Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, kamuya ait arsalarda özel sektörün kiralama amaçlı konut üretmesiyle kira sorununun önüne geçileceğini açıkladı.
Söz konusu model ayrıca kira için üst limit belirlenmesini, bu limitin uygulanması için devletin denetim yapmasını içeriyor. Seçili alanlarda uygulanacak projeyle sadece proje kapsamında uygun fiyatlı kiralık ev üretilmesi değil, projenin uygulandığı bölgelerdeki diğer konutlarda da kiraların daha makul seviyelerde tutulması hedefleniyor.
Projeyle ilgili son gelişmeleri anlatan GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Bu modelle konut üretimlerinin 1 yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Bu sayede düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerlerinin de ucuzlaması sağlanmış olacak. Sözleşmelerde yatay mimari, yerli malzeme ve enerji tasarrufu da şart koşulacak. Bu sayede orta ve orta alt gelir grubunun hane halkı gelirinin yüzde 30-50’sini aşmayacak bir formülle barınma çözümü sunmuş olacağız.” dedi.
ENR ile Görüşmeler Sürüyor
Finansman noktasında Hollanda, Çin, Suudi Arabistan ve BAE’den bakanlıklar ve finans kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyleyen Kalyoncu, “Çin’den büyük taahhüt şirketlerinden China State Construction Engineering ile görüşüyoruz. ENR dünya listesinde birinci olan Çinli firma, 12 kişilik ekiple geldiler. ICBC aracılığı ile neler yapılabilir konuşuyoruz. Bu şirket yeni Kahire şehrini yapıyor. Hem de kiralık modelle. Kahire’nin yaptığını biz nasıl yapamayız. Hollandalı NHG Dutch Foundation Homeownership Guarantee Fund ile İstanbul’da görüştük, görüşmeler çok iyi geçti modelimizi anlattık.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’a Kiralık Konut Stoku Gerekiyor
Söz konusu modelle vatandaşların piyasa dalgalanmalarından etkilenmeden kiracı kalabileceğini ifade eden Kalyoncu, “Hane halkı gelirinin yüzde 30’unu barınmaya ayıracak, yaşam standartları yükselecek. Düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerlerinin de ucuzlaması hedefleniyor. Halkın faydalandığı halkçı bir model ve aynı zamanda kamunun başta mülkiyet olmak üzere haklarının korunduğu devletçi bir model. Biz İstanbul’da da en az yüzde 10 kurumsal kiraya verenin olduğu bir kiralık konut stoku olması gerektiğini düşünüyoruz. Yani 500 bin kiralık konuttan söz ediyoruz.” dedi.
Kentsel dönüşümün önünde en büyük engelin, kiralık konut bulunamaması olduğuna da dikkat çeken Kalyoncu, “İnsanlar evlerinden çıkacak, kiralık konut bulacak ki o binalar yıkılabilsin. TÜİK’e göre bir binada yaklaşık 4 konut var. Dolayısıyla 500 bin konut üretimi, 125 bin eski binanın yeniden inşası demek. İstanbul’da 262 bin binanın 1980 öncesi yapıldığını düşündüğümüzde bu hayati öneme sahip oluyor. Nitekim Kandilli Rasathanesi’nin araştırmasına göre 7,5 şiddetinde bir depremden yaklaşık 40 bin bina ağır hasar, 136 bin bina orta hasar, 300 bin bina ise hafif hasar alacak. 2024 yılında bu modeldeki ilk konutların üretimini ülkemizde göreceğimizi düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.