“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 50

Elite World Hotels & Resorts 4 Yeni Markasını Tanıttı 

Elite World Hotels & Resorts, Elite World Grand Otel’de yaptığı basın toplantısıyla yeni iş modeli ve markalarını tanıttı.

Toplantıda konuşan Elite World Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, hali hazırda hizmet veren Elite World otelleri ile ilgili bilgi verdi. Bezaroğlu, “İlk otelimizi 1976 yılında Van’da açtık. Fakat turizm sektörüne ilk girişimiz 2002 yılında Taksim Talimhane’deki Elite World Prestige oteliyle oldu. Ardından yine 2008’de yeniden Taksim’de bir otel daha açtık. Ardından yeniden memleketimize dönerek, Van’ın en yüksek kapasiteli ve ilk 5 yıldızlı otelini Elite World Van’ı hizmete açtık. 2 yıl sonra ilk business otelimiz olan Florya’daki Elite World Business otelimizi açtık.  Marmaris’e ilk resort yatırımımızı yaparak Elite World Marmaris ve ardından 2017 yılında Elite World Europe otelimizi sektöre kazandırdık. Anadolu Yakası’nda Elite World Asya’yı hayata geçirdik. Sapanca’da 2019 yılında zincirimizin en yüksek oda kapasitesine sahip Elite World Sapanca’yı hizmete geçirdik. Sapanca sadece tatil destinasyonu olarak biliniyordu. Biz burada hem iş hem tatil yapılabilen bir tesisi planladık. Turquality destek programına katılan ilk zincir otel olduk. Bu program kapsamında bazı yeni kararlar aldık ve 2019 yılından bu yana bu kararlar göstergesinde çalışmaya başladık. “ dedi.

“Doluluklarımız yüzde 75’e ulaştı”

Turizm sektörüne ilişkin değerlendirmede bulunan Bezaroğlu, “Türkiye geneline baktığımız zaman çok iyi gidiyor. 2019 verilerinin üzerine çıktı. Böyle giderse 2023 çok iyi gidecek. Zincir olarak doluluklarımız yüzde 75’i yakaladı.  Hali hazırda otellerimizin dolulukları ve hedeflerimiz konusunda herhangi bir sapma yok. Bu yıl toplantı sektörü hareketlenmeye başladı. Bizim pandemide eksik kaldığımız alanlardan birisiydi. 2022 yılında güzel bir dönem geçirdik. 2023’te de artarak devam edecek diye düşünüyoruz. Uluslararası kongreler 2-3 yıl içerisinde planlanıyor. Bu konuda TGA’nın da iyi çalışmaları var. Bakanla yaptığımız görüşmede kongre sektöründe çalışmalara ayrıca başlayacaklarını belirttiler. Geçmiş dönemde yaşadığımız güzel kongre dönemlerini tekrardan yaşayacağımız düşünüyoruz. “ ifadelerini kullandı.

“2 senedir bu konuda yoğun çalıma içerisindeyiz”

Toplumun bütün kesimlerine hitap etmek için 2 yeni marka oluşturduklarını açıklayan Elite World COO’su Orkun Petekçi “Markamızı hem yerel hem de uluslararası pazarda daha da ileri götürmek istiyoruz. Bunun için 2 senedir yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Bizim amacımız toplumun bütün kesimlerine hitap etmek.  Ekonomik segmentten üst segmente kadar her kesime hitap edebileceğimiz 2 yeni marka oluşturduk. En üst segmentteki otelimiz Grand’ın dışında 5 yıldızlı konseptte Elite World markamızla hizmet vermekteyiz. Bu markayla yatırımcılara daha esnek ve aynı zamanda yerele uygun konseptlerle yatırımlarına geri dönüş sağlıyoruz. Elite World markasıyla Taksim, Florya, Van ve Marmaris olmak üzere 4 farklı noktada hizmet veriyoruz. “açıklamasında bulundu.  

“Toplumun 4 ve 3 yıldızlı otele de ihtiyacı var”

4 ve 3 yıldızlı konseptle tasarlanan yeni markalarını tanıtan Petekçi, “Toplum artık 5 yıldızlı otele ihtiyaç duyduğu kadar 3 yıldızlı otele ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyacı gördüğümüz için de ekonomi segmentinde iki yeni marka çıkardık. Bunlardan biri Elite World Comfy. Akıllı bir bina ile ulaşılabilir bir konfor sunuyoruz. Projede oda sayısı 100-150 arasında olacak ve bir odanın inşaat maliyeti 45 bin dolar olacak. Ekonomi segmetinde diğer markamız Elite World Go. Burada sıcak renkler var ve bununla birlikte evinizdeki rahatlığı sunmayı hedefliyor. Yatırım ve operasyon maliyeti düşük bu nedenle yatırım geri dönüşü de hızlı olacak. Projede oda sayısı 80-120 olacak şekilde tasarlandı. 1 odanın inşaat maliyeti ise 35 bin dolar olarak hesaplandı. Projesi tamamen kit haliyle hazır. Böylece yatırımcı proje sürecinden geçmiş olacak. Bu şekilde yatırımcının yatırımını kısa bir sürede alacağı görüşündeyiz. “şeklinde konuştu

“Yurt dışı yatırımlarımız ile ilgili görüşmelerimiz devam ediyor”

Bu yeni markalarla hedeflerinin tüm Türkiye’ye yayılmak olduğunu vurgulayan Petekçi, “Yeni markalarımızla birlikte hedeflerimiz hem Türkiye’nin 7 bölgesinde hem de Avrupa’da kendi bayrağımızı dalgalandırmak, küresel pazarda daha da önemli roller almak. Bizler bu iş hakikaten iyi biliyoruz. Bizde zaten misafirperverlik var. Bunu Zengin mutfağımızla birleştiğimizde çok iyi tanıtım yapabiliyoruz. Bu bize yeni kapıların açılmasını sağlıyor. Bu yeni konseptler ile ilgili hali hazırda görüştüğümüz bir iki yatırımcı var. Çok kısa sürede tamamlanmasını düşünüyoruz. Şu an da görüşme aşamasındayız. Almanya’da otel açmayı düşündüğümüz bir lokasyon var. Yakın zamanda netleşecek. Bunun dışında Hollanda ve İtalya’da olmak gibi bir hedefimiz de var.“ ifadelerini kullandı.

“Otel sayımızı 40’a çıkaracağız”

2029 yılında Türkiye’deki ilk 5 yıldızlı otel zincirlerinden biri olacaklarını belirten Petekçi “Turizmin gelişmesi için Elite World olarak çok önemli katkılarda bulunduk. Bu strateji artarak devam edecek. Şu ana kadar şirketimizin gerçekleştirdiği yatırım 650 milyon dolar. Bin 400 personelle faaliyetlerimize devam ediyoruz. Birkaç sene içerisinde 3 bin kişi istihdam edeceğimize inanmaktayız. Yaklaşık 8 senelik planlarımız çerçevesinde bünyemize 32 otel daha katarak 40 otele ulaşmak hedefindeyiz. 2029 senesinde Türkiye’deki ilk 5 otel zincirinden bir tanesi olacağız. “ açıklamasında bulundu.

“Türkiye’nin 7 bölgesinde de olmak isteriz”

Türkiye’nin her şehrinde Elite World olarak var olmak istediklerini Belirten Petekçi, “Yurt dışı yatırımlarımızla büyümek istiyoruz. Bundan sonraki süreçte franchise ve management vererek devam edeceğiz. Belli bir yerden sonra böyle yaparak büyütebilirsiniz. Anadolu’da büyümeyi çok isteriz. Türkiye’nin 7 bölgesinde de olmak isteriz. Biz tüm Türkiye’nin bütün şehirlerinde olmak istiyoruz. Tek kriterimiz var; markamızın olması gereken standartlarına kalitesine ve güvenlik standartlarına uyması. Diyarbakır ve Trabzon’da yeni yatırımlarımız için görüşmelerimiz devam ediyor. Termal turizm alanında da olmayı çok isteriz. Hali hazırda sağlık turizmi yapıyoruz, anlaştığımız bazı kurumlar var.” İfadelerini kullandı.

“50 milyon turist sayısına ulaşabiliriz”

Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Petekçi’nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

“Türkiye’de otel yatırımların durduğu konusuna katılmıyoruz. Antalya için olabilir ama Türkiye genelinde böyle bir durum söz konusu değil.  Eylül ayında 20’den fazla işletmenin teşvik için başvurduğunu görebilirsiniz. Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı 40 milyon oldu. 2021’e göre yüzde 85 daha yukarıda. Bu da sene sonunda 50 milyon gibi bir rakama ulaşabileceğimiz gösteriyor. Önümüzdeki senenin iyi olacağını düşünüyoruz. Rakamlar ve rezervasyonlar bunu gösteriyor.

“Bakan Ersoy sektör için büyük bir mükafat”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bence şu an da bizim sektörümüz için en önemli mükafatlardan bir tanesi. Sektörden olmasını garipsemişi olabiliriz çünkü genelde siyasetçilere alışığız. Sektörden birinin olması ve pandemide gelmiş olması bizim için şanstı. Yapılan çalışmalardan en önemlisi hijyenle ilgili sertifikasyonun hayata geçirilmesiydi. Yeni gelen sürdürülebilirlik sertifikası için de aynısını düşünüyorum.  Bunun için oldukça pozitifim. İlk aşaması zaten olması gereken şeyler ikinci safhasından ufak dokunuşlar yapacağız. Sertifikasyonun kesinlikle faydalı olduğunu düşünüyorum. Siz marka olmak istiyorsanız belli bir standardınız olması gerekiyor.

“Türkiye’de oteller sadece yerel müşteriyle yaşayamaz”

Sektör 2013’ten bu yana sıkıntılıydı. Bu demlere krizlerle geldik. Uzun zaman sonra yüzde 75’i geçen dolulukları gördüğümüz için keyfimiz oldukça yerinde. Huzur varsa tatil vardır. Siz o zaman o ülkeye gidersiniz. Bizim kültürümüz, tarihimiz, doğamız ve inanılmaz biz mutfağımız var. Bu kadar zenginlik varken ve bunu sunabilirken her şey çok güzel. Ama Gezi olayları, darbe girişimleri, terör olayları gibi girişimlerin ardından ziyaretçi olmuyor. Türkiye’deki oteller sadece yerel müşteriyle yaşayamazlar. Yabancı turistlere ihtiyacı var. Oteller buna göre çünkü. “

Tüm Elite World Hotels & Resorts inşaat projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Ordu Çevre Yolu’nda Üçüncü Tünel İnşaatı Devam Ediyor

Karadeniz Sahil Yolu projesi kapsamında çalışmalarına başlanan Ordu Çevre Yolu’nda üçüncü tünelin inşaatı hızla sürüyor. 

Ordu’da devam eden 14 ayrı kara yolunun yapım işinin toplam proje bedeli 11 milyar 230 milyon lirayı aşarken, Karadeniz Sahil Yolu Projesi çerçevesinde olan ve 2019 yılında ilk etabı tamamlanarak hizmete açılan, ‘Türkiye’nin en pahalı çevre yolu projesi’ olarak değerlendirilen Ordu Çevre Yolu’nun ikinci etabında çalışmalar devam ediyor.

Kazı çalışmalarının sonuna gelinen yol, başta Ordu olmak üzere bölgedeki diğer illeri de olumlu etkileyecek.

6 Milyar 210 Milyon TL’lik Proje

Toplam proje bedeli 6 milyar 210 milyon TL olan, 21,4 kilometre uzunluğa sahip olan Ordu Çevre Yolu projesinin ikinci etabında yer alan, 440 metre uzunluğundaki çift tüplü Akçetepe-1 Tüneli’nde son perde temmuz ayı içerisinde kaldırılırken, yine Akçatepe-2 Tüneli’nde çalışmalarda sona gelindi.

Toplamda, 9 bin 492 metre uzunluğunda 6 çift tüp tünel, 3 bin 676 metre uzunluğunda 11 çift köprü ile birlikte 414 metre uzunluğunda 5 tek köprü ve farklı seviyeli kavşağın yer aldığı Ordu Çevre Yolu projesinin 11 kilometrelik ilk bölümü, 3 Mart 2019 tarihinde düzenlenen törenle hizmete açılmıştı.

Trafik Rahatlayacak

Ordu trafiğini ciddi oranda rahatlatacak, şehir içinde araç yoğunluğunu azaltacak ve transit geçişleri hızlandıracak proje, şu anda 40 dakika olan yol mesafesini 15 dakikaya kadar indirecek.

Projenin tamamlanması ile birlikte bir yılda 6 bin 248 ton emisyon azalımı olacak, yine ayrıca zamandan 198 milyon TL, akaryakıttan 31 milyon TL olmak üzere yıllık yaklaşık 229 milyon liralık tasarruf sağlanacak.

Ordu Üniversitesi ve yapımı devam eden Ordu Şehir Hastanesi’ne de bağlantısı bulunan yol, hem ulaşımı kolaylaştıracak hem de şehrin trafik akışını kolaylaştıracak.

Söke’de Lisanslı Depo İnşaatı Sürüyor

Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nejat Sağel, lisanslı depo inşaatının hızla devam ettiğini söyledi. 

Yüzde 50’si Söke Ticaret Borsası yüzde 25’i İzmir Ticaret Borsası yüzde 25’i ise Aydın Ticaret Borsası dahilinde olan lisanslı deponun 100 milyon TL maliyete sahip olduğunu söyleyen Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nejat Sağel, ‘’Göreve geldiğimizde bizim amacımız Söke’ye hizmet etmek.’’ dedi. 

Konuşmasını sürdüren Sağel, ‘’Söke’de üyelerime destek vermek üzere böyle bir yola çıktık ve buradaki yapacağımız en büyük iş de bu pamuk ve zeytinyağı üzerine kurulacak olan lisanslı depoydu. Zeytinyağını bir ara bıraktık, pamuk lisanslı deposuna yoğunlaştık burada da bir badireler atlattık, yani izinler almak, bürokrasiyi aşmak inanın çok zordu. Tabii burada vekilimiz Metin Yavuz’un çok büyük desteği oldu. GEKA ve İZKA, Sanayi Bakanı Mustafa Varank’ın büyük destekleri oldu.’’ sözleriyle destek veren herkese teşekkür etti. 

Sağel, ‘’Milli Emlak’tan 30 yıllığına kiraladığımız arazinin inşaat tapusunu aldık. İnşaatımız başladı ve hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu sezona yetiştirmek için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Bu sene üreticinin ve çırçır fabrikalarının tarım satış kooperatiflerinin pamuğunu depolamak için lisanslı depoyu bitirmek istiyoruz. Bu işi bir an önce bitirmek için çalışıyoruz ve 10 ay gibi kısa bir sürede de bu yatırımı Söke’ye kazandıracağız. Şimdiden Söke’mize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.’’ ifadelerini kullandı. 

Çelik Konstrüksiyonlu Evler, Deprem ve Yangına Meydan Okuyor

İklim değişikliğiyle birlikte doğal afetlerin sayısı her geçen gün artarken, dünya genelinde yaşanan felaketler insanların yaşam alanlarına zarar veriyor. Geleneksel evlerin bu felaketlerde hasar alma olasılığının daha yüksek olduğunu söyleyen yerli çelik yapı sistemleri ise çelik konstrüksiyonlu evlerin depremlerden yüzde 85 daha az etkilendiğini belirtiyor. 

Birleşmiş Milletler’in yayımladığı rapora göre, doğal afetler de dahil olmak üzere, dünyada son 20 yılda her sene orta ve büyük ölçekli 350 ila 500 felaket yaşandı. Araştırmalara göre 2022’nin yalnızca ilk yarısında bile sel, deprem ve fırtına kaynaklı felaketler 65 milyar dolar zarara neden olurken, insanlar birincil yaşam alanları olan evlerini korumak için yeni arayışlara giriyor. Ülkemizde de sıklıkla görülen depremlerden ve yangından endişe edenler, çözümü çelik konstrüksiyonlu evlerde buluyor. 

Kırsal alanlar başta olmak üzere kentlerde de klasik yöntemlerle inşa edilen evlerin felaketlere karşı yüksek risk grubunda yer aldığını belirten Protas Çelik Yapı Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Kaptanoğlu, konuyu şu sözlerle değerlendirdi: “Her yıl dünyada binlerce felaket yaşanıyor ve bunlar insanların birincil yaşam alanları olan evlerde ya hasar bırakıyor ya da yaşanmaz hale getiriyor. Bunun nedeni karşı konulamaz büyüklükteki olayların yaşanması olabilirken, yaygın şekilde kullanılan betonarme, ahşap ve taş binaların dayanıklılığının yetersiz kalması da kritik bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bu yapılar, dış etkenlerin oluşturacağı duvar çatlakları, çatı sızıntısı, göçme gibi hasarlara oldukça elverişli. Oysa hafif niteliklere sahip çelik ev sistemleri, kişilere hem güvenli hem de kaliteli ve ekonomik yaşam alanları sunuyor.” 

Çelik Konstrüksiyonlu Evler Yüzde 85 Daha Az Deprem Etkisine Sahip

Çelik evlerin, geleneksel yöntemlerle inşa edilen evlere kıyasla daha avantajlı olduğuna dikkat çeken Protas Çelik Yapı Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Kaptanoğlu, “Çelik evler, rüzgar, deprem, kar, yangın gibi dış faktörlere meydan okuyor. Örneğin çelik evler, geleneksel yapılara göre yüzde 60 daha hafif yapısıyla, depremlerin etkisini yüzde 85 daha az hissettiriyor. Yalnızca bununla da sınırlı kalmıyor. Geleneksel evlerin yapımı aylar hatta yıllar sürerken, çelik konstrüksiyonlar atölyede montajlanıyor. Bu sayede ev sahibinin zamandan ve maliyetten tasarruf etmesine kapı aralıyor. Çatı ve temelde bulunan ısı yalıtım sistemiyle farklı hava koşullarının etkisini de en aza indiriyor. Biz de 14 yıla dayanan tecrübemizin yanı sıra, müşterilerimizin güven ve konforunu ilke edinen misyonumuzla ekonomik, çevresel ve sosyal sorumluluklar odağında sürdürülebilir evler inşa ediyoruz” dedi. 

Tek Katlı Yapıları 45, Dubleks Yapıları 60 Günde Teslim Ediyorlar

Şu ana kadar tasarladıkları 272 projenin 126’sını teslim ettiklerinin altını çizen Protas Çelik Yapı Sistemleri Yönetim Kurulu üyesi Fatih Gebel ise iş modellerini şu sözlerle paylaştı: “İnşaat sektöründe çelik konstrüksiyon tekniğinin insan sağlığı ve yaşamı açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Yapılarımızın karbon ayak izi geleneksel yapı sistemlerine nazaran yüzde 80 daha az. Kullandığımız malzemelerin bir çoğu ‘leed’ sertifikasına sahip. Ayrıca mimari konfor esasları diye adlandırdığımız ısı, ses ve su yalıtımı değerlerimiz ilgili yönetmeliklerce istenilen değerlerin çok üzerinde. İş süreçlerimize tüm enerjimizi, inancımızı ve ilkelerimizi katarak müşterilerimize en hızlı şekilde hizmet veriyoruz. Tek katlı yapılarda 45 günde, dubleks yapılarda ise 60 günde anahtar teslim yapıyoruz. Evler, müşterimizin talebi doğrultusunda yapı denetim, belediye ve odalar için ruhsat ve onay almaya hazır oluyor.”

En Çok Villa ve Tiny Houselar Talep Görüyor

Seçenekler arasında en çok villa ve tiny house’ların (küçük ev) talep gördüğünü söyleyen Fatih Gebel, “Yapısal detayları ile betonarme ve ahşap evlerden çok daha üstün olan villaları, uluslararası standartlara uygun şekilde inşa ediyoruz. Bu evlerde özel üretim S280 sınıfı yapısal çelik kullanılıyoruz. Özel statik hesap programları kullanarak tasarladığımız 23 adet bizim patentimizde olan özel çelik profiller tercih ediyoruz. Cephelere neme ve yangına dayanıklı alçı levhalar ile OSB 3 sınıfı ahşap yongalı levhalar birlikte uyguluyoruz. Tiny house’lar ise depreme ve yangına dayanıklı yapısının yanı sıra mobil konseptiyle istenilen her yerde kullanılabiliyor. Hafif çelik profiller, ahşap yonga levhalar ile inşa edilen bu evler, yağmur, soğuk ve güneşe karşı dayanıklılık özellikleriyle de ön plana çıkarken, müşterilerimize özgür ve güvenli hissedebilecekleri alanlar vaat ediyoruz. Tüm tasarımlarımızda yenilikçi ruhumuz, kalite ve dürüstlük anlayışımız ile markamızı alanımızın öncüsü haline getirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Van OSB’de 6 Tekstil Fabrikasının İnşaat Çalışmaları Tamamlandı

Van Valisi ve Van Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ozan Balcı, Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) 6 fabrikanın hazır, 10 fabrikanın ise inşaat sürecinin devam ettiğini açıkladı. 

Van OSB’de inşaatı devam eden tekstil kent fabrikalarında inceleme yapan Van Valisi ve Van Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ozan Balcı, çalışmalar hakkında bilgi paylaştı. 

OSB alanında üretime katkı amacıyla çalışmaların hızla yapıldığını belirten Balcı, şu sözleri kaydetti:

“OSB’de Cazibe Merkezleri Programı kapsamında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile Valiliğimizin iş birliğiyle yaptığımız 6 tekstil fabrikamız bitti. 10 fabrikamız da iş insanlarımız tarafından yaptırılıyor. İnşallah 9 fabrikanın daha temelini birkaç ay içinde atmış olacağız. Toplam 25 tekstil fabrikamız olacak. Hedefimiz de inşallah önümüzdeki yılsonuna kadar Van’da tekstilde çalışan işçi sayısını 20 bine çıkarmak. Van büyük bir potansiyel barındırıyor. Bunu gerçekleştireceğiz, istihdama da çok büyük katkı sağlayacağız. Biz de canla başla çalışıyoruz. İşçilerimiz alın teri ile yağmurda, çamurda, toprakta çalışıyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Onları destekliyoruz. İstidam probleminin çözümüne de bu fabrikalar çok büyük katkı sağlayacak.”

Van OSB’deki inşaat çalışmaları ve proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

TÜİK: Türkiye Ekonomisi Yüzde 3,9 Büyüdü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın üçüncü çeyreğine dair gayrisafi yurt içi hasıla verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’nin ekonomisi yüzde 3,9 büyüdü. 

TÜİK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2022 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 21,6, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 13,9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12,6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 7,6, hizmet faaliyetleri yüzde 6,9, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,9, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 1,1 ve sanayi yüzde 0,3 arttı. İnşaat sektörü ise yüzde 14,1 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2022 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,6 arttı.

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 120,5 artarak 4 trilyon 258 milyar 168 milyon TL oldu. GSYH’nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 241 milyar 523 milyon olarak gerçekleşti.

Yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 19,9 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 8,5 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 1,3 azaldı.

Mal ve hizmet ihracatı, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 12,6, ithalatı ise yüzde 12,2 arttı. İşgücü ödemeleri, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 96,2, net işletme artığı/karma gelir ise yüzde 123,0 arttı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 29,5 iken bu oran 2022 yılında yüzde 26,3 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 54,1 iken yüzde 54,8 oldu.’’

İnşaat Sektöründeki Daralma Hızlandı

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, inşaat sektöründeki büyümeye ilişkin açıklamada bulundu. Eren, “Türkiye ekonomisindeki büyümenin yavaşlamasının yanında inşaat sektörü 5 çeyrektir üst üste daralıyor.” dedi.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2022 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını yazılı bir açıklama ile değerlendirdi:

“Türkiye ekonomisinin küresel çapta içinden geçilen bu zorlu süreçte yüzde 3,9 ile de olsa pozitif büyümesi sevindiricidir. Bununla birlikte her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz istihdama büyük katkı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektöründe, aynı dönemde yaşanan yüzde 14,1’lik daralma önemli sorunlara işaret etmektedir. Sektörümüz 2021 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana üst üste artan oranlarla 5 çeyrektir daralmaktadır. 

Sektörde büyümeye dönüş için inşaat yatırımlarında canlanmaya ve kronik hal almış olan girdi maliyetleri artışı sorunun çözümüne ihtiyaç duyulmaktadır. Girdi maliyetlerinde yaşanan yüksek artış konusunda bu yıl kamu müteahhitleri için yeterli bir çözüm sağlanamadığı gibi konut sektöründe ihtiyaç duyulan arza cevap verecek yeni projelerin hayata geçirilmesi de mümkün olamamıştır. Anadolu’nun dört bir tarafında krediler ile projelerini tamamlamaya çalışan firmalarımızın mevcut yük altında ayakta kalmaya artık mecalleri yoktur. Hükümetimizden 2023 yılı için gerek kamu müteahhitlerinin gerek konut sektörünün sorunlarını çözecek adımlar bekliyoruz. İnşaat sektörü güçlendirilmeden başta deprem riskinin kaçınılmaz kıldığı kentsel dönüşüm süreci olmak üzere kalkınma hedeflerinin sürdürülmesi de mümkün olmayacaktır. Türkiye Müteahhitler Birliği olarak hükümetimizin bu yönde yapacağı çalışmalara her zaman olduğu gibi katkı sağlamaya hazırız.”

Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı İnşaatı Başladı

Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı projesinin ihalesini alan Eze İnşaat, proje çalışmalarına başladı. Şirket projeyi, 10 ayda bitirmeyi hedefliyor. 

Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından daha önce iki kez davet usulü ihalesi yapılan Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı projesi, 2020 yılından bu yana iki kez iptal edilmişti. Proje, ihaleyi üçüncü kez kazanan Eze İnşaat tarafından yapılıyor. 

27 Kasım 2022 tarihinde çalışmaların başlatıldığı projede, Bekirdere Turan Güneş Caddesi ile Kuşak Sokak’ın kesiştiği noktada kazma ve delme çalışmaları yapıldı. Çalışma kapsamında mevcutta bulunan dere ortaya alınacak ve üstüne tramvay hattı döşenecek. Hattın sağ ve sol tarafında ise birer şeritli yol inşa edilecek. Çalışmaları hızlı bir şekilde ilerletmeyi hedefleyen firma, 6 ayda dere ıslahını, 4 ayda ise üst yapı çalışmalarını tamamlamayı planlıyor. 

Yeni Yaşam Merkezi İnşaatı Sürüyor

Şanlıurfa Belediyesi tarafından 25 bin metrekare alanda hayata geçirilen kır düğün konseptine sahip yaşam merkezi inşaatı hızla devam ediyor.

Şanlıurfa’da sosyal ve kültürel birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak olan yeni yaşam merkezi, 25 bin metrekarelik arazi üzerinde yükseliyor. Halil-ür Rahman Kent Ormanı’nda inşa edilen proje, doğa ile iç içe kır düğünü ve eğlence etkinliklerini vatandaşların hizmetine sunacak.

İnşaat çalışmalarının büyük bir bölümünün tamamlandığı kır düğünü projesi kapsamında toplam 25 bin metrekare alan içerisinde 16 bin metrekare yeşil alan, 6 bin 500 metrekare otopark, 150 metrekare mescit, 260 metrekare mutfak ve 530 metrekare sahne alanı yer alıyor.

Sosyal ve kültürel birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak kentin yeni yaşam merkezi en kısa zamanda tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunulacak.

Yarımca’da Kent Meydanı İnşaatı Sürüyor

İçerisinde kafeterya, kütüphane, sağlık ocağı, muhtarlık binası, yürüyüş yolları ve çok amaçlı salonların yer alacığı Kent Meydanı inşaatı, Kocaeli Yarımca, Mimar Sinan Mahallesi’nde devam ediyor. 

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Körfez Belediyesi’nin birlikte Yarımca Mimar Sinan Mahallesi’nde hayata geçireceği Yarımca Kent Meydanı projesinde çalışmalar devam ediyor. Proje çerçevesinde 75. Yıl Cumhuriyet Parkı da yenilenecek. Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt, beraberindeki Başkan Yardımcıları Osman Yurt ve Levent Yılmaz ile birlikte Kent Meydanı’nda incelemelerde bulunarak, firma yetkililerinden bilgi aldı. 

Kent Meydanı projesine ilişkin açıklamalarda bulunan Söğüt, “Burada bulunan bina eski bir yapıydı. Sağlık ocağımızı ve muhtarlığımızı geçici olarak başka bir yere aldık. Buranın yıkımını gerçekleştirdik ve hızlıca enkazı da kaldırdık. Buraya meydan içerisinde iki katlı yapı yapacağız. Alt kısmı kafeterya ve kütüphane, üst kısmı da sağlık ocağı ve muhtarlık binamız olacak. Etrafı da vatandaşlarımızın oturabileceği, dinlenebileceği kent mobilyaları bulunacak. Park ile bütünleştiğinde ise proje çerçevesinde otopark, ahşap köprü geçişleri, yürüyüş yolları, çok amaçlı spor sahaları, çocuk oyun alanları da olacak. 12 dönümlük alanda ciddi bir proje. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a da teşekkür etmek istiyorum, projenin hayata geçmesinde emeği büyük gerçekten. Meydan ve park bir bütün proje olarak ele aldık. Ayrıca camimizin tek minaresi vardı onu da çift minare yapacağız” dedi.

Kocaeli ilindeki kent meydanı inşaat projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

AAD Architects, Doctor B Hastanelerinde Estetiği Tasarımla Buluşturuyor

Doctor B olarak da bilinen dünyaca ünlü estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur’un Zorlu Center, Quasar İstanbul ve Bursa’da bulunan hastanelerinin tasarımlarını üstlenen AAD Architects, insana yapılan mucizevi estetik dokunuşu hikayelendirerek mimariye aktarıyor.

İlk etapta Zorlu Center’da, sonrasında ise Quasar İstanbul’da açılan Doctor B Estetik Hastaneleri’nin tasarımcısı AAD Architects, sadece bir hastane mekanı olmaktan öte insana dokunan, içindeyken farklı hissettiren, davetkar mekanlar yaratıyor. Sağlık mekanlarının tasarımlarında her zaman özgün, sıradışı ve sanat odaklı bir yaklaşımla hareket eden AAD Architects kurucusu Mimar Ayşegül Güner, “sorgulayan, düşünen ve düşündüren mekanlar” olarak tanımladığı Doctor B Estetik Hastaneleri’nde öncelikli hikaye olarak insana duyulan saygı, hayranlık ve merak duygularına odaklanmış. 

Doctor B hastanelerinin tasarımında Op. Dr. Bülent Cihantimur’un mesleği olan estetik cerrahinin insan bedeninde ve ruhunda yaratabileceği değişikliklerden yola çıktıklarını aktaran Mimar Ayşegül Güner “Doctor B öyle büyük bir fark yaratıyor ki, yaptıkları insanın doğasına bir başkaldırı gibi” sözleriyle vurguladığı bu estetik değişikliklerin yapılan tasarım ile birleşmesini ve buluşmasını hedeflediklerini vurguluyor ve ekliyor: “Doctor B Estetik Hastaneleri’nde insana yapılan dokunuşu, bizler de benzeri bir hikaye ile mimariye uyarlamaya çalıştık. Bu devrimsel değişimin parçası olan insanların hastaneden ayrılırlarken yaşadıkları özgüveni ve mutluluğu artıracak bir hikaye oluşturduk.”

Lükse ve Estetiğe Zarif Dokunuş: Zorlu Center Doctor B Hastanesi

AAD Architects, Zorlu Center Doctor B Hastanesi’nde kutu gibi tasarlanmış olan dikdörtgen bir mekanı ele alarak içerisine organik formlarda duvarlar eklemiş; fonksiyon ilişkisini en uyumlu şekilde oluşturarak akışkan ve yenilikçi bir alana dönüştürmüş. Mekanın planı ile olan ilişkisi, bir insan bedeni olarak hayal edilmiş. Estetik cerrahinin insanların bedeninde yapmış olduğu hareket, duvarlarda ve tavanlarda da devam ettirilmiş. Malzeme seçimleri, projeye uygun ve istenilen formlarda tasarlanabilecek şekilde mermer, ahşap ve metal kombinasyonu olarak seçilmiş. İnsanın varoluşu, huzuru ve dinginliği, kendi ile barıştığı o an, tasarımın nefesi olmuş. 

Lüksün çok zarif bir şekilde hissettirildiği Doctor B Estetik Hastanesi projesinde gelen misafirlerin kendilerini çok özel hissetmelerini sağlamak, tasarımda önemli bir girdi olarak ele alınmış. Her insanın özgün bir eser olması düşüncesinden yola çıkılarak kliniğin tasarımında “Kendi değerini hisset…” mottosuyla ilerlenmiş. Hastanede bulunan bütün mobilyalar da hikayeyi tamamlayacak şekilde tasarlanmış ve üretilmiş. “İnsan nedir? Neden değişime ihtiyaç duyar? Sadece güzellik midir? Lüksün insan bedenindeki yansıması nedir?” gibi sorulara aranan cevaplar ile tasarım devam ettirilmiş. 

Zorlu Center Doctor B Hastanesi’nin hikayesi, mekanın giriş kısmında düşündüren bir banko, duvar ve tavan üçlemesi ile başlamış. Malzemeler ve formlar birbiri içerisine geçerek, mekana doğru misafirlerini çekiyor. Hastane kullanılmaya başlandığı anda alınan en önemli geri bildirimlerden birisi de gelen misafirlerin merak duygusu ile tüm kliniği deneyimlemek istedikleri yönünde olmuş.

İnsan bedenine atıfta bulunan duvar tasarımları ile koridorlar, uygulama odalarına ve doktor odalarına yönlendirilmiş. Arada ortaya çıkan bir dinlenme ve bekleme alanı ise, Zorlu Center’ın orta alanına doğru açılan bir balkona bağlanmış. Uygulama odalarında özellikle tasarlanmış olan dört farklı aydınlatma tipi, hastanın dört farklı anını baz alıyor: Hastanın odaya girdiği an, uygulamanın yapılma anı, hastanın dinlenme aşaması ve son olarak hastanın yenilenmiş olarak kendisini gördüğü an… Ayrıca, hastaların aydınlık konforu uygulama odalarının en önemli tasarım kriterlerinden biri olmuş.

Sağlık yapılarının teknik olarak, mekanik ve elektrik altyapıları anlamında mimariyi zorlayan yapılar olduğunu, yapılan tasarımın düzgün bir şekilde çalışmasını sağlamanın, aynı zamanda ciddi bir teknik altyapı ile uyum gerektirdiğini dile getiren Mimar Ayşegül Güner için tüm bunların eş zamanlı ve uyumlu bir şekilde çözüme kavuşturulması, projenin en zorlayıcı kısımlarından birisi olmuş. Zorlayıcı malzemeler ve formlarla çalışılması, elektrik ve mekanik mühendislerinin gözünü ilk başta korkutsa da iyi bir ekip çalışması ile proje başarılı bir biçimde sonuçlandırılmış; tasarım ve estetik, işin sonunda etkileyici bir bütünselliği doğurmuş.

Nihayetinde Doctor B Zorlu Center Estetik Hastanesi, hayatın bir parçası olarak mekan ve insan ikilemesinde bir buluşma noktası haline gelmiş. Herkesin kendisine dair bir hikaye edindiği; girerken başka, çıkarken bambaşka izler bıraktığı bir mekan elde edilirken AAD Architects’in formlarda oluşturduğu akışkanlık sayesinde kullanıcılar üzerinde düşündürücü ve şaşırtıcı bir etki yaratma hedefi başarıyla sonuçlanmış. 

Yeniden Doğuşun Dansı: Aesthetic International

AAD Architects’in Doctor B için tasarladığı bir diğer proje olan Quasar İstanbul’daki Aesthetic International ise Op. Dr. Bülent Cihantimur’un cerrahi bir tıp merkezi hayali ile başlamış. Estetik olabilecek bütün operasyonların ve uygulamaların yapıldığı yaklaşık 6000 metrekarelik bir sağlık tesisi olarak ele alınan proje; ofisleri, uygulama odaları, doktor odaları, hasta servis odaları gibi birçok fonksiyonu içerisinde barındıran, hastane özelliğinde bir mekan tasarımı ve uygulama hikayesi olmuş.

Büyük bir yenilenme hikayesinin ve yeniden doğuşun ele alındığı Aesthetic International’ın planlaması fonksiyon şemaları hazırlanarak başlamış. Dünyada insana verilen ikinci yenilenme şansının bir çeşit manevi kapısı olarak sembolize edilen mekanda ana rahmine düşen bir ceninin dünyaya geldiği güne kadar geçirdiği tüm süreç hikayelendirilerek aktarılmış. Bu yeniden doğuşun bilim ve sanat ile insanlığa büyük bir zenginlik olarak armağan edilmiş olması da hikayenin meyveleri olarak düşünülmüş.

“Yüzyıllardır insanların bilim ve sanat sayesinde gelişerek, değişerek yaşam kalitelerini arttırdıklarına şahitlik ediyoruz. Bu mekanın tasarımında da sanatın yarattığı manevi zenginliği, bilimin gerçekçi bakış açısı ile bütünleştiren ve yeniden doğan insana açtığı ufuklara odaklandık” diyen Mimar Ayşegül Güner, mekanın tasarımında ana rahminin formunu ve merkezi bir alandan dağılan, sağa sola ayrılan yumurtalıklara giden koridor kanallarını betimlediklerini dile getiriyor. Koridorlardan girilen uygulama odaları, doktor odaları, servis odaları, tuvaletler ve diğer bütün alanlar da bu kanala tutunmuş. 

Aesthetic International projesine yeni bir isim verilecek olsa adının “Yeniden Doğuşun Dansı” olabileceğini dile getiren Ayşegül Güner “İnsanlar yeniden doğuşta girdikleri odalardan ve ameliyathanelerden tamamen değişerek, yenilenerek ve kendileri ile bir kere daha tanışarak çıkıyorlar” diyor ve bu sebeple her odanın kapısının tamamen özgün şekilde tasarlandığını ve her kapıda ayrı bir bilim ve sanat insanının yansıtıldığını sözlerine ekliyor. Böylece ana rahmindeki kanallarda insanlar bilim ve sanat ile buluşturulmuş; şaşırmaları, düşünmeleri ve öğrenmeleri sağlanmış. Bu yaklaşım sayesinde adeta bir galeriye dönüştürülen hastanenin ameliyathanelerinde de ressamlarla özel çalışmalar gerçekleştirilmiş. Bir sağlık mekanında ilk kez uygulanan bu yoğun sanatsal yaklaşım Sağlık Bakanlığı denetim ekiplerinde de büyük bir şaşkınlık yaratmış. Ameliyathane duvarlarındaki insana dair estetik figürler alışılmışın dışında bir deneyim sunmuş. 

Tıp merkezleri ve hastanelerin çok ciddi teknik denetimlerden geçirildiğini vurgulayan Mimar Ayşegül Güner “Sağlık mekanlarında projelerin mimari, inşaat, mekanik ve elektrik altyapıları kurallara tamamen uygun olarak ele alınır. %100 proje uygunluğu aranır ve birebir olarak yerinde denetlenir. Çok katı kuralların içerisinde böyle bir tasarımı gerçeğe dönüştürmek hiç de kolay olmadı” diyerek sözlerine devam ediyor: “Oluşturulan böyle bir mekanda bu hikayeyi yaşayan insanların deneyimlerine şahit olmak bence mimarlık mesleğinin en büyük ödülü. İnsanlara hem manevi hem de fonksiyonel anlamda hizmet edebilen bir mekan tasarlamanın önemi çok büyük.”

Aesthetic International’da mimari tasarımın uygulama safhasında yaşanan zorluklar, malzemelerin tasarıma adapte edilmesi ve tabii ki doğru bütçe içerisinde hareket etmek işverene karşı duyulan önemli sorumluluklar olarak ele alınmış. Ahşap, metal, mermer ve corian malzemenın öncelikli olarak kullanıldığı mekanda malzemelerin adeta birbirleriyle dans etmeleri sağlanmış. Hiç beklenmedik bir yerde hiç beklenmedik bir malzemenin hastaları karşıladığını dile getiren Ayşegül Güner, merdivende özgün bir şekilde kullanılan epoksi malzemenin fırça darbeleri ile dağıtılarak sperm etkisi elde edildiğini, asansörlere doğru devam edildiğinde ise duvarlarda bir yaşam ağı ören metal örümcek heykellerinin misafirleri karşıladığını vurguluyor ve ekliyor: “Bir uygulama odasına Mimar Sinan ile, bir diğerine Coco Chanel ile, başka bir tanesine ise Leonardo da Vinci ile açılıyor kapılar. Mekanın her bir köşesinde hikayeyi tamamlayan ayrı bir sanat eseri yerleştirerek projede bütünlüğü yakalamaya çalıştık.”

Gür: ‘’Düzce’de Güçlendirme Çalışmaları 6 Okul İnşaatında Devam Ediyor’’

Millî Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Genel Müdürü Umut Gür, Düzce’de son 2-3 yılda 32 okulda başlatılan güçlendirme çalışmalarından 26’sının bittiğini, 6’sında inşaatın sürdüğünü açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in talimatı doğrultusunda deprem bölgesine gelen İnşaat ve Emlak Genel Müdür Gür, birim amiri ve daire başkanları, depremden etkilenen okul ve eklentilerinde incelemelerini sürdürüyor.

Konuyla ilgili konuşan Millî Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Genel Müdürü Umut Gür, depremin yaşanmasından itibaren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün bütün yetkili personeliyle sahada olduğunu, kendilerinin de destek için aynı gün onlarla koordineli şekilde çalışmaya başladığını anlattı.

Şu anda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerinin çalışmalarını bitirmesini beklediklerini ifade eden Gür, “Biz de onlara gördüklerimizi aktardık. Çok şükür yıkılan okulumuz yok, güzel haber olarak bunu söyleyebiliriz. İl Müdürlüğümüz de yapılan incelemelerde tedbir amaçlı tahkikten geçmesi gereken okulları belirliyor ve eğitim öğretimin aksamaması için bu okullarımız boşaltılıyor. Öğrencilerimizin diğer okullarda ikili eğitim yapacak şekilde planlamasını yapıyor.” diye konuştu.

Özelikle son birkaç yılda tahkik ve güçlendirme çalışmalarına ciddi ivme kazandırdıklarını vurgulayan Gür, şu bilgileri paylaştı: 

“Son 2-3 yılda 12 binanın yıkım kararı alındı. Bunların hepsi yatırım programına girdi. Bunlardan 3 tanesinin yapımı sürüyor. Diğerlerinin ihale hazırlıkları tamamlanma aşamasında. 32 okulumuzun güçlendirmesi vardı. Bunların 26 tanesi bitti. 6 tanesinin de inşaatı sürüyor. Aynı hızda bu tahkik süreçlerini devam ettirmekte kararlıyız. Okullarımızı tarayıp tahkik ettirip ihtiyacı olanların güçlendirilmesi süreci devam edecek. Depremler her zaman olacak ama biz de hazır olacağız.”

Gür, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının tespit ettiği binalarda incelemelerinin, detaylı projelendirmelerin süreceğini, bunları en hızlı şekilde yapacaklarını kaydetti.

Bakanlığın, okullardaki birtakım sıva dökülmeleri, küçük sıva çatlakları gibi hususların hızla tamiri, okulların eğitim öğretime hazır hale getirilmesi için talimat verdiğini aktaran Gür, “Bütçenin bir kısmı da gönderildi. İlgili müdürlüğümüz de çalışmalara başladı zaten. En kısa süre içinde öğrencilerimiz okullarına kavuşacaktır.” dedi.

DAİMFED Başkanı Karslıoğlu, Ayrıcalıklı Yapıları İnceledi

Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, Adana’da ayrıcalıklı yapı tipine sahip konut ve iş yeri projelerini inceledi. 

İnceleme sonrası açıklamalarda bulunan DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, Adana’ya kazandırılacak önemli projeyi yakından görme imkanı bulduklarını belirterek, “İnanılmaz devasa yapıların oluşmaya başladığını gördük. Böylesine önemli projelerden birisinin DAİMFED bünyesinden olması hepimizi gururlandırdı. Projeyi yapan gruba başarılar diliyoruz.” dedi.

Ayrıcalıklı yapı projesini uygulayan yapının temsilcisi Nihat Dizman da DAİMFED’in bir üyesi olarak inşaat sektörüne ve temsilcilerine yararlı olmak için çalıştıklarını ifade ederek, “İnşaat sektöründeki çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Adana’ya değer katmayı amaçlayan çalışmalarımızla çıtayı her geçen gün daha da yükseltmeyi amaçlıyoruz.” diye konuştu.

Adana’daki tüm inşaat projeleri ve detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Dekar’ın Bahçeşehir’deki Son Projesinde Satışlar Başladı

Ulaşılabilir fiyatlarla bahçeli ev geliştirme konusunda gayrimenkul sektörünün öncülerinden olan Dekar Yapı, İstanbul Bahçeşehir’de konforlu bir yaşamın kapılarını araladığı yeni projesi Dekar Şehirbahçe’nin satışlarına başlarken, örnek dairesini de görücüye çıkardı.

Sahip olduğu deneyim ve yüksek kaliteli üretim gücüyle doğa dostu bahçeli evler üretmeye devam eden Dekar Yapı, İstanbul Bahçeşehir’de hayata geçirdiği 6. projesinin satışlarına devam ediyor. Bahçeşehir’in en sakin bölgesinde, tamamen bahçeli evlerle dolu bir lokasyonda, ev sahiplerine huzurlu bir yaşam sunacak Dekar Şehirbahçe’nin 4+1 örnek dairesi de kapılarını açtı.

Doğa ile İç İçe Ayrıcalıklı ve Huzurlu Bir Yaşam

Toplam 1 milyar 750 milyon TL yatırımla geliştirilen Dekar Şehirbahçe’de 41.000 m² bir arazi üzerinde 51 blokta, 2+1’den 4+1’e kadar farklı büyüklükte 181 bahçeli ev yer alacak. Dekar Şehirbahçe projesinden konut sahibi olanlar bahçeli bir hayatın yanı sıra birbirinden farklı imkânlar sunan sosyal hayat ile de buluşacaklar. Projenin içerisinde açık yüzme havuzu, kafe, çocuk parkı, basketbol sahası, peyzaj havuzu ve yürüyüş yolları bulunuyor. Ayrıca her ev 2 adet kapalı otoparka sahip.

Dekar Şehirbahçe’nin Örnek Dairesi Görülmeye Değer

İstanbul’un bahçeli yaşamıyla öne çıkan bölgelerinden Bahçeşehir’de yapımına devam edilen projenin örnek dairesi, konut sahibi olmak isteyenlerin beğenisine sunuldu. Dekar Şehirbahçe’nin örnek dairesi lüksü yeniden tanımlarken, tasarımı ve sunduğu konfor ile dikkat çekiyor. Toplam 220 metrekarelik alanda 4+1 olarak tasarlanan örnek daire, ulaşılabilir fiyatlarla bahçeli ev sahibi olmak isteyen ziyaretçilere yerleşim fikri verecek çözümler de sunuyor. 

Liman ve Depolama Tesisi Yatırımları Stratejik Olarak Desteklenecek

Bugün Resmî Gazete’de yayımlanan karara göre; endüstri bölgelerinde gerçekleştirilecek asgari 3 milyar TL tutarındaki liman ve depolama tesisi yatırımlarının stratejik olarak desteklenmesine karar verilebilecek.

Liman ve depolama tesisi yatırımlarında stratejik yatırımlar için öngörülen komisyon değerlendirmesi aranmaksızın teşvik belgesi düzenlenecek.

Kararla, karar kapsamındaki yatırımların desteklemesi amacıyla verilecek yatırım kredilerine ilişkin hükümleri belirleyen kararın 11. maddesinde yer alan ve “yatırım taahhütlü avans kredisi”ne ilişkin fıkra ile 24. maddesinde yer alan otel yatırımları teşvik belgelerinin genel teşvik sistemine dönüştürülmesine ilişkin 9. fıkrası yürürlükten kaldırıldı.

Kararın, imalat sanayiine yönelik düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında 1 Ocak 2017 ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek bina-inşaat harcamalarında KDV iadesi, kurumlar vergisi veya gelir vergisi indirimine ilişkin geçici 8. maddesi de yürürlükten kaldırıldı. 

Lacivert Hırdavat, Iraq Building Fuarı’nda Ürünlerini Tanıttı

Her yıl yükselen başarı grafiği ile adından söz ettiren Lacivert Hırdavat, Iraq Building Fuarı’nda ürün kalitesini, dünyanın dört bir yanından katılım sağlayan inşaat sektörü temsilcilerine sundu.  

Toptan ve perakende satışların yanı sıra üretici olarak da sektörde yerini alan Lacivert Hırdavat, kalıp ayırıcı yağlar, pas payı grubu titreşimli vibratör ve şantiye donanımlarının satışlarını şirket garantisi ile müşterilerine sunuyor. 

Müşterilerinin deneyimlerine son derece önem veren firma, sektördeki farklı tarzını da ortaya koyarak; müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda en pratik çözümleri projelendiriyor. 

Irak’ta Lacivert Hırdavat Rüzgârı Esti

21-24 Kasım 2022 tarihleri arasında Irak’ta düzenlenen Building Iraq-Uluslararası Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Altyapı Fuarı’nda boy gösteren Lacivert Hırdavat, başta sunduğu hizmet kalitesi olmak üzere; kalıp ayırıcı yağ, el aletleri/elektronik el aletleri, boya ve yalıtım ürünlerini içerin geniş ürün yelpazesini dünyanın birçok yerinden gelen katılımcılara tanıttı. 

Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerine adım adım yaklaşan firma, kendi alanında üretim bandını genişleterek ulusal ve uluslararası fuarlarla markasının iç pazardaki gücünü dış pazara taşımayı hedefliyor. 

‘’Zamanınızın Değerini Biliyoruz’’

Firmanın müşterilerine yaklaşımı hakkında bilgi paylaşan Lacivert Hırdavat’ın Sahibi Bilgehan Özdemir, ‘’Sunduğumuz hizmetleri, bu önemli parametreyi göz önüne alarak etkin ve hızlı cevaplamaya dikkat ediyoruz. Müşterilerimizden gelen her talebe işlem hacmine bakmaksızın aynı profesyonellikte ve ciddiyetle yaklaşıyor, güler yüz ve memnuniyetle hizmet vermeyi temel ilkelerimizden biri olarak yansıtmaya özen gösteriyoruz. Müşterilerimize karşı görevlerimizin ürün ya da hizmet tedariki ile sonlanmadığının bilinciyle, satış sonrası soru ve yeni ihtiyaçları için her zaman ulaşılabilir ve memnuniyeti yüksek, büyük bir aile olmaya devam ediyoruz.’’ ifadelerini kullandı. 

‘Var Bir Hayalimiz’ sloganıyla kendini gösteren Lacivert Hırdavat, müşterilerinin güveni ile desteğini arkasına alarak, dünya markası olma yolunda her geçen gün tecrübesini katlamaya devam ediyor.

Yüksek Katlı Binalar Depremde Yıkılma Riskini Azaltıyor Mu?

İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Savaşkan, “4-8 katlı binalar deprem yüküne maruz kalıyor, 20 kat ve üzeri binalarda yıkıcı etki bırakmıyor” dedi. 

Ordu’da görev yapan İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Savaşkan, “Deprem hareketleri neticesiyle binalarda çatlaklar ve özellikle taşıyıcı sistemlerde hasarlar olabiliyor. Özellikle 5 buçuk ve üzeri şiddete depreme maruz kalan binalarda bu tür hasarlar oluşabiliyor. Zaman içerisinde de tekrarlayan depremler, 10-15 yıl içerisinde depremlerin tekrarlanması binanın ömrünü de kısaltıyor. Yaşanan her büyük depremden sonra özellikle bir ve ikinci derecede deprem kuşağında yer alan binaların gözle görülmese bile daha ince hasarları olabiliyor. Bu yerlerin x ışınları ile incelenmesi, varsa çatlakların kayıt altına alınması, çatlak hareketlerinin zaman içerisinde bakılması gerekiyor. Eğer hareket varsa bu her depremden sonra artıyorsa hızlı bir şekilde bu bina için kentsel dönüşüme gidilmesi gerekiyor.” dedi.

“Birinci deprem kuşağında yer alan binalardan özellikle 4 ve 8 katlı arasındaki binalar deprem yüklerine daha çok maruz kalıyorlar ve hasar durumu çok daha büyük oluyor, yıkım ile karşılaşabiliyor” diyen Savaşkan, “Deprem, 1 ve 2 katlı binalar ile 20 ve üzeri katlı binaları etkilemiyor, daha az etkiliyor. Bunlarda da yıkım ve hasar söz konusu olmuyor. Yüksek katlı binalar sallanıyor ancak problem yaşanmıyor. Bu da binanın deprem salınımı ile alakalı, depremin yaptığı etkiyi belirli bir kat seviyesine kadar hissettiriyor. Özellikle 20 kat ve üzeri binalarda sallıyor fakat yıkıcı etki bırakmıyor.” şeklinde konuştu.

“2018 Yılından Önce Yapılan Binaların İyi İncelenmesi Gerekir”

Yüksek katlı binaların daha iyi bir mühendislik ile yapıldığı için depreme karşı olan riskinin de azaldığını kaydeden Savaşkan, özellikle 2018 yılından önce yapılan binaların dikkatli incelenmesi gerektiğine değinerek, “Bu binalar yüksek mühendislik gerektiriyor ve projeli bina oluyor. Ancak bu diğer binalar için bu kadar ince düşünülmüyor. Birinci ve ikinci dereceli deprem bölgelerinde 10-20 yıl aralarla belki de daha sık depremler yaşanıyor. Depremleri atlattıktan sonra insanlar güvenle oturuyorlar ancak bu binalarda gözle görülmeyen kılcal çatlaklar oluşabiliyor. Binaların her depremden sonra incelenmesi gerekiyor. Özellikle 2018 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliği çok ciddi şartlar getirdi. Bu tarihten önce yapılmış binaların daha hassas incelenmesi gerekir.” ifadelerine yer verdi.

Tüpraş’tan 101 Milyon Dolarlık Yatırım

Tüpraş, 2050’ye dek 10 milyar dolar yatırım hedeflediği stratejik planı kapsamında, dönüşümün ilk 9 ayında 53 milyon dolarlıkk kısmı sürdürülebilirliğe olmak üzere, toplam 101 milyon dolar yatırım gerçekleştirdi.

“Enerjimiz Geleceğe” mottosuyla, sürdürülebilir bir Türkiye için geleceğin enerjisini üretmek hedefiyle 2021 yılında Stratejik Dönüşüm Planını açıklayan Tüpraş, dönüşüm yolculuğundaki ilk yılını tamamladı. Plan kapsamında 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 27 azaltacağını, 2050 yılında karbon nötr enerji şirketine dönüşüm hedefini açıklayan Tüpraş, yaklaşık yarısı sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik olmak üzere, 2022 yılı sonunda 200 milyon dolar yatırım yapmayı hedefliyor.  

Türkiye’nin ulusal akaryakıt ihtiyacını kesintisiz şekilde karşılamaya devam ettiklerini belirten Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, bir yıl önce açıkladıkları Stratejik Dönüşüm Planıyla, Türkiye’nin de karbon taahhütlerine önemli katkıda bulunacak yatırımları hızla hayata geçirmeye devam ettiklerini söyledi. Geçtiğimiz günlerde Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda; pandeminin etkilerini henüz atlatmamış olan, jeopolitik gerilimlerle mücadele eden dünya açısından son derece önemli olduğuna dikkat çeken Yelmenoğlu, “Bizim de katılım sağladığımız 27. Taraflar Konferansı’nın (COP27) temel gündem maddesi olan iklim değişikliğiyle mücadele her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Biz de Tüpraş olarak, üzerimize düşeni tüm enerjimizle yerine getirmek için Stratejik Dönüşüm Planımız kapsamında, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin de gücüyle emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. 2050 yılında karbon nötr bir enerji şirketi olma hedefimiz kapsamında, rafinaj alanında enerji verimliliğimizi artırmaya ve karbonsuzlaştırma projelerine odaklanıyoruz. Aynı zamanda, sektördeki tecrübemizle odaklandığımız yeni iş alanları olan yeşil hidrojen, sıfır karbonlu elektrik ve biyoyakıt üretimine yatırım yapıyor ve hâlihazırdaki lider pozisyonumuzu geleceğin düşük karbonlu enerji piyasalarında da devam ettirmeyi planlıyoruz” dedi.

Stratejik Dönüşüm Planı hedeflerine doğru ilerlerken, 2022 yılında yaklaşık yarısı sürdürülebilirlik yatırımlarına olmak üzere toplamda 200 milyon dolar yatırım gerçekleştirmeyi hedeflediklerini kaydeden Yelmenoğlu, “Sıfır karbonlu elektrik üretimi konusunda önemli bir adım olan Entek hisselerinin devralınması başta olmak üzere çeşitli yatırımlar gerçekleştirdik. Sürdürülebilir havacılık yakıtı üretimine yönelik olarak Honeywell UOP ile lisans anlaşması imzalanması, Avrupa hidrojen pazarının lider paydaş kuruluşu Hydrogen Europe üyeliği, İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü (TCFD) katılımı ve Tüpraş Enerji Girişimleri A.Ş.’nin kurulumu bunlardan birkaçı” dedi. 

Tüpraş’ın Stratejik Dönüşümünde Bir Yılın Satır Başları

Başarılı gelişmelerin bir sonucu olarak Bloomberg’in 2022’de “İzlenmesi Gereken 50 Şirket” listesinde yer alan tek Türk şirketi olduklarını da hatırlatan Yelmenoğlu, “Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi konumunu güçlendirmeye devam ederken, ülkemizin temiz enerji dönüşümüne de öncülük etmenin gururunu yaşıyoruz” diyerek bir yıllık süreçte gerçekleştirdikleri yatırım ve çalışmalar hakkında şu bilgileri aktardı:  

“Sürdürülebilir havacılık yakıtı üretiminde Ecofining™ teknolojisinin kullanımı için dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Honeywell UOP ile imzaladığımız lisans anlaşması kapsamında kurmayı planladığımız tesisimizde, stratejik dönüşüm planımızın bir parçası olan biyoyakıt iş alanına yönelik adımlarımızı sürdüreceğiz. İzmir rafinerimizde çalışmalara başladık. İhtiyacımız olan bio bazlı atık hammaddeyi temin edebilmek için iş birliği görüşmelerimiz de sürüyor.  

Yine dönüşüm planımızda yer alan ve şirketimizin gelecekte odaklanacağı dört stratejik iş kolundan biri olan ‘Sıfır Karbonlu Elektrik’ alanında önemli bir yatırım gerçekleştirdik. Koç Holding ve Aygaz’ın iştiraki, sekiz hidroelektrik, bir rüzgâr ve bir doğal gaz çevrim santrali bulunan, toplamda 442 MW kapasiteli Entek’in hisselerinin Tüpraş tarafından devralınmasıyla önemli bir hamle yaptık. Bu birliktelik şirketimizin stratejik dönüşüm yolculuğundaki üretim portföyüne güçlü bir katkı sunarken, ülkemizin temiz enerji geleceğine de ivme kazandırmayı hedefliyor. Entek’in Tüpraş bünyesine katılması ile 2030’da 1 GW ve 2035’te 2,5 GW sıfır karbonlu kurulu güç hedefimize ulaşma anlamında önemli bir aşama kaydederek ilerlemeye devam ediyoruz. Entek’in, yenilenebilir enerji alanındaki birikimi ve uzmanlığı ile son derece yetkin insan kaynağının da Tüpraş ailesine katılması, sadece sıfır karbonlu elektrik üretimimizde değil stratejik dönüşüm planımızın hayata geçirilme süreçlerinde büyük bir sinerji oluşturmaya başladı. Entek geçtiğimiz hafta yayımlanan Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği kapsamında, EPDK’ya depolama tesisi kurmak taahhüdü ile mevcut kapasitesine ilave olarak 150 MW GES ve 854,5 MW RES olmak üzere toplamda 15 proje ile 1.004,5 MW ilave kapasite için ön lisans başvurusu yaptı. Başvuruların olumlu değerlendirilmesi durumunda ön lisans almaya hak kazanacağız. Şirketimiz yenilenebilir alandaki güçlü büyüme hedeflerine depolama tesislerini de ilave ederek geleceğin enerji dünyasında önemli bir oyuncu olma hedefinde güçlü bir şekilde ilerliyor. Bununla birlikte rafineri sahalarımızda da sıfır karbonlu elektrik üretimine yönelik yatırımlarımız devam ediyor. Bu kapsamda, Kırıkkale Rafinerisi’nde Haziran 2023’te devreye alınması planlanan 12,6 MW kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali yapım sözleşmesini Eylül ayında imzaladık ve ilave 54,4 MW kapasite için de başvurumuzu tamamladık. 

Diğer yandan, bio bazlı ürünler, yeşil hidrojen, sıfır karbon elektrik, karbon yönetimi gibi öncelikli konular ve bu konularla ilgili yan sektörler başta olmak üzere, akıllı bilişim teknolojileri, yeşil enerji, enerji verimliliği, çevre ve geri dönüşüm, atık yönetimi, robotik çözüm teknolojileri alanlarındaki yurt içi ve yurt dışı teknoloji girişimlere yatırım amacıyla Eylül 2022’de Tüpraş Enerji Girişimleri A.Ş. “Tüpraş Ventures’ı” 100% Tüpraş iştiraki olarak kurduk. 

Yeşil hidrojen alanında da ilk hedefimiz olan 2025 yılına kadar bir demo tesisi kurma üzerinde çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Hem enerji verimliliği hem de katma değeri yüksek yeni ürünlerin üretimi için yatırımlar da tüm hızıyla ilerliyor. Bu aksiyonları göz önüne aldığımızda kısa sürede elle tutulur, ciddi iş hamleleri gerçekleştirdik.”

 “Sürdürülebilir Rafinaj Alanında Güçlü Adımlar Atmayı Sürdüreceğiz” 

Yelmenoğlu, “Sürdürülebilirlik konusunda birçok yeni veriyi kamu ile paylaşmaya başladık. Şeffaflığa ve açık bilgi paylaşımına çok önem veriyor ve bunu daha da arttırmayı hedefliyoruz. 2021 yılında sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalarımız sonucunda, FTSE4Good, MSCI ESG Rating, BİST SE (Refinitiv), Sustainalytics ve Vigeo Eiris, Bloomberg GEI gibi endekslerde değerlendirme skorlarımızda ortalama %22 gelişme kaydettik. Diğer yandan, 2022 yılında İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücüne (TCFD) destek veren küresel şirketler arasında yerimizi alarak, iklim risklerinin daha etkin ve bilinçli yönetilmesi ile ilgili kapsamlı tavsiyeleri şeffaf bir şekilde aktarma fırsatına sahibiz. 60 yılı aşkın köklü birikimimizden aldığımız güçle ‘Enerjimiz Geleceğe’ diyerek başlattığımız yolculuğumuzda, geleceğin enerjisini üretmek için dönüşüyor, sürdürülebilir bir dünya için değişiyoruz” ifadesini kullandı.  2050 Karbon Nötr yolculuğunda önemli bir başlık olan “sürdürülebilir rafinaj” alanında güçlü adımlar atmayı sürdüreceklerini belirten Yelmenoğlu, “Portföyümüzü çeşitlendirmek üzere elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz” dedi. 

“İnsan Kaynakları Projemiz Future Fit İle 2030 Vizyonuna Hazırlanıyoruz” 

İnsan Kaynakları projemiz “Future Fit projesi ile organizasyonumuza daha bütünsel bakarak, gelecekte ihtiyacımız olacak yeni rol ve yetkinlikleri tanımlayarak, çalışma arkadaşlarımızı bu rollere hazırlayacak yeni beceri kazandırma programlarını devreye alıyoruz” diyen Yelmenoğlu, “Future Fit projemizin, Stratejik Dönüşüm Planımızda yer alan 2030 yılında ‘Sürdürülebilir, Rekabetçi ve Geleceğe Hazır bir Tüpraş’ hedefimizi destekleyen kültür dönüşümü için de çok önemli bir başlangıç olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, Projemizi sürekli iyileştirme çalışmaları ve onu besleyen platform yapılanmaları ile bizi geleceğe taşıyan dinamik bir iş listesi olarak görüyoruz. Girişimcilik, inovasyon, açık inovasyon ve start-up entegrasyon ile bugünün ve yarının işlerine yönelik çalışmaları da yürütüyoruz. Aynı zamanda yerli ve yabancı girişimlerin yenilikçi teknolojilerini rafinerilerimizde deneyimleyerek iş birliği geliştirmeye devam ediyoruz” dedi. 

“Her Yeni İşe Alımda, İki Kişiden Birinin Kadın Olmasını Hedefliyoruz” 

Sürdürülebilir bir dünya ve geleceğin enerjisi için dönüşümü gerçekleştirirken, sadece ekonomik büyümeye değil, toplumsal etki alanında fayda yaratmaya odaklandıklarına dikkat çeken Yelmenoğlu, “Eşitlik için Enerjimiz Bitmez’ diyerek bir yola çıktık ve bu doğrultuda; kapsayıcı, adil, insan haklarına saygılı ve emniyetli bir çalışma ortamını tüm süreçlerimizin merkezinde tutuyoruz.

Mesleklerin cinsiyeti olmadığına inanan bir şirket olarak; sektörümüzde öncü bir uygulamayla, sahada kadın teknisyenler ve operatörler istihdam ediyoruz. 3 yıl önce, ilk kez Batman’da olmak üzere, İzmit, Kırıkkale ve İzmir rafineri sahalarımızda kadın operatör ve teknisyenlerimiz aramıza katıldılar. Rafineride kadın mühendislerimiz hep vardı ancak sahada vardiyalı kadın çalışma arkadaşlarımızın da işe başlaması hem sektörümüz hem de şirketimiz adına öncü ve örnek bir uygulama oldu. Erkek egemen olduğu düşünülen bir iş kolu için bu cesur adımı atmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. 2022 yılından itibaren her yeni işe alımda, iki kişiden birinin kadın olmasını hedefliyoruz. Diğer yandan, yetenek havuzumuzun ise yüzde 53’ünü kadın çalışma arkadaşlarımız oluşturuyor. Bugün, Mühendislik, Ar-Ge, İnovasyon, Hizmet Tasarımı ve Bilişim Teknolojileri alanlarında yüzde 24 olan çalışan kadın oranımızı, 5 yıl içinde yüzde 40’a çıkarmayı, amaçlıyoruz. Yine öncü bir uygulamayla, şirketimizde geçen yıl Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık (ÇEK) Komitesini kurduk ve ÇEK Politikamızı yayımladık. Komitemiz bu alandaki faaliyetlerimizi yaygınlaştırarak güçlendirmek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Tüm bu çabalarımızla Bloomberg’in Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer aldığımızı da mutlulukla belirtmek isterim” dedi. 

5 Yılda, 100 Bin Kız Öğrenciye Erişim Taahhütlerini Paylaştı   

Koç Holding’in Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’ndaki küresel liderliği kapsamındaki taahhütlerine katkı sağlamak üzere, Teknoloji ve İnovasyonda Kadın Programı’nı geliştirdiklerini belirten Yelmenoğlu; yürüteceğimiz farklı eğitim projeleriyle 5 yılda, 90 bini ortaokul, 10 bini üniversite olmak üzere toplam 100 bin kız öğrenciye ulaşmayı taahhüt ettiklerini ifade etti.  

Tüpraş Teknoloji ve İnovasyonda Kadın Programı ile kız çocuklarının STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) alanlarında çalışma potansiyellerini ortaya çıkartmayı ve teknoloji ve inovasyon ekosistemine erişimlerini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Şirket, programın ilk adımını Batman Üniversitesi iş birliğiyle, “Genç Beyinlerde İnovasyon ve Kadın Girişimcilik Eğitimleri” ile başlattı. Eğitim Programı üniversitelerde girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmayı, öncelikle kız öğrenciler başta olmak üzere gençlerin teknoloji ve inovasyon ekosistemine erişimlerini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Tüpraş, takip eden yıllarda faaliyet gösterdiği iller olan Kocaeli, Kırıkkale, İstanbul ve İzmir’deki üniversitelerle de iş birlikleriyle programı yaygınlaştırmayı hedefliyor. 

Kaynak: Dünya

Güneş Enerjisi Yatırımlarında Rekor Başvuru

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, depolamalı rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarında 110 milyar dolarlık rekor başvuru geldiğini dile getirdi. 

Depolama düzenlemesinin enerji sektöründe çığır açtığını vurgulayan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Öncelikli hedefimiz enerji arzımızı artırmak ve elbette bunu yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızla yapmak. Artık depolama sistemleriyle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santrallerimiz de baz yük santralleri gibi çalışabilecek.” diye konuştu.

Yılmaz, bu kapsamda daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesinin sisteme dahil edilebileceğini ve Türkiye’nin arz güvenliğinin güçleneceğini dile getirdi.

Yerli Teknoloji ve Batarya Üretiminin Gelişimi Hızlanacak

Emre amade kapasitenin artırılmasıyla sistem güvenliğinin pekiştirileceğine ve kesintili üretimden dolayı sıkıntı yaşayan sistem işletmeciliğinin rahatlatılacağına işaret eden Yılmaz, başvurulara ilişkin şu verileri paylaştı:

“Düzenleme yayımlanalı henüz 2 hafta olmadan kurumumuza depolamalı rüzgar ve güneş santrali kurmak için rekor düzeyde başvuru yapıldı. Şu anda 110 milyar dolara ulaşan bir yatırım talebi söz konusu. Mevcut kapasite dikkate alındığında, bu miktarın 40-45 milyar dolarının sahaya yansımasını bekliyoruz. Yatırımcının ortaya koyduğu bu iştah sektörümüz ve ülkemiz için gurur verici. Biz bu düzenlemeyi, ülkemizin potansiyeline inanarak ve yatırımcımıza duyduğumuz güvenin boş çıkmayacağını bilerek yaptık. ‘Enerji sektöründe yeni bir dönem başlıyor’ derken bu içi boş bir söylem değildi. Sadece yatırım tutarı olarak değil, istihdam, yerli teknolojilerin ve batarya üretiminin gelişimi noktasında da ülkemizi çok güzel günler bekliyor. Bu süreçte bize daima destek olan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Bakanlığımıza da teşekkür ediyoruz.”

Başvuruların 334’ü Depolamalı Güneş, 575’i Depolamalı Rüzgâr Tesislerine

Yılmaz, EPDK’ye şu ana kadar yapılan başvuruların kurulu güç olarak 67 bin 349 megavata karşılık geldiğini belirtti.

Hali hazırda 909 adet başvuru yapıldığını aktaran Yılmaz, bunlardan 19 bin 881 megavat kurulu gücündeki 334 başvurunun güneş enerjisine dayalı depolamalı elektrik üretimi, 47 bin 468 megavat kurulu gücündeki 575 başvurunun ise rüzgâr enerjisine dayalı depolamalı elektrik üretimi tesisi kapsamındaki başvurular olduğunu bildirdi.

Elektrik depolamalı rüzgâr ve güneş santrallerine ilişkin düzenleme, söz konusu santrallerin kesintili kaynak kapasitesinden bağımsız olarak değerlendirilmesi, herhangi bir kapasite tahsis yarışmasından bağımsız olarak bağlantı görüşü oluşturulabilmesi ve rüzgâr santralleri için ölçüm zorunluluğunun aranmaması gibi değişiklikleri içeriyor.

Düzenleme, elektrik depolama tesisi kurmayı taahhüt eden yatırımcıların, taahhüt ettikleri depolama tesisinin kurulu gücü kadar rüzgâr ve güneş enerjisi projesi kurmak için ön lisans başvurusunda bulunmasına da imkân sağlıyor.

Tüm GES projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Bakan Karaismailoğlu: ‘’55 Günde 12 Projeyi Hizmete Açtık’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 55 günde Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı, Çanakkale Küçükkuyu Ayvacık Yolu Assos-Troya Tünelleri gibi 12 adet projeyi vatandaşın hizmetine sunduklarını ifade etti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, yatırımların ekonominin temeli olduğunu ifade ederek, 2003-2021 yılları arasında yapılan 183,7 milyar dolarlık yatırımla, Türkiye’nin hem beşeri hem de maddi kaynaklarının verimli kullanılması sonucu, yılda 28 milyar dolarlık tasarruf elde edildiğine işaret etti.

Bütün dünya krizlerle boğuşurken, hizmet ve eserler ürettiklerini ifade eden Karaismailoğlu, 55 gün gibi kısa sürede 12 büyük projenin açılışını gerçekleştirdiklerini vurguladı.

Karaismailoğlu, Bakanlık olarak sadece ekim ve kasım aylarında birçok esere imza attıklarını belirterek, ilk olarak 2 Ekim’de Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı’nın açılışını gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Ardından Çanakkale Ayvacık-Küçükkuyu Yolu Assos-Troya tünellerini, Malatya-Hekimhan Yolu, Diyarbakır Çevre Yolu, Bitlis Çevre Yolu, TOGG Fabrika Yolları, Bandırma Kavşağı ve bağlantı yollarını vatandaşın hizmetine sunduklarını anlatan Karaismailoğlu, “Gaziantep’te Gaziray’ı, Horasan-Karakurt Yolu Taşlı Güney-2 Viyadüğü, Hasankeyf Tüneli, Yeni Yusufeli bağlantı yolları ile 56 kilometre uzunluğunda 39 adet tünel ve 21 köprü viyadük ile bu hafta sonu Cumhurbaşkanı’mızın katılımları ile ülkemizin en yüksek ayaklı viyadüğü olan Eğiste Hadimi Viyadüğü’nü açtık” ifadelerini kullandı.

Karaismailoğlu, perşembe günü 70 kilometre uzunluğunda Ağrı Hamur Tutak Patnos bölünmüş yolunu, cumartesi günü de Şanlıurfa çevre yolunu vatandaşın hizmetine sunacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Açılışını yaptığımız her proje ile gurur duyduk ama asla bununla yetinmedik. 10 yıllar sonrasını planladık. Türkiye’nin adını dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yazdırmak için kara yolu, demir yolu, deniz yolu, hava yolu ve haberleşme sektörleri master planları çerçevesinde kısa (2023), orta (2035) ve uzun (2053) vadede belirlediğimiz çalışmaları sürdüreceğiz. Hizmete sunduğumuz eserlere vatandaşlarımızın yoğun ilgisini görmek doğru yolda olduğumuzun da göstergesi. İşimiz hizmet, gücümüz millet. Halkımızdan aldığımız bu güçle hep daha iyisini, daha faydalısını sunmak için durmadan çalışacağız. Laf değil, eser üretmeye devam edeceğiz.”

Türkiye’deki tüm ulaştırma projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

İnşaat Sektörü, Beton 2023 Fuarı’nda Bir Araya Gelecek

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) ile TG Expo ortaklığında düzenlenen Beton 2023 Hazır Beton Kongresi ve Fuarı, hazır beton, çimento, agrega ve inşaat sektörünü buluşturacak. 

BETON 2023 Hazır Beton Kongresi 15-17 Mart 2023 tarihlerinde; BETON 2023 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı ise 15-18 Mart 2023 tarihlerinde Yeşilköy’de İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Hazır beton sektörü, 2021 yılı resmî verilerine göre 4 milyar doları aşan cirosu, 35 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yere sahip.

BETON 2023 Kongresi’nde; betonda döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik; hazır beton sektöründe endüstri 4.0 ve dijitalleşme; beton özelikleri, bileşenleri, tasarımı ve testler; özel betonlar ve uygulamaları; beton yollar ve kara yolu beton güvenlik yapıları; betonda yenilikçi yaklaşımlar ve ürünler; üretim aşamasında ve yerindeki betonda nitelik denetimi; betonun dayanıklılığı (dürabilitesi) ve iç yapı özellikleri; hazır beton sektöründe güncel konular ve yapısal uygulamalar başlıkları altında sektörümüzün gelişimine katkı sağlayacak bildiriler sunulacak. Fuar, ekonominin lokomotifi inşaat ve onun en temel kolu hazır beton ile ilgili sektörlerden 100’ün üzerinde katılımcısı ile Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan 3.000’i yabancı olmak üzere toplamda 12.000’den fazla sektör profesyonelini ağırlayacak.

İnşaat sektörünün teknolojik girişimi yapiradar.com ile dilediğiniz inşaat projelerine ve detaylarına ulaşabilirsiniz.

Ağva-Kandıra Yolu İnşaatı Başlıyor

Şile-Ağva-Kandıra Yolu projesinin ikinci etabı olan Ağva-Kandıra arasındaki 47,1 kilometrelik yol için yapılan ihale sonuçlanarak firmanın inşaat çalışmalarına en kısa sürede başlayacağı ifade edildi. 

Kocaeli-İstanbul arasında 4. yol bağlantısını sağlayacak olan Şile-Ağva- Kandıra yolunun 47,1 kilometrelik Kandıra-Ağva bölümünün de ihalesi sonuçlandı ve yer teslimi yapıldı. 6 Temmuz’da yapılan ihalenin ardından ihaleyi alan MAKYOL İnşaat-İSPA İnşaat ortaklığı ile 29 Temmuz’da sözleşme imzalandı ve ardından yer teslimi yapıldı. Yer tesliminin ardından iş ortaklığı şantiye kurma çalışmalarına başladı. Proje ile ilgili bilgi veren Milletvekili İlyas Şeker, olası bir depremde en güvenli alternatif yolun bu proje ile hayata geçeceğini kaydetti.

Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen proje ile Şile-Ağva arasında üç şeritli, Ağva ve Şile arasında üç şerit gidiş üç şerit geliş olarak inşa edilen yolun Kandıra-Ağva arası ise duble yol olacak. Projenin Şile-Ağva, Ağva-Kandıra arasında yapılacak iki etapta toplam 8 adet köprülü kavşak, 4 adet 3 bin 96 metre uzunluğunda çift tüp tünel, 5 adet 2 bin 231 metre viyadük, 27 adet 1852 metre köprü ve 3 tünel olacak.

Kocaeli’de yapılan devlet yatırımlarını yakından takip eden Milletvekili İlyas Şeker, Kandıra-Ağva yolu projesi ile ilgili bilgi verdi. Kandıra-Ağva yolu projesinin ülkenin Karadeniz bölgesinden doğu-batı koridorunda bulunan D-020 güzergahının önemli bir kısmı olduğunu belirten Şeker, şunları söyledi:

“Bu yol Kocaeli’yi İstanbul’a bağlayan 4. alternatif yol olacak. Anadolu’dan İstanbul’a erişimi sağlayan D-100 Devlet Yoluna önemli bir alternatif olmasının yanında depremsellik açısından daha az riskli bir güzergâh olacak. Proje aynı zamanda Kocaeli bölgemizin yoğun turizm potansiyeline ve bölge ticaretine önemli katkılar sağlayacak. Karadeniz sahilinde bulunan limanlardan çıkan TIR ve diğer araçların kent merkezine girmeden güvenli bir şekilde bu yol ile ulaşımı sağlayacak, Karadeniz Sahil Yolu ve 3. Boğaz Köprüsünün entegrasyonun sağlanması bakımından Şile-Ağva-Kandıra yolu büyük önem arz ediyor.”

Türkiye’deki tüm ulaştırma projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Konya, Nakipoğlu Sağlık Merkezi İnşaatı Sürüyor

Konya’nın Merkez Karatay ilçesinde kompleks olarak projelendirilen Nakipoğlu Sağlık Merkezi’nin inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Karatay Belediyesi, Nakipoğlu Mahallesine de önemli bir sağlık tesisi kazandırıyor. Bu çerçevede içerisinde Aile Sağlığı Merkezi, 112 Acil Sağlık İstasyonu ve Sağlıklı Yaşam Merkezini de içine alan kompleks bir proje olan Nakipoğlu Sağlık Merkezinin inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. 2 bin 825 metrekarelik inşaat alanıyla üç bölümden oluşacak tesisin Aile Sağlığı Merkezi Bölümünde 5 üniteli Doktor-hemşire odaları, Aşılama ve Gebe İzleme Odaları, Laboratuvar, Tıbbi Müdahale Odası bulunacak. Sağlıklı Yaşam Merkezi bölümünde Ağız Diş Polikliniği, Sigara Bırakma Polikliniği, Çocuk Gelişimi Uzmanı Odası, Okul Sağlığı Odası, Psikolog Odaları, Sağlıklı Beslenme Danışmanı Diyetisyen Odaları, Fizyoterapist Odası, Fiziksel Egzersiz Salonu, Gebe Sınıfı Salonu, Mamografi Odası, Üreme Sağlığı ve KETEM Danışmanlığı, Eğitim Toplantı Salonu, Acil Müdahale Odası, Laboratuvar-Kan Alma Odası olacak. Acil Sağlık Hizmetleri Biriminde ise 2 Dinlenme Odası, Ortak Alan, enerji alanı ile otopark olacak. Nakipoğlu Sağlık Merkezinin kısa sürede tamamlanarak hizmete girmesi hedefleniyor. 

Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca da Karatay Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Yaylacı, birim müdürleri ve Karatay Belediyesi Meclis Üyeleri ile birlikte, Nakipoğlu Sağlık Merkezinin inşaatında incelemelerde bulundu. Başkan Hasan Kılca, yapımında artık son aşamaya gelinen tesiste yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Karatay’da önemli bir ihtiyaca cevap verecek sağlık kompleksinin Sağlık Bakanlığı hizmet kalitesinin istediği standartlara sahip olduğunu aktardı. Nakipoğlu Sağlık Merkezi ile Karataylı vatandaşların çok daha modern sağlık hizmeti alacağını aktaran Başkan Kılca, “Belediye meclis üyelerimizle birlikte, 2 bin 825 metrekarelik inşaat alanıyla 3 bölümden oluşacak sağlık tesisimizin inşaatında incelemelerde bulunduk. Yapımında sona gelinen Nakipoğlu Sağlık Merkezimizde hem Aile Sağlığı Merkezi hem 112 Acil Sağlık İstasyonu hem de Sağlıklı Yaşam Merkezi bulunacak. 3 katlı olarak tasarladığımız bu merkez inşallah uzun yıllar Konya’mıza ve hemşerilerimize hizmet verecek. Sağlık alanındaki yatırımlarımızla da hemşerilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Nakipoğlu Sağlık Merkezimiz ilçemize Konya’mıza hayırlı olsun” dedi.

Konya’daki sağlık merkezi inşaatlarına buradan göz atabilirsiniz.

Ziimy Metal Yapı, Alüminyum Doğrama Sektörüne Değer Katıyor

İstanbul Hadımköy’de 29 yıllık bilgi ve tecrübesiyle faaliyetlerini sürdüren Ziimy Metal Yapı, alüminyum giydirme cephe, kompozit levha, seramik, terracotto ve kapı otomasyon sistemlerinde teknik destek ve çözüm ortaklığı sunuyor. 

1993 yılında kurulan Ziimy Metal Yapı, demir doğrama, alüminyum doğrama ve pvc doğrama üretimi alanlarında hizmet veriyor. Her biri alanında uzman ekibiyle müşterilerine değer katmayı amaçlayan Ziimy Metal Yapı, tüm çalışanlarının kendini güvende hissettiği bir “aile” anlayışını benimsiyor. Ürettiği estetik, emniyetli ve ekonomik yapılar ile tüm dünyada tanınmayı hedefleyen firma, alanındaki başarısını uzman kadrosu ve mutlu müşterileri ile kanıtlıyor. 

Ziimy Metal Yapı’nın gelişimi hakkında bilgi paylaşan Firma Yetkilisi İbrahim Ergül, ‘’Ziimy Metal, piyasadaki yoğun talebi karşılamak, sektöre soluk getirmek, iş ve hizmet kalitesini müşterileri ile buluşturmak için 1993 yılında kuruldu. Bizler de o yıllarda çırak olarak başladığımız firmamızdan 2007 yılında kendi firmamızı kurmak için ayrıldık. Alüminyum doğrama ve giydirme cephe sektöründe kendi firmamızı kurduk. 2012 yılına kadar kendi adımız ile devam ettirdiğimiz firmamız büyüyen iş hacmine, genişleyen ortaklık yapımıza ve hedeflerimizdeki büyüme ihtiyacına cevap veremediğinden 1993 yılında kurulmuş, yeterli altyapı ve bilgi birikimine sahip olan tanıdığımız kendimizin de bir zamanlar parçası olduğumuz Ziimy Metal Yapı San. Tic. Ltd. Şti. satın alma yöntemi ile tekrar bir araya geldik. Ziimy Metal Yapı’nın bir ortağı ve bir parçası olduk. Böylelikle  alüminyum giydirme cephe sektöründe yeni bir soluk, ülkemizin mimari estetiğine bir renk bir tarz bir nüans olduk.’’ dedi.

Ziimy Metal Yapı’nın son dönem projeleri hakkında bilgi veren Ergül, şunları söyledi: “Kullandığımız tüm malzemelerde maksimum fayda almayı hedefliyoruz. İmza attığımız her projede 3E şeklinde özetlediğimiz “emniyet”, “estetik”, ve “ekonomik” prensiplerinden asla taviz vermiyoruz. Firmamız İsviçre için yapmış olduğu konteynerı müşterilerine teslim ederek bu konuda da ne kadar mahir, ne kadar iyi yetişmiş kadroya sahip olduğunu bir kez daha ispat etmiştir.”

Ergül, firmalarının hedeflerini ise “Ülkemizin seçkin nadide firmalarından olan Ziimy Metal Yapı’yı dünyada da alüminyum giydirme cephe sektöründe tanınan, estetik ve emniyetli ekonomik yapılar üreten, dünyaca bilindik marka haline getirmek.” sözleriyle özetledi. 

Dünyanın Satın Almacısı, Ticaretin Merkezi HOST, İstanbul’a Geliyor

Tarsus Türkiye Fuarcılık tarafından Züccaciyeciler Derneği ZÜCDER işbirliğinde 16.’sı düzenlenecek olan Türkiye Ev ve Mutfak Eşyası Üreticileri Fuarı HOST Istanbul, dört kıtadan 5 bin satın almacıyı ağırlamaya hazırlanıyor.

Önceki buluşmada başarıyla uyguladıkları Hosted Buyer programını, HOST Istanbul 2023 için de tekrarladıkları bilgisini paylaşan Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Başta sektörün Güney Amerika, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Avrupa gibi hedef pazarları olmak üzere, dünyanın dört bir tarafındaki büyük satın almacılarla doğrudan iletişime geçip, onları hem İstanbul’da ağırlıyor hem de fuarımıza getiriyoruz” dedi. 

Ev ve mutfak eşyaları sektörünün ihracat fuarı Uluslararası HOST Istanbul, 9-12 Mart 2023 tarihlerinde 16. kez kapılarını açacak. MENA bölgesinin bahar sezonundaki en önemli sektörel buluşması olan fuarda, Türkiye’nin yerli üreticileri en yeni koleksiyonlarını bir arada sergileyecek. Fuarda, “Sofra ve Mutfak Eşyaları”, “Pişirme Ekipmanları”, “Plastik Ev Eşyaları & Bahçe Aksesuarları”, “Ev Eşyaları”, “Dekoratif Ev ve Mutfak Eşyaları” ile “Elektrikli Ev Aletleri” kategorilerinde binlerce tasarım görücüye çıkacak. 

Aytemur; “Üretimi Sürekli Artan Türkiye Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörünün İhracatına Doğrudan Katkı Sağlamayı Hedefliyoruz”

Tüyap Beylikdüzü’nde 40 bin metrekare alanda gerçekleştirecekleri HOST Istanbul 2023’e tamamı yerli üretici 350’den fazla firmanın katılacağını ve organizasyonu en az 5 bini yurt dışından olmak üzere 15 binin üzerinde profesyonelin takip edeceğini belirten Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Katılımcı ve ziyaretçilerimizin beklentilerinin üzerinde bir fuar için çalışıyoruz. Bu kapsamda uyguladığımız Hosted Buyer programı ile satış ekibimiz, aralarında kendi ülkelerinin perakende devlerinin de olduğu, büyük satın almalar yapan yapılarla doğrudan iletişime geçiyor. Onları fuara ederek, İstanbul’da ağırlıyoruz. Fuar boyunca, onları, iş kollarına göre, katılımcı firmalarımızla kendi standlarında buluşturuyoruz. Böylece milyonlarca dolarlık ihracata zemin hazırlıyoruz.” dedi.

İstanbul’da İnşa Edilecek Sosyal Konutların Kura Tarihi Belli Oldu

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), İstanbul’un Tuzla ilçesinde inşa edilecek olan sosyal konut projesi için kura çekim tarihini açıkladı. 

TOKİ tarafından resmi internet sitesinden duyurulan bildiri sonrasında İstanbul, Tuzla ilçesi Aydınlı Mahallesi’nde inşa edilecek olan 508 adet sosyal konutun kura tarihi netleşti. Noter huzurunda ve canlı yayınla çekilen kuraların tarihini duyuran TOKİ şu açıklamaları yayımladı:

“T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından 50.000 Sosyal Konut Projesi kapsamında, İstanbul Tuzla Aydınlı Mah. Konaşlı Mevki 508 Adet Konut Projesi’nde inşa ettirilen; 2+1 nitelikli 218 adet ve 3+1 nitelikli 290 adet olmak üzere toplamda 508 adet konutun hak sahipleri arasından Konut Belirleme Kurası çekilecektir. Kura çekimi, 30 Kasım 2022 tarihi Çarşamba günü, Saat 11.00’de gerçekleştirilecektir.”

TOKİ tarafından İstanbul’da inşa edilen tüm konut projeleri ile detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Sağlıklı Evler Ormanköy Konut Projesinde Teslimler Başladı

DAP Yapı ile Emlak Konut güvencesi ile İstanbul, Çekmeköy’de inşa edilen Sağlıklı Evler Ormanköy konut projesinin teslimleri başladı. 

Konuyla ilgili konuşan DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “Türkiye’de Sağlıklı Evler’in ilk örneği olan Ormanköy projemizde inşaat süreci bitti. Pandeminin çalışma hayatındaki tüm zorluklarına rağmen, insanların evlerinden çıkamadığı, sokağa çıkma yasaklarının olduğu bir dönemde; insan üstü bir çalışma ve motivasyonla hareket ettik. Şu an itibarıyla Ormanköy projesinde yaşam başladı. Şimdi ise Sağlıklı Evler’i lüks ile birleştiren Nişantaşı projemizi 2023 yılında teslim etmeyi hedefliyoruz.” dedi. 

DAP Sağlık Kurulu’nun tavsiyeleriyle 2020 yılında oluşturulan ve hisseleri BİST’te işlem gören DAP Gayrimenkul Geliştirme tarafından tescil edilen “Sağlıklı Evler” konsepti, her detayında insan sağlığını düşünen, şehirden kopmadan, doğanın iyileştirici gücünü sonuna kadar kullanan özgün bir konsept olarak karşımıza çıkıyor.

DAP Gayrimenkul’ün ‘Sağlıklı Ev’ konseptiyle hayata geçirdiği ilk proje olan Ormanköy, lüks ve konforu Sağlıklı Evler ile buluşturan Nişantaşı Koru ve şehrin merkezinde country tarzı bir yaşam sunan Yeni Levent projelerini kendileri açısından “gurur projeleri” olarak tanımlayan Ziya Yılmaz, şunları söyledi:

“1999 depreminin hemen ardından deprem kriterleriyle tanışmıştık. O tarihten sonra yapılan konutların tamamı, zaman içinde güncellenen deprem yönetmeliklerine göre inşa edildi. Pandemi sürecinde ise bu kriterlere bir yenisini daha ekledik; o da ‘Sağlıklı Ev Kriterleri…’ İlk olarak Çekmeköy’deki Ormanköy projesinde 58 bin 300 kişinin fikrini aldık. Ardından da ‘DAP Sağlık Kurulu’nun önerisiyle birlikte “Sağlıklı Evler” konseptimizi geliştirdik. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da tescilli hale gelen ‘Sağlıklı Evler’ konseptinin ilk örneğini Çekmeköy’deki Ormanköy projesinde, ikinci örneğini Nişantaşı Koru projemizde hayata geçirdik. Şimdi ise Yeni Levent’te lüks ve country yaşamı buluşturuyoruz.”

Ziya Yılmaz, “Biz ev sahiplerimizi hiçbir zaman müşteri olarak görmedik. Onlar bizim yatırımcılarımız, yol arkadaşımız, ailemiz. DAP’tan ev sahibi alanların, yoğun bir şekilde diğer projelerimize yönelmesinin de en büyük sebebi bu. Satışlarımızın yüzde 40 ila yüzde 60 oranındaki bölümünü, daha projeye başlamadan DAP müşterilerine satıyoruz. Gayrimenkul sektöründe böylesine bir aidiyet duygusu yarattığımız için gururluyuz.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı. 

Sağlıklı Evler Ormanköy projesi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Konut Sektörü Temsilcileri, Faiz Kampanyası Hakkında Konut

Aralık ayında başlaması planlanan orta ve üst gelirlilere konut kampanyasında fiyata göre faiz oranı önerisi yapıldı. Kredi oranı ise 0,69 ile 1,20 arasında olacak.

Alt, orta ve yüksek gelir grubuna göre üç farklı seçeneğin yer alacağı kampanyada, faiz oranlarının yüzde 0,69 ila 1,20 arasında olması bekleniyor. Kampanyanın, düşen yerli talebi yeniden artması, sektörün yeni yılın ilk 2-3 ayını hareketli geçirmesi ve inşaat için bekleyen projelerin de başlamasını sağlayacağı ifade ediliyor. 

Invest İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Uçar, sektörün toplantıda krediye erişimde yaşanan sıkıntıları dile getirdiğini belirtti. Uçar, “Sektöre yönelik yeni pakette gelir gruplarına göre üç farklı faiz sistemi olacak. Faiz oranlarının 0.69’dan başlayıp, 1.20’ye kadar gelmesi bekleniyor” dedi. BDDK’nın kısıtlamayı getirmeden 4-5 ay önce ciddi bir yerli talebi olduğunu belirten Uçar, “Yerli talebinde hesap şuydu, ‘enflasyon yüksek, krediler uygun, gelin gayrimenkul alalım’ idi. Böylece hem para kazandırılır hem de barınma ihtiyacı karşılanır. Ancak krediye erişim mümkün olmadığı konuştu. Uçar, kampanyanın aralık ayı ortasında deklare edilmesiyle birlikte, ocak, şubat ve martta sektöre ciddi bir hareket katmasını beklediklerini söyledi.

Türkiye’de depremden dolayı yeni üretim gerektiğini, ayrıca nüfus artış hızından dolayı konuta talebin arttığını söyleyen Uçar, “Arz, talebi karşılayamıyor. İnsanlar paraya erişemediği için konut alamıyor. Konuta erişemeyince de bir süre kirada oturmayı tercih ediyorlar. Nitekim kira fiyatlarının yükselmesinin bir nedeni de bu” değerlenmesini yaptı.

Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt da, hem orta ve üst gelirliyi ev sahibi yapmak hem de konut sektörünü canlandırma için değeri 4 milyona kadar olun konutlar için 0.69’lu bir rakam, 4 milyon ile 15 milyon arası da 0.90’lı bir rakamın konuşulduğunu söyledi. Bu adımın tıkanıp duran sektörü canlandıracağını kaydeden Özyurt, “Ancak kamu bankaları burada özel sektör ile Emlak Konut projelerini ayırt etmeden kredi sistemi uygulanırsa sektör canlanır. Bu sefer bu kredi işe yarayabilir. Geçen yıl çok fazla kişi faydalanamadı, ama bu yıl faydalanabilirler. Almayı düşünen 3-4 milyonluk bir kitle var, onlar da alamayıp kirada kaldığı için kiralar bu kadar artıyor” dedi. “Talep yok, yeni projelere başlayamıyoruz.” dedi Ellerinde 2022 yılında ruhsatı alınmış üç proje olduğunu belirten Özyurt, “Bin konutluk bu projelerden 180 bağımsız üniteli en küçüğüne başlıyoruz. Yani yüzde 80’lik kısım olan diğer ikisine başlayamıyoruz. Çünkü yerlide hiç talep yok. Bu nedenle de sektör yeni konut üretemiyor. Sadece yabancı tarafından bir alım devam ediyor. Ancak orada da vatandaşlık bedeli 400 bin dolara çıkınca alımlar kesildi. Bu nedenle alternatif ülkeler olan AB üyesi Yunanistan, Bulgaristan’a kaydılar. Dolayısıyla 400 bin dolardan sonra piyasa yüzde 80 daralmış vaziyette. Yüzde 20’nin durmamasının nedeni de Ruslar. Yoksa Arap yok. Cezayirli, Afganlı ve Iraklı alıyor” dedi. Birkaç ay öncesinde piyasanın hareketli olmasında yabancıların etkisinin yüksek olduğunu söyleyen Özyurt, “Çünkü yabancı alımı yüzde 10 olsa da piyasada kaldıraç etkisi yaparak yerlinin de konut almasını sağlıyordu. Şimdi yabancı daralınca, yerlideki o satış adetleri de azaldı. Bu daha iyi fotoğraf.” dedi.

Kampanyanın aralık ayında başlamasını beklediklerini kaydeden Tamer Özyurt, “Bu sefer etkili olacak. Çünkü insanlar enflasyonun gelecek birkaç yıl yüzde 50’ler seviyesinde olacağını öngörüyor. Dolayısıyla konut kredisinde faizler yüzde 7-10’a denk geleceğinden insanlar bunu kullanmak isteyecek. Çünkü bu enflasyonda 2,5 milyonluk ev 1 yıl sonra 4 milyon olacak.” şeklinde konuştu. 

Yerli ve yabancıya yapılan satışın düştüğünü, ancak en fazla düşüşün yerli alıcıda olduğunu aktaran Bahattin Uçar, “Yabancıda düşüş yüzde 8 ila 9 arasında iken, yerli müşteride düşüş yüzde 40 civarında. Ancak vatandaşlık bedelinin 250 bin dolar olması da çok doğru değil. Çünkü bu rakama ev aldığında, SGK sisteminden faydalanacak, oy kullanacak. Bu nedenle 400 bin dolara gayrimenkul alamayacak birisine de vatandaşlık verilmesin. Bugün yabancıya satıştaki düşüşün nedeni para transferinden kaynaklanıyor” dedi. Özellikle Rus ve İranlıların Türkiye’ye para transferinden dolayı sıkıntı yaşandığını kaydeden Uçar şöyle konuştu: “Yoksa talep var ancak para girişi olmayınca satış olmuyor. Özellikle Türkiye’nin para ödeme sisteminden (MIR) çıkmasıyla bu sıkıntılar başladı, bu nedenle satışı yapılmış konutları iptal ettik.” ifadelerini kullandı. 

‘’Çimento Sektörü Enerji Üreten Bir Sektöre Evriliyor’’

TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, ‘’ “Çimento fabrikaları ihtiyaçları olan elektriğin yüzde 25’ine kadar olan kısmını kendi ısılarını kullanarak üretiyor. Çimento sektörü enerji tüketen bir sektörden aynı zamanda enerji üreten bir sektöre doğru evriliyor.” dedi.

EnTech Sürdürülebilirlik ve Sıfır Atık Fuarı kapsamında düzenlenen “Bilim ve Teknoloji Temelli Yeşil Büyüme” konulu panel Ankara’da gerçekleşti. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele konuşmacı olarak, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) CEO’su Volkan Bozay, Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu ve Avrupa Kimya Endüstrileri Konseyi (CEFIC) Teknik Komite Üyesi Dr. Derya Erçıkan, Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nilgün Cılız, TÜBİTAK Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Daire Başkanı Hande Alpaslan katıldı.  

“Sektörün Yeşil Dönüşüm Konusundaki Teknoloji Odaklı Genel Durumu”nun ele alındığı panelde konuşan TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, çimento üretiminin yoğun enerji gerektirdiğini vurgulayarak, “Bugün, çimento üretim maliyetlerinin yüzde 85’ini enerji maliyetleri oluşturuyor. Kullanılan enerji çeşitlerinde elektrik enerjisi ve ısıl enerji için ise yakıt kullanımı olduğu görülmektedir. Ayrıca çimento sektörü karbon salımı konusunda toplam emisyonun yüzde 6-8’inden sorumludur.” dedi.

 Emisyon azaltımı için çimento sektörünün alternatif yakıt kullanımını yıllar içinde artırmaya başladığını belirten Bozay, şunları söyledi: 

“Türkiye’de 2022 yılı itibarıyla 16 ayrı fabrikada 25 WHR sistemi (atık ısıdan geri kazanım) yer alıyor. Çimento fabrikaları ihtiyaçları olan elektriğin yüzde 25’ine kadar olan kısmını kendi ısılarını kullanarak üretiyor. Ayrıca bu sayede 570 bin hanenin günlük tüketimine denk gelen elektrik enerjisi, sadece prosesten çıkan atık ısı ile karşılanabiliyor. Çimento sektörü enerji tüketen bir sektörden enerji üreten de bir sektöre doğru evriliyor. Mevzuata ilişkin engeller konusunda yaptığımız sektörel girişimlerin büyük oranda karşılık bulmasının, devreye alınacak tesis yatırımlarını daha da artıracağını öngördüğümüzü de belirtmek istiyoruz.” 

“Ar-Ge Projeleri TÜBİTAK Tarafından Daha Fazla Desteklenmeli” 

Çimento içerisindeki kullanılan klinker oranı azaldıkça sektörün klinker üretimi kaynaklı olan karbon salımının da azalacağını söyleyen Volkan Bozay, “Hem çimentoda yüksek emisyona neden olan klinker oranını azaltmak hem de daha düşük karbonlu alternatif bağlayıcılar geliştirmek için sektörümüz Ar-Ge faaliyetlerini çeşitlendirerek devam etmektedir. Bu kapsamda üniversite-sektör ilişkisine çok önem veriyoruz. Ayrıca bu tür projelerin özellikle TUBİTAK tarafından daha fazla desteklenmesini bekliyoruz.” dedi.  

Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması ve bu kaynaklardan üretilen elektriğin sürekli olmadığı göz önünde bulundurularak bu enerjinin depolanması için teknolojik alt yapının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Bozay, TÜRKÇİMENTO’nun bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. Bozay, “Birlik olarak Dernek statüsünde olmamız nedeni ile TÜBİTAK projelerinde yürütücü veya partner olarak yer alamıyoruz. Bu konuda yapılabilecek düzenlemeler ile ülkemiz için önemli olan proje konularında yer alarak katkılarımızı söz konusu projelerde vermek istiyoruz.” mesajını verdi.

2023 Yılında Tapuda Ekspertiz Zorunluluğu Geliyor

2023 yılı gayrimenkul satışlarında tapuda ekspertiz zorunluluğu maddesi Cumhurbaşkanlığı kararıyla Resmî Gazete’de yayımlandı. Yeni düzenlemeye göre, değerleme raporu olmayan gayrimenkullerin satışı yapılamayacak. 

Resmî Gazete’de ilan edilen kararda, gayrimenkul alım-satım değerinin belirlenmesi için tapuda ekspertiz zorunluluğu ile satış bedellerinin tapuda düşük gösterilmesinin önüne geçileceği ifade edildi. 

Yeni sistemle beraber 2023 yılında tapudaki satışlara ekspertiz zorunluğu getirilecek. SPK ve BBDK tarafından yetkilendirilmiş değerleme kuruluşlarına ekspertiz yapıldıktan sonra değerleme raporları web tapu uygulamasına yüklenecek. Ekspertiz değerleme raporu olmadığı sürece alım ve satım işlemleri yapılmayacak.  

Tapuda ekspertiz zorunluluğu ile vergi yükü çok yüksek olan müteahhitlerin yükü daha da artacak. İnşaat ruhsatı ve oturma ruhsatı almak için onlarca çeşit harç ödeyen müteahhitlerin KDV yükü de geçtiğimiz aylarda yapılan bir düzenleme ile yüzde 1’den yüzde 8’e çıkmıştı. Konut satışlarında yüzde 2 tapu harcı da ödeyen müteahhitlerin enflasyonist ortamda değer artışından dolayı vergi yükü daha da artacak.

Resmî Gazete’de yayımlanan karar şu şekilde ifade edildi:

Tedbir 264.2. Gayrimenkullerin değerlendirilmesinde esas alınan alım-satım değerinin belirlenmesine, beyanına ilişkin yeni bir sistem devreye sokulmak suretiyle, vergide adalet pekiştirilecek ve vergileme etkinleştirilecektir. Bu çerçevede ilgili bakanlıklar sistemin tasarımı ve uygulamasına ilişkin düzenlemeler ile gerekli alt yapıyı birlikte oluşturacaklardır. (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (S), ilgili kamu kurum ve kuruluşları; 

1.Web Tapu Uygulamasıyla Oluşturulan Değerleme Raporları ve Alım-Satım vb. işlemlerden elde edilen değerler ile SPK ve BDDK tarafından yetkilendirilen değerleme kuruluşları ve değerleme lisansı sahibi değerleme uzmanlarınca düzenlenen değerleme raporlarının değer ve değere etki eden öz nitelik verilerinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Değer Bilgi Merkezi’ne elektronik olarak anlık gönderilmesi sağlanacaktır. 

Mersin-Adana-Gaziantep Hızlı Tren Projesinde İnşaat Çalışmaları Sürüyor

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) tarafından yapılan Mersin-Adana-Gaziantep Hızlı Tren Hattı projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. 

Ankara-İstanbul, Ankara-İzmir, Ankara-Sivas, Ankara-Konya, Konya-İstanbul, Halkalı-Kapıkule, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli, Karaman-Ulukışla ve Mersin- Adana- Gaziantep Hızlı Tren Projeleri kapsamında 9 etaplık çalışmaların detaylarını paylaşan TCDD, şu bilgilendirmeyi paylaştı: 

‘’Mersin-Adana-Osmaniye ve Gaziantep illerine hızlı trenle ulaşım sağlamak için; Mersin Adana-Osmaniye-Gaziantep arasında 160-200 km/saat hıza uygun, çift hatlı, elektrikli ve sinyalli hızlı demiryolu hattı planlanmıştır.

Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep arası mevcutta 361 km olup, projenin tamamlanması ile mesafe 303 km’ye ve 6 saat 23 dakika olan seyahat süresi 2 saat 15 dakikaya düşecektir.

Toplam proje uzunluğu 303 km olan Mersin-Adana-Gaziantep Hızlı Tren Projesinde 50 adet tünel, 63 adet köprü ve viyadük, 130 adet alt/üst geçit bulunmaktadır.

Projelerdeki inşaat çalışmaları 6 kesim halinde devam etmektedir. Mersin-Adana (76 67 km) kesimi 3.4. hat kesimi altyapı işleri tamamlanmıştır.

Adana-İncirlik-Toprakkale (79 km) kesimi altyapı işlerinde yüzde 62, Toprakkale-Bahçe (58 km) 13 km’lik tünelli kesimde altyapı işlerinde yüzde 57,

Bahçe-Nurdağı (Fevzipaşa) (17 km) kalan altyapı işlerinde yüzde 47, proje genelinde ise yüzde 56, Nurdağ-Başpınar (56 km)  altyapı işlerinde yüzde 80 fiziki ilerleme sağlandı.

Gaziray Projesi kapsamında 2 adet banliyö hattı, 2 adet hızlı ve konvansiyonel tren hattı olmak üzere 25,5 km’lik güzergâh dâhilinde toplamda 112 km yeni demiryolu inşa edilmiştir.

Projenin kalan altyapı üstyapı, elektrifikasyon ve sinyalizasyon işleri 14.07.2020 tarihinde AYGM’ce ihale edilmiş olup, 14.08.2020’de sözleşme imzalanmıştır.’’

Tüm TCDD projelerine ve detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Eczacıbaşı Vitra, Müşteri Deneyiminde Dünyanın En İyileri Arasında!        

Türkiye’de düzenlenen CX Awards kapsamında iki yılda 10 ödüle layık görülen Eczacıbaşı Vitra, bu kez dünya finalinde yarıştığı uluslarası etkinlikte,“En İyi İş Dönüşümü” kategorisinde ödül almaya hak kazandı. 

Eczacıbaşı Vitra, müşteri deneyimi alanında en çok rağbet gören, dünyanın en iyi organizasyonlarını ödüllendirmek amacıyla verilen Uluslararası Müşteri Deneyimi Ödülleri’ne (International CX Awards | iCXA) katıldı. 32’den fazla ülkenin ve 120’yi aşkın şirketin yarıştığı iCXA 2022’de 4 kategoride finale kaldı. Toplu kullanım alanlarındaki tuvaletlerde kullanıcılara en az temasla kusursuz hijyen deneyimi yaşatan El Değmeden Hijyen (TaaP) projesiyle, “En İyi İş Dönüşümü” kategorisinde 5 bini aşkın çalışanı bulunan şirketler arasında finale kalan 6 markadan ipi göğüsleyen oldu.

iCXA 22’de “En İyi İçgörü ve Geribildirim Kullanımı”, “Yılın Müşteri Deneyimi Ekibi” ve “En İyi Müşteri Odaklı Kültür” kategorilerinde de yarıştıklarını söyleyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri (EYAP) Müşteri Deneyimi Direktörü Mert Karasu, “Geçtiğimiz yıl ilk kez Türkiye’de de düzenlenen yarışmada 4 ödül almıştık. Bu yıl 6 yeni ödülü daha gururla kabul ettik. TaaP (Toilet as a Platform | El Değmeden Hijyen) gibi teknoloji ve hijyeni buluşturan bir projeyle dünyanın gündemine geldiğimiz için mutluyuz” dedi. 

İki Yıldır Ödülleri Topluyor

EYAP, İngiltere merkezli Awards International tarafından Avrupa ve Ortadoğu’dan çeşitli ülkelerde düzenlenen ve 2021’de ilk kez ülkemize taşınan CX Awards kapsamında da finale kaldığı tüm kategorilerde ödülleri toplamıştı. “Kriz Döneminde Müşteri Deneyimi” ve “Ürün / Hizmet Geliştirme” kategorilerinde altın ödül almaya hak kazanan kuruluş; “En İyi Müşteri Deneyimi Stratejisi” ve “Müşteri Deneyimi Dönüşümü” kategorilerinde de sırasıyla gümüş ve bronz ödüllerin sahibi olmuştu. Bu yılki yarışmada ise “En İyi Teknoloji Kullanımı”, “En İyi İçgörü ve Geribildirim Kullanımı”, “En İyi İnovasyon”, “En İyi Ölçümleme”, “B2B Müşteri Deneyimi” ve “Ürün/Hizmet Geliştirme” kategorilerinde 6 ödül birden aldı. EYAP bu yıl, Şikayetvar kullanıcılarının oylarıyla da “Seramik – Vitrifiye” kategorisinde Diamond ödülünün sahibi oldu.

Mutfak Tezgâhı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evde en çok zaman geçirilen mekanlardan olan mutfaklar, son yıllarda pandemi nedeniyle evlerde geçirdiğimiz süreler de göz önüne alınınca sosyalleşme alanları haline dönüştü. Mutfak dekorasyonunda kullanılan malzemeler ise önemli konulardan biri. Sürekli temasta bulunulan mutfak tezgahının özellikleri ve rengi ev sahibinin stilini de yansıtıyor. 

Peki hangi mutfak tezgahının yaşam stilimiz ve dekorasyonumuzla uyumlu olduğunu nasıl anlayacağız? Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran, her biri kendine özgü avantajlara sahip olan mutfak tezgahları ile ilgili önemli bilgiler paylaşıyor. 

En çok zaman geçirdiğimiz mekanlardan olan mutfakların dekorasyonunda kullanılan malzemeler önemli konulardan biri. Sürekli temasta bulunulan mutfak tezgahının özellikleri ve rengi ev sahibinin stilini de yansıtıyor. Mutfak tezgahlarının uygun maliyetli olmasının dışında dayanıklı ve hijyenik olması, çizilmemesi ve dekoratif olması gerekiyor. Eski ve gözenekli yapılı mutfak tezgahlarının mikrop barındırıyor olması son teknolojiyle üretilen ve mikrop barındırmayan tezgahlara olan ilgiyi arttırdı. Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran Laminant, corian, granit, ahşap ve mermer gibi her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları olan mutfak tezgahları ile ilgili önemli bilgiler paylaşıyor.

Görünümü Değişmeyen Ahşap Tezgahlar

Ahşap tezgahlar sıcak bir görünüme sahip olmasıyla tercih edilirken her mutfak dolabı ve zeminiyle uyum yakalaması dikkat çekiyor. Ahşap tezgahların suya dayanıklı olmadığı yargısı da gerçeği yansıtmıyor. Uzun yıllar kullansanız bile ahşabın görünümü değişmiyor. Ancak ahşap tezgahlar yüksek ısıya karşı dayanıklılık noktasında diğer tezgahlara göre geride kalıyor. Aynı zamanda ahşap tezgahların yüzeylerinde zamanla aşınmalar meydana gelebildiği için düzenli bakım yapmak gerekiyor.

Uzun Ömürlü Corian Tezgahlar

Hangi mutfak tezgâhı daha iyi diyenler için akrilik reçinelerin, minerallerin ve renklendiricilerin karışımından oluşan corian tezgahlar da sıklıkla tercih edilir. Sert yüzeyli olan corian tezgahlar, çizilme ve darbelere karşı dayanım gösterdikleri için uzun ömürlüdür. Kolayca şekil alabildiklerinden her mutfak tipinde kullanılabilir. Ancak maliyeti yüksektir, sıcak tava ve tepsilerin direkt üzerine bırakılmaması gerekir.

Leke Barındırmayan Laminant Tezgahlar 

Sıkıştırılmış tuğla ve cila tabakasından oluşan laminant tezgahlar, kimyasallara dayanımı ve leke barındırmamasıyla dikkat çeker. Uygun maliyetli bir tezgah almak isteyenler için idealdir. Ancak ısıya ve çizilmelere karşı diğer tezgahlara göre direnci daha düşüktür.

Çizilme ve Darbeye Dayanıklı Kompozit Tezgahlar

Çimstone ve kuvars olarak bilinen kompozit tezgahlar, doğal taştan üretilir ve yapısındaki kuvars nedeniyle çok sert ve dayanıklıdır. Çizilme ve darbe gibi durumlarda direnç gösteren kompozit mutfak tezgâhları uzun ömürlüdür. Ayrıca renk geçişlerindeki kalitesiyle dekorasyonunuzu üst seviyeye çıkarır. Fazla bir renk seçeneği sunmasa da sade bir mutfak isteyenlerin tercihi olmaktadır.

Lekelere ve Yüksek Isıya Karşı Dayanıklı Granit Tezgahlar

Mutfak tezgâhları arasında çok tercih edilen malzemelerden biri de granittir. Doğal taş görünümüne sahip granit tezgahlar, farklı tarzları ve mutfak dekorasyonuna kattığı bütünlükle geniş bir kullanım alanına sahip. Lekelere ve yüksek ısıya karşı maksimum direnç gösteren granit mutfak tezgâhları, uygun maliyetleriyle de idealdir. Tek dezavantajı taşıma ve kurulumda diğer tezgahlara göre kullanıcılarını daha fazla zorlamasıdır. Ağır oldukları için taşıma sırasında zorlanmanıza neden olabilir.

Hesap Avantajlı Mermer Tezgahlar

Parlak ya da mat şekilde kullanılabilen mermer tezgahlar, ısıya ve çatlamaya karşı dirençlidir. Kompozit ve granit tezgahlara nazaran maliyeti daha uygundur. Ancak asitlere karşı hassas olması nedeniyle sirke, çamaşır suyu ve limon gibi maddelerle temas ettirilmemelidir. Böyle olması durumunda yüzeyi lekelenebilir.

MOSDER’den Geleneksel Dev Buluşma

Orman ürünleri sektöründe yenilikçi, tercih edilen ve dünya markası olan Yıldız Entegre’’nin sponsorluğunda, Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balcı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantı programına, Türkiye’nin farklı şehirlerinden MOSDER üyeleri katılım sağladı.

Afyon Akrones Otel’de iki gün boyunca gerçekleşen buluşma kapsamında üyeler, sektördeki paydaşlarıyla bir araya gelerek fikir alışverişlerinde bulunma fırsatı yakaladılar. Dr. Eyüp Vural’ın mobilya sektörünü analiz ettiği ekonomik görünüm başlıklı sunumu, Yıldız Entegre Pazarlama. Direktörü Bengü Metin’in sunumu, Tülay Dereli ve Burhan Otçu’nun “Aile Şirketleri Yönetimi” ve “Kurumsal Dönüşümdeki Doğru Ekiplerin Oluşturulması” sunumu ve  Güven Borça’nın “Markalaşmanın Önemi”konulu konuşması tüm katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi. 

MOSDER Başkanı Mustafa Balcı: “ İhracatta Hedefimiz 5 Milyar Dolar” 

Üye toplantısının açılış konuşmasını yapan MOSDER Başkanı Mustafa Balcı, “Bildiğiniz üzere derneğimizin en önemli konularından biri fuar konusuydu Başkanlığımın ilk döneminde bu hedefimize ulaştık artık İstanbul Mobilya Fuarı’mız MOS Fuarcılık organizasyonuyla gerçekleşiyor. Pandemi döneminde ivme kazanan ve istihdam artışı sağlayan mobilya sektörünün, bu yıl için hedeflediği 4,5 milyar dolar ihracata neredeyse ulaştık. Suudi Arabistan ile açılacak olan yeni ticari kanallar sayesinde bu yılki hedefin 5 milyar dolara çıkabileceğini düşünüyorum. Rusya – Ukrayna savaşı ile oluşan Avrupa’da ki enerji krizi sebebiyle faaliyet durduracak işletmelerin boşluğunu doldurarak, Avrupa ve Rusya pazarına daha çok satış yaparak, ihracatımızı arttırma yolumuza devam ediyoruz ” ifadelerinde bulundu. 

MOSFED Başkanı Ahmet Güleç  ABD, Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde büyümeyi sürdürüyoruz. Buralarda büyümemiz ihracatı daha çok artırıyor. Bundan sonraki süreçte aylık 600 milyon doları aşan ihracatlar yapacağız.  Son günlerde sektörde tedarik zincirinde sorunlar yaşanıyor. Bu sorunların çözüme kavuşması halinde daha güzel işlere imza atacaklarını belirtti.

Artışta tamamen Dünya Kupası’nın etkili olduğunu belirterek, organizasyon için ülkeye gelenlerin kalacağı konutlarda ve otellerde ihtiyaç olan mobilyanın önemli bir kısmının Türkiye’den karşılanıyor. Türkiye’nin mobilya ihracatında Katar bölgedeki en yüksek artışa imza attı. Artış geçen yıl başlamıştı. İvme bu yıl da devam etti. 10 ayda 153 milyon dolara ulaşan bir rakamdan söz ediyoruz. Yeni yapılan konutların mobilyaları Türkiye’den gitti. Dünyaca ünlü futbol yıldızlarının yanı sıra hakemlerin, yazarların ve futbol otoritelerinin kullanacağı mobilyaların bir kısmında Türk imzası bulunuyor. Yeni hizmete giren ve yenilenen oteller için sürekli mobilya ihraç ettik” diye konuştu.

Limkon, Adana’da 200 Milyon TL’lik Tesis Yatırımı Yaptı

Türkiye’nin en önemli gıda şirketlerinden biri olan Limkon, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) planladığı 200 milyon TL yatırım bedeline sahip tesisin temel atma törenini gerçekleştirdi.

Bölgede çoğunluğu kadın olmak üzere 5 bin yeni çiftçiye sözleşmeli iş imkânı sağlayacak olan yeni tesiste ayrıca, domates üretimindeki ekilebilir alan 7 bin dekara çıkacak. 

Törende konuşan Limak Holding Onursal Başkanı Nihat Özdemir, şu ifadelerde bulundu:

“Limak Şirketler Grubu olarak kurulduğumuz günden bugüne, faaliyette bulunduğumuz tüm sektörlerde yaptığımız gibi gıda sektöründe de; ülkemiz, milletimiz, çevremiz, çalışanlarımız ve tüm paydaşlarımız için daha sürdürülebilir bir çalışma ortamı sağlamayı ve daha yüksek katma değer yaratmayı kendimize misyon edindik. 

‘Sıfır atık’ prensibi ile hareket ettiğimiz fabrikamızda, çevre ile ilgili bütün önlemleri standartlara uygun şekilde aldığımızı da özellikle belirtmek istiyorum. 

Yapmakta olduğumuz yeni yatırımla birlikte, uzun zamandır birlikte çalıştığımız çiftçiler için daha sürdürülebilir bir iş imkânı yaratmayı ve bu ekosistem ile ihracattaki pozisyonumuzu daha da sağlamlaştırmayı amaçlamaktayız”.

Törende Limkon’un kendi enerjisini üretmek için çatıya kurulan 1.8 MW’lık güneş panellerinin de açılışı Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi tarafından yapıldı. 

Yaklaşık 20 milyon TL’ye mal olan ve yıllık 2,8 milyon kilovatsaat elektrik üretecek güneş panelleri, tesisin elektrik ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayacak.

Adana’daki tüm tesis projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Nef’ten Miami’ye 2 Bin Adet Konut Projesi

Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, ‘’Miami’de 3 arazinin satın alma işlemini tamamladık. 2 bin 200 konut inşa ederek kiralama faaliyetine başlayacağız.’’ dedi. 

7’den fazla ülkede faaliyet gösteren Nef Global, şimdi de Miami’de 2 bin 200 konut için 3 arazinin satın alımını tamamladı ve yatırımına başladı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, Türkiye’de herkesin birbirini yurtdışında iş yapmaya teşvik etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin kalkınması için uluslararası markalar üretmesi gerektiğine vurgu yapan Timur; “Markalar Batı’ya gidip rekabet etmeye çekiniyor. Sadece birbirimize iş yaparak büyüyüp katma değer sağlayamayız. “ABD’nin bile en büyüğü 4 eyalette faaliyet gösteriyor. Biz dünyanın Türkiye’den çıkan global gayrimenkul markası olmak istiyoruz.” diye konuştu. 

Timur, enflasyonist dönemlerde dünyada her zaman gayrimenkulün öne çıktığının da altını çizdi. “Mesela Almanya’da da konut arzı altı yıldır karşılanamıyor” diyen Timur, “Özellikle Miami’ye büyük bir kurumsal göç var, zira teknoloji ve finans sektöründe faaliyet gösteren büyük şirketler merkezlerini buraya taşıyor; bu da beraberinde bir barınma ihtiyacı oluşturuyor. ABD’de faaliyet gösteren Blackstone ve Kushner gibi büyük gayrimenkul geliştirme ve yatırım şirketleri de artan konut talebi için projeler geliştiriyor. Yurtdışı projelerimizin yüzde 80’inden fazlası kiralanabilir projeler. Globalde satmak için proje geliştirmiyoruz” şeklinde konuştu. 

“Amerika’da yerel ortak olarak bölgede faaliyet gösteren WFHP ile bir iş birliğine imza attık. Bu projenin finansmanı için gerekli olan banka yatırım kredilerini de aldık. Projenin hayata geçmesinde hızlandırıcı -accelerator- rolünü üstlenen ANQOR USA ise Nef’in Florida ve Texas eyaletlerindeki operasyonlarından da sorumlu olacak.” diye konuşan Timur, sözlerine şöyle devam etti:

“Burada kiralık konut projesi geliştiriyoruz. Bir yılda 6 bin üniteye ulaşma ve 5 yıl içinde ABD’de 10 bin ünite kiralık konut geliştirme hedefimiz var. Toplam yatırım bedeli 2,2 milyar dolar olacak. Projeler oldukça merkezi ve sosyal yaşam olarak iyi alanlarda konumlanıyor. Kaliteli eğitim olanaklarına, alışveriş merkezi ve parklara oldukça yakın bir lokasyonda. Bununla birlikte Florida’nın en hızlı gelişen bölgesi olan Güney Miami transit koridorunda yer alıyor. ABD’nin en büyük konut geliştiricisi Lennar da bu bölgede yatırımlar yapıyor. Geliştirilecek konutlar bölgedeki kiralık konut açığına ve potansiyel hedef kitle ihtiyaçlarına en doğru şekilde cevap verecek konseptte geliştirilecek. Perrine, Goulds kiralık konut projeleri ve Florida International University’nin yanı başında FIU Novu Student Housing projesi için üç arsanın da satın almasını yaptık, hızla geliştirme aşamasına geçiyoruz. Diğer Nef projelerinde olduğu gibi bu projelerde de Foldhome konseptimize yer vereceğiz. Bu da projeye bir katma değer sağlayacak. Amerika’da dördüncü projemize başladık. Brooklyn’deki ilk projemiz bitti iskanı alındı yaşam başladı şimdi yanı başında ikincisine başladık. Londra’daki çalışmalarımızı finalize ediyoruz. Almanya’da Menheim, Hannover ve Stutgart lokasyonlarındayız. Almanya’daki projelerimizin de hepsi kiralanabilir. Menhaim’de otel rezidans ve ticari alanları olan bir projeye başladık. Kazakistan Almatı’da üç yıl önce başladığımız projenin ilk etabı bitti. Yaşam başladı. Almatı’da 135 dönüm alanda ikinci projenin hazırlıkları devam ediyor. Dubai’de üç ayrı lokasyonda yeni projeye başlıyoruz. Amerika’da Teksas, Austin ve Florida’da projelerimiz olacak. Los Angeles’da şehir merkezinde bir proje geliştiriyoruz. Amerika’da ikinci büyük öğrenci kapasitesine sahip üniversitesi Florida’da 54 bin öğrencinin bulunduğu alanda Novu yapıyoruz. Florida International University’nin yanı başında olacak. Yeni nesil öğrenci evleri şeklinde uygulayacağız. Amacımız bu bölgedeki öğrencilerin öncelikli olarak ihtiyacı karşılamaya yönelik donanımlı konutlarda yaşamalarını sağlamak. Ardından İngiltere, Almanya ve Dubai hayata geçecek.’’

 Dünyanın önde gelen isimleriyle komşu olacaklarını vurgulayan Timur, ‘’Yine Kaliforniya’da Coachella’da 200 dönüm arsa aldık. Bunun bir kısmını arsa olarak satacak, yüzde 60’ında ise villa üreteceğiz. Çok önemli bir lokasyon. Bill Gates, Leonardo di Caprio, Tim Cook’un bu bölgede evleri var. Dünyanın önemli şehirlerinde itibarlı yerel ortaklar ile Nef markalı gayrimenkul projeleri üzerinde çalışmalarımız sürüyor.’’ ifadelerini kullandı. 

‘’İki yılda 3,5 Milyon Metrekare Arsa Sattık’’

Yeni yatırımlar ile Nef’in gelişiminden bahseden Timur, ‘’Yurt içinde değişen talebe ve alım gücünde yaşanan erozyona yönelik iki yıl önce Nef Arsa’yı geliştirdik. İki yılda 3,5 milyon metrekare arsa sattık. Aslında insanların eve ulaşma sürecini kademelendirdik. Türkiye’de ortalama arsa fiyatlarının son 2 yılda ikiye katlandı ve gayrimenkule yatırım yapmak isteyenlerin yüzde 92’si ‘arsa’ almak istiyor. Arsa almış yatırımcıların da yüzde 88’i tekrar arsa yatırımı yapmak istiyor. Arsa yatırımı tarihteki en karlı yatırım. 2021’de ciromuzun yüzde 12’si arsadan geliyordu. Şu anda bu oran yüzde 34’e çıktı. Nef Arsa odağında yeni çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Şimdiye kadar Kırşehir, Kırklareli, Ilgaz, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Kocaeli ve Sakarya’da imarlı arsa geliştirdik. Geliştirdiğimiz arsaların üzerinde dağ evi, kış evi ve çiftlik evi gibi projelerimiz de olacak. Doğanın içinde kaybolan evler tasarlıyoruz. Assos Behramkale’de, Bayramiç Kazdağları’nda ve Urla’da da bu konseptte projeleri lanse edeceğiz.’’ dedi.

Tüm Nef projelerine ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kartepe Kent Meydanı Cami İnşaatı Devam Ediyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Kartepe Kent Meydanı’nda inşa edilen cami projesini ziyaret etti. 

Kent genelinde yaptığı çalışmaların yanında ibadet yerleri ihtiyacını da karşılayan Büyükşehir, Kartepe Kent Meydanı’na sosyal alanlarla donatılan, çocuklara ve gençlere rehberlik edecek bir cami inşa ediyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Kartepe’ye kazandırdığı 30 bin metrekarelik kent meydanında yapılan cami projesinde çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda Genel Sekreter Gündoğdu, yapımı hızla devam eden cami inşaatı hakkında yerinde inceleme yaptı. Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman’ın ve teknik personelin de eşlik ettiği incelemede Genel Sekreter Gündoğdu, projeyle ilgili yetkililerden detaylı bilgi aldı.

Büyükşehir, ibadethaneleriyle kültürel zenginliğe sahip kente bir yenisini daha kazandırıyor. Toplam inşaat alanı 5.250 metrekare olan projede1.814 metrekarelik bodrum kat, çok amaçlı salon, kütüphane, 10 adet derslik, imam odası, teknik oda, kazan dairesi, 3 adet depo, bay bayan şadırvan ve tuvaletler bulunuyor. Cephelerde yağmur suyunu kullanabilmek amacıyla prekast cephe içlerine gizli yağmur suyu oluklarının yerleştirildiği camide aynı anda 3 bin 235 kişi ibadet edebilecek. Sosyal donatılı cami her yaştan insanın ilgisini de çekecek.

Türkiye’deki cami projelerine ve proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Fevkani Köprüsü’nün Yıkım Süreci Başladı

Zonguldak’ta 64 yıl önce inşa edilen Fevkani Köprüsü’nün risk taşıdığı gerekçesiyle yıkım sürecinin başlatılmasına karar verildi. Ayrıca yerine hazırlanan projenin yapımı için ihale yapıldı. 

Zonguldak’ta 64 yıl önce inşa edilen Fevkani Köprüsü’nün yıkılması ve yeni projenin hayata geçmesi için çalışmalar başladı. ODTÜ’nün 2014 tarihli hazırladığı raporunda bakım ve onarım yapılmasına dikkat çekilen köprü; risk sebebiyle 2012 yılında trafiğe kapatılmıştı. 3 ila 3,5 tona kadar olan araçların 30 kilometre hızı aşmamak kaydıyla 2014 yılında kullanımına açılan köprünün ani çökme tehlikesi bulunması sebebiyle acil olarak yıkılması gerektiği belirtilmişti. 

“Fevkani Köprüsü ve Kavşağı Yapım İşi” isimli projenin ihalesinin yapıldığı açıklandı. Pazarlık usulü yapılan ihalenin pazarlık usulünün seçilme gerekçesi olarak da “Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” ifadelerine yer verildi. 

İhaleyi alan firmanın 120 günde işi tamamlaması bekleniyor. Geçen 16 Kasım günü imzalanan sözleşmenin 18 Kasım 2022’de başlayıp 18 Mart 2023’te biteceği ihale sözleşmesinde yer aldı. Pazarlık usulüyle yapılan ihalede toplam dört firmanın teklif verdiği; ihale bedelinin ise 47 milyon olduğu kaydedildi. 

İhale geçen 26 Ekim günü Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü İhale Salonu’nda gerçekleştirildi. İhalenin yaklaşık maliyetinin ise 51 milyon 106 bin 193,50 TL olduğu kaydedildi.

Sungurlu Barut Fabrikası, Mayıs Ayında Açılacak

Sungurlu Barut Fabrikası Genel Müdürü Mehmet Tök, Ahlatcı Holding tarafından inşa edilen fabrikanın Mayıs ayında açılacağını bildirdi. 

Barut Fabrikası’nın hızla yükselmeye devam ettiğini ifade eden Goldforce Savunma Sanayi Sungurlu Barut Fabrikası Genel Müdürü Mehmet Tök, açılış hakkında açıklamalarda bulundu. 

Konuyla ilgili konuşan Tök, “Bu tesislerimiz bittiğinde yaklaşık 2500 kişiye istihdam sağlamayı planlıyoruz. Bu tesislerin haricinde savunma sanayiyle ilgili yine ilave yatırımlar olacak. OSB’deki bu bölüm savunma sanayi alanı olarak planlanıyor. Mayıs ayında barut fabrikamızın birinci etabını tamamlamış, Cumhurbaşkanımızın katılımıyla gerçekleşecek olan açılışa sunmuş olacağız. 2023 yılının Temmuz sonunda barut üretimine başlayacağız. Üretilen barut, fişek ve kapsül fabrikasında işlenecek ve askerimize mühimmat olarak verilecek.” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki tüm fabrika inşaatları ve proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.  

EBYÜ Vakfı Yaşam Merkezi İnşaatı Sürüyor

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Vakfı tarafından yaptırılan Erzincan Yaşam Merkezi’ne ait inşaatta çalışmalar devam ederken inşaat hızla yükseliyor.

Erzincan Valisi Mehmet Makas, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Vakfı tarafından yaptırılan Erzincan Yaşam Merkezi’ne ait inşaat alanında incelemelerde bulundu. Yapımı aralıksız olarak devam eden inşaat alanını ziyaret eden Vali Makas, yetkililerden bilgi alarak, işçilerle bir süre sohbet etti ve çalışmalarında kolaylıklar diledi.

Tamamlandığında modern mimarisi ile şehre önemli bir prestij kazandıracak olan yaşam merkezi; yer altında 3, yer üstünde de 4 kattan oluşacak ve bina içerisinde kafeterya, eczane, restoran ile ofislerin yanı sıra, oyun parkı ve yeşil alanlar da yer alacak. Yaşam Merkezi’nden elde edilecek gelirin tamamen Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Vakfı bünyesinde öğrencilere burs ve vakıf amaçları doğrultusunda kullanılacağı belirtildi.

Yalova İhtisas OSB’de Bir Fabrikanın Daha Temeli Atıldı

Yalova Makine İhtisas OSB’de giyotin cam üretimi gerçekleştirilecek fabrikanın temel atma töreni yapıldı.

Temel atma töreninde konuşan OSB Yönetim Kurulu Başkanı Direnç Özdemir, “Yeşil OSB” için strateji belgesinin tamamlandığını söyledi.

‘’Togg Üretiminde Katkısı Olan OSB’lerdeniz’’

Yılbaşı itibarıyla somut projeleri hayata geçirip deklare edeceklerini anlatan Özdemir, şöyle konuştu:

“Milli gururumuz Togg aracımızın üretim bandındaki robotik sistemlerini yapan firmanın OSB‘nin yeni üyesi olduğunun müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yüksek teknolojili bir üretim merkezi olacağımızın bir göstergesi olan bu yatırım ile OSB’miz Yalova’ya yakışır bir tablo ortaya koyacaktır. Ayrıca sürdürülebilir ‘Yeşil OSB’ meselesi elbette yeşil Yalova’mıza yakışır diyorduk. Farkındalığı geliştirme seviyesinde kalmaması için bunu aksiyona dönüştürüyoruz. Bu konuda sürdürülebilir Yeşil OSB için strateji belgesi tamamlandı. Yılbaşı itibarıyla somut projeleri hayata geçirip deklare edeceğiz.”

‘’Kalite Standartlarımızdan Ödün Vermeyeceğiz’’

Temeli atılan fabrika ile ilgili bilgi veren FYT Mühendislik İnşaat ve Alüminyum AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Barış Atağ ise “Bugün temelini atacağımız yeni üretim tesisimiz ile 24 yıllık tecrübemizle özellikle giyotin cam üretim kapasitemizi artırarak kalite standartlarımızdan ödün vermediğimiz ürünlerimizin üretimini gerçekleştireceğiz.” dedi.

Konuşmaların ardından, Vali Muammer Erol ve il protokolü tarafından fabrikanın temeline ilk harç döküldü.

Mia Suites Bornova’da Yaşam Başladı

Koç İnşaat tarafından Bornova’da hayata geçirilen 160 konutluk Mia Suites Bornova projesinde yaşam başladı. Projenin satışlarını da tamamlayan Koç İnşaat aynı bölgede ikinci projeye başlıyor.

İzmir’deki ilk dikey projesinin Bornova’da hayata geçiren Koç İnşaat, 14 katlı Mia Suites projesinin inşaatını 3 ay önce tamalayarak anahtar teslimlerini gerçekleştirdi. Proje yüzde 70 doluluk oranına ulaşırken özellikle yabancı kiralama talebi dikkat çekti. 

Projemizde yaşam devam ettiğini belirten Koç İnşaat proje satış müdürü Işıl Ertin, “Projedeki dairelerin tamamı satıldı. İkinci el satış ve kiralamada müşterilerimize destek oluyoruz. Ticari alanların kiralamasını da biz yapıyoruz. Kurumsal firmaların yer alması için markalarla görüşmelerimiz devam ediyor. Çok iyi bir lokasyondayız” dedi.

Lansmandan daire alanlar bizim öngörümüzün bile 2-3 katı üstünde değer kazanç sağladı” diyen Ertin sözlerine şu şekilde devam etti: “Fiyat artışında enflasyonun da etkisi var ancak Mia Suites Bornova’dan daire alanlar enflasyonun bile çok üstünde bir kazanç elde etti. Projenin yeri ve özelliği de bu değer artışında etkili oldu. 14 katlı dikey projemiz Koç İnşaat’ın Bornova’daki imza projesi oldu. Mimari açıdan da çok dikkat çekiyor.”

Yüzde 50’sini Yabancılar Kiraladı

Yaşar üniversitesi öğrencileri ve yabancılardan çok ciddi kiralama talebi geldiğini ifade eden Ertin, “Dairelerimizin yüzde 50’sini yabancılara kiraladık. Özellikle Ruslardan çok büyük talep var. Hem öğrenci hem bekar çalışanlar hem de çocuksuz aileler bu projede yaşamayı tercih ediyor. Projelerimizin metrekareleri büyük. Belli bir kattan sonra deniz gördüğü için geniş balkonlara da yer verdik” sözlerine yer verdi.

Mia Suites Bornova projesinin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

2023 Yılı Emlak Vergisi ve Tapu Harcı Artış Oranı Belli Oldu

2023 yılında ödenecek olan emlak vergisi, çevre ve temizlik vergisi, tapu harcı gibi kalemlerde yapılacak olan artış belli oldu. Yeni yılda emlak vergisi ve tapudaki harçlarda yüzde 61,5 oranında zam yapılacak.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından her yıl belirlenen yeniden değerleme oranı Resmî Gazete’de yayınlanarak açıklandı. Üretici Fiyat Endeksi üzerinden hesaplanan yeniden değerleme oranı özellikle ev sahiplerini çok yakından ilgilendiriyor. Yüzde 122,93 oranında açıklanan yenden değerleme oranı 2023’te ödenecek olan emlak vergisi, çevre temizlik vergileri ve tapu harçlarını direkt olarak etkileyecek.

Emlak vergisi için 2023’te ne kadar zam yapılacağı merak ediliyor. Açıklanan yeniden değerleme oranı 2000 yılından sonraki en yüksek oran oldu. 2020 yılında yeniden değerleme oranı yüzde 9,1, 2021 yılında yeniden değerleme oranı yüzde 36,2 olmuştu. 2022 yılında ise bu rakam yüzde 122,93’e yükseldi.

Türkiye’de bulunan tüm gayrimenkullerden devlet bir vergi almaktadır. Özellikle evlerde belediyelere kayıtlı olunan değer üzerinden binde 1 ile binde 6 oranında emlak vergisi alınmaktadır. Emlak vergisi de her yıl yeniden değerleme oranının yarısı oranında arttırılarak uygulanmaktadır. 2023 yılında açıklanan resmi verilere göre emlak vergisinde yeniden değerleme oranı olan yüzde 122,93’ün yarısı olan yüzde 61,5 oranında zam yapılacak.

Emlak vergisi için yüzde 61,5 oranında yapılacak zammın ardından ev sahipleri daha yüksek miktarlarda emlak vergisi ödemek zorunda kalacaklar. 2022 yılında 1.000 TL emlak vergisi ödeyen bir ev sahibi 2023 yılında 1.650 TL emlak vergisi ödeyecek. Bu şekilde ev sahiplerinin vergi ödemeleri yükselmiş olacak.

Ev sahiplerini ilgilendiren bir diğer vergi kalemi ise çevre temizlik vergileri oluyor. Uygulamaya göre çevre ve temizlik vergisinde de 1 Ocak 2023 itibariyle yeniden değerleme oranının yarısı olan yüzde 61,5 oranında artış uygulanacak. Bunun yanında belediyelerin su tüketim miktarı üzerinden aldıkları çevre temizlik vergisinde de aynı oranda artış yasal olarak yapılacak.

Öte yandan 2022 yılı emlak vergisi ikinci taksit ödemelerinde son günlere girildi. Mükelleflerin 30 Kasım tarihine kadar bu ödemeleri yapmaları gerekmektedir. Zamanında yapılmayan ödemeler için gecikme faizi uygulanarak daha fazla ücret tahsil edilecek.

Kaynak: İnşaat Deryası

2022 Üçüncü Çeyrekte Konut Satışları Azaldı

2022 yılı üçüncü çeyrek konut satışları yıllık bazda yaklaşık yüzde 16,5 oranında azalarak 330 bin 795 adet oldu. 

GYODER’in Ziraat GYO’nun katkıları ile hazırladığı ‘GYODER Gösterge’ 2022 3. Çeyrek Raporuna göre; 2022 yılı üçüncü çeyrek konut satışları yıllık bazda yaklaşık yüzde 16,5 oranında gerileme kaydederek 330 bin 795 adet oldu. Geçtiğimiz çeyrek veri setindeki en yüksek ikinci çeyrek verisine ulaşan konut satışları, üçüncü çeyrekte ise 2016 yılından beri en düşük üçüncü çeyrek verisini yaşadı.

İkinci El Konut Satışları yüzde 68,7 Pay Aldı

Toplam satış adetlerinden ikinci el konut satışları yüzde 68,7 oranında pay alırken birinci el konut satışlarının payı geçtiğimiz çeyrekteki yüzde 28,1’den yüzde 31,3’e yükseldi. Üçüncü çeyrekte 103 bin 667 adet ilk satış yapılmış olup bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 9,1 gerileme kaydedilirken ikinci el satışlarda ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 22,3 ile daha yüksek bir orandaki azalışla 227 bin 128 adet satış yapıldı.

İpotekli Konut Satışı 58.284 Adet Olarak Gerçekleşti

Üçüncü çeyrekte gerçekleştirilen ipotekli konut satışı ise 58 bin 284 adet olurken, konut kredisi faiz oranlarındaki artışların devam etmesi ve konut kredisi kullanımına ilişkin yapılan yeni düzenlemelerin de etkisiyle bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 25, yıllık bazda yüzde 42,8 oranında gerileme kaydedildi.

Konut Kredisi Faiz Oranları Arttı

Konut kredisi faiz oranlarının ağırlıklı ortalaması ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 119 baz puan artışla yüzde 19,09’a yükseldi. İpotekli satışların toplam satışlar içerisindeki payı da bir önceki çeyrekteki yüzde 25,1’den hızlı bir düşüşle yüzde17,6’ya geriledi. Diğer satışlarda gerileme ipotekli satışlara göre daha sınırlı oldu. Diğer satışlar bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 10,5, yıllık bazda yüzde 14,5 oranında azalışla 272 bin 511 adet olarak gerçekleşti.

Yabancılara yapılan konut satışları; 2022 yılı 3. çeyreği sonu itibariyle ilk 9 aylık periyotta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32,46’lık büyüme ile 49 bin 644 adet seviyesinde gerçekleşti.

Yabancıya Satışta Antalya İlk Sırada

‘GYODER Gösterge’ 2022 3. Çeyrek Raporuna göre; üçüncü çeyrekte yabancılara yapılan konut satışlarında il bazında ilk sırayı, İstanbul’u geride bırakarak yüzde 33,8 pay ile Antalya aldı. İkinci sırada yüzde 33,0 pay ile İstanbul yer alırken üçüncü sırada yüzde 6,6 pay ile Mersin bulunuyor. Ülke uyruklarına göre en yüksek alım bir önceki çeyrekle benzer şekilde Rusya Federasyonu vatandaşları tarafından gerçekleştirilirken, ülkenin yabancılara satış içerisindeki payı geçtiğimiz çeyrekteki yüzde 20,3 oranından yüzde 24,0’a yükseldi.

Ukrayna Türkiye’yi Tercih Eden İlk 10 Ülke Arasında Yer Aldı

2022 yılı 3. çeyrekte yabancıların edindiği gayrimenkullerin yüzde 27,3’ü ise Vatandaşlık işlemine konu oldu. Yabancıların tüm gayrimenkul çeşitleri bazında Türkiye’de yaptıkları yatırımlar incelendiğinde; 2022 yılı 3. Çeyreği sonunda 2021 yılı aynı döneminden farklı olarak Ukrayna Türkiye’yi tercih eden ilk 10 ülke arasında yer aldı. Rusya Federasyonu, İran ve Irak ise sırasıyla ilk üçü paylaşmaya devam etmektedir.

Yeni Konut Fiyat Endeksinin Yıllık Değişimi Yüzde 176,4

Konut fiyatlarında ise artış devam etmekte olup ağustos ayı verilerinde bugüne kadarki en yüksek artış oranları görülmüş; konut fiyat endeksinin yıllık değişimi yüzde 184,6, yeni konut fiyat endeksinin yıllık değişimi yüzde 176,4 olarak gerçekleşmiştir. Konut üretimindeki yavaşlama, enflasyonist etkiler ile konut talebinde görülen süreklilik konut fiyatlarında belirleyici olmaya devam etmektedir. Bu sonuçlarla konut fiyatları artış trendini devam ettirmiş ve mayıs ayı itibarıyla reel olarak konut fiyatlarının getirisi yüzde 58,0’a, yeni konutlarda ise yüzde 53,4’e yükselerek veri tarihindeki en yüksek seviyelerine ulaşmıştır.

Ağustos itibarıyla Türkiye genelinde konut birim fiyatları 15.076 TL/m²’ye yükselirken üç büyük ilden İstanbul’da konut birim fiyatları 24.534 TL/m², İzmir’de 17.305 TL/m², Ankara’da 10.781 TL/m² olmuştur.

İlk Defa Satılan Konutlar Yüzde 13,09 azaldı

2022 yılı 3.Çeyrek verileri bir önceki yılın aynı dönemine göre ilk defa satılan konutlar yüzde 13,09 azalarak 103 bin 667 adet oldu. İkinci el konut satışları da yüzde 18,02 azalarak 227 bin 128 adet olarak gerçekleşti. 2022 yılı 3.çeyreğinde toplam konut satışları içerisinde ipotekli konut satışlarının payı yüzde 17,6 olarak gerçekleşti. 2021 yılı toplamında bu oran yüzde 19,7 olarak ölçülmüştü. 2022 3. çeyreğinde toplam 330 bin 795 adet konut satışı gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 16,5 oranında azalış oldu.

2022 yılı Eylül verileri bir önceki yılın aynı dönemine göre ilk defa satılan konutlar yüzde 18,2 azalarak 35 bin 954 adet oldu. İkinci el konut satışları da yüzde 24,9 azalarak 77 bin 448 adet olarak gerçekleşti. 2022 yılı Eylül verileri bir önceki yılın aynı dönemine göre ipotekli konut satışı yüzde 42,98 azalarak 16 bin 970 adet oldu. REIDIN-GYODER Yeni Konut Fiyat Endeksi sonuçlarına göre, 2022 Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,39, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 94,75 ve endeksin başlangıç dönemi olan 2010 yılı Ocak ayına göre ise %308,4 oranında nominal artış gerçekleşmiştir.

Konut Satın Alma Gücü Endeksi Yüzde 4,8 düştü

Konut Satın Alma Gücü Endeksi Türkiye ortalaması, bir önceki çeyreğe göre yüzde 4,8 azalış gösterdi, önceki yılın aynı çeyreğine göre ise yüzde 43,1 oranında azalış göstermiş olup 2022 yılı 3. çeyreğinde 52,5 olarak açıklandı. 2022’nin 3. çeyreğinde 86,8 olarak ölçülen Güven Endeksi son bir yılın ortalaması 88,5 açıklanırken, aynı dönemde 163,8 olarak ölçülen Fiyat Beklenti Endeksinde son bir yılın ortalaması 150,6 olarak açıklandı.

Markalı Konut Projelerinde En Fazla Peşinat Kullanımı Tercih Edildi

Markalı konut projelerinden konut satın alan tüketiciler, 2022 yılı 3. çeyrekte peşinat, senet ve banka kredisi kullanımı seçeneklerinden en fazla peşinat kullanımını tercih etti. 2022 yılı 3. çeyrek dönemde stok erime hızı yüzde 2,8 oranında gerçekleşirken, markalı konut projelerinde gerçekleştirilen satışların yüzde 8,71’i yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleşti. 2022 yılı 3. Çeyreği sonunda, yabancıların gayrimenkul yatırımlarında en çok tercih ettiği il İstanbul oldu. Yabancıların 2021 ve 2022 yılı tüm gayrimenkul çeşitleri bazında Türkiye’de yaptıkları yatırımları incelediğimizde, 2022 yılı 3. Çeyreği sonunda 2021 yılı aynı dönemine göre toplam taşınmaz adedi bazında yüzde 26,8 artış görüldü.

İstanbul’da Konut Fiyatları Ortalama Hane Halkı Harcanabilir Gelirin 5,7 Katı Oldu

İstanbul’da 2022 3.Çeyrek konut satış sayıları ve konut ortalama satış fiyatları dikkate alınarak hesaplanan hacim miktarı 44,3 milyar TL’dir. İlgili çeyrekteki satış işlem hacmi bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 17’lik azalış gösterdi. 2021 yılının aynı çeyreğine göre ise yıllık yüzde 156’lık artış sağlandı. Konut fiyat hane gelir oranı verilerine göre İstanbul’da konut fiyatları ortalama hane halkı harcanabilir gelirin 5,7 katı oldu. İlgili veriye göre 2022 yılı 3.çeyrek döneminde İstanbul’da 100 m2’lik bir konut için kullanılacak konut kredisinin aylık taksitleri hane halkı harcanabilir gelirinin yüzde 63’ü oranında. MINTLAB İstanbul Konut Getiri Endeksi sonuçlarına göre, 2022 Mart ayında bir önceki çeyreğe göre yüzde 34,56, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 131,61 ve endeksin başlangıç dönemi olan 2017 yılı ocak ayına göre ise yüzde 330,8 oranında nominal artış gerçekleşti.

Toplam Tüketici Kredileri 964,2 Milyar TL Oldu

Toplam tüketici kredileri Eylül ayında 964,2 milyar TL seviyesinde seyretti. 2021 yılı Eylül ayında yüzde 38,4 olan konut kredilerinin toplam tüketici kredilerindeki payı Eylül 2022 itibarıyla 1,6 puan azalarak yüzde 36,8 olarak gerçekleşti. Toplam krediler yaklaşık 6,8 trilyon TL tutarında seyrederken, bireysel kredilerin toplam krediler içindeki payı yüzde 19,2 oldu. Bu oran 2021 Eylül ayında yüzde 22,9 seviyesindeydi.

 TÜFE’de Yüzde 59,91 Artış Gerçekleşti

Tüketici fiyat Endeksi’nde (TÜFE) 2022 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,08, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 52,40, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,45 ve on iki aylık ortalamalara göre %59,91 artış gerçekleşti. Konut fiyat artışlarının ve finansal yatırım araçlarının 2022 yılı 3. çeyrek dönemindeki artış ve getiri performansları incelendiğinde, Devlet İç Borç Senetlerinin getirisi yüzde 28,04; Bist100 endeksinde ise yüzde 30,74 oranında bir getiri oluştu.

Belediyeler Tarafından Verilen Yapı Ruhsatları Arttı

Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2021 yılının 4.ncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre bina sayısı yüzde 14,0, yüzölçümü yüzde 24,1, daire sayısı yüzde 16,8 arttı. 2021 yılı toplam konut sayısı henüz açıklanmamakla beraber, 2021 yılı ilk 3 çeyrek sonundaki sayı 40,2 milyonu aştı.

‘’Erişilebilir Konut Modeli İle Kentsel Dönüşüm Hızlanır’’

Erişilebilir Konut Modeli hakkında bilgi veren GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, ‘’Rezerv, konut, geçici konutlar ve alternatifleri ne kadar elimizde oluşturursak kentsel dönüşüm o kadar hızlanır.” dedi.

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, İstanbul’un büyük bir depreme tam manasıyla hazır olmadığını belirterek, “İstanbul’da eski yerleşim bölgelerinde halen niteliksiz binaların olduğu bir gerçek. Bunun çözümü için de 2006 senesinden beri yoğun olarak uygulanmaya çalışılan kentsel dönüşüm atılımı ortaya kondu. Ancak burada mal sahibinin malını en yüksek değerle, bu sürece sokma motivasyonunu göz ardı edemeyiz. Bu durum da işi insani ve milli güvenlik boyutundan ticari bir zemine kaydırdı” dedi.

Kentsel Dönüşüm Sürecine Girmek İçin İnsanlara Seçenek Üretmek Gerekiyor

Kentsel dönüşümün hızlanması için tespitlerde bulunan Kalyoncu, “Özel sektörün kentsel dönüşüm sürecini, piyasa dinamiklerince ve ticari motivasyonla ele alması konuyu ticari zemine kaydırdı. Bu nedenle ticari beklentilerde birinci önceliğin özel sektör, geliştirici ya da mülkiyet sahibi tarafında olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Regülasyonlarla, devletin koyduğu kurallarla ve bu kurallara katılmanın bir zorunluluk olduğu noktada sistem işler. Binaların kentsel dönüşüm sürecine girmesi için bir yandan da insanlara seçenek üretmek gerekir. İstanbul’un geleceğini ve büyümesini tartışıp bunu iyi planlayıp, yeni seçenekler ürettiğimiz takdirde kentsel dönüşüm de hızlanacaktır” dedi.

Konuyla ilgili önerilerde bulunan Kalyoncu; “Yeni alanların daha erişilebilir mertebelerde konut imkânı sağlayabilmesi için minimum arsa maliyetiyle üretilmesi gerekir. Özel sektörün âtıl durumdaki üretim gücünü buraya kaydırıp, düşük arsa maliyetinde erişilebilir mertebelerde konutlar üretebileceğimiz, büyük ölçekli yeni yerleşim alanlarıyla insanların yeni seçenekler görebildiği bir imkân oluşturulması, kentsel dönüşümü hızlandıracaktır.” şeklinde konuştu.

GYODER’in erişilebilir kiralık konut modeli hakkında da bilgiler veren Kalyoncu,” Bu model uygulanabildiği takdirde kentsel dönüşüm için de insanlara bir alternatif sunacağını düşünüyoruz. İnsanların yıllardır yaşadığı bir konuttan çıkıp kentsel dönüşüm süresinde yaşayacağı yeni bir konut bulması bir ihtiyaç ve o binanın dönüşebilmesi ise en az iki üç yıl. Rezerv, konut, geçici konutlar ve alternatifleri ne kadar elimizde oluşturursak kentsel dönüşüm o kadar hızlanır. Bizim GYODER modelimiz bu anlamda da bu sürece katkı sunacak bir model. Aslında arzumuz özel sektör olarak tüm kabiliyetlerimizi ülkemizin böylesine önemli bir konusuna hiçbir şekilde ticari beklentiyi önceliklendirmeden kanalize etmek ve konuya insani olarak bakmak. Ancak bütün taraflar aynı şekilde baktığı takdirde burada gerçekten bir güven iklimi oluşturmak ve başarıyı yakalamak mümkün olur. Ayrıca, gayrimenkul sektörünün kalıcı ve sürdürülebilir gelişimi için, ülkemizin kaynaklarını optimum şekilde değerlendirerek israfı önleyecek, teknolojiyi daha yoğun kullanarak gerekli hizmetleri sağlayacak bir bakış açısı, önümüzdeki dönemde tesis yönetimine yön verecektir. Bu açıdan yapıları inşa etmek kadar yaşatmak da çok önemlidir.  GYODER olarak sektörümüz adına güzel işlere imza atmak için çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu.

Sürdürülebilir Mimari Tasarımlar Yaşam Tarzına Dönüştürülüyor

Son dönemde artan daha yaşanılabilir bir dünya yaratma kaygısı, konut ve işyeri mimarisiyle yaşam tarzına dönüştürülüyor. 2022 iç mimari trendlerini açıklayan Mei Creative, pandemide insanların evlerde değişiklik yapma hayali kurduklarına dikkat çekerek bu dönemin ardından daha minimal bir yaşam tarzına geçtiklerini aktarıyor.

Daha yaşanabilir bir dünya yaratma kaygısı, sürdürülebilirliğe dair farkındalığın artmasını sağladı. Farklı sektörlerde kendini hissettiren sürdürülebilirlik, mimaride de tiny house olarak adlandırılan küçük ev konseptini öne çıkardı. Özellikle milenyum jenerasyonu tarafından tercih edilen tiny house’lar, kısa sürede inşa edilmesi ve uygun maliyetle sunulması nedeniyle, tüm kuşakların radarına girdi. Absoluter Reports’un paylaştığı verilere göre, 2028’de tiny house pazarının 25,1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Araştırmalar, alternatif konut modeli olarak öne çıkan tiny house’ların gelişmiş ülkelerde yüksek talep gördüğüne işaret ederken, Türkiye’nin de yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde ise henüz benimsenmediğini gösteriyor. Bunun nedenlerinin başında ise bu ülkelerdeki insanların tiny house’larla ilgili sınırlı bilgiye sahip olmaları bulunurken, sıralamayı geleneksel ev model ve tasarımlarına duyulan bağlılık takip ediyor. 

Küçük boyutlu yaşam alanlarının giderek daha fazla yaygınlaşacağını söyleyen Mei Creative Kurucusu Mehir Çelik Özcan ise konuyu şu sözlerle değerlendirdi: “Mimari geleneklerine bağlı bir toplum yapısına sahibiz. Geniş metrekarelerde yaşamayı seviyoruz. Örneğin evlerin yüzde 80’inde mutfak ayrı bir odayı kaplıyor. Salonla mutfakları birleştiren ada mutfak gibi modern tarzlara alışmakta zorlanıyoruz. Oysa dünya nüfusu ve kentleşme hızla artıyor. Bu da daha küçük metrekarelerde daha fonksiyonel çözümler geliştirmeyi zorunlu kılıyor.”

Küçük Mekanlarda Doğru Tasarımlarla Çok Amaçlı Alanlara Sahip Olmak Mümkün

Çok odalı, birkaç banyolu büyük yapıların artık eskide kaldığının ve doğru tasarım modelini seçerek bu mekanlarda geniş ve ferah alanlar yaratabilmenin mümkün olduğunun altını çizen Mehir Çelik Özcan, “Pandemi döneminde insanlar kapalı alanlarda çok fazla zaman geçirdiği için bu sürecin sonunda yaşam alanlarında değişiklik yapmak için çok hayal kurdular. Aslında bunun için büyük hamleler yapmaya da gerek yok. Çünkü günümüzde küçük mekanların zenginleştirilebilir bir yapıya sahip olması, yaşam tarzımızı ve beğenilerimizi daha pratik bir şekilde tasarıma dönüştürmemizi sağlıyor” dedi.

“İç Mimarlar, Kreatif Çözümlerle Mekanların Verimli Kullanılmasını Sağlıyor”

Profesyonel mimarların gerçekleştirdiği tasarımların yaşam alanlarının tümüyle verimli şekilde kullanılmasına kapı araladığını belirten Mehir Çelik Özcan, “Büyük dolap, masa, yatak gibi eşyalar yerine, geliştirilmiş ve iç mimari sistemleriyle donatılmış küçük mobilyalar tercih ederek dar alanlar çok amaçlı hale getirilebilir. Elbette ihtiyaç odaklı ve fonksiyonel tasarımları yapı sahiplerinin tek başına yapması da çok zor. Bu noktada yaşam tarzlarına matematiksel bir boyut katan iç mimarlara başvurmak daha kreatif ve efektif çözümler üretilmesini sağlarken, mimarların da tasarımlarında müşterilerinin ihtiyaç ve beğenilerini göz önünde bulundurmaları şart” dedi.

2022 İç Mimari Trendleri Açıklandı: Minimalist, Rüstik, Bohem, Ferah ve Sade!

İç mimari alanında uzman bir kadroyla hizmet verdiklerini aktaran Mehir Çelik Özcan, “Konut ve işyeri odaklı çalışma modelimizle günümüzün minimalist, rüstik, bohem, ferah ve sade tasarımlarının yer aldığı trendler de dahil olmak üzere her müşterimizin yaşam tarzı ve beğenisine uygun projeler yapıyoruz. Şu anda Antalya’da 101 villa, İzmir’de ise birçok ofis ve kafenin projelerini yürütüyoruz. Gelecek dönemde hem proje sayımızı artırmayı hem de sürdürülebilirlikle birlikte globaldeki trendleri ülkemize taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. 

1915 Çanakkale Köprüsü’nün Kulelerine Top Mermisi Figürü Yerleştiriliyor

Lapseki ve Gelibolu arasında Çanakkale Boğazı’nda inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsü’nün kulelerine top mermisi figürü yerleştirilmesine başlandı.

18 Mart tarihinde hizmete açılan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün her iki yakadaki kulelerinin zirvelerine Seyit Onbaşı’nın Çanakkale Savaş’ında namluya sürdüğü top mermilerini simgeleyen yapıların yerleştirilmesi için kaideler tamamlandı. Ardından Asya ve Avrupa yakalarında yer alan kulelere her biri 75 ton ağırlığındaki 4 mermi figüründen ikisi monte edildi. 

Çimtaş tarafından imal edilen 4 figürün yanı sıra Gelibolu şantiyesinde bulunan 20,5’er metre yüksekliğe sahip diğer iki anıtsal yapı da yerlerine yerleştirilecek. 

Vakıf GYO’ya Mükemmellik Ödülü

Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kalite Derneği tarafından verilen prestij ödülleri kapsamında gösterilen Türkiye Mükemmellik Ödülü’nü almaya hak kazandı. 

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından düzenlenen 31. Kalite Kongresi’nde, Avrupa Kalite Yönetim Vakfı’nın EFQM Modeli referans alınarak, en iyi performansı gösteren kuruluşlara verilen Türkiye Mükemmellik Ödülü’nü, “Entegre Stratejik Planlama” iyi uygulaması ile Vakıf GYO kazandı. Böylece Vakıf GYO, 1993 yılından beri yürütülen ödül programında finans sektöründe bu ödülü alan ilk kuruluş oldu.  

VakıfBank iştirak şirketlerinden biri olan ve Türkiye’nin ilk gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi   olarak kurulan Vakıf GYO’nun Genel Müdürü Onur İncehasan, “2020 yılında başlattığımız kurumsal gelişim projesi ile şirketimizin başarı grafiği her geçen gün yükseliyor. Vakıf GYO’nun şirket performansını üstün performans seviyesine çıkardığı bu süreci, bugün Türkiye Mükemmellik Ödülü ile taçlandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. İş dünyasının en prestijli ödüllerinden birini kazanarak sektörümüz tarafından da örnek gösterilen bir şirket olma vizyonumuza uygun bir adım daha atmış olduk” dedi. 

Genel Müdür İncehasan, günümüz dünyasında kuruluşları sadece ciro ve verimlilik göstergeleri gibi tek boyutlu parametrelere göre değil; kuruluşun bütün süreçlerinin, hedeflerinin, risklerinin ve rekabet ortamındaki konumunun da ele alınması gerekliliğini vurguladı. Bu anlamda, uluslararası düzeyde bütünsel yaklaşıma sahip bir yönetim sistemi olan EFQM Modelinin kurumlar için iyi bir rehber niteliğinde olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bundan sonra edindiğimiz bu başarıyı sürdürülebilir hale getirme hedefi ile hız kesmeden yatırım yapmaya devam edeceğiz. Şirketimizin sahip olduğu köklü geçmiş ve tecrübesine yakışır şekilde projeler geliştiriyoruz. Bu yıl sonunda, İstanbul Finans Merkezi içerisindeki sembol yapılardan biri olarak gösterilen VakıfBank Genel Müdürlük Hizmet Binası projemizin teslimine hazırlanıyoruz. İnşaat faaliyetlerine hız verdiğimiz Ankara’daki Cubes Ankara ve İstanbul’daki Tablo Adalar projelerimiz, bulundukları bölgede gözle görülür ilerlemeler kaydettiler. 2023 yılı içerisinde tamamlamayı planladığımız projelerimizde yer alan konut, ofis ve home ofis tipindeki bağımsız bölümlerin satış süreçlerini de devam ettiriyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında; hâkim ortağımız VakıfBank’tan aldığımız güç, çevik yönetim yaklaşımımız ve yetkin insan kaynağımız sayesinde hedeflerimizi tek tek gerçekleştireceğimize inanıyorum. Sektörüne örnek bir şirket olma vizyonumuz ile büyümeye, ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz.” 

Vakıf GYO’nun tüm projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

İnşaat Malzemeleri İhracatı Rekor Kırdı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemesi ihracat, yatırım ve üretiminde geldiği mevcut durumu paylaştı. 

İnşaat malzemeleri ihracatında ağustos itibarıyla yıllık bazda 34,78 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaşıldığını dile getiren Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu, yıl sonu beklentilerinin 35 milyar doları yakalamak olduğunu ifade etti.

İnşaat malzemesi sanayisinin geçen yıl sonunda 63,3 milyar dolarlık iç pazar büyüklüğüne ulaştığını hatırlatan Küçükoğlu, “2021’de 30,8 milyar dolarla ihracat lideri sektörleri arasında bulunuyoruz. Yaklaşık 65 milyon ton ihracat gerçekleştirilirken toplam ihracat içinde inşaat malzemelerinin payı yüzde 13,7 olarak gerçekleşti. Sektörümüzün cari açığa pozitif katkısı ise yüzde 358 oldu.” diye konuştu.

Küçükoğlu, ağustos ayı itibarıyla en çok ihraç ettikleri ürünlerin miktar olarak mineral, taş ve toprak ürünleri ile demir çelik ürünleri olarak sıralandığını, değer olarak ise zirvede demir ve çelik ürünleri ile metal bazlı ürünlerin yer aldığını bildirdi.

“Birim Fiyatlarda Gerileme Başladı”

Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemeleri ihracatında kilogram başına düşen ihracat birim fiyatının ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,8 artışla 0,58 dolara yükseldiğini belirterek, salgın, savaş ve yükselen maliyetler nedeniyle artan fiyatların resesyon endişeleriyle temmuzdan itibaren gerileme eğiliminde olduğunu, düşüşlerin etkisinin yılın son aylarında yansımasının olacağını söyledi.

Türkiye inşaat malzemeleri sanayisinin yeni pazarlardaki talebi karşılayacak potansiyelle sahip olduğunu dile getiren Küçükoğlu, değişen küresel dengelerle birlikte pazarlarda da değişimler yaşandığını, yakaladıkları ivmeyle sürdürülebilir büyümelerini güçlendirmek ve fırsatları değerlendirmek istediklerini anlattı.

“Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika’da Potansiyel Bulunuyor”

Avrupa’daki rekabet gücünü koruyarak buradaki etkinliklerini artırmayı hedeflediklerini ifade eden Küçükoğlu, şunları kaydetti: “Burada Yeşil Mutabakat’a uyum ve AR-GE faaliyetleri önem kazanıyor. Sektörümüzün bu alanlarda gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Öte yandan Ukrayna’nın yeniden yapılanması söz konusu olacak. Burada ciddi bir potansiyel bulunuyor. Ülkemiz konumu itibarıyla önemli avantajlara sahip. Biz de üretim gücümüzle bu avantajları ülkemize en büyük yararı getirecek şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. 2021 yılı verilerine göre değer olarak en çok ihracat yaptığımız ülkeler İsrail, ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Irak olarak sıralandı. Orta Doğu, Türk cumhuriyetleri ve Afrika pazarlarında potansiyel bulunuyor.”

“Ülkemizin Büyük Potansiyeline ve Güçlü Geleceğine İnanıyoruz”

Türkiye İMSAD Başkanı Küçükoğlu, bu yıl iç piyasada yaşanan talep düşüklüğü nedeniyle üretimde belirgin bir artış yaşanmadığını, savaş ve enerji maliyetleri nedeniyle dış talepte de yavaşlamanın belirginleşmeye başladığını söyledi.

Küçükoğlu, inşaat malzemeleri sanayisinde bazı önemli ham madde girdilerini ithal etmek durumunda kaldıklarını, madencilik faaliyetlerinin artmasıyla bu ham maddelerin bir kısmını ithal etmekten vazgeçebileceklerini anlattı.

Küresel salgının ve Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği olağanüstü koşullarla beraber, emtia fiyatları ve temininde görülmemiş değişiklikler, zorluklar ve değişim yaşandığına değinen Küçükoğlu, hızlı ve radikal değişimler nedeniyle geleceği, hatta yarını, görmekte zorlandıklarını bildirdi.

Küçükoğlu, “Ancak diğer taraftan pandemi sürecinde ülkemizin artan önemi, büyük potansiyeli ve güçlü geleceğine çok inanıyoruz. Önümüzde tehditler, fırsatlar, belirsizlikler, baş döndürücü değişimler ve güçlü gelişim beklentilerimiz var.” diye konuştu.

Tayfun Küçükoğlu, İlk Evim İlk İş Yerim projesiyle 5 yıllık süreçte 500 bin sosyal konutun, 250 bin konut amaçlı arsanın ve 50 bin iş yerinin arzının planlandığına değinerek, şu açıklamalarda bulundu: “Bu proje, ülkemiz ekonomisinin de sektörümüzün de büyümesine katkı sağlayacaktır. Bildiğiniz üzere ülke ekonomisinin ve sanayisinin lokomotif sektörlerinin başında gelen inşaat; demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya gibi 250 civarında yan sektörü doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiriyor. Bu sektörlerin istihdamı ise 6 milyonu aşıyor. Projenin getireceği hareketliliğin enflasyon üzerinde de etkileri olacaktır. Orta vadede konut fiyatlarına denge getirecektir ancak kısa vadede fiyatlara etkisini görmek için biraz daha zamana ihtiyaç olacaktır.”

Türkiye genelindeki riskli yapıların dönüşümüne de işaret eden Küçükoğlu, “Bu bir bina dönüşümü olarak görülmemeli. 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, 100 yıllık yapılar inşa edilmesi anlayışını benimsemeliyiz. Kentsel dönüşümü, yenileme ve güçlendirme seçenekleriyle birlikte değerlendirmek ve mevcut bir binanın tamamen yıkılıp yeniden yapılmaya mı, güçlendirmeye mi ihtiyacı bulunduğunu her bir bina için teşhis etmek gerek. Bu uzun bir süreç ancak bu anlayışla hareket edersek başarılı sonuçlar elde edebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Şahin, Gaziantep Kentsel Dönüşüm Projelerini Anlattı

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İlk Evim İlk İş Yerim projesi için yapılan kura çekiminde kentsel dönüşüm projelerinden bahsetti. 

Gaziantep’te özellikle eski mahallelerde konut stoğunun gri bir yapılaşma ortaya koyduğunu, bir ağaç dikecek bile yer bulunmadığını anlatan Şahin, yürütülen kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili yaptığı sunumda, “Yıkarak Güzelleştirme, Kentsel Dönüşüm, Deprem Master Planı, Hava Kirliliği, Beylerbeyi Toplu Konut, Tamamlanan Konut Projeleri, Kentsel Tasarımı Yapılmış Kimlikli Şehir, Kuzeyşehir’de İnşaatı Devam Eden Konutlar, Güneyşehir’de İnşaatı Devam Eden Konutlar, Göllüce Kentsel Dönüşüm Projesi, Aydınlar Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi, BÜSEM, Gaziantep Et Hali ve Et Borsası, Restorasyon ve Sokak Sağlıklaştırma, Gaziantep Sanat Merkezi, Sabunhan Restorasyon Çalışması, İnönü Cephe Yenileme, Hışvahan Restorasyon Çalışması” gibi restorasyon ve kentsel dönüşüm projeleri hakkında bilgi verdi.

Kuzeyşehir’de çalışmaların etap etap yürütüldüğünü dile getirerek, “Bir çocuk, bir anne, bir genç, merkezde ne bulmak istiyorsa orada da bulacak. Sporuyla, yeşiliyle, teknik gezinin ardından Kuzeyşehir’in ihtiyacı olan Millet Bahçesi’ni planlayacağız” dedi.

KİPTAŞ Mihmandar Projesinin Temeli Atıldı

Nevşehir, Hacıbektaş ilçesinde hayata geçirilecek olan KİPTAŞ Mihmandar projesinin temeli düzenlenen törenle atıldı.

KİPTAŞ tarafından inşa edilecek olan proje, 65 konut, 10 ticari birim, 1 kreş ve 1 sosyal tesis olmak üzere toplam 77 bağımsız birim ile 65 araçlık kapalı otoparktan oluşan proje; Hacı Bektaş Veli’nin öğretilerini, bölgenin köklü geçmişini, geleneğini ve mimari izlerini modern teknoloji ile buluşturan, bölgeyi çekim merkezi haline getirecek, kentleşme modeline katkı sunacak. 

Düzenlenen temel atma töreninde konuşan KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, 65 konut, 10 ticari birim, bir kreş ve bir sosyal tesis alanı yapıyoruz. Gerekirse 7/ 24 yaşamın sürmesine imkân sağlayacak bir yönetim planını burada hayata geçireceğiz. Bunun da ileride Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde uygulanacak, rol model olacak bir iş olduğunu düşünüyoruz. KİPTAŞ olarak yeni dönemdeki anlayışımız, sosyal faydayı ön planda tutan, farkındalık yaratan, merkezinde insan olan çevre odaklı projeler yapmak. Bizim şehirleşmeye bakış açımız çok farklı. Bu farkı, burada gösterip bir kent hafızası oluşturmaya çalıştık. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri çarpık şehirleşme. Kesinlikle ticari bir kaygımız yok. Buradaki normal satılabilir alanımızın yüzde 25’ini kullanmadık.‘’ dedi. 

Bakan Kurum: ‘’5 Yıl Ödemesiz Kredi Verilecek’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Düzce depreminin ardından şehir denetimlerini sürdürürken 5 yıl ödemesiz, 20 yıl sıfır faizle kredi verileceğini duyurdu. 

Düzce’de yaşanan depremin ardından bölgede yaşanan gelişmeleri sahada takip eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, önemli açıklamalarda bulundu. 

Bölgede başka sorunlar yaşanmaması adına riskli binalara giriş yapılmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Kurum kredi müjdesi ile ilgili, “5 yıl ödemesiz, 20 yıl sıfır faizle hak sahibi olurlarsa eğer ödemelerini o şekilde yapıyorlar. Konutzedelerimize Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla yüzde 50’ye yakın sübvansiyon sağlanıyor. Size bir şey olmasın. O yüzden inşallah hızlı bir şekilde biz öbür ihtiyaçlarınızı gideririz. Hiçbir endişeniz olmasın. Ne isteğiniz ne talebiniz varsa Valimize, Kaymakamımıza, Belediye Başkanımıza, milletvekillerimize her an iletebilirsiniz.” dedi.

IGLO Architects Tasarımı HEG Gıda Fabrikasının İlk Etabı Tamamlandı

Balıkesir BALOSB içerisinde kullanıma açılan HEG Gıda Fabrikası, hijyen zincirinde zafiyete izin vermeyecek şekilde ve sürdürülebilirlik prensipleri doğrultusunda IGLO Architects tarafından tasarlandı.

Tasarım süreci Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu ortaklığındaki IGLO Architects tarafından yürütülen HEG Gıda Fabrikası’nın inşaatı tamamlandı. Fabrika kompleksi, organik unlu mamul üreticisi olan firmanın Balıkesir BALOSB içerisinde sahip olduğu 85.000 m2 araziye inşa edilen 130.000 m2 kapalı alanlı üretim ve yönetim yapılarından oluşuyor.

Parselin komşusu olan iki yol arasındaki 36 metre kot farkı, hemzemin girişlere sahip katlar tasarlanmasına fırsat verdi. Kotlara oturan setler halinde idari, üretim, lojistik birimler geniş manevra alanını şekillendirirken altında yer alan teknik yapılar, satış dükkanı ve nizamiye binasıyla tariflenen alan da giriş meydanını oluşturuyor.

Projede gıda güvenliği ön planda tutulduğu için otopark olarak tasarlanan meydanının doğal sınırlarından oluşan ilk aksesli alan misafirleri karşılarken, giriş resepsiyon alanında misafir, mavi yakalı ve ofis çalışanları kullanacağı farklı asansör ve merdivenlerle ayrıştırılmış. Resepsiyon alanı, danışma görevinin yanı sıra kafe konseptinde tasarlanarak günlük üretilen ürünlerin bekleyenlere ve toplantı salonlarına ikram edilebilmesini sağlayan farklı bir kimliğe kavuşturulmuş. Yapının aynı zamanda dağılım şaftı olan saat kulesi, üretim binasına köprüyle bağlanarak mavi yakalı personeli yönlendirmek için kullanılıyor.

Hijyen Zincirinde Zafiyete İzin Vermeyen Tasarım

Yapı, hijyen zincirinde zafiyete izin vermeyecek şekilde sterilizasyon ve hijyen kıyafetlerin giyildiği soyunma alanlarından geçilerek kullanılabiliyor. Üretim ofisleri, yemek ve sosyal alanların kullanılabildiği bu aşamadan sonra üretimle ilgili her birim tekrar sterilizasyon ve kıyafet değişimi yaparak ilgili katlardaki çalışma alanlarına geçebiliyor. Tavan, zemin ve duvar birleşimleri yıkanmaya uygun; toz, kir ve bakteri oluşumuna olanak vermeden, yüksek yangın standartlarında malzemeler seçilerek detaylandırılmış. Üretim katlarında tüm elektrik, mekanik ve proses hatlarının geçirildiği ara katlar oluşturularak; ana hollerde kablo, kanal gibi kir biriktirebilecek elemanlar kullanılmadan hijyen alanlar elde edilmiş. Holler içinden geçen havalandırma kanalları yıkanabilir özel tekstil malzemelerden üretilmiş. 

Son katta konumlanan fırın holü haricindeki tüm üretim alanları +4 °C, -15 °C, -25 °C ve -45 °C iklimlendirilen devasa bir buzdolabı gibi tasarlanmış. Katlardaki üretimler konveyör sistemleriyle 4.0 teknolojisine sahip depolama sistemine gönderilerek sevkiyata hazırlanıyor.

İdari bina, geniş Balıkesir Ovası’nı, kampüs girişi ve sevkiyat alanlarını görebilecek pozisyonda ve her ofis biriminin katlardaki bahçelerle direkt ilişkisi olacak şekilde dizayn edilmiş.

Sürdürülebilirlik Prensipleriyle Tasarlanan Fabrika

IGLO Architects için planlamada sürdürülebilirlik prensibi en önemli girdilerden biri olmuş. Tüm operasyon enerji kaybı ve atık üretimi olmayacak çözümlerle planlanmış. Proses sonucu oluşan organik atıklar kompost oluşumuyla geri kazandırılarak değerlendirilmiş. Sistemin soğutulması ve ısıtılması sonucu oluşan enerji ve ısı, neredeyse kayıpsız bir şekilde sistemde tekrar kullanılıyor.

Projede, hammadde olarak kullanılan tarımsal ürünlerin tarladaki verimliliğini artıracak mekanik ve teknolojik aletleri geliştirmek amacıyla, üniversitelerle birlikte ar-ge çalışmalarının yapılacağı teknik bir kat planlanmış. Geliştirilecek aletlerin anlaşmalı tarlalarda kullandırılmasıyla organik güvenirlilik, verimli tarım ve kaliteli ürün temini hedefleniyor. Proses esaslarının, akış sisteminin ve arazi kotlarının şekillendirdiği bina kütlesinin; saha hakimiyeti gözetilerek yerleştirilen kontrollü meydanları, sosyal alanları ve idari yapısı; renk, malzeme ve doku seçimleriyle cephelerinde de farklılaştırılmış. Gıda güvenliği gereği böcek ve haşarat önlemi amacıyla kontrollü bitkilendirmelerin yapılabildiği bölgelerde oluşturulan yeşil alanlar endüstriyel ortamın yumuşatılmasında da etkili olmuş.

Kampüsün, organik üretim yapan firmanın vizyonuna paralellik gösterecek anlayışta çalışması ve inşası önemsendiğinden yapı üretimi, DGNB Alman Yeşil Bina Sertifikası alınması için gereken şartlara uyularak gerçekleştirilmiş. Fabrikada, karbon salınımını en az seviyede tutmaya çalışan, geri dönüşüm, sürdürülebilirlik konularına hassas ve çevreci yaklaşımlarla, sadece ülke çapında değil dünya çapındaki emsalleri arasında örnek alınacak bir işletme modeli hayata geçirilmiş.

IGLO Architects, tasarım prensibi olarak mimari kurguda, neredeyse arazisinin iki katı kapalı alana ulaşan devasa bir yapı olmasına rağmen; büyük boşluklara sahip, insan ölçeğinde ezici olmayan, çevresine uyumlu bir kütle tasarlamaya önem vermiş. Gün ışığının verimli kullanılması ve nefes alınacak balkon, teras, bahçe alanlarının projede yer almasına özellikle dikkat edilmiş. Mekanik ve elektrik altyapı ve jeneratör gereksinimleri için ihtiyaç olan teknik alanlar, tır manevra alanının altında ve düz ayak müdahale şansı verebilecek şekilde yerleştirilmiş. Bu alanlar menfezlerden oluşan lineer cephesiyle satış dükkânı ve resepsiyon bölgelerinin ortasında konumlanarak alt meydanın karakterini oluşturmuş. Fabrika dışındaki yoldan sahaya girilmeden, servis veren çöp konteynerlerinin bulunduğu atık odalarına çöp bacaları ve tünellerle ulaşılarak sahada da böceklenme ve kir oluşumunun engellenmesi amaçlanmış.

Elektrik enerjisi elde edebilmek için üretim binalarının çatısı fotovoltaik paneller konacak şekilde tasarlanmış. Yapının içinde bulunduğu organize sanayi bölgesi yönetimi rüzgâr enerjisi yatırımı yaptığı için elde edilen temiz enerji bu kurumdan satın alınarak sistemin elektrik ihtiyacı karşılanmış. Proseste çevreyle uyumlu karbondioksit ve amonyak gazları kullanan sistemler tercih edilmiş. Çevre kirliliğine sebep olmamak için yağ ayırıcılar kullanılmış. Kızgın yağ kazanlarından elde edilen buhar fırın ünitelerinin ısısıyla birleştirilerek kullanım ve proses sularının ısıtılmasında doğalgaz kullanımından %80 tasarruf sağlanmış. İnşaatın tümünde yüksek yalıtım değerleri sağlayacak malzemeler kullanılırken her malzemenin doğal yöntemlerle üretilmiş çevreci boyalarla boyanmasına da özen gösterilmiş. 

TÜİK: İnşaat Sektöründe Güven Endeksi Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı hizmet, perakende, ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin güven endeksi verilerini yayımladı.

TÜİK tarafından yayımlanan güven endeksi verilerinde, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi kasım ayında, bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 1 azalırken perakende ve ticaret sektöründe yüzde 2,1, inşaat sektöründe ise yüzde 1,2 oranında arttı. 

”Sosyal Konut Projesi, Sektöre Ciddi Katkıda Bulunacak”

Türkiye İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu “Sosyal konut projesi inşaatı, yakından ilgilendiren; demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya gibi 250 civarında yan sektöre de büyük katkı sağlayacak.” dedi

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Türkiye inşaat malzemesi sanayinin ihracat, yatırım ve üretimde geldiği mevcut durumu ve beklentileri paylaştı.

İnşaat malzemeleri ihracatında ağustos itibarıyla yıllık bazda 34,78 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaşıldığını dile getiren Küçükoğlu, yıl sonu beklentilerinin 35 milyar doları yakalamak olduğunu ifade etti.

İnşaat malzemesi sanayisinin geçen yıl sonunda 63,3 milyar dolarlık iç pazar büyüklüğüne ulaştığını hatırlatan Küçükoğlu, “2021’de 30,8 milyar dolarla ihracat lideri sektörleri arasında bulunuyoruz. Yaklaşık 65 milyon ton ihracat gerçekleştirilirken toplam ihracat içinde inşaat malzemelerinin payı yüzde 13,7 olarak gerçekleşti. Sektörümüzün cari açığa pozitif katkısı ise yüzde 358 oldu.” diye konuştu.

Küçükoğlu, ağustos ayı itibarıyla en çok ihraç ettikleri ürünlerin miktar olarak mineral, taş ve toprak ürünleri ile demir çelik ürünleri olarak sıralandığını, değer olarak ise zirvede demir ve çelik ürünleri ile metal bazlı ürünlerin yer aldığını bildirdi.

“Birim Fiyatlarda Gerileme Başladı”

Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemeleri ihracatında kilogram başına düşen ihracat birim fiyatının ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,8 artışla 0,58 dolara yükseldiğini belirterek, salgın, savaş ve yükselen maliyetler nedeniyle artan fiyatların resesyon endişeleriyle temmuzdan itibaren gerileme eğiliminde olduğunu, düşüşlerin etkisinin yılın son aylarında yansımasının olacağını söyledi.

Türkiye inşaat malzemeleri sanayisinin yeni pazarlardaki talebi karşılayacak potansiyelle sahip olduğunu dile getiren Küçükoğlu, değişen küresel dengelerle birlikte pazarlarda da değişimler yaşandığını, yakaladıkları ivmeyle sürdürülebilir büyümelerini güçlendirmek ve fırsatları değerlendirmek istediklerini anlattı.

“Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika’da Potansiyel Bulunuyor”

Avrupa’daki rekabet gücünü koruyarak buradaki etkinliklerini artırmayı hedeflediklerini ifade eden Küçükoğlu, şunları kaydetti: “Burada Yeşil Mutabakat’a uyum ve AR-GE faaliyetleri önem kazanıyor. Sektörümüzün bu alanlarda gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Öte yandan Ukrayna’nın yeniden yapılanması söz konusu olacak. Burada ciddi bir potansiyel bulunuyor. Ülkemiz konumu itibarıyla önemli avantajlara sahip. Biz de üretim gücümüzle bu avantajları ülkemize en büyük yararı getirecek şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. 2021 yılı verilerine göre değer olarak en çok ihracat yaptığımız ülkeler İsrail, ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Irak olarak sıralandı. Orta Doğu, Türk cumhuriyetleri ve Afrika pazarlarında potansiyel bulunuyor.”

“Ülkemizin Büyük Potansiyeline ve Güçlü Geleceğine İnanıyoruz”

Türkiye İMSAD Başkanı Küçükoğlu, bu yıl iç piyasada yaşanan talep düşüklüğü nedeniyle üretimde belirgin bir artış yaşanmadığını, savaş ve enerji maliyetleri nedeniyle dış talepte de yavaşlamanın belirginleşmeye başladığını söyledi.

Küçükoğlu, inşaat malzemeleri sanayisinde bazı önemli ham madde girdilerini ithal etmek durumunda kaldıklarını, madencilik faaliyetlerinin artmasıyla bu ham maddelerin bir kısmını ithal etmekten vazgeçebileceklerini anlattı.

Küresel salgının ve Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği olağanüstü koşullarla beraber, emtia fiyatları ve temininde görülmemiş değişiklikler, zorluklar ve değişim yaşandığına değinen Küçükoğlu, hızlı ve radikal değişimler nedeniyle geleceği, hatta yarını, görmekte zorlandıklarını bildirdi.

Küçükoğlu, “Ancak diğer taraftan pandemi sürecinde ülkemizin artan önemi, büyük potansiyeli ve güçlü geleceğine çok inanıyoruz. Önümüzde tehditler, fırsatlar, belirsizlikler, baş döndürücü değişimler ve güçlü gelişim beklentilerimiz var.” diye konuştu.

“İlk Evim İlk İş Yerim Projesi Sektöre Ciddi Katkı Sunacak”

Tayfun Küçükoğlu, İlk Evim İlk İş Yerim projesiyle 5 yıllık süreçte 500 bin sosyal konutun, 250 bin konut amaçlı arsanın ve 50 bin iş yerinin arzının planlandığına değinerek, şu açıklamalarda bulundu: “Bu proje, ülkemiz ekonomisinin de sektörümüzün de büyümesine katkı sağlayacaktır. Bildiğiniz üzere ülke ekonomisinin ve sanayisinin lokomotif sektörlerinin başında gelen inşaat; demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya gibi 250 civarında yan sektörü doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiriyor. Bu sektörlerin istihdamı ise 6 milyonu aşıyor. Projenin getireceği hareketliliğin enflasyon üzerinde de etkileri olacaktır. Orta vadede konut fiyatlarına denge getirecektir ancak kısa vadede fiyatlara etkisini görmek için biraz daha zamana ihtiyaç olacaktır.”

Türkiye genelindeki riskli yapıların dönüşümüne de işaret eden Küçükoğlu, “Bu bir bina dönüşümü olarak görülmemeli. 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, 100 yıllık yapılar inşa edilmesi anlayışını benimsemeliyiz. Kentsel dönüşümü, yenileme ve güçlendirme seçenekleriyle birlikte değerlendirmek ve mevcut bir binanın tamamen yıkılıp yeniden yapılmaya mı, güçlendirmeye mi ihtiyacı bulunduğunu her bir bina için teşhis etmek gerek. Bu uzun bir süreç ancak bu anlayışla hareket edersek başarılı sonuçlar elde edebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Seramiksan, Sürdürülebilirlik Misyonunu UNICERA’ya Taşıdı

Seramik sektörüne dair ülkemizde düzenlenen etkinlikler, hem globaldeki hem de yerel pazardaki önemli oyuncuları bir araya getiriyor. Son olarak dünyanın en büyük ikinci ihtisas fuarı olan UNICERA, yerel ve uluslararası birçok markayı 7-11 Kasım’da  İstanbul Fuar Merkezi’nde ağırladı. Karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları ile zengin bir ürün yelpazesi sunan Seramiksan, 2023 için hazırladığı yeniliklerini ilk kez UNICERA’da sergiledi. 

Seramik pazarı küresel çapta büyümesini sürdürürken, sektöre dair ülkemizde gerçekleştirilen etkinlikler hem yerli hem de yurt dışındaki markaları buluşturuyor. Son olarak alanında dünyanın en büyük ihtisas fuarı olan UNICERA, seramik sektörünün öncü markalarını 7-11 Kasım tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde ağırladı. Her yıl 130 ülkeden yaklaşık 130 bin ziyaretçiyi ağırlayan seramik, banyo ve mutfak fuarında, zemin-duvar kaplamaları, seramik işleme teknolojileri, mutfak ve dekorasyon, ambalajlama, depolama gibi alanlardaki pek çok ürün ilk defa görücüye çıktı. Sektörün yereldeki en önemli oyuncularından biri olan Seramiksan da 2023 için hazırladığı en yeni ürünlerini ilk kez UNICERA’da tanıttı. Standını ve fuar etkinliklerini sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm temasıyla tasarlayan Seramiksan fuarda, banyolarda tasarım algısını güçlendiren vitrifiye ürünlerinin yanı sıra, dekorasyonun vazgeçilmezi parlak mermer ve taş  görünümlü, büyük ebatlı porselen karolarını da sergiledi.

Tüm yaşam alanları için hazırladıkları en yeni karo, vitrifiye, yapı kimyasalları ve banyo mobilyası koleksiyonlarını  ilk defa Unicera’da sergilediklerini aktaran Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar, etkinliğe dair şu açıklamada bulundu: “Seramik sektörünün Avrupa’da en büyük ikinci, dünyada ise önde gelen fuarlarından biri olarak kabul edilen UNICERA’nın yerli ürünlerin uluslararası pazarda bilinirliğinin artırılmasında çok önemli bir organizasyon olduğunu düşünüyoruz. Geçtiğimiz günlerde son bulan UNICERA Fuarı’nda biz de ‘İyi Yaşam İçin İyi Dönüşüm Hareketi’ çerçevesinde oluşturduğumuz konseptle birlikte 2023 için tasarladığımız en yeni ürünlerimizi tüketicilerin ve profesyonellerin beğenisine sunduk. Bunun yanı sıra hem yurt dışı hem de yurt içinden sektörün önemli oyuncularıyla yeni iş birlikleri için bağ kurma fırsatı yakaladık. Sürdürülebilirlik, çevre ve geri dönüşümü destekleyen misyonumuzla oluşturduğumuz standımızda fuar boyunca ziyaretçilerden yoğun ilgi gördük ve fuarda sektörün öncülerinden biri olarak konumlanmaktan gurur duyuyoruz”

Fuarda “İyi Yaşam İçin İyi Dönüşüm Atölyesi” Düzenlediler

Fuarda yeni ürünlerini tanıtmanın ötesine geçerek, tüketicilerin ve diğer markaların sürdürülebilirliğe dair farkındalığı artırmak için stantlarında çeşitli aktiviteler de düzenlediklerini belirten Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar, “1994’ten bu yana tüm ürünlerimizi sürdürülebilirlik ve çevre odağında sıfır atık ürün ve sıfır atık su politikasıyla üretiyoruz. Bu misyonumuzu desteklemek için de UNICERA’daki standımızda 8-9 Kasım’da ‘İyi Yaşam İçin İyi Dönüşüm Atölyesi’ düzenledik. Seramiksan’ın geri kazanım tesisindeki kırık seramik parçalarını, 15. yüzyıla dayanan bir Japon tamir sanatı olan Kintsugi ile farklı objelere dönüştürdük. Bu etkinlik ile kırık seramiklerin ömrünü uzatarak, sürdürebilirliğin ve geri dönüşümün önemine dikkat çektik” dedi.

İyi Dönüşüme Vurgu Yapan İleri Dönüşüm Etkinlikleri: Kırık Seramik Parçalarını Bardak Altlığına ve Fotoğraf Çerçevesine Dönüştürdüler

Atölyelerine katılan konuklarına ünlü mimarların eşlik ettiğinin altını çizen Süreyya Çağlar, “Herkesin ücretsiz olarak katılabildiği atölyemizde, misafirlerimize ünlü iç mimarlardan Sultan Budak, Esra Kazmirci ve Merve Akan Büyükergen rehberlik etti. Atölyede kırık seramik parçalarını bir araya getirerek bardak altlığına ve fotoğraf çerçevesine dönüştürdük. Kırık parçalardan oluşturduğumuz çerçeve ile de fotoğraf aktivitesi düzenledik ve misafirlere çektikleri fotoğrafları baskılayarak hediye ettik. Bu sayede hem ürünlerimizle hem de etkinliklerimizle fuarı katılımcılar için keyifli bir deneyime dönüştürdük” ifadelerini kullandı. 

En Çok Büyük Ebatlı Karolar Dikkat Çekti

2023 için hazırladığı serilerini ilk kez fuarda sergileyen Seramiksan’dan edinilen bilgilere göre, ürün gruplarında da global tasarım trendine dönüşen parlak mermer ve taş dokusunu yüzeylere taşıyan büyük ebatlı karolar dikkat çekti. Farklı coğrafyaların tarihi zenginliklerinden ve doğasından ilham alınan karolarda, parlak mermer görünümlü Amos, piramitlerin gizemli ve mistik ruhunu taşıyan Giza, Breccia Capraia mermerini en gösterişli yansıtan Rosella bulunuyor. Harmony, Trio ve City serileri ise mat yüzeyleriyle doğal taş dokusunun değişik renk kartelalarını yansıtıyor. Her bir seri renk, doku ve desenleriyle kullanıcıların farklı yaşam tarzlarına hitap ederken, vitrifiye ürünleriyle de birleşerek tasarım bütünlüğü yaratıyor. 

Seramiksan’ın vitrifiye grubunda ilk kez sergilediği ürünlerin başında ise klasik stildeki yeni Victorian etajerli lavabo ve klozeti dikkat çekerken, Aura koleksiyonuna iki yeni formda eklenen çanak lavabo yer alıyor. Hem batarya delikli hem de batarya deliksiz olarak üretilen lavabolar, geniş haznesiyle kullanıcıya rahat ve işlevsel bir alan açıyor. 2,5/  4,5 litre ile fonksiyon yaparak %30 su tasarrufu sağlayan Rim-out asma klozetler ise banyolardaki hijyen ve konforu artırıyor. Bir pisuvardan çok daha fazlasını sunan Hill Akıllı Pisuvar serisine yeni eklenen,  Rim-out asma klozetler  ve bide ise birbirini tamamlayarak bütünsel bir banyo konsepti sunuyor. 

Foma Armatür, Yapiradar.com’un Çözüm Ortağı Oldu

İnşaat sektörünün teknolojik girişimi Yapiradar.com, ‘Mutlu İş Ortakları Söyleşileri’ kapsamında Foma Armatür Satış Müdürü Abdülkadir Bayram ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

İnşaat sektörünün müteahhit ve tedarikçi arasındaki ticareti kolaylaştırmayı, zaman, maliyet kaybının önlenmesine yardımcı olmayı ve iş verimliliğini maksimum düzeyde tutmayı ilke edinen yapiradar.com, yepyeni YouTube içerikleriyle hizmet vermeye devam ediyor.

Doğrulanmış satın alma talepleri ve inşaat projeleri takip platformu Yapiradar.com’un mutlu iş ortakları arasında yer alan Foma Armatür Satış Müdürü Abdülkadir Bayram ile gerçekleştirdiği röportajı aşağıdaki bağlantıya tıklayarak izleyebilirsiniz.

Yapiradar.com’un diğer videolarından haberdar olabilmek için Yapiradar.com Youtube kanalına ‘’buraya’’ tıklayarak abone olabilirsiniz.

Türkeli Yeni Hükümet Konağı İnşaatı Başlıyor

Sinop’ta 31 Ekim tarihinde ihalesi yapılan Türkeli yeni Hükümet Konağı projesinde, önümüzdeki hafta yer teslimi yapılarak inşaat çalışmalarına başlanacak. 

Proje alanını ziyaret eden İçişleri Bakanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanı Serdar Kartal, Bozkurt Kaymakamı Murat Atıcı ve İlçe Kaymakamı Mesut Ozan Yılmaz, proje alanında incelemelerde bulundu. 

Eski Halk Eğitim ve Özel İdare Kurumlarının bulunduğu alana inşa edilecek projeye ilişkin konuşan Kaymakam Mesut Ozan Yılmaz, ‘’Yeni Hükümet Konağı binasının ihalesi yapılarak sözleşmeleri imzalandı. Yer tesliminin yapılmasından sonra da en kısa sürede temek atılarak, yaklaşık 1,5 yıl gibi bir sürede yapımı tamamlanacak. İlçemize hayırlı olsun.’’ dedi. 

Türkiye’deki tüm hükümet konağı inşaat projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Van’a Tekstil Fabrikası İnşa Edilecek

Van’ın Saray ilçesi için projelendirilen tekstil fabrikasının inşaat çalışmaları, 5 bin metrekare alan üzerinde yapılacak. 

Projenin tamamlanmasının ardından 400 kişiye istihdam sağlayacağını belirten Saray Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Yunus Ataman, tüm planlamaların yapıldığını ve ocak ayında projenin ihale edileceğini söyledi. Tekstil fabrikasının Haziran 2023 itibarıyla faaliyete başlayacağını ifade eden Ataman, “Bölgemizde istihdam ağırlıklı çalışmalarımız devam edecek. Projenin ilçemize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi. 

Van’daki tüm fabrika inşaatlarına ve proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

‘’Türkiye’nin En Büyük İhya Projesi’’

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Türkiye’nin en büyük ihya projesi olarak nitelendirdiği Dar-ül Mülk hakkında bilgi verdi. 

Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenen programda Dar-ül Mülk projesi hakkında bilgi paylaşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya iline açık hava müzesi benzetmesi yaptı. 

Dar-ül Mülk kapsamına giren projelerden bahseden Altay, projeleri şöyle açıkladı:

“Dar-ül Mülk projesi kapsamında projeler şu şekilde: Tarihi şehir merkezinde; Türbe Önü Kentsel Yenileme Projesi, Alaaddin Caddesi Cephe İyileştirme Projesi, Dar-ül Mülk Sergi Alanı, Tarihi Taş Bina Restorasyon Projesi, Depo No/4 (Tarihi Tekel Binası) Restorasyon Projesi, Şehir Konservatuvarı (Torans Binası) Restorasyon Projesi, Alaaddin Tepesi 2. Kılıçarslan Köşkü ve Kazı Alanı Projesi, Meydan Evleri Restorasyon Projesi, Mevlana ve Şems Evi İmar Projesi, Mevlana Caddesi Yenileme Projesi, Sarraflar Yer Altı Çarşısı Yenileme Projesi, Şehir Kütüphanesi İmar Projesi, Eski Sanayi Mektebi Restorasyon Projesi, Piri Mehmet Paşa Camii Civarı Kentsel Dönüşüm Projesi, Peynir Pazarı Kentsel Dönüşüm Projesi, Gevraki Han Yenileme Projesi, Larende Caddesi ve Tarihi Surlar Kentsel Yenileme Çalışması, Sırçalı Medrese Civarı-Sahipata Kentsel Dönüşüm Projesi, Şükran Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi, Türbe Arkası Kentsel Yenileme Projesi.”

Başkan Altay, 20 farklı çalışmadan oluşan proje hayata geçirildiğinde 7 milyar 321 milyon 800 bin TL harcanmış olacağını ifade ederek 2027 sonuna kadar hayata geçirecekleri projelerle Konya’yı yeniden ihya edeceklerini sözlerine ekledi.

Konya İlindeki tüm inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattında İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı projesinin inşaat çalışmalarında yüzde 99,67 fiziki ilerleme kaydedildiğini belirtti. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığın 2023 yılı bütçesi hakkında sunum gerçekleştiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin altyapı sistemlerini büyük ölçüde tamamladıklarını belirtti. 

Yaptığı sunumda Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı projesine de değinen Karaismailoğlu, “Ankara-Sivas hızlı tren hattının altyapı yapım çalışmalarında yüzde 99,67 fiziki ilerleme sağladık. Kısmi olarak test ve sertifikasyon çalışmaları tamamlandı. Proje 2023 yılı Nisan ayında tamamlandığında seyahat süresi 12 saatten 2 saate düşecek. Ankara-İzmir Hızlı Tren hattı, altyapı çalışmalarında yüzde 54 fiziksel ilerleme kaydettik. Ankara-İzmir arasında demir yolu seyahat süresini 3 saat 30 dakikaya düşüreceğiz. Bittiğinde 508 kilometrelik mesafede yılda yaklaşık 13,5 milyon yolcu ve 90 milyon ton yük taşımayı hedefliyoruz. Bursa-Yenişehir-Osmaneli hızlı tren hattı altyapı çalışmalarında yüzde 86 ilerleme sağladık. Ankara-İstanbul hızlı tren hattına bağlantılı olarak 106 kilometre uzunluğundaki Bursa-Yenişehir-Osmaneli hızlı tren hattını üstyapı inşasına başladık. Konya-Karaman hızlı tren hattını hizmete sunduk. Karaman-Ulukışla arasında ise altyapı çalışmalarını tamamladık ve üstyapı yapım çalışmalarında yüzde 55 fiziki ilerleme sağladık. Mersin’den Gaziantep’e uzanan hızlı tren hattımızda da çalışmalarımız hummalı bir şekilde devam ediyor. 2024 yılı sonunda tamamlanması planlanan proje ile Mersin-Adana ile Gaziantep arasında seyahat süresi 2 saat 15 dakikaya düşecek. Ankara-Yerköy-Kayseri hızlı tren hattımızın da ihalesini yaptık. Sözleşmesini imzaladık. Gebze-YSS Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Halkalı Hızlı Tren Projemizin de üzerinde önemle duruyoruz.” açıklamalarını yaptı. 

“5.9 Şiddetindeki Deprem Sürpriz Oldu”

Prof. Dr. Zeki Hasgür, merkez üssü Düzce olan Mw=5,9 büyüklüğündeki depremin sürpriz olduğunu dile getirdi. O bölgede büyük bir doğal alüvyal zemin alanı olduğunu, 23 yıl önce de 12 Kasım 1999 da 7 büyüklüğündeki Düzce depremine rağmen oluşan bu depremin incelenmesi gerektiğini söyledi.

Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, “Bu süre içinde zemin iyileştirilmesi yapılmış yapıların 2007 Deprem yönetmeliğine uygun yapılması gerekiyordu. AFAD’ın Deprem Dairesi tarafında işletilen kuvvetli hareket ivme şebekesinin Düzce’de kaydedilen en büyük deprem ivme değeri 407 gal olup 17 Ağustos 99 depreminde Adapazarı’nda kaydedilen ivme değerine eşit olduğuna ve ondan daha sığ (6.8km) derinlikte meydana geldiğine bakılırsa, bu boyuttaki bir depremde orta hasar da olabilir. Ancak adliye, hastane ve okul gibi kamu yapılarının önem katsayısı arttırılarak hesap yapılması ve yüksek dayanımlı beton ile yüksek mukavemetli çelik ile inşa edilmiş binalar olması onların çok hafif hasar dışında hasar görmelerinin beklenmemesi gerekirdi.” değerlendirmesini yaptı.  

Deprem sonrası çok sayıda (103) artçı sarsıntı olduğunu belirten Prof. Dr. Zeki Hasgür, bunun beklenen büyük Marmara depremine bir etkisi olacağını düşünmediğini dile getirdi. Bölgede 23 yıl içinde şimdikine göre 30 kat fazla enerji boşalması olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Zeki Hasgür, şu anda tam görememekle birlikte daha önce kırılmayan bir kolun kırılmış olabileceğini ifade etti. “Hasarın yoğunlaştığı bölge de merkez üssünü belli eder. Bu durumda Gölyaka olduğu görünüyor. Ama arazi araştırması ile köylerde hasarın yayılması daha net anlaşılır” diye konuştu.

“Hasarlı Binalara Girmeyin” 

Prof. Dr. Zeki Hasgür, şu anda insanların doğal olarak dışarı çıktıklarını kaydetti. Artçı sarsıntıların M=5 büyüklüğe kadar devam etmesi nedeniyle hasarlı binalara girmemelerini önerdi. Yapıda taşıyıcı sistemlerinin ne kadar hasar aldığını bilemeyecekleri için bugün beklemeleri daha doğru olacağını dile getirdi.

“Riskli Binalar Orta Büyüklükteki Depremde Belli Olur”

Kayıpların en aza indirilmesi için depreme hazırlıklı olunması gerektiğini de vurgulayan Hasgür şu uyarıları yaptı:

“Yapıların güçlendirmesi, 1999 öncesi inşa edilmiş, düşük dayanımlı malzeme kullanılmış yapılar bu orta şiddetli depremle belli oldu. Bu büyüklükteki ivmeler etkisinde taşıyıcı sistemdeki çatlaklar, korozyon dolayısıyla boşluklar kendini gösterir.  Deprem riski olan bölgelerde bir an önce yapı denetimlerinin gerek Mühendisler Odası gerekse belediyeler tarafından yapılması lazım. Çok zayıf binaların yıkılıp yenisinin yapılmasının, toptan göçmenin önlenmesi açısından gerekiyor. Siz, bile bile deprem anında kaçamayacağınız bir yapıyı güçlendirmeye çalışır mısınız? Risk altında bu tipten birçok yapı bulunuyor. Bunları ortadan kaldırmak gerekiyor.”

Riskli Yapılar Acilen Dönüştürülmeli

23 Kasım 2022 tarihinde 04.08’de merkez üssü Sarıdere-Gölyaka-Düzce olan 5,9 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, “Ülkemizde deprem can ve mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan bir afet türüdür. Afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarının yaklaşık yüzde 60’ı depremler nedeniyle meydana gelmektedir. Depremlerin yerini, zamanını ve şiddetini kesin olarak bilemediğimiz için yeni acılar yaşanmadan riskli yapıların acilen yenilenerek dönüştürülmesi gerekmektedir.” dedi.

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 34 yılı aşkın süredir uğraş veren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 23 Kasım 2022 tarihinde 04.08’de merkez üssü Sarıdere-Gölyaka-Düzce olan 5,9 büyüklüğündeki deprem sonrası uyarılarda bulundu. Geçmişte yaşadığımız depremlerde olduğu gibi, gelecekte olacak depremlere karşı tedbir alınmazsa büyük can ve mal kaybına uğrayacağımıza dikkat çeken Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, şu açıklamalarda bulundu: 

“Ülkemizde deprem can ve mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan bir afet türüdür. Afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarının yaklaşık yüzde 60’ı depremler nedeniyle meydana gelmektedir. T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre 1900 yılından günümüze en az 5,0 büyüklüğünde 1.796 deprem kaydedilmiştir. 23 Kasım 2022 tarihinde 04.08’de merkez üssü Sarıdere-Gölyaka-Düzce olan 5,9 büyüklüğündeki deprem, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Depremlerin yerini, zamanını ve şiddetini kesin olarak bilemediğimiz için yeni acılar yaşanmadan riskli yapıların acilen yenilenerek dönüştürülmesi gerekmektedir. Hükûmetimiz 2012 yılında başlattığı kentsel dönüşüm çalışmalarıyla, 2,8 milyon konutun dönüşümünü tamamladı.Sağlıksız olduğu tespit edilen 1,1 milyon konutun da dönüşümünün 4 yıl içerisinde bitirilmesi planlanıyor. 2035 yılına kadar ise deprem riski olan tüm bölgelerde kentsel dönüşüme girmemiş, yenilenmemiş yapı stokunun kalmaması hedefleniyor.”

Her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalı

Depremlerin ekonomik etkilerine de dikkat çeken Yavuz Işık, “Özellikle İstanbul gibi ticaretin, sanayinin ve önemli üst ve altyapıların olduğu büyükşehirlerde olabilecek büyük bir depremin ülke ekonomisine etkileri de değerlendirilmelidir. Bu nedenle, kentsel dönüşümün hızını azaltan sorunların çözülmesi önem arz etmektedir. Bu sorunların çözülmesi ile vatandaşların güvenli ve konforlu yaşam alanlarına kavuşması sağlanabilecektir. Bu nedenle T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalıdır.” diye konuştu.

KGS belgeli kaliteli hazır beton olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır

Kaliteli beton kullanımı ve denetim ile depremi az hasarla atlatmanın mümkün olduğunu vurgulayan Yavuz Işık: “Hazır beton alanında kaliteyi garanti altına almayı hedefleyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton tesislerinin üretim şartlarını, teknik ve laboratuvar altyapısını, personel yeterliliğini denetleyerek kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında beton üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır. Yeni yapıların inşasında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS kalite belgeli hazır beton, olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır.” dedi.

Yapılarımız artık daha güvenli

Yapıların güvenliğini değerlendiren Yavuz Işık, “2000’li yılların başından itibaren inşaatlarda hazır beton kullanımının zorunlu olması, nervürlü demir kullanılması, Yapı Denetim Sistemi’nin önce pilot ölçekte sonra Türkiye genelinde uygulanmaya başlaması ve daha etkili deprem yönetmeliklerinin hazırlanması ile betonarme yapılar çok daha güvenli hâle gelmiştir. Son yıllarda meydana gelen depremlerde genel olarak 2000 yılı öncesi binaların ağır hasar gördüğüne, ancak gerekli önlemler alındıktan sonra yapılan daha genç binaların çok daha güvenli olduğuna şahit oluyoruz. Kurallara ve standartlara uygun bir şekilde yapılmış ve denetlenmiş yapılar depreme karşı en büyük korumamızdır.” dedi.

Bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz

Türkiye’de üretilen betonların yüzde 65’inin Türkiye Hazır Beton Birliği üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretildiğinin altını çizen Yavuz Işık: “Depreme karşı dayanıklı yapılaşma için bu oranın çok daha yüksek olması gerekmektedir. KGS Sistemi’ne katılan beton tesisleri, yoğun kontroller sonucunda daha stabil ve sürdürülebilir bir üretim yapmaktadır. Böylece, hem kaliteli hem de ekonomik bir üretim elde edilmektedir. Standartlara uygun üretimin sağlanmasıyla beton üreticisi ile tüketici arasında güven oluşmaktadır. Sektördeki bütün üreticilere tarafsız ve doğru bir denetim uyguladığı için KGS Belgeli beton üreticileri özellikle tercih edilmektedir. Günümüzde bazı prestijli projelerin teknik şartnamelerinde beton üreticisi firmaların KGS belgeli THBB üyesi olmalarının ön şart olarak talep edilmesi, bizler için sevindiricidir. Bu doğrultuda, bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.

İnşaatlarda daha yüksek dayanımlı ve doğru çevresel etki sınıfında betonlar kullanılmalı

2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun kullanılmasını öngördüğünü söyleyen Yavuz Işık, “Betonarme yapıların uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre etkilerine de dayanıklı olacak şekilde boşluksuz ve geçirimsiz olması gerekmektedir. Bu dayanıklılığın yani dürabilitenin sağlanması için, beton dayanım sınıflarının daha da yükseltilmesi çok önemlidir. Dayanım sınıfı kadar önemli olan bir konu da, betonun servis ömrü boyunca performansını belirleyecek olan ‘Çevresel Etki Sınıfı’dır. Doğru çevresel etki sınıfı seçilip buna göre beton kullanılmazsa, yapıda uzun vadede bozulmalar meydana gelecek, öngörülen servis ömrü ve depreme dayanıklılık azalacaktır. Projeye uygun çevresel etki sınıfının doğru bir şekilde belirlenmesi noktasında projeyi yapan mühendise ve denetlenmesi konusunda özellikle Yapı Denetim Sistemi’ne büyük rol düşmektedir. Doğru belirlenmiş çevresel etki sınıfında, yüksek dayanımlı ve kalite belgeli betonlarla inşa edilen standartlara uygun olarak tasarlanmış ve denetlenmiş binaların depremde alacağı hasarın daha az olacağını öngörebiliyoruz.” dedi.

Güvenliğin “Kale”sine Bir Ödül Daha

Kullanıcılarına pek çok farklı kategoride kapsamlı güvenlik çözümleri sunan ve aynı zamanda en iyi müşteri deneyimini yaşatmayı amaçlayan Kale Alarm; Marketing Türkiye ve Akademetre iş birliğiyle düzenlenen A.L.F.A. Awards’ta Güvenlik Sistemleri kategorisinde ‘Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka’ seçilerek Customer Brand ödülünün sahibi oldu. 

Kurulduğu günden bu yana müşteri deneyimini en iyi şekilde yönetmeye büyük özen gösteren Kale Alarm, bu alanda yaptığı çalışmalar ile Marketing Türkiye ve Akademetre iş birliğiyle düzenlenen ALFA Awards’ta Güvenlik Sistemleri kategorisinde ‘Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka’ seçilerek, Customer Brand ödülünün sahibi oldu. Ödülü, Kale Alarm adına Kale Güvenlik Sistemleri Grup Müdürü Kerem Özkan aldı.

Kale Alarm’ın Yenilenen Mobil Uygulaması İle Kontrol Abonelerde! 

Kale Alarm, dijitalleşen dünyanın değişen güvenlik beklentilerine yanıt verebilmek amacıyla yenilediği uygulamasıyla müşteri deneyimini en üst düzeye taşıyor. Hızlı menüsü sayesinde servis, talep formu ve fatura gibi hizmetlere hızlıca ulaşabilme şansı sunan yeni uygulama; panik butonu ile de kullanıcılarının kendilerini daha güvende hissetmelerine yardımcı oluyor. Ayrıca kullanıcılar, alarm sistemi olay raporunu anlık kontrol edebilme özelliği sayesinde, mekânda bulunmadan ve görüntü almadan da sistemi takip edebilme imkanına sahip oluyor. 

Birçok Özellik Tek Bir Uygulamada

Kale Alarm mobil uygulaması ile 7/24 sinyal takibi yapılabiliyor. Giriş, çıkış ve alarm durumlarında Kale Alarm İzleme Merkezi’nin yanı sıra uygulama üzerinden de bildirim alınabiliyor. Kullanıcılar panik butonu ile alarm panelinden olduğu gibi uygulama üzerinden de anlık olarak yangın, ambulans ve polis talebinde bulunulabiliyor. Mobil uygulamanın sunduğu hizmet sayesinde Kale Alarm kullanıcıları kayıtlı adreslerine kolluk kuvveti taleplerini iletebiliyor ve panik butonunu kullanarak yakınlarına mevcut konumunu bildiren bir SMS gönderebiliyor. Alarm İzleme Merkezi’ni aramadan uygulama üzerinden hem teknik servis ve keşif taleplerini iletmek hem de Kale Alarm ile ilgili görüşleri paylaşmak mümkün oluyor. Bununla birlikte aboneler, alarm sistemi olay bildirimi ve fatura bildirimlerini anlık olarak alabiliyor. 

Modda Port İle İzmir’i En Önden İzleyin

Alsancak liman arkasında yapımı devam eden, İzmir körfezi manzarası ve mimari tasarımıyla dikkat çeken Modda Port projesi modern ve keyifli bir yaşam imkanı sunacak.

Tasarımında Ege denizinin esintilerini içeren ve butik bir rezidans olan Modda Port, en son yapı teknolojileri kullanılarak, yenilikçi, konforlu ve yüksek kaliteli bir yaşam sunuyor, kendine özgü mimarisiyle de deniz konseptiyle bütünleşiyor.

İnşaatında yüzde 85 tamamlanma aşamasına gelinen Modda Port’un A Plus kategorisinde, tek bloktan oluşan bir residence projesi olduğunu söyleyen Modda Yönetim Kurulu Başkanı Onur Öktem, “Modda Port, tasarımını Ege Denizi’nin masmavi renginin huzurundan alan, minimalist, her detayı incelikle tasarlanmış deniz ile iç içe bir proje. Her katta 3 ile 4 dairenin olduğu projede, geniş ve ferah iç tasarımlar ile büyük hacimli dairelere yer verildi. İç ve dış mimariyi tasarlarken büyük hacimli dairelere yer vererek sakin ve huzurlu bir yaşamı ön plana çıkartmak istedik. Katlarda az dairenin olduğu ve tamamı mesken olan çok özel bir projeyi yaşama geçiriyoruz.  Butik bir proje olan Modda Port’ta 22 katta toplamda 77 adet bağımsız bölüm bulunacak.” diye konuştu.

Konumu ve Depreme Dayanıklılığıyla Dikkat Çekiyor

İzmir Körfezi’nin karşısında, Alsancak Limanı’nın hemen arkasında denize ilk parselde yer alan Modda Port’un ulaşım olanakları ile de hayatı kolaylaştırdığını dile getiren Onur Öktem, şunları söyledi: “Ulaşımın en kolay noktasında bulunan Modda Port Projesine, 150 metre mesafede İZBAN, Metro, Tramvay, Otobüs gibi toplu taşıma araçlarının en önemli aktarma istasyonu konumundaki Halkapınar İstasyonu bulunuyor. Proje, depreme dayanıklılığı ile de dikkat çekiyor. Yüksek yapılar, aslında en güvenilir binalar arasında yerini alır. İleri inşaat tekniği ile 50 metre yerin altında zemini sıkılaştırarak inşa edilen proje kullanılan teknik bazında sayılı projeler arasında bulunuyor. Yüksekliği yaklaşık 70 metreyi bulan projenin neredeyse bir o kadar da yerin altına inerek baret temel üzerine, aplike radye temel sistemi ile inşa edildi. 80×280 cm boyutlarında temelin alt seviyesinden itibaren, 30, 35, 40 ve 50 metre derinliğinde toplamda 53 adet dikdörtgen kesitli C30 hazır betonlu baret temel yapıldı. Binanın temel sistemi 240 cm yüksekliğinde radye plaktır. Modda Port Projesi; İTÜ ve 9 Eylül Üniversitesi olmak üzere, iki ayrı kurumun öğretim görevlileri ile birlikte, ileri hesap yöntemlerine göre analiz edildi. Bu nedenle hem güvenli hem de uzun yıllar huzurla yaşayabileceğiniz bir eve sahip olacaksınız.”

Tüm Daireler Deniz Görüyor

İzmir körfezine hakim bir konumda bulunan Modda Port’ta tüm dairelerin deniz keyfini yaşayabileceğini de ifade eden Onur Öktem, “ Modda Port, toplam 3 bin 194 metrekare arsa alanına sahip. Tamamı konut olan projede, her daire denizi görecek şekilde konumlandı. Geniş ve ferah iç tasarımları ile büyük hacimli dairelere yer verildi. Kesintisiz deniz manzarasına sahip 2+1 ve 3+1 daire seçeneklerinden oluşan projede; profesyonel site yönetimi, kapalı otopark, kapalı bahçe, tenis kortu, fitness salonu, kapalı havuz, SPA ve çeşitli residence hizmetleri sizin ve aileniz için en ince detaylarla düşünüldü. Modda Port’ta ticari alanlar bulunmuyor, tamamen konut ve sosyal alanlardan oluşuyor. Proje sade, huzurlu ve konforlu bir şekilde İzmir’de yaşama imkanı sunuyor. Ayrıntılı bilgi almak isteyenler Alsancak Plevne Bulvarındaki satış ofisimizi ve www.moddaport.com adresini ziyaret edebilir.” dedi.

Modda Port hakkındaki tüm proje bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Biva Mimarlık, Modern Tasarım ve Çağdaş Yaşamı Buluşturuyor

İzmirde yıllardır önemli kentsel dönüşüm ve konut projelerine imza atan Biva Mimarlık, sektörde modern ve yenilikçi bir anlayışla tasarım ve mimariyi buluşturuyor. 

Biva A.Ş. kurucularından Mimar Vahap Yılmaz eşi ve iş ortağı Birim Yılmaz ile birlikte sektöre 12 metrekarelik dükkanla adım attıklarını belirterek, geldikleri noktada Avrupa’nın en yüksek yapısal çelik binası Biva Tower’da yaşamın başlayacak olmasından duydukları heyecanı dile getirdi.

Avrupa’nın En Yüksek Yapısal Çelik Binası Biva Tower’da Yaşam Başladı

İlklerin şehri İzmir’e, Avrupa’nın ve Türkiye’nin En Yüksek Yapısal Çelik Binası’nı ve “Yeni Bir Simgeyi” kazandırdıklarını vurgulayan Birim Yılmaz şunları söyledi: “Türkiye’nin sınırlarını da aşıp, Avrupa’nın en yüksek yapısal çelik binasını tamamladık dedi. Binanın yapımı aşamasında birçok olağanüstü durumla karşılaştık. Ekonomik kur farkları, koronavirüs, deprem hatta hortum gibi tüm olumsuzluklara rağmen Avrupa’nın en yüksek yapısal çelik binası Biva Tower’da yaşam başlayacak. Yine bir ilki başarmış olmanın mutluluğuyla projelerimize devam edeceğiz”

Biva, Kuşadası’nda Yatırımcılarla Buluştu

Geçtiğimiz günlerde Kuşadası’nda gerçekleştirilen etkinlikte yaklaşık bin yatırımcıyı ağırlayan Biva Mimarlık, inşaat sektöründe yaptığı yeni atılımları tanıttı. 

Çoğunluğu doktorlar ve tıp sektörü mensuplarından oluşan ve onbinlerce üyesi bulunan Doc’s Club üyelerinin davetli olduğu özel gün, Kuşadası Pamucak’ta bir otelde düzenlendi. Ünlü sanatçı Hande Yener ve Cem Belevi’de sahne performanslarıyla geceye renk kattı.

Yatırımcılara Özel Projeler

Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen yaklaşık bin katılımcının yer aldığı etkinlikte önce yedi ayrı gayrimenkul yatırım projesinin tanıtıldığı toplantı düzenlendi. Bu toplantıda yatırımcılara gelecekte inşaasına başlanması planlanan büyük projeler de tanıtıldı.  Biva’nın projelerinin kısa lansmanının  ardından, toplantı sunumunda konuşan Biva A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Vahap Yılmaz, bugüne kadar yaptıkları binlerce konut ve ticari alan projeleri hakkında bilgiler verdi. 

Projelere Müthiş İlgi Memnun Etti

Proje tanıtımlarının ardından konuşan Biva A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Birim Yılmaz, katılım ve ön taleplerden çok memnun kaldıklarını dile getirerek, “Tahmin ettiğimizden büyük bir katılım oldu, özellikle seminer salonunda ekstra sandalyeler getirerek herkesin konuya odaklanmasını sağladık. Sonuçlardan çok memnunuz. Geliştirdiğimiz büyük projelerle katılan herkese yatırım alanı yaratmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi. 

Günümüzde yatırım araçlarının getirilerinin azaldığını dile getiren Birim Yılmaz, “Bugün sunduğumuz projeler, piyasadaki yatırım araçlarına kıyasla en çok kazandıran gayrimenkul yatırımları olduğu için ilgi ve talep bir hayli fazla oldu” ifadelerini kullandı. 

Biva A A.Ş. Yeni Projelerle Yatırıma Devam Ediyor

Bayraklı

Bayraklı bölgesinde yeni yatırımlarımız olacak. İki parsel yanyana bin 470 metrekarelik arsaya 240 adet 1 + 1 ofis konseptinde daire yapılacak. Bu proje bölgede depremden sonra ihtiyaç duyulan hem ofis hem de konut açığına cevap vermiş olacak. Bayraklı Adliyesi’nin çok yakınında, ek binaya yakın olan iş merkezimiz ise İzmir’in Mia bölgesi olarak adlandıran Bayraklı Manavkuyu mahallesinde bulunuyor. Projemiz yaklaşık 3 ay içinde başlayacak ve 18 ayda tamamlanacak.

Gaziemir

Gaziemir projemiz iyi bir lokasyona sahip.  Çevre yolu dönüşlerinin hemen öncesinde, iş merkezinin olduğu havalimanı yolu üzerinde bulunan büyük AVM’nin 1 km yakınında, Ege Serbest Bölgesinin de yanında yer alıyor. Bin tane 1 + 1’in yapılacağı büyük bir proje. İçinde yüzme havuzu, fitness, kapalı spor salonları, kapalı alanlar, açık spor alanları, peyzaj ve rekreasyon alanları olmak üzere iki tane ada iki parselden oluşan bir proje olacak. O bölgeye değer katacak proeler arasında yer alıyor. 

Foça

Foça Gencelli de yapacak olan proje yaklaşık 150 tane bağımsız bölümden oluşacak. Otel konsepti de olacak.  İçinde yüzme havuzu, kapalı yüzme havuzu, sauna, çocuk havuzları olan denize sıfır, kendi özel iskelesi olan o bölgenin en iyi projelerinden bir tanesi. Karşıyaka ile Mavişehir arasındaki mesafesi 15 dakika, çevre yolundan eski Foça’ya 17 dakika sürüyor. Hem günlük hem de yazlık olarak yaşamaya uygun, yaz kış kullanılabilecek bir proje.

Seferihisar ve Alaçatı

Seferihisar Doğanbey’de bulunan bölgede otel konseptinde yapılacak 1 + 1 rezidansların olduğu 150 adet bağımsız bölümün olacak.  İçinde farkı komplekslerin de olacağı otel konseptiyle her türlü detayı tasarlanarak muhteşem  bir yaşam imkanı sunulacak. Ege balıkçı kasabası diyebileceğimiz bir bölgede yeni bir yaşam başlayacak.  Çeşme Alaçatı için özel olarak çalışmalarını tamamladığımız bir diğer projemizi de önümüzdeki günlerde tanıtacağız. 

Biva Mimarlık’ın tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

GHO, 6 Yılda 29 Şubeye Ulaştı

Gayrimenkul Hizmet Ortaklığı (GHO) Kurucusu Hasan Can Çalgır, bu yıl gayrimenkul sektöründe yaşanan durağanlığa rağmen hedeflerine ulaştıklarını ve ülke genelindeki ofis sayısını 29’a yükselttiklerini söyledi. 

İzmir merkezli bir firma olarak şubeleşme konusunda önemli mesafe kat ettiklerini belirten Çalgır, 2023 yılında İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yeni ofisler açmak için görüşmeleri sürdürdüklerini dile getirdi.  

2022 yılında sektörde istikrarlı bir ivme yakaladıklarını kaydeden Hasan Can Çalgır, “Kurumsal bir yapı içinde önemli network ve bilgi paylaşımı gerçekleştirerek, gayrimenkul satış konusunda sonuç odaklı çözümler sunuyoruz” dedi.

Konut Satışlarında Durağanlık Var

Gayrimenkul piyasasının yüksek maliyetler nedeniyle durağan olduğuna dikkat çeken Çalgır, “Şu anda orta segment konut satışı azalmış durumda. Yeni konut ihtiyacı olanlar bile satın almada zorlanıyor. Şu anda lüks konutların satıldığı bir dönemdeyiz. Büyük inşaat firmaları lüks segmentteki konut üretmeye devam ediyor. Çimento ve demir gibi temel inşaat malzemelerinin fiyatlarının çok artması nedeniyle daha orta segmentte konut üreten firmalar ise harekete geçemiyor. İnsanların konut alabilmeleri için uygun kredi imkanlarına kavuşması gerekiyor. Aslında bu durum konut fiyatlarının da yeniden yükselmesine neden olacak. 2023 yılında da konut fiyatları artmaya devam edecek” diye konuştu. 

Kiralık Ev Bulmak Zorlaştı

Konut satın alamayan insanların kiralamaya yöneldiğini ifade eden Hasan Can Çalgır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle büyük kentlerde kiralama konusunda talep artışı söz konusu. Evlerin konumuna göre 10 ila 20 bin lira aralığında kira rakamları bulunuyor. İlginçtir ki; bu evler de boş kalmıyor. Yeni evlenenler de 1+1 eşyalı konut talep ediyor. İnsanlar yeni kiralık konut bulmakta zorlanıyor. Bu gelişmede, Rusya – Ukrayna savaşı veya diğer nedenlerle ülkemize gelen yabancıların da payı büyük. Ruslar özellikle Antalya’ya ilgi gösteriyor. Fakat Antalya’da konut bulmak artık zorlaştı. Artık deniz kıyısındaki diğer iller ve ilçeler de rağbet görüyor. GHO olarak bu durumu avantaja çevirmek için harekete geçtik. Tüm ofislerimizde online portföy paylaşımlarıyla teknolojiyi de etkin kullanıyor; müşterilerimize doğru fiyat ve doğru yatırım konusunda her türlü desteği veriyoruz”

“Canım Öğretmenim” Kampanyası İle Mobilya Alışverişleri Yüzde 35 İndirimli

Evgör Mobilya, her yıl 24 Kasım’da tekrarladığı geleneksel “Canım Öğretmenim” kampanyası kapsamında, tüm eğitim çalışanlarına Evgor.com.tr adresinden yapacakları alışverişlerinde yüzde 35’e varan indirim avantajı sunuyor.

24 Kasım Öğretmenler Günü’ne özel, seçili modellerde geçerli kampanyadan yararlanmak isteyenler, indirimli mobilyalarını bütçelerine göre peşin fiyatına farklı taksit seçenekleriyle sahip olabiliyor.  

“Tasarımla Mutluluğun Birleştiği Nokta” sloganıyla hizmet veren Evgör Mobilya, yurdun her noktasında görevlerini fedakarca yerine getiren öğretmenleri bu yıl da unutmadı. Firmanın her 24 Kasım’da geleneksel hale getirdiği “Canım Öğretmenim” kampanyasında; yeni bir yuva kurmayı planlayan ya da evini yenilemeyi düşünen öğretmenler, yatak odasından yemek odası takımına, oturma grubundan tamamlayıcı ürünlere kadar tüm mobilya alışverişlerini yüzde 35’e varan indirimlerle yapabiliyor.  

En Yüksek Kira Artışı Antalya’da

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi tarafından sahibinden.com’un ilan verileriyle hazırlanan “sahibindenx Kiralık Konut Piyasası Görünümü” Kasım raporu yayınlandı. 

Türkiye genelinde kira fiyatları geçen yılın aynı ayına kıyasla artmaya devam etse de kira fiyatlarındaki yıllık artış oranı Ekim’de düştü. Eylül ayında yüzde 166,4 olan yıllık kira fiyatlarının yıllık artış oranı Ekim’de yüzde 159,2’ye geriledi. Kira fiyatındaki yıllık artış oranı azalsa da geçen yılın aynı döneminde 24 TL olan Türkiye geneli güncel ortalama metrekare kira fiyatı 62,2 TL oldu.

En Yüksek Artış Antalya’da Görüldü

Ekim ayında yıllık ortalama kira artışı ülke genelinde yüzde 159,2 olurken büyükşehirlerdeki cari kira artış hızları farklılık gösterdi. Antalya yüzde 257,1 oranla en yüksek kira artış oranının gözlemlendiği il oldu; Antalya’da ortalama kira bir yılda 3 katından fazlaya yükseldi. En yüksek fiyat artışı görülen diğer iller Trabzon (yüzde 200), Denizli (yüzde 195,8), Mersin (yüzde 184,2) ve Kocaeli (yüzde 176,2) olurken, en düşük kira artışının görüldüğü iller Erzurum (yüzde 122,2), Van (yüzde 121,3), Gaziantep (yüzde 113,9), Kahramanmaraş (yüzde 101,6) ve Diyarbakır (yüzde 99,1) oldu. Ekim verilerine göre bütün büyükşehirlerdeki yıllık kira fiyatı artış oranının yüzde 85,5 ölçülen yıllık TÜFE enflasyon oranından yüksek olduğu belirtildi.

Yıllık Kira Artışlarının En Yüksek ve En Düşük Olduğu İller 

İllerEkim 2021 m2 FiyatıEkim 2022 m2 FiyatıYıllık Cari Kira Artışları (%)
Türkiye Ortalaması24,062,2159,2
Antalya28,0100,0257,1
Trabzon10,030,0200,0
Denizli13,038,5195,8
Mersin18,051,2184,2
Kocaeli15,041,4176,2
Erzurum9,020,0122,2
Van12,026,6121,3
Gaziantep17,036,4113,9
Kahramanmaraş12,024,2101,6
Diyarbakır15,029,999,1

Kaynak: sahibinden.com, Betam

Kiralık konut ilan sayısı geçen aya kıyasla ülke genelinde yüzde 1,1 (230.943’ten 228.351’e), İstanbul’da yüzde 2,2 (72.528’den 70.940’a), İzmir’de ise yüzde 3,3 (17.486’dan 16.908’e) düşerken Ankara’da yüzde 4,4 (17.481’den 18.244’e) yükseldi.

Kiralık ilan metrekarefiyatlarındaki yıllık artış oranları İstanbul’da ve İzmir’de düşerken, Ankara’da yükseldi. Yıllık kira fiyatı artış oranı Eylül ayından Ekim ayına İstanbul’da yüzde 153,5’ten yüzde 145,6’ya, İzmir’de ise yüzde 161,8’den yüzde 158,6’ya düştü. Öte yandan, yıllık kira fiyatı artış oranı Eylül’den Ekim ayına Ankara’da yüzde 159,6’dan yüzde 168,4’e yükseldi. Ortalama kiralık konut ilan metrekare fiyatları İstanbul’da 88,4 TL, Ankara’da 42,9 TL, İzmir’de ise 62,1 TL olarak açıklandı. 

Yusufeli Barajı Açıldı

Artvin’de inşa edilen Yusufeli Barajı’nın açılış töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. 

22 Kasım tarihinde yapılan açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni Yusufeli’nin 2.698 konut, 507 köy evi, 296 iş yeri, 37 dükkanlı bir sanayi sitesi, 25 yataklı hastanesi, 9 okulu, yurt, spor salonu, 7 köy ve ayrıca tüm kamu hizmet binaları sıfırdan inşa edildi. Her türlü altyapısıyla ve üstyapısıyla oldukça ferah bir Yusufeli ortaya çıktı. Artık Yusufeli eskisinde iki kat daha büyük. Ayrıca ilçenin ulaşımı için 39 tünel ve 21 köprüyle toplam 110 kilometre de yeni yol yapıldı. Bundan 20 yıl önce Türkiye’de tünel uzunluğu 50 kilometreydi. Biz sadece Yusufeli’nde 62 kilometre tünel inşa ettik.” dedi.

Yusufeli Barajı hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali 100 katlı bir gökdelene denk olacak şekilde 275 metre yüksekliğindedir. Ülkemizde ilk, dünyada ise sınıfında 5. sırada bulunmaktadır. Kurulu gücü 558 megavat olan bu barajda yıllık 1 milyar 900 milyon kilovatsaat elektrik üretilecek. Bunun ülke ekonomimize katkısı yıllık 5 Milyar TL olacaktır. Allah göstermesin bir enerji sıkıntısı yaşansa bu baraj 1,5 yıl enerjiyi temin eder.” ifadelerini kullandı.

Yusufeli Barajı’nın çok önemli bir yatırım olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yusufeli Barajı aynı zamanda Çoruh Nehri’nin devamındaki Artvin, Deriner, Borçka ve Muratlı barajlarının en yüksek verimle çalışmalarını da sağlayacaktır. Bu barajın su depolama kapasitesi 2,3 milyar metreküptür. Buradan üretilen elektrik ile 2,5 milyon konutun ihtiyacını karşılayabilirsiniz veya 750 bin TOGG’un enerji ihtiyacını buradan sağlayabilirsiniz. 34 Milyar TL’lik bir maliyetle Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir eseri ülkemize kazandırdık.” şeklinde konuştu.

‘’Kanal İstanbul Projesinde İnşaat Başladı’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul projesinde iki noktada inşaat çalışmalarının başladığını belirtti. 

Bakanlık projeleri hakkında bir sunum gerçekleştiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul projesi hakkında bilgilendirmede bulundu. 

Türk Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olması nedeni ile sadece İstanbulluların değil aynı zamanda tüm Türkiye’nin yakından takip ettiği dev proje hakkında mecliste yaptığı sunumda yeni bilgiler veren Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu bir kere daha projenin bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. Projenin mutlaka yapılacağını vurgulayan Ulaştırma Bakanı iki noktada proje hakkında çalışmaların devam ettiğini söyledi. 

Bakan Karaismailoğlu mecliste yaptığı sunumunda “Mühendislik çalışmalarında 204 bilim insanının görev aldığı Kanal İstanbul projesi, tamamlandığında başta İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlaması ve boğazın tarihsel ve kültürel dokusunu korumasının yanı sıra boğaz giriş ve çıkışlarında günleri bulan beklemeleri azaltacaktır. Bu proje ile ülkemiz, küresel ticarette daha etkin rol oynayacak. Kanal, İstanbul’un Sazlıdere kesiminin de geçişini sağlayacak. Sazlıdere Köprüsü’nün inşası devam ediyor. Ayrıca Kapıkule-Halkalı Hızlı Tren projemizin, Kanal İstanbul’un altından geçecek şekilde tünelli olarak projelendirdiğimiz Halkalı-Ispartakule kesiminin de inşasına başladık.” dedi. 

Kanal İstanbul projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Karayolu Kavşak Çalışmaları Tamamlandı

Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 3’üncü Çevre Yolu’nda yapılan kavşak çalışmaları tamamlanarak trafiğe açıldı. 

Mersin Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi’nde Kalite Kontrol Şefi olarak görev yapan Jeoloji Mühendisi Serkan Bayazıt, okulların bir haftalık ara tatile girmesiyle başlayan ve kısa sürede sonuçlanan çalışma hakkında yaptığı değerlendirmede, “13. Cadde ile İsmet İnönü Bulvarı kesişimindeki ikinci kanalize kavşak düzenlememizi tamamlayıp, yolu ulaşıma açtık” bilgisini verdi.

Yapılan kanalize kavşağın fonksiyonu hakkında da bilgi veren Bayazıt, “Yapılan çalışma, güzergahında giden araçların kanallar yoluyla; sola, düz veya sağa kendi ışıklarını takip ederek devam etmelerini sağlıyor. Trafiği rahatlatıp, ulaşıma katkı sağlamak amacıyla yaptığımız bir düzenleme. Şu anki çalışmalarımız, araçların daha rahat, hızlı ve güvenilir bir şekilde yol almasını sağlıyor. Kanalize kavşak çalışmalarımız, 3. Çevre Yolu’nun devamında da bu şekilde devam edecek” dedi.

Mersin’deki tüm ulaştırma projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yapı İzin İstatistikleri Verileri Açıklandı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yapı İzin İstatistikleri verilerini yayımladı. 2022 üçüncü çeyrekte ruhsat verilen yapıların yüzölçümü yüzde 4,7 azaldı.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; bir önceki yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 8, daire sayısı yüzde 3,8 ve yüzölçümü yüzde 4,7 oranında azaldı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 51,7’si Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2022 yılı üçüncü çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 31,8 milyon metrekare iken; bunun 16,4 milyon metrekaresi konut, 9 milyon metrekaresi konut dışı ve 6,4 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En Yüksek Yüzölçüm Payı İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu
Belediyeler tarafından 2022 yılı üçüncü çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 20,1 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 3,0 milyon metrekare ile sanayi binaları ve depolar izledi.

Yapı Kullanma İzin Belgesi Verilen Yapıların Yüzölçümü Azaldı
Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2022 yılı üçüncü çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 3,7 artarken, daire sayısı yüzde 0,8 ve yüzölçümü yüzde 2,8 azaldı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 58,2’si Konut Alanı Olarak Gerçekleşti
Belediyeler tarafından 2022 yılı üçüncü çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam yüzölçümü 27,5 milyon metrekare iken; bunun 16,0 milyon metrekaresi konut, 6,0 milyon metrekaresi konut dışı ve 5,5 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

Sıcacık Bir Bahçe İçin Landmann Ateş Küresi İle Tanışın

Multi brand mağaza zinciri olarak müşterilerini daima dünya markalarının en yeni ve teknolojik ürünleriyle buluşturan Enplus, satışa sunduğu Landmann Ateş Küresi ile bahçelerde kışın da sıcacık bir atmosfer yaratabilmeye yardımcı oluyor. Landmann Ateş Küresi mevsim ne olursa olsun bahçe keyfini sonuna kadar yaşamayı mümkün kılıyor.

İçimizi ısıtan yaz mevsimi çoktan geride kaldı. Bahçede yapılan kahvaltılara, barbekü partilerine ve kahve keyiflerine ise şimdiden özlem duyulmaya başlandı. Ancak küçük dokunuşlarla bahçeleri sıcacık bir yer haline getirmek hala mümkün. Premium mutfak ürünleri, küçük ev aletleri ve lüks beyaz eşya sektörlerinde kendi alanında lider 60’tan fazla markanın perakende satışını gerçekleştiren multi brand mağaza zinciri Enplus’ın satışını gerçekleştirdiği ürün, soğuk havalarda bahçeleri sıcacık bir yer haline getiriyor.

Landmann Ateş Küresi, kışın da sıcacık bir bahçeyi garanti ediyor

Kışın ateş başında huzurla vakit geçirebilmeyi sağlayan ürünün örgü ızgara kapakları uçuşan kıvılcımlara ve küle karşı koruma sağlıyor. Ürünün taşıma kulpları da Ateş Küresi’ni kolayca hareket ettirmeyi ve istenilen yere taşımayı kolaylaştırıyor. Kışın da sıcacık bir bahçeyi garanti eden Landmann Ateş Küresi’ne Enplus’ın Türkiye genelinde yer alan 27 mağazasından ve www.enplus.com.tr internet sitesinden ulaşmak mümkün. 

Dekar Zekeriyaköy Satışa Çıktı

Geliştirdiği bahçeli ev konsepti ile öne çıkan gayrimenkul sektörünün öncü markası Dekar Yapı, İstanbul’un en yeşil bölgelerinden biri olan Sarıyer Zekeriyaköy’de inşa ettiği Dekar Zekeriyaköy projesini satışa çıkardı. 

Ulaşılabilir fiyatlarla bahçeli bir hayat sunan projeleri hayata geçirmeye devam eden Dekar Yapı, geliştirdiği yeni projesi Dekar Zekeriyaköy’ün satışlarına başladı. İstanbul’da bahçeli ev sahibi olmayı hayalden gerçeğe dönüştüren Dekar Zekeriyaköy projesinin örnek dairesi de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. 

Yeşillikler İçinde Huzura Açılan Kapı; Dekar Zekeriyaköy

Ulaşım ağlarının kesiştiği Sarıyer bölgesinde şehir hayatından kopmadan, doğanın içerisinde bir yaşam sunanDekar Zekeriyaköy projesinde toplam 11.300 m² alan üzerinde 15 blokta, 2+1’den 4+1’e kadar farklı büyüklükte 41 bahçeli ev yer alacak. Projenin tamamının Aralık 2023’te sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.

Dekar Zekeriyaköy projesinden konut sahibi olanlar bahçeli bir hayatın yanı sıra birbirinden farklı imkânlar sunan sosyal hayat ile de buluşacaklar. Yeşillikler içerisinde huzurlu bir yaşam vadeden projenin içerisinde yüzme havuzu, oyun parkı ve yürüyüş yolları gibi sosyal donatı alanları da bulunuyor. Ayrıca her evin bünyesinde 2 adet kapalı otopark imkânı sunuluyor. 

Dekar Zekeriyaköy’ün Örnek Dairesi Kapılarını Açtı

Dekar Yapı tarafından İstanbul’un en yeşil bölgelerinden biri olan Zekeriyaköy’de yapımına devam edilen projenin örnek dairesi de görücüye çıkarıldı. Konutun ötesinde, lüks bir yaşam alanı olma özelliğini ön plana çıkaran Dekar Zekeriyaköy’ün örnek dairesi, mimari tasarımı ve yüksek kalitesiyle dikkat çekiyor. Toplam 220 metrekarelik alanda 4+1 olarak tasarlanan örnek dairede konutların tüm detayları ev sahibi olmak isteyenlerin beğenisine sunuldu. 

Dekar Zekeriyaköy projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

KONUTDER Başkanı: ‘’Kredi Kısıtı Kaldırılmalı’’

KONUTDER Başkanı Altan Elmas, sıfır konutlarda kredi kısıtlamalarının acilen kaldırılması gerektiğine dikkat çekti. 

Konut Geliştiricileri Derneği (KONUTDER) başkanı Z. Altan Elmas, TÜİK’in açıkladığı konut satış istatistikleri ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı veriye göre, 2022’nin ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,3 azalışla 102 bin 660 konut satışı gerçekleşti. Konut satışları son 4 aydır düşmeye devam etti. Temmuz ayından itibaren konut kredi kısıtlaması ve ağustos ayından itibaren fiilen konut kredisinin aşırı kısıtlanması ile ipotekli satışlar, tarihin düşük rakamlarına erişti. 

Konut fiyatlarının yükselişini önlemeye dönük alınan kararlar, konut üretimini de olumsuz etkilemektedir. 2022 yılı hem ipotekli satışlarda hem de üreticiden birinci el satışlarda rekor seviyede düşük bir yıl olarak kapanmaya aday görünmektedir. Türkiye’de konut üretimini zorlaştıran kredi kısıtlamaları üreticiden birinci el satışlar için acilen kaldırılmalı ve 15 yıl vadeli düşük maliyetli konut kredisi uygulaması kamu bankalarımız ve kamu katılım bankalarımız tarafından etkin hale getirilmelidir. 

Konut üretiminde ipotekli satışlar üreticilerin nakit akışını doğrudan etkilemekte, bunun kısılması ise konut üretimini yavaşlatmaktadır. Yavaşlayan üretim konutta arz sorununu daha da derinleştirme riskini beraberinde getirmektedir. Konut fiyatlarının daha da yükselmesine zemin hazırlamaktadır. 

Gençlerimizin, orta gelir grubumuzun, çalışan sabit gelirlilerimizin konuta erişimini sağlayacak kalıcı bir ‘konut edindirme modeline ihtiyacı bulunmaktadır. Kamu bankalarımız topladıkları mevduatın yaklaşık yüzde 7’sini konut kredisi olarak kullandırırken özel bankalarımız sadece yüzde 2’sini konut kredisi olarak kullandırmaktadırlar. Yapmış olduğumuz analizlere göre ülkemizin ihtiyacı olan yıllık 800 bin konut üretebilmesi ve gençlerimizin konut alımına erişebilmesi için toplanan mevduatın en az yüzde 9’unu erişilebilir konut kredisi olarak kullandırmaları gerekmektedir. Bu ülke ve sektör büyümesinin, istihdam ve ihtiyacı karşılayacak konut üretiminin sürdürülebilir makul seviyelerde devam edebilmesi için çok önemli bir faktördür. 8,5 trilyon TL’lik mevduatın içinde konut kredi stoğu sadece 350 milyar TL olup, yüzde 4 mertebesindedir. Mevcut durum devam ettiği takdirde konut satışları ve üretimi düşmeye devam edecektir.

Şişecam Cam Konferansı Uluslararası Cam Yılı’nı Kutladı

Şişecam, Uluslararası Cam Yılı nedeniyle hibrit konferans etkinliği düzenleyerek camın sürdürülebilirlik konusundaki önemini masaya yatırdı. 

Düzenlenen konferansta konuşan Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Dünya, pandeminin ardından ekonomik ve jeopolitik risklerin yanında doğaya yönelik risklere karşı da mücadelesini sürdürüyor. Cam ise sürdürülebilirliği destekleyen üstün yönleriyle sadece geçmişin değil, geleceğin de en stratejik malzemelerinden biri olarak öne çıkıyor. Şişecam’da biz, camı sadece bir iş kolu olarak değil, aynı zamanda insanlığa hizmet için çok önemli bir araç olarak görüyoruz. 37 yıldır hayata geçirdiğimiz Şişecam Uluslararası Cam Konferansları ile camın üstün yeteneklerinin geliştirilmesinde rol oynayan çok önemli bir platform yaratmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici ise “Bugün hayatımızda cam olmasaydı medeniyetler ilerlememiş ve dünya estetikten yoksun olurdu. Cam ikâmesiz birçok yeteneğinin yanı sıra, yeni dünya düzeninin ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürünler ve teknolojiler yaratmak için gelişmelere ve yeniliklere de açık çok özel bir malzeme. Bunun bilincinde olarak daha iyi bir gelecek için inovasyon kaslarımızı durmaksızın geliştirip gezegenin ve insanlığın yararına projeler üretiyoruz” diye konuştu. 

Cam ve kimyasallar sektörlerinin küresel oyuncusu Şişecam’ın, 37 yıldır hayata geçirdiği Şişecam Uluslararası Cam Konferansı bu yıl 17-18 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da hibrit olarak düzenlendi. Camın üstün yeteneklerinin sektörün tüm paydaşlarının katkısı ve iş birliği ile geliştirilmesine yönelik bir platform yaratmak hedefiyle hayata geçirilen Şişecam Cam Konferansı’nın bu yılki ana teması “Uluslararası Cam Yılı” oldu. Uluslararası Cam Yılı’nın sektörün gelişimini destekleyen yeni fikirlerin geliştirildiği panellerle kutlandığı konferans, sektörün önde gelen temsilcilerini ve bilim insanlarını bir araya getirdi. Konferansta, hayatımızın her alanında stratejik öneme sahip olan camın teknolojik, bilimsel ve ekonomik önemi ele alınırken, camın sınırları olmayan gelişim yolunun daha da açılmasına yönelik çalışmalar yapıldı.

 Cam İnsanlığa Büyük Bir Hizmet

Camın 5 bin yıllık geçmişiyle olduğu kadar gelecek için de çok değerli bir materyal olduğunun altını çizen Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Dünya, pandeminin ardından ekonomik ve jeopolitik risklerin yanında doğaya yönelik risklere karşı da mücadelesini sürdürüyor. Gıda krizi, enerji kısıtı gibi yeni risklere karşı çözüm arayışları sürerken, cam sürdürülebilirliği destekleyen üstün yönleriyle sadece geçmişin değil, geleceğin de en stratejik malzemelerinden biri olarak öne çıkıyor. Şişecam’da biz, camı sadece bir iş kolu olarak değil, aynı zamanda insanlığa hizmet için çok önemli bir araç olarak görüyoruz. 37 yıldır hayata geçirdiğimiz Şişecam Uluslararası Cam Konferansları ile camın üstün yeteneklerinin geliştirilmesinde rol oynayan çok önemli bir platform yaratmayı hedefliyoruz” dedi.

Sur Yapı Antalya’da Teslimler Devam Ediyor

Türkiye’nin en büyül kentsel dönüşüm projelerinden biri olan Sur Yapı Antalya’da 2 bin 500 konutun teslimi tamamlanırken kalan bin 32 konutun teslim süreci de devam ediyor.

Daha önce 2 bin 500 konutun teslim edildiği projede geçtiğimiz ay teslimine başlanan F parsel ile birlikte 1032 konutu daha sahipleriyle buluşuyor. Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, ocak ayının sonuna kadar 3 bin 600 konutun teslim edilmiş olacağını belirterek kaba inşaatları biten, dış cepheleri bitmek ve bütün ince iş kalemleri başlamak üzere olan B ve C parsellerin tamamını 2023 yılının haziran ayının sonuna kadar tamamlayarak teslim edeceklerini açıkladı. 

Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, pandemi, kur şoku, yükselen döviz kurları ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi, Türkiye ve dünya ekonomisini olumsuz etkileyen gelişmelere rağmen Sur Yapı’nın son 3 yıldır kesintisiz bir teslim performansı gösterdiğini belirterek “Sur Yapı Antalya’da geçtiğim ay teslimlerine başladığımız ve F parsel ile birlikte 1032 konutu daha teslim ederek son 3 yılda 3 bin 600’ü Sur Yapı Antalya’da olmak üzere 5 binden fazla konutu sahipleriyle buluşturduk” dedi. Sur Yapı Antalya’da en hızlı inşa edilen ve oturuma ilk açılan bölümün Park etabı olduğunu ifade eden Altan Elmas, “Sur Yapı Antalya projemizle Antalya’da yeni bir şehir inşa ediyoruz. Bu şehirde teslimine uzun süredir devam ettiğimiz Park etabında yaşam başladı ve 9 bin kişi yaşıyor. 2023 yılının haziran ayı sonuna kadar ise hak sahiplerinin tüm konutlarını teslim etmiş olacağız” diye konuştu.

“Sur Cadde İle Ticari Aktivite Hızlanacak”

Tamamlandığında 70 bin kişinin yaşayacağı Sur Yapı Antalya’da, çeşitli etaplardaki yaklaşık 8 bin 500 konutun inşaatına devam ettiklerini anlatan Elmas, Park etabındaki 35 blokta doluluk oranının yüzde 100’e ulaştığı bilgisini verdi. Elmas, şunları söyledi: 

“Konut teslimlerinin geçtiğimiz ağustos ayında başladığı Turkuaz Sitesi’nde de sona yaklaştık.  2023 yılının son çeyreğinde teslimlerimizi tamamlayacağız. Tüm blokları su kenarında yer alan ve suyla gelen medeniyet temasının hâkim olduğu Turkuaz sitesinde 1105 konut yer alıyor.  Büyük metrekareye sahip daireleriyle geniş ve ferah bir yaşam sunan bu etabımız, yemyeşil bahçesi ve rengarenk çiçekleri, çocuklar ve yetişkinler için dört mevsim kullanılacak açık ve kapalı yüzme havuzları, gölet kenarındaki dinlenme alanları, site konsepti içerisinde oluşturulan meydanları, yürüyüş yolları ve modern çevre düzenlemesiyle ön plana çıkıyor. Projenin bir diğer etabı olan Sur Cadde ise Antalya’nın “Şanzelize”si olarak konumlandırılan 1,3 kilometre uzunluğundaki Alışveriş Caddesi’ne ev sahipliği yapıyor. Sur Cadde’deki 7 blok, 485 konut ve 68 ofis ile 68 dükkânın anahtar teslimleri de hızla devam ediyor. Sur Cadde ile Sur Yapı Antalya’daki ticari aktivite hızlanacak ve şehir dokusu daha da görünür hale gelecek.”

Sur Yapı Antalya projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Gübretaş’tan Yatırım Kararı

Gübre Fabrikaları T.A.Ş (Gübretaş), İskenderun liman tesislerine kurulmak üzere modernizasyon, depo ve sıvı-toz gübre üretim tesisi yatırımı kararı aldı. 

Yapılan yatırımla ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapan Gübretaş, şu ifadeleri kullandı:

‘’İskenderun liman tesislerinin modernizasyonu ve İskenderun’da ekonomik ömrünü tamamlamış mevcut depoların yıkılarak yerine yeni depolar yapılması için tüm kurumlardan gerekli izin ve onayların alınması ve söz konusu projelerin yatırıma uygun hale getirilmesi konusunda idarenin yetkilendirilmesine karar verilmiştir. 

Sıvı-toz gübre pazarındaki büyüme potansiyeli göz önüne alınarak mevcut sıvı-toz gübre üretim kapasitesinde artırıma gidilmesine, bu amaçla İskenderun tesisinde yapımı kararlaştırılan NPK tesisi yerine sıvı-toz gübre üretim tesisi kurulmasına ve tüm süreçlerin yürütülmesi için idarenin yetkilendirilmesine karar verilmiştir.’’

Yusufeli’nde Konut Projeleri Teslim Ediliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Artvin, Yusufeli ilçesinde inşa edilen konutların teslim edileceğini açıkladı. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Artvin’in Yusufeli ilçesinde inşa edilen 3 bin 205 konutun bugün teslim edileceğini duyurdu. Bakan Kurum açıklamalarında şu sözleri kaydetti:

“Hiç kimsenin, hiçbir yerin geride bırakılmadığı, topyekûn olarak nasıl bir afette, selde beraber olduysak iskân projesinde de vatandaşlarımızın yanında olduk. Yusufeli’miz geçmiş yıllarda baktığınızda birçok kez taşınmış ve inşallah bu taşınmada son olacaktır. Yeni Yusufeli; gençlerin, vatandaşlarımızın, hanım kardeşlerimizin mutlu olduğu; spor alanlarında, okullarında vakit geçirebildiği sporları yapabildiği, esnafımızın huzurlu bir şekilde ticaretini yapabileceği anlayışla tasarlandı ve inşallah bu projeyi layıkıyla vatandaşımıza teslim edeceğiz.” 

Artvin’in Yusufeli ilçesinde yapılan konut projesi hakkındaki tüm detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

TOKİ Konut Projesinin 21-27 Kasım Kura Takvimi Açıklandı

TOKİ tarafından 81 ilde yapılacak olan İlk Evim ilk iş Yerim konut projesine ilişkin kura takvimleri açıklanmaya devam ediyor.

Türkiye’de 81 il 250 bin sosyal konut projesinde kura çekimleri yapılmaya devam ediyor. Kura çekimleri kaldığı yerden devam ederken yeni hafta takvimi de paylaşıldı. TOKİ resmi sosyal medya hesabı tarafından “Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesinde kuralar devam ediyor.” açıklamasıyla paylaşım yapıldı. Yapılan paylaşımda 21-27 Kasım kura takvimi açıklandı.

Kura çekimlerini takip edecek olan vatandaşlar canlı bir şekilde Toplu Konut İdaresi (TOKİ) resmî web adresinden ya da Youtube kanalından takip edebilecek.

Bu hafta kura çekilecek olan iller şu şekilde:

  • Erzincan: 21 Kasım 1.037
  • Tunceli: 22 Kasım 250
  • Elazığ: 23 Kasım 1.248
  • Adıyaman: 24 Kasım 1.570
  • Adıyaman 25 Kasım 1.080
  • Diyarbakır Merkez: 26-27 Kasım 3.514

Tüm TOKİ projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Şantiye Şefleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Şantiye Şefleri Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına karar verilerek Resmî Gazete’de açıklama yayımlandı. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan yönetmelikte bazı maddeler 1 Aralık 2023’ten itibaren yürürlüğe girecek. Resmî Gazete’de ilan edilen değişiklik şu şekilde: 

Mimar veya mühendis unvanlı şantiye şefleri aynı anda herhangi birisinin yapı inşaat alanı;

a) 1.500 m²’yi geçmeyen dört işi,

b) 4.500 m²’yi geçmeyen üç işi,

c) 7.500 m²’yi geçmeyen iki işi,

üstlenebilir. Yapı inşaat alanı 7.500 m²’yi geçen veya kamu kurum ve kuruluşlarınca yaptırılan kamu yatırımı niteliğindeki yapıların şantiye şefleri aynı anda başka bir işin şantiye şefliğini üstlenemez.

MADDE 1- 2/3/2019 tarihli ve 30702 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmeliğin 1 inci maddesinde yer alan “yapım” ibareleri “yapım/yıkım” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) ve (e) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkranın (f) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

“a) Bakanlık: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını,”

“c) İlgili idare: Yapım/yıkım ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verme yetkisine sahip idareleri,”

“d) Müdürlük: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünü,

e) Şantiye şefi: Konusuna ve niteliğine göre yapım/yıkım işlerini yapı müteahhidi adına yöneterek uygulayan teknik personeli,”

MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “üstlenilmesinde;” ibaresinden sonra gelmek üzere “iş deneyimi,” ibaresi eklenmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“c) Yetmiş beş yaşını dolduran veya şantiyede fiilen devamlı görev yapmaya engel bir durumu olanlar.”

“Bu amaçla, kaba ve ince inşaat işleri, ısıtma-soğutma-havalandırma-iklimlendirme-sıhhi tesisat gibi mekanik işler ile elektrik tesisatı işleri proje müellifi tarafından ayrı ayrı gruplandırılır ve yapı maliyetine etkisi bakımından ağırlıkta olan gruba uygun meslek mensubu İdaresince şantiye şefi olarak kaydedilir.”

MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmış, aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(4) Mimar veya mühendis unvanlı şantiye şefleri aynı anda herhangi birisinin yapı inşaat alanı;

a) 1.500 m²’yi geçmeyen dört işi,

b) 4.500 m²’yi geçmeyen üç işi,

c) 7.500 m²’yi geçmeyen iki işi,

üstlenebilir. Yapı inşaat alanı 7.500 m²’yi geçen veya kamu kurum ve kuruluşlarınca yaptırılan kamu yatırımı niteliğindeki yapıların şantiye şefleri aynı anda başka bir işin şantiye şefliğini üstlenemez. Aynı ada içerisinde aynı yapı sahibine ait olup aynı müteahhit tarafından üstlenilen yapım/yıkım işleri tek iş olarak değerlendirilir.

(5) Şantiye şeflerinin aynı anda üstlenebilecekleri iş miktarı hesaplanırken;

a) Yapım işlerinde yapı kullanma izin belgesi veya iş bitirme tutanağı; yıkım işlerinde ise Yanan ve Yıkılan Yapılar Formu düzenlenmiş olanlar hesaba dâhil edilmez.

b) Üstlenilebilecek toplam iş sayısının kontrolünde yıkım işlerinin alanı dikkate alınmaksızın yıkım ve yapım işlerinin sayısı toplanarak birlikte değerlendirilir.

c) Bu fıkra kapsamında yapılan işlemler, şantiye şefinin imar mevzuatından kaynaklanan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.”

“(9) Teknik öğretmenler ve teknikerler, meslek alanlarına uygun olarak, kamu yatırımı niteliğinde olmamak ve aynı anda üç işi geçmemek üzere; yapı inşaat alanı 1.500 m²’ye kadar ve Bakanlıkça belirlenen mimarlık ve mühendislik hizmetlerine esas yapı sınıflarından I. sınıftaki yapıların; II. sınıf B(2) ve B(3) grubu yapıların; III. sınıf A(3) ve A(7) grubu yapıların; III. sınıf B(8) ve B(12) grubu olup yapı yüksekliği 17.5 m’yi ve bodrum kat sayısı ikiyi geçmeyen yapıların; V. sınıf D(2) grubu olup restore edilecek yapıların; şantiye şefliğini üstlenebilirler.”

“(10) Dördüncü fıkranın; (b) bendine göre iş üstlenilebilmesi için yapı inşaat alanı 1.500 m²’yi geçmeyen bir işin; (c) bendine göre iş üstlenilebilmesi için 1.500 m²’yi geçen bir işin; 7.500 m²’yi geçen bir işin üstlenilebilmesi için ise 4.500 m²’yi geçen bir işin; iş deneyimi olarak, birinci fıkraya göre işin tamamında hizmet verilerek bitirilmiş olması gerekir. Bu fıkra kapsamında, yalnızca EKAP veya e-Şantiye Şefi sisteminde kayıtlı olup, işin tamamında hizmet verilmiş olan üst yapı niteliğindeki işler iş deneyiminde değerlendirilir.

(11) Şantiye şefleri, Bakanlıkça gerekli bilişim altyapısı sistemi oluşturulduğunda, resmi internet sitesinden duyurulacak usul ve esaslara göre, şantiyelerde yürütülen faaliyetleri iş programına uygun şekilde e-Şantiye Şefi Sistemine işlemek zorundadır. Kamu yatırımı niteliğindeki işlerde bu fıkra uygulanmaz.”

MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında yer alan “yapım” ibareleri “yapım/yıkım” şeklinde değiştirilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş ve altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Şantiye şefi, inşaat ve tesisat işlerinde ilgili mevzuatına uygun yetki belgeli usta çalıştırmak ve belgelerinin bir örneğini şantiye dosyasında bulundurmak zorundadır.”

“İstifa işlemleri hakkında Bakanlığa bildirim yapılmaz.”

“(6) Şantiye şefi, yapının fenni mesullerin/denetçi elemanların talimatlarına uygun olarak inşa ettirilmesinde, yıktırılmasında görev aldığı şantiye ile alakalı her türlü defter, tutanak ve benzeri belgelerin muhafazasında, düzenlenmesinde ve imzalanmasında, e-Şantiye Şefi kayıtlarının tutulmasında bu Yönetmelik ile birlikte ilgili imar ve denetim mevzuatının gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirir.”

MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ğ) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (f) bendi yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“a) Şantiye şefinin 6 ncı maddede sayılan koşulları sağlayıp sağlamadığını kontrol eder.”

“ğ) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca iş yerinde yapılan teftiş sonucu haklarında bildirimde bulunulan veya 8 inci maddede sayılan görevleri ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmediği ya da gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu tespit edilen şantiye şeflerinin durumlarını, kayıtlı oldukları meslek odasına bildirir.”

“h) Şantiye şeflerinin talebine bağlı olarak, fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık ve mühendislik raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve ilgili idare elemanlarının birlikte düzenlediği tespit tutanağı ile tamamlandığı belirlenen yapıları e-Şantiye Şefi sistemine işler.”

MADDE 7- Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçiş hükmü

GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesi ile değiştirilen 7 nci maddenin dördüncü ve dokuzuncu fıkralarının yürürlüğe girdiği tarihten önce şantiye şefliği üstlenilmiş mevcut işlere devam edilebilir. Ancak bu tarihten sonra alınacak işler, şantiye şefinin üstlenebileceği yapı inşaat alanı ve iş sayılarına ilişkin sınırlama hesaplarında mevcut işlerle birlikte değerlendirilir.

(2) Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesi ile 6 ncı maddenin birinci fıkrasına eklenen (c) bendinin yürürlüğe girdiği tarihten önce şantiye şefliği üstlenilmiş veya yapı müteahhidi ile iş sözleşmesi yapılan işlere devam edilebilir.”

MADDE 8- Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinde yer alan “Çevre ve Şehircilik Bakanı” ibaresi “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9- Aynı Yönetmeliğin eki Ek-1’de yer alan “tam zamanlı olarak çalışmadığımı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “şantiyede fiilen devamlı görev yapmaya engel bir durumum olmadığını,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 10- Bu Yönetmeliğin;

a) 2 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendi, 3 üncü maddesi ile 6 ncı maddenin birinci fıkrasına eklenen (c) bendi ve üçüncü fıkrasına eklenen ibare, 4 üncü maddesi ile değiştirilen 7 nci maddenin dördüncü fıkrası, beşinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, dokuzuncu fıkrası, yürürlükten kaldırılan üçüncü ve yedinci fıkraları ve aynı maddeye eklenen onuncu ve on birinci fıkralar, 6 ncı maddesi ile yürürlükten kaldırılan 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (f) bendi ve aynı fıkraya eklenen (h) bendi 31/12/2023 tarihinde,

b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 11- Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı yürütür. 

Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nden (KTSM) Öncü Proje: İlk Konuk Sanatçı Programı, Seramik Alanında Gerçekleşiyor

Disiplinler arası üretim ve buluşma platformu Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM), “İyi Bak Dünyana” hareketi kapsamında öncülüğünü yaptığı özgün projelere bir yenisini ekledi.

Köklerinden aldığı ilhamla, Kale Grubu’nun 65 yıldır faaliyet gösterdiği seramik alanındaki sanatçılara alan açmak ve onları desteklemek için yürüttüğü çalışmalarına uluslararası bir boyut katan KTSM, yenilikçi Konuk Sanatçı Programı ile devam ediyor. KTSM, ilk kez hayata geçirdiği Konuk Sanatçı Programı kapsamında, uluslararası seramik sanatçıları Élodie Alexandre-Reyaz Badaruddin’e ev sahipliği yapıyor.

Program kapsamında, Fransız ve Hint asıllı iki sanatçı, 3 ay boyunca İstanbul’da yaşayıp üreterek, Grubun doğduğu topraklar olan Çanakkale’ye ilham ziyaretleri yaparak program sonunda ortaya çıkan seramik sanat eserlerini KTSM’de ‘İyi Bak Dünyana’ temasını merkeze alan bir sergiyle ziyaretçilerle buluşturacak.

KTSM’nin, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteğini ikinci kez almaya hak kazanarak, “YENİŞİM: Yaratıcı Endüstrilerde İş Modeli Geliştirme Projesi” kapsamında hayata geçirdiği söz konusu program, İstanbul’da yaratıcı endüstriler ekosisteminin iş modeli üretme kapasitesini geliştirmeye de katkı sunuyor.

KTSM, İlk Konuk Sanatçı Programı İle Yerel ve Küreseli Buluşturan Bir Örnek Oluşturmayı Amaçlıyor

Konuk Sanatçı Programı, bir sanatçının içinde bulunduğu ortamdan başka/farklı bir ortamda zaman geçirmesini, bazen de üretmesini sağlayan programlar için ifade ediliyor. Bulunduğu şehir, ülke ya da kıtadan başka bir yaşam ve üretim alanına giden sanatçı, buradaki sosyo-kültürel çevreyle etkileşime geçerken, sanat ya da spesifik bir ortamı da keşfediyor. 

Konuk Sanatçı Programı Koordinatörü ve sergi küratörü Sait Fehmi Ağduk, “Konuk Sanatçı Programlarıyla, kutuplardan çöllere kadar, dünyanın en sıradan ve en acayip yerlerinde bile karşılaşıyoruz, ama ülkemizde sayıları yok denecek kadar az. Hayatta gezmekten pek keyif aldığım yerler olan müze ve sergilerin doğaları gereği statik bir tarafları var. Bu mekanlarda, eserleri üretenler değil, eserler ile karşı karşıyayız. Oysa Konuk Sanatçı Programları sanatçıların kanlı canlı yaşam sürdükleri ve bunu içinde bulundukları ortamlara da hayat vererek yaptıkları programlar. Neden bizim ülkemizde de daha fazla Konuk Sanatçı Programı olmasın? Kale Grubu tarafından desteklenen KTSM’nin öncülüğünde başlatılan ve kendisine seramik alanını niş edinen KTSM-KSP umarım sadece Türkiye’de değil, dünyada da bir örnek teşkil edecek” dedi.

Kale Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Zeynep Özler de “Türkiye’de ve bölgemizde seramik alanındaki öncü Konuk Sanatçı Programlarından biri olma vizyonuyla ilk KSP’mizi köklerimizden aldığımız ilhamla seramik alanında gerçekleştirmeyi planladık. Hindistan’dan gelen konuk çiftimize “evin senin dünyan” bilinciyle, Karaköy ve Perşembe Pazarı’nın doğal dokusunun yanı sıra fabrikada üretimi deneyimlemek üzere Kale Grubu’nun doğup büyüdüğü topraklar olan Çanakkale/ Çan’ın kapılarını açtık” diye konuştu.

İstanbul ve Çanakkale’den Beslenen Eserler Bir Sergiye Dönüşecek

Türkiye’de seramik sanatı alanında bir örnek oluşturmayı amaçlayan KTSM-KSP’nin ilk programı için davet edilen Élodie Alexandre-Reyaz Badaruddin çifti, 5 yaşındaki kızları Alif ile 11 Ekim’den bu yana Türkiye’de yaşıyor. 8 Ocak’a kadar zamanlarının bir kısmını İstanbul, bir kısmını da Çanakkale’de geçirecek olan sanatçı çift, KTSM’nin 2021 yılından bu yana öncü olduğu ‘İyi Bak Dünyana’ temasından aldıkları ilhamla, dünyaya iyi bakmanın ne anlama geldiğini sorgulayacak. Sanatçıların, KTSM’nin seramik fırınını kullanarak açık atölyede üretecekleri eserlerin Aralık ayı ortasında yine KTSM’de düzenlenecek bir sergiyle sanat severlerle buluşması planlanıyor.

Panoramik Göl Manzaralı Sapanca Lake Villas’ta Ön Talep Devam Ediyor 

Nexonya tarafından hayata geçirilen Sapanca Lake Villas projesi, 19 triplex villadan oluşuyor. Her birinin zemin artı iki katlı ve 6+2 tipinde tasarlandığı Nexonya Sapanca Lake Villas; dört yatak odası, iki yaşam alanı, beş banyo ve bir ebeveyn banyosu, bir hobi odası, çamaşırhane ve depoyu içeren odalarla donatılı. Ayrıca iki teras ve 1 balkondan oluşan villalar; brüt 280.45, net 249.51  metrekare büyüklüğe sahip bulunuyor.

Toplam 13 bin 367 metrekare arsa alanına sahip projede villalar, Sapanca Gölü’nü panoramik bir manzaradan görecek şekilde inşa ediliyor. Kullanıcılarına müstakil bir yaşam sunacak olan projenin villa donatıları arasında; açık yüzme havuzu, basketbol alanı, çocuk oyun parkı, peyzaj ve yeşil alanlar, kamelya ile yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve her villaya özel açık otopark bulunuyor.  Barbekü alanı, 7/24 güvenlik-villa interkom ve jeneratör sistemi gibi birçok donanım da projede ayrıca yer alıyor. 

İlhamını Doğadan Alan Bir “Gölyüzü” Projesi 

İstanbul’a araçla bir saatlik mesafede bulunan Sapanca’da, doğanın içinde muhteşem konumda yer alan Nexonya projesi Sapanca Lake Villas, şehir yaşamının günlük karmaşasından ve stresinden tamamen uzaklaşıp huzurlu bir yaşam sürmek isteyen kullanıcılarını bekliyor. Projede villalar her cepheden güneş görebilecek ve her birinin önü de tamamen açık olacak şekilde dizayn ediliyor.  

Gölün tüm yüzeyine yansıyan ve gökyüzünün her halini yansıtan yapısıyla, villaların bulunduğu tepe bölgeden hem panoramik hem de muhteşem bir seyir imkânı sunan manzarasıyla “gölyüzü” projesi olarak da tanımlanan Nexonya Sapanca Lake Villas’ta ayrıca 280 ile 460 metrekare arasında değişen müstakil bahçe kullanım alanları da mevcut bulunuyor.

Projenin Temeli Atıldı. Örnek Villa İçin Çalışmalar Hızla Devam Ediyor. 

Sapanca Gölü’ne 3 kilometre mesafede bulunan Nexonya Sapanca Lake Villas projesi, Kırkpınar sahiline 6,5 kilometre, Sapanca Doğa Parkı’na 8 kilometre, Sapanca İlçe Devlet Hastanesi’ne 8,5 kilometre mesafede yer alıyor. Temelleri atılan ve örnek villanın tamamlanması için inşaat çalışmalarının hızla devam ettiği proje tasarlanırken, Nexonya tarafından kullanıcıların kaliteli bir yaşama sahip olması için tüm detaylar en ince ayrıntısına kadar düşünüldü. 

Dört Mevsim Yaşam Sunuyor 

Dört mevsimin doya doya hissedileceği, yeşiliyle, mavisiyle doğanın muhteşem renkleriyle bezeli atmosferiyle, huzurlu bir yaşamın kapısı Sapanca Lake Villas’ta aralanıyor. İstanbul’a sadece altmış dakika mesafede olan Sapanca, yalnızca yazlık veya tatil kültürüne değil, günlük hayat için de konforlu bir yaşam alanı sunuyor. 

Yatırımda da Yüksek Kazanç Getiriyor

Ön satış taleplerinin devam ettiği Sapanca Lake Villas’ta, erken alımlar kullanıcıya yatırım avantajı da sağlıyor. Oldukça değerli bir bölgede hayata geçirilen proje, oturum için mükemmel bir konumda yer alırken ayrıca yatırım amaçlı satın alan kullanıcılara da kâr getirisi son derece yüksek bir gayrimenkul alımı sağlamış oluyor. 

Sapanca Lake villas projesi hakkında tüm detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Akıllı Hastanede İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Erzincan’da akıllı hastane modeliyle yükselen ve inşaat süreci devam eden devlet hastanesinin 2023 yılında hizmete açılacağı açıklandı. 

Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, İl Başkanı Mehmet Cavit Şireci ve beraberindekiler, kent genelinde sağlık alanında yapılan yatırımları inceledi, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin’den çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

Karaman, Karaağaç Mahallesi 13 Şubat Caddesi’nde 2019’da “akıllı hastane” modeliyle yapımına başlanan ve yaklaşık yüzde 75’i tamamlanan 500 yataklı hastanenin inşaatını inceledikten sonra gazetecilere, yapımı süren sağlık kuruluşunun, yeni bölümleriyle bölgede bulunan vatandaşlara konforlu bir hizmet sunacağını söyledi.

İnşaatı devam eden hastaneyi kısa sürede tamamlamayı hedeflediklerini ifade eden Karaman, “Bu hastanenin Erzincan’da hastalarımıza en iyi hizmeti verebilmesi için çalışmalarımız hızla sürüyor. Bu hastane Erzincan için çok elzem çünkü merkezde bir hastane. Hastanenin ikmal inşaatı biliyorsunuz yeni yapıldı ve çalışmalar hızla devam ediyor. Şu anda hastanenin inşaatında 200 kişi bütün gücüyle çalışıyor. Hedefimiz 2023’ün ilk yarısında bu hastaneyi bitirerek halkımızın hizmetine açmak.” ifadelerini kullandı. 

Karaman, hastanenin 500 yataklı olacağını belirterek, “Erzincan’ın ve bölgenin tüm ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanacak. Hastane bittiği zaman Türkiye’de kişi başına düşen yatak sayısı bakımından ilk sıralarda yer alacak. Böylece konforlu bir şekilde hastalarımız tedavi edilecek.” dedi. 

Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Tamamlandı

2013 yılında başlayan ve Orman Genel Müdürlüğü (OGM) koordinatörlüğünde yürütülen Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi’nde Elazığ’da düzenlenen kapanış toplantısı ile sona gelindi.

İzleme ve değerlendirmesi Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile birlikte yapılan projede, pek çok kamu kurumu, Sivil Toplum Kuruluşları (STK), akademi camiası ve çeşitli paydaşlar ile vatandaşlar yer aldı. Kırsal kesimdeki halkın gelir ve yaşam standartlarının yükseltilmesini amaçlayan projede, uygulandığı havzadaki ağaçlandırma, erozyonla mücadele, bozuk ormanların iyileştirilmesi, mera ıslahı gibi tabii kaynaklara olan baskıyı azaltmaya yönelik ormancılık faaliyetlerine de finans desteğinde bulunmaya başladı.

OGM’den yapılan açıklamada, proje kapsamında, ‘Katılımcı Entegre Havza Yönetimi’ yaklaşımıyla 36 adet mikro havzanın ve yaklaşık 446 bin hektarlık bir alanın planlamasının yapıldığı belirtilerek, “292 köy ve 20 bin 885 haneyi kapsayan çok geniş bir alanda yaklaşık 131 bin kişinin hayatına pozitif yönde katkı sağlandı. Proje yatırımlarının tamamlanması ile yapılan ankette, yüzde 95 oranında memnuniyet sonucu çıkmıştır. Proje kapsamında bugünün değerleriyle yaklaşık 1 milyar Türk lirası yatırım yapılmıştır. Tabii kaynakların korunması ve iyileştirilmesine yönelik yatırımlar kapsamında; ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, mera ıslahı çalışmaları gerçekleştirilerek 16 milyon 400 bin adet fidan toprakla buluşturulmuştur” denildi.

Bölge halkının, hayat şartlarının iyileştirilmesi ve refah seviyelerinin yükseltilmesine yönelik yatırımlar kapsamında, çiftçilerin sertifikalı tohum kullanılmaları temin edilmiş ve modern tarım teknolojilerinin yaygınlaştırdığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Böylelikle vatandaşlarımızın teknik kapasitelerini artırdık, modern tarım ve hayvancılık yapmalarına katkı sağlanmış. Kapama meyve bahçeleri kurduk, bağ terbiye sistemi ve sera tesis ettik. Sebze üretimi geliştirilmesine yönelik projeler hazırlayarak bölgenin üretim potansiyelini yükselttik.  Ayrıca, yaklaşık 137 bin adet meyve fidanı dağıttık. Tarımsal çeşitliliği ve verimliliği artırılmış. Hayvan barınaklarını ıslah ettik. Arıcılığın geliştirilmesi maksadıyla da arı kovanları dağıttık. Bölge halkına ek gelir kaynakları oluşturulmuş. Değişik tonajlarda sulama havuzları inşa ettik. Damlama sulama ve kapalı sulama sistemleri tesis ettik. 13 bin 190 dekar alan sulu tarıma kazandırıldı. Az suyla çok alanın sulanması, verimliliğin artışı ve iş gücünden tasarruf sağlanmış. Hanelerin izolasyonlarını yaparak ve ev çatı sacları vererek ortalama yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlandı. Güneş enerjili su ısıtma sistemleri ve enerji tasarruflu sobalarla hane başına odun tüketimini ve ormanlarımız üzerindeki tüketim baskısını azalttık.  Ayrıca ortak kullanıma açık taş ekmek fırınları inşa edilmiş. Kadın işgücünün ekonomiye daha fazla katılması ve istihdam amaçlı mesleki eğitimler kapsamında, halıcılık ve dikiş kursları, çiftçi ve besiciyi yeni üretim modelleriyle tanıştıran eğitimler bölgenin zihniyet dönüşümü yaşamasını sağlayan atılımlar olmuştur.”

Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) tarafından finanse edilen proje, ‘Kadın İşgücünün Ekonomiye Katılımı ve İstihdamı’ kapsamında, Yakın Doğu, Kuzey Afrika Avrupa ve Orta Asya Bölgesinde bulunan 30 ülkede yürütülen 41 proje arasında ödüle layık görüldü.

Mamikler İnşaat, Zümrüd-ü Anka Projesini Tanıttı

Kocaeli’ndeki faaliyetleri ile bilinen Mamikler İnşaat, Zümrüd-ü Anka projesinin lansmanını gerçekleştirdi. 

Başiskele ve Yuvacık’ta toplam 40 bin metrekare alan üzerinde 41 adet villadan oluşan Zümrüd-ü Anka projesinin lansmanı Mamikler İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Mamik ve Faruk Mamik ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 

Proje hakkında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Mamik, “Uzun yıllardır kuyumculuk ve inşaat sektörlerinde değer katmaya, istihdam oluşturmaya ve ülkemizin ekonomik çarkının dönmesine katkı sağlamakta olan bir firmayız. Son yıllarda; 2018 krizi, pandemi gibi global krizleri de yaşamış ve atlatmış bulunuyoruz, bu tarz krizler hali ile enflasyonist bir ortam oluşturmuş olup, iş insanlarını ve ülkemizi tüm dünyayı etkilediği gibi etkilemiştir. Bu durumlara rağmen Mamikler İnşaat olarak enflasyon öncesi sattığımız gayrimenkullerin projeler bitmeden 4 katına kadar prim yaptığı halde müşterilerimizden herhangi bir fiyat farkı talep etmedik kendilerinin kazanç sağlamasına vesile olup belirlediğimiz tarihlerde projelerimizi teslim etmek için mücadelemizi vermeye devam ediyoruz.

Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır, firmamızın marka gücünü, dürüstlüğünü ortaya koyarak tüm müşterilerimiz ile kazanç ve konfor odaklı anlayışımızı sürdürerek yeni projeler ile sürekliliğimizi devam ettiriyoruz. Kocaeli basını olarak sizleri de bugün davet etme nedenlerimizden biri yeni projelerimizi tanıtmak ve sizlere verdiğimiz değeri göstermektir. Ülkemiz ve kentimizin farklı bölgelerinde 2023 yılı içerisinde yaklaşık 210.000 m2 inşaat alanı inşaa etmeyi planladık, hedeflerimizi, projelerimizi sizlerle paylaşıyoruz. Dürüstlük ve kalite en önemli ilkelerimizdir. Yatırımlarımız ile ülke ekonomisine değer katmaya yabancı yatırım ağımızı da geliştirip, istihdama destek olup, döviz girişi sağlamaya devam edeceğiz. Mamikler İnşaat olarak teslimine çok kısa süre kalan Zümrüd-ü Anka 1 ve Zümrüd-ü Anka 2 bunun yanı sıra teslim ettiğimiz, Orka Life 2’nin hemen karşısında Orka Boutique projemiz, ardından Mamik Reform projemiz, Orka Heaven, Mamik Revna, İcon Bulvar projemiz ve Zümrüd-ü Anka 3, Gölcük İkon Bulvar 2, Kabaoğlu’dan satın aldığımız Residence proje alanımız ve Muğla/Bodrum’da Mamikler Bodrum Yalıkavak villa projemiz ile 9 adet projemizin çoğunun hazırlıklarını bitirmiş olup birkaç projemizin hazırlıkları uzman kadromuz ile üzerlerinde titizlikle çalışmalar yaparak devam etmektedir.” şeklinde konuştu. 

Zümrüd-ü Anka projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Narince Gerger Yolu’nda İnşaat Başladı

Adıyaman, Gerger’de güvenli ulaşım sağlanması amacıyla yapılması planlanan yol inşaat çalışmaları başladı. 

18 Kasım Cuma günü başlayan yol yapım çalışmalarının temel atma törenine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu da katılım gösterdi. 

Törende konuşan Bakan Karaismailoğlu, Narince-Gerger Yolu projesinin yer teslimini bu yılın haziran ayında gerçekleştirdiklerini belirtti. Proje kapsamında; 33 kilometrelik tek yol ile birlikte, 3,5 kilometre uzunluğundaki Gerger Çevre Yolu’nun da yer aldığını ifade eden Karaismailoğlu; “Projenin tamamlanmasıyla yol güzergâhımız 2 kilometre kısalacak, seyahat süresi 46 dakikadan 25 dakikaya düşecek. Böylece, yolun fiziki ve geometrik standartlarını yükseltmiş olacağız.” dedi.

Yapılacak yeni yol ile birlikte zamandan 18 milyon lira, akaryakıttan 3 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 21 milyon lira tasarruf sağlayacaklarının altını çizen Bakanımız, yeni yol ile UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen, Dünyanın önemli turizm merkezlerinden Nemrut Dağı’na da erişimin kolaylaşacağını, turizmin ve ticaretin canlanacağını belirtti.

Bakanı Karaismailoğlu Narince-Gerger Yolu’nun temel atma töreninin ardından, Kahta-Narince-Siverek Yolu yapım çalışmalarını ve Adıyaman Hastane Farklı Seviyeli Kavşağı’nı da yerinde inceleyeceklerinin bilgisini verdi.

Törende konuşan Genel Müdür Uraloğlu ise yaklaşık 37 kilometre olan Narince-Gerger Yolu’nu yatırım planına alarak, ihalesini yaptıklarını ve yapım çalışmalarına başladıklarını ifade etti. Yolu en kısa zamanda bitireceklerini söyleyen Uraloğlu, Narince Gerger arasını standart bir yol haline getireceklerini ifade etti.

İzmir’in Kuzeyi Gayrimenkul Yatırımcılarının Radarında

Erkaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Kaya, yaşanan depremin ardından sağlam zemine sahip İzmir’in kuzey aksındaki Koyundere ve Ulukent’in son dönemdeki gayrimenkullerin yoğun talep gördüğünü dile getirdi. 

Kaya, İzmir – İstanbul otobanının açılmasının ardından, şehir dışından yatırımcıların da ilgisini çeken İzmir’de otoyol bağlantısı bulunan kuzey aksının yaşam için tercih edildiğini söyledi. 

Erkaya İnşaat olarak yaşamın başlamak üzere olduğu Erkaya Life ve yapım aşamasındaki Erkaya Twins projeleri ile yatırımlarını sürdürdüklerini kaydeden Doğan Kaya, şöyle devam etti:

 “Bu iki proje de, yatırımcılara önemli getiriler kazandırdı. Life projemizde yaşam önümüzdeki ay itibariyle başlayacak. Twins projemizin kaba inşaatını ise yılbaşında tamamlamış olacağız. İnşaat planladığımızdan hızlı ilerliyor. Şu anda Erkaya Twins’te dairelerin yüzde 90’ının satışını tamamladık. 2023 yılı sonunda anahtarları teslim etmeyi planlıyoruz. Erkaya İnşaat olarak Koyundere bölgesine yaptığımız yatırımlarla bölgenin değerini artırdık. Bölge gerek ulaşım kolaylığı gerekse de Dikili, Foça Çandarlı bölgelerine olan yakınlığıyla talep görüyor. Şu anda o bölgeye Bostanlı’daki binaların kalitesinde konutlar yapıyoruz. Tüm müşterilerimizle yıllardır güvene dayalı bir iletişimimiz var. Bizim için güven duygusu çok önemli. Bizi internetten araştırıp yaptığımız referanslara bakarak güvenle şehir dışından gelip daire alan pek çok insan var. Bu durum bizim için gurur verici” 

Kârlı Yatırım Fırsatı

Erkaya Life ve Twins projelerinin karlı bir yatırım imkanı sunduğunu kaydeden Kaya,

“Twins yatırımcısı bu yıl içinde yüzde yüz kazanç elde etti. Proje tamamlandığında ise bu oran yüzde 200’e varacak. Gayrimenkul her dönemde en karlı yatırım enstrümanı. Yatırımcılar bu dönemde döviz ve altından daha çok gayrimenkule güveniyor. Bu nedenle Erkaya Twins, şehir dışından da yatırımcıların ilgisini görüyor. İzmir önemli bir potansiyele sahip. Şu anda pandemi ve deprem gibi nedenlerden ötürü müstakil bahçeli yaşam talepleri çok arttı. Yeni projemizi deniz kıyısında, yeşil peyzaja ve ferah bir atmosfere sahip bahçeli villalar olarak yapmak istiyoruz. Bu konudaki görüşmelerimize devam ediyoruz” diye konuştu. 

Düşük Faizli Kredi Piyasayı Canlandırır

İnşaat sektöründe yaşanan girdi maliyeti artışının konut üretimini yavaşlattığını belirten Doğan Kaya, vatandaşların yeni konut almak için düşük faizli kredi imkanına kavuşması gerektiğini söyledi.

Akkuyu NGS’de Geçici Tuz Arındırma Tesisi Faaliyete Geçti

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaat sahasında geçici bir tuzdan arındırma tesisi faaliyete geçti. İnşaat ve montaj çalışmaları için tatlı su sağlayacak olan tesisin pompa istasyonunda, günde bin 080 metreküp tatlı su üretilebilecek.

Tesiste deniz suyu önce büyük parçacıkların elenmesi için bir süzgeç sisteminden geçirilecek. Ardından kolloidlerin ve diğer maddelerin etkili bir şekilde giderildiği bir ultrafiltrasyon ünitesine girecek. Ana tuzdan arındırma işlemi ise sudaki çözünmüş iyonik maddelerin ayrıldığı özel bir filtrasyon türü olan ters osmoz ünitesinde gerçekleşecek.Bu mineraller daha sonra dolomit filtreler kullanılarak suya geri döndürülecek.Bu işlemler sonrası klorlanan su, bir pompa istasyonundan geçirilerek halihazırda kurulmuş ve işletmeye alınmış olan depolama tanklarına aktarılacak.

NGS sahasına kurulan bu tesisinin inşasında kullanılan boru hatları, pompalar ve su arıtma sistemleri gibi bileşenler, ağırlıklı olarak Türk yapımı bileşenlerden oluştu. Tesisin inşaatı ise yaklaşık 5 ay sürdü.

NGS Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Tuzdan arındırma tesisinin işletmeye alınması ve faaliyete geçmesi, Akkuyu NGS şantiyesine inşaat ve montaj işleri, evsel ihtiyaçlar ve güç ünitelerinin yapım aşamasında yangın güvenliği ihtiyaçları için kullanım suyu sağlanması açısından önemli bir adım.Tuzdan arındırılmış su, özel bir tesiste kimyasal olarak tuzdan arındırılmış su hazırlamak için de kullanılacak ve bu arada açık reaktörü temizlemek için de kullanılacak.”

Akkuyu NGS sahasındaki inşaat ve montaj çalışmaları, dört güç ünitesi, kıyı hidrolik mühendislik yapıları, bir güç dağıtım sistemi, idari binalar, bir eğitim merkezi ve gelecekteki NGS’nin fiziksel koruma tesisleri olmak üzere ana ve yardımcı tesislerin tümünde devam ediyor.

Antalya’da Yabancıya Konut Satışı Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2022 yılının ilk 10 ayında Antalya’da yabancıya konut satışında yüzde 94’lük artış yaşandı. 

Geçen yılın Ocak- Ekim döneminde yabancıya 8 bin 640 konut satılan Antalya’da bu yılın aynı dönemindeki rakam 16 bin 779’a ulaştı. Savaş sebebiyle Rus ve Ukrayna vatandaşları en çok Antalya’yı tercih etti.

TÜİK’in 1 Ocak- 31 Ekim 2022 tarihleri arasındaki 10 aylık konut satış verilerine göre, bu yıl Türkiye’de, özellikle de Antalya’da Rusya- Ukrayna arasında şubat ayından bu yana devam eden savaşa bağlı iki ülkeden yaşanan göçün etkisi, yabancıya konut satışlarında rekor artışlara sebep oldu. Türkiye genelinde ekim ayında yabancılara konut satışı toplamı, geçen yılın ekim ayına göre yüzde 8,8 düşüşle 5 bin 377 adet oldu. Türkiye geneli satışlar düşerken, ekim ayında 2 bin 123 adetle yabancılara en çok konut satışı yapılan il sıralamasında birinci olan Antalya’da ise yüzde 65’lik rekor bir artış yaşandı. Ekim ayında Antalya’yı 1658 konutla İstanbul, 490 konutla da Mersin izledi. Ekim ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 2 bin 23 konut satın aldı. Rusları sırasıyla 498 konut ile İran, 310 konut ile Irak ve 216 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

Ocak- Ekim ayları arasında 10 aylık toplam verilere göre, Türkiye’de yabancılara konut satışı geçen yıl 43 bin 372 iken, bu yıl yüzde 26,9’luk artışla 55 bin 21’e yükseldi. Toplam satışta 21 bin 252 adetle İstanbul ilk sırada iken Antalya ikinci sırada yer alıyor. Antalya’da geçen yılın Ocak- Ekim döneminde yabancıya konut satışı 8 bin 640 iken bu yıl yüzde 94’lük artışla 16 bin 779 oldu. Ülkelere göre ise en çok satışın yapıldığı Rusya Federasyonu vatandaşları geçen yılın ilk 10 ayında 3 bin 658 adet konut alımı yaparken, bu yıl aynı dönemde üç katına çıkarak, yüzde 209’luk artışla bu rakam 11 bin 334 oldu. En dikkat çekici artışlardan biri de Ukraynalılarda görüldü. Geçen yılın 10 aylık döneminde 912 konut alan Ukraynalıların aldığı konut sayısı, bu yıl aynı dönemde yüzde 46 artışla 1991’e yükseldi.

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) ve İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) gibi kuruluşların üyesi olan Helmann Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün, ekim ayında Türkiye genelinde yabancılara konut satışı düşerken, Antalya’nın il olarak birinci olması ve yüzde 65’lik rekor artış yaşanmasını, Rusya Federasyonu’nda savaş sebebiyle eylül ayında ilan edilen kısmi seferberlik kararının etkisi olarak gösterdi. Özgün, seferberlik ilanıyla birlikte Rusya’dan Antalya’ya hem hava yolu hem de kara yoluyla ciddi bir talep oluştuğunu belirterek, “Hatırlanacağı üzere o dönemde uçaklarda yer bulamama, tek kişilik uçuş fiyatlarında bir biletin 200 bin TL’yi gördüğüne de tanık olmuştuk. Rusya’dan gelen bu vatandaşların birçoğu da Antalya’ya yerleşti ve imkânı olanlar konut satın aldı” dedi.

Yıldırım Belediyesi’nden Dev Yatırım

Bursa iline bağlı Yıldırım Belediyesi, Dr. Sadık Ahmet Spor Tesisi’ni modern ve donanımlı bir sosyal yaşam merkezine dönüştürüyor.

Halı saha ve yüzme havuzundan oluşan mevcut tesisin yıkıldığı 7 bin 548 metrekarelik inşaat alanına sahip proje çerçevesinde; yarı olimpik kapalı yüzme havuzu, çocuklar için cimnastik, karate, taekwondo salonları, kadınlar için fitness salonu, modern kitap kafe, kütüphane ve YILMEK kursları gibi toplamda 17 farklı birim yer alacak. 7’den 70’e tüm vatandaşların buluşma mekânı haline gelecek Dr. Sadık Ahmet Spor ve Gençlik Merkezi açıldığında Yıldırım’a değer katacak. 

Yıldırım’ın 250 bini aşan genç nüfusu ile birçok şehrin toplamından daha fazla gence ev sahipliği yaptığını belirten Başkan Yılmaz, “Yıldırım’da, fiziki dönüşümle birlikte sosyal ve kültürel dönüşümü de sağlamayı amaçlıyoruz. İlçemize kütüphaneler, okuma salonları, kültür merkezleri, sosyal yaşam merkezleri kazandırarak; kültürel dönüşümün zeminini oluşturuyoruz. Yıldırım’a kazandıracağımız Dr. Sadık Ahmet Gençlik ve Spor Merkezi de bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz projelerden birisi. Merkez bünyesinde hizmet verecek mesleki programlar, derslikler, eğitimler ile gençlerimiz geleceğe daha iyi şekilde hazırlanacaklar. Merkezimiz tamamlandığında gençlerimizin kişisel gelişimlerine ve sosyalleşmelerine katkı sağlayacak.” dedi.

Yusufeli Barajı’na 22 Kasım’da Su Tutulacak

Tamamlandığında dünyanın beşinci en yüksek barajı olma özelliği olacak olan Yusufeli Barajı 22 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen törenle su tutmaya başlayacak. 

İlçe merkezinin baraj suları altında kalacak olması nedeniyle, yeni yerleşim yerine taşınmalar devam ederken, barajın su tutması için tarih belirlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 22 Kasım Salı günü, sus tutma merasimi yapılması planlanıyor.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci sosyal medya hesabından Yusufeli Barajı ve HES projesinin videosunu paylaştı. Bakan Kirişci videoyu, “Dünyanın 5’inci en yüksek barajı, 2,5 milyon vatandaşımızın yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak. Yusufeli barajı açılıyor. Suyun gücü milletle buluşuyor” notuyla paylaştı.

Türkiye’nin prestij projelerinden biri olan Yusufeli Barajı 9 yıllık serüvenin ardından tamamlanmak üzere. Barajı’nın temeli 26 Şubat 2013 yılında atılırken, 275 metreyle yüksekliğindeki baraj gövdesinin inşaatı ise 20 Haziran 2014 tarihinde başladı. Barajın gövdesinin beton döküm işlemi ise 10 Temmuz 2018 tarihinde start aldı. Gövde betonu çalışmaları ise 24 Haziran 2021 tarihinde sona erdi.

Tamamen milli sermayeyle Türk mühendis ve işçisinin alın teriyle inşa edilen Yusufeli Barajı gövde inşaatı 4 bin personel gece gündüz yoğun mesaisi yaptı. Dar vadi içinde engebeli arazi şartlarında gerçekleştirilen proje, ülkemizin prestij projeleri arasında yer alıyor.

Yusufeli barajı tamamlandığında 2 milyar 130 milyon metreküp su depolama hacmine sahip olacak. Üretime geçtiğinde 558 megavat kurulu gücüyle yıllık ortalama 1 milyar 888 milyon kilovatsaat enerji üreterek ekonomiye yılda 4,1 milyar lira katkı sağlayacak. Yusufeli Barajı, havzadaki diğer barajların enerji üretimini de yüzde 10 artıracak. Projeyle üretilen enerji sayesinde yaklaşık 600 bin kişinin enerji ihtiyacı karşılanabilecek.

Kültür ve Turizm Yolu’nda İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından Eyyübiye ilçesine yaptığı Kültür ve Turizm Yolu projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, kent trafiğini rahatlatacak, turizme katkı sunacak projelerin bir bir hayata geçirilmesinde öncülük eden Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Hazreti İbrahim ile Hazreti Eyyüp peygamber makamları arasında direkt bağlantıyı sağlayacak ‘Kültür ve Turizm Yolu’nun hizmete açılması için bölgede sürdürülen yol yapım çalışmalarını yakından takip ediyor.

Proje kapsamında Eyyübiye’deki Muradiye, Hacıbayram, Şıhmaksut ve Eyyübiye mahalleleri sınırları içerisinden geçen güzergâhın toplam proje alanı 51 bin 201 metrekare olan yol güzergâhında bulunan 476 yapı kamulaştırılarak yıkıldı.

Alya Konakları Merkezefendi’de Ön Talep Süreci Başladı

BOSS4 Gayrimenkul tarafından İstanbul, Zeytinburnu’nda inşa edilmesi planlanan Alya Konakları Merkezefendi Kentsel Dönüşüm projesinde ön talep toplama süreci başladı. 

BOSS4 Gayrimenkul’ün hayata geçirdiği yeni projesi ‘Alya Konakları Merkezefendi Kentsel Dönüşüm Projesi’nde ön talep toplanmaya başlandı. 

Geçici satış ofisi tamamlanan ‘Alya Konakları Merkezefendi Projesi’nde ön talep toplama aşamasına geldiklerini ifade BOSS4 Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, “Alya Konakları Merkezefendi Projesi’nin temelleri atıldı. İnşaat planlandığı şekilde devam ediyor. Ön satış aşamasına geldik, satış ofisimiz tamamlanana kadar kullanacağımız irtibat ofisimiz hizmet vermeye başladı. Toplam 1 milyar 150 milyon TL yatırımla inşa ettiğimiz ‘Alya Konakları Merkezefendi Projesi’ 252 bağımsız bölümün dönüştürüldüğü ve bittiğinde 467 konut ile 15 ticari gayrimenkullerden oluşacak olan bir projedir. Alya Konakları’nda da diğer projelerimizde olduğu gibi yaşanılabilir, ferah alanların olduğu bir mimarimiz var. Dairelerin yüzde 90’ı balkonlu. Peyzaj alanı ve yeşil ortak alanlar bu projemizde de ön planda tutuldu. Alya Konakları’nın da en önemli özelliklerinden biri de blokların oval şekilde konumlanması ve orta alanın tamamen peyzaja bırakılması. Yürüyüş alanları, oyun alanları, sosyal tesisler proje alanının yüzde 30’unu oluşturuyor.” dedi.

Projede daireler aile konseptiyle dokuz blokta 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 ve dubleks olmak üzere planlandı. Yaklaşık 24 bin 320 metrekare alan üzerinde aile konseptine uygun planlanan projede kapalı havuz, Türk hamamı, sauna, buhar odası, fitness, basketbol ve futbol sahası, yürüyüş alanları, çocuk oyun alanları, kafe alanları, 7×24 güvenlik ve kapalı otopark da yer alıyor. ‘Alya Konakları Merkezefendi’ projesi konumu ve ulaşım olanaklarıyla da dikkat çekiyor. E-5 Karayolu’na 3 km, Cevizlibağ Metrobüs’e 650 metre, Kazlıçeşme Marmaray’a 3,1 km, Avrasya Tüneli’ne 1 km, Esenler Otogarı’na 5,3 km, Yenikapı’ya 5 km, Fişekhane’ye 4,9 km, Veliefendi Hipodromu’na 6,2 km ve Ataköy Marina’ya 11 km mesafede bulunan proje, dört bir yanı özel eğitim kurumları, üniversiteler, hastaneler ve alışveriş merkezleri ile çevrili bulunuyor. Projenin 2025 yılı mayıs ayında teslim edilmesi planlanıyor.

Alya Konakları Merkezefendi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Referans Ümraniye Projesi İçin İmzalar Atıldı

Emlak Konut ile Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) arasında Referans Ümraniye projesi için imzalar atıldı. 

Önemli projelere imza atan Kiler GYO, ‘Referans’ konseptini farklı lokasyonlardaki projelerine taşımaya devam ediyor. Projelendirme çalışmasına devam edilen Referans Göktürk ve Referans Atakent’in yanı sıra İller Bankası A.Ş. ile Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşım sözleşmesi imzalanan Referans Pendik projesinin ardından, Kiler GYO şimdi ise Emlak Konut ile Referans Ümraniye için imzaları attı.

Kiler GYO’nun tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Eskişehir Model Fabrikası’nın Lansmanı Yapıldı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Eskişehir Sanayi Odası iş birliğinde yürütülen ve kurulum çalışmalarında son aşamaya gelinen Eskişehir Model Fabrikası’nın lansman toplantısı yapıldı. 

Eskişehir Model Fabrikası’nın lansman toplantısı Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar’ın katılımlarıyla Eskişehir Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. 

Lansmanda açılış konuşması yapan Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “Eskişehir, bugün yürütmekte olduğu Ulusal Raylı Sistemler Test Merkezi (URAYSİM), Havacılık Mükemmeliyet Merkezi, Seramik Araştırma Merkezi, Eskişehir Model Fabrika gibi projelerle Milli Yüksek Hızlı Tren, İHA ve SİHA gibi çalışmalarda stratejik bir rol oynayacaktır. Şehir olarak, başta URAYSİM olmak üzere, bu projelere sahip çıkmak en büyük sorumluluğumuzdur. Odamız koordinatörlüğünde yürütülmekte olan Eskişehir Model Fabrika projesi de, üretici firmaların yalın üretim yöntemlerini kullanarak verimliliklerinin artırılması, üretimden kaynaklı israfların önlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi noktasında ciddi katkılar sağlayacaktır. Eskişehir Model Fabrika, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle, inşallah birkaç ay içerisinde üretici firmalarımıza hizmet vermeye başlayacaktır.” dedi.

Projede mentorluk görevinde bulunacak olan Ankara Sanayi Odası ile daha önceki yapılan programlarda verimin yükseldiğini belirten Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, “İçinde bulunduğumuz bu dönemin en önemli iki kavramı etkinlik ve verimliliktir. Daha az kaynakla daha çok üretim, daha nitelikli üretim, kaynak verimliliğini ortaya çıkaran yenilikçilik, üretimin ana belirleyicisi olacaktır. Küresel ekonomide yerini sağlamlaştırmak isteyen Türkiye açısından büyüme rakamları kadar, bu büyüme için kullanılan kaynaklar da önemlidir. Büyümenin lokomotifi verimlilik oldukça hem karlılığımız hem de rekabetçiliğimiz paralel artacaktır. Ankara Sanayi Odası olarak çok önemli bulduğumuz verimlilik konusunda yoğun bir çalışma içindeyiz. Yıllardır dikkat çekmeye çalıştığımız bu konuda ülkemizde atılmış en önemli projenin ilk uygulama merkezi olan Türkiye’nin ilk Model Fabrikasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte 2018 yılında Ankara’ya kazandırdık. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz 8 öğren dönüş programıyla ne kadar doğru bir adım attığımızı hep beraber gördük. Uyguladığımız her programın sonucunda yüzde 150’leri aşan verimlilik artışları ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.

Lansmanın açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar ise şu ifadelere yer verdi:

“İşletmelerimizin yalın ve dijital dönüşüm becerilerini geliştirmeye yönelik uygulamalarımız bulunuyor. Bu uygulamalardan birisi de, bugün burada bir araya gelmemize vesile olan yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezlerimiz, yani Model Fabrikalarımız. Model Fabrikalarımız aslında çok yalın bir ifadeyle işletmelerimiz yalın ve dijital dönüşüm yolculuklarına rehberlik etmeye çalışıyorlar. Bu rehberliğin faaliyet olarak yürütüldüğü 8 ilimiz mevcut. Bu illerde mevcut faaliyetlerimize Model Fabrikalarımız aracılığı ile devam ediyoruz. Bugün ayrı bir heyecan içerisindeyiz. İşletmelerimiz, Model Fabrikalarımızın faaliyetlerinden o kadar yüksek kazanımlar elde ettiler ki, bizim yeni Model Fabrikalar kurma sorumluluğumuz da artmış oldu. Tabii yeni Model Fabrikalarımızı nerelere kurabileceğimizi araştırırken, Eskişehir’in gözümüzden kaçması mümkün olmazdı. Bakanımızın da uygun görüşleriyle Eskişehir’de Model Fabrika kurulumu için çalışmalarımıza başlamış olduk.”

Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası İlk Edisyonuyla Başarıya Ulaştı

Neredeyse bütün Moskova’yı fuar alanına dönüştüren 1. Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası, yarattığı iş potansiyeli ile Rusya ve çevre bölge için önemli bir etkinlik olacağının sinyallerini verdi. Etkinlik, Türkiye de dahil olmak üzere birçok farklı bölgeden 200 bin kişiyi kendisine çekti. 

1 – 6 Kasım tarihleri arasında ilki gerçekleşen Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası (MIDW) etkinlikleri başarıyla tamamlandı. Rusya’nın başkentinde düzenlenen etkinlik sırasında 350’den fazla şirket yeni partnerlere, müşterilere ve alıcılara ulaştı. Fuarın merkezi yerlerini; VDNh (Ulusal Ekonomik Başarılar Sergisi) 55. ve 57. Pavilyonları, Digital Business Space DBS (Dijital İş Alanı), alışveriş merkezleri, müzeler ve şehrin tarihi binaları oluşturdu.

Bir hafta içinde 200 binden fazla kişi Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası’ndaki sergileri ziyaret etti. Ziyaretçiler, Rus şirketlerinin iç mekan ve mimari tasarım, mobilya üretimi, iç mekan ve dekor, terbiye ve yapı malzemeleri üretimi alanındaki en son başarıları hakkında bilgi edindi. 6 gün boyunca süren etkinlik, Türk tekstil, tasarım ve mimari endüstrileri ile Rusya ve bölge pazarlarıyla ilişkileri güçlendirmek ve yeni fırsatları keşfetmek için de önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koydu.

MIDW İş Programı kapsamında çeşitli alanlardan 200’ün üzerinde dünyaca ünlü uzman etkinlikte konuşma yaptı. Konuşmacılar arasında; Mısır asıllı endüstriyel tasarımcı Karim Rashid (ABD/Mısır), Yusuke Takahashi (YT Architects/Japonya), Deborah Mendez ve Igor Macedo (Tetro/Brezilya), Amir Kabulov (Kazakistan), Ashot ve Armine Snkhchyan (SNKH/Ermenistan) ve Sofia Gizerskaya (Özbekistan’lı Sappho giyim ve iç markası) yer aldı.

Aynı zamanda sektörün lider uzmanlarından; Çin’den David Chen (URBAN REVIVO), Douglas Newkirk (mimar ve iç tasarımcı), Teo Rojas (Brandon) ve Billy Elliot-Wong (WONGBRAND.design,) da Moskova İç Tasarım ve Dizayn Haftası konuşmacıları arasında bulundu.

Etkinlik boyunca çeşitli şirketler ve geliştirme şirketleri on sekiz üzerinde anlaşma imzaladı, bunlar arasında şunlar sıralanabilir;

●          National Pulse LLC (BAE) ve Rocket Group LLC arasında Birleşik Arap Emirlikleri pazarına girmek için yapılan iş birliği anlaşması.

●          KED Grubu ile Mass Mobilya ve tasarım (Türkiye) arasında 1,5 milyar ruble değerinde mobilya tedariki için yapılan iş birliği ve ortak faaliyet anlaşması.

Etkinlikte imzalanan tüm anlaşmaların toplam değeri 7,7 milyar ruble oldu.

Moskova’daki 85’ten fazla alışveriş merkezi, Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası fuar programı kapsamında sadece Moskova’dan değil Rusya’nın diğer bölgelerinden de gelen önemli firmaların sunumlarına ev sahipliği yaptı. Ziyaretçiler, bu etkinlik sayesinde Rus şirketlerinin en az yabancı menşeili ürünler kadar ve hatta bazen onlardan daha kaliteli ürünler sunabildiğini öğrenme fırsatı yakaladı. Aynı zamanda, şirket temsilcileri bu tür etkinliklerin bir bütün olarak endüstrinin gelişimini hızlandırdığını ve katılımcıların diğer üreticilerle yeni iş ortaklıkları yaratma ve mevcut iş ortaklıklarını güçlendirme fırsatlarını keşfetmelerine yardımcı olduğunu dile getirdi.

Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası’nın sorumlu ortağı Yandex.Market; fuar boyunca, katılımcı üreticilerden mobilya, dekor malzemeleri ve diğer malzemelerin her birine özel bir indirim uygulayarak sipariş aldı. Bu pazaryeri sitesi ayrıca rahat bir çevrimiçi alışveriş deneyimi için en son çözümlerini sunulduğu VDNH 55. Pavilyonu’nda bir köşede de yer aldı.

Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası, tüm Rusya’da kar amacı gütmeyen Rus Tasarımcılar Birliği ve Moskova Girişimcilik ve Yenilikçi Geliştirme Departmanı’nın destekleriyle gerçekleştirildi.

Algüller İnşaat, Bodrum’da 6 Yeni Projeye Başlıyor

Algüller İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Algül, Bodrum’da orta kesime hitap eden 6 projeyi hayata geçireceklerini duyurdu. 

İnşaat sektörüne İstanbul’da başlayan Algüller İnşaat’ın Bodrum’a taşınma sürecini anlatan firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Algül, “İnşaat sektöründe yarım asırlık bir kültürümüz var. Ağırlıklı olarak İstanbul’da inşaat yaptık. 2017 yılında Bodrum’da yaşama ve yatırım yapma kararı aldık. 2017’de proje geliştirmeye başladık. İlk inşaatımızı 2019 yılında hayata geçirdik. Bodrum’da 4 proje hayata geçirdik. 2 projeyi teslim ettik, 2 projeyi de bu yıl içerisinde teslim edeceğiz. Önümüzdeki dönemde Bodrum’daki yatırımlarımızı artıracağız. Arsa yatırımlarımızı gerçekleştirdik. 2022-2023 döneminde kendi arsalarımız üzerinde 6 yeni projeye başlamayı hedefliyoruz.” dedi. 

Konuya Bodrum yatırımlarından bahsederek devam eden Algül, şu sözleri kaydetti:

“Bodrum her anlamda beklentilerimizi karşıladı. Türkiye’deki en iyi arz-talep dengesi Bodrum’da. Türkiye’nin üstünde bir marka olma yolunda ilerliyor. Yurt dışı kaynaklı talebin daha da artacağına inanıyoruz. Bu talep devam ettikçe inşaat arzı ve fiyatların artması kaçınılmaz. İnşaat konusunda deneyimimiz vardı. Bodrum konusunda iyi bir deneyim sağladık. Projelerimizi tamamen ihtiyaca yönelik geliştiriyoruz. Bölgeyi iyi analiz edip, müşterilerin taleplerini dikkate alıp nitelikli projeler üretirseniz her zaman bir adım önde olursunuz. İhtiyaca yönelik projeler geliştirdiğimizden daha fazla hedef kitleye hitap edebiliyoruz. Daha az sayıda anahtar, daha yüksek fiyatlı villalar yapmaktansa; orta kesime hitap eden daha erişilebilir konutlar inşa etmeyi tercih ediyoruz. Yani daha çok kişiye dokunabileceğimiz, daha çok kişinin Bodrum hayalini gerçekleştirebileceği projeler yapıyoruz.” 

Algüller İnşaat’ın tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Doğu’nun En Büyük Yem Fabrikası İçin Görüşmeler Tamamlandı

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük yem fabrikasının şehre kazandırılacağını duyurdu.

Erzurum Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, TK Holding Yönetim ve İcra Kurulu Üyeleri Mustafa Hamurcu ve Yılmaz Bademli, Tarım Kredi Kooperatifleri Erzurum Bölge Müdürü Bekir Parlak, Bölge Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Küçükoğlu, Bölge Müdür Yardımcıları Özkan Yıldırım ve Mehmed Ağah Ayık ile bir araya geldi. 

Yapılan görüşmede Erzurum için projelendirilen yatırımları değerlendiren Sekmen, konuyla ilgili açıklamada bulundu. Başkan Sekmen, “TK Holding ve Tarım Kredi Kooperatifleri yetkilileriyle bir araya geldik. Görüşmemizde yem fabrikası ve Kooperatif Bakkal Projesi’ni konuştuk. Koop Bakkal uygulaması Erzurum’da kısa zamanda uygulanacak. Erzurum’da Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük yem fabrikasını da kuracağız. Büyükşehir Belediyemiz yer konusunda tahsis çalışmalarını tamamladı. Fabrika yapımına birkaç hafta içinde ‘Bismillah’ diyeceğiz. Projeye desteklerinden ötürü tüm paydaşlara ve Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğü’müze çok teşekkür ediyorum.” diyerek kente kazandırılacak olan yem fabrikasının bölgenin en büyüğü olacağını müjdeledi.