“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana SayfaHaberler“Kentsel dönüşümde fırsatçı müteahhitlere ‘dur’ denilmeli”

“Kentsel dönüşümde fırsatçı müteahhitlere ‘dur’ denilmeli”

İnşaatçılar Derneği (İNDER) tarafından yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla 5 şubat 2020 çarşamba günü düzenlenen ve İNDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Salih Kuzu, Reşit Gediz ve Yener Yıldırım, yönetim kurulu üyeleri İrfan Aşçıoğlu, Eyüp Ensar Saral, Fatih Adnan Albayrak, Yılmaz Aktaş, Nimetullah Kaya ve Kürşat Coşkun Ufuk ile İNDER Genel Sekreteri Kubilay Salihvatandaş’ın da katıldığı “2020 Vizyonu” başlıklı değerlendirme toplantısında konuşan İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, son dönemde ülke genelinde çok sık deprem yaşandığını kaydederek, artık depremlerde can ve mal kaybının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.

İnşaat sektöründe birtakım önlemler alınması gerektiğini dile getiren Durbakayım, yaşanan can kayıplarına depremin değil, çürük ve riskli binaların neden olduğunu vurguladı.

Durbakayım, “İnşaat sektöründe ele alınması gereken önlemler bu kapsamda değerlendirilmeli. Depremde yaşanan kayıplarda kötü yapılaşmaya imza atan inşaatçılar, riskli binaların yenilenmesine engel olan arsa sahipleri ve haksız rekabete neden olan müteahhitlerin vebali bulunuyor.” diye konuştu.

Ölümlere ve yaralanmalara sebep olan kötü yapıları inşa eden ve inşa ettirenlerin; insan hayatına bilerek kast edenlere verilen ceza ile aynı derecede ceza verilmesi gerektiğini vurgulayan Nazmi Durbakayım, kentsel dönüşüm projelerine engel olanlara da ağır yaptırımlar uygulanması gerektiği önerisinde bulundu.

“Kentsel dönüşümde fırsatçı müteahhitlere ‘dur’ denilmeli”

Durbakayım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kararlı bir tutum izleyerek gerekli adımları attığını belirterek, ilk olarak müteahhitlik sınıflandırması yapıldığını ve artık inşaatların gerçek müteahhitler tarafından yapılacağını söyledi.

Diğer taraftan deprem ve sağlıklı yaşam için kentsel dönüşüm konusunda yasaların da ilgili kurumlar tarafından hazırlanıp yürürlüğe konulduğunu açıklayan Durbakayım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Riskli binaların yenilenmesi için tüm yasal uygulamalar devreye girdi. Ancak bu konuda atılması gereken bazı adımların olduğunu düşünüyoruz. Kentsel dönüşümü kar amaçlı rekabete sürükleyen ve kat sahiplerine yerine getirilmesi mümkün olmayan taahhütlerde bulunan müteahhitlere ve diğer kat maliklerinin can güvenliğini riske atarak kişisel çıkar peşinde olan birkaç hak sahibine dur diyecek ek düzenlemelere ihtiyaç var.”

Durbakayım, daha önce yaptığı binaları riskli raporu alanlar için kayıt düşülmesi gerektiğini belirterek, bu konuda düzenleme yapılması çağrısında bulundu.

“Mücadelemiz rant ve kişisel çıkar peşinde koşanlarla”

Nazmi Durbakayım, deprem riskini ve çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmak için hazırlanan yönetmelik ve yasaların hem bireylerin hem de firmaların kişisel çıkarları nedeniyle istenildiği şekilde ve ölçüde kullanılamadığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:

“Kurumsallaşamamış firmalar kentsel dönüşüm için devletin sunduğu imkanları rant uğruna suistimal ediyor. Yine rant uğruna daha önce kendi yaptığı binaya çürük raporu alarak yeniden inşa eden firmaların varlığı devam ediyor. Diğer taraftan kat mülkiyeti kanununun ardına sığınan bireyler ise birkaç metrekare uğruna dönüşüm projelerini kilitleyerek yüzlerce hak sahibini tabut binalarda yaşamaya mahkum edebiliyor.”

Durbakayım, yaklaşık 5-6 yıl önce kentsel dönüşüm projelerinde yapılan tutarsız sözleşmelerin sektördeki durgunlukla birlikte ortaya çok sayıda mağdur çıkardığını kaydederek, projeyi almak için hak sahiplerine taahhüt edilen oranların, açıktan verilen paralar ve taahhütlerin, yapılmaya çalışılan projelerde karşılığını bulamadığını söyledi.

Bu süreçte müteahhitlerin kapısını çalan hak sahiplerinin dairelerini depreme karşı güçlendirmek yerine ekstra rant elde etmeyi ön plana aldığını dile getiren Durbakayım, ancak ekonomik durgunlukla birlikte rantı ön plana alanların teker teker mağdur olduğunu vurguladı.

Nazmi Durbakayım, “Ancak bizi endişelendiren tek şey, bu sebeplerden dolayı beklenen depreme hazırlıksız yakalanıp can kayıplarının olmasıdır. Deprem gerçeği bir kez daha kapımızı çaldı. Kentsel dönüşümün gerçek anlamda yapılması için herkes şapkasını önüne koymalı.” dedi.

“Hükümet, düşük faiz oranlarıyla önümüze ışık tuttu”

Durbakayım, sektörle ilgili yaşanan gelişmelere değinerek, genel ekonominin ve inşaat sektörünün eski gücüne kavuşması için temellerin devlet tarafından atıldığını söyledi.

Konut kredisinde faiz oranlarının yüzde 0.79’a kadar indirilerek inşaatçılara ışık tutulduğunu dile getiren Durbakayım, müteahhitlik ve imar yasaları sayesinde daha güvenilir ve yaşanabilir şehirler için perspektif sunulduğunu bildirdi.

Durbakayım, yeni dönemde hasılat paylaşımı ve kat karşılığı proje yapım devrinin kapanacağı belirterek, “Artık yeni projelerde kar-zarar ortaklığı sistemiyle hareket edeceğiz. Ayrıca artık firmalar arası rekabet hammadde teminindeki fiyatlar üzerinden değil, projedeki kalite ve satış sonrası hizmette olacak.” diye konuştu.

2020’de konut satışlarının 1.4 milyon adede ulaşması bekleniyor

İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, yabancıya konut satışlarının toplam içerisinde payının yüzde 1’den yüzde 3’lere çıktığını belirterek, Avrupa kentlerine bakıldığında bu oranın henüz yeterli olmadığını, artırılması gerektiğini söyledi.

Geçen yıl ipotekli ve birinci el konutta satışların düştüğünü, tüketicilerin ikinci ele kaydığını dile getiren Durbakayım, düşük faiz oranlarıyla birinci el ve ipotekli satışların toplamdan aldığı payın tekrar artacağını bildirdi.

Durbakayım, “2020 her halükarda çok iyi olacak. Bu yıl piyasanın hareketli olacağını, toplam konut satışlarının 1.4 milyon adet düzeyinde gerçekleşeceğini, yabancıya satışın toplamdan aldığı payın yüzde 3’lerden yüzde 4’lere çıkacağını düşünüyoruz.” dedi.

Geçen yıl verilen inşaat ruhsat sayısında gerileme olduğunu anımsatan Durbakayım, ancak daha önce ruhsat alıp henüz inşaata başlamayanların bulunduğunu, bu projelerin hızla devreye gireceğini ifade etti.

Durbakayım, 2018’de ekonomide yaşanan dış ataklar nedeniyle sektörün 2019’da yüzde 13 civarında küçüldüğünü belirterek, ancak bu yıl itibarıyla büyüme çizgisinin yukarı doğru hareket edeceğini ve en az yüzde 7.5 büyüme beklediklerini söyledi.

Sektörün istihdam rakamının 2.2 milyon kişiden 1,6 milyona kadar gerilediğini dile getiren Durbakayım, yıl sonuna doğru yeni projelerin devreye girmesi ve yavaşlayan projelerin hız kazanmasıyla bu rakamın önce 1.8 milyona, 2021’de ise 2 milyon seviyesine yükselmesini öngördüklerini bildirdi.

“Deprem nedeniyle vakit kaybına tahammülümüz yok”

İNDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Engin Keçeli, deprem konusunun her şeyden önce geldiğini belirterek, deprem riski taşıyan binaların bir an önce yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu yenilenmenin ancak ve ancak kentsel dönüşüm hamlesiyle gerçekleşebileceğini dile getiren Keçeli, bu konuda artık vakit kaybına tahammül edilemeyeceğini söyledi.

Keçeli, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırlayıp yürürlüğe koyduğu Afet Yasası’nın depreme hazırlanmak ve tabut binalardan kurtulmak için atılan çok iyi bir hamle olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

“Herkes tabut evlerden kurtulacağı için umutlanmıştı. Ancak geçtiğimiz son 5-6 yılda boşa vakit geçirdik. Parayı, insan hayatına tercih edenler yüzünden yaşandı bu gecikme. Bu yasa tekrar gözden geçirilmeli, deprem riski taşıyan binaların yenilenmesinin önüne set çeken veya dönüşümü geciktiren müteahhit, kat maliki, yönetmelik gibi her türlü engel ortadan kaldırılmalı.”

RELATED ARTICLES
- Advertisment -“UNICERA

Most Popular

Recent Comments