Yargıtay, kamulaştırılan taşınmazın tescili işleminin idare yerine Hazine adına yapılmasını doğru bulmadı.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin karar aldı.
Ordu’da İl Özel İdaresi İl Encümeninin 08/12/2011 tarihli 2011/207 sayılı kararı ile II. Grup hammadde üretim izinli sahanın faaliyete geçebilmesi için ulaşım yoluna ihtiyaç duyulduğundan kamulaştırılmasına karar verildi. Davacı idarece açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemli davada taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi talep edildi.
Mahkeme davayı kabul etmeye karar verdi. Adalet Bakanlığının talebi üzerine Yargıtay, kanunun menfaati için nihai kararı temyiz etti.
Yargıtay, soruşturma sonrasında kamulaştırmanın amacı ve davacı hükümetinin gereklerini dikkate alarak davacı hükümeti adına özel yol tescili yerine Maliye Bakanlığı adına taşınmaz tescil edilmesinin uygun olmadığını değerlendirmiş ve sonuçları etkilemeden hükmün iptaline karar vermiştir. .
Karar’da şu ifadelere yer verildi:
“Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; kesin olarak verilen hüküm, Adalet Bakanlığı’nın istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 13.10.2016 gün ve 2016/342931 sayılı tebliğname ile temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın Ordu İl Özel İdaresi İl Encümeninin 08/12/2011 tarihli 2011/207 sayılı kararı ile II.Grup hammadde üretim izinli sahanın faaliyete geçebilmesi için ulaşım yoluna ihtiyaç duyulduğundan kamulaştırılmasına karar verildiği, davacı idarece açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemli davada taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Kamulaştırmanın amacı ve davacı hükümetin gereklilikleri dikkate alındığında, taşınmazın özel yol vasfı yerine Maliye Bakanlığı adına ve davacı hükümet adına tescil edilmesine karar verilmesi yanlıştır.
Adalet Bakanlığı’nın gördüğü lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki talep yerinde görülmekle, Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.09.2013 gün ve 2013/96 Esas-2013/215 Karar sayılı hükmünün HUMK’nun 429.maddesi uyarınca sonuca etkili olmamak kaydıyla BOZULMASINA, 20/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.”