Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler birçok şehirde binlerce yapının yıkılmasına yol açarken, inşaat sektörüne yönelik pek çok tartışma devam ediyor. Sektör profesyonelleri, ABD’de olduğu gibi ülkemizde de prefabrik ve çelik konstrüksiyonlu yapılara geçilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
6 Şubat’tan itibaren meydana gelen Kahramanmaraş ve Hatay merkezli şiddetli depremler, telafi edilmesi mümkün olmayan kayıplara yol açtı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 16 Şubat tarihli raporda, 11 ilde toplam 717 bin 614 binanın 90 bin 609’unun acil yıkılacak, ağır hasarlı ve yıkık bina olarak belirlendiği belirtildi. Bu tablo, deprem kuşağında yer alan bir ülke olan Türkiye’deki yapılar ve inşaat sektörüne ilişkin birçok konuyu gündeme taşıdı. Depreme karşı sağlam yapılar inşa etmek adına inşa modellerinin değiştirilmesi gerekliliğine dikkat çeken Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) de uygulandığı gibi, yatay mimari modeline sahip, çelik konstrüksiyon ve prefabrik yapılar gibi daha güvenilir seçeneklerin kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
“Güvenli yapı modellerinde, prefabrik ve çelik konstrüksiyon öne çıkıyor”
Konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yıkılmamış olsalar dahi birçoğunun ağır hasar aldığı betonarme binaların zafiyetinin ortaya çıktığını söyleyen Mehmet Çankaya, “Yıkılan binaların bir kısmının mevcut deprem yönetmeliğine göre inşa edilmiş olması, güvenli konut modellerine yönelmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu modeller arasında da prefabrik veya çelik konstrüksiyonlar önemli birer alternatif olarak öne çıkıyor. Yaklaşık 40 yıldır prefabrik yapı teknolojileri alanında faaliyet gösteren Karmod olarak, ülkemizin üretim altyapısının konut açığını kapatmada oldukça yeterli olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Ülkemiz her iki modelde de gelişmiş bir üretim ağına sahip”
Yerel pazarda prefabrik evlerin yanı sıra çelik modellerinin de gelişmiş teknolojiyle üst seviyeye ulaştığını belirten Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, her iki modelde de depreme dayanıklı yapılar inşa edilebileceğini aktararak sözlerine şöyle devam etti: “Prefabrik evlerde ana taşıyıcı sistem çelik metallerden oluşurken, çelik evlerde de taşıyıcı direklerin yanı sıra duvar karkasları da çelik metallerden oluşuyor. Çatı sistemi iki modelde de aynı çelik taşıyıcılarla inşa edilirken, duvar yapı sistemini ayıran tek fark ise duvar blok sistemi. Bu da bize prefabrik yapıların sanılanın aksine çelik konstrüksiyonlar kadar güvenli olduğunu gösteriyor.”
Hafif çelik prefabrik konutlar %70 daha hızlı inşa ediliyor
Mehmet Çankaya, “Betonarme benzeri klasik yapı yöntemlerinde aylarca süren inşa süreleri, prefabrik yapılarda oldukça kısalıyor. Klasik betonarme konutların üretiminin neredeyse tümü sahada yapılırken, prefabrik konutlar ise tamamen modern tesislerde üretiliyor. Üretimde kullanılan kalite kontrol sistemleri de prefabrik evleri daha güvenli kılıyor. Fabrika ortamında ön üretimli olarak hazırlanan prefabrik evler, diğer modellere göre sahada %70’e varan oranda daha hızlı bir inşa süresine sahip” şeklinde konuştu.
“Köy evi ve Hasarlı bölgelere destek vermek için hazırız”
Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, “Yeni yaşam alanları yaratılırken, yatay mimarideki tek ya da iki katlı prefabrik ve hafif çelik çelik ev modelleri mutlaka değerlendirilmeli. Karmod Prefabrik Yapı Teknolojileri olarak biz de toplu konut projelerinde kullanılabilecek özellikte çok sayıda hazır ev modeli geliştirdik. Ülkemizin farklı bölgelerindeki yaşam kültürü ve iklim şartlarına özel şekillenmiş konutlar tasarladık. Depremde hasar gören bölgeler dahil olmak üzere, köy evi projesinde ve bölgenin yeniden inşasına destek vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.