“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 38

TOBB’un Anaokulu İnşaatı Devam Ediyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Aydın’ın Söke ilçesinde hayata geçirilecek olan anaokulu projesinde inşaat çalışmaları sürüyor.

Toplam 12 sınıftan oluşacak anaokulu projesi Çeltikçi Mahallesi Fatih Ortaokulu yanında inşa ediliyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ‘154 İlçeye 154 Okul Kazandırma Projesi’ kapsamında inşa edilen projenin 2023-2024 eğitim-öğretim döneminde hizmete açılması planlanıyor. 

Projeyi yakından takip eden Söke Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ali Özdericioğlu, inşaat çalışmalarını, Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sağel, Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Kayhan, Meclis Üyeleri Mustafa Toyran, Arif Yıldırım ve Taylan Türkoğlu ile ziyaret etti. 

Anaokulu projesi hakkında konuşan Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sağel; “TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu önderliğinde, Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer ile imzalanan Ulusal Eğitime Katkı Protokolünde ‘154 ilçeye 154 yeni okul kazandırma projesi’ çerçevesinde Sökemize kazandırdığımız anaokulu inşaatı devam ediyor. Sökemize bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, yeni eğitim binasını Sökemize kazandırmamızda bizlere desteklerini esirgemeyen Rifat Hisarcıklıoğlu ve Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer’e bir kez daha teşekkür ediyoruz.” dedi.

Odunpazarı’nda ‘Vizyon Projeler’ Devam Ediyor

Eskişehir’e bağlı Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ilçe genelinde inşaat çalışmaları devam eden ‘Vizyon Projeler’e ziyarette bulundu. 

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ‘Vizyon Projeler’ içinde yer alan Odunpazarı Belediyesi Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi, Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi ile Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi’nde incelemelerde bulundu.

Sık sık çalışmaları yerinde incelemek için denetimler yapan Başkan Kurt, ziyaretlerinde çalışmalarla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Başkan Kurt, incelemeler kapsamında ilk olarak Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi’ne gitti. Yapılan çalışmaları yakından inceleyen Başkan Kurt daha sonra Yaşlı Bakım Merkezi’nin hemen yanında bulunan Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi’ni inceledi. Başkan Kurt hem Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi hem de Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi’nin yakın zamanda hizmete gireceğini belirtti.

Yenikent’te inşaatı devam eden Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi’ne de giden Başkan Kurt, yetkililerden Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi ile ilgili bilgi aldı. Kurt, Yenikent Kapalı Pazar yeri ve Kültür Merkezi’nin Yenikent, Yıldıztepe, Gültepe, Büyükdere ve Çankaya Mahalleleri olmak üzere yaklaşık 80 bin kişiye hitap eden bir merkez haline geleceğini kaydetti.

Kaynak: Anka Haber

Batman’da İnşa Edilen 500 Yataklı Hastanede İzolatör Kullanılacak

Batman’da inşaat çalışmalarının devam ettiği 500 yataklı hastane projesinde sismik izolatör sistemi kullanılacak.

Bir süre önce temeli atılan Batman’ın 500 yataklı yeni hastanenin inşaatı tüm hızıyla sürerken, İl Sağlık Müdürü Dr. Semih Canpolat, hastane temelinde izolatör sisteminin uygulanacağını söyledi. 

İl Koordinasyon Kurulu’nun 2. dönem toplantısında konuşan Canpolat, “İnşaatına bir süre önce başlanılan hastanenin temelinde depreme karşı izolatör sisteminin uygulanması için de firmanın önerisini göz önünde bulundurup Bakanlığa bildirdik. Hastane temelinde izolatör sistem uygulanmış olacak.” dedi. 

Afet Bölgesinin Deprem Sigortası Düzenlendi

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmî Gazete’nin 13 Nisan tarihli sayısında, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında afet ve acil durum yönetimi alanında alınan bazı tedbirlere dair düzenlemeler duyuruldu.

Kararnameye göre, afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde yıkık veya ağır hasarlı olarak tespit edilmiş konut, iş yeri ve ahır sahibi afetzedeler için 7269 sayılı kanun hükümleri gereğince hak sahibi olma ve borçlandırmaları yapılma kaydıyla, bu yapıların inşası veya kredi sağlanmasında DASK aranmayacak.

Konut, işyeri ve diğer yapılan yeniden inşasında veya kredi sağlanmasında kendilerine ait olmayan arsa veya arazi üzerine inşaat ruhsatı almaksızın bina inşa eden yapı sahipleri ile imar planında yapı yapılması sakıncalı olarak belirlenen yerlerde ruhsatsız olarak yapılan yapıların sahipleri hak sahibi olarak kabul edilmeyeceğine yönelik kısıtlayıcı hüküm uygulanmayacak.

Afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde 7269 sayılı kanundan faydalanarak inşaat kredisi tahsisi ya da bina yapımı isteyenlerin hak sahipliği başvurusuna ilişkin duyuru Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı internet sitesinde ilan edilecek ve hak sahiplerinin 2 ay içinde başvurması istenecek. Bu süre gerektiğinde en fazla 1 ay uzatılabilecek.

Başvuruya ilişkin sonuçlar ilgili mülki idare amirliğince Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı internet sitesinde ve e-Devlet kapısı üzerinde ilan edilecek. Hak sahipliği kabul edilmeyenler 15 gün içinde itiraz edebilecek.

Karara göre depremin yol açtığı hasarların giderilmesi amacıyla uluslararası kuruluşlardan sağlanacak kredi ve hibelerle finanse edilecek projelerin uygulanması dolayısıyla taşınmaz malların alım, satım, ipotek, tapu kadastro işlemleri ile verilmesi gereken beyanname ve sözleşmeleri her türlü vergi, resim, katılma payı ücret ve harçtan istisna tutulacak.

Bu kapsamda yürütülen ulusal ve uluslararası projeler kapsamında her türlü prefabrik, konteyner ve geçici barınma malzemesi, yapı malzemesi, makine, afet ve acil durum faaliyetlerinde kullanılacak motorlu taşıtlar araç, gereç ve teçhizat, yedek parça ve yardım malzemeleri Ticaret Bakanlığı’nın uygun görüşü alınarak afet ve acil durum yönetimi başkanlığınca ithal edilebilecek.

İthal edilen bu mallar, gümrük vergisi ve bu vergi ile birlikte alınan her türlü vergi, resim, harç, fon ve diğer maddi mükellefiyetlerden istisna edilecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Hatay’da Enkaz Kaldırma Çalışmaları Devam Ediyor

6 Şubat tarihinde başlayan Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’da enkaz kaldırma çalışmaları sürerken binaların yerini boş alanlar aldı. 

AFAD koordinesinde günlük 300 bin seferle hafriyat taşınan kentte 10 binin üzerinde enkaz kaldırma çalışması yapılıyor.

En büyük yıkımı yaşayan Hatay’ın Antakya ilçesinde acil yıkılması kararlaştırıldıktan sonra yıkım işlemi de gerçekleştirilen binaların yerini boş alanlar aldı. Binlerce insanın yaşadığı ve kent hayatının merkezi olan sokaklar yerini sessiz meydanlara bıraktı.

Öte yandan, yıkımların devam ettiği kentten toz bulutlarının yükselmesi de dikkat çekti. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay’daki enkaz meydanları drone ile görüntülendi.

Doğu Karadeniz’in En Büyük Camisinin İnşaatında Sona Doğru

Trabzon’da Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük cami ve külliyesi olma özelliğini taşıyacak projede, son aşamalara gelindi. 

İnşaatın büyük bir kısmı tamamlanırken, cami bitirildiğinde Doğu Karadeniz’in en büyük külliyesi olacak.

Yapımına 2018 yılında dönemin Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu zamanında başlanılan, projesi eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın destekleriyle Pazarkapı mevkiinde denize hâkim bir noktada sahil şeridinde hazırlanan Trabzon Şehir Camii ve Külliyesi inşaatı sürüyor.

182 bin metrekare rekreasyon alanındaki 26 bin metrekarelik arsa üzerinde Trabzonlu hayırseverlerin destekleri ile yapımı devam eden Trabzon Şehir Camii ve Külliyesi’nde 7 bin 700 kişi aynı anda ibadet edebilecek. 

Türk-İslam Mimarisi Ön Plana Çıkarıldı

15 bin 442 metrekare toplam inşaatı alanı ve 8 bin 831 metrekare bodrum kat alanı ile tamamlandığında 14 derslikli eğitim merkezi, 15 atölye, bin kişilik konferans ve toplantı salonu, aşevi, bay/bayan abdesthane, gasil hane ve kapalı otoparkın bulunacağı camide 6 bin 255 metrekare ibadet alanları bulunacak. 2 bin 800 metrekare harim alanı, bin 140 metrekare revak alanı, bin 200 metrekare avlu alanı ve bin 115 metrekare mahfil katında oluşan cami ve külliyenin geleneksel Türk-İslam mimari tarzı ile günümüz çizgilerini bütünleştirerek döneminin ve şehrin sembol eserlerinden biri olması amaçlanıyor.

‘’Türk İnşaat Şirketleri İyi Performans Gösteriyor’’

Yaptığı yatırımlarla ünlenen Capital’in Kurucusu Mark Mobius, “Türk inşaat şirketlerinin iyi bir performans sergileyeceğini öngörüyorum. Türkiye’ye yatırım yapmaya devam.” dedi. 

Küresel piyasanın son birkaç senedir potansiyelinin altında performans sağladığını belirten Capital’in Kurucusu Mark Mobius, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde iyi bir büyüme göstereceğini söyledi. 

Sözlerine Kahramanmaraş nerkezli depremlerden etkilenenler için üzüldüğünü ekleyen Mobius, Türkiye’nin depreme dayanıklı yapılarla yenilenmesi sürecinde şirketlerin iyi bir performans göstereceğini ifade etti.

Mobius’un yatırım konusunda yaptığı değerlendirmeler ise şu şekilde; 

 “Gelişmekte olan piyasalar daha iyi hale geliyor. Bu öncelikle Çin’deki toparlanmadan kaynaklanıyor. Bilindiği üzere Çin, gelişmekte olan piyasalar endeksinin yüzde 30’unu temsil ediyor. Yani Çin iyi iş çıkardığında, endeks de iyi sonuç veriyor.”

”Gelişmekte olan pazarlarda çok iyi performans gösteren çok fazla şirket ve ülke var. Hindistan bunun iyi bir örneğidir. Türkiye, Güney Afrika, Brezilya, Vietnam, Tayvan ve benzeri ülkelerdeki şirketler makroekonomik duruma rağmen iyi performans gösteriyor.”

”Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle yerel para birimleri üzerinden petrol satışı yaparak küresel enerji fiyatlarında düşüşe katkı sağladı. Türkiye ve Hindistan gibi enerji ithalatı yapan ve gelişen ekonomiler bu durumdan yararlanacak. Bence Türkiye (önümüzdeki dönemde) iyi bir büyüme gösterecektir.”

“ABD Merkez Bankası (Fed) ve dünyadaki diğer merkez bankaları, çok fazla para basarak dünyayı çok zor bir duruma soktu. Bunun elbette enflasyon üzerinde doğrudan bir etkisi var. Enflasyon çok fazla paranın tedavülde olması demek.”

”Türkiye’de şubat ayında yaşanan depremlerden dolayı büyük üzüntü duydum. Deprem bölgesinin yeniden inşa edilmesi söz konusu ve daha iyi konutlar için büyük miktarlarda yatırımlar yapılacak. Bazen gerilimli ve zor zamanlarda bazı şirketler iyi performans gösterebilir. Şehirlerin yeniden depreme dayanıklı yapılarla yenilenmesi sürecinde Türk inşaat şirketlerinin iyi bir performans sergileyeceğini öngörüyorum.”

 “Türkiye’deki enflasyon ve döviz kuru seviyesi, ihracatçı Türk şirketlerine fayda sağladı. Örneğin, Türkiye’de yazılım ihracatı yapan bir şirketle iş yapıyoruz. Şirketin ihracı dövizken, maliyetleri Türk lirası cinsinden ve bu yüzden iyi performans sergiliyor. Gelişen piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. (Yatırım yapmak için) Kesinlikle Türk şirketlerine bakmaya devam edeceğiz.”

”Tüm dünyada ekonomik ve politik gelişmelerin etkisiyle hükümetlere duyulan güven azaldı. Bu yüzden insanlar bunu (güvensizliği) her şeyden önce daha fazla kripto para, daha fazla altın satın alarak gösteriyor. Tüketiciler bu tip belirsizliklerin yüksek olduğu zamanlarda bankalardaki mevduatlarının bile güvende olmadığını düşünerek huzursuz olabilir. Genel olarak hükümetlere olan güven azalıyor. Fransa’da yaşanan protestoların bunun tipik bir örneği.”

Yabancı Yatırımcıların Gayrimenkule İlgisi Arttı

Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, ‘’Sadece 2021’de yatırımcıların ülkeleri dışında aldığı gayrimenkuller için ödediği miktar 400 milyar doları aştı.’’ dedi.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Dünyada artan enflasyon ve ülke içi krizler, kırılganlıklar gayrimenkul yatırımlarını tetikliyor. Sadece 2021’de yatırımcıların ülkeleri dışında aldığı gayrimenkuller için ödediği miktar 400 milyar doları aştı. Bu rakamın 2022’de en az yüzde büyüdüğüne dikkat çeken Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, “Bu pastada en büyük payı; ABD, İngiltere, İspanya, Portekiz, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler aldı” dedi. Son yıllarda, pandemi, küresel ekonomik krizler, politik liderlerin kararları gibi nedenler gelişmiş ülkeleri daha içe kapalı bir hale getirdi.

Bu durum diğer ülke vatandaşlarının bu ülkelere olan dolaşımını, oturum süreçlerini ve sermaye transferini zorlaştırıyor, kısıtlıyor. Fakat birçok insan gayrimenkul yatırımlarıyla birlikte verilen oturum, vatandaşlık programlarıyla bu kısıtlamaları aşıyor. Akyüz’e göre Çin ve Hindistan vatandaşları gayrimenkul alımıyla sunulan vatandaşlık ya da oturum programlarını en çok tercih edenlerin başında geliyor. 

Yeni vergi uygulamalar nedeniyle ABD ve Fransa vatandaşları, BREXIT sonrası AB ülkelerinde oturum elde etmek isteyen İngiliz vatandaşları son dönemde oturum ve vatandaşlık programlarına dâhil oluyor. Rusya -Ukrayna savaşının sonuçlarını da ciddi bir etkisi bulunuyor.

Ruslar da Türkiye’ye Yöneliyor

Ukraynalılar daha çok Avrupa programlarına yönelirken, tüm kapıları kapanan Ruslar Türkiye’ye yöneliyor. Bu durumun doğal olarak küresel gayrimenkul pazarının büyümesine de neden olduğuna dikkat çeken Narazan, “Yukarıda saydığım nedenlerin kısa ve orta vadede değişmesi pek mümkün görünmüyor. Bu da bize pazarın önümüzdeki yıllarda da çok canlı olacağını, büyümesini sürdüreceğini gösteriyor.” dedi.

Bu pastada Golden Visa gibi programların önemli yer tuttuğuna değinen Narazan, “Golden Visa’yı, AB üyesi olmayan bir ülkenin vatandaşı için yatırım yoluyla oturma izni ve vatandaşlık hakkına sahip olma programı olarak niteleyebiliriz. AB’de başlayan ve özellikle İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkeleri olumsuz bir şekilde etkileyen ekonomik krizin ardından yine bu üç ülke ve Malta’nın Golden Visa programında öncü ülkeler olduğunu söyleyebiliriz. 

Golden Visa programı, öncelikle seyahat özgürlüğü tanıyor. Program sadece AB ülkelerinde değil, 150’den fazla ülkeye vizesiz seyahat imkânı tanıyor. Gayrimenkul yatırımınızdan euro bazlı kira elde etme imkânının yanı sıra AB ülkelerinde ticaret ve çalışma hakkı da tanıyor.

Golden Visa’nın sunduğu haklardan yatırımcının eşi, 21 yaşına kadar olan veya okuyan çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları ebeveynleri de faydalanabiliyor. Çocuklarınız için AB ülkelerinde eğitim olanağını sunarken, bu eğitim için diğer ülke vatandaşlarına göre daha uygun ekonomik koşullar elde edebiliyorsunuz. Yatırım tarafına baktığımızda, standart yatırım miktarından bahsedemeyiz, zira koşullar ülkeden ülkeye değişiyor. 

Artan Emlak Fiyatları Nedeniyle Konut Almak Zorlaştı

Yunanistan için 250 bin euro değerinde yapılacak bir gayrimenkul yatırımıyla AB serbest dolaşımı elde edebiliyorsunuz. Bu yatırım miktarı Portekiz’de 280 bin eurodan başlarken, İspanya’da 500 bin euroyu buluyor. Bu maliyetlerin üzerine avukatlık, alım satım masrafları gibi maliyetleri de ekleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Son iki yılda hızlı yükselen emlak fiyatları sebebiyle, Türkiye’de konut almanın zorlaştığına dikkat çeken Narazan, “İstanbul’da gayrimenkul fiyatları Avrupa şehirleriyle yarışıyor. Bunun sonucu olarak, İstanbul’da yeni bir konut almak yerine Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi Avrupa Birliği ülkelerine, İngiltere ya da ABD gibi ülkelerde konut edinme eğilimi artıyor.

AB ülkelerinde yapacağınız gayrimenkul yatırımı, Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım, vatandaşlık ve yüksek kira getirisi gibi birçok avantaj sağlayabiliyor. Bu da yurtdışında konut alımını teşvik eden unsurlar olarak dikkat çekiyor.

Türkler de Yurtdışında Gayrimenkul Yatırımlarına Yöneliyor

Yüksek getirili gayrimenkul yatırımı isteyen, çocukları için iyi bir eğitim kariyeri planlayan, uluslararası yatırımlarını daha sağlıklı yönetmek isteyen Türk vatandaşları yurtdışında gayrimenkul yatırımlarına yöneliyor.  Bu trende katılan Türk vatandaşları için de Vesta Global olarak talep odaklı çözümler sunuyoruz.” dedi.

Vesta Global 2017 yılında Teuta Narazan ve Armağan Akyüz tarafından kuruldu. Gayrimenkul sektöründe pazarlama ve satış danışmanlığı veren Vesta Global, oturma izni ve vatandaşlık programlarından, farklı kıtalarda rezidans projelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor. Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, ayrıca otel ve turizm yatırımlarından ticari mülklere, maden ocaklarından tarım arazilerine, şehir dairelerinden okyanusta adalara, Avrupa’da şatolardan Alp’lerde chaletlere, İtalya’da üzüm bağlarına kadar oldukça geniş bir portföyü danışanların beğenisine sunduklarını da sözlerine ekledi:

 “Ayrıca inşaat ve yatırım firmalarına yurtiçi ve yurtdışındaki gayrimenkul projelerinde, projenin geliştirilmesinden, pazarlama ve satış danışmanlığına, yurtdışı satış kanallarının oluşturulmasına kadar anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Vesta Global olarak gayrimenkul sektöründe alışılagelmiş iş yapma şekilleri dışında hizmet sağlıyoruz.”

“Depremler Engellenemese de Depremin Yaratabileceği Hasarlara Karşı Önlemler Alabilmek Mümkün” 

Yurtiçi ve yurtdışında farklı ölçek ve fonksiyonlardaki mimari projelerle ön plana çıkan Aura Design Studio Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, deprem nedeniyle oluşabilecek yıkım ve kayıplara karşı konutlarımızda almamız gereken önlemleri aktardı. 

Kurucusu olduğu AURA Design Studio çatısı altında mimarlık, kentsel tasarım ve iç mekan tasarımı alanlarında farklı tipolojilerde birçok ödüllü projeye imza atan Mimar Filiz Cingi Yurdakul, ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle yüz yüze olduğumuz depremler engellenemese bile depremin yaratabileceği hasarlara karşı önlemler almanın mümkün olduğunu dile getiriyor. 

Deprem, hayatların, tüm canlıların, yapıların, şehirlerin, yolların, ağaçların yerinden oynamasıdır. Değişmez sandığımız emek verilerek üretilen, severek yapılan evlerimizin, işyerlerimizin, okullarımızın ve kent hafızasını oluşturan birçok yapının bir anda yok olması ihtimalidir.

Yaşanan depremde en ağır şekilde zarar gören bölgelerde yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için alınması gereken bazı önlemler var. Bu önlemlerden belki de en önemlisinin mevcut yapılarda bina deprem dayanıklılık testi yaptırarak olası bir felakete karşı korunmak olduğunu vurgulayan Filiz Cingi Yurdakul, bunun için mutlaka profesyonel ekiplerden destek alınması gerektiğini de ekliyor. 

Ancak, bina dayanıklılık testinden önce de yapılabilecek bazı gözlemler mevcut. İlk olarak yapının yeri ve zemininin araştırılması gerekiyor. Yapının ruhsatının alındığı belediyede yapının onaylı zemin etüd raporunun bulunduğunu ve bu raporda yapının zemin değerlerinin yer aldığını belirten Mimar Filiz Cingi Yurdakul, yapının vadi tabanında, akarsu yakınında, bataklık bölgesinde, fay hattı üzerinde bulunması veya deprem sırasında sıvılaşma riski olan zeminde yer almasının yapıyı deprem dayanıklılık testine sokmak için yeterli birer sebep olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Yapınız bu tür bölgelerde yer almıyor olsa bile eğer yapı daha önce bir deprem geçirdiyse yani yorgun bir yapıysa yine de mutlaka profesyonel destek alınmalı.”

Mimar Filiz Cingi Yurdakul’a göre bir yapı deprem geçirmediyse takip edilecek çeşitli adımlar bulunuyor. Bunlardan en önemlisi ise onaylı ruhsat projesine uygunluk: “Yapılar, onaylanan mimari ve statik proje doğrultusunda inşa edilmeli ve sonrasında da bu projeye sadık kalınmalı. Yapıya sonradan kaçak kat eklenmesi, asansör yapılması, tadilat sırasında kolonların tahribatı gibi projede yer almayan uygulamaların hayata geçirilmesi yapı sağlamlığı ve bütünlüğüne geri dönülemez olarak zarar veriyor. “ Eğer yapıda tahribat var ise profesyonel destek almak bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor.

Kullanıcıların bodrum katlardaki kirişlerde ve kolonlarda derin çatlaklar ya da bu taşıyıcılar içindeki demir aksamlardan açığa çıkan ve paslanan donatılar olup olmadığının, bodrum kattaki taşıyıcı duvarlardaki olası nem ve su varlığının tespiti, tesisat boruları geçirilirken kirişlerin zarar görüp görmediğinin kolaylıkla tespit edilebileceğini dile getiren mimar, taşıyıcı duvarların su izolasyonu bozulması veya yetersizliği sebebiyle suya maruz kalması halinde duvar içindeki donatıların da paslanabileceğine önemle dikkat çekiyor. 

Bina Deprem Dayanıklılık Testi Nasıl Yapılır?

Ülkemizde riskli yapı tespitleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilen kuruluşlar ve belediyeler tarafından yapılıyor. Binanın ihtiyaçları ve ne kadar risk altında olduğunu detaylı olarak analiz eden uzmanlar gelip binayı genel olarak inceledikten sonra binanın taşıyıcı sistemine detaylı olarak inceleme başlatıyorlar. Binanın genel durumu, zemin analizi, yapının fay hatlarına olan yakınlığı da inceleniyor. Son ve asıl olarak binadan tahribatlı veya tahribatsız deney yöntemleriyle alınan örnekler incelenerek taşıyıcı sistemin kontrolü sağlanıyor. 

Bitişik nizam veya kendi içinde kot farklılığı olan yapılarda da kısa kolon etkisinin kontrol edilmesi gerektiğini ve böyle noktalar varsa mutlaka güçlendirme yapılması gerektiğini vurgulayarak ekliyor: “Karot alımı veya röntgen tipi araştırma yapıldıktan sonra risk raporu hazırlanır. Uzmanlar yapının depreme dayanıklı olup olmadığına karar verir. Gerekli görülürse güçlendirme işlemi başlatılabilir veya bina tahliye işlemleri devreye konur.”

AURA Design Studio kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, deprem yıkımları gerçekleşmiş bölgelerde ise, kentler yeniden planlanırken multi disipliner bir yaklaşım ile şehirlerin gelişim, tarım ve ekonomi politikaları birlikte değerlendirilerek, göçlerin de engellenmesini sağlayacak ekonomik modeller, yatırımlar, sosyal donatılar eklenmesi gerektiğini belirtiyor.

Tüm deprem bölgelerindeki kalıcı barınma çözümlerinde çok sesli ve şehir ruhuna sadık kalınarak kent hafızasının korunması, tarihi eserlerin restorasyonlarının aslına uygun olarak acele edilmeksizin yeniden inşası konularının önem kazandığını belirtiyor. 

Çayırova Küçük Sanayi Sitesi İnşaatı Başladı

Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde yer alacak Küçük Sanayi Sitesi projesinin inşaat çalışmaları başladı. 

Çayırova’da yer alan küçük işletmelerin tek bir çatı altında toplanması amacıyla inşa edilen Küçük Sanayi Sitesi projesini yakından takip eden Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, projenin 31 dönüm arazi üzerinde yükseleceğini söyledi. 

İnşaat çalışmalarının başladığı alana ziyarette bulunan Çiftçi, çalışmaları yerinde inceledi. Yapılacaklar hakkında bilgi almayı ihmal etmeyen Çiftçi, “Halkımıza taahhüdümüz olan küçük sanayi sitemizin inşaatına başladık. Projemizi hızla tamamlayarak, ilçemizdeki küçük işletmeleri bir çatı altında toplayacağız ve kronik bir sorunu daha çözmüş olacağız.” açıklamasında bulundu. 

İKSD Genel Sekreteri Akın Alıkçıoğlu: ‘’Sektör 100’den Fazla Ülkeye İhracat Yapıyor’’

İskele ve kalıp sektörünü tek çatı altında birleştiren İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD) Genel Sekreteri Akın Alıkçıoğlu, Yapiradar.com’un Youtube kanalı Yapıradar TV’ye konuk oldu. 

Sektörün gelişimine yönelik faaliyetler yürüttüklerini ifade eden Akın Alıkçıoğlu,5 yılı aşkın süredir İKSD bünyesinde Genel Sekreter görevini üstleniyor. 2017 yılında kurulan İKSD’nin öyküsünü aktaran Alıkçıoğlu, “Aslında çok genç bir derneğiz. O yıllarda TSE Avrupa Üretim Standartlarının Türkiye’de de uygulanmasına karar verildi. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, özellikle şantiyelerde iş kazalarını azaltmak amacıyla bazı projeler başlatmıştı. İKSD, bu amaçlar doğrultusunda, söz konusu kurumların da yönlendirmesiyle 2017 yılında kuruldu.” dedi. 

“Sektörün En Önemli Konusu Eğitim” 

İKSD’nin değerli çalışmaları hakkında bilgi veren Alıkçıoğlu, sektörün gelişiminde önemli bir role sahip olan ‘eğitim’ konusuna dikkat çekti. Özellikle üniversitelerde inşaat mühendisliği bölümlerinde kalıp ve iskele konularında müfredatın yetersiz olduğunun altını çizen Alıkçıoğlu, bu durum sebebiyle gençlerin mezuniyet sonrası şantiyelerde sorunlarla karşılaştığını söyledi. Bu konuda farklı kurumlarla çalışmalar yürüttüklerini belirten Alıkçıoğlu, ‘’Hem üniversiteler hem de inşaat mühendisleri odaları ile iş birlikleri yaptık. Bilgilendirme seminerlerinin yanı sıra gençlerin güncel iskele kalıp sistemlerini görmeleri için  ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünün bahçesine üyelerimizin katkılarıyla birlikte iskele kalıp sistemleri kurduk. Ayrıca İstanbul’da bir meslek lisesiyle iş birliği protokolü imzaladık. Eğitmenlerini eğittik, müfredatlarını güncelledik, laboratuvarlarına kalıp ve iskele sistemlerini özel ölçülerde hazırlatıp dahil ettik. Böylelikle öğrencilerin güncel sistemleri görmelerini sağladık. Burada başarılı olan öğrencilerin bazılarına üye firmalarımızda staj imkânı sağladık’’ şeklinde konuştu.

Ödüllü Proje: Güvenli Hayat Güvenli İskele

İnşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konularında yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan İKSD Genel Sekreteri Alıkçıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Türkiye’de inşaat sektöründe her yıl 500 insanımızı iş kazaları sebebiyle kaybediyoruz.  Bu rakamın yaklaşık yüzde 45’inin sebebi ise yüksekten düşme. Bu oran, kalıp ve iskele sistemlerinin önemini bir kere daha vurguluyor. Zaten derneğimizin kuruluş amaçlarından biri de bu. Bu kapsamda Avrupa Birliği (AB) ile bir proje yaptık, fon aldık. Projenin ismini ‘Güvenli Hayat Güvenli İskele’ koyduk. Proje, pandemi dönemine denk geldi ancak pandemiyi hiçbir zaman bahane olarak görmeyip tüm etkinlikleri kusursuzca yerine getirdik. Bu süreçte öncelikle, saha araştırması yaptık 350 işçiyi eğittik. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili 20 tane işverenimizi eğittik. Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, ODTÜ ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde uygulamalı iş sağlığı güvenliği eğitimi verdik. Projemiz, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nde (İMSAD) STK’ler Geleceğe Yatırım Ödülleri Projeler Dalı’nda ödül kazandı” 

‘’Firmalar Yönünü İhracata Çevirdi’’

2023 yılında hayata geçirilmesi planlanan projelerden bahseden Alıkçıoğlu, ‘’2023 biliyorsunuz zorlukların olduğu bir yıl. Özellikle depremle birlikte iskele kalıp sistemlerinin önemini gördüğümüz bir yıl. 2018 yılından itibaren firmalarımız yönünü ihracata çevirdi. Bu anlamda ihracatçılar birlikleriyle birlikte ortak projeler üzerine konuşuyoruz. Derneğin gündeminde olan konular şunlar: Denetim eksikliği, buna bağlı olarak standardizasyon eksikliği ve haksız rekabet. Esasında bu sadece bizim sektörün sorunu değil. İMSAD çatısı altında 50’ye yakın, farklı platformlarda yaptığımız çalışmalarda ortak sorunları üst üste koyduk. Bu üç konu başlığı ortaya çıkıyor. Burada tabii standartlar TSE üzerinden hayata geçirildi. Firmalar bu sertifikaları almaya çalışıyorlar. Standardizasyon eksikliğini maliyet avantajına çeviren firnalar haksız rekabete yol açıyor. Sektör bu anlamda biraz dertli. Bu bağlamda sektördeki birçok firma dış pazara yöneliyor.” 

Sektör, 100’den Fazla Ülkeye İhracat Yapıyor’’

İnşaat sektörünün ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapıldığını ve İKSD’nin firmalara katkı sağladığını kaydeden Alıkçıoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

‘’İskele kalıp sektörü olgunlaştı. Ağırlıklı olarak Rusya, Orta Doğu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Amerika pazarları olmak üzere dünya genelinde 100’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. 20-30 yıl öncesinde daha farklı dinamikler söz konusuydu. Geleneksel iskele sistemleri revaçtaydı. Son 5-10 yılda müteahhitlik sektörünün hem Türkiye hem dünya pazarında gelişmesiyle güvenilir, kaliteli ve hızlı üretimi sağlayacak endüstriyel kalıp sistemleri pazarı oturmaya başladı. Elbette yapılması gereken şeyler var. Ar-Ge, inovasyon, teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme her sektörün ortak konusu.”

Bu keyifli söyleşinin tamamını izlemek için tıklayın.

Kuşadası’nda Yol Çalışmaları Sürüyor

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından konforlu yollar oluşturulması amacıyla Kuşadası’nda başlayan yol çalışmaları devam ediyor.

Kent genelinde vatandaşlar için daha güvenli ve konforlu yollar oluşturmaya devam eden Büyükşehir Belediyesi, Kuşadası Ahmet Pınarı Caddesi’nde sıcak asfalt serimi çalışmalarını sürdürüyor.

Aydın’ın birçok ilçesinde eş zamanlı olarak yol yapım çalışmalarına devam eden Fen İşleri Daire Başkanlığı Yol Yapım ve Bakım Şube Müdürlüğü ekipleri, Kuşadası Ahmet Pınarı Caddesi’ni de yeniliyor. Ekipler, sıcak asfalt seriminin ardından şerit çizgilerinin çizilmesi ile çalışmalarını tamamlayacak. 

Çalışmalar Hız Kesmeden Devam Edecek

Çalışmalar hakkında konuşan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Vatandaşlarımızın en iyiyi hak ettiğini bilerek yol yapım ve yenileme çalışmalarımızı eş zamanlı olarak gerçekleştiriyoruz. Kent genelinde çalışmalarımız hız kesmeden devam edecektir” dedi.

Aydın ilindeki tüm ulaştırma ve altyapı projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Çorum’da Bedesten İnşaatı Hızlandı

Çorum Belediyesi tarafından hayata geçirilen Bedesten projesinde yer altı otopark çalışmaları tamamlandı. Kubbelerin yükselmeye başladığı projenin inşaatı hızla sürüyor.

Çorum Belediyesi İletişim Ofisi’nin çalışmalara yönelik yaptığı açıklamaya göre; Çorum’un kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıyan bedesten projesi, geleneksel mimari özellikleriyle birlikte şehrimizin ticaret hayatına yeni bir soluk getirecek. İnşaat çalışmaları devam eden bedestende kubbe yapımına başlandı. Toplam 16 kubbeden oluşan kısımda, 6 kubbe tamamlanarak beton dökme aşamasına gelindi.

Tarih Yeniden İhya Ediliyor

Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın inşat çalışmalarını inceleyerek bilgi aldı. Tarihin yeniden ihya edilmesi noktasında bedestenin Çorum için önemli bir proje olduğuna işaret eden Başkan Aşgın, “Kayıtlara baktığımızda 1500’lü yıllarda Çorum’da bir bedesten olduğunu görüyoruz. Biz tarihi yeniden ihya etme vizyonumuzun gereği olarak bu tür eserler yapıyoruz. Tarihi yapıları yeniden ayağa kaldırırken tarihi kültür yolu, kale projesi, tarihi kent meydanı projesi ile Çorum’un merkezini de ihya ediyoruz. Bu vizyonumuzun önemli bir eseri olan bedesteni Çorum’a kazandırmanın heyecanını yaşıyoruz.” dedi.

Projede 16 Kubbe Yer Alacak

Bedestenin 16 kubbeden oluşan, geleneksel mimariye sahip bir yapı olacağını belirten Başkan Aşgın, “Şu anda 6 adet kubbede son aşamaya geldik. Kalan 10 kubbe de yapılacak ve toplamda 16 kubbeli bir bedesten ortaya çıkacak. Kubbeler ve minareler bizim medeniyetimizin sembolleridir. Bu sanatsal unsurları, medeniyetimizin parçalarını gelecek nesillere taşıyacağız” dedi.

211 Araçlık Yer Altı Otoparkının İnşaatı Bitti

Proje kapsamında Çorum’a 211 araçlık yer altı otoparkı da kazandırıldığını belirten Başkan Aşgın “Bu inşaat bittiğinde otoparkı da hizmete sunmuş olacağız ve şehrimizin merkezindeki otopark sorununa çözüm olacağız.” dedi.

Başkan Aşgın, bedesten projesiyle sadece ticaret merkezi değil aynı zamanda Çorum’a yeni bir meydan da kazandırmış olacaklarını söyledi. Aşgın, bedesten çevresindeki bazı binaların kamulaştırılması ve yıkım işlemlerine devam ederek meydan oluşturacaklarını açıkladı. Aşgın “Burası açıldığı zaman şehrimizin kalbi olacak. 25 adet işyeri olacak. 211 araçlık otopark olacak.” dedi.

Projenin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

‘’Ticari Gayrimenkul Tecrübemiz En Önemli Sermayemiz’’

Mülk Kaynak Gayrimenkul Kurucusu İş İnsanı Tolga Andaç, ticari gayrimenkul sektörünün özel uzmanlık gerektirdiğini ifade etti. 

Ankara’da ticari gayrimenkul alım-satım ve kiralama alanlarında hizmet veren Mülk Gayrimenkul Kurucusu İş İnsanı Tolga Andaç, “Alışılageldik konut bulma yöntemleri ticari gayrimenkulde işlemiyor. Bu alanda uzmanlık şart. Her bir ticari gayrimenkul için o mülke özel çalışma yapmanız gerekiyor. Bunu da hem hızlı hem de hatasız yapmalısınız. Bu nokta devreye güven giriyor. Bizi Ankara’da rakipsiz kılan asıl unsur bu. Uzman ekibimiz, geniş portföyümüz ve müşteri odaklı çalışma prensibimizi güven üzerine inşa ediyor, asla ödün vermiyoruz. Mülk Gayrimenkul olarak kısa süreli büyük karları değil, zamana yayılmış uzun süreli iş birliklerini tercih ediyoruz.” dedi.

‘’Ticari Gayrimenkulde Gizlilik Esastır’’

Ticari mülklerin sessizce el değiştirdiğini vurgulayan Andaç, “Ticari gayrimenkulde gizlilik esastır. Bu kural Ankara’da diğer şehirlere oranla daha yüksektir. İmza aşamasına gelene dek tüm süreçleri bu esasa göre yürütüyoruz. Portföyümüzdeki mülklerin pazarlanması sürecinde alanında uzman ekibimizle taraflar arasındaki görüşmeleri her iki tarafın da çıkarlarını gözeterek yapıyoruz. Bazı ticari gayrimenkuller kolay bulunur ve kolay pazarlanır. Bazıları zor alınır ve zor pazarlanır. Büyük emek ve zaman gerektirir. Burada tecrübemiz en önemli sermayemiz.” ifadelerini kullandı.

Mülk Gayrimenkul, Portföyünün Güncelliğine Önem Veriyor

Ticari gayrimenkul yatırımı düşünenlere altyapının gelişmiş olduğu yeni konut komplekslerindeki ticari üniteleri öneren Andaç, şunları söyledi:

“Markalı konut projelerindeki ticari alanların yatırım geri dönüşleri çok daha hızlı oluyor. Hem kira getirisi hem de mülkün değer artışı anlamında rakipsiz diyebiliriz. Ankara’mızdaki yeni konut projeleri bu anlamda büyük potansiyel barındırıyor. Mülk Kaynak Gayrimenkul olarak küçük yatırımcıları bu alana yönlendiriyoruz. Büyük oyuncular içinse portföyümüzü her zaman güncel tutarak en hızlı çözümleri sunuyoruz”

Tesla, Çin’de ‘Mega Fabrika’ İnşa Edecek

Tesla, Çin’in Şanghay kentinde yeni bir Mega Fabrika kuracağını duyurdu. Proje ile yılda yaklaşık 10 bin sistem üretimi hedefleniyor.

Şu anda Tesla, Megapack enerji depolama ünitelerini ABD Nevada’daki Gigafactory’sinde üretmekte, burada aynı zamanda Tesla araçları ve Tesla Enerji ürünleri için batarya paketleri de üretiliyor. Megapack ise büyük ticari projeler için tasarlanmıştır.

Tesla, Megapack üretimini Kuzey Kaliforniya’daki yeni ve özel Mega Fabrika alanına taşıma sürecindedir. Lathrop, Kaliforniya’daki tesis, Tesla’nın ilk Mega Fabrikası olacak ve yılda 40 GWh üretim kapasitesine sahip olması planlanıyor.

Geçtiğimiz hafta Tesla, ABD Monterey Country, Kaliforniya’da bulunan ve 240 MWh Megapack batarya depolama ile 280 MW güneş üretimi kapasitesine sahip yeni bir güneş enerjisi istasyonunu tanıtan bir video yayınladı. Cal Flats güneş tesisi olarak bilinen bu enerji istasyonu, yılda 100.000 evi enerjiyle besleyebilir ve Apple’ın da burada üretilen enerjiyi kullanacağı bildirildi.

Şanghay, Tesla’nın Çin’deki üretim merkezi olma yolunda ciddi adımlar atıyor. Otomobil üreticisinin beş (yakında altı) Gigafabrikası’ndan biri orada bulunuyor ve Çin ve diğer ülkelerde satışa sunulan Tesla araçlarını üretiyor. Yeni Mega Fabrika ile Tesla, dünya genelinde ve yerel olarak enerji depolama üniteleri üretip, yenilenebilir enerji projelerine katkı sağlamayı hedefliyor. Örneğin, Avrupa’nın en büyüğü olduğu söylenen Belçika’daki 100 MWh enerji depolama tesisine destek vermek gibi.

Bu adım, Tesla’nın ve CEO’su Elon Musk’ın “sürdürülebilir enerji uygarlığı” inşa etme hedefiyle uyumludur. Tesla, geçen ay gerçekleştirilen Yatırımcı Günü’nde, fon sağlayıcıları “Dünya’da yatırımcı olmaya” davet etti. Şirket, dünyanın tamamen sürdürülebilir hâle gelmesi için yaklaşık 240 TWh enerji depolama kapasitesine ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor.

Yeni Mega Fabrika’nın inşası, Tesla’nın enerji depolama sistemlerine yönelik küresel talebi karşılamak için büyük yatırımlar yaparak, sürdürülebilir enerji alanında liderliğini pekiştirmeye devam etme stratejisinin bir parçası olarak nitelendirilebilir. Şanghay’daki tesis, enerji depolama ve yenilenebilir enerji projelerine olan talebi karşılamak için Çin ve dünya genelindeki pazarda önemli bir rol oynayacak.

Özellikle, Avrupa’nın en büyük enerji depolama tesisi olan Belçika’daki projenin yanı sıra, Tesla’nın Megapack enerji depolama sistemleri küresel ölçekte başka projelerde de kullanılabilir. Bu sayede, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artırılacak ve enerji üretiminin sürdürülebilirliği sağlanacak.

Tesla’nın enerji depolama ünitelerine olan talebi karşılamak için atılan bu büyük adım, şirketin enerji alanındaki hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacak. Yeni Mega Fabrika, sadece Çin pazarında değil, aynı zamanda dünya genelinde enerji depolama sistemleri üretimi ve dağıtımında önemli bir katkı sağlayarak, sürdürülebilir enerji uygarlığı inşa etme hedefine katkıda bulunacak.

Kaynak: Teknoblog

Alya Konakları Merkezefendi Projesinde Ön Satış Süreci Başladı

BOSS4 Gayrimenkul yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesi Alya Konakları Merkezefendi’de ön satış sürecinin başladığını duyurdu.

İnşaat çalışmalarının hızla devam ettiği projeyle ilgili konuşan Akkuş, “Projemiz Zeytinburnu’nda önemli bir lokasyonda 252 bağımsız bölümün dönüştürüldüğü bir kentsel dönüşüm projesi olarak hayata geçiyor. Bittiğinde toplam dokuz blokta 467 konut 15 ticari birimden oluşacak olan bu projemizde her projemizde olduğu gibi önce insan önce güvenlik dedik. Deprem güvenli binaların önemini çok acı bir şekilde tekrar hatırladığımız bu dönemde binalarımıza güvenimizin tam olduğunun altını çizerim. Projelerimiz 2019 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğine göre projelendirilerek inşa ediliyor. 2013 yılından bu yana konut üretiyoruz ve konutlarımızın sağlamlığını üretimin her adımında belgelendiriyoruz.” dedi.

Sosyal Donatılar ve Peyzaj Tasarımı Dikkat Çekiyor

Yüzde 90 oranında balkonlu dairelerin yer aldığı Alya Konakları Merkezefendi projesinin içeriğiyle ilgili geçtiğimiz aylarda bilgi veren Akkuş, şunları söylemişti:

Alya Konakları’nda da diğer projelerimizde olduğu gibi yaşanılabilir, ferah alanların olduğu bir mimarimiz var. Dairelerin yüzde 90’ı balkonlu. Peyzaj alanı ve yeşil ortak alanlar bu projemizde de ön planda tutuldu. Alya Konakları’nın da en önemli özelliklerinden biri de blokların oval şekilde konumlanması ve orta alanın tamamen peyzaja bırakılması. Yürüyüş alanları, oyun alanları, sosyal tesisler proje alanının yüzde 30’unu oluşturuyor.” 

Peyzaj mimarisinin ön plana çıktığı Alya Konakları Merkezefendi projesinde, havuz, Türk hamamı, sauna, buhar odası, fitness, basketbol ve futbol sahası, yürüyüş alanları, çocuk oyun alanları, kafe alanları, 7×24 güvenlik ve kapalı otopark bulunuyor.

Alya Konakları Merkezefendi projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Hazır Beton Birliği, Beton Sınıfının Yükseltilmesini Talep Etti

2022 yılına ilişkin Hazır Beton Sektör Raporu’nu yayımlayan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde C25/30 olan beton sınıfının C30/37’ye yükseltilmesini talep etti.

Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Daha önceki yıllarda çimento iç satışı ve hazır beton imalat endeksi verileri ile uyumlu olan sektör araştırması sonuçları 2022 yılında ayrışmıştır. THBB tarafından yapılan sektör araştırması sonucunda hazır beton sektörünün 2022 yılında yüzde 0-yüzde 5 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir.” dedi.2023 yılı ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Yavuz Işık, “2023 yılında hazır beton sektörünün kötümser senaryoda yüzde 5 oranında küçüleceği, iyimser senaryoda ise yüzde 10 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir.” dedi.

‘’Hazır Beton Sektörünün Kapasitesi 137,5 Milyon Metreküptür’’

Sektörün kapasitesiyle ilgili bilgiler veren Yavuz Işık, şunları söyledi:

“Sektörel kapasite araştırmamıza göre Türkiye’de hazır beton santral kapasitesi farklı senaryolar kapsamında en düşük 225 milyon m3 ve en fazla 343 milyon m3 olarak tespit edilmiştir. Toplam 18 bin 500 adet transmikserin kapasitesi ise en düşük 178 milyon metreküp, en fazla 305 milyon metreküptür. Mobil pompa kapasitesinin ise 110 milyon metreküp olduğu öngörülmektedir. Türkiye’de hazır betonun yaklaşık yüzde 80 oranında pompa ile döküldüğü öngörülürse operasyonel kapasite 137,5 milyon metreküp olmaktadır.”

‘’Yapı Denetim Süreçlerindeki Hatalar Üreticileri Mağdur Ediyor’’

Yapı Denetim Sistemi kapsamında T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının beton kalite takibi uygulaması olan Elektronik Beton İzleme Sistemi’nin (EBİS) genel olarak Türkiye’de beton kalitesinin daha da yükseltilmesi ve sektörümüzde haksız rekabetin azaltılması için önemli bir fırsat olduğunu düşündüklerini vurgulayan Yavuz Işık, “Buradaki tek çekince; çok hassas bir şekilde yapılması gereken numune alımı, saklanması, bakımı ve test edilmesi gibi süreçlerde yapılabilecek hataların, ürünün uygunsuz olarak raporlanması ve üreticinin mağduriyetine sebep oluyor. Mevcut aksaklıkların Bakanlığımızın iradesi ile kısa sürede giderileceğine inancımız tamdır. Hem bu konuda hem de bölgeler bazında beton üreticilerinin sorunlarının çözümüne yönelik THBB-Bakanlık iş birliği mekanizmasının güçlenmesini önemsiyoruz. Bu doğrultuda, ülkemizde beton kalitesine katkı sağlayacak çalışmaların etkin ve hızlı bir şekilde uygulamaya alınmasında ve T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili kamu kurumları ile sektör arasında doğru veri akışının sağlanabilmesinde bir köprü vazifesi görmek için bütün beton üreticilerinin THBB üyesi olmaları son derece kritiktir. Bu konuda Bakanlık yetkililerimizin yönlendirmeleri oldukça etkili ve faydalı olacaktır.” diye konuştu.

Son birkaç yılda İzmir, Elâzığ ve Düzce’de can kaybına neden olan depremlerde yapı denetimine tabi olmuş ve hazır beton kullanılmış hiçbir yapının ciddi yapısal hasar görmediğine dikkat çeken Yavuz Işık, “2023 yılının şubat ayında yaşanan Kahramanmaraş depreminde ise yıkılan binaların yüzde 97’sinin 2000 yılından önce inşa edildiği, yüzde 3’ünün ise 2000 sonrası inşa edildiği tespit edilmiştir. Bu yüzde 3’lük göreceli yeni binaların bir kısmı yapı denetimi hizmeti almamıştır, ancak yine de sayıca azımsanmayacak düzeyde yapı denetime tabi olmuş binanın da yıkıldığı bir gerçektir. Bu da denetim süreçlerinde en ufak zafiyetin ve ihmalin olmaması gerektiğini, aksi durumda acı tabloların ortaya çıkabileceğini göstermektedir.” dedi.

‘’Tüm Tesisler KGS Belgesine Sahip Olmalı’’

Hazır betonda zorunlu bir denetim olmadığı yıllarda bile THBB tarafından 1995 yılında kurulan KGS (Kalite Güvence Sistemi) üye firmaları denetlediğini ve gerektiğinde üyeliklerini askıya alabildiğini vurgulayan Yavuz Işık, “THBB üyesi olmanın şartı tüm tesislerin KGS belgesine sahip olmasıdır. Bu konuda çok uzun yıllar önce inisiyatif alan ve örnek olan THBB, hazır betonun kalitesi için 1988 yılından beri büyük emek sarf etmektedir. Bu nedenle THBB’nin sadece sektörel bir dernek olarak değil, aynı zamanda üyelerinin kaliteli beton üretimini garanti altına alan düzenleyici bir yapı olarak görülmesi de gerekmektedir. Türkiye’deki bütün hazır beton üreticilerinin THBB çatısı altında toplanmasına zemin hazırlayacak altyapının sağlanması üzerinde düşünülmeli ve çaba sarf edilmelidir.” diye konuştu.

‘’Asgari taşıyıcı beton sınıfının C30/37 düzeyine çıkarılması ve bu sınıftan daha düşük betonların deprem bölgelerinde kullanılmasına izin verilmemesi gereklidir.”

Güncel Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılarda taşıyıcı olarak en düşük C25/30 sınıfında hazır beton kullanılması gerektiğini belirten Yavuz Işık, ‘’Dayanıklılık açısından, özellikle donatı korozyonu değerlendirildiğinde bu beton sınıfının geçirimsizlik bakımından yeterli olmadığı gözlenmektedir. Yurdumuzda özellikle hazır beton sektöründeki teknolojik gelişmeler de düşünülerek, söz konusu su/bağlayıcı oranı ve minimum bağlayıcı dozajı sınırlandırmalarının sağlanabilmesi için asgari taşıyıcı beton sınıfının C30/37 düzeyine çıkarılması ve bu sınıftan daha düşük betonların deprem bölgelerinde kullanılmasına izin verilmemesi gereklidir.” dedi. 

Eroğlu: ‘’ DASK’ta Konutun Metrekaresini Tapu İle Eşitleyeceğiz’’

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, ‘’DASK’ta konutun metrekaresini tapu ile eşitleyeceğiz. İhtiyari deprem poliçesinde metrekareyi SEDDK belirleyecek.’’ dedi

SEDDK Başkanı Eroğlu, SEDDK üst düzey yetkilileri ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu’ndan (DASK) sorumlu olan Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren gazetecilerle iftarda buluştu.

6 Şubat 2023’te meydana gelen büyük depremin sigorta sektörü ve kendisi için bir milat olduğunu söyleyen Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, “Eğer sigorta penetrasyonunu artırmazsak bu ülkenin sürdürülebilirliği için ciddi sorun olabilir. Özellikle işyeri ve KOBİ sigortalarında çok önemli eksikler var. Bu durum ülkenin geleceği için önemli. KOBİ’lerde sigortalılık oranı yüzde 50” diye konuştu. 

Eroğlu, iftarda gazetecilerle yaptığı sohbette sigortacılık sistemiyle ilgili sert ve çarpıcı eleştirilerde bulundu. Büyük depremde sigorta sektörünün hemen hemen tüm paydaşların hataları olduğu ve sektörün A’dan Z’ye reforma ihtiyacı olduğunu önemle vurgulayan Eroğlu, “Herkes hatalı ama biz de bu durumu seyrettiğimiz için suçluyuz” dedi. Eroğlu, acilen bir Deprem Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini belirterek bunu da bir politika metni haline getirmeleri gerektiğini söyledi.

Deprem bölgelerinde evinin ölçüsünü küçük gösterdiği için ve zeyilname yapmadığı için daha az tazminat alan vatandaşların sorunlarına değinen Eroğlu, şunları kaydetti: 

“İhtiyari yangında da sorunlar var. DASK’ta konutun metrekaresini tapu ile eşitleyeceğiz. İhtiyari deprem poliçesinde metrekareyi SEDDK belirleyecek. Diğer yandan vatandaşın daha yüksek tazminat alması için DASK’ta inşaat maliyetlerini de artıracağız. Riskli bölge ile risksiz bölge arasındaki makas da açılacak.” Trafik sigortalarında başta 1’den 7’ye kadar olan basamaklara sıfır ve 8’inci basamakların eklenmesi ve kişi bazlı sigorta yapmak olmak üzere yapılması planlanan reformların deprem nedeniyle geciktiğini belirten Eroğlu, bu alan hasar üreten alanların azaltılması gerektiğine dikkat çekti. Trafik sigortasında hedefin serbest tarife olduğu vurgulayan Eroğlu, sorunların çözümü için Trafik Operasyon Merkezi kuracakları haberini de verdi.

Genellikle değer kaybı anlaşmazlıklarında başvurulan sigorta tahkim sisteminin geldiği noktayı da eleştiren Eroğlu, eğer kontrol altına alınmazsa tahkimin sigorta sistemi için yeni bir maliyet haline geleceğini ifade ederek, “Sigorta tahkim sistemi kangrene dönüşmüş durumda” diye konuştu.

DASK’tan sorumlu olan Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren ise 11 ilimizi etkileyen büyük depremin ardından evleri hasar gören vatandaşlara ödemelerin 13 milyar liraya ulaştığını bugün itibarıyla yaptığımız 13 milyar TL’lik tazminat ödemesinin yaklaşık 5 milyar TL’sinin tahsil edilmediği tespit edildiğini söyledi. Soruna hızla çözüm sağlamak adına, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (DDO) koordinasyonunda e-Devlet yetkilileri ile proje geliştirdiklerini aktaran Eren, şunları kaydetti: 

“Proje kapsamında; aktif SMS şifresinin sigortalı tarafından anlık görüntülenebileceği bir yapı oluşturuldu. E- Devlet üzerinde bulunan “DASK Hasar Sorgulama” adımına ek, yeni bir hizmet olarak “Ödeme Sorgulama ve Şifre Hizmeti” adımı eklendi. Bu sayede, sigortalılarımız, tazminat ödemelerini tahsil etmek için gerekli şifreyi e-Devlet üzerinden anlık olarak görüntüleyebiliyor. Açılan yeni hizmete ilişkin e-Devlet tarafından sigortalılarımızın e-Devlet hesaplarına gönderilen mesaj ile bilgilendirme yapıldı. Sigortalılarımızın, e- Devlet üzerinde kayıtlı, doğrulanmış cep telefonu numaralarına, e-Devlet tarafından SMS ile de bilgilendirme yapıldı. Kurumumuz ile tüm GSM operatörleri ile yapılan iş birliği kapsamında, ödemesini bankadan tahsil etmemiş tüm sigortalılarımıza konuyla ilgili SMS gönderilerek e-Devlet üzerinden gerekli kontrolleri yapmaları yönünde bilgilendirme yapıldı.”

Eren, deprem hasarlarına karşı teminatı sağlayan ve hasarı ödeyen taraf olduğunu, kendisinin doğrudan poliçe satışı yapmadığını anlatarak üretim süreçlerinde sigorta şirketlerinin, acenteleri ve banka şubeleri ile iş birliği yaptığını dile getirdi. Sigortalıların iletişim bilgilerinin üretim aşamasında sigorta şirketi, acente ya da banka tarafından alınarak poliçeye işlendiği bilgisini veren Eren, “Deprem sonrası konutları depremde hasar gören sigortalılarımızın Kurumumuza yaptıkları hasar ihbarını takiben hasar dosyası açılıyor. Hasar dosyasına ilişkin belirlenen tazminat tutarı, ilgili hak sahibine kısa mesaj olarak gönderilen şifreler aracılığı ile herhangi bir Vakıfbank şubesinden tahsil edilebiliyor. Sigortalılarımız, web sitemiz dask.gov.tr ve e-Devlet aracılığı ile hasar dosyalarını ve tazminat ödemelerinin gerçekleşme durumlarını görüntüleyebiliyor. DASK tarafından ödenecek tazminatın sigortalı tarafından tahsil edilmesi için gerekli şifre/kod poliçe üzerinde yazan cep telefonu numarasına gönderilmesi sebebiyle, poliçe üzerinde bulunan cep telefonu bilgisinin doğru/aktif olma durumu büyük önem taşıyor. Poliçedeki iletişim bilgisi doğru olmadığı takdirde, sigortalı tazminatının ödendiği bilgisine erişilemiyor” diye konuştu. 

Kaynak: İnşaat Deryası

Turkmall, İzmir’de Kentsel Dönüşüm Projesi İçin Kolları Sıvadı

Hayata geçirdiği AVM ve rezidans projeleriyle tanınan Turkmall, İzmir’in Çeşme ilçesinde yer alan Ege Çeşme Sitesi’ni dönüştürmek için harekete geçti.

Turkmall, Türkiye’nin gözde tatil merkezleri arasında yer alan Çeşme’de kentsel dönüşüm projesini hayata geçirecek. Proje sunumu için yapılan toplantıda, projenin örnek daireleri Ege Çeşme Sitesi sakinlerine gösterildi. Proje toplantısına, Turkmall adına Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eyüboğlu, Başkan Yardımcısı Mehmet Altunhan, Yönetim Kurulu Üyesi Barış Er ve diğer şirket yöneticileri katıldı.

‘’Hak Sahiplerinden Ücret Alınmayacak’’

Toplam 36 dönüm arsa üzerinde inşa edilecek projede, 360 adet daire yer alacak. Projenin detaylarıyla ilgili konuşan Turkmall Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eyüboğlu, şöyle konuştu: 

“1992 yılından beri ülkemizde ve dünyada birçok prestijli alışveriş merkezi, rezidans, konut ve karma projesini yapıp teslim ettik. 32 yılda toplam 15 milyon metrekare inşaat yaptık. Şimdi de İzmir’in en eski yazlık sitelerinden Ege Çeşme Sitesi’nde yeni bir kentsel dönüşüm projesi için uzlaşma toplantısını gerçekleştiriyoruz. Ege Çeşme’de mevcudun dışında hak sahiplerinin de arsaları var. Projeye bu arsaları da katarak önemli bir metrekare avantajı yakalayacağız. Hak sahiplerinden hiçbir ücret almayacağız. Denize sıfır konumuyla dikkat çeken Ege Çeşme Sitesi’nde projeyi 18 ayda tamamlamayı hedefliyoruz. Dönüşüm tamamlandığı zaman, Ege Çeşme Sitesi kapalı otopark, sosyal tesisler, havuzlar, dinlenme alanları, mini market, spor sahaları ve peyzajıyla bölgeye de değer katacak.”

‘’Çeşme’nin Simge Yapısını Dönüştürüyoruz’’

İzmir’deki yapı stokunun eski olduğunu ve kentsel dönüşümün kent için önemli bir katkı olduğunu belirten Eyüboğlu, “Turkmall olarak kentsel dönüşüm alanında da öncü rol üstleniyoruz. İzmir birinci derecede deprem bölgesi üzerinde. Kentin konut stoku, eski ve depreme dayanıksız. Binaları yerinde dönüştürmek hem çok maliyetli hem de kent dokusuna bir yarar sağlamıyor. Önemli olan ada bazında, yeşil alanları, peyzajı ve Ege kentlerine yakışır bir mimariyle yeni yaşam alanları yaratabilmek. İzmir’in en büyük kentsel dönüşüm projesi Forum Göztepe’yi kente kazandırmak için son aşamaya geldik. Şimdi proje de Çeşme’nin simge yapılarından olan Ege Çeşme Sitesi’nde bir dönüşüm yapmak istiyoruz. Sitedeki hak sahipleriyle bir araya gelerek projemizi anlatan bir sunum gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte de site sakinlerinin talepleri doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. 

Projenin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Karakan Holding’den 70 Milyon Dolarlık GES Yatırımı

Karakan Holding, fabrikalarının çatılarına yerleştirilmek üzere güneş enerjisine 70 milyon dolar değerinde yatırım yaptı.

Konuyla ilgili konuşan Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı, toplumun geleceği için çevre dostu enerjilerin önemli bir paya sahip olduğunu belirterek şunları söyledi.

“Yatırımlarda güneş kaynaklı bir üretimin tercih edilmesi ile doğa korunuyor ve ülke olarak yerli kaynaklardan fayda sağlanıyor. Karakan Holding olarak bizler de artık kendi güneş enerjisi üretim panelimizi faaliyete geçireceğiz.”

Tüm Arazi ve Fabrikalara GES Kuruldu

Bu yatırımla birlikte hem sürdürülebilir çevre sunmaya hem de GES projelerinin büyümesine katkı sağlanacağını ifade eden Batallı, “Üretimimiz sırasında açığa çıkan karbon salımını azaltma hedefi ile fabrikalarımızın çatısına ve arazilerimize saha kurulumu 70 megawatt, kendi panel tesisimiz ise 300 megawatt yılı aşacak şekilde güneş enerjisi panel üretim hatları kurduk. Aynı zamanda Afyon’da 10 milyon doları aşan güneş enerjisi üretim paneli fabrikamızla birlikte toplam yatırımımız 70 milyon doları buldu. Böylece kendi enerjimizi üretir hale geldik.” dedi.

İhsaniye’nin Kentsel Dönüşümünü 16 İnşaat Yapacak

16 İnşaat Bursa’nın Nilüfer ilçesinde düzenlenen tanıtım toplantısı ile İhsaniye’de yapılacak kentsel dönüşüm projesini sundu.

Sheraton Otel’de düzenlenen tanıtım toplantısında 16 İnşaat yönetim kurulu ekibi ile site sakinleri yer aldı. Toplantıda projenin detaylarından bahseden Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Özkardaş, “Nilüfer’in kalbinde, depreme dayanıklı, modern yaşam alanları inşa ederek, sizlere mutlu bir hayat sunacağız.’’ dedi. 

‘’Bugünkü Yönetmelikle Sağlam Yapılar İnşa Edebiliriz’’

Toplam 5 bloktan oluşacak projenin detaylarına değinen Özkardaş, “Projenizi detaylı bir şekilde inceledik. Yaşanan deprem felaketi olmasa sizler de kentsel dönüşümü düşünmezdiniz ama depreme hazırlıklı olmak zorundayız. 1999 yılı öncesindeki deprem yönetmeliği ile günümüz deprem yönetmeliği arasında çok büyük farklar var. Bugünkü yönetmelikle sağlam yapılar inşa edebiliriz. Ayrıca devletimiz kentsel dönüşümü finansal olarak da destekliyor. Konut sahiplerine 1 milyon 250 bin lira krediyi 0,69 faizle veriyor. 

Müteahhitlere de daire başına 1 milyon kredi veriyor ve bunu sadece kentsel dönüşüm yapılsın, insanlarımız ölmesin diye veriyor. Daha önce gerçekleştirdiğimiz, dışarıdan bakınca sağlam görünen projelerde 87 ton demir kullanıldığını belirledik. “Biz aynı binaya 600 ton demir kullandık. Yönetmelik C30 beton istiyor ama biz projelerimizde C35 beton kullanıyoruz. Varsın bizim kârımız azalsın ama site sakinlerimizle sevdikleriyle huzur içinde yaşasın.” şeklinde konuştu. 

‘’Kentsel Dönüşümün Dışına Çıkmak İstedik’’

Projenin inşaat çalışmaları için 4 inşaat mühendisi, 1 mimar ve 1 makine mühendisiyle birlikte hareket ettiklerini belirten Özkardaş, “Dışarıdan diploma kiralamak kentsel dönüşüme yapılan en büyük hainliktir. Kendi bünyemizde arkadaşlarımızla çıktığımız bu güzel yolda hayallerimiz ortak hedeflerimiz bir, bizim 1. önceliğimiz sizleri en kısa sürede güvenli ve aynı zamanda modern binalarınıza kavuşturmak. Alışılagelmiş kentsel dönüşümün dışına çıkmak istedik ve sitenizle ilgili çok güzel bir proje hazırladık. 

Sitenizde yüzme havuzu, fitness salonu, pilates salonu, restoran, kafeterya, yönetim alanı, iki kapıcı dairesi ve güvenlik olacak. Kamera sistemiyle ister televizyonunuzdan ister telefonunuzdan istediğiniz an istediğiniz yeri görebileceksiniz. Çocuklarınız, torunlarınız bahçede oynar, havuzda yüzerken onları görebileceksiniz. Siz evinizde huzur ve güven içinde yaşarken, sevdikleriniz sitenizin sosyal alanlarında hayatın tadını çıkarabilecek. Siz madem Bursa’nın, Nilüfer’in kalbindesiniz, biz de bu bilinçle hareket etmek zorundayız.” ifadelerini kullandı. 

‘’Temel Hedefimiz Yaşanılır Yapılar Sağlamak’’

Toplantının sonunda açıklama yapan 16 İnşaat Mühendislik Kadrosu (İnşaat Mühendisi Şantiye Şefi Gülsena Terzi ve Mimar Elçin Koruyucu, Makina Mühendisi Eray Asi, İnşaat Mühendisi Ali Nail Veli ve İnşaat Mühendisi Ömerhan Bayram) şunları söyledi:

“Depremin yıkıcı etkisini derinden yaşadığımız bugünlerde temel ihtiyacımız olan barınma ihtiyacını daha güvenli hale getirmek, Bursa’mızın şehir planlamada daha modern, huzur dolu, yaşanılır yapılarla yapılanmasını sağlamak 16inşaat ailesi olarak temel hedefimizdir. Bu hedefle başladığımız kentsel dönüşüm yoluna bir başka projeyle daha devam etmek istiyoruz.”

Hazır Beton Üretiminde Rekor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Hazır Beton Sektör Raporu’nu yayımladı. Raporda, AB üyesi ülkelerin toplam üretim miktarı 272,5 milyon metreküp iken, Türkiye’nin tek başına 105 milyon metreküp beton ürettiği vurgulandı. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgilerle hazırlanan rapor, Türkiye’nin hazır beton üretiminde Avrupa’da lider ülke konumunu sürdürdüğünü gösterdi. THBB’nin raporu, hazır beton sektörünün 32 milyar Türk lirasını aşan cirosu, 37 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektöründeki yerini ortaya koydu.

Dünya Gazetesinin haberine göre; Yapı denetim süreçlerindeki bazı aksaklıkların üreticileri mağdur ettiğini belirten raporda, Türkiye’deki bütün hazır beton üreticilerinin THBB çatısı altında toplanmasına zemin hazırlayacak altyapının sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.

Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) 2021 verilerine göre AB üyesi ülkelerin toplam üretim miktarı 272,5 milyon metreküp iken, Türkiye’nin tek başına 105 milyon metreküp beton ürettiği vurgulanan raporda, bu miktarla Türkiye’nin, AB ülkeleri arasında birinci ülke olduğu kaydedildi.

2021’in ilk iki çeyreğinde büyüme performansı sergileyen inşaat sektörünün 2022’nin son çeyreğine kadar küçüldüğüne dikkat çekilen raporda, bu dönem sürecinde GSYİH ile inşaat sektörü büyümesi arasında ciddi bir makas oluştuğu vurgulandı.

Raporda, “İnşaat sektörünün uzun süredir kırılgan yapısı devam etmektedir” ifadelerine yer verildi. Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Daha önceki yıllarda çimento iç satışı ve hazır beton imalat endeksi verileri ile uyumlu olan sektör araştırması sonuçları 2022’de ayrışmıştır.

Hazır beton sektörünün 2022’de yüzde 0- yüzde 5 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir” dedi. 2023 ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Yavuz Işık, “2023’te sektörün kötümser senaryoda yüzde 5 küçüleceği, iyimser senaryoda ise yüzde 10 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir” dedi.

Bakan Kurum Duyurdu: TOKİ’de Yüzde 25 İndirim Kampanyası

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı’ndan konut ya da iş yeri sahibi olan vatandaşlara yüzde 25 indirim kampanyası yapılacağını açıkladı. Kampanya 24 Nisan’dan itibaren geçerli olacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yoğun talep nedeniyle TOKİ’den konut veya iş yeri sahibi olan vatandaşların kalan borçlarını tamamlaması durumunda yüzde 25 indirim kampanyasından yararlanacağını belirtti. 

Gelişmeleri sosyal medya hesabından duyuran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, şu ifadelere yer verdi:

“TOKİ’den ev, iş yeri ve arsa almış olan kardeşlerimizden gelen talepler doğrultusunda her yıl 2 ayrı indirim kampanyası düzenliyoruz. TOKİ halkın ihtiyaçlarına, taleplerine istisnasız cevap veren bir kurumdur, halkın kurumudur.’’

Kampanya 24 Nisan’da Başlıyor

Bakanlık olarak kampanyalarda değişen indirim oranlarıyla vatandaşlara bir ödeme kolaylığı sağladıklarına dikkat çeken Bakan Kurum, “Binlerce kardeşimiz de bu kampanyalardan istifade ediyor. Şu anda kardeşlerimizin merakla beklediğini biliyorum. Şimdi de yeni bir kampanyayı daha 24 Nisan’da başlatıyoruz.” dedi.

Borçların Peşin Ödenmesi Gerekiyor

Bakan Kurum, TOKİ’ye borcu olan vatandaşlara yönelik indirim kampanyası rakamları hakkında ise, şunları söyledi:

“TOKİ’den konut ve iş yeri sahibi olan vatandaşlarımız kalan borçlarını peşin ödemeleri durumunda yüzde 25 indirim imkânından faydalanacak. Arsalarda da yine peşin ödeyen vatandaşlarımıza, yüzde 12,5 indirim imkânı sağlıyoruz. Kampanyadan yararlanmak isteyen konut ve iş yeri sahiplerinin 18 Mayıs’a, arsa sahiplerinin ise 12 Mayıs’a kadar başvuru yapmaları gerekiyor.”

Withco Coworking Space, XL Mimarlık+Mühendislik Tasarımıyla Genişliyor

Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik imzasını taşıyan, İzmir’dekiWithco Paylaşımlı Ofis Alanı, ödüllü binasını büyütüyor. Tasarımı yine XL Mimarlık+Mühendislik tarafından yapılan Withco Coworking Space ek binası, İzmir Körfezi ve liman manzaralı ofisleri ve paylaşımlı alanlarıyla üyeleri için yeni deneyimler sunmaya hazırlanıyor. 

Birbirinden farklı ölçek ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik, İzmir’deki ödüllü paylaşımlı ofis alanı Withco Coworking Space’in ek binasını da tasarlıyor. 

2019 yılının sonunda faaliyete geçen ve bünyesinde 80 müstakil ofis, 25 masa ünitesi, 98 kişilik amfi, toplantı odaları, YouTube stüdyosu, kafe, sağlıklı yaşam restoranı ve ortak alanlar bulunduran Withco Coworking Space’in 1750 m² inşaat alanına sahip genişleme alanında 56 müstakil ofis ile toplantı odaları, paylaşımlı çalışma alanları ve dinlenme bölümleri olacak.

Tasarımı XL Mimarlık+Mühendislik tarafından yapılmış olan Withco Coworking Space’in ek binasında İzmir Körfezi ve Liman manzaralı ofisler ile paylaşımlı alanlar Withco üyeleri için yeni deneyimler sunacak. 

Temel tasarım araçları “hayal etmek” ve “ilham vermek” olan Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik, Withco Coworking Space’i tasarlarken oluşturduğu mekansal ve kurgusal karakteriyle öncü olacak paylaşımlı ofis ve ortak çalışma alanı yaratma fikrini ek binada da sürdürüyor. Cephe ve iç mekanı ile Withco ana bina kurgusuna uygun tasarlanan ek binanın 2023 yılı yaz başında hizmete açılması planlanıyor.

Künye:

Proje Adı: WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma Alanı Ek Yapı

Project Yeri: İzmir/Türkiye

Project Ofisi: XL Mimarlık + Mühendislik

Tasarım Ekibi: Arda Işık, Tayfun Torunoğlu, Dicle Binbir

İşveren: Övünç Emre

Ana Yüklenici: Varem Yapı

Proje Yılı: 2023

İnşaat Alanı: 1750 m²

Efe Bezci: ‘’Şu Anda En Önemli Konu, Güvenli Binalar’’

Besa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci, “İnsanlar artık alanında marka olmuş, projeleriyle kaliteli yaşamı sunmuş firma arayışında olacaklar.” dedi

Besa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından insanların artık sadece güvendiği kişilerden ev alacağını belirterek, ‘’Alanında marka olmuş, projeleriyle kaliteli yaşamı sunmuş firma arayışında olacaklar. Sektör bu nedenle şu anda birleşmelerle büyük firmalara gebe.’’ ifadelerini kullandı.

Besa Holding’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bezci, şu an için en önemli konunun güvenli binalar olduğunu, konforun bile ikinci plana atıldığını ifade etti.

Bezci, son depremin, daha güvenli, yaşanılabilir konut önemini bir kez daha ortaya çıkardığını, 6 Şubat ile birlikte Türkiye’de ‘vasıfsız, iş bilmez müteahhit’ defterinin tamamen kapandığını kaydederek şunları söyledi:

‘’6 Şubat depreminden sonra inşaat sektörü bir yandan yaraları sarmak için hummalı bir çalışma içine girerken, diğer yandan bir daha köklü adımlar atmaya başladı. Her şeyden önce can güvenliği geliyor. Birkaç göz alıcı detayla çürük zemin ve temel üzerine çürük bina yapanlara talep sadece bugün değil, bundan sonra hiçbir zaman olmayacak. Bu unutulacak gibi bir acı değil çünkü. İnsanlar artık sadece güvendiği kişilerden ev alacak. Alanında marka olmuş, projeleriyle kaliteli yaşamı sunmuş firma arayışında olacaklar. Sektör bu nedenle şu anda birleşmelerle büyük firmalara gebe. Çünkü başka da yolu yok. İnsanların gerek alırken gerek inşaat sürecinde gerekse içinde otururken huzur dolu olacağı konuta talep hiç olmadığı kadar fazla.’’

Besa Holding’in inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

The Flower and Plant Show, 12. Kez Kapılarını Açtı 

Süs bitkileri ve peyzaj dünyası, Tüyap Beylikdüzü’ndeki Uluslararası The Flower and Plant Show’da bir araya geldi.

Tarsus Fuarcılık tarafından 12.’si düzenlenen organizasyonda; farklı türde ağaçlar, çiçekler ve çiçek soğanları, iç ve dış mekan süs bitkileri, fideler, dikey bahçeler, meyve fidanları, tohumlar, dekoratif peyzaj malzemeleri, bahçe aletleri, park ekipmanları, yetiştirme ortamları ile teknik ekipman ve malzemelere kadar sektöre dair yüzlerce ürün sergileniyor. 

12. Uluslararası Süs Bitkileri, Peyzaj ve Yan Sanayileri İhtisas Fuarı The Flower and Plant Show’da, çoğunluğu yerli üreticilerden oluşan çok sayıda marka, yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçiyle buluşacak. 

Aytemur; “İstanbul ve Anadolu’dan üreticiler, fuarla birlikte yeni pazarlara yelken açacak”

Tüyap Beylikdüzü’nde başlayan The Flower and Plant Show ile ilgili açıklamalarda bulunan Tarsus Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur; “Fuara katılan çoğunluğu yerli üreticilerimiz, en özel ve nitelikli ürünlerini bir arada sergiliyor. Dört gün boyunca yurt dışından çok sayıda doğrudan alıcı gelecek. Üretim gücü, lojistik konusundaki artıları ve kaliteyi uygun maliyetle sunabilme avantajıyla Türkiye Süs Bitkileri ve Peyzaj Sektörü’nün, dünya pazarından çok daha fazla pay alması için The Flower and Plant Show 2023, önemli bir fırsat olacak” dedi. 

The Flower and Plant Show 2023’te, başta belediyeler olmak üzere oteller, alışveriş merkezleri, inşaat firmaları, sağlık kuruluşları, markalı konut projeleri, şehir planlamacıları, mimarlar ve villa sahipleri gibi süs bitkileri ve peyzaj ile doğrudan ilgisi bulunan ziyaretçi grupları, ihtiyaç duydukları “yeşil çözümleri” bir arada bulabilecek.

Sanayi Üretiminde Düşüş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayına ilişkin sanayi üretim endeksi verilerini yayımladı. Buna göre, endeks yıllık bazda yüzde 8,2 azaldı.

Deprem felaketinden etkilenen illerde mücbir sebep ilan edilmiş ve beyannameler ertelenmiş, bu illerden derlenen anketlerden yüzde 67 oranında cevap alınabildi. Bu nedenle, şubat ayına ilişkin hesaplamalarda eksik gözlemler için e-fatura, e-arşiv fatura verileri gibi alternatif veri kaynakları ve istatistiksel yöntemler kullanılarak tahmin yapıldı. Bu yöntemlerle tahmin edilen büyüklüğün toplam içindeki payı yüzde 1,94 olarak belirlendi.

Şubat ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 8,2 azalış gösterdi. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, şubatta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,2, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 8,2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,5 geriledi.

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, şubatta bir önceki aya göre yüzde 6 azaldı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, şubatta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 11,2 ve imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 6,6 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,4 arttı.

Arındırılmamış sanayi üretim endeksi de şubatta yıllık bazda yüzde 8,23 azalış gösterdi.

İnşaat Malzemeleri İhracatında Gerileme Devam Ediyor

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi Şubat 2023 verilerine göre ihracatta gerileme sürüyor.

Rapora göre, dış ticarette ocak ayında görülen gerileme eğilimi, şubatta da devam etti. Pazarlardaki yavaşlama ve depremin yarattığı kısıtlayıcı etkiyle bölgede yer alan sanayi tesislerinin olumsuz etkilenmesi sebebiyle gerileyen inşaat malzemeleri ihracatı, şubat ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 632 milyon dolar azalarak 2,13 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu sonuçla birlikte ihracat 2021 yılı şubat ayından sonra en düşük seviyeyi gördü.

Türkiye İMSAD raporuna göre, inşaat malzemeleri ihracatı Şubat 2023’te miktar olarak da bir önceki yılın şubat ayına göre 1,96 milyon ton geriledi. 2022 yılı şubat ayında 4,97 milyon ton olan ihracat miktarı, bu yılın aynı döneminde 3,01 milyon tona indi. Depremin etkisi ihracatta miktar olarak daha belirgin hissedildi.

İnşaat malzemeleri sanayi ortalama yıllık ihracat birim fiyatı ise şubat ayında geçen yılın şubat ayına göre yüzde 27 arttı. 2022 yılı şubat ayında ortalama ihracat birim fiyatı 0,56 dolar/kg seviyesindeyken, bu yılın şubat ayında 0,71 dolar/kg seviyesine yükseldi. Birim fiyattaki yüksek artışın sebebi ise görece daha düşük fiyatlardaki ürün ihracatının azalması olarak öne çıktı. Rapora göre, şubat ayındaki ihracat performansına bağlı olarak yıllık (son 12 aylık) inşaat malzemeleri ihracatı 32,95 milyar dolara gerilerken, değer olarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oranında artış gösterdi. İhracat yıllık bazda miktar olarak ise yüzde 15,9 gerileyerek 54,93 milyon tona indi. Ortalama yıllık ihracat birim fiyatı yüzde 22,4 artarak 0,60 dolar/kg seviyesinde gerçekleşti.

Ekonomi ve finans çevreleri tarafından dikkatle izlenen rapora göre, inşaat malzemeleri sanayisinde alt sektörlerin ihracat performansı da 2023 yılı şubat ayında genel olarak geriledi. Şubat ayında yaşanan depremin etkisi inşaat malzemeleri sanayi alt sektörleri ihracatını sınırladı. Buna karşın alt sektörlerde farklı eğilimler de görüldü.

2023 yılı şubat ayında sekiz alt ürün grubunun yedisinde ihracat birim fiyatları 2022 yılı şubat ayına göre yüksek gerçekleşti. Küresel emtia ve nihai ürün fiyatlarındaki gerileme eğilimine rağmen fiyatlar geçen yılın üzerinde kalmaya devam etti. 2023 yılı şubat ayında mineral, taş ve toprak ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 31,8 daha yüksek seviyede gerçekleşirken, demir çelik ürünlerinde ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 17,1, prefabrik yapılarda yüzde 19,1, ağaç ve ahşap ürünlerde ise yüzde 9,9 arttı. Sadece metal bazlı ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 0,6 düştü.

2023 yılı şubat ayında sekiz alt ürün grubunun yedisinde ihracat miktar olarak geçen yılın şubat ayının altında gerçekleşti. Bir alt sektöre ise artış yaşandı. Miktar olarak düşüşlerde depremin ve pazarlardaki yavaşlamanın etkisi görüldü. 2023 yılı şubat ayında 2022 yılı şubat ayına göre miktar olarak ihracat düşüşleri demir çelik ürünlerinde yüzde 44,3, mineral, taş ve toprak ürünlerde yüzde 41,1 oldu. Metal bazlı ürünlerin ihracatı yüzde 27,3, prefabrik yapıların ihracatı yüzde 61,7 azaldı. Kimyasal bazlı ürünlerin ihracatı ise miktar olarak yüzde 2,7 arttı.

2023 yılı şubat ayında sekiz alt ürün grubunun altısında ihracat değer olarak düştü. İki ürün grubunun ihracatı ise aynı döneme göre değer olarak arttı. 2023 yılı şubat ayında bir önceki yılın şubat ayına göre değer olarak ihracat düşüşü demir çelik ürünlerde yüzde 34,8, metal bazlı ürünlerde yüzde 27,6, mineral, taş ve toprak ürünlerde yüzde 22,5 ve prefabrik yapılarda ise yüzde 54,2 oldu. Kimyasal bazlı ürünlerde ihracat değer olarak yüzde 5,1 ve elektrik malzemelerinde ise yüzde 0,6 oranında artış gösterdi.

Kaynak: Habertürk

OSB’lerin Kamulaştırılma Süreci Hızlandırılacak

Sanayi üretiminin önemli kollarından Organize Sanayi Bölgeleri’nin planlama, kurulum ve kamulaştırma süreçlerinin hızlandırılmasına ilişkin yeni düzenleme Resmî Gazete’de yayımlandı. 

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, konuya ilişkin değerlendimelerde bulundu. 

Kütükcü, OSB kanununda yapılan yeni düzenlemelerin OSB’lerde yer seçimi ve kamulaştırma süreçlerini hızlandıracağını, Türkiye’nin sanayi üretimine lokomotiflik yapan organize sanayi bölgelerinin yatırım ve üretim avantajlarını artıracağını vurguladı. Memiş Kütükcü, “Yeni OSB kanunu ile birlikte OSBÜK olarak bizim ve OSB camiamızın bir süredir talep ettiği pek çok konu hayata geçmiş oldu” dedi.

Yeni düzenleme ile ilgili değerlendirmede bulunan Kütükcü, “Yürürlükteki imar planlarında sanayi alanı olarak belirlenen yerlerde, planı onaylayan idarenin görüşünün alınması ve imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt yapılması kaydıyla OSB yer seçimi işlem yapılmadan OSB alanı kesinleştirilecek.

Yönetmelikte belirtilen şart ve sürelerde yatırım yapmayı taahhüt eden parsel maliklerine, kamulaştırma yapılmadan seçilen alanda OSB tarafından yer verilebilecek. Ayrıca OSB’lerimize ilk defa ön tahsis uygulaması getirildi. Ön tahsis uygulaması ile artık OSB’lerimiz yer seçimi ve kamulaştırma süreçleri devam ederken, yatırımcılara belirlenen bedel üzerinden ön tahsis yapabilecekler.

OSB’ler ön tahsis uygulaması ile elde ettikleri gelirle, bu alanda kamulaştırma bedellerini ödeyebilecekleri gibi alt yapı çalışmalarını da yapabilecekler. Bu da OSB’lerimizi finansal açıdan rahatlatacak. Tüm bu düzenlemeler ile artık OSB’lerimizin yeni yatırımcılara tahsis yapmak için 4-5 yıl gibi uzun süren yer seçimi ve kamulaştırma süreçleri hızlanmış, böylece yeni yatırımların da önü açılmış olacak.”

‘’Yabancı Yatırımcılar İçin Önemli Bir Uygulama’’

OSB’lere üst yapılı sanayi parseli kiralama veya satma yetkisi verildiğini de ifade eden Kütükcü, “Önceden sadece alt yapı yatırımlarını yaparak, yatırımcılara parsel tahsis eden OSB’lerimize, artık üretime geçme şart ve taahhüdü veren yatırımcılara üst yapılı sanayi parseli kiralama veya satma yetkisi verildi.

Bu düzenleme ile birlikte, OSB’lerimiz, elektrik, su, doğal gaz gibi alt yapıların yanı sıra fabrika binalarını da kendileri yaparak, yatırımcılara anahtar teslimi kiralayabilecek veya satabilecekler. Yatırımcı, sadece üretimde kullanacağı makine ve ekipmanlarını, insan kaynağını getirerek üretimini yapabilecek.

Bu düzenleme, yerli yatırımcılarımızın yanı sıra özellikle yabancı yatırımcılar için de önemli bir uygulama” şeklinde konuştu. 

Kütükcü, yapılan düzenleme ile OSB sanayicilerinin en önemli sorularından birisi olan, bir parselde birden fazla işletmenin faaliyet gösterememesi sorununun da çözüldüğünün altını çizerek, artık OSB’lerdeki katılımcı sanayicilerin, tesislerini üretim amaçlı olmak üzere bir veya birden fazla kiracıya kiralayabileceklerini kaydetti.

 OSB kanununa ‘Yeşil OSB’ tanımının da eklendiğini belirten Kütükcü, “Düzenleme ile birlikte organize sanayi bölgelerimizin karbon emisyonunu düşürerek Yeşil OSB kriterlerini sağlamak amacıyla hazırlayacakları projeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından öncelikli olarak değerlendirilecek” dedi. Kütükcü, yapılan diğer düzenleme ile OSB’lerde ortak kullanım alanı oranının, OSB büyüklüğünün yüzde 5’inden az, hizmet ve destek alanlarının oranının ise OSB büyüklüğünün yüzde 15’inden fazla olamayacağını da sözlerine ekledi.

‘’Uydu Kentler Kuracağız’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ‘’İstanbul’da yerinde dönüşecek 500 bin konutumuz için Anadolu ve Avrupa Yakası’nda uydu kentler planlıyoruz.’’ dedi.

Katıldığı TV programında önemli açıklamalarda bulunan Bakan Kurum, İstanbul’da 695 bin konutun dönüşümünün yapıldığını belirterek “Deprem riski olan konutları yeniledik. Şu anda İstanbul’un 39 ilçesinde 93 bin konutun dönüşümü devam ediyor. Daha da güçlendirerek bu iradeyi ortaya koymak zorundayız. İstanbul’da 1,5 milyon acil ve öncelikli dönüşmesi gereken konut var. Yüzde 20’si çok acil” dedi.

‘’İstanbul’u Kaderine Terk Edemeyiz’’

Bakan Kurum, İstanbul’daki 1,5 milyon riskli konutun 500 binini olduğu yerde dönüştüreceklerini söyleyerek şöyle devam etti: 

“Kalan 500 bin konutumuz için Anadolu ve Avrupa Yakası’nda uydu kentler planlıyoruz. 10 bin konutun temelini bu ayın 22’sinde Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifi ile atacağız. İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Ehliyetsiz, liyakatsiz insanlara terk edemeyiz. İmar barışı çıkarmak gibi gündemimiz yok. İstanbul’u hep birlikte yeniden inşa etmemiz lazım. İnşallah 14 Mayıs’ta zaferimizi kazanacağız. Milletimizin refahına odaklanacağız. Gelecek kaygısı çekmeden, sadece milletimizin geleceğinin kaygısı için mücadele edeceğiz.”

Kentsel dönüşüm alanında, İstanbul’a ilave nüfus getirmeden Avrupa ve Anadolu yakasında iki yeni uydu kent kurulacağını ifade eden Bakan Kurum, “Rezerv alanları neden oluşturduk. Biz 1.5 milyon riskli konutumuzun 500 binini olduğu yerde yapacağız. Kalan 500 bin konutumuzu da uydu kentler kuracağız. İnşallah ilk 10 bin konutun temelini Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifi ile atacağız. Anadolu ve Avrupa yakasında planlıyoruz. Esenler’in kuzeyinde Başakşehir sınırları içinde, Sultangazi ile Başakşehir arasında askeri alan var. Milli Savunma Bakanlığımızla protokol yaptık. Bu alanı rezerv alan olarak kullanacağız. O alanda rezerv konutlarımızın temelini atacağız. Anadolu yakasında Tuzla, Pendik, Maltepe’de alanlarımız var. Hepsi askeri alanlar değil. O alanlarda projelerimizi yapıp, rezerv konutları inşa ettikten sonra vatandaşlarımızı etap etap taşıyacağız. Rızaya dayalı yapacağız.” şeklinde konuştu.

“Sayın Cumhurbaşkanımızla Ataşehir’de İstanbul Finans Merkezi’ni açacağız. 2,5 milyon metre kare alanı alana sahip merkezde, 50 bin kişi istihdam edilecek”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul Finans Merkezi’nin açılışını gerçekleştireceklerini belirten Bakan Murat Kurum, “Ülkemizin milli güvenlik, istikbal, istiklal meselesidir İstanbul. Milli gelirimizin neredeyse yüzde 50’sini, dış ticaretimizin yüzde 58’ini İstanbul’dan alıyoruz. İlave bir nüfus getirmemeliyiz. Hizmet ve finansın, kültür ve sanatın şehri hale getirmek zorundayız. Kısmi sanayi de olacak ama bacalı sanayi değil teknolojik. ARGE, üniversitelerimizin olduğu yer. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızla bu ay içerisinde Ataşehir’de İstanbul Finans Merkezi’ni açacağız. 2,5 milyon metre kare alanı var. 50 bin kişi istihdam edilecek. Buradaki arkadaşlarımız istihdam olacak. İstanbul şu an finans merkezi konumunda belli başlı alanda zaten hizmet veriyor. Ama burada ayrıcalıklar olacak. Muafiyetler olacak. Hizmet sektörünün yoğun yaşandığı, üretimin, istihdamın yoğun olduğu bir şehir haline getireceğiz.” dedi.

“Ramazan Bayramı’nda Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle köy konutlarımızı teslim edeceğiz”

Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen 11 ilde yapımına başlanan köy evlerine ilişkin, “11 ilimizin birbirinden farklı özellikleri var. Hatay’daki demografik yapı ile Adıyaman’daki demografik yapı farklı. Hem iklim şartları, kültürel değerler, ihtiyaçlar farklı. O yüzden 4 ilimizi 4 ayrı mimara verdik. Oralarda yeşil yollar, toplanma alanları yapılacak. İnşallah Ramazan Bayramı’nda Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle köy konutlarımızı teslim edeceğiz. Depremin üzerinden 3 ay geçti. 3 ay geçer geçmez Ramazan Bayramı’nda köylerde yaptığımız, biten tek katlı konutları vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Gaziantep’te bir köyümüzün tamamında konutlar bayrama kadar bitecek.” ifadelerini kullandı.

“Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte depremin üzerinden 66 gün geçmesine rağmen 100 bin konutu başlatmış oluyoruz”

Bakan Kurum, 6 Şubat depreminin 66’ncı gününde 100 bin konutun yapımına başlatmış olacaklarını belirterek, “Önümüzdeki Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle temel atmaya devam edeceğiz. Bu süreçte de yapılması gereken iş ve işlemleri an ve an takip ediyoruz. Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte depremin üzerinden 66 gün geçmesine rağmen 100 bin konutu başlatmış oluyoruz. Bu önemli başarı. 100 bin konutu 4’le çarptığınızda 400 bin kardeşimizin evi, yuvası, mutluluğu demek. Depremzede vatandaşlarımızı 1 yıl içerisinde başlayacağımız konutları etap etap teslim edeceğiz.” dedi

“Deprem bölgesindeki illerimizde 5 milyon 919 bin 872 bağımsız bölümü inceledik”

Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilde güncel hasar tespit çalışmalarını paylaştı. Bakan Kurum, “Deprem bölgesindeki illerimizde 5 milyon 919 bin 872 bağımsız bölümü inceleme yaptık. Bunlardan içerisinde 872 bin 59 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik. Çalışmalarımızı haritalara yansıttık. Hem şehrin içinde hem de şehrin dışında tasarımlar yaptık.” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum, “Afet konutlarında devletimiz yüzde 50-60 altyapıyla birlikte sübvansiyonu sağlıyor. Arsa parasını almıyoruz, altyapı bedelini almıyoruz, konut fiyatında yüzde 50’sini sübvanse ediyoruz. İzmir’de 2+1 konutlara 160-180 bin lira borçlanma çıkmış. 2 yıl ödemesiz toplam 20 yılda ödeyecek. İzmir’in aylık taksiti 3+1 konutları 1.020 lira. İnanın aidat parası bile değil.” dedi.

“İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Ehliyetsiz, liyakatsiz insanlara terk edemeyiz”

Bakan Kurum, İstanbul’daki çalışmalara hız kesmeden devam edeceklerini ifade ederek, “İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Hiçbir yeşil alan yapmayan, hiçbir şekilde konut dönüştürmeden. Çatalca’da Valiliğimizle birlikte 1200 kaçak yapı yıktık. İmar barışı çıkarmak gibi gündemimiz yok. İmar barışı demek bina sağlam demek anlamına gelmiyor. Depremde yıkılan konutlar 6.4’ü imar barışına başvurmuş. 1,5 milyon konutta insanlarımızın tapusu, mülkiyeti var. Ama bu bina sağlam anlamı çıkmıyor. Bizim bu iradeyi ortaya koymamız lazım. Hepimizin İstanbul’unu hep birlikte yeniden inşa etmemiz lazım. Gelecek kaygısı çekmeden, sadece milletimizin geleceğinin kaygısı için mücadele edeceğiz.” dedi.

Kaynak: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı

İnşaat Maliyet Endeksi Yüzde 72,37 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat maliyet endeksi şubat ayında yıllık yüzde 72,37 arttı.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre; endeks şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 2,08, yıllık bazda yüzde 72,37 yükseldi. Aylık bazda malzeme endeksi yüzde 3,43 artarken, işçilik endeksi yüzde 1,2 azaldı. Yıllık bazda ise malzeme endeksi yüzde 62,52, işçilik endeksi yüzde 103,99 artış gösterdi.

Bina İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 73,73 Arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, şubatta bir önceki aya göre yüzde 2,43, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 73,73 yükseldi. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,02 artarken işçilik endeksi ise yüzde 1,32 geriledi. Ayrıca geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 63,88, işçilik endeksi yüzde 104,1 artış kaydetti.

Bina Dışı Yapıların Maliyet Endeksi Yüzde 67,94 Artış Kaydetti

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, şubatta bir önceki aya göre yüzde 0,94, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 67,94 arttı. Ocak 2023’e kıyasla malzeme endeksi yüzde 1,54 artarken işçilik endeksi ise yüzde 0,74 azaldı. Ayrıca geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksinde şubatta yüzde 58,24, işçilik endeksinde yüzde 103,59 artış kayıtlara geçti.

AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı Bugün Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Ankara’nın ulaşımda kilit noktası olacak AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı projesinin bugün açılacağını duyurdu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın paylaştığı bilgilere göre; Ankara’da raylı sistem ağını genişletmek ve bağlantı noktalarını artırmak amacıyla işe koyulan Bakanlık, AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı’nı bugün devreye alıyor.

Bir süredir testlerin yapıldığı hattın açılış töreni için yeni yapılan istasyonda son hazırlıklar tamamlandı. Proje kapsamında, Gar, Adliye ve Kızılay olmak üzere 3 istasyondan oluşan hat sayesinde başkentliler Keçiören’den Kızılay’a aktarmasız gidebilecek.

Metro hattında yeni inşa edilen ve 600 bin yolcu kapasiteli Gar İstasyonu aracılığıyla yolcular, Ankara YHT Garı’na, Başkentray’a ve Ankaray’a aktarma yapabilecek. İkinci istasyon olan Adliye İstasyonu aracılığıyla da Başkentray’a aktarma sağlanabilecek. Son istasyon Kızılay’dan Batıkent, Çayyolu ve Ankaray metro hatlarına geçiş mümkün olacak.

7 Bin 295 Metre Tünel İmalatı Yapıldı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, daha önceki incelemeleri sırasında yaptığı açıklamada, 3,3 kilometrelik hattın yapımında toplam 7 bin 295 metre tünel imalatı yapıldığını, 14 bin 590 metre ray döşendiğini belirtmişti.

Karaismailoğlu, metro hattının işletmeye açılmasıyla 35 yıllık süreçte, kara yolu işletmesinden 104 milyon avro, kaza maliyetlerinden 42,7 milyon avro, zamandan 123,9 milyon avro, çevresel kirlilikten 108,4 milyon avro olmak üzere toplam 379 milyon avro tasarruf sağlanmasının öngörüldüğünü belirtmişti.

Yeni Metro İle Hat Uzunluğu 64,2 Kilometreye Çıktı

Ankara’nın 23 kilometrelik raylı sistem hattına ilave olarak 41,2 kilometre uzunluğundaki 16,6 kilometrelik Kızılay-Çayyolu Metrosu (M2), 15,4 kilometrelik Batıkent-Sincan Metrosu (M3), 9,2 kilometrelik Ankara Keçiören-AKM Metrosu (M4) Bakanlık tarafından yapılarak toplam hat uzunluğu 64,2 kilometreye çıkarıldı.

Açılışı yapılacak AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı ile birlikte Bakanlık tarafından Ankara’ya toplam 44,5 kilometre metro hattı kazandırılmış olacak.

Ayrıca söz konusu metroların inşasının yanı sıra bu hatlarda hizmet vermek üzere mevcut 108 araca ilave 324 adet yeni nesil ve yüzde 51 yerlilik oranı ile metro araç alım işi Bakanlıkça yapıldı.

Mevcutta bulunan metro araçları depolama ve bakım merkezi ek bina ve parklanma alanlarıyla büyütülerek kapasitesi artırıldı ve ayrıca Çayyolu bölgesinde ilave yeni bir depolama ve bakım merkezi daha Bakanlık tarafından tesis edildi.

Ankara’daki tüm ulaştırma projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Cubo’dan Zarafetin Rengi: ‘Mine’

Renk seçerken kişisel tercihler kadar psikolojimiz de etkili olur. Çünkü her rengin ruh halimiz üzerinde çok farklı etkileri vardır. Cubo’nun renkleri ile renklerin dünyasını yaşam alanlarınıza yansıtabilirsiniz.

Cubo’nun ‘’Mine’’ adını verdiği rengi oldukça zarif, dengeli ve sakinleştirici bir etkiye sahip. İçinde pastel krem ve yine çok uçuk tonda gri barındıran ‘’Mine’’ rengi yaşamın her alanında tercih edebileceğiniz dingin ve tamamlayıcı bir renk. Aynı zamanda birçok farklı renk grubu ile birlikte sınırsız tasarımlar yaratabileceğiniz bir seçenek. Ağırbaşlılığı, alçak gönüllülüğü, simgeleyen ‘’Mine’’ rengi sakinliği ve zarafetin gücünü de temsil ediyor.

Cubo’nun renk kartelasından tercih edeceğiniz iç cephe rengi “Mine”, ipek mat, soft mat, mat görünümlü, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürün gruplarında hazır olarak bulunuyor.

Cubo’nun ‘’Mine’’ rengini “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla bir arada kullanarak, özel yaşam alanlarına imza atabilirsiniz.

Ofiste Ev Rahatlığını ‘Zivella’ İle Yaşayın

Setsu & Shinobu ITO’nun tasarımları D-Armchair koltuk ve Cigar kanepe, Zivella ile ‘Ofiste Ev Rahatlığı’nı yaşamak isteyenler için ideal.

Yaşamı, doğayı, kültürü, insanı ve renkleri tasarımlarına yansıtan Zivella, çalışma hayatında yeni deneyimler sunmaya devam ediyor. Zivella’nın ‘Ofiste Ev Rahatlığı’ teması ile hazırladığı koleksiyonunda yer alan kanepe ve koltuklar, minimal tasarımları ile dikkat çekiyor. 

Japon tasarımcılar Setsu & Shinobu ITO imzası taşıyan D-Armchair koltuk ve Cigar kanepe çalışanların ofislerinde evlerinin konforunu bulmalarına yardımcı oluyor. 

D-Armchair Koltuk

Ofisler ve bekleme alanları için tasarlanan D-Armchair, organik ve heykelsi yapısı ile kullanıcıyı konforla saran bir koltuk. Yan profildeki bütünü saran kavis ‘d’ harfi çizerek pürüzsüz ve yumuşak bir tasarım oluşturuyor.

Cigar Kanepe

Konforu, estetik görünümü, minimal ve yuvarlak hatları ofislerde ve bekleme alanlarında ev rahatlığını yaşatmak için tasarlandı.

Ev Sahibi ve Kiracı Anlaşmazlıklarında Zorunlu Arabulucu Dönemi

Türkiye’de artan kiracı ev sahibi davalarında hızlı çözüme kavuşturmak için zorunlu arabuluculuk dönemi başlıyor. Uyuşmazlıklar için dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren zorunlu hale gelecek

Resmî Gazete’de yayınlanan 7445 sayılı kanuna göre; artık kira ilişkisinden doğabilecek uyuşmazlıklar dava şartı arabuluculuk kapsamına alındı. Düzenleme 1 Eylül tarihinden itibaren geçerli olacak. Böylece dava açılmadan önce arabuluculuk yolunun tüketilmesi gerekecek. Ancak kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesi hükümleri hariç tutulacak. Kira ilişkisinden doğan bir talebi olan her taraf arabuluculuğa başvurabilecek. Tarafların arabulucuda anlaşamadıkları durumda düzenlenen tutanakla mahkemeye gidilecek

Bitmek Bilmeyen Tahliye Davaları Yüzünden Ev Sahipleri Evini Kiralamak İstemiyor

Kiralık konut fiyatlarının artmasında çok yönlü etkenlerin olduğuna işaret eden gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR zorunlu arabuluculuk yönteminin mahkemelerin iş yükünü hafifletmeyeceğini öne sürerek, şunları kaydetti;

‘’Kiracı tahliye davaları genel davaların içerisinde birinci sıraya yükseldi. Davaların sonuçlanması istinaf ile beraber neredeyse 3 yılı buluyor. Mülk sahipleri kiracı sorunu ile uğraşmamak için evlerini kiralamak yerine boş tutuyor. Zorunlu arabuluculuk dönemi mahkemelerin artan yükünü biraz olsun hafifletebilir ancak sorunun temelinde enflasyon karşısında oldukça düşük kalan kira bedelleri var. Kiracısını mahkeme yoluyla tahliye etmek zorunda kalan mülk sahipleri yaşadıkları zorluktan dolayı gayrimenkullerini yeniden kiraya vermek istemiyor. ‘Nasıl olsa tahliye davaları uzun sürüyor’ diyen kimi fırsatçı kiracılar da ne kirayı ödüyor ne de evi tahliye ediyor. Mevcut yasalar kiracıları koruyormuş gibi görünse de aslında mülk sahiplerinin mülkiyetten doğan haklarını kullanamaz hale getirebiliyor. Ev sahibi kiracı ilişkilerini çıkmaza sürükleyen ekonomik gerekçeler ve yasalarda kiracıyı avantajlı konumda tutan hükümler ortadan kalkmadığı sürece, bu sorun kesinlikle çözülemez.’’

Melikgazi’de Yol Çalışmaları Başladı

Kayseri, Melikgazi Belediyesi tarafından Şirintepe Mahallesi’nde yapılan 1,5 kilometrelik yol yapım çalışmaları hızla başladı. 

Yol çalışmalarının ulaşımda kolaylık sağlaması için başlatıldığını belirten Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, toplam 1,5 kilometrelik yol yapılacağını ifade etti.

‘’Vatandaşlar Rahat Bir Nefes Alacak’’

Çalışmaların tamamlanmasının ardından ilçenin konforlu yollara sahip olacağını söyleyen Palancıoğlu, “Melikgazi Belediyesi olarak yeni yol çalışmalarımıza başladık. Vatandaşlarımız rahat etsin diye imar yollarını trafiğe açmak için alt yapı çalışmalarını tamamlıyoruz. Melikgazi’miz için, hemşehrilerimiz için tüm mahallelerde kaldırım, yol açma, yenileme ve genişletme çalışmalarına hız vereceğiz. Her yıl olduğu gibi bu yılda asfaltta rekor kırarak ilçemize daha konforlu yollar kazandıracağız. Bu çerçevede ekiplerimiz çalışmalara başladı. Şirintepe Mahallemizde 2101. ile 2104. Sokak ve buna ilave bağlantı yolları yapıyoruz. Yeni açılan yollar, ulaşım sorunu yaşayan vatandaşlara rahat bir nefes aldırırken, Melikgazi’nin de gelişimine katkı sağlıyor. Yapılan çalışmalarımızın hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. 

Kayseri’deki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Denizli TOKİ Projesinin İhalesi İptal Edildi

Denizli’de Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı tarafından Pamukkale, Kocadere Mahallesi’nde inşa edilecek konut projesinin ihalesi iptal edildi. 

TOKİ’nin 47 ihalesi maliyetlerin yüksek olması ve ihaleye teklif veren çıkmaması gerekçesiyle iptal edildi. Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre ‘Aksaray İli Merkez İlçesi, Hamidiye Mahallesi, Kentsel Dönüşüm Projesi 270 Adet Konut, 178 Adet Dükkan ve 126 Adet Ofis İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’, ‘Konya İli Sarayönü İlçesi Yukarı Mahalle 4 Etap 127 Adet Konut İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’, ‘Erzincan İli Çayırlı İlçesi Atatürk Mahallesi 158 Adet Konut ve 1 Adet Ticaret Merkezi (3 Dükkanlı) İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ TOKİ’nin iptal edilen ihaleleri arasında yer aldı.

‘Kahramanmaraş İli Onikişubat İlçesi Fatih Mahallesi 697 Konut, 1 Adet Ticaret Merkezi İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal İşi’, ‘Ankara İli Güdül İlçesi Yukarı Mahallesi 212 Adet Konut ve 1 Adet 3 Dükkanlı Ticaret Merkezi İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ ile ‘Denizli İli Pamukkale İlçesi Kocadere Mahallesi 439 Adet Konut ve 1 Adet Cami İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ de iptal edildi.

İptal edilen ihaleler arasında zemin etüt projeleri de yer aldı. Bu kapsamda ‘İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinde Yapılacak Olan Toplu Konut Projelerine Esas 7. paket Zemin Etüt Raporu Hazırlanması İşlerine Ait Hizmet Alım İşi’, ‘Türkiye Genelinde Yapılacak Olan Toplu Konut Projeleri İmar Planına Esas Jeolojik Jeoteknik Jeofizik Etüt Raporu Hazırlanması 5. Paket Hizmet Alımı İşi’ ile ‘Kayseri İli Sarıoğlan İlçesi Güzelyalı Mahallesi 194 Adet Konut, 2 Dükkanlı Ticaret Merkezi İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ de iptal edilen projeler arasında bulunuyor.

Emlak Konut GYO Başakşehir Ayazma 4. Etap İhalesini Fuzul GYO Kazandı

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) tarafından düzenlenen Başakşehir Ayazma 4. Etap Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı ihalesinin kazananı Fuzul Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) kazandı. 

Başakşehir’de hayata geçirdiği projelerle bölgeye değer katan şirket, Emlak Konut GYO tarafından düzenlenen İstanbul Başakşehir Ayazma 4. Etap arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı ihalesinin kazananı oldu.

Dört firmanın katılım sağladığı 4 milyar 125 milyon TL satış geliri bedelli ihalede en yüksek teklifi vererek ihaleyi kazanan Fuzul GYO, Başakşehir Ayazma 4. Etap projesinde 22 bin 310 metrekarelik bir alanda yakın zamanda konut projesi gerçekleştirmeyi hedefliyor.

‘’Güvenilir, Yüksek Getirili Bir Proje Sunacağız’’

Şirket tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Fuzul GYO Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Akbal, şunları kaydetti:

‘’Son yıllarda gayrimenkul sektörünün gözdesi haline gelen Başakşehir’de uzun yıllardır birbirinden değerli projelere imza atmaya devam ediyoruz. Fuzul GYO olarak, Başakşehir’de yeni bir yaşam merkezinin kuruluşuna katkı sağladığımıza inanıyorum. Yakın zamanda yapımı devam eden Başakşehir Avrasya Konutları 2 ve 3 projelerimize komşu olan Başakşehir Ayazma 4. Etap arsa satış ihalesini kazandık. Burada yine konut geliştirmeyi planlıyoruz. Tüm projelerimizde olduğu gibi bu projemizde de vatandaşlarımıza güvenilir ve yüksek getirili bir proje sunacağız. Önümüzdeki dönemde yeni yaşam merkezleri geliştirme konusunda fark yaratıp, vatandaşlarımıza uzun vadeli ve düzenli kar sunan, kaliteli yaşam standardı ile eşleşen projelere imza atıp, ülke ekonomisi için üretmeye ve istihdam sağlamaya devam edeceğiz.’’

Depolamalı Rüzgâr ve GES Kurulumu İçin Önlisans Süreci Tamamlandı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, depolamalı rüzgâr ve güneş enerjisi santrali (GES) kurulumu için ilk önlisans sürecinin tamamlandığını açıkladı. 

Sözlerinde rekor düzeyde başvuru yapıldığını vurgulayan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Kurulumuz 12 adet ve toplamda 744 megavat kurulu gücündeki depolamalı Rüzgâr Enerji Santrali (RES) ve Güneş Enerji Santrali (GES) için önlisans verilmesine karar verdi. Bu rakam yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir yatırımın sahaya yansıması demek. Sektörümüz ve milletimiz için hayırlı olsun.” dedi. 

1,5 Milyar Dolarlık Yatırım Bekleniyor

Yapılan başvuruların ardından son gelişmeleri paylaşan Yılmaz, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının da azalacağını belirtti. Yılmaz, başvurulara ilişkin değerlendirmelerinde şu sözleri kullandı:

“Kurulumuz 12 adet ve toplamda 744 megavat kurulu gücündeki depolamalı RES ve GES için önlisans verilmesine karar verdi. Sektörümüz ve milletimiz için hayırlı olsun. Bu rakam yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir yatırımın sahaya yansıması demek. Henüz işin başındayız ve bu rakam önümüzdeki haftalarda katlanarak artacak. Bu düzenlememizin hayata geçmesinde bize destek veren başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız olmak üzere herkese teşekkür ederiz.

‘’Hem Milletimiz Hem Sektör Kazanacak’’

Bu yatırımlarla birlikte rüzgâr türbini ve güneş paneli üretiminin yanı sıra batarya teknolojilerinin gelişiminde de büyük bir ivme yakalayacağız. Sahaya yansıyan yatırımların istihdama da çok önemli katkısını göreceğiz. Yerli batarya teknolojilerinin gelişimi elektrikli araç sektörünün gelişimini de etkileyecek. Kısaca hem milletimiz hem sektörümüz kazanacak.”

Depolama tesisleri için yapılan başvuruların son derece değerli olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Depolama düzenlememizin yenilenebilir enerjide çığır açacak bir düzenleme olduğunu söylemiştik. Sektörümüzün 270 milyar doları aşan yatırım talebi, bu öngörümüzün doğruluğunu tescillemiş oldu.” şeklinde konuştu. 

Eğilmez: ‘’Konut Fiyatları Düşecek’’

İktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre konut satışlarının düştüğünü, fiyatların ise kısa sürede düşüşe geçeceğini ifade etti.

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor? Başlıklı yazı kaleme alan İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Konut fiyatlarında yaşanan çılgın artışın son dönemde yavaşlamasının birkaç nedeni var. Bunlardan ilki enflasyonun baz etkisiyle de olsa hız kesmiş olması. İkinci ve asıl önemli neden satışların düşmüş olması. Konut talebi, son birkaç ayda eski canlılığını yitirdi.” dedi.

‘’Fiyat artışlarındaki gerilemeyi çok daha açık biçimde göreceğiz’’

“Faiz enflasyonun 30 puan altında olunca insanlar birikimlerini koruyabilmek için bankaya veya tahvile yatırmak yerine konuta yatırıyor.’’ diyen Eğilmez, cümlelerine şu açıklamayla devam etti:

‘’Bu tercih, konuta talebi ve dolayısıyla konut fiyatlarını artırıyor. Son dönemde mevduat faizlerinde yavaş yavaş artış başladı. Bu gelişme, konuta talebi azalttı ve fiyatlar da eskisi kadar artmaz oldu. 

Mart sonu itibarıyla kur korumalı mevduatta faiz tavanı kaldırılınca mevduat faizlerinde ve tahvil faizlerinde de yükselme biraz daha hızlandı. Önümüzdeki aylarda faizlerin enflasyona yaklaşmaya devam ettiği her adımda hem konut satışlarındaki düşüşü hem de fiyat artışlarındaki gerilemeyi çok daha açık biçimde göreceğiz.”

Kütahya’ya 5 Milyar TL’lik Yatırım

Kütahya Vali Vekili Mustafa Güney, il genelinde 2023 yılında uygulanacak projeler için 5 milyar 873 milyon TL’lik yatırım öngörüldüğünü söyledi.

Kütahya Vali Vekili Mustafa Güney’in başkanlığında düzenlenen 2023 Yılı 2. İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Kütahya Valiliği Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2023 yılı birinci dönem yatırımlarının sosyoekonomik gelişmeleri ile il genelinde yaşanan sorunlar ve çözümleri konuşuldu. Toplantıda konuşan Vali Vekili Mustafa Güney, İl Yatırım Takip Sistemi (İLYAS) verilerine göre 2023 yılında il genelinde 599 adet kamu projesi yer aldığını belirtti. 

Güney, projelerin yatırım bedeli için öngörülen rakamı şu sözlerler ifade etti:

“2023 yılında uygulanacak projeler için toplam 5 milyar 873 milyon TL’lik yatırım öngörülmüş ve 549,5 milyon TL harcama yapılmıştır. Nakdi gerçekleşme oranı yüzde 10’a tekabül etmektedir. İlk üç ay itibarıyla projelerden 74 adedi tamamlanmış, 70’i ihale aşamasında, 254’ü devam etmekte, 200 adedine ise henüz başlanmamış olup bir adedi tasfiye edilmiştir.”

Kütahya’da yükselen tüm inşaat projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

IHG Hotels&Resorts Portföyünü Genişletiyor

2022 yıl sonu itibarıyla yıllık yüzde 4,3 büyüme sağlayan IHG Hotels, dünyada işlettiği otel sayısını 6 bin 164’e ulaştırdı. 

Oda kapasiteleri 50 bine yaklaşan 269 yeni otelin yönetim portföyüne katan IHG Hotels’in dünyada işlettiği otel sayısı 6 bin 164’e ulaştı. Bu otellerin toplam oda kapasiteleri ise 912 bine ulaşıyor.

Turizm Yazarı Araştırmacı Gazeteci Kerem Köfteoğlu’nun THPNews’ten derlediği bilgilere göre, İngiltere merkezli IHG Hotels&Resorts mevcut tesislerine ek olarak oda kapasiteleri 80 bine ulaşan 467 yeni otelin işletilmesi konusunda anlaşmalar yaptı. Anlaşmalar sayesinde IHG Hotels&Resorts yüzde 3,9 oranındaki artış ile 859 otel ve 281 bin odaya ulaşacak. 

Yüzde 20’sinin lüks kategorideki otellerin oluşturduğu yeni otel projelerinin yüzde 40’ı henüz inşaat aşamasında. En kısa sürede hizmete açılması planlanan projelerin öne çıkan bölgelerini ise; Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Asya, Afrika ve Çin tesisleri oluşturuyor. 

IHG Hotels & Resorts bünyesindeki otel markaları ve bu markalarla hizmete hazırlanan tesis sayısı şöyle belirleniyor: 

1.Six Senses 38 proje

2.Regent Hotels & Resorts 10 proje

3.InterContinental 90 proje

4.Hotel Indigo, Kimpton Hotels 100 proje

5.Vignette Collection 14 proje

6.Hualuxe Hotels & Resorts 21 proje

7.Crowne Plaza 111 proje

8.Voco 53 proje

9.Holiday Inn Express 617 proje

10.Holiday Inn 230 proje 

11.Avid 145 proje

‘’Büyümede Yeni Fırsatlar Keşfetmeye Devam Edeceğiz’’

Süit markalarla da büyümeyi hedefleyen IHG Hotels & Resorts, 124 proje ile Candlewood Suites, 162 proje ile Staybridge ve 30 proje Atwell Suites’i bünyesinde barındırıyor. 

Yapılan yeni anlaşma sayesinde portföylerindeki marka sayısının 18’e ulaştığını belirten IHG Hotels&Resorts CEO’su Keith Barr, “Yeni anlaşma resort ve her şey dahil varlığımızı önemli ölçüde artırdı. Bundan sonra özel ortaklar aracılığıyla büyümede yeni fırsatları keşfetmeye devam edeceğiz.” dedi.

Havza OSB’de İnşaat Çalışmaları Sürüyor

Samsun, Havza Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) inşaat çalışmaları devam eden fabrika projesini ziyaret eden İlçe Belediye Başkanı Sebahattin Özdemir, projenin 150 kişiye istihdam sağlayacağını söyledi. 

Toplam 26 bin metrekarelik Blacksea Aqua Feed Yem firması tarafından inşa edilen balık yemi üretimi yapacak olan fabrikanın çalışmalarını yerinde inceleyen Havza Belediye Başkanı Sebahattin Özdemir, proje ile ilgili şunları söyledi:

150 Kişiye İstihdam Sağlanacak 

“Bir süre önce inşaat faaliyetlerine başlayan fabrikanın eylül ayında üretime girmesini beklemekteyiz. İnşallah bu tesis üretime geçtiğinde ilk etapta 150 hemşerimize iş imkânı sağlayacak. Havza büyüyor ve gelişiyor. Havza OSB’nin de katkıları ile bu büyüme ve gelişim süreci daha da hızlı olacak. Havza Belediyesi olarak Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde hem ülkemizin hem de ilçemizin kalkınması ve gelişmesi için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. İnşaatı devam eden fabrika ülkemize ve bölgemize hayırlı olsun.”

Giresun’da Yaralar Sarılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2020 yılında sel felaketiyle karşı karşıya kalan Giresun’da 369 afet konutu, 122 dükkân ve 24 köy evi projesinin tamamlandığını açıkladı. İl genelinde 1,5 milyarlık 24 projenin çalışmaları ise devam ediyor.

369 adet konut, 122 adet dükkân ve 24 köy evi projesinin inşaat çalışmalarının tamamlandığını belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, projelerin bir yıl içerisinde teslim edilmesini hedeflediklerini söyledi. 

Sosyal Donatılar İnşa Ediliyor

Giresun’da yaşanan sel felaketiyle büyük acı ile karşı karşıya gelindiğini ve bu yaraların sarılacağını ifade eden Bakan Kurum, “22 Ağustos 2020’de yaşanan sel felaketinin ardından hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmadık. Selde büyük zarar gören Dereli ilçesinde, sel felaketinin yaraları hızla yapılan çalışmalar sayesinde sarıldı.” dedi. 

İl genelinde toplam 1,5 milyar TL bedeliyle 24 projenin çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Kurum, “Giresun’da TOKİ eliyle; 3 bin 764 konut, sosyal donatılarıyla beraber tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunuldu. Yine TOKİ ile 690 konut ve 19 dükkânın yapımına da sosyal donatılarla beraber devam ediliyor.” açıklamasını yaptı. 

Sel felaketinin ardından yapılan çalışmaları sıralayan Kurum, şu bilgileri verdi:

“Dereli ve Doğankent ilçe merkezleri başta olmak üzere sel afeti sonrası tespit işlemleri gerçekleştirilen 433 adet konut ve 202 adet ticari ünite olmak üzere toplam 635 adet bağımsız birimin tahliye, yıkım, kira ve taşınma işlemleri, kamulaştırma, yapım faaliyetleri gerçekleştirildi.

Dereli ve Kuşluhan Mahalleri riskli alanında 71 konut ve 82 ticari ünite, Dereli ilçesi Sütlüce Mahallesi rezerv yapı alanında 142 konut ve Doğankent ilçesi Merkez Mahallesi rezerv yapı alanında 156 konut ve 40 ticari bağımsız birim, Giresun Merkez, Dereli, Doğankent, Tirebolu ilçeleri ve köylerinde 24 köy evi olmak üzere toplam 369 konut 122 adet ticari ünite ve 24 köy evinin inşaatı tamamlandı. Teslim işlemleri de gerçekleştirildi.

Tirebolu ilçesi Sekü köyü ve Espiye ilçesi Adabük Mahallesi’nde belirlenen rezerv yapı alanlarında kamulaştırma işlemleri tamamlanmış olup, projelendirme ve yapım işlemleri Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve TOKİ eliyle devam ediyor.

Çaldağ Mahallesi’nde dönüşüm kapsamında 24 konut ve 19 işyerinin yapımı tamamlandı ve teslim aşamasında.

Espiye ilçesinde rezerv yapı alanında 71 adet konut inşaatının yapımına devam ediliyor.”

‘’2023 Yılında Vatandaşların Hizmetine Sunulacak’’

Giresun’da sel felaketinden en çok zarar gören Dereli ve Doğankent’te 369 konut inşa edildiğini belirten Kurum, “Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle tüm konutlar hak sahibi Giresunlu, vatandaşlara teslim edildi. Dereli, Doğankent ve Tirebolu’da da inşa edilen 250 ahırlı köy evinin yapımına da devam ediliyor. Bakanlık olarak, ‘Dereli’yi yeniden ayağa kaldıracağız’ sözüyle bugün Yeni Dereli Projesi kapsamında adliye, hükümet konağı, emniyet müdürlüğü inşaatlarının yapımına tüm hızıyla devam ediliyor. Dereli ilçesi Jandarma Komutanlığı ve 12 konutluk lojman inşaatı tamamlanmış olup 2023 yılında vatandaşların hizmetine sunulacak” ifadelerini kullandı.

Afet Bölgelerinde Neler Yapıldı?

Afet bölgelerinde yapılan çalışmaları yayımlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise şunları sıraladı: 

“Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak 2020’de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin üzerinden geçen yaklaşık 3 yıllık süreçte, Elazığ ve Malatya’da toplam 33 bin 821 konutun inşası tamamlandı.

İzmir’deki 5 bin 61 konut ve ticari bağımsız birimin inşaatından 4 bin 604 adet konutun yapımı tamamlandı.

23 Kasım 2022’e meydana gelen Düzce depremi sonrası 213 birimin üretilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor.

Kastamonu ve Sinop’ta 1265, Rize’de ise 400 konutun inşaat çalışmaları etaplar dahilinde tamamlanıyor. Bu çerçevede Kastamonu Bozkurt ilçesinde üretilen konutlar hak sahiplerine teslim sürecine başlanıldı.

2021 yılı yaz aylarında Antalya ve Muğla yangınları sonrasında 1450 konut ve 730 ahır inşa edildi.

Bakanlık eliyle afet bölgelerinde yapılan diğer konutlarla birlikte 45 bin konut, işyeri, köy evi ve ahırlar tüm sosyal donatılarıyla birlikte vatandaşlara teslim edildi. Yapımı devam eden tüm afet konutları 2023’te teslim edilecek.”

Türk Müteahhitler Yurt Dışında 4,1 Milyar Dolarlık İş Aldı

Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘Yurt Dışı Müteahhitlik Sektör Değerlendirme Raporu’na göre, 1972 yılından 2023 mart ayı sonuna kadar 133 ülkede toplam 4,1 milyar dolarlık iş alındı. 

2005 yılında toplam üstlenilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar doları aşan Türk müteahhitlik sektörü 2006-2016 yılları arasında 20 milyar doların üzerinde bir performans sergilemiştir. 2012, 2013 ve 2021 yıllarında üstlenilen 30-32 milyar dolarlık proje bedelleri bandı, ulaşılan en yüksek rakam oldu. 2022 yılında ise, ekonomik konjonktür ve Rusya-Ukrayna çatışması gibi tüm dünyayı etkileyen sorunlara rağmen yıllık proje büyüklüğü 19 milyar dolar olarak gerçekleşti.

2000’li yılların başında ortalama proje bedeli yaklaşık 21 milyon dolar iken, 2015 yılında 84 milyon dolar ortalama proje bedeliyle rekor kırıldı. Son dönemde firmalar birçok ülkede küçük çaplı projeleri de üstlenmeleri nedeniyle proje sayısı artarken ortalama proje bedelinde yıllar itibariyle dalgalanmalar görülebiliyor. 2021 yılında ortalama proje bedeli üstlenilen 2 büyük proje nedeniyle 70 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş iken 2022 yılında ise yaklaşık 40 milyon dolar olarak kaydedildi.

Raporda şu bilgiler verildi:

“Türk müteahhitleri, hâlihazırda özellikle Bağımsız Devletler Topluluğunda, daha sonra Orta Doğu ve Afrika’da büyük projelere başarıyla imza atmaktadır. Bugüne kadar üstlenilen projelerin bölgesel dağılımı; BDT %46 (218,4 milyar dolar), Ortadoğu %24,6 (117,2 milyar dolar), Afrika %17,7 (84,3 milyar dolar – Sahra-altı Afrika %5,8; Kuzey Afrika %11,9), Avrupa %8,1 (39 milyar dolar), Amerika %1 (4,2 milyar dolar), Asya Pasifik Bölgesi %2,8 (13,5 milyar dolar).

2022 yılında ise projelerin bölgesel dağılım şöyle olmuştur: BDT %37,2 (7,1 milyar dolar), Ortadoğu %18 (3,4 milyar dolar), Avrupa %26 (4,9 milyar dolar), Amerika %0,4 (68 milyon dolar), Afrika %17,1 (3,3 milyar dolar) ve Asya %1,6 (303 milyon dolar).

1972 yılından günümüze kadar müteahhitlik firmalarımızca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında, Rusya Federasyonu %20,5’lik oranı ile lider konumdadır. Rusya’yı Türkmenistan takip ederken, ilk 10’da yer alan ülkelerin 4’ünün BDT ülkeleri, diğer 6 ülkenin ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olduğu görülmektedir.

Bu veriler Türk Müteahhitlerinin iş yaptığı komşu ve çevre ülkelerde büyük bir itibarının olduğunu göstermektedir.

2022 yılında Türk müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ise en önemli yurt dışı pazarımız olan Rusya Federasyonu %12,3’lik oran ile yine birinci sırada yer almıştır.

1972 yılından günümüze en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımında ilk 5 sıraya bakıldığında, Konut ve Rezidans projeleri %14’lük pay ile ilk sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla; Karayolu / Tünel / Köprüler, Ticaret merkezleri, Enerji santralleri ve Havalimanları gelmektedir.

2022 yılında en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımına bakıldığında ise, Konut projeleri %22,8’lik pay ile ilk sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla; Karayolu / Tünel / Köprü, Demiryolu, Petrokimya tesisi ve Sağlık tesisi gelmektedir. Bu durum, 2022 yılında firmalarımızın katma değerli sektörlerde daha fazla proje üstlendiklerini göstermektedir.”

Raporda sektörün hedefleri şu şekilde özetlendi:

“Türk müteahhitlerinin yurt dışında üstlendikleri iş hacmi 2006 yılından bu yana istikrarlı olarak 20 milyar doların üstünde seyretmiştir. Bununla birlikte, dünya konjonktürü kapsamında geleneksel pazarlarımızda yaşanan gelişmelere bağlı olarak bazı yıllarda bu rakam 15-20 milyar dolar arasında gerçekleşmiştir. Türk müteahhitlik firmalarının etkin olduğu geleneksel pazarlarımız olan BDT-Orta Doğu-Körfez ve Kuzey Afrika coğrafyalarının yanısıra, etkin olduğumuz coğrafyalara Sahra-altı Afrika, Avrupa ve Asya pazarlarının da eklenmesine dönük çalışmalarımız sürdürülmektedir.

Son yıllarda yaşanan gelişme ile birlikte, birçok coğrafyadan yeni ülkelerin de eklenmesi ile birlikte 133 farklı ülkede proje üstlenen Türk müteahhitlerinin yeni pazarlarda daha fazla yer alması ile sektöre yeni açılımlar getirilmesi yönünde çalışmalar artırılmıştır.

Ülkemizin Afrika Kalkınma Bankası üyeliğinin 2013 yılı sonu itibariyle tamamlanması sonrasında anılan Banka tarafından açılan ihalelere girme imkânı da potansiyelin daha etkin kullanılmasına fayda sağlayacaktır.

İş üstlendiğimiz geleneksel coğrafyalarının yanı sıra, Sahra-altı Afrika, Asya-Pasifik, Avrupa ve Amerika coğrafyalarına yönelik hedef ülke çalışmaları sektör kuruluşları ile eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilmekte ve Bakanlığımız koordinasyonunda, belirli sayıda firma temsilcisinin katılımıyla bu ülkelere “Müteahhitlik Heyeti Programları” düzenlenmektedir.

Bir başka hedef ise Türk müteahhitlik firmalarının katma değeri yüksek projelerde yer almasının temin edilmesidir. Özellikle firma ölçeklerinin büyütülmesi ile firmalarımızın ortak iş yapma bilincinin artırılması değerli ve prestijli projelerin üstlenilmesinin yolunu açacaktır. Bunun sonucunda firmalarımız uluslararası pazarlarda daha sağlam bir şekilde yer alacaktır.”

Tüm yurt dışı inşaat projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: Finans Gündem

Kastamonu’ya Sismik İzolatörlü Hastane Projesi 

Kastamonu’da 650 milyon TL’lik yatırım bedeliyle yükselen 250 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi projesinde çalışmaların yüzde 16’sı tamamlandı. Proje, sismik izolatörlerle korunacak. 

Sağlık Bakanlığı tarafından ihalesi geçtiğimiz haftalarda yapılan hastane projesi, 650 milyon TL yatırım bedeliyle yükseliyor. 250 yataktan oluşacak hastane, 57 bin 448 metrekare kapalı alana sahip olacak. Projenin inşaat çalışmalarının 2 yıl sürmesi planlanıyor. 

İnşaat çalışmalarının tamamlanması halinde hastanede; 143 metrekarelik acil servis ve bir CPR odası, 1 adet MR odası, 2 röntgen odası ve 1 kemik dansimetre odası bulunacak. Hastane, elektro terapi üniteleri ile erkek ve kadınlar ayrı olmak üzere aynı anda toplamda 36 hastaya hizmet verebilecek. Ayrıca hastanede, mekanoterapi, uzay terapisi, ozon tedavisi ve akupunktur tedavi odaları da bulunacak. Proje, sismik izolatör sistemi ile inşa ediliyor.9        “

Proje hakkında konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Yüksek Kutlu, “Bugün ilimiz için büyük bir sağlık yatırımı olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemizin yatırımını inceledik. Yüklenici firmadan son durumu hakkında bilgiler aldık. Hastanemiz 45 bin metrekare arsa alanı içerisinde 11 bin metrekare oturum alanı, 57 bin metrekare de kapalı alandan oluşmaktadır. Zemin artı 3 kat, 2 de bodrum katından mevcuttur. Binamızın yatak kapasitesi 250 yataktır. 25 polikliniğini bulunuyor. Hastanemizde nitelikli fizik tedavi üniteleri 36 adet, jimnazyum yataklı 12 tane, fizik tedavi için çocuk havuzu, yetişkin havuzu ve engelli yani ortopedik havuz olmak üzere üç tanede havuz vardır. 

Son Derece Modern Bir Hastane Olacak

Son derece modern, son derece ilimiz için sağlık alanında katkı sağlayacak bir yatırımdır. Yatırım maliyeti 650 milyon liradır. Yatırımımız devam etmektedir. Yatırımızda deprem izolatörleri kullanılmaktadır. Bunlarda malumunuz üzere günümüzde daha da önem kazanmıştır. Zaten hastaneler diğer binalar gibi değil, depreme en dayanıklı olması gereken binalardır. Zaten yapım teknikleri de ya izolatörlü ya da farklı teknikler kullanılarak yapılmaktadır” dedi.

Hastaların otel konforunda hizmet alacaklarını belirten Kutlu, 250 yatak kapasiteli 25 polikliniği olan 26 tane terapi ünitesi, 12 yataklı jimnazyum ünitesi, üç tane havuzu, çok nitelikli hizmetin verileceği MR, iki tane röntgen, kemik dansimetresi ölçülebilecek, detaylı geleneksel tıp uygulamalarının da olacağı bölümlerle birlikte ilimizde malumunuz üzere mevcut Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi çok eski bir hastane, kapalı alanı 8 bin metrekare civarında. Yeni yeri ise 56 bin metrekare alana sahip, daha da büyük ve daha da modern bir şekilde 12 katlı bir alana sahip olacak. Çok modern bir şekilde burada hizmet vereceğiz. Odalarımız nitelikli odalardan oluşacak, banyo ve WC içerisinde olacak. Hastalarımızın rahat edebileceği, uzun süre yatıyor malum fizik tedavi hastalarımız, otel konforunda rahat edebilecekleri, tedavilerini olabilecekleri bir hastane olacak.” ifadelerini kullandı. 

‘’İzolatör Kullanımını Sağlık Bakanlığı’nın Tercihi’’

Projede kullanılacak sismik izolatörler sayesinde hasar alımının engelleneceğini kaydeden Kutlu, şunları söyledi:

“Yüklenici firmanın temsilcileri biraz önce bizleri bilgilendirdi. Hastaneler, normal yapılardan çok daha güçlü demir ve beton donatılar kullanılarak yapılıyor. Depreme dayanıklı oluyor. Bunun için değişik teknikler kullanılıyor. Hastanemizde de izolatör sistemi kullanılmasını Sağlık Bakanlığımız tercih etti. Deprem izolatörü sayesinde aldığımız bilgilere göre deprem esnasında esnemesi daha rahat olacağından ötürü binanın duvarlarında çatlak ya da farklı şekilde zarar görmesi engellenmiş olacak. Hastane olduğu için binamız depremden sonra hızlı bir şekilde giriş sağlanabilecek yani hizmetine devam edebilecek. İnşallah tabii ki rabbim böyle bir afeti bizlere göstermez.’’

Hastane projesinin detaylarını buradan bulabilirsiniz.

Burkent Bursa’yı Dönüştürüyor

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından inşaat çalışmaları devam eden ve planlama aşamasında olan tüm kentsel dönüşüm projeleri, Burkent tarafından yürütülecek.

Kentsel dönüşümün daha hızlı ve güvenli olması için Büyükşehir Belediyesi ile iştiraklerinden Burkent AŞ arasında protokol imzalandı. Halen kaba inşaatların tamamlanma aşamasına geldiği Yiğitler-Esenevler-75. Yıl kentsel dönüşüm projesini sürdüren Burkent, imzalanan protokolle, İstanbul Yolu Caddesi üzerindeki Altınova, Fatih ve Yeşilova mahalleleri içerisinde bulunan yaklaşık 22 hektar büyüklüğündeki rezerv yapı alanında da uygulama yapabilecek. Bunun yanında Değirmenönü, Karapınar ve Cumalıkızık mahalleleri sınırları içerisinde yer alan 13,86 hektarlık rezerv yapı alanı, Arabayatağı Mahallesi’ndeki riskli alandaki parseller ve Büyükşehir’in proje yürüttüğü diğer alanlarda Burkent uygulama yapabilecek.

‘’Deprem Türkiye’yi Yasa Boğdu’’

Protokol imzalama töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bu depremle tekrar gördük ki şehirlerin kaderi için kentsel dönüşüm olmazsa olmaz. Hâliyle Bursa’nın geleceği de kentsel dönüşüme bağlı. Unutmayalım ki Bursa’nın bir geleceğinin olabilmesi için atacağımız her adım kentsel dönüşüme çıkacak. Bizler bu işi belediyelerin görevi olarak yürüttüğü rutin bir faaliyet olarak görmüyoruz. Bu işi, vatandaşlarımızın canını kurtarmakla eşdeğer görüyoruz.

Deprem tehlikesi yüksek şehrimizi bütüncül olarak ele alıyoruz. Kentsel dönüşümün daha hızlı ve güvenli olması için iştirakimiz Burkent AŞ ile protokol imzaladık. Böylelikle belediyemizin yürüttüğü projeler ile planlanan proje alanlarında Burkent’in uygulama yapmasının öne açılmış oldu. Bursa’mıza hayırlı olsun.”

Bursa inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Riskli Alanlar İmara Kapatılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin üçüncü toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Kurum, riskli alanların imara kapatılacağını ifade etti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımları uygulayacaklarını belirterek, “Türkiye’de dere yatakları ve sıvılaşma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulaştırma yoluyla yeşil alana çevirme gibi çalışmaları kararlılıkla uygulayacağız.” dedi.

6 Şubat tarihinde yaşanan depremlere dikkat çeken Bakan Kurum, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin üçüncü toplantısının kapanışında bir konuşma yaptı.

Bakan Kurum yaptığı konuşmada, İstanbul’da üçüncüsünü 135’i bulan kurul üyeleriyle yaptıkları toplantının ana gündem maddesinin Kahramanmaraş depremleri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Devletimiz, 11 ilimizde gerek arama-kurtarma gerek inşa faaliyetlerini gerek kalıcı konutlarla ilgili yapım sürecini eş zamanlı bilim insanlarımızın katkılarıyla, önerileriyle, çalışmalarıyla yürütmektedir. Bu kapsamda tüm deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmalarımızı tamamladık. Deprem bölgesindeki illerimizde 876 bin 125 bağımsız bölüm olan 312 bin binanın yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik. Bugün itibarıyla 78 bin konut ve köy evinin yapım sürecini başlattık, 42 bin konutun da temellerini attık.

11 ilimizde 319 bin konutumuzun temellerini de inşallah mayıs ayı sonuna kadar atacağız. Bu konutları da inşallah 1 yıl içerisinde vatandaşlarımıza, kardeşlerimize teslim edeceğiz. Ardından da hasar tespitlerle birlikte gerek rezerv alanlarda gerek şehrin merkezinde yapacağımız çalışmalarla birlikte ilk etapta 650 bin konutun yapımını 11 ilimizde başlatmış olacağız. Yeni evine kavuşmayan hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız.”

“Radye Temel Kullanımını Gerekirse Bazı Yerlerde Zorunlu Hale Getireceğiz”

İnşaat faaliyetlerinde mikro bölgeleme etütlerini ülkenin her bir noktasında yapılan inşaat çalışmalarına yaygınlaştıracaklarını belirten Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:

“Dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımları uygulayacağız. Türkiye’de dere yatakları ve sıvılaşma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulaştırma yoluyla yeşil alana çevirme gibi çalışmaları kararlılıkla uygulayacağız. Riskli bölgelerde imara kapatılacak yerleri belirleyeceğiz. Yine riskli alanlarda kat yüksekliklerini sınırlandıracağız. Radye temel kullanımını gerekirse bazı yerlerde zorunlu hale getireceğiz.

Tüm bu çalışmalarda görevlendirilmek üzere, binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısını istihdam edeceğiz. Dere yataklarında veya heyelan ve taşkın riski bulunan yerlerdeki binaların tespitlerini tamamlayacak, uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma sürecine dair planlamaları hızlandıracağız. Risk altındaki şehirlerimizde, su ve kanalizasyon altyapısını yenileyeceğiz. Bu bölgelerde inşa faaliyetlerine kesinlikle izin vermeyeceğiz.”

‘’Dayanıklılık Testlerini Tamamlayacağız’’

Bakan Kurum, ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tünelleri ülke sathında yaygınlaştıracaklarını, hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık binaları gibi vatandaşlara hizmet veren kamu binalarını riskli bölgelerden kaldırma işlemlerini hızlandıracaklarını söyledi.

Uygulamalarını, şehrin var olan kültürüne, sanatına, doğal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapısına uygun tasarlayacaklarını aktaran Kurum, tüm kamu binalarının ve vatandaşların toplu halde bulunduğu alanların afetlere karşı dayanıklılık testlerini tamamlayacaklarını aktardı.

Tüm Yapılar Kontrol Edilecek

Çok katlı ve özel mimari yapılar, otel ve AVM’ler, 20 kat üstü yapılar, termik santraller, büyük barajlar için Yapı İzleme Sistemleri’ni kuracaklarını kaydeden Kurum, şöyle devam etti:

“Türkiye Bina Envanteri’ni hazırlayacağız. Bu binalarımızın risk durumlarının tespitini tamamlayacağız. Afet sonrasında oluşan zarar ve hasar tespitine dair dijital veri havuzu oluşturacağız, devletin tüm birimlerinle entegrasyonunu sağlayacağız. Boyutları ve ergonomisiyle gerektiğinde binalara yaklaşacak ve hatta içinde gezebilecek kabiliyette insansız hava ve kara araçları geliştireceğiz.

Yapı sektörümüzü yakından ilgilendiren bir kararımız da şudur; tüm inşa süreçlerimizde çerçeveli perdeli ve panel sistemlerini, hafif beton ve çelik lif katkılı betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamalarını yaygınlaştıracağız.

Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri’ni hayata geçireceğiz. Kullandığımız araçlar, otomobiller nasıl periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye’de tüm binalar da aynı periyodik muayenelere tabi olacaklar. Tüm yapılarımızı mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşturacağımız yeni bir birim tarafından muayene edeceğiz.”

Yeşil Bina Modeli Uygulanacak

Bakan Kurum, güneş enerjisi kullanan, kendi suyunu tutan, biriktiren ve biriken suyu peyzaj alanlarında kullanan yeşil bina modelini tüm mevzuatlarına işleyeceklerini söyledi.

Türkiye’nin uygun olan her yerinde, ahşap ve yöreye özgü uygun doğal yapı teknolojilerini etkin bir şekilde uygulayacaklarını aktaran Kurum, yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı, sıfır atık uyumlu ve ekolojik özellikli malzemelerinin kullanımını daha da yaygınlaştıracaklarını ifade etti.

Kurum, kentsel dönüşümde riskli yapı stokunun miktarına göre yeni bir önceliklendirme yapacaklarını, buna göre yeni bir program oluşturacaklarını ve her şehir için ayrı bir finansman modeli geliştireceklerini dile getirdi.

Türkiye’yi afetlere karşı dirençli bir ülke haline getirmek için afet merkezli yeni bir finansal yapılanma ve yeni teşvik sistemlerini hayata geçireceklerini vurgulayan Kurum, “Yapılacak tüm çalışmalarda mesleki mesuliyet sigortası ve yetkin mühendislik uygulamalarını zorunlu hale getirecek, yapı denetime ek olarak zemin denetim uygulamalarını da mevzuata bağlayacağız.” diye konuştu.

Kurum, afet riskinin yoğunluğuna ve afet sınıfına göre ihtiyaç duyulan her yerde, üniversitelerin öncülüğünde, TÜBİTAK ile birlikte Güvenli Türkiye AR-GE Enstitüleri kuracaklarını, yüksek lisans ve doktora programları açacaklarını söyledi.

Tüm bu önleyici tedbirlerin uygulanması noktasında hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini aktaran Kurum, hiçbir kenti asla geride bırakmayacaklarını vurguladı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Ege Yapı, ‘Missafir’ İle Anlaştı

Ege Yapı, konut kiralamak isteyen vatandaşlar ve ev sahiplerini bir araya getiren yerli uygulama ‘Missafir’ ile iş birliği yaptı. 

Missafir sistemine 26 milyon dolarlık yatırımla dahil olduklarını ifade eden Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, mevcutta mobilyalı kiralık daireleri bulunduğunu ancak Missafir uygulaması ile durumu farklı bir boyuta taşıdıklarını söyledi. Kabadayı, ‘’Kademeli olarak yatırımlarımız artacak.’’ dedi. 

Yeni dönemde artık seyahat biçimlerinin değiştiğini ve vatandaşların lokal çözümlere yöneldiğini belirten Kabadayı, “İnsanlar artık otelin dışında kendi yaşam alanını arıyor. Otellerden çok momentlere ilgi artıyor. Kiralama sektörü tüm dünyada hızla büyüyor” diye konuştu. Yaklaşık bir yıl önce Ege Yapı Teknolojik Girişimler AŞ’yi kurduklarını hatırlatan Kabadayı, “Bu yatırım bizim için önemli bir adım. Teknoloji startup’larına yatırımlarımız artarak devam edecek.” ifadelerini kullandı.

‘’İki Yıl İçerisinde Orta ve Doğu Avrupa’da Büyümek İstiyoruz’’

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Missafir Kurucusu ve CEO’su Mehmet Yüksel, bugün 26 milyon dolarlık bir değerleme rakamına ulaştıklarını, kademeli yatırımlarla hisse oranının artacağını belirtti. 

28 melek yatırımcımız dışında Koç Üniversitesi’nin fonu ve Ege Yapı’nın katılımıyla 30 yatırımcıya ulaştıklarını kaydeden Yüksel, Türkiye dışında KKTC, Karadağ, Hırvatistan’da olduklarını iletti. 

Geçen yıl yüzde bin 100 büyüme başarısı gösterdiklerini ve hedeflerinin iki yıl içinde Orta ve Doğu Avrupa’da büyümek olduğunu dile getiren Yüksel, “5 yıl içinde de dünyanın ‘en’ büyüğü olmak için koşuyoruz. Bu topraklardan çıkan büyük bir marka olacağız” dedi. 

‘’Otellerin Açığını Kapatıyoruz’’

Dünyada trendin ev kiralama sistemine kaydığını söyleyen Yüksel, “Biz otellerin rakibi değiliz, onların açığını kapatıyoruz. Otel markaları da bu sistemi tercih etmeye başladı” diye konuştu. Missafir olarak evlerini kısa, orta ve uzun vadeli kiraya vermek isteyen ev sahiplerine süreçteki tüm sorunları çözerek profesyonel tam destek sağladıklarını aktaran Yüksel, aynı zamanda daha fazla kazanç imkânı sunan bir girişim olarak nitelendirdi. 

Ev sahiplerinin gelirlerini stressiz bir şekilde maksimum seviyeye çıkarmayı amaçladıklarını kaydeden Yüksel, “Küçük dokunuşlarla evlere yüzde 200’e kadar değer artışı sağlıyoruz. Portföyümüzde 2 bin 300 ev var.” bilgisini verdi. 

Hizmet bedelini ev sahibinden aldıklarını açıklayan Mehmet Yüksel, bedelin misafirlere operasyon desteği sağlayan profil yönetiminde yüzde 15, tam yönetim modelinde ise yüzde 30 olduğunu belirtti. 

En Çok Tercih Edilen İlçe: Nişantaşı

 Sistemi kullanan kiracıların yüzde 80’inin yabancı olduğunu açıklayan Yüksel, bu dönemde en fazla Rus, İngiliz, Alman ve Ortadoğu vatandaşlarının ev kiraladığını belirtti. Yüksel’in verdiği bilgilere göre, Fransız ve İngiliz gibi Batılı misafirler Galata, Karaköy gibi bölgeleri, Arap misafirler ise daha çok Nişantaşı’nı tercih ediyor. Yüksel, sisteme dahil olan ev sahiplerinin de yüzde 25-30’nun yabancı vatandaşlar olduğunu iletti. Marka olarak 4,5 yıl önce sektöre girdiklerini hatırlatan Yüksel, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pazarın genişlediğini söyledi.

Gelen arzların yalnızca yüzde 10-15’ini hizmete açtıklarını söyleyen Mehmet Yüksel, “Bu sebeple portföye eklenmesi amacıyla çok fazla ev önerisi geliyor. Ev sahibinin tek başına yapamayacağı birçok alanda hizmetlerimiz de bulunuyor. Bu üst düzey hizmet ve yüksek getiri sebebiyle ekosistemimize eklenmek isteyen çok sayıda ev önerisi geliyor. Ancak şu anda gelen arzın yüzde 10-15’i ancak hizmete açıyoruz. Profesyonel kriterlerimiz, ev sahibi ve misafirlerimizin potansiyel beklentilerine uygun bakış açımız nedeniyle yüzde 85- 90’ını reddetmek durumunda kalıyoruz.” dedi.

Ege Yapı firma bilgilerine ve inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Diyarbakır Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Başladı

Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali İhsan Su, Kayapınar ilçesinde hayata geçirilecek olan şehir hastanesi projesinde inşaat çalışmalarının başladığını duyurdu. 

Toplam bin yatak kapasitesinden oluşacak Diyarbakır Şehir Hastanesi proje alanı ile Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Binası içerisinde açılışı yapılan klinikleri ziyaret eden Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali İhsan Su, proje hakkında bilgi aldı. 

Şehir hastanesi projesiyle Diyarbakır’ın modern bir sağlık tesisine kavuşacağını söyleyen Su, “Burada bölgemiz ve ilimiz açısından son derece önemli projeyi hayata geçirmeye başladık. 24 ay içerisinde projenin tamamlanmasını hedefliyoruz. Diyarbakır Şehir Hastanesi bölgemiz ve ilimiz açısından son derece önemli sağlık yatırımı.” dedi. 

Diyarbakır Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Salvini: ‘’Messina Boğazı Köprüsü’nün İnşaatı 2024 Yazında Başlayacak’’

İtalya Başbakan Yardımcısı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini, Messina Boğazı Köprüsü’nün inşaat çalışmalarının 2024 yılının yaz ayında başlayacağını söyledi. 

Yeni Mesaj’dan Hasan Parlak’ın haberine göre; 9 milyar eruo maliyete sahip köprü hakkında konuşan İtalya Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini, projenin özelliklerine değindi. 

Salvini, köprünün, 3.3 kilometreyle dünyanın en uzun açıklıklı asma köprüsü olacağını ve kulelerinin yüksekliğinin 400 metreyi bulacağını ifade etti. Köprünün üzerinde 3 gidiş 3 geliş olmak üzere 6 kara yolu şeridi ile 2 de demir yolu hattı bulunacağını aktaran Salvini, köprünün denizden yüksekliğinin ise 65 metre olacağını, bu haliyle boğazdan büyük gemilerin transit geçişine izin vereceğini, ayrıca depreme dayanıklı olacağını bildirdi. 

Bakan Salvini, “5 aylık hükümet süremizde, milyonlarca İtalyan’ın yüzyıllardır hayalini kurduğu şeyi yeniden hayata geçirdik. Bu iş, Avrupa kıtasının ve dünyanın en büyük bayındırlık projesi olma yolunda. Bu yüzyılın Avrupa’daki en büyük yeşil kamu projesi.” dedi. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, köprünün inşasına başlama hedefinde olduklarını dile getirerek, “Boğaza köprü yapmak 5-6 ayda olacak iş değil, 6-7 yıl sürer. Bu süre içinde elimizdeki kaynakları kullanmalı ve 2030’un başına kadar yapmalıyız.” diye konuştu.

Körfez’de Yol Çalışmaları Başladı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Körfez ilçesinde gerçekleştirilen Kaşkaldere (95 Evler) D-100 altı kavşak ve bağlantı yolları projesinde inşaat çalışmaları başladı. 

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Körfez Kaşkaldere (95 Evler) D-100 altı kavşak ve bağlantı yolları yapımı çalışmalarına başlandı. Trafikte yaşanan sıkışıklığa neşter vuracak proje tamamlandığında Körfez ve Derince ilçeleri sınırındaki Kaşkaldere Kavşağı bambaşka bir görünüme kavuşacak.

Kaşkaldere (95 Evler) D-100 Altı Kavşak ve Bağlantı Yolları Yapımı Projesi kapsamında İstiklal Caddesi devamındaki Burcu Sokaktan Kaşkaldere Mesire Alanının batı tarafından Bayır ve Rüzgârlı Sokak güzergahını takip eden Yaşar Doğu ve Elveda Caddesi kesişimindeki dönel kavşağa bin metre uzunluğunda 2×2 şeklinde yeni bir yol inşa edilecek. Kaşkaldere Kavşağının altındaki mevcut menfez genişletilerek, 326 metrelik yeni bir menfez inşa edilecek. Körfez ve Derince ilçeleri sınırındaki Kaşkaldere Kavşağında araç kesişim noktalarıyla sinyal fazını azaltmak ve trafik güvenliğini sağlamak amacıyla elmas kavşak yapılacak. Bölgede forekazık imalatı ve platform düzenleme çalışmaları yapılıyor.

Eski Emniyet Müdürlüğü binası önünden Kaşkaldere alt geçidine kadar olan kısımda giriş çıkışların düzenlenmesi için ilave köprüyle alt geçidin düzenlenmesi yapılacak. D-100 ile aynı yüksekliğe çıkarılacak iki açıklıklı 40 metre uzunlukta, 8,50 metre genişlikteki ilave köprü ile İzmit-İstanbul istikametinden dönel kavşağa bağlanılacak. D-100 altındaki altgeçitte yapılacak düzenleme ile Körfez Kent ve Kaşkaldere yönüne gidilebilecek.

Kocaeli’deki tüm ulaştırma projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: Haber Safir

Çayırova’da İnşaatlar Devam Ediyor

Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde hayata geçirilen projeleri yerinde inceleyen İlçe Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, yetkililerden bilgi aldı.

Projeleri yerinde inceleyerek bilgi alan Çiftçi, başkan yardımcılarıyla birlikte saha gezisi yaptı. Tamamlanan ve devam eden projelerin son durumu hakkında bilgi alan Çiftçi, Engelliler Merkezi, Yenimahalle Aile Sağlığı Merkezi, Muhtarlık Ofisi ve Spor Salonu, Şekerpınar Bilgi Evi ve Aile Sağlığı Merkezi, Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, Yeni Mezarlık Alanını gezen ve yapılan son çalışmalar hakkında bilgi aldı. 

Çiftçi, inşaatı devam eden yatırımları da yerinde inceledi. Çayırova’ya yeni bir kimlik kazandıracak olan Kent Meydanı inşaatında incelemelerde bulunan Çiftçi, üç katlı otopark ve camii yapılan alanda devam eden çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Çiftçi’nin Çayırova’da ileride yaşanabilecek trafik sorununa çözüm olması için Kent Meydanı’nda yaptığı katlı otoparkın üçüncü katında kalıp ve demir imalatı devam ediyor.

Diyarbekirspor Tesisi İnşaatı Başladı

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından Seyrantepe Spor Tesisleri içerisinde hayata geçirilecek olan Diyarbekirspor Tesisi’nin inşaat çalışmaları başladı. 

Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali İhsan Su, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi ile Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Nüammer Uslu inşaat çalışmalarını yerinde inceledi.

İnşaatı yapan firma yetkililerinden bilgi alan Vali Su, tesisin 15 Ağustos’a kadar tamamlanmasını istedi ve bunun için söz aldı. İçerisinde hem sosyal donatılar hem de idari bölümler ve yatakhane olacak şekilde projelendirilen iki katlı tesisin yeni sezona kadar hazır olması bekleniyor. Antrenman sahasını da kapsayan tesis projesinin kulübün ihtiyacını karşılayacak şekilde inşa edilmesi için titiz bir çalışma yürütülüyor.

Geçen sezon tesis sorunu nedeniyle Diyarbakır’da konaklayamayan ve bu yüzden büyük sorunlar yaşayan Diyarbekirspor, kente gelmek ve yeni sezon çalışmalarına sağlıklı şartlarda hazırlanmak için tesisin tamamlanmasını bekliyor. 

Tokat’ta KÖYDES Kapsamında 107 Milyon TL Ödenek Tahsis Edildi

Tokat’ta Köylerin Altyapısının Desteklenmesi (KÖYDES) kapsamında, il genelinde 119 proje için toplam 107 milyon 248 bin 208 TL ödenek tahsis edildi. 

KÖYDES 2023 yılı uygulamaları ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararı 8 Nisan’da yayımlandı. Karar kapsamında il genelinde yapılan projeler şu şekilde belirtildi:

3 adet 6 kilometre asfalt yol yapımı

1 adet 8 kilometre beton yol yapımı

21 adet 36,7 kilometre kilitli beton parke yol yapımı

6 adet 9 kilometre birinci kat sathi kaplama asfalt yol yapımı

8 adet 31 kilometre ikinci kat sathi kaplama asfalt yol yapımı

1 adet 1 sanat yapısı (istinat duvarı) yapımı

29 adet 66 bin 750 metrekare köy içi kilitli beton parke döşenmesi, 

38 adet muhtelif içme suyu (isale hattı, şebeke, depo, depo onarımı, terfi tesisi, sondaj yapımı vs.)

10 adet muhtelif atık su tesisi yapımı

2 adet sulama tesisi yapımı

Toplam 119 proje planlaması yapılan Tokat’ta köy yolları, bakımları, akaryakıt alımı, iş makinesi kiralaması, trafik ikaz levhası alımı gibi giderler de dahil olmak üzere 107 milyon 248 bin 208 TL ödenek sağlandı. 

3 Nisan 2023 tarihinde onaylanan projelerin ihaleleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca başlatıldı. 

‘’Konut Üretimi Hızlanmalı’’

Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş, “Konut üretimi hızlanmazsa gayrimenkulde fiyatlar yükselmeye devam edecek.” dedi.

En çok kazandıran yatırım aracının gayrimenkul olduğuna dikkat çeken Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş, “Son 1,5 yılda politika enflasyonu yüzde 75 civarında, piyasa enflasyonu yüzde 150 civarında kalıplaşmış halde istatistiklerde yerini aldı. Döviz, emtia, borsa vb. getirileri enflasyon karşısında çok düşük kalırken, faaliyet konusundaki ürünü stoklayanlar kendini korumuş oldu.

Gayrimenkul yatırımı yapanlar enflasyona karşı kazançlı çıktılar. Peki nasıl? Döviz yüzde 80 yükselirken, borsa hala dolar bazında çok ucuz olmasına rağmen ralli yapamazken konut ve dükkân fiyatları 4 katına, arsalar 6 ila 8 katına çıktı. Gayrimenkul güvenli liman olurken bu denli yükselmesinde arz talep dengesizliği büyük rol oynadı.” açıklamalarında bulundu. 

Coordinat Yapı firma bilgilerine ve projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Power Elektronik’ten Gebze’ye Yeni Fabrika Yatırımı

Bulunduğu sektörde başarılara imza atan Power Elektronik, Gebze’de yeni fabrika inşa edecek. Firma, bu yatırımla birlikte üretim kapasitesini artırmayı hedefliyor. 

Yeni yatırımlar ve projelerle ilgili ST Endüstri’den Derya Kumtepe’ye konuşan Power Elektronik CEO’su Vedat Emanet, “Power Elektronik olarak Gebze Dilovası’nda yeni fabrika yatırımı yapıyoruz. Bu yatırımımızla birlikte üretim kapasitemizi dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca EPDK’ya başvurumuzu yaparak Araç Şarj Ağı lisansımızı aldık. Bu lisans ile birlikte Türkiye’deki bayilerimize yetki belgesi vereceğiz. Onlar da kendi bölgelerinde şarj istasyonları kurabilecekler. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için eğitimler vereceğiz” dedi.

Almanya ve Hollanda’daki ofislerini büyütmeyi hedeflediklerini belirten Emanet, “Power Elektronik olarak 1999 yılından beri Ümraniye’deki kendi binamızda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Güç elektroniği alanında ürettiğimiz ürünlerin satışını ve servis hizmetlerini yurt genelinde veriyoruz. Antalya ve Ankara’daki kendi satış ve servis ekiplerimiz sayesinde tüm taleplere hızlı bir şekilde cevap veriyoruz. Ayrıca Hollanda’da da iştirakimiz olan bir firmamız bulunuyor. Son olarak Power Solar Enerji olarak Almanya’da açtığımız ofisimizle büyümemizi sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu. 

Güneş Enerjisi Sektörü Büyümeye Devam Ediyor

Güneş enerjisi alanında Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeler hakkında bilgi veren Emanet, sektörün hızlı büyümesini sürdüğünü belirterek değerlendirmesine şu sözlerle devam etti: 

“Güneş enerjisi sektörü hızlı büyümesini sürdürüyor. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok coğrafyada bu projeler hayata geçiriliyor. Özellikle Rusya – Ukrayna krizi ile birlikte yatırımların sayısı artmaya başladı. Avrupa Türkiye’den çok daha hızlı bir şekilde büyüyor. Şu anda 300 MW’lık bir kurulumdan söz ediliyor. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinde ciddi bir iş potansiyeli yaşanıyor. Hollanda’daki ofisimizi 4 sene önce kurmuştuk. Şimdi ise Almanya’da açtığımız ofisle hizmet vermeye devam edeceğiz. Bir sonraki adımımızda ise Fransa’da ve İngiltere’de yatırımlar yapmayı planlıyoruz.” 

Yeni Fabrika Hayata Geçiyor

Yeni dönem hedef ve projeleri hakkında bilgi veren Emanet, Gebze’de kuracakları yeni fabrika ile ilgili bilgiler veren Emanet, şunları söyledi:

“Power Elektronik olarak Gebze Dilovası’nda yeni fabrika yatırımı yapıyoruz. Bu yatırımımızla birlikte üretim kapasitemizi dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili projelerde güç elektroniği tarafında olmaya devam edeceğiz. Sektördeki tüm paydaşlarımızla, yatırımcılarımızla ortak bir şekilde hareket etmeye devam ediyoruz. Herkesi Ar-Ge Merkezi’mize davet ediyoruz. Avrupa ülkelerindeki yapılanma çalışmalarımızın ardından Amerika pazarında araba şarj cihazlarımızla yer almak istiyoruz. Bununla ilgili görüştüğümüz firmalar bulunuyor. Tüm gelişmelerle birlikte 2035 yılına kadar hem üretim kapasitemizi artırmayı hem yurt dışında daha aktif olmayı hem de Ar-Ge faaliyetlerimizi aralıksız sürdürmeyi hedefliyoruz.”

İstanbul’da 50 Özel Hastane Kapatılabilir

Özel Hastaneler Birliği Başkanı Reşat Bahat, İstanbul’da yer alan 50 özel hastanenin deprem riski nedeniyle kapatılabileceğini söyledi. 

Sağlık Bakanlığı’nın İstanbul’da hizmet veren 110 özel hastaneden deprem dayanıklılık raporu temin etmesini istedi. Hastanelerin deprem riskine karşı çok dayanıklı olmadığını belirten Özel Hastaneler Birliği Başkanı Reşat Bahat, “Maalesef İstanbul’daki yaklaşık 110 hastanenin depremle ilgili raporları çok yeterli değil. Yani depreme güçlü olsalar da bunu kanıtlayacak bilgi ve belgeye sahip değiller. Çünkü bu hastaneler 1999 depreminden önce inşa edilmiş hastaneler. 99 depreminde yıkılmamışlar, ayaktalar ancak 2018 Deprem Yönetmeliği’ne göre hizmet verip veremeyecekleri konusunda ciddi kuşkular var.” dedi. 

‘’Vakit ve Kredi Verilmesi Lazım’’

50 özel hastanenin kapatılacağını öngören Bahat, “Depremden 15 gün sonra il sağlık müdürlüğü bu raporlarımızı istedi. Özellikle de radyoloji ünitelerimiz ve olabilecek bir hasarın, radyasyon güvenliğini sıkıntıya sokabilir diye bizden röntgen ya da radyasyonla ilgili bölümlerimizin ruhsatlarının yenilenmesini talep etti. Muhtemelen ivedilikle bu raporları bir değerlendiriyor. Ondan sonra tabii ki raporlarının yeterli bulmadığı hastanelerden başka şeyler isteyecek. Kendi ekiplerini gönderebileceğini düşünüyorum. 

Hastane işletme sahipleri olarak depreme dayanıklı binalarda hizmet etmek istiyoruz. Ama bir, bize bir vakit verilmesi lazım. İki, bize kredi verilmesi lazım. Üç, bize yer gösterilmesi lazım. Kamu hastanelerini kapatabilirler, onlar iflas etmez. Onların getirilmiş çekleri yoktur ya da varsa bile kamu öder ama bizde işler öyle yürümüyor. Yani bizim mutlaka buradaki mağduriyetlerimizin ileride vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde çözülmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu. 

BASBAŞ’ta İnşaat Çalışmaları Hızlandı

İzmir’in Bergama ilçesinde yer alan Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nde (BASBAŞ) inşaat çalışmaları hızlandı. Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, ‘’Önümüzdeki yıl ilk fabrikanın üretime başlamasını hedefliyoruz.’’ dedi. 

Projenin bölgedeki en büyük yatırımlar arasında yer aldığını belirten Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, “5 milyar dolar ticaret hacmine kavuşacak ilçemizde, 20 bin kişiye istihdam sağlayacağız. Bergama’mızın ekonomik kurtuluşunun lokomotifi Serbest Bölge olacak.’’ şeklinde konuştu.

Projenin sürecine değinen Koştu, şu bilgileri paylaştı:

“Aşağıkırıklar mahallemizde 2,5 milyon metrekare alanda, ESBAŞ tarafından proje çalışmaları sürdürülen Batı Anadolu Serbest Bölgemiz fizibilite raporu Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne sunulmuştu. Daha sonra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 22 Şubat 2020 tarihinde Bergama’mıza yaptığı ziyarette Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nin açılacağı müjdesini vermişti. Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ) CEO’su Faruk Güler’le birlikte o gün Cumhurbaşkanımızla görüşmüştük. 

Cumhurbaşkanımızın desteğini de alan BASBAŞ için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmeye devam ettik. Ve nihayetinde 8 Eylül 2021 tarihinde Bergama’mız ekonomisi açısından tarihi bir gün yaşadık. Bu önemli günde, Bergama Batı Anadolu Serbest Bölgesi kararı Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanarak Resmî gazetede yayımlandı. 

Bizim için 8 Eylül tarihi, yaptığımız çalışmaların, Ankara’daki görüşmelerimizin, gece gündüz demeden devam ettiğimiz çalışmaların meyvesinin olgunlaştığı gün demektir. 8 Eylül 2021 tarihinden itibaren de Bergama Serbest Bölgesi alt yapı çalışmaları için bir dönem başlamış oldu.”

‘’Altyapı Çalışmaları Aralıksız Devam Ediyor’’

Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nin bir fidan gibi büyüdüğüne dikkati çeken Bergama Belediye Başkanı Koştu, alt yapı çalışmalarının aralıksız devam ettiğini ve 2024 yılında ilk fabrikanın düğmeye basıp, üretime başlanmasının hedeflendiğini BASBAŞ CEO ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Faruk Güler ile birlikte değerlendirdiklerini kaydetti.

Bergama’nın ekonomik kurtuluşunun lokomotifi Serbest Bölge olacağına dikkati çeken Başkan Koştu, “5 milyar dolar ticaret hacmine kavuşacak ilçemizde, 20 bin kişiye istihdam sağlayacağız.” diye konuştu

DAİMFED’den Deprem Değerlendirmeleri

Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle ve Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ile birlikte deprem felaketi hakkında konuştu. 

Çukurova’da inşaatların artık korkutmayacağını yeni ve güvenilir yapılar oluşmaya başlayacağını söyleyen Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’le bir araya gelerek asrın felaketi depremi değerlendirerek görüş alışverişinde bulundu. 

Deprem felaketinin başlangıcından bugüne kadar samimi gayretleri çalışmaları ve fedakarlıklarından dolayı DAİMFED’e teşekkür ettiklerini belirten Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Bu vesileyle Çukurova Belediyesi olarak aldığımız kararları yüksek kata karşı olduğumuzu, daha disipline bir şekilde imar kararları alacağımızı, denetlemelerde asla taviz vermeyeceğimizi ve teknik konularda hiçbir esnekliğe yer vermeyeceğimizi diğer bürokratik işlemlerde daha pratik yollar izleyeceğimiz konusunda mutabık kaldık. 

Bunların neticesinde Çukurova’da artık deprem riskinin yaşanmayacağını iddia ediyoruz. Bu konuda desteklerini yanımızda hissedeceğimize inanıyorum. DAİMFED çatısı altında bir araya gelen iş ortaklarımız olan inşaat sektörünün temsilcisi müteahhitlerimize başarılar diliyor bu beraberlikleriyle önemli mesafeler kat edeceklerine inanıyorum.” şeklinde konuştu. 

‘’İmar Konusunda Devasa Sürprizler Olacak’’

İnşaat projelerinde yeni bir dönemin başladığını belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Başkanımız Soner Çetin’le gündemi değerlendirme fırsatımız oldu. Yaşadığımız deprem felaketi sonrası inşaatların yenilenme, yapılma ve imar konusunda belediye olarak almış oldukları kararlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Bu kararların hepsini destekliyoruz. Bu istikamette artık Çukurova’da inşaatlar artık korkutmayacak, yeni güvenilir yapılar oluşmaya başlayacaktır. Ayrıca Başkanımız Soner Çetin’in arsa, imar konusunda devasa sürprizlerinin olacağının işaretlerini de aldık. Bu çalışmaları sektör olarak bizleri mutlu edecek adımlar olarak görüyoruz. Başkanımızın sektör, inşaat ve müteahhitlerle ilgili yaklaşımlarını çok değerli buluyoruz.”

Ulusoy Un, Antakya OSB’ye Yeni Fabrika Yatırımı Yaptı

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) yeni fabrika yatırımı yapıldığını açıkladı. 

Ulusoy Un’dan yapılan açıklamaya göre şirket, Hatay Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Belen ilçesi Şenbük Mahallesi, 113 ada, 3 parselde kayıtlı 275 ton/gün kırma kapasitesine sahip 5 bin 95 metrekare arazi üzerinde un fabrikasını 14 milyon 350 bin TL toplam bedelle, 113 ada 4 parselde kayıtlı 5 bin 91 metrekare arazi üzerinde depolama alanını ise 5 milyon TL toplam bedelle satın aldı.

Toplamda 10 bin 186 metrekare alan üzerinde 6 bin 880 metrekare kapalı alana sahip tesis, halihazırda gayri faal durumda bulunuyor. Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde hasar alıp almadığına dair Hızlı Yapı Sağlığı İzleme (QSHM) raporu alındı ve söz konusu gayrimenkuldeki yapıların tamamı incelenerek tam hasarsızlık tespit edildi.

‘’İhracatta Artış Yakalamayı Hedefliyoruz’’

Firma tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, şu ifadeleri kullandı: 

“Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gıda güvenliğine hizmet eden bir şirket. Şirketimiz yeni atılımlarıyla birlikte büyümeye devam ediyor. Samsun’da 2085 ton/gün ve Çorlu’da 400 ton/gün olmak üzere toplam 2.485 ton/gün ve 2022 yılında Söke Değirmencilik San ve Tic. AŞ paylarının satın alınmasıyla bu şirketimize ait Aydın ve Ankara fabrikalarının 1.440 ton/gün kapasitesinin eklenmesi sonucu toplam üretim kapasitemiz 3 bin 925 ton/güne ulaşmıştı. Yeni satın almayla birlikte toplam üretim kapasitemiz 4 bin 200 ton/güne ulaşarak Türkiye’nin açık ara en büyük un üreticisi konumumuzu korumaya devam edeceğiz.

Bu satın alma işlemiyle Mersin, Adana, İskenderun bölgesindeki limanların ham madde temininde kullanılarak maliyet avantajı, ülkemizin güney komşularına yakınlık sayesinde de ihracat tonajımızda artış yakalamayı hedefliyoruz. Tesisin üretime geçmesiyle beraber şirketimiz, ülkemizin güney ve güneydoğu bölgesindeki iç piyasaya daha uygun maliyetli nakliyeyle erişim imkanına kavuşacak. Böylelikle şirketimiz bünyesinde 5 ayrı bölgede yer alan fabrikalarımızla Türkiye’nin bütün bölgelerine satışı yaygınlaştıracak aktif üretim kapasitesine ulaşacağız.”

‘’İstanbul’da 90 Bin Bina Depreme Dayanıksız’’

TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’na konuşan Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Okan Tüysüz, olası İstanbul depremine ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Olası depremin yaşanmasıyla birlikte tonlarca molozla karşı karşıya kalınacağını vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, şöyle konuştu:

“Olası büyük bir depremde İstanbul bölgesinde 100 milyon tona varan moloz ortaya çıkar. ‘Moloz’ dediğin zaman içinde demir var, asbest var, evsel atıklar var, mukavva var, cam var… Bu molozların uluslararası yönetmeliğe göre nereye, nasıl bertaraf edileceğini önceden planlamazsanız, gömüleceği yerleri hazırlamazsanız, o yerleri de havayla, suyla temasını kesecek şekilde membranlarla kamufle edip döşemezseniz bu döküntünün içerisinde önce biyokimyasal reaksiyonlar, sonra fizikokimyasal reaksiyonlar başlar.

‘’Kanalizasyon Şebekeleri Çökecek’’

Onun sonucunda ağır, toksik, kanserojen madde konsantrasyonları olur; yağmur yağınca bunlar toprağa yayılır, toprağı kirletir, topraktan yeraltı suyunu kirletir, yeraltı suyundan denize geri akar, suya girer; balıkçı balığı tutar, o besin zinciri vasıtasıyla soframıza gelir veya siz orada seracılık yaparsınız, domates olarak soframıza gelir. Ben İstanbul’da çok büyük ölçüde kanalizasyon şebekesinin çökeceğini düşünüyorum. Sebebi ne biliyor musunuz? Yanlış malzeme kullanmak. Betonarme boruları deprem kentinde kullanırsanız, onlar size iyi bir performans vermez depremde.

Eğer İstanbul’da beklediğimiz deprem olur, Marmara Bölgesi, ki Türkiye’nin yüzde 60’ındaki bütün ekonomik faaliyetlerin merkezi, can damarı, bu beklediğimiz deprem olursa, İstanbul’daki iş dünyasının depreme olan bu hazırsızlıklığı nedeniyle, önlem alınmayışı nedeniyle Marmara’daki ekonomi çarkları durur. Marmara’daki ekonominin çarklarının durması demek, Türkiye’nin ekonomik anlamda dizüstü çökmesi demektir.”

‘’Yüzde 7’lik Kısım Dere Yatağında’’

İstanbul’da 90 bin binanın zayıf olduğunu, bunların güçlendirilmesinin ya da dönüşümünün yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr Okan Tüysüz ise, şu açıklamalara yer verdi:

‘’İmar aflarına son vermemiz lazım. Marmara’da da biz kırılmamış fayları bir araya koyduğumuz zaman elde ettiğimiz değer 7.2-7.4 arasıdır. 7.5’e göre hazırlık yapılması doğrudur çünkü kırılmış olan fay yeni Deprem esnasında bir daha kırılırsa 7.6’ya varan bir deprem olur. Hazır olmamız gereken değer 7.5’tir. İstanbul’un çok önemli bir kısmı sağlam kaya üzerindedir, bu rakam da sanıyorum yüzde 57. Yüzde 20 civarında zayıf zemin vardır, o da İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Yeşilköy, Bakırköy, Eminönü, Fatih, Küçükçekmece ve Büyükçekmece’nin bulunduğu kesimdir.

İstanbul’un yüzde 7’lik bir kesimi dere yatağını temsil eder. Zayıf ve sıvılaşabilir zeminler İstanbul’un Marmara’ya bakan kesimlerindedir, bu kesimler aynı zamanda faya en yakın yerler oldukları için olası bir depremde en büyük sarsıntıyı alacak olan bölgelerdir. Buna karşılık, örneğin Kilyos’ta da zayıf zeminler var, Şile’de de zayıf zeminler var ama bunlar depreme uzak, İstanbul’un en uzak kesiminde yer almaktadır. Birinci Boğaz Köprüsü’nden itibaren doğu-batı arasında bir hat çizerseniz, onun güneyinde kalan kesimi gerek Asya gerek Avrupa yakasında risk taşıyan bölgedir.”

Avrupa’nın En Büyük Tütün Fabrikası Muş’ta Yükseliyor

Star Agritech International tarafından Muş Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yükselen Tütün İşleme Fabrikası’nda inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

2023 yılı Eylül ayında üretime açılması hedeflenen projenin, toplam 12 milyon dolar yatırım bedeline sahip olması bekleniyor. Projede, tütün yapraklarını işlemek için çeşitli konveyör, öğütücü, ayırıcı ve son teknoloji kurutma odaları dahil olacak. Saatte 10 ton tütün işlenmesi hedeflenen fabrikada, enerji ve atık üretimi azaltılarak sürdürülebilir geri dönüşüm sistemi uygulanacak. 

‘’Yenilikçi Teknoloji Kullanacağız’’

Proje hakkında konuşan Star Agritech International (SAI) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Iqbal Lambat, “Tesisimizde amacımız yenilikçi son teknolojiyi kullanıp iş ortaklarımıza en yüksek kalite ve standartta tütün işleme hizmetini verebilmektir.’’ dedi.

SAI CCO’su Mustafa Tütüncü ise, “Tütün işleme fabrikamız, iş ortaklarımıza üstün kalitede tütün işleme hizmetleri sunacak Star Agritech International’ın önemli bir yatırımıdır. Bu yeni projeye imza atmaktan mutluluk duyuyoruz. Ayrıca, bölgeye yeni iş fırsatları yaratarak yerel halkın ekonomik kalkınmasını destekleyeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Ordu Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Sürüyor

2020 yılında inşaat çalışmaları başlayan Ordu Şehir Hastanesi projesinde çalışmalar devam ediyor. 

İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Tüzün, Şantiye Şefi Dündar Kadanalı ve proje ekibiyle birlikte inşaat çalışmalarını inceleyen Ordu Valisi Tuncay Sonel, yetkililerden detaylı bilgi aldı. Toplam 900 yataktan oluşacak hastane projesi ile Ordu’nun güzel bir sağlık tesisine kavuşacağını belirten Sonel, şu açıklamaları yaptı:

“Yüklenici firmamız hız kesmeden çalışıyor. İnşallah bu yıl içerisinde inşaatlarımızın bir kısmı da olsa hizmete girer ve yöre insanımıza sağlık alanında güzel bir hastanemize kavuşmuş oluruz. Allah emeği geçenlerden razı olsun. Rabb’im kazasız, belasız bir şekilde bu inşaatın bitirilerek yöremize, milletimize, ülkemize hayırlı hizmetler verecek şekilde kullanılmasını hepimize nasip eylesin”

Projenin detaylarıyla ilgili konuşan Şantiye Şefi Dündar Kadanalı ise şunları söyledi:

“Şehir Hastanesi inşaatımızın betonarme imalatımızı hız kesmeden devam ettirdik. Şimdi tepe ve duvar imalatlarımız, çerçeve imalatlarımız devam ediyor. Binamızda 1020 adet izolatör tasarlanmıştı. Depremde çok şükür herhangi bir etkilenme yaşanmadı. Adıyaman ve Kahramanmaraş’taki gibi bir deprem olsa dahi bu binada ameliyatlar sorunsuz şekilde devam edecek. Sağlık Bakanlığımızın yaptığı hastane binaları artık bu şekilde yapılıyor. Yapıp bir an evvel teslim etme gayretindeyiz”

Ordu Şehir Hastanesi projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı Açılış İçin Gün Sayıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı projesinde inşaat çalışmalarının tamamlandığını ve birkaç gün içerisinde açılış yapılacağını açıkladı. 

Yeni metro hattının açılışı için heyecanla beklediklerini söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı Çam ve Sakura Şehir Hastanesi İstasyonu’nda konuşma yapmak üzere yer aldı.  

Açılışın en kısa sürede yapılacağına dikkat çeken Karaismailoğlu, “Başakşehir-Kayaşehir yeni metro hattının açılışına sadece günler kaldı. Başakşehir-Kayaşehir metro hattında 4 istasyon yer alıyor. Tek yönde yaklaşık olarak saatte 70 bin yolcuyu barındıracak kapasitesi bulunuyor. Mevcut İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminden devralmamızın ardından yüzde 5 ilerleme seviyesinde bulunan Başakşehir-Kayaşehir metro hattı çok kısa sürede ilerledi ve istenen hale kavuştu. Test sürüşleri tamamlandı ve insanların kullanımına açık hale gelmesi için hazırlandı.” dedi. 

‘’İstanbulluların Hayatını Kolaylaştırmak İçin Çalışıyoruz’’

Konuşmasında, yeni metro hattının detaylarından bahseden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, şu açıklamaları yaptı:

“Biz toplamda 10 bin 250 metro tüneli inşaatını tamamladık. 4 istasyonun her kapalı alanın her metrekaresini inşa ettik. Yani bu da toplamda 32 bin 661 metrekare ediyor. İstanbullu vatandaşlarımıza yeni bir ulaşım hizmeti sunmanın verdiği mutluluğu ve gururu yaşıyoruz. Güngören, Bağcılar, Bahçelievler ve Başakşehir ilçelerimizde İstanbul Havalimanı’na doğru ulaşım sağlanması planlanıyor. İstanbulluların hayatını kolaylaştırmak için çalışıyoruz ve çabalıyoruz. Yeni metro hattımızın açılışında görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın.”

İstanbul’daki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Giresun’da 369 Afet Konutu Teslim Edildi

2020 yılında yaşanan sel felaketiyle sarsılan Giresun’da, afetin ardından inşa edilen 369 adet konut, sahiplerine teslim edildi. 

22 Ağustos 2020 yılında Giresun’da yaşanan sel felaketiyle Dereli, Tirebolu ve Doğankent ilçeleri dahil olmak üzere toplam 635 bağımsız birim yıkıldı. Felaketin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bölgede afet konutları inşa edilmesi kararı alındı. 

Yapılan tahliye, yıkım, kira ve taşınma işlemleri, kamulaştırma ve yapım faaliyetlerinin ardından; Dereli ve Kuşluhan Mahalleri’nde 71 konut ve 82 ticari ünite, Dereli ilçesi Sütlüce Mahallesi’nde 142 konut, Doğankent ilçesi merkez mahallesi rezerv yapı alanında 156 konut ve 40 ticari bağımsız birim, Giresun Merkez, Dereli, Doğankent, Tirebolu ilçeleri ve köylerinde 24 köy evi olmak üzere toplam 369 konut, 122 adet ticari ünite ve 24 köy evinin inşaatı tamamlanarak sahiplerine teslim edildi. 

Giresun’daki tüm inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Emlak Konut GYO’nun Beşiktaş Projesine 13 Firmadan Teklif

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) Beşiktaş, Akat projesinin ilk ihalesi gerçekleştirildi. Projeye 13 firmadan teklif geldi.

Firma tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada, EMLAK KONUT GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. #EKGYO İstanbul Beşiktaş Akat İhalesi 1. Oturum Sonucu ile alakalı bilgiler aktarıldı.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İstanbul Beşiktaş Akat Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi ihalesinin 1. oturumu 04.04.2023 tarihinde saat 11:00 da yapılmıştır.

EMLAK KONUT GYO A.Ş. İstanbul Beşiktaş Akat Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşine Katılım Gösteren Şirketler;

1. UNTD İNŞAAT A.Ş.

2. DAP GAYRİMENKUL GELİŞTİRME A.Ş.

3. EK-PET İNŞ. SAN. TAAH. VE TİC. LTD. ŞTİ. & ESEA SAĞ. VE YAT. A.Ş. & HOLOĞLU İNŞ. TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ. İŞ ORTAKLIĞI

4. YİĞİT ENERJİ İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş.

5. FUZUL GYO A.Ş.

6. ÖZALTIN İNŞ. TİC. VE SAN. A.Ş. & MAKYOL İNŞ. SAN. TURZ. VE TİC. A.Ş. İŞ ORTAKLIĞI

7. TEKFEM YAPI TİC. A.Ş.

8. EŞBAH YAPI YAT. A.Ş.

9. GELİŞİM YAPI SAN. VE TİC. A.Ş.

10. TÜRKERLER İNŞ. TUR. MAD. ENR. ÜRETİM TİC. VE SAN. A.Ş.

11. MESA MESKEN İNŞ. A.Ş. & A S L İNŞ. TAAH. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İŞ ORTAKLIĞI

12. NİVAK YAPI A.Ş.

13. ASLAN YAPI VE TİC. A.Ş. & CABA İNŞ. ENERJİ TURZ. SAN. VE TİC. A.Ş. İŞ ORTAKLIĞI’’

Emlak Konut GYO’nun tüm projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Gümrükçü: ‘’Çiğli Metrosuyla Alakalı Bir Çalışmamız Var’’

İzmir, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, ilçeden başlayarak Otogar’a kadar geçen bir metro projesi için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile görüşmeleri sürdürdüğünü açıkladı. 

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Radyo Trafik İzmir canlı yayınında ilk kez Çiğli’ye metro müjdesi verdi. Harmandalı’ndan başlayıp Şehir Hastanesi’nden geçerek İzmir Otogarı’na kadar uzanacak bir metro hattı isteklerinin olduğunu belirten Gümrükçü, bu taleplerinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından da sıcak karşılandığını bildirdi.

Çiğli’nin ulaşım sorununun çok fazla olmadığına vurgu yapan Başkan Gümrükçü, yamaç mahallelerin ulaşımını rahatlatmak anlamında önemli bir projelerinin olduğunu açıkladı. Konu hakkında ilk kez Radyo Trafik İzmir’e konuşan Çiğli Belediye Başkanı, “Harmandalı’ndan başlayarak EVKA-5, Egekent, Yakakent, EVKA 2, EVKA 6, Karşıyaka yamaçları, Bayraklı Şehir Hastanesi ve Ege Üniversitesi’nden geçerek İzmir Otogarı’na kadar uzayacak bir metro projesi çok iyi olur. Biz bunu talep ediyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ile bu konuda bir görüşmemiz de oldu. Konuya sıcak bakılıyor. İzmir gündemine getireceğimiz önerimiz umarız hayata geçer ve bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın da ulaşımını daha da kolaylaştırırız.” ifadelerini kullandı.

“Deniz ve Hava Ulaşımı İçin Görüşmeler Sürüyor’’ 

Utku Gümrükçü ayrıca Çiğli’nin 24 kilometre sahili olmasına rağmen deniz ulaşımının olmadığına da vurgu yaparak, “Bir feribot iskelesi önerisinde bulunduk. Bostanlı’ya alternatif olarak körfez geçişini rahatlatacak proje için çalışıyoruz. Hava ulaşımı için Çiğli Havalimanı’nın sivil ulaşıma açılması için talebimizi ilettik.” şeklinde konuştu.

“Alternatif Yollara İhtiyacımız Var’’

İzmir’de trafiğe kayıtlı araç sayısı gün geçtikçe artarken, nüfusun yanında günlük trafikte de artış olduğunu söyleyen Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, şu ifadelere yer verdi:

“Çiğli nüfusu şu anda 220 bine ulaştı. Trafiğin rahatlatılması için yeni yollar ve alternatif çözümler üretilmesi gerekiyor. Yerel yönetim ile merkezi yönetim arasında bazı anlaşmazlıklar olabiliyor. Vatandaşlar da merkezi yönetimden taleplerde bulunmalı. Hizmetin önceliğini talepler şekillendirir. Yeni yollar talep ederseniz onlar yapılır. Mavişehir-Ataşehir bağlantısının girişi tek bir yoldan yapılıyor. Birkaç alternatif yapılmasında fayda var. Bunu da biz yapacağız. 

Anadolu Caddesi’nden Caher Dudayev Bulvarı’na bağlanacak bir yol açılacak. İZBAN hattı üzerine bir köprü yapılması gerekiyor. Köprünün yapılması için kamulaştırma çalışmaları devam ediyor. Kamulaştırılacak az bir yapı kaldı. AVM’lerin arkasında yer alan Karşıyaka Stadı’nın yapılmasının istendiği arsanın sahibiyle devlet anlaştı, kendi üstüne geçirdi. Biz belediye olarak görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü de arsayı istiyor. Terkler yapılınca, AVM arkasından alttan bir yol daha açarak Ataşehir’e bağlantı sağlamayı planlıyoruz. Özel hastanelerin olduğu bölgeye geçişi rahatlatmak için de dere üzerinden köprü yaparak yeni bir geçiş yolu planlıyoruz. 

Otopark sayılarını artırıyoruz, daha geniş yollar açıyoruz. Egekent giriş ve çıkışı için çevre yoluna da bağlanacak yeni bir yol açacağız. Süreç biraz uzun sürüyor, itirazlar gibi unsurlar projelerin tamamlanmasını geciktiriyor.”

Kaynak: İnşaat Deryası

Ziraat GYO, Konkur İnşaat’ta Bulunan Yüzde 50 Payını Devretti

Ziraat Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Konkur İnşaat’ta bulunan yüzde 50 payını 245,9 milyon TL’ye Kurmel Holding’e devretti. 

Ziraat GYO tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yönetim Kurulumuzun kararına istinaden;

Müşterek Yönetime Tabi Ortaklığımız Konkur İnşaat Yatırım ve Pazarlama A.Ş.’nin 32.000.000,- TL tutarındaki ödenmiş sermayesinde Şirketimizin sahip olduğu % 50 oranındaki 16.000.000 adet pay, 31.10.2019 tarihli “Hisse Devir Sözleşmesi” ve Ek Protokoller ile belirlenen “Geri Alım Hakkı” şartları doğrultusunda devir tarihi itibariyle hesaplanan 245.886.216,- TL bedel üzerinden 03.04.2023 tarihi itibarıyla Kurmel Holding A.Ş.’ye devredilmiştir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Limak İnşaat’ın Libya’daki Projesinde Çalışmalar Başladı

Limak İnşaat’ın Libya, Bingazi’de 12 yıldır kullanılamayan büyük stadyum bakım ve onarım projesinde çalışmalar başladı. 

Bingazi’den 12 yılı aşkın süredir kullanılamayan stadyum bakım ve onarım çalışmalarının Limak İnşaat şirketi tarafından yapıldığı belirtilen açıklamada, 12 ay sürecek çalışmalarla aynı zamanda stadyumun kapasitesinin 28 binden 40 seyirciye çıkarılacağına işaret edildi.

Yeniden İmar ve İstikrar Komitesi basın ofisi üyesi Muhammed Mahmud, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Türk firması Limak İnşaat’ın alanında büyük bir şirket olduğunun altını çizen Mahmud, şunları söyledi:

“Limak İnşaat, Bingazi’deki stadyumun bakım ve onarımını 2009 yılında üstlenerek çalışmalarına başladı. Ancak Muammer Kaddafi rejimine karşı gerçekleşen devrimle birlikte başlayan savaş sebebiyle Libya’da her şey durdu. Dolayısıyla Bingazi’deki stadyum da durmuştu.”

Limak İnşaat’ın tüm projeleri ve firma bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Nurdağı Afet Konutları İnşaatı Tamamlanmak Üzere 

Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde başlayan köy tipi kalıcı konutların kaba inşaatı büyük ölçüde tamamlandı. 

Çadır ve konteynerlerin yanı sıra prefabrik evlerde de depremzedelerin ağırlanmaya başlandığı ilçe merkezinde, bir yandan enkaz kaldırılırken bir yandan da kalıcı konutlar için çalışmalar yürütülüyor.

İlçe merkezinin yanı sıra kırsal bölgedeki depremzedeler için de kollar sıvandı. Bu kapsamda bir hayırsever tarafından, “Türkiye Tek Yürek” kampanyası çerçevesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile AFAD koordinesinde, ilçeye yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan kırsal Belpınar Mahallesi’nde depremzedeler için yaptırılan köy tipi tek katlı kalıcı afet evlerinin inşası devam ediyor.

10 evin tamamen yıkıldığı, diğer evlerin bazılarında hasarın oluştuğu 35 haneli köydeki proje kapsamında 14 köy evi, cami, ahırlar, sosyal donatı ve çevre düzenlemeleri planlanıyor.

Yürütülen çalışmalar kapsamında evler şekillenmeye başladı. Bazı evlerin kaba inşaatının tamamlandığı alanda, bazılarının çatı kaplamaları da yapıldı.

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde inşa edilecek afet konutları projesinin detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Deprem Bölgesine 76 Milyar TL Sigorta Ödemesi Yapılacak

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı ve Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, ‘’Özel sektör sigortalılarına toplamda 76 milyar lira hasar ödemesi olduğunu hesapladık. Bunun yaklaşık 2,5-3 milyarı da ödenmiş durumda.’’ dedi. 

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen iller için bölgede çalışmalara başladıklarını belirten Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı ve Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, depremin sarstığı illerde sigorta oranının yüzde 17-20 oranlarında olduğunu söyledi. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) sigorta oranının ise yüzde 49 olduğunu ifade eden Benli, şunları söyledi: 

“Türkiye genelinde daha yüksek oranlı olan bölgeler var. Tabii sigortalılık oranı, Türkiye gibi bir ülke için yeterli değil. Deprem sonrası toplam 66 bin hasar dosyası var. Bu dosyalarla ilgili sektörümüz çok hızlı bir şekilde önlemlerini aldı. Hasar operasyonlarını bitirip ciddi bir ödeme yaptı. İlk tespitte özel sektör sigortalılarına toplamda 76 milyar lira hasar ödemesi olduğunu hesapladık. Bunun yaklaşık 2,5-3 milyarı da ödenmiş durumda.

Hayat sigortalarıyla ilgili de yaklaşık 1 milyar lira ödememiz olacak. Sigorta Bilgi Merkezi dataları topluca indireceği için ihbara gerek kalmayacak. 44 bin kişinin datasından bahsediliyor. Bu kişilerin bilgileri sigorta şirketlerinin bilgileriyle birleştirilip ilgili lehtar ve varislere ödenmeye hazır bir şekilde bekliyor olacak. Sigorta şirketlerimiz hazır, ihbarları beklemeden ödeyecek şekilde arka tarafta işlemlerimizi yapıyoruz.”

‘’Doğal Afetin Getirdiği Zararın Yüzde 45’ini Sigorta Sektörü Karşılıyor’’

Depremin ardından sigortaya ilginin arttığını vurgulayan Benli, “Şu anda deprem öncesine göre hem doğal afet hem de konut ve kasko sigortalarında yüzde 4-5 artış var. Olağanüstü hal sonrasında hayat normale döndüğünde bu bölgede bu rakam daha da artacaktır. Bu rakamlar Türkiye geneline de yansıdı. Orada da yüzde 3-4 artış var. Tabii bu yeterli değil. Türkiye gibi bir ülkede yüzde 20-30 sigortalılık oranları düşük. Doğal afet sigortası zaten zorunlu bir sigorta, yüzde 100 olması lazım. Ancak isteğe bağlı konut sigortası, kasko, iş yeri paketleri, kar kaybı, iş durma gibi tüm sigorta oranları için de yüzde 50’nin üzerine çıkmamız lazım. Yüzde 50’nin altındaki oran, Türkiye gibi bir ülke için gerçekten sigortalılık anlamında başarısızlık. Gelişmiş ülkeler, özellikle doğal afet sigortalarında, doğal afetin getirdiği zararın yüzde 45’ini sigorta sektörü karşılıyor. Bizim ülkemizde bu yüzde 3-5’lerde. Bu devletin üzerine daha fazla yük kalması, vatandaşın böyle bir afet sonrası ekonomik hayatına geçişte çok büyük zorluklar çekmesine neden oluyor.” dedi. 

İnşaat Sektörü Temsilcilerinden Açıklama: ‘’Şantiyelerde İşçi Sorunu Var’’

İnşaat sektörü temsilcileri, 11 ilde yaşanan deprem felaketinin ardından şantiyelerde eleman sorunu yaşanacağını öngördü. Temsilciler bu sorun için 3 öneri sundu. 

Yaklaşık bir yıldır şantiyelerde çalışan işçi bulmanın zorlaştığını belirten İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, “Çalışanların yurtdışını ya da kamu işlerini seçmesi özel sektörde sorun yaratıyor. Mühendis var ama ara elaman bulamıyoruz. Taşeronlar da durumu biliyor ve fiyat artırıyor. Firmalar mecbur kaldığı noktada kabul ediyor. Belli meslek grupları da kendi aralarında örgütlenip fiyatları artırıyor. İş makineleri ve bunları kullanacak kişiler noktasında da sorun var. Şimdi yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle iş makineleri bu illere gitti. Oradaki inşaatlar artınca diğer illerde işçi problemi daha da büyüyecek. Bu soruna acil çözüm bekliyoruz. Pandemi gibi zorlu bir süreçten geçtik ve inşaatlarda istediğimiz hızı yakalayamıyoruz. Bir an önce firmalara da yetki verilip eleman yetiştirmenin önünü açmalıyız.” dedi. 

Deprem bölgesinde çalışan işçilerin şartlar nedeniyle ek ücret talep ettiğini vurgulayan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu ise, şu açıklamalarda bulundu: 

‘’Bir Yol Haritası Hazırlanmalı’’

“Ülkemizde yapılacak altyapı çalışması, deprem bölgesinde yapılacak konut sayısı belli. Özel sektörde de üretim kapasitesi öngörülebilir. Tüm bunlar bir araya getirilip işgücü ihtiyacı ve mevcut rakamlar karşılaştırılmalı. Sonrasında bir yol haritası hazırlanmalı ve önlemler alınmalı. Türkiye’de son yıllarda çok sayıda işçinin yurtdışına yöneldi. Bu işgücü nasıl geri getirilir, ülkede nasıl yeni işgücü yaratılır düşünülmeli. Ayrıca daha sonra Türkiye’ye yurtdışından işçi getirilmesi gerek mi, incelenebilir. Evet bugün işçi sorunu var ama Türk yapı sektörü dinamik ve sorunlarla baş edebilecek güce sahip. Yapılacak çalışmalarla bunu aşarız.”

Doğru koordinasyonla hem deprem bölgesi hem de diğer iller için yeterli malzeme üretimi yapılacağını belirten Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Deprem bölgesindeki sanayi şirketlerinde hem göç hem de yaşanan travma nedeniyle işçi bulma sorunu ve buna bağlı kapasite kayıpları oldu. Ama tüm Türkiye geneline bakarsak bir kapasite sorunu öngörmüyoruz.” diye konuştu. 

‘’İşçi Gideri İki Katına Çıktı’’

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ise, “Üyelerimizden bu konu için çok sayıda şikâyet alıyoruz. Hem işçi yok hem de istenilen rakamlar beklenenin çok üzerinde. Bir ihaleye teklif verilmiş, orada hesap edilen işçi gideri iki katına çıkmış. Şimdi o firma nasıl süreci tamamlayacak? Nitelikli bir ustanın günlük yevmiyesi 1000-1200 liraya ulaştı. Üstelik deprem bölgesinde binlerce konut yapılacak. Bunların hızlıca tamamlanması için de sorunun çözümü önemli.” şeklinde konuştu.

İşçi sorunu için, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaklaşık bir ay önce görüştüklerini belirten Tellioğlu, şu önerileri sıraladı:

1. 2023 yılı sonuna kadar inşaat sektörü çalışanlarının yurtdışına çalışmaya gitmesi durdurulmalı.

2. Bize uyumlu ülkelerden, işçi getirilmesi kolaylaştırılmalı.

3.Meslek lisesi sayısı artırılarak yeni eleman yetişmesi sağlanmalı. 

Reportage, Silvana İstanbul Projesi İle Türkiye’ye Merhaba Dedi

Suudi Arabistan, Fas, Abu Dabi, Dubai ve Mısır gibi ülkelerde hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Reportage Properties, Reportage Türkiye ismiyle Türkiye’de faaliyet gösterecek. Markanın ilk projesi ise ‘Silvana İstanbul’ olacak. 

Dünya genelinde müşterilerinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamak için farklı ülkelerde Lilium, Perla, Rukan Loft, Montenapoleone, Verdana ve Bianca gibi devam eden 25’e yakın projeyi yöneten Reportage Properties, ülkemizdeki ilk projesi “Silvana İstanbul” ile Türkiye gayrimenkul sektörüne merhaba dedi. 

Ülkemizde Reportage Türkiye ismiyle faaliyet gösteren markanın ilk projesi Silvana İstanbul, Bahçeşehir’de yükseliyor. Reportage Türkiye, Silvana İstanbul’un ardından Tarabya’da yeni bir projeye başlamak üzere el sıkışırken Esenyurt, Kartal ve Riva’da da arazi görüşmelerini sürdürüyor. 

İtalyan mimarisine uygun bir konseptle Bahçeşehir’de 48 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Silvana İstanbul’da 232 adet 4+1 formatta bahçeli sıra villalar yer alıyor. İstanbul’un en hareketli ve dinamik semtlerinden birinde sakinlerine güvenilir ve sürdürülebilir bir yaşam deneyimini daire fiyatına lüks villa sahibi olma fırsatıyla sunan projede barbekü alanı, çocuk oyun alanı, dinlenme alanları, park, bahçe, peyzaj alanları, basketbol sahası ve satranç alanları gibi ayrıcalıklar bulunuyor.

Silvana İstanbul, İstanbul’un en büyük halka açık botanik bahçesi olan Millet Bahçesi’ne, alışveriş merkezleri, restoranlar ve kültürel simge yapılar gibi şehrin en gözde cazibe merkezlerinin çoğuna yakın olarak konumlanıyor. Projenin yer aldığı bölgede Taksim, Beşiktaş ve Mecidiyeköy’e bağlayan metro hattının yanı sıra toplu ve özel ulaşım hatları, İstanbul Havalimanı, Marmaray ve birbirine bağlı tramvay hatları gibi geniş bir ulaşım ağı bulunuyor.

Avrupa Şehircilik Ödülü’ne sahip Bahçeşehir, yüksek prim potansiyelinin yanı sıra seçkin bir nüfusa sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Modernliği, jeolojik altyapısının uygun olmasıyla Bahçeşehir, hem yerli hem yabancı yatırımcılar için en cazip bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. 

Kaynak: İnşaat Deryası

Akacan Holding’ten Dev Proje

İnşaat sektörünün önde gelen isimlerinden Akacan Holding, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (K.K.T.C) yapılacak en büyük yatırımı hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Önümüzdeki dönemde Kıbrıs’ta 650 Milyon dolar değerinde yatırım yapmaya hazırlandıklarını belirten Akacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bulut Akacan, ‘’Kuzey Kıbrıs’ın en büyük inşaat projesi olacak olan Toplu Konut projesine adım atma aşamasındayız.’’ dedi. 

Sektörde her geçen gün daha iyisini yapmaya çalıştıklarını ifade eden Akacan, ‘’İnşaat sektörü bizim en iyi bildiğimiz iş, tecrübe kazandığımız, yeniliklere imza attığımız, ilkleri gerçekleştirdiğimiz ve her geçen gün daha ileriye gitmek istediğimiz yani hedeflerimizin yüksek olduğu bir sektör. Kuzey Kıbrıs’ta gözümüzü yukarıya yükselttik, Birçok güzel projelere imza attık ve bu projeleri daha ileriye taşıyacağız. Akacan Holding olarak inşaat sektöründe öncü olmaya devam edeceğiz.’’ şeklinde konuştu. 

Detayları henüz belirlenmeyen projenin, 2 bin 700 konuttan oluşacağı biliniyor. Projenin içerisinde AVM, otel, eğitim alanları, SPA, hobi alanları ve eğlence merkezleri bulunacak. 

Akacan Holding’in tüm projelerine ve firma bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Deprem Bölgesi Cazibe Merkezi Kapsamına Alındı

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen tüm iller Cazibe Merkezi Pogramı kapsamına alındı. Buna göre, deprem bölgesinde yapılan yatırımlar en üst teşviklerden yararlanabilecek. 

Cazibe Merkezleri Programı Kapsamında Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Kahramanmaraş merkezli depremler dolayısıyla genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen Adıyaman, Elâzığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Sivas’ın hasar gören ilçelerinde gerçekleştirilecek asgari 1 milyon 500 bin liralık yatırımlar, 6. Bölge teşviklerinden faydalanabilecek. Böylelikle bu iller Cazibe Merkezleri Programı kapsamına alınmış oldu.

Bu illerde yapılacak yatırımlar, için faiz veya kâr payı desteği, sabit yatırım tutarının yüzde 10’unu aşmamak kaydıyla 30 milyon lirayı geçemeyecek. Kararın yürürlüğe girdiği tarihten önce kullanılan, faiz veya kâr payı desteğinden yararlanan krediler ve finansal kiralama borçlanmaları için, belirtilen sınırlar aşılmamak kaydıyla, uygulanan faiz veya kar payı desteği puanında değişiklik yapılmadan destek süresi sonuna kadar uygulama yapılacak.

Desteklerden, deprem nedeniyle hasar gören yatırımların yerine konulması amacıyla yapılacak yatırımlar, yatırım süresi devam eden ve tamamlama vizesi yapılmamış yatırım teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlar da dahil olmak üzere yeni yatırımlar yararlanabilecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi 

Gayrimenkul Satışları Mart Ayında Yüzde 83 Arttı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan bilgilere göre, mart ayında gayrimenkul satışları yüzde 83 oranında arttı. 

Paylaşılan veriler ışığında Türkiye’de mart ayında toplam 277 bin 946 adet gayrimenkul satışı yapıldı. Bu satış işlemlerinin sonucunda ise 5 milyar 277 bin 948 lira tapu harcı geliri elde edildi. Mart ayında yapılan satışlar, şubat ayında yapılan 151 bin 416 adet gayrimenkul satışına göre yüzde 83 artış gösterdi. 

Yapılan satışların ardından işlemlerin 100 bin 867 adedini konut, 51 bin 646 adedi arsa, 93 bin 187 adedini tarla, 10 bin 542’sini iş yeri satışları oluşturdu. Kalan işlemleri ise diğer taşınmazlar oluşturdu. 

En Çok Satış İstanbul’da 

Mart ayında yapılan konut satışlarında 32 bin 149 adet ile İstanbul birinci sırayı aldı. İstanbul’u, 20 bin 876 ile Ankara, 15 bin 18 ile İzmir, 11 bin 596 ile Antalya, 11 bin 37 ile Bursa, 10 bin 60 ile Konya, 8 bin 479 ile Tekirdağ, 8 bin 347 ile Kocaeli, 7 bin 550 ile Mersin ve 7 bin 368 ile Balıkesir takip etti.

Bostik Türkiye, Sektör Profesyonelleri İle Yapı Fuarı’nda Buluşacak

Bostik Türkiye, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Yapı Fuarı’nda 7. salonda, 7281 numaralı standında katılımcıları ağırlayacak. 

26-29 Nisan 2023 tarihleri arasında yapılacak olan Yapı Fuarı – TurkeyBuild İstanbul’a, bu yıl da katılacak olmaktan mutlu olduklarını söyleyen SEMEA Pazarlama Direktörü Bilgehan Türkkan, ”Tüm sektör profesyonellerini standımıza bekliyoruz.” dedi. 

Fuarda ziyaretçileri, canlı ürün uygulamaları yapacak olan Bostik Türkiye ekibi ile tanışmaya ve yenilikçi ürünleri keşfetmeye davet eden Türkkan, “Uzmanlarımız, uygulamalar esnasında ihtiyaçlarınızı anlamak için sizinle birlikte çalışacak ve taleplerinizi karşılayacak Bostik ürününü denemenize yardımcı olacak.” dedi.

Bostik Türkiye, yeni ürün grubu Çekobond ile dekoratif zemin kaplama üreticisi olan Ideal Work ürünlerini de ilk kez fuarda sergileyecek. 

Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı Verileri Açıklandı

JLL Türkiye, Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı verilerini açıkladı. Raporda gayrimenkul yatırım pazarının yanı sıra perakende, ofis, lojistik ve otel pazarlarına ilişkin değerlendirmeler ve 2023 yılı beklentilerine dair ilgi çekici bilgiler yer alıyor. 

Ticari gayrimenkul alanında profesyonel hizmetler veren ve yatırım yönetimi danışmanlığı sunan JLL Türkiye’nin raporuna göre talepleri yükselen perakende pazarı büyümeye devam ediyor. 2022’de yüksek enflasyona karşın tüketicilerin harcama iştahı güçlü kaldı. Alışveriş merkezi ciroları geçtiğimiz yılın ikinci yarısında reel bazda yüzde 26 arttı. Perakende pazarı ise yüksek enflasyon ve tüketici güvenindeki dalgalanmalara rağmen 2022’de tüketicilerin yoğun talebinden yararlandı. Pazarın, 2021’de pandemi kısıtlamalarının kaldırılmasıyla hızlanan büyümeye ilişkin faaliyetleri, birçok perakendecinin gelir artışı bildirmesiyle hız kazandı. Yurt içi ziyaretçi hareketliliğindeki yükselişin bir yansıması olarak da büyük şehirlerdeki turistlerin çoğalması perakendecilerin bu performansını destekledi. Hem ana caddelerde hem de alışveriş merkezlerindeki doluluk oranları en yüksek seviyelere ulaşırken, pandemi sonrası kira artışları da yaşandı.

“Ofis Kiraları Artıyor”

JLL Türkiye Eş CEO’su Tarkan Ander, istatistiklerinden hareketle konuya dair şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de konut sektörü ekonomik zorluklar karşısında dayanıklılığını kanıtlarken, Türk lirasının görece istikrarlı seyri döviz bazında getirileri yükselterek ticari gayrimenkul yatırımlarına olan ilgiyi artırdı. Ofisler için kaliteli mekanlara taleplerin artması, kiraları yukarı taşırken; lojistik depolarında arz ve talep dinamikleri kira gelirleri ve yatırımcı ilgisi açısından sağlam görünümü desteklenmeye devam ediyor. Ticari gayrimenkullerde alıcı ve satıcı arasındaki fiyat farkı birincil varlıklarda işlemleri sınırlandırmasını ise 2022’de de sürdürüyor. Öte yandan alım fırsatı ve katma değer imkanı sunan varlıklarda sermayenin güvenli limanlara yönelmesi, bankalar tarafından satış baskısı altındaki alışveriş ve oteller için önümüzdeki dönemlerde yatırım işlemlerinde hareketlilik beklentisini koruyor.”

Kiralama İşlemlerinde En Büyük Payı 3PL Şirketleri Aldı

Raporda Türkiye 2022’de sahip olduğu stratejik konumundan dolayı artan reshoring uygulamalarının, yüksek potansiyeliyle öne çıkan ana pazarlardan biri olduğu görülüyor. Pazarda arz-talep dengesizliği devam ederken, yeniden yapılanma faaliyetleri ivme kazanmaya başlıyor. Arz eksikliği nedeniyle karşılanamayan talep, işlemler üzerinde baskı oluşturmaya geçtiğimiz yıl devam ederken, kiralama işlemlerinde en yüksek payı ise yüzde 60’la 3PL şirketlerinin aldığı kaydediliyor. Maliyet bazlı riskler karşısında Avrupa’ya daha yakın tesisler ve tedarikçiler eklenmesiyle hızlanan yeniden yapılanma faaliyetleri açısından Türkiye yüksek potansiyeli ile öne çıkıyor.

A Sınıfı Ofisler Yükselişte

Pandemi döneminde hibrit ve uzaktan çalışma modelinin 2022’de de devam ettiğine değinen JLL Türkiye Eş CEO’su Tarkan Ander’in ofis sektörüyle ilgili değerlenmesinde belirttiği gibi 2022’nin ikinci yarısında hibrit çalışma modeli doğrultusunda evden çalışmanın ağırlığı azaltılarak ofise dönüşlerin hızlandığını gözlemleniyor. Hazır ofislerin kiralama sözleşmelerinde daha esnek olunarak düşük yatırım maliyetleri gerektirmesi nedeniyle kullanıcılar tarafından yüksek talep görmeye devam ettiği kaydediliyor. Ofislerdeki boşluk oranlarındaki düşüş ise kira artışlarını hızlandırıyor. Bunun yanı sıra kullanıcıların kaliteli ofis alanlarına olan yoğun talebi sürerken, MİA bölgesinden boşluk oranları 2014’ten bu yana en düşük seviye olan yüzde 12,4 oranına kadar gerilediği belirtiliyor. Dolayısıyla şirketler ofis alanlarını genişletmek yerine, kullandıkları alanın özelliklerine yoğunlaşıyor. A sınıfı ofisler, kaliteli ofislere olan yönelim ile artan talebe paralel olarak benzerlerine göre üstün performans gösteriyor. 

Türkiye, Avrupa’nın En Popüler Destinasyonlarından Biri Haline Geliyor

Rapordan hareketle pandemi döneminde otel varlıklarında yapılan iyileştirmelerin yanında operatörlerin genişleme planları ve marka girişlerini duyurmasıyla otel açılışları ivme kazandığı gözleniyor. Bu durum ise İstanbul’un eşsiz tarihi ve kültürel birikiminin yanında Antalya, Bodrum ve Dalaman sahillerinin popülaritesini artırıyor. Performans göstergelerinin pandemi öncesi seviyeleri yakalaması, hatta bazılarının 2019 seviyelerini geçmesiyle turizm pazarında önemli bir toparlanma yaşanıyor. Tatil ve resort bölgelerinin yanı sıra kentsel pazarlarda ziyaretçiler yoğunlaşıyor. Bu kişilerin yüzde 67’si Türkiye’yi seyahat ve eğlence amacıyla tercih ederken, sağlık ve alışveriş amacıyla tercih edenlerin sayısının da 2019’a göre sırasıyla yüzde 80 ve yüzde 39 oranında yükseldiği görülüyor.

Türkiye’yi 2022’de Toplamda 51,4 Milyon Turist Ziyaret Etti

Ayrıca rapordan şu bilgilere ulaşıldı: Türkiye’yi 2022’de toplamda 51,4 milyon turist ziyaret etti. Yabancı ziyaretçilerin oranı yüzde 86,3 olurken, yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerin oranı ise yüzde 13,7 olarak kaydedildi. Geçen yıla oranla yüzde 75 artış gösteren toplam ziyaretçi sayısı, pandemi öncesi dönemin sadece yüzde 1 altında kalırken, Türkiye’de otel pazarı 2022’de güçlü bir performans sergiledi. Ülke genelinde doluluk oranları yıllık bazda yüzde 28,3 oranında artarak Avrupa ortalaması olan yüzde 64,6 seviyesinin üstüne çıktı. Bu durumda Türkiye’deki turizm pazarı acenteleri, erken rezervasyon seviyelerindeki olumlu durumla yabancı ziyaretçi sayısı ve turizm gelirleri açısından tarihi rekor bir yıla hazırlanıyor. 

Avrupa’da Konut Fiyatları Düştü

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan verilere göre, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde konut fiyatları 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,5 düştü. 

Eurostat tarafından paylaşılan bilgilere göre, AB’de konut fiyatları 2022 yılının son çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,5 geriledi. Böylece, AB ülkelerinde 2015 yılından beri konut fiyatlarında çeyrek bazda ilk defa düşüş yaşandı. AB’de konut fiyatları 2021’in aynı dönemine göre ise yüzde 3,6 yükseliş kaydetti.

Aynı dönemde konut fiyatları Euro Bölgesi’nde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,7 gerilerken, yıllık bazda ise yüzde 2,9 arttı.

AB üyesi ülkeler arasında, 2022’nin dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla konut fiyatlarında en fazla düşüş yüzde 6,5 ile Danimarka’da olurken sırasıyla yüzde 5 ile Almanya, yüzde 4 ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, yüzde 3,6 ile İsveç, yüzde 3,4 ile Finlandiya, yüzde 2,6 ile Hollanda, yüzde 2,2 ile Çekya, yüzde 2 ile Macaristan, yüzde 1,4 ile Lüksemburg, yüzde 0,8 ile İspanya ve Slovakya, yüzde 0,6 ile Avusturya, yüzde 0,5 ile Fransa, yüzde 0,4 ile Belçika, yüzde 0,2 ile de Letonya’da düşüş gerçekleşti.

İtalya’da ise konut fiyatları sabit kaldı. En fazla artış ise yüzde 4,7 ile Hırvatistan’da ve yüzde 2,5 ile Romanya’da belirlendi.

İTO, TOBB’un Konut Seferberliği Kampanyasına Destek Verdi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ‘’TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’nun açıkladığı İş Dünyası Kalıcı Konut Kampanyası’na tam destek veriyoruz” dedi.

İTO‘dan yapılan açıklamaya göre, Avdagiç, twitter hesabından yaptığı duyuruda, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen 11 ilde vatandaşların gelecek kışa, sıcak bir yuvada olmaları için birlikte çalışacaklarını kaydetti.

Avdagiç, mesajını “İstanbul iş dünyamızın tüm mensuplarını #ElverinEvyapalım kampanyasına katılmaya çağırıyorum.” diye tamamladı.

Samsun’da Kimsesizler Evi İnşaatı Sürüyor

Samsun’da İlkadım Belediyesi tarafından ilçede hayata geçirilen Refakatçi ve Kimsesizler Evi inşaatı hızla devam ediyor.

İlkadım’da inşaat çalışmaları devam eden Refakatçi ve Kimsesizler Evi projesi hakkında konuşan İlçe Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, “Proje inşaatlarımız hızla devam ediyor. İnşallah en kısa sürede bu tesislerimiz faaliyete geçireceğiz”

Projelerin insan odaklı olmasına özen gösterdiklerini belirten İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, şunları söyledi:

”Şehir uygarlığını yükseltmeye yönelik bir belediyecilik yapıyoruz. İnsana dönük, insan odaklı projeleri hayata geçirme gayretinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. Sosyal sorumluluk projelerimizin amacı bir tane bina yapıp ‘Ne bina yaptım’ deyip seyretme modeli değil. Bir sosyal kalkınma, sosyal yükselme modeli. Şehrin ihtiyacı olan bütün binaları yapma, ihtiyaç olan hizmetleri verme, bütün insanların yardımına koşma üzerinde kurulu hayatı daha kolay kılan belediyecilik anlayışını ilçemizde hakim kılma gayretinde olacağız”

Samsun’daki tüm inşaat projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Mersin İstiklal Caddesi’nde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, İstiklal Caddesi’nde yenileme amacıyla yapılan inşaat çalışmalarını inceledi. 

İlk etabı tamamlanarak araç ve yaya trafiğine açılan İstiklal Caddesi ile 2. etabında devam eden çalışmalar hakkında teknik ekipten bilgi alan Başkan Seçer, incelemelerinin ardından bir derneğin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya katılarak, çarşı esnafı ile bir araya geldi. Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından İstiklal Caddesi üzerinde esnafın da yaptığı değerlendirmelerle hayata geçirdikleri projeler çerçevesindeki çalışmaların sonucunu irdelemek, oluşan ve oluşabilecek sorunları görüşmek, önerileri almak ve esnafın bu konudaki telkinlerini dinlemek için bir araya geldiklerini kaydetti.

Projenin ilk etabının tamamlandığını açıklayan Seçer, “Hiçbir şekilde, hiçbir noktada yasak savmak için iş yapılmadığını bilmenizi istiyorum. Özellikle sizin görmediğiniz altyapı, yağmur suyundan elektrik hatlarına ve kanalizasyona kadar olması gerektiği gibi bir altyapınız oldu. Bugüne kadar hiç yapılmamış işler yapıldı. Üstyapıda da bir proje çalışması oldu. En iyisini yapmaya çalıştık.” dedi. 

Yapılan çalışmaların detaylarından bahseden Belediye Başkanı Vahap Seçer, şunları söyledi: 

Aynı ekip Çamlıbel’deki düzenlemeleri yapacak. Biz takriben haziran ayı başında taş binayı boşaltıp orada restorasyona başlıyoruz. Çamlıbel’deki yeni binamıza geçeceğiz. Bizim oraya geçmemiz caddenin, sokağın canlanmasına katkı yapacak. Nasıl ki Silifke Caddesi’ne MESKİ’yi taşıdık, sanıyorum iyi oldu oraya gelmesi, insan trafiği arttı. Bunlar merkez için çok büyük birikimler olacak. Bunlar olacak ki, merkeze insan girsin. İstiklal Caddesi’ne dokunmak, Çamlıbel’i yapmak, MESKİ’nin buraya ve bizim Çamlıbel’e taşınmamız, metro inşaatı, Mersin merkezin canlanmasına bir katkı demektir”

Ekipler tarafından yapılan proje bilgilendirmesinde ise şu ifadelere yer verildi:

‘’Mersin kent tarihi için önemli bir aks olan İstiklal Caddesi’ni eski canlılığına kavuşturmak, tescilli kültür varlıklarını ön plana çıkarmak, engelli ulaşımını kolaylaştırmak ve yaya güvenliğini artırmak, yoğun saatlerde trafik sıkışıklığını azaltmak, yaya hareketini artırarak bölge esnafına katkı sağlamak amacıyla yapılan çalışmalarda, Tren Garı ile Özgür Çocuk Parkı kavşağı arası yaklaşık 1.2 kilometrelik mesafedeki Cadde Ulaşım Ana Planı doğrultusunda Doğu-Batı yönlü tek yön olarak projelendirildi. 

Proje çerçevesinde kent bütünündeki bisiklet yolu ile bağlantı sağlanarak bisiklet yolu ağı genişletilirken, modern sokak mobilyaları ile donatılıp yaya hareketinin daha konforlu sağlanması için geniş kaldırımlar tasarlandı. Yağmur suyu drenaj hattının yenilendiği çalışmalar çerçevesinde, mevcut ağaçlar korunarak yeni ağaçlar ve çim alan ile yeşil bir aks oluşturuldu. Projede ayrıca meydanda bulunan ağaçların altına insanların dinlenebileceği bank tasarımları yapıldı. 70 araçlık otoparkın da yer alacağı çalışmalar çerçevesinde, gün içerisinde İstiklal Caddesi’ndeki trafik yoğunluğunu kontrol altında tutabilmek adına Güney ve Kuzey sokak girişlerine hidrolik bariyerler yapıldı. Projenin 3. etap çalışmaları ise Özgür Çocuk Parkı ilerisinde gerçekleştirilecek.”

Mersin’deki inşaat projeleri ve detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Cedidiye Kent Meydanı Projesinde Sona Doğru

Düzce Belediyesi tarafından hayata geçirilen Cedidiye Kent Meydanı projesinde son aşamalara gelindi. 

Düzce’de yapılan Cami-Meydan-Çarşı konsepti ile başladığı andan itibaren yapı denetim kontrolü altında deprem yönetmeliklerine göre bin 106 metrekarelik alanda inşaat çalışmaları süren ‘Cedidiye Kent Meydanı Projesi’nin inşaatında artık son aşamaya gelindi.

İnşaatın iç sıvaları ve tesisatları tamamlanırken, çatı yapımıda büyük ölçüde tamamlandı. Tarihi Cedidiye Camii ile dış kaplaması uyumlu olacak olan projenin dış cephe işlemleri ise aralıksız devam ediyor.

Proje hakkında değerlendirmede bulunan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, şu açıklamaları yaptı:

“Ülke olarak yaşadığımız sıkıntılı günlere karşın, ekiplerimizin yoğun çabası ve özverili gayretleriyle birlikte Cami-Meydan-Çarşı konseptimizi içinde barındıran Cedidiye Kent Meydanı Projemizde artık sona geldik. İnşaatın başladığı ilk andan itibaren yapı denetimi kontrolünde hareket ederek işi sıkı tuttuk. Deprem yönetmeliklerini harfiyen yerine getirdik. Kalan çalışmaları da en kısa zaman diliminde sona erdirip projemizi Düzce’ye kazandıracağız. Cedidiye, Cami- Meydan- Çarşı konsepti ile hak ettiği değerin karşılığını bulmuş olacak”

Düzce ilindeki tüm inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Evgör Mobilya’dan Düğün Sezonuna Özel ‘Tek Taşla İki Fırsat’

Evgör Mobilya, yeni bir yaşam kurmayı hayal eden çiftler için düğün sezonuna özel “Tek taşla iki fırsat” kampanyası başlattı.  

Firma, Nisan ayında başlayıp yaz boyunca devam edecek kampanya kapsamında, avantajlı fiyatlarla satışa sunulan seçili düğün paketlerinden herhangi birini alan çiftlere, tek taş pırlanta yüzük hediye ediyor. Fırsattan yararlanmak isteyenler, Evgör Mobilya mağazasını ya da Evgor.com.tr adresini ziyaret ederek alışverişlerini yapabilirler. Ülke geneline ücretsiz teslimat ve montaj hizmeti veren firma, taksit seçeneklerinin yanı sıra peşin ödemelerde ise yüzde 20’ye varan indirim sunuyor. 

Mobilyada yeniliklerin öncüsü Evgör, uygulamaya koyduğu “Düğün Sezonu Kampanyası” ile oturma grubu, yemek ve yatak odası takımlarından oluşan seçili düğün paketlerinden herhangi birini satın alan tüm çiftlere tek taş pırlanta yüzük hediye ediyor. Tek taşla iki fırsat sunan kampanyadan yararlanmak isteyenler, beğendikleri mobilyaları Evgor.com.tr adresinden sipariş verebilirler. 

Stoneline Yayınları ‘Mimarlar İçin Doğal Taş Rehberi’ni Yayımladı

Türkiye’nin doğal taşa odaklanmış ilk yayınevi olan Stoneline Yayınları’nın ikinci kitabı “Mimarlar İçin Doğal Taş Rehberi” yayımlandı. 

Türkiye doğal taş sektörünün lider markası Stoneline Yapı Ürünleri; eğitim, kültür ve sanata verdiği desteği, yayıncılık alanındaki girişimiyle sürdürmeye devam ediyor. Yayınevinin ikinci kitabı olan “Mimarlar İçin Doğal Taş Rehberi” doğal taşın yapıda kullanımına yönelik doğru taşın seçim kararıyla başlayan sürece ilişkin temel bilgiye ihtiyaç duyan mimarlar, içmimarlar, mühendisler, doğal taş uygulayıcıları, akademisyenler ve öğrenciler için bir başvuru kaynağı niteliğinde. “Hangi doğal taş nerede kullanılmalı?” sorusuna doğru cevabı vermeyi hedefleyen kitap, konusunda deneyimli mimar, akademisyen ve sektör uzmanlarınca kaleme alındı.

Doğal taşlar; yapılarda başlıca strüktür, döşeme ve kaplama elemanı olarak antik dönemden günümüze dek yaygın şekilde tercih edilen ve kullanılan en önemli yapı malzemesidir. Doğal taşlar sahip olduğu zengin tür, renk ve desen çeşitliliğinin yanında dayanıklılığı ve uzun servis ömürleri sayesinde yapıların mimari ve estetik kimliğine önemli değerler katmaktadır. “Mimarlar İçin Doğal Taş Rehberi” tarihten gelen referanslarla bir yapı malzemesi olarak doğal taşın mimarideki kullanımına yönelik ihtiyaç duyulabilecek temel bilgileri aktarmayı amaçlıyor.

“Mimarlar İçin Doğal Taş Rehberi”nde doğal taşın bloktan kaplamaya değin oluşum, üretim ve işlenme süreci; mimarlık tarihinde iz bırakmış önemli yapılar ve doğal taşın mimarlık tarihindeki yeri ve önemi; mimaride doğal taş seçim kriterleri; konuttan kamusal alana iç ve dış mekânda kullanım alanları; tasarım yöntem ve yapım ilkeleri; bozulma, temizlik ve koruma ilkeleri; sürdürülebilirlik açısından değerlendirilme yöntemleri ve ülkemizin doğal taş kaynaklarına ilişkin sayısal veriler ve daha fazlası uzmanlarınca kaleme alınmış metinler eşliğinde sunuluyor. “Doğal Taş Türleri” bölümünde ise yaygın olarak kullanılan farklı tür ve kökendeki doğal taşların örnekleri teknik özellikleriyle birlikte yer alıyor. Kitabın sonunda ise doğal taşlar ile ilgili teknik terimlerin açıklamalarını içeren kapsamlı bir sözlük yer alıyor. 

Dr. O. Serkan Angı’nın editörlüğünü, Gülçin İpek’in yayın yönetmenliğini, Cem Günübek’in grafik tasarımını üstlendiği kitapta, doğal taşın seçiminden kullanımına dair süreci anlatan bilgiler Dr. O. Serkan Angı, Doç. Dr. Demet Arslan Dinçay, Prof. Dr. Genco Berkin, Doç. Dr. Deniz Aslan, Prof. Dr. A. Nil Türkeri, Y. Mimar Canan Baş, Prof. Dr. Seden Acun Özgünler tarafından kaleme alındı. Stoneline Yapı Ürünleri uzman ekibinden Evren İyigönül ve Nuray Saatçioğlu Uygur da uygulama deneyimlerini okuyucuyla paylaştı. Kitabın sonunda Prof. Dr. Emin Çiftçi’nin hazırladığı doğal taşlarla ilgili teknik terimlerin açıklamalarını içeren kapsamlı bir sözlük de yer alıyor. 

Genel yayın yönetmenliğini Mimar Gülçin İpek’in yürüttüğü Stoneline Yayınları, “Mimarlar İçin Doğal Taş Rehberi”ni konuya atılmış bir ilk adım olarak değerlendiriyor ve bu çalışmanın gelecek yeni baskılarında ihtiyaçlar ve öneriler doğrultusunda eklenecek yeni başlıklarla sürekli güncellenip geliştirilerek doğal taş literatüründeki önemli bir boşluğu doldurmasını hedefliyor.

Cuboseal Su Yalıtım Sistemleri İle Yapılarda Güvenli Çözümler

Yaşanan acı ve büyük deprem bizlere bir daha hatırlattı ki binaların temelindeki su yalıtımı hayat güvencemiz için lüks değil zorunluluk. Yapıda Kusursuz Çözümler mottosuyla yola çıkmış Türkiye’nin yapı malzemeleri üretimi alanında sektörün önemli oyuncularından olan Cubo, Cuboseal Su Yalıtım Sistemleri’yle sektöre güvenli çözümler sunuyor.

Özellikle deprem kuşağında yer alan ülkemizde binaların dayanıklılığı sorgulanırken, deprem ve su yalıtımı arasındaki ilişki, su yalıtımının önemini her geçen gün daha da artırıyor. Su yalıtımı; yapıları temelden çatıya kadar her yönden gelebilecek sudan, nemden ve zararlı etkilerinden koruyarak, yapıların ömrünün uzamasını sağlıyor. Su, özellikle taşıyıcı elemanlardaki donatıya sızarak korozyon oluşumuna neden olabiliyor. Yıkıma yol açan sebeplerin başında gelen korozyon;, binaların temelinde kesit kaybına neden olarak binaların taşıma kapasitelerinin azalmasına yol açıyor. 

Ülkemizde bir binanın ömrü yaklaşık 50-60 yıl. Su yalıtımsız binalarda bu süre kısalarak, öngörülemeyen ekonomik kayıplara yol açıyor ve depremler için ciddi risk oluşturuyor.  Su yalıtımının doğru yapılması dolaylı olarak ekonomiye de katkı sağlıyor.

SAĞLAM TEMELLER, GÜVENLİ ÇÖZÜMLER İÇİN CUBOSEAL

‘Yapıda Kusursuz Çözümler’ mottosuyla faaliyetlerini sürdüren Cubo, yapının her aşaması için inovatif ürünler geliştirip, üretiyor. Geniş ürün yelpazesiyle hizmet sunan CUBO’nun ısı ve su yalıtımı alanındaki ürünleri ekolojiye destek olurken, yüzde 100 yerli sermayesi ile ülke ekonomisine de katkı sağıyor.

Binaların temelinden çatılara, dış cephelerinden teraslara, havuzlardan otoparklara ve büyük sanayi kuruluşlarına kadar tüm alanlarda kullanıma imkân tanıyan Cuboseal Su Yalıtım Sistemleri, zor hava koşullarına karşı dayanıklılığı ile kullanıldığı her alanda kusursuz koruma sağlıyor. Cuboseal Su Yalıtım Sistemleri, sadece yapılarla sınırlı kalmayıp özel mühendislik gerektiren karayolları, köprüler, viyadükler gibi birçok alanda da çözümler sunuyor.

CUBO’nun su yalıtımı alanında hizmet verdiği Cuboseal Su Yalıtım Sistemleri’nde; Akrilik Esaslı Su Yalıtım Grubu, Bitüm Esaslı Su Yalıtım Grubu, Çimento Esaslı Su Yalıtım Grubu, Kristalize Ürün Grubu, Mastik, Derz ve Pah Ürünleri Grubu, Mebranlar ve Poliüretan Esaslı Su Yalıtım Grubu bulunuyor.  

Çimento ve akrilik emülsiyon esaslı, iki bileşenli yarı elastik su yalıtım malzemesi olan Cuboseal CA 20 ve çimento ve akrilik emülsiyon esaslı, iki bileşenli tam elastik su yalıtım malzemesi olan Cuboseal CA 30 ile iç ve dış mekanlarda, yatay ve düşey yüzeylerde, su yalıtımını sağlamak amacıyla her türlü ıslak zeminde kullanıma uygun olan CuboSeal su yalıtımı ile yapılarınızda güven ve yüksek performans sağlayın.

CUBO olarak, üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bu bilinçle amacımız doğru detaylarda doğru ürünlerin kullanılmasını sağlamak. Ürün portföyümüzde temelden çatıya kadar kullanılabilecek birçok ürün bulunuyor. Her geçen gün yeni ürünleri de pazara sunmaya devam ediyoruz. Profesyonel kadromuzla, müşterilerimize hem detay çözümleri desteği sağlıyor hem de ürün desteği veriyoruz. 

İstanbul’da 1.5 Milyon Konut Dönüştürülecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da 1.5 milyon konutun dönüştürüleceğini açıkladı.

Bağcılar’da 97 tesisin açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte katılım gösteren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum “İstanbul’da 1,5 milyon konutun dönüşümünü gerçekleştireceğiz. İstanbul’umuzda tek bir riskli yapı bile kalmayacak” dedi. 

Bakan Kurum, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

“Çalıştığımız kentsel dönüşüm projelerimiz var. Azpurçaklar Sitesi’nde sözleşme aşamasına geldik. Ege ve Demircan sitelerimiz var. Belediyemiz vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde dönüşüm sürecini yöneteceğiz. Biz istiyoruz ki sağlam, güvenli, afetlere karşı dirençli yuvalarımız her yerde olsun. Bağcılarımızın tüm mahallelerinde olsun. Bugün teslim ettiğimiz evlerimiz İstanbul’umuza ve Bağcılarımıza hayırlı uğurlu olsun.”

İstanbul’umuz bize Fatih’in emanetidir. Medeniyetin Başkentidir. Teşkilatlarımız, Belediyelerimizle birlik beraberlik içerisinde vatandaşlarımızla gönül gönüle çalışıyoruz. Emin olun 39 ilçemizde 963 mahallemizde güçlü İstanbul için ‘Yarın değil Hemen şimdi’ diyoruz. İstanbul’umuzu güvenli hale getirmek için hemen yanı başınızdaki Esenler’de tam 60 bin konutluk kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz. Bu projede 2 bin konutumuzun anahtarlarını vatandaşlarımıza teslim ettik. Etap etap da TOKİ ile yaptığımız konutlarımızı vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Esenler’deki o yeşil alan ve sosyal donutu sorununu halledeceğiz. Aynısını Bağcılar’da da yapacağız. Yeşil alan ve sosyal alanları sizler için hizmete sunacağız. İnşaallah Esenler’deki projemizde ürettiğimiz konutlardan Bağcılar’a da Bağcılar’ın dönüşümü için ayıracağız. Yine Üsküdar’da Çamlıca Camii’sinin eteklerinde çok örnek bir dönüşüm projesi yürütüyoruz. Burada Ferah Mahallemizde Üsküdar’da, Çamlıca Camiimizin, İstanbul’umuzun silüyetine yakışacak şekilde bir kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz.

Ataşehir’de, Güngören’de ve Fikirtepe’de tam 60 bin vatandaşımızı ilgilendiren çok örnek bir dönüşüm projesi yürütüyoruz. Burada konutlarımızın inşaatlarına eş zamanlı başladık. Etap etap vatadandaşlarımıza teslim ediyoruz. Gaziosmanpaşa’da da 5 bin konutluk kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz. İstanbul’umuzun yedi tepesinde, her mahallesinde 90 bin konutumuzun dönüşüm çalışmalarına aralıksız devam ediyoruz. İstanbul’da acil olarak yenilenmesi gereken 1,5 milyon konutumuzun dönüşümünü gerçekleştirecek ve İstanbulumuzu afetlere karşı dirençli hale getireceğiz. İstanbul’da tek bir riskli yapı kalmayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu kadim şehrin güzel insanlarını hep birlikte mutlu yarınlara hazırlayacağız.”

Bakan Karaismailoğlu Ulaştırma Projelerini Ele Aldı

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) 73. Bölge Müdürleri Toplantısı’na katılım gösteren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, devam eden ulaştırma projeleriyle ilgili bilgi verdi. 

Konuşmasına deprem bilgilendirmesiyle başlayan Karaismailoğlu, “AFAD ile koordineli çalışarak bugüne kadar; hava, kara, deniz ve demiryolu olmak üzere 1,5 milyon vatandaşımızı ücretsiz tahliye ettik. Her geçen gün daha da organize olarak ve güçlenerek çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyor ve açılan yaraları sarıyoruz. Depremin sebep olduğu karanlık izleri hızla ortadan kaldırıyoruz. Depremin ilk saatlerinde ulaştığımız bölgede çalışmalarımızı, yorulmak bilmeyen bir azimle sürdürüyoruz. Üstümüze düşen ne varsa tamamlayana, afetzedelerimize rahat bir nefes aldırana kadar da yanlarında olmaya devam edeceğiz.” dedi. 

Marmara ile Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayacak Aydın-Denizli Otoyolu’ndaki yapım çalışmalarının devam ettiğini belirten Karaismailoğlu, “Aydın-Denizli Otoyolu’nun devamına Denizli-Burdur ve Burdur-Antalya otoyollarını planladık. Bu otoyolların da tamamlanması ile 580 kilometrelik devlet yoluyla 6 ila 7 saat süren İZMİR-Antalya arasındaki seyahat, 440 kilometreye ve 3 saatlik bir seyahat süresine erişecektir. Yapım çalışmalarının devam ettiği bir diğer yatırımımız Kuzey Marmara Otoyolu’nun Başakşehir-Bahçeşehir-Hadımköy kesimi ve Sazlıdere Köprüsü’nün tamamlanmasıyla Kuzey Marmara Otoyolu Hasdal Kavşağı ile birbirine entegre olarak, İstanbul’un doğu-batı aksındaki mevcut ulaşım koridorlarına yüksek kapasiteli yeni bir alternatif güzergâh oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.

2053’e kadar toplam Otoyol uzunluğunu 8 bin 325 kilometreye, bölünmüş yol ağını 38 bin kilometrenin üzerine çıkaracaklarını ifade eden Karaismailoğlu, “Tünel yapımında adeta çığır açtık. Özellikle sahil kesimlerini iç bölgelere bağlayan yol akslarımızda tünel projeleri sayesinde hizmet seviyesini önemli ölçüde artırdık. Rize-Erzurum aksında 14 kilometrelik Ovit Tüneli’nin ardından İspir-Rize il sınırı yolunu da 3 tünel ile birlikte trafiğe açarak ulaşımı mevsim şartlarına bağlı olmaktan çıkardık. Önümüzdeki günlerde de bu kez Trabzon-Erzurum aksında dünyanın en uzun üçüncü çift tüplü karayolu tüneli olan Zigana Tüneli’ni hizmete açacağız. Zigana Tüneli, asırlardır önemli bir ticaret yolu olarak Uzak Asya ve İran üzerinden Trabzon’a ulaşan güzergaha vurulan bir mühür olacak, bölgenin uluslararası transit ticaretine katkı sağlayacak. İnşallah önümüzdeki günlerde açılışını gerçekleştireceğiz. ANTALYA’da Phaselis Tüneli’ni hizmete sunduk, önümüzdeki günlerde de 5 kilometrelik Demirkapı Tüneli’ni açarak Antalya’nın iç kesimlerle ulaşımını rahatlatacağız” dedi.

‘’Yeni Hamlemiz, Kalkınma Yolu’’

Ekonomiye alternatif kanallar sağlamak için çalıştıklarını belirten Karaismailoğlu, “Bu kapsamdaki yeni hamlemiz ‘Kalkınma Yolu’dur. Irak’ın Fav Limanı’ndan Türkiye sınırına kadar inşaatı yapılacak demir yolu ve kara yolundan oluşacak bu koridor sayesinde; Hint Okyanusu’ndan Avrupa ve Kafkasya’ya bir bağlantı oluşturacağız. Biz şimdiye kadar milletimize ne söz verdiysek tuttuk. Bugüne dek alt yapısını hazırladığımız Türkiye Yüzyılı’nın alt yapısını hazırladık. Bundan sonra da yeni ve dev projelerle, uluslararası iş birliklerimizle, ülkemizi bölgeler üstü bir güç ve dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokmak için durmayacağız, yolumuza hep birlikte devam edeceğiz” diye konuştu.

Tüm ulaştırma ve altyapı projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Bazı İller ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ İlan Edildi

AFAD tarafından yapılan açıklama ile Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman’da hasarlı binaların bulunduğu yerleşim yerleri ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edildi. 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan bilgilendirme açıklamasında şu ifadelere yer verildi: 

“6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Deprem afetleri nedeniyle yaşanan yıkım ve can kayıpları üzerine 11 ilimiz ve Sivas ili Gürün ilçemiz ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ olarak kabul edilmiştir.

Söz konusu depremler 11 ilimiz dışındaki bazı illerimizi de etkilemiş olup hasar tespit çalışmaları neticesinde; Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman illerimizde yer alan bazı yerleşim birimlerinde az, orta veya ağır derecede hasar gören binalar olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, bahsi geçen illerimizde hasar meydana gelen binaların bulunduğu yerleşim yerleri de ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ kabul edilmiştir” denildi.

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi Açılış İçin Gün Sayıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da inşaat çalışmaları devam eden Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesini inceledi. Bakan Kurum, “Ülkemizin en büyük şehir parkı için gün sayıyoruz.’’ dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da yapımı devam eden Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde incelemelerde bulundu. Dünyada 5’inci, Türkiye’nin ise en büyük şehir parkı olma özelliği taşıyan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ‘nin görüntülerini resmî sosyal medya hesabından paylaşan Bakan Kurum, “Ülkemizin en büyük şehir parkı için gün sayıyoruz. İstanbul’umuza nefes olacak Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin ilk etabının açılışını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağız. Son durumu yerinde inceledik” ifadeleri kullandı.

Afet Toplanma Alanları Oluşturuldu

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi 2 milyon metrekare alan üzerine kurulu, yeşil alanları, 70 bin metrekareye yakın kapalı alanları ve sosyal donatıları ile büyük bir şehir parkı olacak. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde ayrıca afet toplanma alanları da oluşturuldu. Herhangi bir afet durumunda yaklaşık 165 bin kişinin barınabileceği 40 bin çadır kapasitesine sahip olacak.

9 Ayrı Noktadan Gidilebilecek

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ne 9 ayrı noktadan girilebilecek. Bu girişlerde seralar ve bostanlar olacak. Bu seralarda doğal ürünler yetiştirilebilecek. Vatandaşlar isterlerse buradan doğal ürünler temin edebilecek. Güney-kuzey yönünde yaklaşık 2 buçuk kilometre uzunluğunda Ab-ı Hayat Suyu denilen bir yapay dere bulunacak. Ayrıca dere kenarlarında seyir terasları, burada piknik yapılabilecek alanlar, dinlenme alanları oluşacak.

Sosyal Donatılar Yer Alacak

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi güney-kuzey istikametinde 2 buçuk kilometrelik bir uzunluğa sahip olduğu için bu alanda da bisiklet ve yürüyüş yolları bulunacak. Millet Bahçesindeki oyun alanları, tenis kortları, basket, voleybol sahaları, kay-kay pistleri, sosyal tesislerdeki sergi sarayları, aş evi, kütüphaneler, millet kıraathaneleri yer alacak. Yine seyir terasları, gezinti alanları, insanların dinlenebileceği sosyal alanlar oluşturulacak.

Bakanlıktan tarafından yapılan açıklamada Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ndeki altyapı çalışmalarının tamamlandığı, yeşil alanlar ve ağaç dikim faaliyetlerinin devam ettiği bilgisi de verildi.

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Akkuyu NGS’de İlk Ünite Devreye Alınıyor

Mersin’in Gülnar ilçesinde hayata geçirilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projeinde, 5 yıl önce inşaat çalışmaları başlayan ilk ünite, bu yıl devreye alınacak. 

Türkiye ile Rusya arasında 12 Mayıs 2010’da imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde yapımı devam eden Akkuyu NGS’nin birinci ünitesinin temeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in video konferans yöntemiyle katıldığı törenle 3 Nisan 2018’de atıldı. Böylece, ilk ünitenin inşasına ilişkin tam kapsamlı inşaat çalışmaları resmen başladı.

Türkiye’nin en büyük yatırımları arasında yer alan Akkuyu NGS’de çalışmalar, 8 Nisan 2020’de ikinci ünitenin inşasına başlanmasıyla ivme kazandı.

Üçüncü güç ünitesine ilk beton 10 Mart 2021’de yine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in video konferans yöntemiyle katıldığı törenle dökülürken, dördüncü ve son ünitenin temeli ise 21 Temmuz 2022’de atıldı. Böylelikle projede en yoğun inşaat aşamasına geçildi. Akkuyu NGS, aynı zamanda dünyanın en büyük nükleer enerji santrali inşaat sahalarından biri haline geldi.

Dört ünitede de inşaat ve montaj çalışmalarının yürütüldüğü projede, çalışmalar inşaat sahasının tamamında hız kesmeden devam ediyor.

İlk ünitenin devreye alınması için geri sayımın başladığı projede, 27 Nisan’da taze nükleer yakıtın tesise gelmesiyle santralin “nükleer tesis” statüsü kazanması ve projede kritik bir aşamanın tamamlanması bekleniyor.

Her biri 1200 megavatlık VVER-1200 tipi “III+” nesil reaktörlü 4 üniteden oluşacak ve toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak santralin ilk ünitesinin bu yıl, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, devreye alınması planlanıyor.

Yarım asırlık nükleer enerji serüveninde 2023 hedefine doğru adım adım ilerleyen Türkiye’nin, Akkuyu NGS’de ilk ünitenin devreye girmesiyle tarihinde ilk kez nükleer enerjiden ürettiği elektriği şebekesine aktararak nükleerden enerji üreten ülkeler arasına girmesi bekleniyor.

Öte yandan, diğer 3 ünitenin de birer yıl arayla 2026 sonuna kadar faaliyete geçmesi hedefleniyor.

Tam kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek santralin, tek başına Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu karşılayacağı öngörülüyor.

Sıfır emisyonla, çevreye zararlı sera gazı salımı yapılmadan kesintisiz elektrik üretilebilecek santral, Türkiye’nin “2053 net sıfır emisyon” hedefine sağlayacağı katkıyla da öne çıkıyor.

Akkuyu NGS’nin 60 yıl olarak planlanan işletme ömrünün ise 20 yıl daha uzatılma imkanı bulunuyor.

İstihdam oranı proje aşamalarına göre değişen Akkuyu NGS’nin işletme döneminde, 4 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor.

Akkuyu NGS projesinin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: Yeni Şafak

Batman Devlet Hastanesi İnşaatı Başladı

Batman Valisi Ekrem Canalp, 24 Şubat tarihinde yer teslimi yapılan ve inşaat çalışmaları başlatılan 500 yataklı devlet hastanesi projesini ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Toplam 112 dönüm arazi üzerinde yükselecek olan Batman Devlet Hastanesi’nde 182 poliklinik, 124 adet yoğun bakım yatağı ve 19 adet ameliyathane yer alacak. Proje, yatay mimariye uygun olarak inşa edilecek. 

İnşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Batman Valisi Ekrem Canalp, projenin Batman’da yapılan en büyük kamu yatırımı olduğuna dikkat çekti. Canalp, ziyaretinin ardından şu açıklamaları yaptı: 

‘Hastane; sağlık hizmetleri noktasında Batman’ın yanı sıra çevre il ve ilçelerden de gelen vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerini karşılamaya yetecek çapta ve büyüklükte bir kamu yatırımıdır. İnşallah bu hastane bittiği zaman Batman’ın en üst düzeydeki sağlık hizmeti ihtiyacını tatminkâr düzeyde karşılayacak fiziki mekanlara kavuşmuş olacağız. Aynı zamanda birinci derece sağlık yatırımları ile ilgili de yoğun bir yatırım atağına geçmiş bulunmaktayız. Dolayısıyla hem üçüncü derece hem de birinci dereceden sağlık yatırımlarını iyi ve kaliteli düzeyde yapmak suretiyle Batmanlılarımızın ve sağlık hizmeti talep eden bütün bölge insanımızın beklentilerine uygun bir kamu hizmetini inşallah beraberce ortaya koymuş olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında bu yatırımın Batman’a kazandırılmasında emeği ve katkısı olan herkese teşekkür ederim”

Batman Devlet Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Voyage Hotel El Değiştirdi

Yatırım programını genişleten Anadolu Hotels Grubu, geçtiğimiz aylarda yapılan ihaleler sonucunda Voyage Hotel’i bünyesine kattı. Hotel, 10 yıl boyunca ‘Prive’ ismiyle hizmet verecek. 

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; İşlerini son zamanlarda yoluna koyan turizmciler otel yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Yatırımlarını büyütmeye devam eden gruplardan Anadolu Hotels de, geçtiğimiz aylarda yapılan ihale ile uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un işlettiği Voyage Hotel’i alarak turizm yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Tesisi 10 yıllığına kiralayan ve 20 Nisan’da hizmet vermeye başlayacak olan grup, şimdi de Ege de yer arıyor.

Yıllık kirası 24 milyon TL

Bodrum’un Bardakçı Koyu’nda 5 yıldızlı otel tesisi olan Voyage markasını, Prive adıyla işleteceklerinin altını çizen Anadolu Hotels Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Gün Emre İçer, “Tesisi 10 yıllığına kiraladık ve 20 Nisan’da hizmet vermeye başlayacağız. Yıllık kirası 24 milyon TL olan otelin 150 odası bulunuyor” dedi. Otelin ihale sürecinden de bahseden İçer, “Otelin sezon içerisinde ihaleye çıktığını duyduk. İlk ihale iptal olmuştu. İkinci ihaleye hazırlığımızı daha iyi yaptık ve ihaleye girdik. Yaklaşık 5-6 firma ihaleye girdi. En son iki firmaya kadar düştük. Açık artırma ile yapılan ihale nihayetinde bizde kaldı ve biz işletmeye başladık” diye konuştu.

İhaleden hemen sonra oteli teslim aldıklarından itibaren iç mimarların otele geldiğini ve kapsamlı bir çalışma yaptıklarını belirten İçer, şöyle devam etti:

Tadilat önümüzdeki yıl

“Bu sene sadece ufak tefek dokunuşlarla ilerleyeceğiz. Çünkü yapacağımız tadilatlar yetişmeyeceği için seneye bıraktık. Hizmet kalitemizle fark yaratmaya çalışacağız. Önümüzdeki sene ise kapsamlı bir tadilata, yeni bir revizyona ve mobilyalara kadar birçok değişiklik içinde bulunacağız.”

Bodrum’un Bardakçı koyunda yer alan tesiste sadece yetişkinlerin konaklayacağını ifade eden İçer, “Otelimiz ‘only exclusive’ konseptinde olacak. Özel, mahrem anlamında olduğu için de ismini Prive koyduk. +16 konseptle çalışacağız. Sadece yetişkinlerin geldiği bir otel olacak. Çünkü fiziki olarak çocukların mutlu olacağı bir bahçesi olmadığı için bu otelimize çocuk almayacağız” diye konuştu.

“Ege’de yer arıyoruz”

Yatırımlarına hız kesmeden devam edeceklerini ve Ege Bölgesi’nde yer aradıklarını belirten Gün Emre İçer, “Bizim sektörümüz, ana işimiz otelcilik. Özellikle Ege Bölgesi’nde yer arıyoruz. Hali hazırda bekleyen bir şey yok ama yeni yatırımlara bakıyoruz. Daha çok Çeşme, Marmaris ve Bodrum’a kadar olan bölgelere bakıyoruz. Çünkü buralar bildiğimiz yerler” diye konuştu. İçer, Anadolu Hotels Grubu’nun şu anda Bodrum, Didim ve Ankara’da olmak üzere toplamda 5 oteli olduğunu sözlerine ekledi.

Avukat Ali Güvenç Kiraz, Kira Düzenlemesi Hakkında Merak Edilenleri Yanıtladı

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, ev sahibi ve kiracılar için getirilen yeni düzenlemeyle ilgili bilgi verdi. 

Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz, Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ile ev sahibi-kiracı düzenlemesine ilişkin konuştu. Kiraz’ın yaptığı bilgilendirme ise şu şekilde;

1- Gayrimenkulde hangi davalarda arabuluculuk şartı uygulanacak?

Kira tespit davaları, kira tahliye davaları, uyarlama davaları, kiracı ve mal sahibinin kira sözleşmesi kaynaklı ihtilafları zorunlu arabuluculuk sürecine tabi.

Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda da başvuru yapılacak. Yaklaşık olarak 3-4 yıl süren izale-i şüyu diğer adıyla ‘ortaklığın giderilmesi’ davalarında hissedarların zaman ve değer kayıpları giderilecek.

Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklar arabulucuyla çözülecek. Kat malikinin açacağı eski hale getirme, olağan veya olağanüstü kat malikleri genel kurul kararlarının iptali gibi davalarda arabuluculuk şart olacak. Yine site veya apartman yönetiminin aidat ödememe nedeniyle açacakları icra takipleri ve itiraz halindeki davalar, yönetim planı veya kat malikleri kurul kararlarına uymayan kat malikleri aleyhine açacakları davalar gibi ihtilaflarda arabuluculuk uygulanacak.

Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar da kapsamda. Komşu parseller arasında çıkan birçok anlaşmazlık; kazı hakkı, gürültü, koku gibi birçok ihtilaflarda, dava açılmadan önce arabulucuya gitmek zorunlu olacak.

2- Süreci hangi taraf başlatacak?

Zorunlu arabuluculuk sürecini dava açmak isteyen kişi ve/veya kurum başlatmak zorunda. Kira tahliye davası açmak isteniyorsa mal sahibi, ortaklığın giderilmesi davası açılmak isteniyorsa hissedarlardan birisi, apartmanda yönetimle problem yaşayan bir kat maliki veya apartman komşuluk hukukuna uymuyorsa malik veya yönetici arabuluculuk sürecini başlatması gereken kişiler.

3- Nereye başvuru yapılacak? Ücreti ne olacak?

 Arabuluculuk başvurusu açılacak dava için yetkili olan mahkeme neresi ise o adliyede var olan ‘Arabuluculuk Bürosuna’, eğer o adliyede böyle bir büro kurulmamış ise görevlendirilen Sulh Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü’ne başvuru ücreti ödenmeksiniz yapılabilecek. Arabuluculuk hizmeti yapılırken iki saate kadar görüşmeler ücretsiz olarak Adalet Bakanlığı’nın bütçesinden karşılanarak arabulucuya ödenecek olup, iki saati geçen görüşmelerde ise aksine bir düzenleme taraflar arasında yok ise eşit olarak taraflarca Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre ödenecek. Ancak iki saate kadar Adalet Bakanlığı’nın ödediği ücret dava açılması halinde davada haksız çıkan tarafa yargılama gideri olarak ödetilecek. Taraflar eğer arabulucuyla anlaşırlarsa aksi kararlaştırılmadıkça Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre belirlenecek arabuluculuk ücreti taraflarca eşit şekilde ödenir. Örneğin Kira bedelinin tespiti davası konusu paraya ilişkin bir dava olduğu için mal sahibi 5000 TL kira bedeli ödeyen kiracısı için 15.000 TL istenmiş ve 12.000 TL’de uzlaşmış olsun. Bu noktada 7000 TL bir artış sağlanmış olup 7000×12= 84.000 TL. Burada ilk 100.000 TL’ye kadar yüzde 6 bir arabulucu ücreti olarak değerlendirilecek ve 5040 TL arabuluculuk ücreti ödenecek. Konusu para ile değerlendirilmeyen uzlaşmalarda ise bir saati iki taraflı uyuşmazlıklarda taraf başına 480X2 şeklinde olacak. Örneğin kat malikleri arasında bir ihtilaf oluşmuşsa iki malik arasındaki ihtilaf için 960 TL’lik uzlaşma bedeli arabulucuya ödenecek.

4- Taraflar nasıl ve kaç kez bir araya gelecek?

Arabuluculuk, başvuru sonrası arabulucunun tarafları davet etmesi ve tarafların arabuluculukla ilgili süreci kabul ettiklerine dair yazılı onay tarihi itibarı ile başlar. Özel kanununda ayrı bir süre öngörülmüyor ise genel arabuluculuk süresi 3 hafta olup en fazla 1 hafta ek süre ile tamamlanmak zorunda. Taraflar arabulucunun daveti ile arabulucunun ofisinde bir araya gelecekler. Görüşme süreci en fazla 4 hafta sürebilecek. Bu süreç içerisinde taraflar eğer görüşmelere devam etmek isterse, birden fazla defa bir araya gelebilirler. Ancak 2 saati aşan görüşmelerde artık taraflar arabulucu ücretini kendileri öder.

5- Görüşmelere kimler katılacak, neler konuşulacak?

Görüşmelere taraflar; kiracı/mal sahibi, kat maliki/yönetici veya dava açılmak istenen diğer kat maliki, ortaklığın giderilmesi davasında hissedarlar olur. Ayrıca bu görüşmelere taraflar dışında vekilleri (avukatlar) kanuni temsilcileri de (vasi gibi) katılabilir. Arabulucu yönlendirme yapmadan tarafları uzlaştırmaya çalışır. Tarafları bir araya getirecek, uzlaşmalarını sağlamak için kendi aralarında görüşme yapmalarını sağlayacak, ortamın gerilimini düzenleyecek ve düşürecektir. Bu noktada arabulucu kesinlikle bir tarafa dönerek ‘Bu davayı kaybedebilirsiniz dolayısı ile uzlaşmanızda fayda var’ gibi kesin hüküm içeren veya yönlendiren cümleler kurmamalı.

6- Arabuluculuk başarısız olursa ne yapılacak?

Taraflar anlaşamazlarsa ‘uzlaşmazlık tutanağı’ düzenlenecek. Bu tutanak taraflarca imzalanacak. İmzadan imtina edilirse, durumu arabulucu yazarak kendisi imzalayacak. Bu belgece arabuluculuk bürosuna ibraz edilecek ve birer örneği taraflara verilecek. Bu imzalı tutanak olmadan dava açılamaz. Mahkemeler bu tutanakları görerek davayı devam ettirebilecek.

7- Hali hazırda açılan davalar etkilenecek mi?

1 Eylül 2023’te yürürlüğe girecek bu düzenleme o tarihe kadar açılmış olan tüm davalar ile yine açılacak olan davalarda uygulanmayacak. Açılmış tüm davalar mevcut mahkemelerinde devam edecek. 1 Eylül 2023 ve sonrası itibarıyla açılacak olan yasal düzenleme içeriğinde belirtilen tüm davalarda arabuluculuk zorunlu olacak.

8- Taraflar arabuluculuk işlemini reddedebilecek mi?

Dava şartı olarak arabuluculukta arabuluculuk işlemi başvurusu yapılmadan reddedilemez. Ancak arabulucu tayin edildikten sonra tarafların görüşmeye gelmemesi veya bir tarafın gelip diğer tarafın gelmemesi hallerinde ise bu durum uzlaşmazlık tutanağı şeklinde arabulucu tarafından düzenlenecek.

9- Taraflardan biri görüşmeye katılmazsa yaptırımı ne olacak?

Taraflardan birinin görüşmeye geçerli mazereti olmadan gelmemesi halinde arabulucu uzlaşmazlık tutanağını katılan tarafla birlikte düzenler. Bu durumda dava açılması halinde katılmayan taraf haklı da çıksa haksız da çıksa arabuluculuk faaliyet ücretini ve yargılama giderlerinin tamamını ödemek zorunda kaldığı gibi, haklı çıkması halinde dahil lehine vekalet ücretine hükmedilemez.

10- Alınan kararlara uyulmaması halinde neler yapılacak?

Uzlaşma sağlanmış ve buna rağmen uzlaşmaya riayet edilmiyorsa, taraflar Arabuluculuk tutanağının kesinleşmesini Sulh Hukuk Mahkemesi’nden sağlatarak kararın icra edilmesini isteyebilirler. Bu kapsamda bu karar, kesinleşme sonrası ilam hükmü (mahkemelerin dava sonunda verdiği karar gibi) niteliğinde olur.

TurkiyeBuild Fuarı 26 Nisan’da Yapı Sektörünü Ağırlayacak

26 Nisan 2023 tarihinde 45’incisi düzenlenecek TurkiyeBuild Yapı Fuarı, ziyaretçi kayıtlarını almaya devam ediyor.

26 Nisan’da TÜYAP’ta kapılarını açacak olan ve 45. kez düzenlenecek olan Yapı Fuarı bu yıl da ziyaretçilerini sektörün lider üreticileri ve sağlayıcıları ile buluşturmaya hazırlanıyor. Onlarca ürün grubunda hizmet veren dünyanın dört bir yanından firmalar şimdiden yerlerini ayırttı ve liste her gün uzamaya devam ediyor.

Dahası, 45. Yapı Fuarı- TurkeyBuild İstanbul ev sahipliğinde gerçekleşecek ZeroBuild 2023 – Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nde “Mevzuata Uygun Depreme Dayanıklı Sıfır Enerji Bina” işinin nasıl mümkün kılınabileceğini ve mimari, yapı malzemeleri ve teknoloji kapsamında dönüşümün nasıl sağlanacağı ZeroBuild Zirve Sahnesi’nde masaya yatırılacak. 

Yapı sektörüne yön veren 100 + uzman konuşmacılar arasında bulunan isimlerden bazıları ise şöyle: Çek Teknik Üniversitesi Sürdürülebilir Binalar Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Antonin Lupishek, VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, OECD Türkiye Büyükelçisi ve YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, İTÜ Meteoroloji ve Afet Yönetim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2014-2018 Arası Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, NP Betek Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu ve Mühendis ve Mimarlar Kadınlar Derneği Başkanı Züleyha Özcan. 

GYODER’in Başkanlık Koltuğuna Yeniden Mehmet Kalyoncu Oturdu

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nda yapılan oylamada Mehmet Kalyoncu yeniden başkan seçildi. 

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği’nin (GYODER) 23. Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı 30 Mart 2023 tarihinde Kuzu Grup ev sahipliğinde JW Marriott Hotel Istanbul Marmara Sea’de gerçekleştirildi. GYODER’in başkanlığına oy birliği ile yeniden Mehmet Kalyoncu seçildi. 

Toplantının açılışında sözlerine depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır ve başsağlığı dileyerek başlayan Mehmet Kalyoncu, “Maraş merkezli depremler acı bir gerçek olarak bizlere bir kez daha gösterdi ki; ana vizyonumuz olarak belirlediğimiz 4T; Teknoloji, Tasarım, Tabiat ve Toplum prensiplerimiz şehirleşme sürecinde büyük önem arz etmekte. Hepimiz bu prensiplere sıkıca sarılmalı ve tüm çalışmalarımızı bu yaklaşımların ışığında, ortak akılla şekillendirmeliyiz. Çünkü şehirlerimiz varsa biz varız, eğer şehirlerimizi güçlendirir ve sağlıklı gelişimi için öncü olursak, en büyük faydayı yapılı çevre ve yapı endüstrisi için sağlamış oluruz” dedi. 

GYODER olarak deprem bölgesinde kentsel iyileşme için üyeleriyle birlikte gönüllü seferberlik başlattıklarına değinen Mehmet Kalyoncu, “11 şehri etkileyen depremler toplam 110 bin km2 alanı kapsadı. Bölgede en elzem konuların başında, kalıcı göçü de engellemek adına yuvalarını kaybedenler için yapılması gereken geniş ölçekli yeni yerleşim alanlarını hayata geçirmek geliyor. Bu nedenle deprem bölgesinde hayata geçirilecek olan yeni şehir merkezlerinin ‘masterplan tasarımları’ için tamamen gönüllü bir şekilde tabiatla uyumlu, tasarıma değer veren, en uygun tekniği baz alan ve toplumumuzun menfaatlerini önceleyen bir bakış açısıyla elimizden gelen desteği sunmak için çabalıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

‘’Konu deprem olunca tabii ki gündemde İstanbul da var. İstanbul’da 1,2 milyona yakın bina bulunuyor. Bunun 817 bini, 2000 yılı öncesi yapılmış. Yaşanması gereken dönüşümün sadece İstanbul değil, Osmangazi Köprüsü’nden Çanakkale Köprüsü’ne kadar bütün Marmara olarak ele alınması gerektiğine inanıyoruz’’ diyen Başkan Mehmet Kalyoncu, sözlerine şu şekilde devam etti; 

“Burada hem güçlendirmeyi hem kentsel dönüşümü konuşuyoruz ancak bunu da yeni yerleşim alanları oluşturmak, İstanbul’un yoğunluğunu dağıtmak suretiyle dengelemek daha isabetli olacaktır. Kentsel dönüşümde uzun süredir denenmiş dönüşümü, tüm İstanbul için aynı anda başlatırsak yakın zamanda Kadıköy’de yaşadığımız gibi bütün şehir şantiyeye dönüşür. O yüzden bu işin olmazsa olmazı erişilebilir kiralık konut üretimini hızlandırmak ve hatta arsa maliyetini denklemden çıkararak, erişilebilirliği daha kolay sağlayıp kaynaklarımızı âtıl olan arsa veya arazide değil, dinamik ve sosyo-ekonomik faydası daha yüksek olan üretim süreçlerinde değerlendirmeliyiz.”

‘’CITYLAB Projemizi Hızlandırdık’’

GYODER olarak hayata geçirdikleri önemli projeler hakkında da bilgiler veren Mehmet Kalyoncu, “Teorik alt yapısını çok önceden kurduğumuz, şehirlerimizi başta deprem olmak üzere afetlere hazır hale getirmek, yeniden yapılanma sürecinin stratejisini oluşturmak ve uygulamak hedefiyle faaliyet gösterecek olan GYODER/ CITYLAB TÜRKİYE projemizi hızlandırdık. CITYLAB, günümüzde şehirlerimizin karşı karşıya olduğu nüfus artışı, kentleşme, iklim değişikliği, afetler ve eşitsizlik gibi birçok zorluğun üstesinden gelmek için önemli sorumluluklar üstlenecek. Bu platform, ülkemizde şehirlerimizin en büyük öncelik haline dönüştüğü bu dönemde, ortaya çıkaracağı fikir ve stratejileri karar vericilere ileterek projelerin hayata geçirilmesinde aktif rol alacaktır.” şeklinde konuştu.

Konuşmasında geliştirdikleri GYODER Yeni Konut Modeli’ne de vurgu yapan GYODER Başkanı, “Özellikle son dönemlerde kiralık konut arzında yaşanan daralmaya bir çözüm üretmek adına kamu, özel sektör ve finans kuruluşlarının güçlü yanlarını erişilebilir fiyatlı kiralık konut üretimi amacıyla bir araya getiren GYODER Yeni Konut Modeli, arsa maliyetinde elde edilen tasarrufu son kullanıcı olan kiracıya yansıtıyor. Kurumsal kiraya veren yapısını ülkemizde oluşturarak, kiracıların ev sahipleri ile yaşadığı problemlerin de önüne geçiyor. Alanında uzman firmaların oluşturulan kurgu sayesinde en nitelikli, bakımı en kolay, en az enerji tüketen, en çevreci yapıları üretmesi gerekiyor. Bu model sayesinde şehirlerimizde en uygun kiralık konutları üretebiliriz, faydalanacak kişilere ilişkin devlet uygunluk kriteri belirleyebilir, bizim önerimiz bu imkânın öncelikle deprem riski taşıyan yapı sahipleri veya kiracılar için sunulması olur ve bu sayede bu imkânın en çok ihtiyaç duyana gittiğinden emin olunur.” dedi.

‘’Yamaçlarda Çalışıyoruz’’

GYODER 23. Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nda ayrıca ‘’Dirençli Yaşam Alanlarında Tasarımın Gücü’’paneline de yer verildi. Yazar ve gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un moderatörlüğünde düzenlenen panelde A Tasarım Mimarlık’tan Ali Osman Öztürk, Boran Ekinci Mimarlık’tan Boran Ekinci, KEYM Kentsel Yenileme Merkezi’nden Cem Yılmaz ve Aboutblank Mimarlık’tan Erhan Vural konuşmacı olarak yer aldı. Panel, depremde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. 

Panelde ilk sözü alan Ali Osman Öztürk, Antakya’da yapmakta oldukları bin 500 konutluk ve 5 bin kişinin yaşayacağı ideal şehri şöyle anlattı:

“Antakya’da yamaçlarda çalışıyoruz. Burası zaten daha öncelerden ideal yerleşim alanı olarak seçilmiş. Biz de ana yamacın üzerine yerleştik. Burada sadece konut yapmıyoruz insanların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir yaşam çevresi oluşturuyoruz. Bin 500 konut, 5 bin kişi demek. Zaten tarihe baktığımızda Anadolu’daki şehirlerin 5 bin kişi civarında olduğunu görürüz. Burada okul, ticaret merkezleri, sağlık merkezi, sosyalleşme alanları gibi her türlü ihtiyaca cevap verecek bir alan planladık.”

‘’Masterplan Çalışması Yaptık’’

GYODER olarak fark yaratmaya ve bölgenin acil ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştıklarını söyleyen Cem Yılmaz ise “GYODER’in bu süreçte sırtlandığı sorumluluk olarak kamu kurumları, tasarım ekosistemi ve özel sektör arasında bir ara yüz oluşturmak.” diye konuştu. 

Boran Ekinci ise “Önceden bir kenti kaç yılda planlarız diye düşünürdük ama neticede Türkiye gerçeklerinde yaşıyoruz. Afet de bir gerçek. Bu ülkenin insanları olarak bu hızlı gerçeklere son derece hazırlıklıyız. Herkes kendi üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Bir masterplan çalışması yaptık. Parsellerimizi oluşturup inşaatı yapabilecek seviyeye geldik. Hep daha güzel bir hayat için çalışıyoruz.” dedi.

‘’’Deprem Konutu’ Tabiri Doğru Değil’’

5 milyon metrekare alan için toplam 2 bin konut tasarım sürecini yürüten Erhan Vural ise “Deprem bölgesinde yapılacak konutların sosyolojik ve psikolojik etkisi de göz ardı edilmemeli. Özellikle bu bölgedeki konutlara deprem konutu afet konutu gibi isimlendirmeler yapmak doğru olmaz. Çocukların burada mutlu bir şekilde yaşayabileceği isimlendirmeler üzerine gidilmeli. Enerji etkin kentler, doğayla uyumlu binalar, elektrikli arabalar, güneş tarlaları gibi konular da kentleşmenin içine entegre edilmeli.” açıklamasında bulundu. 

‘’Kapalıçarşı’ya Yüzde 100 Depreme Dayanıklıdır Diyemeyiz’’

Kapalıçarşı Restorasyon Programı Bilim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar İhsan Sarı, bölgede üç yıldır devam eden ve büyük bölümü tamamlaman restorasyon çalışmalarının ardından, ‘’Burası ‘yüzde 100 depreme dayanıklıdır’ dememiz mümkün değil.’’ şeklinde konuştu. 

Kapalıçarşı’da 2020 yılından bu yana Fatih Belediyesi ile Kapalıçarşı Yönetim Kurulu iş birliğiyle devam eden restorasyon ve deprem güçlendirme çalışmaları yüzde 95 oranında tamamlandı. Yaklaşık 4 binden fazla dükkânın bulunduğu 562 yıllık tarihi yapıda; altyapı, tesisat, zemin ve ana duvarlarda gerçekleştirilen işlemlerin büyük bir kısmı hazır hale getirildi.

‘’Zemini Sertleştirdik, Gergi Demirlere Müdahale Ettik’’

Kapalıçarşı’nın kemer ve duvarları arasında bulunan destekleyici gergi demirlerinin de alüminyum ve çelik malzemeler ile yenilendiği, paslanmaya karşı temizlendiği, gereken noktalara eklemeler yapılarak onarıldığını söyleyen Kapalıçarşı Restorasyon Programı Bilim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar İhsan Sarı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kapalıçarşı’nın tabi tarihsel bir kimliği var. Siz bu gibi anıt eserleri ‘Yüzde 100 depreme dayanıklı hale getirdim’ diyemezsiniz. Yaparsanız birçok mimari yapısını bozmak zorunda kalırsınız. Yani konsolidasyon (sağlamlaştırma) amaçlı ilave bir yığın detay lazım.

Tarihten biliyoruz ki İstanbul depremi İstanbul’un hemen altında değil, yaklaşık 20-30 kilometre güneyinde Marmara Denizi’nde olacak, bu bizim için bir fırsat, bir şans olabilir. Buranın elimizdeki bilgiler doğrultusunda olası İstanbul depremini karşılayacağını değerlendiriyoruz. O yönde müdahaleler yapıldı. Tabii ‘Yüzde 100 burası kesin depreme dayanıklıdır’ dememiz mümkün değil. O zaman anıt eserde çok daha farklı destekler yapmamız, mimarisini bozmamız lazımdı. Onu da yapamayacağımız için minimum müdahaleyle maksimum verim alma şeklinde bir çalışma yapıldı. Deprem yönünde bunu söyleyebiliriz. Bazı sütun bulunan noktalarının zeminine baktık. Özellikle Cevahir Bedesteni’nin etrafındaki caddelerde bazı tedirginlikler gördük. Onların zeminlerine takviye amacıyla müdahale edildi.

Bu bölge tabi çok eski bir yerleşim bölgesi, hep dolgu zemin. Dolgu zemin üzerine yapıldığı için biz o zemini biraz daha sertleştirdik. Yani eski tabirle pekleştirildi, o şekilde müdahaleler yapıldı. Bazı gergi demirlerinin zaman içinde kesildiğini gördük. Bunlar eğer yapıda statiğe müdahale ve tedirginlik yaratmışsa biz o kesilmiş gergi demirlerine de müdahale ettik. Yaratmadığını değerlendirdiğimiz noktalarda hiçbir şey yapmadık”

Çelik Üretimi Geriledi

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) tarafından açıklanan üretim, tüketim ve dış ticaret verilerine göre, şubat ayında ham çelik üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 28,9 azalarak 2,1 milyon ton oldu. 

TÇÜD’ün açıkladığı verilere göre; Şubat’ta çelik ürünleri ihracatı, miktar yönünden yıllık bazda yüzde 47,3 azalışla 675 bin tona, değer yönünden yüzde 50,5 gerileyerek 582 milyon dolara düştü.

Ocak-şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat miktar olarak yüzde 44,9 azalışla 1,4 milyon ton, değer olarak yüzde 49,5 kayıpla 1,2 milyar dolar oldu.

Şubat ayında çelik ürünleri ithalatı 2022’nin aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 10,7 azalarak 1,3 milyon ton, değer yönünden yüzde 32 düşüşle 1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Yılın ilk 2 ayında ithalat, geçen yılın aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 10 kayıpla 2,5 milyon ton, değer yönünden yüzde 27 azalışla 2,1 milyar dolar seviyesine indi.

Geçen yılın ocak-şubat döneminde yüzde 80,1 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 55,3 seviyesine geriledi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, şu ifadeleri kullandı:

“Şubat’ta meydana gelen depremler nedeniyle İskenderun ve Osmaniye bölgelerinde yer alan Türkiye’nin ham çelik üretim kapasitesinin ve üretiminin yaklaşık yüzde 32’sine sahip çelik tesislerinde yaşanan üretim kesintileri sonucunda, üretim yıllık bazda düştü.

Türk çelik sektörü 2 milyon 104 bin ton ham çelik üretimiyle Almanya, Brezilya ve İran’ın ardından, 10. sırada yer aldı. Yapılan indirimlere rağmen enerji maliyetlerindeki artışın olumsuz etkisinin kısmen sürmesi sebebiyle yılın ilk 2 ayında ihracat, yüzde 45 düştü.

Doğal gaz fiyatlarının Avrupa’daki fiyat seviyelerine kadar indirilmesi durumunda, rekabet gücümüzün artması ve ticaret heyeti organizasyonları aracılığıyla, Balkanlar başta olmak üzere, Güney Amerika ve Afrika gibi yeni pazarların hedeflenmesiyle önümüzdeki aylarda ihracattaki kayıpların kısmen telafi edilmesi beklenmektedir.”

Yayan, diğer taraftan ithalatta yüzde 10 azalışa rağmen, özellikle Malezya, Tayvan, Vietnam gibi ülkelerden gerçekleştirilen ithalattaki olağanüstü ölçüdeki artışların, çelik sektöründe büyük rahatsızlığa yol açtığına işaret etti.

Daha önce 1 Nisan’a ertelenen yassı çelik mamullere yönelik ithalat vergisi kararının, bu defa, 1 Mayıs’a ötelenmesinin, çelik dış ticaretindeki açığın daha da büyüyebileceği yönündeki endişeleri artırdığını vurgulayan Yayan, şunları kaydetti:

“Şubat itibarıyla BOTAŞ’ın, büyük sanayi kuruluşları için doğal gaz toptan satış fiyatlarını düşürmesi, sanayicilerin kullandığı doğal gaz tarifelerindeki indirimlerin yüzde 20 seviyesinde devam edeceğini duyurması, ayrıca, deprem bölgesinde faaliyet gösteren üreticilerin üretimlerine başlaması 2023’ün ilk 2 ayında sektörümüzün düşen üretiminin yılın ikinci çeyreğinden itibaren kademeli bir şekilde iyileşeceği yönünde beklentiler oluşturmuştur.

Yeşil dönüşüm kapsamında geri dönüşüm yoluyla elde edilen çelik ürünleri ham maddesi olan hurdaya yönelik talebin artması sonucunda, ocak ayı sonunda, EUROFER’in hurdanın kritik ham maddeler listesine eklenmesi yönünde AB’den talepte bulunması ve Hindistan’ın yeşil dönüşüm kapsamında hurdaya yönelik talebini giderek artırması sebebiyle, sektörümüzün hurdaya erişiminde sorunlarla karşılaşmamasını teminen, gerekli önlemlerin alınması hayati önem taşımaktadır.”

İş Dünyası Konut Seferberliği Hayata Geçiyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen iller için başlatılan İş Dünyası Konut Seferberliği kampanyasını hayata geçireceklerini açıkladı. 

TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen basın toplantısı ile deprem bölgesinde hayata geçirilecek konut kampanyasının ayrıntılarını açıklayan Hisarcıkoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Her milli meselede olduğu gibi, bu deprem sonrasında da oda ve borsalarımız, sektör meclislerimiz, kadın ve genç girişimci kurullarımız hızla seferber oldu. Seferberlik içinde hareket ettiler. Bugüne kadar 6 uçak, 7 gemi ve 4 bin 157 tır ve 725 kamyon yardım malzemesiyle yaklaşık 5 bin 699 çadır, 1418 konteyner, 551 iş makinesi ve mobil vincin bölgeye sevkini sağladık. Geçici barınma imkanları sağlamak üzere yaklaşık 6 bin çadır ve 3 bin 870 konteyner temin ettik. Hizmetler Sektör Meclisi’miz 24 noktada yemek mutfağı kurarak, 3,5 milyon kişilik sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirdi. Halen bölgede 5 çadırda, iftar ve sahur dahil olmak üzere halen hizmet devam etmektedir.”

‘’İnşaat Malzeme Fiyatları Sabitlenecek’’

Bölge ekonomisinin yeniden ayağa kaldırılması için 4 proje başlattıklarını söyleyen Hisarcıkoğlu, inşaat malzemesi üreticileriyle bir araya geldi. Kampanya kapsamında yapılacak konutlar için malzeme fiyatlarında sabitleme taahhüdünde bulunulduğuna dikkat çeken Hisarcıkoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Ulusal gıda perakendecileriyle elde ve tarlada kalan tarım, gıda ürünlerinin satın alınmasına katkı verdik. E-ticaret pazaryerleriyle anlaşarak, deprem bölgesindeki satıcılardan komisyon alınmamasını sağladık. Deprem bölgesinde makineleri hasar görmüş firmalar için teknik destek vermeye devam ediyoruz. İmkânı ölçüsünde her türlü yardımda bulunan, oda ve borsalarımıza, sektör meclislerimize, kadın ve genç girişimcilerimize, şirketlerimize ve vatandaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum.”

‘’El Verin, Ev Yapalım’’

Son dönemde kapsamlı bir inşaat programı sunulduğunu vurgulayan Hisarcıkoğlu, şunları söyledi:

“Türkiye’nin tüccar ve sanayicileri olarak burada yerimizi almalıyız. Bundan dolayı da ülke çapında, iş dünyamızın ve hayırseverlerin desteğini almak üzere, ‘İş Dünyası Konut Seferberliği’ kampanyasını hayata geçirmeyi kararlaştırdık. Bu kapsamda, depremzedeler için kalıcı konutlar inşa edeceğiz. TOBB ve iştiraklerimizde, zorunlu olanlar dışında, tüm harcama ve yatırımlarımızı durdurduk veya erteledik.

Tüm kaynaklarımızı bu hayırlı işe seferber ediyoruz. 1 milyar lira nakit vererek kampanyayı başlatıyoruz. Odalarımızla, borsalarımızla, sektör meclislerimizle, kadın ve genç girişimci kurullarımızla, camiamızın tamamıyla da buna dahil oluyoruz. Onlar, 81 il ve 160 ilçede, bu işin önderliğini üstlenecek ve yerele yayılmasını sağlayacak.

Buradan tüm iş dünyamızı ve hayırsever vatandaşlarımızı da bu seferberliğe davet ediyoruz. Unutmayalım ki, bizler el ele verdiğimizde, aşamayacağımız zorluk yoktur. Gün, bir olma, beraber olma, kenetlenme günüdür. Gün birlik olma günüdür. Gelin, ister bir blok, bir daire, bir tuğla karşılığı bağışta bulunun. Dayanışma ruhumuz ölümsüzleşsin. Millet olduğumuzu gösterelim. Şehirlerimizi tekrar ayağa kaldırmak için destek verelim. Kampanya sloganımızda da ifade ettiğimiz gibi, gelin hep birlikte ‘El Verin Ev Yapalım.’ Vereceğiniz destekle, depremzedelerin yarınlarına umut olalım.”