Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı ve Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Steven Young, uluslararası üretim ağının yeniden yapılanacağını belirtti ve “Bölgenin ihtiyacını bölgenin içinden tedarik etme politikasını göreceğiz. Bu anlamda Türkiye’nin çok büyük fırsatı var. Almanya’nın ya da Avrupa’nın şu ana kadar Çin’den tedarik ettiği veya Çin’e yaptığı yatırımlar belki kalacaktır ama ek yeni yatırımlar konusunda Türkiye, ciddi adayların bir tanesi olacak” diye konuştu.
Young, video konferans yöntemiyle AA muhabirinin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünya ticaretine etkisi, Türkiye-Almanya ticari ilişkileri, yatırımlar ve ortak projelerle ilgili soruları cevapladı.
“Üçüncü ülkelerde inşaat sektörünü büyük potansiyel olarak gördük”
SORU: “İki ülkeyi de çok iyi bilen iş insanısınız. Hükümetlerden yeni dönemde beklentileriniz nelerdir?”
Steven Young: “Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (Joint Economic Trade Committee-JETCO) anlaşmasını Ekim 2018’de ilk defa Almanya ile karşılıklı imzaladık. Almanya ve Türkiye arasında iş dünyasındaki iş birliğinin zeminini oluşturan bir anlaşmadır. Burada teknoloji, tedarik ve iş birliği konularına eğiliyoruz. Son toplantıdan bir örnek vermek istiyorum. DEİK olarak ‘Türk firmalarını Alman firmaları ile eşleştirirsek ve bunlar birlikte üçüncü ülkelerde birbirlerinin güçlerini tamamlayarak büyük bir güç olarak piyasaya çıkarlarsa çok büyük bir sinerji yakalayabiliriz.’ dedik. İnşaat sektörünü büyük potansiyel olarak gördük. Hem Orta Doğu hem de Afrika iş yapma açısından zor bölgeler. Ama oralarda iş var. Almanlar tek başlarına oralara gitmiyor. Ama Almanlarda o işi yapacak teknoloji ve finans gücü var. Türkiye’de de o işi yapacak şirketler, saha yönetimi, proje yönetimi ve yerel insanlarla olayı düzenleyebilme becerisi var. Dolayısıyla karşı kanadımızla mutabık kaldık. Bu bölgelerde Türk ve Alman şirketleri ile tamamlayıcı iş modelleri kapsamında iş birliği yapmak istiyoruz. Özel sektör olarak burada büyük bir potansiyel görüyoruz. Her iki ülkenin kendi firmalarını motive etmeleri gerekiyor. Bu şirketleri DEİK ve Alman karşı tarafımız zemininde bir araya getirip altyapı, üstyapı ve milyar dolarlık projelerde ve gerekirse AB fonlarından da faydalanarak yola çıkarmamız gerekiyor. Bu konu gündemimizde. İş insanları olarak bütün ihtiyaçlarımızı ilgili bakanlara vakitlice iletiyoruz. Son olarak 4-5 hafta önce bakanlarla yaptığımız toplantıda firma satın alma konularını zikrettim. Orada hızlı gitmemiz gerekiyor. Türk hükümeti Türk firmalarını sübvanse edecek ya da finansal destek verecekse, Almanya’da kayyumdan bir şirket alacaksanız 3 aylık yasal süreç var. Bu çok uzun süre değil. Bu konuyu ilgililerle paylaştım ve gayet makul buldular. Bu çerçevede içeride çalışmalar yapıyorlar. DEİK olarak köprü görevi görüyoruz. İş dünyası olarak holistik bir görüşe sahibiz.”
“(Şehir hastaneleri) Büyük bir öngörü var”
SORU: “Türkiye, koronavirüs salgını sürecinde sağlık anlamında önemli bir sınav verdi. Bu durum yabancı yatırımcılar açısından yeni hikayelerin başlangıcı olabilir mi?”
Steven Young: “Burada bir öngörü var. (Şehir hastaneleri) Bu hastaneler birçok maksat için yapıldı. Bir tanesi de sağlık turizmine hizmet etmek için yapıldı. Dünyanın her tarafından operasyon için Türkiye tercih ediliyor. Doktorlarımız ve bilgi altyapımız gayet tecrübeli ve güçlü. Bina ve teçhizat imkanlarımız gayet güçlü. Şehir hastaneleri de tam zamanında yetişti. Bizim bu konuyu minimum kayıpla atlatmamız ve hızlı bir şekilde kontrol altına almamızın altında da bu yatıyor. Yurt dışındaki ülkelerin eskimiş, geleneksel hastaneleri pandemi konusunda yetersiz kaldı.
Türkiye ve Almanya, Osmanlı’dan gelen geleneksel ve çok değerli bir ilişkiye sahip. Burada 100 yıldan fazla süredir faaliyet gösteren ve Türkiye’yi benimsemiş Alman firmalarımız var. Biz bunlara yeni şirketler katacağız, yeni sektörler açacağız. Almanya da bu konuda motivedir. Arada bir sıkıntı yaşanıyor görünse de bu gayet doğaldır. Önemli olan bu dönem içinde kırıp dökmemektir. Önümüzdeki Kovid-19 sonrası dönem çok büyük fırsatlar vadediyor. Tahmin ediyorum, önümüzdeki 3 yıl içerisinde, Türkiye ve Almanya arasındaki tutturduğumuz hem iş hem de siyaset dünyasındaki direkt iletişim sayesinde oldukça güzel yatırımlar ve gelişmeler olacak.”