“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 40

Konya AMATEM Binası İnşaatı Devam Ediyor

Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç Beyhekim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kampüsü’nde yükselen Alkol ve Madde Tedavi Merkezi (AMATEM) inşaat çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. 

Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç, Beyhekim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kampüsü alanında yapımı hızla devam eden AMATEM (Alkol ve Madde Tedavi Merkezi) binası inşaatında incelemelerde bulundu.

2024 yılı Temmuz ayı içerisinde tamamlanması planlanan 80 yatak kapasiteli AMATEM inşaatının belirlenen takvime uygun bir şekilde ilerlediğini görmekten dolayı memnun olduğunu ifade eden Prof. Dr. Koç, “Tamamlandığında, alkol ve madde bağımlılığı şikâyeti ile Konya ve çevre illerimizden gelen hastalarımızın tedavisini üstlenecek olan sağlık tesisimiz bu alanda son derece önemli bir rol üstlenecektir” dedi.

Keçiborlu Uçak Bakım Teknolojisi Okulunun İnşaatında Sona Gelindi

Isparta’da uçak bakım teknolojisi alanın 5 yıllık eğitim veren ilk okul olma özelliğine sahip Keçiborlu Uçak Bakım Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin inşaat çalışmalarında sona gelindi. 

Isparta’da Uçak Bakım Teknolojisi alanında 5 yıllık eğitim veren ilk okul olma özelliğine sahip olan Keçiborlu Uçak Bakım Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin 12 derslikli okul binasının inşaatında sona yaklaşıldı. Okulun 2023-2024 eğitim öğretim yılında hizmete girmesi hedefleniyor.

Okul inşaatı hakkında açıklamalarda bulunan Isparta İl Millî Eğitim Müdürü Erhan Baydur, okulun Türkiye genelinde uçak teknolojileri alanında ikinci okul olma özelliği taşıdığını söyledi. Depreme dayanıklı, modern, yenilikçi ve güvenli yeni okul binası inşaatının hızla tamamlandığını ifade eden Baydur, “İnşaatın tamamlanmasıyla birlikte, öğrencilerimizin eğitim kalitesi artacak ve modern bir eğitim ortamında derslerini sürdürmeleri sağlanacak. Öğrencilerimizin sağlığını ve güvenliğini her şeyden önde tutuyoruz. Yeni okul binamız, öğrencilerimizin en iyi şekilde eğitim almaları için gerekli tüm donanıma sahip olacak” dedi.

Konya, Ilgın’a Fizik Tedavi Hastanesi İnşa Ediliyor

Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç, Ilgın Devlet Hastanesi’nin yanında bulunan araziye 100 yataklı Fizik Tedavi Hastanesi inşa edileceğini duyurdu. 

Projenin Sağlık Bakanlığı yatırım kapsamına alındığını belirten İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç, Ilgın’da bulunan termal su kaynaklarına değinerek, “Ilgın ilçemizde hizmete açacağımız fizik tedavi hastanemiz bu yönü ile de hastalarımızın tedavilerinde kolaylık sağlayacaktır. Konya’mıza ve Ilgın’a hayırlı olsun.” dedi.

‘’Titizlikle Çalışıyoruz’’

İlçede sağlık yatırımlarının önemini vurgulayan Koç, “Dr. Vefa Tanır Ilgın Devlet Hastanemizin yan tarafına 100 Yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi yapılması için belediyemiz tarafından arsa tahsisini gerçekleştiriyoruz. Uzun zamandır üzerinde yoğun bir titizlikle çalıştığımız projemizin Ilgın’ımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.’’ şeklinde konuştu.

Gaziantep Şehir Hastanesi Açılış İçin Gün Sayıyor

İnşaat çalışmalarının büyük bir bölümü tamamlanan bin 875 yataklı Gaziantep Şehir Hastanesi projesinin 600 yataklık bölümü 28 Nisan’da vatandaşların hizmetine açılacak. 

28 Nisan’da açılışı yapılacak olan Gaziantep Şehir Hastanesi proje alanını ziyaret eden Önceki Dönem Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Vali Davut Gül, GBB Başkanı Fatma Şahin ve Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu çalışmaları yerinde inceledi. 

‘’Bin 875 Yataklı Eser’’

Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Önceki Dönem Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Gaziantep’te özellikle deprem sürecinde Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesinde yaşanan sıkıntılar sebebiyle çok yoğun bir şekilde hastane ihtiyacımız gündemdeydi. Gaziantep’in bu kronik sorununu yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan çözdü. 1875 yataklı çok önemli eseri vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. En kısa zamanda en nitelikli hizmetle Gaziantep, bölge ve ülkemize bu yatırımı açmış olacak. Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımız her yönüyle her aşamasını takip ediyor. Gaziantepli hemşerilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. 

Gaziantep’teki tüm sağlık tesisi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

ABB’den Dev Konut Projesi

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), toplam 47 bin 970 adet konuttan oluşacak 7 proje için temel atma ve tanıtım töreni gerçekleştirdi. 

Törende konuşmacı olarak yer alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş projenin detaylarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yavaş, “Kentimize ve kentlimize ilk etapta çevreci, dayanıklı ve yeni 47 bin 970 adet konutu kazandıracağız. Bu konutlarımızın tamamlanmasıyla birlikle bir yandan dar ve orta gelirli hemşehrilerimizi ev sahibi yapmanın mutluluğunu yaşayacak bir yandan da soluksuz artan emlak piyasasını vatandaşımız lehine dengelemiş olacağız. Yüksek gelir grubuna hitap eden konutlarımızın satışıyla elde ettiğimiz gelirleri de yine dar ve orta gelirli vatandaşlarımız için üreteceğimiz konutlar için harcayacağız. Yüzde 15’i peşin 120 ay vade başta olmak üzere sabit ödemeli sağlayacağımız kredi seçenekleriyle dar ve orta gelirli hemşehrilerimizin ev sahibi olmalarında büyük kolaylık sağlayacağız.” dedi.

İnşa edilecek konutlar hakkında genel bilgilendirmede bulunan Yavaş’ın konu başlıkları şu şekilde:

– Konutlarımız çevreci özelliklere de sahip. Binalarımızın çatılarında güneş enerjisi olacak, yağmur suyu depolama alanlarımızda biriken sular peyzaj alanlarında kullanılacak.

– Ortak kullanım alanlarının tüm giderlerini kendi kendine amorti edecek. Projelerimiz sosyal donatı alanlarına da sahip olacak.

– Dinlenme alanları, mesire alanları, çocuk oyun alanları, spor alanları ve eğitim yapıları projelerimizde yer bulacak. Mutlu bir Başkent için mutlu yaşam alanları imal edeceğiz.

Ballıkuyumcu Golf Life Kentsel Tasarım Alanı’nda daha önce yapımına başlanan 300 konutun ardından 973 konut daha üretilecek.

– 2+1, 3+1, 4+1 şeklinde üreteceğimiz konutların bugün temelini atıyoruz. Mülkiyeti Portaş’a ait bu arsalar, eski dönemde bir inşaat firmasına tüm altyapıları ve yolları, hatta doğalgazı getirilerek teslim edilmiştir.

– Ancak yıllarca yapılması gereken konutlar bir türlü yapılmamıştır. Bizim dönemimizle birlikte Portaş tarafından bu firmanın sözleşme teminatları irat kaydedilerek sözleşme feshedilmiştir.

– Şimdi ise bu arsalar üzerinde, kaybolan onlarca yılın tam telafisi olmasa da Belediye şirketimiz Portaş aracılığıyla tamamını projelendirerek temel atıyoruz.

– Bir diğer çalışmamız olan Susuz bölgesindeki konut projemizin de bugün temelini atıyoruz. 79 konuttan oluşacak projemiz 155 metrekarelik 4+1 dairelerden oluşacak.

– Hıdırlıktepe 1. Etap Projemiz 564 konuttan oluşacak. Bu projemizin temelini mayıs ayında atacağız. 2. Etap’ta ise 1859 konutun üretimine başlayacağız. Hıdırlıktepe projemiz tamamlandığında toplam 2423 daireyi kentimize kazandırmış olacağız.

– Mamak’ta kentsel dönüşüm projelerimiz sürüyor. 850 konutluk 3. Etap çalışmalarımıza haziran ayında başlamayı hedefliyoruz.

– Daha önce hatırlarsanız hep birlikte 4 bin konutluk proje için temel atmıştık. Yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle Hükümetin tanıdığı imkânlarla o işleri alan müteahhitlerin hepsi bıraktı.

– İş başımıza kaldı. 1. etapta 782, 2. etapta 850 konutun yapımına ise devam ediyoruz. Ankapark yapılmadan önce çeşitli yerlerde dolaştırıldı biliyorsunuz.

– Ballıkuyumcu-2 burası Toki ile beraber belediyemize ait bir yerdi. 3-4 yılda ancak buraların tapuları çıktı, tescillendi.

– Hiç olmazsa bu şekilde işe yarayacak. Projemizde 5154 konut üreteceğiz. Projemizde yine 2+1, 3+1 ve 4+1 daireler olacak. Bu projemizin de temelini inşallah önümüzdeki haziran ayında atmış olacağız.

Bayram’da Yol Çalışmaları Asgari Seviyeye İndirilecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), Ramazan Bayramı’nda yol bakım ve onarım çalışmalarının asgari seviyede tutulacağını duyurdu. 

Diriliş Postası’nın haberine göre; KGM 68 bin 681 kilometrelik yol ağında 122 şube, 25 otoyol bakım işletme şefliği ile 277 bakımevinde 7 gün 24 saat acil durumlara müdahale için konumlanmış bulunuyor.

Ramazan Bayramı tatili nedeniyle trafik yoğunluğunun artacağı göz önüne alınarak, Genel Müdürlüğün sorumluluğundaki otoyollar ile devlet ve il yollarında vatandaşların rahat ve huzur içinde seyahat edebilmelerini sağlamak, trafik kazalarını asgari seviyeye indirmek amacıyla gerekli önlemler alındı. Bu kapsamda öncelikle yol kullanıcılarının güvenliği için büyük önem taşıyan trafik işaretlemeleri kontrol edilerek, yollardaki otokorkuluk, reflektif malzeme ve kenar dikmelerinin eksik olanlar tamamlandı.

Ek Önlemler Alındı

Sel ve heyelan nedeniyle yolların trafiğe elverişli olmaması hali göz önünde bulundurularak bu kesimlerde kaplama sınırlayıcısıyla işaretleme yapıldı. Özellikle trafiği yoğun olan tatil yörelerine gidiş ve dönüş güzergahları için ek önlem alındı.

Yapım, bakım, onarım gibi nedenlerle şerit sayısında eksilme bulunan yollar gözden geçirilerek mümkün olan şeritlerin tamamının trafiğe açılması sağlandı. Bayram tatili süresince Genel Müdürlüğün sorumluluğu altındaki güzergahlarda, ülkenin tüm bölgelerine yayılmış çok sayıda iş yerinde devam eden yapım, bakım ve onarım çalışmaları asgari seviyede tutulacak. Hava ve yol şartları takip edilerek, değişen ve gelişen şartlara göre gerekli tedbirler hızla alınacak.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından gerçekleştirilen projeleri buradan inceleyebilirsiniz.

İstanbul’a İki Ayrı Şehir Kurulacak

Katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da 1 milyon nüfuslu iki ayrı şehir kurulacağından bahsetti.

TRT ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, yöneltilen soruları yanıtladı. Büyükşehirlerde kira ücretlerinin artmasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vicdani değil, ahlaki, insani değil. Yani bu bir fırsatçılıktır. Bu fırsatçılığa da yasal düzenlemelerle kesinlikle izin vermeyeceğiz.” dedi.

“Bayramda ilk köy evlerinin teslimi olacak. Kalıcı konutların da planlanandan önce tamamlanması söz konusu olabilir mi?” sorusuna Erdoğan, “O, çok iddialı bir ifade veya yaklaşım olur. Şu anda Bakanlığımız bu konuda bütün imkanlarını seferber etmiş durumda. Biz bir yılı, daha önceki deneyimlerimizden hareketle söyledik.” yanıtını verdi.

Bunu, Van’da, Bingöl’de, Antalya’da, Manavgat’ta, Karadeniz’de, Kastamonu’da uyguladıklarını anımsatan Erdoğan, edindikleri bu tecrübeyi deprem bölgesine de aktaracaklarını kaydetti.

Bütün firmaları seferber ettiklerini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un bütün ekipleriyle çalışmasını sürdürdüğünü söyleyen Erdoğan, bir taraftan enkaz kaldırma çalışmalarının bir taraftan zemin etüt çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

Bunları Yetiştirmenin Gayreti İçerisinde Olacağız

“Enkazı kaldırdığımız yere bu inşaatları yapmak gibi bir yanlışa girilmemesi gerekir. Çünkü zeminlerin buralardaki etüdünün raporları çok önemli. Bu raporlar gelecek ki ona göre adımlar atalım. Bunların içinde ağır hasar, orta hasar var, bir de hafif olanı var. Biz diyoruz ki az hasarlı olanlarda dahi biz tereddüt göstermeyelim, güçlendirme vesaire bunlara girmeyelim, bunları da sıfırdan yıkalım, buralarda da zeminin sağlıklı olduğu yerlerde bunları yapalım. Zemin artı 3, zemin artı bilemediniz 4-5. Bir de bunları hafif elemanlarla yapmak önemli. Şu an itibarıyla bu hassasiyetler içerisinde tünel, radye kalıp sistemleriyle adımları atıyoruz. Bunları yetiştirmenin gayreti içerisinde olacağız.”

“Titiz Bir Çalışma Yürütülüyor”

Erdoğan, “Depremzedelerin yeni yapılan gayrimenkullerinin tesliminde hak kaybı olup olmayacağıyla ilgili bir tartışma var. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?” sorusu üzerine, “Gayrimenkullerde hak kaybı olmaması için titiz bir çalışma ekiplerimiz yürütüyor.” dedi.

İzmir’de, Elazığ’da, Giresun’da, Manavgat’ta, daha önceki afetlerde vatandaşların kaybettiği ev, iş yeri, dükkan ne varsa, devletin hepsini yeniden yaptığını hatırlatan Erdoğan, buralarda bir hak kaybının olmadığının altını çizdi.

Konutların Dağılımı da Kurayla Belirleniyor

Bu deprem sonrasında da aynı hassasiyet içerisinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Depremzedelerimizin iki dairesi vardı, ikisi de yıkıldı. Bir tanesi için hak sahibi olarak yenisi tekrar yapılıyor. Diğerleri için ise ya rezerv alanlardan ya da kentsel dönüşüm teklif ediliyor. Konutların dağılımı da kurayla belirleniyor. Şehirlerimizde inşa edilen yeni yerleşim alanlarıyla, yeni cazibe merkezleri ortaya çıktığı için ev sahibi olmak da kiralık ev bulmak da daha kolay hale geliyor. Bu arada bir de maalesef üzülüyoruz, inşallah seçimden sonra bu konuda işin üzerine gideceğiz, kiraların büyük şehirlerde ciddi manada yükseltildiğini görüyoruz. Bu vicdani değil, ahlaki, insani değil. Yani bu bir fırsatçılıktır. Bu fırsatçılığa da yasal düzenlemelerle kesinlikle izin vermeyeceğiz.”

 “Yeni Bir Hazırlığın İçerisindeyiz”

“Deprem riskiyle ilgili İstanbul, tartışmaların en yoğun yaşandığı yer. Riskli alanlardaki yapıların taşınmasıyla ilgili çalışmalar ne düzeyde?” sorusuna Erdoğan, “İstanbul’un 39 ilçesini kapsayan bir risk haritasını Bakanlığımız çıkarttı. Buna göre İstanbul’da 220 bin bina ve yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında.” cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar acil dönüşmesi gereken toplam 695 bin konutun dönüşümünün tamamlandığını aktararak, 39 ilçede, 412 milyon metrekare büyüklüğe sahip 188 ayrı alanda kentsel dönüşüm projelerini sürdürdüklerini söyledi.

‘’İstanbul’da Toplam 1 Milyon Nüfuslu 2 Ayrı Şehir Kuralım’’

Bu kapsamda halen 93 bin konutun inşasının devam ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şimdi yeni bir hazırlığın içindeyiz. İstanbul’da toplam 1 milyon nüfuslu 2 ayrı şehir kuralım. Bu Kanal İstanbul’un bir tarafında 500 bin, bir diğer tarafında 500 bin olmak üzere, böyle bir rezerv alan oluşturalım. Bu, şu demektir, yani Avrupa ve Asya yakasında 500 bin, 500 bin, 1 milyonluk bir rezerv alanı. Şehrin iki yakasının çeperlerinde yapacağımız bu yerleşimler, adeta uydu kent modeli olacak.

Bunun için de Anadolu ve Avrupa yakasında 130 milyon metrekare yere ihtiyacımız var. Bakanlığımız yerleri büyük ölçüde belirledi. Bu alanlarda yapılacak konutlar, sadece riskli binasını dönüştürmek isteyen vatandaşlarımız için kullanılacak. Mesela Avcılar’da bu tür sıkıntıları çok yaşadık. Bunu yaşadığımız zaman, Avcılar’daki vatandaşlarımıza biz yeri gösterdiğimizde, endişeyle buralara taşınmadılar ama şimdi bu tür olaylar, onların bu türlü yaklaşımlarını da teşvik ediyor.”

 “İstanbul’a Yeni Toplanma Alanları Kazandıracağız”

İstanbul ile ilgili çalışmaları anlatan Erdoğan, “İstanbul’a ilave nüfus gelmeyecek, yeni bir nüfusun da gelmesine müsaade etmeyeceğiz. İstanbul’un merkezindeki riskli bölgelerde yoğunlaşan nüfusu, deprem riski az olan çeperlere doğru dağıtacağız. Ayrıca 500 bin konutun da bir kısmını yerinde dönüştüreceğiz, bir kısmını da zemin etütleri uygun olan, müsait olan yerlerde yapacağız. Çünkü sağlıksız konutları dönüştürürken, boşalan alanları yeşil alanlarla, sosyal donatı alanlarıyla değerlendireceğiz. Böylece şehre yeni toplanma alanları kazandırmış olacağız.” dedi.

‘’İstanbul’un Trafiğini de Rahatlatacağız’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un trafiğini de rahatlatacaklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Şehrin havasını, suyunu, derelerini temizlemek zorundayız. Bu benim belediye başkanlığımdan gelen aynı zamanda tecrübem. Bakın şu anda siz Londra’da kalkıp Londra merkeze giremezsiniz. Hepsi belli bir izne tabi, belli bir bedeli var. Bu bedeli ödersiniz, bu şekilde girersiniz. Bunun için de biz, 5 yıllık bir takvim çıkardık. Projemiz, sadece İstanbul’u tek başına değil, tüm Marmara’yı, Trakya’yı içeriyor. Bölgenin tamamını, konutları, sanayisi, kültürü, ticareti ile geliştireceğiz.

Rezerv Şehir Projemizi deprem tehlikesinin yüksek olduğu tüm bölgelerde yaygınlaştıracağız

Gelecekteki depremlere karşı hazırlıklı hale getireceğiz. Bu kapsamda afetlere karşı İstanbul Mekansal Strateji Planı’nı hayata geçiriyoruz. İşte bakın kültürel noktada bir adım attık. Ne yaptık? Rami’deki kışlayı getirdik, Milli Kütüphane haline dönüştürdük. Şu anda tıklım tıklım her gün orası doluyor, taşıyor. Aynen Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi gibi 24 saat açık, ikramlar vesaire hepsiyle birlikte. Ege Bölgemiz için de benzer bir çalışma hazırlığımız var. Rezerv Şehir Projemizi deprem tehlikesinin yüksek olduğu tüm bölgelerde yaygınlaştıracağız. Depremi yaşayan yerlerden başlayarak 7 Coğrafi Bölgede 7 Rezerv Şehir Projesi için çalışmalara başladık.”

Sivas’ta Hastane Yolu Köprülü Kavşak Projesinin İnşaatı Başladı

Sivas Numune Hastanesi kavşağında yaşanan trafik yoğunluğunu rahatlatmak amacıyla projelendirilen köprülü kavşak projesinin inşaat çalışmaları başladı.

Çalışmalar Yıl Sonuna Kadar Tamamlanacak

Proje hakkında konuşan Karayolları 16’ncı Bölge Müdürü Mustafa Türksoy, “Hastane kavşağımızın ihalesini yaptık, yer tesliminin ardından işimize başladık. Önümüzdeki günden itibaren fore kazık çalışmalarına başlayacağız. İlk etapta Erzincan istikametinin trimer kazısını tamamladık, köprü ayakları ile birlikte çalışmalarımıza başladık. Trafik sirkülasyonunu da karşılıklı olarak projelendirip imza altına aldık. Akışta herhangi bir problem yok, çalışmalarımız yıl sonunda tamamlanarak hizmete açılacak.” dedi. 

‘’Kesintisiz Ulaşımı Sağlayacağız’’

Çalışmaları yerinde inceleyen Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ise şu ifadeleri kullandı:

“Karayolları Bölge Müdürlüğümüzce ihale edilen Numune Hastanesi Köprülü Kavşak ve Üstgeçit inşaatında Bölge Müdürümüz ve ekibi ile incelemelerde bulunuyoruz. Şehrimizin önemli ulaşım projelerinden bir tanesi. Hastanenin de bölgeye gelmesi ile yoğun bir trafik oluşuyordu. Çözüme kavuşturmak amacıyla Karayolları Bölge Müdürlüğümüzün yapmış olduğu proje ihale edilerek inşaat çalışmaları başladı. Bölge Müdürümüzün şahsında tüm ekibe teşekkür ediyorum. Burada nimet-külfet dengesi var. Projenin hayata geçmesi için belli güzergâhların kapatılması gerekiyor. En hızlı şekilde trafik akışının sağlanacağı şekilde planlama yapıldı. İnşaat sürecinde de birtakım aksamalar olabilir. Bu noktada hemşehrilerimizin anlayışına sığınıyoruz. Proje tamamlandığı zaman kesintisiz ulaşımı birlikte sağlamış olacağız. Hayırlı olsun”

Projenin detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

“Dayanıklı Konut Farkındalığı Gündemde Tutulmalı”

Kahramanmaraş merkezli depremler, depreme dayanıklı konut farkındalığı oluşturdu. Başta beklenen İstanbul depremi olmak üzere birçok kentte muhtemel depremlere karşı insanlar güvenli bölgelere ve yatay mimariye yöneliyor. İmkanı olanlar deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmiş sıfır veya 5-10 yıllık konutlara yönelirken, imkanı olmayanlar göç ediyor. Gayrimenkul uzmanları, depremin konut alışkanlıklarını değiştirdiğini; konfordan çok depreme dayanıklılığın öne çıktığını belirtiyor. 

Medeniyetler Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gündoğdu, deprem sonrası konut taleplerindeki değişimler ve sektördeki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ahmet Gündoğdu, “Dünya Bankası’nın hesaplarına göre, Türkiye’de mevcut yapı stokunun depreme dayanıklı olarak yenilenmesinin ve konutların güvenli hale getirmenin maliyeti yaklaşık 9 trilyon Türk Lirası. Bu rakam, konutların depreme dayanıklı olarak inşa edilmesinin önemini gözler önüne seriyor” dedi.

“Medeniyetler Yapı dayanıklı konut farkındalığını destekliyor”

Ahmet Gündoğu, “Deprem insanların her ne kadar alışkanlıklarını değiştirse de konfor, konum ve dekorasyon gibi detaylara özen göstermeye devam ediyoruz. Yapacağımız projelerde de bunlardan ödün vermeyeceğiz. Medeniyetler Çengelköy projesinde olduğu gibi ev alacak olan insanların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak, rahat edebilecekleri, konforlu ve dayanıklı konutlar üretmeye devam edeceğiz” ifadelerini kulandı.

Daikin Europe, Polonya’da Isı Pompası Fabrikası’nın Temelini Attı

Daikin Europe, Polonya’da yapılan en büyük yabancı yatırım olma özelliğini taşıyan Isı Pompası Fabrikası projesinin temelini attı. 

Geleneksel Japon stiliyle gerçekleştirilen temel atma töreni, Daikin Avrupa yöneticileri, üst düzey Polonya hükümet liderleri ve Japonya’nın Polonya Büyükelçisi’ne ev sahipliği yaptı.

3 Bin Kişiye İstihdam Sağlanacak

Daikin Europe N.V. Yönetim Kurulu Başkanı ve Daikin Industries, Ltd.’in Kıdemli Yöneticisi Masatsugu Minaka, “Polonya’daki 300 milyon Euro değerindeki yatırımımızla, 2030 yılına kadar 3 bin kişiye istihdam sağlayacağız. Yeni yatırımımızla birlikte Polonya’daki yerel tedarikçilerle uzun yıllar boyunca iş birlikleri geliştirmeyi öngörüyoruz” dedi. 

Daikin’in Yeni Fabrika Yatırımı Polonya Ekonomisine Katkı Sağlayacak

Törende konuşan Polonya Cumhuriyeti Kalkınma ve Teknoloji Bakanı Waldemar Buda ise Daikin’in 300 milyon Euro bedelindeki yatırımının büyüklüğüne vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl temmuz ayı başlarında, Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ve Daikin’in üst düzey yöneticileriyle ortaklaşa yaptığımız toplantıda Daikin’in Łódź yakınlarındaki Ksawerów’daki yeni yatırımını duyurmuştuk. Bugün Polonya ve Łódź bölgesi için son derece önemli olan bu projenin uygulanmasına devam ettiğimiz için mutluyum. Daikin’in yeni üretim tesisi, son yıllarda Polonya’da yapılan en büyük yabancı yatırım olmasının yanı sıra Łódź Özel Ekonomik Bölgesi’nde yer alan şimdiye kadarki en büyük yatırım. Elverişli coğrafi konumumuz, pazar büyüklüğümüz, kalifiye yetenek havuzumuz, üniversite sayımız ve yatırımcılara sunduğumuz teşvikler en önemli varlıklarımız arasında yer alıyor. Polonya ekonomisi gücünü ve ayakta kalabileceğini gösteriyor. Daikin’in yeni fabrika yatırımı bunun en önemli teyididir.” ifadelerini kullandı.

Daikin, Yüzde 30 Büyüme Hedefliyor

Daikin Avrupa’da enerji tasarruflu ısı pompaları üretimini hızlandırmaya yönelik bir strateji izliyor. 2025 yılına kadar her yıl en az 3,5 milyon ısı pompası kurulması hedefiyle yola çıkan Daikin yüzde 30’dan fazla büyüme oranı planlıyor. Polonya’da kurulacak yeni fabrika, Daikin’in Avrupa pazarındaki yakınlık stratejisine uygun olarak, Avrupa’da geliştirilen ve üretilen ürünlerin yerel ihtiyaçları karşılaması amacıyla faaliyet gösterecek. Bu, Belçika, Çek Cumhuriyeti ve Almanya’daki fabrikalarla birlikte, Avrupa’daki ev tipi Daikin ısı pompalarının üretim kapasitesini artıracak.

İzmir’de Konutların Ortalama Kira Bedeli 11 Bin 24 TL Oldu

Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak gayrimenkul değer hesabında güvenilir sonuçlara ulaşan ve bu çalışmalarıyla alanında tek olan Endeksa, ‘Kent Kıymet Raporu’ serisi ile illeri mercek altına aldı.

İzmir’de konutların ortalama kira bedeli 11 bin 24 TL olurken, ortalama satış fiyatı 2 milyon 816 bin 606 TL oldu. 7 bin TL’ye İzmir’de Ödemiş’ten 212 m2, Kemalpaşa’dan 149 m2, Bergama’dan 159 m2, Bayındır’dan 137 m2 daire kiralamak mümkün.

Gayrimenkul değerlemede dijital teknolojilerin gelişmiş olanaklarını kullanan Endeksa, nabzını tuttuğu konut sektörünün ardından şimdi de ‘Kent Kıymet Raporu’ serisi ile illeri mercek altına aldı. 

Endeksa’nın güncel verilerine göre, yaş ortalaması 38 olan ve nüfusu 5 milyona yaklaşan İzmir’de 2 milyon 174 konut bulunuyor. İzmir’de satılık konutlarda son bir yıllık değer artışı yüzde 148 olurken, kiralardaki değer artışı ise yüzde 186 olarak gerçekleşti. Endeksa’nın güncel verilerine göre son bir yılda İzmir’in en çok değerlenen ilçesi yüzde 195 değer artışı ile Aliağa oldu.

İzmir’de konutların ortalama kira bedeli 11 bin 24 TL olurken, ortalama satış fiyatı 2 milyon 816 bin 606 TL oldu. 

Arsa ve arazi değerlemesinde İzmir en fazla talep gören il oldu

Arsa ve arazi değerlemesinde İzmir en fazla talep gören il olarak ölçüldü. Özellikle yazlık ya da ikinci konutunu yaptırmak isteyenlerin gözdesi olan İzmir’deki arsaların metrekare birim fiyatı 3 bin 951 TL olurken, arazilerin metrekare fiyatı 482 TL oldu. İzmir’deki arsalar son bir yılda yüzde 81, araziler yüzde 116 değer kazandı. Arsa ve arazi değerleme taleplerinde İzmir’i sırasıyla; İstanbul, Ankara ve Antalya izledi. 

İzmir’de 7 bin TL’ye hangi ilçeden kaç metrekare konut kiralanabilir?

İzmir’de 7 bin TL’ye Ödemiş’ten 212 m2, Kemalpaşa’dan 149 m2, Bergama’dan 159 m2, Bayındır’dan 137 m2, Karabağlar’dan 106 m2, Menemen’de 104 m2, Aliağa’dan 91 m2, Menderes’te 91 m2, Gaziemir’de 85 m2, Dikili’de 74 m2, Bornova’da 73 m2, Karşıyaka’da 67 m2 daire kiralamak mümkün. 

Nurdağı Afet Konutları Bayrama Yetiştiriliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde inşa edilen afet konutlarıyla ilgili, “Şu anda seviyemiz kiminde yüzde 90, kiminde yüzde 85 gibi değişik seviyelerde, bayrama yetiştirme sözümüz var.” dedi.

Vatandaşların Ramazan Bayram’ında konutlarına oturacağını söyleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan, “Şu anda seviyemiz kiminde yüzde 90, kiminde yüzde 85 gibi değişik seviyelerde, bayrama yetiştirme sözümüz var” diyerek şu açıklamalarda bulundu:

“Bayramda etap etap vereceğiz inşallah. Bütün köy bittikten sonra evleri verme gibi bir durum olmayacak. İş güvenliği tedbirlerini alarak, altta inşaat devam ederken üstte biten yerlerin hak sahibi vatandaşlara verilmek üzere AFAD’a teslimini gerçekleştireceğiz.” 

Konutlar Özenle İnşa Ediliyor

Bölgede evlerin yanı sıra ahırların da yapılacağını belirten Aslan, şöyle devam etti:

“6 tane ahır hak sahibi vardı. Rüzgârın hâkim yönü göz önüne alınarak vaziyet çalışması yapıldı. Evlerin arka tarafına kokunun gelmeyeceği şekilde planlama yapıldı. 100 hane ve üzeri yerlerde cami veya cem evi yapma planlarımız var. Burası 100 hanenin altında ama hayırsever burada cami yaptırmayı taahhüt etti. Cami yapımı da yine plana uygun devam ediyor.”

Nurdağı Afet Konutları projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Çayırova Turgut Özal Köprüsü’nün İnşaatı Tamamlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Çayırova ilçesinde bulunan Turgut Özal Köprüsü’ne ilave olarak yapılan köprünün inşaat çalışmaları tamamlandı.

“Turgut Özal Köprüsü İkileme ve Yol Yapım Projesi” kapsamında başlayan inşaat çalışmaları sona erdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan köprü projesi ile caddeler 2×2 halinde genişletildi. Proje sonunda bölgenin trafik yükü de yüksek oranda azaldı.

İki şeritli olarak planlanan proje çerçevesinde 2 bin 195 metre 2×2 bölünmüş yol, 284 metre 1×1 yol, 64,70 metre uzunluğunda 10,75 metre genişliğinde açıklıklı köprü inşa edildi. Projenin yapımında 673,5 metreküp beton, 175 ton nervürlü demir ve yaklaşık 5 bin ton aşınma asfaltı kullanıldı. Proje çerçevesinde İstanbul-Kocaeli il sınırını birbirinden ayıran yol, otoyol üzerinden yeni ilave köprü ile geçilerek yeniden Turgut Özal Caddesi’ne bağlandı. Mevcut caddeler olan Turgut Özal, Tuna Namık Kemal Caddesi, bağlantı yolları ve kavşakları yenilenerek 2×2 yol haline getirildi.

Turgut Özal Caddesi’nde İstanbul-Kocaeli il sınırını birbirinden ayıran yol, otoyol üzerinden yeni ilave köprü ile geçilerek yeniden Turgut Özal Caddesi’ne bağlanıyor. Böylelikle TEM bağlantı yolunun doğu- batı bölgesindeki sanayi alanları ile bölge halkı ve araç sürücüleri konforlu ve daha güvenli ulaşıma kavuşmuş oldu.

Derince Belediye Binası Yeniden İhaleye Çıkıyor

Kocaeli iline bağlı Derince Belediyesi taarfından 2019 yılında dönüştürülme kararı alınan belediye binası projesi, yüklenici firmanın işi bırakması nedeniyle üçüncü kez ihaleye çıkıyor. 

Özgür Kocaeli’den Süriye Çatak Tek’in haberine göre; Derince Belediyesi tarafından 2018 yılında temeli atılan 1071 Kültür Merkezi olarak inşa edilmeye başlanan ve 2019 yılında belediye binasına dönüştürülme kararı alınan inşaat için üçüncü kez ihaleye çıkılıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak olan ve kaba inşaatı tamamlanan binanın ikmal ihalesi 9 Mayıs Salı günü saat 16.00’da Büyükşehir İhale Salonunda yapılacak. İkmal ihalesini alan firmanın projeyi 400 günde tamamlaması bekleniyor.

20 Milyon TL Destek 

Derince Belediyesi tarafından 2018 yılında ihalesi yapılan ve temelleri atılan 1071 Kültür Merkezi’nin inşaatı müteahhit firmanın işi bırakması ile inşaatı durdu. 2019 yerel seçimlerinin ardından kültür merkezinin belediye binasına dönüştürülmesi için çalışma başlatıldı. 30 milyon liraya mal olması beklenen ikmal inşaatı için Büyükşehir Belediyesi 20 milyon lira destek verme kararı verdi.

İnşaat Çalışmaları 400 Gün Sürecek

Derince Belediyesi tarafından 2021 yılında yapılan ikmal ihalesini alan Bandırma Doğan Yapı firması, pandemi ve ekonomik kriz ile birlikte işi tamamlayamadı. Yaklaşık 1,5 yıldır inşaatı duran bina için yeniden ihaleye çıkıldı. Büyükşehir Belediyesinin tüm maliyetini üstlendiği binanın ikmal ihalesi 9 Mayıs’ta yapılacak. 400 günde tamamlanması beklenen bina tamamen belediye binasına dönüştürülecek.

Derince Belediye Binası projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Vali Ustaoğlu Restorasyon Çalışmalarını İnceledi

Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, restorasyon çalışmaları devam eden Kostaki Konağı ve Yavuz Selim İlkokulu projelerini yerinde inceledi.

Trabzon’un tarihini yaşatmak için çalıştıklarını söyleyen Vali Ustaoğlu, “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ihalesi yapılıp restorasyonuna başlandı. Yoğun bir şekilde restorasyon çalışmaları sürüyor.” dedi.

Yıl Sonunda Açılacak

Konak restorasyonunun yıl sonuna kadar tamamlanmasını hedeflediklerini belirten Ustaoğlu, “Restorasyonu tamamlanan Sümela Manastırı’mız, devam eden Atatürk Köşkü’müz ile beraber bu yapılarımız hem kültür hem de inanç turizmi açısından önemli destinasyonlarımız. İnşallah bu en önemli tarihi eserimizin hassas bir şekilde restorasyonunu tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız. Şu an olumsuz bir durum yok.” açıklamasını yaptı. 

Samsun Şehir Hastanesi’nin Kaba İnşaatında Sona Gelindi

Samsun’un en büyük sağlık yatırımları arasında yer alan Şehir Hastanesi projesinin kaba inşaat çalışmalarında yüzde 96 oranında ilerleme kaydedildi.

Sağlık Bakanlığı’nın kaynaklarıyla hayata geçirilen Samsun Şehir Hastanesi projesi, 900 yatak kapasitesinden oluşacak. Dış kaplama işlemlerinin başlatıldığı projenin kaba inşaat çalışmaları ise tamamlanmak üzere. 

Sağlık Üssü Olacak

İnşaat çalışmaları tamamlandığında sağlık üssü haline gelecek hastane; genel tedavi üniteleri dışında onkoloji hastanesi, son teknoloji tetkik cihazlarıyla donatılmış bir nükleer tıp merkezi, kalp damar cerrahi ve göğüs merkezi, genetik hastalıkların tedavi sürecinin yönetileceği genetik hastalıklar merkezi, üreme yardımcı tedavi merkezi, organ ve doku nakli merkezi, inme merkezi, yanık merkezi, 40 ameliyathane ve 1 hibrit ameliyathaneyi bünyesinde bulunduracak.

‘’Şehrimizin En Büyük Sağlık Yatırımı’’

Projenin çalışmalarıyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yapan Samsun İl Sağlık Müdürü Muhammet Ali Oruç, ‘’Bir dev Canik sırtlarında, yeşil renklerin dostluğuyla yükseliyor. Dış cephe kaplamaları takılmaya başlanan şehrimizin en büyük sağlık yatırımı Samsun Şehir Hastanemiz hızla büyüyor.’’ dedi.

Samsun Şehir Hastanesi projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

”Yapılaşma ve Planlama Süreçlerinde Kentler Kültürlerinden Bağımsız Ele Alınmamalı”

Ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdikleri farklı ölçeklerdeki mimari ve iç mimari projeleriyle tanınan BAB Architects kurucu ortaklarından Mimar İrem Arıbaş, deprem sonrasında ihtiyaç duyulan  “acil barınak” ve “geçici konaklama” yapılarının planlamasında dikkat edilmesi gereken noktaları aktardı. 

İstanbul merkezli mimarlık ve iç mimarlık ofisi BAB Architects kurucu ortağı Mimar İrem Arıbaş, deprem gibi doğal afetlerden sonra ön plana çıkan konaklama sorunlarına ve yeni yaşam düzenine dair üretilebilecek barınma çözümlerine dair fikirlerini aktardı.

“Acil barınaklar’’ ve “geçici konaklama” yapıları, kalıcı konutlara göre amaçları doğrultusunda birçok farklılık gösteriyor. Ancak her ikisi de geçici olarak oluşturulan bu barınma sistemleri aslında afet sonrası süreçteki amaçlar ve karşılamak üzere önceledikleri ihtiyaçlar doğrultusunda kendi aralarında da ayrışıyor. Mimar İrem Arıbaş acil barınakların, afet gerçekleştikten hemen sonra afetzedelere ulaştırılması gerektiğini vurguluyor. Esas amaç, en kısa sürede afetzedelerin temel ihtiyaçlarına cevap verebilecek barınma imkanını sağlamak. Bu noktada acil barınaklar için tabii ki modülerlik, kara-deniz-hava yolları fark etmeksizin hızlı taşınabilirlik ve yerinde montaj sırasında kolay inşa edilebilirlik çok önemli yapısal nitelikler. İrem Arıbaş, bu öncelikli yapısal niteliklerin beraberinde büyük önem taşıyan bir diğer unsurun da barınakların kullanılacakları bölgenin iklim koşullarından, coğrafi konumundan kaynaklı dış etkenlere karşı dayanımlarının gözetilmesi ve bölgeler özelinde bu kriterlere uygun sistemlerin seçilmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: 

“Acil barınma birimleri, dünya genelinde belirlenmiş asgari standartlar ve insani yardım ölçütleri çerçevesinde standart çadır sistemler, çerçeveli prototip çadırlar, tünel tipi çadırlar ve ahşap makaslı çadırlar olmak üzere başlıca 4 gruba ayrılır. Genel yapısal nitelikleri ortak bu dört tip sistem fiziksel özelliklerini belirleyen malzeme ve teknik özellikleri açısından farklılık gösterir. Örneğin; standart çadır sistemlerde tekstil örtü ısı izolasyonludur, çadır kuru ve sıcak bölgelerde kullanıma uygundur fakat çok soğuk bölgelerde kullanıma uygun değildir. Çerçeveli prototip çadır sistemler ise çadır örtüsünün üç katmandan oluşması sayesinde soğuk iklime sahip afet bölgelerinde de kullanılabilmekte, yanmaz özellikli örtü kullanımı ile çadır, içerisinde ısıtıcı kullanımına müsait. Tünel tipi çadırlar da çeşitli dış etkenlere karşı dayanımı yüksek ve sıcak soğuk iklimlerde kullanılabilir. Ahşap makaslı çadırlarda çeşitli uzunluklarda ahşap dikme kullanılabilmekte ve böylece üretimi ölçüsel yönde esneklik gösterebilir. Bu çadırların ısı geçirgenliği ise kullanılan örtünün ısı geçirgenliğine bağlıdır, sıcak iklimlerde kullanıma elverişlidir. Ancak, çeşitli dış etki ve darbelere karşı dayanımları daha düşük.” 

Geçici Konaklama Alanlarındaki Modüllerin Mekansal ve Fonksiyonel İhtiyaçları 

Geçici konaklama birimleri ise afetzedelerin, afetten hemen sonra alındıkları korunaklı alanda afetin ilk şokunu atlattıktan sonra, yani acil barınmadan sonra kalıcı barınma birimleri tamamlanana kadarki süreçte yaşamsal ve psikolojik ihtiyaçlarına geçici ama sağlıklı çözümler sunabilecek şekilde daha detaylı düşünülerek tasarlanması gereken barınma birimleri olarak tanımlanıyor. BAB Architects kurucu ortağı Mimar İrem Arıbaş geçici barınmanın süresinin belirlenmesinin kalıcı konutların tamamlanmasına bağlı olduğunu söylüyor. Bu nedenle geçici barınma birimleri tasarlanırken gerektiğinde planlamada değişikliğe müsait olabilmeli ve geçici kullanım amacıyla oluşturulsa da sağlamlık ve kullanışlılığından ödün verilmemeli. 

İrem Arıbaş yaşanılan afet sonrasındaki çok önemli adımlardan birinin, evlerini, mahallelerini, tüm yaşanmışlıklarını arşiv tutan şehirlerinin belki büyük bir bölümünü kaybetmiş olan ve psikolojik anlamda son derece sarsıcı bir olayın birçok açıdan mücadelesini veren afetzedeler için geçici olarak yerleştirildikleri konut yapılar içerisinde ait ve güvende hissettirmek olduğunu belirtiyor ve bu kişiler için baştan inşa edilecek umudun, her şeyin tekrar düzelebileceğine olan inancın, ev algısını mümkün oldukça yaratabilmek ile doğrudan ve son derece bağlantılı olduğunu sözlerine ekliyor. Bu anlamda geçici de olsa bir konut yapısı, mekansal ve fonksiyonel ihtiyaçların doğru planlanması açısından kalıcı konutlardan ayrı düşünülmemeli. Modüllerin boyutları, iç mekan düzeni, ışıklandırma, havalandırma, sıcaklık kontrolü ve ses yalıtımı gibi konuların her biri ayrı ayrı göz önünde bulundurulmalı. Modül boyutları, kullanıcılara asgari bir hesap doğrultusunda da olsa yeterli yaşam alanı sunacak şekilde hesaplanmalı. 

Ayrıca, Mimar İrem Arıbaş modüllerin yapısal formları ve yerleşimleri, arazi yapısına ve diğer modüllere göre uygun bir planlama ile tasarlanarak, en işlevsel kullanım alanının sağlaması gerektiğinin de altını çiziyor. İç mekanlarda oturma alanı, yatak odası, mutfak, banyo, tuvalet gibi alanlara modülün kendi bünyesi içerisinde ve yeterli ölçülerde yer ayırılmalı. Işıklandırma ve havalandırma, modüllerde kullanıcıların konforunu etkileyen önemli bir faktör. Mekanda kullanılan aydınlatma türü ve rengi psikolojik anlamda hedeflenen etkiyi yaratmak için çok etkili bir araç. Bu tür mekanlarda ışığın yarattığı duygusal ve psikolojik güçten yararlanmak da faydalı. 

Mimar İrem Arıbaş bir diğer önemli konunun da afet bölgesindeki olası olumsuz koşullar ve enerji kesintileri olabileceğine değiniyor. Planlamada büyük ölçüde doğal ışık kaynaklarından faydalanabilmeye imkan sunan çözümler üretilmeli ve aynı zamanda enerji tasarrufu yapılması amaçlanmalı. Havalandırma ise, modüllerin içindeki hava kalitesini sağlamak için önemli. Bu nedenle, havalandırma sistemleri, modüllerin kullanım amacı ve bölge şartları özelinde çok yönlü düşünülerek tasarlanmalı. Sıcaklık kontrolü, modüllerin içinde konforlu bir iklim ortamı yaratmak için önemli. Bu nedenle, modüllerde ısı yalıtımı, doğal havalandırma ve gerekirse klimalar gibi yöntemler kullanılarak, sıcaklık kontrolü sağlanmalı. Ses yalıtımı ise, kullanıcıların modüllerde rahatça yaşamalarını sağlamak için önemli. Gürültü, stres seviyesini artırabilir ve kullanıcıların dinlenmesini engelleyebilir. İrem Arıbaş, bu nedenle, modüllerin duvarlarında ve tavanlarında uygun ses yalıtım malzemeleri kullanılmasının önemli olduğunu vurguluyor.

Konteyner Kentlerde Kamusal Alan, Mekansal Bölümlenmeler, Güvenlik ve Sosyal İhtiyaçlar 

Mimar İrem Arıbaş konteyner kentlerde toplu modüllerin bir araya getirilmesinin, doğru kurgulanmış bir asayiş ve güvenlik senaryosu beraberinde özellikle mekansal bölümlenme ve kamusal alanların programlanması açısından çok yönlü bir planlama gerektirdiğini belirtiyor. Örneğin, konteynerlerin konumlandırılması, kişilerin güvenliği ve mahremiyeti açısından önemli. Konteynerlerin birbirine paralel dizilmesi ve dar bir yol arasında sıkıştırılması, kullanıcıların hareket özgürlüğünü sınırlayabiliyor. Bunun yerine, konteynerlerin bir avlu veya bahçe etrafında çevresel olarak düzenlenmesi açık hava alanlarına erişimi artırıyor ve kolaylaştırıyor. Mimar İrem Arıbaş aynı zamanda, ana yol hatları ile bağlantılı olması gereken bu kent alanlarının, muhtemel bir artçı deprem veya benzeri bir doğal hadise nedeniyle yolların kapanması riskine karşılık mümkünse birden fazla bağlantı yoluna yakın olmasının hayati olduğunun altını çiziyor.  Mimar Arıbaş, doğru bir bölge planlamasının sosyal etkileşimleri de teşvik eden nitelikte olması gerektiğini dile getirerek sözlerine devam ediyor:  

“Sosyal etkileşim dayanışma açısından son derece önemli, zorluklar karşısında kamusal beraberlik sonucu ortaya çıkan maneviyatın gücü bireysel gücü de destekler ve şüphesiz ki olumlu yönde etkiler. Bu anlamda kamusal alanlara işlevsel yönde doğru planlanmış etkin bir alan ayırmak, konteyner kentlerde önemli bir rol oynar. Bu alanlar, afetzedelerin bir araya gelip sosyalleşebileceği, oyun oynayabileceği ve diğer etkinlikleri gerçekleştirebileceği bir yer. Sosyal ihtiyaçların programlanması sırasında ise bölgedeki sosyal ve kültürel çeşitlilik dikkate alınmalı. Bölgedeki asayiş, kamera sistemleri, aydınlatma ve düzenli denetimler ile desteklenebilir. Ancak alınacak güvenlik önlemlerinin önemli bir bölümü de yapılaşma sırasında uyulması gereken kurallar ile doğrudan ilgili. Gerekli standartlar şemalar halinde belirlenmiş, bunlar; Birimler, kümeler, mahalleler arası mesafeler, yol mesafeleri, birimlerden oluşturulan kümelerin kapsayabileceği toplam birim adetleri, kümelerden oluşan mahallelerin toplam nüfusu, özellikle yangın riskine karşı yangın emniyet şeridi genişlikleri vb. gibi özetlenebilir. Aynı zamanda her birimin numaralandırılması ve kümelerin, mahallelerin her birinin adlandırılması ve kayıt altına alındığı sistematik bir düzen oluşturulması güvenlik adına da çok önemli.”  

Deprem bölgelerinde salgın hastalıklara karşı güvenliğin sağlanabilmesi için hijyen koşullarına uyulması ancak bunun için de gerekli olanakların titizlikle sağlanması gerekiyor. Bu yönde sanitasyon alanlarının, çöp toplama alanlarının gerekli alt yapılarla kurgulanmış, doğru planlanmış ve tanımlı hale getirilmiş olmasının zaruri olduğunu dile getiren mimar, geçici barınma alanlarının konumlanmalarında hakim rüzgâr yönünün de mutlaka hesaba katılması gerektiğini belirterek alanın yağmur suyu havzasından en az üç metre yüksekte olmasının ve herhangi bir yağışta yağmur veya kar suyunun akabilmesi için verilen standart eğimi sağlamasının öneminin de altını çiziyor.

Geçici Konaklama Birimleri Tasarlanırken, İklim, Coğrafya ve Kültürün Etkisi

Geçici konaklama birimleri; yapısal maliyetleri, üretim teknikleri ve yöntemleri, modülerliği, hızlıca uygulanabilirliği, sökülür takılır depolanabilir olma özellikleri ile kalıcı konutlardan ayrı tutulmalı. Bunun dışında mimari, iç mimari planlama, tasarım, kent planlaması, iklim ve coğrafi özelliklere dayalı konumlanma, teknik alt yapı yönünde gerekli ihtiyaçların çözümlenmesi gibi kavramlar açısından asla olması gereken tasarım kılavuzunun dışında tutulamaz, tutulmamalı. Mimar İrem Arıbaş, tasarımcının bu projedeki asıl işvereninin o sırada son derece yıkıcı ve sarsıcı bir tecrübe ile karşı karşıya olan son kullanıcısı olduğu unutmaması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor: 

“Bu sorumluluk ile geçici birimlerin tasarımı ve konteyner kentlerin oluşturulması, aksine tüm bu kavramların çok daha incelikli, çok daha hassas ve eksiksiz şekilde değerlendirildiği bir tasarım anlayışı gerektirir. Bu durum mesleki olmanın ötesinde insani bir sorumluluk ve birbirimize borcumuz. Kültür kavramına gelince, bu kavrama ayrıca değinmek istedim. Bir toplumun geleneği olan her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tümü ile tarihsel ve toplumsal gelişme süreci sırasında ortaya çıkan değerlerin bütünü o toplumun kültürü. Kültür kök salar, toplumlardan taşar ve içinde yaşadıkları şehirlere dağılır, mimariden, gastronomiye, taşa toprağa kadar sirayet eder. Yaşanılan bir afet karşısında bir şehrin aldığı hasarın büyüklüğü bunu yaşayan insanlar için aynı zamanda ait hissettikleri kültürün aldığı hasarla doğrudan birleşmekte. Yaşadıkları, tanık oldukları yıkım karşısında ortaya çıkan son derece büyük bir kaybın belki en büyük bölümü. Aynı zamanda bir ülkenin sahip olduğu en kıymetli değer ve vatandaş olarak her birimizin sahip çıkması gereken en önemli unsur.”

BAB Architects kurucu ortağı Mimar İrem Arıbaş, afet sonrası geçici veya kalıcı tüm yapılaşma ve planlama sürecinde hiçbir kentin, kültüründen bağımsız ele alınmaması gerektiğine inanıyor: “Hasarın büyüklüğü ne olursa olsun, bir kent ancak kültüründen yeniden doğacak şekilde planlanırsa onarılabilmiş sayılmalı. Mimarlık en basit tanımıyla yapı tasarlama ve kurma sanatı. Tanım her ne kadar tek başına yapı ile ilişkili bir bilgi ve birikim gerektiriyor gibi dursa da yapıyı ve yapılaşmayı tüm çevresi, coğrafi, iklimsel, kültürel, demografik koşulları ve kullanıcısı beraberinde ele alma becerisi gerektirir.”

İrem Arıbaş afet sonrası barınma ihtiyaçlarının çözümlerinde mimarların her şeyden önce bu sorumlulukla rol üstlenmesi, aynı zamanda mimarinin insan psikolojisi üzerindeki gücünün muhakkak planlamaya dahil edilmesi ve etkin bir tasarım kriteri haline getirilmesi gerektiğinin de altını çizerek sözlerini tamamlıyor. 

Copa’nın Altın Sponsorluğunda SPX Dağyenice Ultra Trail Başlıyor

Copa Isı Sistemleri’nin altın sponsorluğunda, bu yıl 4.’sü düzenlenen SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu, 20 Mayıs’ta Türkiye’nin en büyük açık hava doğal yaşam merkezlerinden biri olan Bursa Dağyenice’de gerçekleşecek.

Dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce sporcu ve doğaseveri Dağyenice’nin eşsiz doğasında festival atmosferinde buluşturan ultra maraton, Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak 19 Mayıs’ta saat 21:00’da başlayıp 22 saatte tamamlanması planlanan tarihi 100K Mysia Yolları Parkuru’na da ev sahipliği yapacak.  

20 Mayıs 2023 tarihinde bu yıl 4. kez gerçekleştirilecek olan ‘SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu’, 2 bine yakın koşuseverin mücadelesine sahne olacak. Copa’nın altın sponsorluğunda gerçekleşecek olan koşu, Dağyenice’nin büyülü atmosferini sporcular ve doğa severlerle buluşturacak. 

Sporu, sağlıklı yaşamı, doğa sevgisini ve eğlenceyi bir araya getirerek festival havasında olacak ultra maratonu, tüm katılımcılara keyif alacakları sosyal bir deneyim vadediyor. Bu sene 4.’sü gerçekleştiren maratona yurt içi ve yurt dışından 2 bin koşuseverin katılması bekleniyor. 

Profesyonel ve amatörlere özel parkurlar

Yalnızca profesyonel sporculara değil, koşu sporunu seven ve doğaya ilgi duyan herkese hitap eden programıyla öne çıkan SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu’nda 6K, 15K, 33K, 61K ve 100K gibi farklı seviyelerde parkurlar yer alıyor. 

Cumhuriyet’in 100. yılına özel 100K koşusu

SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak Cumhuriyet’in 100. yılına özel planlanan tarihi 100K Mysia Yolları Parkuru’na da ev sahipliği yapacak. Tam 22 saatte tamamlanması planlanan koşu 19 Mayıs tarihinde saat 21:00’da Gölyazı’dan (Apollonia) başlayacak. Koşucular sırasıyla Akçalar, Fadıllı, Ayva Köyü, Unçukuru, Maksenpınar, Güngören, Üçpınar, Deliktaş Mağarası, İnegazi, Atlas, Çalı, Misi, Doğancı ve Kadriye köylerinden geçerek 20 Mayıs’ta Dağyenice Göleti’nde parkuru tamamlayacak.

KONUTDER’in Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova oldu

KONUTDER’de üç dönemdir başkanlık görevini sürdüren Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, görevini FerYapı Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova’ya devretti.

KONUTDER Olağan Genel Kurul toplantısında yeni başkanını seçti. 2017 yılından beri KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Z. Altan Elmas, görevini FerYapı Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova’ya devretti. Oybirliği ile seçilen Kumova, Elmas’a bugüne kadar gerçekleştirdiği icraatlar ve sektöre sağladığı katkılardan ötürü teşekkür etti.

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü mezunu olan Ramadan Kumova, sektördeki kariyerine baraj ve otoyol projeleri ile başlamış ve 1998 yılından itibaren gayrimenkul geliştirme alanına yönelmiştir. Kumova daha önce GYODER, İNDER, AYD gibi önemli derneklerin ve TC Basketbol Federasyonu’nun YK üyeliğini yapmıştır.

KONUTDER Yüksek İstişare Kurulu

1- Avni ÇELİK

2- Aziz TORUN

3- Erhan BOYSANOĞLU

4- Süleyman ÇETİNSAYA

5- Ömer Faruk ÇELİK

6- Z. Altan ELMAS

Yönetim Asıl Yönetim

1-Ramadan KUMOVA (Başkan)

2- Abdussamet BAHADIR

3- Ahmet ÇELİK (Bşk. Yrd.) 

4- Ali DUMANKAYA

5 – Erden TİMUR

6- Hamit DEMİR

7- Hasan İnanç KABADAYI (Bşk. Yrd.)

8- Hasan K. BOLAT (Bşk. Yrd.)

9- Hasan RAHVALI (Bşk. Yrd.) 

10- Mehmet SARIMERMER

11- Mert BOYSANOĞLU

12- Ömer Faruk ÇELİK

13- Özen KUZU (Bşk. Yrd.)

14- Serhan ÇETİNSAYA

15- Tamer SON

16- Z. Altan ELMAS

17- Ziya YILMAZ (Bşk. Yrd.) 

18- Zeki AKBAL

19- Zeynep TORUN

Yönetim Yedek

1- Can SOYAK 

2- Erol GÜRAL

3- Ömer Faruk AKBAL

4- Ömer Faruk ELMAS

İnşaat Sektörünün Nabzı Samsun’da Atacak

Samsun 7’nci Yapı ve İnşaat Fuarı 4-7 Mayıs tarihleri arasında sektörle buluşacak. Fuar, Samsun TÜYAP’ta gerçekleştirilecek. 

Samsun’un özellikle son yıllarda inşaat sektörü bakımından bölgenin hızla gelişen illerinin başında yer aldığını belirten Ersözlü, “Bölgenin ticaret merkezi Samsun, özellikle son yıllarda “kentsel dönüşüm ve modern toplu konut” projeleri ile inşaat sektörü ve kentsel yaşam anlamında, bölgenin hızla gelişen illerinin başında yer almaktadır. Samsun’daki hızlı gelişime paralel olarak altyapı, üst yapı ve çevre düzenlemeleri ile ilgili yatırımlarda, her geçen gün artış olduğu göze çarpmaktadır, dolayısıyla bu anlamda sektör açısından önemli bir pazar oluşmuştur. İşte bu noktada Samsun İnşaat Fuarı bu pazarlara hitap eden önemli bir buluşma olacak. 100’e yakın firmanın inşaat malzemeleri, yapı teknolojileri, iş ve inşaat makinelerine ilişkin ürün ve hizmetlerini geniş bir yelpazede sergileyeceği Fuar sektörün nabzını tutacak ve ortaya çıkacak iş hacmi ile gerek inşaat sektörüne gerekse bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlayarak, bölge yatırımlarının gelişmesine de katkı sağlayacaktır.” dedi.   

Fuar, Yurtiçi ve Yurtdışından Tüm Sektör Profesyonellerini Ağırlayacak

Dört gün boyunca, inşaat ve yapı sektörlerinin nabzının Samsun’da atacağını belirten Ersözlü, “Ülke ekonomisinde önemli bir paya sahip yapı sektöründeki tüm yeniliklerin, gelişmelerin ve ürünlerin sergileneceği Fuar, sektördeki gelişme ve yeniliklerden haberdar olma, sektör içinde durum analizi yapabilme, müşterilerle bir araya gelebilme, bayilik verme, mevcut bayilerle ilişkileri geliştirme gibi birçok imkanı sunarken mimar, mühendis, müteahhit, kamu kurumları ve yatırımcı kuruluşlar ile nihai tüketicileri ve yurtdışından Gürcistan, Irak, Libya, Sudan, Filistin, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan, Rusya,  Azerbaycan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelecek Alım Heyetlerini katılımcı firmalarla buluşturacak bir organizasyon olacaktır. Fuarda gerçekleşecek iş bağlantıları ihracat yapan sanayicilerimiz yeni pazarlara girme şansı yakalayacak. Daha önce hiç ihracat yapmayan firmalarımız da aynı şekilde yeni iş birliklerine imza atarak hedef ülkelere açılma şansı yakalayacak” dedi. 

Kaynak: Samsun Haber

TOKİ İstanbul Kura Çekimleri Tamamlandı

TOKİ İstanbul kura çekimleri tamamlandı. Başakşehir, Arnavutköy ve Esenler ilçelerini kapsayan son kura çekiminin tamamlanmasıyla 81 ilde 250 bin sosyal konutun hak sahibi belirlendi. 

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), tarafından düzenlenen kura çekimi sonucunda yüzlerce kişi, TOKİ’nin İstanbul’daki 2+1 ve 3+1 dairelerden oluşan yeni konut projelerinde ev sahibi olmaya hak kazandı.

TOKİ yetkilileri, kura çekiminin şeffaf bir şekilde gerçekleştirildiğini ve katılımcıların haklarının korunduğunu belirtti. Kura sonuçlarına göre, ev sahibi olmaya hak kazanan kişilerin önümüzdeki günlerde TOKİ ile iletişime geçerek detaylı bilgi alabilecekleri ifade edildi.

TOKİ’nin İstanbul’daki konut projelerine ilgi her geçen gün artıyor. Konut ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen bu projeler, uygun fiyatları ve ödeme kolaylıkları ile dikkat çekiyor.

İstanbul, TOKİ kura sonucunu buradaki bağlantıdan görüntüleyebilirsiniz.

iF’ten Zivella’ya İki Ödül Geldi

Tasarımcı Selami Gündüzeri imzasını taşıyan, Zivella’nın Whale ve Hole isimli tasarımları iF Design Award’ta ödüle layık görüldü. 

Yaşamı, doğayı, kültürü, insanı ve renkleri tasarımlarına yansıtan Zivella, 2023’ün ilk ödüllerini iF Design Award’tan aldı. Zivella’nın tasarımcıları arasında yer alan aynı zamanda Zivella’nın Tasarım Direktörü olan Selami Gündüzeriimzasını taşıyan Whale koltuk ve Hole bekleme ünitesi Ofis kategorisinde ödüle layık görüldü.

Whale koltuk ve Hole bekleme ünitesi dünyanın her yerinden bağımsız uzmanlardan oluşan 133 üyeli jürinin beğenisini kazandı. Yarışmaya 56 ülkeden 11 bin başvuru yapıldı.

Alınan ödüle ilişkin olarak Zivella Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Uzun “Whale koltuk ve Hole bekleme ünitesini Ofiste Ev Rahatlığı koleksiyonumuz için Selami Gündüzeri ile tasarladık. Koleksiyonumuzun en beğenilen ürünlerinden ikisinin ödüle layık görülmesi bizi çok gururlandırdı. Çalışan bireylerin deneyimlerinden ilham alarak tasarlamaya ve her üründe kullanıcıların sağlığını ve konforunu düşünerek onların daha verimli olmalarına katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Doğadan Gelen Rahatlık: Whale

Doğadan, okyanusların en büyüklerinden balinadan ilham alınarak tasarlanan Whale, tek kişilik koltuk ya da birden fazla kişinin oturabileceği bir kanepe olarak hayata geçirildi. Özgün, alışılmışın dışında, estetik bir tasarıma sahip olan Whale aynı zamanda ergonomik de… Eşsiz formu ve kol yapısı ile dikkat çeken Whale, yalın tasarımı ile ofiste ev rahatlığını ya da bekleme alanlarında konforu arayanlar için ideal.

Uzayın Çekim Gücü: Hole

Karadeliklerin çekim gücünden esinlenerek hazırlanan Hole, bekleme alanlarında kullanıcıları kendisine çekmek için tasarlandı. Farklı modülleri birleştirildiğinde oluşan orta boşluk bitki alanı ya da seperatör olarak kullanılabiliyor. Hole ürün grubunda hem puflar hem de farklı boyutlara sahip modüller yer alıyor.

Metalurji ve Malzeme Mühendisi Erhan Mataracı, Enkaz Kaldırma Çalışmalarında Çevreyi Tehdit Eden Hataları Anlattı

Metalurji ve Malzeme mühendisi Erhan Mataracı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yıkılan binaların enkaz kaldırma çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mataracı, enkaz kaldırma çalışmaları ile inşaatın ilk yapıldığı esnadaki yıkım, hafriyat, atıkların kontrolü, çevresel unsurlar arasında büyük bir fark olmadığına dikkat çekti. Enkaz kaldırma esnasındaki hataların insan hayatını ve çevreyi aynı şiddette tehdit edeceğini belirten Mataracı, yıkımın da başlı başına bir proje olduğunu söyledi.

Mataracı, hafriyat çalışmalarında atıkların kontrolü, su ve hava kirliliğinin kontrolü, gürültü kontrolü, hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntılarının kontrolü, tehlikeli maddelerin kontrolü ve beklenmedik buluntuların kontrolü gibi konular hassasiyetle kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. 

“İNŞAAT YAPARKEN GÖSTERDİĞİMİZ BİLİNÇSİZ TUTUM YIKIM AŞAMASINDA SÜRÜYOR”

Mataracı, şu değerlendirmelerde bulundu:

Yıkım aşamaları esnasında gördüğümüz, kontrolsüz vinç kullanımı sonucu devrilmeler, binaların kontrolsüz şekilde insan hayatını ve yakınlardaki yapıları etkilemesi, oluşabilecek tehlikeli gaz çıkışları, bölgenin suyunun ve toprağının kirletilmesi gibi sayısız faktör göz önünde tutulmayıp hatalar yapılmaya devam ediliyor. 

İnşaat yaparken gösterdiğimiz bilinçsiz tutum maalesef yıkım ve hafriyat aşamalarında da sürüyor. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde hem direkt hem de uzun vadeli şekilde insanlara ve çevreye zarar vermemiz kaçınılmaz son.

“KONTROLSÜZ YIKIM YENİ ZARARLAR VEREBİLİR”

Ne yönetmelikler ne de Dünya’nın herhangi bir yerindeki uymayan iş sağlığı ve güvenliği kurallarına göre çalışmıyoruz. Bir bina daha yıkılmadan önce yıkım planı dikkatli şekilde yapılmalı ve nasıl bir makinayla, hangi şartlarda yıkılacağı belirlenmelidir, aksi durumda daha önce Kahramanmaraş’ta gördüğümüz bir örnek gibi bina hiç istenmeyen bir bölgeye göre yıkılabilir ve çevredeki insanlara da binalara da beklenmedik yeni zararlar verebilir.

“PLANSIZ ÇALIŞMA BÖLGENİN YAVAŞÇA ÖLDÜRÜLMESİNE SEBEP OLACAKTIR”

Özellikle Hatay’da gözlemlenen kontrolsüz enkaz kaldırma çalışmaları sırasında molozların kimyasal saçması endişesi gündemde en çok tartışılan konulardan biri. Uzmanlar asbest tehlikelisine dikkat çekerken, bir uyarı da Metalurji ve Malzeme mühendisi Erhan Mataracı’dan geldi.

Mataracı, “Özellikle hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntılarının bertaraf edilmesi konusunda ilk planlanması gereken konu, atığın nereye ve nasıl boşaltılacağıdır. Şu günlerde deprem bölgesinden gelen bilgilere göre, dere yataklarına insan sağlığı için çok tehlikeli olan asbest kontrolsüz şekilde dökülüyor. Bu bölge yapılandıktan sonra buralarda yine insanlar yaşayacak, o bölgenin toprağına ve suyuna insanların yine ihtiyacı olacak. Bu tarz plansız çalışma bölgenin yavaşça öldürülmesine sebep olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.

“ATIKLAR KALICI HASAR BIRAKABİLİR”

Kalıcı hasarlar bırakmamak için hassas olunması gereken konulardan bazıları ise şöyle:

Tehlikeli Atıklar: Çeşitli yağlar, tıbbi atıklar, patolojik atıklar, patojen olma riski taşıyan organlar, vücut parçaları, canlı cesetleri, vücut parçaları, depremde vefat etmiş insanlardan kalmış olan enfekte edici atıklar, kimyasal atıklar gibi birçok tehlikeli atık ilk önce tanımlanmalı, daha sonra sınıfına göre ayrıca bertaraf edilmelidir.

Katı Atıklar: Ambalaj atıkları, evlerde kullandığımız her türlü beyaz eşyanın içinde bulunduğu iri katı atıklar ve çöpler, pil, zararlı metaller gibi atıklar, enkazların içerisinde bulunan plastik maddeler gibi tüm atık çeşitleri günlük hayatımızda da geri dönüşüme kazandırılmalı veya kontrollü olarak bertaraf edilmeli. Yıkılmış binlerce binanın içerisindeki bu tipteki atıkların kontrol edilip ayrıştırılmamasının doğaya veya ekosisteme vereceği zarar çok açık.

“BÖLGEDEKİ KANALİZASYON SİSTEMLERİ ACİLEN KONTROL EDİLMELİ VE YENİLEME ÇALIŞMALARI YAPILMALIDIR”

Su Kirliliği: Organik atıklar, kimyasal atıklar, katı atıklar, tehlikeli atıklar gibi suları kirletilebilecek her türlü maddenin bölgedeki su kaynaklarıyla karışmamasına çok dikkat edilmelidir. Aksi durumda gelecekte kirlenmiş olan bu suların insan sağlığına vereceği zararlar kaçınılmazdır. Bölgedeki kanalizasyon sistemleri acilen kontrol edilmeli ve yenileme çalışmaları yapılmalıdır.

“GEREKTİĞİNDE MASKELER KULLANILMALIDIR”

Hava Kirliliği: Yıkım aşamasında ortaya çıkacak olan toz, iş makinaları ve ekipmanlardan kaynaklı egzoz emisyonları, atıkların havaya karışması gibi birçok faktör hava kirliliğine sebep olabilir. Yeterli derecede sulama, zehirli ve kanserojen içeren gaz oluşturabilecek her türlü gazın kullanılmasında özel önlemler alınması, gerektiğinde maskeler kullanılması gibi önlemler alınmalıdır.

“ATIKLAR TOPRAKLA VE SUYLA KARIŞTIRILMAMALIDIR”

Hafriyat Toprağı ve İnşaat Yıkıntı Atıkları: Yıkıntı atıkları konut, bina, köprü, yol ve benzeri alt ve üst yapıların yıkımı veya doğal bir afet sonucunda ortaya çıkan atıkları, hafriyat atığı ise yeni yapılan inşaat işleri öncesinde ortaya çıkan toprağı ifade eder. İnşaat ve yıkıntı atıkları içerisinde asbest, floresan, boya ve benzeri tehlikeli ve zararlı atıklar bulunur. Bu atıklar daha kaynağında en aza indirgenmelidir, bu malzemelerin geri kazanılması ve özellikle altyapı malzemesi olarak geri kazanılması sağlanmalıdır, bu atıklar toprakla veya suyla kesinlikle karıştırılmamalıdır.

Tehlikeli Maddeler: Yıkıntıların arasından patlayıcı, radyoaktif, oksitleyici, toksik, zararlı, tahriş edici, çevreye zararlı maddeler çıkabilir. Yıkım ve bertaraf işlemleri sırasında yetkin kişiler tarafından gerekli önlemler alınarak bu maddeler birer birer ayrıştırılmalı ve doğru yöntemlerle dönüştürülmelidir.

“İŞ GÜVENLİĞİNE DİKKAT”

Mataracı ayrıca bölgede çalışan işçilerin güvenliklerini sağlayacak her türlü kişisel koruyucu ekipmanlar konusunda da dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

InterContinental İstanbul Büyük Bir Yatırımla Sürecine Başladı

İstanbul’un tarihi güzelliklerine birkaç adım mesafede bulunan; İstanbul’un en iyi konumlarından, şehrin kalbi Taksim’de yer alan ve InterContinental markasının 4 kez en iyi otellerinden biri olarak seçilen, son 2 senedir de World Travel Awards’da Turkey’s Leading Hotel ödülü alan InterContinental Istanbul renovasyon sürecine girdi.

1960’lı yıllarda tasarlanmış, Türkiye mimarlık tarihinin en önemli binalarından birisi olarak kabul edilen ve 1995 yılından beri hizmet veren InterContinental Istanbul’un bu sene başlayan renovasyon süreci 2025’te tamamlanacak. Ocak ayı itibarıyla lobi katında ve dış cephede başlayan yenilenme sürecinin ilk etabı ise Nisan ayında tamamlanırken; 390 odaya sahip otelin tümü 3 sene içerisinde kademeli olarak tamamlanmış olacak. Süreç sonrası otelin süit sayısı 52’den 104’e çıkarken; oda metrekareleri de büyüyecek.

İstanbul Boğazı’ndan ve sudan esinlenerek yenilenen lobi alanı, resepsiyon deneyimi, konforlu oturma alanları, Concierge Lounge ve farklılaşan lüks yiyecek-içecek alanlarıyla InterContinental Istanbul; otel misafirlerine farklı ve yepyeni bir deneyim sunacak.

InterContinental Istanbul’un renovasyon sürecini gerçekleştiren mimarı İF Design Awards 2022 ödüllü Aslı Arıkan Dayıoğlu yaptığı açıklamada: Yüzyıllar boyunca bir mücevher gibi korunan İstanbul Boğazı bu projenin tasarım sürecinin çıkış noktasını belirlemiştir. Bu olgu lobi tasarımından oda tasarımına kadar nazikçe soyut bir formda duvarların dinamizmine yansıtılmıştır. Misafirlerin otele girdikleri ilk andan itibaren bu Boğaz dalgalarının soyut formda yansımalarını deneyimlemeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Girişte, misafirleri etkileyecek ilk göz alıcı form resepsiyon bankolarını sarmalayan, Boğazın siluetinden ilham alınarak tasarlanmış dalgalı aynalı tavan Boğazın masmavi sularının her gün farklı mavi tonlarına bürünmesi; İstanbul’un gün batımlarındaki sıcak tonlardaki renkli gökyüzünün yansımaları ile oluşan renk ahengi, odada kullanılan geleneksel sanat eserlerinde hissedilebilir. Odalarda da bu proje için her biri el emeği olan, özel sanatçılar tarafından üretilen kumaşlar kullanılmıştır” dedi.​​

InterContinental Istanbul’un renovasyon ve yenilik yatırımının motivasyonu ise dünyanın her yerinden gelen misafirlerini daha da memnun etmek üzerine kurulu.

Gerçekleşen renovasyon sürecinde tasarımlar, otelin özgün hikayesinin yanı sıra İstanbul’un zengin kültür mirasından da ilham almakta. Yabancı ve yerli misafirler, bu sürecin sonunda yeni, yaratıcı ve son teknolojiye sahip deneyimler yaşayabilecekler. Aynı zamanda şehrin dokusuna uygun mimarisi ile başlayan süreçte, şehirden birçok ikonik görüntü de odalarda ve lobide kullanılacak.

Projenin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

‘’İstanbul’da 1,5 Milyon Riskli Konut Var’’

Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 1. Etap Anahtar Teslimi ile 2. ve 3. Etaplarda Kentsel Dönüşüm Başlangıç Töreni’nde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da 1,5 milyon riskli konut bulunduğuna dikkat çekti.

İstanbul’da acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayramın ilk gününde kentsel dönüşüm projesiyle ilgili müjde vereceklerini duyurdu.

81 İle 1 Milyon 181 Bin Konut

Törende, “İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 830 bin metrekare alanı ve 2,5 milyon metrekare inşaat sahasıyla ülkemizin en önemli projelerinden biridir.” diyen Erdoğan, bugüne kadar 81 ilde 1 milyon 181 bin TOKİ konutu yapıldığını vurguladı.

Konuşmasında deprem felaketini de ele alan Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde;

‘’Depremin ağır sonuçlarıyla ilgili olarak 1999 yılında kalma tecrübemiz zaten vardı. Ülkemiz Doğu Anadolu’dan başlayıp Marmara’ya kadar gelen fay hattıyla karşı karşıyadır. Kentsel dönüşüm projeleri de önem verdiğimiz konulardan biridir. Afet riski olan her yerde bu projeleri onaylayacağız.

‘’Bin 648 Konutun Anahtarları Teslim Edildi’’

20 milyarlık yatırımla içerisinde 60 bin vatandaşımızın yaşayacağı 12 bin 418 konut yapıyoruz. İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 830 bin metrekare alanı ve 2,5 milyon metrekare inşaat sahasıyla ülkemizin en önemli projelerinden biridir. Ortalama olarak projenin üçte biri tamamlandı. Projenin ilk etabında inşa ettiğimiz 1648 konutun anahtarlarını teslim ediyoruz.

Kentsel dönüşüm kredi limitlerini 600 bin liradan 1 milyon 200 bin liraya çıkardık. 

Bayramın ilk günü kentsel dönüşümle ilgili yeni bir müjde açıklayacağız. İstanbul’da acil olarak dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon riskli konut var. Avrupa ve Anadolu yakasında uydu kentler planlıyoruz. İstanbul’un en sıkıntılı yerini aldık, en prestijli haline getirdik.’’

Türkiye Genelinde Ortalama Konut Fiyatı 2 Milyon 284 Bin 490 TL Oldu

TÜİK rakamlarına göre Türkiye genelinde Mart ayında 105 bin 476 konut satışı gerçekleşti. Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 32 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21 azalmış oldu. 

Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak gayrimenkul değerlemesinde güvenilir sonuçlara ulaşan Endeksa’nın verilerine göre, Türkiye genelinde Mart ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 154 seviyesinde gerçekleşti. Yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise Kırklareli, Antalya ve Kocaeli oldu.

Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 32 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21 azalarak 105 bin 476 oldu. Endeksa verilerine göre, Türkiye genelinde Mart ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 154 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 17 bin 573 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 284 bin 490 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi 20 yıl oldu.

İstanbul’da Ortalama Konut Fiyatı 3 Milyon 186 Bin 472 TL Oldu

Mart ayında konut satışlarında İstanbul 18 bin 166 konut satışı ve yüzde 17 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 12 bin 23 konut satışı ve yüzde 11 pay ile Ankara, 6 bin 120 konut satışı ve yüzde 6 pay ile Antalya izledi. Endeksa verilerine göre, Mart ayı sonu itibarı ile İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 144, ortalama konut metrekare satış fiyatı 27 bin 4 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 186 bin 472 TL oldu. Ankara’da konut fiyatları son bir yılda %154 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 13 bin 18 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 692 bin 340 TL. olurken, Antalya’da ise yıllık değer artışı yüzde 164, ortalama konut metrekare satış fiyatı 24 bin 747 TL, ortalama konut fiyatı ise 2 milyon 969 bin 640 TL oldu. 

Yıllık Değer Artışı En Yüksek Olan İller; Kırklareli, Antalya ve Kocaeli

Endeksa verilerine göre, Mart ayında en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Kırklareli, Antalya ve Kocaeli oldu. Kırklareli’nde konut fiyatları son bir yılda yüzde 208 artış gösterdi. Ortalama konut metrekare satış fiyatı 13 bin 556 TL, ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 626 bin 720 TL  oldu.  Antalya’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 164, ortalama konut metrekare satış fiyatı 24 bin 747 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 969 bin 640 TL. Kocaeli’de ise; konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 164, ortalama konut metrekare satış fiyatı 14 bin 800 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 924 bin TL.

İpotekli Konut Satışları Yüzde 46 Arttı

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları mart ayında bir önceki aya göre yüzde 46 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17 azalış göstererek 25 bin 262 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 24 olarak gerçekleşti. 

İlk El Konut Satış Sayısı, Yüzde 14 Azalarak 32 Bin 899 Oldu

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azalarak 32 bin 899 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut 

satışının payı yüzde 31 oldu.  İlk el konut satışları 2023 ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 azalarak 83 bin 907 olarak gerçekleşti. İkinci el konut satışları mart ayında bir önceki aya göre yüzde 28 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24 azalış göstererek 72 bin 577 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 69 oldu. İkinci el konut satışları 2023 ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 azalarak 199 bin 308 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Yapılan Konut Satışları Yüzde 39 Azalarak 3 Bin 415 Oldu

Yabancılara yapılan konut satışları mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39 azalarak 3 bin 415 oldu. Mart ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 324 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 90 konut satışı ile İstanbul, 240 konut satışı ile Mersin izledi.

Verileri değerlendiren Endeksa.com Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, “Şubat ayında yaşanan deprem felaketi sebebiyle düşen konut satış adedi mart ayında tekrar yükselmiş olsa da geçen sene Mart ayının altında gerçekleşti. Bunun sebebini gayrimenkul fiyatlarının yüksek olması ve gayrimenkul ile ilgili karar vermek için seçim sonrasını bekleme eğilimi olarak özetleyebiliriz. Aynı zamanda konut kredisi kullanımındaki düşüş de satış adedinin geçen senenin altında gerçekleşmesine sebep oluyor. Mayıs ayında yapılacak seçim sonrasında piyasanın daha fazla hareketleneceğini bekliyoruz” dedi.

Kale ile Bayramda Gözünüz Arkada Kalmasın

70 yıllık tecrübesiyle evlerin güvenliği konusunda çıtayı yükselten Kale Kilit, parmak izini anahtara dönüştüren özel kilitleri, güvenlik açıklarının önüne geçen silindir sistemleri ve kapının kapatılmasıyla otomatik olarak kilitlenmesini sağlayan akıllı kilit sistemleriyle yüksek güvenlik duvarı örüyor.

Bayram tatilinin yaklaştığı şu günlerde birçok kişi, çeşitli yerlere gitmek için geri sayıma başladı. Hazırlıklarımızı yaparken bavulumuzun içeriği elbette ki önemli ancak asıl önemli olan bayramda sessiz kalacak olan evlerimizin güvenliği için alacağımız önlemler. Kullanıcılara evlerini dijital olarak izleme imkânı veren Kale Alarm ise sunduğu teknolojilerle kötü niyetli girişimleri kapıda durdururken, yaşam alanlarında meydana gelebilecek; su baskını, yangın, gaz kaçağı gibi durumlarda alarm paneline sinyal göndererek alarmın devreye girmesini sağlıyor. 

Yaklaşan bayram ile birçok kişi tatilini evinden uzakta geçirmeyi planlıyor. İster uzakta yaşayan tanıdıklara bayram ziyaretleri olsun ister yazlık bölgelerde yapılan tatiller olsun genel anlamda ortak beklenti dinlenmek ve huzur bulmak oluyor. Tüm bu planların kabusa dönüşmemesi ve tatil bitiminde evlere huzur içinde dönülebilmesi için son teknolojiyle geliştirilmiş güçlü güvenlik sistemleri yardımınıza koşuyor. Kale Güvenlik Sistemleri, evlerin kötü niyetli kişilerden korunmasını sağlayarak güvenliği maksimum seviyeye çıkartıyor. Hırsızları caydırma konusunda oldukça yetersiz olduğunu gördüğümüz, açık bırakılan ışıklar ya da kapı önünde bırakılan ayakkabılar gibi geleneksel yöntemler yerine son teknolojiyle geliştirilmiş güçlü güvenlik sistemlerinin önemine dikkat çeken Kale, kapsamlı güvenlik çözümleri ile bayram tatilinde ev güvenliğini maksimum seviyeye çıkartıyor. 

Kuvvetli Darbelere Karşı Üst Düzey Koruma

Kale Kilit’in Yüksek Güvenlikli Sistem Silindiri, alt zeminine yerleştirilen, çelik malzemeden oluşturulmuş yüksek dirençli profili sayesinde kuvvetli darbelere karşı üst düzey koruma sağlıyor. Hareketli Pimli Silindir’in içerisinde ve anahtar üzerinde bulunan hareketli pim, anahtarın kopyalanmasını da güçleştirerek güvenliği maksimum seviyeye taşıyor.

Yüksek Güvenlik, Estetik Bütünlük 

Kapımızı kilitleyip çıktığımızda evimizin güvende olduğundan emin olmak isteriz. Ancak bunun için evin güvenliğine büyük bir hassasiyetle, kapsamlı bir biçimde yaklaşmak gerekiyor. Emniyetli bir çelik kapı seçimi ve kapının üretiminde kullanılan materyaller bu konuda büyük önem taşıyor. Kale Çelik Kapı, kapılarında kullandığı malzemelerin ölçüsü ve kalitesiyle de sektörde fark yaratıyor. Her detay düşünülerek hayata geçirilen kapılar, kullanıcıları yalnızca kötü niyetli kişilere karşı değil, gürültü kirliliğine, rüzgâra, sıcak ve soğuk hava koşullarına karşı da koruyor ve enerji tasarrufuna katkı sağlıyor.

Bayramda Evinizi Cep Telefonunuzdan Takip Edin

Gelişen teknolojiler ve dijitalleşme sayesinde tüm süreçler, artık cep telefonlarından pratik bir şekilde çözümlenebiliyor. “Siz yoksanız biz varız” anlayışı ile büyüyen Kale Alarm, yeni dünyanın dinamiklerini yakından takip ederek, kullanıcılarına evlerini cep telefonlarından izleme, güvenliklerini de dijital olarak takip etme imkânı sağlıyor. Bu teknolojilerden biri olan Kale Kameram uygulaması, bayram tatilindeyken aklınızın evde kalmaması için birçok farklı özelliği bir araya getiriyor. Yüksek kaliteli görüntü çözünürlüğü, doğru açı ve mesafe ayarlı Kale Kamera Sistemlerine uygulama üzerinden online bağlanarak mobil izlenme olanağı sunması gibi özellikleriyle öne çıkıyor. Kullanıcılar uygulamayı App Store ve Google Play’den indirip kameralarının Wi-Fi ile entegrasyonunu sağladığında evlerini her an cep telefonlarıyla takip edebiliyor.

Açık Bırakılan Ocaklardan Prizde Unutulan Cihazlardan Artık Korkmayın

Evden uzakta olduğunuz zamanlarda tek endişe kötü niyetli girişimler olmuyor. Kimi zaman açık bırakılan ocaklar, kimi zamansa prizde unutulan cihazlar pek çok tehlikeyi beraberinde getiriyor. Sebep ne olursa olsun, evde normalin dışındaki sinyallerin kontrol altına alınması kullanıcılara büyük bir konfor sunuyor. Kale Alarm, yaşam alanlarında yaşanabilen hırsızlık, su baskını, yangın, gaz kaçağı gibi durumlarda alarm paneline sinyal göndererek alarmın devreye girmesini sağlıyor. Ayrıca 7 gün 24 saat süreyle kesintisiz destek veren Kale Alarm İzleme Merkezi’ne sinyal gönderimi yapılarak oluşabilecek en zorlu durumlarda, sorunu çözebilecek ambulans, polis, itfaiye gibi kolluk kuvvetlerinin en kısa sürede müdahale edebilmesine imkân tanıyor.

Seramiksan: “İyi Tasarım Herkesin Hakkı Olmalı”

Giderek büyüyen küresel iç mekan pazarının 2028’de 135 milyar doları aşması beklenirken, iyi tasarım algısı da her geçen gün değişiyor. Tüketiciler sürdürülebilir, işlevsel ve konforlu tasarım ürünlerini daha fazla tercih ediyor. 

İç mekan sektörü gün geçtikçe büyüyor. Gitnux’un paylaştığı verilere göre, küresel pazarın 2028’e kadar her yıl ortalama %3,3’lük büyüme kaydederek 135,1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Sektörün hızla büyümesiyle birlikte iç mekanlara dair farklı trendler ortaya çıkarken, yapılan son anketler tüketicilerin %69’unun evdeyken kendilerini güvende hissetmek istediklerini, %56’sının da iyi bir tasarımın konforlu ve rahat mekanlar yaratmak anlamına geldiğini düşündüğünü gösteriyor. Bu tasarım anlayışının hızla yaygınlaşması ise ev dekorasyonundan vitrifiyeye kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren markaların üretimine yön veriyor.

‘’İyi Tasarım Herkesin Hakkı’’ mottosuyla evleri hem sürdürülebilir hem de konforlu mekanlara dönüştüren karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları üreticisi Seramiksan’ın  Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu; , dekorasyon ve tasarım dünyasındaki trendleri şu sözlerle değerlendirdi:  30 yılı aşkın süredir Türkiye’yi ve Dünya’yı iyi tasarım ile buluşturuyoruz. İyi tasarımın, kullanıcının ihtiyaç ve beklentilerini karşıladığı, hayatını daha kolay ve keyifli hale getirerek daha pozitif bir deneyim yaşattığı düşüncesindeyiz. ‘’İyi Tasarım Herkesin Hakkı’’ söylemimizle iyi bir tasarımın kullanıcı dostu, inovatif, dünya için sorumluluk alan ve erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz. 

 Geçmiş dönemde tasarım demek bir objeden yola çıkarak mekân içinde bütünsellik oluşturmak anlamını taşırdı. Günümüzde tüketicilerin artık bilinçli birer kullanıcıya dönüşmesi, bu kriterin tasarımın iyi olarak nitelendirilmesi için yeterli olmadığını gösteriyor. Kusursuz tasarım dediğimiz zaman artık ürünlerin her birinde sürdürülebilirlik, fonksiyonellik ve konfor şartları aranıyor. Seramiksan olarak rekabetin ve farklılaşmanın anahtarının iyi tasarımdan geçtiğine inanıyoruz. Herkesin iyi tasarlanmış bir ürünü hak ettiğini düşünerek, bugün 76 şehirde 240 mağaza, 1000’in üzerinde tali bayi ve 60’dan fazla ülkeyi kapsayan ihracat ağımız ile herkesin ulaşabileceği, her tarza hitap eden kaliteli ürünlerimizi, müşterilerimizle buluşturuyoruz

“İyi bir tasarımın oluşturulmasında herkes eşit sorumluluğa sahip”

İyi bir tasarımın oluşturulmasında artık yalnızca tasarımcı değil, üreticiden mimarlara kadar herkesin eşit sorumluluğa sahip olduğunu aktaran Görkem Helvacıoğlu, , “Tasarım algısı her gün farklı bir boyut kazanıyor. Bu yüzden biz de geçtiğimiz günlerde İstanbul’da ki Galata Yapı showroomumuzda gerçekleştirdiğimiz Seramiksan ile İyi Yaşam Sohbetleri etkinliğinde. #İyiTasarımHerkesinHakkı mottomuzdan yola çıkarak, alanında deneyimli mimar ve iç mimarlar ile bir araya gelerek iyi tasarım üzerine verimli ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.İyi tasarımın ne olduğunu onlara sorduk. İyi Yaşam Sohbetleri etkinliği kapsamında, iyi tasarım ve iyi yaşam üzerine sektör profesyonelleriyle ilham veren buluşmalar gerçekleştirmeye  devam edeceğiz. dedi.

“Kusursuz bir tasarım hem sürdürülebilirlikten hem de işlevsellikten geçiyor”

Seramiksan Pazarlama Müdürü  Görkem Helvacıoğlu, “Mimarların %50’si iyi bir tasarımın fonksiyonel ve sürdürülebilir özellikler taşıması gerektiğine dikkat çekerken, diğer yarısı ise estetiğin ön plana çıktığını ve tasarımın kişiye göre farklılık gösterdiğini aktardı” şeklinde konuştu. 

İyi Yaşam Sohbetleri etkinliğinde alanında birçok başarıya imza atmış 12 profesyonel mimarın iyi tasarımın ne olduğuna dair görüşleri alındı. Mimarlar öznel düşüncelerini aşağıdaki gibi açıkladı.

  • Dox Architecure Kurucu Ortak Yüksek Mimar Kadir Uyanık: “Malzemeyi, rengi, fonksiyonu, kullanışlılığı en iyi şekilde ifade eden, bunları en iyi şekilde harmanlayan tasarımdır.”
  • Arasta İç Mİmarlık’tan İç Mimar Mimar Ayşegül Aras: “Kendine özgü ve estetiği bütünleyen tasarımlardır.”
  • Arcitone Kurucu Ortak Yüksek MimarElif Akçakaya: “Her tasarım bence kendine özeldir. Onu özel kılan kullanıcısı ve ait olduğu yerdir. Dolayısıyla ait olduğu yere en iyi uyumlanan tasarım, kullanıcısını hem fonksiyonel olarak hem de estetik olarak en çok mutlu eden tasarım doğru, iyi bir tasarımdır.
  • No:1 Architects Kurucu Ortak Mimar Gonca Çetinkaya: “İyi tasarım, bence tasarımcının ruhunun ve aklındakinin birleştirilip kâğıda aktarılmasıdır.”
  • Sinem Özlük İç Mimarlık Kurucusu İç Mimar Sinem Özlük: “İhtiyaca cevap vermek, iyi tasarımın öncelikleri arasındadır.”
  • Entrada Mimarlık’tan İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı Jülide Çömlekçiler: “İyi tasarım müşterinin zevkine hitap eden, aynı zamanda fonksiyonel olması gereken tasarımdır. Biz öncelik olarak fonksiyonu ortaya çıkarıyoruz.”
  • Banu Sinan İnterior’dan İç Mimar Banu Sinan Çakmak: “İyi tasarım doğru şekilde, doğru yollardan gittiğiniz zaman, kullanıcının ihtiyacını doğru bir şekilde anlayıp proje araştırma aşamalarında bütün bu sistemlere uyarak ilerlediğimizde ortaya çıkıyor.
  • Birgen İnşaat’tan Mimar Alara Çelik: “İyi tasarım kullanıcıyı en iyi şekilde yansıtan, işlevsel olarak da ona en çok yarar sağlayan  ve olabildiğince zamansız tasarımdır.”
  • FTA Design’dan Mimar Tuğba Altınoklu: “Bence tasarım çok göreceli bir kavram. Herkesin tasarım dili farklı, kendine aittir.”
  • Sakura Mimarlık Kurucu Ortak İç Mimar Sema Yazıcı: “İyi tasarım zamansız, fonksiyonel ve sürdürülebilir olan tasarımdır.”
  • Oddo Mimarlık Kurucusu İç Mimar Onur Özkök: “İyi tasarım, sürdürülebilir tasarımdır.”
  • Lento Proje Yönetim Kurulu Başkanı-CEO Hasan Alpay Gültekin: “İyi tasarım sürdürülebilir olarak, ergonomik şekilde, güzel bir şekilde yansımasıdır.”

Görkem Helvacıoğlu,, mimarların paylaştığı görüşlere dair düşüncelerini ise şu sözlerle aktardı: “Bu görüşler bize aslında belirsizliği değil, bir tasarımı tasarım yapanın ürünün işlevinden görselliğe kadar uzanan birçok niteliğe sahip olması gerektiğini ortaya koyuyor.  Seramiksan olarak biz de en yeni teknolojiyle ürettiğimiz tüm ürünlerimizle tüketicilere hem konforlu hem de sürdürülebilir mekanlar sunuyoruz. İşlevselliği estetik bir görünümle birleştirirken, ürünlerimizle daha yaşanılabilir bir geleceğin temellerini atıyoruz.”

Mart Ayında 105 bin 476 Konut Satışı Yapıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mart ayına ilişkin konut satış istatistiklerini yayımladı. Ülke genelinde satışlar bir önceki yıla göre yüzde 21,4 azalarak 105 bin 476 oldu. 

TÜİK tarafından yayımlanan konut satış istatistiklerine göre, Türkiye’de martta 105 bin 476 konut satışı gerçekleştirildi. Ülke genelinde ipotekli konut satışları martta yıllık bazda yüzde 16,5 azalış göstererek 25 bin 262 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 24 olarak gerçekleşti.

Ocak-mart döneminde yapılan ipotekli konut satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,9 düşüşle 58 bin 822 olarak kaydedildi.

Mart ayındaki ipotekli satışların 8 bin 811’inin, ocak-mart dönemindeki ipotekli satışların ise 18 bin 164’ünün ilk el satış olarak gerçekleştiği belirlendi.

Ülke genelinde diğer konut satışları martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22,8 düşerek 80 bin 214’e düştü. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 76 olarak hesaplandı. Ocak-mart döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise yıllık bazda yüzde 10,9 azalışla 224 bin 393’e geriledi.

İlk El Konut Satışının Payı Yüzde 31,2 Oldu

İlk el konut satış sayısı, martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,2 azalarak 32 bin 889 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,2 olarak tespit edildi. İlk el konut satışları ocak-mart döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 düşüşle 83 bin 907 oldu.

Martta ikinci el konut satışları yıllık bazda yüzde 24,3 azalış göstererek 72 bin 577’e geriledi. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,8 olarak belirlendi. İkinci el konut satışları ocak-mart döneminde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11,7 düşerek 199 bin 308’i buldu.

Yabancılara Satış Geriledi

Yabancılara yapılan konut satışları martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38,7 gerilemeyle 3 bin 415’e düştü. Geçen ay toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3,2 oldu.

Yabancılara konut satışlarında ilk sırayı 1324 konut satışıyla Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 1090 konut satışı ile İstanbul ve 240 konut satışı ile Mersin izledi.

Mart ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 1175 konut satın aldı. Bu ülke vatandaşlarını sırasıyla 472 konut ile İran, 165 konut ile Irak ve 160 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Karmod, Batum’daki Üniversite Binası Projesini Teslim Etti

Karmod tarafından Gürcistan’ın Batum kentinde çelik yapı sistemiyle inşa edilen ‘BAU Global Batum Üniversitesi Tıp Fakültesi Binası’ projesinde çalışmalar tamamlandı.

Karmod tarafından yapılan açıklamaya göre; BAU Global Batum Üniversitesi Tıp Fakültesi binası, 2 bin metrekare alanda 2 katlı olarak projelendirildi. Binanın mimarisi dahil elektrik, ısıtma, havalandırma ve su tesisat projeleri de Karmod tarafından geliştirildi. 

İnşaat Çalışmaları 45 Günde Tamamlandı

Tıp fakültesi binasında 10’u 50 kişilik, 4’ü de 100 kişilik olmak üzere toplam 900 öğrenci kapasiteli derslikler bulunuyor. Ayrıca, bina içerisinde özel laboratuvarlar da yer alıyor. Tüm malzemeleriyle Türkiye’de Karmod tesislerinde üretilen okul, 17 tırla sevk edildi.

Okulun kurulumu, 15 kişilik firma ekibince dekoratif lata kaplamaları, iç ve dış boya işçiliği dahil 45 günde tamamlanarak teslim edildi.

Binalar Teslim Edilene Kadar Denetleniyor

Şirket tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çankaya, şunları kaydetti:

‘’Çelik yapı modeliyle hazırladığımız eğitim binaları yapı güvenliği ile öne çıkıyor. Statik hesaplamaları henüz tasarım aşamasında özel yazılım programlarının kullanımıyla gerçekleştiriliyor. Üretim aynı programa entegre çalışan teknolojik makine hattında yapıldığından statik proje değerleri henüz imalat anında birebir özellikte yapıya aktarılabiliyor. Üretim sonrası kurulum sahada profesyonel ekiplerimizce gerçekleştirildiğinden bina yapı güvenliği uygulamaları proje bitimine kadar kalite denetimiyle sürdürülüyor.”

Tarihi Karahisar Kalesine Teleferik Projesi Tekrar Ertelendi

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, 1 Mayıs 2023’te hizmete açılması planlanan ‘Tarihi Karahisar Kalesine Teleferik’ projesinin ertelenerek ağustos ayında açılacağını duyurdu. 

Afyonkarahisar Belediyesinin asrın projesi olarak nitelendirdiği 100 milyon TL’lik tarihi Karahisar Kalesine teleferik projesinde yer teslimi yapılmasına rağmen inşaat çalışması halen planlandığı şekilde ilerlemedi.

Projenin inşaat alanına ziyarette bulunarak incelemelerde bulunan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, “Teleferik çalışmalarımız devam ediyor. Projemizde olan tesislerin yapıldığı alanın gro betonları dökülüyor. Hafriyatlar bitti. Kalenin tepesine çıkacak olan elektrik, su ve kanalizasyon çalışmaları bitirildi. Önümüzdeki günlerde ikinci bir yük teleferiği kurularak aşağıdan yukarıya malzemelerin taşınmasına başlanacak. 

Teleferik çalışmamız hızla devam ediyor. Yüklenici firmanın yetkilisi ile yapmış olduğumuz görüşmede ağustos ayı gibi hizmete alınacağını ifade ettiler. Çalışmaları yerinde inceledik. Gayet güzel gidiyor, aksamadan devam ediyor. Yağmura rağmen ekipler çalışmalarına devam ediyorlar. Afyonkarahisar’ımıza hayırlı olsun. Gelsin, görsünler. “Teleferik nerde” diyorlar? Teleferik burada, çalışmaları gelsinler yerinde görsünler” dedi. 

Süper Hızlı Tren Hattı Projesinin Detayları Belli Oldu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ankara-İstanbul arası hizmet verecek süper hızlı tren hattı projesinin detaylarını açıkladı. Bakan proje çalışmalarının, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından başlayacağını duyurdu. 

Süper hızlı tren projesiyle ilgili yazılı açıklamada bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, ‘demiryollarında da sadece bugünü değil geleceği de planlıyoruz’ diyerek, “Demiryolları hayatımızın bir parçası. Bizim hedefimiz de onu geliştirmek, hızlı tren konforunu bütün Türkiye’ye yaymak ve demiryollarında Türkiye’ye yeni çağ atlatmaktır.” ifadelerini kullandı. 

Ankara-İstanbul Arası 89 Dakikaya Düşecek

Projenin Ankara, Nallıhan ve Sakarya güzergahında yer alacağını söyleyen Karaismailoğlu, “Fizibilitelerini yaptık, projeleri hazırladık. Süper hızlı tren hattının uzunluğu 344 kilometre olacak. Proje kapsamında, 14 kilometre uzunluğunda 19 adet viyadük, 120 kilometre uzunluğunda 52 adet tünel yapacağız. Tren saatte 350 kilometre hıza ulaşacak. Ankara-İstanbul arasında yapılacak süper hızlı tren hattı ile seyahat süresi 89 dakika yani 1,5 saat sürecek. Seçim sonrasında projemizi başlatacağız. Mevcut hızlı tren hattımızı da kullanmaya devam edeceğiz.” dedi. 

Süper Hızlı Tren Nedir?

Süper hızlı trenler, yüksek hızlarda seyahat edebilen ve uzak mesafeleri kısa sürede kat edebilen trenlerdir. Genellikle özel olarak tasarlanan bu trenler, raylar üzerinde hareket eder ve geleneksel trenlere göre daha yüksek hızlara ulaşır. Süper hızlı trenler, ortalama seyahat süresini azaltması ve maliyetinin uçak gibi kısa sürede ulaşım sağlayan araçlara kıyasla daha uygun olmasıyla vatandaşların en sık tercih ettiği araçlar arasında yer alır. 

Süper Hızlı Trenlerin Dünyadaki Yeri 

Büyük altyapı yatırımları isteyen süper hızlı trenler, dünya genelinde birçok ülkede kullanılıyor. Dünyada süper hızlı tren kullanan ülkelerden birkaçı şu şekilde;

Japonya: Japonya’da ilk süper hızlı tren projesi olan Shinkansen, 1964 yılında açılmıştır. Şu anda Japonya’da birçok farklı Shinkansen hattı bulunmaktadır ve bu hatlarda en yüksek hızlar saatte 320 km’ye kadar çıkabiliyor.

Çin: Çin’de, 2007 yılında hizmete giren CRH380A modeli süper hızlı trenler, saatte 500 km hıza ulaşabilirler. Çin, süper hızlı tren ağını hızla genişletme kararı aldı. Ülke, 2030 yılına kadar 38 bin km uzunluğunda bir hızlı tren ağına sahip olmayı planlıyor.

Fransa: Fransa’da TGV adı verilen süper hızlı trenler, ilk olarak 1981 yılında hizmete girdi. Saatte 320 km hıza ulaşabilen TGV trenleri, Fransa’nın farklı şehirlerini birbirine bağlıyor.

Türkiye’deki tüm ulaştırma projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kocaeli Şehir Hastanesi Hizmete Açıldı

Depreme karşı dayanıklı olması amacıyla sismik izolatör sistemi kullanılan Kocaeli Şehir Hastanesi hizmete açıldı. 

Bölgenin sağlık sektörüne katkı sağlayacak Kocaeli Şehir Hastanesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla vatandaşların hizmetine açıldı. Modern ve teknolojik cihazlarla donatılan hastanede, bin 218 yatak kapasitesi, 218 poliklinik, 188 yoğun bakım ünitesi, 30 diyaliz yatağı ve 63 ameliyathane yer alıyor.

Deprem Riskine Karşı Önlem Alındı

Toplam bin 069 adet sismik izolatör kullanılan Kocaeli Şehir Hastanesi, 368 bin metrekarelik alana inşa edildi. 

Teknolojik cihazların yanı sıra doğal ve modern mimarisiyle de dikkat çeken hastane binası, yeşil alanları ve peyzaj düzenlemeleriyle de dikkat çekiyor. 

‘’Sırada İzmir Var’’

Hastane projesinin açılışına katılım gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırada İzmir projesinin yer aldığını belirtti. Erdoğan, sözlerini, ”Ülkemizin büyükşehirlerini bu hastanelerle donatıyoruz. Şimdi İzmir var. Bayram öncesi açmaya çalışacağız.” şeklinde ifade etti. 

TMB: ‘’İmar Affı ve Benzeri Uygulamalar Tümden Çıkartılmalı’’

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), inşaat sektörü 2023 yılı ilk çeyrek dönemine ilişkin Analiz Raporu’nu yayımladı. Raporda, imar affı ve benzeri uygulamaların gündemden kaldırılması belirtildi. 

“Deprem Felaketinin Acıları İçinde Seçim Süreci” başlığını taşıyan raporda küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler yer aldı.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Raporda, Kahramanmaraş merkezli depremlerin, ülkede yaşanan acı tecrübelere rağmen depreme karşı yeterli önlemlerin alınmamış olduğunu ve dayanıksız yapı üretiminin yaygınlığını gözler önüne serdiği belirtilerek, şu değerlendirmede bulunuldu:

“Ortaya çıkan yaklaşık 230 milyon tonluk enkaz, boyutu itibarıyla Erciyes Dağı’nın büyüklüğü ile kıyaslanmıştır. Yıkılan binalar ve yitirilen canlar, doğal afet risklerini ve zemin şartlarını dikkate alan kentsel planlamanın, yetkin mühendisliğin, projeye uygun imalatın, doğru ve kaliteli malzeme kullanımı ile yapım faaliyetleri denetiminin hayati önemini ortaya koymaktadır.”

“İmar Affı Gündemden Çıkartılmalı”

Deprem bölgesinde inceleme yapan teknik ekiplerin yapı hasarlarıyla ilgili tespitlerine yer verilen raporda, 2019’da yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılması için hazırlanan “Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik”in, yurt çapında etkin ve taviz verilmeden uygulanması gerektiği vurgulandı.

Raporda, sektördeki denetim sistemi mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğinin altı çizilerek, “Süreçte sorumluluğun çok taraflı olduğu gerçeği kabul edilerek ülkenin gündeminden imar affı ve benzeri uygulamalar tümden çıkartılmalı, aksine müeyyidelerin caydırıcı olması sağlanmalıdır.” ifadesi kullanıldı.

Ülkede kentsel planlamanın depreme dayanıklı şekilde yapılmasının önemine işaret edilen raporda, olası imar aflarına güvenen kaçak yapılaşmanın önlenmesi, yüksek riskli yapı stoku için etkin kentsel dönüşüm politikalarının geliştirilmesi gerektiği bildirildi.

Raporda, düşen alım gücü ve içinde bulunulan enflasyonist ortamın toplumun geniş kesimleri için krediye erişimde büyük engel teşkil ettiği belirtilerek, kentsel dönüşüm konusunda sadece İstanbul’daki ihtiyacın bile kapsamlı finansal çözümler gerektirdiği vurgulandı.

TMB ve Üyelerinin Deprem Bölgesindeki Faaliyetleri

TMB ve üyelerinin deprem bölgesindeki çalışmalarına da yer verilen raporda, afetin hemen ardından bölgede 4 binin üzerinde iş makinesi, 22 binden fazla ekipmanla kurtarma çalışmalarına destek olabilecek 3 bini aşan tecrübeli personelin enkazdan çok sayıda kişinin çıkarılmasına katkı sağladığı ifade edildi.

Raporda, inşaat sektörünün 2018-2019 döneminden bu yana iç ve dış ekonomik gelişmelerin etkisiyle küçüldüğünün altı çizilerek, 2022 yılı genelinde ise sektörün, Kovid-19 salgınının yaşandığı 2020’den daha derin bir daralma yaşadığı kaydedildi.

Salgının etkileri ve döviz kurundaki gelişmeler nedeniyle 2021’de temel girdi maliyetlerinde yüzde 150 düzeyine varan fiyat artışlarının yaşandığına işaret edilen raporda, “Ardından ortaya çıkan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ham madde fiyatları üzerinde küresel çapta yarattığı etkiyle de 2022’de bu oranın yüzde 170’i aştığı izlenmiştir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, inşaat sektörünün talebe paralel şekilde konut üretimi gerçekleştirebilmesi için sektörün kamu projelerinde yaşadığı sorunların giderilmesi gerektiği belirtildi.

Depremlerin ardından, başta İstanbul olmak üzere, riskli görülen şehirlerde konut satışlarının düştüğü tespitine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi:

“İlaveten izleyen günlerde sanayi sektörünün tesislerini taşımak için deprem riski bulunmayan çevre illeri mercek altına aldığı takip edilmiştir. Ankara ve İzmir’in toplam satışlardan aldığı payda artış dikkat çekerken yabancılara konut satışındaki düşüşte hızlanma yaşanmıştır. “

4,1 Milyar Dolarlık 52 Proje Üstlenildi

Raporda, bu yılın ocak-mart dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörünün yurt dışında 4,1 milyar dolarlık 52 proje üstlendiği bildirilerek, sektörün yurt dışı pazarlara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğünün, 133 ülkede üstlenilen 11 bin 700 projeyle toplam 477 milyar dolar olduğu bilgisi paylaşıldı.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Türk yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde yarattığı kaybın sürdüğü vurgulanan raporda, şu ifadeler yer aldı:

“Türk müteahhitler için yeniden açılan Körfez pazarında özellikle Suudi Arabistan’a yönelik çalışmalar geçtiğimiz çeyrek dönemde hız kazanmıştır. Ülkeye 19-20 Mart 2023’te Ticaret Bakanı Mehmet Muş başkanlığında ve TMB organizasyonunda bir müteahhitlik heyeti ziyareti gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler çerçevesinde Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Majid Bin Abdullah Al Qasabi, Public Investment Fund tarafından her yıl 40 milyar dolarlık proje gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini, Türk müteahhitlik firmalarıyla alt ve üstyapı, turizm, konut başta olmak üzere birçok alanda iş birliği imkanının bulunduğunu belirtmiştir.”

Yerel Bir İşletmeden Bölgesel Bir Güce; Altıneller

Hatay’ın parlayan yıldızı Altıneller, Hatay’da başlayan başarı yolculuğunu Adana ve Mersin’de sürdürmeye devam ediyor. 1981 yılında doğrama ve mobilya alanında küçük yerel bir işletme olarak iş hayatına giren Altıneller markası, bölgenin gelecek vadeden en önemli markası olarak çıktığı yolda kaliteden ödün vermeyen hizmeti ve fark yaratan işçiliği ile kısa sürede bölgesinin en çok tercih edilen firması haline geldi.

Emek ve değer kavramını her daim kaliteyle buluşturmayı misyon edinen Altıneller, 1997 yılında kuşak değişimiyle birlikte daha da güçlenerek markalaştı ve şirketleşmeyi başardı. 2005 yılında ise bilişim sektörüne de yönelerek başarılı bir girişimcilik örneği sergileyen bu alandaki Altıneller, farkını ortaya koydu.

Her daim kaliteyi baz alan hizmet anlayışından taviz vermeden yükselmeye devam eden Altıneller, yine kendi bölgesinin bilişim, bilgisayar, teknik servis, sarf ürünleri, web tasarım ve sunucu konularında aranan markası oldu.

Kalite ve İmajın Büyük Buluşması; Altıneller ve Vestel

Altıneller, bilişim ve mobilya sektöründeki başarıları ve müşteri memnuniyeti konusunda Hatay’daki rüştünü ispatlayarak ülkemizin yerli üretimdeki en gözde firmalarından “Vestel” ile harika bir buluşmaya imza atarak 2011 yılında Hatay’ın Altınözü ilçesinde açtığı ilk Vestel şubesi ile mağaza ve beyaz eşya sektörüne yöneldi.

Ayrıca firma, sektörde yenilikçi adımlar atarak 2015 yılında internet mağazası Hopeve.com’u hayata geçirdi. Altıneller, ülkenin her yerindeki müşterilerine kolay alışveriş deneyimi sunuyor. 

2022 yılında tüm Türkiye’yi kapsayan Altıneller Proje Ortağım birimini faaliyete alan firma, proje ile ülkemizin her noktasındaki projelerde led aydınlatma, otel ve inşaat projeleri, dijital ekran çözümleri, iklimlendirmeve kamu projeleri çözümleri alanlarında tecrübeli personellerinin birikimi ile hizmet sağlıyor.

Altıneller, Müşteri Memnuniyetinde Her Daim Şeref Kürsüsünde

İlk günden bugüne kadar bir aile samimiyetinde üretim yapan ve yüzde 100 müşteri memnuniyeti temasıyla hizmet sunan Altıneller, büyümedeki ivmesini; müşterilerini doğru tanıma, onların beklentisini iyi analiz ederek her daim güler yüzlü hizmet sunmaya bağlıyor. Bu bağlamda firma, yerelden aldıkları ilhamla küçük bir işletmede başlayan yükselişlerini Hatay’da 6, Adana’da 9, Mersin’de ise 3 olmak üzere toplamda 18 mağaza ile taçlandırdı. Altıneller, ülkenin bu sektördeki en başarılı bayilerinden biri olmayı gururla sürdürürken müşteri memnuniyetinde de her daim şeref kürsüsünde yer alıyor. 

Altıneller Şampiyonluklara Doymuyor!

Her başarının bir mükâfatı olduğuna inanarak her şubesinde başarılı satışlara imza atan Altıneller gerek bölgesinde gerekse Türkiye’de rekorlar kırdı. 

Ocak 2019 Türkiye Şampiyonluğu ve Ağustos 2019 Türkiye Şampiyonluğu yanı sıra Ocak 2020 Bölge Şampiyonluğu, Mart 2020 Türkiye Şampiyonluğu, Nisan 2020 Bölge Şampiyonluğu, Mayıs 2020 Türkiye Şampiyonluğu, Haziran 2020 Türkiye Şampiyonluğu, Eylül 2020 Türkiye Şampiyonluğu, Ekim 2020 Türkiye Şampiyonluğu, Kasım 2020 Türkiye Şampiyonluğu, Aralık 2020 Türkiye Şampiyonluğu’nu hak eden Altıneller, 2020 yıl genelinde ise Türkiye Şampiyonu olarak Vestel bayileri arasına adını altın harflerle yazdırmayı başardı.

Ayrıca Vestel’in ulusal bazda yürüttüğü sosyal projeleri (WeWALK, Eşit Şans Projesi, Hayatın İçindeyim, Yeter Ki Şans Ver) sonuna kadar desteklemekle birlikte kendi bünyesinde de birçok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştiriyor.

‘Bize Sormadan Vestel Almayın’

Alanında uzman müşteri temsilcileri ve teknik personelleriyle müşteri odaklı yaklaşımda zirveyi kimseye bırakmayan Altıneller ‘Bize Sormadan Vestel Almayın’ mottosuyla ilk günkü heyecan ve şevkle sektördeki ilerleyişini azimle sürdürüyor.

https://www.e-altineller.com/

TOBB’un Anaokulu İnşaatı Devam Ediyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Aydın’ın Söke ilçesinde hayata geçirilecek olan anaokulu projesinde inşaat çalışmaları sürüyor.

Toplam 12 sınıftan oluşacak anaokulu projesi Çeltikçi Mahallesi Fatih Ortaokulu yanında inşa ediliyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ‘154 İlçeye 154 Okul Kazandırma Projesi’ kapsamında inşa edilen projenin 2023-2024 eğitim-öğretim döneminde hizmete açılması planlanıyor. 

Projeyi yakından takip eden Söke Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ali Özdericioğlu, inşaat çalışmalarını, Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sağel, Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Kayhan, Meclis Üyeleri Mustafa Toyran, Arif Yıldırım ve Taylan Türkoğlu ile ziyaret etti. 

Anaokulu projesi hakkında konuşan Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sağel; “TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu önderliğinde, Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer ile imzalanan Ulusal Eğitime Katkı Protokolünde ‘154 ilçeye 154 yeni okul kazandırma projesi’ çerçevesinde Sökemize kazandırdığımız anaokulu inşaatı devam ediyor. Sökemize bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, yeni eğitim binasını Sökemize kazandırmamızda bizlere desteklerini esirgemeyen Rifat Hisarcıklıoğlu ve Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer’e bir kez daha teşekkür ediyoruz.” dedi.

Odunpazarı’nda ‘Vizyon Projeler’ Devam Ediyor

Eskişehir’e bağlı Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ilçe genelinde inşaat çalışmaları devam eden ‘Vizyon Projeler’e ziyarette bulundu. 

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ‘Vizyon Projeler’ içinde yer alan Odunpazarı Belediyesi Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi, Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi ile Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi’nde incelemelerde bulundu.

Sık sık çalışmaları yerinde incelemek için denetimler yapan Başkan Kurt, ziyaretlerinde çalışmalarla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Başkan Kurt, incelemeler kapsamında ilk olarak Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi’ne gitti. Yapılan çalışmaları yakından inceleyen Başkan Kurt daha sonra Yaşlı Bakım Merkezi’nin hemen yanında bulunan Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi’ni inceledi. Başkan Kurt hem Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi hem de Ahmet Ara Engelsiz Gündüz Bakımevi ve Kreşi’nin yakın zamanda hizmete gireceğini belirtti.

Yenikent’te inşaatı devam eden Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi’ne de giden Başkan Kurt, yetkililerden Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi ile ilgili bilgi aldı. Kurt, Yenikent Kapalı Pazar yeri ve Kültür Merkezi’nin Yenikent, Yıldıztepe, Gültepe, Büyükdere ve Çankaya Mahalleleri olmak üzere yaklaşık 80 bin kişiye hitap eden bir merkez haline geleceğini kaydetti.

Kaynak: Anka Haber

Batman’da İnşa Edilen 500 Yataklı Hastanede İzolatör Kullanılacak

Batman’da inşaat çalışmalarının devam ettiği 500 yataklı hastane projesinde sismik izolatör sistemi kullanılacak.

Bir süre önce temeli atılan Batman’ın 500 yataklı yeni hastanenin inşaatı tüm hızıyla sürerken, İl Sağlık Müdürü Dr. Semih Canpolat, hastane temelinde izolatör sisteminin uygulanacağını söyledi. 

İl Koordinasyon Kurulu’nun 2. dönem toplantısında konuşan Canpolat, “İnşaatına bir süre önce başlanılan hastanenin temelinde depreme karşı izolatör sisteminin uygulanması için de firmanın önerisini göz önünde bulundurup Bakanlığa bildirdik. Hastane temelinde izolatör sistem uygulanmış olacak.” dedi. 

Afet Bölgesinin Deprem Sigortası Düzenlendi

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmî Gazete’nin 13 Nisan tarihli sayısında, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında afet ve acil durum yönetimi alanında alınan bazı tedbirlere dair düzenlemeler duyuruldu.

Kararnameye göre, afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde yıkık veya ağır hasarlı olarak tespit edilmiş konut, iş yeri ve ahır sahibi afetzedeler için 7269 sayılı kanun hükümleri gereğince hak sahibi olma ve borçlandırmaları yapılma kaydıyla, bu yapıların inşası veya kredi sağlanmasında DASK aranmayacak.

Konut, işyeri ve diğer yapılan yeniden inşasında veya kredi sağlanmasında kendilerine ait olmayan arsa veya arazi üzerine inşaat ruhsatı almaksızın bina inşa eden yapı sahipleri ile imar planında yapı yapılması sakıncalı olarak belirlenen yerlerde ruhsatsız olarak yapılan yapıların sahipleri hak sahibi olarak kabul edilmeyeceğine yönelik kısıtlayıcı hüküm uygulanmayacak.

Afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde 7269 sayılı kanundan faydalanarak inşaat kredisi tahsisi ya da bina yapımı isteyenlerin hak sahipliği başvurusuna ilişkin duyuru Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı internet sitesinde ilan edilecek ve hak sahiplerinin 2 ay içinde başvurması istenecek. Bu süre gerektiğinde en fazla 1 ay uzatılabilecek.

Başvuruya ilişkin sonuçlar ilgili mülki idare amirliğince Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı internet sitesinde ve e-Devlet kapısı üzerinde ilan edilecek. Hak sahipliği kabul edilmeyenler 15 gün içinde itiraz edebilecek.

Karara göre depremin yol açtığı hasarların giderilmesi amacıyla uluslararası kuruluşlardan sağlanacak kredi ve hibelerle finanse edilecek projelerin uygulanması dolayısıyla taşınmaz malların alım, satım, ipotek, tapu kadastro işlemleri ile verilmesi gereken beyanname ve sözleşmeleri her türlü vergi, resim, katılma payı ücret ve harçtan istisna tutulacak.

Bu kapsamda yürütülen ulusal ve uluslararası projeler kapsamında her türlü prefabrik, konteyner ve geçici barınma malzemesi, yapı malzemesi, makine, afet ve acil durum faaliyetlerinde kullanılacak motorlu taşıtlar araç, gereç ve teçhizat, yedek parça ve yardım malzemeleri Ticaret Bakanlığı’nın uygun görüşü alınarak afet ve acil durum yönetimi başkanlığınca ithal edilebilecek.

İthal edilen bu mallar, gümrük vergisi ve bu vergi ile birlikte alınan her türlü vergi, resim, harç, fon ve diğer maddi mükellefiyetlerden istisna edilecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Hatay’da Enkaz Kaldırma Çalışmaları Devam Ediyor

6 Şubat tarihinde başlayan Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’da enkaz kaldırma çalışmaları sürerken binaların yerini boş alanlar aldı. 

AFAD koordinesinde günlük 300 bin seferle hafriyat taşınan kentte 10 binin üzerinde enkaz kaldırma çalışması yapılıyor.

En büyük yıkımı yaşayan Hatay’ın Antakya ilçesinde acil yıkılması kararlaştırıldıktan sonra yıkım işlemi de gerçekleştirilen binaların yerini boş alanlar aldı. Binlerce insanın yaşadığı ve kent hayatının merkezi olan sokaklar yerini sessiz meydanlara bıraktı.

Öte yandan, yıkımların devam ettiği kentten toz bulutlarının yükselmesi de dikkat çekti. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay’daki enkaz meydanları drone ile görüntülendi.

Doğu Karadeniz’in En Büyük Camisinin İnşaatında Sona Doğru

Trabzon’da Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük cami ve külliyesi olma özelliğini taşıyacak projede, son aşamalara gelindi. 

İnşaatın büyük bir kısmı tamamlanırken, cami bitirildiğinde Doğu Karadeniz’in en büyük külliyesi olacak.

Yapımına 2018 yılında dönemin Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu zamanında başlanılan, projesi eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın destekleriyle Pazarkapı mevkiinde denize hâkim bir noktada sahil şeridinde hazırlanan Trabzon Şehir Camii ve Külliyesi inşaatı sürüyor.

182 bin metrekare rekreasyon alanındaki 26 bin metrekarelik arsa üzerinde Trabzonlu hayırseverlerin destekleri ile yapımı devam eden Trabzon Şehir Camii ve Külliyesi’nde 7 bin 700 kişi aynı anda ibadet edebilecek. 

Türk-İslam Mimarisi Ön Plana Çıkarıldı

15 bin 442 metrekare toplam inşaatı alanı ve 8 bin 831 metrekare bodrum kat alanı ile tamamlandığında 14 derslikli eğitim merkezi, 15 atölye, bin kişilik konferans ve toplantı salonu, aşevi, bay/bayan abdesthane, gasil hane ve kapalı otoparkın bulunacağı camide 6 bin 255 metrekare ibadet alanları bulunacak. 2 bin 800 metrekare harim alanı, bin 140 metrekare revak alanı, bin 200 metrekare avlu alanı ve bin 115 metrekare mahfil katında oluşan cami ve külliyenin geleneksel Türk-İslam mimari tarzı ile günümüz çizgilerini bütünleştirerek döneminin ve şehrin sembol eserlerinden biri olması amaçlanıyor.

‘’Türk İnşaat Şirketleri İyi Performans Gösteriyor’’

Yaptığı yatırımlarla ünlenen Capital’in Kurucusu Mark Mobius, “Türk inşaat şirketlerinin iyi bir performans sergileyeceğini öngörüyorum. Türkiye’ye yatırım yapmaya devam.” dedi. 

Küresel piyasanın son birkaç senedir potansiyelinin altında performans sağladığını belirten Capital’in Kurucusu Mark Mobius, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde iyi bir büyüme göstereceğini söyledi. 

Sözlerine Kahramanmaraş nerkezli depremlerden etkilenenler için üzüldüğünü ekleyen Mobius, Türkiye’nin depreme dayanıklı yapılarla yenilenmesi sürecinde şirketlerin iyi bir performans göstereceğini ifade etti.

Mobius’un yatırım konusunda yaptığı değerlendirmeler ise şu şekilde; 

 “Gelişmekte olan piyasalar daha iyi hale geliyor. Bu öncelikle Çin’deki toparlanmadan kaynaklanıyor. Bilindiği üzere Çin, gelişmekte olan piyasalar endeksinin yüzde 30’unu temsil ediyor. Yani Çin iyi iş çıkardığında, endeks de iyi sonuç veriyor.”

”Gelişmekte olan pazarlarda çok iyi performans gösteren çok fazla şirket ve ülke var. Hindistan bunun iyi bir örneğidir. Türkiye, Güney Afrika, Brezilya, Vietnam, Tayvan ve benzeri ülkelerdeki şirketler makroekonomik duruma rağmen iyi performans gösteriyor.”

”Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle yerel para birimleri üzerinden petrol satışı yaparak küresel enerji fiyatlarında düşüşe katkı sağladı. Türkiye ve Hindistan gibi enerji ithalatı yapan ve gelişen ekonomiler bu durumdan yararlanacak. Bence Türkiye (önümüzdeki dönemde) iyi bir büyüme gösterecektir.”

“ABD Merkez Bankası (Fed) ve dünyadaki diğer merkez bankaları, çok fazla para basarak dünyayı çok zor bir duruma soktu. Bunun elbette enflasyon üzerinde doğrudan bir etkisi var. Enflasyon çok fazla paranın tedavülde olması demek.”

”Türkiye’de şubat ayında yaşanan depremlerden dolayı büyük üzüntü duydum. Deprem bölgesinin yeniden inşa edilmesi söz konusu ve daha iyi konutlar için büyük miktarlarda yatırımlar yapılacak. Bazen gerilimli ve zor zamanlarda bazı şirketler iyi performans gösterebilir. Şehirlerin yeniden depreme dayanıklı yapılarla yenilenmesi sürecinde Türk inşaat şirketlerinin iyi bir performans sergileyeceğini öngörüyorum.”

 “Türkiye’deki enflasyon ve döviz kuru seviyesi, ihracatçı Türk şirketlerine fayda sağladı. Örneğin, Türkiye’de yazılım ihracatı yapan bir şirketle iş yapıyoruz. Şirketin ihracı dövizken, maliyetleri Türk lirası cinsinden ve bu yüzden iyi performans sergiliyor. Gelişen piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. (Yatırım yapmak için) Kesinlikle Türk şirketlerine bakmaya devam edeceğiz.”

”Tüm dünyada ekonomik ve politik gelişmelerin etkisiyle hükümetlere duyulan güven azaldı. Bu yüzden insanlar bunu (güvensizliği) her şeyden önce daha fazla kripto para, daha fazla altın satın alarak gösteriyor. Tüketiciler bu tip belirsizliklerin yüksek olduğu zamanlarda bankalardaki mevduatlarının bile güvende olmadığını düşünerek huzursuz olabilir. Genel olarak hükümetlere olan güven azalıyor. Fransa’da yaşanan protestoların bunun tipik bir örneği.”

Yabancı Yatırımcıların Gayrimenkule İlgisi Arttı

Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, ‘’Sadece 2021’de yatırımcıların ülkeleri dışında aldığı gayrimenkuller için ödediği miktar 400 milyar doları aştı.’’ dedi.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Dünyada artan enflasyon ve ülke içi krizler, kırılganlıklar gayrimenkul yatırımlarını tetikliyor. Sadece 2021’de yatırımcıların ülkeleri dışında aldığı gayrimenkuller için ödediği miktar 400 milyar doları aştı. Bu rakamın 2022’de en az yüzde büyüdüğüne dikkat çeken Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, “Bu pastada en büyük payı; ABD, İngiltere, İspanya, Portekiz, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler aldı” dedi. Son yıllarda, pandemi, küresel ekonomik krizler, politik liderlerin kararları gibi nedenler gelişmiş ülkeleri daha içe kapalı bir hale getirdi.

Bu durum diğer ülke vatandaşlarının bu ülkelere olan dolaşımını, oturum süreçlerini ve sermaye transferini zorlaştırıyor, kısıtlıyor. Fakat birçok insan gayrimenkul yatırımlarıyla birlikte verilen oturum, vatandaşlık programlarıyla bu kısıtlamaları aşıyor. Akyüz’e göre Çin ve Hindistan vatandaşları gayrimenkul alımıyla sunulan vatandaşlık ya da oturum programlarını en çok tercih edenlerin başında geliyor. 

Yeni vergi uygulamalar nedeniyle ABD ve Fransa vatandaşları, BREXIT sonrası AB ülkelerinde oturum elde etmek isteyen İngiliz vatandaşları son dönemde oturum ve vatandaşlık programlarına dâhil oluyor. Rusya -Ukrayna savaşının sonuçlarını da ciddi bir etkisi bulunuyor.

Ruslar da Türkiye’ye Yöneliyor

Ukraynalılar daha çok Avrupa programlarına yönelirken, tüm kapıları kapanan Ruslar Türkiye’ye yöneliyor. Bu durumun doğal olarak küresel gayrimenkul pazarının büyümesine de neden olduğuna dikkat çeken Narazan, “Yukarıda saydığım nedenlerin kısa ve orta vadede değişmesi pek mümkün görünmüyor. Bu da bize pazarın önümüzdeki yıllarda da çok canlı olacağını, büyümesini sürdüreceğini gösteriyor.” dedi.

Bu pastada Golden Visa gibi programların önemli yer tuttuğuna değinen Narazan, “Golden Visa’yı, AB üyesi olmayan bir ülkenin vatandaşı için yatırım yoluyla oturma izni ve vatandaşlık hakkına sahip olma programı olarak niteleyebiliriz. AB’de başlayan ve özellikle İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkeleri olumsuz bir şekilde etkileyen ekonomik krizin ardından yine bu üç ülke ve Malta’nın Golden Visa programında öncü ülkeler olduğunu söyleyebiliriz. 

Golden Visa programı, öncelikle seyahat özgürlüğü tanıyor. Program sadece AB ülkelerinde değil, 150’den fazla ülkeye vizesiz seyahat imkânı tanıyor. Gayrimenkul yatırımınızdan euro bazlı kira elde etme imkânının yanı sıra AB ülkelerinde ticaret ve çalışma hakkı da tanıyor.

Golden Visa’nın sunduğu haklardan yatırımcının eşi, 21 yaşına kadar olan veya okuyan çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları ebeveynleri de faydalanabiliyor. Çocuklarınız için AB ülkelerinde eğitim olanağını sunarken, bu eğitim için diğer ülke vatandaşlarına göre daha uygun ekonomik koşullar elde edebiliyorsunuz. Yatırım tarafına baktığımızda, standart yatırım miktarından bahsedemeyiz, zira koşullar ülkeden ülkeye değişiyor. 

Artan Emlak Fiyatları Nedeniyle Konut Almak Zorlaştı

Yunanistan için 250 bin euro değerinde yapılacak bir gayrimenkul yatırımıyla AB serbest dolaşımı elde edebiliyorsunuz. Bu yatırım miktarı Portekiz’de 280 bin eurodan başlarken, İspanya’da 500 bin euroyu buluyor. Bu maliyetlerin üzerine avukatlık, alım satım masrafları gibi maliyetleri de ekleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Son iki yılda hızlı yükselen emlak fiyatları sebebiyle, Türkiye’de konut almanın zorlaştığına dikkat çeken Narazan, “İstanbul’da gayrimenkul fiyatları Avrupa şehirleriyle yarışıyor. Bunun sonucu olarak, İstanbul’da yeni bir konut almak yerine Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi Avrupa Birliği ülkelerine, İngiltere ya da ABD gibi ülkelerde konut edinme eğilimi artıyor.

AB ülkelerinde yapacağınız gayrimenkul yatırımı, Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım, vatandaşlık ve yüksek kira getirisi gibi birçok avantaj sağlayabiliyor. Bu da yurtdışında konut alımını teşvik eden unsurlar olarak dikkat çekiyor.

Türkler de Yurtdışında Gayrimenkul Yatırımlarına Yöneliyor

Yüksek getirili gayrimenkul yatırımı isteyen, çocukları için iyi bir eğitim kariyeri planlayan, uluslararası yatırımlarını daha sağlıklı yönetmek isteyen Türk vatandaşları yurtdışında gayrimenkul yatırımlarına yöneliyor.  Bu trende katılan Türk vatandaşları için de Vesta Global olarak talep odaklı çözümler sunuyoruz.” dedi.

Vesta Global 2017 yılında Teuta Narazan ve Armağan Akyüz tarafından kuruldu. Gayrimenkul sektöründe pazarlama ve satış danışmanlığı veren Vesta Global, oturma izni ve vatandaşlık programlarından, farklı kıtalarda rezidans projelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor. Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, ayrıca otel ve turizm yatırımlarından ticari mülklere, maden ocaklarından tarım arazilerine, şehir dairelerinden okyanusta adalara, Avrupa’da şatolardan Alp’lerde chaletlere, İtalya’da üzüm bağlarına kadar oldukça geniş bir portföyü danışanların beğenisine sunduklarını da sözlerine ekledi:

 “Ayrıca inşaat ve yatırım firmalarına yurtiçi ve yurtdışındaki gayrimenkul projelerinde, projenin geliştirilmesinden, pazarlama ve satış danışmanlığına, yurtdışı satış kanallarının oluşturulmasına kadar anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Vesta Global olarak gayrimenkul sektöründe alışılagelmiş iş yapma şekilleri dışında hizmet sağlıyoruz.”

“Depremler Engellenemese de Depremin Yaratabileceği Hasarlara Karşı Önlemler Alabilmek Mümkün” 

Yurtiçi ve yurtdışında farklı ölçek ve fonksiyonlardaki mimari projelerle ön plana çıkan Aura Design Studio Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, deprem nedeniyle oluşabilecek yıkım ve kayıplara karşı konutlarımızda almamız gereken önlemleri aktardı. 

Kurucusu olduğu AURA Design Studio çatısı altında mimarlık, kentsel tasarım ve iç mekan tasarımı alanlarında farklı tipolojilerde birçok ödüllü projeye imza atan Mimar Filiz Cingi Yurdakul, ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle yüz yüze olduğumuz depremler engellenemese bile depremin yaratabileceği hasarlara karşı önlemler almanın mümkün olduğunu dile getiriyor. 

Deprem, hayatların, tüm canlıların, yapıların, şehirlerin, yolların, ağaçların yerinden oynamasıdır. Değişmez sandığımız emek verilerek üretilen, severek yapılan evlerimizin, işyerlerimizin, okullarımızın ve kent hafızasını oluşturan birçok yapının bir anda yok olması ihtimalidir.

Yaşanan depremde en ağır şekilde zarar gören bölgelerde yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için alınması gereken bazı önlemler var. Bu önlemlerden belki de en önemlisinin mevcut yapılarda bina deprem dayanıklılık testi yaptırarak olası bir felakete karşı korunmak olduğunu vurgulayan Filiz Cingi Yurdakul, bunun için mutlaka profesyonel ekiplerden destek alınması gerektiğini de ekliyor. 

Ancak, bina dayanıklılık testinden önce de yapılabilecek bazı gözlemler mevcut. İlk olarak yapının yeri ve zemininin araştırılması gerekiyor. Yapının ruhsatının alındığı belediyede yapının onaylı zemin etüd raporunun bulunduğunu ve bu raporda yapının zemin değerlerinin yer aldığını belirten Mimar Filiz Cingi Yurdakul, yapının vadi tabanında, akarsu yakınında, bataklık bölgesinde, fay hattı üzerinde bulunması veya deprem sırasında sıvılaşma riski olan zeminde yer almasının yapıyı deprem dayanıklılık testine sokmak için yeterli birer sebep olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Yapınız bu tür bölgelerde yer almıyor olsa bile eğer yapı daha önce bir deprem geçirdiyse yani yorgun bir yapıysa yine de mutlaka profesyonel destek alınmalı.”

Mimar Filiz Cingi Yurdakul’a göre bir yapı deprem geçirmediyse takip edilecek çeşitli adımlar bulunuyor. Bunlardan en önemlisi ise onaylı ruhsat projesine uygunluk: “Yapılar, onaylanan mimari ve statik proje doğrultusunda inşa edilmeli ve sonrasında da bu projeye sadık kalınmalı. Yapıya sonradan kaçak kat eklenmesi, asansör yapılması, tadilat sırasında kolonların tahribatı gibi projede yer almayan uygulamaların hayata geçirilmesi yapı sağlamlığı ve bütünlüğüne geri dönülemez olarak zarar veriyor. “ Eğer yapıda tahribat var ise profesyonel destek almak bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor.

Kullanıcıların bodrum katlardaki kirişlerde ve kolonlarda derin çatlaklar ya da bu taşıyıcılar içindeki demir aksamlardan açığa çıkan ve paslanan donatılar olup olmadığının, bodrum kattaki taşıyıcı duvarlardaki olası nem ve su varlığının tespiti, tesisat boruları geçirilirken kirişlerin zarar görüp görmediğinin kolaylıkla tespit edilebileceğini dile getiren mimar, taşıyıcı duvarların su izolasyonu bozulması veya yetersizliği sebebiyle suya maruz kalması halinde duvar içindeki donatıların da paslanabileceğine önemle dikkat çekiyor. 

Bina Deprem Dayanıklılık Testi Nasıl Yapılır?

Ülkemizde riskli yapı tespitleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilen kuruluşlar ve belediyeler tarafından yapılıyor. Binanın ihtiyaçları ve ne kadar risk altında olduğunu detaylı olarak analiz eden uzmanlar gelip binayı genel olarak inceledikten sonra binanın taşıyıcı sistemine detaylı olarak inceleme başlatıyorlar. Binanın genel durumu, zemin analizi, yapının fay hatlarına olan yakınlığı da inceleniyor. Son ve asıl olarak binadan tahribatlı veya tahribatsız deney yöntemleriyle alınan örnekler incelenerek taşıyıcı sistemin kontrolü sağlanıyor. 

Bitişik nizam veya kendi içinde kot farklılığı olan yapılarda da kısa kolon etkisinin kontrol edilmesi gerektiğini ve böyle noktalar varsa mutlaka güçlendirme yapılması gerektiğini vurgulayarak ekliyor: “Karot alımı veya röntgen tipi araştırma yapıldıktan sonra risk raporu hazırlanır. Uzmanlar yapının depreme dayanıklı olup olmadığına karar verir. Gerekli görülürse güçlendirme işlemi başlatılabilir veya bina tahliye işlemleri devreye konur.”

AURA Design Studio kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, deprem yıkımları gerçekleşmiş bölgelerde ise, kentler yeniden planlanırken multi disipliner bir yaklaşım ile şehirlerin gelişim, tarım ve ekonomi politikaları birlikte değerlendirilerek, göçlerin de engellenmesini sağlayacak ekonomik modeller, yatırımlar, sosyal donatılar eklenmesi gerektiğini belirtiyor.

Tüm deprem bölgelerindeki kalıcı barınma çözümlerinde çok sesli ve şehir ruhuna sadık kalınarak kent hafızasının korunması, tarihi eserlerin restorasyonlarının aslına uygun olarak acele edilmeksizin yeniden inşası konularının önem kazandığını belirtiyor. 

Çayırova Küçük Sanayi Sitesi İnşaatı Başladı

Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde yer alacak Küçük Sanayi Sitesi projesinin inşaat çalışmaları başladı. 

Çayırova’da yer alan küçük işletmelerin tek bir çatı altında toplanması amacıyla inşa edilen Küçük Sanayi Sitesi projesini yakından takip eden Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, projenin 31 dönüm arazi üzerinde yükseleceğini söyledi. 

İnşaat çalışmalarının başladığı alana ziyarette bulunan Çiftçi, çalışmaları yerinde inceledi. Yapılacaklar hakkında bilgi almayı ihmal etmeyen Çiftçi, “Halkımıza taahhüdümüz olan küçük sanayi sitemizin inşaatına başladık. Projemizi hızla tamamlayarak, ilçemizdeki küçük işletmeleri bir çatı altında toplayacağız ve kronik bir sorunu daha çözmüş olacağız.” açıklamasında bulundu. 

İKSD Genel Sekreteri Akın Alıkçıoğlu: ‘’Sektör 100’den Fazla Ülkeye İhracat Yapıyor’’

İskele ve kalıp sektörünü tek çatı altında birleştiren İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD) Genel Sekreteri Akın Alıkçıoğlu, Yapiradar.com’un Youtube kanalı Yapıradar TV’ye konuk oldu. 

Sektörün gelişimine yönelik faaliyetler yürüttüklerini ifade eden Akın Alıkçıoğlu,5 yılı aşkın süredir İKSD bünyesinde Genel Sekreter görevini üstleniyor. 2017 yılında kurulan İKSD’nin öyküsünü aktaran Alıkçıoğlu, “Aslında çok genç bir derneğiz. O yıllarda TSE Avrupa Üretim Standartlarının Türkiye’de de uygulanmasına karar verildi. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, özellikle şantiyelerde iş kazalarını azaltmak amacıyla bazı projeler başlatmıştı. İKSD, bu amaçlar doğrultusunda, söz konusu kurumların da yönlendirmesiyle 2017 yılında kuruldu.” dedi. 

“Sektörün En Önemli Konusu Eğitim” 

İKSD’nin değerli çalışmaları hakkında bilgi veren Alıkçıoğlu, sektörün gelişiminde önemli bir role sahip olan ‘eğitim’ konusuna dikkat çekti. Özellikle üniversitelerde inşaat mühendisliği bölümlerinde kalıp ve iskele konularında müfredatın yetersiz olduğunun altını çizen Alıkçıoğlu, bu durum sebebiyle gençlerin mezuniyet sonrası şantiyelerde sorunlarla karşılaştığını söyledi. Bu konuda farklı kurumlarla çalışmalar yürüttüklerini belirten Alıkçıoğlu, ‘’Hem üniversiteler hem de inşaat mühendisleri odaları ile iş birlikleri yaptık. Bilgilendirme seminerlerinin yanı sıra gençlerin güncel iskele kalıp sistemlerini görmeleri için  ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünün bahçesine üyelerimizin katkılarıyla birlikte iskele kalıp sistemleri kurduk. Ayrıca İstanbul’da bir meslek lisesiyle iş birliği protokolü imzaladık. Eğitmenlerini eğittik, müfredatlarını güncelledik, laboratuvarlarına kalıp ve iskele sistemlerini özel ölçülerde hazırlatıp dahil ettik. Böylelikle öğrencilerin güncel sistemleri görmelerini sağladık. Burada başarılı olan öğrencilerin bazılarına üye firmalarımızda staj imkânı sağladık’’ şeklinde konuştu.

Ödüllü Proje: Güvenli Hayat Güvenli İskele

İnşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konularında yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan İKSD Genel Sekreteri Alıkçıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Türkiye’de inşaat sektöründe her yıl 500 insanımızı iş kazaları sebebiyle kaybediyoruz.  Bu rakamın yaklaşık yüzde 45’inin sebebi ise yüksekten düşme. Bu oran, kalıp ve iskele sistemlerinin önemini bir kere daha vurguluyor. Zaten derneğimizin kuruluş amaçlarından biri de bu. Bu kapsamda Avrupa Birliği (AB) ile bir proje yaptık, fon aldık. Projenin ismini ‘Güvenli Hayat Güvenli İskele’ koyduk. Proje, pandemi dönemine denk geldi ancak pandemiyi hiçbir zaman bahane olarak görmeyip tüm etkinlikleri kusursuzca yerine getirdik. Bu süreçte öncelikle, saha araştırması yaptık 350 işçiyi eğittik. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili 20 tane işverenimizi eğittik. Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, ODTÜ ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde uygulamalı iş sağlığı güvenliği eğitimi verdik. Projemiz, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nde (İMSAD) STK’ler Geleceğe Yatırım Ödülleri Projeler Dalı’nda ödül kazandı” 

‘’Firmalar Yönünü İhracata Çevirdi’’

2023 yılında hayata geçirilmesi planlanan projelerden bahseden Alıkçıoğlu, ‘’2023 biliyorsunuz zorlukların olduğu bir yıl. Özellikle depremle birlikte iskele kalıp sistemlerinin önemini gördüğümüz bir yıl. 2018 yılından itibaren firmalarımız yönünü ihracata çevirdi. Bu anlamda ihracatçılar birlikleriyle birlikte ortak projeler üzerine konuşuyoruz. Derneğin gündeminde olan konular şunlar: Denetim eksikliği, buna bağlı olarak standardizasyon eksikliği ve haksız rekabet. Esasında bu sadece bizim sektörün sorunu değil. İMSAD çatısı altında 50’ye yakın, farklı platformlarda yaptığımız çalışmalarda ortak sorunları üst üste koyduk. Bu üç konu başlığı ortaya çıkıyor. Burada tabii standartlar TSE üzerinden hayata geçirildi. Firmalar bu sertifikaları almaya çalışıyorlar. Standardizasyon eksikliğini maliyet avantajına çeviren firnalar haksız rekabete yol açıyor. Sektör bu anlamda biraz dertli. Bu bağlamda sektördeki birçok firma dış pazara yöneliyor.” 

Sektör, 100’den Fazla Ülkeye İhracat Yapıyor’’

İnşaat sektörünün ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapıldığını ve İKSD’nin firmalara katkı sağladığını kaydeden Alıkçıoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

‘’İskele kalıp sektörü olgunlaştı. Ağırlıklı olarak Rusya, Orta Doğu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Amerika pazarları olmak üzere dünya genelinde 100’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. 20-30 yıl öncesinde daha farklı dinamikler söz konusuydu. Geleneksel iskele sistemleri revaçtaydı. Son 5-10 yılda müteahhitlik sektörünün hem Türkiye hem dünya pazarında gelişmesiyle güvenilir, kaliteli ve hızlı üretimi sağlayacak endüstriyel kalıp sistemleri pazarı oturmaya başladı. Elbette yapılması gereken şeyler var. Ar-Ge, inovasyon, teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme her sektörün ortak konusu.”

Bu keyifli söyleşinin tamamını izlemek için tıklayın.

Kuşadası’nda Yol Çalışmaları Sürüyor

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından konforlu yollar oluşturulması amacıyla Kuşadası’nda başlayan yol çalışmaları devam ediyor.

Kent genelinde vatandaşlar için daha güvenli ve konforlu yollar oluşturmaya devam eden Büyükşehir Belediyesi, Kuşadası Ahmet Pınarı Caddesi’nde sıcak asfalt serimi çalışmalarını sürdürüyor.

Aydın’ın birçok ilçesinde eş zamanlı olarak yol yapım çalışmalarına devam eden Fen İşleri Daire Başkanlığı Yol Yapım ve Bakım Şube Müdürlüğü ekipleri, Kuşadası Ahmet Pınarı Caddesi’ni de yeniliyor. Ekipler, sıcak asfalt seriminin ardından şerit çizgilerinin çizilmesi ile çalışmalarını tamamlayacak. 

Çalışmalar Hız Kesmeden Devam Edecek

Çalışmalar hakkında konuşan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Vatandaşlarımızın en iyiyi hak ettiğini bilerek yol yapım ve yenileme çalışmalarımızı eş zamanlı olarak gerçekleştiriyoruz. Kent genelinde çalışmalarımız hız kesmeden devam edecektir” dedi.

Aydın ilindeki tüm ulaştırma ve altyapı projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Çorum’da Bedesten İnşaatı Hızlandı

Çorum Belediyesi tarafından hayata geçirilen Bedesten projesinde yer altı otopark çalışmaları tamamlandı. Kubbelerin yükselmeye başladığı projenin inşaatı hızla sürüyor.

Çorum Belediyesi İletişim Ofisi’nin çalışmalara yönelik yaptığı açıklamaya göre; Çorum’un kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıyan bedesten projesi, geleneksel mimari özellikleriyle birlikte şehrimizin ticaret hayatına yeni bir soluk getirecek. İnşaat çalışmaları devam eden bedestende kubbe yapımına başlandı. Toplam 16 kubbeden oluşan kısımda, 6 kubbe tamamlanarak beton dökme aşamasına gelindi.

Tarih Yeniden İhya Ediliyor

Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın inşat çalışmalarını inceleyerek bilgi aldı. Tarihin yeniden ihya edilmesi noktasında bedestenin Çorum için önemli bir proje olduğuna işaret eden Başkan Aşgın, “Kayıtlara baktığımızda 1500’lü yıllarda Çorum’da bir bedesten olduğunu görüyoruz. Biz tarihi yeniden ihya etme vizyonumuzun gereği olarak bu tür eserler yapıyoruz. Tarihi yapıları yeniden ayağa kaldırırken tarihi kültür yolu, kale projesi, tarihi kent meydanı projesi ile Çorum’un merkezini de ihya ediyoruz. Bu vizyonumuzun önemli bir eseri olan bedesteni Çorum’a kazandırmanın heyecanını yaşıyoruz.” dedi.

Projede 16 Kubbe Yer Alacak

Bedestenin 16 kubbeden oluşan, geleneksel mimariye sahip bir yapı olacağını belirten Başkan Aşgın, “Şu anda 6 adet kubbede son aşamaya geldik. Kalan 10 kubbe de yapılacak ve toplamda 16 kubbeli bir bedesten ortaya çıkacak. Kubbeler ve minareler bizim medeniyetimizin sembolleridir. Bu sanatsal unsurları, medeniyetimizin parçalarını gelecek nesillere taşıyacağız” dedi.

211 Araçlık Yer Altı Otoparkının İnşaatı Bitti

Proje kapsamında Çorum’a 211 araçlık yer altı otoparkı da kazandırıldığını belirten Başkan Aşgın “Bu inşaat bittiğinde otoparkı da hizmete sunmuş olacağız ve şehrimizin merkezindeki otopark sorununa çözüm olacağız.” dedi.

Başkan Aşgın, bedesten projesiyle sadece ticaret merkezi değil aynı zamanda Çorum’a yeni bir meydan da kazandırmış olacaklarını söyledi. Aşgın, bedesten çevresindeki bazı binaların kamulaştırılması ve yıkım işlemlerine devam ederek meydan oluşturacaklarını açıkladı. Aşgın “Burası açıldığı zaman şehrimizin kalbi olacak. 25 adet işyeri olacak. 211 araçlık otopark olacak.” dedi.

Projenin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

‘’Ticari Gayrimenkul Tecrübemiz En Önemli Sermayemiz’’

Mülk Kaynak Gayrimenkul Kurucusu İş İnsanı Tolga Andaç, ticari gayrimenkul sektörünün özel uzmanlık gerektirdiğini ifade etti. 

Ankara’da ticari gayrimenkul alım-satım ve kiralama alanlarında hizmet veren Mülk Gayrimenkul Kurucusu İş İnsanı Tolga Andaç, “Alışılageldik konut bulma yöntemleri ticari gayrimenkulde işlemiyor. Bu alanda uzmanlık şart. Her bir ticari gayrimenkul için o mülke özel çalışma yapmanız gerekiyor. Bunu da hem hızlı hem de hatasız yapmalısınız. Bu nokta devreye güven giriyor. Bizi Ankara’da rakipsiz kılan asıl unsur bu. Uzman ekibimiz, geniş portföyümüz ve müşteri odaklı çalışma prensibimizi güven üzerine inşa ediyor, asla ödün vermiyoruz. Mülk Gayrimenkul olarak kısa süreli büyük karları değil, zamana yayılmış uzun süreli iş birliklerini tercih ediyoruz.” dedi.

‘’Ticari Gayrimenkulde Gizlilik Esastır’’

Ticari mülklerin sessizce el değiştirdiğini vurgulayan Andaç, “Ticari gayrimenkulde gizlilik esastır. Bu kural Ankara’da diğer şehirlere oranla daha yüksektir. İmza aşamasına gelene dek tüm süreçleri bu esasa göre yürütüyoruz. Portföyümüzdeki mülklerin pazarlanması sürecinde alanında uzman ekibimizle taraflar arasındaki görüşmeleri her iki tarafın da çıkarlarını gözeterek yapıyoruz. Bazı ticari gayrimenkuller kolay bulunur ve kolay pazarlanır. Bazıları zor alınır ve zor pazarlanır. Büyük emek ve zaman gerektirir. Burada tecrübemiz en önemli sermayemiz.” ifadelerini kullandı.

Mülk Gayrimenkul, Portföyünün Güncelliğine Önem Veriyor

Ticari gayrimenkul yatırımı düşünenlere altyapının gelişmiş olduğu yeni konut komplekslerindeki ticari üniteleri öneren Andaç, şunları söyledi:

“Markalı konut projelerindeki ticari alanların yatırım geri dönüşleri çok daha hızlı oluyor. Hem kira getirisi hem de mülkün değer artışı anlamında rakipsiz diyebiliriz. Ankara’mızdaki yeni konut projeleri bu anlamda büyük potansiyel barındırıyor. Mülk Kaynak Gayrimenkul olarak küçük yatırımcıları bu alana yönlendiriyoruz. Büyük oyuncular içinse portföyümüzü her zaman güncel tutarak en hızlı çözümleri sunuyoruz”

Tesla, Çin’de ‘Mega Fabrika’ İnşa Edecek

Tesla, Çin’in Şanghay kentinde yeni bir Mega Fabrika kuracağını duyurdu. Proje ile yılda yaklaşık 10 bin sistem üretimi hedefleniyor.

Şu anda Tesla, Megapack enerji depolama ünitelerini ABD Nevada’daki Gigafactory’sinde üretmekte, burada aynı zamanda Tesla araçları ve Tesla Enerji ürünleri için batarya paketleri de üretiliyor. Megapack ise büyük ticari projeler için tasarlanmıştır.

Tesla, Megapack üretimini Kuzey Kaliforniya’daki yeni ve özel Mega Fabrika alanına taşıma sürecindedir. Lathrop, Kaliforniya’daki tesis, Tesla’nın ilk Mega Fabrikası olacak ve yılda 40 GWh üretim kapasitesine sahip olması planlanıyor.

Geçtiğimiz hafta Tesla, ABD Monterey Country, Kaliforniya’da bulunan ve 240 MWh Megapack batarya depolama ile 280 MW güneş üretimi kapasitesine sahip yeni bir güneş enerjisi istasyonunu tanıtan bir video yayınladı. Cal Flats güneş tesisi olarak bilinen bu enerji istasyonu, yılda 100.000 evi enerjiyle besleyebilir ve Apple’ın da burada üretilen enerjiyi kullanacağı bildirildi.

Şanghay, Tesla’nın Çin’deki üretim merkezi olma yolunda ciddi adımlar atıyor. Otomobil üreticisinin beş (yakında altı) Gigafabrikası’ndan biri orada bulunuyor ve Çin ve diğer ülkelerde satışa sunulan Tesla araçlarını üretiyor. Yeni Mega Fabrika ile Tesla, dünya genelinde ve yerel olarak enerji depolama üniteleri üretip, yenilenebilir enerji projelerine katkı sağlamayı hedefliyor. Örneğin, Avrupa’nın en büyüğü olduğu söylenen Belçika’daki 100 MWh enerji depolama tesisine destek vermek gibi.

Bu adım, Tesla’nın ve CEO’su Elon Musk’ın “sürdürülebilir enerji uygarlığı” inşa etme hedefiyle uyumludur. Tesla, geçen ay gerçekleştirilen Yatırımcı Günü’nde, fon sağlayıcıları “Dünya’da yatırımcı olmaya” davet etti. Şirket, dünyanın tamamen sürdürülebilir hâle gelmesi için yaklaşık 240 TWh enerji depolama kapasitesine ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor.

Yeni Mega Fabrika’nın inşası, Tesla’nın enerji depolama sistemlerine yönelik küresel talebi karşılamak için büyük yatırımlar yaparak, sürdürülebilir enerji alanında liderliğini pekiştirmeye devam etme stratejisinin bir parçası olarak nitelendirilebilir. Şanghay’daki tesis, enerji depolama ve yenilenebilir enerji projelerine olan talebi karşılamak için Çin ve dünya genelindeki pazarda önemli bir rol oynayacak.

Özellikle, Avrupa’nın en büyük enerji depolama tesisi olan Belçika’daki projenin yanı sıra, Tesla’nın Megapack enerji depolama sistemleri küresel ölçekte başka projelerde de kullanılabilir. Bu sayede, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artırılacak ve enerji üretiminin sürdürülebilirliği sağlanacak.

Tesla’nın enerji depolama ünitelerine olan talebi karşılamak için atılan bu büyük adım, şirketin enerji alanındaki hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacak. Yeni Mega Fabrika, sadece Çin pazarında değil, aynı zamanda dünya genelinde enerji depolama sistemleri üretimi ve dağıtımında önemli bir katkı sağlayarak, sürdürülebilir enerji uygarlığı inşa etme hedefine katkıda bulunacak.

Kaynak: Teknoblog

Alya Konakları Merkezefendi Projesinde Ön Satış Süreci Başladı

BOSS4 Gayrimenkul yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesi Alya Konakları Merkezefendi’de ön satış sürecinin başladığını duyurdu.

İnşaat çalışmalarının hızla devam ettiği projeyle ilgili konuşan Akkuş, “Projemiz Zeytinburnu’nda önemli bir lokasyonda 252 bağımsız bölümün dönüştürüldüğü bir kentsel dönüşüm projesi olarak hayata geçiyor. Bittiğinde toplam dokuz blokta 467 konut 15 ticari birimden oluşacak olan bu projemizde her projemizde olduğu gibi önce insan önce güvenlik dedik. Deprem güvenli binaların önemini çok acı bir şekilde tekrar hatırladığımız bu dönemde binalarımıza güvenimizin tam olduğunun altını çizerim. Projelerimiz 2019 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğine göre projelendirilerek inşa ediliyor. 2013 yılından bu yana konut üretiyoruz ve konutlarımızın sağlamlığını üretimin her adımında belgelendiriyoruz.” dedi.

Sosyal Donatılar ve Peyzaj Tasarımı Dikkat Çekiyor

Yüzde 90 oranında balkonlu dairelerin yer aldığı Alya Konakları Merkezefendi projesinin içeriğiyle ilgili geçtiğimiz aylarda bilgi veren Akkuş, şunları söylemişti:

Alya Konakları’nda da diğer projelerimizde olduğu gibi yaşanılabilir, ferah alanların olduğu bir mimarimiz var. Dairelerin yüzde 90’ı balkonlu. Peyzaj alanı ve yeşil ortak alanlar bu projemizde de ön planda tutuldu. Alya Konakları’nın da en önemli özelliklerinden biri de blokların oval şekilde konumlanması ve orta alanın tamamen peyzaja bırakılması. Yürüyüş alanları, oyun alanları, sosyal tesisler proje alanının yüzde 30’unu oluşturuyor.” 

Peyzaj mimarisinin ön plana çıktığı Alya Konakları Merkezefendi projesinde, havuz, Türk hamamı, sauna, buhar odası, fitness, basketbol ve futbol sahası, yürüyüş alanları, çocuk oyun alanları, kafe alanları, 7×24 güvenlik ve kapalı otopark bulunuyor.

Alya Konakları Merkezefendi projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Hazır Beton Birliği, Beton Sınıfının Yükseltilmesini Talep Etti

2022 yılına ilişkin Hazır Beton Sektör Raporu’nu yayımlayan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde C25/30 olan beton sınıfının C30/37’ye yükseltilmesini talep etti.

Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Daha önceki yıllarda çimento iç satışı ve hazır beton imalat endeksi verileri ile uyumlu olan sektör araştırması sonuçları 2022 yılında ayrışmıştır. THBB tarafından yapılan sektör araştırması sonucunda hazır beton sektörünün 2022 yılında yüzde 0-yüzde 5 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir.” dedi.2023 yılı ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Yavuz Işık, “2023 yılında hazır beton sektörünün kötümser senaryoda yüzde 5 oranında küçüleceği, iyimser senaryoda ise yüzde 10 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir.” dedi.

‘’Hazır Beton Sektörünün Kapasitesi 137,5 Milyon Metreküptür’’

Sektörün kapasitesiyle ilgili bilgiler veren Yavuz Işık, şunları söyledi:

“Sektörel kapasite araştırmamıza göre Türkiye’de hazır beton santral kapasitesi farklı senaryolar kapsamında en düşük 225 milyon m3 ve en fazla 343 milyon m3 olarak tespit edilmiştir. Toplam 18 bin 500 adet transmikserin kapasitesi ise en düşük 178 milyon metreküp, en fazla 305 milyon metreküptür. Mobil pompa kapasitesinin ise 110 milyon metreküp olduğu öngörülmektedir. Türkiye’de hazır betonun yaklaşık yüzde 80 oranında pompa ile döküldüğü öngörülürse operasyonel kapasite 137,5 milyon metreküp olmaktadır.”

‘’Yapı Denetim Süreçlerindeki Hatalar Üreticileri Mağdur Ediyor’’

Yapı Denetim Sistemi kapsamında T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının beton kalite takibi uygulaması olan Elektronik Beton İzleme Sistemi’nin (EBİS) genel olarak Türkiye’de beton kalitesinin daha da yükseltilmesi ve sektörümüzde haksız rekabetin azaltılması için önemli bir fırsat olduğunu düşündüklerini vurgulayan Yavuz Işık, “Buradaki tek çekince; çok hassas bir şekilde yapılması gereken numune alımı, saklanması, bakımı ve test edilmesi gibi süreçlerde yapılabilecek hataların, ürünün uygunsuz olarak raporlanması ve üreticinin mağduriyetine sebep oluyor. Mevcut aksaklıkların Bakanlığımızın iradesi ile kısa sürede giderileceğine inancımız tamdır. Hem bu konuda hem de bölgeler bazında beton üreticilerinin sorunlarının çözümüne yönelik THBB-Bakanlık iş birliği mekanizmasının güçlenmesini önemsiyoruz. Bu doğrultuda, ülkemizde beton kalitesine katkı sağlayacak çalışmaların etkin ve hızlı bir şekilde uygulamaya alınmasında ve T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili kamu kurumları ile sektör arasında doğru veri akışının sağlanabilmesinde bir köprü vazifesi görmek için bütün beton üreticilerinin THBB üyesi olmaları son derece kritiktir. Bu konuda Bakanlık yetkililerimizin yönlendirmeleri oldukça etkili ve faydalı olacaktır.” diye konuştu.

Son birkaç yılda İzmir, Elâzığ ve Düzce’de can kaybına neden olan depremlerde yapı denetimine tabi olmuş ve hazır beton kullanılmış hiçbir yapının ciddi yapısal hasar görmediğine dikkat çeken Yavuz Işık, “2023 yılının şubat ayında yaşanan Kahramanmaraş depreminde ise yıkılan binaların yüzde 97’sinin 2000 yılından önce inşa edildiği, yüzde 3’ünün ise 2000 sonrası inşa edildiği tespit edilmiştir. Bu yüzde 3’lük göreceli yeni binaların bir kısmı yapı denetimi hizmeti almamıştır, ancak yine de sayıca azımsanmayacak düzeyde yapı denetime tabi olmuş binanın da yıkıldığı bir gerçektir. Bu da denetim süreçlerinde en ufak zafiyetin ve ihmalin olmaması gerektiğini, aksi durumda acı tabloların ortaya çıkabileceğini göstermektedir.” dedi.

‘’Tüm Tesisler KGS Belgesine Sahip Olmalı’’

Hazır betonda zorunlu bir denetim olmadığı yıllarda bile THBB tarafından 1995 yılında kurulan KGS (Kalite Güvence Sistemi) üye firmaları denetlediğini ve gerektiğinde üyeliklerini askıya alabildiğini vurgulayan Yavuz Işık, “THBB üyesi olmanın şartı tüm tesislerin KGS belgesine sahip olmasıdır. Bu konuda çok uzun yıllar önce inisiyatif alan ve örnek olan THBB, hazır betonun kalitesi için 1988 yılından beri büyük emek sarf etmektedir. Bu nedenle THBB’nin sadece sektörel bir dernek olarak değil, aynı zamanda üyelerinin kaliteli beton üretimini garanti altına alan düzenleyici bir yapı olarak görülmesi de gerekmektedir. Türkiye’deki bütün hazır beton üreticilerinin THBB çatısı altında toplanmasına zemin hazırlayacak altyapının sağlanması üzerinde düşünülmeli ve çaba sarf edilmelidir.” diye konuştu.

‘’Asgari taşıyıcı beton sınıfının C30/37 düzeyine çıkarılması ve bu sınıftan daha düşük betonların deprem bölgelerinde kullanılmasına izin verilmemesi gereklidir.”

Güncel Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılarda taşıyıcı olarak en düşük C25/30 sınıfında hazır beton kullanılması gerektiğini belirten Yavuz Işık, ‘’Dayanıklılık açısından, özellikle donatı korozyonu değerlendirildiğinde bu beton sınıfının geçirimsizlik bakımından yeterli olmadığı gözlenmektedir. Yurdumuzda özellikle hazır beton sektöründeki teknolojik gelişmeler de düşünülerek, söz konusu su/bağlayıcı oranı ve minimum bağlayıcı dozajı sınırlandırmalarının sağlanabilmesi için asgari taşıyıcı beton sınıfının C30/37 düzeyine çıkarılması ve bu sınıftan daha düşük betonların deprem bölgelerinde kullanılmasına izin verilmemesi gereklidir.” dedi. 

Eroğlu: ‘’ DASK’ta Konutun Metrekaresini Tapu İle Eşitleyeceğiz’’

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, ‘’DASK’ta konutun metrekaresini tapu ile eşitleyeceğiz. İhtiyari deprem poliçesinde metrekareyi SEDDK belirleyecek.’’ dedi

SEDDK Başkanı Eroğlu, SEDDK üst düzey yetkilileri ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu’ndan (DASK) sorumlu olan Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren gazetecilerle iftarda buluştu.

6 Şubat 2023’te meydana gelen büyük depremin sigorta sektörü ve kendisi için bir milat olduğunu söyleyen Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, “Eğer sigorta penetrasyonunu artırmazsak bu ülkenin sürdürülebilirliği için ciddi sorun olabilir. Özellikle işyeri ve KOBİ sigortalarında çok önemli eksikler var. Bu durum ülkenin geleceği için önemli. KOBİ’lerde sigortalılık oranı yüzde 50” diye konuştu. 

Eroğlu, iftarda gazetecilerle yaptığı sohbette sigortacılık sistemiyle ilgili sert ve çarpıcı eleştirilerde bulundu. Büyük depremde sigorta sektörünün hemen hemen tüm paydaşların hataları olduğu ve sektörün A’dan Z’ye reforma ihtiyacı olduğunu önemle vurgulayan Eroğlu, “Herkes hatalı ama biz de bu durumu seyrettiğimiz için suçluyuz” dedi. Eroğlu, acilen bir Deprem Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini belirterek bunu da bir politika metni haline getirmeleri gerektiğini söyledi.

Deprem bölgelerinde evinin ölçüsünü küçük gösterdiği için ve zeyilname yapmadığı için daha az tazminat alan vatandaşların sorunlarına değinen Eroğlu, şunları kaydetti: 

“İhtiyari yangında da sorunlar var. DASK’ta konutun metrekaresini tapu ile eşitleyeceğiz. İhtiyari deprem poliçesinde metrekareyi SEDDK belirleyecek. Diğer yandan vatandaşın daha yüksek tazminat alması için DASK’ta inşaat maliyetlerini de artıracağız. Riskli bölge ile risksiz bölge arasındaki makas da açılacak.” Trafik sigortalarında başta 1’den 7’ye kadar olan basamaklara sıfır ve 8’inci basamakların eklenmesi ve kişi bazlı sigorta yapmak olmak üzere yapılması planlanan reformların deprem nedeniyle geciktiğini belirten Eroğlu, bu alan hasar üreten alanların azaltılması gerektiğine dikkat çekti. Trafik sigortasında hedefin serbest tarife olduğu vurgulayan Eroğlu, sorunların çözümü için Trafik Operasyon Merkezi kuracakları haberini de verdi.

Genellikle değer kaybı anlaşmazlıklarında başvurulan sigorta tahkim sisteminin geldiği noktayı da eleştiren Eroğlu, eğer kontrol altına alınmazsa tahkimin sigorta sistemi için yeni bir maliyet haline geleceğini ifade ederek, “Sigorta tahkim sistemi kangrene dönüşmüş durumda” diye konuştu.

DASK’tan sorumlu olan Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren ise 11 ilimizi etkileyen büyük depremin ardından evleri hasar gören vatandaşlara ödemelerin 13 milyar liraya ulaştığını bugün itibarıyla yaptığımız 13 milyar TL’lik tazminat ödemesinin yaklaşık 5 milyar TL’sinin tahsil edilmediği tespit edildiğini söyledi. Soruna hızla çözüm sağlamak adına, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (DDO) koordinasyonunda e-Devlet yetkilileri ile proje geliştirdiklerini aktaran Eren, şunları kaydetti: 

“Proje kapsamında; aktif SMS şifresinin sigortalı tarafından anlık görüntülenebileceği bir yapı oluşturuldu. E- Devlet üzerinde bulunan “DASK Hasar Sorgulama” adımına ek, yeni bir hizmet olarak “Ödeme Sorgulama ve Şifre Hizmeti” adımı eklendi. Bu sayede, sigortalılarımız, tazminat ödemelerini tahsil etmek için gerekli şifreyi e-Devlet üzerinden anlık olarak görüntüleyebiliyor. Açılan yeni hizmete ilişkin e-Devlet tarafından sigortalılarımızın e-Devlet hesaplarına gönderilen mesaj ile bilgilendirme yapıldı. Sigortalılarımızın, e- Devlet üzerinde kayıtlı, doğrulanmış cep telefonu numaralarına, e-Devlet tarafından SMS ile de bilgilendirme yapıldı. Kurumumuz ile tüm GSM operatörleri ile yapılan iş birliği kapsamında, ödemesini bankadan tahsil etmemiş tüm sigortalılarımıza konuyla ilgili SMS gönderilerek e-Devlet üzerinden gerekli kontrolleri yapmaları yönünde bilgilendirme yapıldı.”

Eren, deprem hasarlarına karşı teminatı sağlayan ve hasarı ödeyen taraf olduğunu, kendisinin doğrudan poliçe satışı yapmadığını anlatarak üretim süreçlerinde sigorta şirketlerinin, acenteleri ve banka şubeleri ile iş birliği yaptığını dile getirdi. Sigortalıların iletişim bilgilerinin üretim aşamasında sigorta şirketi, acente ya da banka tarafından alınarak poliçeye işlendiği bilgisini veren Eren, “Deprem sonrası konutları depremde hasar gören sigortalılarımızın Kurumumuza yaptıkları hasar ihbarını takiben hasar dosyası açılıyor. Hasar dosyasına ilişkin belirlenen tazminat tutarı, ilgili hak sahibine kısa mesaj olarak gönderilen şifreler aracılığı ile herhangi bir Vakıfbank şubesinden tahsil edilebiliyor. Sigortalılarımız, web sitemiz dask.gov.tr ve e-Devlet aracılığı ile hasar dosyalarını ve tazminat ödemelerinin gerçekleşme durumlarını görüntüleyebiliyor. DASK tarafından ödenecek tazminatın sigortalı tarafından tahsil edilmesi için gerekli şifre/kod poliçe üzerinde yazan cep telefonu numarasına gönderilmesi sebebiyle, poliçe üzerinde bulunan cep telefonu bilgisinin doğru/aktif olma durumu büyük önem taşıyor. Poliçedeki iletişim bilgisi doğru olmadığı takdirde, sigortalı tazminatının ödendiği bilgisine erişilemiyor” diye konuştu. 

Kaynak: İnşaat Deryası

Turkmall, İzmir’de Kentsel Dönüşüm Projesi İçin Kolları Sıvadı

Hayata geçirdiği AVM ve rezidans projeleriyle tanınan Turkmall, İzmir’in Çeşme ilçesinde yer alan Ege Çeşme Sitesi’ni dönüştürmek için harekete geçti.

Turkmall, Türkiye’nin gözde tatil merkezleri arasında yer alan Çeşme’de kentsel dönüşüm projesini hayata geçirecek. Proje sunumu için yapılan toplantıda, projenin örnek daireleri Ege Çeşme Sitesi sakinlerine gösterildi. Proje toplantısına, Turkmall adına Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eyüboğlu, Başkan Yardımcısı Mehmet Altunhan, Yönetim Kurulu Üyesi Barış Er ve diğer şirket yöneticileri katıldı.

‘’Hak Sahiplerinden Ücret Alınmayacak’’

Toplam 36 dönüm arsa üzerinde inşa edilecek projede, 360 adet daire yer alacak. Projenin detaylarıyla ilgili konuşan Turkmall Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eyüboğlu, şöyle konuştu: 

“1992 yılından beri ülkemizde ve dünyada birçok prestijli alışveriş merkezi, rezidans, konut ve karma projesini yapıp teslim ettik. 32 yılda toplam 15 milyon metrekare inşaat yaptık. Şimdi de İzmir’in en eski yazlık sitelerinden Ege Çeşme Sitesi’nde yeni bir kentsel dönüşüm projesi için uzlaşma toplantısını gerçekleştiriyoruz. Ege Çeşme’de mevcudun dışında hak sahiplerinin de arsaları var. Projeye bu arsaları da katarak önemli bir metrekare avantajı yakalayacağız. Hak sahiplerinden hiçbir ücret almayacağız. Denize sıfır konumuyla dikkat çeken Ege Çeşme Sitesi’nde projeyi 18 ayda tamamlamayı hedefliyoruz. Dönüşüm tamamlandığı zaman, Ege Çeşme Sitesi kapalı otopark, sosyal tesisler, havuzlar, dinlenme alanları, mini market, spor sahaları ve peyzajıyla bölgeye de değer katacak.”

‘’Çeşme’nin Simge Yapısını Dönüştürüyoruz’’

İzmir’deki yapı stokunun eski olduğunu ve kentsel dönüşümün kent için önemli bir katkı olduğunu belirten Eyüboğlu, “Turkmall olarak kentsel dönüşüm alanında da öncü rol üstleniyoruz. İzmir birinci derecede deprem bölgesi üzerinde. Kentin konut stoku, eski ve depreme dayanıksız. Binaları yerinde dönüştürmek hem çok maliyetli hem de kent dokusuna bir yarar sağlamıyor. Önemli olan ada bazında, yeşil alanları, peyzajı ve Ege kentlerine yakışır bir mimariyle yeni yaşam alanları yaratabilmek. İzmir’in en büyük kentsel dönüşüm projesi Forum Göztepe’yi kente kazandırmak için son aşamaya geldik. Şimdi proje de Çeşme’nin simge yapılarından olan Ege Çeşme Sitesi’nde bir dönüşüm yapmak istiyoruz. Sitedeki hak sahipleriyle bir araya gelerek projemizi anlatan bir sunum gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte de site sakinlerinin talepleri doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. 

Projenin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Karakan Holding’den 70 Milyon Dolarlık GES Yatırımı

Karakan Holding, fabrikalarının çatılarına yerleştirilmek üzere güneş enerjisine 70 milyon dolar değerinde yatırım yaptı.

Konuyla ilgili konuşan Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı, toplumun geleceği için çevre dostu enerjilerin önemli bir paya sahip olduğunu belirterek şunları söyledi.

“Yatırımlarda güneş kaynaklı bir üretimin tercih edilmesi ile doğa korunuyor ve ülke olarak yerli kaynaklardan fayda sağlanıyor. Karakan Holding olarak bizler de artık kendi güneş enerjisi üretim panelimizi faaliyete geçireceğiz.”

Tüm Arazi ve Fabrikalara GES Kuruldu

Bu yatırımla birlikte hem sürdürülebilir çevre sunmaya hem de GES projelerinin büyümesine katkı sağlanacağını ifade eden Batallı, “Üretimimiz sırasında açığa çıkan karbon salımını azaltma hedefi ile fabrikalarımızın çatısına ve arazilerimize saha kurulumu 70 megawatt, kendi panel tesisimiz ise 300 megawatt yılı aşacak şekilde güneş enerjisi panel üretim hatları kurduk. Aynı zamanda Afyon’da 10 milyon doları aşan güneş enerjisi üretim paneli fabrikamızla birlikte toplam yatırımımız 70 milyon doları buldu. Böylece kendi enerjimizi üretir hale geldik.” dedi.

İhsaniye’nin Kentsel Dönüşümünü 16 İnşaat Yapacak

16 İnşaat Bursa’nın Nilüfer ilçesinde düzenlenen tanıtım toplantısı ile İhsaniye’de yapılacak kentsel dönüşüm projesini sundu.

Sheraton Otel’de düzenlenen tanıtım toplantısında 16 İnşaat yönetim kurulu ekibi ile site sakinleri yer aldı. Toplantıda projenin detaylarından bahseden Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Özkardaş, “Nilüfer’in kalbinde, depreme dayanıklı, modern yaşam alanları inşa ederek, sizlere mutlu bir hayat sunacağız.’’ dedi. 

‘’Bugünkü Yönetmelikle Sağlam Yapılar İnşa Edebiliriz’’

Toplam 5 bloktan oluşacak projenin detaylarına değinen Özkardaş, “Projenizi detaylı bir şekilde inceledik. Yaşanan deprem felaketi olmasa sizler de kentsel dönüşümü düşünmezdiniz ama depreme hazırlıklı olmak zorundayız. 1999 yılı öncesindeki deprem yönetmeliği ile günümüz deprem yönetmeliği arasında çok büyük farklar var. Bugünkü yönetmelikle sağlam yapılar inşa edebiliriz. Ayrıca devletimiz kentsel dönüşümü finansal olarak da destekliyor. Konut sahiplerine 1 milyon 250 bin lira krediyi 0,69 faizle veriyor. 

Müteahhitlere de daire başına 1 milyon kredi veriyor ve bunu sadece kentsel dönüşüm yapılsın, insanlarımız ölmesin diye veriyor. Daha önce gerçekleştirdiğimiz, dışarıdan bakınca sağlam görünen projelerde 87 ton demir kullanıldığını belirledik. “Biz aynı binaya 600 ton demir kullandık. Yönetmelik C30 beton istiyor ama biz projelerimizde C35 beton kullanıyoruz. Varsın bizim kârımız azalsın ama site sakinlerimizle sevdikleriyle huzur içinde yaşasın.” şeklinde konuştu. 

‘’Kentsel Dönüşümün Dışına Çıkmak İstedik’’

Projenin inşaat çalışmaları için 4 inşaat mühendisi, 1 mimar ve 1 makine mühendisiyle birlikte hareket ettiklerini belirten Özkardaş, “Dışarıdan diploma kiralamak kentsel dönüşüme yapılan en büyük hainliktir. Kendi bünyemizde arkadaşlarımızla çıktığımız bu güzel yolda hayallerimiz ortak hedeflerimiz bir, bizim 1. önceliğimiz sizleri en kısa sürede güvenli ve aynı zamanda modern binalarınıza kavuşturmak. Alışılagelmiş kentsel dönüşümün dışına çıkmak istedik ve sitenizle ilgili çok güzel bir proje hazırladık. 

Sitenizde yüzme havuzu, fitness salonu, pilates salonu, restoran, kafeterya, yönetim alanı, iki kapıcı dairesi ve güvenlik olacak. Kamera sistemiyle ister televizyonunuzdan ister telefonunuzdan istediğiniz an istediğiniz yeri görebileceksiniz. Çocuklarınız, torunlarınız bahçede oynar, havuzda yüzerken onları görebileceksiniz. Siz evinizde huzur ve güven içinde yaşarken, sevdikleriniz sitenizin sosyal alanlarında hayatın tadını çıkarabilecek. Siz madem Bursa’nın, Nilüfer’in kalbindesiniz, biz de bu bilinçle hareket etmek zorundayız.” ifadelerini kullandı. 

‘’Temel Hedefimiz Yaşanılır Yapılar Sağlamak’’

Toplantının sonunda açıklama yapan 16 İnşaat Mühendislik Kadrosu (İnşaat Mühendisi Şantiye Şefi Gülsena Terzi ve Mimar Elçin Koruyucu, Makina Mühendisi Eray Asi, İnşaat Mühendisi Ali Nail Veli ve İnşaat Mühendisi Ömerhan Bayram) şunları söyledi:

“Depremin yıkıcı etkisini derinden yaşadığımız bugünlerde temel ihtiyacımız olan barınma ihtiyacını daha güvenli hale getirmek, Bursa’mızın şehir planlamada daha modern, huzur dolu, yaşanılır yapılarla yapılanmasını sağlamak 16inşaat ailesi olarak temel hedefimizdir. Bu hedefle başladığımız kentsel dönüşüm yoluna bir başka projeyle daha devam etmek istiyoruz.”

Hazır Beton Üretiminde Rekor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Hazır Beton Sektör Raporu’nu yayımladı. Raporda, AB üyesi ülkelerin toplam üretim miktarı 272,5 milyon metreküp iken, Türkiye’nin tek başına 105 milyon metreküp beton ürettiği vurgulandı. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgilerle hazırlanan rapor, Türkiye’nin hazır beton üretiminde Avrupa’da lider ülke konumunu sürdürdüğünü gösterdi. THBB’nin raporu, hazır beton sektörünün 32 milyar Türk lirasını aşan cirosu, 37 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektöründeki yerini ortaya koydu.

Dünya Gazetesinin haberine göre; Yapı denetim süreçlerindeki bazı aksaklıkların üreticileri mağdur ettiğini belirten raporda, Türkiye’deki bütün hazır beton üreticilerinin THBB çatısı altında toplanmasına zemin hazırlayacak altyapının sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.

Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) 2021 verilerine göre AB üyesi ülkelerin toplam üretim miktarı 272,5 milyon metreküp iken, Türkiye’nin tek başına 105 milyon metreküp beton ürettiği vurgulanan raporda, bu miktarla Türkiye’nin, AB ülkeleri arasında birinci ülke olduğu kaydedildi.

2021’in ilk iki çeyreğinde büyüme performansı sergileyen inşaat sektörünün 2022’nin son çeyreğine kadar küçüldüğüne dikkat çekilen raporda, bu dönem sürecinde GSYİH ile inşaat sektörü büyümesi arasında ciddi bir makas oluştuğu vurgulandı.

Raporda, “İnşaat sektörünün uzun süredir kırılgan yapısı devam etmektedir” ifadelerine yer verildi. Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Daha önceki yıllarda çimento iç satışı ve hazır beton imalat endeksi verileri ile uyumlu olan sektör araştırması sonuçları 2022’de ayrışmıştır.

Hazır beton sektörünün 2022’de yüzde 0- yüzde 5 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir” dedi. 2023 ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Yavuz Işık, “2023’te sektörün kötümser senaryoda yüzde 5 küçüleceği, iyimser senaryoda ise yüzde 10 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir” dedi.

Bakan Kurum Duyurdu: TOKİ’de Yüzde 25 İndirim Kampanyası

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı’ndan konut ya da iş yeri sahibi olan vatandaşlara yüzde 25 indirim kampanyası yapılacağını açıkladı. Kampanya 24 Nisan’dan itibaren geçerli olacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yoğun talep nedeniyle TOKİ’den konut veya iş yeri sahibi olan vatandaşların kalan borçlarını tamamlaması durumunda yüzde 25 indirim kampanyasından yararlanacağını belirtti. 

Gelişmeleri sosyal medya hesabından duyuran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, şu ifadelere yer verdi:

“TOKİ’den ev, iş yeri ve arsa almış olan kardeşlerimizden gelen talepler doğrultusunda her yıl 2 ayrı indirim kampanyası düzenliyoruz. TOKİ halkın ihtiyaçlarına, taleplerine istisnasız cevap veren bir kurumdur, halkın kurumudur.’’

Kampanya 24 Nisan’da Başlıyor

Bakanlık olarak kampanyalarda değişen indirim oranlarıyla vatandaşlara bir ödeme kolaylığı sağladıklarına dikkat çeken Bakan Kurum, “Binlerce kardeşimiz de bu kampanyalardan istifade ediyor. Şu anda kardeşlerimizin merakla beklediğini biliyorum. Şimdi de yeni bir kampanyayı daha 24 Nisan’da başlatıyoruz.” dedi.

Borçların Peşin Ödenmesi Gerekiyor

Bakan Kurum, TOKİ’ye borcu olan vatandaşlara yönelik indirim kampanyası rakamları hakkında ise, şunları söyledi:

“TOKİ’den konut ve iş yeri sahibi olan vatandaşlarımız kalan borçlarını peşin ödemeleri durumunda yüzde 25 indirim imkânından faydalanacak. Arsalarda da yine peşin ödeyen vatandaşlarımıza, yüzde 12,5 indirim imkânı sağlıyoruz. Kampanyadan yararlanmak isteyen konut ve iş yeri sahiplerinin 18 Mayıs’a, arsa sahiplerinin ise 12 Mayıs’a kadar başvuru yapmaları gerekiyor.”

Withco Coworking Space, XL Mimarlık+Mühendislik Tasarımıyla Genişliyor

Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik imzasını taşıyan, İzmir’dekiWithco Paylaşımlı Ofis Alanı, ödüllü binasını büyütüyor. Tasarımı yine XL Mimarlık+Mühendislik tarafından yapılan Withco Coworking Space ek binası, İzmir Körfezi ve liman manzaralı ofisleri ve paylaşımlı alanlarıyla üyeleri için yeni deneyimler sunmaya hazırlanıyor. 

Birbirinden farklı ölçek ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik, İzmir’deki ödüllü paylaşımlı ofis alanı Withco Coworking Space’in ek binasını da tasarlıyor. 

2019 yılının sonunda faaliyete geçen ve bünyesinde 80 müstakil ofis, 25 masa ünitesi, 98 kişilik amfi, toplantı odaları, YouTube stüdyosu, kafe, sağlıklı yaşam restoranı ve ortak alanlar bulunduran Withco Coworking Space’in 1750 m² inşaat alanına sahip genişleme alanında 56 müstakil ofis ile toplantı odaları, paylaşımlı çalışma alanları ve dinlenme bölümleri olacak.

Tasarımı XL Mimarlık+Mühendislik tarafından yapılmış olan Withco Coworking Space’in ek binasında İzmir Körfezi ve Liman manzaralı ofisler ile paylaşımlı alanlar Withco üyeleri için yeni deneyimler sunacak. 

Temel tasarım araçları “hayal etmek” ve “ilham vermek” olan Mimar Arda Işık liderliğindeki XL Mimarlık + Mühendislik, Withco Coworking Space’i tasarlarken oluşturduğu mekansal ve kurgusal karakteriyle öncü olacak paylaşımlı ofis ve ortak çalışma alanı yaratma fikrini ek binada da sürdürüyor. Cephe ve iç mekanı ile Withco ana bina kurgusuna uygun tasarlanan ek binanın 2023 yılı yaz başında hizmete açılması planlanıyor.

Künye:

Proje Adı: WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma Alanı Ek Yapı

Project Yeri: İzmir/Türkiye

Project Ofisi: XL Mimarlık + Mühendislik

Tasarım Ekibi: Arda Işık, Tayfun Torunoğlu, Dicle Binbir

İşveren: Övünç Emre

Ana Yüklenici: Varem Yapı

Proje Yılı: 2023

İnşaat Alanı: 1750 m²

Efe Bezci: ‘’Şu Anda En Önemli Konu, Güvenli Binalar’’

Besa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci, “İnsanlar artık alanında marka olmuş, projeleriyle kaliteli yaşamı sunmuş firma arayışında olacaklar.” dedi

Besa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından insanların artık sadece güvendiği kişilerden ev alacağını belirterek, ‘’Alanında marka olmuş, projeleriyle kaliteli yaşamı sunmuş firma arayışında olacaklar. Sektör bu nedenle şu anda birleşmelerle büyük firmalara gebe.’’ ifadelerini kullandı.

Besa Holding’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bezci, şu an için en önemli konunun güvenli binalar olduğunu, konforun bile ikinci plana atıldığını ifade etti.

Bezci, son depremin, daha güvenli, yaşanılabilir konut önemini bir kez daha ortaya çıkardığını, 6 Şubat ile birlikte Türkiye’de ‘vasıfsız, iş bilmez müteahhit’ defterinin tamamen kapandığını kaydederek şunları söyledi:

‘’6 Şubat depreminden sonra inşaat sektörü bir yandan yaraları sarmak için hummalı bir çalışma içine girerken, diğer yandan bir daha köklü adımlar atmaya başladı. Her şeyden önce can güvenliği geliyor. Birkaç göz alıcı detayla çürük zemin ve temel üzerine çürük bina yapanlara talep sadece bugün değil, bundan sonra hiçbir zaman olmayacak. Bu unutulacak gibi bir acı değil çünkü. İnsanlar artık sadece güvendiği kişilerden ev alacak. Alanında marka olmuş, projeleriyle kaliteli yaşamı sunmuş firma arayışında olacaklar. Sektör bu nedenle şu anda birleşmelerle büyük firmalara gebe. Çünkü başka da yolu yok. İnsanların gerek alırken gerek inşaat sürecinde gerekse içinde otururken huzur dolu olacağı konuta talep hiç olmadığı kadar fazla.’’

Besa Holding’in inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

The Flower and Plant Show, 12. Kez Kapılarını Açtı 

Süs bitkileri ve peyzaj dünyası, Tüyap Beylikdüzü’ndeki Uluslararası The Flower and Plant Show’da bir araya geldi.

Tarsus Fuarcılık tarafından 12.’si düzenlenen organizasyonda; farklı türde ağaçlar, çiçekler ve çiçek soğanları, iç ve dış mekan süs bitkileri, fideler, dikey bahçeler, meyve fidanları, tohumlar, dekoratif peyzaj malzemeleri, bahçe aletleri, park ekipmanları, yetiştirme ortamları ile teknik ekipman ve malzemelere kadar sektöre dair yüzlerce ürün sergileniyor. 

12. Uluslararası Süs Bitkileri, Peyzaj ve Yan Sanayileri İhtisas Fuarı The Flower and Plant Show’da, çoğunluğu yerli üreticilerden oluşan çok sayıda marka, yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçiyle buluşacak. 

Aytemur; “İstanbul ve Anadolu’dan üreticiler, fuarla birlikte yeni pazarlara yelken açacak”

Tüyap Beylikdüzü’nde başlayan The Flower and Plant Show ile ilgili açıklamalarda bulunan Tarsus Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur; “Fuara katılan çoğunluğu yerli üreticilerimiz, en özel ve nitelikli ürünlerini bir arada sergiliyor. Dört gün boyunca yurt dışından çok sayıda doğrudan alıcı gelecek. Üretim gücü, lojistik konusundaki artıları ve kaliteyi uygun maliyetle sunabilme avantajıyla Türkiye Süs Bitkileri ve Peyzaj Sektörü’nün, dünya pazarından çok daha fazla pay alması için The Flower and Plant Show 2023, önemli bir fırsat olacak” dedi. 

The Flower and Plant Show 2023’te, başta belediyeler olmak üzere oteller, alışveriş merkezleri, inşaat firmaları, sağlık kuruluşları, markalı konut projeleri, şehir planlamacıları, mimarlar ve villa sahipleri gibi süs bitkileri ve peyzaj ile doğrudan ilgisi bulunan ziyaretçi grupları, ihtiyaç duydukları “yeşil çözümleri” bir arada bulabilecek.

Sanayi Üretiminde Düşüş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayına ilişkin sanayi üretim endeksi verilerini yayımladı. Buna göre, endeks yıllık bazda yüzde 8,2 azaldı.

Deprem felaketinden etkilenen illerde mücbir sebep ilan edilmiş ve beyannameler ertelenmiş, bu illerden derlenen anketlerden yüzde 67 oranında cevap alınabildi. Bu nedenle, şubat ayına ilişkin hesaplamalarda eksik gözlemler için e-fatura, e-arşiv fatura verileri gibi alternatif veri kaynakları ve istatistiksel yöntemler kullanılarak tahmin yapıldı. Bu yöntemlerle tahmin edilen büyüklüğün toplam içindeki payı yüzde 1,94 olarak belirlendi.

Şubat ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 8,2 azalış gösterdi. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, şubatta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,2, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 8,2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,5 geriledi.

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, şubatta bir önceki aya göre yüzde 6 azaldı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, şubatta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 11,2 ve imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 6,6 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,4 arttı.

Arındırılmamış sanayi üretim endeksi de şubatta yıllık bazda yüzde 8,23 azalış gösterdi.

İnşaat Malzemeleri İhracatında Gerileme Devam Ediyor

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi Şubat 2023 verilerine göre ihracatta gerileme sürüyor.

Rapora göre, dış ticarette ocak ayında görülen gerileme eğilimi, şubatta da devam etti. Pazarlardaki yavaşlama ve depremin yarattığı kısıtlayıcı etkiyle bölgede yer alan sanayi tesislerinin olumsuz etkilenmesi sebebiyle gerileyen inşaat malzemeleri ihracatı, şubat ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 632 milyon dolar azalarak 2,13 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu sonuçla birlikte ihracat 2021 yılı şubat ayından sonra en düşük seviyeyi gördü.

Türkiye İMSAD raporuna göre, inşaat malzemeleri ihracatı Şubat 2023’te miktar olarak da bir önceki yılın şubat ayına göre 1,96 milyon ton geriledi. 2022 yılı şubat ayında 4,97 milyon ton olan ihracat miktarı, bu yılın aynı döneminde 3,01 milyon tona indi. Depremin etkisi ihracatta miktar olarak daha belirgin hissedildi.

İnşaat malzemeleri sanayi ortalama yıllık ihracat birim fiyatı ise şubat ayında geçen yılın şubat ayına göre yüzde 27 arttı. 2022 yılı şubat ayında ortalama ihracat birim fiyatı 0,56 dolar/kg seviyesindeyken, bu yılın şubat ayında 0,71 dolar/kg seviyesine yükseldi. Birim fiyattaki yüksek artışın sebebi ise görece daha düşük fiyatlardaki ürün ihracatının azalması olarak öne çıktı. Rapora göre, şubat ayındaki ihracat performansına bağlı olarak yıllık (son 12 aylık) inşaat malzemeleri ihracatı 32,95 milyar dolara gerilerken, değer olarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oranında artış gösterdi. İhracat yıllık bazda miktar olarak ise yüzde 15,9 gerileyerek 54,93 milyon tona indi. Ortalama yıllık ihracat birim fiyatı yüzde 22,4 artarak 0,60 dolar/kg seviyesinde gerçekleşti.

Ekonomi ve finans çevreleri tarafından dikkatle izlenen rapora göre, inşaat malzemeleri sanayisinde alt sektörlerin ihracat performansı da 2023 yılı şubat ayında genel olarak geriledi. Şubat ayında yaşanan depremin etkisi inşaat malzemeleri sanayi alt sektörleri ihracatını sınırladı. Buna karşın alt sektörlerde farklı eğilimler de görüldü.

2023 yılı şubat ayında sekiz alt ürün grubunun yedisinde ihracat birim fiyatları 2022 yılı şubat ayına göre yüksek gerçekleşti. Küresel emtia ve nihai ürün fiyatlarındaki gerileme eğilimine rağmen fiyatlar geçen yılın üzerinde kalmaya devam etti. 2023 yılı şubat ayında mineral, taş ve toprak ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 31,8 daha yüksek seviyede gerçekleşirken, demir çelik ürünlerinde ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 17,1, prefabrik yapılarda yüzde 19,1, ağaç ve ahşap ürünlerde ise yüzde 9,9 arttı. Sadece metal bazlı ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 0,6 düştü.

2023 yılı şubat ayında sekiz alt ürün grubunun yedisinde ihracat miktar olarak geçen yılın şubat ayının altında gerçekleşti. Bir alt sektöre ise artış yaşandı. Miktar olarak düşüşlerde depremin ve pazarlardaki yavaşlamanın etkisi görüldü. 2023 yılı şubat ayında 2022 yılı şubat ayına göre miktar olarak ihracat düşüşleri demir çelik ürünlerinde yüzde 44,3, mineral, taş ve toprak ürünlerde yüzde 41,1 oldu. Metal bazlı ürünlerin ihracatı yüzde 27,3, prefabrik yapıların ihracatı yüzde 61,7 azaldı. Kimyasal bazlı ürünlerin ihracatı ise miktar olarak yüzde 2,7 arttı.

2023 yılı şubat ayında sekiz alt ürün grubunun altısında ihracat değer olarak düştü. İki ürün grubunun ihracatı ise aynı döneme göre değer olarak arttı. 2023 yılı şubat ayında bir önceki yılın şubat ayına göre değer olarak ihracat düşüşü demir çelik ürünlerde yüzde 34,8, metal bazlı ürünlerde yüzde 27,6, mineral, taş ve toprak ürünlerde yüzde 22,5 ve prefabrik yapılarda ise yüzde 54,2 oldu. Kimyasal bazlı ürünlerde ihracat değer olarak yüzde 5,1 ve elektrik malzemelerinde ise yüzde 0,6 oranında artış gösterdi.

Kaynak: Habertürk

OSB’lerin Kamulaştırılma Süreci Hızlandırılacak

Sanayi üretiminin önemli kollarından Organize Sanayi Bölgeleri’nin planlama, kurulum ve kamulaştırma süreçlerinin hızlandırılmasına ilişkin yeni düzenleme Resmî Gazete’de yayımlandı. 

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, konuya ilişkin değerlendimelerde bulundu. 

Kütükcü, OSB kanununda yapılan yeni düzenlemelerin OSB’lerde yer seçimi ve kamulaştırma süreçlerini hızlandıracağını, Türkiye’nin sanayi üretimine lokomotiflik yapan organize sanayi bölgelerinin yatırım ve üretim avantajlarını artıracağını vurguladı. Memiş Kütükcü, “Yeni OSB kanunu ile birlikte OSBÜK olarak bizim ve OSB camiamızın bir süredir talep ettiği pek çok konu hayata geçmiş oldu” dedi.

Yeni düzenleme ile ilgili değerlendirmede bulunan Kütükcü, “Yürürlükteki imar planlarında sanayi alanı olarak belirlenen yerlerde, planı onaylayan idarenin görüşünün alınması ve imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt yapılması kaydıyla OSB yer seçimi işlem yapılmadan OSB alanı kesinleştirilecek.

Yönetmelikte belirtilen şart ve sürelerde yatırım yapmayı taahhüt eden parsel maliklerine, kamulaştırma yapılmadan seçilen alanda OSB tarafından yer verilebilecek. Ayrıca OSB’lerimize ilk defa ön tahsis uygulaması getirildi. Ön tahsis uygulaması ile artık OSB’lerimiz yer seçimi ve kamulaştırma süreçleri devam ederken, yatırımcılara belirlenen bedel üzerinden ön tahsis yapabilecekler.

OSB’ler ön tahsis uygulaması ile elde ettikleri gelirle, bu alanda kamulaştırma bedellerini ödeyebilecekleri gibi alt yapı çalışmalarını da yapabilecekler. Bu da OSB’lerimizi finansal açıdan rahatlatacak. Tüm bu düzenlemeler ile artık OSB’lerimizin yeni yatırımcılara tahsis yapmak için 4-5 yıl gibi uzun süren yer seçimi ve kamulaştırma süreçleri hızlanmış, böylece yeni yatırımların da önü açılmış olacak.”

‘’Yabancı Yatırımcılar İçin Önemli Bir Uygulama’’

OSB’lere üst yapılı sanayi parseli kiralama veya satma yetkisi verildiğini de ifade eden Kütükcü, “Önceden sadece alt yapı yatırımlarını yaparak, yatırımcılara parsel tahsis eden OSB’lerimize, artık üretime geçme şart ve taahhüdü veren yatırımcılara üst yapılı sanayi parseli kiralama veya satma yetkisi verildi.

Bu düzenleme ile birlikte, OSB’lerimiz, elektrik, su, doğal gaz gibi alt yapıların yanı sıra fabrika binalarını da kendileri yaparak, yatırımcılara anahtar teslimi kiralayabilecek veya satabilecekler. Yatırımcı, sadece üretimde kullanacağı makine ve ekipmanlarını, insan kaynağını getirerek üretimini yapabilecek.

Bu düzenleme, yerli yatırımcılarımızın yanı sıra özellikle yabancı yatırımcılar için de önemli bir uygulama” şeklinde konuştu. 

Kütükcü, yapılan düzenleme ile OSB sanayicilerinin en önemli sorularından birisi olan, bir parselde birden fazla işletmenin faaliyet gösterememesi sorununun da çözüldüğünün altını çizerek, artık OSB’lerdeki katılımcı sanayicilerin, tesislerini üretim amaçlı olmak üzere bir veya birden fazla kiracıya kiralayabileceklerini kaydetti.

 OSB kanununa ‘Yeşil OSB’ tanımının da eklendiğini belirten Kütükcü, “Düzenleme ile birlikte organize sanayi bölgelerimizin karbon emisyonunu düşürerek Yeşil OSB kriterlerini sağlamak amacıyla hazırlayacakları projeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından öncelikli olarak değerlendirilecek” dedi. Kütükcü, yapılan diğer düzenleme ile OSB’lerde ortak kullanım alanı oranının, OSB büyüklüğünün yüzde 5’inden az, hizmet ve destek alanlarının oranının ise OSB büyüklüğünün yüzde 15’inden fazla olamayacağını da sözlerine ekledi.

‘’Uydu Kentler Kuracağız’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ‘’İstanbul’da yerinde dönüşecek 500 bin konutumuz için Anadolu ve Avrupa Yakası’nda uydu kentler planlıyoruz.’’ dedi.

Katıldığı TV programında önemli açıklamalarda bulunan Bakan Kurum, İstanbul’da 695 bin konutun dönüşümünün yapıldığını belirterek “Deprem riski olan konutları yeniledik. Şu anda İstanbul’un 39 ilçesinde 93 bin konutun dönüşümü devam ediyor. Daha da güçlendirerek bu iradeyi ortaya koymak zorundayız. İstanbul’da 1,5 milyon acil ve öncelikli dönüşmesi gereken konut var. Yüzde 20’si çok acil” dedi.

‘’İstanbul’u Kaderine Terk Edemeyiz’’

Bakan Kurum, İstanbul’daki 1,5 milyon riskli konutun 500 binini olduğu yerde dönüştüreceklerini söyleyerek şöyle devam etti: 

“Kalan 500 bin konutumuz için Anadolu ve Avrupa Yakası’nda uydu kentler planlıyoruz. 10 bin konutun temelini bu ayın 22’sinde Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifi ile atacağız. İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Ehliyetsiz, liyakatsiz insanlara terk edemeyiz. İmar barışı çıkarmak gibi gündemimiz yok. İstanbul’u hep birlikte yeniden inşa etmemiz lazım. İnşallah 14 Mayıs’ta zaferimizi kazanacağız. Milletimizin refahına odaklanacağız. Gelecek kaygısı çekmeden, sadece milletimizin geleceğinin kaygısı için mücadele edeceğiz.”

Kentsel dönüşüm alanında, İstanbul’a ilave nüfus getirmeden Avrupa ve Anadolu yakasında iki yeni uydu kent kurulacağını ifade eden Bakan Kurum, “Rezerv alanları neden oluşturduk. Biz 1.5 milyon riskli konutumuzun 500 binini olduğu yerde yapacağız. Kalan 500 bin konutumuzu da uydu kentler kuracağız. İnşallah ilk 10 bin konutun temelini Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifi ile atacağız. Anadolu ve Avrupa yakasında planlıyoruz. Esenler’in kuzeyinde Başakşehir sınırları içinde, Sultangazi ile Başakşehir arasında askeri alan var. Milli Savunma Bakanlığımızla protokol yaptık. Bu alanı rezerv alan olarak kullanacağız. O alanda rezerv konutlarımızın temelini atacağız. Anadolu yakasında Tuzla, Pendik, Maltepe’de alanlarımız var. Hepsi askeri alanlar değil. O alanlarda projelerimizi yapıp, rezerv konutları inşa ettikten sonra vatandaşlarımızı etap etap taşıyacağız. Rızaya dayalı yapacağız.” şeklinde konuştu.

“Sayın Cumhurbaşkanımızla Ataşehir’de İstanbul Finans Merkezi’ni açacağız. 2,5 milyon metre kare alanı alana sahip merkezde, 50 bin kişi istihdam edilecek”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul Finans Merkezi’nin açılışını gerçekleştireceklerini belirten Bakan Murat Kurum, “Ülkemizin milli güvenlik, istikbal, istiklal meselesidir İstanbul. Milli gelirimizin neredeyse yüzde 50’sini, dış ticaretimizin yüzde 58’ini İstanbul’dan alıyoruz. İlave bir nüfus getirmemeliyiz. Hizmet ve finansın, kültür ve sanatın şehri hale getirmek zorundayız. Kısmi sanayi de olacak ama bacalı sanayi değil teknolojik. ARGE, üniversitelerimizin olduğu yer. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızla bu ay içerisinde Ataşehir’de İstanbul Finans Merkezi’ni açacağız. 2,5 milyon metre kare alanı var. 50 bin kişi istihdam edilecek. Buradaki arkadaşlarımız istihdam olacak. İstanbul şu an finans merkezi konumunda belli başlı alanda zaten hizmet veriyor. Ama burada ayrıcalıklar olacak. Muafiyetler olacak. Hizmet sektörünün yoğun yaşandığı, üretimin, istihdamın yoğun olduğu bir şehir haline getireceğiz.” dedi.

“Ramazan Bayramı’nda Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle köy konutlarımızı teslim edeceğiz”

Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen 11 ilde yapımına başlanan köy evlerine ilişkin, “11 ilimizin birbirinden farklı özellikleri var. Hatay’daki demografik yapı ile Adıyaman’daki demografik yapı farklı. Hem iklim şartları, kültürel değerler, ihtiyaçlar farklı. O yüzden 4 ilimizi 4 ayrı mimara verdik. Oralarda yeşil yollar, toplanma alanları yapılacak. İnşallah Ramazan Bayramı’nda Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle köy konutlarımızı teslim edeceğiz. Depremin üzerinden 3 ay geçti. 3 ay geçer geçmez Ramazan Bayramı’nda köylerde yaptığımız, biten tek katlı konutları vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Gaziantep’te bir köyümüzün tamamında konutlar bayrama kadar bitecek.” ifadelerini kullandı.

“Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte depremin üzerinden 66 gün geçmesine rağmen 100 bin konutu başlatmış oluyoruz”

Bakan Kurum, 6 Şubat depreminin 66’ncı gününde 100 bin konutun yapımına başlatmış olacaklarını belirterek, “Önümüzdeki Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle temel atmaya devam edeceğiz. Bu süreçte de yapılması gereken iş ve işlemleri an ve an takip ediyoruz. Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte depremin üzerinden 66 gün geçmesine rağmen 100 bin konutu başlatmış oluyoruz. Bu önemli başarı. 100 bin konutu 4’le çarptığınızda 400 bin kardeşimizin evi, yuvası, mutluluğu demek. Depremzede vatandaşlarımızı 1 yıl içerisinde başlayacağımız konutları etap etap teslim edeceğiz.” dedi

“Deprem bölgesindeki illerimizde 5 milyon 919 bin 872 bağımsız bölümü inceledik”

Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilde güncel hasar tespit çalışmalarını paylaştı. Bakan Kurum, “Deprem bölgesindeki illerimizde 5 milyon 919 bin 872 bağımsız bölümü inceleme yaptık. Bunlardan içerisinde 872 bin 59 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik. Çalışmalarımızı haritalara yansıttık. Hem şehrin içinde hem de şehrin dışında tasarımlar yaptık.” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum, “Afet konutlarında devletimiz yüzde 50-60 altyapıyla birlikte sübvansiyonu sağlıyor. Arsa parasını almıyoruz, altyapı bedelini almıyoruz, konut fiyatında yüzde 50’sini sübvanse ediyoruz. İzmir’de 2+1 konutlara 160-180 bin lira borçlanma çıkmış. 2 yıl ödemesiz toplam 20 yılda ödeyecek. İzmir’in aylık taksiti 3+1 konutları 1.020 lira. İnanın aidat parası bile değil.” dedi.

“İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Ehliyetsiz, liyakatsiz insanlara terk edemeyiz”

Bakan Kurum, İstanbul’daki çalışmalara hız kesmeden devam edeceklerini ifade ederek, “İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Hiçbir yeşil alan yapmayan, hiçbir şekilde konut dönüştürmeden. Çatalca’da Valiliğimizle birlikte 1200 kaçak yapı yıktık. İmar barışı çıkarmak gibi gündemimiz yok. İmar barışı demek bina sağlam demek anlamına gelmiyor. Depremde yıkılan konutlar 6.4’ü imar barışına başvurmuş. 1,5 milyon konutta insanlarımızın tapusu, mülkiyeti var. Ama bu bina sağlam anlamı çıkmıyor. Bizim bu iradeyi ortaya koymamız lazım. Hepimizin İstanbul’unu hep birlikte yeniden inşa etmemiz lazım. Gelecek kaygısı çekmeden, sadece milletimizin geleceğinin kaygısı için mücadele edeceğiz.” dedi.

Kaynak: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı

İnşaat Maliyet Endeksi Yüzde 72,37 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat maliyet endeksi şubat ayında yıllık yüzde 72,37 arttı.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre; endeks şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 2,08, yıllık bazda yüzde 72,37 yükseldi. Aylık bazda malzeme endeksi yüzde 3,43 artarken, işçilik endeksi yüzde 1,2 azaldı. Yıllık bazda ise malzeme endeksi yüzde 62,52, işçilik endeksi yüzde 103,99 artış gösterdi.

Bina İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 73,73 Arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, şubatta bir önceki aya göre yüzde 2,43, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 73,73 yükseldi. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,02 artarken işçilik endeksi ise yüzde 1,32 geriledi. Ayrıca geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 63,88, işçilik endeksi yüzde 104,1 artış kaydetti.

Bina Dışı Yapıların Maliyet Endeksi Yüzde 67,94 Artış Kaydetti

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, şubatta bir önceki aya göre yüzde 0,94, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 67,94 arttı. Ocak 2023’e kıyasla malzeme endeksi yüzde 1,54 artarken işçilik endeksi ise yüzde 0,74 azaldı. Ayrıca geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksinde şubatta yüzde 58,24, işçilik endeksinde yüzde 103,59 artış kayıtlara geçti.

AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı Bugün Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Ankara’nın ulaşımda kilit noktası olacak AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı projesinin bugün açılacağını duyurdu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın paylaştığı bilgilere göre; Ankara’da raylı sistem ağını genişletmek ve bağlantı noktalarını artırmak amacıyla işe koyulan Bakanlık, AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı’nı bugün devreye alıyor.

Bir süredir testlerin yapıldığı hattın açılış töreni için yeni yapılan istasyonda son hazırlıklar tamamlandı. Proje kapsamında, Gar, Adliye ve Kızılay olmak üzere 3 istasyondan oluşan hat sayesinde başkentliler Keçiören’den Kızılay’a aktarmasız gidebilecek.

Metro hattında yeni inşa edilen ve 600 bin yolcu kapasiteli Gar İstasyonu aracılığıyla yolcular, Ankara YHT Garı’na, Başkentray’a ve Ankaray’a aktarma yapabilecek. İkinci istasyon olan Adliye İstasyonu aracılığıyla da Başkentray’a aktarma sağlanabilecek. Son istasyon Kızılay’dan Batıkent, Çayyolu ve Ankaray metro hatlarına geçiş mümkün olacak.

7 Bin 295 Metre Tünel İmalatı Yapıldı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, daha önceki incelemeleri sırasında yaptığı açıklamada, 3,3 kilometrelik hattın yapımında toplam 7 bin 295 metre tünel imalatı yapıldığını, 14 bin 590 metre ray döşendiğini belirtmişti.

Karaismailoğlu, metro hattının işletmeye açılmasıyla 35 yıllık süreçte, kara yolu işletmesinden 104 milyon avro, kaza maliyetlerinden 42,7 milyon avro, zamandan 123,9 milyon avro, çevresel kirlilikten 108,4 milyon avro olmak üzere toplam 379 milyon avro tasarruf sağlanmasının öngörüldüğünü belirtmişti.

Yeni Metro İle Hat Uzunluğu 64,2 Kilometreye Çıktı

Ankara’nın 23 kilometrelik raylı sistem hattına ilave olarak 41,2 kilometre uzunluğundaki 16,6 kilometrelik Kızılay-Çayyolu Metrosu (M2), 15,4 kilometrelik Batıkent-Sincan Metrosu (M3), 9,2 kilometrelik Ankara Keçiören-AKM Metrosu (M4) Bakanlık tarafından yapılarak toplam hat uzunluğu 64,2 kilometreye çıkarıldı.

Açılışı yapılacak AKM-Gar-Kızılay Metro Hattı ile birlikte Bakanlık tarafından Ankara’ya toplam 44,5 kilometre metro hattı kazandırılmış olacak.

Ayrıca söz konusu metroların inşasının yanı sıra bu hatlarda hizmet vermek üzere mevcut 108 araca ilave 324 adet yeni nesil ve yüzde 51 yerlilik oranı ile metro araç alım işi Bakanlıkça yapıldı.

Mevcutta bulunan metro araçları depolama ve bakım merkezi ek bina ve parklanma alanlarıyla büyütülerek kapasitesi artırıldı ve ayrıca Çayyolu bölgesinde ilave yeni bir depolama ve bakım merkezi daha Bakanlık tarafından tesis edildi.

Ankara’daki tüm ulaştırma projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Cubo’dan Zarafetin Rengi: ‘Mine’

Renk seçerken kişisel tercihler kadar psikolojimiz de etkili olur. Çünkü her rengin ruh halimiz üzerinde çok farklı etkileri vardır. Cubo’nun renkleri ile renklerin dünyasını yaşam alanlarınıza yansıtabilirsiniz.

Cubo’nun ‘’Mine’’ adını verdiği rengi oldukça zarif, dengeli ve sakinleştirici bir etkiye sahip. İçinde pastel krem ve yine çok uçuk tonda gri barındıran ‘’Mine’’ rengi yaşamın her alanında tercih edebileceğiniz dingin ve tamamlayıcı bir renk. Aynı zamanda birçok farklı renk grubu ile birlikte sınırsız tasarımlar yaratabileceğiniz bir seçenek. Ağırbaşlılığı, alçak gönüllülüğü, simgeleyen ‘’Mine’’ rengi sakinliği ve zarafetin gücünü de temsil ediyor.

Cubo’nun renk kartelasından tercih edeceğiniz iç cephe rengi “Mine”, ipek mat, soft mat, mat görünümlü, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürün gruplarında hazır olarak bulunuyor.

Cubo’nun ‘’Mine’’ rengini “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla bir arada kullanarak, özel yaşam alanlarına imza atabilirsiniz.

Ofiste Ev Rahatlığını ‘Zivella’ İle Yaşayın

Setsu & Shinobu ITO’nun tasarımları D-Armchair koltuk ve Cigar kanepe, Zivella ile ‘Ofiste Ev Rahatlığı’nı yaşamak isteyenler için ideal.

Yaşamı, doğayı, kültürü, insanı ve renkleri tasarımlarına yansıtan Zivella, çalışma hayatında yeni deneyimler sunmaya devam ediyor. Zivella’nın ‘Ofiste Ev Rahatlığı’ teması ile hazırladığı koleksiyonunda yer alan kanepe ve koltuklar, minimal tasarımları ile dikkat çekiyor. 

Japon tasarımcılar Setsu & Shinobu ITO imzası taşıyan D-Armchair koltuk ve Cigar kanepe çalışanların ofislerinde evlerinin konforunu bulmalarına yardımcı oluyor. 

D-Armchair Koltuk

Ofisler ve bekleme alanları için tasarlanan D-Armchair, organik ve heykelsi yapısı ile kullanıcıyı konforla saran bir koltuk. Yan profildeki bütünü saran kavis ‘d’ harfi çizerek pürüzsüz ve yumuşak bir tasarım oluşturuyor.

Cigar Kanepe

Konforu, estetik görünümü, minimal ve yuvarlak hatları ofislerde ve bekleme alanlarında ev rahatlığını yaşatmak için tasarlandı.

Ev Sahibi ve Kiracı Anlaşmazlıklarında Zorunlu Arabulucu Dönemi

Türkiye’de artan kiracı ev sahibi davalarında hızlı çözüme kavuşturmak için zorunlu arabuluculuk dönemi başlıyor. Uyuşmazlıklar için dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren zorunlu hale gelecek

Resmî Gazete’de yayınlanan 7445 sayılı kanuna göre; artık kira ilişkisinden doğabilecek uyuşmazlıklar dava şartı arabuluculuk kapsamına alındı. Düzenleme 1 Eylül tarihinden itibaren geçerli olacak. Böylece dava açılmadan önce arabuluculuk yolunun tüketilmesi gerekecek. Ancak kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesi hükümleri hariç tutulacak. Kira ilişkisinden doğan bir talebi olan her taraf arabuluculuğa başvurabilecek. Tarafların arabulucuda anlaşamadıkları durumda düzenlenen tutanakla mahkemeye gidilecek

Bitmek Bilmeyen Tahliye Davaları Yüzünden Ev Sahipleri Evini Kiralamak İstemiyor

Kiralık konut fiyatlarının artmasında çok yönlü etkenlerin olduğuna işaret eden gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR zorunlu arabuluculuk yönteminin mahkemelerin iş yükünü hafifletmeyeceğini öne sürerek, şunları kaydetti;

‘’Kiracı tahliye davaları genel davaların içerisinde birinci sıraya yükseldi. Davaların sonuçlanması istinaf ile beraber neredeyse 3 yılı buluyor. Mülk sahipleri kiracı sorunu ile uğraşmamak için evlerini kiralamak yerine boş tutuyor. Zorunlu arabuluculuk dönemi mahkemelerin artan yükünü biraz olsun hafifletebilir ancak sorunun temelinde enflasyon karşısında oldukça düşük kalan kira bedelleri var. Kiracısını mahkeme yoluyla tahliye etmek zorunda kalan mülk sahipleri yaşadıkları zorluktan dolayı gayrimenkullerini yeniden kiraya vermek istemiyor. ‘Nasıl olsa tahliye davaları uzun sürüyor’ diyen kimi fırsatçı kiracılar da ne kirayı ödüyor ne de evi tahliye ediyor. Mevcut yasalar kiracıları koruyormuş gibi görünse de aslında mülk sahiplerinin mülkiyetten doğan haklarını kullanamaz hale getirebiliyor. Ev sahibi kiracı ilişkilerini çıkmaza sürükleyen ekonomik gerekçeler ve yasalarda kiracıyı avantajlı konumda tutan hükümler ortadan kalkmadığı sürece, bu sorun kesinlikle çözülemez.’’

Melikgazi’de Yol Çalışmaları Başladı

Kayseri, Melikgazi Belediyesi tarafından Şirintepe Mahallesi’nde yapılan 1,5 kilometrelik yol yapım çalışmaları hızla başladı. 

Yol çalışmalarının ulaşımda kolaylık sağlaması için başlatıldığını belirten Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, toplam 1,5 kilometrelik yol yapılacağını ifade etti.

‘’Vatandaşlar Rahat Bir Nefes Alacak’’

Çalışmaların tamamlanmasının ardından ilçenin konforlu yollara sahip olacağını söyleyen Palancıoğlu, “Melikgazi Belediyesi olarak yeni yol çalışmalarımıza başladık. Vatandaşlarımız rahat etsin diye imar yollarını trafiğe açmak için alt yapı çalışmalarını tamamlıyoruz. Melikgazi’miz için, hemşehrilerimiz için tüm mahallelerde kaldırım, yol açma, yenileme ve genişletme çalışmalarına hız vereceğiz. Her yıl olduğu gibi bu yılda asfaltta rekor kırarak ilçemize daha konforlu yollar kazandıracağız. Bu çerçevede ekiplerimiz çalışmalara başladı. Şirintepe Mahallemizde 2101. ile 2104. Sokak ve buna ilave bağlantı yolları yapıyoruz. Yeni açılan yollar, ulaşım sorunu yaşayan vatandaşlara rahat bir nefes aldırırken, Melikgazi’nin de gelişimine katkı sağlıyor. Yapılan çalışmalarımızın hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. 

Kayseri’deki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Denizli TOKİ Projesinin İhalesi İptal Edildi

Denizli’de Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı tarafından Pamukkale, Kocadere Mahallesi’nde inşa edilecek konut projesinin ihalesi iptal edildi. 

TOKİ’nin 47 ihalesi maliyetlerin yüksek olması ve ihaleye teklif veren çıkmaması gerekçesiyle iptal edildi. Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre ‘Aksaray İli Merkez İlçesi, Hamidiye Mahallesi, Kentsel Dönüşüm Projesi 270 Adet Konut, 178 Adet Dükkan ve 126 Adet Ofis İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’, ‘Konya İli Sarayönü İlçesi Yukarı Mahalle 4 Etap 127 Adet Konut İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’, ‘Erzincan İli Çayırlı İlçesi Atatürk Mahallesi 158 Adet Konut ve 1 Adet Ticaret Merkezi (3 Dükkanlı) İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ TOKİ’nin iptal edilen ihaleleri arasında yer aldı.

‘Kahramanmaraş İli Onikişubat İlçesi Fatih Mahallesi 697 Konut, 1 Adet Ticaret Merkezi İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal İşi’, ‘Ankara İli Güdül İlçesi Yukarı Mahallesi 212 Adet Konut ve 1 Adet 3 Dükkanlı Ticaret Merkezi İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ ile ‘Denizli İli Pamukkale İlçesi Kocadere Mahallesi 439 Adet Konut ve 1 Adet Cami İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ de iptal edildi.

İptal edilen ihaleler arasında zemin etüt projeleri de yer aldı. Bu kapsamda ‘İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinde Yapılacak Olan Toplu Konut Projelerine Esas 7. paket Zemin Etüt Raporu Hazırlanması İşlerine Ait Hizmet Alım İşi’, ‘Türkiye Genelinde Yapılacak Olan Toplu Konut Projeleri İmar Planına Esas Jeolojik Jeoteknik Jeofizik Etüt Raporu Hazırlanması 5. Paket Hizmet Alımı İşi’ ile ‘Kayseri İli Sarıoğlan İlçesi Güzelyalı Mahallesi 194 Adet Konut, 2 Dükkanlı Ticaret Merkezi İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’ de iptal edilen projeler arasında bulunuyor.

Emlak Konut GYO Başakşehir Ayazma 4. Etap İhalesini Fuzul GYO Kazandı

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) tarafından düzenlenen Başakşehir Ayazma 4. Etap Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı ihalesinin kazananı Fuzul Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) kazandı. 

Başakşehir’de hayata geçirdiği projelerle bölgeye değer katan şirket, Emlak Konut GYO tarafından düzenlenen İstanbul Başakşehir Ayazma 4. Etap arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı ihalesinin kazananı oldu.

Dört firmanın katılım sağladığı 4 milyar 125 milyon TL satış geliri bedelli ihalede en yüksek teklifi vererek ihaleyi kazanan Fuzul GYO, Başakşehir Ayazma 4. Etap projesinde 22 bin 310 metrekarelik bir alanda yakın zamanda konut projesi gerçekleştirmeyi hedefliyor.

‘’Güvenilir, Yüksek Getirili Bir Proje Sunacağız’’

Şirket tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Fuzul GYO Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Akbal, şunları kaydetti:

‘’Son yıllarda gayrimenkul sektörünün gözdesi haline gelen Başakşehir’de uzun yıllardır birbirinden değerli projelere imza atmaya devam ediyoruz. Fuzul GYO olarak, Başakşehir’de yeni bir yaşam merkezinin kuruluşuna katkı sağladığımıza inanıyorum. Yakın zamanda yapımı devam eden Başakşehir Avrasya Konutları 2 ve 3 projelerimize komşu olan Başakşehir Ayazma 4. Etap arsa satış ihalesini kazandık. Burada yine konut geliştirmeyi planlıyoruz. Tüm projelerimizde olduğu gibi bu projemizde de vatandaşlarımıza güvenilir ve yüksek getirili bir proje sunacağız. Önümüzdeki dönemde yeni yaşam merkezleri geliştirme konusunda fark yaratıp, vatandaşlarımıza uzun vadeli ve düzenli kar sunan, kaliteli yaşam standardı ile eşleşen projelere imza atıp, ülke ekonomisi için üretmeye ve istihdam sağlamaya devam edeceğiz.’’

Depolamalı Rüzgâr ve GES Kurulumu İçin Önlisans Süreci Tamamlandı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, depolamalı rüzgâr ve güneş enerjisi santrali (GES) kurulumu için ilk önlisans sürecinin tamamlandığını açıkladı. 

Sözlerinde rekor düzeyde başvuru yapıldığını vurgulayan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Kurulumuz 12 adet ve toplamda 744 megavat kurulu gücündeki depolamalı Rüzgâr Enerji Santrali (RES) ve Güneş Enerji Santrali (GES) için önlisans verilmesine karar verdi. Bu rakam yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir yatırımın sahaya yansıması demek. Sektörümüz ve milletimiz için hayırlı olsun.” dedi. 

1,5 Milyar Dolarlık Yatırım Bekleniyor

Yapılan başvuruların ardından son gelişmeleri paylaşan Yılmaz, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının da azalacağını belirtti. Yılmaz, başvurulara ilişkin değerlendirmelerinde şu sözleri kullandı:

“Kurulumuz 12 adet ve toplamda 744 megavat kurulu gücündeki depolamalı RES ve GES için önlisans verilmesine karar verdi. Sektörümüz ve milletimiz için hayırlı olsun. Bu rakam yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir yatırımın sahaya yansıması demek. Henüz işin başındayız ve bu rakam önümüzdeki haftalarda katlanarak artacak. Bu düzenlememizin hayata geçmesinde bize destek veren başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız olmak üzere herkese teşekkür ederiz.

‘’Hem Milletimiz Hem Sektör Kazanacak’’

Bu yatırımlarla birlikte rüzgâr türbini ve güneş paneli üretiminin yanı sıra batarya teknolojilerinin gelişiminde de büyük bir ivme yakalayacağız. Sahaya yansıyan yatırımların istihdama da çok önemli katkısını göreceğiz. Yerli batarya teknolojilerinin gelişimi elektrikli araç sektörünün gelişimini de etkileyecek. Kısaca hem milletimiz hem sektörümüz kazanacak.”

Depolama tesisleri için yapılan başvuruların son derece değerli olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Depolama düzenlememizin yenilenebilir enerjide çığır açacak bir düzenleme olduğunu söylemiştik. Sektörümüzün 270 milyar doları aşan yatırım talebi, bu öngörümüzün doğruluğunu tescillemiş oldu.” şeklinde konuştu. 

Eğilmez: ‘’Konut Fiyatları Düşecek’’

İktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre konut satışlarının düştüğünü, fiyatların ise kısa sürede düşüşe geçeceğini ifade etti.

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor? Başlıklı yazı kaleme alan İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Konut fiyatlarında yaşanan çılgın artışın son dönemde yavaşlamasının birkaç nedeni var. Bunlardan ilki enflasyonun baz etkisiyle de olsa hız kesmiş olması. İkinci ve asıl önemli neden satışların düşmüş olması. Konut talebi, son birkaç ayda eski canlılığını yitirdi.” dedi.

‘’Fiyat artışlarındaki gerilemeyi çok daha açık biçimde göreceğiz’’

“Faiz enflasyonun 30 puan altında olunca insanlar birikimlerini koruyabilmek için bankaya veya tahvile yatırmak yerine konuta yatırıyor.’’ diyen Eğilmez, cümlelerine şu açıklamayla devam etti:

‘’Bu tercih, konuta talebi ve dolayısıyla konut fiyatlarını artırıyor. Son dönemde mevduat faizlerinde yavaş yavaş artış başladı. Bu gelişme, konuta talebi azalttı ve fiyatlar da eskisi kadar artmaz oldu. 

Mart sonu itibarıyla kur korumalı mevduatta faiz tavanı kaldırılınca mevduat faizlerinde ve tahvil faizlerinde de yükselme biraz daha hızlandı. Önümüzdeki aylarda faizlerin enflasyona yaklaşmaya devam ettiği her adımda hem konut satışlarındaki düşüşü hem de fiyat artışlarındaki gerilemeyi çok daha açık biçimde göreceğiz.”

Kütahya’ya 5 Milyar TL’lik Yatırım

Kütahya Vali Vekili Mustafa Güney, il genelinde 2023 yılında uygulanacak projeler için 5 milyar 873 milyon TL’lik yatırım öngörüldüğünü söyledi.

Kütahya Vali Vekili Mustafa Güney’in başkanlığında düzenlenen 2023 Yılı 2. İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Kütahya Valiliği Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

Toplantıda, 2023 yılı birinci dönem yatırımlarının sosyoekonomik gelişmeleri ile il genelinde yaşanan sorunlar ve çözümleri konuşuldu. Toplantıda konuşan Vali Vekili Mustafa Güney, İl Yatırım Takip Sistemi (İLYAS) verilerine göre 2023 yılında il genelinde 599 adet kamu projesi yer aldığını belirtti. 

Güney, projelerin yatırım bedeli için öngörülen rakamı şu sözlerler ifade etti:

“2023 yılında uygulanacak projeler için toplam 5 milyar 873 milyon TL’lik yatırım öngörülmüş ve 549,5 milyon TL harcama yapılmıştır. Nakdi gerçekleşme oranı yüzde 10’a tekabül etmektedir. İlk üç ay itibarıyla projelerden 74 adedi tamamlanmış, 70’i ihale aşamasında, 254’ü devam etmekte, 200 adedine ise henüz başlanmamış olup bir adedi tasfiye edilmiştir.”

Kütahya’da yükselen tüm inşaat projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

IHG Hotels&Resorts Portföyünü Genişletiyor

2022 yıl sonu itibarıyla yıllık yüzde 4,3 büyüme sağlayan IHG Hotels, dünyada işlettiği otel sayısını 6 bin 164’e ulaştırdı. 

Oda kapasiteleri 50 bine yaklaşan 269 yeni otelin yönetim portföyüne katan IHG Hotels’in dünyada işlettiği otel sayısı 6 bin 164’e ulaştı. Bu otellerin toplam oda kapasiteleri ise 912 bine ulaşıyor.

Turizm Yazarı Araştırmacı Gazeteci Kerem Köfteoğlu’nun THPNews’ten derlediği bilgilere göre, İngiltere merkezli IHG Hotels&Resorts mevcut tesislerine ek olarak oda kapasiteleri 80 bine ulaşan 467 yeni otelin işletilmesi konusunda anlaşmalar yaptı. Anlaşmalar sayesinde IHG Hotels&Resorts yüzde 3,9 oranındaki artış ile 859 otel ve 281 bin odaya ulaşacak. 

Yüzde 20’sinin lüks kategorideki otellerin oluşturduğu yeni otel projelerinin yüzde 40’ı henüz inşaat aşamasında. En kısa sürede hizmete açılması planlanan projelerin öne çıkan bölgelerini ise; Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Asya, Afrika ve Çin tesisleri oluşturuyor. 

IHG Hotels & Resorts bünyesindeki otel markaları ve bu markalarla hizmete hazırlanan tesis sayısı şöyle belirleniyor: 

1.Six Senses 38 proje

2.Regent Hotels & Resorts 10 proje

3.InterContinental 90 proje

4.Hotel Indigo, Kimpton Hotels 100 proje

5.Vignette Collection 14 proje

6.Hualuxe Hotels & Resorts 21 proje

7.Crowne Plaza 111 proje

8.Voco 53 proje

9.Holiday Inn Express 617 proje

10.Holiday Inn 230 proje 

11.Avid 145 proje

‘’Büyümede Yeni Fırsatlar Keşfetmeye Devam Edeceğiz’’

Süit markalarla da büyümeyi hedefleyen IHG Hotels & Resorts, 124 proje ile Candlewood Suites, 162 proje ile Staybridge ve 30 proje Atwell Suites’i bünyesinde barındırıyor. 

Yapılan yeni anlaşma sayesinde portföylerindeki marka sayısının 18’e ulaştığını belirten IHG Hotels&Resorts CEO’su Keith Barr, “Yeni anlaşma resort ve her şey dahil varlığımızı önemli ölçüde artırdı. Bundan sonra özel ortaklar aracılığıyla büyümede yeni fırsatları keşfetmeye devam edeceğiz.” dedi.

Havza OSB’de İnşaat Çalışmaları Sürüyor

Samsun, Havza Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) inşaat çalışmaları devam eden fabrika projesini ziyaret eden İlçe Belediye Başkanı Sebahattin Özdemir, projenin 150 kişiye istihdam sağlayacağını söyledi. 

Toplam 26 bin metrekarelik Blacksea Aqua Feed Yem firması tarafından inşa edilen balık yemi üretimi yapacak olan fabrikanın çalışmalarını yerinde inceleyen Havza Belediye Başkanı Sebahattin Özdemir, proje ile ilgili şunları söyledi:

150 Kişiye İstihdam Sağlanacak 

“Bir süre önce inşaat faaliyetlerine başlayan fabrikanın eylül ayında üretime girmesini beklemekteyiz. İnşallah bu tesis üretime geçtiğinde ilk etapta 150 hemşerimize iş imkânı sağlayacak. Havza büyüyor ve gelişiyor. Havza OSB’nin de katkıları ile bu büyüme ve gelişim süreci daha da hızlı olacak. Havza Belediyesi olarak Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde hem ülkemizin hem de ilçemizin kalkınması ve gelişmesi için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. İnşaatı devam eden fabrika ülkemize ve bölgemize hayırlı olsun.”

Giresun’da Yaralar Sarılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2020 yılında sel felaketiyle karşı karşıya kalan Giresun’da 369 afet konutu, 122 dükkân ve 24 köy evi projesinin tamamlandığını açıkladı. İl genelinde 1,5 milyarlık 24 projenin çalışmaları ise devam ediyor.

369 adet konut, 122 adet dükkân ve 24 köy evi projesinin inşaat çalışmalarının tamamlandığını belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, projelerin bir yıl içerisinde teslim edilmesini hedeflediklerini söyledi. 

Sosyal Donatılar İnşa Ediliyor

Giresun’da yaşanan sel felaketiyle büyük acı ile karşı karşıya gelindiğini ve bu yaraların sarılacağını ifade eden Bakan Kurum, “22 Ağustos 2020’de yaşanan sel felaketinin ardından hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmadık. Selde büyük zarar gören Dereli ilçesinde, sel felaketinin yaraları hızla yapılan çalışmalar sayesinde sarıldı.” dedi. 

İl genelinde toplam 1,5 milyar TL bedeliyle 24 projenin çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Kurum, “Giresun’da TOKİ eliyle; 3 bin 764 konut, sosyal donatılarıyla beraber tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunuldu. Yine TOKİ ile 690 konut ve 19 dükkânın yapımına da sosyal donatılarla beraber devam ediliyor.” açıklamasını yaptı. 

Sel felaketinin ardından yapılan çalışmaları sıralayan Kurum, şu bilgileri verdi:

“Dereli ve Doğankent ilçe merkezleri başta olmak üzere sel afeti sonrası tespit işlemleri gerçekleştirilen 433 adet konut ve 202 adet ticari ünite olmak üzere toplam 635 adet bağımsız birimin tahliye, yıkım, kira ve taşınma işlemleri, kamulaştırma, yapım faaliyetleri gerçekleştirildi.

Dereli ve Kuşluhan Mahalleri riskli alanında 71 konut ve 82 ticari ünite, Dereli ilçesi Sütlüce Mahallesi rezerv yapı alanında 142 konut ve Doğankent ilçesi Merkez Mahallesi rezerv yapı alanında 156 konut ve 40 ticari bağımsız birim, Giresun Merkez, Dereli, Doğankent, Tirebolu ilçeleri ve köylerinde 24 köy evi olmak üzere toplam 369 konut 122 adet ticari ünite ve 24 köy evinin inşaatı tamamlandı. Teslim işlemleri de gerçekleştirildi.

Tirebolu ilçesi Sekü köyü ve Espiye ilçesi Adabük Mahallesi’nde belirlenen rezerv yapı alanlarında kamulaştırma işlemleri tamamlanmış olup, projelendirme ve yapım işlemleri Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve TOKİ eliyle devam ediyor.

Çaldağ Mahallesi’nde dönüşüm kapsamında 24 konut ve 19 işyerinin yapımı tamamlandı ve teslim aşamasında.

Espiye ilçesinde rezerv yapı alanında 71 adet konut inşaatının yapımına devam ediliyor.”

‘’2023 Yılında Vatandaşların Hizmetine Sunulacak’’

Giresun’da sel felaketinden en çok zarar gören Dereli ve Doğankent’te 369 konut inşa edildiğini belirten Kurum, “Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle tüm konutlar hak sahibi Giresunlu, vatandaşlara teslim edildi. Dereli, Doğankent ve Tirebolu’da da inşa edilen 250 ahırlı köy evinin yapımına da devam ediliyor. Bakanlık olarak, ‘Dereli’yi yeniden ayağa kaldıracağız’ sözüyle bugün Yeni Dereli Projesi kapsamında adliye, hükümet konağı, emniyet müdürlüğü inşaatlarının yapımına tüm hızıyla devam ediliyor. Dereli ilçesi Jandarma Komutanlığı ve 12 konutluk lojman inşaatı tamamlanmış olup 2023 yılında vatandaşların hizmetine sunulacak” ifadelerini kullandı.

Afet Bölgelerinde Neler Yapıldı?

Afet bölgelerinde yapılan çalışmaları yayımlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise şunları sıraladı: 

“Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak 2020’de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin üzerinden geçen yaklaşık 3 yıllık süreçte, Elazığ ve Malatya’da toplam 33 bin 821 konutun inşası tamamlandı.

İzmir’deki 5 bin 61 konut ve ticari bağımsız birimin inşaatından 4 bin 604 adet konutun yapımı tamamlandı.

23 Kasım 2022’e meydana gelen Düzce depremi sonrası 213 birimin üretilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor.

Kastamonu ve Sinop’ta 1265, Rize’de ise 400 konutun inşaat çalışmaları etaplar dahilinde tamamlanıyor. Bu çerçevede Kastamonu Bozkurt ilçesinde üretilen konutlar hak sahiplerine teslim sürecine başlanıldı.

2021 yılı yaz aylarında Antalya ve Muğla yangınları sonrasında 1450 konut ve 730 ahır inşa edildi.

Bakanlık eliyle afet bölgelerinde yapılan diğer konutlarla birlikte 45 bin konut, işyeri, köy evi ve ahırlar tüm sosyal donatılarıyla birlikte vatandaşlara teslim edildi. Yapımı devam eden tüm afet konutları 2023’te teslim edilecek.”

Türk Müteahhitler Yurt Dışında 4,1 Milyar Dolarlık İş Aldı

Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘Yurt Dışı Müteahhitlik Sektör Değerlendirme Raporu’na göre, 1972 yılından 2023 mart ayı sonuna kadar 133 ülkede toplam 4,1 milyar dolarlık iş alındı. 

2005 yılında toplam üstlenilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar doları aşan Türk müteahhitlik sektörü 2006-2016 yılları arasında 20 milyar doların üzerinde bir performans sergilemiştir. 2012, 2013 ve 2021 yıllarında üstlenilen 30-32 milyar dolarlık proje bedelleri bandı, ulaşılan en yüksek rakam oldu. 2022 yılında ise, ekonomik konjonktür ve Rusya-Ukrayna çatışması gibi tüm dünyayı etkileyen sorunlara rağmen yıllık proje büyüklüğü 19 milyar dolar olarak gerçekleşti.

2000’li yılların başında ortalama proje bedeli yaklaşık 21 milyon dolar iken, 2015 yılında 84 milyon dolar ortalama proje bedeliyle rekor kırıldı. Son dönemde firmalar birçok ülkede küçük çaplı projeleri de üstlenmeleri nedeniyle proje sayısı artarken ortalama proje bedelinde yıllar itibariyle dalgalanmalar görülebiliyor. 2021 yılında ortalama proje bedeli üstlenilen 2 büyük proje nedeniyle 70 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş iken 2022 yılında ise yaklaşık 40 milyon dolar olarak kaydedildi.

Raporda şu bilgiler verildi:

“Türk müteahhitleri, hâlihazırda özellikle Bağımsız Devletler Topluluğunda, daha sonra Orta Doğu ve Afrika’da büyük projelere başarıyla imza atmaktadır. Bugüne kadar üstlenilen projelerin bölgesel dağılımı; BDT %46 (218,4 milyar dolar), Ortadoğu %24,6 (117,2 milyar dolar), Afrika %17,7 (84,3 milyar dolar – Sahra-altı Afrika %5,8; Kuzey Afrika %11,9), Avrupa %8,1 (39 milyar dolar), Amerika %1 (4,2 milyar dolar), Asya Pasifik Bölgesi %2,8 (13,5 milyar dolar).

2022 yılında ise projelerin bölgesel dağılım şöyle olmuştur: BDT %37,2 (7,1 milyar dolar), Ortadoğu %18 (3,4 milyar dolar), Avrupa %26 (4,9 milyar dolar), Amerika %0,4 (68 milyon dolar), Afrika %17,1 (3,3 milyar dolar) ve Asya %1,6 (303 milyon dolar).

1972 yılından günümüze kadar müteahhitlik firmalarımızca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında, Rusya Federasyonu %20,5’lik oranı ile lider konumdadır. Rusya’yı Türkmenistan takip ederken, ilk 10’da yer alan ülkelerin 4’ünün BDT ülkeleri, diğer 6 ülkenin ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olduğu görülmektedir.

Bu veriler Türk Müteahhitlerinin iş yaptığı komşu ve çevre ülkelerde büyük bir itibarının olduğunu göstermektedir.

2022 yılında Türk müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ise en önemli yurt dışı pazarımız olan Rusya Federasyonu %12,3’lik oran ile yine birinci sırada yer almıştır.

1972 yılından günümüze en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımında ilk 5 sıraya bakıldığında, Konut ve Rezidans projeleri %14’lük pay ile ilk sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla; Karayolu / Tünel / Köprüler, Ticaret merkezleri, Enerji santralleri ve Havalimanları gelmektedir.

2022 yılında en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımına bakıldığında ise, Konut projeleri %22,8’lik pay ile ilk sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla; Karayolu / Tünel / Köprü, Demiryolu, Petrokimya tesisi ve Sağlık tesisi gelmektedir. Bu durum, 2022 yılında firmalarımızın katma değerli sektörlerde daha fazla proje üstlendiklerini göstermektedir.”

Raporda sektörün hedefleri şu şekilde özetlendi:

“Türk müteahhitlerinin yurt dışında üstlendikleri iş hacmi 2006 yılından bu yana istikrarlı olarak 20 milyar doların üstünde seyretmiştir. Bununla birlikte, dünya konjonktürü kapsamında geleneksel pazarlarımızda yaşanan gelişmelere bağlı olarak bazı yıllarda bu rakam 15-20 milyar dolar arasında gerçekleşmiştir. Türk müteahhitlik firmalarının etkin olduğu geleneksel pazarlarımız olan BDT-Orta Doğu-Körfez ve Kuzey Afrika coğrafyalarının yanısıra, etkin olduğumuz coğrafyalara Sahra-altı Afrika, Avrupa ve Asya pazarlarının da eklenmesine dönük çalışmalarımız sürdürülmektedir.

Son yıllarda yaşanan gelişme ile birlikte, birçok coğrafyadan yeni ülkelerin de eklenmesi ile birlikte 133 farklı ülkede proje üstlenen Türk müteahhitlerinin yeni pazarlarda daha fazla yer alması ile sektöre yeni açılımlar getirilmesi yönünde çalışmalar artırılmıştır.

Ülkemizin Afrika Kalkınma Bankası üyeliğinin 2013 yılı sonu itibariyle tamamlanması sonrasında anılan Banka tarafından açılan ihalelere girme imkânı da potansiyelin daha etkin kullanılmasına fayda sağlayacaktır.

İş üstlendiğimiz geleneksel coğrafyalarının yanı sıra, Sahra-altı Afrika, Asya-Pasifik, Avrupa ve Amerika coğrafyalarına yönelik hedef ülke çalışmaları sektör kuruluşları ile eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilmekte ve Bakanlığımız koordinasyonunda, belirli sayıda firma temsilcisinin katılımıyla bu ülkelere “Müteahhitlik Heyeti Programları” düzenlenmektedir.

Bir başka hedef ise Türk müteahhitlik firmalarının katma değeri yüksek projelerde yer almasının temin edilmesidir. Özellikle firma ölçeklerinin büyütülmesi ile firmalarımızın ortak iş yapma bilincinin artırılması değerli ve prestijli projelerin üstlenilmesinin yolunu açacaktır. Bunun sonucunda firmalarımız uluslararası pazarlarda daha sağlam bir şekilde yer alacaktır.”

Tüm yurt dışı inşaat projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: Finans Gündem

Kastamonu’ya Sismik İzolatörlü Hastane Projesi 

Kastamonu’da 650 milyon TL’lik yatırım bedeliyle yükselen 250 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi projesinde çalışmaların yüzde 16’sı tamamlandı. Proje, sismik izolatörlerle korunacak. 

Sağlık Bakanlığı tarafından ihalesi geçtiğimiz haftalarda yapılan hastane projesi, 650 milyon TL yatırım bedeliyle yükseliyor. 250 yataktan oluşacak hastane, 57 bin 448 metrekare kapalı alana sahip olacak. Projenin inşaat çalışmalarının 2 yıl sürmesi planlanıyor. 

İnşaat çalışmalarının tamamlanması halinde hastanede; 143 metrekarelik acil servis ve bir CPR odası, 1 adet MR odası, 2 röntgen odası ve 1 kemik dansimetre odası bulunacak. Hastane, elektro terapi üniteleri ile erkek ve kadınlar ayrı olmak üzere aynı anda toplamda 36 hastaya hizmet verebilecek. Ayrıca hastanede, mekanoterapi, uzay terapisi, ozon tedavisi ve akupunktur tedavi odaları da bulunacak. Proje, sismik izolatör sistemi ile inşa ediliyor.9        “

Proje hakkında konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Yüksek Kutlu, “Bugün ilimiz için büyük bir sağlık yatırımı olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemizin yatırımını inceledik. Yüklenici firmadan son durumu hakkında bilgiler aldık. Hastanemiz 45 bin metrekare arsa alanı içerisinde 11 bin metrekare oturum alanı, 57 bin metrekare de kapalı alandan oluşmaktadır. Zemin artı 3 kat, 2 de bodrum katından mevcuttur. Binamızın yatak kapasitesi 250 yataktır. 25 polikliniğini bulunuyor. Hastanemizde nitelikli fizik tedavi üniteleri 36 adet, jimnazyum yataklı 12 tane, fizik tedavi için çocuk havuzu, yetişkin havuzu ve engelli yani ortopedik havuz olmak üzere üç tanede havuz vardır. 

Son Derece Modern Bir Hastane Olacak

Son derece modern, son derece ilimiz için sağlık alanında katkı sağlayacak bir yatırımdır. Yatırım maliyeti 650 milyon liradır. Yatırımımız devam etmektedir. Yatırımızda deprem izolatörleri kullanılmaktadır. Bunlarda malumunuz üzere günümüzde daha da önem kazanmıştır. Zaten hastaneler diğer binalar gibi değil, depreme en dayanıklı olması gereken binalardır. Zaten yapım teknikleri de ya izolatörlü ya da farklı teknikler kullanılarak yapılmaktadır” dedi.

Hastaların otel konforunda hizmet alacaklarını belirten Kutlu, 250 yatak kapasiteli 25 polikliniği olan 26 tane terapi ünitesi, 12 yataklı jimnazyum ünitesi, üç tane havuzu, çok nitelikli hizmetin verileceği MR, iki tane röntgen, kemik dansimetresi ölçülebilecek, detaylı geleneksel tıp uygulamalarının da olacağı bölümlerle birlikte ilimizde malumunuz üzere mevcut Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi çok eski bir hastane, kapalı alanı 8 bin metrekare civarında. Yeni yeri ise 56 bin metrekare alana sahip, daha da büyük ve daha da modern bir şekilde 12 katlı bir alana sahip olacak. Çok modern bir şekilde burada hizmet vereceğiz. Odalarımız nitelikli odalardan oluşacak, banyo ve WC içerisinde olacak. Hastalarımızın rahat edebileceği, uzun süre yatıyor malum fizik tedavi hastalarımız, otel konforunda rahat edebilecekleri, tedavilerini olabilecekleri bir hastane olacak.” ifadelerini kullandı. 

‘’İzolatör Kullanımını Sağlık Bakanlığı’nın Tercihi’’

Projede kullanılacak sismik izolatörler sayesinde hasar alımının engelleneceğini kaydeden Kutlu, şunları söyledi:

“Yüklenici firmanın temsilcileri biraz önce bizleri bilgilendirdi. Hastaneler, normal yapılardan çok daha güçlü demir ve beton donatılar kullanılarak yapılıyor. Depreme dayanıklı oluyor. Bunun için değişik teknikler kullanılıyor. Hastanemizde de izolatör sistemi kullanılmasını Sağlık Bakanlığımız tercih etti. Deprem izolatörü sayesinde aldığımız bilgilere göre deprem esnasında esnemesi daha rahat olacağından ötürü binanın duvarlarında çatlak ya da farklı şekilde zarar görmesi engellenmiş olacak. Hastane olduğu için binamız depremden sonra hızlı bir şekilde giriş sağlanabilecek yani hizmetine devam edebilecek. İnşallah tabii ki rabbim böyle bir afeti bizlere göstermez.’’

Hastane projesinin detaylarını buradan bulabilirsiniz.

Burkent Bursa’yı Dönüştürüyor

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından inşaat çalışmaları devam eden ve planlama aşamasında olan tüm kentsel dönüşüm projeleri, Burkent tarafından yürütülecek.

Kentsel dönüşümün daha hızlı ve güvenli olması için Büyükşehir Belediyesi ile iştiraklerinden Burkent AŞ arasında protokol imzalandı. Halen kaba inşaatların tamamlanma aşamasına geldiği Yiğitler-Esenevler-75. Yıl kentsel dönüşüm projesini sürdüren Burkent, imzalanan protokolle, İstanbul Yolu Caddesi üzerindeki Altınova, Fatih ve Yeşilova mahalleleri içerisinde bulunan yaklaşık 22 hektar büyüklüğündeki rezerv yapı alanında da uygulama yapabilecek. Bunun yanında Değirmenönü, Karapınar ve Cumalıkızık mahalleleri sınırları içerisinde yer alan 13,86 hektarlık rezerv yapı alanı, Arabayatağı Mahallesi’ndeki riskli alandaki parseller ve Büyükşehir’in proje yürüttüğü diğer alanlarda Burkent uygulama yapabilecek.

‘’Deprem Türkiye’yi Yasa Boğdu’’

Protokol imzalama töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bu depremle tekrar gördük ki şehirlerin kaderi için kentsel dönüşüm olmazsa olmaz. Hâliyle Bursa’nın geleceği de kentsel dönüşüme bağlı. Unutmayalım ki Bursa’nın bir geleceğinin olabilmesi için atacağımız her adım kentsel dönüşüme çıkacak. Bizler bu işi belediyelerin görevi olarak yürüttüğü rutin bir faaliyet olarak görmüyoruz. Bu işi, vatandaşlarımızın canını kurtarmakla eşdeğer görüyoruz.

Deprem tehlikesi yüksek şehrimizi bütüncül olarak ele alıyoruz. Kentsel dönüşümün daha hızlı ve güvenli olması için iştirakimiz Burkent AŞ ile protokol imzaladık. Böylelikle belediyemizin yürüttüğü projeler ile planlanan proje alanlarında Burkent’in uygulama yapmasının öne açılmış oldu. Bursa’mıza hayırlı olsun.”

Bursa inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Riskli Alanlar İmara Kapatılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin üçüncü toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Kurum, riskli alanların imara kapatılacağını ifade etti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımları uygulayacaklarını belirterek, “Türkiye’de dere yatakları ve sıvılaşma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulaştırma yoluyla yeşil alana çevirme gibi çalışmaları kararlılıkla uygulayacağız.” dedi.

6 Şubat tarihinde yaşanan depremlere dikkat çeken Bakan Kurum, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin üçüncü toplantısının kapanışında bir konuşma yaptı.

Bakan Kurum yaptığı konuşmada, İstanbul’da üçüncüsünü 135’i bulan kurul üyeleriyle yaptıkları toplantının ana gündem maddesinin Kahramanmaraş depremleri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Devletimiz, 11 ilimizde gerek arama-kurtarma gerek inşa faaliyetlerini gerek kalıcı konutlarla ilgili yapım sürecini eş zamanlı bilim insanlarımızın katkılarıyla, önerileriyle, çalışmalarıyla yürütmektedir. Bu kapsamda tüm deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmalarımızı tamamladık. Deprem bölgesindeki illerimizde 876 bin 125 bağımsız bölüm olan 312 bin binanın yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik. Bugün itibarıyla 78 bin konut ve köy evinin yapım sürecini başlattık, 42 bin konutun da temellerini attık.

11 ilimizde 319 bin konutumuzun temellerini de inşallah mayıs ayı sonuna kadar atacağız. Bu konutları da inşallah 1 yıl içerisinde vatandaşlarımıza, kardeşlerimize teslim edeceğiz. Ardından da hasar tespitlerle birlikte gerek rezerv alanlarda gerek şehrin merkezinde yapacağımız çalışmalarla birlikte ilk etapta 650 bin konutun yapımını 11 ilimizde başlatmış olacağız. Yeni evine kavuşmayan hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız.”

“Radye Temel Kullanımını Gerekirse Bazı Yerlerde Zorunlu Hale Getireceğiz”

İnşaat faaliyetlerinde mikro bölgeleme etütlerini ülkenin her bir noktasında yapılan inşaat çalışmalarına yaygınlaştıracaklarını belirten Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:

“Dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımları uygulayacağız. Türkiye’de dere yatakları ve sıvılaşma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulaştırma yoluyla yeşil alana çevirme gibi çalışmaları kararlılıkla uygulayacağız. Riskli bölgelerde imara kapatılacak yerleri belirleyeceğiz. Yine riskli alanlarda kat yüksekliklerini sınırlandıracağız. Radye temel kullanımını gerekirse bazı yerlerde zorunlu hale getireceğiz.

Tüm bu çalışmalarda görevlendirilmek üzere, binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısını istihdam edeceğiz. Dere yataklarında veya heyelan ve taşkın riski bulunan yerlerdeki binaların tespitlerini tamamlayacak, uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma sürecine dair planlamaları hızlandıracağız. Risk altındaki şehirlerimizde, su ve kanalizasyon altyapısını yenileyeceğiz. Bu bölgelerde inşa faaliyetlerine kesinlikle izin vermeyeceğiz.”

‘’Dayanıklılık Testlerini Tamamlayacağız’’

Bakan Kurum, ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tünelleri ülke sathında yaygınlaştıracaklarını, hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık binaları gibi vatandaşlara hizmet veren kamu binalarını riskli bölgelerden kaldırma işlemlerini hızlandıracaklarını söyledi.

Uygulamalarını, şehrin var olan kültürüne, sanatına, doğal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapısına uygun tasarlayacaklarını aktaran Kurum, tüm kamu binalarının ve vatandaşların toplu halde bulunduğu alanların afetlere karşı dayanıklılık testlerini tamamlayacaklarını aktardı.

Tüm Yapılar Kontrol Edilecek

Çok katlı ve özel mimari yapılar, otel ve AVM’ler, 20 kat üstü yapılar, termik santraller, büyük barajlar için Yapı İzleme Sistemleri’ni kuracaklarını kaydeden Kurum, şöyle devam etti:

“Türkiye Bina Envanteri’ni hazırlayacağız. Bu binalarımızın risk durumlarının tespitini tamamlayacağız. Afet sonrasında oluşan zarar ve hasar tespitine dair dijital veri havuzu oluşturacağız, devletin tüm birimlerinle entegrasyonunu sağlayacağız. Boyutları ve ergonomisiyle gerektiğinde binalara yaklaşacak ve hatta içinde gezebilecek kabiliyette insansız hava ve kara araçları geliştireceğiz.

Yapı sektörümüzü yakından ilgilendiren bir kararımız da şudur; tüm inşa süreçlerimizde çerçeveli perdeli ve panel sistemlerini, hafif beton ve çelik lif katkılı betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamalarını yaygınlaştıracağız.

Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri’ni hayata geçireceğiz. Kullandığımız araçlar, otomobiller nasıl periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye’de tüm binalar da aynı periyodik muayenelere tabi olacaklar. Tüm yapılarımızı mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşturacağımız yeni bir birim tarafından muayene edeceğiz.”

Yeşil Bina Modeli Uygulanacak

Bakan Kurum, güneş enerjisi kullanan, kendi suyunu tutan, biriktiren ve biriken suyu peyzaj alanlarında kullanan yeşil bina modelini tüm mevzuatlarına işleyeceklerini söyledi.

Türkiye’nin uygun olan her yerinde, ahşap ve yöreye özgü uygun doğal yapı teknolojilerini etkin bir şekilde uygulayacaklarını aktaran Kurum, yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı, sıfır atık uyumlu ve ekolojik özellikli malzemelerinin kullanımını daha da yaygınlaştıracaklarını ifade etti.

Kurum, kentsel dönüşümde riskli yapı stokunun miktarına göre yeni bir önceliklendirme yapacaklarını, buna göre yeni bir program oluşturacaklarını ve her şehir için ayrı bir finansman modeli geliştireceklerini dile getirdi.

Türkiye’yi afetlere karşı dirençli bir ülke haline getirmek için afet merkezli yeni bir finansal yapılanma ve yeni teşvik sistemlerini hayata geçireceklerini vurgulayan Kurum, “Yapılacak tüm çalışmalarda mesleki mesuliyet sigortası ve yetkin mühendislik uygulamalarını zorunlu hale getirecek, yapı denetime ek olarak zemin denetim uygulamalarını da mevzuata bağlayacağız.” diye konuştu.

Kurum, afet riskinin yoğunluğuna ve afet sınıfına göre ihtiyaç duyulan her yerde, üniversitelerin öncülüğünde, TÜBİTAK ile birlikte Güvenli Türkiye AR-GE Enstitüleri kuracaklarını, yüksek lisans ve doktora programları açacaklarını söyledi.

Tüm bu önleyici tedbirlerin uygulanması noktasında hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini aktaran Kurum, hiçbir kenti asla geride bırakmayacaklarını vurguladı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Ege Yapı, ‘Missafir’ İle Anlaştı

Ege Yapı, konut kiralamak isteyen vatandaşlar ve ev sahiplerini bir araya getiren yerli uygulama ‘Missafir’ ile iş birliği yaptı. 

Missafir sistemine 26 milyon dolarlık yatırımla dahil olduklarını ifade eden Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, mevcutta mobilyalı kiralık daireleri bulunduğunu ancak Missafir uygulaması ile durumu farklı bir boyuta taşıdıklarını söyledi. Kabadayı, ‘’Kademeli olarak yatırımlarımız artacak.’’ dedi. 

Yeni dönemde artık seyahat biçimlerinin değiştiğini ve vatandaşların lokal çözümlere yöneldiğini belirten Kabadayı, “İnsanlar artık otelin dışında kendi yaşam alanını arıyor. Otellerden çok momentlere ilgi artıyor. Kiralama sektörü tüm dünyada hızla büyüyor” diye konuştu. Yaklaşık bir yıl önce Ege Yapı Teknolojik Girişimler AŞ’yi kurduklarını hatırlatan Kabadayı, “Bu yatırım bizim için önemli bir adım. Teknoloji startup’larına yatırımlarımız artarak devam edecek.” ifadelerini kullandı.

‘’İki Yıl İçerisinde Orta ve Doğu Avrupa’da Büyümek İstiyoruz’’

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Missafir Kurucusu ve CEO’su Mehmet Yüksel, bugün 26 milyon dolarlık bir değerleme rakamına ulaştıklarını, kademeli yatırımlarla hisse oranının artacağını belirtti. 

28 melek yatırımcımız dışında Koç Üniversitesi’nin fonu ve Ege Yapı’nın katılımıyla 30 yatırımcıya ulaştıklarını kaydeden Yüksel, Türkiye dışında KKTC, Karadağ, Hırvatistan’da olduklarını iletti. 

Geçen yıl yüzde bin 100 büyüme başarısı gösterdiklerini ve hedeflerinin iki yıl içinde Orta ve Doğu Avrupa’da büyümek olduğunu dile getiren Yüksel, “5 yıl içinde de dünyanın ‘en’ büyüğü olmak için koşuyoruz. Bu topraklardan çıkan büyük bir marka olacağız” dedi. 

‘’Otellerin Açığını Kapatıyoruz’’

Dünyada trendin ev kiralama sistemine kaydığını söyleyen Yüksel, “Biz otellerin rakibi değiliz, onların açığını kapatıyoruz. Otel markaları da bu sistemi tercih etmeye başladı” diye konuştu. Missafir olarak evlerini kısa, orta ve uzun vadeli kiraya vermek isteyen ev sahiplerine süreçteki tüm sorunları çözerek profesyonel tam destek sağladıklarını aktaran Yüksel, aynı zamanda daha fazla kazanç imkânı sunan bir girişim olarak nitelendirdi. 

Ev sahiplerinin gelirlerini stressiz bir şekilde maksimum seviyeye çıkarmayı amaçladıklarını kaydeden Yüksel, “Küçük dokunuşlarla evlere yüzde 200’e kadar değer artışı sağlıyoruz. Portföyümüzde 2 bin 300 ev var.” bilgisini verdi. 

Hizmet bedelini ev sahibinden aldıklarını açıklayan Mehmet Yüksel, bedelin misafirlere operasyon desteği sağlayan profil yönetiminde yüzde 15, tam yönetim modelinde ise yüzde 30 olduğunu belirtti. 

En Çok Tercih Edilen İlçe: Nişantaşı

 Sistemi kullanan kiracıların yüzde 80’inin yabancı olduğunu açıklayan Yüksel, bu dönemde en fazla Rus, İngiliz, Alman ve Ortadoğu vatandaşlarının ev kiraladığını belirtti. Yüksel’in verdiği bilgilere göre, Fransız ve İngiliz gibi Batılı misafirler Galata, Karaköy gibi bölgeleri, Arap misafirler ise daha çok Nişantaşı’nı tercih ediyor. Yüksel, sisteme dahil olan ev sahiplerinin de yüzde 25-30’nun yabancı vatandaşlar olduğunu iletti. Marka olarak 4,5 yıl önce sektöre girdiklerini hatırlatan Yüksel, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pazarın genişlediğini söyledi.

Gelen arzların yalnızca yüzde 10-15’ini hizmete açtıklarını söyleyen Mehmet Yüksel, “Bu sebeple portföye eklenmesi amacıyla çok fazla ev önerisi geliyor. Ev sahibinin tek başına yapamayacağı birçok alanda hizmetlerimiz de bulunuyor. Bu üst düzey hizmet ve yüksek getiri sebebiyle ekosistemimize eklenmek isteyen çok sayıda ev önerisi geliyor. Ancak şu anda gelen arzın yüzde 10-15’i ancak hizmete açıyoruz. Profesyonel kriterlerimiz, ev sahibi ve misafirlerimizin potansiyel beklentilerine uygun bakış açımız nedeniyle yüzde 85- 90’ını reddetmek durumunda kalıyoruz.” dedi.

Ege Yapı firma bilgilerine ve inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Diyarbakır Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Başladı

Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali İhsan Su, Kayapınar ilçesinde hayata geçirilecek olan şehir hastanesi projesinde inşaat çalışmalarının başladığını duyurdu. 

Toplam bin yatak kapasitesinden oluşacak Diyarbakır Şehir Hastanesi proje alanı ile Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Binası içerisinde açılışı yapılan klinikleri ziyaret eden Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali İhsan Su, proje hakkında bilgi aldı. 

Şehir hastanesi projesiyle Diyarbakır’ın modern bir sağlık tesisine kavuşacağını söyleyen Su, “Burada bölgemiz ve ilimiz açısından son derece önemli projeyi hayata geçirmeye başladık. 24 ay içerisinde projenin tamamlanmasını hedefliyoruz. Diyarbakır Şehir Hastanesi bölgemiz ve ilimiz açısından son derece önemli sağlık yatırımı.” dedi. 

Diyarbakır Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Salvini: ‘’Messina Boğazı Köprüsü’nün İnşaatı 2024 Yazında Başlayacak’’

İtalya Başbakan Yardımcısı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini, Messina Boğazı Köprüsü’nün inşaat çalışmalarının 2024 yılının yaz ayında başlayacağını söyledi. 

Yeni Mesaj’dan Hasan Parlak’ın haberine göre; 9 milyar eruo maliyete sahip köprü hakkında konuşan İtalya Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini, projenin özelliklerine değindi. 

Salvini, köprünün, 3.3 kilometreyle dünyanın en uzun açıklıklı asma köprüsü olacağını ve kulelerinin yüksekliğinin 400 metreyi bulacağını ifade etti. Köprünün üzerinde 3 gidiş 3 geliş olmak üzere 6 kara yolu şeridi ile 2 de demir yolu hattı bulunacağını aktaran Salvini, köprünün denizden yüksekliğinin ise 65 metre olacağını, bu haliyle boğazdan büyük gemilerin transit geçişine izin vereceğini, ayrıca depreme dayanıklı olacağını bildirdi. 

Bakan Salvini, “5 aylık hükümet süremizde, milyonlarca İtalyan’ın yüzyıllardır hayalini kurduğu şeyi yeniden hayata geçirdik. Bu iş, Avrupa kıtasının ve dünyanın en büyük bayındırlık projesi olma yolunda. Bu yüzyılın Avrupa’daki en büyük yeşil kamu projesi.” dedi. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, köprünün inşasına başlama hedefinde olduklarını dile getirerek, “Boğaza köprü yapmak 5-6 ayda olacak iş değil, 6-7 yıl sürer. Bu süre içinde elimizdeki kaynakları kullanmalı ve 2030’un başına kadar yapmalıyız.” diye konuştu.

Körfez’de Yol Çalışmaları Başladı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Körfez ilçesinde gerçekleştirilen Kaşkaldere (95 Evler) D-100 altı kavşak ve bağlantı yolları projesinde inşaat çalışmaları başladı. 

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Körfez Kaşkaldere (95 Evler) D-100 altı kavşak ve bağlantı yolları yapımı çalışmalarına başlandı. Trafikte yaşanan sıkışıklığa neşter vuracak proje tamamlandığında Körfez ve Derince ilçeleri sınırındaki Kaşkaldere Kavşağı bambaşka bir görünüme kavuşacak.

Kaşkaldere (95 Evler) D-100 Altı Kavşak ve Bağlantı Yolları Yapımı Projesi kapsamında İstiklal Caddesi devamındaki Burcu Sokaktan Kaşkaldere Mesire Alanının batı tarafından Bayır ve Rüzgârlı Sokak güzergahını takip eden Yaşar Doğu ve Elveda Caddesi kesişimindeki dönel kavşağa bin metre uzunluğunda 2×2 şeklinde yeni bir yol inşa edilecek. Kaşkaldere Kavşağının altındaki mevcut menfez genişletilerek, 326 metrelik yeni bir menfez inşa edilecek. Körfez ve Derince ilçeleri sınırındaki Kaşkaldere Kavşağında araç kesişim noktalarıyla sinyal fazını azaltmak ve trafik güvenliğini sağlamak amacıyla elmas kavşak yapılacak. Bölgede forekazık imalatı ve platform düzenleme çalışmaları yapılıyor.

Eski Emniyet Müdürlüğü binası önünden Kaşkaldere alt geçidine kadar olan kısımda giriş çıkışların düzenlenmesi için ilave köprüyle alt geçidin düzenlenmesi yapılacak. D-100 ile aynı yüksekliğe çıkarılacak iki açıklıklı 40 metre uzunlukta, 8,50 metre genişlikteki ilave köprü ile İzmit-İstanbul istikametinden dönel kavşağa bağlanılacak. D-100 altındaki altgeçitte yapılacak düzenleme ile Körfez Kent ve Kaşkaldere yönüne gidilebilecek.

Kocaeli’deki tüm ulaştırma projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: Haber Safir

Çayırova’da İnşaatlar Devam Ediyor

Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde hayata geçirilen projeleri yerinde inceleyen İlçe Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, yetkililerden bilgi aldı.

Projeleri yerinde inceleyerek bilgi alan Çiftçi, başkan yardımcılarıyla birlikte saha gezisi yaptı. Tamamlanan ve devam eden projelerin son durumu hakkında bilgi alan Çiftçi, Engelliler Merkezi, Yenimahalle Aile Sağlığı Merkezi, Muhtarlık Ofisi ve Spor Salonu, Şekerpınar Bilgi Evi ve Aile Sağlığı Merkezi, Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, Yeni Mezarlık Alanını gezen ve yapılan son çalışmalar hakkında bilgi aldı. 

Çiftçi, inşaatı devam eden yatırımları da yerinde inceledi. Çayırova’ya yeni bir kimlik kazandıracak olan Kent Meydanı inşaatında incelemelerde bulunan Çiftçi, üç katlı otopark ve camii yapılan alanda devam eden çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Çiftçi’nin Çayırova’da ileride yaşanabilecek trafik sorununa çözüm olması için Kent Meydanı’nda yaptığı katlı otoparkın üçüncü katında kalıp ve demir imalatı devam ediyor.

Diyarbekirspor Tesisi İnşaatı Başladı

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından Seyrantepe Spor Tesisleri içerisinde hayata geçirilecek olan Diyarbekirspor Tesisi’nin inşaat çalışmaları başladı. 

Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali İhsan Su, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi ile Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Nüammer Uslu inşaat çalışmalarını yerinde inceledi.

İnşaatı yapan firma yetkililerinden bilgi alan Vali Su, tesisin 15 Ağustos’a kadar tamamlanmasını istedi ve bunun için söz aldı. İçerisinde hem sosyal donatılar hem de idari bölümler ve yatakhane olacak şekilde projelendirilen iki katlı tesisin yeni sezona kadar hazır olması bekleniyor. Antrenman sahasını da kapsayan tesis projesinin kulübün ihtiyacını karşılayacak şekilde inşa edilmesi için titiz bir çalışma yürütülüyor.

Geçen sezon tesis sorunu nedeniyle Diyarbakır’da konaklayamayan ve bu yüzden büyük sorunlar yaşayan Diyarbekirspor, kente gelmek ve yeni sezon çalışmalarına sağlıklı şartlarda hazırlanmak için tesisin tamamlanmasını bekliyor. 

Tokat’ta KÖYDES Kapsamında 107 Milyon TL Ödenek Tahsis Edildi

Tokat’ta Köylerin Altyapısının Desteklenmesi (KÖYDES) kapsamında, il genelinde 119 proje için toplam 107 milyon 248 bin 208 TL ödenek tahsis edildi. 

KÖYDES 2023 yılı uygulamaları ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararı 8 Nisan’da yayımlandı. Karar kapsamında il genelinde yapılan projeler şu şekilde belirtildi:

3 adet 6 kilometre asfalt yol yapımı

1 adet 8 kilometre beton yol yapımı

21 adet 36,7 kilometre kilitli beton parke yol yapımı

6 adet 9 kilometre birinci kat sathi kaplama asfalt yol yapımı

8 adet 31 kilometre ikinci kat sathi kaplama asfalt yol yapımı

1 adet 1 sanat yapısı (istinat duvarı) yapımı

29 adet 66 bin 750 metrekare köy içi kilitli beton parke döşenmesi, 

38 adet muhtelif içme suyu (isale hattı, şebeke, depo, depo onarımı, terfi tesisi, sondaj yapımı vs.)

10 adet muhtelif atık su tesisi yapımı

2 adet sulama tesisi yapımı

Toplam 119 proje planlaması yapılan Tokat’ta köy yolları, bakımları, akaryakıt alımı, iş makinesi kiralaması, trafik ikaz levhası alımı gibi giderler de dahil olmak üzere 107 milyon 248 bin 208 TL ödenek sağlandı. 

3 Nisan 2023 tarihinde onaylanan projelerin ihaleleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca başlatıldı. 

‘’Konut Üretimi Hızlanmalı’’

Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş, “Konut üretimi hızlanmazsa gayrimenkulde fiyatlar yükselmeye devam edecek.” dedi.

En çok kazandıran yatırım aracının gayrimenkul olduğuna dikkat çeken Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş, “Son 1,5 yılda politika enflasyonu yüzde 75 civarında, piyasa enflasyonu yüzde 150 civarında kalıplaşmış halde istatistiklerde yerini aldı. Döviz, emtia, borsa vb. getirileri enflasyon karşısında çok düşük kalırken, faaliyet konusundaki ürünü stoklayanlar kendini korumuş oldu.

Gayrimenkul yatırımı yapanlar enflasyona karşı kazançlı çıktılar. Peki nasıl? Döviz yüzde 80 yükselirken, borsa hala dolar bazında çok ucuz olmasına rağmen ralli yapamazken konut ve dükkân fiyatları 4 katına, arsalar 6 ila 8 katına çıktı. Gayrimenkul güvenli liman olurken bu denli yükselmesinde arz talep dengesizliği büyük rol oynadı.” açıklamalarında bulundu. 

Coordinat Yapı firma bilgilerine ve projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Power Elektronik’ten Gebze’ye Yeni Fabrika Yatırımı

Bulunduğu sektörde başarılara imza atan Power Elektronik, Gebze’de yeni fabrika inşa edecek. Firma, bu yatırımla birlikte üretim kapasitesini artırmayı hedefliyor. 

Yeni yatırımlar ve projelerle ilgili ST Endüstri’den Derya Kumtepe’ye konuşan Power Elektronik CEO’su Vedat Emanet, “Power Elektronik olarak Gebze Dilovası’nda yeni fabrika yatırımı yapıyoruz. Bu yatırımımızla birlikte üretim kapasitemizi dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca EPDK’ya başvurumuzu yaparak Araç Şarj Ağı lisansımızı aldık. Bu lisans ile birlikte Türkiye’deki bayilerimize yetki belgesi vereceğiz. Onlar da kendi bölgelerinde şarj istasyonları kurabilecekler. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için eğitimler vereceğiz” dedi.

Almanya ve Hollanda’daki ofislerini büyütmeyi hedeflediklerini belirten Emanet, “Power Elektronik olarak 1999 yılından beri Ümraniye’deki kendi binamızda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Güç elektroniği alanında ürettiğimiz ürünlerin satışını ve servis hizmetlerini yurt genelinde veriyoruz. Antalya ve Ankara’daki kendi satış ve servis ekiplerimiz sayesinde tüm taleplere hızlı bir şekilde cevap veriyoruz. Ayrıca Hollanda’da da iştirakimiz olan bir firmamız bulunuyor. Son olarak Power Solar Enerji olarak Almanya’da açtığımız ofisimizle büyümemizi sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu. 

Güneş Enerjisi Sektörü Büyümeye Devam Ediyor

Güneş enerjisi alanında Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeler hakkında bilgi veren Emanet, sektörün hızlı büyümesini sürdüğünü belirterek değerlendirmesine şu sözlerle devam etti: 

“Güneş enerjisi sektörü hızlı büyümesini sürdürüyor. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok coğrafyada bu projeler hayata geçiriliyor. Özellikle Rusya – Ukrayna krizi ile birlikte yatırımların sayısı artmaya başladı. Avrupa Türkiye’den çok daha hızlı bir şekilde büyüyor. Şu anda 300 MW’lık bir kurulumdan söz ediliyor. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinde ciddi bir iş potansiyeli yaşanıyor. Hollanda’daki ofisimizi 4 sene önce kurmuştuk. Şimdi ise Almanya’da açtığımız ofisle hizmet vermeye devam edeceğiz. Bir sonraki adımımızda ise Fransa’da ve İngiltere’de yatırımlar yapmayı planlıyoruz.” 

Yeni Fabrika Hayata Geçiyor

Yeni dönem hedef ve projeleri hakkında bilgi veren Emanet, Gebze’de kuracakları yeni fabrika ile ilgili bilgiler veren Emanet, şunları söyledi:

“Power Elektronik olarak Gebze Dilovası’nda yeni fabrika yatırımı yapıyoruz. Bu yatırımımızla birlikte üretim kapasitemizi dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili projelerde güç elektroniği tarafında olmaya devam edeceğiz. Sektördeki tüm paydaşlarımızla, yatırımcılarımızla ortak bir şekilde hareket etmeye devam ediyoruz. Herkesi Ar-Ge Merkezi’mize davet ediyoruz. Avrupa ülkelerindeki yapılanma çalışmalarımızın ardından Amerika pazarında araba şarj cihazlarımızla yer almak istiyoruz. Bununla ilgili görüştüğümüz firmalar bulunuyor. Tüm gelişmelerle birlikte 2035 yılına kadar hem üretim kapasitemizi artırmayı hem yurt dışında daha aktif olmayı hem de Ar-Ge faaliyetlerimizi aralıksız sürdürmeyi hedefliyoruz.”

İstanbul’da 50 Özel Hastane Kapatılabilir

Özel Hastaneler Birliği Başkanı Reşat Bahat, İstanbul’da yer alan 50 özel hastanenin deprem riski nedeniyle kapatılabileceğini söyledi. 

Sağlık Bakanlığı’nın İstanbul’da hizmet veren 110 özel hastaneden deprem dayanıklılık raporu temin etmesini istedi. Hastanelerin deprem riskine karşı çok dayanıklı olmadığını belirten Özel Hastaneler Birliği Başkanı Reşat Bahat, “Maalesef İstanbul’daki yaklaşık 110 hastanenin depremle ilgili raporları çok yeterli değil. Yani depreme güçlü olsalar da bunu kanıtlayacak bilgi ve belgeye sahip değiller. Çünkü bu hastaneler 1999 depreminden önce inşa edilmiş hastaneler. 99 depreminde yıkılmamışlar, ayaktalar ancak 2018 Deprem Yönetmeliği’ne göre hizmet verip veremeyecekleri konusunda ciddi kuşkular var.” dedi. 

‘’Vakit ve Kredi Verilmesi Lazım’’

50 özel hastanenin kapatılacağını öngören Bahat, “Depremden 15 gün sonra il sağlık müdürlüğü bu raporlarımızı istedi. Özellikle de radyoloji ünitelerimiz ve olabilecek bir hasarın, radyasyon güvenliğini sıkıntıya sokabilir diye bizden röntgen ya da radyasyonla ilgili bölümlerimizin ruhsatlarının yenilenmesini talep etti. Muhtemelen ivedilikle bu raporları bir değerlendiriyor. Ondan sonra tabii ki raporlarının yeterli bulmadığı hastanelerden başka şeyler isteyecek. Kendi ekiplerini gönderebileceğini düşünüyorum. 

Hastane işletme sahipleri olarak depreme dayanıklı binalarda hizmet etmek istiyoruz. Ama bir, bize bir vakit verilmesi lazım. İki, bize kredi verilmesi lazım. Üç, bize yer gösterilmesi lazım. Kamu hastanelerini kapatabilirler, onlar iflas etmez. Onların getirilmiş çekleri yoktur ya da varsa bile kamu öder ama bizde işler öyle yürümüyor. Yani bizim mutlaka buradaki mağduriyetlerimizin ileride vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde çözülmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu. 

BASBAŞ’ta İnşaat Çalışmaları Hızlandı

İzmir’in Bergama ilçesinde yer alan Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nde (BASBAŞ) inşaat çalışmaları hızlandı. Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, ‘’Önümüzdeki yıl ilk fabrikanın üretime başlamasını hedefliyoruz.’’ dedi. 

Projenin bölgedeki en büyük yatırımlar arasında yer aldığını belirten Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, “5 milyar dolar ticaret hacmine kavuşacak ilçemizde, 20 bin kişiye istihdam sağlayacağız. Bergama’mızın ekonomik kurtuluşunun lokomotifi Serbest Bölge olacak.’’ şeklinde konuştu.

Projenin sürecine değinen Koştu, şu bilgileri paylaştı:

“Aşağıkırıklar mahallemizde 2,5 milyon metrekare alanda, ESBAŞ tarafından proje çalışmaları sürdürülen Batı Anadolu Serbest Bölgemiz fizibilite raporu Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne sunulmuştu. Daha sonra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 22 Şubat 2020 tarihinde Bergama’mıza yaptığı ziyarette Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nin açılacağı müjdesini vermişti. Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ) CEO’su Faruk Güler’le birlikte o gün Cumhurbaşkanımızla görüşmüştük. 

Cumhurbaşkanımızın desteğini de alan BASBAŞ için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmeye devam ettik. Ve nihayetinde 8 Eylül 2021 tarihinde Bergama’mız ekonomisi açısından tarihi bir gün yaşadık. Bu önemli günde, Bergama Batı Anadolu Serbest Bölgesi kararı Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanarak Resmî gazetede yayımlandı. 

Bizim için 8 Eylül tarihi, yaptığımız çalışmaların, Ankara’daki görüşmelerimizin, gece gündüz demeden devam ettiğimiz çalışmaların meyvesinin olgunlaştığı gün demektir. 8 Eylül 2021 tarihinden itibaren de Bergama Serbest Bölgesi alt yapı çalışmaları için bir dönem başlamış oldu.”

‘’Altyapı Çalışmaları Aralıksız Devam Ediyor’’

Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nin bir fidan gibi büyüdüğüne dikkati çeken Bergama Belediye Başkanı Koştu, alt yapı çalışmalarının aralıksız devam ettiğini ve 2024 yılında ilk fabrikanın düğmeye basıp, üretime başlanmasının hedeflendiğini BASBAŞ CEO ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Faruk Güler ile birlikte değerlendirdiklerini kaydetti.

Bergama’nın ekonomik kurtuluşunun lokomotifi Serbest Bölge olacağına dikkati çeken Başkan Koştu, “5 milyar dolar ticaret hacmine kavuşacak ilçemizde, 20 bin kişiye istihdam sağlayacağız.” diye konuştu

DAİMFED’den Deprem Değerlendirmeleri

Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle ve Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ile birlikte deprem felaketi hakkında konuştu. 

Çukurova’da inşaatların artık korkutmayacağını yeni ve güvenilir yapılar oluşmaya başlayacağını söyleyen Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’le bir araya gelerek asrın felaketi depremi değerlendirerek görüş alışverişinde bulundu. 

Deprem felaketinin başlangıcından bugüne kadar samimi gayretleri çalışmaları ve fedakarlıklarından dolayı DAİMFED’e teşekkür ettiklerini belirten Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Bu vesileyle Çukurova Belediyesi olarak aldığımız kararları yüksek kata karşı olduğumuzu, daha disipline bir şekilde imar kararları alacağımızı, denetlemelerde asla taviz vermeyeceğimizi ve teknik konularda hiçbir esnekliğe yer vermeyeceğimizi diğer bürokratik işlemlerde daha pratik yollar izleyeceğimiz konusunda mutabık kaldık. 

Bunların neticesinde Çukurova’da artık deprem riskinin yaşanmayacağını iddia ediyoruz. Bu konuda desteklerini yanımızda hissedeceğimize inanıyorum. DAİMFED çatısı altında bir araya gelen iş ortaklarımız olan inşaat sektörünün temsilcisi müteahhitlerimize başarılar diliyor bu beraberlikleriyle önemli mesafeler kat edeceklerine inanıyorum.” şeklinde konuştu. 

‘’İmar Konusunda Devasa Sürprizler Olacak’’

İnşaat projelerinde yeni bir dönemin başladığını belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Başkanımız Soner Çetin’le gündemi değerlendirme fırsatımız oldu. Yaşadığımız deprem felaketi sonrası inşaatların yenilenme, yapılma ve imar konusunda belediye olarak almış oldukları kararlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Bu kararların hepsini destekliyoruz. Bu istikamette artık Çukurova’da inşaatlar artık korkutmayacak, yeni güvenilir yapılar oluşmaya başlayacaktır. Ayrıca Başkanımız Soner Çetin’in arsa, imar konusunda devasa sürprizlerinin olacağının işaretlerini de aldık. Bu çalışmaları sektör olarak bizleri mutlu edecek adımlar olarak görüyoruz. Başkanımızın sektör, inşaat ve müteahhitlerle ilgili yaklaşımlarını çok değerli buluyoruz.”

Ulusoy Un, Antakya OSB’ye Yeni Fabrika Yatırımı Yaptı

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) yeni fabrika yatırımı yapıldığını açıkladı. 

Ulusoy Un’dan yapılan açıklamaya göre şirket, Hatay Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Belen ilçesi Şenbük Mahallesi, 113 ada, 3 parselde kayıtlı 275 ton/gün kırma kapasitesine sahip 5 bin 95 metrekare arazi üzerinde un fabrikasını 14 milyon 350 bin TL toplam bedelle, 113 ada 4 parselde kayıtlı 5 bin 91 metrekare arazi üzerinde depolama alanını ise 5 milyon TL toplam bedelle satın aldı.

Toplamda 10 bin 186 metrekare alan üzerinde 6 bin 880 metrekare kapalı alana sahip tesis, halihazırda gayri faal durumda bulunuyor. Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde hasar alıp almadığına dair Hızlı Yapı Sağlığı İzleme (QSHM) raporu alındı ve söz konusu gayrimenkuldeki yapıların tamamı incelenerek tam hasarsızlık tespit edildi.

‘’İhracatta Artış Yakalamayı Hedefliyoruz’’

Firma tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, şu ifadeleri kullandı: 

“Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gıda güvenliğine hizmet eden bir şirket. Şirketimiz yeni atılımlarıyla birlikte büyümeye devam ediyor. Samsun’da 2085 ton/gün ve Çorlu’da 400 ton/gün olmak üzere toplam 2.485 ton/gün ve 2022 yılında Söke Değirmencilik San ve Tic. AŞ paylarının satın alınmasıyla bu şirketimize ait Aydın ve Ankara fabrikalarının 1.440 ton/gün kapasitesinin eklenmesi sonucu toplam üretim kapasitemiz 3 bin 925 ton/güne ulaşmıştı. Yeni satın almayla birlikte toplam üretim kapasitemiz 4 bin 200 ton/güne ulaşarak Türkiye’nin açık ara en büyük un üreticisi konumumuzu korumaya devam edeceğiz.

Bu satın alma işlemiyle Mersin, Adana, İskenderun bölgesindeki limanların ham madde temininde kullanılarak maliyet avantajı, ülkemizin güney komşularına yakınlık sayesinde de ihracat tonajımızda artış yakalamayı hedefliyoruz. Tesisin üretime geçmesiyle beraber şirketimiz, ülkemizin güney ve güneydoğu bölgesindeki iç piyasaya daha uygun maliyetli nakliyeyle erişim imkanına kavuşacak. Böylelikle şirketimiz bünyesinde 5 ayrı bölgede yer alan fabrikalarımızla Türkiye’nin bütün bölgelerine satışı yaygınlaştıracak aktif üretim kapasitesine ulaşacağız.”

‘’İstanbul’da 90 Bin Bina Depreme Dayanıksız’’

TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’na konuşan Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Okan Tüysüz, olası İstanbul depremine ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Olası depremin yaşanmasıyla birlikte tonlarca molozla karşı karşıya kalınacağını vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, şöyle konuştu:

“Olası büyük bir depremde İstanbul bölgesinde 100 milyon tona varan moloz ortaya çıkar. ‘Moloz’ dediğin zaman içinde demir var, asbest var, evsel atıklar var, mukavva var, cam var… Bu molozların uluslararası yönetmeliğe göre nereye, nasıl bertaraf edileceğini önceden planlamazsanız, gömüleceği yerleri hazırlamazsanız, o yerleri de havayla, suyla temasını kesecek şekilde membranlarla kamufle edip döşemezseniz bu döküntünün içerisinde önce biyokimyasal reaksiyonlar, sonra fizikokimyasal reaksiyonlar başlar.

‘’Kanalizasyon Şebekeleri Çökecek’’

Onun sonucunda ağır, toksik, kanserojen madde konsantrasyonları olur; yağmur yağınca bunlar toprağa yayılır, toprağı kirletir, topraktan yeraltı suyunu kirletir, yeraltı suyundan denize geri akar, suya girer; balıkçı balığı tutar, o besin zinciri vasıtasıyla soframıza gelir veya siz orada seracılık yaparsınız, domates olarak soframıza gelir. Ben İstanbul’da çok büyük ölçüde kanalizasyon şebekesinin çökeceğini düşünüyorum. Sebebi ne biliyor musunuz? Yanlış malzeme kullanmak. Betonarme boruları deprem kentinde kullanırsanız, onlar size iyi bir performans vermez depremde.

Eğer İstanbul’da beklediğimiz deprem olur, Marmara Bölgesi, ki Türkiye’nin yüzde 60’ındaki bütün ekonomik faaliyetlerin merkezi, can damarı, bu beklediğimiz deprem olursa, İstanbul’daki iş dünyasının depreme olan bu hazırsızlıklığı nedeniyle, önlem alınmayışı nedeniyle Marmara’daki ekonomi çarkları durur. Marmara’daki ekonominin çarklarının durması demek, Türkiye’nin ekonomik anlamda dizüstü çökmesi demektir.”

‘’Yüzde 7’lik Kısım Dere Yatağında’’

İstanbul’da 90 bin binanın zayıf olduğunu, bunların güçlendirilmesinin ya da dönüşümünün yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr Okan Tüysüz ise, şu açıklamalara yer verdi:

‘’İmar aflarına son vermemiz lazım. Marmara’da da biz kırılmamış fayları bir araya koyduğumuz zaman elde ettiğimiz değer 7.2-7.4 arasıdır. 7.5’e göre hazırlık yapılması doğrudur çünkü kırılmış olan fay yeni Deprem esnasında bir daha kırılırsa 7.6’ya varan bir deprem olur. Hazır olmamız gereken değer 7.5’tir. İstanbul’un çok önemli bir kısmı sağlam kaya üzerindedir, bu rakam da sanıyorum yüzde 57. Yüzde 20 civarında zayıf zemin vardır, o da İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Yeşilköy, Bakırköy, Eminönü, Fatih, Küçükçekmece ve Büyükçekmece’nin bulunduğu kesimdir.

İstanbul’un yüzde 7’lik bir kesimi dere yatağını temsil eder. Zayıf ve sıvılaşabilir zeminler İstanbul’un Marmara’ya bakan kesimlerindedir, bu kesimler aynı zamanda faya en yakın yerler oldukları için olası bir depremde en büyük sarsıntıyı alacak olan bölgelerdir. Buna karşılık, örneğin Kilyos’ta da zayıf zeminler var, Şile’de de zayıf zeminler var ama bunlar depreme uzak, İstanbul’un en uzak kesiminde yer almaktadır. Birinci Boğaz Köprüsü’nden itibaren doğu-batı arasında bir hat çizerseniz, onun güneyinde kalan kesimi gerek Asya gerek Avrupa yakasında risk taşıyan bölgedir.”

Avrupa’nın En Büyük Tütün Fabrikası Muş’ta Yükseliyor

Star Agritech International tarafından Muş Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yükselen Tütün İşleme Fabrikası’nda inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

2023 yılı Eylül ayında üretime açılması hedeflenen projenin, toplam 12 milyon dolar yatırım bedeline sahip olması bekleniyor. Projede, tütün yapraklarını işlemek için çeşitli konveyör, öğütücü, ayırıcı ve son teknoloji kurutma odaları dahil olacak. Saatte 10 ton tütün işlenmesi hedeflenen fabrikada, enerji ve atık üretimi azaltılarak sürdürülebilir geri dönüşüm sistemi uygulanacak. 

‘’Yenilikçi Teknoloji Kullanacağız’’

Proje hakkında konuşan Star Agritech International (SAI) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Iqbal Lambat, “Tesisimizde amacımız yenilikçi son teknolojiyi kullanıp iş ortaklarımıza en yüksek kalite ve standartta tütün işleme hizmetini verebilmektir.’’ dedi.

SAI CCO’su Mustafa Tütüncü ise, “Tütün işleme fabrikamız, iş ortaklarımıza üstün kalitede tütün işleme hizmetleri sunacak Star Agritech International’ın önemli bir yatırımıdır. Bu yeni projeye imza atmaktan mutluluk duyuyoruz. Ayrıca, bölgeye yeni iş fırsatları yaratarak yerel halkın ekonomik kalkınmasını destekleyeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Ordu Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Sürüyor

2020 yılında inşaat çalışmaları başlayan Ordu Şehir Hastanesi projesinde çalışmalar devam ediyor. 

İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Tüzün, Şantiye Şefi Dündar Kadanalı ve proje ekibiyle birlikte inşaat çalışmalarını inceleyen Ordu Valisi Tuncay Sonel, yetkililerden detaylı bilgi aldı. Toplam 900 yataktan oluşacak hastane projesi ile Ordu’nun güzel bir sağlık tesisine kavuşacağını belirten Sonel, şu açıklamaları yaptı:

“Yüklenici firmamız hız kesmeden çalışıyor. İnşallah bu yıl içerisinde inşaatlarımızın bir kısmı da olsa hizmete girer ve yöre insanımıza sağlık alanında güzel bir hastanemize kavuşmuş oluruz. Allah emeği geçenlerden razı olsun. Rabb’im kazasız, belasız bir şekilde bu inşaatın bitirilerek yöremize, milletimize, ülkemize hayırlı hizmetler verecek şekilde kullanılmasını hepimize nasip eylesin”

Projenin detaylarıyla ilgili konuşan Şantiye Şefi Dündar Kadanalı ise şunları söyledi:

“Şehir Hastanesi inşaatımızın betonarme imalatımızı hız kesmeden devam ettirdik. Şimdi tepe ve duvar imalatlarımız, çerçeve imalatlarımız devam ediyor. Binamızda 1020 adet izolatör tasarlanmıştı. Depremde çok şükür herhangi bir etkilenme yaşanmadı. Adıyaman ve Kahramanmaraş’taki gibi bir deprem olsa dahi bu binada ameliyatlar sorunsuz şekilde devam edecek. Sağlık Bakanlığımızın yaptığı hastane binaları artık bu şekilde yapılıyor. Yapıp bir an evvel teslim etme gayretindeyiz”

Ordu Şehir Hastanesi projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı Açılış İçin Gün Sayıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı projesinde inşaat çalışmalarının tamamlandığını ve birkaç gün içerisinde açılış yapılacağını açıkladı. 

Yeni metro hattının açılışı için heyecanla beklediklerini söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı Çam ve Sakura Şehir Hastanesi İstasyonu’nda konuşma yapmak üzere yer aldı.  

Açılışın en kısa sürede yapılacağına dikkat çeken Karaismailoğlu, “Başakşehir-Kayaşehir yeni metro hattının açılışına sadece günler kaldı. Başakşehir-Kayaşehir metro hattında 4 istasyon yer alıyor. Tek yönde yaklaşık olarak saatte 70 bin yolcuyu barındıracak kapasitesi bulunuyor. Mevcut İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminden devralmamızın ardından yüzde 5 ilerleme seviyesinde bulunan Başakşehir-Kayaşehir metro hattı çok kısa sürede ilerledi ve istenen hale kavuştu. Test sürüşleri tamamlandı ve insanların kullanımına açık hale gelmesi için hazırlandı.” dedi. 

‘’İstanbulluların Hayatını Kolaylaştırmak İçin Çalışıyoruz’’

Konuşmasında, yeni metro hattının detaylarından bahseden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, şu açıklamaları yaptı:

“Biz toplamda 10 bin 250 metro tüneli inşaatını tamamladık. 4 istasyonun her kapalı alanın her metrekaresini inşa ettik. Yani bu da toplamda 32 bin 661 metrekare ediyor. İstanbullu vatandaşlarımıza yeni bir ulaşım hizmeti sunmanın verdiği mutluluğu ve gururu yaşıyoruz. Güngören, Bağcılar, Bahçelievler ve Başakşehir ilçelerimizde İstanbul Havalimanı’na doğru ulaşım sağlanması planlanıyor. İstanbulluların hayatını kolaylaştırmak için çalışıyoruz ve çabalıyoruz. Yeni metro hattımızın açılışında görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın.”

İstanbul’daki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.