TURKUVAZ Yayın Grubu’nun amiral gemisi Sabah Gazetesi tarafından düzenlenen Türkiye 2023 Zirvesi geçen hafta Turkuvaz Medya Center’de gerçekleştirildi. Para Dergisi’nde yer alan habere göre; gün boyu devam eden Zirve’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu önemli açıklamalarda bulundu.
Zirvenin açılışına video konferans aracılığıyla katılan Bakan Kurum, 2023 hedefleri doğrultusunda yürütülen projeleri anlattı. Covid-19 ile birlikte akıllı şehirlerin daha da öne çıktığını belirten Kurum, “Bugünkü toplantımız, geleceğin şehirleri konusunda bize yol gösterecek olması bakımından önemli. Bugün, şehirlerimizde yeni normale ve dijital çağa uyumun yol haritalarını hazırlıyoruz. Yerel yönetimlerimizi akıllı sistemlerle donatıyoruz” dedi. Bu çalışmaları sistematik bir şekilde ortaya koyabilmek için 24 Aralık 2019’da Milli – Akıllı Şehirler Eylem Planı açıkladıklarını hatırlatan Kurum, bu planla artık her şehrin kendine özgü akıllı şehir stratejisi olacağını ifade etti. Akıllı şehir uygulamalarıyla tüm illerin birbirine entegre olacağını ve şehirlerin artık birbiriyle konuşacağını aktaran Kurum, “Örneğin, Artvin’de öncelikli sorun, iklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı yağışlara bağlı sel felaketi ise çalışmalarımızı bu yöne kaydırıyoruz. Kentin trafik sorununu ise ikincil sorun olarak çözüyoruz. Yani şehirde hangi sorun öncelikliyse onu birinci sıraya alıyoruz” diye konuştu.
ELEKTRİKLİ ARACA İMAR PLANI
Şehirlerin olgunluk seviyelerini ölçtüklerini aktaran Bakan Kurum, “Mesela, İstanbul’da atık toplama ve taşıma maliyeti 1 milyar TL’nin üzerinde. Akıllı atık sistemleriyle çöp konteynerlerinin doluluk oranlarını, ayrıştırma oranlarım ölçen akıllı yazılımlarla, sensörlerle bu masrafı büyük oranda azaltabiliriz” diye konuştu. Önümüzdeki dönemde otonom araçların birbirleriyle iletişim halinde şehir hayatındaki yerlerini alacaklarına değinen Kurum, “Trafik yönetimini, otopark sistemlerimizi anlık araç bilgileriyle merkezi bir yazılım üzerinden yöneteceğiz” dedi. Artık elektrikli araçların öne çıktığını belirten Kurum, “Biz de yerli otomobili elektrikli üretiyoruz. Bunun için elektrikli araç şarj istasyonlarına ihtiyacımız var. İmar planlarım da bu araçlara göre tasarlayacağız. Genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Bakanlık olarak, özellikle Z kuşağı gençlerimiz için kuracağımız Millet Bahçemizde kuracağımız fikir atölyelerinde, Çevre ve Şehir Teknoloji Kamplarımızda şehirlerimizin ihtiyacı olan teknolojileri gelin birlikte geliştirelim.”
Türkiye’nin geliştirdiği projelerle dünyada dikkat çektiğini ve dünyanın birçok ülkesinde Türk şirketlerin projeler yaptığını aktaran Bakan Kurum, yerli ve milli akıllı şehir ürün ve hizmetlerini de ihraç edeceklerini vurguladı. Kurum, “Akıllı Şehir Küresel Pazar Analizi’ne göre dünyada akıllı şehirler pazarı büyüklüğü 2024’te 826 milyar dolara çıkacak. Şu an ülke olarak bu pazardan çok düşük bir pay alıyoruz. Hedefimiz akıllı şehir uygulamalarıyla ekonomimize yıllık 25-30 milyar TL’lik katkı sağlamak” şeklinde konuştu.
“Toprak altın değerinde
GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu da pandemiye rağmen kentleşmenin hızla devam ettiğini belirterek, “2050’ye kadar 2.5 milyar insan kent hayatına katılacak. Salgınla birlikte 1 ülkelerin altyapılarının ne kadar önemli olduğu görüldü. Türkiye’nin altyapı projelerinde ne kadar başarılı olduğunu hepimiz görüyoruz. Türk müteahhitler bu alanda Çinliler ile yarışıyor. Ülkemizdeki mega projeler sayesinde edinilen bilgi ve tecrübeler başka ülkelere ihraç ediliyor” dedi. Şehirlerarasında rekabetin arttığını belirten Kalyoncu, “Özellikle eğitim ve sağlık gibi konular yurtdışında yaşama kararını etkiliyor. Bu anlamda Türkiye’nin sağlık alanında önemli bir potansiyeli var” diye konuştu. Türkiye’de veri toplanma konusunda daha aktif davranması gerektiğine dikkat çeken Kalyoncu, şöyle devam etti:
“Türkiye’de kaç adet konut var. Bunu bilmediğimiz sürece bazı şeyleri yapmakta zorlanabiliriz. Bilmediğimizi ölçemeyiz ölçemediğimizi yönetemeyiz yönetemediğimizi düzeltemeyiz. Toprak çok değerli, bunu Azerbaycan’da görüyoruz. Her bir metrekaresi altın değerinde. Yaşanan krizler sektöre ders verdi. Bundan sonra sektörümüz bu bilinçle devam edecek.”
DEMİRYOLUNUN PAYI ARTACAK
Dijitalleşmenin girişimcilere yeni fırsatlar sunduğunu belirten Adil Karaismailoğlu, “Gençlerimiz, dijitalleşme ile çok önemli adımlar atabiliyorlar. Biz de bu Ar-Ge çalışmalarına yeterli destek vermek için çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Pandeminin yaşamın akışını ve ihtiyaçları değiştirdiğini anlatan Karaismailoğlu, dijitalleşme alanındaki çalışmalarını şöyle özetledi: “Salgın sürecinde e-ticaret ve lojistiğin önemini bir kez daha anladık. Bu kapsamda PTT’de çok büyük bir dönüşüm hazırlığına girdik. Demiryolunda lojistik yük hareketlerinde yüzde 5’lerdeyiz. Bunu kısa zamanda yüzde 20Tere çıkarmayı hedefliyoruz.”
5G konusunda dünyada çok önemli çalışmalar yapıldığına değinen Bakan Karaismailoğlu, Türkiye’nin buna yönelik altyapısını hazırladığını kaydetti. “Burada en önemlisi yerli ve milli teknolojiler kullanmak. 5G dünyada da oturmuş bir sistem yok. Burada geri kalmış değiliz ve çalışmalarımız da sürüyor. Zamanı geldiğinde dünya ile birlikte biz de 5G’ye geçeceğiz” şeklinde konuştu.
YEREL YÖNETİMLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, salgının özellikle konut sektörünü çok etkilediğini söyledi. Bu dönemde özel bir araştırma yaptıklarını anlatan Yılmaz, “58 binden fazla kişiye ‘Nasıl bir ev istiyorsunuz?’ diye sorduk. İnsanlar proje içinde yeşil alan istiyor. Konutun bahçeli, balkonlu ya da terası olsun diyor. Soğutma ve ısıtmanın yanı sıra tüm odaların birbirinden bağımsız havalandırma sisteminin bulunması, depreme dayanıklı binaların geliştirilmesi ve asansöre ihtiyaç durulmadan çıkılabilecek noktada olması gerektiğini belirtiyor” dedi.
Kentsel dönüşümün sektör için büyük bir fırsat olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Yaklaşık 7 milyon evin dönüşmesi gerekiyor. Bu evler depreme dayanıksız. Bu bir fırsat. Bunları çok rahatlıkla geliştirebiliriz. Alçak katlı binalar yapabiliriz. Kentsel dönüşüme girmiş birçok kişi var ama girdiğine pişman olan da çok. Burada yerel belediyelere çok görev düşüyor. Biz inşaat değil geliştirici projeler yapıyoruz. Yaptığımız işlerin 20-30 yıl sonrasında kullanılıyor olması gerekiyor.”