı sunuyor.

Özellikle güneş enerjisi sistemleri sayesinde sürdürülebilirliğe verilen önemin ortaya konduğu Yakapark projesi, deniz ve orman manzarasıyla huzuru da bir araya getiriyor.

Projenin en önemli noktalarından birisi ise Akar Yapı güvencesiyle 0,69 kredi oranı ve 180 ay vade imkanı sağlanması oluyor. Tem Otoyolu’na 2 dakika, E5 Metro Hattı’na 5 dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na ise 15 dakika mesafede olan Yakapark, istenilen her yere ulaşım kolaylığıyla tüm alıcıların beğenisini kazanıyor.

Sosyal Donatılar Zenginlik Katıyor

Toplam 32 bin metrekare inşaat ve 6 bin 300 metrekare yaşam alanı bulunan projede 2 ayrı blok ve 166 adet konut bulunuyor. Sosyal donatıların titizlikle yer bulduğu Yakapark’ta basketbol sahasından kapalı havuza, hobi bahçesinden yürüyüş parkuruna, çocuk oyun alanından spor salonuna kadar birçok alternatif yer alıyor. Ayrıca, sinema salonu, meyve bahçesi, kreş, açık hava spor alanları gibi birçok detay da projeye değer katıyor.

İnşaat çalışmalarının 2018 yılında başladığı Yakapark projesinin 2024 yılının Mart ayında teslim edilmesi hedefleniyor.

Akar Yapı tarafından geliştirilen ‘Yakapark’ projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Konutta En Yüksek Getiri Sağlayan İlçe: ‘Mamak’

Endeksa tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’nin en yüksek konut getiri oranına sahip ilçesi, yüzde 8,54 ile başkent Ankara’dan ‘Mamak’ oldu.

Türkiye’nin en büyük illeri İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Adana ve Mersin’in mercek altına alındığı Endeksa’nın araştırmasına göre; yüzde 8,54 yıllık getiri ortalaması ile en kârlı ilçenin Mamak olduğu tespit edildi. Ankara’nın dördüncü büyük ilçesi olan Mamak genelinde fiyatlar; ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 859 bin 280, ortalama konut kirası ise 12 bin 613 TL seviyesinde seyrediyor.

Esenyurt listede ikinci sırada 

Değerlendirmelere göre Türkiye’nin en cazip ikinci ilçesi yüzde 7,93’lük getiri oranı ile İstanbul – Esenyurt. Esenyurt’ta ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 923 bin 790 TL, ortalama konut kirası ise 11 bin 680 TL civarında. Listenin üçüncü sırasında ise yine Ankara’dan Altındağ var. Ülkenin getiri şampiyonu Ankara’nın popüler metropol ilçesinde getiri yüzde 7,62 oranında gerçekleşti. Altındağ’da ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 71 bin 440 TL, ortalama kira da 12 bin 199 TL olarak belirlendi.

Üçüncü büyükşehir İzmir listede ilk üç içerisinde yer alamadı

Türkiye’nin üçüncü büyük ili İzmir, getiri oranlarında listeye beşinci sıradan girdi. Ege’nin incisinde en karlı ilçe, yüzde 7,24 ile Konak oldu. Konak’ı yüzde 7,14 ile Bursa’nın ilçesi Yıldırım izliyor. Türkiye turizminin göz bebeği Antalya’nın yerel şampiyonu ise Kepez. İlçedeki yıllık konut satışı ve kira getiri ortalaması yüzde 6,86’ya ulaşmış durumda.

Yıllık getirisi en düşük ilçeler Karabağlar, Gemlik ve Yenişehir

Endeksa’nın analizine göre, Türkiye’nin en büyük kentlerinin getiri oranı en yüksek ilçeleri listesinde son sırada, İzmir’in Karabağlar ilçesi var. Karabağlar’da ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 610 bin 600 TL ve ortalama kira ise 13 bin 482 TL. Bu ilçede yatırımcıları bekleyen yıllık getiri oranı yüzde 6,76 seviyesinde. Listede Karabağlar’ın bir sıra üstünde yüzde 6,77 yıllık getiri ile Bursa Gemlik bulunuyor. Gemlik’te bir konut ortalama 1 milyon 946 bin 21 TL’ye satılıyor ve 10 bin 379 TL’ye kiralanıyor. Sıralamada bir üst noktadaki ilçe Mersin’in Yenişehir ilçesi. Yenişehir’de ortalama konut satış fiyatı 3 milyon 668 bin 160 TL, ortalama konut kirası da 15 bin 116 TL. İlçedeki konut getirisi oranı yüzde 6,82 olarak kayda geçti.

İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi 71,30 Puana Düştü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından hazırlanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi 2023 sonuçları açıklandı. Endeks, ekim ayında 0,40 puan gerileyerek 71,30’a düştü.

Türkiye İMSAD raporuna göre; İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi, seçimler sonrasındaki 4 aylık süreçte dar bir bant içinde kalarak durağan bir döneme girdi. Bu çerçevede Bileşik Endeks, ekim ayında 0,40’lık düşüşle 71,30 puana geriledi. Raporda, Bileşik Endeks performansının büyük ölçüde iç ve dış pazarlardaki koşullara bağlı olarak faaliyetlerin seyri tarafından belirleneceğine işaret edildi. Güven ve beklentilerdeki kalıcı iyileşmenin ise zaman alacağına vurgu yapıldı.

Faaliyet Endeksi’ndeki Yükseliş Dördüncü Ayında 

Rapora göre, seçimler sonrası faaliyetlerde dört ay üst üste büyüme gerçekleşti. Bununla birlikte yurtiçinde para politikasındaki sıkılaşma da etkisini göstermeye başladı. Bu çerçevede ekim ayında bir önceki aya göre 1,4 puan artan Faaliyet Endeksi, 145,6 puana yükseldi. Bu sonuçla Faaliyet Endeksi hazırlandığı dönem içerisinde en yüksek puana ulaşarak rekor tazeledi. Rapora göre, yurt içi satışları ekim ayında bir önceki aya göre geriledi. Satışların azalmasında sıkı para politikasının etkileri görülürken, iç satışlar ise mevsimselliğin etkisiyle sınırlı da olsa büyüme gösterdi. Üretimde ekim ayında yüksek bir artış gerçekleşti. Cirolar da önemli ölçüde genişledi. Ekim ayında yurt dışı ihracat fiyatları ise uzun süre sonra ilk kez geriledi.

Ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen Türkiye İMSAD raporuna göre; ekim ayında faaliyetlerdeki artışa rağmen Güven Endeksi sınırlı düşüşünü sürdürdü. Güven seviyesi ekim ayında bir önceki aya göre 0,43 puan azalarak 32,95 puana indi. Böylece Güven Endeksi kırılgan ve zayıf kalmaya devam etti. Raporda, politika uygulamalarının inşaat sektörü ile inşaat malzemesi sanayi üzerindeki olası sınırlayıcı etkilerinin öngörülmeye çalışıldığına dikkat çekildi.

Rapora göre Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesi çok sınırlı ölçüde geriledi. Yurt içi pazarlarda güven sınırlı ölçüde azalırken, ihracat pazarlarına olan güven de uzun bir aranın ardından ekim ayında geriledi. Mevsimsellik etkisinin sonlara doğru yaklaştığına işaret edilen raporda, bunlara bağlı olarak güvenin önümüzdeki birkaç ay daha zayıf ve kırılgan kalacağı tahmin edildi.

Rapora göre, ekim ayında düşüş gösteren bir diğer alan ise Beklenti Endeksi oldu.Ekim ayında yeni ekonomi politikalarının daha belirgin hale gelmesi ile yurtiçi ve yurtdışı siparişlerdeki düşüşler; üretim, yatırım ve istihdam beklentilerini sınırladı. Mevsimsellik katkılarının da sona doğru gelmesinin etkisiyle Beklenti Endeksi, ekim ayında bir önceki aya göre 1,1 puanlık gerileme gösterdi. Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerdeki zayıflamanın duraksadığı süreçte, önümüzdeki üç aya ilişkin alınan ihracat siparişleri de gerilemesini üst üste iki aya çıkardı. Rapora göre, iç ve dış pazarlardaki koşullar beklentileri ekim ayında olumsuz etkiledi. Beklenti Endeksi’nde önümüzdeki aylarda da benzer bir eğilimin yaşanması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: ‘’Konutta Arz ve Talep Dengeli Bir Şekilde Yönetilmeli’’

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilk kez konut alacaklar için kredi verilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından ilk kez konut sahibi olacak kişilere kredi verilmesine ilişkin konuyu gündeme alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:

“Merkez Bankası ile BDDK, ikinci ve üçüncü ev alımında krediye erişimi zorlaştırdı, biliyorsunuz. İlk ev alımında kredi erişimini sağlıyoruz. Orada bir düzenleme yapacağız demiştik, onu bu şekilde yapmış olduk. İkinci ve üçüncü konut alımında artık pek kredi imkanı yok. İkinci, üçüncü konuta kredi imkanı olmayınca konut kredi imkanları ilk konut sahipliği için kullanılmış oluyor.

Konut sahipliği meselesini sadece kredi odaklı değil aynı zamanda konut arzıyla birlikte düşünmek lazım. Konut arzı ve konut talebi şeklinde… Aksi takdirde sırf krediyi düşünürseniz, konut fiyatlarını istemediğiniz yere götürme ihtimaliniz var. Konut arzını ve konut talebini dengeli bir şekilde yönetmemiz gerekiyor.”

İnşaat Sektörü İstihdam Endeksi Yüzde 13,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temmuz-eylül dönemine ilişkin iş gücü girdi endeksini açıkladı. İnşaat sektörü istihdam endeksinde ise yüzde 13,7 artış kaydedildi.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 0,8, inşaat sektöründe yüzde 13,7 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 4 artış kaydetti.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, temmuz-eylül döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,1 artış gösterdi. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 3, inşaat sektöründe yüzde 14,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 6,2 yükseldi.

Brüt ücret-maaş endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 113,7 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 107,9, inşaat sektöründe yüzde 141,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 114,1 yükseliş gösterdi.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde ikinci çeyreğe göre yüzde 1,4 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 0,7, inşaat sektöründe yüzde 4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 1,4 yükseldi.

Sektörler toplamında çalışılan saat endeksi, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 2,1 artış kaydetti. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 1,2, inşaat sektöründe yüzde 4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 2,2 arttı.

Brüt ücret-maaş endeksi, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 25,1 artış gösterdi. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 23,1, inşaat sektöründe yüzde 30,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 25,7 artış olarak kayıtlara geçti.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik iş gücü maliyeti endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 105,3 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 106,5, inşaat sektöründe yüzde 112,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 105,1 yükseliş kaydetti.

Saatlik kazanç endeksi, aynı dönemde yüzde 101,4 artış gösterdi. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 101,7, inşaat sektöründe yüzde 110,2 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 101,6 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç dışı iş gücü maliyeti endeksi, üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 127,5 yükseldi. Endekste, sanayi sektöründe yüzde 133,5, inşaat sektöründe yüzde 123,9, ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 125,5 artış görüldü.

Sektörler toplamında saatlik iş gücü maliyeti endeksi, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 22,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 22,3, inşaat sektöründe yüzde 25,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 23,1 yükseldi.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 22,5 yükseliş gösterdi. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 21,6, inşaat sektöründe yüzde 25,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 22,9 artış olarak kayıtlara geçti.

Saatlik kazanç dışı iş gücü maliyeti endeksi, aynı dönemde yüzde 24,7 artış kaydetti. Alt sektörler incelendiğinde, endeksin sanayi sektöründe yüzde 25,5, inşaat sektöründe yüzde 25,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 24,1 arttığı hesaplandı.

Zigana Tüneli Yılın En Başarılı Projesi Seçildi

Cengiz İnşaat tarafından inşa edilen, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en uzun çift tüplü tüneli olan Zigana Tüneli, Uluslararası Yol Federasyonu’nu (IRF) tarafından “Yapım Metodolojisi” kategorisinde yılın en başarılı projesi seçildi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) idaresinde, Cengiz İnşaat tarafından yapımı tamamlanan Zigana Tüneli Projesi, ABD merkezli Uluslararası Yol Federasyonu (IRF) tarafından yapılan değerlendirmede “Yapım Metodolojisi” kategorisinde yılın en başarılı projesi ödülüne layık görüldü. ABD’nin Phoenix şehrinde yapılan ödül törenine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile KGM yöneticileri de katılırken ödülü; KGM Yol Yapım Dairesi Başkanı Emrah Uslu, KGM Karayolları Trabzon Bölge Müdürü Mehmet Aşık ve Cengiz İnşaat Proje Müdürü Tarık Eyüboğlu aldı. 

Tamamı Türk mühendislerin yönetimindeki Cengiz İnşaat ekibi tarafından inşa edilen Zigana Tüneli, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en uzun çift tüplü karayolu tüneli olma ünvanını elinde bulunduruyor. Her biri kesintisiz 14,5 kilometre uzunluğundaki çift tüp tünelden oluşan Zigana Tüneli, bağlantı yolları ile birlikte 15,1 kilometre uzunluğa ulaşıyor. İleri mühendislik teknolojileri açısından önemli bir örnek oluşturan tünel projesinde imalatların fiziksel nicelikleri de dikkat çekiyor. 

Projede, yaklaşık 70 bin nüfusa hizmet edebilecek bin 850 adet 4 katlı konuta denk gelecek miktardaki betonun yanı sıra kullanılan demir ve çelik miktarı da 6 adet Eyfel Kulesi inşa edilebilecek büyüklüğe ulaşıyor. Toplamda yaklaşık 3,2 milyon metreküp tünel kazısı yapılan proje, kazıdan çıkan malzemenin geri kullanılması alternatifleri ve ayrıca özel tasarım havalandırma sistemleri ile de diğer karayolu tünellerinden farklılık gösteriyor. 

Tünel içinde karşılaşılabilecek her türlü olumsuzluk ve kritik senaryolara karşı dizayn edilen “Dikey Havalandırma Şaftları” ve “Hava Değişim İstasyonları” Türkiye’de ve Avrupa’da karayolu tünellerinde ilk kez kullanılan özel yapım teknikleri ile inşa edildi. 3,6 metre çapındaki şaft kazılarının yapımı için Yükselen Delgi (Raise Boring) kazı metodu ve Yükselirken Delen Kazı Makinesi (RBM), kazısı tamamlanan şaftların iç yüzeylerinin kaplanması ve desteklenmesi için de Cam Elyaf Takviyeli Polyester (CTP) borular kullanıldı. Dikey havalandırma şaftlarının bulunduğu hava değişim istasyonlarında, tünel içindeki kirli havanın tahliyesi sağlanmakla birlikte, doğal ortamda oksijence zengin olan temiz havanın da tünel içerisine gönderilmesine de imkan veriliyor. 

Trabzon ve Gümüşhane sınırları içinde bulunan ve Karadeniz sahil yolunu, Trabzon-Maçka-Torul-Gümüşhane-Kale-Bayburt güzergahları üzerinden Aşkale/Erzurum’a bağlayan uluslararası yol ağında önemli bir arter olan Zigana Tüneli, Doğu Karadeniz’i Orta Doğu, Kafkaslar ve İran’a bağlayan tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde inşa edildi. Yüksek güvenlik önlemleri baz alınarak tamamlanan tünel, özellikle kış aylarında mevcut güzergahta yaşanan sorunları ortadan kaldırarak, sürücülere daha konforlu ve ekonomik bir ulaşım imkanı sağlıyor. 

Zigana Tüneli’nde her bir tüpte, 85’er metre uzunluğunda mavi ışıkla aydınlatılmış dört bölüm bulunuyor. Böylece tüneli kullanacak sürücülerin yaşayabilecekleri dikkat dağınıklığının da önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Yeni Otel Yatırımları İki Katına Çıktı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu yıl yatırım teşvik belgesi alan proje sayısı iki katına çıktı.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2029 yılı sekiz aylık (ocak-Ağustos) dönemde teşvik belgesi alan komple yeni yatırım amaçlı proje sayısı 63 iken 2023 yılının aynı döneminde bu sayı 153 oldu.

Bu dönemde işletmede iken teşvik belgesi alan yenileme amaçlı proje sayısı da 47’den 93’e çıktı.

Komple yeni yatırım teşvik belgesi alan proje sayısı 2014 yılında 49 ilde 205 belge ile zirve yapmıştı.

Projeler ile toplam 8 bin 583 kişilik istihdam adedi Oteller tarafından sağlanacak.

ABD’de İnşaat Demiri İhracatı Düştü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı tarafından paylaşılan bilgilere göre, ABD’nin inşaat demiri ihracatı Eylül ayında yüzde 19,5 düştü.

İnşaat demiri ihracatı ABD’de geçen yılın Eylül ayına göre, yüzde 50,9 artışla 20,051 metre seviyesinde kaydedildi. Bu ihracatın değeri, Ağustos ayında kaydedilen 20,8 milyon dolara ve geçtiğimiz yılın Eylül ayında kaydedilen 13,7 milyon dolara kıyasla 168 milyon dolar oldu.

Söz konusu ayda ABD’nin en fazla inşaat demiri ihracatı yaptığı ülke, 18,504 metre ile Kanada oldu. 

KÖİ Kapsamında 270 Proje İçin Sözleşme İmzalandı

Kamu-Özel Sektör (KÖİ) iş birliği kapsamında 1986 yılı ile 2023 yılı Eylül ayına kadar 270 projeye imza atıldı. Projelerin değeri 98,6 milyar dolar.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerinden yapılan derlemelere göre, Türkiye’de yap-işlet-devret (YİD), yap-işlet (Yİ), yap-kirala-devret (YKD) ve işletme hakkı devri (İHD) olmak üzere 4 temel kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeli uygulanıyor.

Kamu-özel sektör işbirliği modeli, özellikle otoyol, köprü, havalimanı gibi altyapı yatırımları ile hastane gibi kamu hizmetlerinin sunumunda alternatif bir finansman modeli olarak önem taşıyor.

Bu yöntemle yatırımların hızlı tamamlanmasının yanında projelere özel sektörün katılımının sağlanarak hizmet kalitesinin iyileştirilmesi ve proje maliyetlerinin düşürülmesi amaçlanıyor.

Türkiye’de bu modelin uygulanmaya başlandığı 1986’dan bu yılın eylül ayı sonuna kadar 270 KÖİ projesi için uygulama sözleşmesi imzalandı. Mevcut durumda 250 proje işletmeye alınırken, 20 projenin yapımına devam ediliyor.

Proje Sayısında Enerji Sektör İlk Sırada Yer Aldı

Proje sayılarının sektörlere göre dağılımında 102 ile ilk sırada enerji yer aldı. Bu sektörü, 46 ile kara yolu, 24’le liman, 23’le gümrük tesisi, 20’şerle havaalanı ve yat limanı-turizm tesisi yatırımları takip etti. Söz konusu dönemde bu modelle 18 sağlık tesisi yatırımı yapıldı. Yatırım yapılan diğer alanlar, madencilik, kültür-turizm tesisi, endüstriyel tesis, demir yolu ve katı atık oldu.

Uygulama sözleşmesi imzalanan projelerin toplam yatırım büyüklüğü de eylül fiyatlarıyla 98,6 milyar dolara ulaştı.

Bu tutar içinde 32,5 milyar dolarla kara yolu yatırımları ilk sırada yer aldı. Öne çıkan diğer alanlar, 24 milyar dolarla havaalanı, 21,7 milyar dolarla enerji ve 13 milyar dolarla sağlık tesisi, 2,5 milyar dolarla liman, 1,7 milyar dolarla endüstriyel tesis ve 1,5 milyar dolarla yat limanı- turizm tesisi yatırımları oldu.

Kamuya 106,2 Milyar Dolarlık İşletme Hakkı Devir Bedeli

Bu projeler için kamuya ödenecek işletme hakkı devri bedeli 106 milyar 219 milyon dolar olarak belirlendi.

İşletme hakkı devir bedellerinin sektörlere göre dağılımında ilk sırada 75 milyar 767 milyon dolarla havalimanı yatırımları yer aldı. Bunu, 22 milyar 735 milyon dolarla enerji yatırımları izledi. Liman yatırımları, 3 milyar 256 milyon dolarla, yat limanı ve turizm tesisi yatırımları da 3 milyar 183 milyon dolarla dikkati çekti.

Uygulama sözleşmesi imzalanan 270 yatırım içinde 127 projeyle YİD ve 120 projeyle işletme hakkı devri modelleri ilk sırada yer aldı. Bu modelleri, 18 projeyle yap-kirala-devret ve 5 projeyle yap-işlet modelleri takip etti. 

Kaynak: AA

Avro Bölgesi’nin İnşaat Üretimi Yüzde 0,4 Arttı

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) Avro Bölgesi’ne ilişkin eylül ayı inşaat üretim verilerini yayımladı. Buna göre, Avrupa Birliği (AB) genelinde inşaat üretimi yüzde 0,4 arttı.

Eurostat’ın verilerine göre inşaat üretimi, 2022’nin eylül ayına göre yüzde 0,3 düştü.

AB’de inşaat üretimi, eylülde önceki aya kıyasla yüzde 0,5, 2022’nin aynı dönemine göre de yüzde 0,1 arttı.

AB ülkeleri arasında eylülde inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 7,4 ile Slovenya’da, yüzde 3,6 ile Polonya’da ve yüzde 2,3 ile Slovakya’da ölçüldü. En fazla düşüş ise yüzde 1,9 ile Macaristan ve Romanya’da, yüzde 1,2 ile Portekiz’de ve yüzde 0,9 ile Avusturya’da kaydedildi.

Yıllık bazda ise inşaat üretimi Slovenya’da yüzde 32,1, Polonya’da yüzde 13,8 ve Romanya’da yüzde 10,9 artarken, Finlandiya’da yüzde 6,2, İspanya’da yüzde 6,1 ve Macaristan’da yüzde 6 düştü.

Bayraktar İnşaat 50. Yıl Kutlamasında Projelerini Anlattı

Bayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bayraktar, şirket kutlamasında yaptığı konuşmada, şirket olarak 50 yılda önemli başarılara imza attıklarını söyledi.

Kutlamada söz alan Bayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bayraktar, şunları söyledi:

“50 yıl boyunca çalıştığımız tüm işlerde güvenilir olmayı temel çalışma prensibi olarak benimsedik. Bu sayede, müşterilerimizin güvenini kazandık ve bugünlere geldik.

Devlette görev yaptığım yaklaşık 18 yıllık süre içinde, TOKİ Başkanlığı ve Emlak Konut Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundum. Son 10 yılda ise tekrar Bayraktar İnşaat’a odaklandım. Ankara’da Etlik Şehir Hastanesi karşısında 3000 konutluk bir proje yürütüyoruz. Ayrıca İstanbul’da da muhtelif inşaatlarımız var.

Şirketimiz bünyesinde üç şirket bulunuyor. Ayrıca oğullarım Rahmi Bayraktar ve Abdullah Bayraktar da BAYER İnşaat adı altında faaliyet gösteriyorlar. Damadım Barış Mandev de Ziya Yapı ismi ile inşaatçılık yapıyor. Biz esasında aile olarak inşaatçıyız; mühendislik ve mimarlık fakültelerinde okuyan iki torunumu da sayarsak ailede sekiz mimar ve mühendis var.”

Makam sahibi iken sana dost olmak isteyen, yakın olmak isteyen birçok kişi makamdan düşünce ortadan kayıp oluyor. Maalesef bu dünya; menfaat dünyası gibi görünüyor. 11 yaşımdan itibaren çalışıyorum, 5 yıl icra takipçiliği yaptım. Borcunu ödeyemeyecek durumda olanın malını haciz edip kaldırmak, haciz edip satmak zor iştir.

İnşaatçılık da kolay iş değil, hele yap-satçılık daha da zor. 1973 yılında inşaatçılığa başladık. 1974’de Kıbrıs Barış Harekâtı oldu, satışlar bıçak gibi kesildi. O günden bugüne hep krizlerle uğraştık. Bugün de ciddi satış sıkıntısı var; Ankara’da devam eden inşaatımız epeyce büyük, arsa sahibi kooperatife 1290 konut vereceğiz. Toplamda 3000 konut ve 2 çarşısı olan bir inşaat, güzel bir proje. 2500 konutun yapımına başladık. Bugüne kadar 300 kadar daire sattık. 

Yine İstanbul’da Kartal Samandıra Kavşağı’nda çok müthiş bir eğitim kompleksi yaptık bitirdik.

Koşuyolu’nda ofis binası yaptık bitirdik ve satışa çıkardık.

Silivri Selimpaşa’da 17 villa yapıyoruz.

Kırklareli-Demircihalil köyünde tarımsal üretim ve büyükbaş süt hayvancılığı yapıyoruz. Mevcut kapasitemizi arttırmak ve çiftliğimizi daha geliştirmek için çabalıyoruz.

Trabzon merkezde, Ortahisar Pazarkapı’da bitirme aşamasına getirdiğimiz cami ve külliye bizim en önemli sorumluluğumuzdur.

 Ticari literatüre baktığımızda, ekonomik geçmişi analiz ettiğimizde, aile şirketlerinin zor kurumsallaştığını görüyoruz ve birçoğu kısa ömürlü oluyor. Diğer yandan bugün dünyada ve ülkemizdeki en eski ve en kurumsal şirketlerin yine aile kökenli şirketler olduğunu görüyoruz.

Zorluklar insanı pişirir. Çalışarak öğrenmek, uygulama yaparak öğrenmek, üreterek öğrenmek çok verimlidir. Konuşmasını bilenler, iyi hatip olanlar, sunum yapabilen ve özgüveni yüksek olanlar daha kolay üst makamlara gelebiliyorlar. Değişen ve gelişen dünya şartlarına ayak uyduramayanların silindiğini gördüm.

Yalancılardan, kibirli insanlardan, haddini bilmeyenlerden ve hazır yiyicilerden çok çektim. Başkasının yetkisini ve gücünü kullanıp suistimal edenlerden, hak etmediği yerlere gelmek için türlü entrikalar yapıp, takla atanlardan, emek vermediği halde, emir vermeye çalışanlardan Dışarıdan gazel okuyan ve ahkam kesenlerden çok çektim…

Makam, mevki sahibi iken çok yakınımda olmak isteyen kişilerden birçoğunun, makamdan düşünce arkamdan konuştuklarını gördüm.

Çok çalışarak kazanmak ve ihtiyaç durumuna göre yardım etmek, harcama yapmak çok mutluluk ve huzur verici bir durum. Cömert olmak ne kadar iyi ise; savurgan olmanın da o kadar kötü olduğunu belirtmek istiyorum.“

Bayraktar İnşaat firma bilgileri ile proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Tüketici Güven Endeksi Kasım’da Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre tüketici güven endeksi Kasım’da, yüzde 75,5 oldu.

TÜİK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliğiyle yürütülen “Tüketici Eğilim Anketi” sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Kasım’da geçen aya kıyasla yüzde 1,1 arttı. Ekimde 74,6 olan endeks, kasımda 75,5 olarak kayıtlara geçti.

Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi, aylık bazda yüzde 2,7 artışla 61,3 oldu. Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi endeksi, ekimde 72,6 iken bu ay yüzde 2,6 artışla 74,5 olarak hesaplandı. Ekimde 72,9 olan gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi endeksi, yüzde 0,6 artışla bu ay 73,4’e çıktı. Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi ise ekimde 93,2 iken kasımda yüzde 0,6 düşüşle 92,6’ya geriledi.

AB’den Hidrojen Projelerine 17 Milyar Avroluk Destek

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa genelindeki 80 hidrojen projesine 17 milyar avroluk destek sağlayacaklarını açıkladı.

Avrupa Hidrojen Haftası nedeniyle Brüksel’de düzenlenen programın açılışına video konferansla bağlanarak konuşma yapan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “AB genelinde yaklaşık 80 hidrojen projesi için 17 milyar avronun üzerinde kamu desteğine onay verdik.” dedi.

Hidrojen ekonomisinin hızla geliştiğine işaret eden von der Leyen, Avrupa genelinde çok sayıda şehirde ilk hidrojen otobüslerin çalışmaya başladığını anlattı.

Von der Leyen, Rotterdam Limanı’nda bin kilometreden fazla bir alana yayılacak hidrojen ağı inşası için çalışmaların başladığını, dünyanın sıvı hidrojenle çalışan ilk uçağının da birkaç hafta önce Slovenya semalarında uçtuğunu anlattı.

AB’nin hidrojen alanına destek vermek için elinden geleni yaptığını belirten Leyen, “Temiz hidrojen çağının şafağındayız.” dedi.

Von der Leyen, hidrojen pazarını büyütmek için güçlü kamu yatırımı, hidrojen için küresel bir pazar oluşturmaya yönelik uluslararası işbirliği ve yeniliği teşvik etmek için özel sektörle yeni ortaklık üzerinde çalıştıklarını ifade etti.

Von der Leyen, AB’nin 800 milyon avroluk fonuyla Avrupa Hidrojen Bankasının ilk ihalesini bu hafta başlatacaklarına dikkati çekerek bunun özel sektör finansmanını çekeceğini ve ticari alım anlaşmalarıyla sonuçlanacağını söyledi.

Avrupa Hidrojen Bankasının 2024 ilkbaharında, toplam değeri 3 milyar avroya ulaşacak ikinci tur ihaleleri başlatacağına işaret eden von der Leyen, bankanın uluslararası ayağı üzerine de çalıştıklarını, bunun dışarıdaki tedarikçilerden hidrojen ithalatını güvence altına alacağını anlattı.

Von der Leyen, Mısır, Kenya ve Namibya gibi pek çok ülkeyle hidrojen ortaklıklarına imza attıklarına dikkati çekerek bu ülkelerin temiz enerji üretme ve bunu temiz hidrojene dönüştürme konusunda ciddi potansiyele sahip olduklarını vurguladı.

AB’nin Brezilya’da dünyanın en büyük hidrojen projelerinden birinin inşasına destek vereceğini belirten von der Leyen, Küresel Geçit programı çerçevesinde Brezilya’da hidrojen değer zincirine 2 milyar avroluk yatırım gerçekleştireceklerini anlattı.

Von der Leyen, Brezilya’da kurulacak yeni Yeşil Enerji Parkı’nın temiz hidrojen ve amonyak için 10 gigavatlık bir üretim tesisi içereceğini ve bunların daha sonra Hırvatistan’a ve oradan da diğer Avrupa ülkelerine gönderileceğini söyledi.

“Avrupa sadece temiz hidrojenin öncüsü değil, aynı zamanda dünya çapında bir hidrojen pazarının inşa edilmesinde bir ortak konumundadır.” diyen von der Leyen, bu alanda kamu yatırımlarıyla büyük miktarda özel sermayenin harekete geçirilmesine yardımcı olduklarını söyledi.

Von der Leyen, hidrojende kamu finansmanına erişimi de kolaylaştıracaklarını, hidrojen projesi destekçilerine AB finansmanı konusunda destek vermek için Avrupa Hidrojen Bankası bünyesinde bir tek durak noktası oluşturacaklarını anlattı.

Consera Kurucusu Şimşek: ‘’Deprem Bölgesinde Hiçbir Çelik Yapı Yıkılmadı’’

Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Consera Kurucusu Melih Şimşek, dernek tarafından yapılan araştırmalara göre deprem bölgesinde hiçbir çelik yapının yıkılmadığını söyledi.

Dünyada bilinen tüm depremlerde, çelik yapılar diğerlerine göre çok daha az hasar almış. Türk Yapısal Çelik Derneği’nin, 6 Şubat’taki depreme yönelik araştırmaları da bunu doğruluyor. Ancak Türkiye’deki yapıların çok azı çelikten oluşuyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığı’nın Mart 2023 raporuna göre, deprem bölgesindeki binaların yüzde 86,7’si, dairelerin ise yüzde 95,4’ü betonarme. Binaların sadece yüzde 2,4’ü çelik iken, yüzde 3,5’i yığma ve yüzde 3,6’sı prefabrik. Geriye kalan diğer kategorisinde ise ahşap, karma veya tanımlanamayan taşıyıcı sistemler yer alıyor. Türk Yapısal Çelik Derneği’nin araştırması, bu yüzde 2,4’lük paya sahip çelik yapılardan herhangi birinin göçüp can kaybına sebep olmadığını gösteriyor. Örneğin, Hatay’ın merkezinde bulunan, modüler çelik yapı sistemiyle inşa edilen The Museum Hotel, hiçbir hasar almadan depremi atlattı. Ne yazık ki, Türkiye’de tüm çelik yapıların oranı betonarme binalara göre çok düşük, sadece yüzde 5. Bunun yüzde 4’ü de fabrika gibi endüstriyel yapılardan oluşuyor.

Öte yandan çelik yapılar, geleneksel yapılara göre iki kat daha hızlı inşa edilebildikleri için, kışın başladığı şu günlerde normal hayatlarına dönmeyi bekleyen depremzedelerin yaralarının daha hızlı sarılmasını sağlamaları bakımından da önemli.

Depreme karşı çelik direnci

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, 1999 Depremi’nden beri az yol alındığını hatırlatarak, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, şimdiye kadar kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı yani 2000 öncesi yapıların yüzde 16’sı yeni yönetmeliklere göre inşa edildi. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak -ki değil-, hâlâ İstanbul’da 3 milyon 800 bin deprem riski taşıyan konut var demektir. Bu rakamlara iş yerleri, sosyal yapılar dahil değil. Ülkenin en önemli şehrinde durum bu. Ülkemizde 38 milyon 400 konut bulunuyor. Ne kadarının deprem dirençli olduğunu hesap etmek dahi umutsuzluk yaratabileceği için elim, hesap makinesine gitmiyor. Kısacası, ülkemizin en önemli sorununda sınıfta kalmış durumdayız” diyor.

Yarım asırlık ve 2,5 milyon metrekarelik inşaat deneyimiyle Consera, çelik yapıları tüm ülkeye yaymayı hedefliyor. Şimşek, çelik yapıların neden depreme daha dayanıklı olduğunu ise, şu sözlerle açıklıyor: “Öncelikle deprem, binaları ağırlıkları nispetinde etkiler. Yapı toplam ağırlığı ne kadar fazla ise, deprem kuvveti de o kadar çok olacaktır. Bu sebeple deprem kuşağındaki yapıların mümkün olduğunca hafif malzemelerle inşa edilmesi gerekir. Dünyada gelişmiş ve deprem coğrafyasında bulunan ülkelerin tercih ettiği malzeme, çeliktir. Çelik yapılar, geleneksel -özellikle betonarme- yapılara göre, 7 ile 10 kat daha hafiftir ve bu oranda deprem kuvvetine daha az maruz kalırlar. Ayrıca çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirdir. Denetlenmeleri, çok daha kolay ve mümkündür. Deprem esnasında yapıların salınım yapabilme, esneklik yetenekleri hasar almalarını önleyen diğer bir husustur. Çelik yapılar, yine geleneksel yapılara göre çok daha esnektir.”

Depremin yaralarını iki katı hızla sarmak mümkün

Hafif ve modüler çelik yapıların endüstriyel ortamlarda üretilmeleri, dolayısıyla iklim koşullarından bağımsız 24 saat çalışabilme imkânı vermeleri; hızlı yapılaşma için de en ideal seçim olmalarını sağlıyor. Şimşek, bu sistemin deprem sonrası yaraları onarmakta 2-3 kat daha hızlı olduğunu vurgulayarak, “Deprem sonrasında halkın bir an önce yaşamına geri dönebilmesini sağlayacak ilk eylem, yaşam alanlarını çok hızlı inşa etmek. Örneğin, Japonya 1995’te olan Kobe depreminden sonra yaralarını sadece iki sene içinde sardı ve sonraki depremlere karşı çok önemli kararlar aldı. Yüksek yapılar için sismik izolatörleri keşfetti, hızlı yapılaşma için çelik sistemleri kullandı. Çelik yapı sistemlerinde taşıyıcı iskeletler; fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız, endüstriyel yöntemlerle üretildiklerinden, geleneksel yöntemlere göre 2-3 kat daha hızlıdır. Bu, yapının tamamlanma süresini yine geleneksel yapılara göre en az yüzde 50 daha kısaltır. Ayrıca çelik sistemlerle üretilen modüler yapılarda bu hız yüzde 100’e varan süre avantajları sağlar ki, ülkemizin olası depremlere hazırlanabilmesi için hızlı inşaat yapabilmek çok değerli. Bir şehir 10 sene yerine beş senede eski haline gelebilir” diye konuşuyor.

1999 Depremi’nin öğrettikleri çeliğe yönlendirdi

1999 Depremi’nden sonra, “Daha güvenli mekânlar nasıl inşa edilebilir?” diye yoğun araştırmalara, yurtdışı gezilere başlayan Şimşek, yanıtın çelik yapılar olduğunu anladığı o yıldan beri Türkiye inşaat sisteminde bu yöntemin yaygınlaşması için uğraşıyor. Bu amaçla 2001’de Türkiye’nin ilk ve en büyük üretimi yapan hafif çelik fabrikasını kuran Şimşek, bu süreci şöyle anlatıyor:

“1999 Depremi’ne kadar ağırlıklı geleneksel yapılar inşa eden bir aile şirketinin ikinci nesli olarak çalışıyordum. Bu sürede birkaç geleneksel çelik yapı inşa etme şansımız oldu. Biri de 1997’de Adapazarı-Akyazı Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tekstil boyama fabrikasıydı. 1999’da organize sanayide hiç hasar almayan ve üretimine devam eden tek fabrika, oydu. Bu sonuç hem mühendis hem inşaat firması olarak çelik yapı tercihinin bir deprem ülkesinde ne demek olduğunun en net kanıtıydı. Dolayısıyla bu iş, şirketimizi baştan sona değiştirdi. O yıllarda geleneksel çelik yapılarla az da olsa projeler yapılıyordu ancak hafif çelik yapılar diye bir kategori yoktu. Bu ismi, şirket olarak biz koyduk. Amerika’dan know-how alarak hem ülkemizdeki ilk hafif çelik fabrikasını hem de mühendislik ekibimizi oluşturduk. Mühendislik ekibimiz, ülkemizdeki ilk hafif çelik binaları tasarladı, üretti ve uyguladı. Yönetmeliğin çıkmasına önemli katkılarda bulundu. Bugün ülkemizde depreme çare bir yapı kategorisini açmış bir firmanın mensubu olduğum için çok huzurluyum.”

Son üç yılda yüzde 30 büyüme

Türkiye’de deprem sorununa en etkili çözüm olacak çelik yapıların geliştirilmesi, yaygınlaşması için çalışmayı bir vatandaşlık görevi olarak gören Şimşek, “Bu yapı sistemine ülkemizin çok ihtiyacı var. Şirket olarak ülkedeki kalıcı çelik ve modüler çelik yapı ihtiyacının karşılanması için çalışırken, bu yapıları dünyanın her yerine ihraç etmek için de gereken kapasite artışımızı yaparak üretmeye devam edeceğiz. Consera, çelik yapılar odağında bünyesinde mühendislik, üretim, uygulama ve gayrimenkul geliştirme gruplarını aynı anda istihdam etmiş tek şirkettir diyebiliriz. Özellikle anahtar teslim yapı projelerindeki binlerce kullanıcı deneyimi, çelik yapılara ait en ideal üretim ve yapım yöntemlerini bize öğretti. Ekibimiz, dünyadaki tüm standartlara göre üretim ve proje yapabilecek bilgi ve deneyime sahip. Son üç yıldır yüzde 30 büyüdüğümüz düşünülürse, hedefimize ulaşmak için emin adımlarla ilerlediğimiz net görülür.” diyor.

Kaynak: Emlak Dream

Deprem Bölgesindeki 200 Bin Konutun İnşaatı Yakında Tamamlanıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Uşak’ta dönüşümü yapılacak bölgedeki yıkım törenine katıldı. Bakan Özhaseki, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Uşak Programına Uşak Valisi Dr. Turan Ergün ve Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ı makamlarında ziyaret ederek başladı. Ziyaretlerin ardından Çarşı Uşak proje alanında Uşak Kentsel Dönüşüm İrtibat Ofisinin açılışı gerçekleştiren Bakan Özhaseki, protokol imzası ve kentsel dönüşüm yapılacak sahadaki ilk yıkım törenine katıldı.

Törenin açılışında konuşan Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, desteklerinden dolayı Bakan Özhaseki’ye teşekkür etti. Seçim çalışması döneminde söz verdikleri tüm projeleri hayata geçirmek için gayret gösterdiklerini belirten Başkan Çakın, bu projenin şehrin kalbi olduğunu söyleyerek bölgede yürütülecek kentsel dönüşümle yıpranmış ve eskimiş şehir merkezinin yenileneceğini aktardı.

Uşak Valisi Turan Ergün de Çarşı Uşak projesinin detaylarını anlatarak Özhaseki’ye kente verdiği desteklerden dolayı teşekkür ederek, proje tamamlandığında sadece Uşak’ın değil bütün bölgenin, birçok ziyaretçiyi ağırlayarak uğrak yerlerden birisi olacağını söyledi.

Şehirlerin de bakıma ihtiyacı olduğunu ve günümüzdeki hızlı değişimlere ayak uydurmasını gerektiğini kaydeden Bakan Özhaseki ise, “Belediye başkanları gayret edecekler, dönüşümlerle uğraşacaklar, yenileyecekler, ihtimam gösterecekler. Zaten şehirlerin geleceği o şehirde yaşayan yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılıdır” dedi.

Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ın projelere başarılı bir şekilde imza attığını ifade eden Özhaseki, “Genç başarılı bir kardeşimiz, inşallah bundan sonra da zaten başarılarını katlayarak devam ettirecek. Ben de naçizane bir ağabeyi olarak üzerime ne düşüyorsa yapmaya razıyım ve yapacağım da” diye konuştu.

Bakan Özhaseki, Kahramanmaraş merkezli depremi hatırlatarak iki ağır depremin ardından yeni bir projeye kolay kolay başlayamadıklarını belirterek, şöyle devam etti:

“Neden? Neredeyse 2 milyona yakın insanımız, ya kira yardımı yapıyoruz ya konteyner kentlerde kalıyor. Şimdi siz benim yerine kendinizi koyun; şurada konteyner kentlerde yaşayan insanlar var, evi yıkılmış, sağda solda kiralarda vaziyeti idare etmeye çalışan insanlar var. Onların ihtiyaçları varken gidip bir başka yerde sıfır bir projeye başlayabilir misiniz? Emin olun başlayamazsınız. Biz de o maksatla tabii ki o bölgelere çok ağırlık veriyoruz ama burada da yıllardır söz verdiğimiz bir proje vardı. Bu projeyi başlatmak icap ediyordu. Bu sözümüz özellikle de yerine gelsin istedik.”

Deprem bölgesindeki çalışmalardan bahseden Özhaseki, deprem bölgesinde 200 bin konutun yapımının yakın zamanda biteceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Zaten inşallah bir ay sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın o bölgeyi ziyaretleriyle birlikte vatandaşlarımıza ev teslimine başlıyoruz. 100 bin civarında köy evlerimizi 6 ay içerisinde bitireceğiz, çelikten yapıyoruz onları da. Bu arada ‘ben yerinde dönüşüm yaparım, ben işimi yaparım’ diyen kardeşlerimize de 1,5 milyon lira civarında, eğer evi ahırlıysa daha fazla bir parayı, yarısını kredi olarak yarısını da 2 sene ödemesiz, 10 sene vadeli olarak veriyoruz. Yani evlerini yapsınlar, içinde rahat etsinler diye. İnşallah 2-3 sene sonra o bölgelerdeki tüm hasarların tamamını ortadan kaldırırız.”

Özhaseki, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak tartışmaya açık bir konu olmadığını belirterek sözleri şöyle devam etti:

“Bundan sonra konutlarımızı sağlam yapmalıyız. Yani özellikle 2000’den önce yapılmış olan ne kadar elimizde yapı stokumuz varsa gözden geçirmeliyiz. Gücü yetenler yenileme cihetinde ellerinden geleni yapmalılar. Biz zaten Bakanlık olarak kentsel dönüşüm konusunda hem yasalar çıkarıp hem de bu tür yerlerde yardımcı olarak bu işleri yapmaya çalışıyoruz. İstiyoruz ki deprem gelmeden hazırlıklı olalım. Deprem geldiğinde de dizlerimize vurup ah edip, ağlamayalım. Onun için burada eskimiş şu dokunun yenilenmesi, değişime ayak uydurması, esnaflık yapan kardeşlerimizin daha iyi vaziyette hayatlarını sürdürmeleri elbette önemliydi. Ama bir taraftan da deprem ülkesi diye bildiğimiz bu memlekette yaptığımız konutlar sağlam olsun istiyoruz.”

Marmaris’te Yol Yapım Çalışmaları Aralıksız Sürüyor

Marmaris Belediyesi tarafından başlatılan yol yapım çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Yeni yol açma çalışmalarını sürdüren Marmaris Belediyesi, mevcut yolları da yenilemeye devam ediyor. Bu çerçevede belediye ekipleri en işlek noktalardan biri olan Beldibi Mahallesi 2. Sokak’ta hummalı bir çalışma başlattı. Marmaris Belediyesi’nin ilçe merkezinde ve kırsal mahallelerde yol yapım ve onarım çalışmaları devam ediyor. İlçenin birçok noktasında prestij cadde uygulamaları yapan ayrıca Çamlı Mahallesi’nde yeni yollar açan Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri ilçenin en işlek noktalarından biri olan Beldibi Mahallesi 2. Sokak’ta kapsamlı bir çalışma başlattı.

Dere kenarındaki yenilenmesi zaruri olan 260 metre uzunluğundaki güzergahta başlatılan çalışmada parke yolu yapılacak. Ayrıca dere kenarında çift şeritli bisiklet yolu ile yeşil alan düzenlemesi, yol genişliğinin uygun olduğu yerlerde de ihtiyaç dahilinde olan cep otoparkı düzenlemesi yapılacak.

Bölgelerin ihtiyaçlarına ve vatandaşların taleplerine göre çalışma programı hazırladıklarını söyleyen Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, “Marmaris’in sıkıntılı olan her noktasına neşter vuracağız, girilmedik cadde ve sokak bırakmayacağız demiştik. Gerek ilçe merkezi gerekse kırsalda bu çalışmalara aralıksız devam ediyoruz. Yeni yol açma, asfaltlama, üst yapı yenileme gibi faaliyetlerle Marmaris’i daha modern hale getirmek ve de vatandaşlarımızın daha kaliteli bir yaşam sürmesi için var gücümüzle çalışıyoruz.” dedi.

Marmaris’teki tüm projelere buradan göz atabilirsiniz.

Kış Aylarında Enerji Tasarrufu Sağlamak İçin Neler Yapabilirsiniz?

Isınma ihtiyacının artmasıyla birlikte enerji faturaları da yükselir ve çevresel etki artar. Ancak, çeşitli basit önlemler alarak, sadece cebimizi değil, aynı zamanda çevremizi de koruyabiliriz. Generali Sigorta, kış aylarında enerji tasarrufu sağlamak için neler yapılabileceğini sıraladı.

İyi Yalıtım

İyi bir yalıtım, kışın soğuktan ve sıcaklığın içeri sızmasından korunmak için temel bir adımdır. Pencerelerdeki çatlakları kapatmak, kapı altlarına contalar eklemek ve duvarları izole etmek, evimizi enerji kayıplarından korumanın ilk adımlarıdır. Pencereler ve kapılar üzerinde hava sızıntılarını kontrol edebilirsiniz. Conta veya bant kullanarak bu sızıntıları önleyebilirsiniz. Tavan, duvarlar ve zemin gibi ana yapı elemanlarını kontrol ederek ihtiyaç varsa ek yalıtım malzemeleri ekleyebilirsiniz. Evin dış cephesinde yalıtım panelleri veya kaplamalar kullanarak ısı kaybını da azaltabilirsiniz.

Programlanabilir Termostat Kullanımı

Evinizi sürekli aynı sıcaklıkta tutmak yerine, programlanabilir termostatlar kullanarak belirli saatlere göre sıcaklık ayarı yapabilirsiniz. Örneğin, evde kimse yokken veya herkes uyurken termostatı otomatik olarak düşürmek, enerji tasarrufu sağlar. Programlanabilir termostatlar, gün içindeki farklı saatlere göre ısıtma sistemini otomatik olarak ayarlar. Örneğin, evde kimse yokken veya herkes uyurken sıcaklığı otomatik olarak düşürebilir ve bu da enerji tasarrufu sağlar.

Enerji Verimli Aydınlatma

Geleneksel ampulleri enerji verimli LED veya CFL (kompakt florasan lamba) ampullerle değiştirin. Bu ampuller daha az enerji tüketir ve daha uzun ömürlüdür. Bu enerji tasarruflu LED veya CFL ampulleri tercih ederek aydınlatma maliyetlerimizi düşürebilirsiniz. Aynı zamanda, bu ampuller daha uzun ömürlü olduğu için sık sık ampul değiştirmek zorunda da kalmazsınız.

Pencereler ve Perdeler

Evinizin konumuna bağlı olarak, gün ışığından maksimum fayda sağlamak için perdeleri gündüzleri açabilirsiniz. Geceleyin perdeleri sıkıca kapatın, böylece içerideki ısı kaybını minimumda tutabilirsiniz.

Su Isıtıcısı Kontrolü

Su ısıtıcısının sıcaklığını 49-60°C arasında tutmak, sıcak su tüketimimizi kontrol altında tutar ve enerji tasarrufu sağlar. Bu sıcaklık aralığı hem enerji tasarrufu hem de sıcak su kullanımınızın güvenli olmasına yardımcı olabilir.

Enerji Denetimi ve Güneş Enerjisi

Evinizde bir enerji denetimi yaptırarak, enerji kayıplarını belirleyebilir ve bu konuda iyileştirmeler yapabilirsiniz. Güneş enerjisi panelleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, enerji maliyetlerinizi azaltabilirsiniz. Evinizde günlük olarak kullandığınız enerjinin bir bölümünü güneş ışığından faydalanarak sağlayabilir, bu enerjiyi depolayarak sonrasında kullanabilir ve enerji için ayırdığınız bütçeyi de bu yolla kısabilirsiniz.

Isıtma Sistemini Akıllıca Kullanma

Isınan tek bir odada zaman geçiriyorsanız, diğer odalardaki ısıtma sistemlerini düşük sıcaklıkta tutabilirsiniz. Odalarda termometre kullanarak, sıcaklık ayarlarını daha hassas bir şekilde kontrol edebilirsiniz. Buna ek olarak Isıtma sistemlerinin düzenli bakımını da yaptırmalısınız. Filtreleri düzenli olarak temizlemeli veya değiştirmelisiniz.

Türkiye Sigorta Yenilenebilir Enerji Projelerine Teminat Sağlıyor

Türkiye Sigorta Yatırımcı İlişkileri Direktörü Umut Kovancı, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında; yenilenebilir enerji projelerine teminat sağlıyoruz’’ dedi.

Türkiye’nin lider sigorta şirketi Türkiye Sigorta, “Gelecek için Pozitif Etki” sloganıyla hazırladığı Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

Çevik, yenilikçi ve duyarlı yaklaşımıyla hayatın her alanında çözüm üretmeyi ve sigortalılarının beklentilerini rekabetçi sigorta ürünleriyle en üst düzeyde karşılamayı hedefleyen Türkiye Sigorta, sürdürülebilirlik alanında da adımlar atmaya devam ediyor.

Topluma ve çevreye karşı sorumluluk bilinciyle sürdürülebilirlik temelli hizmet anlayışını benimseyen Türkiye Sigorta, 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Türkiye Sigorta’nın sürdürülebilirlik alanında attığı adımlara yer verilen raporda; 2022 yılında sektörün toplam prim üretiminin yüzde 123 artışla 235 milyar TL olarak gerçekleştiği belirtildi.

Gücünü adından alan Türkiye Sigorta’nın yenilikçi yaklaşımları, doğaya ve çevreye duyarlı uygulamaları ile sürdürülebilirlik alanında her geçen gün performansını artırdığını söyleyen Türkiye Sigorta Yatırımcı İlişkileri Direktörü Umut Kovancı, “2022 yılında elde ettiğimiz tüm sonuçlar ‘sürdürülebilir liderlik’ yaklaşımımızın başarılı finansal sonuçları olarak hayat buldu. Amacımız, üretim ve kârlılıkta sürdürülebilir liderliğimizi güçlendirirken sigorta kültürünü ülkemizde yaygınlaştırmak ve sektörümüzü hak ettiği yere getirmektir. ‘Gelecek için pozitif sigortacılık’ vizyonu ışığında, sermaye öğelerimiz ile yarattığımız ve paylaştığımız değeri artırmak amacıyla hayata geçirdiğimiz sürdürülebilirlik uygulamalarımıza 2022 yılında da ara vermeden devam ettik.” dedi.

Sürdürülebilirlik alanında güçlü adımlar

Kurumsal sürdürülebilirlik kapsamında öncelikleri gözden geçirerek atacakları adımları belirlediklerini söyleyen Kovancı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İklim değişikliği ile mücadele kapsamında; yenilenebilir enerji projelerine teminat sağlıyor ve tarım sigortası ürünlerimiz ile çiftçilerimizin ürünlerini koruma altına alıyoruz. Operasyonel süreçlerimizde de çevresel etkimizi azaltacak uygulamaları devreye alıyoruz. İklim Değişikliği Stratejimiz doğrultusunda karbon ayak izimizi belirlemeye yönelik çalışmaların kapsamını Kapsam-3 emisyonların ölçümü ile genişlettik. Çalışma arkadaşlarımızın gelişimlerini ise çeşitli sertifika programlarıyla destekleme devam ediyoruz.”

Kapsayıcı, düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen uygulamalar

Raporda ayrıca Türkiye Sigorta’nın “Herkes İçin Sigorta” anlayışı ile sektörün gelişen dinamikleri ve müşterilerinin öncelikli beklentileri doğrultusunda; kapsayıcı, düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen, uygun primlerle sunulan sürdürülebilir ürünleri ile sigortalılarının yanında olmaya devam ettiği de vurgulandı.

Türkiye Sigorta’nın çalışanların motivasyonunu ve memnuniyetini artırmak adına yapılan uygulamalardan ve bu çabanın sonucu olarak 2022 yılında, Great Place To Work Enstitüsü’nün Güven Endeksi Araştırması’nın sonucunda “Harika Bir İş Yeri” sertifikasının sahibi olunmasına yer verildi. 2022 yılında Türkiye Sigorta olarak Basketbol Süper Ligi İsim Sponsorluğu ve Ampute Futbol Takımı Sponsorluğu’nun üstlenilmesi, sigorta okuryazarlığının toplumda yaygınlaşması için sigorta sektörünün en geniş katılımlı eğitim seferberliği olarak planlanan Esnafın Sigorta ve Risk Yönetimi Bilincini Güçlendirme Eğitimleri (ESİB) sponsorlarından biri olunması ve daha yeşil bir gelecek için 10 bin fidanlık bir Hatıra Ormanı oluşturulması da sürdürülebilirlik uygulamaları içerisinde yer aldı.  

Münih’teki Sabancı Teknoloji Merkezi Kapılarını Açtı

Sabancı Holding, Almanya’nın Münih kentinde yer alan Münih Teknik Üniversitesi (TUM) yerleşkesindeki ‘Teknoloji Merkezi’ projesini hayata geçirdi.

Sabancı Holding, Avrupa’nın kalbinde teknoloji üssü kurdu. Münih’te Sabancı Teknoloji Merkezi’ni kurarak inovasyonda önemli bir eşik atlayan holding, 9 ayda 33.3 milyar TL yatırım yaptı. 3 yeni alana odaklanan Sabancı, yeni satın almalara da sıcak bakıyor.

Dünyada 14 farklı ülkede operasyonları olan Sabancı Holding, “Dünya’nın Sabancı’sı” ve “Türkiye ile dünyayı birleştirme” vizyonuna önemli katkı sağlayacak inovasyon yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Almanya Münih’te, Münih Teknik Üniversitesi (TUM) yerleşkesi içerisinde yer alan Sabancı Teknoloji Merkezi, kapılarını açtı.

Topluluk şirketlerinden Çimsa ve Kordsa’ya ev sahipliği yapacak merkezde hedef; Türkiye’yi dünyaya açmak, dünyadaki teknolojileri Türkiye’ye getirmek olacak. Sabancı Teknoloji Merkezi’nin, aynı zamanda üniversite-sanayi iş birliği alanında Avrupa’nın simge platformlarından biri olması da hedefler arasında.

Özellikle mühendislik, teknoloji ve doğa bilimleri alanlarında, Avrupa’nın en iyi üniversiteleri arasında yer alan TUM ile yapılacak ortak Ar-Ge çalışmalarının ve parlak fikirlerin de ürüne dönerek ticarileşmesi sağlanacak. “Bu topraklardan aldığımızı bu topraklara vereceğiz” diyen Hacı Ömer Sabancı’nın ilkesi ile Türkiye’nin Sabancı’sı olan holding, Sakıp Sabancı’nın ‘Hudutsuz koşacağız” mottosu ile Dünya’nın Sabancı’sına doğru koşuyor.

Münih’te Sabancı Teknoloji Merkezi’nin açılışında konuşan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, inovasyonu bir yatırım kalemi olarak değil bir şirket kültürü olarak kodladıklarının altını çizerken, “Bugüne kadar Türkiye’nin SA’nayicisi olarak adlandırılıyorduk şimdi Türkiye’nin yenilikçisi olmak için hep birlikte koşuyoruz. Dünya da farklı ne yenilik varsa onu sahiplenip hızlı bir şekilde Türkiye’nin kalkınmasına ve dünyanın bu hedeflere ulaşmasına katkı sağlamak istiyoruz. Bunu sözde değil aksiyonlarla yapacağız” dedi.

Avrupa’daki ilk merkez

 Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, “Bugüne kadar Yapı Malzemeleri ve Sanayi Gruplarımız bünyesinde yurt içinde 6, yurt dışında ise 1 olmak üzere toplam 7 Ar-Ge ve teknoloji merkezimiz vardı. Sabancı Technology Center ile birlikte bu sayıyı 8’e yükseltiyoruz ve Avrupa’daki ilk merkezimizi hayata geçiriyoruz” diye konuştu. Alper, 2.3 milyon euroya kurulan teknoloji merkezinin Avrupa’daki müşterilerini getirebilecekleri mıknatıs olacağını ifade etti.

‘Terzi usulü’ ürünler geliştirecek

 8 farklı laboratuvarın ve 6 milletten çalışanın bulunduğu merkezin, ileri yapı malzemeleri, kompozit teknolojileri, inşaat güçlendirme gibi dünyadaki malzeme devrimine yön veren sektörler için yüksek teknolojili, ‘terzi usulü’ ürünler geliştireceğini belirten Cenk Alper, “Çimsa ve Kordsa’nın Türkiye’deki fabrikalarında üretilecek bu ürünler, Sabancı Teknoloji Merkezi’ndeki ekiplerimiz tarafından yine Avrupa pazarına sunulacak. ‘Türkiye ile dünyayı birleştirme’ vaadimize hizmet edecek bu model, aynı zamanda Türkiye’nin katma değerli ihracat seferberliğinin de itici güçlerinden biri olacak” diye konuştu.

Mersin’deki AR-GE’yi Avrupa’ya ihraç edeceğiz

Yapı malzemeleri iş kolunun ‘griden yeşile’ dönüşümüne öncülük ederken, bir yandan da kapsamlı Ar-Ge çalışmalarıyla ileri teknoloji yapı malzemeleri üzerine odaklandıklarının altını çizen Çimsa CEO’su Umut Zenar, “Sabancı Teknoloji Merkezi ile küresel arenaya taşıyoruz.

Mersin’deki Ar-Ge merkezimiz Formülhane ve Sabancı Teknoloji Merkezi sinerjisinde ortaya çıkacak parlak fikirleri, bir yandan ürün haline getirip ticarileştirirken bir yandan da Ar-Ge ekiplerimizin geliştirdiği yenilikçi çözümlerimizi Münih üzerinden Avrupa pazarına sunacağız. Formülhane ekiplerimizin yoğun çalışmasıyla ortaya çıkan ve normal betonların aksine sadece 3 saatte 25 MP’lık dayanıma ulaşan Flycrete ürünümüzü, bölgedeki havaalanı pistleri ve sanayi tesisleri için hazır hale getirdik.

Aynı şekilde Çimsa’nın çimento şirketinden yapı malzemeleri şirketine dönüşümüne öncülük eden ve ürün çeşitlendirmemizde bir köprü görevi gören kalsiyum alüminatlı çimento başta olmak üzere özel ürün gruplarımızı da bu merkezimiz üzerinden Avrupa ‘ya ihraç edeceğiz” dedi.

Dünyada her 3 uçak lastiğinin 2’si Kordsa’dan

Münih’te kapılarını açan Sabancı Teknoloji Merkezi’nin, Kordsa’nın küresel büyüme stratejisiyle uyumuna işaret eden Kordsa CEO’su İbrahim Özgür Yıldırım da “Kordsa dünyasında ‘Innovate Everywhere’ olarak tanımladığımız bu yaklaşımın ilk adımını geçtiğimiz aylarda Endonezya’da açtığımız Asya Pasifik Teknik Merkezi ile attık. Şimdi de Sabancı Teknoloji Merkezi ile bu inovasyon gücümüzü Avrupa’ya taşımak için öncü bir adım daha atıyoruz.

Bununla birlikte, Sabancı Teknoloji Merkezi’nin bulunduğu Münih, aynı zamanda bizim için öncelikli endüstriler arasında yer alan uzay ve havacılık teknolojilerinde de dünyanın öncü merkezleri arasında. Bugün lastik güçlendirme sektöründe dünyanın lider şirketi konumundayız. Dünyada her 3 uçak lastiğinden ikisini; her üç otomobil lastiğinden birini Kordsa olarak biz güçlendiriyoruz.

Lastik güçlendirme alanındaki liderliğimizi ileri malzeme alanına taşırken, ilgili endüstrilerin yakınında konumlanarak, mevcut ve potansiyel müşterilerimizle olan ilişkilerimizi de pekiştireceğiz” dedi.

Sabancı’nın 5 stratejik önceliği

1-Ölçeklenebilir çevik küresel / yerel ayak izi

2-Dijital ve yapay zekâ dönüşümü

3-Büyüme için inovasyon

4-Daha iyi bir hayat için sürdürülebilirlik

5-Geleceğe hazır organizasyon ve yetenekler

33,3 milyar TL yatırım yaptık 3 yeni alana odaklandık

CEO Cenk Alper, holdingin yatırımları hakkında bilgi verdi: “Yatırım stratejimize paralel olarak, banka dışı yatırımlarımızın yüzde 25’lik bölümünü mevcut iş kollarımıza, yüzde 75’ini ise ‘yeni ekonomi’ adını verdiğimiz enerji ve iklim teknolojileri, ileri malzeme teknolojileri ve dijital teknolojiler alanlarına yönlendiriyoruz.

2022 yılı 9 aylık döneminde 15 milyar TL olan yatırımlarımızı bu yılın aynı döneminde 33,3 milyar TL’ye çıkardık. Bu rakam geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yatırımlarımızın TL bazında yüzde 124 oranında arttığını gösteriyor. Aynı dönemde, gerçekleştirdiğimiz yatırımların yüzde 75’ini de stratejimiz ile paralel olarak yeni ekonomiye yaptık.”

Tüm şirketlerimiz seferber durumda

Cenk Alper, *Önümüzdeki dönemde ihracatçı şirketlerin farklı teşvik yöntemleriyle desteklenmesi bekleniyor. Bizim de uzun vadeli hedeflerimiz devam ediyor. Tüm şirketlerimiz daha fazla ihracat yapmak ve daha fazla uluslararası mecralarda yatırım yapmak konusunda seferber durumdalar” diye konuştu.

Yatırım yaptığı start-up sayısı 30’u aştı

Cenk Alper, “Bundan 15-20 yıl öncesine kadar para ya da finansman dünya ekonomisindeki en güçlü dönüştürücü iken bugün fikir paranın önüne geçti. Bu kapsamda önemli start-up yatırımlarını hayata geçiriyoruz. 2020 yılından bu yana, yatırım yaptığımız fon ve start-up sayısı 30’u aştı. Bunların yaklaşık yarısı Türkiye’de yarısı ise yurt dışında” dedi. Alper, “Sabancı Topluluğu olarak toplam patent sayımız 533’e ulaştı” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi/Jülide Yiğittürk Gürdamar

Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 21,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yapı izin istatistiklerine göre, 2023’ün üçüncü çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü  yüzde 21,7 arttı.

2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 24,9, daire sayısı yüzde 35,0 ve yüzölçümü yüzde 21,7 arttı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 53,8’i Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 39,1 milyon metrekare iken; bunun 21,0 milyon metrekaresi konut, 10,0 milyon metrekaresi konut dışı ve 8,1 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En Yüksek Yüzölçüm Payı Yüzde 64,7 ile İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların kullanım amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 25,3 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 3,5 milyon metrekare ile bir daireli binalar izledi.

Yapı Kullanma İzin Belgesi Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 14,0 Azaldı

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2023 yılı III. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 13,7, daire sayısı yüzde 14,9 ve yüzölçümü yüzde 14,0 azaldı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 57,0’ı Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam yüzölçümü 23,7 milyon metrekare iken; bunun 13,5 milyon metrekaresi konut, 5,1 milyon metrekaresi konut dışı ve 5,1 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En yüksek Yüzölçüm Payı Yüzde 72,2 ile İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların kullanım amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 17,1 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 1,5 milyon metrekare ile bir daireli binalar izledi.

Bitlis’te Bims Üretimi 2,5 Kat Arttı

Kahramanmaraş depremlerinin ardından yeni konutların inşa edildiği Bitlis’te bims üretimi 2,5 kat arttı.

Depremlerin ardından vatandaşların kalıcı barınma ihtiyacının karşılanması için inşa edilen konutlar, bims ihtiyacının da artmasına yol açtı.

Türkiye ponza rezervinin büyük bölümüne sahip Bitlis’te, deprem bölgesinden gelen taleplerin karşılanması için hem yeni fabrikalar kuruldu hem de mevcut fabrikalar üretimlerini artırdı.

Depremlerden önce kentteki 20 fabrikada aylık yaklaşık 20 milyon bims üretimi yapılırken, şu anda fabrika sayısı 50’ye, aylık bims üretimi de 50 milyona çıktı.

Bitlis İnşaat Malzemeleri ve Bims Üretim Fabrikaları Kooperatifi Başkanı Baver Gökçe, Türkiye’deki ponza rezervinin büyük bölümünün Bitlis’e bulunduğunu söyledi.

Ponzanın 200 farklı sektörde kullanıldığını belirten Gökçe, “Şu anda ponzayı ağırlıklı olarak bims üretiminde değerlendiriyoruz. Hafif olan bims, ses ve ısı yalıtımı açısından verimli. Binaya binen yükü ciddi anlamda düşüren örtücü bir malzememiz. Bu nedenle çok tercih ediliyor.” dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük bir yıkıma yol açtığını, binlerce insanın evinin yıkıldığını anımsatan Gökçe, şöyle konuştu:

“Depremin yaralarını daha hızlı sarabilmek için gecemizi gündüzümüze katarak bims üretip deprem bölgelerine yetiştirmeye çalışıyoruz. İnşallah halkımızın, devletimizin ve üreticilerimizin el birliğiyle en kısa sürede bu yaraları saracağız. Kentte 20 fabrikamız vardı ancak şu anda 50 fabrikamız mevcut. Ona rağmen talepler yetişmiyor. Geçen yıl 20 fabrikayla aylık 20 milyon üretim yaparken şu anda 50 milyonu bulduk ama yine yetersiz.”

Bitlis’te üretilen bimsin Nevşehir ve Kayseri bölgelerindekilere göre daha hafif olduğunu anlatan Gökçe, “Kum ve toprak oranı düşük, ponza oranı yüksek olduğu için rağbet görüyor. Ağırlıklı olarak Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Siirt, Batman, Bingöl, Mardin, Muş, Hatay, Kahramanmaraş ve Elazığ’a bims gönderiyoruz.” diye konuştu.

Ponza ocağı ve bims fabrikası sahibi Ali Adabağ ise depremden sonra sektörel olarak bölgedeki fabrika sayısında ciddi artış olduğunu belirtti.

Bu artışla Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’a kadar sevkiyatın devam ettiğini söyleyen Adabağ, şunları kaydetti:

“Bims, bölgemize çok ciddi istihdam alanı yarattı. Bölgede halen fabrikalar kuruluyor. Her fabrika yaklaşık 20 kişiye istihdam sağlıyor. Bu da bölgeye ekonomik değer katıyor. Ekibimizle günlük 25-30 bin bims üretimi yapıyoruz. Geçen yıl inşaat sezonu durgun geçti. Durma noktasına geldiğimiz zamanlar oldu. Sahada stokumuzu tamamladıktan sonra ara verip tekrar üretime devam ediyorduk ama bu yıl bütün fabrikalar gece gündüz demeden bims üretimine devam ediyor.”

Kaynak: AA

İnşaatı Bitmeden Devredilen ve Vatandaşların Tapu Alamadığı Projelere Karar

Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesi tarafından inşaatı bitmeden devredilen projelerde tapu alamayan vatandaşların yaşadığı sorunla ilgili bir karara varıldı.

Sevil Rodoplu’nun 11 yıl önce Esenyurt’tan satın aldığı dairenin tapusunu alamaması üzerine başlattığı hukuki süreç sona erdi.

Mahkeme, Karabeyi İnşaat’ın tapusunu iptal etti. Tapuyu Rodoplu’nun adına tescil etti. Ayrıca şirketlere Rodoplu’ya 58 bin TL’lik geçmiş kira bedellerini faizli olarak ödeme kararı aldı.

Tapusunu alamayan Rodoplu Temmuz 2018’de Karabeyi Gıda İnşaat, Uçar Grup Yapı İnşaat ile bu şirketlerin yetkililere dava açtı. Tapu iptali ve tescilinin yanı sıra tazminat talebinde de bulunuldu.

Sorumluluğu kabul etmeyen firmaların mahkemesi yıllarca sürdü. Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesi, Sevil Radoplu’yu haklı bularak, Karabeyi İnşaat’ın tapusunu iptal ederek tapunun Rodoplu’nun adına tescil edilmesine karar verdi. Ayrıca, mahkeme ilgili şirketlerin, Rodoplu’ya 58 bin TL’lik geçmiş kira bedellerinin faizliyle ödemesini hüküm etti.

Müteahhit tarafından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satışı yapılan ancak hiç teslim edilmeyen veya fiziken teslim edilip tapu devri gerçekleşmeyen gayrimenkuller konusunda uzlaşma ile çözüm sağlanamaması durumunda hukuki yola başvurmak dışında başkaca çözüm kalmamaktadır.

Gerçekten, alıcının satış bedelini ödediği bir konutun tapusunu alamaması ciddi bir problem teşkil etmektedir. Eğer müteahhit, iyi niyet göstererek alıcıya olan yükümlüğünü karşılama yoluna gitmez ve bedelini almış olduğu tapuyu alıcının üzerine geçirmezse uzman bir gayrimenkul avukatı ile yasal süreç başlatmak gerekecektir.

Başlatılacak hukuki sürecin nasıl olacağına şüphesiz bu alanda uzman olan emlak avukatı karar verecektir. Somut uyuşmazlığın özelliklerine göre tapunun verilmemesi gibi durumlarda önce ihtarname gönderilebileceği gibi doğrudan tapu davası açma yoluna da gidilebilir.

Kaynak: Emlak Dream

THBB Beton Fiyatları İndirimine Destek Verecek

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) beton fiyatlarındaki indirim uygulaması kapsamında destek olacak. Destek, Türkiye Hazır Beton Birliğine üye kuruluşların yüzde 5 indirimiyle sağlanacak.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Bakan Yardımcıları THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık ve Yönetim Kurulu Üyelerini 13 Kasım 2023 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde kabul etti. Yapılan istişare sonunda Türkiye Hazır Beton Birliği, Cumhurbaşkanımızın enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Halkımızın ve Devletimizin Yanındayız” kampanyasını desteklediklerini açıkladı.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Ülkemiz ekonomisini lokomotifi inşaat sektörünün en temel kolu olan hazır beton sektörünün temsilcisi olarak Hükûmetimizin ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında halkımızın ve devletimizin yanındayız’ başlıklı fiyat indirme kampanyasını destekliyoruz. Aldığımız son karar doğrultusunda, Türkiye çapında Türkiye Hazır Beton Birliği üyesi firmalar, hazır beton satış fiyatına yüzde 5 indirim yaparak kampanyaya katkı sağlayacak. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.” diye konuştu.

Polat Gayrimenkul’den Macaristan’a 600 Milyon Avro Yatırım

Polat Gayrimenkul, Macaristan’ın Budapeşte şehrinde inşa edeceği proje için 600 milyon avroluk yatırım yapacak.

Macaristan’da gayrimenkul sektöründe büyümesine devam eden Polat Gayrimenkul, üçüncü konut projesi için de kolları sıvadı. Budapeşte’de ilk konut projesi Duna Pearl’e 150 milyon euro, ikincisi City Pearl’e ise 300 milyon euro yatırım gerçekleştiren şirket, İspanyol fonla yapımını planladığı yeni konut projesine ise 150 milyon euro yatırım öngörüyor. Böylelikle Polat’ın, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de üç konut projesine yatırımı, toplamda 600 milyon euroyu bulmuş olacak.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Yücel, Budapeşte’nin işlek bölgesinde hayata geçen ve inşaatına 2020’de başlanan Duna Pearl’ün Tuna Nehri kıyısında yer aldığını belirtti.

Macar mimarların şehrin mimari dokusuna uygun bir bakış açısıyla tasarladığı projenin, konut, otel ve mağazalardan oluşan karma bir proje olduğunu söyleyen Yücel, 193 daireli projede, işletmesini Accent Hotel Management’ın yaptığı 105 odalı Four Points by Sheraton Oteli’nin de yer aldığını kaydetti. Yücel, birçok malzemesini Türkiye’den getirdikleri şu anda 25 dairede satışın devam ettiğini, kalanının satıldığını ve teslimlerin yapıldığını açıklayarak, “150 milyon euroluk yatırım oldu. Düşündüğümüz maliyetlerde bitirdik. Metrekaresi şu anda 5 bin 500 – 6 bin euro arasında. Buradan Türkler de Çinliler de daire satın aldı. En çok Macarlar aldı” diye konuştu. Yücel, satış değerinin 500-600 milyon euroya ulaşmasını öngördüklerini ifade etti.

“Yeni fırsatlara bakıyoruz”

Mutfağın da yer aldığı projede tavandan ısınma sistemi kurduklarını da söyleyen Yücel, yapımda Türkiye’den de sıvacı, boyacı gibi yaklaşık 150 işçi getirdiklerini aktardı. Tamamlanan Duna Pearl ve yapımı süren City Pearl’ün ardından yeni fırsatlara da baktıklarını açıklayan Yücel, “Budapeşte’de şimdi bir projeyi daha almak üzereyiz.

Konut projesi üzerine çalışıyoruz. Merkezdeki yeni projenin yaklaşık 150 milyon euro olmasını bekliyoruz. İspanyol fonla birlikte gerçekleştireceğiz. Yeni fırsatlara bakıyoruz, İngiltere’de bile fırsat var. Atina, Belgrad, Berlin’e de bakıyoruz” dedi.

Macaristan’da proje geliştiren 3-5 firma olduğunu kaydeden Yücel, Çinlilerin de sektörde yer aldığını ifade etti.

“Türkiye’de konut fiyatı Avrupa’yla yarışıyor”

Yücel, Macaristan’da mortgage faizlerinin yükseldiğini ve yıllık %8-9 civarında olduğunu belirterek, söz konusu oranın gelecek yıl düşmesini öngördüğünü söyledi. Türkiye’de konut fiyatlarının Avrupa’yla yarışır hale geldiğini işaret eden Kaan Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maliyetler çok arttı. Konut fiyatları daha pahalı hale geldi. Örneğin Hamburg’da ortalama konut metrekare fiyatları 8 bin euro.

İstanbul Piyalepaşa’da 6 bin – 6 bin 500 euro seviyesinde.” Türkiye’de konut fiyatlarında bir düşüş beklemediğinin altını çizen Yücel, bir süre sabit gideceğini, ancak dövizle birlikte fiyatlarda da artış beklediğini belirterek, “Döviz bazında daha da yükseleceğini düşünmüyorum” dedi.

Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat da “Dunu Pearl projemiz Macaristan’daki gayrimenkul faaliyetlerimizin ilki olarak bizim gözbebeğimiz. Bu proje içinde yer alan Four Points by Sheraton gibi prestijli bir marka tarafından temsil edilmesinden gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

City Pearl’ün 300 milyon euro yatırımla hayata geçirileceğini söyleyen Kaan Yücel, bunun bir dönüşüm projesi olduğunu belirtti. City Pearl Genel Müdürü Çağrı Oyman ise söz konusu alanın 18’inci yüz yıldan kalma bir mezbaha olduğunu, projenin inşa edildiği alanda bulunan 19. yüzyıldan kalma ikonik su kulesi, ikiz boğa heykelleri ve imparatorluk tarzında inşa edilen balo salonunun restore edilerek projeye tekrar kazandırıldığını söyledi. İnşaat alanının 250 bin metrekare olduğunu kaydeden Oyman, toplam 750 daire, 54 dükkan ve 14 restoran olacağını ifade etti.

Oyman, projede metrekarelerin 4 bin eurodan başladığını ve yüzde 50-55’inin satıldığını belirterek, “Yoğun bir ilgi var. Türklerin de yoğun bir ilgisi var. Yatırım amaçlı” dedi. Toplantıda verilen bilgilere göre, City Pearl projesindeki yeni binaların cepheleri 19. yüzyıl atmosferine uyumlu şekilde planlandı. Anahtar teslimlerin de 2024 yılında, ikinci fazın 2025’de sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.

Gaziantep’in Yüksek Hızlı Tren Projesinde Hedef 2028

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gaziantep hızlı tren projesinin 2028 yılında tamamlanacağını söyledi.

Türkiye’nin hızla gelişen şehirlerinden biri olan Gaziantep, yakın gelecekte modern ulaşımın önemli bir unsuru olan yüksek hızlı trene kavuşmaya hazırlanıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun açıklamalarına göre, bu büyük proje 2028 yılına kadar tamamlanmayı hedefliyor. Gaziantep’in yüksek hızlı trenle buluşmasının şehrin gelişimine önemli katkılar sağlaması bekleniyor.

Gaziantep, Türkiye’nin hızla büyüyen şehirlerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun son açıklamaları, şehrin ulaşım altyapısında önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bakan Uraloğlu, 2028 yılına kadar Gaziantep’e yüksek hızlı trenin ulaşacağını belirtiyor. Bu, Gaziantep’in gelişimine büyük katkı sağlayacak bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep’te bulunmanın ve çeşitli projeleri hayata geçirmenin mutluluğunu dile getiriyor. Ayrıca, ülke genelinde birçok ulaşım projesini başarıyla gerçekleştirdiklerini vurguluyor. Gaziantep’in yüksek hızlı trenle buluşmasının yanı sıra, şehir içi ulaşımda da önemli adımlar atıldığı görülüyor. Özellikle, otoyollar ve bölünmüş yollar gibi projelerin şehrin ulaşım altyapısını güçlendirdiği belirtiliyor.

Uraloğlu, Gaziantep’e katkı sağlamak amacıyla Amanos Tünelleri gibi başka projelerin de gündemde olduğunu belirtiyor. Bu tünelin inşaat süreci ve ihalesi hakkında da bilgiler veriyor, bu projenin yıl sonuna kadar ihale sürecinin tamamlanmasının hedeflendiğini açıklıyor.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çalışmalara da değinerek, bu projelerin şehrin altyapısına önemli katkılar sağladığını vurguluyor. Özellikle, 6 Şubat depremlerinde Gaziantep’in etkilendiğini ve belediye başkanlarının bu süreçte önemli roller üstlendiğini belirtiyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Gaziantep’teki gelişmeler hakkında konuşuyor. Şimşek, Gaziantep’in altyapı projelerinin, Türkiye’nin genel gelişimine örnek teşkil ettiğini belirtiyor. Ayrıca, Şahinbey Belediyesi’nin kısa sürede tamamladığı tünel projelerini örnek göstererek, bu projelerin önemine dikkat çekiyor. Şimşek, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklerde 40 bin çiftçiye destek sağlanacağını belirtti. 

Kaynak: Kamu Gündemi

Kiralık Konut Fiyatları Geriledi

Emlakjet’in hazırladığı ekim ayı emlak verilerine göre Türkiye’de konut satışları düşüşe geçti. Kiralama fiyatlarının en fazla düştüğü il ise yüzde 6 ile Antalya oldu.

Konut satışları ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,7 azalarak 93 bin 761’e gerilerken, 10 ayda yüzde 14,3 düşüşle 993 bin 835 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları yüzde 58 azalış göstererek 5 bin 577 olurken, ipotekli satışların toplamdan aldığı pay yüzde 5,9’a geriledi.

Türkiye genelinde ekimde önceki aya göre satılık fiyatlarında artış görülmezken, kiralık konut fiyatları yüzde 4 düştü. Kiralık fiyatlarında önceki ay da yüzde 4’lük düşüş yaşanmıştı. Kiralık-satılık konut arama trendi ekimde satılık konut lehine yükselişe geçti ve aramaların yüzde 56’sı satılık, yüzde 44’ü ise kiralık konutlar için yapıldı.

En çok konut aranan iller arasında İstanbul ilk sırada yer alırken, megakent ilk kez hem satılık hem de aylık fiyat değişiminde görülen düşüşle dikkati çekti. Ekimde İstanbul’da önceki aya göre satılık konut fiyatları yüzde 1, kiralıklar ise yüzde 3 düştü.

En Popüler İlçe Beylikdüzü

En çok arama yapılan ilk 10’da satılık konutların fiyatı 4 ilde, kiralıkların ise 6 kentte düşüş gösterdi. Kiraların en çok düştüğü il yüzde 6 ile Antalya oldu. Beylikdüzü, ilçeler arasında konut arama sıralamasında lider olurken, onu Çankaya ve Bursa Osmangazi izledi.

Türkiye Genelinde Ortalama Konut Fiyatı 3 Milyon 849 Bin TL Oldu

Endeksa tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 849 bin 170 TL oldu. Konut fiyatlarında en fazla değer artışı yaşanan il ise yüzde 122 ile Ankara oldu.

Endeksa verilerine göre Türkiye’nin üç büyük şehri arasında konut fiyatlarının en fazla yükseldiği şehir, yüzde 122 fiyat artışı ile Ankara oldu. Başkentte ortalama konut metrekare satış fiyatı 19 bin 221 TL, ortalama konut fiyatı ise 2 milyon 498 bin 730 TL seviyesinde. Değer artışında Ankara’yı yüzde 98’lik yükseliş ile İzmir takip ediyor. Ege’nin en büyük kentinde konut metrekare satış fiyatı 29 bin 609 TL, ortalama konut fiyatı da 3 milyon 849 bin 170 TL olarak kayıtlara geçti. İstanbul listenin üçüncü sırasında. Ekim ayı sonu itibarıyla kentte ortalama konut metrekare satış fiyatı 35 bin 497 TL olarak belirlendi. Kentte ortalama konut fiyatı ise yıllık yüzde 90’lık değer artışı ile 4 milyon 224 bin 143 TL’ye kadar yükseldi.

Ekim ayında tüm Türkiye’de en çok konut satılan ilk 30 il mercek altına alındığında Ankara ile birlikte ilk üçe giren diğer iki değer artışı şampiyonu iller Hatay ve Elâzığ oldu. Endeksa analizine göre Hatay’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 152 arttı. Şehirde ortalama konut metrekare satış fiyatı 17 bin 843 TL, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 729 bin 979 TL olarak tespit edildi. Doğu’nun en fazla değerlenen kenti Elazığ’daki artış ise yüzde 125 oranında. Şehirde ortalama konut fiyatı 1 milyon 934 bin 36 TL ve metrekare başına fiyat da 11 bin 444 TL oldu.

2023 Ekim Konut Satış Adedi Toplam Satış İçindeki Payı (%)Ortalama Metrekare Satış Fiyatı (₺/m2) Ortalama Satış Fiyatı (₺) Yıllık Değer Değişimi (%)Geri Dönüş Süresi (yıl)
İstanbul14 94115%  35.497  4.224.14390%19
Ankara7 3948%  19.221  2.498.730122%15
İzmir5 1926%  29.609  3.849.17098%19
Antalya4 7645%  32.397  3.887.64091%20
Bursa3 6754%  20.074  2.730.06491%17
Mersin2 8703%  21.416  3.083.90492%18
Gaziantep2 6613%  15.920  2.563.12077%17
Balıkesir2 3302%  25.955  3.244.375101%22
Konya2 2992%  16.170  2.587.200108%17
Kocaeli2 1742%  21.276  2.765.880103%17
Kayseri2 1502%  11.761  1.940.56585%19
Aydın2 0772%  31.374  4.549.23086%24
Şanlıurfa2 0582%  13.243  2.304.28291%18
Tekirdağ1 9142%  17.515  2.276.950103%16
Adana1 7142%  17.039  2.555.85075%19
Samsun1 6562%  18.995  2.469.350103%18
Sakarya1 6402%  19.803  2.514.981105%18
Diyarbakır1 5782%  14.873  2.394.55383%17
Manisa1 4802%  17.953  2.244.125105%16
Muğla1 4092%  54.309  7.060.170110%28
Eskişehir1 4011%  18.998  2.450.742112%16
Denizli1 2731%  19.610  2.745.400106%18
Hatay9431%  17.843  2.729.979152%19
Yalova9401%  21.155  2.728.99584%18

Copa, İSİB’den Aldığı Ödül ile İhracat Başarısını Taçlandırdı

Copa Isı Sistemleri, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından her yıl organize edilen ve yıl boyunca ihracat performanslarında başarı gösteren firmaların ödüllendirildiği ‘İhracatın Liderleri Ödül Töreni’ kapsamında aldığı, 2022 yılı ‘En Çok Radyatör İhracatı Yapan 2. Firma’ ödülü ile ihracattaki başarısını bir kez daha taçlandırdı.

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından düzenlenen İklimlendirme Sektörü Strateji Çalıştayı, Türk iklimlendirme sektörünün geleceğine yön veren önemli bir etkinlik olarak dikkat çekti. Bu çalıştay ile sektörün 2028 yılı yol haritası belirlenirken yıl içerisinde yaşanan idari, ekonomik, ticari gelişmeler ve stratejik çalışmalar da ele alındı.

Bu çalıştayda İSİB, her yıl düzenlediği ‘İhracatın Liderleri Ödülleri’ organizasyonunu da gerçekleştirerek, 2022 yılında ihracat performanslarıyla öne çıkan firmaları ödüllendirdi. Bu ödül töreninde iklimlendirme sektörünün öncü markalarından Copa Isı Sistemleri, ‘En Çok Radyatör İhracat Yapan Firmalar’ kategorisinde ikinci sırada yer alarak ödüle layık görüldü. COPA’nın her yıl kazandığı bu başarı, ihracat alanındaki sürekli ve istikrarlı başarısının bir yansıması olarak görülürken, Copa bu ödülle birlikte ihracat alanındaki üstün başarısını bir kez daha taçlandırmış oldu.

Copa, üretiminin yüzde 80’ini dört kıtada 40’tan fazla ülkeye ihraç ederek, yerli sermayenin gücünü uluslararası arenada göstermeye devam ediyor. İngiltere, Çin, Romanya, Almanya gibi önemli pazarlarda etkin rol üstlenen Copa, çalışmalarıyla küresel pazardaki etkinliğini ve sektördeki lider konumunu daha da güçlendirmeye devam edecek. 

Kale Kilit Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nda İnovasyon Rüzgârı Estirdi

Kale Kilit, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nda kapı ve pencere sistemleri, kilit ve silindir, kartlı kilit, çelik kapı ve çelik kasa ürünlerinden oluşan geniş ürün portföyü ile Kale Alarm’ın yeni nesil inovatif ürünlerini sergiledi.

“İnovasyon ve Güvenin Muhteşem Buluşması” mottolu standıyla fuarda inovasyonun temsilciliğini üstlenen şirket, yakın zamanda satışa sunacağı cep telefonu uygulaması ile kontrol edilebilen kilit ve silindir modelleriyle de katılımcılardan yoğun ilgi gördü.

Kaliteli ürünleri ile tüketicilere güvenlik çözümleri sunan Kale Kilit; 11-14 Kasım tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, kapı ve pencere endüstrisinin dev buluşması olan Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nda her zamanki yerini aldı. “İnovasyon ve Güvenin Muhteşem Buluşması” mottolu standı ile fuara katılan Kale Kilit, fuar süresince sergilediği kapı ve pencere sistemleri, kilit ve silindir, kartlı kilit, çelik kapı ve çelik kasa ürünlerinin yanı sıra sürme sistemler grubunun oyuncularından katlanır, kaldırmalı, devirmeli sürme sistemleri ile katılımcıların ilgi odağı oldu. Şirket, mekatronik veya elektronik kilit modelleri ve yakında satışa sunacağı cep telefonu uygulamasıyla kontrol edilebilen kilit ve silindir modelleri başta olmak üzere temassız teknoloji ile çalışan kilit sistemleriyle de büyük beğeni topladı. 

“Fuar ulusal ve uluslararası faaliyetlerimize büyük bir açılım getirecek”

Fuara ilişkin değerlendirmede bulunan Kale Kilit Yurt İçi Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker,“Tüm sektörel fuarlarda olduğu gibi Avrasya Kapı Pencere Fuarı da iş süreçlerimize olumlu yönde katkı sunarken, yeni müşterilerle tanışma ve mevcut müşterilerimizle ilişkilerimizi güçlendirme fırsatı yaratıyor. Yeni nesil ürün ve hizmetlerimizi sergilediğimiz fuarın satış ve pazarlama faaliyetlerimize katkıda bulunacağına, fuar sırasında kurduğumuz bağlantıların kısa sürede verimli iş birliklerine dönüşeceğine inanıyoruz. Diğer yandan bu tür fuarlar yarattığı iş birliği fırsatları ile iş geliştirme süreçlerimizi doğrudan desteklerken, pazardaki yeni trendleri inceleme imkanı da sunuyor. Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nın ulusal ve uluslararası faaliyetlerimize yeni bir açılım getireceğini düşünüyoruz. Fuar sırasında ulusal ve uluslararası firmalar ile gerçekleştirdiğimiz iletişim trafiği de bunun çok açık bir göstergesini oluşturuyor” dedi. 

Yurt Dışı ÜFE Ekim Ayında Yıllık Yüzde 57,25 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayına ilişkin Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre, YD-ÜFE ekimde aylık yüzde 1,35  artarken yıllık yüzde 57,25 arttı.

YD-ÜFE  2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,35, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 49,61, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 57,25 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 51,04 artış gerçekleşti.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 54,78, imalatta yüzde 57,30 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 49,77, dayanıklı tüketim malında yüzde 62,19, dayanıksız tüketim malında yüzde 61,27, enerjide yüzde 43,75, sermaye malında yüzde 65,49 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,79, imalatta yüzde 1,33 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 1,72 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,27 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,39 artış, enerjide yüzde 6,91 azalış, sermaye malında yüzde 1,30 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE sektörlerinden ana metaller yüzde 40,91, kağıt ve kağıt ürünleri yüzde 40,94, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 43,75 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 89,25, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 72,53, b.y.s. makine ve ekipmanlar yüzde 72,29 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

YD-ÜFE sektörlerinden kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 6,91, motorlu kara taşıtları, römork ve yarı römork yüzde 0,11 ile endekslerin azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 8,09, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 5,14, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 4,78 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Kiraz, Kentsel Dönüşüm Hakkında Konuştu

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, dar gelirli vatandaşlar için hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesi ile ilgili konuştu.

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, katıldığı Samimi Haber YouTube kanalında katıldığı Samimi Analiz programında, dar gelirli vatandaşları için geçerli olan kentsel dönüşüm projesi hakkında konuştu. Kiraz, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın yaptığı yapının ardından ödenen bedel karşılığında tapuya ortak olduğunu aktardı.

 Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, Samimi Haber YouTube kanalında Aleyna Horasan’ın sunduğu Samimi Analiz programına katıldı. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yapılan inşaatların ardından hiçbir bedel alınmadığını söyleyen Kiraz, devletin, vatandaşın tapusuna ortak olma sistemini anlattı.

Katıldığı yayında dar gelirli vatandaşlar için inşaatlar yapan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın tapuya ortak olma sistemini aktaran Kiraz, şu ifadeleri kullandı. 

”Zararı İstemiyor, Tapuya Ortak Oluyor”

Sadece dar gelirli ve yoksullar geçerli olmak üzere yapılan bir proje. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı proje yapıyor, arsayı ve evi “devlet olarak ben yapacağım” diyor. Yapılan bu inşaat karşılığında oluşan zararı “senden istemiyorum” diyor. Bunun karşılığında değer kadar tapuya ortak olduğunu söyleyen Kiraz, bunun tartışmaya açık olmadığını söyledi. 

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın dar gelirli vatandaşlara şu yaptırımı uyguladığını söyleyen Kiraz, “Ortak olduğum hisse kapsamında sana bu borcu öde zorunluluğu getirmeyeceğim. Ne zamana kadar, sen ölene kadar. Benim hissemle sen oturmaya devam et” dediğini aktardı.

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 12 Oranında Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Ankara’da Ekim ayında 7 bin 394 konut satışı gerçekleşti. İşte ilçe düzeyinde konut satışları ve analizler

Türkiye genelinde konut satışları yüzde 8 seviyelerinde düşerken, Ankara’da Ekim ayında konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 seviyelerinde azaldı

TÜİK’in verilerini analiz eden gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR, Ankara’da geçtiğimiz 10 yılın en düşük satış oranının gerçekleştiğini belirterek şunları kaydetti;

Ankara’da konut fiyatlarının ilanlar aracılığı suni olarak artırıldığını aylardan beri ifade etmiştik. Hükümetin kiralık konutlara getirdiği yüzde 25 kısıtlaması, konutu yatırım enstrümanı olmaktan çıkardı. Yüksek faiz oranları nedeniyle ihtiyacı olan kesimin konut sahibi olması neredeyse imkansız hale geldi. MB’nin sıkı para politikasının sonucu olarak mevduat faizinin cazibesi de eklenince konut satışlarında gerileme kaçınılmaz hale geldi

Gayrimenkul PR, ‘Doğru fiyat, ileri düzeyde pazarlama dönemi başladı’

Ankara’da konut fiyatların büyük bir balon var ve bu balonun Haziran 2023 tarihinde patladığını ifade etmiştik. Satış gören konutlar ise düşük fiyatlı veya takasla olanlardır. İlanlarda yazılan fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30’lara kadar fark var. Bundan sonraki dönemde gerçek alıcı-satıcı dönemi başladı. 

Ticaret Bakanlığının ilan sitelerine getirdiği kısıtlamalar konut fiyatlarını daha da düşürecektir. Ankara’da satılık konut fiyatları düşeceğini ve kiralık konut fiyatlarında çok yüksek oranlarda artış öngörüyoruz. Önümüzdeki süreçte fiyatı doğru olan ve ilan siteleri dışında ileri düzeyde pazarlanan konutlar satılabilecek. Konutunu satmak ve ev almak isteyenlere önerimiz, ilanlara bakarak değil, konusunun uzmanlarından destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz

Ankara Ekim 2023 ilçe düzeyinde konut satışları

Akyurt:76

Altındağ: 557

Beypazarı: 60

Elmadağ: 36

Etimesgut: 661

Gölbaşı: 410

Haymana: 29

Kahramankazan: 68

Keçiören: 1.120

Kızılcahamam: 72

Mamak: 732

Polatlı: 223

Pursaklar: 178

Sincan: 740

Yenimahalle: 868

Çankaya: 1.285

Çubuk: 181

Şereflikoçhisar: 50

Elektrik Tesisatlarında Denetimsizlik Hem Vatandaşa Hem de Ülke Ekonomisine Darbe Vuruyor 

İnşaatlarda elektrik ve sıhhi tesisat işlerinin standartlara uygun yürütüle bilmesi için ilgili yönetmeliğin 6. Maddesine göre Odaya kayıtlı, eğitimlerini tamamlamış yetkili elektrikçilerin çalışması gerektiğini hatırlatan İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali, “İnşaat sürecinden başlayan denetimsiz, merdiven altı ürünlerle yetkisiz kişilerle yapılan tesisat büyük kayıplara neden oluyor.” dedi.

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali, ”İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre İstanbul da geçtiğimiz yıl meydana gelen yangınların %30’unun elektrik kontağından, %12’sinin ise elektrikli ev aletlerinde, prizlerden çıktığı açıklanmıştır. Sektörümüzün de sorunu olan denetimsizlik ve görevli kurumların kontrol elemanı yetersizliğinden dolayı kayıt dışı çalışanların  sayısı oda üyelerimizin on katı kadardır.” 

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası tarafından hazırlanan “İnşaatlar da Elektrik Tesisatı Denetimi ve Ekonomiye Etkileri” konulu raporda;” Belediyelere, denetleme şirketlerine, bakanlıklara önemli görevler düştüğü vurgulandı. 

İnşaatların elektrik tesisatı uygulamasını yapacak olan kişilerin yasa gereği, işletmeye kayıtlı yetkili fen adamları olması gerektiği belirtilerek.  İlgili fen adamlarının yasal olarak; “Serbest Tesisatçı Belgesi”, “Ustalık Belgesi”,  “Oda Kayıt Belgesi” ve vergi dairesinden alınan mükellefiyet yazısına sahip olmasının önemi vurgulandı. 

Raporda ayrıca Elektrik iç tesisat uygulamalarının belediye onaylı elektrik ruhsat projeleri ve bakanlığın yönetmelik maddelerine yapılması zorunlu olduğu hatırlatılarak, Tesisatların kontrolünü takip etmek için 5361 sayılı kanuna göre meslek odası ve 4708 sayılı yapı denetim kuruluşlarındaki elektrik kontrol mühendislerinin görevli olduğu belirtildi. Dağıtım şirketleri, “Elektrik Teknisyenleri Odası”, “Yapı Denetim Kuruluşları”, “Belediyeler”; iş birliği içerisinde çalışarak elektrik tesisat işlemlerinin proje ve yönetmeliğe uygun olarak yapılmasını sağlamakla görevlidirler. 

Fakat yapılan denetim eksikleri ve sorumlu kurumların arasındaki iletişimsizlik sonucunda yapılan elektrik tesisat işlerinin çoğunlukla proje ve yönetmeliklere uygun yapılmadığı ve kayıt dışı çalışanlar tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. 

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası, “Elektrik Kontrol Mühendisleri”ni sahaya davet etti; 

İnşaatın yapım ruhsatı çıktıktan sonra uygulamaya başlanmadan önce yapı denetimin uygulama yapacak olan yetkili elektrikçiden (STB, Vergi Levhası, Ustalık Belgesi) istenmeli, belgesi olmayanların çalıştırılması ise yasaklanmalıdır.  

Elektrik tesisatlarının temel topraklamasından montaj aşamasına kadar kontrol edilmesi gerekmektedir. Elektrik tesisatı yapan meslektaşlarımız ile yaptığımız görüşmelerde yapı denetim firmalarındaki elektrik mühendislerinin sahada kontrol yapmadığını üzülerek teyit etmiş olduk. 

Sorunun çözümünün ise; Tüm yapı denetim firmalarındaki elektrik kontrol mühendislerinin sahada aktif olarak görev alması ve mühendislik yetkilerini kullandıklarında sorunlar en aza inecektir.  Elektrik Teknisyenleri Odası olarak, “Elektrik Kontrol Mühendisleri”ni sahaya çıkmaları için çağrıda bulunuyoruz

Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Eski Yapılar Yenilenirken Eski Sistemlerde yenilenmeli;  

İstanbul’un deprem tehlikesi yüzünden eski yapıların yenilenmesi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlanması ile on binlerce inşaat işleri devam etmesine dikkat çeken İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali; “ 4708 sayılı yapı kuruluşları kanunu insanların sağlıklı ve kaliteli binalarda oturması amacıyla çıkartılmıştır. İnşaatlarda belgesi bulunan ustalar tarafından yapılması ve denetlenmesi şart koşmuştur. 

Elektrik tesisatlarının yanlış ve bilinçsizce yapılmasının devlete ve topluma zararlarına dikkat çekmek ve çözüm yolları önermenin meslek odası olarak sorumluluğumuz olduğunun bilincindeyiz. 

Yapı denetim firmaları ile yaptığımız toplantılarda, yapılan kontrollerde tesisatların proje ve yönetmeliğe uygun yapılmadığı, kayıt dışı çalışanlar tarafından iç tesisat yönetmenliğine aykırı yapıldığı görülmekte olup bu durumun önüne geçmek için çaba sarf etmeliyiz. 

Elektrik Tesisat Yönetmeliğine Uygun Olmayan “Elektrik Panoları” Saatli Bomba gibi; Ülkemizin 21. YY da hala tahtaya monte elektrik panoları var.

İBB itfaiye müdürlüğü verilerine göre; 2022 yılında meydana gelen yangınların %30’unun elektrik kontağından %12’sinin elektrikli ev aletlerinden çıktığı belirtildi. maalesef sektörümüzde denetimsizlikten ve görevli kurumların kontrol elemanı yetersizliğinden dolayı kayıt dışı çalışan sayısı oda üyelerimizin on misli kadardır.

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Meslek odası olarak yaptırım gücümüzün ve denetleme yetkimizin kısıtlı olması gerekli müdahaleleri yapmamıza engeldir. Elektrik iç tesisat yönetmeliğine uygun olmayan tesisatlar saatli bomba gibi olup ne zaman patlayacağı belli değildir.

 Kuralsız ve denetimsiz yapılan tesisatlar vatandaşımızın can ve mal kaybına neden olmasının yanı sıra ülke ekonomisine de ciddi zararlar vermektedir. Elektrik tesisat işlerinde çalışanların vergiye tabi olmaması vergi kaybına ve sigortalı çalışmadıkları içinde prim kaybına sebep olmakla birlikte ekonomiye de katkısı olmamaktadır. 

Evlerde ki beyaz eşyalar, elektrikli ev aletleri alt yapı sistemi kurulmamış tesisatlar nedeniyle bozuluyor,   

Bunun yanı sıra temel kuralları dahi bilmeyen belgesiz çalışan kişilerin yaptıkları işler sebebiyle evlerdeki toplam değeri en az iki yüz bin tl ye ulaşan elektrikli ev aletlerinin (Televizyon, Bilgisayar Klima, Kombi, Buzdolabı, Fırın, Bulaşık Makinesi, Çamaşır Makinesi, Cep Telefonu vb ) bozulması nedeniyle vatandaşın bütçesinde zarara sebep olmaktadır. 

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası olarak önerimiz; tüm kurum ve kuruluşların bu tehlikeleri ve yaşanan can kaybıyla sonuçlanan olayları önlemek için hep birlikte hareket etmelidir. 

Sektörümüzde yaşanan sorunlardan bir tanesi de elektrik tesisat işleri ile projelerin abonelik muayene işlemlerinin ayrılmamasıdır. Günümüzde dijital ortamda yapılan abonelik işlemleri ile tesisatı yapan kişilerin farklı olması da düzeltilmesi gereken en önemli sorunlardan birisidir. 

İşe başlama ve iş bitimi evraklarında projeyi ve tesisatı yapan kişilerin imzalarının birlikte olmasının kayıt dışı çalışanlarında önüne geçeceği kanaatindeyiz. Elektrik tesisatlarını yapan kişilerin çoğu kayıt dışı, belgesiz ve sigortasız çalışan, STB belgesi olmayan kişilerdir. 

Önerimiz, denetleme mekanizmalarının iyi çalışması; 

Meslek odası olarak önerimiz yapılan her inşaat için ada ve parsel numarası yazan STB belgesi numarası yazan odamızdan mal sahibi ile yetkili fen adamı arasındaki sözleşme yapı denetim kuruluşlarına verilmeli, yapı denetim kuruluşları da kanunda belirtildiği üzere yapı kayıt dosyası oluşturup bunları ilgili belediyeye vermelidir. 

Çalışmamızın başında da belirttiğimiz gibi devlet elektrik tesisatçıları konusunda gerekli düzenlemeleri yaparak bu konuda yapı denetim kuruluşlarına, dağıtım şirketlerine, ETO odasına ve vergi dairelerine görev tanımını yapmıştır. 

İlimizde yapılan inşaatların sayısı dikkate alındığında kurumların iş birliği içerisinde çalışıp denetimlerini arttırması ile gerçek değerine ulaştığında, ortaya çıkacak kazancın fatura değeride milyonlarca lirayı bulacaktır.

Bu mekanizma işlediğinde ülkemizin vergi gelirinin yükseleceği aşikardır. 

Elektrik Tesisatlarındaki Yasa Dışı Uygulamalar ve Çözüm Önerileri; İnşaat sektöründe faaliyet gösteren yetkili fen adamlarının yasal düzenlemelere uygunluğu ve elektrik tesisat uygulamalarındaki eksiklikler, ülkegenelinde ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiştir. İlgili mevzuata göre, elektrik tesisatı uygulamasını yapacak olan kişilerin belirli belgelere sahip olmaları gerekmektedir.

Yasal Gereklilikler: Elektrik tesisatı uygulaması yapacak kişilerin yasal olarak belirlenmiş belgelere sahip olmaları gerekmektedir. Bu belgeler arasında “serbest tesisatçı belgesi”, “ustalık belgesi”, “oda kayıt belgesi”  vergi dairesinden alınan “mükellefiyet yazısı” bulunmaktadır.

Belediye Onaylı Projeler ve Denetim: Elektrik iç tesisat uygulamaları için belediye onaylı elektrik ruhsat projelerinin hazırlanması ve bakanlık yönetmeliklerine uyulması zorunludur. Tesisatların kontrolü için meslek odası ve yapı denetim kuruluşlarındaki elektrik kontrol mühendisleri görevlendirilmiştir.

Sektör İçi İletişimsizlik ve Denetimsizlik: Maalesef, yapılan denetim eksiklikleri ve sorumlu kurumların arasındaki iletişimsizlik, elektrik tesisat işlerinin çoğunlukla proje ve yönetmeliklere uygun yapılmadığını göstermektedir. Elektrik kontrol mühendislerinin sahada aktif olarak çalışması için çağrıda bulunuyoruz.

Yangın ve Güvenlik Riskleri: 2022 yılında meydana gelen yangınların %30′ unun elektrik kontağından çıktığı belirlenmiştir. Denetimsizlik ve kayıt dışı çalışanlar, elektrik tesisat işlerinin güvenlik ve ekonomik risklere neden olmasına yol açmaktadır.

Çözüm Önerileri:

  1. Yasal Düzenlemelerin Takibi: Elektrik tesisatı uygulaması yapacak olan kişilerin yasal düzenlemelere uygunluğunun titizlikle takip edilmesi ve gerekli belgelere sahip olmalarının sağlanması gerekmektedir.
  2. Saha Denetimlerinin Arttırılması: Elektrik Kontrol Mühendislerinin sahada aktif olarak çalışması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve denetimlerin sıklaştırılması gerekmektedir.
  3. Abonelik Muayene İşlemlerinin Düzeltilmesi: Elektrik tesisat işleri ile projelerin abonelik muayene işlemlerinin ayrılması ve dijital ortamda yapılan işlemlerin daha şeffaf hale getirilmesi önemlidir.
  4. İşe Başlama ve İş Bitimi Belgeleri: İşe başlama ve iş bitimi belgelerinde, projeyi ve tesisatı yapan kişilerin imzalarının birlikte olmasının sağlanması, kayıt dışı çalışanlarla mücadelede etkili olacaktır.
  5. Sektör İçi İş Birliği: Belediye, yapı denetim kuruluşları, dağıtım şirketleri ve ETO odası arasında daha etkili bir iş birliği sağlanarak denetimlerin arttırılması gerekmektedir.

Sonuç: Elektrik tesisat işlerinin denetimsiz ve kayıt dışı yapılması, hem güvenlik risklerini arttırmakta hem de ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Sektördeki düzenlemelerin güçlendirilmesi ve denetimlerin arttırılması konusunda çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Gelecekteki inşaat projelerinin daha güvenli ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleşmesi için tüm paydaşların iş birliği içinde olması gerekmektedir.

Depremlerde 2 Bine Yakın Tarihi Eser Zarar Gördü

Dünyanın kültürel ve doğal mirasının korunarak gelecek nesillere aktarılması için çalışan UNESCO’nun 16 Kasım’daki kuruluş yıldönümü vesilesiyle B2Press, Türkiye’nin tarihi ve doğal mirasına ışık tuttu. Ülkemizin Dünya Mirası Listesi’nde 82 varlığı bulunduğunu kaydeden Online PR Servisi, yaptığı incelemeler sonucunda 6 Şubat depremlerinden hareketle bu varlıkların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yürütülen projeleri de açıkladı. 

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) 16 Kasım’daki 78. kuruluş yıldönümü vesilesiyle birçok ülke, kültürel ve doğal mirasın gelecek nesillere aktarılmasına dair yürüttüğü çalışmaları gündeme taşıdı. Online PR Servisi B2Press de 16 Kasım 1945’te 20 ülkenin kuruluş sözleşmesini imzalamasıyla faaliyetlerine başlayan UNESCO’nun 78. yaşından hareketle, bu ülkelerden biri olan Türkiye’nin tarihi ve doğal mirasına ışık tuttu. 

UNESCOnun listesinde Türkiyeden 82 varlık var

Online PR Servisi B2Press’in gerçekleştirdiği araştırmaya göre, geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı Dünya Mirası Komitesi’nin genişletilmiş 45. oturumuyla birlikte UNESCO’ya ait Dünya Mirası Listesi’nde 1.199 varlık yer alıyor. Bunun %6,83’üne sahip ülkemizin ise 2023 itibarıyla listeye kayıtlı 75 kültürel, 4 karma ve 3 doğal olmak üzere toplam 82 mirası bulunuyor. Bu varlıkları korumak için, birçok dernek, vakıf ve şirket çalışmalar yapıyor. Öyle ki UNESCO’ya bağlı 48 koruma durumu raporu olan Türkiye’nin, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından son dönemde, bu bölgelerdeki kültürel mirasları korumaya odaklandığı görülüyor. 

6 Şubat depremlerinde bin 717 tarihi eser zarar gördü

Online PR Servisi B2Press’in aktardığı bilgilere göre, meydana gelen depremlerden sonra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Hatay ve Kahramanmaraş Arkeoloji Müzelerine 20 konteyner teslim ettiği kaydediliyor. Bu yardım, hasar gören eserlerin tam restorasyon yapılıncaya kadar koruma altına alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na destek sürecinin başlangıcını oluşturuyor. Bakanlığın açıkladığı listelere göre depremlerden etkilenen 11 ilde miras niteliğine sahip 8 bin 444 tarihi yapı bulunuyor. Uzmanların incelediği 2 bin 863 eserin %60’ından fazlasının ise çeşitli düzeylerde hasar gördüğü kaydedilirken, yetkililer kültürel mirasların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yeni projeler üstünde çalışıyor.

Dünya miraslarını tehlikeye atan 3 felaket: Sel, kasırga ve deprem

Yaptığı incelemeler doğrultusunda kültürel ve doğal mirasın afetlerden korunabilmesi için sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Online PR Servisi B2Press, bunun nedeninin iklim bağlantılı felaketlere karşı da dayanıklılığı artırmak olduğunu ileri sürüyor. UNESCO dünya mirası alan yöneticilerinin afet risk yönetimi konusunda benimsediği prensipleri mercek altına alan bir araştırmada da kurumun bu gibi durumlarda temel görev olarak koruma ve bakım ilkelerini önceliklendirdiği görülüyor. Ankette, dünya mirasları için en yüksek tehlikenin ise sel (%18) olduğu belirtilirken, onu kasırga (%14) ve deprem (%6-8) takip ediyor. UNESCO, bu risklere karşı önlem almak için dünya mirası alanlarının durumunun izlenmesi adına kontrol mekanizması uyguluyor. Ayrıca, ülkeler arasında bilgi ve deneyimlerin paylaşılması için 20 farklı bilgi paylaşım platformu kullanıyor. Online PR Servisi B2Press ise yapılan araştırmadan hareketle afet riskine karşın hem ulusal hem de küresel olarak yeni stratejiler de geliştirilmesinin açık olduğunun altını çiziyor. 

İnşaat Sektöründe Sürdürülebilir Çözümler Ön Plana Çıkıyor

Aydınlar Mimarlık Kurucu Ortağı Mimar Merve Aydın, inşaat sektöründe çevreci ve sürdürülebilir çözümlerin ön plana çıktığını belirtti.

Günümüzde inşaat sektörü, çevresel sorunlara karşı mücadelede daha sürdürülebilir ve yeşil yaklaşımlar benimsemek için farklı yollar arıyor. Mimar Merve Aydın’ın açıklamaları, bu alandaki çeşitli çözümlere ışık tutuyor.

Yağmur Suyu Depolama Sistemleri: Su Tasarrufunu Destekliyor

Mimar Aydın, yağmur suyu depolama sistemlerinin inşaat projelerinde yağmur suyunun toplanması ve depolanması için kullanıldığını belirterek ‘’ Bu, su kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlarken, yeraltı su seviyelerini artırarak çevreye olumlu katkılarda bulunuyor. Ayrıca, yağmur suyu depolama sistemleri, inşaat alanlarında sellerin önlenmesine yardımcı oluyor ‘’ diye konuştu.

Güneş Panelleri: Temiz Enerji Üretimine Katkı

Aydın, güneş panellerinin de inşaat sektöründe büyük bir rol oynadığına değinerek ‘’ Güneş panelleri, inşaatlarda temiz enerji üretimini destekleyerek fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltıyor ve karbon ayak izini azaltmada büyük bir etkiye sahip. Güneş panelleri, elektrik üretiminde ve ısıtma sistemlerinde kullanılarak hem enerji maliyetlerini düşürüyor hem de çevreye zarar veren emisyonları azaltıyor ‘’ dedi.

Yeşil Çatılar: Doğal Yalıtım ve Yeşil Alanlar

Ayrıca yeşil çatıların kullanımının da çevreci bir çözüm olarak öne çıktığını aktaran Aydın şunları kaydetti:

“Yeşil çatılar, bitki örtüsü ile kaplanmış çatılardır ve doğal yalıtım sağlar. Aynı zamanda, kentsel alanlarda yeşil alanların oluşturulmasına katkıda bulunur, hava kalitesini artırır ve şehir sıcak adalarını azaltır.”

Geri Dönüşüm Malzemeleri: Atıkları Azaltıyor

Mimar Merve Aydın, son olarak inşaat sektörünün geri dönüşüm malzemelerini kullanarak atık üretimini azaltabileceğini de vurgulayarak ‘’ Yapı malzemelerinin geri dönüşümü, doğal kaynakların korunmasına ve çevre dostu inşaat projelerinin teşvik edilmesine katkı sağlıyor ‘’ ifadelerini kullandı.

İnşaat sektörü, iklim krizi ile mücadelede daha etkili bir rol üstlenmek ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etmek adına birçok çözüm sunuyor. Çevre dostu uygulamalar, hem çevreyi korumaya yardımcı olurken hem de inşaat projelerinin maliyetlerini azaltacak şekilde entegre edildiğinde, iklim krizi ile mücadelede büyük bir rol oynayabilir.

Sur Yapı’ya Birincilik Ödülü

Sur Yapı, Marketing Türkiye ve Akademetre iş birliğiyle düzenlenen ödül töreninde (ALFA Awards) gayrimenkul kategorisinde Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka – Yılın Tüketici Markası seçildi.

Sur Yapı, yılın tüketici markalarının belirlendiği ALFA Awards’un gayrimenkul kategorisinde birinci oldu. Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, gayrimenkul sektöründe yapı kalitesinden standardizasyona, ehliyetli ve tecrübeli insan kaynağı oluşturmadan müşteri deneyimi ve memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmaya kadar pek çok alanda öncü olmayı görev edindiklerini belirterek “Üstlendiğimiz bu misyonun, bugün bu ödülle karşılık bulduğunu görmek, bizler için motivasyon kaynağı” dedi.

Özel sektörün en geniş portföyüne sahip gayrimenkul firması Sur Yapı, Marketing Türkiye ve Akademetre iş birliğiyle gerçekleştirilen ALFA Awards’te gayrimenkul kategorisinde “Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka – Yılın Tüketicisi Markası” seçilerek ödüllerine bir yenisini ekledi. ALFA Awards’un 16 Kasım’da Hilton İstanbul Bomonti’de düzenlenen töreninde Sur Yapı’nın ödülünü Sur Yapı Genel Müdür Vekili Atilla Elmas ile birlikte Yönetim Kurulu Üyesi Yahya Elmas, Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ece Ceren Kanyılmaz, Müşteri İlişkileri Yöneticisi Esra Kılıç Ertürk ve Kurumsal İletişim Yetkilisi Ayşe Aksakalli aldı.

2014 yılından bu yana Türkiye’nin “Customer Brand”lerini belirleyen ALFA Awards’ta bu yıl müşterileriyle sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kuran markalar, 60’ın üstünde kategoride yarıştı. Birincilerin belirlenmesi için Akademetre tarafından halk oylaması yoluyla yürütülen araştırma kapsamında markalarla ilgili olarak “Müşterilerin arzu boyutu” ile “Markayı deneyimleme istekleri”, “İletişim boyutu” ile “Markanın iletişim faaliyetlerinin niteliği” ve “İlişki boyutu” ile “Markanın tüketici nezdinde bilinirliği” gibi müşteride ilk izlenimi oluşturan satış öncesi ilişkiler değerlendirildi.

Sur Yapı’nın hayata geçirdiği her projeyi planlarken ve inşa ederken müşterilerinin beğeni ve tercihlerine her zaman öncelik verdiğini ifade eden Z. Altan Elmas, “Sadece satış sürecinde değil, bizden ev, ofis ve iş yeri alan herkesin bu mekanları uzun yıllar güvenli ve sağlıklı bir biçimde kullanabilmesi için çaba gösterdik” dedi. Sur Yapı’nın, köklü bir geçmişi, değerleri ve kültürü olan bir şirket olduğunu ifade eden Elmas, “Bu kültürün temelinde ürettiğimiz her eserle topluma kalıcı değerler kazandırma hedefimiz var. Sektörümüzde yapı kalitesi, standardizasyon, ehliyetli ve tecrübeli insan kaynağı oluşturma, müşteri deneyimi ve memnuniyetini en üst seviyeye çıkarma gibi pek çok alanda öncü olmayı görev edindik. Üstlendiğimiz bu misyonun, bugün başarılı olduğunu ve ödülle karşılık bulduğunu görmek, bizler için motivasyon kaynağı” diye konuştu.

ABD’de Konut Başlangıçları Yüzde 1,9 Arttı

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ekim ayı konut başlangıçları yüzde 1,9 artarak 1 milyon 372 bine yükseldi.

ABD’de konut başlangıçları, ekimde yüzde 1,9 artışla 1 milyon 372 bine yükselerek piyasa beklentilerini geride bıraktı. ABD Ticaret Bakanlığı, ekim ayına ait konut başlangıçları ve inşaat izinleri verilerini açıkladı. Buna göre, konut başlangıçları, ekimde bir önceki aya kıyasla yüzde 1,9 artarak 1 milyon 372 bine çıktı. Piyasa beklentilerini aşan konut başlangıçlarının bu dönemde 1 milyon 345 bin olması öngörülüyordu. Konut başlangıçları, eylülde yüzde 3,1 artışla 1 milyon 346 bine seviyesinde kaydedilmişti. Konut başlangıçları ekimde, yıllık bazda ise yüzde 4,2 azaldı.

 İnşaat İzinleri Yüzde 4,4 Arttı

Ülkede inşaat izinleri, ekimde aylık bazda yüzde 1,1 artarak 1 milyon 487 bine yükseldi. Piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşen inşaat izinlerinin 1 milyon 450 bin olması öngörülüyordu. İnşaat izinleri, eylülde yüzde 4,5 azalarak 1 milyon 471 bin olmuştu. ABD’de inşaat izinleri, ekimde yıllık bazda ise yüzde 4,4’lük azalış kaydetti.

Gölcük’te Tüm Okullar Yenileniyor

Gölcük Belediyesi tarafından başlatılan okul yenileme çalışmaları hızla devam ediyor.

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer’in liderliğinde, Gölcük ilçesinde eğitim yatırımlarına büyük destek sağlayan Gölcük Belediyesi, bir dizi okul yenileme ve inşa çalışmalarını sürdürüyor. Başkan Sezer, ilçede devam eden eğitim yatırımlarını yerinde inceleyerek, İlçe Milli Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert ile bir araya geldi ve çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Gölcük Belediyesi’nin girişimleriyle hayata geçirilen “Meyveciliği Geliştirme Projesi”nin yanı sıra eğitime de büyük önem verildiğini belirten Başkan Sezer, eğitim yuvalarını güçlendirmek, modernize etmek ve yeni eğitim binaları inşa etmek amacıyla başlatılan projelerin hızla devam ettiğini ifade etti.

Gölcük’ün Donanma Mahallesi’nde yer alan, 17 Ağustos 1999 Depremi sonrasında inşa edilen kalıcı iş merkezi, Gölcük Belediyesi girişimleriyle eğitim yuvasına dönüşüyor. İnşaat çalışmaları devam eden bina, 4 bin 800 metrekare kullanım alanına sahip olacak ve 2024-2025 Eğitim Öğretim Dönemi’ne hazır hale getirilecek.

Değirmendere Gaipler Mezarlığı yanındaki 4 dönüm arsada devam eden inşaat çalışmalarıyla Gölcük Özel Eğitim Uygulama Okulu’nun yeni binası oluşturuluyor. Ayrıca, Gölcük Barbaros Hayrettin Anadolu Lisesi okul binası inşaatı da tamamlanan okullar arasında yer alıyor. Okul binasının yanında yapımı devam eden 760 m² kapalı spor salonunun 550 günde tamamlanması planlanıyor.

Fidanlık İlkokulu ve Ortaokulu 2024’de Tamamlanacak

İhsaniye Fidanlık İlkokulu’nun 16 derslikli yeni okul binası kaba inşaat aşamasını tamamladı. 2024 yılında tamamlanacak olan bu modern okul binası, öğrencilere güvenli ve modern bir öğrenim ortamı sunmayı hedefliyor.

Şirinköy İlkokulu İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Yeni okul binası inşaatında 1. katta devam eden çalışmalarıyla dikkat çeken Şirinköy İlkokulu, 2024 yılında tamamlanarak eğitim hayatına başlamayı planlıyor.

Başkan Sezer, eğitim yatırımlarının Gölcük genelinde bir dizi tamamlanmış ve devam eden projeyi içerdiğini belirterek, “Eğitime yatırım yapmak, geleceğimizi inşa etmek anlamına gelir. Gölcük’ün geleceğini şekillendirmek adına eğitimde kaliteli ve modern altyapıları hayata geçirmeye devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Gölcük Belediyesi, tamamlanan ve devam eden projelerle ilçenin eğitim altyapısını güçlendirmeyi ve öğrencilere daha iyi bir eğitim ortamı sunmayı hedefliyor.

Türkiye genelindeki tüm eğitim binası projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Kocaeli Denge

Bingöl’de Kent Meydanı Çalışmaları Devam Ediyor

Bingöl şehir merkezinde hayata geçirilen kent meydanı projesinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Bingöl şehir merkezinin çehresini değiştirecek Kent Meydanı Projesinde çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan’ın seçim döneminde vaat ettiği ‘Kent Meydanı’ Projesinde çalışmalar devam ediyor. 

Şehir merkezinin incisi olacak olan proje, yaklaşık 17 bin 500 metrekarelik alan üzerinde inşa ediliyor. İki katlı ve toplamda 500 araç kapasiteli otoparkın da olacağı projenin yüzde 100’ü tamamlandığında, şehrin çehresini olumlu yönde etkileyecek.

Sosyal medya hesabından kent meydanı projesiyle ilgili açıklamada bulunan Belediye Başkanı Erdal Arıkan, ‘’Kent meydanı ve katlı otopark projesi şehri bal diyarı Bingöl’e çok yakışacak’’ dedi.

Erfelek Devlet Hastanesi’nde İnşaat Tamamlandı

Sinop’un Erfelek ilçesinde hayata geçirilen devlet hastanesi projesinde inşaat çalışmaları tamamlandı. Hastane, bugün hizmete giriyor.

Bir süredir inşaat çalışmaları devam eden Erfelek Devlet Hastanesi’nin yapımı sona erdi. İnşaat çalışmaları tamamlanan hastane projesi için yönetim tarafından müjdeli haber geldi. Hastanenin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Erfelek İlçe Devlet Hastanesi yeni hizmet binası tamamlanmış olup 17 Kasım saat 17.00’den itibaren acil sağlık hizmetleri yeni binada hizmet vermeye başlayacaktır. Poliklinik hizmetleri de 20 Kasım Pazartesi gününden itibaren yeni binada hizmet vermeye başlayacaktır.” denildi.

Arsa Yatırımları Artıyor

arsaVev Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, son dönemde arsa yatırımlarının arttığını belirterek, “İstanbul’un ve İzmir’in çeperleri, Sapanca, Bursa, Balıkesir, Çanakkale ciddi talep görüyor. Bugün 300 bin liraya bile arsa bulmak mümkün, Çanakkale’de 1’e 5 kazandırdı.” dedi.

Konut fiyatlarındaki fahiş yükseliş ev sahibi olmayı giderek zorlaştırıyor. Bugün sıfır konut fiyatları en düşük 8-10 milyon TL’den başlarken, ikinci el konut fiyatları ortalama 3 milyon TL’den başlıyor. Yıllarca çalıştıkları birikimleri konuta yetmeyen vatandaşlar ise ‘başını sokacak bir ev’ umudunu arsaya bağladı.

Son dönemde arsa talebinde ciddi artış görüldüğünü söyleyen arsaVev Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, getiri potansiyeli de yüksek olan arsa yatırımının, bazı bölgelerde 1’e 5 kazandırdığını belirterek, “Şimdi arsa almanın tam zamanı” dedi. Firma olarak 2017 yılından bu yana Türkiye’nin çeşitli lokasyonlarına yatırım yaptıklarını söyleyen Öztürk, “Biz alt yapısı hazır, imarlı ve hemen teslim arsa satıyoruz” diye konuştu.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; insanların bir tapu sahibi olmak istediğine işaret eden Öztürk, firma olarak yaptıkları bir araştırmada, “Önümüzdeki 5 yılda arsaya yatırım yapmak ister misiniz?” sorusuna, katılımcıların yüzde 87’sinin evet yanıtı verdiğini, yüzde 80’inin de bu yatırımı konuta dönüştürmek istediği sonucunun ortaya çıktığını açıkladı.

İnsanların arsa yatırımının karlı olduğunu bildiğini ancak bilmediği bir şeyi almaktan da çekindiğine işaret eden Öztürk, o nedenle arsaya künye sistemi getirdiklerini belirterek, “Kaç metrekare, hangi statüde, ev yapmak istendiğinde kaç metrekare olacak gibi bir künye sistemi getirdik” dedi.

1915 Çanakkale ve Osman gazi köprülerinin etkisiyle, İstanbul’a kolay ulaşım imkanı olan bölgelerde arsa geliştirdiklerini ve talebin de bu bölgelerde görüldüğüne işaret eden Öztürk, şu bilgileri verdi: “Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ talep görüyor. Özellikle 1915 Çanakkale ve Osmangazi köprüleriyle Çanakkale aslında evimize çok yaklaştı. Çanakkale bölgesi bizim yoğunluklu satış yaptığımız yerlerden biri. Halen fırsatlar var, insanlar kazanabiliyorlar.

Kuzey Marmara otoyoluyla Sapanca’dan İstanbul’a 45 dakika ulaşımla bu bölgeye de ilgi arttı. İstanbul ve İzmir çeperleri revaçta. Buralar çok ciddi talep görüyor. Ankara Beypazarı da prim yapan bölgelerden, gelişim potansiyeli yüksek.”

Konuta giden yolda basamak görülüyor

 Pandemi, deprem korkusu ve konut fiyatlarındaki fahiş artışların arsa talebini arttırdığına işaret eden Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu: “Fiyatların aşırı uç noktalara gelmesiyle, insanlar ‘madem konut alamayacağız, en azından arsa alalım’ eğiliminde.

Bugün 500 metrekare bir arsa aldığınızda bizim gibi şirketler, 2 yıla kadar vade yapıyorlar. İnsanlar arsa ve evi kendi kaynaklarıyla finanse edebileceği bir yaklaşım gösteriyorlar. Konuttan daha fazla arttığı için bir basamak olarak da görülüyor. O arsayı satıp, şehir merkezinden ev satın alıyor. Yani, konuta giden yolda arsa, basamak olarak kullanılıyor.”

Tarla ve arsada fiyat artışı sürer

Konut fiyatlarının bugün ortalama 3 milyon TL’den başladığını işaret eden Öztürk, ancak şu anda 300 bin TL’ye bile imarlı arsa sahibi olmanın mümkün olduğunu, söz rakamın 5-6 milyon TL’ye kadar çıktığını söyledi. Arsa fiyatlarının bölgelere göre değiştiğini söyleyen Öztürk, “Çanakkale’de 600-700 bin, Beypazarı’nda 300-400 bin TL arasında” dedi. Talep dolayısıyla arsa fiyatlarının yükselişini sürdürdüğünü söyleyen Öztürk, “Şu anda arsa almanın tam zamanı.

Arz-talepten dolayı artmaya devam ediyor. Konutta her yıl 500 bin açık veriyoruz ve ihtiyaç devam ederken, arsa, tarla fiyatları artmaya devam eder. Arsa fiyatları son 3 yılda konuttan fazla arttı. Sadece Çanakkale bölgesinde 1’e 5 arttı. Döviz bazında ise yüzde 250 kazandırdı” diye konuştu. Öztürk, arsa yatırımının vatandaşların, kaparo dolandırıcılarına karşı da dikkatli olunması gerektiğini sözlerine ekledi.

Limak Şirketler Grubu, Karayipler’deki Havalimanı İhalesine Katılacak

Limak Şirketler Grubu, Turks ve Caicos Adaları Havalimanları Otoritesi tarafından düzenlenen Howard Hamilton Uluslararası Havalimanı (HHIA) ihalesine katılmak için başvuru yaptıklarını duyurdu.

Limak tarafından yapılan açıklamaya göre, halihazırda işlettiği Kosova ve Senegal Uluslararası havalimanlarının yanı sıra birçok ülkede havacılık faaliyetlerini sürdüren Limak Şirketler Grubu, son dönemde Türk bayrağını farklı coğrafyalarda dalgalandırmak için yeni stratejik adımlar atıyor.

Grup son olarak, Turks ve Caicos Adaları Havalimanları Otoritesi’nin, ülkedeki Howard Hamilton Uluslararası Havalimanı için düzenlediği ihaleye yeterlilik başvurusu yaptı.

Firma, Karayipler’in, büyük turizm merkezlerinden biri olan Turks ve Caicos Adaları’nda yapılacak projeyle havalimanının renovasyon ve genişletilmesi yapılacak.

Projenin ihalesinde ön yeterlilik şartlarını sağlayan şirketler, 2024’ün ilk çeyreğinde teklif verecek. “Yap-işlet-devret” modeli ile hayata geçirilecek projede ihaleyi kazanan şirket, havalimanını 30 yıl işletecek.

Yılda 1 milyondan fazla yolcuya hizmet veren havalimanı, kapasite artırım çalışmaları sonrası 2 milyondan fazla yolcu ağırlaması hedefleniyor.

Yapılacak yatırımlar arasında 4 yolcu köprülü 25 bin metrekare yeni terminal binası, çok katlı kapalı otopark ve 35 bin 600 metrekare alanda apron düzenlemesinin yanı sıra pist ve araç yollarının genişletilmesi yer alıyor.

İşsizlik Oranı Üçüncü Çeyrekte Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temmuz-eylül dönemine ilişkin işgücü verilerini açıkladı. Buna göre işsiz sayısı bir önceki döneme göre, 161 bin kişi azalarak 3 milyon 218 bin kişi oldu.

TÜİK tarafından yapılan hanehalkı işgücü araştırmasına göre, işsizlik oranı 0,5 puanlık azalış ile yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5, kadınlarda yüzde 12,5 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 124 bin kişi artarak 31 milyon 724 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,8 iken kadınlarda yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.

İşgücü 34 Milyon 942 Bin Kişi Oldu

İşgücü 37 bin kişi azalarak 34 milyon 942 bin kişi olurken işgücüne katılma oranı 0,1 puanlık azalış ile yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2, kadınlarda ise yüzde 35,9 oldu.

Genç Nüfusun İşsizlik Oranı Yüzde 17,1 Oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 17,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 22,4 olarak tahmin edildi.

İnşaat Sektöründe İstihdam Oranı Yüzde 42

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre sanayi sektöründe 226 bin kişi azalırken, tarım sektöründe 30 bin kişi, inşaat sektöründe 42 bin kişi, hizmet sektöründe 278 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 20,8’i sanayi, yüzde 6,4’ü inşaat, yüzde 58’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Haftalık Ortalama Fiili Çalışma Süresi 44,0 Saat Oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,2 saat azalarak 44,0 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık azalış ile yüzde 22,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,9 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.