“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 40

Yeni Girne Hastanesi’nin İnşaatı Devam Ediyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C) Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, Yeni Girne Hastanesi projesinde inşaat çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Hastanenin bu yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor.

Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, Yeni Girne Hastanesi inşaatının hızla devam ettiğini, 160 yatak kapasiteli hastanenin bu yıl içinde tamamlamasını öngördüklerini bildirdi. 

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre Altuğra, 60 yataklı Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’nin Girne bölgesinde artan nüfus yapısına hizmet vermede yetersiz kaldığını dile getirdi. 

Altuğra, inşaatın tamamlanmasıyla 160 yatak kapasiteli Yeni Girne Hastanesi’nin özelde Girne halkına genelde ülkeye tam teşekküllü bir sağlık hizmeti sunacağını kaydetti. 

2022 Aralık ayında başlanan Yeni Girne Hastanesi inşaatının bu yıl içerisinde tamamlanmasını öngördüklerini belirten Altuğra, hastanenin yapım aşaması ve güncel durumunu sürekli takip ettiklerini söyledi.

K.K.T.C inşaat projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Polat Holding’in Macaristan Projesinde Teslimler Başladı

Polat Holding tarafından Macaristan’ın Budapeşte şehrinde hayata geçirilen Duna Pearl konut projesinde yer alan rezidanslar sahiplerine teslim edilmeye başladı. 

Konut, otel ve mağaza konsepti ile karma bir proje olan Duna Pearl, 75 milyon euro’luk bir yatırımla gerçekleştirildi.

Türkiye’de gayrimenkul sektörünün öncü oyuncusu olan, yatırımlarıyla katma değerli projeleri hayata geçiren Polat Holding; ilk yurt dışı gayrimenkul projesi olan Duna Pearl’ü Avrupa’nın kalbinde, Macaristan’da hayata geçirdi. 

Göz alıcı konseptiyle Tuna’nın İncisi olarak anılan Duna Pearl, Budapeşte’nin işlek bölgelerinden 13. bölgenin değerli lokasyonlarından, Küçük Manhattan olarak da anılan Ujlipatvaros’ta yer alıyor.

Proje, Margaret Adası’nın tam karşısında; şehir merkezi, metro ve önemli iş merkezlerinin bulunduğu Váci Út’a ise yürüyüş mesafesinde bulunuyor. Margaret Adası’nın karşısında, bölgenin en büyük parkı Szent Istvan’a komşu konumunda yer alan Duna Pearl, özel tasarlanan konut ve yeşil çatı bahçeleriyle Tuna Nehri’nin kıyısında hayat buluyor.

Duna Pearl projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

AFAD Bilim Kurulu, İstanbul’da Deprem Riski En Yüksek İlçeleri Açıkladı

AFAD Bilim Kurulu Üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbul’da deprem riski yüksek olan ilçeleri açıkladı. 

Olası İstanbul depremine ilişkin uyarılarda bulunan AFAD Bilim Kurulu üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara denizinin içerisinden geçen Kuzey Anadolu fayı üzerinde 7 şiddetinden büyük bir depremin olabileceğini belirtti.

Ersoy, deprem olmayan her süreyi iyi değerlendirilmesi gerektiğini ve kentsel dönüşümün hızlandırılması gerektiğini söyledi.

Şişli, Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüpsultan, Sarıyer ve Başakşehir gibi ilçeler zeminlerinin sağlam olduğunu Fatih, Zeytinburnu, Bağcılar, Güngören, Esenler, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Avcılar ve Silivri’ye doğru kesimlerin ise çürük olduğunu belirten Ersoy, hassas zeminler üzerinde de sağlam bina yapıldığı zaman gönül rahatlığıyla oturulabileceğini anlattı. Karot testine de değinen Ersoy, karot testinin sadece 1 tane örnek olduğunu ve başka testlerin de yapılması gerektiğini açıkladı.

İstanbul çevresinde 7 şiddetinden büyük bir deprem olabileceğini söyleyen AFAD Bilim Kurulu üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “İstanbul’da 7’den büyük bir deprem Marmara denizinin içerisinden geçen Kuzey Anadolu fayı üzerinde mutlaka olacak. Ama bu şimdi de olur bir 30 yıl sonra da olur. Eninde sonunda olacak. Bekleyiş süresi çok fazla olmayabilir. Eninde sonunda İstanbul çevresinde büyük bir deprem olabilir. Bu bakımdan deprem olmayan her süreyi iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Özellikle riskli alanlarda riskli binaları güçlendirmek veya yıkıp yeniden yapmak gibi bir uğraş içinde olmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümü hızlandırmamız gerekiyor” dedi.

İstanbul’un büyük bir risk altında olduğunu anlatan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “İstanbul büyük risk altında çünkü dinamik nüfus neredeyse 20 milyona varıyor. Bunun Marmara açısından değerlendirdiğimizde neredeyse 30 milyon insan Marmara yaşıyor. Konutlar açısından İstanbul’da 1 buçuk 2 milyon bina var. Müstakil konut sayısı 7 milyon. Dolayısıyla buradaki bir deprem çok yıkıcı olabilir. O yüzden yapılarımızı ve insanlarımızı depreme hazırlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Zemini riskli ilçeler

Sağlam zemini olan ve riskli olan ilçeleri tek tek sıralayan Ersoy, “İstanbul’u zemin açısından değerlendirecek olursak genel bir söylemde bulunacağım. Bina, mahalle veya ada bazında bir söylem değil. Ben şimdi en sağlam yerde en çürük yapı en çürük zemin olabileceğini başta söyleyeyim. Anadolu yakasındaki kayaçlar ve zeminler çok sağlam kayaçlar üzerinde yapı stoku var. Aynı şekilde Avrupa yakasında da var. Haliç’in kuzeyindeki ilçeler zeminleri biraz daha sağlam. Şişli, Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüpsultan, Sarıyer ve Başakşehir gibi ilçeler zeminleri sağlam. Ama bu zeminlerin üzerinde çok çürük kısımlar da olabilir. Dere yatakları özellikle çok tehlikeli. Haliç’in güneyindeki Avrupa yakasının olduğu kısımlar Fatih, Zeytinburnu, Bağcılar, Güngören, Esenler, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Avcılar ve Silivri’ye doğru kesimler nispeten daha çürük zeminler var. Böyle hassas zeminler üzerinde de sağlam bina yapıldığı zaman gönül rahatlığıyla oturabiliriz. Bunu bir yerden kaçıp bir yere göçmek için söylemiyorum. Zemin de önemli. Çünkü Esenyurt’ta yaptığınız bir gökdeleni Maslak’ta da yapabilirsiniz ama Esenyurt daha hassas bir zemin olduğu için Maslak gibi sağlam kayalar üzerinde değil” kaydetti.

“Karot 1 tane örnek yani başka şeylerin de yapılması gerekiyor”

Karot haricinde başka testlerin de yapılması gerektiğini dile getiren AFAD Bilim Kurulu üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Binanın mukavemeti konusunda karot 1 tane örnek yani başka şeylerin de yapılması gerekiyor. Zemine ilişkin bir iyileştirme var mı kullanılan beton iyi mi kötü mü karotla anlayabilirsin. Ama kullanılan demir nasıl projesi uygun mu evin çıkması var mı kaç katlı riskli bir zeminde bulunuyorlar mı gibi soruların hepsine olumlu cevap aldıysanız tamam. Karot testi de olumlu veriyorsa tamam diyebiliriz. Bu işlemler için hem özel firmalar hem de üniversiteler var ama özellikle son günlerde özel firmaların yaptığı işler konusunda bazı sıkıntılar duyuyoruz. Dolayısıyla özel firmalarda yaparken onların referanslarını iş potansiyellerini çalışanlarını soruşturmaları gerek aksi takdirde sadece fiyat kriterinden baktığınızda ucuz olana yaptırdığın zaman bazen gerçekten hiçbir şey yaptırmamış olabilirsiniz” açıklamasında bulundu.

“Yapıyla zeminin barışık olması gerekiyor”

Yapıyla zeminin barışık olması gerektiğine değinen Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Şimdi zemin kötü bina sağlam veya tam tersi olabilir şu önemli yapıyla zeminin barışık olması gerekiyor. Binayı zeminin koşullarına uygun inşa etmek eğer zemin uygun değilse iyileştirme yapmak gerekiyor. İşte kazık çakmak, sismik izolatör koymak gibi. Bazı iyileştirmelerden sonra en kötü zeminde bile bina yapabilirsiniz bunda bir engel yok” dedi.

“Bizim tek kurtuluşumuz sağlam binalar”

Sağlam binaların tek kurtuluş yolu olduğuna dikkati çeken AFAD Bilim Kurulu üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “İstanbul olası bir depreme hazır mı ben teknik olarak çok şeyin yapıldığına inanıyorum ama yapılanlar yeterli mi bence yapılanlar yeterli değil. Daha çok yol almamız gerekiyor. Deprem olmayan her süreyi de iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bizim tek kurtuluşumuz sağlam binalar. Sağlam binalarda depremde hiçbir şey olmaz sallanır içinden sağ çıkarsınız esas olan budur” diye ifade etti.

JMO: ‘’Dört Hastaneden Biri Riskli’’

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Türkiye genelinde bulunan 616 hastanenin yıkıcı etkiye sahip deprem üretebilecek yerlerde bulunduğunu açıkladı.

Sözcü Gazetesi’nden Erdoğan Süzer’in haberine göre; önceki raporunda yüksek deprem riski altındaki 4 bin 159 okulu ortaya çıkaran JMO, 616 hastanenin de yıkıcı etkiye sahip deprem üretebilecek yerlerde bulunduğunu belirledi.

JMO’ya göre yüksek deprem riski altındaki hastanelerin 163’ü İstanbul’da yer alıyor. Aynı şekilde İzmir’de 45 hastane, Manisa’da yaklaşık 40 hastane yüksek deprem riski altında faaliyetlerini sürdürüyor. JMO’nun bilimsel çalışmasına göre 616 hastaneden 196’sı çok yüksek, 92 hastane ise çok daha yüksek risk altında.

Dört Hastaneden Biri Riskli

JMO çalışması kapsamında 2019 yılından sonra yapılan ve deprem riski en yüksek alanlarda bulunan 2 bin 420 hastane ile sağlık merkezini inceledi. Bu hastaneleri yıkım gücü en yüksek ivme değerlerine göre 3 ayrı senaryoda teste sokan JMO, 0.40g ve üstü ivme değeri olan yıkıcı bir depremle karşı karşıya kalacak hastane sayısının 616 olduğunu belirledi. Buna göre 2019 yılından sonra inşa edilen ülke genelindeki her 4 hastaneden en az 1’i yüksek deprem riski altında bulunuyor.

JMO’nun hazırladığı rapora göre, daha yıkıcı etkiye sahip 0.50g ve üzeri ivme değerli deprem riski altında 196 hastane; 0.60g ve üzeri ivme değerli deprem riski altında ise 92 hastane bulunuyor. Raporda, 14 hastanenin ise 0.68g ile 0.75g gibi olağanüstü ivme değeri olan çok büyük depremlerle karşılaşacağı belirtildi.

‘’Bu Hastaneler İncelenmeli’’

Risk altındaki hastaneler konusunda Sağlık Bakanlığı’nı göreve çağıran JMO yönetimi, bakanlığın bu konudaki öncelik sırasını da dikkate alarak, tüm sağlık tesislerini gözden geçirmesini talep etti.

Yetkililer, fay sakınım bandı içinde olanlar ile zayıf mühendislik özelliklerine sahip, jeolojik sakıncalı alanlar üzerine inşa edilmiş sağlık tesisi binalarının yıkılarak daha güvenli alanlara taşınmasını istedi. JMO, diğer alanlardaki kamu hastaneleriyle özel hastanelerin de gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Fraenkische Turkey İkinci 10 Yıla Hazır

2014 yılında Almanya Mekanik Tesisat-Altyapı-Elektro ve Otomotiv sektörlerinin öncü ve kuvvetli isimlerinden Fraenkische firmasının uluslararası büyüme stratejisi kapsamında kurulan Fraenkische Turkey ilk 10 yılı tamamlamak üzere.

Başarılı geçen bir yılın ardından ikinci 10 yılın planlarını detaylandırmak için ziyarette bulunan Firma Sahibi Otto Kirchner, sektörde oldukça tecrübeli ve geniş bir kadroyla giriş yaptıkları Türkiye gibi zor bir pazarda doğru ve kuvvetli yatırım sayesinde hem diğer ülkelerdeki Fraenkische yapılanmalarından, hem de Türkiye pazarına girmeye çalışan diğer dış yatırım firmalarından çok daha hızlı yol aldıklarını ve Fraenkische Turkey olarak ilk 5 sene içerisinde özellikle Yerden Isıtma Sistemleri pazarında lider bir konum edindiklerini belirtti. 

Küresel ölçekte ve Fraenkische’nin ilgi duyduğu tüm iş alanlarında oldukça zorlayıcı geçen Pandemi dönemini Türkiye’de yine kuvvetlenerek geçtiklerini söyleyen Bay Kirchner, özellikle geçtiğimiz sene başlayan ve maalesef hala devam eden Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği yeni ve zorlu süreçte Türkiye’nin yanında Türki Cumhuriyetler ve savaştan etkilenen bölgelerdeki pazarların etkin bir şekilde yönetiminde ve geliştirilmesinde Fraenkische Turkey’in etkili ve güçlü yapısının ve yönetiminin ana firma açısından artan öneminin de altını çizdi.

Kentsel Dönüşümde Yeni Dönem

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklama ile kentsel dönüşümde yüklenici ve konut üreticilerine 12 ay ödemesiz dönem geliyor.

Hazine’den yapılan yazılı açıklamada, “Daha önce devreye aldığımız desteklere ilave olarak şimdi de riskli alanlarda yer alan ya da kendisi riskli olan yapıların kentsel dönüşümüne ilişkin destekler sağlayarak kentsel dönüşümü hızlandırmayı ve muhtemel doğal afetlere karşı daha hazırlıklı olmayı öngörüyoruz” ifadelerine yer verildi.

Bu kapsamda riskli alanlarda yer alan ya da kendisi riskli yapıların malikleri için kentsel dönüşüm kapsamında yüklenici ve konut üreticileri için destek paketleri hazırlandı.

Maliklere yönelik finansman paketi kapsamında kişi başı 1,25 milyon TL’ye kadar finansman imkânı sunuyor ve finansman maliyetinin 840 baz puana kadarlık kısmını Hazine karşılıyor. Süreçte Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bulunuyor.

50 Milyar TL Kefalet Limiti

Hazine destekli kefalet sistemi kapsamında şu ana kadar uygulanan tazmin oranını bu paket özelinde yüzde 7’den yüzde 9’a çıkardı. Bu finansman paketi ile 12 ay ödemesiz dönem imkânı dâhil toplam 48 ay vade ile 250 milyon TL’ye kadar finansman imkânı için 50 Milyar TL kefalet limiti açılıyor.

Hazine açıklamasında bu desteklerin kentsel dönüşüm sürecini hızlandırarak doğal afetlere daha hazırlıklı hale gelmesinin amaçlandığı belirtildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı yazının tamamı ise şu şekilde;

”Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla eşgüdüm içerisinde maliklere yönelik sunduğumuz finansman paketi kapsamında kişi başı 1 milyon 250 bin TL’ye kadar finansman imkanı sunuyor ve finansman maliyetinin 840 baz puana kadarlık kısmını karşılıyoruz. Paket ile vatandaşlarımızın yaşam şartlarını iyileştirmeleri için önemli bir kolaylık daha sunmuş oluyoruz.

Ayrıca, Hazine destekli kefalet sistemini de kapsama dâhil ederek, kentsel dönüşüm sürecinde yüklenici ve konut üreticisi firmaların uygun koşullarda finansmana erişimini sağlıyoruz. Hazine destekli kefalet sistemi kapsamında şu ana kadar uyguladığımız tazmin oranını bu paket özelinde yüzde 7’den yüzde 9’a çıkarıyoruz. Ayrıca, mevzuatta Bakanlığımıza yetkisi verilen kefalet oranlarını da azami düzeyde kullanıyoruz. Çok uygun koşullarda sağlanan bu finansman paketimiz ile 12 ay ödemesiz dönem imkânı dâhil toplam 48 ay vade ile 250 milyon TL’ye kadar finansman imkânı sunuyoruz. Bu doğrultuda 50 Milyar TL kefalet limitini kullanıma açıyoruz.

Bu finansman desteklerinin kentsel dönüşüm sürecini hızlandırarak ülke ve millet olarak doğal afetlere daha hazırlıklı hale gelmemize vesile olmasını ümit ediyoruz.”

YEO’dan Çadır Kentlere Güneş Enerjili Batarya Sistemi

Yenilenebilir enerji sektörünün öncülerinden YEO, deprem bölgesinde bulunan çadır kentlerin enerji ihtiyacını karşılamak üzere batarya depolamalı güneş enerjisi sistemi kurdu. 

YEO tarafından yapılan açıklamada, AFAD ve AHBAP ile iş birliği yapıldığı ifade edildi. Firmanın açıklamasının devamı ise şu şekilde:

“Kurulumu yapılan batarya depolamalı güneş Enerjisi sistemi, şebekeden bağımsız olarak güneş enerjisini elektriğe dönüştürerek sunuyor. İlk etapta Kahramanmaraş ve Hatay’da kurulumu yapılan sistemler aileler için acil enerji ihtiyacını sağlayacak. Yeni bölgeler için de sistem kurulumu gelen talebe göre devam edecek.

Yaraların birlikte sarılabileceğine inanan YEO Teknoloji, felaketin ilk günlerinden itibaren bölgeye şantiyelerindeki iş makinelerini ve uzman personelini yönlendirmişti. Konteyner desteğinin yanında çeşitli ihtiyaçları da bölgeye sevk eden YEO Teknoloji, bugünlerde en önemli ihtiyaçlardan olan kesintisiz enerji için çalışıyor. Kurulan batarya depolama özelliğine sahip güneş enerjisi panelleri, çadırlar ve ortak alandaki enerji noktalarında kullanılıyor.”

İnşaat Sektörü Çalışan Sayısında Artış

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan verilere göre, Ocak 2023 itibarıyla inşaat sektöründe çalışan sayısı yüzde 18,1 oranında arttı. 

Ücretli Çalışan İstatistiklerinin hesaplanmasında Muhtasar ve Prim Hizmet beyannamesinden elde edilen veriler kullanılmaktadır. Ülkemizin yaşamış olduğu deprem felaketinden etkilenen illerde mücbir sebep ilan edilmiş ve beyannameler ertelenmiştir. Bu nedenle, 2023 Ocak ayına ilişkin hesaplamalarda eksik gözlemler için istatistiksel yöntemler kullanılarak tahmin yapılmıştır. Bu yöntemlerle tahmin edilen büyüklüğün toplam içindeki payı yüzde 4,48’dir.

Ücretli Çalışan Sayısı Yıllık Yüzde 7,8 Arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 13 milyon 560 bin 968 kişi iken, 2023 yılı ocak ayında 14 milyon 625 bin 242 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı ocak ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 4,9, inşaat sektöründe %18,1 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 7,9 arttı.

İnşaat sektöründe bir önceki yılın aynı döneminde ücretli çalışan 1 milyon 326 bin 800 kişi olurken bu senenin aynı döneminde çalışan sayısı 240 bin 147 kişi artarak 1 milyon 566 bin 947 oldu.

Ücretli çalışanlar, Ocak 2023
çizelge içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Ocak 2023
masa içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Ücretli Çalışan Sayısı Aylık Olarak Yüzde 0,5 Arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,5 arttı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı ocak ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,2 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 3,6 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,3 arttı.

Ücretli çalışanların aylık değişim oranları (%), Ocak 2023

Ücretli çalışanların sektörlere göre aylık değişim oranları (%), Ocak 2023
çizelge içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Kaynak: Emlak Dream

İnşaat Demiri İzleme Sistemi Kuruluyor

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından Resmî Gazete’de ilan edilen açıklamada, inşaat demirinin inşaatta kullanımı ve laboratuvar deneyleri dahil olmak üzere takip edilmesi için İnşaat Demiri İzleme Sistemi (İDİS) kurulacağı belirtildi. 

Mevcut inşaat demiri üreten veya ithal edenler ile ihracatçı, toptancı, bayi, tüccar ve yapı müteahhitlerine 1 Ocak 2024 tarihinden önce İDİS’e geçmeleri zorunluğu getirildi.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan İDİS uygulama genel tebliğine göre, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından kurulacak sistem kapsamında; üreteci veya ithalatçı tarafından inşaat demirine güvenlikli etiket veya güvenlikli işaret uygulanması, üretim faaliyetleriyle ilgili temel verilerin izlenmesi ve merkezi sisteme veri aktarılması, üretici, ihracatçı, ithalatçı, toptancı, bayi, tüccar, inşaatta kullanım ve laboratuvar deneyleri dâhil teslim işlemlerinin izlenmesi ve takip edilmesi, bu verilerin Darphane tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve GİB’e aktarılması zorunluluğu getirildi. İDİS dışında inşaat demiri üretimi, ihracatı, ithalatı, alışı, satışı ve kullanımı yapılmayacak.

Uygulama kapsamında, yurt içinde inşaat demiri üretimi yapan firmalar için üretim tesislerinde ve inşaat demiri ithal eden firmalar için Darphane tarafından belirlenen yerlerde İDİS bileşenleri kurulacak ve Darphane tarafından belirlenmiş özellikleri içeren güvenlikli etiketler veya işaretler kullanılacak.

Üretici ve ithalatçı firma dışında inşaat demiri satan veya satın alanlar kendilerine verilecek kullanıcı adı ve şifre ile sisteme teslim, alış ve satış belgelerine ilişkin bilgilerin girişini yapacak. Güvenlikli etiket veya işaret birim fiyatları maliyet unsurları dikkate alınarak Darphane tarafından belirlenecek.

Bugün itibarıyla stoklarında güvenlikli etiket veya güvenlikli işareti olmayan inşaat demiri bulunduranlardan, üretici ve ithalatçılar 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren, diğerleri ise 31 Ocak 2024 tarihinden sonra bu stoklarını satışa sunmayacak.

İDİS’e kayıtlı firmalar işi bırakmaları halinde, kullanılmamış güvenlikli etiket veya işaretleri işin bırakıldığı tarihi takip eden 7 gün içinde Darphaneye teslim edecekler.

Kentler Neden Sele Teslim Oldu?

Malzeme Mühendisi Erhan Mataracı, deprem bölgesinde yaşanan sel felaketinin ardından değerlendirmelerde bulundu. Mataracı, “Ülkemizde yapılaşma maalesef uygun planlamalar doğrultusunda yapılmıyor. Ranta veya modaya göre ülkenin her tarafında yapılanmalar oluyor” dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afetin yaşandığı bölgeler şimdi de selden etkilendi. Kentler, sular altında kaldı. Felaketin ardından Türkiye’deki yapılaşmaları değerlendiren malzeme mühendisi Erhan Mataracı, “Milyona insanın yaşadığı bir bölgede yağacak yağmuru hesap edip bu suların giderleriyle ilgili hesap yapılmadığında çok ciddi sayıda insanı bu evlere hapsetmekten veya inşa ettikleri yapılara zarar vermekten başka bir şey yapmamış oluruz” ifadelerini kullandı.

Erhan Mataracı, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinden sonra şehirlerin altyapılarının titizlikle tartışılması gerektiğini vurguladı. “Afetlere hazırlıklı olup olmadığımızı ve insan hayatında etkili olan tüm alanlarda gerekli çalışmaların yapılmasına” acilen başlanması gerektiğini söyleyen Mataracı, yapılaşmanın uygun planlarda yapılmadığını belirtti.

“Bölgede Yaşayacak İnsan Sayısına Göre Planlanan Yapılanma Belirlenir”

Mühendis Mataracı, şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Şehir planlaması, ekonomik, mühendislik, mimari, iklim, coğrafik yapı ve daha birçok yapının ve uzmanlarının içinde bulunduğu bir ekip çalışmasıdır. Şehrin gelecekte öngörülen nüfus artışı, bölgenin geçmişten bugüne uzun bir süre içerisinde yaşamış olduğu deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerin değerlendirilmesi, zemin yapısı gibi tüm veriler şehrin planlanması esnasında göz önünde tutulması gereken çok önemli faktörlerdir.

Bir şehrin bir bölgesinde yapılanmaya gidileceği zaman o bölgede yaşayacak insan sayısına göre bölgede planlanan yapılanma belirlenir, bu bölgede yapılacak en yüksek binalar, bu binaların sağlaması gereken şartlar, bölgede yerleşmenin uygun olup olmaması, planlanan nüfus için gerekli altyapı çalışmaları, bölgenin doğal yapısı gereği meydana gelebilecek muhtemel doğal afetler, iklim koşulları dikkate alınarak titizlikte çalışmalar yapılır ve bunların dışına çıkılmasına kesinlikle izin verilmemelidir.

“İnsan Hayatında Etkili Olan Tüm Alanlarda Gerekli Çalışmaların Yapılmasına Acilen Başlanmalıdır”

Binalar yapılmadan önce şehrin veya bölgenin altyapısının yetersiz olması, temel atmadan bina yapmaya benzer. Milyonlarca insanın yaşadığı bir bölgede, bölgeye yağacak yağmuru hesap edip bu suların giderleriyle ilgili hesap yapılmadığında, tahliye planları oluşturulmadığında çok ciddi sayıda insanı bu evlere hapsetmekten veya bin bir emekle inşa ettikleri yapılara zarar vermekten başka bir şey yapmamış oluruz. 

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinden sonra şehirlerin altyapıları da aynı titizlikle tartışılmalıdır. Altyapı planlarının düzgün yapılıp yapılmadığı, bu inşaatların müteahhitler tarafından şartlarına uygun şekilde inşa edilip edilmediği, kontrolcülerin gerekli kontrolleri gerekli hassasiyetle gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri de detaylı şekilde tartışılmalıdır. Doğal afetler sadece deprem değil ayrıca yangın, sel, deprem, fırtınalar, heyelanlar gibi tüm afetlere hazırlıklı olup olmadığımızı ve inşaatından, makinesine, kimyasından, elektriğine kadar yapılanma ve insan hayatında etkili olan tüm alanlarda gerekli çalışmaların yapılmasına acilen başlanmalıdır.

“Her Bölgede Farklı Kurallar Uygulanması Gereken Bir Ülke Ama Genel Kurallar Belirlenip Her Yerde Aynı Şartlar Uygulanıyor”

Ülkemizde yapılaşma maalesef uygun planlamalar doğrultusunda yapılmıyor. Ranta göre veya modaya göre ülkenin her tarafında yapılaşmalar oluyor. Dere yataklarına evler yapılması buna bir örnek. Her ilde yapılacak binaların, altyapıların, yolların farklı özelliklerde olması gerekirken ülkemizde maalesef bu kriterlerin hiçbiri dikkate alınmıyor.

Farklı yapılaşmaya örnek vermek gerekirse, yağış oranı çok yüksek olan Uzak Doğu ülkelerinde bina çatıları dik yapıda olurken, yağış oranı az olan Ortadoğu veya Afrika’da çatı yapılmasına bile gerek kalmıyor, fay hattı üzerindeki ülkelerde deprem önlemleri çok ileri seviyedeyken, fay hattı olmayan ülkelerde bu kriterler tüm önemini yitiriyor. Türkiye çok farklı coğrafi özelliklerde birçok bölgeye sahip olduğu için her bölgesinde farklı kurallar uygulanması gereken bir ülke ama bizde genel kurallar belirlenip her yerde aynı şartlar uygulanıyor.

“Deprem, Sel, Yangın Gibi İnşaat Projelendirmesi Esnasında Dikkat Edilmesi Gerekli Husular Diğer Tüm Yapılaşmada Da Son Derece Kritik Faktörlerdir”

Örneğin, ticari sebeplerden dolayı Türkiye’nin en çok yağış alan ili olan Rize’de doğal bitki örtüsünü kaldırıp her yere çay bahçeleri yapılması bölgede heyelanları kaçınılmaz hale getiriyor. Rize’de her yıl heyelanlar olması o bölgede yağışların artması değil, bölgenin coğrafi yapısına aykırı tarım yapılmasından kaynaklanıyor. Bu şehrin planlaması yapılırken orman alanlarının ayrılması veya evlerin farklı bölgelere yapılmasının şart koşulması gerekirken bu hassasiyet gösterilmiyor.

15 Mart tarihinde Şanlıurfa ve Adıyaman’da meydana gelen sel felaketi sonrasında bu felaketin sebepleri tartışılmalıdır. Şehrin yeterli su giderlerinin olup olmadığı araştırılmalıdır, şehrin altyapısı planlanırken bölgeye son 50 yılda yağmış olan en şiddetli yağmur miktarları göz önünde bulunduruldu mu sorulmalıdır. Eğer bütün bu şartlara göre planlamalar yapılıp projeler oluşturulmuş ve altyapı inşaatları yapıldıysa müteahhitler uygun çalışmalar yapmışlar mı, kontrol kuruluşları kontrollerini düzgün yapmışlar mıdır gibi konularda tartışılmalıdır. Deprem, sel, yangın gibi inşaat projelendirmesi esnasında dikkat edilmesi gerekli hususlar diğer tüm yapılaşmada da son derece kritik faktörlerdir.

“Şehir Planlamaları Dönemin Modasına Veya Ranta Göre Değil, Uzun Vadeli Planlara Göre Yapılmalı ve Bu Planlara Sadık Kalınmalıdır”

Türkiye 6 Şubat tarihinde çok büyük bir felaket yaşamış ve bundan dersler çıkarması gerektiğini anlamıştır ancak 15 Mart tarihinde meydana gelen sel, bize yanlış bir ders aldığımızı, problemin sadece konut inşaatlarıyla ilgili şartlar değil bütün bir yapılanma süreciyle ilgili olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de tüm mühendislik alanlarında çalışmalar yapılmalı, rant kavgalarından ve politik kaygılardan uzak şekilde endüstri, mühendislik, mimari çalışmalar tek tek yapılmalıdır. Meslek odaları, Standart enstitüleri, belediyeler hep birlikte çalışıp yapılaşmayla ilgili şartlar oluşturmalıdır. Şehir planlamaları dönemin modasına veya rantına göre değil, uzun vadeli planlara göre yapılmalı ve bu planlara sadık kalınmalıdır.

Türkiye Genelinde Şubat Sonu İtibarıyla Ortalama Konut Fiyatı 2 Milyon 146 Bin 950 TL Oldu

TÜİK rakamlarına göre Türkiye genelinde Şubat ayında 80 bin 31 konut satışı gerçekleşti. Türkiye genelinde konut satışları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18 azaldı. 

Yapay zekâ ve büyük veri analizi ile gayrimenkul değerlemesinde güvenilir sonuçlara ulaşan Endeksa’nın verilerine göre Türkiye genelinde şubat ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 162 seviyesinde oldu. Yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Kocaeli, Antalya ve Tekirdağ.

Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 16 bin 515 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 146 bin 950 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi 16 yıl oldu. Türkiye genelinde konut satışları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 18, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 18 azalarak 80 bin 31 oldu. 

Konut Satışında İstanbul Yüzde 19 İle Birinci Sırada

Şubat ayında konut satışlarında İstanbul 14 bin 980 konut satışı ve %19 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 8 bin 235 konut satışı ve %10 pay ile Ankara, 5 bin 31 konut satışı ve %6 pay ile İzmir izledi. Endeksa verilerine göre, şubat ayı sonu itibarı ile İstanbul’da konut satış fiyatlarında değer artışı %156, ortalama konut metrekare satış fiyatı 25 bin 882 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 105 bin 840 TL. Ankara’da konut fiyatları son bir yılda %159 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 12 bin 194 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 646 bin 190 TL. İzmir’de ise yıllık değer artışı %160, ortalama konut metrekare satış fiyatı 21 bin 43 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 735 bin 590 TL oldu.

Kocaeli Yüzde 181’lik Yıllık Değer Artışıyla Zirvede

Endeksa verilerine göre, Şubat ayında en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Kocaeli, Antalya ve Tekirdağ. Kocaeli’de konut fiyatları son bir yılda yüzde 181 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 14 bin 340 TL, ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 892 bin 880 TL, Antalya’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 176, ortalama konut metrekare satış fiyatı 23 bin 596 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 831 bin 520 TL ve Tekirdağ’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 165, ortalama konut metrekare satış fiyatı 12 bin 50 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 638 bin 800 TL oldu.

İpotekli Konut Satışları 17 bin 357 Oldu

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 7 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13 azalış göstererek 17 bin 357 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 22 olarak gerçekleşti. 

İlk El Konut Satış Sayısı Yüzde 19 Azalarak 23 Bin 476 Oldu

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19 azalarak 23 bin 476 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 29 oldu. 

İkinci el konut satışları şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18 azalış göstererek 56 bin 555 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 71 oldu. 

Yabancı Satışlarında Bir Önceki Yıla Göre Yüzde 27 Azaldı

Yabancılara yapılan konut satışları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 19, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27azalarak 3 bin 350 oldu. Şubat ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 261 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 133 konut satışı ile İstanbul, 225 konut satışı ile Mersin izledi.

‘’Mersin Yeni Finans Merkezi Olabilir’’

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ‘’İstanbul’dan sonra en büyük dış ticaret kenti olan Mersin, depreme dayanıklı bölge özelliğiyle yeni finans merkezi olabilir’’ dedi. 

Türkiye’nin en büyük dış ticaret merkezlerinden biri olan Mersin, hâlihazırda 6 milyar dolar olan ihracatını 15 milyar dolara yükseltebilecek bir potansiyele sahip… Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan kentin bu özelliğinin yanı sıra aynı zamanda deprem güvenli bölge olmasını da hatırlatarak “İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en büyük dış ticaret kenti Mersin, neden deprem güvenli özelliği ile yeni bir finans merkezi olmasın” dedi.

Deprem Güvenli Ekonomi Bölgeleri Şart

Dünya Gazetesi’nin haberine göre, Kızıltan, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin etkilediği illerdeki maddi zararın faturasının 150 milyar dolar olduğunu, Türkiye’nin ekonomisini deprem güvenli bölgelerde kurgulamasının ulusal güvenlik konusu olduğunu bildirdi.

Bilimsel veri, fizibilite, verimlilik düşünülmeden her akla gelen yere yatırım yapmanın çözüm olmadığını aktaran Kızıltan, “İşte depremde sonuçlarını gördük; 10 ilin ekonomisi bir anda çöktü. Bu felaketin Türkiye ekonomisinin, üretiminin, ihracatının yüzde 70’inden fazlasının kurgulandığı İstanbul, İzmit Körfezi ve Marmara Bölgesi’nde olduğunu düşünmek bile istemiyoruz.

Marmara’da meydana gelecek bir felaketin ekonomik faturası trilyon doları bulur. Türkiye bu ekonomik yıkımın altından kalkamaz. En büyük değerimiz olan kaybettiğimiz insanlarımızın, canlarımızın kaybı parayla zaten ölçülemez. Deprem güvenli ekonomi bölgeleri şarttır” diye konuştu.

Türkiye’nin planlı bir ekonomiye geçmesini, yerel yönetimlerle, kentlerin yerel dinamikleri ile yakından çalışan yeni nesil bir Devlet Planlama Teşkilatı kurulmasını tavsiye eden Kızıltan, “Tarımdan sanayiye, lojistikten turizme, eğitimden sağlığa kadar planlı bir Türkiye kurmak zorundayız.

Ülkemizin israf edecek zamanı, parası ve insanı yoktur. Kaynaklarını planlı ve ortak akılla kullanamayan, özellikle yerel dinamiklerin görüşleri alınmadan yönetilen bir Türkiye gelişemez, kalkınamaz” ifadelerini kullandı.

Yaşanan Felaketlerden Sonra Riskleri Görmezden Gelemeyiz

Kızıltan, İstanbul Sanayi Odası’nın davetiyle İSO Meclis üyelerine yaptığı konuşmayı hatırlatarak, İstanbul, İzmit ve Marmara Bölgesi yatırımcılarını Mersin’e yatırım yapmaya davet ettiğini bildirdi.

Kızıltan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylesi afet risklerine dikkat çekmiştik. Bugün bu davetin ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz. Marmara Bölgesi büyük bir risk altındadır. Yaşanan bu felaketten sonra hiçbir şey olmamış ve olmayacakmış gibi yapamayız.

Başını kuma gömen deve kuşu misali riskleri görmezden gelemeyiz. Türkiye var olan yatırımlarını, en stratejik olanlardan başlayarak deprem güvenli bölgelere taşıma ve kurmak zorundadır. Örneğin finans merkezi İstanbul yapıldı. Merkez Bankası’nın bile İstanbul’a taşınma planı yapıldı. Bunlar artık daha dikkatle düşünülmelidir. Yumurtaları tek bir sepete koyamayız.”

Deprem Güvenli Bölgelere Süper Yatırım Paketleri Teklifi

 Mersin’in yatırımlar için en güvenli bölgelerin başında geldiğini aktaran Kızıltan, Aksaray-Taşucu koridorunun güvenli bir sanayi koridoru olabileceğine dikkat çekti. Kızıltan, “Burası geniş ve uygun bir arazidir. Taşucu Limanı çıkış kapısı olarak durmaktadır. Büyük kentlere olan düzensiz göçlerin de önüne geçecek bir projedir” dedi.

Mersin gibi deprem güvenli kent ve bölgelere özel yatırım paketleri ve süper yatırım paketleri tasarlanmasını isteyen Kızıltan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın yeni yatırımcılara her konuda destek verdiğini, devletten beklentilerinin ise atıl kamu arazilerinin ekonomiye ve üretime tahsis edilmesi olduğunu bildirdi. Kızıltan, Mersin’in depremin ilk gününden itibaren bölgeye ilk ulaşan kentlerin başında geldiğini, bugün 500 bine yaklaşan depremzede vatandaşın Mersin’de ağırlandığını söyledi.

Kızıltan, “Bu rakam her kentin üstesinden geleceği bir rakam değildir. Mersin üretim gücüyle, yerel yönetimleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, sağlam ekonomisiyle, güçlü lojistik yapısıyla gerçekten bölgede “iyi ki Mersin gibi bir kent var” dedirtti. Bölgesinde ne kadar önemli bir kent olduğunu gösterdi.

Ancak Mersin ekonomisi bunu destek olmadan kaliteli şekilde devam ettiremez. Yerel yönetimlere siyaset üstü düşünülerek destek verilmelidir” diye konuştu.

Makro Kamu Yatırımları Hayata Geçerse İhracat Yükselir

Mersin’in doğal afet bölgesi olmasa da desteklerden faydalanacak özel bir statüye kavuşturulmasını isteyen Kızıltan, Mersin Ana Konteyner Limanı, Çeşmeli-Taşucu Otobanı, D-400’e paralel Mersin-Adana Karayolu, sektörel sanayi siteleri için tahsisi bekleyen kamu arazileri, etrafının doğru kurgulanması gereken Çukurova Havalimanı ve Mersin Lojistik Köyü Projesi gibi beklenen makro kamu yatırımlarının hayata geçmesi halinde; şehrin 6 milyar dolar ihracatını en az 15 milyar dolara yükselteceğini bildirdi.

Kızıltan, “Mersin, ayağa kalkması gereken deprem illerine en büyük desteği verecek kenttir. Mersin bu 11 deprem ilinin yaralarını saracak, kalkınmalarına destek verecek bir ildir. Yeter ki planlanan yatırımlar daha fazla bekletilmesin” dedi.

XL Mimarlık+Mühendislik’ten Nea Vourla Konut Sitesi

Mimar Arda Işık’ın liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan XL Mimarlık + Mühendislik’in tasarladığı Nea Vourla Konut Sitesi, İzmir Urla bölgesinin mimari özelliklerini yansıtan, aynı arketipin varyasyonları olan ve her biri deniz manzaralı 31 villadan oluşuyor.

İzmir Urla’daki Nea Vourla Konut Sitesi projesi, birbirinden farklı ölçek ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik tarafından tasarlandı.

Urla’nın İskele Mevkisi’nde hayata geçirilen Nea Vourla Konut Sitesi projesinde XL Mimarlık + Mühendislik ön tasarıma ait stratejik planlama, iş planı, pazarlama ve fizibilite süreçlerinde işveren ARON Müteahhitlik ile iş birliği içinde çalışmış ve bölgede röper noktası oluşturan bir konut sitesi projesi elde edilmiş.

Bölgenin mimari özelliklerini taşıyan ve aynı arketipin varyasyonları olan 31 villa, ikisi birbirine komşu 3 ada üzerinde ve her biri deniz manzarasına hâkim olacak şekilde konumlandırılmış. Her adasında açık havuz bulunan XL Mimarlık + Mühendislik imzalı Nea Vourla Konut Sitesi projesi tüm yıl boyunca yaşanacak şekilde tasarlanmış.

XL Mimarlık + Mühendislik bu konut sitesinin tasarımında beyan ettiği temel mimari prensip ve tasarım araçlarını takip etmiş, bunlarla birlikte, stratejik planlama, tasarım odaklı düşünme ve sanat yoluyla bütünsel bir yaklaşım önermiş.

Silivri’ye 500 Yataklı Hastane Projesi

İstanbul, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, 500 yataklı Eğitim Araştırma Hastanesi ile 100 yataklı Acil Durum Hastanesi projesinin hayata geçirileceğini duyurdu. 

Silivri Belediye Meclisinin 2023 yılı mart ayı toplantısının 2. oturumu gerçekleştirildi. Toplantıda gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından konuşan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Fatih Mahallesi’nde Çamlık olarak bilinen yere Millet Bahçesi ve Aile Sağlığı Merkezi, Müjdat Gürsu Stadının güneyine ise içerisinde sosyal alanlar bulunan Gölet ve Millet Bahçesi kazandıracaklarını açıkladı. Kavaklı Mahallesi Kenan & Çelebi Nakip Aile Sağlığı Merkezi ve Millet Bahçesinin açılışının önümüzdeki hafta yapılacağını, Alibey Mahallesinde yeni Sağlık Kompleksinin 4-5 ay içerisinde hizmete açılacağını söyleyen Başkan Yılmaz, Selimpaşa’daki Silivri Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binasının da yenileneceğini ifade etti. Başkan Yılmaz ayrıca, Silivri’ye 500 yataklı Eğitim Araştırma Hastanesi ve 100 yataklı Acil Durum Hastanesi kazandırılacağını müjdeledi.

“FATİH MAHALLESİ’NE MİLLET BAHÇESİ VE AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ KAZANDIRACAĞIZ”

Fatih Mahallesi’ne bir Millet Bahçesi ve yepyeni bir Aile Sağlığı Merkezi kazandıracaklarını açıklayan Başkan Yılmaz, “Her ay, hiç hız kesmeden; hükümetimizle ve Silivri Belediyemizle ilçemize kazandırdığımız projeleri meclis toplantılarımızda sizlerle paylaşıyoruz. Bu bize büyük onur ve gurur veriyor. Fatih Mahallesi’nde bulunan ve yıllardır bakımsız, metruk durumda olan yaklaşık 36.000 metrekare alanımız var. Burası içerisinde daha önce İstanbul Üniversitesinin doktorlarının eğitim gördüğü, sonrasında da sağlık ocağı olarak kullanılan; falezlerin hemen üzerinde Silivri’nin en güzel manzaralarının seyredildiği, Çamlık mevkii diye tabir ettiğimiz alan. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum ile Millet Bahçesi temel atma töreninden sonra yaptığımız istişarelerde taleplerimiz olmuştu. Bu alan şu an İstanbul Üniversitesinin mülkiyeti. Hazinemiz bu mülkiyeti İstanbul Üniversitesinin istediği alanlarla trampa edecek. Daha sonra bu arazi maliye hazinesine, yani milli emlağa geçecek. Milli emlak ile bir protokol yaparak Silivri Belediyesi olarak buraya bir Millet Bahçesi inşa edeceğiz. 7/24 güvenlikli, içerisinde sosyal belediyecilik mantığıyla işletilecek sosyal tesislerin, kafelerin, çocuk oyun alanlarının, mini kütüphanelerin olacağı bir Millet Bahçesini, Silivri’ye kazandırmış olacağız. Buradaki sağlık ocağı da depreme dayanıksız olduğu için yıkılacak. Fatih Mahallesi’nde düğünlerin yapıldığı boş alanda da 6 ay içerisinde, 5 hekimli bir Aile Sağlığı Merkezi yapmayı planlıyoruz. Silivri’mize hayırlı uğurlu olsun.” dedi.

“YEŞİLE VE DOĞAYA YATIRIM YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Silivri Belediyesi olarak yeşile, çevreye, doğaya ve insanların rahat nefes alacağı alanlara yatırım yapmaya devam ettiklerini dile getiren Başkan Volkan Yılmaz, “Müjdat Gürsu Stadı’nın hemen güneyinde yer alan 10.000 metrekarenin üzerinde alanda; basket sahası, tenis kortları ve dinlenme alanları yapıyoruz. Burada yaklaşık 1.500 metrekarelik bir gölet bulunuyor. Bu alana Silivri Belediyesi tarafından işletmesi yapılacak; sosyal tesis, kafeterya, restoran, parklar ve yeşil alanların bulunduğu bir Millet Bahçesi kazandıracağız. Bu tesisin açılışını haziran ayının ilk haftasında yapmayı planlıyoruz. Maliyeti 25 milyon TL olacak bu yatırımı bir bağışçı marifetiyle, Silivri Belediyesinin kasasından tek kuruş çıkmadan yapacağız. Silivri’ye hayırlı uğurlu olsun.” ifadelerini kullandı.

“KAVAKLI AİLE SAĞLIĞI MERKEZİNİ VE MİLLET BAHÇESİNİ HİZMETE AÇIYORUZ”

İlçede yaptıkları sağlık yatırımları hakkında bilgiler veren Başkan Volkan Yılmaz, “Bildiğiniz üzere Kavaklı’da bulunan sağlık ocağını depreme dayanıksız olduğu için yıkmıştık. Bunun yerine inşa ettiğimiz ve 500 metrekare alanda hizmet verecek olan, içerisinde 112 Acil Servis İstasyonunun da yer alacağı Kavaklı Aile Sağlığı Merkezimizin açılışını önümüzdeki hafta gerçekleştireceğiz. Ayrıca Aile Sağlığı Merkezimizin arkasındaki yaklaşık 5.000 metrekare alanda yapımını tamamladığımız Millet Bahçemizin de açılışını yapacağız. Tüm meclis üyelerimizi açılışımıza bekliyoruz.” diye konuştu.

“SAĞLIK KOMPLEKSİ EYLÜL AYINDA VATANDAŞLARIMIZIN HİZMETİNDE OLACAK”

Silivri’ye inşa edilen Sağlık Kompleksinin 4-5 ay içerisinde hizmete açılacağının müjdesini veren ve Selimpaşa’da bulunan Silivri Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binasının yenileneceğini açıklayan Başkan Volkan Yılmaz, “Hatay’da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depreme İskenderun Devlet Hastanesinde yakalandım. Hastaneye Silivri Belediyesi olarak bir mobil mutfak kurmaya gitmiştik. Bizden sonra o hastane tahliye edildi ve şu an Dörtyol Hastanesinde hizmet veriyor. Bu yaşadıklarımız esasında afetlerdeki yaraların tedavisinin yerinde yapılmasının ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Bu düşünceden hareketle Alibey Mahallesi Turgut Özal Bulvarı üzerinde 5.000 metrekare alanda içerisinde; İlçe Sağlık Müdürlüğü, Verem Savaş Dispanseri, 11 aile hekimli Sağlık Ocağı ve Sağlıklı Yaşam Merkezinin bulunacağı Sağlık Kompleksinin açılışını eylül ayında gerçekleştirmeyi planladığımızın bilgisini vermiş olayım. Yani yaklaşık 4-5 ay sonra bu kompleks Silivrili vatandaşlarımızın hizmetinde olacak. Ayrıca bildiğiniz gibi Selimpaşa’da, Silivri Devlet Hastanemizin Ek Hizmet Binası yer alıyor. Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler gerçekleştirdik. Selimpaşa’daki hastanemizde lojmanların olduğu kısım yıkılacak. Bu alana çelik konstrüksiyon olmak üzere 2.000 metrekarelik Silivri Devlet Hastanesi Ek Binası kazandıracağız. Çalışma 6 ay içerisinde tamamlanacak ve orada hizmet vermeye devam edecek.” dedi.

“SİLİVRİ’YE EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ VE ACİL DURUM HASTANESİ KAZANDIRILIYOR”

Silivri’ye 500 yataklı bir Eğitim Araştırma Hastanesi ve 100 yataklı Acil Durum Hastanesi kazandırılacağının müjdesini veren Başkan Volkan Yılmaz, “Daha önce Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca ile yaptığımız istişarelerde kendilerine sunduğumuz talep ve bilgi dosyası vardı. Bu taleplerimizin Sağlık Bakanlığımız tarafından kabul olduğunu görmek bizi çok mutlu etti. Silivri’mize çok önemli bir müjde daha vermek istiyorum. E-5’in kenarında Araptepe mevkii diye bilinen alanda, yaklaşık 138 dönüm arazide 500 yataklı bir Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yapımı, Cumhurbaşkanlığı 2023 Yatırım Programına dahil edildi. İlave olarak bu alana 100 yataklı bir Acil Durum Hastanesi de yapılacak. İhale işlemleri ve yapım işlemleri konusunda hızlıca harekete geçilip inşallah çok kısa sürede Silivri’mize 600 yataklı modern bir sağlık alanı kazandırılmış olacak. Böylece Silivri’mize çok büyük bir yatırım daha gelmiş oluyor. Ben başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’ya ve İl Sağlık Müdürümüz Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na Silivri’ye yaşayan bütün vatandaşlarım adına teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun.” ifadelerini kullandı.

5 Maddede Tiny House Satın Alma Rehberi

Türkiye’nin her yerinde hem depreme dayanıklı hem de konforlu ve kalıcı yaşam üniteleri ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. 45 günde teslim edilen tiny house’lar da en öne çıkan seçenek olarak görülüyor. Bu sebeple kullanıcıların tiny house alırken dikkat etmesi gerekenler rehberi hazırlandı.

Tiny House Nedir?

Tiny house’lar plakalı ve ruhsatlı, karavan sınıfında araçlar olup yürüyen küçük evlerdir. Mevzuatlara uygun üretilen tiny house’lar karavandan daha konforlu bir yaşam sunar. Konteyner ve benzeri geçici barınma çözümleri yerine dört mevsim kalıcı yaşam için uygundur. İsteğe bağlı olarak yeri de değiştirilebilir. Çekici bir araç üzerine konarak taşınmaz. Mühendislik hesaplamalarına uygun üretilmiş bir tiny house, doğru araçlarla çekildiğinde yollarda güvenli bir şekilde ilerler. 

Tiny house’lar doğada olmayı, doğayla barışık yaşamayı mümkün kılar. Kullanıcıların doğanın iyileştirici etkisiyle tanışmasını sağlar. Minimalist yaşam felsefesiyle tasarlanıp temel ihtiyaçları öngörür; mevzuatlarına ve vaadine uygun bir şekilde üretilebilmesi için tekne, karavan ve yapı sektörünün ürünlerini ve metotlarını kullanılır.

TINY HOUSE ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Mevzuata Uygun Üretilmeli

Mevzuatına uygun üretilmeyen tiny house’lar sahibini mağdur edebilir. Karayolları standartlarında belirlenen azami ölçüler dikkate alınarak üretilen tiny house’lar ilgili kurumların gerekli kontrolleri yapmaları esnasında sahibini zor durumda bırakmazlar.

Dayanıklı Malzeme Sınıfı Tercih Edilmeli

Tiny house’ların doğanın içinde dört mevsim boyunca hem kalıcı hem de mobil kullanımları göz önüne bulundurularak sürekli servis gereksinimi olmaması için dayanıklı ve amacına uygun malzeme sınıflarıyla üretilmesi gerekir.

Üretici Firmaların Referansları İncelenmeli

Üretici firmaların daha önce yaptıkları ürünlerin, özellikle de kullanımda olanların, yaşanmış tecrübeleri önemlidir. Yalıtım özellikleri, enerji verimliliği performansı, servis hizmetleri ve yıllarca doğa içinde kullanılmış ürünler incelenmelidir. 

Teslimatın söz verilen sürede yapılması önemlidir. Satış sonrası bakım hizmetlerine ve garanti süresine özellikle dikkat edilmelidir.

Üretim Gücü ve Malzeme Kalitesine Dikkat Edilmeli

Tiny house alıcılarının, üretim esnasında kullanılan malzemelerin hangi standartta ve hangi ihtiyacı karşılayacağı konusunda bilgilendirme istemeleri en doğal haklarıdır. Malzemelerin hem insan sağlığına uygun hem de kullanım esnasında deforme olmayacak şekilde seçilmesi önemlidir. Üreticinin belli bir kalite çizgisinde ve kalite kontrol prosesleriyle üretimi gerçekleştirdiğinin fiziken görülmesi, kullanıcının satın alma esnasındaki güvencesidir.

Model Seçerken Alanında Uzman Kişiyle Görüşülmeli

Tiny house satın almak isteyenler istek ve ihtiyaçlarını en doğru karşılayan ürünü/modeli seçebilmek için uzman kişilerden bilgi almalıdır. Uzmanın alanındaki tecrübesi doğrultusunda oluşacak bilgi alışverişi sayesinde kullanıcının seçenekleri de zenginleşir.

TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN TINY HOUSE MARKASI MOOBLE HOUSE

Mooble House uluslararası standartlarda endüstriyel prensiplerle tiny house üretir. Ürünlerinin üst yapısında hafif çelik teknolojisi kullanılır; bu sayede ürünün dayanıklı, çevreci ve mobil olması sağlanır.

İngiltere, Avrupa ve deniz aşırı ülkeler olmak üzere toplam 17 showroomu olan Mooble House, farklı coğrafya ve iklimlerde kullanılarak üstün kalite ve performansını kanıtlamıştır. Tiny house alanındaki derin bilgi ve üretim tecrübesiyle ülkemizde de en çok tercih markalardandır.

Mooble House ürünleri, elektrik ve su şebeke sistemlerine bağlı olarak çalışabildiği gibi, kullanıcı talebiyle kendi kendine yeten paketlerle de çözüm sunar. Satın alma süreci bir model ve kullanacak kişi sayısı seçimiyle başlar. Kısıtlı kişiselleştirme olanakları bulunmaktadır. 30-45 günde teslim edilir. Ürünler 2 sene garantilidir, sigortalanabilir ve satış sonrası servis hizmeti sunulur.

7 Blok ve 204 Bağımsız Birim Yıkılıyor, Yerinde Dönüşüm Başlıyor

Eyüpsultan’da saçak parseller olarak adlandırılan Akşemsettin, Çırçır, Yeşilpınar ve Karadolap Mahallelerinde bulunan 6 bin 500 konut için “Yerinde Dönüşüm” adıyla hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesi devam ediyor.

Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken’in girişimleriyle, Akşemsettin, Çırçır, Yeşilpınar ve Karadolap Mahallelerinde bulunan 44 siteyi kapsayan saçak parseller adıyla tanımlanan alanda imar planı ve tapusu bulunan parsellerdeki yapıların dönüşebilmesi konusunda yıllardır yaşanan sorun plan notu değişikliği yapılarak çözüme kavuşturuldu.

Bu şekilde 44 sitenin bulunduğu alanda müteahhit-vatandaş işbirliği ile yaklaşık 6 bin 500 bağımsız birimin dönüşümü sağlanacak.

Maliye Blokları ve Didem Sitesi’nin ardından Akşemsettin Mahallesi’nde bulunan Öğretmenler Sitesi’nde yerinde dönüşüm çalışması yapılacak. 7 blok ve 204 bağımsız birim yıkılacak, yerinde dönüşümle birlikte yaklaşık 384 bağımsız birim yapılacak.

15 Mart Çarşamba günü saat 14:00’te Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken ve site sakinlerinin katılımıyla yıkım gerçekleşecek. Siz değerli basın mensuplarını da aramızda görmekten memnuniyet duyacağız.

Gayrimenkul Fuarı Uluslararası Yatırımcılarını Ağırlıyor

Bu yıl 15’incisi düzenlenen Gayrimenkul Fuarı ve Zirvesi, 42 firma, 450 konsept projesi ile uluslararası yatırımcılarını ağırlıyor.

JNR Group Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Haktan Öztunalı, Rusya, Katar, İran, Dubai, Suudi Arabistan gibi ülkelerden 77 yatırımcının 2,4 milyar dolarlık fonla Türkiye’de gayrimenkul yatırımına geldiğini açıkladı.

Bugün başlayan fuarda 140 civarında B2B alanında yatırımcı broker’ın olacağını da ileten Öztunalı, “Tek fuar ve zirve değil, ticari bir network başarmak istiyoruz. Sadece Almanya’dan 17 yatırımcı var. İngiltere, Hollanda, Portekiz, Doğu Avrupa ülkelerinden de yatırımcılar fuarda Türk gayrimenkul firmaları ile özel görüşmeler yapacak.

Sonuç itibarıyla biz 2 milyar 400 milyon dolarlık ülkemizde yatırım yapabilecek yaklaşık 77 tane yatırımcıyı bu konjonktürde getirmeyi başardık” dedi. Öztunalı, Türkiye’de deprem sonrası yabancı yatırımcıların Ege Bölgesi’ne özellikle Bodrum’a yöneldiğini de belirtti.

‘Eviniz bu fuarda’ sloganıyla yola çıktıklarını ifade eden Öztunalı, tek yabancı yatırımcılar değil yerli alıcılardan da ilginin yoğunluğuna işaret etti. Büyükşehirlerde nitelikli konutlara ilginin arttığını dile getiren Öztunalı, “Geçmiş fuarlarda daha çok yabancı ziyaretçi talebi alırdık.

Bu yıl, çok ciddi Türk ziyaretçi rezervasyonu aldık. Deprem felaketinin bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de insanlar, daha güvenli, daha sağlam konutlara ulaşmak, arsa veya müstakil ev almak düşüncesiyle fuara büyük ilgi gösteriyor şu anda” dedi.

Öte yandan Türkiye’deki konut fiyatı ve kiralık artışlarına değinen Altın Türk Real Estate Yönetim Kurulu Başkanı ve Arap Türk İş Adamları Derneği Başkanı İsmail Altın, Türkiye’de toplam yabacıların aldığı konut miktarının yüzde 4,5 olduğunu açıkladı.

Altın, “Konut fiyat artışının sebebi yabancılar değil. Fiyatlarının artış sebebi öncelikle arz eksikliği, enflasyon ve döviz kurundaki artışa bağlı emtia ve girdi maliyetlerinin artışı, dar ve orta gelirliler için açıklanan teşviklerde fırsatçılıklar” diye konuştu.

Bakan Kurum: ‘’Yeni Konutların İnşaatı Başladı’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, depremden etkilenen iller için yapılan konut projesiyle ilgili bilgi verdi. 

Kamu Gündemi’nin haberine göre; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 6 Şubat günü meydana gelen depremlerden etkilenen illerde yapılan konut çalışmalarına dair gelişmeleri sosyal medya hesabı üzerinden paylaşmaya devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından paylaştığı videoda TOKİ tarafından inşa edilecek kalıcı konutlara dair yapılan çalışmaları aktardı.

Bakan Murat Kurum tarafından yayınlanan videoda, depremden etkilenen iller arasında bulunan Şanlıurfa’da kalıcı konutlar için çalışmaların başlatıldığı aktarıldı. Bakan Murat Kurum Şanlıurfa’nın Birecik ve Eyyübiye ilçelerinde ilk kazmanın vurulduğu bilgisini aktardı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından paylaşılan videoda ilk etapta Şanlıurfa’nın Birecik ve Eyyübiye ilçelerinde 897 konut yapılacağı açıklandı. Şanlıurfa’da yapılacak konutların da yatay mimariye ve yöresel mimariye uygun olarak inşa edileceği belirtildi. Yapılan çalışmalarda sadece konutların değil farklı sosyal aktivitelerin gerçekleştirileceği ihtiyaçların da inşa edileceği paylaşıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yapılan video paylaşımında, 6 Şubat günü Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerden etkilenen Şanlıurfa’dan bulunan Birecik ve Eyyübiye ilçelerinde gerçekleştirilen konut çalışmalarına dair görüntüler yer aldı. Bakan Murat Kurum ilk olarak 897 konutun yapılacağı bilgisini paylaştığı videoda bildirdi. Aynı zamanda sadece konutların değil, çocuk oyun parkları, spor ve dinlenme alanları gibi sosyal donatı alanlarının da bulunduğu bir yaşam alanının oluşturulacağını paylaşımında belirtti. Bakan Murat Kurum videoyu paylaşırken şu notu da ekledi; ‘’Bilimsel, güçlü, hızlı! TOKİ ile dirençli şehirlerimizi bu anlayışla inşa ediyoruz. Bilimden şaşmadan, hızlı hareket ederek, güçlü adımlarla! Şanlıurfa’nın Birecik ve Eyyübiye’de de başladık.’’

TÜİK Şubat Ayı Konut Satış Rakamlarını Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre; Türkiye genelinde şubat ayında 80 bin 31 adet konut satışı gerçekleştirildi.

Buna göre; Türkiye genelinde Konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,0 azalarak 80 bin 31 oldu. Konut satışlarında İstanbul 14 bin 980 konut satışı ve yüzde 18,7 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 8 bin 235 konut satışı ve yüzde 10,3 pay ile Ankara, 5 bin 31 konut satışı ve yüzde 6,3 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 16 konut ile Hakkâri, 30 konut ile Ardahan ve 47 konut ile Tunceli oldu. 

Konut satışları Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4 azalışla 177 bin 739 olarak gerçekleşti.

İpotekli Konut Satışları 17 BİN 357 Oldu

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,7 azalış göstererek 17 bin 357 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 21,7 olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,8 azalışla 33 bin 560 oldu.

Şubat ayındaki ipotekli satışların 5 bin 93’ü; Ocak-Şubat dönemindeki ipotekli satışların ise 9 353’ü ilk el satış olarak gerçekleşti

62 BİN 674 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,3 azalarak 62 bin 674 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 78,3 olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 azalışla 144 bin 179 oldu.

Birinci El Konut Satışı 23 BİN 476 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,8 azalarak 23 bin 476 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 29,3 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,1 azalışla 51 bin 8 olarak gerçekleşti.

56 BİN 555 İkinci El Konut El Değiştirdi 

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,7 azalış göstererek 56 bin 555 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 70,7 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4 azalışla 126 bin 731 olarak gerçekleşti.

3 BİN 350 Konut Yabancılara Satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27,0 azalarak 3 bin 350 oldu. Şubat ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,2 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 261 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 133 konut satışı ile İstanbul ve 225 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,4 azalarak 7 bin 511 oldu.

Rusya Birinci Sırada 

Şubat ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den bin 183 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 446 konut ile İran, 173 konut ile Irak ve 142 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

Küpeli: ‘’Eskişehir OSB’ye İlgi Arttı’’

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, Eskişehir OSB’nin yeni sanayi yatırımlarının çekim merkezi olduğunu söyledi. 

Eskişehir OSB’nin yeni sanayi yatırımlarının çekim merkezi olmayı sürdürdüğüne dikkat çeken Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, “2023 yılının ilk 2 aylık döneminde Eskişehir OSB’den 11 yeni sanayi yatırımcımıza 132 bin metrekarelik yeni alan tahsis ettik. Diğer yandan ocak ayındaki teşvikli yatırımların tutarı da 826 milyon TL’ye ulaştı. 2023 yılı sonunda 10 milyar TL’nin üzerinde bir yatırımı Eskişehir’e kazandırmayı planlıyoruz” dedi.

Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden biri olan Eskişehir’in önümüzdeki dönemde özellikle yüksek teknoloji alanında yeni yatırımların öne çıkacağını belirten Nadir Küpeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Eskişehir OSB olarak pandemi dönemi olan 2020-22 yılları arasında çok ciddi bir sanayi yatırımını şehrimize kazandırmıştık. Geride kalan 3 yıllık dönemde 248 yeni yatırıma bölgemizden toplam 2 milyon 726 bin metrekarelik bir alan tahsis ettik. Bölgemize olan yatırımcı ilgisi artarak devam ediyor. Birçok yatırımcıyla görüşmelerimiz sürüyor. Önemli yerli ve yabancı yatırımcılarla görüşmelerimize devam ediyoruz. Eskişehir OSB’nin uygun fiyatlı arsaları ve eksiksiz altyapısı yatırımcıların bölgemizi tercih etmesinde büyük rol oynuyor.” 

Yaşanan son depremin tüm Türkiye için derin bir üzüntüye sebep olduğunu anlatan Küpeli, “Yaşadığımız son deprem felaketi hepimizi çok derinden üzdü. Kaybettiğimiz vatandaşlarımız için hepimiz gerçekten çok üzgünüz. Yaralarımızı el birliğiyle sarmak için Eskişehir OSB olarak, bölgeye önemli oranda destekte bulunduk ve bulunmaya da devam ediyoruz. Keza şehrimize gelen çok sayıda depremzedeye yine şehrimizdeki odalarımızla iş birliği içinde destek olmayı sürdürüyoruz. Bunların işin bir boyutu iken, depremin sanayi kuruluşları ve tesislerde yarattığı etkiyi de gördük. Yönetim olarak Kahramanmaraş’ı ziyaret ettik. Yerinde incelemeler yaptık. Depreme uygun, dayanıklı bina ve fabrika yapmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk” dedi.

Küpeli, olası İstanbul depreminin geniş bir alanı etkileyeceğini deprem uzmanlarından dinlediklerini belirterek, “Beklenen İstanbul depremi sadece İstanbul’u değil maalesef Marmara Bölgesi başta olmak üzere tüm ülkeyi etkileyecek. Depremin yaşanma olasılığı her geçen gün giderek artıyor. Ne yazık ki İstanbul ve çevre illerde çok sayıda büyüklü küçüklü sanayi tesislerimiz bulunuyor, bunların bazıları gerçekten çok hayati ve kritik tesisler.” ifadelerini kullandı.

Depremden Çekinen Yatırımcı Eskişehir OSB’ye Geliyor

Yaşanan deprem felaketi sonrasında, İstanbul ve çevre illerde faaliyet gösteren bazı sanayi kuruluşlarının, deprem bakımından daha güvenli olan Eskişehir OSB gibi yerlerde yeni alanlar araştırmaya başladığını söyleyen Nadir Küpeli, şunları söyledi:

“Bize de bazı ön müracaatlar, yer soran sanayi kuruluşlarımız ve girişimcilerimiz oldu. İstanbul ve çevresi bu kadar sanayi yükünü ve insan yoğunluğunu artık kaldıramaz duruma geldi. Bize göre devletimizin sağlayacağı destek mekanizmasıyla, bu bölgedeki kritik öneme sahip sanayinin hiç olmazsa bir kısmının Eskişehir OSB gibi sanayi merkezleriyle, Anadolu’nun diğer şehirlerine taşınması sağlanmalıdır. İstanbul ve çevre illerin üzerindeki yük hafifletilmelidir. Olası depremin etkilerini minimize etmek için kalan zamanımızı verimli kullanmamız gerekiyor.”

Kaynak: Dünya Gazetesi-Tülay Taşkın

Yeni Okul Binası Depreme Dayanıklı Olacak

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde deprem riski taşıdığı için yıkılan Türk Pirelli İlkokulu’nun yeni binasına 339 kazık çakılacak. 

Özgür Kocaeli’den Muhammet Emin Can’ın haberine göre; İzmit Körfez Mahallesi 42 Evler mevkiindeki yeni okul binası zemine çakılacak 339 fore kazık üzerine yükselecek. Zemini yumuşak olan bölgelerde uygulanan fore kazık üzerine inşaat yapma tekniği, yaşanan büyük deprem felaketi sonrası bölgemizde daha sık uygulanmaya başlandı. Maliyeti yüksek olan bu sistem, binanın sağlamlığı açısından büyük önem taşıyor.

Yeni Bina 2024’te Hizmet Verecek

İzmit Körfez Mahallesi 42 Evler mevkiinde Şehit Hacı Kadir Caddesi, Veli Eşref Caddesi ve Şehit Basri Sokak’ın ortasında kalan alanda yapılacak yeni okul binası için zeminde çalışma yapılıyor. Eski bina tamamen yıkılırken yapılan sondajla zemin tespiti gerçekleştirildi. Yaklaşık 30 metre derine inilirken, inşaatın yapılacağı bu bölgede 339 fore kazık çakılacağı, inşaatın bu alan üzerinde yükseleceği belirtildi. Yavuz Dekorasyon İnşaat firmasının yapacağı 19 derslikli Türk Pirelli İlkokulu bina inşaatının 2024 yılında tamamlanarak eğitim öğretimin hizmetine alınması planlanıyor.

Şanlıurfa OSB Su Götürme Projesinde Temel Atıldı

Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) su sorununu çözme amacıyla planlanan su götürme projesinin temeli atıldı. 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde “Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesine Su Götürme Projesi” için 2022 yılı Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında 94 milyon lira bedelli hibe desteği sağlanmıştı. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin de 53 milyon TL finansman katkısı sağladığı proje için çalışmalar başladı. 

Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan mevcut durumda 120 lt/sn olan OSB içme suyu temin oranını, projenin tamamlanmasıyla birlikte 700 lt/sn seviyesine yükselteceğini söyledi. 

Şanlıurfa OSB’ye hayat verecek proje için Vali Ayhan, “OSB’lere Su Götürme Projesi kapsamında düzenlenen temel atma törenine katıldık. Valiliğimizin himayelerinde, Büyükşehir Belediyemizin ve Karacadağ Kalkınma Ajansımızın ortaklığında hayata geçirilen bu güzel proje, OSB’mize hayırlı olsun.” dedi.

‘’Kiralık Daire Fiyatları Arttı’’

Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam, ‘’Ankara’da özellikle kiralık daire fiyatlarında çok ciddi bir artış var.’’ dedi. 

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından olası İstanbul depremi bir kez daha gündeme geldi. Felaketle birlikte, megakent İstanbul’dan çevre illere göç hız kazandı. İstanbulluların tercih ettiği şehirlerden bir tanesi de başkent Ankara oldu. Ankara aynı zamanda binlerce depremzedeye ev sahipliği yapmaya başladı.

Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam, Ankara emlak piyasasında son günlerde ciddi bir hareketlilik olduğunu söyledi. Bir televizyon programında konuşan Akçam, “Ankara’da 11 ilden gelen 350 bine yakın depremzede vatandaşımızı misafir ediyoruz. Bu rakam her geçen gün artıyor” dedi.

“Zaten kiralık sıkıntımız vardı, bu kadar nüfus da Ankara’ya gelince ciddi anlamda kiralık tarafında sorunlar yaşıyoruz” diyen Akçam, kentte zaman zaman astronomik fiyatlarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.

Satılık tarafın kiralığa göre biraz daha yavaş gittiğini söyleyen Akçam “Rakamlarda 2 haftadır çok ciddi bir artış var. Fiyatlar yüzde 65 oranında yukarıya çıktı” diye konuştu.

Vil Encore’nin Örnek Villası Mayıs Ayında Tamamlanıyor

Vil ve Encore iş birliği ile İzmir, Urla’da yükselen Vil Encore Kuşçular projesinin örnek villası Mayıs ayında hazır olacak. 

Vil Encore Kuşçular’ın 3 bin 500 metrekare alan üzerinde 10 adet villadan oluştuğunu belirten firma yetkilileri, Mayıs ayında örnek dairenin tamamlanacağını ve villaların ise Haziran 2023’de sahiplerine teslim edileceğini söyledi.

Müstakil yaşam keyfi sunan projenin, konut sahibi olmak isteyen yerli ve yabancıların dikkatini çektiğini dile getiren yetkililer, yalın, doğal, estetik ve fonksiyonel villaların denize ve kent merkezine olan yakınlığıyla da talep gördüğünü vurguladı.

Proje hakkında bilgi veren firma yetkilileri, şu bilgileri verdi: 

“İzmir’in yükselen değeri Urla’da önemli bir yatırıma imza attık. Bölge temiz havası, tarihi yapısı, üzüm bağları, zeytin ağaçları ve seracılığın da yapıldığı önemli bir merkez. 3+1, 4+1 ve 5+1 tiplerinde 10 adet villadan oluşan Vil Encore Kuşçular, her detayında gizlenen fonksiyonel çözümleri ile müstakil yaşamı keyifli ve konforlu bir halde sunuyor. Müstakil ve bahçeli yaşam alanlarını günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda teknoloji ve kompakt çözümlerle birlikte yaşama geçiriyor. Tamamı müstakil olan villalar, kendi özel havuz ve bahçesine de sahip. Geniş ve ferah iç tasarımları ile fonksiyonel hacimli alanlara da yer verildi. Doğanın içinde denize ve merkeze çok yakın mesafede bulunan proje ulaşım avantajı ve özgün tasarımıyla da dikkat çekiyor. Ön satışların başladığı Vil Encore Kuşçular, otoban bağlantı noktasına 5 dakika, Urla merkeze 7 km, İzmir’e 35 dakika, Demircili ve Altınköy koylarına ise 10 dakikalık bir mesafeye sahip.” 

Firma yetkilileri konut sahiplerinin beklentilerine cevap verecek birçok teknik özellik ve donanımı tek çatı altında sunduklarını vurgulayarak şöyle devam etti: 

“Vil Encore Kuşçular, yurtiçi ve yurtdışında inşaat ve gayrimenkul geliştirme alanında birçok girişimde öncülük ve iştirak eden uzun yıllar edinilen tecrübelerin 2 yıl boyunca sürdürülen Arge çalışmalarının yansımasıdır. Her villanın kendine ait özel bahçesi, havuzu ve otopark alanı bulunuyor. Özel tasarlanmış ve gizliliğe önem veren mimari ve peyzaja da sahip. Detaylı depolama alanları, dört mevsim bahçe içinde yaşama imkânı sunan kış bahçesi, yeni tasarım şöminelerle modern ısınma sistemi, dış cephe ve çatı sistemlerine kullanılan metal ve ahşabın uyumu ile dayanıklı yapısı, estetik ve fonksiyonel merdiven tasarımları gibi birçok özelliğe sahip. Vil Encore ayrıca, radye temel ve temel izolasyonu, ısı izolasyonlu dış cephe duvarları, ısı ve su izolasyonlu çatısı, bahçede araç otopark alanı, dış cephe masif ahşap kaplama, atık su biyolojik arıtma, güneş enerjisi alt yapı sistemi ve akıllı ev sistemiyle de çevreci özellikleriyle öne çıkıyor.”

Vil Encore Kuşçular projesinin detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Nazilli’de Yol Çalışmaları Hızla Sürüyor

Aydın’a bağlı Nazilli Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçe genelinde yapılan yol çalışmaları hızla devam ediyor.

Kentin en kuzeyinden en güneyine kadar hizmet ulaştıran, dağ taş demeden yeni yollar açmaya devam eden Nazilli Belediyesi, yıllardır yapılmayı bekleyen Pınarbaşı Mahallesi 4/5 ve 77/8 Sokak’ı tamamlayarak trafiğe açtı. Çalışmalar çerçevesinde; yağmurlama hattı yapılarak orta ve alçak gerilim hattı yer altına alındı. Elektrik dağıtımı yapılan ring hattı içerisindeki 14 metrelik müşterek elektrik direkleri imar planına uygun olarak taşındı.

Tevzilerin ve parke taşı döşemelerinin özenli bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydeden Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, şu açıklamaları yaptı:

‘’Nazillimizde uzun yıllardır yapılmayı bekleyen, vatandaşlarımızın dilekçelerine konu olan Pınarbaşı Mahallesi 4/5 ve 77/8 Sokak’ı ekiplerimizin gayretli çalışmalarıyla kısa sürede halkımızın kullanımına açtık. Allah’a şükür bu yolu hizmete açmak bizlere nasip oldu. Yağışlı havalarda çukurların oluştuğu, araçlara zarar veren, kalan günlerde ise toz toprak içerisinde kalan, âtıl durumda kalmış bir yolumuzdu. Hazırladığımız program çerçevesinde alt ve üst yapısıyla örnek bir yol yaptık. Nazillimize hayırlı olsun.’’

Kentsel Dönüşüm Finansman Modeli Hayata Geçiriliyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan Kentsel Dönüşüm Finansman Modeli uygulamaya alınıyor. 

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, hafta sonu Şanlıurfa’da, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile kentsel dönüşümü desteklemek amacıyla sağlanacak yeni finansman modellerine ilişkin açıklamalarda bulunmuştu.

3 Ayrı Model

Kentsel Dönüşüm Finansman Modeli ile acil dönüştürülmesi gereken konutlar için 3 ayrı yaklaşım geliştirildi.

Birinci modelde, konut üreticisiyle anlaşan bağımsız bölüm sahiplerine piyasaya göre uygun koşullarda kredi kullandırılacak. Bu modelle, konut sahipleri hak kaybına uğramadan ve emsaller korunarak kentsel dönüşüm gerçekleştirilecek.

İkinci model kapsamında, ada bazlı kentsel dönüşüm için konut üreticileri teşvik edilecek. Konut üreticilerine düşük maliyetli finansman desteği sağlanarak depreme dayanıklı konut arzı artırılacak.

Bu iki durumda da Kredi Garanti Fonu (KGF) destekleri devreye alınarak hem konut üreticisinin hem de bağımsız bölüm maliklerinin krediye erişimleri kolaylaştırılacak.

Kiralık Konut Üreticiliği Kavramı Geliyor


Çalışmalarına 6 Şubat’tan önce başlanan, dünyada farklı örnekleri olan üçüncü modelle de özellikle kiralık konut arzı artırılarak, kirada spekülasyonların ve fiyat artışlarının önüne geçilecek.

Bu modelle Türkiye’ye “kiralık konut üreticisi” kavramı kazandırılarak, üretilen konutlar, öncelikle kentsel dönüşümde riskli yapı malik ve kiracılarına hizmet sağlayacak.

Kiralama tutarları ve kira artışları kamu otoritesi tarafından belirlenecek ve kira tavanı uygulaması yapılacak.

Böylece, özellikle Covid-19 salgınından bu yana makul seviyelerin çok ötesinde artış gösteren kira enflasyonu dizginlenebilecek, enflasyonla mücadele daha etkin bir şekilde yürütülebilecek.

Ayrıca, deprem sonrası TOKİ projelerinde görev alan yüklenicilerin ilk etapta sözleşmelerini bağlamaları için ihtiyaç duydukları finansmana erişimini kolaylaştırabilmek adına yürürlükte olan KGF paketi de revize edilecek.

0,69 Faizle Kredi İmkanı

İBB Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, belediye meclisinin mart ayı toplantısında, depremlerden çok önemli dersler çıkarılacağını belirterek, bugüne kadar kentsel dönüşüme ‘hayır’ diyenlerin milletten özür dileyeceğini ifade etti.

İstanbullulara müjde olarak bakanlıkların kentsel dönüşüm için yeni finansman modeli hazırlığında olduğunu belirten Göksu, konutunu dönüştürmek isteyen her İstanbullunun, en az 1 milyon lira olmak üzere 2 yıl geri ödemesiz 0,69 faizle kredi kullanabileceğini bildirdi.

Osmanlı Kitap Kafe Projesinde Sona Gelindi

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Rasathane Cami’sinin yanında inşa edilen Osmanlı Kitap Kafe projesi sona yaklaştı. 

İlkadım ilçesinde 100’üncü Yıl Bulvarı Rasathane Cami yanındaki 416 metrekarelik parseli sosyal donatı alanı olarak projelendiren Samsun Büyükşehir Belediyesi, gençlerin ve cami cemaatinin yaşamına dokunarak kaynaşmalarını sağlamak amacıyla alanda Osmanlı Kitap Kafe Projesi’ni hayata geçirdi. 3 buçuk milyon TL’ye mal olan ve mekanik tesisat ile ahşap korkuluk imalatları devam eden projenin yüzde 95’i tamamlandı.

“Şehrimizin Dört Bir Yanını Yatırım Projeleri ile Donatıyoruz”

Osmanlı Kitap Kafe inşaatında sona gelindiğini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, tesisin bölgeye değer katacağını söyledi. Demir, Samsun’un tarihi, turistik ve kültürel özellikleriyle artık kabuğuna sığmadığını dile getirerek, “Yatırım projelerimizle Karadeniz’in merkezi ve en büyük metropolü olan şehrimizin dört bir yanını bu tür projelerle donatıyoruz. Sağlam, dayanıklı ve estetik yapılarla kentimiz için yeni tesisleri inşa ediyoruz. Özellikle kentsel dönüşüm projeleriyle her yaş grubundaki vatandaşlarımızın mutlu ve huzurlu yaşam sürmelerine katkı sağlamak istiyoruz. Rasathane Osmanlı Kitap Kafe Projesi de bu hizmet çerçevesinde hayata geçirilen bir projedir. Bu özel tesis inşaatının tamamlanmasının ardından hızla hizmete girecek ve vatandaşlarımızın kullanımına açılacak” dedi.

Mahalle sakinleri de inşaat çalışmalarının tamamlanıp tesisin faaliyete geçmesini heyecanla bekliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’e proje nedeniyle teşekkür eden mahalle esnafından Muhammet Dilmeç, “Başkanımızın ellerine sağlık. Mahallemiz için çok güzel oldu. Bölgemize değer katan proje. Gençlerimiz için biz esnaflar için güzel bir sosyal alan. Teşekkür ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Burası Harabe Gibiydi, Projenin Yapılması ile Güzel Bir Dönüşüm Oldu”

Özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin gençlerle ilgili birçok çalışma yaptığını gördüğünü belirten 22 yaşındaki öğrenci Kardelen Keskör ise, “Evim buraya çok yakın. Eskiden burada bulunan bina harabe gibiydi. Bu projenin yapılmasıyla çok güzel bir dönüşüm oldu. Biz gençler için öğrenciler için faydalı bir yer. Başkanımıza gençlere verdiği değer için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. 

İstanbul’da Asma Kat Yasaklanacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat tarihinde yaşanan depremlerin ardından yeni imar düzenlemesine geçti. Buna göre il genelinde binalara asma kat çıkılması yasaklanacak. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne sunulan düzenlemeye göre, yeni inşa edilecek yapılarda asma kat olmayacak, 2 kattan fazla katı bulunan yapılara bodrum katı zorunluluğu getirilecek.

Milliyet gazetesinden Gülden Çoktan’ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, yönetmelik değişikliğinin uzmanlar ve bilim insanlarının görüşleri doğrultusunda hazırlandığını söyledi. Önerinin meclisten geçmesi durumunda İstanbul’da 2 kattan fazla katı bulunan yapılarda bodrum katı zorunluluğu getirilecek. 

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, şu bilgileri verdi:

“Asma kat, binanın simetrisini bozup kısa kolon etkisi yarattığı için olası bir deprem durumunda binanın oradan çökmesine yol açabilecek etkenlerden biri. Asma kat yapılmasına da depremde kırılganlığı çok yüksek yumuşak kat yapılmasına da müsaade etmeyeceğiz. Zemin katı 4.5 metre yapıp üzerine de asma kat yapıyor ve binanın simetrisini bozuyorlar. Bu ülkemizin birçok kentinde çok yaygın. Depremde de gördük ki binaların önemli bir bölümü taşıyıcı sistemine zarar verildiği, alt kattaki dükkân, banka, market, galeri, fırının taşıyıcıya zarar verdiği için çöktü. Bu durum yeni binalarda da görüldü. Onun için biz asma katı yasaklıyoruz.”

Bodrum katın statik olarak binanın zeminle birleşmesini arttıran işlemlerden birisi olduğunu ifade eden Buğra Gökçe, devamında da şunları anlattı:

“İnşaat mühendisleri eğitimlerinde 4 katta bir bodrum kat yapılması tavsiye edilir. Deprem bölgesinde birçok yapının bodrum katı yok. Temel masrafı yüksek olmasın diye direkt binaya bodrum katı olmaksızın su basmanlı giriş yapıyorlar. Bu da binanın depremde mukavemetini azaltan işlemlerden biri. Bizim bodrum katla ilgili hassasiyetimiz yine binanın temelinin daha düzgün bütünlükte yapılması ve daha kuvvetli temel açılması. Çünkü bodrum katı yaparken bodrum katla beraber perde duvar ve kolonlar çıkılması gerekiyor. İnşaat maliyetlerini arttırdığı için bundan çok fazla memnun olmayıp hemen en kolay yoldan üst kat daireleri yapmayı tercih ediyorlar. Bundan sonra iki katı geçen her bina da bodrum kat yapılması zorunlu olacak. Dolayısıyla temeli kuvvetli, temeliyle zemine daha net bir şekilde yapışan ve devrilme riski az olan yapılar yapılacak. Dört katta bir veya altı katta bir bodrum kat yapılır. Biz, İstanbul’da iki katı geçen her bina da bunu uygulayacağız.”

Riskli Yapılar Yenilenecek

İBB Meclisi’nden geçmesi durumunda bundan sonra 100’den fazla bağımsız bölüm bulunan veya 2000 m2’den büyük parsellerde deprem konteyneri zorunlu olacak. Afet anında deprem toplanma alanı olarak belirlenmiş alanlarda tuvalet, kanalizasyon, foseptik, temiz su gibi temel ihtiyaçların altyapısının tesisi zorunlu kılınacak. 12 Ağustos 2001’den önce yapılmış olan yapıların Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne uymayanlara yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek. Riskli yapılar güçlendirme veya dönüşüm yoluyla yenilenecek. Her türlü imalat yapı ruhsatına tabi tutulacak, tadilat ruhsatı zorunlu olacak. Çıkmalar sınırlandırılacak.

Kuyucak’ta Yol Yapım Çalışmaları Sürüyor

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından il genelinde başlatılan yol yapım çalışmaları devam ediyor. Kuyucak ilçesinde ise sıcak asfaltlama çalışmaları sürüyor.

Aydın Büyükşehir Belediyesi, il genelinde yol yapım çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Ekipler, Kuyucak ilçesi Yunus Emre Caddesi’nde sıcak asfalt çalışması gerçekleştiriyor.

Aydın Büyükşehir Belediyesi; hizmet odaklı belediyecilik anlayışı ile kent içi trafiği hızlandıran ve sürüş konforunu artıran çalışmalara devam ediyor. Kuyucak’ta da yol yapım çalışmalarını planlı ve hızlı bir şekilde gerçekleştiren Fen İşleri Dairesi Yol Yapım ve Bakım Şubesi ekipleri, sıcak asfalt çalışmalarında Kuyucak ilçesi Yunus Emre Caddesi’ni yeniliyor.

Kaldırımların yeniden düzenlemesi ve peyzaj çalışmaları ile devam edecek olan çalışmalar, şerit çizgileri çekilerek ve yol işaretlemeleri yapılarak son bulacak.

Eş zamanlı olarak kentin dört bir yanında yol yapım ve yenileme çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Sorumluluk alanımızdaki tüm yollarda belirli bir plan dahilinde önce altyapı sonra üstyapı çalışmalarını sürdürüyoruz. Vatandaşlarımızın en iyiyi hak ettiğini bilerek yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.

Loda Mobilya’dan Yeni Koleksiyon: Vega

Güneşten daha parlak Vega Yıldızının eliptik yapısından ilham alınarak tasarlanan koleksiyon; ahşap, mermer ve pirinç detayların güçlü buluşmasını gözler önüne seriyor. 

Parlak bantları, özgün dizayn dili ve kusursuz işçiliğiyle öne çıkan Vega koleksiyonu, yaşam alanlarınızda sanat ve tasarım ruhunun hakim olmasını sağlıyor. 

Vega koleksiyonu, yemek odası, TV ünitesi, yatak odası ve oturma odası gibi birçok mobilya parçasını içeriyor. Koleksiyon, kullanılan malzemelerin ve benzersiz tasarımının yanı sıra işlevselliğiyle de dikkat çekiyor.

Eliptik Şekiller İle Modern Bir Tasarım

Vega koleksiyonunun en belirgin özelliklerinden biri, kavisli formların kullanımı. Koyu kahverengi ahşap malzemeler ve pirinç mobilya ayakları kombinasyonun son derece şık bir görünüm sunmasını sağlıyor. Kumaşlar herhangi bir renkte seçilebiliyor, bu nedenle müşterilerin ev dekorasyonuna uyum sağlamaları kolaylaşıyor.

Kavisli formlar bilinçaltında güvenli, sıcak ve misafirperver olarak okunur. Herkese kendini konforlu hissettirecek bu yumuşak açılar, şıklıkla birleşince evinizin ışığı tarzınızı yansıtacak.   

Cam ve Mermer İle Zarafet

Vega koleksiyonu, mobilyaların zarafetini arttırmak için cam ve mermer gibi malzemelerin kullanıldığı özel parçalar içeriyor. Bu, mobilyaların daha modern ve şık bir görünüm kazanmasını sağlıyor.

Dekoratif Detaylar

Bazı parçalarda dekoratif olarak, pirinç rengi metalik şeritler kullanılmıştır. Bu özgün detaylarla şıklığı ve işlevselliği bir arada sunan koleksiyon, evinize sıcaklık ve konfor katacak. Siz de evinize modern ve zarif bir dokunuş için Vega koleksiyonunu tercih edebilirsiniz.

Şua İnşaat’tan Yeni Proje: Elite Garden

Şua İnşaat’ın, yeni projesi Elite Garden, İstanbul, Çekmeköy’de yükselecek. 12 deluxe villadan oluşacak projenin inşaat çalışmaları 8 bin metrekarelik alanda başladı. 

Hayata geçirdiği projelerle bulunduğu lokasyonların mimari, sosyal ve finansal gelişimine öncülük eden Şua İnşaat’ın yeni projesi Elite Garden, doğa ile iç içe ayrıcalıklı bir yaşam sunmak için Çekmeköy-Ömerli’de yükseliyor. 8 bin metrekarelik inşaat alanına sahip, 12 deluxe villadan oluşan projede her villanın özel bahçesi ve özel havuzu bulunuyor. Bölgenin en seçkin konut projelerinden biri olmaya aday proje akıllı ev konseptiyle öne çıkıyor.

Şua İnşaat, kuruluşundan bugüne her zaman “Daha iyi bir gelecek için ne yapabiliriz?” düşüncesiyle projelerini tasarlıyor. Hayatın merkezinde yükselen projeleri ile elit bir yaşam konsepti sunuyor. Bugüne kadar hayata geçirdiği Elite City, Elite Side, Elite Rezidans, Elite Life ve Elite Concept gibi projelerle binlerce insanın hayatına dokunan şirket, yeni projesi Elite Garden’ı da diğer tüm projelerinde olduğu gibi aynı yenilikçi bakış açısıyla inşa ediyor. Üstün mimarisi ve inşasında kullanılan ileri inşaat teknolojileriyle öne çıkan projede, her villa 7+2 olmak üzere 9 odadan oluşuyor. Akıllı ev konseptine sahip proje, sosyal donatı alanlarından iç mimarisine, bahçelerinden odalarına kadar her anlamda prestij barındırıyor.

Şehrin içinde ama doğayla da iç içe bir proje olan Elite Garden’da altı banyo, iki balkon ve tam üç teras bulunuyor. Villaların içindeki asansörlerle ev içi ulaşım da kolaylaşıyor. Her daire yerden ısıtma sistemiyle ısınıyor. Villalar davlumbaz, ocak, fırın, mikrodalga, bulaşık makinesi gibi ankastre eşyalarla teslim ediliyor. Akıllı ev sistemiyle akıllı telefon ya da tabletlerle ev içi bütün sistemler tek bir yerden kontrol edilebiliyor. Hayatı kolaylaştıran bu projede nesnelerin interneti ile haberleşen dijital sistemlerden yeni nesil teknolojilere kadar birçok unsur ev sahiplerinin hayatını kolaylaştırmaya hazırlanıyor. İklimlendirmede VRF sistemi kullanılıyor. Villa sahiplerine 7/24 güvenlik ve konfor sunuluyor. Her villanın kendisine ait iki adet açık otoparkı bulunuyor.

Elite Garden’ın salon ve oturma odaları da son derece ferah bir biçimde tasarlandı. Villalardaki ada tipi mutfaklar da özel bir iç mimari ile tasarlandı. Projeyi ayrıcalıklı kılan ayrıntılar yalnızca odalarda değil her alanda göze çarpıyor. Odaların zeminleri lamine parke, holler ve koridorlar ise mermer kaplama olmasıyla ön plana çıkıyor. Projenin mobilya, dolap, kapı, granit ve pencere sistemleri gibi pek çok detayı Şua Şirketler Grubu çatısı altında faaliyet gösteren Elite Design bünyesinde projeye özel olarak tasarlanıp üretiliyor. Estetik peyzaj tasarımı ile donatılan bahçe ve havuzların yanında her villada kış bahçesi de bulunuyor. Dış cepheleri tamamen seramik malzemeyle kaplanan deluxe villalar, iç yaşamı kolaylaştıran detayları ile de dikkat çekiyor. Dış cephelerde seramik kullanımı, deprem ve sarsıntı anında bina yüzeyinde herhangi bir ağırlık oluşturmayacağından güvenilir bir çözüm olarak da ön plana çıkıyor. Villaların çatısında alüminyum kenet sistemi kullanılıyor. Farklı teknolojik uygulamalarla geliştirilen bu sistem, yaşam alanlarına sağlamlığın yanı sıra estetik bir görünüm de katıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için doğa dostu olarak tasarlanan proje, enerji ve su verimliliği sağlayan, geri dönüşüme uygun çevre dostu malzemelerle hayata geçiriliyor. Elite Garden, sosyal donatı alanlarından iç mimarisine, bahçelerinden odalarına kadar her anlamda sürdürülebilir yeşil bir yapı olarak dikkat çekiyor.

Elite Garden projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: ST Endüstri

Karacaali Köprüsü Turgutlu Belediyesi ile Manisa Büyükşehir Belediyesi İş Birliğinde Yapılacak

Muğla’ya bağlı Turgutlu Belediyesi, Mart ayı toplantısının ardından Karacaali Köprüsü projesinin Manisa Büyükşehir Belediyesi ortaklığında inşa edileceğini açıkladı. 

Turgutlu Belediyesi Mart ayı toplantısı geçtiğimiz gün tamamlandı. Toplantıda iki gündem maddesiyle 11 madde konuşularak karara bağlandı. Toplantı sonucunda Derbent Mahallesi Soğukkuyu Mevkii Karacaali Çayı Köprüsü’nün Manisa Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde inşa edilmesine karar verildi. 

Toplantı sonunda şu mesaj paylaşıldı:

‘’İlçemiz Derbent Mahallesi Soğukkuyu Mevkii Karacaali Çayı üzerine köprü yapılmasına ilişkin Derbent Mahallesi sakinlerinin başvurusu üzerine, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca köprü yapım çalışmalarına başlanılmış olup, Karacaali Köprüsü yapım işi için Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne proje ortağı olunması hususu, görüşüldü, oy birliğiyle kabul edildi.’’

Ecoplas Gebze’ye 10 Milyon Euro’luk Fabrika Yatırımı Yaptı

Otomotiv parçası üretiminde önemli bir yere sahip olan Ecoplas, Kocaeli, Gebze’de inşa edilecek 10 milyon Euro değerinde fabrika yatırımı yaptı. 

Otomotiv üreticilerine yönelik parçalar üreten Türk tedarik sanayi şirketi Ecoplas, üretim tesislerine yatırım yapmaya devam ediyor. Otomotiv markalarına yönelik iç ve dış giydirme parçaları, hava üfleçleri, orta konsol, boyalı parçalar gibi geniş bir çerçevede üretim yapan Ecoplas, Gebze Fabrikası’na yaptığı yeni yatırımıyla üretim çeşitliliğini de artırdı. 2020 yılında ikinci üretim tesisi olarak Sakarya Fabrikası’nı 50 milyon liralık yatırımla hayata geçiren Ecoplas, şimdi de Gebze Fabrikası’nı 10 milyon euro yatırımla yenileyerek yeni yerine taşıdı.

Ford’un Romanya Fabrikası’na İhracat Başlıyor

Ray Haber’e göre; Ecoplas Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yazıcı, yeni yatırımla birlikte üretim yeteneklerini artırdıklarını dile getirerek, “Gebze fabrikamızda plastik enjeksiyon, boya ve montaj hattımızla dünyanın önde gelen otomotiv markalarına üretim yapıyoruz. Yeni yatırımla birlikte hatasız üretim ve yüksek kalite anlayışımızı destekleyecek Elektronik PCB Dizgi Hattı’nı da devreye almış olduk” dedi.

Toyota’nın en önemli tedarikçileri arasında yer aldıklarını vurgulayan Yazıcı, Toyota’nın hem Türkiye’deki fabrikasına parça tedariki yaptıklarını hem de Fransa, İngiltere, Güney Afrika ve Japonya’daki fabrikalarına parça ihraç ettiklerini belirterek, yeni dönemde Ford’un Romanya Fabrikası’na da ihracata başlayacaklarını kaydetti.

“7 Farklı Ödülle Kalitemiz Tescillenmiş Oldu”

Yazıcı, şirket olarak 2021-2022 dönemlerinde de ödülleri toplamaya devam ettiklerini ifade ederek, “Bu dönemde Toyota Motor Europe ve Toyota Boshoku Europe’ten toplam 7 ödül aldık. Bu ödüllerle Ecoplas, üretimlerindeki kaliteyi ortaya koyduğu gibi maliyet yönetimi ve müşteriye zamanında ürün teslimatı becerisini de tasdik ettirmiş oldu” diye konuştu.

Söz konusu ödüllerle Avrupa bölgesinin en iyi firmaları arasında öne çıktıklarını söyleyen Yazıcı, “Bu ödüller aynı zamanda, Türk otomotiv tedarik sanayisinin Avrupa ve dünyadaki önemli bir başarısı. Bir Türk firması olarak; birçok alanda Avrupalı rakiplerimizin önünde olmaktan dolayı çok mutluyuz” dedi.

Cengiz İnşaat’tan, Bosna Hersek’e 21,3 Kilometrelik Otoyol Projesi

Cengiz İnşaat, Bosna Hersek’te ülkenin en uzun otoyol projesi olan Koridor 5C Otoyolu’nun inşaat yapım ihalesini kazandı. 

Cengiz Holding’den yapılan açıklamaya göre, 361,75 milyon avro bedelli sözleşme için düzenlenen imza törenine, Bosna Hersek Federasyonu Ulaştırma Bakanı Denis Lasic, Bosna Hersek Federasyonu Karayolları İdaresi Başkanı Elmedin Voloder, Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Asım Cengiz ve Cengiz İnşaat Ülke Müdürü Utku Gök katıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Cengiz İnşaat Bosna Hersek Ülke Müdürü Utku Gök, 21,3 kilometre uzunluğundaki otoyolu 30 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlayacaklarını belirterek, “Ülkenin kuzeyinde yer alan ihale kapsamında otoyolun dışında 30 kilometrelik lokal yol ve 12 kilometrelik dere regülasyonu da bulunuyor. KDV hariç 361,75 milyon avroluk bedeliyle Bosna Hersek’te bugüne kadar ihale edilmiş en yüksek bütçeli proje, aynı zamanda yine ihale edilmiş en uzun otoyolu olacak. Projenin finansmanı Avrupa Yatırım Bankası (EIB) tarafından sağlanacak.” ifadelerini kullandı.

Sadece Türkiye’de değil, Avrupa ve Orta Doğu’yu da içeren geniş bir coğrafyanın büyük altyapı projelerinde Cengiz İnşaat imzasının bulunduğunu vurgulayan Gök, şunları kaydetti:

“Önümüzdeki dönemde hedefimiz, bu başarı hikayesini farklı ülkelere taşımak, Cengiz İnşaat’ın yarım asra ulaşan bilgi birikimi ve tecrübesini yurt dışındaki yeni pazarlarda da ortaya koyarak, global gücümüzü artırmak olacak. Dünyanın farklı büyük müteahhitlik şirketlerinin de katıldığı bu ve benzeri ihalelerden başarıyla çıkmamıza ek olarak Avrupa Yatırım Bankası gibi uluslararası finansman kuruluşlarının bize olan güveniyle, global çalışmalarımızın katlanarak büyüyeceğini düşünüyoruz.”

Cengiz İnşaat’ın dikkati çeken projeleri arasında Azerbaycan’daki Karabağ Zafer Yolu, Ahmedbeyli-Füzuli-Şuşa Yolu, Nahçıvan Vayhir Barajı, Şemkirçay Barajı, Kazakistan’daki Aktobe-Martuk Yolu, CAREC Ulaşım Koridoru Zhambyl ve Mangisteu Kesimleri, Bulgaristan’daki Ljulin-Daskalovo Otoyolu, Elin-Pelin Kostenets Demiryolu, Bosna-Hersek’teki Koridor 5C Otoyolu’nun Vlakavo-Tarcin ve Poprikuse-Nemila kesimleri, Zenica Tüneli, Kuzey Irak’taki Hawler Uluslararası Havalimanı, Altınköprü Yolu, Kuveyt’teki Uluslararası Havalimanı T4 Terminali ve Al Mutla Şehri Altyapısı, Slovenya’daki Karavanke Tüneli, Hırvatistan’daki Krizevci-Koprivnica Demiryolu ve Romanya’daki Sibiu-Pitesti Otoyolu yer alıyor.

Bugüne kadar yurt dışında 43 kilometre, toplamda ise 260 kilometreyi aşkın tünel inşaatı tamamlayan Cengiz İnşaat, halihazırda devam eden işleri kapsamında yurt dışında 29 kilometre ve toplamda ise 75 kilometreye ulaşan tünel inşaatı işlerini başarı ile yürütüyor.

Azerbaycan, Kazakistan, Kuzey Irak, Kuveyt, Bosna Hersek, Bulgaristan, Slovenya, Hırvatistan ve Romanya’da çeşitli altyapı projelerine imza atan şirket, yurt dışındaki başarı grafiğini yukarı taşırken Engineering News Record (ENR) “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitleri” listesindeki yükselişini de sürdürüyor.

Cengiz İnşaat tarafından Bosna Hersek’e inşa edilecek otoyol projesinin detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Kırgızistan’da 20 Bin Kişilik Cami ve Külliyenin Temeli Atıldı

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yükselecek 20 bin kişilik cami ve külliye projesinin inşaat çalışmaları başladı. 

Orta Say köyünde inşa edilecek İman Merkezi’nin (İman Borboru) temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, yaptığı açıklamada, caminin 2 katlı olacağını ve 20 bin kişiyi ağırlayacağını söyledi. Caparov, cami külliyesinde bir idari binanın, bir de medresenin yer alacağını dile getirdi.

Ülkedeki camilere gidenlerin sayısında büyük artış olduğuna dikkati çeken Caparov, “Cuma namazları için camilerde yer bulunamıyor. Yeni ibadethanelere ihtiyaç var. Yeni camilerin inşa edilmesine destek olacağız” ifadelerini kullandı.

Yabancı yatırımcılarca projesi yürütülen cami ve külliyenin maliyetinin 51 milyon ABD doları olacağı tahmin ediliyor.

Öte yandan Caparov, başkentte 321 milyon dolara mal olması beklenen 444 daireli rezidans, 1200 araç kapasiteli otopark ve 296 odalı 5 yıldızlı otelin yer alacağı modern ve çok işlevli kompleksin temelini de attı.

Projenin detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Sapanca’da Müstakil Bir Yaşam: ‘Sapanca Lake Villas’

Covid-19 pandemisiyle birlikte başlayan, kalabalık şehirlerden uzakta ve müstakil bir yaşam sürme isteği, ülkemizin içinde bulunduğu deprem gerçeğiyle birlikte; büyük ve yoğun nüfuslu şehirlerde bulunan kişilerin de daha güvenli konutlarda müstakil bir yaşam arayışını hızlandırdı.

Türkiye’nin en kalabalık nüfusa sahip şehri olarak birinci sırada yer alan İstanbul’dan çok fazla uzaklaşmak istemeyenler de öncelikle daha yakın çevreleri tercih ediyor. Bu kapsamda hem doğa ile iç içe olmak için hem de müstakil bir yaşam için Sapanca, son dönemde dikkat çekiyor. 

Nexonya tarafından Sapanca’da temelleri atılan Sapanca Lake Villas projesi, 19 villadan oluşuyor. Her birinin zemin artı iki katlı ve 6+2 tipinde tasarlandığı Nexonya Sapanca Lake Villas’ta; dört yatak odası, iki yaşam alanı, beş banyo ile bir ebeveyn banyosu ve bir hobi odası ile çamaşırhane ve depoyu da içeren odalar bulunuyor. Projede ayrıca iki teras ve 1 balkon yer alıyor. 

Toplam 13 bin 367 metrekare arsa alanına sahip projede villalar, Sapanca Gölü’nü de panoramik bir manzaradan görecek şekilde inşa ediliyor. Kullanıcılarına müstakil bir yaşam sunacak olan projenin donatıları arasında; açık yüzme havuzu, basketbol alanı, çocuk oyun parkı, peyzaj ve yeşil alanlar ile kamelya ile yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve her villaya özel açık otopark bulunuyor.  Barbekü alanı, 7/24 güvenlik-villa interkom ve jeneratör sistemi gibi birçok donanım da kullanıcılara sunuluyor. 

Örnek villa Nisan ayında hazır

İstanbul’a sadece altmış dakika uzaklıkta olan Dibektaş Bölgesi’nde hayata geçirilen villa projesi Sapanca Lake Villas, merkezi lokasyonlara da yakın mesafede yer alıyor. Doğanın içinde, huzurlu ve ayakları toprağa basan güvenli bir konut arayışında olanlar için 19 villanın inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. 

Son deprem yönetmeliğine göre hazırlanan projede, 19 villa özellikli yaşam konutundan 7’sinin kaba inşaat çalışmaları bitmiş durumda buluyor. Projenin ilk örnek villa ise Nisan ayında tamamlanmış olacak.  

Sapanca Lake Villas projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İstanbul ve Dünya Metropollerinde Konut Fiyatları Nasıl Değişiyor?

Eva Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Anıl Ünlü, İstanbul ve dünyanın önde gelen metropollerinde 1 metrekare konut edinmenin maliyetini mercek altına altına aldı.

2022 yılında ortalama konut fiyatlarına göre İstanbul’un en pahalı ilçesi Sarıyer olurken,  Sarıyer’de ortalama olarak 1 m2 konut edinmenin maliyeti 3 bin 624 dolar, Beşiktaş’ta 3 bin 565 dolar ve Kadıköy’de de 2 bin 764 dolar oldu. Dünya genelinde ise en yüksek birim fiyatı 11 bin 917 dolar ile Fransa’nın Paris kenti olurken, ardından Berlin ve Sydney geliyor.

Eva Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Anıl Ünlü, dünyada şehirler arasında en yüksek birim fiyatının 11.917 USD ile Fransa’nın Paris kentinde olduğunu belirterek,  Paris’in ardından Berlin ve Sydney geliyor. Araştırılan şehirlerden en düşük birim fiyata sahip olan ise Güney Afrika’da yer alan Cape Town oldu. 

Yapılan araştırma neticesinde elde edilen verilere göre 2022 yılında, Paris, Berlin, Sydney, Pekin, Milano, Londra, Tokyo, Amsterdam, New York ve Cape Town gibi metropollerde satışı gerçekleşen konutların ortalama birim fiyatları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

İstanbul’un En pahalı İlçelerine Göre Konut Fiyatları

16.01.2023 USD kuru dikkate alındığında 2022 yılı içerisinde ortalama konut fiyatlarına göre İstanbul’un en pahalı ilçesi Sarıyer oldu. Endeksa verilerine göre, Sarıyer’de ortalama olarak 1 m2 konut edinmenin maliyeti 3.624 dolar oldu. Ardından 3.565 dolar ile Beşiktaş ve 2.764 dolar ile Kadıköy ilçeleri geliyor.  Veriler incelendiğinde dünya genelinde metropollerde konut edinmenin maliyetinin bütün ülkelerde yüksek olduğu görülüyor. Ancak İstanbul’un en pahalı ilçelerinde konut edinmek, incelenen metropollerin çoğuna göre daha erişilebilir durumda. Araştırmada incelenen metropollerin bazılarında birim fiyatlarının İstanbul’un en pahalı ilçelerinden bile 3 kat daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu verilere dayanarak geleceği tahmin etmek zor olsa da İstanbul için konut edinme maliyetlerinin yakın zamanda azalmayacağı söylenebilir. Yerleşim yeri oluşturabilmek için, imar düzenlemeleri ile kamu kaynakları ve özel kaynaklar kullanılmaktadır. Arsa/arazi üretilemeyen kaynaklardan biridir. Yerleşimin artması, arsa arzının artamaması fiyatları yükseltmektedir.” dedi.

İstanbul’un en pahalı ilçelerinden olan Sarıyer, Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Beykoz, Şişli, Beyoğlu, Üsküdar, Kağıthane ve Fatih’te 1 m2 konut almanın maliyeti aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Son 12 ayda İstanbul, Ankara, İzmir ve Türkiye Genelinde Konut Fiyatları Nasıl Değişti?

Ünlü şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre, İstanbul, Türkiye’deki en pahalı birim fiyata sahiptir. İstanbul’u İzmir takip ederken, deprem sonrası göç dalgası ile bu fiyatların normalden farklı seyredeceğini düşünmek yanlış olmaz. 

* Kaynak: https://evds2.tcmb.gov.tr/

*TCMB Döviz satış kurları, bulunduğu ayın son iş gününe ait kur esas alınarak yazılmıştır.

12 Aylık ortalamaya göre rakamlar incelendiğinde; Türkiye’de 1 m2 konut edinmenin maliyeti 11.673 TL / 711 USD, İstanbul’da 18.817 TL / 1.454 USD, Ankara’da 8.362 TL / 646 USD, İzmir’de ise 13.709 TL / 1.060 USD olmuştur.

* Kaynak: https://evds2.tcmb.gov.tr/

2021 Yıl Sonu Verilerine Göre İncelenen Ülkelerin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Verileri

* Kaynak: https://data.worldbank.org

Gayri safi yurt içi hasıla; Bir ekonomide belirli bir dönemde gerçekleşen tüm nihai mal ve hizmet üretiminin toplam değerini ölçer. Yukarıdaki tabloda yer alan verilere göre incelenen ülkeler arasında en yüksek Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) 23.32 trilyon dolar ile ABD’de gerçekleşmiştir.

Araştırmada yer alan şehirler ve bu şehirlerin yer aldığı ülkelerin kişi başına düşen yıllık GSYH’ye göre 1 yılda satın alınabilecek konut alanları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

* Kaynak: https://data.worldbank.org

Yukarıdaki verilere göre Amerika’da çalışan bir kişi, kişi başına düşen gelir ile New York kentinde 32,23 m2konut satın alabilmektedir. Hollanda ve Almanya’nın kişi başına düşen yıllık geliri benzer iken Berlin’de konut edinmenin maliyeti Amsterdam’a göre yüksek görünmektedir. Kişi başına düşen yıllık gelirin hiç harcanmadığı ve tamamının konut almak üzere kullanıldığı varsayımı ile 100 m2 konut satın almak için kaç yıla ihtiyaç olduğu hesaplanmıştır. İncelenen şehirlerde 100 m2 konut edinebilmek ABD’nin New York kentinde yaklaşık 3 yılda mümkün görünürken, İstanbul’da bu süre 15 yıl, Pekinde ise bu süre 45 yıla kadar çıkmaktadır.

Depremle oluşan göç dalgası şehirlerin dinamiklerini değiştirecek

Ancak yaşadığımız depremin getirdiği göç dalgası bu rakamları nasıl değiştirecek zaman gösterecektir. Türkiye’de artık barınma sorunu mevcuttur, deprem bölgesinden tüm şehirlere oluşan göç dalgası şehirlerin dinamiklerini değiştirecektir. Özellikle yabancıya mülk kiralamak ve satmanın bir süre kesinlikle yasaklanması gereklidir. Öncelikli Türk insanının ihtiyaçlarıdır.

Kaynaklar:

https://www.gov.uk

https://www.tax.ny.gov

http://www.stats.gov.cn

https://www.immobiliare.it

https://realadvisor.fr

https://www.berlinpoche.de

https://www.iamexpat.nl

https://www.openagent.com.au

https://www.property24.com/cape-town

https://www.endeksa.com

https://evds2.tcmb.gov.tr

https://data.worldbank.org

Nişanca’nın 50 Yıllık Tapu Sorunu Çözüldü

Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, Nişanca Mahallesi’ndeki 50 yıllık tapu sorununu çözüme kavuşturarak mahalle sakinlerine tapularını teslim etti.

Eyüpsultan Belediyesi Başkanlık Binası’nda düzenlenen tapu teslim törenine Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken’le birlikte AKP Eyüpsultan İlçe Başkanı Muhammet Vanlıoğlu, Eyüpsultan İlçe Tapu Müdürü Hamit Karpınar, meclis üyeleri, başkan yardımcıları ve Nişanca Mahallesi sakinleri katıldı.

Nişanca Mahallesi’ndeki 50 yıllık tapu sorunun çözüme kavuşturulması konusunda zor bir süreçten geçtiklerini, Mart 2019 yılında yılında startı verdiklerini ifade eden Başkan Deniz Köken şunları söyledi:

“2019’un Mart ayında Münzevi Camii’nin altında bir toplantı yapmıştık. Ondan sonra ciddi bir çalışma içine girdik. Bölgenin tamamıyla ilgili çalışmalar yapmaya başladık. Biliyorsunuz 2019 ayının Ağustos ayında İstanbul’da küçük bir deprem oldu. Sitelerde ve başka yerlerde vatandaşlarımız iki gün kadar dışarlarda kaldılar. Özellikle Maliye bloklarında vatandaşlarımızın iki gün dışarıda kaldığını ve bizlerin de onlara yemek götürdüğünü biliyorum. O zaman dediler ki bize de bir çözüm bulun. Nişanca Mahallesi’nde tapulu bir tane bina bile yok. Ruhsatlı bina yok. Haliyle bizim yeniden bu işe bir altlık hazırlamamız lazımdı. 2010 yılında alınmış olan Kentsel Yenileme kararı da takip edilmeyince, biz ne bu dernek bize uygun mu değil mi diye sorguladık; ne de haritacı firmayı değiştirdik; niye çabuk yol alalım diye. Bunları düşünseydik en az 1,5 sene kaybederdik. Bugün de bunları konuşamazdık. Çok zor bir süreç ve o üst kurulla oturup görüşme, pazarlıklar derken son noktaya ancak gelebildik. Mart 2019’da start verdik 2023’ün Mart ayında tapu verecek hale geldik. Yani o kadar zor bir iş ki.. O yüzden sizin sabrınıza teşekkür ediyorum. Herkes geldi askıları takip etti, bütün bilgileri topladınız, dedikodulara inanmadınız. Hem tapu müdürümüz hem kadastromuz hem bölge müdürümüz ciddi bir katkı sağladılar”

‘’Vatandaş ve Belediye İş Birliği İle Yapılan En İyi Çalışmadır’’

Nişanca Mahallesi’nde yapılan çalışmanın vatandaş ve belediye işbirliğiyle yapılan en iyi çalışmalardan biri olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Deniz Köken, “Biliyorsunuz ülke olarak büyük bir felaket yaşadık. Allah bizlere böyle bir felaket bir daha yaşatmasın diyoruz ama bu esna da biz kendi yol haritamızı ve kendi güvenlik duvarlarımızı örmemiz gerekiyor. Bunun yolu da doğru planlama ve doğru inşaattan geçiyor. Doğru bir inşaat yapmak için de doğru bir plan yapmak lazım. Artık İstanbul’da herkes kentsel dönüşümü müteahhit bir tane bana, bir tane de kendine yapacak şeklinde algılamaktan vazgeçmesi lazım. Böyle bir yapı yok. Nişanca’da 800 konut var. 800 konutu dönüşüme soktuğunuz zaman ne anlıyorsunuz 1600 konut olacak. Böyle bir model yok artık. Zaten bu kadar binanın oraya sığma ihtimali de yok. En nihayetinde burası çok eski bir mahalle ve sokakları 7 metre. Çocuklarınıza bırakabileceğiniz gerçek bir tapu oluştu. Vatandaş ve belediye işbirliği ile yapılan en iyi çalışmadır. Emeği geçen herkese derneğe, harita firmasına Kentsel Dönüşüm müdürüme, Planlama müdürüme teşekkür ediyorum. Sevgili tapu müdürüm çok ciddi bir şekilde bu konuda ekibiyle mesai dışında da çalıştılar ve bugünlere bizleri getirdiler. Emeği geçen bütün arkadaşlarımıza saygılar sunuyorum. Birlikte çok güzel işler de olabileceğini ispat etmiş olduk” dedi.

Nişanca’yı İlmek İlmek Yeniden İşleyeceğiz’’

Bölgede inşaat süreci başladığı zaman Nişanca’nın ilmek ilmek işlenerek daha düzenli bir yapıya kavuşacağını vurgulayan Başkan Deniz Köken, “Arkasından inşaat süreci başladığı zaman eksiklerimize de yolda giderken bakarız. Ama en nihayetinde ilk yıkımı yapıp, Nişanca’da törenle bir ruhsat verebilirsek inşallah arkası çorap söküğü gibi gelecek. Orası İstanbul’un ilk kurulmuş mahallesi fetih ile beraber yaşı var. Defterdar, Otakçılar, Nişanca havzasının har vurup harman savuramayız. Adım attığı yerde tarih var aslında. Keşke zamanında daha düzenli kurulsaymış olmamış ama bundan sonraki süreçte biz yol haritamız ve sizlerle birlikte burayı ilmek ilmek işleriz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Başkan Deniz Köken, konuşma sonrası Nişanca Mahallesi sakinlerine tapularını tek tek teslim ederek bu önemli günün anısına fotoğraf çektirdi.

Tapularına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Nişanca Mahallesi sakinleri duygularını şu sözlerle dile getirdi:

‘’Başkan Deniz Köken Sözünü Tuttu’’

Emeği geçen herkese teşekkür eden Ayşe Kırmızı, “Bizim adımıza tabi ki sevindirici bir durum. En azından çocuklarımız başka yerlerde yaşamak yerine yapılırsa eğer kendi evlerinde yaşayacaklar. Güzel şeyler olur inşallah. Başkanımıza da Cumhurbaşkanımıza da teşekkür ediyorum. Verdikleri sözü yerine getirdiler. Hayırlı uğurlu olsun herkese” dedi.

‘’50 Senelik Sorun Çözüldü’’

Başkan Deniz Köken’in verdiği sözü yerine getirdiğini söyleyen Ali Osman Altun ise, “Sözünde durarak bu tapu sorunlarımızı çözen Başkanımız Deniz beye çok teşekkür ediyorum. Ayrıca tapu işlerini başlatan kardeşimiz Nihat’tan ve ekiplerinden de Allah razı olsun. Tapularımızı aldığımız için çok mutluyuz. Tüm Nişanca halkına hayırlı olsun. 50 senelik bir sorun çözüldü” dedi.

Tapusuna kavuşmanın mutluluğunu yaşayan doğma büyüme Nişancalı olan Nazım Akbaba ise, “Tapumuza kavuştuk senelerden beri gece gündüz çok uğraştık. Mahallenin eskilerindenim, doğma büyüme Nişancalıyım. Bütün ölçümlerde gezdim. Alamazsınız dediler ama aldık. Başkanımıza da emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

BDDK, Konut Kredi Limitini Artırdı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), daha önce 2 milyon TL ve altında olan konutlar için belirlediği yüzde 90 kredi kullanım üst sınırını, 5 milyon TL ve altındaki konutlara uygulanacak şekilde güncelledi.

Buna göre, değeri 5 milyon TL ve altında olan sıfır konutlar için, bedelin yüzde 80-90’ı kadar kredi kullanılabilecek. Yine değeri 5 milyon TL ile 10 milyon TL arasındaki sıfır konutlar için yüzde 70 ila 80 arasında, değeri 10 milyon TL ile 20 milyon TL arasında değişen sıfır konutlar için ise, bedelin azami yüzde 60-70’i kadar kredi alınabilecek. 

“Kredi kullanılabilecek üst limit arttıkça, konut kredilerine hayat sigortalı kredi teklifi seçeneğiyle başvurmayı tercih eden tüketiciler için poliçe masrafı da ciddi rakamlara ulaşıyor” diyen Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş. Alternatif Dağıtım Kanalları Direktörü Murat Akçay, “Bu noktada eğer tüketiciler doğru ve bilinçli hareket ederlerse, konut kredisi başvurularında önemli bir masraf kalemi haline gelen Kredi Hayat Sigortası poliçelerini, bankalara göre çok daha avantajlı fiyatlardan satın alabilirler.” dedi. 

Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren olayinkolayi.com isimli dijital platform, hayat sigortası güvenceli konut kredisi kullanacaklara, avantajlı poliçe satın alma imkanı sunuyor. Kredi Hayat Sigortalarını olayinkolayi.com üzerinden yaptıranlar, başvuru kriterlerine bağlı olarak bankalara göre yüzde 40’a varan indirimden yararlanıyor.

İlk Evim Kampanyası’nda Sıra İstanbul’da

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da ‘İlk Evim’ projesi kapsamında inşa edilecek 50 bin sosyal konutun kura çekimi için tarih verdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da ‘İlk Evim İlk İş Yerim’ projesi kapsamında Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle hayata geçirilecek olan sosyal konut projesinin kura çekimlerinin 16 Mart-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirileceğini açıkladı. 

İstanbul’da inşa edilecek 50 bin sosyal konutun kura çekimleri Tuzla’da başlayacak. Kura çekimleri 16-29 Mart tarihleri arasında 20 bin 920 hak sahibi için Tuzla Belediyesi’nde gerçekleştirilecek.

Çatalca için 540 ve Selimpaşa için 200 hak sahibi için 30 Mart’ta noter huzurunda gerçekleştirilecek kura çekimi Silivri Alibey Spor Salonu’nda yapılacak.

Arnavutköy, Başakşehir, Esenler ilçelerinde 28 bin 340 hak sahibi için yapılacak sosyal konutun kuraları da 1- 19 Nisan tarihleri arasında Bağcılar Olimpik Spor Merkezi Salonu’nda noter huzurunda çekilecek.

İstanbul’da gerçekleştirilecek kura çekimlerinin ardından “İlk Evim” projesinin kuraları sona erecek.

TOKİ İzmit Projesinde İnşaat Başlıyor

İlk Evim, İlk İş Yerim projesi kapsamında Kocaeli, İzmit’te yükselecek 2 bin 225 konuttan bin 700’ü için hazırlıklar tamamlandı. Projenin inşaat çalışmaları başlıyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz Ağustos ayında Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından Türkiye genelinde 250 bin konut yapılacağını duyurmuştu. Alt gelir grubuna yönelik yapılacak olan bu konutlardan 2 bin 225’i ise İzmit Sepetçi ve Sekbanlı bölgesinde yapılacak yeni konutlardan oluşuyordu.

İhale 17 Mart’ta

‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ projesi kapsamında İzmit’te yapılacak olan toplamda 2 bin 225 konutluk projenin bin 700 konutluk ilk etabı için ihale tarihi belirlendi. İzmit Sepetçi-Sekbanlı bölgesinde yapılması planlanan konutlardan 711 daireden oluşan 2. etabın ihalesi geçtiğimiz şubat ayında yapılırken 989 daireden oluşan birinci etabın ihalesi ise 17 Mart tarihinde gerçekleştirilecek.

“İlk evim” projesi kapsamında İzmit’te yapılacak olan ilk etapta 989 ve ikinci etapta 711 olmak üzere toplamda bin 700 konutun yapımına başlanması için yine geçtiğimiz ay bir ÇED raporu hazırlanmış ve ihale tarihleri belirlenmişti. İşte bu gelişmelerin ardından ÇED raporunu değerlendiren bakanlık, 1 milyar 160 milyon liralık proje için “ÇED gerekli değildir” kararı verdi. Bakanlıktan onayın çıkmasının ardından TOKİ İzmit’te konut inşaatlarının hızla başlaması bekleniyor.

1,5 Milyon Konutun Dönüşümü Esenler’den Başlayacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da 1,5 milyon konutun dönüştürüleceğini açıkladı. Bakan Kurum, ilk olarak Esenler ilçesinden başlanacağını duyurdu. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum yaşanan deprem felaketinin ardından özellikle İstanbul’da konutların dönüşümüne hız verileceğini açıklamıştı. Bunun için planlamanın yapıldığını açıklayan Bakan Murat Kurum 1,5 milyon konutun taşınacağını belirtti. Bakan Murat Kurum’un yaptığı açıklamanın ayrıntıları da ortaya çıktı. İstanbul’da konutların düşümü için planlama belli oldu.

İlk Dönüşüm Esenler’de

Emlak365’in haberine göre; İstanbul’da dönüşecek olan 1,5 milyon konut için rezerv alanlar tespit edildi. İlk rezerv alan ise Esenler’de tespit edildi. Bahsi geçen 1,5 milyon konutun yerinde dönüşümü teknik olarak imkânsız. Bunun için de konutların önemli bir kısmının taşınması gerekecek. Okul alanı, yeşil alan, sosyal donatılar, ulaşım aksları gibi alanları oluşturabilmek için bu yol tercih edildi. İlk taşınma işlemi için ise rezerv alan Esenler’de tespit edildi.

Esenler’de bulunan ve Millî Savunma Bakanlığı’na ait olan arazi rezerv alan olarak tespit edildi. Bu alanda 80 bin konut inşa edilecek. 5 yıl içerisinde inşa edilecek bu konutlar ile taşınma işlemi tamamlanacak. Etap etap inşa edilecek olan konutlar bittikçe vatandaşların bu yeni konutlara geçişleri sağlanacak. Bu süreçte vatandaşlara uzun vadeli kredi desteği ve kira yardımı gibi imkanlar da sunulacak.

Esenler’deki askeri alanın imar planları 2019 yılında değiştirilmişti. Topkule ve Baştabya kışlalarının olduğu alan 720 hektar büyüklüğünde. Bu alanın hemen kuzeyinde üzerinden Kuzey Marmara Otoyolu’nun geçtiği bir askeri alan daha bulunuyor. Alanın mülkiyeti Milli avunma Bakanlığı’nda ancak. Yapılan görüşmelerde bu alan Çevre Bakanlığına devredilmesine dair görüş birliğine varıldı.

İstanbul’da bulunan 1,5 milyon riskli konutun 500 bini Anadolu Yakası’na, 500 bini de Avrupa Yakası’na taşınacak. Kalan 500 bin için ise yerinde dönüşüm yapılacak. Az katlı olacak bu yeni konutların tamamı depreme dayanıklı olacak.

İstanbul’daki kentsel dönüşüm projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kentsel Dönüşümde Üç Yeni Model

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, kiralık konut sistemi ile kentsel dönüşümün teşvik edileceği ve kira enflasyonunun kontrol altına alınacağını açıkladı. 

Kentsel dönüşümde üç yeni modeli uygulamaya alacaklarını açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Birinci modelimizde konut üreticisi ile anlaşarak evlerini dönüşüme sokmak isteyen vatandaşlarımıza piyasaya göre çok uygun koşullarda kredi imkânı verilecek ve böylece kentsel dönüşüm teşvik edilecek. Bu model kapsamında hak sahibi vatandaşlarımız mağdur olmayacaklar. Emsaller korunarak kentsel dönüşümü güçlü şekilde destekleyeceğiz.” ifadelerini kullandı. 

İkinci model ile konut üreticilerinin destekleneceğini vurgulayan Bakan Nebati, “Ada bazlı kentsel dönüşümleri destekleyeceğiz. Konut üreticileri ada ada kentsel dönüşüm yapmak istediklerinde devlet onları destekleyecek. Bu konut üreticileri düşük maliyetli finansman desteği alarak kentsel dönüşüm projelerini ilerletebilecekler. Bu şekilde depreme dayanıklı konut arzını arttıracağız.” dedi. 

‘’Kiralık Konut Üretimi Yapılacak’’

Üçüncü modelin kiralık konut sistemi olduğunu söyleyen Bakan Nureddin Nebati, “Üçüncü modelde de kiralık konut sistemi uygulanacak. Konut üreticileri kiralık konut üretecekler. Üretilen bu kiralık konutlar öncelikli olarak kentsel dönüşüme girecek riskli yapılardaki ev sahiplerine ve kiracılara kiralanacak. Kiralama tutarları ve kira artışlarını kamu belirleyecek. Bu konutlarda kira tavanı uygulaması yapılacak. Aynı zamanda çok önemli bir sorun olan kira enflasyonunu da dizginleyeceğiz.” şeklinde konuştu.

YTÜ’den Yapay Zekâ Tabanlı Deprem Modeli

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi, yapay zekâ tabanlı deprem modeli için harekete geçti. 

Mavi Kocaeli’nin haberine göre; Şubat 2023 depremlerinin oluşturduğu etkilerin belirlenmesi ve afet sonrası yönetimi için yapay zekâ tabanlı bir model oluşturulması adına Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi harekete geçti. Hatay ili üzerinden geliştirilecek ve 15 farklı disiplinin bir arada yürüteceği proje çereçvesinde elde edilecek sonuçlar ile yapay zekâ tabanlı bir karar destek aracı geliştirilecek. Model sonrasında diğer riskli ve deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan iller ve ilçeler için tahmin verileri ortaya çıkarabilecek.

6 Şubat depremlerinden sonra deprem kuşağında yer alan Türkiye’de en hızlı şekilde aksiyon alınabilmesi adına akademi camiası dünya çapında bir ilk sayılabilecek proje için harekete geçti. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından Şubat 2023 depremlerinin oluşturduğu etkilerin belirlenmesi ve afet sonrası yönetimi için yapay zekâ tabanlı bir model oluşturulması için 100’den fazla akademisyen ve 15 farklı disiplin bir arada çalışacak. Deprem sonrası ve öncesi için zemin yapısından su kaynaklarına, inşaattan beton örneklerine, psikolojiden kültürel varlıklara kadar birçok disiplin çalışmaları sonucunda elde edilecek veriler ile sonrasında yapay zekâ tabanlı bir tahmin modeli ortaya konulacak. Model özellikle hala hazırda deprem gerçeği ile yüz yüze olan ve tehlike arz eden bölgelerde de kullanılarak gerekli hazırlıkların yapılmasına yardımcı olabilecek.

Proje çerçevesinde depremlerden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay ili özelinde, bölgenin depremselliği ve jeolojik durumu ortaya konularak, uzaktan algılama ve jeodezik yöntemler ile durum tespiti yapılacak. Depremden etkilenen ve aralarında kültür varlıkları ile barajların da yer aldığı yüzbinlerce yapıda hasar tespit çalışmaları için mevcut modellerin irdeleneceği projede ayrıca; deprem sonrası geçici barınma sistemleri, hızlı-çoklu üretim teknikleri geliştirilecek. Bununla birlikte mevcut duruma yönelik yerleşime uygunluk ve planlama sürecinin değerlendirilmesi planlanan çalışmada, deprem bölgelerinde ulaşım hareketlilik süreçlerinin izlenmesi, içme suyu ve atık su altyapı sistemlerinin yönetimi, inşaat yıkıntı atıklarının değerlendirilmesine yönelik çalışmalar da yürütülecek.

Projenin detaylarının aktarıldığı basın lansmanında konuşan ve üniversitelerin hedeflerinin meslek sahibi edindirmek değil mesleğini tutkuyla yapanları yetiştirmek olması gerektiğini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Tamer Yılmaz ayrıca karar mekanizmalarında üniversitelerin ve bilimin ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. 

Karar mercilerinde bilimin ve üniversitelerin olmaması durumunda başarısızlığın yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Burası bir araştırma üniversitesi. Tabi ki de bunları bir görev olarak yapıyoruz. Biz bir ARGE üniversitesiyiz en önemli kolumuz ürettiğimiz projeler. Bu projelerin birbiriyle konuşması hepsinden önemli. Deprem kadar önemli olan bir konuda geliştirdiğimiz bu proje her yerde, İstanbul’da bile kullanılabilecek. Üniversitelerin merkezde olmadığı, onların düşüncelerinin olmadı karar mercilerinde herhangi bir başarılı olamaz. Üniversite ve bilim yoksa başarı olmaz. Biz sorumluluk almaya karar mekanizmasının içinde yer almaya sadece kentsel dönüşüm için değil zihinsel dönüşüm içinde de yer almaya hazırız. 112 yıldır ders veriyoruz, Türkiye’nin en iyi mühendislerini yetiştiriyoruz. 

Sadece derslere girerek mühendis olunmaz. Hangi bölümden mezun olursa olsun olaylara ve yaptığı işe yaklaşımı farklıdır. Burasının mezunları tutku sahibidir. Yaptığı işi tutku ile yapar. İşte bu vizyonu yayarsak sorunu çözmüş olacağız. Bakmamız gereken şey meslek sahiplerine tutku ve aşk aşılanmış mı buna bakmalıyız. Mezun olmuş bir inşaat mühendisi ve mimarımla bir projede karşılaştığımda ‘ben burada bir ailenin mutluluğunu inşa ediyorum’ der. İşte bizim mutluluk inşa eden mühendislere ihtiyacımız var. Ben ülkenin geleceğini inşa ediyorum diyenlere ihtiyacımız var” dedi.

Üniversitenin İnşaat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Nabi Yüzer de yapılacak olan çalışmalar için “Bu kadar büyük iki depremden sonra afet yönetiminin muhakkak yapılması gerekiyordu” diyerek yaptığı bilgilendirmelerde şunları söyledi:

“Tabi bu afet yönetimi çalışmasının bütüncül bir yaklaşımla yapılması lazımdı. Psikolojik danışmanlıktan şehir bölge planlamasına, inşaat mühendisliğinden mimara bütün bunların bir arada ele alınması hızlı bir şekilde karar ve destek mekanizmasının kurulması gerekiyor. Eğer biz bu kadar disiplini bir araya getirip onları birbiri ile konuşturursak ve bunu yapay zeka tabanlı bir yöntem kullanarak geliştirebilirsek Hatay ili özelinde bir model oluşturtulacağız. Sonrasında birçok ilimizde, başta İstanbul olmak üzere, uygulamamız mümkün olabilecek. Bu kadar disiplini bir araya getirecek, bunları birbiri ile konuşturacak yapay zekaya ihtiyacımız var. Yani diğer illerde ve ilçelerde uygulayabileceğimiz tahmin verileri için yapay zekayı araç olarak kullanacağız.”

“Bu Proje Dünyada Bir İlk Olacak”

Proje içinde yer alan ve çalışmalara katkı sağlayacak olan İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise böyle bir çalışmanın dünyada ilk olacağını söyledi. Prof. Dr. Şükrü Ersoy “Böyle bir felakete kayıtsız kalamazdık” dediği konuşmasında, “Biz üniversite olarak sadece eğitim, öğretim ve araştırma yapmıyoruz. Topluma da hizmet etmek adına varız. Böyle büyük bir felakette burada olmayacaksak ne zaman olacağız. Dolayısıyla bütün teknik gücümüzü, bilgi gücümüzü, her şeyimizi oraya aktarmayı düşünüyoruz. Büyük bir proje hazırladık. İçerisinde tüm sektörlerden, eğitim sektörünün olduğu branşlardan gruplar var. Bu gruplar jeolojisinden, zeminin özelliklerinden, kültürel yapılardan, insanların psikolojik durumlarından, barınmalarından her türlü hatta içtikleri suyun kirlenmesinden, onların tekrar kazandırılması adına yapılacak çalışmaların hepsini içerecek büyük bir projeyle bu işe giriyoruz. Dolayısıyla bu büyük bir proje içerisinde eğitim branşlarımızın tümü var. Topyekûn Yıldız Teknik Üniversitesi olarak Hatay özelinde çalışacağız. Ama Hatay’da uygulayacağımız bu model diğer illerimize de örnek olup uygulanabilir. Çünkü dünyada böyle bir örnek yok. Bir üniversitenin bütün gücüyle, bütün imkanlarıyla bir deprem projesinde çalışması gibi bir proje dünyada örneği yok. İlk defa biz uygulayacağız” şeklinde konuştu.

Bezci: ‘’İzolatörlü Binaları Çoğaltacağız’’

Besa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci, teknolojiyi inşaat sektörüne uyarlamaya devam edeceklerini ifade ederek, sismik izolatörlü binaların çoğalması için öncü olacaklarını kaydetti. 

Besa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci, güvenli ve modern konutlarda 50 yıldan beri marka olan Besa Holding’in, bundan sonra da yüksek teknolojiyi inşaat sektörüne uyarlayan öncü firma olmaya devam edeceğini kaydetti.

Efe Bezci, deprem nedeniyle ülkemizin çok zor günlerden geçtiğini, yaraları hep birlikte saracaklarını kaydetti.

Holdinglerinin deprem sonrası ilk olarak Kahramanmaraş’ta konteyner kent kurduğunu, tüm bölgeye maddi, manevi yardımlarının aralıksız devam ettiğini ifade eden Bezci, bundan sonraki süreçte modern konut üreten her firmanın çok acil yeni projelerle barınma ihtiyacını hızla gidermesi gerektiğini bildirdi.

Efe Bezci, Ankara’nın da bu süreçte önemine işaret ederek, şöyle devam etti:

“Deprem felaketine maruz kalan illerinden en fazla göçü Ankara alıyor. Ülkede büyük ölçüde konuta ihtiyaç bulunuyor. Bu nedenle Ankara’da yeni bir şehir olacak Besa Ankara projemize hız vererek bir an önce hayata geçirme kararı aldık. Çok katlı binalar yerine olabildiğince yatay yerleşim, sağlam zemin, tünel kalıp sistemli hatta izolatörlü binaların çoğalması için öncü firmalardan birisi olacağız. Bu deprem inşaat sektöründe önceliğin güven, kaliteden ödün vermemek olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz yenilikçi yaklaşımlar, yüksek teknolojiyi sektöre uyarlamakta öncü olmaya devam edeceğiz.”

‘’Dijital Dönüşümde Lider Firma Olacağız’’

Bezci, Ar-Ge, inovasyon, ülkemizin ihtiyaç duyduğu sektörlere yatırım, istihdamın artmasına katkı sağlamak, turizmde kalite çıtasını artırmak ve çeşitlendirmek, inşaat sektöründe yenilikçi yaklaşımlarla yeni projeler üretmenin en önemli hedefleri arasında yer aldığını vurgulayarak, “Gelişmekte olan yeni nesil teknolojilere daha fazla yatırım yaparak dijital dönüşümde lider firma olacağız. Geleceğin Metaverse teknolojisini, girdiğimiz tüm sektörlerdeki çalışmalarımıza uyarlayacağız. Yeşil enerji, yeşil binalar, çevreye duyarlı yatırımlar yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Sürdürülebilir üretimin kendileri için her zaman önemli olduğunu, bundan sonra daha da önem kazanacağına dikkati çeken Efe Bezci, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı:

“Bes Holding bugüne kadar 6 binden fazla konut üreterek, çok sayıda iş ve alışveriş merkezi projesi ile adından ve kalitesinden söz ettirdi. İnşaat, arazi ve gayrimenkul geliştirme, AVM yapımı ve işletmenin yanı sıra enerji, telekomünikasyon, turizm ve teknoloji sektörlerinde de faaliyet göstermekte olup, geleceğe doğru yeni ve güçlü projelerle ilerlemektedir. Besa Holding, Ankara’nın yeni yüzü olacak “Besa Ankara “projesi ile oluşturacağı yeni yaşam alanı Başkent’in en önemli bölgelerinden biri olacak. Aynı zamanda Türkiye’de güneş enerji santrallerine (GES) yatırım yapan ilk şirketlerden olan Besa Holding, bu alandaki yatırımlarına da devam ediyor. Tüm dünya alternatif enerji kaynaklarına yönelirken, güneş zengini ülkemizde halen istenilen seviyede alternatif enerji üretilmemesi çok üzücü. Büyük önem verdiğimiz enerji yatırımlarını GES’lerle devam ettireceğiz. Tecrübesi, fonksiyonelliği ve kaliteden ödün vermeyen yapısıyla, tüm projelerinde güven ve prestiji vurgulayan Besa Holding, Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin farklı bölgelerinde yatırımlarına tüm hızıyla devam edecek.”

Besa Holding’in tüm projelerine ve firma bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Galatasaray, Florya Projesine Temmuz’da Başlıyor

Galatasaray Başkanvekili Erden Timur, Kemerburgaz Tesisleri ile Florya projesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 

Galatasaray Kulübü inşaat faaliyetlerine başlıyor. Kulübün geleceğini şekillendirecek olan çok önemli projeler için ön hazırlıklar tamamlandı ve şimdi de harekete geçiliyor. Galatasaray Başkanvekili Erden Timur yapılacak projelere dair açıklamalarda bulundu. İnşaat sektöründe Türkiye’nin önemli iş insanlarından birisi olan Erden Timur tüm planlamaların yapıldığını söyledi.

Temmuz’da İnşaat Başlıyor

Galatasaray futbol takımının tesislerinin Kemerburgaz’a taşınması için yeni tesislerin inşaatı hakkında bilgilendirme yapan Erden Timur, “İnşallah bu yılın Eylül ayında futbol takımımızı Kemerburgaz tesislerine taşımış olacağız. Lakin Kemerburgaz projesi bununla sınırlı kalmayacak. Oradaki inşaat çalışmalarına son sürat devam edeceğiz. Altyapı takımlarımız için de tesisler inşa edeceğiz.” dedi.

Galatasaray bir süre önce Florya’daki Emlak Konut GYO hisselerini satın almıştı. Florya’da inşa edilecek olan projeye dair de açıklama yapan Erden Timur, “Florya ile alakalı bir projemiz var. Orada ruhsat alma durumuna göre değişebilecek ama Haziran veya Temmuz ayı gibi inşaata başlamış olabileceğiz. Orayı da etap etap inşa edeceğiz. Bu konuda yabancı bir markayla birlikte çalışacağız. Florya’dan gelecek olan tüm para Galatasaray’a kalacak. İnşaatta ihale sistemi uygulanacak. Bizim şirketimiz NEF bu projede yer almayacak. Onu en baştan söyleyeyim tartışmalar hiç başlamasın.” şeklinde konuştu.

Galatasaray’ın tüm projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Düzce’de Depreme Dayanıklı Villa Projesi 

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin ardından birçok binanın yıkılması sonucunda 46 binden fazla vatandaş hayatını kaybetti. Telafi edilmesi imkansız kayıpların ardından dikkatler Marmara Bölgesi’nde beklenen depreme çevrildi. Acarzade Group ise Düzce’de başlattığı yatay mimari projesiyle bu olası depreme hazırlandığını açıkladı.

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin yaraları sarılmaya devam ederken, gözler olası Marmara Depremi’ne karşı yapılacak hazırlıklara çevrildi. Bu doğrultudaki inşaat faaliyetlerine Düzce’de başlayan Acarzade Group CEO’su Muhammed Ali Acarzade ise konuya dair: “Yaşanan son deprem, yeni yapıların kontrollü ve bilinçli bir şekilde inşa edilmesi gerektiğini bizlere bir kez daha gösterdi. Her can bizim için değerli. Düzce’de hayata geçirdiğimiz yatay mimari konut projemizle vatandaşımıza gözü kapalı oturabileceği dayanıklı, konforlu müstakil evler sunuyoruz” dedi. 

Olası Marmara Depremi için Düzce’de de hazırlıklar başladı

Son yaşanan depremlerin olası Marmara depremi için alınması gereken önlemlerin ne kadar kritik olduğunu hatırlattığını söyleyen Muhammed Ali Acarzade, “Ülke olarak büyük kayıplar yaşamanın üzüntüsü içindeyiz. Birlik ve beraberlikle yaralarımızı saracağımıza inanıyorum. Yaralarımızı sararken yeni yaralar almamak adına da hızlı ve organize şekilde olası depremler karşısında alınması gereken önlemleri planlamamız gerekiyor. Yanlış yapılaşma sebebiyle insanlar hayatlarını kaybetmemeli. Bu yüzden Acarzade Group olarak, vatandaşlarımız için harekete geçtik. Birçok farklı sektörün ardından 2023’te de inşaat sektörüne giriş yapıyoruz. Geçtiğimiz yılın sonunda yaşanan Düzce depreminden sonra belediyemiz, valiliklerimiz ve yetkili kurumlar tarafından yapılaşmayla ilgili çok katı kurallar kondu. Biz de bu kurallar çerçevesinde Düzce’de yeni bir projeye başlıyoruz” şeklinde konuştu. 

Beslambey bölgesinde yatay mimari projesi

Yatay mimarinin depreme karşı daha sağlam yapılar inşa edilmesi açısından önemini vurgulayan Acarzade Group CEO’su Muhammed Ali Acarzade, “Düzce’de benzeri olmayan bir proje hayata geçiriyoruz. 15 yıllık mimarlık tecrübemizle estetik ve işlevselliğin bir araya geldiği modern mimari tasarımlarla yaşam alanları oluşturuyoruz. Zemin analizlerimizi, inşaatlarda kullandığımız malzemelerimizi ve konut tiplerimizi dayanıklılığına göre belirledik. Düzce Beslambey bölgesinde 2 dönüm arsa üzerine gerçekleştirilecek yatay mimari projemizde 10 villa yer alacak. Projelerimizle yerli ve yabancı yatırımcılara da konforu, kaliteyi ve rahatlığı sunacağız” ifadelerini kullandı.

Düzce hem yatırımcılar hem de vatandaşlar için çok avantajlı”

1999 depreminden sonra da Düzce’nin yaralarını sarabilmesi için çıkarılan teşvik yasalarıyla şehrin sanayi yatırımcıları için cazibeli hale geldiğini belirten Muhammed Ali Acarzade, sözlerine şunları ekledi: “Düzce son yıllarda yatırımcıların, ihracat potansiyeli yüksek sektörlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Teşvik yasalarıyla sanayi açısından oldukça yol kat etmiş olan Düzce coğrafi açıdan da yatırımcılar için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Projemiz lokasyon olarak İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlere neredeyse eşit mesafede konumlanıyor. Büyükşehirlerde ev fiyatlarının artması, güvenilir, müstakil evlere olan ilginin yoğunlaşması, insanları yakın çevredeki şehirlere yönlendiriyor. Bu proje, hem depreme dayanıklı evlerde oturmak isteyenler için hem de yatırım yapmak isteyenler için büyük bir avantaj.”

Üretimlerimizi çağın dinamiğine uygun yapıyoruz”

Konut projelerinin yanı sıra metal, mimarlık, kozmetik, tekstil ve gıda gibi çeşitli sektörlerde ithalat ve ihracat çalışmalarına da son sürat devam ettiklerini belirten Acarzade Group CEO’su Muhammed Ali Acarzade, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Türkiye’nin hem yerel hem de globalde ekonomik bir güç haline gelmesi için, yaptığımız yatırımlarda önceliğimiz üretici olmak, ithalat ve ihracat dengesini ülkemizin lehine çevirmek. İş dünyasındaki 20 yıllık tecrübemizi müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için inşaat sektörüne taşıyoruz. Dünyadaki son teknolojileri yakından takip ederek, üretimlerimizi çağın dinamiğine uygun olarak yapıyoruz. Gelecek dönemde farklı şehirlerde büyük çaplı yeni projelere imza atmayı hedefliyoruz.” 

Zemini Güçlü Bölgelerde Dikkat Çeken Talep Artışı

Yapay zeka ve büyük veri analizi kullanarak güvenilir sonuçlarla gayrimenkul değeri hesaplayan Endeksa, Şubat ayında yaşanan deprem felaketi sonrası İstanbul ilçelerinde kiralık konut piyasasını inceledi. Çalışmaya göre Şubat ayında İstanbul genelinde konut kiraları %6,6, kiralanmayı bekleyen konut stoku ise %5 artış gösterdi. İstanbul genelinde ortalama metrekare kira 124 TL olurken ortalama kira 12 bin 394 TL oldu.

Şubat ayında kira değeri en fazla artan ilçeler Şile, Beşiktaş, Ataşehir ve Ümraniye olurken en az artış görülen ilçeler Avcılar, Beyoğlu ve Bahçelievler oldu. Esenler’de ise kiralar düşüş gösterdi. Kiralanmayı bekleyen konut stoku en fazla artan ilçeler Bakırköy, Şişli, Kadıköy, Beşiktaş, Beykoz; kiralık stoku en fazla düşüş gösteren ilçeler ise Eyüpsultan, Çatalca ve Esenler oldu.

Verileri değerlendiren Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, “Yaşanan deprem felaketi sonrası İstanbul’un da deprem bölgesi olması sebebiyle konut piyasasında hareketliliğin arttığı görülüyor. Uzmanlar tarafından daha sağlam zeminli olduğu belirtilen bölgelere talep artarken fay hattına yakın ilçelere talebin düştüğünü görüyoruz. Talepteki hareketlilik stoka ve kira değerlerine de yansıyor. Örneğin; İBB tarafında hazırlanan raporda Çatalca bölgesindeki binaların %59’unun 2000 yılı sonrası yapıldığı açıklanmıştı. Deprem açısından yetkili bilim insanlarının, Çatalca’nın büyük bir bölümünün görece iyi bir zemine sahip olduğu görüşünün yaygınlaşmasının ardından bu ay kira konut stok düşüşlerinde %20 gibi büyük bir oranı görebiliyoruz. Temennimiz bireysel önlemlerin ötesinde, olası İstanbul depremine karşı tüm önlemlerin yönetenlerimiz tarafından bir an önce alınması.” dedi.

En belirgin artış Şile’de

Şile’de şubat ayında kiralanmayı bekleyen konut stoku %10, konut kiraları %10,2 artış gösterdi, ortalama metrekare kira 87 TL, ortalama kira ise 11 bin 594 TL oldu. Beşiktaş’ta Şubat ayı stok artışı %24, değer artışı %10,1, ortalama metrekare kira 259TL, ortalama kira 31 bin 622 TL. Ataşehir’de kiralanmayı bekleyen konut stoku %10 arttı, aylık değer artışı %10,1, ortalama metrekare kira 151 TL, ortalama kira 13 bin 300 TL. Ümraniye’de Şubat ayında kiralık konut soku %3, konut kiraları %10 artış gösterdi, ortalama metrekare kira 109 TL, ortalama kira 10 bin 534 TL oldu.

Avcılar bölgesindeki kira değer artışlarında deprem etkisi düşüşü

Avcılar, Beyoğlu ve Bahçelievler’de şubat ayında kira değer artışı İstanbul genelinin oldukça altında gerçekleşti. Kiraların %4, kiralık konut stokunun %5 artış gösterdiği, deprem bilimcilerin zemini ve konumu açısından riskli bulduğu Avcılar’da ortalama metrekare kira 80 TL, ortalama kira ise 9 bin 151 TL oldu ve şehrin genel seviyesinin çok altında kaldı. Kiraların %3,9, kiralık konut stokunun %14 arttığı Beyoğlu’nda ortalama metrekare kira 199 TL, ortalama kira 16 bin 891 TL. Bahçelievler’de ise Şubat ayında kiralar %3,7,kiralık konut stoku %2 arttı; ortalama metrekare kira 86 TL, ortalama kira 8 bin 583 TL. Kiralık konut stokunun %20, kiraların %1,3 düşüş gösterdiği Esenler’de ortalama metrekare kira 81 TL, ortalama kira ise 7 bin 902 TLoldu.

Çatalca’da şubat ayında kiralık konut stoku %20 düştü

Kiralanmayı bekleyen konut stokunun en fazla düşüş gösterdiği ilçelerden Çatalca’da şubat ayında kiralık konut stoku %20 düştü, kiralar %4,5 artış gösterdi, ortalama metrekare kira 66 TL, ortalama kira 5 bin 685 TL. Eyüpsultan’da ise kiralar %5,9 atarken, stok %9 düştü. Eyüpsultan’da ortalama metrekare kira 113 TL; ortalama kira 14 bin 364 TL.

İlçeler  Ortalama Metrekare Kira (TL/m2)Ortlama Kira (TL)Yıllık Değişim (%)Şubat Aylık Değişim (%)Şubat Ayı Stok Değişimi (%)
Arnavutköy               62            5.988 156,34,3-6
Atasehir             151          13.300 169,810,110
Avcilar               80            9.151 104,14,05
Bagcilar               98            9.550 130,08,910
Bahçelievler               86            8.583 122,23,72
Bakirköy             170          20.341 148,08,031
Basaksehir             105          12.595 123,74,43
Bayrampasa               94            8.913 154,77,0-6
Besiktas             259          31.622 154,410,124
Beykoz             108          14.908 117,58,324
Beylikdüzü               93          12.543 132,16,214
Beyoglu             199          16.891 130,93,914
Büyükçekmece               84          11.335 136,48,220
Çatalca               66            5.685 155,04,5-20
Çekmeköy               91            8.853 176,77,3-1
Esenler               81            7.902 175,7-1,3-20
Esenyurt               77            7.379 101,15,612
Eyüpsultan             139          14.364 125,95,9-9
Fatih             113            9.711 148,05,413
Gaziosmanpasa             117          11.688 114,08,016
Güngören               88            8.916 148,25,820
Kadiköy             186          20.687 166,17,827
Kagithane             170          14.431 209,98,413
Kartal             112          11.610 167,89,915
Küçükçekmece               98            9.279 110,24,76
Maltepe             125          12.545 170,18,617
Pendik               88            8.833 160,78,36
Sancaktepe               74            7.282 144,46,0-2
Sariyer             263          32.931 99,74,314
Sile               87          11.594 135,410,210
Silivri               54            5.966 111,57,20
Sisli             181          16.280 117,64,928
Sultanbeyli               66            6.488 160,36,27
Sultangazi               71            7.044 168,15,0-6
Tuzla               88            8.758 152,47,01
Ümraniye             109          10.534 161,410,03
Üsküdar             126          13.875 152,77,311
Zeytinburnu             126          11.749 97,04,720

“Deprem Tedirginliği Arsaya İlgiyi Artırdı!”

Depremin ardından yurt genelinde arsa satışlarına yönelik ilgi artarken, vatandaşlar deprem riski düşük bölgelerdeki arsalara, güvenli evler inşa ettirmek istiyor.

Ülkemizde yaşanan ve 11 ili derinden etkileyen deprem felaketinin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Depremin ardından vatandaşlar bir yandan yaşadıkları binaların depreme dayanıklılığını sorgularken bir yandan da müstakil ev ve arsalarda alternatif yaşam alanlarına yönelmiş durumda. Güvenli zeminlerdeki müstakil evlere ilgi artarken, bir yandan da daha uygun bütçelerle sahip olunabilme ve yatay mimariye olanak vermesi nedeniyle arsa yatırımı öne çıkıyor.

Deprem sonrası arsa yatırımına ilginin artması ile ilgili olarak Ajans Haber’e konuşan V Club Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, “Ülkemiz, tarihinin belki de en büyük deprem felaketini yaşadı. Ulusça her birlikte yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Deprem, maalesef üzerinde yaşadığımız coğrafyanın bir gerçeği. Deprem tehlikesi hepimiz üzerinde olumsuz ekonomik ve psikolojik etkilere neden oluyor. Olası bir depremde, binalarımızın yaşayabileceği hasarları düşünerek kontrolleri yaptırmak ve gerekiyorsa yapılarımızın güçlendirmelerini yaptırmak çok önemli.” dedi.

Depremin yeni yaşam alanları oluşturma konusunda farkındalık yarattığının altını çizen Öztürk, “Her ne kadar kendi binamıza güvensek de bir deprem sonrası çevremizde yaşanabilecek olumsuzlukları da düşünerek yaşamlarımızı sağlıklı, güvenli ve konforlu bir şekilde sürdürmek için yeni yaşam alanları da hazırlamalıyız.” ifadelerini paylaştı.

“Arsa yatırımına olan ilgilinin önemli derecede arttığını görüyoruz”

Depremin ardından vatandaşların arsa yatırımına yöneldiğini belirten Öztürk, “Devletimiz, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız öncülüğünde kentsel dönüşüm yolu ile güvenli kentler kurulması konusunda çok önemli çalışmalar yürütüyor. Bununla beraber hem bizim projelerimiz hem de genel anlamda sektörde arsa yatırımına olan ilginin de önemli derecede arttığını görüyoruz. Halkımız can ve mal güvenlikleri için güvenli alanlarda arsa sahibi olarak kendi evlerini yapmak istiyorlar. Zemin etüdleri yapılmış ve imar planları çıkarılmış arsalarda yatay mimaride, az katlı, güvenli yaşam alanları oluşturabilme imkanı arsa yatırımına ilginin artmasının en büyük sebepleri.” dedi.

“Beklentimizin çok üzerinde bir ilgi ile karşılaştık”

Kısa bir süre önce satışa sundukları “Arsa Ankara” projesinin büyük ilgi gördüğünü belirten Öztürk, “Biz de bu hassasiyetin farkındayız. Ülkemizde yaşanması muhtemel bir deprem nedeniyle, 1 yıl önce hazırlıklarına başladığımız Arsa Ankara projemizi geçtiğimiz günlerde satışa sunduk ve beklentimizin çok üzerinde bir ilgi ile karşılaştık. İnsanlar kendi arsalarını alıp, kendi kontrollerinde deprem güvenli evler yaptırmak istiyorlar.” ifadelerini kullandı.

Asansör Dünyası’nın İstanbul Buluşması Başladı!

Uluslararası Asansör İstanbul, 18. kez kapılarını açtı. Yurt içi ve yurt dışından toplam 363 firma, Tüyap Beylikdüzü Fuar Merkezi’nin 1-2-3-4-5-6-7 ve 8’inci salonlarında, en yeni asansör ve yürüyen merdiven teknolojilerini bir arada sergiliyor. TARSUS Fuarcılık tarafından, AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle gerçekleşen organizasyon, 12 Mart Pazar akşamına kadar ziyaret edilebilecek. 

18. Uluslararası Asansör İstanbul, “Yeni Dünya Yeni Fırsatlar” sloganıyla kapılarını açtı. Dört gün boyunca milyonlarca dolarlık ticaretin beklendiği Asansör İstanbul 2023’ü, asansör montaj, taahhüt ve bakım firmaları, asansör aksam üreticileri ve tedarikçileri, müteahhitlik ve inşaat firmaları, apartman yöneticileri, bina sahipleri, asansör kullanıcıları, proje, mimarlık, mühendislik ve danışmanlık firmaları, Balkanlar, BDT Ülkeleri, Orta Doğu, Amerika, Asya Pasifik Ülkeleri, Orta-Batı Avrupa ve Kuzey Afrika’dan alım heyetleri, belgelendirme kuruluşları, STK’lar, kamu kuruluşları ve akademisyenler takip ediyor. Fuarda; konut ve ticari bina asansörlerinden hastane asansörlerine, ev içi asansör ve kişisel taşıyıcılardan otomobil asansörlerine, yük ve servis asansörlerinden engelli asansörlerine kadar tüm dikey ulaşım teknolojileri ile yürüyen merdiven ve yollara dair yenilikler sergileniyor.  

Fuarın ikinci günü, deprem bölgelerine uygun asansör standartları konuşulacak

Daha akıllı ve daha güvenli asansör teknolojilerinin vitrine çıktığı 18. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı’nın konferans programının bu yılki ana gündem maddesi “SİSMİK BÖLGE ASANSÖRLERİ” olarak belirlendi. Bu kapsamda 10 Mart 2023 Cuma günü saat 14.30’da, Türkiye MAKFED Başkan Yrd. Sefa Targıt moderatörlüğünde düzenlenecek “Sismik Durumlara Tabi Asansörler ve Binalar” panelinde; CEN Avrupa Standartlar Komitesi TC 10 Başkanı Esfandiar Gharibaan, CEN Sismik Bölge Asansörleri Komitesi ve İtalya UNI/CT 019 Başkanı Paolo Tattoli, İTÜ Makine Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Erdem İMRAK ve Avrupa Asansör Birliği ELA Komponent Komitesi Üyesi Dr. Ferhat Çelik “Deprem bölgelerinde hizmet veren asansörler, binalar, asansör bina ilişkisi, asansörün deprem anındaki çalışma şekli ve devreye alınması” konularındaki bilgilerini paylaşacak.

Seramiksan En Yeni Vitrifiye Ürünleriyle ISH Frankfurt’a Katılacak

Seramik sektörünün global oyuncularının 2 yılda bir en yeni ürünlerini sergilediği ISH Frankfurt Fuarı, bu kez 13-17 Mart 2023 tarihlerinde gerçekleştirilecek. “Sürdürülebilir bir gelecek için çözümler” mottosuyla düzenlenecek fuarda, üretimde %0 atık ürün ve %0 atık su politikası benimseyen Seramiksan da en yeni ürünlerini tanıtacak. 

İklim değişikliğinin her geçen gün etkisini artırmasıyla birlikte sürdürülebilir üretime odaklanan endüstrilerin başında yer alan seramik sektörünün globaldeki önemli oyuncuları, 13-17 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek ISH Frankfurt Fuarı’nda bir araya gelecek. Bu yıl “Sürdürülebilir bir gelecek için çözümler” mottosuyla düzenlenecek fuarda, seramik markası Seramiksan da en yeni ve çevre dostu vitrifiye ürünleriyle yer alacak. 

Fuar vesilesiyle bir açıklama yapan Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar, şu bilgileri paylaştı: “Globaldeki yüzlerce markanın ürünlerini görücüye çıkardığı bu fuarlar sayesinde, hem yurt dışındaki marka bilinirliğimizi artırıyor, hem de Türk seramik sektörünün gücünü ve kalitesini kanıtlıyoruz. 2015 yılından itibaren düzenli olarak katılım sağladığımız  ISH Frankfurt Fuarı’nda da %0 atık ürün ve %0 atık su politikasıyla ürettiğimiz en yeni ve çevre dostu vitrifiye ürünlerimizi sergileyeceğiz. Ziyaretçilerimizi şeffaflık ilkesiyle dizayn ettiğimiz 200 metrekarelik standımızda ağırlayacağız. ISH, başta Avrupa olmak üzere, 60’tan fazla ülkeye yaptığımız ihracatın hacmini büyütmemizde önümüzü açan, sektörümüzün en önemli uluslararası etkinliklerinden biri.”

Çevre dostu vitrifiye ürünleriyle su tasarrufu sağlıyor

Seramiksan’ın fuarda sergileyeceği ürünler arasında, Seramiksan Hygiene yüzey teknolojisine sahip 2,5- 4,5 litre suyla temizlik, hijyen ve tasarrufu bir arada sunan vitrifiye serileri öne çıkıyor. Bunun yanı sıra 24 saat kullanılmadığında kendi kendine hijyen sifonu yapan, 0,8 litre su tüketimi ile tasarruf sağlayan Hill Akıllı pisuvarda sürdürülebilirliği kendine özgü zarif tasarım çizgileriyle buluşturuyor. 

Asma klozet ve bide çeşitliliğiyle birbirini tamamlayan Hill serisine yeni eklenen kanalsız Hill Rim-out klozet, gövdeye entegre taharet musluğu, sıcak ve soğuk su bağlantısıyla banyolarda konforlu bir deneyim sunuyor. Aura Koleksiyonuna yeni eklenen Form ve Sole tezgâh üstü lavabolar ise sade tasarımı ve geniş haznesiyle banyolarda konforlu ve işlevsel kullanım alanları yaratmayı vaat ediyor. 

Banyolarda neoklasik esintilerle yeni bir tasarım anlayışı yaratıyor

Doğanın canlılığını 8 farklı renk seçeneğiyle Aura lavabo koleksiyonuna taşıyan Seramiksan, Satürn lavabo serisine yeni eklediği rim-out asma klozet ve bidelerle kullanıcılara konforlu banyolar yaratma olanağı tanıyor. Banyo mobilyalarıyla uyumlu etajerli lavabo ve klozetin yer aldığı Victorian serisi de banyolara neoklasik dönemin izlerini taşıyor.

Slash Architects, Sağlık Mekanları ve Hastane Tasarımları İçin Özel Deprem Önlemleri Alıyor

Ulusal ve uluslararası ölçekte üstlendiği klinik projeleriyle öne çıkan İstanbul merkezli mimarlık ve iç mimarlık ofisi Slash Architects Kurucusu Mimar Şule Ertürk; sağlık mekanlarının tasarımında ve inşasında depreme karşı alınması gereken önlemler ile ilgili olarak mimarların üzerine düşen fenni sorumlulukları aktardı. 

Sağlık mekanları ve klinik yapıları konusunda pek çok ödüllü projeye imza atan Slash Architects’in kurucusu Mimar Şule Ertürk, yaşadığımız deprem felaketinden edinilen acı tecrübelerin sağlık mekanlarının tüm afetlere karşı dayanıklı mekanlar olarak tasarlanmasının ne derece önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı; sağlık mekanlarının olası afet durumlarının üzerinden kurgulanacak senaryolarla tasarlanması ve inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

Slash Architects, projenin ölçeğine bağlı olarak afet anı/öncesi/sonrası fark etmeksizin sürecin tüm aşamalarına dair benimsenmesi gereken yaklaşımları gerek tasarım ve uygulama, gerekse malzeme seçimi gibi tüm alt süreçlere dahil ediyor ve insan odaklı yaklaşım ilkelerinin hem olağan şartlar hem de olası bir afet durumu üzerinden kurgulanacak senaryolarla sorgulanması gerektiğinin bilincinde hareket ediyor. 

“Slash Architects olarak sağlık mekanları özelinde ve afet yönetimi konusunda, tasarım süreci boyunca üzerimize düşen fenni sorumlulukların bilincinde davranmaya özen gösteriyoruz” diyen Mimar Şule Ertürk,tasarladıkları proje eğer mevcut bir binada konumlanıyorsa, yapının yerinde alınmış statik raporunu inceleyerek statik durumu bilirkişilerce teyit ettirdikten sonra süreci başlattıklarını vurguluyor. Slash Architects mimarları, ardından mühendislik ekiplerinin görüşleri doğrultusunda mevcut yapıya önerilen güçlendirmenin işlendiği güncel proje üzerinden tasarıma giriş yapıyor. 

İç mimari projelerde, temel olarak kullanıcı üzerinde bütünsel bir algı yaratma gayretiyle tasarım yapan Slash Architects mimarları, bu doğrultuda sirkülasyon rotalarının kolaylıkla algılanması ve ulaşılmak istenilen alanın mümkün olduğunca görünür kılınması yönünde net bir yaklaşım benimsiyor. Holistic (bütüncül) ve flat (hemyüz) tasarım anlayışı ile hareket eden Slash Architects, mekansal elemanları genel olarak mekanla bütünleşik şekilde tasarlayıp yapısal bileşenlere sabitlenmiş bir düzen kurguluyor. Örneğin, klinik içlerinde kullanılacak doktor üniteleri, dolaplar gibi unsurlar duvara monte edilerek tasarıma dahil ediliyor ve ayrıca bu uygulamanın duvara bindireceği yük için duvar mukavemetini artıracak öneriler projelere işleniyor. Bu sayede deprem esnasında oluşabilecek devrilme ve olası yaralanma riski azaltılmış oluyor. 

Uygulama projelerinde ise strüktürü korumaya yönelik müdahalelerle işe başladıklarını belirten Slash Architectskurucusu Mimar Şule Ertürk “Ağırlıklı olarak iç mimari projelerimizi betonarme yapılar üzerinde çalıştığımız için bahsi geçen sistemin taşıyıcı elemanlarının korozyon tehlikesini azaltacak önerilerin işlenmesinden sonra uygulama projesine geçiş yapıyoruz” diyor.

Afetler Özelinde Sağlık Yapılarına Yönelik Yönetmelikler ve Sunulan Çözümler

Sağlık yapılarının biçimlendirilmesinde önemli bir etkiye sahip olan yönetmelikler yapıların deprem gibi afetlere karşı korunaklı olarak inşa edilmelerine yönelik olarak da çeşitli yaptırımlara sahip. Yönetmelikler, afetin etkilerini azaltmak ve acil durumda daha etkin bir reaksiyon geliştirmek için sistematik çözümler sunuyor. “Üretilen mekanlara nasıl ki tasarım edimi ile yaşamsal bir değer atfediliyorsa yönetmelikler ile de yapıların afet anı, öncesi ve sonrası gibi tüm alt süreçlerde sunması beklenen yaşamsal değerin kazandırılması amaçlanıyor” diyen Mimar Şule Ertürk tahliye sürecinde kritik rol oynayan koridor mesafelerinin yönetmeliklerle idealize edilmesi ve kullanıcıların kaçış anında sebep olabileceği olası yığılmaların önüne geçilerek alternatif kaçış rotalarının dahil edilmesi şeklindeki düzenlemelerin hastaların, personelin veya diğer kullanıcıların tahliye sürecini kolaylaştırdığını da vurguluyor. Sağlık mekanlarının, tüm bu standardizasyonların erişilebilirlik filtresinden geçirilmesiyle engelli bireylere yönelik hizmet verebilecek şekilde kurgulanması da bütünü, herkes için güvenli hale getiriyor.

Deprem Anında ve Sonrası Tahliye Durumunda “Kolay Algılanabilirlik” ve “Kolay Ulaşılabilirlik”

Slash Architects’in benimsediği bütüncül mekan yaratma çabasının getirisi olan “kolay algılanabilirlik” ve “kolay ulaşılabilirlik” parametreleri bir taraftan hastanın veya personelin mekan içinde kendini daha güvende hissetmesini sağlarken diğer taraftan da deprem sonrasında kaçış stratejisi sunan ve dolayısıyla tahliye sürecini kolaylaştıran bir avantaja dönüşüyor. Mekan organizasyonlarında bekleme ve giriş alanları ile görsel ve fonksiyonel açıdan bağlantılı olarak kurgulanan tanımlı sirkülasyon hatları; hasta, personel veya diğer kullanıcıların herhangi bir noktadan kaçacağı doğrultuyu kolayca anlamasını sağlayarak bu algıyı destekliyor. Slash Architects bu müdahaleyi grafik elemanlar, süreklilik gösteren aydınlatma elemanları, malzeme, renk farklılıkları gibi kullanıcı algısını ideal şekilde yönlendirecek estetik dokunuşlarla güçlendirmeye, aynı zamanda acil çıkış yön işaretleri, acil durum armatürleri kullanarak çıkışa direkt ulaşılabilirliği sağlamaya ve tahliye süresini kısaltmaya özen gösteriyor; bu sayede mekana karakter veren dil aynı zamanda deprem sonrası tahliye konusunda da kullanıcıya yönlendirme becerisi kazandırıyor. Ayrıca genel olarak kat planlarında, kaçış durumunda yol üzerinde engel oluşturmayacak nitelikte bir tefriş yerleşimi ve mekan geçişleri planlanıyor. Bu doğrultuda, kullanıcının tahliye sürecini zorlaştırmayacak malzeme seçimlerine yönelen Slash Architects, tasarıma dahil edilen cam yüzeyleri, darbe durumunda ve kırılma halinde insan sağlığına zarar vermeyecek ve kaçış senaryosunu zorlaştırmayacak nitelikteki temperli cam olarak tercih ediyor.

Slash Architects sağlık mekanlarının hayata geçirilmesindeki çok paydaşlı süreçte, mühendislik ekiplerinden gelecek geri bildirimlerin dikkate alınmasını ve projenin bu doğrultuda gerekli revizyonlardan geçirilmesini oldukça önemli buluyor. Yapısal dayanımı sürdürülebilir kılacak müdahalelerin ve deprem anında oluşabilecek yangın riskini ortadan kaldıracak ve tehlikeyi azaltacak önlemlerin bu hususta oldukça kritik olduğunu dile getiren Mimar Şule Ertürk,ağırlıklı olarak iç mekan projeleri çalışan Slash Architects’in yine iç mimari ölçekte mevcut sistemin adapte olabileceği plan çözümlemelerinde tercih edilecek bölme duvarların katlarda sürekliliğinin sağlanmasıyla kat rijitliklerinin korunması gibi müdahalelerde bulunulması gerektiğinin bilincinde olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamlıyor.

Double Tree By Hilton Şanlıurfa 15 Mart’ta Açılıyor

Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinde hayata geçirilen Double Tree By Hilton, 15 Mart 2023 tarihinde vatandaşların hizmetine açılacak. 

Hilton Ortadoğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı Jochem-Jan Sleiffer ve Vimsa Otomotiv San ve Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Vedat Bucak’ın katılacağı Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesine bağlı Esentepe Mahallesi’ndeki otelin açılışı 15 Mart 2023 tarihinde yapılacak.

Şanlıurfa’nın yeni ve gözde semti Esentepe’deki merkezi konumu ile benzersiz bir konaklama deneyimi sunacak DoubleTree by Hilton Şanlıurfa, tarihi şehirdeki ilk uluslararası markalı üst segment otel olacak. 16’sı süit, 1’i kral dairesi olmak üzere, tamamı özenle tasarlanmış 190 odalı tesisin yaklaşık 130 kişiye istihdam sağlaması planlanıyor.

Balıklıgöl ve tarihi Şanlıurfa’ya 6 km, Neolitik Çağ’a tarihlendirilen arkeolojik sit alanı Göbeklitepe’ye 19 km uzaklıkta olan DoubleTree by Hilton Şanlıurfa, Urfa City Alışveriş Merkezi’nin yanı başında yer alacak. Bölgenin en büyük ve kapsamlı sağlık kulübü ve spa merkezini bünyesinde bulunduran tesiste Şanlıurfa’nın ilk Big Chefs restoranı ve lobide konumlanan Starbucks köşesi bulunacak. Kurumsal organizasyonlar ve büyük davetler için öne çıkan tercihlerden biri olması planlanan DoubleTree by Hilton Şanlıurfa, ikiye bölünebilen balo salonu, üçe bölünebilen toplantı odası ve 1 boardroom’un yer aldığı toplam 1080 metrekarelik toplantı ve etkinlik alanına sahip olacak.

Hilton’un Amerika kıtası dışında en uzun süredir hizmet veren otelinin bulunduğu Türkiye’de en fazla tesise sahip marka olan DoubleTree by Hilton’un ülkemizde 27 tesisi bulunuyor ve aynı zamanda 7 tesis de geliştirme aşamasında. Ülkemizdeki 100’üncü otelinin anlaşmasını geçtiğimiz yıl kutlayan Hilton, Türkiye’de şu anda 70’ten fazla otel işletiyor.

Double Tree By Hilton Şanlıurfa projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yeşil OSB ve Enerji Alanında Düzenlemeye Gidilecek

Tüm Organize Sanayi Bölgeleri (OSB)’lere Yeşil OSB tanımlanarak belirlenen kriterler kapsamında TSE tarafından sertifikalandırılması ile ilgili kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na (TBMM) sunuldu. 

Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sunuldu. Teklifte, Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) planlama, kuruluş ve kamulaştırma süreçlerinin hızlandırılmasına ilişkin düzenlemeler de yer alıyor.

Kanuna “Yeşil OSB” Tanımı Eklenecek

Buna göre; Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na “Yeşil OSB” tanımı eklenecek. Yeşil OSB; kaynak ve enerji verimliliği, yalın üretim, endüstriyel atık işbirliği ve çevreye duyarlı uygulamaları ile öne çıkan çevresel, ekonomik, sosyal ve yönetimsel açıdan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterler kapsamında Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından sertifikalandırılan OSB’leri kapsayacak. Ortak kullanım alanı oranı, OSB büyüklüğünün yüzde 5’inden az; hizmet ve destek alanlarının oranı ise OSB büyüklüğünün yüzde 15’inden fazla olamayacak.

Yürürlükteki imar planlarında sanayi alanı olarak belirlenen yerlerde, planı onaylayan idarenin görüşünün alınması ve imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt yapılması kaydıyla OSB yer seçimi işlemi yapılmadan OSB alanı kesinleştirilecek. Yönetmelikte belirtilen şart ve sürelerde yatırım yapmayı taahhüt eden parsel maliklerine, kamulaştırma yapılmadan seçilen alanda OSB tarafından yer verilebilecek. Taahhüdü yerine getirmeyenlerin taşınmazları kamulaştırılacak.

‘Kurucu’ Tanımı Genişliyor

OSB yer seçimi kesinleştirilen alanın bulunduğu büyükşehir belediyesi, il belediyesi, ilçe belediyesi, belde belediyesi, sanayi ve ticaret odası, il özel idaresi veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, konuyla ilgili mesleki kuruluş ve teşekküllerin temsilcileri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının uygun görüşüne istinaden OSB kuruluşunda yer alabilecek. OSB; kuruluşunda yer alan kurum ve kuruluşların temsilcileri, vali tarafından imzalanan kuruluş protokolünün onaylanmasının yanı sıra sicile kaydedilerek tüzel kişilik kazanacak.

Yeşil OSB Projelerine Öncelik

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca OSB olarak sınırları kesinleştirilen alanlarda, acele kamulaştırma kararına istinaden mahkemece takdir edilen taşınmaz bedelinin banka hesabına yatırılması ve acele el koyma kararı verilmesinin ardından yatırımların gecikmemesi için OSB tarafından altyapı inşaatı ve tahsis yapılabilecek, yatırımlar için ruhsat ve izinler verilebilecek. Yeşil OSB olmak için hazırlanan projeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca kredilendirilecek ve öncelikli olarak değerlendirilecek. Arsa satışları, müteşebbis heyetin belirleyeceği ve şeffaflık ilkesi kapsamında yönetmelikte belirlenen esas ve usullere uygun gerçekleştirilecek.

Parsel Tahsisleri, Şeffaflıkla Yapılacak

OSB tüzel kişiliği, sanayi veya hizmet destek alanında bulunan parsellerde üstyapı inşa edebilecek, üretime geçme şart ve taahhüdü veren katılımcılara parselleri üstyapılı kiralayabilecek veya üstyapılı satabilecek. Katılımcılar tesislerini üretim amaçlı olmak üzere bir veya birden fazla kiracıya kiralayabilecek.

OSB içinde yer alan, boş ve OSB mülkiyetinde olmayan parsellerin, âtıl vaziyetten çıkartılarak sanayi üretimine katkı sağlaması için mülkiyet sahiplerine üretime geçmesi veya üretim yapmak isteyen yatırımcılara devretmesi için 1 yıl süre verilecek. Süre sonunda yatırım yapılmayan parseller, daha önce OSB tarafından mülkiyeti devredilenlerin bedeli ödenmek kaydıyla tapuda OSB adına tescil edilecek, OSB tarafından devredilmeyenler ise kamulaştırılacak.

Enerji Alanında Önemli Düzenlemeler Geliyor

 Teklifte enerji alanında da önemli düzenlemeler gündeme geliyor. Buna göre; Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) denetçisi pozisyonuna, genel ve özel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin müfettiş, denetçi, denetmen ve kontrolör kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar arasından atama yapılabilecek. Bu şekilde atananların sayısı 5’i geçemeyecek. Madencilik faaliyetleri kapsamında ihtiyaç duyulan elektrik enerjisi tüketimini karşılamak için kurulacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisleri de “altyapı tesisi” kapsamına alınacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) taraf olduğu dava ve takipler ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde kurum, her türlü yargı harcından ve teminat gösterme yükümlülüğünden muaf olacak. İhraç edilen doğal gaza ilişkin iletim tarifeleri, yurt içi iletim tarifelerinin tabi olduğu kısıtlamalara bağlı olmayacak. EPDK, transit iletim tarifelerini ve ihracata ilişkin iletim tarifelerini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak yurt içi iletim tarifelerinden farklı usul ve esaslara göre tespit etme yetkisine sahip olacak.

Spot Boru Gazı İthalatını EPDK Belirleyecek

EPDK, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının onayını alarak, ithalata ilişkin müracaatlarda, ithalat yapılacak ülke ile BOTAŞ’ın doğal gaz ithalat sözleşmesi bulunup bulunmadığı, piyasada rekabet ortamının oluşturulması, sözleşmelerden doğan yükümlülükleri ve ihracat bağlantılarını dikkate alarak belirleyeceği usul ve esaslar dahilinde talepleri değerlendirerek ithalata müsaade edebilecek. Ancak bu hükümler, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG), spot boru gazı ve sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) ithalatı için uygulanmayacak. Spot boru gazı ithalat miktarı, süresi ve uygulama yöntemi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak EPDK tarafından belirlenecek.

Maddi Teminatları EPDK Düzenleyecek

İthalat veya ihracat faaliyeti yapan tüzel kişilerden arz güvenliği kapsamında alınacak maddi teminatlar ile rekabetin teminine ilişkin konular bakanlık görüşü alınarak EPDK tarafından düzenlenecek. Teklifle, Doğalgaz Piyasası Kanunu hükümlerine uygun olarak BOTAŞ’ın yürüttüğü faaliyetler ayrıştırılarak yatay bütünleşmiş tüzel kişi şeklinde yeniden yapılandırılıncaya kadar BOTAŞ’ın dikey bütünleşmiş tüzel kişiliği devam edecek.

BOTAŞ’ın faaliyetlerinin ayrıştırılması ve yeniden yapılandırılması amacıyla kurulacak şirketlerin işletme konusu, ticaret unvanı, sermayesi ve ortaklık yapısı ve bu kapsamda gerçekleştirilecek devir ve benzeri işlemlere dair konular Cumhurbaşkanı Kararı ile düzenlenecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının izni ile BOTAŞ’ın doğal gaz alım sözleşmelerine konu miktarların devri veya kontrat devri yapılabilecek. Kontrat devri süreçleri tamamlanıncaya kadar BOTAŞ, kanundaki piyasa payı sınırlamalarına tabi olmayacak. BOTAŞ’ın Hazine garantili yükümlülükleri saklı olacak.

Hidroelektrik Santrallerine Yerli Katkı Fiyat Desteği

Düzenlemeyle pompaj depolamalı hidroelektrik santralleri, rezervuar alanına bakılmaksızın Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ve yerli katkı fiyat desteğinden yararlanabilecek. Yerli katkı fiyatı desteği, rüzgâr veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisleri ile bütünleşik kurulan elektrik depolama tesisleri için de uygulanacak.

Şarj Ağı İşletme Lisansı İptal Edilene 3 Yıl Yasak

Şarj ağı işletmeci lisansı iptal edilen tüzel kişi, bu tüzel kişilikte yüzde 10 veya daha fazla paya sahip ortaklar ile lisans iptal tarihinden önceki 1 yıl içinde görevden ayrılanlar dahil yönetim kurulu başkan ve üyeleri, lisans iptalini takip eden 3 yıl süreyle şarj ağı işletmeci lisansı alamayacak, lisans başvurusunda bulunamayacak, lisans başvurusu yapan tüzel kişiliklerde doğrudan veya dolaylı pay sahibi olamayacak, yönetim kurullarında görev alamayacak.

Akbel, Deprem Anında Yapılması Gerekenleri Anlattı 

AKUT Operasyon ve Acil Durum Yöneticisi Serhat Akbel, deprem anında yapılması gerekenleri ve afetin gerçeklerini anlattı. 

Dünya Gazetesi’nden Başak Nur Gökçam’a konuşan AKUT Operasyon ve Acil Durum Yöneticisi Serhat Akbel, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından gördük ki kurumlar arası yaşanan koordine eksikliği, büyük sıkıntılara neden oldu. 6 Şubat depremleri sonrasında zorlandıklarını belirten Akbel, AKUT olarak tüm gönüllüler ve malzemelerle depremin ilk saatlerinde bölgede çalışmalara başladıklarını söyledi.

Zorlanmalarının sebebini yaşanan depremlerin etki alanının geniş olmasının yanı sıra hava koşulları, ulaşım ve bölge güvenliğinde yaşanan aksaklıklar kaynaklı olduğunu belirten Akbel, “İlk gün saat 11 civarında enkazdan çıkardığımız ilk canlı kazazede, ardından farklı ekiplerden sahaya dahil olan gönüllülerimizle toplamda sahada görev alan 800’ün üzerinde gönüllü ile her daim canlı kurtarmaya devam ettik.

Süreç boyunca çalışmalarımız Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay (İskenderun, Antakya), Osmaniye ve Adana’da yoğunlaştı ve 226 canlı kazazedenin, 12 hayvanın ve hayatını kaybeden 248 kişinin enkazlardan tahliyesini gerçekleştirdik” dedi.

Akbel, “Her fırsatta vurguladığımız gibi, yapı stoklarımızı depreme dayanıklı hale getirmezsek ve ulusal strateji olarak, “kriz yönetimi” olgusundan; “zarar azaltma”, “hazırlık” ve “tahmin ve erken uyarı” süreçlerinden oluşan “risk yönetimi” olgusuna geçemezsek, “ulusal afet kültürü”nü oluşturamazsak, dünyanın tüm arama kurtarma ekiplerini bir araya getirsek bile kayıpları azaltmanız çok zor” diyerek, AKUT olarak her zaman olduğu gibi afet bilinçlendirme ve depreme hazırlık konularında toplumu bilgilendirmeye devam edeceklerinin de vurgusunu yaptı.

‘’Eğitim Almak Tek Başına Yeterli Değil’’

 Sadece arama kurtarma eğitimi almış olmanın afet sonrası durumda yardım edebilmek için tek başına yeterli olmadığının altını çizen Akbel, “Bu işin tecrübe ve psikolojik yeterlilik kısmı da çok önemlidir. Arama kurtarma işi, gönüllü insanların yaptığı profesyonel bir iştir; bunu asla unutmamak lazım. Bir arama kurtarma uzmanının profesyonel eğitimi ve sertifikasyon süreci yaklaşık iki yıl sürmektedir.

Ve aynı zamanda, az önce söylediğim gibi “yapı sağlamlığı” ya da “kentsel dönüşüm” sorunumuzu çözmediğimiz sürece hiçbir şey yeterli olmayacaktır” dedi. Böylesi afetlerde yüzeye yakın ilk kurtarmaların genellikle çevre halkı tarafından gerçekleştirildiğini ekleyen Akbel, “Bu istatistiksel olarak yüzde 97’lik bir orana sahiptir. Yani geriye biz profesyonellere kalan oran ise yüzde 3’lük bir orandır.

Bu araştırmalar gösteriyor ki tüm vatandaşlarımızın arama kurtarma konusunda bilinçli olması, farkındalıklarının artması, mahalle örgütlenmelerine katılmaları ve aynı zamanda ilk yardım eğitimi alması çok önemli” diye konuştu. AKUT olarak gerek bilinçlendirme projeleri gerekse seminerler ile toplumu bilinçlendirmeye devam etiklerini ekleyen Akbel, “Gönüllülerimizle yaptığımız eğitim çalışmalarımız ile olası afetlere anında müdahale edebilmek adına ekiplerimizi hazır tutuyoruz.

Deprem dahil doğal afetler ve büyük kazalarda, tamamen gönüllü olarak, amatör bir çalışma ve profesyonel bir yaklaşım ile, başı dertte olan kişilere en kısa sürede ulaşmak, yardım için gereken uygun koşulları yaratmak, doğru arama ve kurtarma çalışması yaparak, kazazedelere temel ilkyardım desteğini sağladıktan sonra emniyetli ortam koşullarına nakillerini sağlamak, bu tür olaylarda can kaybını en aza indirmek ve arama kurtarma konularında toplumu bilgilendirmek derneğimizin temel amacı” dedi.

‘’Ulusal Afet Kültürüne Geçmemiz Gerek’’

Afetler konusunda ulusal strateji olarak “ulusal afet kültürü” ve “risk yönetimine” bir an önce geçilmesi gerektiğini de belirten Akbel, “Tüm kurumların, bizim gibi eğitim veren kuruluşlardan afet eğitimleri almaları “ulusal afet kültürü” için önemli.

Bireysel olarak mahalle örgütlenmelerine dahil olmalı, aile içerisinde kendi planlamamızı hazırlamalı, bir afet anında kim nereye gidecek, örneğin okulda bir çocuğunuz varsa onu almaya gidecek kişinin belirlenmesi, sonraki buluşma noktası, şehir dışında belirlenecek bir irtibat kişisi üzerinden iletişimin sağlanması, yaşayabileceğimiz kaos ortamında bizlere destek olacak önlemler arasında yer alır” dedi.

Sarsıntı başlangıcında bulunduğunuz yerde, ağırlık merkezi yere yakın olan, yani yüksekliği bel hizamızda veya bel hizamızın altında olan, (örnek vermek gerekirse, yatak odasında yatağımızın bazasının yanı, salonda koltukların yanı, bir sandık ya da içi kitap dolu bir koli yanı vs.) gibi sabitlemesi yapılmış veya taban oturumu geniş eşyaların yanında yat-korun-tutun yani cenin pozisyonu ile depremin yarattığı sarsıntının tamamen geçmesini beklemeliyiz. Bu noktada buzdolabı, çamaşır ya da bulaşık makinesi gibi eşyalar, ezilmeye dayanıklı malzemeler olmadıkları için çevreleri çok güvenli olmayabilir.

Depremde binanın hangi şekilde yıkılacağı bilinmeyeceği için önceden belirlenen bir alanda yaşam üçgeni oluşturacak şekilde alınan pozisyon ile hayatta kalınabileceğinin söylenmesinin gerçekçi olmadığını belirten Akbel, “Yıkılan bina, kolon ya da beton parçaları bu eşyaya düşerek darbeyi azalttı ve üzerinize denk gelmedi, size de altında yaşam üçgeni denilen alanı oluşturdu. İlk koşul binanızın yıkılmaması olmalı. Yıkılması halinde sonrası maalesef şansa kalmış diyerek bir hamlede yanına ulaşılabilecek, yıkılma, ezilme riski en düşük olan objenin yanına yatılması gerektiğini ekledi.

‘’Deprem Anında Yapmamız Gereken Şey Sakin Kalmak’’

Deprem sırasında genellikle okul, iş yeri ve ev üçlüsünde olunduğunu belirten AKUT Operasyon ve Acil Durum Yöneticisi Serhat Akbel, “Sarsıntıyı hissettiğiniz anda bulunduğunuz yerde; yatak-koltuk-masa hangi alanda iseniz yanına, ağırlık merkezi yere yakın alan bir eşyanın yanına mümkün olduğunca hedef küçülterek en ideali cenin pozisyonunda beklemektir.

10 ila 15 saniyede binadan çıkabilirsiniz diye söylemlerin olduğunu da duyuyoruz ancak binanın nasıl, ne zaman yıkılacağını bilemezsiniz. Bir bina durumuna göre 3 saniyede de yıkılabilir” dedi.

Depremin hep gece olacağının düşünüldüğünü fakat gün içinde de yakalanmanın mümkün olduğuna özellikle dikkat çeken Akbel şu önerilerde bulundu: 

“Eğer kapalı bir alanda yakalanırsak; binaların merdivenler, merdiven boşlukları ve balkonlar gibi kırılgan alanlarından uzak durmalıyız.

Ayrıca banyo ve mutfak bölümleri, cam materyalden oluşan fayans ve benzeri malzemeleri içerdiğinden, bu malzemelerin kırılma, çatlama, sıkışma sonucu patlama riskleri yüksektir. Eşyalarınızı sabitlemeli, perdelerinizi olası cam kırıkları için kapalı tutmalı, çok büyük camlı yeni binalarda ise filmle kaplamak zararları azaltacak önlemler arasındadır. Mutfak dolaplarında cam eşyaların düşüp kırılmaması, bize zarar vermemesi için kolay temin edebileceğiniz aparatlarla kilitlenmesi deprem anında fayda sağlayacaktır.” 

Zigana Tüneli Nisan’da Hizmete Açılıyor

Trabzon ve Gümüşhane arasındaki mesafeyi kısaltacak Zigana Tüneli, Nisan 2023’te hizmete açılıyor. 

Elektromekanik ve elektrik tesisat çalışmaları tamamlanan Zigana Tüneli, Nisan ayında vatandaşların kullanımına açılacak. Yeni Zigana Tüneli’nin ulaşıma açılmasıyla Trabzon-Gümüşhane arasında mesafe yaklaşık 30 dakika azalırken, mevcut yol 8 kilometre kısaltılmış olacak. Zamandan 40 milyon TL, akaryakıttan 99 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 139 milyon TL tasarruf edilecek.

Tünelde, 12 metre genişliğindeki devlet yolu ikişer şeritli bölünmüş yol hâline gelecek. Projenin hizmete açılmasıyla, Zigana’nın zirvesinde 2 bin 10 metre olan ve 1. tünelde bin 825 metreye indirilen kot, 600 metre daha aşağı çekilerek bin 212 metreye inecek. Dik yamaçlardan taş düşmesi gibi problemlerin de ortadan kalkacağı projede ayrıca karayolu tünellerinde Türkiye’de ilk defa yapılan “dikey şaft yapıları” kullanıldı. Zigana Tüneli projesi kapsamındaki 3 istasyonun her birinde 1 temiz, 1 de kirli hava olmak üzere toplam 6 adet havalandırma şaft yapısı yer alacak.

Zigana Tüneli projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ata GYO’nun Net Kârı 162 Milyon TL’ye Ulaştı

Ata Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), 2022 yılında net kârının bir önceki yıla göre yüzde 944 artışla 161,7 milyon TL’ye ulaştığını açıkladı. 

Ata GYO tarafından yapılan açıklamaya göre, geçen yıl başarılı bir performans izleyen şirket, 2023’e güçlü bir bilançoyla girdi.

Geçen yıl gelirlerini 2021’e göre yüzde 1.839 artırarak 89,47 milyon TL’ye çıkaran Ata GYO’nun net kârı ise yüzde 944 artışla 161,7 milyon TL’ye ulaştı.

Şirket, bu yıl da mevcut yatırımlarına odaklanmaya devam ederek, yenilikçi yaklaşımları ve kapsamlı projelendirme süreçleri ile sürdürülebilir büyüme ve karlılığına katkı sağlayacak; kira getirisi yüksek ve değer kazancı sağlayan yeni yatırımları değerlendirmeye devam edecek.

 “Finansal Sonuçlardan Memnuniyet Duyuyoruz”

Açıklamada finansal verilere ilişkin görüşleri yer alan Ata GYO Genel Müdürü Bedri Kurdoğlu, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Ata Grubu olarak yaraların bir nebze daha sarılabilmesi adına yetkili kuruluşlar vasıtasıyla ilk günden itibaren yardımlarının sürdüğünü kaydeden Kurdoğlu, Türkiye’yi yasa boğan depremin gelişmelerini yakından takip etmeye devam ettiklerini bildirdi.

Kurdoğlu, Ata GYO’nun 2022 yılı finansal sonuçlarından memnuniyet duyduklarını kaydederek, şu bilgileri verdi:

“2022 sonu itibarıyla gelirimiz yıllık bazda yüzde 1.839 artarak 89,47 milyon TL’ye ulaştı. Net kârımız ise yüzde 944 yükselişle 161,72 milyon TL oldu. Portföyümüze dahil ettiğimiz; Çanakkale, Tekirdağ AtaCorner/Süleymanpaşa, Kayseri/Talas ve AtaCorner Lüleburgaz projelerimizin değer artış oranları yaklaşık yüzde 122 ile yüzde 370 arasında artış göstererek sevindirici seviyelere ulaştı.

Türkiye’nin önemli kurumsal markalarının kiracısı olduğu, bazılarında kiralama süreçlerimizin devam ettiği gayrimenkullerimizin, 2023 yılında da beklentilerimiz doğrultusunda finansallarımıza önemli katkılar yapmaya devam edeceğine inanıyoruz.”

“2023’e Güçlü Bir Bilançoyla Girdik”

Bedri Kurdoğlu, 2022 başında yaklaşık 74 milyon TL olan borçlanma yükümlülüklerini sene içerisinde tamamen ödeyerek bilançolarını daha güçlü hale getirdiklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“2022 sonu itibarıyla toplam ekspertiz değeri 40,5 milyon TL olan, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki 6 adet gayrimenkulümüzün satışını, planlarımız doğrultusunda 81,65 milyon TL olarak gerçekleştirdik. Bu satışla önceki yılın ekspertiz değerine göre yüzde 175 değer artışı elde ederken, rekor düzeyde artan karlılığımıza, önemli katkı sağladık.

Çok başarılı bir yılın ardından 2023’e güçlü bir bilançoyla girdik. Bu yıl da mevcut yatırımlarımıza odaklanmaya devam ederken, yenilikçi yaklaşımlarımız ve kapsamlı projelendirme süreçlerimiz ile; sürdürülebilir büyüme ve karlılığımıza katkı sağlayacak, kira getirisi yüksek ve değer kazancı sağlayan yeni yatırımları değerlendirmeye devam edeceğiz.”

Ata GYO firma bilgilerine ve tüm projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Arzum Sitesi Kentsel Dönüşüm Projesi Teslim Edildi

Ankara’nın Etimesgut ilçesinde inşa edilen Arzum Sitesi Kentsel Dönüşüm projesinin hak sahiplerine teslim edildiğini açıklayan Azem İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Seyhan Taş, ‘’Vatandaşlarımız burada sağlam binalarda güvenli bir şekilde hayatını sürdürebilir.’’ dedi. 

Ankara’nın Etimesgut ilçesinde yapımı tamamlanan Arzum Sitesi Kentsel Dönüşüm Projesi’nde hak sahiplerine anahtarları teslim edildi.

Azem İnşaat tarafından yapılan açıklamaya göre; Azem İnşaat tarafından yapılan projeyle hak sahipleri, riski yapılar yerine depreme dayanıklı, güvenli ve sosyal donatılara sahip yaşam alanına kavuştu. Tapularını teslim alan 75 hak sahibi anahtar teslim törenine katıldı.

Firmanın açıklamasında görüşlerine yer verilen Azem İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Seyhan Taş, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler nedeniyle sönük bir tören gerçekleştirdiklerini belirtti.

Son depremler nedeniyle kentsel dönüşümün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan Taş, ‘Malumunuz kentsel dönüşüm zorlu bir süreç. Biz burada lokal ölçekte de olsa bu süreci layıkıyla tamamladık. Bu sürecin tüm Türkiye’ye de örnek olmasını ve kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılmasını temenni ediyorum.’ ifadelerini kullandı.

‘’Önce İnsan’’

Deprem bölgesinde olan Türkiye gibi ülkelerde kentsel dönüşümün bir tercih değil, mecburiyet olduğunu belirten Azem İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Seyhan Taş, şu ifadeleri kaydetti:

‘’İnsan hayatı her şeyden önemlidir. İnsanımız sağlam binalarda, aileleriyle birlikte güvenli bir şekilde hayatını sürdürmelidir. Bugün anahtarlarını teslim edeceğimiz bu konutları da depreme dayanıklı olacak şekilde son derece güvenli bir şekilde inşa ettik. Bu yüzden içiniz rahat olsun. Azem İnşaat olarak insanımızın konforu ve can güvenliği her şeyin önündedir. Hiçbir zaman kar öncelikli bir şirket olmadık. ‘Önce insan’ dedik ve bu doğrultuda çalıştık. Hak sahiplerine, bugün anahtarlarını teslim alarak yeni evlerine yerleşecek olan paydaşlarımıza hayırlı olsun diyor, ülkemizin bir daha benzeri bir deprem felaketi yaşamamasını temenni ediyorum.’’

Arzum Sitesi Kentsel Dönüşüm projesinin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Bayramiç’e Yeni Hastane Geliyor

Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Bayramiç Devlet Hastanesi’nin 2023 yılı yatırım programına alındığını açıkladı. 

Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Bayramiç Devlet Hastanesi’nin 2023 yılı yatırım programına alındığını açıkladı. Bu çerçevede Bayramiç’e yeni, donanımlı, modern bir hastane binası yapılacak.

Hastane binalarını yenileme gayretinde olduklarını ifade eden Turan, “Bayramiç’imiz tarihiyle, değerleriyle önemli bir marka. Bayramiç’in çehresinin değişmeye devam etmesi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Mehmet Akif Müze Evi, portatif yüzme havuzu, Bayramiç Hükümet Konağı, Toplum Sağlığı Merkezi, mesire alanı tahsisi, bal ormanları, ağaçlandırma çalışmaları gibi önemli yatırımlar oldu. 1 adet 162 km’lik Ekoturizm rotası tescillendi. 

Turizm açısından dev bir proje olan Troas Kültür Rotaları çerçevesinde Mehmet Akif Ersoy Yolu ilçemizden geçiyor. Bayramiç Hayvancılık OSB’nin çalışmaları devam ediyor. Şimdi de Bayramiç Devlet Hastanesi, 2023 yılı yatırım programına alındı. Önümüzdeki aylarda proje çalışmalarına, daha sonra da yeni hastane binasının inşaatına başlanacak. Milletvekilimiz Jülide İskenderoğlu’yla birlikte epeydir takip ettiğimiz bir konuydu. Sağlık Bakanlığımıza, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğümüze, İl Sağlık Müdürlüğümüze ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.” dedi.

Samsun’da Otopark İnşaatları Sürüyor

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından il genelinde yapılan otopark inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kent genelinde otopark kapasitesini yükseltmek için başlatılan çalışmalar hızla devam ediyor. Bu kapsamda İlkadım İlçesi Çiftlik ve Gazi mekanik katlı otopark projeleri inşaatları sürüyor. Bölgeye nefes aldıracak iki projenin inşaat çalışmalarını inceleyen Başkan Demir, “Üst kısmında meydan, çocuk oyun alanı, dükkân ve kafe gibi alanların yer alacağı son teknoloji ile yapılan otoparklar şehrimize nefes aldıracak” dedi.

19 Mayıs Mahallesi’nde 104, Rasathane Mahallesi’nde ise 169 araç kapasiteli olarak yapılacak 4 katlı mekanik otoparkların inşaatlarında kazı çalışması, kazık imalatları ile donatı hazırlıkları gerçekleştiriliyor. Büyükşehir Belediyesi, yeni mekanik katlı otoparklarla park sorununa neşter vururken üst kısmına yapacağı meydanlarla da vatandaşlara yeni yaşam alanları kazandırıyor.

‘’İnşaatlar Hızla Tamamlanacak’’

Yapımı devam eden Gazi ve Çiftlik mekanik katlı otopark projelerinin inşaat alanlarında incelemelerde bulunan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, gelinen son durum hakkında bilgi aldı. 

Başkan Demir, üst kısmında meydan, çocuk oyun alanı, dükkân ve kafe gibi alanların yer alacağı mekanik katlı otopark projeleri için son derece yoğun bir çalışma yapıldığını belirterek, “Kentimizdeki otopark sorununa yönelik olarak son teknolojiyi kullanarak yaptığımız yeni yatırımlarla kalıcı çözümler ortaya koyuyoruz. İlkadım ilçemizde inşaatı devam eden iki proje ile o bölge için bu soruna neşter vurmuş olduk. 

İki otopark projesi de bittiğinde tamamen mekanik bir sistem ile hız-enerji verimliliği yüksek yazılımla vatandaşlarımıza hizmet verecek. Otoparkların üst kısımları ise meydan olacak. İki projenin inşaatını hızla tamamlayıp vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz.” dedi.

Deprem Bölgelerine Uygun Asansör Standartları Konuşulacak!

9 Mart Perşembe günü Tüyap Beylikdüzü’nde 18.’si başlayan Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı’nda daha akıllı ve daha güvenli asansör teknolojileri vitrine çıktı. TARSUS Fuarcılık tarafından AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle gerçekleştirilen organizasyonun konferans ayağında ise ana gündem maddesi “Sismik Bölge Asansörleri” oldu.

Asansör İstanbul 2023’ün konferans programı kapsamda, 10 Mart Cuma günü saat 14.30’da, Türkiye MAKFED Başkan Yrd. Sefa Targıt moderatörlüğünde düzenlenecek “Sismik Durumlara Tabi Asansörler ve Binalar” panelinde; CEN Avrupa Standartlar Komitesi TC 10 Başkanı Esfandiar Gharibaan, CEN Sismik Bölge Asansörleri Komitesi ve İtalya UNI/CT 019 Başkanı Paolo Tattoli, İTÜ Makine Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Erdem İMRAK ve Avrupa Asansör Birliği ELA Komponent Komitesi Üyesi Dr. Ferhat Çelik “Deprem bölgelerinde hizmet veren asansörler, binalar, asansör bina ilişkisi, asansörün deprem anındaki çalışma şekli ve devreye alınması” konularındaki bilgilerini paylaşacak.

Son büyük depremde elde edilen veriler ışığında, asansörlere dair mevcut yönetmelik ve standartlarda revizyon ihtiyacı olup olmadığı tartışılacak!

Panel yöneticisi Sefa Targıt’ın verdiği bilgiye göre; TS EN 81 77 Sismik Durumlara Tabi Asansörler standardının, Avrupa Birliği düzeyinde hazırlanmasında ve revizyonlarında görev almış çok değerli dört uzmanın konuşmacı olduğu toplantıda, son büyük depremlerin yaşandığı bölgelerde yapılan incelenmelerden elde edilen veriler ışığında, EN 81-77 standardı veya Asansör İşletme ve Bakım Yönetmeliğinde ya da Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliğinde tadilat ihtiyacı olup olmadığı tartışılacak. Panelde ayrıca “Bölge – Bina – Asansör” emniyet zinciri irdelenirken, inşaat ve makina teknolojilerinin birleşme düzlemi olan asansörler kapsamında, mühendislik disiplininin önemi vurgulanacak.

Demir ve Demir Dışı Metallerin İhracatında Düşüş

Demir ve demir dışı metallerde ihracat yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,6 düştü. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Çetin Tecdelioğlu, en fazla ihracatın Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapıldığını açıkladı. 

Demir ve demir dışı metaller sektörünün ihracatında gerileme yaşanıyor. Yılın ilk 2 ayında demir ve demir dışı metaller sektörünün ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 gerileyerek 2,4 milyar dolardan 2 milyar dolara geriledi.

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), sektörün 2023 yılı Ocak-Şubat dönemi ihracat verilerini açıkladı. Sektörün ihracat rakamlarını değerlendiren (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, sektörün 2023 yılında ihracata geçen yıla oranla düşüşle başladığını, bu durumu tam tersine çevirmek için çalışmalarını hızlandırdıklarını vurguladı. Tecdelioğlu “Sektör olarak 2023 yılının ilk 2 ayındaki ihracat rakamımızla Türkiye’nin genel ihracatından yüzde 6,1’lik pay aldık.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Ocak ayında 1 milyar dolardan fazla ihracata imza atan sektörümüz 2023 yılı şubat ayında da 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi” dedi. Ocak ayında 1,05 milyar dolar ihracat gerçekleştiren demir ve demir dışı sektörü 2023 Şubat ayında ise 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk 2 ayında demir ve demir dışı metaller sektörü 2 milyar doları aşkın ihracat gerçekleştirdi.

Aynı dönemde Türkiye’nin genel ihracatı 38 milyar dolar olarak açıklandı. Demir ve demir dışı sektörü genel ihracattan yüzde 6,1 pay alarak sanayi sektörleri arasında en çok ihracat gerçekleştiren 6. sektör oldu. Sektörün birim ihraç fiyatlarını da değerlendiren Tecdelioğlu, “Demir ve demir dışı metaller sektörünün 2023 Ocak-Şubat döneminde birim ihraç fiyatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 0,82 artışla kilogram başına 4,78 dolara ulaştı. Sektörümüzün ihracatı aynı dönemde miktar olarak ise 276,4 bin ton seviyelerine geldi.

En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz bölge olan Avrupa Birliği ülkelerine olan ihracatımız 2023 Şubat ayı itibarı ile 558,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2023 Şubat ayında sektörümüzün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında 137,8 milyon dolar ile Almanya ilk sırada yer alırken, 74,1 milyon dolar ile İtalya ikinci sırada, 50,3 milyon dolar ihracat ile ABD üçüncü sırada yer aldı” şeklinde konuştu.

Tamamlayıcı Sektörlerle Genel İhracata Katkı

Tamamlayıcı sektörlerde alüminyumun zirvedeki yerini koruduğunu belirten Tecdelioğlu, ”2023 Şubat döneminde demir ve demir dışı metaller tamamlayıcı sektör ihracatında alüminyum ürün grubu 393 milyon dolar ile değer bazında ilk sırada yer aldı. Alüminyum sektörünü 205,1 milyon dolar ile demir çelik mamulleri, 187,6 milyon dolar ile metal eşyalar ve 186,1 milyon dolar ile bakır ürün grupları takip etti” dedi.

Deprem İllerinde İhracat Yüzde 40 Düştü

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, depremin yaşandığı 11 ilden gerçekleştirilen ihracatın yüzde 40’a yakın düşüşle 3 milyar dolardan 1 milyar 783 bin dolara gerilediğini söyledi. Adana Sanayi Odası’nda düzenlenen Adana İş Dünyası İstişare Toplantısı’na katılan Kirişci, deprem illerinin toplam ihracattaki payının yüzde 15,5’ten yüzde 10’a düştüğüne dikkat çekti. Bölgedeki 110 baraj ve 30 gölette uzman ekiplerin incelemeleri sonrası hâlihazırda müdahaleyi gerektirecek acil duruma rastlanmadığını da ifade eden Kirişci, Devlet Su İşleri’nin zararının 22 milyar lira dolayında olduğunu sözlerine ekledi.

Kentsel Dönüşümde Kira Yardımları Artırıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kentsel dönüşümde kira yardımlarının artırıldığını açıkladı. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

 “Kentsel dönüşümde, kira yardımı, kamulaştırma yardımı, vatandaşımıza süreci yürütebilmesi adına finans desteği, faiz desteği gibi birçok destek veriyoruz. Kira yardımlarını arttıracağız.

Şu an Bakanlığımız bünyesinde kira yardımı alan vatandaşlarımıza kentsel dönüşümü desteklemek amacıyla İstanbul’da bin 500 lira olan kira yardımını 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz. Anadolu’da büyük illerimiz Ankara’mız, Bursa’mız, Antalya’mız ve İzmir’imizde 3 bin liraya çıkarıyoruz. Diğer Büyükşehirlerimizde 2 bin 500 liraya çıkartıyoruz. Kalan diğer illerimizde kira yardımını 2 bin liraya çıkartıyoruz. Nisan ayından itibaren inşallah yeni kira yardımlarını vatandaşlarımızın hesaplarına yatıracağız” diye konuştu.

“653 Bin Bağımsız Yapıyı Teslim Edeceğiz”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem felaketinin yaşandığı 11 ilde başlatılan konut yapım süreci ve son gelişmeleri CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında anlattı. Bakan Kurum, “Ayakta kalan binaların yüzde 20’si yıkılması gerekiyor. Cumhurbaşkanımız ‘Güçlendirme işini yapmayalım, orta hasarlı binaları da aynı ağır hasar gibi güçlendirme yapmadan yeni bina yapıp vatandaşımıza teslim edelim’ dedi. Orta hasarlıları da ağır hasarlı statüye koyduk. 653 bin bağımsız yapı yapıp vatandaşa teslim edeceğiz. Bunun için de 1 yıla ihtiyaç var. Daha önce de teslim edeceğimiz konutlar olacak” diye konuştu.

“Hiçbir TOKİ Konutu Yıkılmadı”

TOKİ konutlarının sağlamlığına işaret eden Kurum, “11 ilimizde 143 bin TOKİ konutumuz vardı. 1 tane vatandaşımızın burnu kanamadı. TOKİ yetkin bir kuruluşumuz. Ben de eski bir TOKİ çalışanıyım. Biz sahayı iyi biliyoruz. Bir inşaat nasıl yapılır, nasıl yapılmalı. En doğru zemine, en doğru teknik ile yapıyoruz. Temel sisteminizi ve tekniğinizi doğru seçmeniz gerekiyor. Perdelemenin yoğun olduğu bir sistem ile inşaları gerçekleştiriyoruz. Bu binaların hepsi yapılırken sıvılaşma riski var mı yok mu? Hepsine bakıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Alikahya Stadyum Yolu İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Köseköy Koridoru Alikahya Stadyum Bağlantı Yolu inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Köseköy Koridoru Alikahya Stadyum bağlantı yolunda D-100 köprüsü ve D-100 kuzey yan yolda çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Kocaeli Stadyumuna ve Alikahya Organize Sanayi bölgelerine ulaşım yan yollarıyla birlikte 13 kilometre uzunluğundaki 30 metre genişlikli olarak planlanmış imar yoluyla sağlanacak.

Proje kapsamında 4 adet prefabrik öngerme kirişli köprü, D-100 üzerinde 1 adet çelik yaya üst geçidi inşa edilecek. D-100 üzerine, TEM Otoyolu üzerinde ve Yirim Deresi üzerine öngerme kirişli köprü inşa edilecek.

D-100 Karayolunun Sakıp Sabancı Köprülü Kavşağı ile Köseköy battı çıktı kavşağı arasında kalan kısmında yapılacak kavşak ile D-100 karayolundan Kocaeli Stadyumuna ve Alikahya Organize Sanayi bölgelerine ulaşımı kolaylaştıracak Köseköy Koridoru Alikahya Stadyum bağlantı yolunda, D-100 köprüsü İstanbul istikameti doğu tarafı başlık kirişi imalatları yapılıyor. D-100 kuzey yan yolda toprakarme panel şerit ve dolgu imalatları, istinat duvarı imalatları devam ediyor.

Deprem Sonrası Tiny House ve Karavanlara İlgi Arttı

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası karavan ve tekerlekli mobil evlere (tiny house) talep yağarken, üreticiler siparişleri yetiştirmekte zorluk çekiyor.

Toplu yaşama geçildiğinde beri insanların isteklerinde her zaman varolan “kendisine özel alanlarda sakin yaşam ihtiyacı” son yıllarda artış göstermeye devam ediyor. Tüm dünyada etkisini gösteren salgınlar ve doğal afetler sonrası insanların yaşam alanı arayışı farklılık  göstermeye başladı. 

Evlerden çıkamadığımız veya evlere giremediğimiz dönemlerde en özel alternatif olan mobil evler, karavanlar veya prefabrik yapılar önemli bir sektör haline geldi.

İzole yaşam isteyenlerin ev konforunda konaklayabildiği, oturma ve yatak odalarının yanı sıra banyo ve tuvalet gibi ihtiyaçların tümüne cevap veren bu araçlar, 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin ardından yeniden gündeme geldi. Hem pratik kullanım hem de istenilen yere kurulum imkanı sunan karavanlara özellikle deprem bölgesinden talep yağıyor. Üreticiler, aynı zamanda kullanıcıları güvenli yaşamla da buluşturan karavan talebinin onlarca kat arttığını belirtiyor. Üreticiler hali hazırda taleplere yetişmek için gece gündüz çalışırken, yoğun mesainin aylarca sürmesi bekleniyor. 

HEM KARAVAN HEM DE KÜÇÜK EV SEKTÖRÜNÜ BULUŞTURACAK FUAR İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLADI

Öte yandan karavan ve tiny house sektörünü önümüzdeki aylarda bir araya getirecek “Karavan Show Euraisa Fuarı ve Tiny Home Show Fuarı” için hummalı çalışma da sürüyor. BİFAŞ Birleşik Fuar Yapım AŞ tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve KOSGEB desteğiyle iki fuarın eş zamanları olarak hayata geçeceği 27 Eylül – 1 Ekim tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek fuar için ülke içinde ve yurt dışında önemli çalışmalar yapılıyor. 

Yaklaşık 25 bin metrekare alanda 150’den fazla firma ve 250’yi aşkın markanın katılımıyla gerçekleşecek fuarda motokaravan, çekme karavan, vantipi karavan, özel amaçlı araçlar, mobil hizmet karavanları, ticari karavanlar, mobil evler, çelik-prefabrik yapılar ve seyahat römorklarının yanı sıra outdoor ürünlerinden güneş panellerine kadar sektörle ilgili her türlü ürün ve hizmet sağlayıcısı yer alacak.

“KARAVAN ve KÜÇÜK EV ÜRETİCİLERİ TÜM İMKANLARINI SEFERBER ETTİ”

BİFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Vural, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından sektör üreticilerinin tüm kapasitelerini depremzedelere ayırdığını, 7/24 üretim yapan şirketlerin bölgeye ürünleri maliyetine ulaştırdığını söyledi.

Şirket olarak ilk günden itibaren tüm imkanları ile depremzedelerin yanında oldukları dile getiren Vural, özellikle karavan ulaştırma noktasında şirketleri harekete geçirmek için farklı organizasyonlara imza attıklarını söyledi.

Vural, son yıllarda karavana yönelik artan ilgiye işaret ederek, “Depremlerin ardından bu ilgi o kadar arttı ki şu anda tüm kapasitelerini seferber eden üreticilerimiz taleplere yine de yetişemiyor.” dedi.

“KARAVANIN AFET DÖNEMİNDEKİ ROLÜ ANLATILACAK” 

Ümit Vural, 27 Eylül-1 Ekim’de düzenlenecek ve sektöründe Avrasya bölgesinin en önemli fuarlarından olma özelliği taşıyan Tiny Home Show ve Karavan Show Euraisa Fuarı’nda güvenlik ve afet konuları ile ilgili ek salonlar oluşturacaklarını söyledi.

Bu sayede vatandaşlarda farkındalık oluşturmayı amaçladıklarının altını çizen Vural, tiny house ve karavanların afet dönemlerindeki rolünün anlatılacağını vurguladı.

Vural, fuar sayesinde Türk üreticilerin küresel arenaya çıkacağını kaydederek, ayrıca 100’e yakın ülkeden alım heyeti çalışmaları yaptıklarını ve 50 bine yakın profesyonel ziyaretçi beklendiğini anlattı. Küresel anlamda da karavan meraklılarını buluşturacak bir organizasyona imza atacaklarını aktaran Vural, “1 Milyar Türk lirası civarında ticaret hacminin yakalanacağı fuarın bu yıl doğal afetlerde alternatif yaşam alanları ve hasarlı bina sahipleri için ihtiyaç olarak daha çok talep göreceğini düşünüyoruz.” diye konuştu.

Premium Ofislerin Metrekare Kirası 55 Dolara Ulaştı!

Küresel enflasyon, ticari emlak sektörünü de etkiledi. Premium Ofis Kira Takibi 2022 Raporu’na göre birinci sınıf ofis kiralarının yıldan yıla yüzde 4,8 arttığını gösterirken, İstanbul’daki premium ofislerin metrekare kirası 55 doları aştı. 

Küresel enflasyon, iş merkezi özelliği taşıyan New York, Londra, İstanbul, Hong Kong gibi büyük şehirlerdeki ofis kiralarını da etkiledi. Premium Ofis Kira Takibi 2022 Raporu, 2022’de birinci sınıf ofis kiralarının küresel çapta %4,8 arttığını gösterdi. A+ plazalarda konumlanan ve özellikle bankacılık, finans, teknoloji ve profesyonel hizmetler odağında çalışan şirketler tarafından tercih edilen premium ofislere yönelik talebin arttığı tahmin edilirken, İstanbul’daki premium ofislerin de metrekare kirasının 55 dolara ulaştığı kaydedildi.

Fiziksel Ofislerin Yerini Sanal Ofisler Alıyor

Türk Ticaret Kanununa göre şirket kurabilmek için, tebligat adresinin, başka bir deyişle yasal iş adresinin belirlenmesi gerekiyor. Ticari bir işletme açmak isteyen herkesin yasal bir iş adresi göstermesi bekleniyor. Ancak son dönemde yalnızca konutların değil, işyeri kiralarının da küresel enflasyon ve kur şokları sebebiyle giderek daha maliyetli hale geldiğini belirten Ofis Artı Genel Müdürü Kaan Şenöz, “Özellikle büyük şehirlerde, merkezi iş alanlarında konumlanan ofislerin kiraları, sözleşmelerin TL üzerinden yapılması gibi bir zorunluluk olsa dahi çoğunlukla döviz üzerinden belirleniyor. Bu da merkezi bir konumda, yeni nesil bir ofiste yasal iş adresi göstermek isteyen girişimcileri zorluyor. Bu noktada fiziksel alan kullanımını kapsamayan, yalnızca şirket kuruluşu için yasal iş adresi göstermeyi olanaklı kılan sanal ofis modeli, çok daha maliyet avantajlı bir çözüm olarak öne çıkıyor” dedi.

Müşteri Sayısı 2022’de Yüzde 66 Arttı

Çoğunlukla şehirlerin merkezi iş alanı olarak kabul edilen konumlarında yer alan A+ plazalar, son yıllarda akıllı bina teknolojileri, sürdürülebilirlik sertifikaları ve kullanıcılarına sundukları kuaför, lostra, spor merkezi gibi olanaklarıyla pek çok girişimci tarafından cazip ofis lokasyonları olarak tercih ediliyor. 

Çalışma düzeninin kalıcı olarak değiştiğini ve pek çok şirketin hibrit modele geçtiğini belirten Kaan Şenöz, “Çalışanların haftada yalnızca birkaç gün bulunacakları bir fiziksel ofis için A+ plazalara kira vermek pek çok işveren için büyük bir maddi yük anlamına geliyor. Fakat işletme sahipleri, bu lokasyonların prestijinden de vazgeçmek istemiyor. Ofis Artı olarak sabit ofis giderlerini ortadan kaldıran sanal ofis çözümümüzle yeni şirket kurmak isteyen girişimciler veya şirketini sanal ofise taşıyarak masraflarını en aza indirmek isteyen şirketler için uygun bir alternatif sunuyoruz. Ekim 2020’den bu yana faaliyet gösteren Ofis Artı olarak 21 lokasyonda, 1.500’ü aşkın müşteriye hizmet veriyoruz. Müşteri sayımız 2022’de %66 arttı” ifadelerini kullandı.

Prestijli Ofis Pazarlamaya Da Katkıda Bulunuyor

Şehir merkezlerinde, birden fazla şirketin konumlandığı lokasyonlarda yasal iş adresine sahip olmanın şirketlere prestij kazandırdığını ve pazarlamaya da olumlu etki ettiğini vurgulayan Ofis Artı Genel Müdürü Kaan Şenöz, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “ Prestijli bir adreste konumlanan ofisi sayesinde daha geniş bir iş ağına ulaşabiliyor. Ofis Artı olarak İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Mersin’de, iş dünyasının kalbinde yer alan A+ plaza adreslerimizle hizmet veriyoruz.  2023’te İstanbul’da Trump Towers, İzmir’de Folkart, Ankara’da YDA Center gibi en yeni yapıları içeren portföyümüze 5 yeni lokasyon daha ekleyeceğiz.”

Seyrantepe Su Deposu’nun İnşaatı Sürüyor

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından Seyrantepe Mahallesi’ne kazandırılacak su deposunun inşaat çalışmaları devam ediyor.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Seyrantepe Mahallesinde başlattığı su deposunun inşaat çalışmalarını sürdürüyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı ekipleri tarafından başlatılan inşaat çalışması her geçen gün hızla yükselmeye devam ediyor.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına başlanılan ve 20 ton kapasiteli içme suyu deposu, Seyrantepe, Mehmetçik ve gelecekte kurulacak olan Aşık-Öğütçü mahallelerinin içme suyu ihtiyacı bu depodan karşılanacak.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Seyrantepe Mahallesinde yapımı devam eden inşaat alanında incelemelerde bulunarak teknik ekipten yapılan çalışmalar konusunda bilgi aldı.

Seyrantepe Mahallesinde 20 bin ton kapasiteli su deposu inşaat çalışmasının en kısa sürede tamamlayacaklarını anlatan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, ‘’Aşık-Öğütçü’de konutlar yapacağımızı ilan etmiştik. İlk etapta 5 bin konut için alt yapı çalışmamızı başlatmıştık. Aşık-Öğütçü çok önemli bir yer. Bir yandan Aşık-Öğütçü kentsel dönüşümün konut kaynağı olurken bir yandan da ucuz konut yeri olacaktır. Bunun için de alt yapı çalışmalarımızı başlattık. 

Yol çalışmaları, SUŞKİ’nin alt yapı çalışmaları başladı. Aşık-Öğütçü, Mehmetçik ve Seyrantepe Mahallesine su verecek olan deponun inşaat çalışmaları devam ediyor. İnşaatımızı en kısa sürede tamamlayacağız. İnşaatın belirlenen tarihten önce de tamamlanması için çalışmalar devam ediyor. İnşaat çalışmaları devem eden depo 20 bin ton su kapasiteli ve buradan Seyrantepe ve Mehmetçik rahatlayacak hem de Aşık-Öğütçü’ye yapacağımız konutların suyunu buradan sağlamış olacağız. 

Depremle birlikte kentsel dönüşüm çok öne çıktı. Kentsel dönüşümü tek başına yapmak çok mümkün değil, kentsel dönüşüm yaparken yeni konutlar üretmemiz gerekiyor. İnsanları yeni konutlara taşımamız gerekiyor. Bu nedenle bir yandan yeni konutlar yaparken bir yandan da kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda sözleşmelerimiz, anlaşmalarımız devam etmektedir. Kısacası Şanlıurfa İnşallah hızla değişmeye devam edecektir’’ dedi.

İnşaat Malzemeleri Üretimi 2022’de Büyüme Kaydetti

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan ‘Şubat 2023 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemeleri üretimi 2022 yılında yüzde 0,2 artış gösterdi. 

Açıklanan rapora göre inşaat malzemeleri sanayi üretimi son çeyrekte geçen yılın son çeyreğine göre yüzde 3,4 azaldı. Buna rağmen yılın tamamında inşaat malzemeleri sanayi üretimi geçen yıla göre 0,2 yükseldi. İnşaat sektörü ise 2022 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,0 büyüyerek son 5 çeyrekte yaşanan düşüşü sonlandırdı. Diğer sektörlerdeki zayıflamaya karşın inşaat sektöründe yaşanan büyüme, daha çok baz etkisi ile gerçekleşti. Ancak, sınırlı oranda gerçekleşen iyileşmenin dinamiklerindeki kırılganlıkların devam ettiği belirtildi.

Türkiye İMSAD Şubat 2023 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2022 yılı ilk çeyrekte yüzde 4,4, ikinci çeyrekte ise yüzde 2,1 oranında artış gösterdi. Üçüncü çeyreğin tüm aylarında düşüş gösteren ve yüzde 3,3 gerileyen üretim, yılın dördüncü çeyreğinde ise yüzde 3,4 daraldı. Yılın ikinci yarısında görülen daralma, dış talepteki yavaşlamadan kaynaklandı. Rapora göre 2022’de 14 alt sektörde üretim bir önceki yıla göre artarken, 8 alt sektörde geriledi. Üretimin en çok artış gösterdiği sektör yüzde 19,8 ile seramik kaplama malzemeleri olurken, en büyük düşüş ise 12,7 ile tuğla kiremit alanında yaşandı. Plastik inşaat malzemeleri yüzde 18,5, elektrikli aydınlatma ekipmanları yüzde 14,1, inşaat boya ve vernikleri yüzde 13,2, seramik sağlık gereçleri yüzde 13 büyüme gösterdi. Demir çelik inşaat ürünleri yüzde 12,2, demir çelik radyatörler yüzde 11,1, kilit ve donanım eşyaları üretimi yüzde 8,2 ve çimento üretimi yüzde 4,6 geriledi.

Deprem Bölgesinin Onarımı İçin 46 Milyar Dolar Gerekiyor 

6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilde büyük yıkımlara neden olan depremlerin etkilerine de yer verilen raporda; bölgede gerçekleştirilecek imar faaliyetlerinin 46 milyar dolarlık bir maliyet meydana getirdiği vurgulandı. Buna göre, ilk sırada yıkılan ve ağır hasar nedeniyle kullanılamayacak durumdaki 550 bin dairenin yeniden yapılması için 28,9 milyar dolar ve bu binaların alt yapısı için 5,6 milyar dolar harcama yapılması öngörüldü. Orta ve az hasarlı konutların onarımı ve güçlendirmeleri için 2,6 milyar dolar harcama yapılması beklenirken, ticari binaların yapım ve onarımı için 3,4 milyar dolar ve kamu binalarının yapım ve onarımı için de 2,5 milyar dolar harcama hesaplandı. Alt yapı onarımı ve yenilenmesi için 3,0 milyar dolar bir harcama gerekirken, 11 ildeki güncel hasara göre hesaplanan yeniden imar harcamalarının toplamı 46 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

11 İldeki İmar Faaliyetleri İnşaat Malzemelerinde İlave Talep Yarattı 

Rapora göre, 11 ilde hedeflenen imar faaliyetleri inşaat malzemelerine yönelik yüksek bir ilave talep yarattı. Bu çerçevede inşaat malzemelerinin yurtiçi pazarda kullanımının ihracatta yavaşlamaya yol açabileceği belirtildi. Deprem bölgesindeki 11 ilde toplam 13,5 milyon nüfusun büyük bölümü depremden doğrudan etkilendi. Etkilenen nüfusun yine bir bölümü diğer kentlere göç ederken, bu göçü alan illerde konut fiyatları ve konut kiralarında artışlar yaşandı. Öte yandan 2015-2022 dönem verilerinden faydalanılarak hazırlanan rapora göre; 2022 yılında 11 ilde alınan yapı ruhsatları büyüklüklerinin 12 bin 049 bina, 22,54 milyon metrekare yüzölçümü, 100 bin 565 daire ve 87,20 milyar TL inşaat bedeli olduğu belirtildi. 2022 yılında 11 ilde alınan yapı izinleri büyüklüklerinin ise 10 bin 962 bina, 19,95 milyon metrekare yüzölçümü, 81 bin 616 daire ve 62,46 milyar TL inşaat bedeli olduğu saptandı.

Kaynak: Medya Ege

İNDER Müteahhitleri Yeni Yol Haritasını Açıkladı

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Nazmi Durbakayım önderliğinde toplanan müteahhitler, deprem ile ilgili yeni yol haritaları hakkında açıklama yaptı.

Deprem Haftası kapsamında yapılan toplantıda, depreme dayanıklı konut üretilmesinin mühendisliğe bağlı olduğunun altı çizildi. Toplantıda, deprem ve yapı yönetmeliğine uygun inşaat projeleri üretmenin öneminden bahseden İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, şu açıklamalarda bulundu:

“Son 24 yılda yaşanan deprem felaketlerin artık son bulması gerekir. Güvenli bina inşa edilmesi için mühendislik bilgisi temel şarttır. İNDER üyeleri, mevcut yönetmelik ve genel mühendislik disiplinine uygun tasarım ve inşaat yapan firmalarından oluşmaktadır. Her İNDER üyesi, inşaat mühendisliği bilgileri ile sağlam ve güvenli bina yapılması için altına imza attığı; bir projenin tasarlanmasından iskân edilmesine kadar geçeceği Yol Haritası’na bağlı kalmaktadır”

İNDER tarafından hazırlanan ‘Yol Haritası’nı kamuoyu ile paylaşan Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, doğru konut projelerinin üretilmesinin bir mühendislik işi olduğunu ve uzman mühendisler tarafından mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, orijinal projeye sadık kalınarak inşa edilen projelerin sağlam ve güvenli yaşam alanları olduğunu vurguladı. 

İNDER’in misyonlarından en önemlisi; inşaat mühendisliği bilgileri ile sağlam ve güvenli bina yapılması için yapı müteahhitlerine öncülük etmektir” diyen Başkan Durbakayım “konut projelendirmek ve üretmek bir mühendislik ve mimarlık işidir. Mevcut yönetmelikleri uygulayacak, standartları tutturacak bir bilgi birikimine, eğitime sahip olmak çok önemli” açıklamasını yaptı.

Deprem gerçeğinin kentsel dönüşüm projelerini tetiklediğini ve deprem riski taşıyan her yapının boşaltılması gerektiğini belirten Başkan Durbakayım, inşaat mühendisliği bilgilerinin eksiksiz uygulandığı, doğru malzemelerin uygun yerlerde kullanıldığı yapıların inşa edilmesi gerektiğini ifade etti.

Nazmi Durbakayım, sözlerini şöyle noktaladı:

 “Aynı zamanda bizlere, yaptığımız iş ile ilgili detaylı bilgi verme fırsatı tanımaktadır. Bu vesileyle kamuoyuna, yapılarımızı projelendirme safhasından, teslim aşamasına kadar nasıl inşa ettiğimizi anlatan yol haritamızı aktarma fırsatımız oldu.  Aşağıda aktarılan işlemler ve öncelikler, sadece bizlere mahsus özel bir yol veya yöntem olmayıp, bu işi layığıyla yapan tüm meslektaşlarımızın olmazsa olmaz yol haritasıdır. Bu yol haritasına uymadan inşaat yapanları meslektaş olarak kabul etmiyoruz. Bu olmazsa olmaz şartlara uygun olmayan inşaat projelerini tasdik edenleri, kontrol edenleri ve bu inşaatlara iskân müsaadesi verenleri de, sebep oldukları felaketlerden dolayı kanunlarımıza ve Allah’a havale ediyoruz.”

19 Otel ve 22 Yenileme Projesine Yatırım Teşvik Belgesi Verildi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 19 adet otel ile 22 adet yenileme projesine yatırım teşvik belgesi verildiğini açıkladı. 

Turizm Gazetesi’nin haberine göre; Konaklama alanına yatırım isteği dünyada ve Türkiye’de artarak devam ediyor.

Lodging Econometrics (LE) Dünya Konaklama Ekonometrisi Raporuna göre 2023 yılında dünya genelinde 14.267 yeni otel projesinin yatırımı devam ediyor Türkiye’de de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yeni yılın ilk ayında 19 komple yeni otel yatırımı öngören projelere teşvik belgesi verdi. Bu arada son dönemde işletmedeki tesislerin yenileme yatırımlarında da artış var. Ocak ayında 22 yenileme projesi için de teşvik belgesi alındı.

Ocak ayında teşvik belgesi alan komple yeni otel yatırım projesi şu şekilde;

(Alfabetik sırayla, illere göre)

FirmaİliTesisi türü/StatüsüYatak kapasitesi
Boss Saray OtelAnkara4170
Ataz Seyahat AcenteleriAntalya364
Arin Turizm Antalya380
Titaş Turizm İnşaatAydın4268
Mürvet GünayBoluB.O(*)40
Fevzioğulları İnşaatBursa4140
Esidre MimarlıkDüzce462
Vero Turizm Yatı. ve İşlet.İstanbul4156
Bereketzade Gayrimenkul Turizm İstanbulÖKT(**)66
Karşıyaka İnşaat Turizm İstanbul4220
Sakız Ağacı İnşaat Turizm İzmir4236
Özel Gazi Sağlık HizmetleriKars457
Reji Hotels Turizm MardinÖKT(**)12
Nizipoğlu OtelcilikNevşehir5570
HKM EğlenceŞanlıurfaÖKT(**)48
Fakelanza Turizm Trabzon350
Sabrioğlu Taşımacılık Turizm Van4111
Barzan İnşaat Turizm Van5282
Barzan İnşaat Turizm Van4408
    
Ocak ayında teşvik belgesi alan yenileme projeleri
FirmaİliTesisi türü/StatüsüYatak kapasitesi
Raymar Turizm OtelcilikAnkara4148
Cömertoğlu OtelcilikAntalya51.698
Meska Park OtelcilikAntalya288
Mermaid Turizm OtelcilikAntalya4450
Tursot Otelcilik Turizm Antalya51.060
Gürok Turizm Antalya51.118
Oben Otelcilik İnşaatAntalya4152
Hane Otelcilik Turizm Antalya5844
Nathaş Turizm İnşaatAntalya5576
FTN Turizm OtelcilikAntalya3142
Kalsedon Turizm OtelcilikBursa5580
Toytaş Turistik OtelBursa5442
Koltur Seyahat AcenteliğiÇanakkale5622
Burnil Turizm ve Otel İşl.Çanakkale3114
YKS Otelcilik Turizm İstanbul5188
Jupiter Telecom Turizm İstanbulÖKT(**)102
Arcadia Vineyards Turizm KırklareliÖKT(**)55
Çağkan Turizm Mardin5440
Asrı Ala Otel YatırımlarıMuğla4306
Özyer Turizm Muğla4434
Diplomat Otelcilik Turizm Muğla288
Polat Gıda Turizm  Tunceli4134
(*) B.O Butik otel   
(**) ÖKT Özel Konaklama Tesisi

Bodrum’da 5 Okulun İhalesi Tamamlandı

Muğla’nın Bodrum ilçesinde inşa edilmesine karar verilen 2 anaokulu, 1 ilkokul ve 2 ortaokul için ihale süreci tamamlandı. 

Bodrum ilçesinde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sağlanan ödenekle, Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından Bodrum Mumcular Fuat Erten İlkokulu/Ortaokulu, Bodrum Mumcular Anaokulu, Bodrum Vedat Türkmen Anaokulu ve Ortaokulu’nun yapım ihaleleri gerçekleştirildi. 

Okullarda Afet Riskinin Azaltılması Projesi kapsamında yıkım kararı verilen Bodrum Mumcular Fuat Erten İlkokulu ve Ortaokulu’nun hazırlanan özel projeyle 27 Aralık 2022 tarihinde yapım ihalesi gerçekleştirildi. Proje maliyeti 90 milyon TL olan 24 derslikli ilkokul, 24 derslikli ortaokul için imzaların atıldığı ihaleyle birlikte Bodrum Mumcular Fuat Erten İlkokulu ve Ortaokulu’nun inşaatının yapımı için çalışmalar başladı. 

İçinde kütüphane, laboratuvar, atölye, çok amaçlı salon, yemekhane ve sosyal alanların yer alacağı okulların yapılmasıyla bölgenin derslik ihtiyacı giderilmiş olacak. Her iki okulun da 2024-2025 eğitim öğretim yılında hizmete açılması planlanıyor.

8 derslikli Bodrum Mumcular Anaokulu’nun ihalesi ise 16 Ocak’ta yapıldı. Proje bedeli 21 milyon TL olan anaokulunun ise 2023-2024 eğitim öğretim yılının 2’nci döneminde hizmete açılması planlanıyor.

Turgutreis’e 2 Yeni Okul

Bodrum’da ihalesi gerçekleştirilen bir diğer eğitim yatırımı ise Bodrum Vedat Türkmen Anaokulu ve Ortaokulu oldu. Bodrum ilçesi Turgutreis Mahallesi’nde ikili eğitim yapan Vedat Türkmen Ortaokulu’nda öğrenci sayısının fazla olması nedeniyle bitişik arsaya, 16 derslikli olarak planlanan binanın inşaat süreci başladı. 

Proje maliyeti 38 milyon 688 bin TL olan Bodrum Vedat Türkmen Ortaokulu’nun ihalesi yapılarak sözleşmesi 21 Ekim 2022’de imzalandı. Okulun 2023-2024 eğitim öğretim yılında hizmete açılması planlanıyor. İl Yapım Programı kapsamında yine aynı okul bahçesine yapılacak olan 4 derslikli Vedat Türkmen Anaokulu’nun ihalesi ise 28 Aralık 2022’de gerçekleştirildi. 

2023 yılının kasım ayında eğitime başlayacak olan ve proje maliyeti 15 milyon TL olan Vedat Türkmen Anaokulu’nun tamamlanması ile bölgede okul öncesi eğitimin daha da güçlenmesi hedefleniyor.

Elmalı’da Köprü İnşaatı Başladı

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Elmalı İlçesi Bayralar Mahallesi’nde bulunan eski köprüyü yıkarak yeni bir köprü inşaatı için kolları sıvadı. 

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, zaman içinde tahrip olan ve fiziki ömrünü dolduran Elmalı ilçesi Bayralar Mahallesi köprüsünün yerine yenisi yapıyor. 

Bayralar’ı Tekke ve Karamık mahallelerine bağlayan köprü vatandaşın can güvenliğini korumak için yeniden inşa edilecek. Büyükşehir ekipleri, köprünün inşası sırasında trafiğin aksamaması için eski köprünün yan tarafında tali bir yol oluşturuluyor.

Konuyla ilgili konuşan Elmalı Bayralar Mahallesi Muhtarı İsmail Sarı, şu açıklamalarda bulundu: 

 “Bayralar, Karamık, Tekke ve Akçaeniş mahallelerini birbirine bağlayan ve vatandaşların çok sık kullandığı köprü doğal koşullar ve zaman içerisinde artık ihtiyaca cevap veremez hale gelmişti. Trafik ve yaya güvenliğini tehlikeye sokan bu köprünün yenilenmesi için gerekli girişimlerde bulunduk. Talebimize kayıtsız kalmayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek gerekli talimatları verdi. Çalışmalar başladı. Desteklerinden dolayı Başkanımız Muhittin Böcek’e mahallem ve şahsım adına teşekkür ederim.”

Kocaeli’de Bazı Hastanelere Güçlendirme Yapılacak

Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü, kentte bulunan bazı hastanelerde tahkik ve güçlendirme uygulama projeleri için ihaleye çıkılacağını duyurdu. 

6 Şubat’tan itibaren meydana gelen depremler kamu kurumlarını da etkiledi. Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü Kocaeli’de bulunan hastaneler için tahkik ve güçlendirme uygulama projeleri ile ihale dokümanı hazırlama işi hizmet alımı için ihaleye çıkacağını duyurdu. 

İhale, 28 Mart 2023 tarihinde saat 11.00’de Kocaeli Valiliği’nde yapılacak. İhalenin teknik şartnamesinde tüm inceleme ve analizlerin 18 Mart 2018’de Resmî Gazete’de yayımlanan “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” ilkelerine uyularak yerine getirileceği belirtildi.

Tahkik ve güçlendirme yapılacak hastaneler şu şekilde sıralandı;

-Başiskele

Seymen ASM

Yeniköy ASM

Çayırova 

Şekerpınar ASM

-Darıca 

Halil İbrahim Alemdar ASM

-Derince

Deniz Dumlupınar ASM+SHM

-Gebze 

Köşklüçeşme ASM

Mollafenari ASM

-Gölcük

Halıdere ASM

İhsaniye ASM

Değirmendere ASM

-İzmit

İSM+Yahya Kaptan Cevat Çetin ASM

Bekirdere ASM

Saraybahçe ASM

Akmeşe ASM

-Kandıra

Kefken ASM+112 ASHİ

Akçaova ASM

Karamürsel

Yalakdere ASM

-Kartepe

Eşme ASM

Maşukiye ASM

-Körfez 

Hereke ASM

Kışladüzü ASM

Yukarı Hereke ASM

Sevindikli ASM

‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ Kura Çekimlerine Devam

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ projesi kapsamında kura çekimlerinin devam edeceğini açıkladı. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ projesi kapsamında Ankara’da arsa çekimlerinin yapıldığını hatırlatarak kalan illerin kura çekimine devam edileceğini duyurdu. 

Afet konutlarının hızla tamamlanarak depremzedelere teslim edileceğini belirten Bakan Kurum, İzmir ve Afyonkarahisar illerinde kura çekimine başlanacağını ifade etti. 

Kurum’un açıklamasıyla birlikte paylaştığı infografiğe göre proje kapsamında İzmir’de 8-14 Mart’ta 12 bin 400, Afyonkarahisar’da 8-9 Mart’ta 3 bin 169, Edirne’de 11 Mart’ta 1363, Kırklareli’de 12 Mart’ta 1189 ve Tekirdağ’da 13-14 Mart’ta 3 bin 98 olmak üzere toplam 21 bin 219 konutun kuraları noter huzurunda çekilecek.

Alandız Sosyal Tesis İnşaatı Tamamlandı

Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından Buldan ilçesi Alandız Mahallesi’ne yapılan sosyal tesis inşaatı tamamlandı. 

Alandız Mahallesi’nde doğan ihtiyaç nedeniyle yapımına başlanan sosyal tesis projesinin inşaat çalışmaları tamamlandı. Toplam 800 metrekareden oluşan sosyal tesis, vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılamasına yönelik tasarlandı. 

Alandız Sosyal Tesisi projesi hakkında bilgi veren Alandız Muhtarı Erol Salman, şu ifadeleri kullandı: 

“Denizli Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan’la yaptığımız görüşmelerde sosyal tesis ihtiyacımızı kendilerine iletmiştik. Kendileri de sağ olsunlar bu konuyu çözeceklerini ve mahallemize bu tesisi kazandıracaklarını söylediler. Sosyal tesisin inşaatı tamamlandı. Yakın bir zamanda Başkan Osman Zolan’ın da katılacağı bir törenle açılışını yapmayı planlıyoruz. Sosyal tesisimizde sünnet, düğün, nişan, taziye, mevlit ve toplantı organizasyonları yapılabileceği gibi kapalı pazaryerimize de kavuşmuş olduk. Bölgemizde kestane, çilek, fasulye, domates, biber, kiraz, elma yetiştiriciliği yapan çiftçilerimizde sosyal tesisimizden yararlanacaklar. Ben şahsım ve mahallemiz adına Denizli Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sosyal tesisimiz hayırlı uğurlu olsun” 

TOKİ ve MTA Ortak Duyurusu: ‘’Diri Fay Hattı Bulunan Yerlere İnşaat Yapılmayacak’’

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından yeni yerleşim alanları kararlaştırılırken TOKİ ve MTA’dan diri fay hattı bulanan bölgelere inşaat yapılmayacağı açıklaması geldi. 

Afet bölgesinde yapılması planlanan yeni yerleşim yerlerine ilişkin Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile Maden Teknik Arama Müdürlüğü (MTA) tarafından yeni bir karar alındı. 

İki firma tarafından yürütülecek ortak çalışma sonucunda; ‘’Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden Teknik Arama Müdürlüğü’nün (MTA) ve TOKİ’nin ortak çalışma yürüteceği kararda; TOKİ’nin konut yapmayı planladığı alanlarda diri fay hattı olup olmadığı, MTA uzmanlarınca kontrol edilecek. Uzmanların çıkardığı diri fay haritası esas alınacak.’’ Bilgisi verildi. 

Böylece, Fay hattına yakın ve riskli olduğu saptanan sahalara inşaat izni verilmeyecek. MTA tarafından Türkiye genelinde çıkarılan haritada, 485 diri fay olduğu saptandı. Ayrıca nu diri fayların her birinin 5,5 ve daha büyük depremler üretebilecek kaynak kuşakta olduğu belirtildi.  

Copa, ISH Frankfurt Fuarı’na Katılıyor

İklimlendirme sektörünün öncü firmalarından Copa Isı Sistemleri, yeni ve inovatif ürünleriyle 13 – 17 Mart 2023 tarihleri arasında Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenecek olan ISH Frankfurt Fuarı’na katılıyor.

Copa Isı Sistemleri, 13-17 Mart 2023 tarihleri arasında Almanya’daki ısıtma, soğutma, havalandırma, enerji, konvansiyonel ve yenilenebilir enerji alanının en prestijli fuarlarından ISH Frankfurt Fuarı’na katılıyor. Messe Frankfurt GMBH tarafından 2 yılda bir organize edilen ISH Frankfurt Fuarı, sektöre yön veren lider firmalarla profesyonelleri bir araya getirmeyi amaçlıyor. Fuarda iş birliklerini global düzeyde geliştirmeyi hedefleyen Copa, 4 gün boyunca sektörün en büyük global markalarının yer aldığı 12. Holde E20 numaralı 238 metrekarelik standında ürünlerini sergileyecek.

4 kıtada 40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren Copa, Eomix Plus, Eomix ve Eon kombileri; panel radyatörleri;Naya Line ve Viva Line duvar tipi split klimaları; Nixa12 Hermetik Şofbeni gibi yüksek verimli, uzun ömürlü ve çevre dostu ürünlerinin yanı sıra ürün gamına ekleyeceği yeni ürünlerini de bu fuarda sektörün beğenisine sunacak.

‘’Kırklareli’de Kiralık Daire Kalmadı’’

Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, ‘’kentte kiralık daire kalmadı, kiralar birkaç kat yükseldi.’’ dedi. 

Kırklareli’nin Lüleburgaz, Babaeski ve Vize ilçelerinde ev ile arsa fiyatları üçe katlandı. Kentte kiralık daire sıkıntısı başladı. Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, “Olası deprem senaryoları gündemde. Bizim 1-2 yıl öncesine kadar 7-8 bin konut fazlamız vardı. Hepsi satıldı, kirada boş yer bulunmuyor. Kiralar birkaç kat yükseldi” dedi.

“83 bin nüfuslu küçük bir şehiriz. Birdenbire hormonlu bir büyüme ile karşı karşıya kalırsak; mevcut sorunlarımız içinden çıkılmaz hal alan bir yumağa dönüşür. Devletin bu konuda bir politika üretmesi lazım” diyen Kesimoğlu, “Hiçbirimiz arzu etmeyiz ama olası bir depremde Kırklareli, bir toplanma bölgesi olabilir. 18 bin 500 metrekare kapalı pazar yeri yaptık. Oraya birtakım malzeme toplanabilir, geniş arazilerde insanlar barınabilir. Çünkü olası bir depremde İstanbul’da bir kaos yaşanacak. Buralar da biraz sığınılacak liman haline dönüşecek. Bugünden çalışarak, planlarımızı yaparak, o süreçte nasıl bir komşuluk yapabiliriz, nasıl katkı sunabiliriz onun çalışmaları içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

Hatay’da Nakliyeciler Mobil Kent İstiyor

Kahramanmaraş depreminin ardından ihracatın neredeyse durduğu Hatay’da nakliye şirketleri acil mobil kent kurulmasını talep etti. 

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; On binlerce kişinin enkaz altında yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş depremleri, Türkiye ihracat taşımalarında da yaralar açıyor. Tekstil-iplik gibi birçok sanayi kolunda üretim üssü olan bölgede özellikle Hatay, Gaziantep gibi iller Türkiye dış ticaret taşımacılığında kilit öneme sahip.

500’ü aşkın nakliyat firmasıyla Türkiye TIR parkının önemli bir bölümüne sahip bölgede, deprem nedeniyle ihraç taşımaları hemen hemen durdu. 11 ildeki bu durgunluk şubat ayı ihracat verilerine de yüzde 43 düşüşle 985 milyon dolar olarak yansıdı.

Özellikle yaş meyve-sebze ihracatının yüzde 40’ı deprem bölgesinden gerçekleştirilirken hem hasadın durması hem de TIR’ların hala çalışmıyor olması, önümüzdeki aylar için tehlike sinyali veriyor.

Depremin en ağır hasar verdiği illerden Hatay’da faaliyet gösteren Gülsan Uluslararası Nakliyat’ın sahibi ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı Kemal Gül, deprem sürecinde yaşadıklarını ve bölgede sektörün durumunu DÜNYA’ya anlattı.

Bölgedeki malzeme yüklü TIR’ların şoförler tarafından olduğu yerde bırakıldığını söyleyen Gül, “Hatta bazı araçlar çalışır vaziyetteydi. Çoğu arkadaşımız ailesini, evini kaybetti. Hepimiz ailemize, sevdiklerimize koştuk. İlk 10 gün kim nerede diye kayıp aramakla geçti. Bu süreçte kimsenin iş düşünmesini bekleyemeyiz” dedi.

“Araçlar ofisimiz oldu”

Bölgede yıkılan Gümrük Müşavirliği müdürlük binasının konteyner olarak açıldığını belirten Kemal Gül, “Gümrük tek başına bir iş yapamaz. Bütün tedarik zincirinin ayağa kaldırılması lazım. Nakliyecisiyle, ihracatçısıyla, gümrük müşaviriyle…Hepsinin aynı anda acilen ayağa kaldırılması lazım. Aylar sonrasına kalırsa anlam kazanmaz.

Zarar daha büyük olur. Zaten şu anda bölgeden ihraç taşımaları durmuş vaziyette” dedi. Gül’e göre, kısa vadede bu 500 firmanın işinin başına dönmesini sağlayacak mekanizma gerekiyor. Gül, ilk etapta mobil nakliye kenti kurulması çözümü sundu. Gül, şunları söyledi:

“Şehir merkezinde ne kadar bina varsa hepsi yıkıldı. Şu anda hiçbir üyemizin ofisi yok. . Bir konteyner nakliye kenti kurulursa bilgisayarlarımızı orada kurup çalıştırırız.” Türkiye’nin yaş sebze-meyve ihraç taşımacılığını bölge firmalarının yaptığını hatırlatan Gül, bu alanda yaşanacak kayıplara dikkat çekti.

Gaziantep’te yaşayan UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Memik Hilmi Taner, “Yaşanan felaketin ekonomide ve uluslararası taşımacılıkta yarattığı hasar hala devam ediyor” dedi. Dış ticaretin en önemli unsurlarından uluslararası taşımacılık sektörünün Gaziantep’te önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Taner, “Bölgemizde üretim ve sanayi çarklarının dönmeye başlamasıyla normalleşme adımları atılıyor. Ancak sektörümüze pozitif yansıması için zaman gerekecek” diye konuştu.

“Evimi, işimi Adana’ya taşıdım”

Depreme Antakya’da yakalanan ve birçok arkadaşını kaybeden Gülsan Uluslararası Nakliyat’ın sahibi ve UND Başkan Yardımcısı Kemal Gül, “Çekirdek ailemden can kaybı yok ama çok eş dostumuzu yitirdik. Evim, iş yerim yıkıldı.

Hayat devam ediyor, ailemi ve iş yerimi Adana’ya taşıdım. Kurtarabildiğimiz kadar eşyalarımızı aldık. Ofisi henüz hayata geçiremedim ama mobil internetimi, bilgisayarımı bağladım. 3-4 gündür mobil çalışıyorum. TIR’ları toplamaya çalışıyoruz. Bölgedeki meslektaşlarımla iletişim halindeyiz. Kimisi Antalya, kimisi Mersin, kimisi de Anadolu’nun muhtelif illerine gitti. Herkes bir yerlerden yeniden başlamaya çalışıyor. Hala cenazelerimiz çıkıyor. Bunu atlatmak kolay olmayacak” diye konuştu.

Kemal Gül: Dünyamız yok oldu

“Bazı şeylerin kıymeti yaşanmadan anlaşılmıyor. Bu deprem değil büyük bir felaketti. İlk 5-6 gün enkazda sevdiklerimizi aramakla geçti. Elektrik yok, su yok, internet yok, telefon çalışmıyor. Yemek yok, diş fırçalayıp tıraş olamadık. Ben bunları yapamadığımı düşünürken diğer tarafta binlerce can enkaz altında yardım bekliyordu ve hiç bir şey yapamıyorduk. İlk 72 saat her enkazdan yardım çığlığı yükseliyordu. Kayıplarımızı 20’nci günde morgda bulduk. En ağır faturayı Antakya ödedi, şehir yok artık. Maddi açıdan bakarsak 50 yıl geri gittik. Evimiz, işimiz, eşyalarımız, dünyamız yok oldu.”

Deprem illerinin nakliyat gücü

●Depremden etkilenen 10 il 2022’de Türkiye’nin 254.2 milyar dolarlık toplam ihracatının yüzde 10.9’unu, yani 27.6 milyar dolarlık kısmını gerçekleştirdi.

●Bölge ihracatının 11.2 milyar dolarlık bölümünü Gaziantep, 6.2 milyar dolarlık bölümünü Mersin, 4.1 milyar dolarlık bölümünü Hatay, 3.1 milyar dolarlık bölümünü Adana gerçekleştirdi.

●Bölgede 500’ün üzerinde uluslararası nakliyat firması bulunuyor.

●Hatay ve Gaziantep TIR parkı olarak öne çıkıyor.

● Sadece Hatay’da 8 bin 540 TIR bulunuyor.

●Türkiye ihraç taşımalarının yüzde 15’i Gaziantep’ten.

Erdoğan, ‘’Deprem Bölgesindeki KOSGEB Borçları Silinecek’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem bölgesindeki Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) borçlarının silineceğini açıkladı. 

Kabine Toplantısı’nın ardından önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu başlıkları ele aldı:

‘’Depremin ardından tüm imkanlarımızı seferber ettik. Toplamda 35 bin kişi ile dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yardım kurtarma personelini bir araya getirdik.

Yıkım öylesine çok, yıkım alanı öylesine çok, iklim o kadar zorluydu ki, ilk saatlerde arzu ettiğimiz etkinliğe ulaşamadık.

Deprem bölgesindeki yıkık ve ağrı hasarlı bina sayısı

Depremin yol açtığı geniş yıkım geride kalan insanlarımızın hayatını da zorlaştırdı. Deprem bölgesindeki yıkık ve ağır hasarlı binaların sayısı 230 bini buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor.

2 ayda 100 bin konteyner kurulacak

Amacımız, 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi daha iyi şartlarda barınabilecekleri bu alanlara taşımaktır.

3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesine dışına gitti. Deprem bölgesindeki bir buçuk milyon insanımız çadırlarda hayatını sürdürüyor.

Deprem bölgesindeki işletmelere destek

Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz.

Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. Ayrıca 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira nakdi yardım yaptık.

Depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 46 bin 104’e yükseldi. Deprem bölgesindeki yıkık ve ağır hasarlı binaların sayısı 230 bini buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor.

Seyahat bölgesindeki şehirlerimizde hayat normale dönmeden bize durmak, dinlenmek haramdır.

Vatandaşlara kentsel dönüşüm çağrısı!

Kentsel dönüşümün engellenmesi için adeta yalvardık. Kaybedilen her anın bizi büyük yıkımlara yaklaştırdığını söyledik.

Buradan bir kez daha tüm vatandaşlarıma bu acıları yeniden yaşamamak için eski ve riskli binalarını en kısa sürede kentsel dönüşüme sokma çağrısında bulunuyorum.

İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızdayken siyasi hesaplarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır. Sadece şehirlerimizi değil toplumumuzu da afetlere karşı dirençli hale getirmek istiyoruz.’’

Sanayi Bakanlığı Ocak Ayında Bin 496 Yatırım Teşvik Belgesi Verdi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ocak ayında bin 496 adet yatırım teşvik belgesi düzenlendiğini açıkladı. 

Bakanlığın, ocak ayına ilişkin yatırım teşvik belgesi listesi Resmî Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, ocakta 1496 yatırım teşvik belgesi verildi. Belge alan projelerin yatırım tutarı 83 milyar 93 milyon 49 bin 808 lira olarak hesaplandı. Yatırımların gerçekleştirilmesiyle 34 bin 131 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor.

Öte yandan sabit yatırım tutarı 965 milyon 689 bin 497 lira olan ve 2 bin 255 kişiye istihdam öngören 67 yatırım teşvik belgesi iptal edildi.

Bu dönemde 276 yatırım teşvik belgesine tamamlama vizesi verilirken bu projelerin sabit yatırım tutarı 3 milyar 259 milyon 69 bin 752 lira, istihdam edilenlerin sayısı 14 bin 80 oldu.

Bahçelerinize Sihirli Bir Dokunuş: ‘Konca Peyzaj’

Merkezi Ankara’da yer alan Konca Peyzaj, villa bahçelerinden rekreasyon alanlarına kadar farklı ölçeklerdeki tüm peyzaj uygulama hizmetlerini sunuyor. 

15 yıllık mesleki birikim ve deneyimler üzerine kurulan Konca Peyzaj, bitkisel peyzaj uygulamaları, yapısal peyzaj uygulamaları, otomatik sulama sistemleri, kent mobilyaları, çocuk oyun grupları ve peyzaj bakımı gibi birçok konuda hizmet veriyor. 

Firma, alanında uzman peyzaj mimarları ve teknik ekibiyle birlikte Ankara, İstanbul gibi büyük şehirler başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde peyzaj uygulama hizmetini müşterileriyle kavuşturuyor. 

Peyzajın her alanında görev alan Konca Peyzaj, toplu konut projeleri, fabrika bahçeleri, villa bahçeleri, sağlıktesisleri, turizm yapıları ve parklar başta olmak üzere tüm uygulama alanlarında hizmet sağlıyor.

2022 yılında yatırımlarını çeşitlendirme kararı alarak sadece peyzaj sektörüne değil aynı zamanda tarım sektörüne de hitap eden firma, bu doğrultuda “Konca Tarım” platformunun çalışmalarına devam ediyor. Bu platform ile hem peyzaj uygulamalarında hem de tarım uygulamalarında ihtiyaç duyulan torf, gübre, bitkisel besin, herek, herek bağı, dekoratif taşlar gibi ürünlerin satış ve teminini yapılırken, özellikle ihracat alt yapısı için yapılan çalışmalar da devam ediyor. 

İhracat odaklı gelişme izleyerek sunduğu ürün ve hizmetlerini yurt dışı pazarında yaygınlaştırmak isteyen Konca Peyzaj, bu sayede ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor. 

Detaylı bilgi için: https://www.koncapeyzaj.com/

Dryfix İle Yapılarınıza Güven Verin

Yılların tecrübesiyle yapı sektöründe fark yaratan Dryfix, ısı, su, yangın yalıtımı ve kaymaz zemin alanlarında çözümler sunmaktadır. 

Fonksiyonel boya ve kaplama ürünleriyle, bina inşaatında veya renovasyonunda karşılaşılan problemleri çözebilecek ürünleri araştırmakta ve geliştirmektedir.

Su yalıtım ürünleri, zemin kaplamaları, özel boyalar, astar ve endüstriyel ürün grupları üreten Dryfix, su yalıtımında binaların uzun ömürlü olmalarını desteklerken, ısı yalıtımında enerji kaynaklarının etkin kullanılmasını sağlayarak ülke ekonomisine katkı verir. Ayrıca, ses yalıtımıyla müşterilerine konforlu alan sunan Dryfix, yangın yalıtımıyla güvenli yapı çözümleri sağlar. 

Çağın teknolojisini gereksinimlerle harmanlamayı hızla başaran Dryfix, inovatif, çevre dostu ve enerji tasarruflu ürünleriyle hizmet verdiği tüm yapılarda konforlu ve güvenli yaşam alanı yaratılmasına destek verir. 

Problem yaşanan ve kolay ekonomik ve uzun ömürlü çözüm aranan; ısı-su-ses ve yangın yalıtımında, inovatif ve kaliteli ürünleri ile, hızlı ve kesin çözüm olanağı sağlamaktadır.

Ürünlerinde sağlığa zararlı hiçbir katkı maddesi barındırmayan firma, kaliteli likit yalıtım ürün sektöründe çıtayı oldukça yukarı taşımaktadır.  Özellikle sürdürülebilir yapısal çözümleri özveriyle sunan firma, doğaya karşı duyduğu duyarlılığı ürünlerinin kalitesiyle göstermektedir. 

Sürdürülebilir, Fonksiyonel Ürüne Ulaşmak Dryfix İle Çok Kolay

Müşterilerine fark yaratacak çözümler üretmeyi birinci hedefi haline getiren Dryfix, tüm dünyanın iyiliğini gözeterek çevreci ürünleriyle sektörde yerini alıyor. 

Firma teknoloji ve çevre duyarlılığını harmanladığı; 

  • Akrilik-Polimer Su Yalıtımları
  • Sıvı Cam
  • Epoksi ve Poliüretan Zemin Kaplamaları
  • Fayans Boyası, Hobi Boyası
  • Kaymaz Solüsyon, Boya ve Vernik
  • İç ve Dış Cephe Boya Kaplamaları
  • Termal Boya ve Rutubet Boyaları
  • Havuz, Fayans, Zemin Boyası
  • Bitüm Esaslı Su Yalıtım Ürünleri

gibi birbirinden çeşitli ürün gamıyla, müşterilerine uygun yapı çözümleriyle başarılı bir yol izlemeye devam ediyor. 

Detaylı bilgi için dryfix.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

‘’Fabrikalar Göç Nedeniyle Yüzde 15 Kapasiteyle Çalışıyor’’

Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Gani Bereket, 6 Şubat tarihinde yaşanan depremin ardından yaşanan göç nedeniyle fabrikaların, yüzde 15 kapasiteyle çalışabildiğini söyledi. 

Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Gani Bereket, göçün durması için acil önlem alınmasını isteyerek, “Hayalet şehir olmaya başladık. Şu anda en büyük sorun göç. Fabrikalarımız yüzde 15 kapasite ile çalışıyor, çünkü eleman yok. Üretimin arttırılması için organize sanayi bölgelerine konteyner kentler kurulmalı. Bu nedenle çok acil eylem planı yapılması lazım” dedi.

Milliyet gazetesinden Namık Durukan ve Hüseyin Altun’un haberine göre; Gani Bereket, şu ifadeleri kullandı. 

‘’İş dünyasından baktığımız zaman, ekonomik iş sahasına baktığımız zaman en büyük sorun göç. Göçü çok acil önlememiz gerekiyor. Göçü önlemek için gerek kalifiye insanların, gerek işçilerin, sahada çalışan insanların barınma sorunlarını halletmemiz gerekiyor. Dolayısı ile bizim hala çadır ve konteyner sorunumuz var. Çok ağır ve yavaş ilerliyoruz. Bunun için bir alt yapı gerekiyor. Çok hızlı bir şekilde yapılması lazım. Çünkü insanlar her geçen gün bu şehri terk etmeye başladı ve hayalet şehir olmaya başladık. Bir yaşam kaygısı ve korkular ile şehri terk etmeye başladı insanlar.

En başta mevcut işletmelere yoğunlaşmalıyız. Organize sanayimiz kent merkezlerindeki işletmeler kadar yara almadı. Bizim dört tane organize sanayi bölgemiz var. Ortalama on beş ile yirmi adet üretim fabrikamızda sorun var. Mevcut olan, üretim yapabilen fabrikalarımız şu an yüzde on beş kapasite ile çalışıyor. Çünkü eleman yok. Elemanlar kendi derdine düştü. Adıyaman’da evinde cenazesi olmayan insan yok. Herkesin evinde bir cenaze var ve bir adet oturulabilir ev yok.

Göç önümüzde büyük bir engel. Bu göçü önleme adına, çok acil insanca yaşanabilir bir çözüm bulmamız lazım. Hastalık sorunu çıkıyor. Su yok, daha yeni yeni verilmeye başlandı. Bu negatifler üst üste gelince ileride beklediğimiz sorunlar yeniden çıkacak. Özetle üretime katkıda bulunan insanların daha sağlıklı, yaşanılabilir, konforlu ve güvenli yerlerde yaşamaları lazım ki bu göçü önleyelim.

Bir de o insanları buraya çekmek için cazibe yaratmak gerekiyor. Konuşuluyor iş dünyası ve ekonomistler arasında ‘Bir maaş bizden, bir maaş devletten’ diye. Katılıyorum, mantıklı bir şey ama bu altı ay sonra bitmesin. Bu şehir yeniden inşa edilene kadar bu tarz desteklerin asla eksilmemesi lazım. Buraya özel bir teşvik paketi lazım. Çünkü kimse memleketini terk etmek istemez kolay kolay.

Üretime katkıda bulunmak için organize sanayi yerlerine konteyner kentler kurmalılar. İsteğimiz şu ki, Türkiye’deki gündem ne olursa olsun buradaki insanlar unutulmasın. Burada asrın felaketi yaşandı. İki tane Yunanistan alanını kaplıyor ama depremde en büyük zararı gören şehirlerden bir tanesi Adıyaman. Zaten ekonomisi kısıtlı. Şehir merkezinde bir tane esnaf, tüccar kalmadı. Bu insanların bir şekilde ayağa kalkması için çok büyük teşviklerin verilmesi lazım. Aksi takdirde Adıyaman, ölü şehir olacak, Adıyaman’ı haritadan silin.

Adıyaman, ülkesine büyük diyetler vermiş bir şehirdir. Yıllar önce ülkesine bir ilçesini ve 200 civarında köyünü bağışlamış bir şehirdir. Ülkenin Adıyaman’a bir diyet borcu var, inşallah ülkemiz de borcunu en iyi şekilde gösterir.’’

‘’Artçılar İnşaat Çalışmalarını Olumsuz Etkilemez’’

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ömer Bulut, artçı depremlerin inşaat çalışmalarını olumsuz etkilemeyeceğini söyledi.

Türkiye’de TOKİ’nin konutlarında oturanların kendilerini güvende hissettiğini belirten TOKİ Başkanı Ömer Bulut, “Biz nelere dikkat ediyoruz? Zayıf zeminlerden, fay hatlarından uzak duruyoruz. Tünel kalıp ve benzeri tasarımları uyguluyoruz. Artçı sarsıntılar insanları tedirgin ediyor ama küçük depremler her zaman oluyordu ve oralarda inşaatlar devam ediyordu. Üniversitelerden hocalar ile de bunları konuştuk. Radye temelleri yaparken, yer sarsıntılarının binaya etkisi olmaz. Tünel kalıpla dökülecek betonlarda küçük artçı sarsıntıların etki etmeyeceğini hocalar da söylüyor. Kontrollü şekilde bu binaları inşa edeceğiz. Tüm artçı sarsıntıların bitmesini beklemek teknik olarak doğru değil.” açıklamalarında bulundu. 

Turgut Özal Köprüsü Projesi Tamamlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından kent trafiğini rahatlatmak amacıyla yapılan Turgut Özal Köprüsü İkileme ve Yol Yapım Çalışması projesi tamamlandı.

Çayırova’nın kilit noktalarından biri olan ve mevcut haliyle trafik yükünü kaldıramayan Turgut Özal Köprüsü’ne ilave bir köprü inşa ederek buradaki trafik sorununa neşter vuran Büyükşehir, böylece köprü üzerindeki araç yığılmalarının önüne geçmiş oldu.

Çayırova Giriş ve Çıkışları Rahatladı

Büyükşehir’in gerçekleştirdiği yatırımlarla nefes alan kent trafiğinde önemli bir sorun ortadan kalktı. Buna göre TEM Bağlantı yolu üzerinden Çayırova ilçesine giriş ve çıkışları rahatlatacak olan ‘Turgut Özal Köprüsü İkileme ve Yol Yapım Projesi’ tamamlandı. Projenin tamamlanmasıyla köprü üzerindeki araç beklemelerinin önüne geçildi ve seri bir trafik akışı sağlanmış oldu. İki şeritli olarak planlanan “Turgut Özal Köprüsü İkileme ve Yol Yapım” işinde 2 bin 195 metre 2×2 bölünmüş yol, 284 metre 1×1 yol, 64.70 metre uzunluğunda 10.75 metre genişliğinde açıklıklı köprü inşa edildi. Projenin yapımında 673,5 metreküp beton, 175 ton nervürlü demir ve yaklaşık 5 bin ton aşınma asfaltı kullanıldı.

3 Cadde 2×2 Yol Haline Getirildi

Proje kapsamında İstanbul-Kocaeli il sınırını birbirinden ayıran yol, otoban üzerinden yeni ilave köprü ile geçilerek yeniden Turgut Özal Caddesi’ne bağlandı. Proje kapsamında mevcut caddeler olan Turgut Özal, Tuna Namık Kemal Caddesi, bağlantı yolları ve kavşakları yenilenerek 2×2 yol haline getirildi. Projenin tamamlanması ile birlikte Çayırova ilçesine giriş ve çıkışlar konforlu ve daha güvenli ulaşıma kavuşmuş oldu.

‘’405 Bin Afet Konutunun İnşaat Çalışmaları Başladı’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’nda 405 bin afet konutunun başladığını duyurdu. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’nda yaptığı sunumda, “Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut yapım seferberliği kapsamında 405 bin afet konutunun yapımını başlattık. Bu kapsamda 83 bin köy evini de illerimizdeki tespitler çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle; sahadaki zemin etüt ekiplerimizce hocalarımızla eş güdüm içinde onların görüşleriyle birlikte yapıyoruz. Yaklaşık 1 milyon yeni konutun yapımı ve 1 milyon konut amaçlı arsa tahsislerimizi de hesap ettiğinizde son 1 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız. İstanbul’da bugüne kadar 695 bin konutun dönüşümünü sağladık. 93 bin konutun dönüşümün fiilen sahada devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Bakan Kurum, şehirlerin dirençli hale getirene kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde aynı anlayışla çalışmaları yapacaklarını ifade ederek, “Yaşadığımız iki depremin ardından artçı depremlerle birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın AFAD Başkanlığı’mızdaki koordinasyonu ilgili bakan arkadaşlarımızla birlikte süreci an be an sahadan takip ettiler. İlk andan itibaren devletimiz bütün imkânları ile 11 ilimizde gerek arama-kurtarma çalışmalarını, toplamda 26 bin enkaz, 26 bin binadan bahsediyoruz. Bu çerçevede 35 bin 250 arama-kurtarma personeli, AFAD’ımızın koordinasyonunda tüm illerimizde eş zamanlı her saat, her dakika üstüne koya koya artırarak giden arkadaşlarımız uyumadan, yemeden, içmeden vatandaşımızın yaralarını sarmak için mücadele verdiler. Bu çerçevede Valilerimiz, Kaymakamlarımız, ilgili Bakan arkadaşlarımız ve tüm ekiplerimizle birlikte 271 bin personelimiz sahadaydı. Bugüne kadar 624 bin vatandaşımız tahliye edildi ve 18 bin iş makinesi de şu an fiilen alanda hizmet vermektedir.” dedi.

360 Bin Çadır Kuruldu, 1 Milyon 440 Bin Vatandaşın Barınması Sağlandı

Bakan Kurum, bir taraftan enkaz arama-kurtarma çalışmaları yürütülürken, vatandaşların geçici barınma ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla yine AFAD’la birlikte tüm illerdeki koordinasyon merkezleriyle bugüne kadar 360 bin çadır kurulduğunu hatırlattı. Bakan Kurum, “Bu çadırlarda 1 milyon 440 bin vatandaşımızın barınması sağlanmıştır. Yine aynı anlayışla konteyner kentlerimizi kuruyoruz. AFAD’ımız, TOKİ’miz, Emlak Konut’umuz, belediyelerimiz, buradaki bağışçılarımız ve sivil toplum örgütlerimizle birlikte gerek prefabrik gerek çelik, gerek konteyner, gerek yığma malzemelerden tüm illerimizde Hatay’ımızda, Malatya’mızda, Kahramanmaraş’ımızda, Gaziantep’imizde konteyner kentlerinin kurulumunu başlattık. Ne kadar ihtiyaç varsa yine koordinasyon içerisinde süreçlerimizi yürütüyoruz ve burada da vatandaşımızı bir an önce daha güvenli alanlara çekebilmek adına yapılarımızı hızlı bir şekilde inşasını gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

Bugüne kadar 7 bini aşkın personelle hasar tespit çalışmaları yaptıklarını vurgulayan Bakan Kurum, “Toplam 1 milyon 582 bin binada hasar tespit çalışması yapıldı ve bu çerçevede 4 milyon 859 bin bağımsız bölüm incelendi, bu bağımsız bölümlerden 214 bin 577 tanesinin acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık olduğunun tespitini yaptık. Bu da 608 bin bağımsız bölüme tekabül ediyor. Bu bağımsız bölümlerin 481 bini de konut içerikli binalarımızı oluşturuyor. Yine baktığımız tescilli yapılarımızın, tarihimizin de bu manada zarar gördüğünü bazı tarihi eserlerimizin yıkıldığını görüyoruz. Bu çerçevede Hatay’daki Ulu Camimiz, Adıyaman’daki Ulu Camimiz, yine Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi, Darb-ı Sak Kalesi, Gaziantep Kalesi gibi birçok tarihi eserimizin de yıkıldığını görüyoruz. Bu tarihi eserlerle ilgili de Kültür ve Turizm Bakanlığımız restorasyon çalışmaları ile ilgili sahada bir fiil çalışmalarını yapıyorlar.” diye konuştu.

‘’Yıkılan Binaların Yüzde 96,69’u 99 Öncesi Yapılan Yapılar’’

Yıkılan binalarla ilgili de bilgi veren Bakan Kurum, şunları ifade etti:

“Yüzde 96,69’unun, 99 öncesi yapılan yapılar olduğunu görüyoruz. Yeni yönetmeliğe göre, yani 2002’deki yapılan düzenlemeler, yapı denetim sistemindeki düzenlemeler, yeni deprem yönetmeliği ile birlikte yapmış olduğumuz düzenlemeler çerçevesinde yıkılan binaların sadece yüzde 3,3’ü 99 sonrası yapılan yapılar olduğunu görüyoruz. Bu binalarda 145 bin vatandaşımızın yaşadığını da tespit ettik. Yine burada 98 öncesi yapılarla sonrası yapıların yıkım karşılaştırmasını görebiliyoruz. Kahramanmaraş merkeze baktığımızda aslında burada 2004’teki yerleşimle 2022’deki yerleşimdeki uydu haritalarını kıyas ettiğimizde, 1999 öncesi yapıların yoğun bir şekilde yıkıldığını görüyoruz. Yine aynı durumu Hatay için inceleyecek olursak, 2006’daki Hatay’ımızın yerleşimine baktığımızda, 2023’teki yerleşimde yoğun yıkımın yine eski yapıların olduğu alanda sıvılaşmanın ve zemin kalitesinin düşük olduğu alanda olduğunun tespitini yapmış olduk.”

Bakan Kurum, binaların yıkılma nedenlerini bilim insanlarının da görüşleri doğrultusunda teşhis edebilmek için ekiplerin fiilen sahada çalıştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda yerleşim alanlarını 1 milyon 180 bin konut yaptıklarını belirtirken Bakan Murat Kurum, “Nasıl bunlar dimdik ayakta durduysa, aynı anlayışla yapmaya çalışıyoruz. Burada fay hattına olan mesafesini, zemindeki sıvılaşma, yine seçim noktasında işte sıvılaşma kaynaklı yıkımın olup olmadığının tespitlerini yapıyoruz. Bu çerçevede binaların yine yerleşim noktasında en doğru yere yerleşmesiyle ilgili hocalarımızla, bilim insanlarımızla beraber bu çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Bakan Murat Kurum, tasarımda ve işçilikteki hataların da yıkıma sebebiyet verdiğini, sahadaki tespitlerde görüldüğünü vurguladı. Bakan Kurum, “Bunlar, yeni deprem yönetmelikleriyle birlikte yapılamaz. Ama öncesindeki kolon-kiriş birleşimlerindeki sıklaştırmaların olmadığı, nervürlü demirlerin kullanılmadığı alanlarda yoğun yıkımın yaşandığının da tespitini yaptık. Yine bodrum katlardaki pencere açımı gibi yanlış kullanımların da yıkıma sebebiyet verdiğini görüyoruz. Yine AFAD koordinasyonumuzda tüm illerimizde aynı anda enkaz kaldırma çalışmaları yürütülmektedir. İllerimizdeki koordinasyon guruplarımızla birlikte tüm çevresel tedbirler de alınmak suretiyle ve buradan çıkan malzemelerin tamamı geri dönüşüme tabi tutulmak üzere tedbirler alarak bu malzemeleri de geri dönüştürüp hem ekonomimize katkı sağlayacağız hem de buradaki çevresel kirliliğe de sebebiyet vermeyecek anlayışta yapıyoruz.” diye konuştu.

Yıkılan yapılarda eski yapıların daha fazla olduğunu belirten Bakan Kurum, “2015 ve 2023 sonrasında depremden sonra yıkım uydularını kıyasladığımızda Hatay’ın bilhassa Antakya’da Kırıkhan’da ne kadar yoğun bir yıkım yaşandığını da bu tablo bize net bir şekilde göstermektedir. Burada neredeyse bu alanın tamamının yıkıldığının da tespitini görmüş oluyoruz. Aynısını Kahramanmaraş için çalışmalarını yaptık. Burada da 2014 ve 2023 yılları arasındaki uydu görüntülerini kıyasladığımız zaman şehrin merkezinde eski yapılarımızın yoğun olduğu yerlerde yoğun bir yıkımın yaşandığını da net bir şekilde görüyoruz. Bundan sonraki süreçte çalışmalarımızı da bilimin ışığında, kültürün ışığında, buradaki tarihi eserlerimizi merkeze alacak bu tarihi eserleri gün yüzüne çıkaracak, yeniden restorasyonunu yapacak ve bu merkezlerde en doğru yerlerde en doğru yerleşimi yapacak şekilde bilim insanlarımızla birlikte çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.

Yeni konutların planlama ve tasarımı yapılırken önceliklerinin bir an önce vatandaşları güvenli evlerine kavuşturmak olduğunu belirten Bakan Kurum, “Yeni yapılacak yerlerdeki afet riskini gerek heyelan gerek sıvılaşma gerek faya olan mesafesini tespit ediliyor. Yıkılan alanların gerek morfolojik gerek jeolojik, jeofizik mühendislerimizce bilim insanlarımızla her türlü etüdünü yapıyor ve burada arazi kullanımı noktasında mikro-bölgeleme etüt çalışmalarımızı da yapıyoruz. Bu çalışmalarla birlikte en doğru zemini bir kere tespit ediyoruz. Rezerv alandan konut yapım süreçlerini başlattık. Rezerv alanları yaptıktan sonra da şehrin içinde şehrin dokusunu kültürünü demografik yapısını buradaki sosyal yapıyı ve ihtiyaçları içerecek tasarımlar yapıyoruz. Bu tasarımlar çerçevesinde de yerleşime uygun olanlar alanları yerleşim yapmak suretiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Radye temel üzerine tünel kalıp veya perdeleme sistemini yoğun bir şekilde statik hesaplarda dikkate alındığı şekliyle çalışmalarımızı yürüteceğiz. Tasarım yapıyoruz yeşil alanlarıyla burada insanlarımızın en iyi şartlarda yaşayabilmesi amacıyla okullarıyla, parklarıyla, bahçeleriyle bu tasarımları yapıyor ve bu tasarımlar çerçevesinde de yerleşim alanlarını oluşturuyoruz.” ifadelerini kullandı.

“405 Bin Afet Konutunun Yapımını Başlattık’’

Cumhuriyet tarihinin en büyük “Afet Konut Seferberliği”nin yürütüldüğünü hatırlatan Bakan Kurum, “Fay hatlarına uzaklıkları hem yatayda hem düşeyde deformasyon haritalarını çıkardık ve bu haritalar çerçevesinde de yerleşimleri belirliyoruz. 405 bin afet konutunu Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut yapım seferberliği kapsamında başlattık. Bu kapsamda 83 bin köy evini de illerimizde tespitler çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle; sahadaki zemin etüt ekiplerimizce hocalarımızla eş güdüm içinde onların görüşleriyle birlikte yapıyoruz. 21 Şubat’ta başladığımız sürecimize bugüne kadar 16 bin, bugün ki 21 bine ulaştı. 21 bin afet konutumuzda da sözleşmelerimizi yapıp ilk kazmalarımızı vurmuş oluyoruz.” diye konuştu.

Yeni yerleşim yerleri tasarlanırken şehrin büyüme aksı öngörüsünün 50 yılı hesaplayacak şekilde yapıldığını belirten Bakan Kurum, “Adıyaman Örenli’de çok uygun bir zeminde yine Gaziantep Şehitkâmil’de, İslahiye’mizde Nurdağı’mızda bu çalışmaları yürüttük. İskenderun’da da yine ovalardan dağlara olan yerleşimde de sağlam zeminleri bulduğumuz alanlarda yeni yerleşim alanlarını belirliyor buralara kentsel tasarımlarımızı yürütüyoruz. Aynı zamanda bu rezerv alanları dışında da şehrin merkezindeki kentsel tasarımlarımızı da başlattık ve oraya gidiyoruz şehrin tüm ileri gelenleriyle buradaki sanayicisiyle, belediye başkanıyla oradaki milletvekiliyle, tüm sivil toplum örgütleriyle toplantı yapıyor onların görüşleri, fikirleri, önerilerini dikkate alıyoruz ve çalışma grubumuza onları da dahil ettik. Kim bizim çalışma grubumuza dahil oluyorsa sizin valilerimize talimatımız sizin talimatınız bu yönde ve bu çalışma grubuna katılmak isteyen kim varsa valiliklerimize bildirmesi ve bu çerçevede hep birlikte bu çalışmayı yürütmemiz gerektiğini arkadaşlara ifade ettik ve bu anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz ve yeni çalışmalarımızı da yapacağımız konutlarımızda da en iyisini en güzelini en sağlamını sosyal donatılarıyla birlikte yapma arzusu içerisindeyiz.” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kalıcı konutların sosyal donatıları ve bütüncül bir bakış açısıyla tasarlanacağını söyleyen Bakan Kurum, “Çalışmalarımızı yatay mimarî esaslı yürüteceğiz. Mahalle kültürünü ve komşuluk ilişkisini yaşatacak şekilde; zemin artı üç-dört katı geçmeyecek anlayışla kat planlarını yapacağız ve bu çerçevede tip dairelerimizin örneklerini de görsellerini paylaştığımız anlayışla gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu.

Köylerde yaşayan vatandaşlar için brütü 130, neti ise balkonu ve terasıyla birlikte 105 metrekare olan daireler tasarlandığını söyleyen Kurum, “Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını giderecek bir anlayışla çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu tiplerin de yöresel ihtiyaçlara ve oradaki mimariye uygun şekilde kaplamalarını yapacağız. Bir yerde cumbasını yapacağız, bir yerde taşını kaplayacağız ve bu anlayışla yürütüyor olacağız. Tip kat planlarımıza baktığınızda; 3+1 daireler planlıyoruz. Bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda geniş balkonlu daireler planlandı ve bu çerçevede çalışmalarımızı yürütüyoruz.” bilgilerini verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla inşaat malzemeleri sektörü ile bir araya geldiklerini belirten Bakan Kurum, “Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte bütün malzemelere ilişkin tedarik zincirini bugünden itibaren kurduk. Bu çerçevede 13 milyon ton çimentonun, 4 milyon ton demirin, 28 milyon metrekare seramiğin ve yine 28 milyon betonun kullanımı amacıyla tedarik zincirini oluşturduk.” dedi.

‘’250 Bin Konutun Dönüşümü Sahada Fiilen Sürüyor’’

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayarak, bugüne kadar Kahramanmaraş merkezli depremler dâhil 120 bini aşkın canın yitirildiğini söyleyen Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm dünyaya örnek olacağı bir kentsel dönüşüm projesi başlattığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Sayın Cumhurbaşkanım, 2013 yılında bedeli ne olursa olsun bizlere ‘dönüştüreceğiz’ talimatını verdiniz. Bu çerçevede bugüne kadar 3.3 milyon konutun dönüşümü yerinde, gönüllü ve hızlı yapılmıştır. Vatandaşımızın rızası alınmıştır. 1994’te belediye başkanı olduğunuz dönemde Başakşehir’de ilk örneğini yaptığınız ve tüm Türkiye’ye yaydığınız sosyal konut anlayışı ile birlikte bugüne kadar 1 milyon 180 bin sosyal konut yapılmıştır. Yine bugün 81 ilimiz, 922 ilçemizde kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde 250 bin konutun dönüşümü sahada fiilen devam etmektedir.”

Yapılan çalışmalarla, etkin yapı denetim sistemiyle ve deprem yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle birlikte 6,6 milyon ev ve iş yerinin denetiminin sosyal donatılarıyla birlikte tamamlandığını belirten Bakan Kurum, şunları söyledi:

“TOKİ ve özel sektörümüzle yaptığımız işlerle birlikte nüfusumuzun yüzde 65’ini güvenli hale getirdik. Yine depremler oldu ve sizin talimatınızla bizler o deprem bölgesindeydik bugün olduğu gibi. Depremde hasar gören şehirlerimizin inşası için elimizi onlardan hiç çekmedik, gönlümüz oradaydı. Sivrice merkezli depremde, Elazığ ve Malatya’da 33 bin 821 konutu yerinde bitirdik ve bu depremden de etkilenen Elazığ’da olası ölümlerin önüne geçmiş olduk. İzmir’de deprem oldu ve İzmir tarihinin en büyük dönüşümünü yerinde hem Bayraklı’da hem de rezerv alanda yaptık ve vatandaşlarımıza teslimlerini TOKİ eliyle gerçekleştirmiş olduk.”

‘’45 Bin Konutun Yapımı Tamamlandı’’

Antalya ve Muğla’da meydana gelen yangınlar, Giresun, Kastamonu ve Sinop’ta oluşan sel afetleri sonrası yapılan çalışmaları anlatan Bakan Kurum, “Biz, devletimiz yine oradaydı. 861 köy evinin inşasının 447’sinin anahtar teslimlerini yaptık ve Mayıs ayı sonuna kadar da tamamını yapacağız. Kepezbeleni köyümüz vardı. Köyün tamamını yeniledik ve vatandaşlarımıza teslim ettik. Giresun’da sel oldu yine buradaydık. Dereli’de, Doğankent’te Giresun’un tüm ilçelerinde ‘Yeni Giresun, yeni Dereli, yeni Doğankent’ dediniz. Biz de bu çerçevede çalışmalarımızı başlattık. Tüm Türkiye’ye örnek olacak, toplamda 368 konutu sosyal donatılarıyla, yeşil alanlarıyla, dükkânlarıyla, taşkın riskini hesap ederek yaptığımız çalışmalarla birlikte güvenli alanlara taşımasını sağlamış olduk. Bu çerçevede Kastamonu, Sinop afeti ki, bu afet de Bozkurt’umuza ve diğer ilçelerimiz büyük zararlar vermişti. Abana’da yıkımlar oldu. Burada da vatandaşlarımıza sözler verdiniz ve bu sözler çerçevesinde 1.016 yeni yuvayı meydanlarıyla, dükkânlarıyla vatandaşlarımıza kazandırıyoruz. İnşallah 2023 yılında bu afet evlerimizin de teslimini yapacağız. Bu çerçevede afet bölgelerinde 45 bin konutun yapımı tamamlandı.” diye konuştu.

Bakan Kurum, “Tarihe vefa, geçmişe saygı” anlayışıyla tarihi kent meydanlarının ihyası için çalışmalar yürüttüklerini hatırlatarak, “Kahramanmaraş merkezli depremde de anlayışımız bu olacak. Tarihimizi, ecdadımızın bize bıraktığı kültürü, emaneti koruyacak anlayışla yine projelerimizi gerçekleştireceğiz. Bursa’da, Bitlis’te, Edirne Selimiye Camii’nde, Erzurum’da olduğu gibi yine aynı anlayışla Kahramanmaraş’ımızda, Hatay’ımızda da yapacağız. Bir taraftan da şehrin ekonomisini ayağa kaldırmamız gerekiyor. Şu an AFAD koordinasyonunda geçici ticari ünitelerin yapım süreçlerini başlattık. TOKİ’yle Emrah Konut’la yine AFAD’ımızla bunları yapacağız. Ardından da şehrin sanayisi için yine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte buradaki sanayiyi ayağa kaldıracak çalışmaları da hep birlikte yapıyor olacağız. Köylerimizde tarım köy uygulamalarıyla birlikte köye kırsala dönüşü teşvik edecek uygulamalarımıza devam edeceğiz. İskan Kanunu çerçevesinde Yusufeli’nde bütün illerimizde yapılan çalışmalarımızı, Tarım ve Orman Bakanlığımızla DSİ’mizle uyum içerisinde yürütüyoruz.” şeklinde konuştu.

Bakan Kurum, Türkiye genelinde devam eden kentsel dönüşüm projeleri, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi olan “İlk Evim” projesi ve afet konutları hakkında ise şunları söyledi:

“Devam etmekte olan kentsel dönüşüm konutlarımız 250 bin, sosyal konutlarımız 250 bin ve Pazarcık merkezli deprem sonrası yapılacak konut sayısının da 500 bin olduğunu düşündüğünüzde; yaklaşık 1 milyon yeni konutun yapımı ve 1 milyon konut amaçlı arsa tahsislerimizi de hesap ettiğinizde son 1 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız. Hedefimiz 2035 yılına kadar tüm Türkiye’de dönüşüme girmemiş alan kalmamasını istiyoruz.”

“İstanbul’da bugüne kadar 695 bin konutun dönüşümünü sağladık; 93 bin konutun dönüşümün fiilen sahada devam ediyor”

Bakan Kurum, İstanbul’da tamamlana ve yapımı devam eden kentsel dönüşüm projeleri hakkında da bilgiler verdi. 39 ilçede de kentsel dönüşüm çalışmalarının yürütüldüğünü vurgulayan Bakan Kurum, “İstanbul’umuzda zatıâlinizin de detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşacağı kentsel dönüşüm seferberliğine aynı azim ve kararlılıkla devam ediyoruz. Bugüne kadar 695 bin konutun dönüşümünü sağladık. 93 bin konutun dönüşümün fiilen sahada TOKİ’mizle, Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğümüzle, Emlak Konut Genel Müdürlüğümüzle birlikte devam ediyor. Olası Marmara depremine karşı hemen hemen her ilçemizde, 39 ilçemizin hemen hemen hepsinde kentsel dönüşüm çalışmaları sürmektedir.” dedi.

Bakan Kurum, Beykoz Tokatköy’de, Beyoğlu’nda, Gaziosmanpaşa’da, Kağıthane’de, Zeytinburnu’nda, Bağcılar’da, Güngören’de, Kartal’da, Üsküdar’da, Ataşehir’de ve Sultanbeyli’de örnek olacak ve ilçelere değer katacak konutların vatandaşlara teslim edildiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Akıllı şehirleriyle 60 bin yatay mimari esaslı konutlarıyla 2.108 konutun Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle teslimlerini gerçekleştirdik. Etap etap buradaki konutlarımızı da bölgedeki riskli ilçeler, konutlar neyse o konutları taşımak üzere yürütüyoruz. Bağcılar’da, Bayrampaşa’da, Gaziosmanpaşa’da, Sultangazi’de sağlıksız yapılarda oturan vatandaşlarımızı bu alanlara taşıma gayretiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi’nde Sayın Cumhurbaşkanım, ‘Burayı tamamlayalım’ dediniz, talimat verdiniz ve bu çerçevede 12 bin konutun kentsel dönüşümü başlatılmıştır. İnşallah bu yıl itibariyle teslimlerini yapmak suretiyle 2024 yılına kadar da evine girmeyen tek bir vatandaşımız kalmayana dek çalışıyoruz. Üsküdar’ımızda Çamlıca Camimizin eteklerinde Ferah Mahallesi’nde, Kirazlıtepe, Küplüce ve Mehmet Akif Ersoy mahallelerinde belediyemizle birlikte 7 bin 84 bağımsız bölümden oluşan kentsel dönüşüm çalışmalarımızı başlattık. 551’ini tamamladık. Vatandaşımıza teslim ettik. 2 bin 583 bağımsız bölümün yine yapım süreci sahada devam etmektedir. Bugün zatıalinizin başkanlığında yapmış olduğumuz toplantıda da olası afet risklerine karşı, bilimin ışığında bilim insanlarımızın görüşleri, fikirleri, önerileri doğrultusunda afete dirençli Türkiye anlayışıyla çalışmalarımızı yapacağımızı ifade ediyorum.”

VOQ, İtalyan Dekorasyon Anlayışını Banyolara Taşıyor

Çok kültürlü yaşam tarzı, dekorasyon dünyasının trendlerine yön veriyor. Global dekorasyon markalarının birçoğu, farklı ülkelerin tasarım kültürünü ürünleriyle bir araya getirerek yenilikçi stiller ortaya çıkarıyor. Son olarak VOQ, İtalyan tasarım kültürünü özgün mobilyalarıyla banyolara taşıyor.

Küreselleşme, dekorasyon dünyasının trendlerine yön veriyor. Özgün tasarımlarıyla uluslararası arenada kendisine yer bulan birçok global dekorasyon markası, farklı kültürlerin dekorasyon stilini ürünleriyle buluşturarak yeniliklere imza atıyor. Son olarak banyo mobilya markası VOQ, “İtalyan modası VOQ ile şimdi banyolarda” mottosu ile İtalyan tasarım kültürünü banyo mobilyalarına taşıyor. Yaratıcılığın hakim olduğu birçok sanat dalında görülen klasik, modern ve neoklasik gibi stilleri, bütünsel tasarım anlayışıyla bir araya getirerek banyoları hem keyifli hem de fonksiyonel yaşam alanlarına dönüştürüyor. 

İtalyan tasarımlarından ilham alıyor

VOQ, İtalyan tasarım modellerinden ilham alarak ürettiği mobilyalarıyla insanların birinci yaşam alanlarından banyoları hayatın fazlalıklarından arındırmayı vaat ediyor. Banyoların minimal, zarif ve şık çizgilerle farklı stillere göre yeniden dekore edilmesinin önünü açıyor. Banyoları organize eden modül çeşitliliği ile farklı kombinasyonlara olanak tanıyor. Doğa dostu banyo mobilyalarıyla banyoların her tür yaşam tarzına uygun şekilde dizayn edilmesini mümkün kılıyor.

İtalyan dekorasyon modasını banyolara taşıyor

İtalyan banyo mobilya markası VOQ, gösterişli ve şık bir banyo tasarımı vaat ettiği Luxury koleksiyonuyla, klasik tarza modern çizgilerle yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Art Deco çizgilerle form bulan koleksiyon serileriyle birlikte hem sofistike bir görünüm yaratıyor hem de zamansızlığı sürekli hale getiriyor. Design koleksiyonuyla modern, doğal ve sıra dışı bir anlayış ortaya koyan marka, banyoları konforlu mekanlara dönüştürüyor. Bunun yanı sıra farklı yaşam tarzlarına uygun olarak ürünleriyle hem şehrin hem de doğanın esintilerini banyoların tasarımına katıyor. Line koleksiyonuyla da banyolarda işlevselliği ön plana çıkaran VOQ, bu koleksiyondaki serilerinin fonksiyonel ürünleriyle banyoları yalınlaştırıyor. 

Depremin Etkilediği İllerde Satılık Konut Fiyatları Yüzde 14, Konut Kiraları ise Yüzde 17 Arttı

Yapay zeka ve büyük veri analizi kullanarak gayrimenkul değer hesabı yapan Endeksa, deprem öncesinde ve sonrasındaki dönemi karşılaştırarak depremin stoka ve konut fiyatlarına etkisini inceledi.

Çalışmaya göre, depremin etkilediği illerde satılık konut fiyatları ortalama %14, konut kiraları ise ortalama %17 artış gösterirken, çevre illerdeki satılık konut fiyatları %7, konut kiraları %4, büyükşehirlerdeki satılık konut fiyatları %11, konut kiraları ise %14 arttı. Depremin etkilediği illerde satılmayı bekleyen konut stoku ise ortalama %53, kiralanmayı bekleyen stok adedi ise ortalama %59 düşüş gösterdi.

Yapay zeka ve büyük veri analizi kullanarak gayrimenkul değer hesabı sunan Endeksa, deprem öncesi ve sonrası dönemi karşılaştırarak depremin konut stokuna ve fiyatlarına etkisini incelediği detaylı bir çalışma hazırladı. Çalışmaya göre, deprem sonrası depremin etkilediği iller ve çevre illerde stok önemli ölçüde düştü. Bunun sonucu olarak şubat ayında konut fiyatlarındaki artış beklentinin üzerinde gerçekleşti ve depremin etkilediği illerdeki konut fiyat artışı çevre iller ve büyükşehirlerdeki fiyat artışından yüksek oldu.  

Endeksa verilerine göre, depremden önce ocak ayında deprem illerinde satılık konut fiyatları %9, kiralar %5arttı, çevre illerde satış fiyatı %9 artarken kiralar %7 arttı, büyükşehirlerde ise satış fiyatı %13, kiralar %11 arttı. İstatistiki modelleme ile gelecekte gerçekleşecek fiyatları da hesaplayan Endeksa, şubat ayında deprem olmasaydı fiyat artışını deprem illeri ve çevre iller için %8, büyükşehirler için %10; kira artışını ise deprem illeri için %4, çevre iller için %6, büyükşehirler için %9 olarak öngörmüştü. Ancak deprem felaketi sonrasında Ocak başından deprem günü 6 Şubat’a kadar olan dönemle sonrasında 22 Şubat’a kadar olanı dönemin karşılaştırdığı çalışma sonucunda depremin etkilediği illerde satılık konut fiyatlarının ortalama %14, konut kiralarının ise ortalama %17 artış gösterdiği; çevre illerdeki satılık konut fiyatlarının %7, konut kiralarının %4, büyükşehirlerdeki satılık konut fiyatlarının %11, konut kiralarının ise %14 arttığı görüldü.

Çevre illerde satılmayı bekleyen konut stoku %8 düştü

Depremin konut stokundaki etkisine bakıldığında, depremin etkilediği illerde satılmayı bekleyen konut stoku ortalama %53, kiralanmayı bekleyen stok adedi ise ortalama %59 düşüş gösterdi. Çevre illerde satılmayı bekleyen konut stoku %8, kiralanmayı bekleyen konut stoku %49 düşüş gösterdi. Büyükşehirlerde ise satılmayı bekleyen konut stoku %19 artarken, kiralık konut stoku değişmedi.

Depremin Konut Satış Fiyatı ve Kiralarına Etkisi (Ağırlıklandırılmış Ortalama)

 Ocak 2023 Gerçekleşen Fiyat DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Fiyat DeğişimiDeprem Sonrası Fiyat DeğişimiSatılmayı Bekleyen Konut Stoku DeğişimiOcak 2023 Gerçekleşen Kira DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Kira DeğişimiDeprem Sonrası Kira DeğişimiKiralanmayı Bekleyen Konut Stoku Değişimi
Deprem İlleri9%8%14%-53%5%4%17%-59%
Çevre İller9%8%7%-8%7%6%4%-49%
Büyükşehirler13%10%11%19%11%9%14%0%

Hatay’da satılmayı bekleyen konut stoku %85, kiralık konut stoku ise %93 düştü

Yıkılan konutlar nedeniyle depremin etkilediği illerde önemli oranda stok düşüşü ve bunun sonucu olarak fiyat artışları oldu. Depremden en çok etkilenen illerden olan Hatay’da satılmayı bekleyen konut stoku %85, kiralık konut stoku ise %93 düştü, satılık konutların fiyatları %16, kiralar ise %56 artış gösterdi. Malatya’da ise satılık konut stoku %93, kiralık konut stoku %95 düşerken, satılık konut fiyatları %33, kiralar ise %41 artış gösterdi. Deprem olmasa satılık konut fiyat artışı Hatay’da %8, Malatya’da %9 olarak, kira artışı ise Hatay’da %6, Malatya’da %4 olarak beklenmekteydi.

Deprem İllerinde Konut Satış Fiyatı ve Kiralarındaki Değişim

 FİYAT (01.01.2023-05.02.2023 <> 06.02.2023-22.02.2023) KİRA (01.01.2023-05.02.2023 <> 06.02.2023-22.02.2023) 
 Ocak 2023 Gerçekleşen Fiyat DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Fiyat DeğişimiDeprem Sonrası Fiyat DeğişimiSatılmayı Bekleyen Konut Stoku DeğişimiOcak 2023 Gerçekleşen Kira DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Kira DeğişimiDeprem Sonrası Kira DeğişimiKiralanmayı Bekleyen Konut Stoku Değişimi
Adana11%9%16%-42%  2%-33%
Adıyaman8%7%-8%-92%5%6%33%-96%
Diyarbakır6%5%15%-37%1%-1%-1%-79%
Elazığ11%8%20%-9%4%4%3%-66%
Gaziantep8%7%9%-46%7%6%14%-57%
Hatay9%8%16%-85%7%6%56%-93%
Kahramanmaraş8%7%18%-89%4%4%30%-96%
Kilis7%5%6%-24%7%7%11%-60%
Malatya11%9%33%-93%4%4%41%-95%
Osmaniye15%11%4%-66%8%5%15%-80%
Şanlıurfa7%6%12%-54%8%6%17%-58%

Gayrimenkul fiyatlarının en fazla etkilendiği iller Tunceli ve Kayseri oldu

Çevre iller arasında gayrimenkul fiyatlarının en fazla etkilendiği iller Tunceli ve Kayseri oldu. Tunceli’de satılık konut fiyatları %16 artarken, kiralar %1 arttı, satılık konut stoku %7 artarken kiralanmayı bekleyen konut stoku ise %57 düşüş gösterdi. Kayseri’de ise satılık konut fiyatları %13, kiralar %29 artış gösterdi, satılık konut stoku %17 düşerken kiralık konut stoku %45 düştü. Çevredeki neredeyse tüm illerde stok düşerken Mersin’de satılık konut stokunun %36, kiralık konut stoku ise %31 arttı. Özellikle Adana’daki depremzedeler başta olmak üzere Mersin’de yazlık konutu bulunan kişilerin bu konutları kiraya veya satışa çıkarttığı bu nedenle stokların %30üzerinde arttığı, artan stok ile birlikte kiraların düştüğü, satış fiyatının ise diğer illere göre daha az arttığı görülüyor.

Çevre İllerde Konut Satış Fiyatı ve Kiralarındaki Değişim

 FİYAT (01.01.2023-05.02.2023 <> 06.02.2023-22.02.2023)KİRA (01.01.2023-05.02.2023 <> 06.02.2023-22.02.2023)
 Ocak 2023 Gerçekleşen Fiyat DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Fiyat DeğişimiDeprem Sonrası Fiyat DeğişimiSatılmayı Bekleyen Konut Stoku DeğişimiOcak 2023 Gerçekleşen Kira DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Kira DeğişimiDeprem Sonrası Kira DeğişimiKiralanmayı Bekleyen Konut Stoku Değişimi
Aksaray9%7%11%-11%8%8%21%-47%
Bingöl4%4%1%10%10%7%21%-22%
Erzincan10%7%2%-4%9%6%24%0%
Karaman14%12%5%29%10%8%18%-32%
Kayseri11%9%13%-17%6%7%29%-45%
Konya11%9%8%-10%9%8%8%-58%
Mardin7%5%11%0%6%5%0%-37%
Mersin8%7%5%36%  -15%31%
Nevşehir4%3%11%-15%15%13%15%-61%
Niğde11%9%11%-5%6%6%8%-50%
Sivas10%9%2%-28%15%13%17%-44%
Tunceli7%4%16%7%-2%0%1%-57%

Depremin büyükşehirlerdeki gayrimenkul piyasasına etkisi ise daha düşük

Endeksa’nın analizinde, depremin büyükşehirlerdeki gayrimenkul piyasasına etkisinin çok düşük olduğu, fiyat artışının beklenti ile aşağı yukarı paralel olduğu görülüyor. Deprem öncesi ve sonrasında büyükşehirler içerisinde konut satış fiyatlarının en fazla arttığı il Muğla olurken, kiraların en fazla arttığı il Ankara oldu. Muğla’da satılık konut fiyatları %13 artarken, kiralar %20 artış gösterdi, Endeksa’nın tahmin algoritmasına göre Muğla’da Şubat ayında satış fiyatlarında %11, kiralarda %14 artış bekleniyordu. Muğla’da deprem döneminde satılık konut stoku %13 arttı, kiralık konut stoku ise %8 düştü. Ankara’da ise kiralar %26 arttı. Satılık konut fiyatlarının %11 artış gösterdiği Ankara’da satılık konut stoku %15 arttı, kiralık konut stoku %24 düştü. Endeksa’nın Ankara’daki şubat ayı fiyat ve kira artışı beklentisi %10 seviyesindeydi.

Büyükşehirlerde Konut Satış Fiyatı ve Kiralarındaki Değişim

 FİYAT (01.01.2023-05.02.2023 <> 06.02.2023-22.02.2023)KİRA (01.01.2023-05.02.2023 <> 06.02.2023-22.02.2023)
 Ocak 2023 Gerçekleşen Fiyat DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Fiyat DeğişimiDeprem Sonrası Fiyat DeğişimiSatılmayı Bekleyen Konut Stoku DeğişimiOcak 2023 Gerçekleşen Kira DeğişimiŞubat 2023 Beklenti Kira DeğişimiDeprem Sonrası Kira DeğişimiKiralanmayı Bekleyen Konut Stoku Değişimi
Antalya13%10%8%4%11%10%6%-9%
Ankara13%10%11%15%11%8%26%-24%
İzmir13%10%10%13%14%12%16%-4%
İstanbul13%10%12%22%12%9%13%5%
Bursa12%9%6%5%  8%-27%
Muğla13%11%13%13%10%14%20%-8%

Verileri değerlendiren Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, “Yaptığımız çalışmaya göre, yaşanan deprem felaketi sonrası deprem illerinde stok düşüşüne ve normalde satılması belki düşünülmeyen mülklerin bir anda satışa sunulmasına bağlı olarak, konut satış fiyatı ve kira artışı gerçekleşmiş olsa da çevre iller ve büyükşehirlerde gayrimenkul fiyatlarında deprem sonrası yüksek artış olduğuna dair genelleme yapmak güç. Hatta Mersin örneği var. Çevredeki neredeyse tüm illerde stok düşerken Mersin’de satılık konut stokunun %36, kiralık konut stokunun ise %31 arttığı görülüyor. Özellikle Adana’daki depremzedeler başta olmak üzere Mersin’de yazlık konutu bulunan kişilerin bu konutları kiraya veya satışa çıkarttığı bu nedenle stokların %30 üzerinde arttığı, artan stok ve acil ihtiyaç durumu ile birlikte kiraların düştüğü, satış fiyatının ise diğer illere göre daha az arttığı görülüyor.” dedi.

Türk Ytong Başkanı Hinginar: ‘’Sıfır Hata, Sıfır Tolerans Vizyonuna Sahip Olmalıyız’’

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, 6 Şubat tarihinde yaşanan depremle ilgili, “Ülkemizin başına büyük bir felaket geldi. Akılcı bir planlamayla birlikte sağlıklı yapılar üretmek için “Sıfır Hata, Sıfır Tolerans” vizyonuna sahip olmamız gerekiyor” dedi. 

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, Deprem Haftası sebebiyle önemli açıklamalar yaptı. Türk Ytong olarak uzun yıllardır afetlere dirençli kentler yaratılması gerektiğine dikkat çekmeye çalıştıklarını belirterek, “Ülkemizde ardı ardına yaşanan depremler bizi uzun zaman unutamayacağımız acılara sürükledi. Bilimin ışığından ayrılmadan bilinçli ve akılcı şekilde hareket etmemiz gerekiyor.” diyerek şöyle konuştu:

“Önce bölge ve şehir planlaması sonra yapı statiği ve fiziği açısından bilinçli hareket etmeliyiz. Daha sonra da malzeme açısından her türlü denetimle maksimum seviyede sıfır hata, sıfır tolerans anlayışıyla yapıların inşasının planlanması gerekiyor. Bu planlamaları yapmadan çok sağlıklı yapılar inşa etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum.” 

Fethi Hinginar, dünyadaki en kaliteli yapı malzemelerinin Türkiye’de üretildiğini sözlerine ekledi ve şunları söyledi:

“Ülkemizdeki yapı malzemelerinin ihracatı Türkiye’nin toplam ihracatı içinde ikinci sırada yer alıyor. Yapı malzemesi konusunda sıkıntımız yok çünkü dünya standardına uygun malzemeyi üretim aşamasında denetleyerek üretiyoruz. Fakat denetimsiz yapılaşma ve denetimsiz malzeme kullanımının ne kadar büyük felaketlere yol açtığını maalesef ülkemizde de görüyoruz. Denetlenmeyen her şey kalitesiz yapılmaya mahkumdur. Denetleneceğini bilen herkes bu standartları bilerek ve bunlara uyarak çalışır. Bizim sıkıntımız projeden başlayan denetim mekanizmasının yeterince işletilememiş olması. Türkiye’de 1999 depreminden bu yana yapı denetiminde sadece beton kalitesi demir kalitesi denetleniyor diye bir alışkanlık var. İhtiyacımız olan şey denetim, denetim ve yine denetim. Bu sistemde gerçek denetim sistemini kurmadıkça böyle felaketler yaşamaya hazır olmalıyız.”

Denetimden Geçen Binalar Ayakta

Fethi Hinginar, deprem bölgesinde standartlara uygun yapılan, iyi malzeme kullanılan ve denetimden geçen binaların ayakta sağlam bir şekilde durduğunun altını çizerek, “Standartlara uygun malzemeyi standartlara uygun şekilde müteahhitlere teslim ederseniz ve onların da standartlara uygun şekilde yerinde kullanmasını sağlarsanız, iyi mimarlık ve iyi mühendislik hizmeti almalarını zorunlu hale getirirseniz sağlam yapı elde edersiniz. Aslında temel tanımlar çok basit. Her aşamada bu denetimi aksatmadan uyguladığınız zaman önümüzde çok güzel örnekler var. Standarda uygun denetimi yapılmış binalar var, bu denetlemeden geçmiş yapıların ayakta kaldığını görüyoruz. Sistemi doğru işletirsek bir daha böylesi felaketlerle karşılaşmayız.” diye konuştu. 

İSMMMO: ‘’Depremin Maliyeti 55-60 Milyar Doları Aşabilir’’

İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Türkiye’yi sarsan depremlerle ilgili rapor yayınladı. Raporda depremin maliyetinin 55-60 milyar doları aşabileceği ifade edildi. 

İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Türkiye’yi sarsan depremlerle ilgili rapor yayınladı. İSMMMO’nun uzman akademisyenlerden oluşturduğu kurul tarafından hazırlanan İSMMMONOMİ bültenindeki analize göre 6 Şubat’ta meydana gelen iki büyük depremin maliyeti 55-60 milyar doları aşabilir.

Raporda “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın son hesaplamalarına göre 164 bin binada 520 bin bağımsız bölüm yıkılmış ya da ağır hasarlı görünüyor. Doğrudan maliyetlere bakıldığında; metrekare fiyatı 10 bin TL alınırsa, konutların maliyeti, altyapı da eklendiğinde 40 milyar doların üzerine çıkıyor. Bu tutara iş yeri, araç, eşya, enkaz kaldırma eklendiğinde maliyet 45 milyar doları geçiyor. Genelde doğrudan maliyetlerin yüzde 30’una yakını dolaylı etkiler yani işgücü ve işgünü kaybı, katma değer kaybı, milli gelir kaybı olarak ortaya çıkıyor. Bunu da eklediğimizde toplam maliyet 55 – 60 milyar doları buluyor. Çok daha fazla binanın hasarlı olma riskini dikkate alırsak, maliyet daha yukarılara gidebilir” denildi.

Stagflasyon Uyarısı

Raporda, ekonomistler depremlerin genel olarak arz yönlü bir şok yarattığı ve ilk etkinin ‘stagflasyon’ olarak adlandırılan daralma ve enflasyon olduğuna dikkat çekti. Raporda, “Bölgenin ekonomideki ağırlığına bakıldığında, Marmara depremine göre daralma etkisinin daha az olmasını bekleyebiliriz. 1999 depremine zaten yüzde 3’ler civarında bir negatif büyüme ile girmiştik. Bu kez büyüme olan bir dönemde deprem yaşandı. Daralma etkisi ilk çeyrekte 3-4 puanda kalabilir. Ancak büyüme yönlü politikalarla yine yüzde 0-2 arası bir büyüme sağlanabilir. Yılın ikinci yarısında ise inşaat ve altyapı faaliyetleri büyümeyi olumlu etkilemeye başlar” analizi yapıldı.

Kur Değişmese Bile Enflasyon Artabilir

Enflasyonda deprem etkisinin değerlendirildiği bültende, “Nisan ayı sonuna kadar enflasyonun baz etkisi ile düşmesini bekliyorduk. Etkinin daha erken azalma ihtimali bulunuyor. Döviz kurlarının seyri enflasyon üzerinde en önemli belirleyen olmaya devam edecek. Kurların bir süre daha yatay gideceğini varsaysak bile hem maliyet hem talep unsurları ile baz etkisi dışında enflasyon dinamikleri tekrar yukarı dönebilir” öngörülerine yer verildi. İSMMMONOMİ raporunda, depremin büyüklüğü dikkate alındığında Bütçe Açığı / GSYİH oranına yüzde 1,5 – 2 seviyelerinde yük geleceği tahmini de yapıldı.

‘’Aşacak Güçteyiz’’

İSMMMO Başkanı Erol Demirel, “Doğru planlama ve organizasyon ile hem yaralarımızı saracak hem de ileriye yönelik önlemleri alabilecek güçteyiz. Büyük bir maliyetle karşı karşıya kalsak da bu tür inşaat girdilerinin hemen hemen tamamı yerli üretim olduğu için tedarik hızı bir avantaj olarak görülebilir. Bu olumlu tarafa karşılık, ortaya çıkan yıkımın telafisi amacıyla bölgede hummalı bir inşaat faaliyetine girişileceği için diğer bölgelerdeki inşaat maliyetlerinin artması ve gecikmesi nedeniyle dezavantajlar yaşanabilir” dedi.

TOBB’dan ‘Tedarikçim Deprem Bölgesinden’ Projesi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) depremzede sanayicilere destek amacıyla ‘Tedarikçim Deprem Bölgesinden’ projesini başlattı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesindeki 12 sanayi odasının başkanı, 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen 11 ilin ekonomilerinin yeniden canlandırılması ve normalleşme sürecine katkı sağlamak amacıyla, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında bir araya geldi.

TOBB’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, istişare toplantısı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Yaklaşık 5 saat süren toplantı sonucunda, deprem bölgesinde ekonominin ve istihdamın yeniden canlandırılması için 5 projenin hayata geçirilmesi konusunda görüş birliğine varıldı.

Bu kapsamda başlatılan projeler ve hayata geçirilmesinin faydalı olacağı değerlendirilen öneriler şöyle:

“Özellikle büyük ölçekli şirketleri, ham madde ve yarı mamul tedariklerini deprem bölgesindeki firmalardan karşılamaya davet ediyoruz” denilen önerilerde, bu çerçevede TOBB sanayi veri tabanından bölgedeki üreticilerle gerekli eşleştirmeleri yaparak, bölgedeki ticaretin yeniden canlanması hedefleniyor. Tüm illerdeki oda ve borsalar ile 65 sektör meclisi üyelerine yönelik bilgilendirme yapılarak, ülke genelinde iş çevrelerinin projeye katılımının sağlanması planlanıyor.

Oda ve borsalar ile sektör meclisleri kanalıyla ulusal çapta faaliyet gösteren gıda perakendecilerinin tarım ve gıda ürünleriyle ham madde alımlarını deprem bölgesindeki üreticilerden yapması amaçlanıyor. Bu konuda başlatılan çalışmalar hızlandırılacak.

TOBB e-Ticaret Sektör Meclisi kanalıyla başlatılan pazaryerlerinin deprem bölgesindeki firmalardan tüketiciye ulaştırılacak ürünler için komisyon almaması uygulamasının sektör genelindeki tüm firmalara yaygınlaştırılması ve bölgedeki üreticilerin ön plana çıkarılması planlanıyor. Bölgeden internet üzerinden yapılacak satışların, kargo masraflarının düşürülmesi için de kargo şirketleri nezdinde girişimlerde bulunulacak.

İstihdamın ve ekonomik aktivitenin yeniden canlandırılması, hasar gören üretim tesislerinin tekrar faaliyete başlayabilmesi için oda ve borsalar vasıtasıyla ve üyelerin katkılarıyla teknik destek seferberliği başlatılacak.

Deprem bölgesindeki istihdamın toparlanması amacıyla 2023 yılı boyunca çalışanlardan kesilen gelir vergisi ve sigorta priminin çalışanlara iade edilmesinin faydalı olacağı değerlendiriliyor. Böylece söz konusu kesintilerin çalışanlara ilave gelir olarak yansıtılması sağlanmış olacak.

Gelibolu’ya Yeni Hastane Binası İnşa Edilecek

Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Gelibolu ilçesinde yeni bir hastane binası inşa edileceğini açıkladı. 

Gelibolu Devlet Hastanesi’nin 2023 yılı yatırım programına alındığını ifade eden Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, bu kapsamda ilçeye yeni bir hastane binası kazandırılacağını ifade etti. 

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Turan, şu sözleri söyledi:

“Gelibolu’muz tarihin emaneti, çok özel bir merkez. Daha önce ilçemizin kalkınması için birçok yatırım hayata geçti. Doğal gaz ilk ateş yakma töreniyle evlerimize doğal gaz arzı sağlanması süreci başladı. Kapalı yüzme havuzu, spor ve okçuluk salonu başta olmak üzere spor yatırımlarımız devam ediyor. Yakın zamanda açılan Fen Lisesi yine eğitim alanında önemli bir yatırım. Gelibolu Feribot Terminali ihalesi yapıldı, inşaat süreci başladı. Şimdi de şehrimizin her yerinde olduğu gibi Gelibolu’muzda da sağlık yatırımlarımız sürüyor. Gelibolu Devlet Hastanesi, 2023 yılı yatırım programına alındı. Önümüzdeki aylarda proje çalışmalarına, ardından yeni hastane binasının inşaatına başlanacak. Bir süredir takip ettiğimiz bir konuydu. Milletvekilimiz Jülide İskenderoğlu’yla birlikte Sağlık Bakanlığımıza, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğümüze, İl Sağlık Müdürlüğümüze ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.” 

Buca Metrosu’nda İnşaat Çalışmaları Başladı

İzmir’in en büyük yatırımlarından biri olan Buca Metrosu’nda Üçyol-Şirinyer bağlantısını sağlayacak General Asım Gündüz İstasyonu’nun inşaat çalışmaları başladı. 

İzmir tarihinin en büyük yatırımı Buca Metrosu’nda Üçyol – Şirinyer bağlantısını sağlayacak tünel kazısı General Asım Gündüz İstasyonu’nda başlıyor. İnşaat çalışmalarından önce istasyonun yer alacağı Muammer Yaşar Bostancı Parkı ile Şelale Parkı’nın bulunduğu alandaki ağaçlar taşınarak korunacak. İnşaat tamamlandığında ise ağaçlar eski yerlerine dikilecek.

İzmir’de raylı sistem atağı hız kesmeden devam ediyor. İzmir tarihinin en büyük yatırımı Buca Metrosu hattında inşaat çalışmaları, yaklaşık 21 buçuk milyon euro tutarındaki ilk kaynağın Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Fransız Kalkınma Ajansı’ndan (AFD) sağlanmasının ardından hız kazanıyor. İlk etapta Karabağlar General Asım Gündüz Mahallesi’nde yer alacak istasyonun inşaatı ve tünel kazılarının başlayabilmesi için alanda düzenleme çalışmaları yapılıyor.

Tünel kazılarına başlanabilmesi ve General Asım Gündüz İstasyonu’nun inşa edilebilmesi için Muammer Yaşar Bostancı Parkı ile Şelale Parkı’nda bulunan ağaçlar özel teknik ve ekipman kullanılarak taşınacak. Ağaçlar İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait fidanlıklarda bakıma alınarak korunacak.  

Alanda üç-dört aylık çalışma yaptıklarını ve ağaçları tek tek incelediklerini belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistem Dairesi Başkanı Mehmet Oğuz Ergenekon, “Ağaçların tamamını kurtaracak şekilde bir çalışma yaptık. Mevcut ağaçlarımızı özel makinelerle fidanlığımıza nakledeceğiz. İstasyonumuz bittiğinde yani bir buçuk, iki sene sonra bu alanda daha çok miktarda ağaç olacak. Taşıyıp bakımını yaptığımız ağaçların yanı sıra yeni ağaçlar da dikeceğiz. Gönül isterdi ki boş arazilerimiz olsun ve şantiye alanları oluşturalım. Ama İzmir’de böyle alanlar bulmak çok zor, neredeyse imkânsız. Hedefimiz her zaman başkanımızın da çevreci vizyonu doğrultusunda mevcutta aldığımız araziyi eskisinden daha yeşil, kentlinin kullanımına daha uygun olacak şekilde teslim etmektir. Bu hedef doğrultusunda da çalışıyoruz” dedi.

Buca Metrosu’nun startını verdiklerini vurgulayan Ergenekon, “Bu istasyon bölgesinden Buca yönüne kazılarımız devam edecek. Şu an üç tünel açma makinemiz İzmir’e ulaşmış durumda. Bakımları yapılıyor. Makinelerimiz kazıya başlayacak. Buca yönünden de kazı çalışmaları başlayacak. Yaklaşık dört, dört buçuk yıl içinde de Bucalılara metroyu kullandırmayı hedefliyoruz. İzmir’in gelmiş geçmiş en büyük yatırımlarından birisi. Başkanımız sürekli takip etti, yönlendirdi.  Başkanımızın söylediği gibi ‘O metro Buca’ya gelecek’ ve gelmeye başlıyor” açıklamasını yaptı.

Buca Metrosu’nun tünel ve istasyonların yapım işi 3 milyar 921 milyon 498 bin TL tutarındaki sözleşme bedeliyle tamamlanacak ve hatta çalışacak trenlerle 765 milyon Euro’ya mal olacak.

Buca Metrosu hizmete alındığında Buca ile Üçyol arasında ulaşım kolaylaşacak. Üniversite öğrencilerinin Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü’ne erişimi rahatlayacak. Buca Metrosu İzmir trafiğine de soluk aldıracak.

V Club’dan Depreme Karşı Güvenli Arsa Projesi: ”Arsa Ankara”

Yatırımcıyı tapu sahibi yapmak için çeşitli projeler geliştiren V Club, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde ‘Arsa Ankara’ projesini tanıttı. V Club Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, “Arsa Ankara’yı, başta deprem riskini ve daha sonra da doğa ve sağlık konularını düşünerek geliştirdik” dedi.

Yatırımcıyı erişilebilir bütçelerle tapu sahibi yapan V Club, Türkiye’nin deprem riski en düşük bölgelerinden olan Ankara Beypazarı’nda hayata geçirdiği “Arsa Ankara” projesi ile sağlam zeminli, güvenli ve ulaşılabilir fiyatlara konut arsaları sunuyor.

Küçük bütçelerle tapu sahibi olma imkanı

“Ulaşılabilir tapu” hedefi ile uygun bütçeli ve sürdürülebilir yatırım ürünleri sunan V Club, deprem tehlikesinden uzak, güvenli bir bölge olan Ankara Beypazarı’nda yer alan ‘Arsa Ankara’ projesi ile küçük yatırımcılar için büyük bir yatırım fırsatı geliştirdi.

Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de herkesin güvenli bir ikinci evi olması hedefiyle geliştirilen Arsa Ankara, Beypazarı’nda 1.000 konutluk bir arazi üzerinde yatırımcıya sağlam zeminli ve güvenli bir arsa üzerinde ev sahibi olma fırsatı sunmaya devam ediyor.

Güvenli bir gelecek

Ankara Beypazarı’nda resmi ve onaylı master plan içinde yer alan “Arsa Ankara”, 180 Bin m2 büyüklüğe ve toplam 1.000 konutluk alana sahip. “Arsa Ankara” sadece bir yatırım projesi olmakla kalmıyor, güvenli bir geleceğin de kapılarını açıyor.

Projeden tapu sahibi olan yatırımcılar evlerinin yapım sürecinde Ekmas Müteahhitlik’ten de destek alabiliyor.

Öztürk; “Depremi düşünerek yeni yaşam alanları hazırlamalıyız”

Arsa yatırımını yükselen bir değere dönüştürmeyi hedeflediklerini belirten V Club Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, yeni projeleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Arsa Ankara’yı, başta deprem riskini ve daha sonra da doğa ve sağlık konularını düşünerek geliştirdik. Ayrıca projemiz doğa çocuk oyun ve deneyim alanları, çok amaçlı spor alanları, sanat atölyeleri, sosyal ve eğlence alanları ile donatılmış şekilde projelendirildi.” dedi.

Ülkemizde yaşanması muhtemel bir deprem nedeniyle yaklaşık bir yıl önce bu projenin hazırlıklarına başladıklarını anlatan Öztürk, “Asrın Felaketi’ olarak adlandırılan ve 11 ilimizi etkileyen depremde hayatını kaybeden tüm canlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Allah’ım bir daha böyle acıları bu millete yaşatmasın. Deprem maalesef ülkemizin bir gerçeği ve hepimizin üzerinde olumsuz ekonomik ve psikolojik etkileri var. Olası bir depreme, binalarımızın depreme dayanıklılığını arttırarak hazırlanmanın yanı sıra yaşadığımız bölgelerin alacağı hasarı da düşünerek yaşamlarımızı sağlıklı, güvenli ve konforlu bir şekilde sürdürmek için yeni yaşam alanları da hazırlamalıyız. Bu sebepledir ki başkent Ankara’nın tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerine sahip ilçesi Beypazarı’nda Arsa Ankara projesini satışa çıktık.”

Hali hazırda satışa sunmuş oldukları Dikili, Avşa ve Assos projeleri ile yatırımcılar için erişilebilir bütçelerle kazandıran arsa projeleri geliştirdiklerini kaydeden Öztürk, V Club olarak Türkiye’de bu alanda önemli bir açığı kapattıklarını dile getirdi.

Belediye Meclisi’nin Gündemi Deprem! Bandırma’da Radikal Kararlar Alınacak

Bandırma Belediyesi Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Bandırma’nın depremselliği, yapı stoğu ve kentte deprem afeti öncelikli alınacak önlemler ile ilgili çalışmalar kamuoyuyla paylaşıldı.

Bandırma Belediyesi, Bandırma’nın tüm dinamikleriyle depreme hazır bir kent haline getirilebilmesi amacıyla ilgili teknik odaların temsilcileri ve belediyenin ilgili komisyonlarının katılımıyla deprem afeti öncelikli toplantılar gerçekleştirmişti. Toplantılar sonucu konu ile ilgili ortaya çıkan detaylı bilgiler ve yapılacak çalışmalar Bandırma Belediyesi tarafından Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda gündeme alınarak kamuoyuyla paylaşıldı.

Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun başkanlığında gerçekleştirilen meclis toplantısı, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden yurttaşlarımızın hatıraları adına yapılan saygı duruşu ile başladı. Sonrasında, meclis oturumunun açılış konuşmasını gerçekleştiren Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Bandırma deprem kuşağında bulunuyor. Bugün, teknik odalarımızın temsilcileri, bilir kişiler ve ilgili komisyonlarımız bizlere bilgi aktaracaklar. Biz de bu bilgiler ışığında Bandırma’da yapılacaklar ile ilgili adımlarımızı ivedilikle atacağız,” dedi.

İlk konuşmayı yapmak üzere Bandırma Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Personeli Jeoloji Mühendisi Aynur Aydın’a söz verildi. Aydın, Bandırma’nın jeolojik yapısı ile ilgili raporu sunarak kentte imara açılan bölgelerin, geçmişten günümüze jeolojik ve jeoteknik açıdan değerlendirmesini yaptı. 

Ardından, İnşaat Mühendisleri Odası Bandırma Temsilcisi Gürkan İlgin, konuşmasını yaptı. İlgin, “Deprem afetiyle mücadele etmenin yolu basit. Depreme dayanıklı yapılar tasarlamak ve üretmek. Biz bu mücadeleyi uzun zamandır yapıyoruz. Bilimin öğütlediğini yok sayan, proje mühendisliğini evrak tamamlama aracı haline getiren, şantiye yönetimini düşük ücretlere sıkıştıran gayrinizami anlayışla mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz. Bizim anlatmak istediğimiz konu şu; depreme dayanıklı yapılar deprem sonrası değil, her zaman yapılmalıdır. Her zaman bu hassasiyet içinde olmalıyız. İş imalat esnasında doğru yapılmalıdır. Doğru üretimin yapılabilmesi için bir mühendisin, bir müteahhitle mutlaka doğrudan çalışması gerektiği kanaatindeyiz. Bunu sağlayamadığımız sürece inşaatlar kötü yapılır, çünkü mühendisin elinden çıkmamış olur,” dedi.

 “Bandırma için en önemli konunun kentsel dönüşüm olduğunu düşünüyoruz,” önerisiyle sözlerine devam eden İlgin, “Bandırma’daki eski yapıların çoğunluğu eğimli arazi üzerinde ve bitişik nizam olarak yapılmış vaziyettedir. Bu binalar deprem salınımı esnasında birbirinden bağımsız hareket edemiyorlar. Bir de eğimli arazi üzerinde olduğumuz için kot farkı var ve bu fark salınım esnasında mühendislik hesapları içinde olmayan sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Yapı ilave yüklere maruz kalıyor. Bu yüzden bina deprem esnasında belki kendini kurtarabilecekken, yıkılmaya maruz kalıyorlar. Ayrıca ana cadde üzerindeki 1999 yılı öncesi yapılan yüksek yapılarımız da riskliler,” diye uyardı.

Daha sonra, Mimarlar Odası Bandırma Temsilcisi Mehmet Ali Ozar konuşmasını gerçekleştirerek İstanbul Teknik Üniversitesi’nin “Kahramanmaraş Depremi İnceleme Raporu” ile Mimarlar Odası’nın “6 Şubat Depremleri Tespit ve Değerlendirme” raporunu sundu. Ozar, Kahramanmaraş depremlerinden örneklerle yola çıkarak sağlıklı yapı stoğunun oluşturulması noktasında önemli tespitlerde bulunarak meclisle paylaştı. Ozar, ayrıca deprem afeti sonrası acil müdahale süreçlerindeki aksamalar ile ilgili ders çıkarılması gereken bilgiler verdi.

Bandırma Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Selamettin Karacan, Bandırma’daki yapı stoğu ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Bandırma’daki yapı stoğunun olumsuz durumda olduğunu aktaran Karacan, “Yaklaşık 11 bin yapımız 2000 yılı öncesi yapılmış ve çok dar bir alandalar. Bizim hızlı bir şekilde kentsel dönüşüme başlamamız gerekiyor. Onun için de Büyükşehir Belediyesi’nin 1/5000’lik planları hazırlamasını ve bizlere yeni alanlar yaratmasını bekliyoruz,” ifadesinde bulundu.

Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, Bandırma Afet Farkındalık Çalıştayı’nın sonuç raporunu paylaştı. Bandırma Belediyesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ve Bandırma Kent Konseyi’nin iş birliği ile gerçekleştirilen çalıştayın Bandırma’daki afet farkındalığını ortaya çıkarmak ve oluşturmak amacıyla hazırlandığını belirten Polat, “Çalıştayımızı geniş bir katılım ile gerçekleştirdik. Bu çalıştay, ilçe bazlı olarak Türkiye’de yapılan ilk farkındalık çalıştayıdır. Afetler sonrası ortaya çıkan maddi ve manevi kayıplara karşı bu ve benzeri çalıştaylar önemlidir. İnsanların afetler ile ilgili bilinçlenmesi elzemdir. Son yaşadığımız deprem felaketinde de net bir şekilde bunu gördük. Bu hususta AFAD eğitimlerinde de açıkça belirtildiği üzere, birey ve aile düzeyinde tedbir alınması ve afet hazırlıklı olunması gerektiği şeklinde dikkat çekilmektedir. Bu çalıştayımızın amacı da afet konusunda konuşulması, sorunların belirlenmesi ve olası çözümler için fikir alınmasıdır,” şeklinde konuştu.

Son olarak İmar Komisyonu Üyesi Yalçın Cömert’e söz verildi. Cömert, Bandırma’nın sanayileşmesiyle beraber düzensiz göç aldığını ve bu göçün de çarpık kentleşmeye yol açtığını dile getirdi. Bandırma’nın imar durumu ile ilgili tarihsel ölçekte bilgiler sunan Cömert, “Sıkıntılı bölgelerimiz var. Bu yüzden yeni genişleme alanlarına ihtiyacımız var. 1/5000’lik planlar bir an önce yapılmalı. Belediyenin Edincik tarafından 230 dönüm, konut alanı olan bir arazisi var. Biz burada kentsel dönüşüm için alternatif bir alan yaratalım. Bunu Bandırma Belediyesi olarak biz yapalım. Bizim başka bir kurtuluşumuz yok. Lojistik alanları yaratarak kaynak aktaralım. Bu süreci hızlı bir şekilde atlatalım,” dedi.

Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Kentsel Dönüşümü Mutlaka Gerçekleştirip Radikal Kararlar Almamız Gerekiyor”

Konuşmacıların ardından Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, Bandırma’da deprem afeti ile ilgili radikal kararlar alınacağının altını çizdiği konuşmasını gerçekleştirdi. 2019 yılında göreve geldikten yaklaşık 3 ay sonra, Bandırma Belediye Meclisi’nin tarihinde ilk kez Deprem ve Doğal Afet Komisyonu’nu kurduklarını hatırlatarak konuşmasına başlayan Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Bandırma, büyük deprem riski altıda olan bir kent. Bu yüzden meclisimizin üzerine büyük bir sorumluluk düşüyor. Aklın ve bilimin ışığında, sağduyu, birlik ve beraberlik içinde ciddi kararlar almamız gerekiyor. Sadece Bandırma Belediyesi’nden değil, Büyükşehir Belediyesi’nden, valiliğine, kaymakamlığından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na kadar alınması gereken kararlar var. Bandırma’nın fiziki yapısı ve yapı stoğu başta olmak üzere birçok faktörden dolayı kentsel dönüşümü mutlaka gerçekleştirip radikal kararlar almamız gerekiyor,” dedi.

“1/5000’lik Planlar Bandırma’nın Geleceğidir”

Kentsel dönüşümün önemine dikkat çekerek konuşmasına devam eden Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Kentsel dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız. Büyükşehir’den 1/5000’lik planları bekliyoruz. Biz bunu 9 senedir bekliyoruz ve 1/5000’lik planlarımız Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan olumsuz görüş gelmesi sebebiyle durdu. Biz şu an kentsel dönüşümü gerçekleştirsek bile 1/5000’lik planlarımız olmadığı için insanlarımızı taşıyacak yerimiz yok.  Bu planlar Bandırma’nın geleceğidir, kurtuluşudur. Bunu hep birlikte çözmeliyiz. Oluşturacağımız lojistik alandan gelecek kaynağı kentsel dönüşüm için kullanalım,” sözlerine yer verdi.

“Alacağımız Kararlar Evrak Üzerinde Kalmasın, Somut Kararlar Olsun”

Birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi ve herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini vurgulayan Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Burada alacağımız kararlar evrak üzerinde kalmasın, somut kararlar olsun. Radikal kararları alalım, hep beraber bu işi çözelim. Çünkü bu deprem kapıda. Bilim adamları bunu söylüyor. El birliğiyle bunu çözelim,” diye konuştu.

“Kesilen Kolona Rastlamadık”

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra, Bandırma’da yaşayan vatandaşlar tarafından Bandırma Belediyesi’ne kesik kolon şüphesiyle 350’nin üzerinde müracaat yapıldığını belirten Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Gelen müracaatların tamamını inceledik. Kesilen hiçbir kolona rastlamadık. Tabi ki biz proje bazlı kontrol ediyoruz. Bandırma Belediyesi’nin bu noktada gözlemsel bakma yetkisi var,” ifadesinde bulundu.

“Bu Meclisin Tarihi Bir Sorumluğu Var”

Yapılacak çalışmalar ile ilgili detayla bilgiler vererek konuşmasını noktalayan Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, “Bandırma’da 85 toplanma merkezimiz var. Hepsinin içinde gerekli malzemelerin bulunduğu konteyner oluşturulacak, duş ve tuvalet stoklanacak. Bu konu çok önemli, anlatılmaz yaşanır.  Afet bölgesinde yaşanan sıkıntıları yerinde gördük. Afet birimi kurulacak, halk bilinçlendirilecek. Arama kurtarma ekibi kurulacak ve ekipmanlarımız güçlendirilecek. Yapı denetim firmaları tek, tek kontrol edilecek. Kaçak yapılar unutulsun, ilk şikâyette yıkılacak. Alt yapımızı da depreme hazırlayacağız. Hepsini el birliğiyle çözeceğiz. Hepimizin sorumluluğu var. Bandırma’nın risk haritası ortada. Biz bu radikal kararları almazsak yarın bu bizim önümüze çıkar.  Çünkü bu afet yaşanacak,” dedi.

18. Uluslararası Asansör İstanbul, 9 Mart’ta Kapılarını Açıyor

Alanında dünyanın en canlı ticaret fuarı olan Uluslararası Asansör İstanbul, 9-12 Mart tarihlerinde Tüyap Beylikdüzü Fuar Merkezi’nin 1-2-3-4-5-6-7 ve 8’inci salonlarında gerçekleşecek.

TARSUS Fuarcılık tarafından, AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle 18.’si düzenlenen organizasyonda, aralarında dünya markaları ve Türkiye’nin sektör liderlerinin de olduğu 363 firma, daha akıllı, daha hızlı ve daha güvenli asansör teknolojilerini bir arada sergileyecek. Yurt içi ve yurt dışından çoğunluğu doğrudan satın almacı 30 bin profesyonelin ziyaret etmesi beklenen Asansör İstanbul 2023, yine milyonlarca dolarlık ticarete ev sahipliği yapacak. Asansör İstanbul’un konferans programı kapsamında ise fuarın ikinci günü AYSAD tarafından organize edilen panelde, uzman konuşmacılar, büyük bölümü deprem kuşağında yer alan Türkiye’deki asansörlerin nasıl olması gerektiğine ilişkin sunumlar gerçekleştirecek. 

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın, 2023 yılında destek kapsamına aldığı sektörel nitelikli yurt içi fuarlar arasında yerini alan 18. Uluslararası Asansör İstanbul, “Yeni Dünya Yeni Fırsatlar” sloganıyla kapılarını açacak. Fuarda; konut ve ticari bina asansörlerinden hastane asansörlerine, ev içi asansör ve kişisel taşıyıcılardan otomobil asansörlerine, yük ve servis asansörlerinden engelli asansörlerine kadar tüm dikey ulaşım teknolojileri ile yürüyen merdiven ve yollara dair yenilikler sergilenecek.   

Asansör endüstrisinin tüm profesyonellerini bu büyük buluşmaya beklediklerini söyleyen TARSUS Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, Asansör İstanbul 2023’ün tüm sektöre benzersiz fırsatlar sunacağını ifade etti. Aytemur açıklamasında; “Ziyaretçilerimiz, fuarda yer alan 363 firmanın, daha güvenli, daha akıllı ve daha hızlı asansör teknolojilerini bir arada görebilecekler. Yeni tedarikçilerle tanışıp, avantajlı satın almalar yapabilecekler. Ayrıca fuarda, yeni yatırım fırsatları bulacaklar” dedi. 

Asansör Dünyası’nın tüm paydaşları bu fuarda buluşuyor!

Asansör ve yürüyen merdiven sektörünün tüm paydaşlarını çatısı altında buluşturacak olan Asansör İstanbul 2023’te başta asansör montaj, taahhüt ve bakım firmaları ile asansör aksam üreticileri olmak üzere müteahhitlik ve inşaat firmaları, asansör aksam tedarikçileri, proje, mimarlık, mühendislik ve danışmanlık firmaları, apartman yöneticileri, bina sahipleri, asansör kullanıcıları, belgelendirme kuruluşları, kamu kuruluşları ile akademisyenler, Türkiye’nin lider asansör firmaları ile sektörün dünya markalarıyla bir araya gelecek. 

Homster, Keiretsu Forum Türkiye’den 4 Milyon Dolar Değerleme Üzerinden Yatırım Aldı

İç mimari, mobilya ve ev dekorasyonu sektörlerine, %100 dizayn otomasyonu ve gerçek zamanlı kişiselleştirme getiren Homster, Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından 4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Müşterilerine, bulut tabanlı, tam otomatik ve gerçek zamanlı kişiselleştirilebilir bir iç mimari dizayn servisi sağlayan Homster, bu servis aracılığı ile müşterilerinin emlak, mobilya ve ev dekorasyon ürünleri satışlarına da yardımcı oluyor.

Homster Kurucu Ortağı Arda Kaya, ABD’de bir Delaware C-Corp olarak 2022 Ocak ayında resmi olarak faaliyete geçtiklerini, teknolojileriyle ilgili ABD Patent ofisi (USPTO) tarafındaki patent başvurularının da 2022 Temmuz ayında yapıldığını belirtti. 

ABD, Uzakdoğu ve Türkiye’deki 10’un üzerinde müteahhit firma, mobilya ve Home Decor perakendecisi ile iş geliştirme süreçlerinde olduğunu belirten Kaya, “Satışlarımız Mart ayı içerisinde başlayacak. Otomasyon sayesinde, manuel metotlara göre %99’un üzerinde maliyet ve yüzlerce katlık hız avantajı sağlıyoruz. Bunun yanında, manuel metotlar ile mümkün olmayan, gerçek zamanlı olarak kişiselleştirilebilir bir dizayn hizmeti sağlıyoruz.” dedi. 

Gelir modellerinin, tek seferlik satışlar, periyodik hizmet abonelikleri, ürün reklamları ve pazaryeri komisyonlarından oluştuğunu da sözlerine ekleyen Kaya, “Vizyonumuzu, Homster olarak “Stylish Living for Everyone” sloganımızla belirlediğimiz yönde ilerleyip, herkesin iç mimari hizmetine rahatlıkla ve çok ekonomik bir şekilde ulaşabilmesini sağlayacak bir platform olmak şeklinde belirledik. Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından aldığımız yatırım ile 2023’ün 3. çeyreği ile birlikte SEED round’umuzu tamamlayıp, şirketimizin merkezini birincil hedef pazarımız ve şirketimizi kurduğumuz ülke olan ABD’ye taşımak istiyoruz. Bunun sonrasında da global operasyonumuzu hem emlak hem de perakende tarafında agresif bir şekilde geliştirmek arzusundayız.” şeklinde konuştu. 

Dünyanın En Uzun Dairesel Metro Hattı: Moskova Big Circle

Giderek daha fazla şehirleşen nüfus ve artan ulaşım ihtiyacı, metroları öne çıkan ulaşım araçları haline getirdi. Sovyetler Birliği’nin ilk yer altı sistemi olarak 1935’te açılan Moskova Metrosu’na eklenen yeni hat, 1 Mart itibarıyla çalışmaya başladı. Dünyanın en uzun dairesel metro hattı, şehirde yaşayan 1,2 milyon kişiyi yürüme mesafesinde bir metro istasyonuna kavuşturdu.

Sovyetler Birliği’nin ilk yer altı sistemi olarak 1935’te açılan Moskova Metrosu’na yeni bir hat eklendi. Şehrin kalbindeki dairesel metro hattı Koltsevaya kapsamındaki trafik sıkışıklığını gidermek ve genel olarak Moskova’daki trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla tasarlanan yeni hat, 1 Mart 2023 itibarıyla çalışmaya başladı.

En uzun dairesel metro hattı

Koltsevaya Hattı, 1950-54 döneminde inşa edilirken, dünyanın en uzun dairesel metro hattını temsil eden ve “Big Circle” (Büyük Daire) olarak anılan yeni Bolshaya Koltsevaya Hattı da rekor sürede inşa edildi. Moskova’daki metro ağını büyütmeyi ve modernize etmeyi hedefleyen yeni hat, 70 kilometre uzunluğunda ve 31 istasyon ile 3 elektrik deposuna sahip. 

Hattın 10 istasyonluk ilk bölümü 2018’de açıldı, 2021’de birkaç bölümü daha devreye alındı. 1 Mart 2023 itibarıyla da topyekun çalışmaya başladı. Moskova nüfusunun %30’unu temsil eden 3,3 milyon kişiye ev sahipliği yapan 34 ilçeden geçen hat, şehirde yaşayan 1,2 milyon kişiyi yürüme mesafesinde bir metro istasyonuna kavuşturdu. Semtler arası yeni ulaşım bağlantıları sunarak, günde 45 dakikaya varan zaman tasarrufu sağladı.

47 hatla bağlantısı var

Özgün mimarisi ve kullanılan ileri mühendislik çözümleri, yeni dairesel metro hattının şehrin altyapısına sorunsuz şekilde entegrasyonunu sağladı. Moskova Metrosu’nun tüm mevcut ve olası hatlarını entegre eden Bolshaya Koltsevaya Hattı’ndan, diğer ulaşım araçlarına da geçiş  yapılabiliyor. Diğer hatlara 47 bağlantı da dahil olmak üzere,alternatif güzergahlar oluşturularak, yolcuların şehir merkezinden aktarma yapmaksızın bir noktadan diğerine gitmesine olanak tanıyor.

Biyometrik ödeme yapılabiliyor

Moskova Metrosu’nun tüm yüksek teknolojili hizmetleri, Bolshaya Koltsevaya Hattı’nın yolcularına da sunuluyor. Metronun biletleme sistemi, prestijli uluslararası Ulaşım Biletleme Ödülleri kapsamında 2020 ve 2021 yıllarında iki kez “dünyanın en akıllısı” seçildi. Hattaki her turnike seyahat ve banka kartlarını ve her lobideki iki turnike ise biyometrik ödemeleri kabul ediyor.

Big Circle Hattı’nda çalışan trenler, konforları ve teknik donanımlarıyla dikkat çekiyor. Geniş kapıları bulunan trende, vagonlar arasında geçiş yapılabiliyor. Havayı temizleyen klimalara sahip trende, elektronik cihazları şarj etmek için USB prizleri sunuluyor. Ekranlar aracılığıyla yolculara bilgi verilirken, geliştirilmiş ses yalıtımı ve günün saatine göre renk değiştiren uyarlanabilir aydınlatma sistemleri, yolcuğu konforlu hale getiriyor.

EPDK, Lisanssız Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yaptı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, elektrik üretim tesislerinin farklı görevli tedarik şirketi bölgesi sınırları içinde olmasına yönelik mahsuplaşma işlemleri, 1 Temmuz 2023’ten itibaren uygulanacak.

Bu kapsamda işletmede olan üretim tesisleri tarafından şebekeye enerji verilmesi halinde şebekeye verilen enerji, görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olarak kabul edilecek ve bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacak.

Aynı kapsamda sisteme verilen enerji, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’na (YEKDEM) bedelsiz katkı olarak dikkate alınacak.

YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınan enerji miktarı için oluşacak sistem kullanım bedeli, ilgili şebeke işletmecileri tarafından Enerji Piyasaları İşletme AŞ’ye bildirilecek.

Görevli tedarik şirketi aracılığıyla ilgili şebeke işletmecisine ödenen ve YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınan enerji için lisanssız üretim tesisi sahibi kişilere herhangi bir fatura tebliğ edilmeyecek.

Geçici Madde Eklendi

Söz konusu yönetmeliğe bir de geçici madde eklendi. Buna göre, üretim tesisinin henüz kabulü yapılmayan ve mahsuplaşma işlemleri ilgili madde kapsamında yürütülecek kişilerce bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde başvuruda bulunulması halinde, bir defaya mahsus olmak üzere, bağlantı anlaşmasına çağrı mektubunda ve bağlantı anlaşmasında yer alan kurulu güçten yüzde 10’un üzerinde eksiltme yapılabilecek.

Öte yandan, aynı yönetmeliğin 15’inci fıkrasında yer alan “üretim tesisi sahası için” ibaresinden sonra gelmek üzere “30’uncu maddenin sekizinci fıkrası ile” ibaresi eklendi.

Yine söz konusu yönetmelikte 17’inci maddenin ilgili fıkrasında yer alan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Ek-1 Listesine tabi projeler ile ‘ÇED Gereklidir’ kararı verilen projeler” ibaresi “29/7/2022 tarihli ve 31907 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamındaki belgenin alınması” ve “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Ek-1 Listesine tabi projeler ile ‘ÇED Gereklidir’ kararı verilen projeler için” ibaresi “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında” şeklinde değiştirildi.