“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 5

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 40 Oranında Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Ankara’da Nisan ayında 6 bin 272 konut satıldı. İşte ilçe düzeyinde konut satışları ve analizler 

Türkiye genelinde konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,8 azalarak 75 bin 569 olurken Ankara’da 6 bin 272 konut satıldı. Geçen yılın ayını ayında Başkent’te 10 bin konut satılmıştı. Verilere göre Ankara’da geçen yıla göre konut satışları yüzde 40 oranında düştü

Hükümetin uyguladığı sıkı para politikaları, mevduat getirisinin cazip olması, ilanlar aracılığı ile fiyatların suni olarak yüksek tutulması Ankara’da konut satışlarının sert bir şekilde düşmesine neden oldu

Gayrimenkul PR; ‘doğru fiyatlandırma zamanı’

Ankara’da konut fiyatlarının ve satış oranlarının 10 aydır gerilediğini belirten gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde faaliyet gösteren Gayrimenkul PR şirketi, TÜİK verilerini şu şekilde analiz etti;

‘Hükümetin uyguladığı sıkı para politikası, TL mevduatı getirisinin oldukça cazip olması, ilanlardaki fiyatların piyasa gerçeklerinden kopuk olması nedeniyle, konut balonunun patladığı görülüyor. İlanlardaki fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30-40 aralığında farklar görüyoruz. Satıcılar, ilanlara bakarak yanlış fiyat belirliyor. Bize göre konut fiyatları düşmeye devam edecek. Gerçek alıcı ve satıcı döneminin başladığı bu süreçte, fiyatı doğru olan gayrimenkuller satılabilecek’

‘İnşaat maliyetlerindeki suni artışlar, satıcılarda yanlış kanaate sahip olmasına neden oldu. Tıpkı enflasyon gibi. Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 80 civarında iken gayrimenkul’deki enflasyona yüzde 10 seviyelerinde’ 

‘Satıcılara önerimiz, gayrimenkullerini satmadan önce konusunun uzmanlarından doğru fiyatlandırma konusunda destek almalarına uzun vadede faydalar görmekteyiz’

Ankara Nisan 2024 İlçe düzeyinde konut satış sayıları

Akyurt: 79

Altındağ: 481

Beypazarı: 51

Elmadağ: 34

Etimesgut: 629

Gölbaşı: 319

Güdül: 27

Kahramankazan: 45

Keçiören: 930

Kızılcahamam : 47

Mamak: 700

Polatlı: 151

Pursaklar: 162

Sincan: 755

Yenimahalle: 617

Çankaya: 1006

Çubuk: 150

Şereflikoçhisar: 35

Konut Fiyatlarında Önümüzdeki 2 Yılda Gerileme Olabilir

TÜİK’in açıkladığı Nisan 2024 Konut Satış İstatistiklerini ve güncel konut fiyatlarındaki değişimi değerlendiren Endeksa’nın Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, son 2 yılın en düşük konut satış adetlerini gördükleri bugünlerde fiyatların nominal olarak hala yükselişte olduğuna dikkat çekti.

Endeksa değerlendirmelerine baktıklarında fiyatlar nominal olarak geçen seneye ve ondan önceki seneye göre artmaya devam ettiğini ancak reel olarak fiyat artışının en düşük seviyesinde olduğunu aktaran Öğüt, “Türkiye geneli ortalama gayrimenkul satış fiyatı rakamları, satılık konut piyasasında nominal artışın devam ettiğini gösteriyor. Buna göre, satılık konut fiyatları, yıllık değer değişimlerine bakıldığında nisan itibarıyla bir yıl içerisinde yüzde 54 artmış durumda. Endeksa verilerine göre Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 358 bin 940 lirayı bulurken, bu rakam Muğla’da 7,5 milyon, İstanbul’da 4,5 milyon lirayı aşmış durumda. Ancak konut fiyatları ülkedeki mevcut enflasyondan arındırıldığında yıllık satılık fiyat değişiminin yüzde 9 azaldığı görülüyor.” dedi.

Konut fiyatlarında 2 yılda gerileme olabilir

Konut piyasasında son dönemlerde alımların likiditeyle gerçekleştirildiğini vurgulayan Görkem Öğüt, özellikle yüksek segmentteki konutlarda bu nedenle çetin pazarlıklar yaşandığının altını çizerek, gayrimenkulde nakitin kuvvetli olduğu bir dönem olduğunu ve nakitle dönen bir piyasa olduğundan pazarlık payları da çok yükseldiğini aktardı.

Konut artış hızındaki reel gerilemenin nominal değerlere yansımasının beklenenden daha uzun sürebileceğine işarat eden Öğüt, “Bu şekilde devam ederse 2022’de açılan makasın 2 yıl içerisinde kapanması mümkün. Sadece reelde değil, nominalde de düşen rakamlardan bahsedebileceğiz. Ancak burada unutulmamalıdır ki gayrimenkul, dünyada olduğu gibi ülkemizde de zamandan bağımsız iyi ve en güvenli yatırım aracı olarak ön sıralarda yer alır.” değerlendirmesinde bulundu.

Antalya ve Esenyurt’ta dikkat çeken düşüş var..

Fiyat artışı anlamında enflasyonun altında kalan hatırı sayılır miktarda bölge olduğunu belirten Öğüt şunları kaydetti:

“Özellikle İstanbul’a baktığımızda, örneğin konutların daha hızlı satıldığı Esenyurt gibi bölgelerde bu fiyat düşüşünü daha fazla hissediyoruz. Bu bölgede düşüş yüzde 35-40’lara ulaşmış durumda. Yine aynı şekilde, 2022’nin ağustos ayında çok hızlı yükselen Antalya ve diğer sahil kentleri gibi bölgelerde de fiyat artışı hız keserek reelin altında kalmaya başladı.”

Endeksa verilerine göre kiralık konut fiyatları nisanda bir önceki yılla göre yüzde 55 artarken, yıllık artış enflasyondan arındırıldığında yüzde 8 azaldı. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları nisanda bir önceki aya göre yüzde 28, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 azalarak 75 bin 569 oldu.

Lila Kağıt’ın Yeni Üretim Tesisinde Temel Atıldı

5 kıtada 80’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracat ve Sofia, Maylo, UltraBerrak, Nua markaları ile temizlik kağıdı sektörünün önemli üreticilerinden biri olan Lila Kağıt, 271 bin ton kağıt üretim kapasitesi ile sektörün Avrupa ve Ortadoğu’daki üreticilerinin başında geliyor.

Lila Kağıt Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Öğücü, temel atma töreninde, Erzurum’da geleceğe önemli bir adım atıldığını söyledi. Erzurum 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde temeli atılan ve 3 milyar liranın üzerinde bir yatırımın yapıldığ Lila Kağıt tesisinde, yıllık brüt 35 bin ton kağıt üretimi gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Halka arz süreci tamamlandı

Şirketin halka arz sürecinin tamamlandığını hatırlatan Öğücü, “Tüm yatırımcılarımıza taahhüdümüz, halka arzdan elde edilecek gelirle yatırımlarımızı hızlı ve şeffaf bir şekilde hayata geçirmekti. Bugün, hiç vakit kaybetmeden karşınızdayız ve Erzurum fabrikamızın temel atma törenini düzenlemekten mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Kente bölgenin ilk kağıt tesisini kurmayı çok istediklerini belirten Öğücü, şöyle konuştu:

“Erzurum da bizi çok istedi. Böyle büyük bir arazinin bize tahsis edilmesi ve tüm süreçlerde ilk günden beri desteğini esirgemeyen bakanlıklarımıza, valimize, milletvekillerimize, belediye başkanımıza ve organize sanayi bölgesi yetkililerimize huzurlarınızda teşekkür etmek isterim. Bu fabrika sadece beton, çelik ve makine parçalarından ibaret olmayacak. Burada üretilecek her bir temizlik kağıdı ürünü, emeğimizin, bilgi birikimimizin ve vizyonumuzun bir yansıması olacak.”

Genel Müdür Alp Öğücü ise tören sonrası yaptığı açıklamada, 160 bin metrekarelik alana yayılı 100 bin metrekareye yaklaşan bir inşaat faaliyetine başlandığını söyledi. Erzurum’da yatırım yapmadan önce 6 yıllık bir araştırma süreci geçirildiğini dile getiren Öğücü, şunları kaydetti:

“Bölgedeki birçok ili de aynı şekilde değerlendirdik. Bütün bu araştırmanın özünde bir taraftan sanayinin burada gelişmesine imkan sağlayan bir arazi olması, 5. bölge olup organize sanayi olunca 6. bölge teşviklerinin veriliyor olması, arazinin düz ve geniş alan olarak müsaade ediyor olması, lojistik yollarının üzerinden geçebiliyor olması, enerji imkanın olması ve en önemlisi güvenli ve aynı zamanda ihracata da açılabilen bir coğrafyada olmasıydı. Erzurum’daki üretim tesisinin bir taraftan iç pazarla ilgili ihtiyaçlarımızı karşılayacakken diğer taraftan Gürcistan, Azerbaycan, Irak ve daha birçok komşu ülkeye ve onların ötesine ihracat yapabilmemize imkan vereceğine inanıyoruz. Bu doğrultuda iş planı gerçekleştirdik. Erzurum birçok alternatif arasından seçilmiş bir şehirdi. Biz Erzurum’da olmayı çok istedik, Erzurumlular da bizim burada olmamızı çok istedi.”

500 kişilik istihdam hedefi

Şirket yatırımının, bölgede ciddi anlamda lojistik hizmetlerine de olanak sağlayacağını belirten Öğücü, 2025’in ilk çeyreğinde yatırımın birinci fazının devreye girmesini, 2027’nin ilk çeyreğinde de kağıt tesisinin devreye girmiş olmasını hedeflediklerini aktardı. Öğücü, ayrıca yaklaşık 500 kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini kaydetti.

Kaynak: AA

Polat Enerji Yatırımlarını Hızla Sürdürüyor

Yenilenebilir enerji sektörünün öncü oyuncusu Polat Enerji, 756,2 MWm kurulu gücüyle Türkiye’de toplam 6 bölgede rüzgar ve güneş enerjisi santralleriyle temiz enerji üretiyor. Rüzgar enerjisinde sektör liderliğini elinde bulunduran Polat Enerji, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması ve enerji tedarik kaynaklarının çeşitlenmesi için yatırımlarını sürdürüyor.

Toplam 5 rüzgar ve 1 güneş enerjisi santraliyle temiz enerji üreten Polat Enerji, 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği rüzgar enerjisi konusunda liderliğini sürdürüyor. Yıllık enerji üretim kapasitesi 2 milyar KWh’e ulaşan Polat Enerji, kapasite artırımı yatırımlarının yanı sıra enerji depolama çalışmalarını da sürdürerek bu alanda da ilkler arasında yer almayı hedefliyor.

Geçtiğimiz sene  Yalova’daki Göktepe RES için gerçekleştirilen kapasite artışı yatırımı ile santral kurulu gücünü 121,1 MWm’ye yükselten Polat Enerji, farklı santrallerinde toplam 30 MW rüzgar kapasite artışı ve 46,6 MW güneş hibrit kapasite artışı ile yatırımlarına bu sene de devam ediyor.

Polat Enerji’nin orta vade yatırım hedefleri arasında ise, 312,1 MWm kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise 7. büyük rüzgar enerji santrali olan Soma RES’te yatırımlarına devam ederek, Soma RES’i Avrupa’nın en büyük rüzgar enerji santrali yapmak var.

Rüzgar Enerjisinde Türkiye’de Lider

Polat Enerji’nin rüzgar kurulu gücü, Türkiye rüzgar kurulu gücünün yaklaşık %6,1’ni oluşturuyor. Elektrik üreticilerinin 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla sahip oldukları kurulu güçleri baz alınarak yapılan araştırmaya göre Polat Enerji, rüzgar enerjisi alanında kurulu 719,8MWm’lik kapasitesi ile Türkiye’de yıllardır bulunduğu lider konumunu 2023 sonu itibarı ile de  korudu.

Yenilenebilir enerji santralleriyle 2023 yılında  2 milyar kWh’e yakın elektrik üretimi ile yaklaşık 610 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayan Polat Enerji, portföyündeki santrallerle her yıl 55 milyon adet ağaç dikimine eşdeğer 1,3 milyon ton civarında karbon dioksit gazı emisyonu azaltımı sağlıyor.

Türkiye, Hedefe Emin Adımlarla İlerliyor

Rüzgar, güneş, jeotermal ve hidroelektrik anlamında çok önemli kaynaklara sahip olan Türkiye’de, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı son 10 yılda önemli bir artış göstererek %29’dan %42’ye çıktı. Ulusal Eylem Planı (UEP) Kapsamında Türkiye’nin 2035 yılı enerji hedefleri doğrultusunda, toplam kurulu kapasitesinin 189,7 GW seviyesine ulaşması öngörülmektedir. Bu çerçevede, yenilenebilir enerjinin kurulu güçteki payının yaklaşık %65’e, elektrik üretimindeki payının ise %55’e yükselmesi beklenmektedir. Aynı dönemde, rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiye toplam kurulu elektrik gücünün %43,5’ini ve toplam üretilen elektriğin  ise %34,2’sini oluşturması hedeflenmektedir.

Türkiye’nin hedefe emin adımlarla ilerlediğini belirten Polat Enerji CEO’su Cem Deniz,“Geçen yıl rüzgar enerjisi yatırımlarında yaklaşık 400 MWe kurulu güç devreye alınabildi. Güneş enerjisinde ise yaklaşık 2 GW’a yakın kurulu güç devreye alındı, bunun neredeyse %90’ını lisanssız elektrik üretim santralleri oluşturuyor. Ulusal planlardaki hedeflere ulaşabilmemiz için ise her sene rüzgarda en az 1,5 GW, güneşte en az 3,5 GW kurulu gücü devreye almamız gerekiyor.  Türkiye’nin güçlü potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, bu hedeflerin dahi üzerine çıkma imkanına sahibiz. Sektör olarak en büyük beklentimiz, hedeflediğimiz yatırımları hayata geçirmek ve Türkiye’nin sahip olduğu muazzam yenilenebilir enerji potansiyelini tüm paydaşlarımızla beraber gerçeğe dönüştürmek” dedi.

Enerjide Arz Güvenliği Önemli

 Pandemi ve sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna savaşının küresel anlamda enerji sektöründe arz güvenliği konusunu gündeme taşıdığını ifade eden Deniz, özellikle Avrupa’da yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin arttığını belirtti. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum bağlamında stratejik bir pozisyonda olduğunu ifade eden Polat Enerji CEO’su Cem Deniz “Türkiye sadece yenilenebilir enerji üretimi ile de değil aynı zamanda yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yerli imalat sanayinde de önemli bir aşama kaydetmiştir. Türkiye yenilenebilir enerji anlamında hem yurt içi yatırımcılar hem de yurt dışından gelecek yatırımcılar için büyük fırsatlar barındırıyor” şeklinde konuştu.

Dağ Holding, Kuzey Kıbrıs’ı Arsa Yatırımına Davet Ediyor

Dağ Holding Konya Merkez binasında gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Dağ Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doğan Dağ, “Kuzey Kıbrıs Arsaları Yatırım İhalesi”nin detaylarını paylaşarak yatırımcıları yeni fırsatlara davet etti.

Ekonomim’den Muhammet Yiğitoğlu 32 yıllık tecrübesi ile 3,5 milyon metrekare inşaat alanına erişen ve Türkiye’de en çok konut üreten şirketlerden olan Dağ Holding, 30 binin üzerinde konut ve ticari ünite üretimi gerçekleştirerek, her geçen gün inşaat sektörünü daha da ileriye taşıyor. Son olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) başlayan yeni projesi New Cyprus Land kapsamında Kuzey Kıbrıs Arsaları Yatırım İhalesi’nin detaylarını basın mensuplarıyla paylaşan Dağ Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doğan Dağ, yaklaşık 80 lot ile açılan ihalenin açık artırmasının, 25 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirileceğini söyledi.

Dağ Holding Konya merkez binasında yapılan toplantıda konuşan Doğan Dağ “New Cyprus Land projesi ile 7 bin konutluk, yaklaşık 40 bin kişinin yaşayabileceği yeni bir kent tasarlıyoruz. Yatırımcıların fiili ve online olarak katılabileceği ihalemizin açık artırması sonucunda hak sahibi olanlarla on gün içerisinde de sözleşmelerimizi imzalayacağız. Konya’nın bağrından çıkmış bir firmayız. Bugün Almanya ve Hollanda’da da şirketlerimiz var. New Cyprus Land projesi ile kendi ülkemizdeki vatandaşlarımızın da yatırım yapmasına vesile olmak istiyoruz” dedi.

Kuzey Kıbrıs’ın yatırım potansiyeline dikkat çekerek, bölgenin sunduğu stratejik avantajları ve gelecekteki gelişim olanaklarını vurgulayan Dağ, “Kuzey Kıbrıs, gelişen altyapısı, turizm potansiyeli ve cazip yatırım fırsatları ile dikkat çekiyor. Biz orayı keşfedilmemiş bir elmas olarak görüyoruz. Ulaşımın gayet kolay olduğu bir bölge ve yatırım trendi yukarıya doğru gidiyor. Son bir buçuk yılda bile yatırımcılar açısından ciddi gelişimler var. Bu ihale ile yatırımcılar, bölgenin büyüme dinamiklerinden yararlanma şansı bulacaklar. New Cyprus Land,  “Türk Lirası borçlan, gelirin döviz olsun” mottosuyla hareket ettiğimiz bir proje” şeklinde konuştu.

Yatırımcılara sunulacak arsa portföyünün detaylarını da paylaşan Doğan Dağ, Dağ Holding olarak yatırımcıların güvenini kazanmayı ve onlara en iyi yatırım fırsatlarını sunmayı hedeflediklerini söyleyerek, “Altı ay önce Kuzey Kıbrıs’ta kurduğumuz 330 konutluk bitmek üzere olan bir projemiz var. Oradaki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu yatırımın en önemli ayrıştırıcı farkı hisseli tapu değil, müstakil tapu olarak satış yapıyor olmamız. Bu da alıcı için büyük bir avantaj haline dönüşüyor. Ayrıca bu projede yol, su, kanalizasyon ve elektrik gibi yerel idarenin yapacağı hizmetleri de biz yapıyoruz. Bunu KKTC’de yapan ilk firma biziz. Sokak aydınlatmalarından trafolara kadar bütün hizmetleri biz gerçekleştirdik. Müşterilerimizin çıkarları doğrultusunda hareket etmeye de gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“O Bilge” Okuyucuyla Buluştu

Acarlar Şirketler Topluluğu Pazarlama ve Satış Grup Başkanı Bilge Özdemir’in “O Bilge” kitabı okuyucuyla buluşuyor. OnOn Ajans tarafından yayınlanan kitap Mayıs ayı itibarıyla okuyucunun beğenisine sunuldu.

264 sayfalık kitap Bilge Özdemir’in hayatının kilometretaşlarından ve gayrimenkul sektörüyle ilgili yazılardan oluşuyor. 6 ay süren bir yazım sürecinin ardından anı ve tecrübe paylaşımı formatında kitaplaştırılan eser sektör paydaşlarına bir yol haritası sunma iddiasında.

Bilge Özdemir kitabıyla ilgili düşündüklerini kitabın arka kapağına yazdığı şu yazıyla dile getirdi:

“Bu kitapta size duygu ve düşüncelerimi, eğitim ve iş hayatındaki tecrübelerimi ve yıllarca kaleme aldığım iki bine yakın gayrimenkul sektörü makalesinden derlediğim ilginizi çekecek yazılarımı aktardım.

Bu yıl itibarıyla, 30 yılını gayrimenkulde pazarlama ve satış işine veren biri olarak, birçok ilkin öncüsü oldum.  Ancak önemli olan ilkleri, inovatif yaklaşımları bulmak değildir. Önemli olanın bunları uygulayabilecek cesarette firma ve firma sahiplerini bulabilmek olduğunu deneyimledim.

Pazarlama ve satış dünyasında tek doğru yoktur. Bugünün doğrusu, yarının yanlışı; yarının yanlışı, bugünün doğrusu olabilir. Çünkü pazarlama ve satış birçok iç ve dış faktörden etkilenmektedir. Bu değişimler bir yönetici için çelişki değil, gelişim ve adaptasyon fırsatıdır.

O BİLGE’de 60’ların Türkiye’sine Artvin’de merhaba deyip, eğitim ve iş yaşamını İstanbul ve Amerika’ya taşıyan Bilge Özdemir’in hayatını ve tecrübelerini okuyacaksınız. İnşaat ve gayrimenkul sektöründe, son 30 yılda yaşanan gelişmelere tanıklık edeceksiniz.

Gayrimenkul sektörünü, sektörde önemli bir aktör olan pazarlama ve satış bölümlerinin hizmet anlayışlarını, yabancıya satış şirketlerinin ve emlak organizasyonlarının değişen rollerini tanıyacaksınız.

Şimdi bu kitabı okumanın tam zamanı. Keyifli okumalar dilerim.

Bomba gibi kalın!”

Ailesinin yanı sıra, Acarlar Şirketler Grubundan başta İsmet Acar ve Acarlar aile fertleri kitapla ilgili düşüncelerini kaleme alırken, Ayla Özer, Neşe Beyatlı Aydıner, Kürşat Tuncel, Hilmi Işıkören, Vedat Arslan ve dostları yazılarıyla kitaba katkıda bulundular.

Kitapta 30 yıllık gayrimenkul sektörü deneyiminde, kendisine hata yapma olanağı sunan ve arkasında durabilen patron ve işverenlere teşekkür eden Bilge Özdemir, “Beni ben yapan hatalarım, hatalardan çıkardığım dersler… Hiçbir zaman başarı odaklı olmadım, sürekli başarısız olduğum noktaları sorgulamam iş hayatı yolculuğunda başardıklarımın sayısını ve oranını yükseltti.” dedi.

YD-ÜFE Nisan’da Yıllık Yüzde 65,53 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan 2024 Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 65,53 aylık ise yüzde 1,37 arttı.

YD-ÜFE 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,37 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 13,64 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 65,53 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,10 artış gösterdi.

YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 65,46 arttı

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,45 artış, imalatta yüzde 65,46 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 58,07 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 70,12 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 70,03 artış, enerjide yüzde 74,24 artış, sermaye mallarında yüzde 72,01 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,33 arttı

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,57 artış, imalatta yüzde 1,33 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,65 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0,59 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 0,90 artış, enerjide yüzde 2,68 artış, sermaye mallarında yüzde 1,40 artış olarak gerçekleşti.

Bakan Özhaseki Açıkladı: Sahillerdeki Kaçak Yapılar Yıkılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sahillerdeki kaçak yapıların yıkılacağını ve yeni halk plajlarının açılacağını açıkladı.

Konuyla ilgili katıldığı programda konuşan Bakan Özhaseki, şunları söyledi:

Bakan Özhaseki’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Ülkemizin dört bir köşesi denizlerle kaplı vaziyette. Denize girme bakımından en güzel imkanlara sahibiyiz. Mavi bayraklı plaj sayısında dünya üçüncüsüyüz. 555 tane mavi bayraklı plajımız var. İspanya ve Yunanistan bizden fazla plaja sahip yerler. Oralarda da plajları ikiye bölmüşler yoksa bizim daha fazla plajımız var.  Sahilde kıyı bandı kuralı 50 metre. Bu kurala uyulmadığını görüyoruz. Biz bu yaz ‘Denizler Halkındır’ sloganıyla bir hareket başlatıyoruz.

Yeni bir hareket başlatıyoruz. Projemizin adı “Denizler Halkın.” Bakanlığımızda 3 konu başlığı var. Şehircilik, çevre konusu ve iklim değişikliği.  Yeni bir hareket başlatıyoruz. Denizler halkındır. Sahil şeritlerini tarıyoruz. Denizler halkın projesiyle ne kadar kaçak yapı varsa yıkılacak. Biz kendimize iki tane misyon biçtik. Baştan sona bütün gücümüzle deprem olduğundan beri bütün gücümüzü deprem bölgesine aktardık. Biz deprem bakanlığı gibi algılanmaya başladık.

Sahil şeritlerini tarıyoruz. Denizler Halkın projesiyle ne kadar kaçak varsa yıkılacak. Bizim derinden takip ettiğimiz her türlü gayret ettiği ama bir konuda kıyılarımız sahillerimiz. BU konuda çalışıyoruz. Birkaç şey yapmaya çalışıyoruz. Birincisi Hatay’dan başlayarak Artvin’e uzanan şeritte bir çalışma yapıyoruz. Ne kadar kaçakçılık varsa işgal varsa vatandaşın denize ulaşımını engelleyecek bir rant varsa kimse vatandaşımızı engelleyemeyecek.”

“Kültür ve Turizm Bakanlığı da halk plajları açılıyor. Ne kadar talep geldiyse tamamını imzaladım. Kendi Çevre Ajansı bünyemizde bir kuruluşumuz var. Plajları kendimiz işleteceğiz. İnsanlar ne istiyorlarsa yesinler içsinler rahat etsinler. Belediyelerle büyük bir sıkıntımız yok. Onlar plajları halk plajı olarak işletiyorlar.  Yeni halk plajları açılıyor. Kaçak işletmeye izin yok kendimiz işleteceğiz.

Sahillerimizde binlerce yat var. Allah daha çok versin herkesin yatı olsun. Ama bunlar bulabildikleri yerlere bağlıyorlardı. Ağaçlara bağlıyorlardı. Sahillerde şamadıra dediğimiz bir sistem 50 metre arayla mapa şamandıra koyacağız oraya bağlayacaklar.

Sahillerde duran yat sayısı bilinmiyor. Hiç görmediğimiz tanımadığımız bayraklar var üzerinde bunları tanımıyoruz. Gemilerin kanunen belli yerlere sintine denilen kirlilikleri vermeleri lazım.

Ben soruyorum kaptanlara ne yapıyorsunuz diye. Açığa bıraktıklarını itiraf ediyorlar. Çevre cezaları ağır aslında. Geçen bir gemiye 90 milyon ceza kestik. Kaptan “Ben 50 milyona gemiyi veririm” dedi. Mapa şamandıraya bağlanan yatlardan günlük 100 Euro para alacağız.”

Seramiksan Usta Eğitim Seminerlerine Devam Ediyor

Karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası Seramiksan, 2024 boyunca farklı şehirlerdeki bayilerinin iş birliğiyle ustaları için başladığı eğitim seminerlerine hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Erzurum ve Erzincanda eğitim gerçekleştiren markanın bu haftaki rotasında Çorum, Trabzon, Fatsa ve Hopa bulunuyor. 

Mordor Intelligence’ın yayımladığı rapora göre, bu yılın sonunda 90,51 milyar dolar değere ulaşması ve 2030’da 130 milyarı aşması beklenen yapı kimyasalları pazarında faaliyet gösteren yerli oyuncular, bu büyümenin rüzgarıyla eğitim çalışmalarına ağırlık veriyor. Yapı kimyasalları, seramik ve vitrifiye ürünleriyle 50 ülkeye ihracat yapan Seramiksan da 2024 boyunca farklı şehirlerdeki ustaları için bayilerinin iş birliğiyle başladığı Yapı Kimyasalları Usta Eğitim Seminerleri’ne hızla devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Erzurum ve Erzincan’da eğitimler gerçekleştiren markanın bu haftaki rotasında Çorum, Trabzon, Fatsa ve Hopa bulunuyor. Yapı kimyasalları ve vitrifiye markası, yıl sonuna kadar 50 seminer daha yaparak ustalarının yetkinliklerini artırmaları için çalışmalarını sürdürecek. 

Tüm Türkiyedeki ustalarımızla bir araya geleceğiz”

Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu, seminerlerlere ilişkin şu açıklamada bulundu: “Başarıya ulaşmak için yalnızca bir ürünü son kullanıcıya sunmak yeterli değil. İnovasyonu üretimden mağazaya ve kullanıldığı mekâna kadar tüm ekiplere ulaştırmak gerekiyor. Herkesin bir ürün hakkında aynı derecede bilgiye sahip olması, üretilecek diğer koleksiyonların da yenilikçi olmasını sağlıyor. Bu yüzden, ustalarımızın yetkinliklerini artırmak için başladığımız eğitim seminerlerimize hızla devam ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki şubelerimizdeki ustalarımızla bir araya geliyor, üretimden müşteri ilişkilerine kadar pek çok konuyu masaya yatırıyoruz.”

Haziranda 3 şehirde daha eğitim gerçekleştirilecek

Haziran ayında da Konya, Kayseri ve Denizli’de seminer düzenleyeceklerini belirten Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu’ndan edinilen bilgilere göre, eğitimler birçok alanı kapsıyor. Bunlar arasında ürün tanıtımları, uygulama öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken noktalar, müşteri şikayetlerine sebep olan konularla ilgili karşılıklı çözümler üretilmesi ve müşteri memnuniyetinin artırılmasını içeren eğitimler yer alıyor. Akşam yemeğiyle devam eden seminerlerin ardından çekilişler de yapılıyor.

Eğitimler aracılığıyla Seramiksan’ın yapı kimyasalları ürün grubundan  Ceraseal Flex ve Extraflex çift bileşenli su izolasyon malzemesi, Ceraprimer Plus+ Camsı yüzey astarı, Ceraprimer BBA brüt beton astarı, Cerafix Power ve Cerafix seramik ve granit yapıştırma harçları, Ceraflex esnek seramik ve granit yapıştırma harcı ürünlerine dair ayrıntılar paylaşılıyor. Böylece ustalar, ürünlerin kalite ve avantajlarına dair de farkındalık kazanıyor.

İşsizlik Oranı Yüzde 8,7 Seviyesinde Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak-Mart dönemine ait işsizlik verilerini açıkladı. Verilere göre, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 30 bin kişi artarak 3 milyon 105 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,2, kadınlarda yüzde 11,7 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,3 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 534 bin kişi artarak 32 milyon 442 bin kişi, istihdam oranı ise 0,7 puanlık artış ile yüzde 49,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,6 iken kadınlarda yüzde 32,4 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,1 olarak gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 563 bin kişi artarak 35 milyon 546 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,8 puanlık artış ile yüzde 54,1 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,7, kadınlarda ise yüzde 36,7 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 15,6 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,5 puanlık azalış ile yüzde 15,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 12,8, kadınlarda ise yüzde 20,9 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın yüzde 58,0’ı hizmet sektöründe yer aldı

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 73 bin kişi, sanayi sektöründe 103 bin kişi, inşaat sektöründe 82 bin kişi, hizmet sektöründe 276 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,6’sı tarım, %20,8’i sanayi, yüzde 6,6’sı inşaat, yüzde 58,0’ı ise hizmet sektöründe yer aldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,5 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,4 saat azalarak 43,5 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 25,0 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 2,1 puanlık artış ile yüzde 25,0 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,8 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,7 olarak tahmin edildi.

Türkiye Genelinde Nisan’da 75 bin 569 Adet Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan ayına ilişkin konut satış verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde Nisan ayında 75 bin 569 konut satıldı.

Türkiye genelinde konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,8 azalarak 75 bin 569 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 12 bin 406 ile İstanbul, 6 bin 272 ile Ankara ve 4 bin 427 ile Antalya olurken, en az olduğu iller sırasıyla 18 ile Ardahan, 35 ile Hakkari ve 49 ile Tunceli oldu.

Konut satışları Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,7 azalışla 355 bin 173 olarak gerçekleşti.

İpotekli konut satışları 7 bin 71 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,5 azalış göstererek 7 bin 71 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 9,4 olarak gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 57,0 azalışla 34 bin 693 oldu.

Nisan ayındaki ipotekli satışların, bin 744’ü; Ocak-Nisan dönemindeki ipotekli satışların ise 8 bin 313’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 68 bin 498 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,2 artarak 68 bin 498 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 90,6 olarak gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 artışla 320 bin 480 oldu.

İlk el konut satış sayısı 24 bin 85 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,6 azalarak 24 bin 85 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,9 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 artışla 112 bin 341 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışlarında 51 bin 484 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,3 azalış göstererek 51 bin 484 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,1 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 azalışla 242 bin 832 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Nisan ayında bin 272 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 50,3 azalarak bin 272 oldu. Nisan ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,7 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 454 ile Antalya, 407 ile İstanbul ve 149 ile Mersin oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,4 azalarak 6 bin 957 oldu.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

Nisan ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 293 ile Rusya Federasyonu, 117 ile İran ve 91 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.

Siltaş Yapı’nın Prensibi ‘Yap, Yaşat, Devam Et’ 

40 yıllık deneyimini 2011 yılından itibaren insan odaklı yaşam alanları oluşturmak için kullanan Siltaş Yapı, tamamladığı ve devam eden prestijli projeleriyle sektörde güven ve kalitenin adresi olmayı başarıyor. 

Kurtköy’den Maltepe’ye kadar İstanbul’un değerli lokasyonlarında hayata geçirdiği projelerini zamanında tamamlayarak sahiplerine teslim eden şirket, sektörün güven veren markalı projelerine imza atmaya devam ediyor. Şu anda Pendik’te üç, Sancaktepe’de bir olmak üzere toplamda dört büyük projesini inşa eden Siltaş Yapı, yeni projeler için de çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, elde ettiği başarıyı güven, kalite, garanti, hız, yerindelik ve sürdürülebilirlik kavramları üzerine inşa ediyor. 

Kente değer katan yapıların mimarı Siltaş Yapı, modern mimari teknikleri ve trendleri takip ederek hayatı kolaylaştıran özgün yapılar oluşturmak için çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Sektörde geldikleri noktanın ardındaki gücün temellerindeki kalite ve güvenin yanı sıra insana odaklanan yapılar inşa etmekten geçtiğini ifade eden Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir; “Elbette yeni bir ev sahibi olmak isteyenler ve yatırımcılar konut satın alacakları projeye güven duymalı ve kalitesinden emin olmalı. Ama biz bu iki kavrama iki boyutlu bakmıyoruz. Bizim için kuruluş felsefemizin temelini oluşturan kalite ve güven kavramları, şirket yapımızın en önemli noktaları arasında yer alıyor. Her adımda, her detayda kaliteyi aramak ve güveni tesis etmek için çalışıyoruz. Bu noktada imza attığımız her projede ve işte önceliğimiz uzun vadeli ve karşılıklı güvene dayalı ilişkiler kurmak. Bizim için ‘al, yap, sat’ anlayışı yerine ‘yap, yaşat, devam et’ prensibi vardır. Bu prensip ile yapılarımızda uzun ömürlülük ve kalıcılığı esas alıyoruz”şeklinde konuştu.

Hızlı proje süreci ile daireler sahiplerine zamanında teslim ediliyor

Siltaş Yapı’nın fark yaratan en önemli özelliğinin hızlı aksiyon alması ve projelerini zamanında teslim etmesi olduğunu belirten ve bu durumun müşteri memnuniyetinde belirleyici bir rol üstlendiğini söyleyen Murat Özdemir; “Çağımızın en önemli konularından birisi proje sürecinde hız ve yerindelik. Sektördeki olumsuz deneyimler, insanları bu iki konu üzerinde endişeye götürebiliyor. Bu noktada Siltaş Yapı olarak bahsi geçen kavramları güven temelinde derinlemesine ele alıyoruz. Projelerimizi yerinde ve zamanında teslim etmek en önemli varoluş gerekçelerimiz arasında yer alıyor. Bizim için hızlı olmak sadece işleri zamanında tamamlamak anlamına gelmiyor, aynı zamanda müşterilerimize ve paydaşlarımıza olan bağlılığımızı göstermek anlamına geliyor. Projelerimizi zamanında ve mükemmellikle tamamlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Çünkü bizim için önemli olan müşterilerimizin memnuniyeti” dedi.

Özak Duyu’da Satışlar Başladı

Geliştirdiği projelerde yaşamı kolaylaştıran çözümler sunan Özak GYO, İstanbul’un yükselen değeri Göktürk’te inşaatına başladığı 3. projesi Özak Duyu’nun satışına başladı. 

Lansman öncesine özel indirimler ve 12 ay vade fırsatı ile satışa sunulan  1+1’den 4,5+1’e kadar olan daireler alıcılarını bekliyor.

Özak Göktürk ve Özak Doa projeleri ile doğa ile iç içe, ormana komşu bir yaşam sunan Özak GYO, ‘5 Duyu 1 Yaşam’ fikriyle şekillendirdiği projesinde ev sahiplerine; manzarayı görerek, iyi hissederek, inzivaya çekilmeden hayatı tadarak, doğayı dinleyip toprağı koklayabilecekleri bir yaşam sunuyor.

Boydan boya uzanan pencereleri ve yüksek tavanları ile nefes alan yaşam alanları Özak Duyu’da özenle tasarlanırken, fonksiyonel yaşam alanları, optimum mimari çözümlerle birleşti.

Yeşil ile iç içe, butik yaşam imkanı

Ormana komşu Özak Duyu Göktürk, geniş terasları, ferah balkonları ve ormanın ruhuna açılan bahçeleriyle sakinlerine huzurlu bir yaşam sunuyor. Her dairede balkon, teras veya bahçe tasarımıyla İstanbul’un nadir yeşil bölgelerinden birinde ormanlarla çevrili olmanın ayrıcalığını sağlarken, Göktürk metroya ve ana arterlere yakınlığı ile şehirden kopmadan butik yaşam alanına olanak tanıyor.

Yaklaşık 12 bin metrekare arazi üzerinde yer alan Özak Duyu projesi, 141 ünite, yatay mimari ile oluşturuldu. Projede 1+1’den 4,5+1’e kadar farklı daire modelleri mevcut. Ormanın hemen yanı başında olan projede, daha önceki projelerde olduğu gibi dış mekânlar konforlu ve kullanışlı olarak tasarlandı. Projede; yüzme havuzu, fitness salonu, çok amaçlı açık spor sahası, çocuk oyun alanları, bahçe oturma alanları, cafe alanı, yürüyüş alanı, barbekü alanı bulunuyor.

Özak Duyu Göktürk,  şehrin renkli yaşantısından ve doğadan kopmadan, yeşille iç içe, rahat ve keyifli bir yaşamı sakinlerine sunuyor.

Tahir Han, 230 Milyon TL Bedelle Satışa Çıkıyor

Tütün tüccarı Kavalalı Tahir İsmail Bey tarafından 1935’te yaptırılan Karaköy’deki Tahir Han, açık artırmayla satışa sunulacak. İstanbul Boğazı’nı gören ve Mimar Vedat Tek’in imzasını taşıyan 7 katlı tarihi yapı için 230 milyon TL muhammen değer biçildi. Birinci artırma başlangıç bedelinin ise 115 milyon 030 bin lira olduğu belirtildi.

İstanbul Karaköy’de Galataport’un karşısında bulunan Tahir Han açık artırmayla satışa çıktı. 230 milyon TL muhammen değer biçilen ikinci grup kültür varlığı olan Tahir Han, hissedarlarının ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satışa çıkarıldı.

Tahir Han’ın hissedarlarından çoğunluk hissenin sahibi olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, TSKB Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Ömer Faruk Çelik, 2019’da İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ortaklığın satış sureti ile giderilmesi davası açtı. Mahkeme 15 Aralık 2020’de kararını vererek Tahir Han’ın satışına karar verdi.

Korunması gerekli taşınmaz ve II. Grup Kültür varlığı olan eski Tahir Han İstanbul’un Beyoğlu İlçesi, Kemankeş Mahallesi’nde, Galataport’un karşısında bulunuyor. 606 metrekare yüzölçümlü, kâgir Tahir Han hazır zemin, asma ve teras kat olmak üzere 7 kattan oluşuyor. 1935 yılında yapılan 2. grup eski eser özelliği olan tarihi yapının tüm katları ticari amaçlı yapı olarak düşünülerek inşa edilmiş. Uzun süreler ticari amaçlı olarak kullanılan Tahir Han, son zamanlarda tüm kiracılar tarafından boşaltılmış. Binanın dış cephesi sıva üzeri boyalı, merdivenleri ve kat hollerinin mozaik kaplı, asansörü kullanım dışı, döküm kaloriferli, kömürlü ısıtma sistemi bulunuyor.

Binanın üçüncü normal katında itibaren özellikle 4, 5 ve çatı katının geniş görünüş açısında Boğaz manzarasına sahip. Terası 110 metrekare.

İş merkezlerinin ortasında Tahir Han, Karaköy sahiline, Galata Kulesi’ne ve Eminönü Meydanı’na yürüme mesafesinde. Tüm binanın çok bakımsız kaldığı, binanın çok geniş çaplı bakım onarıma ihtiyacı bulunduğu bilirkişi raporunda, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından söz konusu taşınmaza ilişkin; II. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği ve II. Dönem restitüsyon projesinin uygun olduğu belirtildi. 3 bin 200 metrekare kullanım alanı olan Tahir Han, tapu kaydındaki gibi olup, taşınmaz tüm şerh, beyan, hak ve yükümlülükleri ile birlikte ihale ediliyor.

Birinci artırma başlangıç bedeli 115 milyon 030 bin lira

Tahir Han, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri satış memurluğunca açık artırma ile satışa çıktı. Birinci artırma 15-22 Mayıs’ta 115 milyon 30 bin TL ihale başlangıç bedeli ile yapılacak. Alıcı çıkmazsa ikinci arttırma 17-24 Haziran’da yapılacak. Tahir Han’ı almak için açık artırmaya girecekler 23 milyon TL teminat yatırmak zorunda. Birinci ve ikinci artırma belirtilen gün ve saatler aralığında açık artırma suretiyle Elektronik Satış Portalı’nda yapılacak. Bu artırmada Elektronik Satış Portalı’nda verilecek teklifler, malın muhammen kıymetinin yüzde 50’si üzerinden başlatılıyor. İhale alıcısının en yüksek teklifi verip de süresi içinde ihale bedelini yatırmaması hâlinde alınan teminat iade edilmiyor. Yüzde 20 KDV, damga vergisi, tapu harcının yarısı ve teslim masrafları alıcıya ait. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödeniyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Satılık ve Kiralık Konut Piyasasında Fiyatlar Gerilemeye Devam Ediyor

sahibinden.com’un, Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) işbirliğiyle hazırlanan “sahibindex Kiralık ve Satılık Konut Piyasası Görünümü” Nisan raporunda kiralık ve satılık konut piyasasındaki değişimler mercek altına alındı.

Rapora göre reel satış fiyatlarındaki düşüş 10 aydır devam ediyor. Reel fiyatlardaki yıllık değişim oranı ülke genelinde yüzde -16,3’e, İstanbul’da yüzde -18,3’e, İzmir’de ise yüzde -15,4’e kadar gerilemiştir. Ankara’da da düşüş görülmüş fakat yüzde -10,9 seviyesinde kalmıştır.

Reel konut fiyatında düşüş devam ediyor

2020 Mayıs’tan itibaren sürekli artan ülke genelindeki reel konut fiyat endeksinin 2023 Temmuz’dan bu yana gösterdiği düşüş, 2024 Nisan’da da devam etmiştir (Şekil 1). Reel konut fiyat endeksi Nisan’da Mart’a kıyasla 2,7 puanlık azalışla 170 olmuştur. Mart’tan Nisan’a enflasyon oranı yaklaşık yüzde 3,2 olurken, Türkiye genelinde cari konut fiyat artışı aynı dönemde yüzde 1,6’da kalmıştır. Son aylarda cari konut fiyatları sistematik olarak enflasyonun altında kaldığından reel fiyatlar da azalmaktadır.  

Reel satış fiyatında düşüş üç büyükşehirde de devam ediyor

Önceki sekiz ayda olduğu gibi konut reel satış fiyatı üç büyükşehirde Nisan ayında da düşmüştür (Şekil 2). Mart’tan Nisan’a reel konut fiyatı İstanbul’da 2,6 puan, Ankara’da 3,4 puan, İzmir’de ise 1,1 puan azalmıştır. Nisan’da reel konut fiyat endeksi (Eylül 2017=100) İstanbul’da 166,7, Ankara’da 189,9, İzmir’de ise 176,8 olmuştur.

Reel fiyatlarda yıllık değişim negatifte devam ediyor

Ağustos 2022’de yüzde 65,8’e ulaşan yıllık reel fiyat artışı Eylül 2022’den itibaren hızla inişe geçmiştir. Büyük depremin etkisiyle Şubat 2023’te geçici olarak yükselen yıllık reel fiyat Mart’tan itibaren yeniden azalmaya başlamış ve Nisan 2024’te yıllık fiyat değişimi oranı Mart 2024’e kıyasla 2,2 puan azalarak yüzde -16,3 ile negatif değerlerde seyrini sürdürmüştür.

Cari fiyatlarda artış yavaşlıyor

Cari fiyatlardaki artış oranı İstanbul’da yüzde 1,6, Ankara’da yüzde 1,4, İzmir’de ise yüzde 2,6 olmuştur. Ortalama konutun m2 fiyatı Nisan 2024 itibariyle İstanbul’da 39.080 TL, Ankara’da 21.250 TL ve İzmir’de 32.632 TL’dir. Cari fiyatların yıllık artışlarında tempo kaybı üç büyükşehir için de geçerlidir. İstanbul’da zirveye (yüzde 240,9) Temmuz 2022’de ulaşıldıktan sonra düşüş başlamış ve yıllık fiyat artışı Nisan 2024’te yüzde 38,8’e gerilemiştir. Ankara ve İzmir’de ise zirveye Eylül 2022’de ulaşılmış (yüzde 205,6 ve yüzde 183,1) Nisan 2024’te ise bu iki ilimizde yıllık artış oranları sırasıyla yüzde 51,3’e ve yüzde 43,6’ya gerilemiştir.

Konut talebinde yavaşlama

2023 Şubat ayındaki depremden sonra çok sert bir düşüş gösteren konut talebi 2023 Temmuz’daki artıştan sonra Kasım’a kadar düşmüştür. Konut talebi Aralık’ta artış trendine geçmiş, bu yıl Mart’tan Şubat’a kıyasla ise yüzde 1,6 azalarak 112,4 olmuştur. Nisan ayında da Mart’taki düşüş eğilimi devam etmiş ve konut talep göstergesi yüzde 6 azalarak 105,6 olarak gerçekleşmiştir. Konut talebi geçen yılın Nisan ayına kıyasla yüzde 17,1 daha düşüktür.

Reel kirada yıllık değişim negatif alanda

Türkiye genelinde enflasyondan arındırılmış reel kirada yıllık değişim oranları uzun süredir azalmaktadır. 2023 Mayıs ayından Haziran ayına istisnai artış hariç, ortalama reel kirada yıllık değişim oranı Şubat 2023’te yüzde 86,6 ile zirve yaptıktan sonra inişe geçmiştir. Şubat 2024 itibariyle de yerini negatif artışlara bırakan yıllık reel kira fiyatları değişimi Nisan ayında yüzde eksi 11,2 olmuştur. Kısacası reel kiralar geçen yılın aynı ayına göre ortalamada yüzde 11,2 düşüktür. 

Cari kira fiyatlarında artış yavaşlamaya devam ediyor

Türkiye genelinde cari kira fiyatlarının yıllık değişimi 2023 Mart’tan Temmuz’a kadar düştükten sonra Ağustos’ta bir miktar yükselmişti. Ancak kira fiyatlarının yıllık değişim oranı Eylül’den itibaren düşüştedir. Mart 2024’te yüzde 55,1 olan kira fiyatlarının yıllık değişim oranı Nisan 2024’te yüzde 50,8’e gerilemiştir.

Kiralık konut piyasasında talebin önemli bir özelliği de mevsimsel etkiye açık olmasıdır. Nisan ve Eylül ayları arasında artan talep, izleyen aylarda azalmakta, kış aylarında ise nispeten durağan bir seyir izlemektedir. Bahar ve yaz aylarında kiralık konut talebinde ortaya çıkan bu yükselişte tayinle il değiştirenlerin ve üniversite öğrencilerinin etkili oldukları düşünülebilir. Bu nedenle talep göstergesinde değişimler yorumlanırken mevsimsel etkiler göz önünde tutulmalıdır.

Kiralık konut talep göstergesi Ağustos ile Kasım arasında düşerken Aralık’tan sonra hafif tempoda artış eğilimine girmiştir. Nisan ayında kiralık konut talep endeksi yüzde 1 artmıştır. Yıllık bazda baktığımızda ise kiralık konut talebinde yüzde 1’lik bir düşüş söz konusudur.

Dubai’nin “Meydan”ında Lüks Konut Projesinin İnşaatı Başlıyor

Küresel emlak piyasası 2023’te yavaşlarken, Dubai artan ivmesiyle durgunluğa meydan okudu. Özellikle konut projeleriyle büyüyen BAE emlak sektöründe, yeni bir lüks konut projesinin başlayacağı duyuruldu.

Dünyanın önde gelen emlak şirketlerinden Savills tarafından Aralık sonunda açıklanan rapor, 2023’ün ilk 9 ayında artan faiz oranları nedeniyle, küresel emlak piyasasında özellikle ABD ve AB’de yavaşlama görüldüğünü ortaya koyuyor. Ortadoğu’nun ticari ve turistik merkezi Dubai’de ise 2022’nin aynı dönemine kıyasla değerde %36,7’den fazla ve işlem sayısında ise %33,8’lik yüksek bir artış kaydedilerek bu eğilimin tersine çevrildiği belirtiliyor. Yakalanan ivmede öne çıkan markalı konutlarda, son on yılda %160’tan fazla artış yaşandığı açıklanıyor.

Markalı konutlar alanında dünyanın öne çıkan şehirlerinden bir olan Dubai’de, en yeni proje Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) önde gelen emlak şirketlerinden Gulf Land Property Developers ve Tonino Lamborghini Group ortaklığıyla geliyor. Konut projesi, İtalyan kalitesinin simgesi Tonino Lamborghini markasının tasarım alanındaki 40 yıllık birikimini Gulf Land’in uzmanlığıyla birleştiriyor.

Yeni bir lüks ve tasarım felsefesi

Gulf Land Property Developers Yönetim Kurulu Başkanı Shaher Mousli, “Dubai’deki lüks gayrimenkul pazarında uzmanlığı, yenilikçi tasarımları ve inşaat konusundaki kararlılığının yanı sıra, benzersiz yaşam alanları yaratmasıyla tanınan önemli bir kuruma dönüştük” dedi.

Gulf Land Property Developers Genel Müdürü Bilal Hamadi “Tonino Lamborghini’nin tasarım konusundaki birikimi, yalnızca onun gibi bir yaratıcı liderle çalışarak elde edilebilecek yeni bir lüks, tasarım felsefesi ve üretim kalitesi düzeyi sunmamızı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

750 bin metrekarelik alanda yükselecek projede yer alacak dört binanın ikisi 6, ikisi 12 katlı olacak. Her binada iki otopark katı ve oda sayısı 1 ila 4 arasında değişen daireler bulunacak. Malzemelerden iç mekan tasarımına, donanımlardan mutfaklara kadar her öge Tonino Lamborghini’nin tasarım stüdyolarından temin edilirken, kalite ve detaylara verilen önemde yeni bir standart ortaya koyulacak. 

Gulf Land Property Developers Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Rami Shamma ise şunları söyledi: “Gulf Land olarak büyüme sürecindeyiz ve bu başarılı projeyle şirketimizi bir üst seviyeye taşıyacağız.”

Dubaide İtalyan yaşam tarzını sunacağız”

Tonino Lamborghini S.p.A.’nın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Tonino Lamborghini, “Gulf Land Property Developer gibi önde gelen bir şirketin Dubai’de yeni bir ikonik rezidans projesine imza atmasından mutluluk duyuyoruz. Gulf Land ekibiyle kimyalarımız tuttu ve sağlam bir bağ kurduk ki bu bizim için yüksek derecede uzmanlık ve profesyonelliğin yanı sıra, projenin başarısını sağlamanın anahtarıydı. 

Tonino Lamborghini yaşam tarzının temelini oluşturan İtalyan malzemelerini ve tasarımını Dubai’ye getiriyoruz. Önemli olan binanın üstüne markamızı yerleştirmek değil, bu yaşam tarzının temsilcisi olan iç mekan unsurlarını bir araya getirmek ve İtalyan yaşam tarzı deneyimini bina sakinlerine sunmak. İtalya’yı Dubai’ye getiremeyiz ama bu pazarda İtalyan yaşam tarzını sunabiliriz” dedi.

Kadıköy Belediyesi, Fener Köşkü Hamamı’nın Restorasyon Çalışmalarına Başladı

Kadıköy Belediyesi, Fenerbahçe Parkı’nda bulunan Osmanlı dönemine ait olduğu bilinen yaklaşık 600 yıllık Fener Köşkü Hamamı’nın restorasyonu için çalışmalara başladı. İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanan proje kapsamında tarihi hamamın yenilenmesi ve yeniden turizme kazandırılması hedefleniyor. 

Kadıköy; Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait birçok tarihi ve kültürel mirasa ev sahipliği yapan, İstanbul’un kültürel varlıklar bakımından en zengin ilçelerinden biri. Köşkleri, sarayları, çeşmeleri, hamamlarıyla yüzlerce yıllık tarihin izlerini taşıyan Kadıköy, aynı zamanda geçmişten bugüne bilim, sanat, spor, siyaset gibi birçok alanda öncü isimlerin ve kurumların da yaşadığı yer olarak biliniyor. 

Kadıköy Belediyesi de kentin kültürel ve tarihi mirasını koruyarak geleceğe taşımak için önemli bir projeye başladıklarını duyurdu. Belediye, 1. ve 2. derece doğal sit alanı statüsündeki Fenerbahçe Parkı’nda yer alan ve 15-16. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen Fener Köşkü Hamamı’nın restorasyonu için kolları sıvadı. Fenerbahçe Parkı’nın içinde bir bölümü ayakta olan tarihi hamamın, kaybolmaya yüz tutan bölümlerinin ortaya çıkarılması ve aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesi için çalışmalar başladı. Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı da kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldı.

İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanan proje kapsamında tarihi hamamın önce restütisyon çalışmaları tamamlanacak daha sonra ise restorasyon projesine geçilecek. Fener Köşkü Hamamı’nda başlatılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Kadıköy Belediyesi Ar-Ge biriminden Mimar Elif Öztürk, “Kadıköy Belediyesi olarak kültürel mirasın ve eski eserlerin korunmasıyla ilgili eylem planımız çerçevesinde restorasyon ve uygulama çalışmalarımız devam ediyor. Şu an Fenerbahçe Parkı’nda Fener Köşkü Hamamı’nın röleve, restütisyon ve restorasyon projelerini ve uygulamasını yapıyoruz. 5 numaralı Koruma Kurulu tarafından röleve projeleri onaylandı. Arkeolojik denetimlerle kazı çalışmaları yapılıyor. Kazı çalışmalarının ardından tekrar restorasyonu hazırlanarak uygulamasını yapmayı planlıyoruz” dedi.

Fener Köşkü Hamamı restütisyon ve restorasyon projesinin yürütücülerinden Mimar Didem Sunan da hamamın tarihi ve bugünkü çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi: “Burada Bizans döneminden beri imparatorların kulandığı saraylar ve yapılar olduğunu biliyoruz. İmparator Justinianus, burada eşi Theodora için yazlık bir saray yaptırıyor ve burada denize giriyorlar. Osmanlı Dönemi’nde de burada iki tane saray, bir tane hamam, bir tane bostancı neferleri koğuşu, bir mescit ve servis binaları olduğunu biliyoruz. 1963 yılında Sedat Hakkı Eldem burada bir kazı çalışması yapıyor. Onun hazırladığı bir restitüsyon planı var. Bu plana göre günlük kullanılan bir köşk mevcut burada. Hamam da bugün aslında ılıklık, bir halvet hücresi ve bir helâ olarak 4 hacim olarak ayakta. Ama aslında bu hamamın bir soyunmalık kısmı olduğunu biliyoruz. İşte esasında biz bu kazıyı o soyunmalık kısmını ortaya çıkarmak, onun tam izlerini bulmak üzere yapıyoruz”

Gayrimenkul Hizmetleri Mart’ta Yüzde 13 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı hizmet üretim endeksini açıkladı. Gayrimenkul hizmetleri yüzd 13,0 arttı.

Hizmet üretim endeksi 2024 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,8 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 6,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 1,8 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzd 15,0 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 13,0 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 7,4 arttı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 7,0 arttı.

Hizmet üretim endeksi aylık aynı kaldı

Hizmet üretim endeksi 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre aynı kaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 0,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 3,1 azaldı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 2,7 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 0,5 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 0,5 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 1,5 arttı.

Emlak Konut, Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi İçin 11 Milyar TL’lik Yatırım Yaptı


İstanbul’da yapılacak Yeni Fikirtepe Kentsel Dönüşüm projesine ilişkin Emlak Konut GYO’dan Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada, 1615 bağımsız bölüm için 11 milyar 514 milyon 186 bin 629 Türk lirası değerinde satın alma işlemi gerçekleştirildiği bildirildi.

Projenin geliştirme maliyetlerinin de Bakanlık tarafından karşılanacağının aktarıldığı açıklamada, şunları kaydedildi:

“Satın alma işlemi ekspertiz değerine göre gerçekleştirilmiş olup, Bakanlığımız tarafından elde edilen finansman geliri ile projenin daha hızlı tamamlanarak İstanbullulara sunulması hedeflenmektedir.

Kısa ve uzun vadede İstanbul’un konut ihtiyacına cevap verecek olan bu adımın aynı zamanda yatırımcı olarak Emlak Konut GYO’yu tercih eden vatandaşlarımıza ve hissedarlarımıza da kar sağlayacağı aşikardır.

Gerçekleştirdiğimiz bu satın alma süreci tüm hukuki şartları haiz ve Genel Müdürlüğümüzün sürdürülebilir karlılık hedefine uygun bir bakış açısıyla gerçekleştirilmiştir. 

Emlak Konut GYO olarak vatandaşlarımızın güvenli, enerji verimli, çevre dostu, sosyal donatılara sahip ve Sıfır Atık uyumlu hayat alanlarına kavuşması için dün olduğu gibi bugün ve yarın da kararlı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”

Emlak Konut GYO tarafından, Yeni Fikirtepe Kentsel Dönüşüm projesinin geliştirme maliyetlerinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca karşılanacağı belirtilerek, “Satın alma işlemi ekspertiz değerine göre gerçekleştirilmiş olup, Bakanlığımız tarafından elde edilen finansman geliriyle projenin daha hızlı tamamlanarak İstanbullulara sunulması hedeflenmektedir” ifadesi kullanıldı.

Masdaf, Türkiye’de Bir İlk Olan “f-connect” İle Four Essentials’a Damga Vurdu!

Masdaf, Dekogroup ve Taytech proje ortaklığıyla düzenlenen Four Essentials Engineering Meeting etkinliğinde Türkiye’de bir ilk olan “yangın pompalarında IOT uygulaması” projesinin ön lansmanını gerçekleştirdi.

Dekogroup ve Taytech proje ortaklığıyla düzenlenenFour Essentials Engineering Meeting 7 Mayıs’ta “Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı” ana temasıylaÇırağan Palace Kempinski’de gerçekleşti. Türkiye’nin ilk mühendislik toplantısı olma özelliği taşıyan etkinlik, mekanik tesisat ve inşaat sektörünün dört bileşeni olan; yatırımcı, tasarımcı, yüklenici ve tedarikçileri bir araya getirdi. 

Four Essentials’ın sponsorları arasında yer alan Masdaf, standında ağırladığı sektör profesyonelleri ile Türkiye’de bir ilk olan “yangın pompalarında IOT uygulaması” projesi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Şirket ayrıca etkinlik kapsamında düzenlenen Masdaf Özel Oturumu’nda da “yangın pompalarında IOT uygulaması” projesinin ön lansman sunumunu gerçekleştirdi. Masdaf Satış ve Pazarlama Direktörü Barış Geren, katıldığı oturumda şu bilgileri paylaştı: 

“Masdaf olarak, yüksek mühendislik kabiliyetimiz ve sektördeki tecrübelerimizle yarım asırdır pompa sektörüne öncülük ediyoruz. Binalarda, endüstride, altyapı uygulamalarında, ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerinde kullanılan pompa sistemlerimiz ile su kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde yönetiyoruz. Aynı zamanda binalarda ve endüstriyel tesislerdeki sulu yangın söndürme sistemlerinin basınçlandırılmasında kullanılan ve yangınla mücadelede etkili çözümler sunan yangın pompalarımızla da yangınların neden olduğu zararları minimuma indirmeyi hedefliyoruz. 

Bugüne kadar ürün gruplarımızda birçok ilke imza attık. Örneğin 2000’li yılların başında Türkiye’de ilk kez NFPA’ya uygun yangın pompa setleri üretimini gerçekleştirdik. 2009 yılında ise yine yangın pompalarında UL/FM standartlarına uygun üretim yapan dünyadaki 7’inci firma olduk. Bugün ise değerli ARGE ekimizin yüksek mühendislik kabiliyeti sayesinde yangın söndürme sistemlerinde emra amadelik konusunda en doğru sistemi kurguluyoruz. Bu sayede risk halinde sistemden beklenen performans ile gerçekleşen arasındaki farkı minimize etmeyi hedefliyoruz. Bildiğimiz üzere dünyanın en yüksek kalite standardı olan FM (Factory Mutual), yangın pompalarında ‘No More Risk’ konsepti sunuyor. Bu konseptte olası riskler; vandallık, otomatik start için hazır olmayan kurgu ( tesisat ve ekipman kaynaklı), basınç seviyelerinde ve saha sensörlerinde yanlış algılama, kontrol sistemlerinin fonksiyon dışı kalması şeklinde sıralanıyor. Büyük bir eforla ve dikkatle dizayn ettiğimiz sistemlerin bazen olması gerektiği gibi çalışamadığına şahit oluyoruz. Bunun nedeni ise çoğunlukla devreden çıkmış bir yangın pompasının yangın çıkana kadar hiç kontrol edilmemesi ve izlenmemesi oluyor. İşletmeler, gürültü ya da farklı bir sebeple test sistemini devreden çıkarabiliyorlar. Bu nedenle insanları ve diğer tüm canlıları, yaşam alanlarında meydana gelebilecek yangın felaketine karşı korumak için yangın pompalarının izlenmesi kritik önem taşıyor. Çünkü izleme imkânı eksiksiz müdahale avantajı sunuyor. Böylece pompa gurubunda karşılaşılacak yangın söndürme riski bertaraf ediliyor. Özellikle bu alarm hattı özel bir kurgu, yani Masdaf f-connect ile sağlanırsa yangından korunma konusunda başarılı sonuçlar almak kaçınılmaz oluyor. 

İlk Türk bulut tabanlı çözüm ‘Masdaf f-connect®’

Herhangi bir yangın pompası sistemini modernize edebilen ilk Türk bulut tabanlı çözüm olan Masdaf f-connect® ile müşterilerimizinihtiyaç duydukları her yerden sistemi 7/24 kontrol etmelerini sağlıyoruz. F-connect® de pompa kontrol panolarından alınan bilgiler değerlendiriliyor. Böylece sistemin uzaktan izlenmesi sayesinde acil durumlara hazırlıklı olmak mümkün hale geliyor.Ayrıca sistem karşılaşılan arızaları, raporluyor ve üründeki arızaları önleyici bakım faaliyetlerini planlıyor.

Kullanımı ve kurulumu kolay

Masdaf f-connect’i NFPA (National Protection Association) ve FM gibi global standartlara uygun olan sistemlerimize dahili ve harici olarak ekleyebiliyoruz. Tüm bilgileri, son kullanılcılara; email, SMS ve uygulama üzerinden eşsiz bir deneyim ile sunuyoruz. Masdaf f-connect’in kullanımı gibi kurulumu da çok kolay. Müşterilerimiz, pompaların ilk kurulumunda merkez servisimizin desteği ile f-connect sistemini hızlıca devreye alabilecekler.” dedi.

Kale Kilit, Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortakları Araştırması’nda Güvenlik Sistemleri Kategorisinde “B2B Excellence Ödülü”nü Kazandı

Türkiye’nin lider kilit ve silindir üreticisi Kale Kilit’in, güven ve kalite kavramları ile özdeşleşen yaklaşımı bir kez daha ödüllendirildi ve Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortakları Araştırması’nda güvenlik sistemleri kategorisinde “B2B Excellence Ödülü”nü kazandı. Marketing Türkiye ve Kuantum Araştırma tarafından gerçekleştirilen prestijli araştırma, Kale Kilit’in mükemmeliyetçi yaklaşımını ve iş ortaklarıyla olan güçlü ilişkilerini bir kez daha vurguladı. 

2.800 işletme oy kullandı

İstanbul Tahtakale’de 1953 yılında üretime başlayan, 1979 yılında ise Türkiye’nin ilk entegre kilit fabrikası yatırımını gerçekleştiren ve bugün 350’yi aşkın ürün çeşidiyle sektöründe ülkemizin ve ihracatın lideri konumunda olan Kale Kilit, yeni bir başarıya daha imza attı. 12 şehirde 2 bin 800 işletme ile yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleşen Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortağı araştırmasında Kale Kilit, “Güvenlik Sistemleri” kategorisinin lideri seçildi.

Araştırmada dereceye girenlerin ödülleri, ülkemizde pazarlama ve iş dünyasının nabzını tutan en önemli kurumlardan Marketing Türkiye tarafından geleneksel olarak düzenlenen ödül töreniyle 14 Mayıs’ta sahiplerini buldu. 

Bu ödül, Kale Kilit’in sürekli olarak sektördeki standartları belirleyen ve yenilikçi çözümler sunan yaklaşımının bir sonucu olarak görülebilir. Şirketin sektördeki liderliği, kaliteli ürün ve hizmetlerin yanı sıra müşteri memnuniyetine verdiği önemle de desteklenmektedir.

Kale Endüstri Holding Pazarlama Müdürü Serdar Kavramış, ödülle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu ödül, Kale Kilit ailesi olarak bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. Müşterilerimizin güvenliği ve memnuniyeti her zaman önceliğimiz olmuştur ve bu ödül, bu çabalarımızın tanınmasıdır. Bu ödülü ekiplerimizin yanı sıra tüm yetkili satıcılarımız ve iş ortaklarımız adına alıyoruz. İleri teknoloji ve müşteri odaklı yaklaşımımızla, Kale Kilit olarak sektörümüzde öncü olmaya devam edeceğiz. “

Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı Prosumer Expo 22-24 Mayıs’ta Ankara’da Gerçekleşecek

Sürdürülebilir teknolojiler ve yenilenebilir enerji çözümleri üzerine odaklı en önemli etkinliklerden olan Prosumer Expo Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı 22-24 Mayıs tarihlerinde ATO Congresium’da ilgililerle buluşacak.

Ankara’da ilk kez gerçekleşen ve bu yıl ikincisi yapılan Fuar, yenilenebilir enerji entegrasyonu, elektrikli araç şarj altyapısı ve sürdürülebilir şehir yaşamı konularında yenilikçi çözümler sunmayı amaçlıyor.

Yenilenebilir Enerji ve E-Mobilite Şarj Fuarı’nın ilk kez Başkent Ankara’da gerçekleşmesinin önemine vurgu yapan Prosumer Expo Genel Müdürü Hasan Tosun, Fuarın sektör profesyonellerini, teknoloji meraklılarını, politika yapıcıları ve devlet erkanını bir araya getireceğini belirterek şu bilgileri verdi:

“Fuar, önemli kurum ve kuruluşları bir araya getirirken; hızla gelişen yenilenebilir enerji ve elektrikli mobilite sektörlerindeki son trendler, teknolojiler ve politikalar hakkında bilgi alışverişinde bulunmaları için bir platform sunuyor. Fuar süresince katılımcılar çeşitli seminerler, panel tartışmaları ve ağ oluşturma fırsatları ile sektördeki yenilik ve son gelişmeleri keşfetme fırsatına da sahip olacaklar.”

22-24 Mayıs tarihleri arasında ATO Congresium’da gerçekleşecek Prosumer Expo’nun, enerji sektörü profesyonelleri, akademisyenler, hükümet yetkilileri, devlet erkanı yanı sıra sürdürülebilir teknolojilere ilgi duyan herkese açık olduğunu ifade eden Tosun, etkinliğin aynı zamanda çeşitli teknoloji sağlayıcılarına ve start-up’lara yeniliklerini sergileme ve iş birlikleri kurma imkanı tanıyacağını da sözlerine ekledi.

Küresel Asansör Endüstrisinin Aktörleri İstanbul’da Buluşuyor

Dünya asansör endüstrisinin önemli isimleri, Avrupa Asansör Birliği’nin (ELA – European Lift Association) Genel Kurul Toplantısı için İstanbul’da buluşacak. Sektörün ülkemizdeki çatı kuruluşu ve ELA’nın kategori-1 üyesi Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği’nin (AYSAD) ev sahipliğinde, 16-17 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek genel kurulda, Avrupalı asansörcüler, yeni yönetimlerini belirleyecek. ELA Genel Kurul Toplantısı ile eş zamanlı olarak, “Küresel Sürdürülebilirliğe Geçiş” konulu bir de konferans düzenlenecek. Etkinliğe, ELA ve AYSAD üyeleri ile bürokrasi ve iş dünyasından isimler katılacak. 

Asansör endüstrisinin 15 ülkeden 120’den fazla önemli ismi, Avrupa Asansör Birliği’nin (ELA) yeni yönetimini belirleyecek genel kurul toplantısı için İstanbul’da buluşuyor. Toplantıda, asansör dünyasının aktörleri, sektörün ana gündemlerini de konuşacak. Bu kapsamda “sürdürülebilirlik” ana temasıyla bir konferans düzenlenecek. “Sürdürülebilirlik nedir? Neden önemlidir?”, “Sürdürülebilirliğin asansör sektörüne etkisi”, “Sürdürülebilirlikte asansör sektörünün rolü ve katkısı” ile “Sürdürülebilirlikte geleceğin trendleri” konularının ele alınacağı konferans sonrasında konuklar, Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı sponsorluğunda gerçekleşecek Gala Yemeğinde bir araya gelecek. 

Fuar Direktörü Bozkurt; “Asansör İstanbul olarak, sektörün gelişimine katkı sunmaya devam edeceğiz”

“Avrupa Asansör Birliği ELA, genel kurulunu her yıl yeni bir ülke ve yeni bir şehirde gerçekleştiriyor. Bu önemli organizasyonun 2024 yılında kıtaları buluşturan İstanbul’da yapılmasından dolayı sektörümüz adına memnuniyet duyuyoruz” diyen Fuar Direktörü Seda Bozkurt, Asansör İstanbul olarak sektörün bu önemli etkinliğine katkı sağlıyor olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bozkurt, AYSAD ile işbirliği içerisinde, asansör endüstrisinin büyümesi, gelişmesi ve sektörün ilerlemesi için her türlü uluslararası etkinlikte yer alarak, desteklerine devam edeceklerini de vurguladı. 

Alanında dünyanın 1 numarası Uluslararası Asansör İstanbul, 2025 yılı Mayıs ayında asansör sektörünü buluşturacak.

İlk kez yeni tarihlerinde, 15-18 Mayıs 2025’te düzenlenecek Uluslararası Asansör İstanbul’un, TÜYAP Beylikdüzü’ndeki 19’uncu buluşması için tüm hazırlıklar da devam ediyor. Dünya asansör ve yürüyen merdiven endüstrisini, kıtalar arası ticaretin kesişme noktası İstanbul’da iki yılda bir buluşturan fuar, Informa Markets tarafından AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle gerçekleştiriliyor. ELA’nın da Başkan ve üst yönetim düzeyinde düzenli olarak takip ettiği fuara, 400’ün üzerinde katılımcı firma ile çoğunluğu doğrudan satın almacı 30 binden fazla profesyonel ziyaretçi bekleniyor. 

İnşaat Sektöründe Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 9,3 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜiK) Mart ayı ücretli çalışan verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektöründe bu sayı yüzde 9,3 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 839 bin 534 kişi iken, 2024 yılı Mart ayında 15 milyon 225 bin 128 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Mart ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,0 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 9,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,5 arttı.

Ücretli çalışan sayısı aylık yüzde 0,1 azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Mart ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,1 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

2024 Yılı İlk Üç Aylık Dönemde Türkiye’deki Yabancı Yatırımının Yüzde 43,8’i Vatandaşlık Hakkı İçin

EVA Gayrimenkul Değerleme’ye göre, 2024 ilk üç aylık dönem itibariyle yabancıların Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarının yüzde 43,8’i vatandaşlık edinimi oluşturdu. Geçen yılın aynı döneminde bu oran %18’di. Ülke genelindeki vatandaşlık edinimi için yabancı yatırımında İstanbul, Antalya ve Mersin ilk üçte yer alırken, Megakent İstanbul’daki yabancı yatırımlarında da Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir ilk üçte yer aldı.

EVA Gayrimenkul Değerleme, 2024 yılı ilk üç aylık dönemi itibariyle yabancıların vatandaşlık edinimi için Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarını inceledi. 2024 yılı ilk üç aylık döneminde yabancıların Türkiye’de yapılan 7 bin 37 adet gayrimenkul yatırımının yüzde 43,8’inin vatandaşlık edinimi için olduğu belirlendi. Yabancıların vatandaşlık edinimi için aldığı gayrimenkuller 3 bin 84 adet olurken, vatandaşlık için edinilen gayrimenkullerin adet bazında yüzde 74,1’inin İstanbul’dan edinildiği belirlendi. Vatandaşlık için alınan mülklerin %86,7’sinin  İstanbul, Antalya ve Mersin’den alındığı belirlendi.

Ülke bazında ilk üç Rusya Federasyonu, İran ve Çin 

Yabancıların 2024 yılı ilk üç aylık döneminde tüm gayrimenkul çeşitleri bazında vatandaşlık edinimi için Türkiye’de yaptıkları yatırımlara göre, ülke bazında ilk sırada Rusya Federasyonu yer aldı. Rusya Federasyonu’nu İran, Çin, Afganistan, Filistin, Irak, Pakistan, Sudan, Mıdır ve Amerika Birleşik Devletleri izledi. 

İstanbul ilk sırada 

Yabancıların, 2024 yılı ilk üç aylık dönemi itibariyle tüm gayrimenkul çeşitleri bazında vatandaşlık edinimi için gayrimenkul edinimlerinde en çok tercih ettiği il ise İstanbul oldu. İstanbul’u sırasıyla Antalya, Mersin, Yalova, Ankara, Kütahya, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Muğla takip etti. 

İstanbul’daki yatırımların yüzde 87,4’ü vatandaşlık edinimi için 

Megakent İstanbul’daki yabancı gayrimenkul yatırımı ise 2024 yılı ilk üç aylık dönemi itibariyle 2 bin 612 adet gerçekleşti. Bu yatırımın da, yüzde 87,4’ünün vatandaşlık başvurusu için edinilen gayrimenkullerden oluştuğu belirlendi. 2024 yılı ilk üç aylık döneminde yabancıların tüm gayrimenkul bazında vatandaşlık edinimi için İstanbul’daki yatırımlarında ise ilk sırayı İran aldı.  Bu ülkeyi Rusya Federasyonu, Irak, Çin, Filistin, Afganistan, Azerbaycan, Mıdır, Cezayir ve Suudi Arabistan takip etti.  Aynı dönemde yabancıların vatandaşlık edinimi için İstanbul’daki gayrimenkul yatırım tercihlerinde Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir ilçeleri ilk üçte yer aldı. Bu ilçeleri de sırası ile Küçükçekmece, Avcılar, Bağcılar, Büyükçekmece, Kağıthane, Şişli ve Sarıyer izledi.    

Emlakçılar İçin Mesleki Deneyim Koşulu Yıl Sonuna Kadar Kaldırıldı

Türkiye’de tüm emlakçılar için mesleki deneyim koşulu 2024 yılı yıl sonuna kadar kaldırıldı.

Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Bu karar kapsamında, değişikliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla taşınmaz ticaretine yönelik gelir veya kurumlar vergisi ya da meslek odası kaydı olan işletme ve sözleşmeli işletmelerce 31 Aralık’a kadar yapılan yetki belgesi başvurularında mesleki deneyim koşulu aranmayacak. Ayrıca, Bakanlık ilgili süreyi 6 aya kadar uzatmaya yetkili olacak.

Bakanlık tarafından yapılan açıklama çerçevesinde, emlak sektöründe kayıt dışı faaliyetlerin ve haksız rekabetin önlenmesi, adil, rekabetçi ve istikrarlı bir piyasa yapısının tesis edilmesi ve kaliteli hizmet sunumu sağlanarak tüketici mağduriyetlerinin engellenmesi suretiyle Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğin 2018’den bu tarafa yürürlükte olduğu hatırlatıldı.

Yapılan açıklama kapsamında, yönetmelikle, taşınmaz ticaretinin Bakanlık tarafından yetki belgesi alan işletmeler tarafından yapılması tahmin edildi fakat taşınmaz ticaretiyle iştigal eden emlak işletmelerinin, yetki belgesi alınması için gerekli diğer tüm şartları haiz olmalarına rağmen mesleki deneyim koşulunu sağlayamamaları sebebiyle, yetki belgesi temininde sorun yaşadıkları anlaşıldı.

Bu çerçevede, yaşanan sıkıntıların ortadan kaldırılması ve sektör beklentilerinin karşılanması amacıyla yönetmelik değişikliği ihtiyacı ortaya çıktı.

Mevzuat değişikliği, hem mesleki deneyim şartının karşılanabileceği emlak işletmesi bulma konusunda yaşanan güçlükler hem de mesleki deneyim şartının sektöre kattığı nitelikli iş gücüyle hizmet kalitesi hususları göz önünde tutularak, bir defaya mahsus mesleki deneyim şartı konusunda mağduriyet yaşayan sektör temsilcilerine getirilen istisnai bir düzenlemedir.” İfadelerine yer verildi.

Yapılan düzenlemeyle emlak piyasasında, özellikle yetki belgeli emlak işletmelerinin aleyhine sonuçlar ortaya çıkaran kayıt dışılığın ve haksız rekabetin yarattığı olumsuz durumların engellenmesinin amaçlandığı belirtilen açıklama kapsamında “İdari para cezasına maruz kalınmaması için halihazırda yetki belgesiz faaliyet gösteren emlak işletmelerinin söz konusu düzenlemeyle getirilen kolaylıktan faydalanarak en kısa sürede yetki belgesi temin etmeleri azami önem arz ediyor.”değerlendirilmesine yer verildi.

İlk Çeyrekte Yabancıların Gayrimenkule Doğrudan Yatırımı 796 Milyon Dolar Oldu

Türkiye’ye yılın ilk çeyreğinde toplam 1.5 milyar dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişi kaydedilirken; söz konusu tutar son üç yılın çeyreklik ortalamasına kıyasla yüzde 52’lik düşüşe işaret etti.

Türkiye’ye gelen Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi bu yılın ilk çeyreğinde 1,5 milyar dolar oldu.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Ödemeler Dengesi İstatistikleri’nin açıklanmasının ardından Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bülteni’ni yayımladı.

Buna göre, martta Türkiye’ye giren toplam UDY miktarı 336 milyon dolar olurken, 2024’ün ilk üç ayında bu rakam 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İlk çeyrekte gerçekleşen toplam UDY girişi içerisinde, yatırım sermayesi girişleriyle 1 milyar 218 milyon dolar ve yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla 796 milyon dolar değerinde UDY girişi kaydedildi.

EN FAZLA YATIRIM FİNANSAL FAALİYETLERE

Ocak-mart döneminde yatırım sermayesi girişlerinin toplam hacmi bir önceki çeyreğe ve geçmiş dönemlerin çeyreklik ortalamasına göre hacmen daha sınırlı olurken, sektörel kompozisyonda hizmet sektörü öne çıktı.

Yatırım sermayesi girişlerinin çoğunluğuna “finans ve sigorta faaliyetleri”, “toptan ve perakende ticaret” ile “madencilik ve taş ocakçılığı” sektörleri ev sahipliği yaptı. Finans sektöründeki 257 milyon dolarlık yatırım girişinin 249 milyon dolarını bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri haricinde kalan “diğer finansal hizmet faaliyetleri” çekti.

HOLLANDA İLK ÇEYREKTE BAŞI ÇEKTİ

İlk çeyrekte Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, yüzde 58’lik payla Türkiye’ye gelen yatırım sermayesi girişlerinin en büyük kaynağı olmaya devam etti.

Yatırım sermayesi girişleri ülke bazında incelendiğinde ise başı yüzde 25’lik payla Hollanda çekerken, onu yüzde 21 ile ABD, yüzde 12 ile Almanya izledi.

Kamuda Yüzde 75’i Tamamlanan Projelere Öncelik Verilecek

13 mayıs pazartesi günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendiren Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, bu durumda kamu projelerinde tasfiye hakkının müteahhitler için hayati önemde olduğunu söyledi.

TMB Başkanı Erdal Eren, değerlendirmelerinde şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanlığı’nın 2024-2026 dönemine ilişkin yatırım programı hazırlıkları ile ilgili yayımlanan genelgede; tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmayacağı belirtilmişti. Bu nedenle 2024 yılında müteahhitlerimiz yurt dışı faaliyetlerini ön plana almışlardır. Bugün açıklanan paket ile birlikte kamu projelerinde yüzde 75’i tamamlanan projelere öncelik verileceği belirtilmiş, ihalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin ise ilerlemesinin çok yavaş olacağı öngörülmektedir. Ayrıca hak ediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, ilerleme oranı yüzde 75’in altında olan projelerin sürdürülmesini önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu durumda, çok az ödenek ayrılacak bu projeleri devam ettirmek müteahhitlerine taşıyamayacakları kadar ağır maliyetler getirecektir. Bu nedenle kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesi, kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önemdedir. Aksi halde müteahhitlerimiz belirsiz bir süre ile belirsiz bir yükü üstlenmek durumunda kalacaklardır.”

Kafe ve Restoranların Dış Mekânlarında Sunulan Konfor Önemli Bir Tercih Kriteri

Birçok insan açık havada yemek yemeyi keyifli bir deneyim olarak görüyor. Bu nedenle kafe ve restoranların açık alanlarında oturma seçeneklerinin bulunması, mekânı daha cazip hale getiriyor. Ancak müşteriler için önemli bir tercih kriteri olan dış mekânlarda her mevsim yaz konforu sunmak pek kolay olmuyor. Üstelik ısıtıcı tercihinde profesyonel bir destek almayan işletmeler hem konfor şartlarını sağlayamıyor hem de enerji giderlerini yüzde 40’lara varan oranlarda artırıyor. 

Peki, cafe ve restoranların olmazsa olmazı olan dış mekânları, konforlu ve ekonomik bir şekilde ısıtmak için ne yapmak gerekiyor? İşte detaylar…

Baharın gelişiyle birlikte havalar ısınmaya başladı, ancak akşamüzeri serinleyen hava içimizi üşütmeye devam ediyor. İşletmelerinin açık alanlarında müşterilerine konfor sunmayı hedefleyen kafe ve restoranlar, akşamüzeri soğuyan havaya karşı çözümü dış mekân ısıtıcılarında buluyor. Ancak doğru seçilmeyen bir ısıtıcı ile konfor şartlarını sağlamak mümkün olmuyor. Üstelik akşam saatlerinde saatlerce çalışan ısıtıcılar işletmelerin enerji sarfiyatını da artırıyor.  

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, cafe ve restoranların dış mekânlarını konforlu ve ekonomik bir şekilde ısıtmak için yapılması gerekenleri paylaştı: 

Uzman desteği alınmalı

“Kafe ve restoran işletmecilerinin dış mekân ısıtmasında tasarruf ve konfor şartlarını sağlayabilmeleri için öncelikle uzman desteği almalarını tavsiye ediyoruz. Biz Çukurova Isı olarak, müşterilerimize, keşiften projelendirmeye, kurulumdan devreye almaya kadar anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Çünkü bu konu ciddi bir mühendislik çalışması gerekiyor. Isıtıcının; yerini, kapasitesini ve özelliklerini doğru bir şekilde belirlemediğiniz takdirde konfor ve tasarruf kriterlerini sağlamanız mümkün olmuyor. Unutmayalım ki konfor şartları, menü ve hizmet kalitesi kadar önemli bir tercih kriteri.

Yüzde 40 daha ekonomik ısıtmak mümkün

Çukurova Isı olarak, Goldsun serisi radyant ve elektrikli ısıtıcılarımız ile kafe ve restoranların açık alanlarını yüzde 40 daha ekonomik ısıtarak, işletmelerin enerji giderlerini düşürüyoruz. Böylece işletmelerin ısıtma giderleri, işletmecinin acebini yakan bir sorun olmaktan çıkıyor. Üstelik sistem 1 ila 3 yıl kadar kısa bir sürede kendini amorti ediyor.

Estetik ve kullanışlı bir tasarıma sahip olan Goldsun Elite seramik plakalı radyant ısıtıcılarımızın 3 kademeli yakma sistemi ile kafe ve restoranlarda istenen konfor şartlarını kolayca sağlıyoruz.

Dış kasası 600 derece sıcaklığa, ön yüzeyindeki ızgara ve ısı kalkanı ise 1000 derece sıcaklığa dayanıklı olarak geliştirilen Goldsun Elite serisi seramik plakalı radyant ısıtıcılarımız, açık alanlarda uzun yıllar güvenli bir şekilde çalışıyor.

Isı kayıplarını önlüyor

Piyasadaki birçok radyant ısıtıcıda bulunmayan reflektör ise Goldsun Elite’den yayılan enerjiyi, havaya değil, mekândaki müşterilere doğru yönlendirerek ısı kayıplarını önlüyor. Seramik plakaların önüne yerleştirilen ve saydam seramikten üretilen camlar ise karşıdan gelen rüzgâr akımlarını yüzde 100 kesiyor.

Yağmur altında sorunsuz çalışıyor

IP55 su ve toz koruma standartlarına uygun olarak ürettiğimiz Goldsun Supra Plus ve Goldsun Aqua serisi elektrikli ısıtıcılarımız da uzun yıllar açık alanlarda hatta yağmur altında sorunsuzca çalışıyor. Goldsun elektrikli ısıtıcılarımızın sahip olduğu yüksek yoğunluklu halojen ampul, harcadığı elektrik enerjisinin yüzde 99’unu ısıya dönüştürerek, standart rezistanslı elektrikli ısıtıcılara göre yüzde 40 daha verimli bir ısıtma sağlıyor.” dedi.

Açık Hava Odalarının En Şık ve Keyifli Rotası L’unica’dan 

“Hayat dışarıda” mottosuyla dış mekân dekorasyonuna güçlü stil dokunuşları katan L’unica, birbirinden şık ve özel oturma grubu koleksiyonuyla açık havada konforu yeniden tanımlıyor. Yeni yaşam formlarına uyum sağlayan detaylarıyla öne çıkan Koi, Joy ve Muo oturma grupları ile L’unica açık hava odalarında sevdiklerinizle bir araya gelip zaman geçirmenin en keyifli halini sunuyor.  

Koi, açık hava stilinde estetiği zirveye taşıyor

Konforu göz alıcı bir şıklıkla sunan Koi oturma grubu, yalın tasarım dili ve dingin detaylarıyla açık hava mekânlarında rahatlığın adresi olmaya hazırlanıyor. Geniş minderleri, ergonomik sırt tasarımı ile açık havanın tadını uzun saatler çıkarmak için gerekli tüm konforu sağlıyor. İç mekân ve dış mekân algısını yıkan oturma grubu, sınırları belirsizleştirerek estetiği en üst seviyeye taşıyor. 

Zıtlıkların uyumu Joy ile sahneleniyor

Ahşabın zarafeti ve birinci sınıf işçiliğin sanata dönüşme hikâyesi… Lunica imzalı Joy oturma grubu, şimdiden dış mekân odalarının yıldızı olmaya aday. Her detayında ayrı bir şıklık ve özenin kendini belli ettiği oturma grubunda, sofistike dokunuşlar öne çıkıyor. Zıt formlara ev sahipliği yapan Joy, yer yer yumuşak geçişlerle ahşabın sıcaklığını güçlendirirken yer yer de sert hatlarla iddiasını ortaya koyuyor. 

Muo ile geçirilen her an hatırlanmaya değer

Teak ağacı, siyah alüminyum ve antrasit rope örgü ile yaratılan kusursuz bir kompozisyon, göz alıcı detaylar ve açık havada konforu artıran fonksiyonel özellikler… Keyifli buluşmalar, uzun sohbetler, ailecek geçirilerek zamanlar, baş başa geçirilecek anlar ve çok daha fazlası Muo oturma grubu ile tek rotada buluşuyor. Rahatlığı, işlevselliği, yüksek tasarım anlayışıyla tüm beklentileri karşılayan oturma grubu, açık havada geçirilecek her anı hatırlanmaya değer kılıyor. 

Koi, Joy ve Muo Oturma Grubu koleksiyonlarına, L’unica‘nın Türkiye genelinde yer alan 20 farklı bayisinden ve İstanbul Levent’te bulunan showroom’undan ulaşmak mümkün.

Generali, Ekmek Teknem Sigortası ile İşletmelere Özel Çözümler Sunuyor

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ’ler), ekonomilerimizin bel kemiğini oluşturuyor. Yenilikçi fikirlerin kaynağı, istihdamın can damarı ve toplumsal kalkınmanın temel taşlarıdır. Ancak bu işletmeler sadece başarı hikayeleriyle değil, beraberinde getirdikleri risklerle de doludur. İşletme sahipleri, çalışanlar ve yatırımcılar için önemli bir statüde olan, Türk ekonomisini lokomotifi KOBİ’lerin sigortalanma oranları ise rekabet ülkelerin standartlarına oranla düşük seviyelerde kalıyor. 150 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, KOBİ’lerin sigortalanması noktasında önemli bilgileri kamuoyu ile paylaştı.

İşletmelerin geleceğini güvence altına alıyor 

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ’ler), ekonomilerimizin temel taşlarıdır. Ancak işletmeler bir dizi riskle karşı karşıyadır. Sigortalanma, beklenmedik durumlar karşısında işletmeleri korur ve sürdürülebilir büyüme için güven oluşturur. Yangın sigortası, iş yeri kapsamı ve iş kazası sigortası gibi çeşitli poliçeler işletmelerin güvende kalmasına yardımcı olur. Öte yandan sigortalanmış bir işletme, çalışanlarına ve yatırımcılara da güven verir. Özetle KOBİ’ler için sigortanın önemi, işletmelerin geleceğini güvence altına almak için kritiktir.

“Ekmek Teknem Sigortası” özel çözümler sunuyor 

Generali Sigorta, işletmelerin ihtiyaçlarına özel çözümler sunmaya devam ediyor. “Generali Ekmek Teknem Sigortası” işletmelerin belirli risklere karşı esnek bir şekilde korunmasını sağlayan birçok avantaj sunuyor. “Ekmek Teknem Sigortası”, işletmelerin bütçelerine uygun olarak seçilen teminatlarla özelleştirilebilir bir yapıya sahip. Bu da işletmelerin ihtiyaçlarına göre gereksiz teminatlar için ödeme yapma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Sunduğu geniş teminat paketleriyle iş yerlerinin faaliyetlerine uygun çözümler sunan bu sigorta, işletmelerin finansal güvenliğini sağlamak adına önemli bir araç haline geliyor.

Üç ana kategoride güvence sunuyor 

“Ekmek Teknem Sigortası”, temel koruma paketi, işletme sorumluluk paketi ve işletme koruma paketi olmak üzere üç ana kategoride sunuluyor. Temel koruma paketi, yangın, hırsızlık, su baskını gibi risklere karşı geniş kapsamlı koruma sağlarken, işletme sorumluluk paketi ise işletmenin üçüncü şahıslara karşı sorumluluk risklerini kapsıyor. İşletme koruma paketi ise işletmenin finansal devamlılığını sağlayarak işletme sahiplerini koruyor. Ayrıca, “Ekmek Teknem Sigortası”nın sunduğu diğer ek teminatlar ile poliçe kapsamı genişletilebiliyor. Elektronik cihaz hasarları, makina kırılma riskleri, taşınan paranın hırsızlığa uğrama riski gibi birçok farklı risk unsuru da sigorta kapsamına dahil edilebiliyor.

Egepen Deceuninck’ten Modern ve Fonksiyonel Sineklik

Sıcak havaların gelmesiyle birlikte sineklikler de kullanılmaya başlandı. Yaz aylarının keyfini çıkarırken, iç mekanları sineklerden korumak hem konfor hem de sağlık için oldukça önemli.. PVC profil sektöründe ilklerin öncüsü Egepen Deceuninck, pencerelerin rahatlıkla açılmasını sağlayan sineklik sistemleri ile güzel havanın tadını çıkarmaya yardımcı oluyor. 

Bahar ve yaz aylarında iç mekanların hava alması için camlar daha sık açılıyor ve yaşam alanlarının temiz oksijen alması sağlanıyor. Ancak, bu dönemde ortaya çıkan sinekler ve kanatlı böcekler perdelerden boşluk bularak mekanlara girebiliyor ve gün boyu rahatsızlık oluşturuyor. Türkiye’nin penceresi Egepen Deceuninck, sürme ve içe açılan sineklik sistemiyle yaşam alanlarını sineklerden korumak için etkili bir çözüm sağlıyor. 

Sineklerle mücadelede en zararsız çözümü sunan Egepen Deceuninck, modern tasarımıyla ön plana çıkıyor. İç ve dış mekanlara estetik bir dokunuş katan sineklikler; ahşap, alüminyum veya PVC üzerine rahatlıkla monte edilebiliyor. Her renk lamine alternatifi bulunan sineklikler, pencerenin her saatte rahatlıkla açılmasını sağlayarak yaşam alanlarındaki her anı daha keyifli ve huzurlu hale getiriyor.

Sürdürülebilir Mobilya Pazarı 6 Yılda Yüzde 60’a Yakın Büyüyecek

Farklı endüstriler tarafından doğal kaynakların kontrolsüz ve hızlı tüketimi sonucu oluşan çevresel sorunlar, iş dünyasının dönüşümüne kapı araladı. 10 yıldır her müşterisi için bir ağaç diken yerli mobilya markası, sürdürülebilir mobilyalarla doğaya verilen zararı azaltırken, ihracat yoluyla ülke ekonomisine de katkıda bulunuyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Kaynak Paneli tarafından hazırlanan BM Çevre Programı Küresel Kaynaklar Görünümü raporuna göre, küresel doğal kaynak tüketiminin 2060’a kadar %60 oranında artacağı tahmin edilirken, sürdürülebilirlik giderek kritik hale geliyor. İş liderlerinin dörtte üçü, değer zincirlerini karbondan arındırmak, yeni endüstriler ve iş modelleri yaratmayı önemli bir kaldıraç olarak görüyor. Buna karşın, şirketlerin yalnızca %14’ü 2024’te sürdürülebilirlik yatırımlarını artırmayı planlarken yerli mobilya markası Asortie Mobilya, sürdürülebilir mobilyalar üreterek doğaya verilen zararın önüne geçmeyi amaçlıyor.

Sürdürülebilir mobilyaları dünyanın birçok ülkesine ihraç ediyoruz”

50,44 milyar dolar değerinde olan sürdürülebilir mobilya pazarının 6 yılda %57,43 büyümesinin beklendiğini belirten Asortie Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, “Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimize entegre ediyoruz. Bu doğrultuda malzeme seçimi, atık azaltımı, doğal ürünlerin tercih edilmesi gibi unsurları göz önünde bulundurarak geri dönüştürülebilir mobilyalar üretiyoruz. Doğal kaynakların korunmasını ve çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik stratejileri önceliğimiz kabul ediyoruz. Teknoloji ve inovasyonla geleceğin antikaları arasında yer alacağına inandığımız sürdürülebilir mobilyalar üretiyor, bunları dünyanın birçok ülkesine ihraç ediyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Hammaddeleri doğadan elde edilen ağaç ve diğer ürünler olan mobilya sektöründe sürdürülebilirlik kavramı daha önem kazanıyor. Sürdürülebilir doğal mobilyalar, sadece evimizi güzelleştirmekle kalmıyor. Aynı zamanda doğayı koruma çabamıza da katkıda bulunuyor. Çevre dostu malzemelerin kullanıldığı, üretimde doğaya en az olumsuz etkisi olan enerjilerin tercih edildiği, çevreye saygılı üretim süreçlerinin uygulanması ile elde edilen mobilyalarla daha temiz ve organik bir dünyayı mümkün kılabiliriz. Gelecek nesillere bırakılacak sağlam, dayanıklı ve uzun ömürlü mobilyalar ile doğaya vereceğimiz zararı azaltabiliriz.”

10 yıldır müşterilerimiz adına ağaç dikiyoruz”

Benimsedikleri misyon ile birçok kez “Yılın En İyi Mobilya Markası” ödülünü alan Asortie Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, konuya dair açıklamalarına şunları ekledi: 

“Yaklaşık 10 yıl önce başlattığımız “Doğadan Aldığımızı Doğaya Geri Veriyoruz” kampanyası ile her bir müşterimiz için ağaç dikiyor ve bu konudaki hassasiyetimizden asla taviz vermiyoruz. TEMA ve ÇEKÜL gibi doğa dostu vakıflarla organize çalışırken, sürdürülebilir mobilya üretimi kavramı adeta kurum kültürü olarak benimsiyoruz.”

Beta Enerji Üretim ve Ciroyu Dörde Katlayacak

Uzun yıllardır araştırma- geliştirme ve inovasyona yatırım yapan, sektöründe verimli üretim süreci ve kaliteli çözümlere odaklanan Beta Enerji, başlattığı yatırım hamlesiyle vites artırıyor. 6 kıtada 62 ülkeye ihracat yapan şirket 130 milyon dolarlık yeni fabrika alanı ile üretimini katlayacak.

Türkiye’nin lider transformatör üreticilerinden Beta Enerji, 130 milyon dolarlık yeni fabrika yatırımı ile üretim alanını 65 bin metrekareden 165 bin metrekareye çıkartıyor. 2023’te yüzde 60 büyüme ile 90 milyon dolar ciro elde eden Beta Enerji, yeni fabrika ile 2026 sonunda cirosunu 310 milyon doların üzerine taşıyacak. 6 kıtada 62 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini, 2017 yılında bölgede kendi sektöründe ilk Ar-Ge Merkezi’ni kurduklarını kaydeden Beta Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Sabit Dağsuyu, hedeflerinin bir dünya markası olmak olduğunu söyledi.

“Enerji ve teknoloji şirketiyiz”

Uzun yıllardır araştırma-geliştirme ve inovasyona yaptıkları yatırımlarla, sektöründeki teknolojik yenilikleri yakından takip ederek enerji alanında verimli üretim süreci ve kaliteli çözümler sunduklarını aktaran Sabit Dağsuyu, “Elektrik-elektromekanik sektöründeki ihtisaslaşmış yapımızla, yağlı ve kuru tip dağıtım transformatörü, güç transformatörü ve özel sargılı transformatör alanında “uçtan uca üretim” yetkinliğine sahip bir enerji ve teknoloji markası olarak, yaklaşık yarım asırlık tecrübemizle başarı yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Enerji sektörünü hem yurt içinde hem de yurt dışında yakından takip ediyoruz. 2024 yılı ve sonrası için planladığımız yeni yatırımlar ile Beta Enerji’yi dünyada sektörün öncüsü yapma hedefindeyiz” diye konuştu.

“Sürdürülebilir bir kurumsal yönetim anlayışına sahibiz”

“Sıfır hata” ilkesi ile enerji sektörünün ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz ederek; çalışanlarını, müşterilerini ve çözüm ortaklarını memnun etme politikasıyla hareket ettiklerini ifade eden Beta Enerji Genel Müdürü ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Ünal, Beta Enerji’nin; Dağsuyu Ailesi’nin ikinci nesli Hakkı Mert Dağsuyu ve Yusuf Cenk Dağsuyu’nun yönetimde aktif olarak yer almasının ardından, kurumsal yönetim, kurum içi sürdürülebilirlik anlayışı ile iç ve dış pazarda sektörün öncü aktörlerinden biri haline geldiğini söyledi. Ünal, “Ülkemizdeki Ar-Ge yatırımlarına önem veren şirketlerden biri olarak kendi öz kaynaklarımız ile finanse ettiğimiz dikey girişimlerle, üretimin ve katma değerin yanında duruyor, sürdürülebilirlik adına yaptığımız yatırımlarla da yaşanabilir bir geleceğe katkı sağlıyoruz” dedi.

Çalışan sayısını 3 katına çıkaracak

2024 yılı için ihracatta başta Avrupa kıtası olmak üzere dolar bazında yüzde 50 civarında bir büyüme hedeflediklerini vurgulayan Ünal, konvansiyonel enerji kaynaklarından alternatif enerji kaynaklarına geçişle birlikte; enerji sektöründeki büyüme, elektrikli araçların yaşama entegrasyonu ve teknolojik gelişmelerin önemli fırsatlar sunduğunu kaydetti. Bu fırsatları değerlendirerek yeni pazarlara açılmak ve ürün portföyünü genişletmenin önemli planları arasında yer aldığını aktaran Ahmet Ünal, gelecek planlamaları arasında farklı iş modelleri de bulunduğunu ifade ederek “Ayrıca, enerji sektörüne olan talep artışı ile birlikte artan ürün çeşitliliğimiz ve yeni yatırımımızın tamamlanması ile 2026 yılının sonuna doğru mevcut çalışan sayımızı yaklaşık 3 katına çıkarmayı öngörüyoruz. Bu konuda ilk adımlarımızı atarak 2023 yılının sonunda yaklaşık 400 olan çalışan sayımızı, 2024 yılının ilk çeyreğinde 500 çalışana taşıdık” diye konuştu.

Sektöründe ilk Ar-Ge merkezini kurdu

Beta Enerji’nin sektör adına pek çok ilklere imza attığının altını çizen Ahmet Ünal, 2017 yılında bölgede dördüncü, kendi sektöründe ise ilk Ar-Ge merkezini kuran, yeşil enerji kapsamında uzun yıllardır GES çatı sistemleri ile kendi enerjisini kendi üreten, kurumsal karbon ayak izi standardı çerçevesinde, 2022 yılına ait karbon ayak izi raporlamasını tamamlayıp Almanya merkezli doğrulayıcı kuruluş (DAKKS) tarafından akrediteli olarak doğrulamasını yapan sektördeki ilk şirket olduklarını, ayrıca ürettikleri ürünleri 3 boyutlu teknolojilere taşıyarak bu alanda Türkiye’deki ilk sanal gerçeklik teknoloji kullanımına imza atan enerji firması olduklarını bildirdi. Uçtan uca enerji üretimini gerçekleştirmek amacıyla yüksek gerilim anahtarlama ürünlerine yaptıkları yatırımlarla birlikte transformatörden elektrikli araç şarj istasyonlarına kadar ürün gamını her geçen gün genişlettiklerini anlatan Ahmet Ünal, “Üretim bandımıza eklediğimiz her ürün çıktısı ile bu hedeflerimizi büyütmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “2026 için 310 milyon dolarlık ciro hedefimiz var” Beta Enerji’nin dağıtım transformatörlerinde yüzde 35’lik bir pazar payına sahip olduğunu ve yeni fabrika yatırımının tamamlanması ve kapasite artışı ile pazardan daha fazla pay almayı planladıklarını dile getiren Ahmet Ünal, enerjiyi dönüştürmede ve iletimde alternatifi olmayan transformatöre olan ihtiyacın; enerjiye olan talep arttıkça süreceğini vurguladı.

Türkiye’nin enerji sektöründe stratejik bir konuma sahip olduğunu ve önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Ahmet Ünal, enerji talebindeki sürekli artışın, yenilenebilir enerji projeleri, elektrikli araçların yaşama entegrasyonu ve altyapı yatırımları ile Türkiye’nin enerji sektöründeki önemini artırdığını, bu stratejik konumdan beslenerek yerel ve uluslararası pazarlarda rekabetçi bir konum elde etmeyi hedeflediklerini kaydetti. Beta Enerji’nin 2023 yılını yüzde 60 büyüyerek 90 milyon dolar ciro ile tamamladığını ifade eden Ahmet Ünal, yeni yatırımları ile birlikte her yıl yüzde 50’nin üzerinde büyüme ile 2026 yılı için 310 milyon dolar ciro hedefine odaklandıklarını duyurdu.

“Voltgo’nun yazılım ve donanımını mühendislerimiz gerçekleştirdi”

Beta Enerji’nin kurum içi dikey girişim modelinin en önemli örneklerinden birini de elektrikli araç şarj istasyonu markası Voltgo yatırımının oluşturduğunu aktaran Ahmet Ünal, Voltgo’nun yazılım ve donanım süreçlerinin tamamının kendi mühendislerince gerçekleştirildiğini bildirdi.

Ünal, “Enerji kullanımının sürdürülebilir dönüşümü birçok farklı sektörde olduğu gibi ulaşımda da kendini gösterdi. Elektrikli araçların günlük yaşamımıza hızlıca dahil olması yine aynı hızda elektrikli şarj istasyonu ihtiyacını da beraberinde getirdi. Voltgo yatırımımız tam olarak bu ihtiyaçlar doğrultusunda hayata geçti. EPDK lisansına sahip elektrikli şarj istasyonu markamız, bireysel ve kurumsal kullanımlar için DC, AC ve WallBox tipi şarj üniteleri üretiyor, ayrıca şarj istasyonu işletme lisansına ve haklarına da sahibiz” diye konuştu.

Kaynak: Dünya Gazetesi-Recep Şenyurt

TCMB, Menkul Kıymet Tesisine İlişkin Düzenlemeyi Yürürlükten Kaldırdı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyi yürürlükten kaldırdı.

TCMB’nin makroihtiyati çerçevede sadeleşmeye ilişkin duyurusunda, Merkez Bankası’nın, piyasa mekanizmasının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde makroihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam ettiği belirtildi.

Duyuruda, “6 Nisan 2024 tarihli basın duyurusunda, menkul kıymet tesisi düzenlemesine yönelik sadeleşme adımları duyurulmuş ve söz konusu düzenlemenin yakın zamanda sonlandırılmasının planlandığı açıklanmıştı. Resmi Gazete’de bugün yayımlanan tebliğ ile menkul kıymet tesisine ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır.” denildi.

TCMB’nin 6 Nisan’daki duyurusunda, menkul kıymet tesisine tabi yükümlülüklere uygulanan menkul kıymet tesis oranının yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürülmesine, kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin uygulamanın da sonlandırılmasına karar verildiği bildirilmişti.

Roca’dan Dar Banyo Alanları İçin Estetik ve İşlevsel Lavabo Tasarımları

Yaşam alanlarının en çok kullanılan yerlerinden biri olan banyoların tasarımı, hem işlevsellik hem de estetik açıdan büyük bir önem taşıyor. Özellikle yazlık evlerde bulunan misafir banyoları ve dar banyolarda rahat hareket edebilmek için daha küçük ürünler tercih etmek gerekiyor. Dünyanın lider banyo ürünleri üreticisi Roca, sade ve zamansız  tasarıma sahip yarım ayaklı ve tezgâh üstü lavabo seçenekleriyle küçük ve dar banyoların daha kullanışlı hale gelmesine yardımcı oluyor.  

Küçük ve dar banyo alanlarının tasarımı için göz önünde bulundurulması gereken en önemli faktör; alan tasarrufu oluyor. Banyolar için inovasyonu odağına alarak armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümler geliştiren Roca, zarif tasarımlara sahip lavaboları ile esnekliği ve şıklığı bir arada sunuyor. Özellikle tezgah üstü lavabo dolapları ile el yıkama alanıyla eşya saklama alanını aynı yerde tutarak yerden tasarruf edilmesine olanak tanıyan Roca, yarım ayaklı lavabolarının alt kısmındaki boşluğu sayesinde mekanın daha ferah bir görünüme sahip olmasını sağlıyor. 

Estetik ve işlevsellik bir arada

Alanı kısıtlı banyoları düzenlemek ve kullanışlı bir alan oluşturmak için küçük ve işlevsel  lavabolar seçmek gerekiyor. Bununla birlikte, düzenlenecek alan ne kadar küçük olursa olsun, kaliteli görünüm ve şık seçimler yapmak banyo alanının estetiği için büyük bir önem taşıyor.  Dar alanda maksimum ferahlık sağlamak için tasarlanan Roca Inspira serisi, 370 milimetre genişliği ve 5 milimetre kalınlığı ile dar banyo alanlarını daha verimli hale dönüştürüyor. Yuvarlak, oval ve kare modelleriyle geleneksel lavabolara göre daha geniş bir alan oluşturan İnspira serisi, modern ve şık bir görünüm sunuyor. 

Dar banyo alanları için şık bir lavabo alternatifi ise  Brezilyalı ünlü mimar Ruy Ohtake imzasını taşıyan Ruy Ohtake serisi, dalgaların kıvrımları ve ufuk çizgisi gibi formlardan ilham alan modelleri ile özellikle modern ve farklılığa açık olanlar için ideal bir alternatif oluyor. Ayrıca, ultra ince kenarları ve sadece 3 milimetre kalınlığıyla alan tasarrufu sağlıyor. 

Zarif ve fonksiyonel bir tasarımı ile küçük banyolar için mükemmel bir seçenek olarak öne çıkan The Gap koleksiyonu, 320 milimetrelik derinliğiyle, mekânı verimli bir şekilde kullanmanızı sağlıyor. Tezgâh üstü lavaboları ile banyo mobilyaları arasında mükemmel bir uyum sağlayan koleksiyon, şık bir görünüm oluşturuyor. 

Kamu Projelerinde Tasfiye Hakkı Müteahhitler İçin Hayati Önemde

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendirdi.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, “Açıklanan paket ile birlikte kamu projelerinde yüzde 75’i tamamlanan projelere öncelik verileceği belirtilmiştir. İhalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin ise ilerlemesinin çok yavaş olacağı öngörülmektedir. Ayrıca hak ediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, devam eden projelerin ilerlemesini önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu nedenle kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesi, kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önemdedir.” dedi.

Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden biri olan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni değerlendirdi.

Açıklanan paket ile birlikte şartsız tasfiye hakkının Anadolu’nun dört bir yanındaki binlerce müteahhit için hayati hale geldiğini vurgulayan TMB Başkanı Eren, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı’nın 2024-2026 dönemine ilişkin yatırım programı hazırlıkları ile ilgili yayımlanan genelgede; tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmayacağı belirtilmişti. Bu nedenle 2024 yılında müteahhitlerimiz yurt dışı faaliyetlerini ön plana almışlardır. Bugün açıklanan paket ile birlikte kamu projelerinde yüzde 75’i tamamlanan projelere öncelik verileceği belirtilmiş, ihalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin ise ilerlemesinin çok yavaş olacağı öngörülmektedir. Ayrıca hak ediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, ilerleme oranı yüzde 75’in altında olan projelerin sürdürülmesini önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu durumda, çok az ödenek ayrılacak bu projeleri devam ettirmek müteahhitlerine taşıyamayacakları kadar ağır maliyetler getirecektir. Bu nedenle kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesi, kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önemdedir. Aksi halde müteahhitlerimiz belirsiz bir süre ile belirsiz bir yükü üstlenmek durumunda kalacaklardır.”

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi Açıklandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ni kamuoyuyla paylaştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Kamunun tasarruf yapması, verimliliği artırması, daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, daha az cari açığa yol açacaktır.” dedi.

Yılmaz, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz”

“Hazırlıkları son aşamaya gelen genelge taslağı bu hafta içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak”

“Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini bekliyoruz”

“Bakan Şimşek: Deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl durduruyoruz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Ambulans, savunma ve güvenlik gibi alanlardaki zorunlu ihtiyaçlar hariç, kamuda yeni araç satın almayı ve kiralamayı 3 yıl durduruyoruz.” dedi.

Bakan Şimşek, “Deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl durduruyoruz. Yeni bina kiralanmasına izin vermeyeceğiz, mevcut kiralamaları da peyderpey sonlandıracağız.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, “Kamu çalışanlarının yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getiriyoruz. Sadece bir yerden yönetim kurulu ücreti alınabilecek, ücretlere üst sınır getireceğiz.” açıklamasını yaptı.

Bakan Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Deprem ve zorunlu harcamalar hariç, mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde ise yüzde 15 oranında kesinti yapacağız.”

Şimşek, “Önümüzdeki dönemde kamu ihale reformu, KİT’lerde yönetişim reformu, vergide adalet ve etkinlik, kayıt dışılıkla mücadele gibi alanlarda çalışmalarımızı tamamlayacağız.” dedi.

Türkiye ekonomisindeki kalkınmanın sürdürülebilir olması için kamu alanında bir dizi tasarruf önlemi alındı. Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımlarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklandı.

Başarılı olan para ve mali politikaları pekiştirici nitelikte olan yeni düzenlemeler kapsamında kamuya araç alımları 3 yıl süreyle durdurulacak. Kamu personelinin servisleri sözleşme bitiminde sonlandırılacak. Kamu tesisleri ekonomiye kazandırılacak. Kamuya yeni istihdam sadece emekli olanların yerine gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı  Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:

Yaklaşık 65 yıldır ülkemizde tasarruf genelgeleri ile kamu harcamalarında kontrol sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde,  Cumhurbaşkanımızın başkanlığını yaptığı hükumetler döneminde ise değişik zamanlarda on adet genelge yürürlüğe konmuştur. En sonuncusu 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan bu genelgeler ile kamu harcamaları belli kurallara bağlanmıştır.

Son dönemlerde yaşanan gelişmeler bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

16 Nisan Kabine Toplantısı akabinde  Cumhurbaşkanımız Orta Vadeli Programımızın güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade etmişlerdir.

6 Mayıs Kabine Toplantısı akabinde “Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurtdışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda” tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişlerdir.

7 Mayıs tarihinde sosyal medya kanalıyla yaptıkları paylaşımda ise “bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken, diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek, daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz” ifadelerini kullanmışlardır.

Birazdan sunulacak olan çalışmamız ilgili tüm kurumlarımızın katkısı sonucunda bu talimatın tekemmül ettirilmesi ile oluşturulmuştur.

Tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptığımız bu güncellemede iki önemli gelişme etkili olmuştur.

Birincisi geçen yıl yaşadığımız tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacımız, ikincisi pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyon ile ülkemizin kararlı bir şekilde mücadele etme iradesidir.

Bugün sunduğumuz paket tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketler ile birlikte anlam ifade etmektedir.

Kamuda tasarruf programımız ile sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketim ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz.

Geçen yıl yaşadığımız depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyeti 104 milyar doları bulmuştur. Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar TL’dir.

2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar TL olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte, önümüzdeki yıl da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki açıktır.

Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine gerilemektedir.

Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır.

Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilediğimiz bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikamızı yansıtmaktadır.

Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz canlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyor, bu zorlu süreçte depremzede kardeşlerimizin yanında olan kamu, özel kesim ve sivil toplumdan her bir kişi ve kuruluşa teşekkür ediyorum.

Ortaya koyduğumuz yeni paketimiz bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken, diğer yandan halkımızın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttüğümüz kararlı mücadeleye katkı sunmaktadır.

Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşımaktadır. Orta Vadeli Programımız da bu temel çerçeve ile şekillendirilmiştir.

Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırması daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranımızın artmasına ve daha az cari açığa yol açacaktır. Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır.

Orta vadeli programınızın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız.

Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır.

Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Geçen yıl milli gelire oranla yüzde 6,4 olarak tahmin edilen bütçe açığı, yıl sonunda yüzde 5,2 olarak gerçekleşmişti. Bu yıl sonunda da benzer bir oranda iyileşmeyi hedefliyoruz. Harcama disiplininin yanı sıra, tahsilat oranlarını artırma ve kayıt dışılıkla daha etkin mücadele gibi yöntemlerle, kamu gelirlerinde sağlayacağımız iyileşme de bu hedefimize katkıda bulunacaktır.

Bugün sunulacak olan tasarruf ve verimlilik paketi geçmişten bazı farklılıklar da arz etmektedir.

Geçmişten çıkardığımız derslerle bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemi ile hayata geçireceğiz. Ayrıca hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz.

Bugün ilan edilen programın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olmak üzere iki ayaklı bir çalışma yürütülmektedir. Kanun gerektirmeyen hususlar konusunda hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan Genelge taslağı kısa bir süre içinde (bu hafta) Sn. Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacaktır.

Kanun gerektiren hususlarda ise grubumuz ile yürütülmekte olan hazırlıklar Meclisimizin takdirine arz edilecektir.

Yapılacak idari düzenlemeler tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak bir anlayış içinde hazırlanmıştır. Genelgemizde tek istisna, konumu gereği TBMM olacaktır. Bu konuda Meclis Başkanımız kendi uhdesinde benzer bir çalışma yürüttüğünü ifade etmişlerdi.

Yaptığımız görüşmelerde Meclisimiz tarafından alınan önlemlerin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını da öğrenmiş bulunuyoruz. Kendilerine bu anlamlı tutumları için şükranlarımızı sunuyorum.

Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.

Son olarak tüm bu çalışmalara vizyonu ve güçlü siyasi iradesi ile yön veren Sn. Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyorum.

Çalışmalarda titiz bir hazırlık yürüten Maliye ve Hazine Bakanımız Sn Mehmet Şimşek ve ekibine, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına teşekkür ediyorum.

Çeşitli istişare ortamlarında fikirleriyle katkıda bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara, işveren ve çalışan kesimi temsil eden meslek kuruluşlarına ve sivil toplum kurumlarına ayrıca teşekkür ediyorum.

Tasarruf ve verimlilik paketinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını, 85 milyon için olumlu sonuçlar doğurmasını diliyorum.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları şöyle:

En önemli önceliğimiz hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak. Enflasyonu düşük tek hanelere düşürmek. Refah için de düşük haneli enflasyon olmazsa olmazdır. Fiyat istikrarı bunun en önemli bileşenidir. Para politikası, gelirler, yapısal reformlar uyum içerisinde yürütülüyor. MB enflasyonu düşürmek için para politikasında sıkılaştırma dahil kendi alanındaki tedbirleri alıyor.

Deprem yaralarını sardığımız dönemde harcamaları disiplin altına alıyoruz. Tabi ki bugüne kadar tasarruf yapılmadı değil. Geçen sene aldığımız tedbirlerle bütçe açığını tedbir alınmasaydı 9-10’lara çıkacak açığı yüzde 5 gibi daha makul düzeye çekebildik. AK Parti hükümetlerinin en önemli özelliklerinden biri mali disiplindir. 20 yıllık performansa baktığınız zaman mali disiplinin AK Parti’nin önemli özelliği olduğu ortaya çıkacaktır.

Bu açıklayacağımız ilk paket değil son paket de olmayacak. Bugünkü tedbir setini geçmişteki uygulamalardan farklı kılan 3 husus var. Birincisi OVP’ye uygun olarak kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz. İkinci olarak, çok güçlü izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. Tedbirler tüm kamuyu kapsayacak şekilde uygulanacaktır. Merkezi, mahalli, kamu iktisadi teşebbüsleri tedbir paketinin kapsamındadır.

Mali disiplin niye önemlidir? Kalıcı fiyat istikrarı için önemli destek mekanizması olarak görüyoruz. Burada doğal afetlere kaynak ayırmak sadece bugün yaralarını sarmaya çalıştığımız deprem felaketi için değil, gelecekte olacak afetler için de mali alanımızın olması lazım.

Düşük risk primiyle uluslararası piyasalardan uygun maliyetli borçlanmak için mali disiplin gereklidir. Borçlanma demek gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek. Burada bizim yaklaşımımız mali disiplini sağlayarak dengeleri sağlamlaştırmak istiyoruz. Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyona destek vereceğiz. Kamu maliyesi alanında önümüzdeki dönemde birçok alanda reform yapacağız ve sizlerle paylaşacağız.

“YENİ ARAÇ SATIN ALMA VE KİRALAMAYI 3 YIL SÜREYLE DURDURUYORUZ”

Harcama tedbirlerimizin üç tane temel ekseni var. Kamuda tasarruf, bütçe harcamalarında disiplin, kamu yatırımlarında verimliliktir. Burada kamu tasarruf alanlarına baktığımız zaman 8 öncelikli alana yoğunlaşıyoruz. İlk başlığımız kamuda taşıtlar konusudur. Taşıt alanında kamu filo yönetim sisteminde taşıt sayısı ve kullanım standartlarını belirledik. Bu sistem taşıt edinim, kullanım ve tasfiye süreçlerini bütüncül anlayışla sağlayacak. Plaka bazlı olarak taşıtlarla ilgili süreci takip edeceğiz. Yaşı, kilometresi ve kullanımını izleyeceğiz. Veri girişi sisteme başladı. Bu sistemle hedefimiz, ilerleyen aşamada taşıtların ortak havuzda toplanarak kurumlar arası kullanıma zemin hazırlanmasıdır.

Yeni araç satın alma ve kiralamayı 3 yıl süreyle durduruyoruz. Mevcut taşıt kiralama sözleşmeleri izin alınmadan yenilenmeyecek.

Bütçe dışı kaynaklardan taşıt kullanımını da çok sıkı kural ve izne tabi tutuyoruz. Yabancı menşeli araç kullanımını sonlandırıyoruz. Mevcutların sözleşmelerinin sona ermesi gerekecek.

KAMU PERSONELİNİN SERVİSİ KALKACAK

İhtiyaç fazlası olan ekonomik ömrünü tamamlamış olan taşıtları tasfiye edeceğiz. Savunma ve güvenlik hariç kamuda personel servis hizmetini sözleşme bitiminde sonlandırmayı hedefliyoruz.

“LOJMAN KİRALARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK”

Yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl süreyle durduruyoruz. Yeni bina kiralanmasına izin vermeyeceğiz, mevcut kiralamaları sonlandıracağız. Yeni lojman ve sosyal tesis alımı, yapımı ve kiralanmasını süresiz olarak kaldırıyoruz. Mevcut sosyal tesisleri ekonomiye kazandıracağız. Lojman kiralarını ve sosyal tesis ücretlerini rayiç bedelleri dikkate alarak gözden geçireceğiz.

3 YIL BOYUNCA KAMUYA PERSONEL ALINMAYACAK

Kamu istihdamında birinci husus 3 yıl boyunca emekli olanlar kadar yeni personel istihdamı sağlayacağız. Açıktan atama izinleri bütçe kanununda belirlenecek. Destek personel sayısını belli bir program dahilinde azaltmayı hedefliyoruz.

Kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getiriyoruz. Mevcut mevzuata göre sadece bir yerden YK ücreti alıyor. YK ücretlerine üst sınır getireceğiz. Bütün bu hususlar yasal düzenleme gerektiriyor, Meclis’in takdirinde olan hususlardır.

İdari yapılanmada etkinliği esas alacak kapsamlı çalışmayı başlatıyoruz. Kamuda yeni kurumlar kurulmasının önüne geçilecek, mükerrer yapılanmaları önleyeceğiz.

Birçok ilimizde HMB’nin defterdarlık ve vergi daireleri var. Etkinlik için bu ikisini birleştireceğiz ve milletimize daha iyi hizmet sunacağız. İki birimi birleştireceğiz.

Hizmet içi eğitimler kamu tesislerinde yapılacak. Yurt dışı geçici görev harcamalarını sınırlandırıyoruz. Bu kaleme başka ödeneklerden aktarım yapılamayacak.

Ajanda, takvim, plaket, eşantiyon türü hediyelerin verilmesi yasaklanacak.

Enerji ve atık yönetimi önemli bir alan. Enerjide dışa bağımlılığımızın olduğu malum. Kamuda enerji verimliliğini artıracağız.

Haberleşme ve iletişim giderlerinde dijitalleşme yoluyla tasarrufa gidiyoruz. Elektronik yazışmaya geçişi yaygınlaştırıyoruz. Kurumsal arşivleri elektronik ortama taşıyoruz.

İlk olarak 2024 yılı temsil ve tanıtma ödeneklerinde yüzde 25 kesinti yapıyoruz. Devam eden yıllarda kesintili ödeneği baz alacağız. Uluslararası bayramlar hariç gezi ve kokteyl düzenlenemeyecek. Zorunlu haller hariç mobilya, ofis donanımı gibi demirbaş alımlarını 3 yıl süreyle durduruyoruz. Makine ve teçhizatlar ekonomik ömrünü tamamlamadan elden çıkarılamayacak. Kamu alımlarını DMO yapacak.

Bu sene için deprem ve zorunlu harcamalar hariç mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesintiye gidiyoruz. Tek seferlik gelirlere dayalı kalıcı harcama yatırımı yapılamayacak. Bu sene hiçbir bakanlık ödeneklerini bu çerçevede aşamayacak. Biz kendilerine ilave ödenek vermeyeceğiz.

2024 yılında bütçedeki bütün harcama alanlarını gözden geçireceğiz. Verimsiz olanları sonlandıracağız.

Kamu yatırımlarında da önceliklendirmeye gidiyoruz. Yatırım ödeneklerindeki yüzde 15’lik kesintiyi öncelikli alanlara kanalize edeceğiz. Fiziki ilerlemesi yüzde 75’e ulaşan yatırım projelerini, Kahramanmaraş ve Hatay depremi sonrası planlanan projeleri önceliklendireceğiz. Zorunlu haller dışında yeni proje almayacağız.

Tedbirleri almak yetmiyor. Sistem geliştirdik. Kamu idarelerinin tasarruf tedbirlerine uyum konusunda veri girişi ve raporlama yapması gerekiyor. HMB ise süreci izleyip takip edecek. Burada tabi ki tasarruf tedbirlerine istisnasız tüm kamu idarelerimiz uymak zorundadır.

Tasarruf genelgesine aykırılık tespit edilirse idari yaptırım ve para cezası uygulanabilecek.

Kamu maliyesi alanında paylaştığımız ilk paketimizdir. Tedbirlerin bir kısmı kanun gerektiriyor. İdari düzenleme olacak.

İpotekli Konut Satışları 27 Bin 622’ye Geriledi

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “2024 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 azalışla 27 bin 622’ye geriledi. Bu dönemdeki ipotekli satışların ise sadece 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti” dedi.

2024 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 azalışla 27 bin 622’ye geriledi. Bu dönemdeki ipotekli satışların ise sadece 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti. Konut satışlarındaki bu düşüşün özellikle proje satışlarında çeşitli vadelerde senetli satışlara döndüğüne dikkat çeken Özelmacıklı “Günümüzde inşaatı tamamlanan bazı projelerde yüzde 50 gibi peşinatlarla, kalan tutarın 2-3 yıla kadar vade yapıldığı örnekler görüyoruz. Sabit taksit ile yapılan bu vadelendirmeler, alıcılar için çok cazip fırsatlar sunuyor. İnşaat maliyet endeksinin yıllık bazda yaklaşık yüzde 70 arttığını da dikkate alırsak, sabit ödeme önemli bir avantaj diyebiliriz. Özellikle de bu dairelerden bitmiş ve teslime hazır olanların hemen kiraya verilebilmesi de mümkün. Faizde beklemek yerine bitmiş projelerde konuta yönelmek bu dönem için iyi bir yatırım fırsatı sunuyor” dedi.

Konut Kredisi Faizleri Zirvede

Konut kredilerinde aylık faiz oranının yüzde 3 seviyelerinin üstüne, yıllık bileşik faizde de yüzde 44 seviyelerine yaklaştığına değinen Özelmacıklı, “Örneğin bugün aylık yüzde 3,1 üzerinden 1 milyon TL, 120 ay vade ile kredi çekilse aylık taksit ödemeleri 31 bin 815 TL seviyelerinde oluyor. Lakin bu seviyeler yüksek görünse de artan enflasyonda rakamların hızla gerilediği de unutulmamalı. Hatta kredi faiz oranları düştüğünde yapılandırma ile daha düşük seviyelerde tekrar borçlanmak mümkün olabiliyor. Yeni projelendirilen veya inşaatları devam eden projelerde de her geçen gün maliyetler artıyor. Özellikle kredi faizlerinin yükselmesi sektörde ciddi bir nakit akışı sıkıntısına sebep oluyor” şeklinde konuştu.

Yabancılara Konut Satışına Gayrimenkul Sektörünün İhtiyacı Var

Özellikle kredi imkanlarının kısıtlandığı bu dönemde inşaat sektörünün yabancılara konut satışına ihtiyaç duyduğunu ifade eden Özelmacıklı, “Yabancılara konut satışında önemli bir düşüş görüyoruz. Özellikle TÜİK istatistiklerinde ilk çeyrek rakamlarına baktığımızda geçen yılın aynı dönemine göre konut satışları yüzde 48 azaldı. Konut satışları içinde yabancılara yapılan satışların payı ise sadece yüzde 2 seviyesinde. AB ortalamasının yüzde 8’in üstünde olduğu bir global pazarda payımız her geçen gün azalıyor. Ülkemizde döviz yatırımlarının neredeyse yarısı gayrimenkul sektöründen geliyor. Hem döviz ihtiyacı için hem de inşaat firmalarının nakit akışları için yabancıya satışa ihtiyacımız var. Uluslararası gayrimenkul yatırımcısı ile göçmenlerin karıştırılmaması gerekiyor. Bu başlıkların siyaset gündeminde çıkartılması lazım. Ülkemize döviz girişi sağlamak milli bir sorumluluktur. Vatandaşlık programları dışında Altın Vize gibi yenilikçi programlara ihtiyacımız var. Gün geçtikçe rakip ülkeler yatırım kolaylıkları ile öne çıkıyor. Hatta ülkemizden bazı vatandaşımız bile yurtdışından gayrimenkul yatırımlarına yöneliyor” dedi.

İnşaat Sektörü Ciro Endeksi Yüzde 130 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerinin Mart ayı ciro endeksini açıkladı. Toplam ciro yüzde 84 arttı.

Toplam Ciro Aylık Yüzde 4,7 Arttı

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2024 yılı Mart ayında aylık yüzde 4,7 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Mart ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 3,4 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 11,4 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 4,7 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 4,1 arttı.

Kontrolmatik Teknoloji ve Pomega, Siemens Çözümleriyle Operasyonlarını Standartlaştıracak bir ‘Mühendislik İttifakı’ Kuruyor

Batarya ve sürdürülebilir enerji çözümleri pazarı hızla büyüyor. Ulaşım ve enerji sistemlerinde karbonsuzlaşmayı sağlayacak bataryalar için en üst seviyede sürdürülebilir bir değer zincirine duyulan ihtiyaç da aynı paralelde artıyor. Siemens bu amaçla, sistem entegrasyonu, enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı alanlarında küresel bir EPC lideri olan Kontrolmatik Technology ve Kontrolmatik iştiraklerinden Pomega Energy Storage Technologies ile yeni bir iş birliğine imza atıyor. Üç şirket arasında kurulan bu iş birliği, daha sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişi sağlamak için sürdürülebilir bir küresel batarya ekosistemi oluşturmaya odaklanacak. Bu iş birliğiyle, Pomega Energy Storage Technologies Amerika ve Kontrolmatik Amerika, Kuzey Amerika’daki enerji depolama operasyonlarını hızlandırmış olacak. 

Konuyla ilgili olarak konuşan Pomega Enerji Depolama Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Saim Hacıağaoğlu şunları kaydetti: “Siemens ile yaptığımız iş birliği, Kontrolmatik’e Siemens ile mühendislik, entegratör ve yazılım ortağı olarak kendini kanıtlama fırsatı sağlayacak. Bunun karşılığında biz de Kontrolmatik/Pomega olarak Siemens otomasyon ekipmanı ve yazılım çözümlerinin standartlaştırılmasına yardımcı olacağız. Kontrolmatik ve Pomega olarak bizi her zaman en son teknolojinin en ön saflarında tutacak fırsatlar arıyoruz ve Siemens ile çalışmak da bu yöndeki başarımızın devamını sağlayacak.”

Söz konusu iş birliği, her üç şirketin de küresel erişimini genişletirken sürdürülebilir enerji depolama alanındaki çabalarına da önemli katkılar sağlayacak. Siemens, tedarik zincirinden geri dönüşüme ve yeniden kullanıma kadar uçtan uca teknolojisiyle ABD’de pil üretimini artırmaya yardımcı olmaya devam ederken, bu amaçla çalışacağı güçlü endüstri ortaklarıyla iş birliği yapmayı arzu ediyor. Kontrolmatik ve Pomega, özellikle Pomega’nın Türkiye’deki ilk LFP batarya fabrikasında Siemens çözümlerinin kullanımını tam ve sürekli destekle optimize ederek standartlaştıracak.

İş birliği hakkında bir açıklama yapan Siemens’ten Jefi Bardavit de şunları kaydetti: “Siemens, Kontrolmatik ve Pomega arasındaki bu heyecan verici iş birliğinden duyduğum coşku ve iyimserliği ifade etmek istiyorum. Bu alanda küresel bir ittifak kurma ihtimali gerçekten ilham verici ve bu aynı zamanda ortaklığımızda yenilikçilik, verimlilik ve en son teknolojiye olan bağlılığı simgeleyen önemli bir kilometre taşına işaret ediyor. Siemens, Kontrolmatik ve Pomega arasındaki sinerji, endüstri standartlarını yeniden tanımlamaya ve dönüştürücü çözümler yaratmaya hazırlanıyor. Hizmet verdiğimiz alanlarda çığır açan gelişmelerin önünü birlikte açıyoruz. Ortak değerlerimiz ve hedeflerimizle uyumlu olan bu ittifak, dünya çapındaki tüm müşterilerimize benzersiz bir değer sunma konusundaki kararlılığımızı da pekiştiriyor. Birlikte yaratacağımız olumlu etkiye tanık olmak için sabırsızlanıyor ve başarı ve büyümenin devam edeceği bir geleceği dört gözle bekliyorum.” 

Buna ek olarak eğitim, işgücü ve araştırmaya da birlikte odaklanmaya karar veren üç şirket, Güney Carolina Üniversitesi (USC) ile de ortak bir iş birliği tesis etti. Pomega halen, Güney Carolina Üniversitesi’ne Siemens otomasyon ve yazılım çözümlerini kullandığı ve 2024 sonunda tamamlanması planlanan bir pilot batarya üretim hattı kuruyor. Siemens’in akademi ile iş birliği sayesinde burada kullanılan yazılımların büyük bir kısmı da üniversiteye bağışlandı. 

Güney Carolina Üniversitesi’nden Doktor William E. Mustain konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “USC, bataryalara yapılan 30 yıllık yatırım ve araştırma üzerine inşa edilen batarya pilot üretim ve test kabiliyetlerinde önemli bir genişlemenin ortasında yer alıyor. Tasarladığımız bu tesisi hayata geçirmek için bizimle aynı vizyonu paylaşan ve projeye benzersiz becerilerini katacak ortaklar gerekiyor. Siemens, Kontrolmatik ve Pomega ile başarı için doğru ortakları bulduğumuza inanıyoruz. Bu ekibin birleşik iş, bilim ve teknoloji deneyimi, bütünün parçaların toplamından daha büyük olduğu bir şey yaratıyor ve eyaletimiz adına sürdürülebilir bir eğitim, inovasyon ve iş modeli sağlamak için güçlü bir temel oluşturuyor. Siemens, üniversitemizdeki öğrencileri güçlü bir şekilde desteklemekte ve eğitime olan bağlılığını ortaya koymaktadır. Dijital tasarım ve işletimle ilgili sağladıkları kaynaklar, öğrencilerimizin mezun olur olmaz enerji dünyasına katkıda bulunmaya hazır olmalarını sağlayacak.”

Siemens ve Kontrolmatik, ABD’de üretilen özelleştirilmiş uçtan uca çözümlerle ABD batarya enerji depolama endüstrisini genişletmek için yakın iş birliği içinde çalışacak. Pomega’nın Güney Carolina’daki PΩCenter’ı, ABD’de yalnızca şebeke ve konut batarya depolamasına yönelik LFP çözümlerine adanmış ilk tesislerden biri olacak.

ICCI 2024 Sona Erdi

Gerçekleştiği her yıl enerji piyasasındaki yenilikleri ve güncel teknolojileri sektörün paydaşlarıyla buluşturan ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın 28’incisi sona erdi. 

Bu yıl “Enerjinin Geleceğini Keşfet” mottosuyla gerçekleştirilen ve yoğun bir katılımla sektör profesyonellerini ağırlayan ICCI 2024 kapsamında; 30’dan fazla oturum ve 12 Keynote konuşmacı ile enerji sektörünün nabzı tutuldu. 200’e yakın firmanın katıldığı ve yeni iş bağlantılarının yapıldığı ICCI, bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleştirilen Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da ev sahipliği yaptı.

Destekçileri arasında T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile EPDK’nın yer aldığı ve Sektörel Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve en büyük enerji etkinliği ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı, yerli ve yabancı firmaları üç gün boyunca İstanbul Fuar Merkezi’nde bir araya getirdi. 10 bin metrekarelik alanda 200’e yakın küresel enerji piyasasının en yetkin aktörlerinin buluştuğu fuara sektör profesyonelleri yoğun katılım sağlarken bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleştirilen Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı da sektör paydaşlarını yenilikçi çözümlere teşvik etti.

ICCI ile yeni trendler ve iş fırsatları enerji sektörüne sunuldu

Enerji alanındaki yerli ve yabancı sektör paydaşlarını bir araya getiren ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın bu yıl da geniş bir katılımla gerçekleştiğini ifade eden TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel, “Dünya enerji piyasasının önemli merkezleri arasında yer alan ülkemizde, böylesine kapsamlı bir fuar vesilesiyle tüm katılımcıları etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ortamında buluşturduğumuz için mutluyuz. Firma ve şahıs bazında her geçen yıl daha da etkin bir rol üstlenen fuarımız, trendleri takip etme ve yeni iş fırsatları keşfetme imkanı vermenin yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinden gelen profesyonellerle de iş birliği gerçekleştirme fırsatı sundu. Bunun yanında ICCI ile eş zamanlı olarak düzenlenen Electricity Eurasia kısmı çok ilgi gördü. Bu sebeple önümüzdeki yıl Electricity Eurasia’yı çok daha büyük ve kapsamlı gerçekleştireceğiz” dedi.

Coordinat Yapı’dan Almanya’da Konut Projesi

Coordinat Bornova projesiyle adından söz ettiren ve Coordinat Suits ile İzmir’e yüksek kalitede bir şehir oteli kazandıran Coordinat Yapı, Almanya’nın Duisburg kentinde yapımını sürdürdüğü özel konut projesiyle yurt dışında yatırım yapmak isteyenler için fırsat sunuyor.

Tek blokta 1+1 ve 2+1 yerleşim planına sahip toplam 38 daireden oluşan projenin özellikle Türk yatırımcılarının ilgisi çektiğini belirten Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş, konutları 2025 yılı sonunda teslim edeceklerini söyledi.

Kurdukları Coordinat Construction GMBH firmasıyla Almanya başta olmak üzere; Avrupanın farklı ülkelerinde yatırım yapmayı planladıklarını dile getiren Durmuş, bunun ilk adımını Duisburg kent merkezindeki projeyle beraber attıklarını ifade etti.

KENT MERKEZİNDE ÖZEL BİR PROJE

Proje hakkında bilgi veren Onur Durmuş, “ Coordinat Construction firması olarak kent merkezinde hem Duisburg Essen Üniversitesi’ne hem de uluslararası otobana çok yakın konumuyla dikkat çeken konut projemizi yaşama geçiriyoruz. Orada satın aldığımız bir binanın iç ve dış renovasyonunu gerçekleştiriyoruz. Tamamen yenilediğimiz metrekare ve tasarımlarla yeni, modern ve konforlu bir yaşam imkanı sunacağız. Tek blokta 1+1 ve 2+1 yerleşim planında 38 daireden oluşan binamız zemin üstünde 5 kata sahip. Binanın kendi otoparkı da bulunuyor. Projenin toplam yatırım maliyeti ise yaklaşık 11 milyon avro civarında. 2025 yılı sonunda anahtarları teslim etmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Durmuş, “İnşaat firması olarak ihracat yapmak istedik. Türkiye’den bazı malzemeleri Almanya’ya götürüyoruz. Orada Alman işçiler Türk malzemelerini kullanarak çalışıyorlar. Zaten Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Türkiye ve İzmir ile önemli ticari ilişkileri bulunuyor. İki ülke arasındaki ticaretin yüzde 40’ı buradan sağlanıyor. Dünyanın en önemli ticari fuar merkezleri de bu eyalette yer alıyor. Amacımız yurtdışında yatırım için bir güven noktası olmak” ifadelerini kullandı.

PROJE LANSMANI 31 MAYIS’TA

31 Mayıs tarihinde projenin lansmanını yapacaklarını kaydeden Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Caner Tan da “Coordinat Yapı olarak global bir firma olma yolunda önemli bir adım attık. Almanya’daki ilk projemizin çalışmaları program dahilinde devam ediyor. Şimdi ön talepleri topluyoruz. 31 Mayıs tarihinde ise asıl lansmanı yapacağız. Projeye özellikle Türk yatırımcıların ilgisi büyük oldu. Coordinat Yapı’yı yıllardır takip eden ve güvenen bir yatırımcı grubu var. Almanya’da yapacakları konut yatırımıyla avro ile kira gelirine sahip olacaklar. 116 bin eurodan başlayan fiyatlarla lansmana çıkıyoruz. Yatırımcılara yüzde 25 peşinat kalanı 18 vade farksız taksit imkanı sunacağız. Projede 3 yıl boyunca kira garantisi de veriyoruz” dedi.

YATIRIMLARA DEVAM EDECEĞİZ

Almanya ve Avrupa’nın farklı ülkelerinde yatırım yapmak için çalışmalarını sürdürdüklerini hatırlatan Caner Tan sözlerine şöyle devam etti: “Bu projeyi tamamladıktan sonra yeni yatırımlar yapmak için önemli danışmanlık firmalarıyla görüşme halindeyiz. 300-500 konutluk yeni projeler yapmak istiyoruz. Çünkü Almanya’da konut açığı var. Orada yeni konutlara yoğun talep bulunuyor. Türk yatırımcılar için önemli bir avantaj sağlıyoruz. Çünkü hem Almanya’da yatırım yapacaklar hem de İzmir’de kurumsal bir firmayla gerektiğinde yüz yüze görüşme fırsatına sahip olacaklar. Bu güven duygusunu verebilmek bizler için çok önemli. Yatırımcılar için çok cazip bir fırsat. Üstelik Almanya’da konut sahibi olmak vize konusunda da bir avantaj sağlıyor.”

Amerika Gayrimenkul Fuarı’nın Türkiye Ortağı CNR Oldu

Amerika’nın en prestijli gayrimenkul etkinliği olan The America Property Exhibition (APEX) 2024’ün Türkiye organizasyon partneri CNR Holding oldu. 3-5 Eylül tarihleri arasında New York City Javits Center’da gerçekleştirilecek bu önemli fuar, dünya genelinden öncü gayrimenkul geliştiricilerini, yatırımcılarını, girişimcilerini ve emlak profesyonellerini bir araya getirecek.

MIE Grup Başkan Yardımcısı Zahoor Ahmed ve CNR Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhan Erem arasında imzalanan anlaşma sonrasında, sektörün önde gelen iş insanları Mandarin Oriental Bosphorus Hotel’de düzenlenen networking etkinliğinde bir araya geldi. Türk Gayrimenkul Sektörünün global pazardaki hacmini arttırmayı amaçlayan etkinliğe 60’ın üzerinde yerel ve uluslararası iş insanı katıldı.

Nitelikli alıcıyı Türk ihracatçısıyla buluşturacağız

Toplantıda konuşan CNR Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhan Erem, “CNR Emlak Fuarı markasıyla uzun yıllar başarılı işlere imza attık. Hem kendimiz hem de sektör için çıtamızı bu ortaklık ile yükseltiyoruz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü “Arzı doğrudan yatırımcılarla buluşturacak bu fuar sektöre yeni bir soluk katacak. Gelişmekte olan ülkeler bu büyük pazarı iş ağına katmak için çaba sarf ediyor, biz de CNR Holding olarak nitelikli alıcıyı, Türk ihracatçısıyla buluşturmak için bu ortaklığı kurduk.”

MIE Grup Başkan Yardımcısı Zahoor Ahmed, “Amerikalı yatırımcılar portföylerini çeşitlendirmek ve geliştirmek istiyorlar. Başta New York olmak üzere bir çok yatırımcı grup, yatırım bankası bu fuarda yatırım fırsatlarını değerlendirecek. Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin de burada olması bizler için sevindirici” dedi. Kurdukları dijital platform sayesinde katılımcıların fuar sonrasında da dijital olarak uzun süre görünüm sağlayacaklarını söyleyen Ahmed, yatırımcılarla bire bir görüşme imkanı olan toplantılar sayesinde etkileşimin artacağının altını çizdi. Bölgedeki jeopolitik risklerin yatırımcılara etkisi üzerine sorulan bir soru üzerine Ahmed, “Yatırımcı portföyümüz uzun vadeli yatırımları hedefliyor” şeklinde konuştu.

New York City Javits Center’da mühendislik firmalarından emlakçılara, finans kurumlarından taşeronlara, sigorta şirketlerinden mimarlık firmalarına kadar farklı alanlarda katılımcıların bir araya geleceği fuar alanı, 310.000 metrekarelik geniş bir alan üzerine kurulu modern ve yüksek teknolojili bir kongre ve fuar merkezi ve Amerika Birleşik Devletleri ve global ticaret ağının büyümesine katkıda bulunan etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

İşsizlik Oranı Yüzde 8,6 Seviyesinde Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart 2024 işgücü verilerini açıkladı. Buna göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 19 bin kişi azalarak 3 milyon 57 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,8 iken kadınlarda yüzde 12,0 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,5 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 139 bin kişi artarak 32 milyon 588 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,5 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 32,5 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,2 olarak gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 121 bin kişi artarak 35 milyon 645 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 54,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,8 iken kadınlarda yüzde 36,9 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,7, kadınlarda ise yüzde 21,2 olarak tahmin edildi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,8 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,8 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 24,1 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 24,1 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,1 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretimi Yıllık Yüzde 4,3 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 4,3 artış gösterdi.

Sanayinin alt sektörleri  incelendiğinde, 2024 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,5 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 4,0 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,1 arttı.

Sanayi üretimi aylık yüzde 0,3 azaldı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,5 azaldı.

İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 69,98 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) inşaat maliyet endeksi Mart ayı verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 69,98 aylık ise 2,11 arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2,11 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,98 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,54 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,30 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 55,17 arttı, işçilik endeksi yüzde 108,04 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık yüzde 68,44 arttı, aylık yüzde 2,14 arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,14 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,44 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,64 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,24 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,77 arttı, işçilik endeksi yüzde 107,45 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 75,15 arttı, aylık yüzde 2,03 arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,03 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 75,15 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,25 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,54 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 62,93 arttı, işçilik endeksi yüzde 110,27 arttı.

Eskişehir Gündoğdu Mahallesi’nin Dönüşümü İçin Geri Sayım Başladı

Eskişehir’in kent içinde kalan çevre yoluna cepheli Gündoğdu Mahallesi’nde sürdürülen çalışmalar kapsamında büyük dönüşüm için geri sayım başladı.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Bütün aşamaları belediyemiz bünyesinde hazırlanan kentsel dönüşüm projelerimiz ile şehrimizin yenilenmesine öncü olurken, mahalle kültüründen yana dönüşüm modelimizle daha güvenli, daha huzurlu ve daha mutlu bir kent hayalimizi gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz.” dedi.

Şehrin yeni vitrini olacak, mahalleyi mekânsal ve sosyo-ekonomik açıdan geliştirerek çevresi ile bütünleştiren ve vatandaşların yaşam standardını yükseltmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, Gündoğdu-1 ve Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projelerini hayata geçiriyor.

Uzlaşma görüşmeleri başta olmak üzere tüm iş ve işlemler tamamlanarak uygulama aşamasına gelinen Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi B Etabının kat karşılığı yapım ihalesi 5 Haziran 2024, Gündoğdu-1 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi 1. Etabının kat karşılığı yapım işi ihalesi ise 12 Haziran 2024 tarihinde gerçekleştirilecek.

Projenin Eskişehir için çok önemli ve değerli olduğunu ifade eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Hemşehrilerimize söz verdiğimiz, ayağı yere basan projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Eskişehir’e çok yakışacak Gündoğdu-1 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi 1. Etabı ve Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi B Etabı yapım işleri kapsamında, toplam 885 adet konut üreterek Eskişehir’in konut stokunu güçlendireceğiz. Yeni yeşil alanlar, sosyal donatı alanları ile örnek bir proje olacak çalışmamızda Porsuk Çayı’nın doğusunda, tıpkı batı kısmındaki Kanlıkavak Parkı’na benzer bir tasarıma sahip 42 bin metrekare yeşil alanı kentimize kazandıracağız.” dedi.

Bölgede yeni hizmet binaları da oluşturulacağını belirten Başkan Ünlüce, “Gündoğdu-1 ve Gündoğdu-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projeleri içerisinde 2 adet Kültür Merkezi ve 1 adet Belediye Hizmet Binası ile Gündoğdu mahallemizi sosyal ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirileceği yeni tesisler ile buluşturacağız. Projelerimize uygun olarak Kentpark’ın güneyinde, adını kardeş şehrimiz Güney Kore’nin Paju kentinden alacak parkımız ve Vergi Dairesi önünde çevre yolu kenarı park alanlarının yapımını da sürdürüyoruz. Ayrıca ulaşım noktasında 19 Mayıs Caddesi’ni Borsa Caddesi’nin devamında Cumhuriyet Bulvarı ile bağlayacak yeni bir cadde açarak kent içi ulaşımı kolaylaştıracağız. Bölgeye uzatılacak tramvay hattımız ise yeni yapılacak Gündoğdu Köprüsü ile çevre yolunun üzerinden geçerek mahallenin tamamına hizmet verecek. Bütün aşamaları belediyemiz bünyesinde hazırlanan kentsel dönüşüm projelerimiz ile şehrimizin yenilenmesine öncü olurken, mahalle kültüründen yana dönüşüm modelimizle daha güvenli, daha huzurlu ve daha mutlu bir kent hayalimizi gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Şimdiden şehrimize hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Ekonomim

TCMB Başkanı Karahan: “Konut Fiyatlarındaki Yavaşlama Kira Artışını Sınırlayabilir”

Yılın ikinci enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında konuşan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, açıklamalarının bir bölümünde konut fiyatlarındaki yavaşlamanın kiralardaki artışı sınırlayabileceğini söyledi.

Karahan, konuyla ilgili açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Konut fiyatlarındaki artış eğilimi yavaşlamaktadır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici fiyatlarındaki artış eğiliminin altında seyretmektedir. Konut fiyatlarındaki yavaşlamanın ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz. Dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışlarının yavaşlaması beklenmektedir. Parasal sıkılaştırmanın beklentiler üzerindeki etkisi yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması, dezenflasyon açısından kritik önemdedir. Kararlarımızın enflasyon beklentilerinde iyileşme sağlayacağını, piyasa beklentileri ile ara hedefimiz arasındaki farkın kapanacağını öngörüyoruz.”

Yüzde 25 Kira Zam Sınırlamasının Temmuz’da Sona Ermesi Bekleniyor

Konut kiralarında yüzde 25 olan zam sınırlamasının temmuz ayında sona ermesi bekleniyor.

Konut kiralarında yaklaşık 2 yıldır yüzde 25 zam sınırı uygulanıyor. Bu düzenleme temmuz ayıyla birlikte sona erecek. Hükümet yetkililerinden daha önce yapılan açıklamalar zam sınırının uzatılmayacağı yönünde.

Sektör yetkililerine göre çok sayıda ev sahibi zam sınırı nedeniyle evlerini kiraya vermek istemiyor. Yüksek enflasyona karşı yüzde 25’lik artış yetersiz bulunuyor.

Uygulamanın son erdirilmesiyle kiralık konut arzının artması bekleniyor. Eğer bu sınır kalkarsa kira artışlarında üst sınır daha önce olduğu gibi 12 aylık TÜFE ortalaması oranında olacak.

Kaynak: Emlak Dream

Asil ve Modern Mekanlar

VitrA’nın Noblestone porselen karo serisi, yüzyıllardır mimaride en çok kullanılan taş dokuların sıcak renk tonlarıyla mekanlara asil ve modern bir görünüm kazandırıyor. Doğal taşın doğadaki koyu ve açık renk tonları arasında gezinirken, renkten renge farklılaşan tasarımı, doğal taş dokularının orijinalliğiyle bütünsel ve birbirini tamamlayan özgün bir konsept sunuyor. 

Kireç taşı ve İsviçre Taşı gibi dokulardan esinlenen VitrA Noblestone koleksiyonu, mekanlara dinginlik getiriyor. Üç farklı ebadının yanı sıra dış mekan kullanımına özel 20 mm kalınlığındaki versiyonlarıyla gri, açık ve koyu gri, açık ve koyu bej olmak üzere 5 farklı tonda sunuluyor.

Konutlarda ve ticari mekanlarda kullanılabilen Noblestone yer ve duvar karoları, kesme dekor ve tüm renklerle uyumlu baskı dekor seçenekleriyle tamamlanıyor. VitrA’nın ReaLook baskı teknolojisi sayesinde, her karonun farklı renk ve tasarıma sahip olmasını sağlıyor. 

İstanbul Holding Yatırım Faaliyetlerine Başladı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi’nden 100 iş insanının birlikte çalışma kültürü ilkesiyle bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding, yatırım faaliyetlerine başladı. 

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında her sektörden 100 iş insanının bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding, faaliyetlerine başladı. Güçlü iş birliğine dayanan ve kitlesel ortaklığı fon yapısına entegre eden İstanbul Holding, kısa vadede 100 milyon dolarlık bir şirket değerine kavuşarak, 2028 yılına kadar 1 milyar dolarlık yatırım hedefliyor.

Kurmuş olduğu İstanbul Holding Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ile yatırımcıların çıkarlarını ve kazançlarını teminat altına alan İstanbul Holding, kısa vadede 100 milyon dolarlık, 2028 yılına kadar ise 1 milyar dolarlık değere ulaşmayı hedefliyor.

İştiraklere ve yatırımlara yeni yatırımcı ve girişimcilerin dahil olmasıyla ekosistemi güçlendirmenin yanı sıra kurdukları yatırım fonlarıyla şirketlerin büyümesine ve kârlılığına katkı sağlayacaklarını ifade eden İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, “Lojistik, savunma sanayi, tarım, enerji, teknoloji, gayrimenkul, sermaye ve yatırım şirketleri ile ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kurduğumuz Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile yatırımcılarımızın çıkarlarını ve kazançlarını teminat altına alıyoruz. 2024 yılında en önemli gündem maddelerimizden biri uluslararası alandaki doğrudan yabancı sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasını sağlayacak olan “İstanbul Yatırım Forumu’nu” hayata geçirmek olacaktır” dedi. Tarım sektörünün dünya genelinde her geçen gün stratejik öneminin arttığına dikkat çeken Murat Kalsın, 2 milyon metrekare bir alan üzerindeki 85 bin badem ağacı ve güçlü altyapısıyla faaliyet gösteren BIG Tarım şirketi ile tarım sektöründe iddialı olduklarını ifade etti.

KOBİ’lerin en büyük destekçisi olacak

Türkiye’nin büyüme ve gelişme trendine bağlı olarak KOBİ’lerin desteklenmesinin, sermaye ve finansman ihtiyaçlarının giderilmesinin ve ortak fon havuzu oluşturulmasının bu sürecin en önemli faktörleri arasında yer aldığına dikkat çeken Murat Kalsın, yaklaşık 3 milyon üzerindeki Türk girişiminin büyümeye yönelik faaliyetlerinde farklı iş modellerine ve ortaklık kültürüne ihtiyaçları olduğunu anımsattı. Bu çerçevede güçlü iş birikimine sahip 100 iş insanının ortaklık vizyonu ile bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding’in, Türk şirketlerini geleceğe taşıma amacı ile faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Murat Kalsın, “Şirketimizin kurumsal organizasyon tasarımını 2022 ve 2023 yıllarında tamamladık. Ekosistemimizde oluşacak iştirakler ve yatırımlara yeni yatırımcı ve girişimcileri dahil edeceğiz. 2028 yılına kadar yapılacak yatırımlarla 1 milyar dolarlık bir hacme ulaşma hedefimiz bulunuyor” açıklamasında bulundu.

2024 yılında varlıklarının değeri 50 milyon dolara ulaşacak

İstanbul Holding Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile büyüyen ve gelişen şirketlerle iş birliği yapıp bu şirketlerin büyümesine ve kârlılığına katkı sağlamayı amaçladıklarını da ifade eden Murat Kalsın, “İstanbul Holding’ bir yatırım örgütlenme modelidir. 2024 yılı içinde varlıklarının değerini 50 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Kısa vadede ise 100 milyon dolarlık şirket değeri oluşturarak alanında öncü bir iş modeli olmayı planlıyoruz. Bunun yanı sıra orta ve uzun vadede yatırımlarımızı 2028 yılına kadar 1 milyar dolar değere ulaştırarak şirketlerimizin stratejik büyümelerine katkı sağlamayı arzu ediyoruz” dedi. Şirketin şu an sermaye ve yatırım, tarım, savunma sanayi, teknoloji, lojistik alanları ile ilgili çalışmalarını hızlı bir şekilde yürüttüğünü vurgulayan Murat Kalsın, orta vadede bu alanlarda dikey büyüme projeleri gerçekleştireceklerini açıkladı.

Murat Kalsın, “Şirketimiz oldukça gelişmiş kurumsal bir örgütlenme yapısına sahip. Alanında üst düzey iş insanlarının yer aldığı güçlü bir yönetim kurulu, bütün yönetim ve yatırım süreçlerini yürüten profesyonel yönetim kadrosu, her sektörden 100 iş insanının içinde olduğu sektörel yapılanmalar, ayrıca yurt içi ve yurt dışı şirket satın alma, fon yönetimi Due-Diligence çalışmalarını yürüten üstün nitelikte danışman eko sistemi ile iş dünyasına katma değer oluşturuyoruz” dedi.

İstanbul Yatırım Forumu ile yabancı sermayeyi Türkiye’ye davet edecek

Kurdukları Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile yatırımcıların çıkarlarını ve kazançlarını teminat altına aldıklarını belirten Murat Kalsın, “Bu yapının ana hedefi mevcut yatırımcılarımıza yüksek sermaye getirisi sağlayacak projeleri gerçekleştirmektir. Ayrıca bu özel amaçlı yapı ile tasarruf sahiplerinin varlıklarının getirisini maksimize edecek uygulamaları gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bütün süreçlerimizi SPK gözetiminde şeffaf, izlenebilir, denetlenebilir ve hesap verebilir şekilde yürütüyoruz. Böylece yatırımcı ekosistemini büyük ve küçük tüm yatırımcılar açısından çekici ve güvenilir kılacak bir yatırım fonu modeline sahibiz” diye konuştu. Murat Kalsın, 2024 yılında yatırım stratejilerini hayata geçirmek, kurumsal yapının küresel yatırım ağları ile ilişkilerini güçlendirmek, iş modelinin Türkiye, özellikle Avrupa ve dünyada görünürlüğünü artırmak ve uluslararası alandaki doğrudan yabancı sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasını sağlayacak İstanbul Yatırım Forumu projesini de hayata geçirmek gibi gündem maddeleri olduğunu kaydetti.

BIG Tarım için GES yatırımı

Gıda ve tarımın dünya genelinde her geçen gün stratejik önemini artırdığına dikkat çeken Murat Kalsın, “Ülkenin gıda ihtiyacını karşılaması, istihdama ve milli gelire katkıda bulunması, birçok sektöre hammadde sağlaması, sanayiye sermaye aktarması ve ihracat potansiyeli ile ödemeler dengesine pozitif etki etmesi nedeniyle birçok ülke için stratejik öneme sahiptir. Ülkemizin geçmişte olduğu gibi yeniden tarımda kendi kendine yeten ülkeler arasına girme hedefine biz de, 200 milyon TL sermaye ile İH Tarım Yatırım A.Ş.’yi kurarak sektöre katkı sağlamaya başladık. Yine tarım sektöründe ikinci bir girişimde bulunarak, 2 milyon metrekare bir alan üzerinde güçlü altyapısı ile faaliyet gösteren ve özellikle badem üreten bir tarım işletmesi olan BIG Tarım firmasını satın alarak yeni bir yatırım yaptık. Bu yatırımımızda yapay zekâ destekli sensör teknolojileri ve bilimsel yöntemleri kullanarak, tarımda su, enerji ve gübre tasarrufu ile verim artışı sağlamaya başladık. Ülkemiz stratejik planlarında da tarım her geçen gün daha fazla desteklenmekte ve önemi artmaktadır. Biz de ülke gıda politikalarıyla uyumlu olarak bu alanda yatırımlarımızı arttırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, ayrıca BIG Tarım firmamızın faaliyetleri kapsamında enerji verimliliği sağlayacak Güneş Enerjisi Santralı (GES) yatırımlarıyla ilgili fizibilite çalışmalarının da devam ettiğini bildirdi.

Can Bilim Eğitim Kurumları İstanbul Park İhale Sürecini Tamamladı

2 Nisan’da gerçekleştirilen ve 30 yıllığına İstanbul Park pisti kiralama ihalesini kazanan Can Bilim Eğitim Kurumları, imza töreniyle süreci tamamladı. Teslim tarihi üzerinde görüşmeler devam ediyor.

İstanbul Park pistiyle ilgili uzun süredir devam eden ihale süreci sona erdi. İhaleyi kazanan Can Bilim Eğitim Kurumları A.Ş., dün yapılan imza töreniyle son aşamayı tamamladı.

Pirelli Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Lale Cander, pistin kendilerine teslim edilmesini beklediklerini ifade etti.

Teslim Tarihi Konuşuluyor

Cander, Habertürk’ten Yiğitcan Yıldız’a yaptığı açıklamada, “Teslim tarihini konuşuyoruz. Eski kira sözleşmesi sonlanmış durumda. Kiracı şirkete verilen teslim süresi de bugün itibariyle sona erdi. Dolayısıyla yarın pist ve arazisinin bize teslim edilmesi gerekir” dedi.

Mart Ayında İhracat Birim Değer Endeksi Yüzde 1,4 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi yüzde 1,4 azaldı.

İhracat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 2,3 azaldı, yakıtlarda yüzde 2,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,9 azaldı.

İhracat miktar endeksi yüzde 2,8 azaldı

İhracat miktar endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 2,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 9,0 azaldı, yakıtlarda yüzde 30,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,0 azaldı.

İthalat birim değer endeksi yüzde 2,0 azaldı

İthalat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,0 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 7,7 azaldı, yakıtlarda yüzde 3,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,1 azaldı.

İthalat miktar endeksi yüzde 4,4 azaldı

İthalat miktar endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 19,5 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 6,6 azaldı, yakıtlarda yüzde 2,6 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,5 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 0,5 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Şubat ayında 155,4 iken 2024 Mart ayında yüzde 0,5 oranında azalarak 154,7 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Mart ayında 154,4 iken 2024 yılı Mart ayında yüzde 5,3 oranında artarak 162,6 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 3,5 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Şubat ayında 124,2 iken 2024 Mart ayında yüzde 3,5 oranında artarak 128,5 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Mart ayında 129,4 iken 2024 yılı Mart ayında yüzde 2,2 oranında artarak 132,3 oldu.

Dış ticaret haddi 2024 yılı Mart ayında 87,2 olarak gerçekleşti 

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Mart ayında 86,7 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 0,5 puan artarak, 2024 yılı Mart ayında 87,2 oldu.

Söğütlüçeşme Tren İstasyonu, Açık Hava Pazarına Dönüşüyor

Kadıköy, Söğütlüçeşme’de, metrobüsle yüksek hızlı tren istasyonunun bulunduğu alan, Akfen Grubu ile birlikte önemli bir dönüşüm sürecine girdi.

Önceden güvenlik açısından sıkıntılı bir bölge olarak bilinen Söğütlüçeşme, artık vatandaşlar için keyifli bir yaşam alanı haline geliyor.

Kelebek’ten Mehmet Üstündağ’ın yazısına göre yaklaşık iki yıldır devam eden değişimle birlikte, Söğütlüçeşme çevresindeki açık alanlar ve yeşillikler, Avrupa’nın en büyük yeme içme ve açık hava pazarı alanına dönüşüyor.

Projenin geçmişi incelendiğinde, Akfen Grubu’nun Devlet Demiryolları’na ait olan istasyona viyadük yapımı karşılığında çevre düzenlemesini üstlendiği ortaya çıkıyor.

Projenin geliştirilme sürecinde Akfen’in patronu Hamdi Akın’ın öncülüğünde, New York, Londra ve Barselona gibi şehirlerdeki benzer alanları inceleyerek Kadıköy için yeni bir konsept geliştirildi.

Yenilenen alanda, açık alanlar, yeşillikler ve çeşitli yeme içme noktaları bulunacak. Ayrıca, bölgeye yeni bir performans sanatları merkezi de eklenecek.

Eylül ayında açılacak bu merkez, geniş bir sanat etkinlikleri yelpazesi sunacak.

Bu projeyle birlikte Söğütlüçeşme, sadece bir tren istasyonundan öte, Kadıköy’ün kültürel ve sosyal yaşamına katkı sağlayan önemli bir nokta haline gelecek.

İnşaat Sektöründe Nitelikli İş Gücü Bulmak Her Geçen Gün Daha da Zorlaşıyor

İnşaat ve hazır beton gibi inşaat malzemeleri sektöründe yetişmiş eleman ve işçi bulamama sorunu her geçen gün büyüyor. İnşaat maliyetleri her geçen gün artarken kalifiye eleman bulamamak da inşaat şirketlerini zora sokuyor. 

İşçi bulma zorluğunun başlıca nedenleri arasında, artan talep, nitelikli işgücü eksikliği, göçmen işçi sayısındaki azalma ve iş koşullarının yetersizliği gibi faktörler yer aldığını ifade eden VEZGA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Raz, “Özellikle büyük şehirlerdeki mega projelerin artmasıyla ve yaşadığımız deprem felaketi ile birlikte işçi talebi de ciddi şekilde arttı. Ancak, bu talebi karşılayacak nitelikli iş gücü bulmak her geçen gün daha da zorlaşıyor” dedi.

“FİRMALARIN EN BÜYÜK ENDİŞESİ KALİFİYE ELEMAN KITLIĞI”

Deprem sonrasında iyice hareketlenen inşaat sektöründeki işçi ve usta eksikliği sebebiyle çalışmaların olması gerekenden daha yavaş ilerlediğini belirten Raz, “Bugün işini büyütmek, üretimini artırmak, yani iş alanlarına açılmak isteyen firmalarımızın en büyük endişe kaynağı kalifiye eleman kıtlığıdır. Özel sektörümüz çalıştıracak personel bulamazken resmi kurumlarımızın kapısında iş başvuruları için uzun kuyruklar oluşmakta. Kalıcı çözüm yolları geliştirmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönemde hükümetimizin önceliklerinden birisi de istihdamda arz-talep dengesinin temini olacak” diye konuştu.

“TÜRKİYE EKONOMİSİNİ DE ETKİLİYOR”

İnşaat sektöründeki işçi bulma zorluğu sadece sektörü değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisini de etkilediğini söyleyen Mehmet Raz, “İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin önemli bir parçası olduğu için işçi bulma zorluğu sektördeki büyümeyi ve gelişmeyi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, işçi bulma sorununun çözümü için hızla harekete geçilmesi gerekiyor. Sonuç olarak, Türkiye’de inşaat sektöründe işçi bulma zorluğu ciddi bir endişe kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, doğru adımlar atılarak bu sorunun üstesinden gelmek mümkün olabilir. İnşaat sektöründeki paydaşların iş birliği yaparak ve etkili politikalar geliştirerek işçi bulma sorununu çözmeye odaklanmaları gerekiyor” dedi.

“EĞİTİM PROGRAMLARI VE MESLEKİ GELİŞİM FIRSATLARI SAĞLANMALI”

Bu sorunun çözümü için atılabilecek adımlardan bahseden Raz, “İlk olarak, işçilere yönelik eğitim programları ve mesleki gelişim fırsatları sağlanarak nitelikli iş gücünün artması sağlanabilir. Ayrıca, işverenler çekici teşvikler sunarak ve iyi bir işveren markası oluşturarak işçi çekmeyi hedefleyebilirler. Teknolojinin kullanımıyla iş süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi de işçi bulma sorununu hafifletebilir” diye konuştu. VEZGA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Raz, bu adımları detaylı olarak açıkladı:

1. Eğitim ve Mesleki Gelişim: İnşaat sektöründe çalışacak işçilere yönelik eğitim programları ve mesleki gelişim fırsatları sağlanabilir. Bu, nitelikli iş gücünün artmasına ve talebi karşılamaya yardımcı olabilir.

2. Teşvik ve İşveren Markalaşması: İşverenler, çekici teşvikler sunarak ve iyi bir işveren markası oluşturarak işçi çekmeyi hedefleyebilirler. Örneğin, daha iyi maaşlar, sigorta olanakları, kariyer ilerleme fırsatları gibi avantajlar sunulabilir.

3. Teknoloji ve Verimlilik: İnşaat sektöründe teknolojinin kullanımıyla iş süreçleri daha verimli hale getirilebilir. Bu, daha az işçiyle daha fazla iş yapılmasını sağlayabilir.

4. Göçmen İşçi Politikaları: Ülkeler, işçi bulma sorununu çözmek için göçmen işçi politikalarını gözden geçirebilir ve uygun koşullarda göçmen işçi alımını destekleyebilir.

5. İşgücü Planlaması: İşverenler, ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve uygun işgücü planlaması yapmak için uzun vadeli stratejiler geliştirebilirler.

Özhaseki: “500 Bin Civarında Konut ve İş Yeri Yapmayı Planlıyoruz”


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesine yönelik, “Bakanlık olarak ‘500 bin civarında konut ve iş yeri yapalım’ diye planlamalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ülke genelinde 1240 yerde şantiyemiz var, 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz.” dedi.

Özhaseki, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Konferans Salonu’nda yapılan İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı.

Bakan Özhaseki, buradaki konuşmasında, toplantıda Hatay’da neler yapılması gerektiğine dair fikirlerin ele alınacağını söyledi.

6 Şubat 2023’te meydana gelen deprem felaketinden 14 milyon insanın dolaylı veya doğrudan etkilendiğini belirten Özhaseki, devlet ve millet olarak o yaraları sarma adına çok işler yapıldığını dile getirdi.

Şu ana kadar AFAD’ın deprem bölgelerinden kendilerine bildirdiği hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut, 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirten Özhaseki, “Fakat mahkemelik durumlar var, ara ara sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor derken bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz Bakanlık olarak ‘500 bin civarında konut ve iş yeri yapalım’ diye planlamalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ülke genelinde 1240 yerde şantiyemiz var, 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz.” diye konuştu.

Şu ana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettiklerini ifade eden Özhaseki, gelecek yılın ortası veya güz döneminde tüm konut ve iş yerlerini hak sahiplerine teslim etmeyi planladıklarını dile getirdi.

Bakan Özhaseki, yurt dışından elde edilen kredi kapsamında deprem bölgelerinde altyapı yapmak için proje geliştirdiklerini belirterek şunları kaydetti:

“Bununla da özellikle 11 deprem bölgemizdeki belediye başkanlarımızla, bundan 3 ay kadar önce, bazıları devam ediyor, bazıları eski belediye başkanlarımız, ‘ihtiyaçları nedir?’ diye sorup tespit ettiğimizde, karşımıza çıkan bu bölgelerin tamamının altyapısını yapmak üzere de bir proje geliştirdik.

Hatay’ımız için 1107 kilometre su borusu, 800-900 kilometre kadar kanalizasyon hattı, 5 tane arıtma tesisi benim hatırladığım, 19 depo vardı galiba, bunlar hasar görmüştü, bunların yapımını da programa aldık. En yüksek bedel, altyapı için ayırdığımız bedel Hatay’ımız için 14,2 milyar lira, Malatya için 6 milyardı hatırladığım, Kahramanmaraş için 10 milyar civarındaydı. Yani oralardan gelen talep neyse, eksik neyse altyapıda tamamını projelendirip parasal olarak da öyle bir rakama ulaştık. Bugünlerde İller Bankası zaten ilan ediyor, açık ihaleler yapılıyor, yeterli olan firmalar gelip onlar da bir taraftan altyapı yapmak için de işe başlayacaklar, böyle bir çalışma.”

Daha sonra Vali Mustafa Masatlı, kentte sürdürülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Basına kapalı devam eden toplantıya, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi partilerin temsilcileri, kamu kurumu yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları ve depremzede vatandaşlar katıldı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

İnşaat Sektörü, ‘Depreme Dirençli İstanbul’ İçin Buluşacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlerden İstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret A.Ş.  (KİPTAŞ) Genel Müdürü Ali Kurt, 20 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenecek “inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması” özel oturumuna konuk olacak. 

Sektörün öncü firmalarının katılımıyla gerçekleşecek etkinliğe konuşmacı olarak katılacak Ali Kurt, dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’u deprem dirençli bir kent haline getirmek için yürütülen projeleri ve kamudan gelen talepleri paylaşacak, sektörün önerilerini dinleyecek. Depreme dayanıklı bir İstanbul için, birlikte yapılabilecekler ve daha yakın bir iş birliğinin adımları tartışılacak.

inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması’nın ikincisi, 20 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul Fairmont Quasar’da düzenlenecek. Sektörün öncü firmalarının katılımıyla gerçekleştirilecek networking etkinliğinin özel oturumuna KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt konuşmacı olarak katılacak.

Depreme dirençli bir İstanbul için kamu-özel sektör iş birliği

Dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’u deprem dirençli bir kent haline getirmek için KİPTAŞ’ın yaptığı planlamaların, yürütülen projelerin ve kamudan gelen taleplerin paylaşılacağı özel oturumda, tedarikçi, inşaat taahhüt ve gayrimenkul firmaları ile kamu-özel sektör iş birliği adımlarını geliştirmek için yapılabilecekler, tüm tarafların talep ve beklentileri ile iş birliği yol haritasının adımları tartışılacak.

Sektörün tüm aktörleri bir arada olacak

İnşaat sektörünün başarılı Startup’ı inSuppliers ev sahipliğinde gerçekleşecek etkinlikte, sektörün önde gelen yatırımcı ve taahhüt firmaları, farklı sektörlerin inşaat grupları, mimarlık ofisleri, ürün ve hizmet sağlayıcıları, sektörün dönüşümüne öncülük eden meslek kuruluşları, dernekler ve üniversitelerin öğrenci kulübü temsilcileri bir arada olacak.

B2B oturumlar, ilham konuşmaları, ikili görüşmeler, özel bir akşam yemeği ve özel oturumu ile sektör içi iletişime yeni bir boyut kazandıran etkinlik, yeni iş birlikleri ve bağlantılar oluşturmak için verimli bir networking ortamı sağlıyor.

Cam Giydirme Binalar, İklim Koşullarını Olumsuz Etkiliyor

İstanbul’da birçok ilçede göze çarpan cam giydirme binalar, iklim koşullarını olumsuz yönde etkiliyor. Bu yapıların güneş ışığını yansıtma görevi üstlenmesi ise şehirlerde ısı adaları oluşmasına yol açıyor. Yapılan çalışmalarda ısı adaları nedeniyle yerleşim alanı ile hemen yanı başındaki yeşillik alanda ölçülen sıcaklıkların farklılıklar gösterdiği belirlendi. 

Gökdelenlerin şehirlerde hissedilen hava sıcaklığını arttırdığını belirten Ahmet Köse, “Aşırı şehirleşme, betonlaşma ve asfalt yüzeyler şehirleri ciddi manada etkiliyor. Her yağış sele neden oluyor. Her yağış su baskınına neden oluyor. Ve şunun farkına vardık ki, yazın Maslak’ın 2 kilometre ilerisindeki Belgrad Ormanı’nda hava sıcaklığı 30 derece olsun, nem yüzde 55 olsun, hissedilen sıcaklık 32 derece iken, bulunduğumuz bölgede hissedilen sıcaklık 42- 43 derece oluyor. Şanlıurfa sıcağını hissediyoruz.” dedi.

“GİYDİRME CAM ISIYI ARTIRIYOR”

Köse, “Nasıl oluyor bu? Buradaki hava sıcaklığı 32-33 derece. Nem yine yüzde 55 olsun. Ancak giydirme cam binaların, yapılan bilimsel çalışmalarda ortamın ısısını 3 derece kadar arttırdığı tespit edilmiş, yine beton ve asfalt yüzeylerin sıcaklığı 54 dereceye, 30 derece sıcaklıkta asfalt yüzeyin sıcaklığı ise 58 dereceye kadar çıkabiliyor. O yüzden bunların ve mercek görevi gören giydirme cam binaların da etkisiyle sıcaklığı 45 dereceye yakın hissediyoruz. Yine uluslararası tıbbi merkezin yaptığı araştırmalara göre 2003 yılında Avrupa’da sıcak hava dalgaları sebebiyle yaklaşık 70 bin kişi hayatını kaybetti. Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki sıcak hava dalgasının yaşandığı günlerde ölüm oranları yüzde 10 oranında artıyor. Ülkemizde bununla ilgili çok ciddi çalışmalar olmasa da yapılan sadece Avrupa’da değil Amerika’da da yapılan çalışmalarda yüzde 14’lere kadar ölüm vakalarında ciddi artışlar görülüyor. Bu da kalp krizi ve beyin kanaması risklerinin arttığını gösteriyor” dedi.

“Rüzgar kapanı görevi görüyor”

Gökdelenleri ‘Rüzgar kapanı’ olarak adlandıran meteoroloji mühendisi Köse, “İstanbul’un hakim rüzgar yönü yüzde 70 poyrazdır. Biz gökdelenleri İstanbul’un hakim rüzgar aldığı alanlara diktik ve aralarında boşluk bırakmadığımız için rüzgar bir taraftan geliyor, diğer taraftan çıkamıyor. Çıkamadığı için o gökdelenlerin arka tarafında kalanlar yaklaşık bunun 50 katı mesafede rüzgarsız kalıyor. Rüzgarsız kalmak ne demek? Hava sirkülasyonu olmaması, hava kirliliğinin artması anlamına geliyor. Gökdelenin diğer tarafında kalanlar ise bu defa türbülans sebebiyle başta kulak rahatsızlıkları olmak üzere çok ciddi sinir harbine neden olan hastalıklara maruz kalmak zorunda kalıyor.” dedi.

Köse “Dolayısıyla biz bir şeyler yaparken, bir şeyleri göz ardı ediyoruz. Mesela gökdelenler, tamam cam giydirme binalar çok şık duruyor. Gece gündüz siz arka taraftakini göremiyorsunuz, işiniz gidiyor. Ancak diğer taraftan baktığınız zaman gelen ışığın bir kısmını gökdelenler geri yansıtıyor. Bu da mercek görevi görüyor. Hatta İngiltere’ de bir vaka var. Aynı yere park eden bir vatandaş belli bir süre sonra bakıyor ki arabası o mercek görevi sebebiyle boyası yanmış ve dava açıyor. Bunun gibi olayları artık gelecekte de sık sık biz görmeye başlayacağız. Öncelikle meteorolojik etki değerlendirme dediğimiz bir hadise var. Bir yörenin şehirleşme yapılırken meteorolojik hadiselere, parametrelere bakılması gerekiyor. O yörenin suyu yetecek mi, insanlara havası yeterli mi, yeterince temiz mi? Ya da biz dere boyunca, mesela Büyükdere Caddesi diyoruz. Derenin haberi yok bundan. Her tarafa plazalar dikmişiz. İki damla yağmur düştüğü zaman buralarda sel ve su baskınları yaşanıyor ve sonrasında bütün suçu iklim değişikliğine bağlıyoruz” diye konuştu.

“ŞEHİRLEŞME VE İMAR PLANLAMALARINDA METEOROLOJİ UZMANLARI DİNLENMELİ”

Şehirleşme ve imar planlamalarında meteoroloji uzmanlarının dinlenmesi gerektiğini savunan Ahmet Köse, “Şehirleşmeyi yeniden bizim tasarlamamız gerekiyor. Artık günümüzde sürdürülebilir şehircilik kavramı hat safhada ön plana çıkmış durumda. Çünkü biz gelecek nesillere artık yaşanabilir şehirler bırakabilmemiz için meteoroloji mühendislerinin sözlerine dikkat ederek, imar planlarında onlara yer vererek imar planlarını yeniden revize etmemiz gerekiyor. Çatı eğiminden, binaların yön seçimine kadar mesela biz kuzey-güney cepheler yapıyoruz. Binalara kuzey-güney istikamette yerleştiriyoruz, batı-doğu istikamette yerleştiriyoruz. Bunlar hakikaten o yöresel şartlara uygun mu? Mesela İstanbul da hakim rüzgar yönü poyraz olduğu için güneşi maksimum alacak şekilde şehirleri planlamamız gerekiyor. Binaları planlamamız gerekiyor. Zira mimar arsaya bakıyor. Şehre en fazla kaç metrekare alan çıkıyorsa ona göre binayı tasarlıyor ki şu an iyi günlerimiz” ifadelerini kullandı.

“BU KISIR DÖNGÜ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE BİZİM SORUNLARIMIZ KATLANARAK DEVAM EDECEK”

Gökdelenlerin plansız şekilde yapılması durumunda yaşanacakları değerlendiren Köse, “Her geçen gün, iddia ediyorum her sene sel olayları katlanarak devam edecek, çatı uçmaları katlanarak devam edecek ve orman yangınları katlanarak devam edecek. Bunu önlemenin yolu sürdürebilir şehirleşme ve ulaşım. Orta çağdaki ahşap binaların ısı yalıtımı ile mevcut cam giydirme binaların ısı yalıtımı eşdeğer. Dolayısıyla biz bu evleri karşılamak için kışın sürekli buraları ısıtmak yazın ise soğutmak ile uğraşıyoruz. Bu da hava kirliliğine neden oluyor çünkü sürekli sera gazı salmak zorunda kalıyoruz. Bu kısır döngü devam ettiği sürece bizim sorunlarımız katlanarak devam edecek” dedi.

“İnşaat Sektörüne Destek Şart”

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Türkiye’nin inşaat sektörü üzerine odaklanan en kapsamlı analizlerinden biri olan “2024 Yılının İlk Çeyreğine İlişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu”nu yayınladı. Raporda, sektörün geçmiş dönemde yaşadığı zorluklar ve 2023 yılındaki performansı detaylı bir şekilde ele alındı.

Rapora göre, 2023 yılının dördüncü çeyreğindeki yüzde 10,8’lik büyüme, özellikle deprem bölgesindeki yeniden inşa çalışmalarının etkisiyle kaydedildi. Ancak, 2023 yılında ilk çeyrek yüzde 5,3, ikinci çeyrek yüzde 7,2 ve üçüncü çeyrek yüzde 7,8 büyüme oranlarına revize edilerek, sektörün genel performansı daha detaylı bir şekilde değerlendirildi. Bu revizyonlar sonucunda, inşaat sektörünün genel ekonominin üzerinde yüzde 7,8 oranında büyüme kaydettiği belirtildi.

Gayrimenkul sektörü ise 2023 yılında yüzde 2,7’lik bir büyüme kaydederken, inşaat sektörü ile kıyaslandığında daha yavaş bir büyüme trendi sergiledi.

“İnşaat sektöründeki zorluklar devam ediyor”

Perlanest Gayrimenkul Kurucu Ortağı Birsen Engin, inşaat sektöründeki büyüme trendini değerlendirerek, bu gelişmenin olumlu olduğunu ancak sektördeki zorlukların devam ettiğini belirtti.

Engin, “İnşaat sektöründe yaşanan büyüme, sektörün tekrar canlanması adına önemli bir adım. Ancak, bu büyüme oranının daralmanın tamamını telafi etmediğini görmekteyiz. Sektördeki karşılaşılan sorunlar, yapısal reformlar ve sektöre yönelik desteklerle aşılmalıdır.” dedi.

Engin, ayrıca, inşaat sektöründeki büyümenin devam etmesi ve sektörün daha sağlam bir temel üzerine oturması için hükümetin ve ilgili kurumların sektöre desteklerini artırmaları gerektiğini vurguladı. Bununla birlikte, sürdürülebilirlik, kalite ve yenilikçilik gibi unsurların da sektörün geleceği için önemli olduğunu dile getirdi.

Konut Fiyatlarındaki Düşüş Eğilimi 2025’te Değişecek

İstanbul’daki konut piyasasında konut kiraları artarken satılık daire fiyatlarında ise düşüş eğilimi oluşmaya başladı.

Konut piyasalarındaki son durumu değerlendiren Gayrimenkul Hukukçusu Ali Güvenç Kiraz, piyasanın bu yıl durağan olmasına karşın bu eğilimin 2025’te değişeceğini düşündüğünü dile getirdi.

Kiraz, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararları sonrası mevduat sahiplerinin yatırımlarını yeniden konuta çevireceğini ve 2025’in ortalarından 2026 yılının başına kadarki süreçte konut talebinde artış olacağını ifade etti.

Son açıklanan bilgilere göre ülke genelinde satılık daire fiyatları, Mart’ta bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5.1 oranında düşmüştü. Ancak aynı dönem tarihlerinde kira fiyatlarının ise yüzde 55-58 oranında artış göstermiş olması dikkat çekmişti.

Konut satışlarında yaşanan bu durgunluğun en önemli sebeplerini faiz oranlarındaki yükseliş ve büyükşehirlerle Anadolu şehirleri arasındaki fiyat farklılıkları olduğunu belirten Ali Güvenç Kiraz, ev kiralarda sene başında yaşanan artışın Şubat ve Mart aylarında yerini durağanlaşmaya bıraktığını belirtirken konut kiralamak isteyenlerin seçeneklerinin arttığını belirtti. Ancak diğer yandan ev sahibi olmanın ise zorlaştığına vurgu yaptı.

Avukat Sinan Keskin ise, konut fiyatlarındaki gerilemenin nedenlerinin en başında artan konut kredi faizleri olduğunu söyledi. Keskin, gelecek yıl konut fiyatlarının yeniden yükseleceğini söyledi.

Keskin, 2025 yılında faiz indirim sürecine başlaması ile birlikte bankada parası olanların yeniden konut alımına yöneleceğini, kentsel dönüşüm sürecinin hızlanması ile birlikte fiyatlarda da artış olacağını ifade etti.

Kaynak: Emlak Dream

“Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi” Başladı

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER 9-10 Mayıs tarihlerinde Ankara Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştireceği “Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi”nde dünyadan ve Türkiye’den konusunun uzmanlarını bir araya getiriyor. 

Enerji kayıpları, iklim değişikliğinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de olumsuz şekilde etkilerken, evlerde harcanan enerji her geçen gün artış gösteriyor. Geleceğimizin belirleyicisi bu önemli konuda değer yaratmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla, Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER çalışmalarına hızla devam ediyor.

35 ilde gerçekleştirdiği Anadolu Buluşmaları toplantılarında kanaat önderleri, yerel yönetimler ve tüketicilerin katılımıyla, iklim değişikliği, enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik konularını ele alan VERİMDER’in son durağı Ankara olacak.

VERİMDER’in Dalmaçyalı sponsorluğunda, Ekonomi Gazetesi ve Ankara Ticaret Odası iş birliği ile gerçekleştireceği toplantıda SEPEV, İMSAD, ENVER de destekleyenler arasında bulunuyor.

OECD Daimi Temsilcisi Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Enerji Verimliliği Baş Analisti Dr. Mine Işık, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Danışmanı Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli, Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu BaşkanıHakan Güldağ, Genel Koordinatörü  Vahap Munyar, Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı müdür ve uzmanlarının konuşmacı olarak yer alacağı zirvede; “Yeşil Dönüşüm ve Yapılarda Enerji Verimliliği İlişkisi, Kentsel Dönüşüm ile Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilir Gelecek, İkinci Ulusal Enerji Eylem Planı ve Yapılarda Enerji Verimliliği ve Sıfır Enerjili Binalar ve Sürdürülebilir Dönüşüm” konuları ele alınacak.

Mimarlık ve Tasarım Dünyasına İlham Verecek Yeni Bir Platform: Bir Tasarım Problemi’nin İlk Oturumu Gerçekleştirildi

Mimarlık ve tasarım iletişimi için yenilikçi fikirler sunan ArcheThink’in, tasarım dünyasına ilham vermek amacıyla başlattığı “Bir Tasarım Problemi” serisinin ilki, Deceuninck grubu bünyesinde bulunan IQ Alüminyum’un ana sponsorluğunda 30 Nisan’da Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleştirildi. Mimar, iç mimar ve kentsel tasarımcı gibi birçok tasarımcının proje aşamasında yaşadığı bir probleme ve bu problem için bulunan özgün çözüme dikkat çeken etkinlikte; Kent Plancısı Faruk Göksu, Mimar Han Tümertekin ve İç Mimar Yeşim Kozanlı seçtikleri projelerde yaşadıkları bir problemi ve çözümünü anlattı. 

Bir kentin tasarımından bir objenin tasarımına kadar tüm tasarımlarda sonuca değil, sürece odaklanmak üzere düzenlenen “Bir Tasarım Problemi” serisinin ilki, Deceuninck grubu bünyesinde bulunan IQ Alüminyum’un ana sponsorluğunda 30 Nisan Salı günü Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleştirildi. Mimarlar, tasarımcılar ve öğrenciler için eşsiz bir platform sunan ArcheThink’in Kentsel Planlamacı, Peyzaj Mimarı, Mimar, İç Mimar ve Endüstriyel tasarımcılar gibi farklı disiplinlerden tarafların katılımıyla düzenlenen “Bir Tasarım Problemi”nin yıl boyunca sürmesi planlanıyor.  

Her konuşmacının 15’er dakikalık süreye sahip olduğu etkinlik serisinde ilk konuşmacı Şehir Plancısı Faruk Göksu oldu. Nilüfer Pancar Deposu projesi üzerinden katılımcı bir süreç tasarımıyla dünün pancar deposunun bugün nasıl bir fikir deposuna dönüştüğünü anlattı. Tasarım düşüncesi yoluyla problemin keşfedilmesinin ardından süreç ve etkinlik tasarımının nasıl ilerlediğinden bahseden Göksu, “Sahiplenme ve süreklilik iki önemli kavram. Tasarım düşüncesi yoluyla, problemlerin keşfedilmesi ancak kolektif bir hareketle olur. Pancar Deposu’nda sadece mimari tasarım yapmadık; etkinlik tasarımı da yaptık ve etkinlik tasarımının süreçlerini paydaşlarla belirledik.” dedi.

‘’ Kız Kulesi’ni bilinen en eski kayıtlardaki haline dönüştürdük ‘’

Mimar Han Tümertekin “Sadece Merdiven” başlıklı sunumuyla medyada gündem oluşturan Kız Kulesi Restorasyonu’nu anlattı. ‘’ Biz her projenin başında mümkünse sorduğumuz ve bize sorulmuş bir dolu soruyu elekten geçirip tek bir soruya indirgediğimizde kendimizi rahat hissederiz. Problemi tanımlamazsak çözüm üretemeyiz. Bu projede de öyle oldu. Kız Kulesi aslında bir savunma yapısı olarak inşa edildi. Fakat zaman içerisinde yaşanan yangın ve benzeri sebeplerden ötürü birçok kez restore edilmek durumunda kaldı. Bilinen en eski tarihteki kayıtları büyük bir ekip ile inceledik. Sonrasında kulenin 2. Mahmut dönemindeki haline dönüştürülmesi kararlaştırıldı. Mimari müdahale yalnızca merdiven üzerinde yapıldı. Tarihi kulenin cephesindeki farklı boyutlardaki düzensiz açıklıkların sunduğu potansiyeli ortaya çıkaran merdiven tasarımı, Kız Kulesi’nde ışıkla birlikte geçmişten günümüze uzanan yeni bir deneyimi yaşatıyor’’ diyerek sözlerini noktaladı.

“Geçmişe saygı duyarak geleceği şekillendiriyoruz’’

Programın son konuşmacısı Yeşim Kozanlı, “Geçmişin Yükü” başlıklı sunumuyla Prag’daki Swissotel için yaptıkları otel giriş alanını, tarih ve coğrafyanın kendine özgü koşullarına saygıda kusur etmeyecek şekilde nasıl tasarladıklarını anlattı. Kozanlı, farklı dönemlerde inşa edilmiş, her biri ayrı hikâyeye sahip 5 tarihi yapının arasında sirkülasyon yaratmak için tasarlanan modern mekanın gelenekten geleceğe uzanan bir tasarım hikayesine sahip olduğunu vurguladı. “Biz başından sonuna kadar problemi çözmeye odaklanarak süreci yönetiyoruz. Bizim işimiz problem çözmek. Bu projedeki problem; farklı dönemlerde inşa edilmiş, farklı kotlardaki 5 tarihi blok arasında bir sirkülasyon yaratmaktı’’ dedi. 3 oturumda tamamlanan etkinlikte; katılımcıların konuşmacılara sosyal medya üzerinden sordukları sorular cevaplandırıldı.

 “Sadece çıktıya ve sonuca değil, sürece odaklandık”

“Bir Tasarım Problemi”nin tasarımda sınırları zorlamak ve mümkün olanı yeniden tanımlamak için bir platform sunduğunu belirten ArcheThink Kurucusu Selin Uysal, “ArcheThink olarak, mimarlık ve tasarım dünyasına değer katmak için projeler üretiyoruz. Bu süreçte, deneyimlediğimiz ve gözlemlediğimiz en etkileyici konu; tasarımcıların proje süreçlerinde yaşadıkları problemlere özgün çözümler getirmesi oldu. Tasarımcılar projeye başlarken işverenin hayallerini, ihtiyaçlarını, vizyonunu dinler. Kafasında oluşan tasarımı çalışmaya başlamadan önce, genelde bir problem ile karşılaşır ve sıklıkla tasarımını o problem üzerine şekillendirir. Çözülen problem ise son ürünün oluşmasındaki ana etkeni oluşturur. Bu bakış açısıyla, “Bir Tasarım Problemi” etkinliğini oluşturduk. Sadece çıktıya ve sonuca değil, sürece odaklanılması gerektiğini vurguladığımız etkinlikte, gelecekte yeni hikayeler keşfetme potansiyelinin heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu. 

“Sektördeki tüm paydaşlara ilham veren bir etkinlik oldu”

Etkinliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunan IQ Alüminyum Marka Direktörü Müfit Atlas ise şu ifadeleri kullandı: “IQ Alüminyum olarak, ‘Bir Tasarım Problemi’ etkinliğini desteklemekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Mimarlık ve tasarım dünyasına değer katan bu platformun, yaratıcılığı teşvik etmek, mimarlık ve tasarım severleri bir araya getirmek adına önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Bizler de bu değerlere olan inancımızı ve sektöre olan desteğimizi göstermek adına etkinliğin yanında yer almayı tercih ettik. Tasarım sürecinde karşılaşılan zorlukların, yaratıcılığın ve çözüm odaklı düşüncenin önemini vurgulayan bu etkinliğin, sektördeki tüm paydaşlara ilham verici bir deneyim sunduğuna inanıyoruz”

Egepen Deceuninck, İç Mimarlar Odası’nı Belçika’da Ağırladı

VC profil sektöründe ilklerin öncüsü Egepen Deceuninck, İç Mimarlar Odası Genel Başkanı ve İl Başkanları ile İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere 12 şehirden iç mimarı Belçika fabrikasında ağırladı. Sektördeki son gelişmelerin paylaşıldığı gezide, iç mimarlar ürünlerin özelliklerini yakından tanıma fırsatı buldu. 

Türkiye’nin penceresi Egepen Deceuninck, düzenlediği etkinliklerle sektörün gelişmesine katkı sağlamaya devam ediyor. Son olarak, İç Mimarlar Odası’nı Belçika fabrikasına konuk eden Egepen Deceuninck, etkinlik kapsamında iç mimarlara fabrika gezisi düzenlenmesinin yanı sıra, ürünler hakkında detaylı bilgi verildiği bir program düzenledi. Egepen Deceuninck’in üretim sürecinin incelendiği ve şirketin ürünlerinin anlatıldığı etkinlik, öğle yemeği ile son buldu. 

“Bu etkinlikler, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmemize katkı sağlıyor”

Organizasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Egepen Deceuninck Genel Müdür Yardımcısı Tamer Özen, “Egepen Deceuninck olarak, sektöre katkı sağlayacak tüm organizasyonları çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda, iç mimarlarımızı Belçika’daki üretim merkezimizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduk. Gezi sırasında profilin üretim aşamaları detaylarıyla incelendi.Laminasyonlu profillerin nasıl elde edildiği oluşumundan takılma sürecine kadar olan süreci anlatıldı. Sektördeki en son gelişmeleri mimarlarla paylaşmak ve ürünlerimizin özelliklerini onlara daha yakından tanıtmak için bu etkinlik bir fırsat sağladı. Bu tür etkinlikler, sektördeki iş birliklerimizi güçlendirirken aynı zamanda daha yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmemize de olanak tanıyor.” diye konuştu. 

TKYD 2024’ün İlk Çeyreğini 160 Tüzel Üye İle Kapattı

Kurumsal yönetimin yaygınlaştırılması misyonuyla hareket eden Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin tüzel üye sayısı 160’a ulaştı. 

Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının yaygınlaştırılması misyonuyla hareket eden TKYD, 2024 yılı ilk çeyreği sonunda tüzel üye sayısı, yeni üyeleriyle birlikte 160’a ulaştı.

2024 yılı ilk çeyreğinde TKYD’nin yeni tüzel üyeleri; Yapı Merkezi Holding A.Ş., Narter&Partners Avukatlık Ortaklığı, Haver Farma İlaç A.Ş, Hezz Medya İletişim Hizmetleri Limited Şirketi, Allianz Sigorta A.Ş., Ak Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., GNCR Holding A.Ş., Sadıklar Otomotiv Tekstil Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi., Yapıchem Kimya Sanayi A.Ş. ve SUMMA Turizm Yatırımcılığı A.Ş. oldu.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “Kurumsal yönetim belirli bir noktaya gelmediği sürece atılacak her adım yarım kalacak. Kurumsal yönetim ilkelerini benimseyen, kültürlerine adapte eden ülkeler ve kurumlar; değişimleri önceden görüp aksiyon alabiliyor. Tüm dünyada iş yapış şekilleri pandemi ile birlikte değişti ve kurumsal yönetimin önemi daha da iyi anlaşıldı. Biz de kurumlarımızda bu farkındalığın arttığını gözlemliyoruz. Son dönemde aramıza katılan kurumsal üye sayısındaki hızlı artış da buna işaret ediyor. TKYD olarak kurumsal yönetimin gelişimine, kurumsal ve bireysel üyelerimizle birlikte katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda aramıza yeni katılan üyelerimize hoş geldiniz diyerek teşekkür ediyorum.” dedi. 

Generali Sigorta, Elektrik Araç Kasko Ürününü Duyurdu

Sürdürülebilirlik ve değişen müşteri ihtiyaçlarına odaklanan Generali Sigorta, elektrikli araç sahipleri için özel bir kasko sigortası ürünü piyasaya sürdüğünü duyurdu. Geleneksel kasko sigortalarının ana teminatlarını kapsayan bu yeni ürün, aynı zamanda elektrikli araçların özel risklerine karşı da koruma sağlıyor.

Yeni kasko sigortası; çarpma, çarpışma, yangın, cam kırılması ve hırsızlık gibi standart kasko teminatlarını içerirken, elektrikli araçların özel ihtiyaçlarına yönelik ek teminatlar da sunuyor. Bu ek teminatlar arasında bataryanın hasarlanması, şarjın bitmesi durumunda mobil asistan hizmetlerinin sağlanması gibi özellikler bulunuyor.

Generali Sigorta, elektrikli araçları kapsayan yeni ürünü ile sadece müşteri memnuniyetini artırmakla kalmayacak aynı zamanda sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda katma değer üretecek. Generali Sigorta, elektrikli araç sahiplerinin ihtiyaçlarını ve memnuniyetini merkeze koyarak yeni hizmetini kullanıma sundu. Bu yeni kasko sigortası ürünü, elektrikli araç sahiplerine güvenilir bir koruma ve hizmet sunmayı amaçlayarak, geleceğin otomotiv endüstrisine yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor Generali Sigorta, müşteri memnuniyeti süreçlerinde odağına koyarak sunduğu hizmetleri her daim geliştirmeyi hedeflemektedir.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Şubatta Yüzde 24,7 Arttı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi şubatta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,7 artış gösterdi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Aylık Sektör Raporu’nun nisan sonuçları açıklandı.

Rapora göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi şubatta yıllık bazda yüzde 24,7 arttı. Yılın ilk 2 ayındaki üretim artışı 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 14,3 olarak gerçekleşti.

Ocak-şubat döneminde 17 alt sektörde üretim geçen yılın ilk iki ayına göre artarken, 5 alt sektörde azaldı.

İlk iki ayda üretim demir-çelik çubuk profilde yüzde 30,4, hazır betonda yüzde 29,1, çimentoda yüzde 26,7, demir ve çelikten inşaat ürünlerinde yüzde 24,5 ve inşaat camlarında yüzde 23 arttı. Seramik kaplama malzemeleri üretimi yüzde 23,2, seramik sağlık gereçleri üretimi ise yüzde 19,4 azaldı. 

İnşaat sektörünün gelecek döneme ilişkin öngörülerinin de yer aldığı rapora göre, yerel seçimler sonrası kredi büyümesine ilişkin sınırlamalar ile sıkılaştırma adımlarının sektör üzerindeki kısıtlayıcı etkisinin sürmesi bekleniyor.

Mart sonuna kadar deprem bölgesinde 78 bin konut inşaatı tamamlanırken, yıl sonuna kadar ilave olarak 122 bin adet daha konutun tamamlanması hedefleniyor.

“Yarısı Bizden Kampanyası”nın daha aktif uygulanarak kentsel dönüşüme ivme sağlaması, bu sayede hızlanması beklenen kentsel dönüşüm faaliyetlerinin inşaat sektöründe büyümeye olumlu katkı sunması bekleniyor.

Çatı GEP’leri de Artık Sigorta Güvencesinde

Sigorta sektörü şimdi de bireylerin evlerinin çatılarına kurduğu güneş enerji panellerini (GEP) güvence altına almaya başladı. Genelde konut sigortalarına eklenen GEP’lerin yıllık primleri ise 500 ile bin TL arasında değişiyor.

Dünya Gazetesi’nden Esin Çetinel’in haberine göre; artan enerji maliyetleri, çevreye olan duyarlılıktaki artış yenilenebilir enerjiye olan talebi artırmaya başladı. Artık büyük sanayi kuruluşlarının önemli bölümü hatta KOBİ’ler kendi enerjilerinin bir bölümünü karşılamak için rüzgâr, güneş, hatta termal enerjiyi kullanmayı tercih ediyor.

Bireysel tarafta ise özellikle yazlık müstakil evleri olanların taleplerinde kıpırdan gözleniyor. İşte bu kıpırdanma sigorta sektörünü de harekete geçirdi. Bugün sigorta sektöründe genelde kurumsal taraftaki firmaların güneş panellerine sigorta yapma eğilimi var. Axa Sigorta ise hem kurumsal hem de bireysel müşterilerinin GES yatırımlarını sigorta kapsamında güvence altına alan kurumlardan biri…

Ancak bireylerin bu güvenceden yararlanabilmesi için konut poliçesi satın alması gerekiyor. Aynı zamanda çatı tipi güneş enerji panellerinin 15 yıldan eski olmaması şartı aradıklarını söyleyen AXA Sigorta KKTC, Uluslararası İş Geliştirme ve Yeşil Yatırımlar Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Seda Bora Arkan, “Bu şartları sağlayan herkesin panellerini sigorta teminatı altına alıyoruz” diyor.

Çevre dostu bir yatırım olan çatı tipi güneş enerji panelleri sigorta sayesinde çok sayıda riske karşı güvence altına alınıyor. Bugün riskler için seçime bağlı olarak panellerin minimum 15 bin TL, maksimum 500 bin TL limite kadar teminat altına alındığını söyleyen Seda Bora Arkan, poliçenin içeriğine ilişkinse şu bilgiyi veriyor; “Yangın, yıldırım, fırtına, deprem tarzı risklerde panel bedeli ile kusurlu işçilik, elektrik enerjisinin doğrudan doğruya tesiri neticesi kısa devre, voltaj yükselmesi, izolasyon hatası gibi riskler için seçime göre teminat sağlıyoruz.”

Çatı tipi güneş enerji panellerine olan talep ve bunların sigortasına olan talebin arttığına da işaret eden Seda Bora Arkan, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Talebin yoğunluğu bölgesel olarak değişiyor. Özellikle güneşli gün sayısının fazla olduğu, müstakil evlerin, yazlıkların daha yoğun olduğu Ege, Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizden daha yoğun talep geliyor. Gerek elektrik enerjisinin fiyatlarının artması, gerekse toplumda sürdürülebilirlik bakışının yaygınlaşması ile çatı tipi GES’ler ve bunların sigortasına olan talep artıyor. Yatırım geri dönüş süresinin kısalması halinde GES taleplerinin tabana yayılacağını öngörüyoruz.”

Çatı tipi güneş enerji panelleri maalesef ülkemizde çok yaygın değil. Sigortaya olan talepte buna bağlı olarak şimdilik oldukça sınırlı. Bu sigortanın temel özelliği ise konut sigortası poliçelerine eklenebilmesi. Fiyatları ise oldukça makul. Örneğin 100 bin TL’ye malolan bir çatı tipi güneş enerji paneli kurduğunuzda bunun yıllık primi 500 TL ile bin TL arasında değişiyor. Sigorta şirketleri bu üründe özellikle konutun bulunduğu bölgenin deprem bölgesi olması, seçilen limit, panel yaşı gibi çok sayıda parametreye bakarak prim fiyatlarını belirliyor.

Güneşe Yatırım Yapan Sanayici Alarmda

Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM’de kabul edildi. Sektör temsilcileri ise lisanssız elektrik üreten santraller için eski yasaya geri dönülmesi çağrısında bulundu.

Dünya Gazetesi’nden Recep Şenyurt’un haberine göre; kabul edilen yeni yasa ile lisanssız elektrik üreten güneş enerji santrallerinin lisanslı olarak üretime devam etme sürecine yönelik düzenlemenin sektörün gelişimine engel olacağını, bu alana yatırım yaparak Türkiye’nin güneş enerji santrallerinde büyümesinin lokomotifi olan yatırımcıların cezalandırıldığını ifade eden sektör temsilcileri, bir önceki kanun çerçevesinde bu alanının yeniden düzenlenmesini talep etti.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, yasa koyucunun vatandaşın elektrik fiyatını düşürmek için çıkardığı yasayla lisanssız güneş enerji santralleri işleten yatırımcıların, üretimlerine lisanslı olarak devam etmek istemeleri halinde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) fiyatı üzerindeki rakamı bedelsiz devretmek zorunda kalacaklarını açıkladı. Özdemir, yasanın amacına hizmet etmesinin mümkün olamayacağını söyledi.

Türkiye’nin büyümesi için enerji sektörüne daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ve yatırımcıların yatırım yaparken öngörülebilir bir ortamın olmasını beklediğini ifade eden Özdemir, “Lisanssız güneş enerjisi santrali yatırımı yapan yatırımcılar, büyük riskler alarak sektörün büyümesini sağladılar. Şimdi çıkartılan bu yasa kuralları değiştiriyor.

Hem lisans bedeli getiriyor hem de YEKDEM fiyatının üzerindeki rakamın bedelsiz olarak EPİAŞ’a bırakılmasına hükmediyor. YEKDEM fiyatı şu an 5,5 dolar civarında. Piyasa fiyatı ise 7,5 dolar civarında. Piyasa fiyatı 10 dolar da olabilir, 12 dolar da olabilir. Burada yatırımcılar aleyhine ciddi bir marj bulunmakta. Lisanssız güneş enerjisi santralleri önceki yasada piyasa fiyatı üzerinden yüzde 15’ini EPİAŞ’a bırakarak lisans bedeli ödemeden lisanlı olarak devam edebileceklerdi. Biz bu düzenlemenin geri getirilmesini talep ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin 320 terawatt saat elektrik tüketimi olduğunu, lisanssız elektrik üreten GES’lerin ise 15 terawatt saat üretim gerçekleştirdiğini açıklayan Özdemir, şunları kaydetti: “Yasanın amacı vatandaşın elektriğini ucuzlatmak.

Ancak lisanssız santrallerin üretimi Türkiye tüketiminin yüzde 5’i civarında. Yüzde 5’inde böyle bir tasarruf yaparak vatandaşın elektrik fiyatı düşmez. 10 yıllık lisans süresini dolduracak işletmeler süre bitiminde eski yasaya bakarak lisanlı olarak üretimlerine devam etme kararı almışlardı. Şimdi bu santrallerin çoğu lisanslıya geçemeyeceği için bu yatırımların tabana yayılmasını sağlayan lisanssız üretim bitmiş olacak.

Sektörde 7,5-8 bin MW civarında olan bu tesislerde ciddi el değiştirmeleri ve konsolide olma sürecini yaşayacağız. Elektrik fiyatlarının ucuzlaması için en önemli şey GES ve RES’lerin sayısının ve gücünün artmasıdır. Bunun için de yatırımcıya ihtiyaç var. Eski yatırımcı cezalandırılırsa, bu alana yeni yatırımcı bulunamayacak ve elektrik fiyatlarını ucuzlatmaya çalışırken daha da pahalanmasına neden olunacaktır.”

“Yasalar yatırımcı lehine ve öngörülebilir olmalı”

Sektöre yönelik mevzuatların öngörülebilir ve sade olmasını beklediklerini dile getiren Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Başkanı Alper Kalaycı da yeni yasa ile getirilen düzenlemenin yatırımcılarda mağduriyetlere neden olacağını, lisanssız elektrik üreten santrallerin lisanslanma sürecinin çok daha sade ve yatırımcı dostu olacak şekilde olmasını beklediklerini dile getirdi.

Kalaycı, “Lisanssız elektrik üreten tesislerin makul bir şekilde belirlenecek bir lisans bedeli ile başka hiçbir koşul aranmadan lisanlı hale gelmesi bize göre en doğru yol olacaktır. Yatırımcılar bizim baş tacımız. Bugünkü faiz oranlarında yatırım yapmak çok zor. Yatırımcıları yatırım yapmaya cezbetmek, kaçırmamak lazım” diye konuştu.

“Sektörün görüşleri alınarak yeni düzenleme yapılmalı”

Türkiye’yi güneş enerjisi ile buluşturan, ülkemizin tükettiği elektriği güneş enerjisinden sağlanması için bundan 12 yıl önce çıkan bir yasaya güvenerek ve risk alarak sektörü büyüten güneş enerjisi yatırımcılarının adeta cezalandırıldığını ifade eden Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Serdar Ekiz ise, yeni yasa ile yatırımcıların güveninin zedelendiğini belirtti.

Ekiz, yeni yasanın yatırımcıyı mağdur ettiğini, devletin yatırımcının ürettiği elektriği piyasa fiyatının çok altında bir bedelle almak istediğini söyledi. Ekiz, şunları kaydetti: “Bu alana yatırım yapmak isteyen yatırımcılar, artık çok daha dikkatli olmak zorunda kalacaklar ve belki de yatırım yapmaktan vazgeçecekler. Çünkü devletimiz yeni çıkardığı yasayla en üst rakam YEKDEM olmak üzere daha düşük oluşacak fiyatları baz alarak elektriği satın alacak.

YEKDEM fiyatı piyasa fiyatının yüzde 50’sine yakın bir tutarda. Bu üst limit enerjinin fazla üretilmesi halinde düşeceği için bu işletmeler ürettiği elektriği neredeyse bedavaya devlete vermek zorunda kalacak. Bunu yasayı yapanlar nasıl göremiyor? Acaba bir cezalandırma mı bu diye aklımıza soru işaretleri geliyor. Sektörümüzün görüşü ve talepleri dikkate alınmadan hazırlanan ve onaylanan yasayla ilgili mücadelemizi sürdüreceğiz. Yatırımcıların yatırım yaptıkları için mağdur olmalarının önüne geçmeye çalışacağız.”

Emlak Katılım Şube Sayısını 107’ye Çıkardı

Bursa’da Demirtaş Şubesi ile İstanbul’da Tuzla Sanayi, Bayrampaşa, Beylikdüzü E-5 ve Samandıra şubelerinin açılışını gerçekleştiren Emlak Katılım Bankası, Türkiye genelindeki şube sayısını 107’ye çıkardı. 

Gayrimenkul sektörü başta olmak olmak üzere ekonomik büyüme ve istihdama katkısı yüksek olan stratejik sektörlere, sürdürülebilir ve herkes için erişilebilir finansman modelleri sunmak üzere çalışmalarını sürdüren Emlak Katılım; Bursa’da Demirtaş Şubesi ile İstanbul’da Tuzla Sanayi, Bayrampaşa, Beylikdüzü E-5 ve Samandıra şubelerinin açılışını gerçekleştirdi. Şube ağını yaygınlaştıran Emlak Katılım, hizmete sunduğu yeni şubeler ile Türkiye genelinde 107 şubeye ulaştı. Faaliyete aldığı her şubesi ile müşterilerinin farklılaşan finansal ihtiyaçlarına yanıt veren Emlak Katılım, Türkiye ekonomisine ve istihdama da katkı sunmaya devam ediyor.

Emlak Katılım, katılım finans sisteminin yaygınlaşması ve sahip olduğu pazar payının artırılması noktasında reel ekonomiye desteğini sürdürürken, orta ve uzun vadede şube açılışlarına devam ediyor.

Müşterilerin görüntülü görüşme ile evden, ofisten veya bulundukları her yerden kolaylıkla hesap açmalarını sağlayan Emlak Katılım, masrafsız bir bankacılık hizmeti de sunuyor. Emlak Katılım Mobil’den EFT/Havale ve FAST gibi işlemlerini ücretsiz bir şekilde gerçekleştirebilen müşteriler, bankacılık işlemlerini 20 bini aşkın tüm kamu bankası ATM’leri ile PTT şubeleri ve ATM’lerinden de ücretsiz bir şekilde yapabiliyorlar.

Doğal çevrenin korunması, sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturulması ve iklim değişikliği ile mücadele konularında toplumsal farkındalığa katkı sağlayacak adımlar atan Emlak Katılım; şubelerde kullanılan basılı broşürler yerine karekod sistemini kullanıyor. Böylelikle müşteriler, istediği ürün ve hizmetin detaylarına karekod sayesinde kolayca ulaşabiliyor.

Hesap açma işlemlerinde ise zorunlu imza gerektiren sözleşme ve formlar için sayfalarca kâğıda imza atılan dönemi geride bırakan Emlak Katılım, kâğıt israfının önüne geçecek olan kağıtsız bankacılık uygulamasını müşterilerine sunuyor. Hesap açma işlemi çok kısa süre içerisinde mobil uygulama üzerinden dijital onay yöntemiyle yapılıyor.

Well’s Koltuk A’Desing’da Bronz Ödül Aldı 

Tasarımcı Emre Öner imzasını taşıyan, Zivella’nın Well’s koltuğu A’Design Award’ta ödüle layık görüldü. 

Yaşamı, doğayı, kültürü, insanı ve renkleri tasarımlarına yansıtan Zivella, 2024’ün ilk ödülünü A’Design Award’tan aldı. Zivella’nın tasarımcıları arasında yer alan Emre Öner imzasını taşıyan Well’s koltuk mobilya tasarım kategorisinde bronz ödüle layık görüldü.

Zivella Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Uzun, Well’s koltuğunun A’Design Yarışması’nda kazandığı bronz ödül hakkında şunları söyledi: “Well’s koltuğu, Ofiste Ev Rahatlığı koleksiyonumuz için tasarladık ve Emre Öner ile birlikte çalıştık. Uluslararası tasarım ödüllerinden biri olan A’Design Yarışması’nda ödüle layık görülmek bizi gururlandırdı. Bu ödül, çalışan bireylerin deneyimlerinden ilham alarak tasarlamaya ve her üründe kullanıcıların sağlığını ve konforunu düşünerek onların daha verimli olmalarına katkı sunmaya olan bağlılığımızı gösteriyor. Gelecekte de bu yolda ilerlemeye, yaşam ve insan odaklı tasarımlarımızı geliştirmeye devam edeceğiz.”

İyi Olma Hali İçin Tasarlanmış Konfor: Well’s

Wellness (fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hali) ve wellbeing (iyilik) kavramlarından ilham alınarak tasarlanan Well’s koltuk, kullanıcıya hem konfor sağlamaya hem de kullanıcının iyi olma halini artırmaya odaklanıyor. Sadelik, minimalizm ve işlevsellik ile tanımlanan İskandinav tarzında tasarlanan Well’s koltuk, ahşabın sıcaklığı ile iç mekânlarda aydınlık ve iyi hissettiren bir duruş sergiliyor. Sürdürülebilir malzemeler ve çevre dostu uygulamalar kullanılarak şekillendirilen Well’s, bulunduğu ortama rahatlık ve iyiliği bir arada getiriyor. 

Dalsan Alçı’nın Yeni Genel Müdürü Timuçin Daloğlu Oldu

1932 yılından bu yana yapı malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren Dalsan Alçı, köklü geçmişi ve yenilikçi vizyonuyla sektöründeki liderliğini sürdürüyor. Yıllık 100 milyon metrekare alçı levha, 2 milyon tondan fazla torbalı üretim ve silolu sevkiyat kapasitesiyle zeminden çatıya duvardan-duvara güvenilir yapı çözümleri sunan Dalsan Alçı’da, 01.05.2024 tarihi itibariyle Genel Müdürlük görevini Timuçin Daloğlu devraldı.

Yeni Genel Müdürü Timuçin Daloğlu ile birlikte yeni bir döneme adım atan Dalsan Alçı San. ve Tic. A.Ş, yenilikçi projeleri, buluşları, yatırımları ve geniş ürün yelpazesiyle, küresel vizyonunu güçlendirerek başarı grafiğini daha da yukarılara taşımaya kararlıdır.

Şirket; bu atama ile benimsediği değerleri koruyup sektördeki liderliğini pekiştirerek, yeni ve büyük hedeflere ulaşmayı amaçlamaktadır.

Tasarruf Finansman Sektörünün Büyüklüğü 29 Milyar TL’yi Aştı

Türkiye’de geçmişi 30 yılı bulan ancak 2 yıl önce regüle edilen tasarruf finansman sektörü hızla büyüyor. Geçen yıl yüzde 100 büyüyen sektörün aktif büyüklüğü 29 milyar TL’yi aştı. FKB Başkanı Eyüp Akbal, “Ürün çeşitliliğinin artırılması ve kâr dağıtımı gibi izinler verilirse sektöre yeni oyuncular girecektir” dedi.

Dünya Gazetesi’nden Birol Bozkurt’un haberine göre; 2022 yılında regüle edilen tasarruf finansman sektörü, bireylerin ev ve araç satın almak gibi finansal hedeflere ulaşmalarına yardımcı olan alternatif bir finansman yöntemi olarak ön plana çıkıyor. Son dönemde faizlerin artmasıyla ilginin giderek arttığı bu sistem, katılımcıların düzenli tasarruflar yaparak bir araya gelmelerini ve birbirlerine finansman sağlamalarını teşvik ediyor. Sektör, Finansal Kurumlar Birliği tarafından düzenlenmekte ve denetlenmektedir.

Tasarruf finansman sektöründe 2015 yıl sonu itibarıyla iki şirket 66 şube ile faaliyetlerini sürdürüyordu ve sektör 1,5 milyar TL aktif büyüklüğüne sahipti. 2021’de başlayan regülasyon süreci, 2022 yılında tamamlandı ve sektörde sadece altı şirket faaliyet izni alabildi. Sektörün son durumunu ve gelecek dönem hedeflerini Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Tasarruf Finansman Şirketleri Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal anlattı.

2021’de aktif büyüklüğün 12,3 milyar TL’ye, 2022’de 14,3 milyar TL’ye ulaştı.ğını söyleyen Eyüp Akbal, “Aralık 2023 itibarıyla ise tasarruf finansman sektörünün aktif büyüklüğü 29 milyar TL’yi geçti. Son sekiz yıllık süreçte tasarruf finansman sektörünün yüzde 1843 oranında artış göstermesi sektörün yüksek bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse tasarruf finansman sektörünün son bir yılda yüzde 100’den fazla büyüdüğünü söyleyebilirim. 2023 yıl sonu itibarıyla sektörümüzde 424 şube, 4 bin 400’e yakın çalışan ve 400 bine yaklaşan müşteri bulunuyor.

Tasarruf finansman sektöründeki bu ivmelenmeyi önemli bir başarı olarak okuyorum. Politika faizinin yükselmesi ve bankaların kredi maliyetlerinin artması nedeniyle son dönemde sektörümüze olan teveccühün daha da arttığını gözlemliyoruz. Uygun maliyetli finans modelimiz sayesinde sadece sektörümüze değil, tasarruf oranlarının artmasına sunduğumuz katkı ile Türkiye’nin ekonomik gelişimine de destek sağlayacağız. Diğer yandan nitelikli istihdama önemli bir katkı sunan sektörümüz istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürmektedir” dedi.

Finansal Kurumlar Birliği olarak sektörümüzün kurumsallaşmasını tamamlaması, daha fazla kişiye ulaşması için atılması gereken adımlara ve iyileştirmelere yönelik, çalışmalar kapsamında pek çok kamu kurumu ile görüşme gerçekleştirdik. 29 Aralık 2023 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tasarruf Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklik ile mevzuatın güncellenmesi tüm paydaşların menfaatine katkı sağlayacaktır.

Özellikle sözleşme tavan tutarındaki artışın, konut için 7,2 milyon TL’ye ve araç için ise 2,8 milyon TL’ye yükseltilmesi müşterilerimizin taleplerine daha iyi cevap vermemizin önünü açtı. Başka bir açıdan değerlendirdiğimizde ise sözleşme tavan tutarındaki artış; kişilerin daha fazla tasarruf yapmasına imkân sağlarken, tasarrufların değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılmasındaki oranların yükselmesine de katkı sağlayacaktır. Ayrıca tavan tutarlarının ÜFE’ye endekslenmesi önümüzdeki yıllarda söz konusu tutarların otomatik olarak arttırılmasına yol açacaktır. Diğer taraftan önümüzdeki dönemde ürün çeşitliliğin artırılması ve kâr dağıtımına izin verilmesi durumunda sektörümüze yeni oyuncuların dâhil olabileceği ve bunun tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağı kanaatindeyim.

Ürün çeşitliliğinin artırılması gerekiyor

Bugünkü konjonktürde tasarruf finansman sektörü olarak tasarruf sahiplerine yalnızca ev, araç ve çatılı iş yeri finansmanı sağlayabiliyoruz. Dolayısıyla başka bir ürün geliştirme gibi bir şansımız yok. Bu konuda sektör temsilcileri olarak yeni ürünlerin sisteme dâhil edilebilmesi kanun değişikliği gerektirmektedir. Mevzuat değişikliğinden sonra tasarruf finansman sisteminin daha da güçlenmesiyle birlikte sektör temsilcilerinin organize olarak atacakları adımlarla ürün çeşitliliğinde artışa gidilebileceğini öngörüyorum. Tasarruf sahiplerinin uygun maliyetle pek çok ihtiyacına çözüm bulabilmesini hem sektörün büyümesine hem ülkemizin tasarruf oranlarının artmasına katkı sağlayacaktır. Örneğin; işini yeni açmış bir sanayici, gelecekte işini büyütebilmek adına gerekli makine teçhizatını bu sistemle alabilse ne kadar güzel olur, neden olmasın? Ayrıca ürün çeşitliliğinin artırılmasının tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilirliğine de önemli katkıları olacaktır.

“Tasarrufu teşvik ederek ekonomiye katkı veriyoruz”

Rusya Ukrayna Savaşı, Ortadoğu’da İsrail’in Filistin’i işgali gibi gelişmelerin ve dünya genelinde yaşanan tüm ekonomik sıkıntıların Türkiye ekonomisine de yansıdığını söyleyen FKB Başkanı Eyüp Akbal, “Küresel bir ekonomik problemden bahsediyorsak Türkiye’yi bundan ayrı tutmamız düşünülemez. Hâl böyle olunca da hem ülkemizin hem de sektörümüzün geleceğine dair bir öngörüde bulunmak epey zor. Şunu söyleyebilirim: Türkiye tarihi boyunca pek çok siyasi ve ekonomik krize maruz kaldı, hepsinden de alnının akıyla çıktı. Türkiye ekonomisinin önemli çarklarından biri olan tasarruf finansman sektörü olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki tasarruf finansman sektörü her koşulda herkese en uygun maliyetli finansmanı sağlayarak kişilerin ev, araç ve çatılı iş yeri sahibi olmasına olanak sunuyor. Böylelikle hem tasarrufu teşvik ediyor hem kişilerin en temel ihtiyaçlarından olan barınma ve araç gereksinimlerini karşılamasına vesile oluyor hem de yastık altı birikimlerin ekonomiye kazandırılmasını sağlayarak ekonomik büyümeye de katkı sunuyor. Diğer yandan genel müdürlüklerinde ve şubelerindeki personelleriyle birlikte iş gücüne de ciddi manada katkı sunmuş oluyor” dedi.

Aslına bakarsanız 2022 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından tasarruf finansman sektöründe faaliyet gösterecek yalnızca altı firmaya lisans verildi. Regülasyonun ardından hâlihazırda bu faaliyeti sürdürebilecek şirketlerin bizzat BDDK tarafından belirlenmiş olmasını, başlı başına bir güven unsuru olarak nitelendirebiliriz. Bizler bu alanda faaliyet gösteren sektör temsilcileri olarak gerçekleştirdiğimiz teslimatlarla dolayısıyla müşteri memnuniyetini maksimum düzeye çektiğimizde güven algısını perçinlemeye devam edeceğiz. Diğer yandan tasarruf finansman sektörünün bilinirliği daha doğrusu işleyişinin nasıl olduğu insanlar tarafından çok fazla bilinmiyor. Bu da kimi zaman zihinlerinde şüphelere yol açabiliyor, bunu aşabilmek noktasında sistemimizi daha çok anlatmalı, daha çok kişiye ulaşmalı, ulaştığımız tüm kişilerin de memnuniyetini en üst seviyede tutmamız gerekiyor. Müşterilerin tasarruf finansman sistemini anlayabilmeleri noktasında altı şirketimizin donanımlı, yeterli bilgi birikimi ve deneyime sahip çalışma arkadaşlarına çok iş düşüyor. Onlar tasarruf finans şirketlerinin yüzleri olarak sistemi kişilere anlatma noktasında kritik bir rol oynuyorlar.

Dijital dönüşüme yönelik adımlarımızı hızlandırdık

Tasarruf finansman sektörünün Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’na tabi olması ve regülasyon sürecinin tamamlanmasıyla birlikte sektörün gerek finansal gerek ödeme süreçleri ve teknolojik altyapısı uçtan uca kriterlerle net bir şekilde belirlendi. Tasarruf finansman sektörünün oyuncuları olarak bizler de dijital alanda yatırımlarımızı yaptık, dijital dönüşüme yönelik adımlarımızı hızlandırdık ve belli bir noktaya da getirdik. Bilindiği gibi dijitalleşme, sürekliliği olan ve yaşayan bir süreçtir. Bizler de teknolojinin gelişimine hızla karşılık verebilecek refleksleri geliştiriyoruz. Teknolojinin sunduğu avantajlar sayesinde tasarruf finansman sektörü temsilcileri olarak uzaktan müşteri edinimi sağlayabiliyoruz.

Böylelikle tasarruf yapmak isteyen kişiler, herhangi bir tasarruf finansman şirketinin şubelerine gidip vakit kaybetmeden dijital platformlar üzerinden bilgi alabiliyor ve sisteme kayıt olabiliyor. Diğer yandan online ödeme platformu üzerinden tasarruf sahipleri, ne kadar ödeme yapmışlar, ne kadar ödemeleri kalmış gibi detayları da doğrudan görebiliyorlar. Diğer yandan kimi şirketlerde tahsisatların hatasız olabilmesi adına müşterilere özel iban uygulaması var. Böylelikle tahsisatların hatasız, güvenilir, kolay ve hızlı alınması ve sözleşme özelinde takip edilmesine imkân sağlanmış oluyor. Ayrıca e-rehin uygulaması sayesinde rehin tesis işlemleri noterin işleyiş inisiyatifi ile tüm güne yayılmak yerine borcu biten müşterilerin rehin terkin talebi sistem üzerinden o gün içerisinde yapılabiliyor. Bu da işlemlerin hızlanmasını ve müşteri memnuniyetini beraberinde getiriyor.

SİBUR, Bir Türk Polimer Malzeme Üreticisine Tedarik Ettiği Ürünlerin Karbon Ayak İzini Ortadan Kaldırdı

Rusya’nın en büyük polimer ve kauçuk üreticisi SİBUR, tarım ve teknik tekstillerine yönelik polimer ambalaj üreticisi, Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından biri olan Abdioğulları şirketiyle, Türkiye pazarında “sürdürülebilir” ürünler için yeni standartlar belirledi.

1.500 tonluk polipropilenden oluşan pilot parti çerçevesinde, ürünün karbon ayak izi, SiBUR’un sera gazı emisyonlarındaki sertifikalı azaltımlarıyla kısmen dengelendi. Her iki şirket de iklim etkilerini azaltma konusunda oldukça hırslı ve bu bir pilot çalışması, Türkiye pazarında ambalaj çözümleri için ”yeşil” standartlar geliştirmeye yönelik ortak çalışmanın başlangıcı olacak.

Abdioğulları, karbon ayak izini azaltmak için üretim tesislerinde güneş enerjisini kullanıyor.

SİBUR, sürdürülebilir kalkınma stratejisi çerçevesinde, üretim tesislerinin modernizasyonunu ve üretim süreçlerinde kaynak ve enerji verimliliğinin artırılmasını amaçlayan tedbirleri hayata geçiriyor. Zapsibneftekhim’de gerçekleştirilen iklim projesi, daha önce Avrupa’nın önde gelen geçerlilik ve doğruluk teyit merkezi olan Verico SCE’den ISO 14064-2:2019 standartlarına uygun olarak CO2 eşdeğeri emisyonlarını yaklaşık 3 milyon ton azaltmak için onay aldı. Sertifikalı sera gazı emisyon azaltımları halka açık bir listede yayınlanıyor ve Rusya’da ve yurt dışında satın alınabiliyor ki bu işletmelerin ve bireylerin karbon ayak izlerini tazmin etmelerine imkan veriyor.

SİBUR’un yedi işletmede iklim projelerinin uygulanmasından elde edilen tüm karbon birimlerinin toplam portföyü, 10 yıllık vadede 10 milyon karbon birimini bulacak. Her karbon birimi, 1 ton karbondioksite eşdeğer sera gazı kütlesi olarak ifade edildiği, iklim projesinin teyit edilmiş sonucudur.

EVA Gayrimenkul Değerleme, 2023 ve 2024 İlk 3 Ayının Yabancı Yatırımcılarını Değerlendirdi

EVA Gayrimenkul Değerleme, son iki yılda yabancı yatırımcıların Türkiye’de gerçekleştirdikleri gayrimenkul yatırımlarını ilk 10 ülke bazında ve en fazla tercih edilen ilk 10 ili temel alarak masaya yatırdı. Türkiye’de gerçekleştirilen yabancı yatırımlarını toplam hisseye isabet eden yüzölçümü ve tüm işlemler bazında değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme, yatırımların 2024’ün ilk 3 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre metrekare bazında yüzde 71 azaldığını ortaya koydu.  

Yabancı yatırımcıların 2024 ve 2023 ilk 3 ay itibariyle Türkiye’de gerçekleştirdikleri tüm gayrimenkul cinsinden alımları mercek altına alan EVA Gayrimenkul Değerleme, alan bazında 2024 yılının ilk 3 ayı itibariyle 2023 yılının aynı dönemine kıyasla metrekare bazında %71, işlem sayısında ise %45 düşüş olduğunu belirledi.

EVA Gayrimenkul Değerleme, yabancı yatırımcıların 2023 yılı ilk 3 ay verileri ile 2024 yılı aynı döneminde Türkiye’de gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarını inceledi. Tapu yabancı işler daire başkanlığı verilerine göre; 2023 yılı ilk 3 ay sonunda 1 milyon 628 bin 744 metrekare olan yabancıların gayrimenkul edinimleri 2024 yılı aynı döneminde yüzde 71 azalarak 471 bin 116 metrekare oldu. 

TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde, yabancılara toplam 19 bin 275 adet konut satıldı

Konut satışı özelinde TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; adet bazında, 2024 ilk 3 ayı itibariyle Türkiye genelinde, toplam 5 bin 685 adet konut satıldı. 2023 yılının aynı dönemine göre 2024 yılı 1. çeyrekte yüzde 48 düşüş görüldü. Yabancılara satılan konutların toplam konut satışları içindeki oranı 2023 yılı ilk 3 ay sonu itibariyle yüzde 3,86 iken bu oran 2024 yılı aynı döneminde yüzde %2,03’e düştü.

Gayrimenkulde yüzölçümü bazında Irak, satış adedi olarak Rusya Federasyonu ilk sırada

2024 yılı ilk 3 ay itibariyle, yabancıların Türkiye genelindeki toplam hisseye isabet eden yüzölçümü bazında tüm gayrimenkul yatırımları incelediğinde,  yüzölçümü bazında ilk sırada Irak yer alıyor.  Irak’ı Afganistan, İran, Rusya Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, Amerika Birleşik Devletleri, Kazakistan, Çin ve Ukrayna takip ediyor.

Rusya Federasyonu ilk sırada

2024 yılı ilk 3 ay itibariyle Türkiye genelinde yabancılara yapılan toplam gayrimenkul satış adetinde ise geçtiğimiz sene de ilk sırada yer alan Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Rusya Federasyonu’nu İran, Ukrayna, Irak, Almanya, Kazakistan, Azerbaycan, Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin takip etti.

Gayrimenkul yatırımında yabancı satış adeti bazında İstanbul, Antalya ve Mersin ilk üçte 

Tüm gayrimenkul cinsinden en çok tercih edilen illerde toplam hisseye isabet eden yüzölçümü bazında 2024 yılı ilk 3 ay itibariyle yabancıların gayrimenkul yatırımlarında en çok tercih ettiği il İstanbul olurken, İstanbul ilini sırası ile Bursa, Mersin, Yalova, Antalya, Sakarya, Muğla, İzmir, Ankara ve Kocaeli izledi. 

Tüm gayrimenkul cinsinden 2024 yılı ilk 3 ay itibariyle en çok tercih edilen illerde satış adeti bazında ise ilk sırayı İstanbul aldı. İstanbul ilini sırası ile Antalya, Mersin, Ankara, Bursa, Yalova, Muğla, İzmir, Kocaeli ve Sakarya izledi. 

Yabancı gayrimenkul yatırımlarında Körfez ülkelerinin payı %21’e düştü.

Yabancı gayrimenkul yatırımlarında önemli bir ağırlığa sahip olan Körfez ülkelerinin, 2023 yılı ilk 3 ayında 377 bin 606 m² büyüklüğündeki tüm gayrimenkul cinsinde metrekare bazında yaptıkları yatırımlar 2024 yılı aynı döneminde yüzde 74 oranında azalarak 99 bin 429 m²’ye düşmüştür. Ayrıca, toplam yabancı yatırımlarının içinde Körfez ülkelerinin durumunu değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme, 2023 yılı ilk 3 ayında metrekare bazında toplam yabancı yatırım içinde payı %23 olan Körfez ülkelerinin 2024 senenin aynı dönemindeki payının %21’e düştüğünü ortaya koyuyor. 

İstanbul’da yabancılara yapılan gayrimenkul satışlarında m2 bazında 2023 yılının aynı dönemine göre 2024’de %67’lik düşüş yaşandı

Yabancı yatırımcıların 2024 yılı ilk 3 ay sonunda ve 2023 yılı aynı döneminde İstanbul’da gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarımda ise, Tapu Yabancı İşler Daire Başkanlığı verilerine göre; 2023 yılı ilk 3 ayında 60 bin 600 metrekare olan yabancıların gayrimenkul edinimleri 2024 yılı aynı döneminde yüzde 67 azalarak 60 bin 600 metrekare oldu.

İstanbul’da yabancılara konut satışında İran birinciliği aldı

2024 yılı ilk 3 ay sonu itibariyle, yabancıların toplam adet bazında İstanbul genelindeki tüm gayrimenkul yatırımlarında, ilk sırada İran yer alıyor. Toplam adet bazında İran’ı Rusya Federasyonu, Irak, Çin, Filistin, Afganistan, Azerbaycan, Mısır, Cezayir ve Suudi Arabistan,  takip ediyor. 

İstanbul’da Yabancılara Konut satışında 2023 yılının aynı dönemine göre 2024 yılında adet bazında yüzde 42’lik düşüş yaşandı

Konut satış adedi özelinde ise Tapu Yabancı İşler Daire Başkanlığı’ndan alınan verilere göre yabancılara adet bazında, 2024 ilk 3 ayında İstanbul genelinde, toplam 2 bin 612 adet konut satıldı. Bu rakamla, 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 42’lik bir düşüş görüldü. 

Tüm Türkiye’de yabancılara satılan konutların toplam konut satışları içindeki oranı TÜİK verilerine göre, 2023 yılı ilk üç ay sonu itibariyle yüzde 3,86 iken bu oran 2024 yılı aynı döneminde yüzde 2,03’e düştü.

İlçe tercihleri, Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir

İstanbul’daki gayrimenkul edinimlerinde yabancılar tarafından adet bazında en çok tercih edilen ilçeler sırasıyla Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Küçükçekmece, Avcılar, Bağcılar,  Büyükçekmece, Kağıthane, Şişli ve Sarıyer ilk onda yer aldı. 

Slovenya Divaca-Koper Demir Yolu Projesi’ni Yapı Merkezi Yürütüyor

Slovenya’nın en stratejik ve önemli yatırımı olarak görülen “Divaca-Koper Demir Yolu Projesi”ni Yapı Merkezi yapıyor.

Slovenya’da yürüttükleri projeye ilişkin bilgiler veren Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu, projenin, tünel mühendisliği alanında yüksek zorluk derecesi taşıdığını belirterek Alp Dağları’na özgü kireç taşı bazlı karstik kaya oluşumları içinde tüneller açarak ilerlediklerini söyledi.

Üç aşamadan oluşan projenin ihalelerine Avrupalıların ağırlıkta olduğu 13 grubun katıldığına işaret eden Arıoğlu, şunları söyledi:

“İhalelerin üçünde de Yapı Merkezi çeşitli oranlarda yer alıyor. Projenin birinci ve ikinci aşaması altyapı, üçüncü aşaması ise üstyapı çalışmalarını kapsıyor. 2021 yılında toplamda 600 milyon avrodan fazla bir sözleşme bedeliyle kazanma başarısını gösterdik. Fahri Başkonsolosu olarak da görev yaptığım Slovenya’nın ekonomik gelişimine büyük katkı sağlayacak, ülkenin en büyük ve en önemli projesinde Türk firması olarak yer almak bizim için hem mutluluk hem de gurur verici.

Ülkenin güncel en stratejik ve önemli yatırımı konumundaki Divaca-Koper Demir Yolu Projesi ile Slovenya’yı Avrupa’nın lojistik kapısı olarak konumlandıran Koper Limanı’nın kapasitesini artırarak, hizmet güvenilirliğini en üst seviyeye çıkarmalarına destek oluyoruz.”

Mart 2021’de ilk kısmının imza töreni gerçekleşen proje kapsamında, Yeni Avusturya Tünel Açma Yöntemi ya da şantiye terminolojisi içinde “Del-Patlat” olarak bilinen tünel açma metoduyla 37,9 kilometrelik 11 tünel yapıldığını ve bu kapsamda ayrıca uzunlukları 452 ve 647 metre olan iki viyadük inşaatının da bulunduğunu aktaran Arıoğlu, şunları kaydetti:

“Yapı Merkezi liderliğindeki konsorsiyumumuz, jeolojik geçmişi 600 bin yıllık karstik mağara oluşumları ve yer yer ezilme zonları içeren bu önemli projeyi başarıyla yürütmekte. Çevre ve halk sağlığı gözetilerek yürütülen proje kapsamında bugüne kadar 1000 ton civarında patlayıcı kullandık. Yüzde 70’i tamamlanan projeyi 2025 sonuna kadar bitirmeyi, 2026’da da hizmete açmayı hedefliyoruz.”

Ülkenin en önemli altyapı projelerinden olan tünel inşaatında, Yapı Merkezi olarak önemli rol oynadıklarına işaret eden Oral, bu projenin şirketleri için de Avrupa’ya açılan kapı olduğunu bildirdi.

Oral, projede en büyük zorluğun tünel kazıları sırasında keşfedilen mağaralar olduğunu belirterek, şu ana kadar 83 noktada mağaraya rastlandığını dile getirdi.

Mağaralara zarar vermeden emniyetli şekilde takviye sisteminin oluşturulması ve gerekli tedbirlerin alınmasının ardından çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Oral, şu değerlendirmede bulundu:

“Her mağara keşfi hem ilginç hem de güzel görüntüler oluşturuyor fakat projenin ilerlemesini oldukça geciktiriyor. Bazen birkaç gün bazen birkaç hafta işlerin durması, durum tespiti, takviye yönteminin belirlenmesi ve sonra belirlenen takviye sisteminin uygulanması uzun zaman alabiliyor. Tüm bu zorluklara rağmen, deneyimli mühendisler ve uzmanlar, takviye çözümleri ve bazen yeni fikirler üreterek projenin ilerlemesini sağlıyor. Diğer bir zorluk da insan kaynağı. Slovenya’da tünellerde çalışacak işçi bulmanın zor olması ve Türkiye’den işçi getirmenin de uzun sürmesi nedeniyle komşu ülkelerden işçilere ihtiyaç duyuldu. 50’si mühendis toplam 750 kişinin çalıştığı projede, işçilerinin 500’ü Türkler, kalanı da farklı ülkelerden oluşuyor. Ayrıca İtalyan, Hırvat ve Avusturyalı taşeron firmalarla çalışıyoruz.”

Viyadüklerin şeklinin yarışmayla belirlendiğini anlatan Oral, lokal ekonomiye destek vermek için küçük üreticilerle çalıştıklarını, çiftçilerden ürünler aldıklarını, yetimhane ve hastane ziyaretleri gerçekleştirdiklerini, amatör kulüplere destek verdiklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Emlak Konut-THY Yenişehir Arnavutköy Projesi’nin İki Etabında Kuralar Çekildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde yürütülen konut hamlesi kapsamında Emlak Konut ve Türk Hava Yolları işbirliği ile İstanbul’da evi olmayanları ev sahibi yapmak amacıyla hayata geçirilen ‘Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi’nin ilk iki etap kuraları 4 mayıs cumartesi günü çekildi. Kriterleri sağlayan 374 bin 778 kişi kuraya dahil edildi. Hak sahiplerinin belirlendiği kura çekimi sonrasında toplamda 2 bin 894 asil, 2 bin 894 de yedek alıcı listelendi.

Kadıköy 9. Noterliği huzurunda gerçekleştirilen ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlanan kura sonrasında açıklama yapan Emlak Konut Genel Müdürü Cengiz Erdem,“Belirlediğimiz kategorilerde kura şartlarını sağlayarak ev sahibi olmaya hak kazanan tüm vatandaşlarımıza sürecin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.

Sıfır Atık altyapısına sahip, az katlı ve yatay mimari anlayışıyla tasarlanan Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi, zemin+6 kat olacak şekilde planlandı. 2894 adet bağımsız bölüm üzerinden engelli vatandaşlara, şehit ve gazi yakınlarına yüzde 5, gençlere ise yüzde 20 kontenjan hakkı tanınan projenin ilk iki etabında 43 adet 1+1, 1851 adet 2+1, 1000 adet 3+1 daire tipi yer alıyor.

Kiralık Konutta Avrupa’nın En Pahalı İkinci Kenti İstanbul ve Münih Oldu

Gelir ve kiraya göre İstanbul, Münih’le birlikte Avrupa’nın en pahalı ikinci kenti oldu. Münih’te küçük bir daire kirası 1770 Euro, İstanbul’da 650 Euro. Ama bir İstanbullunun maaşı, bir Münihlinin ortalama beşte biri.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Avrupa’nın bir çok şehrinde kiracılar için uygun daire bulmanın ne kadar kolay ya da ne kadar zor olduğunu inceledi.

Komisyon, 700 bin kişiye Avrupa kentlerindeki yaşam kalitesi ve konut kiralama konularını sordu.

AB’nin güneyindekilerle Balkan devletlerindekiler hallerinden biraz daha memnun çıktı.

Buralarda makul fiyatlara ev bulabilmenin nispeten kolay olduğu görüldü. Ayrıca İstanbul haricinde başkent dışındaki şehirlerde yaşayanlar, biraz daha ucuz kiraya konut bulabildiklerini söyledi.

Kirada en pahalı şehir Cenevre oldu..

AB Komisyonu’nun raporuna göre, Avrupa’nın kiracı için en pahalı kenti Cenevre. İsviçre’nin lüksle anılan şehrindeki kira ortalaması, ülke ortalamasının hayli üstünde ve bir dairenin metrekaresi 372 Frank’ı buluyor.

Cenevre’yi İstanbul ve Münih izliyor. Bu iki şehirde yaşayanların yalnızca yüzde 10’u, kendi şehirlerinde uygun fiyata oturabilecekleri bir daire bulduğu görüşünde.

Kiracıların yüzde 90’ı memnun değil. Münih’te iki odalı bir dairenin ortalama kirası 1770 Euro. İstanbul’da ise ortalama 650 Euro.

İstanbul’da kira Münih’in neredeyse üçte biri ama maaşlar da o orandan daha düşük. Bir İstanbullunun ortalama geliri, Münihlinin 4’te biri ile 6’da biri arasında değişiyor.

Diğer şehirler ne durumda?

Münih ve İstanbul’un ardından en yüksek kiranın ödendiği kentler Hamburg, Zürih ve Stockholm oldu.

Hamburg’da kiralık dairenin metrekare fiyatı 16 Euro’yu buluyor. Zürih ve Stockholm de, dünyanın en pahalı şehri olan Singapur’la yarışıyor.

Paris ise bu üç kentten sonraki en pahalı şehir. İki odalı bir dairenin aylık kirası bin ile 3 bin Euro arasında değişiyor.

Paris’i Lüksemburg takip ediyor. Lüksemburg’da hem emlak fiyatları hem de kiralar çok yüksek. Burada 50 metrekarelik bir daire için 2500 Euro artı yan giderler ödemek gerekiyor.

Kopenhag da Lüksemburg’la aynı pahalılık sırasını paylaştı.

Kaynak: Sözcü Gazetesi

Daikin, Suntory İle Birlikte Expo 2025 Osaka, Kansai’de “Gece Yarısı Gökkuşağının Altında” Adlı Hava ve Su Gösterisi Yapacak 

Küresel çapta ısıtma, soğutma, havalandırma ve iklimlendirme sektörünün lider şirketi konumunda olan Daikin Industries Ltd, Osaka merkezli Japon çok uluslu içecek ve gıda şirketleri grubu Suntory Holdings Limited ile birlikte Expo 2025 Osaka, Kansai’de gerçekleştirilecek olan “Gece Yarısı Gökkuşağının Altında (Under the Midnight Rainbow)” isimli su gösterisine katılacak.

Expo tarihinin en büyük fuarı unvanını taşıyan etkinlikte Daikin ve Suntory, 8 bin 800 metrekarelik bir alanda yaklaşık 300 fıskiye, ses, ışık ve video ile hayatın hikâyesini anlatacak. 13 Nisan- 13 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Expo 2025 Osaka, Kansai için iki şirketin birlikte düzenleyeceği gösteri, bugünü yaşayan insanlar olarak gelecek için neler yapmamız gerektiği konusunda birlikte düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. 

Daikin ve Suntory, Osaka kentinde kurulmuş iki önemli şirket. Expo 2025 Osaka, Kansai’nin “Yaşamlarımız için Geleceğin Toplumunu Tasarlamak” olarak belirlenen teması her iki şirketin misyonlarıyla güçlü bir şekilde örtüştüğü için bu iki şirket Expo’da ortaklaşa sergi açmaya karar verdi. Su, hava, ışık, ateş, müzik ve video kullanılarak hazırlanan ve hayatın hikâyesini görkemli bir ölçekte tasvir eden bu muhteşem gösterinin adı “Gece Yarısı Gökkuşağının Altında(Under the Midnight Rainbow)” olarak belirlendi. Expo tarihinin en büyük fuarı unvanını taşıyan etkinlikte Daikin ve Suntory, 8 bin 800 metrekarelik bir alanda yaklaşık 300 fıskiye, ses, ışık ve video ile hayatın hikâyesini anlatacak. Expo 2025 Osaka, Kansai için iki şirketin birlikte düzenlediği gösteri, bugünü yaşayan insanlar olarak gelecek için neler yapmamız gerektiği konusunda birlikte düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. 

Gösteri, 13 Nisan- 13 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Expo 2025 Osaka, Kansai süresince her gün, gün batımından sonra World Expo’nun sembolik bir alanı olan Water Plaza’da gerçekleştirilecek. Gösterinin amacını daha geniş kitlelere tanıtmak isteyen Daikin ve Suntory şirketleri, bu amaçla https://www.expo2025.airandwatershow.jp/en/  adresinde ortaklaşa bir web sitesi hazırladı. 

Daikin ve Suntory şirketleri bu gösteriyle milyarlarca yıldır yeryüzündeki her şeye tanıklık ederek etkileşimde bulunan su ve havanın hikâyesini izleyicilere deneyimleterek daha iyi bir gelecek için yeni bir ruha sahip olma arzusunu yansıtmayı amaçlıyor. Projede iki şirketin yanı sıra Japon sanatçılar ile 20 yılı aşkın süredir dünya çapında etkinlikler ve gösteriler planlayıp düzenleyen Fransız prodüksiyon şirketi ECA2 de yer alıyor.

Hava ve su elementlerinden ilham alan görkemli bir fikir

Bu gösteri, hava ve suyun koruyucu bağlar oluşturduğu ve yaşamı sarmaladığı bir festivalin hikâyesini anlatıyor. Hava ve su milyarlarca yıl önce gezegenimizde doğdu. İnsanlar da dâhil olmak üzere tüm canlılar, yaşam ve evrim bayrağını devrederken hava ve suyu da tükettiler. Gösterinin çıkış noktasını oluşturan fantastik fikir ise bu uzun sürece tanıklık eden su ve havaydı: “Yeryüzünün her şeyini görmüş olan hava ve suyun konuşmalarını dinleyebilseydik, bize yeryüzünde olup bitenler hakkında ne tür hikâyeler anlatırlardı? Belki de gelecekte izlememiz gereken yol hakkında bize tavsiyelerde bulunurlardı.”

Başlık

Başlıkta geçen “Ao” kelimesi Japonca’da mavi anlamına gelir ve hikâyenin ana karakteri olan çocuğun adıdır. Aynı zamanda hava ve suyun ortak bir imgesidir. “Yoru no niji” havanın nem açısından zengin ve ayın parlak olduğu gecelerde gözlemlenen nadir bir doğa olayı olan “gece gökkuşağı” anlamına gelir. Yaşayanların canlılıkla dolduğu mucizevi bir zaman dilimidir bu. 

Hikâye

Efsanelerin hâlâ sürdüğü bir adada, mehtaplı bir gecede gökkuşağı belirdiğinde, adadaki yaratıkların bir festival düzenledikleri söylenir. Böyle bir gecede, adanın çocuklarından Ao büyülü bir gökkuşağıyla karşılaşır. Bu gizemli hikâyede Ao, festivaldeki çeşitli yaratıklarla kaynaşır, iletişim kurar ve çok mutlu olur.

Expo tarihinin en büyük gösteri alanında her gün düzenlenen muhteşem gösteri

Gösteri, yaklaşık 200 metreye 60 metrelik bir alana sahip olan “Su Meydanı”nda gerçekleştirilecek. Bunun için 8 bin 800 metrekare olarak planlanan gösteri alanında su üzerinde devasa bir sahne oluşturuluyor.

Sahnenin ortasında bir su perdesi o  luşturmak üzere bir su çağlayanı inşa edilecek. Çeşitli aydınlatma, lazer ve diğer prodüksiyon ekipmanlarıyla birlikte yoğun bir şekilde düzenlenmiş bir alana yaklaşık 300 fıskiye yerleştirilecek. Bu unsurlar müzikle birlikte yankılanarak ziyaretçilerin hikâyeyi deneyimleyebilecekleri muhteşem bir gösteri yaratacak.

Prodüksiyon sistemi hakkında

Expo 2025 Osaka, Kansai’nin etkinlik yapımcısı Kenji Kohashi, bu gösterinin eğlence içeriğini planlamak ve üretmek için dünya çapında aktif olan içerik oluşturucuları bir araya getirdi. Prodüksiyon, TOKYO 2020 Paralimpik Açılış Töreni “PARAde of ATHLETES “in renkli projeksiyon haritalamasını yöneten Naoki Tanaka tarafından gerçekleştirildi. Müzikler ise Newsweek’in 2023’te “Dünyanın Saygı Duyduğu 100 Japon”dan biri olarak seçtiği besteci, aranjör ve yapımcı Yoko Kanno’nun sorumluluğunda. 20 yılı aşkın bir süredir dünya çapında etkinlikler ve gösteriler düzenleyen Fransız prodüksiyon şirketi ECA2 de bu muhteşem gösteriye sanat ve teknolojinin eşsiz karışımıyla katılıyor. 

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Yüzde 55,66 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Nisan ayı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi, (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 55,56 artış gösterdi.

2024 yılı Nisan ayında Yİ-ÜFE bir önceki aya göre yüzde 3,60 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,61 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 55,66 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,83 artış gösterdi.

Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 60,03 arttı

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 74,68 artış, imalatta yüzde 60,03 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,79 artış ve su temininde yüzde 66,71 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 54,88 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 65,83 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 66,35 artış, enerjide yüzde 29,84 artış ve sermaye mallarında yüzde 66,33 artış olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 3,26 arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,51 artış, imalatta yüzde 3,26 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 7,30 artış ve su temininde yüzde 1,93 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 2,95 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 3,63 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 4,77 artış, enerjide yüzde 5,08 artış ve sermaye mallarında yüzde 1,98 artış olarak gerçekleşti.

TÜFE Yıllık Yüzde 69,80 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini paylaştı. Verilere göre endeks, yıllık yüzde 69,80 aylık ise yüzde 3,18 arttı.

TÜFE’deki değişim 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,18, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 18,72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,80 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,64 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 51,20 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 103,86 ile eğitim oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 1,03 ile sağlık oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 9,56 ile alkollü içecekler ve tütün oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Nisan ayı itibarıyla, 13 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 7 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 123 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 72,72, aylık yüzde 3,24 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 18,58, bir önceki yılın aynı ayına göre %72,72 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 64,57 olarak gerçekleşti.

Korkmaz’dan Anneler Günü’ne Özel Yüzde 50 İndirim Fırsatı

Yarım asırlık tecrübesi ile annelerin mutfaktaki en büyük yardımcılarından biri olan Korkmaz, Anneler Günü için hediye arayışında olanlara yüzlerce hediye alternatifini yüzde 50 indirimle sunuyor. Şık yemek ve tencere takımlarından pratik kahve makinelerine, kek kalıplarından blenderlara kadar birçok ürün seçeneği bulunan Korkmaz, sevgi dolu anları ölümsüzleştirmeye yardımcı oluyor. 

Korkmaz, Anneler Günü’nü annelerin yıllarca kullanabilecekleri ve kullandıkça sevdiklerini hatırlayabilecekleri birbirinden fonksiyonel hediye alternatifleri ile karşılıyor. Her zevke ve ihtiyaca hitap eden yemek, kahvaltı ve tencere takımlarından çay ve kahve makinelerine, sofralara şıklık getiren çatal bıçak takımlarından yemek hazırlamayı kolaylaştıran blenderlara kadar sayısız seçenekle Korkmaz, annelerin mutfakta geçirdiği zamanı daha keyifli ve pratik bir hale getiriyor. 

İşte Korkmaz’ın annelerin kalbini fethedecek hediye alternatiflerinden bazıları… 

Mutfaklarının ‘olmazsa olmazları’ arasına giriyor

Korkmaz Performix Rosagold Blender, Korkmaz Performix Bej Blender ve Korkmaz Performix Siyah Blender Set olmak üzere 3 ayrı renk seçeneği bulunan model; 4 kanatlı doğrayıcı bıçakları ile üstün doğrama performansı sağlıyor. 1000 Watt gücü, tetiklemeli hız ayarı, yıkanabilme kolaylığı ve öğütme fonksiyonları bulunan ısıya dayanıklı, paslanmaz çelik öğütücü çubuk, benzersiz sunumlar hazırlamaya yardımcı oluyor. Mandal sistemi ile kilitleme özelliği ise istemeden oluşabilecek kazaların önüne geçiyor. Performix, annelerin yemek hazırlama esnasında en çok el oyalayan parçalama ve öğütme işlerini kolay hale getirerek mutfakların olmazsa olmazları arasına giriyor. 

Kahvaltı sofralarına mavinin dinginliğini ve huzurunu getiriyor

Kahvaltı sofralarını mavinin huzuru ile buluşturmak için mükemmel bir seçenek olan Korkmaz Natura Collection 26 Parça Kahvaltı Takımı, yuvarlak ve ferah tasarımıyla dikkat çekiyor. Mavi yaprak desenleriyle süslenmiş, zarif ve modern bir görünüme sahip olan takım; hem göz alıcı tasarımıyla hem de işlevselliğiyle alternatif bir hediye seçeneği sunuyor. Koleksiyon; 6 adet servis tabağı, 4 adet peynir ve atıştırmalık tabağı, 6 kahve fincanı, 6 kahve fincanı tabağı, 2 adet kayık tabak ve 2 adet zeytinlikten oluşuyor. 

Pratikliği ve işlevselliğiyle mutfakların en büyük yardımcıları 

Mutfaktaki işleri hızlandırmak ve keyifli bir deneyim sunmak için oluşturulan Korkmaz Viva 14 Parça Elektro Set, çeşitli mutfak ihtiyaçlarını karşılamak üzere dört farklı elektrikli ürün içeriyor. Tostema Tost Makinesi, lezzetli tostlar hazırlamaya imkan sunarken, 1500 ml kapasiteli doğrama haznesi, 1000 ml kapasiteli çırpıcı haznesi ve 850 Watt gücündeki 4 bıçaklı sistemiyle Mia Mega Blender Seti mutfakta çok yönlü kullanım sağlıyor. Bu set, pratikliği ve işlevselliğiyle mutfaklarda annelerin en büyük yardımcısı olacak.

Çay ve kahve sever anneler için 

Korkmaz’da çay ve kahve düşkünü anneler için de farklı hediye alternatifleri var. Kırmızı renk tasarımına sahip ürünler arasında bulunan Çaytema Elektrikli Çaydanlık 0.9 litrelik çay ve 1.7 litrelik su haznesiyle çay keyfine fark katıyor. 1600 Watt gücünde olan çaydanlık, hızlı ve pratik bir şekilde çay demlemeye yardımcı oluyor. Kahvekolik Türk Kahvesi Makinesi ise 4 fincanlık kahve kapasitesiyle eşsiz lezzete sahip bir Türk kahvesi keyfi sunuyor.

Masdaf Pazarlama Müdürü Nihan Göksal, Kazan Endüstrisindeki Kadınların Sesi Oldu!

Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği (KBSD), ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı kapsamında düzenlediği panelde bir ilke imza atarak sözü sektörün kadınlarına verdi.

Pompa sektörünün öncü markalarından Masdaf’ın Pazarlama Müdürü ve KBSD Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Göksal’ındakonuşmacıları arasında yer aldığı panelde kadınlar, sektörde ve şirketlerde yaşadıkları avantajları, zorlukları ve beklentilerini paylaştılar.

Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği (KBSD), ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı kapsamında düzenlediği panelde, sözü sektörün kadınlarına verdi. 

26 Nisan’da “Kazan Endüstrisinde Kadınlar” temasıyla düzenlenen panelde sektörün başarılı kadın liderleri, sektörde ve şirketlerde yaşadıkları avantajları, zorlukları ve beklentilerini paylaştılar.

Moderatörlüğünü ICCI Enerji Fuarları Direktörü Meral Baysal Ergin’in yaptığı panelin konuşmacıları arasında Masdaf Pazarlama Müdürü ve KBSD Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Göksal da yer alıyordu.  

Nihan Göksal, panelde yaptığı konuşmada şunları söyledi:  

“Bugüne kadar erkeklerin egemen olduğu sektörlerde çalıştım, ancak buna rağmen kadın olmamdan kaynaklı bir sorun yaşamadım. Bu konuda şanslı kadınlar arasında yer alıyorum. Erkek egemen ısıtma sektörünün önemli derneklerinden biri olan KBSD’de Yönetim Kurulu Üyesi olmam da bu sektörün vizyonunu ve kadına verilen önemi gözler önüne seriyor. Ancak ne yazık ki kadınlar birçok nedenden dolayı iş dünyasında cam tavanlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu zorlukların yalnızca şirketten şirkete değil, sektörden sektöre farklılık gösterdiğini düşünüyorum. 

“Cinsiyete dayalı basmakalıp yargıların aşılması gerekiyor”

Kadınlara yönelik basmakalıp yargıların aşılması için şirketlerin kadın iş gücünü desteklemeleri gerekiyor. Ben iş hayatımda doğru tercihler yaptım, ancak bu konuda herkes benim kadar şanslı değil.  Birçok kadın,  evlenme ve çocuk sahibi olma hallerinde mobbing görebiliyor veya işten çıkarılabiliyor. Kriz durumlarında da önce kadınlar işten çıkarılıyor. Kadınlar; terfi, ücret ve sosyal haklar konusunda da eşitsizlik yaşabiliyor. Bu noktada önce şirketlerin IK politikalarının iyileştirilmesi, erkek egemen örgüt kültürünün ve cinsiyete dayalı basmakalıp yargıların aşılması gerekiyor. Cinsiyet eşitliği politikalarının yaygınlaştırması noktasında şirketler kadar kamu kurumlarımıza da önemli roller düşüyor.” dedi.  

“Kadınların sektörlerdeki katkılarını göz ardı edemeyiz.” diyen Nihan Göksal, kadın yöneticilerin avantajlarını ise şu şekilde açıkladı:

“Kadın yöneticilerin sosyal zekâları, erkeklerden daha gelişmiş olduğu için ekiplerini daha iyi anlıyorlar. Bu özellikleri, çalışanların iş dünyasındaki motivasyonu açısından oldukça önemli.  Ayrıca kadın liderler, erkek liderlere göre iletişime daha fazla önem veriyorlar. Kaliteli bir iletişim; ekip yönetimindeki başarıyı, ekibin motivasyonunu ve aidiyet duygusunu artırıyor, sorunların daha etkili bir şekilde çözülmesini sağlıyor. Kısacası kadın liderlerin çalışanlar üzerinde aidiyet duygusu yaratma ve motivasyonu artırma konusunda daha yetenekli olduklarını söyleyebilirim.” dedi.

Yanmar Turkey Desteğiyle Geleceğin Yetenekleri; Kara, Deniz ve Şehir Alanlarındaki Uygulamalı Eğitimlerle Çiçek Açıyor!

Türkiye’nin önde gelen traktör ve tarım araçları üreticisi Yanmar Turkey; Traktör üretim tesisi ile genel merkezinin bulunduğu İzmir’de, sosyal imkanlara erişimi kısıtlı bölgelerde yaşayan 30 ortaokul öğrencisinin ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ projesi ile gelişimine katkı sağlıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) proje partneri Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) iş birliğiyle hayata geçirilen bu çalışmada öğrenciler; tarımsal üretim ve toprakla tanışma eğitimleri ile birlikte kara, deniz ve şehir alanlarında kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak pek çok eğitim ve etkinliğe katılma imkanı elde ediyor. 

100 yılı aşkın geçmişi ile hizmet sağladığı sektörlerde öncü konumda bulunan Japon devi Yanmar’ın ülkemizdeki tam iştiraki Yanmar Turkey, yeni nesiller yetiştirerek toplum için daha iyi bir gelecek sunmayı hedefliyor. İnsanların ve geleceğin çiçek açmasını amaçlayan HANASAKA Felsefesi doğrultusunda İzmir’de önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Bu projede Yanmar Turkey; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) proje partneri ve Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni ilk imzalayan kuruluş Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) ile merkezinde tarımsal eğitimler olmak üzere kişisel gelişim eğitimlerinin de bulunduğu ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ eğitim programını başlattı. 

Öğrenciler; kara, deniz ve şehir alanlarındaki uygulamalı eğitimlerle kendilerini geliştirecek

İzmir’in sosyal imkanlara erişimi kısıtlı bölgelerde yaşayan12-15 yaş arası 30 başarılı ortaokul öğrencisi; ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ projesi ile mart ayı itibarıyla dört ay boyunca Yanmar Turkey’in ‘Sürdürülebilir Bir Gelecek’ hedefi kapsamında, yetenek ve becerilerini geliştirebilecekleri eğitimlere dahil olacak. Tarımsal üretim, toprakla tanışma, sunum teknikleri, öğrenmeyi öğrenme, etkili iletişim, sağlık okuryazarlığı gibi konu başlıklarını kapsayan, ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ projesi çerçevesinde başta tarım alanlarında gerçekleştirilen etkinlikler olmak üzere, Yanmar’ın ana iş kolları olan kara, deniz ve şehirde gerçekleşen faaliyetlerde becerilerini geliştirerek potansiyellerini en üst seviyeye çıkaracak.  Öğrenciler, takım çalışması, oryantiring, sahil temizliği, yüzme ve dalış gibi etkinliklere katılarak da daha fazla sosyalleşme imkânı bulacak. 

Program Birleşmiş Milletler’in hedefleri doğrultusunda belirlendi

Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden ‘Eşitsizliklerin Azaltılması’, ‘Yoksulluk’, ‘Sağlıklı Yaşam’, ‘Kaliteli Eğitim’, ‘Cinsiyet Eşitliği’ ve ‘Temiz Su’ hedefleri doğrultusunda oluşturulan ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde öğrenciler; uzman eğitmenler eşliğinde kapalı ve açık alanlarda eğitimlerini sürdürüyor. Büyük bir çoğunluğu AYDER’in Urla’daki merkezinde süren eğitimlerde tarımsal üretim ve toprağı tanıma derslerini büyük ilgi gösteren öğrenciler; bedensel ve zihinsel gelişimlerinde önemli rol oynayan yoga, müzik, uçurtma yapma gibi derslerde ise hem eğleniyor hem de potansiyellerini keşfediyor.

Eğitimler büyük bir öğrenme iştahıyla gerçekleşiyor

Amaçlarının Yanmar’ın global vizyonu olan HANASAKA Felsefesi kapsamında Ege Bölgesi’ndeki sosyo-ekonomik imkanlara erişimi kısıtlı olan öğrencilere ulaşmak olduğunu belirten Yanmar Turkey Pazarlama Müdürü Tuğçe Akman, “Projedeki genç yeteneklerin süreç içindeki gelişimini takip edebilmek bizim açımızdan oldukça gurur verici. Topluma fayda sağlayan pek çok projeyi hayata geçirmiş Alternatif Yaşam Derneği iş birliği ile yürüttüğümüz ‘SAKURA – Gelecek Çiçek Açsın’ projemiz kapsamındaki eğitimlerde tüm öğrenciler, her etkinliğe büyük bir iştahla ve öğrenme arzusuyla katılım sağlıyor. Özellikle kara alanında yürttüğümüz tarım odaklı çalışmalarda bizlere sorulan akılcı sorular, projemizi, hem bizler hem de öğrenciler için çok daha verimli bir hale getiriyor. Birlikte değişiyor, gelişiyor ve öğreniyor olabilmek; Yanmar Felsefesi olan HANASAKA’nın birlikte çiçek açma amacını desteklerken, bizlere ise gençlerin gelişimine katkıda bulunmanın mutluluğunu veriyor.”dedi. 

Yeni nesillere tarımı tanıtmayı görev bildik

Yanmar Turkey’in sosyal sorumluluk projelerine HANASAKA Felsefesi’nden aldıkları ilhamla yaklaştıklarını belirten Akman, şu ifadeleri kullandı: “. Söz konusu geleceğimizi şekillendirecek gençlerimiz olunca, onların tarıma olan ilgilerinin artması, ileride tarımsal üretimi meslek olarak edinmeyi değerlendirebilecek olmaları; dünyanın önde gelen  traktör üreticilerinden Yanmar’ın çalışanları olarak bizim  için çok değerli. Yanmar Turkey olarak, Solis ve Yanmar marka traktörlerimizle yerli çiftçimizin yanındayız. İhracatta da önemli bir rol üstleniyoruz. YTAgri marka tarımsal üretim araçlarımızla Uzakdoğu başta olmak üzere birçok coğrafyaya kaliteli Türk ürünlerinin satışını gerçekleştiriyoruz. Tarımla, tarımsal üretimle bu kadar iç içe olan bir marka olarak gelecek nesillerin tarımı, toprağı ve doğayı sevmesinde pay sahibi olmayı kendimize görev biliyoruz. Merkezimizin bulunduğu İzmir’in görece merkezden uzak ilçelerinden başarılı 30 ortaokul öğrencisine AYDER iş birliği ile iş kollarımızın yer aldığı alanda eğitim verebiliyor olmak, bizim için çok değerli.” 

Fabrika gezisi ve mezuniyet töreni

Haziran ayına kadar sürecek ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ projesi kapsamında 30 öğrenci için bir mezuniyet töreni düzenlenecek. Mayıs ayı içerisinde programa katılan öğrenciler, Yanmar Turkey’in İzmir Torbalı’da bulunan Solis ve Yanmar marka traktörlerini ürettiği tesisini, Yanmar Turkey proje gönüllüleri ile gezecek ve yetkililerden üretim süreçleriyle ilgili bilgiler alacak. Haziran ayının ikinci haftası gerçekleşecek proje finalinde ise AYDER’in Urla’daki yerleşkesinde öğrenciler, çeşitli gösteriler gerçekleştirecek ve daha iyi bir dünya yaratmak için proje önerilerini sunacaklar. Programda sonunda ‘Sakura – Gelecek Çiçek Açsın’ projesine katılımları dolayısıyla öğrencilere sertifika ve hediyeleri takdim edilecek. 

Barratt London, Royal Gateway’in Lansmanını Gerçekleştiriyor 

Barratt London’ın son projesi, Türk yatırımcılara İngiltere’deki en büyük yenileme projesinin bir parçası olmak adına eşsiz bir yatırım fırsatı sunuyor.

İngiltere’nin lider emlak geliştiricilerinden Barratt London, İngiltere’deki yatırım fırsatlarına yönelik artan talebin ardından Royal Gateway’i 2 Mayıs 2024 tarihinde Türk yatırımcıların beğenisine sunacak. Royal Gateway, Londra’nın hızla gelişmekte olan ilçesi Ealing’in popüler bölgesi Acton’da yer alıyor. Royal Gateway’de çeşitli olanaklara sahip 300 yeni daire bulunuyor ve siteden Bond Street’e 13 dakikada, Oxford Circus’a 20 dakikadan kısa bir sürede ve Heathrow Havaalanı’na 20 dakikada ulaşım sağlanabiliyor. Bölgenin yenileme planları arasında yeni bir anacadde ve Imperial College için iki büyük kampüs bulunuyor.

Barratt London, projeye yakın bir konumda bulunan Western Circus’ın başarısının ardından bölgedeki son projesi için 4 Mayıs 2024 tarihinden itibaren yapımı devam eden konutlar için satışları başlatıyor ve ilk teslimlerin 2026 yılında yapılması planlanıyor. Dört dönümlük eski sanayi bölgesi, proje kapsamında özel, uygun fiyatlı kiralık ve ortak mülkiyetli evlerden oluşan 300 adet bir, iki ve üç yatak odalı daireye dönüştürülecek. Bu dairelere daha sonraki bir tarihte lansmanı yapılacak olan 10 özel çatı katı dairesi de eklenecek. Peyzajlı bahçeler arasında yer alacak ve konut sakinlerine çeşitli imkanlar sunacak sitede, Londra’nın geniş manzarasına sahip üç çatı terası, konsiyerj hizmeti, spor salonu, rezidans salonu ve oyun alanları bulunacak. Bu imkanlar Londra’nın merkezinde yaygın olarak bulunsa da, 3. Bölge’de rastlamanın zor olduğu rezidans salonu gibi imkanlar sitenin gelecekteki sakinlerine büyük kolaylıklar sağlayacak.

Royal Gateway, Londra’nın panoramik manzarasını sunan altı adet 16 katlı tuğla binadan oluşuyor. Ünlü mimarlar Allies ve Morrison’ın çoğunu çift cepheli olarak tasarladığı dairelerden avluya bakan tüm konutların etrafı yeşil açık alanlarla çevreleniyor. Projenin “kraliyet” ismine atıfta bulunarak her bina Zümrüt, Markiz, Peruzzi, Magna, Navette ve Mazarin gibi farklı mücevherlerin adını taşıyacak.

Projedeki dairelerin her biri büyük pencerelerle bol miktarda doğal ışık alacak şekilde tasarlandı. Daireler, bir balkon veya terasa açılarak yaşam alanlarını genişlemesini sağlıyor ve dış mekanı iç mekan ile harmanlıyor. Barratt London’ın iç mekanda detaylara ve kaplamalara gösterdiği özen, özellikle hibrit çalışanlar için uygun bir ev-çalışma alanı ile çok yönlü yaşam alanı sunuyor.

Bu araçsız site, çevre üzerinde en az etkiye sahip olacak şekilde tasarlandı. Royal Gateway, site genelinde ortak kullanılan yüksek sıcaklıklı Hava Kaynaklı Isı Pompası sistemine sahip olmakla birlikte zemin katta 500’den fazla güvenli bisiklet park yeri bulunuyor.

Kuzey Acton, bölgeye ayrılan 26 milyar £ ile önümüzdeki yıllarda büyük bir yenileme sürecine girecek. 1.600 dönümlük yenileme ana planı, İngiltere’de şu anki en büyük yenileme planı olarak öne çıkıyor. Yenileme kapsamında binlerce yeni konutun yanı sıra yeni bir anacadde ve Imperial College için iki büyük kampüs yapılması planlanıyor. JLL’ye göre, 2009 yılında Elizabeth Hattı (eski adıyla Crossrail) üzerinde çalışmalar başladığından bu yana W3’teki ortalama fiyatlar %117 artarak ortalama 675.000 £’a kadar yükseldi. Bu artış, aynı dönemde %98 artış gösteren Ealing’in geri kalanından ve %104 artış gösteren Londra ortalamasından daha yüksek bir rakam. Elizabeth Hattı üzerinde yer alan, Acton Ana Hattı yakınındaki konutlar da %19’luk bir artışla kira getirilerinde keskin bir yükseliş gördü.[1]

Nüfus açısından Londra’nın dördüncü büyük ilçesi olan Ealing, 2021 yılına kadar olan on yıllık dilimde %8,5’lik bir büyüme göstererek (İngiltere ortalaması olan %6,6’dan daha yüksek) Londra’nın bu çeşitli, çok kültürlü ve canlı bölgesinin popülerliğini ortaya koymuştur. İlçe, Londra halkı arasında “Banliyölerin Kraliçesi” olarak da bilinmektedir. Ealing’deki konut sayısının 2046 yılına kadar yaklaşık %23 artacağı tahmin edilmektedir ve bu nedenle söz konusu bölgede kiralık konut için önemli ve sürekli bir talep olması muhtemel gözükmektedir.[2]

Bölgenin popüler olmasının bir başka nedeni de harika ulaşım bağlantılarına sahip olmasıyla birlikte arabasız bir yaşam tarzı için oldukça uygun olmasıdır. Bölge, adeta Londra’ya açılan bir kapı görevi görmektedir. Royal Gateway, Oxford Circus’a 19 dakika ve Liverpool Street’e yarım saat süren seferler sunan Central Line üzerindeki North Acton metro istasyonuna sadece beş dakikalık yürüme mesafesinde yer almaktadır. Ek olarak, sadece 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Acton Ana Hat istasyonu, 13 dakikada Bond Street’e, 27 dakikada Canary Wharf’a ve 20 dakikada Heathrow Havaalanı’na hizmet veren yeni Elizabeth Hattı’na bağlıdır. HS2 tamamen faaliyete geçtiğinde proje yakınlarındaki Old Oak Common, İngiltere’de şimdiye kadar yapılmış en kullanışlı ulaşım bağlantılarını sunan en büyük tren istasyonu olacak. Bu yeni süper ulaşım merkezi, Elizabeth Hattı üzerinden Londra’nın merkezine ve Heathrow’a ek erişimle birlikte Midlands, İskoçya, Kuzey, Galler ve Güneybatı’ya yüksek hızlı demiryolu hizmetleri sağlayacak.

Acton ayrıca, bölgede bulunan giyim markası Boden, Danone, PepsiCo ve Paramount Pictures gibi büyük şirketler ile yaşamak ve çalışmak için harika bir lokasyonda yer alıyor. Acton’ın kalbinde yer alan Churchfield Road’da, çok sayıda özel mağaza ve kafe bulunuyor. Aileler, yaklaşık beş kilometrelik bir alanda Ofsted tarafından Üstün veya İyi olarak derecelendirilen Acton bölgesindeki 152 okul ile geniş bir okul yelpazesi arasından seçim yapabiliyor. Proje ek olarak, White City’deki Imperial kampüsüne yalnızca üç kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Acton semti; Notting Hill, White City, Shepherds Bush ve Ealing gibi harika mahallelerle çevrilidir. Bir ilçe olarak Ealing’in yüzölçümünün %44’ü yeşil alanla kaplıdır; yeşil alanı, kaykay parkı ve tenis kortlarıyla Acton Park ve Kuzey Acton Oyun Alanları da dahil olmak üzere 24 yeşil bayraklı park ve geniş açık alanlar da buna dahildir. CBRE tarafından ağaçlar üzerine yapılan bir araştırmaya göre Ealing ilçesi, biyoçeşitlilik açısından tüm Londra’da beşinci sırada yer almıştır.

Barratt London, bölgenin dönüşümünü başlatmaya yardımcı olan Western Circus’u tamamlamasıyla birlikte Acton’da kendini kanıtlamıştır. Bu başarının ardından Royal Gateway, paylaşıma, ulaşım bağlantılarına ve her şeyin parmaklarının ucunda olmasına önem verenler için özenle tasarlanmış, yüksek kaliteli daireler sunuyor.

Barratt London Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörü Stuart Leslie, proje ile iligli görüşlerini paylaştı: “Acton, Old Oak Common açıldığında daha da canlanacak olan çok sayıda hızlı ulaşım bağlantısıyla Londra’nın en iyi ulaşım bağlantılarına sahip noktalarından biridir. Royal Gateway, genç profesyonellerden yatırımcılara kadar herkes için çeşitli konut seçenekleri sunarak zaten canlı olan bir topluluğun üzerine inşa edilecek. Sermaye artırmak için iyi bir potansiyel ve yatırımcılar için yüksek kira getirileriyle, Mayıs ayında satış lansmanımızı yaptığımızda bu yeni konutlar için yüksek bir talep beklentimiz var.”

Royal Gateway’de her biri balkonlu veya teraslı, tek yatak odalıdan üç yatak odalı aile evlerine kadar 300 yeni ev bulunuyor. Fiyatlar, tek yatak odalı daireler için 450.000 £, iki yatak odalı daireler için ise 600.000 £’dan başlıyor. Daha fazla bilgi için https://www.barrattlondon.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

ABD’de İnşaat Harcamaları Azaldı

ABD Ticaret Bakanlığı, mart ayına ilişkin inşaat harcama verilerini açıkladı. Buna göre, ülkede inşaat harcamaları, mevsim etkilerinden arındırılmış olarak martta bir önceki aya kıyasla yüzde 0,2 azalarak 2 trilyon 83 milyar dolar oldu.

İnşaat harcamalarına dair piyasa beklentisi bu dönemde yüzde 0,3 artması yönündeydi. İnşaat harcamaları şubatta yüzde 0,3 azalmıştı.

Kamu inşaat harcamaları martta yüzde 0,8 artarken, özel sektör inşaat harcamaları yüzde 0,5 azaldı.

İnşaat harcamaları martta yıllık bazda ise yüzde 9,6 arttı.

OYAK’tan Çin’de Yeni Tesis Yatırımı

OYAK Grubu Şirketlerinden Almatis, Çin’in Qingdao Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nde yeni bir kalsine alümina üretim tesisi kuruyor. Almatis’in bölgedeki üretim kapasitesini ikiye katlayacak tesis, şirketin rekabet gücünü ve Asya’daki pazar payını artıracak.

OYAK, özellikli alümina ürünleri ve çözümlerinde dünya lideri olan şirketi Almatis için Çin’de stratejik bir yatırım yapma kararı aldı. Almatis’in kalsine alümina üretim kapasitesini 50 bin metrik ton artırarak 100 bin metrik tona yükseltecek tesis, şirketin yarı iletken yapısal bileşenler, tüketici elektroniği, termal kontrol cihazları ve elektrikli araçlar gibi kilit pazarlarda büyümesine olanak sağlayacak.

Toplam 6 bin 600 metrekarelik alanda kurulacak yeni tesisin inşaatı 2024 yılının son çeyreğinde başlayacak. Tesisin 2026 yılı başında devreye alınması planlanıyor. Almatis, ürün portföyünü genişletecek yeni kalsine ürün hattının devreye girmesi ile birlikte Çin’de toplam 100 bin metrik tonluk kapasiteye ulaşacak. Şirket, söz konusu üretimin yaklaşık 20 bin metrik tonunu bölge ülkelerine ihraç etmeyi hedefliyor.

“Almatis’in etki alanı genişleyecek”

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, OYAK Grubu Şirketleri arasına 2015 yılında katılan Almatis’i devraldıkları ilk günden bu yana büyümesini desteklediklerini söyledi. Erdem, “Türkiye’nin en büyük tamamlayıcı mesleki emeklilik fonu olarak maden metalürji, çimento beton kâğıt, otomotiv lojistik, enerji, gıda tarım hayvancılık, kimya ve finans sektörlerinde altı kıtada, 25 ülkede ve Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinde, tüm zaman dilimlerinde 24 saat kesintisiz faaliyet gösteriyoruz. Asya’daki yatırımlarımızla özellikli alümina ürünleri alanında pazar lideri olan Almatis’in sektördeki gücüne güç katacak adımlar atıyoruz. Büyüme stratejilerimiz çerçevesinde Çin’in Qingdao Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nde mevcut kalsine alümina tesisimizin bulunduğu alanda yeni bir yatırımı daha hayata geçiriyoruz. Yeni tesisimiz, yüksek katma değerli üretimiyle potansiyel pazarlarda Almatis’in etki alanını genişletecek” dedi.

Almatis’in küresel bir marka olduğunu ve tedarik stratejisinin temelini bu yapı üzerine inşa ettiklerini belirten Erdem, “Almatis’in bölgesel pazarlarda büyüyebilmesi için Çin’deki üretim kapasitesinin artırılması stratejik önemde. Aynı zamanda ham maddeyi yerel kaynaklardan sağlayarak, tedarik zincirinde yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçmeyi de hedefledik. Talebe zamanında ve yeterli karşılık verebilmek, verimli ve karlı bir operasyon yürütmek üzere tüm tedbirleri aldık” diye konuştu.

“Yeni tesisimizde son teknolojiyi kullanacağız”

Küresel piyasalardaki gelişmelere rağmen Çin’in büyüme potansiyelinin devam ettiğini ifade eden Erdem, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çin ekonomisi gelişmeye devam ederken, yabancı yatırımcılar da uzun vadeli büyüme fırsatlarını değerlendiriyor. Yüksek büyüme potansiyeline sahip dünyanın en büyük pazarlarından Çin’deki bu yatırımımızla, küresel ağımızı genişleteceğiz. Hedef pazarlarımıza yönelik ilave 50 bin metrik ton üretim kapasitesi oluşturacağımız ve emisyon değerleri için belirlenen standartlara uygun inşa edeceğimiz yeni tesisimizde son teknolojiyi kullanacağız. OYAK olarak güçlü finansal yapımız, stratejik planlamamız, entegre faaliyetlerimizle Almatis’in bölgedeki potansiyelini değerlendirip, OYAK’ın gücüne güç katacağız.”

Almatis bu yatırıma neden ihtiyaç duydu?

Çin’de yüzde 6 oranında bir pazar payına sahip olan Almatis, Asya Bölgesi’nin tamamında teknik seramik, çip ve elektrikli araç endüstrilerinde beklenen büyümeyle birlikte artan talebi göz önünde bulundurarak yeni bir kalsinasyon fırını ve öğütme teknolojisine yatırım yapma kararı aldı. Çin tesisindeki kalsine ürün hattının toplam kapasitesini 50 bin metrik ton artırarak 100 bin metrik tona yükseltecek olan Almatis, kalsinasyon hattının içinde yer alacak yeni teknoloji öğütme değirmeni ile söz konusu alandaki kabiliyetlerini önemli oranda artıracak. Yeni kalsine fırında üretilecek ürünlerin yaklaşık yüzde 40’ı Asya Bölgesi’ndeki ülkelere ihraç edilecek.

Qingdao Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nin gelişimini destekleyecek

Yeni kalsine alümina tesisi, Almatis’in mevcut tesisinin bulunduğu Qingdao Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nde kurulacak. Çin’in Shandong eyaletinde bulunan ve yabancı yatırımları teşvik eden bölge, sanayi ve ticaretin gelişimini desteklemek amacıyla yatırımcılara özel teşvik ve avantajlar sunuyor. 2026 yılının başlarında faaliyete geçmesi planlanan ve şirketin üretim kapasitesini ikiye katlayacak olan yeni tesis, Almatis’in Asya Bölgesi’ndeki pazar payını artıracak.

OYAK’ın yeni yatırımı aynı zamanda Qingdao Ekonomik Kalkınma Bölgesi’ne de önemli katkılar sağlayacak. Bölgenin ekonomik büyümesine ve istihdamına güçlü bir ivme kazandıracak olan yeni tesis, ayrıca bölgenin uluslararası arenadaki rekabetçiliğini de artıracak. Bölgenin endüstriyel altyapısını güçlendirecek yatırım, Qingdao Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nin teknolojik gelişimini de destekleyecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Assan Panel, İngiltere’de Yeni Üretim Tesisi Kuruyor

Kibar Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Assan Panel, İngiltere Suffolk bölgesinde yer alan ‘Freeport East’ serbest ticaret bölgesinde yeni bir üretim tesisi kuracak. Toplam 45 milyon sterlin yatırımla kurulacak tesisin 2025 yılı ortalarında tamamlanması planlanıyor.

Konu hakkında açıklama yapan Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, “Topluluk şirketlerimizden Assan Panel için devreye aldığımız yeni yatırım hamlesiyle, şirketimizin Avrupa pazarındaki varlığını daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. 85 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatla Grubumuzun ihracat başarısına önemli katkı sunan Assan Panel’in başta İngiltere olmak üzere Avrupa sandviç panel pazarında önemli konuma geleceğine inancım tam” diye konuştu. Kayabaşı, “Önümüzdeki dönemde derinleşmek istediğimiz pek çok pazar var. Yeni yatırımlarımızla bu hedefimize kısa zamanda ulaşarak ülkemizin adını yurtdışında daha fazla duyuracağız” dedi.

Assan Panel Genel Müdürü İhsan Tolga Akar da yeni yatırımlarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Yurt dışı yatırımlarımıza bir yenisi daha eklemenin mutluluğu ve gururu içerisindeyiz. Ürünlerimizin sertifikalandırılmış kalitesi ve yüksek performansıyla Avrupa pazarından kısa zamanda güçlü bir pay alacağına inanıyorum” diye konuştu.

Kaynak: Emlak Dream

Yatırımcılar Ticari Gayrimenkullere Yöneldi

Enflasyon ve faizlerin düşmesini bekleyen piyasalarda, yatırımcıların rotası ofis ve dükkan yatırımına döndü. Ticari gayrimenkul satın alanların sayısı artarken, satış ofislerinde bahar havası yaşanıyor.

Faizlerin en yüksek seviyeye geldiği bu dönemde, ticari gayrimenkul yatırımcısında hareketlilik gözlemleniyor. Faizlerin ve enflasyonun aşağı doğru ivmelenmesi öncesinde fiyat artışlarından etkilenmemek adına, gayrimenkul yatırımcısı harekete geçti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in pozitif yöndeki açıklamaları, gayrimenkul yatırımcısında hareketliliğe sebep oldu. Bakan Şimşek’in yabancı yatırımcıların ülkemize ilgisinin yoğun olduğunu belirtmesi ve haziran ayı itibariyle enflasyonun düşüş yönünde hareket edeceğini aktarması, yatırımcıların yatırım enstrümanlarında değişikliğe gitmesine yol açıyor. AKTİM Çarşı – Ofis projesinin satış ofisinde canlılık olduğunu belirten Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, “Şu anda faizler olabildiği en yüksek seviyede. Bugünden sonra iniş ivmesi bekleniyor. Aşağı doğru seyredecek bir rotasyon durumunda, gayrimenkul piyasasındaki hareketlilik zamları da beraberinde getirecek. Bunun bilincinde olan yatırımcılar, şimdiden ticari gayrimenkul yatırımlarına başladı” dedi.

“Ticari Gayrimenkuller mali istikrar sağlıyor!”

Ticari gayrimenkullerin konut piyasasına göre daha çok rağbet gördüğünü de belirten Bilgiç, ticari gayrimenkul yatırımlarının sağladığı pek çok avantajla yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ettiğini söyledi. Bu avantajların sadece kısa vadeli değil, aynı zamanda uzun vadeli ve sürdürülebilir kazançları içerdiğinden de bahseden Bilgiç, “Yüksek kira getirisiyle birlikte, yatırımcısına mali istikrar sağlayan ticari gayrimenkuller, lokasyon avantajıyla birlikte, sağlam bir gelir kaynağı durumuna geldi. Enflasyonist ortamlarda güvenli liman olarak gösterilen ticari gayrimenkul yatırımları, artan talep karşısında gün be gün daha değerli hale geliyor. Diğer finansal araçlara kıyasla düşük riskli yatırım olarak gösterilen ticari gayrimenkul yatırımları, hisse senetleri gibi dalgalanan piyasalara göre avantajlı durumda bulunuyor” şeklinde konuştu.

“2024 yılı umut veriyor!”

Durağan geçen 2023’ün aksine ticari projelerde 2024 yılı itibariyle hareketlilik başladı. Dövizin oynak seyri, faizlerin artışı gibi sebeplerle gayrimenkulden uzaklaşan yatırımcı şimdilerde gayrimenkul yatırımına yönelmeye başladı. Özellikle ofis ve ticari projelerin satış ofislerinde gözle görülür bir hareketlilik yaşanırken, hükümet para politikalarının sıkılaştırılmasıyla birlikte enflasyon ve faizlerde düşüş bekleniyor. Bu düşüşten sonraki süreçte gayrimenkul fiyatlarında artış olacağını belirten Bilgiç, “AKTİM Çarşı Ofis projemizde önemli markalarla görüşmelerimiz sürüyor. Ticaretini hızlandırmak isteyen markalar, yeni ofis ve dükkan arayışlarını sürdürüyor. Yenilenme ihtiyacı ve İstanbul’un merkezine dönüş isteği, projemizde talebe neden oluyor. Müşteri deneyimine yönelik tasarlanan yapılar, hem yabancı yatırımcıyı da ticaret için ülkemize yöneltecek, hem de yerli yatırımcıların iştahını kabartacak.” diyerek açıklamalarını tamamladı.

Kaynak: Emlak Dream

Türkiye’deki Konaklama Endüstrisinin Hassas Misafir Verileri Zecurion İle Güvende!

Konaklama endüstrisi, dijital çağın giderek artan güvenlik zorluklarıyla yüzleşirken; Zecurion, çok uluslu bir otel zincirinin Türkiye’deki iştirakini, içsel tehditlere karşı korumak üzere stratejik bir ortaklık sunuyor.

Yeni nesil veri kaybı önleme (Next Generation DLP) satıcısı Zecurion, dijital çağda yaşanan mesleki dolandırıcılık sorunlarına odaklanan uluslararası araştırma “Occupational Fraud 2022: A Report to the Nations” raporunun sunduğu ve konaklama sektörünün iç dolandırıcılığa karşı savunmasızlığını ortaya koyan endişe verici bulgular ışığında, çok uluslu bir otel zincirinin Türkiye’deki iştirakinin savunmasını güçlendirmek üzere devreye girdi.

Türkiye’deki bu konaklama endüstrisi iştiraki, büyük şehir merkezlerinden geçiş noktalarına ve tatil destinasyonlarına kadar yayılan geniş tesis ağıyla konaklama sektöründe etkileyici bir rol oynuyor. Toplamda 401 açık oteli bünyesinde barındıran ve 110.000’den fazla odaya sahip olan bu iştirak ayrıca, 126 otelin daha inşa sürecini yönetiyor. İstanbul, Ankara, Kapadokya, Bursa ve Antalya gibi stratejik lokasyonlarda faaliyet gösteren bu konaklama sektörü iştiraki, kritik misafir verileri ve ticari hassasiyetleri koruma konusunda Zecurion ile anlaşarak güvenlik önlemlerini güçlendirmede rakiplerinin bir adım önüne geçiyor.

Zecurion Bölgesel İş Geliştirme Direktörü Ivan Starodubtsev, turizm sektöründeki olağanüstü müşteri hizmetlerinin vurgulanması çerçevesinde hassas verilere olan bağımlılığın, siber tehditlere karşı savunmasızlık yarattığına dikkat çekerek şunları söylüyor: “Konaklama sektörü, üst düzey ve güvenli bir müşteri deneyimi sunmayı amaç ediniyor. Oteller, geniş çapta hassas müşteri verisi toplayıp analiz ederken, teklifleri optimize etme ve kişiselleştirilmiş deneyimler oluşturma amacı güdüyor. Ancak, bu iyi niyetler aynı zamanda, konaklama işletmelerini siber suçlular için çekici hale getiriyor.”

Zecurion, artan risklere karşı cevap olarak, yaygın çalışan değişiminin, olası kötü niyetli faaliyetlerin ve mesleki dolandırıcılık tehdidinin getirdiği zorluklarla başa çıkmak için en son teknoloji çözümü olan Zecurion Next Generation DLP 12 (Zecurion Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme 12) ürününü sunuyor. Bu kapsamlı paket, veri kaybına karşı 360° koruma sağlayan diğer temel işlevlerin yanı sıra ayrıntılı çalışan profilleri, personel kontrol mekanizmaları, kullanıcı davranış analizi ve gelişmiş trafik kontrol modülü ile içeriden gelen tehditlere karşı bütünsel bir yaklaşım imkânı sağlıyor. 

Zecurion’un sağlam güvenlik altyapısı, müşteri otel zincirinin iç dolandırıcılık risklerini azaltıp, hassas verilerin bütünlüğünü ve gizliliğini koruyan fonksiyonlarıyla, olağanüstü konuk deneyimlerini sürdürme taahhüdünde etkili bir araç olarak dikkat çekiyor. Dijital tehditlerin giderek arttığı bir çağda, Zecurion Next Generation DLP, işletmelere benzersiz bir görünürlük ve kontrol sunarak veri güvenliği alanındaki ustalığını sergiliyor. Uzaktan iş gücü yönetiminin karmaşıklığına özel olarak hazırlanmış çözümler, gelişmiş kullanıcı davranış analitiği ile birleşerek proaktif tehdit tespiti sağlıyor ve böylece, Zecurion’un veri güvenliğini olağanüstü bir seviyeye taşıma iddiasının altını çiziyor.

4. Yapı Fiziği ve Çevre Kontrolü Kongresi İklimle Uyumlu Yapılaşma ve Dijital Gelişmeleri Konu Alcak 

Bu yıl dördüncü kez gerçekleşen, İZODER, İTÜ Mimarlık Fakültesi ve Yapı Fiziği Derneği iş birliği ile yapılacak olan 4. Yapı Fiziği ve Çevre Kontrolü Kongresi 2-3 Mayıs 2024 tarihlerinde İTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla Yeleşkesi’nde düzenlenecek.

Bu yıl ki Yapı Fiziği ve Çevre Kontrolü Kongresininteması “İklimle Uyumlu, Yaşanabilir Yapma Çevre Tasarımı, Dijitalleşme ve Güncel Yaklaşımlar” olarak belirlendi. Birçok alanında uzman değerli konuşmacıların katılacağı kongrede yapı sektöründe iklim değişikliği, sınırlı kaynaklar, tasarımcı, yapımcı ve karar vericilerin güncel yaklaşımlara olan tavırları, teknolojik yeniliklere adaptasyon gibi birçok konu gündeme getirilecek.

MEGA Yalıtım Çözümleri’nin de destekçileri arasında olduğu kongrede, yeni nesil ürün ve çözümler, sıfır karbon, enerji kaynaklarını doğru kullanma, suyun etkin kullanımı, yangın yönetimi gibi konularla beraber, bina enerji modelleri, yaklaşık sıfır enerjili binalar, yapı sektöründe yapay zekâ, dijitalleşme ve yapı sektörü gibi oldukça önemli gündem maddeleri detaylı bir şekilde ele alınacak.

MEGA’NIN SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPI ÜRÜNLERİ DE LANSE EDİLECEK

Kongre hakkında konuşan MEGA Yalıtım Çözümleri Satış ve Pazarlama Direktörü İsmail Helvacıoğlu bu tarz üniversite iş birliklerini desteklemeyi oldukça değerli bulduklarını dile getirdi. Helvacıoğlu, özellikle akademisyenleri ve sektör profesyonellerini bir araya getirecek olan platformun, iklim koşullarına uygun, enerjiyi ve doğal kaynakları doğru bir şekilde yönetecek güvenli, konforlu yapıların üretilmesi için kıymetli bir klavuz oluşturacağı görüşünde.

2 Mayıs saat 10.00’da açılış konuşması ile başlayacak olan kongre 3 Mayıs’ta 15.30’da yapılacak olan kapanış kokteyli ile son bulacak. 

İngiltere’de ki “Ortak Mülkiyetli Paylaşımlı Ev Sahibi Olma Modeli ” Türkiye’nin Konut Krizinden Çıkış Yolu Olabilir mi?

 EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, İngiltere’de git gide artan Shared Ownership Yöntemi / Ortak Mülkiyetli Paylaşımlı Ev Sahipliği modeli ile Konut Edinimini tüm ayrıntılarıyla anlattı.

İngiltere’de bu sistemin 1990 yılından buna yana uygulandığını belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Ortak Mülkiyetle Paylaşımlı Ev, Mal Sahibi olma Modeli İngiltere’de 1990‘dan bu yana uygulanan ilk kez ev satın alanlara ve halihazırda bir eve sahip olmayanlara yeni inşa edilen veya ikinci elden satılan bir mülkte hisse satın alma fırsatı vermek için geliştirilmiş tasarrufa yönelten bir ev sahibi olma yöntemidir. Uygun fiyatlı evler programı ile inşa edilen tüm yeni evlerin önümüzdeki yıllarda alıcıların satışına sunulması beklenmektedir. Programın finansmanı İngiltere hükümeti tarafından yapılmaktadır.

Ortak mülkiyet ipoteğine hak kazanabilirsiniz

Ortak Mülkiyet, İngiltere’de ilk kez ev sahibi olacakların aşama aşama ev sahibi olma merdivenine çıkmalarına yardımcı olan devlet destekli bir programdır. Kısmi satın alma/kısmi kiralama yoluyla alıcılar, normalde direkt satın alamaya güçlerinin yetmediği mülkün hisselerini satın alırlar. Küçük bir depozito ile, aylık ipotek geri ödemesi daha düşük olan bir ortak mülkiyet ipoteğine hak kazanabilirler. Bir evdeki bir kısım hisseyi satın alabilir ve geri kalanını %100 sahip olmaya gücü yetene kadar kiralayabilir.

Dar Gelirli Vatandaşlar Yararlanabiliyor

Dar gelirli İngiliz vatandaşlarının yararlanabileceği bu sistem bir devlet programı, özellikle sistem için ayrılmış evler “Ortak Mülkiyet Paylaşımlı Ev Mal Sahibi olma Modeli” (Shared Ownership) ile satılıyor.  Alıcı, bir evin yüzdesel olarak karşılayabileceği bir kısmını satın alıyor ve geri kalanı ise kar amacı gütmeyen konutu satan kuruma (housing association) ait olmaya devam ediyor. Yani alıcı aslında devlet kurumu ile ortak bir sahibi oluyor. Alıcı alamadığı hisse ile ilgili kısım için mülkün bu kısmına Housing Asscociation kurumuna  sübvanse edilmiş makul bir kira ödüyor. Hatta sadece aldığı kısım içinde mortgage ipoteği kullanması da mümkün. Alıcı zamanla durumu oldukça evi almaya kısmen devam ediyor veya tamamını satın alabiliyor. Vatandaşları tasarrufa yönelten bu durum belki de hayat boyu ev alma hayali kuramayacak bir kesimi mal sahibi yapma imkanı sağlıyor.

İstediğiniz zaman evin size ait kısmını satabiliyorsunuz

Örneğin Shared Ownership ile satılan 500 TL birimlik bir ev beğendiğiniz. 200 TL biriminiz var ve 50 TL birim mortgage kredisi alabiliyorsunuz. Yani aslında sadece evin %50’sine paranız yetiyor. Bu durumda 50 TL birim için mortgage alıyorsunuz, bankaya onu ödüyorsunuz. Kalan 250 TL birim için mülkün sahibi olan kar amacı gütmeyen kuruma sübvanse edilmiş kira ödüyorsunuz. Diyelim 5 yıl geçti ve siz biraz daha ödeme yapabilecek durumdasınız. Bu arada evinizin değeri arttı veya azalmış da olabilir, yeni dönemde eve tekrar değerleme yapılıyor. Mali durumunuz güçlendikçe, ‘merdiven basamakları’ adı verilen bir süreçle tam mülkiyete doğru ilerleyebiliyorsunuz. Baktınız evin değerinin %20’sini daha ödeyebilir durumdasınız kalan %30 için kira öder durumda kalıyorsunuz. Ya da istediğiniz zaman evin size ait kısmını satabiliyorsunuz. Mülkün %75’ine veya bazı durumlarda %100’üne sahip olana kadar, merdiven basamakları olarak bilinen bir süreçle mülkte sahip olduğunuz payı artırabiliyorsunuz. Buradaki önemli nokta Shared Ownershipte mülkün zeminin yani arsasının sahibi olamıyorsunuz, sadece yapının sahibi oluyorsunuz. O yüzden arsa maliyeti düştüğü için evlerin daha uygun fiyatlı sahip olunması, kiralanması  söz konusu oluyor. Arsa devlete ait olmaya devam ediyor. 

Belediyelerin kontrolü altında gerçekleştiriliyor

Hükümetin Ortak Mülkiyet programı ile yeni evinizin bir hissesini satın alır ve geri kalanı için kira ödersiniz. Para biriktirdikçe ve mali durumunuz iyileştikçe, evinizin tamamına sahip olana kadar evinizde daha büyük bir pay satın alabilirsiniz. Bu sistem İngiltere’de bu devlet tarafından oluşturulmuş bir sistem ve belediyelerin kontrolü altında gerçekleştiriliyor. Bu sistemden yararlanabilmek için hane halkının toplam gelirinin İngiltere genelinde 80 bin ancak Londra’da ise yıllık 90 bin Pound’un altında olması gerekiyor. 

Kiracı olmaktan kurtarabiliyor

Programın avantajları ve dezavantajları var. En büyük kazanç dar gelirli, az para kazanan veya genç nüfusa kısmi de olsa ev sahibi olabilme sansı veya tasarruf şansı vermesi. Kira yerine mortgage kredisi ödeterek ileride alınabilecek bir ev için para biriktirme sansı vermesi, kirada oturma mantığından çıkarılması. Apartman aidatını sizin ödemeniz gerekiyor, rayiç üzerinden sahip olmadığınız kısmın kirasını ödüyorsunuz. Ama en azında sahip olduğunu kısım ile ilgili yaptığınız ödemeler kiraya değil mortgage sistemine gidiyor ve evin bu kısmı sizin oluyor. Aslında kiracı olmanın dertlerinden kurtuluyorsunuz öte yandan evin tamamını alıncaya kadar ev sizin değil. 

2021-2026 yılı dönemini daha cazip hale getirdiler

İngiliz hükümeti bu programda değişiklikler yapmış ve 2021-2026 yılı dönemini daha cazip hale getirmişlerdir. Örneğin Ortak Mülkiyet Paylaşımlı Ev mülkleri, mülk sahibi olmak yerine kiraya verilir, bu nedenle mülkün üzerinde bulunduğu arazinin sahibi olamazsınız. Bu daha önce 99 yılla sınırlı iken şu anda 990 yıla çıkarılmıştır.

Tamir bakım hizmet ücretini ödemek zorundasınız 

Eski sistemde hissenizin ne kadar büyük olduğuna bakılmaksızın mülkle birlikte gelen aidat ve tamir bakım hizmet ücretini ödemek zorundasınız. Ancak yeni sistemde Onarım ödeneği gelmiştir.  Yenilenen Ortak Mülkiyet programı, yeni Ortak Mülkiyet Sahipleri için ev sahibinin veya konut birliğinin evdeki onarım ve bakım masraflarını karşılayacağı 10 yıllık bir süre getirecektir. 

Ortak Mülkiyet Paylaşımlı Ev Sahipleri yılda 500 paund’a kadar onarım masrafı talep edebilecek, bunu aşan onarım ve bakım masrafları ev sahibinin yani Alıcının sorumluluğunda olacaktır. Hatta bu ödeneğin kullanılmayan yıllarda bir sonraki yıla devri sağlanmıştır. Mülkü Satmaya kalktığınızda, bunu açık piyasa yerine Ortak Mülkiyet Paylaşımlı Ev programı aracılığıyla yapmanız gerekecektir.” şeklinde konuştu.

Mart ayında Genel Ticaret Sistemine Göre İhracat Yüzde 4,1, İthalat Yüzde 6,3 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2024 yılı Mart ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 azalarak 22 milyar 571 milyon dolar, ithalat yüzde 6,3 azalarak 29 milyar 912 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Mart döneminde ihracat yüzde 3,6 arttı, ithalat yüzde 12,8 azaldı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artarak 63 milyar 603 milyon dolar, ithalat %12,8 azalarak 83 milyar 945 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Mart ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat yüzde 5,1, ithalat yüzde 6,7 azaldı 

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2024 Mart ayında %5,1 azalarak 21 milyar 915 milyon dolardan, 20 milyar 789 milyon dolara geriledi.

Mart ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 6,7 azalarak 24 milyar 452 milyon dolardan, 22 milyar 805 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Mart ayında 2 milyar 16 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 6,0 azalarak 43 milyar 594 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 91,2 oldu.

Dış ticaret açığı Mart ayında yüzde 12,4 azaldı

Mart ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %12,4 azalarak 8 milyar 379 milyon dolardan, 7 milyar 341 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Mart ayında yüzde 73,8 iken, 2024 Mart ayında yüzde 75,5’e yükseldi.

Dış ticaret açığı Ocak-Mart döneminde yüzde 41,5 azaldı

Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı yüzde 41,5 azalarak 34 milyar 799 milyon dolardan, 20 milyar 343 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Mart döneminde yüzde 63,8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 75,8’e yükseldi.

Mart ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,6 oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2024 Mart ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,6, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Ocak-Mart döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 93,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Mart ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı yüzde 69,9 oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2024 Mart ayında ara mallarının payı yüzde 69,9, sermaye mallarının payı yüzde 14,5 ve tüketim mallarının payı yüzde 15,5 oldu.

İthalatta, 2024 Ocak-Mart döneminde ara mallarının payı yüzde 70,6, sermaye mallarının payı yüzde 14,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,5 oldu.

Mart ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Mart ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 749 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 288 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 265 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 189 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 172 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,5’ini oluşturdu.

Ocak-Mart döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 5 milyar 232 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 804 milyon dolar ile ABD, 3 milyar 449 milyon dolar ile İtalya, 3 milyar 357 milyon dolar ile Irak ve 3 milyar 256 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,0’ını oluşturdu.  

İthalatta ilk sırayı Çin aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Mart ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 900 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 632 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 146 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 902 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 407 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,4’ünü oluşturdu.

Ocak-Mart döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 11 milyar 984 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 10 milyar 227 milyon dolar ile Çin, 6 milyar 282 milyon dolar ile Almanya, 4 milyar 632 milyon dolar ile İtalya, 4 milyar 146 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %44,4’ünü oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat yüzde 0,8 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2024 Mart ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 0,8, ithalat yüzde 3,9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 1,1, ithalat yüzde 0,8 arttı.

Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 3,3 oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Mart ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,3’tür. Ocak-Mart döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,9’dur. Ocak-Mart döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1’dir.

Mart ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 81,5’tir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,3’tür. Ocak-Mart döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,0’dır. Ocak-Mart döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 11,8’dir.  

Özel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Mart ayında 20 milyar 663 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2024 yılı Mart ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 azalarak 20 milyar 663 milyon dolar, ithalat yüzde 7,6 azalarak 28 milyar 5 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Mart ayında dış ticaret açığı %16,2 azalarak 8 milyar 758 milyon dolardan, 7 milyar 341 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Mart ayında %71,1 iken, 2024 Mart ayında %73,8’e yükseldi.

İhracat 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 57 milyar 794 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2024 yılı Ocak-Mart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,1 artarak 57 milyar 794 milyon dolar, ithalat %13,1 azalarak 79 milyar 74 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı yüzde 39,2 azalarak 34 milyar 998 milyon dolardan, 21 milyar 280 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Mart döneminde yüzde 61,6 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 73,1’e yükseldi.

H-ÜFE Yıllık Yüzde 85,41 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) 2024 yılı Mart ayı verilerini açıkladı. Verilere göre H-ÜFE,  bir önceki aya göre yüzde 3,64 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,96 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85,41 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 78,09 artış gösterdi.

H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık yüzde 78,53 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 78,53 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 90,25 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 91,35 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 71,21 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 96,31 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 97,65 artış gerçekleşti.

H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık yüzde 2,86 arttı

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 2,86 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 3,68 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 2,80 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 3,16 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 6,37 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 4,56 artış gerçekleşti.

Kalyon İnşaat Dünya Devi Şirketleri Geride Bıraktı

Türkiye ve dünyada gerçekleştirilen dev projelere imza atan Kalyon İnşaat, Romanya’da, tüm rakiplerini eleyerek tam puanla seçilen firma oldu ve Karadeniz Kıyısı-Podişor Doğal gaz Boru Hattı Projesi’ni gerçekleştirmeye başladı.

Hürriyet Gazetesi’nden Burak Taşçı’nın haberine göre; Kalyon İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Murathan Kalyoncu, Kalyon İnşaat’ın Romanya’nın Karadeniz Kıyısı-Podişor Doğal gaz Boru Hattı Projesi töreni sonrası yaptığı açıklamada, bu projenin yüzde 30’una yakınını tamamlamış olduklarını, finansmanla ilgili bir sorun yaşamadıklarını söyledi.

Kalyoncu, ilk boruları indirdiklerini, yaklaşık 308 kilometrelik boru hattının 300 metrelik kısmının indirmesini tamamladıklarını anlatan Kalyoncu, “Kaynak olarak ise ilerlememiz yüzde 16 seviyesinde. Daha işin çok başlarındayız. Burada devam eden conta kaynağımız olacak. Bu doğal gaz boru hatlarında özellikle bu kaynak çok mühim” dedi.

Projenin Türkiye ekonomisine katkısına değinen Kalyoncu, “Burada yaklaşık 100 bin ton ağırlığında çelik boru kullanıyoruz. Bunun neredeyse tamamını Türk çelik boru üreticilerinden aldık. Bütün bu para Romanya hükümeti tarafından direkt Türkiye’ye gelmiş oluyor. Yani ihracat olmuş oluyor. Projemizin yaklaşık 200 milyon euroluk kısmı borudan oluşuyor. Yani çelik maliyeti 200 milyon euro” diye konuştu.

Proje 24 ayda tamamlanacak

Bu projeyi çok hızlı bir şekilde, 308 kilometreyi 24 ay gibi bir sürede yapmaları gerektiğini vurgulayan Kalyoncu, “Burada kaynak en önemli meselelerden bir tanesi. Boru depolama noktalarında depoluyoruz. Boruların yüzde 60’a yakına kadarının teminini tamamladık”dedi.

Hatasız bir şekilde bugünlere geldiklerini ifade eden Kalyoncu, bir soru üzerine, AB uhdesinde yapılan puanlama sistemiyle ilgili bu tarz ihalelerde fiyat ve firmanın teknik yeterliliğinin büyük önem taşıdığını kaydetti.

Kalyoncu, “Türkiye’de yaptığımız projeler, ayrıca Silivri yeraltı doğal gaz depolama tesisiyle bu konuda çok büyük bir mühendislik yetkinliğine sahip olduk. Sondajımızı da kendimiz yaptık. Artık doğal gaz ile ilgili işlerde kendi mühendislik ve insan gücümüzle başından sonuna kadar projeyi tamamlayacak hale geldik. İhale sırasında tam puan aldık.” şeklinde konuştu.

Dünya devi şirketler geride bırakıldı..

Doğal gaz ile ilgili işlerde akla ilk gelen İtalyan ve İspanyolları geride bırakarak bu ihalede öne çıktıklarını kaydeden Murathan Kalyoncu, ihalede en ciddi rakiplerinin Çinliler olduğunu ancak güçleriyle ve verdikleri güvenle onları geride bıraktıklarını söyledi.

1200 kişiye istihdam sağlanacak

Proje kapsamında önümüzdeki günlerde çalışan sayısının 1200 kişi olacağını, “beyin takımını” Türkiye’den getirttiklerini anlatan Kalyoncu, “Deniz altından bir geçiş yok. Sadece burada bizi zorlayacak gelişme gölün altından olacak. Nehri yatay kesecek.” dedi.

Romenlerin Neptün gazını keşfettiğini ifade eden Kalyoncu, “(Neptün gazı) Karadeniz’de… Sakarya’nın hemen karşısında Neptün sahasının gazı. Ama tabii ki gaz tek yönlü gidebilecek bir şey değil. Türkiye ile eğer olası bir gaz ticaretinde Romanya’nın Karadeniz tarafındaki gaz terminalinde de kullanılabilecek bir gaz. Aynı şekilde konumu gereği de Türkiye’den Romanya’ya olası bir gaz satışında Türk gazını Avrupa’ya taşıyacak alternatif bir gaz.” şeklinde konuştu.

Doğal gazın artık dünyada stratejik ve kritik bir konu haline geldiğini, Avrupa’nın gaz bağımsızlığının Avrupa için çok tehdit edici bir konu olduğunu vurgulayan Kalyoncu, dağıttıkları bu doğal gazın Romanya’nın ihtiyacının yarıya yakınını karşıladığını bildirdi.

İstanbul’da Ortalama Konut Fiyatı 4 Milyon TL’yi Aştı

Endeksa verilerinden derlenen bilgilere göre Mart 2024 itibarıyla İstanbul’da ortalama konut fiyatı 4 milyon 402 bin 908 TL oldu. Mega kentte ortalama yıllık kira getirisi yüzde 5,95 ve amortisman süresi 17 yıl olarak ölçüldü.

İzmir’de ise ortalama konut fiyatı 4 milyon 33 bin 224 TL, yıllık kira getirisi yüzde 6,24 ve amortisman süresi 16 yıl oldu.

Her iki büyükşehir de son verilere göre en yüksek kira getirisinde ilk 10 il arasına giremedi.

KİRA GETİRİSİ EN YÜKSEK İLK 10 ŞEHİR

1-ANKARA

Ortalama fiyat: 2.720.510 TL

Amortisman süresi: 13 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,77

2-TEKİRDAĞ

Ortalama fiyat: 2.522.853 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,28

3-BİLECİK

Ortalama fiyat: 2.201.600 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,20

4-KİLİS

Ortalama fiyat: 1.767.216 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,15

5-ŞANLIURFA

Ortalama fiyat: 2.353.325 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,14

6-MANİSA

Ortalama fiyat: 2.511.232 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,09

7-GAZİANTEP

Ortalama fiyat: 2.792.676 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %7,06

8-AĞRI

Ortalama fiyat: 1.848.602 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %6,96

9-SİİRT

Ortalama fiyat: 1.850.784 TL

Amortisman süresi: 14 yıl

Yıllık kira getirisi: %6,91

10-YOZGAT

Ortalama fiyat: 2.150.477 TL

Amortisman süresi: 15 yıl

Yıllık kira getirisi: %6,78

İstanbul’da Yabancılara Satılan Konut Oranı Yüzde 5’e Düştü

İstanbul’da yabancılara satılan konut oranının 5’lere düştüğünü belirten İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Yabancı yatırımcı teminat mektubu ve kredi kullanmıyor, ‘cash on the table (nakit) daire, arsa alıyorlardı. Bir bu var, bir de almış olanların da bir kısmı satışa geçti.” dedi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, turizm sezonunu iyi geçirdiğimizde Türkiye’nin mayıs ayından itibaren ciddi bir döviz gelirine sahip olacağını kaydetti.

İstanbul’da otel fiyatlarının hala Avrupa fiyatlarının çok altında olduğunu belirten Avdagiç, “İstanbul otelleri hala ucuz. Artan taleple beraber hem doluluk oranlarının artması hem fiyatların daha makul hale gelmesi, İstanbul için önemli bir konu.” dedi.

İstanbul’a ve Türkiye’ye turist gelmesinde hep beraber karşı durulması gereken bir konunun da Türkiye’nin ‘yabancı karşıtlığı’ olduğunu söyleyen Avdagiç, “Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı, birçok misafirimizin Türkiye’ye gelmesine engel oluyor. Olumsuz bir atmosfer oluşturuyor. Bu Türkiye’nin kuralsız, tüm yabancıları ülkeye kabul etmesi anlamına asla gelmiyor. Mutlaka bir sınır güvenliği kontrolü ülkenin bekası anlamında en önemli konulardan bir tanesi. Ancak kurumlar ve kişiler olarak hem yurtiçinde hem yurtdışında abartılı ve rasyonel karşılığı olmayan söylemleri gündeme getirenlere karşı çok net, açık ve sürekli tavır almamız lazım. Aksi halde Türkiye hiçbir yabancının gelmesinin istenmediği bir ülke durumuna düşer ki, bu turizm için benim şu an yakın ve orta vadede gördüğüm en büyük tehdit. Bu insanların açık tepki vermeden kararlarıyla sizi cezalandırdığı bir sürece dönüşüyor. Yani ülkenize gelmeyerek, otomatikman siz ülke olarak belirli bir kaynaktan mahrum kalıyorsunuz.” şeklinde konuştu.

Yabancı karşıtlığının olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Avdagiç, şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye genelinde yabancılara konut satışları 6 milyar dolardan 3 milyar dolar seviyesine geldi ve bu azalış devam ediyor. Aynı şekilde İstanbul’da satılan konutların yüzde 10’u yabancılara satılıyordu, şu anda bu yüzde 5’lere düştü. Yabancı yatırımcı teminat mektubu ve kredi kullanmıyor, ‘cash on the table (nakit)’ daire, arsa alıyorlardı. Bir bu var, bir de almış olanların da bir kısmı satışa geçti. Bunun dengesi iyi ayarlanmalıdır. Bu yaklaşım yabancıları rahatsız ediyor, rakip ülke yabancı medyasında da takip edilip kullanılıyor. Onlar da bu durumdan ister istemez etkileniyorlar.”

İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye’ye girişte uygulanan vize ücretlerinin gözden geçirilmesinin de turizm sektörüne katkı vereceğini belirtti.

“Türkiye’nin bazı ülkelere uyguladığı vize bedeli ciddi rakamlara ulaşıyor. AB’nin bize uyguladığı vize bedellerinden çok şikayet ediyoruz. Türkiye’nin de belirli ülkelere uyguladığı vize bedellerinin gözden geçirilmesinde turizm açısından fayda var. Özellikle aile seyahatlerinde vize ücreti ciddi bir rakam olduğu zaman, insanlar Türkiye yerine farklı turizm destinasyonlarını tercih edebiliyorlar.” diyen Avdagiç, Türkiye’nin kendine has ılıman iklimi, kaliteli tesisleri, yetişmiş insan gücü, gastronomideki çeşitliliği ve sunumunu yerli ürünle yapıyor olmasının önemli avantajlar olduğuna dikkati çekti.

Türkiye’nin turizmde konseptini gözden geçirmesi gerektiği görüşünü dile getire Avdagiç, “Turizmde artık yeni bir konsept ve strateji belirlemenin zamanı geldi. Türkiye orta ve uzun vadede turizmde konseptini, fiyat stratejisini ve hizmetlerini baştan aşağı gözden geçirmeli. Çünkü hiç gündemde olmayan yeni rakiplerimiz belli bir süre sonra devreye girecek. Türkiye turizmdeki dinamik gücünü, belirli aralıklarla strateji ve hizmet niteliklerini yenileyerek sürdürebilir.” diye konuştu.

Türkiye’nin şu anda yatak kapasitesini geliştiren bir ülke olmasının önemine dikkati çeken Avdagiç, “Türkiye genelinde turizmde 2 milyon yatağımız var. Buna bağlı olarak Akdeniz çanağında yeni destinasyonlar hızla devreye giriyor. Mısır ve Kuzey Afrika’nın bazı ülkeleri burada öne çıkıyor. Suudi Arabistan kıyı şeridi için NEOM Projesi ile bağlantılı önemli bir yatırım paketi açıkladı. Turizmcilerin tabiri ile 500 bin anahtar, yani 500 bin odalık kapasite oluşturma sürecini devreye aldılar. Bizim de bugünden bütün konseptimizi gözden geçirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Turizm yatırımcıları için yüksek nitelikli otel odası maliyetlerinin giderek arttığını kaydeden Avdagiç, “Bir örnek verirsek, Türkiye’de yüksek nitelikli bir odanın yatırım maliyeti 250 bin dolar iken, Mısır’da aynı nitelikli bir odanın maliyeti 135 bin dolar. Bu durum bizi bugünden yarına hemen olumsuz etkilemeyecektir ama yatırım anlamında ve birim fiyat anlamında rekabetçiliğimizde bir gerileme var, bu konunun üzerinde çalışmamız gerekiyor.” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Bostik Türkiye, Yüksek Performanslı Su Yalıtım Serisi SEAL&BLOCK’un Lansmanını Yapı Fuarı’nda Yaptı

Endüstriyel üretim, İnşaat ve Tüketici pazarlarında önde gelen küresel yapıştırıcı uzmanı olan Bostik Türkiye, Yapı Fuarı’na katıldı. Sektöre yön veren ürünleri ve uzmanlar tarafından gerçekleştirilen uygulamalarıyla büyük ilgi gördü.

Bostik Türkiye standı yeni ve ödüllü ürünlerin tanıtımına da ev sahipliği yaptı. Yalıtım uzmanı olan yeni SEAL & BLOCK serisi tanıtıldı. Aynı zamanda “Yalıtım Sektörü 2024 Yılın Yangın Yalıtımı Ürünü Ödülü”nü alan Bostik FP 401 Fireseal Akrilik Mastik ve yenilenen ambalajıyla su yalıtım malzemesi Bostik Aqua Blocker da sergilenen ürünler arasında yer aldı.

Yalıtım Uzmanı Bostik SEAL & BLOCK

Turkeybuild İstanbul’da büyük ilgi gören ürünlerin başında yalıtım uzmanı olan yeni Bostik SEAL & BLOCK serisi geldi. SEAL&BLOCK serisi, su yalıtımında mükemmel koruma sağlayarak, yüksek kaliteli ve kullanıcı dostu ürünlerle dolu bir çözüm yelpazesi sunuyor. Yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyarak maliyet hasarlarını önlüyor. Her türlü yalıtım işini doğru ve etkili bir şekilde gerçekleştirerek binayı çok uzun süre güvenli kılıyor. 

Bostik SEAL&BLOCK Serisinin Akıllı Özellikleri:

  • Uygulama kolaylığı ile dikkat çeken ürün yelpazesi, anlaşılır segmentasyonu ve yeni isimlendirmesiyle birlikte her türlü proje için en uygun çözümü sunar.
  • Seri, pratik ve anlaşılır bir tasarım ile benzersiz bir kimliğe sahiptir. Net piktogramlar, basit çizimler ve renk kodlarıyla donatılmış ürünler, doğru su yalıtım çözümünün pratik bir şekilde seçilmesini sağlar. Yeni ambalaj sistemleriyle Bostik Türkiye, kurumsal kimliğini öne çıkarırken, tüm dünya genelinde dil birliğini sağlamaya yönelik bir yaklaşım sergiler. 
  • Çevresel etiketler ve sertifikalarla donatılmış olan seri, çevreye minimum etki ederken maksimum performans gösterir.

Bostik FP 401 Fireseal Akrilik Mastik’e ödül

Bostik Türkiye standında ziyaretçilerin ilgisini çeken Bostik FP 401 Fireseal Akrilik Mastik, “Yalıtım Sektörü 2024 Yılın Yangın Yalıtımı Ürünü” ödülünün sahibi oldu.  Lineer derzlerde 4 saate kadar yangına dayanan FP 401, yangın önleyici/geciktirici ve binanın boşaltılması için zaman kazandırıcı özellikleriyle bu ödüle layık görüldü. 

Globalden Türkiye’ye Destek

Bostik Türkiye’ye Global’den de destek geldi. Bostik Hollanda’dan Global Sızdırmazlık&Yapıştırıcı Teknik Eğitim Müdürü Lucien Ligtvoet, Global Sızdırmazlık&Yapıştırıcı Teknik Destek Direktörü Bart Van Kuijk, Bostik İrlanda’dan Global İş Geliştirme Müdürü Lorcan Dignam ve Bostik Fransa’dan Global Su Yalıtım Kategori Müdürü Eduardo Cardoso Bostik Türkiye standında canlı uygulamalara katıldılar.  

“Canlı ürün uygulamalarıyla ilgi odağı olduk”

Yoğun bir fuar dönemi geçirdiklerini söyleyen Bostik Türkiye ve Merkez Asya Yapı Tüketici Departmanı İş Birimi Direktörü Bilgehan Türkkan: “Yurt içi ve yurt dışından katılım oldukça fazlaydı. Yapı Fuarında, ziyaretçilerin ilgisini çekmek ve markamızın gücünü sergilemek için canlı uygulamalar yaptık. İş ortaklarımız, ürünlerimizi yakından deneyimleme fırsatı buldular. Uygulamalarımızı interaktif bir şekilde keşfederek sektördeki en son yenilikleri takip ettiler. Bu etkileşimli deneyim, müşterilerimizden olumlu bir geri dönüş aldığımızı ve markamızın güvenilirliğinin arttığını gösterdi. Gelecek etkinliklerde de benzer interaktif uygulamalarla müşteri memnuniyetini arttırmayı ve sektör profesyonelleriyle olan ilişkilerimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Ekonomik Güven Endeksi 99,0 Oldu

Ekonomik güven endeksi Mart ayında 100,0 iken, Nisan ayında yüzde 1,0 oranında azalarak 99,0 değerini aldı.

Bir önceki aya göre Nisan ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,4 oranında artarak 80,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi aynı düzeyde kalarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,8 oranında azalarak 117,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında artarak 115,5 değerini, inşaat sektörü güven endeksi aynı düzeyde kalarak 88,6 değerini aldı.

Türkiye – Dubai İkili Ticareti 5 Yıl İçinde 40 Milyar Dolara Çıkacak

Son yılların en çok doğrudan yabancı yatırım çeken bölgelerinden Dubai, Türk iş insanlarının da dikkatinden kaçmadı. Güncel veriler, Dubai Serbest Ticaret Bölgesi’ndeki Türk şirketlerin sayısının 2023te %17 arttığını ortaya koydu.

Uluslararası genişleme planlarını hızlandırmak ve farklı pazarlara erişmek isteyen Türk iş insanlarının yurt dışında şirket kurma talebi artarken, son yıllarda Dubai pazarı öne çıktı. Yatırım dostu iş ortamı, makul kurumlar vergisi oranı ve anlaşılabilir yerel yasal düzenlemeleriyle son yılların en çok doğrudan yabancı yatırım çeken bölgelerinden birine dönüşen Dubai, Türk şirketlerin de dikkatinden kaçmadı. Dubai Muhtelif Emtia Merkezi (DMCC) tarafından yayımlanan veriler, Dubai Serbest Bölgesi’ndeki Türk şirket sayısının 2023’te %17 arttığını ortaya koydu.

Dubai’ye yönelik bu ilginin doğrudan yabancı yatırımcılara sağlanan kolaylık, Dubai’de kişisel gelir vergisinin 0 olması ve prosedürsel esneklik olduğunun altını çizen Ortac International Accounting Kurucu Ortağı Murat Ortaç, “Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla çok avantajlı bir vergi rejimi sunan Dubai, kozmopolit nüfusu ve nitelikli işgücüyle Türk şirketlerin de ilgisini çekiyor. Türkiye ve Dubai arasında önümüzdeki 5 yılda 40 milyar dolara ulaşması beklenen ikili ticaret hacmi de bu ilgiyi destekliyor” dedi.

Türk şirket sayısı 570i aştı

Mücevherattan kripto para piyasalarına, emtia ticaretinden oyun ve teknoloji sektörüne, farklı iş kollarındaki şirketlerin Körfez pazarına ulaşması için bir merkez vazifesi üstlenen Dubai’deki Serbest Ticaret Bölgesi, 2023’te 2.700’e yakın yeni şirket tarafından tercih edildi. Türk yatırımcılar ve iş insanları tarafından bölgede kurulan şirket sayısının 570’i aştığını vurgulayan Murat Ortaç, “Dubai Serbest Ticaret Bölgesi’nin yaşam alanlarında hayatını sürdüren Türk vatandaşlarının sayısının 30 binden fazla olduğu biliniyor. Hem yaşamak hem de çalışmak için elverişli bir ortam sunan Dubai’de şirket kuruluşu işlemi ise 7 iş günü içinde tamamlanabiliyor. Dubai, İngiltere ve Kıbrıs’ta imza yetkili müşavirleri ve ofisleriyle hizmet veren Ortac International Accounting, Dubai’nin en aktif serbest bölgesi IFZA’nın yetkili çözüm ortağı. Bu sayede sadece 7 iş günü içinde şirket kuruluşunu tamamlıyor, 2 yıllık yatırımcı vizesiyle şirket sahiplerine teslim ediyoruz” dedi.

2024’ün iş lokasyonları arasında Dubai önde çıkıyor

Yurt dışı pazarlarda şirketleşme planı yapan iş insanları için kurumlar vergisi oranının ve genel hatlarıyla vergi rejiminin önem arz ettiğine dikkat çeken Murat Ortaç, “Dubai’yi de kapsayan Birleşik Arap Emirlikleri, %9’luk oranıyla dünyanın en az asgari kurumlar vergisi alan ülkeleri arasında neredeyse başı çekiyor. 23 Şubat 2024 tarihinde Gri listeden çıkması ile birlikte Dubai, 2024’ün en popüler ve iş yapmaya en elverişli ülkesi olarak dikkat çekiyor” diye konuştu.

Kendi lisanslarıyla şirket kuruluşu, vergi, muhasebe hizmetleri veriyor 

2024 yılında çıkan yasaya göre Dubai’de bir muhasebe şirketi ile çalışma zorunluluğu getirilmiştir. Her ülkenin ticaret yasalarının ayrı bir uzmanlık gerektirdiğini, yurt dışı genişleme sürecinde verimliliği korumak isteyen iş insanlarının uzman ekiplerle hedeflerine çok daha hızlı ulaşabildiğini hatırlatan Ortac International Accounting Kurucu Ortağı Murat Ortaç, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: 

“Şirket kuruluşu, vergi danışmanlığı ve muhasebe konusunda uzmanlaşan Ortac International Accounting olarak, Dubai’de kendimize ait ofisimizi açtık, İngiltere ve Kıbrıs’ta sunduğumuz hizmetlere bir yenisini ekledik. Her üç ülkede de kendi lisanslarımız ve deneyimli kadromuzla hizmet vererek bir ilki başarıyoruz. 1996’dan bu yana faaliyet gösteren bir danışmanlık ortağı olarak, yerel aktör ve otoritelerle işbirliği yapıyor, bürokratik yükleri en aza indirmeyi ve iş insanlarının günler içinde genişleme hedeflerine ulaşmasını mümkün kılıyoruz. Dubai’de şirket kurmak isteyen iş insanlarına, internet bilgileriyle plansız ilerleyip vakit ve nakit kaybetmektense, aynı dilde uzman bir iş ortağıyla hareket etmeyi öneriyoruz.”