“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 15

Samsun Belediye Ticaret Merkezi Yüzde 45 Tamamlandı

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Belediye Ticaret Merkezi inşaatında yüzde 45 ilerleme kaydedildi.

Samsun’da ticaretin en hareketli olduğu lokasyonların başında gelen Saathane Meydanı’nda Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen dönüşüm projesi hızla devam ediyor. Saathane Meydanı Projesi’ne hizmet binasını da dahil eden Büyükşehir Belediyesi, 5 katlı binanın yıkımın ardından tarihi dokuyla uyumlu Belediye Ticaret Merkezi Projesi’nin startını verdi. Projenin inşaatında yüzde 45 fiziki gerçekleşmeye ulaşıldı. Tarihi ve turistik bir çarşı olacak ‘Belediye Ticaret Merkezi Projesi’nde iki katlı 19 mağaza, 5 restoran ve 139 araçlık otopark yer alacak.

Proje inşaatındaki son durum ile ilgili bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Nurettin Özbey, “Belediye Ticaret Merkezi Projesi’nin hazırlık sürecinde alanın tarihi dokusunun korunması ön planda tutuldu. Arşivler taranarak mevcut alanda bulunan tarihi çarşının bir asır önce çekilmiş fotoğraflarını bulduk. Fotoğraflar ışığında tarihi dokuya uygun bir proje hazırlandı. Önce mevcut binamızı tahliye edip yıktık ardından da Belediye Ticaret Merkezi’nin inşaatına hızla başladık. Buraya da yine tarihi dokusuna uygun olacak şekilde 3 bloktan oluşan çarşı yapıyoruz. Bu bölgenin en büyük problemlerinden biri olan otopark probleminin de farkında olarak alt bölüme 139 araçlık otopark yapıyoruz” dedi.

Özbey, 2024 yılı Eylül ayında inşaatının bitirilmesinin hedeflendiğini söyleyerek, “Samsun’a yakışır, çok hoş, çok nezih, Samsun’un tarihi dokusuyla uyumlu bir projeyi hayata geçiriyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnşaatta bodrum katlar ve otopark bölümü bitti, üst katlardaki çalışmalar devam ediyor. Burada yerin altında çalışmak zordu deniz seviyesi nedeniyle. O yüzden işin büyük kısmını tamamladık diyebiliriz. Yüzde 45 fiziki gerçekleşmeye ulaştık” diye konuştu.

Ümraniye Topağacı Kentsel Dönüşüm Projesinde Temel Atıldı

Ümraniye’de 174 bin binanın yıkılarak yerine bin 174 konut ve ticari alanın kazandırılacağı Topağacı Kentsel Dönüşüm Projesinde temel atıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Ümraniye Belediyesince yürütülen Topağacı Molla Hüsrev Camisi ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Projesi’yle 53 bin 154 metrekare tapu alanında 174 bina yıkılarak, yerine 109 bin 518 metrekare satılabilir alana sahip 1174 konut ve ticari alan yapılacak.

Mevcut 174 yapı, 221 bağımsız birim ve 426 hak sahibinin kentsel dönüşüme katıldığı Topağacı Mahallesi Projesi’nde, sosyal donatı alanları, açık spor alanı, parklar, aile sağlığı merkezi, kültürel tesis, açık ve kapalı otoparklar yer alıyor.

Proje tamamlandığında 4 bin 700 kişi yeni ve güvenli evlerine kavuşacak.

Törende konuşan Mehmet Özhaseki, bakanlık olarak kendilerine biçtikleri birinci misyonlarının 6 Şubat’ta meydana gelen depremler nedeniyle yıkılan evlerin yapılması, dışarıda kalan kişilerin sağlıklı evlerine kavuşabilmeleri olduğunu dile getirdi.

Özhaseki, ikinci misyonlarının da İstanbul başta olmak üzere bütün kentlerin depreme daha dirençli hale getirilmesi ve şehirleri depreme hazırlamak olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri nedeniyle 850 bin bağımsız birimin yıkıldığını, 18 ilin depremden etkilendiğini dile getiren Özhaseki, şöyle devam etti:

“14 milyon insanımız zarar gördü. 53 bin 500 kardeşimizi toprağa verdik. Yüz binlerce ev yaptırıyoruz, binden fazla şantiyemiz var. 4 bin 333 köyde şu anda evler yapılıyor. Kimi köylerde 50, kiminde 100, kiminde 150 ev yıkıldı. Her birisine şimdi çelikten evler yaptırıyoruz. Salı günü yine dağıtım törenimiz var, kura çekiyoruz, 75 bin konut hazır, onları tüm hak sahiplerine dağıtacağız. Ondan sonra da her ay 10 bin, 15 bin evimizi vermeye devam edeceğiz.”

Özhaseki, deprem bölgesinden sonra kendileri için ikinci önemli konunun İstanbul olduğunu belirterek, “İstanbul bir deprem şehridir, Türkiye de bir deprem ülkesidir. Şu anda kırılmamış 500’e yakın fay hattı var. Nerede, hangi saatte, nasıl kırılacak? Hangi şekilde kırılacak? Nereleri yıkacak? Kimleri toprağın altına alacak bilinmiyor. Ama bilim adamları diyorlar ki özellikle İstanbul depremi için zaman doldu. Bu ülke bir deprem ülkesi.” diye konuştu.

Geçtiğimiz yüzyılda İstanbul’da 231 deprem meydana geldiğini, her sene 2 veya 3 yıkıcı deprem yaşandığını belirten Özhaseki, “Peki ne yapmamız lazım? Bir an önce tedbir almamız lazım, evlerimizi dayanıklı hale getirmemiz lazım. Belki bundan 30-50 sene önce başımızı sokabilmek amacıyla bulabildiğimiz yerlere elimize geçen imkanlarla bir ev yaptık, şimdi bir an önce bizim yenilememiz lazım. Dünyada bu işin zaten bir tek çözümü bulunmuş, onun da adı kentsel dönüşüm.” şeklinde konuştu.

‘Yarısı Bizden’ Kampanyasına İlişkin Merak Edilenler

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘Yarısı Bizden’ kampanyası ile ilgili merak edilen 8 soruyu yanıtladı.

Kampanyaya ilişkin merak edilen 8 soru ve Bakan Özhaseki’nin yanıtları şu şekilde:

  • Konut için ne kadar hibe ve kredi verilecek?

Bakanlık “Yarısı Bizden” diyor ve hak sahiplerine yarı yarıya destek geliyor. Hak sahiplerine bir konut için 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve diğer her konut için 1 milyon 400 bin lira kredi verilecek.

  • İşyeri için ne kadar hibe ve kredi verilecek?

İşyeri için de destek yarı yarıya. Bir iş yeri için 350 bin lira hibe, 350 bin lira kredi ve diğer her bir iş yeri için 700 bin lira kredi verilecek.

  • Kredi için gelir şartı aranıyor mu?

Hayır, hak sahiplerine kredi verilirken gelir ve kredi puanına bakılmayacak.

  • Kiracılara destek sağlanacak mı?

Kiracılara tarihte ilk kez destek sağlanacak. Dönüşüm sürecinde bir ilk yaşanacak ve kampanya kapsamında taşınmazı kullanan kişiye bir kereye mahsus 100 bin lira taşınma desteği verilecek. Dönüşüme girecek evde ev sahibi yaşıyorsa ev sahibi, kiracı varsa kiracı bu desteği alacak.

  • Bakanlık ödemeyi ne zaman, nasıl yapacak?

Ödemeler hak sahibi adına yükleniciye yapılacak. Bakanlık ödemeleri yapıdaki hak sahipleri adına “hak sahiplerinin anlaştığı yüklenici”nin Emlak Katılım Bankası’nda açacağı vadesiz hesabına dört taksitle yapacak.

  • Hak sahiplerinin ödemeleri ne zaman başlayacak?

Ruhsat tarihinden itibaren 24 ay sonra ödemeler başlayacak. Yani vatandaş, riskli yapısını yenileyip güvenli konutuna geçtikten sonra ödemelere başlayacak. Böylece konutu dönüşüme girecek vatandaş dönüşüm sürecinde hem kira hem kredi taksiti ödemek zorunda kalmayacak.

  • Kampanya hangi şartlarda uygulanmayacak?

Projedeki bağımsız bölüm sayısı veya inşaat alanının mevcut bağımsız bölüm sayısı veya inşaat alanının bir buçuk katını geçmesi halinde kampanyadan faydalanılamayacaktır. 1 Nisan 2023’ten önce yeni yapıya ilişkin yapı ruhsatı alınmış ise kampanyadan faydalanılamayacaktır.

  • Kredi geri ödemeleri nasıl hesaplanacak?

Ruhsat alındıktan iki yıl sonra ödemeler başlayacak olup 10 yıla kadar vade uygulanacaktır. İlk yıl taksitlerde faiz uygulanmayacak, sonraki yıllarda ise kalan borç miktarı her yıl ocak ayında yıllık TÜFE artışının yarısı oranında güncellenerek kalan taksit sayısına bölünecek.

Antalya Havalimanı Genişletme Projesi Bu Yıl Tamamlanıyor

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 800 milyon avrodan fazla yatırım bedeline sahip Antalya Havalimanı Genişletme Projesi’nin bu yıl içinde tamamlanacağını açıkladı.

Bakan Ersoy konuyla ilgili şunları söyledi:

“Antalya Havalimanı geneline bakıldığı zaman hükümetimiz Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız aracılığıyla havalimanının genişletilmesi ve iyileştirilmesi konusunda çok ciddi çalışmalar başlattı. Bu çerçevede havalimanının hem iç hat hem dış hat terminalleri büyütülüyor. Aynı zamanda VIP, CIP, genel havacılık, kargo terminalleri, yeni apron bölgelerin ilavesi ve cami inşaatı yapılıyor. 800 milyon avrodan fazla bir yatırım kapasitesiyle bu yıl içinde hızlı bir şekilde tamamlanacak” diye konuştu.

Antalya Havalimanı genişletim projesiyle ilgili tüm detaylarıyla burada bulabilirsiniz.

Kocaeli Şehir Hastanesi’ne Ulaşım 15 Dakikaya Düştü

Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun da katılımıyla hizmete açıldı.

Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı Açılış Töreni’nde konuşan Uraloğlu, yeni hattın, ülkenin en büyük üretim merkezlerinden Kocaeli’nin kent içi raylı sistem ağını güçlendireceğini ve vatandaşların hastaneye ulaşımını kolaylaştıracağını belirtti.

Uraloğlu, sadece bu yılın başından beri Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın son halkası Kağıthane-Gayrettepe kesimini, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem hattını, Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı’nı hizmete açtıklarını anımsatarak, “Ankara’da Batıkent-Sincan, Kızılay-Çayyolu, Keçiören-Atatürk Kültür Merkezi metrolarını ve BAŞKENTRAY’ı; Kayseri’de Anafartalar-Yüksek Hızlı Tren Gar Tramvayı’nı, Antalya’da Expo Havalimanı Tramvay Hattı’nı, İzmir’de Büyükşehir Belediyesi ile ortak çalışma yaparak İZBAN’ı, Gaziantep’te yine Büyükşehir ile çalışarak GAZİRAY’ı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak biz hayata geçirdik.” diye konuştu.

Türkiye genelinde 416 kilometrelik kent içi raylı sistem projesini tamamlayarak hizmete sunduklarını bildiren Uraloğlu, Kocaeli’de Gebze Sahil-Darıca OSB Metrosu olmak üzere İstanbul ve Bursa’da 60,7 kilometre daha yeni raylı sistem hattının yapım çalışmalarına devam ettiklerini kaydetti.

5 İstasyondan Oluşuyor

Bakan Uraloğlu, Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı’nın çalışmalarına 4 Kasım 2022’de başladıklarını ve 1,5 yıl gibi kısa sürede tamamlayarak büyük başarıya imza attıklarını vurgulayarak, 3,1 kilometre uzunluğundaki hattın, Kanal Yolu, Turan Güneş, Başaran, FTR Fizik Tedavi Rehabilitasyon ve Şehir Hastanesi olmak üzere beş istasyondan oluştuğunu aktardı.

Hat sayesinde şehrin dışındaki hastaneye ulaşımın 15 dakikaya düştüğüne işaret eden Uraloğlu, tramvayların günde 210 bin kişiyi taşıyacağını, hattın, önümüzdeki süreçte Otogar İstasyonu’ndan Plaj Yolu Tramvay Hattı’na da entegre edileceğini bildirdi.

246 Milyar TL Yatırım

Ulaşım olanakları çeşitliliğinin Kocaeli’yi çok avantajlı kıldığı için yabancı sermayeli ve büyük ölçekli işletmelerin en çok Kocaeli’yi tercih ettiğinden bahseden Uraloğlu, şunları kaydetti:

“Kocaeli için geliştirilen ulaşım projelerine de bu açıdan yaklaşıyoruz. Bugüne kadar Kocaeli’nin ulaşım ve iletişim altyapısı için 264 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. Kocaeli’yi tam anlamıyla uluslararası bir ticaret merkezine dönüştürdük. Başta İstanbul olmak üzere tüm komşularına yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. Bölünmüş yol uzunluğunu 376 kilometreye çıkardık. İstanbul-İzmir ve Kuzey Marmara otoyollarını tamamlayarak dört bir yanını otoyol ağı ile sardık. Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı ile Kocaeli’yi de YHT ile tanıştırdık. Köseköy Lojistik Merkezi’nin ilk etabını açarak ithalat ve ihracat taşımalarına büyük bir ivme kazandırdık.

Az önce de belirttiğim üzere Kocaeli’de yapımı devam eden kent içi raylı sistem projemiz daha var. Gebze Sahil-Darıca OSB Metro Hattı. Gebze Organize Sanayi Bölgesi ile Darıca Sahili arasındaki yerleşimin yoğun olduğu bölgeleri metro konforunda birbirine bağlıyoruz. 15,4 kilometre uzunluğunda çift hat olarak inşa edilen hattımız 11 istasyonda hizmet verecek. Bu hat, tasarım hızı 90 kilometre olan araçlarla günde 330 bin yolcuya hizmet edecek kapasitedir. Gar İstasyonu ile Marmaray Hattı’na entegrasyon imkanı da sunacaktır. Ayrıca OSB İstasyonu’nun 1 kilometre kuzeyinde, yaklaşık 93 bin metrekare alan üzerinde 68 adet metro aracı kapasiteli depo ve bakım alanı da inşa ediyoruz.”

Stuttgart’ta 2 Bin Kişilik Cami İnşaatı Başladı

Almanya’nın Stuttgart şehrinde hayata geçirilen ve 2 bin kişi kapasiteye sahip olacak Cami ve Külliye inşaatı başladı.

Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin başkenti Stuttgart’a 2 bin kişilik cami ve külliye inşa ediliyor. Projesi Aralık 2019’da tanıtılan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Stuttgart-Feuerbach Yeni Camii ve Külliyesi’nin inşaat ruhsatının onaylanmasının ardından çalışmalar başladı.

4 bin 750 metrekarelik alan üzerine inşa edilecek ve 2 bin kişinin ibadet edebileceği caminin külliyesinde eğitim ve sosyal etkinlikler için özel alanlar, konferans salonu, idari birimler ve kapalı otopark yer alacak. Maliyeti yaklaşık 22 milyon euro olan projenin inşaatının en fazla 4 yılda tamamlanması bekleniyor.

Bölgede yaşayan cemaat, ibadetlerini geçici olarak inşaat yakınına kurulan konteynerde yapıyor.

Feuerbach DİTİB Yeni Camii Dernek Başkanı İsmail Çakır yaptığı açıklamada, inşası başlayan külliyenin Almanya’da bir ilk olacağını belirterek, “Her kesime hitap eden çok fonksiyonlu bir cami günümüze kadar yapılmamıştı. Biz de hepsini düşünerek bir ilke imza atacağız. Toplam 4 bin 750 metrekare kullanım alanı olacak. Yardımlarımız iyi gelirse 2 bin metrekare daha ilave edeceğiz” dedi. Yeni projeden aylık 35 bin euro bir gelir elde edileceğini ifade eden Çakır, Müslümanlardan projeye destek olmalarını beklediklerini söyledi.

Stuttgart Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Fatih Burak Mermer, Feuerbach bölgesinde daha önce bir caminin olduğunu ancak gelişen şartlar nedeniyle ihtiyaçlar karşısında yetersiz kaldığını belirterek, “Camimizi, kültür merkezimizi ve konferans salonlarımızı yenilememiz gerekti. Almanya’nın Stuttgart şehrinde merkezimizde muhteşem bir mabedin inşası için iş makinelerimiz ve inşaat firmamız çok güzel bir şekilde çalışıyorlar. Almanya’daki camilerimiz sadece beş vakit namazın kılındığı camiler değildir. Konferans salonlarıyla bir kültür merkezi, aynı zamanda sınıflarımızla bir eğitim merkezi, resmi ve dini törenlerimizi, toplantılarımızı yaptığımız kültür merkezimizdir” dedi.

Aydın, Buharkent’te Yol Çalışmaları Sürüyor

Aydın’ın Buharkent ilçesine bağlı Feslek Mahallesi’nde başlatılan yol çalışmaları hızla sürüyor.

Aydın’ın Buharkent ilçesinde yol yapım ve bakım çalışmalarına devam eden Buharkent Belediyesi ekipleri, vatandaşların ulaşımını kolaylaştırıyor. Bu çerçevede Feslek Mahallesi Gümrükler mevkiine giden ekipler, bölgede gerçekleştirdikleri parke taşı döşeme işleminde hız kesmiyor. Yolun en kısa sürede tamamlanacağını ifade eden Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol, “İlçemize bağlı Feslek Mahallesi Gümrükler Mevkiindeki parke taşı döşeme çalışmalarımız devam etmektedir” dedi.

K.K.T.C’ye Konut Yatırımcısının İlgisi Büyük

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (K.K.T.C) İskele, Magusa, Gaziveren kentlerinin büyük ilgi gördüğünü söyleyen Yatırım Danışmanı Özge Özler, en fazla talebin Rusya, İran ve Avrupa’dan geldiğini söyledi.


İtalya’ya bağlı Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in üçüncü büyük adası Kıbrıs, son dönemde inşaat projeleri ve yatırımcı ilgisiyle dikkat çekiyor.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; sıcak iklimi, 300 gün turizm potansiyeli, emlak fiyatlarının Avrupa’ya göre daha düşük olması ve poundla kira getirisiyle cezbeden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), yabancı konut alıcılarının akınına uğruyor. Ada’da yerli, yabancı yaklaşık 30’u büyük olmak üzere, irili ufaklı birçok müteahhidin 100’lerce daireyi aşan konut projeleri sürüyor. Artan talep ise gayrimenkul fiyatlarını 3’ye katlıyor.

Böylelikle 1+1 satılık daireler 55 bin pounddan (2.2 milyon TL), 95 bin-120 bin pounda (3,91 milyon TL4.9 milyon TL) çıktı. Kiralar da 400 pounddan 650 pounda ulaştı. Ancak fiyatlar, halen Güney Kıbrıs’ın çok gerisinde. Örneğin, Limasol’da denize sıfır 1+ 1 dairenin metrekaresi ortalama 14 bin 400 Euro olurken, Kuzey’de 2 bin 500-3.000 bin pound (3 bin 512 Euro) seviyesinde.

Ada’da yıldızı parlayan İskele’nin yanı sıra, Girne, Gazimağusa, Esentepe ve Gaziveren yatırımcıların gözdesi. En fazla Rusya, İran ve Avrupa’dan talep geliyor. Bu ülkeleri daha sonra Türkler takip ediyor. KKTC’ye yatırımcı ilgisini, konut talebini ve fiyatları KKTC’de Emlak ve Yatırım Danışmanı Özge Özler ile konuştuk.

Almanya’dan Ciddi Talep Var

KKTC’ye son yıllarda yabancı konut yatırımcılarının büyük ilgi gösterdiğini söyleyen Özge Özler, Ada’nın, Avrupa’nın radarında olduğunu belirterek, “Özellikle Almanya’dan çok ciddi talep aldık. Macaristan var. Son dönemde Polonya, Litvanya ülkelerinden de yatırım yapıyorlar” dedi.

KKTC’de özellikle yeni gelişen bölgelerde yaklaşık 30 büyük müteahhit firmasının konut projeleri geliştirdiğini söyleyen Özler, “Onların dışında aktif rol alan küçük firmalar da mevcut. Özellikle büyük firmaların projelerinin dünya ülkelerine tanıtımı ve satışı yapılıyor” diye konuştu. KKTC’de, pandemiden sonra İskele bölgesine ciddi bir ilgi olduğuna işaret eden Özler, Forbes’ta da İskele Long Beach’ın en güzel sahil gösterildiğine dikkat çekti.

Ancak İskele’de çok fazla yapılaşmanın devam ettiğini belirten Özler, “O nedenle alt yapı problemi oluşmaya başladı” dedi. Konut alıcısının İskele bölgesinin yanı sıra, Girne Esentepe ve Gaziveren’e de ilgi gösterdiğini işaret eden Özler, Rusya, İran ve Avrupa vatandaşların ilk üç sırada geldiğini, İskele’de ise Türk yatırımcı oranının yüzde 30-40’ı bulduğunu kaydetti.

Talep Döviz Getirisinden ‘Değer Artışına’ Kaydı

Konut yatırımcılarının ilk başta dövizle kira getirisi için Ada’yı tercih ettiğini belirten Özler, “Şu anda farkındalık değer artışına kaydı. Çünkü değer artışı, dövizle kira getirisinden çok daha kârlı. Taleple birlikte ciddi bir değer artışı var. Bazı bölgelerde fiyat artışı yüzde 100’ü gördü” dedi. Yatırımcı için cazip olan Gaziveren’de de fiyatlarda yüzde 50 artış beklendiğini söyleyen Özler, “Çünkü bölgeye ciddi talep var” diye konuştu.

Kiralara da değinen Özge Özler, şu bilgileri verdi: “Örneğin, Girne merkezde 1+1 bir daire 600 pounddan başlıyor. Yine, 2 bin 500 – 3 bin pounda da kiralık, penthouses daireler var” dedi. Türklerin en çok yatırım için konut aldığını söyleyen Özler, “Ancak çok ilginç bir durum var. Önce daireyi alıyor, birkaç yıl sonra Kıbrıs’a yerleşmeye karar veriyorlar” dedi.

KKTC’nin turizm ve eğitim adası olduğunu vurgulayan Özge Özler, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“21 üniversite, 100 binden fazla öğrenci var. Beş yıldızlı çok sayıda otel var. Girne, Lefkoşa, Gazimağusa gibi merkez bölgelerde sürekli kiralık ihtiyacı doğuyor. O nedenle bu bölgelerde inşaatlar sürüyor” dedi.

Turistik amaçlı kiralamaların da ilgi gördüğüne işaret eden Özler, kısa süreli kiralamaların kârlılık için çok avantajlı olduğunu, bazı bölgelerde turizm gün sayısının 300 gün üzerinden hesaplandığını vurguladı. Ayrıca, Esentepe’de marina projesi inşa edileceğini belirten Özler, “Proje bittiğinde Bodrum’un Yalıkavak’ı olacak, değeri artacak” dedi.

Kuzey ve Güney karşılaştırıldığında fiyatlarda ciddi fark olduğuna işaret eden Özge Özler, “Örneğin Güney’de Limasol’da denize sıfır 1+1’lerin ortalama metrekare fiyatı 14.400 Euro. Bizde 2 bin 500-3.000 pound (3 bin 512 Euro) seviyesinde. Akdeniz ülkelerine göre baktığımızda, metrekare fiyatları Kuzey Kıbrıs’ta 7’de 1. Bu makas mutlaka daralmalı” dedi.

Güney’de fiyatların yüksek olmasının AB üyeliğinin etkili olduğunu, ancak pandemi sonra Kuzey’de yatırım değerinin artmaya başladığını dile getiren Özler, talep ve yeni projelerle bu artışın süreceğini sözlerine ekledi.

İstanbul’da Lüks Site Aidatları Arttı

İstanbul’da kira giderleri en üst noktalarda ulaşmışken, lüks sitelerdeki aidat ve kira bedelleri de çok yükseldi. 

Lüks semtlerde, ünlü isimlere komşu olmak için yüksek kiraların yanı sıra yüksek aidatları da gözden çıkarmak gerekiyor.

Ömer Karahan, yazısında ünlülere komşu olmanın bedelini kaleme aldı. Yazıda, Ulus’ta bir sitede aidat fiyatlarının 41 bin TL’yi, Zorlu’da ise 40 bin TL’yi bulduğu ifade edildi.

İstanbul’un lüks semtlerindeki dairelerin aidat bedelleri:

Ulus Savoy Sitesi:

2+1: 22 bin TL
3+1: 33 bin TL
4+1: 41 bin TL

Esentepe İstanboolum:

2+1: 15 bin-22 bin TL

Göktürk Özak:

2+1: 9 bin 500 TL
3+1: 12 bin TL

Göktürk Lale Kasrı:

3+1: 14 bin TL

Ulus Platin Konutları:

2+1: 14 bin TL
3+1: 17 bin TL

Maslak Ecplise:

3+1: 11 bin TL

Maslak Mashatten:

3+1: 12 bin TL

Zorlu:

2+1: 30 bin TL
3+1: 45 bin TL
4+1: 50 bin TL

Acarkent:

Villa aidatı5 bin ile 7 bin 500 arası

Çekmeköy:

İkiz villalardan birinin aidatı 15 bin TL

Çengelköy Sultan Makamı Sitesi:

Bahçe dubleksi: 17 bin TL

Çiftehavuzlar:

Rezidans: 4 bin 250 TL

Kaynak: Yeniçağ

Dubai’nin En Pahalı Konutunu 130 Milyon Dolara Bir Türk Aldı

Emlak yatırımcılarının Dubai’yi tercih etmesinin bir diğer önemli nedeni de Dubai’de gelir vergisi olmaması. Dubai’de yabancı yatırımcılar aldıkları ev için gelir vergisi ödemiyor. Sadece emlak sektöründe değil, şirket sahibi olunca veya maaştan Dubai’de gelir vergisi kesilmiyor. 

Konut yatırımlarının yıllık yüzde 7-8 dolar bazında yıllık kira getirisi sağladığını söyleyen Uluslararası Gayrimenkul Uzmanı Şerif Nadi Varlı, “300 bin dolarlık bir daire aylık 2 bin dolar kira getirisi rahatlıkla sağlıyor. Dubai’de gelir vergisi, değer artış vergisi, kira vergisi olmaması da büyük avantaj sağlıyor. Türk bireysel yatırımcılarını kurumsal konut üreticileri de takip edeceğini düşünüyorum. Türk yatırımcıları konut almalarının yanı sıra sık sık tatil amaçlıda Dubai’ye gelmeyi tercih ediyor özellikle kış aylarında Dubai’nin sıcak yaz günlerini yaşatması önemli bir tercih sebebi oluyor” dedi.

“Dubai Her Konuda Olduğu Gibi Emlak Yatırımında da Çok Güvenilir Bir Yer”

Yatırım yaparken aracılık yapan emlak firmasının Dubai’de emlakçılık lisansı (RERA kartı) olup olmadığının bakılmasına dikkat çeken Varlı, “Yatırım yapacakları konut projesine yüzde 20 peşinat yatıracaklarsa, projenin yediemin (escrow) banka hesabının açılmış olmasına dikkat etsinler. Onun dışında Dubai her konuda olduğu gibi emlak yatırımında da çok güvenli bir yer. Gönül rahatlığıyla yatırım yapabilirler” diye konuştu.

“Gayrimenkulün Yüzde 50’sine Kadar 25 Yıl Vadeyle Kredi Kullanılıyor”

Uluslararası Gayrimenkul Uzmanı Şerif Nadi Varlı, “Müteahhitlerin taksit sistemi inşaat süresince, hatta bazı projelerde teslim sonrası 4 yıla kadar devam eden taksitler görüyoruz. Genellikle yatırımcılarımız bu taksit sistemini avantajlı görüyor. Aynı zamanda Türk yatırımcılar isterse turist olarak alacakları gayrimenkulün yüzde 50 sine kadar 25 yıl vadeye uzayan taksitlerle konut kredisi kullanabiliyorlar” dedi.

“En Cazip Bölgeler, En Fazla İşlem Gören En Fazla Ciro Eden Bölgelerdir”

Dubai’nin en fazla tercih edilen bölgeleri ve projeleri hakkında bilgi veren Varlı, “Sadece Türk yatırımcılar değil tüm yatırımcılar için en cazip olan bölgeler, en fazla işlem gören en fazla ciro elde eden bölgelerdir. Bunlarda Jumeirah Village Circle, Business Bay, Downtown en önemli 3 semt olarak belirtilebilir. Sobha Hartland 2, Binghatti Trillonaire, Rove Business Bay ise son dönemin popüler projeleri oldu” diye konuştu.

Yale, VHS’yi Satın Aldı

Ev güvenliği çözümlerinin lider sağlayıcısı Assa Abloy Group’un parçası olan Yale, Türkiye’nin önde gelen pencere ve kapı donanımları üreticisi VHS’yi satın almasını bir sonraki adıma taşıyor ve VHS’yi Yale olarak markalaştırıyor. 

Yale, Türkiye merkezli lider pencere ve kapı donanım üreticisi VHS Plastik Metal’i (VHS) Ekim 2022’de satın aldı. Bu satın alma kapsamında VHS, Türkiye’de Yale ile kapı ve pencere donanım ürünlerinin geliştirmeye ve yerel pazara olan bağlılığını korumaya devam ediyor.  

VHS, 15 Mart’tan itibaren tüm Yale marka unsurlarını sergileyerek tamamen Yale olarak yeniden markalaşacak ancak bir süre daha VHS şirketi adı altında faaliyet göstermeye devam edecek. Yeniden markalaşmanın sonraki adımı olarak, Yale Türkiye’nin yurtdışında katıldığı ilk fuar olan Almanya’daki Fensterbau Frontale fuarında ilk kez VHS ürünleri Yale olarak sergilenecek. 

Kadıköy’de Kentsel Dönüşüm Kapsamında Yıkılacak Binalarda Yer Alan Süsleme Öğeleri Koruma Altına Alındı

Kadıköy Belediyesi, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binalarda bulunan, her biri geçmiş dönemlerin sanat ve mimari anlayışını yansıtan süsleme öğelerinin korunması amacıyla meclis kararı alan ilk belediye oldu. Bu kararla birlikte Kadıköy’deki yüzden fazla binanın dış cephelerinde ve iç duvarlarında yer alan eserler, bilimsel yöntemlerle sökülecek ve yeniden değerlendirilmesi sağlanacak. 

Kadıköy Belediye Meclisi, mart ayı oturumunda Kadıköy’ün kültürel, sanatsal ve mimari değerlerinin korunması ve geleceğe aktarılması için önemli bir karara imza attı. Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Kadıköy’de kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binalardaki el yapımı süsleme öğelerinin korunması yönündeki teklif, belediye meclisi tarafından oy birliğiyle karara bağlandı. Türkiye’de bir ilk olan karara göre bundan sonra Kadıköy’de yıkımı yapılacak binaların iç ya da dış cephelerinde yer alan sanatsal niteliği bulunan eserler, bilimsel yöntemlerle sökülerek, yeniden değerlendirilecek. 

Bu kararla birlikte nitelikli süsleme öğelerine sahip binaların kentsel dönüşüm kapsamında yıkımı gerçekleştirilmeden önce Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne bağlı Koruma Uygulama Denetim Bürosu’na bildirim yapılması gerekecek. Kadıköy Belediyesi’nin uzman ekipleri tarafından sökümü yapılacak sanatsal çalışmaların, ya yıkılan yapıların yerine inşa edilecek yeni binalarda değerlendirilmesi ya da koruma altına alınarak müzede sergilenmesi sağlanacak. 

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne bağlı Koruma Uygulama Denetim Bürosu’ndan mimar Ferdi Seymen, “2012’de 6306 Sayılı afet kanunu çıkınca riskli yapılarla ilgili tespitler bunun en büyük yansıması Kadıköy’de oldu. Tabi bu hızlı dönüşümle beraber maalesef bu cephe süslemeleri bulunun mozaiklerinin bulunduğu seramiklerin yer aldığı yapılarda hızlıca dönüşümden etkilendi bizde tabi bu sürecin etkisinde kaybolmayı durdurmak bu seramikleri yaşatma adına bir çözüm yolu aradık. Eski eserleri korumayla ilgili mevcut bir kanun var ancak bu tür yapı üzerindeki süsleme öğeleri ilgili herhangi bir koruyucu madde yok. Bu konuda alınmış meclis kararı olarak Türkiye’de bir ilk olduk” dedi.

“Kentsel Dönüşümün Niteliğini Artıran Bir Uygulama”

Seymen, bu uygulamanın kentsel dönüşümü yavaşlatan değil dönüşümün niteliğini arttıran bir çalışma olduğunun da altını çizerek şunları söyledi: “Öncelikle halkımızın bunu bilmesi lazım. Bu öğeler, zaten yapısına bu zamana kadar değer katmış ve bundan sonra da değer katacak öğeler. Aslında korumanın hem kendisi için hem de Kadıköy kent için çok değerli olduğunu onun farkında olması lazım. Kesinlikle kentsel dönüşüm yavaşlatan değil aksine kentsel dönüşümün niteliğini arttıran bir uygulama olduğu yönünde vatandaşlarımızı da bilgilendiriyoruz. Onlar da mutlu oluyorlar. Eminim bu iş ilerledikçe süreç içerisinde mülk sahiplerinin de bu konuyla ilgili bize gelip başvuru yapacağına inanıyorum. Kadıköy’e ve eminim ki bu süreçten sonra bizi örnek alacak diğer ilçeler ve iller için de bu kararın hayırlı olacağını düşünüyorum.”

“Kent Hafızamız Açısından Çok Önemli”

Kadıköy Belediyesi’nde görev yapan sanat tarihçisi Mine Kantarcı da Kadıköy’deki binalarda yer alan süsleme öğelerinin tarihsel geçmişiyle ilgili şu bilgileri verdi: 

“Bunlar genelde 1950 ile 1990 yılları arasında şu anda kentsel dönüşüme giren yapılardaki süsleme öğeleri. Neden 1950 ile 1990? Çünkü Cumhuriyet döneminin bir mimarlık stili var. Bunun hemen arkasından İstanbul’a bir göç var ve o göçle beraber şu an yaşadığımız gibi bir kentsel yenileme yaşanıyor. Binalar yapılıyor, binalar yıkılıyor. 2-3 katlı binaların yerine geniş balkonlu bir yapı tipi geliyor. Bunları biraz hareketlendirmek, süslemek amacıyla da daha sonra bu süsleme öğelerinin yerleştiğini görüyoruz. Bazen içlerinde bazen dışlarında karşımıza çıkabiliyor. Mozaik olabiliyor, rölyef olabiliyor. Boyama örnek de olabiliyor. 

Biz Kadıköy Belediyesi olarak bunların korunması için 2020 yılında bir çalışmaya başladık ve bugüne kadar getirdik. Dönemin seramik ya da resim sanatçılarının yaptığı, binalarda tamamen sipariş üzerine yer alan süslemeler bunlar. Korunması, bizim kent hafızamız açısından hem de Kadıköy’ün tarihsel yapısını özetlemek açısından oldukça önem taşıyor. 

Etnik desenleri görüyoruz. Daha çok soyut çalışmalar görüyoruz. Burası sahil kesimi, burası yazlık bir yer. Dönemin yazlık bir yeri olduğu için de Göztepe, Feneryolu ve Suadiye gibi kesimlerde yazlık desenleri de çok görüyoruz. Güneş, deniz, kuşlar gibi.”

VitrA, Dünyanın İlk ve Tek Yüzde 100 Geri Dönüştürülmüş Seramik Lavabosunu Üretti

VitrA’nın yeni çevre dostu lavabosu, dünyanın ilk ve tek yüzde 100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyor. Atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veren lavabolar sayesinde, küresel ısınmaya üretim süreci kaynaklı etki ürün başına yüzde 30 azalıyor.

VitrA, kendi kategorisinde dünyanın ilk ve tek yüzde 100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosunu ürettiğini açıkladı. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık yüzde 100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretildi. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak kasım ayında düzenlenen UNICERA Fuarı’nda tanıtıldı. Mat bej renkte ve 5 formda tasarlanan lavaboların ardından, VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi planlanıyor.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı en üst seviyeye çıkarıyor. ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini yüzde 30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak yüzde 36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kg hammadde tasarrufu ve yüzde 38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

“Döngüsel ekonomiye katkımızı en üst seviyeye çıkarmaya kararlıyız”

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan lavaboyla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda yeni bir standart ortaya koyduklarını söyleyen

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, şu açıklamayı yaptı:

“Yenilikçi bir iş modeli ve döngüsel tasarım ilkeleri doğrultusunda, seramik sağlık gereçleri üretiminden doğan atıklarımızı, başka bir fabrikaya hammadde olarak göndermek yerine, kendi üretim sürecimizde yeniden kullanmaya başladık. Böylece doğal kaynakları ve ekosistemleri korumamız​, çevresel etkiyi ve karbondioksit salımını azaltmamız, artan maliyetlerin önüne geçmemiz ve hammadde kısıtlarını ve risklerini aşmamız mümkün oluyor. yüzde 100 geri dönüştürülmüş lavabo, daha az kaynak kullanma, atıkları en aza indirme ve döngüsel ekonomiye katkıyı en üst seviyeye çıkarma konusundaki kararlılığımızı temsil ediyor.” 

Küresel ısınmaya yüzde 30 daha az etki

Dünyanın ilk ve tek yüzde 100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosunun üretimi sayesinde, küresel ısınmaya etkiyi ürün başına yüzde 30 azalttıklarına dikkat çeken Özgen Özkan, “Çevre dostu lavabolar, VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Sırlama için de geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması konusunda ArGe çalışmalarımız devam ediyor. Paketleme malzemelerinden yeni ikon kullanımına kadar farklılaştırılan lavaboların ardından, yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemelerle yeni ürünler üreterek ürün gamımızı genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.

Şubat Ayı Sonu İtibarıyla Konut Satışları Bir Önceki Yılın Aynı Dönemine Göre Yüzde 17,3 Arttı

TÜİK Şubat ayı konut verileri açıklandı. 2024 yılı Şubat ayında 93 bin 902 adet konut satıldı. 2024 yılı Şubat ayında gerçekleşen konut satışları 93 bin 902 adet gerçekleşirken, 2023 yılının Şubat ayında gerçekleşen 80 bin 031 adet dolayındaki satış adedine kıyasla yaklaşık yüzde 17,3 oranında artış yaşandı.

Verileri değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “2024 yılı Şubat ayında gerçekleşen konut satışlarına baktığımızda 93 bin 902 adet konutun satılmış olduğunu görüyoruz. 2023 yılının Şubat ayında gerçekleşen 80 bin 031 adet dolayındaki satış adedine kıyasla yaklaşık yüzde 17,3 oranında artış yaşandı. 

Kıyaslamayı Şubat sonu itibatiyle yapacak olursak; 2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle 93 bin 902 adet konut satıldı. İki yılı kıyasladığımızda bu yıl 2023 yılının aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 17,3 oranında artış yaşandı. 2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle 2023 yılı aynı dönemini kıyaslayacak olursak 2023 yılında yaklaşık yüzde 18 oranında düşüş yaşanmıştı.

İpotekli konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 49,14 oranında azaldı

İpotekli satışlar 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 49,14 oranında azalarak 8 bin 827 adet olarak açıklandı. 2024 yılı Şubat ayında, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 9,40 olarak gerçekleşti. 2024 yılı Şubat sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2023 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık yüzde 49,14 oranında düşüş gösterdi. 2024 yılı Şubat sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2023 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla  yaklaşık yüzde 12,73 oranında düşüş göstermişti. 

2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle konut satışlarının içinde ipotekli satışların oranı yüzde 9,40 mertebelerinde gerçekleşti. 2023 yılı Şubat ayında bu oran aynı etkilerden dolayı yüzde 21,69 seviyelerindeydi. 

2024 yılı Şubat ayında 28 bin 594 adet konut ilk defa el değiştirdi

İlk el konut satışlarının payı yüzde 30,45 olarak gerçekleşti

Bir başka önemli veri de ilk satışlar, 2024 yılı Şubat ayında gerçekleşen ilk el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,8 oranında artarak 28 bin 594 adet açıklandı. 2024 yılı Şubat ayında, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı yüzde 30,45 olarak gerçekleşti.


İlk elde azalan konut satışlarındaki en büyük etken ilk el üretimlerinde stok miktarının yani yeni yapılan konutun azalması. Toplam satışlar içindeki satış yüzdesi önceki yıllarla benzer olsa da satış rakamlarındaki mutlak değer azalışından ilk el satışları da etkilendi.


2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle ilk el konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,80 oranında artarak 28 bin 594 olarak açıklandı. 2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle toplam konut satışları içinde ilk el satışların oranı yüzde 30,45 civarında seyretti. 2023 yılı aynı döneminde bu oran yüzde 29,33 oranındaydı.

Büyükşehirlerde durum nasıl değişti 

İstanbul, İzmir ve Ankara özelinde bakacak olursak; 2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle kümüle konut satışlarının, 2023 yılı aynı dönemine nazaran İstanbul’da yaklaşık yüzde 8,1, Ankara’da yüzde 11,9 ve İzmir’de ise yüzde 6,3 oranında azaldığı görülmektedir. 

Ocak ayında yabancılara yapılan konut satışları geçen senenin aynı ayına göre yüzde 44,90 oranında azaldı.

Yabancılara yapılan konut satışı 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,90 oranında azalarak 1.846 adet açıklandı. 2024 yılı Şubat ayı sonu itibariyle yabancıya satılan kümüle konut adedinin toplam satışlar içindeki oranı yüzde 2,2 oranındadır. 2023 yılı aynı döneminde bu oran yüzde 4,2’ydi. 

2024 yılı Şubat ayında ilk sırayı 659 adet konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 691 adet konut satışı ile İstanbul ve 151 konut satışı ile Mersin izledi. 2024 yılı Şubat ayında yine Rusya açık ara konut alımında birinci sırada oldu. 2024 yılı Şubat ayında ülke sıralamasında 395 konut satış sayısı ile Rusya ilk sırayı aldı. İran 200 konut satışı ile ikinci ve 105 konut satışı ile Ukrayna üçüncü oldu. 

Türkiye, AB’nin Karadeniz Programında En Fazla Projesi Kabul Edilen Ülke Oldu

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı, Türkiye’nin, 35,77 milyon avro bütçeli Karadeniz Havzası Programı çağrısına katılan 7 ülke arasında “en fazla proje başvurusu kabul edilen ve hibe alan ülke” olduğunu açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı, AB’nin “Interreg NEXT Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı” kapsamında Türkiye’nin, 35,77 milyon avro bütçeli Karadeniz Havzası Programı çağrısına katılan 7 ülke arasında “en fazla proje başvurusu kabul edilen ve hibe alan ülke” olduğunu bildirdi.

AB Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, AB’nin Uyum Politikası ve Komşuluk Politikası araçlarından “Interreg NEXT Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı”nın 2021-2027 dönemi ilk teklif çağrısı sonuçları duyuruldu.

Program çerçevesinde Türkiye, 35,77 milyon avro bütçeli çağrıya katılan 7 ülke arasında “en fazla proje başvurusu kabul edilen ve en fazla hibe alan ülke” oldu.

Çağrıya, programın Türkiye’deki uygulama alanında yer alan Karadeniz kıyısı ve civarındaki 25 ilden kurum ve kuruluşlar, proje fikirleriyle katıldı.

30 Mart 2023’te duyurulan ilk çağrı altında, programdaki katılımcı ülkelerden, 117’si Türk ortaklı 151 proje başvurusu alındı.

Değerlendirme ve seçim süreçleri sonunda, 501 bin-1 milyon 500 bin avro bütçe aralığında bulunan ve inşaat ile altyapı yatırımı içeren 20 standart proje ve 250 bin-500 bin avro bütçe aralığında yer alan ve aynı alanda yatırımı içermeyen 13 küçük ölçekli proje olmak üzere toplam 33 proje hibe almaya hak kazandı.

Bunlardan 17’si standart ve 10’u küçük ölçekli proje olmak üzere 27 Türk ortaklı proje başvurusu kabul edilirken, bu projelerde yer alan toplam Türk ortak sayısı 35 oldu.

Ayrıca bu projelerin 15’inde Türk ortaklar, projeyi sunan ve koordine eden ana yararlanıcı ortak olarak yer alıyor.

Çağrı kapsamında seçilen 33 projenin toplam bütçesi 33,82 milyon, Türk ortaklı projelerin toplam bütçesi ise 27,8 milyon avro oldu.

Türkiye’nin 2007’den bu yana dahil olduğu ve AB Başkanlığının Ulusal Otorite görevini yürüttüğü Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı’nın 2021-2027 dönemi birinci teklif verme çağrısına, Türkiye’nin yanı sıra Bulgaristan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Ukrayna ve Yunanistan katıldı.

Kazanan Projelerin Çoğu İstanbul’dan

Kazanan projelerin illere göre dağılımına bakıldığında, 13 Türk ortak kuruluşu içeren 12 projeyle İstanbul birinci olurken, Trabzon’dan 7 proje, Edirne’den 4 Türk ortak kuruluşla 3 proje, Sakarya, Rize ve Zonguldak’tan 2 proje, Bartın’dan 2 Türk ortak kuruluşla 1 proje, Tekirdağ, Kocaeli ve Sinop’tan 1 proje desteklenecek. 

Çağrı kapsamında hibe desteği verilecek projeler, sürdürülebilir turizm, mavi ekonomi, iklim değişikliğine uyum, hava kalitesinin iyileştirilmesi, orman yangınlarıyla mücadele, ani sel baskınlarıyla mücadele, gıda israfını önleme ve bilinçlendirme, tarımsal biyoçeşitlilik, denizcilik teknolojileri gibi konular başta olmak üzere Karadeniz havzasındaki farklı sorunlara çözüm bulmak için gelecek aylarda hayata geçirilecek.

Programda 46,8 milyon avrosu AB katkısı olmak üzere 52 milyon avro bütçeli ikinci ve son proje teklif çağrısı 20 Mart’ta duyurulacak. Proje başvuruları, 20 Haziran’a kadar alınacak. 

Program

Türkiye’nin 2007-2013, 2014-2020 ve 2021-2027 dönemlerinde katılım sağladığı çok taraflı bölgesel işbirliği programı olan Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı’nda, ilk çağrıda yer almayan Ermenistan, Bulgaristan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Ukrayna ve Yunanistan da bulunuyor.

Programın Türkiye’deki uygulama alanı, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova, Zonguldak, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çankırı, Sinop, Samsun, Tokat, Çorum, Amasya, Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane’yi kapsıyor.

2014-2020 döneminde toplam bütçesi 53,9 milyon avro olan programın, 2021-2027 dönemi bütçesi 94 milyon avroya çıkarıldı.

Her bütçeleme döneminde açılan proje teklif çağrıları kapsamında, belirlenen potansiyel yararlanıcıların programın ortaklık koşullarını yerine getirmesi ve tespit edilen öncelik alanlarında proje fikirlerini sunarak başvuru yapması gerekiyor.

Kaynak: AA

İnşaat Sektöründe Ücretli Çalışan Sayısı Yıllık Yüzde 9,6 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat sektöründe ücretli çalışan sayısı Ocak ayında yıllık yüzde 9,6 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 620 bin 763 kişi iken, 2024 yılı Ocak ayında 15 milyon 22 bin 900 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Ocak ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,1 arttı, inşaat sektöründe yüzde 9,6 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,1 arttı.

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Ocak 2024 

SektörÜcretli çalışan sayısıYıllık farkYıllık değişim (%)
Ocak 2024Ocak 2023
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler)15 022 90014 620 763402 137 2,8
B-E-Sanayi4 989 8894 985 4014 488 0,1
B-Madencilik ve taş ocakçılığı138 482138 019463 0,3
C-İmalat4 648 3714 645 3882 983 0,1
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı136 700133 4843 216 2,4
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri66 33668 510-2 174 -3,2
F-İnşaat1 701 3241 552 301149 023 9,6
G-N-Ticaret ve hizmetler8 331 6878 083 061248 626 3,1
G-Ticaret3 261 4963 219 84141 655 1,3
H-Ulaştırma ve depolama1 190 7071 140 17250 535 4,4
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri1 078 4061 032 12046 286 4,5
J-Bilgi ve iletişim289 891282 8037 088 2,5
K-Finans ve sigorta faaliyetleri336 901329 2547 647 2,3
L-Gayrimenkul faaliyetleri119 401116 1893 212 2,8
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler645 595634 59910 996 1,7
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri1 409 2901 328 08381 207 6,1

Ücretli Çalışan Sayısı Aylık Yüzde 0,1 Arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 arttı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Ocak ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,7 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,3 arttı.

Çok Boyutlu Kadastro Sistemi Geliyor

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2024-2028 Stratejik Planı’na göre, Türkiye 5 yıl içerisinde çok boyutlu kadastro sistemine geçiş yapacak.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2024-2028 Stratejik Planı’nda, geleceğin modern kadastrosundan beklenen gereksinimlerin karşılanabilmesi için arazinin tüm boyutlarındaki bilgileri içererek yönetebilecek bir yapıya kavuşturulması gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda da çok boyutlu kadastro sistemine geçilmesi gerektiği aktarıldı. Plana göre, çok boyutlu kadastronun Türkiye’ye uygulanmasına yönelik idari, hukuki ve teknik bir rapor hazırlanacak. Raporlamaların ardından üç boyutlu şehir modelleri ile kadastro altlıklarının entegrasyonu sağlanarak altyapı ve deniz kadastrosunu içeren çok boyutlu kadastro sistemi kurulacak. Tüm Türkiye’de tek koordinat sistemine geçilerek kesin sayısal veriye ulaşılacak.

Plan uyarınca Türkiye taşınmaz değer haritaları da oluşturulacak. Bu haritalarda kullanılabilecek bir veri havuzunun oluşturulabilmesi için Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’ne entegre bir Gayrimenkul Değer Bilgi Merkezi’nin kurulması da öngörülüyor. Bu sayede gayrimenkul değer değişimlerinin takip edileceği, emlak piyasasında spekülatif amaçlı fiyat artışlarının engelleneceği, bilirkişi raporlarına altlık oluşturulacağı kaydedildi. Türkiye için uygun toplu değerleme modelinin belirlenmesi hedeflendi.

Hızlı hizmet sunumu için var olan uygulamaların mümkün olduğunca vatandaşın anlayacağı şekilde iyileştirilmesi de hedefler arasında. 3 boyutlu bilgi sistemi kurularak sanal gerçeklik ya da hologram teknolojileri ile arazide ve taşra birimlerinde vatandaşlara görselleştirilmiş anlaşılabilir ve güvenilir verilerin sunulacak.

İzmir’de 5 Bin 168 Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı konut satış verilerine göre, İzmir’de Şubat ayından 5 bin 168 konut satışı yapıldı.

İzmir’de ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,2 azalarak bin 364 oldu. İzmir’de toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 26,4 oldu.

3 Bin 804 Konut El Değiştirdi

İzmir’de ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,0 artarak 3 bin 804 olarak gerçekleşti. İzmir’de toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışlarının payı yüzde 73,6 oldu.

516 Adet İpotekli Konut Satıldı

İzmir’de ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52,4 azalarak 516 oldu. Şubat ayında satışı yapılan konutların yüzde 10,0’ı ipotekli satış olarak gerçekleşti.

Yabancılara 24 Konut Satıldı

İzmir’de Şubat ayında yabancılara yapılan konut satışı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 75,0 azalarak artarak 24 oldu.

Ülkemizde yabancılara yapılan konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,9 azalarak bin 846 oldu. Şubat ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,0 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 691 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 659 konut satışı ile Antalya ve 151 konut satışı ile Mersin izledi

Buca Birinci Sırada

İzmir’de 2024 yılı Şubat ayında en fazla konut satışı Buca’da gerçekleşti. Konut satış sayısı yüksek olan ilçelerden Buca’da 624 konut satılırken Buca’yı 479 konut satışı ile Karşıyaka, 466 konut satışı ile Torbalı, 440 konut satışı ile Menemen, 340 konut satışı ile Konak, 337 konut satışı ile Bornova, 313 konut satışı ile Karabağlar, 276 konut satışı ile Çiğli, 194 konut satışı ile Bayraklı ve 183 konut satışı ile Seferihisar takip etti.

THY ve Emlak Konut GYO’nun 6 İhalesi Sonuçlandı

Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) Kanal İstanbul çevresinde hayata geçireceği konut projesi için yapılan 6 ihale sonuçlandı.

2018 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3. havalimanı çalışanları için Emlak Konut GYO ile THY işbirliği ile Kanal İstanbul güzergahında Arnavutköy’e bağlı Dursunköy’de 3.6 milyon metrekarelik alanda konut inşa edileceğini duyurmuştu.

2018’den beri gündemde olan proje kapsamında etaplar halinde toplam 14 bin konut yapılarak Emlak Konut tarafından satışa çıkarılması, yapılacak konutların en az 3 bin adedinin THY  ve iştiraklerinin çalışanlarına satılması için sözleşme imzalanmıştı.

İlk etabın inşaatı için de 17 Mayıs 2023 tarihinde “Dursunköy 1. Etap 1. Kısım İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi” için UNTD İnşaat A.Ş.  ile 3 milyar 488 milyon 800 bin TL’lik sözleşme imzalandı.

Emlak Konut GYO, KAP’a yaptığı bildirimde “Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 10. Kısım Konut ve Ticaret İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi” için Kibritçi İnşaat ile 12 Mart 2024 tarihinde 2 milyar 554 milyon 961 bin TL’lik sözleşme imzalandığını duyurdu. “3. Etap 5. Kısım” için de Misek İnşaat ile aynı gün  3 milyar 709 milyon 953 bin TL’lik sözleşme imzalandı. Böylece aynı gün içinde 6 milyar 265 milyonluk sözleşme imzalanmış oldu.

Aynı projenin “3. Etap 2. Kısım İnşaatı” için  Cevahir Yapı ile 29 Şubat 2024’te   3 milyar 569 milyon TL, “3. Etap 4. Kısım” için LEDA Yapı ile 29 Şubat’ta  3 milyar 369 milyon TL, “3. Etap 1. Kısım” için  KUZU Toplu Konut İnşaat ile 27 Şubat 2024’te 3 milyar 334 milyon TL, “2. Etap 1. Kısım” için ANTAŞ Altyapı A.Ş. & GÖKYOL İnşaat iş ortaklığıyla 24 Mayıs 2023 tarihinde  2 milyar 157 milyon TL, bedelle sözleşmeler imzalanmıştı.

Projenin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Sözcü

Villa Reyonu, Kiralama İşlemlerinde Ev Sigortası Dolandırıcılığına Dikkat Çekti

Kendilerine özel bir alanda tatil yapmak isteyenlerin ilk tercihlerinin arasında villa ve bungalovlar yer alırken, son dönemde, yaşanan dolandırıcılık vakaları endişe yaratıyor. Bungalov gibi konaklama seçeneklerini değerlendirecekleri dolandırıcılara karşı uyaran villa kiralama şirketi ise konuyla ilgili dikkat edilmesi gereken hususları paylaştı.

Pandeminin mirası varyantlardan kendilerini korumak isteyenler, tatil vakitleri başta olmak üzere birçok durumda kalabalık yerlerde bulunmaktan kaçınırken, tatillerini kendilerine özel bir alanda geçirmek isteyenler, alternatif konaklama yöntemlerine başvuruyor. Bu noktada villa ve bungalov tarzındaki evler ise izole bir şekilde konaklama imkanı sunuyor. Ancak, internetten rezervasyon ve ödeme yapanların karşısına dolandırıcıların çıkması, son dönemde kiralama işlemlerinde tereddüt edilmesine yol açıyor. 

PwC’nin yayımladığı Küresel Ekonomik Suç ve Dolandırıcılık Araştırması’ndaki güncel verilere göre herhangi bir suçla karşılaşan katılımcıların %31’i bunların satın alma dolandırıcılığı vakası olduğunu bildiriyor. Villa Reyonu Kurucu Ortağı Mehmet Bozdoğan ise villa ya da bungalov kiralayacakları, dolandırıcılıklara karşı uyarırken alınabilecek yöntemleri de anlattı.

Villa ve bungalovların artık dört mevsimde de tercih edildiğini dile getiren Mehmet Bozdoğan, “Kiralamaya dahil edilecek villa ve bungalovları, sezon başında ve sonunda değerlendirmeye tabi tutuyoruz. Müşteri memnuniyeti için belirlemiş olduğumuz kriterlerimize uyan evleri portföyümüze ekliyoruz” dedi.

Dolandırıcıların Klasik Yöntemi: Ön Ödeme Sonrası Sigorta Ödemesi”

Dolandırıcıların yeni yöntemlerine karşı uyarıda bulunan Villa Reyonu Kurucu Ortağı Mehmet Bozdoğan, “Birebir kopyalanan internet siteleri ve binlerce takipçisi olan sahte sosyal medya hesapları, insanlarda güven duygusu uyandırıyor. Rezervasyon için ön ödemeyi alan dolandırıcılar maalesef durmuyor. Ev sigortası adı altında bir ödeme daha talep ediyor. İkinci ödeme yapılmazsa, rezervasyonun iptal edilip paranın iade edilmeyeceği belirtiliyor. Parasının yanmasından korkanlar bir ödeme daha yapıyor. Ancak, mekana gittiklerinde ne bir muhatap ne de ev bulabiliyorlar” şeklinde konuştu.

“TÜRSAB’ın Sayfasından İşletmeyi Sorgulamak Maddi Kayıpları Önler” 

“Sosyal medya üzerinden sadece bilgi alışverişi yapılmalıdır. Rezervasyon işlemleri internet sitesi üzerinden devam ettirilmelidir” diyen Mehmet Bozdoğan, “Tatil yapmak isteyenler üzülmemek için rezervasyonlarını güvenilir kanallar aracılığıyla yapmalılar. Örneğin, işletmelerin mutlaka Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne (TÜRSAB) kaydının olması gerekiyor. Bu yüzden işletme, rezervasyon öncesinde belge numarası ile bizzat TÜRSAB’ın sayfasından sorgulanmalı. Çok kısa ve kolay bir işlem olmasının yanı sıra, maddi ve manevi kayıplardan kurtaracak bir yöntemdir” ifadelerini kullandı.

Portföyümüzdeki Evleri Yerinde İnceliyoruz”

Hizmetlerinde müşteri memnuniyetini önceliklendirdiklerinin altını çizen Villa Reyonu Kurucu Ortağı Mehmet Bozdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Müşterilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması adına kiralamaya açık olan her mülk, ekip arkadaşlarımız tarafından yerinde inceleniyor. Görsel, konum, tasarım ve özelliklerin yayınlanan bilgilerle birebir örtüşmesi en önemli kriterimiz. Böylece, misafirlerimizin tatillerinden mutlu ve memnun bir şekilde ayrılmasını sağlıyoruz.”

Prof. Dr. Görür: “İstanbul’da 7.2 ve 7.6 Büyüklüğünde Deprem Olabilir”

Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da beklenen depremin 7.2 ve 7.6 büyüklüklerinde olabileceğini belirtti.

Katıldığı televizyon programında İstanbul depremiyle ilgili görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Naci Görür, şunları söyledi:

“İstanbul’da 1 Nisan’da seçilecek belediye başkanı şehri depremi hazırlamalı. Tehdit Marmara’da. Marmara Denizi ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolunda deprem oluşacak. Bunlardan biri Adalar kolu, diğeri de Kumburgaz koludur. Bu iki kolun aynı anda kırılma ihtimali var. 1766’da 3 ay arayla kırılmış. İkisi birden kırılırsa 7.6’ya kadar çıkma olasılığı var. İstanbul’da yapı stokunun artırılması zararı azaltır.

Japonya’da geçtiğimiz günlerde 7.6 büyüklüğünde deprem oldu ve 120 kişi tesadüfen öldü. Biz her depremde 20 bin, 50 bin civarında ölüm veremeyiz. Bu dünyanın yadırgadığı bir durum ve bu bize yakışmıyor. 

Deniz içinden Körfez’den giren ve Tekirdağ’dan çıkan, uzunluğu 160 km olan Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolu var. Deprem tam burada. Kimi depremciler-yer bilimciler fay tartışması yapıyor. Çok merak ediyorsan bilimsel araştırmayı yap kardeşim. Halkın huzuruna çıkıp fayı konuşuyor.

Marmara’da belli büyüklükte depremler olmuş ki yine olacak. 1999 depremi oldu ve 1912’de de Şarköy depremi oldu. 1766’dan beri Gölcük ile Şarköy arasında deprem olmadı. Biz buna ‘deprem boşluğu’ deriz. Bu kadar belirginken bu arkadaşların bu konuşmalarını yapmasını anlamıyorum. Biz bir depremi muhakkak bekliyoruz.”

Şantiye Şefi Kimdir? Kimler Şantiye Şefi Olabilir? 

İnşaat sektörü, çeşitli projelerin başarılı bir şekilde tamamlanması için birçok uzmanlık alanını bir araya getiren dinamik bir sektördür. Bu projelerin yönetiminde önemli bir figür olan şantiye şefi, işin akışını sağlamak, kaynakları etkin bir şekilde kullanmak ve projenin zamanında ve bütçe dahilinde tamamlanmasını sağlamak gibi  görevlerle yükümlüdür. Peki, şantiye şefi kimdir ve kimler şantiye şefi olabilir? Gelin birlikte inceleyelim.

İnşaat projelerinin yönetimini ve denetimini üstlenen şantiye şefleri, inşaatın her aşamasında aktif olarak yer alır ve projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasını sağlamak için ekip yönetimi, planlama ve koordinasyon gibi önemli görevleri yerine getirir.

Şantiye Şefi Kimdir? 

Şantiye şefi, inşaat projelerinin saha operasyonlarını yöneten ve denetleyen kişidir. Genellikle inşaat mühendisleri, mimarlar veya deneyimli teknikerler arasından seçilirler. Şantiye şefleri, proje sürecindeki her aşamada faaliyet gösterirler ve genellikle proje yöneticisi veya baş mühendis tarafından atanırlar. 

Şantiye şeflerinin temel sorumlulukları arasında şunlar bulunur:

  • Proje planının saha koşullarına uygun bir şekilde uygulanmasını sağlamak.
  • İş programının ve bütçesinin takip edilmesini sağlamak.
  • İş sağlığı ve güvenliği standartlarının uygulanmasını denetlemek.
  • İnşaat ekibinin koordinasyonunu sağlamak ve işçiler arasındaki iletişimi kolaylaştırmak.
  • Malzeme tedarikini organize etmek ve denetlemek.
  • Saha raporlarını hazırlamak ve gerekli durumlarda üst yönetimi bilgilendirmek.

Şantiye şefi, inşaat projesinin sahada sorunsuz bir şekilde yürütülmesinden sorumludur. Başlıca görevleri arasında şunlar yer alır:

  • Planlama ve Koordinasyon: İnşaat projesinin her aşamasını planlamak ve bu planları uygulamak şantiye şefinin başlıca görevlerindendir. Malzeme tedariki, işçi takibi, zaman yönetimi gibi konuları titizlikle yönetir.
  • İşçi Yönetimi: Şantiye şefi, sahada çalışan ekiplerin yönetiminden sorumludur. İşçilerin görevlerini belirler, performanslarını değerlendirir ve gerektiğinde eğitim verir.
  • Güvenlik Kontrolü: İnşaat sahasında güvenlik standartlarının uygulanmasını sağlamak, şantiye şefinin en önemli görevlerinden biridir. İşçilerin ve diğer saha çalışanlarının güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri alır.
  • Sorunların Çözümü: İnşaat sürecinde karşılaşılan her türlü sorunu çözmek, şantiye şefinin yetki ve sorumluluğundadır. Malzeme eksikliği, iş gücü problemleri, teknik sorunlar gibi konuları etkili bir şekilde yönetir.
  • Raporlama ve İletişim: İnşaat projesinin ilerleyişi hakkında düzenli olarak raporlar hazırlar ve üst yönetimle iletişim halinde olur. Proje ilerlemesi, bütçe durumu, riskler ve fırsatlar hakkında bilgi aktarır.

Kimler Şantiye Şefi Olabilir? 

Şantiye şefi olmak için genellikle bir inşaat mühendisliği veya mimarlık derecesine sahip olmak önemlidir. Ancak, bazı durumlarda teknik lise veya meslek yüksekokulu mezunları da şantiye şefi pozisyonuna yükselebilirler. Şantiye şefi olmak için İnşaat sürecini anlamak ve yönetmek için teknik bilgiye ve deneyime sahip olmak önemlidir.

Şantiye şeflerinde bulunması gereken temel nitelikleri ise şöyle sıralayabiliriz:

  • Teknik Bilgi ve Deneyim: İnşaat sürecini anlamak ve yönetmek için teknik bilgiye ve deneyime sahip olmak önemlidir.
  • Liderlik Yetenekleri: Ekip yönetme, motive etme ve işbirliği yapma yeteneklerine sahip olmak gerekir.
  • İletişim Becerileri: İnşaat projelerinde birçok farklı paydaşla iletişim kurmak gerektiği için etkili iletişim becerileri önemlidir.
  • Problem Çözme Yeteneği: İnşaat projelerinde beklenmedik sorunlarla karşılaşmak kaçınılmazdır, bu nedenle hızlı ve etkili bir şekilde çözüm üretebilme yeteneği önemlidir.
  • Kararlılık ve Esneklik: Değişen koşullara uyum sağlayabilme ve kararlılıkla hedeflere yönelme yeteneği gereklidir.

şantiye şefi inşaat projelerinin başarılı bir şekilde tamamlanmasında kilit bir rol oynar. İnşaat sektöründe kariyer yapmak isteyenler için, şantiye şefliği hem teknik bilgi hem de yönetim becerilerini bir araya getiren prestijli bir pozisyon olarak görebiliriz.

Şantiye şefi, inşaat projelerinin başarılı bir şekilde tamamlanması için kritik bir rol oynar. Teknik bilgi, liderlik yetenekleri ve iletişim becerileri gibi niteliklere sahip olanlar, bu önemli pozisyona yükselebilirler. İnşaat sektöründe kariyer yapmayı düşünenler için şantiye şefliği, zorlu ve ödüllendirici bir yol olabilir.

Kadınlarda Konut Arama Oranı Arttı

Emlakjet tarafından yayımlanan Şubat ayı verilerine göre, Türkiye genelinde kadınların erkeklerden daha fazla konut araması yaptığı belirlendi.

Şubat ayında kadın/erkek konut arama oranı, kadınlarda yüzde 63, erkeklerde yüzde 37 şeklinde seyrediyor.

Kiralarda radikal artış yaşayan il ve ilçeler ise şöyle;

Şubat ayı kira artışlarında il bazında Ankara ve Aydın başı çekerken; Diyarbakır ve Konya illerinde de bir önceki aya oranla hissedilir bir artış gözlendi.

İstanbul-Esenyurt’da Şubat ayında, bir önceki aya oranla yüzde 9 oranında kira artışı oldu. 

Şubat ayında En Çok Konut Aranan İller & Türkiye İçindeki Arama Payı & Fiyat Değişimleri

illersatılık aylık fiyat değişimikiralık aylık fiyat değişimi
İstanbul0%0%
Ankara3%7%
İzmir1%0%
Antalya0%0%
Bursa2%0%
Aydin5%7%
Diyarbakır2%4%
Konya3%4%
Mersin2%3%
Gaziantep0%2%
   
   
ilçelersatılık aylık fiyat değişimikiralık aylık fiyat değişimi
Ankara-Çankaya6%0%
Ankara-Keçiören2%2%
Gaziantep-Şahinbey4%4%
İstanbul-Esenyurt0%9%
İzmir-Buca2%-4%
Balıkesir-Edremit0%8%
Gaziantep-Şehitkamil2%0%
Şanlıurfa-Karaköprü0%0%
Ankara-Sincan1%0%
Ankara-Mamak3%4%

Gayrimenkul Hizmetleri Yüzde 8,6 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet üretim endeksini açıkladı. Açıklanan verilere göre, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 8,6 azalış gözlendi.

Hizmet üretim endeksi 2024 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,6 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 0,6 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 1,1 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 4,9 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 8,6 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 6,0 arttı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 3,5 arttı.

Hizmet Üretim Endeksi Aylık Yüzde 2,3 Azaldı

Hizmet üretim endeksi 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 2,3 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 7,2 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 0,7 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 3,4 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 0,4 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 4,1 arttı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 1,4 arttı.

Şubat’ta 93 Bin 902 Konut Satışı Yapıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) konut satış verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde Şubat ayında 93 bin 902 konut satıldı.

Türkiye genelinde konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,3 artarak 93 bin 902 oldu. Konut satışlarında İstanbul 16 bin 344 konut satışı ve yüzde 17,4 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 8 bin 300 konut satışı ve yüzde 8,8 pay ile Ankara, 5 bin 168 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 18 konut ile Ardahan, 45 konut ile Tunceli ve 51 konut ile Bayburt oldu.

Konut satışları Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,0 azalışla 174 bin 210 olarak gerçekleşti.

İpotekli Konut Satışları 8 Bin 827 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,1 azalış göstererek 8 bin 827 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 9,4 olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 56,1 azalışla 14 bin 742 oldu.

Şubat ayındaki ipotekli satışların 2 bin 60’ı, Ocak-Şubat dönemindeki ipotekli satışların ise 3 bin 464’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer Satış Türleri Sonucunda 85 Bin 75 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,7 artarak 85 bin 75 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 90,6 olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 artışla 159 bin 468 oldu.

İlk El Konut Satış Sayısı 28 Bin 594 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,8 artarak 28 bin 594 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 30,5 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,6 artışla 53 bin 857 olarak gerçekleşti.

İkinci El Konut Satışlarında 65 Bin 308 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,5 artış göstererek 65 bin 308 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 69,5 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,0 azalışla 120 bin 353 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Şubat Ayında Bin 846 Konut Satışı Gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,9 azalarak bin 846 oldu. Şubat ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,0 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 691 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 659 konut satışı ile Antalya ve 151 konut satışı ile Mersin izledi.

 Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,0 azalarak 3 bin 907 oldu.

Ülke Uyruklarına Göre En Çok Konut Satışı Rusya Federasyonu Vatandaşlarına Yapıldı

Şubat ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 395 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 200 konut ile İran, 112 konut ile Irak ve 105 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

Bakan Bayraktar: “Petrol ve Doğalgazda Yeni Keşif İçin Arama Çalışmaları”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Karadeniz’de çok önemli üç lokasyonda 2024 içerisinde arama yapacağız. Gabar’da ümitli olduğumuz, Hakkari’de ümitli olduğumuz arama sondajımız olacak” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, restorasyon ve renovasyon çalışmalarıyla aslına uygun yeniden inşa edilen Rami Kütüphanesi’nde gençlerle buluştu. Kütüphanede gençlerle sohbet eden Bakan Bayraktar, enerji sektörü, petrol ve doğal gazda yeni keşiflere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Petrol ve doğalgazda arama çalışmalarının 2024 yılında da devam edeceğini açıklayan Bakan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim enerjideki en temel problemimiz dışa bağımlılık. Bunu azaltmak için kendi kaynaklarımızı aramamız lazım. Petrolü, doğal gazı, kömürü aramamız lazım. Madenleriniz varsa, altın varsa, bakır varsa, çinko varsa bunları arayıp bulup üretmemiz lazım. Bizim gecemiz gündüzümüz, bütün motivasyonumuz Türkiye’nin mutlaka dışa bağımlılığını kırmak.”

Petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının 2024 yılında da süreceğini vurgulayan Bakan Bayraktar, çalışmalara ilişkin şu bilgileri paylaştı: 

“2024’te Gabar’da ümitli olduğumuz, Hakkari’de ümitli olduğumuz 2 tane çok önemli arama sondajımız olacak.

Karadeniz’de çok önemli 3 lokasyonda 2024 içerisinde arama yapacağız. İnşallah bunların hepsinden, mutlaka inanıyoruz ki bunlardan biz yeni keşif açıklayacağız.” Yeni arama çalışmalarıyla amacın, dışa bağımlılığı azaltmak olduğunun altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bizim grand stratejimiz şu: Türkiye’nin artan enerji talebini karşılarken dışa bağımlılığı azaltıp, Türkiye’yi 2053’de karbon nötr bir ekonomi haline getirmek.”

Nükleer santral inşaatının da devam ettiğini söyleyen Alparslan Bayraktar, “Şu anda nükleer santralimiz büyük bir hızla yükseliyor, 4 tane reaktörle Türkiye’nin enerjisinin yüzde 10’unu daha çevreci, sıfır emisyonla karşılayacağız. Önümüzdeki 4-5 yılda tamamını devreye alacağımız büyük bir projeyle, Türkiye’yi nükleer lige sokacak bir çalışma devam ediyor. Bizi adeta Şampiyonlar Ligi’ne taşıyacak bir alan” ifadelerini kullandı.

MIPIM Fuarı’nda Türk Yatırımcılar İlgi Odağı Oldu

MIPIM Uluslararası Gayrimenkul Fuarı’na katılan Aremas Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, Türkiye’ye olan ilginin arttığını ifade etti.

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul danışmanlık firmalarından Aremas Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, MIPIM Uluslararası Gayrimenkul Fuarı’nın ilk gününden edindiği izlenimleri paylaştı. Arslan, bu yıl 23.000 kayıtlı fuar katılımcısı olmasına rağmen, bu rakamın henüz fuar girişlerine yansımadığını ve fuarın son yıllardaki en sakin MIPIM başlangıcı olduğunu belirtti. Eskiden Avrupa ve Ukrayna-Rusya ağırlıklı olan fuarın yerini şimdi Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi Orta Doğu ülkelerinin aldığını  vurguladı.

Türkiye perspektifinden bakıldığında, Arslan, Aremas Group’un ana iş alanında önemli gelişmeler olduğunu ve Türkiye’ye olan ilginin arttığını ifade etti. Özellikle daha önce hiç Türkiye ile ilgilenmemiş ülkelerde, dünyanın en büyük firmalarının yanı sıra Almanya’daki bazı yatırım danışmanlık şirketlerinin ve Yunanistan, Malta gibi ülkelerin Türkiye’ye ilgi göstermeye başladığını belirtti.

Arslan, artan ilginin şu anda Türkiye’ye doğrudan yatırım yapma niyetiyle değil, Türk yatırımcılarına yurtdışında gayrimenkul alım satımı konusunda özellikle Londra, Amerika, Dubai, Yunanistan, Portekiz ve Malta gibi coğrafyalardan gayrimenkul satışına aracılık edilmesi konusuna odaklandığını vurguladı. Ancak, Türkiye’nin gelecekteki konumunun değişmesi durumunda bu iş birliklerinin yatırım açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini umduklarını ekledi.

Aremas Group olarak, fuar süresince verimli iş birliklerine ve görüşmelere imza atacaklarını belirten Arslan, fuara güçlü bir başlangıç yaptıklarını ve ilerleyen günlerde daha yoğun bir etkinlik beklediklerini dile getirdi.

Son olarak, Vedat Arslan, Aremas’ın fuarın ikinci günü akşamında Türk gayrimenkul sektör profesyonellerine yönelik düzenleyeceği özel bir yemeğe değinerek, katılımın üst düzeyde ve yoğun olacağını ve bu etkinliğin önemli iş birliklerine olanak sağlayacağını umduğunu da ifade etti.

Kaynak: Emlak Dream

Kalyon Holding’te Üst Düzey Atamalar

Kalyon Holding, şirketin yönetim düzeyinde atamalar gerçekleştirdi. Bu çerçevede Kaan Zaimoğlu Finans Grup Başkanı (CFO) olarak, Gökhan Yıldız ise Kalyon Kentsel’e İcra Kurulu Üyesi olarak atandı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen getiren Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, başta Kalyon PV ve Kalyon Enerji olmak üzere Holding’in tüm iştiraklerinde her geçen yıl daha da yüksek bir performans sergilediklerini belirterek, ’80. yılımızı kutlayacağımız 2024 yılına büyük umutlarla, birlikte çok daha büyük başarılara imza atacağımız bir yıl olması temennisiyle ve iddialı hedefler koyarak girdik.’ ifadelerini kullandı.

“Büyüme Stratejilerimize Katkı Sunacağına İnanıyorum”

En önemli dayanaklarının çalışanlarımız ve yönetim kadrosu olduğunu aktaran Kalyoncu, ‘Bir asırlık Cumhuriyetimizin 79 yılına şahitlik eden ve ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ inancıyla her zaman daha iyisini yapmak için gayret sarf eden holdingimiz, başarısını değişen dünya düzenine, rekabete ve kurumsallaşmanın gerekliliğine ayak uydurabilmesine borçludur.’ açıklamasında bulundu.

Kalyoncu, holdingdeki atamaların büyüme stratejilerimize katkı sunacağına inandığını kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

‘Kalyon Holding’in gelecek hedeflerine doğru yürürken, gücümüze güç katacağına inandığım tüm yöneticilerimizin yeni görevlerinin kendileri ve şirketimiz adına hayırlı uğurlu olmasını temenni ederek; kendilerine başarılar diliyorum. 80 yıla dayanan kurumsal tarihçemiz boyunca olduğu gibi; büyüyen ve güçlenen insan kıymetimizle, değerlerimize bağlı kalarak, misyonumuzu ve vizyonumuzu sürdürmeye devam edeceğiz.”

Kale Kilit, İhracatın Metalik Yıldızları Ödülleri’nde 16. Kez Zirvede 

Türkiye’nin öncü kilit üreticisi Kale Kilit, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından düzenlenen İhracatın Metalik Yıldızları Ödülleri’nde Metal Hırdavat Kategorisinde 16. kez üst üste ihracat şampiyonu olarak kendi rekorunu kırdı. Sektörün en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen bu ödül, şirketin uluslararası pazarlardaki etkin konumunu ve sektördeki liderliğini bir kez daha teyit ediyor.

İDDMİB tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin metal sektöründeki ihracat başarılarını taçlandıran törende, Kale Kilit İhracat Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Mumcu, ödülü şirket adına gururla teslim aldı. Mumcu, yaptığı konuşmada, bu başarının arkasında yatan sıkı çalışma, yenilikçi yaklaşımlar ve ekip ruhunun önemine vurgu yaptı. Mumcu, “Kendi faaliyet alanımızda 16. kez ihracat şampiyonu seçildik. Bu başarıları daha ileri seviyelere ulaştırmayı hedefliyoruz. Bunun için ürünlerimizin rekabetçi ve gelişen teknolojik ihtiyaçlara yanıt verebilir olmasına özen gösteriyoruz. Kale Kilit’in modern üretim tesisi ve her geçen gün artan Ar-Ge yatırımları, elimizi son derece güçlü kılıyor. Kale Kilit olarak, başarılarımızı daha da artırmak adına yaptığımız ihracat pazar araştırmaları doğrultusunda mevcut ve hedef pazarlarımıza odaklanmaya devam edeceğiz. Pazarlama faaliyetlerimizle bölgelerimizde satış ekiplerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Gerek fuar katılımlarını gerekse de seyahat sıklığını artırarak iş planlarımızı bu yönde hazırlıyoruz.” dedi.

Kale Kilit, yenilikçi ürünleri ve yüksek kalite standartlarıyla, uluslararası pazarlarda Türkiye’nin adını gururla temsil etmeye devam ediyor. 16. kez elde edilen bu başarı, şirketin sürekli gelişim içinde olduğunu ve sektördeki yenilikleri takip ederek, müşteri ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermeyi hedeflediğini gösteriyor.

Bu ödül, Kale Kilit’in ihracat alanındaki başarısını ve sektördeki sürdürülebilir büyümesini simgeliyor. Şirket, Türkiye’de başlayan yolculuğuna yakın coğrafyada güven ve kalite anlayışıyla devam ederken, uluslararası arenada elde ettiği bu tür başarılarla sektöründe öncü rolünü pekiştirmeyi amaçlıyor.

Kale Kilit, Türkiye’nin yanı sıra dünya genelindeki müşterilerine yenilikçi ve güvenilir çözümler sunarak, güvenlik sektöründe liderliğini korumayı ve global pazarda rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor. 

Menemen-Seyrek-Foça Duble Yol Projesi İhaleye Çıkıyor

İzmir, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan Menemen-Seyrek-Foça duble yol projesinin onaylandığını ve yıl sonunda ihaleye çıkacağını açıkladı.

Menemen Belediye başkanı Aydın Pehlivan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yol projesinin onaylandığını ve yıl sonunda ihaleye çıkacağını söyledi. 

Pehlivan, konuyla ilgili, “Menemen’imiz büyüyüp gelişirken, otoyol bağlantıları çok önemli. Bu sebeple Otoyoldan, Günerli, Seyrek, Maltepe, Bağarası güzergahındaki yolun duble yol olması projesi onaylandı. Yatırım bütçesine alındı ve bu yılın son çeyreğinde ihalesi yapılacak.” dedi.

Tarihi Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nin Restorasyonu Tamamlandı

İstanbul’un Üsküdar ilçesinde bulunan Tarihi Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nin restorasyon çalışmaları tamamlandı.

Hacı Selim Ağa tarafından 1782’de inşa edilen ve önemli yazma eser koleksiyonlarını bünyesinde barındıran kütüphane, 2022 Kasım ayında hazırlanan protokolle restorasyona alınmıştı.

Türkiye’nin en özel yazma eserlerinin yer aldığı tarihi kütüphanenin açılışına Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in yanı sıra Milletvekili Hasan Turan, Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, İstanbul İl Kültür Müdürü Coşkun Yılmaz ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Ferruh Özpilavcı ile çok sayıda edebiyat sevdalısı katıldı.

Açılış töreninde konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, böylesi güzel bir ilim mekanının ramazan ayında açılıyor olmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türkmen, kütüphaneyi aslına uygun restore ettiklerini belirterek, “Biz, ilme ve kültüre hizmet etmeyi kendimize bir borç biliyoruz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Gençlerimizi, entelektüellerimizi, bütün halkımızı bu güzel, şirin mekana beklediğimizi belirtiyorum” dedi.

“4 bin 714 yazılı nadir eser kütüphanemiz bünyesinde yer alıyor”

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Ferruh Özpilavcı ise Hacı Selim Ağa’nın Abdülhamid döneminde yaşayan önemli bir şahsiyet ve kütüphaneyi bu mekana kuran kişi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Kendisi, 1200 yazma ile beraber kütüphaneyi buraya inşa etmiş. Fakat bu kütüphanenin en önemli özelliği külliye dışında, Anadolu yakasında faaliyet gösteren ilk ve tek yazma eser merkezi ve servisi olması. Akabinde başka koleksiyonlar da bu kütüphaneye intikal etmiş. Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin koleksiyonu başta olmak üzere Kemankeş, Nurbanu Hatun ve Yakup Ağa koleksiyonlarıyla birlikte toplam 4 bin 714 yazılı nadir eser kütüphanemiz bünyesinde yer alıyor.”

Kütüphanenin, Türkiye’deki bütün yazma eserlerin görüntülerine erişebilecek bir sisteme sahip olduğunu ve bu özelliğiyle okuyucularına hizmet vereceğinin altını çizen Özpilavcı, “Böylesi değerli bir ilim merkezini İstanbul’a yeniden kazandıran Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen Bey’e teşekkür ediyorum. Bir protokol hazırladık ve buranın bütün restorasyon hizmetlerini belediyemiz üstlendi ve yerine getirdi. Yaklaşık 150 yıldır restore görmeyen bu değerli kültür varlığımız da bu yeni haliyle Üsküdar’a da çok yakışan bir anlama sahip olacaktır. Biliyorsunuz Üsküdar gençlerin, öğrencilerin hep uğrak yeri olan bir merkez. Bu açıdan bu mekan meraklılarına önemli bir hizmette bulunacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Emlak Dream

Altınözü Yeni Devlet Hastanesi’nde İnşaat Devam Ediyor

Hatay’ın Altınözü ilçesinde yükselen yeni devlet hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

hastane inşaatını yerinde inceleyen Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Altınözü Kaymakamı Mehmet Sert, Altınözü Belediye Başkanı Rıfat Sarı, İlçe Sağlık Müdürü ve hastane başhekiminin de eşlik ettiği ziyareti sırasında yetkililerden bilgi aldı. Vali Masatlı, bünyesinde 120 yatak, Tüm Uzman Hekim Branşları, 20 yoğun bakım ünitesi, 10+1 diyaliz ünitesi ve 3 diş klinik ünitesini barındıracak olan hastanenin inşaatının kısa sürede tamamlanacağını kaydetti. 

İncelemelerin ardından açıklamalarda bulunan Vali Masatlı, “Altınözü ilçemizde yapımı devam eden B sınıfı Altınözü Devlet Hastanesi inşaat alanını yerinde inceleyerek çalışmalar hakkında ekiplerden bilgi aldık. En yakın zamanda tüm uzman hekim branşların hizmet vereceği hastanenin açılışını en kısa sürede yapıp halkımızın hizmetine sunacağız.” dedi.

Hatay’da yükselen hastane projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bakan Özhaseki: “200 Binden Fazla Konutun İnşaatı Devam Ediyor “

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesinde binden fazla şantiyede 200 binden fazla konutun inşaat çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.

Depremden etkilenen illerde 4 bin 333 köyde, bazılarında 50, bazılarında 100 deprem konutu yaptıklarını, çelikten evler inşa ettiklerini bildiren Özhaseki, “Şehirlerin merkezine başladık. Merkezlere açılan ana caddelere başladık. 200 binden fazla inşaat şu anda hızla devam ediyor. Allah nasip ederse hak sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun neredeyse tamamının haklarını, gelecek sene ortalarına kadar tamamlarız ve bizler bitiririz. Hummalı bir çalışma var. Tam inşaatlarda çalışan bizim ekibimizin sayısı 110 bin kişiden fazla. 46 bin konutu dağıttık. Bu ayın sonuna kadar da 30 bin konutu daha dağıtacağız.” diye konuştu.

Bu şehirlerdeki izlenimlerini aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:

“Önde gözüken kordon ayrı, 500 metre geriye gidin, ilçelerimizden daha geri briketlerden rastgele yapılmış yığılmış ki en önemli deprem bölgelerinden biri de orası. 6 derece şiddetinde deprem olduğunda o binaların neredeyse çoğu yıkılır. Allah korusun.”

İnşaat sektörünün önünün açık olduğunu vurgulayan Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu dönem sıkıntılı mı? Evet, sıkıntılı. Krediye ulaşamıyoruz. Bazı sıkıntılarımız var. Eyvallah bunlar ama bu durum geçici. Çok kısa süre içinde bunlar geçer. Belki bizim bazı ekonomistler, inşaat sektörüne yan yan bakarlar. Onu biraz tahfif eder. Onu çok ekonomide ciddi bir ortak gibi görmek istemezler ama istesek de istemesek de şu anda gayrisafi milli hasılanın yüzde 6’sını bu sektör oluşturuyor Türkiye’de. 250 kadar sektörü de etkilediği için onları dahil ettiğinizde dilim yüzde 35’e çıkıyor. Bu sektörde çalışan 1,5 milyon da insanımız var. Bir taraftan kentsel yenileme şehirlerimizi depreme karşı dirençli hale getirebilme fikri var hepimizde ki yıkıp yapacağız başka çaresi yok bu işin. Bir taraftan da refahımız artıyor. Artık konutlarımızı, iş yerlerimizi daha lüks, daha modern, daha geniş hale getiriyoruz. Türkiye’de o yüzden inşaat sektörü çok da hızlı bir vaziyette büyüyerek devam edecektir. Bazı günler, yerinde say hareketi de iyidir. Ayakta kalabilme mücadelesi de verilir. Ama ondan sonra uçacak bir sektörün başındayız. Onu herkes bilsin.”

Samsun Üniversitesi Fahrettin Ulusoy Camisinin Temeli Atıldı

Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsünde yükselecek olan Fahrettin Ulusoy Camii projesinde temel atıldı.

Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsünde Ulusoy Un tarafından bin 270 metrekarelik alana inşa edilecek 2 bin 800 metrekarelik yerleşim alanına sahip, bin 100 kişi kapasiteli Fahrettin Ulusoy Camii temeli düzenlenen törenle atıldı.

Açılış töreninde konuşan Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, “Bugün burada, tarifsiz bir heyecan içerisindeyim. 2019 yılında bu çürümeye terk edilmiş tütün kurutma hangarlarından oluşan bu kampüs alanının üniversitemize tahsis edilmesini sağladıktan sonra bu alanı nasıl hayata geçireceğimizi kara kara düşünürken, şimdi tamir ve tadilatları yapılan hangarlar alanlarının birbiri peşi sıra eğitim ve araştırma yuvasına dönüşmesini görmek bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Mekân hafızasını koruyarak bir endüstriyel miras olan hangar alanlarını gelecek nesillere taşıma misyonu çerçevesinde başlattığımız tamir, tadilat ve dönüştürme çalışmamız kapsamında ilk olarak Mimarlık ve Tasarım Fakültemiz için 1 ve 2 nolu hangar alanlarının eğitim alanına dönüştürdük. Bu dönüşüm bize 2023 yılı Necip Fazıl Mimarlık ve Tasarım Ödülünü getirdi. Devamında alt hangardan oluşan Özdemir Bayraktar Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültemizi hayata geçirdik. Sonrasında şu an içinde bulunduğumuz Tekelin yemekhane ve sosyal alan olarak kullandığı alanları yeni bir konseptle tamir ve tadilattan geçirerek öğrenci yemekhanesi, sosyal alanlar ve öğrenci çalışma salonları olarak düzenledik. Hangar dönüştürme çalışmalarımız bir taraftan devam ederken diğer taraftan da Mimarlık ve Tasarım Fakültemiz hocalarımız Doç. Dr. Halil İbrahim Düzenli hocamız öncülüğünde inşa ve ihya ettiğimiz bu kampüsün kurgusuna uygun bir cami ve öğrenci merkezi projesi hazırlayınca biz de bu projeyi hayata geçirecek bir Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle babayiğitler aramaya başladık. 2022 yılında Sayın YÖK Başkanımızın Üniversitemizi ziyareti sırasında kendisine cami projesini de sunduk. Saygıdeğer Başkanımız 2023 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisine gittiğinde o dönem Samsun Milletvekilimiz olan Sayın Fuat Köktaş beye bu cami inşaatını üstlenmesini söyledi. Fuat Köktaş Vekilimiz de Mayıs 2024 seçimlerinden sonra ‘Hocam artık YÖK başkanının talebini yerine getirme zamanı geldi.’ diyerek süreci başlattı. Bu süreçte babayiğitler değil tek bir “babayiğit” olarak sayın Eren Günhan Ulusoy cami yapımını Ulusoy ailesi olarak üstlendi. Devamında İsmail Güdül beyin öncülüğünde çalışmalar başlatıldı ve bugün temel atma aşamasına gelindi. Hayatının her aşamasında eğitime ciddi destek veren saygıdeğer büyüğümüz merhum Fahrettin Ulusoy amcamızın adının mimarisiyle bir çekim merkezi ve öğrencilerimiz için bir buluşma noktası olacak en önemli mekânlarımızın birinde yaşayacak olması bizleri ziyadesiyle mutlu etmektedir. Bu mutluluğu bizlere yaşatan kıymetli evladı Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı sayın Eren Günhan Ulusoy’a ve Fahrettin amcamızın muhterem eşleri sayın Nevin Ulusoy’a ve tüm Ulusoy ailesine şükranlarımı arz ediyorum. Saygıdeğer Günhan bey kardeşimin yaptığı babayiğitliği ifade etmek için bir hususun daha altını çizmek istiyorum. Üniversite kampüslerinde cami yapmak oldukça meşakkatli bir iştir. Bu meşakkati biz Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit kampüsündeki üniversite cami inşaatı sürecinde yaşadık. O dönemde cami derneği başkanı olan İlahiyat Fakültesi dekanı değerli Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu hocanın asistanı olduğumdan her ay düzenli olarak katkıda bulunmak isteyen hocalarımızın ve şehirden katkı sağlayan hayırsever iş insanlarımızın bağışlarını benim de içinde bulunduğu bir ekip takip ediyordu. Bu vesileyle başta Ondokuz Mayıs Üniversitesi caminin yapımına ciddi katkılar sağlayan merhum Ali Rıza Öztürk hocamız başta olmak üzere ahirete göç edenlere Allah’tan rahmet yaşayanlara da sağlıklı uzun ömürler niyaz ediyorum. Yapımı meşakkatli olduğu kadar yıllarca süren üniversite camilerini düşününce Sayın Eren Günhan Ulusoy’un nasıl bir “babayiğitlik” örneği olduğu açık-seçik bir şekilde görülmektedir. Bu noktada Ulusoy Un Ailesinin üniversitemize bir başka katkısından da burada bahsetmek isterim. Rahmetli Fahrettin Ulusoy amcamızla yolum 2010 yılında geçişti ve bu tarihten sonra fırsat buldukça kendisini ziyaret ederdim. Samsun Üniversitesi kurucu rektörü olarak atandıktan sonra üniversite vakfı kurma sürecinde kendisini ziyaret ettim ve kurulacak vakfın mütevellisinde yer almasını istedim ve hiç düşünmeden kabul etti. Tıp Fakültesi kurulunca temel bir laboratuvarlarını oluşturmak için kapısını çaldığımda da hiç tereddüt etmeden kabul ederek beni Günhan beye gönderdi. Günhan bey kardeşim de Tıbbi Mikrobiyoloji ve Biyoloji laboratuvarının yapımını üstlendi bu vesileyle aileye tekrar şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.

Eskişehir OSB’ye Teknoköy Geliyor

Anadolu Teknoloji Araştırma Parkı (ATAP) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Saraç, OSB içerisinde “Teknoköy” kurulacağını açıkladı.

Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi (ETGB) yönetici şirketi Anadolu Teknoloji Araştırma Parkı A.Ş. (ATAP A.Ş.) 2023 Yılı Olağan Genel Kurulu gerçekleşti.

Teknoloji Bölgesi’nde gerçekleşen çalışmalar ile gelecek dönemde yapılması planlanan projeler üzerinde durulan genel kurulda, ihracatın arttığı ancak bunun yeterli olmadığı, ihracatın artması için teknoloji geliştirme bölgelerinin üzerine önemli roller düştüğü belirtildi. Bunun için gelecek dönemde yeni yatırımlar olacağı açıklanırken, en önemli projenin ise bir Teknoköy projesi düşünüldüğü belirtildi.

“İhracatımızda Teknoloji Ürünlerini Artırmalıyız”

 Genel kurulda konuşan Eskişehir OSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, ATAP A.Ş.’nin yeni yönetimle birlikte ciddi çalışmalara ve projelere imza attığını belirterek, “2021 yılında göreve gelen yeni yönetim ile birlikte ATAP A.Ş. 3 yılda güzel işlere imza attı ve çok ciddi yol aldı.

Ancak bizim hedeflerimiz çok yükseklerde ve gidecek daha çok yolumuz var” dedi. Cari açığın azaltılması için ihracattaki teknoloji payının artırılması gerektiğini ve burada teknoloji geliştirme bölgesine çok iş düştüğünü ileten Küpeli, “Ülkemizin kurtuluşu, artık cari açığın kapatılması noktasında yatmaktadır. İşte tam bu noktada teknoloji geliştirme bölgemiz, arzu ettiğimiz konularda bizim derdimize yetişecektir.

Türkiye ihracat ile açığı kapatacak, ithalatımızdan daha fazla ihracat yapacaksa bu teknolojik ihracat olmak zorunda. Kilogram başına 3-4 dolar seviyesinde olan fiyatlarımızın öncelikle 10 dolara, daha sonra ise 20 dolara yükseltilmesi bizi rahatlatacaktır.

Ülke olarak 500 milyar dolarlık ihracat hedeflerimize ulaşma noktasında teknoloji geliştirme bölgemize çok ciddi işler düşüyor” diye konuştu. ATAP A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Metin Saraç, 3 yıl içerisinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

3 yılda ihracat rakamlarında ciddi bir artış yaşadıklarını ileten Saraç, “ATAP A.Ş. yönetimi olarak 3 yılı geride bıraktık. 3 yıllık sürece baktığımız zaman 2021 yılında firma sayımız 142 iken bu sayıyı 2022 yılında 152’ye ve 2023 yılında 155’e yükselttik. Ar-Ge personel sayımız 2021 yılında 1000 iken, 2022 yılında 1088’e ve 2023 yılında ise toplamda 1130’ye ulaştı.

Ar-Ge gelirimiz 2021 yılında 124 milyon, 2022 yılında 215 milyon ve 2023 yılında 233 milyon TL’ye yükselmiştir. İhracat tarafında ise hızlı bir büyüme söz konusu. İhracatımız 2021 yılında 700 bin dolar iken, 2022 yılında 1,3 milyon dolara ve 2023 yılında 5,5 milyon dolar seviyelerine yükseldi.

Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak ortalama proje sayılarımız her sene ortalama 300 civarında. KOSGEB tarafında 20 civarında bir projemiz var. TÜBİTAK projelerinde artan bir grafik söz konusu. Bu rakam 69 iken 2023 yılı sonu itibariyle 85’e çıktı. Yılda alınan patent sayımız ise ortalama 7” dedi.

Yeni Dönemde Teknopark Binası Yapılacak

 Yeni dönemde yapılacak olan çalışmalardan bahseden Saraç, Eskişehir Teknik Üniversitesi Teknopark binasını tamamlamayı planladıklarını ve mevcut OSB kampüsü içerisinde “Teknoköy” oluşturmayı arzu ettiklerini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgemizde doluluk yüzde 98 civarında.

Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin hemen yanında yapmayı planladığımız teknopark binası için ihale sürecimiz devam ediyor. 2024 sonuna kadar bu binayı bitirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca merkez kampüste bir Teknoköy projemiz söz konusu. Burada 8 adet 80 metrekare büyüklükte yapılar olacak. Teknoköy oluşturma amacımız ve hedefimiz uzaktan çalışmayı buraya yönlendirmek ve networkü canlandırmak.

Bilecik’te üniversite içerisinde yapmayı hedeflediğimiz teknoparkımızın ise revizyonu önümüzdeki dönemde yapılacak. ETİM tarafına bakacak olursak, burada işler istediğimiz gibi gidiyor. Merkezin şirketleşme süreci var. Bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile görüşmelerimiz devam ediyor. ATAP A.Ş. olarak hedeflerimiz büyük, bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Eski ETSO Binasının Yerine Çok Amaçlı Vakıf Merkezi İnşa Ediliyor

Eski Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Binas’nın yerine çok amaçlı vakıf merkezi inşa edilecek.

Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yardım, Araştırma ve Geliştirme Vakfı’nın Genel Kurul Toplantısı, Vakıf Başkan Yardımcısı Gökhan Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. 

Divan Kurulu üyeliklerine Şevket Demir ve Fehmi Arslan’ın seçildiği genel kurulda, 2023 yılında gerçekleşen faaliyetler, 2023 yılının kesin hesapları ve 2024 yılı bütçesi görüşüldü. 

Genel kurulda ayrıca, Mumcu Caddesi’nde yıkımı tamamlanan eski Oda hizmet binasının yerine yapılacak çok amaçlı vakıf merkezi inşaatı başta olmak üzere yıl içerisinde yürütülecek faaliyetler ele alındı.

Güneydoğu OSB’lerine Yoğun İlgi

Yatırımcılar, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt’e teşvik uygulamalarıyla hayata geçirilen Organize Sanayi Bölgeleri’ne (OSB) yoğun ilgi gösteriyor.

Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt’teki organize sanayi bölgelerine (OSB) yatırım yapmak isteyen girişimciler yer tahsisi için sırada bekliyor. Ülkenin farklı bölgelerinden şehirlere fabrika kurmak için başvuru yapan yüzlerce yatırımcı için yeni bölgeler veya ilave etaplar kurulmaya başlandı.

Bölgenin genç nüfusu, Orta Doğu pazarına ulaşım kolaylığı, verimli toprakları ve turizm potansiyeliyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi yatırımcılar için cazibe merkezi oldu.

Diyarbakır OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Fidan, 1996’da kurulumuna başlanan OSB’de 2000’de arsa tahsisi yapıldığını söyledi. Fidan, yönetime geldikleri 2018’de fabrikalarda 7 bin olan çalışan sayısının bugün 20 bin civarında olduğunu belirterek, 4. etaptaki inşası süren fabrikaların da tamamlanmasıyla fabrika sayısının 400’e, çalışan sayısının da yaklaşık 28 bine çıkacağını ifade etti.

Son 8 yılda Diyarbakır sanayisinin atağa geçtiğini söyleyen Fidan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Her geçen gün çalışan sayısı, ihracat artıyor. Diyarbakır’da artık bir sanayi kenti havası var. Özellikle dışardan yatırımcılar burayı çok tercih ediyor.

Bunun nedeni genç nüfus ve kentin 6. bölgede yer alması. Çalışan sigortası, gümrük vergisi, KDV iadesi, banka kredisi gibi birçok konuda devlet sanayicinin önünü açıyor. Yatırımcının Diyarbakır’ı tercih etmesinin en önemli nedenlerinden biri de huzur ve güvenin olması.”

Batman’da 500 Yatırımcı Yer Talep Etti

 Batman OSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vecdin Nasıroğlu ise konum olarak ticaret için uygun bir noktada bulunan kente yatırımcıların yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. “Batman Suriye, Irak, İran ve Türk Cumhuriyetlerine yakın bir konumda.

Bundan dolayı yatırımcılar kente yatırım yapmayı düşünüyorlar. Ayrıca 6. bölgede olduğu için devletin teşvikleri de söz konusu” diyen Nasıroğlu, kentte mevcut OSB’nin 3 bin 870 dönüm alana sahip olduğunu aktardı. Nasıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada 200 fabrikamız var. Bunların 130’u faal, 70’i de yıl sonuna kadar inşası tamamlanarak faaliyete geçecek. Bu fabrikalar da faaliyete geçtiğinde 20 bine yakın istihdamımız olacak. 500 yatırımcı da yer talep etti.

Yatırımcıların talebini karşılamak için iki yeni OSB’nin çalışmalarına başladık. Samanyolu köyümüze yakın bir noktada tekstil OSB, Raman bölgesinde de bir karma OSB projemiz var. Bu iki OSB’mizi tamamladığımızda yatırımcılarımızın taleplerini karşılayacak kadar yeni yatırım alanları oluşacak.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Plastik Sektörü Yıla Hızlı Başladı

Plastik sektörünün 2024 yılına hızlı bir giriş yaptığını ve ihracatını artırdığını dile getiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, “Yılın ilk iki ayında sektörün ihracatının miktar bazında yüzdem15’in üzerinde arttığını gözlemledik. Tüm bölgesel gelişmelere rağmen ihracatımızı artırıyor oluşumuzu, sektörümüzün dinamik yapısını ortaya koyması açısından da önemsiyoruz” dedi.

Kriz, Fırsatlar da Getirdi

Plastik sektörünün ihracatının artışının arkasındaki en önemli nedenlerden birinin de Kızıldeniz’de yaşanan kriz olduğunu belirten Karadeniz, “Kızıldeniz krizi sebebiyle lojistik maliyetlerin artması ve teslimat sürelerinin uzaması yakın coğrafyamızdaki pazarlarda rekabet gücümüzün yükselmesini mümkün kıldı. İhracat verilerini incelediğimizde de en önemli pazarımız olan Avrupa’ya ihracatımızın payının hızlı bir şekilde arttığını görüyoruz. Türk plastik sektörü lojistik avantajının yanı sıra dinamik yapısı sayesinde ortaya çıkan bu tedarik zinciri değişimini de iyi değerlendirmekte. Tabi ihracatta yaşanan bu nevi konjonktürel artışlar kök nedenin ortadan kalkması akabinde hızla eriyebilir. Bu sebeple kazandığımız bu pazar payını kalıcı hale getirmek için daha büyük çaba göstermeliyiz” dedi.

Sektör Pozitif Ayrışıyor

Plastik sektörünün diğer imalat sanayi kollarından pozitif ayrıştığını dile getiren Karadeniz, “İSO PMI verilerini incelediğimizde sektörümüzü de barındıran kimyasal, plastik ve kauçuk ürünleri sektörünün geçen ay olduğu gibi bu ay da eşik değer olan 50’nin üzerinde yer aldığını görüyoruz. Ne yazık ki 14 sektör arasından sadece 3 sektör şubat ayında eşik değerin üstüne çıkabilmiş durumda. Zira tüm krizi fırsata çevirme yönündeki girişimlere rağmen imalat sanayinin potansiyelini gerçekleştirmesi önündeki temel sorunların hala çözülememiş olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Yüksek finansman maliyetleri firmaların rekabette ayakta kalabilmek adına gerçekleştirmesi gereken yatırımların ertelenmesine sebep olurken, işletme sermayesi sıkıntısı çeken kimi işletmelerin ise kapasite düşürmesine neden olmaktadır. Bu kapsamda kalıcı büyümenin yegane anahtarı olan üretimi önceleyeceksek mutlak suretle finansman maliyetlerini düşürmemiz ve finansmana erişim kanallarını kolaylaştırmamız gerekmektedir” dedi.

Kurun Gevşetilmesi Gerekiyor

Mevcut döviz kurunun ihracatın artışını yavaşlattığını söyleyen Karadeniz, “Döviz kurunun güncel pozisyonu ve üretici fiyatlarında yaşanan enflasyon, ihracat pazarlarında rekabet gücümüzü olumsuz etkileyerek ihracat artışımıza ket vuruyor. Döviz bazında tüm girdi kalemlerinde çok hızlı bir artışla karşı karşıyayız. Örneğin asgari ücrete yapılan son zam sonrası asgari ücret döviz bazında çok sert bir artış yaşadı. Buna mukabil verimlilikte böylesi bir artış gerçekleşmedi. Bu durum özellikle emek yoğun sektörlerin ihracatının istenilen seviyelere gelebilmesi adına büyük bir engel teşkil ediyor. Eğer büyüme yolunda ihracatın gücünü tam anlamıyla almak istiyorsak kurun biraz daha gevşemesi gerekiyor” dedi.

Uşak Sheraton Otel İnşaatında Sona Gelindi

Uşak’ta Çekçek ve Polat ailelerinin girişimiyle hayata geçirilen Sheraton Otel projesinde inşaat çalışmaları tamamlanmak üzere.

Uşakport’tan Ali Araslı’nın haberine göre eski Şelale Restoranın olduğu yere inşa edilen ve kentin ilk termal otelinin dış cephe çalışması büyük oranda tamamlandı. Kentte uzun yıllar, Şelale Restoran olarak hizmet veren Ilıcak Subaşı’ndaki 12 bin metrekarelik alana Sheraton Otel inşa ediliyor.

2024 Yılı İçinde Bitirilmesi Hedefleniyor

Termal suyla hizmet verecek olan Sheraton Otelin bulunduğu alan, Şubat 2022’de Polat ve Çekçek aileleri tarafından alındı. PolSar Tekstil isimi firma, burada dünya genelinde faaliyet gösteren lüks otel zinciri Sheraton ile anlaştı. 11 Kasım 2022’de temeli atılan ve o dönemin şartlarında 500 milyon TL’ye mal olacak olan oteldeki çalışmalar devam etti. Geçtiğimiz yaz aylarında kaba inşaatı tamamlanan otelin dış cephe dizaynı da tamamlandı. Cam dış cephe, kentin Kemalöz ve Dikilitaş Mahallelerinden rahatlıkla görünür hale geldi. Türkiye ve diğer ülkelerde genellikle dış cephesi cam olan Sheraton Otel, Uşak’ta da benzer yapıyla hizmet verecek.

179 odalı ve 410 yataklı olan otelin faaliyete geçmesiyle birlikte kentteki otel kapasitesi şu andakine göre yüzde 20 artacak. Hali hazırda kentteki otellerde yaklaşık 2000 oda bulunuyor.

Otelin termal su kaynaklarıyla beslenmesi için Uşak Belediyesi geçtiğimiz günlerde bir ihale yaptı. Karaağaç bölgesinde kazılan termal su kuyusundan elde edilen suyun yarısının otele verilmesi için ihale yapıldı. Otel kullandığı su için belediyeye belli bir bedel ödeyecek. Otelin yeni çevre yolunun kenarına termal otellerin yapımı için örnek oluşturması da bekleniyor. Tur şirketlerinin Uşak’a daha çok yerli ve yabancı turist çekmesi için bu çalışmaların pozitif sonuç doğuracağı düşüncesi hakim.

Termal SPA alanı da bulunan otelde Balo ve konferans salonu, toplantı odaları, açık kapalı yüzme havuzları, fitness salonu, deniz mahsulleri restorandı, dünya mutfağı restorandı, açık düğün salonu bulunacağı ve ilk etapta yaklaşık 250 kişinin istihdam edileceği belirtildi.

Uşak Sheraton Otel projesinin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Kandıra Gıda OSB’de Üretim Aşamasına Gelindi

Eylül ayında temeli atılan Kocaeli Kandıra Gıda Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) inşaat çalışmaları tamamlandı.

1923 dönüm alan üzerine kurulan gıda ihtisas organize sanayi bölgesinde ilk temel eylül ayında atılmıştı.

Nesos Üretime Hazırlanıyor 

Ülker eski yönetim kurulu üyesi Melih Şahinöz’ün sahibi olduğu sos markası Nesos’un fabrika inşaatı tamamlanmak üzere. 135 milyon liraya mal olan 10 bin metrekarelik inşaatın bu ay için tamamlanması, önümüzdeki ay ise makine montajlarına başlanması bekleniyor.

Kandıra Gıda İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Başol “Nesos’un temel atma törenini 29 Eylül’de yapmıştık. Dışarıdan da görüleceği üzere OSB’nin ilk fabrikası büyük oranda bitti. Nisan ayında yani önümüzdeki ay makine montajlarına başlayacaklar. Mayıs ayında deneme üretimlerini planlıyorlar” dedi. 

Başol sözlerine şöyle devam etti;

“Bu arada işçi alımına ve eğitimine de başladılar. Kandıra yöresinden işçi alınması için ben onlara özellikle ricada bulundum. Sağ olsunlar, buna dikkat ediyorlar. Öncelik Kandıra’dan olacak. Bu fabrikada yanılmıyorsam 100-150 arasında çalışan bulunacak.”

Hali hazırda pek çok firma projesini çizdiriyor. Seçimlerden sonra temel atmalar hızlanır diye tahmin ediyorum. Bu arada OSB’mizin alt yapı çalışmalarıyla ilgili ihaleleri tamamladık. Şimdi sırada arıtma tesisi var.

Sıra Arıtma Tesisinde

“Ama biz önümüzdeki aylarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kriterlerine uygun büyük bir arıtma tesisi yapacağız OSB içinde. Öncelikle tesisin proje ihalesini yapacağız. Bunu da bölüm bölüm yapacağız. Çünkü çok büyük ve kapsamlı bir arıtma tesisi olacak.”

Kaynak: Sanayi Gazetesi

Dedeman, Yurt Dışındaki 3. Otelini Hizmete Açtı

Dedeman Hotels & Resorts International, yurt dışındaki 3. otel projesi olan Park Dedeman Almaty’i hizmete açtı.

Dedeman Hotels & Resorts International, küresel ölçekteki otel projelerine odaklanarak büyümeye devam ediyor. Yurt dışı otel yatırımlarını hızlandıran marka, Kazakistan’da hizmet vermeye başlayan “Park Dedeman Almaty” ile yurt dışındaki üçüncü otelini 6 Mart 2024’te açtı.

Kazakistan’daki misafirlerine ulaşan otel, modern tasarımıyla dikkat çeken 110 odalı bir yapıya sahip. Bölgenin botanik ruhunu yansıtan bahçe restoranı ve çatı terası, geniş toplantı odaları, spor salonu, spa, fitness salonu ve kapalı havuzla şehri ziyaret eden misafirlere hizmet sunuyor.

Almatı’daki açılış törenine Türkiye’nin Almatı Başkonsolosu Evren Müderrisoğlu, TAV Havalimanları Holding A.Ş Kurumsal İletişim Müdürü Alper Topçu, Almatı Şehri Turizm Departmanı Başkanı Galiye Tokselova, DO-KAR Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Mutlu Doğru ve diğer davetliler katıldı.

Kaynak: Turizm Ajansı

Kalyon, Önümüzdeki Dönemde İstanbul’un En Konut Geliştiricisi Olacak

Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, Kalyon Kentsel Proje Yatırımları’yla, “Ciddi gayrimenkul yatırımı planlarımız var. Önümüzdeki dönemde bu şirket İstanbul’un en konut geliştiricisi olacak.” dedi.

Kalyon Kentsel Proje Yatırımları’nı 2019 yılında kurduklarını söyleyen Mehmet Kalyoncu, bu şirketin hayata geçireceği projelerle ilk beş yılda gayrimenkul sektöründe ilk üçe gireceğini vurguladı. Konut markalarının Nevbahar olacağını belirten Kalyoncu, şöyle devam etti:

“Şirketimiz Üsküdar’da Nevbahar ve Nevçarşı projelerini yaptı. Kemerburgaz’da da Nevbahar Kemer Konakları’nın yapımı tamamlandı. Ciddi gayrimenkul yatırımı planlarımız var. 3 yılda 3 bin konut üretmek bunlardan biri. Riva, Kozyatağı ve Levent’te olacak yeni projelerimiz. Riva’da 1300 villa olacak. Yüzde 5-10’u arasında bir bölümü kiralık konut olacak. Nisan ayında şirket lansmanımız olacak. Önümüzdeki dönemde bu şirket İstanbul’un en konut geliştiricisi olacak. İlk 5 yılda gayrimenkul sektöründe de ilk üçe girer.”

Sanayi Üretimi Yıllık Yüzde 1,1 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı Ocak ayına ilişkin açıkladığı sanayi üretimi endeksi, yıllık yüzde 1,1 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Ocak ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,9 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,4 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 8,4 arttı.

Sanayi Üretimi Aylık Değişmedi

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Ocak ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,3 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,6 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,6 arttı.

İnşaat Maliyet Endeksi Yüzde 67,87 Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) inşaat maliyet endeksi verilerini açıkladı. Buna göre inşaat maliyetleri, Ocak ayında yıllık yüzde 67,87 aylık ise yüzde 15,70 arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15,70 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,87 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,13 arttı, işçilik endeksi yüzde 41,95 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 53,29 arttı, işçilik endeksi yüzde 103,46 arttı.

Bina İnşaatı Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 66,90 Arttı, Aylık Yüzde 15,92 Arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 15,92 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,90 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,82 arttı, işçilik endeksi yüzde 42,35 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 51,58 arttı, işçilik endeksi yüzde 102,88 arttı.

Bina Dışı Yapılar İçin İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 71,09 Arttı, Aylık Yüzde 14,99 Arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 14,99 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 71,09 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 6,06 arttı, işçilik endeksi yüzde 40,50 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 58,72 arttı, işçilik endeksi yüzde 105,65 arttı.

25. Yılını Kutlayan Winsa’dan Meta Passive House İle Sürdürülebilirliğe Yenilikçi Bir Bakış  

1998 yılından bu yana PVC Pencere Sistemleri üretimi gerçekleştiren Winsa, çevreyi koruma ve enerji tasarrufunu destekleme misyonuyla çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Son olarak Pasif Evlerin yapım aşamasının anlatıldığı Meta Passive House ile dünyada bir ilke imza atan Winsa, gelecek nesillere sürdürülebilirliği aktarmayı hedefliyor.  

Çevre dostu ürünleri ile sektörde 25. yılını kutlayan Winsa, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yeni bir projeye imza attı. Günümüzde giderek önem kazanan ve geleceğin inşaat tasarımlarından biri olan Pasif Ev yapımını Metaverse sistemine entegre eden Winsa, çok düşük enerji maliyetleri çıkaran ve yaz-kış tam konfor sağlayan ev tiplerinin hayata geçirilmesine destek sağlamayı amaçlıyor. Dünyada ilk defa yapılan ve sürdürülebilirliği estetikle birleştiren Meta Passive House, fütüristik tasarımıyla geleceğin mimarisi düşünülerek özel olarak tasarlandı. 

“Pasif evler ile çevreyi korurken, estetik ve konforu bir araya getireceğiz”

MetaPassive House projesi hakkındabilgi veren Winsa Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Boyacı “Sürdürülebilirlik adına atılan her adım, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miraslardan biridir. Bu bağlamda, Winsa olarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı önemsiyor ürün tasarımlarımızı, üretimimizi ve projelerimizi sürdürülebilirliği odak noktamıza alarak yapıyoruz. Meta Passive House projemizle dünyada bir ilke daha imza atarak Türkiye’de Passive House Komponent sertifikasını ilk almaya hak kazanan sistemimiz Revotech’ten ilham alarak gelecek nesillere kendi enerjisini kendi üretebilen Pasif Ev mimarisini anlatmayı hedefliyoruz. Red Dot Tasarım ödüllü Dorado 76 Sistemi’ni ve Winsa sistemlerine ait bilgilendirici içerikleri de eklediğimiz Meta Passive House sayesinde artan pasif evlerle birlikte enerji ihtiyacını en aza indirgeyerek çevreyi korurken, estetik ve konforu da bir araya getireceğiz.” dedi. 

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı Ulaşıma Açıldı

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı, Molla Gürani İstasyonu’nda düzenlenen törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla ulaşıma açıldı.

Metro ve raylı sistem çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un ulaşımını rahatlatacak bir projenin açılışı nedeniyle vatandaşlarla bir araya geldiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ocak ayının son günlerinde İstanbul Havalimanı’na kadar uzanan 37,5 kilometre uzunluğundaki metro hattının Gayrettepe ile Kağıthane arasındaki bölümünü hizmete sunduklarını, böylece İstanbul’u hızı saatte 120 kilometreye çıkan, günlük 600 bin yolcu kapasiteli çok önemli bir yatırıma kavuşturduklarını açıkladı.

İki hafta önce de “Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistemi ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım” projesini devreye aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, neredeyse 1,5 asır boyunca şehre hizmet etmiş bu hattı tarihi kimliğine uygun şekilde yeni bir tasarımla, teknolojinin son imkanlarıyla tekrar ayağa kaldırdıklarını dile getirdi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca inşa edilen, 8,4 kilometre uzunluğundaki metro hattında özgün mimari tasarımlara sahip 7 istasyon bulunuyor.

Hattaki istasyonlarda toplam 105 bin metrekare kapalı alan ve çevre düzenlemesi yer alırken, tren saatte 80 kilometre hıza ulaşabiliyor.

Günde 1 milyon yolcuya hizmet edecek hat sayesinde Bağcılar’dan Bakırköy Sahili’ne ulaşım 13,5 dakika sürecek; bir saatte tek yönde 70 bin yolcu seyahat edebilecek.

İnşaat ve Tekstil Sektörü Konkordato Alarmı Veriyor

Nakit akışı problemleri ve ekonomik dalgalanmalar birçok firmayı zor durumda bırakıyor. Geçtiğimiz yıl kapanan şirketlerin sayısı neredeyse 27 bine ulaşıyor. İflas tehlikesiyle karşı karşıya kalmamak isteyen firmalar, konkordato çözümüne yöneliyor. Şirketler süreci doğru şekilde yönetebilmek için deneyimli mali müşavirlerin kapısını çalıyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin yayınladığı rapor, 2023 yılında Türkiye’de 26.952 şirket kapandığına işaret ediyor. Ekonomik dalgalanmalar ve nakit akışında yaşanan dengesizlikler şirketleri iflas tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Bu durumdan korunmak isteyen şirketler ise konkordato çözümüne yöneliyor. Mali Müşavir (SMMM) Hasan Murat Kızılöz’e göre konkordato, nakit akışı bozulan şirketler için bir nefeslenme molası olarak görülmeli.  

Konkordato İflas Değildir”

Hasan Murat Kızılöz, “Konkordato toplumumuzda iflasla eşdeğer görülüyor. Bu yanlış algı, tamamen bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Konkordato ile nakit akışı bozulan firmalar yasal güvence ile koruma altına alınıyor ve nakit akışlarını düzene sokmaları hedefleniyor. Bu alacaklı için de kurtarıcı bir adım. Konkordato sürecinde, mahkeme gözetiminde ve konkordato komiserinin nezaretinde, borçlu alacaklılarıyla anlaşıyor. Bunun sonucunda alacaklıya parasının belli bir oranda veya belirli vadelerle ödenmesi yoluyla borçlar yeniden yapılandırılıyor” diyerek konkordato sürecinden başarıyla çıkan şirket sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekti. 

Konkordato süreçlerine dair bilgiler aktaran SMMM Hasan Murat Kızılöz,  “2019 yılında konkordato sürecinde bulunan şirketlerden 91 tanesi iflas ederken 27 tanesi bu süreci başarıyla tamamlamış. Aradan geçen 4 yılda ise rakamlarda pozitif yönde büyük değişim mevcut. 2023 sonu itibarıyla konkordato sürecinde iflas eden şirket sayısı 65’e düşerken süreci başarıyla tamamlayan şirket sayısı 171’e yükselmiş. Bu rakamlar, doğru yönetildiğinde hem borçlu hem de alacaklı için konkordatonun bir çözüm yolu olduğunu doğruluyor” dedi. 

Uzman Olmayan Kişiler Süreci Baltalayabilir”

Hasan Murat Kızılöz, “Konkordato ilanı ciddi uzmanlık ve takip isteyen süreçlere sahiptir. Bu noktada, konkordato ilan edecek şirketin durumunun değerlendirilmesi, doğru zamanda ve eksiksiz şekilde başvurunun yapılması ve ardından sürecin takibi oldukça elzemdir. Bu alanda uzman olduğunu iddia eden ancak yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan kişiler ise süreçleri baltalayıp şirketlere zarar verebiliyor. Biz de danışmanlıktan projelendirmeye, süreç yönetiminden revizyonlara, tüm konkordato süreçlerinde birikim ve uzmanlığımızla şirketlerin yanında yer alarak onların en iyi şekilde konkordatoyu sonuçlandırmasını destekliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Konkordatotakip.com verilerine göre konkordato ilanında ilk sırada inşaat sektörü yer alıyor. Özellikle kredi faizlerinin yükselmesi sektörde ciddi bir nakit akışı sıkıntısına sebep oluyor. İnşaat sektörünü sırasıyla tekstil, akaryakıt, mobilya ve giyim sektörü takip ediyor. En çok konkordato alan şirketlerin bulunduğu şehirler İstanbul, Ankara ve Bursa olarak sıralanıyor. 

Türk Şirketleri Orta Asya’da Yatırım Radarında

DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, Türkiye- Kırgızistan İş Forumu kapsamında, Kırgızistan Başbakanı Akılbek Caparov ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki yatırım fırsatlarını değerlendirdi. Başkan Çevikel, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından düzenlenen özel yemekte ise tüm bakanlarla önemli temaslarda bulundu.

DOSABSİAD Başkanı Çevikel, Kırgızistan Başbakanı Caparov İle Türk İş Dünyasının Taleplerini Görüştü

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, Kırgısiztan’ın başkenti Bişkek’te gerçekleşen Türkiye-Kırgızistan İş Forumu programına katılarak, Türk yatırımcılar için Orta Asya’nın kapılarını araladı. Türkiye’den Bursa’yı temsil eden tek yetkili olan DOSABSİAD Başkanı Çevikel, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından düzenlenen özel yemekte, Kırgızistan Bakanlar Kurulu Başkanı Akılbek Caparov, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiyev, Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan ve birçok devlet yetkilisiyle de temaslarda bulundu.

Çevikel: Türk Yatırımcılara Önemli Avantajlar Sunuyor 

Kırgızistan Serbest Bölgesi’nde faaliyette bulunan fabrikaları ziyaret eden ve program kapsamında düzenlenen B2B görüşmelere katılan Başkan Çevikel, tekstil sektöründe yeni taleplerin yanı sıra bölgenin yatırıma müsait olduğu ve vergi avantajlarının bulunduğu bilgisini paylaştı. Çevikel, “Kırgızistan’da tekstil sektörüne olan taleplerin arttığını gözlemliyoruz. Bu bölgenin yatırıma uygunluğu ve sağladığı vergi avantajları Türk iş insanları için önemli bir fırsat sunuyor. Ayrıca gerçekleştirilen toplantılarda, ülkedeki iş ortamıyla ilgili detaylı bilgiler edindik ve yerel yöneticilerle yakın işbirliği fırsatları hakkında istişarelerde bulunduk. Kırgızistan’ın sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek adına yatırımcılarımıza elimizden gelen desteği sağlamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Amangeldiyev: İş Birliği İçin Tüm Desteği Sağlamaya Hazırız

Türk iş insanlarına yatırım çağrısında bulunan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiyev, ” Kırgızistan, coğrafi konumu, doğal kaynakları ve genç ve dinamik nüfusuyla önemli bir yatırım merkezi haline gelmektedir. Ülkemiz, son yıllarda yürüttüğü istikrarlı ekonomik politikalar ve yatırımcı dostu reformlarla dikkat çekmektedir. Kırgızistan Hükümeti olarak, yatırımcılarımızı ülkemize davet etmekten ve işbirliği olanaklarına kapılarımızı açmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Türk yatırımcılarının, Kırgızistan’daki potansiyeli keşfetmeleri ve işbirliği fırsatlarını değerlendirmeleri için elimizden gelen tüm desteği sağlamaya hazırız. Ülkemizin istikrarlı ve öngörülebilir iş ortamıyla, başarılı ve karlı bir işbirliği gerçekleştireceğimize inanıyoruz” dedi. Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadik Doğan ise Türk yatırımcısına her zaman destek olmak için hazır olduklarını belirtti. 

Hocaoğlu Grup’tan Sismik İzolatörlü Konut Projesi

Hocaoğlu Grup, İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde sismik izolatörlü konut projesi geliştirecek. Projenin yatırım değeri 1,2 milyar TL olacak.

“Depremde Sadece Beşiğiniz Sallansın” sloganıyla hayata geçirilecek ve 2+1’den 4+1’e kadar farklı tiplerde 126 konuta sahip olacak Japon Konutları Sancaktepe projesinin tanıtımı için düzenlenen törende açıklamalarda bulunan Hocaoğlu Grup İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Okan Hocaoğlu, projenin en önde gelen özelliğinin tasarımında saklı olduğunu belirterek, sismik deprem izolatörünün önemine işaret etti.

Hocaoğlu, “Teknik açıdan çok önem verdiğimiz bir proje. Sismik deprem izolatörünü en iyi uygulayan ülke Japonya. Biz de oradaki teknolojiyi buradaki konutlarda uygulayacağız.” dedi.

Bu uygulamayı Türkiye genelinde yaygınlaştırmak istediklerini dile getiren Hocaoğlu, Sancaktepe’den sonra Japon Konutları Tuzla, Japon Konutları Mersin, Japon Konutları Denizli gibi isimlerle projelerini Türkiye geneline yayacaklarını bildirdi.

“Projemiz, deprem korkusunu ortadan kaldırıyor”

Okan Hocaoğlu, projeyi tamamen aile konseptiyle hayata geçirdiklerini, dairelerin 2+1, 3+1 ve 4+1 tipinde olacağını kaydederek, “Hedefimiz insanların rahat edebilecekleri, kendilerini güvende hissedebilecekler ve nefes alabilecekleri projeler üretmek.” diye konuştu.

Projenin yaklaşık 1,2 milyar liralık yatırımla hayata geçirileceğini dile getiren Hocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sismik izolatörlü yapılar özel yapı statüsünde değerlendiriyor. Özel yapılar olduğu için direkt Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kontrol ediliyor ve denetimi bakanlık tarafından yapılıyor. Bakanlığın görevlendirdiği hocalar tasarım, uygulama ve uygulama sonrası hizmetler noktasında denetleme yapıyor. İstanbul’da da büyük bir deprem bekleniyor. Sismik deprem izolatörü kişiye huzur, güven getiriyor ve evinde sağlıkla uyumasına olanak sağlıyor.”

“Projemize ilgi çok yüksek”

Okan Hocaoğlu, 7 şiddetindeki bir depremin sismik deprem izolatörlü binalarda 3,5-4 şiddetinde hissedildiğini belirterek, projeye ilginin çok yüksek olduğunu söyledi.

Hocaoğlu, “Talepten çok memnunuz. Özellikle piyasanın bu kadar zor olduğu bir dönemde şartlar çok iyi. Bu bir tanıtım davetiydi. Çok fazla gelen var. Bu proje konseptini kararlı bir şekilde devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Yatırımlarına devam edeceklerini, İstanbul’da bazı anlaşmaları tamamladıklarını ve detaylarını kısa süre içerisinde kamuoyu ile paylaşacaklarını vurgulayan Hocaoğlu, benzer projeyi yapmaları için başka illerden de talep geldiğinin altını çizdi.

Japon deprem uzmanı Moriwaki’den “Türkiye başarabilir” vurgusu

Projenin danışmanlarından Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki de bu projede Hocaoğlu Grup ile birlikte çalışacaklarını belirterek, sismik izolatörün deprem sırasında evde veya iş yerinde olanları büyük oranda koruduğunu söyledi.

Japonya’nın “depreme dayanıklı evler inşa etmek ve etkili mühendislik projeleri uygulamak” konusunda ulaştığı başarıdan bahseden Moriwaki, “Burada da benzer başarıyı birlikte hayata geçireceğiz. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyel Japonya gibi depreme karşı dayanıklı binalar yapma noktasında gayet yeterli. Türkiye de bunu başarabilir.” diye konuştu.

“Ülkemizde sismik izolatörlü konut sayısı çok az”

Projenin danışmanlarından İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü ve İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Fatih Sütcü ise Türkiye’de sismik deprem izolatörünün çok yaygın olmadığını ve yeni yeni hastanelerde kullanılmaya başlandığını belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Hastaneler; deprem sırasında ve depremden sonra asla hasar almaması ve depremden sonra da hizmet vermeye devam edebilmesi için tasarlanmıştır. Konutlarımız da hastaneler kadar önemli. Dolayısıyla ülkemizde sismik izolatörlü inşaatların da başlamasını bekliyorduk ancak kısmet bu yıllara imiş. Ülkemizde sismik izolatörlü konut sayısı çok az. Bu proje de onlardan birisi olacak.”

Bloklar 6 kattan oluşacak

Verilen bilgiye göre, Hocaoğlu Grup tarafından yaklaşık 1,2 milyar liralık yatırımla hayata geçirilecek Japon Konutları Sancaktepe projesinde 126 daire yer alacak. Projede 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tipleri bulunacak.

4 bloktan ve sadece 6 kattan oluşacak projede, oyun parkları, çalışma alanları, spor salonları, sinema salonu, spa, sauna, hamam, açık ve kapalı havuz, futbol ve basketbol sahaları yer alacak.

Sancaktepe’nin en merkezi konumlarından Abdurrahmangazi Mahallesi’nde yer alan ve modern şehir mimarisiyle tasarlanan proje, “güvenli yaşam ve yeşil odaklı anlayışla” öne çıkıyor.

Geniş yeşil alanları, çevre dostu özellikleri ve sunduğu güvenlik imkanlarıyla ideal yaşam alanı sunan Japon Konutları, çocuklar için 7 farklı eğlence alanı barındırıyor.

Japon Konutları projesi; şehir hastanesi, Sancaktepe metrosu, Sancaktepe Belediye binası, Kuzey Marmara Otoyolu, Şile yolu, TEM E80 gibi birçok noktaya ve ulaşım noktasına yakın noktada konumlanıyor.

Projede; dinlenme odası, buhar odası, hamam, toplantı salonu, plates ve masa tenisi alanı, tenis kortu, bilardo masası, yürüyüş parkuru, fitness salonu, akıllı ev teknolojisi, güvenlikli giriş, kapalı devre video ve görüntülü interkom sistemi, izinsiz girişe karşı alarm sistemi ve otomatik yangın söndürme sistemi de bulunuyor.

Kaynak: Capital

Accor İle Prince Grup’tan Antalya’ya Otel Projesi

Accor, Prince Grup ile Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’ndeki ilk Mövenpick Resort otelini hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Orta Doğu, Afrika ve Asya Pasifik bölgesinde binden fazla otele sahip olan dünya lideri konaklama grubu Accor, Prince Group ile iş birliği yaparak Türkiye’deki varlığını güçlendirmeye devam ediyor. Mövenpick Resort Antalya Tekirova, Accor bünyesinde Akdeniz bölgesindeki ilk Mövenpick markalı oteli ve Türkiye’deki ilk Mövenpick resortu olmasıyla dikkat çekiyor. Otelin 2024 senesinin ikinci çeyreğinde hizmete girmesi planlanıyor.

7 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Prince Grup Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Lepiev, şunları söyledi: 

“Bu heyecan verici projede Accor ile iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye’nin turizm potansiyelini sergileyen ve Accor’un küresel uzmanlığıyla desteklenen bir proje. Akdeniz kıyısının muhteşem güzelliğini Mövenpick’in gerçek misafirperverliğiyle birleştirerek, bu nefes kesici doğal ortamda misafirlerimize ilham verici anlar ve olağanüstü deneyimler yaratmayı amaçlıyoruz.”

Prince Group’un Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımsı Ibrahim Lepiev ise Prince Group’un Accor ile olan iş birliğinin Antalya’daki misafir deneyimini önemli ölçüde artıracağını belirtti. Bu iş birliği, aynı zamanda B to C ilişkilerinin B to B ilişkilere göre daha fazla önem kazanacağını vurguladı. Lepiev, yaptığı açıklamada, “Accor ile olan bu iş birliği, Antalya’daki konuk deneyimini iyi yönde geliştirmede büyük bir etki yaratacaktır” dedi.

Accor Premium, Orta ölçekli ve Ekonomi segmentten sorumlu Orta Doğu, Afrika ve Türkiye COO’su Paul Stevens, şu ifadeleri kullandı: 

“Bu proje, Accor’un Türkiye’deki büyümesi içerisinde önemli bir kilometre taşını işaret ediyor ve bu büyüleyici destinasyonda premium konaklama deneyimini yeniden tanımlamaya hazır olan bu iş birliğine güvenimizi gösteriyor. Mövenpick Resort Antalya Tekirova, sadece Türkiye’nin Akdeniz kıyısında Mövenpick markasını temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda ülkedeki ilk Mövenpick Resort’u olarak da dikkat çekiyor. Küresel tanınırlığı ve bölgesel varlığı, güçlü sürdürülebilirlik uygulamaları, çevre ve yerel topluluklara derin bağlılığı ile Mövenpick markası hem yerli hem de uluslararası turistlere hitap etmek için mükemmel konumunda destinasyonun cazibesini daha da artırıyor.”

Kemer bölgesinin en seçkin sahil bölgelerinden biri olan Tekirova’da bulunan Mövenpick Resort Antalya Tekirova, toplam 120.000 metrekarelik bir alana yayılan beş yıldızlı bir cennet olarak misafirlerini karşılıyor. Berrak denizi ile kıyıya doğrudan konumlanmış olan tatil köyü, mükemmel çevresel, güvenlik, eğitim ve erişilebilirlik kriterlerine uygunluğunu gösteren mavi bayrakla ödüllendirilmiş.

383 odası bulunan Mövenpick Resort Antalya Tekirova, özel havuzlu aile odaları, aile süitleri ve villalar dahil olmak üzere çeşitli konaklama seçenekleri sunacak. Zarif, incelikli bir zevk ve titizlikle tasarlanmış her alan, misafirler için en üst düzeyde konforu garanti ediyor. Antalya Havalimanı’na sadece 70 kilometre uzaklıkta, uygun konumda bulunan bu huzur cennetine misafirler kolayca ulaşabilirler.

Mövenpick’in yiyecek ve içecek konusundaki güçlü konseptine uygun olarak, Türk mutfağının lezzetli örneklerini sunan Osmanlı restoranından, günlük taze avlanan deniz ürünlerini sunan bir balık restoranına kadar, çeşitli gurme yemek deneyimleri misafirlere sunuluyor. Misafirler ayrıca, uluslararası lezzetlerin yanı sıra, yerel ve geleneksel lezzetler sunan Mövenpick’in ana restoranının cazibesini de keşfedebilecekler. Tatlı isteklerine harika bir çözüm olan Mövenpick’in imza tatları; dondurma ve çikolata, tüm misafirlere açık olan günlük “Chocolate Hour” sırasında sunulacak.

Rahatlama ve huzur arayanlar için son teknoloji ile donatılmış 896 metrekarelik bir fitness ve spa alanı da misafirlerin hizmetine sunuluyor. Misafirler açık ve kapalı seçenekleri bulunan beş havuzdan seçim yapabilecekler; çocuk havuzu, göl havuzu ve villalar için özel tasarlanmış “executive” havuzun yanı sıra, otelin 700 metrelik plajı, bir tekne iskelesi, plaj voleybolu sahası ve su sporları tesisleri bulunuyor.

Çocuklu aileler, çocukların eğlenceli ve eğitici etkinliklerle dolu bir yolculuğa çıkabileceği Mövenpick’in imza çocuk kulübü olan “Little Birds Club” sayesinde canlı ve güvenli bir ortama rahatça ulaşabiliyor. Hem çocuklar hem de yetişkinler için, eğlenceli aktivitelerin sunulduğu, 3 bin 500 metrekarelik “Aquapark” tatil köyünde denize sıfır konumu ile öne çıkan önemli bir detay.

Eğlence ve aktivite olanaklarının yanı sıra, tatil köyünde kurumsal etkinlikler ve özel kutlamalar için ideal üç toplantı salonu da bulunuyor. Premium olanakların ve nefes kesen doğal ortamın harmanıyla, Mövenpick Resort Antalya Tekirova hem iş hem de tatil amaçlı seyahat edenler için unutulmaz bir deneyim vadediyor.

Accor, şu anda Türkiye’de 11’i Mövenpick olmak üzere premium, orta sınıf ve ekonomi segmentlerinde faaliyet gösteren 50 oteli ile hizmet veriyor.

Kaynak: Turizm Ajansı

İşsizlik Oranı Ocak’ta 0,2 Puan Artarak 9,1 Seviyesinde Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mevsim etkilerinden ayrılmış işsizlik verilerine göre, Ocak ayında 0,2 puan artan işsizlik oranı yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 11,7 olarak tahmin edildi.

Mevsim Etkisinden Arındırılmış İstihdam Oranı Yüzde 49,0 Oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 160 bin kişi artarak 32 milyon 222 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 49,0 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,0 iken kadınlarda yüzde 32,4 olarak gerçekleşti.

İşgücüne Katılma Oranı Yüzde 53,9 Olarak Gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 245 bin kişi artarak 35 milyon 436 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 53,9 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,5 iken kadınlarda yüzde 36,6 oldu.

Genç Nüfusta Mevsim Etkisinden Arındırılmış İşsizlik Oranı Yüzde 16,6 Oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,1 puan artarak yüzde 16,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,1, kadınlarda ise yüzde 21,1 olarak tahmin edildi.

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Haftalık Ortalama Fiili Çalışma Süresi 43,3 Saat Oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 0,4 saat azalarak 43,3 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim Etkisinden Arındırılmış Atıl İşgücü Oranı Yüzde 26,5 Oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 1,7 puan artarak yüzde 26,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,2 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 18,3 olarak tahmin edildi.

İnşaat Sektörü Ciro Endeksi Yıllık Yüzde 99,4 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerine ilişkin ciro endeksi verilerini açıkladı. İnşaat sektörü ciro endeksi Ocak ayında yıllık bazda yüzde 99,4 arttı.

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2024 yılı Ocak ayında yıllık yüzde 63,5 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Ocak ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 58,3 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 99,4 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 60,7 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 77,9 arttı.

Toplam Ciro Aylık Yüzde 5,1 Arttı

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2024 yılı Ocak ayında aylık yüzde 5,1 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Ocak ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 4,6 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 9,5 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 4,7 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 6,2 arttı.

Anadolu Yakası’nda Yeni Metro Çalışmaları Başladı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yenidoğan-Sancaktepe -Finans Merkezi-Söğütlüçeşme Metrosu’nun yapımına başlandığını açıkladı.

sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:

“Anadolu Yakası’na yeni bir metronun yapımına başlıyoruz. Yenidoğan-Sancaktepe -Finans Merkezi-Söğütlüçeşme Metrosu; metrobüs, Marmaray ve diğer metrolarla entegre olacak ve 5 ilçeyi birbirine bağlayacak. İstanbul’a hayırlı olsun.”

Yenidoğan Söğütlüçeşme Metrosu ile hem iki şehir hastanesine ulaşım sağlanacak hem de metrolarla, metrobüsle ve Marmaray’la entegre olacak.

Yenidoğan-Emek metro hattı İBB tarafından yeniden projelendirilerek Söğütlüçeşme’ye kadar uzatılacak. Hattın yapım sürecine kısa bir süre içinde yeniden başlanacak. Böylelikle İstanbul, 25 kilometrelik bir metro hattı kazanmış olacak.

İBB Raylı Sistem Dairesi Başkanı Ceyhun Avşar, yeni yapılacak metro hattı ile ilgili şu bilgileri verdi:


“2017 yılında hattımız ihale edilirken kamu yatırım planında bulunmayıp bakanlık tarafından metro yapım kriterlerine uygun görmediği bir metro hattıydı. Biz hattın tekrar yapılabilir duruma gelmesi için Ulaştırma Bakanlığı’na hatta yeni bir fizibilite ve yeni bir güzergah hazırlayarak tekrar başvurularda bulunduk. Bu yaptığımız başvuruda mevcut Emek’te biten hattımız İMES, Finans Merkezi, Göztepe Şehir Hastanesi ve Söğütlüçeşme istasyonlarında diğer metro hatlarına entegre olarak artık metro yapım kriterlerine uygun hale getirildi. 6 lokasyonda çalışma vardı. Bu 6 lokasyonun 4 tanesi binaların arasında ciddi güvenlik riskleri barındıran, can ve mal güvenliğini tehdit eden durumdaydı. Biz bunlarla alakalı 2021 yılında geri dolgu işlemlerini tamamladık. Hattımızın iki kısmında, Soğukpınar Makas Yapısı ve Sarıgazi peronlarında ise kullanabileceğimiz kalıcı yapılar haline getirdik.”

Yeni haliyle M-13 Yenidoğan-Söğütlüçeşme metro hattı İstanbul için önemli bir hat olacak. Hattın uzamasıyla Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Çekmeköy ve Sancaktepe ilçeleri birbirine bağlanacak. Kadıköy-Tavşantepe metro hattı ve Marmaray’la entegre olacak.

İBB Raylı Sistem Projeler Müdürü Setenay Uludağ da hat ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Bu hattın bir özelliği var. İki tane büyük şehir hastanesine hizmet götüreceğiz. Bir tanesi Emek’te bulunan Sancaktepe Şehir Hastanesi, bir tanesi de hattın sonraki güzergahında devam eden Göztepe Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi. Bu hatla birlikte Yenidoğan’dan Söğütlüçeşme’ye kadar yolculuk süresi 35 dakika olacak.”

Luxera Gayrimenkul, Suudi Arabistan İle Stratejik Anlaşma İmzaladı

Luxera Gayrimenkul, 27. MÜSİAD Uluslararası İş Forumu’nda, (IBF) Adwaa Alkhalil Group ile stratejik bir iş birliği anlaşması imzaladığını duyurdu.

IBF açılışında gerçekleşen imza töreni, Luxera Gayrimenkul adına Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Taş ve CEO Cemal Süleyman, Adwaa Alkhalil Group adına ise CEO Motaz Saleh imzaları ve katılımlarıyla gerçekleşti.

Luxera Gayrimenkul ‘ün Türkiye’nin sınırlarını aşarak girişimlerini genişlettiği bu stratejik iş birliği, Suudi Arabistan’ın gelecekteki konut, villa ve otel projelerine yönelik bir dizi yatırımı içeriyor.

Gerçekleştirilen imza töreni sonrasında anlaşmanın detaylarına değinen ve iş birliği açısından önemli bir adım atıldığını ifade eden Luxera Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Taş şunları söyledi:

“Adwaa Alkhalil Group ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliğiyle birlikte Luxera Gayrimenkul olarak sürdürülebilir büyüme hedefimize önemli bir katkı sağladığımızı düşünüyorum. Öncelikle bu stratejik anlaşmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı, T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat’a, Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Majid Al Kasabi’ye, Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Khalid Al-Falih’e, teşekkür ederiz. Suudi Arabistan’ın etkileyici vizyonu olan ‘Suudi 2030’ kapsamında, Türk şirketleri olarak bu önemli projelere katılmaktan büyük bir onur duyuyoruz. 

Bu anlaşma, iki ülke arasındaki güçlü ekonomik bağları pekiştirmemize ve inşaat sektöründeki uzmanlığımızı Suudi Arabistan pazarına taşımamıza olanak tanıyacak. Suudi Arabistan 2030 Vizyonu çerçevesinde hayata geçirilmesi planlanan toplam 1,3 trilyon dolarlık yatırım ve müteahhitlik projelerinde, Türk firmalarının daha çok yer alması için T.C. Ticaret Bakanlığı, her türlü desteği sağlamaya devam ediyor.”

Kaynak: Emlak Dream

Kira Sözleşmeleri E-Devlet Üzerinden Yapılacak

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira sözleşmelerinin e-Devlet üzerinden yapılması üzerine çalıştıklarını söyledi.

Kayıt dışılık ile mücadele edeceklerini söyleyen Bakan Şimşek, harcamaları gözden geçireceklerini, daha üretken, verimli alanlara yönelteceklerini söyledi.

Çok ciddi düzenlemeler çalıştıklarını ifade eden Şimşek, “Nokta atışı olacak. Kayıt dışı ile mücadele ederek, bütçe açığını daha kalıcı bir şekilde kontrol altına alacağız. Kayıt dışılık hak yemek demektir.” dedi.

Kira sözleşmelerinde yapılacak düzenlemelerle ilgili de konuşan Şimşek, “Niyetimiz kira sözleşmelerini e-Devlet’ten yapmak. Son iki ayda 420 binden fazla kapıyı çaldık, elimizdeki bilgilerle, fiili durumu karşılaştırdık. Bizim amacımız gönüllü uyumu artırmak. Bu ayın sonunda kira beyannamesi verilmesi lazım. Bu kira beyannamelerini verilmesini sağlamak bizim açımızdan önemli. Çünkü verilmeyen beyannamelere ilişkin nisanda inceleme yaparsak, mükellef daha ağır sonuçlarla karşılaşabilir. Elimizde çok somut bilgi var. Amacımız gönüllü uyumu artırarak vatandaşın beyanname vermesini sağlamak.” dedi.

Hyde Hotels, Türkiye’de İlk Otelini Bodrum’da Açacak

Londra merkezli Hyde Hotels Resorts Residences, Türkiye’deki ilk otel projesini Bodrum, Torba’da hayata geçirecek.

Londra merkezli otelcilik zinciri Ennismore’un herşey dahil konseptli Hyde’ın Türkiye’deki ilk oteli 2024 yaz sezonuyla birlikte Bodrum Torba’da açılacak.

Havuz veya bahçe manzaralı, özel havuzlu, jakuzili olmak üzere 216 oda, süit ve 4 villa seçenekleri mevcut olan Hyde Bodrum sadece kendine özel, izole bir tatil yaşamak isteyenler için ise üç yatak odalı, özel havuzlu ve mutfağı bulunan dört villa sunuluyor.

Hyde Hotels Resorts Residences, yaratıcı bir otel grubu olan Ennismore’un bir parçası. 2021 yılında kurulan Ennismore çoğunluk hissesi Accor’a ait olan bir ortak girişim.

Kaynak: Turizm Haber

Bostik Türkiye, Seal Block Serisinin Lansmanını Yapı Fuarı’nda Yapacak

Bostik Türkiye bu yıl 46’ncısı gerçekleştirilecek olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da Seal & Block Su Yalıtım  Grubunu tanıtacak. Ürün çeşitliliğiyle pazarın tüm ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler sunan Bostik Türkiye, 2022 yılında yeni jenerasyon Zemin Sistemlerini, 2023 yılında da yeni hibrit grubu Çekobond’u Yapı Fuarı’nda sergilemişti.

Bostik Global Teknik Ekibi, fuar ziyaretçilerine yapıların onarımı, korunması ve yalıtımı için en son teknolojiyi kullanarak geliştirilen Seal & Block ürünleri hakkında bilgiler verecek. Etkinlik sırasında, yeni ürünlerin su yalıtımı uygulamalarını görsel olarak anlatarak katılımcılara interaktif bir deneyim yaşatacak. Bostik Akademi’nin standı, sektördeki yenilikçi çözümlerle birlikte profesyonel bilgi ve uzmanlık sunacak.

Batman’da Kuzey- Güney Çevre Yolu’nun Lansmanı Yapıldı

Batman Belediyesi tarafından yapılan toplam 22 bin 500 metre uzunluğundaki Kuzey-Güney Çevre Yolu projesinin lansmanı yapıldı.

Şehir merkezini tamamen çevreleyecek, 3 şerit geliş, 3 şerit dönüşün olduğu ve iç yollarda trafik yoğunluğunu rahatlatacak olan yolda incelemelerde bulunan Batman Valisi Ekrem Canalp, “Bütün Batman’ın şehir trafiği anlamında ne kadar sıkıntısı varsa; bu sıkıntıları bitirecek olan ana projemizdir. Bu 40 metrelik yol Batman’ı çepe çevre kuşatacak. Ana projemiz bu ama sadece bu değil. Yani şehri bir halka şeklinde yüzük şeklinde bütün şehrin etrafının çepe çevre kuşatacak birinci yüzük. Yani belediyenin yapacağı bu yolun özelliğine 3 şerit geliş, 3 şerit gidiş şeklinde olacak. Dolayısıyla da şehrin bütün trafik yükünü alacak. Ama sadece bundan ibaret olmayacak. Bunun dışında ikinci bir çemberimiz daha var. Bu ikinci çember de Karayolları Genel Müdürlüğümüzün Ulaştırma Bakanlığımızın yapacağı duble yol. Bu ikinci çember de bizim şehrin uluslararası ve şehirler arası trafik yükünü kaldıracaktır. 

Bizde uluslararası trafik şu anda başladı. Kuzeyden İran üzerinden Kafkasya ülkeleri üzerinden gelen trafik, güneydeki limanlara bizim Batman üzerinden bir trafik akışımız var. Bizim bu trafik akışını uzun vadeli yönetebilmemiz için de işte karayolların yapacağı bu duble yol ağıyla beraber hiç şehir merkezine uğramadan transit olarak şehre uğramadan, şehir trafiğini de rahatsız etmeden bu duble yoldan geçmiş olacak. İkincil çember de bu olacak. Bu uzun vadeli bir projedir. Çok esaslı da bir projedir ve çok da maliyetli de bir projedir. İçerisinde menfezlerin olduğu dalçıkların olduğu, alt geçitlerin de o olduğu çok da maliyetli esaslı bir projedir. Ama Batman’ın bu şekildeki uzun vadeli projelere de ihtiyacı var. Yani belediye olarak, bu sene başlayıp bu sene bitirdik diyeceğimiz bir proje değildi. Yıllara sahil şekilde gideceğiz. Yani adım adım gideceğiz. Bu maliyete de buna göre katlanacağız.” dedi. 

“Türkiye, Güneş Enerjisi Potansiyelini Yeterince Kullanmıyor”

DEHN SE Güney ve Batı Avrupa Bölgesi Satış Direktörü Christian Vögerl, Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli hakkında bilgiler verdi.

Güneş enerjisi, Türkiye’nin net sıfır emisyona giden yolculuğunda önemli bir müttefik olacağa benziyor. Bu enerjiden faydalanabilmek için kurulacak fotovoltaik sistemlerin uzman çözümlerle tehlikelere karşı iyi korunmasını sağlamak kritik önem taşıyor. 

Christian Vögerl, DEHN SE Güney ve Batı Avrupa Bölgesi Satış Direktörü Christian Vögerl, “Türkiye, Avrupa ve Asya arasındaki konumu sayesinde bol miktarda güneş ışığı almakla birlikte oldukça büyük bir güneş enerjisi potansiyeline sahiptir. The Global Solar Atlas, yıllık ortalama yaklaşık 1910 kWh/m2 ışınım değerine sahip olması nedeniyle Türkiye’nin güneş enerjisinden yararlanmak adına ideal bir ülke olduğunu vurgulamaktadır ki bu da ülkenin güneş enerjisi alanındaki muazzam potansiyelinin bir kanıtıdır. Küresel düzeyde yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru geçiş eğiliminin farkında olan Türkiye, yalnızca gelecekteki elektrik ihtiyacını karşılamakla kalmayıp bunun sürdürülebilirliğini de sağlayacak stratejileri aktif olarak takip ediyor. Ülke, 2053 yılına kadar net sıfır emisyonu hedeflerken, belirli politikalar ve yatırımlar yoluyla ekonomik büyümeyi de aktif bir şekilde beslemeyi planlıyor. Türkiye, inovasyonu benimseyerek ve uluslararası işbirlikleri yoluna giderek daha temiz, daha yeşil ve daha iyi bir gelecek yaratmak adına oldukça kararlı görünüyor.

Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Haziran 2022 sonu itibariyle güneş enerjisine dayalı elektrik kurulu gücünün 8,479 MW olduğunu ve bunun toplam kurulu güç içerisindeki oranının %8,35 olduğunu bildirmiştir. Ülkenin güneş enerjisi için elverişli iklimi ve maruz kaldığı ışınım göz önüne alınırsa, şüphesiz ki bu potansiyelden faydalanmak adına çok daha fazla yatırım yapmak mümkündür. Fotovoltaik sistemlerdeki gelişmeler ve azalan maliyetler, bu yenilenebilir enerji türünü Türkiye topraklarında sadece uygulanabilir değil, aynı zamanda ekonomik olarak da cazip hale getirmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 11,6 milyon adet bina bulunmakta olup bu miktarın yaklaşık %87’sini konut nitelikli binalar oluşturmaktadır ve Türkiye’nin bina stokuna her yıl 100.000’den fazla yeni bina eklenmektedir. Bu binaların çatı ve cephelerine önümüzdeki yıllarda büyük miktarlarda güneş enerjisi yatırımlarının yapılabileceği öngörülmektedir.

Sürdürülebilir Güneş Enerjisi için Risklerin Yönetilmesi

Güneş enerjisinin umut vadeden potansiyeline rağmen, Türkiye’de fotovoltaik sistemlerin etkili bir şekilde yaygınlaştırılması ve uzun ömürlü olmasını sağlamak için birtakım zorlukların ele alınması gerekmektedir. En önde gelen zorluklardan biri, güneş enerjisi sistemlerinin yıldırım düşmesive elektrik dalgalanmalarına karşı savunmasız olmasıdır. Yıldırım düşmesi, fotovoltaik sistemler için önemli bir risk oluşturmakta ve ekipman hasarına, operasyonel aksamalara ve hatta güvenlik tehlikelerine neden olabilmektedir.” dedi.

Seramik ve Vitrifiye Markasından Yetkili Servislere 4 Haftalık Eğitim

İnşaat pazarı büyümesini sürdürürken, sektörün önemli tedarikçileri de müşteri memnuniyetine odaklanıyor. Önde gelen seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası, müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesini artırmak için 70  yetkili servis sorumlusuna 4 haftalık programla eğitim veriyor. 

İnşaat pazarı hızla büyürken, yan sanayinin lokomotifi olan yerli oyuncular da hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini artırmak için çalışanlarına seminer ve eğitimler düzenlemeye odaklanıyor. Son olarak pazarın önde gelen seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markalarından Seramiksan, farklı şehirlerdeki 70 yetkili servisi için hazırladığı 4 haftalık eğitim programına devam ediyor. Programa katılanlar, üretim ve Ar-Ge alanlarını ziyaret edip vitrifiye ürünlere dair yeni projeler, yedek parça, teknik servis ve montaj gibi konuların yanı sıra, müşteri memnuniyeti hakkında bilgi alıyor. 

Seramiksan Direktörü M.Süreyya Çağlar , eğitim programına dair şu açıklamada bulundu: “Türkiye’nin öncü seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markalarından biri olarak, benimsediğimiz koşulsuz  müşteri memnuniyeti ilkesini, sahada bizi temsil eden yetkili servislerimize de en iyi şekilde aktarmak istiyoruz. Bu yüzden, onların mesleki bilgi ve becerilerini artırmak amacıyla 4 haftalık bir eğitim programı düzenledik. Program boyunca tüm iş süreçlerimiz ve ürünlerimiz hakkında derinlemesine bilgi alan yetkili servis sorumlularımız, böylece hizmet kalitesini artırabilecek.”

Yetkili servislerimizin sayısını artıracağız”

“İlkini 13-14 Şubat tarihlerinde üretim tesislerimizde gerçekleştirdiğimiz eğitim programında, koşulsuz müşteri memnuniyeti temasıyla toplantı yaptık. Daha sonra, katılımcılarla Hill akıllı pisuvar, Hill asma klozet, rim-out duvara tam dayalı klozetlerde temiz su giriş aparatı ve rezervuar iç takım montajı gibi teknik detayları paylaştık” diyen M. Süreyya Çağlar   sözlerine şunları ekledi: 
“2024 itibarıyla Türkiye genelindeki servis noktalarımızın sayısını 70’e çıkardık. Yıl içinde şehir olarak eksik kalan lokasyonları da belirleyeceğiz ve buralar için telafi eğitimler düzenleyeceğiz. 2024’te ayrıca yetkili servislerimizin sayısını artıracağız.”

Roca’dan Teknoloji ve Tasarımı Buluşturan Akıllı Duş 

Köklü geçmişini, yenilikçi yaklaşımlara entegre eden Roca, teknoloji ile tasarımı birleştirdiği Roca Akıllı Duş ile doğal kaynakların korunmasına katkı sağlıyor. Mobil uygulamalar aracılığıyla cep telefonu ile kontrol edilebilen ve kişiselleştirilmiş bir kullanım sağlayan Roca Akıllı Duş; tasarruf, güvenlik ve konforu bir arada sunuyor.

Banyo alanları için tasarladığı ve ürettiği yenilikçi ürünleriyle sektörün önde gelen markalarından Roca, daha yaşanabilir bir dünya için çalışmalarını sürdürüyor. Bu vizyon çerçevesinde geliştirilen Roca Akıllı Duş, yüksek teknoloji ve tasarımın başarılı bir birleşimi olarak öne çıkıyor. Banyo alışkanlıklarını değiştiren ve duş keyfini en üst düzeye çıkaran bu ürün; yüksek verimlilik sağlayan özellikleri sayesinde, su ve enerji tasarrufu yapma imkanı sağlıyor.

Mobil uygulama entegrasyonu ile duş keyfini zirveye taşıyor

Mobil uygulamayla kolayca kontrol edilebilen Roca Akıllı Duş, duş deneyimini baştan sona dönüştürüyor. Kişiselleştirilmiş kullanıcı tercihlerini kaydeden ve uzaktan erişim özelliği ile istenilen zamanda duşu hazır hale getiren ürün, kullanıcı dostu ara yüzü ile su akışını ve sıcaklığını anlık olarak ayarlamaya olanak tanıyor. Renkli LCD ekranı ve dokunmatik kontrol paneli sayesinde tüm ayarları duş sırasında da yapmayı sağlayan ürün, duş keyfini zirveye taşıyor. 

Temizlik işlemlerini de teknoloji ile çözüyor

Kişiye özel duş deneyimi sunan Roca Akıllı Duş, hassas sıcaklık, akış ve süre ayarlarıyla farklı tercihlere göre özelleştirilmiş profiller oluşturma imkanı sağlıyor. Bu sayede, tüm aile üyelerinin tercih ve ihtiyaçlarına göre bir duş deneyimi sağlayan Roca Akıllı Duş, istenilen saatte duşu hazır hale getiriyor. Ayrıca, temizlik işlemlerini de teknolojiyle halleden Akıllı Duş’un 6 dakikalık kapsamlı bir temizlik programı bulunuyor. Entegre temizleme içeren bu program, kireç ve kirleri çıkarmak için aralıklı olarak yüksek basınçta su çıkışı sağlıyor. 72°C’deki su ile su çıkışlarını temizleyerek her türlü bakteriyi ortadan kaldırmak mümkün hale geliyor.

Hem güvenlik hem tasarruf sağlıyor

Kullanıcı güvenliğini ön planda tutarak tasarlanan Roca Akıllı Duş, çocuk güvenlik modu ile kontrol panelini devre dışı bırakarak ani sıcaklık değişikliklerini önlemeye yardımcı olur. Ayrıca, su sıcaklığı, akışı ve süreyi uzaktan kontrol etmeyi sağlayan takip sistemi, tüm aile bireylerinin potansiyel riskli durumlardan korunmasına olanak tanırken, mobil uygulama üzerinden tüketim istatistiklerini görme, su ve enerji tüketimi takibi yapma imkanı sağlayarak daha verimli bir kullanım sunuyor.

Roca Akıllı Duş, tüm bu özelliklerinin yanında enerji ve su tüketimini azaltmaya yönelik özellikleriyle de dikkat çekiyor. Kontrol panelinde yer alan “Duraklatma” seçeneği su akışını geçici olarak kapatmayı sağlarken, tekrar açıldığında da kaydedilmiş akış ve sıcaklık ayarlarını koruyarak akışını devam ettiriyor. Sudan ve enerjiden tasarruf etmeyi mümkün kılan ürün, hem dünyanın geleceğine hem de aile bütçesine katkı sağlıyor.

Devremülke İlgi Arttı

Kızılbük GYO Genel Müdürü Mahmut Sefa Çelik, “Nitelikli tatil fiyatları inanılmaz yüksek. Bu da devremülke ilgiyi artırıyor.” dedi.

Kızılbük GYO’dan Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada; 1 Şubat – 29 Şubat 2024 tarihleri arasında 528 adet devremülk satıldığı, bu satışlardan 266 milyon 777 bin 478 TL ön satış cirosu elde edildiği, projede bugüne kadar toplam 26 bin 682 adet devremülk satışı gerçekleştirildiği ve yapılan devremülk satışlarına ilişkin toplam ön satış cirosunun KDV hariç 5 milyar 645 milyon 217 bin TL olduğu bildirildi.

Mahmut Sefa Çelik, 100’e yakın farklı dairenin olduğu projenin bir hafta veya 10 günlük tatillerle kıyaslandığında kendini çok hızlı amorti ettiğini de söyledi ve şöyle devam etti:

“Sezonun en sakin döneminde fiyat aralığımız 300-350 bin TL aralığında değişiyor. 4 artı bir gibi büyük ünitelerde yaz döneminde bir haftalık devremülk 2.5 milyon TL. Bir kere alıyorsunuz ve tapusu ömür boyu sizin oluyor. Bu projede bireysel müşteri sayımız 15 bin. Bazı müşterilerimiz birden fazla dönem satın alıyor.”

1300’ün üzerinde civarında ünitenin olduğu projenin ilk etabında 550 devremülk olduğunu kaydeden Çelik, bu etabın yüzde 98’inin bittiğini vurguladı. İskan için müracaatların yapıldığını kaydeden Çelik, “Önümüzdeki sonbaharda ilk etap açılmış olacak” dedi.

Konut Kredi Hacmi 438,8 Milyar TL Oldu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından paylaşılan bilgilere göre konut kredi hacmi 1 Mart itibarıyla 438,8 milyar TL oldu.

BDDK tarafından yayınlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 1 Mart itibarıyla 160 milyar 341 milyon lira artış gösterdi. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 12 trilyon 203 milyar 83 milyon liradan 12 trilyon 363 milyar 424 milyon liraya çıktı.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil geçen hafta 48 milyar 815 milyon lira azaldı. Toplam mevduat 15 trilyon 79 milyar 395 milyon lira oldu.

Tüketici kredilerinin tutarı, 1 Mart itibarıyla 16 milyar 54 milyon lira artışla 1 trilyon 578 milyar 84 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 438 milyar 802 milyon lirası konut, 93 milyar 459 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 45 milyar 822 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 26 milyar 718 milyon lira artarak 1 trilyon 523 milyar 59 milyon liraya çıktı.

Bakan Özhaseki: “İzmir’deki 36 Bin Bina Acilen Dönüştürülmeli”

İzmir’de düzenlenen “İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi” tanıtım toplantısına katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İzmir’de 6 ve 7 üzerinde şiddette deprem üretebilecek 20’den fazla fay hattı bulunduğunu belirterek Özhaseki, “36 bin binanın acilen dönüştürülmesi gerekiyor.” dedi.

İzmir’de düzenlenen “İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi” tanıtım toplantısında konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’nin birçok medeniyete ev sahipliği yapan kadim şehirlere sahip olduğunu, o nedenle şehirleri çok önemsediklerini ve onları geleceğe hazırlamak adına gayret ettiklerini söyledi.

Türkiye’nin depremselliğine değinen Bakan Özhaseki, “Son yüzyıl içerisinde denizlerimizde ve ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddette yıkıcı deprem diye tarif ettiğimiz deprem sayısı 231. Neredeyse her sene 2 veya 3 yıkıcı deprem oluyor. Ana karamızda meydana gelen deprem sayısı ise 60’ın üzerinde.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin yapı stokunun kentsel dönüşümle yenilenmesi gerektiğini dile getiren Özhaseki, kendilerinin kentsel dönüşüm yapmak, konutları dirençli hale getirmek, yenilemek için çırpındıkça istemezlerin, durmadan takoz olmak isteyenlerin olduğunu, onları aşacak şekilde kanunlar geliştirdiklerini anlattı.

Özhaseki, geçen yıl Kahramanmaraş merkezli depremlerden 18 ilin etkilendiğini hatırlatarak, “Nihayetinde çok şükür yaraları sarıyoruz artık. 390 bin civarında konut olarak hak sahibi var karşımıza gelebilecek olan. Şu anda 300 binden fazla konutun yapım işi sıraya girdi, hızla devam ediyor. Bu ayın sonuna kadar teslim edeceğimiz konut sayısı 75 bin.” diye konuştu.

İzmir’de 6 ve 7 üzerinde şiddette deprem üretebilecek 20’den fazla fay hattı bulunduğunu vurgulayan Özhaseki, kentteki 36 bin binanın acilen dönüştürülmesi gerektiğini dile getirdi.

İstanbul’daki kentsel dönüşüm için açıkladıkları projeye 1 milyon 200 binden fazla başvurunun olduğunu aktaran Özhaseki, şu bilgileri paylaştı:

“Önümüzdeki günlerde ben İstanbul için büyük bir heyecanla dönüşümün başlayacağını düşünüyorum. İzmir’imiz için de içinde 5 ilin bulunduğu ancak pilot il olarak İzmir’in seçildiği Dünya Bankası kredisini de bugün burada açıklıyoruz. İlk etapta 330 milyon avroluk bir kredi bu. İnşallah önümüzdeki günlerde bu artacaktır. Biraz önce de kısaca sohbet ettik zaten temsilci olan arkadaşımızla, seçimden sonra yeniden oturup bu rakamları güncelleyerek çok daha yukarılara doğru çekeceğiz. Müthiş bir imkan, o da şu evini yenilemek isteyen herkese aylık 0,69 faizle 180 aya kadar vadeli kredi temin ediyoruz.”

Pilot olarak İzmir’in seçildiği projede İstanbul, Manisa, Kahramanmaraş ve Tekirdağ’daki riskli yapıların dönüştürülmesinde enerji verimliliği esas olacak. Proje kapsamında iklim dostu ve afetlere dayanıklı konut ve iş yeri yapımı için hak sahiplerine uygun maliyetli finansman imkanı sunulacak.

Proje kapsamında 2,5 milyon liraya varan kredi desteği aylık yüzde 0,69 faiz ve 180 ay vadeyle verilecek. Başka konutu olmayan orta ve düşük gelirli vatandaşlara, şehit ve gazi yakınlarına, emeklilere ve engellilere yıllık yüzde 0,25 faiz indirimi sağlanacak.

Bunun yanında A sınıfı Enerji Kimlik Belgesi bulunan binalar için yıllık yüzde 0,5, B sınıfı Enerji Kimlik Belgesi bulunan binalar için yıllık yüzde 0,25 faiz indirimi uygulanacak. Ödemeler, inşaat ilerleme seviyesine bağlı olarak yapılacak.

Kaynak: TRT Haber

2024’ün 3. ve 4. Çeyreğinde Zorunlu Afet Sigortası Geliyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bu yıl içerisinde, 2024’ün 3. ve 4. çeyreğinde zorunlu afet sigortasını getirmeyi düşünüyoruz. Deprem sigortasının kapsamı çok dar. Sadece binaları kapsıyor, afet sigortası ise bütün diğer riskleri de kapsamış olacak.” dedi.

Şimşek, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması Ödül Töreni’ndeki konuşmasında, anlamlı bir yarışma düzenlendiğini belirterek, katılımcıları tebrik etti.

Depreme dayanaklı binaların tasarımlarının oluşturulmasının önemine işaret eden Şimşek, “Türkiye büyük bir oranda deprem ülkesi. Depremle yaşamak dışında bir seçeneğimiz yok. Onun için de mutlaka dirençli yapıları inşa etmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, zorunlu deprem sigortasının 1999’daki depremin ardından hayata geçirildiğini hatırlatarak, Türkiye’nin deprem ülkesi olması nedeniyle sigortaların yapılması gerektiğini dile getirdi.

DASK bünyesindeki deprem teminat havuzuna finansal güvence sağlandığını dile getiren Şimşek, “2023 itibarıyla zorunlu deprem sigortası poliçe sayısı yaklaşık 11,7 milyon. Teminat tutarı ise yaklaşık 3,7 trilyon liraya ulaşmış durumda. Adı da zorunlu sigorta ama sigortalık durumu hala düşük. Bu zorunlu sigorta önemli bir temel taşı, bunun üzerine ilave adımlar atmamız gerekiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin geçen sene depreme 1,1 trilyon liranın üzerinde kaynak harcadığını bildiren Şimşek, şöyle devam etti:

“Bu deprem sigortası bir nebze de olsa bu yaraların sarılmasında faydalı oldu. Bölgedeki yaklaşık 500 bin hasar başvurusuna yaklaşık 35 milyar lira ödeme yapıldı. Dolayısıyla biz zorunlu deprem sigortasını, yaygınlaşmasını önemsiyoruz ve sadece depremle sınırlı olmasın istiyoruz. 2024 için bir reform programımız var. Bu reformun birleşenlerden bir tanesi de mevcut sigortanın kapsamını genişletmek.

Şu an itibarıyla zorunlu deprem sigortası, bazı ülkeler açısından da örnek oluşturdu. Geçtiğimiz dönemde Azerbaycan, Arnavutluk gibi ülkelerin yetkilileri geldi, bu sistemi öğrenmek ve tecrübelerimizi paylaşmamızı istedi. Hakikaten örnek bir uygulama görüyoruz. Türkiye bir deprem bölgesi, bu bir gerçek.”

Şimşek, iklim değişikliğinin de başka gerçek olduğuna dikkati çekti.

İklim değişikliğine ve yol açacağı afetlere karşı dirençli şehirlerin kaçınılmaz bir öneme sahip olduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu:

“İklim krizi bir realiteyse bizim ona bir hazırlık yapmamız lazım. Yeşil dönüşüm de hazırlığın bir parçası. Bu yıl içerisinde, 2024’ün 3. ve 4. çeyreğinde zorunlu afet sigortasını getirmeyi düşünüyoruz. Deprem sigortasının kapsamı çok dar. Sadece binaları kapsıyor, afet sigortası ise bütün diğer riskleri de kapsamış olacak.

2000 yılında iyi bir reform yapılmış, zorunlu deprem sigortası getirilmiş, şimdi biz bir adım daha öteye geçip iklim değişikliğini de dikkate almamız lazım. Doğal afetlerin sıklığını artırma riskine karşı tedbir olarak, şimdi ‘zorunlu afet sigortası yapacağız’ diyoruz. 12. Kalkınma Planımızda bu düzenleme de yer alıyor. Ev eşyası dahil diğer bütün boyutlarıyla riskleri kapsamış olacak. Böylece ülkemizin sigortacılık oranı artmış olacak.”

Zorlu Enerji, CDP’de Liderlik Seviyesine Yükseldi

Zorlu Enerji, Carbon Disclosure Project’in (CDP) İklim Değişikliği 2023 değerlendirmesinde “A-” notu alarak Leadership (Liderlik) seviyesine yükseldi. 

CDP Türkiye’nin kurulduğu 2010 yılından bu yana düzenli olarak iklim değişikliği ile ilgili verilerini ölçüp raporlayan Zorlu Enerji, 2011 yılında CDP kapsamında Karbon Saydamlık Ödülünü alan ilk şirketlerden biri oldu. CDP’ye raporlama yaptığı her yıl grup şirketleri ile puanlamalarda üst sıralara yerleşen Zorlu Enerji, CDP Su Değişikliği Programında “B” notu ile skorunu korurken, Management (Yönetim) seviyesinde değerlendirildi. Enerji sektöründe CDP’ye raporlama yapan ilk şirket olan Zorlu Enerji, Türkiye’den yalnızca dört şirketin raporlama yaptığı CDP Ormanlar raporunda C skoru ile Awareness (Farkındalık) listesinde yerini aldı. Zorlu Enerji’nin grup şirketleri (GAZDAŞ) ve Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ) ise raporlama yaptığı CDP İklim Değişikliği Programı’nda B skoru alarak Management (Yönetim) seviyesinde değerlendirildi.

Konuyu değerlendiren Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak şunları söyledi:

“İşimizi yaparken çevreye ve doğal kaynaklara karşı sorumluluklarımızın gereğini yerine getiriyor ve iş stratejilerimizi belirlerken iklim ve su krizinin etkilerini göz önünde bulunduruyoruz. Yenilenebilir enerji üretimi konusunda rüzgâr, güneş, jeotermal ve hidroelektrik santralleri gibi farklı alanlara yatırım yapıyor, sahip olduğumuz portföyü sürdürülebilirlik, çevresel ve sosyal yönetim sistemi politikalarına uygun yatırımlarla güçlendiriyoruz. Akıllı Hayat 2030 çerçevesinde ve sürdürülebilirlik misyonumuza uygun olarak, çevre ile uyumlu, güvenli, kaliteli, sürdürülebilir enerji üretimi ve dağıtımı sağlıyor, paydaşlarımızı merkeze alarak yaptığımız tüm çalışmalarımızda yarattığımız değeri güçlendiriyoruz. Bütün bu faaliyetlerimiz sonucunda 2010 yılından bu yana düzenli olarak raporlama yaptığımız CDP tarafından çevre konusundaki performansımızla liderliğe yükselmekten büyük memnuniyet duyuyoruz.”

Torunlar GYO 3 Yıl İçinde 8,3 Milyar TL’lik Yatırım Hedefliyor

Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, önümüzdeki üç yıl içerisinde 8,3 milyar TL’lik yatırım hedeflediklerini ve tüm projelerin tamamlanacağını açıkladı.

2023 sonu itibarıyla şirket bünyesindeki tüm borçların kapandığını belirten Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, şu açıklamalarda bulundu:

“Torunlar GYO, finansal tablosunda geçtiğimiz yıllarda kambiyo zararlarından kaynaklanan negatif görünümden kurtuldu ve 2023 yılı sonu itibarıyla borcumuzu sıfırladık. Üç yıl içinde 8.3 milyar TL yatırım yaparak portföyümüzde yer alan tüm projeleri tamamlamayı hedefliyoruz. Buna paralel de üç yıl içinde 51.9 milyar TL’ye ulaşacak güçlü bir satış büyümesi ve 18.1 milyar TL kira geliri elde etmeyi planlıyoruz.”

Torun, şirketin dağıtılabilir kârının minimum yüzde 30’unu temettü olarak dağıtmak ve yatırımcılarıyla paylaşma temel prensibinin de şirketin önümüzdeki dönem stratejileri arasında yer aldığını belirtti.

Konut, ofis ve turizm yatırımları ile Torunlar GYO’nun 82.7 milyar TL portföy büyüklüğüne ulaştığını belirten Torun, şirketin portföyünün yüzde 44.8’inin ise düzenli gelir elde ettikleri AVM’lerden oluştuğunu söyledi.

Torun, “2023 yılında Torunlar GYO’ya bağlı AVM’lerimizde yerli ve yabancı yaklaşık 61 milyon ziyaretçi ağırladık. Kira gelirlerimizde ise 2.5 milyar TL hedefimizi yaklaşık yüzde 10 oranında aştık” dedi.

Çimento Üretimi 2023’te 81,5 Milyon Tona Ulaştı

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, çimento sektörünün 2023’te yüzde 10,5 büyüdüğünü ve çimento üretiminin 81,5 milyon tona ulaştığını açıkladı.

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla Çırağan Sarayı’nda düzenlenen toplantıda çimento sektöründeki gelişmeler paylaşıldı.

TÜRKÇİMENTO’nun toplantıda konuşma yapan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “Çimento, hepimiz için stratejik bir ürün. Dünyada sudan sonra en çok tüketilen emtia olan beton sayesinde sağlam geleceğin temellerini atıyoruz. 2023 yılında ülkemizi derinden yaralayan 6 Şubat’taki deprem felaketlerinde de çimentonun ticari bir konu olmaktan ziyade, can güvenliğimizin ayrılmaz bir parçası olduğu bir kez daha anlaşıldı. Türk çimento sektörü olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırımların hayata geçmesini sağlayacak üretim kapasitesine fazlasıyla sahip olduğumuzun bir kez daha altını çizmek isterim” dedi. 

Ülkemizde benzer felaketler yaşanmaması adına, her zaman uluslararası standartlara uygun ve her daim denetlenebilir çimento üretimini birinci öncelik olarak gördüklerini ve görmeye devam ettiklerini belirten Fatih Yücelik, şöyle konuştu: 

“2023 yılı son çeyreğinde %10,8 büyüyen inşaat sektörü, yılı %7,8 büyüme ile tamamladı. İnşaat sektöründeki bu yükseliş, inşaat endüstrisinin en önemli paydaşlarından biri olan çimento sektörünün geleceği için umut verici oldu. 2023 yılında yaşadığımız deprem felaketlerinin ardından bilindiği üzere kentsel dönüşüm projeleri başta olmak üzere, deprem bölgesinin yeniden inşa edilme planı devreye girdi. 2024 yılında, geçen yılki iç satış rakamlarının üzerinde ilave bir artışın yaşanmayacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla iç satışların 2023 yılına benzer rakamlarda seyretmesini ve bu yılın daha durağan geçmesini bekliyoruz. Dış piyasaya bakacak olursak; enerji maliyet artışları ve global piyasalarda dalgalanmaların yaşanmaması durumunda, sektör olarak 2024 yılında da 2023’e benzer bir tabloyla karşılaşacağımız ve aynı seviyede yılı tamamlayacağımız kanaatindeyiz.”

2023 Yılı Nasıl Geçti?

Fatih Yücelik, Avrupa’nın lideri, dünyanın beşinci büyük üreticisi olan Türk çimento sektörünün, aynı zamanda çimento ve klinker toplamında dünyada ikinci büyük ihracatçı konumunda yer aldığını ve 100’den fazla pazara hizmet verdiğini söyledi. 120 milyon tona eşdeğer çimento kapasitesine sahip olan sektörün, Türkiye geneline yayılan 56 entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam 77 fabrikada üretim yaptığını hatırlatan Fatih Yücelik, bu rakamın yaklaşık %94’ünü temsil eden TÜRKÇİMENTO üyelerinin 2023 yılını nasıl geçirdiğine ilişkin şu bilgileri verdi: 

  • Toplam üretimimiz: geçen yıla oranla yaklaşık %10,5 artarak 81,5 milyon tona yükseldi.
  • İç satışlar ise %19 artışla yaklaşık 65 milyon tona ulaştı. 
  • Üye olan ve olmayan tüm fabrikalarımızın ihracat rakamlarına bakacak olursak, 2023 yılında önceki yıla oranla %28 oranında düşüşle 19,7 milyon tonluk bir dış satış gerçekleştirdik. 
  • Bu rakamın 15,7 milyon tonu çimentoyken 4 milyon tonu klinkerden oluştu.
  • Değer bazında ise %18 düşüşle 1 milyar 265 milyon dolar değerinde dış satış gerçekleştirildi.  
  • Bu verilerle Türkiye’nin, 2023 yılında ton ve değer bazında tekrardan Dünya ikincisi olduğunu söyleyebiliriz. 100’ün üzerinde ülkeye gerçekleştirilen ihracatta en önemli pazarımız ABD oldu.
  • 2023 yılında toplam ciro ise iç satışlardaki ve dolar kurundaki artışla yaklaşık 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

“Düşük Karbonlu Üretim 2024’teki En Kritik Konularımız”

Çimentonun ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan Fatih Yücelik, “Bizim sanayiciler olarak yalnızca üretim-satış rakamlarına odaklanmamız söz konusu değil. Asıl hedefi düşük karbonlu üretim sağlamak olan sektörümüz, yeşil mutabakata uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği ve dijitalleşme konularında da titizlikle çalışıyor. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda da belirttiğimiz gibi bu yolda alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, düşük klinkerli üretim, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar bizim sektör olarak en kritik konularımız” dedi. 

Fatih Yücelik, Türk çimento sektörünün ülkemizin 2053 net sıfır hedefiyle “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi”ni desteklediğini belirterek, şunları söyledi: 

“Özellikle ikiz dönüşüme sektör olarak adaptasyon sürecindeyiz. Dijitali yeşilden ayıramayacağımız bir döneme geçiş yapmış bulunuyoruz. Bu geçişte de bir diğer önemli unsur toplumsal dönüşümdür. Dolayısıyla ikiz dönüşüm sürecini üçüz dönüşüm olarak revize ederek yol haritamızı bu çerçevede çiziyoruz.”

“20253 Net Sıfır Hedefini Destekliyoruz”

Türk çimento sektöründeki sürdürülebilirlik odaklı gelişmeleri içeren ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nun sonuçlarını da açıklayan Fatih Yücelik, raporun TÜRKÇİMENTO’ya üye 52 entegre tesisin 48’inin katılımıyla 2022 yılı faaliyetleri baz alınarak hazırlandığını belirtti. Yücelik; raporda baca gazından salınan emisyonlar, atık yönetimi, döngüsel ekonomiye katkı, enerji kullanımı, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevresel yatırımlar, çalışma ortamına ilişkin mevcut durumun ortaya konduğunu söyledi.

Çimento sektörü, üretim prosesinin kendine has özellikleri ve yüksek miktarda enerjiye gereksinim duyması nedeniyle önlenemeyen sera gazı emisyonların oluştuğu bir sektör olduğu için iklim değişikliği ve sera gazı emisyonlarına raporda özel olarak yer verildi. İklim risklerinin azaltılması ve üretimde karbon yoğunluğunun düşürülmesi için uygulanması gereken yol haritası ve bu konuda sektörün ihtiyacı olan devlet teşvikleri, finansal destek konuları da raporda yer alıyor. 

Toplantıda konuşan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, sektöre ilişkin şunları söyledi: “Geçen yıl yaşanan 6 Şubat depreminin bir daha yaşanmaması için tedbirlerin alınması gerekli. Biz bu ülkenin çimentosuyuz ve bu ülkenin bağlayıcısıyız. Biz çimento sektörü olarak taşıması zor ağır bir yük taşıyoruz. Çimento, lojistiği maliyetli bir ürün. Ancak çimentonun kilosu 2 lira 10 kuruş, maliyetin %70’i enerjiden geliyor. Bugün bir tesisin kurulma maliyeti 300 milyon dolar civarında fakat bizim başka maliyetlerimiz de var. Her yıl fabrikalarımızda 12 -13 milyon dolarlık bir revizyon yapmamız gerekiyor” dedi.

Sektörde yaşanan arz fazlası sorunu ile ilgili de konuşan Konukoğlu, 

Türkiye’nin toplam kişi başı çimento tüketim potansiyelinin azami 1000 – 1100 kilolara kadar çıkabileceğini belirterek, “Bizim bugün sektör olarak 120 milyon ton kapasitemiz var. Bu kapasite ile bizim nüfusumuz 150 milyon olmalı ki dışarıya satmadan içerde kullanabilelim. Yeni tesisin açılması ülkemizin karbon azaltımı konusu göz önüne alındığında yöneticilerimizin takdirindedir.  Çimento firmaları olarak minimum 45 günlük stoğumuzun elimizde bulunması gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye, Yenilenebilir Enerjide Önemli Bir Yol Kat Etti

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, Türkiye’nin yenilenebilir kaynaklarla enerji üretiminde önemli bir yol kat ettiğini söyledi.

Türkiye’nin GES kurulu gücünde 12 bin megavata ulaştığını anımsatan Hakan Erkan, bugün orta ve büyük ölçekli firmaların öz tüketim amaçlı GES kurulumu için çatılarının yetmemesi nedeniyle arazilerde 5.1.h kapsamında GES kurulumu yapmak istediğini, ancak yeterli trafo bağlantı kapasitesi olmaması ve kredi faizlerinin aşırı yüksek olmasının en büyük iki sorun olarak karşılarına çıktığına dikkat çekti.

Erkan, “GES kurulu gücünün hızlı artması için ihracat yapan tüm fabrikalar hazır. Aralarında büyük kapasiteye ihtiyaç duyan firmalar da var. Depolama için verilen 30 gigavatlık kapasite içinden gerçek yatırımcıları ortaya çıkararak, bu kapasitenin yarısını arazi GES’ler için vermek gerekiyor. Bu sorun çözülse farklı yerlerde yapılacak yatırımlarla o yöre canlanır, iş fırsatı doğar, fabrikanın karbon ayak izi aşağı iner, elektrik maliyeti aşağı çekilir” dedi.

GES’lerin, gece enerji üretmemesi, bulut geçişlerinde üretimde oynamaların olması gibi sebeplerden dolayı kararlı bir şebeke için enerji depolamalı sistemlerin ön plana çıktığını belirten Hakan Erkan, 1,5 yıl önce düzenleme yapılarak ilk kez güneş ve rüzgâr enerjili enerji depolama sistemlerinin kurulmasına yönelik lisans başvurularının alınmaya başladığını ve 30 gigavatın üzerinde ön lisans verildiğini ancak verilen bu ön lisansların oldukça büyük bir kısmının çeşitli sebeplerden dolayı yapılmayarak trafo kapasitelerinin boş kalacağını öngördüklerini bildirdi.

Erkan, “Depolamalı ön lisansları alanların içerisinden gerçek yatırımcıları ortaya çıkaracak yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini böylelikle 3 yıl sonra yatırım yapılmaması sebebi ile boş düşecek kapasitelerin bugünden yatırım yapmaya hazır 5.1.h lisanssız projelere kaydırılmasının GES kurulumlarını hızlandıracağını belirtti. Böylelikle 2035’teki 53 gigavatlık GES kurulu güç hedeflerine ulaşmadaki önemli bir adım atılmış olur‘’ diye konuştu.

Güneş enerjisinin dünyada evsel sistemlerle hızla büyümeye devam ettiğini belirten Hakan Erkan, her yerde kurulabilmesi sebebiyle dağıtık bir üretim tesisi olmasının büyük avantaj sağladığına vurgu yaptı. Erkan, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün fosil yakıtlı araçların yarısı elektrikli araç olduğunda apartman ve villa otoparklarında araçları şarj etmeye kalsanız şebeke alt yapısı yetmeyecek.

Bütün bu alt yapı şebekesini değişmesi oldukça zor. Apartmanlara ve villalara kurulacak GES ve enerji depolama sistemleri ile hem araçları şarj etmek hem de konutların elektrik ihtiyacını karşılamak mümkün olmakta. Bugün küçük ölçekli ev tipi GES’leri 50 kilovata kadar kurma hakkınız var.’’ Hakan Erkan, “Aynı evlere doğalgaz kombi bağlanması gibi GES’lerin de online başvuru yapılması ve iki üç gün içinde bir yetkilinin gelerek sistemi devreye alması şeklinde kolay olması gerektiğini’’ belirterek ev tipi GES’lerin yaygınlaşması için bu tür mevzuatsal düzenlemenin yapılmasının şart olduğuna dikkat çekti.

Yeni Fabrika ve Apartmanlara GES Zorunluluğu Getirilmeli

Yeni fabrika ve apartmanlar yapılırken çatıların GES kurulumu için uygun açı ve mukavemette yapılmasının yanında inşaat m2 büyüklüğü ile orantılı güçte GES kurulum zorunluluğunun getirilmesi gerektiğini belirten Erkan, eskiden yapılmış fabrika çatılarının GES kuruluma uygun olmaması sebebi ile birçok işletmenin çatılarına GES kurulmadığına dikkat çekti.

Bunların yanında bazı belediyelerin yeni yapılacak apartmanlara ortak alan ihtiyacını karşılamak üzere çatısında 5kW GES kurulumu zorunlu kıldığını bunun tüm Belediyeler için de zorunluluk haline getirilmesi gerektiğine değindi. Enerji verimliği kapsamında belli metrekareden büyük inşaat alanına sahip binalara getirilen yenilenebilir enerji kullanımı zorunluluğunun zamanla kademeli bir şekilde artırılması gerekliliğine de değindi.

“Yüzer GES’ler Ülkemiz İçin Önemli Bir Potansiyel”

Enerji alanında düzenlemeler içeren ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda kabul edilen Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Hakan Erkan, Yüzer GES’lerin önemli olduğunu, içme suyu tedarik edilmeyen barajlara yüzer GES’lerin kurulması ile su seviyesinin yeterli olmadığı durumlarda enerji üretilerek mevcut şebekenin verimli kullanılmasına imkân yaratıldığına ve böylelikle sektörde yeni bir iş alanı ortaya çıkacağına dikkat çeken Hakan Erkan, Devlet Su İşleri’nin araştırmasına göre, içme suyu kaynağı olan barajlar haricindeki göletlerin sadece yüzde 10’una bu sistemin uygulanması ile 80 bin megavatlık çok büyük bir potansiyel ortaya çıkacağını söyledi.

Lisanssız GES Santrallerinde 10 yılını dolduranların işletme süreçleri ile ilgili mevzuatlarda düzenlemelerin tam yapılmamış olması sebebi ile sıkıntılara dikkat çeken Erkan, “Önceleri yönetmelik beklenen eski düzenleme ile 10 yılını dolduran lisanssız santraller, Lisanslı olarak devam edecek ise yüzde 15 YEKDEM’e katkı payı vererek Piyasa Takas Fiyatı’ndan (PFT) üzerinden şebekeye satış yapabilmekte, lisanssız olarak devam etmeleri durumda şebekeye satış fiyatı Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecekti.

Günümüz şartlarında PTF’nin aşağıya çekilmesi istendiği için düzenlemeyle değişikliğe gidilerek 10 yılını dolduran lisanssız santrallere, lisanslı olarak devam etmeleri durumunda EPDK’nın belirleyeceği bir bedel ödemeleri ve şebekeye satışta YEKDEM deki ilgili destek fiyatı ile PTF fiyat farkının YEKDEM’e katkı olarak ödenmesi öngörmekte eğer lisanssız olarak devam edecek ise eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanlığının belirleyeceği fiyattan (bu fiyatın lisanslı fiyata yakın bir değer olacağı tahmin edilmekte) şebekeye satılabileceği belirtilmekte.

Görüldüğü üzere düzenleme ile PTF’nin aşağıya çekilmesi hedeflendiğinden yatırımcılarının ister lisanslı ister lisanssız olarak devam etmeleri halinde gelirlerinde önemli düşüşler olacağı net bir şekilde görülmektedir. 10 yıl öncesi yapılan lisanssız üretim santrallerinin yatırım maliyetlerin yüksek olması sebebi ile yeni yeni kendilerini amorti ettiği şu dönemde gelirlerinin oldukça düşürecek işletme koşullarına zorunlu bırakılmaları kabul edilemez bir durum olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz” diye konuştu.

Lisanslı Yatırımcılar Projelerini İptal Edebilecek

Bazı lisanslı YEKA, GES ve RES yatırımcıları değişen ortam şartlarından yatırım yapmaktan kaçınıyor. Bu yüzden de yatırımcıların teminatlarının yanmaması için lisans sürelerini çeşitli bahanelerle uzatma yoluna gittiklerini dile getiren Hakan Erkan, şöyle konuştu: “Yeni düzenleme ile yatırım yapmayacak lisanslı yatırımcılara belli süre içerisinde teminat mektupları yanmadan ve cezalı duruma düşmeden iptal hakkı verilmesi olumlu bir gelişme. Bu şekilde bekleyen 3-5 gigavatlık bağlantının tekrar hızlı şekilde devreye girmesi sektörün hızlanmasına önemli katkı sağlayacaktır” dedi.

Sektörün Büyümesi İçin GES’lere Yönelik Özel Kredi Sağlanmalı

Günümüzde birçok yatırımcının GES yatırımı yapmaya karar vermiş olmakla beraber yüksek kredi faiz oranları nedeni ile yatırımlarını ertelediğini belirten Erkan, yurt dışından yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik düşük faizli ve uzun vadeli özel kredilerin getirilmesi ve yenilenebilir enerji yatırımlarında kullandırılması ile bu sorunun çözülebileceğine dikkat çekti. Erkan, “Düşük faizle yapılacak GES yatırımlarının yaygınlaşması ile hem yatırımların daha kısa sürede geri dönmesi hem de piyasada oluşacak elektrik maliyetlerinin düşürülmesi imkanı doğacak ve bu cari açığın azalmasına katkı sunacak” diye belirtti.

Deprem Nedir ve Nasıl Oluşur?

Özellikle geçtiğimiz yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremler nedeniyle deprem konusu sıklıkla ülkemiz gündeminde yer almaya başladı. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu konusu da göz önünde bulundurulunca; deprem nedir ve nasıl oluşur? soruları da öncelikli sorular arasına alınmaya başladı. Peki, deprem nedir, depremin sebepleri, sonuçları nelerdir ve en önemlisi depremden nasıl korunabiliriz? Gelin, bu sorulara birlikte yanıt arayalım. 

Hayatımızın bir parçası haline gelen deprem, yer kabuğunda yer alan, fay hattı adı verilen kırıklardan meydana gelir. Fay hatlarının kırılgan özellikli olması nedeniyle yüksek basınç, sıkışma, gerileme gibi durumları sonucunda hatlar kırılır. Kayalık alanlarda oluşan gerilmelerin ani bir harekete yol açmasıyla yükselen depremler, kayanın en zayıf noktasının da kırılmasıyla beraber yeni bir fay hattı oluşumuna sebep olabilir ya da fay hattı boyunca kayabilir. Bu sebepler nedeniyle bir enerji durumu açığa çıkar. Bu enerji, çeşitli büyüklükte depremlere, sarsılmalara yol açar. 

Depremlerin Sebepleri Nelerdir?

Depremin neden oluştuğuyla ilgili kısaca; ‘yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması’ şeklinde nitelendirebiliriz. Depremin sebepleri araştırıldığında ise birçok çeşitli sebeplere ulaşabiliriz. Kısa ve öz tabirlerle açıklanamayan depremi oluşturan genel sebepleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Levha Tektoniği: Yeryüzü, devasa kıtaları ve okyanus tabanlarını oluşturan bir dizi büyük ve küçük levhadan oluşur. Bu levhalar, zaman içinde birbirlerine sürtünerek veya ayrılarak yer değiştirirler. Bu hareketler sırasında gerçekleşen enerji birikimi ve serbest kalması depremlere neden olur.
  • Fay Hatları: Yer kabuğundaki kırılma bölgelerine fay hatları denir. Levhalar arasındaki sürtünme bu fay hatlarında birikir ve zamanla bu birikim gerilme enerjisine dönüşür. Bu gerilim aniden serbest kaldığında, deprem meydana gelir.
  • Volkanik Aktivite: Bazı depremler, volkanik aktivite sonucu meydana gelir. Magma hareketleri ve yanardağ patlamaları yer kabuğunda büyük basınç değişikliklerine neden olabilir, bu da depremlere yol açabilir.
  • Tektonik Levhaların Birbirine Çarpması: Bazı depremler, tektonik levhaların birbirine çarpması sonucu meydana gelir. Örneğin, okyanus tabanı levhaları kıta levhaları üzerine çarparsa, bu çarpışma depremlere neden olabilir.
  • Jeolojik Aktiviteler: Bazı jeolojik süreçler de depremlere neden olabilir. Örneğin, yer altı mağaralarının çökmesi veya yeraltı suyunun kayması gibi doğal süreçler de yer kabuğunda hareketliliğe sebep olabilir ve depremlere yol açabilir.

Depremin Sonuçları Nelerdir?

Ülkemizin deprem kuşağı üzerinde bulunması nedeniyle fark edilen ya da edilmeyen birçok deprem yaşarız. Ancak, yüksek voltajda gerçekleşen depremler maddi ve manevi kayıplara, hasarlara yol açabiliyor. Özellikle geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve toplamda 11 ilimize yıkıcı hasarlar veren depremini ve üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen günümüzde hala psikolojik etkilerini sürdüren 1999 Gölcük Depremi’ni örnek olarak sunabiliriz. 

Peki, yaşadığımız yüksek voltajlı depremler bize ne sonuçlar doğurabilir?

  • Can ve Mal Kaybı: Depremler genellikle insan hayatını ve mülklerini ciddi şekilde tehdit eder. Bina çökmeleri, arazi kaymaları ve tsunamiler gibi doğal afetlerle birleşerek büyük ölçekli can ve mal kayıplarına neden olabilirler.
  • Altyapı Hasarı: Depremler, altyapıyı ciddi şekilde etkileyebilir. Yolların, köprülerin, su ve elektrik hatlarının hasar görmesi, kurtarma ve yardım çalışmalarını zorlaştırabilir ve toplumların normal yaşamlarını uzun süreli olarak etkileyebilir.
  • Psikolojik Etkiler: Depremler, insanlarda ciddi psikolojik etkilere yol açabilir. Korku, endişe ve travma gibi duyguların yanı sıra, depremlerin yol açtığı hasarlarla başa çıkmak da zorlu bir süreç olabilir.

Depremden Nasıl Korunabiliriz?

Yaşanan depremlerin acı, felaket gibi kavramlarla anılmaması için yapılabilecek en iyi önemlere örnek olarak; insan canını hiçe sayan inşaat projelerini ortadan kaldırmayı, inşaat projelerinde binaların yıkımını önleyecek olan sismik izolatör gibi deprem koruyucularını kullanmayı ve her anlamda kaliteli diyebileceğimiz inşaat malzemelerine öncelik verilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. 

Her şeyden önce depremin doğal bir gerçeklik olduğunu kabul ederek işe başlanmalı, kalitesiz malzemelerle inşa edilmiş binalardan ve hatta depremde olumsuz etki yaratabilecek her türlü eşyalardan kaçınmalıyız. Depremden korunmak için yapılabilecekleri şu örneklerle listeleyebiliriz:

  • Bina Güvenliği: Deprem dayanıklı bina standartlarına uygun yapılmış binalarda yaşamak veya çalışmak önemlidir. Eğer mümkünse, bina güçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca, eski veya zarar görmüş binalardan kaçınılmalı ve güvenli bir yerde oturulmalıdır.
  • Eşya Güvenliği: Evdeki eşyaların sabitlenmesi veya güvenli bir şekilde saklanması, deprem sırasında zarar görmelerini önleyebilir. Ağır eşyaların yerine oturtulması ve kırılabilir eşyaların düşmeye karşı korunması önemlidir.
  • Tahliye Planı: Ev veya işyeri için bir tahliye planı oluşturmak önemlidir. Bu plan, deprem sırasında güvenli bir alana nasıl ulaşılacağını ve aile bireyleri veya çalışma arkadaşlarıyla nasıl iletişim kurulacağını belirler.
  • Acil Durum Çantası: Acil durum çantası, deprem sırasında ve sonrasında ihtiyaç duyulan temel eşyaları içermelidir. Su, gıda, ilaçlar, el feneri, pil, radyo gibi öğelerin yanı sıra, kişisel belgeler ve ilk yardım kitleri de çantada bulunmalıdır.
  • Aile Planı: Aile bireyleriyle birlikte bir iletişim planı oluşturmak önemlidir. Bu plan, deprem sırasında nerede buluşulacağını ve nasıl iletişim kurulacağını belirler.
  • Deprem Sigortası: Ev veya işyeri için deprem sigortası yaptırmak, olası zararların finansal etkilerini azaltabilir. Bu sigorta, bina ve içerisindeki eşyaların deprem kaynaklı hasarlarına karşı koruma sağlar.
  • Toplum Hazırlığı: Toplumda deprem bilinci ve hazırlığı için bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Acil durum tatbikatları düzenlenmeli ve deprem güvenliği konusunda toplumu bilinçlendirmek için çeşitli kampanyalar düzenlenmelidir.

Depremler, doğanın güçlü ve karmaşık bir yansımasıdır ve etkileri büyük ölçüde azaltılamaz olsa da, uygun önlemler alarak zararlarını en aza indirebiliriz. Bina güvenliği, acil durum hazırlığı, toplum bilinci ve doğru sigorta gibi adımlar, depremlerle başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Ancak, en önemlisi, deprem bilincinin artırılması ve sürekli hazırlık içinde olmaktır. Unutmayalım ki, her bir adım, hayatlarımızı ve çevremizi korumak için önemlidir. Güvenliğimiz için harekete geçmek ve toplumumuzu daha güvenli hale getirmek için bilinçlenmeyi ve bilinçlendirmeyi hedefleyelim.

Yapiradar.com Deprem Bölgesindeki İnşaat Faaliyetlerini Radarına Aldı

11 ili birden etkileyen 6 Şubat depremleri sonucunda yapiradar.com, bölgede gerçekleştirilen inşaat faaliyetlerini takibe aldı. Yapiradar.com, inşaat ve tedarikçi firmalarla iletişimi 1 yıl boyunca kesintisiz bir şekilde sürdürdü.

Deprem bölgesinde hayata geçirilen tüm çalışmaları incelemelerine alarak 11 ilden 1.124 adet projeyi sistemine ekledi.

Güncellik iddiasını hız kesmeden ortaya koyan Yapiradar.com, deprem bölgesinden 3.247 proje güncellemesini yaptı. Bunun yanı sıra bölgedeki inşaat projelerinden 917 adedinin tamamlandığını duyurdu.

Son olarak milli felaketimizin ardından 1 yıl boyunca yapılan araştırmalar sonucunda deprem illerindeki aktif proje sayısı 3.687’ye yükseltildi.

Deprem bölgesindeki inşaat projelerinden haberdar olmak için Yapiradar.com’u ziyaret edebilirsiniz.

THY Emlak Konut Arnavutköy Projesinde İki Yeni Sözleşme

Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) iş birliğinde hayata geçirilecek olan Arnavutköy Dursunköy projesinde iki yeni sözleşme imzalandı. Sözleşmenin ardından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapıldı.

Emlak Konut GYO’dan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre İstanbul Arnavutköy Dursunköy’deki projenin 3.Etap 1. Kısım konut, ticaret ve sosyal donatı inşaatları ile altyapı ve düzenleme işi için 3 milyar 334 milyon 500 bin TL bedelle Kuzu Toplu Konut’la sözleşme imzalandı.


Emlak Konut’tan 6 Mart’ta KAP’a yapılan açıklamalarla projenin 3. Etap ikinci ve dördüncü kısımlar için de sözleşme yapıldığı bildirildi. Buna göre Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 2. Kısım inşaatı ile altyapı ve çevre düzenleme işini Cevahir Yapı Sanayi aldı. 29 Şubat’ta imzalanan sözleşmenin bedeli ise 3 milyar 369 milyon 861 bin TL olarak açıklandı.


Projein 3. Etap 4. Kısım konut, ticaret ve sosyal donatı inşaatları ile altyapı ve düzenleme işi için de Leda Yapı ve Proje Taahhüt ile 3 milyar 369 milyon 365 bin TL bedelli 29 Şubat’ta sözleşme imzalandı.

Projenin detaylarıyla ilgili tüm bilgileri burada bulabilirsiniz.

Avrasya Tüneli’ne Ödül

Avrasya Tüneli, İstanbul PPP (KÖİ) Haftası’nda Yılın ESG Projesi Ödülüne layık görüldü.

Tasarım aşamasından başlayarak, inşaat ve işletme dönemi dahil tüm süreçleri ulusal ve uluslararası kriterlere uygun olarak yürütülen Avrasya Tüneli, Türkiye’nin sürdürülebilir altyapı çalışmalarını başarıyla temsil etmeye devam ediyor. “Mavi Nokta Ağı” pilot uygulama sürecini başarıyla tamamlayan ilk ulaştırma projesi Avrasya Tüneli, İstanbul PPP (KÖİ) Haftası’nda Yılın ESG Projesi Ödülüne layık görüldü.

Asya ve Avrupa kıtalarını deniz tabanının altından birbirine bağlayarak yolculuk süresini 5 dakikaya indiren Avrasya Tüneli, başarısını tescillemeye devam ediyor. 2023 yılında Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nün (OECD) sürdürülebilir altyapı yatırımlarını teşvik eden Mavi Nokta Ağı’nın pilot uygulama sürecini başarıyla tamamlayarak dünyada ulaştırma alanındaki ilk pilot proje olan Avrasya Tüneli; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim alanındaki iyi uygulamaları ve bulunduğu kente sağladığı uzun vadeli ekonomik etki nedeniyle İstanbul PPP (KÖİ) Haftası’nda Yılın ESG Projesi Ödülünün sahibi oldu.

Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) alanında, dünyanın en önemli etkinlikleri arasında olan İstanbul PPP (KÖİ) Haftası, 50’den fazla ülkeden profesyonelin katılımıyla, 05-08 Mart tarihlerinde düzenleniyor. 2015 yılından bu yana, Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve bu yıl ilk defa İstanbul KÖİ Ödülleri’nin başlatıldığı İstanbul PPP Haftası’nda Avrasya Tüneli de bir ödüle layık görüldü. Yılın ESG Projesi Ödülü, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından Avrasya Tüneli Yönetim Kurulu Üyesi Özge Arıoğlu’na takdim edildi.

Kaynak: Kadıköy Gazetesi

Deprem Sigortalı Konut Sayısı 11,5 Milyonu Aştı

Depreme karşı yaşanabilecek felaketlere karşı yapılan deprem sigortası oranı belli oldu. Türkiye genelinde deprem sigortalı konut sayısı yüzde 58’le 11,5 milyonu aştı.

AA tarafından derlenen bilgilere göre, geçen yıl şubat ayında yüzyılın afeti olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası sigortalı olma eğilimi arttı.

DASK verilerine göre, ülkede en yoğun kentleşmenin yaşandığı Marmara Bölgesi, deprem sigortasına en fazla ilgi gösteren bölge oldu. Bölgede yüzde 66”lık oranla 4 milyon 492 bin 633 konutun Zorunlu Deprem Sigortası bulunuyor.

Marmara Bölgesini yüzde 58 ile Doğu Anadolu ile Ege, yüzde 54 ile Akdeniz, yüzde 52 ile İç Anadolu ve yüzde 51 ile Güney Doğu Anadolu izledi. En düşük deprem sigortası oranı ise yüzde 46 ile Karadeniz’de görüldü.

İl bazında Bolu yüzde 91 ile sigortalılık oranında ilk sırada yer alırken, Düzce’de yüzde 89, Yalova’da yüzde 86, Bingöl’de yüzde 84, Muğla’da ise yüzde 83 olarak belirlendi.

Sigortalılık oranının en düşük olduğu iller yüzde 32 ile Gümüşhane ve Bayburt oldu. Bayburt’ta 4 bin 816 poliçe üretilirken Gümüşhane’de bu rakam 9 bin 879 olarak gerçekleşti. Bu iki şehri, yüzde 33 ile Hakkari, yüzde 34 ile Siirt ve Rize izledi.

24 yıldır yürürlükte olan Zorunlu Deprem Sigortası’nda gerek kurum gerekse sigorta şirketleri, toplumda sigorta bilincini artırmak amacıyla çok sayıda kampanya düzenledi. Sigortalılık oranının istenilen düzeye çıkması için çalışmalar devam ediyor.

6 Şubat depremleri sonrasında Doğal Afet Sigortalar Kurumu, ilk hasar ödemesini depremin üzerinden 24 saat geçmeden gerçekleştirirken, takip eden 4 aylık süreçte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının tespitini yaptığı hasarlı konutların ödemelerini tamamladı.

Ocak ayı itibarıyla yaklaşık 600 bin hasar ihbarına karşılık 35 milyar liraya ulaşan tazminat ödemesi gerçekleştirildi.

Tazminat ödemelerinin hızla tamamlanması için bir dizi yeniliği hayata geçiren DASK, avans ödemesi uygulaması ile yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı binalar için sigorta bedelinin yüzde 20’sini, orta hasarlı binalar için ise sigorta bedelinin yüzde 10’unu sigortalılara avans olarak ödedi.

Gelen ihbarların yüzde 80’ini oluşturan hafif hasarlı konutların sahiplerine, sigorta bedelinin yüzde 15’i muafiyet uygulanmadan ödendi. İpotekli konutların tazminat ödemesi için Türkiye Bankalar Birliği ile yapılan işbirliği sayesinde bireysel muvafakatname yerine topluca işlem yapılmasına imkan sağlandı ve 50 bin liraya kadar olan hasarlar doğrudan sigortalılara ödendi. Poliçelerinde iletişim bilgisi yazmayan sigortalılara ödeme için gerekli olan şifreleri ulaştırmak adına E-Devlet yetkileriyle proje geliştirildi. E- Devlet sitesinde yer alan “DASK Hasar / Ödeme Sorgulama” sayfasına yeni bir hizmet olarak “DASK Ödeme Şifre Hizmeti” adımı eklendi. Bu sayede sigortalıların ödeme şifrelerine E-Devlet üzerinden de erişimi sağlandı.

Yeni yılla birlikte yürürlüğe giren yönetmeliğe göre, betonarme yapılar için sigorta birim metrekare bedeli 3 bin 16 liradan 6 bin liraya çıkarken, bir mesken için 640 bin TL olan azami teminat tutarı 1 milyon 272 bin TL’ye yükseltildi.

Ek olarak, DASK tarihinde ilk defa, 1 Ocak 2024’ten sonra düzenlenen yeni poliçelerin teminatlarına enflasyon koruması getirildi. Buna göre, yeni tarihli poliçe teminatları aylık enflasyon oranında artıyor. DASK teminatlarına eklenen enflasyon koruması ile sigortalıların teminatlarının güncel kalması sağlanıyor. 1 Ocak öncesi poliçesi bulunan sigortalılar da ek prim ödemelerini gerçekleştirerek enflasyon korumasından faydalanabiliyor.

Sigortalıları depremden kaynaklanan hasarlara karşı koruyan DASK, son dönemlerde şiddeti gittikçe artan doğa olaylarının etkilerine karşı kapsamını genişletiyor. Temmuz ayında tamamlanması hedeflenen Zorunlu Afet Sigortası ile tek poliçe üzerinden başta sel olmak üzere diğer tüm doğal afetler için teminat sağlanacak.

Bahar ve Yaz Aylarında Konut Satışları Artabilir

Perlanest Gayrimenkul Kurucu Ortağı Birsen Engin, bahar ve yaz aylarında konut satışlarında belirgin bir artış gözlendiğini belirtti. 

Bahar ve yaz mevsimlerinin, genellikle insanların taşınma ve ev alım-satımı gibi gayrimenkul işlemleri için daha uygun olduğuna dikkat çeken Engin, “Daha uzun günler ve artan güneş ışığı, insanların ev arama ve satın alma süreçlerini hızlandırıyor. Ayrıca, yaz tatili planları da birçok kişinin taşınma kararını etkileyebiliyor.” dedi.

Engin, aynı zamanda pandemi sürecinin de konut tercihlerini etkilediğini belirtti. Eve daha fazla zaman geçirme ihtiyacı duyan insanların, daha ferah ve açık alanlara sahip konutlara olan talebinin arttığını ifade etti. Bu talep artışının özellikle bahar ve yaz aylarında kendini daha fazla hissettirdiğini vurguladı.

Teknoloji İmkanlarıyla Konut Alım-Satımında Dijital Dönüşüm Hız Kazanıyor

Öte yandan, Birsen Engin sektörün geleceği hakkında da iyimser olduğunu belirtti. “Gayrimenkul yatırımları her zaman güvenli liman olmuştur ve bu eğilim önümüzdeki dönemde de devam edecektir.” diyen Engin, teknolojinin sunduğu imkanlarla birlikte sektörde dijital dönüşümün hız kazanacağını ve bu durumun tüketicilere daha fazla kolaylık sağlayacağını söyledi.

Konut Alacaklara Tavsiye: Mevsimsel ve Ekonomik Faktörleri Göz Önünde Bulundurun

Son olarak, Engin; konut alım-satımıyla ilgilenen tüketicilere, mevsimsel dalgalanmaların yanı sıra bölgesel ve ekonomik faktörleri de göz önünde bulundurmalarını önerdi.

Yatırım Teşviklerine 530 Milyar TL Destek Verilecek

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2024 yılın yatırım teşvik projelerine 530 milyar TL destek verileceğini açıkladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Batman Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) BİOSYS Fabrika Açılış Töreni’ne katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu fabrika açılışının en anlamlısı olduğunu belirterek, ilk defa Batman’da yüksek teknoloji ürün üretecek bir fabrika açılışını yaptıklarını söyledi.

Fabrika açılışlarının hızlandığını belirten Bakan Şimşek, “Bugün yaklaşık 220 fabrika ya faal ya da inşaat halinde. Muazzam bir başarı, nereden nereye. 20 yıllık bir süreçte Batman sanayileşiyor, üretiyor. Batman, Türkiye’nin önemli bir büyüme motoru işlevini görüyor. Bu çok değerli. Bence Batman çok rahat bir şekilde bu bölgede Gaziantep’ten sonra iddialı bir şehir, en önemli üretim üssü olmaya aday. Çünkü bu ruh, bu kültür var. Bunu çok değerli buluyoruz. Bugün yüksek teknoloji ürün üretecek bir tesisin açılması bu nedenle çok değerli.” dedi.

Yatırım teşvikleri konusunda yapılacak desteklerden bahseden Bakan Şimşek, şunları söyledi:

“İşte sağlık, tarım, iklim teknolojileri konusunda çok rahat bir şekilde Türkiye bunları başarabilir. 2024 yılında AR-GE’ye değişik adlar altında bütçeden bu sene yaklaşık 299 milyar lira destek vereceğiz. Biz daha önce AR-GE merkezi açtık buraya. Sanayicilerimize sesleniyorum.

Mutlaka tasarım merkezleri açın, çünkü bunun sayesinde kar marjınız yükselecek. Biz size bütçeden destek vereceğiz. Bu 300 milyarın bir kısmını da buradaki tasarım merkezlerine verelim. Bu sene yatırım teşviklerine 530 milyar lira destek vereceğiz. Gerçekten muazzam bir destek.

Bütçemizin toplamının 11,5 trilyon olduğunu düşünürseniz 530 milyar lira çok ciddi bir rakam. 2023 yılında Türkiye, ekonomisi trilyon doları aşan ekonomiler arasında girdi. İlk defa geçen sene Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılası 1 trilyon 100 milyar doları aştı. Satın alma gücü paritesiyle zaten aşmıştık.

Satın alma gücü paritesiyle Türkiye 3,7 trilyonluk bir ekonomiyle dünyanın en büyük 11. ekonomisi. Cari dolar kuruyla, Türk Lirası dolar kuruyla da dünyanın 17. büyük ekonomisi noktasında. Biz sanayide dönüşümü başararak inanıyorum ki Türkiye’yi cari kurlarla da ilk 10’a doğru, ki en büyük hedefimiz o, ilk 10’un arasına sokmaktır.”

Çanakkale’nin 4’üncü Köprüsünde Sona Doğru

Çanakkale’de trafik sorunun ortadan kaldırılması amacıyla yapılan 4’üncü köprü projesinin inşaat çalışmalarında sona gelindi.

Çanakkale’de araç ve yayaların kullandığı halihazırda 3 köprü bulunurken öte yandan yapımına devam edilen 4’üncü araç köprüsü projesi çalışmalarının sonuna doğru geliniyor.

Çanakkale Merkez Sarıçay 1’inci Kısım Taşkın Kontrol İnşaatı kapsamında yapımına başlanan 4’üncü araç köprüsü projesi çalışmaları, hız kesmeden devam ediyor. Çanakkale’nin tam ortasından geçen ve şehri ikiye bölen Sarıçay üzerinde yaya ve araçların kullanmış olduğu; Atatürk Köprüsü, İnönü Köprüsü ve Troya Köprüsü yer alıyor. Öte yandan kentte, sadece yayaların kullandığı üç köprü daha var. Kente kazandırılacak olan 4’üncü köprünün de önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere yetiştirilmesi bekleniyor.

Mersin’de 3. Çevre Yolu İnşaatı Sürüyor

Mersin’de Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan Yenişehir 3. Çevre Yolu Devam Projesi’nde inşaat çalışmaları sürüyor.

Çalışma alanını ziyaret eden  Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 3. Çevre Yolu devamını Üniversite Caddesi’ne bağlayacak olan 980 metre uzunluğunda ve 35 metre genişliğindeki yeni yol açma çalışması ile Bisiklet Yolu projesini inceledi.

3. Çevre Yolu’nda Doğu-Batı aksında yapılan çalışmaların, 2. Çevre Yolu ve Adnan Menderes Bulvarı’ndaki trafiğin yükünü de alacağını belirten Seçer, “Bu çalışmalar 20 Ocak’ta başladı ve 20 Mart’ta buranın açılışını yapacağız. Mersinlilerin hizmetine sunacağız.” dedi.

Çalışmaların detaylarıyla ilgili bilgi veren Seçer, “Üniversite Hastanesi’nin önündeki Mimar Sinan Caddesi’nin kesiştiği noktada, batı istikametinde 980 metrelik 35 metre genişliğinde bir yol çalışması var. Burası 3. Çevre Yolu’nun devamı niteliğinde, ama bir özelliği de 4. Çevre Yolu’nu Mimar Sinan üzerinden bu caddeye bağlıyor. Üniversite Caddesi’ne kadar devam edecek.” ifadelerini kullandı.

apılan çalışmayla ilgili teknik bilgileri de paylaşan Seçer,  “3. Çevre Yolu’nun uzunluğu yaklaşık 10 bin 700 metre civarında. Bu çalışmayla beraber 11 bin 700 metreye uzayacak, ama bunu Kuyuluk’a kadar götüreceğiz. 4 bin 200 metrelik bir güzergah da orada var. Bu tamamlandığı zaman ona devam edeceğiz ve 3. Çevre Yolu kesintisiz 16 kilometre uzunluğunda olacak. Aynı zamanda bisiklet yolu da olacak. Zaten bizim yaptığımız yolların özelliği bu. 4. Çevre Yolu başta olmak üzere yeni yaptığımız tüm yollarda veya yenilediğimiz yollarda bisiklet yollarını yapıyoruz zaten.” diye konuştu.

TÜPRAŞ, 500 Milyon Dolarlık Yatırım Yapacak

Türkiye’nin en büyük sanayi şirketleri arasında yer alan Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş (TÜPRAŞ) 500 milyon dolar değerinde yatırım yapılacağını açıkladı.

Hisse başına brüt 10,38 TL, net 9,34 TL temettü ödemesi yapmayı genel kurula sunan TÜPRAŞ’ın dağıtım tarihi 3 Nisan 2024, ödeme tarihi ise 5 Nisan 2024 olacak. 

Şirket tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi.

“Finansal piyasalardaki gelişmelere ve şirketimiz likidite durumunun gelişimine göre yılın ikinci yarısında uygun koşullar oluşması halinde olağanüstü genel kurul kararı ile ilave kar pay dağıtım imkanlarının ayrıca değerlendirilmesine karar verilmiştir. Şirketimizin uzun vadeli stratejileri, yatırım ve finansman politikaları, kârlılık ve nakit durumu da dikkate alınarak kâr payı dağıtımının; 20 milyar lira ortaklara birinci kar payı, 1 milyar 990 milyon 366 bin TL genel kanuni yedek akçe ayrılması, 20 milyar liranın tamamının nakden ödenmesine.”

Themore Concept’in Yeni Banyo Koleksiyonu “Priene” Ahşabın Sıcaklığını Banyolara Taşıyor

Tüm yaşam alanları için her zevk ve ihtiyaca yönelik tasarım koleksiyonuna sahip olan Themore Concept, ürün portföyünü geliştirmeye devam ediyor.

Son olarak, adını Didim Antik Kenti’nden alan yeni Priene Banyo Koleksiyonu’nu müşterileriyle buluşturan Themore Concept, eski çağlardan gelen tarihi zenginliği ve modern estetiği bir araya getiriyor. Ahşap dokusu ile ön plana çıkan Priene Banyo Koleksiyonu, zarif ve sade bir banyo görünümü oluşturuyor. 

Sürekli yenilenen, değişen yaşam stillerine ve farklı bakış açılarına hitap eden Themore Concept, bir tasarımdan çok daha fazlasını vadeden ürün portföyü ile yaşam alanlarında fark yaratmaya devam ediyor. En yeni koleksiyonu Priene Banyo Koleksiyonu ile banyolara hem estetik hem de lüks bir görünüm kazandıran Themore Concept, zarif çizgileri, kulpsuz ve camlı tasarım ile modern bir hava sunarken, depolama alanlarıyla da pratik bir kullanım sağlıyor.

Üç farklı ölçü ve üç farklı rengi ile hem konforlu hem de şık bir kullanım sunuyor

Doğal ve sıcak bir hava oluşturan ahşap yüzeye sahip Priene Banyo Koleksiyonu; çerçeveli ayna, lavabo altı dolabı ve camlı dolap ile üç mobilyadan oluşuyor. Kulpsuz tasarıma sahip lavabo altı ile konforlu bir depolama alanı sunan koleksiyon, camlı dolabının görünebilirliği sayesinde tüm eşyalara kolayca ulaşılmasını sağlıyor. Çerçeveli aynası ile tüm mobilyalar arasında uyum yakalayan koleksiyon; karina, lumiere ve koyu ceviz olmak üzere 3 farklı renk alternatifi sunuyor, her zevk ve ihtiyaca yanıt veriyor. 

İZEKO Başkanı Güleroğlu: “Gayrimenkul Değer Artışı Vergisi Düşürülmeli”

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, gayrimenkul değer artışı vergisinin kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Gayrimenkul alım satımında 31 Mayıs 2022’de çıkarılan yönetmelik sonrasında 1 Mart 2024 ile beyan dönemi başladı. Konut sektöründe alım satım işlemlerinde gelir vergisi beyanında 5 yıllık bir süre hesabı esas alınıyor.

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, gayrimenkul alışverişinde beyan kararının daha önceden alınan bir karar olduğunu anlatarak; “Uygulama sürecinde 31 Mayıs 2022’de bir yönetmelik çıkarıldı. Sizin ilan portallarında vermiş olduğunuz ilanlarınızı gerçek beyan olarak alıyor ve bununla ilgili bütün bilgileri çeker Gelir İdaresi Başkanı. Siz 5 yıl içinde dairenizi düşük değerden sattıysanız vermiş olduğunuz ilan değeriyle karşılaştırıp arasındaki farkı vergi olarak sizden alıyor. 5 yıl sonra satarsanız muafiyete uğruyorsunuz. Örneğin 1 milyona aldınız 2 sene sonra daireniz oldu 4 milyon 3 milyon karınız var. 3 milyonun yüzde 25’ten başlayan yukarı doğru çıkan vergisel boyutu var” ifadelerini kullandı. 


“Vergi Barışı Uygulansın”

Güleroğlu şöyle devam etti:

“Alım satım yapacaklar kesinlikle vergisel boyuta dikkat etmeliler. İlan portallarına girdikleri rakamlar neyse onlar ihbar kabul ediliyor ve o değerler üzerinden karşınıza geliyor. Mülkü olan kişiler kimlik doğrulamaları yaptılar, ilan doğrulamasında bu durum çakıştığı için bu durumda kişileri tespit edebiliyorlar. Yanlış beyanda bulunanlarda vergi kaçırmayla ilgili bir çalışma var. Önce size aradaki farkı vergi olarak ödetiyorlar sonra usulsüzlük cezası kesiyorlar varsa gelir beyanınızı alıyorlar. 1 milyon liralık daireyi 5 yıl içinde 4 milyona sattığınızda 3 milyonluk farkta hemen hemen 650 bin -700 bin liraya yakın vergi çıkıyor kazanç vergisi adı altında. Vergilerin düşürülmesi oranların yukarıya doğru çıkmasını daha rahat sağlar. Vergi oranlarında belli muafiyetler yapılmalı. Nasıl imar barışında uygulandı, vergi barışı da uygulansın geriye dönük işlemsiz. Herkes beyanlarını gerçek değere doğru çeker hükümetimiz de bununla ilgili bir bedel belirler. Bu şekilde bir çalışmayla herkes satışlar yapılmadan gerçek beyanını çeker ve alışverişte bu kadar büyük sıkıntı yaşanmaz”

Güleroğlu, konut sektöründe piyasanın durumunu, “Şu anda konut piyasasında yaklaşık 1 yıldır durağanlık var normal düzeyde ve şu anda alınacak durumda. Sektör şu anda durma noktasına geldi. Öncelikle bir istikrar olmalı. Sonuç itibarıyla konut kredi faiz oranları bugün 2,5 – 2,8 – 3,2 arasında. Konut faiz oranlarının düşürülmesi gerekir. Mevduat oranlarının da düşmesi gerekir ki piyasa bir hareketlilik görelim” şu sözlerle açıkladı.

Copa, Yeni Ürünleriyle MCE Milano Fuarı’na Katılıyor

Her geçen gün ürün gamını genişleten Copa Isı Sistemleri; yepyeni ürünlerini sergilemek üzere 12 – 15 Mart 2024 tarihleri arasında Milano’da düzenlenen MCE – Mostra Convegno Expocomfort Fuarı’nda yer alacak.

İklimlendirme ve yenilenebilir enerji alanlarında dünyanın önde gelen fuarlarından biri olan MCE – Mostra Convegno Expocomfort Fuarı, 12 – 15 Mart 2024 tarihleri arasında ısıtma, soğutma, iklimlendirme, pompa ve vana teknolojileri, yangın ve yangın güvenlik teknolojileri, kontrol ve ölçüm sistemleri, bina işletim sistemleri, verimlilik ve sürdürülebilirlik konularında son teknoloji ürün ve çözümlere ev sahipliği yapacak.

Copa, fuar süresince sektördeki üretici, tedarikçi ve iş ortaklarını, farklı ülkelerden gelen ziyaretçilerini 18. Hol, E35/G32 numaralı standında ağırlayacak. Her geçen gün ürün gamını genişleterek büyüyen Copa; ısı pompası, kombi, kazan, şofben, klima, panel radyatör modelleri ve yeni ürünleriyle fuarın dikkat çekici katılımcıları arasında yer almayı hedefliyor. 

Ürünlerini 4 kıtada 40’tan fazla ülkeye ihraç eden Copa, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri standında ağırlarken, ürünleri hakkında da bilgi verecek. 

Özak GYO’dan Sıfır Faiz 18 Ay Vade Kampanyası

Hayata geçirdiği projeler ve geliştirdiği ürünlerle sektör trendlerini belirleyen Özak GYO, bulunduğu bölgeyle uyumlu, yaşam kalitesini yükselten projelere imza atma geleneğini sürdürüyor.

“Bir Adımda Hayat Başlar!” fikriyle insan yaşamına kalite ve kolaylık katacak yeni projesi Hayat City Mahmutbey’i tasarladı. İnsan yaşamına katma değer sağlayan Özak GYO, yeni projesiyle şehrin yeni iş merkezi Basın Ekspres’e komşu, bir adımda Mahmutbey Metro istasyonuna ulaşılabilmesi ile İstanbul’da aranan en önemli konforu sunuyor. Proje çevresinde bulunan AVM’ler, iş merkezleri, oteller, ve üniversiteler ile yatırım değerinin yüksekliği dikkat çekiyor. 

Yüzde sıfır faizle 18 ay vade kampanyasıyla satışa sunulan Hayat City Mahmutbey, her ayrıntının düşünüldüğü 1+1’den 3+1’e kadar fonksiyonel daire tasarımları ile yalın ve modern mimari çizgilere sahip, peyzaj alanlarının maksimize edildiği bir yaşam sunuyor. Ulaşımı ve hayatı kolaylaştırmayı merkezine alan ve 4 milyon 126 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan daireler, değeri her gün artan konumu sayesinde hem yatırım hem de oturum düşünenlere fırsat sunuyor.

Riva Country Satışa Çıktı

Kalyon Gayrimenkul’ün İstanbul, Beykoz’da hayata geçirdiği Riva Country projesinin ilk etabı satışa açıldı. Projede toplam bin 300 adet villa bulunuyor.

İstanbul Kemerburgaz’da hayata geçirdiği Nevbahar Kemer Konakları’nın satışlarına devam eden Kalyon Gayrimenkul, yeni projesi Riva Country’i satışa çıkardı. 

İstanbul Anadolu Yakası Beykoz’da hayata geçirilen Riva Country projesi 230 dönüm arsa üzerinde hayat buluyor. Toplam 1.300 villanın yer aldığı Riva Country’nin ilk etabındaki 132 villa satışa çıktı.

Müstakil ve ikiz villaların yer aldığı Riva Country projesinde 5 farklı modelde villa bulunuyor. Beykoz Riva Country’de yer alan villalar 3+1 ve 6+2 olarak tasarlandı. 

Riva Kidstown yanında hayata geçirilen Riva Country Özgün mimarisi, konforlu alanları ve doğaya saygılı konseptiyle dikkat çekiyor.

Yeşilin ve mavinin buluştuğu Riva’nın ekolojik zenginliğinden ilham alınarak hayata geçirilen Kalyon Gayrimenkul Riva Country, şehirden uzaklaşmadan doğaya dönüşün tadını çıkarmak isteyenler için tasarlandı. 

Kalyon İnşaat’ın tüm proje ve detaylarını burada bulabilirsiniz.

Kaynak: Emlak Kulisi

Bursa’ya 100 Bin Konutluk Kentsel Dönüşüm Projesi

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, en önemli konu başlığının ‘kentsel dönüşüm’ olduğunu belirterek, 100 bin konutluk kentsel dönüşüm projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Aktaş, açıklamalarında şunları söyledi:

“Şunun altını net bir şekilde çizmeliyim ki önümüzdeki dönemin en önemli konu başlığı şüphesiz kentsel dönüşümdür. Bilimsel bir altyapı ve bütüncül bir bakış açısıyla doğru planlama ve ortak akılla dirençli şehir Bursa için şimdi dönüşüm zamanı. Geçtiğimiz dönemde afetlere dirençli ve sürdürülebilir bir şehir inşası için Bursa’da yer alan yaklaşık 530 bin yapı ve 1 milyon bağımsız bölüm konuttan dönüşüm önceliği bulunan alanlarda çalışmalarımızı başlattık. 14 farklı dönüşüm projemizle 2025 yılı sonuna kadar 11 bin konutu hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Hazır hale getirdiğimiz ‘2050 Çevre Düzeni Planı’nı yeni dönemimizde akademik katkılar, ortak akıl ve mutabakatla, kent anayasası olarak yürürlüğe alacağız”

100 bin konutluk kentsel dönüşüm projesini hayata geçireceklerinin altını çizen Alinur Aktaş, Bursa Büyükşehir Belediyesi, iştiraki Burkent, TOKİ ve özel sektörle birlikte yürüteceklerini, ayrıca 16 bin yeni sosyal konut inşa edeceklerini kaydetti.

Polat Holding’in İlk Yurt Dışı Projesi Yılın Konut Projesi Seçildi

Polat Holding’in Macaristan’daki iştiraki Polat Hungary tarafından Budapeşte’de yükselen Duna Pearl, Real Estate Awards’ta Yılın Konut Projesi seçildi.

Geçtiğimiz aylarda seçkin endüstri standardı LEED Enerji Sertifika sisteminde altın derece alan ender konut projelerinden biri olan Duna Pearl, şimdi de Real Estate Awards’ta Yılın Konut Geliştirme Projesi seçildi. 

Bu yıl 14.sü gerçekleştirilen, Macaristan’ın en prestijli gayrimenkul ödülü olan Real Estate Awards, gayrimenkul sektörünü şekillendiren oyuncuları konut projeleri, karma projeler ve ticari projeler gibi çeşitli kategorilerde ödüllendiriyor. Bu sene de sektörün önde gelenlerinden oluşan bir jüri ve halk oyu ile belirlenen seçimler sonucunda Duna Pearl, en güçlü rakiplerini geride bırakarak Yılın Konut Projesi seçildi.

Budapeşte’nin işlek bölgelerinden 13. bölgenin değerli lokasyonlarından, Küçük Manhattan olarak da anılan, Ujlipatvaros’ta yer alan Duna Pearl, yaklaşık 45 bin metrekarelik kapalı alana sahip  konut, otel ve mağazalardan oluşan karma bir proje olarak hayata geçirildi. Duna Pearl’de, 193 dairenin yanı sıra Budapeşte’nin ilk Four Points by Sheraton oteli de yer alıyor.

Bölgenin yeni merkezi haline gelen Duna Pearl, bina kompleksi olarak en güncel gereksinimleri karşılarken, sağlıklı bir çevreyi güvence altına alıp, enerji tasarrufunu destekleyen tasarımı ile %20 yenilenebilir enerji kullanıyor. Polat’ın 75 milyon Euro yatırımla hayata geçirdiği proje içerisindeki konutlar, AB bina yönetmeliklerine uygun olarak, akıllı ev donanımına sahip. Proje kapsamında ayrıca inşaat çevresindeki sokaklar ve kaldırımları da yenileyen Polat, bölge sakinleri için kamusal alan ve park düzenlemeleri de yaptı. Duna Pearl ‘ün bu ödülü almasında, teknik ve mimari tasarımının yanı sıra, çevre yeşillendirmesi ve yaşanabilirliğin artmasına olan katkısı da etkili oldu.

Bölgede hayata geçecek olan yeni projelerin lansmanına hazırlanmakta olan  Polat Hungary, Macaristan’daki yatırımlarına devam ediyor.

Artaş Holding, Bu Yıl 6 Projeyi Teslim Edecek

Gayrimenkul sektörünün önde gelen isimlerinde Artaş Holding, 2024 yılı içerisinde toplam 6 konut projesinin teslimini yapacak.

Projelerin basın toplantısında konuşan Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya “Yarım asra yaklaşan tecrübemiz ve sahip olduğumuz birikimle yeni projeler üreterek insanımıza sağlam ve dayanıklı yaşam alanları sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye’nin konut markası haline gelen Avrupa Konutları projelerimizle bugüne kadar binlerce aileyi ev sahibi yapmanın mutluluğunu yaşadık. “Bir Harf, Binlerce Mutluluk” mottomuzla farklı lokasyonlarda Avrupa Konutları markalı projeler ürettik ve 40 bine yakın konutu sahiplerine teslim ettik. Bugün ise 6 projemizin teslimlerini bu yıl içerisinde gerçekleştireceğimizi duyuruyoruz. Bize güvenen her bir insanımıza hem konforlu bir yaşam alanı sunuyor, hem de kazançlı bir yatırım imkanı tanıyoruz. Artaş Holding olarak bugüne kadar verdiğimiz sözlerin arkasında her zaman durduk ve projelerimizi zamanında teslim ettik. Bu yıl teslim edeceğimiz projelerimizde de söylediğimiz gibi “Sözümüzün Arkasında, Geleceğin Yanındayız” dedi.

“Avrupa Konutları Projeleriyle Yaşam standartlarını Yükseltiyoruz”

Artaş Holding imzalı projelerin tamamında modern ve şık bir çizgiye sahip konutlara imza attıklarını ve site sakinlerine konforlu  bir yaşam deneyimi sunduklarını ifade eden Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya “Sahip olduğumuz değerlerden ödün vermeden ürettiğimiz Avrupa Konutları markalı projeler Türkiye’nin son 20 yılına damga vurdu. Kaliteli ve kullanışlı dairelerinin yanı sıra, peyzaj alanları, sosyal donatıları, site yönetimleri ile huzurlu yaşam alanları sunarak konut anlayışına yenilik getiren ve farklılaşan Avrupa Konutları markasıyla, erken teslim ve satış sonrası destek gibi süreçlerle konutta marka kavramını sektör ve konut alıcısıyla buluşturduk. Teslim sonrasındaki yönetim süreçlerimizde, kalite ve memnuniyet olgumuzdan taviz vermeden ilerliyor ve site sakinlerinin yaşam standartlarını yükseltiyoruz.  Projelerimizde çocuk oyun alanlarından spor alanlarına, yemyeşil peyzajlardan maneje, geniş otopark alternatiflerinden tüm ihtiyaçları karşılayacak ticari birimlere kadar her detayı en ince şekilde çalışıyoruz. Böylelikle tüm projelerimizde Avrupa Konutları mutluluğu büyüdükçe büyüyor” dedi.

“Umudumuz İstanbul Depreminin 10 Yıl Daha Gerçekleşmemesi”

Deprem gerçeğine dikkat çeken Süleyman Çetinsaya, “Umudumuz İstanbul depreminin 10 yıl daha gerçekleşmemesi. İnsanları biran önce sağlıklı binalara kavuşturmak zorundayız. 6 şubat depreminde bütün İstanbul’daki ilçe belediyeleri ve Türkiye’nin genelindeki ilçeler 11 vilayete yardım etti. İstanbul’da deprem olursa kim bakacak? Niteliksiz ve vasıfsız yapılar milli servettir. Bütün ümidimiz İstanbul depreminin 10 yıl gecikmesi. Bu 10 yıl içinde İstanbul’da nasıl ve neler yapılabilir buna bakmamız lazım ama burada devletten beklediğimiz bir durum yok. Devlet, bütün kanunları çıkarttı. 2012’de çıkan kentsel dönüşüm yasasında geçen sene içinde tadilat yapıldı. Kentsel dönüşüm konusunda hiç kimsenin devletten bir şey beklemesine gerek yok. Bizim insanımızın kazanç hırsı, bir evi varken ikinci evi istemesi inşaat sektörünü yoruyor. Bu yüzden kentsel dönüşüme girmeye korkuyoruz. Kentsel dönüşümün mümkün olması için önce özveri gerekiyor. Vatandaşın “Ben nasıl çocuklarımı sağlıklı binalara kavuşturabilirim” diye vicdanına sorması gerekiyor.”açıklamasında bulundu.

Avrupa Konutları Saklıvadi’de Yaşam Ocak Ayında Başladı

İstanbul’un yeni buluşma noktası haline gelen Vadistanbul’a yürüme mesafesindeki Avrupa Konutları Saklıvadi projesinde yaşam ocak ayında başladı. 23 bin 800 metrekarelik arsa alanı üzerinde yeralan proje, 1+1’den 3+1’e farklı tip ve kat planında 227 konuttan oluşuyor.

Avcılar ve Esentepe Projelerinde Teslimler Bu Ay Başlıyor

Kartal’daki Avrupa Konutları Esentepe ile İstanbul’da ticarete yeni bir soluk kazandıracak Artaş Ticaret ve Sanayi Merkezi projelerinde teslimler mart ayı içinde başlayacak.

İstanbul’un Anadolu Yakası ilçelerinden Kartal’ın Esentepe mahallesinde, 39 bin 500 metrekarelik arsa alanı üzerinde geliştirilen proje 1+1’den 4+1’e farklı tip ve kat planlarında 865 konuttan meydana geliyor.

Avcılar’da 60 bin metrekare alanda konumlandırılan ve ticarete yeni bir boyut kazandıracak olan Artaş Ticaret ve Sanayi Merkezi ise 301 bağımsız üniteden oluşuyor.

Eylül Ayında 3 Projede Yaşam Başlayacak

49 bin metrekare büyüklüğündeki arsa üzerinde yükselen Avrupa Konutları Yenimahalle, 1+1’den 4+1’e farklı tip ve kat planlarında 754 konuttan oluşuyor.

Atakent bölgesinde 30 bin metrekarelik arsa üzerinde geliştirilen Avrupa Konutları Ata projesinde 1+1’den 4+1’e farklı kat planlarında 413 konut inşa ediliyor.

Ümraniye Yamanevler aksında 13 bin metrekarelik arsa alanı üzerinde konumlandırılan Avrupa Residence Yamanevler projesinde 1+1’den 3+1’e değişen 343 daire bulunuyor. Bu 3 projede yaşam eylül ayında başlayacak.

Artaş Holding firma bilgileri ile tüm projelerinin detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’nda Sona Gelindi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin yapım çalışmalarında sona gelindiğini açıkladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yapım çalışmalarında sona gelinen Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin yakın zamanda ulaşıma açılacağını kaydetti.

Hattın 8.4 kilometre uzunluğunda olduğunu ve 7 istasyondan oluştuğunu aktaran Uraloğlu, metronun saatte 80 kilometre hızla hareket ederek günde 1 milyon yolcu taşıyacağını bildirdi.

İstanbul’un en yoğun yerleşim alanlarından birinde ve zor zemin koşullarında titiz bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Uraloğlu, “13.3 kilometre TBM imalatını, 3.6 kilometre klasik tünel açma metodu ile olmak üzere toplam 16.9 kilometre tünel kazısını, toplam 17 kilometre demir yolu ray montajını tamamladık. Bu kapsamda 7 istasyonda 105 bin metrekare kapalı alanın inşasını bitirmiş olduk.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’nda test ve devreye alma çalışmaları son aşamaya geldi. İstanbul Havalimanı-Gayrettepe Metro Hattı’nın Gayrettepe-Kağıthane bağlantısı ve Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’nin ardından İstanbul’a yeni bir raylı sistem hattı kazandırıyoruz. Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı ile İstanbul’un ulaşım ağına güç katacağız. Projemizi çok kısa zaman içinde hizmete açarak İstanbul’a yeni bir metro hattı daha kazandırmanın mutluluğunu yaşayacağız.

Bakırköy’den başlayacak metro hattı; Özgürlük Meydanı, İncirli, Haznedar, İlkyuva, Yıldıztepe, Molla Gürani ve Kirazlı istasyonlarından oluşuyor. Hattın Kirazlı İstasyonu’nda Başakşehir-Kirazlı Hattı’yla, İncirli İstasyonu’nda metrobüs ve Aksaray-Atatürk Havalimanı Metro Hattı’yla, Özgürlük Meydanı İstasyonu’nda Marmaray’la, Bakırköy İstasyonu’nda İDO deniz otobüsleri ile entegre olacak.”

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İnşaat Sektörü 2023’ü Büyümeyle Kapattı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Aylık Sektör Raporu’nun şubat ayı sonuçları açıklandı. Raporda, inşaat sektörünün 2023 yılını yüzde 7,8’lik büyümeyle kapattığı belirtildi.

Benzer büyüme, inşaat malzemesi sanayi üretiminde de görüldü. Geçen yılın ilk çeyreğine depremin etkisiyle yüzde 1,2 artışla yavaş başlayan inşaat malzemesi sanayi üretimi, ikinci çeyrekte yüzde 1,4, üçüncü çeyrekte yüzde 13,5, son çeyrekte yüzde 7,4 büyüdü. Yıllık büyüme ise yüzde 5,7 olarak gerçekleşti.

Geçen yıl 14 alt sektörde üretim 2022’ye göre göre artarken, 8 alt sektörde geriledi. Bu dönemde en yüksek üretim artışı yüzde 29,7 ile metal yapı ve yapı parçalarında gerçekleşti. Metal kapı ve pencere üretimi yüzde 27,7, ahşap inşaat malzemesi üretimi yüzde 20,2 ve hazır beton üretimi yüzde 14,2 arttı.

Üretimde en yüksek gerileme yüzde 12,1 ile inşaat camlarında yaşanırken, onu yüzde 12 ile seramik kaplama malzemesi izledi.

Bu yıla hızlı başlayan yeni inşaat siparişleri, şubatta önceki aya göre 0,2 puan azalsa da yüksek seyrini korudu. İnşaat sektörü, yeni ekonomi politikaları sonucunda sektörde oluşacak yeni arz/talep dengeleri ve maliyet/fiyat seviyelerini görmeye başladı. Yerel seçimler öncesi alınan kentsel dönüşüm izinleriyle siparişlerde artış hedefleniyor.

Ocakta 100 puanın üzerine çıkan inşaat sektörü güven endeksinde yükseliş devam etti. Şubatta ocak ayına göre 3,4 puan daha artan endeksin yükselişinde kentsel dönüşüm işlerinin hızlanması etkili oldu.

Emlak Konut GYO İle THY’nin Konut Projesinde İmzalar Atıldı


Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) İstanbul, Arnavutköy Dursunköy projesinde 3. etap 1. kısım imzaları atıldı.

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 1. Kısım sözleşme imzalanması hakkında açıklama yaptı. 

Emlak Konut GYO ile Türk Hava Yolları A.O. arasında imzalanan 28 Mayıs 2018 tarihli sözleşme kapsamında ihale edilen İstanbul Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 1. Kısım Konut, Ticaret ve Sosyal Donatı İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici KUZU Toplu Konut İnş. A.Ş. ile 27 Şubat 2024 tarihinde imzalandı. 

THY- Emlak Konut GYO Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 1. Kısım’ın sözleşme bedeli 3 milyar 334 milyon 500 TL+KDV olarak açıklandı. 

THY- Emlak Konut GYO Arnavutköy Dursunköy projesinin ismi Yenişehir Evleri olarak açıklandı. İstanbul Havalimanı’na yakın konumda hayata geçirilecek projede, 1+1, 2+1, 3+1 konut tipleri yer alıyor. Projede toplam 12 bin 500 civarında konutun olması planlanıyor. 

Emlak Konut GYO ile THY ortaklığıyla hayata geçirilen sosyal konut projesinde toplam konut sayısı üzerinden en fazla kontenjan yüzde 20 ile gençlere ayrılmıştı. Ayrıca projeden engelli vatandaşlara yüzde 5, şehit ve gazi yakınlarına yüzde 5 kontenjan ayrıldığı belirtildi. 

Geçtiğimiz Aralık ayında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, Arnavutköy’de İstanbul Havalimanı’na 5.5 kilometre uzaklıkta inşaatları devam eden 12 bin 500 civarındaki konutlardaki son durum inceledi. 

2025 Mayıs ve Haziran Aylarında Teslim Edilecek

Ahmet Bolat, burada yaptığı açıklamasında 1. ve 2. etap olarak yapım çalışmalarına başlanan yaklaşık olarak 3 bin konutun, 2025 senesinin Mayıs ve Haziran aylarında teslim edilmeye başlayacağını açıkladı. 

Ayrıca, projenin kalan 9 etabının da ihalelerinin yakın zamanlarda tamamlanacağının ve temel atma işlemlerine başlanacağının altını çizen Ahmet Bolat, “Şimdiden İstanbul’a ve tüm Türk Hava Yolları ailesine hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.

Aktim Çarşı’ya Yoğun İlgi

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, Ticaretlerini zaman yönetimiyle daha da hızlandırmak isteyen yatırımcılar, merkezdeki projelere yoğun ilgi gösteriyor” dedi.

İstanbul’un geniş bir nüfusa ve çeşitli demografik yapıya sahip olmasıyla işletmeler için büyük bir müşteri potansiyeline sahip olduğuna vurgu yapan Bilgiç, “Şehir merkezinde konumlanan işletmeler, bu potansiyeli daha etkin bir şekilde değerlendirme şansına sahip oluyor. Müşteri trafiğinin yoğun olduğu bu bölgelerde, işletmeler ürün ve hizmetlerini daha iyi tanıtabilir ve rakipleriyle karşılaştırabilir. Rekabet avantajı sağlamak için İstanbul gibi bir metropolde etkin ve zamanı yöneterek çalışabilmek çok önemli” dedi. 

Aktim Çarşı-Ofis projesinde bugüne dek yüzde 40 oranında satış gerçekleştirdiklerini kaydeden Bilgiç, “Projemizin Bayrampaşa’da olması, yatay mimariyle dizayn edilmesi, yüksek katlı plazalar gibi giriş çıkış problemlerinin olmaması ve altyapı olanaklarının sağladığı faydalar sebebiyle tercih edildiğini gözlemliyoruz. İstanbul’un iş yaşamının hareketlenmesi, ekonomimize hızlı kazanç elde edilebilmesi için, ticari projelerin bu detayların göz önünde bulundurularak tasarlanması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Ticari Gayrimenkul Talepleri Artıyor

31 Aralık 2023 itibarıyla Türkiye’deki toplam faal esnaf işyerlerinin sayısı 2 milyon 441 bin 813 olarak belirlendi. Bu rakamın yüzde 11,8’i İstanbul’da yer alıyor, toplamda 287 bin 887 işyeri bulunuyor. Bu işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmek adına şehir merkezi arayışları artıyor, bu da ticari gayrimenkul taleplerinin özellikle şehir merkezlerinde artmasına neden oluyor.

Akfen, 2 Yılda 500 Bin Dolarlık Temiz Enerji Yatırımı Hedefliyor

Akfen Yenilenebilir Enerji, 2025 yıl sonuna kadar 500 bin dolarlık temiz enerji yatırımı yapmayı hedeflediklerini açıkladı.

100 bin ağaçlık ‘Akfen 100’üncü Yıl Hatıra Ormanı’nın fidan dikim töreninde konuşan Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, şirketin güneş, su ve rüzgâr olarak sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan 700 MW’lık güç kapasitesini 2025 yılı sonuna kadar yaklaşık bin 200 MW güce çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Güngör, “Gelecek 2 yıl içinde 200 MW’lık kurulu güce ulaşmak için RES, GES ve HES alanlarında toplamda 500 bin dolar temiz enerji yatırımı gerçekleştireceğiz” dedi.

“Bu Alandaki Liderliğimizi Devam Ettireceğiz”

Dünya Gazetesi’nden Başak Nur Gökçam’ın haberine göre; şirketin 12 HES, 35 GES ve 6 RES projesiyle toplam 700 MW’lık kurulu güce ulaştığını anlatan Güngör, “Dünyada çok hızlı bir şekilde konvansiyonel yakıttan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş var. Tahminler 2040 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının dünyanın bir numaralı enerji kaynağı olacağına işaret ediyor. Akfen olarak Türkiye’de uzun yıllar önce bu alanda öncü olduk.

Ülkemizin en iyi doğal kaynaklarına sahip bölgelerinde, tamamı sürdürülebilir olarak çoğu son 8 yılda devreye aldığımız ve kaynak bakımından çeşitlendirilmiş modern enerji santrallerimiz ile 700 MW’lık kurulu güce ulaşmayı başardık. Yolculuğumuz boyunca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) gibi iki önemli yabancı şirket ortağımız oldu. Gelecek dönemde hayata geçirdiğimiz yatırımlar ile bu alandaki liderliğimizi devam ettireceğiz” dedi.

3 Yeni GES Projesi Başladı

2023 yılında gerçekleştirilen halka arz döneminin ardından yeni bir yatırım atağına başladıklarını belirten Güngör, 3 yeni güneş enerji santralinin (GES) yapımına başladıklarını söyledi. Güngör’ün verdiği bilgilere göre toplam kurulu gücü 66 MW büyüklüğünde olacak 3 hibrit güneş enerji santrali Osmaniye ve Çanakkale’de yer alacak.

Osmaniye’deki 57 MW’lık Sarıtepe ve 23 MW’lık Demirciler rüzgâr enerji projelerinin (RES) alanlarında hayata geçirilecek 2 hibrit GES projesinden Demirciler Hibrit Ges projesi 13,27 MW, Sarıtepe Hibrit GES projesi ise 12,98 MW güce sahip olacak. Yapımına başlanılan üçüncü hibrit GES projesi ise Çanakkale’deki 112,2 MW gücündeki Üçpınar RES sahasında hayata geçecek. Üçpınar Hibrit GES adıyla kurulacak hibrit projenin kurulu gücü 40 MW gücünde olacak.

Projeler, 2020 yılı içerisinde tamamlanarak enerji üretimine başlayacak. Çanakkale’nin Merkez Yukarıokçular ve Çanakalan mevkilerinde toplamda 100 bin adet karaçam ve kızılçam ağacının dikileceği hatıra ormanı, Akfen Holding, Akfen İnşaat, Akfen Yenilenebilir Enerji, Akfen GYO, Akfen Çevre ve Su, Akfen Hastane Hizmetleri ve Akfen Turizm şirketlerinin katkıları ile olduğu belirtildi.

Hatıra ormanı projesi ile bölgedeki orman arazi varlığının yaklaşık 1 milyon metrekare daha artacağı bilgisi verilirken, dikilen ağaçlar ile oluşacak ormanın her yıl 5 bin insana yetecek kadar (3 bin ton) oksijen üretmesi ve heyelanları 350 kat azaltacağı tahmin ediliyor.

Hayata geçirilecek hatıra ormanı ile doğanın yaşamsal dengesini korumayı hedefleyen Akfen Yenilenebilir Enerji, bu sayede doğal hayatın fauna envanterine yeni yuvalar yaratılmasına ve yaban hayatı varlığına katkı sağlayacak. Türkiye’deki 500 kuş türünün 322’sine ev sahipliği yapan Çanakkale’de, bununla birlikte bölgede endemik bitki türü varlıklarının yeni vejetasyonlarına taşınması adına da adım atılacak.

Karbon Kredisi İle 11.8 Milyon Dolar Döviz Girdisi Sağlandı

Çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomiye katkı sağlama hedefleri doğrultusunda İngiltere merkezli EOS Climate & Energy ile karbon kredi satışlarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Güngör, “Yenilenebilir kaynaklara odaklandığımız portföyümüzdeki çeşitli santrallerimizden elde ettiğimiz karbon kredisi satışının yurtdışına satışı ile Türkiye’ye yarattığımız ekonomik değer 11.8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu alanda daha da gelişeceğimizi öngörüyoruz” dedi.

İnşaat Maliyetleri Enflasyonun Üzerinde Yükseldi

Tavukçuoğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tavukçuoğlu, inşaat maliyetlerinin enflasyon artışının üzerine geçtiğini belirterek, “Diyelim ki enflasyon 100’se, bunun inşaat sektörüne yansıması yüzde 150 gibi odu. Bazı ürünlerde yüzde 200 gibi oldu. Malzemeye ulaşmak da güçleşti. Sadece fiyat açısından değil, üretim açısından da yeterli olmadı. Konuta ulaşmak ekonomik olarak çok zorlaştı” dedi.

Şu anda markalı konut üretiminin hareketlendiğine işaret eden Tavukçuoğlu, “Merkezde lüks konut dediğimiz bölgede bir üretim var, ancak bunun bir şekilde tüketilmesi lazım. İşte bütün sıkıntı orada. Bu fiyatlarla, bu faiz oranlarıyla, insanlarımız kaliteli konuta erişmekte bir hayli zorlanacaklar. Bu da kira fiyatlarına yansıyor. Gördüğümüz gibi 3 bin TL’lik evler 20 bin TL, 10 bin TL’lik evler 50 bin TL, 20 bin TL’lik evler de 70 bin, 80 bin TL kiraları gördük ve konuşuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Konut Yatırımcısı Beklemede”

Tüketicinin enflasyon karşısında korunma aracı olarak yatırım tercihlerine de değinen Tavukçuoğlu, “Faizler düşmedikten sonra insanların konuta dönmesi, parasını korumak için ikinci bir konut alması söz konusu değil. Yani yüzde 50 çok iyi bir getiri görünüyor. Ancak bu arada enflasyona da dikkat etmek lazım” değerlendirmesi yaptı. Milyonlarca insanın, bir sosyal konut edinmek için ömrünü verdiği bir ortamda, önceliğin konuta acil ihtiyacı olan vatandaşlara verilmesi gerektiğinin altını çizen Tavukçuoğlu, “Bunun için de devlet desteği şart” önerisinde bulundu.

“Gayrimenkul bir bakarsınız bugün hiç artmaz, ancak iki sene sonra bakarsanız yüzde 100 artar” diyen Melih Tavukçuoğlu, “Yatırım amaçlı konut alanlar şu anda bekliyor, ya döviz, mevduat ya da altın gibi değerlere yöneliyor. Konuta bir akışı sağlamak için faizlerin düşmesi, piyasaların oturması lazım” ifadelerini kullandı.

“Devlet Arsa Üretmeli”

Melih Tavukçuoğlu, Türkiye’de enflasyon nedeniyle konut fiyatlarına ulaşmanın zorlaştığını, fiyat artışlarına karşı devletin arsa üretmesi gerektiğini söyledi. Tavukçuoğlu, “İnşaat maliyetinin yüzde 50’sini arsa oluşturuyor. Devlet bize arsa üretirse ve enflasyon ulaşılabilir bir seviyeye indirilirse, insanlar önünü görebilirse, biz müteahhitler konut yapacak arsa bulabilirsek, biz bu konutları üretiriz.

Devlet imkanlarıyla yaratılan arsalar bize uygun fiyatlı verilirse, uygun fiyatlı konut üretilebilir ve vatandaşımız da o konuta ulaşabilir. Başka yolu yok. İnsanlar, arz arttığında, kira öder gibi konut aldığında onun kiralık eve ihtiyacı yok ki. Kendi evinizin, uzun vadeli kira öder gibi sahibi olursunuz.”

İzmir’deki Bir Yıllık Değişim İstanbul Ortalamasını Geçti

Eva Gayrimenkul Değerleme Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, İzmir’deki gayrimenkul aidat rakamlarını mercek altına aldı. İzmir’de aidatların 1600 – 9500 TL arasında değiştiğini belirten Bal, İzmir genelinde ise aidat ortalamasının 275 TL bandında olduğunu söyledi.

Eva Gayrimenkul Değerleme Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, İzmir’in, Karşıyaka ilçesinde ortalama aylık aidat tutarının 100 metrekarelik daire başına 1.900 lira iken, Bayraklı ve Bornova ilçelerinde bu rakamın 1.600 lira olduğunu belirtti. İzmir genelindeki aidat artış oranlarının ve İzmir’de bir yıllık değişimin İstanbul ortalamasına kıyasla daha yüksek bir seviyede olduğunu da söyleyen Bal, “Bu rakam yaklaşık yüzde 65 seviyesinde. Bu durumun temel nedeni, geçmiş dönemlerdeki artış oranlarının enflasyon ve maliyet artışlarının altında kalması. Çeşme’de yazlık lüks site özelliğindeki projelerin aidatları da 4.500 TL ile 9.500 TL aralığında değişiklik gösteriyor.” dedi.

Bal, şöyle devam etti:

“Site Yönetimleri Tasarruf Yoluna Gitmeli”

“Tekil konut binası olup apartman görevlisi bulunmayan, ortak alan giderleri az olan eski apartman binalarında ise İzmir genelinde aidat ortalamasının 275 TL bandında olduğunu görüyoruz.  Bu dönemlerde site yönetimleri, geçmiş yıllara ait aidat harcamalarını detaylı bir şekilde inceleyerek, gereksiz harcamaları belirleyip önlemlerini genişletebilirler. Ayrıca, alternatif gelir kaynakları için fizibilite çalışmaları yaparak aidat yükünü azaltabilirler. Aydınlatma sistemleri, su kaynakları ve elektrik giderleri gibi konularda, ortak alanların kiraya verilmesi veya reklam alanlarının değerlendirilmesi gibi tasarruf sağlayabilecek önlemleri gözden geçirmek de önemlidir. Bizim önerdiğimiz aslında yasal bir düzenleme var, binalarda kullanılmayan çatı gibi ortak alanların dönüştürülerek kiraya verilmesi ve sitelere gelir olması gibi, bu durum aidat yüklerini de azaltacaktır. Ayrıca kira gelirinden devlet vergi alacağından devlet içinde bir gelir olacaktır. Ancak bu yapabilmek için yasal düzenleme gerekmektedir.

Yönetimleri, apartman ve site sakinleri ile sürekli diyaloğu korumaya özen göstermeli ve belirli aralıklarla toplantılar düzenleyerek kararları net ve açık bir şekilde sakinlere sunmalıdırlar. Gelen görüş ve yorumları değerlendirerek iletişim dinamiğini güçlü tutmak, sakinlerin memnuniyetini artırmada önemli bir etkendir. Ancak 24 saat güvenlik, site sosyal alanlarından ücretsiz yaralanma gibi hizmetlerin tekrar değerlendirilmesi gerekli. Artan İşgücü maliyeti, elektrik ve diğer maliyetler aidatlara ister istemez yansıyor burada yönetimleri suçlamak en kolay yol. Aidatları düşürmek istiyorsa bina yönetimleri biraz standartları, yeni normale ayak uyduracak şekilde aşağı çekmeleri gerekecek gibi duruyor.

“Aidat Rakamları Düşmeyecek”

Ekonominin toparlanmasıyla birlikte, mevcut aidat rakamlarının düşmeyeceğini öngörüyoruz. Ancak, ekonominin tamamen normale dönmesi durumunda artış oranlarının daha makul seviyelere gelmesini bekliyoruz. Özellikle 2022 yılındaki hızlı mali dalgalanmalar, apartman ve site yönetimlerini maddi olarak zorlayıcı bir sürece soktu. Bu sürecin, yönetimler için bir ders niteliği taşıyacağını ve gelecekte daha sağlam adımlar atılacağını öngörüyoruz. Bu doğrultuda, 2023-2024 yılı aidat artışlarını, apartman/site sakinleriyle paylaşırken 6 aylık bir dilim için belirlendiği belirtilmeli.  Öte yandan son zamanlarda, yüksek site aidatlarına ilişkin kanun değişikliği ve site yönetimlerini bağımsız denetçilerin kontrol edeceği gündeme geliyor. Böyle bir düzenleme sonrasında, yönetimlerin radikal değişimlere ve önlemlere yönelebileceğini gözlemliyoruz.”

Zeray, 1 Milyon Konut Hedefi İçin Kararlı

Kocaeli, Ankara, Sakarya ve Bursa bölgelerinde teslim ettiği nitelikli projelerle öne çıkan, adından çok söz ettirecek yeni geliştirdiği markalı konut projelerinin de lansmanını yapan Zeray, şimdi de gayrimenkul yatırım ortaklığına (GYO) dönüşmek için Sermaye Piyasa Kurulu’na (SPK) başvuruda bulundu. Erişilebilir konut projeleri üreterek Türkiye’de herkesi ev sahibi yapma misyonu ile çalışan Zeray, hedefine daha hızlı ve güçlü bir şekilde yürüyebilmek için halka açılıyor ve bireysel yatırımcılarla buluşuyor.

SPK’nın alacağı karar sonrasında halka arz olmak için hızlı bir şekilde çalışmalarını yürütecek olan Zeray’ın Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Zeray dönüşüm sürecinin amacını şöyle özetliyor: “Kuruluşumuzdan bugüne, olağanüstü bir gayret ve halkımıza olan inançla TÜRKİYE’nin en büyük konut üreticilerinden biri olmayı başardık. Zeray’ı kurduğum ilk günden bu güne kadar aklımda ve kalbimde taşıdığım, zamanla tüm ekibimizin ortak inancı haline dönüşmüş bir hayalimiz var… Zeray olarak 1 milyon markalı konut üretmek ve bu evleri Zeray ailesinin değerli bir parçası olacak sahipleriyle buluşturmak… 

Dünya genelinde tüm şirketler evriliyor. Geleceğe ulaşabilmek için daha planlı ve sistemli olmak, aynı zamanda kitlesel ve uluslararası yatırımcılarla da buluşmak gerekiyor. Şeffaflıkla yönetilen, tam kurumsal ve sürdürülebilir bir şirket olmak için halka arz gerçekleştiriyoruz. İşte bu noktada GYO dönüşümü ve halka arz bizim için bir mihenk taşı olacaktır.  Zeray’ ın bu dönüşümü aynı zamanda GYO larında evrilmesine öncülük edecek.

Gücümüzü, bizden konut almış ve bize komşu olmuş binlerce sakinimizden alıyoruz. Halen onların desteği ve referansları ile büyüyoruz. Karşılıklı güven anlayışımız var. GYO dönüşümü sonrası bu güçlü ilişkiyi Türkiye geneline yaymış olacağız.”

Şirketin tek ortağı olan, alanında profesyonel ekiplerle çalışarak yönetim faaliyetlerini sürdüren Zeki Zeray, SPK denetimine giren inşaat ve gayrimenkul şirketi sayısındaki artışın sektör için oldukça pozitif etki yaratacağına inanıyor.  “Türkiye’mizin güvenli ve sağlıklı konut geleceğini ömrü bizden uzun, kalıcı, net bir kurum kültürüyle yönetilen ve denetlenen inşaat şirketleri ile inşa edebiliriz. Zeray’da bu şirketlerden biri hatta lideri olacak” diyor. 

Birçok yeni proje ZERAY GYO portföyünde olacak!

Bir şirket, yatırımcılarına kazandırdıklarıyla birlikte büyür. Özellikle yuva inşa ediyorsanız, hem sizi destekleyen yatırımcılarınıza hem de konut sattığınız ve daimi ilişki kurduğunuz sakinlerinize kazandırmalısınız. Zeray’ın faaliyetlerinin merkezinde de bu felsefe var. 

Zeki Zeray bu anlayışı şöyle açıklıyor: “Bir inşaat şirketi projeleri kadar güçlüdür. Zeray’ın en büyük yeteneği, sıra dışı projeleri hızlı bir şekilde geliştirip portföyüne ekleyebilmesidir. İşte bu noktada GYO dönüşümü ile birlikte, pek çok nitelikli yeni projeyi portföyümüze ekleyeceğiz. Üretilen sermayeyi marka değeri yüksek yeni yatırımlarına dönüştüreceğiz. Akılla ve bilimin ışığında genişlettiğimiz porföy ile şirket değerimizi katlayacağız. Zeray GYO olarak bu süreci yönetirken, hem yatırımcılarımıza hem de konut sattığımız sakinlerimize kazandırarak kazancımızı paylaşacağız.”

Markalı konutta bir başrol oyuncusuna ihtiyaç var!                   

Türkiye’nin son yıllardaki konut üretimini ağırlıklı olarak TOKİ ve Emlak Konut üstlenmiş durumdadır. Markalı konut üretimi gerçekleştiren ve bunları yabancı yatırımcılara da satabilen nitelikli geliştirici sayısı 20’yi geçmiyor. Bu üreticilerin sektördeki payı ise sadece yüzde 1,8 civarındadır. Zeray, yakın sürede yabancı yatırımcılara 1500 nitelikli konut satarak bu konuda ülkemizin lider firmalarından biri olurken ciddi miktarda döviz girdisi de sağlamıştır.

Zeray, GYO dönüşümü ile birlikte kitlesel düşünce yapısı ve 1 milyon konut hedefiyle bu oranı değiştirmek ve markalı konut üretiminin başrol oyuncusu olmakta kararlı. 

Gayrimenkul sektörünün yanında sanayi, turizm ve enerji sektörlerine de yatırım yaparak gelirini çeşitlendirmeyi planlıyor. Şirket, konut projelerinin yanı sıra ofislerden eğitim binalarına, sağlık ve endüstri tesislerinden alt yapı projelerine, lojistik merkezlerinden hastanelere kadar geniş bir alanda faaliyet planları yürütüyor.

Bugüne kadar 50’yi aşkın projeyi eksiksiz tamamlayan Zeray, GYO dönüşüm başvuru onayının ardından halka arzını gerçekleştirecek ve Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayacak. 

Zeki Zeray, halka açık bir GYO olarak faaliyet göstermenin farklı kazanımları olacağını da belirtiyor: “Malum, gayrimenkul sahibi olmak zorlaştı. Ancak gayrimenkule yatırım yapamayan bir yatırımcının da gayrimenkul yatırım ortaklığı hissesi alarak, gayrimenkul yatırımı yapması mümkün. Zeray GYO olarak bu görevi de yerine getirmeyi hedefliyoruz. 

Gayrimenkul konusunda muazzam bir tecrübemiz ve bilgi birikimimiz var. Kitlesel üretim becerimizle hem satın alırken hem de satarken kazanan bir yapıyız. Bu birikimi yatırımcılarımızla paylaşacağız. 

GYO dönüşüm süreci bizim için bir sermaye artırımı ve akabinde yeni yatırımlar demektir. Gelirimizi tamamen şirket bünyesinde ve yatırım amaçlı kullanacağız. Yeni gayrimenkul yatırımlarımız olacak. Fonlarımızın bir kısmını da kat karşılığı al-sat paylaşımı projelerinde kullanmak üzere bu alana entegre edeceğiz. 

Başta Doğu Marmara ve Ankara olmak üzere, Türkiye’yi çok iyi tanıyan bir şirketiz. Hangi bölgeye ne oranda yatırım yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Proje geliştirme becerimiz Avrupa standartlarının ötesinde. Zaten bu konuda ülke olarakta iyi bir noktadayız. 

Önceliğimiz daima Türkiye, yani ülkemiz olacak. Diğer yandan yatırım geliştirme arayışımıza Avrupa’da da devam ediyoruz. Almanya’da, özellikle Frankfurt çevresinde arsa alımı ve proje geliştirme için görüşmelerimizi sürdürüyoruz.  

Birikimimizi halkımızla paylaşmak ve halkımızın Zeray’a katılımıyla yine halkımız için üretmek bizim en büyük arzumuzdur.”

Zeray GYO firma bilgilerine ve proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Sagist Group’tan Libya’ya 140 Milyon Dolarlık Otel Yatırımı

Sagist Group, Libya’nın Bingazi kentinde bölgeye oldukça değer katacak bir otel projesini hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Sagist Group CEO’su Metin Durmaz, projenin 140 milyon dolarlık bir yatırım ile hayata geçirileceğini vurguladı. Projenin 3 yıl içinde tamamlanmasının hedeflendiğine de dikkat çeken Durmaz, “Bu dev yatırım, lüksü yeniden tanımlayacak. Tesiste, 400’ü aşkın lüks otel odası ve 12 bağımsız villa ile misafirlere unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyoruz. Projenin Libya’nın kalkınma sürecine önemli bir katkı sağlayacağını da umuyoruz.” diye konuştu.

Proje aynı zamanda Avrupalı yatırımcıların da ilgi odağı olması bekleniyor. Libya’nın yeniden canlanma sürecine katkıda bulunacak olan bu yatırım, Sagist Group öncülüğünde ülkenin turizm ve ekonomik kalkınmasına önemli bir ivme kazandıracak.

Proje tamamlandığında misafirler, otel odalarından ve villalardan başlayarak, sosyal alanlara, lezzet duraklarına, eğlence mekanlarına ve doğa ile iç içe aktivite alanlarına kadar, her köşede özel olarak tasarlanmış deneyimlerle karşılaşacak. Deniz kenarındaki şık restoranlardan, huzur dolu barlara, serin sularıyla davetkar havuzlardan, doğal yaşamı keşfetme fırsatı sunan hayvan çiftliğine kadar her detay, konuklarına eşsiz bir tatil vaat ediyor.

Altyapı Sektöründe Yükselen Trendler

KPMG, “Altyapıda Yükselen Trendler” raporunda 2024 yılında altyapı dünyasını şekillendirme potansiyeline sahip on trendi açıkladı. 

KPMG, inşaat sektöründe altyapı çalışmalarının geleceğine yön verecek trendleri ele aldığı bir rapor hazırladı. “Altyapıda Yükselen Trendler” raporunda KPMG altyapı uzmanları, 2024 yılında altyapı dünyasını şekillendirme potansiyeline sahip on trend hakkındaki görüşlerini paylaşıyor. 

KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektör Lideri Görkem Yapan, “Yeni gelişmeler paralelinde altyapıların planlama, finanse etme, geliştirme ve işletme şeklinin değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için iş birliği, yeni finansman mekanizmaları, yenilikçi düzenleyici rejimler, yeni inşaat teknikleri, daha geniş beceri setleri ve her şeyden önemlisi yüksek derecede esneklik ve yaratıcılık gerekecektir. Ülkeler, bölgeler, şehirler ve şirketler, ortaya çıkan değişiklikleri ve potansiyel fırsatları karşılamak için kendilerini yeniden keşfetmeli, beceri geliştirmeli ve yenilik yapmalıdır. Bu nedenle daha adil bir dünyaya dönüşümü sağlamak, altyapı sektöründe bir dönüşümle başlamalıdır.” dedi.

Raporda ele alınan trendlerin özeti şu şekilde: 

  • Daha geniş kapsamlı bir “Adil geçiş”: Önümüzdeki yıl, bazı hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların “adil geçiş” tanımlarını genişletmeye başlamaları ve bununla birlikte uluslar, sektörler ve vatandaşlar arasında daha fazla iş birliğini teşvik etmeleri bekleniyor.
  • Jeopolitik dönüşüm: Bu yıl, bazı altyapı oyuncularının ve yatırımcıların, küresel iş birliğinden uzaklaşmaya karşı bir önlem olarak belirsizlik riskini ölçmenin, yönetmenin ve azaltmanın yollarını bulmaya odaklanmaları bekleniyor. Ayrıca, liderlerin ve politika yapıcıların rekabet yerine iş birliğine, ulusal korumacılık yerine küresel faydaya ve retorik yerine eyleme odaklanmaya başlamaları umuluyor.
  • İnsani sermayenin yükselişi: Altyapı geliştirmeye tahsis edilen yardım amaçlı sermayenin miktarı artıyor. Bu sermaye ile finanse edilen projelerin başarılı olması durumunda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha fazla benzer projenin ortaya çıkması bekleniyor.
  • “Altyapı ağı”nın doğuşu: Şehir merkezlerinin cazibesi azalıyor. Yetkililer, tüm imkânları kent merkezine yığmanın erişim ve fırsatlarda dengesizlik yarattığını giderek daha fazla kabul ediyor. Bu yıl, daha fazla hükümetin ‘altyapı ağı’ hakkında konuşmaya başlamasını bekleniyor.
  • Teknoloji odaklı sözleşmeler: Son zamanlarda giderek artan sayıda hükümet ve uluslararası kurum, inovasyon ve teknoloji için nasıl daha uygun sözleşmeler yapabilecekleri konusunda çok daha eleştirel düşünmeye başladı. Özellikle enerji, çevre ve kentsel altyapı gibi kritik sektörlerde daha fazla ilerleme ve altyapı inovasyonunun benimsenmesini görmeyi bekliyoruz.
  • Enerji dönüşümünü yönetmek: Net Sıfır hedeflerine giden yollar daha da karmaşıklaşırken, küresel kurumların gelişmekte olan piyasalarda sermayeyi enerji dönüşümü girişimlerine yönlendirecek yenilikçi mekanizma ve programları devreye alması bekleniyor.
  • Regülasyonlarda reform yapılması: Bir dizi hızlı trend karşısında sağlam ve etkili regülasyon talebi, konuyu gündemin üst sıralarına taşıyacak. Düzenleyiciler uyum sağlama ve becerilerini geliştirme fırsatını değerlendirecek.
  • Kırılma değil bükülme: Önümüzdeki yıllarda ”yeşil altyapı” çözümlerine daha fazla odaklanılması bekleniyor. Buradaki zorluk, bu baskıyı proaktif kurumsal sorumluluğa dönüştürmek ve uyumluluğun ötesine geçen bir hesap verebilirlik kültürünü teşvik etmek olarak gösteriliyor. Müteahhitlerin sadece beton dökmek yerine doğaya dayalı çözümleri tercih etmelerinin çok uzun sürmeyeceği tahmin ediliyor.
  • Yeşil büyüme yarışı: Mevcut jeopolitik ortam göz önüne alındığında, özellikle eşitsizlikler arttıkça ve iklim krizinin etkileri daha zarar verici hale geldikçe, bazı ülkelerin korumacılığa yönelmesi muhtemel görünüyor. Ancak KPMG’ye göre nihayetinde, politika yapıcılar ve liderler, eşit bir şekilde dağıtılmış adil yeşil büyümenin çok çeşitli sorunlara çözüm olduğunu fark etmelidir. Ancak bunun için rekabet değil iş birliği gerekir.
  • Bir sonraki hedef: Önümüzdeki birkaç yıl içinde, hükümetlerin ve altyapı planlamacılarının altyapı tasarımlarında esneklik yaratmaya daha fazla önem vermeleri bekleniyor. 

Prefabrik Ev Pazarı Büyüme İvmesini Artırdı

Son yıllarda popülerliği giderek artan prefabrik yapılar, birçok alanda kullanım imkanı sunuyor. Yerel pazarın oyuncuları ise bu akımın Türkiyede yaygınlaşmasını sağlıyor. İnşaat aşamasında hızlı ve ekonomik olmasıyla dikkat çeken prefabrik yapılar,  aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da kullanıcıları için önemli avantajlar barındırıyor.

Prefabrik ev trendinin giderek yaygınlaşması, pazarın büyümesini de tetikliyor. Mordor Intellegent’ın verilerine göre, prefabrik ev sektörünün 2024 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 23 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Tüm dünyada vites büyüten prefabrik evler, hem hızlı inşa edilebilir hem de ekonomik bir çözüm olmasıyla Türkiye’de de sıkça tercih ediliyor. Prefabrik ve çelik konstrüksiyon ev üreticisi İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin de konuya dair, ”Prefabrike çözümler hem zaman hem de maliyetten büyük tasarruf avantajı sunuyor. Bunlar, birey ve şirketlerin bu çözüme yönelmesinin başlıca sebepleri arasında bulunuyor” diyerek sektör hakkında değerlendirmelerini paylaştı. 

Artan inşaat maliyetleri bu çözümü daha cazip hale getiriyor”

İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin: “Pandemiyle birlikte inşaat maliyetleri büyük artış eğilimine girdi. Bu durum, özellikle arsa sahibi vatandaşları sıfırdan ev inşaatı çilesi yerine, hızlı ve ekonomik bir çözüm olan prefabrik evlere yönlendirdi. Bugün kendi arsanız üzerine sıfırdan 120 metrekare bir ev yapmak istediğinizde birkaç milyonu aşan maliyetle karşılaşıyorsunuz. Öyle ki betonarme evlerde günümüzde metrekare maliyetleri 20 bin TL civarına ulaşmış durumda. Bu rakam prefabrik evlerde neredeyse yarı yarıya düşüyor. Bununla beraber uzun ve stresli bir inşa süreci de sizleri bekliyor. Prefabrik yapılar tüm bu sorunları ortadan kaldırıyor. Son teknolojiyle üretilen prefabrik evler, vatandaşlarımızın talep ettikleri arsalara yerleştiriliyor. Sürdürülebilir, ekonomik ve hızlı üretilebilen bu yapılar, olası depremlere karşı dayanıklı yapısıyla da öne çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

Prefabrik yapılar sadece evle sınırlı değil”

Prefabrik yapıların konut harici birçok alanda da kullanıldığını aktaran İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin, “Halk arasında prefabrik yapı denildiğinde akla ilk olarak ev gelse de, bu yapıların kullanım alanı oldukça geniş. Bizler İdealmod olarak müşterilerimizin beklentilerine göre prefabrik ofis, duş, tuvalet, yemekhane, yatakhane hatta hastane üretimi yapıyoruz. Çalışanları için barınma ve yaşam alanına ihtiyaç duyan birçok şirket bu çözümü değerlendirebiliyor. Prefabrik yapılara ihtiyaç her geçen gün katlanarak artıyor. Bizler de bu büyümeden payımızı alıyoruz. 8 yıl önce çıktığımız bu yolda aylık 10 bin metrekarelik prefabrik yapı üretim kapasitesine ve 100 milyon lira ciroya ulaştık. Şu anda Bosna Hersek, Bulgaristan ve Yunanistan’da bayiliklerimiz bulunuyor. Amacımız önümüzdeki 5 yılda bayi ağımızı başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde daha da genişletmek” dedi.

“Eviniz 1 haftada hazır”

Prefabrik yapıların çok hızlı gerçekleştirilen montaj ve teslim süreçlerine dair bilgi veren İdealmod Yönetim Kurulu Başkanı Emre Metin, “Ortalama 120 metrekare büyüklüğündeki bir prefabrik ev, 5 gün montaj ve 2 gün boyama işleminden sonra 1 haftada sahibine teslim ediliyor. Yine aynı boyutlardaki bir yatakhane ya da farklı bir prefabrik yapı da maksimum 6 günde şirketlerin hizmetine sunuluyor” ve herkesin bu konuda bilgilenmesi için prefabrikevim.com ‘dada rehberlik sağlıyoruz. diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı.

“40-50 yıl civarında ekonomik ömre sahip olan prefabrik yapılar en çok emekliler, şehirden kaçmak isteyenler ve uzaktan çalışanlar tarafından talep görüyor. Ancak, prefabrik ev ya da farklı bir yapı ihtiyacı duyan kişilerin mutlaka malzeme kalitesine dikkat etmeli. Yalıtım konusu ise ayrıca önemli. Elbette, üretici şirketin sizlere kaç yıl garanti verdiğini de mutlaka sorgulayın. Biz de 2 yıllık ücretsiz garanti kapsamında, 10 yıl servis hizmeti sunarak müşterilerimize üretim ve montaj sonrası da hiçbir mağduriyet yaşatmamak için çalışıyoruz.”

ABD İnşaat Harcamaları Ocak’ta Düştü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Ocak ayında inşaat harcamaları yüzde 0.2 düştü.

Yüzde 0.2’lik düşüş, yüzde 0.2’lik bir artış bekleyen ekonomistlerin beklentileriyle çelişti. Bu gerilemeye rağmen, Ocak ayına ilişkin yıllık rakam inşaat harcamalarında yüzde 11,7’lik bir artış olduğunu gösterdi.

Aralık ayı verilerinin revize edilmesiyle daha önce yüzde 0,9 olarak açıklanan büyüme yüzde 1,1 ile daha güçlü bir artış gösterdi.

Özel inşaat harcamaları Ocak ayında yüzde 0,1’lik hafif bir artış gösterse de, bu Aralık ayındaki yüzde 0,8’lik artışa kıyasla yavaşlama anlamına geliyor. Konut inşaatı yatırımları bir önceki ayki yüzde 1,4’lük artışın ardından yüzde 0,2’lik daha yavaş bir hızla da olsa yükselmeye devam etti. Özellikle, yeni müstakil ev inşaat projelerinde yüzde 0,6’lık bir büyüme yaşandı.

Konut piyasası kısıtlı arz tarafından desteklenmeye devam ederken, artan mortgage oranları nedeniyle ilk kez ev sahibi olma hayali birçok alıcı için daha da zorlaşıyor. İpotek finansmanı kuruluşu Freddie Mac tarafından bildirildiği üzere, 30 yıllık sabit faizli bir ipoteğin ortalama oranı, yılbaşında yüzde 6,62 iken şu anda yüzde 7’nin biraz altında. Her ne kadar bu oranlar Ekim ayı sonunda yüzde 7,79 ile 2000 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış olsa da potansiyel alıcılar için zorluk teşkil etmeye devam ediyor.

Hükümet verilerine göre dördüncü çeyrekte satışa sunulan konut sayısı sadece 757.000 olup, bu rakam salgın öncesi 1,145 milyon adetlik arz ile tam bir tezat oluşturma.

Çok aileli konut projelerinin harcamaları Ocak ayında yüzde 0,4 oranında azaldı. Bu projelerin önemli bir kısmının halihazırda devam ediyor olması nedeniyle, toparlanma beklentileri sınırlı görünüyor.

Konut dışı özel inşaat harcamaları da yüzde 0,1’lik hafif bir düşüşle gerilemiştir. Ancak imalat sanayi inşaat projeleri, Biden yönetiminin ABD’de yarı iletken üretimini teşvik etme politikasının faydalarını görmeye devam ederek yüzde 2,0’lik bir artış kaydederek bu eğilimi tersine çevirdi.

Kamu inşaat projelerinin durumu ise iyi olmadı ve harcamalar Aralık ayındaki yüzde 2,0’lik artışın ardından yüzde 0,9 oranında azaldı. Eyalet ve yerel yönetim harcamaları yüzde 1,0 oranında düşerken, federal hükümet proje harcamaları yüzde 0,2 oranında azaldı. 

Kaynak: İnvesting TR

Düzce’ye 800 Yataklı Yeni Hastane Geliyor

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Aziziye Mahallesi’ne 800 yataklı yeni hastane, 120 yataklı özel bir hastane ve alışveriş merkezi kazandırılacağını açıkladı.

Kiremitocağı Mahallesi’ndeki dernek binasında bir araya geldiği vatandaşlara açıklamalarda bulunan Özlü, “Şehir merkezinde gençlerimizin spor yapabilecekleri, ter dökebilecekleri, oyun oynayabilecekleri güzel bir mekan oluşturuyoruz. Toplamı yaklaşık 20 dönümdür. İçerisinde spor salonu, bir Nurettin Zafer Stadı benzeri amatör spor kulüpleri stadı, parklar, gençlik merkezi gibi yapılar var. Parkları biz yapacağız. Ama spor kampüsünün diğer bütün unsurlarını Gençlik ve Spor Bakanlığı yapacak, Spor Toto Genel Müdürlüğü bütçesinden karşılanacak. Yaklaşık 400 milyon liralık bir yatırım. Yanında Gençlik Merkezi bulunan, metruk görünen bu arazi tertemiz bir park, bir bahçe, bir spor merkezi olacak” dedi.

Aziziye Mahallesi’nde kurulan çadırda halka bir araya gelen Özlü, “Buradaki hastanesinin inşaatı 2015 yılında ben milletvekili olduğumda yarımdı ve açılamamıştı. O tarihte bir milletvekili olarak hastane inşaatını üstlenen müteahhidi buldum ve inşaatı bitirme sözü aldım. O hastane benim baskılarım sonucu bitti. Hastanenin taşınması konusunda bir engel ile karşılaştık. Onların da üstesinden geldik. Bu hastanenin yapılmasında ve açılmasında çok önemli katkım vardır” ifadelerinde bulundu.

Hastanenin önünde bulunan 34 dönümlük fidanlık arazisinin, Orman Bakanlığı ile sürdürülen 3 yıllık görüşmeler sonucu Sağlık Kampüsü yapmak üzere Sağlık Bakanlığı’na tahsisini sağladıklarını ifade eden Özlü, “Bu araziye temelinde deprem izolatörleri olan 6 katlı ve 800 yataklı bir hastane planladık. Seçimlerden önce Düzce’ye gelmesi için Sağlık Bakanımızı da davet ettik. Buraya bir büyük hastane yapacağız. 365 yataklı mevcut hastanemiz ile birlikte toplam bin 165 yataklı bir hastanemiz olacak. Devlet hastanemizin statüsünü de değiştireceğiz, Düzce Eğitim ve Araştırma Hastanesi olacak. Hastanemize daha çok doktor, daha çok doçent ve profesör olacak. Eski Devlet Hastanemizin olduğu yaklaşık 16 dönümlük bir arazimiz daha var. Onun için de bir yatırımcı ile görüşüyoruz. Orası için güzel bir proje hazırladı. İnşallah zemininde alışveriş merkezi olan 120 odalı bir özel hastane olacak. Sıradan değil, Türkiye’de örnekleri olan bir özel hastane olacak. Görüşmelerini yapıyoruz, inşallah olumlu sonuçlanacak” ifadelerini kullandı.

Antalya-Alanya Arası 45 Dakikaya Düşecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya ile Alanya arasında yapılacak olan 122 kilometrelik otoyol projesinin ihalesi tamamlandığını ve yolculuk süresinin 45 dakikaya düşeceğini söyledi.

Antalya Şehir Hastanesi ve Bağlantı Yolları Açılış Töreni’nde konuşma yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Antalya Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlamak için 5 kilometre boyunca, her iki yönde 2 şeritli olmak üzere toplam 4 şeritli yol inşa ettik. Buradan geçen bir ambulansın en kısa sürede hastaneye ulaşması için elimizden geleni yaptık.” dedi. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 22 yılda Antalya’nın ulaşım ve iletişim altyapısına yaptıkları yatırımları anlatan Uraloğlu, “Toplamda 181 milyar lira değerinde yatırım yaptık. 2002 yılında 197 kilometre olan bölünmüş yol ağını 715 kilometreye yükselttik. Antalya Batı Çevre Yolu’nu hizmete açtık.  

Antalya Kuzey Çevre Yolu’nda Başköy, Korkuteli, Kirişçiler ve Isparta Köprülü Kavşaklarını tamamladık. Akdeniz Batı Sahil Yolu’nu bölünmüş yol standardına getirdik. Phaselis Tüneli’ni trafiğe sunduk. Böylece Antalya’nın; Demre, Finike, Kumluca, Kemer, Kaş ve Kalkan gibi turizm cenneti ilçelerinin ulaşımını rahatlattık. Şubat ayında hem Kızılkaya-Bozova-Korkuteli Yolu hem de Alanya – Kuşyuvası – Taşkent Yolu Kaplanhanı ve Çayarası Tünelleri projelerinin biten bölümlerini trafiğe açtık.” şeklinde konuştu. 

Bakan Uraloğlu, 122 kilometrelik Antalya Alanya otoyol projesinin ihalesinin yapıldığını ve en kısa sürede inşaat çalışmalarına başlayacaklarını belirterek, “Şu anda Antalya Alanya arası ne kadar sürüyor? 2 saat sürüyor. Trafik yoğunlaştı mı 3 saat sürüyor, belki de 3,5 saat sürüyor. Bu projeyi bitirdiğimiz zaman eğer siz yasal hız sınırlarına uyarsanız ki biz bunu tavsiye ediyoruz, Antalya -Alanya arası 1 saatten az sürecek. 45 dakikada Antalya’dan Alanya’ya gidebileceksiniz. Bu sene de çalışmalarına dediğim gibi başlıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Uraloğlu, Antalya Şehir Hastanesi gibi önemli bir sağlık merkezinin bağlantı yollarını yapmanın ayrı bir gurur kaynağı olduğunu dile getirdi. Uraloğlu, “Yolumuzun uzunluğu 5 kilometre, her iki yönde 2 şeritli olmak üzere toplam 4 şeritli yol inşa ettik. Onun kavşaklarıyla ilgili de bazı planlarımız var. Onları da önümüzdeki sene büyükşehir belediyemizle, ilçe belediyelerimizle birlikte projelendireceğiz. Ve onların da sorununu çözeceğiz ama şimdilik ilk etapta acil olan bölümü bitirdik ve trafiğe açtık.” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, güzel projeleri hayata geçirmek için çalıştıklarını vurgulayarak, “Fahrettin Koca Bakan’ım sağ olsun, böyle güzel hastaneleri yapıyor. Bizi de bunların yollarına ortak ediyor. Biz de bu yoldan hastaneye giden hastalarımızın, onların yakınlarının, sağlık çalışanlarımızın Allah razı olsun demesini istiyoruz. Biz de bundan mutlu oluyoruz. Biz de memnun oluyoruz. Sizin dualarınız bizim için değerli, yoldan geçen bir ambulansın en kısa sürede hastaneye ulaşması için biz de bunun için çalışıyoruz. Güzel hizmetler yapmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.