“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 27

Türkiye’de Ev Sahipliği Oranı Düştü

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan“2022’de kendi evinde oturanların oranı yüzde 56,7 seviyesine kadar düştü.’’ dedi.

Türkiye’de konut ve kira fiyatları son yıllarda rekor seviyelere yükseldi. İnşa edilen konut sayısında yaşanan artışa rağmen kendi konutunda oturanların oranında düşüş yaşanıyor. Özellikle son yıllarda kendi evinde oturanların sayısında bir düşüş söz konusu olduğunu söyleyen Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan“2022’de kendi evinde oturanların oranı yüzde 56,7 seviyesine kadar düştü. 2012’da her 100 kişiden yaklaşık 61 kişi ev sahibi iken bu oran 2022’de yaklaşık 57 oldu” dedi.

“İlk Defa Konut Alacaklar İçin Bir Düzenleme Bekliyoruz’’

Son dönemde de inşaat maliyetlerinde de artışların devam ettiğini söyleyen Akdoğan “İnşaat maliyet endeksi, 2023 yılı temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,25 arttı. Finansmandaki daralma ile de yeni üretime erişim konut alacaklar için oldukça zorlaştı. Bu konuda bizler de ilk defa konut alacaklar için bir düzenleme en azından bekliyoruz. Orta Vadeli Program çerçevesinde gerek dar ve orta gelirlilerin konuta erişimi kolaylaşmalı, gerekse de üretime destek olması açısından imara açılacak yeni araziler ve bunların hızla projeye döndürülmesi kolaylaşmalı” diye konuştu.

“Oturuma Hazır Hale Gelen Konutlarda Düşüş Var’’

Geçen yıla göre ruhsat sayısında bir artış olsa da sınırlı olduğunu söyleyen Hakan Akdoğan “2023 yılı II. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 5,7 daire sayısı yüzde 31,3 ve yüzölçümü yüzde 25,6 arttı. Tamamlanan ve aslında oturuma hazır hale gelen konutlarda ise düşüş var. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2023 yılı II. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 22,1 , daire sayısı yüzde 28,5 ve yüzölçümü  yüzde 28,6 azaldı” diyerek açıklamalarını tamamladı.

İhracatın Yüzde 13’ü Demir ve Çelik Sektöründe Gerçekleşti

2023 yılının Ağustos ayında 2,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren demir ve çelik sektörünün Türkiye’deki toplam ihracat payı yüzde 13,1 oldu.

Demir-çelik sektörleri ağustos ayında Türkiye ihracatına yaklaşık 2,4 milyar dolarlık destek vererek, Türkiye’nin toplam ihracatının da yüzde 13,1’ini üstlendi. Türkiye’nin ağustos ayı ihracatı yüzde 1,6’lık artışla 21,6 milyar dolar oldu.

Demir ve demir dışı metaller sektörü bu ayda yüzde 5,7 azalışla 1,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, çelik sektörü yüzde 25,1’lik azalışla 1,35 milyar dolarlık ihracat yaptı. Demir ve demir dışı metaller ihracatı Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 5,8 pay alırken, çelik ise yüzde 7,3’lük paya sahip oldu. İki sektör, Türkiye’nin ağustos ayı ihracatının yüzde 13,1’lik kısmını üstlendi.

Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) verilerine göre , demir ve demir dışı metaller sektörü geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,7’lik azalışla 60,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu ayda çelik ihracatı ise yüzde 43’lük düşüşle 134,9 milyon dolar oldu. Sektörün talepteki durağanlığa rağmen Afrika pazarındaki büyümesi dikkat çekiyor.

Türkiye genelinden yapılan ihracatta Fas’ta yüzde 90’lık ihracat artışı kaydedilirken, Akdeniz’den yapılan ihracatta ise Etiyopya’da yüzde 346, Cezayir’de yüzde 143, Mısır’da yüzde 16’lık büyüme sağlandı. Ağustos ayında Türkiye’nin demir-çelik ihracatında ilk sırada yer alan ülke 207 milyon dolar ile Almanya oldu. Bu ülkeyi, 128,6 milyon dolar ile İsrail, 118 milyon dolar ile Irak izledi. İlk 10 ihracat pazarı içinde yer alan Fas’a yapılan ihracattaki yüzde 90’lık artış dikkat çekti.

Ağustos ayına ilişkin ihracat rakamlarını değerlendiren Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Fuat Tosyalı, şu değerlendirmeleri yaptı: “Ağustos ayında demir çelik sektörlerimizdeki miktar ve değer kaybı devam etti. Özellikle miktardaki yüzde 43’lük düşüş, siparişlerdeki azalmayı net şekilde gösteriyor.

Amacımız talepteki daralmanın sürdüğü bu dönemde yeni pazarlar kazanmak ve mevcut pazarlarımızı güçlendirmek. Orta Vadeli Programın da bizlere sunduğu yol haritasına göre önümüzdeki yıl daha verimli sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyorum. Talebin canlanmasıyla beraber dünya ticaretinden aldığımız payı daha yukarılara çekmeye çalışacağız.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Mersin Limanı Kapılar Projesi Devreye Alındı

Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’nin (MIP) tarafından hayata geçirilen Kapılar projesi, düzenlenen törenle devreye alındı.

Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’nin (MIP), yaklaşık 1 milyar TL yatırımla Mersin’e kazandırdığı Kapılar Projesi, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, kent protokolü ve şirket yöneticilerinin katıldığı törenle hayata geçti. Heyecanla hayata geçmesi beklenen proje, bölgenin ulaşım altyapısında önemli bir kilometre taşını oluşturuyor.

“Liman Trafiğini Şehir Trafiğinden Ayıracağız”

Dünya Gazetesi’nden Fahriye Kutlay Şenyurt’un haberine göre; MIP, Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün iş birliğinde hayata geçirilen Kapılar Projesi’nin açılış töreninde konuşan Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. Genel Müdürü Ajay Kumar Singh, “Geçen yıl çok önemli bir girişime imza attık. Kapılar Projesi ile Mersin girişinde oluşan yük trafiği problemini çözerek limana gelen tırların şehir trafiğine karışmadan doğrudan limana giriş çıkışını sağlayacağız. Mersin girişinde oluşan yük trafiği problemini çözerek, şehrimizin ticaret hacmi artışına ve bölgemizin kalkınmasına da fayda sağlamayı amaçlıyoruz. Bizim bu projedeki temel amacımız, liman trafiğini şehir trafiğinden ayırmaktı” dedi.

Genel Müdür Singh, yapılan yatırım sayesinde konteyner ve konvansiyonel yük taşıyan araçların, D 400 Karayolu ile iki bağlantı noktasından doğrudan limana giriş ve çıkışın yapılabildiğini, aynı zamanda 132. Cadde’den açılan yeni bir bağlantıyla limana 3 şeritten giriş yapılmasını da sağladıklarını dile getirdi. Singh, “Proje kapsamında inşa edilen demiryolu üst geçidi sayesinde tırlar geçidin altından geçerek trafikte rahatça ilerleyebilecek. Şehrimize, bölgemize ve ülkemize karşı sorumluluklarımızın farkındalığıyla yaptığımız bu yatırımın herkes için faydalı olmasını diliyorum” dedi.

PSA Avrupa-Akdeniz-Amerika Bölge CFO’su ve MIP Yönetim Kurulu Üyesi Dirk Jan Storm’da yaptığı konuşmada “Kapılar Projesi, iş, sürdürülebilirlik ve sosyal hedeflerimizi birleştirerek, tüm paydaşlar için önemli bir başarı haline getiriyor. MIP’yi ve yerel ekonomiyi destekleme konusundaki kararlılığımızı kusursuz bir şekilde bütünleştirirken, aynı zamanda Mersin halkı için de daha sağlıklı bir çevreyi teşvik ediyor” dedi.

Mersin Limanı, valilik, büyükşehir ve diğer kurumlarla yapılan ortak çalışmayla kapılar projesi geliştirerek, yapılması gereken adımları tespit ettiklerini belirten MIP Proje Direktörü Necdet Aksoy, törende yaptığı konuşmada, “Proje yüzde 90 oranında tamamlanarak, hizmete açılabilir hale gelmiştir. Toplam 11 tane giriş kapısı bulunuyor. B kapısı ile ilgili problemleri çözmeye yönelik bir çalışma yaptık. Bu caddeyi girişlere kapatıyoruz. Trafiği ortadan kaldırmak üzere üst geçit köprüsü planladık. Böylelikle limana ait hiçbir trafik D-400’den limana doğru gelmeyecek.

TOKİ kavşağına da iki halka ekliyoruz. Adana’dan gelen trafiği yukarıya aktaran ve demiryolu sorununu çözmeye yönelik düzenlemeler yaptık” şeklinde açıklamalarda bulundu. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de törende yaptığı konuşmada şunları söyledi, “Bugün açılışını yaptığımız Kapılar Projesi Mersin için önemli. En kısa sürede kentin görüntüsünü bozmayacak, kent estetiğine zarar verilmeyecek bir yapılanma ile bu sürecin tamamlanacağına inanıyorum.”

“Liman Genişlemesi Yakında Çözülecek”

Türkiye’nin konteyner kapasitesinde en büyük limanı olan Mersin Limanı’nın dünya sıralamasında ilk 100 içerisinde 92’inci sırada olduğunu hatırlatan Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan’da törende yaptığı konuşmada, ”Geçen yıl bugünlerde temelini attığımız proje oldukça hızlı bir çalışmayla 3 etabın 2 etabı bitmiş haliyle hizmete açılıyor. Bugün aslında limanın genişleme projesini de bitirmiş olacaktık fakat dava edildiği için Ulaştırma Bakanlığınca adım atılamadı.

Dava bakanlık lehine sonuçlandı ve hemen akabinde liman mülki idari amirliği olarak MIP’e gereğini söyledik ve sanıyorum 1-2 ay içinde liman genişleme ile ilgili de temeli atacaklar. 3,5 yıllık bir kayıp oldu keşke olmasaydı, şimdi 1-2 yılda inşaat sürer ama neticede limanın iyileştirilmesi, yolların genişletilmesi çok daha fazla ihracat yapmak, ticaret hacminin artması anlamına gelecek. Şu anda 2.6 milyon TEU olan kapasite, genişleme ile birlikte 3 milyon TEU’ya çıkacak. Ayrıca yeni konteyner limanı da gündemde. Bakanlığımız tarafından etütleri yapılıyor. Çünkü buradaki yoğunluk, ticaret trafiği dünya ile ne kadar entegre olursa ikinci liman da o kadar gündemde olacak ve adım atılacaktır” ifadelerine yer verdi.

Liman Trafiğini Rahatlatacak Proje

Proje ile şehir trafiğini önemli ölçüde etkileyen TIR ve ağır vasıtaların Mersin Limanı’na doğrudan giriş çıkışı kolaylaşacak. Bu sayede şehir trafiği rahatlarken, TIR’ların yükleme ve boşaltma için limanda bekleme süreleri de önemli ölçüde kısalacak.

Çanakkale’de Bitümlü Sıcak Karışım Yolu Tamamlandı

Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Beşyol köyü ile Küçükanafartalar köyü arasında gerçekleştirilen bitümlü sıcak karışım yolu projesi tamamlanarak hizmete açıldı.

Eceabat ilçesine bağlı Beşyol köyü ile Küçükanafartalar köyü arasında gerçekleştirilen 2 kilometrelik Bitümlü Sıcak Karışım (BSK) yol yapım çalışmaları 2023 yılı yatırım programı kapsamında tamamlandı.   

Gazete Boğaz’dan Şahver banu Çağlak’ın haberine göre; projenin tamamlanmasının ardından, bölgedeki ulaşımın daha güvenli ve konforlu hale geldiğini belirten İl Genel Meclis Başkanı Nejat Önder ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Celil Sezgin, çalışmalar hakkında bilgi almak üzere Beşyol ile Küçükanafartalar köylerini ziyaret etti. Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürü Erhan Türker’den alınan bilgilerle, projenin köylere hayırlı olmasını dilediler.   

Köy Konağı İnşaatı Sosyal Etkileşimi Artıracak 

İncelemeler sırasında, Beşyol köyü köy konağı inşaatında da gözlemler yapıldı. Köy konağı inşaatının tamamlanmasıyla birlikte, köy sakinlerinin sosyal etkileşimlerini artırmayı hedefleyen bir mekanın oluşturulması planlanıyor. Bu, köy yaşamına önemli bir katkı sağlayacak. 

Sivas Yıldız Dağı – Sıcak Çermik Arası Bağlantı Yolu Projesi Devam Ediyor

Sivas’ta Yıldız Dağı ile Sıcak Çermik arasında başlatılan bağlantı yolu çalışmaları sürüyor. Vali Yılmaz Şimşek, çalışmaları yerinde inceledi.

Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, toplam uzunluğu 54 kilometre olan projenin 17 kilometrelik birinci etabında devam eden yol çalışmalarını yerinde inceledi.

Çalışan ekiplere kolaylıklar dileyen Şimşek, Karayolları 16. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden projenin son durumu hakkında bilgi aldı.

Sıcak Çermik-Yıldız Dağı bağlantı yoluna 12 kilometrelik havaalanı bağlantı yolunun eklenmesiyle birlikte yolun 66 kilometreye çıktığını dile getiren Şimşek, Yıldız Dağı-Akören yolunun 17 kilometrelik kısmının ihale edildiğini ve bu yolun 7,5 kilometresinin tamamlandığını kaydetti.

“2024 Yılında Tamamlanacak”

3 kilometre yolun da kısa süre içerisinde tamamlanacağını dile getiren Şimşek, geriye kalan 6 kilometre yolun da 2024 yılında bitirileceğini belirterek şu bilgileri verdi:

Akören-Sıcak Çermik arasındaki 37 kilometrelik yolun ihalesinin yapılması için girişimlerimiz devam ediyor.

Hamzalı Köprüsü İnşaatı Yüzde 85 Tamamlandı

Samsun’da Tekkeköy ve Çarşambalı arasında ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla yapılan Hamzalı Köprüsü projesinde yüzde 85 ilerleme kaydedildi.

Kırsal mahallelerdeki yol ve köprü yatırımlarıyla yaya ve sürücüleri daha güvenli ve konforlu ulaşım imkanına kavuşturmaya devam eden Samsun Büyükşehir Belediyesi, Tekkeköy ile Çarşamba ilçeleri arasında 13 mahalleyi birbirine bağlayan Hamzalı Köprüsü’nü yeniden inşa ediyor.

Denge Gazetesi’nden Soner Süren’in haberine göre; yaşanan sel felaketlerinde suyun şiddeti ve taşıdığı malzemelerle büyük zarar görerek kot ve kesitlerin uygun olmaması nedeniyle sık sık ulaşıma kapanan tek şeritli köprüyü yeniden projelendiren Büyükşehir Belediyesi, en uygun lokasyonu seçti.

Çift Şeritli Hale Getirildi

Keskin virajların kaldırıldığı lokasyonda Hamzalı Köprüsü’nü çift şeritli olarak tasarlayan Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı Sanat Yapıları Şube Müdürlüğü, mevsimsel yağışlar ve deredeki su seviyesinin yüksekliğinden dolayı imalatına Mayıs ayında başlanan çalışmalarda son aşamaya geldi. Fore kazıkların inşa edilmesinin ardından uzunluğu 26 metreye ve genişliği ise 8 metreye çıkarılan köprü imalatında, 10 adet ön germe kiriş vinçlerle ayaklara başarıyla yerleştirildi.

Yüzde 30 Tasarruf Sağlandı

Köprünün imalatında laboratuvarlarında test ederek kendi santrallerinde ürettiği betonu kullanarak yüzde 30 oranında tasarruf sağlayan Büyükşehir Belediyesi, tabya betonunu dökerek kurumasını bekleyecek. Son olarak da asfaltlanacak DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün standartlarındaki Hamzalı Köprüsü, güvenliği ve konforlu ulaşıma açılmış olunacak.

Ekonomik Güven Endeksi 95,4 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre ekonomik güven endeksi yüzde 1,3 artarak 95,4 oldu.

Bir önceki aya göre Eylül ayında tüketici güven endeksi yüzde 5,1 oranında artarak 71,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,5 oranında artarak 105,1 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,0 oranında azalarak 113,0 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 3,0 oranında artarak 117,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında artarak 88,3 değerini aldı. 

Ekonomik güven endeksi, güven endeksleri ve değişim oranları, Eylül 2023 

EndeksBir önceki aya göredeğişim oranı (%)
AğustosEylülAğustosEylül
Ekonomik güven endeksi94,195,4-5,21,3
Tüketici güven endeksi68,071,5-15,15,1
Reel kesim güven endeksi104,6105,1-0,30,5
Hizmet sektörü güven endeksi115,3113,0-1,7-2,0
Perakende ticaret sektörü güven endeksi114,3117,7-0,43,0
İnşaat sektörü güven endeksi87,488,3-0,71,0

Şanlıurfa OSB’de Genişletme Çalışmaları Sürüyor

Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yeni fabrikalar için yeterli alan olmaması nedeniyle 4 bin 500 dönüm alanda başlatılan genişletme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Ağırlıklı olarak pamuk, iplik, gıda, transformatör, hazır giyim, ayakkabı, enerji, kağıt, kimya, sağlık gereçleri, elektrikli teçhizat, mobilya ve makine sektörünün yer aldığı Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 30 bin kişi istihdam ediliyor. Şanlıurfa OSB’nin kurulduğu günün üzerinden 32 yıl geçti. Ancak 32 yılda 21 bin 500 dönüm arazi büyüklüğüne ulaştı. 

1 Yıl İçerisinde Yeni Fabrikalar Faaliyete Geçecek

Şanlıurfa sanayisinin hızla geliştiğini belirten Vali Şıldak, “Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgemiz(OSB) etap etap genişliyor ve şu anda dolmuş durumda. Ancak 450 hektarlık yeni bir gelişim alanı için hazırlıklar devam ediyor, bu süreç başladı. Bununla ilgili inşallah 1 yıl içerisinde tahsis yapıyor ve yeni fabrikalar kuruyor pozisyona geleceğiz.” diye konuştu.

Mersin’de 2. Çevre Yolu Çalışmaları Sürüyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2. Çevre Yolu’nda başlattığı çalışmalar devam ediyor. Projenin 2. etabı da hız kesmeden sürüyor.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, Mersinlilerin daha güvenli ve konforlu bir ulaşıma kavuşması için kent genelinde sürdürdüğü yol çalışmaları aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda hem kent trafiğini rahatlatmak hem de alternatif yol güzergahları açmak için harekete geçen Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı ekipleri  ‘2. Çevre Yolu’nun Devamı’ projesinin ikinci etap çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.

Projenin ilk etabında Mezitli ilçesine bağlı Vatan Caddesi’nden batı istikametine doğru 980 metre uzunluğundaki bölümde altyapı ve üstyapı çalışmalarını tamamlayan ekipler, 15 metre genişliğinde yol açarak Eskiköy Caddesi’ne bağlantı sağladı. Mezitli ilçesine bağlı Akdeniz Caddesi’nde 1600 metre uzunluğundaki yolda asfalt ve kaldırım çalışmalarını tamamlayan ekipler, Fatih Sultan Mehmet Caddesi’nde 500 metre, Yaşar DoğuCaddesi’nde ise, 950 metre uzunluğundaki yolda asfalt kaplama çalışması yaptı. 1300 metrelik 2. etap çalışmaları kapsamında ise, 620 metre terasman seviyesine ulaşıldı.

Diğer taraftan yağmur suyu hattı için menfez ve taş duvar imalatını da sürdüren ekipler, toplamda 65 metre 3×3 menfez imalatı yapacak. Taş duvar imalatının da 60 metresini tamamlayan ekipler, yol yapım çalışmalarına hız kesmeden devam edip projenin 3. etabına geçmeyi planlıyor.

Proje kapsamında vatandaşların daha konforlu ve daha kısa sürede seyahat etmelerini amaçladıklarını ve projenin 2. etap bölümünde hızla yol aldıklarını kaydeden Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı’nda İnşaat Mühendisi olarak görev yapan Süleyman Tufan Genç, “2. etap çalışmaları kapsamında, 1300 metrelik bir çalışma alanımız bulunuyor. 

Proje kapsamında yürüttüğümüz bu hat üzerinde, sanat yapılarını tamamlamaya başladık ve 620 metrelik terasman seviyesine ulaştık. Bu çalışma kapsamında vatandaşlarımızın daha konforlu ve daha kısa sürede seyahat etmelerini amaçlamaktayız. Projenin bu etabı tamamlandığında 2. Çevre Yolu’nun devamı Akdeniz Caddesi’ne bağlanacak ve Yaşar Doğu Caddesi’ni birleştirmiş olacağız.  Böylece de doğu – batı güzergahımızda trafik daha rahat akacak” diye konuştu.

Danone, Lüleburgaz’a Fabrika Yatırımı Yaptı

Malnütrisyon tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerinin yerli üretimini yapacak olan Danone, Lüleburgaz’da yeni fabrika yatırımı yaptı. Tesis yatırımı 450 milyon TL değerinde.

Sağlık yoluyla beslenmeyi insana ulaştırma hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Danone, Lüleburgaz Üretim Yerleşkesi’ne 450 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdi. Son yatırımla malnütrisyon tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerinin yerli üretimi gerçekleştirilecek.

Dünya Gazetesi’nden Başak Nur Gökçam’ın haberine göre; Fabrikanın açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, Danone Türkiye Genel Müdürü Cem Küçükcan ve Danone Global Operasyonlar Başkanı Vikram Agarwal katıldı.

Avrupa Birliği Ülkelerine İhracat Yapacak

Törende konuşan Bakan Fatih Kacır, Danone’nin 450 milyon TL’lik yatırımı ile “malnutrisyon” tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerinin yerli üretimine başlandığının altını çizdi.

Genelde aşırı, yetersiz ya da dengesiz beslenme olarak tanımlanan malnütrisyonun çocuklardan yetişkinlere kadar milyonlarca insanı etkilediğini belirten Bakan Kacır, “Danone tarafından yapılan bu kritik yatırım ile, medikal beslenme ürünlerinin ülkemizde yerli üretimine katkı sağlanmış olacak. Ayrıca, ülkemizde üretilen medikal beslenme portföyü iç pazardaki ihtiyaca cevap vermenin yanı sıra; İngiltere, Macaristan, Slovakya ve Çekya’ya ihraç edilecek” dedi.

“Bebek Maması Üretimi Bekliyoruz”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, yatırım sürecini başından beri yakından takip ettiklerini ve destek oldukları Danone’nin bu yatırımı ile yetersiz beslenmeye bağlı hastalıkların tedavisi için önem arz eden medikal beslenme ürünlerinin Türkiye’de üretimini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.

Dağlıoğlu, “İlaç kapsamında değerlendirilen, katma değeri yüksek ve özel nitelikli bu ürünlerin yerlileştirilmesi ve bu tesisin bölgesel bir üretim merkezi olarak çevre ülkelere ihracat yapacak olması ülkemizin üretim hedefleri ile aynı doğrultudadır.

Aynı zamanda bebek mamalarının artık Türkiye’de de üretilmesini bekliyoruz” diye konuştu. Törende konuşan Danone Türkiye Genel Müdürü Cem Küçükcan ise medikal beslenmedeki yerli üretimle Türkiye’nin ihtiyacına cevap vermenin yanı sıra halihazırda aralarında Macaristan, Slovakya ve İngiltere’nin de bulunduğu çok sayıda ülkeye ürün ihraç ettiklerini söyledi.

Medikal beslenme alanında bir üretim ve ihracat üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini belirten Küçükcan, “Hedefimiz; üretim kapasitemizi 2 yıl içinde yüzde 50 artırırken, ihracatımızı ise 3 katına çıkararak, Türkiye ekonomisine katkımızı ve yarattığımız sürdürülebilir değeri katlayarak artırmak” şeklinde konuştu.

Yıllık 5 Milyon Avroluk İş Hacmi Oluşturulacak

500 milyon avro ciro, 20 milyon dolarlık ihracatı ile Türkiye ekonomisine katkı sunan Danone’nin yatırımlarını takip ettiklerini ve desteklediklerini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “450 milyon TL’lik bu yatırım ile malnütrisyon tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerinin yerli üretimine Danone başlamış bulunuyor. Önümüzdeki süreçte 30 milyon avroya ulaşacak olan bu yatırım, ülkemizde cari açığın azaltılmasına da önemli katkılar sağlayacak. Tesiste kullanılan ham maddelerin yerlileştirilmesi için yürütülen projeden yıllık 5 milyon avroluk iş hacmi oluşturulacak” bilgisini verdi. 

Üretimde kullanılan hammaddeleri de yerlileştirerek Türkiye’ye ve bölgesel kalkınma çalışmalarına yönelen Danone, tesiste kullandığı üretim süreci tasarımı sayesinde yüzde 30 enerji tasarrufu sağlayacak.

Yeni Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Projesinde Temel Atıldı

Yaşanan depremlerin ardından yapısal emniyet seviyesinde olmadığı tespit edilerek boşlatılan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yerine yapılan yeni projede temel atıldı.

Bu kapsamda başlayan inşaat çalışmalarında tarihi yarımadada zeminin kaymasını engellemek amacıyla iksa sistemleri kullanılacak. Alana, kot farkı nedeniyle yapılacak iksa sistemi için 6 ile 37 metre arasında değişen derinliklerde 1074 fore kazık yerleştirilecek. Çalışmalar kapsamında iksa sistemleri için 22 bin 250 metre uzunluğunda zemin kazılırken alana 18 bin 100 metreküp beton dökülecek.

“Yeni Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Projesi”nde iksa sistemlerinin ilk beton harcı, Rektör Prof. Dr. Nuri Aydın, eski İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, İÜC Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Oğuz Çetinkale ve Prof. Dr. Mehmet Bilgin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, Başhekim Doç. Dr. Emin Köse ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu üyeleri ve Fakülte Kurulu üyelerinin katıldığı törenle döküldü.

Prof. Dr. Nuri Aydın, çalışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, Cerrahpaşa Yerleşkesi’nin depreme dayanıklı ve hazır hale getirilmesi için kapsamlı bir çalışma sürecinin yürütüldüğünü ve bu konuda önemli bir adımın daha atıldığını söyledi.

Depremden sonra bazı binaları boşaltılan Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin bir kısmının Yeşilköy’deki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesinde faaliyetlerine devam ettiğini anımsatan Aydın, inşaatlar tamamlandığında fakültenin modern hastane yapılarına kavuşacağını kaydetti.

20’nin Üzerinde Geçici Çelik Konstrüksiyon Kullanıldı

Yeni Cerrahpaşa Projesi sürecinde hem hastane hem de eğitim faaliyetlerinin hiçbir kesintiye uğramadan devamının da kendileri için önemli olduğunu belirten Aydın, inşaat faaliyetlerinin devam ettiği alanın boşaltılarak çalışmaların başlayabilmesi amacıyla 20’nin üzerinde geçici çelik konstrüksiyon binanın imal edildiğini, hastane ve eğitim faaliyetlerinin bu binalara kaydırıldığını aktararak, bu süreçte hastane ve eğitim faaliyetlerinde herhangi bir kesinti yaşanmadığını vurguladı.

Aydın, projenin yaklaşık 650 bin metrekarelik alanda hastane ve fakülte binalarını içerdiğini dile getirerek bu alanlarda ayrıca öğrenci yurtları, hemşire lojmanları, spor salonu gibi sosyal donatıların da yer alacağını söyledi.

Aydın, 220 bin metrekarelik alanda yer alan tarihi yapılara değinerek, “Şu anda yalnızca yeni Cerrahpaşa’yı inşa ediyor değiliz, aynı zamanda tarihimize de sahip çıkıyoruz. Cerrahpaşa Yerleşkesi içinde 6 tarihi yapı var. Bunların içinde güçlendirme faaliyeti tamamlanmış olanlar var, yeni restorasyona başlanmış olanlar var. Bununla birlikte eş zamanlı olarak diğer yapıların da inşası devam etmekte.” bilgisini verdi.

‘’Tarihi Bir Sit Alanı Kapsamında’’

İnşaata hazırlık sürecinin 10 yılı aşkın bir süreyi kapsadığını belirten Aydın, şöyle devam etti:

“Bulunduğumuz alan sur içinde olması nedeniyle tarihi bir sit alanı vasfında. Gerekli izinlerin alınması, kurul kararlarının çıkması ve sürecin işlemesi belli bir zaman aldı. Bu ilk iksa sistemlerinin beton harcının atılması da kısmet oldu. Yani geçen zaman zarfında gerekli bir çok işlem tamamlanmış oldu. Ayrıca bu bölge farklı tapulara sahipti, o tapular birleştirildi, tek bir tapu haline getirildi. Uzun bir sürecin bugün meyvelerini almış durumdayız.”

Cerrahpaşa’nın tarihi yarımadada yer almasının yanı sıra, İstanbul’da denizden hasta kabul edebilecek ender hastanelerden biri olduğuna dikkati çeken Aydın, hastanenin stratejik açıdan önemli bir konuma sahip olduğunu kaydetti.

Aydın, inşaatın eğimli bir arazi üzerine kurulduğunu, kot farkı göz önünde bulundurularak alanın çevresinde geoteknik çalışmaların yani iksa sisteminin tamamlanmasının ardından binaların inşasına başlanacağını söyledi.

“Yeni Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Projesi”nin detaylarını paylaşan Aydın, “Sürecin tamamlanmasıyla Cerrahpaşa tüm sağlık ihtiyaçlarına cevap verebilen, tek parça içinde bir yapıya kavuşmuş olacak. Bildiğiniz gibi eskiden Cerrahpaşa farklı binalardan oluşan yapıdaydı. Bu durum haliyle bazı yönetsel zorluklar oluşturuyordu. Hastaların binadan binaya transferleri anlamında birtakım sıkıntılar yaşanıyordu. Yekpare bir yapı içerisinde olması bizlere tedavi hizmetlerinin kolaylaşması anlamında da katkı sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

Akkuyu NGS’de Çalışmalar Tamamlanmak Üzere

Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) 3. ünite reaktör kabı tamamlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, santralin son durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakan Bayraktar, “Akkuyu NGS, tam kapasite devreye girdiğinde ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu tek başına karşılayacak.” dedi.

Her Yıl 35 Milyon Ton Karbon Salınımını Engelleyecek

Sosyal medya hesabından Akkuyu NGS projesiyle ilgili konuşan Bayraktar, “Ülkemizin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS inşaat sahasındaydık. Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev ile çalışmaları yerinde inceleyerek santralin son durumuyla alakalı bilgi aldık. Türkiye’nin enerji arz güvenliği için stratejik bir adım olan Akkuyu NGS, tam kapasite devreye girdiğinde ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu tek başına karşılayacak. Böylelikle her yıl 35 milyon ton karbon salınımından kaçınmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

Aziziye Bungalov Evler Projesinde Sona Gelindi

Erzurum’un Aziziye ilçesinde turizm altyapısını güçlendirmek amacıyla inşa edilen bungalov evler projesinde sona gelindi.

Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı(KUDAKA) ile Aziziye Belediyesi iş birliğiyle hayat geçirilen ‘Ilıca Termal Bungalov Butik Köy Projesi’nde sona gelindi. Termal turizm potansiyeli yüksek olan Aziziye ilçesinin turizm altyapısını güçlendirmek için hayata geçirilen projeyle birlikte termal tesisten hem şehir halkının hem de yurt içi ve yurt dışından gelecek olan turistlerin ağırlanması bekleniyor.

Merakla bitimi beklenen projenin müjdesini ise Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan sosyal medyadan verdi. Orhan, yaptığı paylaşımda şu ifadelerle haberi duyurdu: “Ilıca’mızda KUDAKA işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz “Bungalov Butik Otel” projemiz, neredeyse tamamlanmak üzere. Termal ile huzur ve konforun buluşma noktası olan Bungalov evlerimizi çok yakında hizmete açmış olacağız. Ve siz kendinizi tıpkı evinizdeymiş gibi rahat hissedeceksiniz. Şimdiden hayırlı olsun!”

Kaynak: Erzurum Pusula

Fahiş Aidatlara Çözüm Yolda

Konut aidatlarının fahiş rakamlara çıkması sektörü harekete geçirdi. Yapılan çalıştay sonucunda site yöneticilerine sertifika şartı ve adli sicil kontrolü getirilmesi, gelir-giderlerin kamu tarafından denetlenmesi planlanıyor.

Hızla artan aidat bedelleri aile bütçelerini zorluyor. Yönetim şirketleri, asgari ücret zamları sonrası artan personel giderlerini ve alınan hizmetlere gelen zamları gerekçe gösterirken, kimi zaman yönetimin doğru ve dürüst yapılmaması da faturaların kabarmasına neden oluyor. Son aylarda yoğun şikâyet konusu olan Konut aidatları hem kamuyu hem de sektör derneklerini harekete geçirdi. Geçtiğimiz günlerde yapılan çalıştayda ihtiyaçlar belirlendi ve yeni yol haritası çizildi.

Hürriyet’ten Gülistan Alagöz’ün haberine göre; TRKTYD Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneği, TRFMA Tesis Yönetim Derneği ile TYTFED Tesis Yönetim ve Tedarikçileri Federasyonu bir araya gelerek bir çalışma başlattı. Bu çalışma kapsamında düzenlenen çalıştaya İçişleri Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı yetkililerinin de katıldığı belirtildi. ‘Tesis Yönetim ve Kamu Kurumları Çalışma Kampı’ sonucunda şu kararlar alındı:

-Site yönetim şirketi için yeni bir mevzuat çalışması yapılacak. Ayrıca Kat Mülkiyeti Kanunu ile ilgili revizyon çalışmaları yapılarak TBMM sunulacak.

-Yöneticiler için eğitim ve sınav şart olacak, sertifika zorunluluğu getirilecek.

-Siteleri mafya vari yöneticilerden kurtarmak için, ‘adli sicil’ kuralı getirilecek.

-Fahiş Aidat tutarlarının nedenleri ve çözümü noktasında site bütçeleri, karar defterleri, tesis yönetim şirketi ve yöneticileri kamu kurumlarınca düzenli olarak denetlenecek.

-Sitelerin anayasası olan yönetim planları profesyonel tesis yönetim şirketleri tarafından hazırlanacak ve müteahhit firmaların yapı yönetim danışmanlığı alması gerekecek.

-Sitelere kesilen hizmet alım faturalarındaki KDV oranları yüzde 1’e düşürülerek aidatların gerilemesi sağlanacak.

-Yöneticiler, e-tapu üzerinden tapu dairesine gitmeden konutlardaki kayıtlara ulaşabilecek.

Düzenleme Ankara’da Kesinleşecek

Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneği Genel Başkanı Suat Sandalcı, Ankara’da Bakanlıkların da katılımı ile kasım ayında bir toplantı daha yapılacağını ve düzenlemelere son şeklinin verileceğini söyledi. Sandalcı, “Çalışma kampımızdan aldığımız kararlar sektörümüzdeki ve sitelerde yaşayan maliklerin sorunlarının çözülmesine vesile olacaktır. İkinci çalışma kampımızı Ankara’da gerçekleştirme kararı aldık. Bu kampımıza bakanlarımız da katılım sağlayacaktır. Son olarak yapılacak mevzuat çalışmaları ile birlikte yakın bir zamanda sektördeki değişiklikler fark edilecektir. Artık şunu söylemek isterim ki sektörümüz devlet otoritesi altına alınmıştır ve devletimiz tarafından denetlenecektir” diye konuştu.

Ülke genelinde 3 bin 800 tesis yönetim şirketi olduğunu, bu şirketlerin 5 milyon bağımsız birimi yönettiğini belirten Suat Sandalcı, sektörün büyüklüğünün 15 milyar dolara ulaştığını ve 2 milyon kişiye de istihdam sağlandığını sözlerine ekledi.

Zam Yüzde 170’i Buldu

EVA Gayrimenkul Değerleme tarafından yapılan araştırmaya göre İstanbul’da aidatlar son bir yılda yüzde 40 ile yüzde 154 arasında arttı. Ocak 2022’den bu yana artış yüzde 170’e kadar çıktı. İstanbul’da 100 metrekare evde ortalama aidatlar incelendiğinde en yüksek rakam aylık 2 bin 900 lira, en düşük ise 575 lira olarak hesaplandı.

İİB Başkanı Özkan: ‘’5 Yıl İçerisinde 20 Milyar Dolarlık İhracat Rakamına Ulaşacağız’’

İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Özkan, “20 milyar dolarlık hedef bizim için hiç de zor değil. Kaldı ki fuar merkezimiz, ihtisas OSB’lerimiz ve yeterli insan kaynağımız ile ilgili gelişme olursa, 30 milyar dolarlık ihracat işten bile değil.” dedi.

Birlik olarak ABD pazarına odaklandıklarını açıklayan Özkan, 5 yıl içerisinde bu ülkeye ihracatı yüzde 2 seviyesine çıkararak, 1 milyar dolar seviyesine ulaşacaklarını bildirdi. Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektöründe 2018 yılında 5 milyar dolar ihracat gerçekleştirilirken, 2022 yılında bu rakamın 8,4 milyar dolara çıktığını kaydeden Özkan, “2023 yılında 10 milyar dolarlık ihracat hedefimiz bulunuyordu. Ancak gerek ülkemizi derinden etkileyen deprem felaketi gerekse dünya genelinde yaşanan resesyon bu hedefin biraz revize olmasına neden oldu. Bizler olumsuzluklara rağmen yılı en azından geçen yılki 8,4 milyar dolarlık rakamın üzerinde bir ihracat ile kapatacağımızı düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Her Ülke İçin Ayrı Strateji Uyguluyoruz”

Özkan, dünya konjonktürünün değiştiğini, bu nedenle de 2024 sonrası için farklı stratejiler uygulanması gerektiğini aktararak, “Bizler her ülke ve her bölge için ayrı stratejiler geliştirip uyguluyoruz. Dünyanın dört bir tarafını dolaşıyoruz. Bir tarafta Çin, diğer tarafta ise Meksika, ABD, Polonya ve İspanya. Gitmediğimiz ülke yok. Uzak Ülkeler Stratejisi ve devamında İslam İşbirliği Teşkilatı Stratejisi kapsamında bu çalışmalarımıza devam ediyoruz.” açıklamasını yaptı.

Halihazırda Çin, Meksika ve ABD’de fuarlara katıldıklarına dikkati çeken Özkan, “Özellikle ABD’ye çok önem veriyoruz. Bu pazardan yüzde 2 pay alabiliriz diye düşünüyoruz ki bu da 1 milyar dolarlık ihracat anlamına geliyor. Bu ülke için yeni stratejiler geliştiriyoruz. Önümüzdeki yıl bu ülke için çok önemli adımlar atmış olacağız.

ABD pazarına mobilya satmak demek, dünyanın geri kalanına daha fazla mobilya satabileceğimiz anlamına geliyor. Bu nedenle 2028 yılına kadar odak pazarımız ABD. Bu pazara yönelik çalışmalarımız sürüyor. ABD pazarı bize mevcut pazarlarda daha kalıcı olmamızı ve yeni pazarlara açılmamızı sağlayacak.” açıklamasında bulundu.

“20 Milyar Dolarlık İhracat Hedefi Hayal Değil”

Özkan, 2028 yılında 20 milyar dolarlık ihracat hedefleri olduğunu ve bu rakamın ulaşılamayacak bir hedef olmadığını belirterek, “Her yıl yüzde 10 üzerine eklesek, rahatlıkla bu hedefi gerçekleştirebiliyoruz. O nedenle bu hedef hayal değil. Türkiye özellikle mobilya konusunda günden güne başarılarını artırarak devam ediyor. Cari açık vermeyen, istihdam dostu ve dünyada artık belirli bir sıralamaya girmiş bir sektöre sahibiz. Bugün Almanya, Çin, ABD, İtalya, Polonya ve İspanya’yı konuştuğunuzda artık bu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Ülkemizde mobilyada ciddi bir üretim var. Her geçen gün de kıymeti artıyor. 2028 yılına kalmadan biz bu hedefimizi güncellemiş oluruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Özkan, “İstanbul merkezli uluslararası normlara sahip bir fuar merkezine ihtiyacımız var. Şehre yakınlığıyla, metro altyapısıyla, restoranlarıyla, otelleriyle, sosyal aktiviteleriyle… Bu sadece bizim sektörümüz için değil, tüm sektörlerin ihtiyacı. İstanbul havalimanlarıyla, destinasyon özelliğiyle çok önemli bir şehir. Dünyanın buluşma noktası. Böyle bir kentte uluslararası normlarda bir fuar merkezi olmalı. Mevcutlar metrekare ve fiziki özellikleri nedeni ile yetersiz kalıyor.” diye konuştu.

“İstanbul’un İki Yakasında Birer Adet İhtisas OSB’ye İhtiyacımız Var”

İstanbul’un iki yakasında birer adet ihtisas OSB’ye ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Özkan, “Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörlerinin tek çatı altında buluşacağı OSB’lerden söz ediyoruz. Bu sayede ham maddeye ulaşımımız daha kolay olacak. Ortalama 10 bin mobilyacının her birinin 3-5 aracı olduğunu düşünelim, her daim trafikte olan araçlar ile hem zaman kaybımız yüksek hem akaryakıt maliyetimiz. Tek çatı altında toplanabilirsek ki bu bir stadyum inşa etmekten çok daha kolay, sektörlerimiz adına daha büyük hedefler koyabiliriz.” yorumunda bulundu. İnsan kaynağına ulaşımın da artık kritik bir noktada olduğunu anımsatan Özkan, şunları kaydetti: “İnsan kaynağı olmadan üretimi artırmak oldukça zor. Bunun konuda meslek liseleriyle yapılan çalışmalar var. İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası ve MOSFED bu konuda İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü (MEB) ile protokol imzaladılar. Ancak bunun Türkiye genelinde yaygınlaştırılması ve daha hızlı hareket edilmesi lazım. İnsan kaynağını bir an önce oluşturmalıyız. Devasa fabrikalarımız da olsa, uluslararası normlarda fuar merkezimiz de olsa üretebilmek insan kaynağına dayalıdır. İnsan kaynağı ise meslek liselerinden çıkıyor. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte bizleri en çok zorlayacak konu bu.”

İhracatın Yarısı Sanayi Sektöründe Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Girişim Özelliklerine Göre Dış Ticaret İstatistikleri’ni açıkladı. Açıklanan verilere göre; ihracatın yüzde 42,3’ünü, ithalatın ise yüzde 60,9’unu büyük ölçekli girişimler gerçekleştirdi.

Dış ticaret verileri ile iş kayıtları sisteminde yer alan girişimlerin ana faaliyet türü ve çalışan sayısı bilgileri eşleştirilerek, dış ticaret yapan girişimlerin özellikleri elde edilmektedir. Dış ticaret istatistikleri ve iş kayıtları sistemi kullanılarak elde edilen verilere göre, 2022 yılında 114 bin 155 girişim ihracat, 173 bin 302 girişim ithalat yaptı. Yapılan eşleştirmede, ihracat ve ithalat yapan girişimlerin yaklaşık yüzde 100,0’ının bilgilerine ulaşılmıştır. Bu girişimler toplam ihracatın ve ithalatın yaklaşık yüzde 100,0’ını gerçekleştirmiştir. İthalattaki girişim sayısındaki artış, Basitleştirilmiş Gümrük Beyannamesi sistemindeki girişim sayısı artışından kaynaklanmaktadır.

Toplam ihracatın yüzde 19,4’ünü yapan 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimler, toplam ihracat yapan girişimlerin  yüzde 64,2’sini oluşturdu. İhracatta, 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,9, 50-249 kişi çalışanı olan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 19,4, 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 42,3 oldu.

Toplam ithalatın yüzde 11,3’ünü 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimler yaptı. İthalatta, 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 10,7, 50-249 kişi çalışanı olan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 17,1 oldu. 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin ithalattaki payı yüzde 60,9 olurken; bu girişimler toplam ithalat yapan girişimlerin yüzde 2,0’ını oluşturdu.

İhracatın Yarısından Fazlasını Sanayi Sektöründeki Girişimler Gerçekleştirdi

Girişimin ana faaliyetine göre ihracatın yüzde 55,4’ünü, ithalatın ise yüzde 49,5’ini sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler yaptı. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin ihracattaki payı yüzde 40,6, ithalattaki payı ise yüzde 32,4 düzeyinde gerçekleşti.

Sanayi sektörünün ihracatında 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimler yüzde 66,7 pay ile öne çıktı. Ticaret sektörünün ihracatında ise yüzde 89,3 pay ile 1-249 kişi çalışanı olan küçük ve orta ölçekli girişimlerin hâkimiyeti devam etti.

Sanayi sektörü ithalatında büyük ölçekli girişimler yüzde 79,3 pay ile öne çıktı. Ticaret sektöründe, büyük ölçekli girişimlerin payı %30,1’den yüzde 28,1’e düşerken, diğer sektöründe büyük ölçekli girişimler yüzde 69,2 pay ile önde olmaya devam etti.

Sanayi Sektöründeki Girişimler İhracatının Yüzde 45,3’ünü Avrupa Birliği (AB 27) Ülkelerine Yaptı

Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, ihracatlarının yüzde 45,3’ünü AB 27 ülkelerine, yüzde 14,0’ını Yakın ve Orta Doğu ülkelerine ve yüzde 13,2’sini AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine gerçekleştirdi. AB 27 ülkelerine yapılan ihracatın yüzde 61,9’unu sanayi, yüzde 35,6’sını ticaret, yüzde 2,5’ini ise diğer sektöründeki girişimler yaptı.

Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, ithalatlarının yüzde 29,5’ini AB 27 ülkelerinden, yüzde 25,4’ünü Diğer Asya ülkelerinden, yüzde 18,0’ını ise AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinden gerçekleştirdi. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin en çok ithalat yaptığı ülke grupları sırasıyla yüzde 30,4 ile Diğer Asya, yüzde 27,6 pay ile AB 27 ülkeleri, ve yüzde 23,1 ile AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri oldu.

İmalat Sanayi Ürünleri İhracatının Yüzde 56,9’unu Sanayi Sektöründeki Girişimler Yaptı

İmalat sanayi ürünleri ihracatının yüzde 56,9’unu ana faaliyeti sanayi olan girişimler, yüzde 39,5’ini ise ana faaliyeti ticaret olan girişimler gerçekleştirdi. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin yaptığı ihracatın ise yüzde 96,7’sini imalat sanayi ürünleri, yüzde 1,4’ünü tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri, yüzde 1,4’ünü de madencilik ve taşocakçılığı ürünleri oluşturdu.

İmalat sanayi ürünleri ithalatının yüzde 48,8’ini sanayi, yüzde 41,5’ini ticaret ve yüzde 9,8’ini diğer sektörlerdeki girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin ithalatının yüzde 70,5’ini imalat sanayi ürünleri, yüzde 5,4’ünü madencilik ürünleri, yüzde 4,4’ünü ise tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri oluşturdu.

İhracatın Yüzde 48,9’u İlk 500 Girişim Tarafından Gerçekleştirildi

İhracatın yüzde 48,9’unu, ithalatın ise yüzde 67,5’ini ilk 500 girişim yaptı. En çok ihracat yapan ilk 5 girişim toplam ihracatın yüzde 8,1’ini, en çok ithalat yapan ilk 5 girişim ise ithalatın yüzde 20,6’sını gerçekleştirdi.

Sanayi sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin sanayi sektöründeki payı yüzde 12,6, ticaret sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin ticaret sektöründeki payı ise yüzde 12,0 oldu. Sanayi sektöründe en fazla ithalat yapan ilk 5 girişiminin payı yüzde 20,5, ticaret sektöründe ise yüzde 13,1 oldu.

Girişimlerin Yüzde 61,8’i Tek Ülkeden İthalat Yaptı

Girişimlerin yüzde 43,4’ü tek ülkeye ihracat yaparken, yüzde 16,2’si iki ülkeye ihracat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeye ihracat yapan girişimlerin oranı yüzde 5,1 iken, bu girişimlerin ihracattaki payı yüzde 59,2 oldu. 

Girişimlerin yüzde 61,8’i, tek ülkeden ithalat yaparken, yüzde 16,3’ü iki ülkeden ithalat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeden ithalat yapan girişimlerin oranı yüzde 1,3 iken, bu girişimlerin ithalattaki payı yüzde 61,3 oldu.

İnşaat Mühendisi Nazım Ergin Anlattı: Yapı Belirsizliği Nasıl Çözülecek?

İnşaat Mühendisi Nazım Ergin, Türkiye’de imar sorunları ve imarsız yapılaşmaya dikkat çekti. Yaptığı yazılı açıklamayla, plansız yapılaşmanın çevresel sorunlara, trafik sıkışıklığına ve sosyal problemlere yol açtığını söyleyen Ergin, imar planlarının eksikliği ve güncellenmeme sorunları da mevcut olduğunu dile getirdi. “Türkiye’nin sürdürülebilir kentleşme politikalarına ve daha etkili denetim mekanizmalarına odaklanması gerekmektedir” ifadelerini kullanan Ergin, “İmar afları cinayete davetiye çıkarmaktadır. İmar affından yararlanan tüm yapılar mühendislik hizmeti almamış varsayılmalı ve denetime tabi tutulmalıdır.” dedi.

Nazım Ergin, iktidar tarafından yapılan imar aflarını ve deprem sonucunda yıkılan binaları değerlendirdi. Hasarlı ve yıkılan binalar ile imarın aynı anda değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Ergin, sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı. Ergin, sorunların üstesinden gelmenin ise Türkiye’nin geleceği için hayati öneme sahip olduğuna vurgu yaptı.

Yazılı açıklama ile imar sorununa dikkat çeken İnşaat Mühendisi Nazım Ergin, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“HIZLI NÜFUS ARTIŞI VE KENTLEŞME SÜRECİ, SORUNU DAHA KARMAŞIK HALE GETİRDİ”

“Türkiye, tarihsel zenginliği, coğrafi çeşitliliği ve doğal güzellikleriyle ünlü bir ülke. Ancak bu zenginliklerin yanı sıra, ülkemizi tehdit eden önemli sorunlardan biri de imar sorunları ve yapılaşma düzensizliği olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle depremler gibi doğal afetlerle sık sık karşı karşıya kalan Türkiye için imarın önemi daha da belirgin hale geliyor.

İmarsız yapılaşma, resmi izinler ve düzenlemeler olmaksızın inşa edilen binaları ifade eder. Bu tür yapılar genellikle denetimsiz, plansız ve tehlikeli olabilir. İmarsız yapılaşma, hem kentsel alanlarda hem de kırsal bölgelerde sıkça görülen bir sorundur. Türkiye’nin hızlı nüfus artışı ve kentleşme süreçleri bu sorunu daha da karmaşık hale getirmiştir.

“PLANSIZ YERLEŞİM, HİZMETLERE ERİŞİMİ ZORLAŞTIRABİLİR”

Türkiye’deki imar sorunları, bir dizi olumsuz sonuca yol açar. Depremlerdeki risk artışı ile Türkiye, aktif deprem kuşağında bulunan bir ülke. İmar planlarının ve yapı standartlarının göz ardı edilmesi, depremlerde can ve mal kaybının artmasına neden olabilir.

Plansız yapılaşma, çevre sorunlarına yol açabilir. Yeşil alanların yok olması, su kaynaklarının tahrip edilmesi ve doğal yaşam alanlarının kaybı gibi çevresel sorunlar ortaya çıkabilir. Plansız yapılaşma aynı zamanda, trafik sorunlarını artırabilir. Yolların daralması ve ulaşım altyapısının yetersizliği kentlerdeki trafik sıkışıklığını artırabilir. İmarsız yapılaşma, sosyal sorunları da beraberinde getirebilir. Plansız yerleşimlerde eğitim, sağlık ve diğer hizmetlere erişim zorlaşabilir.

“İMAR AFLARI CİNAYETE DAVETİYE ÇIKARMAKTADIR”

İmar planları, şehirlerin ve bölgelerin sürdürülebilir gelişimini sağlama amacı taşır. Bu planlar, arazi kullanımını düzenler, binaların yüksekliklerini belirler ve altyapıyı planlar. Ancak Türkiye’de imar planlarıyla ilgili bazı sorunlar da mevcut:

Halihazırda yapı stokumuzla ilgili belirsizlikler ve tehlikelerin üzerine siyasal iktidarlarca çıkarılan imar afları can ve mal kayıpları tehdidini büyütür. İmar afları kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından birisi olarak karşımıza çıkar. İmar affı toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe sokmaktadır. İmar afları cinayete davetiye çıkarmaktadır. İmar affından yararlanan tüm yapılar mühendislik hizmeti almamış varsayılmalı ve denetime tabi tutulmalıdır.

“SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELMEK, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR”

Mühendislik hizmeti almadığını varsaydığımız yapıların yasallaştırılmasıyla, bu yapıların doğa olayları karşısında hasara uğramaları halinde sorumluluk, bu kararı alan devletin, siyasi iktidarın üzerindedir. Bir binaya iskân ruhsatı verilmesi, devletin vatandaşa ‘Bu binada oturabilirsin’ demesi anlamına gelir.

Türkiye’de imarsız yapılaşma ve imar sorunları, ciddi sonuçlara yol açabilen önemli sorunlardır. Depremler gibi doğal afetlerde can ve mal kaybını azaltmak için daha etkili imar planları ve denetim mekanizmaları geliştirilmelidir. Ayrıca, plansız yapılaşmanın çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmak için sürdürülebilir kentleşme politikaları teşvik edilmelidir. Bu sorunların üstesinden gelmek, Türkiye’nin geleceği için hayati öneme sahiptir.

Yapılarda Dönüşüm Zirvesi 4-5 Ekim’de Gerçekleştirilecek

Yıldız Teknik Üniversitesi ve Odaklı Grup iş birliği ve ÇEDBİK, GYODER, İNDER, KONUTDER, MTMD, Türkiye İMSAD gibi sektör derneklerinin desteğiyle düzenlenecek olan Yapılarda Dönüşüm Zirvesi 4-5 Ekim tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Zirve kapsamında 2 gün ve 6 oturum da sektör profesyonelleri sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini masaya yatıracak.

Açıklanan programa göre zirve, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kenan Aracı, İNDER Yönetim Kurulu Başkanı A. Nazmi Durbakayım, KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tamer Yılmaz’ın açılış konuşmaları ile başlayacak.

Zirve kapsamında, ilk gün Gayrimenkul Sektöründe Gelecek Projeksiyon , Kentsel Dönüşümde Afet Yönetimi, Geleceğe Hazır Sürdürülebilir Yapılar, Kentsel Dönüşümde Afet Yönetimi başlıklı oturumlar düzenlenecek. 

Zirvenin ikinci gününde ise, Kentsel Dönüşümde Finansal Riskler, Kısıtlar ve Fırsatlar , Kentsel Dönüşümde Malzeme ve Kaynak Yönetimi, Dönüşümde Dijitalleşme ve Bina Teknolojileri başlıklı oturumlar yapılacak.

Ödül İstanbul’da Teslimler Başladı

Özyurtlar Holding tarafından İstanbul’un Esenyurt ilçesinde hayata geçirilen Ödül İstanbul projesinde tamamlanan 997 dairenin teslimi başladı.

Özyurtlar Holding’in, Beylikdüzü’nde tatil köyü konseptiyle inşa ettiği projesi Ödül İstanbul’da iki blokun inşaatı tamamlanırken, ilk etapta toplam 997 dairenin yer aldığı iki blokun teslimleri de başladı.

Özyurtlar Holding açıklamasına göre, ilk etapta toplam 997 dairenin yer aldığı iki blokun teslimleri başlayan projede tapular da hazırlandı. ‘Ödül İstanbul’ projesi toplam 39 bin 561 metrekare arsa ve 362 bin 584 metrekare inşaat alanı üzerinde inşa ediliyor. Projede, inşaatın yüzde 80’lik kısmı ise tamamlanmış bulunuyor.

AA’nın haberine göre; Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmesine yer verilen Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, tamamlanan G ve H bloklarının, daire sayısının en yüksek olduğu 997 daireden oluştuğunu belirterek, şunları kaydetti:

‘’Toplam 250 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdiğimiz projemiz, bölgenin en dinamik ve yerli yabancı markaların buluşma noktası olma özelliği taşıyor. Ödül İstanbul projesinde satışı devam eden dairelerimiz için uygun finansman ve ödeme kolaylıkları sağlıyoruz. Ödemelerde şirket bünyesinde 24 ay vadelendirme yapıyoruz. Alt katı ticari ünitelerden oluşan projemizin bu alanlarını kurumsal firmalara kiraya vermeye özen gösteriyoruz. Türkiye’nin dev market ve kafe zincirleri bu alandaki yerlerini şimdiden aldı. Hatta halihazırda bir zincir market ve önemli bir beyaz eşya ve elektronik markası hizmet vermeye başladı.’’

Özyurtlar’ın 39’uncu Projesi Olarak Yükseliyor

Öte yandan açıklamada aktarılanlara göre, Özyurtlar Holding’in 39’uncu projesi olan Ödül İstanbul, sekiz blokta toplam 2 bin 683 daire, 102 adet ticari alan olmak üzere 2 bin 785 üniteden ve büyüklükleri 64 ile 164 metrekare arasında değişen, 1+1, 2+1 ve 3+1 dairelerden oluşuyor. Beylikdüzü’nün hızlı değerlenen bölgesindeki konumu, tatil köyü konforu ve izole yaşam olanağıyla tasarlanan ‘Ödül İstanbul’, peyzaj düzenlemesi yapılmış 900 metrekarelik sosyal alan ve bin 550 metrekarelik gezi bahçesi ile toplam 2 bin 450 metrekarelik yeşil alanı ve çocuk parkları ile İstanbul içerisinde büyük bir doğal park yaşamı sunuyor.

Söz konusu projede, geniş park alanları, fitness salonu, yüzme havuzu, güzellik salonu, tenis kortu, oyun parkı, futbol sahası, çocuk kulübü, mağaza ve dükkanlar, basketbol sahası, parti/toplantı salonu, kafe ve restoran, resepsiyon hizmeti, açık ve kapalı otopark alanları ile 7/24 güvenlik hizmeti gibi imkanlar bir arada bulunuyor.

E-5 üzerindeki merkezi konumu, ulaşım akslarına yakınlığı ile dikkati çeken ‘Ödül İstanbul’ metro ve metrobüs istasyonlarına, Tüyap Fuar Merkezi’ne, civardaki okul ve sağlık merkezlerine yürüme mesafesinde yer alıyor. Proje, İstanbul Havalimanı’na da 30 dakika mesafede bulunuyor.

Osmanlı Yapı 5 İnşaat Milas Projesini Duyurdu

Osmanlı Yapı 5 İnşaat, Muğla’nın Milas ilçesinde 180 odalı otel ve 65 adet villa inşa edeceğini açıkladı.

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kazıklı Mahallesinde bulunan 249 bin 500 metrekarelik arazi üzerine 495 milyon lira yatırımla 180 odalı ve 65 villa yapmak için  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına başvuru yapan Osmanlı Yapı 5 İnşaat’a ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verildiği belirtildi. 

Cumhuriyet’te yer alan habere göre projede ayrıca 16 havuz, dört restoran, toplantı salonu, spor salonu, su sporları merkezi ve otopark yer alacak. Proje kapsamında alanda 2, 3 ve 5 katlı yapılaşma olacak.

42 Bin Deprem Konutu Yıl Sonuna Kadar Teslim Edilecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 6 Şubat tarihli depremlerden etkilenen 11 ilde başlatılan deprem konutlarından 42 bin 46’sı yıl sonuna kadar teslim edilecek.

Yapımına başlanan bu konutlar ile ilgili en çok merak edilen, konutların ne zaman teslim edileceği yönünde olmuştu. Edinilen ilk bilgilere göre 180 bin afet konutunun 42 bin 46’sının yapım sürecinin tamamlanmak üzere olduğu öğrenildi.

Depremzede vatandaşlar için konteyner ve kira desteklerinin verilmeye devam ediyor. Şu ana kadar 327 bin 248 haneye kira desteği sağlanırken, toplamda 6 milyar 276 milyon lira kira yardımı ödemesinin gerçekleştiği ifade edildi. Acil olarak yıkılması gereken binaların tamamı yıkılırken 2 milyon 522 bin 294 bina, 6 milyon 891 bin 879 bağımsız bölümde hasar tespit çalışmaları da tamamlanmış oldu.

Yaşanan deprem felaketinin ardından konut sorununa karşı geçici bir çözüm olarak devlet depremzede vatandaşlar için konteyner sağlamıştı. Güncel duruma bakıldığı zaman Depremin ilk gününden bugüne kadar 347 noktada 187 bin 623 konteyner kurulumu gerçekleştirilirken şu anda da konteyner kentlerde 580 bin 602 afetzedenin barındığı öğrenildi.

Deprem konutlarının illere göre örnek daireleri de yayımlanırken, 3+1 ve 85 metrekare olarak planlanan dairelerle ilgili konuşan inşaat mühendisi Ceyda Sucu, “Amacımız, kış mevsimine kadar buraları tamamlayarak depremzede vatandaşlarımıza teslim etmek. Çünkü bir soğuk kış mevsimi geçirmelerini istemiyoruz. TOKİ’nin en büyük ayrıcalığı tünel kalıp olduğu için hızlı bir şekilde çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Emlak 365

Çatı Sızdırmalarını Önlemek İçin Yapılabilecekler

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, binalarda, ticari işletmelerde ve endüstriyel tesislerin çatılarında ki; boru, kablo ve profil gibi malzemelerin montajından kaynaklı olarak yaşanan sızıntıları tespit etmenin zor olduğunu ancak tespit edildikten sonra basit bir müdahale ile sızıntının önlenebileceğini açıkladı.

Sonbaharın gelişiyle birlikte yağışlı havalar etkisini göstermeye başladı. Yağmur yağmaya başladığında evinizin veya işyerinizin tavanındaki bir noktadan su damlamaya başlıyorsa dikkat! Sebebi çatınızda ki sızıntı olabilir. Peki çatıda ki sızıntıyı önlemek için ne yapmak gerekir?

Endüstriyel tesislerde, ticari işletmelerde ve evlerde, çatının sızdırdığını fark ettiğiniz anda harekete geçmeniz gerekir, aksi halde bu yaşam alanlarını eski haline dönüştürmek için ciddi bir masraf yapmanız gerekebilir. Şiddetli hava koşullarının ardından hemen bir çatı ustası ile anlaşarak, sızıntının kaynağını kontrol ettirebilirsiniz. 

Yüksek sızdırmazlık sağlıyor

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, “Çatılardan kaynaklı su sızıntısının yaşam alanlarında neden olduğu tahribat, hem yaşamı hem de bütçeyi olumsuz etkiliyor. Üstelik yalnızca su sızıntısı değil, yeterince önlem alınmadığında gaz sızıntısı da olabiliyor. Bu durum ise hayati bir risk oluşturuyor. Ancak çatılarda ki; boru, tel, kablo, profil gibi malzemelerin montajında gerekli önlemler alındığında çatılardan kaynaklı olarak oluşabilecek su ve gaz sızıntılarını önlemek mümkün hale geliyor. Çünkü binaların ve endüstriyel tesislerin; ısıtma-soğutma ventleri ve çıkış ekipmanlarının, elektrik kablosu giriş noktalarının, güneş enerjisi kolektörü borularının, TV antenlerinin, kat içinden geçen boruların ve paratoner gibi malzemelerin çatıya montajında yüksek sızdırmazlık sağlayan “Master Flash çatı çıkış sızdırmazlık elemanı” ile yüksek sızdırmazlık sağlanabiliyor” dedi.

Amerikan “Aztec Washer Company” firmasının Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olan Çukurova Isı, “Master Flash çatı çıkış sızdırmazlık elemanı”ile hem yapıları koruyor hem de yapı içerisinde güvenli yaşam alanları sunuyor.

Her türlü yüzeye ve çatı eğimine uyumlu

“Master Flash çatı çıkış sızdırmazlık elemanı” özel dizayn edilmiş körük ve bükülebilir taban yapısı sayesinde her türlü yüzey biçimine ve çatı eğimine kolayca uyum sağlıyor. İçinden 3 mm’lik bir kablo geçecek kadar küçük bir kesitten başlayarak, 7/24 mm’lik bir baca veya boru geçecek kesite kadar farklı boyutlarda üretilen Master Flash, silikon veya EPDM malzemesinden imal ediliyor. Bu sayede ozon ve ultraviyole ışınlarından etkilemeden dış ortam şartlarında uzun yıllar kullanım imkânı sunuyor. Tabanı, esnekliği sağlayan ve korozyona karşı koyan uzun ömürlü alüminyum alaşımdan yapılan “Master Flash çatı çıkış sızdırmazlık elemanı” tabanla, uygulama yüzeyi arasına yerleştirilen silikon yardımıyla sızdırmazlığı garanti ediyor.

Standart EPDM malzemeden imal edilen modeller, -55 °C’ den +135°C’ ye kadar, silikondan imal edilen modeller ise -74 °C’ den +260 °’C’ye kadar ekstrem koşullarda kullanılabiliyor.

Üçay İnşaat Grup Direktörü Gül: “Ülkemizdeki Yapı Stoku Hala Depreme Hazır Değil”

Üçay İnşaat Grup Direktörü Mehmet Gül, kentsel dönüşüm sürecinde izlenmesi gereken adımları paylaştı. Gül, ‘’Ülkemizdeki yapı stoku hala depreme hazır değil” dedi.

Yalnızca İstanbul’da 1,5 milyon riskli konut bulunduğunu ve bu konutların 600 bininin çok daha riskli ve yıkılabilecek yapı olarak değerlendirildiğini kaydeden Üçay İnşaat Grup Direktörü Mehmet Gül, kentsel dönüşümün önünde engel olarak görülen parametrelerin devletin sağladığı olanaklarla aşıldığını belirterek şunları söyledi:

“Kahramanmaraş merkezli depremler, yapı güvenliğinin ne derece önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Depremin ağır bilançosu özellikle İstanbul’da ki kentsel dönüşüm çalışmalarına hız kazandırdı. Devletin kredi ve kira desteği de kentsel dönüşüm taleplerinin artmasında ve sürecin hızlanmasında önemli rol oynadı.

Dairelerin küçülmesi dönüşümün önünde bir engel gibi görülse de yenilenen evlerin emsal değerinin artması dönüşümü cazip kılıyor. Bazı yapılarda ise arsa büyük olabiliyor veya tüm imar hakkı kullanılmamış oluyor. Bu durumlarda da daire küçülmüyor hatta büyüyebiliyor. Ama dönüşüm kapsamında genel olarak müteahhit firmaya işin yapılması karşılığında pay verildiği için dairelerin küçülme durumu olsa bile ki her projede bu şekilde olmuyor, bu noktada mülk sahiplerinin; yapı güvenliği ve eski daire ile yeni daire arasında ki 1’e 3 değer farkı olacağı gerçeğini göz ardı etmemeleri gerekiyor”.

Maliklerin 3’te 2’si uzlaşmalı

“Bir konutun hisse oranlarının 3’te 2’sine sahip kat maliklerinin uzlaşması ile başlayan kentsel dönüşüm sürecinde, doğru müteahhit firma ile çalışmak belki de işin en önemli ikinci adımı” diyen Mehmet Gül, sözlerine şöyle devam etti:

“Depreme dayanıklı yapıların inşasında; zemin etüdü çalışmaları, yetkin mühendislik, projeye uygun imalat, kaliteli malzeme kullanımı, doğru inşaat firması ile çalışmak ve denetim oldukça önemli. 

Müteahhit firmanın sınıfına dikkat 

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, müteahhit firmaları, teknik ve mali yeterliliğine göre A’dan H’ye kadar sınıflara ayırıyor. Bu kapsamda A sınıfı müteahhit, tüm büyüklüklerde iş yapabilirken, H sınıfı yani ilk defa inşaat yapacak müteahhit, en fazla 1000 metrekare inşaat yapabiliyor. Kısacası müteahhit firmalar, teknik ve mali durumuna göre sınıflandırılıyor. Bu nedenle  kentsel dönüşüm sürecinde hem yapı güvenliğinin sağlanması hem de inşa sürecinden kaynaklı bir mağduriyet yaşanmaması için maliklerin çalışacakları müteahhit firmanın sınıfını dikkate almalarını tavsiye ediyorum.” 

Teminat, sözleşme ve şartname önemli

“Ayrıca müteahhit firmadan teminat alınması, sözleşmenin bir avukat ile birlikte düzenlenmesi ve kapsamının da doğru belirlenmesi gerekiyor. Bu kapsamda teknik bir şartname hazırlanması ve projede kullanılacak malzemelerin özelliklerinin tariflenmesi de oldukça önemli”.

Kayseri’de 3 Yeni GES Projesi İçin Çalışmalar Başladı

Kayseri Büyükşehir Belediyesi KASKİ Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek olan Güneş Enerjisi Santrali (GES) için çalışmalar başlatıldı.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi KASKİ Genel Müdürlüğü ekipleri 3 yeni GES için çalışmalara başladı. Daha önce devreye aldığı GES ile yılda 11 milyon kWe elektrik üreterek enerji maliyetlerinde 30 milyon TL’lik tasarruf sağlayan KASKİ, yeni kurulacak 3 ayrı GES santralinden de bir yılda yaklaşık 54 milyon TL’lik tasarruf elde etmiş olacak.

Ekonomim’den Hilal Sönmez’in haberine göre; KASKİ Genel Müdürlüğü, daha önce Kayseri İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin hemen yanı başında 81 bin 698 metrekare alanda kurulu Güneş Enerji Santrali’ni hayata geçirmişti. Gücü 6 bin 500 kWp/h, üretim kapasitesi 5 bin kWe/h olan ve yılda 11 milyon kWe elektrik üreten bu tesis sayesinde yılda 30 milyon TL tasarruf sağlayan KASKİ, yenilenebilir enerji üretimi için yatırımlara devam ediyor.

İhtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin önemli bir kısmını kendi tesislerinden karşılamayı hedefleyen KASKİ, Hacılar İlçesi Karpuzsekisi, Kocasinan İlçesi Yenidoğan Mahallesi ve İncesu İlçesi Tahirini Mahallesi’nde 3 yeni Güneş Enerji Santrali projesini işletmeye almak için çalışmalara başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, konu ile ilgili EKONOMİ’ye verdiği bilgilerde, GES ve diğer yenilenebilir enerji yatırımlarını hayata geçirmeye devam edeceklerini belirterek, “Sahip olduğumuz tüm mekânlarda bu gibi tesislerin sayısını arttırarak üretim yapmak için planlama yapıyoruz. Bulduğumuz tüm noktaları üretim yelpazemizin içerisine almak için çaba sarf ediyoruz. Bir süre önce Kayseri İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin hemen yanı başında 81 bin 698 metrekarelik alanda işletmeye aldığımız ve yılda yaklaşık 11 milyon kWe elektrik üreterek 30 milyon TL tasarruf sağladığımız GES’in ardından yeni tesisler için de çalışmalarımız sürüyor. Bu kapsamda imalat çalışmaları devam eden Karpuzsekisi GES’ini yılsonunda işletmeye almayı planlıyoruz. Diğer yandan Yenidoğan GES ve Tahirini GES için ise projelendirme çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Büyükkılıç, yıllık üretim kapasitesi 1 milyon 650 bin kWh olan Karpuzsekisi GES sayesinde yılda 4 milyon 290 bin TL, yıllık üretim kapasitesi 18 milyon 700 bin kWh olan Yenidoğan GES sayesinde yılda 48 milyon 620 bin TL, yıllık üretim kapasitesi 220 bin kWh olan Tahirini GES sayesinde ise yılda 550 bin TL kazanç sağlayacaklarını belirtti.

Demirköy’de Yol Çalışmaları Devam Ediyor

Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde başlatılan yol yapım çalışmaları hızla devam ediyor.

Demirköy Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Balaban Caddesi’nde çalışmalar kapsamında sıcak asfalt serimi yapıyor.

Belediye Başkanı Recep Gün de çalışmaları inceleyerek yetkililerden bilgi aldı.

Gün, kış şartları öncesinde yol yapım çalışmalarını hızlandırdıklarını belirtti.

Yoğun mesai harcadıklarını ifade eden Gün, ilçeye ulaşımın sağlandığı yolların onarıldığını kaydetti.

İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşunu Açıkladı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 2022 yılının 500 büyük sanayi kuruluşunu açıkladı. Araştırmaya göre en büyük kuruluş TÜPRAŞ oldu.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2022 Araştırması’na göre, Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ), üretimden satışlarda 418,4 milyar lirayla en büyük sanayi kuruluşu olma unvanını korudu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, düzenlediği basın toplantısında, İSO’nun Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Star Rafineri İkinciliğe Yükseldi

Araştırmaya göre, TÜPRAŞ üretimden satışlarda 418,4 milyar lirayla listede ilk sırayı alırken, 2021’de üçüncü sırada olan Star Rafineri 189,2 milyar lirayla ikinciliğe yükseldi. Geçen yıl ikinci sırada bulunan Ford Otomotiv ise 140,1 milyar liralık üretimden satışla 3’üncü oldu. İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) 87,8 milyar liralık üretimden satışla 4’üncü sırada yer alırken, İAR’ı, 69,5 milyar lirayla Ereğli Demir ve Çelik, 66,9 milyar lirayla İskenderun Demir ve Çelik izledi. İAR ile Ereğli Demir ve Çelik’in ikişer basamak yükselmesi dikkat çekti.

Toyota Otomotiv 65,9 milyar lirayla 7’nci, Arçelik 64,1 milyar lirayla 8’inci, Oyak-Renault 62,7 milyar lirayla 9’uncu, Tofaş 59,8 milyar lirayla 10’uncu sırada yer aldı. Toyota 3 basamak birden gerilerken, Arçelik, Oyak-Renault ve Tofaş’ın sıralamadaki yeri değişmedi.

İSO 500’ün Üretimden Satışları 4,5 Trilyon Liraya Yükseldi

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Toplantıda araştırmaya ilişkin açıklamalarda bulunan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO 500 çalışmasının açıklanma tarihini son yıllarda mayıs ayına çekmeyi başardıklarını, bu yıl Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle çalışmanın sonuçlarını gecikmeli olarak açıkladıklarını söyledi.

Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşunun üretimden satışlarının geçen yıl, 2021’e göre yüzde 119 artarak 4 trilyon 485 milyar liraya yükseldiğini dile getiren Bahçıvan, “Bu yüksek oranlı artışta, ihracattaki güçlü performansın yanı sıra canlı yurt içi talep, yükselen kur ve fiyatlar ile ihracat gelirlerinin TL karşılıklarındaki artışın belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz. 2022 yılının verileri yıl sonu tüketici enflasyonu ile arındırıldığında üretimden satışların reel olarak 2021 yılına göre yüzde 33,3 ile oldukça yüksek bir artış sergilediği görülüyor.” dedi.

Bahçıvan, reel değişimleri hesaplarken yıl sonu TÜFE enflasyonunu kullandıklarını kaydederek, “Fakat diğer taraftan biliyoruz ki 2022 sonunda TÜFE enflasyonu yüzde 64,27 iken ÜFE enflasyonu yüzde 97,72’ye ulaşmıştı. Bu noktada sanayicinin ekonomik gerçeklerini yansıtan asıl enflasyonun ÜFE olduğunu hatırlatarak, ÜFE’nin çok daha hızlı arttığını ve üretici ile tüketici enflasyonu arasındaki makasın oldukça geniş olduğunu vurgulamak istiyorum. Nitekim yıl sonu ÜFE enflasyonu kullanıldığında, üretimden satışlardaki reel artış yüzde 10,8’e iniyor.” açıklamasında bulundu.

500 Büyük Sanayi Kuruluşundan 98 Milyar Dolarlık İhracat

Erdal Bahçıvan, üretimden satışların 50’lik gruplara göre dağılımına bakıldığında; ilk 50 kuruluşun uzun yıllardır yüzde 50 bandında seyreden ağırlığının bu yıl biraz daha arttığını ve yüzde 52’ye çıktığını, ilk 100 firmanın ise payının ise yüzde 65’lere ulaştığını bildirdi. Türkiye’nin ihracatının 2022’de yüzde 12,9 artarak 254 milyar doları aştığını anımsatan Bahçıvan, “İSO 500’ün ihracatı ise yüzde 14,1’lik artışla 98 milyar dolara yaklaştı. İSO 500’ün ihracat artışı, Türkiye genelinin 1,2 puan üzerinde gerçekleşti. Böylece hem Türkiye hem de İSO 500 tarihindeki en yüksek ihracat rakamına ulaşılmış oldu. İSO 500’ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payına baktığımızda bu oranın yüzde 40’lar civarında olduğunu görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Bahçıvan, 500 büyük sanayi kuruluşunun 2022’de faaliyet karının yüzde 96 artarak 671 milyar liraya çıktığını belirterek, buna karşılık faaliyet karlılığı oranının yüzde 14,8’den yüzde 12,8’e gerilediğini bildirdi. Erdal Bahçıvan, “Faiz, amortisman ve vergi öncesi karın yüzde 100’e yakın bir artışla 808 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Aynı yılda FAVÖK karlılığı oranı, aynen faaliyet karlılığında olduğu gibi 2,1 puan düşüşle yüzde 17,5’ten yüzde 15,4’e geriledi. Yine vergi öncesi kar ve zarar toplamı yüzde 121 artarak 485 milyar liraya yükseldi. Ancak satış karlılığı oranı 0,2 puan düşüşle yüzde 9,3’e indi. Bu da bize tüm karlılık rasyolarında geçen yıla göre daha düşük bir kar yılı geçirildiğini gösteriyor.” açıklamasında bulundu.

Sanayi şirketlerinin son 10 yıldaki üretim faaliyeti dışı gelirlerinin toplam içerisindeki payında yaşanan düşüşe işaret eden Bahçıvan, “Görüldüğü üzere söz konusu bu oran, son 5 yılda yüzde 88 düzeyinden yüzde 23’lere kadar gerilemiş durumda. Bu da bize sanayicinin son yıllarda giderek daha fazla esas faaliyetlerine odaklandığını ve karını gerçek işinden elde ettiğini gösteriyor.” diye konuştu.

Finansman Giderlerindeki Azalış Dikkati Çekti

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, finansman giderlerinin uzun yıllardan beri İSO 500’ün en dikkat edilen unsurlarından olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “İSO 500’ün finansman giderlerinin 2022’de yüzde 32,6 artarak 277 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı belirgin bir düşüş göstererek yüzde 61,1’den yüzde 41,3’e inmiş durumda. Yıllardan beri hep işaret ettiğimiz ve 2018’de yüzde 89’lara kadar çıkan bu oranın yüzde 40’lara gerilemiş olması dikkat çekiyor. Görüldüğü üzere 2022’de finansman giderleri işletmelere çok daha az yük olmuş. Ancak burada 2022’nin düşük faiz ortamı ve kredi kullanımını sıkı şartlara bağlayan düzenlemelerin de etkili olduğunu unutmamak gerekiyor. O günkü finansal koşullar, bugünkü faiz ve krediye erişim koşullarıyla karşılaştırıldığında aradaki makasın ne kadar yüksek olduğu biliniyor. Dolayısıyla finansman giderlerinin faaliyet karına oranındaki görece iyileşmenin, ne kadar sürdürülebilir olduğunu gelecek yıl açıklayacağımız 2023 yılı İSO 500 verilerinde daha net bir şekilde göreceğiz.”

İSO 500’ün Aktif Toplamı 3,9 Trilyon Liraya, Toplam Borcu 2,5 Trilyon Liraya Yükseldi

Erdal Bahçıvan, 2022’de İSO 500’ün aktif toplamının yüzde 83 artarak 3,9 trilyon liraya yükseldiğini belirterek, “Aktifler içerisinde ana kalemler incelendiğinde, dönen varlıklar yüzde 78 artışla 1,4 trilyon liradan 2,5 trilyon liraya; duran varlıklar ise yüzde 95 artışla 706 milyar liradan 1,4 trilyon liraya yükselmiş durumda. 2022’de özkaynaklar 624 milyar liradan 1,4 trilyon liraya yükselerek yüzde 124 artarken; toplam borçlar 1,5 trilyon liradan 2,5 trilyon liraya çıkarak yüzde 67 büyüdü.” diye konuştu. İSO 500 kuruluşlarında borçların payının yüzde 70,7’den yüzde 64,3’e gerilediğini, öz kaynakların payının yüzde 29,3’ten yüzde 35,7’ye çıktığını vurgulayan Bahçıvan, mali borçların yüzde 64 artışla 1,3 trilyon liraya, diğer borçların da yüzde 70’e yakın yükselişle 1,2 trilyon liraya yükseldiği anlattı.

Bahçıvan, “Ticari borç kullanımının artmasından, firmaların kaynak ihtiyacını finans kuruluşları dışında, kendi içlerinde borçlanarak çözmeye çalıştıklarını anlıyoruz.” şeklinde konuştu. En büyük 500 kuruluşun kısa vadeli mali borçlarındaki artışın yüzde 99, uzun vadeli borçlarındaki yükselişin ise yüzde 37 olduğunu aktaran Bahçıvan, kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payının ilk kez yüzde 50 bandını aşarak yüzde 52,1’e ulaştığını söyledi.

Devreden KDV’nin Çözümü İçin Çağrı

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, her fırsatta dile getirdikleri devreden KDV sorununun 2022’de çok daha belirgin bir hale geldiğini kaydederek, İSO 500’ün devreden KDV yükünün yüzde 107 artarak 49 milyar liraya yaklaştığını bildirdi.

Bu sorunun çözümü için çağrıda bulunan Bahçıvan, “Sanayiciyi en çok rahatlatacak çözüm, devreden KDV alacaklarının banka teminatı haline getirilmesidir. Özellikle Eximbank kredilerine dönük bir teminat aracına dönüştürülmesi, bu sorunun en rasyonel çözümü olacaktır.” diye konuştu.

Bahçıvan, 2022 yılında yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 37,7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin aldığını belirterek, “Bu grubun payı 5,3 puan artmış. Buna karşılık düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4,4 puan düşüşle yüzde 28,9’a, orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 1,1 puan düşüşle yüzde 27,2’ye gerilemiş durumda. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,1 puan artışla yüzde 6,2 olsa da yapısal bir değişime işaret etmekten henüz uzak bir görünüm sergiliyor.” açıklamasında bulundu.

İSO 500’deki AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısının 265’ten 260’a gerilediğini dile getiren Bahçıvan, “Bu şirketlerimizin 2022’de yaptıkları AR-GE harcamalarının 16 milyar TL’yi aştığını görüyoruz. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de sanayi kuruluşlarımızın satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü AR-GE harcamalarına ayırmaları düşündürücü.” ifadelerini kullandı.

Sarıkaya’da İnşaat Projeleri Hızla Sürüyor

Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde başlatılan inşaat projelerinde çalışmalar hızla devam ediyor. Kaymakam Ahmet Nuri Demir, projeleri yerinde inceledi.

Yapımı devam eden Üretim ve Depolama Merkezi, Beyazıt Mahallesi Cami, Halk Kütüphanesi, Taziye Evi ve Türkan Altun-Av. Mehmet Altun Anadolu Lisesi inşaatlarını gezerek incelemelerde bulunan Demir, Başkan Açıkel’den bilgi aldı.

Üretim ve Depolama Merkezi projesinin Çiğdemoğlu mevkiine yapıldığını belirten Başkan Açıkel, “Girişinde bir adet kantarın da bulunduğu merkezde 400 metrekare ve 600 metrekarelik yapılar bulunmaktadır” dedi.

Beyazıt Mahallesi’nde yükselen yeni cami inşaatı, büyük bir hızla devam ettiğini belirten Açıkel, “İlçemiz için büyük bir öneme sahip olan bu yeni cami, hem ibadetlerin yapılacağı hem de toplumsal etkinliklerin gerçekleştirileceği önemli bir merkez olacak. Bu projenin ilçemize değer katacağına inanıyorum. Cami inşaatımız tüm hızıyla devam ediyor inşallah en kısa zamanda tamamlayacağız” şeklinde konuştu.

12 bin metrekare alana kurulan kütüphane 7’den 24’e birçok vatandaşı ağırlayacak kapasitede olacağının altını çizen Açıkel, “Kütüphanemizin içerisinde bebek ve çocuk kütüphanesi, sinema salonu ve aile dinlenme yerleri de bulunacak. Sarıkaya’mıza en güzeli yakışır. 3 bin 200 metrekare kullanım alanlı toplam 12 bin metrekare alana kurulu, içinde bebek ve çocuk kütüphanesi, sinema salonu ve aile dinlenme yerleri de bulunan Sarıkaya İlçe Halk Kütüphanesi’nin yapımı tüm hızıyla devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine / Yazgan Tasarım’ın 20.Yılı” Sergisi

Yazgan Tasarım Mimarlık, kuruluşunun 20. senesinde, mimarlık disiplinine teorik ve pratik yaklaşımlarını, seçili projeleri, görselleri ve maketleriyle aktaracağı bir sergi düzenliyor. “Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine / Yazgan Tasarım’ın 20. Yılı” sergisi, 19 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında Ankara CerModern’de izleyicilerle buluşacak.

Yazgan Tasarım, mimarlık pratiğindeki 20. yılını Ankara CerModern’de izleyicilerle buluşacak olan bir sergiyle taçlandırıyor. “Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine / Yazgan Tasarım’ın 20. Yılı” başlığını taşıyacak olan sergi, Yazgan Tasarım Mimarlık’ın mimarlık disiplinine teorik ve pratik yaklaşımlarını, seçili projeleri, görselleri ve maketleriyle aktaracak. 

Geçen 20 yıl içinde Yazgan Tasarım toplam 31 ülkede proje hizmeti veren uluslararası bir mimarlık ofisine dönüştü. Yazgan tarafından tasarlanan toplam 9.000.000 m2 büyüklüğündeki100 proje inşa edilerek hayata geçti. Yazgan, proje üretimleri için geliştirdiği “Esnek Sistem Tasarımı” yaklaşımıyla gerçekleştirdiği bilgi bazlı, doğayla bütünleşik tasarımları ve mimari araştırmalarını sürdürüyor.

Yaratıcılığın parçanın kendisini değil, parçaları bir arada tutan ilişkileri tasarlamak olduğuna inanan Yazgan Tasarım Mimarlık kurucuları Begüm ve Kerem Yazgan akademide uzun yıllar yaptıkları araştırmalarla elde ettikleri teorik altyapıyı mesleki pratikle birleştirerek geliştirdikleri “Esnek Sistem Tasarımı” anlayışını ve bu yaklaşımla biçimlendirdikleri projelerini “Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine / Yazgan Tasarım’ın 20. Yılı” başlıklı sergide bir araya getirecek. 

Teori ile pratiği birleştiren bütüncül ve bilgi bazlı mimari üretim anlayışıyla projelerinde tasarım eylemlerini, tasarımı etkileyen aktörleri, parçaları ve bunların ilişki biçimini tanımlayarak bir sistem yaratmaya çalışan ve değişkenlerin oluşmasına izin veren bir anlayışla hareket eden Yazgan Tasarım üretimlerinin arka planındaki, mimarlığı günümüz bilgi çağıyla ilişkilendirmeye yönelik ileri ve bütünleştirici bir yaklaşım olan ve mimarlığı üretmeye yönelik tüm verilerin sentezlenmesine dayanan “Smart Project” yaklaşımını da sergide tartışmaya açacak.  

“Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine / Yazgan Tasarım’ın 20. Yılı” sergisi, 19 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında Ankara CerModern’de izleyicilerle buluştuktan sonra İstanbul’a taşınacak. 

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Çalışmaları Sürüyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kentsel dönüşüm yasası için hazırlıklarını sürdürüyor. Çalışmaya göre Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurulacak. Başkanlık içerisinde İstanbul için ayrı bir birim yer alacak.

İstanbul’da kentsel dönüşümün hız kazanması için gözler yeni yasama yılına çevrildi. 1 Ekim’de çalışmalarına başlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisinde öncelikli yasal düzenlemelerden biri kentsel dönüşüm olacak.

NTV’de yer alan habere göre; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,  yeni kentsel dönüşüm yasa teklifi için taslak çalışmasını sürdürüyor. Taslak çalışmaya göre kentsel dönüşüme girecek binalar için kat maliklerinin tamamının rızası yerine üçte ikisinin rızasıyla süreç başlatılabilecek.

Taslak çalışmayla evini kentsel dönüşüme verenlere yapılan kira yardımlarının da arttırılması planlanıyor. Böylece kentsel dönüşüm oranın artması amaçlanıyor.

Taslak çalışmaya göre “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı” kurulması,,bu başkanlık içinde de İstanbul’a özel bir birim oluşturulacağı belirtiliyor. Bu birim sadece İstanbul’daki riskli alanların dönüştürülmesine yönelik faaliyet gösterecek ve dünüşüme ilişkin bütçe oluşturacak.

Çalışmaya göre taslakta İstanbul’daki dönüşüm bütçesi için işlevini yitirmiş hazine alanlarının satılması, bazı rezerv alanların kat karşılığı müteahhitlere verilmesine yönelik düzenlemeler yer alacak. Öncelik İstanbul’da imara kapalı alanlarda bulunan ve depreme dayanıksız binalara verilecek. İmara kapalı alanlarda evi olanlar için rezerv alanlardaki yeni konutlar için düşük faiz ve uygun taksit olanağı sağlanacak. İmara kapalı alanlarda yıkılan evlerin yerine yenisi yapılmayacak bu bölgelerde yeşil alanlar ya da parklar oluşturulacak.

İnşaat Sektörü Güven Endeksi 88,3 Değerine Ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, inşaat sektörü güven endeksi Eylül ayında yüzde 1 oranında artarak 88,3 değerini aldı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Eylül ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 2,0 oranında azalarak 113,0 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 3,0 oranında artarak 117,7 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 1,0 oranında artarak 88,3 değerini aldı. 

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksleri ve değişim oranları, Eylül 2023

EndeksBir önceki aya göre değişim oranı (%)
AğustosEylülAğustosEylül
Hizmet sektörü güven endeksi115,3113,0-1,7-2,0
Son 3 aylık dönemde iş durumu115,4114,8-1,2-0,5
Son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep113,8112,2-2,7-1,4
Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi116,8111,9-1,2-4,2
Perakende ticaret sektörü güven endeksi114,3117,7-0,43,0
Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar124,5123,8-3,3-0,5
Mevcut mal stok seviyesi(1)95,298,2-0,13,2
Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi123,2131,12,66,5
İnşaat sektörü güven endeksi87,488,3-0,71,0
Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi83,581,9-0,2-1,9
Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi91,494,8-1,33,7
Kaynak: TÜİK

Akçakoca Devlet Hastanesi İnşaatı Ekim Ayında Başlayacak

Düzce Valisi Selçuk Aslan, Akçakoca ilçesinde inşa edilecek olan 50 yataklı devlet hastanesi projesinde çalışmaların ekim ayında başlayacağını açıkladı.

Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek olan hastane projesi için yapılan ihalelerde alıcı çıkmamış, ancak sonunda bir ihale başarıyla sonuçlandırılmıştı. Vali Aslan, bu hastane projesinin önümüzdeki günlerde yer teslimi yapılacağını ve ekim ayından önce inşaata başlamayı planladıklarını belirtti. Projenin hem Akçakoca ilçesine hem de Düzce’ye hayırlı olmasını diledi.

Erzincan OSB’de Yeni Fabrikanın Startı Verildi

Erzincan Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yükselecek yeni tekstil fabrikanın inşaat çalışmaları için sözleşmeler tamamlandı.

Erzincan Valiliği toplantı salonunda, Vali Hamza Aydoğdu başkanlığında, Erzincan Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Tanoğlu ve Akbaba Tekstil Firması sahibi Muharrem Akbaba’nın katılımı ile gerçekleşen 18 bin metrekare büyüklüğündeki arsa için yer tahsisi sözleşmesi imzalandı.

Erzincan ekonomisine katkısının yanı sıra ilk etapta 250 kişiye de istihdam sağlayacak olan tekstil fabrikası 8 bin metrekare kapalı alana sahip olacak.

Erzincan Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Tanoğlu ve Akbaba Tekstil Firması sahibi Muharrem Akbaba tarafından yer tahsisi sözleşmesinin imzalanmasının ardından, Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, yer tahsisi işleminin Erzincan’a ve firmaya hayırlı uğurlu olmasını dileyerek; “Üreten, ihraç eden, istihdam oluşturan ve yatırımlar için cazibe merkezi olan Erzincan’ı birlikte inşa edeceğiz.” dedi.

Hampton by Hilton Sakarya Hizmete Açıldı

Hilton markası çatısında yeniden tadilata alınan Hampton by Hilton Sakarya, hizmete açıldı.

Hilton’a ait konaklama markası olan Hampton By Hilton, Hilloria İş ve Yaşam Merkezi’nde hizmete girdi.. 

Serdivan Hilloria AVYM de hizmet verecek olan Hampton By Hilton’da 140 oda kapasitesi yer alıyor. Twin, Queen ve King yatak tipleri ile konuklarını ağırlayacak olan Hampton By Hilton’da ücretsiz sıcak kahvaltı, Wi-fi ve Otopark hizmetleri de bulunacak. 2 toplantı salonu yer alan otelde ayrıca fitness merkezi de mevcut.

Hampton by Hilton Sakarya projesinin detaylarını burada bulabilirsiniz.

Vergi Hukuku Uzmanı Murat Batı, Boş Ev Vergisi İle İlgili Önerilerde Bulundu

Vergi Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Murat Batı, ‘’Boş ev vergisi fikrini ülkemiz mali, hukuki ve ekonomik koşullar kapsamında yeniden değerlendirmek gerekir.” dedi.

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre; Prof. Dr. Murat Batı, hem değerli konut vergisi hem de emlak vergisinin emlak vergisi yasasındaki “Vergi değeri” üzerinden hesaplandığını, emlak vergisinin konutlarda binde 1, iş yerlerinde binde 2, arazilerde binde 1 ve arsalarda binde 3 olarak hesaplandığını, bu oranların büyükşehir belediye sınırları içinde iki kat olarak uygulandığını hatırlattı.

Konutlardan alınan bina vergisinin tahsilat tutarının toplam vergi gelirleri içindeki payının binde 4-5 oranına denk geldiğine dikkat çeken Batı, “Bu oranların birkaç katına çıkarılması durumunda bile caydırıcılık etkisi pek fazla olmayabilir. Bu nedenle boş ev vergisi fikrini ülkemiz mali, hukuki ve ekonomik koşullar kapsamında yeniden değerlendirmek gerekir.” değerlendirmesini yaptı.

Parasal Olarak Çok Büyük Fark Bulunuyor

Batı, bir gayrimenkulün gerçek satış bedeliyle belediyede kayıtlı bedeli olan vergi değeri arasında parasal olarak çok büyük fark bulunduğunu kaydetti. Bu nedenle hem emlak vergisi hem de getirilecek boş ev vergisi hesaplamasında vergi değeri yerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce yapılacak bir değerleme üzerinden ya da değerleme hizmeti sunan firmalarca düzenlenecek bir ekspertiz raporuna göre verginin alınması gerektiğini kaydetti.

Kıbrıs’a TOKİ Modelinde Sosyal Konut Projesi Geliyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C) ile Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) iş birliğinde hayata geçirilecek sosyal konut projesi ile vatandaşlar taksit imkanı ile ev sahibi olabilecek.

Projenin hangi aşamada olduğuna ilişkin açıklama yapan Birlik Başkanı Cafer Gürcafer, sosyal konutların her bölgede yapılacağını ve süreklilik kazanacağını ifade ederek,  ayni anda 10-15 bölgede birden çalışmalara başlayacaklarını söyledi.

“Bankacılık Kuralları Geçerli Olacak”    

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, devletin kırsal kesim arsası için ayırdığı arazileri şimdi sosyal konut için ayırdığına dikkat çekerek, sosyal konutların amacının; hem kırsalda kalkınmayı desteklemek hem de kırsalda yerleşimi teşvik etmek olduğunu açıkladı.    Gürcafer, sosyal konut için alınacak kredinin makul bir fiyatta olacağının bilgisini vererek şöyle devam etti:   

“Konut alacak kişi bankaya müracaat edecek, kredibilite süzgecinden geçecek. Evi öderken de bankacılık kuralları geçerli olacak. Bu çok iyi bir imkân insanlar bundan yararlanacak ayrıca suiistimal edilebilecek bir durum da olmayacak. Kişi taksitini bankaya ödeyecek. Daha önceden olduğu gibi devletten alacak da, ödemeyecek de her 1-2 senede bir Bakanlar Kurulu kararıyla o borcun bağışlanması söz konusu olmayacak.”

Pilot Bölge Büyükkonuk    

Mimarlar Odası ile Sosyal Konut Projesi ile ilgili imzaladıkları işbirliği protokolü çerçevesinde “proje yarışması” açıldığını ifade eden Gürcafer,  bu bağlamda yapılacak olan sosyal konutlar için Büyükkonuk’u pilot bölge seçtiklerini belirtti.   

Gürcafer,“Proje Büyükkonuk ile ilgili açıldı ama diğer bölgelerin çalışmaları da eş zamanlı olarak devam ediyor. Önce Büyükkonuk’tan başlanacak gibi bir durum yok yanlış anlaşılmasın” diyerek sosyal konut projeleri kapsamında her bölgenin dokusuna uygun evlerin yapılacağını anlattı.

Hak sahipliğinin belirlenmesinin ayrı bir süreç olacağına işaret eden Gürcafer, Sosyal Konut Birimi’nin kendi içerisinde tarama yaparak hak sahipliğini belirleyeceğini söyledi.    

Gürcafer, kişinin vatandaş olması, sosyal konutun yapılacağı bölgenin insanı olması, adında mal olmaması gibi bazı koşullar aranacağına dikkat çekerek, bunun tespitinin devlet tarafından yapılacağına işaret etti.

Hak sahibi kişinin bankadan borçlanacağını, devletin dokunuşuyla da kullanılacak kredinin faizinin hem düşük olacağını hem de Faiz Farkı Fonu’ndan destekleneceğini kaydeden Gürcafer,  özel bir kredi miktarı olacağını vurguladı.  

Gürcafer, Faiz Farkı Fonu’nun oluşturulmasının destek olacağını söyleyerek bu bağlamda yabancılara satılan evlerde tapu harcının yüzde 6’dan yüzde 12’ye çıkarıldığını, böylelikle yüzde 6’lık kısmın bu fona aktarıldığını açıkladı.

“Faizin Yüzde 60-70’lik Kısmı Fondan Karşılanacak”  

“Bu sayede sosyal konut almak isteyen kişi, hem devletin Türk Lirası cinsinden belirlediği özel faizli krediden faydalanacak hem de ilk 4 veya 5 yıl boyunca bu fondan destek alacak” diyen Gürcafer, kişinin ödeyeceği faizin yüzde 60-70’lik kısmının faiz farkı fonundan karşılanmış olacağını belirtti.   

Gürcafer, asgari ücrete endeksli geliri olanlar ya da memurların enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde yıl içerisinde maaşlarının ortalama yüzde 40-50 oranında arttığını söyleyerek şöyle devam etti:   

“Ödenen faizin yüzde 50-60 ya da 70’i faiz farkı fonundan karşılandığı zaman, kişinin geliri ödediği taksit karşısında büyür. Kredi de TL olacağı için kişi 4-5 yıl sonra çok rahatlıkla kendi taksitini ödeyebilecek duruma gelir. Oluşturulan model budur.”   

Gürcafer, konut ihtiyacını karşılamanın devletin anayasal bir sorumluluğu olduğunu vurgulayarak sosyal konut projeleri ile ülkemizde “Türkiye’deki TOKİ modeli bir yapı” oluşturulduğunu ifade etti. Bu sayede, 10 – 20 yıl sonrasında da alım gücünün düşük olmasına balı olarak insanların konut alamadığı durumlarda bu yapı ile sosyal konut ihtiyacının karşılanmaya devam edeceğini açıklayan Gürcafer, projelerin bir defaya mahsus olmayacağını ve ihtiyaç devam ettiği sürece projenin var olacağını kaydetti.

“5 Yıllık Bir Takvim Açıklanacak”   

Gürcafer, Başbakan Ünal Üstel’in açıkladığı sosyal konutlar için belirlenen pilot bölgelerin bütünü ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, bu çalışmalar tamamlandığında hükümet tarafından 5 yıllık bir takvim açıklanacağının bilgisini verdi.    KTİMB olarak yaptıkları ön araştırmaya göre sosyal konut ihtiyacının 10 bin civarında olduğunu ifade eden Gürcafer, “5 yıllık bir program çerçevesinde bütün memleketin ihtiyacını karşılamayı düşünüyoruz. Hedefimiz yılbaşından önce projeye başlatmaktır.” dedi.

“Aynı Anda 10-15 Bölgede Başlanacak”    

Gürcafer, sosyal konutların her bölgede yapılacağını kaydederek şöyle devam etti:   

“Alayköy, Vadili ve Akdoğan’da da yapılacak. Lefke, Güzelyurt, Girne bölgelerinde de yapılacak. Bunun takvimlendirilmesi olacak ve ilan edilecek. Güzelyurt’la ilgili hazır bir proje var elimizde, Alayköy ile ilgili de çalışılıyor. Bir anda başladığımızda belki de 10-15 bölgede başlayacağız. Sürdürülebilir bir yapı kurmak bunun için Müteahhitleri Birliği’nde bir kooperatif kurduk. Sosyal konutlar, kar amacı gütmeden ihtiyacı karşılamak için yapılacak” “Yasal düzenlemeler gerekiyor”   

Gürcafer, projenin hayal bulması için birtakım yasal düzenlemelere de ihtiyaç olduğunu belirterek “Kamu ihale yasasında değişiklik gerekirdi. İnşaatın yapımında vergi muafiyetinin kullanılması hedefleniyor ki maliyetler aşağılara düşsün. Sosyal Konut Birimi’nin de kendi yasasında bir değişiklik yapılması noktasında çalışmalar yapılıyor. Bu düzenlemeler savcılığa sunulma aşamasına geldi” şeklinde konuştu.

Kaynak: Kıbrıs Gazetesi

Çayırova Kent Meydanı Şekil Almaya Başladı

Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde başlatılan kent meydanı projesinin inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Çayırova Belediyesi’nin ortak çalışmasıyla yapımına başlanan kent meydanı projesinde, ekipler yoğun tempoda imalatı sürdürüyor. İlçeye kimlik kazandırmasının yanı sıra, Çayırovalılar için yeni nefes alma yeri olacak kent meydanı 25 bin metrekare alana kurulacak. Alt katında sergi ve sosyal alanı olan camisi, otoparkı, yürüyüş ve bisiklet yolu, kuru havuzu, amfisi, paten pisti, kafeteryası, fitness, dinlenme ve çocuk oyun alanları ile Çayırova’nın yeni cazibe merkezi olacak kent meydanında cami inşaatı tüm hızıyla devam ediyor.

Çayırova’nın ilerleyen yıllarda oluşabilecek otopark sorununa çözüm olması amacıyla yerin altına inşa edilen 3 katlı kapalı otoparkın kaba inşaatının tamamlanmasının ardından çalışmalarına yoğunluk kazandıran ekipler, cami inşaatına da aralıksız bir şekilde devam ediyor. Otopark alanının üstüne inşa edilen cami inşaatı şekilleniyor. Kent Meydanındaki cami inşaatı bir yandan yükselmeye devam ederken, peyzaj çalışmalarının da en kısa sürede başlayacağı belirtildi. Çayırova’ya kimlik kazandıracak ve vatandaşların yeni yaşam alanı haline gelecek kent meydanı projesinin hızla tamamlanarak, halkın hizmetine açılması hedefleniyor.

Projeyle ilgili konuşan Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, “25 dönümlük bir meydan alanımız var. Yeşil alanı yoğun bir proje hayata geçiriyoruz. İleride trafik problemiyle karşılaşmayalım diye yerin altında 3 kat otopark yaptık. Cami inşaatımız hızla devam ediyor. Burası 4 mahallenin kesişimi bir nokta ve bütün ilçemize hizmet edecek. Her zaman yanımızda olan ve desteklerinden dolayı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Doç. Dr. Tahir Büyükakın’a teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

Çayırova Kent Meydanı projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Şaşal Su Fabrikası Üretime Açıldı


İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Şaşal Su Fabrikası, Başkan Tunç Soyer’in katılımıyla üretime açıldı.

Son nesil pet ve cam şişe dolum makineleri satın alınarak yenilenen Şaşal Köyü’ndeki fabrikanın açılış töreninde Başkan Tunç Soyer’e eşi Neptün Soyer, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Genel Sekreter Barış Karcı, Menderes Belediyesi Başkanı Erkan Özkan, Torbalı Belediye Başkanı Mithat Tekin, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İzDoğa A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Güven Eken ve Genel Müdürü Özkan Baturu, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, meclis üyeleri, mahalle muhtarları ve vatandaşlar eşlik etti. 

91 yıllık bir cumhuriyet markası Şaşal Su Fabrikası’nın açılışında mutluluk, gurur ve heyecan yaşadığını ifade eden Başkan Tunç Soyer, “Bu açılışla birlikte Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında İzmir’e 100 eser kazandırma yolculuğumuzu da başlatıyoruz. Şaşal Su Fabrikamız kazandıracağımız 100 eserin ilki. Tarihimizin bu önemli dönemecini yaşarken şehrimizi 99 yeni eserle buluşturacak olmaktan gurur duyuyorum. Şaşal Suyu dünyanın en lezzetli en sağlıklı sularından biri. Aynı zamanda Cumhuriyet projesi” dedi.

Tesisteki eski fabrika binalarından birinde yepyeni teknolojilerle donatılmış cam şişe ve beş litrelik pet şişe hattının dün itibarıyla üretime başladığını söyleyen Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti: 

“Diğer binamızdaki küçük pet şişe dolum ünitemiz ise bir kaç ay içerisinde üretime girecek. Her iki ünite de sağlık ve hijyen açısından en yüksek standartlara sahip. Bir hafta önce ruhsatını aldığımız fabrikamız ilk etapta ayda 3 buçuk milyon litre Şaşal Suyu’nu satışa sunacak. Şaşal Su cam şişelerini çok yakında raflarda göreceğimizi müjdelemek isterim. Değerli kardeşlerim Şaşal adını duyduğunuzda bile mutlu oluyorsunuz. Çünkü İzmir’in insanı kadirşinastır. Değerlerini hiçbir zaman unutmaz. Şaşal da o unutulmaz değerlerimizden birisidir. Su olmazsa, hayat olmaz. Günümüzde bu çarpıcı gerçekliği çok derinden hissediyoruz. İklim krizinin etkileri artık yaşantımızın her alanında kendisini gösteriyor. Bir yandan sellerle boğuşurken, diğer yandan kuraklık tehlikesiyle karşı karşıyayız. İşte biz, İzmir’de bu gerçeği çok önceden görerek, önlemler almaya başladık.”

Dünya Bankası İle 895,7 Milyon Avro Kredi Anlaşması İmzalandı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile toplam tutarı 895,7 milyon avro olan kredi anlaşması imzalandığını açıkladı.

Bakan Şimşek, cari açık ve dışa bağımlılığın azaltılması için yenilenebilir enerji yatırımlarının ve üretimde verimliliğin önem taşıdığını, yeni yatırımlar konusunda ihtiyaç duyulan finansmana yönelik de Bakanlık olarak çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Orta Vadeli Program’da (OVP) özellikle “yeşil dönüşüme” özel başlık açtıklarını ve kamu yatırımlarında bu projeleri önceliklendirdiklerini hatırlatan Şimşek, yurt dışı temaslarında da finansman kaynakları oluşturabilecek kişi ve kurumlarla görüşmeler yaptıklarını anlattı.

Şimşek, yenilenebilir enerji yatırımlarının gelecek 10 yıla yayılması yerine 3 yılda gerçekleştirilmesi halinde cari açık ve dışa bağımlılığın azalacağına dikkati çekerek, finansman kaynağı konusunda Dünya Bankasının önemli bir paydaş olduğunu dile getirdi.

“Bankadan Sağladığımız Finansman Tutarı 3,2 Milyar Dolara Ulaştı”

Dünya Bankasının Türkiye’ye 35 milyar dolarlık destek vermesini planladığını anımsatan Şimşek, söz konusu kaynağın deprem bölgesinin rehabilitasyonu ve yeşil dönüşüm başta olmak üzere reel sektörün yeni yatırımlarında kullanılabileceğini ifade etti.

Şimşek, bu kapsamda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İller Bankası AŞ tarafından uygulanacak “Kamuda ve Belediyelerde Yenilenebilir Enerji Projesi” kapsamında Dünya Bankasından 500 milyon avro tutarında finansman sağlanmasına ilişkin anlaşmaları imzaladıklarını bildirdi.

Ayrıca Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve İller Bankası AŞ tarafından uygulanacak “Su Döngüselliği ve Verimliliğinin Artırılması Projesi” için de Dünya Bankasından 395,75 milyon avro tutarında finansman sağladıkları bilgisini veren Şimşek, şunları kaydetti:

“Bakanlıkların ve yerel yönetimlerin yenilenebilir enerji ve su verimliliğine ilişkin finansman ihtiyaçlarını karşılamada köprü görevi görüyoruz. Bu kapsamda Dünya Bankası ile toplam tutarı 895,7 milyon avro olan kredi anlaşması imzaladık. Bu kredilerin 570,75 milyon avrosu tahsisli, 325 milyon avrosu ise Hazine garantili. Dünya Bankası Türkiye için 35 milyar dolarlık mali paket sağlayacağını açıklamıştı. Bankadan gelen finansman tutarı imzaladığımız yeni anlaşmalarla şu an yaklaşık 3,2 milyar dolara ulaştı.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

İZKOOP’tan Yeni Konut Projesi

İzmir’de son dönemde konut yetersizliğinin dikkat çekmesiyle harekete geçen İzmir Konut Yapı Kooperatifi, (İZKOOP) Ayrancılar’da yeni bir konut projesi geliştireceğini duyurdu.

Geçtiğimiz aylarda Nobili Park Airport projesi için start veren kurum, şimdilerde aynı bölgede komşu bir alanda Grand Port için kolları sıvadı. İZKOOP markasıyla Aralık 2022’de üye kayıtlarına başlayan kooperatif, önümüzdeki günlerde yeni projesi için basınla buluşmaya hazırlanıyor.

‘’Doğayla İç İçe Cennetten Bir Köşe’’

Yeni projenin görücüye çıkması öncesinde açıklamada bulunan İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi İZKOOP Genel Koordinatörü Çağlar Kalkan, konut yapı kooperatiflerine olan önyargıyı ortadan kaldırmayı başardıklarını hatırlatarak, kış aylarında başlayan Nobili Park Airport projesinin kayıt sürecinin tamamlanarak inşaat sürecinin başladığını hatırlattı. Kalkan, Grand Port projesi ile önceki proje Nobili Park Airport’a komşu olacaklarını vurgulayarak bu bölgede doğayla iç içe yeni bir yaşam anlayışıyla yeni bir şehir kurmaya hazırlandıklarına dikkat çekerek, “25 bin 400 metrekare alan içerisinde kuracağımız yapılaşma ile yeni bir hayat tarzı sunmak istiyoruz. Adnan Menderes Havalimanı ve İzmir – Aydın otobanına yakınlığı sebebiyle Ayrancılar’ın gözbebeği Türkmenköy mevkiinde bu yılın başında başladığımız ve inşaatı tüm hızıyla devam eden Nobili Park Airport projemize komşu, Grand Port projemiz geniş metrekarelerde 2+1 ve 3+1 dairelerden 340 bağımsız bölümden oluşan, bahçe teraslı daireleri, geniş peyzaj alanları, yüzme havuzu, açık ve kapalı spor alanları, çocuk oyun alanları, alışveriş merkezleri, otoparkları ve yürüyüş yolları ile şehre yakın, gürültüden uzak eşsiz yaşam alanı sunmakta. Doğayla iç içe olmasıyla cennetten bir köşe olan yeni projemiz ile tüm ihtiyaçları alıcılarımızın ayağına getirerek, modern konutlar ile güvenilir yatırım sistemini buluşturma amacındayız. Bu bölgede resmen yeniden şehir kurma hedefindeyiz.” dedi. 

İZKOOP olarak Konut Yapı Kooperatifçiliğini şeffaf, açık ve hedefe yönelik yönetim anlayışı ile hayata geçirmeyi planladıklarını aktaran Kalkan, Bornova’da açtıkları yeni Merkez Ofislerinde Grand Port ile ilgili fırsatları aktarmak üzere tüm yatırımcıları beklediklerini dile getirdi.

Kalkan, projenin zemin etüdlerinin yapılmış olduğunu belirterek, “Projemiz, sağlam bir zemin üzerine yatay mimarisi radye temel sistemi ile desteklenerek, panel bloklarla depreme dayanıklı olarak inşaa edilmektedir. Ev sahibi olmanın zor olduğu bu ekonomik ortamda İZKOOP güvencesiyle, senet ile vadeli ödeme sistemi sayesinde İzmir’deki konut ihtiyacını karşılamayı ve binlerce üyesini mutlu yaşam alanlarına kavuşturmayı hedeflemektedir. Güzel bir yatırım yapıp, modern bir yaşam alanında yaşamak isteyen herkese uygun olanaklar sunabilmekteyiz.” ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul geliştirmenin işleri olduğunu, İZKOOP olarak iyi bir ekiple çalıştıklarını dile getiren Kalkan, deneyimden aldıkları güç sayesinde kendi mimari modelleri ve iş planlarıyla başarıyla ilerlediklerini belirterek hızlı bir markalaşmaya doğru gittiklerini kaydetti. 

Yenilikçi, Modern ve Uygun Fiyatlı Konut Seçeneği

Gayrimenkul geliştirme alanında öncü olmayı hedeflediklerini belirten Çağlar Kalkan, “Markamızın amacı, müşteri memnuniyetini üst düzeye çıkararak sürdürülebilirlik sağlamaktır. Bahçeli yapılar, doğa ile iç içe bir yaşam sürmek isteyenlerin tercih ettiği konut seçeneklerinden biri olmakta. Yapılarımız genellikle bahçe ve peyzajları ile öne çıkarlar. Doğal yaşamın tüm güzelliklerini evinizde ayağınıza getirmeyi arzu etmekteyiz. Yemyeşil çimler, çiçekler, ağaçlar ve bitki örtüleri arasında yürüyebilir, toprağa basabilir, doğal yaşamın tadını çıkarabilirsiniz. Şehir yaşamının stresinden sizi uzak tutarak huzurlu ve sakin bir yaşam sunmaktayız. Yatırımcılarımıza sadece bir değer sunmakla kalmıyor, aynı zamanda konut alıcılarına yaşamak için güvenli alanlar sağlıyoruz. Yenilikçi, modern ve uygun fiyatlı konut çözümleri sunma hedefimize odaklanmış durumdayız ve deneyimleri yeniden tanımlayan benzersiz zarafet ve konfora sahip yaşam alanları inşa ediyoruz. İZKOOP olarak Misyonumuz, uygun maliyetli ve aidiyet duygusu sağlayan konutlar geliştirip dünyadaki en güvenilir emlak kooperatifleri arasında yer almaktır. Güvenebilecekleri bir marka olma yolunda zamanında teslimat ve rakipsiz yaşam standartlarına sahip konutlar ile hedefe odaklanmış bulunuyoruz.” şeklinde konuştu.

Araştırma: Kira Artışındaki Yüzde 25’lik Üst Sınır, Sulh Hukuk Mahkemelerinde İş Yükünü Artırdı

Ekonomik seyir, hukuki süreçleri de etkilemeye başladı. Türkiye’deki hukuki gelişmeleri, yargı sisteminin işleyişini ve kurumların performansını adli istatistiklerle analiz ederek geniş bir perspektif sunmayı amaçlayan İLKE Vakfı, Hukuk İzleme Raporu’nu yayımladı. Raporda, ekonomik belirsizliklerin yargı süreçlerindeki olumsuz tezahürüne dikkat çekildi.

Küresel çapta ekonomik dalgalanmaların süregeldiği son dönemde birçok sektör bu durumdan etkilenirken, gözler hukuki süreçlere çevrildi. Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi’nin (TODAM) Alan İzleme Raporları Projesi kapsamında hazırladığı Hukuk İzleme Raporu’nu yayımlayan İLKE Vakfı, sosyoloji ve iktisat başta olmak üzere disiplinlerarası bir yaklaşımla değerlendirdiği hukukun 2022’deki bilançosunu ortaya koydu. Vakfın raporunda, hukuk ve ekonomi ilişkisi, ekonomik değişimlerin vergi hukukuna etkisi, dijital ekonomi ve veri güvenliği, bankacılık ve finans kurumları gibi konular ele alındı.

Hukukun sadece yargısal sürece indirgenerek tanımlanamayacağını ifade eden Hukuk İzleme Raporu Editörü Av. Ahmet Sait Öner, rapora dair şu açıklamada bulundu: “Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her boyutunda etkisi hissedilen bir alan. Bu yüzden hukuk, sadece yargısal sürece indirgenerek tanımlanamaz. Ekonomik, psikolojik, sosyolojik süreç ve dinamiklerle de ilintili. Dolayısıyla raporu, hukuku bütüncül bir perspektifle ele alarak disiplinlerarası bir yaklaşımla hazırladık. Adalet Bakanlığı, yargı sistemi, kamu kurumları, barolar, hukuk eğitimi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) imajı ve uluslararası mukayesesi gibi birçok konuyu veri temelli bir şekilde analiz ettik.”

Ekonomik belirsizlik hukuki güvenliğe zarar veriyor

İLKE Vakfı’nın hazırladığı Hukuk İzleme Raporu’nda ekonomik belirsizliklerin hukuki güvenliğe zarar verdiğine dikkat çekilirken, ekonomik düzenin hukuk düzenini etkilemesiyle birlikte bu alandaki öngörülebilirliği azalttığı belirtiliyor. Bu bağlamda ekonomideki normalleşmenin hukuki düzenin teminatı işlevi göreceği vurgulanıyor. Yüksek enflasyonun hukuk üzerinde oluşturduğu olumsuz neticeler, bu durumun öne çıkan örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Rapora göre, yüksek enflasyon sebebiyle konut kiralarının yükselişine ilişkin belirlenen %25’lik üst sınır, sulh hukuk mahkemelerinde önemli ölçüde iş yükü artışına neden oluyor. 2023’te sorunun daha da derinleştirmesiyle birlikte yargısal işleyişi akamete uğratıyor. 

Gıda tedarik zinciri, Rekabet Kurulunun cezalarından dolayı sekteye uğruyor

İLKE Vakfı’Nın Hukuk İzleme Raporu’nda Ceza Mahkemeleri dosyalarında ise 2022’de mal varlığına yönelik suçların birinci sırada yer aldığı belirtiliyor. Bu durumun hukuk ve ekonomi ilişkisi açısından dikkat çekici olduğu ifade ediliyor. Rekabet Kurulu’nun vermiş olduğu idari para cezalarının son yıllarda katlandığının da altı çiziliyor. Bu durumun içinde bulunduğumuz enflasyonist dönem nedeniyle gıda tedarik zincirine ilişkin dosya ve soruşturma sayısının artmasından kaynaklandığı yer alıyor. 

Depreme Dayanıklı Binalar İçin 20-23 Aralık’ta Zirve Gerçekleştirilecek

Birçok uzman olası yıkıcı depremlere karşı önlem alınması uyarısında bulunurken, ST Alternatif Fuarcılık 20-23 Aralık’ta İstanbul Fuar Merkezi’nde ST Endüstri Radyo’nun ve çok sayıda sektör derneklerinin desteğiyle Depreme Dayanıklı Binalar Zirvesi ve Sergisi’ni düzenleyecek.

Şubat ayında Hatay ve Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından yaralar sarılmaya devam ederken birçok uzman, İstanbul ve diğer illerde olabilecek depremler için kentsel dönüşüm faaliyetlerinin hızlandırılması konusunda uyarıyor. ST Alternatif Fuarcılık da ilgili sektör profesyonellerini 20-23 Aralık’ta İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) ST Endüstri Radyo, Degüder ve Deprem İzolasyon Derneği desteğiyle gerçekleştireceği Depreme Dayanıklı Binalar Zirvesi ve Sergisi’nde buluşturmaya hazırlanıyor. Kentsel dönüşüm ve yapı, inşaat şirketlerinin yanı sıra depreme karşı güçlendirme, tasarım ve uygulama hizmetleri sunan markaların da katılacağı etkinlikle birlikte bu alandaki tüm paydaşların sorumluluk üstlenmesi ve deprem konusunda sorunlardan çok çözümlere odaklanılması amaçlanıyor. 

Ülkemizin yapı stoğunun tümüyle depreme karşı dayanıklı hale getirilinceye ve yeni yapılacak her bir binanın güvenli bir yapı olarak inşa edilinceye kadar sorumluluk almaya ve binaların depreme dayanıklılığı konusunda farkındalık oluşturmaya devem edeceklerini belirten ST Endüstri Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Recep Akbayrak, konuya dair şu açıklamada bulundu: “Ülkemizin yapı stoğunun depreme dayanıklı hale getirilmesinde önemli bir rol üstlenecek olan Depreme Dayanıklı Binalar Zirvesi ve Sergisi, sektördeki büyük bir boşluğu doldurmanın haricinde pazarın büyümesine de ciddi ölçüde katkıda bulunacak. #RisliBinaKalmayanaKadar mottosuyla hazırlıklarına süratle devam ettiğimiz etkinliğe yoğun ilgi gösteren profesyonellere şimdiden çok teşekkür ediyorum.”

Geniş bir katılımcı ve ziyaretçi profiline sahibiz”

Sorunlu tüm yapıları yenilemek için yurt içi ve yurt dışından gelen katılımcılarla birlikte çalıştıklarını söyleyen ST Endüstri Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Recep Akbayrak, “Bu bir ticari organizasyon olsa da ana misyonumuz gelir elde etmek değil. Etkinliğimiz geniş bir katılımcı kitlesine sahip. Hep birlikte yapı stokumuzun depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi ve herhangi bir depremde yıkılmayacak binalar inşa edilmesi için çabalıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Recep Akbayrak’tan edinilen bilgilere göre Depreme Dayanıklı Binalar Zirvesi ve Sergisi’ne depreme dayanıklı duvar sistemleri, çatı ve cephe sistemleri, özel dübel üretim ve tedarik, yapı güvenliği test ve laboratuvar, deprem izolatörü / sönümleyici uygulamaları, deprem izolasyonu mühendislik, mimarlık ve müşavirlik, su yalıtım malzemeleri, yapı kimyasalları malzemeleri, çelik, ahşap ve prefabrik yapı sistemleri, alt yapı ve üst yapı sistemleri, depreme dayanıklı iskele ve mekanik tesisatlar gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketler katılacak. Ayrıca etkinliği müteahhitler, yatırımcılar, mimarların yanı sıra inşaat, deprem ve makine mühendisleri, tasarımcılar, proje müdürleri, mühendisler, teknik müdürler, belediyelerin yönetici ve ilgili temsilcileri de ziyaret edecek.

Sustainable Fitch Türkiye’deki İlk ÇYS Raporu’nu Akiş GYO İçin Yayınladı

Uluslararası kredi değerlendirme kurumu Sustainable Fitch, Türkiye’de finans sektörü dışında bulunan ilk ÇYS (çevresel, sosyal, yönetişim) Raporu’nu Akiş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) için yayınladı.

Sustainable Fitch, Türkiye’de finans sektörü dışında ilk kurumsal firma ÇYS çevresel, sosyal, yönetişim) raporunu Akiş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı için yayınladı. Raporda Akiş GYO, çevresel, sosyal ve yönetsel uygulamalar bakımından değerlendirilirken, şirket uygulamalarının en yüksek ikinci seviyede olduğu belirtildi. BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki tek gayrimenkul yatırım ortaklığı olan Akiş GYO’nun, Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim İlkeleri’ne uyumlu bir şekilde faaliyet gösterdiği belirtilen raporda, Akiş GYO’nun sektöründe en yüksek ‘Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu’na sahip olduğu vurgulandı.

‘’Raporun Sektörümüzde Öncü Olacağına İnanıyoruz’’

Akiş GYO olarak, kurum kültürünün vazgeçilmez parçası olan sürdürülebilirliği her alanda hayata geçirmeye devam edeceklerini vurgulayan Akiş GYO Genel Müdürü Levent Çanakçılı şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz yıl içerisinde enerji ve su verimliliği çalışmalarımızla alışveriş ve yaşam merkezlerimizin her ikisinde de tasarruf sağladık. Akbatı ve Akasya’da, sahip olduğumuz ISO: 14001 Çevre Yönetim Sistemi, ISO: 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi Sistemi ve I-REC sertifikalarına ek olarak, ISO: 50001 Enerji Yönetim Sistemleri ile “Green Check- Yeşil Kontrol” belgesini almaya hak kazandık. Sürdürülebilirliğin çevresel boyutu kadar sosyal boyutuna da verdiğimiz önem doğrultusunda, en değerli sermayemiz olan çalışanlarımızın kişisel ve mesleki gelişimlerini artırmaya yönelik uygulamalarımıza ve toplum için katma değer yaratan projelerimize devam ettik. Her alanda olduğu gibi iş dünyasında da toplumsal fırsat eşitliği sunarak tercih edilen işveren markası olmak için attığımız adımların sonucunda, sektörümüzde “İş’te Eşit Kadın” sertifikası almaya hak kazanan ilk şirket olduk.”

Karbonsuzlaştırmanın tüm ülkeler, sektörler ve her birey için gündemin üst sıralarında yer alması gerektiğini belirten Çanakçılı, emisyon azaltımlarının hızlandırılmasında ek bir aciliyet olduğunu da vurguladı.   Raporun sektörde bir öncü olmasını dilediğini altını çizen Çanakçılı “Türkiye’de finans dışı bir sektörde yapılan bu ilk ESG değerlendirme sürecinde her zaman ulaşılabilir olan ve desteklerini esirgemeyen Sustainable Fitch ekibine de ayrıca detaylı çalışmaları için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Süreç kendilerinin değerli yorumları ve bilgi paylaşımları ile bizim uzun vadeli planlamamız açısından oldukça öğretici ve faydalı oldu” şeklinde konuştu.

Akiş GYO’dan Bilime Dayalı Uygulama Hedefi

Raporda, dünyadaki gelişmelere paralel olarak çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) çerçevesinde iklim politikalarını kapsamlı bir sürdürülebilirlik stratejisi ile ele almaya devam eden Akiş GYO’nun, Türkiye’nin hedeflerine önümüzdeki iki yıl içinde en iyi uygulama ile uyumlu olacak şekilde SBTi (Bilime Dayalı Hedef Girişimi) onaylı hedefler belirleme amacı olduğu ifade edildi. Ayrıca Akiş GYO’nun var olan iklim politikalarının oldukça kapsamlı olduğuna değinilirken, şirketin operasyonel kapsamına giren Akasya ve Akbatı AVM’nin sahip olduğu ve enerji, sera gazı salınımı, su ve atık yönetimi uygulamaları anlamında öncülüğünü kanıtlayan BREEAM Excellent, Sıfır Atık, Yeşil Kontrol (Green Check) ISO14001 VE ISO45001 sertifikalarından ve enerji verimliliği uygulamalarının sağladığı tasarrufun şirketin 2030 yılı için öngörülen hedeflere ulaşmada öneminden bahsedildi.

BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki tek GYO

Akiş GYO’nun BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki tek GYO olmasının, SPK’nın yakın zamanda yayınladığı yeşil sermaye piyasası araçları uygulamalarından faydalanmak adına hazır ve iyi bir konumda olmasının önemine dikkat çekildiği raporda öte yandan, Akasya ve Akbatı AVM’nin ortak alanlarının karbon emisyonunun I-REC sertifikasyonu sayesinden yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerji tükettiğine ve Kapsam 2 karbon ayak izini sıfırladığının altı çizildi.

Enerji tarafında şirketin UN Global Compact ve Dünya Plastik İnisiyatifi ile birlikte hayata geçirdiği Plastik Taahhüt Grubu’na ofis alanlarında plastik tüketimini sonlandırmayı taahhüt ederek katkı sağladığından bahsedildi. Şirketin suyun geri kazanımı projesi kapsamında senelik olarak 4500 kubik metre suyu geri kazandığı ve yeni yatırım harcamalarıyla elektrik ve su tüketiminde büyük ölçüde düşüş kaydedildiği açıklandı.

Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip

Sustainable Fitch’in yayınladığı raporda Akiş GYO’nun sürdürülebilirlik politikası, İnsan Hakları Uluslararası Evrensel Bildirgesi ve Dünya Çalışma Örgütü’nün standartlarına uyumlu olarak, kapsayıcı, eşit ve adil bir çalışma ortamı sunmayı amaçladığını ortaya koydu. Raporda, şirketin güvenli ve adil bir çalışma hayatı sağladığı, çeşitli toplumsal sorumluluk projeleriyle ormansızlaşmaya karşı farkındalık yarattığı, eğitimi ve dezavantajlı grupları desteklediği vurgulandı. Özellikle kız çocuklarının eğitimi ve KidZania markası aracılığıyla dezavantajlı gruplara sağlanan önemli faydalara vurgu yapıyor.

SPK’nın Kurumsal Yönetim İlkeleri’ne uyumlu bir şekilde faaliyet gösterdiği raporda Akiş GYO’nun sektöründe en yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu’na sahip olduğuna dikkat çekilirken, şirkette ayrıca etkin bir iç kontrol ve risk yönetim mekanizmasının olduğu, ÇSY kaynaklı risklerin hem Kurumsal Yönetişim hem de Riskin Erken Saptanması komitesi vasıtasıyla etkin bir şekilde ele alındığından bahsedildi.

Prof. Dr. Naci Görür: ‘’Kuzey Anadolu Fayı Dünyanın En Tehlikeli Fayıdır’’

Prof Dr. Naci Görür, Elazığ Fırat Üniversitesi’nde yapılan bir çalıştaya katıldı. Görür, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın dünyanın en tehlikeli fay hattı olduğunu açıkladı.

Türkiye’nin depremselliği ve depreme dirençli kentlerin inşası gibi konuların ele alındığı çalıştaya İstanbul Teknik Üniversitesi Jeolog ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Colorado Boulder Üniversitesi öğretim görevlisi sismolog Roger Bilham, Vali Ömer Toraman, AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Naci Görür, Anadolu’nun yılda 1 santimetre batıya kaydığını ve bunun sonucunda stres biriktiren fayların ciddi depremlere neden olduğunu belirterek şu açıklamalarda bulundu:

“Karlıova’dan Erzincan’a doğru bir Kuzey Anadolu Fayı (KAF) geçiyor. Bu fay dünyanın en tehlikeli fayıdır.

Bir de Doğu Anadolu Fayı (DAF) var, Karlıova’dan Malatya ve Hatay’a doğru gidiyor. Fay hattı, yaklaşık 500 senede birçok ciddi depremler üretiyor. Yani yılda 1 santimetre hareket ediyor ve kimse o santimetrelik kaymayı duyamaz.

Elazığ, deprem kültürü olan bir kent olmak zorunda. Çünkü Karlıova’dan Erzincan’a doğru bir Kuzey Anadolu Fayı (KAF) geçiyor. Bu fay dünyanın en tehlikeli fayıdır. Bir de Doğu Anadolu Fayı (DAF) var, Karlıova’dan Malatya ve Hatay’a doğru gidiyor. Daha yeni depremler oldu, on binlerce insanımız öldü.

Ayrıca Malatya’nın batısı ve Pülümür’den Ovacık’a giden bir fay var. Fayların hepsi aktif. Deprem her gün olacak gibi zannetmeyin. Bingöl, Elazığ ve Malatya’yı vuran Doğu Anadolu Fay hattı, yaklaşık 500 senede birçok ciddi depremler üretiyor.

Yani yılda 1 santimetre hareket ediyor ve kimse o santimetrelik kaymayı duyamaz. Anadolu, yılda 1 santimetre batıya, Akdeniz’e doğru gidiyor. Biz bunu duyamayız ama bunlar orada stres biriktiriyor. Demek ki bu çevrede yaklaşık 500 senede bir meydana gelen depremin birikmiş olan stresi belirli nedenlerle açığa çıkması sonucu olan şeyler. Dikkat edin, Elazığ her taraftan aktif faylarla çevrilmiş.

Kuzey Anadolu Fayı, yani Erzincan ile Karlıova arası 250 senede bir stres biriktiriyor. Özellikle belediye başkanına söylüyorum, Elazığ bir dilim üzerinde ve dilimin her tarafı faylarla çevrili. Her fay belirli bir zaman sonra Elazığ ve çevresi tamamen kırmızı çizdiğim faylarla çevrilidir. Bunlar deprem üretecek, üretirse Elazığ’ı değişik ölçekte muhakkak etkileyecektir.”

Vize’de Yol Yapım Çalışmaları Sürüyor

Kırklareli’nin Vize ilçesinde Fen İşleri Müdürlüğü tarafından başlatılan yol çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Ekiplerin çalışmalarını inceleyen Belediye Başkanı Ercan Özalp, ilçenin dört bir yanında çalışmalarda bulunduklarını belirtti.

Altyapısı tamamlanan her cadde ve sokağın yeniden inşa edildiğini dile getiren Özalp, en kısa sürede tüm çalışmaları tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.

Emirdağ Devlet Hastanesi’nde İnşaat Yükseliyor

Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde hayata geçirilen devlet hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

İnşaatın yükselmeye devam ettiği Emirdağ Devlet Hastanesi projesini yerinde inceleyen Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran’a Dr. Hasan Arslan eşlik etti. Güran, inşaat çalışmalarıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı.

Emirdağ Devlet Hastanesi’nin tamamlanmasıyla birlikte bölgeye daha geniş kapsamlı sağlık hizmetlerinin sunulması hedefleniyor. Vali Yiğitbaşı ve Milletvekili Dr. Arslan’ın incelemeleri sırasında, hastane inşaatının ilerlemesi ve bölge sağlığına katkı sağlaması bekleniyor.

Ulubey Gençlik Merkezi Projesinde İnşaat Çalışmaları Hızlandı

Ordu’nun Ulubey ilçesinde hayata geçirilen Kültür Sarayı ve Gençlik Merkezi projesinin inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Ordu’nun Ulubey ilçesinde inşaat çalışmalarına bir süre önce başlanan kültür sarayı ve gençlik merkezinde çalışmalar devam ediyor. Belediye Başkanı İsa Türkcan, daha yaşanabilir ve güzel bir Ulubey için çalışmalara devam ettiklerini söyledi.

“İlçemize Yeni Bir Sosyal Alan Kazandırıyoruz”

İlçe Belediye Başkanı İsa Türkcan, projelerin hızlı bir şekilde devam ettiğini belirterek, “Ulubeyimize yeni bir sosyal alan kazandırıyoruz. Hemşerilerimizin düğünlerini yapabileceği, toplantı ve konferans gibi etkinlikler düzenleyebileceğimiz, gençlerimizin sosyal ve kültürel faaliyetlerini gerçekleştirebileceği Ulubey Belediye Kültür Sarayı ve Gençlik Merkezi projemizde karkas inşaat çalışmalarımızı tamamladık. İlçemizin geleceği için, daha yaşanabilir, güzel bir Ulubey hedefimiz için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu.

Battalgazi Deprem Konutları Aralık Ayında Teslim Edilecek

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya’nın Battalgazi ilçesinde yükselen Gelincik Tepesi Konutları projesinde son aşamaya gelindi. Konutlardan 726’sının Aralık ayında hak sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.

Battalgazi Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Gelinciktepe’deki deprem konutlarının inşaat çalışmalarında sona gelindi.

Kısa süre içinde teslim edilmesi planlanan projeyi yerinde inceleyen Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, depremden yara alan Malatyalıları yeni ve güvenli yuvalarına kısa zamanda kavuşturacaklarını belirtti.

‘’Bölgeye Toplamda 5-6 Bin Konut Yapılacak’’

Bölgede 4. etapta konutların dış cephe çalışmalarının tamamlandığını, kalan kısımların da hızla bitirileceğini anlatan Güder, şunları söyledi:

“4. etaptaki 726 konutta süren çalışmalara baktığımızda şantiye şefimiz konutların aralık ayında tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilebileceği beyanında bulundu. Çalışmaları da yerinde inceledik, inşallah vatandaşlarımız 12’nci ayda evlerine kavuşmuş olacak. Bölgeye toplamda 5-6 bin konut yapılacak. Devletin dağları taşları nasıl aşarak sağlam zeminleri bularak binalar inşa ettiğini burada görüyoruz. Burada zemin çok sağlam. Yapılan evler de hem az katlı hem de çok sağlam yapılar. Diğer taraftan Çamurlu ve eski Malatya’daki çalışmalarımız da sürüyor. Hedefimiz bir an önce vatandaşlarımızı konteynerlerden kalıcı konutlarına taşımak.”

İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi 71,9 Puana Yükseldi

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi 2023 Ağustos verilerini yayımladı. Buna göre endeks, bir önceki aya göre 0,43 artarak 71,9 puana yükseldi.

İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi’nin Ağustos 2023 sonuçları açıklandı. Rapora göre ağustos, ekonomi politikalarında değişim kararlılığının görüldüğü ve sektöre olan desteğin arttığı bir ay oldu.

İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi Ağustos’ta da Yükselişini Sürdürdü

Türkiye İMSAD raporuna göre; İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi, yılın ilk yarısında yaşanan seçimler, çalışma gün sayısındaki azalma ve ekonomik belirsizlikler gibi sınırlayıcı unsurlardan kurtularak temmuz ayında olduğu gibi ağustos ayında da yükseliş gösterdi. Ekonomi politikalarındaki değişim ve yurtdışı pazarlardaki gelişmelerin belirleyici ana unsurlar olarak ön plana çıktığı ağustos ayında, İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi bir önceki aya göre 0,43’lük artışla 71,97 puana yükseldi. Raporda, Bileşik Endeks’in yılın ikinci yarısındaki performansının, büyük ölçüde yeni ekonomi politikaları ve dış pazardaki koşullarla belirleneceği vurgulandı. Sıkılaşma ve yavaşlamanın ana tema olarak öne çıkabileceği belirtildi.

Sıkı Para Politikası Faaliyetleri İyileştirdi 

Rapora göre, ağustos ayında ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliklerin önemli ölçüde azalmasının ve yurtiçinde enflasyon ile mücadelede kararlılığın faaliyetler üzerinde de olumlu etkisi oldu. Tüm bu gelişmeler sonucu ağustos ayında alt faaliyet gruplarında yüksek oranda büyümeler gerçekleşti. Bu çerçevede Faaliyet Endeksi ağustos ayında bir önceki aya göre 2,1 puan artarak 143,1 puan seviyesinde gerçekleşti.

Yurt içi satışlar ağustos ayında bir önceki aya göre değişim göstermedi. Sıkı para politikasının etkileri görülmeye başlandı. Mevsimsellik ise olumlu katkı sağlamaya devam etti.Pazarlardaki yavaşlamaya rağmen ihracat ağustos ayında artış gösterdi. Üretimde seçim sonrası belirsizliklerin en aza inmesi ile yüksek bir artış yaşandı. Cirolar da önemli ölçüde genişledi. Raporda inşaat malzemesi sanayisinde faaliyetleri içeride ekonomi politikalarının, dışarıda ise yaşanan yavaşlamanın belirlemeye devam edeceği vurgulandı.

Güven Endeksi Yurt İçinde Gerilemeye Devam Ediyor

Ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen Türkiye İMSAD raporuna göre; ağustos ayında iş koşullarındaki iyileşmeler, belirsizliklerin azalmış olması ve faaliyetlerdeki hızlı artışa rağmen Güven Endeksi sınırlı düşüş gösterdi. Güven seviyesi ağustos ayında bir önceki aya göre 0,20 puan azalarak 33,74 puana indi. Böylece Güven Endeksi kırılgan ve zayıf kalmaya devam etti. Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesi çok sınırlı ölçüde düştü. İnşaat sektöründe ve inşaat malzemesi sanayisinde güven sınırlı ölçüde geriledi.Yurt içi pazarlarda güven ağustos ayında sınırlı ölçüde azaldı. İhracat pazarlarına olan güven ise önemli artışına devam etti.

Raporda, uzun süreli güven kaybının ardından güvenin yeniden tesisinin zaman alacağı aktarıldı. Öncelikle ekonomide önemli bir politika değişimi yaşandığına işaret edilerek, bu politikaların siyasi olarak sürdürülebilirliği konusunda halen bir güven sıkıntısı yaşandığı belirtildi.

Beklenti Endeksi Seçimden Sonra İlk Kez İyileşme Gösterdi

Rapora göre, ağustos ayında yükseliş gösteren bir diğer alan ise Beklenti Endeksi oldu. Ekonomide rasyonel zemine geri dönüş uygulamaları ve olası etkileri, beklentiler etkileyen en önemli unsurlar olarak öne çıktı. Bu kapsamda seçimden sonra ilk kez yükseliş gösteren Beklenti Endeksi, ağustos ayında bir önceki aya göre 0,4 puan arttı.

Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerdeki zayıflamanın durduğuna dikkat çekilen raporda, ekonomi politikalarının uygulanmasındaki kararlılığın beklentileri olumlu etkilediğine işaret edildi. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurt içi siparişlerde sınırlı düşüş gerçekleşirken,aynı sürece ilişkin alınan ihracat siparişleri ise ağustos ayında sınırlı bir artış gösterdi. İhracat pazarlarında durağanlığa rağmen sipariş artışları olumlu olarak karşılandı. Önümüzdeki üç ayın üretim, yatırım ve istihdam beklentileri de ağustos ayında bir önceki aya göre artış gösterdi.Yeni ekonomi politikalarının beklentilere etkileri ağustos ayında olumlu oldu.

Sektör Temsilcilerinden Çağrı: ‘’Teslime Yakın Konutlar da Kampanyaya Dahil Edilsin’’

Hükümet tarafından açıklanan yüzde 25 indirim kampanyası ile konut sahipliği oranının artacağını söyleyen sektör temsilcileri, “Teslime yakın konut projeleri de kampanyaya dahil edilsin, vatandaş hem kira, hem taksit ödemek zorunda kalmasın.” dedi.

Fahiş fiyat artışları ve arz yetersizliği ile barınma sorunu adeta çıkmaza girdi. Her yıl yaklaşık 800 bin konut ihtiyacına karşın, krediye erişim zorluğu ve inşaat maliyetlerindeki artış yeni konut üretimini yılda ortalama 400 bin adetle sınırladı. Konut üretimi, talebi karşılamayınca fiyat dengesi bozuldu.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün özel haberine göre; Satılık fiyatlarının 8-10 milyon liralara fırlaması kiralıklara yöneltince, bu defa da kira fiyatları uçtu. Son 3 yılda 2-3 bin lira olan kiralar 15-20 bin, hatta 30 bin liraları aştı. Fiyatların büyük bir hızla tırmanması ve krediye erişim zorluğu, ev sahipliğini de etkiledi.

Kiracılık Arttı, Ev Sahipliği Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son, geçen yıl aralıkta açıkladığı 2021 yılı sonuçlarına göre, Türkiye’de 23,4 milyon hanenin 15 milyon 384 bini kendi sahip olduğu evinde oturuyor.

Yaşadığı konut için 7 milyon hane ise kira ödüyor. Yine TÜİK, bu yıl haziran ayında açıkladığı 2022 istatistikleri, ev sahipliği oranının düştüğünü ortaya koydu.

Buna göre, Türkiye’de ev sahipliği oranı son 10 yılda yüzde 60,9’dan yüzde 56,7’ye gerilerken, kiracılık oranı yüzde 20’den yüzde 27,2’ye yükseldi. TÜİK’in, aynı istatistikinde 26,5 milyona ulaşan hanehalkı ve kiracı oranı üzerinden hesaplandığında ise kiracı sayısının yaklaşık 7,5 milyona yaklaştığı hesaplandı.

Yüksek Maliyette Aylık Taksit 70 Bin Liraya Çıkıyor

Fahiş fiyatlar ve krediye erişim güçlüğü satışları da etkiledi. Bu yıl konut satışları ağustosta, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,1, ilk 8 ayda yüzde 15 düştü. Finansman zorluğu da konuta erişimi kısıtlıyor. Bugün ekspertiz değeri 5 milyon liralık bir konutta bulunabilecek kredi 1-2 milyon lira. Bu da cepte 3 milyon lira peşinatın hazır olması demek.

Ortalama 2 milyon liralık bir kredide ise faizlerin yüzde 3,5’lara kadar çıkması karşısında konut kredisinde aylık taksitler 60-70 bin lira seviyesinde. Bu ortamda, hükümet yetkililerinin ilk evini alacaklara yüzde 1,2 faiz ve 180 ay vadeyle konut kredisi kampanyası sinyali ise sektörde umut oldu.

Ev Sahipliği Hızla Artar

KONUTDER Başkan Yardımcısı ve Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kredili konut satışlarının 2022 yılından beri toplam satışlar içindeki payının düşüş gösterdiği bu süreçte; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yakın zamanda açıkladığı yüzde 1,20 faiz, 180 ay vade ile ilk evini alacak olan kişilere bir kampanya düzenlenmesi ve banka iş birliğinin bu noktada devrede olması son yıllarda düşen ev sahipliği oranının tekrar yukarı yönlü ivme kazanmasını sağlayacaktır.

Diğer taraftan aile üyelerinden birine ait konutu olan ve yeni bir konuta yatırım yapmak isteyen alıcıların konut kredisi kullanım yüzdesi dairenin fiyatına göre yüzde 25 seviyelerine kadar düşürüldü. Ancak bu kriterlere sahip alıcıların 1.el konut alımında piyasa koşullarında kredi kullanabilmesine izin verilmesi sektörün nitelikli konut ihtiyacını karşılamaya devam etmesi için önemli olduğunu düşünüyorum.”

Teslime Yakın Projeler de Dahil Edilsin

Karmar Aş İcra Kurulu Başkanı Emrullah Yedikardeş gayrimenkul sektöründe gözlerin ekim ayında açıklanacak olan ve ilk evini alacak olanlara uzun vadede düşük faizli konut fırsatı sunacak pakete yöneldiğini söyledi. Emrullah Yedikardeş, paketin TÜİK verilerine göre 7 milyonu bulan kiracıların ev hayallerine destek olmasının beklediğini belirtirken, aynı zamanda yüksek kredi oranlarından dolayı durulan sektörün canlanmasını da sağlayacağını açıkladı.

Emrullah Yedikardeş “Ancak uygun faiz imkanının sadece yeni başlayan projelere değil, teslimi yaklaşan projelere de uygulanması gerektiğini, bunun hem kirasını hem taksidini ödemesi gereken alıcılara gerçek bir kolaylık sağlayacağını düşünüyorum” dedi. Kredilerin ev alacak olanlar için en önemli finansman olduğunu ve belirten Emrullah Yedikardeş, açıklanacak bu cazip paketin yıllardır düşen ev sahipliği oranlarının yükselmesine katkı sağlayacağına inandıklarını açıkladı.

Bitmiş Projelerde Satış Hızlanır

İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık: “Kampanya, sektörü kesinlikle olumlu etkiler. Özellikle bitmiş projelerin hızlı satışı olur. Devam eden projeler için ise moral olur. Kiraların düşmesini düşünmek için erken olduğunu düşünüyorum. Ancak kira artışının önlenmesinde az da olsa katkısı olacaktır. Kampanya uygulanabilirse; kampanya şartlarına uyan ve geliri yeterli olan çok sayıda kişinin faydalanacağını düşünüyorum.”

Riskli Yapı Stokunu da Azaltır

Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Aşçıoğlu, “Sosyal devlet anlayışı ile ilk evini alacak dar gelirliye, kamu bankaları üzerinden düşük faiz ve uzun vade imkânı ile kredi fırsatı oldukça sevindirici bir haber. Sosyal konut üretiminde ve kredi desteğinde, afet riski yüksek bölgelere/binalara öncelik verilmesinin, riskli yapı stoğunun azalmasına katkı sağlar. Bir diğer taraftan sosyal sorumluluk bilinci ile özel sektör de işin içine dahil edilmeli ve geliştiricileri arza teşvik edecek kredi teşvik paketleri ile kentsel dönüşüm hızlandırılmalı diye düşünüyorum” dedi.

Konut Kredisine Ulaşım Kolaylaştırılmalı

Gayrimenkul sektörünün önde gelen temsilcileri, konut kredisine ulaşımın kolaylaşması ile birlikte vatandaşın konuta erişiminin de artacağını belirtti.

Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerlememesi, inşaat maliyetlerinin artması ve uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olmasının konut alımını giderek zorlaştırdığını belirten gayrimenkul sektörü temsilcileri, çözümün yine krediye ulaşımın kolaylaşmasından geçtiğini söyledi.

Gayrimenkul sektöründeki gelişmeler hız kesmeden sürüyor. Her geçen gün sektörü etkileyen hadiselere bir yenisi ekleniyor. Bunların başında Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerleyememesi, inşaat maliyetlerinin artması, uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olması geliyor.

Son 5 yılın en düşük 8 aylık konut satışlarının yaşandığı bir atmosferde sektör temsilcileriyse çözümü konut kredisine ulaşımda yaşanan zorluğun ortadan kalkmasında buluyor. Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Broker’ı Özkan Aydemir, yeni veya ikinci el konut almak isteyenlerin, uzun vadeli ve uygun faizli krediyi bulmakta zorlandığı için taleplerde ciddi bir düşüşün söz konusu olduğunu dile getirdi.

Sektörün hareketlenmesi için uygun faizli kredi imkanı sunulması gerektiğine işaret eden Özkan Aydemir, KDV oranlarında da düzenlemeye gidilmesi önerisinde bulundu. Piyasadaki arz talep dengesinin yeniden kurulması için kredi konusunun çözülmesinin önemine değinen Aydemir, konut kredilerindeki faizin düşürülmesi ve ev almak isteyenlerin bu kredilere ulaşması şu anki sektörün canlanması için hayati önemde olduğunu yineledi.

Uzun bir süre gayrimenkul sektörü piyasasının belirleyicisinin satıcı olduğunu, artık bu durumun alıcı lehine değiştiğini belirten Aydemir, “İnşaat firmalarının takas yöntemini devreye aldığını biliyoruz. ya da kendi finansman yöntemlerini oluşturdular. Bu giderek artıyor. Müteahhit firmalar çareyi burada arıyorlar. Hal böyleyken satıcının rolleri dağıttığı bir gayrimenkul piyasasından alıcının karar verici mekanizmanın başına geçtiği bir piyasaya doğru evrildik” diye konuştu.

Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Broker’ı Özkan Aydemir, Türkiye genelinde Ocak-Ağustos döneminde konut satışlarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,5 azalışla 797 bin 418 olarak gerçekleştiğini söyledi. Arsa ve arazi satışlarında hareketin her geçen gün arttığına vurgu yapan Aydemir, “Belirsizliğin olduğu dönemlerde alıcılar konuttan ziyade arsa ve arazi yatırımına ağırlık veriyor. Bu dönemde yaşadığımız da tam olarak bu aslında. Arsa ve arazi için yapılan görüşmeler, konut için yapılan görüşmelerden çok fazla. Vatandaşlar artık parasını bir apartman dairesine gömmek istemiyor. Daha özgür olabilecekleri alanları tercih ediyorlar ve bunun neticesinde talep ve işlem sayısı her geçen gün artıyor” dedi.

TÜİK’in açıkladığı istatistiklerde Bursa’ya dair yer alan bilgileri de paylaşan Özkan Aydemir, Haziran ayında 3 bin bandına düşen konut satışlarının Ağustos ayıyla birlikte satışların 4 bin 771 adede yükseldiğine dikkat çekti. Aydemir, son açıklanan verilere göre konut satışlarında Bursa’da hem geçen aya göre hem de geçen yılın aynı ayına göre bir artış olduğunu söyledi. 

YEKDEM İle Enerji Yatırımları Artacak

Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ile Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımlarını artıracağını söyledi. 

İlgili mevzuata göre çatısına güneş enerjisi santrali kuran yatırımcının ürettiği fazla elektriği Elektrik Perakende Satış AŞ’lere (EPSAŞ) bedelsiz olarak verdiğini anımsatan Dilek, bu düzenleme ile yatırımcının daha fazla santral kurmasının teşvik edildiğini kaydetti.

Kalan Kısım EPSAŞ’a Satılabilecek

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Dilek, mevcut düzenleme sayesinde çatı güneş enerjisi yatırımlarının hızlanacağını belirterek şöyle konuştu:”Yeni çıkan bu mevzuatla araziye ya da çatısına da güneş enerjisi santrali kurarsa her iki santralde toplam 2 birim elektrik üretirse bir birimi tükettiğinde kalan bir birimi de EPSAŞ’a satabilecek.

Biz de sektör temsilcisi olarak yatırım iştahı bu kadar yerindeyken güneş enerjisi santrallerine yatırımın artması için teşvik edici mevzuatların daha da artması gerektiğini düşünüyoruz çünkü bahsi geçen yatırımlar yeşil enerji yatırımlarının artması, istihdamın pozitif yönde etkilenmesi ve cari açığı azaltıcı etkisi nedeniyle bu adımları destekliyoruz. Bu mevzuat ve teşvik edici mevzuatlar son derece önemlidir.”

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe göre, aynı noktada üretim ve tüketim yapılan GES yatırımcılarının farklı noktalarda kuracakları ilave GES’lerden elde edilecek tüketim fazlası enerji, YEKDEM kapsamında değerlendirilecek. Aynı noktada üretim ve tüketim yapılan güneş enerjisi santraline sahip işletmecilerin farklı bölge ya da noktalarda kuracakları ilave lisanssız GES’lerde üretilecek tüketim fazlası enerji YEKDEM kapsamında değerlendirilecek.

Türkiye’nin Elektrik Kurulu Gücü Temmuz Ayında 105 Bin 135 Megavata Ulaştı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, “2002’de 31 bin 846 megavat olan elektrik kurulu gücü 3,3 kat artarak temmuz sonunda 105 bin 135 megavata ulaştı.” dedi.

16. EIF Gaziantep Enerji Fuarı’nın açılışında konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan,Türkiye’de mevcut kurulu gücün yaklaşık yüzde 55’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştuğunu söyledi.

Elektrik üretimi açısından bakıldığında geçen yıl sonu itibarıyla elektrik üretiminin 326 milyar kilovata ulaştığını dile getiren Tancan, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da 5’inci, dünya genelinde de 12’inci sırada olduğunu bildirdi.

Tancan, Türkiye’nin ekipman üretiminde dünya genelinde 13’üncü, Avrupa’da ise 6’ıncı sırada yer aldığını belirterek şöyle devam etti:

“Özellikle Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı modelleriyle yenilenebilir kaynakların kurulu gücü ve üretiminde son 21 yılda önemli mesafeler kaydettik. 2002’de 31 bin 846 megavat olan elektrik kurulu gücü 3,3 kat artarak temmuz sonunda 105 bin 135 megavata ulaştı. Bu yatırımların büyük çoğunluğunu özel sektörümüz gerçekleştirdi. Elektrik üretimindeki yenilenebilir enerji payını yüzde 42’ye çıkardık. Şu anda yaklaşık 10 bin 398 megavatlık güneş kurulu gücüne sahip ülkemizde, 10 bin 169 güneş enerjisinden üretim tesisi bulunuyor.”

‘’Rüzgar ve Güneş Alanında Birçok Ekipman Türkiye’de Üretilmeye Başlandı’’

Tancan, Ulusal Enerji Planı’nda güneş enerjisine yönelik ciddi hedeflerin olduğuna işaret ederek, “2035’e kadar her yıl ortalama 3,5 gigavat devreye alınarak 189 gigavatlık kurulu gücün 52 gigavatının güneş enerjisi kaynaklı olmasını hedefliyoruz. Yakın gelecekte enerjinin temel bileşenlerinden biri güneş olacak. Daha da büyüyecek. Ayrıca yerli ürün üretmek önemli hale geldi. Rüzgar ve güneş alanında birçok ekipman Türkiye’de üretilmeye başlandı. Panellerin yerlilik oranı yüzde 80’lere ulaştı.” diye konuştu.

“Dünyanın Panel Üretimi Yapan En Büyük Üçüncü Ülkesi Konumuna Geldik”

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü Yönetim Kurulu Başkanı Kutay Kaleli de güneş enerjisi sektöründe doğrudan 150 bin kişilik, dolaylı olarak da 200 bin kişilik istihdam sağlandığını ifade etti.

Türkiye’de yaklaşık 30 bin megavat üretim kapasiteli panel fabrikaları kurulduğunu dile getiren Kaleli, “Güneş enerjisine yapılan tüm yatırımlarla dünyanın panel üreten 3’üncü büyük ülkesi konumuna geldik. Güneş teknolojisinde önemli olan eva fabrikasının 5’incisini açtık.” dedi.

Kaleli, son dönemdeki katı finansman koşullarının yenilenebilir enerji projelerinde finansmanı geciktirdiğini belirterek şunları söyledi:

“Kamu bankalarından desteklenen uygun finansman paketleriyle projelerin hayata geçirilmesini arzuluyoruz. Devlet tarafından sübvanse edilmeyecek bir yapı oluşturmak amacımız. Lisans alan, ön lisans alan, yatırıma başlayan depolamalı güneş projeleri arttı. Bu alandaki kapasitelerin artırılması için sonraki yatırım süreçlerinde devamlılığın getirilmesini sektör olarak istiyoruz.”

EIF Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Çiğdem Dilek, Türkiye’nin enerji gündeminde son dönemde teknoloji tabanlı gelişmelerin daha çok ön plana çıktığını dile getirdi.

Öz tüketim ve dağıtık enerji konularının yatırımcının ajandasında ilk sıralarda yer aldığını belirten Dilek, şunları kaydetti:

“Türkiye’de hidrojen, şarj istasyonları gibi mevzuat çalışmaları gündemde, hızla ilerliyor. Bundan sonra da yeni teknolojik açılımları göreceğiz. Türkiye’de bir enerji fotoğrafı çekilmek istense, sektör temsilcilerinin EIF’e gelmeleri gerekiyor. Yatırımcı ve ekipman üretimlerinin bulunduğu şehirlerde bu ekinlikleri yaparak, yeni fırsatlar yaratıyoruz. Bu yüzden Gaziantep’te EIF’i düzenledik. Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Şanlıurfa’dan da bu etkinliği düzenlemek üzerine davet geldi. Tüm üreticilerimizi buraya davet ettik.”

Etkinliğin ana sponsoru olan Ankara merkezli ELİN Enerji’nin Genel Müdür Yardımcısı Kemal Ertuğran da Türkiye başta olmak üzere güneş enerjisi yatırımlarına devam ettiklerini dile getirerek, “ABD’de kurmaya başladığımız panel üretim fabrikamız Ocak 2024’ten itibaren fotovoltaik modül teslimatlarına başlayacak. Global marka olma yolunda çalışmalarımız devam edecek.” dedi.

Çimento, Cam ve Seramik Sektöründe İhracat Son 5 Yılda Yüzde 78 Arttı

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Başkanı Erdem Çenesiz, son 5 yılda ihracat rakamlarının yüzde 78 arttığını ifade etti.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Başkanı Erdem Çenesiz, son beş yılda ihracatlarını yüzde 78 artırarak önemli bir başarıya imza attıklarını belirterek, “Üstelik bu beş yıl, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, Kovid-19 salgını, kısıtlamalar, Rusya-Ukrayna Savaşı, enerji tedariki ve maliyetleri ve dünyayı saran ekonomik kriz endişesi gibi pek çok krizin ve belirsizliğin art arda yaşandığı yıllardı.” dedi.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, seramik, çimento, cam sektörlerinin ihracatçı firmalarını bünyesinde bulunduran ve 2 binin üzerinde üyesiyle tek ve koordinatör ihracatçı birliği olan ÇCSİB tarafından düzenlenen 5. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni, sektör temsilcileri ve ihracatçı firmaların katılımıyla gerçekleştirildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Abdulhamit Akçay ve Tansu Kumru’nun açılışını yaptığı törende 46 firmaya toplam 78 ödül takdim edildi.

Geçtiğimiz Yıl İhracat 5,6 Milyar Dolara Ulaştı

Açıklamada törendeki konuşmasına yer verilen Çenesiz, töreni düzenledikleri ilk yıl olan 2018’de 3,2 milyar dolar olan ihracatlarını 2022 sonu itibarıyla 5,6 milyar dolara ulaştırdıklarını bildirdi.

Son beş yılda ihracatlarını yüzde 78 artırarak önemli bir başarıya imza attıklarını aktaran Çenesiz, “Üstelik bu beş yıl, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, Kovid-19 salgını, kısıtlamalar, Rusya-Ukrayna Savaşı, enerji tedariki ve maliyetleri ve dünyayı saran ekonomik kriz endişesi gibi pek çok krizin ve belirsizliğin art arda yaşandığı yıllardı. Tüm bunlara rağmen firmalarımız elde ettikleri bu başarıyla aslında krizler karşısında ne denli esnek ve dayanıklı olduklarını, bilgi birikimlerini, tecrübelerini ortaya koydu. Krizlerin içindeki fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek sektörlerimize değer kattılar. Göstermiş oldukları başarıdan dolayı tüm firmalarımızı kutluyorum.” açıklamasını yaptı.

Çenesiz, 2022’de üç sektörün toplam ihracatının bir önceki yıla göre değer bazında yüzde 17 arttığını belirterek, “Üç ana sektörümüz de dünya üretim ve ihracat sıralamasında üst sıralarda yer almaya devam etti. İhracatımızdaki artışın yanı sıra uluslararası standartlara uygun, çevreye duyarlı üretimimiz, lojistik gücümüz, üretim kapasitemiz, insan kaynağımız ve her alandaki kalitemizle mevcut pazarlarımızda derinleşirken yeni pazarlara da açılım yaptık. Tüm bunların neticesinde Türkiye sanayi ihracatı ortalamasının 3 katı katma değer ürettik.” şeklinde konuştu.

2023 Yılının İlk 8 Ayında 3,3 Milyar Dolarlık İhracat Yapıldı

Cumhuriyetin 100’üncü yılına her yıl olduğu gibi ihracatı artırma hedefiyle başladıklarını ifade eden Çenesiz, şunları kaydetti:

“Ancak dünya genelindeki ekonomik durgunluk, kriz endişesiyle yaşanan talep daralması ve maliyet artışları neticesinde inşaat sektöründeki yavaşlamadan dolayı bu hedefimizi revize ettik. Bu yılın ilk 8 ayında 3,3 milyar dolarlık ihracat yaptık. Hedefimiz, deprem sonrası artan iç talebi de karşılayarak geçen yıla ait ihracat değerimizi korumak. 2024 yılı itibarıyla ise global gelişmelere de bağlı olarak ihracatımızı yeniden artıracağımıza ve bu artışı uzun yıllar koruyacağımıza inanıyoruz. Nasıl ki yıllardır global krizlerden başarıyla çıktık, bu kez de yeni başarılarla çıkacağız.”

Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen törende, 2022 yılında “En Fazla İhracat Yapan Firmalar”, “En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma” ve “İhracatını En Fazla Artıran Firma” kategorilerinde ödüller takdim edildi.

Düzce Modern Sanayi Sitesi’nde Kaba İnşaat Tamamlandı

Düzce’de Modern Sanayi Sitesi’nin kaba inşaat çalışmaları tamamlandı. Projenin 3-4 ay içerisinde üretime açılması hedefleniyor.

Düzce’de inşa edilen Modern Sanayi Sitesi’nin kaba inşaatı tamamlandı. Düzce Belediyesi tarafından yapılan, kentin en modern sanayi sitesi olarak hizmet verecek olan Modern Sanayi Sitesi hızla yükseliyor. 63 dönüm alan üzerinde inşa edilen ve sadece iş yeri olarak değil, sosyal yaşam alanı olarak da hizmet verecek şekilde çalışmaların devam ettiği bölgede kaba inşaat tamamlandı. Sitenin artık duvar örme çalışmalarına başlanırken, çalışmaların 3-4 ay içerisinde tamamlanması bekleniyor.

Şehreküstü ve Yeşilvadi Arası 1 Dakikaya İnecek

Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde belediye öz kaynaklarıyla hayata geçirilen ve Şehreküstü ile Yeşilvadi arasını 1 dakikaya indirecek tünel projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu rekor bir sürede tünelin biteceğini belirterek, “Büyükşehirlerin en büyük sorunu trafiktir. Her gün artan araçlara karşı yollar kaldırmıyor. Yeni yollar açmak gerekiyor. Şehrin birçok noktasında kentsel dönüşümle yollar açtık ama trafiğe yeni bir soluk getirmek için özellikle Düztepe’nin altından geçerek yarım saat süren bir yolu 1 dakikaya düşürmek adına geliştirdiğimiz tünel projemizle yaklaşık 6 ay önce inşaatına başladık ve şu anda 2 bin 500 metre uzunluğunda olacak tünelimiz bağlantı yollarıyla birlikte 4 kilometre olacak. 

2 bin 500 metrelik tünelimizin bin 500 metresini açmış durumdayız. Kazı işleri tamamlandı, kalan bin metremizi de hızlı bir şekilde 2 ay gibi kısa bir sürede tamamlayıp 25 Aralık’ta Gaziantepli hemşehrilerimizin hizmetine sunmak istiyoruz. Tünel işi biraz zor iş, detaylı bir iş, çok ince bir çalışma yapmak gerekiyor. Çünkü üzerinde evler var. Kazı yaparken dört koldan girdik süreyi kısaltmak adına bir taraftan üst yarıyı kazıyoruz sonra orayı çelik kemerlerle, betonla güçlendiriyoruz. Daha sonra orta yarı kazılıyor, alt yarı kazılıyor. Tamamen çelik kemerlerle ve betonla kaplayarak burayı güçlendiriyoruz. Yağmur ve su sızıntısını önlemek adına membran geliyor. Onun üzerine de 40 santimetrelik bir beton geliyor. Süreyi kısaltmak adına bu işlemlerde arkadan devam ediyor. 

Aydınlatma ve trafik işaretlerini koyacağız. 8 ay gibi bir sürede 2 bin 500 metre uzunluğundaki tünelimizi tamamlamış olacağız. Bu trafiğe yeni bir soluk kazandıracak, yeni bir heyecan kazandıracak. 30 dakikalık yolu da 1 dakikaya indirerek hem yakıt tasarrufu hem de çevreci bir proje ile çevrenin kirlenmesini önlemiş olacağız. Böylelikle zamandan yakıttan tasarruf sağlamış olacağız. İnsanların yolda geçirecekleri zamanı sevdikleriyle, eşiyle, kendine ayıracağı zamanla geçirmiş olacak.” dedi.

Proje inşaatında oldukça hassas davrandıklarını ifade eden Tahmazoğlu, “Üzerinde evler olduğu için biz çok hassas davranıyoruz. Bazen patlatma yapıyoruz ama bunun dozajlarını çok düşük tutuyoruz. Parça parça ilerliyoruz. Eğer üzerlerinde evler olmasaydı, normal bir arazide bu yolu açıyor olsaydık çok hızlı bir şekilde ilerleme sağlayabilirdik. Dediğim gibi nakış işler gibi çok ince çalışarak, üstündeki evlere, insanlarımıza zarar gelmesin diye adeta iğne ile kuyu kazarak yolumuza devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Tamamen öz kaynaklarını kullandıklarını belirten Tahmazoğlu, “Tünelimizin maliyeti yaklaşık 1 milyar TL fakat şu andaki güncel maliyetlerle değerlendirdiğimizde bu tüneli yapmak isteseniz 2 milyar TL’den aşağıya yapamazsınız. Şu ana kadar yaptığımız tüm projelerimizde belediyemizin öz kaynakları bütün projeleri gerçekleştirdik. Hiçbir şekilde kredi yok, borçlanma yok. Faiz yok tamamen kendi öz kaynaklarımızla yapıyoruz. Böylelikle maliyetleri de aşağı çekiyoruz. Faiz olmadığı için kredi olmadığı için müteahhitlerin hak edişlerini hemen anında ödediğimiz için müteahhitler de bize en düşük teklifle geliyorlar. Böylelikle az parayla daha çok iş üretmiş oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Erzincan Dörtyol Devlet Hastanesi İnşaatında Sona Gelindi

Erzincan’ın Dörtyol ilçesinde hayata geçirilen 500 yataklı devlet hastanesi projesinin inşaat çalışmalarında sona gelindi.

Yapımı hızla devam eden ve Erzincan’a modern mimari yapısı, konforlu üniteleri, hasta odaları, teknoloji imkanlarıyla hizmet verecek olan 500 yataklı Dörtyol Yerleşkesi Erzincan Devlet Hastanesindeki çalışmalar hızla devam ediyor. 

Erzincan Vali Yardımcısı Yusuf İzci, Erzincan’da  yapımı tüm hızıyla devam eden 500 Yataklı Devlet Hastanesi inşaatında incelemelerde bulundu. 

İzci, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin ve Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız’dan hastane inşaatı hakkında bilgiler aldı. 

Hastane inşaatında incelemelerde bulunan Vali Yardımcısı Yusuf İzci’ye, İl Sağlık Müdürü  Dr. Cihan Tekin, Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız ve hastane yönetimi eşlik etti.

TOKİ İndirim Kampanyası Başladı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından uygulanan yüzde 25 indirim kampanyası bugün başladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından borcunu erken ödeyip tapusunu hemen almak isteyen konut ve iş yeri alıcılarına yönelik her yıl yapılan indirim kampanyasının ikincisi bugün başladı. Kampanya indiriminden faydalanmak isteyen vatandaşlar 19 ekim perşembe gününe kadar başvuruda bulunabilecekler. Bu tarihten sonra yapılacak borç kapatmalarında söz konusu indirim oranından yararlanılması mümkün olmayacak.

Kampanya kapsamında borcunu peşin ödeyip tapusunu hemen almak isteyen konut ve iş yeri alıcıları için yüzde 25 oranında indirim yapılacak. Borcun tamamını kapatamayacak vatandaşlar da borç bakiyesinin yüzde 25’inden az olmamak şartıyla yaptıkları peşin ödemelerde yüzde 25 indirim kampanyasından faydalanabilecek.

İndirim uygulaması kapsamına alınan projelerdeki konut ve iş yeri alıcılarının başvuru tarihi itibarıyla öncelikle borç kapatmanın yapıldığı aya ait taksit ödemelerini yapmış olması zorunluluğu bulunuyor.  Ayrıca geriye dönük taksit ve emlak vergisi borcu bulunmaması gerekiyor.

Kampanyadan geri ödeme taksitleri en geç 2022 yılı haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve iş yerleri alıcıları yararlanabilecek. Taksit sayısı 12 ay ve daha az kalan konut ve iş yeri alıcıları indirim kampanyasından yararlanamayacak.

Bakan Şimşek Kira Fiyatlarının Artışına İlişkin Çözüm Önerilerini Sundu

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gitgide yükselen kira fiyatlarının artışına ilişkin kalıcı çözüm sağlayacak tedbirleri açıkladı.

“Enflasyonla mücadele ve kiralardaki fahiş artışların önüne geçmek üzere, konut arzı artırılacak, deprem kaynaklı konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirilecek ve dar gelirli vatandaşların konuta erişimi artırılacaktır” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘’Temel amacımız, ülkemizin kalkınma sürecini hızlandırmak, küresel değer zincirlerinde yükselmek, dünya ticaretinden daha fazla pay almak ve vatandaşlarımızın refahını artırmaktır

Hedeflerimize, teşebbüs hürriyeti ve dışa açık serbest piyasa ekonomisi ilkelerini benimseyen bir anlayışla ilerliyoruz.

Tüketiciyi mağdur eden, piyasanın işleyişini ve rekabet ortamını bozan fiyat hareketleri zaman zaman meydana gelebilmekte ve hükümet olarak söz konusu aksaklıklara yönelik düzenlemeler yapmaktayız.

Kira artışlarının yüzde 25’i geçmemesi, kira uyuşmazlıklarında arabulucuya gidilmesi gibi… Bu tür tedbirler geçici nitelikte olup piyasayı normal işleyişine doğru sevk etmeyi ve vatandaşlarımızı korumayı amaçlamaktadır.’’ ifadelerini kullandı.

Kamu harcamalarında tassaruf yapılacağına dikkat çeken Şimşek, ‘’Vatandaşlarımızın refahını artıracak sürdürülebilir büyümenin yolu yatırım, istihdam ve verimliliği artırmaktan geçmektedir.

Yatırım ve istihdam artışı için öngörülebilirlik, güven ve makro finansal istikrarın varlığı önem arz etmektedir. Bu kapsamda ilk aşamada fiyat istikrarı, finansal istikrar, cari denge ve bütçe disiplinine yönelik tedbirler alınmıştır.

Bunun yanı sıra bütçe dengesinin uluslararası kriterler seviyesinde seyretmesini sağlamak üzere kamu harcamaları rasyonelleştirilecek ve tasarruflar artırılacaktır. Kamu tasarruflarındaki artış cari dengeyi de destekleyecektir.’’ şeklinde konuştu.

Konut arzının artırılacağını söyleyen Bakan Şimşek, ‘’Seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararlarıyla parasal duruş güçlendirilmiştir. Ayrıca, Türk lirasını ve uluslararası rezerv pozisyonumuzu güçlendirecek kararlar alınmıştır.

Katma değer ve verimlilik artışı sağlayacak kapsamlı yapısal reformlar, Orta Vadeli Programı ile açıklanmıştır.

Uyguladığımız tüm politikalar ile mal ve hizmet piyasalarında dengesizliklerin azalacağını, finansal piyasalarda istikrarın pekişeceğini ve enflasyonun gerileyeceğini öngörüyoruz.

Hükümet konut fiyatlarının yüksek olduğu İstanbul gibi şehirler başta olmak üzere dar gelirli vatandaşların ilk konuta erişim imkânını artırmak için dört koldan harekete geçti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konut arzının artması için 81 ilde yerel yönetimlerle birlikte hareket edileceği mesajını verirken, “Uygun maliyetlerle konut arzını artırmak durumundayız.

Arsa üretme, kamu-özel işbirliği üzerinde ilgili kurumlarımız kafa yoruyorlar. Önümüzdeki dönemde konut arzının arttığını göreceğiz.” açıklamalarını yaptı.

Tüketici Güven Endeksi 71,5 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) iş birliği ile hazırlanan verilere göre, tüketici güven endeksi eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 5,1 artarak 71,5 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Ağustos ayında 68,0 iken Eylül ayında yüzde 5,1 oranında artarak 71,5 oldu. 

Tüketici güven endeksi, alt endeksleri ve değişim oranları, Eylül 2023 

EndeksBir önceki aya göredeğişim oranı (%)
AğustosEylülAğustosEylül
Tüketici güven endeksi68,071,5-15,15,1
Mevcut dönemde hanenin maddi durumu56,256,2-12,90,1
Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi63,768,9-19,68,1
Gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi63,168,0-23,27,8
Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi89,092,7-5,74,2

AB’de En Yüksek İnşaat Üretimi Macaristan’da

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan Avro Bölgesi inşaat üretimi verilerine göre Temmuz ayında inşaat üretimi yüzde 0,8 arttı. En yüksek artış ise yüzde 8,4 ile Macaristan’da.

Buna göre, Avro Bölgesi’nde inşaat üretimi, temmuzda haziran ayına kıyasla yüzde 0,8 artış gösterdi. İnşaat üretimi, 2022’nin temmuz ayına göre de yüzde 1 yükseldi.

AB’de inşaat üretimi, temmuzda önceki aya kıyasla yüzde 0,7, 2022’nin aynı dönemine göre de yüzde 0,9 arttı.

En Fazla Düşüş Slovenya’da

AB ülkeleri arasında temmuzda inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 8,4 ile Macaristan’da, yüzde 2,9 ile Belçika’da ve yüzde 2,6 ile Almanya’da ölçüldü. En fazla düşüş ise yüzde 6,5 ile Slovenya’da yüzde 3,7 ile Çekya’da ve yüzde 1,6 ile Finlandiya’da kaydedildi.

Yıllık bazda ise inşaat üretimi Slovenya’da yüzde 17,6, ‘da Romanya’da yüzde 15,8 ve Belçika’da yüzde 8,2 artarken, Finlandiya’da yüzde 5,9, İsveç’te yüzde 4,7 ve Çekya’da yüzde 2,2 düştü.

İzmirli Mimar ve İç Mimarlar ‘Ekolojik Farkındalık’ İçin Arch For M.E Platformu’na Ev Sahipliği Yaptı

ARCHIMIM, İzmir’de yer alan İç Mimarlar Odası, Mimarlar Odası, Serbest Mimarlar Derneği ortaklığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle sürdürülebilir dünya ve yapılaşma için bir etkinlik düzenledi.

“Architecture for Mediterranean ECOLOGY” (‘’ARCH FOR M.E.’’) adıyla düzenlenen etkinlikte yabancı ve yerli bir çok sektör profesyoneli deneyimlerini aktaracak. Geleceğin mimarisi nasıl sürdürülebilir olur, nasıl ekolojik hale getirilir hepsi tartışılacak.

Hepimizin bildiği bir gerçek var, o da küresel ısınmadan dolayı dünyamızın büyük bir tehdit altında olduğu. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bildirgesne göre artık  küresel ısınma çağı bitti ve bunun yerine küresel kaynama çağı başladı. Yapılan tüm araştırmalar da gösteriyor ki gerekli önlemler alınmazsa 2050 yılına kadar birçok bitki örtüsü ve hayvan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. 

Dünyanın içinde bulunduğu bu tehdidin oluşmasına neden olan en önemli alanlardan biri de binalardaki enerji tüketimi. Bu tehdidin üçte birinden fazlasını binalardaki enerji tüketimi oluşturuyor. Bir yapının sürdürülebilir olması, ekolojik olarak tasarlanması, yapılarda enerji tasarrufunun maksimum seviyelerde sağlanması çok önemli hale geliyor. Burada da kilit aktörler mimarlar ve iç mimarlar. 

Bu konuyu gündeme getirmek için bu platformu kurgulayan ARCHIMIM, İzmir’de yer alan İçmimarlar Odası, Mimarlar Odası ve Serbest Mimarlar Derneği ortaklığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi desteği ile‘’ARCH FOR M.E.’’ (“Architecture for Mediterranean ECOLOGY’’) adı altındaki bu etkinlik düzenledi.

ARCH FOR M.E., İzmir’de ulusal ve uluslararası sektör profesyonellerini buluşturuyor. İzmir Bıçakçı Han’da düzenlenen organizasyonun ana teması geleceğe yönelik yapılaşmanın nasıl tasarlanması gerektiği hakkında. 

ARCH FOR M.E.’NİN BAŞ AKTÖRLERİ

İzmir İç Mimarlar Odası Başkanı: BURCU YAZGAN: Gelecekteki en büyük zorluk, tüm alanları yapılaşmaya açmak, kültürel mirası korumadan yıkıp yeniden inşa etmek, küresel ısınmaya neden olan betonla her şeyi kirleterek bir gelecek inşa etmektir. Cehalet ve sorumsuzluğun sonuçları bizi bugün yaşadığımız felaketlere götürürken, sürdürülebilirlik geçmiş ve gelecek arasındaki adalettir. Başarılı iş birlikleriyle Türkiye’de ilk kez düzenlediğimiz ‘Akdeniz Ekolojisi’ başlıklı Arch for M.E. etkinliği, Türkiye’den ve Akdeniz şehirlerinden gelen profesyonel katılımcılarla bu alanda bilgi birikimini artırarak ve farkındalık yaratarak büyük bir işin ilk adımını oluşturuyor. 

İzmir Serbest Mimarlar Derneği (SMD) Başkanı: DÜRRİN ULEMA: Doğaya karşı değil, doğayla uyumlu yapılaşma; sürdürülebilirliktir. Doğayla değil, kendiyle mücadele eden insan, ekolojinin ta kendisidir. İnsan doğanın parçasıdır, yaşam kaygısı güderken doğanın bir parçası olduğumuzu unuttuk. Kışların yaza karıştığı, temiz su kaynaklarının azaldığı, sağlıklı gıdaya ulaşmanın zorlaştığı dünyamızda şimdi unuttuklarımızı hatırlama zamanıdır. 

İzmir Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı: İLKER KAHRAMAN: İklim değişikliği sebebi ile dünyamızı ısıtıyoruz, tüm çabamız bu ısınmayı iki derecenin altında tutabilmek için. İki derecelik bir farkın bile habitata etkisinin çok olacağını biliyoruz ama bu hedefi ıskalayacak olduğumuzu Paris iklim anlaşmasında imzalanan niyet mektuplarının söylediği hedeflerin hesaplanmasından anlıyoruz. Bina sektörünün iklim değişikliği ile mücadelede en önemli sektör olduğunu ve görevin mimar ve iç mimarlara düştüğünü biliyoruz. İklim değişikliği ve çevre dostu yaklaşımlarda üreticiden uygulayıcıya hepimizin ortak hedefi benimsemesi gerekiyor. İşte ARCH FOR ME bu sebeple düzenleniyor. 

İzmir Serbest Mimarlar Derneği (SMD) Yönetim Kurulu Üyesi: TAMER AKSÜT: Yakın zamanda yaşadığımız pandemi süreci içerisinde, insanların evlerindeki yaşam alanları ve kişisel alanları ile bunların işyerlerine yansımaları üzerindeki düşünce biçimleri, sessiz ama etkili bir biçimde devrimsel değişime uğradı. İnsanlar hem iç mekân hem de dış mekân üzerinde, doğal dünyaya karşı doğuştan gelen biyolojik yakınlığını fark etti. ARCH FOR M.E. etkinliği, bu temayı Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler genelinde güneşi, doğayı, biyofili ve ekolojiyi tekrar konuşacak, tartışacak, güncel yapı teknolojilerini ve malzemelerini sergileme fırsa

Bakan Uraloğlu: ‘’Kalkınma Yolu Hepimiz İçin Önemli Bir Projedir’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Son günlerde gündemimizde olan Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi hepimiz açısından çok önemli bir projedir.’’ dedi.

İstanbul Valisi Davut Gül ile birlikte İstanbul’un Şişli ilçesinde gerçekleştirilen ASECAP (Avrupa Ücretli Yol Altyapı Operatörleri Birliği) Days 2023 İstanbul Zirvesi’ne katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, konuşma yaptı. Türkiye’de ulaşım konusuna değinen Bakan Uraloğlu, “Özellikle son günlerde gündemimizde olan Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi hepimiz açısından çok önemli bir projedir. İnanıyorum ki bu projenin hayata geçmesi Avrupa Birliği ile olan ortaklığımızı daha da önemli kılacak ve Türkiye’siz bir uluslararası ticari koridor olamayacağı gerçeğini perçinleyecektir.” şeklinde konuştu.

‘’Büyük Ölçekli Projelerde de Önemli Mesafeler Kat Ettik’’

Bakan Uraloğlu, “Ülkemizin uluslararası ticaret açısından ne kadar önemli bir koridor olduğunun bilincinden hareketle son 21 yılda, ileri teknoloji gerektiren büyük ölçekli projelerde de önemli mesafeler kat ettik. Ülkemizi bölünmüş yollar, otoyollar, mega projeler ve akıllı ulaşım sistemleriyle çağın ilerisine taşımanın gururunu yaşıyoruz. İstanbul Boğazı üzerinde yıllardır vatandaşlarımıza hizmet veren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet asma köprülerinin ardından, ülkemizin en önemli prestij projeleri arasında yer alan Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü projesini hayata geçirdik. Boğazın altında ise karayoluyla geçiş için Avrasya Tüneli’ni, demiryoluyla geçiş için ise Marmaray’ı inşa ettik. İstanbul ile Türkiye’nin diğer büyük sanayi kentleri olan Kocaeli, Bursa, Manisa üzerinden İzmir’i; yüksek standartlı ve kesintisiz bağlayan ve Osmangazi Köprüsü’nü de içeren 426 km’lik İstanbul-İzmir Otoyolu’nu hizmete açtık. Marmara-Çanakkale Otoyol Projemiz kapsamında Çanakkale Boğazı’nın üstüne de Dünya’nın en büyük orta açıklıklı 1915 Çanakkale Köprüsü’nü inşa ettik” dedi.

Uzun Vadeli Projeler KÖİ Modeli İle Kısa Sürede Tamamlanıyor

Kamu-özel işbirliği proje modeline değinen Bakan Uraloğlu, “Türkiye’de ilk olarak Göcek Tüneli’nin yapımıyla başlayan bu model zaman içerisinde hayata geçen başarılı büyük ulaşım projeleri sayesinde dünyada ‘Türk Modeli’ olarak bilinmeye başladı. KÖİ modeli ile ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleşmesinde, kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör imkânları ve finansmanıyla yatırımların çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağladık. Yatırımın gerçekleştirilmesi ve işletme aşamalarında özel sektörün hızlı karar alabilme ve ileri teknoloji yeteneğini kullanıyoruz. 7 ile 20 yıl arasında tamamlanan projeleri KÖİ modeli ile 5 yıldan daha kısa sürelerde tamamlıyoruz. Bu projelerde; özel sektör dinamizmini, kamu deneyimini ve uluslararası finans kuruluşlarının mali desteğini bir araya getirerek risk paylaşımı sağladık ve projelerimizi hızla hayata geçirdik. Ayrıca KÖİ projelerimiz, orta ve uzun vadede devlete gelir getirme kapasitesine de sahiptir. Kuzey Marmara, İstanbul-İzmir ve Ankara Niğde Otoyolu gibi büyük Kamu Özel İşbirliği projelerini başarıyla yürüten Bakanlığımız bünyesindeki Karayolları Genel Müdürlüğümüz de; bu tür projelerin hazırlanma aşamasından kredi finansmanına, yapım çalışmalarından işin tamamlanmasına kadar tüm süreçlerde büyük tecrübe kazanarak bu alanda uluslararası bir otorite olmuştur” diye konuştu.

“Son olarak Libya’da meydana gelen sel felaketinde de gördüğümüz üzere özellikle iklim değişikliği, günlük yaşantımızı etkiliyor olmasının yanı sıra olumsuz ekonomik sonuçlara da yol açıyor ve bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, iklim krizinin ülkemiz ve dünyamız açısından verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz” İfadelerini kullanan Uraloğlu, “Bütünsel kalkınma odaklı vizyonumuz, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile de birçok ortak paydaya sahiptir. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planımızda; sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil denizcilik ve yeşil liman uygulamalarının; demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ile yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerine yer verdik. Yatırımlarımızı yeşil dönüşüm vizyonumuza paralel olarak hayata geçirmekteyiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimizle, karayolu taşımacılığını yüzde 72’den yüzde 57’ye düşürmeyi, demiryolu yük taşımacılığını da yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkarmayı planlıyoruz. Bu sayede karbon salınımında büyük oranda azalma sağlayacağız.” şeklinde konuştu.

Ulaştırma Projeleri Yeni Teknolojilerle Birleştiriliyor

Bakan Uraloğlu, “Dengeli bir yatırım stratejisi ile geleceğin ulaşım sistemlerini yönlendirerek akıllı ve otonom teknolojilerle donatacak, hızlı emniyetli yol altyapısını da tesis ediyoruz. Araçların birbirleri ve çevreleriyle veri transferi sağladığı otonom sürüş sistemleri için yeni gelişen mevzuat ve altyapıları oluşturuyoruz. Örneğin Malkara-Çanakkale Otoyolu ve özellikle 1915 Çanakkale Köprüsü üzerindeki tüm alt sistemler Zırhlı Fiber Optik Kablo Veri Ağı ile entegre edilmiştir. Yine, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda dünyanın en yüksek standartlarına sahip ulaşım sistemleri kullanılmaktadır. Trafik-yol güvenliğinin arttırılması, ücret toplama sistemlerinin sağlıklı şekilde işlemesi gibi süreçlerin geliştirilmesi için akıllı ulaşım sistemlerinden ve trafik mühendisliğinin tüm imkanlarından faydalanılmaktadır.” dedi.

Kırklareli’nde Yol Çalışmaları Sürüyor

Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesinde başlatılan yol yapım çalışmaları hızla devam ediyor.

Pınarhisar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri Nail German Caddesi’nde asfaltlama çalışmalarını yürütüyor.

Belediye Başkanı İhsan Talay, ekiplerin çalışmalarını takip ederek bilgi aldı.

İlçede yol yapım çalışmalarıyla ulaşımı daha güvenli ve konforlu hale getirdiklerini ifade eden Talay, çalışmaların hızla sürdüğünü belirtti.

Altyapısı tamamlanan her cadde ve sokağın yeniden inşa edildiğini dile getiren Talay, en kısa sürede tüm çalışmaları tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.

Kaynak: AA

ABD’de Konut Başlangıçları 2020’den Bu Yana  En Düşük Seviyesinde

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı, Ağustos ayına ilişkin konut başlangıçları istatistiklerini yayımladı. Buna göre; ABD’de konut başlangıçları, ağustosta yüzde 11,3 azalarak 1 milyon 283 bine geriledi.

ABD’de konut başlangıçları, ağustosta yüzde 11,3 azalarak 1 milyon 283 bine gerilerken, Haziran 2020’den bu yana en düşük seviyesine indi.

Buna göre, konut başlangıçları, ağustosta bir önceki aya kıyasla yüzde 11,3 azalarak 1 milyon 283 bine düştü.

Haziran 2020’den bu yana en düşük seviyesine inen ve beklentilerin altında gelen konut başlangıçlarının bu dönemde 1 milyon 440 bin olması öngörülüyordu. Konut başlangıçları, temmuzda yüzde 2 artışla 1 milyon 447 bin seviyesinde gerçekleşmişti.

Yıllık Yüzde 14,8 Düşüş

Ülkede konut başlangıçları, ağustosta yıllık bazda da yüzde 14,8 azaldı.

İnşaat izinleri ise ağustosta aylık bazda yüzde 6,9 artışla 1 milyon 543 bine çıkarken 10 ayın en yüksek seviyesini kaydetti. Piyasa beklentilerinin üzerinde gelen inşaat izinlerinin de bu dönemde 1 milyon 440 bin olması öngörülüyordu. İnşaat izinleri, temmuzda yüzde 0,1 artarak 1 milyon 443 bin seviyesinde gerçekleşmişti.

ABD’de inşaat izinleri, ağustosta yıllık bazda ise yüzde 2,7 azaldı.

Hindistan’da Güneş Enerjili Tren Ağı Genişletiliyor

2023 yılına kadar 20 gigawatt güneş enerjisi kapasitesine sahip olmayı hedefleyen Hindistan, güneş enerjili tren için yeni ihale kazandığını açıkladı.

1 milyar 425 milyonu aşkın nüfusuyla dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan, güneş enerjili tren yolculuğu ağını genişletiyor. İlk güneş enerjili trenlerini 2017 yılında kullanıma sunan ülke, proje başlangıcında yıllık 600 milyon dolardan fazla tasarruf hedeflediğini açıklamış ve o yıllarda 6 ay içinde güneş enerjili tren sayısını 24’e çıkaracağını duyurmuştu. Buna göre güneş enerjisi ile çalışan 24 adet trenin yılda sağladığı mazot tasarruf miktarı 84 bin ton, önlediği karbon salımı ise 225 ton idi.

Bugün artık güneş enerjili tren denildiğinde akla ilk gelen ülke konumunda yer alan Hindistan, demiryolu ağında büyümeye gideceğini duyurdu. Açıklamaya göre ülkedeki 18 demiryolu bölgesinden biri olan Merkez Demiryolu, ağı boyunca 81 noktada 1 megawatt güneş enerji ünitesi geliştireceğinin sözünü verdi.

“Daha Yeşil Gelecek İçin”

Times of India’nın haberine göre 170 yıl önce Hindistan’ın ilk yolcu demiryolu hattını işleten Merkezi Demiryolu şirketinin, Nagpur’daki Ajni’deki yeni bir elektrikli lokomotif barakasında 1 MW kapasiteli güneş enerjisi santrali için ihale kazandığı belirtildi.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Merkezi Demiryolları Halkla İlişkiler Sorumlusu Shivraj Manaspure, “Güneş enerjisi santrallerinin kurulumunu kolaylaştırmak için yaklaşık 2 bin 700 dönümlük (1.093 hektar) boş veya kullanılmayan demiryolu arazisi belirledik. Bu konumlar güneş enerjisi altyapısının geliştirilmesi için muazzam bir potansiyele sahip ve Hindistan demiryolunun karbon emisyonunun daha da azaltılmasına yardımcı olacak” dedi.

2030 yılına kadar 20 gigawatt güneş enerjisi kapasitesi hedeflediğini açıklayan Merkezi Demiryolları, yenilenebilir enerjide ulusal hedeflere ulaşmayı ve çevreci bir anlayışla ilerlemeyi amaçladığını duyurdu. Demiryolları Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre  ‘Solarizasyon’ sağlayan tren istasyonları Hindistan’ın ‘Atma-Nirbhar’ (kendi kendine yeten) olmasına yardımcı olacak. Bu kapsamda da Aralık 2023’e kadar yüzde 100 elektrifikasyona ulaşılması hedefleniyor.

Tarihteki İlk Güneş Enerjili Tren

Dünyanın ilk yüzde 100 güneş enerjisi ile çalışan treni, 2017 yılında Avusturalya’nın New South Waleseyaletinin kıyısında bulunanByron Baykasabasında yola çıkmaya hazırlanmıştı. Byron Bay Demiryolları Şirketi’nin, 1940 model eski treni restore etmesi sonucu icat edilen güneş enerjili tren, 100 yolcu kapasiteye ve iki vagona sahipti. 6,5 kW gücündeki güneş panelleri ile donatılan bu çevre dostu tren için 3 kilometrelik raylar yenilenmişti. Ayrıca tren üzerinde bulunan paneller trendeki77 kW/s’lik bataryayı besliyordu ve trenin yeterli güneş enerjisi toplayamadığı anlarda da çalışabilmesi için trenin hareket edeceği iki istasyonda da güneşten enerji alan30kWh’luk şarj üniteleri bulunuyordu.

Avrupa’da 2020’den Beri Kullanılıyor

Avrupa’da güneş enerjili trene geçiş süreci 2020 yılında yaşandı. SolarPower Avrupa Sözcüsü Bethany Meban, Avrupa genelinde demiryollarının yenilenebilir enerji kaynağı sağlamak için bir tür PPA sistemine sahip olmasının neredeyse standart hale geldiğini söyledi.

TEMFED Mersin Başkanı Canpolat: ‘’1 Milyonun Üzerinde Konut Üreterek Arz ve Talep Dengesini Yakalayabiliriz’’

Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED) Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Emlakçılar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sinan Canpolat, düşen konut satışlarına ilişkin, ‘’1 Milyonun Üzerinde Konut Üreterek Arz ve Talep Dengesini Yakalayabiliriz.’’ dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ağustos ayı konut satış istatistiklerine göre; Türkiye genelinde konut satış sayısı ağustosta geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 1,1 gerileyerek 122 bin 91’e, ocak-ağustos döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15,5 azalışla 797 bin 418 oldu.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED) Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Emlakçılar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sinan Canpolat, konut satışlarında düşüşün, bankalardaki konut kredi faiz oranlarının artışı, şehirlerdeki yabancı satış kotasının dolması ve inşaat maliyetlerinin artmasından dolayı yaşanan ekonomik krizin yansımalarından kaynaklandığını belirtti.

Dünya Gazetesi’nden Fahriye Kutlay Şenyurt’un haberine göre; Mersin’deki konut satışlarında yaşanan düşüşlerin nedenlerini de açıklayan Canpolat, “Akkuyu Nükleer Santralde çalışan Rusların ve Ukrayna-Rusya savaşından kaçan Ukraynalıların Mersin’e yerleşerek konut almalarıyla birlikte bölgesel kotanın dolması, Mersin’de yabancılara konut satışının durmasına neden oldu. Ayrıca ülke olarak ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Asgari ücretin 11 bin 400 TL olduğu bu dönemde konut kira fiyatları 10 bin TL’nin üzerinde seyrediyor. Durum böyle olunca düşük ve orta gelirli ailelerin konut olması zorlaştı ve konut satışları durma noktasına geldi.” diye konuştu. 

Bir diğer önemli konunun ise 1/1000’lik ve 1/5000’lik imar planının yıllar içerisinde hayata geçmemesi nedeniyle gayrimenkul sektörünü olumsuz etkilediğini söyleyen Canpolat, bu nedenle Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli ilçelerinde, müteahhitlerin ve vatandaşların inşaat çalışmalarına başlayamadığını söyledi. Canpolat, bu planların hayata geçmesiyle Mersin’deki konut açığında yüzde 80 azalma olacağına dikkat çekti.

“Yıllık Konut Açığımız 1 Milyonun Üzerinde”

Konut fiyatlarının ve kira artışlarının kontrol altına alınabilmesi için yerel ve merkezi yönetimlerin birlikte harekete geçerek konut seferberliğinin bir an önce başlatılması ve konut üretimine geçilmesi gerektiğini belirten Canpolat, “Depremden önce Türkiye geneli 1 milyon olan konut açığımız, 6 Şubat depremiyle 11 ildeki yıkımlarla beraber 1 milyonun üzerine çıktı. 1 milyonun üzerinde konut üreterek arz ve talep dengesini yakalayabiliriz.

Fakat ülkemizde özel sektör ve TOKİ’nin yapmış olduğu inşaatlarla ancak yıllık 100 ile 200 bin civarında konut üretimi gerçekleşiyor. Kentimizdeki yerel yönetimler, merkezi yönetiminin de desteğini alarak, kendi bünyelerindeki arazileri uygun fiyatlarla müteahhitlerle ve müteşebbislerle buluşturmalıdırlar. Hızlı, uzun vadede ve düşük taksitlerle konut üretilmesi bu açığı kapatacaktır.” ifadelerini kullandı.

Canpolat ayrıca, resmî gazete yayımlanan taşınmaz ilan düzenlemesine getirilen yeni yasa ile emlakçıların yetki belgesi ve sözleşmesi olmadan internet portallarında ilanlarını yayınlayamayacağını, böylece kaçak emlakçılığın da önüne geçileceğini, yeni düzenlemenin hem vatandaşı hem de emlakçıları koruyacağını sözlerine ekledi.

Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi Yüzde 59,24 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ağustos ayı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi’ni (YD-ÜFE) açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 59,24 aylık ise yüzde 1,95 arttı.

YD-ÜFE, 2023 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,95, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 48,50, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 59,24 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,86 arttı.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 54,28, imalatta yüzde 59,33 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 50,89, dayanıklı tüketim malında yüzde 65,91, dayanıksız tüketim malında yüzde 60,55, enerjide yüzde 44,19, sermaye malında yüzde 69,54 artış olarak gerçekleşti.

İmalatta Yüzde 1,94 Artış Gözlendi

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,17, imalatta yüzde 1,94 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 0,81, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,84, dayanıksız tüketim malında yüzde 1,87, enerjide yüzde 7,93, sermaye malında yüzde 1,92 artış olarak gerçekleşti.

Yıllık YD-ÜFE’ye Göre 12 Alt Sektör Daha Düşük, 13 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

YD-ÜFE sektörlerinden basım ve kayıt hizmetleri yüzde 40,01, ana metaller yüzde 41,45, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 44,19 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 82,84, makine ve ekipmanlar b.y.s. yüzde 79,98, tütün ürünleri yüzde 75,89 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık YD-ÜFE’ye Göre 16 Alt Sektör Daha Düşük, 9 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

YD-ÜFE sektörlerinden basım ve kayıt hizmetleri yüzde 6,54, tütün ürünleri yüzde 4,11, kağıt ve kağıt ürünleri yüzde 0,94 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 7,93, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 3,99, mobilya yüzde 3,61 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Kadıköy Belediyesi Caferağa’nın Ekolojik Dönüşümünü Başlattı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kadıköy Belediyesi ve WRI Türkiye iş birliğinde Marmara Belediyeler Birliği Sokak Dönüştürme Projesi’nin açılış etkinliği yapıldı. Caferağa ilçesinde yeşil alanların artırılması hedeflenen proje ile dönüşüm başladı.

Mehmet Ayvalıtaş Meydanı ile meydana açılan sokağın tasarım ve düzenlemesinin halkın ihtiyaç ve beklentilerine göre yapıldığını, sürdürülebilir bir çevre yaratılmasının amaçlandığını belirten Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı şöyle konuştu: “Global Designing Cities Initiative ve Superpool gibi önde gelen global kent tasarımı inisiyatiflerinin desteğiyle yürütülen Marmara Belediyeler Birliği’nin ‘Sokak Dönüştürme Programı’na kabul edildik. Bu programın amacı, belediye olarak bize kapasitemizi geliştirecek eğitim ve mentörlük süreçleri sağlayarak sürdürülebilir bir çevre yaratmak ve yerel toplulukların yaşam kalitesini artırmak için yaya ve çocuk dostu kamusal mekanlar tasarlanmasına destek olmak. Kadıköyümüzdeki bu dönüşümün diğer belediyeler için de örnek olmasını diliyoruz.”

WRI Türkiye Direktörü Dr. Güneş Cansız, “WRI Türkiye olarak bünyesinde yer aldığımız WRI Ross Center for Sustainable Cities, ‘Derinlemesine Çalışma Programı’nı, ülke ofislerinin aktif olarak faaliyet gösterdiği 20’den fazla dünya şehrinde başlattı. Bunların arasında İstanbul da var. Program, bu şehirlerde bütünleşik bir planlama yaklaşımını, temel hizmetlere erişimi, araştırma ve bilgi, kapasite geliştirme ve kent verileri gibi temel stratejileri dahil ederek iş birliğini güçlendirmeyi teşvik ediyor. ‘İstanbul Derinlemesine Çalışma Programı: İstanbul Mahalle Odaklı Aktif Ulaşım Planlama’ çalışmamız için Caferağa Mahallesi pilot alan seçildi. Caferağa için yaşanabilir mahalle konsepti kılavuzu hazırlayacağız. Bu çalışmamızı da Kadıköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürütmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Caferağa, ‘Düşük Emisyon’ Bölgesi Seçildi

Projeye destek veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanı Utku Cihan ise “Dünyada nüfusu 16 milyonu geçen mega bir kentte ilk kez yapılan ‘İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı’nda Caferağa Mahallesi düşük emisyon bölgesi olarak planlandı. Bu nedenle ‘Sokak Dönüştürme Programı’nın Caferağa’da hayata geçirilmesi, bu tür çalışmaların örneklendirilmesi ve uygulanması açısından çok önemli” vurgusunu yaptı.

Ayrıca, Marmara Belediyeler Birliği’nin ‘MARUF (Marmara Urban Forum) on The Go’ etkinlikleri kapsamında, Kadıköy Belediyesi, WRI Türkiye, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Global Walkability Correspondents Network ortaklığında ‘Yaşanabilir Mahalle Tasarımı için Yaklaşım Geliştirme’ etkinlikleri gerçekleştiriliyor.

Bina Tamamlama Sigortası’nda Düzenlemeye İhtiyaç Var

Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, bina tamamlama sigortasının ülke genelinde yaygın hale gelebilmesi için düzenlemeye alınması gerektiğini söyledi.

2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’a (OVP), bina tamamlama sigortası da girdi. Program döneminde bina tamamlama sigortasının yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecek. Sigortanın oto denetim rolü hayata geçirilerek inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin yapı sorumluluk sigortası yaygınlaştırılacak.

Hürriyet Gazetesi’nden Noyan Doğan’ın haberine göre; Bina tamamlama sigortası halen uygulanıyor. Özellikle Ankara’da, kentsel dönüşüm kapsamında bazı belediyelerin projelerinde binan tamamlama sigortası uygulandı ve konutlar hak sahiplerine teslim edildi. Sigorta, konut sahibi olacakları ve inşaat firmalarını koruyor. İnşaat projesinin başında müteahhit sigorta yaptırabileceği gibi kentsel dönüşüm kapsamında binasını dönüştürmek isteyen konut sahipleri de müteahhitten bu sigortayı isteyebiliyor.

Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, bina tamamlama sigortasının yaygın olabilmesi için düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. 

Yaşar, bina tamamlama sigortasının 2018’den beri uygulandığını, ancak sigorta sürecinde bazı sıkıntılar olduğunu vurgulayarak, sigortanın Ticaret Bakanlığı kapsamında uygulamaya girdiğini ve maketten konut satışına yönelik uygulamaya alındığını, ancak bugün gündemde kentsel dönüşümün olduğunu söyledi. 

‘’Gerekli Düzenlemeler Yapılırsa Bina Tamamlama Sigortasının Önünde Engel Kalmayacak’’

Yaşar, şu açıklamaları yaptı: 

“Kentsel dönüşüm Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konusu. Bakanlık da bina tamamlama sigortasının kullanılabilmesi için düzenleme beklentisi içinde. Bu konuda Türkiye Sigorta Birliği, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen çalışmalar tamamlandı. Bir paket halinde SEDDK’nın yayımı için kendilerine sunduk. Sanıyorum kısa süre içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın beklediği düzenlemeler gerçekleştirilecek ve önündeki engeller kalkacak. Bir engel de bankalar karşısında haksız rekabete uğramamak adına vergi ve harç istisnası getirilmesi. Sanıyorum bu iki düzenleme yapıldığında bina tamamlama sigortasının önünde engel kalmayacak.”

Tatvan Çevre Yolu Projesinde Çalışmalar Aralıksız Sürüyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Bitlis-Van karayolunda başlatılan Tatvan Çevre Yolu projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Geçen yıl, olumsuz hava koşulları nedeniyle ulaşımda aksama yaşanmaması için Bitlis-Diyarbakır karayoluna 900 metre uzunluğunda viyadük inşa eden Karayolları Genel Müdürlüğü, Bitlis-Van karayolunda da trafiğin güvenle akışını sağlamaya çalışıyor.

Bu kapsamda Karayolları Genel Müdürlüğünce, uzunlukları 1236 ve 1270 metre olan çift tüplü 2 tünel ve köprü bulunan 10 bin 200 metre uzunluğundaki Tatvan Çevre Yolu Projesi hazırlandı.

2019’da Tatvan ilçesindeki Dalda köyü yakınlarında başlatılan çalışmalar, bölgede 100 işçi ve 20 teknik personelle yürütülüyor.

Şu ana kadar 1270 metre uzunluğundaki çift tüplü “T2 Tüneli”nde 1100 metre kazı destekleme çalışması yapıldı.

Çevre yolunun tamamlanmasıyla sürücüler ve yolcuların Tatvan ilçesindeki trafik yoğunluğuna takılmadan daha güvenli şekilde seyahat etme imkanına kavuşması planlanıyor.

Tünel Projesi 2 Bin 540 Metre Uzunluğunda

Konuyla ilgili konuşan Karayolları 11. Bölge Müdürü Hasan Ali Arslan, doğu-batı aksında yer alan Tatvan Çevre Yolu’nun önemli bir geçiş noktası olduğunu söyledi.

Hayata geçirilen projenin trafiğin rahatlamasını, elverişli ve güvenli şekilde akmasını sağlayacağını belirten Arslan, “10 bin 200 metre olan çevre yolu projemizde çift tüplü 2 tünel ve bir köprümüz mevcut. Çift tüplü T2 tünelimizin uzunluğu 1270 metre. Bu 2 bin 540 metreye tekabül ediyor. Bunun yaklaşık 1100 metresinde kazı destekleme işlemlerini tamamladık. Geriye 1440 metre kalıyor. Çalışmalarımız bu doğrultuda devam ediyor. Yine çift tüplü T1 tünelimizin uzunluğu 1236 metre.” dedi.

Yolun, sınır kapılarını batıya bağlayan güzergahta yer alması açısından da çok önemli olduğuna işaret eden Arslan, Kapıköy, Esendere, Umurlu ve Üzümlü sınır kapılarından gelen araçların batıya giderken bu güzergahtan geçeceğini kaydetti.

“Yaklaşık 10 kilometre olan Tatvan şehir içi geçişini şu anda 45 dakikada yapabiliyoruz ama yolun tamamlanmasıyla 5 dakikaya düşecek. Yolu en kısa sürede tamamlamayı planlıyoruz. Tatvan merkezinde 2 gidiş, 2 geliş olmak üzere 4 şeritli yolumuz var ama araç parklarından dolayı yol, tek şerit çalışıyor.” diyen Arslan, bunun da trafiğin aksamasına neden olduğunu belirtti.

Çevre yolu tamamlandığında ise trafiğin sürekli akacağını anlatan Arslan, daha rahat bir trafik sağlanacağını söyledi.

Arslan, “Zorlu coğrafyayı tünelle geçeceğiz. Bölgedeki yolların yüzde 30’u bitümlü sıcak karışım asfalta kavuştu. Yolların standardını yükselttik. Tatvan şehir merkezinden günde yaklaşık 25 bin araç geçişi oluyor. Çevre yolunu yaparak oradaki trafiği rahatlatacağız. 10 bin civarında aracı buraya alacağız. Mevsim ve çalışma koşullarına bağlı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi en kısa zamanda yolumuzu tamamlayacağız.” diye konuştu.

Karpuzlu Yeni Hükümet Konağı İnşaatı Devam Ediyor

Aydın’ın Karpuzlu ilçesinde hayata geçirilen yeni Hükümet Konağı projesinde inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Aydın Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından Karpuzlu Hükümet Konağı yapım işi için geçtiğimiz 24 Mayıs’ta ihaleye çıkıldı. İhaleyi kazanan yüklenici firmaya yer tesliminin ardından iş makineleri yeni hükümet konağı inşaatı için Karpuzlu Devlet Hastanesi’nin yanındaki alanda Temmuz ayında çalışmalara başladı. 

2024’te Hizmete Açılacak

Temmuz ayından bu yana süren inşaat çalışmaları çerçevesinde yeni hükümet konağı yükselmeye devam ediyor. Toplamda 3 bin 138 metrekarelik alanda 2 katlı yapıdan oluşacak olan ve ilçedeki tüm kamu hizmetlerini tek çatı altında toplayacak olan Karpuzlu Hükümet Konağı’nın inşaatının 2024 yılının ikinci yarısında tamamlanarak binanın hizmete açılması hedefleniyor.

Karpuzlu yeni hükümet konağı projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Moskova Metrosu’nun Dördüncü Hattı Açıldı

Moskova Metrosu’nun 4. hattı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından hizmete açıldı

Dünyanın en eski ulaşım ağları arasında sayılan Moskova Metrosu’nun şehir içi ulaşım projesi MCD’nin 86 kilometrelik en uzun hızlı transit hattı açıldı. Bu hat, karayollarındaki araç trafiğini azaltırken, yolculara da uygun seyahat imkanı sunuyor. 

Moskova Metrosu’nun şehir içi ulaşım projesi MCD’nin (Moscow Central Diameters) dördüncü hattı (MCD-4) hizmete açıldı. Yeni banliyö hattı, Rusya’nın başkentini batıdan doğuya doğru keserken, metropolün yedi merkezi demiryolu istasyonunu da birbirine bağlıyor. Bu sayede yolcuların seyahat süreleri kısalırken, yeni ve konforlu hizmetlerden daha düşük ücretlerle yararlanabiliyor. 

Moskova Şehri Ulaştırma ve Karayolu Ulaşımının Altyapısının Geliştirilmesi Dairesi Başkanı Maksim Liksutov konuya dair, “Yeni hattın açılışını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin yaptı. MCD-4, Moskova’nın 20’den fazla bölgesini ve Moskova banliyölerindeki 4 şehri birbirine bağlıyor. Metronun 2023 sonunda günlük 260 ila 270 bin kişilik ekstra yolcu kapasitesi ile uzun yıllar kullanılacağını öngörüyoruz” dedi. 

Bugüne kadarki en uzun hızlı transit sistemi oldu

86 kilometrelik MCD-4 hattının Moskova Metrosu transit hatları içindeki en uzun hat olduğu açıklandı. MCC (Moscow Central Circle) ve diğer MCD hatlarına 38 transfer noktasıyla bağlantılı 36 istasyona sahip olan MCD-4’e yakın zamanda iki istasyon daha ekleneceği duyuruldu. Hattın istasyonlarının %67’si (24) Moskova’nın ulaşım merkezleri haline gelirken, kentsel mobilite sistemlerinin yüksek standartlarını da karşılıyor.

Seyahatleri yolcular için konforlu kılıyor

Moskova Metrosu’nun MCD-4 hattında seferler, yoğun saatlerde 5,5 dakikada bir yapılıyor ve yeni tarife sistemiyle yolculuk ücretleri 3 kat düşerek 200’den 65 rubleye iniyor. Yolcular, 2020 ve 2021’de Ulaşım Biletleme Ödülü’nü kazanan gelişmiş biletleme sistemi sayesinde, bazı güzergahlardan MCC ve diğer MCD hatlarına 90 ila 120 dakika içinde ücretsiz bir şekilde geçiş yapabiliyor. 

İlk hat 2021’de hizmete açılmıştı

MCD, Moskova metropolünde kesintisiz bir alan yaratan, Rusya ve dünyadaki kentsel mobilite projelerinden biri olarak öne çıkıyor. İlk iki dairesel hat, 2 yıl gibi kısa bir sürenin ardından 21 Kasım 2019’da, üçüncü hat ise geçtiğimiz ay hizmete açılmıştı. Lansmanlarından bu yana 600 milyondan fazla yolcu MCD hatlarını kullanarak seyahat etti. İlkbaharda, dünyanın en uzun metro halkası olan BCL’nin (Big Circle Line) tamamı da faaliyete geçti. 

Vaat Holding Otel Yatırımlarını Hızlandırdı

Vaat Holding, Trabzon ve Antalya’da bulunan Misal Hotels isimli otel zincirlerine yenisini eklemeye hazırlanıyor. Şirket, İstanbul’da 2 yeni otel daha inşa edecek.

Vaat Holding, İstanbul’da Şişli ve Güneşli – Basın Ekspres güzergahında hayata geçireceği oteller ile turizm – otelcilik alanındaki faaliyetlerine yakın vadede 90 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirecek.

İlk Otel 2024’te Hizmete Açılacak

Faaliyette bulunduğu tüm sektörlerdeki yatırımlarına ağırlık verdiklerini belirten Vaat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yaman Hacıibrahim; “Sanayi, inşaat ve gıda sektörlerindeki yatırımlarımızı arttırırken turizm ve otelcilik alanındaki Misal Hotels markamızı da Türkiye genelinde 25 noktaya ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu anlamda Trabzon ve Alanya’dan sonra İstanbul’da açacağımız iki yeni otelin ardından farklı illere de markamızı taşımayı amaçlıyoruz. İstanbul Şişli ve Güneşli’de Vaat Yapı tarafından inşası devam eden otellerimizin ilkini 2024 yılı ortasında hizmete almayı planlıyoruz. Vaat Holding’in temel faaliyet alanları arasına aldığımız turizm ve otelcilik sektörü önümüzdeki süreçte büyümemizi sürdüreceğimiz ana başlıklar arasında yer alacak.” dedi.

‘’Dünyada Örnek Teşkil Edecek Bir Marka Olmasını Hedefliyoruz’’

Vaat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yaman Hacıibrahim; “Misal Hotels markamızın temelinde ilkeli ve kaliteli hizmet anlayışı ile alanında örnek teşkil edecek bir yaklaşım yatmaktadır. Türkiye’de temelleri atılarak büyümesini sürdüren Misal Hotels markasının öncelikle ülke geneline yayılması ve gelecekte de otel işletmeleri alanında dünyada örnek teşkil edecek bir marka olmasını hedefliyoruz.” sözleriyle açıklamalarını tamamladı.

EGİAD Enerji Verimliliği İçin Yola Çıktı 

İş dünyasının artan enerji maliyetlerinden ötürü çıkmaza girmemesi için çözüm yolları arayan Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), enerji verimliliği çalışmalarının düzenlenmesi konusunda üye firmalara hizmet verebilmek amacıyla ofisi İzmir İZQ Girişimcilik Merkezi’nde bulunan enerji yönetimi platformu Apollo’yla iş birliği çalışmalarına başladı.

Endüstriyel enerji yönetimi platformu Apollo’yla en büyük işletme giderlerini azaltmak için yola çıkan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği adına gerçekleşen seminere Apolla firmasını temsilen Nida Perk – Pazarlama Yöneticisi, Süleyman Atlas – Operasyon Yöneticisi, Nurten Çay – Satış Yöneticisi katılım gösterdi. Toplantının açılış konuşması gerçekleştiren Genel Sekreter Prof. Dr. Fatih Dalkılıç, sürdürülebilir bir Dünya için enerji tasarrufunun büyük önem kazandığına dikkat çekerek, “Enerji tasarrufu hepimiz için büyük önem taşıyor. Küresel ısınma, sanayileşme ve artan dünya nüfusu sonucu enerji açığı büyürken, enerji kaynakları da buna bağlı olarak hızla tükendi. Enerji darboğazının aşılması ve enerjinin daha verimli kullanılması için herkese büyük sorumluluklar düşüyor” dedi. Endüstri 4.0 perspektifinde, Dünya’da ve Türkiye’de dijitalleşme sürecinde tesislerin tüketim trendlerine en uygun analizler ve izlemeler sonucunda operasyonel ve maliyet verimliliğinin artırılması için çalıştıklarını dile getiren Dalkılıç, “Endüstriyel enerji yönetimi platformu Apollo’yla en büyük işletme giderlerimizi azaltmak için yola çıktık. Apollo, Türkiye’nin dijital enerji platformu girişimleri arasındadır. Bulut tabanlı olan bu platform, fatura kontrolü, optimizasyon ve tahminleme için tasarlanmıştır. Cihaz veya donanım kurulumuna ihtiyaç duymadan kolay entegrasyon sağlar, geçmiş ve anlık tüketim verilerini izlemenizi ve elektrik faturanızın doğruluğunu kontrol etmenizi sağlar. Apollo, gerçek zamanlı doğrulama ile elektrik tüketiminin maliyetini düşürmeye yardımcı olur, anormal tüketimleri ve reaktif cezaları anlık olarak tespit ederek gelişmiş alarmlarla sizi bilgilendirir. Kullanıcı dostu web tabanlı arayüzü ve gelişmiş grafikleri sayesinde şirket çalışanlarının enerji takibini daha pratik hale getirir, enerji verimliliğini artırarak maliyet tasarrufu sağlar ve çevreyi korur. EGİAD’a özel indirimle bu imkanlardan yararlanacağız” dedi.

Elkom Teknoloji’nin ürünü olan Apollo, tüm enerji giderlerini tek bir platform üzerinden izleyerek, optimize ediyor ve enerjide dijitalleşiyor. Ayrıca, Apollo One, Apollo IoT ve Apollo Pro yazılımları sayesinde enerji maliyetlerinde %30’a varan avantaj sağlaması ile de biliniyor. Elkom, onlarca yıldır binlerce tesisin karşılaştığı enerji – elektrik sorunlarını ve zorluklarını farklı tecrübeler edinerek bu tecrübeler ışığında, enerji izleme prosedürü uyguluyor. 

Apolla adına sunum gerçekleştiren Apolla ekibi ise, farklı sektörlerdeki müşterileri için Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi ile tüketim trendlerini anlık ve geleceğe dönük analizlerle tesislerin 360 derece tek platformdan enerji izlemesini sağladıklarını belirterek, “Tesisler için en büyük gider kalemlerinden biri olan elektrik tüketiminin gerçek zamanlı doğrulamasını sağlayarak kwh’de değişiklik olmasa dahi maliyetleri düşürüyoruz. Gelişmiş ve kişiselleştirilebilen alarmlar tüm olağan dışı tüketimleri anlık olarak tespit ediyor, operasyonel ve kişi bazlı hataların önüne geçiyor. Gelişmiş grafik ve kullanıcı dostu ara yüzüyle multi-disipliner enerji çalışma alanı sağlayarak, dijital dönüşüm evresindeki şirket çalışanlarının üretkenliğini arttırıyor, enerji takibini daha pratik hale getiriyor. Ayrıca Türkiye’nin ilk bulut tabanlı fatura kontrol, optimizasyon ve tahminleme platformu olarak da faaliyet göstermekteyiz. Altyapı ve donanım maliyeti olmadan kolay entegrasyonla, geçmiş tüketim verilerini kullanılarak hesaplanan işletme karakteristiğine en uygun, elektrik tarifesi avantajını sunuyoruz. Tahminleme ve Operasyonel Verimlilik Sistemi ile gereksiz tüketimlerin önüne geçiyor, enerjiyi en verimli şekilde kullanarak tüketimleri ve karbon emisyonunu azaltıyor, maliyet tasarrufu sağlarken çevreyi de koruyoruz” şeklinde konuştular.

Ticari Gayrimenkul Satışlarında Hareketlilik Var

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Emre Bilgiç, “Ofis ve ticari ünitelerin satışlarında büyük bir hareketlilik başladı. Arz talep dengesinin olumlu seyrettiğini gözlemliyoruz. Ancak bu talep devam ederse, denge bozulabilir, fiyatlar artabilir.” dedi.

Ticari gayrimenkullerin yatırımcılar için güvenli bir liman olduğunu belirten Bilgiç, “Pandeminin etkisinin azalmasıyla ticari gayrimenkullere ilginin arttığını gözlemlemiştik. Bu dönemde ciddi bir büyüme kaydeden e-ticaret sektörü de ticari alanların depo ve lojistik olarak kullanılarak talebi büyüttü” dedi.

Diğer bir yandan ticari gayrimenkullerin değer artış potansiyeline de vurgu yapan Bilgiç, “Kira getirileri ve istikrarlı gelir akışı sunması bakımından iş insanlarının yanı sıra yatırımcılarda da konutun dışında ticari gayrimenkullere talebi gözlemliyoruz” diye konuştu.

İstanbul’da dönüşmeyi bekleyen 300 bin ticari ünite olduğunun da altını çizen Bilgiç, “Depreme dayanıklı gayrimenkul ihtiyacı ve daha sürdürülebilir ve modern iş alanları arayışı da yine piyasa hareketliliğinin sebebi olarak ortaya çıkıyor ve ticari projelere yeni bir ivme kazandırıyor” şeklinde konuştu.

AKTİM Çarşı ve AKTİM Ofis Projesinin Lansman Öncesi Yüzde 16’sı Satıldı

Son 7 yılda 7 milyar 100 milyon TL’lik yatırımla konut ve ticari gayrimenkul projelerine imzasını atan Bilgiçler Yapı, AKTİM1, AKTİM2 ve AKTİM3 projeleriyle adından söz ettirdi. 2016’dan itibaren 141 bin m2’lik ticari gayrimenkul hayata geçiren Bilgiçler Yapı, yeni projeleri AKTİM Çarşı ve AKTİM Ofis’in inşasına başladı. Bilgiçler Yapı olarak Bayrampaşa’da 22 bin metrekarelik arazi üzerine konumlanan toplam 332 ofis ve ticari dükkanlardan oluşan AKTİM Çarşı ve AKTİM Ofis projelerinin “ustalık eseri” olduğunu söyleyen Bilgiç, “Projemizi 3 ay önce hayata geçireceğimizi, Eylül ayında lansmana çıkacağımızı duyurmuştuk. Henüz lansmana çıkmadan, daha önceki projelerimizden alışveriş yapan yatırımcılarımız ve projelerimizi takip eden müşterilerimiz tarafından yoğun taleple karşılaştık. Projemizdeki ticari ünitelerin şimdiden yüzde 16’sını lansman öncesi sattık” diye konuştu.

Projeye yoğun ilgi gösteren iş insanlarının arasında ilk defa ticari gayrimenkul satın alacak kişilerin de olduğunu kaydeden Bilgiç, “Ticari gayrimenkullerin geri dönüşüm süresi olarak en çok kazandıran yatırım araçlarından biri olması da, yine yatırımcıların projelerimize yönelmesine sebep oluyor” diyerek açıklamalarını tamamladı.

Konut Sektörü Yapay Zekânın Avantajlarından Yararlanabilmeli

Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, son dönemde küresel çapta kullanımı giderek artan yapay zekâ çözümlerinin konut sektörü için de artılar yaratacağını ve sektörün yapay zekânın avantajlarından mutlaka yararlanması gerektiğini açıkladı.

Fenercioğlu, VR gözlükler ile daha projeye başlamadan yapının içerisinde gezebilecek bir sanal dünya yaratma adımı attıklarının da bilgisini verdi.

Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu,yapay zekânın gayrimenkul ve inşaat sektöründe hızla kendine bir yer edinmeye başladığının altını çizerek, “Bundaki en büyük etken de insan hatasının sıklıkla karşımıza çıktığı, geri dönülmez sonuçlara yol açtığı bir sektörde olmamız. Gayrimenkul sektöründe veri analizi ve pazarlama stratejilerinde yapay zekâ kullanımı etkin bir rol oynayarak müşteriyi ve yatırımcıyı daha pratik ve hızlı bir şekilde doğru sonuca yönlendiriyor. Fenercioğlu A.Ş. olarak bu yeni döneme giriş yaptık. İnternet sitemizden ve VR gözlükler ile daha projeye başlamadan yapının içerisinde gezebileceğiniz bir sanal dünya yaratma adımı attık. Özellikle gayrimenkul sektöründe yapay zekânın aktif kullanımı artmalı ve sektör yapay zekânın avantajlarından yararlanmalı.” dedi.

Yapay zekânın diğer sektörlerdeki hızlı etkileşiminin inşaat sektörünü ve mühendisliğini de etkilediğinizi sözlerine ekleyen Fenercioğlu, “Bina kalitesi, inşaat maliyet tahmini, inşaatta yüklenici seçimi ve iş kazalarının riskini azaltmak gibi birçok alanda insanın hata payını azaltmak, daha hızlı ve doğru sonuca ulaşmak için yapay zekâ kullanılabilir durumda. Türkiye’de gayrimenkul sektöründe yapay zeka reklam ve pazarlama, veri analizi ve risk analizinde de kullanılmaya başlandı. Müşteriye sanal mülk turları, gayrimenkul danışmanlarına yapay zekâ destekli kişisel asistan uygulamaları vb. örneklerle yapay zekâ sektörde yerini alıyor. Müşteriyi analitik ve görsel şekilde tatmin ederek, satış oranlarında artışlar yaşanmakta. Yatırımcı ise risk oranlarında daha kesin rakamlar görerek hızlı aksiyon alabiliyor, zararına olacak yatırım projelerinden kaçabiliyor. Gayrimenkul sektöründe yapay zekâ kullanımı için harcanan ciro yıllar içerinde artış gösterdi ancak yapay zekânın kurumlarında maliyetlerini düşürerek birbirini dengeledi. Daha net etkileri ilerleyen zamanlarda daha iyi gözlemleyebileceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Merkez Bankası Temmuz Ayı Konut Fiyat Endeksi Verilerini Açıkladı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Temmuz ayına ilişkin Konut Fiyat Endeksi’ni (KFE) açıkladı. Buna göre konut fiyatlarındaki artış yüzde 94,7 oldu.

TCMB verilerine göre temmuz ayında konut fiyatları bir önceki aya göre yüzde 7,33 arttı. Haziran ayında aylık artış yüzde 4,90 olarak kaydedilmişti.

3 Büyükşehirde Fiyatlar Arttı

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2023 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 6.8, 8.1 ve 5.5 oranlarında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 82.7, 105.2 ve 97.1 oranlarında artış gösterdi.

100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı İstanbul’da 3 milyon 958 bin TL, Ankara’da 1 milyon 980 bin TL, İzmir’de ise 3 milyon 067 bin TL oldu.

Temmuz ayında konut fiyatlarının en çok arttığı yer; Zonguldak, Karabük ve Bartın illerini kapsayan bölge oldu. Bu bölgede konut fiyatları yıllık yüzde 130.1 arttı.

Çankırı, Kastamonu, Sinop bölgesinde fiyatlar yüzde 120 artarken Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan bölgesinde fiyatlar yüzde 125.1 arttı.

Konut Satışlarında Yüzde 15,5’lik Düşüş

Emlakjet tarafından yayımlanan Türkiye geneli konut satış verilerine göre 2023’ün ilk 8 ayında satışlar yüzde 15,5 düşerek 797 bin 418’e geriledi.

Emlakjet’in açıkladığı verilere göre; Ağustos’ta konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1 azalarak 122 bin 91 adet olurken, ocak-ağustos döneminde yüzde 15,5 düşüşle 797 bin 418’e geriledi.

İpotekli konut satışları ağustosta yüzde 26,1 azaldı. Toplam içerisinde ipotekli satışların payı yüzde 13,4 olarak gerçekleşti.

Satılık Konutlar En Çok Aranan Oldu

Emlakjet verilerine göre ağustos’ta Türkiye genelinde satılık konut fiyatları önceki aya göre yüzde 2 artarken, kiralık fiyatlarında yüzde 4 yükseliş görüldü. Haziranda öne geçen kiralık aramaları, temmuzda yarı yarıya gerçekleşmişti. Ağustosta aramaların yüzde 52’si satılık, yüzde 48’i ise kiralık konut için yapıldı.

En çok konut aranan iller arasında İstanbul ilk sırada yer alırken, onu Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Konya, Mersin, Balıkesir, Aydın ve Muğla izledi.

İlçeler arasında en çok arama yapılanlar ise Beylikdüzü, Keçiören, Mamak, Sincan, Çankaya, İzmir Buca, Bursa Osmangazi, Adana Seyhan, Gaziantep Şahinbey, Balıkesir Edremit şeklinde sıralandı.

Satılık Konut Arayışı Arttı

Emlakjet’in ağustos ayına yönelik gerçekleştirdiği özel araştırmada ise satılık/kiralık konut tercihleri gözlemlendi. Katılımcıların yüzde 46’sı satılık konut arayışındayken, yüzde 40’ı ise kiralık konut aradığını belirtti. Arsa veya arazi arayanların oranı ise yüzde 10,1 oldu.

Katılımcılar gayrimenkul satın alırken yüzde 40,4 ile en çok fiyat/yatırım getirisine dikkat ettiklerini belirtti. Ayrıca katılımcılar gayrimenkul satın alırken yüzde 46,4 ile öncelikli olarak kendi yaşam alanını oluşturma başlığını seçerken, yatırım yapmak seçeneği ise yüzde 25,3 oldu.

Kiralık ev arayanların yüzde 50’si bütçelerinin 8 bin TL ve altı, yüzde 25,9’u ise 8-15 bin TL aralığı, yüzde 9,7’si ise 30 bin TL ve üzerinde olduğunu belirtti.

‘Konut Fiyatlarındaki Artış Hız Kesti’

Emlakjet Üst Yöneticisi (CEO) Tolga İdikat, her yıl ağustos ayında üniversite döneminin yaklaşması nedeniyle kiraların arttığını bildirdi.

İdikat, şöyle devam etti: “Öte yandan haziranda ilk defa yaşadığımız kiralık konut arayışının satılık konutların önüne geçmesi sonrasında temmuzda oranlar dengelenmişti. Ağustosta ise satılık konut aramalarının yeniden arttığını ve kiralık konut arayışının önüne geçtiğini gözlemledik. Satılık konut fiyatlarındaki artışın, ağustos ayında yavaşlamasının bunda önemli bir etkisi olduğunu söylemek mümkün. Fiyatlarda artışın hız kesmesiyle yatırım için alan arayanlar konuta yönelmeye başladı.”

İlk Konut İçin Yüzde 1,20 Faiz Oranlı Kredi Gündemde

Hazine arazilerinin konut imarına açılacağının duyurulmasının ardından düşük faizli konut kredisi verilmesi de gündeme geldi. Hükümetin ilk konut için 1,20 faiz oranlı kredi hazırlığında olduğu konuşuluyor.

Sabah’tan Hazal Ateş’in haberine göre ilk evini alana kamu bankaları aracılığıyla düşük faizli kredi desteğinin ekim ayında Meclis’in açılmasıyla birlikte hayata geçmesi bekleniyor.

Hedef kitlesi dar ve orta gelir grubu aileler olan yeni kredi kampanyasıyla kira öder gibi ev sahibi olmaları imkânı sağlanacak. Yeni sosyal konut projeleri geliştirilerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkânı arttırılacak.

Uygun Faizli Kredi Hangi Konutları Kapsayacak?

Kamunun uygun koşullarda sağladığı konut kredileri ilk kez konut edinimini destekleyecek, dar ve orta gelirli vatandaşlar için belirli standartlarda ve uygun fiyat aralığında olacak şekilde yeni başlayan projelere tesis edilecek.

Yeni Kampanyadaki Faiz Koşulları Neler?

Dar gelirlilerin ilk konutları için planlanan yüzde 1.2 faiz ve 180 ay vade seçeneği, mevcut tabloya göre faiz yükünü yüzde 70 azaltacak.

Bankalar şu an konut kredisinde aylık ortalama yüzde 3.23 faiz uyguluyor. Bu orana göre 180 ay vadeli 2 milyon TL kredi çekildiğinde aylık ödeme 64 bin 812 TL, toplam ödemesi ise 11 milyon 666 bin TL oluyor. Mevcut durumda 9 milyon 666 bin TL faiz yükü doğuyor. 

Eğer aynı vadede faiz yüzde 1.2’ye çekilirse, 2 milyon liranın aylık ödemesi 27 bin 174 liraya, toplam ödemesi 4 milyon 891 bin liraya, faiz yükü ise 2 milyon 891 bin liraya geriliyor.

OVP İle Sigortacılar da İnşaat Çalışmalarını Denetleyebilecek

2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’a (OVP), bina tamamlama sigortasının dahil edilmesiyle birlikte sigortacıların da inşaatları denetleyebileceği açıklandı.

Program döneminde bina tamamlama sigortasının yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecek. Sigortanın oto denetim rolü hayata geçirilerek inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin yapı sorumluluk sigortası yaygınlaştırılacak.

Bina tamamlama sigortası halen uygulanıyor. Özellikle Ankara’da, kentsel dönüşüm kapsamında bazı belediyelerin projelerinde binan tamamlama sigortası uygulandı ve konutlar hak sahiplerine teslim edildi. Sigorta, konut sahibi olacakları ve inşaat firmalarını koruyor. İnşaat projesinin başında müteahhit sigorta yaptırabileceği gibi kentsel dönüşüm kapsamında binasını dönüştürmek isteyen konut sahipleri de müteahhitten bu sigortayı isteyebiliyor.

Sigorta şirketi, sigortalayacağı inşaat şirketinin mali yapısını, tecrübelerini inceliyor. İnşaat şirketini riskli görür, projeyi bitiremeyeceğine karar verirse sigorta yapmıyor ya da ek teminatlar istiyor. Riskli görmezse, bina tamamlama sigortasını yapıyor. İnşaat süresi içinde şirket, sigortacıya karşı yükümlülüklerini yerine getirmez, mali yapısını bozacak girişimler içinde bulunur ya da eksik malzeme kullanımı gibi yollara saparsa; sigorta şirketi sözleşmeyi sona erdiriyor ve bunu da yetkili kurumlara bildiriyor. İnşaat süresi içinde müteahhit iflas eder, konutları sahiplerine teslim edemezse devreye sigorta şirketi giriyor, konut için o tarihe kadar ödenen tüm bedeli tüketiciye ödüyor ya da sigorta şirketi, inşaatın tamamlanmasını sağlıyor, tüketiciye konutu teslim ediyor.

Bina tamamlama sigortasının yaygınlaşamamasının nedeni ise yasal bazı eksikliklerin olması. Orta Vadeli Programa göre bina tamamlama sigortasının yaygınlaştırılması için yasal çalışmalar yürütülecek, diğer taraftan da yapı denetim sürecinde yer alan kuruluşlar ve müteahhitlere yönelik yapılacak yapı sorumluluk sigortası ile de inşaatların denetim sürecine sigorta şirketleri de dahil edilecek.

Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Hızlanacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, kentsel dönüşüm çalışmalarının hız kazanacağını, belediyelerin ise aktif rol oynamaları gerektiğini açıkladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nda, afetlere hazırlıklı bir Türkiye için kentsel dönüşümün tek çare olduğu vurgulandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, kentsel dönüşüm konusunun her daim gündemde tutulması gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin açılış konuşmalarıyla başlayan ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’, 6 ayrı komisyon toplantılarıyla 3 gün sürdü.

Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Şura’nın tamamlanmasının ardından yaptığı açıklamada, kentsel dönüşümün öneminin altını çizdi, kentsel dönüşümün bir zorunluluk olduğu vurgusunda bulundu. Tuzcuoğlu, “Toplantıların, pratiğe yansıyan, mevzuatı etkileyen, mevzuatı değiştiren, yeni eklemeler yapan neticeleri olacağını düşünüyoruz. İnşallah bir aylık bir süre içerisinde bunun çok somut örneklerini görürüz. Değerlendirmeleri ve Şûra’nın etkilerini inşallah Sayın Bakanımız, Şûra’dan sonraki bir hafta içerisinde kamuoyuyla bir bildirge olarak paylaşacak.” dedi.

“Yaşadığımız Depremler Bizi Daha Hassas Hale Getirdi’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde kentsel dönüşüm seferberliğinin başlatıldığını ve bu alanda büyük mesafe kat edildiğini ifade eden Tuzcuoğlu, “Özellikle son zamanlarda yaşadığımız depremler bizi daha da hassas hale getirdi. Şûramızın ortaya çıkartacağı görüşler, kentsel dönüşüm süreçlerine katacağı yeni fikirler, yeni perspektifler, yeni vizyonlar, bunlar bizim için çok önemli olacak. Şûra’da çok kıymetli katılımcılar oldu. Yeterliliği ve yetkinliği olan birçok değerli akademisyenimizin, uzmanımızın katkıları ve medya mensuplarımızın burada yer alması önemliydi. İnşallah biz bu katkıları Şûra’daki raportör arkadaşlarımız ile derleyip toparlayıp bir ete kemiğe büründüreceğiz. Somut bir çıktı olarak ortaya koyacağız. Hem kentsel dönüşüm sürecine hem de yeni Deprem Yasası’na katkı sağlayacağız.” diye konuştu.

“Belediyelerimizin Sahda Çok Etkin Bir Şekilde Yer Alması, Dönüşüm Sürecine Katkı Sağlamaları Gerekiyor’’

Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini ifade ederek, belediyeleri de sahada daha aktif olarak sahada daha aktif olarak dönüşüm yapmaya davet etti. Kentsel dönüşüm konusunun her daim gündemde tutulması gerektiğini vurgulayan Tuzcuoğlu, “Sağlıksız yapıları ortadan kaldırıp yerine yeni, kimlikli, mahalle kültürünü yaşattığımız güvenli konutları yapmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu. Şûra’da kentsel dönüşümü ilgilendiren neredeyse her boyutun masaya yatırıldığını ifade eden Tuzcuoğlu, “Kentsel dönüşümün önceliklendirilmesinden tutalım, finans edinme yöntemlerine, toplumun bilincine dair yöntemlere kadar birçok konuyu burada değerlendirdik. Hâl böyle olunca biz burada şunu hedefliyoruz: Öncelikle belediyelerimizin sahada çok etkin bir şekilde yer alması, dönüşüm sürecine katkı sağlamaları gerekiyor. Biz bakanlık olarak zaten belediyelerimizi bu konuda sonuna kadar destekliyoruz; gereken her türlü yardımı, gerek rezerv alanları noktasında, gerek birtakım planlar noktasında, gerek kira yardımlarıyla alakalı destekler noktasında zaten üzerimize düşeni yapıyoruz. Bizim bir arada hareket etmemiz, aynı zamanda sivil girişimlerin de bu anlamda etkin bir şekilde sahada yer alması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Kentsel dönüşüm ile ilgili sorunların çözümü için yeni formüller geliştirileceğini dile getiren Tuzcuoğlu, “Şûra’mızla birlikte biraz daha kentsel dönüşüm uygulamalarında sahada daha etkin bir şekilde yer aldığı, bugüne kadar yaşanan problemlerin bertaraf edildiği, bazı önümüze çıkan birtakım problemleri ve sorunları çözebileceğimiz ve yeni formülleri geliştireceğimiz bir süreci başlatıyoruz.” dedi.

“İstanbul’u Ayrıca Değerlendiriyoruz’’ 

Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu, İstanbul’u ayrıca değerlendirdiklerini belirterek, “Vatandaş, kamu, belediyeler, yerel yönetimler; bir araya gelebildiği takdirde üstesinden gelemeyeceğimiz problem olmayacak. Bu konuda bilinçlenmenin de biraz artması gerekiyor. Yani kentsel dönüşüm konusunu biz gündemden çıkartamayız. Kentsel dönüşüm elzemdir. Önümüzde İstanbul ve Marmara süreci var. İstanbul bu Şûra’da çok önemli bir başlık olarak yer aldı. Dolayısıyla İstanbul’u da ayrıca değerlendiriyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte riskli alanları bir an evvel ayağa kaldırmalıyız. Sağlıksız yapıları ortadan kaldırıp yerine yeni kimlikli, mahalle kültürünü yaşattığımız güvenli konutları yapmamız gerekiyor. Yani bu hazırlığı bir an önce yapmamız gerekiyor. Burada kaybedecek bir zamanımız yok. Şimdi baktığımız zaman depremle ilgili yönetmeliklerin daha etkin olarak uygulamaya başlandığı 2000 yılından sonra yapılan binaların deprem bölgelerinde ayakta kaldığını gördük. Dolayısıyla biz bu hakikati yok sayamayız. Öyle olduğu için kesinlikle bu çarpık yapılaşmanın önüne geçmeliyiz. Eskiden kalan yani ciddi anlamda sorunlu bir yapı stokumuz var; 2000 öncesine ait. Bunların, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla toparlanması gerekiyor. Dolayısıyla hem belediyeler hem sivil kuruluşlar ile bu anlamda girişimcilerin önlerinin açılması için bakanlığımızın bu anlamda ortaya koyduğu yeni destekleri ve öncü rolü sürdürüyoruz. İşte evini Yerinde Dönüşüm veya Yarısı Bizden gibi kampanyalarla ve rezerv alanlarda yapacağımız yeni konut hamleleriyle birlikte ülkemizi afetlere karşı dirençli hale getireceğiz.” şeklinde konuştu.

İDİS İçin Hazırlıklar Tamamlandı

Yapı güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan İnşaat Demiri İzleme Sistemi (İDİS) için hazırlıklar tamamlandı. Sistem 1 Ocak 2024 tarihinde hayata geçirilecek.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından, inşaat demirinin üretiminden laboratuvar aşaması da dahil tüm aşamalarını takip ederek kayıt altına alacak İnşaat Demiri İzleme Sistemi (İDİS) 1 Ocak 2024 itibarıyla hayata geçiyor.

İnşaat demiri, üretim hattından çıktığı anda özel güvenlikli işaret ile kayda alınacak ve bundan sonra her bir adımda izlenecek. İnşaat demirleri, yükleme ve indirmeler, toptancılara satışlar, toptancılardan müteahhitlere satışlar, inşaat sahasında yapı denetçilerin kontrolü ve sonunda denetçi onayı ile ürün bazında İDİS sayesinde tek tek görülebilecek.

İDİS ile yapı güvenliğine büyük katkı yapılırken, yılda 40 milyar liradan fazla vergi kaybının önüne geçilecek. Ayrıca sektörde yaşanan haksız rekabet de önlenecek. 

Tüm Paydaşlar İDİS’e Kayıt Yaptırmak Zorunda 

İDİS, gelecek yıl zorunlu olacak. Üretici ve ithalatçılar, 1 Ocak 2024 tarihinden sonra, İDİS’e kaydı olmayan inşaat demirlerini satışa konu edemeyecekler.

Bu kapsamda, mevcut inşaat demiri üreten ve ithal edenler ile ihracatçı, toptancı, bayiler, tüccar ve yapı müteahhitleri, yapı denetim firmaları ve ilgili tüm paydaşların İDİS’e kayıtları 2023 yılı sonuna kadar tamamlanacak.

Karadeniz Ereğli’ye Hayvan Hastanesi İnşa Edilecek

Zonguldak, Karadeniz Ereğli Belediyesi, ilçede 30 dönüm arazi üzerinde Hayvan Hastanesi ve Bakım Merkezi  inşa edileceğini açıkladı.

Türkiye’de Hayvan Hakları Kanunu yürürlüğe girmeden önce Zonguldak’ın ruhsatlı ilk Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kuran Kdz. Ereğli Belediyesi, yeni bir proje için harekete geçti, 30 dönem alan üzerine Hayvan Hastanesi ve Bakım Merkezi kurmak için çalışmalara başladı. 

Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın talimatı üzerine hazırlanan ve bir çok belediyeye örnek olacak projenin alan çalışmalarına başlandı. Belediye Başkan Yardımcıları Haluk Okur ve Atilla Bulak, İmar Müdürü Özgür Uysal, Veteriner İşleri Müdürü Erdal Terzi ve ilgili teknik ekiple birlikte projenin uygulanacağı OSB yolu üzerindeki 30 dönüm arsada son durum hakkında açıklamalarda bulundular.

Belediye Başkan Yardımcısı Atilla Bulak, şunları söyledi:

“Ülkemizde sokak hayvanları konusu 30-40 yıldır çözülemeyen bir sorun. Sokak hayvanlarıyla alakalı ülkemizin çıkarmış olduğu Hayvan Hakları Kanunu 2004 yılında yürürlüğe girdi. Mevcut başkanımız Halil Posbıyık’ın talimatlarıyla ülkemizde sokak hayvanlarıyla ilgili bir çalışma yapılmazken yada hayvan haklarıyla ilgili konuları kimse dillendirmezken Kdz. Ereğli Belediyesi’nin 2003 yılında yaptığı Köpek Barınağı sokak hayvanlarına hizmet vermektedir. Halihazırda 4 dönüm alanda ilgili yönetmelikler neyi emrediyorsa 3 veteriner hekim 8 işçi, 2 aracımızla 7 gün kesintisiz hizmet veriyoruz. Gelinen noktada alanımızın yetersiz olduğunu düşünerek Orman Bölge Müdürlüğü’ne müracaat ettik. Kdz. Ereğli Belediyesi’ne 30 dönüm alan tahsis ettiler. Bizim amacımız bu alanda belediyenin vermiş olduğu veterinerlik hizmetlerini daha da geliştirerek özellikle Hayvan Hastanesi kısmında cerrahi hizmetleri de vererek hizmetlerimizin kalitesini artırmak istiyoruz.” 

Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Okur ise açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Bugün burada bölgemiz kentimiz için çok önemli bir projenin nasıl uygulanabileceğini görmek için geldik. Kdz. Ereğli Belediyesi’nin Sokak Hayvanları Bakım Evi ve doğal yaşam alanı olacak bu proje Batı Karadenizin en önemli merkezinden biri olacak. Projenin içerisinde 5 ayrı grup hayvan türü kedi, köpek, vahşi hayvanlar, kanatlı hayvanlar ve yeni doğan sokak hayvanları bakım üniteleri ile cerrahi müdahale gerektiren Hayvan Hastanesi bölümünden oluşacak. İdari yerler, girişler, insanların ziyaret edebilecekleri bölümler olacak. Doğal hayatın içinde vahşi hayvanlarında yaşayabileceği bir bakım merkezi yapılıyor. Kdz. Ereğli Belediyesi her zaman insana, canlıya, doğaya değer veren bir belediyedir. Sokak hayvanların yeri de bizde ayrıdır. 30 dönüm içerisinde farklı bir konsepte proje hazırlanmış. Bu konuda bize yardımcı olan orman İşletmesi bürokratlarına da teşekkür ediyoruz. Bize de düşen Batı Karadenizin en güzel tesisini buraya kurmaktır.”

Aydın Şehir Hastanesi İnşaatında Sona Gelindi

Aydın İl Sağlık Müdürü Eser Kul, inşaat çalışmalarında sona gelinen Aydın Şehir Hastanesi projesinde son eksiklerin giderildiğini açıklayarak güncel durum hakkında bilgi verdi.

Sağlık Bakanlığı yatırım kapsamına alınarak Aydın’ın Efeler ilçesinde hayata geçirilen Aydın Şehir Hastanesi projesinde son aşamalara gelindi.

Proje hakkında bilgi veren Aydın İl Sağlık Müdür Eser Kul, “Aydın Şehir Hastanemizin Aydınlı hemşerilerimiz ve çevre illerdeki vatandaşlarımız ile en kısa sürede buluşturmak için çalışmalarımız titizlikle devam ediyor.” dedi.

Aydın İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hastanenin genel durumuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İlimiz Efeler İlçesi Şevketiye Mahallesi’nde yapımı hızla devam eden ve hizmete başladığında ilimizin en büyük sağlık yatırımı olacak olan Aydın Şehir Hastanesi’nin tıbbi donanım ve mefruşatının tespit ve temin edilmesi konularında İl Sağlık Müdürümüz Dr. Eser Şenkul başkanlığında, hizmet başkanlarımızın katılımı ile toplantı gerçekleştirildi. Aydın Şehir Hastanesi inşaatının güncel durumunun da ele alındığı toplantıda, hastanenin donanımı için taşınması planlanan tıbbi cihaz, cerrahi ekipmanlar ile yeni talep edilecek tıbbi malzeme ve mefruşat ile ilgili konular ayrıntılı görüşüldü.”

‘’Boş Ofislerin Dönüştürülmesi Konut Fiyatlarını Etkilemez’’

Cushman & Wakefield I TR International Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden, boş ofislerin konuta dönüştürülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kararı değerlendiren Cushman & Wakefield I TR International Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden, “Bir süredir arzın fazla olması ve fiyatların düşük seyretmesi nedeniyle yeni ofis bina projeleri geliştirilmiyor. Bu durum sonucunda ofislerde kira ve satış fiyatlarında artış eğilimi belirgin hale geldi” diye konuştu.

Diğer taraftan, ofislerin konutlara dönüştürülmesinin, inşaat açısından yüksek maliyetler içeren bir iş olduğuna işaret eden Gönden, “Bu tür uygulamaların geniş çapta uygulanmasının mümkün olmadığını ve fiyatları büyük ölçüde etkilemeyeceğini düşünüyorum. Bu tür dönüşüm projelerinin etkisinin sınırlı olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

1 Milyon Metrekare Boş

Türkiye’de boş ofis stoku konusuna da değinen Tuğra Gönden, şu değerlendirmelerde bulundu: “İstanbul A sınıfı ofis arzına baktığımızda 6,4 milyon metrekare olan toplam arzın yaklaşık 1 milyon metrekarenin boş olduğunu görmekteyiz. Bu boşluğun büyük kısmını ise talebin olduğu fakat emilimin zaman aldığı bölgeler olan Maslak, Cendere ve KartalPendik’in oluşturduğunu görüyoruz. Arzın artık daha kısıtlı hale gelmesi nedeniyle, bu tür bölgelerde dönüşümün ofis ve konut piyasasında dramatik bir etkisi olmayacağını düşünüyorum.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

KONUTDER Başkan Yardımcısı İnanç Kabadayı: ‘’Uzlaşma Oranı Yüzde 51’e Çekilirse Kentsel Dönüşüm Hızlanır’’

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkan Yardımcısı ve Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, ‘’’Uzlaşma oranı yüzde 51’e çekilirse kentsel dönüşüm hızlanır. Risk analizleri yaparak dönüşümü hızlandırmalıyız.’’ dedi.

Türkiye’de genç nüfus, her yıl yaklaşık 800 bin ihtiyaç ve deprem gerçeğinin güvenli konut ihtiyacını artırdığına vurgu yapan Kabadayı, “Önümüzdeki belki 20- 30 yıl yeni konuta talebin bitme şansı yok. İstanbul’da riskli 650 bin konutun yenilenmesi gerekiyor. Bu, sadece konutla da bitmiyor alt yapının da depreme dayanıklı olması gerekli. O nedenle depreme dayanıklı şehirler inşa etmeliyiz” çağrısı yaptı.

Kanunu Güçlendirmeliyiz

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; Riskli binaların yenilenmesi ve kentsel dönüşüm noktasında İstanbul’da şu anda çalışmaların yapıldığına işaret eden Kabadayı, “Yasayla çok hızlı bir şekilde, dönüşümü hızlandırmalıyız. Kanunu güçlendirerek, deprem riski olan bölgelerde artık vatandaşın tercihine bırakmayıp, deprem risk analizleri yaparak, haritaları oluşturarak, dönüşümü hızlandırmalıyız” dedi.

Kentsel dönüşümün önündeki en önemli engellerden birinin kimsenin yaşadığı yerden ayrılmak istememesi olduğuna işaret eden Kabadayı, “İnsanların çoğu, bulunduğu yerden gitmek istemiyor. O nedenle bizim, acil dönüşmesi gereken yerlerdeki vatandaşlarımızı, geçici rezerv alanlara geçmesini sağlayarak, dönüşüm tamamlandıktan, 1 yıl ya da 3 yıl sonra, geri sağlam binalarına gelmelerini sağlayacak bir model üzerinde çalışmalıyız” önerisinde bulundu.

Kentsel Dönüşüm Metrekarelere Sıkıştı

 Dönüşümle ilgili imar planlarının çözülmesi, uzlaşma süreçlerinin tamamlanması ve kentsel dönüşüm kanunundaki düzenlemelerin önemine dikkati çeken Kabadayı, “Mesela uzlaşma oranının yüzde 51’e çekilmesi, dönüşümün hızlanmasında önemli bir kriter olur. Maalesef kentsel dönüşümde süreçler, metrekareye sıkışmış durumda. ‘Kaç metre vereceksin’, ’80 mi, 91 metrekare mi’ diye 1-2 metrekare için pazarlık yapılıyor, halbuki hak sahipleri oluşacak değerin farkına varsalar, farklı bir noktaya gelecek” diye konuştu.

KKM’den Gayrimenkule Dönüş Bekliyoruz

 İlk konutunu alacaklara yüzde 1,2 faizli kredi kampanya sinyalini değerlendiren İnanç Kabadayı, bu tür kampanyaların hızla hayata geçmesinin çok önemli olduğuna işaret ederek, “Çünkü tüketici beklemeye başlıyor.

O nedenle hızla hayata geçmesi önemli” dedi. Sektörün, 2018-2019’lu yıllarda ‘bu konutları kim alacak’, ‘1 milyon stok’, ‘konut balonu patlayacak’ gibi eleştirilerine maruz kaldığına işaret eden Kabadayı, “Şu anda ne oldu? Konut yok. Sektördeki 30 yılımda şunu gördüm: Ortalama 6-7 yıllık dönemde gayrimenkul her zaman kendini toparlıyor.

Gayrimenkul, orta vadede yatırımcı için kazandıran ve tasarrufları koruyan en önemli yatırım aracı” diye konuştu. Kur Korumalı Mevduattaki (KKM) çözülmeyle yatırımcının gayrimenkule de geleceğini söyleyen İnanç Kabadayı, “Şu anda arzın üzerinde talebin yoğun baskısı var” ifadelerini kullandı.

BDDK Kararı İlk Ev İçin Fırsat

BDDK’nın yeni düzenlemesinin ilk evini alacaklar için bir fırsat olduğunu söyleyen Kabadayı, ancak yatırım amaçlı ikinci, üçüncü evini alacaklar için artan maliyete işaret ederek, “Bu oranın gözden geçirilmesi gerekiyor.

Konut kredili satışlara negatif baskı oluşturur” dedi. Konut sektöründe yıl sonu satış beklentilerini de dile getiren Kabadayı, “Yılı 1 milyon 100 bin, 1 milyon 200 bin gibi kapatabiliriz. Bunun yaklaşık 300 bini birinci el konut olur. Bu durum, sektörün yeni konut üretimini engelliyor” değerlendirmesi yaptı.

KONUTDER’de Başkan Yardımcısı olarak görevinin, kentsel dönüşüm strateji planını hazırlamak olduğunu dile getiren Kabadayı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akademisyenlerle çalışma yapıyoruz. Tespitleri yaptık. Önümüzdeki dönemde 3 aylık bir çalışma periyodu belirledik. Kentsel dönüşüm strateji planını kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz. Bulguları yaptık. Yine, kentsel dönüşümde sahadaki problemler nedir? Bununla ilgili bir çalıştay planımız var.”

Konuta 25 Milyar TL Yatırım

Ege Yapı’nın yatırım planlarına da değinen İnanç Kabadayı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yakışır şekilde 7 projede 7 milyar liralık yatırım değeri açıkladık. Bu projeler bittiğinde 25 milyar lirayı aşan bir değer oluşacak. Bu yatırımın ilk projesini İzmir Urla’da ‘Kekliktepe’ ile başlattık. İnşaat faaliyetleri başlayan ve ön talep aldığımız projemiz 1 milyar 100 milyon lira yatırım değerine sahip. Yine İzmir’de, yatırım potansiyeli yüksek Yağcılar bölgesinde 2 milyar 500 milyon lira yatırımla 435 villa inşa edeceğiz.

Alsancak, Dikili’de de projelerimiz olacak. İstanbul’da da yatırımlarımız var. Çekmeköy’de OrmanYaka projemizin inşaatı başladı, şu anda ön talep aşamasındayız. Şile’de otel ve villa konseptli projemizde hazırlıklar yoğun şekilde sürüyor. Ispartakule’de ModernYaka projemizde 525 adet konut inşa ediyoruz. Burada teslimleri 2024 yılı içerisinde yapmayı hedefliyoruz. Yine bu bölgede 2 bin konutluk bir projenin daha, hazırlıkları yetişirse 2023’ün son aylarında yatırımcılarının beğenisine sunacağız.”

Galata Köprüsü’nde Yenileme Çalışmaları Sona Erdi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Galata Köprüsü’nde başlatılan ‘Derz Değişimi ve Asfalt Yenileme İnşaatı’ sona erdi.

İBB Fen İşleri Daire Başkanlığı, 1994’te inşa edilen 490 metre uzunluğunda, 42 metre genişliğindeki Yeni Galata Köprüsü’ndeki çalışmayı planlanandan beş gün önce tamamladı. Dün akşam itibariyle köprü her iki yönden trafiğe açıldı. 

Üzerinde tramvay hattı bulunan köprüye, 29 yıl sonra ilk kez bakım yapıldı. Köprü, “Derz Değişimi ve Asfalt Yenileme İnşaatı” ile olası İstanbul depremine karşı yenilendi. Derz değişimi ve asfalt yenileme işlemlerinin yapıldığı çalışma, 2 etaplı olarak gerçekleştirildi.

Açılır – Kapanır Sistemi Yenilendi

Söz konusu çalışmalar ile köprüdeki yapısal ömrünü tamamlamış hasarlı genleşme derzlerinin, onarım ve yenileme çalışmaları yapıldı. Deniz ve yağmur sularına karşı köprüyü koruyan mevcut yalıtım tabakası sökülerek yenilendi.

Köprünün geçmişte yapılan asfalt tamiratlarının da baskül sistemine (açılır-kapanır sistem) fazla ağırlık yaptığı ve bu nedenle sorunlar oluşturduğu tespit edilerek gereksiz ağırlıklar alındı. Ayrıca çelik köprü tabliyesine uygun, güneşte erimeyen trinidad asfalt imalatı yapıldı.

Olası Depreme Karşı Direnç Artırıldı

Yine iş kapsamında, yıllar içerisinde teknik ömrünü tamamlayan deniz ve yağmur sularına karşı köprüyü koruyan mevcut yalıtım tabakası sökülerek yenilendi. Yapılan çalışmalar ile Yeni Galata Köprüsü’nün teknik ve işletme ömrü uzatılarak olası bir depreme karşı direnç artırıldı.

20 gün olarak planlanan 2. Etap çalışması 15 günde bitirildi. Galata Köprüsü planlanandan 5 gün önce her iki yönden araç ve yaya trafiğine açılmış oldu.

Öncelik Verilecek Ulaştırma Yatırımları Belli Oldu

Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde 2024-2026 Dönemi Yatırım Programı kapsamında öncelik verilecek ulaştırma yatırımları belli oldu.

2024-2026 Dönemi Yatırım Programı hazırlıklarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ne göre hızlı tren projelerinden Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep, Ankara-Afyonkarahisar-İzmir, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli, Halkalı- Kapıkule’ye öncelik verilecek.

İkinci hat yapımları, sinyalizasyon ve elektrifikasyon yatırımları, önemli yük merkezlerine iltisak hattı yapımı, hat kapasitesi ve verimliliği artıracak projeler ile raylı sistem araçlarının yerli üretimi de öncelikli konular arasında yer alacak.

Üç Limana Ağırlık Verilecek

Filyos Limanı, Doğu Akdeniz Ana Konteyner Limanı ve Çandarlı Limanı’nın tamamlanmasına birinci derecede ağırlık verilecek.

Elverişli konumlarda Ro-Ro limanlarının yapımına yönelik yatırımlar da önceliklendirilecek. Limanlardaki işlem, maliyet ve bürokratik süreçleri asgari düzeye indirmeye yönelik yatırım ve projelere öncelik tanınacak.

Yeni Dönemde Depremden Etkilenen İller Öncelikli Olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Orta Vadeli Program kapsamında öncelikli olacak yatırımlar belirlendi. Bu bağlamda; 6 Şubat depreminden etkilenen iller öncelikli olacak.

2024-2026 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıkları’ndan yapılan derlemelere göre, söz konusu dönemde makroekonomik ve finansal istikrarın güçlendirilmesi, yüksek katma değerli üretimin teşvik edilmesi, yeşil ve dijital dönüşüm odağıyla verimlilik ve ihracat artışı yoluyla büyüme ve cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşmenin sağlanması, enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ile afetlerle etkin mücadele ederken mali disiplinin korunması amaçlanıyor.

  • 2024-2026 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıkları Genelgesi Resmi Gazete’de
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Orta Vadeli Program’ı açıkladı: Atılım sürecini başlatacağız

Buna göre, kuruluşlar, yardım tekliflerini, Orta Vadeli Program (OVP)’daki hedefler, rehberde yer alan yatırım tavanları ve proje öncelikleri çerçevesinde 2024-2026 döneminde gerçekleştirebilecekleri fiziki hedeflerin boyutunu ve maliyetini dikkate alarak yapacak.

Anılan kuruluşlar, depremle ilişkili yatırım tekliflerini deprem özelinde tanımlanmış olan projeler için yapacak. Deprem kapsamındaki ödenekler sadece deprem özelinde tanımlanmış projelerde kullanılacak.

Acil ve çok zorunlu haller dışında yatırım programına çok yıllı yeni proje alınmayacak. Getirilen bu sınırlamaya yatırım programı uygulama sürecinde de devam edilecek. Yıllık proje tekliflerinin yatırım programına alınmasında azami ölçüde seçici olunacak, mevcut varlıkların ömrünü uzatan yatırımlara ağırlık verilecek.

Kuruluşların ödenek tekliflerini belirlerken mevcut projelerin tamamlanma süresini uzatmaması ve yeni teklif edilecek projelerde ihaleye çıkabilmek için gerekli ödeneği ayırması esas olacak.

Kamu kuruluşları, yatırım stokunun ortalama tamamlanma süresini azaltacak tedbirleri alacak. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) gerekli gördüğü takdirde yatırım programındaki projelerin ortalama tamamlanma süresini azaltma yönünde ihtiyaç duyabilecek ilave tedbirleri resen alacak.

Proje tekliflerinde cari nitelikli harcamalara yer verilmeyecek. Kamu kuruluşları, yatırım stokunun ortalama tamamlanma süresini azaltacak tedbirleri devreye sokacak.

Üst politika belgeleri, ulusal ve uluslararası anlaşmalardaki hükümler çerçevesinde kapsayıcı büyümeyi ve toplumsal refahı sağlamak üzere kadın erkek fırsat eşitliğine duyarlı bütçeleme anlayışı ile hazırlanacak, bu eşitliği sağlamaya yönelik projelere öncelik verilecek.

Kamu yatırımlarında, büyümeye, özel kesim yatırımlarını desteklemeye, bölgelerin gelişme potansiyelini harekete geçirmeye, üretim, istihdam ve ülke refahını artırmaya azami katkı sağlayacak projelere, özel sektör tarafından gerçekleştirilemeyecek ekonomik ve sosyal altyapı projelerine öncelik verilecek.

Ayrıca kamu yatırımlarında, altyapı konusunda, özel kesimde üretim maliyetlerinin azaltılmasını, yeni üretim kapasitelerinin oluşturulmasını, böylece üretimin yenilikçi ve rekabetçi gelişmesini destekleyecek projeler ön planda olacak.

Makroekonomik hedefleri destekleyecek ve büyümeyi sürdürülebilir kılacak nitelikli insan gücü ve güçlü toplum hedefiyle ilgili projeler de öncelikli olarak yatırım programına alınacak.

Söz konusu dönemde kamu yatırım tahsislerinde KÖİ modeliyle yürütülenler dahil 11. Kalkınma Planı’nın öncelikli imalat sanayi sektörlerine ve bu sektörlere yönelik beşeri ve fiziki altyapıyı güçlendirecek AR-GE, dijitalleşme, insan kaynakları, lojistik, enerji ve eğitim gibi yatay alanlar ile tarım, turizm ve savunma sanayi alanlarına öncelik verilecek.

Kamu yatırımları, bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlayacak projelere ayrılacak. Yatırım projeleri için hazırlanacak fizibilite etütlerinin sosyal analiz kısmında proje tekliflerinin ilgili olduğu bölge planının öncelik ve tedbirlerine yer verilecek. GAP, DAP, DOKAP ve KOP Bölge Kalkınma idarelerinin sorumluluk alanlarındaki iller için hazırlanan eylem planları kapsamındaki yatırımlara öncelik sağlanacak.

Bölgelerin ekonomilerinde öne çıkan sektörlerin daha yüksek katma değerli ve rekabet edebilirliği yüksek üretim yapılarına dönüşmesine katkı sağlayacak alanlardaki yatırımlara öncelik verilecek.

Proje bazında da 11. Kalkınma Planı’nda yer alan sektör ve alanlara, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerden etkilenen illerde altyapının yeniden tahsis edilmesine yönelik projeler ile 2024 yılı içinde tamamlanarak hizmete girebilecek öncelikli projeler öncelikli olacak.

Bunların yanı sıra önemli ölçüde fiziki gerçekleşme sağlanmış projelere, mevcut sermaye stokunun daha etkin kullanılmasına ve korunmasına yönelik idame-yenileme, bakım-onarım, rehabilitasyon ve modernizasyon türü yatırım projelerine, afet risklerinin azaltılması, afetlere hazırlık ile afet hasarlarının telafisine yönelik projelere ağırlık verilecek.

Kaynak: AA

Yerli ve Milli Türk Makinaları ABD’ye Gidiyor

Amerikan Shape Technologies Group şirketi KMT yöneticileri, Türk ortağı Usel Makina ile işbirliği görüşmeleri için Türkiye’ye geldi. Yapılan ön anlaşmaya göre 2025 yılına kadar aşamalı olarak Amerika’da çeşitli eyaletlerde, farklı noktalarda bayiler ve servis kanalları aracılığıyla yerli ve milli makine sanayi ürünü olan USEL marka Türk makinaları satışa sunulacak. 10 milyar dolarlık sermayeyi yöneten American Industrial Partners (AIP) fonunda yer alan ABD’li KMT şirketi, ABD ve Türk şirketleri arasında işbirliğinin zamanla çok daha fazla alanda arttırmayı hedeflediklerini belirttiler.

Milteksan Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Uğur Şimşir anlaşmayı “Bu makina sektörümüz açısından çok önemli bir olay. USEL Makine ile KMT arasında, ABD ve Avrupa’da Türk üretimi makinaların sayısının arttırılması konusunda iş birliği mutabakatı yapıldı. Türk milli makina sanayimiz için yurtdışına öncü bir yol açıyoruz, bu daha başlangıç. Bu işbirliği, ABD ve Türkiye arasında ticari ilişkilerin gelişimi açısından değerli olduğu kadar sivil sanayinin de gelişiminin göstergesidir. Savunma sanayinde son yıllarda gösterdiğimiz başarıyı sivil sanayiye de taşımalıyız.” şeklinde yorumladı.

Dr. Uğur Şimşir “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, ABD hükümeti ve finans çevreleri ile temasları yoğunlaştırdılar. ABD ve Türkiye arasında ticaret hacmi günümüzde 30 milyar dolar civarında ve bu rakam artış eğiliminde. Biz de özel sektör olarak bu çabaya ortak olmalı ve elimizi taşın altına koymalıyız düşüncesindeyiz. Her bakımdan kalitesini ve teknolojisini ispatlayan yerli ve milli ürünlerimize güveniyoruz. Şu an Afrika’dan Asya ve Avrupa’ya tüm dünyada binlerce kilometre uzakta Türk teknolojisi makinalar kullanılıyor. 4. Sanayi devriminin sayılı lider ülkelerinden biri olarak oyun kurucu rolüne adayız.” dedi. 

Sektörün temel bazı sorunlarının altını da çizen Şimşir “Makina sektörünün yıllardır çözemediği en önemli problemlerden birisi olan yetersiz ve uygunsuz ürünlerin piyasada haksız rekabete sebep olması konusunda bazı düzenleyici adımlar atılmasını bekliyoruz. Ciddi bir denetim ve mevcut bir kontrol mekanizması olmaması nedeniyle, asgari standartlara uyan ve uymayan ürünlerin aynı piyasada olması haksız rekabet oluşturuyor. Kalitesiz ve güvensiz bazı ürünlerin küresel piyasaya Türk markasıyla ihraç edilebilmesi Türk Malı marka ve imajına zarar verdiği gibi, kaliteli ve garantili üretim yapan firmaların ihracatına sekte vurabiliyor. Türk ürünlerine belirli standartlar getirilmeli, sınıflandırılan ürünler denetlenmeli ve kalite garantisi verilmeli. Türk Makinesi imajının iyileşmeye ihtiyacı var. Güçlü bir itibar ve imaj oluşturulması tüm Türk firmalarının ve sektörün önünü açacaktır. Dünya üzerinde her ülkeye Türk makinalarını satabiliriz. Türk makina sektörü yeterli destek ve özenle en üst düzeyde rakiplerini bile geride bırakabilir.” dedi. 

Bu teknolojiye sahip 7. ülke Türkiye olacak

Milli ve yerli makine sanayi işbirliği girişimi Milteksan tarafından yapılan çalışmalara da dikkat çeken Dr. Uğur Şimşir “Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı, SAHA İSTANBUL ve Sanayi Bakanlığı destekleri ile kurulan Milteksan tarafından Türkiye’nin ilk yerli ve milli CNC makinası üretimine başlanıyor. Bu milli CNC kontrol üniteleri yakında hem USEL‘in ürettiği makinalarda hem de tüm dünyada yaygın olarak kullanılacak. Şu an dünyada CNC teknolojisine sahip sadece 6 ülke bulunuyor, Milteksan sayesinde 7. ülke Türkiye olacak. Bu alanda dışa bağımlılık biteceği gibi ülkemiz ihracatla daha yüksek döviz girdisi elde edecek. Savunma sanayisinde gücünü ispatlayan Türkiye şimdi de sivil sanayide de adından söz ettirecek.” şeklinde sözlerini noktaladı. 

Bostik Türkiye, Özbekistan’da!

Bostik Türkiye, yurt dışı iş ortaklarına teknik eğitim ve destek vermeye devam ediyor. Gürcistan ve Bulgaristan’ın ardından şimdi de Ağustos ayında Özbekistan’da sektör profesyonelleriyle buluşan Bostik Türkiye ekibi Taşkent, Fergana, Namangan ve Semerkand şehirlerinde yaklaşık 250 kişiye yüz yüze teknik eğitim verdi.

Bostik Türkiye İhracat Satış ve İş Geliştirme Müdürü Rahimjon Bobokalonov, Teknik Uygulama Ekibi ve Hibrit&Silikon grubunun Global Kategori Müdürü Kereb Korkut tarafından verilen eğitimler büyük ilgi gördü. Çoğunluğu mimar, mühendis, teknik personel ve uygulayıcı-satıcı bayilerden oluşan katılımcılara, Bostik Türkiye portföyü ve yeniliklerle donatılmış olan hibrit  teknolojisinin esasları hakkında bilgiler aktarıldı. Yapılan bire bir uygulamalarla inşaat süreçlerinde karşılaşılan problemlere en uygun çözümler sunuldu.

Teknik eğitimi verilen akıllı Bostik ürünleri:

  • Bostik H780 SUPERGRIP INVISIBLE, genel amaçlı, çok güçlü ve şeffaf bir hibrit yapıştırıcıdır.
  • Bostik A785 HIGH GRIP DECO, iç mekân kullanımına, dekoratif ve yalıtıma yönelik levhalar için anında tutunma sağlayan akrilik dispersiyon bazlı çok amaçlı bir yapıştırıcıdır.
  • Bostik P580 SUPERGRIP XTRA POWER, çok çeşitli uygulamalar için çözücü içermeyen, D4 su geçirmez, son derecede güçlü ve dayanıklı bir poliüretan yapıştırıcıdır.
  • Bostik H505 SEAL’N’BOND CRYSTAL, yüksek kaliteli profesyonel, solvent içermeyen, kristal şeffaflığında olan bir sızdırmazlık ve yapıştırıcıdır.
  • Bostik H785 HIGH TACK, ürünü son derece yüksek ilk yapışma özelliğine sahip, yüksek kaliteli profesyonel bir hibrit yapıştırıcıdır.
  • Bostik H550 SEAL’N’BOND ALL-IN-ONE, yüksek kalitede profesyonel, hibrit esaslı hepsi bir arada mastik ve yüksek mukavemetli yapıştırıcıdır.
  • Bostik P795 SEAL’N’FLEX PREMIUM, yeni nesil tek bileşenli kullanıcı dostu düşük MDI’lı hızlı kürlenen yüksek performanslı ve dayanıklı poliüretan bir mastiktir.

Assan Endüstriyel, Türk Sanayi Sektöründe Devrim Niteliğinde Ürünler Sunuyor!

Türkiye’nin lider endüstriyel tedarikçisi olan Assan Endüstriyel ve Dış Ticaret Limited Şirketi, Türk sanayi sektörünün ihtiyaçlarına yanıt veren inovatif ürünler sunmaya devam ediyor. 2014 yılında kurulan şirket, 110 yıldan fazla bir süredir Almanya’da üretilen Diamant ürünlerinin Türkiye distribütörü olarak faaliyet göstermektedir.

Turcite-B KIRMIZI: Bronzun Gücü ve Dayanıklılığı Bir Arada!

Assan Endüstriyel’in markalaştırdığı Turcite-B KIRMIZI, sanayi tezgahlarında uzun süreli kullanım imkanı sunan eşsiz bir ürün olarak öne çıkıyor. Muadillerine göre daha yüksek bronz içeriği ve benzersiz uygulama avantajlarıyla, tezgahlarınızın bakım maliyetlerini minimuma indiriyor ve üretkenliği artırıyor.

Çok yoğun bronz içeriğiyle muadillerine kıyasla çok daha uzun süreli kullanım imkanı veren Turcite®-B KIRMIZI, ön görülemeyen yüksek ek işletme giderlerinin ve yeni iş kayıplarına neden olan tezgah bakım gereksinimlerinin minimuma indirilmesine önemli katkılar sağlıyor.

Avantajları Saymakla Bitmiyor!

●     Bronz Yoğunluğu: Turcite-B KIRMIZI, rakipsiz bronz içeriğiyle rakiplerinden çok daha uzun ve verimli kullanım imkanı sağlar.

●     Üstün Yapışma Performansı: Ürün, yapıştırıcının en iyi şekilde tutunmasını sağlayan benzersiz benekli bir yapıya sahiptir.

●     Çeşitli Kalınlıklar: Turcite-B KIRMIZI, 0,8mm ile 3,2mm arasında farklı kalınlıklarda sunulmaktadır.

●     Tezgah Bakımını Minimumda Tutun: Bu ürün sayesinde işletmenizdeki tezgah bakım gereksinimlerini minimuma indirerek iş kayıplarını ve beklenmedik işletme maliyetlerini en aza indirirsiniz.

Araldite ile Mükemmel Uyumluluk

Turcite-B KIRMIZI’nın en iyi performansını sağlamak için Araldite yapıştırıcıları kullanılıyor. Assan Endüstriyel, bu ürünleri Türkiye’de açık ara en uygun fiyatlarla sunuyor.

Endüstriyel Beyaz Vazelin: Çok Amaçlı Kullanım

Assan Endüstriyel, endüstriyel beyaz vazelini, metal yüzeylerde yağlama, korozyon koruması, sızdırmazlık ve temizlik uygulamaları için sunmaktadır. Bu ürün aynı zamanda deri bakımı için de uygundur ve asit, alkali ve toksik maddeler içermez.

Türkiye’nin önde gelen endüstriyel çözüm sağlayıcısı olarak, Assan Endüstriyel, müşterilerine dayanıklı ve yüksek performanslı ürünler sunmaya devam edecektir.

Durlum, Türkiye’deki 10. Yılını Kutluyor

Durlum Türkiye, 2013’ten beri Durlum GmbH’nin küresel iş ortaklarından biri olarak faaliyetlerine büyük bir başarıyla devam ediyor. Bu yıl işbirliklerinin 10. yılını kutlarken, Durlum GmbH’nin kuruluş ilkelerine sadık kalarak, ilk günkü heyecan ve mutlulukla üretmeyi sürdürüyor.

Modern mimari için metal tavan, aydınlatma ve gün ışığı sistemleri üreten Durlum; projeye özgü çözüm önerileri ile rakiplerinden ayrışıyor. Durlum Türkiye’nin sektördeki 10 yıllık deneyimleri içerisinde; Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürlüğü, Bayer Genel Müdürlüğü, White&Case İstanbul Ofisi, McKinsey İstanbul Ofisi, Amazon İstanbul Ofisi, Amazon İstanbul Ofisi, Siemens Genel Müdürlüğü, Memorial Bahçelievler Hastanesi, Tuzla Piri Reis Üniversitesi, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, İstanbul Sabancı Center, TOGG Genel Müdürlüğü, Quick Sigorta Genel Müdürlüğü, Medicana Ataşehir Hastanesi, Abdi İbrahim Tower, Bloomberg İstanbul Ofisi ve Volkswagen Aksaray Showroom gibi değerli ve prestijli projeler yer alıyor.

2013 yılında Türkiye’de de hizmet vermeye başlayan Durlum, 2020 yılında Türkiye’de fabrikasını kurarak üretime başladı. %95 ihracat kapasitesine sahip olan fabrikada, yıllık ortalama 30 bin m2 üretim gerçekleştiriliyor. Her yıl ortalama 100 farklı projeye imza atan Durlum A.Ş., Durlum GmbH’nin ortak değerleri doğrultusunda, yenilikçi ve sürdürülebilir ürünleri ile sektörde fark yaratan, kendine özgü ve hiçbir zaman kaliteden ödün vermeyen projelere imza atıyor.

Durlum’un Felsefesi: İlham Veren Ambiyanslar

Durlum, tavan ve aydınlatma tasarımının mükemmel entegrasyonu ile ilham verici ambiyanslar yaratmayı ve konforlu bir deneyim sunmayı hedefler. Durlum’un tasarım prensiplerine göre; sorunlar hedefe giden yolu tanımlar ve bireysel gereksinimlere uygun yanıtları keşfetmemize ışık tutar. İşlev ve estetiğe eşit derecede önem vererek, ideal ve dengeli bir tasarım oluşturur. Durlum GmbH, 50 yılı aşkın deneyimi ve 350’den fazla ekip üyesi ile; tasarım, üretim ve lojistik gibi tüm süreçlerde, çevreye duyarlılığını açıkça ortaya koyar.

Dünya’da Durlum

Kendini dünya çapında faaliyet gösteren bir aile şirketi olarak tanımlayan Durlum GmbH, 1946 yılında Almanya, Schönau’da bir aile girişimi olarak işe başlamış ve günümüzde sektördeki öncü global holdingler arasına girmiştir. 

Durlum GmbH; Avrupa ve Asya’daki dokuz şirketi ile tüm dünyaya hizmet götürür. Merkez ofisi Almanya’da bulunan Durlum Grubu’nun; Türkiye, İsviçre, Hollanda, Polonya, Fransa, Avusturya, Hongkong, Singapur ve Hindistan’da da iş ortakları bulunur. Ayrıca, ZI Jena GmbH ve HUCO NOTLICHT AG de Durlum Grubu’nun içinde yer alan iki diğer oluşumdur.

Durlum Ürünlerinin Kullanım Alanları

Durlum Grubu, dünya çapında, birçok prestijli projeye imza atmıştır. Havaalanlarından alışveriş merkezlerine, ofislerden eğitim kurumlarına, hastanelerden kültür yapılarına, kadar farklı tipte ve büyüklükteki birçok mimari proje için uygun ve özgün çözüm önerileri sunabilir.

Durlum’un Metal Tavanları

Durlum, standartlaştırılmış klasik metal tavanların yanı sıra projeye özgü tasarım tavanlar ve bireysel proje çözümleri sunar. Yüzer tavanlar, dikdörtgen metal paneller, genişletilmiş metal tavanlar, açık hücreli tavanlar ve metal karolar şeklinde 5 farklı tipte üretilir.

Yüzer metal tavan sistemleri dur-Solo, dur-Solo Active ve dur-Solo Rhombos, hafifliğiyle havada uçar gibi görünen çarpıcı bir görsel etki yaratır. Metal tavanın en klasik hali olan dikdörtgen metal paneller ise, farklı gereksinimler için özelleştirilebilir.Açık hücreli metal tavanlar; doğrusal, tek yönlü, çift yönlü ve çok yönlü panel seçeneklerine sahiptir. Doğrusal Starlam, Star ve Vario 3; tek yönlü Quadra, Ticell ve Etincell; çift yönlü Geo, Geote ve Getincell; çok yönlü Ticell-N, Quadra-Decor, Liva ve Pytha; modern tasarımları ile sade ve şık bir ambiyans oluşturmak için birebirdir. 

Genişletilmiş metal (Mesh) tavan sistemleri, özellikle geniş tavan kesitlerinin olduğu büyük çaplı projeler için ideal çözümdür. Teknik donanım ve aydınlatma elemanlarıyla kolay ve mükemmel entegrasyon sağlar. Metal tavan karoları ise, çeşitli perforasyonlara sahip düz metal tavan elemanlarıdır.

Durlum’un Aydınlatma Sistemleri

Durlum, 1948’de ABD’den Almanya’ya ilk floresan lambaları ithal edip, o dönemde devrim niteliğindeki armatürleri geliştirerek başarı öyküsünün temellerini attı. Günümüzde Durlum; noktasal, doğrusal ve düzlemsel aydınlatma sistemleri üretir. Punteo, Omega, Tangenta ve Lumeo aydınlatma sistemlerinin farklı renk doku ve desenleri; sıva altı, sıva üstü ve sarkıt gibi farklı uygulama stilleri ile birleştiğinde, sayısız tasarım imkanı sunar. 

Durlum’un Gün Işığı Sistemleri

Günışığına daha fazla erişim gerektiren mekanlarda, Durlum’un günışığı aydınlatma sistemleri devreye girer. Benzersiz bir tasarıma sahip olan DIAMOND TUBE, yüksek reflektif alüminyum bileşenleri sayesinde güneş ışığını etkin bir şekilde toplar ve iç mekana yönlendirir. Mekana doğal ışığı pratik bir şekilde yönlendiren LIGHT PIPE ise, gün ışığının homojen bir şekilde alana yayılmasını sağlar. 

Tasarım Öğesi Olarak Duvar Kaplamaları

Durlum’un duvar kaplamaları ile mimari yüzeylerinizi özelleştirebilir, Dur-GRAPHICS baskı teknolojisi ile bireysel uygulamalar tasarlayabilirsiniz. Ayrıca günışığına erişimi olmayan alanlarda, PAREA günışığı simülasyon duvarı ile, pencere varmış hissi yaratabilirsiniz.

Durlum Kalitesi

Özellikle büyük projelerde kullanılan tavan uygulamalarında, ürünlerin kolay uygulanabilirliği, bakımı, uzun ömürlülüğü, akustik ve ısı yalıtımı, yangına dayanıklılık ve estetik gibi kriterler büyük önem taşıyor. Durlum, donanımlı ve ekonomik avantaj sağlayan ürünler sunmak için AR-GE çalışmalarını sürekli güncel tutar, son teknolojiyi kullanır ve inovasyona önem verir. Durlum, prestijli projeler için her zaman güvenilir bir tercihtir.

50 Milyar Liralık Ticaret İçin Fuarda Buluştular

Ev ve mutfak eşyalarına dair sezonun en yeni koleksiyonları, trend tasarımları ve inovatif yenilikleri, Tüyap Beylikdüzü’nde 33.’sü gerçekleşen Uluslararası Zuchex fuarında vitrine çıktı.

1.200’ün üzerinde markanın katıldığı fuarın açılışı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanvekili ve İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, İstanbul Demir ve Demirdışı İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, İTO Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, TOBB Züccaciye Meclis Başkanı Murat Kolbaşı ve ZÜCDER (Züccaciyeciler Derneği) Başkanı Mesut Öksüz ile sektörel federasyonların ve derneklerin temsilcileri ve üyelerinin katıldığı törenle gerçekleşti.

Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı ZUCHEX, “İlk gören sen ol” mottosuyla, Tüyap Beylikdüzü’nde başladı. Fuarın açılışında söz alan Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, uluslararası ihtisas fuarlarının dünyada değişen ticaretin ritmini yakalayarak, hitap ettikleri sektörleri de buna uygun biçimde dönüştürmek gibi önemli bir misyonu olduğunu ifade ederek, “33.’sünü düzenlediğimiz Zuchex, sektörel ticarete olan katkılarıyla, bu görevini başarılı biçimde sürdürmeye devam ediyor. Öyle ki, Zuchex, pandemi döneminde dahi ev ve mutfak eşyaları sektöründe dünya genelinde kapılarını açan tek uluslararası fuar oldu. O dönemde sektöre kattığımız güç bugün de artarak devam ediyor. Son zamanda global ekonomide yaşanan küçülmeden Türkiye’nin ihracatçı üreticilerinin etkilenmemesi için dünyanın büyük alıcılarını fuara getirdik” dedi. 

Markaların dünya lansmanlarını gerçekleştirdiği fuarda, ödüllü tasarımlar da sergileniyor

Fuarın özel etkinlik alanında Kütahya Porselen, Korkmaz, LAV ve Renga markaları ödüllü tasarımlarını sergilerken, Arzum, Fakir, Taç Mutfak, Güral Porselen, Rakle, Keramika, Tulu Porselen ve Hascevher markaları da hayata yenilik katan koleksiyonlarını ilk kez, ziyaretçilerin beğenisine sundu.   

2 milyar dolarlık ticaret hedefleniyor

Yılsonuna kadar 7 milyar dolar ihracat hedefleyen Türkiye Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörüne yeni ticaret fırsatları, alternatif satış kanalları ve farklı pazarlara açılma şansı sunacak Zuchex 2023’te, dört gün boyunca 2 milyar dolarlık yani 50 milyar liranın üzerinde ticaret gerçekleşmesi bekleniyor. 

Ev ve mutfak eşyalarında dijital dönüşümün şifreleri ZuchXTalks’ta konuşuluyor

Uluslararası Zuchex,  bu yıl ilk kez E-Ticaret ve E-İhracat temalı ZuchXTalks etkinliğine de ev sahipliği yapıyor. 14 Eylül’de “Kobiler Dijitalleşiyor” konulu oturumlarla başlayan organizasyonda, üç gün boyunca 40 konuşmacı 30’a yakın sunum gerçekleştirecek. Ayrıca etkinliğin 16 Eylül tarihli son gün oturumlarında “İnovatif Tasarım Konuşmaları” bölümü olacak.

Pursaklar Millet Bahçesi Projesinde İnşaat Yükseliyor

Ankara’nın Pursaklar ilçesinde projelendirilen Millet Bahçesi’nin inşaat çalışmaları devam ediyor.

Proje, Pursaklar Belediyesi ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ortaklığında hayata geçiriliyor. Beş ayrı bölgede hummalı bir şekilde çalışmalarını sürdüren personeli ziyaret eden Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, yüzde 30’u tamamlanan inşaat alanlarını gezerek, proje müdüründen detaylı bilgi aldı.

Belediye Başkanı Çetin, “Pursaklar’ın en büyük prestij projesi olan millet bahçesinde ekipler çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Proje müdürümüz Buğra Bey’den yapım süreci hakkında detaylı bilgiler aldık. Yol açım çalışmaları için bazı ağaçların yerlerini değiştirdik. Fakat burası Ankara’nın akciğeri olacak. O kadar yoğun bir ağaçlandırma çalışması gerçekleştireceğiz ki yemyeşil bir cennet köşesi gibi olacak. Tamamlandığı zaman sadece Pursaklar’ın değil, Ankara’nın cazibe merkezi olacak. Pursaklar’ımıza ve Ankara’mıza hayırlı olsun.” dedi.

Kıbrıs Pile-Yiğitler Yolu Çalışmaları Devam Ediyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (K.K.T.C) Pile-Yiğitler arasında başlattığı yol çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Yapımı 11 Eylül Pazartesi günü yeniden başlayan Yiğitler-Pile yolunda çalışmalar devam ediyor. İş makineleri, çalışmalara Yiğitler köyü tarafından başlamış durumda.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulunan diplomatik kaynaklar, geçen ay Birleşmiş Milletler (BM) askerlerinin engelleme girişimi ve yaşanan olayların sonrasında başlayan görüşmelerde bir uzlaşıya yaklaşıldığını belirtti.

Söz konusu kaynaklar, yapımı yeniden başlayan yol çalışmalarında bir sorunla karşılaşmayı beklemediklerini de kaydetti.

Menteşe Sosyal Konut Projesinde İnşaat Sürüyor

Muğla’nın Menteşe ilçesinde 2020 yılında başlatılan sosyal konut projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Muğla’nın Menteşe ilçesinde 2020 yılında Toplu Konut İdaresi tarafından gerçekleştirilen kura çekimi sonucu 500 adet sosyal konutun temel kazma ve temel beton döküm işlemleri hızla devam ediyor. 

Zeminin kayalık olması nedeniyle iş makineleri haftanın 7 günü çalışarak temel kazım işlemlerini büyük oranda tamamladı. Bazı binaların ise zemin kat kalıp çakma işlemleri halen devam ediyor.

Hak Sahipleri Belirlendi

Projenin ihalesi 15 Şubat 2023’te gerçekleştirilmişti. Yüklenici firma hızlı bir şekilde çalışmalara başladı. Toplu Konut İdaresi, Muğla Menteşe’de 500 adet sosyal konut, 1 cami ve 6 dükkandan oluşan bir ticaret merkezi inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işini üstlenmişti. Proje kapsamında 350 adet 2+1 ve 150 adet 3+1 olmak üzere toplam 500 konut yer alıyor. Bu konutlar için yapılan kura çekimi sonucunda hak sahipleri belirlenmişti.

Muğla, Menteşe konut projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bakan Özhaseki: ‘’TOKİ’den Ev ve İş Yeri Alanlar Yüzde 25 İndirim Kampanyasından Yararlanabilecek’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “TOKİ’den konut ve iş yeri alan vatandaşlarımız, kalan borçlarını peşin ödemek isterlerse yüzde 25 oranında indirimden faydalanabilecek.” dedi.

Katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, vatandaşlardan gelen yoğun talep üzerine Toplu Konut İdaresi (TOKİ) aracılığıyla alınan ve geri ödemeleri devam eden konut ve iş yerleri için yüzde 25 indirim kampanyası düzenlediklerini duyurdu. 

Bakan Özhaseki’nin müjdesini verdiği yüzde 25 indirim kampanyasından, TOKİ’den ev ve iş yeri almış ve geri ödemesi 2022 yılı Haziran ayının sonuna kadar başlamış olanlar faydalanabilecek. Alıcılar borç bakiyesinin peşin olarak kapatması durumunda yüzde 25 oranında indirim imkânından yararlanabilecek.

Kampanya 21 Eylül-19 Ekim Arasında Sürecek

Borcun tamamını kapatamayacak olan alıcılar ise borç bakiyesinin yüzde 25’inden az olmamak şartıyla yaptıkları ödemeye yüzde 25 indirim kampanyasından kısmi olarak faydalanabilecek. Konut ve işyeri alıcıları, borç kapatma tarihi itibarıyla hesaplanacak borç bakiyelerini, 21 Eylül-19 Ekim 2023 tarihleri arasında satış işlemlerini gerçekleştirdikleri bankadan öğrenebilecek. Yüzde 25 indirim kampanyası 21 Eylül’de başlayacak ve 19 Ekim’de sona erecek.

Alıcıların, başvuru tarihi itibarıyla öncelikle borç kapatmanın yapıldığı aya ait taksit ödemelerini yapmış olması gerekiyor. Ayrıca geriye dönük taksit ve emlak vergisi borcunun olmaması şartı da var. Kampanyaya dahil olan konut ve iş yeri alıcıları, borç bakiyelerini kapatarak söz konusu indirimden faydalanmak isterse de Gayrimenkul Satış Sözleşmesi’ni imzalamış oldukları aracı bankalardan konut kredisi kullanabilecek.

Kampanya Tarihleri Dışında İndirim Uygulanmayacak

Kampanya tarihinden sonra yapılacak borç kapatma ve kısmi ödemelerde ise söz konusu indirim oranından yararlanılması mümkün olmayacak. Kalan taksit sayısı 12 ve daha az olan konut ve iş yeri alıcıları indirim kampanyasından faydalanamayacak.

Evinizi ve Eşyalarınızı Nasıl Korursunuz?

150 yıllık köklü geçmişi ile müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, evinizi ve eşyalarınız korumanın yöntemlerini sıraladı.

Kendi özel alanımızın güvenliğini sağlamak, modern yaşamın vazgeçilmez bir gerekliliği haline geldi. Evlerimiz sadece dinlenmek için değil, aynı zamanda iç huzuru ve güvenliği bulduğumuz mekanlar olarak öne çıkar. Bu bağlamda, evimizi ve içindeki değerli eşyaları korumanın yollarını bilmek ve uygulamak hayati öneme sahiptir. 

Güvenlik sistemleri kurun

Ev güvenlik sistemleri; evinizin güvenliğini hırsızlık, yangın gibi potansiyel tehlikelere karşı korumanın en etkili yöntemlerinden birini sunar. Alarm sistemleri, güvenlik kameraları ve akıllı ev teknolojileri kullanarak evinizin çevresini sürekli olarak gözetleyebilir, olası tehditleri önceden tespit edebilirsiniz. Bu sistemler, size ve ailenize hem güvenlik hem de huzur sağlar. Evinizi korumak için bu tür önlemleri almak, potansiyel riskleri minimize edebilir ve ani durumlar karşısında daha iyi hazırlıklı olmanızı sağlayabilir. Teknolojinin sunduğu bu imkanları kullanarak, evinizin güvenliğini artırabilirsiniz.

Kapı ve pencereleri güçlendirin

Evlerde kapılar ve pencereler, sıklıkla hırsızların giriş noktaları olarak seçtiği en savunmasız bölgelerdir. Ancak güçlendirilmiş kapı ve pencere kilitleri kullanarak bu alanları korumak, evinizi hırsızlık tehlikesine karşı daha dayanıklı hale getirebilir. Bu tür güvenlik önlemleri, potansiyel hırsızların giriş girişimlerini engellemek veya geciktirmek için etkili bir yol sunar. Ayrıca, güvenlik açısından zayıf noktaları güçlendirmek, evinizdeki genel güvenlik seviyesini artırabilir. Evinizin korunmasını ciddiye alarak, ailenizin ve eşyalarınızın güvenliğini sağlamak için adımlar atabilirsiniz.

Değerli eşyaları güvende tutun

Değerli eşyalarınızı, gözden uzak alanlarda saklamak veya güvenli bir kasa kullanmak son derece önemlidir. Evinizdeki kıymetli eşyaları göz önünde bulundurarak, potansiyel hırsızların ilgisini çekmekten kaçınabilirsiniz. Bu, ev güvenliği açısından kritik bir adımdır çünkü değerli eşyaların açıkça görülmesi, hırsızların hedefiniz olma olasılığını artırabilir. Eşyalarınızı görünmeyecek şekilde depolamak veya güvende tutmak, evinizdeki güvenlik seviyesini artırabilir ve hırsızlık riskini azaltabilir. Ayrıca, güvenilir bir kasa kullanarak önemli belgeleri ve mücevherleri koruma altına alabilirsiniz. Bu tedbirlerle evinizdeki değerli eşyaları koruma altına alarak huzurunuzu artırabilirsiniz.

Aydınlatmayı iyileştirin

Evinizin çevresini etkili bir şekilde aydınlatmak, güvenliği artırmakla kalmaz aynı zamanda istenmeyen kişilerin gizlice yaklaşmasını da zorlaştırır. Dış mekân aydınlatmaları ve hareket sensörlü ışıklar kurarak, gece saatlerinde bile evinizi daha güvenli hale getirebilirsiniz. Aydınlatma, evinizi çevreleyen alanları gözlemlemeyi kolaylaştırır ve potansiyel tehlikeleri önceden tespit etme şansını artırır. Hareket sensörlü ışıklar, herhangi bir hareket algılandığında otomatik olarak yanar, böylece beklenmedik durumları belirlemek için etkili bir yol sunar. Bu basit önlemlerle, ev güvenliğinizi artırabilir ve ailenizin güvende olmasını sağlayabilirsiniz.

Tatildeyken dikkatli olun

Tatil zamanlarında evinizi korumak için ekstra tedbirler almak oldukça önemlidir. Tatildeyken evinizi güvende tutmanın birkaç yolu vardır, bunlar arasında posta ve gazetelerin birikmesini engellemek, aydınlatmaları zamanlayıcılarla kontrol etmek ve güvenilir bir komşudan yardım istemek yer alabilir. Bu önlemler evinizin boş olduğunu gösteren işaretleri minimize ederek potansiyel hırsızların dikkatini çekmeyi azaltabilir. Ayrıca zamanlayıcılarla kontrol edilen aydınlatmalar, evde hareketlilik izlenimi yaratarak güvenliği artırabilir. Güvendiğiniz bir komşudan evinizi gözlemlemesini istemek ise ek bir güvenlik katmanı sağlayabilir. Bu yöntemlerle tatil süresince evinizi koruma altına alabilirsiniz.

Konut sigortası yaptırın

Son deprem felaketi, konut güvenliğinin ötesinde, ev içindeki eşyaların sigortalanmasının da önemini bir kez daha vurguladı. Depreme dayanıklılığın yanı sıra, evdeki eşyaların sigortalanması da öne çıkan bir konu. Konut sigortaları, evdeki hasarlardan sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda hasarları karşılayarak önemli bir rol üstleniyor. Generali Sigorta, esnek teminat paketleri ile her bütçeye uygun Süper Evim Konut Sigortası’nı sunarak müşterilerinin ihtiyaçlarına özelleştirilebilen çözümler sunuyor. Bu tür sigortalar, ev sahiplerini beklenmedik durumlar karşısında finansal olarak korurken güvenlik sağlama açısından da önemlidir.

İnşaat Sektöründe Çalışan Oranı Yüzde 14,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Temmuz ayı Ücretli Çalışan İstatikleri’ne göre; inşaat sektöründe çalışan sayısı yıllık yüzde 14,7 arttı. 

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 531 bin 227 kişi iken, 2023 yılı Temmuz ayında 15 milyon 166 bin 88 kişi oldu. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Temmuz ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,3 arttı, inşaat sektöründe yüzde 14,7 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 4,4 arttı. 

Ücretli Çalışan Sayısı Aylık Yüzde 1,0 Arttı 

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 1,0 arttı. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Temmuz ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,8 arttı, inşaat sektöründe yüzde 3,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,6 arttı.