“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 33

Hacettepe Üniversitesi’nden Deprem Bölgesine İnceleme

Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, 6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerden etkilenen illerde inceleme yaptı. Raporda, dikkat çekici açıklamalar yer aldı.

Toplam 170 sayfalık rapor sunan Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, bölgedeki yapı stoku ile zemine ilişkin sorunları gözler önüne serdi.

Raporun Hatay ili ile ilgili bölümünde, “Enkazda yapılan incelemelerde binaların el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip oldukları, düz donatıların sıyrıldıkları ve yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler arasında burkuldukları gözlenmiştir. Ayrıca yıkılan binaların çevresinde benzer yapısal özelliklerdeki binaların kimi zaman yapısal hasarsız olarak depremi atlatabildikleri görülmüştür. Bunun temel sebepleri arasında görece olarak az hasar almış binalarda, yapısal kusurların azlığı, işçilik ve yapım kalitesinin daha iyi olması, tasarım gerekliliklerinin daha fazlasının yapısal sisteme eklenmiş olması sıralanabilmektedir.” ifadelerine yer verildi. 

Türkiye’de binaların zemin katlarının dükkân, restoran gibi geniş pencere açıklıklarına sahip mekanlara ayrıldığına dikkat çekilen raporda, “Bu mekanlarda kolon, perde ve bölme duvar gibi elemanların miktarı üst katlara oranla az olmaktadır. Bu sebeple yapıda zayıf bir kat oluştuğu, bu katın üzerine gelen yatay yük talebini karşılayamadığı ve yıkıldığı görülmektedir. Zemin katın yıkılması sonucu yapılarda bütüncül veya bölgesel çökmeler gözlemlenmektedir.” denildi.

Raporun Adıyaman ile ilgili bölümünde ise yıkılan binaların büyük bölümünün 1999 öncesi yapılan eski yapı olduğu belirtildi. Normal betonarme binalarda ‘zayıf kiriş-güçlü kolon’ tasarımının önemine dikkat çekilen raporda, “Burada kolon, kiriş ve döşeme betonlarının beraber döküldüğünü düşünecek olursak, kiriş güçlü olduğu eksende döşemeyi de güçlendirmektedir. Üstelik bazı büyük döşeme açıklıklarını geçmek için döşeme ve kiriş derinlikleri artırılmaktadır. Bu şekilde ‘güçlü kiriş-zayıf kolon’ sorunu ortaya çıkmaktadır. Kahramanmaraş merkezli bu depremlerde, bu durumun yıkıcı bir sorun olduğu gözlenmiştir.” açıklaması yapıldı.

Raporun öneriler bölümünde yapı denetim sistemine yeni bir bakış açısı getirilmesi gerektiğine dikkat çekilerek, yapı denetim sisteminde her bina için bir dokümantasyon tutulması ve bu dokümantasyonda bina inşaatının her aşamasındaki ilerlemenin fotoğraf ve videolarla belgelenip, toplanan verilerin yapıya ait dijital ikizin oluşturulması aşamasında kullanılması gerektiği belirtildi. Bu dijital ikizin bir bulut hesabında tutulması ve yapının ömrü boyunca yapılacak değişiklikler veya gözlemlerin buraya eklenmesi gerektiği bildirildi. Yine sahada yapılan gözlemlerde, zemin etkisinin özellikle binaların Deprem sırasındaki performansları üzerinde oldukça yüksek olduğuna dikkat çekilerek, “Bu durum gerek yerleşim yerlerinin seçilmesi gerekse de yapı temellerinin tasarımı sırasında ayrıntılı zemin etüdü yapılması ve zemin etkilerinin (örneğin olası sıvılaşabilir tabakaların) mutlaka göz önüne alınması gerekliliğini bir kez daha açık bir şekilde göstermiştir” denildi.

Ayrıca 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu gereği, denetim firmalarının şantiye şefinin sahada hazır olarak bulunmadığı durumda kesinlikle beton dökümüne izin vermemesi gerektiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: “Betonun işlenişinin kolaylaştırılması amacıyla usta veya işçilerin betona su katmalarına izin verilmemelidir. İlgili kanunda bunun gibi önleyici cezai yaptırımlar getirilmelidir. Binanın sondaj ve temel kazıları aşamasında yürütülen her çalışma kontrol edilmeli ve kayıt altına alınmalıdır. Yapı denetim sisteminden sonra bina teslimi aşamasında binanın rastgele bir katından, rastgele bir taşıyıcı elemanından donatı sıyırması yapılıp gerekli detaylandırmanın yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. Eğer şartnamelerle çelişen bir konu varsa; bu konunun giderilmesi için cezai yaptırım uygulanmalı ve belirtilen sürede bu eksiklik giderilemiyorsa binanın ruhsatı iptal edilip yıkımına dair karar verilmelidir. Eksiklik bulunan binada görevli yapı denetim sorumlusu, mühendisler ve müteahhit hakkında cezai işlem uygulanmalıdır. Müteahhitlik müessesi artık bir meslek olarak ilan edilmeli ve ancak belli eğitimleri tamamlamış veya diplomalara sahip kişiler tarafından icra edilmelidir.”

Kaya Oyma Kültepe Müzesi Projesinin İnşaat Çalışmaları Sürüyor

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilecek olan Kaya Oyma Kültepe Müzesi projesinin inşaat çalışmaları devam ediyor.

Kayseri Büyükşehir Belediyesinin Anadolu’da ilk yazılı belgelerin ve ticari anlaşmaların bulunduğu Kültepe Kaniş-Karum bölgesinde devam eden ve büyük bir aşama kaydedilen projelerle, bölge yeniden ayağa kalkıyor.

Medeniyetler şehri Kayseri’de tarihi ve kültürel mirasa sahip çıktıklarını ve önemli yatırımlara imza attıklarını dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “150. Yılda 150 Proje” çerçevesinde Kültepe’yi ayağa kaldıracak projeleri hayata geçiriyor. 6 bin yıllık tarihi geçmişi ile endüstri ve ticaretin merkezi olan Kayseri tarihi ve turizmi ile dikkat çekerken, Büyükşehir Belediyesi, Kültepe Kaniş-Karum Höyüğü’nde çalışmalara devam ediyor. Başkan Büyükkılıç’ın özel önem gösterdiği ve asırlar öncesine uzanan gizemli yanları olan Kültepe’yi adeta yeniden uyandıran projelerden kayadan oyma Kültepe Müzesi’nde inşaat çalışmalar sürüyor. Kaya oyma tekniğiyle yapımı devam eden Kültepe Müzesi çalışmalarının kaba inşaatının son aşamalarına gelinirken, yaklaşık 3 bin 500 metrekare açılan alanın 2 bin 800 metrekare sergi alanı olarak kullanılması planlanıyor. Kültepe gibi tek bir örenyerine ait eserlerin sergilenmesi planlanan müze hem Kültepe Örenyeri’ne yakınlığı hem de Koramaz Vadisi’nin Bağpınar girişinde olması nedeniyle önemli bir konumda bulunuyor.

Yapının tamamı Büyükşehir Belediyesi tarafından finanse edilerek, uygulamaları yapılıyor. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan hem Kültepe’ye hem de Koramaz Vadisi olmak üzere iki turizm rotasına da hizmet edecek bu çalışma, hem arkeolojik olarak döneminin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak hem de ülkede konsept olarak türünün ilk örneği olacak.

Geçmişe götürecek bir proje: Asurlu Tüccarlar Sokağı

Büyükşehir Belediyesi, Anadolu’da en eski yazılı belgelerin gün yüzüne çıkarıldığı Kültepe Kaniş-Karum’da adeta geçmişe götürecek bir projeye daha imza atıyor. Büyükşehir, Kültepe Karum bölgesinde 14 evden oluşan “Asurlu Tüccarlar Sokağı” çalışmalarına hızla devam ediyor. Proje çerçevesinde, Tahsin Özgüç tarafından 1953 yılına kadar Karum bölgesindeki bir alanda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan yapıların Mahmut Akok tarafından planları ve illüstrasyon çizimleri yapılırken, bu çizimler ışığında Koruma Bölge Kurulu’na sunulan projeler uygulanmaya başlandı. Kazı sonuçları buluntularına göre tasarlanan projenin uygulanması sırasında döneminin malzemelerine uygun olarak kerpiç, taş temeller ve ahşap kullanılırken, büyükşehir belediyesi tarafından uygulaması gerçekleştirilen çalışma, Kayseri Valiliği’nin destekleriyle sürdürülüyor. Bu proje ile Asurlu tüccarların yaşam alanlarının canlandırılarak ziyaretçilerin o döneme tanıklık etmesine imkân tanıyacak. Öte yandan, Kültepe Kaniş-Karum Höyüğü’ndeki çalışmalar çerçevesinde modern donanımlarla tasarlanan ve bölge hakkında bilgi vermek amacıyla hayata geçirilen Kültepe Ziyaretçi Merkezi de hayata geçirildi.

Kaynak: Karaman Habercisi

Karamürsel Yeni Terminal Binası Projesinde İnşaat Yükseliyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Karamürsel Otobüs Terminali projesinin inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Karamürsel’deki mevcut terminalin yetersiz kalması üzerine harekete geçen Büyükşehir, yeni terminal binasını Dereköy Mahallesi’ne inşa edecek. İlçe otobüslerini tek merkezde toplayarak hem ilçenin trafik akışını rahatlatmayı hem de vatandaşların ulaşımını kolaylaştırmayı amaçlayan Büyükşehir, inşaat çalışmalarını hızlandırdı.

Karamürsel Terminal binası toplamda bin 885 metrekare alan üzerine inşa ediliyor. Zemin ve açık terastan oluşması planlanan tesiste çalışmalar Yapı Kontrol Dairesi Başkanlığı gözetiminde devam ediyor. Temel ampatman betonunu döken ekipler, şu an proje sahasında temel demir donatı montajını yapıyor.

Terminal binasında güvenlik, emanet odası, bekleme salonu, restoran, 2 adet büfe, bebek bakım odası, depo, bay ve bayan mescit, çay ocağı ve 2 adet fast food yeri planlandı.

Şehirler Arası otobüsler için 12 adet peronun bulunacağı Karamürsel Terminal binasında ayrıca 15 araçlık kırsal terminal araç park noktası,10 adet şehirlerarası yazıhane, 4 adet kırsal yazıhane ve 56 araçlık misafir otopark vatandaşlara hizmet verecek. Karamürsel Terminal Binası tamamlandığında iller ve ilçeler arası ulaşım bağlantısına kalite ve konfor kazandırılacak.

Karamürsel Otobüs Terminali projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Karamürsel TV

Kütahya Şehir Hastanesi Açılış İçin Gün Sayıyor

Kütahya’nın Merkez ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden Şehir Hastanesi projesinin eylül ayında hizmete açılması planlanıyor.

Hastanenin inşaat çalışmalarını yerinde inceleyen İl Başkanı Mustafa Önsay, “Şehir Hastanesinin inşaatının uzamış olması, birtakım tersliklerin hepimizi bir şekilde bugün Şehir Hastanesiyle ilgili zihnimizde birtakım olumsuzlukları oluşturmaya başlamış oluyor. Fakat şunun farkında olmamız lazım ki Şehir Hastanesi açıldığında hakikaten önemli ve kalitede sağlık hizmetine Kütahya olarak kavuşmuş olacağız “dedi.

Projenin eylül ayında açılmasını öngördüklerini belirten Önsay, İnşallah temmuz ayı itibarıyla hastanenin Sağlık Bakanlığı tarafından devir alınması, iş teslim alınması dönemi başlıyor. Bu 1 aylık dönem içerisinde 1 Temmuz’dan 31 Temmuz’a kadar tamamlanması planlanıyor. İnşallah ağustos ayı içerisinde de taşınmaları, oradaki birtakım ihtiyaçlarında tamamlanmasıyla ağustos sonu Eylül başı itibarıyla hastanenin açılmasını bekliyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

Boş Evlere Vergi Artışı 

Fahiş kira artışlarına karşı uygulanan yüzde 25 zam sınırlamasının ardından boş tutulan evlere de vergi artırımı uygulaması gündemde.

Türkiye genelinde boş tutulan evlerin bölge bölge haritası çıkarılacak, yüksek kira beklentisiyle boş tutulanların vergileri artırılacak.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Mal sahiplerinin yüksek vergi yerine, satış fiyatında veya kirada indirimi tercih etmesi sağlanacak. Yeni Şafak’tan Resul Ekrem Şahan’ın haberine göre kısa sürede hayata geçirilecek uygulama ile boş konut sıkıntısı yaşanan kentlerde, emlak vergi yükü artırılacak.

Böylece bu evlerin ikamete açılması hedeflenecek. Mal sahiplerinin yüksek vergi ödemek yerine evin satış fiyatı ya da kirasında indirime gitmesi sağlanacak.

Bu şekilde arz sıkıntısı aşılmaya çalışılırken bu kapsamda Türkiye’deki boş evlerin haritası da çıkartılacak. Düzenlemenin kısa sürede tamamlanarak teklif olarak Meclis’e sunulması bekleniyor.

İstanbul’da yaklaşık 450-750 bin arası boş konut var, ülkeler ‘boş evlere’ karşı hangi önlemleri alıyor?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, Mayıs ayında yaptığı açıklamada, İstanbul’da yaklaşık 450-750 bin arası boş konut bulunduğunu söyledi. Peki dünyada da büyüyen bir sorun olan ‘boş evlerle’ ilgili hangi ülke ne yapıyor?

Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nün (OECD) 2022 yılında ‘boş evler’ konusunda hazırladığı kapsamlı bir rapor bulunuyor.

BBC Türkçe’den Mahmut Hamsici’nin haberine göre raporda plam konut stoğu içinde boş ev oranı en fazla olan ülkelerinde başında sırasıyla Malta, Japonya, Kıbrıs, Macaristan, ABD, Finlandiya, Şili, Slovenya, Slovakya, Avustralya, İrlanda ve Kanada sayılıyor.

Malta, Japonya, Kıbrıs ve Macaristan’da boş evlerin mevcut konut stoğu içindeki payı, yüzde 12’nin üstünde.

Bu oran ABD’de ise yaklaşık yüzde 11. Bu, ülkede yaklaşık 16 milyon konutun boş olduğu anlamına geliyor.

OECD’ye göre boş konut oranının en düşük olduğu ülkeler arasında ise İzlanda, İsviçre ve İngiltere var. Bu ülkelerde boş konut oranı yüzde 3’ün altında.

OECD’nin listesinde Türkiye bulunmuyor.

Boş evlerin, kentlerdeki barınma sorununu artırmasına karşı bazı ülkeler son dönemde çeşitli önlemler alıyor.

Samsun’da Saathane Meydanı Çalışmaları Hızla Sürüyor

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kazandırılacak Saathane Meydanı projesinde inşaat çalışmaları devam ediyor. Proje kapsamında inşaatına başlanan Sümbül Konağı’nın yüzde 57’si tamamlandı.

Sümbül Konağı’nın Samsun’un sosyal hayatı ile turizmine katkı sağlayacağını belirten Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Saathane Meydanı’nın misyonunu tamamlayıcı nitelikteki Sümbül Konağı’nın inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Çalışmaların yüzde 57’si tamamlandı. Kafeterya olarak işletilecek konağın inşaatının hızla bitirilip vatandaşların hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Sümbül Konağı şehrimizin sosyal hayatına ve turizmine kazandırdığımız çok güzel bir tesis olacak.” dedi.

Geleneksel Evlerden İlham Alındı

200 metrekarelik arsa üzerinde iki kat olarak inşa edilen Sümbül Konağı inşaat çalışmaları çerçevesinde zemin ve 1. kat dış cephe duvar, bodrum kat duvar, zemin kaplama ve tavan kaplama ile çatı imalatları tamamlandı. Zemin kat ve 1. kat asma tavan ve dış cephe ahşap kaplama imalatlarının ise devam ettiği belirtildi. Sümbül Konağı, kentin geleneksel mimari özelliklerini yansıtacak. Kafenin zemin katı, Saathane Meydanı ile uyumlu düzenlenecek. Yarı açık ve açık oturma alanlarının yanı sıra terası da bulunacak kafenin dış cephesi, Karadeniz’in geleneksel evlerinden esinlenilerek ahşap ve güneş kırıcılarla detaylandırılacak. Sümbül Konağı, teras ile birlikte toplam 93 kişilik kapasiteye sahip olacak. 

Trakya Yatırımın Merkezi Oldu

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde yaşanan konut fiyat artışları, yatırımcıların yön değiştirmesine sebep oldu. Son yıllarda yapılan değerlendirmelere göre Trakya, konut yatırımının gözde merkezi oldu.

Yaklaşık üç yıldır gayrimenkul satış fiyatları ve konut kiralarındaki fahiş artışlar ihtiyaç için alım yapacakların satın alma ve kiralama bölgelerinde de köklü değişiklikler yapıyor. Aynı zamanda küçük yatırımcılar için de yüksek fiyatlar, yeni bölge arayışlarını beraberinde getiriyor. Buna göre son üç yıldır konut-arsa satın alma grafiğinde Trakya’nın net bir üstünlüğü var. Hâlâ arayışların sürdüğü Ege Bölgesi ve Karadeniz de bu trendin öne çıkan merkezleri olarak görülüyor.

Pandemi ve Depremler Etkili Oldu

Hürriyet’ten Duygu Erdoğan’ın haberine göre; Konutta taşınma grafiğinin ilk belirleyicisi koronavirüs pandemi süreci olmuştu. Ardından hızla yükselen fiyatlar da konut alıcısının yönünü belirlemeye başlamıştı. EYT’lilerin tazminat değerlendirme tercihleri ve 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler ise bu seçimde oldukça etkili oldu. Gelinen süreçte İstanbul, Ankara ve İzmir’de satılık konutta fiyat artışları sınırlı kalırken, yeni talep oluşturulan bölgelerde ise 2-3 katına ulaştığı görülüyor. 

Mayıs Ayında Yüzde 32 Arttı

Türkiye genelinde konut satışları mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 32 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8 azalarak 113 bin 276 oldu. Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak gayrimenkul değerlemesi yapan Endeksa’nın verilerine göre Türkiye genelinde mayıs ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 116 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 18 bin 862 lira, ortalama konut fiyatı 2 milyon 452 bin 60 lira ve konut yatırımının geri dönüş süresi 16 yıl oldu.

İstanbul Havalimanı Otellerine ÇED Onayı

İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde yer alan İstanbul Havalimanı’nın yanında konumlandırılacak Airport City projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) onayı verildi.

IGA Havalimanı İşletmesi, İstanbul Havalimanı arazisinde 25 yıl süreyle kiraladığı arazide 255 milyon lira yatırımla 1750 odalı üç otel inşa edecek.

Bakanlık’tan ‘ÇED Olumlu’ Onayı!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için başvuruda bulunan İGA’nın sunum dosyasına göre İstanbul Havalimanı proje alanı içerisinde yapımı planlanan otel projesinin 3 farklı konfigürasyonda hizmet vermesi planlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Havalimanı’na yapılacak 3 otele ‘ÇED olumlu’ onayı verdi.

3,4 ve 5 Yıldız

IGA Airport City Otel’in inşa edileceği toplam alan miktarı 39 bin 569 metrekare olarak planlandı. Buna göre, 

3 Yıldızlı Otel: 5 bin 506 metrekarelik alan üzerinde 631 oda, restoran, cafe-bar ve toplantı odaları yer alacak. 3 yıldızlı otel çamaşırhane ve otopark servisleri 4 yıldızlı otel ile ortak kullanılacak.

4 Yıldızlı Otel: 4 bin 506 metrekarelik alan üzerine 564 oda, 3 yıldızlı oteldeki hizmetlere ilaveten ikinci restoran, fitness-gym-spa alanları yer alacak. Otel bünyesinde kapalı yüzme havuzu yer alacak.

5 Yıldızlı Otel ve Balo Salonu: 5 bin 214 metrekarelik alan üzerine 555 oda, 4 yıldızlı oteldeki hizmetlere ilaveten 4 bin 394 metrekarelik alan üzerine 1500 oturma kapasiteli balo salonu yer alacak. Ayrıca 3 ve 4 yıldızlı otelden bağımsız çamaşırhane ve kuru temizleme hizmetleri yer alacak.

IGA Airport City Otel bünyesinde çeşitli boyut ve kapasitelerde toplam bin 750 oda yer alacak.

30 Ayda Bitecek

İnşaatın yaklaşık 30 ay sürmesi planlanıyor ve yatırım bedelinin 255 milyon lira olması ön görülüyor.

IGA Airport City Otel, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ile yapılan ana sözleşmeye uygun olarak 25 yıl süreyle IGA tarafından işletilecek. 25 yılın sonrasında günü şartlarına göre yeni işletmeci bulunacak ya da anlaşma sağlanması durumunda aynı işletmeci ile devam edilecek.

İGA CEO’su Kadri Samsunlu daha önce yaptığı açıklamada, “Yeni oteller bizim gündemimizdeydi. Yönetim kurulumuza 3 ay önce otoparkımızın güneyinde bir 3, bir de 4 yıldızlı otel yapmamız gerektiğini anlattık. Önce söz konusu otellerden biri yapılacak. Gelişmelere göre ikincisine de başlanacak. Ondan sonra bir de 5 yıldızlı otel projemiz olacak” demişti.

Kaynak: Turizm Ajansı

Tahliye ve Kira Tespit Davalarında Artış

Yüksek kira artışları ve bir yıl daha uzatılması kararlaştırılan yüzde 25 kira sınırlaması sebebiyle tahliye ve kira tespit davalarında yüksek oranda artış meydana geldi.

Konutlarda kira artış oranına yönelik getirilen yüzde 25 sınırlama, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirdi. Konutlardaki yüksek kira artışı nedeniyle eski kiracılarının ödediği kira bedelini az bularak yüksek kira talep eden ve bunu kiracıya kabul ettiremeyen ev sahipleri, İstanbul Adalet Sarayı’ndaki Sulh Hukuk Mahkemeleri’ne başvurarak, ‘tahliye’ ve ‘kira bedelinin belirlenmesi’ davaları açıyor.

100 Davadan 60’ını Bu Davalar Oluşturuyor

Hürriyet Gazetesi’nden Özge Eğrikar tarafından derlenen habere göre; Hâkimler, “Mahkememize 1 ayda 100 dava açılıyorsa, 60’ını ‘tahliye’ ya da ‘kira tespit’ davaları oluşturuyor. Bu davalarla iş yükümüz daha da arttı. Evlere yapılan keşiflerle birlikte karar yazma işlerini yetiştiremiyoruz. Personelimiz de işlerini yetiştirmekte güçlük çekiyor.” dedi.

Adliyede çalışan memurlar ise, “Haftada 3 gün ev ya da dükkânların tespiti için keşfe gidiyoruz. Bu davaların keşifleri çok yorucu. Bilirkişi bulmakta zorlanıyoruz. Bilirkişilere kota geldiği için sınırlı sayıda oluyorlar. O kadar yoğunluk var ki, duruşma günleri 1 yıl sonrasına veriliyor. Tahliye davaları 2 yıl, kira tespit davaları ise 1 yıl sürüyor.” şeklinde konuştu.

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avukat Dilek Yüksel, şu bilgileri verdi:

“Enflasyondaki artış nedeniyle eski tarihli kiracıların ödediği kiralar rayiç bedelin çok altında kaldı. Örnek verecek olursak aynı niteliklere sahip emsal evi yeni kiralayan kiracı 15.000 TL ile 20.000 TL verecek iken eski tarihli kiracı yüzde 25 artış ile birlikte 3-4 bine oturabiliyor. Bu durumdan hoşnut olmayan ev sahipleri, kiracıları farklı nedenlerle tahliye etmek için mahkemelerin yolunu tutmuş durumda. Ev sahipleri, kiracıdan tahliye taahhütnamesi almadı ise, kiracı kirasını düzenli ve tam ödüyorsa, komşularla ilişkileri iyi ise, ev için tadilat gerekmiyorsa yani Borçlar Kanunu’nun belirlediği diğer tahliye sebeplerine dayanamıyor ise ‘İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davası’ açıyor. Günümüzde en çok başvurulan tahliye davası ihtiyaç sebebiyle tahliye davasıdır. 

Yargıtay’ın belirlediği kriterleri ve mevcut koşulları göz önünde bulunduran mahkemeler ihtiyacın samimi, zorunlu ve gerçek olduğuna ikna olursa kiracıların tahliyesine karar verebiliyor. Bu karardan sonra kiracının tahliyesi duruma göre istinaf, temyiz aşamaları ile birlikte üç, dört seneyi bulabiliyor. İzah ettiğimiz şekilde bir ihtiyaç öne süremeyen ev sahibi bu sefer de kiracıyı evden çıkartmak için satış göstererek muvazaalı bir şekilde evi bir yakınına devrediyor. Fakat bu durumda da yeni malik eski malikte olduğu gibi yukarıda izah edildiği şekilde kendisinin, eşinin, üst soyunun, alt soyunun ya da bakmakla yükümlü olduğu kişilerin Konut ya da işyeri ihtiyacı olduğunu kanıtlamak zorunda. Yani yeni ev sahibi kiracıya, ‘Gayrimenkulü satın aldım evimden çıkmak zorundasın’ diyemiyor.”

Avukat Gürsel Devrim İyim ise, “Öncelikle kiracılar için ikili bir ayrım yapmak gerekir, işyeri kiraları ve konutlar. Kira artışına ilişkin sınırlama salt konutlar için geçerli olup işyerleri için kira artışı genel düzenlemelere tabidir. Konutlar için de ikili bir ayrım yapmak gerekir. 5 yıldan az süreyi kapsayan kira sözleşmelerinde yüzde 25 artış sınırı uygulamasının bir yıl daha uzatılacağı açıklandı. Ayrıca fahiş kira artışı yapan ev sahiplerine de hapis ve para cezası öngörülmektedir. Kira süresi 5 yılı aşkın sözleşmelerde kiraya veren rayiç kira bedelini talep edebilir. Bu durumda artık yüzde 25 sınırlaması söz konusu olmaz. Bu durumda emsal rayiç kira bedelleri dikkate alınarak kira bedeli mahkemece tespit edilir. Mal sahipleri çoğu kez kira sözleşmesiyle birlikte boş olarak ‘tahliye taahhüdü’ imzalatıyor. Bu durumda kiraya veren boş olarak imzalattığı tahliye taahhüdünü eğer kiracısı istediği kira artışını kabul etmezse doldurup kiracıyı tahliye edebilmektedir.” açıklamasını yaptı.

İMSAD Başkanı Küçükoğlu: ‘’Türkiye İnşaat Malzemesi Üretiminde Dünyanın En Büyük 5 Ülkesi Arasında’’

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Türkiye’nin, inşaat malzemesi üretiminde dünyanın en büyük 5 ülkesinden biri olduğuna dikkat çekti.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemeleri sanayisinin gerek toplam üretim ve istihdamdaki payı, gerekse diğer sektörlerle olan yakın ilişkisi nedeniyle Türkiye için stratejik önem taşıdığını belirtti.

Türkiye’nin, inşaat malzemesi üretiminde dünyanın en büyük 5 ülkesinden biri olduğuna değinen Küçükoğlu, otomotiv dahil olmak üzere ülkeye en yüksek katma değerin inşaat malzemeleri sanayisi tarafından sağlandığını dile getirdi.

Emlak Dream’den Tuncay Özer’in haberine göre; Küçükoğlu, yeni dönemde piyasalara güven verecek bir ekonomi modelinin uygulanacağına inandıklarını belirterek, “Yatırım ve istihdamı önceleyen, her alanda ileri teknolojiye geçişi destekleyen, ülkeyi bir cazibe merkezi yapacak, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir ekonomi modelinin uygulanacağına inanıyoruz.” dedi.

Depreme dayanıklı sürdürülebilir binalara odaklanılmasının önemine işaret eden Küçükoğlu, şunları kaydetti:

“İnşaatlarda, projelerin özelliklerine göre doğru şekilde seçilen ürünler, doğru bir planlamayla, şartlarına uygun olarak ve yetkin ellerde kullanılmalı. Tüm şehirlerimizde depreme dayanıklı, enerji verimli yapıların sayısını artırmak için sürdürülebilir binalara odaklanmalıyız. Halkımızın deprem güvenliği bilincini tespit etmek ve geliştirme stratejilerini belirlemek adına uzun vadeli bir seferberlik başlatılması gerektiğine inanıyoruz. Deprem kuşağında bulunan ülkemizde riski depremin değil, güvensiz yapıların oluşturduğu bilinciyle hareket etmeli, şehirlerimizi bu gerçeklik çerçevesinde kurgulamalıyız.

Şehirlerin sürdürülebilir malzemelerle inşa edilmesinin de büyük önem taşıyor. Dolayısıyla sınırlı kaynaklarımızı daha iyi kullanarak ‘az ile çok’ anlayışı doğrultusunda hareket etmeliyiz. Bu kapsamda Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Vergisi konusunu artık ülkemizde gündemin en önemli maddelerinden biri olarak değerlendirmemiz gerekiyor.”

Haziran Ayında İhracat 20,9 Milyar Dolar Oldu

Ticaret Bakanlığı, haziran ayına ilişkin ihracat rakamlarını açıkladı. Buna göre, Türkiye’nin haziran ayı ihracatı 20,9 milyar dolara ulaştı.

Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

‘’2023 yılında küresel ekonomide üretim ve dış ticaretteki zayıf seyre rağmen ve Kurban Bayramı’nda 9 günlük tatilin etkisiyle, Haziran aylık ihracatımız 20,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam 2023 yılının ilk 5 ayındaki, aylık ortalama ihracatın üzerindedir. 2023 Haziran ayındaki 20,9 milyar dolarlık ihracat, 2022 Haziran ayına kıyasla %10,5 oranda bir azalmaya tekabül etmektedir. Bunun temel nedeni, 9 günlük kurban bayram tatili nedeniyle sipariş ve teslimatların duraklamasıdır. Böylece, 2023 yılının ilk yarısında 6 aylık ihracatımız 123,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Bu verilerle birlikte, bir diğer sevindirici unsur ise katma değerli ihracatta gerçekleşen artıştır. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payı 2022 yılı genelinde %36,9’iken, bu yılın ilk altı ayında %40,8’e yükselmiştir.

İthalatımız ise, 2023 Haziran ayında %16,8 oranında azalarak 26,3 milyar dolar ile son 20 ayın en düşük seviyesine gerilemiştir. İthalatımızda yaşanan azalışta takvim dışında enerji ithalatındaki düşüş etkili olmuş olup, Haziran’da toplam enerji ithalatı %45,3 azalarak 4,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Enerji ithalatındaki düşüşte 2022 yılında önemli ölçüde etkili olan enerji fiyatlarının gerilemesi de etkili olmuştur. Bütün gelişmelerle birlikte, 2023 yılının ilk yarısında 6 aylık ithalatımız 184,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Bununla birlikte, yılın ilk beş ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %270 oranında artan ve 14,6 milyar dolar olan işlenmemiş Altın ithalatının haziran ayında nispeten ılımlı bir seyir izlediği görülmektedir. Haziran ayında işlenmemiş altın ithalatı bir önceki yıla göre %62,5 oranında artarak 2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Haziran ayında, 9 günlük bayram tatilinin etkisine rağmen ihracatımızın 21 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi ve ithalatımızda yaşanan hissedilebilir gerileme ile birlikte dış ticaret açığımız %34,5 oranında gerileyerek 5,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı 19 ay sonra %80’lere yaklaşarak, 2023 yılı haziran ayında bir önceki aya göre 16,1 puan artış ile % 79,5 olarak gerçekleşmiş olup, dış ticaret dengesinde olumlu gidişatın önemli bir göstergesi olmuştur. 2023 yılı 6 aylık dış ticaret açığımız ise 61,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Önümüzdeki dönemde ithalattaki düşüşün devamı ve zayıf dış talebe rağmen ihracatı artırmaya dönük atılacak ilave adımlar ile birlikte, dış ticaret dengesinde iyileşmenin devam edeceği beklenmektedir.

Küresel ekonomik aktivite ile birlikte ticarette zayıf bir seyir gözlenmekte olup OECD Haziran Küresel Görünüm Raporuna göre 2022 yılında %3,3 olan küresel ekonomi büyüme hızının 2023 yılında %2,7’ye gerilemesi öngörülmektedir. En büyük Ihracat pazarımız olan avro Bölgesinde ise ekonomik büyümenin 2023 yılında 2,4 puan düşüşle %0,9 gerilemesi beklenmektedir.

2023 yılı haziran ayı İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri de küresel talebin bir müddet daha zayıf seyredeceğine işaret etmektedir. Açıklanan haziran ayı Öncü PMI göstergeleri avro bölgesinde 43,6 ile 37 ayın en düşük seviyesine, en büyük ticaret ortağımız Almanya’da 41,0 ile 37 ayın en düşük seviyesine, İngiltere ile ABD’de ise 46,2 ve 46,3 olarak gerçekleşmiş olup, 6 ayın en düşük seviyelerine gerileyerek 50 eşik değerin altında kalmıştır.

2023 yılı haziran ayında takvim etkisi ile ihracat %10,5 oranında azalarak 20,9 milyar dolar olarak gerçeklemiştir. Haziran ayında ihracatımızda yaşanan düşüşte geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı tatilinin temmuz ayından bu yıl haziran ayına kayması ve bayram tatilinin dokuz güne çıkarılması ile üretime ara verilmesi etkili olmuştur. Nitekim işgünü bazında günlük ortalama ihracat verileri incelendiğinde mayıs ayına göre ılımlı bir artış gözlenmektedir. Haziran ayında fasıl bazında verilere göre;

Motorlu kara taşıtları (87. Fasıl) bir önceki yıla göre %14,8 oranında artarak 2,7 milyar Elektriksiz makineler (84. Fasıl) bir önceki yıla göre %9,9 oranında artarak 2,1 milyar Elektrikli makineler (85. Fasıl) ise bir önceki aya göre %3,8 oranında artarak 1,3 milyar gerçekleşmiş ve yıllıklandırılmış bazda her bir fasılda en yüksek ihracat seviyesine ulaşılmıştır. Yılın ilk altı ayında ise; bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında;

Motorlu kara taşıtları (87. Fasıl) ihracatı %16,4 oranında artarak 15,1 milyar dolar, Elektriksiz makineler (84. Fasıl) ihracatı %15,6 oranında artarak 12,5 milyar dolar, Elektrikli makineler (85. Fasıl) ise %14,7 oranında artarak 7,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Yılın ilk yarısında AB-27’ye ihracatımız 52 milyar dolar, Afrika’ya ihracatımız 10 milyar dolar, Amerika’ya ihracatımız 10,6 milyar dolar, Yakın ve Orta-Doğu’ya ihracatımız ise 20,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Küresel ekonomide gerçekleşen durağanlığa rağmen ihracatımızdaki artan seyrin yanında, azalan ithalatımızla birlikte dış ticaret dengemizde gerçekleşen olumlu gelişmeler, ülkemizin makroekonomik istikrarının güçlenmesi yoluyla yatırım-üretim-ihracat-istihdam önceliklerimiz açısından uygun bir ortam sağlanmasına katkı sağlayacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.’’

Antalya Merkez İlçelerde Fiyat Artışları Sürüyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı İlhan Emrah Sarıgül, Antalya’nın merkez ilçeleri Konyaaltı, Muratpaşa, Döşemealtı ve Kepez’de konut fiyatlarının arttığını açıkladı. Konyaaltı’da m2 birim değeri ortalama 35.000-40.000 TL, Döşemealtı’da 7.000-8.000 TL, Muratpaşa’da 25.000-30.000 TL, Kepez’de ise; 17.000-18.000 TL’ye kadar  yükseldi.

Antalya’nın merkez ilçelerini inceleyen EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı İlhan Emrah Sarıgül, “Kepez ilçesi genel olarak düşük-orta kesimin daha çok tercih ettiği nüfus yoğunluğun yüksek olduğu ilçelerden bir tanesi. Kepez ilçesinde bulunan daha önceden gecekondu bölgesi olarak bilenen Varsak, Çamlıbel, Kanal, Erenköy, Göçerler gibi mahallelerde kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte yeni yapılar inşa ediliyor. Kepez ilçesinin pandemi öncesi konut m2 birim fiyatları ortalama 3.000-4.000 TL/m2 bandında iken pandemi sonrası  ve inşaat maliyetinin artışı ile beraber m2 birim değeri ortalama 17.000-18.000 TL/m2’ye kadar artış gösterdi. .Son dönemde yaşanan yabancı turist dalgası nedeni özellikle Orta Doğu ülkelerinden gelen insanların oturum almaları için m2 birim fiyatlarının daha düşük olması nedeni ile bu ilçeyi tercih etmekte.” dedi.

Konyaaltı’nın genel olarak gelir düzeyi yüksek ve çok yüksek kesimin daha çok tercih ettiği bir ilçe olduğunu da sözlerine ekleyen Sarıgül, “Konyaaltı imarlı arazilerin az sayıda bulunması nedeni ile arsa fiyat m2’lerinin çok yüksek olduğu, konut arzının azaldığı,  konut talebinin de artığı ilçeler arasında. Konyaltı’da pandemi öncesi konut m2 birim fiyatları ortalama 9.000-10.000 TL/m2 bandında iken pandemi sonrası  ve inşaat maliyetinin artış nedeni ile m2 birim değeri ortalama 35.000-40.000 TL/m2’ye kadar artış göstermiştir. Fakat bu m2 birim değeri nitelikli lüks site için daha yüksek olup 70.000-80.000 TL arasında değiştiği de gözlemlenmektedir. Konyaaltı ilçesinin Konyaaltı sahiline sahip olması ve denize yürüme mesafesinde olması nedeni yerli ve yabancı turistlerin rağbet ettiği bir ilçedir. Konyaaltı İlçesi m2 birim değeri açısından diğer illerin ilçe merkezleri arasında ilk 10 yer alan ilçelerden bir tanesidir. Son dönemde yaşanan Rus Ukrayna savaşı ile beraber çok sayıda Rus ve Ukrayna vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı almak için sahil bandına yakın olması nedeni ile tercih ettiği bir bölgedir. Fakat son dönemlerde Rus ve Ukrayna vatandaşları Türkiye’de meydana gelen depremlerden etkilendiği için yabancıya satışı gittikçe düşerek son 12 ayın en düşük seviyesine gelmiştir.

Döşemealtı ilçesinde ise, bölgede genel olarak boş arazi ve arsalar yer almakta olup ağırlıklı olarak site içi villa tercih edildiği bilinmektedir. Özellikle pandemi sonrasında insanların kalabalık şehir yaşantısında uzaklaşıp müstakil havuzlu siteli daha steril bir ortamda yaşama isteği nedeni ile rağbet ettiği bir bölgedir. Özellikle ciddi müstakil yaşam tarzı olan artış ve kısıtlı yapı stoku bölge fiyatları ani olarak artmasına sebebiyet vermiştir. Diğer merkez ilçelerde nazaran daha uzak olan Döşemelaltı arsa arzının fazla olduğu pandemi öncesi arsa m2 birim değerlerinin ortalama 2.000-3.000 TL/m2 olduğu pandemi sonra ortalama m2 birim 7.000-8.000 TL/m2arasında değiştiği tespit edilmiştir. 

Muratpaşa ise; konut yoğunluğunun oldukça yüksek arsa arzının oldukça az olduğu yeni konut inşaatların olmadığı bir ilçedir. Fakat bölge ağırlıklı olarak Rus ve Ukrayna vatandaşlar tarafından tercih edilmektedir. Kepez ilçesinin pandemi öncesi konut m2 birim fiyatları ortalama 6-000-7.000 TL/m2 bandında iken pandemi sonrası  ve inşaat maliyetinin artış nedeni ile m2 birim değeri ortalama 25.000-30.000 TL/m2’ye kadar artış gösterdi. Muratpaşa, Antalya’nın en pahalı konut bölgeleri arasında yer almakta olup bölgede satışlar Türk lirasından çok Sterlin ve Euro üzerinden gerçekleşmektedir. Son yıllarda özellikle sahil bandına yakın deniz manzaralı konutlar oluşan yaklaşık yıllık 3-4 kat fiyat artışlarının en büyük sebepleri arasında bu durum gelmektedir. Sahil bandında geniş deniz manzarasına sahip kısıtlı alıcı kitlesine hitap eden taşınmazlar için daha yüksek olup 80.000-90.000 TL/m2  arasında değiştiği de gözlemlenmektedir. Dövizdeki artış da bölgedeki fiyatları önemli ölçüde etkiledi.

Rus ve Ukraynalı vatandaşların tercihi Konyaaltı ve Muratpaşa

Göç dalgaları ile birlikte Antalya’ya yoğun ilgide bulunan Rus ve Ukraynalı vatandaşlar genel olarak Konyaaltı ve Muratpaşa, Orta Doğulu vatandaşlar genel olarak Kepez ilçelerini tercih ediyor. Türk lirasından Dolar ve Euro karşında değer kaybetmesi nedeni Antalya yabancı turistlerin tercih sebebi haline geldi. Ayrıca inşaat maliyetlerinin de artması konut arzının düşüklüğüne tetikleyerek konut fiyatlarının artışına sebep oldu.  Yabancıların mülk alımı bölgede fiyatların artıran en önemli unsur.” şeklinde konuştu.

Bakan Özhaseki: ”4 Kırmızı Çizgimiz Var”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Deprem Bölgesi Belediye Başkanları İstişare Toplantısı’nda deprem bölgelerine inşa edilecek yeni konutlar için 4 kırmızı çizgileri olduğunu açıkladı.

Bakan Özhaseki, Deprem Bölgesi Belediye Başkanları İstişare Toplantısı’na, depremden etkilenen il ve ilçe belediye başkanlarıyla bir araya geldi.

Bakanlık binasında, Bakan Özhaseki başkanlığında düzenlenen toplantıya bakan yardımcıları, genel müdürler, il müdürleri, mimar ve mühendislerin yanı sıra Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay’dan gelen şehir planlamacıları ve mimarlar da sunum yaparak, yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu.

“Anadolu topraklarında başımıza gelen en büyük felaket”

Toplantıda konuşan Bakan Özhaseki Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremleri, “Anadolu topraklarında başımıza gelen en büyük felaket” olarak tanımladı. Depremin ardından oluşan maddi hasarın boyutunun 100 milyar dolarlarla ifade edilebileceğinin altını çizen Özhaseki, “Çok şükür ilk andan, gece yarısından itibaren bütün bakan arkadaşlarımız ve milletvekillerimiz bölgede görevlendirildiler. Kamu kuruluşlarını temsil eden görevli arkadaşlarımız da vardı. Belediye başkanlarımız da vazife şuuruyla o bölgeye koştu. Acıların üstesinden hep birlikte geldik” ifadelerini kullandı.

“Deprem, siyaset üstü bir konudur”

Depremin siyaset üstü bir konu olduğunu ve ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Özhaseki, “Siyaseti bir kenara bırakalım, zamanı geldiğinde yaparız. Şehirlerimizi yeniden inşa ediyoruz, bu aşamada herkes doğru bildiğini ve vicdanen hissettiklerini söylesin, siyaset biraz kenarda kalsın. Bizler rezerv alanlar oluşturmaya çalıştık. Özel mülkiyete konu olmayan araziler üzerinde, zemin artı 3 ile 4 katı geçmeyecek evler yapmaya devam ettik. İnsanlarımızın duygu ve düşüncelerini de bu noktada dinlemek zorundayız. Onlar diyor ki, ‘Biz burada doğduk ve büyüdük, şehirler ayağa kalkmalı.’ Biz de bu yüzden şehir merkezinde hayatı canlandırmak, iç dinamikleri harekete geçirmek, istihdamı canlandırmak zorundayız. Yapı yasağı gelmemişse buralarda yerinde dönüşüm başlatmak istiyoruz. Tatil zamanı geldiniz, teşekkür ederiz. Ortada hepimizin acısı olan bir konu var. Aslında, bu yüzden tatil yapılacak zaman değil” şeklinde konuştu.

“Yeni tedbirlerle yola devam edeceğiz”

Yeni yönetmeliğe uygun olarak inşa edilen binaların depremi en az hasarla atlattığını hatırlatan Bakan Özhaseki, “Bu depremde gördük ki, yönetmeliğe uygun binalarda hasar neredeyse yok. Zemin etüdüne dikkat edilmiş, statiği yapılmıştı. Mühendislik yapım hatası olmadıysa emin olun hiçbir şey olmadı bu yapılara. Bizim bundan sonra da yeni birtakım tedbirlerle, sıfır tolerans ile yolumuza devam etmemiz lazım. Pilotlardan örnek verelim. Bir kez olsun; ‘Boş verelim o komutu, o düğmeye basmayalım’ diyeni duymadım. Selamete ulaşmak için bizler de komutlara uymak zorundayız. 10 katlı, 20 katlı binalarda canlar yok mu arkadaşlar? Nasıl oluyor da bazen belediyeler olarak göz yumuyoruz, müteahhitlerimizin para hırsına göz yumuyoruz veya zemin etütlerine dikkat etmeyebiliyoruz? Bundan sonra böyle bir hatanın olmaması lazım. Yoksa olacak depremlerde yine ağlarız” vurgusunu yaptı.

“4 tane kırmızı çizgimiz var”

Türkiye’nin, deprem bölgesinde olduğu bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Özhaseki, “Bundan sonra eğer uygunsa, yapı yasağı gelmemişse oralarda yerinde dönüşüm başlatmak istiyoruz. Bizim 4 tane kırmızı çizgimiz var. Birincisi, bundan sonra her ne olursa olsun, belki ceza kanunlarına da girecek, yasa olarak da gelecek, fay hatları üzerinde yapılaşma olmayacak. Şehrin en kıymetli yeri olabilir, eşraftan birisinin mülkiyeti söz konusu olabilir, her ne olursa olsun, o fay hatları ve kırıkları üzerinde yapılaşmaya yasak başlıyor. İkincisi, sıvılaşma olan alanlarda da yapılaşma bir daha olmayacak. Üçüncüsü, dere yataklarında, zeminin müsait olmadığı yerlerde yapı yasağı gelecek. Dördüncüsü de özellikle mühendislik ve yapım işlerinde sıfır toleransa geçeceğiz.” dedi.

İmar planları, belediye başkanlarıyla paylaşıldı

Toplantıda, mimarlar tarafından, depremden etkilenen illerdeki kent meydanlarının yeniden inşası için hazırlanan imar planları paylaşıldı. Mimarlar, belirli bölgelerdeki zemin etüdü çalışmalarının güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

Programda, deprem bölgesinde yapılan çalışmaların yer aldığı video da gösterildi.

Toplantıya bakan yardımcıları, TOKİ Başkanı Ömer Bulut ile Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen il ve ilçelerin belediye başkanları katıldı.

Kaynak: Ajans Haber

Enerji Bakanı Bayraktar: ‘’2. ve 3. Nükleer Santral Projesini Devreye Almak İstiyoruz’’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz 2. ve 3. nükleer santral projemizi de hızlı bir şekilde adını koymak suretiyle devreye almak istiyoruz, önümüzdeki dönemde inşaatlarına başlamak istiyoruz” dedi.

Mersin’in Akkuyu ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde görev alan çalışanlarla bir araya gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, önemli açıklamalarda bulundu.

Son dönemlerde enerji alanında büyük yatırımlar yapıldığına dikkat çeken Bayraktar, şunları söyledi:

“Zira Türkiye bu süre içerisinde enerjisini üçe katladı. Üç kat büyüklüğe ulaştı. Şimdi bu enerji devriminin yeni fazına geçmiş oluyoruz. Milli Enerji ve Maden Politikamızın en önemli sac ayaklarından bir tanesi nükleer enerji alanı. Türkiye’nin nükleer enerji programının ilk örneği Akkuyu Nükleer Güç Santrali için burada 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtı sahaya getirdik. Dolayısıyla uluslararası anlamda bir nükleer tesisteyiz. Proje büyük bir hızla ilerliyor. Çok kısa bir süre içerisinde bu projeden elektrik üretmeye ve inşallah her yıl birer reaktörü devreye alarak önümüzdeki süreçte 2028’e kadar bu projenin tümüyle devreye alınmasını hedefliyoruz.”

Akkuyu NGS’nin Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacağını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bu çok önemli bir miktar. En az bunun kadar önemli olan bu enerjiyi karbonsuz bir şekilde üretmiş olacağız. Dolayısıyla çevre anlamında çok ciddi katkı sağlayacak. Yaklaşık 35 milyon ton karbon salınımına engel olacak bir proje. Nükleer enerji programımız hem çevresel açıdan hem enerji arz güvenliği açısından hem de Türkiye’nin enerji çeşitliliği açısından fevkalade önem arz ediyor. Tabii ki bu proje tek değil, bu projenin yanında 2. ve 3. santralle ilgili yoğun görüşmelerimiz devam ediyor.”

Bayraktar, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme sağladığını belirterek, “Telefonda bana hemen diğer projelerin akıbetini, bu projenin akıbetini sordu. Biz 2. ve 3. nükleer santral projemizi de hızlı bir şekilde adını koymak suretiyle devreye almak istiyoruz, önümüzdeki dönemde inşaatlarına başlamak istiyoruz. Türkiye’nin nükleer enerji programında küçük modüler reaktörler çok önemli bir yer kaplıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yatırım ve reform hamlesine yakışır şekilde nükleer alanında da önemli gelişmeleri gerçekleştirmek istiyoruz. Proje, Türkiye’nin nükleer enerji ekosistemine çok önemli bir katkı sağlıyor, insan kaynağı yönüyle, endüstri yönüyle katkı sağlıyor.” dedi.

Yaklaşık 800 öğrencinin yurt dışında eğitim aldığını anımsatan Bayraktar, 300’e yakının ülkeye dönerek Akkuyu NGS’de görev yaptığını ifade etti.

Bakan Bayraktar, öğrencilerin bir kısmının eğitimine devam ettiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“Proje, nitelikli iş gücüne, istihdama katkı sağlaması açısından fevkalade önem arz ediyor. Dolayısıyla bütün bu yönleriyle istihdam, insan kaynağı yetiştirme, yerel halktan çalışan kazandırma noktasında da önem arz eden bir proje. Onun ötesinde yerlileştirme hedefi doğrultusunda yaklaşık 6,5 milyar dolarlık, yani bugünkü rakamlarla 170 milyar liralık bir yerel endüstriye, yerel sanayiye, Türkiye sanayisine katkısı olan bir proje. İnşallah bunun da diğer projelerde daha yoğun bir şekilde katma değeri artmış bir şekilde faydasını hep birlikte göreceğiz.”

Güneş Enerjisi Hücre Üretim Fabrikası İnşaatı Yıl Sonunda Tamamlanacak

Smart Güneş Enerjisi Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, Türkiye’nin ikinci fabrikası olacak Güneş Enerjisi Hücre Üretim Fabrikası’nın inşaat çalışmalarının yıl sonunda tamamlanacağını belirtti. 

Smart Güneş Enerjisi Teknolojileri Araştırma Geliştirme Üretim Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, İzmir Aliağa’da 414 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin uluslararası arenada gücünü perçinleyecek güneş enerjisi teknolojilerini barındıran güneş enerjisi hücre fabrikasının yıl sonunda tamamlanacağını bildirdi.

Intersolar Avrupa Güneş Enerjisi Konferans ve Fuarı’nda konuşan Demirdağ, Aliağa’da yapımı devam eden Türkiye’nin ikinci hücre fabrikasının 2024 başında üretime başlayacağını söyledi.

Güneş teknolojilerinde panel ve hücre üretimi dahil olan yatırımın, 414 milyon dolar seviyesinde olduğunu ifade eden Demirdağ, şirkete ait bölgedeki ilk panel fabrikasının devreye alındığını anımsattı.

Türkiye’nin uluslararası arenada gücünü perçinleyecek güneş enerjisi teknolojilerini de barındıran hücre fabrikasını da bu yıl sonunda bitirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Demirdağ, “Bölgede ilk panel ve hücre üretim tesisi devreye girmiş olacak. Bunların yanında, ikinci panel ve ikinci hücre fabrikaları devreye alacağız. Fotovoltaik hücre, yarı iletken materyallerden oluşan ve güneş enerjisini doğrudan elektriğe dönüştürmeye yarayan güneş panelinin bir bölümü. Hücrenin de bir girdisi var. Açtığımız hücre fabrikası ardından çip teknolojisinin de altyapısı için oldukça önemli ingot, wafer kısmını da üretme şansımız olacak.” diye konuştu.

Çin’e Alternatif Üretim Yerleri Kuruluyor

Güneş enerjisi sektörünün Kovid-19 salgını sonrası, ekipman üretiminde Çin’e bağımlı olmayı sorguladığını ve ardı ardına yapılan düzenleme ve politikalarla ekipman üretimini yerelleştirmeye çalıştığını ifade eden Demirdağ, hammadde kaynaklarının da Çin’e bağımlı olmadan tedarik edilmeye çalışıldığını vurguladı.

Demirdağ, şirketin pazar olarak Türkiye haricinde ABD ve Avrupa Birliği’ni (AB) öncelediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“ABD, hücrenin nereden geldiğine bakıyor. Biz de ABD pazarına girebilmek için hücre yatırımını hızlandırdık. Ürünlerin satışı için başta Türkiye ve Amerika pazarını hedefledik. Bazı ülkeler, kendi sürdürülebilir güneş paneli alanındaki üretim kabiliyetlerini arttırmak için Çin paneli ya da hücresi istemiyor. ABD’ye mal satarken kullanılan diğer malzemelerin bile önemi var. Sadece panel ya da hücre değil, panel üretiminde kullanılan tüm ekipmanlar böyle ülkeler için önemli hale geldi. Panelleri Türkiye’de üretmemiz bu gerekçeler dikkate alındığında avantajlı hale geliyor. Kendimize ait hücreleri, ABD’de panel üretiminde kullanacağız. Böyle olunca ABD yatırımcıya ek teşvik de veriyor. Dolayısıyla biz bir taşla birkaç kuş vurmuş olacağız. Yatırım ortamını ve fırsatları iyi değerlendirdik.”

“Ultra Low-Carbon Solar Alliance’e Üye Olduk”

Demirdağ, sadece 14 firmanın üye olabildiği ve Çinli firmaların dahil olmadığı Ultra Low-Carbon Solar Alliance’a (Ultra Düşük Karbon Güneş İttifakı) üye olduklarını anlattı.

İttifakın, güneş enerjisi tedarik zincirindeki sera gazı emisyonlarındaki azaltmayı hızlandırmak için piyasa bilincini genişletmeye çalıştığına işaret eden Demirdağ, “İttifak, ultra düşük karbonlu PV’nin yaygınlaştırılmasına kendini adamış paydaşlardan oluşan dünyanın en önemli ve en prestijli güneş enerjisi organizasyonlarından biri konumunda bulunuyor.” diye konuştu.

Demirdağ, ittifakın düşük karbonlu güneş paneli ile ilgili ekipmanın üretimi ve piyasaya sunulmasını amaçladığını belirterek, “İngot, wafer, hücre, panel, polisilikon gibi elemanları daha çevreci hale getirmek üzere ultra düşük karbonlu ürün kullanmanız gerekiyor. Bizim süper teşvikimize bakarsanız, biz tesislerimizde güneşten elektrik üretmek için dev bir çalışma yapıyoruz. Tüm fabrikalarda enerji ihtiyacımızı karşılamak için Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’ne eklenen 5.1.h maddesi çerçevesinde güneş enerjisi santrali kurmak için çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren fabrikalarımızda ihtiyaç duyduğumuz elektrikten daha fazlasını güneş panellerinden karşılayacağız.”değerlendirmesinde bulundu.

“Karbon Pozitif” Şirket Olma Hedefi

Demirdağ, çevreci bir şirket olarak yatırımlarını hızlandırdıklarını anlattı.

Ultra Low-Carbon Solar Alliance’ın hassasiyet gösterdiği konuların her geçen gün daha da arttığını ve şirket olarak çalışmalara özen gösterdiklerini ifade eden Demirdağ, şunları kaydetti:

“Karbon pozitif bir şirket olacağız. Yani karbon ayak izi olan değil, dünyada karbonu silen bir şirket olarak yatırımlarımıza devam edeceğiz. Niğde’de yaptığımız 130 megavat proje de, Smart Güneş Teknolojileri’ne ait. Mevcut santrallerimizde yaptığımız temiz enerji yatırımlarımızla karbon ayak izimizi siliyoruz ama üretimimiz büyürken, hücre üretiminden gelecek karbon ayak izimizi, yani ingot ve wafer üretiminden gelen karbon ayak izini de sıfırlayacağız. Üyesi olduğumuz Ultra Low-Carbon Solar Alliance’ın hassasiyet gösterdiği konular her geçen gün daha da artıyor ve biz bu doğrultuda çalışmalarımıza ayrı özen gösteriyoruz. Çok yakında karbonsuz hücre ile birlikte Çin’e bağlı olmayan lojistik gibi kavramları da konuşacağız.”

Kaynak: AA

Dünya Bankası’nın Türkiye Finansmanı Onaylandı

Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’ye aktarılacak olan 1 milyar ABD doları tutarındaki finansmanı onayladı.

Türkiye Deprem İyileştirme ve Yeniden İnşa Projesi, sağlık hizmetlerinin yeniden tesis edilmesine, hasar gören veya tahrip olan belediye altyapısının yeniden inşasına ve 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’nin güneyini vuran iki depremde hasar gören veya yıkılan kırsal konutların onarımına veya yeniden inşasına yardımcı olacak. Proje faaliyetleri depremden en fazla etkilenen ve yaklaşık 14 milyon insanın yaşadığı 11 ili kapsayacak.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez projenin onaylanması vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“Dünya Bankası, depremlerin gerçekleştiği günden bu yana Türkiye’nin yanındadır ve afet riski yönetimi ve doğal afet sonrası yeniden inşa alanlarındaki deneyimlerini ve uzmanlık birikimini paylaşmaktadır. Bu devasa yıkım sonrasında devam eden çabaların birkaç yıl süreceğini ve önemli miktarlarda kaynak gerektireceğini iyi biliyoruz. Bu yolculukta, Türkiye’nin yanında olacağız ve etkilenen toplulukların yeniden inşasına yardım edeceğiz.”

Dünya Bankası tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Depremlerin gerçekleşmesinden hemen sonra Dünya Bankası tarafından gerçekleştirilen bir Küresel Hızlı Afet Sonrası Hasar Tahmin (GRADE) çalışmasında, doğrudan hasar maliyeti 34 milyar ABD$ olarak tahmin edilmişti. Bu tutar içerisinde, konut binaları toplam fiziksel hasarın yarısından fazlasını oluştururken, konut dışı binaların (sağlık tesisleri, okullar, kamu binaları ve özel sektör binaları gibi) payı yaklaşık yüzde 30, altyapı tesislerinin (yollar, elektrik, su temini) payı ise yaklaşık yüzde 20 olmuştur.

Türkiye Deprem İyileştirme ve Yeniden İnşa Projesi, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye tek seferde sağladığı en büyük finansman paketidir. Altyapının ve kırsal konutların yeniden inşasını, kamu hizmetlerinin yeniden tesisini ve ekonomik iyileştirmeyi ve geçim kaynaklarının yeniden tesisini hedefleyen genel bir Dünya Bankası destek paketinin bir parçasını oluşturmaktadır. Proje faaliyetleri ayrıca gelecekteki deprem ve iklim tehlikelerine karşı direnci, sürdürülebilirliği, kapsayıcılığı ve enerji verimliliğini destekleyecektir.

Projenin ana bileşenleri şunlardır:

Belediye Altyapısının ve Hizmetlerinin Yeniden Tesisi: Bu bileşen su, yağmur suyu şebekesi, katı atık yönetim tesisleri ve belediye itfaiye istasyonları gibi kritik belediye altyapısının ve tesislerinin rehabilitasyonunu ve yeniden inşasını, ayrıca hasar görmüş olan acil durum müdahale ve belediye ekipman ve araçlarının (itfaiye ve kurtarma araçları, katı atık toplama araçları) yenilenmesini içerecektir. Bu hizmetlerin yeniden tesisinden 3,1 milyon kişinin faydalanması beklenmektedir.

Sağlık Hizmetlerinin Yeniden Tesisi: 

Bu bileşen depremden etkilenen insanlar için sağlık hizmetlerinin yeniden tesis edilmesi üzerinde odaklanacaktır. Bu kapsamda, yıkılan veya hasar gören birinci basamak sağlık hizmeti binalarının yerine prefabrike birinci basamak sağlık tesislerinin kurulması ve dağınık kırsal yerleşim yerlerine ve çadır kentlerde veya prefabrike konteynır evlerde yaşayan insanlara ulaşmak için mobil kliniklerin konuşlandırılması da yer alacaktır. Sadece depremden etkilenen bölgelerde değil, aynı zamanda yerinden edilen insanların ve nakledilmiş hastaların yoğun bir şekilde bulunduğu illerde olmak üzere, yeni prefabrike acil durum hastanelerinin ve mevcut hastanelerin faaliyetlerini desteklemek için tıbbi ekipman da sağlanacaktır. Bu faaliyetler sayesinde, yaklaşık 3 milyon kişinin sağlık hizmetlerine erişimini yeniden sağlaması beklenmektedir.

Kırsal Konutların Yeniden İnşa ve İyileştirme: Bu bileşen yıkılmış veya hasar görmüş olan, yaklaşık 7.000 kişinin yaşadığı 2.000 kırsal konut ile birlikte ahırlar gibi kırsal geçim kaynakları bakımından hayati önem taşıyan binaların iklime ve afete dirençli bir şekilde yeniden inşasını ve etkilenen köylerdeki temel altyapının ve sosyal tesislerin onarımını veya yeniden inşasını finanse edecektir.”

Dünya Bankası Proje Ekibi Liderlerinden birisi olan Bontje Marie Zaengerling proje ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Milyonlarca depremzedenin geçici barınma tesislerinde ve konutlarda yaşadığını düşündüğümüzde, bu proje depremden etkilenen insanlar üzerinde en olumlu etkiyi yaratacak en acil ihtiyaçlar üzerinde odaklanmaktadır. Ayrıca, tüm bu yeniden inşa ve onarım çalışmaları, gelecekteki doğal ve iklimle ilgili afetlere karşı direnci sağlayacaktır.”

Yapılan açıklamanın devamında ise şu noktalara dikkat çekildi:

“Dünya Bankası, afet riski yönetimi, belediye altyapısı, konut ve sağlık alanlarında Türkiye için önemli ve güvenilir bir ortaktır. Şu anda uygulanmakta olan diğer Dünya Bankası finansmanlı projeler arasında, 2020 ve 2021 yıllarındaki afetlerden etkilenen belediyelerde yeşil ve dirençli yeniden inşa çalışmalarını destekleyen Türkiye Deprem, Taşkın ve Orman Yangınları Acil Durum Yeniden İnşa Projesi; tehlikelere karşı kırılgan durumdaki şehirlerde dirençli konutları ve belediye altyapısını destekleyen İklim ve Afetlere Dirençli Şehirler Projesi; okulların ve kamu binalarının dayanıklılığını güçlendiren Okullarda Afet Riski Yönetimi Projesi ve Deprem Dayanımı ve Enerji Verimliliği Projesi ile bazı bulaşıcı olmayan hastalıklara karşı birincil ve ikincil korunmayı iyileştirmeye yönelik Sağlık Sisteminin Güçlendirilmesi ve Desteklenmesi Projesi yer almaktadır.

Dünya Bankası, Türkiye’nin deprem sonrası yeniden inşa ve iyileştirme çabalarına yönelik destekleri koordine etmek için diğer kalkınma ortakları ile birlikte çalışmaktadır.”

Malatya Deprem Konutları’nın İhalesini Rönesans Holding Kazandı

Ankara ve Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanlığı saraylarının inşaatı ile gündeme gelen Rönesans Holding, Hatay’ın ardından Malatya’da hayata geçirilecek deprem konutları projesinin ihalesini kazandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kullandığı iki sarayı inşa eden Rönesans Holding’e bağlı REC Uluslararası İnşaat, deprem konutlarının da adresi oldu. Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile Marmaris Okluk Koyu’ndaki yazlık sarayı inşa eden şirket önce Hatay şimdi de Malatya’da yapılan ihaleleri kazandı. REC Uluslararası İnşaat, Hatay’da bin 131 konut inşaatı ile altyapı düzenlemesini 2 milyar 355 milyon TL’ye almıştı. Şirket, Malatya Yeşilyurt’ta da 2 bin 341 adet konut ve çevre düzenini 4 milyar 538 milyon TL’ye yapacak. 

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı deprem bölgesinde deprem konutları için yeni ihaleler düzenledi. Hatay Antakya İlçesi, 7. Bölge 2. Etap bin 131 Adet Konut İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi için 8 Haziran 2023’te REC Uluslararası İnşaat ile sözleşme imzalandı. Yine aynı tarihte Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, İkizce Mahallesi 2. Bölge 2. Etap 2 bin 341 Adet Konut İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşini de REC İnşaat kazandı. Rönesans Holding’e bağlı REC İnşaat, sadece 2023 yılında 31,4 milyar TL’lik kamu ihalesi aldı.

Rönesans Holding’in alt şirketi REC İnşaat, İstanbul Sancaktepe’de yapılacak şehir hastanesinin ihalesini de geçtiğimiz ay 16 milyar 138 milyon TL bedelle kazanmıştı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Yerleşkesi Üst Cerrahpaşa Hastane Yapıları Kompleksi Kaba İnşaat işi de mart ayında 2 milyar 60 milyon TL bedelle REC İnşaat Şirketi’ne verilmişti. 

Konuta Erişemeyenler Tiny House’lara Yöneldi

Konut dışı satış işlemlerinin büyük çoğunluğunu arsa ve tarlalar oluştururken, sektör uzmanları tiny house’ların yeni bir gecekondulaşma riski oluşturduğunu belirtti.

Ekonomim’den Leyla İlhan’ın haberine göre; Konut dışı satış işlemlerin 49 bin 114’ünü arsa, 86 bin 657’sini tarla oluşturdu. Ancak sektör uzmanları arsa -tarla alımlarında artan riske dikkat çekiyor. Alınan tarlalara ekim yapılamasının tarımı negatif etkileyeceği vurgulanırken, tarla üzerine yapılan tiny house’ların da yeni bir gecekondulaşma riski oluşturabileceği kaydediliyor. Ayrıca kullanılma ihtimali düşük olan bu yapıların kısa zamanda gereksiz bir yatırıma dönüşebileceği de ifade ediliyor.

Çiftçilik Tehlikede

Arsaya yoğun talep olduğunu, ancak alınan bu arazilerde çiftçilik yapılmadığını söyleyen Silivri Emlak Müsavileri Derneği Başkanı Mustafa Ersu Altınkök, “Alanlar çiftçilik için almıyor. Bu nedenle bölgede çiftçilik düşüyor. Sadece Selimpaşa bölgesinde 6-7 bin dönümde çiftçilik yapılıyordu. Ortalama senede dört beş bin ton buğday alınırken şu an buğday rekoltesi bin beş yüz tonlara düştü. Yandaki komşu ekmek istediğinde çok fazla icar paraları istenmeye başlandı. Eskiden dönüm başına en fazla 300 lira olan icar parası 700- 800 TL’lere çıkınca çiftçi zarar edeceğini düşünerek ekim yapamıyor. Yani diğer taraftan çiftçiliği tehdit ediyor” dedi.

Artan talebe bağlı olarak iki yıl önce İstanbul’da lüks gayrimenkul pazarlaması yapanların şimdi hepsinin kendini arsa uzmanı olarak tanıttığını söyleyen Altınköy, açıklamalarının devamında şunları söyledi:

“Bölgemizi tanımıyorlar, bilmiyorlar. Mesela ben şimdi Taksim’de veya Bakırköy’de ne kadar emlakçılık yapabilirim. Ama kendi bölgem Silivri’den Çanakkale’ye kadar köy köy bilirim. Kırklareli’de, Edirne’de veya Tekirdağ’da bir hayal satıyorlar insanlara. Bildiğin buğday ekili tarlayı, yirmi dönüm, otuz dönüm almışlar. Hisse yapıyorlar, kooperatif sitesi yapıyorlar. Elektriği, yolu yok. Harita üzerinde kendileri bir proje hazırlayıp, işte evler böyle olacak. konaklama yerleri şöyle olacak diye. Evrak üzerinde birtakım düzenlemeler yaparak insanlara broşürlerden yer satıyorlar.

Arsada hisseli satışlar yaygın. Yani yarın öbür gün satmak istese hissesini satar. Ancak hissedarlardan birine borcu olursa, yerin tamamına el koyuluyor. O zaman kendi yerinizi satamıyorsunuz. Hisseli tapunun böyle bir riski olabiliyor.”

Yeni Bir Gecekondulaşma Sorunu Oluşabilir

Arsa geliştirme alanında yaptığı çalışmalarla tanınan CVS Hava Kent Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çavuşoğlu, arsa ve tarlaya olan kontrolsüz talebin tarım alanları üzerinde olumsuz etkisi kadar gecekondulaşma konusunda da yeni bir risk yarattığını söyledi.

Bu konuda özellikle tiny house’ların yarattığı riske vurgu yapan Erkut Çavuşoğlu, “Tarlaya yapılan tiny house’ın altına beton döküp yapanlar var. Yarın öbür gün bunlara ruhsat verildiğinde 1980’lerde olduğu binlerce yeni gecekondu sorunu oluşabilir” dedi.

Birkaç yıl sonra tiny house sayısının 500 bine çıkmasının sözkonusu olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Artık eşlerin ikisi de çalışıyor. Dolayısıyla yılda bir hafta kullanım için 1 milyon TL harcamak doğru doğru değil. Belki bir hevesle alınan bu yapılar daha sonra kullanılmayacak. Dolayısıyla sonra bunlar nasıl yok edilecek. Ayrıca yanlış alana yatırım yapıldığı için sınırlı tasarrufl arın da boşa harcanmasına neden olabilir” yorumunda bulundu.

İnşaat Malzemesi Pazarı Yüzde 2,3 Büyüdü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), Yapı Sektörü Raporu 2022’yi kamuoyu ile paylaştı.

Dünya ve Türkiye ekonomisine yönelik genel değerlendirme ve öngörülerle birlikte inşaat sektörü ve inşaat malzemesi sanayisine ait temel verilerin analiz edildiği ‘Türkiye İMSAD Yapı Sektörü Raporu 2022’de, inşaat malzemesi sanayisine yönelik şu bilgiler öne çıktı:

  • 2022 yılında dünya inşaat malzemesi pazarı geçen yıla göre yüzde 2,3 büyüyerek 6,35 trilyon dolara yükseldi.
  • 2022 yılında dünya inşaat malzemesi ihracatı geçen yıla göre yüzde 8,1 artarak 1,21 trilyon dolara çıktı.
  • Dünya inşaat malzemesi ihracatında Çin, 307,6 milyar dolar ile en büyük ihracatçı ülke konumunda olmayı sürdürdü.
  • Türkiye 33,74 milyar dolar ihracatı ile 2022 yılında yine en büyük ihracatçı ülke oldu.
  • 2022 yılı itibarıyla en büyük ithalatçı,166,0 milyar dolar ile ABD oldu. ABD’nin 2022 yılında ithalatı geçen yıla göre yüzde 21,3 arttı.
  • Türkiye 2022 yılında 10,48 milyar dolar inşaat malzemesi ithalatı ile bir önceki yıla göre 7 basamak yükselerek ithalatçı ülke konumunda yer aldı.
  • 2022 yılında Türkiye inşaat malzemesi sanayi üretimi 2021 yılına göre sadece yüzde 0,2 arttı. Sanayi üretimi özellikle dış talepteki düşüş ile yavaşladı.
  • Türkiye İnşaat malzemesi iç pazarı 2022 yılında cari fiyatlarla yüzde 107,9 büyüyerek 185 milyar TL olarak gerçekleşti.
  • Türkiye inşaat malzemesi ihracatı 2022 yılında geçen yıla göre yüzde 9,5 artarak 33,74 milyar dolara yükseldi. Miktar olarak düşüş, birim değer olarak ise artış gerçekleşti.
  • ABD 2022 yılında Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı oldu. ABD’yi sırasıyla Almanya ve İsrail izledi.
  • Türkiye’nin 2022 yılında dünya inşaat malzemesi ihracatındaki payı yükselerek yüzde 2,79’a çıktı.
  • Türkiye inşaat malzemesi dış ticareti 36 alt gruptan oluşurken, 2022 yılında 27 alt grupta ihracat geçen yıla göre arttı.
  • İnşaat malzemesi ithalatı 2022 yılında geçen yıla göre yüzde 21,8 artarak 10,48 milyar dolara yükseldi.
  • 2022 yılında inşaat malzemesinin 36 alt grubunun 30’unda ithalat geçen yıla göre artarken, 6 malzeme alt grubunda geriledi.
  • Türkiye’nin en çok inşaat malzemesi ithalatı yaptığı ilk 3 ülke yine Çin, Almanya ve İtalya oldu.
  • İç pazarın ithalat ile karşılanma oranı yüzde 14,8’e çıktı.
  • İnşaat malzemesi net dış ticaret fazlası 2022 yılında 23,26 milyar dolara ulaştı.
  • İnşaat malzemesi dış ticaretinde 2022 yılında ihracat miktar olarak geçen yıla göre yüzde 11 azalarak 57,65 milyon tona indi, ithalat ise yüzde 17,5 artarak 3,56 milyon tona çıktı.
  • Ortalama ihracat birim fiyatları 2021 yılında 0,48 dolar/kg iken 2022 yılında 0,59 dolar/kg olarak gerçekleşti. Ortalama ithalat birim fiyatları ise 2021 yılında 2,84 dolar/kg iken 2022 yılında 2,94 dolar/kg oldu.

‘’Türkiye’de Alüminyum Pazarı Büyümeye Açık’’

Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerebakan, “Türkiye’de kişi başına alüminyum kullanımı gelişmiş ülkelerin neredeyse yarısı seviyesinde. Bu da pazarın büyümeye açık olduğunu gösteriyor” dedi.

Yüksek oranda geri dönüşümlü ürün olması nedeniyle dünyada ve Türkiye’de alüminyuma olan talep her geçen gün artıyor.

Dünya Gazetesi’nden Nilgün Özdemir’in haberine göre; Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerekaban, alüminyumun hafif, dayanıklı ve işlemesi diğer metallere göre daha kolay olduğunu için tercih edildiğini belirtti. Tüm bu özellikleri sayesinde alüminyumun dünyanın birçok ülkesinde kullanıldığını anlatan Yerebakan, “Alüminyum profil üretiminde teknolojik gelişim ve üretim kabiliyeti açısından dünya ile aynı konumda yer alıyoruz. Türkiye alüminyum pazarında kişi başı kullanımda gelişmiş ülkelerin yarısı seviyesinde. Bu da olumsuz bir yaklaşımdan ziyade pazarın büyümeye açık olduğunu gösteriyor” dedi.

Ham madde ve yardımcı malzeme fiyatlarındaki iniş çıkışların, artan enerji ve işçilik maliyetlerinin sektörü zorladığına dikkat çeken Yerebakan, nitelikli eleman eksikliğinin büyük sorun olduğuna işaret etti. Türk sanayicisinin üretirken, hareket alanının kısıtlandığını kaydeden Yerebakan, bu zorlukları aşmak için uzun vadeli düşünerek hareket edilmesi gerektiğini belirtti. Sanayicinin kendisini sürekli güncellemesi gerektiğini anlatan Yerebakan, katma değerli üretimin Türk sanayisini canlandıracağını vurguladı.

70 ülkeye ihracat hedefi

Mimari sistemler ile endüstriyel uygulamalar için gerekli olan alüminyum profilleri ürettiklerini söyleyen Yerebakan, bu yıl ihracat yapılan ülke sayısını 60’tan 70’e çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. 330 bin metrekarelik tam entegre üretim tesisinde, geniş pres hattı ve Ar-Ge departmanının müşterilerine özel çözümler sunduklarını bildiren Yerebakan, “29 yıllık deneyimimiz ve yenilikçi vizyonumuzla 2023 yılında da büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu. Yapı, otomotiv, havacılık, denizcilik, beyaz eşya, aydınlatma ve enerji gibi sektörler için özel ürünler ve çözümler geliştirdiklerini belirten Yerebakan, üretimin yüzde 60’ını ihraç ettiklerini bildirdi. Geçtiğimiz yıl 310 milyon doların üzerinde ciro gerçekleştirdiklerini anlatan Yerebakan, yurt dışı çalışmalarına hız verdiklerini kaydetti.

“Satışlar iki kat arttı”

Büyüme odaklı yatırımları sayesinde satışları son 6 yılda iki kat artırdığını söyleyen Yerekaban, “Tekirdağ Ergene’deki fabrikamızda bulunan 9 ekstrüzyon pres hattı, 2 dövme pres hattı ve iki kompozit panel hattı ile Türkiye’de tam entegre üretim gerçekleştiren öncü firmalardan biriyiz. Bu özelliğimiz sayesinde, aynı anda farklı boyutlarda üretim yaparak müşterilerimize daha hızlı ve esnek çözümler sunabiliyoruz. Hem insan odaklı hem de çevreye duyarlı bir üretim anlayışı benimseyerek, paydaşlarımızın beklentilerini en üst seviyede karşılıyor, alüminyumun kullanıldığı her alanda, en güvenilir ve en yenilikçi çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Otomotive ve havacılık sektörlerine özel çözüm

Ayhan Yerekaban, bu yıl dövme pres hatları için hayata geçecek yeni fabrikayla otomotiv ve havacılıktaki tüm ihtiyaçlara cevap verileceğini kaydetti. Yerekaban, kurumsallaşmayı odağına alan bir firma olarak, alanında uzman danışmanlarla başladıkları kurumsal ve dijital dönüşüm yolculuklarında bu yıl içinde SAP projesini devreye alacaklarını belirtti. Ham madde tedarikinden ürün sevkiyatına kadar her aşamada kalite bilincini ön planda tuttuklarını söyleyen Yerebakan, ayrıca ürün ve hizmet faaliyetlerinde müşteri beklenti ve memnuniyetini üst düzeyde karşılamayı hedeflediklerini belirtti.

Polonya’da 1,6 Milyar Avroluk Polimer Fabrikası Üretime Açıldı

Polonya’da üretime açılan polimer fabrikası hakkında bilgi veren Ülke Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Bugün Polonya’nın son yıllardaki en büyük sanayi projesini başlatıyoruz. Bu fabrika Polonya ekonomisi için kilit önem taşıyor.” dedi.

AA’nın haberine göre; Polonya’nın devlet kontrolündeki kimya şirketi Grupa Azoty, yeni istihdam yaratma ve Polonya’nın enerji bağımsızlığını güçlendirme amacıyla kuzey batıdaki Police şehrinde 1,6 milyar avroluk polimer fabrikasını hizmete sundu.

Açılışın ardından basın mensuplarına değerlendirmede bulunan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Bugün Polonya’nın son yıllardaki en büyük sanayi projesini başlatıyoruz. Bu fabrika Polonya ekonomisi için kilit önem taşıyor.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Morawiecki yeni tesisin Polonya’da “imalat ve yeni teknoloji alanında yüksek vasıflı kişiler” için “binlerce yeni iş” yaratılmasına yardımcı olacağını kaydetti.

Polonya’da yayımlanan Parkiet gazetesinde yer alan habere göre, yeni tesisin inşası 7,2 milyar zlotiye (1,6 milyar avro) mal oldu ve propen ve polipropilen olmak üzere iki polimer üretecek.

Grupa Azoty, söz konusu fabrikanın üretim kapasitesi açısından Orta ve Doğu Avrupa’da kendi türündeki en büyük fabrika olduğunu açıkladı.

Darıca Millet Kıraathanesi’nin Kaba İnşaatı Tamamlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan Darıca Millet Kıraathanesi’nin üçüncü etabında kaba inşaat çalışmaları tamamlandı.

Şehit Er Gökhan Hüseyinoğlu Sahil Parkı ile başlayan, 2. etabıyla da Darıca ile Eskihisar’ı sahilden birleştiren Darıca Millet Bahçesi, Büyükşehir’in 3. etap projesi ile daha da genişleyerek bölge sakinleri ve Kocaelililerin hoşça vakit geçirebileceği alanlardan biri haline gelmeye devam edecek. 3. etapta şu an 180 dönümlük arazi üzerinde projelendirilen Millet Kıraathanesinin kaba inşaatı tamamlandı. Kıraathanenin şu an elektrik, duvar örme ve çevresindeki diğer imalatlar devam ediyor. 

Çelik Çatı İmalatı Bitirildi

Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekiplerinin yoğun çalışması ile devam eden 3.etap çalışmaları kapsamında Millet Kıraathanesinin kaba inşaatı tamamlandı. Çelik çatı imalatının da bitirildiği bina da şu an elektrik ve havalandırma hatlarının işleri yapılıyor. Duvar örme çalışmasının neredeyse tamamlandığı binanı etrafına beton dökümü yapılıyor. Ayrıca 3. etap içerisindeki yürüyüş ve diğer yolların beton dökümleri gerçekleştiriliyor.

600 Tonluk Su Deposu Yapılıyor

Proje çalışmaları kapsamında taş duvar işlerinin tamamı bitirildi ve 300 tonluk su deponun inşa tamamlandı. 600 tonluk su deposunun da temel betonları döküldü. Yakın zamanda perde betonların inşasına başlanacak.

Sosyal Donatılar İnşa Edilecek

Darıca Millet Bahçesi’nin cazibesine cazibe katacak olan 3. etap projesinde Millet Kıraathanesi ve Meydanı, Giriş ve Karşılama Meydanındaki yansıma havuzları ve dinlenme alanları, Türk İslam Bahçesi, Koku Bahçesi, Gülistan, Oturma Alanları, Yürüyüş Yolları, Bisiklet Yolları, Dinlenme Alanları ve bin 110 araçlık otopark yer alacak.

3 bin 260 metrekare alanda vatandaşlara kapısını açacak olan Millet Kıraathanesi’nde ise 300 kişilik yetişkin kütüphanesi, 80 kişilik çocuk kütüphanesi, 160 kişilik çok amaçlı salon, kafeterya, toplantı salonu, workshop alanı ve açık hava kitap okuma alanları bulunacak.

default

Antalya’nın En Çok Değerlenen İlçesi Gazipaşa

Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak gayrimenkul değer hesabında güvenilir sonuçlara ulaşan ve bu çalışmalarıyla alanında tek olan Endeksa, ‘Kent Kıymet Raporu’ serisi ile illeri mercek altına almaya devam ediyor.  

Bu kez Antalya’yı mercek altına alan Endeksa raporuna göre; Antalya’nın en çok değerlenen ilçesi Gazipaşa olurken, ilçede 2+1 konutların ortalama satış fiyatı 2.714.460 TL, 3+1 konutların ortalama satış fiyatı ise 3.726.150 TL oldu.

Gayrimenkul değerlemede dijital teknolojilerin gelişmiş olanaklarını kullanan Endeksa, nabzını tuttuğu konut sektörünün ardından şimdi de ‘Kent Kıymet Raporu’ Serisi ile illeri mercek altına almaya devam ediyor. 

Antalya’nın nüfusu 2.688.004, konut sayısı ise; 1.424.650. Antalya’nın en çok değerlenen ilçesi Gazipaşa olurken, Gazipaşa ilçesinde ortalama kira fiyatı 15 bin 111 TL, 1+1 konutların ortalama satış fiyatı 2.341.800 TL, 2+1 konutların ortalama satış fiyatı 2.714.460 TL, 3+1 konutların ortalama satış fiyatı ise 3.726.150 TL, 4+1 konutlar ise 5.894.325 TL oldu.

Antalya’da 0-4 yaş aralığındaki konutların birim metrekare satış fiyatı 28.778 TL, 4-10 yaş aralığındaki konutların birim metrekare satış fiyatı 27.036 TL, 10-15 yaş konuların birim metrekare satış fiyatı 28.110 TL ve 16+ yaş konutların birim metrekare satış fiyatı 24.264 TL oldu. 

15 Bin TL’ye Hangi İlçede Kaç Metrekare Konut Kiralanabilir?

Antalya’da 15 bin TL’ye Akseki’de 278 m2, Aksu’da 101 m2, Alanya’da 99 m2, Demre’de 142 m2, Döşemealtı’da 147 m2, Elmalı’da 176 m2, Finike’de 200 m2, Gazipaşa’da 133 m2, Kaş’ta 117 m2, Kemer’de 87 m2, Kepez’de 134 m2, Konyaaltı’da 93 m2, Korkuteli’de 395 m2, Kumluca’da 203, Manavgat’ta 139 m2, Muratpaşa’da 106 m2 ve Serik’te 117 m2 konut kiralamak mümkün. 

Başkan Karaismailoğlu: ‘’Ankara-İzmir Arası 3,5 Saate Düşecek’’

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu, ‘’Ankara-İzmir arasındaki 508 kilometrelik mesafe 3,5 saate düşecek.” dedi.

10. Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı’nın 3. Konferans açılış oturumunda konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin son 21 yılda ulaştırma sektöründe çok büyük adımlar attığını kaydederek, dev ulaştırma ve altyapı projelerine ilişkin örnekler paylaştı.

Adil Karaismailoğlu, 2003- 2023 yıllarında 193,9 milyar dolarlık ulaştırma, haberleşme ve altyapı yatırımı yaptıklarını belirterek, bu yatırımdan kara yollarının 40 milyar dolarlık pay aldığını söyledi.

‘’2024 Sonunda Bitirmeyi Hedefliyoruz’’

Artık ağırlık verecekleri demir yolunda 2053’e kadar 64 milyar dolarlık yatırım hedeflediklerini dile getiren Karaismailoğlu, bu alanda son olarak Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı’nı açtıklarını anlattı. Karaismailoğlu, şu anda 29 bin 33 kilometre olan bölünmüş yol ağını 2053’te 38 bin 60 kilometreye çıkaracaklarını, demir yolu uzunluğunun ise 13 bin 919 kilometreden 28 bin 590 kilometreye yükseltileceğini kaydederek, yüksek hızlı tren ve hızlı tren bağlantısına sahip il sayısının ise 10’dan 52 olacağını bildirdi.

Karaismailoğlu, Ankara-İzmir Hızlı Tren Hattı’nın tam 508 kilometre uzunluğunda olduğunu ve çalışmaların devam ettiğini belirterek, “İnşallah 2024’ün sonunda bunu bitirmeyi hedefliyoruz. Ankara-İzmir arasındaki 508 kilometrelik mesafe 3,5 saate düşecek” şeklinde konuştu.

Enerji İthalatı Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı ortaklığında sunulan geçici dış ticaret verilerine göre, mayıs ayında toplam ithalat oranı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23,4 azalarak 5 milyar 320 milyon 345 bin dolara geriledi.

Bu tutarın 5 milyar 320 milyon 345 bin dolarlık kısmını enerji ithalatı olarak özetlenen “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler, mineral mumlar” oluşturdu.

Geçen yıl mayıs ayında bu rakam 6 milyar 942 milyon 500 bin dolar olarak kayıtlara geçmişti. Böylece enerji ithalatının tutarı yıllık bazda yüzde 23,4 azaldı. Öte yandan, ham petrol ithalatı mayısta geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 17,1 azalarak 2 milyon 462 bin 849 tona geriledi.

Yunanistan’da Otellere 8,6 Milyar Avroluk Yatırım Yapıldı

Yunanistan Turizm Konfederasyonu Araştırma Kuruluşu INSETE tarafından yapılan araştırmaya göre, ülke genelinde otel sektörüne son iki yılda toplam 8,6 milyar avroluk yatırım yapıldı.

INSETE’nin Yunanistan Ekonomik ve Endüstriyel Araştırma Vakfı’nın (IOBE)“Yunan Ekonomisine Katkı 2022 ” raporundaki verilerine dayandırdığı araştırmasında 2021’de 1 milyar 894 milyon, 2022’de de 2 milyar 33 milyon Avroluk yatırım yapıldığı belirtiliyor.

Araştırmaya göre 2021 yılında yeni otel yatırımları için toplam 1 milyar 6 milyon Avro yatırım yapıldı. Bunun da 226 milyonu 5 yıldızlı otellere, 488 milyonu 4 yıldızlı otellere 219 milyon avrosu da 3 yıldızlı otellere harcandı

2022’de de yeni otel yatırımlarına 1,4 milyar avro harcandı. Bunun da 511 milyonu 5 yıldızlı, 466 milyonu 4 yıldızlı ve 299 milyon avrosu 3 yıldızlı otellere harcandı.

INSETE raporunda bu tesislerde toplam 25.000 yeni oda olduğu, bunun 5.182’si 5 yıldızlı otellerde, 8.181’i 4 yıldızlı birimlerde, 5.860’ı da 3 yıldızlı otellerde ve 5.711’i 1 ve 2 yıldızlı otellerde olduğu belirtiliyor.

2021-2022 döneminde otel yenilemeleri için de toplam 1 milyar 45 milyon avro yatırım yapıldı. Yenilimi yatırımlarının 615 milyonu 5 yıldızlı, 396 milyonu 4 yıldızlı, 270 milyonu 3 yıldızlı ve 171 milyon avrosu da 1- ve 2 yıldızlı tesislere harcandı.

Kaynak: Turizm Gazetesi

Beşinci Nükleer Santraller Fuarı İstanbul’da Gerçekleştirildi

Akkuyu Nükleer ve Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un katılım gösterdiği beşinci Nükleer Santraller Fuari ve dokuzuncu Nükleer Santraller Zirvesi İstanbul’da düzenlendi.

Akkuyu Nükleer Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva, foruma ilişkin yaptığı açıklamada, “Akkuyu NGS proje şirketleri her yıl NPPES Zirvesi etkinliklerine katılıyor. NPPES, Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralinin inşasındaki tüm potansiyel katılımcılar için bir iletişim platformudur. nTüm Türk tedarikçilere proje hakkında güncel bilgi sağlamak bizim için çok önemli. Türkiye’deki çeşitli sektörlerden temsilcileri projeye aktif olarak dahil etmeye ve yıllardır birçok nükleer teknoloji uygulamasında lider olan Rosatom’un iş tekliflerinin ufkunu genişletmeye devam ediyoruz” dedi.

Akkuyu Nükleer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko ise NPPES-2023’ün açılış töreninde şöyle konuştu:

“Rosatom, Türkiye Cumhuriyeti ile ortaklığımızı takdir ediyor ve geliştirilmesi için büyük bir potansiyel görüyor. Rosatom, yeni iş birliği alanlarını görüşmeye her zaman açıktır. Elbette buna yeni yüksek kapasiteli nükleer güç santrali projeleri de dahil olabilir, ancak her şey bunlarla kalmayacaktır. Potansiyel ortaklarımıza su arıtmadan araştırma reaktörlerine ve nükleer tıbba kadar çeşitli alanlarda ürün ve çözümler sunmaya hazırız.”

‘’Pek Çok Alanda Kapılarımız Türk Ortaklarımıza Açıktır’’

Kuzey Afrika Bölge Başkan Yardımcısı ve Bölge Merkezi Direktörü Alexander Voronkov, “Bugün Rosatom, hem nükleer enerji dışı hem de nükleer olmayan alanlarda Türk ortaklarımızın ilgisini çekebilecek iyi bir ürün ve hizmet seti sunuyor. Son yıllarda Akkuyu NGS’nin hayata geçirilmesinde Türk iş dünyası ile başarılı bir iş birliği deneyimi yaşadık. Bu iş birliği alanlarını geliştirmenin kesinlikle mantıklı olduğuna inanıyoruz. Tuzdan arındırma ve su arıtma çözümleri, tarımsal ve endüstriyel uygulamalar için radyasyon teknolojileri ve nükleer enerji sektörü dışındaki işletmeler için nükleer bilim ve teknoloji merkezlerinin inşası ve diğer pek çok alanda kapılarımız Türk ortaklarımıza açıktır.  Buradaki beklentiler çok geniş ve Türkiye pazarında teknolojilerimize yönelik mutlak talep konusunda güvenimiz tam” diye konuştu.

“Akkuyu NGS Projesi Türkiye’de Yeni Bir Endüstri Oluşturuyor’’ 

Akkuyu Nükleer İnşaat ve Üretim Organizasyon Direktörü Denis Sezemin forumda yaptığı konuşmada, her bir güç ünitesinin inşaat durumu hakkında bilgi verdi ve şunları söyledi:

“Bu yıl Akkuyu NGS’nin 1’inci ünitesinde genel kurulum çalışmalarını ve işletmeye alma öncesi işlemleri başlatabilmemiz için güç aktarım tesislerinin, kara tesislerinin ve yardımcı binaların hazırlığını bitirmemiz gerekiyor. Akkuyu NGS Projesi Türkiye’de yeni bir endüstri oluşturmaktadır. Proje ile Türkiye daha istikrarlı bir enerji sisteminin yanı sıra nükleer enerji alanında yetkinlik geliştirme ve üreticilerin daha sonra uluslararası pazarlara girme fırsatına kavuşuyor. Akkuyu NGS Projesi ekonomik büyümeye, altyapının, yerel üretimin, bilim ve eğitim alanının ve diğer sektörlerin gelişimine katkıda bulunmakta ve önümüzdeki yıllar boyunca Türkiye’nin kalkınmasını desteklemeye devam edecektir.”

Denis Sezemin ayrıca Akkuyu NGS’nin yerelleştirme programı kapsamındaki olumlu dinamiklere de dikkat çekerek, “Geçtiğimiz yıl, projeye sağlanan ekipman, malzeme ve hizmetler için Türk şirketlerine verilen sözleşmelerin toplam tutarı 1 milyar dolardan fazla artarak 3,2 milyar dolardan 4,3 milyar dolara yükseldi” dedi.

Türkiye’nin İlk Nükleer Projesi Çok Önemli 

TESTKO Baş Koordinatörü Necip Koyuncu değerlendirmesinde, “Akkuyu Nükleer ile yaklaşık iki yıldır çalışıyoruz. Sahanın güvenliğini sağlamak için binalar inşa ettik. Akkuyu NGS şantiyesinde binayı baştan sona inşa etmeyi başaran, cephe, iletişim, iç kaplamalar gibi tüm işleri tamamlayan sadece biziz. Akkuyu, Türkiye’nin ilk nükleer projesi ve bu nedenle çok önemli. Muazzam bir deneyim kazandığımız bu projedeki çalışmalarımızdan gurur duyuyoruz” diye konuştu.

Akkuyu, Teknolojimizin ve Bilgi Birikimimizin Gelişmesine Yardımcı Oluyor 

Bayramoğlu Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Çeliktaş ise “Ülkemizin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu NGS sahasında kısa bir süre önce çalışmalara başladık. Ayrıca, yine nükleer endüstrinin bir parçası olan CERN ile çalışmalarımız da paralel olarak devam etmektedir. Tabii ki ülkemizdeki diğer nükleer santral projelerinde de yer almak isteriz. Akkuyu NGS Projesi, teknolojimizin ve bilgi birikimimizin gelişmesine yardımcı oluyor. Hem ekonomik açıdan hem de yeni yetkinliklerin kazanılması açısından önemli bir rol oynamaktadır. Türk şirketlerinin uluslararası iş birliği geliştirmeleri için büyük fırsatlar var” diye konuştu.

Aquamatch Satış Yöneticisi Tuğçe Uzun da “Muhteşem bir etkinlik. İlginç bir seminer oldu. Etkinliğin hem verilen bilgiler hem de nükleer sektördeki saygın şirketlerin temsilcileriyle iletişim kurmak açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Sıhhi tesisat sistemleri ve atık su arıtma sistemleri üretiyoruz. Akkuyu NGS sahasında kendi geliştirdiğimiz bir su arıtma sistemi kurduk. Ayrıca su depoları da üretiyoruz. İnşaatı devam eden nükleer santralin ihtiyaçları için bugüne kadar dört projede yer aldık. Üçü halihazırda tamamlanmış olup dördüncüsü de son aşamadadır. İkincisi, reaktörler için su soğutması sağlayacak olan en önemli projedir. Akkuyu Nükleer ve Rosatom ile çok iyi bir ilişki geliştirdik” açıklamasında bulundu.

Eksen Belgelendirme Teknik Hizmetler LTD.ŞTİ. Teknik Müdürü Onur Boysan yaptığı açıklamada, “Çeşitli şirketlerden temsilcilerle bir dizi toplantı yaptık. Toplantılar çok verimli ve son derece faydalı geçti. Akkuyu NGS Projesi Türkiye’de bir ilk ve ilk kez nükleer enerjiyle ilgili bir projede yer alıyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımıza devam edeceğiz. Şu anda Rosatom’un Mısır’da inşa etmekte olduğu El Dabaa NGS için altyapı tasarımını geliştiriyoruz. Genel olarak, Zirvenin iki günü bizim için çok verimli geçti. Şirketimiz bu tür sektör forumlara düzenli olarak katılacaktır.” dedi.

Zirve kapsamında düzenlenen “21. Yüzyılda Nükleer Endüstri: Güvenlik, Güvenilirlik, Çevre” başlıklı ana panel oturumunda; UAEA Genel Müdür Yardımcısı ve Nükleer Enerji Bölümü Başkanı Mikhail Chudakov, Rosatom Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Başkan Yardımcısı ve Bölge Merkezi Direktörü Alexander Voronkov, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Uzmanı Hakan Hatipoğlu, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TÜNAŞ) Genel Müdür Yardımcısı Necati Kaya, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü Prof. Dr. Ahmet Demirak sunum yaptı.

Rosatom bu yıl NPPES’te ilk kez, bünyesindeki şirketlerinin nükleer ve nükleer olmayan sektörlerdeki Türkiye piyasasına yönelik ürünlerini içeren çok yönlü bir teklif sundu. Konu ile ilgili özel bir panel kapsamında, Rosatom ürünlerinin Türkiye’de tanıtımı konusunda endüstri entegratörü olarak faaliyet gösteren REIN A.Ş’nin bir iştiraki olan RAOS Energy İş Geliştirme ve Satış Direktörü Faraç Alemdar bir sunum yaptı. Panele ayrıca, Rosatom Altyapı Çözümleri Şirketi Bölümünden Dmitry Repin su arıtma ve tuzdan arındırma çözümleri, ITC GET Şirketinden Aleksey Kovalevich modelleme ve simülasyon, Rusatom Servis Türkiye Şubesinden Arda Sapankaya biyogaz ve hidroelektrik, ve RAOS A.Ş’den ise  Ksenia Nikolaeva çok amaçlı araştırma reaktörü çözümleri konularında sunum yaptılar.

Tema World ve Marriott International Arasında İmzalar Atıldı

Tema World, Tema İstanbul projesinin otel bölümü için Marriott International Grubu ile Marriott Executive Apartments markası için imzaları attı.

Yeni Akit’in haberine göre; Lanse edildiği günden itibaren büyük beğeni kazanan ve gayrimenkul sektörünün en önemli yatırımları arasında yer alanTema İstanbul’un merakla beklenen Tema World kısmındaki otel bölümünde Marriott International Grubu ile Marriott Executive Apartments marka kullanımı için imzalar atıldı. Toplamda 42 bin metrekare büyüklüğe sahip olacak olan otelde 208 oda yer alacak. Yurt içi ve yurt dışı ziyaretçilerin Premium konaklama deneyimini yaşayacağı Marriott Executive Apartments Hotel “Ev konforunda, standartların üzerinde” anlayışıyla misafirlerini ağırlayacak.

Şehrin Yeni İkonuna Global İmza

Sokak eğlenceleri, festivaller, engelli dostu tasarımı ve sahip olduğu oyuncaklarıyla eşsiz bir şehir ikonu olacak ve bölgedeki yaşama büyük bir ivme kazandıracak olan Tema World’ün içerisindeki Marriott Executive Apartments Hotel’de 1+1, 2+1, 3+1, 4+2 Dubleks Penthouselar yer alacak. Merkezi noktadaki konumu ve sunduğu hizmetlerle öne çıkan otel, uzun süre konaklama formatında rezidans modeliyle hizmet verecek.

Konfor ve Estetik Marriott Executive Apartments’ta

Yılda 15 milyon kişiyi ağırlaması beklenen ve içerisinde birbirinden eğlenceli ekipmanlar ve oyun parkları, dünya mutfaklarından restoranlar, 15 bin metrekarelik gölet, alışverişin gözde markalarını barındıran mağazalar gibi özel detayların bulunacağı Tema World’deki Marriott Executive Apartments Hotel’in, bulunduğu bölgeye büyük değer katması bekleniyor. İstanbul Havalimanı ve çevreyolu bağlantı yollarına yakınlığıyla ziyaretçilerine büyük bir avantaj sağlayacak olan otel, konfor, estetik ve ulaşım rahatlığını bir arada sunacak. Bölgesindeki üst segment yatırımların başında gelen Tema İstanbul bünyesindeki Tema İstanbul 2 konutlarına, Tema World’e ve Marriott Executive Apartments’a, yapımı planlanan iki metro hattı ile de ulaşım sağlanabilecek.

Sosyallik ve Eğlence Çağ Atlayacak

İstanbul’un hızla gelişen ve büyüyen ekonomisine önemli katkılar sağlaması beklenen Tema World, 267 bin metrekarelik dev bir alanda hayata geçiriliyor. 2024 yılının bahar aylarında kapılarını açması planlanan ve sahip olduğu unsurlarla şehre nefes aldıracak olan Tema World’ün, İstanbul’da sosyal yaşama yeni bir boyut kazandırması bekleniyor.

Bakan Özhaseki: ‘’Kendi Evini Yapana Hibe Desteği Vereceğiz’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yerinde dönüşümü hızlandırma amacıyla kendi evini inşa edenlere kredide hibe desteği sağlanacağını açıkladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ilk ziyaretini geçen hafta Adıyaman’a, önceki gün de Malatya ve Kahramanmaraş’a yaptı. Dün de Hatay’a giden Özhaseki, bölgede incelemeler gerçekleştirdi. 

Hatay’da yaptığı incelemelerden sonra AFAD İl Koordinasyon Merkezi’ndeki Planlama Çalışması Toplantısına katılım gösterdi. Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Mehmet Özhaseki, “Hasarımız büyük, toplamda 680 bin konuttan bahsediyoruz. 170 bin civarında da iş yeri ve depo gibi yıkılan yerlerimiz var. Toplamda 850 bin yapı ediyor. Hepsinin mali yükü ise 100 milyar dolar civarındadır.” açıklamasında bulundu. 

Rezerv alanlara konutlar inşa edildiğinde mecburen bu bölgelerin yol, su, kanalizasyon istediğinin altını çizen Özhaseki, “Sonrasında konutlar etrafında sosyal donatı alanları gibi tesisleri de istiyor. Bütün bunların hazırlanması için 100 milyar dolarlık bir maliyet gözüküyor” diyerek, kendilerinin bunun üstesinden geleceğine dikkat çekti. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yaptığı son dakika açıklamasında ilk etapta 170 bin kadar konutun ihalesi yapılıp, inşasının sürdüğünü belirterek, “Şehirlerin merkezinde yerinde dönüşümü esas alarak yeni bir çalışma başlatıyoruz. Gittiğimiz şehirlerde, yörelerin insanlarıyla, sektör temsilcileriyle ve kentin ileri gelenleriyle bir araya gelerek, yeni formüller arıyoruz” ifadelerine yer verdi. 

Formüller hayata geçtiğinde çok kısa süre içerisinde yerinde dönüşümün yapılacağını vurgulayan Bakan Özhaseki, “Hatay için hazırladığımız planları arkadaşlarımız sundular. Neredeyse bütün arkadaşlarımız oybirliğiyle bu planların çok güzel olduğunu ifade ederek, planlara onay verdiler” şeklinde konuştu. 

Merkezden başlayarak, çevreye doğru yayılan ve en çok beş katın geçerli olduğu zemin artı 4, zemin artı 3 ve zemin artı 2 gibi bir planlamanın söz konusu olduğunu dile getiren Özhaseki, “Bir taraftan rezerv alanlardaki konutlarımızı yapacak diğer taraftan da kadim Hatay’ı tarihi ve kültürel dokusuna uygun olarak sağlam, güvenli ve yerinde dönüşümle ihya ve inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu. 

Demiryolu hattındaki çeliği bile bükecek yer hareketinin olduğuna dikkat çeken Özhaseki, yapıya müsait olmayan alanlarda yapılaşmaya izin verilmeyeceğinin ve yeni bir yönetmelik üzerinde çalışıp daha sıkı tedbirlerle sürece devam edeceklerinin de altını çizdi. Bakan Özhaseki, dönüşümün, şehirlerin pratik bir şekilde canlılığa kavuşmasını ve yörenin kendine has mimarî üslubunu ortaya çıkarmasını sağlayacağına dikkat çekerek, “Yerelde yerinde dönüşümü teşvik ettiğimizde istihdam artıracak, ticari sektörler ön plana çıkaracak. Örneğin; inşaat sektöründe 140’a yakın kalem var ve alt gruplarla birlikte harekete geçtiğinde şehrin ticareti de canlanmış olacak” diye konuştu. 

İnsanların kendi yerinde evlerini yapmalarını sağlayacak dönüşüm teşvik edildiğinde, çok hızlı bir şekilde herkesin kendi bloğunda bu işi sürdürebileceğini aktaran Özhaseki, “Deprem bölgelerinde vatandaş kredi, hibe ve süreç destekleri verip, işleri son aşamaya kadar getirdiğimizde bundan çok memnun oluyor. Bunun önünü açacak bir yasa hazırlığını da getiriyoruz. Konuyu, birkaç gündür gittiğim bütün deprem bölgelerinde ilgili sektör temsilcileriyle tartışıyorum” diye konuştu. 

Sağlam, güvenli ve yerinde dönüşüm için çalışmalarına devam ettiklerini belirten Bakan Özhaseki, “Hibe ve krediyle dönüşüm için başlayacak projeleri biz hazırlayacağız ve adım adım takip edeceğiz. Çok titiz bir şekilde her bir aşamasını denetleyeceğiz.” dedi.

Ruhsattan mesken sürecine kadar bütün inşa ve imar sürecini, deprem yönetmeliğine ve belirlenen kriterlere uygunluğunun sıkı şekilde denetileceğini aktardı. Bakanlık olarak rezerv alanları bulmaya öncelik verdiklerine vurgu yapan Özhaseki, “Rezerv alanlarda yeni, doğru ve güvenli konutlar yapmak, bu konutların altyapılarını hazırlamak ve sonra da hak sahiplerini bu konutlara taşımak hedefimizdir. Ama bir taraftan da şehrin merkezinde ve yıkılmış halde bulunan, herkesin mülkiyetinde olan parseller var.” dedi.

Bir taraftan da fay kırıklarının ve dere yataklarının olduğu yerlerin olduğunu aktaran Bakan Özhaseki, burada yapılaşmaya asla izin verilmeyeceğini ifade ederek şunları söyledi: 

“Çünkü o fay kırığı üzerine çelikten de bina inşa etseniz, bunu bükebilecek bir yer hareketiyle karşı karşıya kalır. Sonuç olarak; bizim denetimimizde, vatandaşın kendi evini yapmasına olanak verip bir an önce şehrin merkezinde yerinde dönüşümü sağlamış olacağız. Cumhurbaşkanımızın talimatı, 311 bin konutun bir senede teslim edilmesidir. 170 bininin ihalesini yaptık. Köy evlerinden teslim ettiklerimiz bile var. Bunun dışında, yerel aktörlerin devreye girmesiyle yeni hareketlenmeler de onların inşaat hızındaki becerilerine bağlı. İsterlerse 1 sene içerisinde yapabilirler. Biz zaten vatandaş kendi evini yapsın diye vatandaşa kredi de hibe desteği de vereceğiz. İnşallah sağlam, güvenli ve yerinde dönüşümle şehirlerimizi afetlere karşı dirençli ve eskisinden daha güzel, daha canlı hale getireceğiz.”

Mayıs Ayında İhracat, 21 Milyar 659 Milyon Dolar Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı tarafından derlenen bilgilere göre, Türkiye’de ihracat mayıs ayında, 21 milyar 659 milyon dolar seviyesine ulaştı. 

Buna göre, Genel Ticaret Sistemi (GTS) kapsamında ihracat, mayısta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 14,4 artarak 21 milyar 659 milyon dolar, ithalat yüzde 15,5 artışla 34 milyar 186 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Dış ticaret açığı, mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,6 yükselerek 12 milyar 527 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı, Mayıs 2022’de yüzde 64 iken geçen ay yüzde 63,4’e geriledi. İhracat, ocak-mayıs döneminde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 0,1 artışla 102 milyar 476 milyon dolar, ithalat yüzde 8,8 artışla 158 milyar 498 milyon dolar oldu.

Dış ticaret açığı, ocak-mayıs döneminde yüzde 29,3 yükselerek 56 milyar 22 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Mayıs 2022’de yüzde 70,2 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 64,7’e geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, mayısta yüzde 15,6 artarak 17 milyar 434 milyon dolardan 20 milyar 162 milyon dolara çıktı. Mayısta enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 22,6 artarak 21 milyar 263 milyon dolardan 26 milyar 60 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı mayısta 5 milyar 898 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 19,4 artarak 46 milyar 222 milyon dolara yükseldi. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,4 oldu.

Ekonomik faaliyetler incelendiğinde, ihracatta mayısta imalat sanayisinin payı yüzde 95,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,8, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,6 oldu.

Ocak-mayıs döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayisinin payı yüzde 94,6, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,4, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 olarak kaydedildi.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta mayısta ara mallarının payı yüzde 74, sermaye mallarının payı yüzde 13,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 12 olarak hesaplandı. Ocak-mayıs döneminde ise ara mallarının payı yüzde 75,6, sermaye mallarının payı yüzde 13 ve tüketim mallarının payı yüzde 11,3 oldu.

Almanya İhracatta, Rusya İthalatta İlk Sırada

Mayısta ihracatta ilk sırayı 1 milyar 811 milyon dolarla Almanya aldı. Bu ülkeyi 1 milyar 306 milyon dolarla ABD, 1 milyar 56 milyon dolarla Birleşik Krallık, 1 milyar 11 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 4 milyon dolar ile İtalya izledi. Mayısta ilk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,6’sını oluşturdu.

Ocak-mayıs döneminde de ihracatta ilk sırada Almanya yer aldı. Bu ülkeye 8 milyar 924 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Almanya’yı 6 milyar 58 milyon dolarla ABD, 5 milyar 152 milyon dolarla İtalya, 4 milyar 934 milyon dolarla Birleşik Krallık, 4 milyar 858 milyon dolarla Rusya takip etti. Bu dönemde ilk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,2’sine karşılık geldi.

Mayısta ithalatta ilk sırayı Rusya aldı. Bu ülkeden yapılan ithalat 4 milyar 569 milyon dolar oldu. Rusya’yı 4 milyar 347 milyon dolarla Çin, 2 milyar 671 milyon dolarla Almanya, 1 milyar 809 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri ve 1 milyar 633 milyon dolarla ABD takip etti. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44’ünü oluşturdu.

Ocak-mayıs döneminde de ithalatta ilk sırayı Rusya alırken bu ülkeden 21 milyar 822 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Rusya’yı 18 milyar 483 milyon dolarla Çin, 11 milyar 428 milyon dolarla Almanya, 10 milyar 478 milyon dolarla İsviçre, 6 milyar 454 milyon dolarla ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,3’üne karşılık geldi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, mayısta bir önceki aya kıyasla ihracat yüzde 1,3, ithalat yüzde 9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise mayısta geçen yılın aynı ayına kıyasla ihracat yüzde 0,4, ithalat yüzde 5,8 yükseldi.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, “ISIC Rev.4” sınıflaması içinde yer alan imalat sanayisi ürünlerini kapsıyor. Mayısta bu sınıflamaya göre imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 95,1 oldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,7 olarak kayıtlara geçti.

Ocak-mayıs döneminde “ISIC Rev.4″e göre imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,6 olarak hesaplandı. Aynı dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,7 oldu.

Mayısta imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 82,2 olarak belirlendi. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 9,6 olarak kaydedildi.

Ocak-mayıs döneminde imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 78,4 oldu. Söz konusu dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,2 olarak kayıtlara geçti.

Özel Ticaret Sistemi’ne göre mayısta ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 11,7 artarak 19 milyar 594 milyon dolar, ithalat yüzde 16,9 artışla 31 milyar 786 milyon dolar oldu.

Mayısta dış ticaret açığı yüzde 26,3 artarak 9 milyar 651 milyon dolardan 12 milyar 192 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı Mayıs 2022’de yüzde 64,5 iken geçen ay yüzde 61,6’ya geriledi.

Özel Ticaret Sistemi’ne göre ihracat ocak-mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,9 azalarak 93 milyar 371 milyon dolara düşerken ithalat yüzde 7 artışla 148 milyar 733 milyon dolara ulaştı.

Ocak-mayıs döneminde dış ticaret açığı yüzde 29,4 artarak 42 milyar 778 milyon dolardan 55 milyar 362 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Mayıs 2022 döneminde yüzde 69,2 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 62,8’e geriledi.

Rus Vatandaşlara Konut Satış Oranı 2,5 Kat Arttı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yayımlanan Doğrudan Yatırımlar Bülteni’nin 2023 Birinci Çeyrek raporuna göre, Rus vatandaşlara yapılan konut satışları 2,5 kat arttı.

TEPAV tarafından yayımlanan Doğrudan Yatırımlar Bülteni’nin 2023 Birinci Çeyrek sayısı verilerine göre, 2023 yılı birinci çeyreğinde yabancılara konut satışı yüzde 24 düşerken Rus vatandaşlarına satışlar 2,5 katına çıktı.

TEPAV Doğrudan Yatırımlar Bülteni’nin 2023 Birinci Çeyrek sayısı yayımlandı. Buna göre, 2023 yılı birinci çeyreğinde doğrudan yabancı yatırım (DYY- inward FDI) girişleri 2,5 milyar dolar, yurt dışına doğrudan yatırım çıkışları (YDY – outward FDI) 1,4 milyar dolar olurken net girişler 1,1 milyar dolarlık seviyesi ile geçen yılki düzeyinin üzerinde gerçekleşti. Birinci çeyrekteki hareketler aylar itibarıyla incelendiğinde doğrudan yabancı yatırım girişlerinin kademeli olarak arttığı ve 2022 yılının ilk çeyreğine kıyasla 0,6 milyar dolar yüksek gerçekleştiği görüldü. Girişlerin seyrine paralel olarak net girişler geçen yılın aynı dönemine göre 0,4 milyar arttı.

Gayrimenkul Kaynaklı Net Girişler Yüzde 28 Arttı

Son dört çeyreğin en düşük net doğrudan yatırım girişi gerçekleşirken gayrimenkul yatırımları hariç tutulduğunda 0,3 milyar dolar net sermaye çıkışı kaydedildi. Gayrimenkul kaynaklı net girişler 2023 yılı ilk çeyreğinde 1,4 milyar dolarla geçen yıla göre yüzde 28 artış gösterdi. Diğer taraftan, bu dönemdeki 1,1 milyar dolar düzeyindeki net doğrudan yatırımları dikkate alındığında net gayrimenkul yatırımları hariç 0,3 milyar dolar düzeyinde doğrudan yatırım kaynaklı net sermaye çıkışının olduğu gözlendi.

2023 yılı birinci çeyreğinde yabancılara yapılan konut satışı yüzde 23,9 düşerken Rus vatandaşlarına satışlar 2,5 katına çıktı. İlk çeyrekteki satışlar toplamda 11 bin 025’e geriledi ve satışların yüzde 35,5’i Rus vatandaşlarına yapıldı. Yabancılara yapılan konut satışlarının 3 bin 915’i Rusya, 1444’ü İran ve 567’si Irak uyruklu vatandaşlar tarafından satın alındı. Satışların 3 bin 603’ü İstanbul, 4 bin 177’isi ise Antalya’da yapıldı. Antalya ve Mersin’de yabancılara yapılan konut satışları yıllık olarak sırasıyla yüzde 21,2 ve yüzde 19,9 artarken İstanbul’da yüzde 39,7 azaldı.

En Fazla Yatıtım Yapan Ülke Hollanda Oldu 

İmalat sektörü Türkiye’de yapılan yabancı yatırımlarda birinci sektör olurken Hollanda 272 milyon dolarlık yatırımı ile en fazla yatırım yapan ülke oldu. Birinci çeyrek gelişmeleri geçen yıl ile kıyaslandığında elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektörü yüzde 24,5’lik payı ile öne çıkarken imalat sektörü geçen yıla benzer şekilde yüzde 43,5 payı ile birinci sektör oldu. Diğer taraftan, toptan ve perakende ticaret sektörünün payı yüzde 30,3’ten yüzde 18,1’e geriledi. Ülke dağılımlarında ise yüzde 26’lık payı ile ilk sıradaki Hollanda’yı yüzde 24,6 yatırım payı ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) takip etti. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında BAE yatırımları önemli oranda artarken İsviçre’nin oranı geriledi.

2023 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye’de kurulan yabancı sermayeli şirketlerin sayısı yüzde 12 oranında gerilemekle birlikte, Rusya ortaklı şirket sayısı 95’ten 308’e çıktı. Yüzde 26,3’ü Rusya ve İran ortaklı olan şirketlerin yüzde 58,8’i İstanbul’da kuruldu. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla Rusya ortaklı şirketlerin sayısı üç katına çıkarken Azerbaycan ortaklıların sayısı yüzde 16,9 artmış, diğer ülkelerde ise düşüşler yaşandı.

Bakan Ersoy: ‘’Turizmi 12 Aya Yayıyoruz’’

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Ülkemizin mevcut ürünlerini daha fazla pazarda tanıtıyor, yeni ürünler geliştirerek ürün çeşitliliğimizi artırıyor; turizmi 12 aya ve Türkiye’nin 81 iline yayıyoruz.’’ dedi.

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) haziran ayı bilgilendirme toplantısını, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin ve Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın katılımıyla yaptı. Toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2022 yılında atılan adımlar neticesinde turizm gelirinin 46,3, milyar dolara, ziyaretçi sayılarının ise 52 milyona ulaştığını söyledi.

Türkiye’nin 2022’de 3 basamak birden yükselerek dünyada en fazla ziyaretçi alan 3’üncü ülke olduğuna işaret eden Ersoy, “2023 hedefini 60 milyon turist 56 milyar dolar turizm geliri olarak ilan ettik. Seçime ve depreme rağmen bu hedefimizi koruyoruz. 2028’de ise hedef 90 milyon turist ve 100 milyar dolar gelir olacak” diye konuştu.

Bakan Ersoy, “Ülkemizin mevcut ürünlerini daha fazla pazarda tanıtıyor, yeni ürünler geliştirerek ürün çeşitliliğimizi artırıyor; turizmi 12 aya ve Türkiye’nin 81 iline yayıyoruz. Ülkemiz, Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile hükümet nezdinde anlaşma yapan ilk ülke oldu ve Ulusal Sürdürülebilir Turizm Programını hazırladı. Turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesini temin etmek üzere oluşturulan bu programın kapsamında, öncelikli olarak konaklama tesisleri yer almaktadır” dedi.

Pazardaki talebi görerek sektöre düzenleyici standartlar getirme kararı aldıklarını ifade eden Ersoy, “Programda geçişin 3 aşamalı olarak gerçekleştirilmesi planlandı. 2030’a kadar tamamlanması planlanan programın ilk aşaması 2023’te; ikinci aşaması 2025’te ve son aşama ise 2030’da gerçekleştirilecek olup bu süreçte tüm uluslararası standartların sağlanması hedeflendi. Eminim ki 2023 yılı turizmde yeni rekorları kıracağımız bir yıl olarak tarihe geçecektir” diye konuştu.

Turizm sektöründeki bugün itibariyle beklentilerinin yılın ikinci yarısıyla birlikte talepte artış trendinin devam edeceğini belirten Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin ise, sektörde yukarı doğru gidecek grafiğin oluşacağını söyledi.

TÜROB ve Sektör kuruluşları olarak kamu-özel sektör iş birliğinde atılacak adımlarla turizm sektörünün hedeflerine ulaşarak ülke ekonomisini, istihdamı ve kalkınmayı desteklemeye edeceğini söyleyen Eresin, “Bu yıl 60 milyon ziyaretçi, 56 milyar dolar turizm gelirine ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Azerbaycan Hedefi 1 Milyon 800 Bin Ziyaretçi

Müberra Eresin, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, Türkiye Otelciler Birliği veTürk Hava Yollarıiş birliğinde,Alaska Turizm organizasyonuyla “Tek millet iki devlet” ülküsünden hareketle Azerbaycan’ın başkentiBakü’de son derece başarılı bir workhop gerçekleştirdiklerini söyledi. Eresin, “Bu tür çalışmalarla iki ülke arasında turizm hacmini kısa vadede1 milyon 800 bin ziyaretçiye çıkartacağımıza inanıyorum. Workshop çalışmalarımızın Eylül itibariyle Kazakistan, Özbekistan ve Suudi Arabistan’da devam edeceği müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi 

Eskişehir OSB Dijital Dönüşüm Merkezi Kurdu

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (OSB), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle Dijital Dönüşüm Merkezi’ni hizmete açtı.

Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) mali katkılarıyla hizmete sunulan Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Dijital Dönüşüm Merkezi, düzenlenen toplantıyla paydaşlarına tanıtıldı.

Dünya Gazetesi’nden Tülay Taşkın’ın haberine göre; Eskişehir OSB bünyesinde hizmet vermeye başlayan Dijital Dönüşüm Merkezi ile firmaların düşük maliyetle dijitalleşme sürecine geçişini sağlamak, bölgedeki dijital dönüşüm bilinci ve uygulamalarını yaygınlaştırmak amaçlanıyor.

Bu projeyle dünyada bir ilki gerçekleştirdiklerini söyleyen EOSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, aynı zamanda Türkiye’nin ilk akıllı OSB’si de olduklarını açıkladı. Nadir Küpeli, “Kurduğumuz merkezde kullanılan sistem dünyada bu büyüklük ve çapta sanayi alanlarında kullanılan ilk sistemdir.

Merkez sayesinde, firmalarımız düşük maliyetle dijitalleşme sürecine geçiş yapabilecekler. Sanayi kuruluşları bu altyapı ile zaman ve emek tasarrufu sağlayacaklar” dedi.

BEBKA’nın 2021 yılı Yenilik ve Verimlilik Mali Destek Programı kapsamında desteklediği ve EOSB tarafından yürütülen Dijital Dönüşüm Merkezi’nin Türkiye’de ilk kez LoRaWan sistemi kullanılarak kurulduğuna işaret eden Küpeli sözlerini şöyle sürdürdü: “Sisteme sanayi kuruluşlarımız da entegre edildi.

Böylece şirketlerimizin dijital dönüşümlerini hızlandırıp, sanayide verimliliği artırarak üretkenliği daha üst düzeylere taşımayı hedefledik. Dijital dönüşüm ayrıca üretim süreçlerini optimize etmek, üretim kalitesini artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek ve yeni iş modelleri oluşturmak gibi faydalar da sağlayacak.”

Kazan Kazan Projesi

Projenin hem EOSB hem de proje ortakları için bir kazan kazan projesi olduğuna dikkat çeken Nadir Küpeli, “Bu projede her paydaş, çok önemli kazanımlar elde etti. Öncelikle bu projenin ana omurgası olan LoRaWAN teknolojisi Eskişehir’de faaliyet gösteren Midsoft firması tarafından bir TÜBİTAK projesi olarak geliştirilerek, nihai ürün olarak sanayicilerimizin kullanımına sunuldu.

Biz de kurduğumuz bu sistemle ilk KOBİ-OSB alanımızda daha sonra tüm OSB genelinde firmaların doğalgaz tüketimlerini artık anlık olarak okumaktayız. Ardından su tüketimlerini de bu yolla yakında izlemeye başlayacağız. LoRaWAN teknolojisini ve sensör altyapısını, ESART Arıtma tesisimizde makinelerin takibi amacıyla da kullanmaya başladık” diye konuştu.

Kurdukları bu sistemle Türkiye’nin ilk akıllı OSB’sini Eskişehir’de hayata geçirmiş olduklarına dikkat çeken Küpeli, “Kurulan bu sistem kendi kategorisinde dünyada bir ilk olma özelliğine sahiptir. Hem ülkemize hem de dünyaya örnek bir projeyi hayata geçirmiş olduk” dedi.

İlk Kez Eskişehir OSB’de

LoraWAN teknolojisi hakkında bilgi veren Küpeli, “LoraWAN uzun menzilli ve düşük güç tüketimli kablosuz iletişim ağı üzerinde çalışan bir IoT (nesnelerin interneti) protokolüdür. LoRaWAN ile ağ üzerindeki cihazlar, bir elektronik ağ sistemine bağlanır ve sistem bu şekilde cihazların verilerini internete yollar.

Bu sayede sensörler, uygulamalar ve diğer akıllı cihazlar birbirleriyle iletişim kurabilir ve nesnelerin interneti ağlarına bağlanabilir. Bu teknoloji dünyada bulunmakla birlikte ülkemizde yoktu, teknolojiyi ilk kez biz Eskişehir OSB’de kullanmaya başladık” dedi.

Erse Kablo Olarak, Kocaeli Üniversitesi KOÜ Formula Student Takımı’nı Destekliyoruz

Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen lansmanda; Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Doç. Dr. Figen Büyükakın, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Levent Atalı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Şemsettin Yıldırım, alanında uzman akademisyenler, KOÜ Formula Student Takımı ve aileleri ile birlikteydik.

Kocaeli Üniversitesi Formula Student Takımı (KOUFS), Kocaeli Üniversitesi’nde FSAE yarışmalarına (Formula SAE, Uluslararası Otomotiv Mühendisleri Derneği / Society of Automative Engineers) katılmak için kurulmuş üniversite öğrenci takımıdır. Formula SAE, üniversiteler arasında 20 yılı aşkın süredir düzenlenen bir yarışmadır. Bu yarışma dünyanın pek çok ülkesinden öğrencilerin formula tipi tek kişilik küçük yarış araçları tasarlayıp üreterek katıldıkları mühendislik yarışmasıdır. Erse Kablo olarak, KOÜ Formula Student Takımı’ndaki takım ruhuna inanan öğrencilerimizin yaratıcılığını, mühendislik becerilerini geliştirmelerini destekliyoruz.

KOÜ Formula Student Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Dr. Ersin Asım Güven ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Şemsettin Yıldırım konuşmalarının ardından; Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk ise, “Kocaeli Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin heyecan verici bir başarıya imza attığı KOÜ Formula’nın yeni ürettiği araçları tanıtmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. KOUFS-03C ve KOUFS-03E isimli araç modellerimiz, üniversitemizin mükemmeliyetine, yenilikçiliğine ve öğrencilerimizin yeteneklerine bir kez daha tanıklık etmemizi sağlıyor. Öncelikle, KOUFS ekibine gönülden teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu öğrenci kulübümüz, yıllardır başarılı bir şekilde araştırma, tasarım ve yarışmalara katılarak Kocaeli Üniversitesi’nin ismini gururla temsil etmiştir. KOUFS-03C ve KOUFS-03E isimli model araçlarını üretme çabaları ve bu başarılı lansman organizasyonu için kulüp üyelerini takdir ediyorum. Bu tür projeler, öğrencilerimizin yaratıcılığını, mühendislik becerilerini ve takım çalışması yeteneklerini geliştirmeleri açısından son derece önemlidir. Bu projelerle Kocaeli Üniversitesi’nin adını duyurmanız ve başarınızla gurur duymanız beni mutlu ediyor. İlerideki projelerinizde ve kariyer yolculuklarınızda sizlere başarılar diliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

Araçların gelişim süreci ve geldikleri nokta ile ilgili bilgiler vermek üzere takım danışmanlarından Orhan Onurel, Takım Kaptanı Alper Özay ile ekip liderlerinin konuşmalarını heyecanla dinledik. KOUFS-03C ve KOUFS-03E isimli iki model aracın lansmanında; Erse Kablo olarak, alanlarında farkındalık yaratmak için çalışan genç öğrencilerimizi ve projelerine uygun ürün gruplarımızla araçlarını desteklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. KOUFS Takımı’nın sponsorları arasında yer alarak bu süreci onlarla birlikte takip etmenin heyecanı içindeyiz. KOUFS Takımı öğrencilerimize İtalya Formula yarışlarında ve kariyer yolculuklarında başarılar diliyoruz.

Gençlerimizle Birlikte GELECEĞE…

İBB’den Olası İstanbul Depremi Raporu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gündeme gelen olası İstanbul depremine ilişkin rapor yayımladı. Prof. Dr. Naci Görür, raporu inceledi.

Raporda, olası bir depremde İstanbul’da hasar görmesi beklenen tahmini bina sayısı 207 bin olarak belirlendi. Rapora göre, hasar görmesi beklenen binaların yüzde 30’u 1980 öncesi, yüzde 40’ı 1980-2000 arası, yüzde 30’u ise 2000 yılı sonrası inşa edildi.

Riskli yapıların en fazla olduğu 3 ilçe

Hasar görmesi beklenen 207 bin yapının yüzde 95’ini oluşturan 196 bin 227 binanın Avrupa yakasında olduğu belirtildi. İBB’nin, İTÜ ile yaptığı çalışmada, riskli binaların en yoğun olduğu 3 ilçe ise Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece olarak açıklandı.

“Binaların Yüzde 10’u Çok Ağır Hasar Alacak”

Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İBB ve İTÜ ortaklığıyla hazırlanan raporu değerlendirdi. Olası İstanbul depreminde, kentteki 1 milyon 50 bin binanın yüzde 10’unun çok ağır hasar alacağını söyleyen Görür, orta ve hafif hasar alacak binaların sayısının da çok fazla olacağını anlattı.

İstanbul’un Avrupa yakasının zemininin, jeolojik olarak incelendiğinde Anadolu yakasından “daha kötü” durumda olduğunu söyleyen Görür, “İstanbul’u bir an önce deprem dirençli hale getirmek için çalışmaların başlanması, yürütülmesi gerekir.” dedi.

Hangi İlçelere Dikkat Çekti? 

Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Zeytinburnu ve Fatih ilçesinin tarihi yarımada bölümünün zeminine dikkat çeken Naci Görür, bu ilçelerin daha fazla hasar alacağını söyledi.

Naci Görür, bu ilçelerde kayma, göçme ve zemin sıvılaşması yaşanmasının da olası olduğunu dile getirdi.

Yazıcı, Aksu Devlet Hastanesi Projesini Yerinde İnceledi

Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Aksu ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden devlet hastanesi projesini ziyaret ederek çalışmaları yerinde inceledi.

Yazıcı, Kaymakam Ahmet Hikmet Şahin ve İlçe Belediye Başkanı Halil Şahin ile Aksu Devlet Hastanesinin inşaat alanında incelemelerde bulunarak, Şahin’den çalışmalar hakkında bilgi aldı.

İlçenin geliştiğini ifade eden Yazıcı, hükümet konağı inşaatının da tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi. Sağlık alanında yapılan yatırımların önemine dikkati çeken Vali Yazıcı, bölgenin önemli bir eksiğinin giderileceğini vurguladı.

İlçe Belediye Başkanı Şahin de ilçeye kazandıracakları 300 yatak kapasiteli Aksu Devlet Hastanesinin önemli olduğunu kaydetti.

Akkuyu NGS Sahası Havadan Görüntülendi

Mersin’in Gülnar ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) sahası havadan görüntülendi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in video konferans yöntemiyle katıldığı 27 Nisan’daki İlk Nükleer Yakıt Getirme Töreni ile “nükleer tesis” statüsüne kavuşan Akkuyu NGS’de çalışmalar sürüyor.

Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak projede, dört ünitede de inşaat ve montaj işlemleri eş zamanlı yürütülüyor.

Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılaması öngörülen Akkuyu NGS’de ilk reaktörün bu yıl devreye alınması planlanıyor.

Projenin Havadan Görüntüleri

Kaynak: AA

Manchester, Emlak Yatırımında İngiltere’nin Merkezi Oluyor

Gayrimenkul sektörü, yatırımcılar için uzun yıllardır kazançlı ve güvenli liman işlevi görürken, İngiltere’de emlak yatırımı yapacakların rotası değişiyor. JLL’nin yaptığı araştırmaya göre, bir dönem yatırımcıların ilk tercihi olan Londra 2023-2027 yatırım değer artış beklentisi listesinde ilk beşe giremeyerek yerini birinci sıraya yerleşen Manchester’a bıraktı. 

Tüm dünyada pandemi ile birlikte fiyat noktasında yukarı yönlü değişim göstermeye başlayan gayrimenkul sektörü şimdi de gözde lokasyonların değişimine sahne oluyor. İngiltere’deki gayrimenkul yatırımcıları artık Londra’dan çok Manchester’a rağbet ediyor. Öyle ki JLL’nin yaptığı araştırmaya göre Londra, 2023-2027 yatırım değer artış beklentisi listesinde ilk beşe dahi giremeyerek yerini birinci sıraya yerleşen Manchester’a bırakıyor. Türkiye menşeli uluslararası emlak yatırımı yönetimi şirketi Rotas Investment Yönetici Direktörü Arda Ulaşan ise konuya dair değerlendirmede bulunarak değişen gayrimenkul yatırım trendlerini doğru okuyanların bu süreçten kazançlı çıkacağını vurguluyor.

 “Yatırımların düşük seviyedeki geri dönüş oranı Londrayı tahtından etti”

İngiltere’deki gayrimenkul sektöründe yaşanan değişimleri değerlendiren Rotas Investment Yönetici Direktörü Arda Ulaşan, “Sektörü takip edenlerin çok iyi bildiği üzere gayrimenkul yatırımı denince dünya üzerinde akla ilk gelen şehirlerden biri Londra’ydı. Fakat bu durum tersine dönmeye başladı. Yaşanan değişimin sebeplerinden en önemlisi, Londra’nın yüksek emlak fiyatlarına ve bununla birlikte düşük yatırım geri dönüş oranlarına sahip olması. Londra’da kira getiri oranları %4,5 iken, Manchester’da bu oran %7 seviyelerine ulaşıyor. Bu nedenle yatırımcılar rotasını bu şehre çeviriyor” dedi.

Büyük markalar için yeni hedef: Manchester

Arda Ulaşan, “Manchester 2023-2027 yatırım değer artış beklentisi listesinde %19,3 ile birinci sırada yer alırken, bu kez Londra ilk 5’e giremedi. Bu durum yaşanan değişimin en somut göstergesi. Bu durum sadece yatırımcıların değil, markaların da yönünü Manchester’a çevirmesine kapı araladı. Bölgede yükselen yaşam maliyetleri, ulusal ve uluslararası şirketlerin genel merkezlerini Londra’dan Manchester’a taşımasına yol açtı. Bu şirketlere örnek olarak HSBC, Deloitte, Ernst&Young, BBC ve Amazon.com verilebilir. Bunun en önemli sebebi ise çalışanların daha yaşanabilir bir lokasyonda ikamet etmek istemesi. Örneğin, bugün Londra’da 1+1 bir daireye sahip olmak için 600 bin poundu gözden çıkarmak gerekiyor. Ancak Manchester’da aynı tip bir daireyi 200 bin pounda sahip olmak mümkün. Uygun fiyatlar ve yüksek kira getirisi yatırımcıları Manchester’a çekiyor” şeklinde konuştu. 

“Manchester, Türkiye’deki yatırımcıların da radarına girdi”

Türk vatandaşlarının da İngiltere’ye ilgisinin yoğun olduğunu aktaran Rotas Investment Yönetici Direktörü Arda Ulaşan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Londra, Türkiye’deki yatırımcıların her daim gözdesi olmuş bir şehir. Son dönemde Londra’dan Manchester’a kayan ilgiyi Türk vatandaşları da yakından gözlemliyor. Yaşanan bu trend değişiminden kazançlı çıkmak ve bu geçiş dönemini kaçırmak istemeyen pek çok Türk yatırımcı kapımızı çalıyor. Biz de tecrübemiz ve yabancı ortaklarımızın bilgi birikiminden yararlanarak mümkün olan en iyi hizmeti sunuyoruz.”

Saatte 5400 Parke Taşı, 2700 Briket Taşı Üretiyor

Umman Beton Santralleri yapı malzemeleri alanında ürettiği çözümlere parke briket makinelerini de ekledi. 40’ın üzerinde ülkeye ihracat yapan firmanın Umman imzalı parke briket makineleri otomasyon sistemiyle çalışıyor, yüksek dayanıklılık ve estetik açıdan ihtiyaca ve talebe göre tasarlanabiliyor. Bir beton briket makinesi saatte 5400 parke taşı, 2700 briket taşı üreterek projelerde zamandan ve maliyetten tasarruf edilmesini sağlıyor. Beton briket makineleri, kamu ve belediyeler başta olmak üzere yol, yapı, peyzaj düzenlemeleri projelerinde kullanılıyor

50 yıllık tecrübesiyle beton ve asfalt üzerine çözümler sunan Umman Beton Santralleri AŞ, inşaat yapı malzemeleri üretimi alanında tam donanımlı hizmet vermeye devam ediyor. Sektöründe lider beton blok makine üreticilerinden olan firma, Umman kalite ve standartında briket ve parke makineleri üretimine de başladı. Parke üretim tesisi çözümleri tam otomatik, yarı otomatik ve manuel seçeneklerini içeriyor. Tüm bu makineler hidrolik sistemle çalışıyor. Tam otomatik makineleri ihtiva eden beton parke üretim tesislerinde, tesisin her ünitesi birbirine bağlı şekilde ve bilgisayar kontrollü otomasyon sistemiyle işletiliyor.

Briket parke makinesinin yol ve inşaat projeleri tarafından temel yapı malzemeleri üretilmesi amacıyla talep gördüğüne dikkat çeken Umman Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’Parke makineleri parke taşları veya parke panelleri; briket makineleri ise briketlerin üretimi için kullanılıyor. İki makinemiz de inşaat projeleri, yol inşaatı, yol düzenlemesi, prefabrik yapı üretimi gibi alanlarda tercih edilen makinelerdir. 400 adet beton santralinin üretim ve naklini gerçekleştirirken buna parke ve briket makinesi üretimini de ekledik; ve bunda da başarılı bir performans sergiledik. 10 adet parke ve briket makinesini yol, peyzaj düzenlemeleri ve prefabrik yapı üretimleri gibi çeşitli alanlarda kullanabilecekleri şekilde ürettik ve naklettik’’ diye konuştu. 

Bir parke briket makinesi 45 günde üretiliyor 

Umman imzasıyla tasarlanan parke briket makinelerinden üretilen parke ve briketlerin, yüksek dayanıklılık ve estetik açıdan beklentileri karşılayacak niteliklere sahip olduğunu da kaydeden Ahmet Bağcı; şunları söyledi: ‘’Beton santrali üretimi süreci genellikle bir ay gibi bir zaman alırken; parke ve briket üretimi süreci yaklaşık olarak 45 gün sürmektedir. Bu süreler, makinenin özellikleri, kapasitesi ve üretim taleplerine bağlı olarak değişebilir. Parke ve briket üretiminde önceden hazırlanan kalıplar kullanılır. Bu süreçte, parke ve briketlerin malzeme karışımı, kalıplara dökülmesi sıkıştırılması ve son olarak kurutulması işlemleri gerçekleştirilir. Makinenin kapasitesi ve üretim hızı bu süreçteki üretim sürecini etkileyen faktörlerdir. UMPB-36/18 parke ve briket makinemiz saatte 5400 parke taşı ve saatte 2700 briket taşı üretmektedir. UMPB-25/10 parke ve briket makinemiz ise saatte 3750 tane parke taşı ve saatte 1500 tane briket taşı üretmektedir. Beton ve asfalt üretimi çözümleri üzerine dünya çapında inşaat sektöründeki öncü 400’e yakın firma ile çalışıyoruz. Türkiye’de de belediyeler tarafından ve birçok özel sektör inşaat firması için siparişler alıyoruz.’’

İTÜ İnşaat Fakültesi Yeni Binasında Sürdürülebilir, Boşluklu Döşeme Sistemi Tercih Edildi

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmanın yolu sürdürülebilirlikten geçiyor. Tamamı geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen Volimax boşluklu döşeme sistemlerini uygulayan ABS Yapı ise sürdürülebilirliği inşaat sektörüne entegre ediyor. 

İnşaat yapı malzemelerinin Türkiye pazarındaki etkilerini araştıran İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İMSAD) raporu 2023’ün mart ayında inşaat malzemeleri sanayi üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre %1,3 arttığına işaret ederken, sektör oyuncuları artık sürdürülebilir üretime yöneliyor. Son olarak ABS Yapı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi yeni binasında depreme dayanıklı, doğa dostu ve düşük maliyetli olan yapı malzemesi Volimax boşluklu döşeme sistemini uyguladı.

Yerel pazara her zaman en yeni, teknolojik ve doğa dostu yapı ürünlerini sunmayı hedeflediklerini belirten ABS Yapı Genel Müdürü Okan Cüntay, “Türkiye, inşaat malzemesi yapı sektörü konusunda oldukça büyük bir pazar payına sahip. İMSAD’ın verilerine göre yerel inşaat malzemesi sektörünün 71,4 milyar dolara ulaştığı kaydediliyor. Biz de üretimlerimizle hem pazarın büyümesine katkıda bulunuyoruz hem de üretim kapasitemizi gelecek nesiller için avantaja çeviriyoruz” dedi. 

“Ürünlerimizin tümü geri dönüştürülmüş malzemeden yapılıyor”

Volimax boşluklu döşeme sistemlerinin avantajlarından bahseden ABS Yapı Genel Müdürü Okan Cüntay, “Volimax boşluklu döşeme sistemi, kör kalıplar ile oluşturulan hava boşluklarının betonarme döşeme plağının içine entegre edilmesini sağlıyor. Yapısal performans gerekliliklerinden ödün vermeden yapının toplam ağırlığını önemli ölçüde azaltıyor. Beton ve donatı tüketimi minimuma iniyor ve temele gelen yük daha az oluyor. Ayrıca hızlı ve kolay bir şekilde kurulabiliyor. İnşaat süreçleri de basitleştirilerek zamandan tasarruf edilmesinin önünü açıyor. Düz ve sürekli tavan elde edilirken ses ve ısı izolasyonunu da mümkün kılıyor. Klasik yapı malzemelerine kıyasla birçok avantajı bulunan bu sistemle verimlilik odaklı yeşil bina tasarımının geleceğini yeniden şekillendiriyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Karbon ayak izini azaltıyor”

Genel Müdür Okan Cüntay, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “İTÜ İnşaat Fakültesi yeni binasında Volimax boşluklu döşeme sistemi başarılı bir şekilde uygulanıyor. Bu proje sürdürülebilir, verimli ve ilham verici yapılar yaratma konusundaki ortak vizyonumuzun bir kanıtı niteliğini taşıyor. Sistem, azaltılmış beton hacmi ile inşaatta karbon ayak izini azaltıyor. Geri dönüştürülmüş hammadde kullanarak ve nakliye için gereken enerjiyi azaltarak, İTÜ’nün çevre yönetimi ve sürdürülebilir kalkınma konusundaki çalışmalarına katkıda bulunabildiğimiz için mutluyuz.”

Sabancı Vakfı Hatay’da 3 Okul Açtı

Sabancı Vakfı, Hatay’a 3 Ayda 3 Okul projesi kapsamında gerçekleştirdiği çalışmaları tamamlayarak projeyi hayata geçirdi. 

Sabancı Vakfı, depremden en ağır hasar alan illerden en yoğun öğrenci nüfusuna sahip Hatay’da üçüncü okulun açılışını da gerçekleştirdi. Vakfın çelik malzemeden inşa ettiği Sabancı Arsuz Ortaokulu, 2023-24 eğitim-öğretim yılında hizmet vermeye başlayacak.

Vakıf, başlattığı eğitim seferberliği kapsamında, Reyhanlı ilçesinde Enerjisa Hatay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Dörtyol ilçesindeki Sabancı Lassa Ortaokulu projesini 23 Nisan ve 19 Mayıs tarihlerinde açtı. Üçüncü okul olan Sabancı Arsuz Ortaokulu da Arsuz ilçesinde 21 Haziran’da tamamlandı.

Deprem bölgesinde rekor sürede 3 okul açmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, ‘’Depremden etkilenen illerin yeniden ayağa kalkması, bölgenin iyileşmesi için tüm çabamızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bölgede öncelikli konular arasında çocukların, gençlerin, öğretmenlerin tekrar okul ortamında bir araya gelmesi ve ülkemiz için çok önemli olan eğitimin aksamadan devam etmesi yer alıyor. Bu kapsamda da bölgedeki en yoğun öğrenci nüfusuna sahip olan Hatay’da 3 ayda 3 okul açacağımızın sözünü vermiştik. Bugün Arsuz’da açtığımız Sabancı Arsuz Ortaokulu’yla verdiğimiz sözü tutmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Gerçek mutluluk ise çocukları, gençleri, öğretmenleri hep birlikte okul koridorlarında, sınıflarda, bahçelerde göreceğimiz gün yaşanacak. 3 okulumuzda önümüzdeki eğitim-öğretim yılında öğrenci kabulüne başlayacak. Ancak, görevimiz burada bitmedi. Eğitimin kesintisiz bir şekilde sürmesi için Cumhuriyetin 100. yılında var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.’’ dedi.

Masdaf, Türkiye’nin Orman Yangınlarıyla Mücadelesini Destekliyor

Türkiye, iklim krizi nedeniyle sıcak ve kurak bir yazla karşı karşıya. Bu durum normalden daha fazla sayıda orman yangını olasılığını beraberinde getiriyor. Üstelik artık orman yangınları, eskisinden daha uzun sürüyor.

Türkiye, orman yangınları nedeniyle 2021 yılında 27 bin hektar, 2022 yılında ise 14 bin hektar yeşil alanını kaybetti.

Ekosistemi bozan ve biyoçeşitliliği tehdit eden orman yangınlarına erken müdahale; yangınları kontrol altına almak, canlıları kurtarmak, biyoçeşitliliği korumak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak açısından hayati önem taşıyor. 

 Peki orman yangınlarına erken müdahale kapsamında neler yapmak gerekiyor?

Kavurucu sıcaklar kapıda, ormanlarımız için tehlike çanları çalıyor. Etkisini her geçen yıl daha fazla hissettiğimiz iklim krizi nedeniyle aşırı sıcak ve kuru olan hava, adeta orman yangınlarına davetiye çıkarıyor. Üstelik artık orman yangınları, eskisinden daha uzun sürüyor. Bu nedenle de kolay kolay kontrol altına alınamıyor. Türkiye, orman yangınları nedeniyle 2021 yılında 27 bin hektar, 2022 yılında ise 14 bin hektar yeşil alanını kaybetti. 

Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 40’ı ise insanların dikkatsizliğinden dolayı yani yapılan piknikler, yakılan ateşler, sigara izmaritleri gibi nedenlerden dolayı çıkabiliyor. 

İtfaiye olay yerine ulaşmadan yapılan müdahale önemli

Ekosistemi bozan ve biyoçeşitliliği tehdit eden orman yangınlarına erken müdahale; yangınları kontrol altına almak, canlıları kurtarmak, biyoçeşitliliği korumak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için hayati önem taşıyor.  Bu konuda yeterince başarılı olabilmek için de toplumu, yerel yönetimleri yani belediyeleri ve Orman Genel Müdürlüğü’nün koruma ve güvenlik görevlilerini yeterince bilinçlendirmek gerekiyor. Çünkü bazen henüz itfaiye ekibi olay yerine ulaşmadan yangına müdahale etmek, yangının kısa sürede kontrol altına alınmasında önemli rol oynuyor. 

Yangınların yoğun olarak yaşandığı yerlerde yangına erken müdahale imkânı sunan yangın pompaları bulundurmak ve bu konuda belediye ve Orman Genel Müdürlüğü’nün koruma ve güvenlik görevlilerine gerekli eğitimleri vermek gerekiyor. Hatta yangın anında hızlıca aktif hale getirilmesi gereken bu sistemlerin belirli periyotlarla çalıştırılıp, test edilmesi de oldukça önemli. 

Yangın pompaları, erken müdahalede etkili çözüm sunuyor

Yarım asırdır Türkiye’de pompa sektörüne öncülük eden Masdaf, orman yangınlarıyla  mücadelede etkili çözümler sunan “yangın pompa”larının önemine dikkat çekti. 

“Türkiye sıcak ve kurak geçmesi beklenen bir yazla karşı karşıya, bu da normalden daha fazla sayıda orman yangını olasılığını beraberinde getiriyor” diyen Masdaf Pazarlama Müdürü Nihan Göksal, ekosistemi olumsuz etkileyen orman yangınlarına itfaiye ekipleri, olay yerine ulaşmadan önce yangın pompaları ile müdahale edilerek, yangının; ormana, insana ve çevreye olan etkilerinin azaltılabileceğini belirtti.

Göksal, “Bu yaz ormanlarımız yanmasın. Yangınlar, bilinçli kişiler ve yangın söndürme sistemleri yani yangın pompaları ile genişlemeden söndürülebilir, yeter ki erken müdahale edilsin. Masdaf olarak, dünyada en çok tercih edilen NFPA (National Protection Association) ve UL/FM standartlarına uygun olarak geliştirdiğimiz “ Yangın Pompalarımız” ile ormanlarda ki sulu yangın söndürme sistemlerinin basınçlandırılmasını sağlayarak, yangınla mücadelede etkili sistem çözümü sunuyoruz.  

Böylece itfaiye ekipleri, olay yerine ulaşmadan önce yangın pompaları ile yangına müdahale edilmesini ve yangının kontrol altına alınmasını sağlıyoruz.  Ancak her yangın pompası ile etkili bir müdahale söz konusu olmayabilir. Ürünlerin doğru seçilmesi ve standartların doğru uygulanması gerekiyor. Tabi pompayı kullanacak kişilerin eğitimli olması da oldukça önemli”  dedi.

ABD İnşaat Demiri İhracatı Nisan’da Arttı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından yayımlanan verilere göre; inşaat demiri ihracatı Nisan ayında, bir önceki aya göre yüzde 9,2 oranında arttı.

Nisan ayında artışa geçen inşaat demiri ihracatında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21 artış yaşanarak 28 bin 775 metric ton seviyesine gelindi. İhracatın değeri ise bir önceki ay kaydedilen 18,3 milyon dolar ve bir önceki yılın aynı ayında kaydedilen 20,7 milyon dolara kıyasla, 21 milyon dolar oldu.

Söz konusu ayda ABD’nin en fazla inşaat demiri ihracatı yaptığı ülke, Kanada oldu. Kanada’yı, Meksika takip ederken, Nisan ayında ABD’nin bin metric ton ve üzeri inşaat demiri ihracatı yaptığı başka ülke olmadı.

Siemens, Çin’de 140 Milyon Avroluk Yatırım Yapacak

Almanya merkezli Siemens tarafından yapılan açıklamaya göre, şirketin Çin’deki fabrikasının genişletilmesi için 140 milyon avroluk yatırım yapılacak. 

Açıklamada, şirketin yurt dışına yapacağı 2 milyar avroluk yatırımın yüksek teknoloji fabrikalarına, inovasyon laboratuvarlarına, eğitim merkezlerine yönlendirileceği kaydedildi.

400 Kişi Daha İstihdam Edilecek

Asya’nın şirketin yatırımlarının ağırlıklı bölgesi olacağına dikkat çekilen açıklamada, yatırımların 140 milyon avroluk kısmının Çin’in Chengdu kentindeki fabrikasını genişletmek için kullanılacağı ve bu fabrika için 400 yeni istihdam imkânı yaratılacağı belirtildi.

Bu Yıl 2 Milyar Avro Yatırım Yapılacak

Siemens’in bu yıl yapacağı toplam yatırım tutarı ise 2 milyar avro olacak. Şirket, COVID salgını ve artan jeopolitik gerilimlerin ortaya çıkardığı sorunları çözmek amacıyla dünya çapında yeni fabrikalar, araştırma ve geliştirme merkezleri ve eğitim alanları inşa edeceğini açıkladı. Dünya çapında 311 bin kişiyi istihdam eden şirket, 2022’de yıllık satışlarını yüzde 6 artırarak 72 milyar avroya çıkarmıştı.

Hise Global ve Arte Charpentier’den İş Birliği 

Türkiye’nin önde gelen müşavirlik firmalarından Hise Global, Avrupa’da birçok mimari eserlere hayat veren Arte Charpentier ile stratejik iş birliği anlaşması imzaladı.

İş birliği, her iki şirketin uzmanlık alanlarındaki güçlerini birleştirerek başta mimarlık projeleri olmak üzere Türkiye’de ve dünyada çeşitli projelerde birlikte hareket etmelerini, bu sayede de hem şehircilik ve inşaat projelerinde sürdürülebilir dönüşüme katkı sağlamayı hem de global yatırımcılar için güvenli bir proje ortaklığı sunmayı hedefliyor.

“Önemli Projelerde Yer Alacağız”

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Hise Global Kurucu Ortağı Ebru Öz, her iki firmanın iyi olduğu coğrafyalarda büyümek istediğini söyledi.

Ekonomik büyümeye katkı sağlayarak Türkiye’ye değer katacak projelerde yer almak istediklerine işaret eden Öz, “Türkiye inşaat alanında çok iyi. Mimarlık ve proje alanlarında da aynı şekilde inşaatta olduğu gibi ilerliyoruz. Dünyada da Türk müteahhitlerimizin proje ve mimarlık kapsamında en baş sıralarda yer almalarını hedefliyoruz” dedi.

İki firmanın iyi olduğu coğrafyanın Avrupa olduğunu ve Avrupa’da da beraber iş birliği projeleri gerçekleştireceklerinin altını çizen Ebru Öz, sözlerine şöyle devam etti: 

“Arte  Charpentier, Çin›de Avrupa’da, Kuzey Afrika›da çok etkin. Bizim Brüksel›de Hise Europe adında ofisimiz var. Avrupa’da, Türkiye’de ve Orta Asya’da hizmet veriyoruz.

Asya’da Türk devletlerinde beraber hareket etmek amacındayız. Türkiye’ye değer katacak projelerle yatırım getirmeyi planlıyoruz.” 

Bu iş birliğinin uzun yıllar boyunca hem yatırımcılara güven ortamı hem de ekonomiye katkı sağlayacağını belirten Öz, sürdürülebilir bir gelecek için fark yaratan işlere imza atacaklarını ifade etti.

Global Cirosu 200 Milyon Euro

ArteCharpentierÜst Yöneticisi (CEO) Andrew Hobson, Hise Global ile imzaladıkları iş birliğinin şirketleri için çok önemli olduğunu söyledi. Güçlü yönlerini sinerji haline getirerek nihai hedeflerinin, coğrafi sınırları aşan, yapılı çevre üzerinde kalıcı ve sürdürülebilir bir etki bırakan çığır açıcı kentsel ve mimari çözümlere öncülük etmek olduğuna vurgu yapan Hobson, global ölçekteki cirolarının ise 200 milyon Euro olduğunu sözlerine ekledi.

Artaş Grubu, İnşaat Sektörünün En Beğenilen Şirketi Seçildi

Artaş Grubu, Capital Dergisi ve Zenna Danışmanlık iş birliği ile gerçekleştirilen İş Dünyasının En Beğenilen Şirketleri araştırmasında, inşaat sektörünün en beğenilen şirketi seçildi. 

Bu özel ödül töreninde, Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuzhan Çetinsaya, ödülü Doğan Burda Dergi Reklam Grup Başkan yardımcısı Seda Erdoğan Dal’ın elinden aldı.

Firma, ödül töreninin ardından sosyal medya hesaplarından şu açıklamaları paylaştı:

‘’Bu başarıyı elde etmemizde emeği geçen tüm Artaş ailesi ve müşterilerimize sonsuz teşekkürler. Artaş Grubu olarak, kalite ve müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemle sektörde öncü olmayı sürdürüyoruz. Siz değerli müşterilerimizin güveni ve desteği sayesinde bu ödülü kazandık.’’

Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesinde Yüzde 75 İlerleme Kaydedildi

Yıldırım Belediyesi’nin Toplu Konut İdaresi (TOKİ) desteği ile başlattığı Mevlâna Kentsel Dönüşüm projesinde inşaat çalışmaları, yüzde 75 oranında tamamlandı.

Yıldırım Belediyesi, Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesi’nin birinci etabında plansız güvenliksiz 944 konutu yıkarak yerlerine modern, güvenli sosyal donatı alanları ile desteklenmiş bin 244 konut ve 177 ticari alan yapıyor. Yıldırım Belediyesi Toplu Konut İdaresi (TOKİ) desteği ile sürdürdüğü Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesi’nin yüzde 75’lik kısmını tamamladı. 

Ekim ayı içerisinde hak sahiplerine mülklerinin teslim edilmesi planlanan projenin durumu hakkında bilgi veren Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, şunları söyledi:

“Projemiz 100 dönümlük bir alanı kapsıyor. Bunun 40 bin metrekarelik bölümünü sosyal donatı ve ortak kullanım alanları, ulaşım arterleri, sağlık tesisi alanı, park okul alanı ve otopark alanı olarak planladık. Geriye kalan 60 bin metrekarelik alanda ise 1244 adet konut üretiyoruz. Yerinde eski konutlar vardı bunların yıkımını gerçekleştirdik.”

Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesi’nin yerinde ve gönüllü dönüşüme örnek teşkil ettiğini söyleyen Başkan Yılmaz, projede hak sahipleri ile yüzde 100 oranında bir uzlaşma sağladıklarını hatırlattı. Başlangıç olarak, 644 konutun hak sahiplerine teslim edileceğini aktaran Yılmaz, “400 kadar konutumuzu evlerini yıktığımız hak sahiplerine vereceğiz. Kalan konutları ise sonraki etapta mülkü bulunan hak sahiplerine vererek, onların kira derdi ile uğraşmadan kendi evlerinden yine kendi evlerine taşıyacağız.” dedi.

İNDER, Türkiye Kentsel Dönüşüm Yol Haritasını Açıkladı

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, açıklanan kentsel dönüşüm yol haritasıyla ilgili, “Yol haritamızı bilimle ve birlikte çizdik.” dedi.

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) tarafından hazırlanan ‘Yol Haritası’nı kamuoyu ile paylaşan Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, yaptığı değerlendirmede depreme dayanıklı konut üretilmesinin bir mühendislik işi olduğunun altını çizdi. 

Mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, sağlam ve güvenli yaşam alanları yaratmanın, İNDER’in misyonlarından en önemlisi olduğunu vurgulayan Nazmi Durbakayım, “Son 24 yılda yaşanan deprem felaketlerin artık son bulması gerekir. Güvenli bina inşa edilmesi için mühendislik bilgisi temel şarttır. İNDER üyeleri, mevcut yönetmelik ve genel mühendislik disiplinine uygun tasarım ve inşaat yapan firmalarından oluşmaktadır. Her İNDER üyesi, inşaat mühendisliği bilgileri ile sağlam ve güvenli bina yapılması için altına imza attığı; bir projenin tasarlanmasından iskân edilmesine kadar geçeceği Yol Haritası’na bağlı kalmaktadır” şeklinde konuştu.

Başkan Durbakayım konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, doğru konut projelerinin üretilmesinin bir mühendislik işi olduğunu ve uzman mühendisler tarafından mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, orijinal projeye sadık kalınarak inşa edilen projelerin sağlam ve güvenli yaşam alanları olduğunu vurguladı. Deprem gerçeğinin kentsel dönüşüm projelerini tetiklediğini ve deprem riski taşıyan her yapının boşaltılması gerektiğini belirten Başkan Durbakayım, inşaat mühendisliği bilgilerinin eksiksiz uygulandığı, doğru malzemelerin uygun yerlerde kullanıldığı yapıların inşa edilmesi gerektiğini ifade etti.

‘Konut üretiminin ABC’sini hatırlattık’

Her deprem sonrasında olduğu gibi “binalarımız depreme karşı güvenli mi?” sorusunun cevap beklediğini hatırlatan İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, bu ve bunun gibi soruların gayet haklı ve yerinde olduğunu ifade etti ve “Aynı zamanda bizlere, yaptığımız iş ile ilgili detaylı bilgi verme fırsatı tanımaktadır. Bu vesileyle kamuoyuna, yapılarımızı projelendirme safhasından, teslim aşamasına kadar nasıl inşa ettiğimizi anlatan yol haritamızı aktarma fırsatımız oldu.  Aşağıda aktarılan işlemler ve öncelikler, sadece bizlere mahsus özel bir yol veya yöntem olmayıp, bu işi layığıyla yapan tüm meslektaşlarımızın olmazsa olmaz yol haritasıdır. Bu yol haritasına uymadan inşaat yapanları meslektaş olarak kabul etmiyoruz. Bu olmazsa olmaz şartlara uygun olmayan inşaat projelerini tasdik edenleri, kontrol edenleri ve bu inşaatlara iskân müsaadesi verenleri de, sebep oldukları felaketlerden dolayı kanunlarımıza ve Allah’a havale ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘Zor bir yıl geçireceğiz’

Konut arzından, konut edinilmesine kadar birçok noktada zorluklar olduğunu hatırlatan Başkan Durbakayım, sektörün içinde bulunduğu durumu şu sözlerle özetledi;

“Konut kredi faizlerinin yükselmesi, maliyetlerin her gün değişmesi, konut üretiminin ana hammaddesi olan arsa girdisinin tükenmesi, alım gücünün düşmesi, tasarruf sahiplerinin hızlı nakde dönüşebilen yatırım araçlarına yönelmesi gibi etkenleri konut üretimindeki düşüş nedeni olarak söylemek mümkün. Bozulan arz talep dengesinin fiyatlar üzerinde baskı oluşturarak konut fiyatlarının hızla artmasına neden olabilir. Yeni proje yapılmadığı sürece; hem arzın azalmasından kaynaklanan fiyat artışı hem de hammadde maliyetlerindeki artışın eklenmesiyle birlikte konut fiyatları kısaca el yakacaktır. Daha da kötüsü yeni proje üretimi olmadığı için sektör daha da zayıflayacaktır. Türkiye ekonomisine sağladığı istihdam ve vergi gibi katma değerleri azalacaktır.

Diğer tarafta; konut üretiminin yavaşlaması hem üretici hem de tüketici açısından iki önemli tehlikenin habercisidir. Konut üretiminin olmaması/gerilemesi sektör kaynaklarının azalması, çarkların dönmemesi anlamına gelir. Bu süreci maalesef mevcut projelerde yavaşlama ve -daha da kötüsü- iflaslar takip edebilir. 

Sözün özü; sektördeki bu sürecin devamında enflasyonist bir baskı oluşacaktır. Gerek 1. El gerekse 2. El satışlar devam ederken arzın yani konut üretiminin azalması, metrekare birim fiyatlarının hızla artmasına sebep olacaktır. Azalan arzın fiyatları yükseleceğini de unutmamak gerekir. Bilindiği gibi son üç yılda, sektörde her geçen gün daha az arz oldu. Söz konusu projelerin hepsi eski maliyetlerle yapıldığı için fiyatları çok az arttı.  Konut üreticilerinin elinde eski maliyetli konut kalmadığı için yeni imalatlar yeni rakamlarla oluşuyor. Bunlara ek olarak yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ederken faizlerde bir miktar artış olacağı öngörülüyor. Faiz artışının reel ekonomiye artısını ve eksisini yakından takip ediyoruz. Ancak asıl takip ettiğimiz ve beklentimiz istikrarlı bir piyasa.”

İNDER tarafından hazırlanan Kentsel Dönüşüm Yol Haritasında şu bilgiler yer aldı:

Kentsel Dönüşümün Önünün Açılması

1-    Çok süratli Afet odaklı olarak aksiyon alınması

2-    Kentsel dönüşümün yoğunluk artışları ile rantsal dönüşüme evrilmeden imar planlarında yapılacak revizyonlar ile daha rasyonel kullanılması 

3-    Vatandaşa ve Kamuya en az mali yük getirecek çözümlerin devreye sokulması

4-    Hak Sahipleri ile Yapı Müteahhitlerinin gerek sözleşme gerekse inşa süresinde birbirlerine karşı hakkaniyet dışına çıkmamalarının Bakanlıkça sağlanması

5-    Kamu kuruluşlarının (TOKİ, Emlak Konut GYO, İller Bankası, KİPTAŞ gibi) yanında özel sektör Yapı Müteahhitlerinin de aktif rol alabilmeleri için aynı haklardan faydalanması 

Etik Kurallara Uyan Ehil Yapı Müteahhidi 

Güçlü ve Tarafsız Yapı Denetimi 

Yetkin ve Yeterli Mühendislik Sistemi 

Mesleki Yeterlilik Belgeli İş Gücü 

Kaliteli Malzeme 

Yeterli Çok Yönlü İmar Mevzuatı 

Bilinçlendirilmiş Kamuoyu 

Yabancı Satışları 

‘’Yabancı satışlarının kamu nezdinde kabul görmesine yardımcı olacak argümanları ortaya çıkartacak geniş katılımlı bir çalışma grubu kurulması. Yabancı satışlarının sektörümüze kaynak sağlanması için olmaz ise olmaz olduğu gerçeğini ortaya koymalıyız.’’

Tapu Alım Satım Harçları, KDV Konularının Ele Alınması 

Gayrimenkul alım satımlarında harç oranının %1 olmasının sağlanması

KDV oranlarında yapılan olumlu düzenlemelerin yanında birkaç hususta da iyileştirme yapılması 

a)    Ticari gayri mülklerde oranın %8 olarak kabulü

b)    Arsa alım satımlarında KDV oranının %1 olması

c)    Grup şirketlerinde KDV nin müşterek değerlendirilmesi

İmar Planı İptallerinin Getirdiği Sorunlar 

Müktesep haklar

Gayrimenkul Konuları ile İlgili İhtisas Mahkemelerinin Kurulması 

Yapı Denetim Konuları 

‘’Yapı Denetim Hizmetlerinde keyfi uygulamalar ve fahiş ücretler, sektörümüzde büyük sıkıntı yaratmaktadır.

1-    Yapı denetim ücret artışlarının makul seviyelere alınması. Yapı yaklaşık maliyetinin %1,58+KDV si kadar olan bu tutar oldukça yüksek meblağlara ulaşmıştır. Ayrıca bu oran 3. Sene sonrasında her sene için %5 arttırılmaktadır. 

2-    Elektronik Ortamda Sıralanmasına ve Görevlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslara göre; Madde 7 de yer alan, yapı denetim kuruluşunun elektronik ortamda görevlendirilmesi, elektronik sisteme göre otomatik yapılmaktadır. Bu atama sırasında inşaatın yapıldığı bölgelere uzak bölgelerden de atamalar gerçekleşmektedir. 

3-    Yapı sahibinden veya yapı denetim kuruluşundan kaynaklanan nedenlerle sözleşmenin imzalanmama ve yeni bir atama yapılması neticesinde yeni atama yapılma süresi 30 gün olup bu uzun bir süreçtir. Bu sürecin daha makul bir süreye çekilmesi ile 30 günü sonuna kadar kullanma keyfiyetini de ortadan kalkacaktır. Bu süre zarfında inşaat ilerleyememektedir.

4-    %60 lık taşıyıcı sistem bölümüne kadar olan hizmet bedeli, imalat m² si üzerinden hesap edilmesi daha uygun olabilir. Bu pursantaj oranı Müteahhit tapu devri için de kullanıldığı için bodrum kat sayıları ve otopark alanları büyük olan kompleks projeler için zemin kat kotuna gelene kadar tapu devrini imkânsız hale getirmektedir. Yeni projelerde aşağıdaki tabloda görüldüğü şekli ile, su basman seviyesine gelene kadar tapu verilememesi finansman açısından Müteahhitleri sıkıntıya sokmaktadır. Bu bakımdan pursantaj tablolarının günümüz gerçeklerine göre tekrar ele alınıp düzenlenmesi esastır.’’

Not: ‘’Ana binanın dışında bina oturma alanının 3 katı alanlı, 6 katlı bodrumu olan gerçek bir projeden örnek aldığımızda, Yapı Müteahhidi toplam 34.878 m2 kaba işin temel hariç ve 17.931 m2’ si olan % 52’ sini tamamladığında ancak %10‘ luk bir satış izni alabildiğini görmekteyiz. ‘’

Öneri olarak; 

 Uygulamada A sınıfı müteahhitlik firmalarının kendi iç denetimi olduğundan bu firmalar yapı denetim hizmetlerini kendi bünyelerinde verebilirler.  Bu sınıftaki müteahhitlerin Yapı denetimden muaf olması ve her türlü raporları ilgili idarelere karşı üstlenmeleri düzenlenebilir. Haliyle bu şekildeki uygulamalarda bu firmaların Bakanlık ilgili birimlerince her aşamada ağır müeyyideler ile denetime tabi olmaları esastır.

Aynı şekilde A sınıfı müteahhitlik firmaları, alt sınıflardaki müteahhitlik firmalarının da yapı denetim makul bedeller ile yükümlülüğünü üstlenebilmeli. 

6306 sayılı kanuna tabi olan inşaatlarda yapı denetim harçları için KDV muafiyeti veya mahsuplaşma gibi avantajlar kullanılmalı. 

İnşaat Teslim Sürelerinin Yeniden Belirlenmesi 

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yer alan ve ön ödemeli satışlarda emredici olarak uygulanan 36 aylık inşaat teslim süresinin, inşaatların büyüklük ve özelliklerine göre 48 veya 60 ay olarak uygulanması.

Gecikme Sürelerinin Kapsamlarının Genişletilmesi;

Sözleşmelerde mücbir sebep olarak yer almasa da Covid 19 pandemisi etkilerinden dolayı sektörümüzde yaşanan takribi 2 yıllık olumsuz dönemin telafisi için son günlerde yaşanan malzeme tedariki sıkıntısından kaynaklı gecikmeler için uygun görülecek bir sürenin reysen tüm sözleşmelerin süre ile ilgili şartlarına ceza-i şartsız olarak ilave edilmesi

Gecikmeler her ne sebepten dolayı olursa olsun mücbir sebep kapsamına alınmadığından bilhassa özel projelerde, inşaat sürelerindeki gecikmeler uzun yıllar sürecek çok ciddi hukuksal davalara sebebiyet verebilecek, inşaatı başlamış ve hatta ekseriyetle tamamlanmış projelerin ihtiyati tedbir vb. kararlarla durdurulması, yarım kalması ve neticede milli servetin heba olması gibi sonuçlar ortaya çıkabilecektir.

TKHK’ya Göre Tüketicinin Sözleşmeden Dönme ve Cayma Hakkını Kullanması Şartlarının Yeniden Düzenlenmesi 

6502 sayılı TKHK’da yer alan cayma ve dönme maddelerinin tekrar ele alınarak tüketicinin haklarının korunması gözetilirken üreticinin de mağdur olmayacağı, aynı zamanda ticari bir alışveriş olan gayrimenkul alım satımının şartlarına ve doğasına daha uygun bir hale getirilmesi, en azından ilgili kanunda belirlenen bedelsiz cayma hakkının belirli bir cezaya tabi kılınması, sözleşmeden dönme için sözleşme tarihinden itibaren geçen süreye göre kademeli öngörülen ve %2’den başlayan cezaların da en azından iki misline çıkartılacak şekilde arttırılması.  

Gerekçe;

TKHK ile müşterilere sözleşme yapıldıktan sonra herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeden cayma ve dönme hakkı tanınmış, belirli bir süre içinde cayma halinde hiç kesinti yapılmaksızın, dönme halinde ise cüzi kesintilerle koşulsuz bedel iadesi düzenlenmiştir. Normal zamanlarda %1’leri geçmeyen ve sektörümüz için büyük bir sorun teşkil etmeyen bu düzenlemeler, günümüz şartlarında mensubumuz firmaları ciddi manada müşkül duruma sokacak sayı ve miktara ulaşmıştır. Kanunun belirlemiş olduğu Sözleşmeden cayma ve dönme ile ilgili cezaların ve kesintilerin çok cüzi olması, tüketicinin bu yolu çok rahat bir şekilde kullanmasını ve en küçük bir ekonomik sorun şüphesi doğduğunda bu yola başvurmalarını teşvik etmektedir. Bu yola başvuran müşteriler, adeta bankalara yatırdıkları vadeli mevduatlardaki kullanımlarına benzer şekilde nakit ihtiyaçları olduğunda çok cüzi olan cayma bedelini göze alarak firmalarımız ile yapmış oldukları sözleşmelerden cayarak paralarını alabilmektedirler. Ne var ki, malumları olduğu üzere inşaat sektöründeki firmaların bankalar gibi bir sermaye yapısı ve işleyişi söz konusu olmayıp, gelen hasılatın neredeyse tamamı inşaata aktarılmakta olduğundan, bu şekilde geri dönüşler inşaat şirketlerinin nakit akışını ve mali dengesini çok ciddi manada bozmaktadır. Konut inşa eden mensuplarımız, fiyat ve satış politikalarını belirlerken, belli bir oranda sözleşmeden cayma ve dönme olacağını hesap etmektedirler. Ancak bazı dönemlerde öngörülebilecek miktarın çok üzerinde iade bedelleri ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu da sektörümüzü telafisi mümkün olmayan ticari neticelere götürebilir.

‘’Arsa Mülkiyeti Devlet Ukdesinde Kalabilir’’ 

Düşük fiyatlı konut üretimi için TOKİ ve Emlak Konut GYO’nun sosyal konut hamlesine ek olarak alternatif ve destekleyici çözümler olabilir.

 “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya TOKİ vasıtasıyla kamulaştırma bedelleri sıfır veya sıfıra yakın olan arazilerin özel sektöre tahsisi, konut üretiminin en büyük maliyet kalemlerinden biri olan arsa bedelini en düşük seviyeye çekebilir. Bu yöntemle üretilen arazilerdeki konut fiyatlarının sürekli olarak makul seviyelerde kalabilmesi için arazinin çıplak mülkiyet hakkının devlet uhdesinde kalması,  üst hakların satılması şeklinde bir yöntem geliştirilebilir. Ayrıca bu yöntemle gerçekleştirilecek projelerdeki konutların erişilebilir fiyatta olması için vergi ve harç muafiyetler gibi avantajlar devreye sokulabilir.”

Üst kullanım haklarının satılması yöntemiyle gerçekleştirilecek sosyal konut projelerindeki; planlama bedelleri dahil yapılacak her türlü alt yapının, donatı alanlarında yapılacak her türlü kamu binalarının, ticari alanların; kamuya yük olmaması gerekir. Bu kapsamdaki inşaatların da 30-40 yılı kapsayan periyodlarda yap – işlet – devret modelleri ile yapı müteahhitlerine yaptırılabilir. 

‘’Rant Geliri Devlet Kasasına Girmeli’’ 

“Hazine arazilerine yapılacak bu tarz sosyal konutların ileride sebepsiz zenginleşmeye yol açmaması gerekir” Hazine arazilerinin satılmasından ziyade üst hakkının 30-40 yıl gibi uzun süreli yap-kullan -devret şeklinde bedelsiz veya cüzi bir bedel ile kullandırılmasının hem devlete hem de vatandaşa fayda sağlar. Söz konusu devlet arazilerinin üst kullanım hakkının bu şekilde değerlendirilmesiyle birlikte potansiyel rant gelirinin devlet kasasında kalır. 

Bu süreçte konut alıcılarının da getiri sağlayabileceği gibi, “sadece üst hakların satın alınması veya satılmasıyla konut sahiplerinin tasarruf hakları da korumaya alınabilir”

Bakan Uraloğlu: ‘’Ercan Havalimanı Dünyada Örnek Gösterilecek Bir Proje’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ercan Havalimanı hakkında, ‘’Teknik ve altyapısıyla belki de alanında dünyada örnek gösterilecek bir proje.’’ dedi.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Bakan Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte ziyaret ettiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yapımı devam eden yeni Ercan Havalimanı ve Kuzey Çevre Yolu projelerini inceledi. Bakan Uraloğlu, yeni Ercan Havalimanı ve Kuzey Çevre Yolu’nun Kıbrıs için önemli projeler olduğunu kaydederek, “Bu iki projenin Kıbrıs’a kazandırılması için büyük çabalar sarf ettik. Özellikle Ercan Havalimanı teknik ve altyapısıyla belki de alanında dünyada örnek gösterilecek bir proje. Kıbrıs’ın ulaşımına konfor ve katkı sağladığımız için çok mutluyuz. Bu yatırımlarımız tüm hızıyla devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Temmuz ayı içinde açılması planlanan yeni terminal binası ve pistin, uçuş güvenliği, altyapı ve teknik özellikleriyle alanında örnek alınacak bir proje olduğu belirtildi. Mevcut pistin güneyine inşa edilen 3 bin 100 metre uzunluğundaki yeni pistin, her model yolcu uçağının kullanımına müsait olduğu bildirildi.

Yeni Ercan Havalimanı’nda 9 adet körük ve 21 adet açıkta olmak üzere toplam 30 uçaklık park alanının mevcut olacağı ifade edilerek, “Yeni terminal binası, 60 adet check in ve 44 adet pasaport kontrol noktası, 26 adet X-ray cihazı ve 4 kilometre uzunluğunda bagaj sistemi ile saatte 5 bin bagaj kapasitesi ile yolcularına hizmet verecek. 40 bin metrekarelik ve 1500 araç kapasiteli otoparkı bulunacak olan havalimanında, otoparktan terminale asansör ve yürüyen merdiven sistemleriyle ulaşmak mümkün olacak. Mevcut Ercan Havalimanı 20 bin metrekare iken Ercan Havalimanı yeni terminali 6 katı büyüklüğüne çıkacak” denildi.

Şişecam, Gürcistan’a 20 Milyon Avro Yatırım Yaptı

Şişecam, Türkiye dışındaki ilk yatırımı Gürcistan’da 20 milyon avroluk yatırım daha yaptı.

Şişecam’dan yapılan açıklamaya göre, yaklaşık 20 milyon euroluk yatırımla yenilenen ve en yeni teknolojilerle donatılan fırın ile Gürcistan’ın tek cam üreticisi olmaya devam eden Şişecam, ülkedeki cam ambalaj üretim kapasitesini de yüzde 25 artırmış oldu.

Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici ile Şişecam üst yöneticilerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören, Gürcistan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Levan Davitashvili, Türkiye Cumhuriyeti Tiflis Büyükelçisi Ali Kaan Orbay, Mtskheta-Mtianeti Bölge Valisi Davit Nozadze ve Mtskheta Belediye Başkanı Dimitri Zurabishvili’nin katılımıyla gerçekleştirildi.

Kapasite Yüzde 25 Artacak

Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, şirket olarak Türkiye’nin üretim gücünü 4 kıtada, 14 ülkede gururla temsil ettiklerini kaydetti.

Gürcistan’ın ise Şişecam için bu gücün global temsilinin ilk adımı olması açısından özel bir ülke olduğunu aktaran Elverici, “1997 yılında bir özelleştirme adımıyla Türkiye dışındaki ilk yatırımımızı yaptığımız Gürcistan’da bugün 2 fırın ile yıllık 75 bin ton cam ambalaj üretim kapasitesine sahibiz.

Tek cam üreticisi olduğumuz ülkede su, maden suyu alkollü ve alkolsüz içecekler ile gıda sektörü için çeşitli hacim ve 3 renkte cam ambalaj üretiyoruz.Ülkede 250 kişiye istihdam sağlıyoruz” dedi. Elverici, şu değerlendirmelerde bulundu: “Şişecam’ın sürekli gelişim yaklaşımına uygun olarak Mina fabrikamızdaki fırınımızı en güncel teknolojilere kavuşturan bu yatırım ile tesiste ikinci fırınımızın kapasitesi yüzde 50 oranında arttı.

Bu Gürcistan’daki toplam üretim kapasitemize de yüzde 25 artış olarak yansıdı. Oluşan 75 bin tonluk bu kapasite ve teknolojik yetkinlikler ile hem Gürcistan’ın hem de çevre ülkelerin cam ambalaj taleplerine daha hızlı cevap vereceğiz.”

Yabancıların Gözdesi Antalya 

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Aydın Güder, 2022 yılında yabancılara yapılan satışların yaklaşık %32’lik bölümünü oluşturan Antalya’yı mercek altına aldı. Bu oran 2021 yılında %21, 2020 yılında %19 olurken, Antalya’nın Kaş ilçesi genel olarak geçmiş yıllarda olduğu gibi Alman ve İngiliz vatandaşlar tarafından tercih edilmeye devam ediyor.

Türkiye genelinde 2022 yılında 1 milyon 485 bin 622 konut satıldığını vurgulayan EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Aydın Güder,  “Konut satışlarında İstanbul 259 bin 654 konut satışı ve %17,5 ile en yüksek paya sahip olmuştur. Satış sayılarına göre İstanbul’u 126 bin 166 konut satışı ve %8,5 pay ile Ankara, 83 bin 502 konut satışı ve %5,6 pay ile İzmir izlemiştir. Yabancılara yapılan konut satışları 2022 yılında bir önceki yıla göre %15,2 artarak 67 bin 490 oldu.” dedi.

Antalya’yı mercek altına alan ve verileri değerlendiren Güder, “Türkiye genelinde 2022 yılında 67.490 adet yabancıya konut satıldı. 2022 yılında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 24 bin 953 konut satışı ile İstanbul alırken, İstanbul’u sırasıyla 21 bin 860 konut satışı ile Antalya, 4 bin 316 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara satışların yaklaşık %32’si Antalya’da gerçekleşti

Yapılan araştırmalar sonucunda 2022 yılında yabancılara yapılan satışların yaklaşık %32’lik bölümü Antalya’da gerçekleşti. Bu oranında 2021 yılında %21 olduğu ve 2020 yılında %19 olduğu görülmüştür. 2020-2022 yıl içerisinde en çok konut satışının gerçekleştiği İstanbul’da ise toplam satışların 2022 yılında %37, 2021 yılında %45 ve 2020 yılında 47’lik bölümü gerçekleşmiştir. Yıllar içerisinde İstanbul ilinde oransal olarak satışta bir gerileme görülmekte iken Antalya ilinde ise bir artış söz konusudur. Geçen yıllarda yabancı satışında Antalya iline olan ilginin diğer illere olan ilgiye göre daha hızlı arttığı görülmektedir.

En Çok Satış Rusya Vatandaşlarına

Uyruklara göre 2022 yılında en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapılmıştır. Rusya Federasyonu vatandaşları 2022 yılında Türkiye’den 16 bin 312 konut satın almıştır. Rusya Federasyonu’nu 8 bin 223 konut ile İran vatandaşları ve 6 bin 241 konut ile Irak vatandaşları izlemiştir.

Yapılaşma Kaş merkez mahallerinde Kalkan Mahallesi çevresinde yoğunlaştı

Kaş ilçesi 2021 yılı sonu nüfusu 60.839 kişi olup 2.231 km² yüzölçümüne sahip bir ilçedir. İlçede yaklaşık km² ‘ye 27 kişi düşmektedir. İlçede genel olarak yoğunluğun düşük olmasına karşın imarlı arazilerin az olması sebebi ile yapılaşma Kaş merkez mahallerinde Kalkan Mahallesi çevresinde yoğunlaşmıştır. Kaş, Antalya İlinin önemli turizm beldeleri arasında yer alırken, bölgede genel olarak küçük ölçekli oteller yer almakta olup ağırlıklı olarak villa turizminin tercih edildiği bilinmektedir. 

Satışlar Türk lirasından çok Sterlin ve Euro üzerinden gerçekleşiyor

Kaş, pandemi öncesinde de olduğu bölge ağırlıklı olarak İngiliz ve Alman vatandaşlar tarafından tercih edilirken, Antalya’nın en pahalı konut bölgeleri arasında yer alıyor. Bölgede satışlar Türk lirasından çok Sterlin ve Euro üzerinden gerçekleşiyor. Son yıllarda oluşan yıllık 3-4 kat fiyat artışlarının en büyük sebepleri arasında bu durum gelmekte. Dövizdeki artış bölgedeki fiyatları önemli ölçüde etkilerken, pandemi sonrası özellikle müstakil yaşam tarzına olan talep artışı ve kısıtlı yapı stoku bölge fiyatları da ani olarak artmasına sebebiyet verdi.  Göç dalgaları ile birlikte Antalya iline yoğun ilgide bulunan Rus ve Ukraynalı vatandaşlar genel olarak Alanya ve Merkez ilçeleri tercih etmişlerdir. Bunun önemli sebepleri arasında diğer ilçelerin Kaş ilçesine göre daha uygun konut stoku bulunmasıdır. Kaş ilçesi genel olarak villa tarzında bir yapılaşmaya ve hakim deniz manzarasına sahip konutlardan oluşmakta olup lüks hayat tarzına hitap etmektedir.

Kaş ilçesinde yapılan satışlara bakıldığında da Antalya İlinde yapılan yabancı satışların hızlı bir şekilde artış gösterdiği 2020 ile 2023 yılları arsında önemli artışların olmadığı görülmüştür. Bu durumda Antalya ilinde yaşanan yabancı satış oranındaki artışın bölgeyi etkilemediği bölgedeki artışın döviz kuru, arz-talep dengesi ve maliyet artışları başta olmak üzere farklı değişkenlerden etkilendiğini ortaya koymaktadır. 

Alman ve İngiliz vatandaşlar tarafından tercih edilmeye devam ediyor

Kaş ilçesi genel olarak geçmiş yıllarda olduğu gibi Alman ve İngiliz vatandaşlar tarafından tercih edilmeye devam etmektedir. Rus ve Ukrayna krizi sonrasında bölge değer ve nüfus bakımdan etkilenmemiştir. Bunun önde gelen sebeplerinden biri ise bölgenin lüks hayat tarzına hitap etmesi ve değerli konut stokuna sahip olmasındır. Kaş ilçesi 2022 yılı Türkiye‘nin en değerli ilk 10 ilçesi arsında bulunmaktadır.” şeklinde konuştu. 

Adalet Bakanı Tunç: ‘’Kira Artış Oranı Yüzde 25 Olarak Bir Yıl Geçerli Olacak’’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yüzde 25’lik kira artış oranının 2 Temmuz 2023 tarihinden itibaren bir yıl daha geçerli olacağını açıkladı.

Bakan Tunç, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:

‘’Biz Adalet Bakanlığı olarak teknik desteğimizi hazırladık. Meclis de bayramdan sonra toplandığında ilk işlerden bir tanesi, gelecek olan torba kanunda da bu düzenleme yasalaşmış olacak. Ve geçerliliği de 2 Temmuz 2023’ten itibaren 1 yıl süreyle devam etmiş olacak.

4 Temmuz’dan itibaren uygulamaya geçecek önemli bir düzenlemeydi. Noterlerimizde gayrimenkul satışı yapılabilecek. Bu tabi önemli, artık nöbetçi noter uygulamasıyla hafta sonu da açık oluyorlar. Taşınmaz satışı şimdi noterlerde de imkanlar getirildiği için hafta sonlarında da taşınmaz satışı gerçekleşmiş olacak.

Geçen yasama dönemimizde yasalaştırdığımız bir konuydu. Bu da vatandaşlarımıza kolaylık sağlanması noktasında çok önemli bir düzenlemeydi. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.’’

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), hizmer, perakende ticaret ve inşaat sektörüne ilişkin haziran ayı güven endeksi verilerini yayımladı. Buna göre, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,5 azaldı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 0,6 ve perakende ticaret sektöründe yüzde 0,9 artarken inşaat sektöründe yüzde 3,5 azaldı.

İnşaat Sektörü Çalışan Beklentisi Yüzde 2,4 Azaldı

Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi mayısta 116,7 iken bu ay 117,7’ye arttı. Perakende ticaret sektöründe, son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar yüzde 0,6 azalırken, gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi yüzde 2 ve mevcut mal stok seviyesi yüzde 1,6 artış gösterdi. Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi ise geçen ay 92,2 iken bu ay 88,9’a geriledi. İnşaat sektöründe geçen aya göre alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyinde yüzde 4,7 ve gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksinde yüzde 2,4 azalış oldu.

TÜİOSB, Yeşil OSB Olma Yolunda İlerliyor

Mersin-Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TÜİOSB), İhracat Odaklı Dijital Dönüşüm Projesi için Mext Dijital Dönüşüm ve Yetkinlik Gelişim Merkezi arasında iş birliği anlaşması imzaladı.

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükçü’nün de katılım sağladığı imza töreninde konuşan TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, imzalanan iş birliği protokolü sayesinde, yeşil dönüşümün en önemli bileşenini oluşturan dijitalleşme projelerinin, kurulacak işletmelerin teknik bilgi altyapısının hazırlanmasını sağlayacağını ve OSBÜK’de yer alan tüm organize sanayi bölgeleri için de örnek teşkil edeceğini söyledi.

Dünya Gazetesi’nden Fahriye Kutlay Şenyurt’un haberine göre; Projenin, dijital dönüşüme liderlik edecek kadroların oluşturulmasıyla, TÜİOSB bünyesinde yer alacak “Dijital Dönüşüm Merkezi” çatısı altında sürdürülebilecek şekilde planlı ve sistematik olarak yatırımcılar ile birlikte yürütüleceğini belirten Gül Akyürek Balta, ”Proje sayesinde İşletmelerin uluslararası piyasalarda rekabet güçleri artırılacak, Ar-Ge ve yenilikçi kapasitelerini geliştirici, markalaşmayı kolaylaştırıcı girişimlerle desteklenerek, finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırılacaktır. Bu çalışmalar ülke olarak, küresel üretim sistemlerine entegrasyonumuzda, başarı oranımız artacaktır” diye konuştu.

Endüstri 4.0 hedefine uygun fabrika yatırımları yapılacak

 İhracat odaklı dijital dönüşüm projesi çerçevesinde bugüne kadar, OSB’deki pilot şirketlerin “Dijital Olgunluk Seviyelerinin Ölçülmesi” ve “Dijital Dönüşüm yol haritalarının” belirlenmesi süreçlerini başarılı bir şekilde tamamladığını açıklayan Gül Akyürek Balta, önümüzdeki süreçte hedeflerinin, yürütülen proje kapsamında tüm sanayicilerin dijital dönüşüm yetkinliğini artırarak TÜİOSB’de yapacakları fabrika yatırımlarını “Endüstri 4.0” hedefine uygun olarak gerçekleştirmelerini sağlamak olduğunu dile getirdi.

Gül Akyürek Balta konuşmasını şöyle sürdürdü, “Dijital Dönüşüm Elçileri, TÜİOSB bünyesinde yer alacak işletmelerin dijital dönüşümüne liderlik edecek, ilerleyen süreçte bilgi ve tecrübelerini benzer yapılar ve firmalar ile paylaşacak ve bölgemizde dijital dönüşüm ve sanayide rekabetçilik konularında faaliyetlerin yaygınlaşması açısından da önemli rol oynayacaklardır.

Bu programı, yetiştirdiğimiz elçilerimizin istihdamı noktasında KOSGEB iş birliği ile sürdürmek istiyoruz. Bütün bu çalışmalarımızla bölgemiz, tarımın sanayileşmesi alanında, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na tam uyumlu ve tarladan çatala uçtan uca izlenebilirliği sağlayan bir proje olarak hayata geçecektir” dedi.

“Dijitalleşmeye öncü olacağız”

 OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükçü de toplantıda yaptığı konuşmada, OSB’lerin ve tesislerin hızla dönüşerek, büyük dönüşüme uygun adımlar atmak zorunda olduklarını söyledi. Kütükçü konuşmasını şöyle noktaladı: “OSBÜK olarak bu konuda OSB’lerimizle birlikte bir hedef koyduk. Bölgeler olarak Türk sanayisinin dijital dönüşümüne öncülük edeceğiz. Bu noktada yeni projeleri hayata geçiriyor, yeni iş birlikleri gerçekleştiriyoruz.

Organize sanayi bölgelerimiz ülkenin 21 ilinde yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın lokomotifi haline geldi ve toplam 391 OSB’de, yaklaşık 2,5 milyon insana istihdam sağlanıyor. Mersin’de bulunan OSB’lerde 250’ye yakın fabrika üretim yapıyor. Yaklaşık 23 bine yakın kişiye de doğrudan istihdam sağlanıyor.”

Eksim Enerji’den Yenilenebilir Enerjiye 15 Milyon Avro Yatırım

Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren Eksim Enerji, yeşil enerji kapasitesini artırmak için yatırımlarına devam ediyor.

HES, RES ve GES olmak üzere toplam yenilenebilir enerji yatırım portföyü 1751 MW’ı aşan Eksim Enerji, 2025’te bu rakamı 2500 MW’ın üstüne taşımayı hedefliyor. 10 yılda, AR-GE yatırımlarına 15 milyon euro harcadıklarını açıklayan Eksim Enerji Genel Müdür Vekili İsmail Yasin Erkan, 2023 sonuna kadar yenilenebilir enerji faaliyetlerine 500 milyon dolar değerinde yatırım yapmayı hedeflediklerini ifade etti.

EKSIM Holding bünyesinde ülkeye katma değer sağlamak için 2000 yılında faaliyetlerine başlayan Eksim Enerji, yüzde yüz yenilenebilir enerji şirketi olarak Türkiye’nin tüm bölgelerinde sürdürülebilir yatırımlar gerçekleştiriyor. İlk lisansını 2006 yılında Hidroelektrik Santrali (HES) projesiyle alan şirket, 2007 ve 2011 yıllarında aldığı yedi Rüzgâr Enerji Santrali (RES) lisansı ile sektörde önemli bir konuma ulaştı.

Eksim Enerji bu kapsamda 2007 yılında ikisi İzmir’de olmak üzere Balıkesir, Tokat, Amasya’da başlayan lisans edinme çalışmalarının yanında 2011’de ise İstanbul ile Osmaniye için rüzgar lisans yarışmalarını da kazanarak yatırımlarına devam etti. 2019 yılında gelindiğinde, Sakarya’nın Geyve ilçesindeki bir RES lisansı satın alarak büyümesini sürdürdü.

Bugün 8 RES ve biri Türkiye’de, ikisi Gürcistan’da olmak üzere 3 HES ile toplam 11 adet işletmeye sahip olan Eksim Enerji, kurulu gücünü 2022 sonu itibarıyla 626 MW’a yükseltti. 2023 ilk çeyrekte edindiği ön lisanslar ile yenilenebilir enerji portföyünü 1751MW’a çıkartan şirket, yeni projeler ile 2023 yılını 2250 MW’ın üzerinde kapamayı hedefliyor.

10 yılda 15 milyon Euro Ar-Ge’ye harcandı

Daha yaşanabilir bir dünya inşa etme vizyonunun yanında çevre dostu yaklaşımlarıyla ülke ekonomisine sürdürülebilir katkı sunduklarını ifade eden Eksim Enerji Genel Müdür Vekili İsmail Yasin Erkan “Yalnızca yüzde 100 yenilenebilir enerjiye yatırım yapan önemli oyunculardan biriyiz.

Bugüne kadar yenilenebilir enerjinin farklı alanlarına yönelik 10 yılda 15 milyon euroya yakın Ar-Ge yatırımı gerçekleştirdik. 10 yıl içerisindeyse hidrojen yakıtların yanısıra yeni nesil elektrik depolama teknolojilerinin de önem kazanacağını öngörüyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı da hızlandırdık.” açıklamalarında bulundu.

2025 yılında 4 milyon ton karbon salınımı engellenecek

 Eksim Enerji, 2022 yılında RES ve HES projelerinde toplam 1,3 milyon ton karbon salınımının önüne geçti. Şirket, GES’lerde üreteceği yenilenebilir enerji ile toplam 500.000 ton karbon salınımının önüne geçerek 2025 yılı sonunda tüm projelerin faaliyete geçmesi ile birlikte yıllık 4 milyon ton karbon salınımını engellemeyi hedefliyor.

RES yatırımları içeride ve dışarıda sürüyor

Eksim Enerji’nin işletmede olan 8 RES’inin toplam kurulu gücü 464 MW’ı buluyor. TÜREB Raporu’na göre 2022 sonu itibarıyla rüzgâr enerjisinde kurulu güç sıralamasında Türkiye’de altıncı sırada olan Eksim Enerji sahip olduğu RES’lerle 2022 yılı içinde Türkiye’de rüzgar enerjisinden üretilen elektriğin yüzde 4’ünü üretti. Şirket, üç yıl içinde proje ve inşaat aşamasındaki 8’i kapasite artışı olmak üzere 6’sı yurt içi ve 6’sı yurt dışında hibrit yatırımlarda dahil toplam 20 projeyi faaliyete geçirmeyi hedefliyor.

Geçtiğimiz yılın Haziran ayında gerçekleşen Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) RES-3 yarışmaları kapsamında edindiği Amasya, Bingöl, Karaman, Mardin, Siirt ve Yozgat illerini kapsayan 6 lisans için 350 milyon dolar değerinde 260 MW’lık yeni RES yatırımı yapmak için de kolları sıvadı. Yeni yatırımda kullanılacak türbinler için birçok ilke de imza atılması hedefleniyor. Bu kapsamda, belirlenen oranlarda yerli üretilecek son teknoloji rüzgar türbinleri, düşük rüzgarlı sahalarda dahi yüksek üretim yakalayabilecek.

Bu önemli yatırım, teknolojideki yeniliklerin ülkemize aktarılmasına ve istihdam artışına da katkı sunacak. Eksim Enerji’nin yenilenebilir enerji portföyünün 416 MW’lık kısmı ise yurt dışı yatırımlarından oluşuyor. Toplam yurt dışı RES lisansı 317 MW olan şirketin, Ukrayna’daki 67 MW’lık RES inşaatı sürerken Gürcistan’da proje aşamasında toplam 250 MW’lık beş farklı RES’i bulunuyor.

GES yatırımları gücüne güç katacak

 Eksim Enerji 2021 yılında YEKA-3 ve 2022 yılında YEKA-4 yarışmalarından kazanılan 275 MWm lisans gücü ile güneş enerji sektörüne güçlü bir giriş yaptı. Şirket rüzgâr santrallerinin verimliliğini arttırmak için aynı lisans sahası içinde hibrit projeler dahil yaklaşık 350 MW Güneş Enerji Santrali (GES) de kuracak.

Hedef: Bu yıl 500 milyon dolar yatırım

2023 sonuna kadar Avrupa’daki ofislerini artırmayı ve Kuzey Amerika’da ofis kurmayı hedeflediklerini belirten Erkan, “Şirketimizin 1751 MW’ı aşan toplam yenilenebilir enerji yatırım portföyünü, 2025 yılında 2500 MW’ın üzerine taşımayı hedefliyoruz.

Bu kapsamda 2023 sonuna kadar yenilenebilir enerji faaliyetlerine 500 milyon dolar değerinde yatırım yapmayı planlıyoruz. Hali hazırda yurtdışında 3 ülkede faaliyetimiz bulunuyor ve yeni ofislerimizin açılması ile 5 ülkede yenilenebilir enerji yatırım fırsatlarını yakından takip etmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

3 HES projesi katma değer sağlıyor

HES’ler Eksim Enerji’nin hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımları arasında ilk yenilebilir enerji yatırımı olma özelliği taşıyor. Şirketin, yurt içi ve yurt dışında olmak üzere, toplam 162 MW kurulu güce sahip üç adet işletmede HES‘i bulunuyor. Rize’nin Uzundere ilçesinde bulunan 63 MW kapasiteli Uzundere-1 projesi ilk proje olarak 2010 yılında devreye alınırken, Çoruh Nehri üzerindeki projelerinden Gürcistan’daki 48 MW’lık Khelvachauri-1 projesi 2017 yılında ve 51 MW’lık Kırnati projesi ise 2018 yılında işletmeye alındı.

Biyokütle enerji santrali çalışmaları sürüyor

Eksim Enerji 2012 yılından bu yana Ar-Ge faaliyeti olarak biyokütleden (odun talaşı, ormansal artıklar vb.) biyoyakıt üretimine yönelik proje üzerinde çalışıyor. Mevcut durumda ise 1.2 MWe elektrik üretebilen motor ve alternatörden oluşan güç grubu ise işletmeye alındı. Katmadeğerli yakıt üretimi için teknoloji merkezi destekli çalışmalar ise devam ediyor.

Avro Bölgesi’nde İnşaat Üretimi Azaldı

Avrupa İstatistik Kurumu (Eurostat), Avrupa Birliği (AB) ve Avro Bölgesi’nin Nisan ayına ilişkin inşaat üretim verilerini açıkladı.

Avro Bölgesi’nde inşaat üretimi, nisanda bir önceki aya göre yüzde 0,4 azaldı.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avrupa Birliği (AB) ve Avro Bölgesi’nin nisan ayına ilişkin mevsimsellikten arındırılmış inşaat üretim verilerini yayımladı.

Buna göre, Avro Bölgesi’nde inşaat üretimi, nisanda mart ayına kıyasla yüzde 0,4 düştü. İnşaat üretimi, 2022’nin nisan ayına göre ise yüzde 0,2 arttı.

AB’de inşaat üretimi, nisanda önceki aya kıyasla yüzde 0,4, 2022’nin aynı dönemine göre de yüzde 0,1 düşüş gösterdi.

AB ülkeleri arasında nisanda inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 3 ile Belçika’da, yüzde 2 ile Almanya’da ve yüzde 0,8 ile Fransa’da ölçüldü. En fazla düşüş ise yüzde 6,6 ile Slovenya’da, yüzde 5,3 ile Hollanda’da ve yüzde 4,2 ile Romanya’da kaydedildi.

Yıllık bazda ise inşaat üretimi Slovenya’da yüzde 23,3, Romanya’da yüzde 12,6 ve Belçika’da yüzde 8,7 artarken, Slovakya’da yüzde 6,9, Çekya’da yüzde 6,4 ve Finlandiya’da yüzde 5,5 düştü.

Konut Kiralarında Yeni Dönem

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konut kiralamalarında yüzde 25 zam sınırlamasına 1 yıl daha devam edileceğini açıkladı. Peki, yeni dönemde yasal düzenlemeler nasıl olacak?

Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz tarafından derlenen haberde yeni kira dönemine ilişkin 5 soruya yanıt verildi. İşte o sorular ve cevapları:

1. Yeni zam sınırı dönemi ne zaman başlayacak, nasıl uygulanacak?

Kiraya zam TÜİK’in açıkladığı 12 aylık TÜFE ortalamasına göre yapılıyordu. Örneğin son açıklanan oran yüzde 63.72 oldu. Ancak geçen yıl yapılan düzenleme ile tavan zam oran belirlendi ve “11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında (1 Temmuz dahil) yenilenen sözleşmelerde, kiracıya yüzde 25’in üzerinde zam yapılamayacak” denildi. Önümüzdeki günlerde yasalaşacak düzenleme ile sürenin bir yıl daha uzaması bekleniyor. Bu durumda temmuz ve sonrasındaki aylarda sözleşme yenileme döneminde konut kirasında yıllık artış yüzde 25 olacak. (Farklı bir oran belirlenmezse) Yani son enflasyon rakamlarını baz aldığımızda 3 bin lira olan kira 4 bin 912 bin liraya çıkacakken, sınırlama ile 3 bin 750 lira olabilecek.

2. Ev sahibi ara zam isteyebilir mi?

Kira sınırından sonra kimi ev sahipleri yüzde 25’i yeterli bulmadığı için ara zam istemeye başladı. Kiracısı ile yeni rakam için uzlaşanlar da ‘ilk 6 ay için bu rakam’ pazarlığına girdi. Ancak kirada ara zam istenilmesi yasal değil. Kiraya zam yılda bir kez ve sözleşme yenileme döneminde yapılır.

3. 5 yılı dolduran kiracılar için süreç nasıl ilerleyecek?

Mevcut sistemde ev sahibi 5 yılı dolduran kiracısı için kira tespit davası açabiliyor. Bu yolla ‘kira bedeli düşük kaldı, mahkemece yeniden belirlensin’ diyor. Hukukçular uzun süren dava süreçleri nedeniyle taraflara uzlaşmasını tavsiye etse de mümkün olmuyor. Çünkü eski kira ile talep edilen rakam arasında makas ciddi oranda açıldı. Kiracının 5 bin lira, ev sahibinin 10 bin kira dediği yerde 7-8 bin liradan el sıkışılıyordu. Şimdi 5 bin kira ödenen evde ev sahibi 30-40 bin lira istediği için orta yol bulunamıyor. Peki bu durumdaki kiracı ne yapacak? Eğer bir uzlaşma yoksa ve dava açıldıysa kiracı yasal oranda zam yaparak devam edebilir. Ta ki mahkeme sonuçlanana kadar. Dava sonucunda kiracının yeni kira bedelinden ödeme yapması, eğer karar verildiyse geçmiş dönem zam farkını da ödemesi gerekir.

4. Zam oranını beğenmeyen tahliye isteyebilir mi?

Kira piyasasında son yıllarda yaşanan en büyük sorun haksız tahliyeler. Ev sahibi evi daha yüksek fiyatla başkasına kiralamak için türlü bahanelerle ‘Evimden çık’ diyor. Ancak daha yüksek kira için hiçbir kiracı tahliye edilemez. Ancak ev sahibi kendisinin ya da bakmakla yükümlü olduğu birinin ihtiyacı varsa, ihtiyaç nedeniyle tahliye isteyebilir. Böyle bir durumda da evi üç yıl başkasına kiralayamaz, kiralarsa eski kiracısına tazminat öder. Bir de 10 yıl sözleşme uzama süresi dolan kiracılar için gerekçe göstermeden tahliye istenebilir.

5. Ev satılırsa kiracı ne yapacak?

Eski kiracısı olan ve istediği orandan zam yapamayan kimi ev sahipleri mülklerini satma yolunu seçiyor. Evi yeni alan kişi de rakamı düşük bulduğu için eski kiracıyı çıkarıp, yeni rakamla yeni kiracı bulmak istiyor. Ancak kişinin kiracılı bir ev alması her şartta kiracıyı tahliye etme hakkı vermez. Yeni malikin kendisinin veya ailesinin taşınmaza ihtiyacı olduğunu ispat etmesi gerekiyor. Eğer yeni malik kiracıyı haksız yere tahliye ederse üçüncü kişilere üç süre ile kiraya vermesi yasak. Ayrıca evin satılması durumunda kiracının yeni Ev Sahibi ile ayrıca bir Sözleşme yapması da zorunlu değil. Kiracı yasal oranda zam yapıp yeni ev sahibine düzenli kira ödediğinde sorumluluğunu yerine getirmiş olur.

Kiraya zam sınırının uzaması birkaç aydır gündemdeydi. Uygulamadan memnun olmayan ev sahipleri üç formülle kendilerini korumaya aldı. Kimi evini kiraya vermeyip boş bırakıyor, kimi tahliye taahhüdü alarak önceden kiracının çıkışını garanti etmek istiyor, kimi de piyasa şartlarına kıyasla rakamı henüz yolun başında yüzde 20-30 fazla tutarak zammı önceden yapıyor.

Kiracılı evlerde ise geçtiğimiz bir yıl boyunca yasal olarak zorunlu olsa da yüzde 25 zam sınırına uyulmadığını gördük. Yapılacak yeni düzenlemede bu defa fahiş zam yapanlara hapis cezası gelmesi de gündemde. Bu nedenle yeni dönemde zam sınırının sahada ne kadar uygulanacağını zaman gösterecek.

Öte yandan yeni kira düzenlemesinde ev sahiplerini koruyacak bir adım atılıp atılmayacağı da merak ediliyor. Kira geliriyle geçinenler enflasyonun altında bir oranla zam yaptıkları için mağdur olduğunu belirtiyor. Kira sorunu için kalıcı çözümün konut arzını artırmak olduğunu belirten sektör temsilcileri ise kademeli artışı öneriyor. Hem kiracının evde yaşadığı süreye göre zam oranının kademeli belirlenmesi, hem de birden fazla evi kirada olanlar için sınırlamanın uygulanması öneriler arasında.

Kıbrıs’ta Kuzey Çevre Yolu Projesinin Büyük Kısmı Tamamlandı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C) Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Kuzey Çevre Yolu Projesinde inşaat çalışmalarının çoğunluğunun tamamlandığını açıkladı. 

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden yol yapım çalışmalarıyla ilgili çalışmalarda bulundu.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, Lefkoşa trafiğini azaltmak için yıllar önce başlayan Kuzey Çevre Yol Projesi’nin büyük bir kısmının tamamlanarak hizmete açıldığını kaydetti.

Fakat Gönyeli bölgesinde yaşanan istimlak problemleri dolayısı ile Kuzey Çevre Yolu’nu Alayköy kavşağına bağlayan yol çalışmaların, uzun süredir ilerleyemediğini belirten Bakan Arıklı, “Anavatan Türkiye, bu dönemde istimlak için bize ciddi bir kaynak ayırmıştır” dedi.

Söz konusu kaynağın öncelikle Gönyeli’deki istimlak çalışmaları için kullanılacağını dile getiren Arıklı, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Son 10 günde 2. defa ülkemizi ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu ile KKTC Karayollarının durumunu detaylı bir şekilde ele aldık. İlk etapta Gönyeli Çemberindeki trafiği rahatlatacak Katlı Kavşak Projesi’nin uygulamaya konulması konusunda anlaştık. Girne-Lefkoşa Ana Yolu Katlı Kavşak Projesi tamam.

Ayrıca Bayram sonrası Türkiye’ye yapacağımız iade-i ziyarette, KKTC Karayolları Dairesi’nin gelişimi için ihtiyaç duyduğumuz teknik desteğin detaylarını da konuşacağız.

Gösterdiği anlayış, yaptığı ve yapacağı katkılar için mevkidaşım Sayın Uraloğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum.”

Çayırova Otopark’ının Kaba İnşaatı Bitti

Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde çalışmaların devam ettiği kent meydanındaki üç katlı otoparkın kaba inşaatı tamamlandı.

Çayırova’nın vizyon projesi olan kent meydanında çalışmalar hızla ilerliyor. Göreve geldikten sonra ilçeye kimlik kazandıracak yatırımlar için düğmeye basan Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile birlikte kent meydanı için kolları sıvamıştı.

Ufuk Gazetesi’nin haberine göre; Çalışmaların büyük bir hızla devam ettiği Çayırova Kent Meydanı’nda önemli gelişmeler yaşanıyor. Kent meydanında inşa edilen ve Çayırova’nın parklanma ihtiyacını büyük oranda karşılayacak üç katlı otoparkın kaba inşaatı tamamlandı.

Yoldan 11 metre derinlikte inşa edilen otoparkın kaba inşaatının bitmesinin ardından, meydana inşa edilecek Çayırova’nın yeni camisi için harekete geçildi. Otopark üzerine inşa edilecek cami için çalışmalara başlanırken, caminin temeli için de beton serimi tamamlandı. Bununla beraber, kent meydanında çevre-peyzaj düzenlemesi ve kafeterya için hafriyat çalışmalarının da çok kısa bir sürede başlayacağı açıklandı.

25 bin metrekare alana kurulan kent meydanında 9 bin metrekare kapalı alan imalatı tamamlanırken, projenin hızla tamamlanarak ilçe halkın hizmetine açılması planlanıyor. Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, “İlçemizin kalbinin atacağı ve vatandaşlarımızın nefes alacağı kent meydanında çalışmalar hızla ilerliyor. 25 bin metrekare alana kurulan Kent Meydanı;  yaklaşık 3 bin kişilik ve alt katında sergi ve sosyal alanı olan camisi, otoparkı, yürüyüş ve bisiklet yolu, kuru havuzu, amfisi, paten pisti,  kafeteryası, fitness, dinlenme ve çocuk oyun alanları ile Çayırova’mızın yeni cazibe merkezi olacak” dedi.

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: ‘’2023’ü 595 Projeyle Kapatacağız’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, toplam 46,6 milyar TL ödenek ayrılan 595 projenin 2023 yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, kamu-özel iş birliğiyle yapılan Yap-İşlet-Devret Projeleri hakkında son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2023 Yılı Yatırım Programı’nda toplam proje bedelinin 886,6 milyar lira olduğunu dile getiren Bakan Uraloğlu, programda toplam 595 projenin yer aldığını belirtti. Uraloğlu, bu projelerin 2023 yılı revize ödeneğinin yaklaşık 46,6 milyar TL olduğunu vurgularken, yatırım gerçekleşmesinin 1 Haziran tarihi itibarıyla 27,3 milyar TL’ye ulaştığını ve söz konusu projelere yapılan toplam kümülatif harcamanın 283 milyar TL seviyesine geldiğini açıkladı.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün 2028 yılında kamuya devredileceğini açıklayan Uraloğlu, “Bin 408 metrelik ana açıklığı ile üzerinden raylı sistem geçen Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün toplam boyu, kenar açıklıkları ile birlikte 2 bin 164 metreye ulaşmaktadır. 2016 tarihinde hizmete giren Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 330 metreyi bulan asma köprü kulelerine sahip, 59 metre genişliği ile dünyanın en geniş köprüsüdür. Projenin finansmanı, projelendirilmesi, yapımı, işletilmesi, işletme süresi boyunca her türlü bakımı, onarımı ve sözleşme süresi sonunda otoyolun her türlü borç ve taahhütlerden ari, bakımlı, çalışır, kullanılabilir durumda ve bedelsiz olarak görevli şirket tarafından İdare’ye devri yapılacaktır. Projenin kamuya devir tarihi 21 Mart 2028’dir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü 59 metrelik platform genişliği ile üzerinde raylı sistem bulunan dünyanın en geniş asma köprüsüdür.” dedi.

İlk otoyol projesi olan Osmangazi Köprüsü ile İstanbul-Bursa-İzmir arasında kesintisiz ulaşım sağlandığını vurgulayan Ulaştırma Bakanı, projenin 1 Temmuz 2016 tarihinde hizmete açıldığını kaydetti. Uraloğlu, “Proje dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüleri arasında 7’nci sırada yerini aldı. Gebze- Orhangazi-İzmir, İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları dahil toplam 426 kilometre uzunluğunda.” dedi.

1915 Çanakkale Köprüsü 100. Yılın Sembolü Oldu 

1915 Çanakkale Köprüsü’ne de değinen Abdulkadir Uraloğlu, “101 kilometre uzunluğundaki Malkara-Çanakkale Otoyolu kapsamında, Gelibolu-Lapseki arasında Çanakkale Boğazı geçişini sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu. 

Projenin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılını sembolize ettiğinin altını çizen Uraloğlu, “1915 Çanakkale Köprüsü, 2023 metrelik orta açıklığı ile Dünyanın En Uzun Orta Açıklıklı Asma Köprüsü unvanına sahiptir. 770’er metre yan açıklıklar ile köprünün uzunluğu 3 bin 563 metreye, 365 ve 680 metrelik yaklaşım viyadükleri ile birlikte toplam geçiş uzunluğu 4 bin 608 metreye ulaşmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Aydın-Denizli Otoyolu Projesinde inşaat çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Bakan Abdulkadir Uraloğlu, şunları söyledi:

“140 kilometre 2×3 şeritli otoyol, 23 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplam uzunluğu 163 kilometre, güzergahın yaklaşık 151,5 kilometre kesimine girildi, 81 kilometre kesimde reglaj çalışmalar tamamlandı. Bu bağlantının yanı sıra Pamukkale ve Efes Antik Kenti gibi önemli turizm merkezlerine de ulaşımı kolaylaştırıyor. Otoyol ile Ege Bölgesi’ndeki turizm, tarım ve ticaret bölgelerine kesintisiz, yüksek hızlı güvenli ve konforlu ulaşım sağlanacak.”

EBSO Yeni Hizmet Binası’nın Temeli Atıldı

İzmir’in Çiğli ilçesinde hayata geçirilecek olan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yeni Hizmet Binası projesinin temeli atıldı.

Yaklaşık 200 milyon liralık yatırımla, 2024 yılının 19 Mayıs’ında açılması planlanan EBSO Hizmet Binası’nın temel atma törenine, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karece, EBSO Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu, EBSO eski Meclis Başkanı Salih Esen ve sanayiciler katıldı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin EBSO tarafından kurulduğunu hatırlatarak, “EBSO baba OSB’ler ise çocukları. Çocuklar büyüyor gelişiyor ve bugün babalarına ev sahipliği yapıyor, ben bundan gurur duyuyorum.” diye konuştu. 

İzmir’de OSB kurulacak yeni alanların arttırılmasını temenni eden Yorgancılar, “Tek arzumuz İzmir’de OSB açılabilecek yeni yerlerin artırılması. Bugün bir sektörde bir milyon metrekare bir başka sektörde 1,5 milyon metrekare ve 700 milyon metrekareye yakın talep var. Bu sektörlere yer açabilirsek en az 10 milyon metrekarelik yer sanayi bölgesine hibe olsa İzmir’de kurulacak.” diye söyledi.

OSB’lerin doluluğu sayesinde bugün İzmir’in cari açık vermeyen bir kent olduğunun altını çizen Yorgancılar, “Bu OSB’lerin doluluğu sonucunda da İzmir bugün cari açık vermeyen İhracat fazlası veren bir konuma geldi. Hem kayıt dışı ekonomiye hem de kayıt dışı istihdama en kolay kontrol altına alabilecek yer OSB’ler. Bu nedenle OSB sayılarının artırılması son derece önemli. Ben burada ilk parsel sahiplerinden bir tanesiyim. O kadar çok emeği geçen büyüğümüz var ki. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Birlikte her zaman için güç var. Bu birlik ve beraberlik içinde İzmir’in daha iyi yerlere gelebilmesi için daha başarılı işler yapabilmesi için hep beraber çalışacağız. Çünkü başka ülkemiz yok.” diye vurguladı. 

İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Türkiye’nin öncü Organize Sanayi Bölgeleri arasında yer alan bölgemiz, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından kuruldu. OSB Kanunu çıkana kadar da EBSO tarafından yönetildi. Bölgemiz de kurucusuna ahde vefa örneği göstererek, genel kurul kararı ile bölgemiz sınırları içerisinde EBSO binası yapılması kararını almıştı. Bu karar doğrultusunda tüm çalışmaları tamamlanan projenin temel atma aşamasına geldik.  İAOSB sınırları içerisinde faaliyet gösterecek olan Bölgemizin kurucusu olan Ege Bölgesi Sanayi Odası ile dirsek dirseğe çalışmak bir yandan bizleri mutlu ederken, diğer yandan Bölge prestijimize artı değer sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı. 

EBSO Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu ise, “İzmir Atatürk Organize Sanayi Odası ve EBSO için heyecanlı ve tarihi bir gün. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında yeni hizmet binasının fiziki temelinin atılması çok anlamlı.  EBSO, kendimiz ve bölgemiz için olduğu kadar ülkemiz içinde önemli bir marka oldu. Bugün EBSO markasının daha modern ve daha iyi hizmet sağlayacak bir mimarı yapının temelini atıyoruz. Bir yıl sonraki yeni binamızda yapılacak olan toplantıyı heyecanla bekliyoruz.” dedi.

THBB Mayıs Ayı Hazır Beton Endeksi’ni Yayımladı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) inşaat sektörüne dair gelişmeleri aktardığı Hazır Beton Endeksi Mayıs Ayı Raporu’nu yayımladı.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi Mayıs Ayı Raporu’na göre, Faaliyet Endeksi yılın ilk dört ayında kararsız devam ederken mayıs ayında yıl içerisindeki en yüksek değerine ulaşmıştır. Beklenti Endeksi eşik değerin üzerine çıkmayı başarmış görünmektedir. Güven Endeksi ise hem beklentinin üzerinde seyretmekte hem de yukarı yönlü hareketine devam etmektedir. Tüm bunlar inşaat sektöründe, geride bıraktığımız mayıs ayında yukarı yönlü bir ivmenin başladığına işaret etmektedir.

Geçen yılla kıyaslandığında tüm endeksler, inşaat sektöründe bir canlanmaya işaret etmektedir. Özellikle Faaliyet Endeksi’ndeki önemli artışı, Beklenti Endeksi’ndeki yükseliş ve Güven Endeksi’ndeki sınırlı artış takip etmektedir. Her üç endeks değerindeki bu yükseliş Hazır Beton Endeksi’nin yukarı yönlü hareketine neden olmuştur.

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, yılın ilk dört ayında kararsız devam eden Faaliyet Endeksi’nin mayıs ayında yıl içerisindeki en yüksek değerine ulaştığına dikkat çekerek “Rapor, inşaat sektöründe, geride bıraktığımız mayıs ayında yukarı yönlü bir ivmenin başladığına işaret etmektedir. Geçen yıla kıyasla tüm endeksler de inşaat sektöründeki canlanmayı ortaya koydu.” dedi.

Kentsel dönüşüm konusunda değerlendirmelerde bulunan Yavuz Işık, “Yeni Başlayan ‘Yarısı Bizden’ kampanyasına olan yoğun ilgi sonrasında, Sn. Cumhurbaşkanımızın kentsel dönüşüm konusunda daha kararlı adımlar atılacağını belirterek depreme dayanıklı olmayan, sel veya afet tehlikesi altında olan binaların yenilenmesinin gerekliliği bir kez daha dile getirmesi, önümüzdeki dönemde kentsel dönüşümün gündemde kalarak, ülke ekonomisinin en önemli başlıklarından biri olmaya devam edeceğinin göstergesidir. Hiç kuşkusuz ki bu süreçte inşaat sektörü de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Hâlihazırda Üretici Fiyat Endeksi ile paralellik arz eden İnşaat Maliyet Endeksi’ndeki artışın aynı seyir ile devam etmesi, kentsel dönüşüm sürecinde, politikalarının başarısının bir diğer anahtarı olacaktır. Enflasyon ve faiz politikalarının kentsel dönüşüm ile yakından ilgili olduğu, bundan sonrasında uygulamaya konulacak olan tüm kamusal politikaların bu 2 kanal üzerinden de desteklenmesi gerektiğini unutmamak gerekmektedir.” dedi.

Kaynak: THBB

Gaziantep İslahiye’de Kalıcı Konutlar Teslim Ediliyor 

Eyüpsultan Belediyesi tarafından Gaziantep İslahiye’de 55 günde inşa edilen kalıcı konutlar depremzedelere teslim ediliyor.

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem sonrası bölgeye ulaşan ilk belediyelerden olan Eyüpsultan Belediyesi, depremzedelere teslim edilmek üzere kalıcı konutları da hazırladı.

Kalıcı Konutlar Teslim Ediliyor 

Eyüpsultan Belediyesi’nce Gaziantep İslahiye’nin Fevzi Çakmak Mahallesi’nde 13 kalıcı konut hazırlandı.

Eyüpsultan Belediyesi tarafından inşa edilen kalıcı konutlar depremzedelere teslim edilecek. Gaziantep’in İslahiye ilçesinde kurulan Eyüpsultan Belediyesi İslahiye Yaşam Destek Alanı’nda inşa edilen kalıcı konutlarda beyaz eşyadan mutfak eşyalarına, bahçe mobilyasından çocuk odalarına kadar en ince detaylar düşünüldü.

Kalıcı konutların teslimi için 22 Haziran Perşembe günü saat 14:00’te, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Gaziantep’in ilçe belediye başkanlarının katılımıyla tören düzenlenecek. Törende İslahiyeli çocuklara verilecek bayramlıklarıyla birlikte düzenlenecek özel etkinliklerle bayram heyecanı da yaşatılacak.


55 Günde Yapımı Tamamlandı 

Kalıcı konutların temelleri zemin etüt çalışmalarının ardından Nisan ayının ortalarında atıldı ve 55 günde tamamlandı.


Eyüpsultan Belediyesi’nden Bir İlk 

Eyüpsultan Belediyesi’nin depremzedelere özel inşa ettiği kalıcı konutlar, aynı zamanda bir belediyenin deprem bölgesinde inşa ederek anahtar teslim ettiği ilk çalışma olarak dikkat çekiyor.

Türkiye’de Satılık Konutlarda En Fazla Değer Artışı Yüzde 172 ile Kırklareli’de, Kiralıklarda ise Yüzde 249’luk artışla Hatay ve Malatya’da

Endeksa’nın Mayıs 2023 verilerine göre, Türkiye’de son 1 yılda satılık konutlarda en fazla değer artışı %172’lik artışla Kırklareli’de, kiralık konutlarda ise en fazla değer artışı yüzde 249’luk artışla Hatay ve Malatya’da gerçekleşti.  Türkiye’de son bir yılda satılık konut değerlerinde en az yükselme görülen il ise yüzde 66’lık artışla Gaziantep oldu.

Endeksa’nın Mayıs 2023 verilerine göre, Türkiye’de son 1 yılda satılık konutlarda en fazla değer artışı %172’lik artışla Kırklareli’de yaşanırken, ortalama satılık konut fiyatı 1.849.440 TL oldu. Kırklareli’yi satılık konut değeri %160 artarak ortalama satılık konut fiyatı 2.126.400 TL olan Edirne ve satılık konut değeri %157’lik artarak ortalama satılık konut fiyatı 2.051.362 TL olan Hatay takip etti. Son bir yılda satılık konutlarda en fazla değer artışı görülen il olan Kırklareli’de aylık ve yıllık bazda stok sayıları azalma gösterdi. Endeksa 2023 verileri göre, Türkiye’de son bir yılda kiralık konutlarda en fazla değer artışı ise %249’luk artışla Hatay ve Malatya’da oldu. Hatay ve Malatya’yı %230’luk artışla Kahramanmaraş takip ederken, son bir yılda satılık ve kiralık konutlarda en fazla değer artışı görülen illerin tamamında yıllık stok değişimleri azalma gösterdi.

İlSatılık Birim FiyatıSatılık FiyatıAylık DeğişimSatılık StokAylık Satılık Stok DeğişimiYıllık Satılık Stok DeğişimiYıllık Satılık Değer Değişimi
Kırklareli15.4121.849.4404%200-15%-48%172%
Edirne17.7202.126.4005%279-24%-37%160%
Hatay13.0662.051.36211%195-14%-83%157%
Kırıkkale8.5491.154.11510%161-24%-55%146%
Malatya11.7151.710.3902%16129%-82%145%
Zonguldak14.8871.860.8755%179-26%-42%144%
Karabük11.8911.498.2664%129-19%-28%142%
Rize14.9312.090.3405%1287%-23%141%
Kastamonu14.0401.684.8006%1391%-37%141%
Sinop16.1321.871.3124%999%-38%140%
İlKiralık Birim FiyatıKiralık FiyatıAylık DeğişimKiralık StokAylık Kiralık Stok DeğişimiYıllık Kiralık Stok DeğişimiYıllık Kiralık Değer Değişimi
Hatay70,419.3651%104-1%-63%249%
Malatya52,648.633-8%79252%-63%249%
Kahramanmaraş67,949.5805%34-6%-81%230%
Kırklareli64,966.49614%34-6%-67%216%
Amasya55,43.82322%36-8%-45%211%
Manisa68,846.6099%1831%-49%203%
Ankara94,9211.3905%1695-4%-54%202%
Çorum39,974.79617%31-32%-46%193%
Sivas49,326.16514%3416%0%192%
Giresun47,055.88115%3710%-46%192%

Son bir yılda satılık konut değerlerinde en az yükselme görülen İl Gaziantep 

Verileri değerlendiren Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin etkilerinin konut piyasasında da hissedildiğini vurgulayarak, “Mayıs 2023 verilerine göre, Türkiye’de son bir yılda kiralık konutlarda en fazla değer artışı görülen ilk üç il depremden etkilenen Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş oldu. Kiralık konut değerlerinde artış görülen depremden etkilenen illerde yıllık kiralık konut stokunda belirgin bir düşüş kaydedildi. Endeksa’nın Mayıs 2023 verilerine göre, Türkiye’de son bir yılda satılık konut değerlerinde en az yükselme görülen il %66’lık artışla Gaziantep oldu. Gaziantep’te ortalama satılık konut fiyatı 1.893.325 TL’ye ulaştı. Bu ilimizde yaşadığımız deprem felaketinin olumsuz etkisinin devam ettiğini söylemek mümkün. Gaziantep’i %70’lik artışla yine depremden etkilenen bir bölge olan Kilis takip ediyor. Son olarak Aydın %76’lık artış ile en az değer artışı olan üçüncü kentimiz olarak görülüyor.” dedi.

Urla, Çeşme, Antalya ve Muğla’da daha yüksek oranda değer artışı bekleniyor

Türkiye’de son bir yılda kiralık konut değerlerinde en az yükselme görülen ilin %44’lük artışla Adana olduğunu da sözlerine ekleyen Öğüt, “Adana’da deprem bölgesine yakın ve çok göç alan bir ilimiz olmasına rağmen kritik bir artış gözlemlenmiyor. Adana’yı %55’lik artışla Muğla ve %68’lik artışla Antalya takip ediyor. Sıralanan iller arasında kiralık konut fiyatı ortalaması en yüksek olan il 23 bin 189 TL ile Muğla olurken, Düzce 4 bin 476 TL ile en düşük ortalama ile son sırada yer alıyor. Yaz dönemine girilmesiyle birlikte Muğla ve Antalya gibi turistik illerde aylık ortalama kira değeri değişimi yükselişe geçerken kiralık stok değerleri azalma gösterdi. Önümüzdeki üç ay boyunca bu bölgelerdeki kira değer değişiminin daha yüksek seviyelerde gözlemlenebileceğini söylemek mümkün. Yıllık değer değişim oranının diğer ille göre bir nebze düşük kalmasının sebepleri arasında bu illerimizdeki kira fiyatlarının doygunluk seviyesine yakın olması ve dönemsel ilgi görmesi sebebi ile yıllık ortalamasına bakıldığında, kış aylarının yaz dönemi seviyesinde seyretmemesinin getirdiği denge olduğu söylenebilir.  Dönemsel olarak Urla, Çeşme, Antalya ve Muğla gibi yazlık bölgelerimizde önümüzdeki üç ay içerisinde diğer illerimizdeki konutlara göre daha yüksek oranda satılık ve kiralık değer artışı bekliyoruz. Stokların da azaldığını göz önünde bulundurursak bu bölgelere olan talebi daha net olarak gözlemleyebiliriz.” şeklinde konuştu. 

İlSatılık Birim m2 FiyatıSatılık FiyatıAylık DeğişimSatılık StokAylık Satılık Stok DeğişimiYıllık Satılık Stok DeğişimiYıllık Satılık Değer Değişimi
Gaziantep12.2151.893.3255%985-26%-66%66%
Kilis7.630999.5303%875%-42%70%
Aydın23.5193.292.6604%2.393-28%-64%76%
Diyarbakır11.3331.813.2802%486-19%-58%80%
Kayseri9.1471.509.2553%964-23%-51%83%
Şanlıurfa9.9561.742.3006%456-25%-60%83%
Bingöl7.8181.141.4287%826%-6%84%
Adana14.3062.288.9602%1.290-16%-61%89%
Muğla41.2115.481.0639%1.703-23%-49%90%
Erzincan10.5921.387.5523%9013%-18%91%
İlKiralık Birim m2 FiyatıKiralık FiyatıAylık DeğişimKiralık StokAylık Kiralık Stok DeğişimiYıllık Kiralık Stok DeğişimiYıllık Kiralık Değer Değişimi
Adana66,128.926-1%845-14%-19%44%
Muğla210,8123.18915%928-17%-59%55%
Antalya137,3715.1114%1.251-38%-57%68%
Batman33,214.7824%29-4%-65%95%
Mersin83,1811.2295%91-32%-16%104%
Düzce45,674.4764%59-27%-31%105%
İzmir114,9113.1007%1.544-31%-61%108%
Gaziantep60,459.7320%152-42%-59%108%
Erzurum31,554.41718%65-25%-44%109%
Aydın85,259.0366%355-22%-44%110%

Eyyübiye’de 4 Bin 958 Konutun İnşaatı Devam Ediyor

Şanlıurfa, Eyyübiye Belediyesi ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından ilçede yükselen 4 bin 958 konutun inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Şanlıurfa’da planlı konut alanı olarak ilan edilen bölgede, Eyyübiye Belediyesi ve TOKİ’nin yapımına başladığı konut projeleriyle binlerce konut inşa ediliyor.

Eyyübiye Belediyesi tarafından derlenen habere göre; Büyükşehir yasası ile merkez ilçe statüsüne geçen Eyyübiye’de ilk değişim, Yenice-İkizce-Akçamescit Mahalleleri’ndeki kentsel dönüşüm ve gelişim projesi ile başladı. Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş’un özellikle üzerinde durduğu ve Toplu Konut İdaresi’nce (TOKİ) uygulanan proje ile bölgedeki yüzlerce ev yıkılarak yerine son derece modern yapıda 367 konut ve 35 dükkân inşa edildi. Aynı bölgede 600 konuttan oluşacak ikinci etap kentsel dönüşüm çalışmaları ise devam ediyor.

Yapılaşmanın tarım dışı alanlara taşınmasıyla birlikte planlı konut alanı çalışmalarında ise Kadıkendi, Keberli ve Şahinler mahalleleri bölge gelişme alanı olarak belirlendi.

Toplamı 360 hektar olan gelişme alanının yaklaşık 150 hektarı TOKİ konut projeleri için tahsis edildi ve burada inşaatlar yükselmeye başladı.

Daha önce Eyyübiye Batıkent’te 1. etap 441 konut 5 dükkân, 2. etapta 303 konut 7 dükkân ve 3. etapta 603 konut 10 dükkân inşaatlarını başlatan TOKİ, Eyyübiye’de toplam 4 bin 958 konut yapımına da devam ediyor.

TOKİ’nin 2023 yılı başından itibaren temelini attığı konutlar ile 6 Şubat depremlerinin ardından Eyyübiye yeni rezerv konut alanında hemen yapımına başlanan toplam 4 bin 458 konutun 409 adedi 4. etapta, 1421 adedi 5. etapta, 363’ü 6. etapta ve 1418’i 7. etapta yer alıyor.

Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş’un 6 Şubat depremleri sonrası yenileyerek sismik izolatörlü sisteme çevirdiği bin konutluk projede de temel kazısı devam ediyor.

Yaklaşık bir buçuk yıl sürecek inşaat çalışmaları sonucu, rezerv konut alanında ulaşım ve altyapı hizmetleri tamamen ulaşmış ve bölgede 6 bin konut tamamlanmış olacak. Kamu eliyle yapılacak konut projelerine paralel olarak özel sektörün de inşaat faaliyetlerinde yönelmesi beklenen bölge, hem tarım arazilerindeki yapılaşmanın önüne geçecek hem de deprem ve sel baskını gibi doğal afetlere karşı sağlam zeminde bir yaşam alanına dönüşecek.

Alya Bella Projesinde İnşaat Tamamlandı

Boss4 İnşaat tarafından İstanbul’un Beylikdüzü ilçesinde hayata geçirilen Alya Bella projesinde çalışmalar tamamlandı.

Şirket açıklamasına göre, ‘Alya’ markasıyla ürettiği projelere yenilerini ekleyerek sektöre yüksek katma değerli ve prestijli projeler kazandıran Boss4 İnşaat, Beylikdüzü’nün en çok değerlenen bölgelerinden Gürpınar’da hayata geçirdiği ‘Alya Bella’yı söz verdiği tarihten daha kısa bir sürede teslim etmeye başladı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Boss4 İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, projeyle yatırımcıları şehrin merkezinde doğayla baş başa kalabilecekleri konforlu yaşam alanları ile buluşturduklarını belirtti.

Projeyle bilinen ‘tripleks villa’ anlayışına üst düzey bir anlayış getirdiklerini aktaran Akkuş, şunları kaydetti:

‘’Yapımına 2021’de başladığımız ve 12 lüks villadan oluşan ‘Alya Bella’ projemizi tamamlayarak teslim etme aşamasına gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Toplam 50 milyon TL yatırımla hayata geçirdiğimiz projemiz, sahip olduğu 4 bin 603 metrekarelik geniş peyzaj alanı, her villaya özel bahçesi, lükste sınırları aşan donanımı ile bölgedeki projelerden ayrışıyor. Tüm üst düzey donanımızla yatırımcılarımıza lükste sınırları aşan yaşam alanları sunmayı hedefledik ve bu hedefimizi gerçekleştirdik.’’

Projenin, her villaya özel havuz ve bahçesi, 100 metrekarelik bodrum katı, bahçeye açılan 40 metrekare salonu, her odaya ait banyoları dikkati çekiyor. Büyüklükleri 469 ila 500 metrekare arasında değişen villaların özel bahçelerinin büyüklüğü ise 250 ile 350 metrekare arasında değişiyor.

Kepez Belediyesi’nden Yeni Hizmet Binası

Antalya iline bağlı Kepez Belediyesi, Başköy ilçesinde kullanım ömrünü tamamlayan hizmet binasını yeniliyor. 

Kepez Belediyesi, Başköy Mahallesi’nde, yeni bir hizmet binası inşa ediyor.

Mahalle sakinleri, Başköy İlkokulu bahçesine yakın bir alanda bulunan ve içerisinde muhtar odası ile öğretmenler odasının bulunduğu binanın yenilenmesini talep etmişlerdi. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de mahalleye yaptığı ziyarette, ekonomik ömrünü tamamlayan mevcut hizmet binası yenileceklerinin sözünü vermişti.

Yenileme çerçevesinde eskiyen ve hizmet ömrünü tamamlayan mevcut bina yıkıldı. İhale sürecinin tamamlanmasından sonra da yeni hizmet binasının yapım süreci başladı. Ve geçtiğimiz günlerde temeli atıldı.

Yaklaşık 200 metrekare arazi üzerinde inşa edilen yeni hizmet tesisinde, muhtarlık odası, öğretmenler odası, doktor odası ile kütüphane yer alacak.

Başkan Hakan Tütüncü, şehir merkezinden uzak mahallelerdeki sosyal yaşamı, kalıcı hizmetlerle kolaylaştırmaya çalıştıklarını belirtti.

Başkan Tütüncü, “Yeni hizmet binamızla hem kamu hizmetini, doktoru vatandaşımızın ayağına getiriyoruz hem de öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin taleplerini karşılıyoruz. Kütüphane ile Başköylü çocuklarımızı bilgiyle, kitapla ve ders çalışma ortamıyla buluşturacağız. Başköy İlkokulu’nun öğretmenler odası, mevcut binanın içerisindeydi. Yeni binamızda öğretmenlerimize, sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri güzel bir oda yapıyoruz. Mahalle muhtarımızın hizmet odasının yenilenmesini talebini karşılıyoruz. Yeni sosyal tesisimiz, Başköy için dört dörtlük bir hizmet noktası olacak” açıklamasında bulundu.

Intel, Polonya’ya Çip Fabrikası Kuracak

Dünyanın önde gelen çip markalarından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Intel, 4,6 milyar dolarlık yatırım bedeliyle Polonya’ya çip fabrikası kuracak.

Intel’den yapılan açıklamada, şirketin, yarı iletkenlerin AR-GE ve imalatı konusunda Avrupa Birliği (AB) sınırları içinde 80 milyar avroluk yatırım planının bir parçası olarak, Polonya’nın Wrocaw kenti yakınlarında yarı iletken montaj ve test tesisi için 4,6 milyar dolarlık yatırım yapacağı kaydedildi.

Polonya’daki yeni fabrikanın 2027’de faaliyete geçmesi ve 2 bin kişiye istihdam sağlaması planlıyor. Fabrika inşaat aşamasında ve tedarik zincirinde birkaç bin istihdam oluşturacak.

Almanya’ya da Çip Fabrikası İnşa Edilecek

Açıklamada, söz konusu fabrika için Polonya hükümetinin teşvik miktarı hakkında bilgi verilmedi.

Şirket, Eylül 2021’de, gelecek 10 yıl içinde Avrupa’ya 80 milyar avroya kadar yatırım yapabileceğini duyurmuştu. Bu arada, Intel, İrlanda ve Fransa’daki tesislerinin yanı sıra Almanya’da da büyük bir çip fabrikası inşa etmeyi planlıyor

Doğu Almanya’daki Magdeburg kentinde kurulacak çip fabrikası için Intel’in Alman hükümetinden yaklaşık 10 milyar avro teşvik alması bekleniyor. Fabrikanın inşaatında 7 bin, fabrika tamamlandığında ise 3 bin kişiye istihdam sağlanacak.

AB’nin Çip Üretimi Payı Yüzde 20’ye Çıkarıldı

Öte yandan, Avrupa Birliği’nin (AB) hedefi, 2030 yılına kadar Avrupa’nın küresel çip üretimindeki payını ikiye katlayarak yüzde 20’ye çıkarmak olarak açıklanmıştı. Şirketleri çekmek için 40 milyar avrodan fazla sübvansiyon sağlanıyor.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, çiplerin 21. yüzyılda kritik bir teknoloji olduğunu belirterek, Polonya’nın küresel yarı iletken tedarik zincirinde artık daha önemli bir rol oynaması sevindirici olduğunu vurguladı. Morawiecki, ülkede planlanan Intel’in fabrikasını “Polonya tarihindeki en büyük sıfırdan yatırım.” olarak nitelendirdi.

Yurt Dışında Gayrimenkul Yatırımının Önemi

Notte Global’ın kurucusu ve CEO’su Yusuf Boz, global gayrimenkul pazarındaki bilgi ve deneyimini yatırımcılarla paylaşıyor. Türkiye’deki yatırımcılara yurtdışı gayrimenkul yatırımı konusunda kılavuzluk etmeyi hedefleyen Boz, Amerika, Dubai ve İngiltere’deki fırsatları değerlendiriyor. Ayrıca yurtdışı gayrimenkul yatırımlarının geri dönüş oranları ve Türkiye ile karşılaştırmasını da ele alıyor.

“Yurtdışında gayrimenkul yatırımı yapmak, yatırımcılara dünyanın en hızlı büyüyen ve en istikrarlı pazarlarında aktif olma fırsatı sunarken, yerel pazarda yaşanan dalgalanmalardan korunma imkanı da sağlar,” diyor Boz ve ekliyor: “Dünya genelindeki fırsatları değerlendirebilmek ve portföy çeşitliliği sağlamak, gayrimenkul yatırımcıları için çok önemlidir.”

Amerika’da Gayrimenkul Yatırımı:

Amerika, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olarak, geniş ve çeşitli bir gayrimenkul pazarına sahip. Özellikle büyük metropollerdeki lüks konut ve ticari gayrimenkuller, yatırımcılar için önemli bir fırsat oluşturuyor. New York ve Los Angeles gibi şehirler, hem yerel hem de yabancı yatırımcıların yoğun ilgisini çekiyor. Amerika’daki gayrimenkul yatırımlarının geri dönüş oranları genellikle istikrarlıdır ve güçlü ekonomi, yatırımcılara güven verir.

“Yatırımcılar Amerika’da gayrimenkul yatırımı yaparken geniş bir yelpazede seçeneklere sahip olurlar,” diyor Boz ve ekliyor: “Bu da risklerin dağıtılmasına ve portföy çeşitliliğinin sağlanmasına yardımcı olur.”

Dubai’de Gayrimenkul Yatırımı:

Dubai, hızla büyüyen ekonomisi ve lüks yaşam tarzı ile bilinir. Yüksek kaliteli yaşam standartları ve çarpıcı mimari tasarımları ile tanınan Dubai’deki gayrimenkul pazarı, son yıllarda hızla büyüdü. Özellikle lüks konut projeleri, yatırımcıların ilgisini çekiyor. Projelerden biri olan Al Habtoor Tower, bu konuda öne çıkan örneklerden biri.

“Dubai’deki gayrimenkul yatırımları, yüksek getiri oranları ve vergi avantajları ile dikkat çeker,” diyor Boz ve ekliyor: “Ayrıca, Dubai’nin hızla büyüyen ekonomisi ve uluslararası yatırımcılara sunduğu fırsatlar, bu pazarı daha da çekici hale getiriyor.”

İngiltere’de Gayrimenkul Yatırımı:

İngiltere, özellikle başkenti Londra, dünyanın en güçlü gayrimenkul pazarlarından biridir. Tarihi binaların ve modern mimari yapıların harmanlandığı Londra, gayrimenkul sektöründe önemli bir yere sahip. İngiltere’deki gayrimenkul yatırımları, istikrarlı geri dönüş oranları ve yüksek kira getirileri ile tanınır.

Boz, “İngiltere, özellikle Londra, yatırımcılar için güvenli bir liman olarak görülüyor. Bu, yatırımcıların güvenini artırıyor ve yüksek geri dönüş oranlarına katkıda bulunuyor,” diyor.

Türkiye ile Yurtdışı Gayrimenkul Yatırımlarının Karşılaştırılması:

Türkiye’deki gayrimenkul pazarı ile yurtdışındaki pazarlar karşılaştırıldığında, yurtdışı gayrimenkul yatırımlarının çeşitlilik ve risk dağılımı sunduğu görülür. Yurtdışı yatırımlar, yerel ekonomik koşullardan daha az etkilenirken, yabancı para birimlerinde değer kazanma fırsatı sunar.

Ancak Boz, Türkiye’deki gayrimenkul yatırımlarının da özellikle büyük şehirlerde ve tatil bölgelerinde cazip fırsatlar sunduğunu belirtiyor.

Sonuç olarak, yurtdışı gayrimenkul yatırımları çeşitlilik, yüksek getiri oranları ve risk dağılımı sunarak, yatırımcılara değerli fırsatlar sağlar. “Yatırımcılar, hedefleri ve risk toleranslarına göre hangi pazarın kendileri için en uygun olduğunu belirlemeli,” diyor Boz ve ekliyor: “Notte Global olarak, müşterilerimize yurtdışı gayrimenkul yatırımlarında doğru kararları verme konusunda yardımcı olmayı hedefliyoruz.”

KÖİ Başkanı Aydın: ‘’Kuzey Afrika Ülkeleri Yatırım İçin Türk Şirketlerini Bekliyor’’

Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi (KÖİ) Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “Kuzey Afrika ülkeleri, altyapı yatırımları için Türk şirketlerini bekliyor” dedi.

Türkiye’nin Kamu Özel Sektör İş Birliği’ne yönelik politika ve deneyimleri farklı ülkelere örnek oluyor. Son olarak Tunus, ülkemizin özellikle alt yapı yatırımları konusunda son yıllarda imza attığı büyük yatırımları örnek alarak Türkiye’nin deneyimlerini paylaşmasını istedi. Konu Afrika Kalkınma Bankası ve Tunus Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) Merkezi Başkanlığı ortak organizasyonu ile 15-16 Haziran tarihleri arasında Tunus’ta bu yıl ilki gerçekleştirilen Kuzey Afrika KÖİ Forumu’nda gündeme geldi.

Tunus başta olmak üzere Fas, Libya, Cezayir, Mısır’ı kapsayan ve Kuzey Afrika ülkelerinin temsilcilerinin de katıldığı programda ülkeler KÖİ alanındaki proje planlarını ve yasal altyapılardaki gelişmelerini aktardı Forumda, Türkiye’nin KÖİ deneyimleri ile bölgedeki projelere yapacağı olası katkı da ele alındı.

Tunus Tecrübelerden Faydalanmak İstiyor 

Tunus’un yaptığı proje planları toplantısında El Jorf to Djerba Ajim bölgesinde gerçekleşecek 2 kilometrelik köprü ve Tunus Savunma Bakanlığı tarafından başlatılan medikal şehir projesinin gerçekleştirilmesi için Türkiye’nin KÖİ deneyimlerine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Afrika Kalkınma Bankası uzmanları, kalkınmakta olan ülkelere önemli bir rol model olması sebebiyle Türkiye deneyimleri taşımak adına Türk şirketleri ile daha aktif çalışmak izlediklerini altını çizdiler. Bu konuyu da değerlendiren Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “10 ülkeyi kapsayan toplantıda paylaşılan altyapı yatırımlarının toplam boyutu 5 milyar dolardan fazla. Köprü, otoyol, havalimanı, hastane ve savunma sektörleri özelinde yoğunlaşan proje stoklarının hemen hepsinde yeterli global tecrübeye sahip Türk şirketleri için önemli bir potansiyel var” diye konuştu.

Proje Stoku 15 Yılda 100 Milyar Dolara Ulaştı 

Tunus Ekonomi Bakanı’nın açılış konuşmasını yaptığı programa katılan Aydın, KÖİ proje stokunun 15 yıl içinde 100 milyar dolara ulaştığına dikkat çekti. Aydın, “10 yıl önce ülkeler başarılı altyapı yatırımı için içsel sorunlar dediğimiz, insan kaynağı sorunları tecrübe yoksunluğu gibi sorunlarla uğraşırken, şimdi altyapı yatırımlarında yüksek standartlar beklendiği için dış etkilerin başarı için daha önemli olduğunu görüyoruz” dedi.

Başarılı Uygulamalar Masaya Yatırıldı

“Başarılı bir KÖİ projesi için gerekli şartlar nelerdir” başlıklı oturumda Dünya KÖİ Uzmanları Birliği Başkanı Ziad A. Hayek, IFC Kuzey Afrika Yatırım İlişkileri Uzmanı Adel Paris, Avrupa Uzun Süreli Altyapı Yatırımları Birliği (LTIIA) CEO’su Francois Bergere, Afrika Kalkınma Bankası Kuzey Afrika Şehirleşme ve Altyapı Yatırımları Direktörü Mike Salawou ve Fransız finans kurumu Caisse Des Dépôts et Consignations Tunus Genel Direktörü Neija Gharbi ile görüşlerini paylaştı.

Kaynak: Yeni Şafak

Bakan Özhaseki: ‘’250 Bin Konutun İnşaatı Devam Ediyor’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Bakanlık İl Müdürlüğü Hizmet Binası temel atma töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Özhaseki, “250 bin civarında binanın da şu anda inşaatları sürüyor.’’ dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Hizmet Binası temel atma törenine katıldı.

Burada önemli konuşmalarda bulunan Özhaseki’nin konu başlıkları şu şekilde:

“Aslında bu proje benim hazırladığım bir proje değil. Hakkı teslim etmek lazım. Bir önceki bakan arkadaşımız döneminde, hatırladığım kadarıyla 29 il için hazırlanmış. Bizim binamız eskiydi. Depreme dayanıksızdı. Bu binanın bir an önce dönüşmesi, değişmesi gerekiyordu.

Onlardan birisi de bizim şehrimizin binasıydı. Sağ olsunlar hazırlamışlar. Programa almışlar. Bugün temel atma da bana nasip oldu. Yarın açılış kime nasip olur ben bilmem. Ama biz kendi dönemize isabet eden zaman dilimi içerisinde üzerimize düşen doğruları yapmaya çalışıyoruz.

Türkiye’deki kentsel dönüşümü bakanlık olarak sürdürmeye çalışıyoruz. 2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çıkan bir yasadan sonra o günden bugüne neredeyse 10 yıl içinde 2 milyondan fazla bina yenilenmiş ve depreme dayanıklı hale getirilmiş.

250 bin civarında binanın da şu anda inşaatları sürüyor. Çalışmalar devam ediyor. İnşallah bunu daha da hızlandırmak zorundayız. Bir taraftan TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 270 bin konut yapılmış. Sosyal konutlarla birlikte bizim bu sayıyı çok daha ileri derecelere taşımamız icap ediyor.

Millet bahçeleri yapıyoruz. Şu anda 74 milyon metrekarelik bir alanda çalışıyor ama hedefimiz 100 milyon metrekareye ulaşmak. Bunu da bakanlık olarak yapabilecek gücümüz, bilgimiz ve birikimimiz var.

6 Şubat’ta büyük bir afetle karşı karşıya kaldık. O günlerde söylenen söz doğruydu. ‘Asrın afetiydi’. Malazgirt’ten bu tarafa başımıza gelebilecek en büyük felaket herhalde buydu. Doğrudan 11 ilimizi etkiledi. 100 kadar ilçemizi 1000’den fazla köyümüzü etkiledi.

Yıkılan konut sayısı ve yapmak zorunda olduğumuz bağımsız birim sayısı, ara ara itirazlarla birlikte değişmekle beraber 680 bin civarında konut ve 170 bin civarında da depo ve iş yeri gibi bağımsız birimden oluşuyor. Yani bizler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak vatandaşlarımızın yarasını sarabilmek amacıyla 850 bin bağımsız birim yapmak zorundayız.

Deprem bölgesindeki inşaat çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Bakan Özhaseki şöyle konuştu:

170 bin civarında konutun yapım ihalesi tamamlanmış veya devam ediyor. Söz verdiğimiz gibi 1 yıl içinde 311 bin konut yapılacak. Şimdi yeni bir döneme doğru geçiyoruz. Bu yeni dönemde de evet rezerv alanlarındaki inşaatımız devam edecek ama şehir merkezleri ne olacak?

Oraların da canlanması lazım. Herkesin hatırasının olduğu yerde ve geçmişle bağ kurduğu mahallelerde de kentsel dönüşümün yapılması lazım. Yerinde dönüşüm diye adlandırdığımız bu projeyi de önümüzdeki günlerde inşallah bizler devreye sokacağız. Özellikle altını çizerek söylüyorum.

Eski hatalara düşmeyeceğiz. Fay kırıkların üzerinde yapı yapılmasına, dere yataklarına ev yapılmasına asla izin vermeyeceğiz. ‘Efendim denizin üzerinde bile ev yapılabiliyor, niye 15-20 kat yapılmasına izin vermiyorsunuz ki?’ gibi sözleri çok duyuyoruz. Evet öyle. Ama standartları yerine getirmek de ne yazık ki biraz ihmalkâr davranan bir yapımız var. Bundan sonra zemin artı 4, zemin artı 3 gibi bir konutlaşmaya geçeceğiz.”

Kalyon Holding’den Romanya’ya Yatırım

Romanya’da Podişor Doğal Gaz Boru Hattı ihalesini kazanan Kalyon Holding ve SNTGN Transgaz arasında imzalar atıldı.

Romanya’nın Karadeniz’de yer alan doğal gaz rezervlerinde yapacağı kapasite artırımı ile çıkartacağı ilave gaz, Kalyon Holding tarafından Karadeniz kıyısı ile Podişor arasında inşa edilecek doğal gaz boru hattıyla ülkenin iç kesimlerindeki bağlantı noktalarına ulaştırılacak. Karadeniz kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin imza töreni Bükreş’te Başbakanlık binasında imzalandı.

İmza törenine, Romanya Başbakan Yardımcısı Marian Neacşu, Romanya Enerji Bakanı Sebastian Burduja, Romanya’nın gaz iletim hatlarının yapım ve işletmesinden sorumlu kamu şirketi SNTGN Transgaz’ın Genel Müdürü Ion Sterian ve Kalyon İnşaat İcra Kurulu Üyesi Serdar Över katıldı. İmza töreninde konuşan Serdar Över, ulaştırma, sağlık ve enerji konuları başta olmak üzere uzun bir süre altyapı yatırımlarını ertelemiş olması nedeniyle müteahhitlik ve inşaat sektörü açısından önemli bir potansiyele sahip olan Romanya’nın, başta ulaştırma altyapısının iyileştirilmesi ve ülkenin AB karbon salınımı kurallarına uyum sağlanması amacıyla enerji üretim tesislerinin dönüşümüne yönelik çeşitli projeleri nedeniyle gündemdeki yerini koruduğunu dile getirdi.

‘’Karadeniz’den Çıkan Gaz, Avusturya’ya Ulaşabilecek’’

Avrupa Birliği ihale kanunlarına göre yapılmış, şeffaf ve zorlu geçen ihaleyi, Avrupa’nın en büyük firmalarını geride bırakarak ve teknik olarak tam puan alarak kazandıklarını vurgulayan Över, “Attığımız imza ile inşasına başladığımız boru hattı projemizi, en ileri teknoloji ile hayata geçireceğiz. Projeyi taahhüt ettiğimiz 24 aydan daha kısa sürede tamamlamayı planlıyoruz” dedi. 

Över, 308 kilometre uzunluğundaki hattın, BRUA koridoru ile birleşeceğini belirterek, “BRUA koridoru; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya üzerinden geçen Avrupa’nın enerji güvenliği açısından çok önemli bir koridoru. Boru hattımız sayesinde Karadeniz’den çıkan gaz Avusturya’ya ulaşabilecek” diye konuştu. 

Romanya’nın müşavirlik ve müteahhitlik anlamında Türk firmaları açısından önemli bir potansiyel taşıdığına da değinen Över, “Amacımız, Karadeniz’de ortaya çıkacak ilave doğal gazı Romanya ve AB ülkelerinin kullanımına sağlıklı, kaliteli ve sürdürülebilirliğe uygun bir şekilde ulaştırmak. Kalyon Holding olarak bu alanda sahip olduğumuz bilgi ve deneyimimizi Avrupa’ya taşırken, ülkemizin mühendislik gücünü de komşu coğrafyalara ihraç ediyoruz. Bu sayede Türkiye ve Romanya arasındaki ticari iş hacmini artıracak olmanın gururunu yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde de gerek Romanya gerekse diğer ülkelerde Kalyon Holding’in imzasını daha da görünür kılacağız.” ifadelerini kullandı.

Romanya’daki Tüketimin Yüzde 45’i Karşılanacak

Romanya’nın gaz iletim hatlarının yapım ve işletmesinden sorumlu kamu şirketi SNTGN Transgaz Genel Müdürü Ion Sterian ise Romanya ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin ve iş birliğinin yıllar öncesine dayandığını belirterek, “Şimdiye kadar çok güzel çalışmalar gerçekleştirdik. Romanya’da özellikle altyapı alanında Türkiye’den ihale kazanan çok sayıda firma bulunuyor. Bizim projemizde ise Kalyon Holding, Avrupa’dan 4 firmanın katıldığı ihaleyi, tüm kriterleri karşılayarak kazandı. Bu doğalgaz boru hattı Avrupa’nın hali hazırda en büyük boru hattı projesi. Bu ihaleyi kazanmanın gururu da Kalyon Holding’e ait. Çok önemli bir ihaleyi kazanan Serdar Beyi ve çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum. Yıllık 12 milyar metreküpü aşkın kapasiteye sahip olacak hattan taşınacak gaz ile Romanya’daki tüketimin yaklaşık yüzde 45’i karşılanacak” dedi. 

Sterian, Kalyon Holding ile sözleşmenin Şubat 2021’de imzalandığını, bugün ise projenin başlaması için imzaların atıldığını vurguladı.

“Avrupa Birliği’nin Enerji Güvenliği Açısından Çok Kritik Bir Proje’’ 

İmza töreni sonrası konuşan Kalyon İnşaat İcra Kurulu Üyesi Serdar Över, “Hem Romanya’nın hem Avrupa Birliği’nin enerji güvenliği açısından çok kritik bir proje bu. Romanya’nın Karadeniz kıyısında, denizdeki gaz sahasından çıkacak gazı BRUA koridoruna ulaştıracağız. BRUA koridoru Bulgaristan üzerinden gelen Romanya, Macaristan ve Avusturya’ya giden, AB’ye giden bir boru hattı. Biz oraya eklenmiş olacağız. Hem Karadeniz gazının oraya gitmesi hem de diğer gaz sahalarının, işte biliyorsunuz, Türkiye’nin bir enerji Hub’u haline gelmesi hedefimiz var. Türkiye’den de oraya ilave gidebilecek gazlarla hem Romanya’nın hem de AB’nin enerji güvenliğine katkıda bulunmuş bir proje olacak” dedi.

“308 kilometrelik boru hattından bahsediyoruz” diyen Över, “12 milyar metreküp taşıma kapasitesi yapıyoruz. Biz kendi gazımızı yeterince temin ettikten sonra buraya da verebiliriz. Bir de Azerbaycan’da Şahdeniz 2’de çıkan gazın TANAP üzerinden buraya aktarılması planı var. Bunlarla birlikte Türkiye’nin enerji Hub’u haline gelmesine katkıda bulunacak bu proje” şeklinde konuştu.

Serdar Över, Kalyon holdingin AB için geçerli olan teknik kriter puanlamalarının da iyi olduğunu vurgulayarak yatırımların süreceğini kaydetti.

100 Bin Ton Çelik Boru Tedarik Edilecek 

Karadeniz Kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, AB’nin Kasım 2015 tarihli Avrupa Komisyonu Ortak Fayda Listesi Projeleri kapsamında hayata geçirilirken; projenin gerek Romanya gerekse de AB açısından stratejik bir öneme sahip olduğu belirtiliyor. Bu paralelde enerji pazarı entegrasyonu, sürdürülebilirlik ve enerji arzı güvenliğine kayda değer katkı yapan ve enerji koridoru oluşturmak için gerekli olan projeler, AB Komisyonu tarafından “Ortak Fayda Listesi Projeleri” olarak değerlendiriliyor. Karadeniz Kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı Projesi kapsamında ayrıca, Kalyon Holding tarafından yaklaşık 100 bin ton ağırlığında çelik boru tedarik edilmesi de söz konusu olacak.

Projenin Detayları ise şu şekilde;

– Proje güzergahı Karadeniz kıyısında Köstence’nin güneyinden başlayıp, Bükreş’in güneydoğusunda yer alan Podişor arasında yer alan 308 kilometrelik bir güzergahı içeriyor.

– AB, 2009 ve 2013 yıllarında yürürlüğe koyduğu bir dizi regülasyon ile stratejik öneme sahip enerji projelerinin uygulanmasına ait esasları belirlemiş durumda. Regülasyon, enerji piyasası entegrasyonu, sürdürebilirlik, enerji arzı güvenliği ve sınır ötesi enerji altyapısı koridorlarına önemli katkıları olan projeleri “Ortak Fayda Projeleri” olarak tanımlıyor. Karadeniz Kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı projesi de AB Komisyonu’nun Kasım 2015 tarihinde aldığı karar uyarınca bu listeye dahil edildi. Bu kapsamdaki projeler ayrı bir izin prosedürüne tabii olurken, AB fonlarına da erişim sağlayabiliyor.

– AB’nin artan gaz ihtiyacı ve arz güvenliği kaygıları neticesinde, Karadeniz’de açık deniz gaz sahalarından çıkartılacak gazın ülkenin iç kesimlerine ve sonrasında da diğer Avrupa ülkelerine ulaştırılması amacı ile Transgaz, 2019 yılında Karadeniz Kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin ihalesini yaptı. Proje ile ilgili mühendislik çalışmaları ve saha teslimi süreci de tamamlandı. Boru hattının inşaat faaliyetlerinin başlamasını müteakip 24 ay içinde tamamlanması planlanıyor.

– Karadeniz Kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı, 48 inç ve 40 inç çapında 308 kilometre uzunluğunda boru hattının inşasını içeriyor. Boru hattı güzergâhının tamamı karada yer alıyor. Boru hattı tamamlandığında 63 bar çalışma basıncına sahip olacak. Proje kapsamında yaklaşık 100 bin ton ağırlığında çelik boru kullanılacak. Projede 20 adet vana istasyonu ile enerji temini, katodik koruma ve fiber optik imalatları da yer alıyor.

– Karadeniz Kıyısı – Podişor Doğal Gaz Boru Hattı’nın amacı, Romanya’nın Karadeniz’de yer alan doğal gaz rezerv alanlarından çıkaracağı doğal gazın ülkenin iç kesiminde yer alan Podişor düğüm noktasına iletilmesi. Bu sayede Karadeniz gazının bağlantı noktaları üzerinden Bulgaristan, Macaristan ve Avusturya’ya da iletimi sağlanabilecek.

– Proje kapsamında denizde bir çalışma yapılmayacak. Tüm imalatlar karada yapılırken, projenin pik döneminde yaklaşık bin ila bin 500 kişilik bir iş gücünün istihdam edilmesi öngörülüyor.

– Kalyon İnşaat projeye 2018 senesinde projenin yürütücüsü Transgaz tarafından açılan kamu ihalesine katılım sağlayarak dahil oldu. Teklif, Ekim 2019 tarihinde Transgaz’a sunuldu, Transgaz tarafından yapılan değerlendirme neticesinde Kalyon İnşaat’ın teklifi en avantajlı teklif olarak değerlendirildi. Transgaz ile Kalyon arasında sözleşme ise 5 Şubat 2021 tarihinde imzalandı.

– Projenin tasarım ve mühendislik süreci ihale öncesinde Transgaz tarafından tamamlandı. Kalyon İnşaat, projenin inşasını üstlenirken, yalnızca gerekli durumlarda imalata yönelik detay mühendisliği yapacak.

-Kalyon İnşaat, ihale sürecinde hem en avantajlı ticari teklifi hem de en iyi teknik çözümü sunduğu için Transgaz tarafından tercih edildi.

-Kalyon Holding’in, gerek TANAP Doğal Gaz Boru Hattı projesi gerekse de Silivri Botaş Doğal Gaz Depolama Tesisi projesinde edindiği tecrübe neticesinde niş bir pazar olan petrol & doğal gaz sektöründe ciddi bir oyuncu durumuna geldiği belirtildi.

Ataköy Marinada Residence Satışa Çıktı

İstanbul’da, marina içinde inşa edilen ilk ve tek rezidans projesi Ataköy Marinada Residence’da satış başladı. Denize sıfır konumuyla Marmara Denizi’ne hâkim panoramik manzarası, akıllı evleri, peyzaj ve sosyal alanları, otel konforunda hissettirecek concierge hizmetleri ve benzersiz ulaşım olanakları İstanbul’un simgelerinden biri olacak.

17 katlı tek blokta büyüklükleri 128 ila 1260 metrekare arasında değişen alanlara sahip sadece 72 dairenin yer aldığı Ataköy Marinada Residence’da teslimler, yılın son çeyreğinde başlayacak. 

Modern tasarımı, geniş açık alanları, meydanları, peyzaj düzenlemesi ve bütünleştiği mega yat marina ile denize açılan bir hayat sunan Ataköy Marinada Residence, denize sıfır konumu sayesinde panoramik deniz manzarası eşliğinde enerji dolu ve yüksek nitelikli bir şehir yaşamı vadediyor. 

Türkiye’nin en prestijli marinalarından Ataköy Marina’da toplam 10.500 metrekare arazi üzerine tek blokta 17 katlı inşa edilen Ataköy Marinada Residence, 128 ile 1260 metrekare arasında değişen alanlara sahip 72 daireden oluşuyor. Uluslararası başarılarıyla tanınmış Tabanlıoğlu Mimarlık ofisinin tasarladığı yapıda 1+1’den penthouse formata kadar farklı ev seçenekleri sunuyor. 

Villa konforunu rezidans konseptine taşıyan projede 1+1’ler 128 metrekareden, 2+1’ler de 230 metrekareden başlarken büyüklüğü 450 metrekareye varan 3+1’ler yer alıyor. Mimari estetiği ve görsel çekiciliği ile kent yaşamına çevresel ve doğal değerler katacak Ataköy Marinada Residence projesi, 2023’ün son çeyreğinde teslim edilecek.

İstanbul’un Simgelerinden Biri Olacak

Ataköy’ün geçmişten günümüze taşıdığı karakteristik kıyı ve kent kimliğine çağdaş değerler ekleyen Ataköy Marinada Residence, var olanı korumanın ötesinde zenginleştiren kentsel programlar içeriyor. Şehrin denize açılan bir kapısı olarak kıyı ile karayı bir araya getirmenin yanı sıra turizm, alışveriş, rekreasyon, kültür ve otel işlevlerini içeren Ataköy Marinada Residence, hem denizden hem karadan bakıldığında İstanbul’un simgelerinden biri olacak. 

Çok Katmanlı Bir Kentsel Tasarım Yaklaşımı

Ayrıcalıklı mimarisiyle farklılaşan Ataköy Marinada Residence, esnek ve dinamik yaşam alanları kuran apart birimleriyle, genç ve özgür ruhlu mekanlar öneriyor. Yeşil alanlarıyla sadece Ataköy ve civarının değil tüm İstanbul’un faydalanacağı, çok katmanlı bir kentsel tasarım yaklaşımı sunan Ataköy Marinada Residence, sosyal imkânlarının yanı sıra fitness, kapalı havuz, sauna ve lounge gibi alanları ile hayatın her anına değer katıyor.

Akıllı Evler, Alabildiğine Uzanan Deniz ve Şehir Manzarası

Ataköy Marinada Residence’da evler, akıllı ev otomasyon sistemi ile lüksü, konforu ve kolaylığı bir arada yaşatırken kesintisiz ve alabildiğine uzanan deniz ve şehir manzarasıyla da denizle iç içe olma hissi yaşatıyor.

Otel konforunda hissettirecek concierge hizmetleriyle Ataköy Marinada Residence, kat hizmetlerinden kuru temizlemeye, oda servisinden havalimanına transfere ve hatta deniz taksiye kadar birçok ayrıcalıklı hizmet veriyor. 

Kozmopolit Bir Kent Anlayışı

Direkt erişim sağlanan yeni metro bağlantısı bir yana, mega yatların da yanaşabileceği 1000 tekne kapasiteli, restoran ve dükkânları bulunan Ataköy Marina, 5 yıldızlı Sheraton İstanbul Ataköy Hotel ve yakınındaki alışveriş merkezleri ile hem deniz hem de şehir hayatı sunan Ataköy Marinada Residence’da kozmopolit bir kent anlayışı sunuyor.

Projenin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Urla Kekliktepe Projesi Satışa Çıktı

Ege Yapı’nın İzmir’deki ilk projesi Urla Kekliktepe satışa çıktı. Toplam 73 müstakil villadan oluşan projenin 24 ayda tamamlanması hedefleniyor.

İzmir’de 6 milyar liralık yatırımla 5 proje hayata geçirmeyi planlayan Ege Yapı’nın ilk yatırımı olarak Urla’da villa konseptinde geliştirilen Kekliktepe projesinde satışlar başladı.

Emlak Dream’in haberine göre; 80 bin metrekare alan üzerinde, tek katta 370 metrekareden 500 metrekareye varan 5+1, 6+1 ve 7+1 kat planlarında 73 müstakil villadan oluşan Kekliktepe ile ilgili bilgiler veren Ege Yapı İcra Kurulu Üyesi Didem Güneş, projenin 24 ayda tamamlanarak teslime hazır hale getirileceğini söyledi.

Güneş, proje ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Konutların tamamını 1000 metrekareye varan alanda özel havuz ve bahçeleriyle satışa sunduk. Dünyadaki müstakil ev yaşantısına yepyeni bir bakış açısı getirdik. Kekliktepe projemiz; 365 gün boyunca iç ve dış mekan kullanımını maksimize eden mekansal yaratıcılığı ile iç bahçeleri, avluları ve kapanabilir terasları ile doğanın içinde konforlu ve modern bir yaşamın kapılarını aralıyor.

Yılın 12 ayı ve 4 mevsiminde yaşama imkanı sunan, zengin sosyal olanaklara sahip projedeki bölgenin doğal dokusunu taşıyan özel peyzaj alanları, 365 gün dingin ve ayrıcalıklı bir yaşam için hazırlandı. Açık-kapalı havuz, fitness, sanat atölyeleri, çocuk oyun alanları, restoran, SPA, tenis kortları ve özel etkinlik alanlarına sahip Ege Yapı Kekliktepe, Urla merkeze 5 dakika, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na Çeşme ve Konak gibi merkezi yerlere 30 dakikalık karayolu mesafesinde konumlanıyor.

Urla Yelken Gençlik ve Spor Kulübü ve At Çiftliği gibi bölgenin önemli spor tesislerinin yanı başında yer alan proje, Kalabak Limanı, Güvendik ve Klazomenai Ören ve Mesire Yeri gibi bölgenin doğal güzelliklerine ve İzmir Alman Okulu, TED İzmir Koleji, Bahçeşehir Koleji, Bilim Koleji, İzmir Urla Boğaziçi Koleji, Deutsche Schule, gibi seçkin ve köklü eğitim kurumlarına da yakın mesafede.

Yeşilin bin bir tonuna sahip bir vadide ama Ege’nin mavi sularına da çok yakın bir lokasyonda projeyi geliştiriyoruz. Asırlar boyunca sayısız uygarlığa ev sahipliği yapmış bir lokasyonda, arkeolojik kalıntıları ile turizmin, Bağbozumu ve Enginar Şenlikleri ile kültürel ve sosyal hayatın tam merkezinde yükselen gastronominin yeni başkenti olarak anılmaya başlanan Kekliktepe’deki projemiz aynı zamanda oksijen zenginliği açısından Dünya’daki en değerli yedi büyük hava koridorundan birinde yer alıyor.”

Mayıs Ayında Düşen Yabancıya Konut Satışının Önümüzdeki Aylarda Artması Öngörülüyor

TÜİK rakamlarına göre Türkiye genelinde Mayıs ayında 113 bin 276 konut satışı gerçekleşti. Konut satışlarında İstanbul 18 bin 435 konut satışı ve yüzde 16,3 ile en yüksek paya sahip oldu. Verileri değerlendiren Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, Mayıs ayında özellikle yabancıya satışta düşüş olduğunu ancak bu rakamların önümüzdeki aylarda artacağını öngördüklerini açıkladı.

TÜİK verilerine göre, Türkiye genelinde konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,7azalarak 113 bin 276 oldu. Konut satışlarında İstanbul 18 bin 435 konut satışı ve %16,3 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 11 bin 196 konut satışı ve %9,9 pay ile Ankara, 6 bin 158 konut satışı ve %5,4 pay ile Antalya izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 18 konut ile Ardahan, 38konut ile Hakkari, 55 konut ile Bayburt ve Tunceli oldu.

Yabancılara Mayıs Ayında 3 bin 167 Konut Satıldı

Konut satışları Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %16,3 azalışla 482 bin 143 olarak gerçekleşti. Yabancılara Mayıs ayında 3 bin 167 konut satışı gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %46,9 azalarak 3 bin 167 oldu. Mayıs ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %2,8 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 245 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 934 konut satışı ile İstanbul ve 249 konut satışı ile Mersin izledi. Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı. Mayıs ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 991 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 503 konut ile İran, 175 konut ile Ukrayna ve 129 konut ile Almanya vatandaşları izledi.

İkinci el ve ipotekli konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre azalış gösterdi

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,7 artarak 34 bin 413 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %30,4 oldu.  İkinci el konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,3 azalış göstererek 78 bin 863 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %69,6 oldu. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,3 azalış göstererek 27 bin 476 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %24,3 olarak gerçekleşti. 

Verileri değerlendiren Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu“Mayıs ayı verilerine göre özellikle yabancıya satışta düşüş gözlemleniyor. Bu düşüş seçim dönemi ve oluşan belirsizlik ortamından kaynaklandı. Önümüzdeki aylarda yabancı satışın tekrar artacağını öngörüyoruz. Öte yandan ipotekli satışların da aynı şekilde banka faizleri doğrultusunda artacağı beklentisi var. Faizler bankaların istediği oranlarda ve piyasa şartlarına göre şekillenirse yeniden bir talep artışı yaşanacaktır. İkinci el konuttaki satışların sebebi de piyasadaki olağan duraklamanın yansıması. Ama önümüzdeki yaz ayları özellikle sonbahardan sonra konut satışlarındaki tüketimde artış yaşanacaktır.” şeklinde konuştu. 

Başiskele’de 5 Projenin Çalışmaları Devam Ediyor

Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde estetik görünüm ve sosyallik kazandırma amacıyla başlatılan 5 kültür projesinde inşaat çalışmaları sürüyor.

İlçeye estetik görünüm kazandırma amacıyla yapılan Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi, Başiskele Sosyal Tesisi, Kullar Yaşam Merkezi, Yuvacık Kültür Merkezi ve Başiskele Yeniköy Termal Tesis projelerinde inşaat çalışmaları devam ediyor. 

Başiskele Belediyesi tarafından geleceğin teminatı gençlere yönelik çağın şartlarına uygun olarak modern ve estetik tarzda projelendirilen Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi’nde yürütülen çalışmalarda sona gelindi.

Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi, Kocaeli’nin de en büyük gençlik merkezi olacak. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da destek verdiği proje Yeşilyurt Mahallesi’nde yaklaşık bin 500 metrekarelik inşaat alanı üzerinde yapılıyor. Çalışmaların son aşamaya gelindiği projenin tabelası asılırken ince işçilik devam ediyor.

Vefa Group Deprem Bölgesinde Yeniden İhracata Başladı

Kahramanmaraş merkezli Vefa Group, 6 Şubat tarihinde yaşanan deprem nedeniyle ara verdiği ihracatı yeniden başlattı.

Türkiye’nin ön üretimli yapı sektöründeki öncü firmalarından Vefa Group, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle Vekon ve Ekobord markalarıyla yaşam konteyneri ve fibercement levha üretimindeki tüm kapasitesini bölgenin ihtiyacını karşılamaya yönlendirmişti. Bölgedeki yaşam konteyneri, prefabrik konut ve çelik hastane projelerini tamamlayan Vekon, ihracat serbestliğinin de gelmesiyle birlikte, depremden dolayı ara verdiği yurt dışı projelerine Avrupa ülkeleri ağırlıklı olmak üzere, dünyanın farklı iklim ve coğrafyalarında devam ediyor.

Mobilizasyon projeleri ağırlıklı olmak üzere, toplu konut, ofis, hastane gibi projelerle ihracat faaliyetlerini sürdüren Vekon, deprem öncesinde sözleşmelerini gerçekleştirdiği Fransa, Polonya, Karadağ ve Tanzanya’ya ürün ve çözümlerini ulaştırıyor.

Millî Gazete’nin haberine göre; Fransa’ya modüler konteyner sistem ile ofis ve barınma alanları, Polonya’ya birleşimli konteynerlerden oluşan iki katlı ofis, Tanzanya’ya çelik dış cephe konstrüksiyonları, Karadağ’a prefabrik panel sistem ile yönetici ve işçi yatakhaneleri, yemekhane ve ofis binalarından oluşan mobilizasyon projelerinin üretim ve sevkiyatları devam ediyor.

‘’Avrupa Başta Olmak Üzere İhracat Faaliyetlerimize Devam Ediyoruz’’

Vefa Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner; “Deprem sonrasında oluşan acil barınmaya yönelik yaşam konteynerleri, prefabrik konutlar ve hastane çalışmalarımızın tamamlanmasıyla birlikte üretim hatlarımız normal seyrine döndü. Vefa Group olarak ihracat faaliyetlerimize yeniden hız verdik. Bugüne dek 118 farklı ülkeye ürün ve çözüm ulaştırdığımız Vekon markamız ile Avrupa başta olmak üzere ihracat kanallarımızda biriken talebi karşılayacağız. Deprem öncesinde imzalanan sözleşmelerimiz kapsamında Fransa, Polonya, Karadağ ve Tanzanya’ya ürün ve çözümlerimizi ulaştırmaya başladık. Önümüzdeki aylarda da ihracattaki payımızı arttırmaya yönelik faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.” dedi.

‘’6 Bin 500 Yaşam Konteyneri, Bin Prefabrik Konur ve 8 Bin Metrekare Hastane Tamamlandı’’ 

Güner; “Depremle birlikte tüm üretim hatlarımızı bölgeye yönlendirerek ilk etapta; Hatay’da 96 adet birleşimli modülden oluşan sahra hastanesini şubat ayı içerisinde hızlı bir şekilde tamamladık. Hatay Kırıkhan, Gaziantep Nurdağı ve Kahramanmaraş Elbistan’da konteyner kent yapımı, İskenderun’da da personel lojmanları için toplam 6 bin 500 adet yaşam konteyneri sevk ettik. Aralıksız devam eden üretimimizle bölgeye ulaştırdığımız yaşam konteynerlerinin yanında deprem bölgeleri için prefabrik panel sistemiyle de Hatay ve Malatya’da bin adet prefabrik konut ürettik. Ayrıca, hafif çelik ve yapısal çelik karma hibrit yapı sistemiyle de Hatay Defne’de, 8 bin metrekare ile bir bölümünü üstlendiğimiz hastane yapımını kısa sürede tamamlayarak teslim ettik.” dedi.

Vefa Group’un yapı malzemeleri alanında hizmet veren markası Ekobord ise Deprem bölgesi projelerinin bitmesi ve üretim hatlarının üç vardiya olarak normal seyrine dönmesiyle birlikte gerek satış gerekse uygulama yapan 30’a yakın bayisiyle hem yurt içi hem de yurt dışı sevkiyatlarına yeniden hız verdi.

Tüm üretim kapasitesini deprem bölgeleri için üretilen konteynerlerin fibercement ihtiyacı için dolduran Ekobord, fabrikasında ilave konteyner hattı da kurarak grup markasına destek olmuştu. Ekim ayı içinde devreye alınacağı açıklanan yeni fibercement hattı ile Ekobord’un üretim kapasitesi yüzde yüz artış sağlayacak. Tamamen kendinden renkli ürünü Colorex’in üretimine de hız veren firma, kapasite artırımı ve farklı ürünleriyle ihracat hedefini arttırmayı amaçlıyor.

Gölcük’e Aile Sağlığı Merkezi Geliyor

Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı Düzağaç Mahallesi’nde yapımına başlanan Aile Sağlığı Merkezi projesinde inşaat hızla sürüyor.

Gölcük Düzağaç Mahallesi’ne yapılacak yeni aile sağlık merkezinin inşasına başlandı. İmar plan tadilatı “sağlık tesis alanı” olarak tamamlanan; plan tadilatı ile 2874 m2 alana çıkan, Düzağaç Mahallesi, 208 Ada, 6 parselde, halen prefabrik binada hizmet vermekte olan Düzağaç Mahallesi Aile Sağlığı Merkezi’nin yeni binası çalışmaları; mevcut prefabrik yapının yanında başladı. İnşaat alanını ziyaret eden Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

279 Günde Tamamlanacak

9 hekimin çalışacağı, 673,96 m2 alanlı Düzağaç Mahallesi Aile Sağlık Merkezi yapım ihalesini kazanan firma yer teslimi sonrasında inşa çalışmalarına hızla başladı. 270 gün içinde tamamlanması planlanan ASM ile Gölcük yeni bir sağlık yatırımına daha kavuşmuş olacak.

Yüzbaşılar Sağlık Ocağı çalışmalarını yerinde inceleyen Başkan Sezer, “Düzağaç Mahallesi Aile Sağlık Merkezi, yeni binanın inşaatı tamamlanana kadar mevcut prefabrik yapıda hizmet vermeye devam edecek. Düzağaç Mahallesi Sağlık Merkezi’nin mahallemize ve ilçemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

Akmağdeni’ne Yeni Fabrika

Yozgat’a bağlı Akmağdeni’ne yeni bir fabrika kurulacak. İlçe Belediye Başkanı Uzm. Dr. Nezih Yalçın, ilçeye tekstil konusunda destek sağlayacak yeni fabrikanın inşaatı için protokol imzaladı.

Protokol imzalarının ardından konuşan Akmağdeni Belediye Başkanı Uzm. Dr. Nezih Yalçın, Bugün, ilçemizde tekstil sektörünün önünü açacak yeni bir atölye daha hizmete giriyor. Yaklaşık 200 işçiyle iş başı yapacak DİA Tekstil’in ilçemize kuracağı üretim atölyesi için yer temini yaparak kamu-işveren ortaklığının güzel bir örneğini daha gerçekleştiriyoruz.’’ dedi.

Proje, Önemli Bir İstihdam Sağlayacak

Projenin detaylarıyla ilgili bilgi veren Yalçın, şunları söyledi:

‘’İç piyasada birçok köklü firmayla çalışan, yurt dışına ürün ihraç ederek ülke ekonomisine katkı sunan DİA Tekstil ile yapmış olduğumuz anlaşma sayesinde Kültür Merkezi altında bulunan yerinde hizmet vermeye başlayacaktır. DiA Tekstil’in ilçemizde kuracağı üretim atölyesi için yer temini yaparak istihdam odaklı bir projeyi daha gerçekleştiriyoruz.’’

Türkiye İMSAD’dan Sektör Toplantısı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği ‘Sektörel Ekonomi Gündemi’ başlıklı toplantısını çevrimiçi olarak gerçekleştirdi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) küresel çapta inşaat sektöründe yaşanan gelişmeler ve yılın ikinci yarısına ilişkin beklentilerin değerlendirildiği toplantıda sektör paydaşlarıyla bir araya geldi.

Dernekten yapılan açıklamaya göre, Türkiye İMSAD tarafından ikinci kez düzenlenen “Sektörel Ekonomi Gündemi” toplantısı, çevrim içi olarak gerçekleştirildi.

Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu’nun yaptığı toplantı; inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından takip edildi.

Türk ekonomisini etkisi altına alması beklenen faktörlere ışık tutulan toplantıda, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, inşaat malzemeleri ihracat pazarlarındaki gelişmeler ve ekonomide rasyonel zemine geri dönüşün yol haritası başta olmak üzere birçok konuda ayrıntılı analizlerini paylaştı.

“Önümüzdeki Altı Aylık Sürecin Çok Daha Verimli Geçeceğine İnancımız Tam”

Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen Küçükoğlu, 2023’ün ilk yarısına dek yaşanılan sürecin etkilerinin yılın ikinci yarısında azalacağını ve 6 aylık sürecin çok daha verimli geçeceğine inandıklarını aktardı.

Türkiye’nin sahip olduğu yüksek ihracat ve yurt içi potansiyelin etkisiyle ikinci altı ayda olumlu gelişmeler yaşanmasını beklediklerini söyleyen Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, her zaman olduğu gibi önümüzdeki dönemde de mevcut ihracat pazarlarımızı geliştirmeyi, yeni pazarlarda daha etkin olmayı ve ülkemize olan katkımızı artırmayı hedefliyoruz.

Bölgemizde üretim üssü olma yolundaki ilerleyişimizin de yılın ikinci altındaki gelişimle birlikte olumlu etkileneceğine inanıyoruz. Bunun için büyük bir kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Zam İsteme Stratejisi

Zam talebi, işverenle çalışan arasındaki müzakeresi en zor konulardan biridir. Özellikle de dövizin hızla yükselip, ekonomideki belirsizliklerin çok olduğu, insanların finansal anlamda önlerini görmekte zorlandığı dönemlerde. 

Yazıyı okurken şöyle düşünüyor olabilirsiniz, siz ne kadar bu işin stratejisini yazmış olsanız da bizim patronun kafasında bir değer vardır. Nuh der, peygamber demez. Ben yine de doğru bir yaklaşımın hemen olmasa da zaman içinde etkisinin yüksek olacağını düşünüyorum. Olaya bir görüşmede istenen rakamı almaktan çok, kendinizi, yaptığınız işleri, firmaya sağladığınız katkıları göstermek için bir fırsat olarak bakın. Aşağıda yer alan yirmi madde, ücret görüşmelerinde elinizi kuvvetlendirip, size gerçekçi bir bakış açısı kazandırarak kendinizi daha rahat hissetmenize yardımcı olacaktır.

  1. Her Şeyden Önce Kendinizi Değerlendirin: İlk olarak, işinizdeki performansınızı ve rolünüzü aşağıdaki üç soru doğrultusunda gözden geçirin.
    • Size ne gibi ek görevler verildi? 
    • Verimliliğinizi artırmak için neler yaptınız? 
    • Geliştirmeniz gereken noktalar neler?
  2. Piyasa Araştırması Yapın: Benzer pozisyonlardaki diğer insanların ne kadar maaş aldığını öğrenmek için araştırma yapın. 
  3. Doğru Destek Argümanlarınız Olsun: 
    • Son zamanlarda başarıyla sonuçlandırdığınız bir proje, 
    • Gösterdiğiniz özveri, ilave çalışmalarınız,
    • Firma içinde yetiştirdiğiniz insanlar,
    • Sizin katkınızla elde edilmiş somut bir kazanç,
    • Sektörünüzdeki ortalama maaşları gösteren ulusal ve uluslararası veriler.
  4. Zamanlamayı İyi Seçin: Genellikle yıllık performans değerlendirmeleri veya bütçenin planlandığı dönemler, maaş artış talebinde bulunmak için uygun zamanlardır. Ancak, büyük bir projeyi başarıyla tamamladıktan veya önemli bir hedefe ulaştıktan sonra da zam talebinizin olumlu sonuçlanma olasılığı yüksektir. 
  5. Profesyonel Bir Tonla İletişim Kurun: Zam isteğinizi iletirken profesyonel ve saygılı bir yaklaşımınız olsun. Duygusal veya agresif tutumlar, istediğiniz sonucu almanızı zorlaştıracaktır.
  6. “B” Planınız Olsun: İstediğiniz sonucu alamazsanız ne yapacağınıza dair bir planınız olmalı. 
  7. İletişim Becerilerinizi Kullanın: Zam talebinizi sunarken, isteklerinizi açık ve net bir şekilde ifade etmekte fayda vardır. Ne istediğinizi, nedenini ve bu konuda ne kadar ciddi olduğunuzu anlatmalısınız. Aynı zamanda, işvereninizin bakış açısını da anlamaya çalışmalı ve empatik bir dil kullanmalısınız.
  8. Müzakere Eğitimine Yatırım Yapın: Eğer müzakere becerileriniz konusunda kendinizi yetersiz hissediyorsanız, bir müzakere eğitimi almayı düşünebilirsiniz. Bu hem zam görüşmelerinde hem de genel iş hayatınızda size yardımcı olacaktır.
  9. Kendinizi Geliştirin: Sürekli öğrenme ve gelişme, maaş artışı talebinizi destekleyecek önemli bir faktördür. Eğitimler, sertifikalar veya yeni beceriler öğrenmek, sizin iş yerindeki değerinizi artırabilir ve böylece daha yüksek bir maaş talep etme hakkınızı destekleyebilir.
  10. Alternatif Kazanımları Düşünün: Eğer işvereniniz maaşınıza zam yapmayı reddederse, belki de diğer türden kazanımlar mümkün olabilir. Bu, daha esnek çalışma saatleri, daha fazla tatil hakkı veya evden çalışma gibi imkanlar olabilir. Bu tür alternatifler, maddi olmasalar da yaşam kalitenizi artırabilir ve genel iş memnuniyetinizi yükseltebilir.
  11. Yapabilme İmkânınız Varsa İsteklerinizi Yazılı Hale Getirin: Zam talebinizi yazılı bir şekilde sunmayı düşünün. Bu, isteklerinizi netleştirmenin ve ayrıca işvereninizin zam isteğinizi ciddiye almasının bir yoludur. Bu yazıda, ne istediğinizi, nedenini ve iş yerinde yaptığınız katkıları açıkça belirtin.
  12. Kararlı Olun: Zam istemek zor olabilir ve bazen ilk seferde istediğinizi alamayabilirsiniz. Ancak, hak ettiğiniz ücreti alana kadar kararlı olmaktan korkmayın. Unutmayın, profesyonel hayatta kendinizin en iyi avukatı sizsiniz.
  13. Takdir Edildiğinizi Hissettirin: Çalıştığınız yerde takdir edildiğinizi hissetmiyorsanız, bu durumu da dile getirin. Çünkü maaş artış müzakereleri bu sıkıntıyı dile getirmek için de iyi bir fırsattır. 
  14. Pazarlık Payı Olabilecek Makul Bir Değer Belirleyin: Zam beklentinizi belirlerken, yüksek ama aynı zamanda makul bir değer belirlemeye çalışın. Bu hem işvereninize ciddi olduğunuzu gösterir, hem de bir miktar pazarlık alanı bırakır.
  15. Zam Talebinizi Yapabileceğiniz Somut Eylemlerle Destekleyin: Zam talebinizi, işinizde daha fazla sorumluluk almak veya yeni beceriler edinmek gibi somut eylemlerle destekleyin. Bu, işvereninizin size yatırım yapmasını daha cazip hale getirir.
  16. Geri Bildirim Alın: İşvereninizle zam görüşmelerine başlamadan önce, performansınız hakkında geri bildirim alın. Bu, hangi alanlarda iyileştirme yapabileceğinizi belirlemenize yardımcı olabilir ve böylece zam talebinizi daha güçlü hale getirebilir.
  17. Taleplerinizi İyi Sıralayın: Zam talebinizi sunarken, önceliklerinizi iyi bir şekilde sıraladığınızdan emin olun. En önemli isteklerinizin başında her zaman maaş artışı gelmeyebilir. 
  18. Pozitif Kalmaya Çalışın: Zam talepleri genellikle duygusal olabilir. Ancak, her zaman olumlu bir tutum sergilemek ve profesyonel bir dil kullanmak işinizi kolaylaştırır. Eğer işvereniniz talebinizi reddederse, bu durumu kendinizi geliştirme fırsatı olarak kullanabilirsiniz.
  19. İşvereninizin Bakış Açısını Anlayın: Zam talebinizi sunarken, işvereninizin bakış açısını da anlamaya çalışın. Onların da bütçe sınırlamaları ve başka çalışanların da ihtiyaçları olabilir. Bu anlayışı göstermek, işvereninizin size daha olumlu bir şekilde yanıt vermesini sağlayabilir.
  20. Yeni Görevler ve Sorumluluklar Üstlenin: Zam talebinizi güçlendirmek için, yeni görevler ve sorumluluklar üstlenmeyi teklif edin. Bu, değerinizi işvereninize kanıtlamanın ve aynı zamanda daha fazla deneyim kazanmanın iyi bir yoludur.

Maaş artışı talep etmenin, sizin için zor bir süreç olacağı kuşkusuz. Hele de ilk kezse pek kolay olmayacaktır. Ayrıca hemen sonuç alamama olasılığı da var. Ancak, iyi bir planlama, kendinize güven, olumlu bir tutum ve gerçekçi beklentilerle, bu süreci daha başarılı ve az stresli hale getirebilirsiniz. 

Maaş artışından daha önemli konu varsa, o da kendinizi değerli hissettiğiniz bir iş yerinde çalışıyor olmanız. Böyle bir kurum sizin yaşam kalitenizi de olumlu etkileyecektir. Bu noktada bir sorun olduğunu düşünüyorsanız işe bunu çözerek başlamanızı tavsiye ederim.

Bakan Özhaseki: ‘’311 Bin Konutluk Projenin Planlaması Bitti’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “311 bin konutluk rezerv alanındaki planlamalarımız bitti, büyük bir kısmının ihalesi yapıldı, bunlar bir sene içerisinde ortaya çıkacak ve teslim edeceğiz” dedi. 

Deprem bölgesindeki kalıcı konutların daha hızlı inşası için üzerinde çalıştıkları yeni formülleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a aktardıklarını hatırlatan Bakan Özhaseki, “Büyük ihtimalle de en geç bir hafta içerisinde yeni önerilerimizle mutlaka milletimize aktarmış olacağız. Yerelde de Malatya’mızda, Hatay’ımızda, Adıyaman’ımızda, Kahramanmaraş’ta bu düşündüğümüz formülleri ifade edeceğiz” dedi. 

311 bin konutluk rezerv alanındaki planlamalarının bittiğini de aktaran Özhaseki, “Büyük bir kısmının ihalesi yapıldı, bunlar bir sene içerisinde ortaya çıkacak ve teslim edeceğiz. Bundan sonrasıyla ilgili de tedbir anlamında gerekirse yeni yönetmelikler de yapacağız, yeni yasalar da getireceğiz” ifadelerini kullandı. 

Dünya Bankası Türkiye’ye Finansman Sağlayacak

Dünya Bankası, Türkiye’deki yenilenebilir enerji projeleri için 549 milyon dolarlık finansman sağlayacak.

Dünya Bankası, Türkiye’de yenilenebilir enerjinin kullanımını yaygınlaştırmak için önemli bir adım attı. Kamu ve Belediye Yenilenebilir Enerji Projesi kapsamında ayrılan 549 milyon dolar finansman, merkezi hükümet ve belediyelerin yenilenebilir enerji kullanımının artırılmasına yönelik projelerine destek olacak.

Kokpit’in haberine göre; Türkiye’nin iklim değişikliği taahhütlerini gerçekleştirmesi ve enerji güvenliği açısından önemli bir adım olan bu proje, Türk ekonomisine ve çevreye fayda sağlayacak. Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, projenin kamu tesisleri için yenilenebilir enerjinin kullanımını sağlamak suretiyle artan enerji fiyatlarının etkisini azaltacağına ve Türkiye’nin iklim taahhütlerini yerine getirmesine yardımcı olacağına inandığını belirtti.

Bina sektörü en fazla enerji tüketen ve en fazla karbon emisyonuna yol açan sektörlerden biri olduğundan, bu alanda yenilenebilir enerjinin kullanımının artırılması özellikle önemlidir. Binalarda enerji verimliliğinin artırılması, sadece enerji tasarrufu sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda vatandaşların sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olacak.

Türkiye’nin enerji sektörü, son yıllarda hızlı bir şekilde büyümüş olsa da, ülkenin yenilenebilir enerji potansiyeli oldukça yüksektir. Gerek güneş enerjisi, gerek rüzgar enerjisi, gerek hidroelektrik enerji gibi alanlardaki kaynaklar Türkiye için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kullanımını artırarak, sürdürülebilir bir enerji politikası izlemesi gerekmektedir.

Dünya Bankası, Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Projelerine 549 Milyon Dolarlık Destek Sağlayacak

Dünya Bankası’nın desteği ile gerçekleştirilecek olan Kamu ve Belediye Yenilenebilir Enerji Projesi, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini ortaya çıkarmak, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, enerji verimliliğinin artırılması ve çevrenin korunması amacıyla hayata geçirilecektir.

Projede; kamu binalarında yenilenebilir enerji sistemlerinin kurulması, enerji tasarrufu sağlayan yöntemlerin uygulanması, enerji tüketimini azaltan teknolojilerin kullanılması, belediyelerin enerji yönetimi kapasitelerinin artırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı iş modellerinin yaygınlaştırılması gibi faaliyetler yer alacaktır. Bu proje, Türkiye’nin enerji güvenliği açısından da önemlidir. Ülkemizde dışa bağımlılık oranı yüksek olan enerji sektörü için yenilenebilir enerjinin kullanımının artırılması, hem ekonomik hem de stratejik açıdan büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Bayrampaşa’daki İş Merkezi Projesine 3,1 Milyar Liralık Yatırım!

Bilgiçler Yapı, İstanbul Bayrampaşa’daki 95 bin metrekarelik ofis ve ticari ünite projesi için 3 milyar 100 milyon lira yatırım yapmaya hazırlanıyor. Projeyle birlikte şirketlerin kaynaklarından tasarruf etmesini ve verimliliklerini artırmayı hedefliyor. 

ABD merkezli araştırma şirketi IMARC Group’un hazırladığı rapora göre 2022’de 7,063 milyar dolar  olan küresel gayrimenkul piyasasının 2028’e kadar 7,954 milyar dolara çıkacağı öngörülüyor. Bilgiçler Yapı ise yakın zamanda hayata geçirecekleri İstanbul Bayrampaşa’daki akıllı ticaret ve iş merkezi projelerine 3 milyar 100 milyon liralık yatırım yapacaklarını duyurdu.

7 yılda 7 milyarlık yatırım yaptılar

Gayrimenkul sektöründe son 7 yılda 7 milyar 200 milyon liralık yatırım yaparak 5 projeye imza attıklarını belirten Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, “İstanbul’da ticari yapılar çok eski ve birçoğunun yenilenmeye ihtiyacı var. Bu yüzden metropolün ticari olarak kalbi diyebileceğimiz Bayrampaşa’da 95 bin metrekare kapalı alanda ofis ve ticari ünitelerden oluşan yeni projemizi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Çok yakında ön talep sürecinin başlayacağı projemiz için hazırlıkları tamamladık. Bu proje için 3 milyar 100 milyon lira yatırım yapacağız. Proje, bugüne kadar edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizin bir çıktısı olarak ustalık eseri niteliği taşıyor ” şeklinde konuştu.

Ticaretteki oyuncuların ihtiyaçlarını karşılayacağız

Projeleriyle birlikte ticarette ihtiyaç duyulan dükkan, depo, antrepo, showroom, oto galeri ve imalathane gibi farklı fonksiyonlardan oluşan ferah ortamlar hazırladıklarının altını çizen Ali Emre Bilgiç, “Bugüne kadar 141 bin metrekarelik ticari üniteyi hayata geçirdik. Yeşil bina kavramını çok önemsiyoruz. Enerji verimliliği ve tasarrufunu ön planda tutuyoruz. Yeni projemizde de kendi enerjisini üreten, doğayla uyumlu yapılar inşa edeceğiz. Her kata tır giriş imkanı, 7 metreye kadar yüksek tavan, doğal havalandırma gibi unsurlar katıyoruz. Doğal sirkülasyonlu havalandırma sistemleriyle egzoz, fabrika dumanı gibi ağır kokuların hissedilmesini önlüyoruz. Şehir merkezine, otoyollara ve havalimanlarına yakınlığıyla lojistik olarak kritik lokasyonlarda konumlanan projelerimizle ticari koşulları iyileştirerek, sektör oyuncularının işini kolaylaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yeni konut projelerimiz için arazi arayışımız sürüyor”

Konut sektöründeki yatırımlarına da 2025’e kadar devam edeceklerini dile getiren Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, “Göl İstanbul ve Minas Park ile de 97 villa ve 72 konutu  teslim ettik. Akıllı ticaret ve iş merkezlerimiz AKTİM 1, 2 ve 3 olmak üzere 141 bin metrekarelik ticari ünitemizi de tamamladık. Az katlı ve yatay mimariyi ön planda tuttuğumuz tasarımlarla gerçekleştirdiğimiz projelerimize yenilerini eklemek için arazi arayışlarımız, zemin etütlerimiz, proje çalışmalarımız devam ediyor. Bayrampaşa’daki ticari projemiz haricindeki yeni yatırımlarımız için de 3 milyar 500 milyon liralık çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Türkiye Genelinde Mayıs Ayında Konut Satış Fiyatlarında Yıllık Değer Artışı Yüzde 116 Seviyesinde

TÜİK rakamlarına göre Türkiye genelinde Mayıs ayında 113 bin 276 konut satışı gerçekleşti. Teknoloji odaklı gayrimenkul değerleme platformu Endeksa verilerine göre ise Türkiye genelinde Mayıs ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 116 seviyesinde görülüyor.

Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 18 bin 862 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 452 bin 60 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi 16 yıl oldu. Mayıs ayında konut satışlarında İstanbul 18 bin 435 konut satışı ve yüzde 16 ile en yüksek paya sahip oldu.

Türkiye genelinde konut satışları Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 32 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8 azalarak 113 bin 276 oldu. Yapay zeka ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak güvenilir gayrimenkul değerlemesi yapan Endeksa’nın verilerine göre Türkiye genelinde Mayıs ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 116 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 18 bin 862 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 452 bin 60 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi 16 yıl oldu.

Konut Satışında En Yüksek Paya Sahip Olan İstanbul’da Ortalama Metrekare Fiyatı 29 Bin 646 TL Oldu

Mayıs ayında konut satışlarında İstanbul 18 bin 435 konut satışı ve yüzde 16 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 11 bin 196 konut satışı ve %10 pay ile Ankara, 6 bin 158 konut satışı ve %5 pay ile Antalya izledi. Endeksa verilerine göre, Mayıs ayı sonu itibarı ile İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 107, ortalama konut metrekare satış fiyatı 29 bin 646 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 557 bin 520 TL. Ankara’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 131 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 14 bin 829 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 927 bin 770 TL. Antalya’da ise yıllık değer artışı yüzde 118, ortalama konut metrekare satış fiyatı 27 bin 424 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 373 bin 152 TL.

Endeksa verilerine göre, Mayıs ayında en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Hatay, Ankara ve Ordu. Hatay’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 157 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 13 bin 66 TL, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 51 bin 362 TL, Ankara’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 131, ortalama konut metrekare satış fiyatı 14 bin 829 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 927 bin 770 TL ve Ordu’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 124, ortalama konut metrekare satış fiyatı 14 bin TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 820 bin 130 TL oldu.

İpotekli Satışların Payı Yüzde 24 Oldu

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 26 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6 azalış göstererek 27 bin 476 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 24olarak gerçekleşti. 

İlk El Konut Satış Sayısı 34 Bin 413 Oldu

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5 artarak 34 bin 413oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 30 oldu.  İlk el konut satışları 2023 Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 azalarak 145 bin 272 olarak gerçekleşti.

İkinci El Konut Satışları Bir Önceki Aya Göre Yüzde 34 Arttı

İkinci el konut satışları Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 34 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 azalış göstererek 78 bin 863 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 70 oldu. İkinci el konut satışları 2023 Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18 azalarak 336 bin 871 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Yapılan Konut Satışları 3 Bin 167 

Yabancılara yapılan konut satışları Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 24 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47 azalarak 3 bin 167 oldu. Mayıs ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 245 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 934 konut satışı ile İstanbul, 249 konut satışı ile Mersin izledi.

Verileri değerlendiren Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin etkilerinin konut piyasasında hissedildiğini vurgulayarak, Mayıs 2023’te, Türkiye’de en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yıllık değer artışı en yüksek olan ilin Hatay olduğu görülüyor. Benzer bir durum kiralık konut piyasasında da var. Türkiye genelinde son bir yılda kiralık konutlarda en fazla değer artışı görülen ilk üç il depremden etkilenen Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş oldu. Kiralık konut değerlerinde artış görülen depremden etkilenen illerde yıllık kiralık konut stokunda belirgin bir düşüş kaydedildi. Konut satış adedini değerlendirdiğimizde geçen sene Ocak-Mayıs döneminin %18 altında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu düşüşün başlıca sebeplerinin son birkaç yıldır devam eden konut fiyatlarındaki yüksek artış ve kredi kullanımının sınırlandırılması olduğunu söyleyebiliriz. Seçim sürecinin sonuçlanması ile önümüzdeki dönemde gayrimenkul satış adetlerinde artış öngörüyoruz. Yaz mevsimiyle birlikte özellikle Urla, Çeşme, Antalya ve Muğla gibi bölgelerimizde hem satılık hem kiralık konut tarafında hareketlilik bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Antalya, Döşemealtı’nda Yol Çalışmaları Sürüyor

Döşemealtı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından ilçe genelinde başlatılan altyapı ve yol yapım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Döşemealtı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri ilçe genelinde alt yapısı tamamlanan cadde ve sokaklarda sıcak asfalt serim çalışmalarını sürdürüyor. Belediye ekipleri yine ilçede bozulan yolların bakım onarım ve yama asfaltlamasını da program doğrultusunda gerçekleştiriyor.

Belediye Başkanı Turgay Genç ile birlikte ilçe tarihinin en büyük yatırımlarını alan Döşemealtı’nda çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Planlı yapılanmanın en güzel örneklerinin yaşandığı ilçe adeta şantiye sahasına dönerken, yeni yerleşim başta olmak üzere ihtiyaç doğrultusunda alt yapısı tamamlanan cadde ve sokaklara sıcak asfalt, altyapıları henüz bitmeyen alanlarda ise sathi kaplama yollar vatandaşların hizmetine sunuluyor.

Bahçeyaka Mahallesi Adnan Kahveci Caddesi başta olmak üzere 40’ncı sokak, 807 sokak ve bağlantılı sokaklarda serme ve sıkıştırma işlemlerini sürdüren ekipler toplamda 7 kilometre sıcak asfalt serim işlemi yapacak. 7 kilometrelik yolun yüzde 60’ı tamamlanırken, ekipler çalışmalarına haftanın 7 günü mesai yaparak devam ediyor.  Bahçeyaka Mahallesi’nde bozulan yollarda yama asfalt çalışmaları ve bakımları da ekipler tarafından büyük titizlikle yapılıyor.

Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, ilçe genelinde yeni yol yapım seferberliğinin sürdüğünü söyleyerek, “Hem belediye ekiplerimiz, hem de hizmet alımıyla çalışması süren asfalt ekiplerimiz belirlenen program dahilinde altyapısı tamamlanan alanlarda önce serme sıkıştırma ardından da sıcak asfalt dökümünü gerçekleştiriyor. Bozulan ve eskiyen yollar için tamir ve özellikle köyden mahalleye dönüşen uzak mahallelerimizdeki bağlantı yollarını tamamlayarak halkımızın hizmetine sunuyoruz. Emeği geçen çalışma arkadaşlarıma ve çalışmalar sırasında rahatsızlık verdiğimiz hemşerilerimize anlayışları için teşekkür ediyorum” dedi.

Kaynak: Gün Haber

Yozgat Mezbahane Yol Çalışmaları Devam Ediyor

Yozgat’ın Yerköy ilçesinde başlatılan Mezbahane yol yapım çalışmaları devam ediyor. İlçe Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz, çalışmaların en kısa sürede tamamlanacağını söyledi.

Yerköy Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz, Mezbahane yol yapım çalışmalarını yerinde inceledi. Yüklenici firma yetkililerinden çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Yılmaz, mezbahane yol çalışmalarının ve çevre düzeninin en kısa sürede tamamlanacağını söyledi.

Mezbahane’de bulunan kesim hanenin donanımlı bir şekilde hizmet verdiğini ifade eden Başkan Yılmaz, yol çalışmalarının yapımı işiyle birlikte çevre düzeni çalışmalarının da aralıksız devam ettiğini belirtti.

Başkan Yılmaz, “Modern mezbahanemizin ilçe halkına hizmet vermeye başlamasının ardından gerek yol çalışması olsun gerekse çevre düzenleme çalışması ekiplerimiz tarafından mevsim koşulları dâhilinde devam etmektedir” dedi.

Planlı, programlı ve gayretli çalışmalarının sonucunda bir fazla sokağa daha hizmet götürmek için gayret ettiklerini belirten Başkan Yılmaz, “Belediye ekiplerimizle birlikte her bir cadde ve sokağın ihtiyaçlarını belirleyerek hızlı ve etkili çözümler üretmekteyiz. Hizmetlerin zamanında ve kaliteli bir şekilde sunulması için özveriyle çalışmaktayız. Belediye olarak ilçe halkımızın taleplerini dikkate alıyoruz ve ihtiyaç duyulan bölgelere öncelik vererek hizmet götürmeye çalışıyoruz. İlçe halkımızın yaşam kalitesini artırmak ve günlük hayatlarını kolaylaştırmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Planlı, programlı ve gayretli çalışmalarımız sayesinde bir fazla sokağımıza daha hizmet götürmek için çaba sarf ediyoruz. Vatandaşlarımızın memnuniyeti ve ihtiyaçları bizim önceliğimizdir. Halkımıza en iyi hizmeti sunabilmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

İncelemelere Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Kaplan da eşlik etti. Başkan Yardımcısı Kaplan ise çalışmaların takip edilmesi ve sürecin en iyi şekilde ilerlemesi için belediye olarak gerekli desteği verdiklerini ifade etti. Başkan Yardımcısı Kaplan, vatandaşların daha güvenli ve konforlu bir yol kullanımı sağlanması için çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü vurguladı.

Karmod’un Çelik Cami Projesi Hizmete Açıldı

Karmod’un Ulviye ve Ahmet Çankaya hayratı olarak inşa ettiği çelik cami projesi ibadete açıldı. Projeye Orhanlı Sanayi Cami adı verildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Durmaz, çelik yapı sistemiyle konut ve ofislerle birlikte ibadethane gibi özel yapı projelerinin çok kısa zamanda tamamlanabildiğini vurguladı. Durmaz, camiyi temel atma sonrası 50 günde ibadete açılabilecek seviyeye getirdiklerine dikkati çekti.

Çelik yapıların bina güvenliğiyle de öne çıktığını belirten Durmaz, “Orhanlı Sanayi Camisini yapısal ağır çeliğin yanı sıra hafif çelik sistemi birlikte kullanarak inşa ettik. Hibrit çelik adını verdiğimiz bu sistemle tamamlanan projeler yüksek yapı güvenliğiyle öne çıkıyor.” ifadelerini kullandı.

Durmaz, Orhanlı Sanayi Camisinin deprem bölgesi cami projelerine örnek olduğuna da değinerek, şu aşamada aynı proje planıyla Hatay’da iki caminin inşaatının devam ettiğini aktardı.

Verilen bilgiye göre, Hira Mimarlık tarafından projelendirilen Orhanlı Sanayi Cami, 312 metrekare kapalı alana sahip. 425 kişinin aynı anda namaz kılabildiği ve yapısal çelik taşıyıcılarla desteklenen caminin iç kot yüksekliği 5,10 metre. Caminin ön iç kısmındaki 14,5×14,5 metre alanda çelik sistemin verdiği avantajla hiç kolon kullanılmadı.

5 bin metrekare alan üzerine konumlandırılan caminin diğer donatıları arasında kafeterya ve abdesthane binalarının yanı sıra 50 araçlık otopark da bu donatılar arasında yer alıyor. Abdesthane binasında şadırvanla birlikte bay, bayan ve engelli WC kabinleri bulunuyor. Bu alanda sanayi bölgesine gelen misafirler için duş imkanı da sunuluyor.

Konya AMATEM İnşaatı Sürüyor

Konya’da bağımlı gençler için yapılan AMATEM’in inşaat çalışmaları hızla sürüyor. İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç, projenin 2024’te tamamlanacağını açıkladı.

Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç, Beyhekim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nde incelemelerde bulundu.

Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ömer Faruk Erkoçak ve Klinik Sorumlusu Doç. Dr. İkbal İnanlı’dan sunulan hizmetler hakkında detaylı bilgiler alan Prof. Dr. Koç, “Beyhekim Psikiyatri Kliniğimiz ile Alkol ve Madde Tedavi Merkezi (AMATEM), ilimiz ve bölgemiz adına çok önemli bir rol üstlenmektedir. Üstlendiği bu sorumluluğu başarı ile yerine getiren kliniğimizi daha da güçlendirerek ve daha özellikli işler yapılmasını sağlayarak çıtasını hep birlikte yükselteceğiz” dedi.

Beyhekim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nin 216 yatak kapasitesi ile hizmet sunduğunu belirten Prof. Dr. Koç, “Kliniğimiz, 4 doçent, 9 uzman,1 başasistan, 1 biyokimya uzmanı, 40 asistan hekim, 9 psikolog, 4 sosyal hizmet uzmanı, 3 eczacı ve 120 hemşire kadrosu ile hizmet vermektedir” diye konuştu.

Prof. Dr. Koç, ilimiz ve bölgemiz adına çok önemli bir ihtiyaca cevap veren 15 yatak kapasiteli Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Polikliniği’nde de (ÇEMATEM) 3 çocuk psikiyatristinin görev yaptığını söyledi. 

Yaşanan deprem felaketi sonrası ilimize gelerek çeşitli yurtlara yerleştirilen depremzede vatandaşlara klinik bünyesinde görev yapan gönüllü psikiyatristler tarafından psikolojik destek hizmeti verildiğini de ifade eden Prof. Dr. Koç, verdikleri destekler nedeni ile psikiyatri kliniği hekimlerine teşekkür etti.

Beyhekim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği değerlendirmelerinin ardından yapımı hızla devam eden AMATEM inşaatında incelemelerde bulunan Prof. Dr. Koç, bina inşaatının hedeflendiği gibi 2024 yılı Temmuz ayında tamamlanacağını belirtti.

Architizer A+ Awards’tan IGLO Architects’e Özel Mansiyon Ödülü!

IGLO Architects tarafından Kocaeli Dilovası’nda Türkiye’ye yatırım yapan Tayvanlı paslanmaz çelik firması YC INOX  için tasarlandığı YC INOX Üretim ve Yönetim Binası projesi, yılın en iyi mimarisini ve mekanları ödüllendiren, dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Architizer A+ Awards 2023’te “Factories & Warehouses” kategorisinde Özel Mansiyon ödülüne layık görüldü.

Bugüne kadar farklı sektörlerden gelen müşterileri için Türkiye’deki birçok şehirde ve yurt dışında mimari tasarım, proje ve uygulama alanlarında hizmet veren, mimarlık alanında işlevsel tasarımlar ve uygun maliyetli çözümler üreten, Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu liderliğindeki IGLO Architects, Kocaeli Dilovası’nda Türkiye’ye yatırım yapan Tayvanlı paslanmaz çelik firması YC INOX  için tasarlandığı YC INOX Üretim ve Yönetim Binası projesi ile Architizer A+ Awards 2023’te “Factories & Warehouses’’ kategorisinde Özel Mansiyon ödülüne layık görüldü.

2013’den beri düzenlenen Architizer A+Awards’ta mimari, tasarım, teknoloji, emlak, moda ve daha fazlası gibi çeşitli alanlardan kategorilerinde üretilen güncel tasarımlar değerlendiriliyor. Architizer’ın temel misyonu, tasarımcıları yapı ürünü üreticileriyle buluşturarak ve ilham verici içerikleri, ödül programları, yarışmaları ve dünyanın en iyi mimarisine ışık tutan küresel erişimleri aracılığıyla mimarları onurlandırmak, mimarları daha iyi binalar, daha iyi şehirler ve daha iyi bir dünya inşa etmek için ihtiyaç duydukları araçlarla buluşturmaktır. Ödül alan tüm projeler A+Awards, 7 milyondan fazla güçlü izleyici kitlesiyle, dünyanın en büyük çevrimiçi mimarlar topluluğu olan Architizer.com’da canlı olarak yayınlanacak.

Architizer A+ Awards 2023’te “Factories & Warehouses” kategorisinde ödül alan YC Inox projesi ile IGLO Architects’in yapının tasarım kurgusundaki ana hedefleri; çalışanlarının nitelikli ve prestijli bir ortamda verimli ve istekli çalışabilmesi, üretim ve yönetim bağlantılarının kolaylığı, enerji verimliği, sürdürülebilirlik, atık yönetimi, proses akışının optimizasyonu kriterlerini sağlamak olmuş. Ayrıca yapının giriş açıları, mekansal ilişkileri, form ve renk seçimleri, doğa öğelerinin kullanımı gibi kriterler, verimli ve iyi ilişkilerin kurulmasına teşvik etmek amacıyla firmanın önemsediği Feng Shui kurallarına uygun olarak biçimlenmiş.

Yapının bir fabrika binası olmasının pek çok standardın ve proses gerekliliklerinin uygulanmasını şart koştuğunu ve hatta forma esneklik kazandırmanın dahi pek mümkün olamadığını dile getiren IGLO Architects kurucuları Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar, yönetim ve sosyal alanların mimarinin fark yaratabilecek fırsatları olarak kullanıldığını şu sözlerle aktarıyor: “Giriş bölümü Feng Shui ilkelerinde sert köşeleri kıracak ve yapıda mimari ilgiyi üzerine toplayacak şekilde yumuşak hatlar ile tasarlanarak su ögesinin içine yerleştirildi. Bodrum katı açığa çıkartmak adına oluşturulan köprü, su kaskatları ve amfitiyatro alanıyla sınırları çizilen bahçeyle çalışanlar için sosyal alanlar oluşturuldu.”

Yapının yüksek prestij algısı oluşturma talebi, misafirlerin üretim alanındaki hareketlilikten uzaklaştırılması prensibini oluşturmuş. Bunu sağlamak amacıyla misafir araçlarının park alanını örten giriş kanopisi kullanılmış. Gelen ziyaretçilerin adlarının yazıldığı elektronik karşılama bordu giriş kapısının üzerine yerleştirilerek uzun bir yürüme yolu ile binaya yönlendirilmiş. Bu esnada ziyaretçiler peyzaj, su ve mimari ögelerle her adımda oluşan sürpriz etkilere hazırlanmış. Yapı girişi ferah, heykelsi duruşuyla sanat koleksiyoneri olan firmanın eserlerini sergileyebilmesine olanak verebilecek şekilde tasarlanmış. Derin perspektifli manzarayı, bahçeyi ve su oyunlarını işaret eden galeri boşluğuna yerleştirilen kırmızı merdiven heykelsi duruşuyla tüm katlarda kendini gösteriyor. YC INOX’un üreticisi olduğu paslanmaz çelik malzeme, iç ve dış mekanlarda kullanılarak detaylar zenginleştirilmiş.

Karadağ, Türk Gayrimenkul Yatırımcılarının Radarına Girdi

Türk gayrimenkul yatırımcıları rotasını Karadağ’a çevirdi. Türkiye’deki yatırımcılara Karadağ’da gayrimenkul satışı yaparak yerel pazarın avantajlarından yararlanmalarını sağlayan Realty Balkans Emlak, bölgedeki mevcut piyasa koşullarını değerlendirdi. Karadağ’daki gayrimenkul fiyatlarının diğer ülkelere kıyasla daha uygun olduğuna dikkat çekerken, hükümetin uluslararası yatırımcılar için oluşturduğu teşvik paketleri hakkında  da bilgi verdi. 

Türk gayrimenkul yatırımcıları, Balkanların gayrimenkul satışlarında parlayan yıldızı olan Karadağ’a yöneliyor. Karadağ hükümeti, uluslararası gayrimenkul yatırımcılarına teşvik paketi sunarak bu ilgiyi destekliyor. Avrupa’nın güneyinde uygun fiyatlı gayrimenkul arayanlar için Karadağ, tercih edilen bir destinasyon haline geldi. Ülkenin gayrimenkul fiyatlarının diğer ülkelere kıyasla daha uygun olması da dikkat çekiyor. Bu durumda, Türkiye’deki yatırımcılar, Karadağ’da gayrimenkul satışı yaparak hem yerel pazarın avantajlarından yararlanıyor hem de daha uygun maliyetlerle yatırım yapma imkanına sahip oluyor. Bu fırsatlardan faydalanmak için Realty Balkans Emlak, bölgedeki mevcut piyasa koşullarını değerlendiriyor ve Türk yatırımcılara destek sağlıyor.

‘Türk gayrimenkul yatırımcıları rotasını Karadağ’a çevirdi.’ 

Türkiye’deki yatırımcılara Karadağ’da gayrimenkul satışı yaparak yerel pazarın avantajlarından yararlanmalarını sağlayan Realty Balkans Emlak, bölgedeki mevcut piyasa koşullarını değerlendirdi. Karadağ’daki gayrimenkul fiyatlarının diğer ülkelere kıyasla daha uygun olduğuna dikkat çekerken, hükümetin uluslararası yatırımcılar için oluşturduğu teşvik paketleri hakkında  da bilgi verdi.

“Karadağ’daki gayrimenkul fiyatları diğer ülkelere kıyasla daha uygun”

Adriyatik Denizi kıyısındaki Balkan ülkesi Karadağ’da, yazlık ev yatırımı yapmak veya bölgeye taşınmak isteyen uluslararası alıcıların artan talebiyle emlak piyasasının son yıllarda yükselişe geçtiğini belirten Realty Balkans Emlak’tan gayrimenkul uzmanı Fatih Candan, “Karadağ’ın istikrarlı ekonomisi ve elverişli konumunun emlak pazarını gelecek yıllarda büyütmesi bekleniyor. Dörtte biri plajlardan oluşan 295 kilometre sahil şeridiyle Karadağ, ülkeyi ziyaret eden turistler kadar, gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenleri de cezbediyor” dedi.

Fatih Candan sözlerine şöyle devam etti: “Karadağ’da yatırım yapacaklar için devlet tarafından sunulan çeşitli destek ve teşvik paketleri var. Karadağ hükümeti, emlak piyasasını iyileştirmek adına inşaat ruhsatı almakla ilgili süre ve maliyetleri azaltmayı amaçlayan politikalar uyguluyor. Bu da yatırımcıların pazara girmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca, Karadağ’daki  gayrimenkul fiyatlarının İspanya veya İtalya gibi diğer Akdeniz destinasyonlarına kıyasla nispeten uygun olması, daha düşük giriş maliyetiyle yüksek getiri arayan yatırımcılar için bölgeyi cazip bir seçenek haline getiriyor. Biz de Podgorica’daki ofisimiz aracılığıyla Karadağ’dan ev almak isteyen Türkiye’den yatırımcılara tüm süreçte eşlik ediyor, prosedürlerin güvenli bir şekilde tamamlanmasını sağlıyoruz.”

“Karadağ, Türk turistlerin en çok tercih ettiği 3 ülkeden biri”

Portföylerinde 200’e yakın satılık gayrimenkul bulunduğunu vurgulayan Realty Balkans Emlak’tan gayrimenkul uzmanı Fatih Candan, “Fiyatı 80 bin eurodan başlayıp 1 milyon euroya kadar çıkan ev, villa, işyeri ve arsalarla müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılıyoruz. Satın aldıkları mülkü kiralamak isteyenlere de yardım ediyoruz. Bunun yanı sıra gayrimenkul almaya gelen misafirlerimize oturum izni alma, tapu alma, konaklama, araba kiralama gibi konularda da hizmet veriyoruz. Dünyanın farklı yerlerinden her yıl 3 milyondan fazla turist ağırlayan, Türk turistlerin de en çok tercih ettiği 3 ülkeden biri olan Karadağ, 2 yıl içinde Avrupa Birliği’ne girmesi bekleniyor. Bu da yereldeki emlak sektörünün daha da canlanmasının önünü açacak. Dolayısıyla şu an mevcut koşulları avantaja çevirerek, yatırım yapmak gerekiyor” şeklinde konuştu

Yeni Edremit Hükümet Konağı İnşaatında Sona Doğru

Balıkesir’in Edremit ilçesinde İçişleri Bakanlığı Yatırım Programı kapsamında yapımına başlanan Yeni Edremit Hükümet Konağı projesinin inşaat çalışmalarında sona gelindi. 

İlçede kamu hizmetlerin tek noktadan sunulması amacıyla İçişleri Bakanlığı yatırım programına alınarak iki yıl önce yapımına başlanan Yeni Edremit Hükümet Konağı inşaatı önümüzdeki günlerde tamamlanacak. 

Bu çerçevede devam eden inşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, yürütülen çalışmaları yerinde inceleyerek inşaatların bir an önce tamamlanarak vatandaşın hizmetine sunulması için yetkililere talimat verdi. İlçede yapımı devam eden yatırımların Edremit için son derece önemli yatırımlar olduğunu belirten Kaymakam Odabaş, Edremit Hükümet Konağı inşaatının kısa sürede tamamlanarak vatandaşın hizmetine sunulacağını belirtti. 

Yakında Hizmete Açılacak

Aynı zamanda hükümet konağı inşaat alanı yanında bulunan bahçede yürütülen peyzaj düzenleme işlerini de yerinde ziyaret eden Kaymakam Odabaş yetkililerden bilgiler aldı. Hükümet konağı bahçesinde devam eden peyzaj düzenlemeleri ile ilgili bilgiler paylaşan Kaymakam Odabaş, şunları söyledi:

“Balıkesir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından Edremit Hükümet Konağı Peyzaj Düzenleme projesi hazırlattırılarak yapım işi için yükleniciye yer teslimi yapılmıştır. Peyzaj alanında bulunan ve yaklaşık yüz yaşını geçmiş ve tehlike arz eden orman ağaçları ile ilgili Orman İşletme Şefliğimizin teknik raporuna göre, Balıkesir Kültür Varlıkları Koruma Kurulu izni doğrultusunda hazırlanan ağaç rölövesine göre tehlike arz eden ağaçlar kesilerek tehlikeli durum ortadan kaldırılmıştır. Bahçede gerçekleştirilen ağaç kesimleri kurumların izni doğrultusunda özellikle Balıkesir Kültür Varlıkları Koruma Kurulu izni doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Kısa sürede peyzaj düzenleme işleri tamamlanarak Edremit ilçemize yakışır bir Hükümet Konağı ve bahçesi vatandaşımızın hizmetine açılacaktır.” 

Nef Arsa Festivali Başlıyor

Arsa yatırımı yapmak isteyenler için uygun imkanlar sunan Nef 2023 yaz festivalini, 17-18 Haziran tarihlerinde Lüleburgaz Tatarköy Proje Alanı’nda gerçekleştirecek.

Güvenli arsa yatırımının öncü markası Nef Arsa, Türkiye’nin öne çıkan bölgelerinde müşterileri ile buluşturduğu arsalarda yaz festivali başlatıyor. Nef Arsa 2023 Yaz Festivalleri, arsa yatırım hayalini gerçekleştirmek isteyenlerin Nef Arsa deneyimini yakından tanıyacakları ve aileleriyle birlikte doğa içinde vakit geçirebilecekleri etkinlikler olarak planlandı. 2023 yaz ayları içinde planlanan 4 etkinlikten ilki 17-18 Haziran tarihlerinde Nef Arsa Lüleburgaz Tatarköy proje alanında gerçekleştirilecek.  

Geleneksel hale getirilmesi hedeflenen Nef Arsa Yaz Festivalleri, Lüleburgaz’ın ardından Kaz Dağları, Ankara Beynam ve Sakarya arsalarında yaz boyunca devam edecek. 

Fold Village Alanında Eğlenceli Kutlamalar

Nef Arsa projelerinden alım yapanlar veya projeleri yakından tanıyıp yatırım yapmak isteyenleri buluşturacak etkinliklerde aileler doğanın keyfini çıkarırken; şehrin karmaşasından uzak ama doğaya yakın alanlarda yaşam kurmanın keyfini de deneyimleyebilecek.

17-18 Haziran’da Lüleburgaz proje alanında örnek modüler evler kurulurken, Nef ’in patentli buluşu olan Fold Village alanlarında eğlenceli aktivitelerle katılımcılar keyifli zaman geçirecek.  Aynı zamanda Babalar Günü olan 18 Haziran Pazar günü etkinlik alanında çocuklar da babaları ile sürpriz etkinliklere katılarak Babalar Günü’nü kutlayacak.

Özel İndirim ve Uygun Ödeme Koşulları Sağlanacak

Proje alanlarında gerçekleştirilecek etkinliklerde; ailelerin doğanın keyfini çıkarması için pek çok organizasyona imza atılıyor.  Çocuk eğlence alanları, yerel lezzetlerin tadımı, deneyim alanları ailelerin güzel anıları arasında yerini alacak.  Aynı zamanda Nef ‘in arsa projelerinde kurguladığı yaşam alanlarını içeren Nef Arsa Fold Village konsepti içindeki ekim alanları, açık hava kütüphanesi, yerel satıcıların olduğu alanlar da festival etkinlikleri içinde deneyimlenebilecek. Projelerin gerçekleştirileceği ana parsellerde yapılacak etkinlikler, arsa alımı yapmak isteyenlere yerinde bir tecrübe de sunuyor. Bu kapsamda Nef, alanlarda yapılacak satışlara özel indirim ve ödeme olanaklarını da misafirlerine sunacak.

Topkapı 29’da Erken Teslim

Akzirve tarafından İstanbul’da inşa edilen Topkapı 29 projesi, planlanan teslim tarihinden 3 ay önce bitirilecek.

İstanbul’un tarihi semti Topkapı’da, tüm ulaşım ağlarının kesiştiği noktada, hastaneler, okullar, iş ve yaşam merkezleriyle çevrili benzersiz bir konumda hayata geçen Topkapı29’un sakinleri, yeni konutlarının anahtarını planlanan tarihten tam üç ay önce teslim alabilecek. 

Akzirve İcra Kurulu Üyesi Cihat Kılıç, 2022 yılında inşaatına başlanan, 1.691 konut, rezidans, alışveriş merkezi, ofis, otel gibi birçok farklı fonksiyonu bir arada bulunduran projenin büyüklüğü göz önüne alındığında, 1 yıl gibi kısa bir sürede teslim tarihinin erkene çekilmesinin oldukça önemli bir gelişme olduğunu söyledi. Kılıç, “Türkiye’de gayrimenkul sektöründe 30 yıllık tecrübeye sahip Akzirve, 15 vinç ve 2.000’den fazla çalışanla konut sektöründe en hızlı proje olma özelliği de taşıyan Topkapı29’u, söz verdiği tarihten 3 ay önce teslim ederek önemli bir fark yaratmış olacak” dedi. 

Peşin ödemeye yüzde 10 indirim

Satışa çıktığı ilk günden itibaren büyük ilgi gören Topkapı29 projesinde kalan son daireler için özel bir kampanya da yapıldı. Hem yatırım hem de seçkin bir yaşam için Topkapı29’u tercih edecek alıcılara yüzde 35 peşinat, yüzde 35 teslimden sonra ödeme, kalan yüzde 30’luk kısım için de şirket bünyesinde 60 ay sıfır vadeyle ödeme imkânı sunuluyor. Peşin ödemeyi tercih eden müşteriler içinse temmuz ayı sonuna kadar ekstra yüzde 10 indirim sağlanacak.

Deniz manzaralı son birkaç dairenin alıcılarını beklediğini belirten Akzirve İcra Kurulu Üyesi Cihat Kılıç, Topkapı29’un özellikle çocuklu ailelere sunduğu avantajlar nedeniyle kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu sözlerine ekledi.

Avrupa’nın en iyi mimarlık ofislerinden Chapman Taylor tarafından tasarlanan Topkapı29, meydanları, özel peyzaja sahip yeşil alanları, sokakları, avluları ve sosyal buluşma noktalarıyla tamamen yaşam konforunu öne alan yenilikçi bir tasarım anlayışıyla hayata geçirildi. Hepsi balkonlu, bahçeli ve teraslı olarak tasarlanan 1+1’den 5+1’e değişen boyutlardaki daireler hem nefes hem de ışık alıyor. Bu açık alanlar sayesinde yemyeşil bir doğa evlerin içine taşınırken özellikle çocuklu ailelerin doğadan uzak kalmaması hedefleniyor.

4 bin metrekarelik sosyal alan

Topkapı29’da cadde mağazalarından ofislere, yaşam ve alışveriş merkezlerinden dünyanın ünlü zincir markalarından birinin işleteceği otele kadar bir ekosistem sunuluyor. Ayrıca fitness salonu, studio, SPA, kapalı ve açık havuz, kafe, sinema salonu, dinlenme salonu, kütüphane, TV alanı ve ortak çalışma alanı gibi büyüklüğü yaklaşık 4 bin metrekareye ulaşan sosyal donatı alanları bulunuyor.  Çim alanlar, yapraklı ağaçlar, pergola gölgesindeki oturma alanları, kokulu çiçek bahçeleri, su temalı düzenlemeler, egzersiz parkurları, çok amaçlı sahalar, kaykay pisti ile tüm ev sahipleri açık havada kendilerine ait bir alana sahip olduklarını hissedebilecek.

Enerji ve su tasarrufuyla, atıkları minimuma indirerek, bina içlerinde hava kalitesini artırarak, çevreye ve sahiplerine saygıyla inşa edilen Topkapı29, sakinlerine LEED sertifikalı bir yaşam tarzı sunuyor.

Uzun vadeli değer taşıyan projeleri ile öne çıkan Akzirve, dayanıklılık konusunda da tüm projelerine çok güveniyor. Akzirve İcra Kurulu Üyesi Cihat Kılıç, “Doğal afetler ülkemizin bir gerçeği. Önemli olan yapıların usulüne uygun olması ve olası deprem için tüm tedbirlerin alınması. Projelerimizin geliştirme aşamasından itibaren biz de bu detayları göz önünde bulunduruyoruz ve proje tasarımı, kullanılacak malzemeler gibi tüm detaylarda yönetmeliklere göre hareket ediyoruz. Topkapı29 projesinin dayanıklılığını da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden aldığımız belgeyle tasdik ettirdik” dedi. 

Tüm bu detayları ev sahibi olmak isteyenlere birebir hissettirebilmek için satış ofisinde yapılan örnek daireler de gezilebilir. Alanında uzman satış ekipleri, potansiyel alıcıları projeyle ilgili tüm detayları aktarmak üzere Topkapı29 Satış Ofisi’nde haftanın 7 günü 09.00 – 19.00 saatleri arasında ağırlıyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Maslak Dream by NEW INN Projesinin Lansmanı Yapıldı

Yu Group, İstanbul’daki yeni projesi Maslak Dream by NEW INN’in lansmanını gerçekleştirdi. 

Yurt içinde ve yurt dışında pek çok konut, AVM, ofis, iş merkezi gibi anahtar teslim proje geliştiren Yu Group, Maslak Dream by NEW INN adıyla görücüye çıkan yeni projesini, NEW INN’in “Serviced Apartment” (yeni nesil konaklama) hizmetiyle misafirlerin beğenisine sunuyor. 

Yu Group, Türkiye’de Maslak Dream by NEW INN ve Sakarya Serdivan’da bulunan Cadde54 projesinin yanı sıra Azerbaycan başta olmak üzere, Rusya, Türkmenistan ve Dubai’de gayrimenkul, enerji ve sanayi yatırımlarıyla da Türk bayrağını yurt dışında da dalgalandırıyor.

‘’Gayrimenkul Sektörünü Yeniden Tanımlıyoruz’’

Bugüne kadar hayata geçirdikleri projelerle sektöre yeni bir soluk getirdiklerine dikkat çeken Yu Group Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mekki Özkan, “Gayrimenkul sektörünü yeniden tanımlıyoruz. Maslak, uzun yıllardır sektörün nabzının attığı en gözde pazarlardan biri. Hem konut hem ticari gayrimenkul yatırımları anlamında da yerli ve yabancı yatırımcının ilk sırasında yer alan lokasyonlardan. Bu nedenle bölgenin yatırım değeri üzerine en büyük gücümüz olan proje geliştirme tecrübemiz ve tasarım vizyonumuzla hayata geçirdiğimiz yeni projemiz, İstanbul gayrimenkul pazarına yepyeni bir soluk katacak” dedi. 

Yıl sonuna kadar iki yeni gayrimenkul projesini hayata geçireceklerini belirten Özkan, ‘’Yeni Türkiye yüzyılı vizyonu çerçevesinde yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Şimdiye kadar 1 milyon metrekareden fazla alanda proje geliştirmiş, Doğu Marmara’nın en büyük gayrimenkul ve inşaat yatırımı olan Cadde54 Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni sektöre kazandırmış bir geliştirici olarak Türkiye’deki yatırımlarımızı daha da güçlü şekilde sürdürmeye ve ülkemize katma değer ve istihdam sağlamaya devam edeceğiz’’ dedi.

‘’Projeyi 24 Ayda Teslim Edeceğiz’’

Maslak Dream by NEW INN projesinin yatırım değerinin 80 milyon dolar olduğunu ifade eden Özkan, “Projemizi 24 ay sürede tamamlayarak teslim etmeyi, yatırımcılara da kısa sürede en az iki kat prim sağlamayı hedefliyoruz.  İş ve ekonomi dünyasının merkezi Maslak’ta bulunan projemizde, 57 metrekare ile 120 metrekare arasında değişen muhteşem orman manzaralı 1+1, 2+1 süit daire seçeneklerimiz bulunuyor. “Serviced Apartment” konseptimizle beş yıldızlı otel konforu sunacağız. Misafirlerimiz Dream Roof, Dream Pool, Dream Fitness, Dream Lounge gibi sosyal alanlardan da tüm ayrıcalıklı hizmet anlayışıyla yararlanma hakkına sahip olacak” şeklinde konuştu.

“Sektörde Yüzde 300 Büyüyerek Pazarda İyi Bir Konum Edindik”

Türkiye’de yeni nesil konaklama sistemlerine öncülük etmeyi kısa sürede başardıklarını belirten NEW INN Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Akbal ise, “NEW INN’i 2020 yılında hem konaklama hem de emlak sektörüne yeni bir bakış açısı getirmek üzere kurduk. Kısa sürede Türkiye’nin bu alanda uzman proptech şirketlerinden biri haline geldik. 2022 yılında sektörde yüzde 300 büyüyerek pazarda iyi bir konum edindik. Lokasyonlarımızı çeşitlendirmek amacıyla stratejik iş birliği anlaşmalarımıza da ağırlık verdik. 

 Stratejik olarak önemli lokasyonlardaki boş ve süreli konaklamaya ayrılmak istenen rezidanslara talip olduğumuzu daha önce duyurmuştuk. Maslak Dream by NEW INN projesinde konaklama hizmeti veren çözüm ortağı olmamızın hem ülkemize hem sektörümüze bir kazanım yaratacağını düşünüyorum. Projedeki mülk sahiplerine dinamik mülk yönetim hizmetlerimizle, yüksek kira getirisi, 15 yıldan kısa süreli yatırımın geri dönüş süresi ve NEW INN marka farkındalığı ile profesyonel anlamda katkı sağlayacağımıza inanıyorum. NEW INN’in Luxury Stay konseptini de ilk kez bu projede hayata geçiriyoruz. Tecrübeli kadromuz ve gelecek vizyonumuzla projenin satış hızına da pozitif yönde katkı sağlayacağız.” dedi.

Tisan Koyu’na Otel İnşa Edilecek

Mersin’e bağlı Tisan Koyu’nun batı kesimindeki yarımadaya bin 79 adet villa, 12 dükkân ve bir adet otel inşa edilecek.

Türkiye’nin en güzel koyları arasında gösterilen Mersin’in Silifke ilçesindeki Tisan koyunun doğu kısmı, 1970’lerde dönemin askeri ve sivil bürokrasisinin kurduğu kooperatif eliyle yapılaşmaya açılmıştı. Koyun batı kesimi de şimdilerde bir başka kooperatif eliyle yapılaşmaya açılıyor. Tisan koyunun batı kısmında inşaat izni alan kooperatif şirket ortaklığı Tisan’ı adeta betona boğacak. 161 bin metrekarelik alanda 1079 adet villa, 12 dükkân ve 124 odalı otel yapılacak. Şirket bu proje için 480 milyon lira harcayacak.

Geçen yıl yapılaşmaya açılan Silifke’deki Tisan koyunun el değmemiş alanlarında villa yapacağını ilan eden şirket-kooperatif ortaklığı, ‘ÇED gerekli değildir’ raporu almış ve inşaat çalışmalarına başlamıştı. Şirket, projesinde revizyona gitti ve villa sayısını azaltıp yerine 124 odalı bir otel ekledi. Şirket projedeki bu değişikliğin ardından yeniden ‘ÇED gerekli değildir’ belgesi için başvurdu ve belgeyi aldı.

Birgün’den Abidin Yağmur’un haberine göre; Şirketin ÇED raporunda projenin ayrıntılarına da yer verildi. Rapora göre göre şirket Tisan koyunun batı kesimindeki yarımada üzerinde bulunan 3067 ve 3068 numaralı parseller üzerinde proje yapacak. Bu iki parselin toplamı 161 bin 722 metrekareyi buluyor.

Projenin ilk halinde 285 blok, 1150 konut ve 7 dükkân yapılacağı belirtiliyordu. Revizyon projede ise konut sayısı 1079’a düşürüldü, dükkân sayısı 12’ye çıkarıldı ve bir de otel eklendi.

Proje dosyasına göre 3068 numaralı parselde, 2+1, 3+1, 5+1 ve 6+2 özelliklerinde dubleks, tripleks dairelerden oluşan 99 blok, 775 daire ve 124 odalı 2 yıldızlı 1 adet otel yer alacak. 3067 numaralı parselde ise 2+1 özelliklerinde daireler ve 3+1 dubleks dairelerden oluşan toplam 40 blok, 304 daire yapılacak.

Proje Bedeli 480 Milyon TL

Şirketin ÇED dosyasına göre konu projesi için belirlenen proje bedeli 450 milyon liraydı. Revize projede aynı ÇED alanı içinde konut sayıları azaltıldı ve rezidans bloğu yerine otel kurulması planlandı. Böylece toplam proje bedeli 480 milyon liraya çıktı.

Proje dosyasında yer alan bilgilere göre şirket Tisan’da villa ve otel yapmakla yetinmeyecek. Villa sahiplerine özel bir plaj ve iskele alanı da oluşturulacak.

Kadınlara özel plaj, havuz ve aquaparkın yapılacağı, bunun yanı sıra ortak kullanıma açık plaj, havuz ve aquapark olacağı da proje dosyasında belirtiliyor.

Şirket ayrıca 800 kişilik amfi, spor merkezi, sağlık merkezi gibi sosyal donatı alanları yapmayı da taahhüt ediyor.

En Fazla Konut Fiyat Artışı Türkiye’de

2022 yılının son çeyreği itibarıyla 58 ülkeden 14’ünde konut fiyat artışları hız kazanırken, en fazla artışın yaşandığı ülke Türkiye oldu. Listenin ikinci sırasında ise İsrail var.

Türkiye’de konut fiyatlarında enflasyonun da artmasıyla birlikte son dönemde büyük bir artış yaşanıyor. Mevcut kiracılar hükümetin çıkardığı kanunda öngörülen yıllık yüzde 25 artış oranından yararlanıyor. Yeni ev tutan kiracıların ödeyecekleri miktar ise halen kirada oturanların ödedikleri miktarın 5-6 katına kadar çıkabiliyor.

Euronews’taki habere göre 58 ülkeden 14’ünde konut fiyatlarında reel artış yaşanırken zirvede Türkiye bulunuyor. 43 ülkede reel konut fiyatları düşerken Türkiye’deki yıllık yüzde 51’lik artış dikkat çekiyor. İkinci sıradaki İsrail’de yıllık reel artış yüzde 11.

Sadece beş ülkede konut fiyatları reel olarak yüzde 5’ten fazla artmış durumda. Reel (gerçek) artış enflasyondan arındırılmış hali yansıtıyor. Türkiye’deki nominal artış ise yüzde 168.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da üyeleri arasında bulunduğu Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) 58 ülkede 2021-2022 son çeyrekler arasında konut fiyatlarındaki yıllık artış oranlarını açıkladı. Öncelikle reel artışa bakalım. Çünkü reel artış hesabında enflasyon dikkate alınıyor.

En fazla artış yüzde 51 ile Türkiye’de. İkinci sırada yüzde 11 ile İsrail gelirken ardından İzlanda (yüzde 9,9), Rusya (yüzde 9,7) ve Sırbistan (yüzde 7) geliyor. Başka yüzde 5’i aşan ülke yok.

13. sıradaki Kuzey Makedonya’da konut fiyatlarında yıllık reel artış yüzde 1. ABD’de ise değişim yok. Diğer 43 ülkede ise konut fiyatlarında reel düşüş söz konusu.

Ücretli Çalışan Sayısı Nisan Ayında Yıllık Yüzde 3,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 nisan ayına ilişkin ücretli çalışan sayısını açıkladı. Buna göre, ücretli çalışan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,7 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzden3,7 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 13 milyon 997 bin 517 kişi iken, 2023 yılı Nisan ayında 14 milyon 516 bin 688 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı Nisan ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,0, inşaat sektöründe yüzde 11,3 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 4,1 arttı.

İnşaat Sektöründe Ücretli Çalışan Sayısı Aylık Yüzde 0,9 Azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,0 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı Nisan ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,6, inşaat sektöründe yüzde 0,9 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,7 azaldı.

2023 İlk Çeyrekte Konut Satışları Düştü

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı mayıs ayı konut satış verileri ile 2023 Ocak-Mayıs döneminde, bir önceki döneme göre yüzde 16,3 düşüş yaşandığı gözlendi.

Buna göre, Türkiye genelinde mayısta gerçekleşen 113 bin 276 konut satışının 3 bin 167’si yabancılara yönelik oldu. Yabancılara yapılan konut satışı mayısta yıllık bazda yüzde 46,9 azaldı. Mayısta toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışlarının payı yüzde 2,8 oldu.

Yabancılara yapılan konut satışlarında mayısta iller bazında ilk sırayı 1245 satış ile Antalya aldı. Antalya’yı 934 konut satışıyla İstanbul ve 249 satışla Mersin takip etti.

Söz konusu satışlar ocak-mayıs döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37,8 azalarak 16 bin 650’ye düştü.

Mayısta Rusya vatandaşları Türkiye’den 991 konut satın aldı. Rusya’yı 503 konutla İran, 175 konutla Ukrayna ve 129 konutla Almanya vatandaşları izledi.

İpotekli Konut Satışları Mayısta Azaldı

Türkiye genelinde mayısta ipotekli konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,3 azalarak 27 bin 476 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 24,3 olarak hesaplandı. Ocak-mayıs döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,7 azalışla 108 bin 67’ye geriledi.

Mayıs ayındaki ipotekli satışların 9 bin 249’u, ocak-mayıs dönemindeki ipotekli satışların ise 34 bin 801’i ilk el satış olarak gerçekleşti.

Mayısta diğer konut satış sayısı, Türkiye genelinde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,2 azalışla 85 bin 800 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 75,7 olarak belirlendi. Ocak-mayıs döneminde gerçekleşen diğer konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,2 azalışla 374 bin 76’ya geriledi.

Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,7 artarak 34 bin 413’e yükseldi. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 30,4 olarak gerçekleşti. İlk el konut satışları ocak-mayıs döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3 azalışla 145 bin 272 olarak kayıtlara geçti.

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,3 gerileyerek 78 bin 863 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışlarının payı yüzde 69,6 olarak belirlendi. İkinci el konut satışları ocak-mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,3 azalışla 336 bin 871’e düştü.

Kamuya Olan Borç Yapılandırılması 3 Temmuz’da Sona Eriyor

7440 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun çerçevesinde kamuya olan borç yapılandırma başvuruları 3 Temmuz’da sona eriyor. Yapılandırma kapsamında, kamu kurum ve kuruşlarına ait kesinleşmiş hale gelen vergi borçları ve sosyal güvenlik müdürlüklerine ait kesinleşmiş borçlar uzun vadeli taksitlendirilebiliyor.

Yapılandırmanın çok önemli bir avantaj olduğunu belirten Mali Müşavir Fatma Sönmez, “3 Temmuz tarihi başvuru için son tarih. Borcu olan işletme ve şahıslar için son derece önemi bir fırsat. Son günlerde yaşanabilecek teknik aksaklıklar göz önüne alınarak bir an önce başvurular yapılmalı” hatırlatmasında bulundu.

Bu yapılandırmanın son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle ödemelerde zorluk yaşayan işletmelere can suyu olacağını belirten Sönmez şunları söyledi: “7440 sayılı kanun ile yürürlüğe girmiş olan yapılandırma ile uzun taksitler halinde ödeme seçenekleri sunuluyor. Peşin ödeme seçeneğiyle de indirimlerden yararlanmak mümkün.”

Kamuya olan borçların faizi siliniyor ve taksit imkanı sağlanıyor

İşletmeler, Kamu kurum ve kuruşlarına ait kesinleşmiş hale gelen vergi borçları ve sosyal güvenlik müdürlüklerine ait kesinleşmiş borçlar için yapılandırma başvurusunda bulunabiliyor. Öte yandan matrah artırımı başvurusu için de son fırsat olacağını ifade eden Sönmez, “İşletmelerin bu kanunun avantajlarından faydalanmak için belirtilen süre içinde başvuruda bulunması önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.

Son başvuru 3 Temmuz, ilk taksit ödemesi 31 Temmuz

Başvuru sürecinin devam ettiğini vurgulayan Mali Müşavir Fatma Sönmez, Yapılandırma başvurularının 3 Temmuz’da sona ereceğini, ilk taksit ödemesinin de 31 Temmuz’da yapılacağını söyledi.

Sönmez, “Son yapılan uzatma kararıyla birlikte, ilk taksit ödeme süresi de 1 ay daha uzatılmıştı. Yapılan veya yapılacak başvurular sonucunda oluşturulan ödeme planlarına göre, ilk taksit ödemesi en geç 31 Temmuz tarihine kadar yapılacaktır. “7440 sayılı kanun işletmeler için borçlarını ödeme kolaylığı sunmaktadır. Bu fırsat en iyi şekilde değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, ertelenen her şey büyür” diye konuştu.