“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 6

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul Rekor Sayıda Ziyaretçiyi Ağırladı

Dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ve yeni iş birliklerinin kurulmasında büyük role sahip, bölgenin en güçlü işbirliği platformu Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a 13 ülkeden 547 katılımcı ve 857 marka katıldı. 64 ülkeden 401 yabancı satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan Yapı Fuarı, 6.116’sı  yabancı olmak üzere 125 ülkeden toplam 46.938 ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladı.

Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen, Türkiye dışında Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan alıcıları cezbeden Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 6.116’sı  yabancı olmak üzere 125 ülkeden toplam 46.938 ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladı.Yapı, inşaat malzemeleri ve teknolojileri alanında dünyanın en büyük fuarları arasında yer alan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a,13 ülkeden 547 katılımcı ve 857 marka katıldı.  

17-20 Nisan tarihleri arasında küresel yapı ve inşaat sektörünün temsilcilerini İstanbul’da buluşturan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ilk gününden son gününe kadar yoğun bir program akışında gerçekleşti. İnşaat sektöründeki trendlerin masaya yatırıldığı, en son yapı teknolojileri ve yapı ürünlerinin sergilendiği Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, katılımcılarına sunduğu benzersiz ihracat olanaklarının yanı sıra sektör profesyonellerinin güncel bilgi alışverişi yapabilmeleri için de ideal bir platform görevi gördü. 

Satın alma profesyonelleri ve katılımcıların büyük ilgi gösterdiği, yoğun iş görüşmelerinin yapıldığı fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “Bu yıl 46. kez kapılarını açan Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul olarak hem ülke ekonomisine hem de inşaat sektörüne yönelik yüzde 4,5-5,0 aralığında büyüme beklentisine önemli katkılar sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu yıl da katılımcılarımıza sunduğumuz benzersiz ihracat olanaklarının yanı sıra yeni iş olanakları, ortaklık ve satın alma fırsatları yarattık…” şeklinde konuştu.

64 ülkeden 401 Yabancı Satın Almacı Yeni İş Birlikleri İçin Yapı Fuarı’ndaydı

Yoğun katılımcı ve ziyaretçi ilgisi gören fuar dünya yapı sektörünün odağındaydı. Üst düzey, güçlü karar vericiler ICA Events tarafından Türkiye’ye “VIP Alım Heyeti” programı kapsamında davet edildi. 64 ülkeden 401 yabancı satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan fuara, toplam46.938 bin ziyaretçi katıldı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya ve Polonya’nın pavilyon olarak yer aldığı fuar; İtalya,Almanya, Rusya, Litvanya, Slovenya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Polonya, Avusturya ve Çin’den katılımcıları ağırladı. 

Sektörde Değişim Konuları: Sürdürülebilirlik, Yapay Zeka ve Karbon Nötr Binalar

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da 4 gün boyunca 25 etkinlikte 50’den fazla konuşmacı ile mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar ve yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri gibi sektöre yön veren konular, her gün farklı bir tema altında ele alındı.

Altın Mıknatıs Stant Tasarım Ödülleri Sahiplerini Buldu 

46. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un geleneksel Altın Mıknatıs Stant Tasarım Ödülleri, fuarın ikinci günü sonunda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Mansiyon Ödülü’nü Retro Parke Mobilya’nın aldığı törende 1.lik Ödülü’ne Falcon Ağaç, 2.lik Ödülü’neSamet Kalıp,  3.lük Ödülü’neise Derby Kimya değer görüldü.

Altın Mıknatıs Stant Tasarımı Ödülleri’nde “Standında Üstün Teknoloji Çözümleri Sunan Firma”: TMS Kalıp ve İskele Sistemleri, “Standında Üstün Yaratıcı Kimlik Tasarımı Sunan Firma”: Bestofis Modüler Bölme Sistemleri, “Standında Üstün Ziyaretçi Etkileşimi Sunan Firma”: MSA Spor ve Kent Ekipmanları, “Standında Sürdürülebilir Ürününü Sürdürülebilir Kriterlerle Sergileyen Firma”: NASWOOD-Nasreddin Orman Ürünleri olurken ICA Events Teşvik Ödülü’nüA.T.S. Ateş Tuğla / DesignFloor-Aslan Yapı Ürünleri / WOOD- Y Uğur Ünal Orman Ürünleri adlı firmalar kazandı. 

Usta Mimarlarla Özel Fuar Turları ve Start-up’lara Özel Yapı Tech Garage

Yapı Fuarı’nın altıncı yılına giren etkinliği Yapı Master Class’taziyaretçilere mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunuldu. Yapı Master Class’a kayıt yaptıran ziyaretçiler, moderatörler ile fuar alanı içinde farklı ürün gruplarından katılımcı stantlarına ziyaret ederek günün teması ile ilgili sohbetlere katıldı. 

Ziyaretçiler, etkinlik konukları olacak usta mimar ve mühendisler ile doğrudan bağlantı kurma imkânına sahip olarak, deneyimlerinden faydalandı. Yapı Tech Garage’da ise sektöre ezber bozan fikirler sunan start-up’lar, inovatif ürünlerini sergileme fırsatı buldular.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’e Özel İskele-Kalıp Salonu!

Fuarda bu yıl, katılımcı firmaların etkileşimini artırmak için  İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. işbirliğiyle, İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuldu. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer aldığı bu özel salonda, katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı buldu. 

 2025 Yılındaki Yapı Fuarı için Rezervasyonlar Yapılmaya Başlandı!

2025 yılında 47’ncisi düzenlenecek Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul ise şimdiden bir sonraki yıl için çalışmalarına başladı. Fuarda 4 gün boyunca oldukça yoğun tempoda gerçekleşen işbirliği görüşmeleri sonucunda, bu yıl çeşitli ülkelerden fuara katılan katılımcının neredeyse tamamı, 16 – 19  Nisan 2025 Yapı Fuarı için şimdiden yerlerini ayırttılar.

TOKİ’den KDV Muaflı 372 Arsa

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) 33 ildeki 372 arsayı açık artırmayla satacak. Yatırımcılar; KDV’den muaf tutulan arsalara dilerlerse yüzde 25 peşinat ve 48 ay vade ile de sahip olabilecek.

Açık artırma, 8 Mayıs 2024 Çarşamba ve 9 Mayıs 2024 Perşembe günleri 10:30 saatlerinde iki ayrı oturum halinde yapılacak. Oturumlar, TOKİ İstanbul Hizmet Binası ve Holiday Inn Otel ve Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek. Ayrıca internetten de “www.emlakmuzayede.com.tr” adresinden teklif verilebilecek.

Toplam muhammen bedeli 15.639.298.931 TL olan yaklaşık 1.996.774 metrekare büyüklüğündeki konut, ticaret, sanayi ve turizm tesis alanı alanları niteliğindeki arsaların bulunduğu iller şöyle:

Adana, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray,  Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Çorum, Diyarbakır, Eskişehir, Elazığ, Hatay, İstanbul, İzmir, Karabük, Kocaeli, Konya, Malatya, Mersin, Muş, Muğla, Niğde, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Uşak ve Yalova.

Satışa ilişkin detaylı bilgiye “www.toki.gov.tr” ile “www.emlakmuzayede.com.tr” internet adresinden ve 0 212 608 15 00 numaralı telefondan ulaşılabilecek.

Kaynak: Emlak Dream

Çerkezköy-Kapıkule Hattı İhalesini Kolin İnşaat Aldı

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Çerkezköy-Kapıkule hattı ihalesini Kolin İnşaat aldı.

Birgün’den İsmail Arı’nın haberine göre, TCDD, “Çerkezköy-Kapıkule hattı” için, 2 Nisan’da bir ihale düzenledi.

“İstasyon binalarının inşası, yenileme işleri, güvenlik sistemlerinin tesisi, Çorlu dere ıslahı ve etkileşimli demiryolu hattının dere ıslahına uygun yapılması” için düzenlendiği açıklanan ihaleyi Kolin İnşaat aldı.

TCDD ile Kolin arasında 8 milyar 184 milyon TL’lik sözleşme imzalandı.

Dünya Bankası’nın 1990-2020 yılları arasında en çok ihale alan şirketler listesinde Kolin 5’inci sırada yer almıştı.

İsdemir’den 79.5 Milyon Dolarlık Yeni Yatırım

Türkiye’nin yassı ve uzun çelik üretebilen entegre tesisi olan OYAK Maden Metalürji Şirketlerinden İskenderun Demir ve Çelik AŞ (İsdemir), yeni yatırımı Vakum Altında Gaz Giderme Tesisi’ni (İkiz tip RH-OB) düzenlenen törenle devreye aldı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, İsdemir, demir-çelik sektöründe yaşanan hızlı dönüşüme uyum sağlamak için yatırımlarını sürdürüyor. Şirket, 1 milyon 200 bin ton/yıl üretim kapasitesine sahip Vakum Altında Gaz Giderme Tesisi için 79 milyon 500 bin dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

Üst düzey kalitede temiz çelik üretim kabiliyetine sahip yeni tesisin konumu simülasyon çalışmalarıyla tespit edildi. Tesis için en uygun yer olarak belirlenen Tandiş Bakım ve Hazırlama Tesisi’nin boşaltılabilmesi için başka bir bölgede yeni Tandiş Bakım ve Hazırlama Tesisi kuran İsdemir, ardından Vakum Altında Gaz Giderme Tesisi Yatırım Projesi’nin inşa çalışmalarına başladı.

Vakum Altında Gaz Giderme Tesisi’nin ana mühendislik, proses mühendisliği ve teknolojik ekipmanlarının temini dışında kalan inşaat ve montaj işleri, toz toplama sistemleriyle su sistemlerinin kurulması gibi tüm inşa çalışmaları yerli firmalar tarafından gerçekleştirildi.

Erdemir Mühendislik’in tüm departmanlarıyla dahil olduğu projenin önemli kilometre taşlarından RH-2 İstasyonu’nda sıcak testleri 25 Mart’ta başlarken, istasyonda bugüne kadar 30 döküm gerçekleştirildi.

Soğuk testlerin devam ettiği RH-1 İstasyonu’nda ise, testlerin tamamlanmasının ardından haziran ayında üretime başlanması planlanıyor.

İkiz Tip Gaz Giderme (RH-OB) Tesisi’nin tam kapasite devreye girmesiyle birlikte İsdemir, çeşitli kalitelerde üst düzey çelik kalitelerini de ürün portföyüne ekleyecek.

Kaynak: AA

Nişantaşı Koru Projesinde Sona Gelindi

DAP Gayrimenkul Geliştirme tarafından Emlak Konut GYO güvencesiyle şehrin merkezinde sağlık ev konseptiyle geliştirilen Nişantaşı Koru projesinin kaba inşaatı tamamlanmak üzere.

Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz’ün haberine göre; Avrupa’nın en prestijli gayrimenkul ödülleri arasında gösterilen ‘European Property Awards’tan ‘En İyi Konut’, ‘En İyi Rezidans Geliştirme’, ‘En İyi Mimari Rezidans Projesi’, ‘En İyi Peyzaj Mimarlığı’, ‘En İyi Çok Katlı Rezidans Projesi’, ‘En İyi İç Mekânda Özel Rezidans Tasarımı’, ‘En İyi İç Mimari’ ve ‘En İyi Proje Geliştirme Pazarlama’ kategorilerinde büyük ödüllerin sahibi olan ve ayrıca ‘En İyi Proje Geliştirme Pazarlama’da dünya birinciliği ödülüne de değer görülen Nişantaşı Koru projesi, lüks markaların yer aldığı Abdi İpekçi Caddesi’ne 650 metre, City’s Alışveriş Merkezi’ne de 300 metre yakınlıkta.  Koru alanına komşu projede kapalı alanda da spor imkânı mevcut. 2 bin 500 metrekarelik sosyal tesiste Türk hamamı, spa, sauna, kapalı yüzme havuzu, fitness ve lounge alanları bulunuyor.

Tavan yüksekliklerinin 4 ile 8 metre arasında değiştiği projenin örnek dairesi müstakil bir evde dolaşıyor hissi veriyor. Proje geliştirilirken de tam olarak bu hedeflenmiş ve konsepte ‘teras villa’ adı verilmiş. Projenin giriş katındaki daireler için de ‘bahçe villa’ deniliyor.

Projede birkaç çeşit daire yok, her ihtiyaca göre çok sayıda farklı konsept oluşturulmuş. Örnek dairedeki en küçük çocuk odası dahi standart bir projedeki ebeveyn odası büyüklüğünde. Hem misafir odalarında hem de aile odasında geniş banyolara yer verilmiş. Ebeveyn odasında ayrıca kullanışlı bir giyinme bölümü de mevcut. Bu dairenin aynı zamanda otopark katında 30 metrekare büyüklüğünde bir deposu da bulunuyor.

En çarpıcı özellik ise 1+1  daire büyüklüğündeki teras ve burada yer alan sonsuzluk havuzu. Üstelik havuzun yanında güneşlenme alanı ve geniş bir oturma grubu için de yer var. Terasa yatak odasından giriş olması havuz kullanımını kolaylaştırırken, salon ve mutfak kapılarının da terasa açılması dikkat çekiyor.

Türk ve Finlandiyalı Şirketler Ankara’da Bir Araya Geldi

Küresel mühendislik, tedarik ve inşaat sektörü hızla büyürken bu alanda önemli bir potansiyele sahip olan Türkiye, yurt dışı işbirliklerini ülkeler arası düzenlenen etkinliklerle artırıyor. Finlandiya’nın Ekonomi ve İstihdam Bakanlığı’na bağlı Business Finland ve Finlandiya İhracat Kredi Ajansı Finnvera, teknoloji çözümleri arayan Türk EPC şirketlerini Finlandiyalı tedarikçilerle buluşturmak amacıyla 24 – 26 Nisan’da Türkiye’ye bir ticaret heyeti ziyareti düzenledi. 

Büyük ölçekli altyapı çalışmaları, endüstriyel tesisler, enerji santralleri ve diğer karmaşık inşaat projelerinin gerçekleştirildiği mühendislik, tedarik ve inşaat (EPC) sektörü, hızlı kentleşmeyle birlikte giderek büyüyor. 2023’ü 8,5 trilyon dolarla kapatan küresel EPC pazarının 8 yıl içinde 11,22 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’de bu alanda düzenlenen etkinlikler ise ülkemizin hızla büyüyen pazarda yeni işbirliklerine imza atarak rekabet avantajı kazanmasını ve yerli şirketlerin ivmesini artırmasını destekliyor. Finlandiya’nın Ekonomi ve İstihdam Bakanlığı’na bağlı Business Finland ve Finlandiya İhracat Kredi Ajansı Finnvera, 24 – 26 Nisan’da Türkiye’ye bir ticaret heyeti ziyareti düzenledi. 

Teknoloji çözümleri arayan Türk EPC şirketlerini Finlandiyalı tedarikçilerle buluşturmak amacıyla düzenlenen ziyaret kapsamında, Türkiye Müteahhitler Birliği de 25 Nisan’da Ankara’daki Türkiye-Finlandiya Küresel EPC Projeleri Semineri’nde Finnvera yetkilileri ve Finlandiyalı şirketlerin temsilcilerini ağırladı. Heyete Finnvera Kıdemli Başkan Yardımcısı Bay Jussi Haarasilta ve Business Finland Genel Müdür Yardımcısı ve Küresel Büyüme Başkanı Bay Risto Vuohelainen başkanlık etti. Seminerin ardından, Türk müteahhitlik şirketlerinin ve çeşitli finans kuruluşlarının temsilcileri, Finlandiya Büyükelçiliği’nin ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyonda Fin heyeti ile bir araya geldi. Türk müteahhitlerin liderliğinde yurt dışında yürütülen alt ve üst yapı projelerinde işbirliği imkanları üzerinde duruldu. Önümüzdeki dönem için birlikte hareket etme kararı alındı. 

Türk ihracatçılarının Finlandiyalı şirketlerle işbirliklerini artıracağız”

Finlandiya Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Joona Selin konuya dair, “İki dost ülke olan Türkiye ve Finlandiya arasındaki diplomatik ilişkiler 100. yılını geride bıraktı. Bu ilişkileri ikinci yüzyılda genişletmeyi amaçlıyoruz. Bu etkinlikte ileri teknoloji çözümleri arayan küresel Türk müteahhitlerini Finlandiyalı tedarikçilerle buluşturuyoruz. Umuyorum ki Türkiye ve Finlandiya arasındaki işbirliklerinin gelişimine karşılıklı fikir alışverişleriyle daha fazla katkıda bulunabiliriz” açıklamasını yaparken Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Dindiren Dönmez Evren de şunları söyledi:

“Türkiye ile Finlandiya arasında farkında olunmayan çok ciddi bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Hem Türk ihracatçılarının Finlandiyalı şirketlerle işbirliklerini geliştirmek hem de global arenada yapılan çalışmalarda iki ülke arasında daha fazla bağ kurulmasını sağlamayı önceliklendiriyoruz. Bugünkü organizasyonu da çözümlerin, nitelikli iş ağının ve finansman sağlayıcıların bir araya gelerek somut adımların konuşulduğu bir etkinlik olması açısından çok kıymetli buluyorum.”

“İki ülke arasında önemli bir potansiyel var”

Türkiye ve Finlandiya arasında önemli bir potansiyel bulunduğunu aktaran Business Finland Küresel Büyümeden Sorumlu Başkanı Risto Vuohealaiinen ise “Türkiye ve Finlandiya şirketleri arasında yapılabilecek geniş çaplı işbirlikleriyle çok büyük bir potansiyel yaratılabileceğine inanıyoruz. Bugünkü etkinlikte Türkiye’nin global pazarda güçlü deneyimlere sahip müteahhitlik şirketleriyle, Finlandiya’nın ileri teknoloji çözümleri ve destekleyici finansman çözümlerini bir araya getirerek önemli bir adım attık” ifadelerini kullandı. 

“Finansal çözümlerimizle uzmanlıklarımızı birleştireceğiz”

Finlandiya İhracat Kredi Ajansı Finnvera Kıdemli Başkan Yardımcısı Bay Jussi Haarasilta da “Biz, Finlandiyalı işletmelerinin potansiyelini ve rekabet gücünü güçlendiren finansman çözümleri sunuyoruz. Bugün burada, Türk EPC şirketlerinin dünyanın neredeyse her bölgesindeki yeteneklerini, yapabildiklerini yakından görme şansı yakaladık. Finlandiya’nın havaalanı, demiryolu, liman ve yenilenebilir enerji alanlarında önemli bir uzmanlığı bulunuyor. Finansal çözümlerimizle bu uzmanlıkları birleştirerek büyük küresel projelerde Türk şirketleriyle önemli işbirlikleri geliştirebileceğimizi düşünüyorum.”

Business Finland, Uluslararası Finans Birimi Yöneticisi Grace Wang ve Business Finland Türkiye Ofisi Kıdemli Uzmanı Nilüfer Alapınar da ortak verdikleri demeçte şu sözleri kaydetti:

“Uluslararası müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerinde Türk şirketleri küresel sıralamada ikinci konumda. Finlandiya’nın alanlarında öncü olan sürdürülebilir, yüksek teknolojili ve yenilikçi ürün ve çözümler sağlayan tedarikçilerinin Türk müteahhitlik şirketlerinin yurt dışındaki projelerinde rekabetçi avantaj kazanmasını destekleyeceğini, bu anlamda iki ülke arasındaki somut işbirliğinin güçlenerek artacağına inanıyoruz”

Yapı Fuarı Turkeybuild İstanbul’u 47 Bin İlgili Ziyaret Etti

Dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ve yeni iş birliklerinin kurulmasında büyük role sahip, bölgenin en güçlü işbirliği platformu Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a 13 ülkeden 547 katılımcı ve 857 marka katıldı. 64 ülkeden 401 yabancı satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan Yapı Fuarı, 6.116’sı  yabancı olmak üzere 125 ülkeden toplam 46.938 ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladı.

Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen, Türkiye dışında Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan alıcıları cezbeden Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 6.116’sı  yabancı olmak üzere 125 ülkeden toplam 46.938 ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladı. Yapı, inşaat malzemeleri ve teknolojileri alanında dünyanın en büyük fuarları arasında yer alan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a, 13 ülkeden 547 katılımcı ve 857 marka katıldı.

17-20 Nisan tarihleri arasında küresel yapı ve inşaat sektörünün temsilcilerini İstanbul’da buluşturan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ilk gününden son gününe kadar yoğun bir program akışında gerçekleşti. İnşaat sektöründeki trendlerin masaya yatırıldığı, en son yapı teknolojileri ve yapı ürünlerinin sergilendiği Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, katılımcılarına sunduğu benzersiz ihracat olanaklarının yanı sıra sektör profesyonellerinin güncel bilgi alışverişi yapabilmeleri için de ideal bir platform görevi gördü.

Satın alma profesyonelleri ve katılımcıların büyük ilgi gösterdiği, yoğun iş görüşmelerinin yapıldığı fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “Bu yıl 46. kez kapılarını açan Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul olarak hem ülke ekonomisine hem de inşaat sektörüne yönelik yüzde 4,5-5,0 aralığında büyüme beklentisine önemli katkılar sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu yıl da katılımcılarımıza sunduğumuz benzersiz ihracat olanaklarının yanı sıra yeni iş olanakları, ortaklık ve satın alma fırsatları yarattık…” şeklinde konuştu.

64 ülkeden 401 Yabancı Satın Almacı Yeni İş Birlikleri İçin Yapı Fuarı’ndaydı

Yoğun katılımcı ve ziyaretçi ilgisi gören fuar dünya yapı sektörünün odağındaydı. Üst düzey, güçlü karar vericiler ICA Events tarafından Türkiye’ye “VIP Alım Heyeti” programı kapsamında davet edildi. 64 ülkeden 401 yabancı satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan fuara, toplam 46.938 bin ziyaretçi katıldı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya ve Polonya’nın pavilyon olarak yer aldığı fuar; İtalya, Almanya, Rusya, Litvanya, Slovenya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Polonya, Avusturya ve Çin’den katılımcıları ağırladı.

Sektörde Değişim Konuları: Sürdürülebilirlik, Yapay Zeka ve Karbon Nötr Binalar

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da 4 gün boyunca 25 etkinlikte 50’den fazla konuşmacı ile mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar ve yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri gibi sektöre yön veren konular, her gün farklı bir tema altında ele alındı.

Altın Mıknatıs Stant Tasarım Ödülleri Sahiplerini Buldu 

46. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un geleneksel Altın Mıknatıs Stant Tasarım Ödülleri, fuarın ikinci günü sonunda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Mansiyon Ödülü’nü Retro Parke Mobilya’nın aldığı törende 1.lik Ödülü’ne Falcon Ağaç, 2.lik Ödülü’ne Samet Kalıp,  3.lük Ödülü’ne ise Derby Kimya değer görüldü.

Altın Mıknatıs Stant Tasarımı Ödülleri’nde “Standında Üstün Teknoloji Çözümleri Sunan Firma”: TMS Kalıp ve İskele Sistemleri, “Standında Üstün Yaratıcı Kimlik Tasarımı Sunan Firma”: Bestofis Modüler Bölme Sistemleri, “Standında Üstün Ziyaretçi Etkileşimi Sunan Firma”: MSA Spor ve Kent Ekipmanları, “Standında Sürdürülebilir Ürününü Sürdürülebilir Kriterlerle Sergileyen Firma”: NASWOOD-Nasreddin Orman Ürünleri olurken ICA Events Teşvik Ödülü’nü A.T.S. Ateş Tuğla / DesignFloor-Aslan Yapı Ürünleri / WOOD- Y Uğur Ünal Orman Ürünleri adlı firmalar kazandı.

Usta Mimarlarla Özel Fuar Turları ve Start-up’lara Özel Yapı Tech Garage

Yapı Fuarı’nın altıncı yılına giren etkinliği Yapı Master Class’ta ziyaretçilere mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunuldu. Yapı Master Class’a kayıt yaptıran ziyaretçiler, moderatörler ile fuar alanı içinde farklı ürün gruplarından katılımcı stantlarına ziyaret ederek günün teması ile ilgili sohbetlere katıldı.

Ziyaretçiler, etkinlik konukları olacak usta mimar ve mühendisler ile doğrudan bağlantı kurma imkânına sahip olarak, deneyimlerinden faydalandı. Yapı Tech Garage‘da ise sektöre ezber bozan fikirler sunan start-up’lar, inovatif ürünlerini sergileme fırsatı buldular.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’e Özel İskele-Kalıp Salonu!

Fuarda bu yıl, katılımcı firmaların etkileşimini artırmak için   İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. işbirliğiyle, İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuldu. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer aldığı bu özel salonda, katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı buldu. 

İnşaat Faaliyet Endeksi Pozitif Değerde Kaldı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), tarafından yayımlanan “Hazır Beton Endeksi” 2024 Mart Ayı Raporu’nda, Şubat ayında pozitif tarafa geçen Faaliyet Endeksi’nin mart ayında sınırlı bir azalmaya rağmen pozitif kısımda kalmayı başardığını gösterdi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2024 Mart Ayı Raporu’na göre, şubat ayında pozitif tarafa geçen Faaliyet Endeksi martta da sınırlı bir azalmaya rağmen pozitif kısımda kalmayı başarmıştır. Güven ve Beklenti Endeksleri ise tam tersine eşik değerin altında kalmaktadır. Güven Endeksi mart ayında yükselmesine rağmen bu artış yeterli olmamıştır. Beklenti Endeksi ise mart ayında gerilemiştir. Faaliyet Endeksi pozitif değerde kalsa da Beklenti ve Güven Endekslerinin düşük seyretmesi, yılın ikinci çeyreğinde inşaat açısından iyimser bir öngörüde bulunmak için erken olduğunu göstermektedir.

Geride bıraktığımız mart ayında Faaliyet dışındaki endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En fazla daralma ise Beklenti Endeksi’nde görünmektedir. Faaliyet Endeksi’ndeki yükselişin, eşik değere oldukça yakın olduğuna dikkat edilmelidir. Bu durumda Faaliyet’teki yükseliş anlamlı olmakla birlikte yeterli değildir. Faaliyet Endeksi’ndeki yükselme, Güven ve Beklenti’deki gerilemeyi karşılayamadığı için Birleşik Beton Endeksi sınırlı da olsa gerilemiş durumdadır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Şubat ayında pozitif tarafa geçen Faaliyet Endeksi, mart ayında sınırlı bir azalmaya rağmen pozitif kısımda kalmayı başarmıştır. Beklenti ve Güven Endekslerinin düşük seyretmesi, yılın ikinci çeyreğinde inşaat açısından iyimser bir öngörüde bulunmak için erken olduğunu göstermektedir.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Konut fiyatlarında pandeminin de etkisiyle 2020 yılından itibaren başlayan artış eğilimi 2022 yılında ivmelenerek devam etmiş ve 2022 yılının son çeyreğinde tepe seviyesine çıkmıştır. 2022 yılı sonundan itibaren konut fiyatlarının artış eğiliminde azalma başlamıştır. Geride bıraktığımız dönemde konut fiyatları ve konut maliyetleri, eskisi kadar hızlı olmasa da hâlen artmaktadır. Deprem bölgesi ve kentsel dönüşümün yoğun olduğu iller dışında inşaat sektöründe talep hâlen zayıf görünmektedir. Her ne kadar seçim sonrası sürece ilişkin olumsuz beklentiler ortadan kalsa da, konut talebinin düşük kalacağı ve bankacılık sektöründe konut talebini destekleyecek bir hamle gelmeyeceği beklentisi yeni projelere başlama iştahını düşürmektedir.” dedi.

 “Daha Sürdürülebilir Şehirler İçin Geleceğin Yaşam Biçimlerini Anlamaya ve Yeni Teknolojilere Odaklanmamız Gerekiyor”

Teknik müşavirlik, proje ve danışmanlığı uzmanlığıyla sürdürülebilir şehirleşme projelerine odaklanan Hise Global Kurucu Ortağı Ebru Öz, dünyada hızla artan nüfusun şehirleşme oranını da artırdığına dikkat çekiyor.  “Gelecek nesillere daha yaşanabilir şehirler bırakabilmek için bakış açımızı değişen yaşam biçimlerine, yeni ihtiyaç ve beklentilere çevirmemiz gerekiyor” diyen Ebru Öz; bunun için çevreye duyarlı, afet riskleri azaltılmış güvenli binalar kadar şehir içindeki farklı ulaşım alternatiflerine de odaklanılması gerektiğinin altını çiziyor.  

Türkiye’nin önde gelen teknik müşavirlik firmalarından Hise Global, sürdürülebilir şehirlerin önemine dair açıklamalarda bulundu. Teknik müşavirlik hizmetleriyle sürdürülebilir, altyapısı geleceğin teknolojilerine göre geliştirilmiş, kültürel mirasına sahip çıkan projeleri destekleyen Hise Global, Türkiye’de daha yaşanabilir şehirlerin kurulmasını hedefleyen projelerin çözüm ortağı oluyor.

Ebru Öz: “Hızlı kentleşme atağı fırsata çevrilebilir”

Yaşanabilir şehirler için stratejiler belirlemenin önemine değinen Hise Global Kurucu Ortağı Ebru Öz, “Dünya nüfusunun yarısından fazlası, yani 4,4 milyar kişi şehirlerde yaşıyor. Bu şehirleşme hızının sürmesi halinde 2050’ye kadar kentsel nüfusun neredeyse iki katına çıkması bekleniyor. Bu durumda her 10 kişiden 7’si şehirlerde yaşayacak. Bu rakamlar hiç olmadığı kadar ciddi ve hızlı bir şehirleşmeye tekabül ediyor. Dünyanın her yerinde farklı şekillerde gerçekleşecek olsa da şehirleşme atağını iyi değerlendirmek ve fırsatlar yaratmak mümkün. Bu anlamda sürdürülebilir şehirler tasarlamak büyük önem taşıyor” dedi.

“Stratejiler belirlenerek şehirlerin geleceğe hazırlanması şart”

Sürdürülebilir şehirleşme için beş önemli unsura dikkat çeken Ebru Öz şöyle konuştu: “Günümüzde hızla artan nüfus ve şehirleşmenin getirdiği zorlukları aşmak için beş önemli konuyu bütünsel olarak ele almak gerekiyor. Bu beş unsuru şöyle sıralayabiliriz; sürdürülebilirlik, kentsel gelişim, ulaşım planlaması, kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve altyapı. Bu konularının birbiriyle bağlantılı olarak, kapsayıcı ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması, kısa ve uzun vadeli planlarla şehirlerin geleceğe hazırlanması şart. Hızla şehirleşen dünyada sürdürülebilir kentleşmeyi yakalayan ülkeler kazançlı çıkacak.”

Şehirlerin özellikle altyapı ve ulaşım planlaması gibi alanlarda çevre dostu ve yenilenebilir kaynak kullanımına yöneldiğini belirten Ebru Öz, Hise Global’in özellikle yerel yönetimlere projelerinde finansman sağlama konusunda destek verdiklerinin altını çizdi. Ebru Öz, “Günümüzde elektrikli araçlar gibi çevre dostu mobilite araçlarının paylaşımlı kullanımı ulaşımı sürdürülebilir ve çevre dostu bir hale dönüştürüyor. Bu alana yatırım yapan yerel yönetimlerin en önemli ihtiyacı ise yeni ulaşım projelerini destekleyecek finansmana erişim oluyor. Hem Hise Global hem de Brüksel’de faaliyetlerini sürdüren şirketimiz olan Hise Europe olarak bu alanlarda danışmanlık veriyoruz. Mobiliteyi destekleyici çalışmalarda yer almak isteyen şirketlere çok kıymetli finansman seçenekleri bulabiliyor, sürdürülebilir şehircilik projelerinde çözüm ortağı oluyoruz.” dedi. 

“Sürdürülebilir şehirleşme yaşam kalitesini belirleyen faktörlerin başında geliyor”

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, şehirlerin çevreye duyarlı planlanması ve yönetilmesinin önemine dikkat çeken Öz, “Enerji verimliliğinin artırılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve yeşil alanların korunması konuları titizlikle ele alınmalı. Riskli yapıların yenilenmesine yönelik kentsel gelişim çalışmaları, afet risklerinin azaltılması için son derece önemli.  Yaya ve bisiklet yolları, toplu taşıma ağları ve trafik yönetimi gibi unsurlarla iyi planlanmış bir ulaşım sistemi ise şehirlerin yaşam kalitesini belirleyen en önemli faktörlerin başında geliyor. Kültürel ve doğal mirasın korunması, şehirlerin kimliğini ve karakterini belirleyen vazgeçilmez başlık.  Tabi ki tüm bunları planlarken sağlam bir altyapıya sahip olmanız gerekiyor. Su, yol, kanalizasyon, enerji gibi teknik altyapı sistemlerinin yanı sıra sağlık, eğitim, kültürel ve ticari tesisler gibi sosyal altyapıların da iyi planlanması ve yönetilmesi de şehir sakinlerinin yaşam kalitesine olumlu katkı sağlıyor.”

Karbon Ayak İzi Azaltan Enerji Projelerine Joint Crediting Mechanism’den 14 Milyon Dolar’a Kadar Hibe Desteği

Japonya Hükümeti’nin yürürlüğe aldığı Joint Crediting Mechanism (JCM), karbon ayak izini azaltan enerji sistemleri projelerine 14 milyon dolara kadar hibe imkânı sağlayabiliyor. Türkiye Hükümeti, JCM’e üye olmak için görüşmelerini başlatırken; Yanmar Turkey, enerji sistemleriyle hibenin alınabilmesi adına gerekli niteliklere sahip projeleri hayata geçiriyor.

Tüm dünyada artan karbon salınımına bağlı olarak küresel ısınmanın etkileri her gün daha fazla yaşanırken, yenilenebilir enerji sistemlerine ve karbon ayak izini azaltan projelere yatırım yapmak firmaların önceliği haline geliyor. Japonya merkezli Joint Crediting Mechanism (JCM); üretimde, sanayide, hastane, otel ve enerji santralleri gibi yüksek ve kesintisiz enerji ihtiyacı duyulan alanlarda karbon salınımını azaltan enerji projelerine hibe desteği vererek küresel ısınmanın etkilerini en aza indirmek için çalışıyor.

Kuruluş; bu amaçla 2013 yılından itibaren 30 ülkede Japonya merkezli firmaların üstlendiği Power EPC, kojenerasyon ve trijenerasyon ile yenilenebilir enerji sistemi projeleri için gerekli kriterlerin sağlanması durumunda, kapsamda değerlendirilemeyen inşai işler gibi kısımlar hariç toplam yatırım bedelinin yüzde 30’u ile yüzde 50’si tutarında hibe desteği sağlayabiliyor. Hibe edilen kaynak miktarı ise proje başına 14 milyon dolar’a ulaşabiliyor. Bu kapsamda JCM, Türkiye ile Japonya arasında diplomatik ilişkilerinin başlangıcının 100. yıldönümü olan 2024 yılında hibe ve krediler için Türkiye’deki olası projeleri de değerlendirebilmek adına görüşmelerine devam ediyor.  

Türkiye hükümeti ile JCM yönetimi; Türkiye’de ve yurt dışında yerli firmaların gerçekleştireceği enerji projelerine hibe sağlanması adına görüşmelerini tamamlamasının ardından, anlaşma gerçekleştiği takdirde Türk şirketleri, daha karbon salınımı yapan enerji sistemi yatırımlarında önemli bir maddi desteğe ulaşabilecek.

Proje sunmak için Türkiye’nin üyeliğini bekliyor

1912 yılında kurulan Japon üretim devi Yanmar’ın ülkemizde 2016 yılından beri faaliyette bulunan tam iştiraki Yanmar Turkey, karbon salınımını azaltan enerji sistemleri projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. Yanmar Turkey, bugüne kadar İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, Kütahya Şehir Hastanesi başta olmak üzere birçok projede çevreci ve karbon ayak izinin azaltılmasına yardımcı olan power EPC enerji sistemlerini hayata geçirdi. Yanmar Turkey, JCM’in hibe olanağı sağladığı ülkeler listesine Türkiye’nin de eklenmesi durumunda Türk şirketleriyle birlikte daha büyük enerji projelere imza atmaya hazırlanıyor. 

Ortalamada 5 MW ve üzeri güce sahip sistemler tercih ediliyor

JCM’in faaliyetleri hakkında bilgi veren Yanmar Turkey Enerji Sistemleri İş Kolu Direktörü Yıldırım Vehbi Keskin, “JCM’in karbon ayak izini azaltan enerji projelerini desteklemesi sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem taşıyor” dedi. Orta Asya ve Kuzey Afrika’da Yanmar Turkey’nin üstlendiği bazı enerji projeleri için JCM’e hibe ve kredi başvurusu yapıldığı ve bazıları için de başvuru hazırlık sürecinin sürdüğünü kaydeden Keskin, “Japon kuruluş JCM şu ana kadar 233 projeye gerekli şartları yerine getirdiği için çeşitli miktarlarda hibe desteği sağladı. Böylece daha az karbon salınımı yapan enerji sistemleri devreye alınmış oldu. JCM, Yanmar Turkey’in başarıyla devreye aldığı kojenerasyon, trijenerasyon gibi yüksek verimliliğe sahip olan ve göreceli olarak yatırım miktarı muadil enerji yatırımlarına göre düşük olan maliyet verimli projeleri daha yüksek oranla destekleyebiliyor. Özellikle daha az yatırımla karbon ayak izini azaltan, genel olarak bakıldığında 5MW ve üzeri güce sahip projelerin başvuru oranı daha yüksek seyrediyor” dedi. 

Yanmar Turkey rekabetçi tekliflerle öne çıkıyor

JCM hibe başvurusunun odak noktalarına da değinen Yanmar Turkey Enerji Sistemleri İş Kolu Direktörü Yıldırım Vehbi Keskin “JCM’e başvuru süreçleri yılın belli dönemlerinde birkaç kez yapılabiliyor ve sonrasında yaklaşık 2-3 ay süren değerlendirme sonunda tamamlanıyor.  Yanmar Turkey olarak, bu tür karbon salınımını azaltan enerji projelerinde, öncelikle talebi teknik açıdan çok iyi anlayıp sonrasında rekabetçi bir şekilde teklifimizi sunuyoruz. Ardından yatırım kararı alan müşterilerimizle görüşmelerimize devam ediyor, sonrasında ise JCM kapsamında en iyi çözümleri ortaya koyarak enerji projelerimizi hayata geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Mimarlık ve tasarım dünyasına ilham verecek yeni bir platform: “Bir Tasarım Problemi” 30 Nisan’da Zorlu PSM Sky Lounge”

Mimarlık ve tasarım iletişimi için yenilikçi fikirler sunan ArcheThink, mimarlardan kentsel tasarımcılara kadar birçok tasarımcının projelere kattığı dokunuşlara ve yaratıcılığına dikkat çekmek amacıyla sektörde ilham kaynağı olacak bir platform kuruyor. Her seferinde 3 konuşmacı ağırlayacak “Bir Tasarım Problemi” programının ilki, Deceuninck grubu bünyesinde bulunan IQ Alüminyum sponsorluğunda 30 Nisan’da Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleştirilecek. Programda; Şehir Plancısı Faruk Göksu, Mimar Han Tümertekin ve İç Mimar Yeşim Kozanlı konuşmacı olarak yer alacak. 

Mimarlık ve tasarım dünyasını destekleyen projeler üreten ve yöneten ArcheThink, tasarım dünyasına ilham olma hedefiyle yeni bir platforma imza atıyor. Kent tasarımından obje tasarımına kadar tüm tasarımlarda, tasarımcıların geliştirdiği çözümlerin büyük bir önem taşıdığını vurgulayan tasarım ve yaratıcılık platformunun ilk etkinliği, Deceuninck grubu bünyesinde bulunan IQ Alüminyum desteği ile 30 Nisan Salı günü Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleşecek. 

Tasarımlarda sonuca değil, sürece odaklanılması gerektiğine dikkat çekilecek programda; Kentsel Planlamacı, Peyzaj Mimarı, Mimar, İç Mimar, Endüstriyel Tasarımcılara kadar birçok konuşmacı, tasarım sürecinde yaşadığı bir problemi paylaşacak. Katılımcılar projelerin tasarım sürecinde yaşanan ve projenin kaderini değiştiren hikayeleri keşfedecek. 

Bir saat boyunca 15’er dakikalık 3 oturum yapılacak

Projelerin tasarım aşamasında, tasarımcıların geliştirdiği çözüm ve bakış açılarına dikkat çekmek üzere düzenlenen “Bir Tasarım Problemi” serisinin 30 Nisan Salı Günü Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleşecek ilk etkinliğinde; Şehir Plancısı Faruk Göksu, Mimar Han Tümertekin ve İç Mimar Yeşim Kozanlı  seçilmiş bir projesinde yaşadığı bir sorunu ve çözümünü katılımcılarla paylaşacak. Bir saat boyunca 15’er dakikalık 3 oturumda gerçekleşecek programda, katılımcılar; yenilikçi ve eşsiz eserler geliştirilirken tasarımcıların nasıl bir ilham kaynağına dönüştüğünü keşfedecek. Etkinlik sırasında katılımcılardan bir kişi, ‘Bir Tasarım Problemi’ sosyal medya hesapları üzerinden konuşmacıya bir soru sorabilme fırsatı yakalayacak. 

Humanis, Arazi GES Yatırımı ile Sürdürülebilir Kalkınmayı Destekliyor

Çıktığı sürdürülebilirlik yolculuğunda insan odaklı yaklaşımıyla ön plana çıkan Humanis,kaynaklarını toplum, çevre ve iş dünyası için en verimli şekilde kullanmaya kararlı. BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin ilkelerini benimseyen ve bu doğrultuda hareket eden Humanis, bu defa Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından “Erişilebilir ve Temiz Enerji”yi odağına aldı. 2023 yılında çatı alanlarına kurduğu güneş enerji santrallerinin yanı sıra, tesis sınırlarında yer alan arazide kurduğu güneş enerji santrallerini yılın ilk yarısında devreye alarak ilaç sektöründe bir ilki gerçekleştiriyor.

Sektörün en hızlı büyüyen ilaç ve sağlık şirketi Humanis, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin ilkelerini benimseyerek çıktığı sürdürülebilirlik yolculuğunda insan odaklı yaklaşımla hareket etmeye devam ediyor. “Herkes için sürdürülebilir sağlık” anlayışıyla mevcut kaynaklarını toplum, çevre ve şirketleri için en verimli şekilde kullanmayı hedefleyen Humanis, sürdürülebilir kalkınmanın temellerinden biri olan “Erişilebilir ve Temiz Enerji”yi öncelikleri arasında belirledi.

Humanis, çatı alanlarına kurduğu güneş enerji santrallerinin yanı sıra, tesis sınırlarında yer alan arazide de Güneş Enerji Santralleri (GES) kuruyor. Humanis, bu güneş enerji santrallerini Mayıs ayı içerisinde devreye alarak ilaç sektöründe bir ilke imza atmayı planlıyor. Bu adım, şirketin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanımını hızla artırarak 2030 yılına kadar karbon emisyonu azaltma hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Humanis’in bu sürdürülebilirlik adımları, yalnızca ilaç ve sağlık sektöründe değil, aynı zamanda tüm sektörlerde çevreye duyarlı ve insana değer veren bir iş modelinin nasıl olabileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Konuyla ilgili, “Biz sürdürülebilir sağlığın sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda topluma ve çevreye olumlu bir etki yaratma fırsatı olduğuna inanıyoruz” diyen Humanis Teknik Operasyonlar Genel Müdürü Fatih Elay, “Yenilikçi güneş enerjisi girişimlerimiz ve sürdürülebilirliğe olan sarsılmaz bağlılığımızla insana ve doğaya önem vermeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Yerli Mobilya Markası Açıkladı: Teknoloji, Mobilya Alışverişlerinde Gelenekleri Yıkıyor

Mobilya sektöründe pandemiyle birlikte başlayan değişim, dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla devam ediyor. Tüketiciler, artık mağaza içi alışveriş alışkanlıklarını terkederek online kanallara yöneliyor. Bu durumun sektörde yeni bir döneme kapı araladığını aktaran yerli markalar ise e-ticaretin mağaza satışından daha önemli hale geleceğine işaret ediyor. 

693,19 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne sahip küresel mobilya sektörü, Türkiye için de ekonomik açıdan kritik bir noktada konumlanıyor. Mobilya Dernekleri Federasyonu’nun 2023 Mobilya Analiz Raporu’ndan hareketle Türkiye’nin yıllık mobilya ihracatının 5 milyar dolara ulaştığı kaydediliyor. Sektör her geçen gün hızla büyümeye devam ederken müşterilerin teknolojiyle birlikte şekillenen satın alma davranışları, bu gelişmeleri tetikliyor. Gündoğdu Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Okan Gündoğdu ise teknolojinin geleneksel mobilya satış süreçlerini kökünden değiştireceğine işaret ediyor. Bugün e-ticaret kanalları vasıtasıyla mobilya satışı yapılırken sanal gerçeklik teknolojisine erişim arttıkça e-ticaretin mağaza satışından çok daha önemli bir hale geleceğine dikkat çekiyor.

Dijitalleşmeyle birlikte online mobilya alışverişi ivme kazandı”

E-ticaretin mobilya sektörüne etkilerine değinen Gündoğdu Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Okan Gündoğdu, “Teknolojinin gelişmesi ve buna paralel olarak e-ticaretin kullanımının artması, mobilya sektöründe de önemli değişimler yaşanmasına kapı araladı. Özellikle pandemi süreci tüketicilerdeki ‘mobilya görmeden alınmaz’ anlayışını yıktı ve online mobilya alışverişinin ivme kazanmasını sağladı. Bu değişimler, gelecekte e-ticaret etkisiyle mobilya sektörünün nasıl şekilleneceği konusunda ışık yaktı. Geleneksel mağaza deneyiminden dijital platformlara geçiş, teknolojinin alışveriş deneyimine etkisi, sürdürülebilirlik trendinin sektördeki yansıması ve daha birçok faktör, sektörün geleceğini şekillendirecek önemli unsurlar arasında bulunuyor. Yarının dünyasında yer almak isteyen mobilya markaları, bu dönüşümü iyi okumalı” şeklinde konuştu. 

Dijitale yatırımlarımızı sürdürüyoruz”

Gündoğdu Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Okan Gündoğdu, “E-ticaretin mobilya sektöründeki payı her geçen gün artıyor. Artık tüketiciler, mobilya alışverişini fiziksel mağazalara gitmeden de kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Bu durum, online satış kanallarının önemini daha da artırıyor ve sektörümüzü dijital dönüşüme zorluyor. Biz de sürekli olarak dijitale yatırım yapıyoruz. Satışları analiz ederek tüketici davranışlarının nasıl şekillendiğini takip ediyoruz. Online satış ağımızda en fazla talep gören ürünler arasında koltuk takımları ve genç odası takımları yer alıyor. 

Özellikle gençlerin ve genç ailelerin tercih ettiği pratik ve modern mobilya çözümleri, online platformumuzda büyük ilgi görüyor. Gelecekte, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerin mobilya alışveriş deneyimini dönüştürmesi bekleniyor. Bu teknolojiler, tüketicilere ürünleri sanal ortamda deneyimleyerek daha bilinçli kararlar vermelerine olanak tanıyacak ve online satış kanallarının daha da cazip hale gelmesini sağlayacak” dedi.

Sürdürülebilirlik hayati bir öneme sahip”

Sürdürülebilirliğin mobilya sektöründe önemli bir rol oynadığını söyleyen Okan Gündoğdu sözlerini şöyle tamamladı: “Gündoğdu Mobilya olarak, sorumlu üretim anlayışını benimsiyoruz. Sektör paydaşlarımızın da bu ilkeleri benimsemesi bizi mutlu ediyor. Sürdürülebilirliğe önem verilmesindeki en önemli noktalardan birisi de elbette, tüketicilerin çevreye duyarlı ürünlere ve markalara talebinin artması. Bu doğrultuda, çevreye duyarlı ürünler sunmaya ve sürdürülebilir üretim süreçlerini uygulamaya devam ediyoruz.” 

Instagram, YouTube, TikTok, Twitch gibi platformlara yönelik ilginin yıllar içinde hızla artması, influencer’lığı ve içerik üreticiliğini mesleğe dönüştürdü. İçerik kalitesini artırmak, marka değerini yükseltmek ve iyi prodüksiyonlarla daha çok takipçiye ulaşmak isteyenlerin yeni nesil ofis ihtiyaçları da bu süreçte değişti. Güncel veriler, içerik üreticileri ve influencer’ların 2024’te 22,3 milyar dolarlık bir ekonomi oluşturacağını gösterirken, Türkiye’nin paylaşımlı ofis sektöründeki öncülerinden eOfis, Social Point işbirliğiyle Ankara Bilkent Center’da içerik üreticilerine özel olarak tasarlanan yeni lokasyonunu duyurdu.

Özel tematik stüdyolara ve son teknoloji ekipmanlara ev sahipliği yapıyor

CBRE verilerine göre İstanbul dışındaki 5 hazır ofisten birini işleten ve Türkiye’nin 13 şehrinde, 60’tan fazla lokasyonla hizmet gösteren eOfis, Ankara’daki yeni lokasyonunda Social Point ile iş ortaklığına giderek, influencer’lar, içerik üreticileri ve e-ticaret profesyonelleri için merkez olma potansiyeli taşıyan bir projeye imza attı. eOfis Ankara Bilkent Center lokasyonunun, içerik üreticilerinin ihtiyaç duyduğu profesyonel kamera, ses ve ışık ekipmanlarıyla donatıldığını belirten eOfis Pazarlama ve İş Geliştirme Yöneticisi Melda Çelik, “Ankara’nın en merkezi ve canlı bölgelerinden biri olan Ankara Bilkent Center’da konumlanan, oyun, dans gibi farklı içerik temalarına göre, son trendler ışığında tasarladığımız hazır stüdyolar, içerik üreticileri için yeni üretim ve çekim merkezi olacak. Influencer’lar ve içerik üreticileri, çekim süreçlerinde lokasyonda sunulan teknik destek hizmetinden de yararlanabilecek” dedi.

E-ticaret profesyonellerine de hitap ediyor

Türkiye’nin dört bir yanındaki A+ plaza ve lokasyonlarda yer alan ofisleriyle girişimcilerden küçük işletmelere, freelancer’lardan kurumsal şirketlere, farklı müşteri segmentlerine hitap edebilen hazır ofis hizmetleri sunduklarını dile getiren Melda Çelik, “Ankara Bilkent Center’daki yeni lokasyonumuz, müşteri segmentlerimize içerik üreticilerini ve e-ticaret profesyonellerini de ekliyor. Pek çok bireysel girişimci ya da küçük işletme, yalnız e-ticaret platformlarından çok sayıda müşteriye ulaşıyor. Ankara’daki e-ticaret profesyonelleri, eOfis Ankara Bilkent Center lokasyonumuzda hem stüdyolardan yararlanabiliyor. Fiziksel ofis gereksinimlerini karşılarken, depo ihtiyaçlarına da yanıt bulabiliyor. Toplantı ofislerimiz, farklı ölçeklerdeki hazır ofislerimiz, ortak alanlarımız ve tematik stüdyolarımızla Ankara’da e-ticaret ve içerik üreticiliğine yeni bir soluk getireceğiz” diye konuştu.

Açılışı 20 Nisan’da lansman etkinliğiyle yapılacak 

Prestijli yasal iş adresi, temel concierge hizmetleri, günlük temizlik, sınırsız sıcak ikramlar, modern dekorasyon ve güçlü iş ağı gibi ayrıcalıklarıyla Türkiye’de paylaşımlı ofis-hazır ofis pazarının standartlarını belirlediklerini belirten eOfis Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Melda Çelik, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: 

“eOfis’i 30 bini aşkın müşterinin tercihi kılan esnek kiralama modelimiz, eOfis Ankara Bilkent Center lokasyonunun da benzersiz ayrıcalıklarından biri olacak. 20 Nisan’da gerçekleştireceğimiz lansmanla açılışını yapacağımız yeni lokasyonumuz, eOfis’in sektörel dinamiklerini kavradığını ve müşteri ihtiyaçlarına göre yenilikçi projelere imza attığını kanıtlıyor. Ankara’daki içerik üreticisi, influencer ve e-ticaret ekosistemini, 20 Nisan’daki lansmanımıza bekliyoruz.”

“Güney Afrika’daki Alt Yapı ve Üst Yapı Projeleri Önemli Bir Çıkış Kapısı Olabilir”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye – Güney Afrika İş Konseyi Başkanı Abubakir Salim, Güney Afrika’nın önümüzdeki 5 yıl içinde 50 milyar dolarlık altyapı ve üst yapı projesi hayata geçireceğini belirterek, birçok sektör için Güney Afrika’nın ön emli bir çıkış kapısı olabileceğini kaydetti.

Ekonomim’den Merve Yiğitcan’ın haberine göre; DEİK iş konseyi olarak 15-19 Nisan tarihlerinde Güney Afrika’ya 20 kişilik bir iş heyeti ile çıkarma yaptıklarını ve yoğun şekilde temaslarda bulunduklarını anlatan Salim, 3 gün Johannesburg’da 2 gün de Cape Town’da gerçekleştirdikleri görüşmelerde ülkenin önde gelen iş dünyası örgütleri, finans kuruluşları ve önemli kamu temsilcileriyle bir araya geldiklerini söyledi. Salim görüşme trafiğinde bir araya geldikleri isimlerden birinin de Ticaret, Sanayi ve İş birliği Bakanı Ebrahim Patel olduğunu aktardı.

DEİK heyeti ile Güney Afrikalı iş insanları arasında yapılan görüşmelerin, yatırım fırsatlarını değerlendirme, ikili ticareti geliştirme ve çeşitli sektörlerde iş birliği alanlarını belirleme açısından oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Salim, özellikle enerji, maden, iletişim, teknoloji, liman, alüminyum, kimyasal mineraller, liman yapımı gibi sektörlerin öne çıktığını ifade etti. Aynı zamanda Güney Afrika’nın finans sisteminin oldukça güçlü olduğuna değinen Salim, burada finans kuruluşlarıyla yaptıkları görüşmelerde yatırım fırsatlarının, finans desteklerinin ve ülkedeki finansal gelişmelerin masaya yatırıldığını aktardı. Güney Afrika’da finans sektörünün GSYH’ye katkısının yüzde 23-25 seviyelerinde olduğuna dikkat çeken Salim, “GSYH’deki en büyük sektör finans ve heyetteki arkadaşlar görüşmeler vasıtasıyla ülkedeki finans gücünü daha iyi anlamış oldular. Finans sektörü buradaki projelerin en büyük destekçisi. Çünkü Güney Afrika’da bir proje yapıyorsanız, muhakkak buradaki finans gücüne ihtiyaç duyuyorsunuz” dedi.

“Firmalar Türk partnerler arıyor”

Güney Afrika’nın çok renkli bir ülke olduğunu vurgulayan Salim, “Heyetimiz Müslüman iş adamları, siyah işadamları, Hintli işadamları ile ayrı ayrı toplantı yapma şansı buldu. Görüşmelerde şunu anladık ki burada Türkiye’ye ciddi bir ilgi var. Türkiye’nin Afrika’da yaptığı işleri biliyorlar. Ciro olarak baktığımızda Afrika’daki firmaların neredeyse yarısı Güney Afrika’da yer alıyor. Türkiye’nin buradaki hareketliliğinin farkındalar. Bunun da kendilerine zarar değil fayda vermesini istiyorlar. Bu nedenle partnerlik yapacak firmalar arıyorlar. Aynı zamanda Türkiye’deki üretim kabiliyetini kendi ülkelerine çekmek istiyorlar” diye konuştu.

“Teşvikler artırılmalı”

Güney Afrika ile ticarette birtakım kısıtlamalar olduğunu söyleyen Salim, bunların kaldırılması için her iki tarafın da iyi niyetini ortaya koyduğunu kaydetti. Türkiye’nin Güney Afrika ile serbest ticaret anlaşması bulunmadığını hatırlatan Salim, Ticaret, Sanayi ve İş birliği Bakanı Ebrahim Patel ile yaptıkları görüşmede Güney Afrika’nın STA veya alternatif bir modelle Türk ticaretini artırmaya açık olduğunu mesajını aldıklarını dile getirdi. Güney Afrika’daki Türk yatırımlarının tamamının önce ticaretle başladığını, bu nedenle ticaretteki her kısıtlamanın aslında yatırımı kısıtladığını görüşmelerde aktardıklarını ifade eden Salim, “Bizce bu mesaj alındı. Mesela bu ülke ile turistik vize anlamında sorun yok, ama bir aydan uzun iş vizelerinde ciddi sıkıntılar var. Sadece Türkiye’ye özgü bir sıkıntı değil. Bu konunun üzerinde çalıştıklarını söylediler. Onlar Güney Afrika’yı Türkiye’nin partneri olarak görmemizi ve üretim planlamamızı Güney Afrika üzerinden yapmamızı istediler. Biz de Güney Afrika’nın bu bağlamda teşviklerini gözden geçirmeleri gerektiğini söyledik. Türkiye’den Mısır’a iki saatte uçuyoruz, Güney Afrika’ya ise 9 buçuk saatte. İş insanlarının Güney Afrika’yı Mısır’a tercih etmeleri için bir neden oluşturun dedik. Teşvikleri üzerinde çalışacakları vaadinde bulundular” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Güney Afrika’nın ticaret hacmi 2022’de 3,1 milyar dolar iken, geçen yıl 1,9 milyar dolara geriledi. Şu anda Türkiye’nin Güney Afrika pazarından çok düşük pay aldığına işaret eden Salim, hedefin önce 5 milyar dolar, ardından da kademeli şekilde 10 milyar dolar olduğunu paylaştı. Bu ülke ile ticareti geliştirmek için birçok fırsat olduğunu kaydeden Salim, şöyle devam etti: “Sadece altyapı geliştirmelerine yönelik 20 milyar dolarlık projeleri var. Türkiye altyapı projelerinde kısmen doyuma ulaştı. Büyük projelerimiz bitti denebilir. Bizim bu noktada dışarıya açılmamız gerekebilir. Afrika’da birkaç yılda en büyük altyapı projeleri Güney Afrika’da olacak. Şu an devam eden onlarca yenilenebilir projeleri var. Kesinlikle demiryolu altyapılarını, iletişim altyapısını güçlendirmeleri lazım; karar aldılar, para harcayacaklar. Güney Afrika’nın önümüzdeki 5 yılda iletişim hatları, demiryolu, enerji, liman ihtiyaçlarından dolayı altyapı ve üst yapı yatırımlarının 50 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Çünkü yapmazlarsa ekonomiyi döndüremiyorlar. Türk firmaları ülkenin ihtiyaçlarını iyi tespit edip hazırlıklarını bu yönde yaparlarsa fırsatları değerlendirebilirler.”

Güney Afrika’nın Afrika’ya olan ihracatının son 5 yılda yüzde 60 arttığını, 5 yılda bunu 2 katına çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Salim, “Bunu yapabilmeleri için hem altyapı çalışmaları yapmaları hem de yatırım çekmeleri lazım. ‘Türkiye bu anlamda bizim partnerimiz olsun’ diyorlar. Çünkü Türkiye’nin üretim kabiliyetinin arttığının farkındalar. Güney Afrika’nın üretim koşulları müsait. İşçilik ve finans maliyetleri bize göre daha uygun. Enflasyonu da düşük. Enerji maliyetlerinin de uygun olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Galataport’a Avrupa Birliği’nden Ödül

Galataport İstanbul, inşaattan işletme dönemine uzanan çalışmalarında sergilediği çevre dostu yaklaşımla ödülleri arasına bir yenisini ekledi. Dünyadaki okyanus ve denizleri kurtarmayı hedefleyen BlueMissionMed Koordinasyon ve Destek Hareketi, Galataport İstanbul ekibinin faaliyetlerini “Çevreye Duyarlı Girişimci ve Kişilik” ödülüyle taçlandırdı.

İstanbul’un dünyaya denizden açılan kapısı Galataport İstanbul, geniş ödül yelpazesine bir yenisini daha ekledi. İnovatif projeleri ve sürdürülebilirlik alanında attığı etkili adımlarla çevreye sorumluluk bilincini yansıtan Galataport İstanbul, BlueMissionMed CSA (Koordinasyon ve Destek Hareketi) tarafından ödüle layık görüldü.

Okyanus ve denizleri kurtarmak için çalışmalar yürüten BlueMissionMed CSA; bu hedefe 2030 yılına kadar aktif bir biçimde katkı sağlayan en iyi girişimleri değerlendirdi ve “Mavi Limanlar ve Destinasyonlar” kapsamında, Galataport İstanbul ekibini inşaattan işletme dönemine dek gerçekleştirdiği çalışmalardan ötürü “Eco-Conscious Entrepreneur & Personality” (“Çevreye Duyarlı Girişimci ve Kişilik”) ünvanıyla onurlandırdı. Akdeniz ve sularındaki kirliliğin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasında rol alabilecek tüm aktörleri harekete geçiren BlueMissionMed CSA; Galataport İstanbul’un farklı geçmişlere sahip, kendini işine adamış kişilerin oluşturduğu bir ekiple İstanbul ve Türkiye için çevresel, sosyal ve ekonomik faydaları ön planda tutması, kapsayıcı yaklaşımları, proaktif iletişimleri ve cinsiyet eşitliğine bağlılığından övgüyle bahsetti.

Denizcilik sektöründe sürdürülebilir endüstri operasyonları, uygulamaları ve yenilikçi çözümleri bulmada büyük başarı sergileyen Galataport İstanbul ekibi adına ödülü, Galataport İstanbul Proje Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ali Pusat aldı.

Pusat, konuyla ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Prestijli küresel platformlar tarafından, üstelik ekosistemi korumaya yönelik çalışmalarımızla ödüllendirilmek çok mutluluk ve gurur verici. Kurulduğu günden itibaren, Galataport İstanbul’un tüm departmanları her koşulda insan ve çevre sağlığına duyarlı adımlar atmaya özen gösteriyor. Bir liman işletmesi olarak deniz ve okyanusların bizim için önemi zaten tartışılmaz. ‘İstanbul’un dünyaya denizden açılan kapısı’ ifadesiyle tanımladığımız Galataport İstanbul, sadece deniz ve okyanuslara değil, tabiata dair tüm unsurlara duyarlı bir biçimde yaklaşmaya daima devam edecek.”

Konut Fiyatları Reel Olarak Yüzde 5,1 Azaldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Şubat 2024 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi (KFE) verilerini açıkladı. Buna göre, konut fiyatları geçen yılın yılın aynı ayına göre nominal olarak yüzde 58.3 artarken reel olarak ise yüzde 5.1 oranında azaldı. Böylece Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE yaklaşık 3 yıl sonra ilk kez reel olarak azalmış oldu.

Türkiye genelinde bir konutun metrekare fiyatı 31 bin 364,5 TL olurken İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla 45 bin 420,7 TL, 24 bin 918,8 TL ve 36 bin 65,4 TL oldu.

Böylece 100 metrekarelik ortalama bir evin fiyatı Türkiye genelinde yaklaşık 3 milyon 136 bin TL, İstanbul’da 4 milyon 542 bin TL, Ankara’da 2 milyon 491 bin TL ve İzmir’de 3 milyon 665 bin TL oldu.

Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise yıllık yüzde 87,7 artışla Ağrı, Ardahan, Kars Iğdır’ı içine alan bölge oldu. O bölgeyi yüzde 85,6 artışla Van, Bitlis, Hakkari, Muş bölgesi ve yüzde 85,1 artışla Erzurum, Bayburt ve Erzincan bölgeleri izledi.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmelerdeğerlendirildiğinde, şubat ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 1,5, 2,0 ve 1,6 oranlarında artış gözlendi.

Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 45,6, 72,9 ve 57,4 oranlarında artış gösterdi.

Kaynak: Emlak Dream

319 Yeni Otel Geliyor

2024-2025 yıllarında Türkiye’de 5 yıldızlı 319 otel açılması planlanıyor.

2024 yılının Nisan ayı itibariyle 2024-2025 yıllarında Türkiye’de 5 yıldızlı 319 yeni otel açılması planlanıyor.

Turizm DataBank’ta yer alan habere göre yeni otel projeleriyle yaklaşık 51 bin oda 114 bin yatak faaliyete geçecek.

2024-2025 döneminde açılacak otel yatırımlarında toplamda 81,57 milyar TL harcama yapılacak. Bütçe büyüklüğünde Antalya, İstanbul ve Muğla başı çekerken, proje sayısında İstanbul açık ara önde yer alıyor.

Kasr-ı Han Konakları, Efeler Grup’un Eşsiz Projeleri Arasında Yerini Aldı

Yeni biten ve Beytepe’de bulunan Bey Konakları ardından bu projeye başladıklarını belirten Mimar-Müteahhit Dilek Aksayar; “Kasr-ı Han Konakları Ankara’nın en özel yerlerinden biri olan İncek Kızılçaşar’da hayata geçiriliyor.

27 adet loft ultra lüks akıllı villalarımız, 5.5 metre tavan yüksekliğine sahiptir. 750 m2 arsa payı olan villalarımız; 274 m2 net kullanım alanına sahiptir. Mogan Gölü manzaralıdır. Ankara TED Kolejine 5 dakika mesafede bulunan projemiz Amerikan “Cape Code” mimarisi ile tasarlanmıştır. Her birinin kendi banyosu olan 4+1 odalı villalarımıza ait ısıtmalı havuz ve kapalı otoparkı mevcuttur. Her bir villamız müstakildir. 

Kasr-ı Han Konakları Lansmanı Nefes İncek’te Gerçekleştirildi.

Nefes İncek’te gerçekleştirilen Lansman davetine; iş, sanat, cemiyet dünyasından önemli isimler ile milletvekilleri ve bazı bürokratlar katılım sağladı…

AKSAYAR. “KENDİM İÇİN TASARLADIM, BEĞENİLİNCE PROJEYİ HAYATA GEÇİRDİM”

Yaklaşık 30 yıldır Ankara’da mimarlık yaptığını belirten Dilek Aksayar, bazıları bana Villa Uzmanı yakıştırması yaparlar diyerek devam ettiği açıklamada; “Hayalimde tek katlı bir villa ve kendim oturacağım bir proje olarak düşünmüştüm ilk zamanlar. Ama bu projemin çok beğenilmesi sonucu Kasr-ı Han konaklarını tasarladım. 

%25 peşinat ile kalan ödemeye 48 ay vade imkanını sizlere sunuyoruz. Lansmana özel fiyatlarımızdan ve ödeme kolaylıklarından faydalanmak istiyorsanız bizimle iletişime geçmeniz yeterli…

İnşaat Sektörünün Canlanması İçin İlk El Konut Satışlarına Odaklanılması Gerekiyor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunan hazır beton sektörünü 2023 yılı özelinde kapsamlı olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu açıkladı. Kentsel dönüşümün büyük bir fırsat olduğuna dikkat çeken Rapor, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında daha vizyoner bir zihinsel ve yönetsel dönüşümü gerçekleştirmemiz gerektiğini ortaya koydu. 

İnşaat sektörünün yeniden ivmelenmesinin verimlilik, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme başta olmak üzere çok yönlü dönüşümünü bir an önce hayata geçirmesine bağlı olduğunu belirten Rapor, konut stokunun azalmasını sağlamak için ilk el konut satışlarına odaklanılması gerektiğini vurguladı. Hazır beton sektörünün 2022 verilerine göre 94 milyar Türk liralık cirosu, 40 bine ulaşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküplük üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli olduğunu gösteren Rapor, Türkiye’nin hazır beton üretiminde Avrupa’da lider ülke konumunu sürdürdüğünü ortaya koydu.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgiler ışığında hazırlanan 2023 yılı “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladı. Rapor, Türkiye ekonomisi, inşaat sektörü ve hazır beton sektörüne yönelik detaylı analizler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar içeriyor.

Türkiye, hazır beton üretiminde Avrupa liderliğini sürdürüyor

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 36 yıldır çalışan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), kalite, çevre, sürdürülebilirlik, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarıyla inşaat, hazır beton ve ilgili sektörlerin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Hazır beton sektörü, 2022 yılı verilerine göre 94 milyar Türk liralık cirosu, 40 bine ulaşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküplük üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde duruyor. Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) 2022 yılı verilerine göre AB üyesi bütün ülkelerin toplam üretim miktarı 262 milyon metreküp iken, Türkiye tek başına 105 milyon metreküp beton üretmiştir. Bu üretim miktarıyla Türkiye, AB ülkeleri arasında birinci ülke konumunda yer alıyor. Hazır beton sektörünün, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine sağladığı büyük katkı, inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu gösteriyor.

İnşaat sektörünün yeniden ivmelenmesi için çok yönlü dönüşüm gerekiyor

İnşaat sektörü, 2 milyonluk istihdam gücüyle yaklaşık 250 yan sektörü doğrudan ve dolaylı bir şekilde etkileyen geniş kapsamlı bir sektördür. Uzun yıllar ülkemiz için lokomotif görevi gören olan inşaat sektörü 2018 yılından beri eski günlerini arar bir konuma gelmiştir. Sektörün yeniden ivmelenmesi ve gelişmesi, ekonomik belirsizliklerin giderilmesi kadar inşaat sektörünün de verimlilik, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme başta olmak üzere çok yönlü dönüşümünü bir an önce hayata geçirmesine bağlıdır. Son yıllarda öne çıkan nitelikli iş gücü sorunu da sektörün çözüm üretmesi gereken bir konu olmuştur.

2011-2017 yılları arasında inşaat sektörü bileşik yıllık %10 büyürken; 2018-2022 yılları arasında sürekli küçülmüştür. 2023 yılında ise sektör %7,8’lik büyüme ile bu trende son vermiştir.

İnşaat sektörünün canlanması için ilk el konut satışlarına odaklanılması gerekiyor 

11 yıllık süre içinde toplam konut satışları 2020 yılında rekor seviyeye ulaşmış ve sonraki iki yılda da benzer bir performans sergilemiştir. Bu performansta ilk el konut satışlarından ziyade ikinci el konut satışları etkili olmuştur.

2023 yılı ise olumsuz yönde rekorların öne çıktığı bir yıl olmuştur. Konut satış verilerinin TÜİK tarafından paylaşılmaya başlandığı 2013 yılından beri en düşük ilk el konut satışı, en düşük ipotekli konut satışı adedi ve en düşük ipotekli konut oranı 2023 yılında gerçekleşmiştir.

Yaklaşık 1,2 milyon konut satışı, %14,5 ipotek oranı ile gerçekleşmiştir. Bir önceki yıla göre hem ilk hem de ikinci el konut satışları ve ipotekli satış oranı azalmıştır. -2017 yılından beri yıllık ilk el konut satışlarında sürekli bir düşüş meydana gelmektedir. Konut satışlarındaki bu olumsuz tablo 2024 yılı için de endişe yaratmaktadır.

İnşaat sektöründe canlanmaya neden olacak, konut stokunun azalmasını sağlayacak ve gelecek adına motivasyon oluşturacak olan veri, ilk el konut satışlarıdır. Bu nedenle inşaat sektörünü değerlendirmek için bu veriye odaklanmak daha isabetli analizler yapılmasını sağlamaktadır.

Yapı Denetim Sistemi ile depreme dayanıklı binaların inşası mümkün olmuştur

T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen 11 ilimizde yıkılan binaların %98’i 2000 yılından önce inşa edilmiş ve mühendislik hizmeti almamış, denetime tabi olmamış yapılardı. Oysa 2000 yılı öncesinde de deprem yönetmelikleri, uygulama standartları, İmar Kanunu, fenni mesuliyet “TUS” sistemi gibi birçok husus yürürlükteydi. 1999 Marmara Depremi ile tüm bunların depreme dayanıklı, can ve mal güvenliğini sağlayan yapıların inşasında etkili olmadığı görülmüş ve sonrasında önemli aksiyonlar alınmıştı. Bu aksiyonlara örnek olarak; hazır beton ve nervürlü çelik donatı kullanımının zorunlu hâle gelmesi, Yapı Denetimi Sistemi’nin (YDS) tüm ülke geneline yayılması ve Deprem Yönetmeliklerinin güncellenmesi verilebilir. Bu aksiyonlar sonucunda 2000 yılı sonrasında ve özellikle 2011 yılında YDS’nin tüm Türkiye’de uygulamaya geçmesi sonucunda daha güvenilir ve depreme dayanıklı binaların inşası mümkün olmuştur ancak günümüzde dahi yapı stokumuzun yaklaşık yarısı 2000 yılı öncesi inşa edilmiş durumdadır.

Kahramanmaraş ve Hatay Depremlerinde yıkılan binaların %2’si ise 2000 yılından sonra inşa edilmiştir ancak bunların büyük bir çoğunluğu yapı denetimine tabi tutulmamıştır. Depremin etkilediği 11 ilde yapı denetim yönetmeliği yürürlüğe girdikten sonra ve hazır beton kullanılarak yapılan 151 bin 990 binadan 272’si yıkılmıştır. Yıkılmayan bina oranı %99,8’dir.

Kentsel dönüşüm büyük bir fırsattır

2012 yılında yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda 2023 yılında yapılan değişiklikler ile sürecin daha hızlanması beklenmektedir. Kentsel dönüşümün ana teması riskli yapıların dönüştürülmesi olarak algılansa da dönüşüm sürecinin çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Kent madenciliği prensipleri ile inşaat ve yıkıntı atıklarının sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesi, olası afetler için tam donanımlı toplanma alanlarının yapılması, ulaşım akslarının yeniden planlanması, düşük karbonlu malzemelerin kullanılması gibi birçok boyutta süreç desteklenmelidir.

THBB Başkanı Yavuz Işık: “Daha vizyoner bir zihinsel ve yönetsel dönüşümü gerçekleştirmeliyiz”

Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Cumhuriyetimizin 100. yaşını büyük bir kıvanç ve gururla karşıladığımız 2023 yılında yaşadığımız depremler ve kaybettiğimiz canlar hepimizde büyük bir hüzne sebep olmuştur. Tarihimiz boyunca yaşadığımız savaşlar ve afetler ulusumuzu her zaman birbirine kenetlemiş ve daha da güçlendirmiştir. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında aynı acıları yaşamamak için benzer hataları yapmadan daha vizyoner bir zihinsel ve yönetsel dönüşümü gerçekleştirmeliyiz.” dedi.

Hazır beton sektörünün 2023 yılında %10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin ediliyor

Hazır beton sektörü verilerini değerlendiren THBB Başkanı Yavuz Işık, THBB tarafından yapılan sektör araştırması sonucunda hazır beton sektörünün 2023 yılında %10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdiğinin tahmin edildiğini belirterek “2024 yılında hazır beton sektörünün kötümser senaryoda %5 oranında küçüleceği, iyimser senaryoda ise %5 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir.” dedi.

Güvenli yapılar için sorumluluk bilinciyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz

Birliğin kaliteli yapılaşma odaklı çalışmalarına değinen THBB Başkanı Yavuz Işık, “Uzun yıllardır hem raporlarımızda hem de basın açıklamalarımızda kentsel dönüşüm sürecinin hızlanmasının ve riskli yapı stokunun ivedi olarak dönüştürülmesinin altını çizdik. Hazır beton kalitesini ülke genelinde artırmak için paydaşlarımızla birlikte şimdiye kadar büyük çaba sarf ettik. Güvenli yapılar için standartlara uygun hazır betonun olmazsa olmaz bir unsur olduğunu bilmemize ve vurgulamamıza rağmen bunun yeterli olmadığını ve inşaat uygulamalarındaki hataların neler olduğunu da anlatmaya çalıştık. Sayısız seminer, toplantı, eğitim, teknik doküman ve raporumuza karşın yeterli gelişimin sağlanamaması, gelecek adına daha çok çalışmamız gerektiğini göstermektedir. Birliğimiz daha yüksek bir motivasyon ve sinerji ile güvenli ve sağlam yapılaşma için tüm gücünü kullanmaya kararlıdır. Birliğimiz ayrıca, yazılı ve görsel medyada hazır beton ile ilgili bilinçsiz ve art niyetli dezenformasyon ile de mücadele etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam edecektir.” şeklinde konuştu.

Birliğin Bilim Kurulunda yer alan 45 akademisyen tarafından hazırlanan “Hazır Beton ve Depreme Dirençli Yapılar İçin Akademik Değerlendirme”ye, önemine istinaden Sektör Raporunda da yer verdiklerini söyleyen THBB Başkanı Yavuz Işık, “Akademik Değerlendirme, yapıların, depreme dayanıklı olması için; işlevsellik, hizmet görebilirlik, her çeşit iç ve dış etkenlere direnç ve sürdürülebilirlik bakımından; ilgili standartlara ve şartnamelere uygunluğu sağlayacak deneyim ve yetkinlikte mühendislerden oluşan yönetim tasarım, yapım ve denetim ekibi tarafından inşa edilmesi zorunluluğuna dikkat çekmektedir.” diye konuştu.

Yıllardır riskli yapı stokunun dönüştürülmesini sürekli gündeme getirdiklerini belirten THBB Başkanı Yavuz Işık, “1995 yılında ülkemizde hazır beton üretimine yönelik herhangi bir denetim mekanizması yokken THBB üyeliğinin birinci şartı Kalite Güvence Sistemi (KGS) Belgesi almaktı. Başka bir sektörde benzeri olmayan bu uygulama ile THBB, üyelerinin standartlara uygun üretim yapmasına liderlik ederken bir yandan da tüm sektörün bu yöne evrilmesini sağlamıştır. Daha sonra yürürlüğe giren G İşareti Yönetmeliği ile bu süreç tüm sektöre yayılmıştır. THBB olarak bütün hazır beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz. Kahramanmaraş Depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, tasarımdan uygulamaya, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin de dönüşmesi gerektiğinin önemini bir kez daha gördük. Bu konuda gerekli politikaların ve eylem planlarının oluşturulmasını destekliyor ve tüm paydaşları göreve çağırıyoruz.” dedi.

Gansu Hengyuan Dongli New Energy, Dünya Gelecek Enerji Zirvesine Katıldı ve Endüstriyel Yatırım Planını Açıkladı

Çin’in Gansu Bölgesi ve Jiuquan Yerel Yönetim temsilcileri, 15 Nisan ile 20 Nisan 2024 tarihleri arasında Abu Dabi’de gerçekleşen Dünya Gelecek Enerji Zirvesine katıldı, Dubai ve Suudi Arabistan ziyaretlerinde bulundu. Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi bu tarihlerde birkaç uluslararası güneş enerjisi müşterisi ile sözleşme imzalayarak, Çin’in yeni fotovoltaik enerji girişimleri için uluslararası alanda yeni satış kanalları açtı.

Dubai’deki imza törenine Gansu Bölgesi lideri ve Jiuquan belediye başkanı katıldı. İmza töreni sırasında Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi Başkanı Xian Xiaoli şunları söyledi: “Birlikte Yeşil ve Refah”, Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi’nin gelişim hedefidir ve “Öncelikli Teknoloji, Önce Kalite” ise Hengyuan Dongli’nin iç ve dış pazarları keşfetme konusunda bağlı kaldığı standarttır.

Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi, Çin’in stratejik “Karbon Dorukta ve Karbon Nötrlüğü” çağrısına yanıt vermiştir.” Yatırımı Jiuquan şehrinde yapılan 6GW fotovoltaik modül temel projesi, 101.232 m2’lik bir alanı kapsıyor ve yaklaşık 553 milyon USD yatırımla 2,4GW’lik üretim hattı tamamlanarak faaliyete geçirildi. Kalan üretim hatları yapım aşamasında. Şirketin yatırım planları arasında yaklaşık 553 milyon USD yatırım ile yaklaşık 159.840 m2’lik alanı kapsayacak şekilde 5GW yüksek verimli batarya temel projesi de var. Şirket, tamamen kapalı sistem yeni bir Hengyuan enerji ekipmanı üretimi sanayi zinciri oluşturmak ve yeni bir enerji ekipmanı üretimi sanayi tanıtım parkı inşa etmek için sonraki aşamada yaklaşık 106.560 m2’lik bir alanı kapsayacak şekilde, yaklaşık 281.666.800 USD yatırım ile bir inverter fabrikası, bir fotovoltaik braket fabrikası ve bir tel ve kablo fabrikası kurmayı planlıyor.

Hengyuan Fotovoltaik Modülü, yüksek güç çıkışına ve son derece güvenilirliğe odaklanmıştır. Genel sistem maliyetini düşürmeyi ve yatırımcıların gelirlerini artırmayı taahhüt eder. 182 ve 210 gibi ürünlerin çeşitli şartlarını karşılamak için en son yüksek verimli akıllı üretim hattı ekipmanını kullanır. Yeni enerji teknolojilerinin Ar-Ge ve uygulamasını ortaklaşa geliştirmek için yurt içinde ve yurt dışında pek çok tanınmış girişim ile derinden bir iş birliği kurmuştur. Ayrıca Gansu Bölgesinin Jiuquan şehrinde New Energy Technology Research Institute’ü (Yeni Enerji Teknolojisi Araştırma Enstitüsü) kurmuştur. Bu Enstitü, yeni enerji teknolojilerinin Ar-Ge alanına yapılan yatırımlara odaklanan Çinli uzmanlar ve akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından yönetilmektedir. Böylece kurumsal endüstriyel teknolojilerin sürekli olarak geliştirilmesi ve irdelenmesi sağlanacak ve yerel ve hatta batı bölgelerindeki yeni enerji endüstrilerinin hizmetlerle hızlı bir şekilde gelişmesi teşvik edilecektir.

Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi’nin fotovoltaik yeni enerji alanındaki, Çin’in batı kesimine dayanan, tüm ülkeye hizmet veren, Orta Asya’ya ve hatta küresel pazarla yüzleşen gelişim vizyonunun sonucu budur.

İnşaat Sektörünün Güven Endeksi Nisan Ayında Değişmedi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet, perakende, ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin Nisan ayı güven endeksi verilerini açıkladı. Endeks, hizmet sektöründe yüzde 2,8 azaldı, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,9 arttı, inşaat sektöründe aynı kaldı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Nisan ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 2,8 oranında azalarak 117,1 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,9 oranında artarak 115,5 değerini ve inşaat sektöründe aynı düzeyde kalarak 88,6 değerini aldı.

İnşaat Sektöründe 5 Yıllık Daralmanın Yüzde 35’i Telafi Edildi

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından hazırlanan 2024 yılı ilk çeyreğine ilişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu yayınlandı.

2024 yılı için inşaat sektörünün önündeki engellere de dikkat çekilen raporda, “Tasarruf tedbirleri kapsamında yurt içinde zorunlu haller dışında yeni projelere yer verilmeyecek olması, halihazırda yürürlükte olan Fiyat Farkı Kararnamesi’nin yetersiz kalması, jeopolitik gerilimlere bağlı olarak artan inşaat maliyetleri ve gittikçe derinleşen ara eleman sıkıntısı, 2024 yılında da sektörün önündeki en büyük engellerden olmaya devam etmiştir. Sektör, girdiği darboğazı yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine ağırlık vererek aşmayı hedeflemektedir.” denildi.

Raporda, Deprem bölgesinin yeniden inşasının etkisiyle inşaat sektörünün, 2023 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 10,8 oranında büyüdüğü hatırlatılırken; 2023 yılının ilk çeyreğindeki büyüme oranının yüzde 4,5’ten yüzde 5,3’e, ikinci çeyrek büyüme oranının yüzde 6,2’den yüzde 7,2’ye, üçüncü çeyrek büyüme oranının ise yüzde 8,1’den yüzde 7,8’e revize edildiği belirtildi. Böylece inşaat sektörünün 2023 yılında yüzde 7,8 oranında genel ekonominin üstünde bir oranda büyüme kaydettiğine dikkat çekilirken, “İnşaat sektöründe beş yıllık bir aradan sonra ilk defa büyüme gerçekleşmiş olsa da bu oran, sektörün yaşadığı daralmanın ancak yüzde 35’ini telafi edebilmiştir. Gayrimenkul sektörü ise 2023 yılında yüzde 2,7 ile oldukça yavaş bir büyüme sergilemiştir.” ifadelerine yer verildi.

Siltaş Yapı’dan İsteyenleri ‘Ev’lendirecek Kampanya

İş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişi ve insanı merkeze alan anlayışıyla kente değer katan yapılar inşa eden” Siltaş Yapı, yepyeni bir kampanyaya imza atıyor. İstanbul Anadolu Yakası’nın yıldızı Pendik’te inşa ettiği Siltaş Premium ve Siltaş Panorama projesinde ev sahibi olmak isteyenler veya yatırım yapmak isteyenler için başlatılan kampanya kapsamında şirket, 1.99 kredi oranı ile 60 ay vade imkânı sunuyor.  

Siltaş Yapı, lüksü doğa ile buluşturan, Siltaş Panorama ve Siltaş Premium projelerinde kaçırılmayacak fırsatlar ve uygun ödeme koşulları sunan yeni bir kampanya başlattı. İstanbul’un en gözde bölgelerinden birinde yer alan ve şehrin sunduğu tüm olanaklara kolay erişim imkânı sunan Pendik’te yeni bir ev sahibi olmak veya yatırım yapmak isteyenler için fırsatlarla dolu bir kampanya oluşturduklarını belirten Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, iki projenin de hayata prestij katarak, seçkin bir profil sunan ve hep ‘İyi ki’ dedirten özgün yapılar olduğunun ayrıca yüksek yatırım getirisi ile sahiplerine kazandırdığının altını çizdi. 

Uygun ödeme koşulları ve indirimli fiyatlarla ev sahibi olma imkânı

Siltaş Premium ve Siltaş Panorama projelerinde geçerli olan 1.99 oran ve 60 ay vade özel kampanyası ile ev almak isteyenlere cazip koşullar sunduklarını vurgulayan Murat Özdemir, şunları söyledi: “Siltaş Panorama ve Siltaş Premium Anadolu Yakası’nın yıldız lokasyonlarından biri olan Pendik’te yer alıyor. İki projemizi de değerli kılan birçok ortak özelliği mevcut. İki proje de yaşama ekstra konfor, kolaylık ve keyif katma hedefiyle hayata geçirdiğimiz LifeX konsepti ile standart sosyal donatıların dışına çıkarak yeni nesil çözümler sunuyoruz. Mimari ve konforundaki ayrıntılarıyla sakinlerine benzersiz deneyimler yaşatan projelerimizde kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness merkezi, spor sahası, spor salonu, misafir suiti, çocuk oyun odası, kapalı otopark, 7/24 güvenlik ve kamera gözetimi, e-şarj alt yapısı, yerden ısıtma sistemi altyapısı gibi özelliklerle lüksü en yüksek standartlarda somutlaştırıyor. Projelerimiz hayatın ritmini yakalarken aynı zamanda da doğanın içinde sakinliğin tadını çıkarmak isteyenler için oldukça ideal konumda yer alıyor. Farklı ulaşım alternatiflerinin kesişim noktasında ve doğanın yanı başında yükselen projelerimizde, sosyal donatılar ve yeşil alanlar da bir evden çok, tüm hayatı içine alan bir yaşam formu sunuyor. Bu noktada oturum ya da yatırım amaçlı olması fark etmeksizin, projelerimizden konut sahibi olmak isteyenleri satış ofislerimize bekliyoruz.” 

Kampanyadaki Projeler

Siltaş Panorama: Pendik’te denize ve yeşile komşu bir lokasyonda konumlanan proje, 175 bin metrekarelik inşaat alanında 7 ve 11 katlı 13 bloktan oluşuyor. Çeşitli büyüklük ve özellikte 650 konut ve 24 ticari ünitenin bulunduğu projede; 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1, balkonlu, teraslı, bahçeli ve adalar manzaralı daireler yer alıyor. 

Siltaş Premium: Pendik Yenişehir’de farklı ulaşım alternatiflerinin kesişim noktasında ve doğanın yanı başında yükselen proje; 60 bin metrekarelik inşaat alanında, 6 blokta 342 konut ve 12 ticari üniteden oluşuyor. Proje; 2+1, 3+1 ve 4+1 daire seçenekleri ile farklı genişlikte, ferah ve şık yaşam alanları sunuyor. 

İklimlendirme Sektörünün İhracat Liderleri Ödüllendirildi

klimlendirme sektöründe faaliyet gösteren tüm ihracatçı firmaları tek bir çatı altında toplamak ve sektörün ihracat potansiyelini artırmak amacıyla faaliyetlerini tüm hızıyla sürdüren İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 18 Nisan’da Ankara’da Olağan Genel Kurul toplantısını gerçekleştirdi.

Toplantının ardından iklimlendirme sektöründeki firmaların 23 farklı kategoride ödüllendirildiği İhracatın Liderleri Ödül Töreni düzenlendi. 2022 ve 2023 yıllarında iklimlendirme sektörü ürünleri ihracatında etkili rol üstlenen ve en çok ihracat gerçekleştiren firmalara ödüllerinin verildiği törende konuşma yapan İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, “Bu yıl yüzde 7,2 olan ihracat hedefimizi tutturmanın gururunu yaşadık. 2024 yılında hedefimiz bu senenin yüzde 8 üzerine çıkarak 7,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirebilmek” dedi. 

Türk iklimlendirme sektörünün global gücü İSİB’in, Olağan Genel Kurul toplantısı 18 Nisan Perşembe günü geniş bir katılımla gerçekleşti. Genel Kurulda, sektörün geldiği nokta değerlendirilirken geleceğe yönelik stratejiler ve yeni hedefler belirlendi. İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, Genel Kurulda yaptığı sunumda; iklimlendirme sektörünü değerlendirip son gelişmeleri aktarırken yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle sektörün büyümesini ve uluslararası rekabet gücünü artırmayı hedeflediklerini vurguladı. Olağan Genel Kurul toplantısı ile aynı gün düzenlenen 2023 İhracatın Liderleri Ödül Töreni’nde ise 2022 ve 2023 yıllarında iklimlendirme sektöründe en çok ihracat gerçekleştiren firmalar farklı kategorilerde ödüllendirildi. Gerçekleşen ödül törenine İSİB Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri, firmaların yönetim kurulu üyeleri, profesyonel yöneticileri ve sektör paydaşları katıldı. 

İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, ödül töreni ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Türk iklimlendirme sektörü, 2023 yılını 7,2 milyar dolarlık ihracat ile kapattı. Sektörün ihracatı tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşırken ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 90 olarak gerçekleşti. 2024 yılında sektör olarak ulaşmayı hedeflediğimiz ihracat seviyesi ise 7,8 milyar dolar. İklimlendirme sektörü olarak dünya ihracatından yüzde 1,5’luk pay almayı amaçlıyoruz. Bu başarılı tabloya katkı sağlayan sektörün ihracat liderlerine çok teşekkür ediyorum. Gösterdiğiniz üstün başarı, Türkiye iklimlendirme sektörünün global arenada daha çok söz sahibi olması ve küresel bir şahlanış yaşaması için çok değerli. Bu sene de geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi birlikte daha iyisini yapacak, sektörümüzün başarılı performansını devam ettirmek için kararlılıkla çalışmayı sürdüreceğiz.” 

İpotekli Konut Satışları Mart Ayında Bir Önceki Yılın Aynı Dönemine Kıyasla Yüzde 49,01 Oranında Azaldı

TÜİK Mart  ayı konut verileri açıklandı. 2024 yılı Mart ayında 105.394 adet konut satıldı. 2023 yılının Şubat ayında gerçekleşen 93.902 adet dolayındaki satış adedine kıyasla yaklaşık yüzde 0,1 oranında düşüş yaşandı.

Verileri değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Kıyaslamayı Mart sonu itibatiyle yapacak olursak; 2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle 105.394 adet konut satıldı. İki yılı kıyasladığımızda bu yıl 2023 yılının aynı dönemine göre yaklaşık %0,1 oranında düşüş yaşandı. 2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle 2023 yılı aynı dönemini kıyaslayacak olursak 2023 yılında 2022 yılına göre yaklaşık %21,4 oranında düşüş yaşanmıştı.

İpotekli konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 49,01 oranında azaldı

İpotekli satışlar 2024 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla %49,01 oranında azalarak 12.880 adet olarak açıklandı. 2024 yılı Mart ayında, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %12,22 olarak gerçekleşti. 2024 yılı Mart sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2023 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık %49,01 oranında düşüş gösterdi. 2023 yılı Mart sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2022 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık %16,55 oranında düşüş göstermişti. 

2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle konut satışlarının içinde ipotekli satışların oranı %9,9 mertebelerinde gerçekleşti. 2023 yılı Mart ayında bu oran aynı etkilerden dolayı %20,8 seviyelerindeydi. 

2024 yılı Mart ayında 34.399 adet konut ilk defa el değiştirdi

Bir başka önemli veri de ilk satışlar, 2024 yılı Mart ayında gerçekleşen ilk el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %4,56 oranında artarak 34.399 adet açıklandı. 2024 yılı Mart ayında, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı %32,64 olarak gerçekleşti.

İlk el satışları da etkilendi

İlk elde azalan konut satışlarındaki en büyük etken ilk el üretimlerinde stok miktarının yani yeni yapılan konutun azalması. Toplam satışlar içindeki satış yüzdesi önceki yıllarla benzer olsa da satış rakamlarındaki mutlak değer azalışından ilk el satışları da etkilendi. 2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle ilk el konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre % 31,56 oranında artarak 34.399 olarak açıklandı. 2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle toplam konut satışları içinde ilk el satışların oranı %32,64 civarında seyretti. 2023 yılı aynı döneminde bu oran %30,45 oranındaydı.

Büyükşehirlerde durum nasıl değişti 

İstanbul, İzmir ve Ankara özelinde bakacak olursak; 2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle kümüle konut satışlarının, 2023 yılı aynı dönemine nazaran İstanbul’da yaklaşık % 3,5, Ankara’da %15,6 ve İzmir’de ise %0,4 oranında azaldığı görülmektedir. 

Mart ayında yabancılara yapılan konut satışları geçen senenin aynı ayına göre %47,94 oranında azaldı.

Yabancılara yapılan konut satışı 2024 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %47,94 oranında azalarak 1.778 adet açıklandı. 2024 yılı Mart ayı sonu itibariyle yabancıya satılan kümüle konut adedinin toplam satışlar içindeki oranı %2,0 oranındadır. 2023 yılı aynı döneminde bu oran %3,9’du. 

Yabancılara yapılan konut satışları 2024 yılı Mart ayında ilk sırayı 652 adet konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 618 adet konut satışı ile Antalya ve 151 konut satışı ile Mersin izledi. 2024 yılı Mart ayında yine Rusya açık ara konut alımında birinci sırada oldu. 2024 yılı Mart ayında ülke sıralamasında 411 konut satış sayısı ile Rusya ilk sırayı aldı. İran 182 konut satışı ile ikinci ve 129 konut satışı ile Ukrayna üçüncü oldu. 

YD-ÜFE Yıllık Yüzde 67,25 Aylık Yüzde 4,70 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre YD-ÜFE, yıllık yüzde 67,25 artış gösterdi.

YD-ÜFE 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,70 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 12,10 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,25 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,14 artış gösterdi.

YD-ÜFE İmalat Ürünlerinde Yıllık Yüzde 67,25 Arttı

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 67,20 artış, imalatta yüzde 67,25 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 58,67 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 72,76 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 72,70 artış, enerjide yüzde 69,88 artış, sermaye mallarında yüzde 76,14 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE İmalat Ürünlerinde Aylık Yüzde 4,69 Arttı

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 5,46 artış, imalatta yüzde 4,69 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 5,03 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 3,64 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 4,76 artış, enerjide yüzde 3,55 artış, sermaye mallarında yüzde 4,72 artış olarak gerçekleşti.

Hizmet Üretim Endeksi Yıllık Yüzde 13,8 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, hizmet üretim endeksi yıllık yüzde 13,8 arttı.

Hizmet üretim endeksi, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,8 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 14,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 18,0 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 15,3 arttı, gayrimenkul hizmetleri %15,8 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 15,4 arttı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 7,5 arttı.

Hizmet Üretim Endeksi Aylık Yüzde 2,7 Arttı

Hizmet üretim endeksi, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,7 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 3,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 3,0 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 4,6 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 7,2 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 0,1 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 0,2 azaldı.

Tüketici Güven Endeksi 80,5 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tüketici güven endeksi verilerini açıkladı. Verilere göre endeks, 80,5 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Mart ayında 79,4 iken Nisan ayında %1,4 oranında artarak 80,5 oldu.

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 30 Düştü

TÜİK’in açıkladığı Mart ayı konut satış verilerine göre Ankara’da 9 bin 523 konut satıldı. İşte ilçe düzeyinde konut satış rakamları ve analizler.

Ankara’da konut satışları düşmeye devam ediyor. Konut satışlarının ortalama yüzde 30 oranında düştüğü Ankara’da geçtiğimiz yılın ayını ayında 12 bin 230 konut satılmıştı

Gayrimenkul PR;  ‘doğru fiyatlandırmanın önemi artacak’

Eylül 2023 tarihinden bu yana konut fiyatlarının ve satışların düştüğünü belirten Ankara merkezli gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR şunları kaydetti;

‘Hükümetin uyguladığı sıkı para politikaları, kredilerinin önündeki barikatlar ve TL mevduatı getirisinin oldukça cazip olması konutu yatırım enstrümanı olmaktan çıkardı ve fiyatları düşürdü. Suni ve sahte ilanlar halen devam ettiği için satıcılar ve alıcılar ilanlara bakarak yanlış kanaate sahip oluyor. Oysaki; İlandaki fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30 fark var. 

Konut satışlarını ve fiyatlarını asıl düşürecek adım ise yakında finans piyasasında adını sıkça duyacağımız ‘gayrimenkul yatırım fonları’ olacak

Önümüzdeki süreçte fiyatı doğru olan ve seri ilan siteleri dışında ileri düzeyde pazarlanan konutlar satılabilecek. 

Satıcılara ve alıcılara önerimiz gayrimenkul almadan veya satmadan önce doğru fiyat konusunda uzmanlardan destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz’

Mart 2024 Ankara ilçe düzeyinde konut satış sayıları

Akyurt: 78

Altındağ: 651

Ayaş: 22

Beypazarı: 76

Elmadağ: 27

Etimesgut: 945

Gölbaşı: 511

Güdül: 42

Kahramankazan: 70

Keçiören: 1293

Kızılcahamam: 59

Mamak: 1129

Polatlı: 227

Pursaklar: 206

Sincan: 986

Yenimahalle: 1127

Çankaya: 1725

Çubuk: 261

Şereflikoçhisar: 38

Kira Anlaşmazlıklarının Yüzde 80’i Davaya Dönüşüyor

Ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması için hayata geçirilen arabuluculuk sistemiyle Anadolu illerindeki anlaşmazlıkların yaklaşık yüzde 60’ı çözüme kavuşturulurken, büyük şehirlerde bu oranın yüzde 20’lerde kaldığı görülüyor. Büyük şehirlerdeki kira anlaşmazlıklarının yüzde 80’i davaya dönüşmeye devam ediyor.

Türkiye’de özellikle son yıllarda konutlardaki arz yetersizliği ve enflasyondaki hızlı yükseliş, kira fiyatlarının katlanarak artmasına sebep olduğu için ev sahipleri ve kiracılar mahkemelerde karşı karşıya gelmeye başlamıştı. Bu uyuşmazlık sebebiyle artan dava sayıları ise mahkemelerde ciddi yoğunlukların yaşanmasına yol açtı. Davaların çok daha hızlı çözüme kavuşması ve bürokratik sürecin hızlanması için 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren açılacak kira davalarında önce arabulucuya başvurma şartı getirilmişti. Arabuluculuk sistemiyle anlaşmazlıkların kısa sürede çözüme kavuşturulması, mağduriyetlerin giderilmesi ve mahkemelerdeki dava yükünün hafifletilmesi hedeflendi. Hem mahkemeler hem de hukukçular için verimli bir uygulama olan arabuluculuk sistemiyle Anadolu illerindeki anlaşmazlıkların yaklaşık yüzde 60’ı çözüme kavuşturulurken, büyük şehirlerde bu oran yüzde 20’lerde kaldı. Büyük şehirlerdeki kira anlaşmazlıklarının yüzde 80’i davaya dönüşmeye devam ediyor.

Açıklanan rakamlarla birlikte; yasal iletişimin geleneksel yöntemlere ek olarak dijital olarak sürdürülebilmesi ve sürecin kanuna uygun şekilde taraflar arasında dijital olarak ilerletilebilmesi ihtiyacı tekrar gündeme geldi. Özellikle son yıllarda kullanımı giderek artan Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) iletişimi; ev sahipleri ve kiracılar arasındaki süreçleri kanuna uygun şekilde ve dijital olarak ilerletebilmeleri için yasal bir alternatif olarak görülüyor.

KEP İLE TÜM TARAFLAR GÜVENDE!

KEP, posta göndericisi ve alıcısının kimliklerinin net bir şekilde belli olduğu, iletinin içeriği ve zamanında herhangi bir değişikliğin yapılamadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık durumunda hukuki geçerliliğe sahip olan elektronik posta hizmetidir. KEP, kiracı ev sahibi anlaşmazlıklarında her iki tarafın da haklarının güvence altına alınması konusunda önemli rol oynuyor. Hukuki geçerliliğe sahip olan KEP, bu yönüyle gündelik hayatta kullanılan diğer elektronik iletişim ürünlerinden tamamen ayrılıyor. Kira sözleşmelerinin iletişim alanına tarafların KEP adreslerini beyan etmeleri ve sonraki tüm resmi talep ve isteklerini KEP üzerinden yapıyor olmaları taraflar arasındaki iletişimi yüzde 100 yasal bir güvence altına alıyor. KEP, bu özelliği sayesinde ev sahibi ve kiracılar arasındaki yaşanan anlaşmazlıklar sebebiyle açılan davalarda karar alma sürecine hız kazandırıyor.

KEP kullanımı; sıradan e-posta kullanımı kadar kolay olduğu gibi resmi ve yasal bir iletişim yöntemi olması nedeniyle e-posta iletişimine kıyasla yüzde 100 daha güvenli. KEP üzerinden gönderilen ve alınan tüm iletiler hem arabulucular hem de mahkemeler nezdinde delil niteliği taşıyor. Delili saklanan bu iletişimde iki taraf da hukuka aykırı bir talep, istek ya da söylemde bulunulmayacağının bilincinde olarak güvenle ve huzurla iletişim kurabiliyor.

Bu sayede taraflar arasındaki gerginlikler de minimum seviyede kalabiliyor. 20 yıl boyunca saklanan deliller ile KEP sistemi; anlaşmazlık durumunda süreçleri hızlandırarak her iki tarafa da büyük kolaylık sağlıyor.

YILDIZ: “KEP TÜRKİYE’NİN DİJİTALLEŞMESİNDE LOKOMOTİF GÖREVİ ÜSTLENİYOR”

Ev sahipleri ve kiracılar anlaşmazlıkların çözümünde KEP kullanımı ve avantajlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan TÜRKKEP Genel Müdürü Olcay Yıldız, şunları söyledi:

“KEP; belirli bir yasal mevzuatla sınırlandırılmış kapalı devre elektronik posta sistemidir. KEP sisteminde bir taraf diğer tarafa KEP gönderdiğinde bu gönderi noterden yapılmış gibi işlem görüyor. Ev sahibi ve kiracı olarak KEP gönderdiğinizde, bu iletinin karşı tarafa ulaşmama riski olmuyor ve delillerle ispatlanabiliyor. TÜRKKEP, KEP gönderilerinin değişmediğini ispatlayabiliyor. Hatta bu delilleri 20 yıl süreyle saklayıp yetkili merciler ya da mahkemeler tarafından istendiğinde ibraz ediyor. Böyle bir yapı, kiracıları ve ev sahiplerini koruyan yasal bir çerçeve sağlıyor. Zaman zaman hem kiracı tarafında hem de ev sahibi tarafında kötü niyetli yaklaşımlar da olabiliyor. Bu kötü niyetli yaklaşımları engellemek için kiracıların ve ev sahiplerinin kendi arasındaki iletişimi KEP ile yapmaları büyük önem arz ediyor. KEP sistemiyle yapılan yazışmaların yasal bir ortamda sürmesi, herhangi bir anlaşmazlık yaşanması durumunda konu arabulucuya gittiğinde, arabulucunun kararı çok daha kolay vermesine olanak sağlıyor. KEP sistemi kartopu etkisiyle Türkiye’nin dijitalleşmesinde bir lokomotif görevi üstleniyor. E-dönüşümün Türkiye’deki pazar lideri TÜRKKEP olarak, tüm mülk sahiplerini ve kiracıları işlemlerini kolay, güvenilir ve hızlı bir şekilde gerçekleştirebilecekleri, günümüzün en kapsamlı dijital dönüşüm teknolojilerinin başında yer alan KEP’in avantajlarla dolu dünyasını keşfetmeye davet ediyorum.”

Mimsan, Isıtma Sektörünün İhracat Liderleri Arasında Yerini Aldı 

Mimsan, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından düzenlenen 2023 İhracatın Liderleri Ödül Töreni’nde en çok kazan ihracatı yapan 2’nci firma ödülünü aldı.

Isıtma sektörünün öncü firmalarından Mimsan, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından 18 Nisan’da Ankara’da Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen İhracatın Liderleri Ödül Töreni’nde 2023 yılında en çok kazan ihracatı yapan 2’nci firma olarak ödüllendirildi.

Mimsan adına ödülü, Mimsan Grup Pazarlama ve Satış Direktörü Hacer İlhan aldı. İlhan, ödülle ilgili duygularını şu sözlerle aktardı: 

“Çok mutlu ve gururluyuz.Bu ödülü, Yönetim Kurulu Başkanımız ve kurucumuz babam Enver İlhan ve çok kıymetli çalışma arkadaşlarım adına alıyorum. Çünkü başarı bir ekip işidir. Bundan sonra çok daha motive bir şekilde dünya için üretmeye ve sürdürülebilir bir ihracat ağı oluşturmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.  Başarımızda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve bu değerli organizasyon için İSİB’e teşekkür ediyorum.” dedi.

İstanbul’da Dünya Markası Yepyeni Bir Tasarım

Daha önce Berlin’de yaptığı bin metrekarelik projeyle adından bahsettiren Nisa Akar, Göktürk Larus Palas’da bulunan dünya markalarının buluştuğu Maison Noble mağazasının tasarımı ve doğru tasarımın satışa olan etkisi ile ilgili detayları anlattı.

Niss Project’in kurucusu mimar Nisa Akar, perakende satış yapan mağazanın mimari tasarımını yaparken en önemli unsurların başında markanın talepleri ile mağazanın fiziksel sınırları arasında doğru denge kurmak olduğunu anlattı. Akar “Markanın taleplerini karşılamak ve marka kimliğini doğru bir şekilde yansıtmak için bazen sınırlı alan ve kaynaklarla çalışmak zorunda kalıyoruz. Ayrıca, mağazanın iç mekanında doğru akışı sağlamak ve ürünlerin sergilenmesini doğru optimize etmek de önemli bir unsur.” dedi.

Doğru Mağaza Tasarımı Satış Rakamlarını Artırıyor

Gelen müşterilerin keyifli bir alışveriş deneyimi yaşamasını sağlamak üzerine düzenlemeler yaptıklarını anlatan Akar ‘’Misafirler için mağazada etkileyici vitrinler oluşturmak, ürünleri keşfedebilecekleri ve dinlenebilecekleri alanlar yaratmak alışveriş deneyimlerini daha keyifli hale getiriyor ve satış rakamlarını da artırıyor.’’ dedi. 

DYO Boya, Yenilikçi Ürünleri ve Etkileyici Deneyimlerle Yapı Fuarı’nda Fark Yaratıyor

Türkiye’nin en köklü ve yerli boya üreticisi DYO Boya, Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olma niteliğini taşıyan Yapı Fuarı’na katılım sağladı.

Türk boya sektörüne kazandırdığı ilkler ve yenilikçi yaklaşımıyla göz dolduran DYO Boya, 17 – 20 Nisan 2024 tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Yapı Fuarı’na katıldı.

DYO Boya’nın fuar boyunca öne çıkardığı ürünler arasında Akromax Suprema, DYO Shine ve Protherm Light bulunuyor. Ek olarak fuarda 2024 Özel Renklerinden Oluşan Yansımalar Koleksiyonu ön plana çıkartılıyor. DYO Boya, ürünleri ve renk koleksiyonları ile sektördeki yenilikçi yaklaşımını ve kalitesini sergiliyor.

Ayrıca, fuar alanında ziyaretçilere özel deneyimler sunmak amacıyla Hobilux deneyim alanları oluşturan DYO Boya, Hobilux atölyeleri düzenleyerek katılımcılara ürünleri hakkında daha derinlemesine bilgi alma ve uygulamalı deneyimler yaşama fırsatı sunuyor. Bu atölyeler, ziyaretçilere ürünlerin kullanımı ve uygulanması konularında pratik bilgi ve beceri kazanma imkânı sağlıyor.

Bölgesinin Lider Yapı Fuarı

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul hem yerel hem de yabancı katılımcılar için alıcılara, karar vericilere ve kanaat önderlerinden oluşan oldukça hedefli bir kitleye ulaşmayı sağlayan ana bir platform görevi görüyor. Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan da alıcıları cezbeden fuar, yeni iş birliklerinin yapılmasında da büyük bir rol oynuyor.

Türkiye yapı sektörünün lider üretici, imalatçı ve dağıtım şirketlerinin katılım sağladığı fuara DYO Boya da yüksek teknolojiye sahip, inovatif ürünleriyle katılım sağladı. Sektöre yön veren Ar-Ge alt yapısına sahip DYO Boya, ürünleriyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekti. 

DYO Boya, 17 – 20 Nisan 2024 tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan Yapı Fuarı’nda ziyaretçilerini Hall 8 / 8361 numaralı stantta karşılıyor.

Yeni Düzenlemeyle Kısa Dönemli Kiralık Yazlık İlanlarında Müstakil Konutlar Öne Çıkıyor

100 gün altında yapılan kiralamalar, kısa dönem kiralama olarak turizm amaçlı kiralık olarak değerlendiriliyor. Halk arasında ‘Airbnb’ düzenlemesi olarak bilinen ‘Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması Faaliyetlerinin Düzenlenmesini Amaçlayan Yönetmelik’teki yeni düzenlemeye göre, bir konutun yazlık olarak kiralanabilmesi için apartman veya site sakinlerinin onayı şart. Bu durum, çok sayıda konutun bulunduğu alanlar yerine müstakil konutların tercih edilmesine neden oluyor.

Yazlık sezonu, bu yıl yeni bir düzenleme ile başlıyor. Konutunu turizm amaçlı kiralamak isteyenlerin, bulundukları binadaki tüm kat maliklerinden onay almaları gerekiyor. Bu nedenle, bağımsız konut seçeneklerine olan ilgi artış gösteriyor. Peki, konutunu kiralamak isteyenler yeni düzenlemeye göre neler yapmalı?

Kiralık yazlık ilanlarında da müstakil konutların öne çıktığı görülüyor. Bu düzenleme, tatilcilerin müstakil seçeneklere yönelmesine ve bu tür konutların daha fazla tercih edilmesine yol açıyor.

100 günün üzerindeki kiralamalar ise konut kiralama olarak değerlendirilirken yönetmelik dışında kalıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, turist verileri ile konaklama doğru bilgiye ulaşmak için tüm dünyada olduğu gibi bu sürecin yasal zemine kavuşacağını açıklamış, yönetmelik aralık ayı sonunda hayata geçirilmişti.

Apartman ve site maliklerinin onayı gerekiyor

Yeni düzenlemeye göre, konutta turizm amaçlı kiralama faaliyeti yürütülmesinin uygun görüldüğüne ilişkin bağımsız bölümün bulunduğu binada yer alan konut nitelikli tüm bağımsız bölümlerin kat malikleri tarafından oy birliği ile alınan kararın noter onaylı örneği isteniyor. Eğer izin başvurusunu konut işletmesi ya da seyahat acentesi yapıyorsa kiraya verenin onayı ile yönetim işletmesinin de onayını gösteren belge talep ediliyor.

Milliyet’in haberine göre, aynı binada aynı kiraya veren adına izin belgesi talep edilen konut sayısının 5’i geçmesi durumunda ise iş yeri açma ve çalışma ruhsatı isteniyor.

Aynı binada bulunan daire sahiplerinden izin alınması uygulaması önemli bir sorun!

Burada sıkıntı yaşanacak en önemli (olmazsa olmaz) şartlardan biri ise kiraya verilecek daire için aynı binada yer alan diğer konutların mülk sahiplerinin tamamının noterden düzenlenmiş şekilde izin vermiş olması… Bu şart müstakil konutları ilgilendirmiyor ancak bloklarda başvuracak olanların karşılarına önemli bir sorun olarak çıkıyor.

Bu sıkıntılı durum Antalya, Bodrum, Fethiye gibi yabancıların çok sayıda konut aldıkları tatil beldelerinde daha çok yaşanıyor çünkü yetki belgesi almak isteyen bir mülk sahibinin evinin olduğu blokta konutları olan yabancılar yaz tatillerinde belirli bir süre için Türkiye’deki evlerine geliyorlar ve bu sürede onları notere götürerek muvafakatname (izin belgesi) alınması en azından bu sene için imkansız görünüyor. Müstakil konutları olanlar böyle bir engele takılmazken 1’den fazla sayıda dairelerin olduğu bloklarda evleri olanlara haksız bir engel çıkartılıyor.

Bakanlık denetliyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, sezon öncesi izinsiz işlemlerle ilgili yoğun bir takip sürecini de başlattı. Buna göre özellikle ilan siteleri mercek altında. Turizmciler, 2024 sezonunda izinsiz uygulamaların sürebileceğini ancak cezalar ile sistemin ilerleyen dönemde daha uygulanır olacağını ifade ediyor.

Uzun dönem kiralama

Konutların turizm amaçlı kiralanabilmesi için turizm amaçlı kiralama sözleşmesi yapılmadan önce izin belgesi alınması zorunlu. Ancak bu zorunluluk 100 gün altındaki kiralamalar için geçerli. 100 günün üzerindeki kiralamalar ‘emlak/konut kiralamanın’ konusu olarak turizm dışında kalıyor. Buna göre, sistem dışında kalmak isteyenler yıllık ve sezonu uzatarak kiralama yapan aracılardan da faydalanmak istiyor.

Para cezası katlanarak uygulanacak

İzinsiz kiralama faaliyetine ilk tespitte 100 bin lira ceza ve 15 gün içinde izin belgesi alma süresi veriliyor. 15 günde izin belgesi almadan faaliyete devam edene bu sefer 500 bin lira idari para cezası uygulanıp tekrar 15 gün süre tanınıyor. Bir izin belgesi olandan kiralama yapıp üçüncü kişilere kiralayanlara; mesken olarak kiraladığı konutu yazlık olarak kiralayana; izin belgesi olmayan konutların kiralanmasına aracılık edenlere her bir sözleşme için 100 bin lira ceza uygulanıyor.

Kaynak: Emlak Dream

Denizbank, Torun Tower Ofis Binasını Satın Aldı

Torunlar GYO, TRGYO.IS portföyünde bulunan ve Denizbank tarafından genel müdürlük binası olarak kullanılan Torun Tower Ofis binasının 11.6 milyar TL artı KDV bedelle Denizbank tarafından satın alındığını duyurdu.

Torunlar GYO TRGYO.IS portföyünde bulunan ve Denizbank tarafından genel müdürlük binası olarak kullanılan Torun Tower Ofis binasının 11.6 milyar TL artı KDV bedelle Denizbank tarafından satın alındığını duyurdu.

Şirketten KAP’a yapılan açıklamada, taşınmazın, belirlenen 12.4 milyar TL + KDV değerleme üzerinden %6.57 iskonto ile satıldığı kaydedildi.

İnşaat Sektöründe Çalışan Sayısı Yüzde 14,1 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ücretli çalışan istatistiklerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektöründe çalışan sayısı yüzde 14,1 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 515 bin 778 kişi iken, 2024 yılı Şubat ayında 15 milyon 104 bin 259 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Şubat ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,5 arttı, inşaat sektöründe yüzde 14,1 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 4,4 arttı.

Ücretli çalışan sayısı aylık yüzde 0,6 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0,6 arttı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Şubat ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,1 arttı, inşaat sektöründe yüzde 1,8 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,6 arttı.

Atasay’ın Yeni Projesi, İstanbul Jewelry Show’da İlgi Odağı Oldu

Mücevherat sektörünün önde gelen markalarından Atasay, Kapalıçarşı’nın iki katı büyüklüğündeki çağdaş üretim atölyelerinden oluşan modern bir yaşam alanını Yenibosna’da inşa ediyor. Yoğun ilgiyle kısa sürede alıcısını bulan merkezde, sınırlı sayıdaki son 66 atölye 55. İstanbul Jewelry Show’da satışa çıktı. Aynı anda 12 bin kişiye konforlu bir çalışma ortamı sunacak Atelier Towers, Türkiye’nin global arenadaki gücünü de pekiştirecek.

Sektöründe her zaman fark yaratan ve yenilikleriyle adından söz ettiren Atasay, gayrimenkul alanındaki yatırımlarıyla da öncü olmaya devam ediyor. Atasay Gayrimenkul Geliştirme, kuyumculuk sektöründeki üreticilere son teknolojiyle tasarlanmış çağdaş bir yaşam alanı sunacağı ilk projesi Atelier Towers ile 55. İstanbul Jewelry Show’daki yerini aldı. Yoğun ilgiyle kısa sürede alıcısını bulan merkezde, sınırlı sayıdaki son 66 atölye fuar kapsamında satışa sunuldu.

İlk defa deprem izolatörü kullanılacak

Atasay Ailesi’nin vizyonu ile çağdaş ve insan odaklı bir proje olarak geliştirilen Atelier Towers, pek çok yönüyle fark yaratacak. İki bloktan oluşacak Atelier Towers, toplamda 12 bin kişiye aynı anda çalışma ortamı sunacak. Projede, Türkiye’nin kuyum üretim tesislerinde ilk defa deprem izolatörü kullanılacak. Bu sistemle deprem anında can ve mal güvenliğinin maksimum seviyede korunması hedefleniyor.

Dünyaya açılan kapı 

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen kuyum perakende ve toptancılarının ülkemizin en büyük üreticileri ile buluşmak üzere ilk ziyaret edecekleri çağdaş üretim üssü olmayı hedefleyen Atelier Towers’ta atölyelerin yanı sıra vitrinli kuyum çarşı mağazaları da olacak. Atölye satın alanlar burada mağazaları kiralayıp dünyaya açılabilecek. Bu mağazalar için de kiralama ön talep dönemi başladı. Üreticiler, vitrinli kuyum mağazaları aracılığı ile yeni ticaretlere kapılarını açacak, mevcut müşterilerinin yanı sıra potansiyel müşterilere de ulaşma fırsatı elde ederek ticaretlerini büyütme fırsatı elde edecek.

Çarşı bölümünde ayrıca sektöre hizmet veren ara malzemeciler, döviz işlemcileri, finans kuruluşları, noter hizmetleri, çevrenin en çok ihtiyacı olan her zevke ve bütçeye uygun restaurant ve kafeler, güvenlik taşıma firmaları ile mesleki fotoğraf ve video stüdyoları, kutu ve ambalaj tedarik firmaları gibi işletmeler de yer alacak. Yatırımcılar, işlerini yürütebilecekleri tüm hizmetleri Atelier Towers bünyesinde almış olacak. Günlük ihtiyaç duyulan eczane, oto yıkama, kuaför, terzi, nalbur, kuru temizleme, lostra salonu, kırtasiye,  GSM iletişimcileri, market, banka gibi destek ünitelerinin sağladığı hizmetler de yine binalardan dışarı çıkmadan proje dahilinde sağlanacak. Atelier Towers, beş katlı, bölgenin en büyük otopark imkanlarına sahip olmasıyla, metro ve raylı sistem ulaşımının kesiştiği noktada yer alan konumuyla yerli ve yabancı sektör ziyaretçilerinin cazibe merkezi haline gelecek. Her atölye ünitesine tahsisli sağlanacak iki araçlık otoparkın yanı sıra ziyaretçiler için de oldukça fazla sayıda park alanıyla bölgenin en büyük sorununa çözüm getirilecek. Bu sayede atölye sahipleri ve ziyaretçiler rahat bir nefes alacak.

Çevre dostu LEED ve Sorumlu Kuyum Konseyi – RJC sertifikalarıyla sorumlu mücevher üretimi 

Üreticilerin ve çalışanların konforu maksimum seviyede gözetilerek geliştirilen projede, aynı zamanda sıfır atık prensibi doğrultusunda hareket edilecek. Üreticilerin atık deşarjları, özel geliştirilen şaftlar ile çözümlenecek. Atelier Towers için ABD Yeşil Binalar Konseyi tarafından oluşturulan LEED sertifikası alınması da hedefleniyor. Binanın doğayla uyumlu ve tertemiz olduğunu gösteren bu sertifika, atölye sahiplerinin “sorumlu mücevher üretimi” yaptığını da tescillemiş olacak. Özellikle ihracatta büyümek isteyen atölye sahipleri, alıcıların her geçen gün daha da önem verdiği “sorumlu üretim” konusunda milyonları bulan ek yatırım yapmadan yol alacak.

Sektör dışında herhangi bir üretim veya hizmet olmayacak

Atelier Towers’ta sektör dışından herhangi bir üretim veya ticaret olmayacak. Binalar içinde sadece sektöre yönelik hizmet verilmesi sağlanacak.

“Atelier Towers sektör temsilcilerinin ilk uğrak noktası olacak”

Atasay Gayrimenkul Geliştirme Yönetim Kurulu Üyesi ve Atasay Mücevherat CEO’su Atasay Kamer, projeye gösterilen ilgiden büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, şunları söyledi:

“Yenibosna uzunca bir zamandır Türkiye’nin gururu olan üreticilerin yer aldığı bir mücevher üssü olma yolunda ilerliyor. Biz de Atasay Gayrimenkul Geliştirme olarak bu ilerlemeye çağdaş bir merkezle katkı sunmak istedik. Atelier Towers kısa sürede rekor bir satışa imza attı. Bize gösterilen ilgi ve güvene teşekkürlerimizi sunuyoruz. Atelier Towers’ın sinerjisiyle çok güzel işlerin ortaya çıkacağına hiç şüphemiz yok. Dünya ile modern bir ortamda bütünleşen geleneksel ustalarımız gönül rahatlığıyla sanatlarını yapabilecek. Ürün tedarikçilerimiz atölyelere keyifle gelecek ve kuyum sektörü üreticileri aradığı her şeyi tek bir çatı altında bulabilecek. Atelier Towers’ın sektör temsilcilerinin ilk uğrak noktası olmasını hedefliyoruz. Ülkemizin global arenadaki gücünü de pekiştirecek projemiz sektöre çok yakışacak.” 

Atelier Towers, 2025 yılı sonunda yılında kapılarını açacak.

Doğru Isı Yalıtımıyla Yazın Evinizi ve Cebinizi Serin Tutun

Yaz mevsimi yaklaştıkça sıcaklar günlük hayatımız için zorlayıcı bir noktaya gelmeye başlıyor. Bu durum, insanların ev ve iş yerlerinde serin kalmak için çözüm arayışına girmelerini teşvik ediyor. Günümüzde klima ve vantilatörlerin tükettiği yüksek enerji hem maliyet hem de enerji verimliliği açısından artık bir seçenek olmaktan çıkıyor. Evlerde enerji verimliliği ve sağlıklı bir şekilde yaşamanın yolu doğru ısı yalıtımından geçiyor. 

Küresel ısınmanın etkisiyle birlikte mevsimlerde ciddi değişiklikler görüyoruz. Günlerimizin mevsim normallerinin dışında geçiyor olması ve her yıl yeni rekorlar kıran yaz sıcakları hayatımızı zorlaştırıyor. Bunun önüne geçmek için evlerde ve iş yerlerinde kullanılan klima ve vantilatörler ciddi bir enerji tüketimi yaratırken, elektrik maliyetleri açısından da sorunları beraberinde getiriyor.  Bu durumun önüne geçmenin en kolay ve sağlıklı yolu olarak iyi bir ısı yalıtımı öne çıkıyor. 

İyi bir yalıtım ısı akışını yüzde 70 oranında azaltıyor

İyi bir ısı yalıtımı, kışın evden dışarı, yazın ise dışarıdan içeriye olan ısı akışını yüzde 70’e kadar azaltıyor ve enerji tüketimini düşürüyor. Isıtma ve soğutma sistemleri için enerjiye bağımlı olmayan kaynakları tercih etmek günümüzde en değerli yollardan birisi olarak kabul ediliyor. Isı yalıtımı, ısı transferini önleyerek, özellikle kavurucu yaz sıcaklarında yaşam alanlarımızın daha serin kalmasını sağlayarak, sıcak noktaları ve soğuk hava akımlarını ortadan kaldırıyor. Bu eşit sıcaklık dağılımı genel konforu artırarak özellikle yazın evlerin ideal sıcaklıkta tutulmasına katkı sağlıyor.

“Ülke ekonomisine enerji verimliliği ve ihracatla katkı sunuyoruz”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “İyi yalıtılmış bir ev, dış ortam ısısının yaşam alanlarınıza sızmasını önleyen bir bariyer görevi görüyor. Bu da aşırı klima ihtiyacını azaltarak enerji tüketimini azaltıyor. Bu durum, elektrik faturalarımızda önemli bir düşüşü görmeyi sağlıyor. Yani günümüzde enerji verimliliğinin sağlanmasında en önemli katkıların başında bilinçli tüketimin yanı sıra ısı yalıtımı geliyor. Bugün şehirler enerji tüketiminin yüzde 80’inden ve karbon emisyonlarının yüzde 75’inden sorumlu durumda. Şehirlerin büyümeye devam etmesiyle birlikte, bugün yüzde 55 olan dünya nüfusunun yüzde 68’inin 2050 yılına kadar kentsel alanlarda yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu durumun enerji tüketimini artıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Ülkemiz yalnızca bina yalıtımıyla güncel fiyatlarla yıllık 15 milyar dolar enerji tasarrufu yapabilir. Bunun farkında olan birçok gelişmiş ülke ısı yalıtımına yaptığı yatırımı her geçen gün artırıyor. Bugün tüm dünyada pazar 100 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşmış durumda. ODE Yalıtım olarak Türkiye’nin yalıtım malzemeleri ihracatının yüzde 16’sını üstlenerek, ülke ekonomisine hem enerji verimliliği hem de ihracatla katkı sunmaya devam ediyoruz.

Apsiyon Sigorta, Türkiye’deki ve Dünyadaki Sigortacılık Verilerini Açıkladı

Toplu yaşam alanı yöneticilerini ve sakinlerini sigortacılık hizmeti ile buluşturan Apsiyon Sigorta; herkesi yakından ilgilendiren sigorta türleri hakkında  2023 yılının verilerini açıkladı. 

Site Yöneticileri, Ortak Alan Sigortasını Göz Ardı Ediyor 

İstanbul’da yapılan bir çalışmada sitelerin sadece %28’inde ortak alan sigortası olduğu, yapılan poliçelerin %75’inin ise eksik sigorta olduğu tespit edildi. Apsiyon Sigorta’nın yayınladığı veriler; apartman, site, rezidans, AVM ve iş merkezi gibi yaşam alanlarındaki yöneticilerin çok az bir bölümünün ortak alan sigortası yaptırdığını gösteriyor. Bunun nedenlerine baktığımızda karşımıza; yeterli bilgiye sahip olmamak, maliyet, risk algısı ve güvenlik duygusu gibi başlıklar çıkıyor. Buna göre yönetimlerin ve yöneticilerin; ortak alan sigortasının önemine ne yazık ki tam olarak vakıf olamadıkları ve bu konuda yeterli bilgiye ulaşamadıkları görünüyor. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesinin c bendine göre yönetim planında aksine hüküm olmadıkça anagayrimenkulün sigortalanması yöneticinin görevleri arasındadır. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. maddesinin b bendine göre ise kat maliklerinden her biri, aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça; anagayrimenkulün sigorta primlerine, arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Bu yasal yükümlülüğe rağmen sigorta konuları yöneticilere zaman zaman sıkıntılı ve karmaşık bir konu olarak geliyor ve bu da yöneticilerin sigortanın gereklilikleri hakkında tam bilgi sahibi olmamalarına yol açıyor. Bazı yöneticiler, sitenin veya apartmanın risklerini yanlış değerlendirebiliyor veya bu risklerin nelere mal olabileceğini fark edemiyor. Bazı yöneticiler ise, sitenin veya apartmanın güvenli olduğuna inanarak, olası risklerin sigorta tarafından karşılanmasının gerekli olmadığını düşünüyor. Fakat beklenmeyen durumlar her zaman hepimiz için geçerli ve bu durumlar ortaya çıktığında bunu en az hasarla atlatabilmek için sigorta kritik bir öneme sahip. Araştırma ayrıca, poliçe sayısının az olmasına rağmen sitelerin %70’inin ortak alan sigortası hakkında bilgi almak istediğini kanıtlıyor. Küresel enflasyon ve yükselen maliyetler, konut fiyatları, kiralar ve aidatların yanı sıra ortak alan sigortasının fiyatlarını da etkiledi. Buna göre ortak alan sigortası fiyatları 2024 yılında yaklaşık %65 oranında arttı. 

Deprem felaketleri yaşamış ve yıkıcı yeni depremlerin yaşandığı bir ülke olarak Türkiye’de Zorunlu Deprem Sigortası’nın (DASK) yapılma oranına baktığımızda ise bu oranın %56,20  olduğunu görüyoruz. DASK’a tabi 20.032.000 konutun sadece 11.265.011 adedinde DASK mevcut. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler sebebiyle DASK dahil birçok sigorta poliçesinde deprem tarifesinde değişiklik oldu. Resmi Gazete’nin 28.12.2023 tarihli sayısında yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası tarife ve talimat tebliğinde değişiklik yapılmasına ilişkin Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tebliğine göre, Zorunlu Deprem Sigortası asgari prim tutarları, risk grubuna göre birinci gruptan yedinci gruba sırasıyla; 280 TL’den 979 TL’ye, 240 TL’den 869 TL’ye, 180 TL’den 739 TL’ye, 140 TL’den 693 TL’ye, 110 TL’den 521 TL’ye, 90 TL’den 370 TL’ye ve 80 TL’den 252 TL’ye yükseltildi. Yeni tutarlar 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli oldu. Sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri ise, betonarme yapılarda 3.016 TL’den 6.000 TL’ye, diğer yapılarda 2.080 TL’den 4.000 TL’ye çıkarıldı. Bu tutarlar 1 Şubat 2024 tarihinden itibaren uygulanmaya başladı. Tebliğe eklenen maddeye göre, sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri, her ay Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bir önceki ay açıklanan aylık 2003=100 Temel Yıllı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi ( ÜFE ) oranında artırıldı. Açıklanan oranın sıfırın altında olması durumunda, söz konusu oran sıfır olarak alınmaktadır. 1 Nisan 2024 itibari ile Sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri ,  betonarme yapılarda 6.556 TL’ye, diğer yapılarda 4.371 TL’ye , azami teminat tutarı ise 1.389.869 TL’ye yükseldi. Konuyla ilgili tüm detayları Resmi Gazete’de ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun web sitesinde inceleyebilirsiniz. 

Sigorta Primleri Sitelerin Bütçesini Etkiliyor 

Araştırmada birçok yöneticinin site giderlerinin artmasından endişe duyduğu gözler önüne seriliyor. Yaşanan; deprem, sel, felaket, iş kazaları gibi günlük hayatın bir parçası haline gelmiş birçok olumsuzluğa rağmen maalesef sigorta hala gereksiz bir harcama olarak görülebiliyor. Dolayısıyla önemsenmiyor ve görmezden gelinebiliyor… 

Sigortalar, Kazalardan ve Hasarlardan Sonra Yapılıyor 

Veriler; Türkiye’deki sigortaların çoğunlukla hasarlardan, kazalardan ya da site içerisinde bulunan makina ve ekipmanların arızalarının artmasından sonra yapıldığını gösteriyor. Araştırma, bugüne kadar sigorta yaptırmayanların %80’inin yaşanılan bir olay karşısında sigorta yaptırmaya çalıştığını sayısal verilerle ortaya koyuyor. Buna göre site yöneticileri, yaşam alanlarının giderlerini ve bütçesini hazırlarken ortak alan sigortasını diğer ihtiyaçların gerisine bırakıyor. İşletme bütçesi, farklı önceliklerle tamamlanmış oluyor. Oysa site yöneticiliği yapan kişilerin en önemli görevlerinin başında tüm site sakinlerinin can ve mal güvenliğini korumak geliyor. Ancak sakinlerin can ve mal güvenliği sigortanın kazadan önce yapılmasına ve kaza öncesinde gerekli önlemlerin alınmasına bağlıdır.  

Sigorta çoğunlukla beklenmedik olayları veya kötü durumları en az hasarla ve maliyetle karşılayabilmek için satın alınıyor. Bir sigorta poliçesi satın almadan önce yaşanabilecek riskleri veya olası zararları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yaşamı ilgilendiren konulara öncelik tanınmalıdır. Kötü bir olay gerçekleştikten sonra sigorta yaptırmaya karar vermek, geç atılmış bir adım olabilir. Örneğin; yangın, sel, hırsızlık gibi beklenmedik bir olay sonucunda maddi kayıplarla karşılaşmak, birçok insanı sigorta yaptırmaya yönlendirebilir. Bu tür durumlarda, kişiler maddi zararlarını karşılamak için sigorta poliçesi satın almayı düşünür. Fakat sigorta, kaza ya da hasardan sonra değil, kaza ve hasar yaşanmadan önce yapılmalıdır. Bu nedenle önlemleri, bu tür olumsuzlukları yaşamadan almak gerekiyor. Kötü bir olayın gerçekleşmesi, insanların yaşadıkları riskleri ve korunma ihtiyaçlarını daha iyi anlamalarına neden olabiliyor. Bu durumda, sigorta yaptırmak üzerinde durulması gereken önemli bir konu haline geliyor. Bir topluluk içinde veya birçok kişinin etkilendiği olumsuz bir olayın meydana gelmesi, diğer insanların da benzer bir durumla karşılaşma olasılığını düşünmelerine ve sigorta yaptırmaya yönlendirebiliyor. Bazı durumlarda, bir olayın gerçekleşmesi veya bir sorunla karşılaşılması sonucunda hukuki yükümlülükler de doğabiliyor. Bu durumda, sigorta yaptırmak hukuki koruma sağlamak için önemli bir adım oluyor. Olumsuz bir olayın gerçekleşmesi, insanların kendilerini ve sevdiklerini koruma ihtiyacını artırıyor. Bu durumda, sigorta yaptırmak korunma sağlama amacıyla önemli bir adım. Genel olarak, olumsuz bir olayın yaşanması, insanların riskleri daha fazla fark etmelerine ve sigorta gibi koruyucu önlemler almaya yönlendiriyor. Bu nedenle, birçok kişi yaşadıkları deneyimlerden sonra sigorta yaptırmaya karar veriyor. 

Türkiye, En Çok Trafik Sigortası Yaptırıyor! 

Türkiye’de en çok tercih edilen sigorta türü genellikle trafik sigortası. Türkiye’de, 2023 sonu itibarıyla 28.740.492 adet motorlu aracın 23.698.643 adetinde trafik sigortası mevcut. Zorunlu Trafik Sigortası olarak da bilinen bu poliçe, Türkiye’de her araç sahibinin yaptırmak zorunda olduğu bir sigorta türü. Trafik sigortası, araçların sebep olabileceği maddi ve bedeni zararları karşılamak amacıyla diğer araçlar ve kişiler için bir koruma sağlıyor. Bununla birlikte, konut sigortası da Türkiye’de oldukça yaygın şekilde tercih edilen bir sigorta türü. Konut sigortası, ev sahiplerinin evlerini; yangın, deprem, sel gibi risklere karşı korumak için aldıkları bir sigorta poliçesidir. Ek olarak sağlık sigortası da Türkiye’de her geçen gün daha fazla popüler olmakta. Özellikle özel sağlık sigortası, bireylerin özel hastanelerde daha hızlı ve daha iyi sağlık hizmeti alabilmelerini sağlıyor. Trafik sigortası, konut sigortası ve sağlık sigortası gibi Türkiye’de en çok tercih edilen bu sigorta türleri; insanların günlük yaşamlarında karşılaşabilecekleri risklere karşı kendilerini korumak için önemli bir rol oynamakta. Zorunlu trafik sigortası penetrasyonunu etkileyen temel faktörler; kişi başı araç sayısı, toplam araç sayısı, hasar masrafları ve sigortasızlık oranıdır. %20’lerde seyreden sigortasızlık oranı penetrasyonu düşüren en önemli unsurdur. Bu oran, otomobillerde %10 (1 milyon araç), motosikletlerde %70 (2 milyon araç), traktörlerde %50’dir (1 milyon araç). 

Dünya, En Çok Sağlık Sigortası Yaptırıyor! 

Türkiye’de en çok tercih edilen sigorta türü trafik sigortası olurken dünyada ise en çok tercih edilen sigorta türünün sağlık sigortası ve trafik sigortası olduğu görülüyor. Bunları ise kasko takip ediyor. Bununla birlikte, her ülkedeki kanunlar ve uygulamalara göre ülkeler bazındaki sigorta tercihleri ve talepleri farklılık gösteriyor. Genel bir perspektiften değerlendirecek olursak dünyada en çok tercih edilen sigorta türlerinin genellikle kişisel ve mülkiyet temelli sigorta kategorileri olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, her ülkede ekonomik, sosyal ve yasal faktörler sigorta tercihlerini etkilemektedir. 

Özellikle gelişmiş ülkelerde sağlık sigortası, bireylerin tıbbi hizmetlere erişimini kolaylaştırmak ve sağlık harcamalarını karşılamak için önemli bir sigorta türü. Sağlık sigortası, genellikle devlet tarafından sunulan kamu sağlık hizmetlerinin yanı sıra özel sağlık hizmetlerine erişimi de sağlıyor. Trafik sigortası, dünyanın birçok yerinde zorunlu olan bir sigorta türü. Trafik sigortası, araç sahiplerinin diğer araçlar veya kişilere verebilecekleri zararları karşılıyor. Bunun yanı sıra kasko sigortası da araç sahiplerinin kendi araçlarının zararları için ek koruma sağlıyor. Konut sigortası; ev sahiplerinin evlerini; yangın, sel, deprem gibi doğal afetler veya hırsızlık gibi risklere karşı korumak için aldıkları bir sigorta türü. Konut sigortası, ev sahiplerine maddi güvence sağlayarak evlerinin güvenliğini ve korunmasını sağlıyor. Seyahat sigortası; uluslararası seyahatlerde sıkça tercih edilen bir sigorta türü. Seyahat sigortası, seyahat sırasında beklenmedik olaylar veya acil durumlar için koruma sağlıyor. Bu da seyahat edenlerin maliyetli sağlık hizmetleri veya seyahat iptalleri ile karşılaşmaları durumunda finansal olarak korunmalarını sağlıyor. 

TÜREB ve DEHUKAM, Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuatı İçin Protokol İmzaladı 

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında “Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü” imzalandı.

TÜREB’den yapılan açıklamaya göre, TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokolle kurumlar arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları açısından mevzuat ve hukuki alanlarda bilgi alışverişi yapılacak, ortak proje çalışmaları yürütülecek.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Erden, şunları kaydetti:

“Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 Ocak’ta açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. 2035 yılında 5 gigavatlık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. Bu ve benzeri işbirlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz.”

Tunceli’de 88 Deprem Konutu Kurayla Hak Sahiplerine Teslim Edildi

Tunceli’nin Mazgirt ilçesinde deprem nedeniyle evleri hasar gören vatandaşlar için inşa edilen 88 konutun kura çekimi yapıldı.

Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak 2020’de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremden Tunceli’nin Mazgirt ilçesi de etkilendi.

Deprem sonrası Valilik ve AFAD koordinesinde ekipler ilçe genelinde hasar tespit çalışmaları yaptı.

İlçede evleri ağır hasar gören vatandaşların konut ihtiyacının karşılanması amacıyla da bir süre önce 88 konutun inşasına başlandı.

Gerekli çalışmalar sonunda tamamlanan konutların vatandaşlara teslimi için Valilik Toplantı Salonu’nda noter huzurunda kura çekimi gerçekleştirildi.

Programa katılan Vali Bülent Tekbıyıkoğlu, kurası çekilen konutların hak sahiplerine hayırlı olması temennisinde bulundu.

Türkiye Genelinde Mart Ayında 105 Bin 394 Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Mart’ta 105 bin 394 konut satışı yapıldı.

Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 azalarak 105 bin 394 oldu. Konut satışlarında İstanbul 19 bin 40 konut satışı ve %18,1 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 9 bin 523 konut satışı ve %9,0 pay ile Ankara, 6 bin 413 konut satışı ve yüzde 6,1 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 23 konut ile Ardahan, 42 konut ile Bayburt ve 55 konut ile Hakkari oldu.

Konut satışları Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 azalışla 279 bin 604 olarak gerçekleşti.

İpotekli konut satışları 12 bin 880 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,0 azalış göstererek 12 bin 880 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 12,2 olarak gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53,0 azalışla 27 bin 622 oldu.

Mart ayındaki ipotekli satışların, 3 bin 105’i; Ocak-Mart dönemindeki ipotekli satışların ise 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 92 bin 514 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,3 artarak 92 bin 514 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 87,8 olarak gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,3 artışla 251 bin 982 oldu.

İlk el konut satış sayısı 34 bin 399 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 artarak 34 bin 399 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 32,6 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 artışla 88 bin 256 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışlarında 70 bin 995 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 azalış göstererek 70 bin 995 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 67,4 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,0 azalışla 191 bin 348 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Mart ayında bin 778 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,9 azalarak bin 778 oldu. Mart ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 652 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 618 konut satışı ile Antalya ve 151 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,0 azalarak 5 bin 685 oldu.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

Mart ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 411 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 182 konut ile İran, 129 konut ile Ukrayna ve 82 konut ile Irak vatandaşları izledi.

OSB’lerde Yıllık Kira Artışı Yüzde 102 Seviyesinde Gerçekleşti

Organize sanayi bölgelerinde (OSB) yıllık kira artışlarının ortalama yüzde 102 seviyesinde gerçekleştiği açıklandı.

TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. organize sanayi bölgeleri özelindeki kapsamlı araştırmalarına devam ediyor. Türkiye ekonomisi ve kent gelişiminde yönlendirici bir etkisi bulunan ve pek çok firmaya ev sahipliği yapan organize sanayi bölgelerini mercek altına alan şirket, yıllık kira değer artışı, değer değişimiyle birlikte yapılaşma hakları ve doluluk oranlarına dikkat çekiyor. 

Son yıllarda sanayi yapılarına yönelik artan taleplerin hem arsa satış değerleri hem de fabrika kira değerlerinde yukarı yönlü bir değişimi beraberinde getirdiğini ifade eden TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Genel Müdürü Makbule Yönel Maya “OSB’lerde yıllık ortalama kira artışları yüzde 102 seviyesinde gerçekleşti. Artışlarda başı çeken iller arasında; Malatya, Konya, Antalya, Eskişehir ve Sakarya yer alıyor. Kira artışlarının yıllık enflasyon oranının üzerinde gerçekleştiğini gözlemliyoruz” dedi. 

Deprem sonrası bölgede artış kaydedildi

Fabrika kiralarındaki artışta arsa tahsislerinin tamamlanmasıyla birlikte sınırlı fabrika arzı ve talep artışı ile enflasyon oranlarındaki artışın önemli bir rol oynadığına işaret eden Maya, “Büyükşehirlerin genelinde kira artışlarının önceki yıl görülen yüksek artışlardan sonra artış oranlarının hız kestiği görünüyor. Antalya’da ise bölgenin artan nüfusu ve sanayisinin gelişme hızı kira artış oranlarında da ortaya çıkıyor. Marmara Bölgesi’nde artış seviyelerinin Kocaeli ve Sakarya illerinde yüksek olduğunu belirtebiliriz. Özellikle Sakarya’da diğer illere kıyasla baz kira bedelllerinin düşük olması talebi artırmakla birlikte, bu durum artış oranlarına yansıdı. Kira artışlarının dağılımından ayrıca sanayicilerin Anadolu’ya yöneldiği de gözlemleniyor. İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle deprem sonrasında Konya ve Eskişehir de oluşan talep artışına istinaden kira artış oranı yüzde 130’un üzerinde gerçekleşti. Malatya özelinde de deprem sonrasında bölgede bir artış kaydedildi” diye konuştu.

Endüstriyel yapılardaki yatırımların geri dönüş süreleri kısaldı

OSB’lerdeki kira bedelleri üzerinden yatırımların geri dönüş sürelerini hesapladıklarını ve ortalama amorti süresinin 17,5 yıl olduğunu belirten Maya, “Türkiye genelinde endüstriyel yapıların geri dönüş süreleri 2023 yılındaki ortalama değeri olan 17,9 yıldan, 2024 yılında 17,5 yıla geriledi. Geri dönüş sürelerinin, gayrimenkulün pazar değerinin yatırımın bir yıllık kira değerine bölünmesiyle elde edildiğini söyleyebiliriz. İnşaat maliyetinde yaşanan artışlar ve endüstriyel yapılara artan talep geri dönüş sürelerinde artışa yol açmışken bu yıl geri dönüş sürelerinde kısalmalar dikkat çekiyor. Sanayi bölgelerinde yatırım geri dönüş süresinde kısalmanın en fazla olduğu iller Eskişehir ve Sakarya oldu. Bu illerde kira bedellerinde de artış oranlarının yüksek olduğu görüldü. İstanbul, Samsun, Adana ve Ankara illerinde ise bir önceki yıla göre sınırlı bir artış gerçekleşmişti” dedi.

OSB’lerdeki arsa değer artışları yıllık ortalama yüzde 92 olarak kaydedildi

OSB’lerde yıllık ortalama arsa değer artışının yüzde 92 olduğunu ifade eden Maya, “Yıllık arsa değer artışlarında Eskişehir, İzmir, Antalya, Manisa ve Ankara ön plana çıkarken Kocaeli ve Sakarya dışındaki tüm bölgelerde enflasyonun üzerinde bir artış gerçekleştiği görünüyor. Arsa değerlerini, doluluk oranının yüksek olması, sınırlı arsa arzı ve talep artışı olumlu etkiliyor. Arsa değer artışlarında İzmir, Manisa, Antalya, Ankara ve Eskişehir gibi illerde talep artışı en önemli itici güç olurken Eskişehir’de baz değerlerin düşük olmasının da güçlü artış oranlarında etkisi bulunuyor. Piyasası daha oturmuş ve yüksek satış birim değerlerine sahip olan İstanbul ile yakın çevresinde ise ortalamanın kısmen altında artış oranları gözlemleniyor. Malatya’da ise deprem felaketlerinin ardından piyasada yaşanan belirsizlik ve arz-talep mekanizmasında bozulma fiyatlama davranışlarını değiştirdi” dedi.

Konya OSB’de doluluk oranı bir sene içinde yüzde 100’e ulaştı

Doluluk oranlarının yüksek olduğu organize sanayi bölgelerinde talebin önemli bir göstergesi bulunduğunu ifade eden Maya, “Düşük doluluk oranları ise doğrudan talep olmadığının bir göstergesi olarak değerlendirilmiyor. Yeni gelişme sahaları açılan veya yeni kurulan organize sanayi bölgelerinde doluluk oranlarının düşük olması söz konusu olabilir. Çalışmaya konu OSB’lerin 7’sinin haricinde tamamında doluluk oranı yüzde 90’ın üzerinde. Geçen yıl 8 OSB bu oranın altında kalırken, Konya OSB’de doluluk bir sene içinde yüzde 100’e ulaştı. Marmara Bölgesi’nde yüzde 137 ile en yüksek kira artışının yaşandığı Sakarya’da doluluk oranı 2 OSB için ortalama yüzde 90 seviyesinde. Bu oranlar bölgeye olan talebi işaret ediyor. Diğer yandan, İzmir örneğinde, bir önceki yıl olduğu gibi, doluluk oranlarının düşük olmasına karşın gözlemlenen güçlü kira artışı bölgeye talebin artış gösterdiğinin en belirgin göstergelerinden biri. Tekirdağ’da son yıllarda OSB sayısı hızla artarak 14’e ulaşsa da doluluk oranlarının diğer bölgelere kıyasla kısmen düşük olduğu görünüyor.  Bölgedeki diğer illerdeki yüksek doluluk oranları ile birlikte daha düşük kira bedellerine sahip olması bölgeyi olumlu etkileyebilecek olmakla birlikte kapasitenin doğru bir şekilde yönetimi de önem kazanıyor” dedi.

2022’de Yurt Dışı İnşaat Faaliyetlerinden 11.8 Milyar TL Ciro Elde Edildi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılında Yurt Dışında Kontrol Edilen Girişim İstatistiklerini açıkladı.

Türkiye’de yerleşik girişimlerin yurt dışında kontrol ettiği girişimlerden elde ettiği ciro 2022 yılında 89 milyar 290 milyon dolar oldu

Yurt dışında kontrol edilen girişim istatistiklerine göre, Türkiye’de yerleşik girişimlerin yurt dışında kontrol ettiği girişim sayısı 2021 yılında 2 354 ve 2022 yılında 2 578 oldu. Bu girişimler 2021 yılında 74 milyar 651 milyon dolar, 2022 yılında ise 89 milyar 290 milyon dolar ciro elde etti.

Yurt dışında kontrol edilen girişimlerde en yüksek ciro ticaret faaliyetinde oluştu

Yurt dışında kontrol edilen girişimlerin 2022 yılında faaliyete göre oluşan ciro toplamında ilk sırada ticaret; sonra sırasıyla sanayi, inşaat ve hizmet faaliyetleri yer aldı. Yurt dışında ticaret faaliyeti gösteren girişimler toplam 38 milyar 999 milyon dolar ciro elde etti. Ciro toplamında ikinci sırada yer alan sanayi faaliyetinde 27 milyar 204 milyon dolar; üçüncü sıradaki inşaat faaliyetinde 11 milyar 812 milyon dolar ve son sıradaki hizmet faaliyetinde ise 11 milyar 275 milyon dolar ciro elde edildi.

Yurt dışında kontrol edilen girişimlerin 903’ü hizmet, 821’i ticaret, 508’i sanayi ve 346’sı ise inşaatta faaliyet gösterdi.

Yurt dışında kontrol edilen girişimlerin en etkin olduğu coğrafya Avrupa oldu

Avrupa (AB27+EFTA) ülkeleri 2022 yılında girişim sayısında %37,7 pay ile birinci sırada, ciroda %28,9 pay ile ikinci sırada yer aldı. Diğer Avrupa ülkeleri ise %29,9 pay ile ciroda ilk sırada, %20,6 pay ile de girişim sayısında ikinci sırada yer aldı. Yakın ve Orta Doğu ülkeleri cirodan aldığı %14,7 pay ile üçüncü sırada yer aldı. Girişim sayısında üçüncü sırayı payı %13,9 olan Diğer Asya ülkeleri aldı. Çalışanlar sayısında %33,1 ile en büyük paya sahip olan Diğer Avrupa ülkeleri, personel maliyetinde de %32,9 ile ilk sırada yer aldı. Personel maliyetinde ikinci büyük payı %27,3 ile Avrupa (AB27+EFTA)  ülkeleri aldı.

Yurt dışında kontrol edilen girişim sayısının en çok olduğu ülke Almanya, en yüksek cironun elde edildiği ülke Birleşik Krallık oldu

Yurt dışında kontrol edilen girişim sayısının en yüksek olduğu ülke 2022 yılında 249 girişim ile Almanya oldu. Almanya’da kontrol edilen girişimlerin 2022 yılında elde ettiği ciro 2 milyar 881 milyon dolar iken bu girişimlerde çalışanlar sayısı 6 044 ve personel maliyeti 340 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Birleşik Krallık 2022 yılında 12 milyar 699 milyon dolar ile yurt dışı girişimlerden sağlanan cironun en yüksek olduğu ülke oldu. Birleşik Krallık’ta kontrol edilen girişimlerin sayısı 121 olup bu girişimlerde çalışanlar sayısı 8 568,  personel maliyeti ise 590 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Yurt dışında kontrol edilen girişim sayısı açısından 174 girişim ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ikinci olurken, 154 girişim ile Rusya Federasyonu üçüncü sırada yer aldı. Ciroda ise 8 milyar 367 milyon dolar ile Rusya Federasyonu ikinci, 6 milyar 806 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri üçüncü sırada yer aldı.

Fenercioğlu, Türkiye ve Yurt Dışı Projelerine Devam Ediyor

Türkiye’deki tecrübesini yurtdışına taşıyan Fenercioğlu, bugüne kadar 53 proje geliştirdi. İspanya ile birlikte Kuzey Kıbrıs’ta karma projeler geliştiren Fenercioğlu, Türkiye’de de İzmir’de dev kentsel dönüşüm projesine hazırlanıyor.

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul geliştiricilerinden Fenercioğlu, Türkiye’deki tecrübesini yurtdışına ihraç etmeye devam ediyor. Antalya ve Bodrum’un ardından İspanya’da proje geliştiren şirket, Kuzey Kıbrıs’ta da 8 proje yürütüyor. Adanın en büyük ikinci projesini de devreye aldıklarını açıklayan Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, “Biz yatırımını gayrimenkulle yapmak isteyen, bundan metrik olarak para kazanmak isteyenlere cevap vermek istiyoruz. Bunun için Dünya ve Avrupa ölçeğinde gelişmekte olan, potansiyel pazarları analiz ederek önceden aksiyon alıyoruz. Çok önceden yatırımcısına hızlı bir yatırım imkanı ve esneklik sağlıyoruz. Proje geliştirme ve katma değerli işlerle sektörde ön plana çıkmayı hedefliyoruz. Ayrıca GYF ile de yatırımcılarına çoklu alternatiflerle, güvenli bir yatırım imkanı sunuyoruz. Şu an gelirimizin önemli bölümünü Antalya ve Kıbrıs’tan elde ediyoruz. Kıbrıs, şu an Antalya’ya göre daha yoğun talep görüyor. Kuzey Kıbrıs’ta yürüttüğümüz sekiz projeden bir tanesi adanın en ikinci en büyük projesi. Öz sermayemiz ile alınmış toplamda 94 bin 418 metrekare alanda inşaat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” açıklamasında bulundu.

Gaziveren ve Girne bölgesinde proje geliştirmeyi hedefleyen şirket, Gaziveren’de 3 bin dairelik Coastal Heaven projesinin inşaatına başladı. Satışta da iyi bir ivme yakalayan şirket, Girne’de de benzer büyüklükte proje için kolları sıvamış durumda. Fenercioğlu, “Gaziveren, Kıbrıs’ın yerleşime yeni açılan ve turistik açıdan da yeni bir bölgesi. İlk etapta 1050 daire ile başlayarak, dört yıl içinde de etap etap bu yatırımı bitireceğiz. Aynı zamanda Kıbrıs’ın farklı bölgelerinde ticari yatırımlarımız da sürecek. Gaziveren ve Girne bölgesi değer artışı gösterecek bölgelerin başında geliyor, biz Fenercioğlu A.Ş. olarak Kıbrıs’ın potansiyeline inanıyoruz. Yurt dışında faaliyet gösterdiğimiz bir başka ülke ise İspanya. Alicante bölgesindeyiz. Alicante bölgesi 331 bin nüfusa, 201 kilometrekare yüzölçümüne sahip Valensiya Eyaleti’nin güney batısında yer alan bir liman şehri. Burada da butik bir projeyi tamamlıyoruz” diye konuştu.

Fenercioğlu uzun yıllardır Antalya’da; kentsel dönüşüm, inşaat, tarım gibi birden fazla sektörde faaliyet gösteriyor. Bugüne kadar 53 proje hayata geçirdikleri bilgisini veren Aycan Fenercioğlu, “500 bin metrekarelik alanda taahhüt işimizi tamamladık. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve İspanya’da faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Kuzey Kıbrıs’ta 6 yıl içinde toplamda 10.000 den fazla bağımsız bölümün üretimini tamamlamış olacağız. Üç ülkede toplam 20 şirketimizle hizmet veriyoruz. İzmir’de de oldukça büyük bir kentsel dönüşüm için son aşamadayız.” dedi.

İzmir’de 2 bine yakın, altında da AVM olacak şekilde geliştirme yapacaklarına dikkat çeken Fenercioğlu, “Ayrıca Londra’da ofisimizi açmak için altyapımızı tamamladık. Mayıs ayı başında açılışını yapıyor olacağız. Almanya Köln, Hollanda Amsterdam, Dubai ve Azerbaycan’da da satış ofisi anlaşmalarımızı tamamladık” dedi.

Akbük’ün Prestijli Konut Projesi Kon Mirando’ya Dubai’den Ödül

İstanbul merkezli Kon GYG Yapı’nın Didim Akbük’te inşa ettiği “Kon Mirando” projesi, küresel iş insanları kulübü LTB Club tarafından “en iyi karma yaşama projesi” ödülüne layık görüldü.

Kon GYG Yapı Genel Müdürü Davut Çil, proje ve ödül hakkında değerlendirmelerde bulunarak, inşa ettikleri üst düzey konutların her detayında konforu ve yaşamı kolaylaştırmayı ön planda tuttuklarını söyledi. “Dairelerin her biri sonsuz maviyi gören bir yaşam sunuyor.” diyen Çil, şunları kaydetti: “Akbük’te inşa ettiğimiz Kon Mirando, Kon Yapı kalitesini temsil ediyor. Mirando’da yaşayanlar her gün evlerine Ege güneşinin ve deniz manzarasını misafir ediyor. Nemsiz havası ve dingin ortamı ile yeni bir hayat konsepti sunuyoruz.”

Her mevsimde keyifle yaşanabilecek benzersiz bir ortam inşa ettik”

Kon Mirando’nun Aydın, Didim, Akbük, Bodrum ve İzmir’in kesişim noktasında, her lokasyona kolayca ulaşılabilecek merkezi bir konumda olduğuna işaret eden Çil, projenin, 9500 metrekarelik kayalık zemine sahip arsa üzerinde, 4 blok ve 91 adet daireden oluştuğunu belirterek, şöyle devam etti: “Her mevsimde keyifle yaşanabilecek benzersiz bir ortam inşa ettik. Kon Mirando’da farklı sosyal imkanlar sunuyoruz. Doğayla bütünleşen bir peyzaj, yüzme havuzları, çocuk parkları, spor salonu, açık ve kapalı sosyal alanlar gibi site sakinlerinin beklentilerine ve ihtiyaçlarına uygun sosyal donatı alanları sağlıyoruz.” 

Kon GYG Yapı Genel Müdürü Davut Çil, dairelerin farklı metrekarelerde 3+1, 2+1 ve 1+1 olarak her detay düşünülerek tasarlandığına işaret ederek, “Her blokta iki adet asansör var. Peyzajda ise her blok için ayrı 4 adet yüzme havuzu, çocuk oyun parkı, spor salonu, sosyal kulübü, açık alanları, koru parkı ve otoparklar gibi çeşitli sosyal imkanlar sunuluyor.” ifadelerini kullandı.

Kon Mirandoya global ödül

Kon Mirando projesinin Dubai merkezli küresel iş insanları kulübü LTB Club tarafından “en iyi karma yaşama projesi” ödülüne layık görüldüğünü kaydeden Davut Çil, “LTB Club, global çapta iş ödülleri dağıtıyor. Kon Mirando, ‘International Business Awards 2024’ ödüllerinde ‘en iyi karma yaşama projesi’ ödülüne layık görüldü. Bu prestijli ödülü ülkemize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz.”

L’unica’dan kişisel tarzınızı yansıtacak koleksiyon

Dünyaca ünlü bahçe mobilyalarının koleksiyonlarını tek çatı altında toplayan L’unica, Otazen’in Marie koleksiyonunu bu yıl ilk kez satışa sunuyor. Made Studio tarafından tasarlanan Marie koleksiyonu, şezlongdan aydınlatmaya kadar kişisel tarzı yansıtan sıra dışı dış mekânlar yaratmaya imkân tanıyor. Teak ağacının adeta bir sanat eserine dönüştüğü bu koleksiyon, yüksek kaliteli işçiliğiyle de açık hava tutkunlarının tüm beklentilerini eksiksiz karşılıyor.

Doğal güzelliği ve yüksek dayanıklılığı ile öne çıkan teak ağacını özenle işleyen ve ustalıkla tasarlayan Otazen’in Marie koleksiyonu bu yıl ilk kez L’unica tarafından Türkiye’de satışa sunuluyor. Çok sayıda uluslararası ödül kazanan tasarımcıların bir araya geldiği Made Studio imzası taşıyan bu koleksiyon, yüksek kaliteli işçiliğiyle öne çıkıyor. Bahçe balkon ve teras gibi açık hava mekânlarında konfordan ödün vermek istemeyenlerin tercihi olacak Marie koleksiyonu, işlevsel parçalarıyla da iddialı bir duruş sergiliyor.

Teak ağacını sanata dönüştüren Otazen’in Marie koleksiyonuna, L’unica‘nın Türkiye genelinde yer alan 20 farklı bayisinden ve İstanbul Levent’te bulunan showroom’undan ulaşmak mümkün.

Mimsan Enerji, ICCI 2024 Fuarı’na Hazırlanıyor

Mimsan Enerji, Türkiye’nin ve çevre bölgenin en büyük enerji fuarı olan ICCI 2024’te biyokütle enerji santrallerini ve atık ısı geri kazanım sistemlerinde gelinen son noktayı ziyaretçileriyle paylaşacak.

Mimsan Enerji, 24-26 Nisan tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ICCI 2024 Fuarı’na hazırlanıyor. Şirket, Türkiye’nin ve çevre bölgenin en büyük enerji fuarında; anahtar teslim kurulumunu gerçekleştirdiği paket tipi biyokütle buhar santrallerini, atıktan enerji santrallerini ve atık ısı geri kazanım sistemleri alanında hayata geçirdiği projeleri tanıtacak.

ICCI 2024’te müşterileri ve ziyaretçileriyle buluşacak olmanın heyecanı içinde olduklarını belirten Mimsan Grup Pazarlama ve Satış Direktörü Hacer İlhan, sözlerine şöyle devam etti: 

Enerji sektörüne ilkleri taşıyan bir şirket olarak, Türkiye’nin enerji sektöründeki en büyük buluşmasında yer alacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Fuar süresince özellikle yeşil mutabakat kapsamında; tekstil, gıda, kağıt ambalaj ve çimento sektörlerindeki firmalara karbon sıfır çözümlerimizi sunmak istiyoruz.”  dedi.

Mimsan Enerji,ICCI Fuarı’nda ziyaretçilerini salon 1’de bulunan E-01 numaralı standında ağırlayacak.

Dış Ticaret Haddi 86,7 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Şubat ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Dış ticaret haddi, 1,5 puan artarak 86,7 oldu.

İhracat birim değer endeksi yüzde 4,3 azaldı

İhracat birim değer endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,2 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 8,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 6,9 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,3 azaldı.

İhracat miktar endeksi yüzde 18,6 arttı

İhracat miktar endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,6 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 32,2 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 22,2 arttı, yakıtlarda yüzde 60,0 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 14,7 arttı.

İthalat birim değer endeksi yüzde 5,9 azaldı

İthalat birim değer endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,9 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 3,1 azaldı, yakıtlarda yüzde 17,0 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 4,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,8 azaldı.

İthalat miktar endeksi yüzde 3,5 azaldı

İthalat miktar endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,5 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 19,0 arttı, yakıtlarda yüzde 2,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 9,7 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 1,7 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Ocak ayında 152,8 iken 2024 Şubat ayında yüzde 1,7 oranında artarak 155,5 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Şubat ayında 125,3 iken 2024 yılı Şubat ayında yüzde 13,9 oranında artarak 142,8 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 6,3 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Ocak ayında 116,1 iken 2024 Şubat ayında yüzde 6,3 oranında artarak 123,3 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Şubat ayında 125,0 iken 2024 yılı Şubat ayında yüzde 6,7 oranında azalarak 116,6 oldu.

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Şubat ayında 85,2 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 1,5 puan artarak, 2024 yılı Şubat ayında 86,7 oldu.

İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 70,05 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) inşaat maliyet endeksi şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 70,05 aylık yüzde 3,41 arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,41 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 70,05 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,46 arttı, işçilik endeksi %1,48 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 54,82 arttı, işçilik endeksi yüzde 108,98 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık yüzde 68,29 arttı, aylık yüzde 3,28 arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 3,28 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,29 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,38 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,34 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,10 arttı, işçilik endeksi yüzde 108,35 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 76,02 arttı, aylık yüzde 3,85 arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 3,85 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 76,02 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,70 arttı, işçilik endeksi yüzde 2,0 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 63,66 arttı, işçilik endeksi yüzde 111,33 arttı.

Kira Tespit Davaları İçin ‘İhtiyati Tedbir’ Önerisi

Konutlardaki yüzde 25 zam sınırı nedeniyle kiracı-ev sahibi davalarında artış yaşanıyor. Kiranın emsal değerine çıkarılması için açılan davanın sonuçlanması bazen bir yılı bulabiliyor. Prof. Dr. Umut Yeniocak, dava sonuçlanana kadar ihtiyati tedbir kararı alınmasının mağduriyeti önleyebileceğini söyledi.

Kanuna göre kira tespit davaları, en erken altıncı kira yılı için açılabiliyor. Davayı açan ev sahipleri, düşük kalan kira bedelinin emsalleri düzeyine yaklaştırılmasını talep edebiliyor. 

Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Yeniocak, davaların birkaç yıl sürdüğünü belirterek yüksek enflasyon sebebiyle hızla artan kiraların ev sahibi ile kiracıları çok sık karşı karşıya getirdiğini hatırlattı.

Prof. Dr. Umut Yeniocak, kiraya verenin davanın sonunu beklemesi hatta geçmişe dönük kira farklarının tahsili talebiyle kararı icraya koyması için de mahkeme kararının kesinleşmesini beklemesi gerektiğini ifade etti.

Yeniocak’a göre kiraya veren, yıllar süren davanın sonunu bekleyip geçmişe dönük kira farkını faiziyle talep ettiğinde, kanun gereği kendisine ödenen faiz de enflasyon karşısında oldukça düşük düzeyde kalıyor.

Emsal fiyatıyla tedbir kararı alınabilir

Bu tabloda müdahale edilmesi gereken çok şey olduğuna değinen Yeniocak, “Elbette enflasyon kalıcı olarak düşürülmedikçe bu sorunun sadece hukuk yoluyla kalıcı olarak çözümü mümkün değildir” değerlendirmesini yaptı.

Ancak kısa vadede kira tespit davalarında davacı kiraya veren tarafın, davalı kiracının dava süresince emsal kiraya yakın bir kira ödemesi yönünde ihtiyati tedbir talep etmesi ve mahkemenin de dosyada sıra dışı bir durum yoksa yüksek enflasyon şartlarında bu tedbir kararını vermesi gerektiğini vurguladı.

Böylece dava boyunca yükseltilmiş kira bedelini tahsil eden ev sahibi için davanın uzun sürmesinin ikinci bir mağduriyet sebebi olmaktan çıkacağını kaydetti.

Yeniocak, son olarak mahkemelerin bu yönde tedbir kararı vermeleri hâlinde uyuşmazlıkların arabuluculuk aşamasında anlaşmayla çözülme ihtimali de artacağından dava sayısının azalacağını öne sürdü.

Yabancıların Türkiye’den Aldığı Konut Sayısı 385 Bine Dayandı

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı için Türkiye’den ev alıp üç yıllık yasal süreyi dolduran yabancılar, bunları satışa çıkarmaya başladı. Vatandaşlık için ev alanların bir kazancı da fahiş konut fiyatları dolayısıyla oldu. Son 11 yılda yabancıların Türkiye’de satın aldığı konut sayısı ise 385 bine dayandı.

Yabancıların Türkiye’de taşınmaz satın almasının önündeki sınırlamaları kaldıran ve Mütekabiliyet Yasası olarak bilinen düzenlemenin yürürlüğe girdiği Mayıs 2012’den 2024 yılı Şubat sonuna kadar Türkiye’de yabancılara satılan konut sayısı 384 bin 519’ ulaştı.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre, yurttaşlık için gayrimenkul alımlarında fiyat, Eylül 2018’den itibaren 1 milyon dolardan 250 bine düşürüldü. Yoğun tepkilerin üzerine 13 Haziran 2022’de ise bu miktar 400 bin dolara çıkarıldı. Yabancıya gayrimenkul satışının en yüksek olduğu yıl 67 bin 940 ile 2022 yılı oldu.

Yabancıya gayrimenkul satışı azaldı

2021 yılında ise yabancılar toplamda 58 bin 576 taşınmaz aldı. Ancak geçen yıl yabancıya gayrimenkul satışı 2022 yılına göre neredeyse yarı yarıya azaldı ve 35 bin adet seviyesine geriledi. 2022 yılında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4.5 iken bu oran 2023’te yüzde 2.9’a düştü.

Türkiye’de dolar bazında fiyatların yükselmesi, deprem riski, yurttaşlık ve ikamet izni için gerekli limitlerin yükseltilmesi gibi nedenlerle yabancıların konut alımında düşüş olduğu ifade ediliyor.

500 bin liraya alınan ev 3 milyon liraya satıyor

İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, son dönemlerde yabancıların İstanbul’dan gidişlerinde artış olduğuna işaret ederek “Yabancılar vatandaşlığı almak için üç yıl konutu satmama şartı var. Şimdi o üç yıl şartını dolduranlar vatandaşlığı garantileyenler satıp gidiyor. 500 bin liraya aldığı evi 3 milyon liraya satıp gidiyor” dedi.

GAİMDER Başkanı Kanevetci: “Yapı Sektörü Konut Üretemeyecek Hale Geldi”

Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği (GAİMDER) Başkanı Bora Kanevetci, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şube Başkanı Burkay Güçyetmez ve Mimarlar Odası Şube Başkanı Mustafa Büyükuncu, yapı maliyetini doğrudan etkileyen beton ve çimentoya son yapılan yüzde 25’lik zammın ardından bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı.

GAİMDER’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, müteahhitler, mimar ve mühendislerden oluşan sektör temsilcileri de katılarak, önümüzdeki süreçte atılacak adımlar hakkında görüş alışverişinde bulundu.

Üyeler, yapılan zamların kabul edilemez olduğunu belirterek, “Öyle bir noktaya geldik ki, bu zamlardan sonra, konut üretemeyecek hale geldik. Şu anki tabloda, krediye ulaşımın zorlaşması, maliyetlerin ciddi şekilde artması ve son yapılan çimento ve beton zammı, bizlerin konut inşa etmesinin önünde çok büyük engel oluşturuyor” dediler.

GAİMDER Başkanı Bora Kanevetci, istihdam ve ekonominin lokomotifi olan inşaat sektöründeki maliyet artışlarının konut fiyatlarını artırmakla beraber, 250’nin üzerindeki sektörünü de doğrudan etkilediğini söyledi.

Sektörü zor durumda bırakan zamların kabul edilemez olduğunu belirten Kanevetci, beton ve çimentoya yapılan zamların domino etkisiyle, diğer girdi maliyetlerini de artıracağına dikkat çekti.

“Konuta ulaşım kolay hale gelmeli”

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez ise, çimento ve betona yapılan zamların, vatandaşın zaten zor olan konuta erişimini daha da zorlaştırmış olacağına dikkat çekti.

Maliyetlerin düşürülmesi adına Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin alacağı her türlü kararın yanında olacaklarını açıklayan Burkay Güçyetmez “Sektör paydaşları olarak aynı kulvardayız. Bu zamların bir çok sektörü etkileyeceği ve devam edeceği endişesini taşıyoruz. Ülke olarak zaten zor bir dönemin içerisinden geçerken, fedakarlığı herkesin yapmasından yanayız. Dolayısıyla maliyet artışlarını tetikleyecek unsurların da ortadan kaldırılması için hükümetten adım atmasını bekliyoruz” dedi.

Yanmar Turkey, Kritik Projelerin Kesintisiz Enerji İhtiyaçlarını Karşılamaya Hazır

Yanmar Turkey, Türkiye ve yurt dışında şehir hastanelerinden otoyollara, teknoloji yerleşkelerinden telekomünikasyon tesislerine kadar pek çok alanın kesintisiz enerji ihtiyacını karşılıyor. Yanmar Turkey Enerji Sistemleri İş Kolu Direktörü Yıldırım Vehbi Keskin, küresel jeneratör pazarından Türkiye’nin daha fazla pay alması için çalıştıklarını söylüyor. 

Dünyanın ilk kompakt dizel motor üreticisi, Japon devi Yanmar, bağlı iştiraki olan ve dizel motorlu jeneratör kategorisinde dünyanın önde gelen markası Himoinsa ile birçok sektörün kesintisiz enerji sorununa köklü çözümler sunuyor. 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren Himoinsa; Çin, Hindistan, İspanya, Fransa, Brezilya, ABD ve Arjantin’de konumlanan 8 merkezde jeneratör üretimi yapıyor; firmanın aynı zamanda uluslararası 11 iştiraki de bulunuyor.  Himoinsa; 3KVA’dan 3.000KVA’ya kadar dizel jeneratör setleri, 19,70 KW’dan 2.5MW’a kadar gazlı jeneratör setleri ve 1.320.000 lümene kadar aydınlatma kapasitesine sahip çok çeşitli aydınlatma kuleleriyle sağlık, inşaat, veri merkezi, su arıtma, madencilik ve telekomünikasyon gibi kesintisiz güce ihtiyaç duyulan alanlarda pazarın en önemli oyuncuları arasında yer alıyor. 

Kesintisiz enerjiye ihtiyaç duyan sektörler, jeneratörler ile güvende

Baz istasyonları, 7/24 çalışan fabrikalar, hastaneler, veri merkezleri, su arıtma tesisleri ve benzeri kuruluşlar kesintisiz enerjiye ihtiyaç duyuyor. Gelişen teknolojiyi takip eden, kalite odaklı dizel jeneratörler; kesintisiz enerji sağlayan çözümler içinde en çok tercih edilen seçenekler arasında yer alıyor. Himoinsa markalı jeneratörler, tüm iklim şartında çalışan dizel motorları ile kesintisiz enerji olanağı sağlıyor. Kaliteden taviz verilmeden üretilen Himoinsa jeneratörler, ülkemizde jeneratör pazarında değerli bir konum kazanıyor. 

Tüketicinin yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz

Yanmar Turkey Enerji Sistemleri İş Kolu Direktörü Yıldırım Vehbi Keskin, Yanmar’ın ürettiği dizel motorların kalitesinin ve gücünün sektörel anlamda bilindiğini kaydederek, şunları söyledi: “Dünya jeneratör pazarı büyüklüğünün 18 milyar dolara yakın olduğu tahmin ediliyor. Enerji kesintilerinin yaşandığı, altyapı sorunlarının olduğu ya da üretim için mobil enerjiye ihtiyaç duyulan ülkeler tarafından jeneratör talebi sürekli artıyor. Türkiye de bu talebin yüksek olduğu ülkeler arasında bulunuyor. Ülkemizde jeneratör pazarı yıllık 100 bin adeti aşan satış rakamına erişmiş durumda. Global çapta da sektör her yıl yüzde 2-3 oranında büyüyor. Ürünlerimize yönelik talebi bu büyüme ile birlikte daha iyi anlıyor ve Yanmar Turkey’in yüksek mühendislik gücüyle müşterilerimize özel çözümler üretiyoruz.”

Anahtar teslimi çözümler sunuyoruz

Yanmar Turkey’nin 2023 dahilinde başlattığı ve teslim ettiği dizel projelerden de bahseden Keskin, “Projelerimiz Türkiye’de ve yurt dışında ilgi ile karşılanıyor. Kütahya Şehir Hastanesi, Kütahya Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Binası, Gaziantep Şehir Hastanesi ve Gaziantep Şehir Hastanesi İl Sağlık Müdürlüğü, BOTAŞ Ambarlı Kompresör Birim Baş Mühendisliği, Gine Konakri Demir Çelik Fabrikası, KKTC-Güzelyurt / Morphou Atıksu Arıtma Tesisi, Havelsan Teknoloji Yerleşkesi, Kamerun Beton Santral Projesi ve Aselsan / Makedonya Otoban Projesi bahsi geçen çalışmalarımızdan birkaçıdır.” dedi.

2024 hedeflerinden de söz eden Vehbi Keskin, “Müşteri memnuniyeti ve Yanmar global ilkelerinden ödün vermeyerek, içinde bulunduğumuz pazarlarda jeneratör alanında kendimize çok daha sağlam bir yer edinmek temel hedefimiz.  Bununla birlikte Power EPC iş modelimizde sadece jeneratörde değil, genel kapsamlı enerji projelerinde de anahtar teslim çözümler sunmak için çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Çimsa, Eskişehir Fabrikasına GES Kuruyor

Çimsa, Afyon ve Bunol Fabrikaları’ndan sonra Eskişehir Fabrikası’nda da güneş enerjisi santrali (GES) kuracak. 

Çevresel performansını geliştirerek sürdürülebilir bir yaşama katkı sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar yapan Sabancı Holding iştiraki Çimsa, Afyon ve İspanya Bunol Fabrikası’ndan sonra Eskişehir Fabrikası’nda da güneş enerjisi santrali yatırımı gerçekleştirecek.

14,2 MWp DC  kurulu güce sahip olacak santral, yıllık yaklaşık 19 milyon kWh elektrik enerjisi üretecek. Santral, Eskişehir Fabrikası’nın yıllık elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 14’ünü karşılayacak. 166.000 m² alanda 25.740 adet güneş panelinin kullanılacağı santralde üretilecek elektrik miktarı yaklaşık 6.300 hanenin yıllık elektrik ihtiyacına eş değer olacak.

2024 yılının ikinci çeyreğinde başlaması planlanan GES yatırımının 2025 yılının ikinci çeyreğinde tamamlanması hedefleniyor. Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinde, yıllık yaklaşık 8.400 ton karbondioksit (CO₂) tasarrufu sağlanarak 5,6 milyon ağacın CO₂ nötrleme kapasitesine denk gelen miktarda doğaya katkı yaratılması öngörülüyor.

Çimsa CEO’su Umut Zenar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Küresel çimento sektöründe enerji başta olmak üzere her türlü kaynakta verimlilik çalışmaları ile dijital dönüşüm, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı ve hidrojenin yakıt olarak kullanımı, karbon yakalama-depolama-kullanma gibi ileri teknoloji yatırımları net sıfır hedeflerine ulaşmayı destekleyecek başlıca faktörler olarak görülüyor.

İştiraki olduğumuz Sabancı Holding’in 2050 yılında “Net Sıfır” olma taahhüdüne istinaden 2022 yılında Sabancı Holding liderliğinde dekarbonizasyon projesini hayata geçirdik. Bu kapsamda Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne (SBTi) hedef taahhüdümüzü sunduk, süregelen validasyon süreci sonrasında SBTi onaylı hedeflerimizi paylaşacağız.

Enerji verimliliği ve çeşitliliği de emisyon azaltım yolculuğumuzun önemli adımlarından birini oluşturuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi kullanım oranımız 2022’de %58,2 olarak gerçekleşirken, 2030 yılında bu oranı %80’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Eskişehir Fabrikamızda kurulacak GES projesi, sürdürülebilir değer yaratma vizyonumuzun bir parçası olarak operasyonlarımızın enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılamak ve karbon ayak izimizi azaltmak için attığımız güçlü bir adımdır. Eskişehir GES ve atık ısıdan elektrik üretimi yatırımımızın devreye girmesiyle birlikte Eskişehir Fabrikamızın elektrik ihtiyacının yaklaşık %40’ı kendi ürettiği elektrikten karşılanacaktır.”

Gayrimenkul Yatırım Fonlarının 2024’te 200’ü Geçmesi Bekleniyor

2022 ve 2023 yıllarının GYF’ler açısından büyüme yılı olduğunu söyleyen GYODER GYF Komitesi Başkanı Berna Sema Yiğit Sevindi, “GYF’ler önümüzdeki yıllarda da daralan gayrimenkul sektörünün tekrar açılması ve canlanması için önemli bir rol oynayacaktır” diye konuştu.

Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) Tebliği 2014 yılında çıkmış olmasına rağmen, GYF’ler geçtiğimiz son iki yılda olması gereken talebi ve büyüklüğü gördü. 2022 yılının sonunda, ihraç edilmiş olan 95 adet gayrimenkul yatırım fonunun büyüklüğü yaklaşık 29,2 milyar TL iken 2023 yıl sonu itibari ile ihraç edilmiş 134 adet gayrimenkul yatırım fonu ile yönetilen portföy büyüklüğü yaklaşık 68 milyar TL’ ye ulaştı. 2023 yılında GYF büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 133 arttı.

İhraç edilmiş fon sayıları göz önünde bulundurulduğunda başta Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş. olmak üzere Albaraka Portföy Yönetimi A.Ş., 24 Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş., Neo Portföy Yönetimi A.Ş. ve Nurol Portföy Yönetimi A.Ş. toplamda 82 gayrimenkul yatırım fonu ile listenin üst kısmında yer aldılar.

Yönetilen portföylerin büyüklüklerine bakıldığında ise Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş. başta olmak üzere Albaraka ve İş Portföy Yönetimi A.Ş. piyasa büyüklüğünün yaklaşık yarısına (yaklaşık 30 milyar TL) sahip oldular.

2024’TE HEDEF 200 GYF 

2024 yılında şahıslara (tam mükellef yerli kişi) yönelik vergi istisnalarının da devam etmesiyle 1.635 olan GYF yatırımcısı sayısında artış bekleniyor. Konut üretimine ve kentsel dönüşüm süreçlerine katkı sağlaması beklenen Proje Gayrimenkul Yatırım Fonu düzenlemesinin de yakın zamanda hayata geçmesiyle birlikte GYF sayısının 2024 yılı sonunda 200’ün üzerinde olması bekleniyor.

GYF sayısı ve büyüklüğündeki artışı değerlendiren GYODER GYF Komitesi Başkanı Berna Sema Yiğit Sevindi, “2022 ve 2023 yılları GYF’ler açısından büyüme yılı oldu. İhraç belgesi onaylanmış olan GYF sayısı 2022 yılı sonunda 95 iken bu sayı 2023 yılı sonunda 134’e ulaşmıştır. Gayrimenkulün menkulleştirilerek likiditasyonun arttırılmasında önemli rol oynayan GYF’ler önümüzdeki yıllarda da daralan gayrimenkul sektörünün tekrar açılması ve canlanması için önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle 2024 yılının ilk yarısında çıkması beklenen ve GYF’lerin gayrimenkul projelerine yatırım yapmasının önünü açacak olan Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları da kentsel dönüşüm ile konut üretimine katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

GYF’lerin bir yıl içerisinde ulaşması gereken toplam büyüklüğün 100 milyon TL’ye yükseltilmesini hatırlatan Sevindi, bu büyüklük artışının gayrimenkulde yaşanan yüksek değer artışları sebebiyle GYF’lerin büyümesinde engel oluşturmayacağını ifade etti.

İnşaat Sektörü Ciro Endeksi Yüzde 104 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Şubat ayına ait ciro endeksi verilerin yayımladı. Verilere göre, inşaat sektörü ciro endeksi yüzde 104 arttı.

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2024 yılı Şubat ayında yıllık yüzde 85,1 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Şubat ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 77,3 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 104,0 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 83,7 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 103,8 arttı.

Toplam ciro aylık yüzde 6,3 arttı

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2024 yılı Şubat ayında aylık yüzde 6,3 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Şubat ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 5,6 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 8,0 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 5,7 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 9,6 arttı.

Elektra Elektronik’in yeni Genel Müdürü İlker Çınar oldu

Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün öncü firması olarak konumlanan Elektra Elektronik’te önemli bir atama gerçekleşti. 2002 yılından bu yana Elektra Elektronik bünyesinde kariyerini sürdüren İlker Çınar, Armağan Şakar’dan devraldığı bayrak ile şirketin yeni Genel Müdürü oldu. 

6 farklı kıtada 60’ı aşkın yakın ülkede çok sayıda kuruma çözüm ortaklığı sağlayan Elektra Elektronik, üst düzey bir atamaya imza attı. 21 yılı aşkın süredir Satış Direktörü olarak şirketin satış ekibini yöneten İlker Çınar, Elektra Elektronik’in yeni Genel Müdürü oldu. 1 Nisan 2024 itibariyle görevine başlayan Çınar, bundan sonraki süreçte Elektra Elektronik’in hedefleri ve stratejileri doğrultusunda şirkete liderlik edecek.

Yeni görevinde şirkete değer katmaya devam edecek

Deneyimli iş insanı Armağan Şakar’ın Genel Müdürlük görevini devrettiği İlker Çınar, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünü bitirdi. 2000 yılında kariyerine İnform Elektronik’te ihracat bölümünde başlayan Çınar’ın yolu 2003 yılında Elektra Elektronik ile kesişti. 21 yılı aşkın süredir Elektra Elektronik Satış Direktörü görevini başarıyla yürüten Çınar, bilgi birikimi ve deneyimi ile Genel Müdür olarak şirketin başarısında önemli rol oynayacak.

Seramiksan, Yeni Porselen Havuz Karolarını Tanıttı

Havaların düzelmesiyle birlikte yazlıkçılar ve otel işletmecileri için dış mekanlarda tadilat dönemi başladı. Sıcak havalarda kendini serin sulara bırakmak isteyenler işe havuzlarını yenileyerek koyulurken seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası, sürdürülebilir ve güvenli porselen havuz karolarını tanıttı. 

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte tatilciler rotalarını çizmeye başlarken yazlığı olanlar ve otel işletmecileri için dış mekan yenileme dönemi başladı. Özellikle de sıcak havalarda serinlemek isteyenler, işe havuz tadilatıyla start vermeden nitelikli malzeme ve ekipmanların arayışına girdi. Pool Operations Management’ın (POM) makalesine göre ise havuz ekipmanlarında bu yıl doğal tasarıma ve gelişmiş güvenlik özelliklerine sahip sürdürülebilir, akıllı malzemeler öne çıkarken seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası Seramiksan, yeni porselen havuz karolarını tanıttı. 

Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Üstoğlu Helvacıoğlu  serilerine dair şu açıklamada bulundu: “Baharın bu yıl daha erken gelmesiyle birlikte havuzlar başta olmak üzere, dış mekanları yenileme dönemini başlattı. Biz de portföyümüzdeki yeni porselen havuz karolarımızla sıcak havalarda kendini serin sulara bırakmak isteyenlere güvenli bir alan oluşturuyoruz. Kaliteli ve sürdürülebilir malzemelerden ürettiğimiz karolarımızla hem yazlıkçılara hem de otel işletmecilerine tadilat dönemlerinde çözüm sunuyoruz. Seramiksan Smooth Antislip yüzey teknolojisiyle tasarladığımız İbiza ve Portofino isimli porselen karolar, kullanıcıların günlük hayatına pratik deneyimler kazandırıyor. Kolay temizlenebilir yüzeyi sayesinde bakteri oluşumunu önleyerek hijyenik zeminler yaratan karolarımız, maksimum güvenliğe sahip yaşam alanları oluşturuyor. Ürünlerimiz, dinamik ve trend bir görünüm sağlarken havuz ve çevresini güvenli ve konforlu mekanlara dönüştürüyor.”

Havuz karolarıyla kullanıcıların yaşamını kolaylaştırıyor

30×60 cm ölçülerindeki porselen karo serilerinin özelliklerini de paylaşan Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Üstoğlu Helvacıoğlu ’dan edinilen bilgilere göre Ibiza denizin huzur veren dalgalarının ritmiyle güneşin parıltısının yansıdığı bir dünya yaratıyor. Özel granilyalar ile pırıltılı bir görünüm sunan sugar effect uygulamasıyla zenginleştirilerek derinlik hissi uyandıran karolar, antislip yüzey seçeneğiyle havuzları güvenli ve konforlu alanlara dönüştürüyor. Suyun maviliğinden aldığı ilhamla farklı renk tonlarını bir araya getiriyor. Böylece cesur ve dinamik bir görünüm yakalıyor. 

Seramiksan’ın suyun mavi, turkuaz tonlarını toprağın sıcak renkleriyle harmanladığı Portofinoise havuz ve çevresini konforlu mekanlar haline getiriyor. Zarif tasarımı, doğallığı ve dayanıklılığı ile dikkat çeken seri, birbirinden farklı natürel tonlarıyla dinamik ortamlar oluşturuyor. Hem sugar effect hem de antislip yüzeyi ile havuzlarda kusursuz çözümler sunarak unutulmaz anılar vaat ediyor. Seramiksan’ın Smooth Antisilip yüzey teknolojisine sahip her iki seri de dokunma hissi uyandıran, pürüzsüz yumuşak yüzeyi ve kolay temizlenebilir özellikleriyle kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.

Hatay’da Konut Fiyatları 17.000 TL ile 75.000 TL Aralığında Değişiyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Menekşe Ceren Akar, depremin vurduğu Hatay’da konut piyasasını mercek altına aldı. Hatay genelinde tarla fiyatları, deprem öncesine göre %300 ile %400 arasında artarken, yeni konutlarda 22.000 TL/m² ile 2.7000 TL/m² aralığında, müstakil yapılar 60.000 TL/m² ile 75.000 TL/m² aralığında, imarlı arsalar 8.000 TL/m² ile 15.000 TL/m² aralığında, Tarım arazileri ise 500 TL/m² ile 2.000 TL/m² aralığında değişiyor.

Deprem sonrasında Hatay bölgesinde yaşanan yıkımların ardından gayrimenkul piyasasında çeşitli değişiklikler gözlemlendiğini belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Menekşe Ceren Akar, “Yıkımın fazla olduğu Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan ve Hassa gibi ilçelerde, çok katlı apartman tarzı gayrimenkul satışları neredeyse durma noktasına geldi. Bu ilçelerde, binaların büyük kısmının yıkılması veya ağır hasar alması nedeniyle satışların gerçekleşmemesi, fiyat artışlarına rağmen talebin düşük kalmasına neden olmakta. Satış fiyatlarında %50 civarında bir artış yaşanmasına rağmen, bu fiyatlar üzerinden satışlar gerçekleşmiyor. Bu durum, bölge halkının mevcut konutlardan uzaklaşmaya yönelmesi veya daha güvenli bölgelere yönelmesiyle de ilişkilendirilebilir. Yıkımın çok olduğu bölgelerde hasarsız az sayıda konut kalması, talebin bu konutlara yönelmesine neden olurken, bu da kira fiyatlarında %300 – %400 arasında bir artışa sebep oldu. Bunun en büyük nedeni ise az sayıda kalmış sağlam konutlara karşı hızlı barınma ihtiyacı doğmasıdır.” dedi.

Müstakil konut ve arsaların satış bedellerinde %100 artış

Hatay genelinde tarla fiyatlarının deprem öncesine göre %300 ile %400 arasında artış gösterdiğini de sözlerine ekleyen Akar, “Söz konusu yüksek artışa rağmen, tarla satışlarında alım/satımın gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Özellikle yerleşim yerlerine yakın arazilere yatırım amaçlı da rağbet var. Diğer yandan, yıkımın az olduğu bölgelerde ise müstakil tarzda konut yapıları ve arsaların satış bedellerinde %100 civarında bir artış yaşanmasına rağmen, satışların oldukça az gerçekleştiği gözlemlenmektedir. Bölgedeki yıkımın az olduğu bölgelerdeki konutların talep görmesi etkili olmaktadır. Ancak, yine de satışların beklenenden daha düşük olması, bölgedeki genel ekonomik belirsizlikler ve depremin yol açtığı kısmi tereddütlerle ilişkilendirilebilir.

Yeni konutlarda fiyatlar 22.000 TL/m² ile 2.7000 TL/m² aralığında

Güncel durumda birim değeri olarak bölgeyi analiz edecek olursak yaklaşık rakamlar;  Arsuz ve İskenderun ilçelerinde yeni konutlarda 22.000 TL/m² ile 2.7000 TL/m² aralığında, müstakil yapılar 60..000 TL/m² ile 75000 TL/m² aralığında, imarlı arsalar 8.000 TL/m² ile 15.000 TL/m² aralığında, Tarım arazileri 500 TL/m² ile 2.000 TL/m² aralığında, şehir yerleşik konumlarına yakın fakat yapılaşma hakkı bulunmayan tarım arazileri ise 1.500 TL/m² ile 2000 TL/m² aralığında pazarlanmaya çalışılmaktadır.

Tarım arazileri 2.000 TL/m² ile 2.500 TL/m² aralığında 

Erzin, Payas ve Dörtyol ilçelerinde yeni konutlarda 17.000 TL/m² ile 22.000 TL/m² aralığında, müstakil yapılar 30.000 TL/m² bandında, imarlı arsalar 2.000 TL/m² ile 5.000 TL/m² aralığında, Tarım arazileri 500 TL/m² ile 2000 TL/m² aralığında, şehir yerleşik konumlarına yakın fakat yapılaşma hakkı bulunmayan tarım arazileri ise 2.000 TL/m² ile 2.500 TL/m² aralığında pazarlanmaya çalışılmaktadır.

Antakya ve Defne’de fiyatlar 18.000 TL/m² ile 23.000 TL/m² aralığında değişiyor

Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Reyhanlı, Kumlu ve Hassa ilçelerinde yeni konutlarda 18.000 TL/m² ile 23.000 TL/m² aralığında, müstakil yapılar 40.000 TL/m² ile 50.000 TL/m² aralığında, imarlı arsalar 4.000 TL/m² ile 6.000 TL/m² aralığında, Tarım arazileri 400 TL/m² ile 900 TL/m² aralığında, şehir yerleşik konumlarına yakın fakat yapılaşma hakkı bulunmayan tarım arazileri ise 700 TL/m² ile 1500 TL/m² aralığında pazarlanmaya çalışılmaktadır.

Bölge halkı yavaş yavaş dönmeye başladı

Deprem sonrasında, Hatay bölgesinde yaşanan göç hareketleri önemli bir sosyo-ekonomik değişime işaret etmektedir. İlk etapta, depremin etkilediği bölgelerden çevre illere yoğun bir göç akışı gözlemlenmiştir. Ancak son zamanlarda, bu göç eğiliminin tersine döndüğü ve bölge sakinlerinin çeşitli nedenlerle geri dönmeye başladığı dikkat çekmektedir. Geri dönüş eğiliminin öncelikli sebepleri arasında, ekonomik zorluklar ve iş bulma güçlükleri ile yüksek kira maliyetleri yer almaktadır. Ayrıca, bölge halkının, köklerine ve geçmişlerine olan bağlılıkları da geri dönüş eğilimini artıran önemli bir faktör. Konteyner kentlerin artış göstermesinin ve sosyal yardımların devam etmesinin, geri dönüş eğilimini desteklediğini göstermektedir. Konteyner kentler, depremzedelere geçici konut sağlamak amacıyla oluşturulmuş ve bu süreçte birçok aileye barınma imkanı sunmuştur. Ayrıca, sosyal yardımların sürekliliği, bölge sakinlerinin geçici olarak ayrıldıkları bölgelere geri dönmelerini teşvik etmektedir.

Geri dönüş oranlarının %40-50 aralığında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak bu oranlar, hala belirsizliklerle ve değişkenliklerle karşı karşıyadır. Özellikle ekonomik koşulların ve istihdam olanaklarının bölgede nasıl şekilleneceği, geri dönüş eğilimini belirleyen önemli faktörler arasında yer almaktadır. Bununla birlikte, bölgeye yönelik altyapı iyileştirme çalışmaları ve kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi, geri dönüş sürecini hızlandırabilir ve bölgenin yeniden yapılanma sürecine olumlu katkı sağlayabilir.

Maliyetlerden Dolayı İnşaat firmaları bölgede hızlı ilerleyemiyor

Bölgede yeni inşaat başlama oranları oldukça düşük seviyede olduğu gözlemlenmektedir. Bu durumun temel nedenlerinden biri, inşaat maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Yüksek maliyetler, geliştiricilerin yeni projelere başlama konusunda çekingen olmalarına yol açmaktadır. Ayrıca, satış gerçekleşme oranlarının düşük olması da yeni inşaatların başlamasını zorlaştırmaktadır. Potansiyel alıcıların bölgedeki ekonomik belirsizlikler nedeniyle konut satın alma konusunda tereddüt yaşamaları, bu düşük satış oranlarının ana nedenlerinden biridir. Öte yandan, TOKİ’nin bölgede yoğun bir konut inşaatı programı yürütmesi, özel sektör geliştiricilerinin rekabet etme zorluğunu artırmaktadır. TOKİ’nin uygun fiyatlı konutlar sunması, özel sektör projelerinin cazibesini azaltmaktadır. Bu durum da yeni inşaat projelerinin başlamasını yavaşlatmaktadır.” şeklinde konuştu. 

Korkmaz Kahvekolik Aqua ile Közde Kahve Keyfini Evlere Taşıyor

Türk kahve kültürünün közde pişirilmiş geleneksel kahveleri, eşsiz bir lezzeti beraberinde sunuyor. Design Turkey tarafından En İyi Tasarım Ödülü’ne layık görülen Korkmaz’ın Kahvekolik Aqua Kahve Makinesi, bu geleneği modern bir dokunuşla buluşturuyor. Termo Balans teknolojisi ve otomatik su alma fonksiyonu sayesinde Türk kahvesinin köklü geleneğini koruyarak, evlerde kolayca közde pişmiş kahve keyfini yaşatıyor.

Türk kültüründe en lezzetli kahveler, kısık ateşte ve bol köpüklü olarak hazırlanıyor. Korkmaz’ın közde pişirme özelliği ile ön plana çıkan Kahvekolik Aqua Kahve Makinesi, Termo Balans teknolojisi ve otomatik su alma fonksiyonu sayesinde köz ateşinde pişmiş tadındaki kahveleri, en hızlı sürede hazırlıyor. Tek seferde 4 fincana kadar kahve hazırlayabilen Kahvekolik Aqua’nın diğer önemli özelliklerinden biri de çelik cezveli olması. En sağlıklı mutfak materyallerinden biri kabul edilen çelik cezvede pişen kahveye, kahvenin tadını bozabilecek plastik ya da alüminyum gibi maddeler temas etmediğinden, daha lezzetli kahveler sunmaya olanak tanıyor. 

Susuz kullanıma karşı koruma ve taşma önleyici sensör özellikleriyle de ön plana çıkıyor

Kahve tutkunlarının gözdesi olan Kahvekolik Aqua, şeffaf su haznesi ve dekoratif mavi aydınlatma ışığı ile karanlık ortamlarda dahi su seviyesini net bir şekilde gösteriyor. Aynı zamanda su seviyesi azaldığında susuz kullanımı önlemek için de korumaya geçerek kullanıcıya uyarı veriyor. Birbirinden farklı fincan boyutlarına göre ayarlanabilen taşma önleyici sensörü sayesinde kahvenin fincandan taşmasını önlüyor. Korkmaz Kahvekolik Aqua, 700W verimli enerji tüketimiyle tasarruf sağlayarak elektrik faturalarına da katkı sağlıyor.

Mega Yalıtım Çözümleri Tüm Yenilikleri İle Yapı Fuarı’na Hazır

İstanbul TÜYAP’ta bu yıl 46’ncı kez 17-20 Nisan 2024 tarihlerinde gerçekleşecek olan Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknoloji Fuarı’nda Mega Yalıtım Çözümleri tüm ürün ve hizmetlerini lanse edecek. Tamamen yerli sermaye ile faaliyette bulunan sektörün önemli oyuncularından Mega Yalıtım Çözümleri özellikle son iki yılda sektöre kazandırdığı yeni çözümleri ile fuarda ön planda olacak. 

Ülkemizde yalıtım sektörünün öncü firmalarından olan, üretimini Elazığ’da gerçekleştiren Mega Yalıtım Çözümleri, yapı sektöründe ülkemizin en prestijli fuarı olarak nitelendirilen Yapı, İnşaat Malzeme ve Teknolojileri Fuarı 2024’te tüm ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirecek. 

Fuar öncesi platform için çalışmalarını anlatan Mega Yalıtım Çözümleri Satış ve Pazarlama Direktörü İsmail Helvacıoğlu, bu fuarın yapı malzemeleri sektörü adına büyük önem taşıdığına dikkat çekerek fuar ile ilgili şu yorumda bulundu.  ‘’Özellikle ihracata yönelik yabancı alıcıların ve yatırımcıların büyük ilgi ile izledikleri fuar, firmamız açısından önemli bir konumda. Mega Yalıtım Çözümleri olarak ihracattaki payımızı Yapı Fuarı aracılığı ile daha da genişletmeyi hedefliyoruz. Hem yerli, hem yabancı sektör oyuncularının katılım sağladığı bu platformda bizler de Mega Yalıtım Çözümleri olarak tüm ekibimiz, tüm yenilikçi ürünlerimiz ve sektöre sunduğumuz benzersiz çözümlerimizle yer alacağız.’’

Mega Akustik’in Deneyimleneceği Özel Bir Alan da Olacak

Yalıtım pazarının ihtiyaç duyduğu malzemeleri bir arada üretebilen Mega Yalıtım Çözümleri, 7’nci Salon, 7351 No’lu stantta Taşyünü, XPS, EPS gibi inşaat pazarının ihtiyaç duyduğu önemli yalıtım malzemelerinin yanı sıra Ar-Ge çalışmaları sonucu pazar ihtiyaçlarına göre şekillendirilen MegaBlock, MegaSöve gibi dekoratif aksesuarlar ve hafif yapı elemanlarını tanıtacak. Yine Desiwool, MegaLento ve MegaPan gibi birçok alanda kullanılabilen malzemelerini de lanse edeceği standında ses yalıtımında iddialı olduğu Mega Akustik’in deneyimleneceği özel bir alan da oluşturacak. 

Kaliteli ve zengin ürün gamı, pazarda artış trendinde olan ürün ve sistemleri ile iddialı MEGA Yalıtım Çözümleri dört günlük fuar süresince sektör profesyonellerini, nihai tüketicileri, iş ortaklarını standında ağırlayacak.

Yapıchem Kimya TKYD Üyesi Oldu

Beton, çimento ve inşaat sektörlerine özel katkı kimyasalları üreten Yapıchem Kimya, kurumsal yönetimin yaygınlaştırılması misyonuyla hareket eden Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği üyesi oldu.

Yapıchem Kimya, Türkiye’de kurumsal yönetim anlayışının tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin üyesi oldu.

Şirketin Genel Müdürü Pınar Arıcan Bayramiçli, kurumsal yapılanmanın şirketin geleceği için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. “Aile şirketi olarak, müşteri memnuniyetini artırma ve sürekli büyüme hedefimiz doğrultusunda, iş süreçlerimizi yenilikçi bir perspektifle yeniden şekillendiriyoruz,” dedi. Arıcan Bayramiçli, TKYD üyeliğinin Yapıchem’e yeni bakış açıları kazandıracağını ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmada destek olacağını vurguladı.

Konutta Orantısız Artan Fiyatlar Geri Çekiliyor

Türkiye’deki konut satışları geçtiğimi 8 yılın en düşük seviyesine inerken konut fiyatlarındaki daralma yıllık enflasyonun altında kaldı. Peki; önümüzdeki süreçte piyasasındaki beklentiler ne yönde olacak?

Hükümetin uyguladığı sıkı para politikasının sonuçları gayrimenkul sektörünü etkilemeye başladı. Önümüzdeki süreçte satılık ve kiralık konut fiyatlarında ciddi düşüşler beklendiğini açıklayan Ankara merkezli Gayrimenkul PR şirketi konut sektöründeki beklentileri analiz etti

Orantısız artan fiyatlar, geri çekiliyor

Türkiye’de konut fiyatlarının fahiş oranlarda artmasına neden olan faktörlerin başında hükümetin tüketicilere 1 yıl ödemesiz 0,64 faiz oranında süper avantajlı konut kredisi sunması olduğunu belirten Gayrimenkul PR; ‘özellikle ilanlar aracılığı ile fiyatların köpürtülmesi ve inşaat malzemesi üreticilerinin spekülatif olarak ürünlerine zam yapması gayrimenkulün tüm kategorilerinde fiyatları orantısız şekilde artırmıştı’ denildi

Konut balonu patladı ancak satıcılar bu gerçeği kabul etmiyor

Haziran 2023 tarihinden bu yana uygulanan sıkı para politikasının konut satışlarının geçtiğimiz 10 yılın en düşük seviyelerine çektiğini belirten Gayrimenkul PR, ‘verilere göre konut balonu Eylül 2023 tarihinde patladı ancak inşaat firmaları maliyetleri gerekçe göstererek fiyatlarını düşürmediği gibi artırırken, ikinci el konutlarda seri ilan sitelerinde yanlış fiyatlı ilanlar mülk sahiplerin de fiyatlarını suni olarak yüksek tutmasına zemin oluşturdu’ açıklamasını yaptı

Konut yatırım enstrümanı olmaktan çıktı

Konut fiyatları geçtiğimiz 4 yılın ardından ilk kez, enflasyon altında kaldığını belirten Gayrimenkul PR şunları kaydetti;

‘Türkiye ortalamasına baktığımız zaman yıllık enflasyon %67.7 olarak açıklanırken, konut fiyatları aynı oranda artmadığı gibi ilandaki fiyatların çok daha aşağısına konutların satıldığına şahit olduk

Hükümetin günlük kiralık konutlara uyguladığı sıkı denetim ve ağır vergi yükü bu türden evlerin aylık kiralanmasına veya satışa sunulmasına neden oldu. Ankara’da bu türden 8 bine yakın konutun piyasaya çıktığı öngörüyoruz.

Yatırım amaçlı konut alınmadığı gibi kiraya verilen konutların da her fiyattan satışa sunulduğu yeni bir döneme giriyoruz. Mevduat getiri oranının yüzde 50’ye ulaşması da konut alımlarını ertelediği gibi satılık konut arzını da artıracaktır.

Konut fiyatlarının mevsimsel etkenleri de göz önünde alındığında önümüzdeki süreçte piyasada daralma ve doğal olarak fiyatlarda ortalama yüzde 30 düşüşler bekleniyor. Gerçek alıcı ve satıcının olacağı piyasada fiyatlar orta vadede güvenilir seviyelere oturacak

Konut piyasasındaki durgunluğun sıkı para politikası uygulandığı ve mevduat getiri oranının yüksek olduğu sürece devam edeceğini öngörüyoruz. Satıcılara ve alıcılara önerimiz gayrimenkul almadan veya satmadan önce konusunun uzmanlarında bilgi almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz

Mobilya Sektöründeki Ara Eleman Krizine Özel Proje

Türkiye’nin ihracatta lokomotif sektörlerinden biri olan mobilya dekorasyon ürünleri piyasasında ara eleman sorunu hızla büyüyor. Birçok atölye ve fabrika eleman sorunu nedeniyle üretimlerinde kapasitelerinin altında çalışmak zorunda kalıyor.

Türkiye’de açıklanan verilere göre yaklaşık 3 milyon kişi işsizken, diğer yandan işverenler nitelikli personel ve ara eleman bulamamaktan yakınıyor. Birçok sektör için önemli bir tehdit haline gelen nitelikli eleman sorunu mobilya sektörünü de önemli ölçüde etkiledi.

Gençlerin gerek maaşları gerek çalışma saatleri nedeniyle tercih etmediği birçok iş kolunda, şirketler yana yakıla nitelikli eleman arıyor ama bulamıyor. Bu durum imalat sanayiinden inşaat ve turizme, terzilikten marangozluğa hatta marketlerin kasap, şarküteri, manav gibi uzmanlık isteyen bölümlerine kadar hemen her alanda yaşanıyor. 

Elbette kitle iletişim araçlarının ve sosyal medya, yapay zeka gibi yeni iş kollarının açılması ve dijital dünyanın getirdiği yeni iş alanları da imalat sanayinde nitelikli eleman sorununun derinleşmesine neden oldu. Artık genç nesil daha temiz ortamlarda, daha esnek çalışma saatlerinde, çalışacakları işleri tercih ediyor. 

Fakat bu durum birçok sektörü tehdit eder hale geldi. Bununla ilgili önlem alınması ve imalat sanayisini ayakta tutacak nitelikli eleman sorununun çözülmesi dünyadaki Pazar gücümüz açısından oldukça önemli.

Bu hususta mobilya sektöründe yaşanan bu soruna dikkat çeken ve geliştirdiği proje ile takdir edilebilecek bir adım atan Asortie Mobilya, kendi sektörü açısından önemli bir adım atıyor.

Türkiye’de ürettiği lüks mobilya ve dekorasyon ürünlerini dünyanın birçok ülkesine ihraç eden Asortie Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, sektördeki yetişmiş nitelikli eleman sorununa dikkat çekerek bu alanda geliştirdiği “Zanaat Atölyeleri” projesi ile üretimi tehdit eden sorunun çözümüne bir katkı sağlamayı amaç edinmiş.

Asortie Mobilya, Türkiye’nin en önemli mobilya üretim alanlarından biri olan Bursa İnegöl ve Ankara Siteler’de ilk etapta iki adet “Mobilya Zanaat Atölyeleri” açarak gençleri burada istihdam etmeyi ve üretimin önemini gençlere aşılamayı amaçlıyor. 

Mobilya üretim ustası yetiştirme projesi olan Zanaat Atölyeleri’inden eğitim alan gençler sektörde ahşap oyma, marangoz, cila ve boyama, döşeme gibi birçok alanda istihdam edilebilecek. Gençlere hem meslek öğretecek hem de dijital üretim teknikleri ile geliştirecek bu proje ile ara eleman sorununa önemli bir katkı sunulacak.

İşsiz Sayısı Şubat’ta 3 Milyon 78 Bin Kişi Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 yılı Şubat ayında işsiz sayısının bir önceki aya göre 109 bin kişi azalarak 3 milyon 78 bin kişi olduğunu açıkladı.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 109 bin kişi azalarak 3 milyon 78 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,3 iken kadınlarda yüzde 11,3 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,3 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 147 bin kişi artarak 32 milyon 423 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,5 iken kadınlarda yüzde 32,5 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,0 olarak gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 38 bin kişi artarak 35 milyon 501 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise aynı seviyede kalarak yüzde 54,0 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,7 iken kadınlarda yüzde 36,6 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 15,6 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 15,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,4, kadınlarda ise yüzde 19,6 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 24,5 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 1,9 puan azalarak yüzde 24,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,3 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,6 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretimi Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayına ilişkin sanayi üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, söz konusu ayda yüzde 11,5 artış gözlendi.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Şubat ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,8 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 11,9 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 7,7 arttı.


Sanayi üretimi aylık yüzde 3,2 arttı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Şubat ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,2 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,8 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,3 arttı.

Malatya’da Konut Kira Fiyatları Düşüşte

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan Malatya’da, zor günler yaşayan emlak sektöründe son haftalarda konut satışlarına artan talep yüzleri güldürüyor. Yaklaşık 2 bin kiralık konutun bulunduğu kentte kira fiyatlarında ise her geçen gün düşüş yaşanıyor.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan Malatya’da satılık konutlara talep artarken kira fiyatları ise düşüşe geçti.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşanan Malatya’da, zor günler yaşayan emlak sektöründe son haftalarda konut satışlarına artan talep yüzleri güldürüyor. Yaklaşık 2 bin kiralık konutun bulunduğu kentte kira fiyatlarında ise her geçen gün düşüş yaşanıyor.

“Piyasada sevindirici bir hareketlilik yaşanıyor”

Son haftalarda emlak sektöründe hareketlilik yaşandığını kaydeden Malatya Emlakçılar Odası Başkanı Ali Özgül, “6 Şubat depremleri sonrası büyük bir durağanlık yaşayan gayrimenkul sektöründe son haftalarda bir hareketlilik var. Vatandaş sahaya inmiş, konut arayışına başlamış durumda. TOKİ tarafından kurası çekilen 6-7 bin konut hak sahiplerine teslim edilmesi, yerinde dönüşüm ve kentsel dönüşüm projeleri vatandaşı da hareketlendirdi. Piyasada bir hareketlilik gözlenmekte bu da sektör için sevindirici bir durum” dedi.

“Kira fiyatlarında düşüşler sürüyor”

Kent genelinde kira fiyatlarının düştüğünü belirten Malatya Emlakçılar Odası Başkanı Ali Özgül, geçen yıl yüksek fiyatlara kiralanan konutların boşaltıldığını ifade ederek, “Kira fiyatlarında düşüş devam ediyor. Güvensizlikten dolayı kiralık daireler ilgili görmüyor. Şu an yaklaşık bin 800 ila 2 bin kiralık daire stoku mevcut. Halihazırdaki kiralık konutlara talep bulunmuyor. 2023 yılında yüksek fiyatlara kiralanan daireler boşaltılmaya başlandı. Böyle giderse kira fiyatları düşecektir. Geçen yıl ile kıyaslayacak olursak bu yıl kira fiyatlarında çok büyük bir düşüş var. Kira fiyatları an itibariyle 6 ila 12 bin TL civarında seyrediyor” diye konuştu.

Mart Ayında 8 Sektörde İhracat Arttı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Mart ayında 8 sektörün ihracatını artırdığını belirtti.

Gültepe, yaptığı yazılı açıklamayla, mart ayı ve ilk çeyrek ihracat verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İlk 2 aydaki rekorların ardından mart ayında ihracatın yüzde 4,1 daraldığını bildiren Gültepe, geçen ayki düşüşe rağmen yılın ilk çeyreğini 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 3,6 artıda kapattıklarını vurguladı.

Gültepe, Genel Ticaret Sistemi (GTS) kayıtlarına göre martın 22 milyar 580 milyon dolarlık ihracatla tamamlandığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

“Ocak-mart dönemindeki ihracatta ise 63,7 milyar dolarla tüm zamanların ilk çeyrek rekorunu kırdık. Geçen ay 8 sektörümüz ihracatını arttırdı. Otomotiv, 3,2 milyar dolarla yine ilk sıradaki yerini korudu. İlk 5’teki diğer sektörlerimiz 3 milyar dolarla kimya, 1,6 milyar dolarla hazır giyim, 1,5 milyar dolarla çelik ve 1 milyar 470 milyon dolarla elektrik-elektronik şeklinde sıralandı. Firmaların merkezini baz alan TİM verilerine göre 81 ilimizden 43’ü ihracatını artırmayı başardı. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu. Balıkesir, Edirne, Erzincan ve Kocaeli tarihlerinin en yüksek ihracat değerine ulaştı. Karadeniz, Doğu Anadolu, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerimiz ihracatlarını artırdı.”

Birim ihracat değerini en çok artıran iller Yalova ve Nevşehir oldu

Mustafa Gültepe, birim ihracat değerini en çok artıran illerin Yalova, Nevşehir ve Isparta olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

“Birim ihracat değerini en çok artıran sektörler ise zeytin ve zeytinyağı, fındık ve kuru meyve oldu. 1421 firmamız ilk kez ihracat gerçekleştirdi. En çok ihracat yaptığımız ülkeler Almanya, İtalya, ABD, Irak ve Birleşik Krallık şeklinde sıralandı. Özellikle Latin Amerika’ya ihracatta ciddi artış kaydettik. Avro/dolar paritesinin ihracatımıza pozitif etkisi devam ediyor. Geçen ay parite farkı ihracatımıza 161 milyon dolar katkı verdi. Birim ihracat değerimiz ise 1,41 dolar oldu. Ayrıca Hizmet İhracatçıları Birliğimizin çalışmasına göre mart ayında yaklaşık 7,7 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirdiğimizi tahmin ediyoruz.”

“Pazarlardaki risklerde sınırlı seviyede artış var”

TİM Başkanı Gültepe, önemli pazarlarda talebi yaratan koşulları ve risklerin takibini kolaylaştırmak için son 2 aydır TİM İhracat Pazar Monitörünü (İPM) yayınlamaya başladıklarını hatırlattı.

TİM İhracat Talep Endeksinin şubatta yüzde 0,9 gerilemesine rağmen 100,1 puanla sınırlı iyimserliğini koruduğunu bildiren Gültepe, pazarların risklere karşı direncini ölçen TİM Pazar Dayanıklılık Endeksinin de yüzde 0,3 düşerek 99,4 puana gerilediğine dikkati çekti.

Gültepe, genişleyici para politikası adımlarının gecikmesi ve enflasyonun baskılanamaması nedeniyle pazarlardaki risklerin sınırlı seviyede arttığını anlattı.

“2028’de 375 milyar dolarlık hedefi geçeceğiz”


Mustafa Gültepe, güncel gelişmelere değinerek, Türkiye’nin 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerini büyük bir demokratik olgunlukla tamamladığını bildirdi.

Gültepe, “Sandıktan çıkan mesajın en iyi şekilde okunup, ekonomimizi güçlendirecek adımların atılacağına inanıyoruz. İhracat, Türkiye ekonomisi için lokomotif rolü üstleniyor. Önümüzdeki seçimsiz 4 yıllık dönemin ülkemiz ve ihracatımız açısından en iyi şekilde değerlendirileceğine ve 2028’de mal ihracatında 375, hizmet ihracatında da 200 milyar dolarlık hedefi yakalayıp geçeceğimizi öngörüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Mersin-Adana- Gaziantep Hızlı Tren Hattı 2 Yılda Tamamlanacak

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolu yetkilileri Mersin – Yenice (Tarsus) seferlerinin “Adana-Mersin-Osmaniye-Gaziantep Yüksek Standartlı Demiryolu Hattı İnşaatı Projesi” nedeniyle 2 yıl yapılmayacağını duyurdu.

Mersin-Adana- Gaziantep hızlı tren hattı çalışmaları sebebiyle Mersin-Yenice tren seferleri 2 sene boyunca durdurulacak.

“Adana-Mersin-Osmaniye-Gaziantep Yüksek Standartlı Demiryolu Hattı İnşaatı Projesi” kapsamında yürütülen yol yapım çalışmaları nedeniyle Adana-Mersin seferlerinde değişikliğe gidildi.
22 Nisan tarihinden başlamak üzere 24 ay süreyle Mersin-Yenice hattının trafiğe kapatıldığı duyuruldu.

En Şık Bayram Sofraları Evidea İle Kurulur 

Ramazan Bayramı’nın coşkusu yaklaşırken, sevdiklerimizle bir araya geleceğimiz sofraları özenle hazırlamanın heyecanını da yaşıyoruz. Evidea, sunduğu geniş ürün yelpazesi sayesinde bayram mutluluğu ve şıklığını sofralara taşıyor…

Sekiz ana kategoride geniş bir ürün yelpazesi sunan Evidea, sofraların en değerlisi olan bayram sofralarına şıklık ve mutluluk getirecek. El birliği ile kurulan bayram sofraları için geniş ürün yelpazesiyle her zevke göre alternatifler sunan Evidea, küçük ev aletleri seçenekleriyle de geleneksel lezzetlerin hazırlanmasına yardımcı olacak.

Bayram sofralarının başrolündeki masa örtüsünün seçiminde sadelikten yana olanlar, Evidea’nın göz alıcı ve rengarenk yemek takımları sayesinde masada bayramın büyüsünü yansıtacak. İki renkli, işlemeli, Retro tarzı, altın, gümüş ile bakır renklerindeki çatal bıçak takımları seçenekleriyle sofra düzenindeki detaylar tamamlanacak. Su bardakları için kısa, içecek ikramı için ise uzun bardaklar tercih ederek sofra düzeninizi tamamlamak isteyenler de Evidea’nın birbirinden farklı seçenekleriyle istedikleri masa düzenini kurabilecek. 

Damaklarda unutulmaz lezzetler bırakın

Bayram sofralarının hazırlık sürecinde yardımınıza koşan küçük ev aletleri de Evidea mağazalarında sizleri bekliyor olacak. Çay demleme makineleri, meyve sıkacakları ve gerekli mutfak yardımcıları sayesinde bayram, telaşsız ama bir o kadar da lezzetli geçecek. 

Evidea’nın kendi markası Temfera granit tencereler ve tavalar ile pişireceğiniz yemekler, tüm aile fertlerinizin damağında unutulmaz tatlar bırakacak. Evidea’nın çay ve kahve setleriyle yapılacak ikramlar da misafirlerinize kendini özel hissettirecek. 

Sevdikleriniz için sayısız hediye alternatifi

Evidea’daki sayısız ev dekorasyonu ürünleri sayesinde salon ve oturma odasında misafirler için küçük dokunuşlarla büyük farklar yaratılacak. Bayramda sevdiklerine hediye almak isteyenler de her bütçeye uygun şık ve en özel ürünleri yine Evidea’da bulacak.

GENSED Başkanı Tolga Özdemir: “Güneş Enerjisi Üretimi Tabana Yayılmalı”

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, Türkiye’de enerji dönüşümümün sağlanabilmesi ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2023 yılı başında yayımladığı “Ulusal Enerji Planı”nda ilan edilen 2035 yılına kadar her yıl 3 bin 500 MWe GES kurulum hedefine ulaşılabilmesi için güneş enerjisi üretiminin tabana yayılması gerektiğini anımsattı.

Enerji ticaretinin içine bireyleri katarak, bunun SPK destekli kitlesel fonlama modelleri ile desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, bu durumda finansman sıkıntısı yaşanmayacağını, bunun ekonomik bir model olarak desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Enerji üretim kooperatifleri modelinin başta Avrupa olmak üzere küresel ölçekte yaygın bir yöntem olduğuna atıfta bulunan Özdemir, Türkiye’yi de bu alanda daha ileri taşımak için üretime yönelik kooperatifler kurulması önerisinde bulundu.

“Mikro finans modellerinin tabana yayılması şart”

Avrupa’da 5 kişinin bir araya gelerek bir yerde bağlantı hakkı elde edip, bunun lisansının ücretsiz alabildiğini anlatan Tolga Murat Özdemir, “Bu şekilde üretilen elektrik piyasaya veya PPA (Power Purchasing Agreement/ İkili Anlaşmalarla) firmalara uzun vadeli politikalarla satabiliyor. Böylelikle küçük fonlar ve bireyler de bu işin içine girebiliyor.

Enerji ticaretinin içine bireyleri katmak piyasanın da genişlemesini sağlar” diye konuştu. Bu yaklaşımın SPK destekli kitlesel fonlama modelleri ile destekleniyor olması gerektiğine dikkat çeken Özdemir, sektörün gelişmesi için mikro finans modellerinin bireylere inerek, tabana yayılması gerektiğini vurguladı. Özdemir, iklim değişikliğiyle mücadele eden Türkiye’nin geleceğinin de yenilenebilir enerji imkanlarının yaygınlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi.

“Yeni kapasiteler açıklansın”

 Güneş enerjisi sektörünün öngörülebilir projeksiyonlar oluşturması için lisansız elektrik üretim kapasitesinin şeffaf bir şekilde açıklanması çağrısını yapan Tolga Murat Özdemir, yılbaşında lisanssız elektrik üretimi için verilen 7 bin 500 MWe kapasitenin yayınlandığı günden itibaren 1-2 hafta içinde tükendiğini belirtti.

Özdemir, sırada bekleyen çok sayıda projenin bulunduğunu dile getirdi. Yeni kapasitelerin hayata geçmesi için mevzuattaki zorlukların aşılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Özdemir, kapasitenin olması için de ekonomik olarak büyümek gerektiğini ifade etti. Öte yandan enerji tüketiminin de artmadığına değinen Özdemir, 4-5 yıldan beri Türkiye’de kabaca 310- 330 Terawatth enerji tüketildiğini aktardı.

Kişi başına tüketimin ise yıllık yaklaşık 3 bin-3 bin 500 kWh civarında olduğu bilgisini veren Özdemir, “Batının kişi başı tüketimi ise ortalama yıllık 10 bin kWh. Mevcut fosil yakıtlı santrallerimizi hızla terk edip temiz enerjiye geçebilmemiz için enerji tüketimimizin artması lazım ki bu dönüşümü hızlandırarak destekleyecek yeni kapasiteler oluşabilsin” dedi. Özdemir, ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin sağlıklı bir şekilde artabilmesi için şebekeyi enerji depolama sistemleri ile bir an önce desteklemek gerektiğini kaydetti.

Elektrikli araç şarj istasyonları artmalı”

 Güneş enerjisi sektörünün dikkatle takip ettiği konulardan birinin de elektrikli araçların oluşturduğuna dikkat çeken Tolga Murat Özdemir, Türkiye’de 2023 yılı sonunda açıklanan rakamlara göre 67 bin adet elektrikli aracın bulunduğunu kaydetti.

Özdemir, bu rakamın tahmini olarak 2023 Mart sonu itibarı ile yaklaşık 100 bine ulaştığını dile getirdi. 100 bin araca 16 bin adet şarj noktası gerektiği yönünde bilgi paylaşan Özdemir, Türkiye’nin coğrafi anlamda kapladığı alan hesaba katıldığında her 3 elektrikli araca 1 soketin gerektiğini iletti.

Ayrıca hızlı ( DC) şarj soketlerinin AC şarj soketlerine oranının Türkiye’de oldukça düşük kaldığı tespitini yapan Özdemir, elektrikli araç satışlarının artması için hızlı şarj soketlerinin sayıca yüksek olmasını önerdi. Özdemir, “Hızlı şarj soketlerinin artması şebeke altyapısının daha güçlü olması ve dağıtık enerji ile mümkün olabilir. Dağıtık enerjinin de en önemli kaynağı GES ve depolamadır” değerlendirmesinde bulundu.

“Panel üretiminde düzen sağlanmalı”

 Türkiye’de bugün itibarıyla 70’ten fazla güneş paneli fabrika sının bulunduğunu ve bu durumun atıl kapasiteye yol açtığını ifade eden Özdemir, bu sayının gereğinden fazla olduğunu ifade etti. Tahmini rakamlara göre sektörde yıllık 30 bin MW’lık bir teorik kapasiteden söz edilebileceğine işaret eden Özdemir, bunun pratik olarak uygulanabilirliğinin yıllık 10 bin MW olabileceğini vurguladı.

Ulusal Eylem Planı’na göre Türkiye’de yıllık en fazla 3 bin MW’lık bir kapasitenin güneşten karşılanacağını hatırlatan Özdemir, halbuki üretilen panellerin hepsinin satılabilmesi için ülkede 10 bin MW’lık kapasite olması gerektiğini dile getirdi. Özdemir, şunları kaydetti: “Panel üretim kapasitesini Çin etkisi nedeni ile ihracata da yönlendiremiyoruz, Çin paneli 10 dolar cent/Wp iken bizde 20 dolar cent/Wp. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın bu konuya bir sınırlama getirmesi gerekiyor. Herkese teşvikler verildi. Üreticiler sıkı rekabetten dolayı kalite kontrolden ödün vermeye başladılar.”

“Güneş enerjisi yatırımlarına mevzuat kolaylığı sağlanmalı”

Sanayicilerin, 2026 yılında başlayacak olan sınırda karbon uygulaması için yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verdiğini anımsatan Tolga Murat Özdemir, yatırımların sürdürülebilir olabilmesi için güneş enerjisi yatırımlarına mevzuatlarda kolaylıklar sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm için sağlanan kolaylıkların güneş enerjisi yatırımları için de sağlanması gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Enerji dönüşümünü de bir an önce sağlamak ekonomik gelişim ve istihdam yaratmak için kentsel dönüşüm kadar önemli” dedi. Ruhsat ve imar süreçlerinin kısaltılarak, kolaylıklar sağlanması gerektiğini belirten Özdemir, 1.5 yıl süren bu proje geliştirme süresinin sanayicinin sınırda karbon uygulamasına hazır olabilmesi için Türkiye’de daha kısa zamanda hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: Dünya Gazetesi/Özlem Sarsın

Kıvanç Enerji, Son Teknoloji Güneş Paneli Üretimine Mayısta Başlıyor

Kıvanç Enerji, standart güneş panellerine göre daha dayanıklı ve verimli ‘Cam-Cam’ panellerinde seri üretime başladı. Kıvanç Enerji Direktörü Evrim Ayana, Cam- Cam üretimini TOPCon teknolojisiyle birleştirip, kaliteyi daha da artıracak hattın ise mayısta seri üretime geçeceğini açıkladı.

Türkiye’nin önde gelen yenilenebilir enerji üreticilerinden Kıvanç Enerji, Adana’da kurduğu 1,2 GW kapasiteli tesiste, güneş enerjisi santralleri için yüksek verimlilikte panel üretimi gerçekleştiriyor.

Dünya Gazetesi’nden Ziya İpek’in haberine göre; son yıllarda hayata geçirdikleri üretim hatlarında ise panelleri yüksek teknolojiye entegre hale getirdiklerinin altını çizen Kıvanç Enerji Direktörü Evrim Ayana, kaliteli bileşenlerle son teknolojiyi kullanıp, üretim yapmaları sayesinde rekabetçi bir yapıda ilerlediklerini dile getirdi. Ayana, “Bu alanda katma değerimizi artıracak her türlü teknoloji yatırımını tesislerimize entegre etmeyi sürdürüyoruz. Mayıs ayında seri üretime geçecek hattımız da bu anlayışın bir yansıması” dedi.

Monofacial ve bifacial teknolojilerini kullanıyor

Kıvanç Enerji’nin güneş paneli üretiminde monofacial ve bifacial teknolojilerini kullanarak sektöre hızlı bir giriş yaptığını anımsatan Evrim Ayana, ilave yatırımlarla son olarak Cam-Cam teknolojisini üretim modeline dâhil ettiklerini vurguladı.

Güneş enerjisi panellerinin hücre teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarının oldukça hızlı ilerlediğini kaydeden Ayana, standart güneş panellerine göre daha dayanıklı ve verimliliği yüksek CamCam panellerinin üretimine başladıklarını, Cam-Cam üretiminin Kıvanç Enerji’nin TOPCon teknolojisiyle panel üretimi gerçekleştirmesinin önünü açtığını ifade etti.

“Yeni teknolojilerle üretim yapan rekabette öne çıkıyor”

Güneş enerjisi santralleri üretiminde son yıllarda rekabetin arttığını, yeni teknolojilerle üretim yapan firmaların rekabette öne çıktığına dikkat çeken Evrim Ayana, bu yarışta sektörün önde gelen firmaları arasında yer almayı sürdürmek için Ar-Ge çalışmalarına önem verdiklerini dile getirdi.

Güneş panellerinin yurt genelinde birçok noktaya satıldığını ileten Ayana; kalite, verimlilik ve müşteri memnuniyetine odaklı çalıştıklarını ifade etti. Ayana, sektördeki iddialı konumlarını ise şu sözlerle özetledi: “Panelimizi kullanan müşterilerimiz GES yatırımı yapacak firmalara tavsiye ediyor. Bu memnuniyeti görmek bizleri motive ediyor. İhracata yönelik çalışmalarımızı da şekillendirmeye başladık. Güneş paneli üretiminde hücre üretimi dâhil, tüm bileşenleri ülkemizde üretebilmek için fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz, hayata geçirdiğimiz işlerde en iyisini gerçekleştirmek üretim anlayışımızın odağında bulunuyor.”

Kıvanç Enerji için Cam-Cam teknolojisiyle güneş enerjisi paneli üretiminin dünyada en yeni teknoloji olan TOPCon’a geçişi sağlayacağını dile getiren Evrim Ayana, TOPCon teknolojisinin güneş panellerinin verimliliğini daha fazla artırmak için geliştirildiğini, geleneksel güneş panellerine göre daha yüksek verimliliğe sahip TOPCon panellerin, aynı alanda ve aynı güneş ışığı miktarından daha fazla elektrik üretimine imkân sağladığını kaydetti. Düşük güneş ışığı koşullarında bile daha verimli olan TOPCon panellerin kullanım süresinin 30 yılı bulduğuna dikkat çeken Evrim Ayana, geleneksel güneş panellerine göre TOPCon panellerden 5 yıl daha fazla faydalanıldığını altını çizdi.

TOPCon panellerin daha fazla elektrik üreten, daha düşük maliyetli ve daha çevre dostu bir teknoloji olarak öne çıktığını belirten Ayana, “Kıvanç Enerjiolarak TOPCon güneş panellerini 16 BB olarak üreteceğiz. Mayıs ayında fabrikamızda bir üretim hattının TOPCon panel üretimine başlamasını planlıyoruz. Bu yatırımlarımızla Kıvanç Enerji’yi daha büyütmeyi, ülke ekonomisine desteğimizi artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Yapay zekâyla verimli ve kaliteli paneller üretiyoruz”

Enerji sektöründe hidroelektrik, güneş, rüzgâr ve kojenerasyon yatırımlarıyla yer alan Kıvanç Enerji’nin güneş enerjisi santrallerinde kullanılan panel üretiminde yüzde 100’ün üzerinde büyüme hedeflediğini kaydeden Evrim Ayana, Adana’da yaklaşık 230 bin metrekare alana sahip komplekste en son teknolojileri ve kaliteli bileşenleri kullanarak imalat yaptıklarını iletti. 2023 yılının başında, ilk hatta 600 MW kurulu güce ulaştıklarını, üretimi Ekim ayında ise ikinci hatla destekleyip, kurulu gücü 1,2 GW’a çıkardıklarını hatırlatan Ayana, birçok noktada yapay zekâ destekli kalite kontrol sistemleri kullanmaları sayesinde standartları yüksek ürünlere imza attıklarını bildirdi.

Çarpık Kentleşmenin Önüne Geçilmeli

TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Gül Akyürek Balta, yeni dönemde yerel yönetimlerin öncelikle çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi için son derece rasyonel yaklaşımla politika üretmesi gerektiğini söyledi.

Dünya Gazetesi’nden Müjde Demir’in haberine göre; Gül Akyürek Balta, kentin coğrafi konumu, iklim özellikleri, sanayisi, ticareti, ihracatı, tarımı, serbest bölge ve liman şehri olması özellikleriyle bugüne kadar çok hızlı göç aldığını kaydetti.

Bu bağlamda, süreç içerisinde plansız yapılaşmanın kentin öncelikle çözüme kavuşturulması gereken sorunlarından biri haline geldiğine değinen Akyürek Balta, bütün bu gelişmelerin, barınma, alt yapı ve istihdam gibi var olan sorunların daha da ağırlaşmasına neden olduğuna vurgu yaptı. Akyürek Balta, “Yerel yönetimlerin çevreci bir yaklaşımla, yeşil ekonomiyi gözeterek, politika geliştirmeleri bu noktada çok büyük önem taşıyor.” diye konuştu.

Mersin’deki sanayi ve tarım sektörünün bölgenin ve ülkenin kalkınması için hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Akyürek Balta, şöyle konuştu:

“Mersin’in bölgeye özgü yerel dönüşüm süreçlerinin harekete geçirilmesi için, yerel yönetimlerin kentin tüm paydaşları arasında koordinasyonu sağlamaları ve gerektiğinde yerel ile merkezi yönetim arasında köprü misyonunu üstlenmeleri daha sağlıklı olacaktır.”

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’dan Sektöre Yön Veren Bilgi ve İlham Dolu Etkinlikler

Yapı Fuarı 2024 Etkinlik Programı; mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar, yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri konulu buluşmalara ev sahipliği yapacak!

Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgedeki en büyük, dünyada ise beş büyük yapı fuarından biri olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul bu yıl 46’inci kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Yapı, inşaat malzemeleri ve teknolojileri alanında 10.000’den fazla yabancı profesyonel alıcının beklendiği fuarda iz bırakacak etkinlikler düzenlenecek.

Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, bu yıl yapı, inşaat malzemeleri ve teknolojileri alanında 10.000’den fazla yabancı profesyonel alıcıyı 17-20 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde ağırlayacak.

Güçlü küresel ağını inşaat sektörüne aktararak yeni iş olanakları, ortaklık ve satın alım fırsatları yaratmayı hedefleyen fuar, sektör temsilcilerini güçlü ve yön veren etkinliklerle buluşturacak.

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar ve yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri konuları uzman isimler eşliğinde ele alınacak.

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un 46 yıldır uluslararası bir platform olarak Türk inşaat sektörüne ayna tuttuğunu ifade eden Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “Yapı Fuarı’nda birbirinden farklı ülkelerden ziyaretçi ve katılımcılarımız olacak. Bu yıl 700 milyon Euro’luk bir iş hacmi hedefliyoruz. Katılımcılarımıza sunduğumuz benzersiz ihracat olanaklarının yanı sıra sektör profesyonellerinin güncel bilgi alışverişi yapabilmeleri için ideal bir platform görevi görüyoruz; yeni iş olanakları, ortaklık ve satın alım fırsatları yaratarak inşaat ve yapı sektörünün büyümesine katkı sağlamayı sürdürüyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Yapı Fuarı’nın düzenlediği etkinlikler sektörün trendlerini, önceliklerini belirleyecek. Bu yıl özellikle etkinliklerimizde tasarımda inovatif yaklaşımlar, yapay zeka, sürdürülebilirlik konularına odaklanıyoruz” dedi.Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da her güne farklı bir tema..

ICA Events tarafından düzenlenecek fuar, her yıl binlerce yabancı yatırımcıyla yerli iş ortaklarını bir araya getiriyor. Bölgedeki en etkili iş platformu ve Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul; Türkiye dışında Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan da alıcıları cezbediyor. Bu yıl İtalya, Rusya, Avusturya, Almanya, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden katılımcıları ağırlayacak fuara, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Polonya ve Rusya pavilyon olarak katılıyor. Her yıl düzenlenen “VIP Alım Heyeti Programı” ile bu yıl 60’tan fazla ülkeden 400’ün üzerinde yabancı satın almacıya ev sahipliği yapacak. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024’te bilgi alışverişi sağlamak, inovasyonu teşvik etmek ve yapı sektöründe yeni fikirlerin tanıtılmasına ön ayak olmak adına iş geliştirmeye yönelik etkinliklerle dolu bir program hazırlandı. Yenilikçi Yapısal Ürünler, Ezber Bozan İnşaat Uygulamaları, Tasarımın Geleceğini Şekillendiren Teknolojiler, Doğa Esaslı Mimari Çözümler ile Yapı Sektöründe İletişim ve Pazarlama Eğilimleri odağında 70’i aşkın uzman akademisyen, mimar, tasarımcı ve fikir önderi, Salon 5’te özel kurulan YAPI ARENA’da olacak. Bu çerçevede Yapı Arena Sahnesi Oturumları, Mimari Ustalık Sınıfları ve Turları, Yapı Tech Garage Start-Uplar Buluşması ve Altın Mıknatıs Ödülleri olarak 4 farklı programa ev sahipliğiyapılacak.

• 17 Nisan Çarşamba, fuarın ilk gününde “Kutunun Dışında” teması ile inşaat sektörüne dair sıra dışı fikirler ve yenilikçi malzemeler gündeme taşınacak.

Fuarın ilk gününde dikkat çeken oturumlardan biri; Dönüşümün Yeni Kodu: Ezber Bozan İş Birlikleri başlığı ile yapı malzemeleri alanında son teknolojik yenilikler ve gelişmelerin irdelenmesi olacak.

• 18 Nisan Perşembe gününün teması “Tasarla Türet, Yapay Zeka ile Üret!” olacak. Konu çerçevesinde yapılacak etkinliklerde tasarımın evrimi, teknoloji ve yapay zeka ile ilgili yenilikler ele alınacak. 3D modelleme, akıllı malzemeler ve tasarım süreçlerindeki dönüşüm, malzeme teknolojilerindeki devrim ve akıllı binaların yaratıcı potansiyeli gibi konular, sektördeki ileri düzey çözümler ve yapay zeka destekli sürdürülebilir mimarlık tartışılacak.

Fuarın ikinci gününde dikkat çeken başlıklardan biri olarak Tasarım Teknolojilerinde Devrim: 3B, Yapay zeka ve IOT başlıklı oturumda tasarım dünyasında teknolojinin farklı kullanımlarına dikkat çekilecek.

19 Nisan Cuma gününün teması “Yeşilin Ötesinde”. Bu konu çerçevesinde ele alınacak oturumlarda inşaat sektöründe sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapılacak. Bu özel gün, sektörde sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ve çevresel etki odaklı tasarımı ele alacak; yeşilin ötesindeki konular arasında çevre dostu uygulamalar, topluma duyarlı projeler, karbon nötr yapılar, net sıfır hedefli uygulamalar, karbon ayak izini azaltan malzemeler ve sürdürülebilir mimari çözümler gündeme gelecek. Fuarın üçüncü günündeki 5 farklı oturumundan biri olan

Sürdürülebilirliğe Dürüst Bakış temasıyla işlenecek panelde, çevre dostu ve topluma duyarlı uygulamalar üstünde durulacak.

• 20 Nisan Cumartesi günü “Mimari İletişimin DNA’sı” teması ile söyleşilerde yapı sektöründe iletişim ve pazarlama alanlarına odaklanılacak. Fuarın bu son gününde merak uyandıran Yaratıcı Akrobasi: Disiplinler arası İş Birliği İle Şekillenen Hikayeler etkinliği ile marka iletişimi ve mimarlık disiplinlerine dikkat çekilecek.

Fuar deneyiminizi zenginleştirmek, sektöre yön veren mimar ve uzmanlar ile tanışmak, bilgi ve ilham almak için davetlisiniz! Fuar programını takviminize şimdiden kaydedin.

Yapı Master Class, Yapı Tech Garage ve Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri” Hem yerel hem de yabancı katılımcıları bir araya getiren önemli bir uluslararası platform görevi görerek ziyaretçilerini cezbeden Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024’te, Yapı Master Class ile mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunulacak. Yapı Master Class – Mimari Ustalık Sınıfları ve Özel Fuar Turları’na kayıt yaptıran ziyaretçiler, moderatörler ile fuar alanı içinde farklı ürün gruplarından katılımcı stantlarına ziyaret ederek günün teması ile ilgili sohbetlere katılacabilecek. Ziyaretçiler, etkinlik konukları olacak usta mimar ve mühendisler ile doğrudan bağlantı kurma imkânına sahip olarak, ürünleri öğrenme ve yerinde malzeme deneyimlerinden faydalanabilecekler. Yapı Tech Garage’da ise yapı sektörünün oyun değiştireni start-up ekosistemi tanıtılacak. Yapı tasarımı, uygulama ve müşteri deneyimi için ezber bozan teknolojik ürün ve hizmetler yeni girişimciler tarafından sunulacak. Fuar kapsamında Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri” ile markalar ve ürünlerini sürdürülebilir ve yenilikçi bir şekilde tanıtan katılımcılar da ödüllendirilecek.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’e Özel İskele-Kalıp Salonu!

Fuarda bu yıl, katılımcı firmaların etkileşimini artırmak için İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliğiyle, İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuluyor. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer alacağı bu özel salonda, katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacak.

Etkinlik Programı:

17 Nisan Çarşamba – “Kutunun Dışında”

11:00-11:30 “Mimarlığın Bilindik Sınırlarını Genişletmek” – Anahtar Konuşmacı: Plugofis Kurucusu, Y. Mimar Büşra Al

11:30-12:30 “Yapıda Malzeme Devrimi: Yaratıcı İşlemler ve Yenilikçi Ürünler”- Moderatör: İletişim ve Marka Danışmanı, Lebriz Akdeniz

13:30- 14:15 “Dönüşümün Yeni Kodu: Ezber Bozan İşbirlikleri” – Moderatör: Urbankoop Kurucu Ortağı, Mimar Onur Atay

14:15-15:15 “Fikirden Ürüne Entegre Tasarım” – Moderatör: BINAA Kurucusu, Mimar Burak Pekoğlu

15:30-16:30 “Yapı Sektörünün Oyun Değiştireni: Start-Up Ekosistemi” – Moderatör: BTM Genel Müdürü Elbaşı 16:30-17:00 “Yapı Tech Garage Start-Up Sunumları”

18 Nisan Perşembe – “Tasarla Türet, Yapay Zeka ile Üret!”

11:00-11:30 “Yapay Zeka Okuryazarlığı”- Anahtar Konuşmacı: Sanatçı Eğitmen Bager Akbay

11:30-12:30 “Tasarım Teknolojilerinde Devrim: 3B, Yapay Zeka ve IoT”- Moderatör: Atlas Space CEO’su, Ahmet Burçin Gürbüz

13.30-14:15 “Dijital ve Fiziksel Doku: Mekan ve Malzeme Sentezi”- Moderatör: Urban Atölye&Tuşpa NK, Mimar Nilüfer Kozikoğlu

14:15-15:15 “Akıllı Binaların Yaratıcı Potansiyeli: Yapay Zeka Destekli Mimarlık”- Moderatör: Kadir Has Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı, Doç.Dr. Sabri Gökmen

15:30-16:30 “Mimarlıkta İş Birliği Aracı Olarak Teknoloji”- Moderatör: Degostudio ve Studio Pines Kurucu Ortağı, Volkan Taşkın

17:00-17:30 “Altın Mıknatıs Stant Tasarım Ödülleri” Töreni – Jüri üyeleri: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, İç Mimarlar Odası ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu İstanbul şube yönetim yetkililerinden 5 bağımsız tasarımcı, mimar, mühendis.

19 Nisan Cuma – “Yeşilin Ötesinde”

11:00-11:30 “Doğa Esaslı Düşüncenin Temelleri”- Anahtar Konuşmacı: Praxis Landscape Kurucusu, Doğa Esaslı Çözümler Tasarımcısı, Enise Burcu Derinboğaz

11:30-12:30 “Sürdürebilirliğe Dürüst Bakış”- Moderatör: Teknoloji ve Sürdürülebilirlik İletişimcisi, Dr. Sertaç Doğanay

13:30- 14:15 “Taslakların Ötesinde: Karbon Nötr Yapılar İnşa Etmek”- Moderatör: Sürdürülebilir Binalar Ağı Eş-Koordinatörü, Y. Mimar Yasemin Somuncu

14:15-15:15 “Doğadan Öğrenen Mimarlık” – Moderatör: Praxis Landscape Kurucusu, Doğa Esaslı Çözümler Tasarımcısı, Enise Burcu Derinboğaz

15:30-16:30 “Sürdürebilir Tasarım İçin İş Birliği”- Moderatör: Degostudio & Studio OM Kurucu Ortağı, Özge Meriç

20 Nisan Cumartesi – “Mimari İletişimin DNA’sı”

12:30-13:30 “Mimari İletişimin Güncel Kodlar: Karar Vericilere Ulaşmak” – Anahtar Konuşmacı: FS Mimarlık Kurucu Ortağı, Mimar Sedat Bayrak

14:00-15:00 “Yaratıcı Akrobasi: Disiplinlerarası İş Birliği ile Şekillenen Hikayeler” Moderatör: Mercado Kurucu Ortağı ve Kreatif Direktörü, Yağız Genç

15:30- 16:30 “Olasılıklar Atlası: Tasarımda ve Yapıda Yeninin Rotası” Moderatörler: Degostudio & Studio OM Kurucu Ortağı, Özge Meriç ve Degostudio & Studio Pines Kurucu Ortağı, Volkan Taşkın

Tapu Harcı Düşürülürse KDV ve Kurumlar Vergisi’ndeki Kayıp Azalır

Belediyelerin rayiç bedellerin düşük kalmasından dolayı özellikle ikinci el konut satışlarında çok düşük değerden gösterildiğine dikkat çeken Abdullah Tolu, tapu harcının indirilmesi durumunda KDV ve Kurumlar Vergisi’ndeki kaybın azalacağını söyledi.

Ekonomim Köşe Yazarı Abdullah Tolu, bugünkü köşesinde seçim sonrasında başlayan yeni vergi tartışmalarını kaleme aldı. Tolu, söz konusu yazısında 2024’ün başında gündeme gelen vergi değişiklikleri ile ilgili Torba Yasa çalışmalarının, alınan bir kararla yerel seçimlerin sonrasına bırakıldığını anımsattı.

Abdullah Tolu, seçim sürecinin tamamlanmasıyla beraber, şimdi sırada OVP’de yer alan ve Temmuz ayına kadar sonuçlandırılması öngörülen yeni vergi düzenlemelerinin yer aldığını söyledi. 

Tolu, aslında Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in bugüne kadar yaptığı açıklamaların bazılarında yapılacak yeni düzenlemelerle ilgili ciddi ipuçları verdiğinin altını çizdi.  

Abdullah Tolu, 7597 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanan Orta Vadeli Program’da vergi ile ilgili belli başlı üç konu olduğuna dikkat çekti ve bunları şu şekilde sıraladı: 

1) Vergi tabanının genişletilmesi ve gönüllü uyumun yükseltilmesi, orta vadede doğrudan vergilerin de payının artırılması,     

2) Vergi harcamalarının incelenerek; etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılması,      

3) Kayıt dışılıkla mücadele edilmesi. 

Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, şu an yüzde 1, 10 ve 20 olarak uygulanmakta olan KDV oranlarında bir yükselişe gidilmediğine, fakat yüzde 1 ve yüzde 10 KDV’ye tabi olan mal ve hizmetlerin yer aldığı listelerde değişiklikler olabileceğine vurgu yaptı. 

Ayrıca, Bakan Şimşek’in ÖTV konusuna değinmemesinin ardından sosyal medyada ÖTV oranlarında artışa gidilebileceği iddiaları gündeme geldi. 

Gayrimenkul Sektörüne Yeni Düzenleme

Ekonomim Köşe Yazarı Abdullah Tolu, gayrimenkul sektöründe özellikle ikinci el piyasasında ciddi vergi kayıplarının söz konusu olduğunun altını çizdi. 

“Bu durum tamamen halk arasında belediye rayici denilen tutardan gayrimenkullerin alınıp satılması işleminde yaşanıyor. Gayrimenkuller tapuda gerçek satış bedelinden değil de bu bedele göre oldukça düşük belediye rayici bedelinden alım satım işlemine konu yapılıyor” bilgilerini veren Tolu, bu durumun da tapu harcı başta olacak şekilde gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV ve tapu harcı kaybına sebep olduğuna dikkat çekti. 

Tolu, gayrimenkul sektörünün bu kaybın önüne geçilmesi için tapuda gerçek satış bedeli üzerinden işlem yapılmasını ancak tapu harcı oranlarının düşürülmesini istediğini belirtti. 

“Maliye burada tapu harcındaki indirime takılmamalı, bu satışlarda ortaya çıkan gelir vergisi başta olacak şekilde kurumlar vergisi ve KDV kaybına yoğunlaşmalı. Bir sektörün kendi sektöründe oluşan haksız kazancın vergilendirilmesini istemesi son derece önem arz ediyor. Bu husus gözardı edilmemeli” ifadelerine yer veren Tolu, daha önce kamuya yansıyan başka bir konuya da değindi. 

Tolu, birden fazla konutu olanlardan emlak vergisinin farklı oranlarda alınmasına ilişkin düzenlemenin de gündemde olduğunu belirtti ve “Konut ve iş yeri kiralamalarındaki vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi için, bu sözleşmelerin e-devlet üzerinden yapılmasına ilişkin düzenlemenin de yasalaşması öngörülüyor” diyerek açıklamasını sonlandırdı. 

Kaynak: İnşaat Deryası

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul İçin Geri Sayım Başladı

Yapı ve İnşaat Sektörünün merakla beklediği, dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 17-20 Nisan 2024  tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Güçlü küresel ağını inşaat sektörüne aktararak yeni iş olanakları, ortaklık ve satın alım fırsatları yaratmayı hedefleyen, ihracat kaleminde önemli paya sahip Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul için geri sayım başladı.

Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 17 Nisan’da TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başlıyor. 17-20 Nisan tarihleri arasında açık olacak Fuar, her yıl olduğu gibi bu yıl da inşaat malzemeleri ve teknolojileri alanında binlerce yabancı yatırımcıyla yerli iş ortaklarını bir araya getirmek için gün sayıyor.

Bu yıl İtalya, Almanya, Rusya, Litvanya, Slovenya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore,Polonya, Avusturya ve Çin’den katılımcıları ağırlayacak, 10.000’den fazla yabancı profesyonel alıcının beklendiği Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya ve Polonya pavilyon olarak yer alıyor.  Her yıl düzenlenen “VIP Alım Heyeti Programı” ile bu yıl 70’den fazla ülkeden 400’ün üzerinde yabancı satın almacıya ev sahipliği yapacak Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a  55 bin ziyaretçi bekleniyor.

46. yılı deviren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a yabancı katılımcı, alıcı ve ziyaretçi ilgisinin katlanarak devam ettiğini belirten Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “Ekonominin canlılığını koruması, işbirliklerin sürdürülebilirliği için fuarlar kritik başarı faktörü. Bölgedeki en etkili iş platformu olan Yapı Fuarı olarak, katılımcılarımıza benzersiz ihracat olanakları sunuyoruz; yeni iş olanakları, ortaklık ve satın alım fırsatları yaratarak inşaat ve yapı sektörünün büyümesine katkı sağlıyoruz.  45 yıldır olduğu gibi güçlü küresel ağımızı inşaat sektörüne aktarmayı sürdüreceğiz. Bu yıl70’den fazla ülkeden 400’ün üzerinde VIP satın almacı, 10 binden fazla uluslararası profesyonel alıcı ve  55 bin ziyaretçi bekliyoruz, 700 milyon Euro’luk iş hacmi hedefimiz bulunuyor” şeklinde açıklamada bulundu. 

Sektörü her yıl yeniliklerle tanıştırdıklarını da vurgulayan Keskin, “Bu yıl da oldukça verimli ve yol gösterici bir etkinlik programı hazırladık. Sektörün önderleri tecrübeleriyle yeni fırsatları, sektörün gittiği yönü anlatırken, girişimcilerimiz ise yapı sektörünün geleceğine dair yeni iş modellerini, ürünlerini ve fikirlerini bizlere sunacak. Bu açıdan Yapı Tech Garage alanının önemine dikkat çekmek isterim. Sektörün girişimcilerle biraraya gelerek daha yenilikçi, çözüm odaklı ve verimli sonuçlar elde edebilmesi, Türkiye’nin yapı alanındaki güçlü kaslarının daha da güçlenmesi adına oldukça önemli” dedi.

Dört gün boyunca bilgi ve ilham dolu etkinlikler

Yapı Fuarı 2024 Etkinlik Programı kapsamında dört gün boyunca bilgi ve ilham dolu etkinliklerde;mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar, yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri konulu buluşmalar düzenlenecek. 17 Nisan’da “Kutunun Dışında” teması ile inşaat sektörüne dair sıra dışı fikirler ve yenilikçi malzemeler gündeme taşınacak. 18 Nisan’da “Tasarla Türet, Yapay Zeka ile Üret!” teması ile tasarımın evrimi, teknoloji ve yapay zeka ile ilgili yenilikler ele alınacak. 3D modelleme, akıllı malzemeler ve tasarım süreçlerindeki dönüşüm, malzeme teknolojilerindeki devrim ve akıllı binaların yaratıcı potansiyeli gibi konular, sektördeki ileri düzey çözümler ve yapay zeka destekli sürdürülebilir mimarlık tartışılacak. 19 Nisan Cuma- “Yeşilin Ötesinde” oturumu ile inşaat sektöründe sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapılacak. Bu özel gün, sektörde sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ve çevresel etki odaklı tasarımı ele alacak; yeşilin ötesindeki konular arasında çevre dostu uygulamalar, topluma duyarlı projeler, karbon nötr yapılar, net sıfır hedefli uygulamalar, karbon ayak izini azaltan malzemeler ve sürdürülebilir mimari çözümler gündeme gelecek. 20 Nisan’da “Mimari İletişimin DNA’sı” söyleşilerinde yapı sektöründe iletişim ve pazarlama alanlarına odaklanılacak.

Yapı Master Class, Yapı Tech Garage ve Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri”

Hem yerel hem de yabancı katılımcıları biraraya getiren önemli bir uluslararası platform görevi görerek ziyaretçilerini cezbeden Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024’te,  Yapı Master Class ile mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunulacak. Yapı Master Class’a kayıt yaptıran ziyaretçiler, moderatörler ile fuar alanı içinde farklı ürün gruplarından katılımcı stantlarına ziyaret ederek günün teması ile ilgili sohbetlere katılabilecek. Ziyaretçiler, etkinlik konukları olacak usta mimar ve mühendisler ile doğrudan bağlantı kurma imkânına sahip olarak, deneyimlerinden faydalanabilecekler. Yapı Tech Garage‘da ise yeni girişimciler inovatif ürünlerini sergileme fırsatı bulacaklar. Fuar kapsamında Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri” ile markalar ve ürünlerini sürdürülebilir ve yenilikçi bir şekilde tanıtan katılımcılar da ödüllendirilecek.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’e Özel İskele-Kalıp Salonu!

Fuarda bu yıl, katılımcı firmaların etkileşimini artırmak için  İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. işbirliğiyle, İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuluyor. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer alacağı bu özel salonda, katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacak.  

Fuar deneyiminizi zenginleştirmek, sektöre yön veren mimar ve uzmanlar ile tanışmak, bilgi ve ilham almak için davetlisiniz! Fuar programını takviminize şimdiden kaydedin.

Kalyon PV Güneş Teknolojileri Fabrikası, Üretim Kapasitesini Artırıyor

Kalyon PV Güneş Teknolojileri CEO’su Ersan Tüfekçi, “Bu yıl içinde Faz 4 üretim tesisini hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen fotovoltaik panel fabrikası ve güneş enerjisi santrali yatırımlarına imza atan Kalyon Holding’in güneş enerjisi alanındaki ilk adımı olan Kalyon Fotovoltaik (PV) Güneş Teknolojileri Fabrikası, kuruluşundan bu yana istikrarlı bir şekilde üretim kapasitesini artırıyor. 2020’de ilk aşama olan Faz 1 üretim tesisinin 500 MW kapasitesi, 1 Mayıs 2021’de açılan Faz 2 üretim tesisiyle bin 200 MW’a çıkarıldı. Faz 3 üretim tesisinin yatırım kararı ise 2022 Eylül ayında alındı ve 6 ay gibi kısa bir sürede Şubat 2023’te Faz 3 tamamlandı. Böylelikle üretim kapasitesi hâlihazırda 2 GW’a ulaştı.


Yüzde 90 yerlilik oranıyla öne çıkıyor

Kalyon PV’nin Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen M10 ingot, wafer ve solar hücre üreticisi olduğunu söyleyen Kalyon PV CEO’su Ersan Tüfekçi, yüzde 100 Türk sermayeli olan şirketin, güneş panellerinde yüzde 90 yerlilik oranıyla öne çıktığını dile getirdi. Endüstriyel tesislerden arazi kurulumlarına ve ev tipi kurulumlara kadar geniş bir kullanım yelpazesine sahip güneş panelleri ürettiklerini ifade etti.

Yenilenebilir enerji sektörünün, son yıllarda Türkiye’de önemli bir ivme kazandığını ve büyük bir gelişim gösterdiğini belirten Ersan Tüfekçi, bu gelişimin, çevresel kaygıların artması, enerji güvenliği endişeleri, teknolojik ilerlemeler ve düşen maliyetler gibi birçok faktörden etkilendiğini söyledi. Tüfekçi, özellikle iklim değişikliği ile mücadelede artan baskıların, bölgede yaşanan savaşların ve özellikle Avrupa’nın enerji talebinde alternatif rota arayışının yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talebi artırdığına değindi.

Sera gazı emisyonlarını azaltmak için yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya yönelik politikalar geliştirildiğini anımsatan Tüfekçi, şunları kaydetti: “Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki gelişmeler, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi gibi alanlarda maliyetleri düşürdü. Ayıca fosil yakıtların fiyat dalgalanmaları ve enerji güvenliği endişeleri, yenilenebilir enerjiye olan talebi artırıyor. Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların giderek artacağını düşünüyorum. Kurumsal ve finansal yatırımcılar, yenilenebilir enerji projelerine oldukça ilgi gösteriyorlar. Bu durum sektördeki büyümeyi destekliyor.”

“Yıllık yatırım hedefimiz 100 milyon doları ilk üç ayda tutturduk”

 2024 yılı için yatırım hedefini 100 milyon dolar olarak belirlediklerinisöyleyen Ersan Tüfekçi, bu hedefi GE Vernova Solar & Storage Solutions ve Inogen ile iş birliği anlaşması yaparak gerçekleştirmiş olduklarını ekledi.

Yılın ilk üç ayında yıllık yatırım hedefini tutturduklarını belirten Tüfekçi, Türkiye’nin ihtiyacı olan yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji ihtiyacını tamamen yerli ve millî kaynaklarla sağlayarak, Türkiye’nin daha yaşanılabilir yarınlara ulaşmasına destek olmak, bunu da yaparken enerji ithalatının önüne geçebilmek istediklerinin altını çizdi. Enerji sektöründe millî sorumluluk bilinciyle yatırımlarına devam ettiklerini aktaran Tüfekçi, “Tamamen yerli kaynaklarla ürettiğimiz güneş panelleri ile de teknoloji geliştirme alanında da Türkiye’ye katma değerli üretim sağlıyoruz” dedi.

“Güneş enerjisi alanında teknoloji üretim üssüyüz”

Sadece bir panel üreticisi değil, aynı zamanda güneş enerjisi teknolojileri alanında bir teknoloji üretim üssü olduklarına dikkat çeken Ersan Tüfekçi, Kalyon PV’nin gelecekte yenilenebilir enerji projeleriyle sadece Türkiye’nin değil, dünya enerji sektörünün de şekillenmesine katkıda bulunmayı sürdüreceklerini ifade etti. Bu süreçte inovasyon, kalite standartlarına uygunluk ve çevresel sürdürülebilirlik prensipleriyle sektöre öncülük etmeyi hedeflediklerini ekleyen Tüfekçi, “Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelini maksimum düzeyde değerlendirme vizyonumuz doğrultusunda hareket ediyoruz” ifadesini kullandı.

“GES’lerin 2028 yılında 30 bin MW’a ulaşması bekleniyor”

Ersan Tüfekçi, hükümetin başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını ülke genelinde daha da yaygınlaştırma hedefi açıkladığını hatırlattı. 254 milyar dolarlık yenilenebilir enerji ihracatını artırmanın da bu hedefler arasında yer aldığını aktaran Tüfekçi, 12’nci Kalkınma Planı’na ve TEİAŞ verilerine göre de yaklaşık 10 MW olan güneş enerjisi kurulu gücünün, 2028 yılında 30 bin MW’a ulaşmasının öngörüldüğü bilgisini paylaştı.

“Yerli ‘Seed’ Üretimimizi Gerçekleştirdik”

Kalyon PV’nin yıllık 2 GW’lık güneş panelini; ingot, wafer, hücre ve modül olarak entegre biçimde ürettiği bilgisini veren Ersan Tüfekçi, 2023 yılında Faz 4 yatırım kararı alınarak 10 GW üretim kapasitesi hedefine bir adım daha yaklaştıklarını aktardı. Bu yıl içinde Faz 4 üretim tesisini hayata geçirmeyi hedeflediklerini dile getiren Tüfekçi, ayrıca Kalyon PV’nin Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli noktalarındaki güneş enerjisi santrallerinin panel tedarikçisi olarak önemli bir rol oynadığından söz etti.

2023 yılında ABD’ye ilk yüksek tonajlı ihracatlarını gerçekleştirdiklerini anlatan Tüfekçi, “İhracattaki başarılarımızı bu yıl Belçika’yı ekleyerek devam ediyoruz. Öte yandan geçtiğimiz şubat ayında Çin’in tekelini kırarak, güneş paneli üretiminin ilk adımındaki en önemli ögelerden biri olan yerli “Seed” üretimimizi gerçekleştirdik” diye konuştu.

“Güneş Enerjisi, Türkiye’nin Lider Kurulu Gücü Olacak”

ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, güneş enerjisinde bugüne kadar devreye alınan kurulu gücün 4,5 katının gelecek 12 yılda devreye alınacağını belirterek, “Kurulu güç bakımından tüm enerji kaynakları içinde güneş enerjisi liderliği alacak” dedi.

Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücünün bu yılın mart sonu itibarıyla 12 bin 636 MW’a ulaştığına değinerek, söz konusu rakamın 2035 yılında 53 bin MW’a çıkacağının hesaplandığını bildirdi. Kalaycı, “Ülkemizin elektrik enerjisi kurulu gücüne her yıl en az 3 bin 500 MW seviyesinde güneş enerjisi santrali devreye alması gerekiyor. Bu büyük ivmeye gerek mevzuat gerekse üretim, iletim ve dağıtım altyapımız ile hazır olmamız gerekiyor” dedi.

“Hızımızı 2.5 kat artırmalıyız”

Dünya Gazetesi’nden Özlem Sarsın’ın haberine göre; Türkiye’nin elektrik enerjisindeki kurulu gücünde bu yılın ilk iki ayında 230 MW’lık artış elde edildiğine dikkat çeken Kalaycı, Şubat ayı itibarıyla Türkiye’de ilk kez güneş enerjisi kurulu gücünün rüzgâr enerjisini geride bıraktığını kaydetti. Güneş enerjisi sektörünü kaydettiği ivmenin rakamlara da yansıdığını belirten Kalaycı, şöyle devam etti: “Güneş enerjisi ilk kez 2024 Şubat ayında rüzgâr enerjisini geçti.

Bu önemli bir gelişme, çünkü güneş enerjisi, rüzgâr enerjisine göre çok daha yeni bir sektör. 26 yıllık bir sektör olan rüzgâr enerjisini geçerken; kurulu güç bakımından ithal kömür, linyit gibi kaynakları da geride bıraktı. Şu an Türkiye’deki en büyük kurulu güç doğal gazda. Ardından barajlı hidroelektrikler ve güneş enerjisi geliyor. Sektör kurulu güçte 3’üncü sıraya yükseldi. 2035 senesinde güneşin kurulu güç anlamında lider olmasını bekliyoruz. Bu nedenle hızımızı 2.5 katına çıkarmamız gerekiyor.”

“Her ay en az 300 MW GES devreye almamız gerekiyor”

ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nda ve “Net Sıfır” vizyonunda belirlediği hedeflere ulaşması için her ay en az 300 MW GES devreye alması gerekirken, mevcut durumun bunun çok gerisinde olduğunu hatırlattı. İş yapma kabiliyeti ve piyasa alımları bakımından hızlılık ve güvencenin dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı: “Güneş enerjisinde geçen 10 yılda devreye aldığımız kurulu gücün 4,5 katını gelecek 12 yılda devreye alacağız. Böylesine büyük bir devinimden söz ediyoruz.

Buradaki en büyük sıkıntı lisansız projelerdeki kapasitelerde şu an hâlâ az kapasite açıklanıyor. Aslında yatırım tarafında ilgi var ama kapasite açılmadığı için trafo merkezlerine bağlanılamıyor. Her şey hazır, panel fiyatları oldukça uygun seviyelere geldi, finansal koşullar kötü olmasına rağmen yatırım maliyetleri karşılanabiliyor. Ancak yatırımcılar bağlantı sorununda takılıp kalıyor. TEİAŞ’ın kapasite sorununa hızla çözüm bulması gerekiyor. Yılda belki 4 bin MW kapasite açılıyor olması gerekiyor.”

“Panel fabrikaları düşük kapasite ile çalışıyor”

Türkiye’nin güneş enerjisinde 2024 yılını 2 bin MW’ın altında bir kurulu güç artışı ile kapatacağı öngörüsünde bulunan Alper Kalaycı, şu an ulaşılan kapasite rakamlarının olması gereken hızın yarısından daha az olduğuna dikkat çekerek, hedeflere erişme anlamında gidilmesi gereken daha çok yol olduğunu kaydetti.

Türkiye’de faaliyet gösteren irili ufaklı 72 güneş paneli fabrikasının toplamda 48 bin MW gibi çok yüksek bir kapasiteye ulaştığına değinen Kalaycı, arz ve talep arasında derin bir uçurumun bulunduğunu iletti. Üreticilerin ihracat kanallarını açmak ve Çin ile uluslararası piyasalarda rekabetçi bir yapıya kavuşmak zorunda olduklarını vurgulayan Kalaycı, “Fabrikalarımızın kapasiteleri ile Türkiye’nin ihtiyacı arasında kapanmaz bir fark var.

Türkiye pazarının yüzde 5’ini karşıladığımızda geri kalan yüzde 95 üretim ne olacak? İşte bu yüzden firmalarımız yönünü yurt dışı fuarlara çevirmiş vaziyette. Çin panellerinin giremediği pazarlara girebilme şansları var. Amerika’da panel üretimine başlayan Türk firması var. En büyük sıkıntı panel üretimi fabrikalarımızın düşük kapasitelerle üretim yapıyor olması. Böyle giderse fabrikaların belki de yarısı 1 sene içinde kapanabilir. Ciddi bir eleme yaşanabilir” ifadelerini kullandı.

Panel fabrikalarının içinde bulunduğu açmaza dikkat çeken Başkan Alper Kalaycı, “500 MW’lık fabrikada 100 MW üretmeye çalışacaksınız, üç vardiya çalışabilecekken belki bir vardiya çalışacaksınız. Anti damping çerçevesinde Türkiye’ye dışardan panel girişinin önü büyük ölçüde kesildi. Ancak bu durum yüzlerce konteyner dolusu güneş paneli üreten ekipman girişine sebep oldu. Ayrıca panellerde kullanılan ham maddede Türkiye, kayda değer miktarda ithalat yapıyor. Dengeyi yakalayamadık. İyi bir planlama ve ihtiyaca göre analizler yapıldıktan sonra üreticilere izinler verilseydi, mevcut üreticiler bu zor duruma düşmeyecekti” dedi.

İstinyePark’ın Değeri 1.2 Milyar Dolara Ulaştı

Doğuş Holding ve Qatar Investment Authority, İstinyePark’taki azınlık hisselerini Orjin Group’a 500 milyon dolara sattı. Anlaşmayla birlikte İstinyePark’ın değeri 1,2 milyar dolara ulaştı.

2007 yılında faaliyete geçirilen İstinyePark İstanbul Alışveriş Merkezi Orjin Gayrimenkul ve Doğuş gruplarının ortaklığıyla varlığını devam ettiriyordu.

AVM’nin yüzde 58 payına sahip olan Orjin Gayrimenkul Grubu, yüzde 42 paya sahip olan Doğuş Turizm Sağlık Yatırımları Şirketi’nin hisselerinin de tamamını satın alarak İstinyePark’ın tamamının tek sahibi oldu.

Rekabet Kurumu tarafından onaylanan anlaşmayla birlikte kaynaklar İstinyePark’ın 1,2 milyar dolarda değerlendiğini bildirdi.

Orjin İstanbul’daki İstinyePark’ın yüzde 58 hissesine sahipti.

Kaynaklar Orjin kurucuları Zafer Yıldırım ve Zafer Kurşun’un AVM’yi gayrimenkul yatırım ortaklığına çevirmek istediğini ancak QIA-Doğuş ortak girişiminin bu teklifi kabul etmediğini ve nihayetinde hisselerini satmaya karar verdiğini belirtti.

QIA, Doğuş’un bankalarla olan 2,7 milyar dolarlık bir yeniden yapılandırma planını desteklemek için nakit arayışı içinde olduğu bir dönemde, 2020 yılında İstinyePark’a yatırım yapmıştı.

Katar varlık fonu, Doğuş Turizm’in yüzde 70’ine sahipken, geri kalan hisse Şahenk ailesine ait.

ATA GYO 12 Ayda 32,5 Milyon TL Net Kâra Ulaştı

ATA Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) 2023 yılında 32,5 milyon TL net kâra ulaştı.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ATA GYO, 2023 yılında gösterdiği performansla gelirini 71.1 milyon TL’ye yükseltti. FAVÖK 37.5 milyon TL, net kar ise 32.4 milyon TL olarak kaydedildi. ATA Corner iş modeli ve cadde mağazaları sayesinde yüksek getirili bir portföy oluşturma çabalarını sürdüren şirketin toplam portföy değeri 2023 yılında 386 milyon TL’ye ulaştı. Sağlam finansal yapısıyla dikkat çeken şirket, öz sermayesini de 422 milyon TL’ye çıkardı. Tekirdağ ATACorner, Kayseri/Talas ve ATA Corner Lüleburgaz projeleri ile portföy değerini önemli ölçüde artarken, 2023’ün dördüncü çeyreğinde, Çanakkale Projesi’nden elde edilen KDV dahil 65.772 milyon TL’lik gelirle borç yükümlülükleri azaltıldı ve şirketin hasılatı olumlu yönde etkilendi.   Tekirdağ ATACorner, Kayseri/Talas ve ATA Corner Lüleburgaz projeleri sayesinde portföy değerini büyük oranda artıran şirket, 2023’ün dördüncü çeyreğinde Çanakkale Projesi’nden sağladığı KDV dahil 65.772 milyon TL’lik gelirle borçlarını azalttı ve hasılatını olumlu yönde etkiledi.

2023 yılı şirketin performansını değerlendiren ATA GYO Genel Müdürü Bedri Kurdoğlu şunları söyledi:

“ATA GYO olarak, yüksek enflasyon ortamı ve yaşanan ekonomik güçlüklere rağmen şirketimize, iş ortaklarımıza ve yatırımcılarımıza değer yaratmak için çalışmalarımızı özenle sürdürdük. Çanakkale Projesi’nden elde ettiğimiz satış gelirden dolayı son derece memnunuz.  Satıştan elde ettiğimiz gelirlerle borç yükümlülüklerimizin önemli bir kısmını yerine getirdik, nakit varlıklarımızın seviyesini arttırdık. ATA GYO’nun öncü projelerinden Tekirdağ AtaCorner, Ocak 2024 tarihinde iskan sürecini tamamlayarak açılışa hazır hale geldi. Yapılan anlaşmalar sonucunda Tab Gıda ile işbirliği içinde Burger King, Popeyes ve ayrıca Kahve Dünyası, MRDIY gibi güçlü markalar lokasyonumuzda faaliyetlerine başladılar. ATA GYO olarak hizmet verdiğimiz işletmelerin her zaman en yüksek başarıyı elde etmeleri için çalışırken; kalite, güven ve uygun fiyat sağlanması yönündeki hedeflerimiz doğrultusunda, en ekonomik çözümleri sunmaya devam ediyoruz. Şirketimiz, finansal hedefleri doğrultusunda gelirlerini artırmaya ve gayrimenkullerimizin değer artışıyla özkaynaklarını güçlendirmeye devam edecek.’’

Çin İmalat Sanayisi Aktivitesinde Artış

Çin’de imalat sanayinde ekonomik aktivite, Mart ayında 6 ayda ilk kez büyüme seyrine girdi. Bu artış, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin istikrar kazanmaya başladığına işaret etti.

Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun (UİB) açıkladığı imalat sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), martta geçen aya göre 1,7 puan artarak 50,8’e yükseldi.

Endeks 5 ay sonra büyüme eşiği olan 50 puanın üzerinde çıkarken son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

UİB Kıdemli İstatistikçisi Cao Çinghı, şubat ayındaki Bahar Bayramı tatilinde üretiminin yavaşlamasının ardından Çin imalat sektörünün martta yeniden faaliyetlerine döndüğü ve piyasa aktivitesinin arttığını belirtti.

Ankete katılan 21 alt iş kolundan 15’inde imalat aktivitesinde artış kaydedildiğini aktaran Cao, buna rağmen üretimde ve operasyonlarda sorunların devam ettiği sanayide artan rekabet ve yetersiz talepten yakınan üreticilerin oranının arttığına dikkati çekti.

İç ve dış talep arttı

İç ve dış talepteki artışın imalat aktivitesini canlandırdığı gözleniyor.

İmalat PMI içinde yeni siparişler alt endeksi martta geçen aya göre 4 puan artışla 53’e, yeni ihracat siparişleri alt endeksi ise 5 puan artışla 51,3’e ulaştı.

İmalat PMI, Kovid-19 sonrası toparlanma işaretlerinin görüldüğü 2023’ün ilk 3 ayındaki yükselişin ardından Mart 2023’te 51,9’a çıkmıştı.

Bu tarihten itibaren daralmaya başlayan endeks, Eylül 2023’te 5 ay sonra ilk kez büyüme eşiği olan 50 puanı aşmış ancak yılın son çeyrekte yeniden daralma seyrine girmişti.

Endeks, 2024’ün ilk iki ayında da daralma seyrini sürdürmüş, ocakta 49,2, şubatta 49,1 seviyesinde kalmıştı.

PMI endekslerinde 50’nin üzerindeki değerler ekonomik faaliyetlerdeki artışa, altındaki değerler ise azalmaya işaret ediyor.

İmalat dışı PMI

Bu arada, hizmetler, inşaat, madencilik ve tarım gibi sektörleri kapsayan imalat dışı PMI ise martta son 3 aydaki yükselişini sürdürdü.

Şubatta 51,4 olan endeks, martta 1,6 puan artışla 53’e çıkarken büyüme eşiğinin üzerindeki seyrini korudu.

İmalat dışı PMI içinde hizmetler alt endeksi geçen aya kıyasla 1,4 puan artışla 52,4’e, inşaat sektörü alt endeksi ise 2,7 puan artışla 56,2’ye yükseldi.

İş beklentileri alt endeksleri her iki sektörde artış kaydetti.

İmalat ve imalat dışı aktivite endekslerinin bileşiminden oluşan Bileşik PMI, şubattaki 50,9 seviyesinden martta 52,7’ye yükseldi.

Kaynak: Bloomberg HT

Türkiye Genelinde Yalıtımlı Konut Sayısı 4 Milyon 400 Bin Düzeyinde Kaldı

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, Türkiye’de her 10 konuttan sadece 2’sinin yalıtılmış durumda olduğuna dikkat çekti.

Ülkemizde 2023 yılı itibarıyla toplam konut sayısı 22 milyona ulaştı. Buna karşın, yalıtımlı konut sayımız 4 milyon 400 bin düzeyiyle sınırlı kaldı. Türkiye’deki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde 20’sinin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda olduğunu kaydeden İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Karşılaştığımız her 10 konuttan 8’i enerji tasarrufu ve bina ömrü bakımından gerekli olan yalıtım uygulamalarına sahip değildir. Oysa ki yalıtım gerek ülkemizin ekonomik kalkınması gerek enerji tasarrufu gerekse sürdürülebilir bir gelecek için milli görevimizdir” dedi.

Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeninin tüm ithalat içindeki yüzde 20-25 gibi ciddi bir paya sahip olan enerji ithalatı olduğunu aktaran Murat Savcı, “Türkiye’nin enerji ithalatı faturası 2023 yılında 69 milyar 115 milyon dolar olarak kayda geçmiştir. Ülke olarak milyarlarca dolar ödeyerek kullandığımız enerjiyi yurtdışından satın almaktayız. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’ı binalarda, yaklaşık yüzde 30’u sanayide, geri kalanı da ulaşım ve tarım gibi alanlarda kullanılmaktadır. Binalarımızda tükettiğimiz enerjinin ise yüzde 80’ini ısıtma ve soğutma amaçlı kullanmaktayız. Konutlarda en sık karşılaşılan problem ‘yalıtım eksikliğinden dolayı ısınamama’ sorunudur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları araştırmasına göre nüfusun yüzde 39,3’ü konutunda yalıtım eksikliğinden dolayı ısınma sorunu yaşamaktadır. Nüfusun yüzde 36,9’u ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle karşılaşmaktadır” diye konuştu.

Isı yalıtımının, kendini kısa zaman içerisinde amorti ederek hem daha iyi ısınmanızı hem de enerji faturalarınızda tasarruf etmenizi sağladığını vurgulayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtım için harcanan maliyetin lüks bir harcama değil, aksine tasarruf ve konforun yakalanması için yapılması gereken ciddi bir yatırım olduğunu hatırlattı. Doğru yalıtım malzemesi, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile yalıtım yapmanın, bina ömrü boyunca en iyi getiriyi ve en yüksek konforu sağlayacağını ifade eden Savcı, “Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir bina, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağlamaktadır. Isıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimleri için çok düşük miktarda enerjiye ihtiyaç duyan Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB) konsepti ile ise çok yüksek enerji verimliliği elde edilebilmekte ve yalıtımsız bir binaya göre ortalama yüzde 90 daha az enerji tüketimi mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tasarruf konusunda almamız gereken önlemlerin başında yalıtım uygulamaları gelmektedir. Tüm binalarımızın TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılması halinde, ülke olarak enerji tüketiminde yüzde 14, doğalgaz tüketiminde ise yüzde 26,4 gibi önemli oranlarda tasarruf etmemiz mümkün olacaktır. Unutmamak gerekir ki yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararlı gaz salımlarının azaltılması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Bu nedenle her zaman yalıtıma ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.

İzocam’ın sloganı: “Bugünlere yalıtım, yarınlara yatırım”

Yalıtım sektörünün lider kuruluşu İzocam olarak, bu yıl “Bugünlere yalıtım, yarınlara yatırım” sloganıyla yalıtımın önemine bir kez daha dikkat çektiklerini dile getiren Genel Direktör Murat Savcı, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:

“Paris Anlaşması’ndaki gibi uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi, Türkiye’deki binaların daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşmasına bağlıdır. 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefine ulaşabilmemiz için binalardan ortaya çıkan ısıtma ve soğutmadan kaynaklı emisyonları azaltılmamız gerekmektedir. Şu anda ülkemizde standartlara uygun yalıtımlı binalarda yıllık enerji sarfiyatı metrekare başına 120 – 150 kw düzeyindedir. Bina enerji verimliliği konusunda gelişmiş ülkelerde birim metrekare/yıl olarak enerji tüketimi ise 30-50 kw olarak belirlenmiş durumdadır. Dolayısıyla AB ülkeleri ile aramızda yaklaşık 4-5 kat fark bulunmaktadır.

Ülkemizde son dönemde enerji verimliliği ile ilgili önemli bir adım atıldı ve 1 Ocak 2023 tarihi itibariyle Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ndeki değerler güncellendi. Bununla birlikte, yeni yapılacak binalarda asgari enerji performansı “B”ye çıkarıldı. Düzenleme, ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında kabaca cephelerde 3 cm, çatılarda 5 cm ve döşemelerde 3 cm mertebelerinde bir artışı da beraberinde getirdi. Bu düzenleme ile bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfının en az ‘B’ olacak şekilde inşa edilmesi ve kullanılacak enerjinin en az yüzde 5’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması zorunlu hale geldi. 1 Ocak 2025’ten itibaren ise bir parseldeki toplam inşaat alanı sınırı 5 bin metrekareden 2 bin metrekareye çekilerek neredeyse sıfır enerjili bina konseptinin kapsamı genişletilecek ve yenilenebilir enerji şartı yüzde 10’a getirilecek. Ancak enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için tüm binaları kapsayan ve enerji verimliliğinde yüzde 20’den çok daha fazla iyileştirme hedefleyen düzenlemelere ihtiyacımız olduğunu da unutmamamız gerekmektedir.”

ABD İnşaat Harcamaları Şubat’ta Düştü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı, Şubat ayına ilişkin inşaat harcama verilerini açıkladı. Verilere göre ülkede inşaat harcamaları, yüzde 0,3 düştü.

Buna göre ülkede inşaat harcamaları, mevsim etkilerinden arındırılmış olarak şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 0,3 azalarak 2 trilyon 91,5 milyar dolar oldu.

İnşaat harcamalarına dair piyasa beklentisi, bu dönemde yüzde 0,7 artması yönündeydi. Düşüşünü ikinci aya taşıyan inşaat harcamaları ocakta da yüzde 0,2 azalmıştı.

Kamu inşaat harcamaları şubatta yüzde 1,2 azalırken, özel sektör inşaat harcamaları yatay seyir izledi.

Enda Enerji Halka Arza Başvurdu

Yenilenebilir enerji üreticisi ve Margun Enerji iştirakı Enda Enerji, halka arz için SPK’ya başvurduğunu duyurdu.

Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren Enda Enerji, halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, tamamı yenilenebilir kaynaklara dayalı 10 elektrik santrali ile halihazırda 180.18 megavat kurulu güce sahip Enda’nın halka arzı için Tacirler Yatırım yetkilendirildi.

Açıklamaya göre, sermaye artırımı yöntemi ile gerçekleştirilecek halka arzdan elde edilecek fon bağlı ortaklıklar bünyesindeki rüzgar ve hibrit GES santrallerinin, altyapı, kapasite ve verimlilik artışına yönelik yatırımlarının finansmanında kullanılacak.

Sağlanan fon ayrıca bağlı ortaklıklarının sermayesindeki payının artırılması, yurt içi ve yurt dışında, enerji sektöründe yatırım fırsatlarının fonlanması ile işletme sermayesinin güçlendirilmesinde kullanacak.

Copa,MCE Milano Fuarı’nda Yeni Ürünleriyle Dikkat Çekti

Copa Isı Sistemleri, genişleyen ürün yelpazesiyle Milano’da düzenlenen MCE – Mostra Convegno Expocomfort Fuarı’na katıldı. İklimlendirme, yenilenebilir kaynaklar, enerji verimliliği ve su sektörlerine yönelik en son teknoloji ve sistemlerin sergilendiği fuarda Copa; ısı pompası, fan coil, fanlı radyatör gibi yeni ürünlerini ziyaretçilere tanıttı.

İklimlendirme ve yenilenebilir enerji sektörlerindeki en önemli global buluşmalardan biri olarak kabul edilen ve bu yıl 43.sü düzenlenen MCE – Mostra Convegno Expocomfort Fuarı, 12 – 15 Mart 2024 İtalya’nın Milano şehrinde gerçekleşti. Dört gün boyunca iklimlendirme sanayi, akıllı çözümler ve yenilebilir enerji sektöründeki güncel gelişmelerin masaya yatırıldığı 2024 MCE Milano Fuarı’nda Copa; fuar boyunca standında dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyonelleri, tedarikçiler, iş ortakları ve ziyaretçileri ağırladı. 

Bu yıl 43’üncüsü gerçekleştirilen fuarda, Copa; ısı pompası, fan coil, fanlı radyatör gibi yeni ürünlerinin yanı sıra kombi, kazan, şofben, klima, panel radyatör gibi mevcut ürün yelpazesini de tanıttı. Copa, dört kıtada 40’tan fazla ülkeye ihracat yaptığı ürünlerini daha geniş bir kitleye sunma şansı buldu ve ziyaretçilere ürünleri hakkında ayrıntılı bilgiler sağlayarak sorularını yanıtlama fırsatı yakaladı.

Hatay’da Heyelan Riski Nedeniyle Taşınacak Bölgeye 228 Adet Konut İnşa Ediliyor

Hatay’ın Belen ilçesinde heyelan riski nedeniyle taşınmasına karar verilen Kömürçukuru Mahallesi’ne 228 konut inşa ediliyor.

Belen Kaymakamı Mahmut Sami Yılmaz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünce 228 konutun inşaatına başlanan Kömürüçukuru Mahallesi’ni ziyaret etti.

Çalışmaları inceleyen Yılmaz, yetkililerden bilgi aldı. Yılmaz, mahallenin, 2019’da meydana gelen heyelan nedeniyle yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki bir bölgeye taşınmasına karar verildiğini söyledi.

Mahalledeki bazı ikametlerin, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerde de hasar gördüğünü belirten Yılmaz, şöyle konuştu:

“AFAD’ın çalışmasıyla 228 konut olarak planlanan proje depremin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğüne devredildi. Büyük bir proje olarak tasarlanan konutlarda inşaat çalışmalarına başlandı. 400 yıllık mahallemiz, yeni yerine taşınacak, yeni bir mahalle oluşturulacak.”

Kaynak: AA

Gayrimenkul Yatırımcıları Son Dönemde Kentsel Dönüşüme Girecek Daireleri Satın Almak İstiyor

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Gayrimenkul yatırımcıları da son dönemde özellikle kentsel dönüşüme girecek daireleri satın almak istiyor.” dedi.

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, Özellikle deprem öncesi yapılmış eski yapıların metrekare fiyatları ile yeni inşa edilmiş yapıların metrekare değerli arasında üç katın üzerinde değer farkı bulunuyor. Bu durum son dönemde yatırımcıyı kentsel dönüşüm kapsamında yenilenebilecek evleri satın almaya yöneltti diyebiliriz. Emlak işletmelerimize son dönemde gelen yatırımcıların özellikle kentsel dönüşüme uygun yerler aradıklarını görüyoruz” dedi.

Türkiye genelinde bakanlık verilerine göre kentsel dönüşüm ile 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümü tamamlandı. 400 bin bağımsız bölümün ise dönüşüm süreci devam ediyor. Gayrimenkul yatırımcıları da son dönemde özellikle kentsel dönüşüme girecek daireleri satın almak istiyor.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Özellikle deprem öncesi yapılmış eski yapıların metrekare fiyatları ile yeni inşa edilmiş yapıların metrekare değerli arasında üç katın üzerinde değer farkı bulunuyor. Bu durum son dönemde yatırımcıyı kentsel dönüşüm kapsamında yenilenebilecek evleri satın almaya yöneltti diyebiliriz. Emlak işletmelerimize son dönemde gelen yatırımcıların özellikle kentsel dönüşüme uygun yerler aradıklarını görüyoruz. Hatta kat ilave hakkı olan, daha fazla metrekare yapılabilecek binalar yatırımcılar için öncelikli. Bazı ilçelerde ise çatı piyesli dairelerin, ayrı kata dönüşebilecek olması bu tür dairelere olan ilgili de artırıyor. Yarısı Bizden gibi dönüşüm kampanyaları ile uygun maliyetle binaların yenilenebilecek olması gayrimenkul yatırımcılarına yeni fırsatlar doğurabilecek” dedi.

Yarısı Bizden Uygulamaları Başladı

Özellikle İstanbul’da 1 milyon 233 bin bağımsız bölüm için Yarısı Bizden kampanyasına başvuru yapıldığını hatırlatan Özelmacıklı, “Önce Üsküdar sonra da Bahçelievler’de ilk Yarısı Bizden kampanyasından faydalanan kentsel dönüşüm uygulamaları başladı. Hak sahiplerine bir konut için 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi, iş yeri için de 350 bin lira hibe, 350 bin lira kredi desteği veriliyor. Kredi verilirken gelir ve kredi puanına bakılmıyor. Bakanlık ödemeleri hak sahibi adına yükleniciye dört taksitte yapıyor. Ücretin yüzde 10’unu inşaat devam ederken, yüzde 30’unu kabası bitince, yüzde 30’unu ince işçiliği bittiğinde, kalan yüzde 30’u ise iskan aldıktan sonra ödeniyor” şeklinde konuştu.

Başvuru Yapmayanlar Faydalanamıyor

Yarısı Bizden kampanyasına daha önce başvuru yapmayanların kampanyadan faydalanamadıklarını da ifade eden Özelmacıklı, “Ayrıca projedeki bağımsız bölüm sayısı veya inşaat alanının mevcut bağımsız bölüm sayısı veya inşaat alanının bir buçuk katını geçmesi halinde de kampanyadan faydalanılamıyor. Yapı ruhsatı 1 Nisan 2023`ten önce alınan yeni yapılar da gene kampanya dışında. Dönüşüm sürecinde bir ilk de yaşanıyor. Kampanya kapsamında taşınmazı kullanan kişiye bir kereye mahsus 100 bin lira da taşınma desteği verilecek. Dönüşüme girecek evde ev sahibi yaşıyorsa ev sahibi, kiracı varsa kiracı bu desteği alacak. Hak sahiplerinin ödemeleri ise ruhsat tarihinden itibaren 24 ay sonra başlayacak” dedi.

İnşaat Malzemesi Sanayisinde Üretim Artışı Yüzde 3,3 Oldu

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Aylık Sektör Raporu’nun mart ayı sonuçlarını yayımladı.

İnşaat sektörü ve inşaat malzemesi sanayisine yönelik sonuçların değerlendirildiği rapora göre, inşaat malzemesi sanayisinde ocakta üretim artışı yüzde 3,3 oldu.

İnşaat malzemesi sanayisinin 10 alt sektöründe artış yaşanırken, 12 alt sektörde üretim azaldı.

Geçen yıl inşaat malzemesi sanayi üretimi 2022’ye göre yüzde 5,7 artarken, bu yükselişte birçok gelişme etkili oldu. Bu unsurların başında inşaat sektörünün 5 yıl aradan sonra yüzde 7,8 büyümesi geldi.

Yerel seçimler öncesi tüm belediyelerde kentsel dönüşüm faaliyetleri, güçlendirme çalışmaları, deprem ve afetlere hazırlık vaatleri öne çıkarken, hızlanması beklenen kentsel dönüşüm faaliyetlerinin 2024’te inşaat sektörüne 1,5 puan büyüme katkısı sağlaması öngörülüyor.

Deprem bölgesinde konut dışı binalar, kamu binaları ve sosyal donatı inşaatları sürerken, mart sonuna kadar bölgede 78 bin konutun inşaatı tamamlandı. Yıl sonuna kadar 122 bin konutun daha inşaatının tamamlanması hedefleniyor.

Bu yıl kamu yatırımlarında büyüme sınırlı olsa da devam eden ve yeni başlayacak öncelikli projelerle kamu inşaat faaliyetlerinin inşaat sektörünün büyümesine 1 puan katkı vermesi bekleniyor. 2024’te özel sektörün konut ve konut dışı inşaat faaliyetlerinde sıkılaşma politikaları ve yüksek faizler ve maliyetler nedeniyle sınırlı bir büyüme göstermesi öngörülüyor.

Rapora göre, inşaat sektöründe istihdam seviyesi de artıyor. 2023 yılının ikinci yarısında 1,78 milyon kişiye kadar yükselen ve son çeyrekte yüksek seviyesini koruyan istihdam, mevsimsellik sebebiyle Ocak 2024’te düştü. Ancak buna rağmen istihdam seviyesi 2023 ve 2022’nin ocak aylarının üzerinde seyretti.

İstanbul Park’ın İhalesi Tamamlandı

Birçok kez Formula 1’e ev sahipliği yapan İstanbul Park ihalesini Can Holding kazandı.

İstanbul Tuzla ilçesindeki, Akfırat mevkiinde 2003 yılında yapılan ve 2005 yılında ilk Formula 1 yarışlarının yapıldığı İstanbul Park Pisti için bugün yeni ihale yapıldı. İhaleye tek şirket katıldı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, 18 Temmuz 2003 tarihinde büyük hissedarları arasında TOBB ve İstanbul Ticaret Odası olan Formula İstanbul Yatırım A.Ş. (FİYAŞ) ile 20 yıllık kira sözleşmesi imzalamış ve tahliye işlemlerinin tamamlanmasının ardından 2 Nisan 2024 günü ihale kararı almıştı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bugün düzenlediği ihaleyi Bilgi Üniversitesi ve Doğa Koleji’nin de sahibi olan Can Holding kazandı.

İhale ilanına göre, tahmini bedeli 117 milyon 806 bin dolar olarak açıklanmış, işletme hakkı süresi ise 30 yıl olarak belirlenmişti.

İhale şartnamesinde, ihaleyi kazanan şirketin, pistte Formula 1 yarışlarının düzenlemesine ilişkin dikkat çeken bir madde bulunuyordu.

Sözleşmde “Yüklenici Formula-1 yarışlarının 2026 yılı itibari ile taşınmazda mevcut Formula-1 pistinde başlayacağını taahhüt edecek 2026 yılı dahil bu yıldan sonra yarışların yapılamadığı her yıl için o yıla ait Formula-1 anlaşma bedelinin yüzde 25’i kadar bedelin yıllık olarak idareye tazminat ödenmesi” ifadesi yer alıyordu.

AB, Yunanistan’a Yenilenebilir Enerjide Kullanılması İçin 1 Milyar Avro Destek Veriyor

Avrupa Birliği (AB), Yunanistan’da yenilenebilir enerji kaynaklarında kullanılması amacıyla verilecek 1 milyar avroluk desteği onayladı.

AB Komisyonu, Yunanistan’da yenilenebilir enerji üretimi ve depolanmasına ilişkin 2 proje desteğinin onaylandığını açıkladı.

Açıklamada, desteklenecek Faethon projesi kapsamında 252 megavatsaat kapasiteli 2 fotovoltaik ünite, entegre erimiş tuz depolama üniteleri ve trafo merkezi inşa edileceği, bu projeyle elektrik üretiminin sağlanacağı ve ihtiyaç fazlası enerjinin depolanacağı belirtildi.

Entegre lityum iyon pil enerji depolama sistemine sahip 309 megavatsaatlik bir fotovoltaik ünitenin inşasını içeren Seli projesiyle de elektrik üretimi ve şebeke istikrarının optimize edilmesinin amaçlandığı bildirildi.

Açıklamada, 2 proje inşaatının da 2025 yılının ortalarında tamamlanmasının planlandığı belirtilerek, desteğin 20 yıl boyunca fark sözleşmeleriyle verileceğine işaret edildi.

Söz konusu projelerin Yunanistan’ın iklim ve enerji hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacağı kaydedildi.

AB üyesi ülkelerin kamu desteklemelerini ne şekilde sağlayacaklarını belirleme yetkisi AB Komisyonunun görev alanına giriyor. Üye ülkeler, kamu desteklemelerini sadece rekabete zarar vermeyecek şekilde ve kamu yararına uygun durumlarda kullanabiliyor.

Mersin’de 44 Okulun İnşaatı Bu Yıl Tamamlanacak

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, “Yapımı devam eden 49 okulumuzdan 44’ünün inşaatını bu yıl içerisinde tamamlamayı planlıyoruz.” dedi.

Vali Ali Hamza Pehlivan Başkanlığında, Mersin’de eğitim alanında hayata geçirilen, devam eden ve planlanan yatırımlarla, eğitim öğretim hizmetlerine ilişkin değerlendirme ve koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi.

Vali Pehlivan toplantıda yaptığı konuşmada, il genelinde, Milli Eğitim Bakanlığının sağladığı desteklerle eğitim öğretim alanında her geçen gün hem donanım standartları, hem de fiziki şartların çok daha iyi seviyelere ulaştığını belirtti.

Geçen yıl ve bu yılın başından itibaren başlatılan 99 okul inşaatının devam ettiğini ifade eden Pehlivan, “Bunların 34’ünün inşaatını bitirdik. Öğrencilerimiz bu okullarımızda eğitim öğretim almaya başladı. Yapımı devam eden 49 okulumuzdan 44’ünün inşaatını bu yıl içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. 15 okulumuzun da inşaatı ihale aşamasına gelmiş durumda. Bunların bütününe baktığımız zaman, yaklaşık 2 bin dersliği ilimizdeki eğitim öğretim hizmetlerine kazandırmış olacağız. Bu önemli yatırımların hayata geçmesi konusunda sağladıkları desteklerden dolayı başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Milli Eğitim Bakanımıza ve Bakanlığımızın ilgili birimlerine ilimiz adına şükranlarımızı sunuyorum. Bu yatırımlarla ilgili iş ve işlemleri, kontrol hizmetlerini gerçekleştiren Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığımıza (YİKOB) ve Milli Eğitim Müdürlüğümüze de teşekkür ediyorum” dedi.

Toplantıda ayrıca, kentteki eğitim öğretim kalitesini daha da arttırmaya yönelik öğretmen ve öğrencilerin katılımıyla yürütülen çalışmalar, ulusal ve uluslararası nitelikteki bilim, teknoloji ve sosyal içerikli projeler ele alındı.

Makina Sektöründe Dijital Dönüşüm ve Üretim Süreçleri

Talaşlı İmalat Sanayinin önemli oyuncularından olan GNC Makina’nın Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Çetinkaya, dijital dönüşümü, sektörde bu dönüşümdeki süreçleri, yapay zekayı ve Kobi’lerin dönüşümdeki duruşlarını anlattı.

Dijital dönüşümün sadece sanayi alanında değil tüm sektörlerde en trend konu olduğunu belirten Gökhan Çetinkaya tüm bu dönüşümün temelinde üretimde verimliliği artırmanın olduğunu söyledi. Verimliliğin en üst seviyelere çıkmasıyla rekabet gücünün ve buna paralel olarak ihracatın da artacağını ifade eden Çetinkaya, tüm bunların da makinalarla gerçekleşeceğini belirtti. 

Çetinkaya, dijital dönüşüm ile ilgili sektörün güncel durumunu ve gelişmeleri şöyle anlattı: ‘’Öncelikle makinaların bu dönüşüme entegre olması, sonra işletmelerin bu dönüşüme ayak uydurması oldukça önem arz ediyor. Makinalar hayatımıza girdikten sonra üretim hız kazandı, üretim hassasiyetleri ve üretim kalitesi arttı. Tüm bunlar ülke olarak rekabet gücümüzü de artırdı. Makineleşme ile birlikte insan hataları geri planda kaldı ve tabii ki maliyetler de düştü.’’ 

YAPAY ZEKA İNSANIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRIR!  

Artık Yapay Zeka’nın hayatın her alanında olduğunu belirten Çetinkaya, üretimde ve sanayide yapay zekayı entegre etmenin zorunlu olduğunun altını çizdi. İşin temelinde verimlilik ve rekabet olduğunu da ifade eden Çetinkaya, tek üretici ülkenin bizler olmadığını dünyada bu konuda birçok rakibimizin olduğunu da sözlerine ekledi. Bugün bakıldığında yapay zekanın insandan ayrı bir birim olmadığını belirten Çetinkaya, Yapay Zeka için ‘’İnsanın işini kolaylaştıran, süreçleri optimize eden, işi hızlandıran ünitelerdir’’ ifadelerini kullandı. 

DİJİTAL DÖNÜŞÜM ŞART!

Kobilerin dijital dönüşümdeki süreçlerine de değinen Çetinkaya, konuyu şöyle özetledi: ‘’Kobilerin de bu alanda çalışmaları var. Olmak zorunda da. Çünkü dijital dönüşümün zorunluluğunun farkındalar. Tüm bu değişim için bugün başladı yarın hemen değiştik diye bir şey söz konusu değil. Bu Kobi’ler için bir süreç, aynı zamanda bir kültür değişimi. Yani eski alışkanlıkların bir kenara bırakılıp, dijital dönüşüm süreci içinde yapılması gerekenlerin yapılması.  Ekibinizi, çalışanlarınızı bu konuda eğitmek ve alışkanlıkları unutup tüm bunları kabul ettirmek o kadar kolay değil. Ama şu da bir gerçek dönüşüme ayak uydurmayan şirketler küçülecek ve yok olacaklar.’’

MÜŞTERİYİ TANIMAK, İHTİYACA YÖNELİK ÜRETİM MODELİ GELİŞTİRMEK ÖNEMLİ

Yapay Zeka ile sadece, verimlilik ve hız artmıyor diyen Çetinkaya, en önemli konuların başında müşteriye özel üretim yapabilme kabiliyetinin geldiğini söyledi. Müşteriyi anlamanın ve beklentilerini karşılamanın çok önemli olduğunu ifade eden Çetinkaya, ‘’Bu konuda yapay zeka çok aktif. Yani müşteriyi tanımlamak, onun önceki alışkanlıklarını anlamak, bununla ilgili data oluşturup sunmak ve üretimini optimize etmek. Çünkü iş süreçleri ne kadar iyi optimize edilirse hız da bir o kadar artar. Çağımız da artık bunu gerektiriyor, sürat istiyor, hız istiyor, esnek çözümlere ihtiyaç duyuyor. Tüm bu koşullar sağlanarak müşteri tarafına daha hızlı cevap verilebilecek. Verimlilik arttıkça maliyetler düşecek, global pazarda rekabet gücü kazanılacak’’ diye konuştu. 

Nisan Ayı Kira Artış Oranı Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Mart ayına ilişkin enflasyonu açıklamasıyla birlikte Nisan ayı kira artış oranı belli oldu. Konut kiralarında yüzde 25 zam sınırı devam etse de iş yeri kira artışı yüzde 57,50 olarak belirlendi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından yapılan açıklamanın ardından, kiralarda yüzde 25 zam sınırlamasının süreceği belirtilmişti.

Bakan Tunç açıklamasında, “Kira artışına yüzde 25 sınırlama getiren düzenleme 1 Temmuz 2023 tarihinden itibaren bir yıl süre ile geçerli olacak. Meclis bayramdan sonra toplandığında düzenleme yasalaşacak.”

Buna göre; Kirada yüzde 25 zam sınırlaması 1 Temmuz 2024 tarihine kadar devam edecek. Böylelikle kontrat süresi dolan konut kiracıları, TÜFE rakamlarına kayıtsız kalarak ev sahiplerine yüzde 25 zam yapacak.

Normal şartlarda TÜFE verilerine göre hesaplanan kira artış oranları, hükümet tarafından getirilen uygulama sonrasında yüzde 25’le sınırlandırılmıştı.

Buna göre; 11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2024 tarihleri arasında yenilenen sözleşmelerde, kiracıya yüzde 25’in üzerinde zam yapılamayacak.

Yüzde 25’lik zam sınırı sadece konut için geçerli olacak. İşyeri kiraları için böyle bir sınır bulunmuyor.

İşyerlerine yapılacak kira zammı oranında ise sınırlama bulunmuyor. Nisan ayı kira artış oranı yüzde 57,50 olarak belirlendi. Böylece kira kontrat süresi nisan ayında dolan işletme sahipleri kiralarında tavan zammı yüzde 57,50 olarak uygulayacak.

Mevcut Kira Bedeli: 16 bin TL

Kira Artışı Yapılacak Ay: Nisan 2024

Girdiğiniz Artış Oranı: %25

Kira Artış Tutarı: 4 bin TL

Aylık Yeni Kira Tutarı: 20 bin TL

Sistem Alüminyum Enerjisinin Yüzde 25’ini GES’ten Karşılıyor

Alüminyum sektörünün öncü şirketi Sistem Alüminyum, çevreye duyarlı yaklaşımıyla da sektöre liderlik ediyor. 2050 yılında sıfır emisyon değerine ulaşmayı hedefleyen firma, Tekirdağ Ergene’deki fabrikasındaki elektrik tüketiminin yüzde 25’ini yenilenebilir kaynak olan 6 MW kurulu kapasiteli çatı GES yatırımlarından karşılıyor. 2024 yılında mevcut 6MW gücündeki GES yatırımına ilave 3MW kapasite artışıyla Toplam kurulu gücünü 9MW çıkarmayı ve elektrik tüketiminin yüzde 37 yenilenebilir kaynaktan karşılamayı hedefliyor.

Yapı, otomotiv, havacılık, denizcilik, beyaz eşya, elektrik ve enerji sektörleri için alüminyum profil tasarlayan ve üreten Sistem Alüminyum, 30. Yılında sürdürülebilirlik projeleriyle dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl ürün başına atık miktarını da yüzde 25 azaltan Sistem Alüminyum, 2024 yılında sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda sıfır atık projelerini devreye alarak israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını hedefliyor. 2022 yılında toplam yatırım bütçesinin yüzde 20’sini GES projelerine ayıran şirket, tükettiği enerjinin yüzde 25’ini bu kaynaktan karşılıyor. Devreye alacağı ek 20 bin metrekarelik kapalı alan yatırımında da 3 megavatlık bir güneş enerjisi santrali kurmayı planlayan Sistem Alüminyum toplamda 9 megavatlık güneş enerjisi tesisine sahip olacak. Başarılı atık yönetim süreci ile de 2022 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ‘’Sıfır Atık Belgesi’’ne layık görülen firma, 2020 yılından bu yana ürün başına atık miktarını yüzde 25 oranında azalttı. 2023 yılında ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımlayan Sistem Alüminyum, 2030 yılında karbon ayak izini yüzde 55 azaltmayı ve 2050 yılında ise sıfır emisyon değerine ulaşmayı hedefliyor.   

‘’Yenilikçi sistemleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz’’

Sürdürülebilirlik faaliyetlerinin öncelikli gündemleri olduğuna vurgu yapan Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerekaban, ‘’Sistem Alüminyum olarak sürdürülebilirlik yaklaşımımız kapsamında; emisyon ve enerji yönetim süreçlerinde gerçekleştirdiğimiz titiz çalışmalarla 2030 yılında karbon ayak izimizi yüzde 55 azaltmayı ve 2050 yılında karbon nötr olmayı amaçlıyoruz. Bunu yaparken de çalışan önerilerini, çalışan memnuniyetini ve fırsat eşitliğini ön planda bulundurarak kurumsal yönetimin sağlamasını önemsiyoruz. Sürdürdüğümüz dijital dönüşüm projesinin getirdiği verimli ve sorumlu üretim süreciyle, müşterilerimizin ihtiyaçlarına odaklı, özelleştirilmiş yenilikçi sistemleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz.’’ diye konuştu. 

‘’Emisyon yoğunluğunu yüzde 35 azalttık’’

Ham alüminyum profilleri, eloksallı alüminyum profilleri, boyalı alüminyum profilleri ve alüminyum kompozit paneller için çevresel ürün beyanı belgelerinin çalışmalarını tamamladıklarını belirten Yerekaban şunları söyledi: “2022’de kurulan Sürdürülebilirlik Komitesi ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubumuz tarafından yürütülen bu çalışma, sera gazı emisyonlarını izlemek ve azaltmak amacıyla aksiyon planlarını içeriyor. 2023 yılında yayımladığımız Sürdürülebilirlik Raporumuzda, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında ISO 14064-1 standardına uygun olarak karbon ayak izi hesaplamalarının yapıldığını vurguladık. Özellikle, 2020’den bu yana emisyon yoğunluğunu yüzde 35 oranında azalttığımıza da dikkat çekmek isterim. Sürdürülebilirlik hedeflerimize doğru önemli adımlar atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. Rüzgar enerjisi ve jeotermal enerji ile de ilgili araştırmalarımızı sürdürüyoruz.’’

Gaziantep, Güneyşehir’de İnşa Edilen 500 Konut Teslim Edildi

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iştiraki Gazi Konut tarafından Güneyşehir’de inşa edilen 500 konutun teslimi yapıldı.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, kentteki konut ihtiyacının karşılanması ve vatandaşların uygun fiyatlara ev sahibi olmasını sağlamak, bir yandan da kira ve konut fiyatlarını kontrol altına almak için belediyeye bağlı olarak kurulan Gazi Konut’un yaptığı Güneyşehir’de birinci etap 500 konutun yapımında son aşamaya gelindi.

Yapımı tamamlanan Gazi Konut Güneyşehir konutları ilk etabında 110 metrekare büyüklüğünde 3+1 236 konut yer alırken 93 metrekare büyüklüğünde 2+1 264 konut bulunuyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kentin iki sorununun konut ve trafik olduğuna değinerek, şunları kaydetti:

“Büyüyoruz ve irileşmeden sağlıklı büyümek lazım. 6 Şubat depremleri sonrası bizim konut açığımız daha da arttı. Bunu hızlı bir şekilde toparlamak gerekiyordu. 10 bin konut için 60 bin konut talebi var. Bu arz talebi dengelememiz lazım. Geldiğimiz noktada anahtarları alacaksınız içeri gireceksiniz. Sizlerle beraber ben de çok heyecanlıyım. Bu şehir için yapacak çok işimiz, sevdamız, hayallerimiz var. Ananın, babanın, gencin, yaşlının mutlu olduğu, geleceğe endişeyle bakmadığı bir Gaziantep kuracağız.”

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Yüzde 51,47 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini açıkladı. Yİ-ÜFE Mart ayında yıllık yüzde 51,47 arttı, aylık yüzde 3,29 arttı.

2024 yılı Mart ayında Yİ-ÜFE  bir önceki aya göre yüzde 3,29 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,59 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,47 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,28 artış gösterdi.

Yİ-ÜFE İmalat Ürünlerinde Yıllık Yüzde 58,92 Arttı

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 71,19 artış, imalatta yüzde 58,92 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 18,92 azalış ve su temininde yüzde 66,23 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 53,84 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 63,73 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 64,44 artış, enerjide yüzde 11,55 artış ve sermaye mallarında yüzde 68,11 artış olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE İmalat Ürünlerinde Aylık Yüzde 3,46 Arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,35 artış, imalatta yüzde 3,46 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 1,43 artış ve su temininde yüzde 2,64 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 3,45 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 3,43 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 4,31 artış, enerjide yüzde 0,70 artış ve sermaye mallarında yüzde 3,37 artış olarak gerçekleşti.

TÜİK Mart Ayı TÜFE Verilerini Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre TÜFE, yıllık yüzde 68,50 arttı.

TÜFE’deki değişim 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,16, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,50 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,50 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 50,10 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 104,07 ile eğitim oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre azalan ana grup yüzde -0,02 ile alkollü içecekler ve tütün oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 13,08 ile eğitim oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Mart ayı itibarıyla, 14 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 8 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 121 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi yıllık yüzde 71,89, aylık yüzde 3,14 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,14, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 14,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 71,89 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 62,61 olarak gerçekleşti.

Kira Beyannamesinde Son 2 Gün

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira beyannamesinde son günün 5 Nisan olduğunu hatırlattı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira beyannameleriyle ilgili sosyal medya hesabından hatırlatmada bulundu.

Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kira geliri elde edip beyanname vermeyen mükellefleri tespit etmeye yönelik çalışmalarını titizlikle sürdürdüğünü kaydetti.

Bakan, denetim planına alınan 1,2 milyon gayrimenkulden bugüne kadar yaklaşık 420 bininde yerinde tespitte bulunduklarını, saha denetimlerine ve mükellefleri bilgilendirmeye devam ettiklerini aktardı.

Şimşek şöyle devam etti: 

“2023 yılı istisna tutarı olan 21 bin TL üzerinde kira gelirine sahip mükelleflerimize herhangi bir yaptırıma maruz kalmamaları için 5 Nisan tarihine kadar beyanname vermeleri gerektiğini hatırlatıyoruz. Adil rekabet ve mali disiplin için kayıtdışılıkla mücadeleyi güçlendiriyoruz.”

Kültür ve Turizm Bakanlığı Hazineye Ait 32 Tesisi Yabancı Yatırımcılara Tahsis Ediyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye genelinde turizm merkezi içinde veya dışında kalan Hazine mülkiyetindeki otel, personel lojmanı ve konaklama tesisini yerli ve yabancı girişimcilere tahsis edecek.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan ilana göre, söz konusu tesisler; Antalya, Aydın/Didim, Çankırı/Ilgaz, İzmir, Kayseri/Erciyes, Bodrum, Trabzon/Akçaabat, Adana/Karataş ve Çanakkale/Lapseki ile ve ilçelerinde yer alıyor. Taşınmazların; 3-4 veya 5 yıldızlı otel, butik otel, tatil köyü, günübirlik tesis, özel konaklama tesisi ve personel lojmanı niteliğinde olduğu belirtildi.

İlana göre 3 Nisan’dan itibaren erişilebilecek olan turizm yatırımcılarına kamu taşınmazı tahsis şartnamesinde özellikleri belirtilen kamu taşınmazları, ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak üzerlerinde turizm amaçlı yatırım yapmak üzere Bakanlık tarafından yerli ve yabancı girişimcilere tahsis edilecek.