“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 37

Enerjisini Güneşten Alan COPA, Sürdürülebilirlik için Çalışıyor

Copa Isı Sistemleri, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde çevre korumanın önemini vurgulayarak, karbon ayak izini azaltma çalışmalarına devam ediyor. Sürdürülebilir kaynak kullanımına odaklanan Copa, Bursa Minareliçavuş Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan üretim tesisinde hayata geçirdiği GES yatırımı ile 2023 yılının 3 ayı enerjiden tasarruf edecek. 

Çevre bilincini artırarak gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için çalışmalarını sürdüren Copa, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan cihazların üretim süreçlerine odaklanırken, üstün tasarruflu ürünleriyle de dikkat çekiyor.

Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin hızla artması nedeniyle çevresel düzenlemeler giderek önem kazanıyor. Çevreyi, insanı ve inovasyonu odağına alan Copa, her geçen gün sürdürülebilir bir gelecek için yeni çalışmalara imza atıyorCopa, Bursa Minareliçavuş Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan üretim tesisindeki GES yatırımı ile, tüm üretim süreçlerinde enerji kullanımını en aza indirgiyor. 2023’te yılın 3 ayı enerjiden tasarruf etmeyi hedefleyen Copa, bu kapsamda yılda 112.654 adet ağaç kurtararak emisyonun yaklaşık 1.239.197 kg karbondioksit eşdeğeri kadar azaltılmasını sağlayacak. 

Çevreye olan etkimizi en aza indirmeyi hedefliyoruz

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün, çevresel sürdürülebilirliğe olan taahhütlerini vurgulamak için önemli bir fırsat olduğunu ifade eden Copa Isı Sistemleri Genel Müdürü Oktay Erdinç: “Copa olarak, çevresel sürdürülebilirlik konusunda büyük bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyiz. Bu nedenle, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı çözümlerimiz ve enerji verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalarımızla çevreye olan etkimizi en aza indirme hedefiyle hareket ediyoruz. Şirketimiz, güneş enerjisi sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanımı konusunda öncü bir rol üstleniyor. Güneş enerjisi panelleri, binaların çatılarına ve diğer uygun alanlara entegre edilerek, yenilenebilir enerjinin kullanımını teşvik ediyor. Bu çözümler, karbon ayak izimizi azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak için önemli bir adımdır. Enerji tasarrufunu teşvik etmek ve enerji israfını engellemek amacıyla müşterilerimize yenilikçi ürünler sunuyoruz. Bu ürünler sayesinde, müşterilerimizin hem çevreye hem de enerji faturalarına olumlu etkiler sağlamayı hedefliyoruz. Gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakma misyonumuz ile çalışmalarımıza sürdüreceğiz.” dedi.

Bursa Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesinde İnşaat Çalışmaları Yüzde 75’e Ulaştı

Bursa’da Yıldırım Belediyesi tarafından hayata geçirilen Mevlâna Kentsel Dönüşüm projesinin inşaat çalışmalarında yüzde 75 ilerleme kaydedildi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Bölgede kentsel dönüşüm öncesi kaçak yapılaşmanın yoğun olduğunu belirterek, “100 dönümlük bir arazi bunun 40 bin metrekaresini sosyal yaşam alanları, yollar, sağlık alanları, park alanları, otopark ve okul alanı olarak ayırdık. Geriye kalan 60 bin metrekarelik alanda ise 1244 adet konut üretiyoruz. Yerinde eski konutlar vardı bunların yıkımını gerçekleştirdik. Hemşerilerimizle 100’de 100 oranında uzlaşma sağladık. Yerinde gönüllü bir kentsel dönüşüm projesi bu proje. Şu anda inşaat çalışmaları yüzde 75 seviyesinde. İnşallah ekim ayında buradaki hak sahiplerine konutlarımızı teslim edeceğiz. İlk etapta 644 konutu hak sahibi hemşerilerimize teslim ediyoruz. 400 kadar konutumuzu evlerini yıktığımız hak sahiplerine teslim edeceğiz. Kalan konutlarımızı da bir sonraki etaptaki hak sahiplerimizi kiraya çıkmadan yeni konutlarına taşıyarak burada bir domino etkisiyle dönüşüm sürecini devam ettireceğiz.” dedi.

30 Bin Hak Sahibi Bu Yıl Tapusuna Kavuşacak

Projenin diğer projelerden farklı olduğunu dile getiren Yılmaz, “Yıldırım eski yapılaşmanın eski şehrin olduğu bir bölge, dolayısıyla biz sadece eski binaları yıkıp yerine yenilerini yapmıyoruz. Yeni imar planları ve imar uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Bununla beraber yeni yaşam alanları kazanıyoruz. Bizim yaptığımız dönüşüm çalışmalarının böyle bir temel farkı var. Bu noktada şu anda 10 binden fazla hak sahibine yeni tapularını dağıttık. 30 bin civarında hak sahibine de tapularını 2023 yılı içerisinde dağıtımını gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı.

İnşaat Çalışmaları Yüzde 75’e Ulaştı

Kentsel dönüşüm tam gönüllülük esasına dayalı olarak başlatıldığını söyleyen Oktay Yılmaz, “Bölgelerimize ve mahallelerimize örnek olacak dönüşüm projeleri gerçekleştiriyoruz. Buradaki inşaat çalışmamız yüzde 75’e ulaştı. Çınarönü’nde bir başka projemiz var. Mimarsinan’da devam eden bir projemiz var. Davutkadı’da şu anda uzlaşma görüşmelerimizi tamamladığımız bir proje var. Ulus Mahallesi’nde var. Büyükşehir Belediyemizin Arabayatağında, Değirmenönü ve Yiğitler’de yaptığı projeler var. Şöyle genel olarak baktığımızda farklı lokasyonlarda 10 bin civarında konutun inşaat çalışmaları ve uzlaşma görüşmeleri devam etmektedir. Biz dönüşümün gönüllü olmasını önemsiyoruz. Bu işin farkındalığının genişlemesini istiyoruz. Deprem gerçeği bize bir kez daha gösterdi ki depremden sadece depremin olduğu bölge etkilenmiyor. Bu noktada nasıl tüm Türkiye etkilendiyse sağlıksız kentleşmenin getirdiği sıkıntılar sadece oturanlarla sınırlı değil, hepimizin duyarlı davranması gerekiyor. Hem bireysel hemde kurumsal anlamda ilgilendiriyor. Ve bu konuda herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor. İstanbul örneğinde olduğu gibi Cumhurbaşkanımızın destek açıklamaları var. Bizde burada benzer çalışmaları gerçekleştiriyoruz.” şeklinde konuştu. 

‘’Zemin Artı 7-8 Katı Aşmıyoruz’’

Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ ile birlikte hayata geçirdiklerini bu iki kurumun büyük destekleri sayesinde vatandaşlara en az yarıya yakın maliyeti karşılayacak bir proje sunduklarını anlatan Yılmaz, “Elbette 40-50- yıllık binanın yerine sıfır binayı hiç para ödemeden teslim etmiyoruz. Bu anlamda inşaatımızın maliyetini hak sahibi vatandaşımızın kendi mevcut binasının maliyetini değerini de karşılaştırarak bir hesap ortaya koyuyoruz. Kısmen Yıldırım Belediyesi olarak bizler sübvanse ediyoruz. Biraz uzun vadeli borçlandırmayla vatandaşımızdan destek bekliyoruz. Bu noktada el birliği ile dönüşüm projeleri gerçekleştiriyoruz. Şu anda yaptığımız projeler bölgelerimize örnek projeler. Bölgedeki dönüşümü tetiklesin, güven ortamını daha iyi bir noktaya getirsin diye çalışmalarımız sürüyor. Hemşerilerimizin bize destek verdiği kentimizin her bölgesinde kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirebiliriz. Biz yaptığımız tüm projelerde çok katlı yüksek binalara izin vermiyoruz. Ve biz rezerv alana konut üretmiyoruz. Yaşamın olduğu yerlerde eski binaları yıkıp yerine yenilerini yapıyoruz. Birçok projemizde kat yüksekliğimiz zemin artı 7 kat. Zemin artı 6 kat olan bölgelerde var ama zemin artı 7 katı bazı yerlerde 8 katı aşmamayı kendimize bir ilke olarak belirledik.” diye konuştu.

Projenin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Endeksa Konut Satın Alınabilirlik Endeksini Açıkladı

Endeksa; konut fiyatları, hane halkı geliri, kredi faiz oranları ve kredi taksit tutarlarını göz önünde bulundurarak Türkiye Konut Satın Alınabilirlik Endeksi’ni yayınladı.  Rapora göre, Türkiye genelinde Nisan 2023 sonu itibariyle konut satış fiyatları bir önceki aya göre %6, bir önceki yılın aynı ayına göre %131 artarken, ortalama 2 Milyon 358 Bin 200 TL seviyesine ulaştı. 2023 yılı Ocak – Nisan ayları arasında, konut satın alınabilirlik endeksi ise; 65,2 seviyesinden 49,9 seviyesine gerileyerek %23,4 azalma eğilimi gösterdi.

Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak gayrimenkul değer hesabında güvenilir sonuçlara ulaşan Endeksa’nın açıkladığı Konut Satın Alınabilirlik Endeksini ortalama bir gelir varsayılarak konut satın alabilme kabiliyetini hesaplamayı hedefliyor. Endeks hazırlarken dikkate alınan değişkenler arasında; Endeksa konut değer ve trend verileri, kredi faiz oranları, Merkez Bankası verileri, hane halkı gelir verileri, TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verileri bulunuyor. 

Konut satın alınabilirliği endeksi 65,2 seviyesinden 49,9 seviyesine geriledi

Konut satın alma endeksinin artış göstermesi, endeks değerinin 100 puan üzerinde kaydedilmesidir. Endeksin 100 puan üzerinde olması, ilgili dönemde baz döneme göre hanenin alım gücü ve taksit ödeme gücünde görülen artış ile doğru orantılıdır. Konut satın alma endeksinde azalma kaydedilmesi, endeks değerinin 100 puan altında kaydedilmesidir. Endeksin 100 puan altında olması, ilgili dönemde baz döneme göre göre hanenin alım gücü ve taksit ödeme gücünde görülen azalma ile doğru orantılıdır. 2023 yılı Ocak – Nisan ayları arasında, konut satın alınabilirlik endeksi 65,2 seviyesinden 49,9 seviyesine gerileyerek %23,4 azalma eğilimi göstermiştir. 2023 Nisan ayı ile bir önceki yılın aynı ayı karşılaştırıldığında, 2022 Nisan ayında 61,3 olarak kaydedilen konut satın alınabilirlik endeksi 2023 Nisan ayında 49,9 seviyesinde kaydedilerek %18,6 azaldı.

2023 yılının ilk ayından itibaren konut satın alınabilirlik endeksindeki düşüş, döviz kurundaki dalgalanmaya bağlı olarak inşaat maliyetlerinin artması ve bunun sonucunda konut üretiminin arz talep dengesinin sağlanamamasına yorumlanabilir. Endeks verileri incelendiğinde, Ocak 2021 – Ocak 2022 dönemleri arasında endeks değerinde düşüş eğilimi görülmektedir, Ocak 2021 tarihinde 7,4 olarak kaydedilen dolar kurunun Ocak 2022 tarihine gelindiğinde 13,4 olarak kaydedilmesi konut satın alınabilirlik endeksi ve döviz kuru arasındaki ters orantılı ilişkiyi açıklamak amacıyla belirtilebilir. Konut satın alınabilirlik endeksindeki kümülatif düşüşün önemli iki aktörünün yüksek enflasyon oranı ve ülke içerisinde yaşanan siyasi belirsizlikler olduğunu da söylemek mümkündür.

Türkiye’de konut satış ortalaması 2 Milyon 358 Bin 200 TL oldu

Endeksa verilerine göre, Türkiye genelinde Nisan 2023 sonu itibariyle konut satış fiyatları bir önceki aya göre %6, bir önceki yılın aynı ayına göre %131 artarak ortalama 2 Milyon 358 Bin 200 TL seviyesine ulaştı.  Konut değerlerinde düzenli olarak artış görülürken, Aralık 2022’de asgari ücrete zam yapılması ile ortalama hane halkı gelir seviyesinde de yükselme yaşandı. Ocak 2023 sonunda konut satın alınabilirlik endeksinde 18,5puanlık bir yükselme kaydedildi. 2023 yılı içerisinde ilerleyen aylarda ocak ayındaki yükselmenin korunamadığı ve konut satın alınabilirlik endeksinin Ocak 2023 döneminde 65,2 seviyesinde kaydedilirken Nisan 2023 döneminde 49,9 seviyesine gerilediği görüldü. Konut satın alınabilirlik endeksi incelendiği zaman, 2023 yılı Ocak – Nisan ayları arasında %23, 2023 Nisan ayı ile bir önceki yılın aynı ayı arasında %19 düşüş görülüyor. Pandemi öncesi dönem ile karşılaştırıldığı zaman, asgari ücretin zamlandığı dönemler dışında, konut satın alınabilirlik endeksinin düşüş eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir.

Avrupa’da konut fiyatlarındaki artış gelir artışından daha fazla

Avrupa’da konut satın alınabilirlik endeksi incelendiği zaman, 2015 yılı baz alınarak hazırlanan OECD’in verilerine göre çoğu ülkede konut fiyatlarındaki artış gelir artışından daha fazla olduğu görülüyor. Hollanda, konut fiyatlarında patlama yaşayan Avrupa ülkeleri arasında örnek veriliyor. OECD verilerine göre 2022 yılının ikinci çeyreğinde konut alınabilirlik endeksinin 151,7 seviyesinde olduğu görülen Hollanda, aynı yılın üçüncü çeyreğinde 146 seviyesinde görülmektedir. Fiyat/gelir oranında dezavantajlı bir konumda olan Hollanda’da yüksek hızla artan konut fiyatları, bulunulan lokasyona göre oldukça farklılık göstermektedir. Bulunulan şehir, şehirdeki konum gibi faktörler Hollanda’da konut fiyatlarını etkilemiş, enflasyon endeks üzerinde negatif etki yaratmıştır. 

Ortalama konut fiyatının 275 bin sterlin olarak kaydedildiği Birleşik Krallık’ta ortalama hane halkı geliri 31 bin 800 sterlin olarak hesaplanmıştır ve buradan Birleşik Krallık’ta ortalama bir konut fiyatının ortalama hane halkı gelirinin yaklaşık 9 katına denk geldiği[1] sonucuna varılmaktadır.

Dalgalanmaların sebepleri arasında politik ve ekonomik sebepler var

Ulusal ve uluslararası çapta incelendiği zaman konut fiyat endeksinde görülen dalgalanmaların sebepleri arasında politik ve ekonomik sebeplerin varlığı örnek olarak verilebilir. Enflasyonun konut fiyatları üzerinde önemli etkileri görülmektedir. İnşaat maaliyet endeksi, malzeme endeksi gibi farklı parametreler katıldığı zaman konut fiyatlarında görülen artış sonucunda artan enflasyonun konut fiyatları üzerinde baskı yaptığı ortaya çıkmaktadır.

Haziran Ayı Kira Artış Oranı Belli Oldu

Enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla kira artış oranları da belli oldu. Konut kiraları için yüzde 25 zam uygulaması ise hala devam ediyor.

Eski dönem Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konut kiraları için uygulanan yüzde 25 sınırlamasının Temmuz ayına kadar devam edeceğini, “1 Temmuz 2023’e kadar yenilenecek kira sözleşmelerinde bir önceki kira yılının yüzde 25’ini geçmemek koşuluyla yapılacak artışların geçerli olduğuna dair bir geçici hüküm, Adalet Komisyonu’nda Borçlar Kanunu’na eklenecek. Böylelikle konut kiralarında bir yıl süreyle bir önceki yılın kira bedelinin yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde artış yapılabilme imkânı getiriliyor.” sözleriyle ifade etmişti. 

Konut kiralarına uygulanan sınırlama devam ederken iş yerleri için uygulanacak kira artış oranı Haziran ayında yüzde 63, 72 oldu. Buna göre, 8 bin TL olan bir iş yeri kirası Haziran ayı enflasyonu olan yüzde 63,72 zam ile 13 bin 097 TL olarak güncellenebilecek.

Samsun Şehir Hastanesi’nde Kaba İnşaat Çalışmaları Tamamlandı

Sağlık Bakanlığı yatırım kapsamıyla hayata geçirilen Samsun Şehir Hastanesi projesinde kaba inşaat çalışmaları yüzde 100 oranında, genel inşaat çalışmaları ise yüzde 70 oranında tamamlandı.

Hastanenin ilk etapta 1180 yatak kapasitesiyle hizmet vermeye başlaması öngörülürken, kapasitenin 1500 yatağa kadar çıkartılması düşünülüyor. 1 milyar 69 milyon TL’ye sözleşme bedelli hastanede 20 bin kişiye hizmet verilmesi hedefleniyor.

Sağlık Yatırımları Tamamlanıyor

Ayrıca Samsun’da 250 yataklı Tekkeköy Devlet Hastanesi’nin yüzde 67’si, Bafra Ağız ve Diş Hastanesi’nin yüzde 98’i, Ayvacık Toplum Sağlığı Merkezi’nin yüzde 23’ü, Alaçam-Yakakent Devlet Hastanesi’nin yüzde 9’u tamamlandı.

Bu dönemde tamamlanan sağlık yatırımları da Terme 1. Basamak Hizmet Binası, Havza 1. Basamak Hizmet Binası, Atakum 1. Basamak Hizmet Binası, Canik 15 üniteli ek poliklinik ve 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin yatırımları tamamlanmıştı. Bu yatırımların toplam bedeli ise 18 milyon 294 bin TL oldu.

Kilis’te GES Projesinin İmza Töreni Yapıldı

Kilis Belediyesi tarafından 119 bin metrekare alan üzerinde konumlandırılacak Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinin imza töreni gerçekleştirildi.

İmza töreni gerçekleştirilen GES projesinin tamamlanmasının ardından, belediye enerji giderlerinin yüzde 82’si güneş enerjisinden sağlanacak 10 yıl sonra ise tesisin işletmesi ve mülkiyeti tamamen belediyeye devredilecek.

Enerji Giderlerinin Yüzde 82’si Güneş Enerjisinden Karşılanacak

Konuyla ilgili Kilis Belediyesi’nden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

”Enerjisinde tasarruflu, yatırımında verimli ve hizmetinde kaliteli bir Kilis için, bugün çok büyük bir öneme sahip 7MWe Güneş Enerjisi Santrali Projesi’nin imza törenini gerçekleştirdik. 119 bin metrekare arazi üzerine inşa edeceğimiz bu santralle birlikte ciddi miktarda tasarruf sağlarken, aynı zamanda belediye enerji giderlerimizin yüzde 82’sini güneş enerjisinden sağlamış olacağız. Günümüz dünyasının en dikkat edilmesi gereken konularından biri olan, enerji kaynaklarının verimli kullanılması adına gerçekleştirilecek bu proje, tamamlandığında fotovoltaik paneller aracılığıyla güneş enerjisinden elektrik üreten dev bir tesis olacak ve 170.000.000’ye mâl olacaktır. 10 yıl süreli gelir paylaşım modeli ile ihale edilen tesisimizin, bütün yapım ve işletme giderleri yüklenici firmaya ait olacak olup tesis faaliyete geçtiği andan itibaren 10 yıl süreyle yüzde 12,5’luk kısmı belediyemize pay edilecektir. 10 yıl sonra ise tesisin işletmesi ve mülkiyeti tamamen belediyemize devredilecektir. Geleceğimizin teminatı çocuklarımıza daha temiz bir çevre ve en önemlisi kendi kendine yetebilen ve enerjisini kendisi üretebilen bir Kilis Belediyesi bırakabilmek adına çok yakın zamanda temelini de atacağımız bu proje şehrimize hayırlı ve uğurlu olsun.”

Tüpraş, Water Europe Üyesi Oldu

Avrupa su ekosisteminin güçlenmesi adına yeni teknolojilerin üretilmesini destekleyen Water Europe’a üye olan ilk Türk şirketi Tüpraş oldu.

Tüpraş Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi çerçevesinde geleceğin enerjisini üretmek üzere çalışmalar yürütüyor.

Su verimliliği ve atık su geri kazanım çalışmalarıyla sürdürülebilir su yönetimine odaklanan şirket, küresel su ekosisteminin güçlenmesine katkı sağlayacak yeni bir adım attı.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Su yönetiminde iş birlikleri aracılığıyla yeni teknolojileri kullanmak için Avrupa su pazarının lider paydaş kuruluşu Water Europe’a katılan Tüpraş, Türkiye’deki sanayi kuruluşları içinde platforma üye ilk şirket oldu.

“Son 10 Yılda Yaklaşık 2,5 Milyon Kişinin Bir Yıllık Su Tüketimine Eşit Miktarda Su Tasarruf Ettik”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, şirketin tüm iş süreçlerinde sınırlı bir kaynak olan suyun verimli kullanımına büyük önem verdiklerini belirterek, “Stratejik Dönüşüm Planımız kapsamında ham su tüketimi ve atık su deşarjını en aza indirgemeyi amaçlıyoruz. Son 10 yılda tüm rafinerilerimizde 175 milyon metreküp atık suyu geri kazanarak yeniden kullandık. Bir başka deyişle yaklaşık 2,5 milyon kişinin bir yıllık su tüketimine eşit miktarda su tasarruf ettik” ifadelerini kullandı.

Yelmenoğlu, Water Europe’a katılan ilk Türk sanayi kuruluşu olmaktan duydukları memnuniyete işaret ederek, “Su konulu ve fonlanmaya hak kazanan AB Horizon 2020 projelerindeki ortakların yüzde 75’i Water Europe üyesi. Tüm açılardan, üyeliğimizin sürdürülebilirlik ve stratejik dönüşüm hedeflerimiz için önemli bir değer yaratacağına inanıyoruz” dedi.

Tüpraş su verimliliğine odaklanan bir şirket olarak, Ar-Ge’nin döngüsel ekonomi alanındaki çalışmalarını, atık suların geri kazanımıyla temiz su kullanımının azaltılması, rafineri atıklarının endüstriyel simbiyozla farklı endüstrilerde kullanımı, atıklar içerisindeki değerli ürünlerin geri kazanımı ve atıkların yenilikçi teknolojilerle yeniden değerlendirilmesi gibi hedefler doğrultusunda yürütüyor. Bu kapsamda, şirketin AB fonu almaya hak kazanmış üç projesinin yanında, Ar-Ge Merkezinde birçok projesi devam ediyor.

Pasifik GYO’nun 20 Milyar TL’lik 3 Projesi Ön Satışta

Pasifik Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, İstanbul’da 20 milyar TL yatırım bedeliyle yükselecek 3 projede ön satış sürecinin başladığını duyurdu. 

Gayrimenkul sektöründe bekleme sürecinin sona erdiğini dile getiren Pasifik GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, “Konut üreticileri önünü göremediği için bir süre bekledi ama artık bu dönem geride kaldı. Ufak tefek dalgalar olabilir ama büyük dalgaları atlattık. Gayrimenkulde alıcı da satıcı da yeni döneme hazır. Önümüzdeki günlerde konut piyasası hareketlenecek.” dedi.

İnşaat Çalışmaları Başladı

İstanbul’a üç yeni proje ile giriş yaptıklarını kaydeden Fatih Erdoğan, “Şimdiye kadar yaptıklarımızdan gurur, yapacaklarımız için ise heyecan duyuyoruz. İstanbul’daki üç projemizi de bu heyecanla gerçekleştiriyoruz. Levent’te hayata geçecek Next Level İstanbul ile Göktürk’teki Next Level Kemer ve Next Level Country projelerinin inşaat çalışmaları başladı ve büyük bir hızla devam ediyor. Projelere gelen talepten de memnunuz.” şeklinde konuştu

‘’Doğanın Başrolde Olduğu Bir Yaşam Tarzı’’

Gerçekleştirecekleri projeler hakkında bilgilendirme yapan Erdoğan, şunları söyledi: 

“Levent’in Etiler girişinde yükselen Next Level İstanbul projemiz şehrin merkezinde olmasıyla öne çıkıyor. Dikey orman konseptli projemiz, geniş teras, balkon ya da bahçe alternatiflerinin olduğu 161 konut ve 44 ofisten oluşuyor. 

Next Level Kemer projemiz havalimanı yolu üzerindeki Kemer Country girişinin hemen başlangıcında olmasıyla sakinlerimizin trafiğe takılmadan evine ulaşmasına olanak tanıyor. Projemiz, Bahçeşehir Üniversitesi kampüsünün yanı sıra pek çok kolejin bulunduğu bölgede yer almasıyla özellikle çocuklu aileler için önemli bir avantaj sağlıyor. 

Bahçeli, teraslı, balkonlu az katlı bloklar olarak tasarlandığını projede 274 konut yer alıyor. Next Level Country ise doğanın başrolde olduğu bir yaşam tarzı sunuyor. Toplam 158 adet bağımsız bölümün yer aldığı projede 5 bin metrekarelik ticari alan da yer alıyor.

Metrekare satış fiyatlarının Next Level İstanbul’da 200 bin liradan, Next Level Country’de 150 bin liradan, Next Level Kemer’de ise 100 bin liradan başlıyor.”

Türk Müteahhitler Yurt Dışında 6,5 Milyar Dolarlık İş Aldı

Ticaret Bakanlığı verilerine göre; Türk müteahhitlik sektörü 2023 ocak-mayıs döneminde yurt dışında toplam 6,5 milyar dolarlık iş aldı. 

Ticaret Bakanlığı verilerinden yapılan derlemeye göre, yurt dışı müteahhitlik sektörü 1972’den mayıs ayı sonuna kadar, 133 ülkede 479,5 milyar dolar değerinde 11 bin 745 proje üstlendi.

Sektör, 2020’de hedef ülkelerde yaşanan ciddi siyasi istikrarsızlıklar, konjonktürel sorunlar ve Kovid-19 salgınının etkilerine rağmen 16,2 milyar dolar değerinde 371 iş almıştı.

2021’de ise salgının dünya ekonomisinde yarattığı olumsuz etkinin azalmasına paralel olarak Türk firmalarının yurt dışında üstlendiği projelerin toplam bedeli 30,7 milyar dolara çıktı. Bu dönemde üstlenilen proje sayısı 443 olarak kayıtlara geçti.

Sektör Bu Yıl 96 Proje Üstlendi

Yurt dışı müteahhitlik sektörü, geçen yılı da küresel ekonomik sorunlar ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gölgesinde geçirdi. Bu dönemde sektörün üstlendiği proje sayısı 492, toplam proje bedeli 19,1 milyar dolar oldu. Geçen yıl üstlenilen projelerin ortalama bedeli 38,8 milyon dolar olarak hesaplandı.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Sektör, bu yılın ocak-mayıs döneminde ise 96 proje üstlendi. Bu dönemde üstlenilen projelerin bedeli 6 milyar 459 milyon 199 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk 5 ayında üstlenilen projelerin ortalama bedeli ise 67,2 milyon dolar olarak hesaplandı.

Müteahhitlik firmalarınca 1972 yılından bugüne kadar yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında Rusya yüzde 20,4’lük payla ilk sırada yer aldı. Söz konusu ülkede bugüne kadar 97,9 milyar dolarlık proje gerçekleştirildi.

Rusya’yı yüzde 10,6’lık payla Türkmenistan takip etti. Bu ülkede üstlenilen projelerin tutarı 50,8 milyar dolar oldu. Irak yüzde 6,9’luk pay ve üstlenilen 33,1 milyar dolarlık projeyle üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri, Libya ve Kazakistan izledi.

Müteahhitlik sektörünün daha fazla pay almak için odaklandığı Suudi Arabistan pazarı da yüzde 5,2’lik pay ve 24,9 milyar dolarlık proje bedeliyle öne çıktı.

Bugüne kadar en çok proje üstlenilen alanlara bakıldığında konut projelerinin yüzde 13,9’luk payla ilk sırada yer aldığı görüldü. Söz konusu projelerin bedeli 66,6 milyar dolar oldu.

Konut projelerini yüzde 13,5’lik pay ve 64,7 milyar dolarlık proje bedeliyle kara yolları, tünel ve köprüler takip etti.

Türkiye, Çinden Sonra İkinci Sırada

Enerji sektörü yüzde 8,5’lik payla yurt dışında üstlenilen işlerde üçüncü sırada yer aldı. Bu sektörün bugüne kadar üstlendiği proje tutarı 40,5 milyar doları aştı.

Türk müteahhitler, bugüne kadar yurt dışında 34,7 milyar dolarlık ticaret merkezi ve 30,7 milyar dolarlık havalimanı projesi üstlendi.​​​​​

Öte yandan, ENR dergisinin geçen bir yılda üstlenilen uluslararası projelerin toplam bedeli üzerinden her yıl belirlediği dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firmasını gösteren listede Türkiye, 2003 yılında sadece 8 müteahhitlik firmasıyla yer alırken 2022’de 42 firmayla boy gösterdi. Derginin 2022 yılı sayısında yer alan bu firmalardan 8’i söz konusu listede ilk 100 firma arasında kendine yer buldu, 2 Türk firması ise ilk 50’ye girdi. Türkiye, firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra listede ikinci sırada bulunuyor.

Yağdonduran Tüneli’nde Sona Doğru

Sivas’ın Kangal ve Ulaş ilçelerini birbirine bağlayacak Yağdonduran Tüneli projesinde yüzde 85 ilerleme kaydedildi. Projenin ekim ayında hizmete açılması planlanıyor.

Sivas’ın Kangal ile Ulaş ilçeleri arasında 2 tüp şeklinde yapımı devam eden 1567 metre uzunluğundaki Yağdonduran Tüneli’ndeki inşaat çalışmalarının yüzde 85’i tamamlandı. Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, tünelin ekim ayında açılacağını söyledi.

Tünel Bin 567 Metre Uzunluğuna Sahip Olacak

Sivas- Malatya yolu üzeri 55’inci kilometrede yer alan, kış aylarında sık sık kapanan ve kazalara neden olan Yağdonduran Geçidi’ndeki tünel çalışmasında sona gelindi. Tipi ve buzlanma nedeniyle sık sık ulaşıma kapanan geçit üzerinde 2016 yılında yapımına başlanan ve çift tüpten oluşan bin 567 metre uzunluğundaki tünel projesinin yüzde 85’i tamamlandı. Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Ulaş- Kangal karayolu Yağdonduran mevkisinde inşası devam eden Yağdonduran Tüneli’nde incelemelerde bulundu. Karayolları yetkililerinden tünelin son durumu hakkında bilgi alan Şimşek, tünelde test sürüşü de gerçekleştirdi.

‘’Yol, Yaklaşık 1,5 Metre Kısalacak’’

Burada açıklamalarda bulunan Vali Şimşek, tünelin ekim ayında açılacağını belirterek, “Yağdonduran Tüneli’nde test sürüşü gerçekleştirdik. Yüzde 85 oranında tamamlandı. Aydınlatma ve havalandırma çalışmaları sürüyor. İnşallah önümüzdeki ekim ayının başında bu tüneli hizmete açmış olacağız. Böylece vatandaşlarımız zorlu kış şartlarından etkilenmeden daha konforlu daha hızlı bir şekilde bu tünelden geçecekler. Yol da yaklaşık 1,5 kilometre kısalmış olacak. Ben şimdiden tüm Sivaslılara ve tüm ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Bursa’da Tarihi Hastane Yeniden İnşa Edilecek

Bursa’nın Muradiye ilçesinde yer alan devlet hastanesinin ek binaları, Memleket Hastanesi olarak yeniden inşa edilecek. 

Bursa’da Şehir Hastanesinin faaliyete başlamasının ardından boşaltılan ve birkaç gün önce yıkım işlemine başlanan Muradiye Devlet Hastanesinin ek binaları, en kısa zamanda ihtişamıyla Memleket Hastanesi olarak yeniden inşa edilerek Bursalılara hizmet verecek. 1862 yılında yapılan ana bina ise yıkılmayacak. Tarihi bina restore edilip güçlendirilerek aslına uygun faaliyete devam edecek.

Muradiye Devlet Hastanesi olarak hizmet veren Memleket Hastanesi, kentin sağlık hizmetini karşılamak için Padişah Abdülaziz döneminde atanan Vali Ahmet Vefik Paşa tarafından 1862 yılından yaptırıldı. O günden bugüne kadar birçok ek hizmet binası ile Bursalılara hizmet veren hastane, Bursa Şehir Hastanesine taşınmasıyla boşaltıldı. Kent merkezindeki hastanenin kapanmaması için birçok kez vatandaşlar girişimde bulunurken, deprem yönetmeliğine uygun olmayan, hizmet alanlarıyla yetersiz kalan ek binalar için gereken izinlerin alımıyla yıkımına başlandı.

İlk olarak; ‘T’ şeklindeki Memleket Hastanesi için ise gereken restorasyon projeleri tamamlandı. Ek binaların yıkımının ardından kısa sürede yapımına başlanacak hastane, 34 bin metrekare hizmet alanıyla Bursalıları ağırlayacak. Memleket Hastanesi yanında bulunan Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi de Acemler’deki Ali Osman Sönmez Hastanesine taşınacak. Burası da yenileme çalışmalarının ardından Bursa Devlet Hastanesine bağlı olarak hizmet verecek.

Tophane’deki Memleket Hastanesinin Bursa Şehir Hastanesinin açılmasıyla boşaltıldığını hatırlatan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Uzun süredir hizmet dışıydı. Hizmete alabilmemiz için bazı şeyleri yapmamız gerekiyordu. Depremsellik anlamında eksikleri vardı. Günümüzün fiziki şartlarına çok uygun değildi. Bu anlamda, tescilli ve tarihi bir bina olduğu için yıkıp yeniden yapımı da kolay değildi. Bu noktada gereken izinleri ve projelerini hazırlattık. Anıtlar Kurulu ile istişareli bir şekilde uzun bir proje dönemi oldu. Artık yapım sürecine geçtik. İhalelerini tamamladık. Yakın zamanda başlanacak yapım öncesinde, oradaki sonradan eklenti olan ve etrafında tarihi dokuya ait olmayan her şeyi kaldırmamız gerekiyordu. Yıkım ihalesini de tamamladık. Firma yıkımla ilgili gerekli çalışmayı başlattı. 1 aylık bir sürede yıkımının tamamlanmasını bekliyoruz. Çünkü bina içerisindeki kullanılabilir veya geri dönüşüm malzemelerinin toplanması gerekiyor. Onların tekrar ekonomiye kazandırılması için bu çalışmayı yapıyorlar. Kapı, pencere, metal gibi ürünler sökülüp alınacak” dedi.

Memleket Hastanesi’nin ‘T’ şeklinde olan binasının eski ihtişamı ve tarihi dokusuna uygun görüntüsüne kavuşacağını belirten Fevzi Yavuzyılmaz, “Acil gibi, üst taraftaki ameliyathane bölümü ve poliklinikler gibi eski hastane haricinde bütün alanlar yıkılacak. Bu işlemler yapılarken, günümüze uygun şekilde de nitelikli oda diye tabir ettiğimiz lavabosu ve banyosu içerisinde olan nitelikli hasta odaları bulunacak. Bu biraz zaman alacak bir iştir. Ana bina yıkılmayacak, güçlendirilecek ve tarihine uygun hizmet verecektir. Bursa Devlet Hastanesi’ni günümüz şartlarına uygun olarak vatandaşımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. 300 yatak civarı düşünüyoruz. Projesi ile 1 yıldır uğraşıyoruz” diye konuştu.

Rüzgâr Enerjisi Kapasitesi Bu Yıl 1 Teravata Ulaşacak

Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi (GWEC) verilerine göre, geçtiğimiz yıl 906 gigavata ulaşan küresel rüzgâr enerjisinin bu yıl 1 teravat seviyesine ulaşması bekleniyor.

AA’nın derlediği habere göre; Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi (GWEC) verilerinden derlediği bilgilere göre, 45 yıl önce Danimarka’da deneysel olarak başlatılan rüzgâr enerjisi sektörü bugün küresel ölçekte elektrik üretiminde önemli paya sahip bulunuyor.

Geçen yıl küresel rüzgâr kapasitesinin önceki yıla göre yüzde 9 artmasıyla kapasite 1 teravata yaklaşırken, kurulu güç artışındaki ivmenin devam etmesiyle 2023-2027 döneminde toplam 680 gigavatın daha küresel enerji sistemine dahil edileceği öngörülüyor. Tüm gelişmeler yardımıyla geçen yıl küresel rüzgâr enerjisi kurulu gücüne ilave edilen 78 gigavatla toplam güç 906 gigavata ulaştı.

İklim değişikliği ile mücadele ve enerji güvenliğini artırma çalışmaları kapsamında enerji yoğun sektörlerde fosil yakıtlardan arınmak isteyen ülkelerin katkısıyla küresel rüzgâr enerjisi kurulu kapasitesinin bu yıl 1 teravat seviyesine ulaşması bekleniyor.

Piyasa koşulları, yatırım ortamı, ülkelerin yenilenebilir enerji politikalarında attığı olumlu adımlarla 2 teravatlık kurulu güce 7 yıl sonra ulaşılabileceği öngörülürken, her yıl büyüme oranının ise ortalama yüzde 10 olacağı tahmin ediliyor.

Dünya genelinde rüzgâr enerjisi kurulum artışında, ülkelerin yerli ve yenilenebilir enerji kaynak kullanımını artırması, enerji güvenliğini etkileyen jeopolitik endişeler, enflasyonla mücadele ve iklim değişikliği hedefleri etkili oluyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası enerji güvenliğini yerli kaynaklardan karşılamayı amaçlayan Avrupa ülkeleri, fosil yakıtların yerini yenilenebilir kaynaklarla değiştirmek için geçen yıldan bu yana çeşitli adımlar attı.

Kurulu kapasitede büyük artışlarının yaşandığı Çin’de ise yenilenebilir enerjinin rolünün artırılması hedeflenirken, rüzgâr ve güneş yatırımları Çin’in bu amaca ulaşmada odaklandığı iki kaynak olarak öne çıkıyor.

ABD’de ise 10 yıllık ABD Enflasyonu Düşürme Yasası kapsamında yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarının artırılması hedefleniyor.

Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında enerji altyapısı dahil ulaştırma ve üretim sektörlerini fosil yakıtlardan arındırmak isteyen ülkelerin rüzgâr enerjisi kapasitesini artırma hedefleri de kurulumların artacağı öngörüsünü destekliyor.

OSB’lerde Kira Maliyetleri Yatırımın Önünü Kesiyor

Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) yaşanan fahiş kira artışları, yatırım yapmak isteyen sanayicileri engelliyor. Gayrimenkul Uzmanı Gülcan Altınay, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Son yıllarda yaşanan enflasyonist ortam, devletin sağladığı teşvikler nedeniyle organize sanayi bölgelerine (OSB) olan ilginin artması kısıtlı olan sanayi bölgesi alanları nedeniyle kira ve arsa maliyetlerinde ciddi artışlar yaşandı.

Bazı firmalar yeni yatırımları için uygun fabrika bulamazken bazı firmalar ise fiyat artışları nedeniyle yatırım kararlarını ötelemek durumunda kaldı. Son yıllarda yaşanan artışlar, firmaların Ar-Ge, yeni makine ve ürün gibi bazı yeni yatırım projelerini ertelemesine yol açtı. Sanayiciler çözümün yeni üretim alanları oluşturularak, KOBİ ölçeğindeki firmalara uygun şartlar altında tahsis edilmesi görüşünde. 

‘’Kiralık Fabrikaların fiyatı Her Geçen Gün Artıyor’’

Gayrimenkul Uzmanı Gülcan Altınay arzda yaşanan sıkıntının fiyatları yukarı çektiğini belirtti ve devam etti: “Son özellikle iki yıldır devletin sağladığı teşvikler sebebiyle organize Sanayi bölgelerinde ciddi talepler oluştu taleplerin oluşmasıyla arzda sıkıntı yaşanmaya başlandı dolayısıyla fiyatlarda otomatikman yukarı çıkmaya başladı şu an sanayicilerimiz yer bulamamaktan ve artan arsa fiyatlarından dolayı çok şikayetçi bir kısım sanayici arsa ve inşaat fiyatlarının artmasıyla kiralık fabrikaya yöneldi bu durumda yine talebin oluşmasıyla kiralık fabrikaların fiyatları da her geçen gün artıyor.” diye konuştu.

Gayrimenkul Uzmanı, Ulikad üyesi Gülcan Altınay ayrıca: “Kiraların yükselmesi ile yatırımcıların yeni gözdesi sanayi yapıları oldu arsa ve inşaat maliyetleri Toplamı hesaplandığı zaman yüksek kira bedelleri nedeniyle kira amortisman süresi yatırımcının odak noktası haline geldi.” dedi.

Sanayiciler Devletten B Planı Bekliyor

Firmalar üretim yeri bulmakta zorlandığını söyleyen Altınay: “Çerkezköy Sanayi Bölgesi’nde fabrika kuracak firmalar yer tahsis etmekte zorluk yaşıyor çünkü Seçenekler çok sınırlı sayıda. Sanayiciler devletten B planı bekliyor yeni sanayi alanlarının açılmasını bekliyorlar.” diye konuştu.

Yeni Fabrikalar Kurmak İmkânsız Hale Gelebilir

Fabrikalarda kira artışlarının yatırımları etkileyeceğine dikkat çeken Gülcan Altınay, “Fiyatlardaki balon artışların devam etmesi ile yeni fabrika kurmalarının imkânsız hale gelebileceğini söylüyorlar. Son dönemlerde Çerkezköy bölgesinde Sanayi arsası ve fabrika satış rakamları yüzde 100 artış gösterdi” diye konuştu.

Cennet Koyu’na İki Otel Projesi

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yer alan Cennet Koyu’nda yükselen iki otel ve devre mülk projesinin inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Yaz yaklaşırken özellikle tatil bölgelerinde projeler hızlandı. Sadece Bodrum’da yıl başından bu yana 11 farklı proje için onay verildi veya çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.

Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre, bu projelerden biri de kamuoyunda sıklıkla tartışılan bölgelerden Cennet Koyu’nda yer alıyor. Bodrum Ada Otelcilik, etrafı ormanlık alanlarla çevrili ve Cennet Koyu manzaralı bölgede otel inşa etmek için başvuruda bulundu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sisteminde yer alan bilgiye göre projeye onay verilmesi halinde 32 bin 620 metrekarelik alanda otel yapılacak. 82 milyon 640 bin TL değerindeki projeyle birlikte bölgede 13 bloktan oluşan 108 oda inşa edilecek.

Öte yandan koydaki bir diğer tehdit ise iş insanı Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz Holding’in otel projesi. Bir bölümü 2. derece doğal ve 3. derece arkeolojik SİT alanını kapsayan projeyle 409 bin metrekarelik alanda 100 villa inşa edilmek isteniyor. Yurttaşların ücretsiz olarak yararlanabildikleri birkaç plajdan biri olan koyun kiralanması ise tepkilere neden oldu.

Fahiş Kira Artışına Yasal Düzenleme 

Fahiş kira artışlarının engellenmesi için yüzde 25 sınırı uzatılacak. Sınır uygulamasına uyulmaması sonucunda ise hapis ya da para cezası uygulanacak. 

İstanbul başta olmaz üzere büyükşehirlerde vatandaşın en çok dile getirdiği sorunların başında yüksek kiralar geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık gündeme getirdiği fahiş kira artışlarına karşı Çevre, Adalet, Ticaret bakanlıkları ve ilgili kurumlar çok yönlü bir çalışma yürütüyor.

Sabah Gazetesi’nden Hazal Ateş’in haberine göre konutlarda kira artış oranlarına getirilen yüzde 25’lik sınır 11 Haziran 2002-1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerini kapsıyor. Temmuz ayında yüzde 25’lik sınır yeniden uzatılacak. Fahiş kira artışı yapan ev sahiplerine de hapis ve para cezası uygulanacak.

Memura kira katkısı

Yeni dönemde büyükşehirlerde memurlara il ve ilçe bazında kira katkısı için kapsamlı bir hazırlık yapılıyor. Destekten kamuda çalışan kadrolu, sözleşmeli memur ve kamu işçilerinin faydalanması bekleniyor.

Ortalama kiralar ve yaşanılan bölgedeki diğer fiyatlar değerlendirilerek geçinme endeksi oluşturulacak. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere kira tutarları değerlendirilerek harcamaları düşürecek, yaşamı kolaylaştıracak tutarlar belirlenecek.

3 alternatif üzerinde çalışma yürütülüyor

Kira artışına yasal fren çalışması Adalet Bakanlığı koordinasyonunda ilgili bakanlıkların katkılarıyla yürütülüyor. Kira artışları konusunda yapılacak yasal düzenlemeyle “hapis, adli para ya da para cezası” olmak üzere 3 alternatif üzerinde çalışma yürütülüyor.

Taşınmazın yaşı, metrekaresi, bulunduğu kat, konumu, niteliği dikkate alınarak bölge değerleri belirlenecek. Bu kriterlerin üzerinde kira bedeli belirleyenlere adli ve idari para cezaları uygulanacak.

Arabulucu uygulaması 1 Eylül’de başlıyor

Devam eden kiracı ev sahibi sorunları nedeniyle 1 Eylül’den itibaren arabulucuya gidilmesi zorunlu hale geliyor. Bu tarihte kira kaynaklı ihtilafların tamamı önce arabulucuya gitmek zorunda olup daha sonra dava açılabilecek.

Bu davada kira bedeli yüzde 25 sınırı uygulanmadan belirlenir. Kira bedeli belirlenirken TÜFE12 aylık ortalamaya göre değişim oranı, kiralanan konutun emsal bedeli esas alınıyor.

Binlerce şikayet geldi

Özellikle depremin ardından birçok şehirde yaşanan fahiş kira artışları nedeniyle CİMER, Alo 175, Adalet, Maliye, Ticaret Bakanlığı, tüketici mahkemelerine binlerce şikayet geldi. Bazı ev sahipleri “ya fiyatı artır ya da evden çık” baskısı yaparken gelen şikayetlerde “tadilat yapma, çocuğum oturacak gibi gerekçeler, banka hesabı kapatma, elden para isteme” başı çekti.

Fahiş artış isteyen ev sahiplerinin yeni oyunu kiranın yatırılmadığını öne sürmek için banka hesaplarını kapatıyor. Sözleşmedeki banka hesabının kapatılması durumunda kiracıya yeni hesabın bildirilmesi zorunluluğu bulunuyor.

Ev sahibi ısrarla paylaşmazsa kiracı posta hesabı ile ödeme yapabilir ya da mahkemeye başvurarak ödeme yeri tayin edilmesini isteyebilir. Böyle bir durumda kesinlikle elden ve belgesiz ödeme yapılmaması gerekiyor.

Ev sahibi PTT yoluyla gelen kira bedelini almazsa sulh hukuk mahkemesine başvurularak “ödeme yeri tayini” istenir, kiracının ödemelerini isteği dışında ödeyememesi hali araştırılır. Kiralar mahkeme tarafından mal sahibi adına açılacak hesaba yatırılır.

Banka hesabının kapatılması durumunda kira bedelinin elden verilmesi durumunda mutlaka belge alınması gerekiyor. Konu yargıya taşındığında kiranın elden ödendiğine dair telefonda mesaj ya da WhatsApp yazışmaları delil olarak kabul edilmiyor.

Tadilat gerekçisi sunulamaz

Borçlar Kanunu uyarınca yeniden inşa ve imar amaçlı boşaltılan taşınmazlarda bu işlemler bittikten sonra öncelikle aynı kiracıya teklif götürülür. Ev sahibi taşınmazı başkasına kiraya verirse eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzerde tazminat ödemekle yükümlü oluyor.

Ara zam yapılamaz

Kiralık mülklerde yapılan aylık ödeme tutarının artışı yılda bir defa olmak üzere gerçekleşiyor. Normalde kiralara yapılan zam oranı bir önceki yılın kira tutarına ve son 12 ayın TÜFE’sine göre belirleniyor.

Geçen yıl temmuz ayında yapılan düzenlemeyle yüzde 25 sınırı getirildi. Bu oranın üzerinde yüksek bir zam uygulanamıyor.

Tüketici danışma hattı ALO 175, CİMER, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarına şikayet edilebilir. Tüketici mahkemelerine başvurulabilir, dava açılabilir.

10 yıllık sürenin sonunda yasal olarak tahliye edebilir

Bir yıllık kira sözleşmesi bitince “süre bitti” diyerek evden, işyerinden çıkarmak mümkün bulunmuyor. Ev sahibi kiracıyı 10 yıllık sürenin sonunda yasal olarak tahliye edebilir.

Bunun için de sözleşme bitiminin 3 ay öncesinde kiracıya yazılı olarak evi tahliye etmek istediğini bildirmesi gerekiyor.

“Gereksinim” nedeniyle tahliye edilen konutun başkasına kiraya verilmesi halinde kiracıya ev sahibine tazminat davası açma hakkı doğuyor.

Borçlar Kanunu’nun yeniden kiralama yasağı başlıklı maddesine göre, 3 yıl süreyle kiralama yasağı hem gereksinim hem de yeniden inşa, imar amaçlı tahliyeler için geçerli bulunuyor.

Gereksinim nedeniyle tahliye durumunda kiraya veren 3 yıl boyunca haklı neden yoksa sadece kendi kiracısına teklifte bulunabilir.

Çat-Nevşehir Arası Yol Çalışmaları Sürüyor

Nevşehir İl Özel İdaresi tarafından başlatılan Çat-Nevşehir arası yol genişletme çalışmaları devam ediyor.

Nevşehir İl Özel İdaresi tarafından yapım çalışması devam etmekte olan Çat-Nevşehir Yol güzergahı üzerinde yapılan sıcak asfalt ve yol genişletme çalışmaları hız kesmeden sürüyor. 

Devam eden yol çalışmalarını inceleyen Nevşehir Milletvekili Süleyman Özgün, İl Genel Meclis Başkanı Gürbüz Dinç, Genel Sekreter Kamil Duru ve Çat Belediye Başkanı İbrahim Ertürk çalışmalar ile ilgili yetkili personellerden bilgi aldılar. 

Daha Sonra Çat Belediyesini ziyaret ederek devam eden diğer çalışmalar konusunda da bilgiler alıp akabinde vatandaşlarla bir araya gelerek, yolun tüm Vatandaşlara hayırlı uğurlu olması temennilerini ilettiler.

Eva Gayrimenkul Değerleme Erzurum’u Mercek Altına Aldı

Değerleme sektörünün önde gelen kuruluşları arasında yer alan EVA Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık Lisanslı Değerleme Uzmanı İbrahim Ceylan, Erzurum konut sektörünü mercek altına aldı. Konut sektöründe Erzurum’un en rağbet gören ilçeleri Aziziye, Palandöken ve Yakutiye olurken, bu üç ilçede konut fiyatları ise 7.000 – 15.000 TL/m² aralığında değişiyor.

EVA Gayrimenkul’un gerçekleştirdiği “Erzurum’da Güncel Piyasa Bilgileri ve Gelişme Kolları” başlıklı araştırmaya göre kentte yapılaşma başta 3 merkez ilçe olan Aziziye, Palandöken ve Yakutiye ilçelerinde yoğunlaşıyor. Diğer ilçelerde ise son yıllara göre inşaat sektöründe hızlı bir artış söz konusu. Erzurum’u mercek altına alan EVA Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık Lisanslı Değerleme Uzmanı İbrahim Ceylan; Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin Eski Hayvan Pazarı, Kombina alanı, Palandöken caddesi, Veyis Efendi Mahallesi, Şehitler Mahallesi, Harput Mahallesi, İmar İskan Blokları, İstanbul Kapı Mahallesi, Aziziye, Gaziler, Mecidiye, Yukarı – Aşağı Sanayi, Edip Somunoğlu, Üç Küme Evler, Solakzade Mahallesi, Çat Yolu Sanayi Alanı, Kale çevresinde kentsel dönüşüm çalışmalarına devam ettiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti;

Palandöken’de fiyatlar 8.000 – 9.000 TL/m²

Palandöken ilçesinde büyük ölçekli konut projelerinde ise Yıldızkent (Osmangazi ve Hüseyin Avni ulaş mah.) semtlerinde yoğunluk yaşanıyor. 2022 sonu itibari ile Orta ölçekli projelerde konutlar 2022 sonu itibari ile 8.000 – 9.000 TL/m² aralığında satışa sunulurken, büyük ölçekli projelerde ise 10.000 – 12.000 TL/m² arasında satışa sunuluyor.

Palandöken’de fiyatlar projenin niteliğine ve konum faktörüne göre değişiyor

Konutların üç yıl öncesine kadar ortalama 170 m2 ile 190 m2 alanlı olarak inşa edilmekte iken son yıllarda yükselen inşaat maliyetleri sonrasında mesken alanlarının 125 m2 ile 175 m2 aralığına değişen büyüklüklerde, 1+1,2+1,3+1 ve 4+1 tipinde inşa edilmekte. Palandöken ilçesinde bulunan konut projeleri incelendiğinde mevcut projelerde nitelikli konut fiyatlarının KDV hariç 4.250 – 6.750 TL/m², proje ve inşaat aşamasındaki nitelikli konut fiyatlarının ise KDV hariç 7.000 – 12.500 TL/m² gibi çok geniş bir aralıkta değişiyor. Bölgede Şehir Hastanesi’nin ve Kayak merkezinin bulunması konum faktörü oluşturduğundan, fiyatların hem projenin niteliğine hem de konum faktörüne göre değişmekte.

Yakutiye’de yeni projelerde fiyatlar KDV hariç 8.000-15.500 TL/m²

Yakutiye İlçesinde Kombina ve Hilalkent mahalleleri artan imar yoğunlukları sonrasında inşaat firmaları tarafından yoğun olarak talep görmekte olup, yapılaşma her geçen gün artıyor.  Hızla gelişen ilçede kısmen artan nüfus ve yaşam standardı, yeni ve nitelikli konutlara talep oluşturuyor. Bölgede yapılan konut projeleri özellikle ilçedeki orta ve üst gelir grubuna hitap ediyor.

İlçede projelerde en çok tercih edilen daire tipi 3+1 ve 4+1, özellikle çocuklu ve geniş ailelerin tercih ettiği bu dairelerde soyunma odası, çamaşır odası ve kiler gibi odaların bulunması söz konusu daire tipini cazip kılıyor. Son zamanlarda 2+1 dairelerin tercih edilirken, 1+1 daire seçenekleri ise yatırım amaçlı olarak son yıllarda tercih görmeye başladı. Bölgede proje ve inşaat aşamasındaki nitelikli konut fiyatları da KDV hariç 8.000 – 15.500 TL/m² gibi çok geniş bir aralıkta değişiyor.

En çok fiyat artışı sağlayan ilçelerden biri Aziziye

Aziziye İlçesi, son yıllar içerisinde en çok fiyat artışı sağlayan ilçeler arasında yer alıyor. İlçede beş yıl öncesine kadar inşaat sektöründe durgunluk varken imar planlarında bu ilçede yaşanan hareketlilik ve pandemi sürecinde müstakil yapılara olan talebin artması inşaat firmalarını Aziziye ilçesine yönlendirmiş durumda. Aziziye ilçesi 2015 yılında 53 bin nüfusa sahip iken inşaat sektöründeki ciddi artış sonrası ilçe nüfusu 65 bin hanelere ulaştı. İlçede Gezköy, Selçuklu ve yarımca mahalleleri en çok tercih gören bölgelerin başında geliyor. Aziziye ilçesinin Dadaşkent semtinin Yıldızkent ve çevreyolu arasında kalması, organize sanayi bölgesinin bu ilçede yer alması, şehir merkezine yaklaşık 8 km mesafede olması, termal otellerin bu bölgede olması yatırımların bu ilçede yoğunlaşmasına pozitif etkide bulunmuştur.

Dadaşkent merkez ilçelere oranla daha düşük seviyede

Yapılan zemin etüt raporları sonucunda Dadaşkent semtinde yüksek katlı yapılaşmalara izin verilmezken, müstakil ve villa tipi yatay yapılaşmanın daha yoğunlukta olduğu görülüyor. En çok 5 katlı konut projelerinin olduğu bu bölgede müteaahitlerin büyük projelere talebi diğer merkez ilçelere oranla daha düşük seviyede.

Ceylan, bölgede yaşanan yapılaşma hakkında da tespitlerde bulundu:

“Yeni yapılan inşaat projeleri ve son beş yıldaki ilerlemeye bakıldığında Erzurum şehrinde gelişimin 3 merkez ilçe olan Aziziye, Palandöken ve Yakutiye ilçelerinde yoğunlaştığı görülüyor. Aziziye ilçesinde, yapılaşmanın Milli Egemenlik caddesinin batısında ve Yarımca mahallesi çevresinde yoğunlaştığı, Palandöken İlçesinde yapılaşmanın genellikle Şehir Hastanesi çevresinde ve Palandöken dağının eteklerinde olduğu izleniyor. Yakutiye İlçesinde kentsel dönüşüm alanlarında özellikle kombina mahallesi çevresi, Rabia Ana mahallesi çevresi ve Hilalkent semti çevresinde olduğu görülüyor. Palandöken ve Yakutiye İlçeleri, son yıllarda yatırımcı şirketler ve markalı inşaat firmaları tarafından yatırım bölgesi olarak görülmekte. Yakutiye ilçesinde Türkiye’nin en büyük 5. Alışveriş Merkezi olan MNG faaliyet gösteriyor. Nitelikli konutların arttığı bölgelerde alışveriş merkezlerinin de artması dikkat çekici bir olgu olarak göze çarpıyor. Diğer yandan, Erzurum’da otelcilik sektörü de hızla gelişiyor. Hali hazırda faaliyet gösteren Sway, Dedeman, Polat gibi otel zincirlerinin yanı sıra Hilton ve Ramada gibi otel zincirleri de hizmet vermeye başlamış durumda.” dedi.

Kentsel Dönüşüm Kampanyasına Başvurular 1 Milyonu Aştı

İstanbul’da riskli yapıların dönüştürülmesi amacıyla başlatılan ve başvuru aşaması sona eren kentsel dönüşümde yarısı bizden kampanyasına 1 milyon 19 bin 471 başvuru yapıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Yarısı Bizden kampanyamızda başvurular sona erdi. 1 milyon 19 bin 471 bağımsız birim (konut ve işyeri), 269 bin 670 başvuru yapıldı. Şu ana kadar uzlaşı sağlanan 108 bin konutta projelendirme çalışmaları başlatıldı. Tüm başvurular incelenecek, çoğunluğun sağlandığı binalarda dönüşüm süreci hemen başlayacak. İstanbul’umuzu tüm afetlere karşı daha dirençli kılmak için durmadan çalışacağız” dedi.

100 Metrekarelik Dairenin Maliyeti 1,5 Milyon TL

‘Yarısı Bizden’ kampanyası kapsamında 100 metrekare 2+1 daire maliyeti 1,5 milyon TL olurken, bunun 750 bin lirasını devlet karşılayacak. Kalan tutar üzerinden yüzde 10 peşinat ödeyen ev sahipleri 5 bin 625 liradan başlayan taksitlerle 10 yıl vade ile ödeme yapacak. 1,8 milyon TL maliyetli 120 metrekare 3+1 dairede ise 900 bin TL devlet desteği sunulacak. Evi dönüşüme giren vatandaş yüzde 10 peşinat ödedikten sonra, 6 bin 750 liradan başlayan taksit ve 10 yıl vade ile evini yenileyecek.

Süreç Nasıl İlerleyecek?

Bakanlık uzmanları tarafından, kabul edilen başvurularda binaların ön incelemesi yapılacak ve keşif raporu hazırlanacak. Ardından gönüllülük esasıyla anlaşma sağlanan bina için protokol hazırlanacak, proje aşamasına geçilecek. Daha sonra ruhsat alma süreci başlayacak. Binanın boşaltılmasıyla TOKİ tarafından başlatılacak süreçte en geç 2 yıl içinde inşaat tamamlanacak. Bu süreçte ev sahiplerine 10 bin 500 TL taşınma ve aylık 5 bin 250 TL kira yardımı da yapılacak.

İhracatta Mayıs Ayı Rekoru

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, 2023 Mayıs ayı ihracatının yüzde 14,4 artış kaydederek 21,7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı.

2023 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat yüzde 14,4 oranında artışla 21 milyar 651 milyon Dolar, ithalat yüzde 16,0 oranında artışla 34 milyar 312 milyon dolar oldu. 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde ise, ihracat yüzde 0,2 oranında artışla 102 milyar 521 milyon dolar, ithalat yüzde 8,9 oranında artışla 158 milyar 625 milyon dolar olarak gerçekleşti.

‘’Tüm Zamanların En Yüksek Mayıs Ayı İhracat Değeri’’

Sosyal medya hesabından ihracat değerleriyle ilgili yorumunu paylaşan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “2023 yılı Mayıs ayında ihracatımız yüzde 14,4 artışla 21,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu, tüm zamanların en yüksek Mayıs ayı ihracat değeridir. İhracatımız büyümenin itici gücü olmaya devam edecektir” dedi.

2023 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, yüzde 14,4 oranında artarak 21 milyar 651 milyon dolar, İthalat, yüzde 16,0 oranında artarak 34 milyar 312 milyon dolar, Dış ticaret hacmi, yüzde 15,3 oranında artarak 55 milyar 963 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,2 oranında artarak 102 milyar 521 milyon dolar, İthalat, yüzde 8,9 oranında artarak 158 milyar 625 milyon dolar, Dış ticaret hacmi, yüzde 5,3 oranında artarak 261 milyar 146 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2023 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracatın ithalatı karşılama oranı 0,9 puan azalarak yüzde 63,1 olarak gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 7,1 puan azalarak yüzde 70,1 olarak gerçekleşti. Enerji ve Altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 4,6 puan azalarak yüzde 77,4 olarak gerçekleşti.

En Fazla İhracat Almanya’ya Yapıldı

Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; 1 milyar 810 milyon dolar ile Almanya 1 milyar 307 milyon dolar ile ABD ve 1 milyar 51 milyon dolar ile İngiltere oldu. İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 47,5 oldu. 

En Fazla İthalat Rusya’dan 

Mayıs ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; 4 milyar 575 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 4 milyar 347 milyon dolar ile Çin ve 2 milyar 672 milyon dolar ile Almanya oldu.

İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 60,0 oldu.

Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülke grupları sırasıyla; 9 milyar 98 milyon dolar ile Avrupa Birliği (AB-27), 3 milyar 557 milyon dolar ile Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri ve 3 milyar 384 milyon dolar ile Diğer Avrupa Ülkeleri oldu. 

Mayıs ayında en fazla ithalat yaptığımız ülke grupları sırasıyla; 9 milyar 930 milyon dolar ile Avrupa Birliği (AB-27), 8 milyar 942 milyon dolar ile Asya Ülkeleri ve 6 milyar 834 milyon dolar ile Diğer Avrupa Ülkeleri oldu.

Mobilya Sektörünü Hareketli Günler Bekliyor

Türkiye’deki Milletvekilliği ve iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenen yabancıların, konut alımlarına yeniden hızlı bir dönüş yapması öngörülürken, yabancıya konut satışının hareketlenmesine ek olarak düğün sezonunun da başlamasıyla birlikte, mobilya sektörünü hareketli günler bekliyor.

Konut alımı ve onunla bağlantılı mobilya alışverişlerini seçim sonrası dönemine öteleyen yabancıların, sektöre önemli ölçüde katma değer sağlayacağını ifade eden Evgör Mobilya sahibi Mahmut Kır, “Düğün sezonunun başlaması, iç piyasayı daha da canlandıracak. Kurdaki hareketlenmeler, hammadde fiyatlarını doğrudan etkilediği için yeni ev kuracak çiftler, fiyatlar yükselmeden mobilyalarını alsın” dedi. 

Türk Mobilya sektörüne 2004 yılında giriş yapan Evgör, yurt içinin yanı sıra ABD, Japonya, Avustralya, Kanada gibi uzak ülkelere de özellikle lüks segmentte perakende ve toptan mobilya satışı gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz yıl, eriştiği ülke sayısını 100’ün üzerine çıkan, yurt dışı satışlarını da bir önceki seneye göre yüzde 90 arttıran marka, 2023’te yeni hedef pazarlara yöneldi. “Türk mobilya ustalarının maharetli ellerinden çıkan tasarımları, dünya ile buluşturuyoruz” diyen Evgör Mobilya sahibi Mahmut Kır, 2023 ihracatını bir önceki yılın 3 katına çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. İstanbul’daki merkez mağazasından hizmet veren firma, beş dilde yayın yapan e-ticaret sitesi üzerinden dünyanın her noktasına ihracat yapıyor. 

Beton Santralleri Beton Üretiminde İnsan Müdahalesini En Aza İndirir!

Kaliteli beton için bileşenlerinin kaliteli olması ve doğru oranda bir araya gelmesi gerekiyor. Umman Beton Üretim Teknolojileri Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’İnşaat ve taahhüt işleri sadece saha uygulamaları ve kontrollerine bırakılamayacak kadar önemli ve hayatidir. Betonu doğru reçeteyle üretmek ve insan müdahalesini en aza indirmek ancak doğru bir beton makinesi ve doğru bir yazılımla mümkün. Yazılım programları, reçetenin geriye dönük raporlarını kayda alır. İstenildiği takdirde ilgili ve yetkili kurumlara verilmesini sağlar.’’ diyor

Yaşadığımız hemen her alanda, hayatımızın her köşesinde beton var… Peki ‘’Doğru ve dayanıklı beton nasıl olmalı?’’ UMMAN Genel Müdürü Ahmet Bağcı, beton üretiminde insan müdahalesini en aza indirmenin önemine dikkat çekiyor. Ankara İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde 50 yıllık tecrübeyle beton ve asfalt santralleri üreten UMMAN Beton Üretim Teknolojileri AŞ, 60 ülkeye yaptığı ihracatla sektörünün lider firmalarından biri. UMMAN Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’Yaşadığımız felaketler, betonun hayati önemini bir kez daha ortaya koydu. Betonun dayanıklılığını, betonun kalitesi ve bileşenleri belirler. Betonun doğru bileşenlerle üretilmesi için doğru bir beton makinesine ve doğru bir yazılıma ihtiyaç var. Beton santralleri, beton üretimine insan müdahalesini en aza indirir. Umman Beton olarak, ürettiğimiz beton santrallerinde betonun doğru oranda ve kaliteli bileşenlerle üretilmesini esas alıyor, sistemlerimizi ona göre programlıyor, 60 ülkeye ihraç ediyoruz. Beton santrallerimiz için otomasyon sistemlerini kendimiz geliştiriyoruz. Santrallerimiz, reçeteye müdahale edilmesine fırsat vermez. Yazılımımız, istenildiği takdirde kurduğumuz santrallerin geriye dönük reçeteleri ilgili kurumlara verilebilecek şekilde tasarlanmıştır’’ diyor. UMMAN Genel Müdürü Ahmet Bağcı doğru ve dayanıklı beton üretimi için olması gerekenleri şöyle anlattı:

Beton santralinde beton, bilgisayar kontrolü ile üretilir

  • ‘’Beton taşıyıcı bir yapı malzemesidir. Beton dünyada en çok kullanılan yapı malzemesidir. Bugün dünyanın en yüksek binaları betonarme ile yapılmakta ve en güvenli yapı malzemesi olarak kullanılmaktadır. Çimento, agrega, su ve gerektiğinde katkı maddeleri kullanılarak elde edilir. Bilgisayar kontrolü ile belirli oranlarda beton santralinde karıştırılarak üretilir. Bu şekilde “Taze Beton” olarak üretilen betona hazır beton denir. 

Beton santrali ise kum, çakıl, kırmataş gibi malzemelerin oluşturduğu agreganın, su, çimento ve çeşitli katkılarla karıştırılarak, hazır beton üretilmesine yarayan ve bu betonun transmikser veya kamyonlara dolumunun yapıldığı tesislerdir.’’

Kaliteli beton kaliteli malzemeden seçilmeli 

  • ‘’Kaliteyi sağlamak için öncelikle beton bileşenlerinin yani agrega, çimento ve kum bileşenlerinin en dayanıklı malzemelerden seçilmesi gerekir. Kaliteli beton; kolay işlenebilir ve sertleştiğinde yüksek basınca dayanıklı olmalıdır.

Kaliteli betonun bileşenlerinin doğru oranda olması gerekir. Normal dayanım sınıfındaki ortalama bir beton, mutlak hacim olarak, yaklaşık yüzde 75 oranında agrega, yüzde 10 oranında çimento ve yüzde 15 oranında sudan oluşur. Gerektiğinde, çimento ağırlığının yaklaşık yüzde 2’sine kadar kimyasal katkı maddesi ilave edilebilir.’’

İnşaat ve taahhüt işleri sadece saha uygulaması ve kontrolüne bırakılamaz!

  • ‘’Beton bileşenlerinin birinin eksikliği veya fazlalığı betonun kalitesini etkiler. Betonun istenilen ölçüde doğru, yeterli ve kayıt altına alınabilir şekilde geriye dönük kontrollerinin yapılabilmesi için bir beton santral makinesine ve sistemi çalıştıran bir yazılıma ihtiyaç vardır.  

İnşaat ve taahhüt işleri sadece saha uygulamaları ve kontrollerine bırakılamaz. Beton bileşenlerinin yapısı örneğin agreganın yapısına göre betonu C 25, C30 olarak doğru adlandırabilmemiz için reçete şablonunun doğru takip edilmesi gerekir. Bütün bu tamamlayıcı ögeler sayesinde beton üretimine insan müdahalesi en aza indirilmiş olur ve doğru bir beton ancak bu yolla elde edilir.’’

Beton üreten santraller insan müdahalesini en aza indirir, bu nedenle hayati önem taşır!

  • ‘’Beton santralleri ve sistemi çalıştıran yazılım programı, insan müdahalesini sıfıra indirir. Beton üreten santraller işte bu nedenle hayati önem taşır. Umman Beton Makine olarak ürettiğimiz makineler, üretim kapasiteleri üretim batch’lerine uygun beton üretecek yazılımla hizmet veriyor. Bu sistem; istenildiği takdirde kurulumunu yaptığımız beton santrallerinin geçmişe dönük reçetelerini ilgili kurumlara sunmaya imkan veriyor.’’

Yazılım programımız programa müdahale etmeyi kısıtlayıcı bir otomasyondur!

  • ‘’Umman Beton olarak bu sistemi çalıştıran Kabiness yazılım programımızla tüm bu hizmetleri veriyoruz ve betonda kalitenin güvencesini sağlıyoruz.  Bu yazılım programımız, beton santrallerinde programa müdahale etmeyi kısıtlayıcı bir otomasyondur. Üretilmek istenen betonun reçetesi yüklenir. İlgili alana transmikserle transfer edilir. Reçetelere geriye dönük müdahale fırsatı vermez. Kullanıcının hata yapma veya müdahale etme imkanı yoktur. Doğru beton anlattığımız şekilde ancak doğru makine ve doğru bir yazılımla mümkündür.’’

Beton üretirken de insan yaşamını odağa alan bir iş ahlakı olmalı

  • ‘’Yaşadığımız felaketler, betonun hayatımızdaki önemini ortaya koydu. Umman Beton olarak, ürettiğimiz santrallerde betonun doğru oranda ve kaliteli bileşenlerle üretilmesini esas alıyor, sistemlerimizi ona göre programlıyor, 4 kıtada 60 ülkeye ihraç ediyoruz. Kalite ve performans hedefli yaklaşımımızla ileri teknoloji kullanıyor, beton santrallerimiz için otomasyon sistemlerini kendimiz geliştiriyoruz. Her alanda olduğu gibi beton üretiminde de tüketiminde ve denetim süreçlerinde de tüm paydaşların önceliği çevreye duyarlı, güvenlik başta olmak üzere insan yaşamını odağına alan bir iş ahlakı ve felsefesini benimsemek olmalı. Bu varsa doğru beton vazgeçilmez bir ilke olur.’’

Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası’na Başvurular Sona Erdi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası’nın sona erdiğini açıkladı.

Konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, şunları söyledi:

“Yarısı Bizden kampanyamızda başvurular sona erdi. 1 milyon 19 bin 471 bağımsız birim için 269 bin 670 başvuru yapıldı. Şu ana kadar uzlaşı sağlanan 118 bin konutta projelendirme çalışmaları başlatıldı. Tüm başvurular incelenecek, çoğunluğun sağlandığı binalarda dönüşüm süreci hemen başlayacak. İstanbul’umuzu tüm afetlere karşı daha dirençli kılmak için durmadan çalışacağız.”

Bakan Kurum, paylaşımında “İstanbul’da Büyük Dönüşüm” başlıklı bir de infografiğe yer verdi.

Buna göre, 1 milyon 19 bin 471 bağımsız birim için 269 bin 670 başvuru yapılırken 118 bin konutta projelendirme çalışmaları başlatıldı. Şu ana kadar incelenen 20 bin 275 binada yüzde 67, 14 bin 126 binada ise yüzde 100 uzlaşma sağlandı.

Kampanyaya en çok başvuru Bahçelievler, Bağcılar, Güngören, Üsküdar, Fatih ilçelerinden, en az başvuru ise Adalar, Şile, Çatalca, Başakşehir ve Beykoz ilçelerinden yapıldı.

Öte yandan, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) eliyle dönüştürülecek olan riskli konutlardaki 2+1 dairelerde 750 bin lirası devletten kalan 750 bin lirası aylık 5 bin 625 lira taksit, 3+1 dairelerde ise 900 bin lirası devletten kalan 900 bin lirası aylık 6 bin 750 lira taksit imkânı sağlanacak. Bu süreçte, 10 bin 500 lira taşınma, aylık 5 bin 250 lira ise kira desteği verilecek.

Bodrum Belediyesi’nin İnşaat Denetimleri Sürüyor 

15 Mayıs’ta başlayan inşaat yasakları kapsamında Bodrum Belediyesi tarafından denetim ve işlemler titizlikle sürdürülüyor

Turizm faaliyetlerinin yoğunlaştığı Ege Bölgesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 10.03.2015 tarih ve 03 sayılı genelgesiyle 15 Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında uygulanan “ağır iş makineleriyle yürütülen inşaat çalışmalarının yapılmamasına” yönelik yasaklar kapsamında çalışmalarını sürdüren Bodrum Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, denetim ve işlemlerine devam ediyor. 

Muğla İl Kütür ve Turizm Müdürlüğü Yatırım ve İşletmeler Şube Müdürlüğü’nün 4 Mayıs 2023 gün ve 3746574 sayılı yazısı gereği, Bodrum’da yürütülen inşaatlarda gürültü, çirkin görünüm, çevreyi kirletme gibi olumsuz etkisi olan “ağır nakliyat, hafriyat ve harçlı inşaat faaliyetleri için gerekli tedbirlerin alınması” istendi. Bu doğrultuda çalışmalarına ivedilikle başlayan ekipler, tespitler sonucu uygunsuz çalışma yapan ve inşaat genelgesine uymayan 293 firmaya işlem yaparken Kabahatler Kanununa istinaden para cezası uyguladı. 

Zabıta Müdürlüğü ekipleri, rutin denetimlerinin yanı sıra vatandaşlardan gelen şikayetleri de değerlendirirken yasağı delen, kurallara uymayan, çalışmalarına ara vermeyen firmaların inşaatlarını mühürlemeye devam edecek. 

Cezalar Caydırıcı Değil

Uygulanan para cezalarının caydırıcı olması açısından daha da artırılması gerektiğini her fırsatta dile getiren Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, ekiplerin denetimleri sonrası yaptıkları mühürleme işlemlerine rağmen bazı firmaların ısrarla kaba inşaat faaliyetlerine devam etmeye çalıştıklarını, belediye ekiplerinin yetkileri dahilinde sıkı bir denetim gerçekleştirdiğini belirtti.

Konteyner Kentte Çatı Kaplama Çalışmaları Başladı

6 Şubat tarihinde yaşanan depremlerden etkilenen Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde kurulan konteyner kentte çatı kaplama çalışmaları başladı. 

Çekmeköy Konteyner Kent Yaşam Alanı’ndaki konteynerlere, depremzede vatandaşların talebi sonrasında çatı donatısı eklendi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerin etkilediği Afşin ilçesinde kurulan konteyner kentlerde çatı çalışması başlatıldı.

Yetkililer, depremin ardından kurulan Fidanlık Konteyner Kent’e 802 ve Çekmeköy Konteyner Kent’e 350 olmak üzere toplam 1152 konteyner yerleştirildiğini belirterek, şimdiye kadar 350 konteynere çatı yapıldığını kaydetti.

Samsun OSB’nin Beton Yolu Tamamlandı

Büyükşehir Belediyesi tarafından Samsun Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) çalışmaları başlatılan 5,5 kilometrelik beton yol projesi tamamlandı.

Konuyla ilgili konuşan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, Bafra OSB yolunun yapılmasının çok büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Yolun genişliği ve güvenliği önemliydi. Hızlı bir çalışma yaparak beton yolumuzun yapımını tamamladık. OSB’nin değerine değer katacak bir yol oldu. Kentimizin ekonomisi için çok önemli olan Organize Sanayi Bölgelerimizin ve burada faaliyet gösteren iş insanlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman yanlarındayız. Kentimizdeki OSB’lerin alt yapı ihtiyaçlarını karşılamak için hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz“ dedi. 

Bafra OSB beton yol çalışmasıyla ilgili bilgi veren Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı Bafra İlçe Şefi Salih Mollahüseyinoğlu, “Bu yolda vatandaşlar uzun yıllardır yaşadığı problemler vardı. Daha önce stabilize olan yolumuzda kamyonlar ve binek araçlar sıkıntılı bir şekilde ulaşım sağlıyorlardı. Yaptığımız planlama ile yol genişletme çalışmalarımız tamamlandı. Yol genişletme çalışmalarımızın ardından altyapı yapıldı. Ardından da hızla beton yolumuzun yapımını gerçekleştirdik. Şu anda çizgileri çizilmiş bir halde taşıt trafiğine açık. Kamyonlar ve binek araçlar rahatlıkla ulaşımlarını bu yoldan daha konforlu bir şekilde sağlayabiliyorlar” diye konuştu. 

Yapılan yolun çok güzel olduğunu belirten Mustafa Kaya isimli vatandaş ise “Önceden tozdan çamurdan buradan araba gitmiyordu. Daha önce böyle beton bir yol görülmedi. Uzun yıllardır burada yol problemimiz vardı. Çok zorluk çekerdik. Yolun yapımında katkısı olan herkese teşekkür ederim. Hepsinden Allah razı olsun” diye konuştu. 

Ramazan Dikmen ise sürekli bu yolu kullandığını söyleyerek “Daha önce çok tozlu ve çamurluydu. Şu an tüm sorunlarımız çözüldü. Çok güzel oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Bafra OSB yolunun sık kullanıldığını ve araç trafiğinin fazla olduğunu dile getirerek “Vatandaşlar önceden bu yolda giderken çok rahatsız oluyorlardı. Vatandaş olarak sorun yaşıyorduk. Şimdi ise çok güzel bir yol yapıldı” şeklinde konuştu.

GENSED’de Bayrak Değişimi: Yeni Başkan Tolga Murat Özdemir

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği GENSED’in yeni başkanı Tolga Murat Özdemir oldu. Özdemir, Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada;  GENSED’in enerji depolama ve güneş enerjisinden elektrik üretimini tabana yaymayı faaliyetlerinin odağına aldığını söyledi.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği GENSED’in 7.Olağan Genel Kurul Toplantısı BYOTELL İstanbul Kozyatağı Oteli’nde gerçekleşti. Gerçekleşen Genel Kurulda iki yıl süre ile yeni Yönetim Kurulu belirlendi. Ardından yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında Tolga Murat Özdemir Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi. Başkanlık görevini, Halil Demirdağ’dan devralan yeni başkan Tolga Murat Özdemir, önceki dönemde GENSED Asbaşkanı olarak görev yapıyordu. Derneğin diğer görev dağılımlarında; Umut Gürbüz, Mehmet Doğan, Erhan Akdoğan, Osman Çotuker ve Zeynep Can Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Fatih Ünal derneğin saymanı olarak seçildi.  Halil Demirdağ, Danışma Kurulu Başkanı olarak seçilirken, Derneğin Kurucu üyesi olan Hakan Erkan Genel Sekreterlik görevine devam ediyor. 

“GENSED’in faaliyetlerinin odağında enerji depolama var” 

GENSED Başkanı Tolga Murat Özdemir, Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada   GENSED’in 2023 ve sonrası için kısa, orta ve uzun vade hedeflerini paylaştı.  Özdemir, “Bu dönem GENSED’in faaliyetlerinin odağında enerji depolama var. 7-8 aydır yoğunlaştığımız konu GES’ler ve RES’ler üzerinden enerji depolanması. Kısa vadede güneş enerjisinden elektrik üretimini ticari ve endüstriyel çözümlerle birlikte tabana yaymayı faaliyetlerinin odağına aldığı bir yönde olacak. Gerek Solar Akademi, gerek seminerlerimiz gerekse Solar+Storage NX Fuarımız’la her zaman enerji depolamayı ön plana koyacağız. Orta vadede ise YEKA, Hibrit ve 5.1.H projelerine yöneleceğiz” dedi.

“Yüzer GES ve Tarım GES Uzun vadeli hedeflerimiz”

GENSED’in uzun vadeli hedeflerine de değinen Özdemir, Yüzer GES ile Tarım GES’in yayılması için herşeyi yapacaklarını belirtti ve Yüzer GES ile ilgili mevzuat sıkıntılarını gidermeye çalıştıklarını kaydetti.  Özdemir, Tarım GES’in hem tarımı geliştirici hem de atıl olan enerji sahalarını elektrik üretimine katkı sağlaması anlamında avantaj sağlayan ve kar getiren bir proje olduğunu dile getirdi ve GENSED’in üzerinde uzun vadede faaliyetlerini yoğunlaştıracağını aktardı. Özdemir, sektörün AR-GE çalışmalarını yürütebileceği ve sektörü oluşturan yerel, ulusal, uluslararası ölçekte firmaların birarada olacakları bir Solarhub’a dair İzmir’de çalışma başlattıklarını sözlerine ekledi.  

“PV modül ve hücre teknolojileri Solar Storage Zirvesi’nde konuşulacak”

GENSED Akademi, Solar+Storage Seminerleri ve Solar+Storage Zirveleri hakkında değerlendirmelerde bulunan GENSED Başkanı Tolga Murat Özdemir, dünyanın en büyük Solar ile ilgili medya kuruluşu olan PV Magazine ile yaptıkları işbirliği hakkında bilgi verdi.  Özdemir, Solar+Storage NX Fuarı ile eş zamanlı olarak, “Solar Dünyasını Türkiye’ye Getiriyoruz” sloganı ile Solar Storage Zirvesi yapılacağını duyurdu. Zirve’de ‘PV teknolojilerinde günümüzde neredeyiz ve yarın nereye gidiyoruz?, ‘PV hücre teknolojileri’ ve  ‘PV modül teknolojileri’ ile ‘Solar ve enerji depolama mevzuatları’na dair konular uluslararası uzmanların katılımıyla tartışılacak. 

Enerji depolama sayesinde ‘Güneşimiz hiç batmayacak’

Üretimde en büyük harcama kaleminin enerji olduğunu belirten GENSED Başkanı Tolga Murat Özdemir, “Enerji depolama sayesinde ‘Güneşimiz hiç batmayacak’. Enerji depolama sistemleri sayesinde, GES’ler gece, RES’ler ise rüzgar esmeden de elektrik üretebilecek konuma gelecek.  Yeşil Mutabakat ile önümüzdeki dönemde fosil yakıtlı dizel jeneratörler tarihe kavuşurken, yerini yeşil enerjiden şarj edilebilen batarya grupları alacak. Enerji depolama sayesinde şebekelerimiz çevreci, ucuz maliyetli, verimli ve yenilenebilir kesintisiz enerjiye ve stabiliteye kavuşacak. EPDK’ya yapılan depolamalı RES ve GES başvurularının pazara 40-45 milyar dolarlık yatırım olarak yansımasını bekliyoruz. GENSED olarak bu alanda öncülük etmek üzere Solis Fuarcılık ile birlikte sektörün tek güneş enerjisi ve enerji depolama fuarı Solar+Storage NX’i 31 Ağustos – 02 Eylül 2023 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenliyoruz. Fuarımıza 12 ülkeden 100’ün üzerinde katılımcı firma ve 51’i aşkın ülkeden 10.000’den fazla ziyaretçi katılımı bekliyoruz.” dedi. 

“Hedef 2 yılda üye sayısını 400’e yükseltmek”

GENSED Başkanı Tolga  Murat Özdemir, 2 yıl içerisinde üye sayısını 212’den 400’e çıkaracaklarını ve Yönetim Kurulu üyelerinin desteğiyle her üyenin bu süreçte tek tek ziyaret edileceğinin bilgisini verdi. Özdemir, ayrıca 2 yıl içerisinde Anadolu’da Temsilcilik açılacağını ve sektörel gelişimin temsilcilikler aracılığıyla yerelden takip edileceğini bildirdi. 

İmalat PMI Mayıs Ayında 51,5 Düzeyinde Kaldı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) adına S&P Global tarafından yapılan imalat PMI Nisan ayında olduğu gibi Mayıs ayında da 51,5 seviyesinde kaldı.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) için S&P Global tarafından derlenen imalat PMI, Nisan’da da 51.5 değerini almıştı. Endeks üst üste beşinci ayda 50 seviyesinin üzerinde kalarak sektörde iş koşullarında toparlanmanın devam ettiğine işaret etti.

İmalat sektöründe üretim üst üste üçüncü ayda da yükselişini sürdürdü ve Ağustos 2021’den bu yana en hızlı büyümeyi kaydetti. Çoğu şirket talebin arttığını ifade etse de bazı şirketler depremin ardından faaliyetlerine daha yeni tekrar başlayabildiklerini belirtti.

Üretim Alt Endeksi Mayıs Ayında 51.9’dan 52’ye Yükseldi

Yeni siparişler üst üste üçüncü ayda da arttı. Nisan ayına göre hafif gerileme kaydedilse de yeni siparişler alt endeksindeki genişleme sağlam şekilde devam etti. Çoğu şirket artan talebin yeni işlerin büyümesine katkıda bulunduğunu belirtti.

Rifat Hisarcıkoğlu Yeniden TOBB Başkanı Oldu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından yapılan 79. Genel Kurul seçiminde belirlenen yeni yönetim kurulu başkanı, tekrar Rifat Hisarcıkoğlu oldu. 

Yeni TOBB Yönetim Kurulu, Ali Kopuz (İstanbul Ticaret Borsası Başkanı), Selçuk Öztürk (Konya Ticaret Odası Başkanı), Salih Zeki Murzioğlu (Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı), Tamer Kıran (İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı), Faik Yavuz (Ankara Ticaret Borsası Başkanı), Cengiz Günay (Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı), Zeki Kıvanç (Adana Sanayi Odası Başkanı), Engin Yeşil (Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı), Hakan Ülken (Aydın Ticaret Odası Başkanı), Şaban Aziz Karahmehmetoğlu (Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı), Mehmet Büyüksimitçi (Kayseri Sanayi Odası Başkanı), Mustafa Cihat Lokmanoğlu (Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı), İbrahim Burkay (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı), Seyit Ardıç (Ankara Sanayi Odası Başkanı), Şekib Avdagiç (İstanbul Ticaret Odası Başkanı), Işınsu Kestelli (İzmir Ticaret Borsası Başkanı), Ali Çandır (Antalya Ticaret Borsası Başkanı), Ender Yorgancılar (Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı), Mehmet Tuncay Yıldırım (Gaziantep Ticaret Odası Başkanı) ve Saim Özakalın’dan (Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı) oluştu.

İlk Kadın Yönetim Kurulu Üyesi Işınsu Kestelli Oldu

İzmir Ticaret Borsası Başkanı Kestelli, TOBB’daki ilk kadın yönetim kurulu üye olarak seçilirken, Genel Kurul’da ayrıca kurul ve komisyonlar için de seçimler gerçekleştirildi.

Ayrıca Hisarcıklıoğlu da sosyal medya hesabından, TOBB’un 79. Genel Kurulu’na ilişkin paylaşım yaptı.

TOBB 79. Genel Kurulu’nun, ülkeye ve iş dünyasına hayırlı olması temennisinde bulunan Hisarcıklıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:”365 Oda/Borsa Başkanımız ve delegelerimizin oyları ile organ seçimlerini tamamladık. Büyük bir aile olarak yeni bir ruhla, yeni bir heyecanla çalışmaya tekrar başlıyoruz. Yeni seçilen Yönetim Kurulumuz, Komisyonlarımız, Konseylerimiz ve Kurullarımız ile birlikte ülkemize ve iş dünyamıza hizmet vermeyi sürdüreceğiz. Rabbim hayırlı hizmetler yapmayı, üstlendiğimiz bu emanetin hakkını vermeyi nasip etsin.”

Konfor Mobilya’dan 1.6 Milyar TL’lik Tesis Yatırımı

Konfor Mobilya, 1.6 milyar TL bedelle 165 bin metrekarelik yeni üretim tesisi yatırımı yaptı. Tesisin Ağustos ayında üretime açılması hedefleniyor.

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; Mobilya sektöründe 45’inci yılını kutlayan Kon­for Mobilya, 1.6 milyar TL’lik yatırımla üretim, ihracat ve istihdam hedefini yükseltti. Bugün 60 bin metrekarelik Gaziemir-İzmir fabrikasında yıllık 214 bin 560 kalem mobilya ve yatak üreten şirket, 165 bin metrekarelik yeni tesisle üretimi 2.5 kat artıracak. 

Yeni tesisin Türkiye’nin tek merkezde üretim yapan ‘en büyük’ entegre mobilya tesisi olacağını söyleyen Konfor AŞ. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Çetmen, 1.6 milyar TL’lik yatırımın 1.4 milyar TL’sini ödediklerini kaydetti. 

Tesis için 350 milyon TL kredi kullandıklarını da açıklayan Çetmen, “İzmir Kemalpaşa Bağyurdu fabrikamızı 165 bin metrekarelik açık alan üzerinde, Türkiye’de mobilya alanında en büyük entegre üretim fabrikası olarak faaliyete geçireceğiz. Yeni tesisimizle toplam 140 bin metrekarelik üretim alanına sahip olacağız. Üretimde hem yüksek verimlilik hem de kalite artışı hedefliyoruz.

Üretim kapasitemizi ve istihdamımızı 2.5 katına çıkaracağız. Yılsonunda mobilya alanındaki ürün portföyümüzü yüzde 80, yatak portföyümüzü ise yüzde 90 oranında yenileyeceğiz. Markamızın net kârını ve cirosunu ise 3 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Çalışanlarımızla birlikte büyürken birlikte üretip birlikte kazanacağız” diye konuştu. 

Çetmen, yeni tesiste yıl sonuna kadar 10 megawatlık GES kuracaklarını da aktaran Çetmen, atık malzemeleri ısınma, yağmur suyunu da gri su olarak kullanacaklarını belirtti. Yeni yatırımla ihracat he­defini de büyüttüklerini ifa­de eden Çetmen, 3 yıl içinde 50 milyon dolar ihracat projeksiyonu çizdiklerini aktardı. Geçen yıl Turquality kapsamına alındıklarını hatırlatan Çetmen, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa başta ol­mak üzere birçok Avrupa ülkesiyle Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika ülkeleri dahil olmak üzere 33 ülkeye ihracat gerçekleştiren Konfor’un, Konfor Mobilya ve Konfor Yatak markalarıyla, 2023’te de ihracat odaklı stratejisiyle uluslararası arenada rekabet gücünü artıracağını söyledi.

Avrupa’da heyecan bitti, gözümüz Afrika ve Pasifik’te

Avrupa’da resesyon nedeniyle heyecanın azaldığını dile getiren Çetmen, yeni rotalarını Afrika ve Pasifik ülkeleri olarak açıkladı. Çetmen, “Özbekistan, Tacikistan, Gana, Güney Afrika, Fildişi Sahilleri, Kazakistan, Sudan, Hindistan gibi potansiyel içeren pazarlar radarımızda yer alıyor. Türk cumhuriyetleri ve Afrika’da 50’ye yakın mağaza açacağız. Güney Afrika’da 30 mağazalık bir zincir düşünüyoruz” dedi.

“Mobilyada mod’u değiştiriyoruz”

Yeni uygulaması Konfor Mood’u hayata geçiren Konfor, kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sağlamayı hedefliyor. Konfor Mood’u tüm Konfor mağazalarında konumlandırdıklarını belirten Konfor AŞ Marka ve Pazarlama Direktörü Özkan Özkul, “Kullanıcılarımızın tamamen kendi koltuğunu ve konforunu oluşturabileceği Konfor Mood ile kişiselleştirilmiş satın alma deneyimini hayata geçiriyoruz” dedi. Bu konseptin kısa vadede satış içindeki payını yüzde 5 olarak hedeflediklerini aktaran Özkul, orta ve uzun vadeli hedefi ise yüzde 25- 30 olarak açıkladı.

“Geçen yıl maliyetler yüzde 115 arttı”

Geçen yıl üretim maliyetlerinin yüzde 115 arttığını söyleyen Ömer Çetmen, “Özellikle metal cevheri ve sünger hammaddesinin artması, ayrıca döviz kuru maliyetlerimizi yükseltti. Bunu fiyatlarımız yüzde 80 gibi yansıttık. Malzeme artışını fiyatlara yansıtmadık. Bu yılın ilk 4 ayında yüzde 6 gibi daha makul bir artış var” dedi.

Çine Devlet Hastanesi İnşaatı Hızla Sürüyor

Aydın’ın Çine ilçesinde inşa edilen devlet hastanesi projesinin inşaat çalışmalarında yüzde 50 ilerleme kaydedildi.

Aydın’da sağlık yatırımları devam ediyor. Çine ilçesinde yapımına başlanan yeni Devlet Hastanesi inşaatında çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Çalışmaların yüzde 50’sinin tamamlandığını ifade eden Çine Devlet Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. Hüseyin Zafer Alkaya; “Hastanemizin inşaatı hızla devam ediyor. Yüzde ellisi tamamlandı. Bir yıl içinde teslim edilecek. Tüm hastane çalışanları olarak Çine’ye daha da iyi imkanlarla sağlık hizmeti vereceğimiz günü heyecanla bekliyoruz.” dedi.

Türkiye, OECD’nin En Yüksek Oranda Büyüyen İkinci Ülkesi Oldu

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüme kaydeden Türkiye, Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesi oldu.

AA’dan Erhan Cihan Ünal ve Enes Duran’ın OECD ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye, ocak-mart döneminde sergilediği performansla ekonomik büyümesini 11’inci çeyreğe taşıdı.

Türkiye’nin yüzde 4’lük büyüme oranı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, ülkenin AB ve OECD ülkeleri arasında ikinci, G20 ülkeleri arasında da üçüncü sırada yer aldığı görüldü.

OECD ülkeleri arasında İrlanda, bu yılın ocak-mart döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,4 büyümeyle ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 4 ile Türkiye, İsrail ve Kosta Rika, yüzde 3,8 ile İspanya izledi.

OECD ülke ekonomilerinin birinci çeyrekte ortalama büyümesi yüzde 1,5 olarak tahmin edildi. Söz konusu dönemde ekonomik büyüme Avrupa Birliği’nde (AB) yüzde 1,2, Avro Bölgesi’nde yüzde 1,3 oldu.

OECD’de verisi açıklanan ülkeler arasında Litvanya’nın yüzde eksi 3,6 ile ekonomisi en çok küçülen ülke olduğu görüldü. Bu ülkeyi eksi yüzde 0,7 ile Şili, eksi yüzde 0,5 ile Almanya takip etti.

G20’de en yüksek büyüme oranı Endonezya’da

İlk çeyrek büyüme verisi açıklanan G20 ülkeleri içinde de büyüme oranı en yüksek ülke yüzde 5 ile Endonezya oldu. Bu ülkeyi yüzde 4,5 ile Çin, yüzde 4 ile Türkiye, yüzde 3,9 ile Suudi Arabistan takip etti. Öte yandan, geçen yılın şubat ayından bu yana Ukrayna ile savaş halinde olan Rusya’nın ekonomisi bu dönemde 1,9 küçüldü.

AB ülkelerinin büyüme oranlarına bakıldığında ise İrlanda’nın ilk sırada yer aldığı görüldü. Bu ülkenin ardından Türkiye’nin ikinci, İspanya’nın üçüncü sırada yer aldığı hesaplandı.

Verisi açıklanan AB ülkeleri arasında ekonomisi en fazla daralan ülke ise yüzde 3,6 ile Litvanya oldu.

Türkiye Ekonomisi Yüzde 4 Oranında Büyüdü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 oranında büyüme kaydetti.

TÜİK, yılın ilk çeyreğine ilişkin dönemsel gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) istatistiklerini yayımladı. Verilere göre GSYH, 2023 yılı birinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,0 arttı.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; hizmetler yüzde 12,4, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12,0, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 11,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,1, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 7,8, inşaat yüzde 5,1, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,6 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 1,4 arttı. Tarım sektörü yüzde 3,8, sanayi ise yüzde 0,7 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,8 arttı.

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 84,4 artarak 4 trilyon 631 milyar 792 milyon TL oldu. GSYH’nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 245 milyar 464 milyon olarak gerçekleşti.

Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 16,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 4,9 arttı.

İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 31,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 38,0 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 47,6 iken, 2023 yılı birinci çeyreğinde yüzde 38,2 oldu.

İşgücü ödemelerinin GSYH’ye oranla daha hızlı artmasının yanı sıra, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemelerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte, kıdem tazminatı ödemelerinin önemli ölçüde artış göstermesi, işgücü ödemelerinin katma değer içerisindeki payını arttırmıştır. EYT düzenlemesinin etkisi hariç bırakıldığında, işgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payının yaklaşık yüzde 33,5 olacağı tahmin edilmiştir.

Fabrika Çatısına Güneş Enerjisi Sistemi Kurulum Rehberi Yayımlandı

Güneş enerjisi yıllar içindeki yükselişiyle büyüleyici bir noktaya ulaştı. Yüzde yirmi bir verimliliğe ulaşan güneş panelleri, bugün enerji sektörünün hayalini gerçekleştirmiş oldu. 

Ülkemizde güçlü birçok üreticisi bulunan sektör müşterilerine yetişmekte zorlanıyor. Özellikle sanayi sektörü enerji maliyetlerini güneş enerjisiyle bertaraf etme yolunu seçti. Bu konudaki soruların gittikçe artması üzerine SolarKonsept, Fabrika Çatısına Güneş Enerjisi Sistemi Kurulum Rehberi’ni yayımladı.

Çatı Güneş Enerjisi Sistemi Kurulumunda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

Öncelikle mühendislik hizmeti alarak başlamanız gerekmektedir. Enerji ihtiyacınız proje bütçesi, çevresel koşullar belirlenerek 10 yıllık enerji üretiminizin simülasyonuna bakınız.

Sözleşmeler ve garanti şartlarını belirleyiniz: Güneş panellerinin garanti süresi en az 10 yıl olmalıdır. Verimlilik garantisi ise 25 yıldır. 

Fabrikalarda Güneş Paneli Seçimi:

10 yıl tam garanti ve 25 yıl verimlilik garantisi veren ürünleri kullanarak başlayınız. En başta belirttiğimiz gibi bu basit bir satın alma değildir. Kullanacağınız malzemelerde 25-40 yıl devrede olmasını planlayınız.

Fabrika Çatısı Güneş Enerji Sistemi Maliyeti Nedir?

Sistemin enerji ihtiyacına göre değişmekle beraber. Orantısal düşünmeniz koşuluyla… 1MW enerji santralinin maliyeti 700-750.000 dolardır.

Fabrika Çatı GES Kendini Kaç Yılda Amorti Eder?

Fabrika çatısına kuracağınız güneş enerji sisteminde hedef süreniz 4 yıl olmalıdır. 4 yıldan kısa zamanda kendini amorti edecekse hemen kurmanızı öneririz. 5-6 yıla kadar plan yapılabilir.6 yılı geçeceğini varsayıyorsanız dikkatli düşünmenizde fayda vardır.”

“Yatırımcıların güneş enerjisini, satın alma işi olarak görmesi birçok projede zarar görmelerine neden oldu.”

Proje yöneticisi Ali Kemal Tut, “Bu rehberdeki amacımız güneş yatırımcılarının kafasındaki soruları azaltmak, yetkinliği olmayan satıcılardan korunmalarını sağlamak. Birinci sınıf hizmet almanın yollarını yatırımcıya anlatmak… Burada en önemli konu güneş enerji santrallerinin kurulumu başından sonuna kadar mühendislik işi… Yatırımcıların güneş enerjisini, satın alma işi olarak görmesi birçok projede zarar görmelerine neden oldu. Sanayicilerimizin de güneş enerjisi sisteminin fabrika çatısında kırk yıllık bir hayat sürdüreceğini ve şu an sahip olduğumuz teknik altyapı – malzeme kalitesiyle, bunun son derece kolay olduğunun farkında olması gerekmektedir. Yeter ki tercihler, mühendislik ve birinci sınıf malzeme üzerinden yapılsın.” şeklinde konuştu.

Güneş enerjisi önümüzdeki otuz yılın önde gelen sektörlerinden biri olacak. Kimsenin bundan kuşkusu kalmadı. Ülkemizdeki gelişiminin de umut verici düzeyde olduğunu belirtmekte fayda var. Yenilenebilir enerjinin aydınlık geleceği, çoktan gelmiş gibi görünüyor.

Konut Satış Adetlerinde En Çok Azalma Yaşanan İlçeler Beyoğlu, Beylikdüzü, Bakırköy ve Fatih

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Eylül Helin Gül, Kahramanmaraş Depremi Sonrası İstanbul’da Konut Satışlarını mercek altına aldı. Konut satış sayılarındaki 2022/2023 Mart ayları verilerine göre, Beykoz, Çatalca, Şile’de satışlar artarken, konut satış adetlerinde en çok azalma yaşanan ilçeler ise; Beyoğlu, Beylikdüzü, Bakırköy ve Fatih oldu.

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Eylül Helin Gül, “2022 ve 2023 yılı TÜİK tarafından açıklanan İstanbul Konut Satış Sayılarına bakıldığı zaman, 2022 ve 2023 yılları Mart aylarını aralarında kıyasladığımızda İstanbul’daki konut satışlarının %24 oranında azaldığını görüyoruz. İki yılın ilk 3 ayının toplam satışlarını kıyasladığımızda bu rakam %12’lere düşüyor.“ dedi.

İstanbul
 OcakŞubatMart2022 Mart / 2023 Mart 
2022 15.110  18.752  23.974 -24%
2023 17.415  14.980  18.166 

İstanbul İlçeleri Konut Satış Sayıları (2022-2023) (TÜİK)

İlçeler OcakŞubatMart2022 Mart / 2023 Mart İlçeler OcakŞubatMart2022 Mart / 2023 Mart 
Adalar2022 3325-20%Kartal2022466654803-5%
2023  202023727538762
Arnavutköy2022296333472-35%Kağıthane2022495591726-32%
20232612433072023467347494
Ataşehir2022295371520-27%Küçükçekmece2022415508581-14%
20233833283822023560421502
Avcılar2022412606644-34%Maltepe20223905466728%
20234543354222023537438728
Bahçelievler2022492719902-33%Pendik2022606771952-18%
20235435086062023726609783
Bakırköy2022220331432-43%Sancaktepe2022498541793-20%
20232802372462023726519636
Bayrampaşa2022228230277-18%Sarıyer2022128175214-1%
20231851822272023145159211
Bağcılar2022274297399-24%Silivri2022344411503-9%
20232492573052023376372457
Başakşehir202252671480718%Sultanbeyli202223224429121%
20236686389542023264237351
Beykoz2022383345129%Sultangazi2022361438571-19%
20232341001032023427361462
Beylikdüzü202283710291407-47%Tuzla2022348354591-7%
20238237857462023369454552
Beyoğlu2022212220289-49%Zeytinburnu2022324403500-31%
20231991281462023347344345
Beşiktaş2022144244294-34%Çatalca202231556226%
20232051471952023386778
Büyükçekmece2022506524697-16%Çekmeköy2022387495602-11%
20234524215882023408365535
Esenler2022172382456-37%Ümraniye20225227501013-38%
20233103012862023627487626
Esenyurt2022244326213470-35%Üsküdar2022372440536-28%
20232486216522432023378377384
Eyüpsultan2022308430560-34%Şile202269698314%
20233333083682023987395
Fatih2022370430600-41%Şişli2022281435531-28%
20233812663522023392333382
Gaziosmanpaşa2022394461569-27%
2023426331418
Güngören2022174243246-17%
2023211173203
Kadıköy2022488621839-21%
2023701612666

Bu verilere göre 2022/2023 yılı Mart ayları itibari ile konut satış adetlerindeki en çok azalma yaşanan ilçeler isesırası ile Beyoğlu, Beylikdüzü, Bakırköy ve Fatih olduğunu da sözlerine ekleyen Gül, “Bu ilçelerin ortak özelliklerine bakıldığında, fay hattına yakın olan ilçelerden oldukları ya da 1999 depremi öncesi inşa edilmiş yapı stoku açısından yoğun ilçeler arasında oldukları görülmekte.   İPA’nın çalışmalarına göre İstanbul’da deprem riski Avrupa Yakası’nda Haliç ile Küçükçekmece Gölü arasındaki geniş bölgeye, sahil hattında Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih ilçeleriyle meskûn nüfus yoğunluğu yüksek olan Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Küçükçekmece ilçelerini kapsayan bir alanı tehdit etmekte olduğu, Anadolu Yakası’nda ise sahil şeridi boyunca, özellikle eski yapı stokunun yoğun olduğu alanlarda öne çıkmakta olduğu belirtilmiştir. 

Beylikdüzü, Bakırköy ve Fatih İPA tarafından belirlenen risk haritası üzerinde

Konut satış sayılarındaki 2022/2023 Mart ayları verileri ve yukarıda belirtilen deprem bakış açısı tarafından incelendiğinde %40’tan fazla düşüş yaşanan ilçelerden Beylikdüzü, Bakırköy ve Fatih’in İPA tarafından belirlenen risk haritası üzerinde olduğu, Beyoğlu’nda ise 1999 öncesi yapılaşmanın fazla olduğu ve İstanbul’un meskun yerleşiminin yoğunlukta olduğu bölgelerden birisi olması neden olarak gösterilebilir. Oransal olarak %24’ten fazla düşüş yaşayan ilçeler ise Ataşehir, Avcılar, Bahçelievler, Bağcılar, Beşiktaş, Esenler, Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Zeytinburnu, Ümraniye, Üsküdar ve Şişli olmuştur. Bu ilçelerden Avcılar, Bahçelievler, Zeytinburnu ve Üsküdar ilçeleri İstanbul’un deprem riski haritalarında yüksek riskli alanlar olarak görülen ilçelerdir. Bu ilçelerin sahile yakınlığı, zemin özelliklerinin yerleşime uygun olmaması ve fay hattına olan yakınlığı deprem riskini artırmakla birlikte, diğer ilçelerdeki  Bağcılar, Beşiktaş, Esenler, Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Ümraniye ve Şişli ilçelerindeki gibi meskun nüfusun yoğunluğu da deprem riskini artırmaktadır. 

İstanbul’un depreme en dayanıklı ilçeleri Sarıyer, Başakşehir, Şile ve Çekmeköy 

Konut satış sayılarındaki 2022/2023 Mart ayları verilerindeki değişime baktığımızda Beykoz, Çatalca, Şile gibi açık alan bakımından yoğun bölgelere sahip olan ilçelere yönelim olduğu ve bu ilçelerin normal dışı arttığı görülebilmektedir. Uzmanlar  İstanbul’un depreme en dayanıklı ilçeleri olarak Sarıyer, Başakşehir, Şile, Çekmeköy ve Beykoz‘u açıklamışlardır. Satışlarda bu açıklamaların etkileri görülebilmektedir.  İstanbul’un kuzey ilçeleri içerisindeki konut projelerini incelediğimizde deprem sonrası artan talebin daha çok az katlı müstakil evlerde ve depreme dayanıklı olarak pazarlanan konut projelerine yöneldiği ve bu projelerde fiyat artışları olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde konuştu. 

Boğaziçi-Yeşilyurt Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı Tamamlandı

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından İslahiye ilçesinde kazandırılan Boğaziçi-Yeşilyurt Atıksu Arıtma Tesisi projesinin inşaat çalışmaları tamamlandı.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaski Genel Müdürlüğü tarafından betonarme yapıları tamamlanan, mekanik-elektrik imalatları devam eden İslahiye Boğaziçi-Yeşilyurt MADAD Atıksu Arıtma Tesisi, hizmet vermeye başlamak için gün sayıyor. 

Yapımına deprem öncesi başlanılan İslahiye Boğaziçi-Yeşilyurt Atıksu Arıtma Tesisi bölgede meydana gelen afetlerden hasar almadı. Arıtma tesisi hizmet vermeye başladığında, Yeşilyurt, Boğaziçi, Altınüzüm, Tandır, Kayabaşı, Hasanlök, Yağızlar Mahalleleri ile depremden sonra yapılan geçici yerleşimler ve bölgede yapılacak kalıcı konutlara hizmet verecek. Avrupa Birliği müktesebatına uygun, azot ve fosfor giderimi olan, gelişmiş teknoloji ile yapılan arıtma tesisi ile çevrenin ve halk sağlığının korunması hedefleniyor. 

21 bin metre kare alana yapılan arıtma tesisi ile birinci kademede 34 bin kişiye, ikinci kademede 51 bin kişiye hizmet vermesi planlanarak 2051 yılına kadar bölgenin ihtiyaçları karşılanacak. Tesise gelecek atık suların tamamı ilgili standartlara uygun olarak arıtımı yapılarak Deliçay Deresi’ne deşarj edilecek.

Yapı Ruhsatı Verilen Binaların Sayısı 2023’ün İlk Çeyreğinde Yüzde 0,7 Arttı

İstanbul’da kentsel dönüşüm faaliyetleri hızlanırken, çalışmaların yoğunlaştığı bölgelerin başında Ümraniye geliyor. İlçede yakın zamanda kurulan kentsel dönüşüm ofisinde konuya dair bilgilendirme çalışmaları yapılmaya başlarken, tespit edilen 3 bin 122 riskli binadan yıkılması gereken 196 riskli yapının 105’inin yasal süreci tamamlandı. Yerleşimin olmadığı 91 binanın da yıkılması bekleniyor. 

Şubat ayının başında Kahramanmaraş ve Hatay merkezli meydana gelen depremlerin ardından Türkiye genelinde kentsel dönüşüm faaliyetleri hızlanırken, yapı ruhsatı alan güvenli binaların sayısı da arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, 2023’ün ilk çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların sayısı yüzde 0,7 artarken, toplam yüzölçümünün yüzde 53’ünü konutların oluşturduğu kaydediliyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarının büyük bir kısmı ise nüfusu yoğun olan ilçelerde gerçekleştirilirken, bunların başında Ümraniye geliyor. İlçede yakın zamanda kurulan kentsel dönüşüm ofisinde kentsel dönüşümle ilgili bilgilendirme çalışmaları yapılmaya başlanırken, tespit edilen 3 bin 122 riskli binadan yıkılması gereken 196 riskli yapının 105’inin yasal süreci tamamlandı. Yerleşimin olmadığı 91 binanın da yıkılması bekleniyor. 

Ümraniye’de kentsel dönüşüm faaliyetleri kapsamında eski binaların yeniden inşa edilmesini sağlayan Duman Grup GYO Kurucusu Erdinç Duman, bölgedeki gayrimenkul yatırımlarını, arsa değerlerini ve kentsel dönüşüm faaliyetlerini paylaştı. 

Var olan gayrimenkullerin değerini 8 ila 10 kat artırıyorlar 

Kentsel dönüşümün vatandaşlar için hem maddi hem de manevi açıdan fayda getirdiğini söyleyen Erdinç Duman, “Günümüzün ekonomik koşullarında ev almanın zorlaştığını biliyoruz. Kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda orta ve dar gelirli kişilere dairenin dörtte biri fiyatına arsa satıyoruz. Ümraniye’deki kentsel dönüşüm çalışmalarımızla temiz, güvenilir ve sağlam evler sunuyoruz. Aynı zamanda var olan gayrimenkulleri de 8 ila 10 kat daha değerli hale getiriyoruz. Örneğin geçtiğimiz yıl metrekaresi beş bin TL olan arazilerimiz, kentsel dönüşüm başladıktan sonra 20 ila 25 bin bandına çıktı. Bu değer aralığının gelecek dönemde süratle artacağını ve 40 – 50 bin bandına ulaşacağını öngörüyoruz” dedi. 

Ev sahiplerini mağdur etmeyecek müteahhitlerin seçilmesi gerekiyor

Ümraniye’de ikamet edenlerin kentsel dönüşüm sürecinde takip etmeleri gereken adımları da paylaşan Duman Grup GYO Kurucusu Erdinç Duman, “Kentsel dönüşüme başlamak isteyen vatandaşların öncelikle bir danışmanlık ofisine başvurmaları gerekiyor. Çünkü danışmanlık şirketleri, ev sahipleri bilmese bile bulundukları adadaki komşularının listelerine sahip olabiliyor. Bu sayede bölgedeki evleri tek tek dolaşarak kentsel dönüşümün faydalarını anlatıyor, onları toplantı yapmaya ikna ediyor. Talep doğrultusunda inşaat ve müteahhit şirketlerini araştırıyor, ev sahibini mağdur etmeyecekleri seçiyor. Biz de ekibimizdeki kentsel dönüşüm hakkında hukuki süreçlere hakim bilirkişiler ile hareket ediyoruz. Birlikte araştırma gerçekleştiriyor, sözleşmeleri güvenli bir şekilde yapıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kentsel dönüşüm en az 1 yıl sürüyor

Kentsel dönüşümün en az bir yıl sürdüğünü aktaran Erdinç Duman, “Kentsel dönüşüm sürecinde insanların bir araya gelerek ortak paydada buluşması vakit alabiliyor. Bu da süreci uzatıyor. Resmi sözleşme süreci bittiğinde bir buçuk yıl içinde 80 ila 100 konutun yapımı da tamamlanabiliyor. Duman Grup GYO olarak yakında açacağımız kentsel dönüşüm bilgilendirme ofisimizle bu zaman dilimini hızlandırmayı planlıyoruz. Şu an bölgedeki rakiplerimiz aracılık yapıyorken, biz komisyonsuz büyük alım satımlar yapıyoruz. Halihazırda 4 bin 500 yatırımcımız var. Danışanlarımızı kârlı yatırımlarla doğru tercihlere yönlendiriyoruz” şeklinde konuştu. 

Sagist Grup, Fildişi Sahilleri’ne AVM Yatırımı Yaptı

Lüks mobilya tasarımı alanında hizmet veren Sagist Grup, Fildişi Sahilleri’nin başkenti Abidjan’da hayata geçirilecek Alışveriş ve Eğlence Merkezi (AVM) yatırımı yaptı. Bu yılın sonunda devreye alınması planlanan yatırımın bedeli ise 44 milyon dolar.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Grup küresel ölçekli büyüme stratejisini Fildişi Sahilleri’nin başkenti Abidjan’da yaptığı Lagoon AVM ve eğlence merkezi yatırımıyla sürdürüyor. Modern mimarisi ve lüks detaylarıyla dikkat çekecek olan Lagoon AVM, 1.500 metre karelik çatısıyla Afrika kıtasının en prestijli restoran ve eğlence merkezine de ev sahipliği yapacak.

44 milyon dolarlık yatırımla tamamlanması planlanan Lagoon AVM’nin yılsonunda hizmete girmesi planlanıyor. Sagist Grup Başkanı Metin Durmaz, Fildişi Sahilleri’nin ve başkent Abidjan’ın özellikle Fransa’nın önde gelen isimlerinin tercih ettiği önemli bir tatil merkezi olduğunu söyledi.

Durmaz, “Küresel ölçekte lüks mobilya ve otel mobilyası alanında öncü bir marka olarak, Afrika Kıtası’nın ‘yeni cazibe merkezini’ inşa ediyoruz. Lagoon AVM, dünyaca bilinen lüks markalara ev sahipliği yapacak ve biz Sagist Grup olarak bu markaların birçoğuyla anlaşmalarımızı yaptık. Burası sadece bir AVM değil, eşsiz tasarımı ve eğlence merkeziyle Batı Afrika’nın en yeni cazibe ve çekim merkezi olacak” dedi.

Kesintisiz Güç Kaynağının Vazgeçilmez Adı: Germen UPS

Türkiye’nin önde gelen Kesintisiz Güç Kaynağı (UPS-KGK) üreticilerinden Germen Elektronik, alanında sunduğu geniş ürün hacmiyle hizmet vermeye devam ediyor.

1994 yılında yüksek teknolojili güç sistemleri tasarlamak amacıyla kurulan Germen Elektronik, dünya çapında kalite anlayışıyla ISO 9001 kuralları ile tasarladığı ürün yelpazesinde; Kesintisiz Güç Kaynağı (UPS) Sistemleri, Voltaj Regülâtörleri, Doğrultucular, DC Güç Kaynakları, Akü Şarj Cihazları, İnvertörler, Rack Kabin Modüler UPS Sistemleri barındırıyor. 

Müşterilerine kaliteli, hızlı ve güvenilir enerji çözüm hizmeti sunan Germen UPS, kurulduğu günden itibaren teknolojik gelişmeleri takip ederek var olduğu her döneme ayak uyduruyor. Son olarak geçmişten bugüne yüksek ivme kat ederek dünyadaki en üst teknolojili cihazları sunan firma, bölge bayi ve teknik servisleriyle de başarısına güç katıyor.

29 Yılı Aşkın Süredir Değişmeyen Kalite Anlayışı

Sürdürülebilir verimli enerji çözümleri konusunda ilerlemesini sürdüren Germen UPS, yaşamın her alanında önemli bir ihtiyacı karşılayan enerjiyi, sessiz, sorunsuz ve kesintisiz kullanım imkânı sağlıyor. Farklı ölçeklerdeki tüm projeler için destek veren firma, müşterilerinin ihtiyacına yönelik deneyim sunuyor. 29 yılı aşkın süredir kaliteli hizmet anlayışını değiştirmeden varlığını sürdüren Germen Elektronik, her geçen gün bünyesine inovasyon katmaya devam ediyor.

Dünya çapında kalite anlayışına sahip bir tasarımcı ve üretici olan Germen UPS, daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmak için önderlik ettiği yüksek teknolojiyi, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutarak Uluslararası Marka olmak adına satış ve satış sonrası hizmetleri en iyi şekilde sunarak daha da büyümeyi amaçlıyor. 

Geniş Ürün Yelpazesi, Onaylı Kalite Belgeleriyle Birleşti

Güç elektriği konusunda güncel gelişmeleri takip eden firma, On-Line ve Line-Interactive özellikli, 1 Fazlı ve 3 Fazlı Kesintisiz Güç Kaynakları başta olmak üzere, Voltaj Regülatörleri, Doğrultucular, DC Güç Kaynakları, Frekans Konvertörleri, İnvertörler, Akü Şarj cihazları ve Aküler gibi ürünlerin satışını yapıyor. 

Germen UPS ürünlerini ISO 9000:2015 – Kalite Yönetim Sistemi, ISO 45001:2018 – İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 1002:2018 – Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, TSE-HYB Hizmet Yeterlilik Belgelerine sahip olan firma, sunduğu satış sonrası hizmetleri sayesinde de müşterilerine kalite anlayışını kanıtlıyor. 

Yeni Amblem Geleceğine Işık Tutuyor

Germen UPS, 2023 yılı itibariyle, sektördeki yerini ve müşterisi ile olan bağını geliştirmek, büyütmek için başta Logosu ve Kurumsal Kimlik renkleri olmak üzere bir değişim sürecini başlattı. Firma, temelini Türk El Sanatları Motiflerindeki “El-Parmak” deseninden alan gücü, kuvvet, kudret, verimlilik ve üretkenliği ifade eden motifleri, elektronik devreler ile birleştirilerek; sade-modern-güçlü yeni amblemi ile geleceğine ışık tutuyor.

İstanbul’daki Deprem Göçü Son 20 Yılın Zirvesinde

Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, İstanbul’da yaşanan deprem göçünün son 20 yılın zirvesine ulaştığını belirtti.

Endeksa’dan yapılan açıklamada değerlendirmeleri yer alan Öğüt, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından İstanbulluların bir yandan kent içinde daha az riskli semtlere taşınma arayışına girdiğini, diğer yandan ise şehir dışına göçün arttığını anlattı.

İstanbul’da yaşanan deprem göçünün son 20 yılın zirvesine ulaştığını kaydeden Öğüt, şu açıklamalarda bulundu:

“Hem salgın sonrası hem de deprem nedeniyle göçler hızla sürerken, bu hız konut fiyatlarını da artırmaya devam ediyor. Gerçekleşen deprem doğudan batıya büyük bir göç dalgası getirmeye başladı ve ilerleyen süreçte bu dalganın devam edeceğini öngörüyoruz. Herkesin ekonomik gücü bir anda bulunduğu ilçeden taşınmaya yetmeyebiliyor ama insanlar en azından aynı bölgede daha genç, yeni binaya taşınmak istiyorlar. Bu durum da yeni binalarda fiyatın artmasına sebep oldu. Konut piyasasını depremden önce ve depremden sonra diye ikiye ayırmak gerekir.”

Talep 0-4 yaş arası konutlarda yoğunlaştı

Görkem Öğüt, depremlerin ardından taleplerin en çok 0-4 yaş aralığındaki konutlarda yoğunlaştığını belirterek, bu nedenle söz konusu gruptaki konutların son bir yıllık satılık ve kiralık fiyat artışlarının bazı ilçelerde üç haneli rakamlara ulaştığını anlattı.

Yapay zekâ ile gayrimenkul değer hesabı yapan Endeksa’da gayrimenkul piyasa bilgilerinin yanı sıra bölgedeki nüfus, gayrimenkul dağılımı, demografik yapı, yaşam alanları ve ticari parametreler gibi pek çok önemli bilginin yer aldığını kaydeden Öğüt, şu ifadeleri kullandı:

“Kullanıcılar konum seçerek buradaki bölgesel deprem tehlikesi riskini de görebiliyor. Endeksa olarak bir deprem ülkesi olmanın bilinciyle bu konuyu her zaman çalışmalarımızın içerisinde tutuyoruz. Deprem tehlikesi riski de uzun zamandır sunduğumuz bir hizmet. Yapılan çalışmalara kendi uzmanlık alanımız çerçevesinde elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Kullanıcıların oturdukları bölgedeki deprem riskini öğrenerek önlem almalarına katkı sağlayabilmeyi diliyoruz. Bu alanda da platformumuzu geliştirmeye ve yeni veriler ile güncellemeye devam edeceğiz.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Malatya’da 8 Bin 799 Konutun İnşaatı Sürüyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden olumsuz etkilenen Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde yükselen 8 bin 799 adet Toplu Konut İdaresi (TOKİ) konutlarının inşaatı devam ediyor.

Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen 11 ilde evleri yıkılan veya ağır hasar görenlerin barınma ihtiyacını karşılamak için çalışmalar sürüyor.

AA’nın haberine göre; Depremlerden etkilenen kentler arasında yer alan Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi İkizce Mahallesi’nde de etaplar halinde afet konutları yükseliyor.

Mart ayında temellerin atıldığı bölgede 6 etapta yapılacak 8 bin 799 konutun bir kısmının kaba inşaatı tamamlandı.

“Örnek dairemizi hazırlıyoruz”

Şantiye şefi inşaat mühendisi Suat Sezen, afet konutlarının yapımını hızla sürdürdüklerini söyledi.

Depremin ardından bulundukları bölgede temel çalışmalarına başladıklarını hatırlatan Sezen, sorumluluk alanlarında 3 etap halinde 3+1 büyüklüğünde 736 konut yapacaklarını ifade etti.

Sezen, şöyle konuştu:

“Şu an 16 temelimiz dökülmüş durumda, iki binamızın da kaba inşaat tamamlandı. Bir yandan temelleri döküyor, bir yandan da diğer imalatlarımızı devam ediyoruz. Konutları bir an önce yetiştirmeye çalışacağız. İnşallah ocak ayında çalışmalarımızı bitirmeyi planlıyoruz. Eylül ayı itibarıyla tüm kaba inşaatımızı bitirmiş olacağız. Şu an kaba inşaatı tamamlanan blokta örnek dairemizi hazırlıyoruz. Örnek dairenin iç imalatlarını yapıyoruz ve bunu diğer biten bloklarımıza uygulayacağız.”

Yaptıkları binaların çok sağlam olduğunu dile getiren Sezen, “TOKİ’nin tüm sisteminde radye temel ve tünel kalıp sistemi devrede. Şu an TOKİ, Türkiye’nin hemen hemen her yerinde de bu şekilde devam ediyor. Deprem konusunda çok hassas davranıyoruz. Denetimlerimizi aralıksız sürdürüyoruz.” diye konuştu.

Projenin detaylarını burada bulabilirsiniz.

Nazilli’de Gölet İnşaatı Başlıyor

Aydın’ın Nazilli ilçesinde hayata geçirilecek olan gölet projesinin inşaatı en kısa sürede başlayacak.

Devlet Su İşleri 21. Bölge Müdür Yardımcısı İnan Gündüz, beraberindeki ilgili teknik heyet ile birlikte, inşaat çalışmalarına başlanacak olan Kozdere Göleti mevkisinde incelemelerde bulundu. Bölgede incelemelerde bulunan yetkililer, sözleşmesi geçtiğimiz aylarda imzalanan projenin etüt çalışmasını gerçekleştirdi.

3 Bin 380 Dekar Arazi Sulanacak

Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden olan Nazilli ilçesine yapılacak olan Kozdere Göleti zirai alanlara can suyu olacak. Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürü Emrah Köleoğlu’nun sene başında imzaladığı ‘Aydın Nazilli Kozdere Göleti ve Sulaması” işi sözleşme dahilinde Nazilli’ye ön yüzü membran kaplı kaya dolgu tipinde 41.5 metre yüksekliğinde Kozdere Göleti ve Sulama tesisi yapılacak. Ayrıca tamamlanmasının ardından tesis, 3 bin 380 dekar zirai arazinin sulanmasına hizmet edecek.

Akşehir Devlet Hastanesi Ek Bina İnşaatı Başladı

Konya’nın Akşehir ilçesinde hizmet veren devlet hastanesine yapılacak 150 yataklı ek bina inşaatı başladı. 

Kuruluş tarihçesi, 50 yataklı Belediye Hastanesi olarak hizmet vermeye başladığı 1953 yılına dayanan Akşehir Devlet Hastanesi, hayırsever Akşehirlilerin de katkılarıyla genişleyen ve büyüyen bir hizmet merkezi oldu. Sağlık Bakanlığı ile TOKİ tarafından 19 Şubat 2008 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde, Akşehir Belediyesi’nce tahsisi yapılan 38 bin metrekare yüz ölçümlü arsa üzerinde 200 yataklı yeni yerine taşınan Akşehir Devlet Hastanesi, Akşehir’e ve bölgeye hizmet vermeye devam etti. Son dönemde oluşturulan yeni Yoğun Bakım Üniteleri, Palyatif Bakım Ünitesi yanında Toplum Ruh Salığı Merkezi (TRSM) ile birlikte düzenlenen geçici ruhsatı 300 yataklı olarak yeniden düzenlenen hastanenin 150 Yataklı Ek Bina Yapım İşi İhalesi ise 2023 yılı Ocak ayı sonunda yapıldı.

Yaklaşık maliyeti 310 milyon lira olarak belirlenen iş için düzenlenen ihaleye 3 firma katıldı. En düşük teklifin 242 milyon 470 bin lira şeklinde onaylanma sürecinin ardından iş, ihaleyi alan firmaya teslim edildi. Yüklenici firmanın 29 Mayıs 2023 Pazartesi günü (dün) ilk kepçeyi vurmasıyla Akşehir Devlet Hastanesi Ek Bina inşaatına fiilen başlanmış oldu. İnşaatın, ihalede ön görülen süre olan 600 takvim gününde tamamlanması bekleniyor.

Kaynak: Pervasız

Ticaret Bakanlığı’ndan 33. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı Zuchex’e Destek

Ev ve mutfak eşyaları sektörünün Türkiye’de lider, Avrupa’da en büyük ikinci uluslararası ticaret buluşması olan Zuchex 2023, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın desteklediği sayılı fuarlar arasındaki yerini aldı.

14 – 17 Eylül tarihlerinde 33.’sü gerçekleştirilecek Zuchex’e katılan yerli firmalar, Bakanlık tarafından sağlanan destekten yararlanarak, stand maliyetlerini aşağıya çekebilecek. Tüm ev ve mutfak gereçleri endüstrisini, Tüyap Beylikdüzü’nde toplam 100 bin metrekare alanda toplayan fuarın 2023 buluşmasına, yurtiçi ve yurt dışından 1200’den fazla katılımcı marka ile 45 bin profesyonel ziyaretçi bekleniyor. 

ZÜCDER (Züccaciyeciler Derneği) işbirliğiyle Eylül ayında düzenleyecekleri 33. Uluslararası Zuchex’in, T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenen fuarlar arasındaki yerini bu yıl da aldığını açıklayan Tarsus Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, bu gelişmenin, fuara katılacak Türk firmalar için önemli bir avantaj sağlayacağını ifade etti. Ticaret Bakanlığı’nın yurt içindeki fuarları destek kapsamına alırken göz önünde bulundurduğu kriterleri Zuchex’in fazlasıyla karşıladığını vurgulayan Aytemur “Fuarımız, geçen yıl 150 ülkeden 9 binin üzerinde yurt dışı ziyaretçi ağırladı ve kendi özelinde tüm zamanların en yoğun yabancı ziyaretçi sayısına ulaştı” dedi. 

Aytemur; “Sektör için Eylül demek Zuchex demek”

Açıklamasında Zuchex 2023 hedefleriyle ilgili de bilgi veren Aytemur, ev ve mutfak eşyaları sektöründe faaliyet gösteren profesyonellerin, fuar ajandalarına mutlaka Zuchex’i dahil ettiğini söyledi. Aytemur açıklamasında; “Türkiye ev ve mutfak eşyaları sektörü nasıl ki her yıl ihracat rekorları kırarak yoluna devam ediyorsa, sektörün ülkesindeki lider fuarı Zuchex de buna paralel ilerliyor. Bugün geldiğimiz noktada, alanında Avrupa’nın en büyük ikinci ticaret fuarı konumundayız. 2023 buluşmasında, yurtiçi ve yurt dışından 1200’den fazla katılımcı marka ile 45 bin profesyonel ziyaretçi olacak. Uluslararası ev ve mutfak eşyaları endüstrisini, Eylül’de yine hareketli ve kazançlı bir fuar bekliyor” dedi. 

TÜİK Dış Ticaret Verilerini Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre; dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42,1 artarak 8 milyar 738 milyon dolara yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle Genel Ticaret Sistemi kapsamında oluşturulan nisan ayına ilişkin dış ticaret istatistikleri açıklandı.

Nisan Ayında Genel Ticaret Sistemine Göre İhracat yüzde 17,1, İthalat Yüzde 4,8 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Nisan ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,1 azalarak 19 milyar 331 milyon dolar, ithalat yüzde 4,8 azalarak 28 milyar 69 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Nisan Döneminde İhracat Yüzde 3,0 Azalırken İthalat Yüzde 7,1 Arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,0 azalarak 80 milyar 869 milyon dolar, ithalat yüzde 7,1 artarak 124 milyar 313 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Buna göre, ekonomik faaliyetler incelendiğinde, ihracatta nisanda imalat sanayisinin payı yüzde 94,8, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,6 oldu.

Ocak-nisan döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayisinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,6, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 olarak kaydedildi.

Nisan Ayında Enerji Ürünleri ve Altın Hariç İhracat Yüzde 17,2 Azalırken İthalat Yüzde 3,0 Arttı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Nisan ayında yüzde 17,2 azalarak 21 milyar 807 milyon dolardan, 18 milyar 50 milyon dolara geriledi.

Nisan ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 3,0 artarak 21 milyar 219 milyon dolardan, 21 milyar 865 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Nisan ayında 3 milyar 815 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 7,2 azalarak 39 milyar 914 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 82,6 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta nisanda ara mallarının payı yüzde 73,2, sermaye mallarının payı yüzde 13,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,9 olarak hesaplandı. Ocak-nisan döneminde ise ara mallarının payı yüzde 76, sermaye mallarının payı yüzde 12,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 11,1 oldu.

Dış Ticaret Açığı Nisan Ayında Yüzde 42,1 Arttı

Nisan ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,1 artarak 6 milyar 147 milyon dolardan, 8 milyar 738 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Nisan ayında yüzde 79,1 iken, 2023 Nisan ayında yüzde 68,9’a geriledi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Nisan Döneminde Yüzde 32,9 Arttı

Ocak-Nisan döneminde dış ticaret açığı yüzde 32,9 artarak 32 milyar 684 milyon dolardan, 43 milyar 444 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Nisan döneminde yüzde 71,8 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 65,1’e geriledi.

Almanya İhracatta, Rusya İthalatta İlk Sırada

Nisanda ihracatta ilk sırayı 1 milyar 590 milyon dolarla Almanya aldı. Bu ülkeyi 1 milyar 163 milyon dolarla ABD, 970 milyon dolarla Irak, 954 milyon dolarla İtalya, 945 milyon dolarla Birleşik Krallık izledi. Nisanda ilk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,1’ini oluşturdu.

Ocak-nisan döneminde de ihracatta ilk sırada Almanya yer aldı. Bu ülkeye 7 milyar 115 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Almanya’yı 4 milyar 751 milyon dolarla ABD, 4 milyar 177 milyon dolarla İtalya, 3 milyar 943 milyon dolarla Rusya ve 3 milyar 878 milyon dolarla Birleşik Krallık takip etti. Bu dönemde ilk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,5’ine karşılık geldi.

Nisanda ithalatta ilk sırayı Rusya aldı. Bu ülkeden yapılan ithalat 4 milyar 177 milyon dolar oldu. Bu ülkeyi 3 milyar 691 milyon dolarla Çin, 2 milyar 175 milyon dolarla Almanya, 1 milyar 153 milyon dolarla İtalya ve 1 milyar 117 milyon dolarla ABD takip etti. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,9’unu oluşturdu.

Ocak-nisan döneminde de ithalatta ilk sırayı Rusya alırken bu ülkeden 17 milyar 253 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Bu ülkeyi 14 milyar 136 milyon dolarla Çin, 9 milyar 482 milyon dolarla İsviçre, 8 milyar 757 milyon dolarla Almanya, 4 milyar 821 milyon dolarla ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,8’ine karşılık geldi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, nisanda bir önceki aya kıyasla ihracat yüzde 4,5, ithalat yüzde 1 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise nisanda geçen yılın aynı ayına kıyasla ihracat yüzde 9,6 azalırken ithalat yüzde 1,1 yükseldi.

İmalat Sanayisi Ürünleri İhracatı

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, “ISIC Rev.4” sınıflaması içinde yer alan imalat sanayisi ürünlerini kapsıyor. Nisanda bu sınıflamaya göre imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,8 oldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4 olarak kayıtlara geçti.

Ocak-nisan döneminde “ISIC Rev.4″e göre imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5 olarak hesaplandı. Aynı dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,7 oldu.

Nisanda imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80 olarak belirlendi. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,7 olarak belirlendi.

Ocak-nisan döneminde imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,4 olarak hesaplandı. Söz konusu dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,3 olarak kayıtlara geçti.

Nisan Ayında İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 94,8 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Nisan ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,8, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,6 oldu.

Ocak-Nisan döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,6, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Nisan Ayında Ara Mallarının Toplam İthalattaki Payı Yüzde 73,2 Oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Nisan ayında ara mallarının payı yüzde 73,2, sermaye mallarının payı yüzde 13,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,9 oldu.

İthalatta, 2023 Ocak-Nisan döneminde ara mallarının payı yüzde 76,0, sermaye mallarının payı yüzde 12,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 11,1 oldu.

Özel Ticaret Sistemi Verileri

Özel Ticaret Sistemi’ne göre nisanda ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 19,6 azalarak 17 milyar 706 milyon dolar, ithalat yüzde 10,1 azalışla 25 milyar 888 milyon dolar oldu.

Nisanda dış ticaret açığı yüzde 20,6 artarak 6 milyar 782 milyon dolardan 8 milyar 182 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı Nisan 2022’de yüzde 76,5 iken geçen ay yüzde 68,4’e geriledi.

Özel Ticaret Sistemi’ne göre ihracat ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,1 azalarak 73 milyar 829 milyon dolara düşerken ithalat yüzde 4,6 artışla 116 milyar 948 milyon dolara ulaştı.

Ocak-nisan döneminde dış ticaret açığı yüzde 30,2 artarak 33 milyar 127 milyon dolardan 43 milyar 120 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Nisan 2022 döneminde yüzde 70,4 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 63,1’e geriledi.

İnşaat Sektörü Temsilcileri: ‘’Yabancıların Konut Yatırımları Artırılmalı’’

İnşaat sektöründen önemli temsilciler, üretim ve satışları artırıcı politikaların devreye alınmasını talep etti. Sektör temsilcileri aynı zamanda, yabancıların konut yatırımlarını artırıcı teşvikler yapılması gerektiğini belirtti.

Seçim sürecinin geride kalmasıyla birlikte yatırım ortamını iyileştirecek adımlara ihtiyaç olduğunu belirten inşaat sektörü temsilcileri, üretim ve satışları artırıcı politikaların hızla devreye alınmasını talep ederken; üretim maliyetlerinin dizginlenmesi, yatırımları artıracak destekler verilmesi ve kredi faizlerinin düşürülmesi çağrısı yaptı.

Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre; Sektör temsilcileri ayrıca yabancıların konut alımlarını artırmak için özellikle yakın ülkelerin teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Seçimin geride kalmasıyla birlikte en kısa zamanda hem ekonomik hem de idari açıdan yaşanan aksaklıkların çözüme kavuşturulmasını istediklerini belirten Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, “Öncelikle yüksek maliyetlerin dizginlenmesi, yatırımları artıracak desteklerin verilmesi, üretim ve satışları artırıcı politikaların devreye alınması konusunda çalışmaların bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

Konut sektöründeki yerli ve yabancı alıcıların seçim sonrası için pozisyon aldıklarına işaret eden BOSS4 İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş ise, söz konusu durağan sürecin ardından artık açıklanacak yeni reformların önem kazandığını belirtti.

Akkuş, “Artık hızla ekonomi gündemine dönülmeli. Kredi faizleri çok yükseldi. Oysa yeni yatırımların yapılması, fabrikaların açılması için kredi ulaşılabilir olmalı. Bundan sonra konut sektöründe hareketlilik olacağını düşünüyorum. Özellikle depreme karşı güvenli konutlar üretmek üzere kentsel dönüşüme ağırlık verilmeli” dedi ve ekledi:

“Yabancı yatırımcı tarafında ise Suudi Arabistan, Azerbaycan, Kuveyt, Bahreyn’den, Körfez ülkelerinden hareket bekliyoruz. Konut satışlarını attırmak için de yakın ülkeler teşvik edilmeli. Yerli talep için de kredi faizlerin yükselmemesi lazım. Aksi halde yatırımlar konut yerine döviz ve altına yönlenebilir.”

‘’Yapısal Reformlar Gündeme Alınmalı’’

Geride bırakılan süreçte yüksek maliyetler başta olmak üzere piyasalardaki dengesizliğin toplumun tüm kesiminin darboğaza girmesine neden olduğunu belirten İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık da, bazı firmaların yüksek maliyetlerden dolayı yatırımlarını yavaşlatmayı tercih ettiğine dikkat çekti ve yeni dönemde bu piyasa hareketlerinin dengeye gelerek düzelmesini istediklerini söyledi.

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren de yaptığı açıklamada, deprem felaketinin yaralarının sarılmasına ve risk taşıyan bölgelerin hızla depreme hazırlıklı hale getirilmesine yönelik düzenleme ve eylemleri öncelikli gördüklerini belirtti.

Eren, “Mevcut kırılgan küresel ortamda ekonomimizin genelinde öngörülebilirliği sağlayacak, öne çıkan sorunlara karşı çözümler üretecek, yatırım ortamını iyileştirecek adımların hızla atılmasına ihtiyaç duyuluyor…Sürdürülebilir büyüme ve refah artışı hedefiyle ülke ekonomimizi güçlendirecek yapısal reformların gündeme alınmasını da bekliyoruz” dedi.

IC İçtaş, King Khalid Uluslararası Havalimanı’nın İhalesini Kazandı

IC İçtaş, ortağı Al Rashid Trading & Contracting Company (RTCC) ile birlikte Suudi Arabistan’ın başkentinde yer alan King Khalid Uluslararası Havalimanı’nın mühendislik ve yapım ihalesini kazandı.

Proje kapsamında IC İçtaş İnşaat, Terminal 1 ve 2 ile bağlantı terminallerinin yeniden yapımını üstlenecek. IC İçtaş İnşaat, ortağı RTCC ile aynı havalimanının 3 ve 4’üncü terminallerinin mühendislik ve yapım işlerini de geçtiğimiz yıl tamamlamıştı. IC İçtaş İnşaat Genel Müdürü İbrahim Dönmez, havalimanı yapımında sahip oldukları deneyim ve nitelikli mühendislik kabiliyetlerini yurtdışına ihraç etmeye devam ettiklerini söyledi.

17 Ülkeden 3 Bin 500 Kişi İstihdam Edilecek

King Khalid Uluslararası Havalimanı’nın yenileme projesinde 17 ülkeden 3 bin 500 kişi çalışacak. 170 bin metrekarelik alanda gerçekleştirilecek proje ile yılda toplam 14 milyon yolcuya hizmet verilecek. Proje kapsamında, 17 bin ton çelik imalatı ile 61 bin metrekare metal tavan, 65 bin metrekare traverten yer/duvar kaplama, 400 metrekare videowall sistemi, 117 adet asansör/yürüyen merdiven, bagaj taşıma sistemi, özel Havalimanı sistemleri kurulacak. Tüm mimari bileşenler, elektromekanik ekipmanlar ve bilgi teknolojileri sistemleri değiştirilecek. Terminallerde 42 adet E-Gate sistemi ve 5 kilometre bagaj taşıma sistemi yer alacak.

Marmara’nın En Büyük Huzurevi Projesinde İnşaat Devam Ediyor

Edirne’de yaşlı nüfusunun yoğun olması sebebiyle inşa edilen ve Marmara Bölgesi’nin en büyük huzurevi olacak tesisin inşaat çalışmaları sürüyor.

Toplam 200 yatak kapasitesinden oluşacak huzurevi projesinin inşaat çalışmalarını yerinde ziyaret eden Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Bilgin Özbaş’tan bilgi aldı.

Proje incelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Vali Kırbıyık, Trakya genelinde olduğu üzere Edirne’de yaş ortalamasının yüksek olduğunu hatırlatarak,”Genç nüfusumuz maalesef her geçen yıl oransal olarak daha da azalıyor. Dolayısıyla nüfusumuzun ortanca ve yaşlı nüfus miktarı da artıyor. Tabi yaşlı vatandaşlarımıza hayatlarını devam ettirirken en yüksek nitelikte hizmet sunabilmek bizim temel öncelikli hedeflerimizden bir tanesidir. 

‘’180 Milyon TL Yatırımla İhalesi Tamamlandı’’

Devlet olarak halihazırda bu faaliyetleri zaten yürüttüğümüz merkezdeki 110 kapasiteli huzurevinin zaman içerisinde oluşan yıpranmasıyla ve eksiklikleriyle karşı karşıya kalmıştık. Burada geçen yıl başlanan bir inşaat oldu. Yaşanan süreçte bağlantılı olarak bir tasfiye gerçekleşti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tekrar proje bedelini ve ödenekleri yineledi. 180 milyon TL’lik bir yatırımla ihale iş ve işlemleri tamamlandı. Gerçekten projenin içerisinde her türlü detay düşünülmüş ve en üst seviyede en üst nitelikte hazırlanmış bir proje. Bittiği zaman bu güzelliği o üst kaliteyi de hep birlikte göreceğimizi düşünüyorum.” dedi.

En Kısa Sürede Hizmete Açılacak

Konuyla ilgili söz alan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Bilgin Özbaş ise, Edirne’de yapımı devam eden huzurevi 56 tek kişilik oda, 56 çift kişilik oda ve 12 aile odası olmak üzere toplam 200 kapasiteli olacağına vurguladı. Özbaş, “İnşaatımız hızlı bir şekilde devam ediyor. En kısa sürede tamamlayıp hizmete açılmasını bekliyoruz. Marmara Bölgesi’nin en büyük huzur evlerinden birisi olacak.” ifadelerini kullandı. 

Projenin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Samsun’da Tarihi Yapılar Restore Ediliyor

Samsun’da asırlık Göğceli Camisi’nin de yer aldığı birçok tarihi yapılar restore ediliyor.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün 2023 yılında Samsun’da devam eden 4 adet projesi bulunuyor. Bu projelerin toplam tutarı 10 milyon 264 bin TL. Projelerin toplam fiziki gerçekleşme oranı ise yüzde 40 seviyelerine ulaştı.

Projelerden en maliyetlisi olan 9 milyon 309 bin TL proje tutarlı Vezirköprü ilçesi Tacettin İbrahim Paşa Camii restorasyonu işinin yapımına devam ediliyor. Restorasyonun fiziki gerçekleşme oranı yüzde 10 sevilerine ulaştı.

645 bin TL proje bedelli Göğceli Camii röleve, restitüsyon, restorasyon ve statik proje hazırlanması işinin, 175 bin TL proje bedelli Şeyh Habil Camii rölöve, restitüsyon, restorasyon, statik rapor ve çevre tanzim projeleri hazırlanması işinin ve 135 bin TL proje bedelli İsababa Camii zemin etüdü yapılması, raporlanması, yüksek performans analizi ve güçlendirme projesi işinin de fiziki gerçekleşme oranları yüzde 30 seviyesinde tamamlandı ve yapımına devam ediliyor.

Kaynak: Ogün Haber

KTİMB Başkanı Gürcafer Sosyal Konut Projesinin Detaylarını Açıkladı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs’ta 3-4 ay içerisinde uygulamaya girecek sosyal konut projesinin detaylarını anlattı.

Kıbrıs Gazetesi’nin özel haberine göre; KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, sosyal konut projeleri için öncelikle ihtiyaç duyan kişi sayısının belirleneceğini belirterek, hedeflerinin 5 yıllık bir strateji planı ortaya çıkararak ülke genelinde adım adım sosyal konutları yapmak olduğunu kaydetti. Gürcafer, kendilerinin Mimarlar Odası ile hemen iletişime geçerek sosyal konutların proje çizimleri için ödüllü bir yarışma yapacaklarını ifade etti. 

Konutlar 80-90 Metrekare Olacak

Konuyla ilgili önemli detaylara değinen Cafer Gürcafer, “Bir inşaatın şu anda metrekare maliyet fiyatı 650 sterlindir. Devlet araziyi verecek, vergi ve harçlarda muafiyet uygulayacak. Bu da yüzde 35 civarı bir noktada maliyeti aşağı çekecek. 80-90 metre kare olarak yapılması hesaplanan sosyal konutların yaklaşık 30-35 bin sterlinlik fiyatlara satışa çıkabilecek.” diye konuştu. 

Projenin Türk ekonomisine katkılarından bahseden Cafer Gürcafer, “Yabancılara satılan konutların devir harcından alınan yüzde 12’lik verginin yüzde 2’si faiz farkı fonuna gidip, burada birikiyor. İşte buradaki para ile bu proje için kullanılacak TL cinsinden kredinin faizine destek olunacak. Vatandaşlar 3-4 yıl için faiz desteği aldığında TL cinsinden o taksitler daha rahat ödenebilir bir noktaya gelmiş olacak.” dedi. 

Sosyal konutların hiç ev sahibi olmayan kişilere verileceğini söyleyen Cafer Gürcafer, “Bizim için bu evlerin gerçek hak sahiplerine gitmesi çok önemlidir. Hak sahiplerinin tespit edileceği kriterleri gözden geçireceğiz. Hak sahiplerinin belirleneceği komisyonda üyemizin olmasını talep edeceğiz.” ifadelerini kullandı.   

Gürcafer, kendilerinin Mimarlar Odası ile hemen iletişime geçerek sosyal konutların proje çizimleri için ödüllü bir yarışma yapacaklarını ve bu konuda Mimarlar Odası’yla bir protokol imzalayacaklarını ifade etti. Yarışmanın sonuçlanmasının 2 ay süreceğini, sonrasında da projeyi masaya yatıracaklarını belirterek 3-4 ay sonra sosyal konut projesi için tüm detayların halkın önünde olacağını ve startın verilebileceğini dile getiren KTİMB Başkanı Gürcafer, sosyal konut projesinin tüm ülke çapında düşünüldüğünü belirterek, ilk olarak bir analiz yapılacağını anlattı. 

“Örneğin Kalavaç’ta kaç kişinin sosyal konut ihtiyacı var, ya da başka köylerde bu sayı kaçtır, öncelikle bu belirlenecek” diyen Gürcafer, sözlerine şöyle devam etti:

“Burada asıl amaç kırsalda yerleşimi teşvik etmek ve kırsal kalkınmaya katkı koymaktır. O nedenle yarışma ile ortaya çıkacak projeler bölgelerin özelliklerine göre farklılıklar gösterecek. Kırsalın dokusuna göre tek katlı bir ev olabileceği gibi şehirlerde apartman tipinde de olabilecek. Mesarya için farklı Karpaz için daha farklı konutlar çizilecek.”    

Hedeflerinin 5 yıllık bir strateji planı ortaya çıkarmak olduğunun altını çizen Gürcafer, “Maraş’a yap sonra unut şeklinde bir proje olmayacak.  Sayı belirlendiğinde ona göre bir planlama yapılacak.” şeklinde konuştu.

Birim Maliyeti Yüzde 35 Civarında Düşecek    

Sosyal Konut Projesi’nde bir konutun 30-35 bin sterlinlik bir fiyata mal olacağının beklendiğini söyleyen Cafer Gürcafer, insanların konut alabilmesi için uygulanacak yöntemi şöyle anlattı:    

“Ülkemizdeki yabancılara satılan konutlarla ilgili devir harcından alınan verginin yüzde 2’si faiz farkı fonuna gidip, burada birikiyor. İşte buradaki para bu proje için kullanılacak. Devlet her türlü muafiyeti verecek ve inşaat birim maliyetlerini düşüreceğiz. Böylelikle inşaat birim maliyet fiyatları yüzde 35-40 oranında aşağı düşmüş olacak. 

Bir inşaatın şu anda metrekare maliyet fiyatı 650 sterlindir. Devlet araziyi verecek, vergi ve harçlarda muafiyet uygulayacak. Bu da yüzde 35 civarı bir noktada maliyeti aşağı çekecek.    Bu rakamı düştüğünüzde metrekare fiyatı 450 sterlin civarına gelecek. İhale ile bu fiyatı biraz daha aşağıya çekebileceğiz diye düşünüyorum. Sosyal konutların 80-90 metre kare olarak yapılması hesaplanıyor ve yaklaşık 30-35 bin sterlinlik fiyatları olacak.

İnsanlarımız yerli, bankalardan TL cinsinden ve uzun vade borçlandırılacak. İlk 3-4 yılda aylık bedel yüksek olacaktır. İşte burada fonda biriken para devreye girecek ve vatandaşlar 3-4 yıl için faiz desteği aldığında zaten daha sonra hayat pahalılığının da ortaya çıkmasıyla TL cinsinden o taksitler daha rahat ödenebilir bir noktaya gelmiş olacak.’’

‘’Hak Sahipleri İçin Kriterleri Gözden Geçireceğiz’’

Konutların gerçek hak sahiplerine ulaşmasının önemini vurgulayan Cafer Gürcafer, son olarak şunları söyledi:

“Bizim için bu evlerin gerçek hak sahiplerine gitmesi çok önemlidir. Kesinlikle siyasi rant olmaması gerekir. İşte bu noktada kriterler oldukça önemlidir. Hak sahiplerinin tespit edileceği kriterleri gözden geçireceğiz. Hak sahiplerinin belirleneceği komisyonda üyemiz de olacaktır. 18 yaşını doldurmuş evi olmayan ister bekar ister evli, isterse beraber yaşayan insanlar olsun, herkes alabilecek. Ayrıca evli çocuklu olup kirada oturan insanlarımız da bu fırsattan yararlanabilecek.” 

Kahramanmaraş Azerbaycan Bulvarı’na Ahşap Dükkanlar İnşa Ediliyor

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat tarihinde yaşanan depremler nedeniyle yıkılan Azerbaycan Bulvarı’ndaki dükkanlar ahşap malzemelerle yeniden inşa ediliyor.

Sakarya’dan gelen ahşap ustaları, yine bu kentten getirilen ahşap malzemelerle Azerbaycan Caddesi’ndeki esnafın ticaretine kaldığı yerden devam etmesi için hummalı bir çalışma yürütüyor.

Kahramanmaraş’ta koordinatör olarak görevlendirilen Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Kahramanmaraş’tan en çok yıkımın gerçekleştiği alanlardan birinin Azerbaycan Bulvarı olduğunu ifade etti. Bu caddenin kentteki ticaretin önemli ölçüde döndüğü bir çarşı olduğunu aktaran Kaldırım, bu yüzden bölgeyi yeniden ayağa kaldırmak istediklerini vurguladı.

Dükkanları yıkılan esnaf için ahşap malzemeden dükkân yapmaya başladıklarını dile getiren Kaldırım, şöyle konuştu:

“Şimdiye kadar kent genelinde 93 çarşıda 4 bin 150 dükkânı planladık. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalarda esnafımıza teslim ettiğimiz dükkân sayısını 3 bin 600’e kadar çıkardık. Ahşap çarşıda da çalışmalar devam ediyor. Bunları da bitirince çok hızlı bir şekilde esnafımıza teslim edeceğiz.

30 Adet Dükkân İnşa Ediliyor

Burası örnek bir çarşı oluyor. Görüntüsüyle, mimari tarzıyla tamamen ahşaptan yapılan ve yalıtımıyla kullanış itibarıyla gerçekten şehrin kalbinde olan ve esnafımıza çok ciddi hizmet verecek, 25’er metrekareden 30 tane dükkân yapıyoruz. İnşallah son aşamaya geldi ve bir hafta içerisinde dükkanları esnafımıza, bu lokasyonda ticari hayatını devam ettiren esnafımıza teslim etmiş olacağız. Ticari hayatın canlandırılması, özellikle dükkânı yıkılan esnafımızın tekrar ticaretine başlaması ve para kazanması önemliydi. Bunu da sağlamış olduk. İhtiyaç ve talepler geldikçe yine hızlı bir şekilde planlama yapıp şehrin farklı lokasyonlarında il merkezinde ve ilçelerde, köylerde yine bu talepleri karşılayacağız. Temel olarak Maraş’ta esnafın sorunlarını çözdüğümüzü düşünüyorum.”

Uluslararası Lüks Oteller Türkiye Yatırımını Artırıyor

Uluslararası lüks otel zinciri Rosewood Hotel Group tarafından yapılan pazar araştırmasına göre, Okura Hotels ve Aman Hotels Türkiye’deki yatırımları artırdı.

Dünyanın en lüks zincirleri İstanbul’da otel açarken Bodrum gibi tatil beldelerine yönelik projeler de geliştiriyorlar. Mandarin, Shangri La, Raffles gibi zincirlerin ardından en son The Hongkong and Shanghai Hotels Limited bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyada sadece 10 lokasyonda bulunan lüks bir otel markası The Peninsula, İstanbul’daki otelinin açılışını yaptı.

Ekonomim’den Necla Dalan’ın haberine göre, The Peninsula Istanbul’un açılışından sonra, yine Hong Kong merkezli bir başka lüks otel zinciri harekete geçti. Sektördeki iddialara göre, 20 ülkede 42 oteli olan Rosewood Hotel Group, Türkiye için pazar araştırması yapıyor. Dallas’tan New York’a, Londra’dan Mexico City’ye, Paris’ten Sao Paolo’ya birçok şehirde otelleri olan grubun Türkiye’de öncelikli lokasyonlarının İstanbul olduğu belirtiliyor.

Ayrıca grup, 2030 yılına kadar da 30 otelin planlamasını yapmış durumda. Yeni oteller arasında Miami, Londra, Roma, Salzburg, Münih, Amsterdam, Riyad, Venedik, Milano, Seul, Şangay, Vietnam ve Maldivler yer alıyor.

Okura ve Aman’da Türkiye Yatırımlarını Artırıyor

Türkiye’ye gelen yeni markalar arasında Japonya’nın kült otel markalarından Okura Hotels var. 1958 yılında kurulan Okura, 2021 yılında otelcilik faaliyetlerini Okura, Nikko Hotels International ve Hotel JAL City olmak üzere üç marka altında topladı. Grup, 54’ü Japonya’da olmak üzere 27 ülkede 81 otel işletiyor.

Okura, Türkiye’de otel açacağını 2015 yılında açıklamıştı. Web sitesine bakıldığında grubun Türkiye’deki ilk oteli Okura Spa & Resort Cappadocia bu yıl açılacak. 130 oda kapasitesiyle misafirlerini ağırlayacak olan Okura Spa & Resort Cappadocia jakuzili süitler, spa, kapalı/açık havuzlar ve yemek ve toplantı tesisleri gibi lüks konaklama birimlerine sahip olacak. Bu arada 2015’teki açıklamada Okura Spa& Resort Cappadocia’nın ardından Ankara ve İstanbul dahil Türkiye’de birden fazla tesis açmayı planladığı belirtilmişti. Bu konudaki çalışmaların da hızlandığı ifade ediliyor.  Grup, otelcilikten yeme içmeye birçok alanda faaliyet gösteren yerli bir grupla bu planlarını hayata geçirmek için görüşüyor.

Aynı şekilde Türkiye’deki otel sayısını artırmayı planlayan gruplardan biri de Aman Hotels. Aman, 20 ülkede, 15’i Unesco tarafından korunan alanların yakınında veya içinde yer alan 34 otel, tatil köyü ve rezidans ile hizmet veriyor. Önümüzdeki dönemde aralarında Tayland, Meksika, ABD, Suudi Arabistan ve Japonya’nın olduğu 10 yeni projenin hayata geçirileceği duyuruldu. Aman Hotels, Türkiye’ye 2011 yılında Bodrum’daki Amanruya ile adım attı. 50 milyon dolar yatırımla hayata geçirilen Amanruya Bodrum, 36 bağımsız taş villası 60 dönümlük arazide konumlandırıldı. Edinilen bilgilere göre Aman Hotels, yeni ve daha büyük bir proje için Türkiye ile ilgili çalışmalar yapıyor. Asya’nın en lüks markası olarak nitelendirilen grubun yerli ortak olmadan bu yatırımı hayata geçirmek istediği konuşuluyor.

Muslu-Filyos Tüneli’nin 5 Bin 560 Metresi Açıldı

Zonguldak’ta inşaat çalışmaları süren Muslu-Filyos Tüneli projesinin 5 bin 560 metrelik kısmı açıldı.

Konuyla ilgili bilgi veren Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı, Muslu’yla Filyos arasındaki tünel çalışmalarında 5 bin 560 metrelik alanın açıldığını ifade etti. 

Avcı, “Yani epeydir bu konuyla alakalı bir açıklamamız olmamıştı. Bahsettiğiniz gibi ikinci makas mevki dediğimiz oradaki farklı seviyeli kavşak bir dediğimiz kavşaktan başlamak suretiyle Profesör Doktor Teoman Duralı hocamızın isimlerini verdiğimiz tünelden aslen olan bölüm biz buraya birinci etap diyoruz. Burası tamamlandı. Halkımızın hizmetine açıldı. Malumunuz. Sonrasında iki etapta oluşan imalatlar başladı. 

İşte Kilimli ile Musla arasında bizim imalatımız söz konusu. Bir de Musul’la Filyos arasında üçüncü etabımız söz konu buradaki çalışmalar her türlü işte deprem gibi, pandemi gibi veyahut da doğal afetler gibi bütün durumlara rağmen hiçbir şekilde kesintiye uğramadı. Bu anlamda Kilimli ile Muslu arasında 3 bin metrelik tünel çalışması var. Sonrasında da orada 2 bin 621 bölünmüş yol çalışması var. Bu 3 bin metrelik gidiş geliş tünellerde sağ ve sol tüpte şu anda toplamda 1653 metre, yani 801 metre bir tarafta, 852 metre, bir taraflı olmak kaydıyla toplamda 1653 metrelik bir açılım gerçekleşti buradaki çalışmalarda 168 personel an itibariyle çalışıyor ve gece gündüz esasına göre buradaki çalışmalar devam ediyor. 

Bunun dışında Muslu’yla Filyos arasında 7 tane ardışık sırayla devam eden tünellerimiz var. Bu tünellerde de büyük tüneller bunlar. İşte bin 700 metreyle başlamak kaydıyla 2 bin 500 metre, 1200 metre sonrasında 800 metre, 400 metre 400 metre ve en son Filyos ayağında 2 bin 200 metrelik yedi tünelden oluşan bir imalat devam ediyor ve dönüşte de yine toplamda 14 tüp yapıyor. Buradaki toplam tünellerin Oranı 5 bin 560 metre totalde şu anda açılmış alan var. Bir yandan da bu tüneller içerisinde ayrıca nihai betonlama dediğimiz yani tünellerin iç kısmının kaplanması dediğimiz bu çalışmalar da devam ediyor. Bu anlamda 780 metre bir ilerleme kaydedildi” dedi.

İnşaat Demiri Fiyatlarında Artış

Döviz kurunda yaşanan dalgalanmalardan etkilenen inşaat demiri, yükselişe geçti. Demir ton fiyatları 16 bin TL bandını aştı.

Açıklanan son inşaat demiri fiyatları şu şekilde:

ANKARA İNŞAAT DEMİRİ FİYATLARI

8’lik inşaat demiri fiyatı: 16.100 TL

10’luk inşaat demiri fiyatı:16.100 TL

32’lik inşaat demiri fiyatı: 15.600 TL

İSTANBUL İNŞAAT DEMİRİ FİYATLARI

8’lik inşaat demiri fiyatı: 16.150 TL

10’luk inşaat demiri fiyatı:16.050 TL

32’lik inşaat demiri fiyatı: 15.700 TL

İZMİR İNŞAAT DEMİRİ FİYATLARI

8’lik inşaat demiri fiyatı: 15.800 TL

10’luk inşaat demiri fiyatı:15.600 TL

32’lik inşaat demiri fiyatı: 15.400 TL

Zonguldak’ta 10 Okulun İnşaat Çalışmaları Başladı

Zonguldak’ta deprem güçlendirmesi kapsamına alınan 10 okulda inşaat çalışmaları tüm hızıyla başladı.

Zonguldak il genelinde planlanan eğitim yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Yatırım planlamasında olan 35 yeni okul-kurum inşası, onarım kapsamına alınan 217 okul binası, deprem güçlendirmesi kapsamında olan 10 okulda çalışmalar hızla devam ediyor.

Zonguldak il genelindeki eğitim yatırımları ile ilgili çalışmaları paylaşan İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan, planlanan eğitim yatırımlarının hayata geçirilmeye başlandığını belirterek Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yatırım programlarına alınan yeni okul, onarım ve güçlendirme çalışmaları için gerekli ödeneklerin Bakanlık tarafından sağlandığını ve Zonguldak’ın en çok eğitim yatırımı yapılan illerin içerisinde olduğunu ifade etti.

Aldoğan, konuyla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı:

“İlimizde öğrencilerimize sunulan eğitim kalitesi her geçen gün artarken Millî Eğitim Bakanlığımızın dev eğitim yatırımları ilimize gelmeye devam ediyor. 35 yeni okul-kurum yatırımından bazılarının inşaatı başladı devam ediyor. Zonguldak Merkez 24 derslikli Fatih Halk Eğitimi Merkezi inşaatı, Prof Dr.Şaban Teoman Duralı Bilim ve Sanat Merkezi inşaatı, Zonguldak Rehberlik ve Araştırma Merkezi inşaatı, Mithatpaşa İlkokulu inşaatı, Bahçelievler İlkokulu inşaatı, Ereğli 30 derslikli Özel Eğitim Kampüsü inşaatı, Kilimli İsmet İnönü ilkokulu inşaatı devam ediyor. İhalesi yapılan yer teslimi yapılan okullarımız, zemin etüdü yapılan, projeleri tamamlanan ihale aşamasına gelen okullarımız var. Deprem güçlendirmesi kapsamındaki 10 olumumuzdan; Ereğli Anadolu Lisesi, Zonguldak Anadolu İmam Hatip Lisesi, Kilimli Işıkveren Ortaokulu, Kilimli Madenciler İlkokulu, Devrek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmak üzere 5 okulumuzun ihalesi tamamlanarak güçlendirme çalışmaları başladı. İzmirlioğlu İlkokulu, İsmet İnönü İlkokulu-Ortaokulu, Ormanlı İlkokulu, Ereğli Lisesi, Ereğli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin güçlendirme projeleri hazırlanarak ihale aşamasına getirilmiş olup önümüzdeki günlerde ihale edilecektir.

217 Okul Eylül’de Eğitim Verecek

Geçtiğimiz eğitim öğretim sezonunda olduğu gibi Haziran ayında okullarımız tatile girdiğinde yer teslimi yapılarak 217 okulumuzda onarım çalışmaları hemen başlatılacak. Geçen sezonda 258 okulumuzun büyük-küçük onarımını yaparak okullar açıldığında öğrencilerimizin hizmetine sunmuştuk. Yaz tatilindeki süreyi okullarımız için verimli değerlendireceğiz,217 okulumuz yenilenen yüzüyle Eylül’de öğrencilerimiz karşılayacak.

Yık-yap kapsamına alınan Yayla Ortaokulu’nun 24 derslikli yeni projesi ve 8 derslikli bağımsız Yayla Anaokulunun içerisinde yer alacağı Yayla Eğitim Kampüsümüzü, Yayla bölgesinde okul öncesi ve ortaokul seviyesinde çağ nüfusumuza göre ihtiyacını karşılayacak şekilde doğa ile iç içe huzurlu güvenli sanat ve spor alanları tüm eklenti ve donatıları ile birlikte inşa ediyoruz. Öğrencilerimiz ikili eğitimden kurtulacak, bekledikleri ve hakkettikleri eğitim yuvasına kavuşmuş olacaklar.

Gelenekten geleceğe bir köprü olacak, şehrimizin ve bölgemizin sosyal, kültürel dokusuna hizmet edecek Zonguldak Olgunlaşma Enstitüsü, tarihi dokusu olan binasında özel tasarım restorasyonla şehrimizin geçmişini, tarihini kültürünü yeniden canlandıracak. Onarım ve güçlendirme projesi tamamlanarak ihale aşamasına gelen Zonguldak Olgunlaşma Enstitüsü, geçmişle gelecek arasında şehrimizin önemli bir kültür varlığımız olarak hizmete başlayacak.

Geleceğimiz, yarınlarımız olan öğrencilerimiz; bu eğitim yatırımları ile depreme dayanıklı, modern, engelli erişimine uygun, güvenli konforlu tüm eklenti ve donatıları ile birlikte yeni okullarına kavuşacaklar.

Türkiye’nin ilk Petrol ve Doğalgaz Tematik Lisesi İlimizde açılacak.16 derslikli, 100 kız ve 100 erkek öğrenci kapasiteli pansiyon binası, 4 bölümlü atölye binası ve kapalı spor salonu ve sosyal donatı alanları ile birlikte yapılacak. Geçtiğimiz ay Bakanlığımız ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı arsında imzalanan protokolle yapım çalışmaları başladı, bölgemize hayırlı olsun.

3 Yeni BİLSEM 

İlimizin ve Ülkemizin tarımsal üretimine katkı sunacak, alandaki nitelikli insan kaynağının yetişmesine hizmet edecek İlimizin ikinci Tarım Lisesini Ereğli Ormanlı beldemizde açıyoruz.

İlimiz Merkezi ile Ereğli İlçemiz bünyesinde bulunan Bilim ve Sanat Merkezleri haricinde Devrek, Alaplı ve Çaycuma İlçelerimize 3 yeni BİLSEM açılarak, İlimiz bünyesinde açılan toplam BİLSEM sayısı 5(Beş)’e çıkarıldı.

‘’Eğitim Yatırımlarımız Devam Edecek’’

İlimiz Merkezi, Ereğli ve Çaycuma ilçelerimizdeki e-sınav merkezlerine ek olarak, Kozlu, Kilimli, Devrek ve Alaplı ilçelerimizde 4 yeni e-sınav merkezi açılarak, İlimiz bünyesindeki e-sınav merkezi sayısı 7’ye çıkarılmıştır. Vatandaşlarımız kendi ikamet ettikleri ilçelerinde sınavlara katılarak ilçe dışına giderken yaşadıkları mağduriyetleri ortadan kalkacak.

İlimize dev eğitim yatırımlarını kazandıran, eğitim yatırımları ve eğitim- öğretimin tüm süreçlerine her zaman yanımızda olan, desteğini esirgemeyen Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Sayın Mahmut Özer’e eğitim ailemiz, öğrencilerimiz, velilerimiz adına şükranlarımızı sunuyoruz.

Çocuklarımızın çağın gerektirdiği donanımlara uygun şartlarda eğitim görmeleri için büyük eğitim yatırımlarımız artarak devam edecek. Zonguldak’ımıza hayırlı olsun.’’

BAİBÜ ve Başoğlu Kablo’dan İş Birliği

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) ile Başoğlu Kablo arasında iş birliği protokolü imzalandı. 

Düzenlenen protokol imza törenine BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Başoğlu Kablo ve Profil Sanayi ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Başoğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samettin Gündüz, Öğr. Üyesi Önder Eyecioğlu, Songül Yorgun ile Ziraat Bankası Bolu Girişimci Şube Müdürü Hediye Kuru ve Portföy Yöneticisi Suat Ördek katıldı.

BAİBÜ ve Başoğlu Kablo ve Profil Sanayi ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan protokolde BAİBÜ Mühendislik Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya, Fizik Bölümleri ve Bolu Meslek Yüksekokulu başta olmak üzere üniversitenin ilgili bölümlerinin öğrencilerinin yerinde eğitimleri ve ortak faaliyetler yapılması planlanıyor. Buna göre üniversitenin ön lisans, lisans, lisansüstü öğrenci ve mezunlarına yönelik ortak panel, sempozyum, konferans, çalıştay, seminer, meslek içi eğitimler, etkinlikler ile Ar-Ge çalışmaları ve sosyal sorumluluk projeleri düzenlenebilecek. Protokol, iş yeri uygulamalı eğitimi faaliyetleri ve öğrenci istihdamları sağlamaya yönelik Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliğine uygun olarak düzenlendi.

Mustafa Alişarlı yaptığı açıklamada imzalanan iş birliği protokolünden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, iş birliğinin Üniversite ve Başoğlu Kablo ve Profil Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye hayırlı olmasını diledi. Rektör Alişarlı, “Üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde öğrencilerimiz aldıkları yerinde eğitimler sayesinde etkin öğrenme gerçekleştiriyorlar. Mezun olduklarında bu bilgileri sayesinde ülkemiz ekonomisinin önemli faktörü sanayi sektörüne katkı sağlıyorlar. Bu manada istihdam ve üretim bağlamında Ülkemize katkı vermekten mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Başoğlu Kablo ve Profil Sanayi ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Başoğlu, iş birliğinin gerçekleşmesinde emeği olanlara teşekkür ederek, üniversitede öğrenim gören gençlerin eğitimlerine katkı sunmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti, protokolün hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Zengezur Koridoru’nda Çalışmalar Sürüyor

Azerbaycan, Nahçıvan ve Türkiye’yi birbirine bağlayacak Zengezur Koridoru projesinde çalışmalar hızla ilerliyor. Horadiz-Cebrail-Zengilan-Ağbende karayolunun yüzde 80’i tamamlandı. 

Azerbaycan’ı Nahçıvan ve Türkiye’ye bağlayacak Zengezur Koridoru’nun Azerbaycan topraklarından geçen bölümünde yer alan Horadiz-Cebrail-Zengilan-Ağbend karayolunun yüzde 80’i, Horadiz-Ağbend demiryolu hattının ise yüzde 38’i tamamlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 26 Ekim 2021’de temelini attığı Zengezur Koridoru’nun Azerbaycan topraklarından geçen kısmında bulunan 123,6 kilometre uzunluğundaki Horadiz-Cebrayıl-Zengilan-Ağbend karayolunda çalışmalar hummalı bir şekilde devam ediyor. Füzuli ilinin Ahmetbeyli köyünden başlayan ve Türk dünyasını birleştirecek Zengezur Koridoru’nun kollarından biri olan karayolunun inşaatının yüzde 80’i tamamlandı. 

Karayolunun 77,5 kilometrelik kısmı 6 şeritli, kalan 46,1 kilometrelik kısmı ise 4 şeritli olarak projelendirildi. Yolda kazma ve delme çalışmalarının sona erdiği üç karayolu tünelinde çalışmalar sürerken, projedeki 24 köprüden 12’sinin yapımı tamamlandı.

Uluslararası standartlara uygun olarak Türk şirketlerinin öncülüğünde birinci sınıf kalitede inşa edilen Horadiz-Cebrayıl-Zengilan-Ağbend karayolu, Azerbaycan’ın diğer bölgelerini Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bağlaması, stratejik, ekonomik ve uluslararası taşımacılık açısından büyük önem taşıyor. Azerbaycan Karayolları Devlet Ajansı gözetiminde Türk firmaları tarafından gerçekleştirilen çalışmaların 2024 yılında tamamlanması planlanıyor.

Türkiye ile Azerbaycan Arasında Yeni Ulaşım Bağlantısı

Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın batı kısımları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni Ermenistan üzerinden Zengezur bölgesinden geçecek 43 kilometrelik kara ve demiryolu hatlarıyla birleştirecek. Horadiz’den Nahçıvan’ın Ordubad iline uzanan yeni demiryolu hattı da inşa ediliyor. Koridor tamamlandıktan sonra Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni ulaşım bağlantısı sağlanacak.

Demiryolu Hattı 2024 Yılında Tamamlanacak

Horadiz-Ağbend demiryolu hattının temeli, 14 Şubat 2021’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından atıldı. 110,4 kilometre uzunluğundaki demiryolu hattının güzergahında Horadiz, Mercanlı, Mahmudlu, Soltanlı, Gümlag, Hekeri, Mincivan, Bartaz ve Ağbend isimleri ile 9 istasyon bulunuyor. Ayrıca proje kapsamında 3 tünel, 41 köprü, 7 üst geçit ve yaklaşık 469 yapının inşaatı planlandı. Demiryolu hattının güzergahı boyunca bütün alan mayınlardan temizlendi. İnşaat ve montaj işleri 3 etapta yürütülürken, şu ana kadar demiryolu hattının 38’i tamamlandı. Demiryolu hattı projesinin 2024 yılının ilk yarısında tamamlanması planlanıyor.

“Şu Ana Kadar 60 Kilometre Demir Yolu Hattı Döşendi”

Azerbaycan Demiryolları İnşaat ve Proje Müdürü Kenan Rzayev, Horadiz-Ağbend demiryolu hattının Karabağ’daki esas projelerden biri olduğunu belirterek, “Buradaki inşaat çalışmalarında Azerbaycan şirketleriyle birlikte Türkiye’nin de alanında uzman şirketleri yer alıyor. Mayın temizleme ile ilgili zorluklar vardı. Savaştan sonra bu arazilerde mayınlar vardı. O nedenle inşaat çalışmaları yavaş ilerliyordu. Artık güzergâh boyunca mayın temizleme çalışmaları tamamlandı ve bundan sonra çalışmalar daha hızlı bir şekilde ilerleyecek. Şu ana kadar 60 kilometre demir yolu hattı döşendi. Şu anda güzergahın 64. ve 82. kilometreleri arasında demiryolunun toprak yatağı ve yapıların inşaatı devam ediyor. Demiryolu hattının 38’i tamamlandı. İnşallah projenin 2024’ün ilk 6 ayında tamamlanarak teslim edilmesi planlanıyor” dedi.

Azerbaycan’ın En Büyük Demiryolu Köprüsü Yapılıyor

Horadiz-Ağbend demiryolu hattının geçtiği Zengilan ilinin Hekeri Nehri üzerinde uzunluğu 418 metre olan Azerbaycan’ın en büyük demiryolu köprüsü yapılıyor. Halihazırda köprü ayaklarının ve üst geçidin inşaatı tamamlanırken, izolasyon çalışmaları devam ediyor.

“760 Metre Uzunluğunda Bir Demiryolu Köprüsünün Projelendirilmesi Gerçekleştiriliyor”

Azerbaycan Demiryolları Sözcüsü Senuber Nezerova ise Azerbaycan’da inşa edilen en büyük demiryolu köprüsünün Horadiz-Ağbend demiryolu projesi çerçevesinde yapıldığını ifade etti. Nezerova, “Bu köprü Horadiz-Ağbend demiryolu projesi kapsamında inşa edildi ve uzunluğu 418 metredir. Bu köprü şu ana kadar yapılan Azerbaycan’ın en büyük demiryolu köprüsü olma özelliğini taşıyor. Ancak bu son değil. Horadiz-Ağbend demiryolunun 8. kilometresinde daha büyük bir demiryolu köprüsü yapılacak. 760 metre uzunluğunda olacak ve onun projelendirilmesi gerçekleştiriliyor ve inşallah yakın zamanda inşaatı için çalışmalara başlanılacak.” diye konuştu. 

Kaynak: Son Dakika

Ekonomik Güven Endeksi Mayıs Ayında 103,7 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekonomik Güven Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, nisan ayında 102,2 olan endeks mayıs ayında yüzde 1,4 artarak 103,7 oldu.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; Bir önceki aya göre Mayıs ayında tüketici güven endeksi yüzde 4,0 oranında artarak 91,1 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi aynı seviyede kalarak 105,1 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,6 oranında azalarak 117,4 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0,4 oranında artarak 116,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 4,3 oranında artarak 92,2 değerini aldı.

Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde İnşaat Devam Ediyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’ın Antakya ilçesinde yükselen Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde inşaat çalışmaları devam ediyor.

Tüm branşlarda hizmet verecek 2 katlı çelik yapı olarak inşa edilen 400 yataklı hastanede, 80 yoğun bakım yatağı, 70 poliklinik, yanık ünitesi ve onkoloji merkezinin yanı sıra 12 ameliyathane yapılması planlanıyor.

Çalışmalar Hızla İlerliyor

Projenin 122 bin metrekare alanının 57 bin metrekaresinin kapalı olarak hizmet vereceğini belirten İl Sağlık Müdürü Tunga Barçın, hastanenin sağlık hizmetlerine ciddi katkılar sunacağını söyledi. Barçın, projeyle ilgili şunları söyledi:

“Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi modern tıbba uygun, tam teşekküllü, teknik donanım anlamında çok üst düzeyde bir hastane olacak. Çalışmalar hızlı ilerliyor. Tamamen ağır çelik konstrüksiyondan yapılıyor, 2 katlı bir bina. Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi de artık en kısa zamanda sağlık hizmeti sunumuna başlayacak.”

Bin Yataklı Şehir Hastanesi Yolda

Hatay’da aynı zamanda bin yataklı şehir hastanesi planlamasının da olduğunu ifade eden Barçın, depremlerin ardından yapılan Defne Devlet Hastanesi başta olmak üzere 400 yataklı Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi ve bin yataklı şehir hastanesinin kentin sağlık sorunlarına hizmet edecek tam kapasiteli hastane olacağını dile getirdi.

Yapılan sağlık hizmetleri sayesinde hastaların başka illere sevkinin de önüne geçileceğine işaret eden Barçın, “Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi tüm il merkezi ve ilçelerden hasta kabul edecek. Aynı zamanda il dışından da hasta kabul edebileceğiz.” dedi.

Dedeman, İstanbul’da Dördüncü Otelini Açacak

Dedeman Hotels & Resorts International, Doğru Holding ile yatırım anlaşmasını tamamladı. Dedeman bu yatırımla, İstanbul’daki otel sayısını 4’e çıkaracak. 

Yeni otel yatırımlarını sürdüren Dedeman Hotels & Resorts International, Bostancı’da hizmete sunacağı yeni tesis için imza sürecini tamamladı. Doğru Holding tarafından yatırıma alınan Dedeman Küçükyalı, 137 odadan oluşacak. Projenin 2023 yıl sonunda hizmete açılacak. 

Konuyla ilgili konuşan Digital Marketing İç ve Dış Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Mutlu Doğru, Dedeman Hotels & Resorts International’ın cumhuriyetin köklü markalarından biri olduğunu belirtti. Doğru, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Türkiye Ekonomisinin Önemli Bir Parçası Olacağız’’

‘’Bu markanın bir parçası olmak Doğru Holding olarak bize gurur veriyor. Dedeman Küçükyalı projesinin, E-5 üzerindeki konumu ve altyapısıyla Dedeman markasına yakışır bir proje olmasını diliyorum. En kısa sürede misafirlerimizi ağırlamaktan mutluluk duyacağız. Bu süreçte hem Doğru Holding hem Dedeman olarak ekiplerimiz çok büyük bir özveri ile çalıştı. 

Dedeman markası ile güçlerimizi birleştirerek daha büyük projelere birlikte imza atmayı hedefliyoruz. Türkiye ekonomisinin önemli bir parçası olacağız ve umarız bunu yurt dışına da taşıyabiliriz.’’

‘’Yurtdışında Büyümek İstiyoruz’’

Dedeman Hotels & Resorts International’ın Türkiye’de uluslararası alanda otel işletmeciliği yapmış ilk Türk markası olduğunu belirten Dedeman Hotels & Resorts International Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman, şunları söyledi:

“Dedeman olarak attığımız her bir imza, açılışını gerçekleştirdiğimiz her bir otel bizi yeni duraklara taşırken, bölge ekonomisine ve istihdamına katkı sağlama misyonumuzu gerçekleştirmenin gururunu da yaşıyoruz. Bu vizyonla bugün 24 otel ile hizmet veriyoruz. 

Yurtdışında daha önce Moldovya, Özbekistan, Bulgaristan, Suriye ve Moskova’da oteller işlettik. Bugün ise halihazırda Erbil ve Kazakistan’da da birer otelimiz var ve yurt dışında daha da büyümek istiyoruz. Şu an Dedeman olarak 9 markamız bulunuyor. Anlaşma sürecindekilerle birlikte yıl sonu hedefimiz bu 9 marka ile otel sayımızı 53’e çıkarmak. 

Arkamızdaki güçlü ekip ve yatırımcılarımızla bunu gerçekleştirebilecek güçteyiz. Öngörülü yatırımlarımız ile bir sinerji yaratarak zincirimize eklenen her otelle kendi potansiyelimizi artırıyoruz.” 

Kayseri Belediye Başkanı Büyükkılıç Yol Çalışmalarını İnceledi

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Akmescit Bulvarı yol yapım çalışmalarını yerinde inceledi.

Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı ekipleri tarafından, Zümrüt Mahallesi Akmescit Bulvarı yapım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Bulvarı’nı Havaalanı’na bağlayacak olan ana arter niteliğinde olan ve yerli, milli aşı Turkovac’ı geliştiren Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin ismini taşıyacak yolda inceleme ve denetlemelerde bulunup Genel Sekreter Yardımcıları Hamdi Elcuman, Ali Hasdal’dan proje üzerinde detaylı bilgi aldı.

Bölgede, hem altyapı çalışmalarıyla, hem mahallenin su, kanal ve doğalgaz çalışması hem de ana arter ile ilgili yapılması gereken çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Başkan Büyükkılıç şu bilgileri paylaştı “Prof. Dr. Aykut Özdarendeli hocamızın ismini taşıyan yaklaşık 3 kilometre civarındaki caddemiz yakın zamanda yüzde yüz aktif olarak hayata geçmiş olacak”

Başkan Büyükkılıç, emeği geçenlere teşekkür ederek, standardı ve kalitesi yükselen yollarda sürücülerin trafik kurallarına uymasını da bir kez daha önemle tavsiye etti.

Kaynak: Kayseri Haber

Siirt’te Kentsel Dönüşüm Başladı

Siirt’te kentsel dönüşüm çalışmaları Karakol Mahallesi’nde başladı.

Daha önce tarihi Ulu Camii etrafında eski yapıların yıktırılmasıyla başlayan proje ile Karakol Mahallesi’nde ikna çalışmaları başlatılmıştı. İkna çalışmaların sonunda 1. etap kentsel dönüşüm projesinde ilk bina yıkımı için saha çalışmalarına başlandı. 

Siirt’te yapılması planlanan kentsel dönüşüm projeleri belirlenen takvim doğrultusunda yürütülen çalışmaların adım adım ilerlediğini belirten Siirt Valisi ve Belediye Başkan Vekili Osman Hacıbektaşoğlu, kentin en önemli vizyon projesi olan kentsel dönüşümün bugün başladığını ifade ederek Siirt’e hayırlı olması temennisinde bulundu. 

Kentsel dönüşüm çalışmalarının bir senedir devam ettiğini anımsatan Vali Hacıbektaşoğlu, “Eski Siirt diye tabir ettiğimiz yer olan Ulu Cami’nin önündeyiz. Bunun bitişinde İnönü, Sakarya, Ülkü, Batı Mahallesi ve diğer mahallelerimiz olmak üzere toplam 6 mahalleden oluşan eski Siirt’in kentsel dönüşüm çalışmaları birinci etap Karakol Mahallesi’nde Ulu Cami ve etrafındaki yaklaşık 1,5 hektar alanda bugün itibariyle çalışmaları tamamlanan binaların yıkımıyla başlayacak. Bütün Siirt’imize hayırlı olsun” dedi. 

Siirt kent merkezinde başlanan kentsel dönüşüm projesi ile Karakol Mahallesi 1. etap kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde, 145 hak sahibi, 116 konut, 76 ticari işyeri ve 5 depo yapılacağı belirtildi.

Şanlıurfa Şehir Hastanesi İnşaatı Hızla Sürüyor

İnşaat çalışmalarının 2021 yılında başladığı bin 700 yatak kapasiteli Şanlıurfa Şehir Hastanesi projesinde çalışmalar devam ediyor.

Bin 700 yatak kapasiteli Şanlıurfa Şehir Hastanesi projesinin inşa çalışmaları devam ediyor. 2021 yılında inşaat çalışmalarına başlanılan hastane, 433 poliklinik, 53 adet ameliyathane, 547 adet yoğun bakım yatağı, 40 adet diyaliz yatağı, 40 adet yanık yatağı, 40 adet doğum salonu, Palyatif serviste 70 yatakla hizmet verecek. Şanlıurfa Şehir Hastanesinde Genel Hastanede 312, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde 312, Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesinde 145, Onkoloji Hastanesinde 174, Psikiyatri Hastanesinde ise 60 yatak yer alacağı bildirildi. En üst teknolojinin kullanılacağı hastanenin sağlık turizmi alanında da bölge ekonomisine önemli katkılar sunması bekleniyor. Şanlıurfa Şehir Hastanesinin kapasitesi ihtiyaç halinde 2 bin 653’e kadar çıkabilecek şekilde planlandı. İnşaat çalışmaları yüzde 41 oranında tamamlanan hastanenin 2024 yılı sonunda hizmete girmesi bekleniyor.

“Bölgeye ciddi anlamda katkı sağlayacak”

Hastane inşaatında incelemeleri sonrası açıklama yapan Şanlıurfa İl Sağlık Müdür Vekili Faruk Günak, “Şanlıurfa Şehir Hastanesinin inşaatı devam ediyor. Bu hastanemizin inşaat çalışmaları 2021 yılında başladı. Depreme dayanıklı, sismik izolatörlü bir şekilde inşaatı yapıldı. Bin 700 yataklı olarak tasarlandı, 2 bin 600 yatak kapasitesine çıkartılabilecek şekilde planlaması yapıldı. 4 tane kuleden oluşuyor. Orta kor hariç, orta korda da ameliyathaneler, poliklinikler ve yoğun bakımların olduğu katlar var. Genel hastanesi, onkoloji, kadın doğum ve çocuk hastanesi şeklinde planlandı. Sizin de gördüğünüz gibi hastane inşaatı hızla devam ediyor. Şanlıurfa’ya, bölgeye özellikli hizmetlerin yapılabildiği bir hastanedir. 2024 yılının sonunda inşaatın tamamlanması planlanıyor. Hastanenin tamamlanması durumunda hem Urfa’ya hem bölgeye ciddi bir şekilde katkı sağlaması hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

K.K.T.C Başbakanı Üstel: ‘’Toplu Sosyal Konut Yapım Seferberliği Başlatıyoruz’’

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C) Başbakanı Ünal Üstel, ülkenin tüm bölgelerinde Toplu Sosyal Konut Seferberliği başlatacaklarını duyurdu. 

Üstel, proje yerlerinin seçim sonrası 3 ay süre içerisinde planlanacağını ifade ederek, ülkeye hayırlı olmasını diledi.

Üstel, döviz kurlarında yaşanan artış dolayısıyla döviz kredisi taksitlerini ödemekte zorluk yaşayan vatandaşların borçlarının yeniden yapılandırılması ve taksit tutarlarının düşürülmesine yönelik Merkez Bankası’na gerekli talimatları verdiklerini de belirterek, “Bu kapsamda olan vatandaşlarımız bankalarına başvurarak getirmiş olduğumuz bu haktan yararlanmayı talep edebilirler” ifadelerini kullandı.

Başbakan Ünal Üstel, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından hükümet ortakları Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı yanında Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında sosyal konut projeleri anlatıldı, Müteahhitler Birliği ile protokol imzalandı.

Başbakan Ünal Üstel, hükümetin, halkın ihtiyaç duyduğu büyük projeleri hayata geçirmek için ülkenin yıllardır birikmiş sorunlarının aşılması için gerekli olan yapısal reformları tamamlamak için çalışma başlattıklarını söyledi.

“Bir yıldır çok ciddi çalışmalar yapıyoruz”

İçinden geçmekte oldukları zorlu ekonomik koşullardan dolayı halkın yaşadığı sıkıntıların azaltılması için çalışmalar yaptıklarını belirten Üstel, “Tam bir yıldır çok ciddi çalışmalar yapmakta ve ihtiyaç duyulan tüm adımları büyük bir cesaretle atmaya devam etmekteyiz” dedi.

“Hükümetimiz kurulduğu günden beri sadece laf üretmemekte, aynı zamanda iş yapmaktadır” diyen Üstel, şöyle devam etti:

“Hükümetimizin birinci yılı için düzenlediğimiz basın toplantısında ön duyurularını yaptığımız ve bugün şekillendirdiğimiz yeni projelerimizi, hedeflerimizi ve müjdelerimizi halkımızla paylaşmaktan büyük bir heyecan duymaktayım.

Müteahhitler Birliği ile bugün imzaladığımız protokol kapsamında ülkemizin tüm bölgelerinde Toplu Sosyal Konut Yapım Seferberliği’ni başlatıyoruz. Tamamlanan projelerle 3 yıllık bir süre içerisinde binlerce gencimizi ev sahibi yapıyoruz.

Döviz kurlarında yaşanan artış dolayısıyla döviz kredisi taksitlerini ödemekte zorluk yaşayan vatandaşlarımızın borçlarının yeniden yapılandırılması ve taksit tutarlarının düşürülmesine yönelik Merkez Bankası’na gerekli talimatları vermiş durumdayız. Bu kapsamda olan vatandaşlarımız bankalarına başvurarak getirmiş olduğumuz bu haktan yararlanmayı talep edebilirler.

Depreme Dayanıklı Evler Kredisi

Oturduğu konutun depreme dayanıklı olmadığı için yıkıp yeniden yapılacak konutlara özel aylık yüzde 1 faizli ve 10 yıl vadeli ‘Depreme Karşı Dayanıklı Evler Kredisi’ni vermeye başlıyoruz.’’

Seramiksan Dünya İç Mimarlar Günü’nü ‘’Yaza Merhaba’’ Lansmanıyla Kutladı 

Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek, yaşam alanlarımızı dönüştürmekten geçiyor. Son olarak Seramiksan’ın, Tuğra Yapı & İç Mimarlık işbirliğiyle 25 Mayıs Dünya İç Mimarlar Günü kapsamında Şanlıurfa’da düzenlediği yaza merhaba lansmanı bugün başladı. 2 gün boyunca sürecek etkinlikte, atölye çalışmalarıyla sürdürülebilirliğe ve geri dönüşümün önemine dikkat çekiliyor. 

İklim krizinin etkileri her geçen gün artarken, sürdürülebilir bir dünya inşa etmenin yolu bireysel yaşam alanlarımızı dönüştürmekten geçiyor. Ürün ve tasarımlarıyla evlerimize, işyerlerimize dokunan pek çok sektörden önemli oyuncular ise bu doğrultuda toplumsal farkındalık oluşturmak için iş birliğine imza atıyor. Son olarak karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları üreticisi Seramiksan’ın, Tuğra Yapı & İç Mimarlık işbirliğiyle 25 Mayıs Dünya İç Mimarlar Günü kapsamında Şanlıurfa’da düzenlediği yaza merhaba lansmanı bugün başladı. Sürdürülebilirlik, tasarım ve estetik temalı etkinlikte, atölye çalışmalarıyla geri dönüşümün önemine dikkat çekiliyor. 50 mimarın yanı sıra Şanlıurfa İç Mimarlar Odası’nın da katıldığı lansman 2 gün sürecek.

Kırık seramik parçalarını Kintsugi sanatıyla geri dönüştürüyorlar

Fabrikalarında kullanılan suyu geri kazanım tesislerinde geri dönüştürerek, tüm ürünlerini %0 sıfır atık ürün ve %0 atık su politikasıyla üreten Seramiksan’dan edinilen bilgilere göre etkinlikte, kırık seramik parçalarının altınla yeniden birleşmesinden doğan ve kökleri 15. yüzyıla uzanan Japon tamir sanatı Kintsugi atölyesi kuruldu. Davetliler atölyede, Seramiksan’ın geri kazanım tesisindeki kırık seramik parçalarını farklı objelere dönüştürüyor. Böylece kırık seramiklerin ömrünü uzatarak daha yaşanılabilir bir geleceğin temellerini birlikte atıyor. Seramiksan Kintsugi atölyesini daha önce de ülkemizin en büyük ihtisas fuarı olan UNICERA’da gerçekleştirmişti. 

Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu ise konuya dair düşüncelerini şu sözlerle aktardı: “Yeni nesillere daha yaşanılabilir bir dünya miras bırakmak ve iklim krizinin etkilerini bugünden azaltmaya başlamak birlikte mümkün. Bu yüzden Dünya İç Mimarlar Günü’nde  yetkili satıcımızTuğra Yapı & İç Mimarlık’ın düzenlediği ve mimarlar ile bir araya  geldiğimiz yaza merhaba lansmanımızda odağımıza sürdürülebilirliği aldık. Hem çalışma arkadaşlarımız hem de katılımcılarımızla yarınları birlikte inşa etmekten mutluluk duyuyoruz. Bu gibi etkinliklerin paydaşlarımızı da harekete geçireceğini düşünüyor, toplumsal farkındalık oluşturmak ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak için tüm sektörleri sorumluluk almaya davet ediyoruz.”

II. Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası Unutulmaz Anlara ve Başarıya İmza Attı

650’den fazla sektör lideri firmanın ve tasarımcının katılımıyla gerçekleşen II. Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası yarattığı sinerji ile yeni iş bağlantılarının kurulmasına ve tasarımın katma değer artışına katkı sağladı.

6-9 Mayıs tarihleri arasında Rusya’nın başkentinde düzenlenen II. Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası; fuar ve pazar yeri, açık oturumlar, konferanslar ve atölye çalışmaları gibi sektöre yönelik birçok önemli etkinlikle başarıyla tamamlandı. 4 gün boyunca gerçekleşen açık oturumlar, konferans ve çalıştaylar Moskova ve Rusya’nın farklı bölgelerinden gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. 

VDNKh’de (Ulusal Ekonomik Başarılar Sergisi) No. 55 ve No. 57 pavilyonlarının ana mekan olarak öne çıktığı II. Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası kapsamında Moskova’nın farklı noktaları birer sergi mekanına dönüşürken dünyanın her yerinden gelen şirketler, kreatörler ve modern kuruluşlar mobilya ve iç mekan tasarımı alanındaki mevcut çözümlerini sergiledi. 253 binden fazla ziyaretçi yeni sezon trendlerini ilk kez görme fırsatı yakalamanın yanı sıra, onlara özel indirimli fiyatlarla satın alma şansı elde etti. Sanat ve tasarım açısından bir değer yakalayan etkinlik, sunduğu uluslararası pazar ortamıyla ticari açıdan da amiral gemisi markalar, gelecek vadeden işletmeler ve otantik yerel şirketlerin ürünlerini profesyonel dünya topluluğunu ve geniş bir potansiyel alıcı kitlesine sunmasına da olanak tanıdı.

Etkinliğin mayıs ayındaki edisyonunda sektörün liderleri ve trend belirleyicileri de dahil olmak üzere 650’den fazla Rus ve uluslararası marka bir araya geldi. Etkinlik programına Hindistan, Peru, İran, Vietnam ve diğer ülkeleri temsil eden yabancı şirketler de katıldı. Bir Türk mobilya imalat şirketi olan WELTEWHOME da ürünlerini dünyanın dört bir yanından özel alıcılara ve tasarımcılara gösterdi. İlham verici tasarımlar ve ürünlerle ziyaretçilere ilham veren haftada, 13,8 milyar rubleyi aşan iş anlaşması imzalandı.

II. Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası, endüstride uluslararası ortaklıkların kurulması ve güçlendirilmesi için de bir platform oluşturdu. Örneğin etkinlik içinde Hindistan, BAE, Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan’dan firmalarla uluslararası iş birliği anlaşmaları imzalandı. Etkinliğe Kosta Rika, Nikaragua, Peru, Cezayir, Özbekistan, Umman, Japonya ve Yemen’den heyetler de katıldı.

650’den fazla firma çözümlerini sundu

Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin şunları söyledi: “Rusya ve dost ülkelerden 650’den fazla şirket çözümlerini sundu. Kasım 2022’de Moskova’da düzenlenen ilk etkinliğe kıyasla %46 daha fazla marka ve %20 daha fazla ziyaretçi gördük. Ayrıca, iş programına katılan uzmanlar, Rusya’da ve dünyada sektörün mevcut durumu ve beklentileri, konut ve ticari alanların tasarlanmasına yönelik modern yaklaşımlar ve diğer önemli konular hakkında konuştular.”

Ürünlerin sunulduğu sergi kadar önemli bir diğer etkinlik de dünyanın dört bir yanından gelen konuşmacıların yer aldığı iş ve eğitim programı oldu. Önemli isimler arasında ünlü Brezilyalı tasarımcı ve Casa Vogue Tasarım Ödülü finalisti Juliana Lima Vasconcellos ve Güney Afrika’dan GQ Yılın Tasarımcısı Tristan du Plessis de yer aldı. Tayland, Peru, Meksika, Hindistan ve diğerleri olmak üzere 8 ülkeden toplam 152 ve 11 uluslararası konuşmacı bu program kapsamında sunum yaptı. Yüzden fazla tematik oturumdan oluşan program hem genel hem de uzman izleyicilerden yoğun ilgi görmeyi başardı. 

İlk iki edisyonuyla iç mekan, mobilya, dekorasyon ve tasarım sektörlerinde yerel, bölgesel ve uluslararası alanda dikkat çeken Moskova İç Mekan ve Tasarım Haftası bir sonraki organizasyonunda kapsamını daha da geliştirmeyi hedefliyor. 

Alüminyum Sektöründe 7,5 Milyar Dolar İhracat Bekleniyor

Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) Genel Sekreteri Dr. Erol Metin, alüminyumun sonsuz kez dönüştürülebildiğini hatırlatarak, ‘’Global pazarda uzun ömürlü ve geri dönüştürülebilir ürünlere dönük talebin artması, Türkiye’deki üreticileri harekete geçirmiş durumda.’’ dedi.

Dünyanın önemli yarı mamul tedarikçilerinden biri olan Türkiye alüminyum sanayi, üretim ve ihracatta çıta yükseltiyor. Alüminyum sonsuz kez dönüştürülebilen, bu yapısı ile çevreci trende çok uyan bir ürün ve yıldızı her geçen gün parlıyor.

Türkiye’deki üreticiler ise Avrupa’nın en yüksek seviyesine ulaşan kapasiteleri ile global rekabette giderek güç kazanıyor. Global pazarda uzun ömürlü ve geri dönüştürülebilir ürünlere dönük talebin artması, Türkiye’deki üreticileri harekete geçirmiş durumda. İhracatta yaşanan ve beklenen artış, üretimdeki hareketliliğin göstergesi olarak kabul edilirken son verilere göre 5 yıl içinde sektördeki oyuncu sayısı yüzde 26.4 artışla 756’ya ulaştı.

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; Bir önceki yıla göre 2022 yılında yüzde 29.6 artışla 6.7 milyar dolarlık ihracat geliri elde eden sektörde bu yılki beklenti ise 7.5 milyar dolar. Son yıllarda sürdürülebilir ve döngüsel ekonomilere çok daha fazla öncelik verilmeye başlandığını hatırlatan Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) Genel Sekreteri Dr. Erol Metin, “Alüminyum yüzde 100 geri dönüştürülebilme özelliği ile bu gereksinimleri fazlasıyla karşılayan bir metal” dedi.

Türkiye alüminyum sektörünün geçen yıl 2.4 milyon ton seviyesinde hammadde ithalatı gerçekleştirdiğini bildiren Dr. Metin, şu bilgileri verdi: “Bu üretimin 1.39 milyon tonunu başta Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD olmak üzere toplamda 190 ülkenin pazarlarına sunarak, bir önceki yıla göre döviz bazında yüzde 29.6 büyüme ile 6.7 milyar dolar ihracat geliri elde ettik.” Metin, Türkiye alüminyum sektörünün, gelişen üretim teknolojileri ve yeteneğiyle AB ile ABD başta olmak üzere dünya alüminyum pazarının yarı mamul gruplarında önemli bir tedarikçisi olduğunu söyledi.

Sektörün dış ticaret verilerini değerlendiren Dr. Erol Metin, şöyle devam etti: “2022 yılında Türkiye’nin alüminyum sektörü ihracatı döviz bazında yüzde 29.6 artışla 6.7 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl en fazla ihracatı 2.38 milyar dolar ‘alüminyum çubuklar ve profiller’, 1.26 milyar dolar ile ‘alüminyumdan saclar, levhalar’ ve 729 milyon dolar ile ‘işlenmemiş alüminyum’ ürün gruplarında gerçekleştirdik.”

İhracatın yüzde 63.6’sı AB’ye gidiyor

Türkiye’nin mamul ve yarı mamul üretiminde önemli aşamalar kaydederek Avrupa ve Avrasya coğrafyasının önemli bir üretim merkezi konumuna geldiğini ifade eden Metin, 2022 yılında ihracatın değer olarak yüzde 63.6’sı, miktar olarak ise yüzde 64.3’ünün AB ülkelerine yapıldığını aktardı.

İlk beş sırayı Almanya, ABD, İtalya, Yunanistan ve Polonya gibi gelişmiş ekonomiler olarak açıklayan Metin, “Son 10 yıl içindeki ihracatımızın ülkelere göre dağılımı incelendiğinde alüminyum sektörünün ihracatının giderek daha geniş coğrafyalara yayıldığı görülüyor.

Türkiye alüminyum ürünleri ihracatının miktar olarak yüzde 15.4’ü, değer olarak ise yüzde 16.9’u Almanya’ya yapıldı” dedi. Türkiye alüminyum sanayiinin dünyada yaşanan sürdürülebilirlik politikalarına ‘en yüksek düzeyde’ uyum sağlamasını kaçınılmaz olarak değerlendiren Erol Metin, “Bu, gelecek yatırımlar ve bu yatırımlara dair fizibilite çalışmalarında hayati önem taşıyor” dedi.

Metin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, bir alüminyum tedarikçisi olarak dünyada güçlü bir pozisyon elde etti ancak bu hızlı gelişme içerisinde yer alan KOBİ’lerimiz, Avrupa’nın sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm ve karbonsuzlaşmada aldığı kararlara ve oluşturduğu politikalara yetişmekte zorluk yaşıyor. Sektörde izlenen politikaların, en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa’nın politikalarıyla paralel olması kritik bir öneme sahip.”

Sektörün üretim ağı geniş

756 işletmenin bulunduğu Türkiye alüminyum sektörü, üretilen veya ithal edilen külçe döküm ve dökme, biçimlendirme, haddeleme, çekme ve dövme işlemlerine tabi tutarak mal üreten ve hurda alüminyum veya külçeleri çeşitli yöntemlerle alaşımlandırarak, uç ürünlere kadar işleyen kuruluşları kapsıyor.

Eti Alüminyum, yeni yatırımla yıllık 40 bin ton alümina üretecek

Cengiz Holding çatısı altında 2005 yılından itibaren faaliyet gösteren Eti Alüminyum, yıllık 82 bin tonluk üretimiyle iç pazarın yüzde 10’unu karşılıyor. Kısa bir süre önce özel alümina üretimi ve yeni bir haddehane için iki ayrı yatırım kararı alan şirket, yeni yatırımla bin 650 kişi olan istihdamı 2 binin üzerine çıkarmayı hedefliyor.

“Türkiye’de madenden son ürüne üretim yapan tek tesisiz” diyen Eti Alüminyum Genel Müdürü Mehmet Arkan, şunları söyledi: “Yerli üretimle her yıl 250 milyon dolarlık ithalatın önüne geçen şirketimiz, yeni yatırımlarımızla önümüzdeki yılın sonundan itibaren cari açığın kapanmasına yıllık 600 milyon dolarlık destek verecek.”

Arkan, üçüncü çeyrekte üretime başlayacakları alüminada yıllık 40 bin tonluk üretim kapasitesine ulaşmayı hedeflediklerini kaydederek, “100 bin tonluk üretim kapasitesiyle başlayacağımız haddehanede bu kapasiteyi ihtiyaca göre 200-250 bin tona çıkarmak mümkün olacak” dedi.

Assan, 100 milyon dolarlık yatırımı 2024’te tamamlayacak

Kibar Holding çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Assan Alüminyum, İstanbul Tuzla ve Kocaeli Dilovası tesislerinde yıllık 360 bin tonluk kurulu levha, folyo üretim ve rulo boyama kapasitesiyle Türkiye yassı alüminyum üretiminin liderlerinden.

Afyonkarahisar’da Yeni İtfaiye Binası İnşaatı Tamamlandı

Afyonkarahisar Belediyesi tarafından yapılan Celal Ketencioğlu 2. İtfaiye İstasyon binasının inşaat çalışmaları tamamlandı. 

Afyon Kent Haber’e göre; Ekip ve ekipman desteğiyle itfaiye teşkilatını güçlendiren Afyonkarahisar Belediyesi, şehre yeni bir ikinci itfaiye binası kazandırdı. Yeni itfaiye hizmet binası, kentin beklentilerine cevap veren ve son teknolojilerin gereklerini yerine getiren bir yapıda tasarlandı. İhbarlara hızlı ve etkin müdahale yapılması hedeflenen proje, kısa zamanda hizmete alınacak. 

İtfaiye Müdürlüğü, can ve mal kayıplarının önüne geçmek için Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in talimatıyla ikinci bir istasyon binası inşa etti. İnşaatı tamamlanan İtfaiye 2. İstasyon binası, Ali İhsan Paşa Mahallesi’nde bulunuyor ve 1.362 metrekare inşaat alanına sahip. Bina, 8 araçlık garaj, eğitim salonu, misafirhane, yemekhane, mescit, ofisler, dinlenme alanları, idari odalar ve yatakhane gibi bölümleri içeriyor. İtfaiye teşkilatımızın daha modern tesislerde verimli hizmet verebilmesi için yapılan yatırım, şehirde meydana gelen afetlerde ve yangınlarda önemli bir görev üstlenen itfaiye teşkilatı için önemli bir adım oldu.

Silivri Şehir Geçişi Projesinde İnşaat Başladı

İstanbul, Silivri Belediyesi ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı iş birliğinde projelendirilen Şehir Geçişi projesinin inşaat çalışmaları hızla başladı.

“Büyükçekmece-Kınalı Devlet Yolu Yapım İşinin” Silivri’nin iki yakasını birleştirecek kısmındaki “Viyadükle Geçiş ve Otogar Kavşak Düzenleme” kısmının yapım çalışmaları başladı. Silivri tarihinin en büyük projesi olarak nitelendirilen Silivri Şehir Geçişi Projesi’ne start verildi. 

Proje tamamlandığında 11 açıklıklı bir viyadük ile yaklaşık 320 metrelik bir köprü inşa edilerek, Silivri’nin iki yakası bir araya getirilecek. Proje kapsamında eski yaya üst geçitlerin tamamı kaldırılacak. Viyadük altından daha elverişli yaya geçişleri sağlanacak ve hem rekreasyon alanları hem de ticari ve sosyal donatılar oluşturulacak. Viyadük altında bulunan iki yönlü kavşak ile Silivri’deki trafik yoğunluğu tarihe karışmış olacak. Proje tamamlandığında Silivri ilçe merkezi, yepyeni bir rekreasyon alanına kavuşacak. Otogar bölgesine yapılacak 108 metre uzunluğundaki viyadük ve altındaki döner kavşakla da bölgedeki trafikte kesintisiz bir akış sağlanacak. Proje kapsamında ayrıca Büyükçekmece Mimar Sinan ve Kınalı arasındaki 41 km’lik D-100 Otoyolu’nun tamamında yenileme, genişletme ve temel iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilecek.

Silivri’nin İki Yakası Bir Araya Gelecek

Proje ile ilgili açıklamalarda bulunan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, “Silivrimize verdiğimiz sözleri bir bir tutmanın hem onurunu hem de mutluluğunu yaşıyoruz. Silivri Belediye Başkanı adayı iken seçildiğimiz takdirde Silivri’nin iki yakasını bir araya getireceğimizi ifade etmiştik. Seçildikten sonra çok önemli uğraşlar verdik ve Allah’a çok şükür ki bugün Silivri’deki viyadükle geçiş sisteminin çalışmalarını başlatmış bulunuyoruz. Tabi bu, çalışmanın sadece küçük bir ayağı. Büyükçekmece Mimar Sinan’dan Kınalı’ya kadar 41 km D-100 Otoyolu’nun tamamı yenilenecek, yan yollar yenilenecek, köprülü kavşaklar yapılacak. Otogarda 100 metre uzunluğunda bir viyadük yapılacak ve şu an bulunduğumuz Silivri Devlet Hastanesinin önünde de 320 metre uzunluğunda bir viyadük yapılacak. Yani dev bir projeden bahsediyoruz. Bugün de ilk adımı atmış, ilk kazmayı vurmuş bulunuyoruz. Bu nedenle duyduğum mutluluğu kelimelerle anlatmakta zorlanıyorum. Biz, Silivri’ye hizmetkâr olacağız demiştik, Silivri’de koşarak çalışacağız demiştik. Bugün de verdiğimiz sözlerin neredeyse tamamını tutmuş bulunuyoruz. Bu proje ile ilgili mesai arkadaşlarıma, Karayolları 1. Bölge Müdürümüze, Karayolları Genel Müdürümüze, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu’na ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

Proje Çalışmalarının 4-6 Ay Sürmesi Planlanıyor

Çalışmalarda vatandaşların ve esnafların sabrına ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Başkan Yılmaz, “Her zaman söylediğimiz gibi; Silivri’de tek bir iklim yaşanıyor o da hoşgörü iklimi. Bu projedeki çalışmalar belli bir zaman olacak. 4 ila 6 ay arasında bitirmeyi hedefliyoruz ama bazen hesapta olmayan uzamalar da çıkabiliyor. Biz, Silivri’de yaşayan vatandaşlarımızın, esnafımızın ve Silivri’yi ziyaret eden misafirlerimizin hoşgörüsüne sığınmak istiyoruz. Bu yaz onların sabrına ihtiyacımız var. Gereken bütün önlemler alındı. Yan yollardaki trafik işaretlemeleri yapıldı, yan yollar yenilendi. Herkes trafik kurallarına riayet ederse biz burada yaşanacak sıkışıklığı ve sıkıntıyı asgariye hep beraber indirebiliriz. Silivri’deki vatandaşlarıma şimdiden, gösterecekleri sabır ve iş birliği için teşekkür etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Hatay’da Köy Tipi Afet Konutlarının İnşaatı Devam Ediyor

6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerden olumsuz etkilenen Hatay’ın Altınözü ilçesinde yapılan köy tipi afet konutlarının inşaatı sürüyor.

Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerden olumsuz etkilenen Hatay’ın Altınözü ilçesinde yapılan arazi belirleme ve zemin etüdü işlemlerinin ardından köy tipi afet konutlarının inşaatı başladı. Farklı noktalarda planlanan 2 bin 800 adet konuttan bazılarının kaba inşaatı tamamlandı.

Konutlar Kamulaştırma Yöntemiyle Teslim Edilecek

Konuyla ilgili konuşan Altınözü Belediye Başkanı Rıfat Sarı, şu açıklamalarda bulundu:

“Hazine arazisi olmayan bölgelerde farklı bir çalışma yapılıyor. Bu mahallelerimizde kamulaştırma yöntemiyle vatandaşlarımıza yer temin edilecek. Köy tipi afet evleri o yerlere konulacak. Bu da olmazsa yıkılan ya da ağır hasar alan evlerin bulunduğu alan uygun ise o alana evler inşa edilecek. Evler, 500 metrekarelik alana peyzajlı, çok güzel görünümlü, coğrafyaya ve ortama uygun şekilde yapılacak.”

Sarı, Babatorun’da örnek evlerin ortaya çıktığını, Sofular, Boynuyoğun ve Yanıkpınar’da da çalışmaların sürdüğünü ifade etti.

Afet yaralarını devlet ve milletin el ele sarmaya çalıştığını aktaran Sarı, diğer tüm köylerde de ihtiyaç duyulan sayıda köy evi yapılacağını kaydetti.

GES Yatırımları Fosil Yakıt Harcamalarını Geride Bırakacak

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Enerji Yatırımları Raporu’nu açıkladı. Raporda açıklanan verilere göre; temiz enerji yatırımları, fosil yakıt harcamalarını geride bırakacak.

AA’dan Nuran Erkul Kaya’nın derlediği habere göre; Küresel enerji yatırımlarının bu yıl 2,8 trilyon dolarla rekor seviyeye ulaşması beklenirken, yatırımların 1,7 trilyon dolarlık kısmının temiz enerji teknolojilerine yönelik olacağı ve güneş enerjisi yatırımlarının ilk kez petrol üretimi harcamalarını geride bırakacağı öngörülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Dünya Enerji Yatırımları raporuna göre, küresel enerji krizinin tetiklediği enerji güvenliği endişelerine bağlı olarak temiz enerji yatırımları fosil yakıt harcamalarının önüne geçiyor.

Bu yıl 2,8 trilyon dolara ulaşması beklenen küresel enerji yatırımlarının 1,7 trilyon dolarının yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, nükleer enerji, şebeke, depolama, düşük emisyon yakıtlar, verimlilik ve ısı pompaları olmak üzere temiz teknolojilere yönelik gerçekleşeceği öngörülüyor. 1,1 trilyon dolar tutarında da kömür, gaz ve petrol yatırımı yapılacağı tahmin ediliyor.

2021-2023 döneminde yıllık bazda temiz enerji yatırımlarının yüzde 24, fosil yakıt yatırımlarının ise yüzde 15 artış göstereceği hesaplanıyor.

Temiz enerji yatırımlarındaki artışın yüzde 90’ının gelişmiş ekonomiler ve Çin odaklı seyretmesi, bu alanda en büyük yatırım eksikliklerinin ise gelişmekte olan ülkelerde görülmesi temiz enerji dönüşümünün küresel çapta gerçekleşmesi açısından önemli riskler oluşturuyor.

Güneş enerjisinde her gün 1 milyar doların üzerinde yatırım

Bu yıl 1,7 trilyon dolara ulaşması beklenen temiz teknoloji yatırımlarının 650 milyar dolarını geçen yıla göre yüzde 10 artışla yenilenebilir enerjinin oluşturması bekleniyor.

Tüm küresel enerji ve temiz teknoloji yatırımları arasında kaynak bazında en fazla yatırımın her gün bir milyar doların üzerinde, bir başka deyişle bu yıl toplamda 380 milyar dolarla güneş enerjisinde gerçekleşeceği öngörülüyor.

Tüketici harcamalarındaki artışın da etkisiyle elektrikli araçlara olan talebin artması sonucu bu yıl bu alandaki yatırımların 130 milyar dolara ulaşacağı hesaplanıyor.

Elektrik sektörünün ise geçen yıla göre yüzde 12 artışla bu yılki toplam enerji yatırımlarının 1,2 trilyon dolarını oluşturacağı tahmin ediliyor.

Petrol ve gaz üretim yatırımlarında yüzde 7 artış

Öte yandan, petrol ve gaz üreticilerinin geçen yıl elde ettiği net gelirin 4 trilyon dolara ulaşmasının ardından bu alandaki yatırımların artması bekleniyor.

Büyük ve orta ölçekli petrol, gaz ve kömür şirketlerinin açıkladığı planlara göre, fosil yakıt tedariki harcamalarının bu yıl 2022’ye göre yüzde 6 artışla 950 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.

Bu harcamanın en büyük kısmını ise petrol ve gaz tedariki yatırımlarının oluşturacağı, söz konusu sektörlerdeki yatırımların yüzde 7 artışla 500 milyar dolara çıkacağı hesaplanıyor.

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, temiz enerjinin çoğu insanın düşündüğünden daha hızlı büyüdüğünü belirterek, “Bu, yatırımların fosil yakıtlardan çekilerek temiz teknolojilere gittiğine ilişkin eğilimin bir göstergesidir. Fosil yakıtlara harcanan her bir dolara karşılık, temiz enerjiye şu anda 1,7 dolar yatırım yapılıyor. 5 yıl önce bu oran bire birdi. Burada vereceğim en parlak örnek, güneş enerjisi yatırımlarının ilk kez petrol üretim yatırımlarını geride bırakacak olması.” ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

Bakan Nebati: ‘’Seyahat Süresi 18 Dakikaya Düşecek’’

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mersin’deki Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu projesinin inşaat alanına ziyarette bulundu. Bakan Nebati, yapılacak yol sayesinde seyahat süresinin 18 dakikaya ineceğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyol şantiyesine özel bir ziyaret gerçekleştirdi. Proje çalışmalarıyla ilgilenen 5. Bölge Müdürü Mehmet Fidan ve diğer yetkililerden aldığı bilgilerle birlikte halka önemli açıklamalar yaptı. Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesi’ndeki çalışmalar sonucunda seyahat süresini 18 dakikaya indireceğini belirtti.

“Vatandaşlarımızın Yaşadıkları Trafik Sıkışıklığını Çözüme Kavuşturacağız”

Gazetelere açıklama yapan Nebati, proje çalışmalarını incelediklerini belirtti. Bakan Nebati, şu anda köprü inşaatının tüm hızıyla devam ettiğini açıklayarak otoyolun yapım aşamasının kısa süre sonra tamamlanacağına dikkat çekti. Mersin’de gerçekleşen bu projenin çok önemli bir yeri olduğunu belirten Nebati ardından şu açıklamaları yaptı: 

“Bu proje ile vatandaşlarımızın yaşadıkları trafik sıkışıklığına son verip çözüme kavuşturacağız. Projenin Mersin başta olmak üzere ülkemizin de ekonomisine büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.  Projenin yaklaşık maliyeti 8,5 milyar lira olup, 42 kilometresi ana gövde, 11 kilometresi ise 5 bağlantı yoluyla toplamda 53 kilometrelik bir uzunluğa sahip olacak şekilde tasarlanmıştır.”

“Seyahat Süresi Bu Proje Sayesinde 2,5 Saatten 18 Dakikaya Kadar Düşmüş Olacak”

Projenin zaman ve enerji bakımından büyük katkı sağlayacağına vurgu yapan Nebati, “Şu an seyahat süresi 45 dakika olsa da hem yazın hem de hafta sonunun getirdiği yoğunluktan dolayı 2,5 saate kadar çıkıyor. Proje sayesinde bu seyahat süresi 2,5 saatten 18 dakikaya kadar düşmüş olacak. Bu, zaman tasarrufuyla birlikte enerji tasarrufu da sağlayarak ekonomiye ciddi katkılar sunacak.“ dedi.

Nebati, öte yandan projenin farklı katkılarına değinen Nebati, “Bu 42 kilometrelik otoyol ve bağlantı yollarıyla yıllık olarak ülkemize yaklaşık 1 milyar lira tasarruf sağlanacak. Bölgede turizm, sanayi ve tarım sektörleri de önemli ölçüde kalkınmış olacak. Bu otoyol. Yakın bir gelecekte hep birlikte açılışında bulunmayı dört gözle bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Karaismailoğlu: ‘’Trabzon Şehir Hastanesi’nde 762 Sismik İzolatör Kullanıldı’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Trabzon Şehir Hastanesi’nin inşaat alanında açıklamalarda bulundu.

Trabzon Şehir Hastanesi’nin şantiye alanını ziyaret eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, burada açıklamalarda bulundu. Karaismailoğlu, Türkiye’nin ve dünyanın en modern hastanesini inşa ettiklerini ifade etti.

Trabzon Şehir Hastanesinin tamamlandığında kentin sağlık altyapı gücüne güç katacağını söyleyen Karaismailoğlu, hastane hakkında bilgi vererek, “Bildiğiniz üzere Akyazı Stadyumu’nun yanında Türkiye’nin ve dünyanın en modern hastanelerinden birini inşa ediyoruz. Türkiye’ye yayılmış örnek şehir hastanelerinin en güzellerinden biri Trabzon’umuzda kuruluyor. 280 bin metrekarelik alanda inşa edilen Trabzon Şehir Hastanemiz; Kentin sağlık hizmetlerinin çok daha yüksek standartlarda ve modern koşullarda verilmesi amacıyla hayata geçen, Trabzon’un sağlık altyapısının gücüne güç katacak bir proje. 1450 yatak kapasitesiyle Trabzon’u bir sağlık merkezine dönüştürecek. Yapılan fizibilite çalışmaları sonucunda Trabzon un ihtiyaçları doğrultusunda bünyesinde; 181 yataklı Genel Hastane, 146 yataklı Kadın Doğum Hastanesi, 161 yataklı Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi, 151 yataklı Onkoloji Hastanesi ile 300 poliklinik, 33 ameliyathane ve 236 yataklı yoğun bakım üniteleri yer alacak.” ifadelerini kullandı.

762 Adet Sismik İzolatör Kullanıldı

Dolgu alana inşa edilen hastanenin temelinde 762 sismik izolatör olduğunu kaydeden Adil Karaismailoğlu, hastanenin bölgede olabilecek en güçlü depremlerde hasar almayacağını vurgulayarak, “Ayrıca, şehir hastanemizi bölgede olabilecek en büyük depremlerde dahi hasar almayacak şekilde inşa ediyoruz. Hastanemizin temelinde 762 sismik izolatör yer alıyor. Kapalı ve açık otopark olmak üzere yaklaşık 3 bin araçlık otoparkı da olacak. Yapım çalışmalarımızı, hastanemizi 22 Şubat 2025 tarihinde hizmete vermek üzere hızla ve başarıyla sürdürüyoruz. Trabzon’un geleceği için turizmden ticarete, tarımdan üniversitelere kadar pek çok planımız var. Gelişmiş, bölgesinde lider Trabzon’a ihtiyaçlarını en yüksek düzeyde karşılayacak Hastanemiz, Trabzon halkına yakışır olacak!” açıklamasında bulundu.

Hafif Raylı Sistem Projeye Dahil Edilecek

Hastane projesine ek olarak hafif raylı sistemin de devreye alınacağını belirten Karaismailoğlu, şunları söyledi:

“Trabzon Şehir Hastanesi gibi önemli bir sağlık kompleksinin bağlantı yolları da çok önemli. Trabzon Şehir Hastanesi’ne hafif raylı sistem projesini de bağlayacağız. 

Boztepe Kentsel Tasarım Projemizi hemşerilerimizle paylaştık.  Boztepe kışlasını milli savunma bakanlığımızdan devir aldık. Trabzon Büyükşehir Belediyemiz eliyle hayata geçecek Boztepe Millet Bahçemiz Trabzon’umuza çok yakışacak.  Şimdi, Trabzon’u çok daha ilerilere taşıyacağız. Trabzon’u hep birlikte refah merkezine çevireceğiz. Trabzon’u bir marka kent, cazibe merkezi yapacağız. Çünkü vatansever Trabzon daha da iyisini hak ediyor.” 

Kalkınma Yolu için Çalışmalar Başladı

Trabzon’dan Basra Körfezi arasındaki yol bağlantısını kapsayan Kalkınma Yolu projesi için çalışma yaptıklarını söyleyen Karaismailoğlu, “Yeni İpek Yolu olacak dev projemiz Kalkınma Yolu için çalışmalara başladık.  Habur ile Basra Körfezi arası bin 200 kilometrelik demiryolunu ve otoyolu kapsayan Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye’yi Trabzon’dan Basra Körfezi’ndeki Faw Limanı’na bağlayacak. Hint Okyanusu Basra Körfezi’nden Habur’a ulaşan Kalkınma Yolu sayesinde; Türkiye üzerinden Akdeniz’e, Karadeniz’e, Avrupa’ya ve Kafkaslara bağlantı kuruyoruz. Orta Koridoru da buna entegre ediyoruz. Bu heyecanla Trabzon Hafif Raylı Sistem Hattı’na başlayacağız. Yılda 15 milyon yolcuya hizmet verecek, 70 bin metrekarelik terminali 3200 metre uzunluğunda pisti ile Yeni Trabzon Havalimanı’na başlayacağız.” ifadelerini kullandı.

KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt’tan Kentsel Dönüşüm Açıklaması

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İstanbul Yenileniyor kampanyası kapsamında inşa edilen Bağcılar Kiraz Evler proje alanında kentsel dönüşümü ele aldı.

Tüm kurumları depreme karşı yapılacak eylemlerde samimi olmaya ve birlik içerisinde çalışmaya davet eden Kurt, “Aksi takdirde olası bir Marmara depreminde İstanbul’da ve Marmara’daki diğer illerde çok ama çok acı bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz. Kurumlar samimi bir şekilde bir arada çalışması hâlinde depreme karşı hızlı bir şekilde kentlerimizi daha dayanıklı hale getirme imkânımız var ancak depremi hiçbir şekilde siyasete malzeme etmemeliyiz. Vatandaşımız bizden şunu bekliyor. Uygun ödeme planıyla gelin, bizim riskli yapılarımızı yenileyin. Burada eğer birlik olursak, kurumlar bir arada çalışırsa bir anda 1,8 milyondan fazla insanımızın hayatını kurtarabiliriz” dedi.

‘’Ülkemiz Ciddi Bir Riskli Yapı Stokuna Sahip’’

Depremin etkilerini acı bir şekilde yaşandığına dikkat çeken Kurt, şunları söyledi:

“Ülkemiz çok ciddi bir riskli yapı stokuna sahip. Maraş merkezli depremlerde, maalesef depremin en acı yüzünü ülke olarak yaşadık. Bunun daha büyük acılarını yaşamamak için depremi her zaman gündemde tutmamız lazım. Depreme ilişkin yapılan çalışmalarda mutlaka tüm tarafların samimi bir şekilde birlik içerisinde hareket etmesi lazım. 

Biz KİPTAŞ olarak İstanbul’da model olacak bir yöntemi ‘İstanbul Yenileniyor’ çatısı altında hayata geçirdik ve çok ciddi yol aldık. Şu anda da içinde bulunduğumuz Bağcılar’daki Kiraz Evler projemiz, site bazlı bunun en somut örneklerinden biridir. 

‘’Marmara Depreminde Acı Bir Tabloyla Karşılaşabiliriz’’

Tüm kurumları depreme karşı yapılacak eylemlerde samimi olmaya ve birlik içerisinde çalışmaya davet ediyorum. Aksi takdirde olası bir Marmara depreminde İstanbul’da ve Marmara’daki diğer illerde çok ama çok acı bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz. Kurumlar samimi bir şekilde bir arada çalışması hâlinde depreme karşı hızlı bir şekilde kentlerimizi daha dayanıklı hale getirme imkânımız var ancak depremi hiçbir şekilde siyasete malzeme etmemeliyiz.

Risk çok büyük. Bilim insanlarımız yüksek sesle bunu söylüyor. Bizim de sahada çalışanlar olarak en büyük dileğimiz tüm kurumların birlik içerisinde çalışmasıdır. İstanbul Yenileniyor sistemini 2021 Temmuz ayında hayata geçirmiştik. 

Başvurular 26 Bini Geçti

Maraş merkezli depremlere kadar başvurularımız 8 bin 600-9 bin civarı iken Maraş merkezli depremlerden sonra başvuru sayımız 26 bini geçti. Bu, şu anlama geliyor. İstanbul’da yaklaşık 496 bin riskli bağımsız birimde oturan 1,8 milyondan fazla insanımızın yaşadığı bir alandan bahsediyoruz ve vatandaşımız bizden şunu bekliyor. 

Uygun ödeme planıyla gelin, bizim riskli yapılarımızı yenileyin. Burada eğer birlik olursak, kurumlar bir arada çalışırsa bir anda 1,8 milyondan fazla insanımızın hayatını kurtarabiliriz.’’

Kale Alarm’a Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortağı ödülü

Marketing Türkiye ve Kuantum Araştırma iş birliğiyle gerçekleştirilen Türkiye’deki markaların B2B alandaki performansını kapsamlı bir araştırmayla ölçümleyen ilk endeks olan B2B Excellence Awards’ın kazananları belli oldu. Deloitte Türkiye’nin de uzmanlığıyla sürece katkı sunduğu araştırmada, Kale Alarm Güvenlik Sistemleri kategorisinde Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortağı seçildi.

Marketing Türkiye ve Kuantum Araştırma iş birliğiyle gerçekleştirilen, Deloitte Türkiye’nin de uzmanlığıyla sürece katkı sunduğu B2B Excellence Awards sonuçlandı. Türkiye’deki markaların B2B alandaki performansını kapsamlı bir araştırmayla ölçümleyen ilk endeks olan B2B Excellence Awards üçüncü defa “Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortaklarını” belirledi. Toplam 2 bin 927 görüşme ile belirlenen araştırma sonucunda Kale Alarm, Güvenlik Sistemleri kategorisinde Türkiye’nin En İtibarlı İş Ortağı seçildi. İstanbul Divan Kuruçeşme’de gerçekleştirilecek ödül töreninde, ödülü Kale Alarm adına Kale Güvenlik Sistemleri Grup Müdürü Kerem Özkan aldı.

Kurumsal iş birlikteliklerinde doğru seçim

Kale Alarm, elektronik güvenlik sistemleri alanında bireysel ve kurumsal müşterilerine tam kapsamlı çözümler sunuyor. Kurumsal iş ortaklarına ayrıcalıklı olarak sunduğu merkezi yönetim yazılımı sayesinde sisteme bağlı tüm lokasyonların açılış ve kapanış saatlerini hem uygulama üzerinden hem de harita üzerinden takip edilebilmesini sağlayarak, operasyonel yükleri hafifleterek işletme maliyetlerini azaltıyor. Müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş ürünler geliştiren marka, Kale Alarm mobil uygulama, Kale Kameram mobil uygulama, Kale 7/24 Alarm İzleme Merkezi ile kesintisiz hizmet sunuyor. Türk lirası üzerinden fiyatlandırma gibi avantajları ile iş ortaklarının güvenlik ihtiyaçlarını karşılarken bütçelerine de dost olan Kale Alarm, müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutuyor. 

Organize Ambalaj Bingöl’e Fabrika Kuracak

Organize Ambalaj, 200 milyon TL yatırım bedeliyle Bingöl’de fabrika kurmaya hazırlanıyor. Firma, yatırımı yıl sonuna kadar tamamlamayı hedefliyor.

2004 yılından beri oluklu mukavva ve oluklu mukavvadan kutu imalatı yapan Organize Kâğıt ve Ambalaj, entegre bir tesis olmak amacı ile Bingöl’e ambalaj kâğıdı üretim tesisi kurmaya hazırlanıyor. Şirket Kurucu Ortağı Özgür Solmaz Bingöl OSB içinde yer alacak tesisin yer tahsis işlemlerinin tamamlandığını yatırımın 200 milyon TL yatırımla olacağını ifade etti.

Dünya Gazetesi’nden Özlem Sarsın’ın haberine göre; Bölgedeki yatırım teşviklerinden ve cazibesinden yararlanmak istediklerini belirten Solmaz, “Biz Bingöllü bir aile şirketiyiz. Memleketimize yatırım yapıyor olmaktan gurur duyuyoruz. Hem Bingöl’deki yatırım teşviklerinden hem de Bingöl’ün bölgedeki ulaşım ağı avantajından faydalanmak istedik.

Fabrikamız tamamlandığında bölgede en az 100 kişilik bir istihdam sağlayacağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ambalaj kağıdının hammaddesi olan hurda kağıtları toplayıp değerlendireceğiz. Bu hurdalar maalesef ekonomiye kazandırılamıyor, bölgede çok hurda var. Yatırımımızı yıl sonuna kadar tamamlayıp faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. 7 bin metrekarelik bir alanda kendi hammaddemizi üreteceğiz.

Böylece sektörde kendi hammaddesini üreten nadir ambalaj firmalarından biri olacağız. Kâğıt üretimine başladığımızda Arap ülkeleri, Kuzey Afrika ve Avrupa’ya ihracat yapmayı da hedefliyoruz. Tesisimizde güneş enerjisi santrali de olacak, tüm elektrik ihtiyacımızı temiz enerji kaynağından sağlayacağız. Menemen’deki mevcut tesisimizde de 52 MW kapasiteli GES sistemimiz 3 ay içinde aktif olacak. En büyük girdi maliyetlerimizden biri olan elektrik sarfiyatından da kurtulmuş.

Triplex kartonda ihtisas firması olmayı hedefliyoruz

Oluklu mukavva ve ambalaj üretimini şu an Menemen’deki 7 bin metre kare alanda kurulu tesislerde gerçekleştirdiklerini söyleyen Solmaz, hedeflerinin 7 çeşit kâğıdın birleşiminden üretilen triplex karton üretiminde ihtisas firması haline gelmek olduğunu kaydederek, “Triplex kartonu Türkiye’de üreten az sayıdaki firmalardan biriyiz.

Ahşap kasaların yerine geçen bu ambalaj alanında otomotiv sektörü başta olmak üzere beyaz eşya ve gıda sektörü en çok satış yaptığımız sektörler” dedi. 

Ege Bölgesi’nde oluklu mukavva hattı bulunan 5 ya da 6 firma olduğunu belirten Solmaz, aylık 800 ton ambalaj kâğıdı işleme kapasitesine sahip olduklarını, kapasitenin tümünü kullandıklarını vurguladı.

Ambalaj sektöründe talebin her geçen gün arttığını, artan bu talebi karşılayabilmek amacı ile makine parkuruna 3 adet daha yeni makine ekleyeceklerini ifade eden Solmaz, “Daha seri ve daha büyük kolileri üretebileceğimiz Jumbo makinalar aldık. İnline baskı makinası dediğimiz yapıştırmasını da kendi yapan, 3 renkli koli makinesi ile özellikle seramik sektörünün ambalajlama ihtiyacını karşılayacak otomatik kesim makinesi aldık. Hepsi 1 ay içinde teslim edilecek ve kapasitemiz 200 ton daha artacak” dedi.

E-ticaret sitelerinde satış trafiğinin artmasının da kendilerine olumlu yansıdığına dikkat çeken Solmaz, bu nedenle pandemi döneminde iyi bir süreç yaşadıklarını belirterek şöyle devam etti:. “2022 yılını 85 milyon liralık bir ciro ile kapattık. 2023 biraz sancılı başladı ama bu sene de yüzde 5’lik bir artışla seneyi kapatmayı öngörüyoruz.”

Aranan bir firma olmayı hedefliyoruz

Türkiye’de oluklu mukavva ve koli üzerinde çok fazla firma olduğunu, hayata geçirecekleri yatırımlar ile aranan ve tercih edilen bir firma olarak ön plana çıkmayı hedeflediklerini belirten Solmaz, “Sektörümüz hızla büyüyor. Ambalaj sektörü hiç durmaz sürekli üretir, stokları güçlüdür. Sektörümüzde çok büyük firmalar var. Merdiven altı üretim yapan pek çok firma var. Firma olarak kendinizi yenileyemezseniz geride kalırsınız.

Türkiye şu an Avrupa’nın en büyük ambalaj kâğıdı üreticisi ve Avrupa’ya kağıt ihraç edebilen bir konumdadır. Biz de bu nedenle Bingöl atağımızı yaptık ve o bölgedeki tüm açıkları kapatmak istiyoruz. Sektör içinde orta halli bir firmayız yatırıma açığız gelişmek istiyoruz. Tüyap Ambalaj fuarı hazırlanıyoruz. Bu seneki Tüyap Ambalaj fuarında triplex karton tanıtımı üzerinde duracağız. Bu konuda büyüme hedeflerimiz var” dedi.

İGSAŞ’tan İki Yeni Fabrika Yatırımı

İstanbul Gübre Sanayii A.Ş (İGSAŞ), Samsun ve Hatay’da iki yeni fabrika yatırımı yaparak üretim hacmini genişletecek. 

Türkiye’nin önde gelen gübre üreticilerinden İGSAŞ, bu yılın sonunda Samsun ve Hatay’daki iki fabrika yatırımıyla üretim kapasitesini artırıp, satış hacmini ve cirosunu yükselteceğini duyurdu.

İGSAŞ, yeni yatırımlarla birlikte hem Türkiye hem de ihracat pazarlarında büyümeye devam ediyor. Samsun’da inşası devam eden yıllık 200 bin ton üretim kapasiteli organominarel kompoze gübre fabrikasının bu yılın son çeyreğinde üretime geçmesi beklenirken, Hatay’daki yıllık 250 bin ton kapasiteli kompoze gübre fabrika yatırımının ise 2024 sonunda devreye alınması hedefleniyor.

Samsun yatırımıyla birlikte Karadeniz Bölgesi’ne daha iyi hizmet vereceklerini belirten İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, “Bölgenin ihtiyacı olan daha spesifik gübre talebini karşılarken bir yandan da ihracatta ciddi bir değer oluşturacağız. Ayrıca Samsun’daki fabrikamızın devreye girmesiyle Karadeniz Bölgesi’ndeki gücümüzü daha da artıracağız” dedi.

Hatay yatırımı, deprem bölgesine canlılık getirecek

Şirket, Hatay’da başladığı yatırım kararını, geçtiğimiz şubat ayında Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından aldı. Deprem nedeniyle büyük hasar gören bölgenin yeniden yapılandırılmasına destek olmak amacıyla Hatay’a bir fabrika kurma kararı verdiklerini belirten Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’da hayata geçireceğimiz yıllık 250 bin tonluk kompoze gübre fabrikası, bölgenin sanayisine ve tarımına büyük katkı sağlayacak. 60 milyon euroluk yatırımla devreye alacağımız fabrikamızın, 2024 yılının sonunda üretime geçmesini planlıyoruz. Bölgenin yaşanan deprem felaketinden sonra cazibe merkezi ilan edilmesi yatırımcılar için bir avantajı da beraberinde getirdi.”

İki yatırımın devreye girmesiyle Türkiye çapında geniş bir üretim ağına sahip olacaklarının da altını çizen Ünal, “Kocaeli fabrikamız Marmara ve Ege bölgelerine hizmet ederken, Samsun’daki fabrikamız Karadeniz’e, Hatay’daki tesisimiz ise Doğu Akdeniz, Güney Doğu, Doğu Anadolu havzalarına odaklanacak. Aynı zamanda da Akdeniz çanağından da ihracat yapacağız. Bugün 240 bin tonluk bir kompoze gübre kapasitesine sahip olan şirketimiz, 2 yıl sonra üç ayrı noktada 700- 750 bin ton kompoze gübre üreterek Türkiye’yi uçtan uca saracak” diye konuştu.

Yeşil üretim ihracat gücünü artıracak

Yapılan açıklamaya göre şirket, son teknolojiyi kullanarak verimliliği de en üst seviyeye taşıyan İGSAŞ, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla da sürdürülebilir ekonomiye geçişte stratejik adımlar atıyor. Kütahya’daki 30 megavat (MW) kurulu güce sahip güneş enerjisi santrali (GES) devreye almaya hazırlanan şirket, bu yatırımla karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik önemli bir hamle yapacak.

Avrupa’nın karbon nötr ekonomiye geçiş politikalarına ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na dikkat çeken Ünal, “Yeşil Mutabakat ile 2021 Ocak itibarıyla sınırda karbon vergisi mekanizması (CBAM) getirildi. Burada 5 tane sektör seçildi ve bu sektörlerden biri de gübre. Şirket olarak ihracat hacimlerimizi artırmak için çok büyük hedeflerimiz var. 2026 yılı ve sonrasında Avrupa’ya ihracatta problem yaşamamak adına karbon nötre doğru gitmemiz gerekiyor. Bu 30 megavatlık GES projemiz bu hedefe hizmet edecek” şeklinde konuştu.

Kaynak: Haberler.com

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Mayıs’ta Yüzde 4,3 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin güven endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektörü güven endeksi mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 4,3 arttı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Mayıs ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 0,6 azalırken perakende ticaret sektöründe yüzde 0,4 ve inşaat sektöründe yüzde 4,3 arttı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi nisanda 118,1 iken mayısta 117,4 değerine geriledi.

Hizmet sektöründe geçen aya göre, son üç aylık dönemde iş durumu yüzde 0,8, son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep yüzde 1,2 artarken, gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi yüzde 3,6 azaldı.

İnşaat Sektörü Güven Endeksi 92,2’ye Çıktı

Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi nisanda 116,2 iken bu ay 116,7’ye yükseldi.

Perakende ticaret sektöründe, son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar yüzde 0,2 ve gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi yüzde 3 artarken, mevcut mal stok seviyesi yüzde 2,4 azalış gösterdi.

Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi ise geçen ay 88,4 iken bu ay 92,2’ye çıktı.

İnşaat sektöründe geçen aya göre alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyinde yüzde 2,9 ve gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksinde yüzde 5,5 artış oldu.

TÜİK Yapı İzin İstatistiklerini Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılı Ocak-Mart dönemine ilişkin yapı izin istatistiklerini açıkladı. Yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü yüzde 2,1 azaldı.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2023 yılı I. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların daire sayısı yüzde 0,7 artarken, bina sayısı yüzde 9,2 ve yüzölçümü yüzde 2,1 azaldı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 53,0’ü Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2023 yılı I. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 26,7 milyon metrekare iken; bunun 14,2 milyon metrekaresi konut, 7,1 milyon metrekaresi konut dışı ve 5,4 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En Yüksek Yüzölçüm Payı Yüzde 63,3 ile İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu

Belediyeler tarafından 2023 yılı I. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 16,9 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 2,5 milyon metrekare ile bir daireli binalar izledi.

Yapı Kullanma İzin Belgesi Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 17,2 Azaldı

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2023 yılı I. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 10,5, daire sayısı yüzde 19,0 ve yüzölçümü yüzde 17,2 azaldı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 57,0’si Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2023 yılı I. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam yüzölçümü 25,2 milyon metrekare iken; bunun 14,4 milyon metrekaresi konut, 5,2 milyon metrekaresi konut dışı ve 5,7 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En Yüksek Yüzölçüm Payı Yüzde 74,1 ile İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu

Belediyeler tarafından 2023 yılı I. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 18,7 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 1,6 milyon metrekare ile sanayi binaları ve depolar izledi.

Kaynak: TÜİK

Sığınmacıların Dönüşü İçin Temel Atıldı

İlk aşamada 1 milyon Suriyeli vatandaşın ülkesine dönüşünü sağlamak için yapılacak 240 bin konutluk projenin temeli Cerablus’ta atıldı.

Suriyelilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşü için Fırat Kalkanı bölgesinde 5, Barış Pınarı bölgesinde 4 olmak üzere toplamda 9 konut projesi başlatılmıştı. 240 bin konutluk projede dün Cerablus’taki 5 bin konutun temelleri atıldı. İlk aşamada hedef, 1 milyon Suriyeli’nin ülkesine geri dönüşünün sağlanması.

Hürriyet’ten Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre; İç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin, ülkelerine gönüllü olarak geri dönmeleri için Suriye’de terörden arındırılmış bölgelerde çeşitli çalışmalar yürütülüyor. İlk etapta Fırat Kalkanı bölgesinde 5, Barış Pınarı bölgesinde 4 olmak üzere toplamda 9 alanda konut projesi başlatıldı. Bu kapsamda, Cerablus, El Bab ve Tel Abyad’da kalıcı konutlar yapılacak. Suriyelilerin gönüllü geri dönüş çalışmaları kapsamında hedeflenen toplam 240 bin aile için 240 bin konut yapımı projesiyle 1 milyon Suriyeli’nin geri dönüşü planlanıyor.

Okul, Cami, Çarşı ve Sağlık Merkezleri Olacak

Cerablus Ras-ul Cavz bölgesinde 5 bin dairelik konutların temeli atıldı. Konut projesi içerisinde cami, çarşı, ilköğretim okulu, lise ve sağlık merkezi gibi tesisler de olacak. Asfalt yollar, açık alanlar, bahçeler, elektrik şebekesi ve su deposu gibi altyapı çalışmaları da yapılacak. AFAD ve Göç İdaresi Başkanlığı’nca yürütülen “Gönüllü, güvenli, onurlu geri dönüş” çalışmaları kapsamında kalıcı konutların yanı sıra dönen Suriyelilerin iş istihdamına yönelik de projeler hayata geçiriliyor.

Hedef 100 Bin İstihdam 

Yerel girişimciler tarafından, Suriye’de terörden arındırılmış Çobanbey’de 1338, Azez’de 85, El Bab’da 400, Soran’da 194, Maare’de 317, Cinderes’de 436 ve Sarmada’da 88 imalathane faaliyete başlatıldı. Ayakkabı, tekstil, mobilya, tarım ürünleri, salık ürünleri, demir döküm, paketleme tesisi, zeytinyağı, sabun üretimi, poşet, soba, kraft torba üretim tesisi gibi 2 bin 857 imalathanenin kurulmasıyla 100 bin istihdam sağlanması planlanıyor. 

Gübre ve Tohum Desteği

Ayrıca mevcut tarım arazilerinde tarımsal kalkınmaya katkı sağlamak ve bu sayede istihdamı arttırmak amacıyla bölgeye yönelik tarımsal sulama projeleri, arıcılık, hayvancılık desteği, bakliyat ve sebze yetiştiriciliği gibi tarımsal projeler de başlatıldı.

Yüzde 70’i Dönmek İstiyor

İçişleri Bakanlığı’nca Türkiye genelinde kayıt altındaki 3 milyon 514 bin Suriyeli ile birebir yapılan görüşmelerde bu kişilerden yüzde 70’i şartların oluşması halinde ülkelerine dönüş yapmak istediklerini söyledi. Suriyeliler çatışmaların bitmesi, güvenliklerinin sağlanması, barınma ve insani ihtiyaçlarının karşılanması durumunda ülkelerine dönmek istiyor.

240 Bin Konut İnşa Edilecek

Katar Kalkınma Fonu ve AFAD iş birliğinde Suriye’de 9 ayrı bölgede 1 yıldır planlaması devam eden ve projelendirilen, 1 milyon kişinin yaşayacağı 240 bin konutun ilk etabının temel atma töreni Cerablus’ta gerçekleştirildi. Törende konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, özetle şu bilgileri verdi: “Bu bölgenin güvenli bir hale getirilmesi önemli bir iştir. Bunun için çok bedeller ödendi. Bu iş birliği bu bölgede kanayan yarayı durduracaktır. Yeni bir umut çerçevesi oluşturmaktadır. Tam 240 bin konut yapılacak 9 ayrı bölgede. 60, 80 ve 100 metrekare olacak. Türkiye’de yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz onurlu, güvenli dönüşü yaptıkları andan itibaren buradaki iş imkânından istifade edebilecekler. 554 bin gönüllü geri dönüş sağlandı. 2.5-3 yıl içinde bu proje bitirilecek.

Maliyeti Katar’dan 

Bugün temeli atılan 5 bin konut yıl sonunda tamamlanacak. Dünya insanlık tarihine örnek olacak projenin maliyeti Katar Kalkınma Fonu tarafından karşılanıyor. Katar Kalkınma Fonu’nun Genel Müdürü’ne burada teşekkür etmek istiyorum. Bizi depremlerde, sellerde hiç yalnız bırakmadılar, ilk yardıma koşan Katarlı dostlarımız oldu. Dostlukları hem bölgemize birlik ve huzur getirmekte hem de sorunların çözümüne katkı sunmaktadır.”

554 Bin Suriyeli Döndü

Bugüne kadar yapılan çalışmalarla Türkiye’de kayıt altındaki Suriyelilerden 554 bini, terörden arındırılmış bölgelere gönüllü geri dönüş yaptı.

Adana’da 7 Binaya Yıkım Kararı

6 Şubat tarihinde yaşanan depremlerden etkilenen Adana’da ağır hasarlı olduğu tespit edilen 7 binaya yıkım kararı çıktı.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan iki depremde Adana’da şehir merkezinde 11 bina yıkılırken, 418 kişi hayatını kaybetti. Şehirde yıkımın en çok olduğu yer ise Güzelyalı Mahallesi oldu. 

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre; İlk ve ikinci depremde yıkılan 5 bina da birçok kişiye milyonluk daireler mezar oldu. Depremden sonra yapılan incelemelerde ise birçok binanın da ağır ve orta hasarlı olduğu tespit edildi. 3.5 aydan fazla zaman geçmesine rağmen itiraz süresi nedeniyle binalar bir türlü yıkılmadı. İncelemeler ve itiraz süresi biten 7 bina için ise yeni yıkım kararı verildi.

Güzelyalı Mahalle Muhtarı Göktürk Güngör, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Adana İl Müdürlüğünün yapmış olduğu incelemeler ve itiraz süresinin de bitmesiyle 7 binanın yıkım kararı çıktığını belirtti.

‘’Orta Hasarlı Binalarda İtiraz Süresi Devam Ediyor’’

Güngör, “Yıkım Kararı müdürlük tarafından bize iletildi. Biz de bu kararları yıkılacak olan apartman kapılarına ve muhtarlığımıza astık. Yakın zamanda binalar yıkılacak ve tehlike ortadan kalkacak. Orta hasarlı binalarda ise itiraz süresi devam ediyor. Bu binalarda ya güçlendirilecek ya da ağır hasarlıya çevrilip yıkılacak” dedi.

Mahalleli ise binaların yıkılmasının doğru bir karar olduğunu tehlike saçtığını bir an önce alınan kararın uygulanması gerektiğini söyledi.

Samsun’da Eski Hastane Adli Tıp Binasına Dönüştürülecek 

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, eski özel hastane binasının kiralandığını ve proje çalışmalarının ardından Adli Tıp Merkezi’ne dönüştürüleceğini açıkladı.

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kentte Adli Tıp Kurumu’nun hizmet vermesi için gerekli olan kurum binası temini için özel bir çalışma yapılıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralanan İlkadım ilçesindeki eski özel hastane binasının hızla tadilatı yapılarak kuruma hazır hale getirilecek. Proje sürecinin tamamlanmasının ardından tadilat süreci başlayacak.

Çalışmalar 2 Ayda Tamamlanacak

Adli Tıp Kurumu çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Sayın Ticaret Bakanımız ve Samsun Milletvekilimiz Mehmet Muş’un bu konuda büyük gayretleri var. Biz de o gayrete destek olduk. Eski özel hastane binasını kiraladık, şu anda proje üzerinde çalışıyoruz. Orayı hemen Adli Tıp işlerliğini kazanacak şekilde projelendireceğiz. 2 ay içinde orada Adli Tıp Kurumu’nun açılmasını sağlamak istiyoruz. Bu arada Adli Tıp oraya geçici olarak taşınacak. Adli kurum binası için cezaevi yolu üzerinde 10 dönüm alanı da biz vermiştik.” diye konuştu.

Malatya’da Deprem Konutlarının İnşaatı Devam Ediyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya’da Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılan konutların inşaat çalışmaları sürüyor.

Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin etkilediği 11 ilde evleri yıkılan veya ağır hasar görenlerin barınma ihtiyacını karşılamak için TOKİ tarafından başlatılan çalışmalar devam ediyor.

Malatya’da ihalesi tamamlanan 11 bin 634 konut, cami ve ticarethanelerin yapımına bir süre önce başlandı. Yeşilyurt ilçesine bağlı İkizce mevkisinde de etaplar halinde inşası süren afet konutlarının bazılarında beton blok kurulumu tamamlandı. Bu binalarda merdiven, dış cephe ve tuğla duvarların yapımına geçildi.

Konutlar İki Etap Halinde İnşa Ediliyor

Konutların yapım müdürü Olcay Kazan, sorumluluk alanlarında iki etap halinde konut yapımını sürdürdüklerini, ilk etapta 1180, ikinci etapta ise 806 konutun inşa edileceğini söyledi.

Kazan, ilk etabın 7, ikinci etabın ise 9 ay sonra tamamlanacağına işaret ederek, “7 gün 24 saat çalışarak 7 ay sonra ilk etap konutları hak sahiplerine teslim etmek istiyoruz.” dedi.

Çalışmalar Hızla Sürüyor

Binaların radye temel ve tünel kalıp sistemiyle yapıldığını anlatan Kazan, şöyle devam etti:

“Tünel kalıp deprem konusunda en güvenlikli sistemdir. Aynı zamanda zeminimiz çok sağlam. Kırıcılarla kaya kırımları yapıyoruz. Bununla birlikte bloklarda ince işlerimize de başlandı. Çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Kaba inşaatı olan blokumuzda direkt ince işlere başlıyoruz.”

Kazan, sorumluluk sahalarında 5’i kule, 8’i mobil olmak üzere 13 vinç, 19 ekskavatör, 32 kamyon, dozerler ve çeşitli iş makineleriyle yapım çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

Yeni Dekorasyon Trendleriyle Evinize Yaz Havası Gelsin

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte evlerdeki enerji de yükseliyor. Evinizdeki dekorasyon detaylarını değiştirerek yazın canlı ve ışıltılı havasını evinize taşıyabilirsiniz. Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran, evlerde büyük değişiklikler yapmadan, detaylarda şıklık oluşturacak dekorasyon trendlerini açıklıyor.

Yaz aylarında ev dekorasyonunda stil, renkler ve desenlerde yenilikçi bir bakış açısı hakim olacak. Doğal detayların ön planda olduğu dekorasyon trendleri, sadelik ve asaleti bir araya getiriyor. Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran ise evlerini yeniden dekore etmek isteyenler için yaz dekorasyon trendlerini paylaşıyor.

Ahşap Ürünlerle Doğal ve Modern Bir Yaz Dekoru

Yaz dekorasyon trendleri arasında doğal bir görünüm katan ahşap ürünler, ilk olarak göze çarpıyor. Mutfak alanlarından mobilyaya her alanda hem minimalist hem modern tarzdaki evlerin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Yaşam alanlarınıza doğal ve samimi bir hava katmak istiyorsanız yaz aylarında da mutlaka ahşap ürünlerden faydalanmalısınız.  

Mutfak ve Banyolarınızda Yeni Trendler

Mutfak ve banyolar evlerimizin en önemli noktalarından biridir. Bu alanlarda yapılan dekorasyon seçimleri evin genel havasını belirler. İşte size mutfak ve banyolar için yeni trendler!

Mutfaklarda Beyaz Tonları Öne Çıkıyor

Mutfaklarda evyeler ve tezgahlar beyaz tonları ile dekore ediliyor. Beyazın etkisi, mutfağınızın daha geniş ve ferah görünmesini sağlar. Ayrıca, kırmızı gibi canlı renklerde mutfak dolapları ve masalarda kullanarak mutfağınıza hareketlilik katabilirsiniz.

Banyolarda Mavi ve Yeşil Tonları Hâkim

Banyolarınızda mavi ve yeşil tonlarındaki dekorasyon ürünleriyle benzersiz bir uyum yakalayabilirsiniz. Bunun yanı sıra, banyo yüzeylerinizde kaymazlık, çizilmeye, leke, ısı ve sıvıya karşı direnciyle de dikkat çeken ürünlere odaklanabilirsiniz.

Doğa Dostu ve Sürdürülebilir Ürünleri Tercih Edin

Doğayı korumak için herkesin üzerine düşen görevleri yapması gerekmektedir. Bu nedenle, mobilya veya dekorasyon ürünleri satın alırken doğa dostu ve sürdürülebilir tasarım kriterlerine göre tasarlanmış ürünleri tercih edebilirsiniz.

Olmazsa Olmaz: Hasır

Bahçe mobilyalarında kullanılan hasır örgüler artık iç mekânlarda da trend haline geldi. Mutfak mobilyaları, orta sehpalar, TV üniteleri ve hatta çalışma odalarında kullanacağınız hasır örgülerin farklı örgü yöntemleri ve renkleri mevcuttur. Bu sayede, evinizde doğal ve sıcak bir hava yakalayabilirsiniz.

SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu Copa’nın Altın Sponsorluğunda Gerçekleşti

Copa Isı Sistemleri’nin altın sponsorluğunda, bu yıl 4.’sü gerçekleştirilen SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu, 20 Mayıs’ta Türkiye’nin en büyük açık hava doğal yaşam merkezlerinden biri olan Bursa Dağyenice’de gerçekleşti. 

Dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce sporcu ve doğaseveri Dağyenice’nin eşsiz doğasında festival atmosferinde buluşturan bu ultra maraton, Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak 19 Mayıs’ta saat 21.00’de başladı ve 22 saat süren tarihi 100K Mysia Yolları Parkuru’na ev sahipliği yaptı. Oğuzhan Emre Singer 10 saat 49 dakikada tarihi parkuru tamamlayarak birincilik kupasını kazandı.

20 Mayıs 2023 Cumartesi günü 4. kez gerçekleştirilen ‘SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu’, 2 bine yakın koşuseverin mücadelesine sahne oldu. Copa’nın altın sponsorluğunda gerçekleşen koşu, Bursa Dağyenice’nin büyülü atmosferini sporcular ve doğa severlerle buluşturdu. 

Sporu, sağlıklı yaşamı, doğa sevgisini ve eğlenceyi bir araya getirerek festival havasında gerçekleşen bu ultra maraton, tüm katılımcılara keyif alacakları sosyal bir deneyim vadetti. Sporu ve doğayı seven insanları bir araya getirerek hem fiziksel hem de ruhsal açıdan bir deneyim sunmayı hedefleyen organizasyonda katılımcılar, profesyonel ve amatör parkurlarda koşarak kendi sınırlarını zorladı ve doğal güzelliklerin tadını çıkardı. Ayrıca Copa standındaki yüz boyama atölyesinden yogaya, zumbadan konsere kadar birçok aktiviteyle katılımcılar eğlenceli dakikalar yaşadı.

Yalnızca profesyonel sporculara değil, koşu sporunu seven ve doğaya ilgi duyan herkese hitap eden programıyla öne çıkan SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu’nda 6K, 15K, 33K, 61K ve 100K gibi farklı seviyelerde parkurlar yer aldı. 

Tarihi 100K parkurunu 10 saat 49 dakikada tamamladı

SPX Dağyenice Ultra Trail Koşusu, özellikle Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak düzenlenen 100K Mysia Yolları Parkuru ile dikkat çekti. Bu tarihi parkurun startı 19 Mayıs tarihinde saat 21.00’de Gölyazı’dan (Apollonia) başladı. Koşucular sırasıyla Akçalar, Fadıllı, Ayva Köyü, Unçukuru, Maksenpınar, Güngören, Üçpınar, Deliktaş Mağarası, İnegazi, Atlas, Çalı, Misi, Doğancı ve Kadriye köylerinden geçerek 20 Mayıs’ta Dağyenice Göleti’nde parkuru tamamladı. Koşunun birincisi Oğuzhan Emre Singer, 10 saat 49 dakikada parkuru tamamlayarak bir rekora imza attı ve birincilik kupasını kazandı.

SPX Dağyenice Ultra Trail’i ilk yılından beri desteklediklerini ifade eden Copa Isı Sistemleri Genel Müdürü Oktay Erdinç; “Copa olarak, bu yıl da Bursa’nın doğa harikası yerlerinden biri olan Dağyenice Göleti’nde gerçekleşen SPX Dağyenice Ultra Trail 2023 organizasyonunun Altın Sponsoru olmaktan gurur duyuyoruz. Koşu, her yıl daha da büyüyerek Türkiye’nin en önemli spor etkinliklerinden biri haline geldi. Tüm bunlara şahitlik etmek ve Bursa’ya uluslararası arenada değer kattığına inandığımız bu projenin içerisinde yer almak bizim için çok kıymetli. Hem doğa ile hasret giderdiğimiz hem de spor yaptığımız festival havasında bir etkinlik geçirdik. COPA olarak, doğa ve spor tutkunlarını buluşturan bu kıymetli organizasyonda emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz.” dedi

Total Energies, 2050’ye Kadar Net Sıfır Emisyon Hedefliyor

Total Energies, 2050 yılında kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Detayları Total Energies Yenilenebilir Enerji Türkiye Müdürü Ahmet Hatipoğlu anlattı.

Net sıfır hedefine ulaşmak için yoğun çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Total Energies Yenilenebilir Enerji Türkiye Müdürü Ahmet Hatipoğlu, “Bunlardan önde geleni yenilenebilir enerji kaynakları ve düşük karbonlu yakıtlar. 2050 vizyonumuz gereği, enerji üretimimizin yarısı yenilenebilir enerjiden, yüzde 25’i düşük karbonlu yakıtlardan (hidrojen, biyogaz ve e-yakıtlar), kalan yüzde 25’lik kısım da petrol ve doğal gazdan sağlanacak. Bu faaliyetlerimiz sonucu oluşan emisyonlar, karbon dönüştürme, karbon yakalama ve karbon denkleştirme ile tamamen sıfırlanacak” dedi.

“Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Üretimdeki Payı Artacak”

Türkiye’nin 55 GW’ın üstünde olan yenilenebilir enerji kurulu gücünün yakın zamanda 60 GW’ın üstüne çıkması bekleniyor. Hatipoğlu, “Total Energies olarak Türkiye’de özellikle rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımı yapmak için yoğun çalışmalarımız var. Bu amaçla, çeşitli yenilenebilir projelere ve operasyonel santrallere yatırım yapmak için çalışmalarımız devam ediyor. Ülkemizin yüksek potansiyeli ve gelişmiş elektrik piyasası farklı iş modellerinde yatırım olanağı sunduğundan çeşitli alternatiflere sıcak bakıyoruz. Pandemi ve sonrasında yaşanan gelişmeler elektrik üretiminde dışa bağımlı olmayan yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini gösterdi. Ülkemizde yenilenebilir enerji teknolojileri çevre dostu olmalarının yanı sıra kârlı bir yatırım aracı, enerji güvenliğine katkı sağlayan önemli bir unsur ve mevcut ekipman üretim altyapısı ile bir sanayi sektörü olarak da görülüyor. Önümüzdeki dönemlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payının daha da artmasını öngörüyoruz. Önceliğimiz Türkiye’de şirketimizin politikalarına uygun özelliklerde, büyük ölçekli ve uzun vadede daha stabil getiri imkânı sunan yatırımları hayata geçirmek” diye konuştu.

“Deniz Üstü Platformlarında Ciddi Bilgi Birikimimiz Var”

Türkiye’nin özellikle güneş enerjisinde memnuniyet verici bir ilerleme kaydettiğinin de altını çizen Hatipoğlu, şöyle devam etti: 

“Deniz üstü doğal gaz ve petrol arama ve üretme faaliyetlerimizden dolayı deniz üstü platformlarında ciddi bir bilgi birikimimiz ve geliştirdiğimiz teknolojiler var. Bu birikimimizi özellikle yüzer tip deniz üstü rüzgâr projelerimizde kullanıyoruz. Geliştirilen, devrede olan ve çalışan deniz üstü santrallerimizin toplam kapasitesi şu an 12 GW. Türkiye’de hayata geçirilecek deniz üstü rüzgâr enerjisi santralinde de mevcut birikimimizle fark yaratabileceğimize inanıyoruz.”

Hatipoğlu, Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği’ne (TÜREB) üye olduklarını hatırlatarak “TÜREB son derece aktif çalışan, üyelerini ve paydaşları çalışmalarına dahil ederek sektördeki gelişime katkısı olan bir birlik. Çalışmalarından son derece memnunuz ve önümüzdeki dönemde TÜREB’in faaliyetlerine daha fazla katkı sağlamak istiyoruz.” dedi.

Yüzde 100 yenilenebilir yakıtı Excellium Racing 100 ile motor yarışlarında devrim

Total Energies Madeni Yağlar, yenilenebilir enerji üreticileri ile iş birliği içinde yeni ürünler geliştirmeye de devam ediyor. Üreticilerin ekipmanlarını koruyacak, enerji tasarrufu ve uzun ömür imkânı sunan yağları bulunuyor. Total Energies’in 2050’de net sıfır emisyona ulaşma hedefinde önemli bir kilometre taşı da motor sporları yarışları için geliştirilen yüzde 100 yenilenebilir yakıtı Excellium Racing 100 olmuştu. FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın tarihinde ilk defa, 2022 şampiyonasının üçüncü turunda Le Mans 24 Saat Yarışları’nda tüm araçların kullandığı Excellium Racing 100, FIA’nın, araç üreticilerinin, pilotların ve yenilenebilir enerjilere ilişkin Avrupa yönergelerinin (RED) tüm gereksinimlerini karşılayan bir yarış yakıtı. Şarap tortularından yapılan bu biyoyakıtı geliştirmek için 18 aydan fazla Ar-Ge çalışması yapıldı. İçerisinde petrol bulundurmayan Excellium Racing 100, kullanım ömrü boyunca karbondioksit emisyonlarında en az yüzde 65’lik bir azalma sağlıyor.

ADMİB Başkanı Tosyalı: ‘’Küresel Talepte Daralma Söz Konusu’’

Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Küresel talepte bir daralma söz konusu. Öncelikle enerjide ithalata bağımlılığımızı azaltacak çözümleri bir an önce devreye almamız gerekiyor.’’ dedi.

Türkiye’nin nisan ayı ihracatı yüzde 17,2 düşüşle 19,3 milyar dolar oldu. Talepteki durgunluğun etkisiyle 27 ihracatçı sektörün 21’inde düşüş görüldü. Demir-çelik sektörlerinin ihracatı da emtia fiyatlarının gerilemesi, yüksek enerji fiyatları ve kurun uzun süredir enflasyonun gerisinde kalması gibi nedenlerle düşmeye devam etti.

Pandemiden sonraki en büyük düşüş

 Demir ve demir dışı metaller sektörü nisan ayında yüzde 33,4’lük düşüşle 997 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, çelik sektörü yüzde 46,8’lik azalışla 1 milyar dolarlık ihracat yaptı.

Demir ve demir dışı metaller ihracatı Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 5,2 pay alırken, çelik ise yüzde 5,5 paya sahip oldu. İki sektör, yaşadığı düşüşlere rağmen Türkiye’nin nisan ayı ihracatının yüzde 10,7’lik kısmını üstlendi.

Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) ise nisan ayında demir ve demir dışı metaller sektöründe geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,9’luk azalış göstererek 63 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu ayda çelik ihracatı ise yüzde 61,2’lik düşüşle 109 milyon dolar oldu.

Türkiye ihracatının pandemiden sonraki en büyük düşüşü yaşadığını kaydeden ADMİB Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı şu açıklamaları yaptı: “Küresel talepte bir daralma söz konusu.

Ülke ihracatımızın miktar bazındaki düşüşü de bunu açıklıyor. Yüksek enerji fiyatlarının etkisi de talebi etkileyen diğer bir faktör. Demir-çelik sektörü enerji girdisinin en yoğun olduğu sektör. Sektörümüzde nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 45, değerde yüzde 41’lik düşüş var.

Elbirliği ile bu kayıpları telafi etmeye odaklanmalıyız. Öncelikle enerjide ithalata bağımlılığımızı azaltacak çözümleri bir an önce devreye almamız gerekiyor. Bu noktada, yenilenebilir enerji yatırımları desteklenmeli, gerekli finansman için uygun koşullar sağlanmalı. Her şeye rağmen yılın ikinci yarısının ilk yarıya göre daha pozitif geçeceğini düşünüyoruz.

Ertelenen taleplerin gelmesi kapasitelerin artmasını, bu da sanayi üretiminin canlanmasını sağlayacaktır. Fiyatta rekabetçi şartların oluşmasıyla beraber ihracatta daha pozitif rakamlar elde edeceğimize inanıyorum.”

İhracatta Irak ilk sırada

Nisan ayında Türkiye’nin demir-çelik ihracatında en başarılı ülke 206,8 milyon dolar ile Almanya oldu. Bu ülkeyi, 110 milyon dolar ile İsrail, 104,6 milyon dolar ile İtalya izledi. ADMİB’in ihracatında ise Irak’ın 13,6 milyon ile ilk sırada olduğu görüldü. Bu ülkeyi 13,3 milyon dolarla Mısır ve 12,1 milyon dolarla Romanya takip etti. Romanya’ya yapılan ihracatta yüzde 199 artış kaydedildi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Neva Prestij Yapı Başkanı Öztürk: “Kentsel Dönüşüm Süreci Hızlandırılmalı”

Neva Prestij Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öztürk, “Kentsel dönüşümün hızlanması için yapılması gereken birçok şey var. Öncelikle kentsel dönüşüm için özel bir birim kurulmalı. Arsa sahiplerine uzlaşma süreleri verilmeli.’’ dedi.

Capital’den Özlem Aydın Ayvacı’nın haberine göre; Türkiye’de gayrimenkul sektöründeki hızlı büyüme inşaat şirketlerinin arazi bulmakta zorlanmasına neden oluyor. Bu durum şirketleri farklı projelere yönlendiriyor. Neva Prestij Yapı’nın da arazi stok sorunu nedeniyle kentsel dönüşüm projeleri geliştirdiğini dile getiren Öztürk, “Kentsel dönüşümü bir ‘milli mesele’ olarak görüyoruz. Son deprem felaketinin ardından kentsel dönüşümün önemi bir kez daha anlaşıldı. Fakat hala kentsel dönüşümde arsa sahiplerinden ve bürokrasiden kaynaklanan zorluklar söz konusu. Deprem gerçeğine rağmen eski evleri yıkıp yenisini yapmak oldukça zor. Çünkü eski ev sahiplerinin normal hakları dışında fazladan daire veya para talepleri de oluyor.  Ayrıca, belediyeler ve bakanlıklarda işler çok yavaş ilerliyor. Öyle ki bürokrasi süreci 1.5- 2 yılı buluyor” diye anlatıyor.

‘’Dönüşüm İçin Özel Birim Kurulmalı’’

Özellikle deprem riski taşıyan şehirlerde kentsel dönüşümün hızlanması gerektiğinin altını çizen Öztürk, bu kritik konu hakkında yapılması gerekenler konusunda şu önerilerde bulunuyor: “Kentsel dönüşümün hızlanması için yapılması gereken birçok şey var. Öncelikle kentsel dönüşüm için özel bir birim kurulmalı. Arsa sahiplerine uzlaşma süreleri verilmeli. Kentsel dönüşüme engel olanlar, yaşanan depremlerin ölümlere neden olması halinde ağır cezalar almalı. Bu gibi uygulamalar olmazsa kentsel dönüşümün ilerlemesine olanak yok. Öte yandan belediyeler ve bakanlıkların da bu işin önünü açmaları şart.  Projeler hızlı kontrol edilip onaylanmalı.”

‘’Yapılaşmada Büyük Yanlışlar Var’’

Yaşanan son deprem felaketinin ardından Japonya’daki çelik binalar örnek gösteriliyor. Türkiye’de ise  maalesef her depremin ardından beton ve demiri güçlendirerek depreme dayanıklı binalar yapmaya çalışıldığına dikkat çeken Öztürk, şöyle devam ediyor: “Maalesef yeni inşaat teknolojileri ülkemize geç geliyor. Bir de yapılaşmada büyük yanlışlar söz konusu. 1999 depreminden sonra yapılan binalar kuralına göre yapılmışsa, iyi bir zemine ve fay hattına uzak inşa edilmişse depreme dayanıklı olabilir.  Yaşadığımız son depremde, Kahramanmaraş ve Hatay’da fay hattının tam üstüne binalar yapılmış olduğunu gördük. Bu tabloda, istediğiniz kadar sağlam binalar yapın, fay hattındaki binaların yıkılması kaçınılmazdır. Yani ortada sadece müteahhit, mühendis hatası yok. Baştan fay hatlarını imara açan belediyelerin ve bakanlıkların da kusuru var.”

İmar Affı Nasıl Yapılmalıydı?

Bilindiği üzere imar barışı; mülkiyet ve imar sorunu olan, ruhsatsız binaların yanı sıra ruhsatlı fakat imar mevzuatına aykırı olarak eklentiler yapılmış yapıların affedilmesi ve sisteme dahil edilmesine anlamına geliyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından imar affı yeniden gündeme geldi. Büyük yıkıma ve can kaybına neden olan depremlerin ardından son 20 yılda hız kazanan imar affının büyük rol oynadığı belirtiliyor. İmar affıyla bir anlamda vatandaşların devlete gidip ‘Benim yapım kanuna uygun değil, beni affet’ dediğini ifade eden Öztürk, “Devletin burada yapması gereken affetmeden önce binaların sağlamlığını kontrol etmek olmalıydı. Sağlam değilse ‘Binanı güçlendirip gel’ demeliydi. Vatandaşın binası güçlendirmeyle de kurtulamıyorsa ‘Seni affedemem, kentsel dönüşüme girmen gerekiyor’ diye zorlamalıydı” diyor.

Ancak bu imar aflarının bu içerikte olmadan çıkarıldığını belirten Öztürk, “Binalara hiçbir teknik inceleme yapılmadı. Çürük yapılar affedildi ve bunlar da maalesef depremde yıkıldı. Bundan sonra yapmamız gereken ise acilen bina güçlendirmeleri” diye ekliyor.

Umman Beton, Kuzey Afrika’ya Açılıyor!

Umman Beton, Arap Yarımadası’ndan sonra Kuzey Afrika bölgesinde de atağa geçti. Kuzey Afrika bölgesinde inşaat ve yapı sektörünün önemli buluşma noktalarından biri olan BATIMATEC Fuarı’nda görücüye çıkan Umman Beton Santralleri, fuardan eli dolu döndü. Fuarda sergilenen Türk üretimi Umman beton santralleri ve kırma eleme tesisleri örnekleri, Cezayirli yatırımcılar ve inşaat sektörü paydaşları tarafından büyük ilgi gördü

60 ülkeye yaptığı ihracatla uluslararası projelere adını yazan Umman Beton, son olarak katıldığı Batımatec Fuarı’ndan yeni anlaşmalarla döndü. Yapı inşaat malzemeleri ve teknolojileri sektöründe paydaşları buluşturan ve bölgenin önemli etkinliklerinden biri olarak kabul gören fuarda Cezayirli iş dünyasıyla yakın temaslar kurduklarını belirten Umman Beton Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’Batımatec Fuarı, Cezayir pazarının büyüklüğü ve potansiyeli hakkında bize önemli bilgiler sağladı. Ürün ve hizmetlerimizi sergilemek, bölgede firmamıza yönelik olan kalite ve güven algısını yaratmak ve pekiştirmek için bir fırsat oldu. Standımızda sergilediğimiz Umman beton santrali ve kırma eleme tesislerimiz büyük ilgi görgü ve bu sayede bölgenin potansiyel sektör paydaşlarıyla iletişim kurma fırsatı yakaladık’’ dedi. 

Fuarda sergiledikleri ürünlerin özellikle kalite, tüketim ve yüksek performansı ile dikkat çektiğini belirten Ahmet Bağcı, Umman Beton olarak satış sonrası destek ve teknik hizmetlerini de anlatarak bir iş ortağı olarak güven kazandıklarını, fuar boyunca 10 büyük firmayla iş ilişkisi kurduklarını, sabit 120 m³ beton santrali ve kırma eleme tesisi siparişi aldıklarını da kaydederek şunları söyledi: ‘’Profesyonel ekibimiz, fuar boyunca ziyaretçilerimizin ihtiyaçlarını anlamak, onlara özel çözümler sunmak ve en kaliteli hizmeti sağlamak için büyük bir özveriyle çalıştı. Müşteri odaklı yaklaşımımız sayesinde, sektördeki öncü konumumuzu bir kez daha pekiştirdik. Özellikle gururla duyurmak istediğimiz başarı, 1 adet 120 m³ beton santrali ve kırma eleme tesisi satışımızdır. Bu büyük iş birliği yenileri için de örnek teşkil edecektir. Bu başarımızın ardında yerli üretimimizze ve yaratıcı çözümlerimize olan güven yatıyor. Bu başarı, bizim için sadece bir kilometre taşı değil, aynı zamanda geleceğe dair heyecanımızı artıran bir adımdır. Önümüzdeki süreçte firma faaliyetlerimizi daha geniş bir bölgeye yayacağız ve yeni anlaşmalar sağlayacağız.’’ 

Büyükşehirlerde Kira Fiyatları 4 Yılda Yüzde 697 Arttı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce, büyükşehirlerde kira fiyatlarının 4 yılda yüzde 697 oranında arttığını belirterek, barınma kriziyle karşı karşıya kalındığına dikkat çekti.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce, Nisan 2019 – Nisan 2023 döneminde Türkiye genelindeki kira artış oranlarını analiz etti. Ortaya çıkan çarpıcı tabloyu sosyal medya hesabından paylaşan Gökce, Nisan 2019’da 81 ilde ortalama kira bedeli aylık 728 lirayken, rakamın bugün 5 bin 058 liraya çıktığını aktardı.

Artış oranının yüzde 583 olduğunu belirten Gökce “Tüm Türkiye’de 2019 yılı Nisan ayında kira bedeli ortalama ücretin sadece yüzde 27’si kadarken, bugün yüzde 45’e ulaşmış. Muğla’da kira bedeli ortalama ücretin yüzde 187’si, Antalya’da yüzde 120’si, İstanbul’da yüzde 117’si kadar.” dedi.

Büyükşehirlerde durumun Türkiye ortalamasından çok daha farklı olduğunu vurgulayan Gökce şu verileri paylaştı:

“Nisan 2019 – 2023 döneminde 30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı yüzde 697. Antalya’da artış yüzde 1.109, Mersin’de yüzde 963, Muğla’da yüzde 935, Ankara’da yüzde 833, İstanbul’da yüzde 713. Örneğin Antalya ve İstanbul’da ortalama kira bedeli asgari ücretin 1,5 katı. Muğla’da kira bedeli asgari ücretin 2,5 katına çıkmış. 30 büyükşehirde ortalama kira bedeli asgari ücretin yüzde 79’unu aşmış bir halde.”

‘’Asgari Ücret Kira Bedeli Karşısında Erimiş’’

Sığınmacıların yoğun yaşadığı ilk 10 ilde kira bedelindeki artışın da Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu açıklayan Gökce “Kira bedelleri yüzde 702 zamlanmış. Bu illerde kira bedelinin asgari ücrete oranı 2019’da yüzde 46 iken bugün yüzde 86’ya çıkmış. Yani asgari ücret kira bedeli karşısında erimiş.” dedi.

‘’Devrim Sayılabilecek Adımlar Atılmalı’’

Yaşanılan konut krizi düşünüldüğünden daha derin olduğunu ifade eden Gökce, özellikle Türkiye nüfusunun yüzde 75’inin yaşadığı 30 büyük şehirde çalışanların gelirlerinin önemli bir kısmı konut kirasına verdikleri kaydetti.

“Yeni işe başlayan gençlerin maaşlarıyla neredeyse konut kiralama şansı yok. Büyükşehirlerde görev yapan memurların, kamu görevlilerinin de maaşlarından konut kirası çıktıktan sonra gıda, ulaşım, giyinme ve temel ihtiyaçlar için sadece çok küçük bir kaynak kalıyor.” diyen Gökce, tasarruf etmenin mümkün olmadığını belirtti.

Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda konut krizini çözmek için çok ciddi, devrim sayılabilecek adımlar atmazsa bu krizin derinleşeceğini söyleyen Gökçe, “Cumhuriyet tarihimizin en vahim barınma krizi ile karşı karşıya kalacağız.” ifadelerini kullandı.

Hazır Beton Endeksi Nisan Ayı Raporu Açıklandı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Hazır Beton Endeksi 2023 Nisan Ayı Raporu’nu açıkladı. Başkan Yavuz Işık, yapısal dönüşümün inşaat sektörü için kritik hale geldiğini söyledi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koyuyor. 

Açıklanan Hazır Beton Endeksi Nisan Ayı Raporu’na göre, Faaliyet Endeksi son 4 aydır eşik değerin üstünde tutunmayı başaramadı.

Nisan ayında beklentinin oldukça düşük bir seviyeye gelmesinde, önümüzdeki aylarda özellikle seçim sonrasında ekonominin ne yönde ilerleyeceğine ilişkin belirsizliğin etkili olduğu düşünülüyor. Güven Endeksi ise beklentiden farklı olarak eşik değerin üstünde pozitif tarafta hareket etti. Güven Endeksi’nin özellikle kentsel dönüşüme yönelik ortaya konulan irade ve bu çerçevede uygulanmaya başlanan kamusal politikalar sonrasında yükseldiği düşünülüyor.

Güven dışındaki her 3 endeks, geçen yılın aynı ayına göre düşük seyrediyor. Özellikle faaliyetteki gerileme oldukça dikkat çekiyor. Raporda hem faaliyetin hem de beklentinin düşük kalması, kısa vadede inşaat sektöründe ciddi bir canlanma ihtimalinin zayıflığına işaret edildi. Özellikle seçimden sonraki süreçte sektörün ne yöne gideceğine ilişkin ilk sinyaller önem arz ediyor.

‘’Yalnızca Kentsel Dönüşüm Değil, Zihinsel Dönüşüm de Gerekiyor’’

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, Faaliyet Endeksi’nin son 4 aydır eşik değerin üstünde tutunmayı başaramadığını belirterek “Geçen yıla kıyasla hem faaliyetin hem de beklentinin düşük kalması, kısa vadede inşaat sektöründe ciddi bir canlanma ihtimalinin zayıflığına işaret ediyor. Özellikle seçimden sonraki süreçte sektörün ne yöne gideceğine ilişkin ilk sinyaller önem arz etmektedir.” dedi.

Kentsel dönüşüm konusunda değerlendirmelerde bulunan Yavuz Işık, “Ekonomi yönetimi açısından sürekli söylenen ve sürdürülebilirliğin en önemli anahtarı olan ‘yapısal dönüşüm’ inşaat sektörü açısından çok daha kritik hâle gelmiştir. Mevcut yapı stokunun depreme dayanıklı hâle getirilmesi, tüm inşaat faaliyetlerinde deprem odaklı düzenlemelerin hayata geçirilmesi yalnızca kentsel dönüşümü değil aynı zamanda ‘zihinsel dönüşümü’ de gerektirmektedir. Yaşadığımız deprem afeti sonrasında hâlen sıcaklığını koruyan kentsel dönüşüm konusunun, tüm sektörün ve politika yapıcılarının önceliği olmaya devam etmesi gerekmektedir.” dedi.

Afet ve Krizlerde Alışveriş Merkezleri

“BOZULAN EZBERLER – AVM ZORUNLU BİR İHTİYAÇTIR”

Son on yılda gerçekleşen olaylara bakarsak inanılması zor krizleri atlattık. Ülkemizde ve yakın çevremizde yaşadığımız afetler, savaşlar, yangınlar dışında dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık, yüksek enflasyon, gıda ve enerji krizlerini yaşadık. En son yaşadığımız deprem gerçek bir felaketti, çok ağır kayıplar verdik ve yaralarımızı sarmak pek de kolay olmayacak. En temel ihtiyaçları karşılamak için seferber olduk, barınma, giyinme, gıda, sağlıklı kalabilmek için elimizde olan imkânları kullanıyoruz. Bölgeden göçleri geriye çevirmek için önümüzdeki süreçte epey bir uğraş verilmesi gerekecek ve yaklaşan bir genel seçim takvimimiz var. Peki, tüm bunlarla nasıl başa çıkacağız?

KRİZLERİN ÜLKESİ – TÜRKİYE 

Son 10 yılda başımıza gelmeyen kalmadı. Yaşamadığımız krizleri yazalım desem belki de işimiz daha kolay. En popüler geyik muhabbetimiz olan “henüz bir uzaylı istilası görmedik” cümlesini de ulu orta yüksek sesle söylememeye özen gösteriyoruz; başımıza gelmiş veya gelmekte olabilir gibi bir derdimiz de var.

İnsanların alışveriş, sosyal, kültürel ve eğlence gibi amaçlarla kullandığı alışveriş merkezleri; çok sayıda ziyaretçinin bulunduğu mekânlardır. Çalışanlar ve ziyaretçilerden oluşan farklı nitelikteki kullanıcıların bulunduğu alışveriş merkezlerinde yapılı ve doğal çevre kaynaklı olarak meydana gelebilecek, yangın, deprem, kaza, patlama, zehirlenme ve sabotaj eylemleri gibi acil durumların görülmesi muhtemeldir. 

AVM Operasyon Ekipleri bu sebeple bölgelerinde karşılaşabilecekleri krizleri öngörerek üç tip plan hazırlarlar:

1- AVM Koruma ve Güvenlik Planı

2- AVM Acil Durum Planı 

3- Sivil Savunma Planı 

Acil durumlar, yoğun kullanım trafiğinin bulunduğu alışveriş merkezleri için önem taşımaktadır. Bu sebeple alışveriş merkezlerinde acil durumların önlenebilmesi ve etkili tahliyenin sağlanabilmesi ciddi bir konudur. Alışveriş merkezlerinin tasarım, yapım ve kullanım aşamasında; yönetmeliklere ve standartlara uygun olarak hazırlanması gerekmektedir. Çalışmada önemli bir afet olan yangın acil durumu için; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliği, ISO 7010 (Semboller ve Uyarı Levhaları Standardı), ISO 16069 (Acil Durum Tahliye Yönlendirme Standardı) ve ISO 23601 (Güvenli Yollar-Acil Durum Kaçış ve Tahliye Planı) Standartları esas alınarak acil durum eylem planlarının hazırlanma kriterleri belirlenmiştir. Alışveriş merkezinin plan özellikleri, büyüklükleri ve yer seçim kriterleri önemlidir. Bu doğrultuda mimari planlara uygun olarak acil durum eylem planları hazırlanır. Hazırlanan planlar üzerinden yapının yangın merdiveni, kapısı, dolabı, güvenlik holü ve sirkülasyon alanı ölçüleri yangın yönetmeliğine uygunluğu değerlendirilir. Acil kaçış, toplanma alanları, güvenlik yolu piktogramları ve acil durum ve yangın tahliye planları kriterleri ise standartlara göre incelenir. 

İşin teknik yönü AVM tesisi açısından bu şekildedir. Acil Durum planlarımız genel olarak tahliye etmeye yöneliktir. AVM Operasyon ekipleri işleri gereği genel olarak tatbikatlarını AVM binasında olacak yangın, deprem vb. krizlerde katları boşaltmaya yönelik yaparlar. Pratiğimiz bu yöndedir. Tam da burada söylemek istediğim bir şey var; sanırım bunları yapmak kadar doğal bir işimiz de AVM binası dışında oluşacak krizlerde AVM’lerin hazır hale getirilmesini sağlamak. 

Bu yazıyı yayınlamayı geciktirdim, deprem afetinden hemen sonra yayınlanması duygusal etkilerini düşündüğümüzden sağlıklı olmayacaktı.

Özellikle büyük şehirlerde merkezde bulunan AVM tesislerimiz içinde bulunduğumuz şehirlerin nefes alma mekânları haline gelmiştir. Bu gerçekten hareket edersek bazı konuları daha net görme şansımız olur ve ihtiyaçlara göre daha doğru şekilde hareket edebiliriz. Bunda kamu yararı varsa hepimizin bu doğrultuda hemfikir olması ve ona göre plan program geliştirmesi ileriki günler için hepimizin faydasına olacaktır. 

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ “OLMAZSA OLMAZ” 

İçinde bulunduğumuz mahalle, ilçede veya ilimizde insan hayatını etkileyecek kriz veya afet olduğunda (deprem, yangın, sel vb.) insanlar o lokasyonda yardım almak zorunda kaldıklarında nerede toplanacaklar, ilk olarak nereye sığınacaklar veya yemek, tuvalet, su içme, yıkanma, barınma, soğuktan korunma gibi temel ve acil ihtiyaçlarını nerede temin edeceklerdir.

Kamu düzenimizin, STK’ların, belediyelerin ve valiliklerimizin yüzeysel AVM karşıtlığını bırakıp biraz daha konuya şehrin ihtiyaçlarına göre yaşayan organizma olarak bu ticaret merkezlerini doğru planlayarak sayılarını arttırmak, AVM projelerini dediğim ihtiyaçları karşılayacak şekilde düşünmek, ilgili çevreye koymak, tesisi kamu yararı gözetecek şekilde dizayn etmek, yapımını da bu çerçevede kontrol etmek durumundayız. Artık kamusal nefes alanları kalmayan, toplanma alanları gittikçe küçülen, park bahçe gibi peyzaj alanlarına yer verilemeyen büyük belediyelerimizde, şehir merkezlerimizde Alışveriş Merkezleri olması “zorunlu” ticari ve sosyal alanlardır. Şehirlerimizin, mahallelerimizin olmazsa olmazı konumundadır.

KEPENK AÇMAK UMUTTUR, HAYATA DAİR İNSANİ REFLEKSTİR

Deprem afetinden sonra insanların zor durumda oldukları o panik anları bittiğinde, ilk yardım dalgası ve etkisi sona erip şehir kendisiyle baş başa kaldığında ilk akla gelen şey “alışveriş yapılacak” yerlerin açılması olmuştur. Halkın moral motivasyonu için mahallemizin esnafının kepek açabiliyor olmasının ne kadar değerli olduğunu tekrar idrar ettik veya anladık. Binlerce yıldır süregelen ALIŞVERİŞ ve sosyalleşme ihtiyacının lüks olmadığı, temel ihtiyaç haline gelen bir insani refleksimizin oluştuğu bence su götürmez bir gerçektir. İlimizde, ilçemizde AVM tesislerimizin olması, ulusal ve uluslararası markaların süreçte bizimle birlikte olması, organizmanın yaşaması, ticari mekanizmanın din, dil, ırk, yaş, cinsiyet fark etmeksizin çalışması, kepenklerin açılması, bunun insanlara ve şehre kattığı moral motivasyon etkilerinin çok yüksek olduğunu bu afet sonrasında çok daha net gördük.

Deprem bölgesinde AVM tesislerimizin bir kısmı hasar gördü, keşke onlar da diğerleri gibi daha sağlam yapılmış olsalardı. Bölgede ayakta kalıp güçlü organizasyonları ile halka en hızlı desteği sağlayan yapıların başında yine Alışveriş Merkezleri gelmiştir. Yine AYD Başkanı ve AVM Yöneticilerinin o dönemde basına verdikleri demeçlerin bir kısmını hafızamızın taze kalması, AVM işlevinin unutulmaması için bu yazıya dâhil ediyorum.

HANİFE BAŞ – Alışveriş Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hüseyin Altaş, bölgedeki deprem sırasında yıkılan AVM olmadığını belirterek, “Diyarbakır, Hatay, Maraş ve Malatya’da 35 AVM var. Bunların birkaç tanesinin ortak alanlarında şu anda depremzedeleri ağırlıyoruz. Diyarbakır’daki eski pasaj tarzı AVM harici yıkılan olmadı. 10 tanesinde hafif hasar var, oralarda hasar tespit çalışması sürüyor. Buralarda da sıva dökülmesi, cam çatlaması oldu. Biz ihtiyaç olduğu sürece AVM’lerde depremzedeleri konaklatacağız” diye konuştu.

AVM’lerin son yıllarda yapıldığını ve son derece dayanıklı yapılar olduklarını iddia eden Altaş, “İki üç katlı yapılar olmaları nedeniyle de depremden daha az etkilendiler. AVM’ler çok dayanıklı yapılar. Kuruldukları alan çok geniş. Sağlam temelleri var. Konutların çoğunun zeminleri ve denetimleri çok iyi değil. AVM’ler olarak bu depremde çok sıkıntı yaşamadık. Mağazalar kapalı. Ortak alanları depremzedelerin ihtiyaçları olduğu sürece kullandıracağız” dedi.

AYD Genel Sekreteri Günöz Atakan ise Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay gibi çok hasar alan şehirlerdeki AVM’lerde hasarlar olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Buralardaki AVM’lere sıva çatlağı olsa da kontrol ettirmek gerektiği için aktif hale getirmedik. Adana’daki M1 AVM’de depremzedeler ağırlanıyor. Bazı AVM’lerin aktif çalışması normale dönmesi iki üç haftayı alır. Birtakım düzenlemeler yapılması gerekecek. Gaziantep’te üç AVM açık. İsteyen perakendeci açıyor. Konu sadece AVM’yi açmak değil, perakendecilerin de hazır olması lazım. Ciddi kayıpları olan perakendeciler oldu. Göçük altında kalan, yaşamını yitirenler oldu. Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman’da normal işleyiş zor görünüyor. Çünkü şehirden insanlar göç ediyor. Diğer şehirlerde yavaş yavaş normale dönüş çabaları olabilir.”

Ülke genelinde yapılan yardımlarda her evden zengin fakir hepimiz deprem bölgesine en yeni, en temiz giysilerimizi, kışlıklarımızı, havlu, battaniye vb. ihtiyaç duyulan malzemeleri hiç düşünmeden ayırdık ve gönderdik. Tüm bu yardımların organize edilmesinde, bir kısmının direkt olarak tedarikinde AVM’ler kendi bölgelerinde bağlı oldukları belediye, kaymakamlık ve valilikler ile birlikte çalışmış, bünyelerinde halka ve denetime açık “yardım toplama merkezleri” oluşturmuş ve STK işbirlikleri yaparak ticari bir amaç gözetmeksizin tüm imkânları kullanmışlardır. Gerek yapıları gerek organizasyon şekilleri sebebiyle de AVM en hızlı şekilde organize olan tesislerimiz arasındadır. Afetin hemen sonrasında bölge ve ülke genelindeki tüm AVM tesisleri deprem ile ilgili yardım ve destek çağrılarına acil cevap vermişlerdir.

JLL Co-CEO’su Dora Şahintürk, “Tüm AVM’ler depremzedeler için bir şey yapmaya çalışıyor. Açılan var, mutfak olarak kullanılan var, dağıtım yeri olan var. Hasar tespit için güvenli olduğunun tespitini bekleyen de var. Normal yaşama dönüş de maalesef şehre göre, binaya göre değişir. Diyarbakır gibi şehirlerde normale dönülmek üzere ama çok etkilenen şehirlerde bu zaman alacaktır” bilgisini verdi.

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ YAPMAMIZ GEREKİYOR

Şehirlerimizin ve insanların ihtiyaçlarını deneyimliyoruz ve görüyoruz, geçmiş sıkıntıları düşündüğümüzde, başımıza gelen felaketlerle başa çıkmayı öğrendiğimizde nüfus yoğun yerlerde mahallenin ve ilçelerin nefes alması ve organizasyonlarını tam anlamıyla tamamlamaları için daha çok sayıda ve çok daha iyi düşünülmüş AVM tesislerinin imar planlarında planlanması, yapılması, teşvik edilmesi gerektiğini görüyoruz. Sosyal hayatımızın olmazsa olmaz noktasında olan AVM’lerin varlığından endişe etmenin tersine, ilçemizde bu tesislerin olmamasından endişe etmeliyiz.

Kalınız sağlıcakla, saygılarımla.

Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, Zigana Tüneli’nde Açıklamalarda Bulundu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Zigana Tüneli’ni ziyaret etti. Bakan Karaismailoğlu burada, açıklamalarda bulundu. 

Hayata geçirilen en önemli projelerden birinin Zigana Tüneli olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Dün, Trabzon Güney Çevre Yolumuzdaki yapım çalışmaları incelememizin ardından bugün de 3 Mayıs’ta açtığımız Zigana Tüneli’ndeyiz. Hız kaybetmeden Trabzon’un geleceğinin, projelerimizin, işlerimizin başındayız. Trabzon, coğrafi konumu sayesinde ilk çağlardan beri bölgesinin en önemli ticari merkezlerinden biridir. Eski dönemlerde Asya’dan gelen ürünler, İran ve Erzurum üzerinden uzun bir yolculuk sonrası Trabzon’a varır ve buradan deniz yoluyla Anadolu’nun batısına, İstanbul’a ve Avrupa’ya gönderilirdi. Bu nedenle Zigana Tüneli’ni sadece Trabzon, Gümüşhane ve Erzurum’u ilgilendiren bir proje olarak göremeyiz.

Başta İran olmak üzere tüm Ortadoğu ülkelerinin Karadeniz’e ulaşması açısından hayati önem taşıyor. Bildiğiniz üzere Karadeniz Sahil Yolu, sahil kesimindeki yerleşim yerlerini yüksek standartlı bir ulaşım ağı ile birbirine bağlı. Sahil kesiminden iç bölgelere ulaşım yakın zamana kadar Karadeniz coğrafyasının izin verdiği şartlarda sağlanıyordu. Bu nedenle başlattığımız kuzey-güney akslarını iyileştirme çalışmaları kapsamında bölgede pek çok yol ve tünel yapımını da projelendirdik. Ovit Tüneli, Cankurtaran Tüneli, Salmankaş Tüneli, SalarhaTüneli, ikizdere Tünelleri, eğribel tüneli gibi nicesini tamamlayarak hizmete verdik. İşte Zigana Tüneli de kuzey-güney aksları kapsamında hayata geçen projelerin en önemlilerinden biridir. Zigana tüneli ile iki asra yakın bir süredir yapım, iyileştirme gibi pek çok çalışmanın yürütüldüğü güzergâha adeta bir mühür vurduk.” dedi.

Zigana Tüneli ile Liman Bölgelerine Sorunsuz Akış Sağlanacak

Tünelin ve diğer projelerin detaylarına değinen Karaismailoğlu, ‘’14 bin 500 metre uzunluğu ile Bolu’nun 5 katı uzunluğundaki Zigana Tüneli’ni 5 yılda bitirip hizmete açtık. Ayrıca yine 3 Mayıs’ta, Maçka’dan başlayıp Zigana Tüneli girişine kadar uzanan ve mevcutta tek yol olarak hizmet veren 17 km uzunluğundaki Maçka-Karahava Yolu’nu da bölünmüş yol standardına yükselttik. Zigana Tüneli, Türk mühendisliğinin gurur ve yüz akı projelerinden biridir. Tünel ve bağlantı yollarının yapımı, tasarımı ve kontrolünde yüzde yüz yerli ve millî kaynaklar kullandık. Projemiz Türk mühendisleri ve işçileri tarafından inşa edildi. Zigana Tüneli’ni, Trabzon’u Gümüşhane üzerinden Bayburt, Aşkale ve Erzurum’a bağlayan ve yüksek yoğunlukta trafik yükü taşıyan güzergâhta, 14,5 km uzunluğunda çift tüplü olarak inşa ettik. Zigana Tüneli trafiğin Karadeniz sahil kesimindeki merkezlere ve limanlara sorunsuz akışını sağlayacak, Uluslararası ticaretin daha hızlı ve güvenilir yapılmasına büyük katkıda bulunacak.” ifadelerini kullandı.

“Kalkınma Yolu İçin de Çalışmalara Başladık”

Kalkınma Yolu projesinin detaylarından bahseden Bakan Adil Karaismailoğlu, şunları söyledi:

‘’Yeni İpek Yolu olacak Kalkınma Yolu için de çalışmalara başladık. Habur ile Basra körfezi arası 1.200 kilometrelik demiryolunu ve otoyolu kapsayan Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye’yi Trabzon’dan Basra Körfezi’ndeki Faw Limanı’na bağlayacak. Hint Okyanusu Basra Körfezi’nden Habur’a ulaşan Kalkınma Yolu sayesinde; Türkiye üzerinden Akdeniz’e, Karadeniz’e, Avrupa’ya ve Kafkaslara bağlantı kuruyoruz. Orta Koridoru da buna entegre ediyoruz.’’

Tekfen Holding, Romanya’da Otoyol İnşa Edecek

Tekfen Holding, Romanya’da yaklaşık 252 milyon dolar değerindeki Ploiesti-Buzau otoyolunun bir bölümünün inşası için düzenlenen ihaleyi kazandı. 

Tekfen Holding tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Tekfen Holding’in bağlı birimi Tekfen İnşaat ve Tesisat, Ploiesti-Buzau otoyolunun bir bölümünün inşası için ihaleyi kazandı.

Yaklaşık 20 ay içinde tamamlanması gereken projenin bedelinin 1,16 milyar ley, yani yaklaşık 252 milyon dolar olduğu ifade edildi.

İskenderun’da Hasarlı Binaların Yıkımı Başladı

6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerden büyük oranda etkilenen Hatay’ın İskenderun ilçesinde hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları başladı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen İskenderun’da yıkılan ve acil yıkılması gereken binaların, yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri tamamlandı.

“Yıkım İşlemlerinin 4 Ayda Bitirilmesi Hedefleniyor”

İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, gazetecilere yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde, ilçede ağır hasarlı binaların yıkım ve enkaz kaldırma çalışmalarına başlandığını söyledi.

İskenderun’da depremde ağır hasar görmüş 3 bin 319 binadan 970’ine yapılan tespitler çerçevesinde itirazların bulunduğunu aktaran Demiryürek, “Geri kalan 2 bin 349 binada 15 bin 482 bağımsız bölümde yaptığımız ihaleler neticesinde yıkım işlemlerine başlamış bulunuyoruz. 9 ayrı bölgede 9 ayrı firma tarafından yıkılması işlemlerinin 4 ayda bitirilmesi hedefleniyor.” diye konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde sahada ekiplerin çalışmalarını bir düzen içerisinde sürdürdüğünü belirten Demiryürek, vatandaşlardan can güvenlikleri için yıkım sahalarına girmemelerini istedi.

KPMG’den ‘2030 Yılında İnşaat Sektörü’ Raporu

Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık firması Klynveld Peat Marwick Goerdeler (KPMG), ‘2030 Yılında İnşaat Sektörü’ başlıklı raporunu yayımladı. 

Birçok sektörde olduğu gibi inşaat sektörü de son yıllarda küresel çapta yaşanan sorunlardan payına düşeni alarak dramatik bir süreçten geçiyor. COVID-19, tedarik zincirlerindeki kesintiler, devam eden malzeme kıtlığı, yükselen enflasyon, Ukrayna’daki savaş ve yetenek açıkları bunlardan sadece bazıları. Tüm bu gelişmeler ayrıca sektördeki düşük verimlilik, yeni mezunları kendine çekememe, inişli çıkışlı ekonomik döngüler, düşük müteahhit marjları ve yükleniciler için maliyetlerin net bir şekilde öngörülememesi gibi uzun süredir devam eden zorluklar bir araya gelerek belirsizlikleri artırıyor. KPMG’nin yayımladığı “2030 Yılında İnşaat Sektörü” raporu bu belirsizlik döneminde sektördeki oyunculara yol göstererek, 2030 yılında inşaat dünyasını nasıl bir geleceğin beklediğini ortaya koyuyor.

Raporla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye İnşaat Sektör Lideri Engin Ölmez, “Bu çalışmamız, 2030 yılındaki inşaat dünyasına bakmayı, gözleri geleceğe çevirmeyi ve ardından günümüzde kaydedilen ilerlemeyi yansıtmayı amaçlıyor. Geleceğe bakmak her zaman ilgi çekicidir. Bu bakış açısı aynı zamanda sektörü ileriye taşımak ve sahip olduğu gerçek potansiyeli ortaya çıkarmak için gerekli adımları atmaya yardımcı olacak işaretler ve ilham kaynağı da sağlayabilir. 2030 yılında modernleşmiş, inovasyonu kucaklamış ve diğer küresel endüstrilerden dersler çıkarmış, teknolojilerden ve yeni çalışma yöntemlerinden yararlanarak büyük adımlar atmış bir sektör göreceğimizi tahmin ediyoruz. İnşaat şirketlerinin, sağlıklı marjlar elde ederek ve yüksek riskli veya yüksek karbonlu projelere ‘hayır’ diyebilme cesareti göstererek finansal açıdan çok daha iyi duruma geleceğini öngörüyoruz. Ayrıca sektörün, çığır açan teknolojileri de kucaklayarak, bu teknolojileri inşaat ekosistemine dahil edeceği bir süreçten de başarıyla geçeceğini düşünüyoruz.” dedi.

KPMG’nin raporuna göre sektörün şu ana trendler çerçevesinde kapsamlı bir dönüşümden geçmesi bekleniyor:

Üretkenlik rekor seviyede artacak

2030 yılına gelindiğinde zamanında tamamlanan, bütçeye uygun ve yüksek kaliteli projelerde üretkenlik rekor seviyede artmış olacak. Veri paylaşımının, ortak veri standartlarının ve birlikte çalışabilirliğin yaygınlaşması ile değer zinciri boyunca geniş çaplı bir şeffaflık ortaya çıkacak. Bu şeffaflık proje yöneticilerine sorunları hızlı bir şekilde tespit edip çözmelerine ve böylece gecikmelerin ve maliyet artışlarının en aza indirilmesine yardımcı olacak. İster bir ölçüm hatası ister sızıntı yapan bir boru veya hayati önem taşıyan bir altyapıda hasar olsun, sorunların erken çözümü mümkün olacak bu da projelerin kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlayacak. IoT, yapay zeka, makine öğrenimi, otomasyon ve analitik kullanımı sayesinde karar verme süreci büyük ölçüde gelişecek ve sensörler daha önce görülmeyen sorunları tespit edebilecek.

İnovasyonun sınırlarını zorlayacak

Gelecekte inşaat sektörü, inovasyonu kollarını açarak kucaklayacak. Şirketler, ana işletmeden ayrı inovasyon laboratuvarları veya merkezleri aracılığıyla startup zihniyetini benimseyecek. Bazı oyuncular sektör içinden ve dışından startup’ları satın alacak ve inşaat ekosistemindeki diğer öncü oyuncularla ortaklık kuracak. Sektör veri alanında uzmanlık kazanacak, inşaat şirketleri “somut yapılar inşa eden veri şirketleri” olarak konumlanacak. Bu ilerlemelere; veri bilimi, yapay zekâ ve teknoloji şirketleri gibi geleneksel olmayan kaynaklardan gelecek yeteneklerin yanı sıra sektör içerisinde inovasyonun cezbettiği çalışanların katkıları ile gerçekleşecek.

Güvenilir ve esnek tedarik zincirleri kurulacak

2030 yılında sektör; risk ve karın tedarik zinciri boyunca paylaşıldığı uzun vadeli ortaklıklara geçtiğinden, tedarikçiler stratejik inovasyonun ortakları olarak görülecek. Sonuç olarak, tedarik zincirleri çok daha şeffaf olacak, bu da sorunları tespit etmeyi ve ESG raporlaması yapmayı kolaylaştıracak. Sektör ayrıca nakliye maliyetlerini düşüren, karbon ayak izini azaltan ve jeopolitik olayların neden olduğu kaynak yetersizliğini ve iklim değişikliğinin neden olduğu kesinti risklerine karşı koruma sağlayan yerel kaynakların kullanımına daha fazla yönelecek.

Kariyer için cazip bir sektör olacak

Büyük bir dönüşümden geçecek olan inşaat sektörü, çalışanlara heyecan verici kariyer imkanları sunan, yeni mezunlar için tercih edilen bir sektör haline gelecek. Geleneksel olarak sahada yapılan işlerin çoğu fabrikalara ve tasarım ofislerine taşınacak; esnek ve uygun şartlarda uzaktan çalışma daha yaygın hale gelecek ve iş-yaşam dengesi öne çıkacak. Sektörde çeşitlilik engeli aşılacak, çok daha fazla kadın ve farklı eğitim, meslek geçmişlerine sahip yetenekler sektöre akın edecek.

ESG raporlamaları benimsenecek

İnşaat sektörü, yenilenebilir enerji tesisleri ve yaşam boyu düşük karbon ayak izine ve düşük su kullanımına sahip enerji tasarruflu binalar da dahil olmak üzere yeni nesil sürdürülebilir altyapı üzerine projelerini inşa edecek. Projelerden etkilenenlerle istişareler erkenden yapılacak ve projenin yaşam döngüsü boyunca ve sonrasında da bu istişareler devam edecek. Sektörün inşa edeceği binalar ve altyapılar; yükselen deniz seviyeleri, seller, kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları gibi iklim değişikliğinin etkilerine karşı çok daha dirençli hale gelecek. İnşaat işletmeleri etik bir duruşa sahip olacak ve yüksek standartlarda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) raporlamaları yapacak.

Kaynak: RHA Ajans

Mersin’de Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Tüm Hızıyla Sürüyor

Mersin’de uygulanan “Yerinde Kentsel Dönüşüm Projesi” Çay Mahallesi’nin çehresini değiştirdi.


Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı Çay Mahallesi, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından hayata geçirilen “Yerinde Kentsel Dönüşüm Projesi” ile yenilendi. Proje kapsamında 416 konut, 44 iş yeri ve sosyal alanlar inşa edildi. Mahalle sakinleri dönüşümle birlikte modern ve güvenli yaşam alanına kavuştu.


Proje kapsamında, 20 bloktan oluşan, 4’er ve 5’er katlı 416 konutun yanı sıra 8 dükkanın yer aldığı ticaret merkezi, 36 iş yeri, cami, otopark, taziyeevi ve yöre halkı için tandır evleri inşa edildi. Projede ayrıca 14 dönümlük yeşil alan yer alıyor. Güvenli yaşam alanlarıyla dikkat çeken projede şu ana kadar kurayla 250 daire ve 27 iş yeri hak sahiplerine teslim edildi.

“Vatandaşlara Yeni Bir Hayat Sunuyoruz”
Çay Mahallesi’ndeki “Yerinde Kentsel Dönüşüm Projesi” hakkında bilgi veren Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, kentsel dönüşümün, kaçak binalarda, altyapısı ve üstyapısı olmayan bölgelerde yaşayan vatandaşlara yeni bir hayat sunduğunu söyledi.
Çay Mahallesi’nde tamamlanan projenin Mersin için örnek teşkil ettiğine dikkati çeken Gültak, “Güney ve kuzey rüzgarını alan, doğu ve batı aksları ile 14 dönümlük yeşil alanı olan, 2+1 ve 3+1’den oluşan evlerimiz var. Hepsinde doğal gaz mevcut. Altyapıları sağlam. Parkları, donatı alanları, camisine kadar ne istenirse var. Mersinlilere yapılabileceğini ispatladık. Yıllarca farklı partiden belediye başkanları konuştu ama biz konuşmakla kalmadık, bitirdik. Şu an 250 aile evinde oturuyor.” diye konuştu.


Gültak, sözlerine şöyle devam etti: “Vatandaşlar hızlı bir şekilde adapte oldu, yeni kura için de bizi sıkıştırıyorlar. Vatandaşın eski eviyle şu anki arasında anlatılamayacak, rakamlarla ortaya koyulamayacak farklar var. Konforundan güvenliğine, yalıtımından parkına kadar ciddi bir memnuniyet var. Maddi anlamda da memnuniyetleri yüksek. Çok cüzi rakamlara bu evlere sahip oldular. Şu an verdikleri miktarın 10-15 katı rakama satabiliyorlar. Bu tür yapıların olduğu mahallelerde ciddi talepler var. Bir sonraki dönemde en az 5-6 nokta için bu tür projeleri hazırlıyoruz.”


Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde yapı sağlamlığının önemine bir kez daha şahitlik ettiklerini dile getiren Gültak, Bahçe ve Barış mahallelerinde de 415 konut, 50 dükkan ve çeşitli sosyal donatı alanlarını kapsayan kentsel dönüşüm projesinin ilk etabında çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Avro Bölgesinde İnşaat Üretimi Düştü

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) avro bölgesine ilişkin inşaat üretimi verilerini yayımladı. Buna göre üretim, bir önceki aya göre yüzde 2,4 düştü.

AvroBölgesi’nde inşaat üretimi, Mart’ta Şubat ayına kıyasla yüzde 2,4 düştü. İnşaat üretimi, 2022’nin Mart ayına göre de yüzde 1,5 geriledi.

AB’de de inşaat üretimi, Mart’ta önceki aya kıyasla yüzde 1,9, 2022’nin aynı dönemine göre de yüzde 1,2 düşüş gösterdi.

AB ülkeleri arasında Mart ayında inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 4,1 ile Romanya’da, yüzde 3,2 ile Slovenya’da ve yüzde 1,6 ile Portekiz’de ölçüldü. En fazla düşüş ise yüzde 10,9 ile Avusturya’da, yüzde 10,3 ile Slovakya’da ve yüzde 4,6 ile Almanya’da kaydedildi.

Yıllık bazda ise inşaat üretimi Slovenya’da yüzde 28,3, Romanya’da yüzde 17,7 ve Hollanda’da yüzde 4,2 artarken, Slovakya’da yüzde 10,3, Macaristan’da yüzde 9,8 ve Çekya’da yüzde 6,1 düştü.

ICC Enerji ve Çevre Fuarı Yarın Başlıyor

“İklim Değişikliğine Duyarlı Sürdürülebilir, Verimli Enerji Dönüşümü” temasıyla düzenlenecek olan ICCI Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı yarın sabah 11.00’da İstanbul Fuar Merkezi, Hall 1-3, Yeşilköy’de kapılarını açacak. 

Dünyanın ve Türkiye’nin en önemli gündem maddeleri arasında ilk sıralarda yer alan enerji sektörünün geleceğinin konuşulacağı ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansında

  • Yenilenebilir Enerji, 
  • Rüzgar Enerjisinde son teknolojiler
  • Güneş Enerjisinde son teknolojiler
  • Elektrikli araçları şarj etmenin karbonsuz ve hızlı yolu olarak düşünülen Cyce şarj cihazları
  • Büyüme için Enerji Otobanları gibi hem dünyanın hem Türkiye’nin gündeminde yer alan Enerji Sektörünün son teknolojileri görücüye çıkacak. 

Uluslararası yeni yatırım ve iş birlikteliklerinin gerçekleştirileceği ICCI 2023’de yerli ve yabancı paydaşların katılımıyla sektör bir araya gelecek. 65 ülkeden katılımcı ve İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı (ITA), Alman Enerji Ajansı (DENA), Alman Türk Sanayi ve Ticaret Odası, Moskow Export Center gibi Uluslararası katılımcılar olacak.

Önümüzdeki 10 yıla damgasını vuracak olan “Yenilenebilir Enerji” ve Türkiye’nin son dönemlerde hızla artan yerli enerji kaynakları, ICCI 2023’ün önemli konuları arasında yer alıyor.

Ana teması “Enerjide Sürdürülebilir ve Akıllı Dönüşüm” olarak belirlenen ICCI 2023 Konferanslarında 3 gün boyunca 4 salonda 40’ı aşan oturum gerçekleştirilecek. ICCI 2023’e İtalya, Almanya, Rusya, Çin, Hindistan, İrlanda, Çek Cumhuriyeti, Belçika, Danimarka, İngiltere, Fransa, Avusturya, İspanya, Kazakistan, Azerbaycan, Finlandiya, İran ve Güney Kore’den firmalar ve üst düzey konuklar katılacak. Enerji sektörünün uluslararası ilk ve en büyük etkinliği olan ICCI 2023 her yıl olduğu gibi yerli firmaların yurt dışı ile bağlantılar kurmasına, yabancı firmaların ise Türkiye pazarında yer almasına katkıda bulunmaya devam edecek.

TÜRKİYE’DE DOĞAL GAZDAN PETROLE, NÜKLEERDEN YENİLENEBİLİR ENERJİYE BİRÇOK ALANDA PROJELER, ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTACAK

Türkiye’de, doğal gazdan petrole, nükleerden yenilenebilir enerjiye birçok alanda gerçekleştirilecek projelerle önümüzdeki 5 yılın Türkiye açısından dünyada önemli bir oyuncu olma hedefini ortaya koyuyor ve ICCI 2023’de bu projeler bir arada sergilenecek. 

ICCI 2023’DE TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN KAMU KURUMLARI VE DERNEKLERİ DE YERLERİNİ ALDI

ICCI 2023’te T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı; EÜAŞ, TEDAŞ, TEİAŞ, TENMAK, TEMSAN ve BOTAŞ gibi kamu kurumları ile EPDK ve ETKB gibi yasa koyucular, sanayi odaları ve organize sanayi bölgeleri, sektörün önde gelen dernekleri (DEİK, TÜSİAD ,ELDER, GEFF, GENSED, GÜNDER, GÜNEŞDER, GÜYAD, İSO, İTO, JESDER, MUSİAD, SHURA,  TURSEFF, TÜBİTAK MAM, TÜREB) konferans ve fuara katılıyor veya destek veriyor.

Yazıcı: ”Konutun Kurumsal Yatırımcı İçin Cazip Hale Getirilmesi Modellenmeli”

Kirada oturanların oranının her geçen gün artarken insanların bütçelerinden en büyük payı barınmaya ayırdıklarını vurgulayan EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, barınma sorununun çözümü için konuttan kira geliri elde edilmesinin kurumsal hâle getirilmesi gerektiğini, bunun için de kurumsal yatırımcılar için konut yatırımını cazip hale getirecek teşviklerin modellenmesi önerisinde bulundu.

Barınmanın artık ciddi bir mali yük haline geldiğinin altını çizen EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Konut fiyatlarındaki artış, özellikle büyük şehirlerdeki yoğun nüfus ve ekonomik sorunlar ile birleştiğinde sorun çok yönlü derinleştirmekte. Artan kira fiyatları, özellikle ara elemanların geçinememesine sebep olduğundan büyük şehirlerde ara eleman bulmak sorun haline geldi. Acil yapılabilecek bir eylem ise konuttan kira geliri elde edilmesinin kurumsal hâle getirilmesini cazip hale getirecek özendirecek yatırım sistemini yaratmak olacaktır.” dedi.

STK ve vakıflar bu konuda teşviklerle özendirilmeli

Konuttan kira geliri elde edilmesinin kurumsal hâle getirilmesi için yol haritası çizen Yazıcı, “Sivil toplum kuruluşları, vakıflar bu konuda teşviklerle özendirilmelidir. Sadece kurumsal yatırımcılar değil ülkedeki barınma sorununa dair öneriler sunan, uygulamalar geliştiren STK’lar çözüme katkı sağlayabilirler. Konut kiralama amaçlı bazı kurumsal yapılar kurularak bunların kiralama amaçlı konut inşa etmeleri ve kiralama yolu ile orta ve dar gelirli vatandaşa belli sürelerle mülk sağlaması projelendirilebilir. Ancak buradaki sorun ülkemizde konut yatırımının kendisini artık 25-30 seneden önce geri ödememesidir. Bu yatırımlar kurumsal olunca daha da uzun sürede kendini amorte edecektir. Kirayı arttırmayacak şekilde bu sürenin 15 yıllara geri çekilecek şekilde üretim modelleri yaratılması gereklidir.

Yatırımcı için uzun vadeli ve sürdürülebilir bir model üretilmeli

Yatırımın 25-30 senede geri dönmes kurumsal yatırımcı için alternatif yatırım olanakları yüzünden cazip değildir. Kurumsal yatırımcılar açısından bu sürenin  azaltılması için ; özel teşvikler verilmesi, vergi indirimi oranları sağlanması yüksek KDV iadesi  imkanları gibi farklı yöntemler geliştirilerek yeni kaynaklar sağlayacak şekilde özendirilmesi gereklidir. Bu tür gelişimler ancak devlet desteği ile modellenip  yapılabilir. Aksi durumda bu alanda yatırımcı bulmak mümkün olamayacaktır ve konut sorununa kurumsal çözümler üretilemeyecektir. Özetle kurumsal kira getirili varlık oluşturmak isteyen yatırımcı için uzun vadeli , sürdürülebilir bir model üretilmesi için ortak akıl oluşturmalı ve gerekli düzenlemeleri acilen yapmalıyız.” şeklinde konuştu.

Çelik Yapı Elbistan’daki Konut Projesini Teslim Etti

Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren Çelik Yapı, Elbistan’da depreme dayanıklı olarak inşa ettiği konut projesini teslim etti.

Elbistan’daki konut projesinin yanı sıra çevre ilçelerdeki projelerin teslimatlarının sürdüğünü açıklayan Çelik Yapı işletmecileri Resul Çelik ve İbrahim Kır, ‘’Bize güvenen ve firmamızı tercih eden müşterilerimize teşekkür ederiz. Özellikle depremin ardından hafif çelikle yapılan konutlar tercih edilmeye başlandı. Biz de prefabrik yapıların konforunu ve dayanıklılığını en üst seviyeye çıkarma adına hafif çeliğin sağlamlığını gaz betonla birleştirerek tamamen isteğe bağlı olarak konut projeleri üretmeye başladık. Bu sektörde güvenlikten, işçilikten ve malzemeden taviz vermeden inşa ettiğimiz proje ve konutlar, müşterilerimizin Çelik Yapı’yı tercih etmesinde en önemli etken oldu.

Çelik Yapı olarak Afşin’le beraber diğer ilçelerde yoğun bir taleple karşılaştık. Elbistan’a bağlı Tepebaşı Mahallesi’nde bizi tercih eden müşterimize 115 metrekarelik konutunu kısa sürede teslim ettik. Şu anda siparişini aldığımız 3 adet projemiz için de kolları sıvadık. Tamamen profesyonel ekibimiz, bizleri tercih eden hemşerilerimize depreme ve doğal afete dayanıklı, konforlu yaşamın tüm imkanlarını sunan konutlarına kavuşturmak için çalışıyor.’’ dedi.

Projelerin ana detaylarından bahseden Çelik ve Kır, şunları söyledi:

‘’Konutlarımızın temelini 50 santimetrelik hasır çelik betonla inşa ediyoruz. Çatımızın da ana malzemesi olarak çeliği tercih ediyoruz. Dış mantolama, parke, ıslak zeminler fayans olacak şekilde, mutfak dolaplarında ise birinci kalite ahşap kullanıyoruz. Tavan malzememiz de isteğe göre alçıpan ya da plastik lambriden imal ediliyor. İç kapılar Amerikan panel lake, dış kapı ise çeliktir. Elektrik-su tesisatlarını da yine aynı şekilde biz hazırlıyoruz. Kar yükü, yağmur, rüzgar hızı dahil tüm statik hesaplamaların yapıldığı projelerimiz, içinde yaşayacak vatandaşlarımızı doğal afetlerden ve dış etkenlerden en iyi şekilde koruyacak özelliğe sahiptir. Projemizin metrekare fiyatı 6 bin 500 TL’dir.’’