“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 65

Türkiye’de 2021 Yılında Kaç Konut Satıldı?

Emlak bilgi bankası Tapusor.com’un verilerine göre Türkiye’de 2021 yılında 1 milyon 491 bin 856 adet konut satışı yapıldı.


Geçtiğimiz yıl Türkiye’de kaç konut satıldı? Emlak bilgi bankası Tapusor.com, paylaştığı verilerle bu soruya ışık tuttu. Tapusor.com tarafından paylaşılan verilere göre, geçtiğimiz yıl ülkemizde 1 milyon 491 bin 856 adet konut satıldı. Bu konutların toplam değeri 786 milyar TL oldu.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tapusor.com Genel Müdürü Şevki Çatladı, Türkiye Geneli Satılık Konut Ticaret Hacmi (2021) ismiyle gerçekleştirdikleri çalışmayı Tapusor’un teknopark ortamında hayata geçirdiği ve emlak piyasasının geniş kapsama sahip veri havuzundan yapılan Ar-Ge çalışmalarını bitirdiklerini belirtti. 

İstanbul, Yine Liste Başında!
Çalışmayı gayrimenkul geliştiricisi, mühendis, şehir plancısı, mimar, tasarım ve iletişim uzmanlarıyla beraber multidisipliner çalışmalar gerçekleştirerek hazırladıklarının altını çizen Çatladı, sözlerine şöyle devam ett: “Veri havuzumuz üzerinden yaptığımız araştırmalar neticesinde Türkiye’de 2021 yılında konut satışlarından elde edilen ticaret hacmini 786 milyar 281 milyon 198 bin 036 TL olarak hesapladık. Türkiye genelinde 81 ili incelediğimizde en yüksek ticaret hacminin 229 milyar 30 milyon TL ile İstanbul olarak tespit ettik. İstanbul’u 63 milyar TL ile Ankara, 52 milyar TL ile İzmir ve 42 milyar TL ile Antalya takip ediyor.”

En Düşük Ticari Hacim Ardahan’da
Yapılan çalışma kapsamında 2021’de konut ticaret hacmi en düşük olan şehir 80 milyon Türk Lirası ile Ardahan olarak belirlenirken, Ardahan’ı sırasıyla 144 milyon Türk Lirası ile Şırnak, 294 milyon Türk Lirası ile Bayburt ve 440 milyon Türk Lirası tutarındaki ticari hacimiyle Gümüşhane takip etti. 


En Yüksek Satış Adedi Kadıköy’de
Çalışma kapsamında en yüksek satış gerçekleştirilen 10 bölgede yer aldı ve dikkat çeken veriler ortaya çıktı. Açıklanan verilere göre, megakent İstanbul’dan 6 ilçe listeye ismini yazdırdı. Çalışma kapsamında, 2021’de Türkiye genelinde en yüksek satışın 33 milyar Türk Lirası ile İstanbul Kadıköy’de olduğu belirlenirken, Kadıköy’ü 19 milyar 931 TL’lik satışla Bodrum takip etti. Megakent İstanbul’da en fazla konut satılan ilçe olarak belirtilen Esenyurt’ta ise 19 milyar 732 Türk Lirası tutarındaki satış rakamıyla listede 3. sıraya yerleşti. Esenyurt’u 18 milyar TL’lik satış değeriyle başkent Ankara’nın Çankaya ilçesi takip etti. Bakırköy 16 milyar TL’lik satış rakamıyla listede eşinci sıraya yerleşirken, Başakşehir 15 milyar TL’lik satış değeriyle altıncı, Beşiktaş 14 milyar TL ile yedinci, Sarıyer 13,6 milyar TL’lik satış değeriyle sekizinci, Alanya 12,8 milyar TL’lik satış tutarıyla 9., Kuşadası ise 12,7 milyar TL ile 10’uncu sıraya yerleşti.

Asansör İstanbul 2022, 4 Kıtadan Ziyaretçi Ağırladı

Sektörünün 3 yıl aradan sonra, global düzeyde gerçekleşen ilk yüz yüze ticaret fuarı olan Asansör İstanbul 2022, yurt dışı satın almacı sayısını yüzde 16 arttırırken, organizasyona tam 111 ülkeden ziyaretçi geldi.

Dünyanın iki büyük asansör fuarından birisi olan Uluslararası Asansör İstanbul, 10 – 13 Mart tarihlerinde gerçekleşti. Tarsus Turkey tarafından, AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle 17.’si gerçekleştirilen fuarda yurt içi ve yurt dışından tam 345 katılımcı firma, daha akıllı, daha güvenli ve daha hızlı asansör teknolojilerini bir arada sergiledi. Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’ndeki organizasyonu 6.672’si yurt dışından toplam 22.348 satın almacı ziyaret etti.

Sona eren fuar hakkında açıklamalarda bulunan Tarsus Turkey Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Asansör İstanbul 2022, üç yıl önceki son fuara göre yurt dışı ziyaretçi oranını yine arttırmayı başararak, uluslararası marka kimliğini güçlü biçimde sürdürüyor. Amerika, Orta ve Batı Avrupa, Orta Doğu, Afrika, BDT ve Balkan ülkeleri ile Asya Pasifik Bölgesi ülkelerinden binlerce satın almacıyı ağırladığımız fuarda, sırasıyla İran, Irak, Mısır, Lübnan, Ürdün, Fas, Tunus, İsrail, Cezayir ve Yunanistan en çok ziyaretçinin geldiği ülkeler oldu” dedi.

Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı, daha hızlı, daha güvenli ve daha akıllı asansör teknolojilerine 17. kez ev sahipliği yaptı. Üç yıl aradan sonra gerçekleşen organizasyonda konut ve ticari bina asansörlerinden hastane asansörlerine, ev içi asansör ve kişisel taşıyıcılardan oto asansörlerine, yük ve servis asansörlerinden engelli asansörlerine kadar tüm yeni makine, ekipman ve teknolojilere bir arada sergilendi.

Sektörün Tüm Paydaşları Asansör İstanbul 2022’de Buluştu

Asansör İstanbul 2022, geride kalan 16 buluşmada olduğu gibi yine asansör ve yürüyen merdiven sektörünün tüm paydaşlarını çatısı altında buluşturdu. Fuarın ziyaretçi sonuç raporuna göre Asansör İstanbul 2022’ye en çok ilgi yüzde 38 ile asansör montaj, taahhüt ve bakım firmalarından geldi. Onu yüzde 18 ile asansör aksam üreticileri, yüzde 14 ile müteahhitlik ve inşaat firmaları, yüzde 13 ile asansör aksam tedarikçileri izledi. Fuarı ziyaret eden diğer meslek grupları ise proje, mimarlık, mühendislik ve danışmanlık firmaları, apartman yöneticileri, bina sahipleri, asansör kullanıcıları, belgelendirme kuruluşları, kamu kuruluşları ile akademisyenler, danışmanlar ve basın mensupları oldu.

Fuar Katılımcıları Asansör İstanbul 2022 İle İlgili Görüşlerini Paylaştı

Kemal Uyumaz – AH&MET Asansör Satış Müdürü
“Asansör İstanbul’a sekizinci katılışımız. Fuarımız oldukça yoğun geçti. Hem yeni firmalarla tanışma hem de uzun süredir görüşemediğimiz mevcut firmalarımızla bir araya gelme fırsatı bulduk. 1/3 sistemle çalışan üçgen asansör tasarımımızın lansmanını fuarda gerçekleştirdik. Ziyaretçilerimiz, yeni ürünümüze büyük ilgi gösterdi. Asansör İstanbul’a doğrudan sektörle ilgili olan profesyoneller geliyor. Bu açıdan çok memnunuz.”

Tuğba Demiröz Şengül – Akar Asansör Planlama Sorumlusu
“Fuar gayet güzel ve verimli geçti. Yurt dışından bayağı güzel, ilgili ziyaretçilerimiz oldu. Gerçekten, sektörle doğrudan ilgili insanlar fuardaydı. Yurt dışından, Afrika’dan, Asya’dan ve Güney Amerika’dan iyi geri bildirimler aldık. Güzel kontaklar kurduk. Gayet memnunuz. Asansör İstanbul Fuarı’nı tek kelime ile özetlemek gerekirse; teknoloji diyebiliriz.”

Sefa Targıt – Asray Genel Müdürü
“Fuar, doğrusu beklediğimizden iyi geçti. Hem müşterilerimizin hem firmalarımızın gayretiyle ve sektördeki coşkuyla oldukça güzel bir fuar geçirdik. Beklentilerimizi karşılamaktan öte beklentilerimizin üstüne çıktı diyebilirim. Gayet memnunuz. Yurt dışından da çok misafir geldi. Çok eski dostlar geldi, çok eski müşterilerimiz geldi.”

Melih Aybey – Aybey Elektronik Genel Müdürü
“Asansör İstanbul fuarına başladığından beri katılıyoruz. Bölgesel olarak çok önemli bir fuar. Her zaman yoğun ilgi ve ziyaretçi aldık. Fuarda, yurt dışından çok ziyaretçimiz vardı. Asansör İstanbul Fuarı, her zaman için profesyonel ziyaretçi ağırlıklı bir fuar. Herkes mesleki olarak belirli bir beklenti ve ilgiyle geliyor. Son derece seviyeli bir ziyaretçi grubu var. Rahatlıkla görüşmelerimizi profesyonel düzeyde yürütebiliyoruz. Beklentilerimizin üzerinde, iyi oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.”

Nihat Güven – MİK-EL Elektronik Genel Müdürü
“Asansör İstanbul fuarını emekleme döneminden itibaren bildiğimiz için rahatlıkla söyleyebiliriz ki her geçen sana daha da büyüyerek, daha da gelişerek artık bütün dünyada tanınan, bu sektörün en önemli fuarlarından biri haline geldi. Dünyadaki en büyük 3 fuardan biri oldu. O yüzden mutluyuz. Hem ülkemiz adına hem de ürünlerimizi daha geniş kitlelere, birçok kıtadan gelen ziyaretçilere gösterebilmek açısından bu fuar gittikçe daha da önemli oluyor. Beklediğimizden daha iyi diyebilirim. Ziyaretçi profilinin kalitesi olarak memnunuz. Katılmamız gerekliydi, faydalı oldu.”

Sektörünün en yeni teknolojilerine ve eşsiz ticaret fırsatlarına ev sahipliği yapacak olan 18. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı, “Yeni Dünya Yeni Fırsatlar” sloganıyla 9-12 Mart 2023 tarihlerinde yine Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Paintistanbul&Turkcoat Fuarı 7 Bin Ziyaretçi Ağırladı

Tüm dünyada 164 milyar dolarlık boya ve kaplama sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olarak kabul edilen Paintistanbul & Turkcoat Fuarı, 4 yıllık aranın ardından sektör profesyonelleri ve tüketicileri 8’inci kez bir araya getirdi.

17-19 Mart tarihleri arasında, 3 gün boyunca İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen fuar; Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) ve Artkim Fuarcılık iş birliğiyle düzenlendi. 200’ü aşkın katılımcı firmanın yer aldığı ve Avrupa, Uzak Doğu ile komşu ülkelerden yabancı katılımcıyla açılan fuar, 80 farklı ülkeden bin 118’i yabancı olmak üzere 7 bin 211 sektör profesyonelini ağırladı.

Ziyaretçiler, fuarda yenilikçi ürün ve hizmetler ile en güncel gelişmeleri yakından inceleme fırsatı yakalarken, yerel ve ulusal sektör paydaşlarıyla da 4 yıllık aranın ardından bir araya gelerek iş bağlantılarını kurma ve güçlendirme olanağı buldu.

“Türk Boya Sektörü, Avrupa’nın En Büyük Pazarları Arasında Yer Alıyor”

Açılış konuşmalarını BOSAD Başkanı Akın Akçalı, ARTKİM Fuarcılık İcra Kurulu Başkanı Cengiz Yaman, Fuar Düzenleme Komitesi Başkanı Hakan Ünel, İKMİB Başkanı Adil Pelister ve ATO Başkanı Gürsel Baran’ın gerçekleştirdiği Paintistanbul & Turkcoat Fuarı’na dair görüşlerini paylaşan Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın M. Akın Akçalı;

“Türk boya sektörü; üretim kalitesi ve kabiliyetleriyle uluslararası standartları yakalamış ve dünyanın birçok noktasına ihracat gerçekleştiren son derece önemli bir sektördür. Ülkemiz, Avrupa genelindeki 5. büyük boya üreticisi olmasının yanı sıra, giderek artan üretimi ve teknolojik alt yapısı ile kendi bölgesinde uluslararası boyutlu sektörel bir güç olma hedefi doğrultusunda ilerlemektedir.

Bugüne dek yaşadıkları global ve yerel tüm kriz anlarından daha da güçlenerek çıkan Türk boya sanayicileri, özellikle pandemi dönemini daha büyük başarıyla geride bıraktı. İnşaat boyaları alanında 2020 yılını 515 bin ton hacim ile kapattık, 2021′de ise ilerlememiz devam ederek 628 bin ton hacme ulaştı.

Bu ivme ihracatta da sürdü, Türk boya sektörü ihracatı 875 milyon dolardan 1,1 milyar dolara ulaştı. Dünyada diğer ülkelerin tonajları düşerken Türkiye’nin üretiminde büyük artış gözlendi.

Türk boya sektörü olarak 164 milyar dolarlık küresel boya ve kaplama pazarının yaklaşık %2’sine hakim durumdayız. Bu bağlamda sektörün bütün hammadde, makine, ekipman ve üretim teknolojileri ihtiyaçlarına karşılık bulabilmesi adına ideal bir platform sunan paintistanbul & Turkcoat 2022 Fuarı da üretici ile alıcı arasında bir kez daha önemli bir köprü görevi haline geliyor.” dedi.

Sektöre Dair Müjdeli Haber!

BOSAD Başkanı Akın Akçalı konuşmasında, 1992 yılında kurulan ve dünya boya sektörünün temsil edildiği World Coatings Council’in (Dünya Boya Birliği) her yıl düzenlediği yıllık değerlendirme toplantısının da hem BOSAD’ın 20. kuruluş yıldönümü hem de Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenleneceğini açıkladı.

Türkiye, Fuarlar İçin Çok Büyük Potansiyel Taşıyor

Açılışta konuşan Artkim Fuarcılık İcra Kurulu Başkanı Cengiz Yaman ise, yeni dönemde birçok yeniliği de bünyesine katan paintistanbul & Turkcoat 2022 Fuarı ile ilgili bilgiler vererek, pandemi sürecinin her ülke gibi ülkemizi de etkilediğini ancak Türkiye’nin dinamik yapısı nedeniyle fuar sektöründe çok hızlı bir toparlanma yaşandığını ifade etti.

Cengiz Yaman fuarların, pandemi öncesinde olduğu gibi yine hem sektörü bir araya toplayan hem de yurt içi ve yurt dışı odaklı, yüksek hacimli iş birliklerine olanak sağlayan ortamlar olduğunu belirterek bu yıl düzenlenen fuardaki yenilikler hakkında bilgi verdi: “Fiziki fuarın bitiminden itibaren 3 ay boyunca erişime açık kalacak sanal fuar platformumuz ve allArtkim isimli mobil uygulamamız, bu fuarımızda da aktif. Bu sayede firmalar için uzun süreli iletişim imkanı ve yüksek marka görünürlüğü sağlamayı hedeflerken, ziyaretçiler için de zaman kısıtlaması olmaksızın ihtiyaçlarına yönelik olarak firmalar hakkında bilgileri görüntüleme ve online toplantı yapma imkanı sunuyoruz” dedi.

İş Dünyası Temsilcileri, Sektörün Gösterdiği İlgiden Memnun

İKMİB Başkanı Adil Pelister, ATO Başkanı Gürsel Baran ve BOSAD Fuar Düzenleme Komitesi Başkanı Hakan Ünel de konuşmalarında ülkemizin üretim ve ihracat gücüne dikkat çekerek, sektörün pandemi etkilerini artık iyice geride bırakmaya başladığını belirttiler.

İKMİB Başkanı Pelister, Türkiye’nin başta boya sektörü olmak üzere kimya endüstrisinde dünyada söz sahibi bir konumda olduğunu, ATO Başkanı Baran ise, sağlanan teşvikler doğrultusunda üretim sahasının Anadolu’da farklı noktalara yayılmaya devam ettiğini vurguladı.

Fuar Düzenleme Komitesi Başkanı Hakan Ünel ise, 4 yıl aradan sonra Türk ve yabancı ziyaretçilerin ağırlanacağı fuara olan ilgiden duydukları memnuniyeti belirterek, 2024 yılında düzenlenecek fuarda, iş birliklerinin daha da artacağına olan inançlarını dile getirdi.

3 Özel Panel, 11 Ayrı Sunum

Fuarla eş zamanlı düzenlenen konferans etkinliğinde ise sektörün önde gelen isimlerinin moderatör ve konuşmacı olarak yer aldığı üç özel panel ve 11 farklı konuda bilgilendirici sunumlar gerçekleştirildi. Panel ve sunumlar, kimya sektörünün tek yayın platformu Turkchem TV Youtube kanalından da kalıcı olarak takip edilebiliyor.

Eaton, Yeni HLR Yarı İletken Rölelerini Tanıttı

Güç yönetimi şirketi Eaton, servis ömrü ve yüksek anahtarlama hızına ihtiyaç olan uygulamalar için yeni HLR yarı iletken rölelerini (Solid State Relay) pazara sundu.

Yeni ürün yelpazesi, Eaton’ın elektromekanik şalt çözümleri portföyünü genişletiyor. Basit güç kontaktörlerinden, zorlu uygulamalar için frekans konvertörlerine kadar Eaton her türdeki anahtarlama görevi ve karmaşıklık düzeyi için doğru çözümü sunuyor.

Yarı iletken rölelerinin aşınabilecek hareketli parçaları veya kontakları olmadığından, Eaton’ın HLR serisi ürünleri bakım gerektirmez ve son derece uzun bir servis ömrüne sahiptir. Bu röleler ayrıca darbelere karşı çok dirençlidir ve bu nedenle mobil cihazlar da dahil olmak üzere zorlu ortamlarda kullanıma uygundur. Yarı iletken rölelerinin diğer avantajları, özellikle hızlı ve güvenilir anahtarlama sağlayan kısa tepki sürelerine sahip olmasıdır. Bu, yüksek anahtarlama frekanslarının bile sorunsuz bir şekilde uygulanabileceği anlamına gelir. Bu nedenle yarı iletken röleler, plastik, ambalaj ve gıda işleme endüstrilerindeki ısıtma elemanlarının hassas bir şekilde anahtarlanması için sıklıkla kullanılır. HLR serisi yarı iletken röleler düşük seviyede elektriksel ve akustik gürültü ürettiğinden, tıbbi ekipman veya bina otomasyon sistemleri gibi gürültüye duyarlı uygulamalarda kullanım için idealdir.

Eaton’ın HLR serisi, örneğin motor kontrol uygulamaları için de kullanılabilen tek fazlı cihazları (15 A’dan 40 A’e kadar nominal akımlara sahip) ve üç fazlı cihazları (20 A’dan 30 A’e kadar nominal akımlara sahip) kapsar. Entegre soğutucu sayesinde hemen kullanıma hazır hale gelirler. 25 A’dan 125 A’e kadar nominal akım aralığındaki HLR serisi ürünler, soğutucuların kolay takılmasını sağlayan ve yaygın olarak kullanılan Hockey-Puck tasarımına sahiptir. Özel gövdeli HLR serisi ürünler termal pedlerle donatılırken, entegre varistor ile aşırı gerilim koruması sağlanır.

Kompakt tasarımı ile HLR serisi, Eaton’ın ürün portföyüne sorunsuz bir şekilde uyum sağlar. 17,5 mm montaj genişliği, Eaton’ın motor koruyucu devre kesicileri ve minyatür devre kesicilerine karşılık gelir ve böylece kontrol panosu içinde ve DIN raylarında yer tasarrufu sağlar. Yeni HLR yarı iletken röleleri, EMEA ve Kuzey Amerika pazarları (CE, UL / CSA) için gerekli tüm sertifikalara sahiptir ve Q1 2022’den itibaren satışa sunulmuştur.

Copa’nın Yeni Reklam Filmi Yayında!

İklimlendirme sektörünün öncü markalarından Copa, “Takın, Unutun” sloganı ile sunulan ilk reklam kampanyasına 3 yeni reklam filmiyle devam ediyor.


Copa, yeni nesil akıllı kombisi Eomix Plus’ı tanıttığı “Takın, Unutun” kampanyasının devam filmlerinde, karşılaştığı problemler nedeniyle kombisini aklından çıkaramayanlara sesleniyor.


Kombilerin hata kodları ile gündelik hayatın problemlerini eğlenceli biçimde birbirine benzeten devam filmlerde; arkadaşından beklediği “gazı” alamayan umutsuz bir aşık, oğlu para istediğinde “ateşleme” hatası veren bir anne ve arkadaşının sevgilisinden “hatalı alev sinyali” alan bir öğrenci yer alıyor. Reklam filmlerinde gündelik hayatta yaşanılan sorunların, bazen kombi problemlerine de oldukça benzediği mesajı veriliyor.


Kreatif sürecini Lokal’in üstlendiği üçleme, tüketicilere “Karşılaştığınız her problem size kombinizi hatırlatıyorsa: Copa Kombi takın, unutun.” diyor. Eğlenceli devam filmleri dijital mecralarda yayınlanacak.


Copa’nın Reklam Filmleri

Reklam Künyesi

Reklamveren: Copa Isı Sistemleri

Reklamveren Yetkilileri: Ersin Kantar, Deniz Baskak

Reklam Ajansı: Lokal

Yönetici Kreatif Direktör & Yönetmen: Ali Göral

Kreatif Direktör: Reha Üçöz

Kreatif Grup: Hakan Küçükyılmaz, Cihan Coşkun, Gökhan Pahlı, Volkan Bilir, Atakan Aslan, Özgür Kahraman, Nilgün Ören, Esin Güler

Müşteri İlişkileri Direktörü: Ceyda Kan

Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Ece Yazıcıoğlu

Dijital Grup Başkanı: Erhan Çırak

Sosyal Medya Grup Başkanı: Merve Aktaş

Sosyal Medya Yöneticisi: Selin Kalkan

Dijital Medya Planlama: Muhammet Sarıçam

Ajans Prodüktörü: Önder Kaymak

Prodüktör Asistanı: Cansu Rakıcı

Yardımcı Yönetmen: Nilüfer Erbil

Görüntü Yönetmeni: Alican Akgün

Reji: Nilüfer Erbil, Pınar Güner

Müzik: Ete Kurttekin

Kurgu: Derya Başer

Motion Designer: Emre İçöz

Ses: Orçun İynemli

Miksaj: Resul Keleş

Işık: Özkan Bağçecik

Colorist: Burak Turan

PR Ajansı: Brand&more İletişim Danışmanlığı

Cubo, Yapı Sistemleri Ürün Grubu İle Yapının Her Alanında Yer Alıyor

Tamamen yerli sermaye ile kurulan Cubo, yapı sektörüne her alanda çözümler sunuyor.


Yapı sektöründe varlığını sürdüren Cubo, 2004 yılından bu yana sektör profesyonellerine çözüm sunuyor. Cubo, bir yapıda ihtiyaç duyulan, inşaat boyaları, sanayi boyaları, ısı yalıtım ürünleri, su yalıtım ürünleri ve yapı kimyasalları ürünlerini geliştirip üretiyor. Tamamen yerli sermaye ile kurulan marka, yapı sektörüne her alanda çözümler sunuyor.


Cubo’nun CuboBuild adıyla geliştirip ürettiği Yapı Sistemleri ürün grubunda ise birçok çözüm olanağı bulunuyor. Her türlü seramik yapıştırıcıdan, derz dolgularına sıva grubu ürünlerden, teknik tamir harçlarına, grout harçlarından beton yüzey sertleştiricilere kadar inşaat sürecinde ihtiyaç duyulan her şey Cubo’da mevcut.


Seramik Yapıştırma Harcı İle Sağlam Zeminler
Özellikle CUBOFIX CTA-310 Ultra Seramik Yapıştırma Harcı, seramik, granit ve mermer yapıştırma harcı olarak sektörde yer alan iddialı bir ürün. Çimento esaslı, tek bileşenli, mukavemet ve yapışma özelliği çok yüksek, bir malzeme. Fayans, seramik, mozaik, dekoratif tuğla gibi kaplama malzemelerinin yatay ve dikey olarak, ıslak hacimlerde, beton, sıva ve şap yüzeylere yapıştırılmasında kullanılabiliyor. Güçlü yapışma mukavemeti ve uzun ömürlü dayanım özellikleri ile hem iç hem de dış mekanlarda kullanılabiliyor.


Pürüzsüz Yüzeyler
Yine CUBOFIX ürün grubunda yer alan CDD-S700 Silikonlu Flex Derz Dolgu ile pürüzsüz yüzeyler elde edebilirsiniz. İç ve dış mekânlarda kullanılan malzeme, kuru, orta ıslak, ıslak zeminlerde, uygulanabiliyor. Yatay ve düşey yüzeylerde, seramik, fayans ve benzeri yapı malzemelerinin 1-6 mm kalınlıklardaki derzlerin doldurulmasında kullanılan ürün, suya ve dona dayanıklı. CDD-S700, ısı değişikliklerinden etkilenmeyen, esnek ve sağlam bir yapışma sağlıyor. Ürün, uygulandığı yüzeydeki malzemeye uygun renklerde üretilebiliyor. Böylece mekanınızın dekoratif görünümünü koruyor.


Dayanıklı ve Uzun Ömürlü
CUBOTECH MP-200 Lif Takviyeli Makine Sıvası da yine BUILD Grubu’nda yer alan iç ve dış cephelerde, tuğla, bims, her türlü beton duvar ve tavan yüzeylerde kullanılan el ile uygulanabilen kalın bir sıva. Gri ve beyaz rengi bulunan ürün çimento esaslı, polimer katkılı. Zamandan ve işçilikten tasarruf sağlayan ürün, içeriğindeki elyaf sayesinde çatlama riski olan yüzeylerde oluşabilecek gerilimlere karşı dayanıklı olmasıyla ön plana çıkıyor.


Yapı İçin Gereken Onarımlara Bire Bir Çözüm
CUBOTECH HG MORTAR 40 Yapısal Tamir Harcı – R4 önemli onarımlar için  ideal çözümler sunuyor. Her türlü betonarme yapıların onarımında kullanılan ürün, özellikle sülfat ve klora karşı dayanaklılık gerektiren çözümlerde tercih ediliyor. Tüm yapıların, toprak ve su altında kalan betonarme yüzeylerin tamiratında çözüm oluşturuyor. Betonarme yapılardaki gergin demirlerinin (tij) boşluklarının doldurulmasından, deniz suyuna karşı koruma gerektiren yapıların tamiratına kadar çözüm oluşturan ürün, 5-8 cm yüzey bozukluklarını tek seferde düzeltebiliyor. Çimento esaslı, tek bileşenli, rötresiz, tiksotropik, polimer ve fiber takviyeli ürün kolay uygulanabilme özelliğini taşıyor.


Her Türlü Yüzey Bozukluklarını Ortadan Kaldırıyor
CUBOFLOOR LS-600 Tesviye Şapı zemindeki yüzey bozuklukları ve istenmeyen pürüzleri ortadan kaldırıyor. Çimento esaslı, polimer katkılı, kendiliğinden yayılan (self-levelling) ve 10 mm kalınlığa kadar uygulanabilen zemin tesviye şapı, iç mekânlarda, seramik, granit, mermer, ahşap, parke, laminat, halı, PVC ve epoxy zemin sistemleri öncesinde yüzeyin tesviye edilmesi için kullanılan önemli bir yapı malzemesi.


‘Yapıda Kusursuz Çözümler’ misyonu ile hareket eden Cubo, yine yapı sistemleri ürün grubu CUBOBUILD ile inşaatın başlangıcından bitimine neye ihtiyaç varsa üreterek sektöre çözümler sunuyor.

Pasif Evler Yüzde 90’a Varan Enerji Tasarrufu Sağlıyor

CPG Türkiye Pazarlama Müdürü Selva Demirel “Standart yapılara kıyasla ısıtma ve soğutmada yüzde 90’lara varan tasarruf sağlayan pasif evler, düşük enerji kullanımı ve çevre dostu oluşuyla tüketicilerin tercihleri arasında öne çıkıyor” dedi.

Tedarik kesintileri ve jeopolitik faktörlerle tetiklenen enerji fiyatları, 2022’nin ilk çeyreğinde de artışını sürdürdü. Avrupa’da doğalgaz fiyatları geçtiğimiz günlerde rekor tazelerken, varil petrolün fiyatı 115 dolara kadar çıktı. Enerji fiyatlarındaki artış ve tüketicilerin çevre dostu hayat tercihleri, son dönemde yeni bir konsepti öne çıkardı. Sürdürülebilirlik yönüyle ve düşük enerji kullanımıyla öne çıkan pasif evlerin, ısıtma ve soğutmada standart binalara oranla yüzde 90’a varan tasarruf sağladığı tespit edildi.

Pandemi sonrası tüketici talebindeki toparlanmayla 2021’in başında ortaya çıkan küresel enerji krizi, tedarik kesintileri ve jeopolitik risklerle tetiklendi. Avrupa’da doğalgaz fiyatları mart ayının başında megavat/saat başına 345 euroyla tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşırken, geçtiğimiz yılın sonunda 80 dolar civarında seyreden bir varil petrolün fiyatı 115 dolara kadar çıktı. Avrupa Komisyonu’nun bir raporunda doğalgaz ve enerji fiyatlarındaki yükseklik ve oynaklığın en az 2023’e kadar süreceği öngörüldü.

Enerji fiyatlarındaki artış ve tüketicilerin çevre dostu hayat tercihlerine yönelmesi, enerji verimliliği konusunda bir standardı tanımlayan ve yapıların ekolojik ayak izini düşürmeyi amaçlayan pasif evlere olan ilgiyi artırdı. Bu durumu yorumlayan yapı malzemeleri üreticisi CPG Türkiye Pazarlama Müdürü Selva Demirel “Standart yapılara kıyasla ısıtma ve soğutmada yüzde 90’lara varan tasarruf sağlayan pasif evler, düşük enerji kullanımı ve çevre dostu oluşuyla tüketicilerin tercihleri arasında öne çıkıyor. Pasif evler, sıfırdan inşa edilebileceği gibi, mevcut evler de standartlara uygun projelerle pasif evlere dönüştürülebiliyor. Dünyanın önde gelen yapı malzemesi firması CPG Europe’un bir parçası, ülkemizde Almanya merkezli Pasif Ev Enstitüsü (Passivhaus Institute) tarafından belirlenen standartlara uygun pasif ev projelerinde, sızdırmazlık ve yalıtım ürünleri markamız illbruck ile çözüm ortağı olarak konumlanıyoruz” dedi.

Türkiye’de İlk Kez Sıfırdan Pasif Ev İnşa Edildi
Selva Demirel, “Erk House isimli proje, sürdürülebilirlik ve enerji kazanımı ilkeleri esas alınarak inşa edildi. Pasif Ev Enstitüsü’nün standartlarına uygun olarak tasarlanan proje, Türkiye’de sıfırdan yapılan ilk pasif ev olma özelliğini taşıyor. Pencereler, pasif evlerde enerji verimliliğini sağlamanın ve bu sayede ekolojik ayak izini en aza indirmenin temel unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Pencerelerin kalitesini ve işlevini, kullanılan sızdırmazlık malzemesi belirliyor. Erk House projesinde kullanılan illbruck TP654 çok fonksiyonlu akıllı şişen bantlar, tamamen enerji tasarrufu ilkeleri göz önünde bulundurularak pasif evler ve net sıfır karbon emisyonu odaklı ev uygulamaları için geliştirildi. Pencere ve kapıları şiddetli yağmurlara karşı sızdırmaz hale getirmek için kullanılan ve ısı ve ses yalıtımı sağlayan TP654 şişen bantlar, hava geçirmezlik değeriyle piyasadaki muadillerinden iki kat daha iyi performans gösteriyor. Kolay kullanımlı bir ürün olan ve silikon gibi ek uygulamalara ihtiyaç duymayan akıllı şişen bantlar, pasif ev projelerinin standartlara uygun gerçekleştirilebilmesi için hızlı ve çevreci bir çözüm sunuyor” ifadelerini kullandı.

“Yazın Serin, Kışın Sıcak”
Almanya’dayken bir pasif evde yaşadıklarını ve bu konsepti Türkiye’de de uygulamak istediklerini söyleyen Erk House projesinin sahibi Ateş Erk, “Almanya’daki evimiz yazın serin, kışın sıcaktı. Evimizde kalorifer yoktu ve elektrik faturamız çok düşüktü. Artan enerji fiyatlarını düşününce, pasif ev uygulamalarını daha akılcı ve uzun vadeli yatırımlar olarak görüyorum. Pasif evlerde pencere ve duvarların birleştiği noktaların çok önemli olduğunu biliyorduk. Projenin maliyetini kısa sürede çıkarması için yüksek performanslı bir ürün tercih etmek istedik. Bu nedenle illbruck’un ısı, yağmur, hava ve akustik yalıtımı konusunda yüksek performans sunan akıllı şişen bantlarını tercih ettik” dedi. Ülkemizin ilk temelden planlanan pasif ev projesinin KU Architectural Design Studio’nun mimari tasarım ve pasif ev danışmanlığıyla yapıldığı belirtildi.

Sirius Loft’tan Büyük Kampanya!

Sirius Loft Residence, 31 Mart tarihine kadar sınırlı sayıda dairede peşin ödemede yüzde 20’lik bir indirim imkanı sunuyor.


Sirius Yapı A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öncü, Çiğli Yakakent mahallesinde yapımına devam ettikleri Sirius Loft Residence projesi için 31 Mart tarihine kadar peşin ödemede yüzde 20’lik bir indirim imkanı sunduklarını söyledi.
Anadolu caddesine yakın konumu, sosyal donatıları ve kaliteli mimarisiyle dikkat çeken Sirius Loft’un yatırımcılar tarafından ilgi gördüğünü belirten Barış Öncü, geniş ve kullanışlı bir konut tasarımına imza attıklarını dile getirdi.
Sirius Loft hakkında bilgi veren Öncü, “Daha önce yine bizim yapmış olduğumuz Çamlıkent projesinin üstünde yer alan projemiz toplam 13 bin 800 metrekarelik inşaat alanına sahip.


Toplam 33 daire ve 1 iş yerinden oluşuyor. Bunlardan 8 tanesi asma kat loft, 7 tanesi 2+ 1 flat, 18 tanesi 3+1 flat olarak tasarlandı. Loft dairelerde 6.5 metre tavan yüksekliği bulunuyor; uçan merdivenle üst kata çıkılıyor. Geniş, ferah ve herkesin keyifle rahat yaşayabileceği, geniş hacimler sunuyoruz. Malzeme kalitesine özel önem verdik. Tavanların hepsi asma tavan, merkezi sistem yerden ısıtma ve elektrik süpürgesi sistemi de standart olarak sunuluyor. Eşiksiz sistem, alüminyum doğrama, ısı cam, akıllı ev otomasyon sistemi, klima altyapısı ve 4’lü ankastre seti de standart olarak müşterilerimize sunuyoruz. Örnek dairemiz de hazır. Projenin yapımına Ağustos 2020’de başlamıştık bu yılın 2022 Ağustos ayında da teslim edeceğiz” diye konuştu.

“Kârlı Yatırım Fırsatı”

Toplam 100 milyonluk yatırım tutarı olan Sirius Loft’un aynı zamanda de karlı bir yatırım fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Barış Öncü, “Şu anki yüksek enflasyon ve dolar nedeniyle yatırımcıların kredi kullanarak ev almaları gerçekten zor bir hal aldı. Artık nakit parası olanlar oturum veya yatırım için ev almayı tercih ediyor. Herşeye rağmen gayrimenkul en güvenli yatırım aracı. çünkü paranızı bankaya da yatırsanız kur korumalı mevduatta tutsanız elde edeceğiniz kar % 16 seviyelerinde kalıyor. Biz de buradan hareketle 31 Mart’a kadar peşin ödemede yüzde 20’lik bir indirim imkanı sunuyoruz. Anahtarları önümüzdeki Ağustos ayında teslim edeceğiz. Zaten o tarihe kadar konutlar yüzde 50 değer kazanacak. Yani yatırımcılar paralarına 4 ay içerisinde % 50 kar eklemiş olacaklar. Bu kampanyayı yapmamızdaki bir diğer neden de yatırımcı parasını faize yatırmasın, ekonomik sisteme kazandırsın ve sistemin çarkları dönsün istiyoruz. Şu anda sınırlı sayıda dairemiz kaldı. Herkesi örnek dairemizi görmeye bekliyoruz. Sirius projesinin 110 dairelik ikinci etabının da hazırlıklarını yapıyoruz. Lansman için şartların uygun olmasını bekliyoruz ”

“Yatırımcılar Vakit Kaybetmesin”
Gayrimenkulün en güvenli liman olduğunu ifade eden Barış Öncü, şunları söyledi: “ İzmir ve Ege bölgesi yoğun göç alan bir bölge, yurtdışından da talep görüyor. Yatırımcılar eğer konut alma niyetleri varsa beklemesinler. Lokasyon gözetmeksizin imkanları varsa daire satın alsınlar. Çünkü bugünkü fiyatları bulamayacaklar. İnşaat firmaları yeni konut üretemiyor. Artık pahalı da olsa ev bulamayabilirsiniz. O nedenle vakit kaybetmeden bitmeye yakın veya bitmiş daireleri satın alın. İzmir ve Ege bölgesi yoğun göç alan bir bölge, yurt dışından da talep görüyor”

Sintek Group ve Muğla Çimento, Yeni Çimento Fabrikası İçin Sözleşme İmzaladı

Kent Şirketler Grubu’na bağlı Muğla Çimento’nun yeni entegre çimento fabrikası için imzalar atıldı.

Sintek Group ile Muğla Çimento arasında imzalanan iş birliği anlaşmasına göre Muğla’nın Yatağan ilçesinde sıfır tesis olarak kurulacak fabrika, günlük 4 bin 500 ton klinker kapasiteye sahip olacak. Proje çerçevesinde Sintek Group, inşaat ve mekanik işler, yardımcı ekipman tedariği ve proje yönetimini üstlenecek.

İmzalanan anlaşma, yer teslimini müteakiben 16 aylık sürede klinker üretim hattının inşaat ve montaj işlerinin tamamlanması, 18 aylık sürede ise çimento değirmeni ve paketleme üniteleri de dahil olmak üzere komple tamamlanmasını içeriyor.

Toplam 11 bin 750 Ton Montaj Yapılacak
İnşaat işi kapsamında; yaklaşık 100 bin metreküp beton dökümü ve 16 bin ton inşaat demiri kullanılacak ve klinker silosu, farin silosu, çimento silosu kayar kalıp yöntemi ile yapılacak. Mekanik işler kapsamında, toplam 11 bin 750 ton montaj yapılacak; değirmen, kırıcı ekipmanları, reclaimer ve stacker ekipmanları, paletli görürücü gibi ekipmanlar Sintek kapsamında tedarik edilecek. Sistem filtrelerinin imalatı Sintek’in Ankara’daki atölyesinde yapılacak ve diğer muhtelif ekipmanlar Türkiye’den tedarik edilecek. Teknolojik ekipman imalatlarının büyük bir kısmı da Sintek şantiye atölyesinde yapılacak.


“Türk Çmento Sektörüne Yeni Bir Tesis Kazandıracağız”
İş birliği ile ilgili bilgi veren Sintek Group Kurucu Ortağı Onur Atakay: “Çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için anahtar teslimi kurduğumuz ve işletmeye aldığımız tesislere bir yenisini daha ekledik. Kent Şirketler Grubu’na bağlı Muğla Çimento’nun yeni entegre çimento fabrikasını anlaşmayla belirlenen sürede tamamlayacak ve Türk çimento sektörüne yeni bir tesis kazandıracağız. Türkiye’deki faaliyetlerimizin yanı sıra yakın zamanda Amsterdam’da açtığımız Sintek BV adlı şirketimiz ile Avrupa’da da operasyonlarımızı sürdüreceğiz. Avrupa pazarındaki potansiyel müşterilerin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri ve Afrika’daki potansiyel müşterilere de ulaşacağız” dedi.

444 Gayrimenkul’den Sanayi Arsasında Hızlı Çözümler

Endüstriyel gayrimenkul alanında profesyonel çözümler sunduklarını belirten 444 Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı Kurucularından Genel Müdür Bora Arslan, İzmirdeki bir çok ihtisas sanayi bölgesinde çalışma yaptıklarını belirtti.

Bora Arslan, eski adı İzmir Deri Sanayi bölgesi şimdiki adı İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ)’ta da kısa süre önce önemli bir satış gerçekleştirdiklerini ifade etti.

İZBAŞ’ta 5 bin 219 metrekarelik bir üretim tesisinin satış süreci hakkında bilgi veren Arslan, “Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında bir izin alma süreci başladı. Gerek İzbaş’tan gerekse de Ankaradan gerekli izinleri aldık. Ciddi müzakereler yaparak satış yolunda birçok süreçten geçtik. Burası 5 bin 219 metrekarelik bir üretim tesisi. Demir çelik sektöründe üretim gerçekleştirilecek. Toplam 3 milyon dolarlık yatırım yapılmasına aracılık ettik. Bir yıl içinde üretime geçmesi ve yurtdışına ihracat yapılması söz konusu. Toplamda 500 kişi istihdam edilecek. Hem İzmir hem de bölge ekonomisi için önemli katkı sağlayacak” diye konuştu.

“Önemli Avantajlar Sunuyor”

Serbest Bölgelerin sunduğu ekonomik birçok avantaj olduğunu kaydeden 444 Gayrimenkul Danışmanı Neşe Güleç: “İZBAŞ Türkiye’de özel mülkiyete sahip serbest bölge statüsündeki az sayıdaki yerlerden biri. Bu nedenle ihracat yapan firmaların gözdesi. Bir yer kiralamaktansa depo, fabrika gibi özel bir mülkiyeti olan yerde hizmet vermek daha karlı ve mantıklı. Hem yatırım hem de özel mülkiyete uygun olan bir yer. Gerek istihdam gerekse de üretim açısından önemli imkanlar sunuyor. Bizler de bu alanda çalışmalar yapıyoruz. Endüstriyel Gayrimenkul alanında İzmirdeki bir çok noktada ihtisas sanayi bölgelerinde çalışmalar yapıyoruz” dedi.

“Endüstriyel Satışlar Uzmanlık İstiyor”
Serbest Bölgedeki satış ve kiralamalar konusunda emlak firmalarının uzmanlaşması gerektiği bilgisini veren Neşe Güleç şunları söyledi: “Endüstriyel gayrimenkuller normal gayrimenkul satışlarından daha farklı oluyor. Normal satışlarda tapudan randevu alıp gidip satışı gerçekleştirebiliyoruz. Burada ise Ankara’dan Ticaret Bakanlığı’ndan bir Faaliyet Ruhsatı alınması gerekiyor. Bu sürecin ne şekilde yürütülebileceğini biliyoruz. Kemalpaşa OSB ve Menemen Serbest bölgede de geçmişte satış deneyimlerimiz oldu. İzmir’de benzer şekilde gerek serbest bölge gerekse de sanayi alanlarında katma değerli hizmetler üretiyoruz. Serbest bölgelerde yüzde 100 kurumlar ve gelir vergisi istisnası var. Muhtasar ödemesi ve KDV muafiyeti var. Serbest kar transferi yapılıyor ve gümrük vergisi muafiyeti var. KKDF muafiyeti ve ucuz enerji kullanımı imkanı da buluyor. İhracatı düşünen firmalar için tavsiye ettiğimiz bir bölge. İzmir içerisinde bu özelliklere sahip farklı arsalarımız da bulunuyor. Bu alandaki deneyimlerimizle birlikte ekip olarak hızlı sonuçlar alıyoruz”

BonaBant Hırdavat Fuarı’nda!

Bant sektörünün önemli temsilcilerinden BonaBant, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Hardware Eurasia Fuarı’nda misafirlerini ağırlıyor.

Avrasya’nın Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia, Reed Tüyap’ın ev sahipliğinde ve HISİAD’ın iş birliğiyle, 23-26 Mart 2022 tarihinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde sektörün tüm bileşenlerini bir araya getiriyor. Mersin’den fuara katılacak olan akrilik bant sektörünün önemli temsilcilerinden BonaBant, salon 12’de, 1229B no’lu standında ziyaretçileri ve alım heyetlerini ağırlayacak.

Avrupa’ya İhraç Edilen Ar-Ge Üretimi Sessiz Bantlar Fuarda!
Mersin’de 3 yıl önce kurulan ve kısa sürede ihracat ağını genişleterek dünyanın 25 ülkesine ihracat yapan BonaBant, talepler doğrultusunda istenilen renkte bant üretiminin ardından şimdi de büyük bir yeniliğe imza atarak sessiz bant üretiyor. Özellikle yurt dışından sessiz bant noktasında yoğun talep alan firma, bu inovatif çalışması ile birlikte gürültü kirliliğinin de önüne geçiyor. BonaBant Yönetim Kurulu Başkanı Nida Beyoğlu Arslan yeni ürünlerini 23 – 26 Mart tarihleri arasında Hardware Eurasia’da ziyaretçiler ile buluşturacaklarını kaydetti.


Nida Beyoğlu Arslan “BonaBant olarak gelişmiş teknolojiyle ürettiğimiz bantlarımızı Mersin’den dünyaya ihraç ediyoruz. Firmalar için istenilen ebatta ve renkte bant üretimi gerçekleştiriyoruz. Firmamız bu yeniliklerle kısa sürede büyüyerek dış pazarda yerini kanıtlamayı başardı. Ülkelerin ambalaj sektöründe Türkiye’ye yönelmesinin ardından bizler de bu durumu fırsata çevirme noktasında neler yapabileceğimizi düşündük ve sessiz bant üretmeye karar verdik. Bantların kullanım aşamasında çıkardığı ses rahatsız edici bir ses olduğu için birçok ülkeden sessiz bant üretimi noktasında talepler aldık ve üretimini yaptık. Şuanda birçok ülkeye ürettiğimiz sessiz bantların ihracatını gerçekleştiriyoruz” dedi.

“Katma Değeri Yüksek Ürünlerle İhracatın Yolu Açık”
“Geçtiğimiz yıl ülkemizde 10,6 milyar dolarlık ihracat rakamına imza atan hırdavat sektörünün, bir önceki yıla göre yüzde 34’lük bir artış gösterdiği görülüyor” diye ifade eden Nida Beyoğlu Arslan, birçok farklı sektörde kullanılan yapıştırıcı bantların ihracatı da ülke ekonomisine oldukça katkı sağlıyor” diye belirtti.


Arslan, “Bu sene ilk kez katılacağımız Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia için oldukça heyecanlıyız. Yurt içinden ve yurt dışından fuara 20 binin üzerinde profesyonel ziyaretçi bekleniyor. Avrupa Birliği ülkelerinden Orta Doğu ülkelerine, Türk Cumhuriyetleri’nden Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyadan alım heyetlerine ürünlerimizi tanıtacağız. Binlerce profesyonel ziyaretçiyle buluşturarak yeni iş birliklerine imza atacağız. Bu yıl 12 milyar dolarlık ihracat hedefleyen hırdavat sektörünün bir temsilcisi olarak, büyük bir buluşmaya imza atacak Hırdavat Fuarı’na tüm iştiraklerimizi bekliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

İnşaat Malzemeleri Fiyatları Artmaya Devam Ediyor!

İnşaat malzemeleri fiyatları, sektörünün son günlerdeki ana gündem maddesi! Peki son zamlarla birlikte inşaat maliyetleri fiyatları ne oldu? Detaylar haberimizde…

Döviz kurundaki artış, yüksek enflasyon ve Kovid-19 pandemisinin tedarik sürecindeki etkileri sebebiyle inşaat malzemeleri fiyatlarına zam üzerine zam geliyor! İnşaat malzemelerindeki rekor artış konut fiyatlarını da yukarıya çekiyor.


Özellikle bir inşaatın temel malzemeleri arasında yer alan demir ve çimentoya gelen zamlar sektörün girdi maliyetlerini arttırıyor. Neredeyse her gün gelen zam haberlerini takip edemeyen sektör temsilcileri ise projelerini ertlemek zorunda kalıyor.
Peki son zamanlardan sonra inşaat malzemelerinin fiyatı ne oldu? İşte demir, çimento, tuğla vb. inşaat malzemelerinin güncel fiyatları….

DEMİR FİYATLARI


İstanbul
8 mm: 16.180 TL
10 mm: 16.080 TL
32 mm: 15.980 TL

Ankara
8 mm: 15.900 TL
10 mm: 15.900 TL
32 mm: 15.600 TL

Karabük
8 mm: 15.800 TL
10 mm: 15.800 TL
32 mm: 15.500 TL

Gebze – Kocaeli
8 mm: 15.900 TL
10 mm: 15.800 TL
32 mm: 15.600 TL

İskenderun
8 mm: 15.750 TL
10 mm: 15.650 TL
32 mm: 15.500 TL

İzmir
8 mm: 15.650 TL
10 mm: 15.550 TL
32 mm: 15.400 TL

Samsun
8 mm: 16.270 TL
10 mm: 16.220 TL
32 mm: 16.150 TL

Tekirdağ
8 mm: 16.350 TL
10 mm: 16.250 TL
32 mm: 16.150 TL

TUĞLA FİYATLARI
8,5’luk Yatay Delikli Tuğla: 1,45 TL
10’luk Yatay Delikli Tuğla: 1,75 TL
13,5’luk Yatay Delikli Tuğla: 2 TL
18,5’luk Yatay Delikli Tuğla: 2,25 TL
19’luk Düşey Delikli Tuğla: 4,45 TL
20’lik Asmolen Tuğla: 5,45 TL
22,5’luk Asmolen Tuğla: 5,60 TL
25’lik Asmolen Tuğla: 5,80 TL
30’luk Asmolen Tuğla: 6,10 TL
19’luk Baca Tuğlası: 4 TL
25’lik Baca Tuğlası: 5,5 TL
30’luk Baca Tuğlası: 6,5 TL
35’lik Baca Tuğlası: 7,5 TL
14,5’luk İzo Tuğla: 4,5 TL
19,5’luk İzo Tuğla: 6 TL

ÇİMENTO FİYATLARI
-1 Kg Gri Çimento: 9 TL
-3 Kg Gri Çimento: 20 TL
-5 Kg Gri Çimento: 28 TL
-50 Kg (1 Torba) Gri Çimento: 75 TL
-1 Kg Beyaz Çimento: 15 TL
-3 Kg Beyaz Çimento: 31 TL
-5 Kg Beyaz Çimento: 40 TL
-50 Kg (1 Torba) Beyaz Çimento: 105 TL

BİMS BRİKET FİYATLARI
-8,5’luk Geçmeli Bims: 2,23 TL
-10’luk Geçmeli Bims: 2,47 TL
-13,5’luk Geçmeli Bims: 2,83 TL
-15’lik Geçmeli Bims: 2,30 TL
-19’luk Geçmeli Bims: 3,53 TL
-25’lik Geçmeli Bims: 4,03 TL
-20’lik Asmolen Bims Briket: 3,40 TL
-25’lik Asmolen Bims Briket: 3,83 TL
-7’lik Klavuz Bims: 2,45 TL
-10’luk Klavuz Bims: 3,49 TL
-20’lik Bims Dolu Blok: 4,85 TL

LAMİNAT PARKE FİYATLARI
Artfloor Sun Laminat Parke 8mm Elegance Meşe: 100,95 TL
Floorpan Natural Derzli Laminat Parke 10 mm Altınkum: 137,94 TL
Krono Orginal Novella Laminat Parke 8mm Savana Meşe: 96,39 TL
Vario Click Laminat Parke 8 mm Akasya: 103,16 TL
AGT Armonia Collection Slim Derzli Laminat Parke 8mm Minori: 145,43 TL
Çamsan Klasik Laminat Parke 8mm Gediz Meşe: 167,47 TL
Terra Click Laminat Parke 8mm Sevilla: 98,40 TL
Çamsan Klasik Laminat Parke 8mm Modern Meşe: 124,70 TL
Peli Alberra Derzli Laminat Parke 8mm Crema: 109,57 TL
Smart Click Laminat Parke 6 mm Milas: 122,47 TL

THBB: “Türkiye, Hazır Beton Üretiminde Avrupa’nın Lideri Konumunda”

THBB Genel Sekreteri Reşat Sönmez, “Türkiye Hazır beton sektörü, 2020 yılı resmî verilerine göre yıllık 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Avrupa’da birinci sıradadır” dedi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından Kayseri’de “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları Semineri” düzenlendi. Seminerde konuşan THBB Genel Sekreteri Reşat Sönmez, “Türkiye Hazır beton sektörü, 2020 yılı resmî verilerine göre yıllık 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Avrupa’da birinci sıradadır ve Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde durmaktadır.” dedi.

Kuruluş tarihi olan 1988 yılından bu yana Türkiye’de kaliteli betonun üretilip kullanılması için önemli gayret gösteren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), bu amaçla yapmış olduğu çok sayıda etkinliğin yanı sıra “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları” konulu seminerler düzenliyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde periyodik olarak gerçekleştirilen bu seminerler ile müteahhitler, mimarlar, mühendisler başta olmak üzere beton kullanıcılarına; betonla ilgili kamu idarelerinin yetkililerine, yapı denetim kuruluşu temsilcilerine ve beton üreticilerine doğru uygulamaların anlatılması hedefleniyor.

THBB’nin 2017 yılında başlattığı seminerler dizisinin 24.sü, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Kayseri Temsilciliği iş birliği ile 19 Mart 2022 tarihinde Kayseri’de yapıldı. Seminer kapsamında, THBB Genel Sekreteri İnş. Müh. Reşat Sönmez, “Türkiye’de ve Dünyada Hazır Beton Sektöründeki Son Gelişmeler”; Eski İTÜ İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, “Genel Beton Teknolojisi”, Nuh Naci Yazgan Üniversitesinden Dr. Kamuran Arı, “Özel Betonlar, Üretim Teknikleri ve Kullanım Şartları”, Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Fatih Altun, “Betonarme Binaların Deprem Davranışında Beton Dayanımının Etkisi”, THBB Fiziksel ve Mekanik Deney Laboratuvarı Müdürü Yük. İnş. Müh. Cenk Kılınç, “Betonda Kalite Denetimi” başlıklı birer sunum gerçekleştirdi. Seminere inşaat mühendisleri, müteahhitler, mimarlar ve beton üreticileri yoğun ilgi gösterdi.


Seminerde konuşan THBB Genel Sekreteri İnş. Müh. Reşat Sönmez, THBB’nin ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunan hazır beton sektörünü 2021 yılı özelinde bilimsel olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladığını söyledi. Raporun, Türkiye ekonomisi, inşaat sektörü ve hazır beton sektörüne yönelik detaylı analizler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar içerdiğini ifade etti.

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 34 yıldır çalışan THBB’nin, kalite, çevre, sürdürülebilirlik ve iş güvenliği uygulamalarıyla inşaat, hazır beton ve ilgili sektörlerin gelişimine büyük katkı sağladığını ifade eden Reşat Sönmez, “Hazır beton sektörü, 2020 yılı resmî verilerine göre yıllık 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde durmaktadır. Ülkemiz, hazır beton üretiminde 2009 yılından bu yana Avrupa’nın lideridir. Sektörümüz, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Bu durum, hazır beton sektörünün inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu göstermektedir.” diye konuştu.


“THBB Olarak Özel Ve Kapsamlı Deprem Performans Raporu Hazırlamaktayız”
Seminerde “Betonda Kalite Denetimi” başlıklı bir sunum yapan Cenk Kılınç, 2007 yılında kurulan THBB Yapı Malzemeleri Laboratuvarında bugün Yıldız Teknik Üniversitesi TeknoPark’ta birçok akademisyen ve tecrübeli kadrosuyla sektöre katkı sağlayacak AR-GE çalışmaları ve projeler geliştirdiklerini söyledi. Cenk Kılınç, İstanbul Havalimanı, Nükleer Santral, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü ve çeşitli metrolar başta olmak üzere ülkemizin önemli projelerine beton ve bileşenleri ile ilgili deney hizmetleri verdiklerini belirtti. Beton kullanıcıları için depreme dayanıklı yapı tasarımı ve hazır beton uygulamalarını konu alan bilgilendirmeler yaptıklarını ifade eden Kılınç, “THBB olarak özel ve kapsamlı Deprem Performans Raporu da hazırlamaktayız. Binalarının depreme dayanıklılığıyla ilgili durumunu merak etmekte olan; mülk sahipleri, bina yöneticileri, mühendislik büroları, belediyeler ve mahalli idareler, kamu kurumları için benzerlerinden ayırt edici özelliklere sahip ayrıntılı Deprem Performans Raporu hazırlayabiliyoruz. Mevcut yapıların depreme dayanıklılığını ölçmenin yanı sıra yapı servis ömürlerini de tespit edebiliyoruz. Bu kapsamda yerel yönetimlerle de iş birliği yapmaktayız.” dedi. Cenk Kılınç sunumunda taze ve sertleşmiş betonların nitelik değerlendirme kriterlerinden de bahsetti.

“Günümüzde İnşa Edilmekte Olan Yapılar Daha Yüksek Performans Gerektirmektedir”
Eski İTÜ İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, Seminerde, beton bileşenleri, betonun üretimi, yerleştirilmesi ve bakımı ve betonun dürabilitesi ile ilgili detaylı bilgiler vererek “Günümüzde inşa edilmekte olan anıtsal yapılar, önemli kamu binaları, yüksek binalar, köprüler ve önemli su yapıları giderek daha yüksek performanslar gerektirmektedir. Büyük yatırımlara mal olan bu yapıların servis ömürleri süresince işlevlerini belirli bir güvenlik içerisinde yerine getirmeleri ancak doğru beton tasarımı, üretimi, uygulaması ve gerektiğinde bakımı ve onarımı ile gerçekleşir.” dedi.


Nuh Naci Yazgan Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kamuran Arı, sunuşunda bazı özel betonların kullanım amaçlarına, tasarım ve uygulama detaylarına değindi.


Erciyes Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Altun, yapıların deprem davranışında betonun rolünü, laboratuvar çalışmaları sonuçları eşliğinde anlattı.

GF Hakan Plastik: Suyu Geleceğe Taşımak

Suyun çıkarılması, taşınması, depolanması, dağıtılması ve yeniden yapılandırılması konusunda çalışmalar yürüten GF Piping Systems’ın bünyesinde bulunan GF Hakan Plastik, gerek üretim süreçleri ve ürünleri, gerekse su kaynaklarının korunması yönünde farkındalığı artırma çalışmalarına ağırlık veriyor.

Üretim tesislerinde 22 Mart Dünya Su Günü’ne özel etkinlikler düzenleyen GF Hakan Plastik’in Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan Besler, güvenli içme suyu kaynaklarının azalmasının, küresel bir sorun olarak karşımızda durduğunu; konunun kısa vadeli çözümlerle değil, uzun vadeli bir yaklaşımda ele alınması gerektiğini vurguluyor.

GF Hakan Plastik tarafından 22 Mart Dünya Su Günü’ne özel olarak yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Su kaynaklarının önemine dikkat çekmek amacında olan Dünya Su Günü’nün, 2022 yılı teması “Yeraltı Suyunu Görünür Kılmak”. Yeraltı sularının kaynağının yağış olduğunu ve dünyadaki hayatın, yüzey sularına olduğu kadar yeraltı suyuna da bağlı olduğunu biliyoruz. Bunun için ağaçlandırma yaparak, doğal yeşil alanları genişletilmesine katkı sağlayarak ve yeraltı sularının kirlenmesini engelleyecek uygulamalarla suyumuzu geleceğe taşıyabiliriz.

Bunun için sürdürülebilir, uzun vadeli bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor. GF Hakan Plastik olarak kaynaklarımızın etkin kullanılması adına üretim tesislerimizde sadece enerji tasarrufu değil, su tasarrufu konusunda da çalışmalar yürütüyoruz. GF’nin 2025 stratejisi doğrultusunda yıllık yüzde 4.5 su tasarrufu hedefliyoruz. Üstyapı boru sistemlerimizin yanı sıra yerüstü ve yeraltı boşaltma sistemleri, kanalizasyon sistemleri, endüstriyel atık su drenaj sistemleri, yağmur suyu tahliye sistemleri gibi ürünlerimiz de yüksek standartlarda üretiliyor. Sularımızın temiz ve güvenilir kullanımını sağlamak için korozyona uğramayan, esnek, yüksek mukavemetli, kimyasallara dayanıklı ürünler, özellikle deprem kuşağında yer alan ülkemiz için önem taşıyor.

Toplumsal farkındalığın artması bir diğer önemli bir konu. 2021 yılında başlattığımız “Suyun Sonu Var” kampanyamızı 2022 yılında da sürdürüyoruz. Çerkezköy ve Şanlıurfa tesislerimizdeki su tasarrufu çalışmalarımıza ek olarak çalışanlarımızın farkındalığını desteklemek adına Dünya Su Günü özelinde birtakım etkinlikler düzenliyoruz. Hazırladığımız el broşürleri ile suyun hayatımızdaki önemini anlatıyor ve su tüketimini azaltmaya davet ediyoruz. 22 Mart-25 Mart tarihlerinde açık olacak standlarımızda yine günlük su tüketimimize dikkat çekiyoruz. Ayrıca etkinlik standlarından dağıtımını yaptığımız kartlarda, su kullanımına yapacağı katkıları ilgili haneye yazıp standa bırakan her bir kişiye özel, Suyun Sonu Var projesine katkılarından dolayı teşekkür yazısı ve etkinlik t-shirt’ü hediye edileceğiz. 2022 yılında toplumsal farkındalığı artırmak adına hazırladığımız radyo spotlarımızla da çeşitli kanallarda su tüketimi konusunda bilgilendirme yapmaya başladık. Çünkü suyun sonunun var olduğunu bilerek hareket etmek hepimizin görevi”.

Kale Grubu’nun Sosyal Girişimcilik Eğitim Programı Başvuruları Başladı

Kale Grubu, ‘Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi’ ile genç yetenekleri sosyal girişimcilik ekosistemine kazandırıyor.

Kurulduğu günden bu yana, ürettiği değerleri toplumla paylaşarak gelişmeyi hedefleyen Kale Grubu, ‘İyi Bak Dünyana’ hareketi kapsamında, sosyal girişimcilik alanındaki birikim ve deneyimini daha geniş kitlelerle buluşturmak amacıyla online eğitim platformu olanDünyasına İyi Bakanlar Akademisi’ni hayata geçirdi.

Kale Grubu ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ortaklığıyla ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunu İş İnsanları Derneği’nin iş birliğiyle oluşturulan Akademi, Türkiye’nin dört bir yanından üniversite öğrencisi gençleri sosyal inovasyon ve sosyal girişimcilik dünyasıyla tanıştırmayı, bu alanda çalışmak için gerekli temel yetkinlikleri ve ekosistem bağlantılarını kazandırmayı amaçlıyor.

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Tüketmek yerine üretmeyi seçenlerin bilinçli tercihleriyle yarınlara çok daha iyi bir gelecek bırakmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu inancı bizimle paylaşan ve harekete geçmek isteyen tüm gençlerimizi, Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi’ne katılmaya davet ediyoruz” dedi.

Akademi bünyesinde ücretsiz gerçekleşecek ilk program olan Sosyal Girişimcilik Eğitim Programı için birinci dönem başvuruları, 7-30 Mart tarihleri arasında www.dunyasinaiyibakanlar.com adresi üzerinden alınacak.

Kale Grubu, Türkiye’nin sosyal girişimcilik ekosistemine kalıcı fayda sağlamak amacıyla son 5 yıldır yürütmekte olduğu İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programının yanı sıra kuruluşunun 65. yılında yeni bir projeyi daha hayata geçirdi. Grup, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ortaklığıyla ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunu İş İnsanları Derneği’nin (BRM) iş birliğiyle tasarlanan Dünyasına İyi BakanlarAkademisi ile ülkenin dört bir yanından gençleri sosyal inovasyon ve sosyal girişimcilik kavramlarıyla tanıştırmayı, bu alanda çalışmalarını sağlayacak temel yetkinlik ve ekosistem bağlantılarını kazandırmayı amaçlıyor.

“Sosyal Girişimcilik Ekosistemindeki Boşluğu Dolduracağız”
Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi’nin tanıtım toplantısına katılan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Tüketmek yerine üretmeyi seçenlerin bilinçli tercihleriyle yarınlara çok daha iyi bir gelecek bırakmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Sürdürmekte olduğumuz İyi Bak Dünyana hareketi kapsamında, daha iyi bir dünya hedefiyle Türkiye’nin her köşesinden gençlerimizi sosyal girişimcilik ekosistemine kazandırmak için ‘Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi’ ile fırsat eşitliği sunuyoruz. Bu inancı bizimlepaylaşan ve harekete geçmek isteyen tüm gençlerimizi, !Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi’ne katılmaya davet ediyoruz” dedi.

Türkiye’de, bölgeler arası fırsat eşitsizlikleri ve sosyal girişimcilikle ilgili nitelikli eğitime erişilememesi nedeniyle yeterince sosyal girişimci yetişemediğine dikkat çeken Bodur Okyay, son 5 yıl içinde İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı aracılığıyla yüzlerce genç zihinle karşılaştıklarını, bu deneyimleri sırasında gençlerin yönlendirilmeye ve cesaretlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Bodur Okyay, “Akademi bünyesinde başlattığımız Sosyal Girişimcilik Eğitim Programı ile yıl boyunca 500 üniversite öğrencisine eğitim verilmesi hedefleniyor. Eğer biz bu gençleri, programa katılmaları için harekete geçirebilirsek ve bu gençlerin dörtte biri proje yaratma ve yönetme konusunda yetkinliklerle bu programı tamamlarsa, Türkiye sosyal girişimcilikekosistemindeki önemli bir boşluğu doldurmuş olacağız” diye konuştu.

Başvurular, 7 Mart’ta Başladı!

BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut da toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sosyal Girişimcilik Eğitim Programı ile özellikle sürdürülebilir bir dünya için toplumsal fayda yaratacak nitelikteanlamlı bir kariyer hedefleyen gençleri teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Bu programı tamamlayanlar, yeni bir kariyer yolculuğu için gereken yönetim ve liderlik yetkinlikleri kazanacak sürdürülebilir gelecek için ihtiyacı olan sosyalgirişim gücüne kavuşabilecek. Bir sosyal girişimcinin hareket alanınıgeliştirmek üzere ihtiyaç duyduğu sosyal ilişkileri de bu program sayesindekurabilecek.”

Toplumsal problemler üzerine yoğunlaşan konularda ortak akıl yaratmak için hazırlanan, branşının en iyisi olan akademisyen ve eğitmenlerin ders vereceği Sosyal Girişimcilik Eğitim Programına üniversite öğrencileri, Türkiye’nin her yerinden online olarak katılabilecek. Program kapsamında Genç Girişimciler için Yönetim ve Liderlik modülü, Sosyal Girişimcilik modülü ve Proje atölyesi yer alıyor. Ayrıca UN SDSNtarafından sağlanan “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı Gerçekleştirme”programına da erişilebilecektir. Programa katılmak isteyenlerin, 7-30 Marttarihleri arasında www.dunyasinaiyibakanlar.com adresi üzerinden başvuru yapmaları gerekiyor.


Sosyal Girişimcilik Eğitim Programı, 2022 yılı boyunca 4 dönem üzerinden gerçekleşecek. Her bir dönemin online eğitim süreci 8 hafta, atölye süreci ise 4 hafta olacak. Online eğitim sürecini tamamlayan öğrenciler arasından atölye sürecine geçmek için kabul mekanizması işletilecek. Ayrıca eğitimi tamamlayanlara Boğaziçi Üniversitesi’nden sertifika verilecek.

Çanakkale’ye Uluslararası Otel Yatırımı: DoubleTree by Hilton Çanakkale Kapılarını Açıyor

Çanakkale’ye yeni otel yatırımı! Açık Holding’in yatırımı olan DoubleTree by Hilton Çanakkale, Mart ayı içinde kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Çanakkale’nin ilk uluslararası oteli olan DoubleTree by Hilton Çanakkale, Mart ayı içinde kapılarını açmaya hazırlanıyor. Açık Holding tarafından hayata geçirilen otel, Serban İnşaat tarafından inşa edildi.


5 yıldızlı otel konseptiyle faaliyete geçecek olan DoubleTree by Hilton Çanakkale’nin 155 odası bulunuyor. Bunlar içerisinde 10 adet süit oda, 4 delux oda, 1 adet kral dairesi mevcut.


DoubleTree by Hilton Çanakkale, üst segment hizmet sağlayan bir otel olarak bünyesinde bulunan 600 metrekare balo salonu, 150 metrekare çok amaçlı salon, 4 adet çok amaçlı toplantı salonu, 2 adet açık ve kapalı yüzme havuzu, SPA, Türk hamamı ve son teknoloji ürünlerle dizayn edilmiş spor merkezi, açık ve kapalı oturum alanları bulunan A la Carte restoranı ile en iyi hizmeti sunmayı hedefliyor.


DoubleTree by Hilton Çanakkale Oteli, Türkiye’de Digital Key alt yapısı ile hayata geçirilen 3. otel olma özelliğine sahip.

Kale Kilit, Ofislerde Güvenliği En Üst Noktaya Taşıyor!

Kale Kilit, ofis güvenliği çözümleriyle iş yerlerinde tam kapsamlı koruma sağlıyor.

Kale kartlı kilitler, parmak izli kapı kolları ve kilitler, geçiş kontrol üniteleri ve yeni nesil dijital şifreli kasalarla güvenliği maksimum seviyeye çıkarıyor. Kale Kilit’in ofis çözümleri, üst düzey güvenlik kabiliyetlerinin yanı sıra, şık tasarımı ve kullanım konforu ile de ön plana çıkıyor.

Sektörde 70 yıldır faaliyet gösteren Kale Kilit; kartlı kilitler, parmak izli kapı kolları ve kilitler, geçiş kontrol üniteleri ve yeni nesil dijital şifreli kasalar gibi ofis çözümleriyle iş yerlerinde güvenliği en üst seviyeye çıkarıyor. Tasarımları ve estetik yapıları ile de öne çıkan bu ürünler etkili güvenlikte gelinen son teknolojiyi sergiliyor.

Mifare Kart Teknolojisine Sahip Kale Lüks Seri Kartlı Kilit İle Tam Koruma
Konfor ve güvenliği bir arada sunan Kale Lüks Kartlı Kilit serisi KD040/87-260, şık tasarımı ile göz dolduruyor. Mifare Kart teknolojisi ile ofis giriş kapılarında güvenliği en üst seviyeye taşıyan kartlı kilit, minimalist tasarımı ile farklılaşıyor. Işıklı ve sesli uyarı, zorlamalara karşı koruma ve gizli barel özellikleri ile ön plana çıkan kilit sistemi, opsiyonel olarak 200 adede kadar kayıt tutma olanağı sağlıyor. Tarih ve saat sınırlaması ile güvenlik düzeyini artıran Lüks Seri kartlı kilit, aynı zamanda mekanik anahtar ile açılabilme özelliğine sahip.

Kayıt Hafızalı Yeni Nesil Dijital Şifreli Kasalar İle Üst Düzey Güvenlik
Tasarımı ve üst düzey güvenlik kabiliyeti ile dikkat çeken KKLAP-ECO195001 dijital şifreli kasalar kullanıcılarına birçok avantaj sunuyor. İdeal ölçü ve ağırlığı ile ev ve iş yerlerinde kolaylıkla konumlandırılabilen dijital kasalar, değerli eşyaları güvende tutuyor. Duvara ve yere monte edilebilen, son 125 girişi kayıtlı tutabilme özelliğine sahip kasalar, LED ışıklı iç aydınlatması ile kullanım konforu sağlıyor. Motorlu Kilitleme sistemi, sabit ve değişken şifre belirleme seçeneği, hem şifreli giriş hem de mekanik anahtar giriş opsiyonları ile kullanıcılarının güvenlik hassasiyetlerine karşılık veriyor.

Parmak İzli Kilit Serisi İle Parmak İziniz Artık Anahtarınız!
Ofis ve oteller gibi güvenlik ihtiyacının arttığı mekanların giriş kapılarında güvenlik ve estetiği buluşturan Kale Kilit, parmak izli kilit serisi ile tüm beklentileri karşılıyor. Hem parmak izi hem de Mifare kart ile açılabilen KD050/50-110 ve 120 Parmak İzli Kilit serisi 90 kullanıcıya kadar tanımlama yapma imkanı sunuyor. Tüm silindirli kilitlere uygulanabilen parmak izli kapı kolu, farklı renklerde, farklı işlevleri ifade eden LED’li ikaz ışıkları, sesli ve görsel uyarı sistemleri ile keyifli bir kullanıcı deneyimi yaşatıyor.

Üçay Grup: “Savaş, GES Projelerinin Önemini Bir Kez Daha Ortaya Koydu”

Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişikliklerle atıl alanların kullanılmasının hedeflendiğine dikkat çeken Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, petrol fiyatlarındaki artışlardan ve jeopolitik konumumuzdan dolayı GES’in öneminin bir kez daha anlaşıldığını söyledi.


Rusya-Ukrayna savaşı, başta ABD olmak üzere OPEC ülkelerinin Rusya’dan ham petrol alımını durdurması ile enerji maliyetlerini yükseltti. Ani artışlar tüm dünya ülkelerini etkiledi. Fosil yakıt bakımından zengin olmayan Türkiye de bu artışlardan son derece etkilendi. Ancak ülkemizin gelecekaçısından en büyük avantajlarından birisi ise GES (Güneş Enerjisi Santrali) projeleri. Yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimligüneş alan ülkemiz, günlük ve yıllık ortalama güneş alımı ile dünyanın öndegelen ülkelerinden biri konumunda. Türkiye’de 7 bin 800 megavat güneş kurulu gücübulunuyor. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, GES’in daha yaygın hale gelmesi için teşviklerle GES’i büyütme peşinde. Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişikliklerle atıl alanların kullanılmasının hedeflendiğine dikkat çeken Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, petrol fiyatlarındaki artışlardan ve jeopolitik konumumuzdan dolayı GES’in öneminin bir kez daha anlaşıldığını söyledi.


Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş, başta ABD olmak üzere OPEC ülkelerinin Rusya’dan ham petrol alımını durdurma kararı ile tüm dünyayı etkisi altına aldı. Fosil yakıtlar bakımından dezavantajlı bir ülke konumunda bulunan Türkiye, enerjide dışa bağımlı konumda bulunuyor. Enerjide dışa bağımlılığın önüne geçmek ve sürdürülebilir bir gelecek için yenilenebilir enerji şart. Özellikle son dönemlerde tüm dünyada brent petroldeki fiyatların artışı ile GES (Güneş Enerjisi Santrali)’in önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Türkiye’nin Elektrikteki Kurulu Gücü 96 Bin Megavat Seviyesinde
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2021 verilerine göre Türkiye’nin elektrikteki kurulu gücü 96 bin megavat seviyesinde. Yenilenebilir enerji santrallerinin kurulu güç içindeki payı ise yüzde 63,5 seviyesine yükseldi. Kurulu güç içindeki en yüksek payı yüzde 32 ile hidrolik alırken, yerli kömür yüzde 12, rüzgaryüzde 9, güneş yüzde 7, jeotermal ve biyokütle yüzde 2 paya sahip. Türkiye; yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneş alıyor. Türkiye, günlük ve yıllık ortalama güneş alımı ile dünyanın önde gelen ülkelerinden biri konumunda.

Teşvikler, KDV İstisnası ve Yüzde 30 Vergi İndirimi
Türkiye’de 7 bin 800 megavat güneş kurulu gücü bulunuyor. GES’in daha yaygın hale gelmesi gerektiğini ifade eden bakanlık yetkilileri, teşviklerle GES’in daha dabüyüyeceği vurgusunda bulunuyorlar. Yeni teşvikler güneş enerjisinden üretilerek şebekeye verilen elektrik ödemelerini artırıyor, bu durum geri ödemesüresini dörtte birden fazla oranda kısaltıyor. Yatırımın ilk maliyetininkendini geri ödeme süresi bugün için 11 yıl, 2025 yılı itibarıyla 7 yıl ve 2030 yılı itibarıyla ise 4,5 yıl olarak hesaplanıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi yatırımcılarına KDV istisnası ve gümrük vergisine ilave olarak yüzde 30 oranında vergi indirimi, 6 yıl boyunca sigorta prim işveren hissesi desteği de sağlanacak. 6 yıl işçi sigortası desteği sektörden tam not alarak ‘güneş enerjisi yatırımlarını teşvik edici bir adım’ olarak niteleniyor. KOSGEB, güneş enerji sisistemi hibe desteği alanında yüzde 50-90 arasında destek veriyor. Toplam 50.000 TL hibe ve 100.000 TL’ye kadar kredi desteği de sunuyor.

“Büyük Yapılar Kendi Enerjisini Üretebilir”
Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, yenilenebilir enerji yatırımları ile alakalı olarak büyük yapıların atıl durumdaki çatılarına dikkat çekti. Şakacı, fabrika ve otel gibi büyük yapıların kendi enerjisini üretebileceğini belirtti. “Dünyada gelişen teknolojiler ile birlikte GES ekipmanları üretimi de arttı ve metrekare başına üretim verimliliği oldukça yükseldi. Bu sebeple amortisman süreleri 10 yıldan 4-5 yıla düştü” diyen Şakacı,“Son yıllarda gelişen teknolojilerin verimliliği artırması dünyada ve Türkiye’de güneş ile birlikte rüzgar enerjisini öne çıkarıyor. Ülkemiz popüler yenilenebilir enerji kaynakları olan rüzgar ve güneş özelinde, hem ışınım değerleri hem de aktif rüzgar potansiyeli bakımından Avrupa ülkelerinin çok üstünde verimlilik değerlerine sahiptir. Rakamlar bize Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacının tamamını sadece rüzgar ve güneşten sağlayabileceğini söylüyor” ifadesini kullandı.

Üçay Grup’tan Avşar Emaye GES Projesi
GES alanındaki uygulamalarıyla sektörün öncüsü konumunda bulunan Üçay Grup, Avrupa’nın en büyük emaye üreticilerinden Afyonkarahisar’ın Bolvadin İlçesi’nde yer alan Avşar Emaye’ye 60 bin metrekare alan üzerine kurulu fabrikasına güneş enerjisi santrali (GES) projesi ile ezber bozdu. Yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yürüten Üçay Grup tarafından kurulan GES projesi 1,264 KWp’lık elektrik enerjisi üretebiliyor. Şakacı, geçmiş yıllarda güneş enerjisi santrallerinin boş arazilere kurulduğunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişikliklerle atıl alanların kullanılmasının hedeflendiğine dikkat çekti ve şu bilgileri paylaştı: “Büyük yapıların çatıları atıl alan olarak duruyor. Kanunda yapılan değişiklik fabrika, otel, okul ve hastane gibi büyük yapıların çatılarını atıl alan olmaktan çıkarıyor ve elektrik üreten bir tesise dönüştürüyor. Burada amaç büyük yapıların atıl alanları olarak kabul edilen çatıların verimli kullanımı. Önümüzdeki dönem büyük projelerin daha da artmasını bekliyoruz. Devletimiz bu alanda büyük ihaleler gerçekleştiriyor. Konya’da dünyanın en büyük GES’i kuruluyor.”

Dünyada güneş ve rüzgâr enerjisine yönelik sistemleri üreten şirket sayısının artmasının kurulum maliyetlerini düşür düğüne dikkat çeken Turan Şakacı, geçmiş yıllara göre ekipman üretici sayısındave üretim teknolojilerinde büyük artış olduğunu belirtti. Bu gelişmenin hem güneş ve rüzgar enerji sistemlerin fiyatlarını düşürdüğünü hem de amortisman sürelerini 10 yıldan 4-5 yıla düşürdüğünü ifade eden Şakacı, “Güneş sistemlerinde verimli panelömrü 25 yıldır. Bu süreden amortisman süresini çıkardığımızda yaklaşık 20 yılboyunca elektrik maliyetinin olmadığını görüyoruz” dedi.

Son olarak Şakacı, gerek jeopolitik gelişmeler gerekse artan petrol fiyatları nedeniyle enerjimaliyetlerinin daha da artacağını, hazırlıklı olabilmemiz için alternatif kaynaklara yönelmemiz gerektiğini, Türkiye için en verimli kaynağın ise GES olduğununözenle altını çizdi.

İzocam, Isı Yalıtımında Doğru Bilinen 15 Yanlışı Açıkladı!

İzocam, yalıtımda yanlış bilgi ve uygulamalara dikkat çekti. İşte ısı yalıtımında doğru bilinen 15 yanlış…

1. Sanılanın aksine ısı yalıtımı dört mevsim boyunca evinizin ısısını dengede tutmaya yardımcı olur. Isı yalıtımı olmayan evler kışın sıcaklığını çabuk kaybeder, yazın ise hızlıca ısınır. Bir mekânı elektrikle soğutmak doğalgazla ısıtmaya göre çok daha pahalıdır.

2.Boya ve sıva benzeri malzemeler ile binaların ısı yalıtımı sağlanmaz. Dış cephe boyalarının uygulama kalınlıkları çok ince olduğu için istenilen ısı yalıtımı performansını gösteremezler.

3.EUCEB, mineral yünlerin ilgili Avrupa Birliği yönetmeliklerine göre sağlıklı ve güvenli bir içerikte üretilip üretilmediğini denetler ve gerekli şartları sağlayan üreticilerin ürünlerine verilen EUCEB sertifikası sağlıklı yalıtımı garanti eder. EUCEB sertifikası bulunan ürünler, Avrupa Birliği’nde test edilmiş, deri ve solunum yoluyla canlılarla temas etmeleri durumunda zarar vermeden vücuttan atıldıkları kanıtlanmış ürünlerdir.

4.Yalıtım için harcanan maliyet lüks bir harcama değil, doğru konforun (ısı-ses-yangın güvenliği) yakalanması için yapılması gereken yatırımdır. Doğru yalıtım malzemesi ve doğru uygulama ile yalıtım yapmak bina ömrü boyunca en iyi getiriyi ve en yüksek konforu sağlayacaktır.

5.Yalıtım plakasını kalınlaştırdığınız zaman yapıştırıcı, sıva, boya, sarf malzemesi ve işçilik bedelleri aynı kalır. Toplam maliyetteki artış sağlanan faydanın yanında çok önemsizdir.

6.Vana ceketi ile vana ve ekipmanlarınızın yalıtımını yaptırabilirsiniz. Su sayaçlarında ve borularda yalıtım yapmak, donma tehlikesini ortadan kaldırarak sadece su tesisatlarını korumakla kalmaz, sıcaklığın uzun süre korunmasını mümkün kılarak, enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağlar.

7.Malzemeler standartlara uygun şekilde üretilmiş, stoklanmış ve uygulanmışsa, ömürleri genel olarak bina ömrü kadardır.

8.Yalıtımlı cam (çift cam, low e-cam) ısı yalıtımına katkı yapar fakat tek başına yeterli değildir. Nitelikli ve tam bir ısı yalıtımı için evin tüm cepheleri ile birlikte taban ve çatıya da ısı yalıtımı uygulanmalıdır.

9.Isı yalıtımı, yapılan binalara önemli bir yük getirmez, aksine dışarıdan gelecek iklimsel etkilere karşı koruma sağlar, korozyonu önler, bina daha uzun ömürlü olur. Depreme karşı daha da güvenli bir ortam sağlar.

10.Dübellerin bina statiğine olumsuz bir etkisi yoktur. Dübeller bina kabuğuna sadece 5 cm girmektedir.

11.Tüm cepheler ile birlikte döşeme ve çatıya da ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Isı kayıplarına cephenin ve döşemenin yanı sıra pencereler, çatı, hava bacaları ve termal köprü de sebep olabilir.

12.Yalıtım denilince akla kışın daha ekonomik ve konforlu ısınma gelir, ancak yalıtım soğuktan korunma amaçlı olduğu kadar sıcaktan korunma için de gereklidir. Özellikle çatı araları yazın 70 C°’a kadar ısınabilmekte ve alt katların çok ısınmasına sebep olabilmektedir.

13.Doğru yoğunlukta, kalınlıkta ve doğru yerde kullanılan ısı yalıtım malzemesinin ömrü bina ömrüne eşdeğerdir.

14.Isı yalıtımı kendini kısa zaman içerisinde amorti ederek enerji faturalarınızda tasarruf etmenizi sağlar. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir bina, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağlar.

15.Yanlış: Binanın dış duvarına yapılan yalıtım ısı yalıtımı için yeterlidir.

İyi bir ısı yalıtımı için tüm cepheler ile birlikte döşeme ve çatıya da ısı yalıtımı uygulanmalıdır.

İzmir’e Yeni Konut Projesi Geliyor!

Mistral GYO’nun İzmir’de hayata geçirdiği konut projesi Mistral GYO Konak’ta inşaat süreci başladı.


İzmir’de yeni bir konut projesi daha başladı. Mistral GYO’nun projesi Mistral GYO Konak’ta inşaat süreci başladı. Doğan Koç İnşaat’ın üstlendiği proje, İzmir’in Konak ilçesine bağlı Mersinli Mahallesi’nde yükselecek. Belediye tarafından yapı ruhsatı onaylanan projede inşaat çalışmalarına start verildi.


Mistral GYO’nun İzmir ili, Konak ilçesi, Mersinli Mahallesi, 8554 ada 6 parselde yer alan arsa üzerinde Doğan Koç İnşaat ile münakit kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında, Konak Belediyesi yapı ruhsatını onayladı ve inşaat süreci başladı. Toplamda 5 bin 954 metrekarelik arsa üzerinde Doğan Koç İnşaat tarafından proje hayata geçirilecek.

Mistral Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) 8554 ada 6 parsel arsa üzerindeki sözleşme hakkında açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi:


“8554 ada 6 parsel arsamız üzerindeki, Doğan Koç İnşaat Ltd.Şti. ile münakit kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, ilgili şirketin Konak Belediyesinden talep ettiği yapı ruhsatı belediyece onanmış olup inşaat süreci başlamıştır. Gelişmeler hakkında şirketimizce KAP üzerinden gerekli bilgilendirme yapılacaktır.”

Haberdeki görsel Mistral GYO tarafından inşa edilen Mistral İzmir projesine aittir.

İpotekli Konut Satışında Büyük Artış!

TÜİK’in kamuoyu ile paylaştığı verilere göre, Türkiye genelinde konut satışları şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 artarak 97 bin 587 oldu.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in verilerine göre, Türkiye genelinde konut satışları şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 artarak 97 bin 587 oldu. İpotekli konut satışları ise bu yılın ilk 2 ayında geçen yıla göre 49,9 artış gösterdi.
Türkiye genelinde konut satışları şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 artarak 97 bin 587 oldu. Konut satışlarında İstanbul 18 bin 752 adetle başı çekerken, onu 8 bin 464 adetle Ankara, 5 bin 575 ile İzmir takip etti.
İpotekli konut satışları şubatta yıllık bazda yüzde 35,6 artarak 19 bin 888 oldu.Ocak-şubat döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise 2021’nin aynı dönemine göre yüzde 49,9 artışla 38 bin 71 oldu. İpotekli satışların payı 2021’in aynı döneminde göre yüzde 16,7’den yüzde 20,5’e yükseldi.


“İkinci Elde Son 10 Yılın En Yüksek İkinci Rakamı”
Yılın ilk iki ayını konut satışlarını değerlendiren İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, banka kredisi kullanımının son 10 yılın ortalamasına göre düşük olduğunu söyledi. Konut üreticilerinin birinci el satışlarda sunduğu düşük faizli firma kredilerinin tüketiciye cazip geldiğini, bu nedenle ikinci el satışlarda kredi kullanımının daha fazla görüldüğünü dile getiren Durbakayım, vatandaşların kamu bankalarının başlattığı faiz indiriminden yararlandığını, özel bankaların da elini taşın altına koyması gerektiğini bildirdi.


Durbakayım, “İkinci el konut satışlarında şubatta son 10 yılın en yüksek ikinci rakamı görülmüş. Dövizden ve altından çıkanların gayrimenkule yöneldiğini görüyoruz. İkinci eldeki fiyatlar daha uygun olduğu için bu pazara yönelik ilgi yüksek.” diye konuştu.

İnşaat Sektörü Çalışan Sayısı Yüzde 0,2 Arttı

TÜİK tarafından açıklanan Ücretli Çalışan İstatistikleri Ocak 2022 verilerine göre inşaat sektöründe çalışan sayısı 1,3 milyonu aştı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ücretli Çalışan İstatistikleri Ocak 2022 verilerine göre, inşaat sektöründe 2021’in aynı ayında 1.329.542 olan ücretli çalışan sayısı bu sene yüzde 0.2 artış kaydederek 1.331.944 oldu.
TÜİK tarafından açıklanan Ücretli Çalışan İstatistikleri Ocak 2022 verilerine göre, inşaat sektöründe 2021’in aynı ayında 1.329.542 olan ücretli çalışan sayısı bu sene yüzde 0.2 artış kaydederek 1.331.944 oldu.


Gayrimenkul sektöründe ise geçen senenin ocak ayında 92.349 olan ücretli çalışan sayısı bu yılın ilk ayında yüzde 8.5 artarak 100.209 kişiye yükseldi.Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2022 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,8 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 12 milyon 676 bin 268 kişi iken, 2022 yılı Ocak ayında 13 milyon 536 bin 984 kişi oldu.Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2022 yılı Ocak ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 5,4, inşaat sektöründe yüzde 0,2 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 9,0 arttı.

Konut Üretimi Düşerken Kiralama Bedelleri Yükseldi!

Emlak platformu hepsiemlak’ın yayınladığı endeks verilerine göre 3 büyük ildeki konut üretimi düşerken kiralama fiyatlarında son bir yıl içinde yüzde 75’in üzerinde bir fiyat artışı gözlendi.

Gayrimenkul piyasasına ilişkin araştırmada, kiralık konut fiyatlarında son bir yılda en fazla yükselen 3’üncü il yüzde 78 ile İzmir oldu.

Kiralık konut piyasasındaki hareketliliğini bu yıl içinde de korumaya devam eden İzmir’de ilçeler arasında yüzde 81’lik artış ile birinciliği Konak alırken; ikinci sırada yüzde 73 ile Karabağlar, üçüncü sırada yüzde 71 ile Balçova, dördüncü sırada yüzde 60 ile Karşıyaka ve beşinci sırada %31 ile Bornova yer aldı.
Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle konut üretimde yaşanan azalmaya dikkat çeken gayrimenkul sektörü temsilcileri, kiralardaki bu yükselişin devam edeceğini vurguladı.

“Kiralar Yüzde 40 Yükselecek”
Konuya dair açıklamalarda bulunan 444 Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı Kurucularından Genel Müdür Bora Arslan, “Konut sektöründe yeni arz olmamasına rağmen artan talep, fiyatları da yükseltiyor. Öte yandan deprem nedeniyle insanlar daha yeni konutları tercih etmeye başladı. İnşaat sektöründe yaşanan konut maliyetlerinin artmasından dolayı tüketicinin alım gücü de düştü. Satın alma yerine kiralık konutlara yönelim gözleniyor. Bu durum, hem konut hem de ticari alanların kiralarının yükselmesine neden oldu. 2022 yılı sonuna kadar en az % 40’lık bir ek kira artışının sözkonusu olacağını düşünüyorum” dedi.

“Konut Üretimi Azaldı, Kiralar Arttı”

Masse Gayrimenkul Ofis Brokeri Seyhun Acar ise şunları söyledi: “Enflasyonun yükselmesi, beraberinde inşaat malzemeleri ve arsa bedellerinin de artmasına neden oldu. Dolayısıyla müteahhitler de yeni proje üretme konusunda tereddüt içindeler. Vatandaşların alım gücünün düşmesi nedeniyle konut satışlarında da azalma var. Bu bir arz talep meselesi. Eğer daha çok konut yapılırsa kira oranları da buna paralel olarak düşecektir. Geçen yıl 2 bin 800 TL. bandındaki evler bu yıl 5 bin liraya kiralanıyor. Vatandaşlar ister istemez bu paraları ödemek durumunda kalıyor. İzmir’deki deprem faktörü de, insanların yeni binaları tercih etmelerine neden oluyor. Stoklardaki azalma nedeniyle fiyat artışları artmaya devam edecektir.”

“Kiralık Konutta talebe Yetişemiyoruz”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan bir diğer isim ise Coldwell Banker Life Broker’ı Uğur Sezginer oldu. Sezginer, şunları söyledi: “Şu anda hem satılık hem de kiralık konutlarda büyük bir artış yaşanıyor. İzmir gerek yaşam koşulları gerekse de iklimi ve tatil merkezlerine olan yakınlığı nedeniyle ilgi görmeye devam ediyor. İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerden İzmir’e olan göç de bu artışı tetikliyor. Öte yandan insanların kazançları aynı oranda artmadı. Eskiden karı koca çalışıp kredi çekerek ev alabilen tüketici, kiralamaya yönelmek zorunda kaldı. Adeta kiralık konutta talebe yetişemiyoruz. Artan talep, fiyatları da yükseltiyor. Kiralar TÜFE’ye göre belirlenir. Artan enflasyon nedeniyle bu oran da yükseldi.”

“Fiyatlarda Yükseliş Sürer”
FCTU Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Okay ise şu açıklamalarda bulundu: “Konutlarda emlak değerleri arttı. Bunu baz alarak kiralama fiyatları da yükseldi. Yatırımcılar da konut fiyatına göre kira artışı yapmak durumundalar. Geçen yıla oranla yaşanan % 78 fiyat artışını hep birlikte görüyoruz. Kiralık konutlara olan talep, beraberinde fiyatları da yükseltti. İnşaat sektörü 2 – 3 yıldır imalat yapamadı. Yapımı devam eden inşaatlar da ancak önümüzdeki yıl tamamlanacak. Kiralık konut bir şekilde temin ediliyor; fakat fiyatlar yükseldi. Dolar ve enflasyon artmaya devam ettikçe, hem konut fiyatları hem de kiralama bedelleri artmaya devam edecek.”

Redstone İzmir Bostanlı ve Bağdat Caddesi Şubeleri Açıldı!

Türkiye’nin ilk global gayrimenkul şirketi olan Redstone, yeni şubelerle büyümeye devam ediyor.

Türkiye’nin ilk global gayrimenkul şirketi olan Redstone, yenilikçi franchise sistemiyle hızla büyüyor. Redstone’un Bağdat Caddesi şubesinin ardından İzmir şubesi de açıldı. Gayrimenkul sektöründeki rekorları ve dünya birincilikleriyle tanınan Redstone Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Kırmızıtaş Başaran, “Kısa sürede Rusya, Güney Afrika, İspanya, Fransa, Almanya, Kazakistan, Polonya, İngiltere ve şirketimizin ofisinin de bulunduğu Amerika’nın da dahil olduğu 9 ülkeye franchise verdik. Şu an yurt içi ve yurt dışında toplam 48 şubeye ulaştık. Bağdat Caddesi ve ardından İzmir Bostanlı şubelerimiz, bu hızlı büyüme sürecinde bizim için stratejik noktalardı” dedi.

Türkiye’den dünyaya açılan ilk global gayrimenkul franchise sistemi olan Redstone, yeni şubeleriyle büyümeye devam ediyor. Redstone’un Bağdat Caddesi şubesinin ardından yurtiçindeki franchise’ı olan İzmir Bostanlı şubesinin açılışıyla ilgili konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Kırmızıtaş Başaran, “Bağdat Caddesi, gayrimenkul sektörü açısından sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin de en stratejik lokasyonlarından biri. Keza İzmir de sektör açısından çok önemli şehirlerimizden biri. Hızlı şubeleşmemize buralarda devam etmek bizim için çok önemli. İzmir Bostanlı’da Mert Akbaş, Ömer Celeb ve Gökhan Coşkun ortaklığında kurulan Redstone Vega, yurt çapında büyük başarılara imza atacak” dedi. 1 yılın sonunda 100 şubeye ulaşmayı hedeflediklerini belirten Başaran sözlerine şöyle devam etti: “Kısa sürede Rusya, Güney Afrika, İspanya, Fransa, Almanya, Kazakistan, Polonya, İngiltere ve şirketimizin ofisinin de bulunduğu Amerika’nın da dahil olduğu 9 ülkeye franchise verdik. İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs başta olmak üzere pek çok ülkeden yatırımcılarla da görüşmelerimiz sürüyor. 3 yıl için şube sayımızı 300’e çıkararak pazar lideri olmayı hedefliyoruz” dedi.

“Sektördeki En İyileştirilmiş Franchise Sistemini Sunuyoruz”
Bu sektörde kendi markasını yaratan ve bunu global olma iddiasıyla hayata geçiren ilk kadın girişimci olan Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sahadan gelmenin avantajıyla, diğer firmaların zayıf oldukları noktaları ve eksiklerini biliyorum. Bu da Redstone’un sunduğu fırsatları ve rakamları da daha avantajlı hale getiriyor. Örneğin; sektörde broker’ların genel merkeze cirodan verdikleri pay olan ‘royalty’ ücreti, ortalama yüzde 10 iken bu rakam bizde yüzde 5. Ayrıca global şirketlerin franchise ücretleri Türkiye’de 30 bin dolar, yurtdışında ise 100 bin dolarlara kadar çıkıyor. Biz bu rakamı 100 bin TL’ye sabitledik. Redstone olarak gayrimenkul franchise sistemindeki tüm rakamlarını ‘iyileştirilmiş’ ve ideal oranlarda sunuyoruz. Çünkü beraber kazanmak ve Türkiye’nin bu anlamda yurtdışına açılan ilk markası olmak istiyoruz.”

“Konut Fiyatlarındaki Yükselmenin Tek Sebebi, TL’nin Değer Kaybı Değil”
Konut sektörüyle ilgili genel değerlendirmede de bulunan Başaran, “2021 yılı verilerinde en çok dikkat çeken veri; kira artışlarının yüzde 100-150 oranında olması ve kira artışında İstanbul ilk sırada yer alıyor. Satışta ise İstanbul Türkiye’de 5. sırada yer alıyor. Konut fiyatlarındaki bu hızlı yükselmenin sadece TL’nin değer kaybına bağlı olduğu düşünülüyor ancak aslında asıl sebep arz-talep dengesindeki değişim. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada pandemi süreci konut üretim süreçlerini olumsuz etkiledi. İnşaatların çoğu kesintiye uğradı” dedi.

İnşaat maliyetleri, arz talep dengeleri, döviz kurlarının hızlı yükselişi derken özellikle geçtiğimiz 2 yıl içinde konut sektöründe ciddi sıkıntılar ve dengesizlikler yaşandığını ancak bu durumun yavaş yavaş toparlanmaya başladığını söyleyen Başaran şöyle devam etti: “Ev satış fiyatlarındaki ve kira fiyatlarındaki yüksek artışlar ise her ne kadar piyasadaki dengeler yerine otursa da kısa vadede geri çekilmesini beklemiyoruz. Çünkü orada tüketici taleplerinin değişmesi, konut üretim dengeleri, enflasyon gibi pek çok farklı faktörün bir araya gelmesi söz konusu. Fiyatların hızla geri çekilmesini bu nedenle kısa vadede çok mümkün görmüyoruz.”

1915 Çanakkale Köprüsü Bugün Açılıyor!

“Sembollerin Köprüsü” olarak anılan 1915 Çanakkale Köprüsü, Çanakkale Zaferi’nin 107’inci yıl dönümünde açılıyor.


Yapımı tamamlanan 1915 Çanakkale Köprüsü, düzenlenen törenle bugün açılıyor. Bugün tüm Türkiye’de Çanakkale Zaferi’nin 107’inci yıl dönümü kutlanıyor, Çanakkale kahramanları saygıyla anılıyor. Bugünü önemli kılan bir diğer etkinlik “sembollerin köprüsü” olarak anılan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışı.

Çanakkale Boğazı’nda iki yakanın buluşmasını sağlayacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü, bu seneki 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü törenlerinin anlamının daha da güçlü olmasını sağlayacak bir açılış organizasyonuyla beraber hizmete açılacak. Asya ve Avrupa kıtası, bu defa Çanakkale Boğazı’nda hayata geçirilen dev köprüyle birbiriyle buluşturuluyor.


18 Mart 2017 tarihinde temeli atılan köprü, Limak ve Yapı Merkezi ile Güney Koreli DL E-C ve SK Ecoplant grupları tarafından meydana getirilen konsorsiyum tarafından inşa edildi. 4.6 kilometrelik uzunluğa sahip 1915 Çanakkale Köprüsü ve 101 kilometre uzunluğa sahip otoyol, 3.1 milyar Euro yatırım tutarıyla hayata geçirildi.

Köprü, Yüzde 90 Yeterlilik Oranıyla Hizmete Sunuluyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yapımı 5 yılda tamamlanan ve bugün itibariyle hizmete açılacak köprüyle ilgili açıkamalarda bulundu. Karaismailoğlu, köprünün yüzde 90 yerlilik oranıyla hizmete sunulduğunu söyledi. Dev proje 1915 Çanakkale Köprüsü’nün inşasında, Türkiye genelinden 700 şirketin ürün ve hizmet desteği sunduğu belirtildi. Kullanılan birçok ürün, inovatif sistemler, ileri teknoloji, yaratıcı modeller ve inovatif sistemlerle tatbik edildi.


Sis, buzlanma ve kaza risklerinin kontrol merkezlerinde 7/24 esasına göre yapay zeka ile izlendiğinin altını çizen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Türkiye’de ilk kez uygulayacağımız LED Otoyol Aydınlatma Sistemi ile diğer sistemlere göre yılda 3 milyon 530 bin kilovatsaate yakın enerji tasarrufu sağlayacağız. Bu şekilde 300 ton karbon salınımının önüne geçeceğiz. Köprü ve otoyol projemiz kapsamında da 540 bini otoyol güzergahında olmak üzere toplamda 1 milyon 540 bin ağaç dikildi” dedi.

Avrupa ve Trakya’dan Gelen Trafik Yükü Azalacak
Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun, 324 kilometrelik Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu projesinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, bu otoyolun aynı zamanda, Gebze-İzmir Otoyolu’na bağlandığında, tüm Marmara Denizi’ni çevreleyen otoyolu zincirinin devamı olacağını söyledi.


Karaismailoğlu, “Malkara-Çanakkale Otoyolu ve Çanakkale Boğazı’nın yakut gerdanlığı 1915 Çanakkale Köprüsü sayesinde Avrupa ve Trakya’dan gelen trafik yükü, Kuzey Marmara’yı dolanmadan, Çanakkale üzerinden Güney Marmara ve Ege’ye ulaşacak. Otoyollarımızın hizmete girmesiyle, Trakya ile birlikte, Batı Anadolu ve Ege’nin -hatta Batı Akdeniz Bölgesi’nin- ulaşım, üretim, sanayi, ticaret ve hizmet sektörü de canlanacak. Proje daha açılmadan ülkemiz ekonomisi için de olumlu sinyaller vermeye başladı. Ayrıca şehrimiz ve bölgemizden, İstanbul başta olmak üzere Marmara’ya ulaşan tarım ürünlerimiz de artık havanın ve denizin insafına kalmadan önce manavlarımıza ve marketlerimizi ardından da milletimizin sofrasına gelecek. Otoyol ve köprümüz, önemli turizm destinasyonu olan Marmara, Ege ve Çanakkale’nin kültür ve turizmine de destek olacaktır. Avrupa ve Balkanların yanı sıra Yunanistan ve Bulgaristan ile ticari ve kültürel ilişkilerimize katkı sağlayacağız. Projemiz ile aynı zamanda Türkiye’nin batısındaki otoyol entegrasyonu da sağlanacak. ‘Bir Kuşak Bir Otoyol` projelerimizle, ülkemizin öncülük ettiği ‘Orta Koridor’da küresel lojistik bir süper güç olma girişimimizin çok kıymetli bir parçası olarak, Pekin’den Londra’ya kadar tesis ettiğimiz kesintisiz ticaret yoluna katkı verecek” değerlendirmesinde bulundu.

Yıllık Tasarruf Miktarı 415 Milyon Euro
Bağlantı yolları ile 101 kilometre uzunluğundaki Malkara-Çanakkale Otoyolunun devreye girmesiyle, mevcut devlet yoluna kıyasla ulaşımın 40 kilometre daha kısalacağına işaret eden Karaismailoğlu, daha da önemlisi feribotla saatler sonra ulaşılan iki yakanın 6 dakikada bir araya geleceğini söyledi. Bu şekilde taşımacılıkta süreler ve maliyetlerin ciddi oranda azalırken, dış ticaret de avantajlar sağlanacağını aktaran Karaismailoğlu, projenin yapım ve işletmesinde binlerce kişiye iş imkanı kazandırıldığını belirtti.


“Otoyolumuz, ülkemizin en gelişmiş bölgelerinden Marmara ve Ege Bölgelerini birbirine bağlarken, aynı zamanda, demir ve havayolu ulaşım sistemleri ile birlikte limanlarımızla olan entegrasyonu artıracağız” diyen Karaismailoğlu, “Yap-İşlet-Devret modeli ile yapımını gerçekleştirdiğimiz 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu projemiz 2 milyar 545 milyar avro yatırım tutarı ile 4 yıl gibi rekor bir zamanda tamamlandı. Projemiz sayesinde yıllık; zamandan 382 milyon euro, akaryakıt tüketiminden 31 milyon 300 bin euro, 3 bin 234 ağaca eş değer, karbon salımındaki azalmayla çevresel olarak, 1 milyon 900 bin euro tasarruf elde edeceğiz. Böylece toplam tasarruf tutarı yıllık olarak 415 milyon euro’ya ulaşacak. Projenin 1,5 yıl önce açılması ile ülke ekonomisine 628 milyon Euro katkı sağlamış oluyoruz. Projemizin; Gayrı Safi Milli Hasılaya etkisi; 2 milyar 442 milyon euro, üretime etkisi 5 milyar 362 milyon euro, istihdama etkisi de 118 bin kişi olduğu dikkat çekmektedir” diye konuştu.

Artema, Yüzde 70 Su ve Yüzde 60 Enerji Tasarrufu Sağlıyor

Artema’nın kumanda kolunu yalnızca 90 derece sola hareket ettiren BluEco teknolojisi, armatür orta konumda açıldığında bile soğuk su vererek gereksiz sıcak su tüketimini önlüyor.


Artema’nın doğa dostu BluEco özellikli armatürlerinin arasına, son olarak Root Square katıldı. “Avrupa Birleşik Su Etiketi” (Unified Water Label) sertifikalı armatürler, özel perlatörleri sayesinde dakikada 5 litre su akışına izin vererek yüzde 70 su tasarrufu sağlıyor.


Artema’nın kumanda kolunu yalnızca 90 derece sola hareket ettiren BluEco teknolojisi, armatür orta konumda açıldığında bile soğuk su vererek, gereksiz sıcak su tüketimini önlüyor. Kombi gereksiz yere çalışmayıp sıcak su tüketilmediğinden, konutlarda yüzde 60 enerji tasarrufu yapılabiliyor.


Artema’nın doğa dostu BluEco özellikli armatürlerinin arasına, son olarak Root Square katıldı. “Avrupa Birleşik Su Etiketi” (Unified Water Label) sertifikalı armatürler, özel perlatörleri sayesinde dakikada 5 litre su akışına izin vererek yüzde 70 su tasarrufu sağlıyor.


Artema’nın yeni Root armatür koleksiyonu form, renk ve boyut çeşitliliğiyle, hayal edilen banyo tasarımlarının önemli bir tamamlayıcısı oluyor. Koleksiyondaki Root Square bataryalar, köşeli tasarım çizgisiyle modern geometrik formların tamamlayıcısı olurken, aile bütçesini ve dünyayı da koruyor. Renk çeşitliliğiyle de ayrışan Root Square; krom, altın, bakır, fırçalı nikel veya mat siyah seçenekleriyle, banyo mobilyalarının tamamlayıcısı oluyor.

Konut Fiyat Endeksi Yüzde 77,4 Arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Ocak 2022 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verilerine göre; Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 13,1, 2021’in aynı ayına göre ise yüzde 77,4 artış kaydedildi.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ocak 2022 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verilerini kamuoyu ile paylaştı. Buna göre, Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek için hesaplanan (KFE) (2017=100), Ocak 2022’de bir önceki aya göre yüzde 13,1 artış gösterdi ve 279,7 şeklinde kayıtlara geçti.


Açıklanan resmi verilere göre, Konut Fiyat Endeksi, Ocak ayında 2021 yılının aynı ayına göre ise yüzde 77,4 artış gösterirken, yine resmi olarak açıklanan verilere göre, bu dönemde reel yükseliş yüzde 21,2 şeklinde oldu.


Merakla beklenen üç büyük şehir için konut fiyat endeksi değişimleri masaya yatırıldığında Ocak 2022’de bir önceki aya göre mega kent İstanbul, başkent Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 14,1, 12,5 ve 13,6’lık artış gözlendi.


Açıklanan resmi verilere göre, söz konusu endeks değerleri geçen senenin aynı ayına göre İstanbul’da yüzde 83,5, başkent Ankara’da yüzde 73,5, İzmir’de yüzde 73,1 oranında yükseldi.

1915 Çanakkale Köprüsü’nün Çelik Detaylarında Habib Makina Tercih Edildi

Habib Makina, 1915 Çanakkale Köprüsü projesinde de çözüm ortağı oldu. Dev projenin inşaatında GBC Multiedge kaynak ağzı açma makineleri kullanıldı.

Köprülerden havaalanlarına kadar Türkiye’de çelik işlemede tek adres olan Habib Makina, 1915 Çanakkale Köprüsü projesinde de çözüm ortağı oldu. Dev projenin inşaatında GBC Multiedge kaynak ağzı açma makineleri kullanıldı.

Türkiye’de çelik işlemede tek adres olan Habib Makina, köprülerden havaalanlarına, gemilerden enerji santrallerine kadar Türkiye’nin en prestijli projelerinde çözüm ortağı olmayı sürdürüyor. GBC markalı kaynak ağzı açma makinelerini Türkiye endüstrisi ile buluşturan Habib Makina, çelik plaka ve boru işlemede ülkemizin lider firmalarına profesyonel çözümler sunuyor. Son olarak 18 Mart’ta açılışı gerçekleştirilecek olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün inşaatında da GBC Multiedge çelik kaynak ağzı açma makineleri tercih edildi.

1915 Çanakkale Köprüsü, özellikleri itibarıyla “simgelerin köprüsü” olarak nitelendiriliyor. Mühendisliğindeki ince detaylarla öne çıkan ve “dünyanın en uzun orta açıklıklı köprüsü” olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün iki ayak aralığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılıyla anlamlandırılarak 2023 metre olarak tasarlandı. ÇİMTAŞ firması tarafından 128.000 ton çelik kullanılarak inşa edilen bu dev projedeki tüm çelik plakalarda, GBC markasının Multiedge adlı kaynak ağzı açma makinesi kullanılarak soğuk kaynak ağzı açıldığını belirten Habib Makina İthalat ve Finans Müdürü Yusuf Habib, “GBC MULTIEDGE makinemizin en önemli özelliği, kullanıldığı metalin yapısını bozmayan soğuk kaynak ağzı açmaya olanak tanıyan üstün teknolojisidir. GBC’nin geliştirdiği bu teknolojiden önce kaynak ağzı açma işlemi oksijenle (alevle) veya taşlama yöntemi ile yapılmaktaydı. Ancak oksijenle (alevle) veya taşlama ile yapılan kaynak ağzı açma işlemi, metali ısıtarak alaşımını bozduğundan sağlıklı bir kaynak yapmaya olanak tanımıyordu. Sektörümüzde hala bu eski tarzda alevli kesim yapan markalar bulunmaktadır ancak o şekilde yapılan kaynak işlemleri iyi tutmayarak ciddi sorunlara yol açabilmektedir” diye konuştu.

Estetik ve incelik isteyen kaynak ağzı açma işleminin soğuk olarak kolayca uygulanmasına olanak sağlayan yeni nesil GBC Multiedge’in , bir freze kafasına bağlı 9 adet sert metal uç ile hızlı devir sayesinde ayna kalitesinde kaynak ağzı açabildiğini kaydeden Yusuf Habib, 6 mm – 120 mm kalınlıkta saclarda kullanılabilen ve 80 mm’ye kadar kaynak ağzı açabilen GBC Multiedge’in, alın düzeltme, kaplama kaldırma ve tercihe göre J Bevel yapabilme özellikleriyle de ön plana çıktığını vurguladı.

1915 Çanakkale Köprüsü̈’nün yanı sıra Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün inşaatında da kullanılan GBC markalı kaynak ağzı açma makinelerinin, gemi, havaalanı, köprü inşaatı, çelik konstrüksiyon, makina imalatı ve enerji sektörü başta olmak üzere Türkiye endüstrisinin lider firmaları tarafından tercih edildiğini dile getiren Yusuf Habib, “Her projeye özel R&D çalışması ile makine ve kesici uç veya kaynak ağzı ucu tasarımı ve üretimi yapan GBC, 20 senelik uzun ömürlü ve dayanıklı makineler sunuyor. Siparişten sonra 10 günde teslim ettiğimiz makineleri, 10 binden fazla yedek parça imkanıyla piyasaya sürüyoruz. Bu sayede müşterilerimizin ihtiyaç duyabileceği her türlü yedek parça her zaman sevk edilmeye hazır oluyor” diye konuştu.

Artaş İnşaat’tan Yeni Konut Projesi: Avrupa Konutları Yenimahalle

Artaş İnşaat yeni konut projesi Avrupa Konutları Yenimahalle için düğmeye bastı.


Artaş İnşaat, İstanbul’un Bağcılar ilçesinde Avrupa Konutları Yenimahalle projesini hayata geçirmeyi hazırlanıyor. 766 daire ve 63 ticari üniteden oluşan proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.


Avrupa Konutları Yenimahalle projesi Bağcılar ilçesine bağlı Kirazlı Mahallesi’nde hayata geçirilecek. Projenin 810 milyon 261 bin 434 TL’ye mal olacağı açıklandı. 48 bin 632 metrekare arsa alanı üzerinde inşa edilecek projenin inşaat alanı ise 205 bin 681 metrekare olarak belirlendi.


17 blok olarak yükselecek olan Avrupa Konutları Yenimahalle projesinde 1+1, 2+1 ve 3+1 konut tipleri yer alacak. Avrupa Konutları Yenimahalle projesinde yer alan blokların yüksekliği 29,90 metre ile 48,95 metre arasında değişiyor. Taban oturum alanının 19 bin 610 metrekare olarak belirlendiği projede 19 bin 191 metrekarelik yeşil alan da yer alacak.

Sitede sosyal alan kullanımı yapılmayacak olup, sadece peyzaj amaçlı toplam 821,95 metrekare alana süs havuzları inşa edilecek. Projede ayrıca 1284 araçlık otopark da yer alacak. Söz konusu otoparkın 1204 tanesi kapalı 80 tanesi açık olarak belirlendi.


Avrupa Konutları Yenimahalle projesinin çevresinde konut, iş yerleri, fabrika, yol ve okul alanları yer alıyor. Projeye en yakın konut 30 metre kuzeyde yer alan Eston Kirazlı Evler, en yakın eğitim kurumu 10 metre kuzeyde yer alan Şeyh Edebali Anadolu Lisesi ve Mehmet Akif İnan Ortaokulu. Projenin 650 metre batısında Güneşli Erdem Hastanesi, 3,2 kilometre kuzeybatısında ise Mall of İstanbul AVM yer alıyor.


Avrupa Konutları Yenimahalle projesi E-5 karayoluna 5 kilometre, O-3 otoyola 2,5 kilometre mesafe, İstanbul Havalimanı’na kuş uçuşu 24 kilometre, Küçükçekmece gölüne kuş uçuşu 7 kilometre mesafede yer alıyor.

Haberdeki fotoğraf Avrupa Konutları Çamlıvadi Evleri projesine aittir.

Nef Sapanca Projesinde Ön Satış Süreci Başladı

Çok sayıda konut projesine imza atan Nef’in Sapanca’da hayata geçirdiği Nef Sapanca ön satışa sunuldu.

Projelerine hız kesmeden devam eden Nefi’in Sapanca’da yükselecek olan Nef Sapanca projesinde ön satış süreci başladı. 99 villa ve 138 Townhouse’dan oluşan projede ünlü bir otel zinciri de yer alacak.


71 bin metrekare büyüklüğe sahip alanda inşa edilen Nef Sapanca’da 5 değişik konut tipi bulunuyor. Haziran 2023’te teslimlerinin yapılması planlanan proje, Sapanca’da Bağdat Caddesi Kırkpınar Köprüsü mevkiinde yükseliyor.


Villa ve rezidansların yer aldığı projede villalar 4+1, rezidanslar ise 1+1 ve 2+1 olarak tasarlandı. Villaların büyüklükleri 265 metrekare ile 630 metrekare arasında değişiklik gösteriyor. Sapanca Gölüne 300 metre uzaklıkta yer alan projede rezidanslar teraslı veya bahçeli olarak dizayn edildi.


Nef Sapanca’da yer alan rezidansların fiyatları 4 milyon 950 bin TL’den başlarken, villaların fiyatları 4 milyon Türk Lirası’ndan başlıyor.

Kempinski Residences Balmumcu Projesinde İlk Harç Döküldü!

Kempinski Group tarafından İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde hayata geçirilen Kempinski Residences Balmumcu projesinin inşaatı başladı.


İstanbul Beşiktaş’ta yükselecek olan Kempinski Residences Balmumcu projesi 155 rezidans daire ve 11 villadan oluşuyor. 30 dönümlük alan üzerinde hayata geçirilen projedeki ilk konutların 2024 yılında teslim edilmesi planlanıyor.
Kempinski Residences Balmumcu, Istanbul projesi için İşletme sözleşmesine imzalar atıldı. Yemyeşil bir vadide, 30.000 metrekarelik geniş bir arazinin kalbinde yer alan Kempinski Residences Balmumcu, beş modern binaya yayılmış 155 rezidans ve 11 seçkin villa ile boğazın nefes kesici manzarasına karşı ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.


194 ila 1.340 metrekare arasında değişen rezidanslar ve villalar, İstanbul’un iş ve ticaret merkezinin kalbinde lüks yaşamı zirvede yaşatacak ve bu anlamda Kempinski tarafından sağlanan özel bir Residence Concierge, Resident’s Lounge, spor salonu, açık havuz ve vale park hizmeti gibi ayrıcalıklı hizmetler sunuyor olacak. Köklü, lüks otel gruplarının işletme uzmanlığından yararlanan özel markalı konutlara olan talep, son yıllarda artarak devam ediyor.
Projedeki 155 rezidans, zeminden tavana uzanan pencerelerle eşsiz bir boğaz ve İstanbul manzarası sunuyor. Dubleks Roof Penthouses gibi daha büyük metrekarelere sahip rezidanslar ise, panoramik balkonlara ve çift yönlü pencerelere sahip. Projedeki bahçe dubleks rezidanslarda ise özel havuzlar ve geniş dış mekan alanları bulunuyor.


Kempinski Residences Balmumcu; son teknoloji cihazlarla donatılmış tam donanımlı mutfaklar, küvetli mermer banyolar ve özel balkonlar ile İstanbul’un en lüks konut projelerinden biri olarak nitelendiriliyor. 24 bin metrekareden fazla yeşil alana sahip olan projede yüzme havuzu ve vitamin bar, özel bir çocuk havuzu, küçüklerin diğer sakinleri rahatsız etmeden oyun oynayabileceği çocuk oyun alanı bulunuyor.


Projedeki diğer olanaklar arasında son teknoloji ile donatılmış özel spor salonu, 24 saat güvenlik, vale park hizmeti, kuru temizleme ve çamaşırhane, havaalanı transferleri ve sekreterlik hizmetleri gibi ek hizmetler düzenleyebilen Residence Concierge yer alıyor.


Kempinski Group CEO’su ve Kempinski AG Yönetim Kurulu Başkanı Bernold Schroeder “Kempinski 30 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da bulunuyor ve bu güzel şehrin kalbimizde özel bir yeri var. Bu güzel, lüks rezidans koleksiyonunu yönetmekle görevlendirilmek, Kempinski’nin İstanbul’da sahip olduğu büyük önemin ve şehirdeki uzun vadeli ortağımız Astaş Holding ve Türkiye’nin önde gelen inşaat şirketlerinden biri olan Yapı&Yapı ile olan ilişkimizin gücünü yansıtıyor” dedi.

Medicana’dan 2 Yeni Hastane Projesi!

Medicana Sağlık Grubu, İstanbul’un Zincirlikuyu ve ve Ataköy ilçelerinde 2 yeni hastane projesi hayata geçirecek.

Medicana Sağlık Grubu’ndan 2 yeni hastane yatırımı! Toplam yatırım bedeli 200 milyon dolar olan bu hastanelerin adresleri Zincirlikuyu ve Ataköy olacak.


Medicana Sağlık Grubu hastane ağını büyütüyor. 1992’den bu güne faaliyette bulunan Medicana; İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Sivas, Samsun ve Bursa olacak şekilde 7 kentte yer alıyor. 13’üncü hastanesini İzmir’de, 14’üncü hastanesini de İstanbul’un merkezi Ataşehir’de açan Medicana, bu sene 2 büyük hastane yatırımı gerçekleştirmek için düğmeye bastı.

Medicana Sağlık Grubu’nun ilk büyük yatırımı, İstanbul’un Zincirlikuyu semtinde olacak. Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt, Çalık Holding şirketlerinden olan GAP İnşaat’ın Zincirlikuyu’daki hastane yatırımcılarına kiralamak için yaptırdığı binayı kiraladı. Yatırımcılar için hastane olarak kullanımına oldukça uygun olan bina, uzun süredir hastane zincirlerinin radarında yer alıyordu. Binaya Medicana’nın tabelasının asıldığı ve iç düzenleme çalışmalarının yapıldığı belirtildi. Hastanenin Eylül-Ekim aylarında faaliyete alınması planlanıyor.

Grubun bir diğer hastane yatırımı ise Ataköy’de yapılacak. lınan bilgilere göre, bu iki hastane için 200 milyon dolar yatırım maliyeti hesaplandı.

Copa Isı Sistemleri, Baran Isı Ve Alt Bayileriyle Bir Araya Geldi

Copa Isı Sistemleri, düzenlediği kahvaltı etkinliğinde Baran Isı ve alt bayileriyle bir araya geldi.

Yüksek verimli iklimlendirme çözümleri sunan Copa Isı Sistemleri, sektörün güçlü oyuncularından Baran Isı ve alt bayileriyle birlikte Polat Renaissance Ataköy’deki kahvaltı etkinliğinde bir araya geldi. Keyifli bir ortamda kahvaltı ile başlayan tanışma toplantısının devamında ise 2022 yılı hedefleri, ürünler, satış organizasyonu ve satış sonrası hizmetler hakkında bilgiler verildi.

İş ortaklarıyla çeşitli platformlarda bir araya gelmeyi sürdüren Copa, bu amaçla düzenlenen etkinliklere bir yenisini daha ekledi. Copa, Türkiye’nin en büyük distribütör bayilerinden Baran Isı ve alt bayileriyle birlikte Polat Renaissance Ataköy’de keyifli bir kahvaltı etkinliğinde buluştu. Marmara Bölgesi’nde güçlü satış kanallarına sahip olan Baran Isı ve alt bayileriyle sektörel değerlendirmeler de yapan Copa, 2022 yılı hedeflerini ve satış stratejilerini bayileriyle paylaştı.

Son dönemlerde gerçekleştirdiği çözüm ortaklıklarıyla birlikte sektördeki büyüme ivmesini artıran Copa, ürünleri hakkında da bayilerine bilgiler verdi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Copa Türkiye Satış Müdürü Can M. Zengin ve Copa Pazarlama Müdürü Deniz Baskak; geçmiş dönem başarıları, gelecek dönem hedefleri, memnuniyeti yükseltecek uygulamaları ve pazarlama faaliyetlerini de bayilerle paylaştı.

Konut Projelerinin Yeni Trendi: Pişirme Mutfakları

Türkiye genelinde gerçekleştirdiği konut projeleri ile fark yaratan MTC Holding YKB Mustafa Togay Cömert, konut projelerinin yeni trendi ‘’pişirme mutfakları’’ diyor.

Türkiye genelinde gerçekleştirdiği konut projeleri ile fark yaratan MTC Holding YKB Mustafa Togay Cömert konut projelerinin yeni trendi ‘’pişirme mutfakları’’ diyor. Peki pişirme mutfağı olarak adlandırılan bu yeni terim neyi ifade ediyor?


Bu soruyu Cömert şöyle cevaplıyor: ‘’Bilindiği gibi konut proje satışlarının ana belirleyicisi kadınlar. Ev alırken kadınların ilk dikkat ettiği yer ise mutfak oluyor. Özellikle geniş ve ferah mutfaklar tercih ediliyor. Tüm aileyi, hatta misafirleri buluşturan yaşam alanı artık mutfaklar. Hal böyle olunca, pişirme mutfağı olarak adlandırdığımız ikinci mutfaklar gündeme geliyor. Pişirme mutfağı, ev geneline yayılan ağır kokuların önüne geçmek için kullanılıyor. Biz, MTC Holding olarak projelerimizde pişirme mutfağına yer veriyoruz. Ana mutfağın hemen yanına konumlandırıyoruz. Burada ızgara, kızartma gibi koku yayan yemekler yapılıp ana mutfağa geçiş sağlanıyor. Bu mutfaklarda kullandığımız bacalı sistem havalandırmaları ile kokuların ev geneline de yayılmasını önlüyoruz.’’

‘’Sadece İşlevsellik Değil Estetik De Önemli’’
Pişirme mutfaklarını hayata geçirdiğimiz projelerimizde sadece işlevselliğe değil estetiğe de önem veriyoruz diyen Cömert sözlerini şöyle tamamladı: “Pişirme mutfaklarını hayata geçirdiğimiz tüm projelerde estetiğe önem verdik. Kullandığımız her malzeme ve ürün grubu en iyi kaliteden oluşuyor. Aynı zamanda uyguladığımız tekniklerle kötü kokuların yayılmasının yanı sıra ses izolasyonu da sağlayarak ana mutfaktaki yaşam alanı konforunu en üst seviyeye çıkarıyoruz. Tüm bunların yanı sıra en önemlisi pişirmede kullanılan kirli mutfak gereçleri de ana mutfak yerine pişirme mutfağına konuluyor böylece mutfakta misafir ağırlanırken, görsel kirliliğin de önüne geçiliyor.’’

İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi Şubat Ayında 1,11 Puan Geriledi

Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi 2022 yılı şubat ayı sonuçları açıklandı. Buna göre Bileşik Endeks geçtiğimiz ay 1,11 puan azaldı.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi şubat ayı sonuçları açıklandı. Şubat ayının son haftasında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaşın etkisi, mart ayında toplanan 10 günlük verilerle endekse kısmi olarak yansıdı. Bileşik Endeks şubat ayında gerilerken, ihracat pazarlarına ilişkin beklentilerdeki zayıflama dikkat çekti.

Yeni ekonomi politikalarının yarattığı yüksek enflasyona bağlı maliyet artışları, faaliyetlerdeki durağanlaşma ve özellikle yüksek enerji zamları, son dönemde Bileşik Endeks’i zayıflatan nedenlerin başında geldi. Buna ek olarak şubat ayının son haftasında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, yeni risk ve belirsizlikleri beraberinde getirdi.

Bileşik Endeks şubat ayında bir önceki aya göre 1,11 puanlık düşüşle, 74,24 puana indi. Bileşik Endeks’te 2021 yılında yaşanan hızlı toparlanma aralık, ocak ve şubat aylarında yerini düşüşe bıraktı. Bileşik Endeks’in bu eğilimini sürdürerek, bir süre daha olumsuz gelişme ve beklentilerin etkisi altında kalması bekleniyor.

Faaliyetler Durağanlaştı, Cirolarda Enflasyonist Genişleme Oldu

İnşaat malzemeleri sanayi faaliyetleri, geleneksel mevsimsellik etkileriyle birlikte şubat ayında durağan bir görünüm sergiledi. Ekonomide alınan yeni kararların etkileri, yüksek enerji, maliyet ve fiyat artışları, Faaliyet Endeksi’ni olumsuz yönde etkiledi. Rusya-Ukrayna savaşının faaliyetlere etkisi ise henüz çok düşük seviyede kaldı.

Faaliyet Endeksi şubat ayında bir önceki aya göre 0,1 puan düştü. Faaliyet gruplarında sınırlı artış ve gerilemeler izlendi. Yurtiçi satışlar şubat ayında sınırlı ölçüde artarken, ihracat bir önceki aya göre düşüş kaydetti. Yüksek enerji ve girdi fiyatları üretimi olumsuz etkilerken, gerileme sınırlı kaldı. Cirolarda ise enflasyon kaynaklı olarak sınırlı bir artış görüldü.

Güven Endeksi’nin Kırılganlığı Sürüyor

Şubat ayında faaliyetlere yansıyan zayıflama ve savaşının yarattığı belirsizliklerin güven kaybına yol açmasıyla Güven Endeksi, bir önceki aya göre 1,34 puan azaldı. Bu dönemde yüksek enflasyon da güveni sınırlayan etki olarak belirdi.

Kırılgan kalan 2021 yılını gerileme ile kapatan Güven Endeksi, yeni yılda da düşüş eğilimini koruyor. Şubat ayında Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesinin gerilediği, inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayisinde de güvenin düştüğü görüldü. Yurtiçi ve ihracat pazarlarına yönelik güven seviyesi bu dönemde sınırlı ölçüde düştü. İhracat pazarında ise savaşın etkileri hissediliyor.

Şubat ayında endekslerde, öncelikle ekonomi politikasında yaşanan değişim ile ortaya çıkan yüksek maliyet artışları, yüksek enflasyon ve enerji fiyatlarındaki artışlar etkili oldu. Rusya-Ukrayna savaşı ise yeni riskleri ve belirsizlikleri gündeme getirdi. Güvende zayıflama yaratan bu olumsuz koşulların bir süre daha devam etmesi bekleniyor.

Rusya – Ukrayna Savaşı Beklentileri Bozdu

Beklenti Endeksi şubat ayında bir önceki aya göre 0,9 puan düşerek, yeni yılın ilk iki ayında gerileme kaydetti. Düşüşler büyük ölçüde piyasalardaki belirsizliklerden kaynaklandı.Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin, yeni ekonomi politikası, yüksek maliyetler ve enflasyon nedeniyle zayıfladığı gözlendi.Yüksek maliyet ve fiyat artışları, önümüzdeki üç aylık dönem için alınan yurtiçi siparişlerde düşüşe neden oldu. Aynı şekilde önümüzdeki üç aya ilişkin ihracat siparişleri de Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle şubat ayında geriledi.

Gelecek üç aya yönelik üretim beklentisi, iç ve dış siparişlerdeki azalmaya rağmen sınırlı ölçüde iyileşme kaydetti. Beklentilerdeki düşüşte öncelikle yüksek enflasyon ve maliyetler etkili olurken, Rusya-Ukrayna savaşı ise bozulma yarattı. Bu olumsuz koşullar değişmeden beklentilerin zayıf kalmaya devam edeceği öngörülüyor.

Buca Metrosu İhalesi İptal Edildi

İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı Buca Metrosu ihalesindeki kararı iptal etti.


Geçtiğimiz günlerde temeli atılan Buca Metrosu’nda bir son dakika gelişmesi yaşandı. İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi belediyenin tamamen kendi öz kaynaklarıyla yaptığı 3 milyar 921 milyon TL’ye mal olacak “İzmir hafif raylı sistemi 5’inci aşama Üçyol-Buca arası yapım işi” ihalesini iptal etti.


Mahkeme, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) kararıyla Gülermak A.Ş’ye verilen metro projesi yapım işini Nurol İnşaat – Yapı Merkezi ortak girişimine verilmesine karar verdi.


İhalede 3 milyar 392 milyon teklif vererek birinci sıraya oturan Nurol İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi ile Yapı Merkezi İnşaat Sanayi Anonim Şirketi ortak girişiminin yaptığı başvuruyu değerlendiren İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi kararını taraflara, “Gülermak A.Ş’ye verilen metro projesi yapım işini Nurol İnşaat – Yapı Merkezi ortak girişimine verilmesi” şeklinde tebliğ etti.

Mesa Urla Kekliktepe Projesi Satışa Sunuldu

Mesa’nın İzmir Urla ilçesinde yükselen Mesa Urla Kekliktepe projesi, 48 ay vade ve yüzde 0,99 faiz oranıyla satışa sunuldu.


İnşaat sektörünün köklü firmalarından Mesa, yeni projelerini peşpeşe satışa sunuyor. Firmaın son olarak satuşa sunduğu proje İzmir’de yükselen Mesa Urla Kekliktepe oldu. Mesa Urla Kekliktepe projesi 48 ay vade ve yüzde 0,99 faiz oranıyla satışa sunuldu.


İzmir’in Urla ilçesinde hayata geçirilen Kekliktepe projesi 68 villadan oluşuyor. 68 bin 408 metrekarelik arazi büyüklüğüne sahip olan projenin inşaat alanı ise 18 bin 725 metrekare. 8 farklı tipte villanın yer alacağı projede, 68 adet açık ve 68 adet kapalı olacak şekilde 136 araçlık otopark bulunuyor. Projede, 4+1, 7+1 ve 8+1 villa tipleri yer alıyor. 43 bin 504 metrekare yeşil alanın yer aldığı projede 604 metrekarelik kapalı alana sahip sosyal tesis bulunuyor.


Mesa Urla Kekliktepe’de havuz, kafe ve restoranlar, spor alanları yer alıyor. Proje Urla merkeze 5 dakika, Urla Limanı’na 8 dakika, Seferihisar ve Çeşme’ye 25 dakika, Alaçatı’ya 30 dakika, şehir merkezine 35 dakika, Ovacık ve Havalimanı’na 35 dakika uzaklıkta konumlanıyor. Mesa Urla Kekliktepe projesinde yer alan 4+1 villaların fiyatları 14 milyon 750 bin TL’den başlıyor. Projede konut teslimlerinin Aralık 2023’te yapılması planlanıyor.

Güçsan Yapı’dan Yeni Konut Projesi: Fors İzmir

Güçsan Yapı’nın prestij projesi olan ve yaşamın merkezindeki konumuyla dikkat çeken Fors İzmir, bir rezidansın sunduğu tüm imkanları mahalle sıcaklığı ve aile yaşam tarzıyla buluşturacak.

Güçsan Yapı’nın İzmir’deki prestij projesi Fors İzmir, aile yaşamı konseptiyle lüksü bir arada sunuyor. Yeni Alsancak bölgesinde kurulan, panoramik İzmir ve körfez manzarasına sahip olan Fors İzmir hakkında bilgi veren Güçsan Yapı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ayhan Sulak, Fors İzmir’in konumu, ulaşım olanakları, sosyal donatıları , mimari ve teknik özellikleri ile öne çıkacağını vurguladı. Projenin, yaşamın merkezinde bir rezidansın sahip olduğu tüm imkanları sunarken geleneksel aile yaşam tarzının sıcaklığınıda yansıtacak şekilde tasarlandığını da ifade etti.

Ayhan Sulak: “Fors İzmir sadece bir rezidans projesi olmayıp, aynı zamanda sosyal alanları sayesinde sakinlerinin hayatına farklı renkler katacak, özlenen mahalle kültürünü en konforlu şekilde yansıtacak yeni bir yaşam anlayışıdır diye konuştu.

Özgün Projeler
Örnek bir iş birliğine imza atarak Güçsan Yapı çatısı altında İzmir’de öncü projeler yapacakları bilgisini de veren Ayhan Sulak, “Güçsan Yapı olarak, İzmir’e daha fazla nasıl katkı yapabiliriz diye düşündük. Bu nedenle 8 bin 500 yıllık tarihe sahip kentimizde şehrin merkezinde yaptığımız Fors İzmir projemizle ilk adımı atıyoruz. ‘İzmir’de Öncü ve İzmir’de Özgün’ kavramlarıyla tanımladığımız iş modeli ve doğru stratejilerle yatırım değeri yüksek ve zamana meydan okuyan projelere imza atacağız. Aile rezidansı olarak tanımladığımız, mimari ilhamını Ege’den ve komşuluk değerlerinden alan projemizin sahip olduğu lokasyon avantajından da faydalanarak eski günlerdeki gibi aile yaşamının merkezi olmasını hedefliyoruz. Yarattığımız katma değeri İzmir’de tutmak ve sektörümüze yön vermeye devam ederek yeni başarılara imza atmak ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz” dedi.

Aile konseptinin ön planda olduğu Fors İzmir’de bağımsız bölümlerinde bu şekilde tasarlandığını kaydeden Sulak, şöyle devam etti: “Bölgede yapılan stüdyo daireler ve küçük alan odaklı rezidansların yerine aile yaşamını önde tutarak düşünülmüş 35 bin metrekare inşaat alanına sahip, tamamı balkonlu, 7 farklı tipteki 3 + 1, 4.5 + 1 ve Penthouse toplam 108 bağımsız bölümden oluşan, aile yaşamına uygun mimarisi, sosyal yaşam imkanı, en yeni teknoloji ve son deprem yönetmeliğine uygun inşaat kalitesini tek çatı altında sunacaklarını ifade etti.

Fors İzmir, İZBAN, vapur ve tramvay hatlarının kesişiminde, havaalanı ve otoyolun çok yakınında yer alıyor. İzmir’in kalbi Alsancak’a ve hastane, üniversite gibi sosyal alanlara ise sadece yürüme mesafesinde bulunuyor. Proje, Adnan Menderes Havalimanına 18 km ve Egepol Hastanelerine 10 dakikalık mesafede konumlanıyor.

Hilti İle Kâğıttan Dijitale Geçişi Kolaylaştıran Uygulamalar

Hilti, inşaat sahalarının değişen ihtiyaçlarına BIM ve Profis Engineering yazılımlarıyla cevap veriyor.

İmza attığı yazılım, servis ve ürünleri ile teknolojik uygulamaların inşaat endüstrisinin dijitalleşme iklimine uyum sağlamasını kolaylaştıran Hilti, giderek büyüyen proje ölçeklerini ve karmaşık süreçleri de çok daha efektif hale getiriyor. Bu kapsamda bulut tabanlı bir tasarım metodolojisi olan PROFIS Engineering ve yapıların tasarım aşamasından yıkım aşamasına kadar geçen sürecin dijital olarak izlenebilirliğini sağlayan BIM çözümleri sunduklarını ifade eden Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, teknolojiyle birlikte hızlanan inşaat endüstrisinin kabuk değişimine öncülük etmeyi hedeflediklerini vurguladı.

Yapı üretim sürecinin her evresinde inşaat profesyonellerinin işini kolaylaştıracak yazılım, servis ve ürünler sunan Hilti, bütünsel hizmet anlayışıyla sektöre çözüm ortaklığı yapıyor. Dijital dönüşüm vizyonları kapsamında inşaat endüstrisinin dijitalleşme serüveninde rol almak için çalışmalarına hızla devam ettiklerini ifade eden Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, “PROFIS Engineering’in bulut tabanlı yazılımı sayesinde mühendislere istedikleri zaman, istedikleri cihazdan erişim imkânı sağlayarak işlerin aksamadan yürümesi konusunda yardımcı oluyoruz. Dünyanın konuştuğu BIM alanındaki uygulamalarımızla da geleceğin yapılarını bugünden inşa etmek için inşaat profesyonellerinin yanında yer alıyoruz” dedi.

BIM İle Maksimum Verimlilik
Teknolojinin her alanda olduğu gibi inşaat sektörünün temelini oluşturan mimari projelerde de alışılmış sistemleri değiştirip dönüştürdüğünü söyleyen Özgecan Işıltan; “Konvansiyonel yöntemlerin artık mevcut hızı yakalamakta zorlandığı günümüzde, sürdürülebilir değer yaratmak ve hata oranını en aza indirerek verimliliği maksimize etmek için devreye dijitalleşme giriyor. Bunlardan biri olan ve projenin tüm süreciyle ilgili 3 boyutlu bir bilgi paylaşımı oluşturan BIM yani Yapı Bilgi Modellemesi, ilgili prosesleri hızlandırıp kolaylaştırıyor. Hilti olarak iş süreçlerinde veri takibinin hatasız bir biçimde sürdürülmesini sağlayan Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) ile projelerin yapımı sırasında pek çok kişi tarafından sürekli güncellenen bilgilere bütünsel ve kesintisiz bir biçimde ulaşılmasını ve bu verilerin dijital olarak takip edilmesini sağlıyoruz. BIM uygulamalarımız sayesinde profesyoneller, projenin ilerleyen süreçlerinde meydana gelebilecek sorunları daha proje tasarım aşamasındayken görebiliyor. Projenin tüm detaylarını mimari modelleme ve mimari görselleştirme aracılığıyla görünür hale getiren bu teknoloji, işlerin tekrarlanmasını engelleyerek zamandan ve maliyetten tasarruf sağlıyor” şeklinde konuştu.

Gelişmiş BIM Kütüphanesiyle Bütüncül Çözüm Ortağı
İnşaat sahalarında bütüncül bir dijital sistem yarattıklarını ve bunun önemli bir kısmını oluşturan BIM uygulamalarının IT teknolojilerinin gelişmesiyle inşaat ekosistemi için kritik bir önem taşıdığını ifade eden Özgecan Işıltan; “İnşaat endüstrisi, diğer sektörlere göre yapısı gereği teknolojik gelişmelere mesafeli yaklaşıyordu. Ancak verimliliği üst düzeye taşıyan BIM uygulamalarının kısa vadedeki etkisi, bu dirençli yapıyı zayıflatarak yeniliklere daha açık bir sistem oluşturdu. Hilti olarak BIM uygulamaları ile projelerin gerçeği yakalamasını sağlıyor, dijital model tabanlı iş akışı sayesinde her adımda kontrolü profesyonellerin ellerine bırakıyoruz. İş akışı tamamen dijitale geçtiği için hem kâğıt üzerinde oluşabilecek manuel hataları ortadan kaldırıyor, hem de daha konforlu bir çalışma deneyimi ortaya koyuyoruz. Bu sisteme geçiş yapan herkes için çok gelişmiş bir BIM/CAD kütüphanemiz de mevcut. Hilti ürünlerinin 3D ve 2D BIM/CAD objelerini bulunduran geniş bir içeriğe erişmeyi mümkün kılan bu kütüphane ile 3D çalışmaları doğrudan AutoCAD®, Revit® ve Tekla Structure programlarına ya da .ifc dosya formatı sayesinde ilgili yazılımlara aktarmayı sağlıyoruz” dedi.

Türkiye’de BIM Kullanımını Yaygınlaştırmak İçin Yeni Bir İş Birliğine İmza Attı
İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde kullanımı zorunlu olan BIM’in Türkiye’de de yaygınlaşması için çalışmalarına hızla devam ettiklerini ve bu konuda gerekli temasları sürdürdüklerini söyleyen Işıltan; “Hilti olarak güvenli yapıların vazgeçilmezi olarak gördüğümüz, sektörümüze verimlilik, uyumluluk ve sürdürülebilirlik getireceğine inandığımız BIM uygulamalarının sektöre entegrasyonunun hızlandırılması için çalışıyoruz. BIM’i Türkiye’de yaygınlaştırmak ve daha iyi bir gelecek inşa etmeye katkıda bulunmak için BIM4TURKEY ile iş birliği yapıyoruz. Gelecekteki akıllı şehirlerin daha hızlı inşa edilebilmesi için garantör olarak benimsediğimiz BIM’in hem yazılım hem de bir düşünce tarzı olarak yerleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz” diye belirtti.

PROFIS Engineering Mühendislik Tasarımlarını Hızlandırıp Kolaylaştırmak İçin Tasarlandı
Hilti bünyesinde geliştirdikleri yazılımlarla inşaat endüstrisini dijital dönüşüme entegre etmek istediklerini dile getiren Özgecan Işıltan; “İnşaat sektöründe komplike iş süreçlerini kolaylaştıracak ve güvenliği en üst düzeye çıkaracak teknolojilere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Biz de şirket olarak sadece ürün ve hizmet sunmanın ötesine geçerek inşaat sektörünün ihtiyaç duyduğu dijitalleşmeye ivme kazandıracak yazılımlar hayata geçiriyoruz. Ankraj uygulama tasarımları için geliştirilen bulut tabanlı PROFIS Engineering yazılımımız, inşaat profesyonellerinin en karmaşık ve zorlu bağlantı detaylarına sahip projelerin bile üstesinden kolaylıkla gelmelerini sağlıyor. Bu yazılım, karmaşık hesaplamaları otomatikleştirerek üzerinde çalışılacak hesaplama işlemlerini en aza indiriyor. Ankrajların ve taban plakalarının CAD/BIM modelleri için gerekli yol haritasını oluşturan PROFIS Engineering, şantiyelerin dijital çözüm ortağı olarak süreçlere hız kazandırıyor. Verilerin manuel olarak aktarılmasını ve olası hataları ortadan kaldıran sistemimiz, bulut tabanlı çözümler aracılığıyla ekipler arasında gerçek zamanlı olarak iş birliği yapmayı sağlıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Siltaş Yapı: “İstanbul Anadolu Yakası’ndaki Konutlar Yabancı Yatırımcıların Radarında”

TÜİK’in açıkladığı konut satış istatistiklerini değerlendiren Siltaş Yapı, yabancıların Kadıköy ve Kartal’ın yanı sıra Pendik bölgesine de yoğun ilgi gösterdiğini açıkladı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı. Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,1 artarak 88 bin 306 oldu. Yabancılara yapılan konut satışı ise 2022 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,5 oranında artarak 4 bin 186 adet olarak açıklandı. Ocak ayında ilk sırayı bin 771 konut satışı ile İstanbul aldı. Yabancıların konuta ilgisinin İstanbul Anadolu Yakası’nda da artarak devam ettiğini belirten Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, TÜİK’in verilerini değerlendirdi.

Ocak ayına ilişkin konut satış istatistikleri TÜİK tarafından açıklandı. Ülke genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,1 artarak 88 bin 306 oldu. Yabancıların ülkemizin konutlarına olan ilgisi ise artarak devam ederek; 2022 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,5 oranında arttı ve 4 bin 186 adet olarak açıklandı. Ocak ayında ilk sırayı bin 771 konut satışı ile İstanbul aldı. TÜİK verilerini değerlendiren Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, özellikle Körfez ülkeleri vatandaşlarının ülkemizdeki konutlara ilgisinin oldukça yüksek olduğunu dile getirdi.

İstanbul’daki Konutlara Körfez Ülkelerinden Yoğun İlgi
Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe bulundukları bölgeye değer katan yenilikçi projeler yabancı alıcıların da radarına giriyor. TÜİK verilerine göre Ocak ayında İran vatandaşları Türkiye’den 761 konut satın aldı. İran vatandaşlarını 513 konut ile Irak vatandaşları izledi.


TÜİK’in verilerini değerlendirerek özelikle Körfez ülkelerinde yaşayanların ülkemiz konutlarına yoğun ilgi gösterdiğini açıklayan Murat Özdemir, “Siltaş Yapı olarak Türk iş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişimizle insan odaklı ve kente değer katan projeler inşa ediyoruz. Bugüne kadar ağırlıklı olarak; Pendik, Kartal, Maltepe aksında iş merkezleri ve yeni nesil konut projeleri hayata geçirdik. Son projemiz olan Siltaş Marina, İstanbul’un hızla değerlenen bölgelerinden Pendik’in sahil şeridinde marinanın karşısında konumlanıyor. Son yıllarda yabancılar Anadolu Yakası’nın da değerinin farkına vararak bu bölgedeki yatırımlarını artırdı” dedi.


Siltaş Yapı’nın tamamlanan ve halen devam eden projelerine Türk vatandaşlarının olduğu kadar Körfez ülkeleri vatandaşlarının da ilgisinin bir hayli yüksek olduğunun altını çizen Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Kadıköy ve Kartal ilçelerinin yanı sıra Pendik bölgesi de yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi olmaya başladı. Pendik, kara, deniz, hava yolu ve raylı sistem gibi pek çok farklı ulaşım alternatifinin kesişim noktasında yer alıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı, E5, TEM otoyolu, yüksek hızlı tren, İDO Pendik Terminali ve Kadıköy-Pendik metrosunun yanı sıra Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne olan yakınlığıyla da konut yatırımı için en avantajlı bölgelerden biri haline geldi. Ulaşımın yanı sıra birçok AVM, eğitim kurumu, kamu kurumu, Teknopark ve hastanenin yanı başında yer alan Pendik; pilotlar, hostesler, avukatlar, öğretim görevlileri ve kurumsal şirketlerin genel merkezlerinin bu bölgeye taşınmasıyla orta ve üst düzey yöneticiler tarafından da yoğun ilgi görüyor. Ayrıca bölgenin Adapazarı, Sapanca, Bolu, Yalova ve Bursa’ya da yakın olması, yabancıların doğal güzellikleri ile ünlü bu bölgelere seyahat etmeyi sevmesi ve konut yatırımlarını da bu lokasyonlara yakın olacak şekilde gerçekleştirmesinde önemli etken. Körfez ülkelerinin yanı sıra Almanya’dan da yatırımlarını Pendik bölgesine yapmaya başlayanların sayısı hızla artıyor.”

“Hazır Beton Endeksi” 2022 Şubat Ayı Raporu Yayımlandı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), “Hazır Beton Endeksi” 2022 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Bütün endekslerde şubat ayında ocak ayına kıyasla bir yükseliş yaşandığını ortaya koyan rapor, beklentinin en düşük değere sahip endeks olarak kaldığına dikkat çekti.


Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2022 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Bütün endekslerde şubat ayında ocak ayına kıyasla bir yükseliş yaşandığını ortaya koyan Rapor, beklentinin en düşük değere sahip endeks olarak kaldığına dikkat çekti.


Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.


THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2022 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, bütün endekslerde şubat ayında, ocak ayına kıyasla bir yükseliş söz konusudur. Ocak’ta 20 ayın en düşük değerini gören faaliyet endeksi, eşik değerin üstüne tırmanmıştır. Güven endeksi de eşik değerin hemen üstüne çıkmıştır. Güvendeki yükselmeye rağmen beklentinin en düşük değere sahip endeks olarak kalması dikkat çekicidir. Birleşik Hazır Beton Endeksi, faaliyet ve güvendeki artış ile birlikte yükselmiş ancak eşik değerin hemen altında kalmıştır.

Geçen yılın aynı ayına göre baktığımızda ise geçen yılın aynı ayına göre 2022 yılının şubat ayında faaliyet hariç diğer endekslerde bir gerileme görülmektedir. Şubat ayında faaliyette sınırlı bir yükseliş ortaya çıkmıştır. Endeksler içinde özellikle beklenti düzeyinin geçen yıla kıyasla oldukça düşük kaldığı anlaşılmaktadır.

“Son 3 Ayda İnşaat Güven Endeksi Ciddi Oranda Azaldı”
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık: “Endeks sonuçları bir bütün olarak incelendiğinde, yılın başından bu yana inşaat sektörü özelinde pozitif bir tablodan bahsetmenin çok da mümkün olmadığı anlaşılmaktadır” dedi.


Geçen yılın ilk ayında 70 bin adet civarındaki konut satış rakamının bu yılın ocak ayında 88 bine ulaşmasına rağmen sektörün beklenti ve güveninin oldukça düşük göründüğünü söyleyen Yavuz Işık: “Toplam konut satışları içerisinde ipotekli satış oranının %20’nin üzerine çıkamadığı anlaşılmaktadır. TÜİK tarafından açıklanan güven endeksleri de inşaat sektörünün, diğer sektörlere kıyasla negatif ayrıştığının sinyallerini vermektedir. Şubat ayı sektörel güven endekslerinde perakende ve hizmet sektörleri 120 değerine yakın iken inşaat sektöründe bu değer 82’dir. Son 3 ayda inşaat güven endeksi ciddi oranda azalmış ve inşaat ile diğer sektörler arasındaki fark 2020 yılından bu yana en yüksek düzeye ulaşmıştır. ” diye konuştu.

Kale Alarm, Bir Kez Daha “A.C.E Awards Müşteri Memnuniyeti Ödülü”nün Sahibi Oldu

Türkiye’nin en yüksek müşteri memnuniyeti sağlayan markaları arasında yer alan Kale Alarm, bu yıl da A.C.E Awards “Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülü”nün sahibi oldu.

Kale Endüstri Holding’in 70 yıllık tecrübesini teknolojinin getirdiği yeniliklerle birleştiren Kale Alarm, Sikayetvar.com tarafından düzenlenen A.C.E Awards “Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri”nde Gold Ödülün sahibi oldu. “Güvenlik ve Ötesi” sloganı ile alarm sistemlerini tüketicilerin ihtiyaçlarına göre tasarlayan Kale Alarm, gerçek kullanıcı geri bildirimlerinin değerlendirilmesi sonucunda kazandığı bu ödülle başarısını bir kez daha tescilledi. Kaliteli ürünleri, Türk Lirası üzerinden fiyatlandırma politikası, yaygın, hızlı ve profesyonel teknik servis ekiplerinin yanı sıra, sürdürülebilir müşteri deneyimi modeli ile koşulsuz memnuniyet sağlamak için çalıştıklarını belirten Kale Alarm Grup Müdürü Kerem Özkan, Kale Alarm’a gösterdikleri güven ile bu ödülü almalarına vesile olan tüm kullanıcılarına teşekkürlerini iletti.

“Siz yoksanız biz varız” anlayışını benimseyerek pek çok farklı kategoride güvenlik çözümleri sunan Kale Alarm, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaları ile bir ödülün daha sahibi oldu. Sikayetvar.com tarafından bu yıl 7’incisi düzenlenen ve kullanıcı deneyimini başarılı bir biçimde yöneten ulusal ve uluslararası markaların belirlendiği A.C.E Awards 2021 (Achievement in Customer Excellence- Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri)’nde Güvenlik Kategorisi’nde Gold Ödülü almaya hak kazanan Kale Alarm, böylece sektördeki başarısını bir kez daha göstermiş oldu. 8 Mart Salı günü Çırağan Palace Kempinski’de düzenlenen ödül töreninde farklı sektörlerdeki markalara ödülleri takdim edildi.

Güvenlik Sistemleri Kategorisinde Müşteri Memnuniyeti Ödülü Kale Alarm’ın Oldu
Türkiye’nin müşteri memnuniyetini ölçen ilk ve tek platformu Sikayetvar.com’un kullanıcılarına sunduğu anket üzerinden elde edilen veriler doğrultusunda düzenlenen ödül programında, Güvenlik Sistemleri kategorisinde Gold ödül Kale Alarm’ın oldu. Müşteri memnuniyeti ilkesini ön planda tutarak hareket ettiklerini ve bu konuda sektöre öncülük ettiklerini ifade eden Kale Alarm Grup Müdürü Kerem Özkan, “Gerçek kullanıcı geri dönüşlerinin değerlendirilmesi sonucunda kazandığımız bu ödül bizleri bir kez daha gururlandırdı ve çok mutlu etti. Türkiye’nin en yüksek müşteri memnuniyeti sağlayan markaları arasında olmak ve bu başarılarımızın ödülle taçlandırılması bizler için çok değerli. Kale Alarm’a gösterdikleri güven ile bu ödülü almamızı sağlayan tüm kullanıcılarımıza ve bu prestijli ödül törenine imza atan Şikayetvar platformuna ekibim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Kaliteli ürünlerimiz, doğru fiyatlandırma politikamız, yaygın, hızlı ve profesyonel teknik servis ekiplerimizin yanı sıra sürdürülebilir müşteri deneyimi modelimiz ile koşulsuz memnuniyet sağlamak için çalışıyoruz. Alarm sistemlerimizi tüketicilerin ihtiyaçlarına göre tasarlayarak, değer katan müşteri deneyimi ilkemizle sektöre öncülük etmeye devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kocaeli’nde Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Hız Kesmiyor

Kocaeli’nde kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 489 binanın yıkımı gerçekleşti.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın liderliğinde Cedit Mahallesi’nde kentsel dönüşüm kapsamında 489 binanın yıkımı gerçekleştirildi.


Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projeleri ilgili olarak yaptığı açıklamada yatırımlarına hız kesmeden devam eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Cedit Mahallesi’nde kent tarihinin en önemli kentsel dönüşüm projesinin yükseleceği bildirildi. Bölgede süren yıkım çalışmalarında sona gelindiği ve söz konusu alanda toplamda, 489 binanın yıkıldığı belirtildi.

Hayata geçirilecek olan proje dahilinde hak sahiplerine kira yardımlarının da devam ettiği  toplamda 1003 hak sahibine toplam 926 bin TL’lik 5. ay kira yardımının yapıldığı kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:  “Proje dahilindeki alanda bulunan son 4 binanın, resmi işlemleri sonuçlandıktan sonra önümüzdeki günlerde yıkımı gerçekleştirilecek. Proje kapsamında 1105 daire ve ticari alan yapılacak.” Cedit Kentsel Dönüşüm projesinde yer alan konutlar 2 oda 1 salon ve 3 oda 1 salon şeklinde tasarlandı. Proje kapsamındaki konutların 2 oda 1 salon ve 3 oda 1 salon şeklinde hayata geçirileceği Kocaeli Cedit Kentsel Dönüşüm Projesi yatay mimar ile inşa edilecek. Proje ile ilgili olarak yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Konutlar arazinin ve kentin siluetini bozmayacak şekilde yapılacak. Dönüşüm kapsamında hazırlanan proje maketi de görücüye çıkmıştır. Projenin maketi Kadıköy Mahallesi’ndeki katlı otoparkta yer alan Büyükşehir Cedit Mahallesi Kentsel Dönüşüm Proje Ofisi’nde sergileniyor.” 

Ön Ödemeli Konut Satışlarında Teslim Süresi Uzatıldı

TBMM’ye sunulan ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik öngören yasa teklifiyle ön ödemeli konut satışında teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 36 ayı geçemezken bu süre 48 aya çıkarıldı.


Ön ödemeli konut satışlarında teslim süresi 1 yıl uzatıldı. Meclise sunulan ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nunda değişikliklerin gerçekleştirileceği yasa teklifiyle devre mülkten e-ticarette, ön ödemeli konut satışından tüketici kredisine kadar birçok alanda düzenlemeye gidiliyor.


Yasa teklifinin önceki gün TBMM Başkanlığı’na sunulduğu açıklanmıştı.Dün yasa teklifinin TBMM’de onaylandığı belirtildi. Ve böylece birçok alanda öngörülen değişiklikler kabul edilmiş oldu. 


Yeni düzenleme çerçevesinde; ön ödemeli şekilde gerçekleştirilen ev satışları kapsamında, teslim zamanı sözleşme tarihinin başlamasından itibaren 36 ayı aşamıyordu, düzenleme ile bu zaman 48 aya yükseltiliyor. Büyük konut projelerinde inşa çalışmalarının süre devam etmesi gerekçesiyle 1 sene ek süre verildi.


Devre tatil satışlarına da çekidüzen sağlanan teklif kapsamında, tüketicilerin kandırılmasını sağlayan hükümlere açıklık kazandırılıyor. Bu kapsamda, satıcıların Kat Mülkiyeti Kanunu’nun hükümlerinden kaçmak amacıyla ‘dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı’ şeklinde adlarla gerçekleştirdiği kandırmacalı satışlara engel olmak amacıyla ‘ayni hakka konu devre tatil sözleşmelerinin yalnızca Kat Mülkiyeti Kanunu’nda tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde devre mülk sözleşmesi şeklinde kurulması’ zorunlu tutuluyor ve kooperatif ya da ticaret şirketi ortaklığıyla, dernek ile vakıf üyeliğiyle devre tatil imkanı sunulmasına yasak getiriliyor. Paravan şirketler aracılığıyla tüketicilerin mağduriye uğratılmasının önüne geçilmesi için  devre tatile konu mülkte ayni hak sahibi olmayan kişilerin devre mülk ya da devre tatil satışı yapmasına da yasak getiriliyor.

Boss4 Gayrimenkul’den Beylikdüzü’nde Yeni Proje: Alya Dream

Boss4 Gayrimenkul, Beylikdüzü’nde yeni projesine start verdi. Alya Dream, yatırımcılarına şehrin olanaklarına yakın gürültüden uzak huzurlu bir yaşam vaat ediyor.

Bölgenin en önemli konut geliştircilerinden olan Boss4 Gayrimenkul, Beylikdüzü’nde yeni projesine start verdi. Alya Dream, yatırımcılarına şehrin olanaklarına yakın gürültüden uzak huzurlu bir yaşam vaat ediyor.

Boss4 Gayrimenkul, Beylikdüzü Kavaklı’daki yeni projesi için hazırlıklarını tamamladı. Bölgede markalı projeler gerçekleştiren Boss4 Gayrimenkul, Alya Dream’ı 5 bin 46 metrekare alan üzerinde inşa edecek. Butik ve özel konsepte sahip olan Alya Dream 3 bloktan oluşacak. 2+1, 3+1, 4+1 ve dubleks daire tipinde 94 daire ile 17 dükkanın yer alacağı projede, daire büyüklükleri 130 metrekare ile 352 metrekare aralığında olacak.


Alya Dream, E5 ve TEM gibi ana arterlere yakınlığı sayesinde sakinlerine, şehrin olanaklarından uzaklaşmadan tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir yaşam konseptiyle tasarlandı.


Bölgenin çekim merkezi olan Yakuplu Sahil, Yaşam Vadisi ve Marina’ya kolayca ulaşılacak mesafede yer alan Alya Dream, 3 büyük alışveriş merkezi ile tam teşekküllü hastaneler, özel okullar ve devlet okullarının merkezinde konumlanıyor. Lokasyonuyla şehrin olanaklarını sunan proje, aynı zamanda huzur ve sakinlik de vaat ediyor…
İstanbul’da yaşamak veya yatırım yapmak için konut satın almayı planlayanları hedefleyen proje, aile konseptiyle tasarlandı. Üst katları deniz manzaralı dairelerden oluşan projede metrekare fiyatları ortalama 18 bin – 20 bin TL olarak belirlendi.


Boss4 Gayrimenkul’ün Beylikdüzü’ndeki butik projesi Alya Dream; kapalı havuz, spor salonu, Türk hamamı, sauna, buhar odası, yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları, kapalı otopark alanları ve 7/24 güvenlik olanaklarıyla sunuluyor.

TK Elevator Avrupa Fabrikalarında Yüzde 100 Yeşil Enerjiye Geçti

2050 itibarıyla net sıfır emisyon hedefleyen TK Elevator, bu doğrultuda düşük karbonlu gelecek için çalışmalarını sürdürüyor.

TK Elevator, 2030 yılı itibarıyla tüm faaliyetlerinde doğrudan emisyonlarını azaltma ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanma hedefine bir adım daha yaklaştı. Şirketin Avrupa’daki asansör ve yürüyen merdiven üretim tesislerinde, bu yılın başından itibaren sadece yeşil enerji kullanılmaya başlandı. Avrupa’da atılan bu güçlü yeşil adımlardan gurur ve mutluluk duyduklarını belirten TK Elevator Türkiye CEO’su Artuğ Özeren, şirket olarak 2050 yılına kadar karbon emisyonunu ‘net sıfıra’ düşürme amaçlı çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizdi.

Sürdürülebilirlik hedeflerine doğru büyük bir kararlılıkla ilerleyen TK Elevator, bu kapsamda üretim faaliyetlerinde önemli bir aşama daha kaydetti. Şirketin İspanya ve Almanya’daki asansör ve yürüyen merdiven üretim tesislerinde bu yılın başından itibaren yüzde 100 yeşil enerji kullanılmaya başlandı. Asansörlerden yürüyen merdivenlere, yürüyen bantlardan diğer inovatif ürünlere kadar çok geniş bir ürün yelpazesindeki üretimi doğrudan etkileyen bu karar, TK Elevator’ı tüm faaliyetlerinde doğrudan emisyonlarını azaltma ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanma hedefine bir adım daha yaklaştırdı. Ayrıca, şirketin Avrupa asansör ve yürüyen merdiven operasyonlarındaki yeşil enerji payını da yüzde 50’ye çıkardı.

“Düşük Karbonlu Gelecek İçin Kararlılıkla Çalışmaya Devam Ediyoruz”
TK Elevator’ın yaptığı çalışmalarla küresel ısınma ile mücadeleye katkıda bulunma konusunda son derece kararlı olduğuna dikkat çeken TK Elevator Türkiye CEO’su Artuğ Özeren, “Şirketimiz düşük karbonlu gelecek için kararlılıkla çalışmaya devam ediyor. Kararlı iklim koruma planlarımız; filomuzun hibrit ve elektrikli araçlarla yenilenmesi, sürdürülebilir malzeme tedariki ve döngüsel ekonomi ilkelerinin her alanda uygulanması gibi girişimleri kapsıyor. Tüm bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler desteğiyle başlatılan ve sıfır emisyonu hedefleyen ‘Sıfır için Yarış’ kampanyasına katılıyor, şirket olarak karbon emisyonumuzu 2050 yılına kadar ‘net sıfıra’ düşürmeyi amaçlıyoruz. Küresel ısınmayı 1,5°C’de tutmayı amaçlayan ‘1.5°C İçin İş Dünyası Harekete Geçiyor’ girişimini de destekliyoruz. Avrupa’da başlayan yeşil enerji girişimi de her düzeydeki doğrudan emisyonlarımızı azaltma hedefimize ulaşmak için attığımız somut adımlarımızdan sadece birisi. Bu kararın bina ve kamusal altyapıların gizli karbon ayak izinin azaltılmasına büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Şirket olarak küresel operasyonlarda kullanılan elektriği 2030 itibarıyla yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan sağlama amaçlı çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdüreceğiz.” dedi.

Çevre Konusundaki Örnek Çalışmalarıyla Uluslararası Arenada Kabul Görüyor
TK Elevator’ın çevre konusundaki örnek çalışmaları uluslararası arenada da kabul görüyor. Şirketlerin ve şehirlerin çevresel etkilerini açıklamalarına yardımcı olmasıyla tanınan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan CDP (Carbon Disclosure Project-Karbon Saydamlık Projesi); TK Elevator’ın iklim değişikliğiyle mücadelede üstlendiği öncülük rolüne arka arkaya ikinci defa A notu verdi. TK Elevator ayrıca, uluslararası alanda tanınan derecelendirme kuruluşu Sustainalytics tarafından en son yapılan küresel ESG (Environmental, Social and Corporate Governance-Çevresel, Sosyal, Kurumsal Yönetişim) risk derecelendirmesinde makine sanayi sektöründeki 500’den fazla şirket arasından birinciliği göğüsledi. Bu sonuç, şirketin benimsediği sürdürülebilirlik yaklaşımı ve iş başarısının birbirlerinden ayrılmaz olduğu prensibinin doğruluğunu bir kez daha kanıtladı.

Vitra, Sektöründe Müşterisini En Çok Memnun Eden Marka Seçildi

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, Vitra markasıyla Şikayetvar müşterileri tarafından sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçildi.

Şikayetvar tarafından düzenlenen Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri 7. kez sahiplerini buldu. 8 Mart’ta düzenlenen törende, Türkiye’nin en yüksek müşteri memnuniyeti sağlayan 96 markasının başarıları ödülle taçlandırıldı. Şikayetvar müşterilerinin yaptığı değerlendirmelerin sonucunda oluşan Müşteri Deneyim Endeksi’ne göre belirlenen markaların arasında VitrA da yer aldı. “Seramik – Vitrifiye” kategorisinde hak kazanılan Diamond ödülü, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Müşteri Deneyimi Direktörü Mert Karasu teslim aldı.

7,7 milyonluk bir topluluğa ulaşan Şikayetvar platformu tarafından, sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçilmekten mutluluk duyduklarını belirten Mert Karasu, “Markamızın yüzü müşterilerimize dönüktür. Ürün geliştirmeden tasarıma, inovasyondan servise kadar her alanda kendimizi önce müşterimizin yerine koyarız. Satın alma yolculuğunun öncesinde ve sonrasında markamızla yaşadıkları deneyim sırasında onları memnun etmek için çalışırız. Uzun yıllardır hem B2B hem de B2C kanallarda müşterilerimizin deneyimini yönetiyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızı 1,5 yıl önce bir departman yapısına kavuşturduk ve teknoloji yatırımıyla güçlendirdik. Hemen ardından gelen bu ödül, doğru yolda olduğumuzun göstergesi” dedi.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, İngiltere merkezli Awards International tarafından Avrupa ve Ortadoğu’dan çeşitli ülkelerde düzenlenen ve 2021’de ilk kez ülkemize taşınan CX Awards kapsamında da finale kaldığı tüm kategorilerde ödülleri toplamıştı. “Kriz Döneminde Müşteri Deneyimi” ve “Ürün / Hizmet Geliştirme” kategorilerinde altın ödül almaya hak kazanan kuruluş; “En İyi Müşteri Deneyimi Stratejisi” ve “Müşteri Deneyimi Dönüşümü” kategorilerinde de sırasıyla gümüş ve bronz ödüllerin sahibi olmuştu.

Site ve Apartman Yönetiminin Adresi: Everest Yönetim

Profesyonel yapı yönetimi alanında hizmet veren Everest Yönetim, sunduğu hizmetlerle daire sakinlerinin yaşam konforunu yükseltmeyi amaçlıyor.


Profesyonel site yönetimi sektöründe 7 yıllık tecrübe ile hizmet veren Everest Yönetim, yaptığı çalışmalarla hizmet verdiği konut sakinlerini memnun etmeye devam ediyor. Yönetim firması olarak verdiği hizmetler ile doğru ve şeffaf yönetimin adresi olan Everest Yönetim; profesyonel kadrosu ve profesyonel yaklaşımıyla daire sakinlerinin sorunlarını çözerek, komşuluk ilişkilerini iyileştirerek kişisel yaşam konforunu yükseltiyor.

Profesyonel Site Yönetimi: Modern Toplumlarda İhtiyaç Halini Alan Bir Hizmet
Günümüzde her şeyin değişmesi ve dijitalleşmesi, diğer pekçok alan gibi site ve apartman yönetim sistemlerini de etkiledi. Profesyonellik anlayışının vermiş olduğu güven ve şeffaflık duygusu kat malikleri tarafından yapılan tercihlerde de büyük rol oynuyor. Peki, son zamanlarda sık sık adını duyduğumuz, çalışma ve sosyal hayatımızda karşılaştığımız profesyonel yönetim nedir?


Yöneticilikte profesyonellik anlayışı objektif ve hukukun üstünlüğünü esas alarak insan ilişkilerini düzenleyen ve modern toplumlarda ihtiyaç halini alan hizmet türü. Profesyonel yapı yönetimi uzun zamandır gelişmiş dünya ülkelerinde uygulanan, bazı ülkelerde yasal düzenlemeler sonucu zorunlu olan, Avrupa Birliği uyum yasaları içerisinde anılan bir konut yönetimidir. Her konutun bir işletme düzeninde, aktif-pasif ve akışlar temel alınmak sureti ile hukuki denetimlerin yapılarak işletilmesidir.


Siteler; ihtiyaçları, giderleri ve sunulan hizmet boyutuyla küçük bir şehir, mali boyutlarıyla ise orta ölçekli ticari işletmelerin vergi sonrası gelirlerini aşabilecek boyutlara ulaşabiliyor. Her biri neredeyse küçük bir kent haline gelen konut sitelerinin en temel sorunlarından biri de verimli yönetim eksikliği. Kat Mülkiyet Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince seçilen yönetici/yönetim kurulu, doğal olarak asıl profesyonel işleri ile meşgul olduğundan, bu yöneticiler, sitenin idari ve saha hizmetleri yönetimini yürütmekte zorluk yaşıyorlar. İşte bu noktada site yönetiminde bilgi ve tecrübesi ile hizmet veren firmalar gün yüzüne çıkıyor. Bunlardan biri olan Everest Yönetim ise sadece başkent Ankara’da değil, ülkenin birçok bölgesine hizmet vermeye devam ediyor.


Everest Yönetim’in Önceliği: Şeffaflık
Ankara’da 2015 yılında kurulan ve kuruluşundan itibaren sektörde faal olarak bulunan Everest Yönetim, yönetimdeki önceliklerini şeffaflık üzerine kurmuş bir firma. Yönetim anlayışlarında kendileri ve üye sakinleri ile arasındaki güven ve iş birliğini eksiksiz sağlamayı misyon edinen Everest Yönetim, mutlak ve kolay erişim, hızlı ve denetlenmiş hizmet, güvenli ve korunmuş işlem ve düzenli yönetim üzerine kurdukları sistem ile çalışma sistemlerinde yaşayan sakinlerin yaşam kalitelerini ön planda tutuyor. İnsan ve insan ilişkilerine değer veren firma, bu sistemleri ile iş süreçlerini hızlandırarak çözüm odaklı bakış açıları ile hizmetlerini verimli hale getiriyor.

Everest Yönetim, Yeni Proje Ve Kat Maliklerine Hizmet Vermeye Hazır!
6000’den fazla konuta hizmet veren Everest Yönetim; profesyonel site yönetimi, bina yönetimi, otel, hastane, AVM yönetimi, entegre tesis ve şantiye yönetimi, gayrimenkul danışmanlığı, hukuki takip, aidat takibi ve muhasebe, uygulama/sms, dijital asistan, teknik bakım hizmetleri, operasyonel süreç, peyzaj ve bahçe bakım hizmeti, haşere, kontrol ilaçlama ve dezenfeksiyon hizmeti, kurumsal temizlik ve inşaat sonrası temizlik, güvenlik ve denetim hizmetlerini vermek için sektörde öncü yerini koruyor. Everest Yönetim, bu hizmetleri yeni projelerde yeni kat maliklerine sunmaya hazır!

Detaylı bilgi için: www.everestyonetim.com

İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 79,91 Arttı

TÜİK tarafından kamuoyu ile paylaşılan verilere göre; inşaat maliyet endeksi 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15,24, 2021’in aynı dönemine göre ise yüzde 79,91 arttı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Ocak ayına ilişkin İnşaat Maliyet Endeksi verilerini kamuoyu ile paylaştı. Buna göre; 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15,24, 2021’in aynı dönemine göre ise yüzde 79,91 arttı. Paylaşılan verilere göre bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 10,12, işçilik endeksi yüzde 33,83 artış kaydedildi. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 98,20, işçilik endeksi yüzde 41,02 arttı.


Bina İnşaat Maliyet Endeksi’ndeki Artış Yüzde 14,82 Olarak Gerçekleşti
TÜİK’in yayımladığı verilere göre; bina inşaatı maliyet endeksi bir önceki aya göre yüzde 14,82, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,78 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 9,20, işçilik endeksi yüzde 34,67 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 95,54, işçilik endeksi yüzde 41,09 arttı.


Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 16,63, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 87,22 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 13,11, işçilik endeksi yüzde 30,75 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 106,92, işçilik endeksi yüzde 40,74 arttı.

Medcem Çimento Elektrik İhtiyacının Yüzde 22’sini Kendisi Üretecek

Halihazırda yıllık olarak 70 milyon kwh elektrik üretimi yaparak ve ihtiyaç duyduğu elektriği üreten Medcem Çimento, yakın zamanda devreye girecek ikinci atık ısı tesisiyle birlikte, ihtiyaç duyduğu elektriğinin yüzde 22’sini kendisi üretecek.

Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento, yıllık olarak 70 milyon kwh elektrik üretimi yaparak ve ihtiyaç duyduğu elektriği kendi üreterek, ülke ekonomisine ve çevreye katkı sağladı. Hiç bir kaynak tüketmeden 25 bin konutun tüketimine yetecek kadar yeşil enerji üretimi sağlayan Eren Holding’in iştiraki Medcem Çimento, iklim değişikliğini engelleme çalışmaları kapsamında, çevreye 31 milyon kg karbondioksit (CO2) gazı salınımının da önüne geçti. Medcem Çimento, çevreye atılan ve yaklaşık olarak 350 °C sıcaklığındaki gazı tekrar geri kazdırarak ve buhardan elektrik üretimi yaparak kendi elektriğini karşılıyor.

Hedef 50 Bin Konutun Tükettiği Elektrik Kadar Yeşil Enerji Üretmek
Mersin’deki fabrikasının yanı sıra Kamerun ve Tunus’ta öğütme tesisleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde terminalleri bulunan Medcem Çimento, fabrika döner fırın birinci hattı özelinde 2018’de devreye aldığı ve kurulu gücü 10 Mwh olan atık ısı tesisi, tüketilen elektriğin bir bölümünü karşılıyordu. Yıllık olarak 70 milyon kwh kendi elektriğini üreten Medcem Çimento’nun inşası devam eden ikinci hatla birlikte yapmayı planladığı ikinci atık ısı geri kazanım tesisinin kurulu gücü ise yaklaşık 8 Mwh olacak. Tesis bittikten sonra, yıllık olarak 55 milyon kwh elektrik üretimi gerçekleştirecek. Medcem Çimento, tesisin tamamlanmasının ardından hiç bir kaynak tüketmeden 50 bin konutun tükettiği elektrik kadar yeşil enerji üretimi sağlayacak.

55 Milyon Kg Karbondioksit Salınımı Engellenecek
Sürdürülebilirlik yönetimi kapsamında Ar-Ge çalışmaları yürüten Medcem Çimento, her iki hattan toplamda 125 milyon kwh elektrik üretimi yapacak. İki hatta kendi üreteceği elektrik ile, ihtiyaç duyduğu enerjinin %22’ sini karşılayacak ve 55 milyon kg karbondioksit salınımın önüne geçilmesini sağlayacak.

Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi Kapsamında Yeni Sözleşme İmzalandı

Emlak Konut GYO Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi 3468 ada 2 parsel için imzalar atıldı.


Emlak Konut GYO İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 1.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Ilgın İnş. İç ve Dış Tic. A.Ş. ile 4 Mart 2022 tarihinde imzalandı.

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel Sözleşme İmzalanması hakkında açıklama yaptı.


Açıklamada şöyle denildi:


“Emlak Konut GYO ile T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında imzalanan “Dönüşüm Uygulamalarına İlişkin İş Birliği Protokolü” çerçevesinde Bakanlık adına Emlak Konut GYO tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 1.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Ilgın İnş. İç ve Dış Tic. A.Ş. ile 4 Mart 2022 tarihinde imzalandı. Ilgın İnşaat ile imzalanan sözleşmenin bedeli 785 milyon 571 bin TL olarak belirlendi.”

TOKİ, İstanbul’da 2 Bin Sosyal Konut Üretecek

TOKİ’den İstanbullulara müjde! Kurum, İstanbul’un Silivri ilçesinde dar gelirli vatandaşlar için 2 bin sosyal konut inşa edecek.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi (TOKİ), İstanbul’un Silivri ilçesinde dar gelirli vatandaşlar için yeni bir konut projesi hayata geçirecek.


İstanbulluları sevindiren haberi Silivri Belediye Meclisi Mart ayı toplantısında konuşan Belediye Başkanı Volkan Yılmaz verdi. TOKİ’nin Silivri’de sosyal konut projesine başlayacağını söyleyen Başkan Volkan Yılmaz, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum ile yaptığımız görüşmelerde kendisi bize Silivri’de TOKİ marifetiyle yapılacak sosyal konut arazileri üzerine çalışmamızı istedi. Genel müdürlerine de Silivri’de 2 bin konutluk bir proje başlatılması talimatını verdi. Konuyla ilgili bizim teknik ekibimizi Bakanlık ekipleriyle birlikte bir çalışma yapıyor. Ayrıca kentsel dönüşüm ile alakalı Silivri’de bir fizibilite çalışması yapılıyor. Şartlar uygun hale gelirse Silivri’de önemli bir kentsel dönüşüm hamlesi başlayacak” diye açıkladı.


Silivri’deki kentsel dönüşüm çalışmalarının önemine dikkat çeken Yılmaz, “Çünkü bu proje ile dar gelirli ailelerimiz konut sahibi olacaklar. Ben bu proje için bir kez daha teşekkür ederken İBB’yi Silivri’de bir kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirmeye davet ediyorum. Silivri’nin buna ihtiyacı var. Ekrem Bey’in İstanbul’a söz verdiği depremle mücadelede 5 yılda 100 bin konutun Silivri’ye düşen payını da kendisinden istemek bizim en doğal hakkımız. İnşallah önümüzdeki iki yıl içerisinde gerçekleşir diye arzuluyorum” dedi.

Prefabrik Ev Satışları Yüzde 300 Arttı!

Prefabrik ev satışları 2021’de yüzde 300 artarken, en çok talep ise Marmara Bölgesi’nden geliyor.

İnşaat ve emlak sektöründe yaşanan fiyat artışları, tüketicileri hem ekonomik hem de pratik seçeneklere yönlendiriyor. Konuya dair açıklanan araştırmalar, prefabrik ev satışlarının 2021’de yüzde 300 arttığına işaret ederken, en çok talep ise Marmara Bölgesi’nden geliyor.

Pandeminin getirdiği ekonomik koşullar, inşaat ve emlak sektörlerindeki etkisini artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun konuya dair yayımladığı veriler, İnşaat Maliyet Endeksi’nin Aralık 2021’de önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 67,74 arttığına işaret ederken, konut satışlarının ise önceki yıla kıyasla yüzde 0,5 azaldığını belirtiyor. Birbirinin lokomotifi olarak kabul edilen inşaat ve emlak sektörlerindeki yükselen fiyatlar, alıcıların tercihlerini daha az maliyetli ve pratik seçeneklere yönlendiriyor. Konuya dair açıklama yapan yerli prefabrik yapı şirketlerinden Karmod’un CEO’su Mehmet Çankaya, “İçinde bulunduğumuz koşullara, pandemide insanların doğaya dönme arzusu da eklenince, prefabrik evler ilgi odağı oldu ve talepler son bir yılda 4 kat arttı. Özellikle inşaat malzemelerinin fiyatındaki yükselişle birlikte, bu dönemde prefabrik ev alanlar yüzde 200 kazanç elde etti. Karmod olarak bu noktada inşa ettiğimiz prefabrik evlerle yatırımcıların yüzünü güldürmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.

Prefabrik Evlere Talepler 4 Kat Arttı

Prefabrik ev satışlarının 2021’de yüzde 300 artığını kaydeden Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, “Prefabrik evlerin maliyetinin düşük olmasının birçok sebebi bulunuyor. Bu avantajlar arasında prefabrik evlerin yeni nesil teknoloji kullanımıyla üretilmesi ve uzmanlar tarafından işçilik bedeli ödemeden kurulması yer alıyor. Demir gibi temel inşaat malzemelerinin maliyetlerinde yaşanan 3 katın üzerindeki artışların da prefabrik evlerde avantaja dönüşmesi yatırımcıların yüzünü güldürüyor ve yapı sektörüne hareketlilik katıyor. Artan satışlar neticesinde artık günde ortalama 10 adet konut sevkiyatı gerçekleştiriyoruz ve bunların çoğu kırsal kesimlere gidiyor” ifadelerini kullandı.

Marmara Bölgesi Prefabrik Ev Satışlarında İlk Sırada!
2021’de prefabrik ev satışındaki en büyük artışın Marmara Bölgesi’nde yaşandığını aktaran Karmod CEO’su Mehmet Çankaya bölgelere göre satış oranlarını şu sözlerle değerlendirdi: “Marmara Bölgesi’nde prefabrik ev satışları geçtiğimiz yıllara kıyasla 4 kat arttı ve en çok talep İstanbul, Bursa gibi büyük şehirlerden geldi. Bu sıralamayı Akdeniz’de Antalya ve İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara takip etti. Alıcılar ise en çok 2+1 tek katlı Karmod ev modellerine ilgi gösterdi ve 64 ila 82 metrekare büyüklüğündeki prefabrikler öne çıktı. İki katlı konutlarda en çok satan modelimiz ise 138 metrekare büyüklüğündeki 4+1 evler oldu” dedi.

İkinci Ev Almak İsteyenlere Ekonomik Fırsat!
Prefabrik evlerin gerek model ve kurulum, gerekse ekonomik avantajlar sunmasıyla birlikte ikinci ev sahibi olmak isteyenlere de yeni bir fırsat kapısı araladığını aktaran Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, “Ekonomik koşullar ve pandemiden kaynaklı şehirden uzaklaşma isteğiyle prefabrik evlere yönelim artmaya devam edecek. 1986’dan bu yana üretim ve 130’u aşkın ülkeye ihracat satışı deneyimimizle bu süreçte alıcılar için hem konforlu hem de her bütçeye uygun evler tasarlamaya devam edeceğiz. Şantiye, okul, hastane binaları ve güvenlik kabinleri gibi alanlardaki üretim kapasitemizi de artıracağız” ifadelerini kullandı.

Yurtbay Seramik, Carellia İle Doğal Ve Çağdaş Mekanlara İmza Atıyor

Yurtbay Seramik’in en yeni tasarımları arasında yer alan mermer görünümlü koleksiyonu Carelia, modern ve çağdaş tarzı ile mekânlarda iddiasını ortaya koyuyor.

‘Doğadan Sanat’a misyonu ile sektöre çözümler sunan Yurtbay Seramik’in, yeni ve göz alıcı koleksiyonlarından olan ‘Carelia’ ile mekânlar hareket kazanıyor. Siyahın asaletini mermer görünümü ile güçlendiren seri, parlak yüzeyi ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Yurtbay Seramik’in en yeni tasarımları arasında yer alan mermer görünümlü koleksiyonu Carelia, modern ve çağdaş tarzı ile mekânlarda iddiasını ortaya koyuyor.

Günümüzde trend olan mermer görünümlü karolar, estetikle beraber kullanım kolaylığı da sağlıyor. Yurtbay Seramik’in bu anlayışla tasarladığı, yüzeyi cam gibi parlayan Carelia Serisi, 60X120cm ebadı ve siyah rengi ile adeta şıklığı simgeliyor.

Mermerin ihtişamını sıra dışı görünümüyle ortaya koyan seri, otellerden restoranlara, yaşam alanlarından sosyal alanlara, banyolardan mutfaklara, yaşamın her alanında duvardan zemine kullanıma imkân tanıyor.

Farklı çizgisiyle tercih edildiği mekânları seçkin kılan Carelia, yine farklı malzeme dokularıyla bir arada kullanılarak mekânı istediğiniz gibi tasarlamanıza yardımcı oluyor.

17. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı Kapılarını Ziyaretçilerine Açıyor

????????????????????????????????????

  1. Dünyanın en büyük iki asansör fuarından birisi olan 17. Uluslararası Asansör İstanbul, 10 Mart Perşembe günü başlıyor.

Tarsus Turkey tarafından, AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nin 8 salonunda birden gerçekleştirilecek fuarda, 400 firma, daha akıllı, daha güvenli ve daha hızlı asansör teknolojilerini bir arada sergileyecek.

Sektörünün 3 yıl aradan sonra global düzeyde gerçekleşecek ilk yüz yüze ticaret fuarı olacak Asansör İstanbul’u 6 bini yurt dışından olmak üzere toplam 30 bin satın almacı ziyaret edecek. Dört gün sürecek organizasyonda yaklaşık 500 milyon dolarlık bir ticaret hacmi bekleniyor.

Asansörde Virüse Karşı Yeni Hijyenik Çözümler De Fuarda!
Dünya genelinde 15 milyondan fazla asansör, her gün ortalama 1.5 milyar insanın bina içi dikey ulaşımını üstleniyor. 17. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı, pandemi dönemine özel yeni nesil “hijyenik” asansörlere de ev sahipliği yapıyor. Fuarda, virüs bulaşma riskini en aza indirmeye yardımcı temassız çağrı sistemiyle çalışan asansörler, bakteri ve mikrop oluşumunu engelleyen hijyen çözümleri ve kendi kendini temizleyen kabinler gibi yeni teknolojiler sergilenecek.

Pika Yapay Bitki Ve Peyzaj, Yaşam Alanlarına Değer Katıyor!

İç ve dış mekan dekoratif yapay süs bitkileri, ağaç, dikey bahçe ve yapay peyzaj hizmetleri sunan Pika Yapay Bitki ve Peyzaj, ürünlerini kullanım alanlarına göre konumlandırarak mekanlara zarif bir görünüm sağlıyor.


İstanbul’un Bağcılar ilçesinde faaliyetlerini sürdüren Pika Yapay Bitki ve Çiçek, iç ve dış mekanlara yönelik yapay süs bitkileri, ağaç, dikey bahçe ve yapay peyzaj hizmetleri sunuyor.


Özel dekor ağaç, saksı, bambu, sarmaşık, yaprak, yosun ve dikey bahçe uygulamalarını hayata geçiren firmanın ürün gamı oldukça zengin. Pika Yapay Bitki ve Peyzaj’da yapay süs bitkilerinden gelin buketine, yapay ağaçlardan yaprak modellerine kadar peyzaj ve bitki alanına dair her ürünü bulmak mümkün.


Yaklaşık 30 yıldır bu sektörün içinde bulunduklarını ifade eden Pika Yapay Bitki ve Peyzaj Genel Koordinatörü Nihan Sakınmaz, “Son 8 yıldır yapay bitki taleplerinin yoğunlaşması ve canlı bitki bakımlarında yaşanan bakım güçlükleri gibi bazı olumsuzluklardan dolayı, yapay bitki sektörüne yöneldik. Birinci kalitede, gerçeğe en yakın ürünlerle yapay bitki kullanımı ve dekorasyonu ile ilgili olarak her türlü hizmeti veriyoruz” dedi.

“Mekanlara Değer Katıyoruz”
Ürünleri kullanım alanlarına göre konumlandırarak mekanlara zarif bir görünüm sağladıklarını söyleyen Sakınmaz, “Yapay ağaç, yapay dikey bahçe, sarmaşık, saksı bitkileri, bambu gibi daha bir çok ürün çeşidimiz mevcut” diye konuştu.


“Canlı çiçek sektöründe gelişen yapay çiçek ithalatı ile uygulamalarımızda dekoratif güzelliğinin yanı sıra sanatsal başarımızla da büyük beğeni topluyoruz” diyen Sakınmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Çiçek, yaprak, dal ve ağaç motiflerinin birebir gerçekçi yansımaları ve doğadan ilham alan etkileyici renkleri, keyifli duygular hissetmenizi sağlıyor. Küçük dokunuşlar, yaşam alanlarına inanılmaz değer katıyor ve çok farklı bir ambiyans sağlıyor. Yapay dikey bahçelerimiz mekanlara değer katmakla birlikte markaları ön plana çıkartırken buna ilave olarak bazı mekanlarda fotoğraf köşesi veya reklam alanları olarak kullanılabiliyor ve büyük beğeni topluyor. Bu sebeple dekorasyon yönünde sektör gözetmeksizin tüm sektörlere hizmet veriyoruz ve ağırlıklı olarak iç ve dış mekan alanlarında etkin uygulamalarımız oluyor. Proje uygulamarında daha çok iç mimar, proje yöneticileri, inşaat şantiye şefleri, teknik ofis şefleri ve satınalma departmanlarıyla iş birliği içerisindeyiz.”


Kapalı ve klimalı ortamlarda canlı bitki yetiştirmenin oldukça zor olduğuna dikkat çeken Sakınmaz, bu nedenle gerçek gövde üzerine kullandıkları 1. kalite yaprakların hem görünüm hem de ekonomik açıdan müşteriler tarafından tercih edildiğini belirtti. Sakınmaz, bu uygulamanın kendilerine de büyük avantaj sağladığını sözlerine ekledi.

Detaylı bilgi için Pika Yapay Bitki ve Peyzaj’ın Instagram sayfasını ziyaret edebilirsiniz: www.instagram.com/pikayapayagac/

Toprağın Bereketini Simgeleyen “Testi” Cubo İle Yaşam Alanlarında

Cubo’nun bahara hazırlanmaya başladığımız bu dönemde, doğadan ilham alarak hazırladığı yeni renk kartelasına dahil ettiği ‘Testi’ tonunun çıkış noktası toprak. Testi, pandemi sonrası daha çok vakit geçirdiğimiz yaşam alanlarına doğallığı ve huzuru taşıyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte kapalı mekânlar yeniden düzenleniyor ve bahara hazırlanıyor. Tamamen yerli sermaye ile ürünlerini geliştiren Cubo’nun toprağın bereketini simgeleyen toprak tonundan esinlenerek renk kartelâsına kattığı ‘Testi’ ile yaklaşan baharı karşılayabilirsiniz.

Genellikle her renkle uyumlu bir doku oluşturan ‘Testi’, hem rahatlatıcı bir etki sağlıyor hem de mekâna sıra dışı bir şıklık kazandırıyor.

Kullanım alanı çok geniş olan ‘Testi’ rengini, girişten oturma odasına, yatak odasından mutfağa yaşam alanlarınızın tamamında tercih edebilirsiniz. Testi’yi Cubo’nun “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla kombinleyerek size özel mekânlara imza atabilirsiniz.

Tercih edeceğiniz iç cephe boyası ister ipek mat, ister soft mat, ister mat görünümlü olsun, Cubo’nun su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürünleriyle bu rengi elde edebilirsiniz.

“Yapıda Kusursuz Çözümler” misyonuyla faaliyetlerini sürdüren Cubo, kaliteli hizmet anlayışı ve geniş ürün yelpazesiyle yapı sektörüne artı değer katıyor.

TOKİ’den İstanbul’a Yeni Proje

TOKİ’den İstanbullulara yeni proje müjdesi! Kurum, Ataşehir’de 718 konut ve 70 dükkandan oluşan yeni bir proje hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Dar gelirli vatandaşları konut sahibi yapmayı hedefleyen TOKİ, İstanbul’da yeni bir proje hayata geçirecek. Ataşehir’de yükselecek proje 718 konut ve 70 adet dükkandan oluşacak.


2023 yılına kadar 1 milyon 200 bin yeni konut inşa etmeyi hedefleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yeni projeler için start verdi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının merakla beklenen yeni projesi İstanbul Ataşehir’de hayata geçirilecek.


718 konut ve 70 adet dükkandan oluşan projede sosyal tesis de yer alacak.

Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi’nde Yeni Gelişme: 2. Etabın Temeli Atıldı

Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 2. etabın temeli atıldı.

Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma ve Anahtar Teslim Töreni, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleşti. Törende projenin 2. etabının temeli atıldı.


Törende yaptığı konuşmada, bir sene önce Tozkoparan’ı dönüştürecekleriyle ilgili söz verdiklerini anımsatan Kurum, Tozkoparan’da oldukça kısa bir zamanda hayata geçirdikleri 140 daireyi anahtarları ve tapularıyla teslim ettiklerini söyledi.

“Türkiye’de 3 Milyon Konutu Dönüştürdük”
1-7 Mart haftasının Deprem Haftası olduğuna dikkat çeken ve bu haftada devlet ve millete son derece kritik bir mesaj verildiğine vurgu yapan Kurum, “Bugün ne yazık ki topraklarımızın yüzde 66’sı deprem riski altında ve bu topraklarda da ne yazık ki nüfusumuzun yüzde yaklaşık 71’i yaşıyor. Son 100 yılda baktığımızda 80 binin üzerinde canımızı depremler nedeniyle toprağa verdik.” diye konuştu.

Türkiye’de deprem sebebiyle çok acılar yaşandığına ve birçok canın kaybedildiğine dikakt çeken Murat Kurum, “Artık biz acı türküler, ağıtlar istemiyoruz. Çok geç olmadan, enkazlarda yavrularımızı, sevdiklerimizi aramadan şunu artık herkesin kavraması gerekmektedir. Türkiye’nin deprem gerçeği altında, kentsel dönüşümü hep birlikte yürütmek zorundayız.” açıklamasında bulundu.


Bakanlık olarak bir hedefe odaklandıklarının altını çizen Kurum, Türkiye’de 3 milyon konutu bu anlayış kapsamında dönüştürdüklerine, 12 milyon vatandaşın hayatını güvencelediklerine dikkat çekti.


Kurum, 81 şehirde istisnasız projelerinin bulunduğunu, 120 milyar TL’lik yatırım tutarıyla 350 bin kentsel dönüşüm ve sosyal konutun çalışmasının da hız kesmeden sürdüğünü belirtti. Hedeflerinin ve amaçlarının ozanlara bir daha acı söyletmemek olduğuna vurgu yapan Kurum, her bir vatandaşı depreme karşı güvence altına alana kadar gece gündüz demeden çalışmalarını sürdüreceklerinin altını çizdi.

Millet Bahçesi Projeleri
İstanbul’un 39 ilçesinin hepsinde sosyal konuttan kentsel dönüşüm projelerine, millet bahçelerinden çevre yatırımları projelerine 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Kurum, İstanbul genelinde yalnızca sağlıksız yapı stokunu yenilemediklerine, yeni konut ve mekanlar yapmanın yanı sıra, millet bahçesi, camisi, kıraathaneleri, yürüyüş yolları ve mesire alanları gibi birçok sosyal donatıya sahip projeler hayata geçirdiklerini dile getirdi. Megakent İstanbul’da 46 millet bahçesi hayata geçirdiklerini belirten Kurum, Güngören’e de toplam büyüklüğü 56 bin metrekareyi bulan 2 millet bahçesinin inşa edildiğini dile getirdi. Kentin merkezinde mülkiyet ve tapu sorunu bulunan, kentsel dönüşümü bekleyen bütün alanlarla ilgili istişareleri gerçekleştirdiklerini aktaran Murat Kurum, Güngören’deki sağlıksız yapı sorunununda bir an önce çözüleceğine dikkat çekti.

Anahtar ve Tapular Teslim Edildi
Törende gerçekleştirilen konuşmalar sonrasında hak sahibi ailelere Bakan Kurum, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Hakan Gedikli, Güngören Belediye Başkanı Bünyamin Demir’in de aralarında yer aldığı katılımcılar tarafından anahtar ve tapuları sunuldu.

Ardından, Bakan Kurum ve katılımcılar canlı bağlantı aracılığıyla Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma alanına bağlantı gerçekleştirdi. Güngören Müftüsü Abdülkerin Tohumcu tarafından yapılan dua sonrasında butona basıldı ve projenin temeli atıldı

Vitra’nın En Yeni Karo Koleksiyonları, 7/24 Dijital Fuarda Sergileniyor

İstanbul Tuzla’da yer alan ve KaroDepo adı verilen showroom, Vitra Karo’nun VitrATiles.com adresindeki dijital fuar deneyimi yaşatan çevrimiçi platformunda 360 derece çekimle uzaktan gezilebiliyor.

Vitra Karo, yeniliklerini yalnız etkinlik ve fuarlarda değil, yıl boyunca sergilemek üzere farklı platformlar geliştiriyor. İstanbul Tuzla’da yer alan ve KaroDepo adı verilen showroom, Vitra Karo’nun VitrATiles.com adresindeki dijital fuar deneyimi yaşatan çevrimiçi platformunda 360 derece çekimle uzaktan gezilebiliyor. Vitra Karo’nun en yeni koleksiyonlarıyla güncellenen dijital platforma 7/24 ulaşılabiliyor.

Fuar deneyimini dijitalleştiren Vitra Karo’nun yenilenen VitrATiles.com platformunda MarmoMix, CementMix Meso, Urban Travertino, Atelier 01, SET6.0, Marmostone ve Boscostone serileri dijital olarak sergileniyor. Türkçe, İngilizce ve Almanca yayınlanan platform; yazılı, sesli ve görsel unsurlarla zengin bir deneyimi sunuyor. İnteraktif bir platformdan, koleksiyon bilgilerinin yanı sıra yeniliklerle ilgili katalog, broşür ve basın bülteni gibi kaynaklara da ulaşılabiliyor.

DASK Hakkında 5 Soru 5 Cevap

150 yılı aşkın tecrübesiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, kamuoyunda DASK hakkında en çok merak edilen 5 soruyu yanıtladı.

Her yıl Mart ayının ilk haftası Deprem Haftası olarak gündemdeki yerini alıyor. Deprem sonucu bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa dahi teminat altına alan “zorunlu deprem sigortası-DASK”ın önemi her geçen gün artırıyor. Deprem kuşağında bulunan ve teknotik hareketlerden sıkça etkilenen Türkiye’de, DASK ile ilgili kamuoyunda merak edilen sorular bulunuyor. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, kamuoyunda DASK hakkında en çok merak edilen 5 soruya cevap sundu.

Neden DASK Sigortası Yaptırmalıyım?

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Zorunlu Deprem Sigortasını yapmak ve yönetmek amacıyla kurulan kamu kurumudur. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile deprem sonucu meydana gelenmaddi zararları, poliçede belirtilen limitler dahilinde karşılamaktadır. Olası bir deprem afeti durumunda zararların temini için konutlara mutlaka DASK sigortası yaptırılmalıdır.

DASK Neleri Kapsar?

DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde nakit olarak karşılar. Bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat altındadır. DASK sigortası evdeki eşyaları teminat altına almaz. Eşyaları teminat altına almak için farklı içeriklere ve teminatlara sahip olan “konut sigortası” yaptırılması gerekir. Ayrıca tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar, DASK kapsamına alınmamaktadır. Buna karşın, mesken olarak inşa edilmiş binalarda yer alan ve dükkân, ticarethane, büro ve benzeri amaçlar ile kullanılan bölümler için Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılabilir.

DASK Poliçe Primi Nasıl Hesaplanır?
Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) prim hesaplama işlemi yapmak için; konutun bulunduğu bölge, bina yapı tarzı, bina inşa yılı, metrekare cinsinden daire yüz ölçümü bilgileri gerekir. Hazine Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan Zorunlu Deprem Sigortası tarife ve talimatlarındaki esaslara göre konuta ait bu bilgiler kullanılarak ödenecek primin hesaplaması yapılır. Prim hesaplaması yapılırken; 7 farklı deprem risk bölgesi ve 2 farklı bina yapı tarzına göre belirlenmiş 14 tarife fiyatı bilgisi kullanılır. Deprem sigortası teminat tutarı bu tarife fiyatı ile çarpıldığı zaman, konuta ait DASK prim tutarı hesaplanmış olur.

DASK Sigortasının Süresi Ne Kadar?
Zorunlu Deprem Sigortası’nın süresi bir yıldır. Bir yılın sona ermesinin ardından poliçe yenilenmelidir.DASK primi, poliçe imzalandıktan sonra ödenmektedir.Zemin üstü toplam kat sayısı 3 veya daha az olan binalarda %10 indirim, poliçe süresinin sonunda sigortanın en geç 30 gün içinde yenilenmesi durumunda ise yenilenen poliçe için %10 indirim uygulanmaktadır.

Nasıl DASK Sigortası Yaptırabilirim?
DASK başvurusu için en yakın sigorta acentesine başvuruda bulunulabilir. Ya da sigorta şirketlerinin web ve mobil uygulamaları üzerinden başvuru işlemi gerçekleştirilebilir. DASK fiyatları sabit olup, ödenmesi gereken prim, sigorta şirketine göre değişiklik göstermez. Konut ve kimlik bilgilerini beyan eden herkes zorunlu deprem sigortasını yaptırabilir.

Ekonomist Murat Özsoy: “60 Milyar TL’lik KGF Destek Paketi Yetersiz Kaldı”

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy yaptığı açıklamada, 60 milyar TL’lik KGF destek paketine gerçekten ihtiyaç duyan küçük işletmelerin fayda sağlayamadığını söyledi.


Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, 60 milyar TL’lik KGF destek paketine gerçekten ihtiyaç duyan küçük işletmelerin fayda sağlayamadığını bildirdi. Özsoy’a göre ekonomi yönetiminin KGF Destek Paketi’ni reel kesimin ekonomik faaliyetin sürmesini sağlayabilecek şekilde tasarlanmış şekilde ya yeniden düzenlemesi ya da yeni bir paket açıklaması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından müjdesi verilen ve daha sonra detaylarını Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin açıkladığı toplam 60 milyar liralık KGF kefaletli Yatırım, İhracat ve İşletme Harcamaları Destek paketleri için başvurular başladı. Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, iki hafta önce açıklanan KGF destek paketinin iş dünyasına gerektiği kadar fayda sağlayamadığını belirtti.

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, paketin açıklandığı 12 Şubat tarihinden sonraki ilk işlem günü olan 14 Şubat’tan bir hayli sonra başvuru alınmaya başladığını söyleyerek, “Bu süre içerisinde de birçok işletme daha önceki KGF kaynaklı kredilerdeki gibi limitlerin hemen dolması nedeniyle yine faydalanamayacak olma endişesi içerisine düştü. Ne yazık ki yine açılan bu limite gerçekten ihtiyaç duyan birçok işletme bu imkandan fayda sağlayamadı” dedi.

“Banka Şubelerinin Limiti 500 Bin Liraya Kadar Düştü”
Özsoy, açıklanan 60 milyar TL’lik kefalet limitinin reel kesimin duyduğu ihtiyacın da altında olduğunu ifade etti. Deneyimli ekonomist, “Öncelikle 60 milyar TL kefalet limiti reel kesimin duyduğu ihtiyacın oldukça altında kaldı. Miktar, paketin tamamını ifade etmesi açısından büyük görünse de, 60 milyar TL’nin bankalara dağıtılmasına ve her bankanın da kendi şubelerine pay etmesini hesaba kattığımızda şube başına düşen paylar birçok şubede 1 milyon TL’nin altında kaldı. Özellikle KGF kredi destek paketi uygulamasına dahil olanlar içerisinde diğerlerine göre daha geniş şube ağına sahip bankalarda şube başına düşen bu limit 500 bin TL sınırına kadar düştü. Şubeler de kendi paylarına düşen bu limitten müşterilerini faydalandırmak konusunda çok seçici davranmak zorunda kaldılar. Ve neticede ihtiyaç sahibi olan birçok işletme bu imkandan fayda sağlayamacaklar arasında kaldı” diye konuştu.

“Kısa Vadede Kesin Ve Hızlı Çözümler Gerekiyor”
Ekonominin içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten hızlıca çıkabilmesi için şu anda kısa vadeli, kesin ve hızlı çözümler üretecek politikalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Murat Özsoy, “KGF kredi destek paketinin de bu politikanın bir uzantısı olabilmesi için aslında işletmeler için ayrılan 10 milyar TL tutarındaki dilimin daha fazla olması gerekiyordu. Ülkemizin elbette yeni yatırımlara çok ihtiyacı var ve üretim odaklı yatırım projelerinin desteklenmesi çok önemli. Ancak şu dönemde açıklanan KGF Destek Paketi’nin yatırım desteğine kıyasla işletmelerin kısa süreli finansal ihtiyaçlarına yanıt vermesi için ağırlıklı payın burada olması ve kullandırım koşullarının da kredi kartına limit tanımlama şeklinde kısıtlanmaması gerekiyordu” ifadelerini kullandı.

“İhracatçı Blokeden Rahatsız”
KGF destekli kredi paketinin ihracatçılar için ayrılan kısmının da yetersiz kaldığını belirten Özsoy, “İhracatçı kesim özellikle ihracat bedelinin yüzde 25’ini banka üzerinden bozdurulması ve paranın blokede tutulması zorunluluğunun KGF ön koşulu şeklinde bankalar tarafından kullanılmasından da son derece rahatsız” dedi.

Özsoy, sözlerine şöyle devam etti: “Hammadde fiyatları özellikle Rusya – Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle her gün artıyor. Üreticiler ve ürettikleri malı yurtdışı pazarlara ihraç eden işletmeler için de yerine koyma maliyeti günden güne artıyor. Küçük çaplı işletmeler açısından da işletme finansmanı ihtiyaçları henüz karşılabilmiş değil. Ekonomi yönetimi, KGF Destek Paketi’ni reel kesimin ekonomik faaliyetin sürmesini sağlayabilecek şekilde yeniden düzenlemeli ya da yeni bir paket açıklamalıdır.”

İş Makineleri Sektörünün Kalbi Bu Yıl Antalya’da Atacak

İş makineleri sektörü 9-13 Mart 2022 tarihleri arasında Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek KOMATEK Uluslararası İş ve İnşaat Makine, Teknoloji ve Aletleri İhtisas Fuarı’nda bir araya gelecek.

KOMATEK Uluslararası İş ve İnşaat Makine, Teknoloji ve Aletleri İhtisas Fuarı 9-13 Mart 2022 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Sektörün güçlü firmalarının yer alacağı fuar bu yıl zengin bir içerikle ziyaretçileriyle buluşacak.

Dört yıllık bir aradan sonra sektörün dev firmalarının büyük alıcılarla bir araya gelecekleri KOMATEK Fuarı, 1990 yılından beri her iki yılda bir olmak üzere bugüne kadar toplam 15 kez gerçekleşmiş, Türkiye’nin hitap ettiği ticari coğrafyanın en önemli iş ve inşaat makineleri fuarı olma özelliğine sahip.

Sonuncusu 2017 yılında Ankara’da düzenlenen KOMATEK Fuarı 46 bin metrekare açık, 6 bin metrekare kapalı olmak üzere toplam 52 bin metrekarelik net stant alanında, 1557’si yabancı ziyaretçiden oluşan toplam 33 bin 734 ziyaretçi ile Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde başarıyla gerçekleşmişti.

Bu yıl 9-13 Mart 2022 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan KOMATEK 2022 Fuarı 17 bin metrekare açık, 8 bin metrekare kapalı olmak üzere toplam 25 bin metrekare net stant alanı ve 200’ün üzerinde katılımcı firma ile 20 bin kişinin ziyaretine açık olacak.

Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği’nin (İSDER) ana destekçileri olduğu KOMATEK 2022 Fuarı, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB) kurumları ile birlikteOSTİM Organize Sanayi Bölgesi, İŞİM İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi, Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği(ARÜSDER), Personel Yükseltici Platform İşletmeci İmalatçı ve Distribütörleri Derneği (PLATFORMDER), Ağır Yük Kaldırma ve Taşımacılar Derneği (AKT) gibi sektörün öncü dernekleri tarafından da destekleniyor.

KOMATEK 2022 Fuarı, Ticaret Bakanlığı tarafından 2022 yılı için belirlenen 20 Uluslararası desteklenecek fuarlar listesinde yer alarak Ticaret Bakanlığı’nın Yurtdışı Alım Heyeti Organizasyonu olanağına hak kazanmıştır. Bakanlık tarafından Alım Heyeti programı düzenlenecek olup, fuara yabancı firma temsilcilerinin katılımı da sağlanacaktır.

Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi’ne Aura Design Studio İmzası

Farklı ölçek ve fonksiyonlardaki mimari projeleriyle ön plana çıkan Aura Design Studio tarafından Ankara’da tasarlanan Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi tamamlandı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Öveçler Vadisi’nin girişinde yer alan Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi, Mimar Filiz Cingi Yurdakul’un kurucusu olduğu Aura Design Studio imzasını taşıyor. Kamusal bir park olan Öveçler Vadisi’nin giriş köşesinde yer alan yapı, konumu sayesinde geniş bir yeşil alanla çevrili. Bu yeşil alanlar yapıyı doğal bir ortamın içine çekip, şehir kalabalığından ve yapılaşmadan uzaklaştırırken, açık ve güzel manzaralara sahip mekanlara da olanak sağlıyor.

Aura Design Studio tarafından öğrencilerin ders çalışması için planlanan bir kütüphane, hobi ve kişisel gelişim için atölyeler ve çok amaçlı salonda verilecek hizmetleri kapsayacak bir program çerçevesinde tasarlanan yapının ana girişi sokağın üst kotundan alınarak aynı sokak üzerinde iki giriş olacak şekilde planlanmış. Mevcut topografyanın verimli bir şekilde kullanımıyla, farklı katlara girişler ve her cephede farklı okunan kat sayısı ile yapıya kendine has bir özellik kazandırılmış.

Üst kotta güney cephesinden 2 kat olarak gözüken yapı, ana girişin olduğu doğu cephesinden 3 kat, kuzey ve batı cephesinden ise 4 kat olarak görünüyor. Topoğrafyanın yapıyı her cephede farklı kat sayısında okutması yapı algısını da zenginleştiriyor. Güney cephesinin 2 katlı olarak gözükmesi ile çevresindeki konut dokusu ile uyumlu olmasını, kuzey ve batı cephelerinin Çetin Emeç Bulvarı’ndan 4 katlı olarak gözükmesi ise yapının kent ölçeğinde kendini okutmasını sağlıyor.

Cephelerde güneş açılarını dikkate alan Aura Design Studio mimarları, iç mekanlara kontrollü ışık almak, farklı açılardan farklı cephe algıları oluşturmak ve görsel illüzyon sağlamak için açılı duvarlar kullanmış. Açılı duvarlar alüminyum çerçeveli pencere modülleri ve corten görünümlü alüminyum panellerle birlikte tasarlanmış. Pencere çerçevelerindeki antrasit renk ve corten birlikte, farklı açılardan bakıldığında farklı cephe algıları oluşturmakta. Cephelerde beyaz mantolama, alüminyum çerçeveli ve corten panelli pencere ve kapı modülleri tercih edilmiş.

Bodrum katta yer alan çok amaçlı salon, semt halkının ihtiyaç duyduğu geniş ve kapalı alan ihtiyacını karşılıyor. Taziye toplantıları, spor etkinlikleri, sergiler, toplantılar, söyleşiler gibi etkinliklere mekan olması beklenen çok amaçlı salon için ayrı bir giriş kapısı düzenlenerek, yapı sirkülasyonunun rahatlatılması sağlanmış.

İnşaat Malzemeleri Fiyatındaki Artış Konut Fiyatlarını Yükseltti

Batman Tüm Emlakçılar Birliği Derneği Başkanı Mehmet Emin Değirmenci, inşaat malzemeleri fiyatındaki artış nedeniyle vatandaşların konut alamaz hale geldiğini söyledi.


İnşaat malzemeleri fiyatlarında birkaç yıldır yaşanan artışa dikkat çeken Batman Tüm Emlakçılar Birliği Derneği Başkanı Mehmet Emin Değirmenci, müteahhitlerin yaşanan artıl dolayıısıyla uygun fiyata konut inşa edemediğini belirtti. Müteahhitlerin daire satamamaktan, vatandaşların ise alamamaktan şikâyetçi olduğunu vurgulayan Değirmenci, hem emlak hem de inşaat sektörünün durma noktasına geldiğine işaret etti. Bir an önce konutta ve inşaat malzemelerinde ciddi şekilde KDV indiriminin yapılması gerektiğini söyleyen Değirmenci, yetkililere çağrıda bulundu.
Batman’da kısa zaman içerisinde ev kiralarının 4 bin lira, 160 metrekarelik daire satış fiyatlarının ise 500 bin liradan 1 milyon 700 bin liraya kadar çıktığını aktaran Değirmenci, “Ne döviz ne de altın inşaat malzemeleri fiyatları kadar artmadı” dedi.
Şu anda piyasada konut satılamadığını belirten Değirmenci, sözlerine şöyle devam etti: “Müteahhitler çok zor durumdadır. 160 metrekarelik bir konut fiyatı, 500 bin liradan bir milyon 700 liraya kadar yükselmiş durumda. Ham malzeme olmadığı için ve fabrikalar yeteri kadar çalışmadığından dolayı inşaat malzemelerinin fiyatı yüzde 500’e kadar çıktı. Bir torba çimento fiyatı 18 liradan, 57 liraya kadar çıktı. Kireç fiyatı ortalama 4-5 liraydı, 20 liranın üstüne çıktı. Demir hakeza. Demirin de fiyatı 3 buçuk liradan 12 liranın üstüne çıkmış durumda. Her şey yüzde 400 olmuş. Yüzde 400 ne döviz ne de altın yükseldi. Bu fiyatlar neden böyle yükseliyor.


Müteahhitlerin dairelerini satamadığını, vatandaşların da fahiş artış nedeniyle konut alamadığını ifade eden Değirmenci, “Bir dairenin maliyeti şu anda ortalama 450 bin liranın üstüne çıkmış. Arsayla beraber bu maliyet 900 bin liranın üzerinde. Bu şekilde hem müteahhitler mağdurdur, dairelerini satamıyor hem de vatandaşlar mağdurdur. Vatandaşlar daire alamıyor. Batman’da kiralık daire fiyatı 4 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Daire fiyatı da aşağı yukarı ortalama bir buçuk milyon civarı gidip geliyor” diye konuştu.


Ciddi mağduriyetlerin yaşandığını vurgulayan Değirmenci, “Vatandaşlar kesinlikle ucuz konut bulamıyor. Ucuz kira da bulamıyorlar. İnşaat maliyeti öyle fahiş bir fiyata çıkmış ki ne kiracı daireye girebiliyor ne de alıcılar daire alabiliyor. Bir asgari ücretli nasıl 4 bin liranın üstündeki kiraya girebilecek? Piyasada gerçekten bir mağduriyet var.” dedi.

ABD’de İnşaat Harcamaları Ocak Ayında Yüzde 1,3 Arttı

ABD’de inşaat harcamaları, Ocak 2022’de aylık bazda yüzde 1,3 artış gösterdi.


ABD Ticaret Bakanlığı, milyonlarca kişi tarafından merakla beklenen Ocak 2022’ye ilişkin inşaat harcamaları verilerini resmen açıkladı. Açıklanan resmi verilere göre, ABD’de inşaat harcamaları Ocak 2022’de bir önceki aya göre yüzde 1,3 artış gösterdi ve 1,68 trilyon dolar şeklinde oldu.

Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, piyasa beklentilerini geride bırakmış olan inşaat harcamalarının söz konusu dönemde yüzde 0,2 artış göstermesi bekleniyordu. Yine açıklanan resmi verilere göre, inşaat harcamaları, 2021 yılının Aralık ayında yüzde 0,8 şeklinde artış göstermişti.Yine merak edilen resmi verilere göre, söz konusu dönemde özel sektör inşaat projeleri yüzde 1,5 ve kamu inşaat harcamaları ise yüzde 0,6 artış gösterdi. Milyonlarca kişinin merak ettiği ve yakından takip ettiği inşaat harcamaları, yıllık bazda da yüzde 8,2’lik arttı.

Designist İmzalı Ulus Evi’ne Bir Ödül Daha!

Designist, Ulus Evi projesi ile mimari, iç mimari ve ürün tasarımı kategorilerinde dünyanın seçili projelerinin yarıştığı BIG SEE Design Awards 2022’de birincilik ödülünün sahibi oldu.


İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü iç mimari projelere imza atan Designist, BIG SEE Design Awards 2022’de Ulus Evi projesiyle ‘’Interior Design‘’ kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Mimari, İç Mimari, Ürün Tasarımı ve Moda Tasarımı alanlarındaki özgün başarılara katkıda bulunmak amacıyla kurulan BigSEE Design Awards, her yıl dünyanın farklı noktalarından yapılan çok sayıda başvuruyu uluslararası bir jüri paneli ile değerlendiriyor.

BIG SEE Design Awards 2022’de “Interior Design” kategorisinde birincilik ödünün sahibi olan Ulus Evi, İstanbul’un prestijli konut bölgesinde, Boğaz’ın muhteşem manzarasına hakim bir konumda yer alıyor. İkonik mobilya parçaları kullanılarak, ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer oluşturacak şekilde tasarlanmış olan evin büyük salonun tam ortasında yer alan iki sütun, mekandaki üç bölümün ayırıcısı olacak şekilde planlanmış. Tasarım sürecinde bu iki kolon o kadar akıllıca tasarlanmış ki, tüm konsepte çarpıcı ama aynı zamanda incelikli bir dokunuş kazandırmış. Bu nedenle bu iki sütunu giydirmek için özel tasarımlı metal paneller kullanılmış. Tavanı keserek yukarıdan gelen dolaylı ışıklar eklendikten sonra, bu iki sütun mekanın ince odak noktası haline gelmiş.

Evin ilk önemli renovasyon kararlarından biri olarak, mevcut koyu kırmızımsı maun parke zeminin, daha koyu kahverengi tonlarında yeniden cilalanarak mekanı bütünleştirmesi ve sanat eserlerini öne çıkarması hedeflenmiş. Salonun karşılıklı iki tarafında biri şömine alanı diğeri ise özel tasarlanmış mini bar ünitesi olmak üzere iki fonksiyonel mekan konumlandırılmış.

Şömine tarafındaki önceden var olan bazalt cephenin eski görünümünü yenilemek için koyu gri taş levhalar kullanılmış. Şömine duvarının üzeri kapatılırken, aileye ait kitapların ve sanat eserlerinin sergilenmesi için ince raflar yerleştirilmiş. Aynı zamanda, tavana koyu aynalı lambriler eklenerek, büyük salonun bu dar kısmına bir derinlik kazandırılmış ve bahçedeki manolya ağacının görüntüsü salona yansıtılmış.

Ailenin çok değerli sanat eserlerine yumuşak ve ince bir arka plan oluşturması için büyük salonun tüm duvarları süet duvar kağıdıyla kaplanmış, bu sayede sanat eserlerinin canlı rengi ortaya çıkarak tüm mekana bir dinamizm kazandırmış. 20’li ve 50’li yılların çok önemli tasarımcılarından ikonik mobilya ve aydınlatma parçaları, ev sahibinin de yüksek zevkiyle seçilmiş.

Ulus Evi’nde miminalist bir tasarım anlayışı benimsenerek ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer yaratmak amaçlanmış.

Peli’den Zamana Uygun İç Mekan Kapıları

Peli’nin diğer ürünleri ile uyum içinde tasarlanan kapı koleksiyonunda yer alan ‘’İskandinav Style Fyord Kapı Serisi’’ doğal yapısıyla dikkat çekiyor.

Dünya’daki değişim ve gelişimin yakın takipçilerinden olan Peli’nin, 2017 yılında üretimine başladığı dekoratif iç mekan kapı koleksiyonları yapı sektörüne inovatif çözümler sunuyor. Birçok farklı modelde tasarlanan Peli kapılar ile mekanlar sıcak, doğal ve modern bir görünüm kazanıyor.

2008 yılından bu yana Parke sektöründe adından sıkça söz ettiren Peli’nin 2017 yılında üretime başladığı iç mekan kapıları da parkeleri kadar iddialı. Peli, koleksiyonlarının tamamlayıcısı olarak görülen Peli Dekoratif Kapılar adıyla sektöre sunduğu dekoratif iç mekan kapılar tasarım ve kalite açısından da sıra dışı.


Peli’nin diğer ürünleri ile uyum içinde tasarlanan kapı koleksiyonunda yer alan “İskandinav Style Fyord Kapı Serisi” doğal yapısıyla dikkat çekiyor.


Adını İskandinavya kültüründen alan kapılar yaşam alanlarında sıcak, samimi bir ortam yaratırken, yüzeyi ahşabın en doğal halini dokunduğunuzda hissetmenize olanak sunuyor.

Country rustik ve minimal dekorasyon anlayışından yola çıkılarak tasarlanan Fyord Kapı’larda, ‘oduncu’ konseptli dekorasyon anlayışı hâkim.

Peli Kapılarının Özellikleri

Tüketicinin yaşam tarzını dikkate alarak tasarlanan bu kapılar, evin içindeki mobilya anlayışıyla bütünlük sağlıyor. Kapıların tasarımında öncelik parke ve kapı yüzeyini bütünleştirmek. Mekanlarda kullanılan süpürgelikleri de kapıların pervazları ile aynı model yapmak Peli’ nin sektöre kazandırdığı bir yenilik. Peli kapıların en büyük özelliği çizilmeye karşı dayanıklı olması, kolay temizlenebilmesi, yüzeyinin canlı ve parlak kalması, kasa, pervaz ve kapı yüzeyinin aynı dokuda olması. Ayrıca kapı yuvasında kullanılan fitil, kapıların sessiz açılıp kapanmasını sağlıyor.

Remax Borsa Brokeri Özer Alkan: “Gayrimenkul Fiyatlarında Dalgalanmalar Başlayacak”

Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye’de tüm sektörlere olumsuz etkilerinin olacağını söyleyen Remax Borsa Brokeri Özer Alkan, “Bu kriz gayrimenkul sektöründe dalgalanmaları beraberinde getireceği için alıcı ve satıcı kitlesi pozisyonlarını değiştirmeli” dedi.
 
Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile güçlü ekonomik bağlarının olduğunu, bu ülkelerde iş yapan Türk müteahhitlik sektörünün işlerinin aksamasına yol açacağını belirten Ankara Remax Borsa brokeri Özer Alkan, “Savaşın uzaması halinde, inşaat ve gayrimenkul sektöründe dalgalanmalar olacak, enerji, turizm, inşaat ve tarım sektörlerinde ekonomik açıdan olumsuz sonuçlar doğacaktır” dedi.

 
“Alıcılar Ve Satıcılar Yeni Bir Pozisyona Geçmeli”
 
Savaşın etkilerinden Rusya ve Ukrayna ile iş yapan Türk şirketlerinin etkileneceğine işaret eden Alkan, “Türkiye’nin, Rusya ve Ukrayna ile toplam 40 milyar dolarlık ticaret hacmi var. Türk müteahhitlik firmaları, Rusya’da 11,2 milyar dolarlık, Ukrayna’da ise 1,6 milyar dolarlık proje almış durumdalar. Bu gelişmeler, ne yazık ki tahsilat riski barındırıyor. Krizin etkilerine karşı önlem almak isteyen şirketler, öncelikle ellerindeki gayrimenkullerini satışa çıkarmaya kalkışacaktır. Ticari gayrimenkullerde ertelenmiş taleplerin yükselişe geçebileceğini öngörmekteyiz. Ekonomideki en kötü durum savaş olduğu için bu gibi dönemlerde alıcı ve satıcı kitlesinin uzun vadeli doğru karar vermesi için pozisyonlarını değiştirmesi gerekir” dedi.
 
Savaşın etkilerinden dolayı Kuzeyden Türkiye’ye temkinli bir göç hareketliliğinin başlayacağını söyleyen Alkan, durumu şu şekilde değerlendirdi: “Kriz dönemlerinde gayrimenkul hareketliliği her iki taraflı artacaktır. Kimi yatırımcılar elindeki sermayeyi en güvenli yatırım enstrümanı olan gayrimenkule yönelecek. Alıcılar da fiyatların düşeceği veya döviz kurlarının artacağı beklentisi ile avantajlı gayrimenkul almak için fırsatları kollayacak. Kriz dönemlerinde gayrimenkul sektöründe en iyi pozisyonu geçmek ve geleceğini doğru okumak için alıcı ve satıcı kitlesinin uzmanlardan destek almasında yarar görmekteyiz. Seri ilan sitelerinde emlak endeks değerlerine aykırı ilanlara karşı tüketiciler temkinli yaklaşmalı, bölgedeki gerçek emlak endeks değerleri konusunun uzmanlardan bilgi almalılar. Dileğimiz, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşının uzamaması, tüm dünyada barış ve huzurun egemen olmasıdır. Çocuklarımıza güvenli ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için sağduyulu davranmalıyız. Şu unutulmamalıdır ki, savaş değil, her zaman barış kazanır.”

Çimento Fiyatları Yükselecek Mi? Rusya Ukrayna Savaşı Çimento Sektörünü De Vurdu!

TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, Rusya-Ukrayna krizinin çimento sektörünü nasıl etkilediğini açıkladı.


Türkiye çimento sektörünün çatı örgütü TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın çimento sektörü üzerindeki etkilerine yönelik açıklamalarda bulundu.


Savaş nedeniyle kömür tedarikinde yaşanan zorluklarla ilgili önemli açıklamalar yapan Bozay, “Rusya- Ukrayna krizi yüzünden fabrikalarımız sadece hızla artan fiyatların maliyet üzerindeki olumsuz etkisi dışında aynı zamanda kömür tedariğinde zorluk yaşıyor. Asıl tehlike sürecin uzaması hainde bu problemin sektörümüzde üretimi durma noktasına getirmek üzere olmasıdır. Ülkemizin 2021 yılında Rusya’dan yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında kömür ithalatı söz konusu. Sektörümüz ise 2021 yılında yaklaşık 5 milyon ton kömür ithal etti. Bu girdinin büyük bir kısmı da çimento sektörünün bir numaralı kömür tedarikçisi olan Rusya’dan gerçekleşti” dedi.

Kriz Kapıda!
Bozay, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Çimento üretim maliyetlerinin yüzde 80’ini enerji oluşturmaktadır, kömürdeki her 10 dolarlık artış üretim maliyetlerimizi yaklaşık 1.5 dolar artırmakta, son 1 haftada kömür fiyatlarında 100 doların üzerinde bir artış gözlemledik, daha da endişe verici olanı endekslerdeki yükselişlerin direkt alım fiyatlarımıza yansıması oldu” dedi.


Son zamanlarda sık sık gündeme gelen Rusya’dan kömür yüklemelerinin çok kısıtlı gerçekleştirildiğini hatta gerçekleştirilemediğini kaydeden Bozay, “Sektörün kömür stokları azaldığı için krizin daha uzun sürmesi durumunda ve alternatif enerji kaynaklarının ivedilike devreye alınmaması halinde üretim durma noktasına gelecek” şeklinde konuştu.


“Çimento Sektörüne Enerji Kaynağı Konusunda İstisnalar Getirilmeli”
Gündemden düşmeyen Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle yaşanan enerji arz güvenliği sorununun sektör üretimini durma noktasına getireceğini bildiren Bozay, sözlerine şöyle devam etti: “Sektör olarak alternatif enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu gerekçeyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sanayi amaçlı ithal taşkömürü ve linyit için belirlenen sınırlamalardan kuru bazda kükürt oranının termik santrallere uygulandığı gibi yüzde 3’e yükseltilmesi alt ısıl değerin 4.800 kCal/kg’a çekilmesi ve yüzde 36 olan uçucu madde limitinin de yükseltilmesi başka kaynaklardan kömür tedarik edilmesine imkan yaratacaktır. Bu olağan dışı dönem bitene kadar sektörümüze istisna sağlanırsa kömür ithalatında Kolombiya, Endonezya ve Güney Afrika gibi ülkeler alternatif seçenekler arasında olacaktır. Rusya’dan kömür ithalatında yaşanan sıkıntılara ilişkin bir diğer çözüm önerimiz de biyokütle içeren atıklardan türetilmiş yakıt ithalatıdır. Bu kapsamda 7000 kCal/kg granül lastik ve 4000 kCal/kg ve üzeri yüksek kalorili atıktan türetilmiş yakıt ithalatına izin verilmesi kalorifik açıdan özellikle önem arz etmektedir. Bu izin verildiği takdirde sadece nitelikli yakıt sınıfındaki atıkları ithal edebilecek, hem cari açığa fayda sağlanacak hem de yeşil dönüşüm süreci desteklenecektir. Bu istisnalar ve altenatif kanallar sayesinde fabrikalarımızın tedarikçi portföyünün geliştirilmesi desteklenirken üretimde yaşanacak aksaklıklardan asgari düzeyde etkilenmemiz mümkün olabilecektir.”

Siltaş Yapı: “Deprem Tehdidine Karşı Riskli Yapılar Acilen Yenilenmeli”

Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulundu.


Deprem Haftası kapsamında kentsel dönüşümün ülkemiz için kritik önemine daha dikkat çeken Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, özellikle 2000 yılından önce yapılmış binaların çoğunun riskli bina sınıfına girdiğini belirterek güvensiz yapıların acilen yenilenmesi gerektiğini hatırlattı. Deprem tehdidine karşı kentsel dönüşümün en önemli çözüm olduğunun altını çizen Özdemir, bir binanın riskli sınıfta bulunduğuna işaret eden detayları da paylaştı.

Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfusunun yüzde 95’i, büyük sanayi merkezlerinin de yüzde 98’i ne yazık ki deprem kuşağında bulunuyor. Depremler, meydana getirdiği hasar ve can kaybı açısından ise Türkiye’de yaşanan afetler içerisinde birinci sırada yer alıyor. Olası bir deprem anında can ve mal güvenliğini sağlamak için binaların depreme karşı güvenli durumda bulunması hayati önem taşıyor.

“Depreme Karşı En Önemli Gücümüz Kentsel Dönüşüm”

1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, “Ülkemiz birinci derece deprem kuşağında bulunuyor. Bu sebeple her yıl büyüklü küçüklü pek çok deprem meydana geliyor. Bir doğa olayı olan depremi önlemek mümkün olmasa da zamanında alınacak önemlerle zararı, acıları ve kayıpları en aza indirmek elimizde. Kentsel dönüşüm bu anlamda en önemli gücümüz, umudumuz ve çaremiz durumunda. Deprem gerçeğine alışmanın, depreme rağmen güvenle yaşamanın ve yeni acıların önüne geçmenin tek yolu yapıların güvenliğini sağlamak. Bu anlamda kentsel dönüşüm seferberliğinin daha da hızlandırılması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayımlanan karara göre riskli yapıların yenilenmesi için kullandırılacak kredi tutarları iki katına çıkarıldı. Bu adımı oldukça olumlu karşılamakla birlikte daha gidilecek çok yolumuzun olduğunu biliyoruz. Öncelikle yapı denetimlerine daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

“Ülkemizdeki Yapıların Yaklaşık 6,7 Milyonu Riskli Sınıfta Bulunuyor”
Türkiye’deki riskli yapıların durumuna dikkat çeken Murat Özdemir, sözlerine söyle devam etti: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl açıklanan verilere göre ülkemizde 17 milyon bina ve 28,6 milyon konut bulunuyor. Bu yapıların yaklaşık 6,7 milyonu riskli durumda. Riskli yapıların yaklaşık 1,5 milyonunun ise acil dönüşüme girmesi gerekiyor. İstanbul’da ise 1,2 milyon bina, 6,1 milyon konut ve 1,1 milyon iş yeri bulunuyor. Burada da yine riskli 1,5 milyon konut var. Bunlardan da 300 bininin acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Ülkemizin yapı stoğunu güçlendirerek olası depremlerdeki can ve mal kayıplarının çok büyük oranda azaltılması mümkün.”

“Özellikle 2000 Yılından Önce Yapılmış Binaların Çoğu Riskli Bina Sınıfına Giriyor”
Kentsel dönüşümün sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için vatandaşlara da büyük rol düştüğünü belirten Özdemir, oturulan binanın riskli sınıfta olup olmadığının nasıl anlaşılacağı konusunda bilgiler aktardı: “İnsanların büyük bir kısmı oturdukları binanın riskli yapı olup olmadığının ne yazık ki farkında değil. Kentsel dönüşümün olmadığı yerlerde oturanlar adım adım yaklaşan Marmara depremine hazırlıksız. Bu durum ülkemiz için çok büyük bir tehlike arz ediyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’a göre riskli yapı; ekonomik ömrünü tamamlayarak teknik verilerle yıkılma ve ağır hasar görme riski tespit edilmiş olan yapılar olarak belirtiliyor. Bu doğrultuda özellikle 2000 yılından önce yapılmış binaların çoğu riskli bina sınıfına giriyor. Yapımında hazır beton kullanılmaması, bodrum katında rutubet olması, kolon ve kirişlerde paslanmalar ve çatlaklar bulunması, bodrum katlarında su izolasyonu olmaması, tadilatlar nedeniyle taşıyıcı kolon ve kirişlerin kesilmesi bir binanın riskli yapı olduğuna işaret ediyor. Özellikle bu olumsuz özelliklere sahip binalarda oturan vatandaşlarımızın, riskli yapıların hayati önem taşıdığını unutmayarak binalarını yenileme konusunda gerekli çalışmaları acilen başlatmalarını tavsiye ediyoruz.”

İMSAD: “İnşaat Malzemeleri Sanayisinde Büyüme Sürüyor”

‘Türkiye İMSAD Şubat 2022 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemeleri sanayi üretiminde büyüme yılın son ayında da devam ederek geçen yılın aralık ayına göre miktar bazında yüzde 7,4 arttı.

Yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen ‘Türkiye İMSAD Şubat 2022 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemeleri sanayi üretiminde büyüme yılın son ayında da devam ederek, geçen yılın aralık ayına göre miktar bazında yüzde 7,4 arttı. 2021 yılında 22 alt sektörün tamamında üretim 2020 yılına göre artış kaydetti. Yılın tamamında inşaat malzemeleri sanayi üretimi geçen yıla göre miktar bazında yüzde 19,6 artarken cari fiyatlarla yüzde 19 arttı. Raporda ayrıca, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sektöre etkileri de değerlendirildi.


İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Şubat 2022 Sektör Raporu’ açıklandı. Raporda şu tespitler yer aldı:


“İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde büyüme yılın son ayında da devam ederek, geçen yılın aralık ayına göre miktar bazında yüzde 7,4 arttı. İnşaat malzemelerine yönelik iç talep dalgalanma gösterirken, dış talepte ise yavaşlama kaydedildi. Toplam talepte büyüme trendi devam ediyor. Aralık ayında çok sayıda alt sektörde yüksek üretim artışları gerçekleşirken, bazı sektörlerde üretim artışının yavaşladığı gözlendi. Aralık ayında tuğla ve kiremit, demir çelik radyatörler, metalden kapı ve pencereler, hazır beton ile elektrikli aydınlatma ekipmanları sektörlerinde üretim geriledi.


2021 Yılında İnşaat Malzemeleri Üretimi Miktar Bazında Yüzde 19,6 Arttı
2021 yılında inşaat malzemeleri sanayi üretim artışı 2020 yılına göre miktar bazında yüzde 19,6 olurken cari fiyatlarla büyüme yüzde 19 olarak gerçekleşti. Bu büyümede, yıl genelinde iç talebin canlı kalması ve dış pazarlardaki önemli talep artışları etkili oldu.


2021 yılında 22 alt sektörün tamamında üretim miktar bazında 2020 yılına göre arttı. Geride bıraktığımız yılda çimento sektörü hariç tüm alt sektörlerin üretimi, çift haneli ve yüksek oranlarda gerçekleşti. En yüksek üretim artışı yüzde 49,1 ile seramik sağlık gereçlerinde oldu.


Seramik kaplama malzemeleri üretimi yüzde 32,3, tuğla ve kiremit üretimi yüzde 30,6, plastik inşaat malzemeleri üretimi 29,1, kilit ve donanım eşyası üretimi yüzde 28,6, ısıtma ve soğutma donanımları üretimi yüzde 28,7 büyüdü.


İnşaat Sektörü 2021 Yılında Yüzde 0,9 Küçüldü
İnşaat malzemeleri sanayi üretimindeki artışa karşın inşaat sektörü yılın son çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 daraldı. 2020 yılı pandemi döneminde verilen desteklerle aynı yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,2 büyüyen sektör, son çeyrekte ise yüzde 15 daralmıştı. 2021 yılına büyüme ile başlayarak ilk iki çeyrekte de büyüme kaydeden sektörde yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9, son çeyrekte ise yüzde 3,9 küçülme yaşandı.


2021 yılını yüzde 0,9 küçülerek tamamlayan inşaat sektöründe son dört yıl üst üste daralma yaşandı. Sektör 2018 yılında yaşanan finansal dalgalanmalar nedeniyle yüzde 1,9 küçülme kaydetmiş, 2019 yılında ekonomide uygulanan dengeleme politikaları ile yüzde 8,6 daralmış, 2020 yılında etkili olan pandemi sebebiyle ise yüzde 5,5 küçülme yaşamıştı.


Türkiye’nin Rusya, Ukrayna ve Belarus’a İnşaat Malzemeleri İhracatı
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaş, her şeyden önce 21. yüzyılda insanlık için bir dramdır. Can kayıpları hiçbir şekilde telafi edilemeyecek, iktisadi ve ticari kayıpların etkisi ise gelecek nesiller üzerinde yıllarca sürecek. Böylesine üzücü bir tablo içinde Türkiye’nin Rusya, Ukrayna ve Belarus’a yaptığı inşaat malzemeleri ihracat verileri Aylık Sektör Raporu’nda bilgilendirme amaçlı aşağıdaki şekilde yer aldı:


Türkiye’nin 2021 yılında inşaat malzemeleri ihracatı Rusya’ya 524,1 milyon dolar, Ukrayna’ya 372,5 milyon dolar ve Belarus’a ise 40,0 milyon dolar olarak gerçekleşti. Rusya’ya ihracatta, demir çelik inşaat aksamları, kilitler ve donanım eşyaları, ısıtma ve soğutma donanımları ile yapısal kimya ürünleri ilk sıralarda yer aldı. Ukrayna’ya ise demir çelik profiller, çimento, demir çelikten inşaat aksamları ile ısıtma ve soğutma donanımları ihraç edildi. Belarus, Türkiye’den en çok kilitler ve donanım eşyaları ile plastik inşaat malzemeleri aldı.


Ülkemizin bu üç ülkeye toplam ihracatı 2021 yılında 937 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2021 yılındaki toplam 30,8 milyar dolar tutarındaki inşaat malzemesi ihracatı içinde bu üç ülkeye yönelik ihracat yüzde 3 pay aldı. Türk inşaat malzemeleri sanayisi açısından bu yüzde 3’lük pay, başka pazarlardan karşılanabilir bir büyüklük olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan bu ülkelerde yürütülen büyük ölçekli müteahhitlik işleri bulunuyor ve işlerin geleceği şimdilik belirsizliğini koruyor. Yine bu ülkelerden yapılan inşaat malzemeleri üretiminde kullanılan alüminyum başta olmak üzere metaller, bakır, pik demir, kil, kimyasallar gibi girdilerin ithalatında yaşanacak sorunlar da inşaat malzemeleri sanayini olumsuz etkileyecek unsurlar olarak karşımızda duruyor.

Baba Yapı, Karavan Ve Tiny House’lar İçin Özel Çözümler Sunuyor

Endüstriyel kontrplak üreticisi Baba Yapı, ürün gamındaki kontrplak seçenekleriyle karavan ve tiny house’lar için özel çözümler sunuyor.

Pandemi ile birlikte gelişen seyahat ve sosyal mesafe ile ilgili kısıtlamalar insanların tatil anlayışlarını da değiştirdi. Sosyal mesafeli tatil yapmak isteyenler artık Karavan ve Tiny House’lara yöneliyor. Bu dönemde pek çok sektör sıkıntı çekerken, hızla gelişen ve büyüyen sektör olarak Karavan ve Tiny House’ları görüyoruz.

Hafiflik Ve Şıklık Bir Arada
İster eski bir karavanı tamir ediyor olun, ister hali hazırda sahip olduğunuz bir Tiny House’unuzda bazı ayarlamalar yapıyor olun, yada yeni bir karavan satın almış olsanız bile, karavan sahipleri dekorasyonda mutlaka kendi dokunuşlarının olmasını ister.


Bir Karavan’ın yada Tiny House’un en önemli yönlerinden biri hareketliliğidir, bu yüzden şık bir dekorasyona sahip olurken hafif olması da çok önemlidir. Tiny House ve Karavan’ların popülaritesinin artması ile birlikte, maliyet avantajı, hafifliği ve işlevsel çözümleri ile “kontrplak” tasarımın en önemli unsuru haline gelmektedir. Kontrplak, eklenmiş birkaç ince ahşap kaplama katmanından yapılmış, mühendislik ürünü ahşap esaslı bir malzemedir.Farklı kontrplak türlerini oluşturmak iзin farklı kalınlıklarda birbirine yapıştırılırlar. Kontrplak, çok güçlüdür ve büzülmeye ve bükülmeye karşı dayanıklıdır.

Kontrplak Laminat Paneller, bir süredir Karavan ve Tiny House endüstrisi için çok popüler bir seçim olmaktadır. Maliyet etkinliği, hafiflik ve benzersiz görsel yeteneklerin birleşimiyle Karavan ve Tiny House yapımında en iyi çözümleri sunar. Kontrplak Laminat Paneller iki yüzü yüksek basınçlı Laminat ile kaplanmış istenilen renkte üretilebilen bir kontrplak çeşidir.

Karavan’larda duvar, tavan kaplaması ve iç dekorasyon için en iyi kontrplak ürünü kavak ve huş ağacı BB kalitedeki yüzeyli ürünleri tercih edilmektedir. Islak hacimlerde ise genel olarak bu kontrplak türlerinin laminat kaplı türevleri tercih edilir. Görsel estetik söz konusu olduğunda ise huş BB yüzey kontrplaklar Birinci sınıf bir kalite sunar. Sadece görsel görünümü değil aynı zamanda dayanıklı yapısı sayesinde Karavan üreticilerinin tercihi olmaktadır.

Tiny House’nuzun ve karavanlarınızın dış mekan kaplamasında ise ile marin özelikli huş kontrplaklar yoğun olarak tercih edilmektedir: CNC yüzey işlemlerine olanak sağlaması sayesinde istenilen yüzey efektlerinin verilebilmesi, su ve solvent bazlı ahşap boyaları ile yüzeyde istenilen renklerin ve dekorların verilebiliyor olması, marin özelliği sayesinde dış etkenlere karşı maksimum dayanımı sergilemesi ve en etkili özelliği doğal görünümlü ahşap olması nedeniyle dış kaplamalarda kullanıcıların isteklerini karşılamaktadır.

Tiny House ve Karavan’ların stilleri veya boyutu ne olursa olsun mutlaka suya ve neme maruz kalan alanları olacaktır. Mutfak, banyo yada mütevazi bir lavabo olsun, su kaçınılmazdır. Bu alanlarda marin özellikli huş kontrpaklar Kullanmak gerekmektedir. Huş kontrplak yapısal ve görsel bütünlüğünü koruyarak suya dayanacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır.

Vitra, Hayal Edilen Banyolara Özel Mobilyalar Sunuyor

Vitra Root koleksiyonundaki mobilyalar ile dar banyoları ferahlatırken, geniş banyoları düzenleyerek alan açıyor.

Vitra, hayal edilen banyo tasarımlarının kolaylıkla hayata geçirilebilmesi için yeni Root koleksiyonunu geliştirdi. Banyoya dair tüm ayrıntılar düşünülerek sistem yaklaşımıyla tasarlanan koleksiyon, modern banyoların akıllıca planlanabilmesi için özel olarak tasarlanan mobilyalarıyla dikkat çekiyor. Ölçü ve model çeşitliliğiyle dar banyoları ferahlatan mobilyalar, geniş banyoları da düzenli ve verimli bir yapıya kavuşturuyor.

Vitra Tasarım Ekibi’nin imzasını taşıyan Root koleksiyonundaki mobilyalar; farklı doku, renk, modül ve kulp seçenekleri sayesinde kişiselleştirilmiş, kendine özgü tarzı olan banyolar tasarlanmasını kolaylaştırıyor. Koleksiyondaki mobilyalar, kişiselleştirilmiş banyo deneyimi için üç farklı tasarım alternatifiyle sunuluyor. Mat, parlak ve ahşap olmak üzere üç farklı renk paleti bulunan Root Flat, yalın ve sade hatlarıyla minimal banyo tasarımından hoşlananlara hitap ediyor. Beyaz, açık gri, gri, grafit, lacivert, retro yeşil ve fiyord yeşili olmak üzere yedi farklı renk alternatifiyle sunulan Root Groove, kapaklardaki fuga detayı ve mat renk seçenekleriyle daha modern banyo tasarımlarının yapılabilmesini sağlıyor. Mat renkleriyle dikkat çeken Root Classic ise klasik ve geleneksel tasarım çizgisi arayanların tercihi oluyor.

Her türlü ihtiyacı karşılamak için tasarlanan Root koleksiyonundaki dolaplar ve çekmece üniteleri, tüm eşyaların düzenli saklanmasına yardımcı oluyor. Çekmece içlerinde yer alan bölmeler fön makinası, fırça, maşa gibi eşyaların kolayca düzenlenmesini sağlıyor. Daha büyük banyolar için tasarlanan dört çekmeceli, çift hazneli lavabo dolabı geniş aileler için ideal bir çözüm sunarken, dar banyolara özel tasarlanan kapaklı ve çekmeceli lavabo ve boy dolapları ise en küçük mekanlara bile fonksiyonel çözümler getiriyor.

Sintek Group, Avrupa’daki Operasyonlarını Sintek BV Adıyla Yürütecek

Çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için anahtar teslimi kurduğu ve işletmeye aldığı tesisler ve hizmetlerle tanınan Sintek Group, Avrupa’daki operasyonlarını Amsterdam merkezli Sintek BV adı altında yürütecek.

Çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için anahtar teslimi kurduğu ve işletmeye aldığı tesisler ve hizmetlerle tanınan Sintek Group, Avrupa’daki operasyonlarını Amsterdam merkezli Sintek BV adı altında yürütecek. Sintek Group’un alt şirketi olarak faaliyet gösterecek Sintek BV, Avrupa pazarındaki potansiyel müşterilere, Çin ve Avrupalı rakipleri karşısında anahtar teslimi projelerin yanı sıra proje geliştirme, mühendislik ve danışmanlık alanlarında hizmet sunacak.

“Avrupa’nın Yanı Sıra ABD ve Afrika’daki Müşterilere De Hizmet Sunacak”

Sintek BV, Avrupa’daki potansiyel müşterilerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri ve Afrika’daki potansiyel müşteriler de yatırım için kredi, hibe kanalları konularında Sintek BV’nin sunduğu olanaklardan faydalanacak. Sintek BV, Sintek Group’un Türkiye’de de yürüttüğü şekilde iş ahlakı ve etik değerlere bağlı olarak faaliyeti sunacak.

“Türkiye’nin Sahip Olduğu Gücü Dış Pazara Yansıtıyoruz”
Sintek BV ile açıklamalarda bulunan Sintek Group Kurucu Ortağı Onur Atakay: “Sintek Group olarak, ülkemizde önemli bir yere sahip olan çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için çalışmalara imza atıyoruz. Yurt dışındaki gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla Türkiye’nin sahip olduğu gücü dış pazara yansıtıyoruz. Amsterdam merkezli Sintek BV ile Avrupa pazarındaki potansiyel müşterilere, Çin ve Avrupalı rakiplerimiz karşısında hizmet sunacağız. Ayrıca Avrupa’nın yanı sıra ABD ve Afrika’daki potansiyel müşteriler de Sintek BV’nin sunduğu olanaklardan ve hizmetlerden faydalanacak.” dedi.

“Parlayan Yıldız Afrika’da Da Fırsatlar Gün Geçtikçe Artıyor”
Sintek BV Genel Müdür Yardımcısı İlker Bozkurt ise: “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin etkili bir şekilde uygulamaya başlamasıyla Avrupa kıtasında çok önemli fırsatlar ortaya çıktı. Hollanda yapılanmamız Sintek BV ile bu fırsatları değerlendirmek öncelikli hedefimiz. Bunun yanında özellikle ABD Hükümeti’nin planladığı 2,3 trilyon dolarlık altyapı modernizasyon paketi ile inşaat sektörü ve dolayısı ile ana müşterilerimiz olan çimento üreticileri yatırım kararları almaya başlamış durumda. Parlayan yıldız Afrika’da da fırsatlar gün geçtikçe artıyor. Burada da çimento muadili (kalsinekil vb.) üretim yatırımlarını ayrıca takip ediyoruz. Öncelikli pazarımız Avrupa olmakla beraber, ABD ve Afrika lokasyonları için de Hollanda ofisimizden hizmet vereceğiz.” açıklamasında bulundu.

Smart Güneş Teknolojileri, Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi Arasına Girdi

Smart Güneş Teknolojileri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerinin yer aldığı “Türkiye 100” sıralamasına girdi.

Fotovoltaik panel üretimine geçtiği 2017 yılından bu yana, her yılı başarılı organik bir büyüme kaydederek tamamlayan Smart Güneş Teknolojileri, TOBB öncülüğünde gerçekleşen çalışma ile Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer alarak bu başarısını taçlandırdı.

Yerli panel üretimi ve mühendislik hizmetlerinin yanı sıra, yatırımcı olarak da güneş enerjisi sektörünün gelişimine katkıda bulunan Smart Güneş Teknolojileri, gösterdiği hızlı büyüme ile ülkemizde güneş enerjisi sektörünün de büyümesine öncülük eden kuruluşlar arasında yer aldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) iş birliğinde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, Smart Güneş Teknolojileri hızlı büyüme oranları ile ülkemizin sayılı kuruluşları arasında girdi. Smart Güneş Teknolojileri 2017-2019 satış geliri artış hızına göre yapılan sıralamada Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer aldı.

Büyümeye Devam Ediyor

Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, listede yer almaktan onur duyduklarını belirtirken, zorlu pandemi koşullarına rağmen büyümeye devam ettiklerini belirtti. Çalışanları, tedarikçileri ve müşterileri ile Smart Güneş Teknolojileri’nin emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Demirdağ, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ağustos 2017 tarihinde Gebze’deki fabrikamızda panel üretimine başlarken kendimize o gün için ulaşılması zor görünen hedefler koymuştuk. Güneş panelinde yerlilik oranını artırmak, ülkemize ithalatı azaltırken, başka ülkelere ihracat yapmak gibi hedeflerimiz vardı ve hepsine ulaştık. Bu süreçte bir yandan yatırım yapmaya devam ettik, üretim kapasitemizi artırdık, diğer yandan da güneş enerjisi sektörüne giren yeni yatırımcıların yanında yer aldık. Devam eden ve dünya ekonomilerini, özellikle de üretim yapan şirketleri zorlayan pandemi koşullarına rağmen büyümemizi sürdürüyor ve bunun için çok çalışıyoruz. Hücre üretim tesisi kurmaya yönelik bir yatırım gerçekleştiriyoruz; 2022 yılında bu üretim tesisinin faaliyetlere başlamasını planlıyoruz.

Bununla beraber, bizim için büyümek sadece rakamlardan ibaret değil; Smart Güneş Teknolojileri gibi şirketlerin büyümesi Türkiye ekonomisi için önemli bir katma değer, dünya için de yeşil bir gelecek demek.”

Yatırımlar Ve Üretim Arttı

Güneş enerjisinin Türkiye ve dünyada yaygınlaşması için çalışmalarını sürdüren Smart Güneş Teknolojileri’nin teknolojiye ve ArGe’ye yaptığı yatırımları 2021 yılı boyunca da sürdürdüğünü vurgulayan Demirdağ, şunları söyledi: “Kurulduğumuz 2009 yılından bu yana güneş enerjisi sektörüne yaptığımız yatırımları katlayarak yola devam ediyoruz. Tüm çabamız; Türkiye’nin güneş teknolojisi alanında önde gelen ülkelerden biri olması için. Tüm zorlu koşullara rağmen Gebze’deki üretim tesislerimizin kapasitesini 1.000 MW’a ulaştırmayı başardık, yeni hat yatırımlarımız ile ürün portföyümüze yeni nesil ürünler eklemeyi başardık. Smart Güneş Teknolojileri olarak tüm zorlu koşullara rağmen üretime ve yatırıma devam etmek, genç ve yenilikçi bir teknoloji şirketi olarak sektörümüze ilham vermek istiyoruz. ‘Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi’ arasına girmek bizim için bu açıdan da büyük anlam taşıyor.”

Tedarik Krizi Bitse De Etkileri Sürecek!

Pandemi ile başlayan ve dünya ticaretini etkileyen tedarik krizi lojistik sektöründeki olumsuz etkilerini sürdürüyor.

Tedarik krizinin ortaya çıkmasıyla artan taşıma maliyetleri başta deniz yolu olmak üzere lojistik trafiğine etki ediyor. 2021’in son çeyreğinde düzelme göstermeye başlayan tedarik krizi çözülmeye başlarken 2022’nin toparlanma yılı olması bekleniyor. Tedarik krizi ve global deniz yolu ticareti hakkında görüşlerini paylaşan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi (Ticari) Fatih Baş, “Tedarik krizi her geçen gün çözüme kavuşuyor. Fakat sektöre ve maliyetlere yansımasını görmemiz 2022 sonunu bulabilir.” açıklamasında bulundu.

2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisi tüm yaşantımızı etkilediği gibi dünya ticaretini de derinden etkiledi. Özellikle Çin merkezli üretilen ve her yıl yüzde 4 oranında üretimi artan konteynerler lojistik sektörünün en önemli araçlarından biri olarak kabul ediliyor. Pandemi ile birlikte aksayan üretimlerin sonucunda lojistik sektörü iki yıla yakın süredir “Tedarik Krizi” ile mücadele ediyor.

Dünya ticaretinin sekteye uğraması ve pandeminin neden olduğu belirsizlik ile üretimi durma noktasına gelen konteynerler lojistik sektöründe global bir krize yol açtı. Küresel lojistik ağında yüzde 80’in üzerinde hacmi karşılayan deniz yolu ticareti bu krizin katlanmasına neden oluyor. Yaşanan “Konteyner Kıtlığı” ve artan talebin sonucunda zaman zaman bölgeye göre maliyetlerin on kata kadar arttığı lojistik sektörü küresel ticaret akışına da dokunarak domino etkisi yaratıyor.

2021’in son çeyreğiyle birlikte çözülme sinyalleri gösteren tedarik krizinin 2022 sonunda tam anlamıyla çözüleceği ön görülüyor. Lojistik sektörünün yaşadığı bu krizin etkilerini yorumlayan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi (Ticari) Fatih Baş, tedarik krizi ve çözümü sonrasına ilişkin görüşlerini paylaştı.

Tedarik Krizi 2022 İle Birlikte Çözülecek

Tedarik krizi hakkında konuşan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi (Ticari) Fatih Baş, “Hiç kuşkusuz lojistik ve tedarik zinciri sektörü olarak pandemi sürecinde en çok etkilenen sektörlerden biri olduk. Sektörün doğası gereği dünya ticaretiyle ve paydaşlarımızın ticari faaliyetleriyle paralel bir çizgide ilerliyoruz. Ticaretin aksadığı, arz-talep dengesizliğinin ortaya çıktığı ve zaman zaman birçok sektörün durduğu bir dönemde sektör olarak büyük bir kriz daha yaşadık. Çin ve Asya merkezli üretilen konteynerler lojistik faaliyetleri içerisinde çok önemli bir yer kaplıyor. Üretimin durması doğrudan konteyner üretimini de aksattı. Yapısı gereği hiçbir şekilde aksamayan, bir an bile dinlenmeyen sektörümüz için bu tür belirsizlik ve kriz durumları çok büyük zararlar getirir. Yaşanan tedarik krizini de bu şekilde değerlendirebiliriz. Deniz yolu gibi lojistik trafiğinin yüzde 80’inden fazlasına ev sahipliği yapan bir taşıma modunun kilitlenmesine yol açtı. 2020 yılında net çözümler olmasa da 2021 krizin çözümü açısından verimli bir yıldı. Özellikle son çeyrekte önemli düzelmeleri takip ettik ve bunun maliyetlere etkisini de görme imkanı bulduk. Pandemi döneminde yaşadığımız kriz ile beraber özellikle denizyolu taşımacılığında aksaklıklar meydana gelmiş olsa da karayolu, havayolu ve demiryolu gibi alternatif taşıma modlarının önemini arttırdığını ve lojistik operasyonlarda esnekliğin önemini bir kez daha gözlemledik. Globelink Ünimar olarak, sunduğumuz lojistik çözümlerimizde denizyolu taşımacılığını sıklıkla kullanan bir şirketiz. Sektörümüzün tamamında olduğu gibi bu krizin etkilerini biz de hissetsek de sürece hızlı bir şekilde adapte olarak sunduğumuz hızlı, güvenilir ve esnek lojistik çözümlerimizle müşterilerimizin yüklerini istedikleri her noktaya güvenle teslim etmeye devam ettik. Geldiğimiz noktada özellikle 2021’in son çeyreğindeki gelişmelerden memnun olduğumuzu söyleyebiliriz. 2022 itibariyle de krizin çözümüne ilişkin düzelmeler görebiliyoruz, öngörümüz bu krizin 2022’nin sonunda ortadan kalkacağı yönünde.” dedi.

Krizin Çözümüyle Maliyetler Azalacak Ve Taşıma Bedelleri Düşecek

Tedarik krizinin çözümünün ardından yaşanacak gelişmelere ilişkin görüşlerini paylaşan Baş, “Maalesef tedarik krizinin etkilerini Asya’dan Avrupa’ya olan taşımalarda zaman zaman on katın üzerine çıkan maliyetlerde gördük. Sürekli vurguladığımız gibi lojistik sektörü diğer tüm sektörler için kilit bir paydaş rolünü üstleniyor, yaşadığımız süreçte de sektörümüzün ticaret ve üretim ekseninde kilit bir konumda olduğunu deneyimledik. Güncel gelişmeler ışığında tedarik krizinin 2022 sonunda ortadan kalkacağını öngörüyoruz. Fakat krizin etkilerinin tam anlamıyla maliyetlere yansıması zaman alacaktır. Bu süreçte çok hızlı bir düzelme yerine çeyrek bazlı düzelmeler ile maliyetlerin düşmesini beklemek daha sağlıklı olacaktır. Krizin etkilerinin bittiği takvim olarak 2022’nin son çeyreğini işaret edebiliriz. Özellikle konteyner krizi özelinde daha geniş kapsamlı bir üretim ile bu sürecin daha hızlı gelişeceği kesin. Şu an global ticaret ve dolayısıyla lojistik trafiği çok büyük bir talep mesajı veriyor. Gerekli üretimin sağlanması ve tedarik krizinin çözülmesi lojistik sektörünün ve doğrudan dünya ticaretinin hızını etkileyecektir. Globelink Ünimar olarak bizler içinden geçtiğimiz zorlu döneme rağmen 2021’i hedeflerimizin üzerinde kapattık. 2022 yılında da depolama, yurtiçi taşımacılık & parsiyel dağıtım ve katma değerli servislere ağırlık vermeyi, bu kapsamda da potansiyel müşterilere erişerek müşteri ağımızı genişletmeyi, hizmet ağımıza uçtan uca çözümleri dahil etmeye devam edeceğiz. Hem tedarik krizinin çözümü hem de global ticaret hacminin artması bizim için olumlu bir yıl olacağını gösteriyor.” dedi.

İzmir Ticaret Odası 120 Konut Üretecek

İzmir Ticaret Odası, 30 Ekim İzmir depreminde evleri yıkılan depremzedeler için 120 konut üretecek. Evler, depremzedelere ücretsiz verilecek.


İzmir Ticaret Odası, 30 Ekim İzmir depreminde evleri yıkılan depremzedelere ücretsiz olarak verilecek olan konutların inşaatı için ihaleye çıktı. İhalenin son teklif verme günü 7 Mart olarak açıklandı.


İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İZTO şubat ayı toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlikle ortaya çıkan yaptırımların, son dönemde tedarik sorunları yaşayan dünya enerji piyasasını olumsuz etkileyeceğini dile getiren Özgener, Egenin incisi İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında İZTO, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege İhracatçı Birlikleri öncülüğünde bir kampanya başlattıklarını söyledi. Özgener, sözlerine şöyle devam etti: “Geçen sene  TOKİ ile Oda, Borsa ve Birliğimiz ile birlikte ortak protokol yaptık. Depremde vefat eden 117 vatandaş için Bayraklı Rezerv Alanda konut yapacağız. 120 adet deprem konutunun yapım ihalesine 21 Şubat tarihi itibarıyla çıktık. Odamız web portalında duyurular kısmında yer alıyor. Son teklif verme süresi ise 7 Mart Pazartesi’dir. Hedefimiz, 420 günde konutları bitirip hak sahiplerine teslim etmek.” 

Fikirtepe Kensel Dönüşüm Projesi Kapsamında Yeni Sözleşme!

Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi kapsamında Maksem Yapı ile imzalanan sözleşmenin bedeli 1 milyar 44 milyon 444 bin TL olarak belirlendi.


Emlak Konut GYO tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 2.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Maksem Yapı Tic. A.Ş. ile 25 Şubat tarihinde imzalandı.


Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 parsel sözleşme imzalanması hakkında açıklama yaptı.

Emlak Konut GYO’nun KAP açıklaması şu şekilde:


“T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Şirketimiz arasında imzalanan “Dönüşüm Uygulamalarına İlişkin İş Birliği Protokolü” çerçevesinde Bakanlık adına Şirketimiz tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 2.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Maksem Yapı Tic. A.Ş. ile 25.02.2022 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşme Bedeli: 1.044.444.000 TL+KDV’dir.”

Hilti: “Depremin Doğasına Uygun Binalar İnşa Edilmeli”

İnşaat sektörünün köklü firmalarından Hilti, sismik teknolojileriyle güvenli yapıların mimarı olmayı hedefliyor.


Yerkürenin en kırılgan bölgelerinden birinde konumlanan ve deprem ülkesi olan Türkiye, tektonik plakaların yer değiştirmesi sonucu oluşan depremleri derinden hissediyor. Mevcut bina stokunun deprem yönetmeliğinin gerisinde kalması ise olası can ve mal kayıplarını beraberinde getiriyor. Geleceği şekillendiren teknolojileri deprem gerçeğine entegre eden Hilti, yapıların güçlendirilmesinin yanı sıra uzun ömürlü ve dayanıklı binaların inşası için sektörün çözüm ortağı olmaya devam ediyor. İnovatif mühendislik anlayışıyla geliştirdiği yeni MT Modüler Kanal Sistemleri ve kimyasal ankraj ürünleriyle yarının güvenli yapılarının mimarı olmayı hedefleyen şirket, C2 sismik onaylı dübellerle de binaların dayanıklılık performansının güçlendirilmesini amaçlıyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 92’sinin deprem kuşağında yer aldığını bir kez daha hatırlatan Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan; sadece teknolojilerle değil farkındalık çalışmalarıyla da deprem konusuna 360 derece yaklaştıklarını dile getirdi.

İnovatif çalışmaları ve ileri teknolojisi ile inşaat sektörüne yön veren Hilti, yapı elemanlarını sabitlemek için kullanılan ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu en zorlu deprem kuşağına uygun olan C2 sismik onayına sahip dübeller, binaların dayanıklılık performansını artıran teknolojiler ve yapısal analizlerle dayanıklılığı belirleyen çözümleri ile depremin yaratacağı yıkıcı etkilerin minimize edilmesinde rol oynuyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 92’sinin deprem kuşağında olduğunu hatırlattı. Depremin yıkıcı etkilerinin sarsıntının şiddetinden değil, binaların dayanıklılık performansının düşük olmasından kaynaklandığını belirten Işıltan, depremlerin doğasını doğru şekilde anlayan güncel teknolojilere imza atmanın önemine dikkat çekti.

Teknoloji, Depremi Değil Ama Yıkıcı Etkilerini Engeller
Depremi önlemenin de depremden kaçmanın da mümkün olmadığını ancak deprem bilinciyle bir yaşam inşa edilebileceğini söyleyen Işıltan; “Olası deprem hasarlarını önlemede öne çıkan en önemli aktörlerin başında yapı elemanlarını sabitleyen dübeller geliyor. Yapıyı meydana getiren elemanların doğru bir şekilde sabitlenmemesi durumunda binaların cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya mevcut taşıyıcı betonarme elemanları hayati risk oluşturabiliyor. Bunun yanı sıra yapısal olmayan mekanik-elektrik tesisat uygulamalarında da deprem koşullarında binanın aynı performans ile devam edebilmesi için MT Modüler Kanal Sistemleri ve MW Modüler Halat Portfolyosu ile bu elemanların da depreme dayanıklı hale getirmesini sistemsel olarak sağlanabiliyor. Hilti’nin, yapı elemanlarını sağlıklı bir şekilde binaya sabitleyerek deprem anında yerinden oynamalarına engel olan C2 sismik onaylı dübelleri ise bu sayede can ve mal kayıplarını önlemeye katkıda bulunuyor. Hilti olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genel teknik şartnamesine göre kullanımı zorunlu olan C2 sismik onaylı dübellerin yaygınlaştırılmasını ve geliştirilmesini hem destekliyor hem de Ar-Ge çalışmalarında rol alıyoruz” dedi.

Yerkürenin Dilinden Anlayan Teknoloji İle Yapısal Olmayan Eleman Hasarı Azaltılıyor
Yapısal olmayan elemanların uğradığı hasarı önlemek için askılama ve destek sistemlerinin belirleyici olduğunun altını çizen Işıltan, sebebini şu sözlerle açıkladı: “Bilindiği üzere deprem anında zemindeki sismik dalgalar binaları tahrip ederek kayıplara yol açar. Çünkü yapılar daha çok dikey kuvvetleri, yani kendi ağırlıklarından ve yerçekiminden gelen güçleri taşıyacak biçimde inşa edilir. Dolayısıyla deprem sebebiyle yayılan yan kuvvetlere direnmekte zorluk yaşar. Bu durum yapısal olmayan elemanların hareket etmesine, binaların alt ve üst kısımlarının arasında hareket farkının oluşmasına neden olur. Bunu engelleyebilmek ve binaları depremin doğasına uygun forma kavuşturmak mümkün. Uzun yıllardır yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda hayata geçirdiğimiz Hilti MT Modüler Kanal Sistemleri, en hafif yüklerden en ağırlarına kadar entegre bir portfolyo sunuyor. Tüm boru desteklerinin, havalandırma kanallarının ve kablo tavalarının hafif korozif ortamlarda montajını sağlayarak depreme karşı güçlü bir yapı sistematiği yaratıyor.”

PS300 İle Binanın Depreme Dayanıklı Olup Olmadığı Anlaşılıyor
Güvenli yaşam alanları oluşturmak için tüm yapıların güçlendirilmesinin her zamankinden daha önemli olduğunu söyleyen Işıltan, “Herkesin güvenli barınma hakkı olduğuna olan inancımızla geliştirdiğimiz PS300, binanın hasar görmeden kolaylıkla dayanıklılık karnesini ortaya çıkarıyor. Yapısal analizde inşaat demirlerinin yerinin belirlenmesi, derinlik ölçümü ve ilgili kesitin görünümü için beton detektörü özelliği bulunuyor. Ürünün ekranı, inşaat demiri yerleşiminin görsellerini ve yerinde yapısal analiz için kesit görünümünü sağlıyor. Akıllı algoritması, inşaat demirleri için hassas derinlik ölçümü ve yapıya herhangi bir hasar vermeden donatı çapı tahmini yapılmasına yardımcı oluyor. Alanların 2D ve 3D görünümünde görsel sunumunu ve istatistiklerini içeren yapısal değerlendirme raporlarını hazırlayabiliyor. Özellikle mevcut yapıların durumunun değerlendirilmesi ve depreme dayanıklı olup olmadığının tespitinde belirleyici bir rol üstleniyor” diye belirtti.

Depremlerde Göz Ardı Edilen Yangınlar Can Kaybını Artırıyor
UL listeli yangın durdurucu ürünlerle olası riskleri en aza indirdiklerini ve bu kapsamda yangın ve zehirli dumanın ve gazların geçişini engellemek için tasarlanan ve uygulanan sistemlere imza attıklarını söyleyen Işıltan; “Depremler söz konusu olduğunda çoğu kişinin aklına yıkılan bina enkazları gelse de en sık yaşanan olaylardan biri de yangınlardır. Gaz sıkışmalarına bağlı olarak meydana gelen yangınları durdurabilmekse yapı mühendisliğinin en hayati gündem konularının başında geliyor. Deprem sırasında veya sonrasında çıkan yangınlar, sistematik bir neden izlemediği gibi ve sismik ivmenin çok yüksek olmadığı durumlarda bile ortaya çıkabiliyor. Bu noktada Hilti’nin Pasif Yangın Durdurucu teknolojisi büyük önem taşıyor. Pasif yangın durdurucular, yangın sırasında yapıda meydana gelen boşlukları şişirerek kapatıyor ve yangının çıktığı yere hapsedilmesine yardımcı oluyor. Bu sayede yangının büyümesi önlenerek insanların yapıları terk etmesi için dumansız bir hava sahası yaratılıyor. Üstelik deprem anında bile işlevselliğini koruyan bu teknoloji, şok yük ve darbelerden etkilenmiyor” şeklinde konuştu.

Son olarak sürdürülebilir ve kaliteli inşaat projelerine katkı sağlamak için yenilenen mevzuat ve yönetmeliklerle ilgili olarak üniversite ve devlet kurumları ile çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Özgecan Işıltan, deprem ve kentsel dönüşüm konusunda da AFAD ve İTÜ gibi kuruluşlarla ortak projeler gerçekleştirmeye ve farkındalığı yüksek bir toplum inşa etmek için çalışmaya artan bir ivmeyle devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Türkiye Hazır Beton Birliği: “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi Hazırlanmalı”

Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından yayımlanan Hazır Beton Sektör Raporu’nda “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi”nin bir an evvel hazırlanmasının ve uygulanmasının gerekliliğine dikkat çekildi.


Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunan hazır beton sektörünü 2021 yılı özelinde bilimsel olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), T.C. Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgiler ışığında hazırlanan Rapor, Türkiye ekonomisi, inşaat sektörü ve hazır beton sektörüne yönelik detaylı analizler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar içeriyor. İnşaat ve inşaat sektörüne hizmet eden diğer sektörlerin sürdürülebilir büyümesinin, ancak bütüncül bir kalkınma modeli ile hayata geçebileceğine dikkat çeken rapor, “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi”nin bir an evvel hazırlanmasının ve uygulanmasının gerekliliğini vurguluyor.

Türkiye, Hazır Beton Üretiminde Avrupa’nın Lideri Konumunu Sürdürmektedir
Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 34 yıldır çalışan THBB, kalite, çevre, sürdürülebilirlik ve iş güvenliği uygulamalarıyla inşaat, hazır beton ve ilgili sektörlerin gelişimine büyük katkı sağlamaktadır.


Hazır beton sektörü, 2020 yılı resmî verilerine göre 24 milyar Türk lirasını aşan cirosu, 33 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde durmaktadır. Ülkemiz, hazır beton üretiminde 2009 yılından bu yana Avrupa’nın lideridir. Sektörümüz, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Bu durum, hazır beton sektörünün inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu göstermektedir.


Türkiye 2021 Yılında Ciddi Bir Performans Ortaya Koymuştur
Pandeminin etkilerinin esaslı olarak görülmeye başlandığı 2020 yılında Türkiye, virüsün ekonomik etkilerinden hızlı bir şekilde sıyrıldıktan sonra 2021 yılında ciddi bir performans ortaya koymuştur. Özellikle yılın ilk yarısında, pozitif küresel konjonktürün etkisi ile ivme kazandığı görülmüştür. Türkiye yılın ilk yarısında salgınla mücadelede başarılı sayılabilecek bir model tesis etmesi ve güçlü büyüme verileri ile pek çok ülkeye kıyasla pozitif bir görünüm sergilemiştir. Son çeyrekte döviz kuru sepetinin Türk Lirası karşısında yüzde 55,4 oranına varan dalgalanması, enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi olmuştur. Tüm bunlara rağmen Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekteki göz dolduran performansından sonra üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 ile tarihsel ortalamasının üzerinde bir büyüme sergilemeyi başarmıştır. Üçüncü çeyrekte aşılamadaki güçlü ivme, kısıtlamaların hafifletilmesi, turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesi, sanayi ve hizmetler sektöründeki üretim büyümeyi desteklerken, inşaat ve tarım sektörleri dönemlik büyümeyi sınırlamıştır.

2020 Yılında İnşaat Sektörü Bir Türlü İvme Kazanamamıştır
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden birisi olarak bilinen ancak son yıllarda bu performansının çok gerisinde kalan inşaat sektörü 2017 yılından sonra ciddi bir daralma sürecine girmiştir. 2020 yılında COVID-19 pandemisinin etkisi ve daha sonra ekonomide yaşanan sorunlar nedeniyle sektör bir türlü ivme kazanamamıştır. Dönemsel olarak değerlendirilebilecek olumlu gelişmeler ise kısa süreli etki yaratmıştır. Türk inşaat sektörünün eski günlerine dönmesi ekonomik belirsizliklerin giderilmesi kadar inşaat sektörünün de yıllardır geciktirdiği çok yönlü dönüşümü bir an evvel hayata geçirmesine bağlıdır.


8 çeyreklik küçülmeden sonra 2020 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 3,2’lik büyüme yakalanmıştır. Buradaki en önemli etki, pandemi kısıtlamaları nedeniyle geciken talepler ve konut kredi faizlerinin düşmesi sonucunda sektörün canlanması olmuştur, ancak, bu olumlu tablo sadece bir çeyrek sürmüş ve 2020 yılının son çeyreğinde yüzde 15’lik çok keskin bir daralma meydana gelmiştir. Bu daralma yüzde 6,2 büyüyen GSYİH dikkate alındığında oldukça dramatik gözükmektedir. 2021 yılında ise baz etkisi nedeniyle ilk iki çeyrekte inşaat sektörü yüzde 3’ün biraz üzerinde büyüme kaydetmiştir. Bu büyüme yine de GSYİH’nin gerisinde kalmıştır. Üçüncü çeyrekte ise yüzde 6,7’lik daralmada hem talebin azalması hem de baz etkisi etkili olmuştur. Son 10 yılda Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,2 büyüme gerçekleştirirken, bu oran inşaat sektöründe yüzde 5,6 olmuştur.

2021 Yılında Hazır Beton Fiyatı ÜFE’nin Gerisinde Kalmıştır
2021 yılında ÜFE yüzde 80 artış gösterirken, Hazır Beton Fiyat Endeksi yüzde 71 oranında artmıştır. Kısacası hazır beton fiyatı ÜFE’nin gerisinde kalmıştır. Ham madde, enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki yüksek artışa rağmen hazır beton üreticileri hazır beton fiyatını enflasyonun altında tutabilmiştir. Malzeme kaynaklı inşaat maliyet endeksinin yüzde 86 arttığı da bu analiz kapsamında dikkate alınmalıdır. 2019 yılı hariç son beş yılda hazır beton fiyatındaki değişim ÜFE’nin sürekli altında kalmıştır. 2017-2021 yılları arasında ÜFE yüzde 273, dolar kuru ise yüzde 307 artış göstermiştir. Bu artış hazır beton fiyatında yüzde 193 olarak kalmıştır. Kısacası ÜFE’ye oranla yüzde 80’lik, dolar kuruna göre ise yüzde 114’lük bir kayıp yaşanmıştır.

Hazır Beton Üretim Maliyetinin Yaklaşık Yüzde 70 Oranında Döviz Kuruna Bağlı
2021 yılında sektörü yüksek enflasyon, ilk el konut satışlarının yeterli seviyede olmaması ve yılın son döneminde döviz kurundaki ani ve aşırı yükseliş kaynaklı ham madde fiyatlarının artması olumsuz etkilemiştir. Özellikle sabit fiyatlı sözleşmeler, ham madde fiyatlarındaki ani ve yüksek artışla hazır beton üreticisini mağdur etmiş, sektörün maliyet ve fiyatlandırma politikasında sorunlar yaşatmıştır. Nakit akış yönetimi, alacak ve risk takibi ve pazar analizi de firmaların sorun yaşadığı konular olmuştur.


Hazır beton sektöründeki girdiler her ne kadar yerli gözükse de döviz kuruna bağlılıkları yüksektir. THBB tarafından yapılan bir araştırma kapsamında hazır beton üretim maliyetinin doğrudan ya da dolaylı olarak yaklaşık %70 oranında döviz kuruna bağlı olduğu tespit edilmiştir.


2021 Yılında Sektör Tüm Olumsuzluklara Rağmen Büyüdü
Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “2020 yılına oranla sektör için daha stabil bir yıl olan 2021 yılında hazır beton sektörü bütün olumsuzluklara rağmen büyümeyi başarmıştır. Hazır beton sektörünün 2021 yılında yüzde 10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir” dedi.

2022 yılı ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Yavuz Işık, “2022 yılında hazır beton sektörünün kötümser senaryoda yüzde 5 oranında küçüleceği, iyimser senaryoda ise yüzde 10 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir” dedi.

Ülkemizde inşaat sektörünün dönem dönem ritmini kaybetse de uzun vadeli trendin hep büyüme yönünde olduğunun altını çizen Yavuz Işık, şöyle konuştu: “Asgari 50 yıllık servis ömrü ile tasarlanan konutlar sürekli bir dönüşüme girmek zorundadır. Nüfus artışı, yeni altyapı ve üstyapı ihtiyaçları doğurmaktadır. Mevcut konut stokunun kentsel dönüşüm süreci ile yenilenmesi deprem riski yüksek bu coğrafyada gecikmeden hayata geçirilmesi gereken bir zorunluk olmaya devam etmektedir. Orta ve uzun vadede sıfır karbonlu ve enerjili yapılar yasal bir zorunluluk ve toplumdan gelen bir talep olarak yeni yenilenme ihtiyaçları doğuracaktır. Büyüyen sanayi, artan ulaşım ve enerji ihtiyaçları sürekli gündemde olacaktır. Kısacası inşaat sektörü ve dolayısıyla hazır beton sektörü gelişmekte olan ülkemizin büyüme ve gelişme yolculuğunda önemli bir rol üstlenmeye devam edecektir.”

“İnşaat Sektörü Strateji Belgesi” Hazırlanmalı ve Uygulanmalı
İnşaat ve inşaat sektörüne hizmet eden diğer sektörlerin sürdürülebilir büyümesinin ancak bütüncül bir kalkınma modeli ile hayata geçebileceğini ifade eden Yavuz Işık, “Bu model ülkenin sürdürülebilir kalkınması için de elzemdir. Bu nedenle “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi”nin bir an önce hazırlanmasını ve uygulanmasını önemsiyoruz. Bu stratejiye uygun olarak da hazır beton sektörü ve diğer ilgili bütün sektörler kendi stratejilerini ve yol haritalarını belirlemelidir.” diye konuştu.

“İklim Değişikliği İle Mücadele Kapsamında Hazır Beton Sektörüne Öncülük Edeceğiz”
2021 yılı sonunda ülkemizin Paris Anlaşması’nı imzalayıp onaylaması ile inşaat ve diğer birçok sektör için yeni bir sayfa açıldığını belirten Yavuz Işık, “Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması bir yandan Türkiye’nin kendi iklim değişikliği planlarını uygularken diğer yandan da taraf ülke olarak çıkarlarını koruması ve dönüşüm için gereken finansmanı almak için akredite olması anlamına gelmektedir. Bu kapsamda inşaat sektörünün ve elbette hazır beton sektörünün üzerine düşen görevler olacaktır. Birliğimiz, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında 2030 ve 2053 hedeflerine yönelik taahhütlerini yerine getirmesi için hazır beton sektörüne öncülük etmeyi amaçlamaktadır. Kısa ve orta vadede hem inşaat sektöründe hem de inşaat malzemeleri sektöründe yeşil ve dijital dönüşümün, düşük karbon ve döngüsel ekonominin, bütünleşik tasarımın, yapı bilgi modellemesinin, enerji verimliliğinin daha çok gündemde olacağı öngörülmektedir.” dedi.

Ormana Komşu Müstakil Yaşam: Arden Durusu Villaları

Kaviel Yapı tarafından hayata geçirilen Arden Durusu Villaları, yeşilin ve mavinin ortasında müstakil bir yaşam sunuyor.


Kaviel Yapı, Arden Durusu Villaları ile herkesi yeşilin ve mavinin tam ortasında, doğanın kalbinde bir yaşama davet ediyor. İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde 6 bin metrekare arazi üzerinde yükselen Arden Durusu Villaları, 3 katlı 12 adet villadan oluşuyor.


Kuzey ormanlarının hemen yanıbaşındaki proje, sakinlerine hem göl hem de deniz manzarası sunuyor. Projedeki her villa, bu eşsiz manzaranın doyasına izlenebileceği geniş bir terasa sahip.


Şehrin imkanlarına yakın, karmaşasına uzak bir konuma sahip olan proje; İstanbul Yeni Havalimanı’na 14, Kuzey Marmara Otoyolu’na 16, Karaburun Kent Merkezi’ne 2, Durugöl’e 2, Karaburun Plajı’na 4 dakika uzaklıkta.


Ormana komşu Arden Durusu Villaları’nda ortak oturma alanı ve çocuk oyun parkı bulunuyor. Projedeki her villada, müstakil bahçe ve 2 araçlık otopark alanı yer alıyor.


Arden Durusu Villaları her biri 3 katlı, 12 adet villadan oluşuyor. Vilalların bahçe katı 153 metrekare büyüklüğünde. Bahçe katı; hol, mutfak, kiler/depo, hamam/sauna, wc, çamaşır odası, soyunma odası, çocuk havuzu, hol, salon ve yemek alanında oluşuyor.


Yaklaşık 117 metrekare büyüklüğündeki zemin katta ise giriş/rüzgarlık, kat holü, ebeveyn banyo, yatak odası, karşılama holü/vestiyer, ebeveyn yatak odası, banyo, balkon ve yeşil alan bulunuyor.


71 metrekare büyüklüğündeki birinci katta ebeveyn yatak odası, ebeveyn banyo, banyo ve teras yer alıyor.

Quattro İstanbul, Rams Türkiye Güvencesiyle Satışa Çıkıyor

Rams Türkiye tarafından hayata geçirilen Quattro İstanbul yüzde 15 indirimle satışa çıkıyor.


Son 10 yılda farklı ülkelerde toplamda 2,5 milyon metrekareden meydana gelen 55 projenin inşaatını tamamlayan Rams Global, ülkemizdkei faaliyetlerini Rams Türkiye adıyla sürdürüyor. Hatırlanacağı üzere; grup, Türkiye’deki ilk yatırımını 2019 yılında Gaziantep LİV Hospital’la yapmıştı. Yatırımlarına hız kesmeden devam eden Rams Türkiye’nin 2. projesi ise Quattro İstanbul ismini verdiği kentsel dönüşüm projesi oldu.


Quattro İstanbul projesi 7 sene önce başlamış ancak sürdürülemediği için yarım kalmıştı. Tamamlanmayan bu proje sebebiyle 200’e yakın aile mağduriyet yaşamıştı. Yatırımlarını son sürat sürdüren Rams Türkiye güven ve tecrübesiyle yeniden canlanmış olan proje, İstanbul Anadolu Yakası’nın cazibe merkezleri arasında yer alacak.


Ödüllü Mimar Han Tümertekin Tarafından Tasarlandı
Quattro İstanbul projesi ödüllü mimar Han Tümertekin tarafından dizayn edildi. Lokasyonuyla dikkat çeken proje İstanbul Finans Merkezi’ne dört dakika uzaklıkta bulunuyor. Ön lansman dönemine özel avantajlı fiyatlarla satışa çıkarılacak olan Quattro İstanbul, ortak yaşam alanlarında tüm alışverişin gerçekleştirilebileceği seçkin mağazalara kadar geniş bir yaşam alanı sağlıyor. Tapuların hazır olduğu Quattro İstanbul, 2022 yılının yaz aylarında sahiplerine teslim edilecek.


Toplam 576 konutun yer aldığı Quattro İstanbul projesinde 1+1 daireler 60-76 metrekare, 2+1 daireler 93-101 metrekare arasında değişen alanlara sahip. Ön lansman fırsatlarıyla satışa çıkacak olan proje yüksek kalitede malzeme ve işçilik ile hazırlandı.

Ekonomist Murat Özsoy: “Acil Önlem Paketi Olmazsa Durum Kritik”

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Türkiye ekonomisinin önemli ölçüde etkileneceğini belirterek enflasyon tehlikesine vurgu yaptı.

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Türkiye ekonomisinin önemli ölçüde etkileneceğini belirterek enflasyon tehlikesine vurgu yaptı. Var olan krizin daha da derinleşeceğini belirleterek Hazine ve Maliye Bakanlığı’na acil özlem paketi uygulaması çağrısında bulundu. Özsoy, açıklanacak yeni paketle beraber dövizde 21 Aralık tarihinde olduğu gibi büyük bir düşüşün gerçekleşmesi ihtimalinin altını çizdi.


Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik operasyonu sonrası, ekonomi yönetimine kritik uyarılarda bulundu. Özsoy, Rusya’nın müdahalesinin artarak devam etmesi halinde Türkiye’nin iç pazarda üretim yapmakta zorlanacağını ayrıca ihracat için de gerekli hammaddelerin tedarik edilemeyeceğini belirtti.

“Ekonomik Önlem Paketi Çıkarılmalı”

Özsoy, savaşın Türkiye’yi ekonomik açıdan büyük bir darboğazın içine sokacağını vurgulayarak, enflasyon oranlarının ilerleyen günlerde daha da yükselmesi tehlikesine dikkat çekti. Ekonomi yönetimine, önlem alması için çağrı yapan Özsoy, yeni bir ekonomik önlem paketi çıkarılmasını önerdi.


Rusya’nın Ukrayna topraklarına girdiği ilk iki günde dolar ve altının yükselişine değinen Özsoy, “Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik operasyona başlaması sonrasında perşembe günü hem küresel ekonomilerde hem de yurtiçi piyasalardaki fiyatlamalarda bir hayli sert çalkantılar meydana geldi. Dolar/TL kuru iki ayın zirvesini gördü, gram altın gün içinde 930 TL üzerini test etti, BIST100 endeksi 1900 puanın altına geriledi ve yüzde 9’u aşan kayıplar söz konusu olurken tahvil fiyatlarında da hareketler yukarı yönde gerçekleşti” bilgisini verdi.

“Rus Müdahalesi Artarsa Türkiye Zorda Kalır”

Türkiye’nin savaştaki iki ülkeyle enerji, gıda, demir ve çelik gibi sanayi alanları ve turizm sektörüyle yakın ticari bağları olduğunun altını çizen Murat Özsoy, “Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasındaki ticaret bağlarını düşündüğümüz zaman karşımıza çıkan en öncelikli sektörler turizm, enerji, gıda ile demir ve çelik gibi çeşitli diğer sanayi alanları olarak öne çıkıyor. Eğer Rusya’nın müdahalesi artarak devam ederse ve AB ile ABD tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımlar artarsa Türkiye açısından bu gelişmelerin yol açacağı en büyük sorun, iç pazarda üretim yapabilmek ve dışarıya ihraç mallarını satabilmek için hammadde tedariğinin zorlaşması olacak.” diye konuştu.

“Enflasyon Daha Da Yükselebilir”
Özsoy, yurtiçinde en önemli ekonomik problemin enflasyon olduğunu bildirerek şunları söyledi; “Şu anda yurtiçi ekonomide üstesinden gelinmesi en büyük problem yüksek enflasyon. Ülkedeki enflasyonu tetikleyen en önemli faktörlerin başında, yükselen enerji maliyetleri ve gıda fiyatları olduğunu düşündüğümüzde içinde bulunulan durumun devam etmesinin Türkiye’ye faturası, enflasyon oranlarının daha da artması olacak. Türkiye’nin 2021 yılında Rusya ve Ukrayna’dan toplam 8 milyon ton üzerinde buğday, 2’şer milyon ton üzerinde arpa, mısır ve soya fasulyesi ithalatı söz konusu.”

“Düşük Faiz Stratejisi Gözden Geçirilmeli”
ABD merkez bankası dahil dünyanın büyük devletlerinde sıkı para politikası izlendiğine vurgu yapan Özsoy, Merkez Bankası’nın politika faizini düşük tutma stratejisinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy’un açıklamalarına şöyle devam etti: “Ekonomi yönetimi enflasyonu düşürmek için çok kararlı bir politika izleyeceğini ısrarla dile getirmekteyken yaşanan bu kriz öyle görünüyor ki bu politika tedbirlerinin çözüm üretmesini daha da zorlaştıracak. Başta ABD Merkez Bankası FED olmak üzere diğer ülke merkez bankaları sıkı para politikasından bahsederken; TCMB’nin politika faizini yüzde 14 seviyesinde tutması ve ekonomi yönetiminin faizi artırmak konusundaki kararlı tutumunu belki de yeniden gözden geçirmesi gerekebilir. Bunun sonucunda ekonomi yönetimi artan doğalgaz, hammadde, nakliye maliyetlerinin enflasyonist etkilerinin önüne geçebilmek için daha sıkı bir para politikası izlemek (yani politika faiz oranını artırmak) ya da birtakım ilave zamlar yapmak gibi zor seçenekler ile karşı karşıya kalabilir. Diğer yandan dolar/TL kurunun da ABD dolarının küresel açıdan değerlenmesi sonucunda artması da Kur Korumalı Mevduat ürününün hem Hazine hem de TCMB üzerindeki yüklerini artırmasına yol açabilecektir. Tüm bu risklerin bertaraf edilebilmesi için en önemli ve en güvenilir döviz girişi olarak görünen turizm gelirlerinin sekteye uğramaması da çok önemli.”

“Önlem Paketi Açıklamazsa Enflasyon Patlar”
“Ekonomi yönetiminin şu anda enflasyon ile mücadele kapsamında çok beklemeden acil bir ilave yeni önlem paketi açıklamasının tam zamanı olduğunu düşünüyorum. Hatta bu konuda birtakım hazırlıklar içerisinde olduğunu da ümit ediyorum. Beklentim, bu konuda bir açıklamanın kısa sürede birkaç gün içerisinde yapılması ve enflasyonunu ana tetikleyicisi olan döviz kurunun aşağıya çekilmesi. Eğer böyle bir paket duyurusu ile piyasaya güven aşınabilirse 21 Aralık tarihindeki açıklamalar sonrasında yaşanan derecede bir kur geri çekilmesi söz konusu olur. Aksi takdirde gelecek günlerdeki piyasa hareketleri enflasyon hedeflemesini ciddi zora sokacaktır.”

Rusya – Ukrayna Savaşı Demir Fiyatlarını Arttırdı!

Demir fiyatları bu kez de savaş sebebiyle arttı. Rusya – Ukrayna arasındaki savaş demiri de vurdu!


Pandemi şartları, dolar kuru ve enflasyonda yaşanan artış derken şimdi de Rusya-Ukrayna savaşı demir fiyatlarını yükseltti. Demirin ton fiyatı 13 bin liraya yaklaştı.


Rusya-Ukrayna arasında başlayan savaş emtia fiyatlarının da artmasına neden oldu. Küresel piyasalarda demir fiyatları artışa geçerken Türkiye’de de ton fiyatı 13 bin liraya yaklaştı. Dövizdeki hareketlilikten ve savaşın uzama ihtimalinden dolayı demir tedarikinde de sıkıntılar yaşanmaya başladı. Fiyatların savaş riski sebebiyle daha da yükselmesi bekleniyor. Demir tüccarları ise bugünlerde fiyat vermek yerine siparişleri ötelemeyi tercih ediyor.

İşte Türkiye genelinde güncel demir fiyatları:

Ankara
Bir ton ince demir: Q8 12.900 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32: 12.600 TL

İstanbul
Bir ton ince demir Q8 12.780 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.580 TL


İzmir
Bir ton ince demir Q8 12.750 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.500 TL


Karabük
Bir ton ince demir Q8 12.700 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.400 TL


İskenderun
Bir ton ince demir Q8 12.750 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.500 TL

Gebze
Bir ton ince demir Q8 12.900 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.600 TL

Samsun
Bir ton ince demir Q8 12.720 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.500 TL

İnşaat Sektörü Temsilcileri KDV İndirimi Bekliyor!

Temel gıda ürünlerinde yüzde 8 KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesinin ardından Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda yer alan inşaat ve gayrimenkul sektörü de KDV indirimi yapılmasını bekliyor.


Temel gıda ürünlerinde yüzde 8 KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesinin ardından Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda yer alan inşaat ve gayrimenkul sektörü de KDV indirimi yapılmasını bekliyor. Sektör temsilcileri konut satışlarının canlanması halinde domino etkisiyle tüm sektörlerinde buna bağlı olarak hareketleneceğini belirtiyor. 

“İnşaat Sektörü Tüm Sektörleri Etkiliyor”
Konut satışlarındaki KDV oranlarına ilişkin bir çalışma olduğunu dile getiren İzmir Ticaret Odası (İZTO) Gayrimenkul Faaliyetleri Grubu Meclis Üyesi Adnan Bozbay, “Türkiye’de inşaat sektörü lokomotif sektörler arasında. Yıllardır ağırlıklı olarak inşaatla büyüdüğümüz için inşaat sektörü tüm sektörleri etkiliyor. Müteahhitlerin çok fazla arsa yatırımı var. Bu arsa yatırımlarının atıl kalmaması için sektörün hareketlenmesi gerekiyor. Buradaki hareketlilik de beyaz eşya, mobilya gibi sektörlerin işlerinin hareketlenmesini sağlayacak. Bu nedenle de seçime yakın bir süreçte konut kredi faizlerinde de bir düşüş bekliyoruz” dedi.

“İnşaat Sektörü Canlanırsa Tüm Sektörler Canlanır”
Konut satışlarında KDV’nin tamamen kaldırılması gerektiğini kaydeden İzmir Emlak Kulübü Başkanı Rıdvan Akgün ise “Türkiye’de 5 milyon konut açığı var. Bu konut açığının giderilmesi için hükümetin KDV’yi kaldırması, konut kredi faizlerini düşürmesi gerekiyor. Faizlerin düşmesi ve KDV’nin kalkması halinde kentsel dönüşüm çalışmaları da daha fazla hız kazanacaktır” diye konuştu.


Gayrimenkul sektöründeki durgunluğun tüm sektörleri etkilediğini belirten Akgün, “Konut satışları son bir ayda oldukça düştü. Konut piyasasına baktığımızda ocak ayındaki konut satışları geçen yılın aralık ayına göre düşmüş durumda. Önümüzdeki süreçte de çok fazla satış olmayacağı düşünüyoruz. Ancak ekonominin canlanması için hükümetten konut kredi faiz oranlarını düşürmesini istiyoruz. İnşaat sektörü ekonominin lokomotifi durumunda. Tüm piyasalar inşaat sektörüne bağlı. İnşaata bağlı 250 ana kalem ve 2 bine yakın da dolaylı kalemler var. İnşaat başlı başına bir sanayidir. İnşaat ve gayrimenkul sektörü hareketlenirse ekonomi canlanır” ifadelerini kullandı.

TOKİ Sancaktepe Projesi İle Yurt Dışındaki Türk Vatandaşlarını Ev Sahibi Yapacak

TOKİ Sancaktepe projesi ile yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları için mega kent İstanbul’da 420 yeni konut inşa edecek.


Toplu Konut İdaresi (TOKİ), yeni konut projeleri için düğmeye bastı. Kurum bu kez yurt dışında yaşan Türk vatandaşları için konut üretecek.


Yeni yatırımlar için harekete geçen TOKİ Sancaktepe projesi ile 420 yeni konut üretecek. Kurum tarafından yapılan açıklamaya göre; dar gelirli vatandaşları düşük taksit ve peşinatlarla ev sahibi yapan TOKİ, inşa ettiği toplam 1 milyon 100 bin konutla 5 milyondan fazla vatandaşı ev sahibi yaptı. Çalışmalarına hız kesmeden devam eden TOKİ, yurt dışındaki Türk vatandaşlarını da konut sahibi yapacak. Kurum, 2+1 ve 3+1 daire tiplerinin yer alacağı Sancaktepe projesi kapsamında toplam 420 aileyi ev sahibi yapacak.


Yatay mimari ile inşa edilecek olan TOKİ Sancaktepe Projesi’nden sosyal alanlara da yer verilecek. Kurum tarafından yapılan açıklamada projenin ihalesi kısa zaman içerisinde gerçekleştirileceği belirtildi.

Schunk, Türkiye Pazarındaki Gücünü Artırıyor

İş parçası bağlama ve otomasyon sistemlerinin teknoloji öncüsü Schunk, pek çok farklı sektördeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor.


Dünya çapında 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren Schunk; birçok farklı sektörde takım tutucular, iş parçası bağlama sistemleri ve otomasyon alanında ihtiyaca uygun çözümler geliştiriyor. 2007 yılında Türkiye pazarına giriş yapan ve dünya genelindeki gücünü kısa sürede ülkemize de yansıtan Schunk, inovatif ve zengin ürün gamıyla öne çıkıyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak otomotiv ana ve yan sanayisindeki firmalara çözüm ortaklığı yapan Schunk; havacılık, savunma sanayi ve plastik sektörlerindeki varlığını güçlendirirken çok kritik iki sektör olan gıda ve medikal sektörünü de markajına aldı. Ürün ve hizmetleriyle pazarda fark yaratan Schunk, 2022 yılında da Türkiye’ye artan bir ivmeyle yatırım yapmaya devam edecek.

Takım tutucu, iş parçası bağlama sistemleri ve otomasyon olmak üzere iki ayrı ana faaliyet alanı bulunan Schunk; robotlu otomasyon ekipmanları, CNC tezgâh iş parçası bağlama sistemleri ve takım tutucuları alanında dünya liderliğini koruyor. Schunk Türkiye olarak her yıl istikrarlı bir büyüme sağladıklarını ve bu sayede Schunk global tarafından 2015 yılında Orta Doğu’nun merkez üssü seçildiklerini söyleyen Schunk Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü Emre Sönmez, firmanın global pazar içerisindeki payını daha da artırarak uzun vadede Türkiye’de üretim yapan bir şirket konumuna gelmeyi hedeflediklerini belirtti.

“Dünyada Kullanılan 1 Milyondan Fazla Robot Elinde Schunk İmzası Var”
Schunk olarak dünyanın en kapsamlı robot eli portföyünü pazarın kullanımına sunduklarını ifade eden Emre Sönmez; “Dünyanın en kapsamlı robot eli portföyüne sahibiz. Kartezyen robotlar, gantry robotlar, transfer sistemler, otomatik taşıma sistemleri, endüstriyel robotlar ve manipülator sistemlerinde kullanılan bu robot eller; standart, yarı özel ve tamamen uygulamaya özel olmak üzere endüstride ve gündelik hayatımızın farklı alanlarında hizmet veriyor. Ürünlerimizle müşterilerimizin en zor tutma problemlerini çözüyor ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Dünya genelinde 1 milyonun üzerinde robot elimiz kullanılıyor. Schunk’un bu başarısı, ilk kez 1991 yılında pazara sunduğu PGN robot eli ile ivme yaşadı. Ardından 2001 yılında pazarın kullanımına sunduğu PGN+ ürünü ile patentli dişli yataklaması sayesinde kendi alanında rakipsiz hale geldi. 2016 yılında geliştirdiği üçüncü jenerasyon PGN+P ile performans olarak uzak ara pazardaki en iyi robot eli olmayı sürdürüyor” dedi.

“Robotik Takım Değiştiriciler, Sanayinin İlerlemesinde Lokomotif Görevi Görüyor”
Schunk’un pazarda güçlü olduğu bir diğer ürün grubunun robotik takım değiştiriciler olduğunun altını çizen Sönmez; “Bir robotun performansında ve işlevinin artırılmasında çok etkili olan robotik takım değiştiriciler; üretim, taşıma, montaj ve kaynak uygulamalarında yüksek esneklik için tercih ediliyor. Robotik takım değiştiricilerin değişim sıklığına ve operatörden bağımsız uygulama yapma ihtiyacına göre otomatik takım değiştirici veya manuel takım değiştirici olmak üzere iki farklı seçeneği bulunuyor. SWS olarak adlandırdığımız otomatik takım değiştirici, patentli kilitleme mekanizmasıyla fark yaratıyor. Bakım ve kullanım kolaylığı sunan yapısı, aynı zamanda hava kesildiğinde takımın kilitli kalmasını sağlıyor. Üzerinde bulunan dahili hava aktarma portları sayesinde ilave modül gerektirmeden, pnömatik hava ve vakumu takıma aktarmayı sağlıyor. Haberleşme, pnömatik, akışkan, fiber optik, temassız sinyal aktarımı, kaynak akımı, güç ve enkoder sinyali gibi aktarımı gerçekleştirebilen modüller çözüm olarak sunuluyor” şeklinde bilgiler verdi.

Schunk Manyetik Tablaları Türkiye’nin Her Yerinde Kullanılıyor
Türkiye pazarında talaşlı imalat sektörü için müşterilerine sundukları birçok standart ve özel çözümlerin yanı sıra manyetik tabla, hidrolik takım tutucular ve üç, dört ve beş eksen CNC tezgâhlarına uygun mengenelerle de sektörün çözüm ortağı olduklarını ifade eden Sönmez; “Manyetik tablalarımız, Türkiye’deki hemen hemen her kalıp imalatçısı tarafından kullanılıyor. Bu ürünleri ayrıca demiryolu ray ve vagon imalatçılarından ağır sanayiye kadar CNC tezgâh kullanımı olan her alanda müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Mengenelerimiz, iş parçası üzerinde çok küçük yüzeylerde dahi yüksek sıkma kuvvetine sahip olmaları, yüksek hassasiyet değerlerinde problemsiz çalışmaları ve kompakt yapıları sayesinde işleme proseslerinde yüksek talep gören bir ürün olarak öne çıkıyor. Üretimin tüm safhalarında kullanılabilen manyetik tablalarımız ise iş parçasının beş farklı yüzeyini işleme imkânı sağlayarak tezgâh duruş sürelerini minimize ediyor. Böylece oluşabilecek hatalı iş parçası bağlamalarının önüne geçiyoruz.” sözleriyle bu alanda Türkiye pazarındaki güçlü varlıklarını vurguladı.

“Hidrolik Takım Tutucular, Yüksek Kalite Ve Düşük Maliyet Özelliğiyle Rakipsiz”
İş bağlama sistemlerindeki ürünleri işleme noktasında takım tutucularla tamamlayarak müşterilerine entegre çözüm sunduklarını söyleyen Sönmez, sözlerine şöyle devam etti: “Hidrolik takım tutucularımızın sıkma torklarının rekabetsiz değerlerde olması, kaba ya da finish işlem fark etmeksizin tüm üretim proseslerinde kullanıma imkân sağlıyor. Hidrolik takım tutucumuzun çalışma prensibinde yer alan işleme sırasında oluşabilecek titreşimleri absorbe edebilme özelliği ise kesici takım sarfiyatında mekanik veya ısıtımalı tip takım tutucularla yapılan kullanıma göre en az yüzde 20 avantaj sağlıyor. Manyetik tabla ve mengene gibi iş bağlama sistemlerimizle birlikte hidrolik takım tutucularımızla da müşterilerimize yüksek kalite ve verimliliği düşük maliyetlerle sunuyoruz.”

“İnovatif Ürünleriyle Türkiye Piyasasına Yeni Bir Soluk Getiriyor”
Müşteriler tarafından yoğun bir şekilde kullanılan shrink (ısıtmalı) tip takım tutucuların yerine aynı dış ölçülere sahip ve çok daha iyi performans sağlayan hidrolik Tendo Slim 4ax takım tutucu ürününün pazarda dengeleri değiştirdiğine dikkat çeken Sönmez; “Bu ürünümüz muadillerine göre verimliliği büyük oranda artırıyor. KSC Mini, küçük ölçülere sahip iş parçalarının daha hassas şekilde sabitlenmesi ve çabuk çene değiştirme özelliğiyle avantaj sağlıyor. NSE3 HT Mini ise elektronik sistem sayesinde haberleşme sisteminin en üst seviyede kullanılmasına imkân sağlıyor. Üreticilerin mevcut makinelerini daha verimli kullanmalarını sağlayacak zero-point çabuk palet ve fikstür değiştirme sistemi olan Vero-S ürünleri ve iş parçalarını pnömatik, hidrolik olarak hızlı bir şekilde bağlamaya yarayan Tandem Kuvvet Blokları da Türkiye pazarında fark yaratan diğer önemli ürünlerimiz arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

“Müşterilerin Uygulamalarına Yönelik En Uygun Çözümü Sunuyor”
Hızla gelişen kolobratif robot pazarında Schunk tak&çalıştır ürünlerinin robot kullanıcılarına büyük kolaylık sağlayacak şekilde kullanıma sunulduğunu belirten Sönmez; “Robot tutucusundan takım değiştiricilere kuvvet tork sensöründen çapak alma ekipmanlarına kadar geniş ürün yelpazemizle bu sistemin içerisinde yer alıyoruz. Makine besleme uygulamaları için kameralı parça konumlama gibi uygulama setlerini de müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Ayrıca çoğunlukla tezgâh besleme uygulamalarında kullanılan çiftli tutucu sistemleri de kolobratif robotların ayrılmaz parçası olarak konumlanıyor. Hafif ve orta derece çapak alma ve yüzey işleme uygulamalarında da Schunk olarak ürün gamımızı genişletmeye devam ediyoruz. Türkiye’de bu uygulama alanında önemli bir tecrübeye sahip şirketimiz, müşterilerin uygulamasına yönelik en uygun çözümü sunabilecek şekilde ekipman seçenekleri sunuyor.” dedi.

“2022 Yılında Üretimi Dijitalize Edecek İnovatif Teknolojilere Odaklanacak”
Schunk’un yeni yatırım rotası hakkında da önemli bilgiler veren Emre Sönmez; “Türkiye’de ağırlıklı olarak otomotiv ana ve yan sanayisinde faaliyet gösteren firmalara çözüm ortaklığı yapıyoruz. Havacılık ve savunma sanayi gibi çok sayıda sektördeki faaliyetlerimizi artırma hedefimizin yanı sıra farklı sektörlere de odaklanıyoruz. Bu kapsamda, 2021 yılı boyunca çok kritik iki sektör olan gıda ve medikal sektörünü markajımıza aldık. Ek olarak, yeni yılda plastik sektörüne yönelik ürünlerimizi ön plana çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca dijitalleşmeyle birlikte artan mobilitenin etkisiyle elektrikli araçların yaygınlaşmasından dolayı battery-pack üretimini ve montajını da destekleyecek ürünler geliştirmeyi sürdüreceğiz. Robotlarla entegre olarak çalışabilen elektrikli ürünler, enerji tüketmeyen tutucu sistemler ve IoT tabanlı ürünler konusuna da odaklanacağız. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında Türkiye’de varlığımızı daha da güçlendirmek ve üretim yapan bir şirket konumuna gelmek yer alıyor. Bu doğrultuda hız kesmeden çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 24,1 Arttı

TÜİK tarafından yayımlanan Yapı İzin İstatistikleri Ekim-Aralık 2021 Raporu’na göre söz konusu dönemde yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü yüzde 24,1 arttı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yapı İzin İstatistikleri Ekim-Aralık 2021 raporunu açıkladı. Rapora göre yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü yüzde 24.1 arttı.


Bir önceki yılın aynı çeyreği ile kıyaslandığında belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 14,0, daire sayısı yüzde 16,8, yüzölçümü yüzde 24,1 oranında artış kaydedildi.


Rapordaki verilere göre toplam yüzölçümün yüzde 56,4’ü konut alanı olarak gerçekleşti. Belediyeler tarafından 2021 yılı IV. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 49,2 milyon metrekareyken; bunun 27,8 milyon metrekaresi konut, 11,5 milyon metrekaresi konut dışı ve 10,0 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.


Kullanma amacına göre en yüksek pay yüzde 69,2 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu. Belediyeler tarafından 2021 yılı IV. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 34,1 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 4,0 milyon metrekare ile bir daireli ikamet amaçlı binalar izledi.

Bir önceki yılın aynı çeyreği ile kıyaslandığında; belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 28,9, daire sayısı yüzde 18,3, yüzölçümü yüzde 16,8 arttı.

Toplam yüzölçümün yüzde 57,8’i konut alanı olarak gerçekleşti. Bir önceki senenin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam yüzölçümü 41,7 milyon metrekareyken bunun 24,1 milyon metrekaresi konut, 8,9 milyon metrekaresi konut dışı ve 8,7 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

Markalı Konut Projeleri Artıyor!

Markalı konut projeleri üreten firmalar yeni konut projelerini görücüye çıkarıyor.


İnşaat sektöründe markalı konut projesi üreten firmaların bu yıl atağa geçmesini bekliyor. Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre, 2021’in son ayında başlayan ve bu yılın ilk aylarında da yeni projelerini arka arkaya görücüye çıkarmaya sürdüren markalı konut firmaları, konut üretiminin bu yıl artacağı sinyalini veriyor.

Reidin verilerine göre 2017’de piyasaya 188 bini yeni başlayan projelerden olmak üzere toplam 307 bin markalı konut girerken, geçen 4 yıllık zaman diliminde üretim azaldı. 2021’de 30 bini yeni başlayan projelerden olmak üzere piyasaya giren markalı konut sayısı 98 bine kadar gerilerken, 2021’in son ayında başlayan ve bu yılın ilk aylarında da yeni projelerini arka arkaya görücüye çıkarmaya sürdüren markalı konut firmaları, konut üretiminin bu yıl artacağı sinyalini veriyor.

Yeni Markalı Konut Projeleri
Yılın son ayında Ispartakule’de Mesa Artaş ve Kantur ortaklığı Tamapark projesinde bin 250 konutu satışa açarken, Ege Yapı’da aynı bölgede 462 konutluk Modern Yaka ile görücüye çıktı. Aşçıoğlu’da Zeytinburnu sahilde196 konutu satışa açtı. Sinpaş Ümraniye’de 530 konutluk projesini satışa çıkarırken, Esta Contration 550 konutluk Acıbadem’den sonra yine bu yıl içinde Bahçelievler’de 245 daireli projeyi daha görücüye çıkaracak. Dap Yapı’da Levent’teki projesini satışa çıkarmak üzere hazırlıklarını sürdürürken, markalı konut üreten birçok firmanın bu yıl yeni projeleri devreye alma planları da sürüyor.

“Geçen Yıl Bekleyen Projeler Satışa Çıktı”
Son 4 yılı ele aldıklarında geçen yıllarda üretilen konut miktarında azalma yaşandığını kaydeden GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, 2022 yılının ilk ayına ve sektör paydaşlarının planlamalarına bakarak bu yıl konut üretiminin geçen senenin üzerinde olmasını beklediklerini aktardı. 2021’de hem üretim hem de alınan ruhsat sayılarının çok düştüğünü anlatan Çekici, “Geçen yılki ortamda satışa çıkmak istemeyenler bu yıl hem ruhsat iptallerini engellemek hem de geçen yıl çok düşen üretim ortamını değerlendirmek istiyor. Diğer taraftan parasını güvenli liman olan gayrimenkulde değerlendirmek isteyen bir kitle var ve hala bazı bölgelerde de ihtiyacın çok olduğu görülüyor” yorumunu yaptı. Bu durumun sektörü geçen iki yıla göre üretim anlamında hareketli kılmasını öngördüklerini anlatan Çekici, bu üretimin önceki yıllardaki gibi son gaza basarak yapılan bir üretim olmayacağını da kaydetti. Çekici, “Çünkü artan maliyet artışı bunun için bir engel. Maliyet artışından dolayı firmalar satış fiyatlarını oluşturacakları bir maliyet endeksi bulamıyorlar. Dövize endekslediklerinde döviz 2 kat arttı. Demir 4 kat arttı. Neye endeksleyip üretim yapacakları konusunda tıkanıklık yaşıyorlar” değerlendirmesini yaptı. Çekici, KDV’nin yüzde 1’e, tapu harçlarında da alım satım vergilerinin düşürülmesiyle sektöre alım yönünde bir hareket katılabileceğini kaydetti.

“Beyaz Yakalının Konut Alacağı Ortam Oluşturulmalı”
İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım da bu yıl piyasaya çıkacak yeni projelerle birlikte piyasadaki markalı konut sayısının 2021’in üstüne çıkmasını beklediklerini söyledi. Ancak halihazırda artan maliyetler nedeniyle bu artışın çok yüksek olmayacağını ifade eden Durbakayım, “Belki ucu ucuna geçecek. Yeter ki burada ekstrem bir şey tekrar yaşanmasın. Çünkü halihazırda satışa çıkanlar uzun zamandır bekleyen projelerdi. Yeni sıfırdan başlayacak bir proje arsa sahibi için de müteahhit içinde şartlar çok ağır. Müteahhit bazı koşulların altına girmek istemiyor, arsa sahibi de daha fazla garanti almak istiyor. Bu nedenle uzlaşı zor. Ancak eski projeler rafl ardan iniyor” diye konuştu. Sektör olarak yeni bir hikayeye ihtiyaç olduğunu ifade eden Durbakayım, “Beyaz yakalının tekrar konut alacağı bir ortamın oluşturulması lazım. Artık projeler yüksek montuanlı ve gelir seviyesi yüksek olan kesime hitap ediyor” dedi.

Yabancının aldığı konutun bu yıl daha fazla ön tarafa geçmesi öngörüldüğünü kaydeden Durbakayım, yeni üretim için devletin ucuz arsa üretmesi gerektiğini, satışların peşine dönmesi neden ile artık faizin lafını etmediklerini anlattı.

“Maliyetler Yeni Üretimi Düşürecek”
COVID’in ilk dönemlerinde iyi bölgelerde daha alçak ve bahçeli konut yapan firmaların daha hızlı sattığını aktaran Mesa Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erhan Boysan, ancak sayısal olarak dönüp bakıldığında geçen yıl çok büyük bir değişim yaşanmadığını kaydetti. Yeni lansmanların artışının firmaların alçak ve bahçeli konutlar hızlı satılıyor dalgasından yararlanma isteğinden kaynaklandığını dile getiren Boysan, “Ancak geçen yıl yapılan satışlardan dolayı o sektörde doydu. Dolayısıyla sürecek ancak geçen yılki kadar alımlar yüksek olmayacak. Konut tarzınız, konut kaliteniz çok önemli olacak ancak herkes bu alana kayarsa da alıcı bulma şansınız olmayacak.”

Tahincioğlu’ndan 4 Yeni Konut Projesi

Sektörün önde gelen firmalarından Tahincioğlu, 2022 yılında 4 yeni konut projesi inşa edecek.


Yeni yıla yeni proje hedefleriyle başlayan Tahincioğlu Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, geçtiğimiz yılı değerlendirmesinin yanı sıra 2022 planlarını açıkladı. 2021 yılını 3,8 milyar TL’lik bir ciro ile kapatan Tahincioğlu Gayrimenkul, bu yıl toplam 4 yeni konut projesi hayata geçirecek. Firmanın yeni projeleri İstanbul’da, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yükselecek.

“2021 Yılında 3,8 Milyar TL Değerinde Satış Gerçekleştirdik”
2021 yılını değerIendiren ve 2022 yılı hedeflerini açıklayan Tahincioğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu; “Pandemi ve iklim krizinin devam ettiği, tüm dünyada ekonomik ve sosyal dengelerin değiştiği hem sektörümüz hem de ülke ekonomimiz açısından zorlu bir yılı geride bıraktık. Umarım 2022 yılı, normalleşme sürecinin ekonomimiz üzerindeki etkisini daha net gördüğümüz, sürdürülebilir ve katma değerli yatırımlarımızın artacağı bir yıl olur. Biz Tahincioğlu olarak 2021 yılına çok güçlü bir giriş yaptık ve tüm yıl özveri ile çalışarak hedeflerimizin ötesinde çok iyi bir yıl geçirdik. Geride bıraktığımız yılda, müşteri beklentilerini karşılayan projelerimizle toplam 3,8 milyar TL değerinde satış gerçekleştirdik” dedi.

“En İyi Yatırım Aracı: Gayrimenkul”
Tahincioğlu tarafından hayata geçirilen projelerin kaliteli yaşam sunma vaadlerinin yanı sıra iyi bir yatırım aracı olduğuna da dikkat çeken Özcan Tahincioğlu, “Yüksek oranda değer kazanmaya devam eden Nidapark Küçükyalı projemizden lansman döneminde ev alan müşterilerimizin evlerinin değeri bugün yüzde 532 oranında (beş katı) arttı. Aynı şekilde Nidapark İstinye projemiz de şu anda yüzde 466 (dört buçuk katı) oranında değerlendi ve çok yakında Panorama etabı teslim edildiğinde bu oran daha da artacak. Aynı dönemde dövizdeki artışın yüzde 275 olduğu düşünülürse projelerimiz dövizin iki katı oranında değerlendi. Yani döviz getirisini ikiye katladı. Nidapark Çengelköy’ün ise hem Tahincioğlu kalitesiyle ve modern mimarisiyle, hem de bölgedeki son büyük parsel olması sebebiyle, boğaz bölgesinin ortalamasının üzerinde prim yapacağını öngörüyoruz” diye vurguladı.

4 Yeni Konut Projesi Müjdesi
Bu yıla ait gayrimenkul sektörüne yönelik beklenti ve hedefleriyle ilgili de konuşan Özcan Tahincioğlu; gerek sektör gerekse ülke ekonomisi açısından 2022 yılı içerin beklentilerinin olumlu olduğunu söyledi. Konut maliyetlerindeki artışının devam etmesinin bir risk olduğuna dikkat çeken Tahincioğlu, “Döviz yatırımı bulunan yerli ve yabancı yatırımcıların, döviz pozisyonundan çıkarak gayrimenkule yönelmeye başlaması ve kira bedellerindeki hızlı yükselişler, bu riskin fazlasıyla bertaraf edilebileceğini ve sektör açısından iyi bir yıl olabileceğini gösteriyor.Ayrıca konut fiyatlarının artacağı yönündeki beklentiler de yatırımcıların konuta ilgisini arttırıyor. Gayrimenkul sektörünün 2022 yılında hareketlenmesini bekliyoruz. Hareketlenme ile birlikte yeni projelere ilgi ve talep de artacaktır. Gayrimenkul her ortamda olduğu gibi bugünkü ekonomik ortamda da en güvenilir yatırım aracıdır. Pandeminin etkisinin azalmasına bağlı olarak normalleşmenin ekonomimiz üzerindeki olumlu etkisi ve piyasalardaki dalgalanmaların azalmasıyla güven ortamı büyüyecek, yatırımlar artacak, böylece daha sürdürülebilir büyüme oranlarına erişebileceğimizi düşünüyorum” diye devam etti.

Yeni Projeler İstanbul, Göcek Ve Bodrum’da Hayata Geçirilecek
Tahincioğlu’nun yeni projeleri pandeminin hayatımıza getirdiği değişikliklere uygun tasarlanacak. “Yeni normal”e uygun olarak inşa edilecek projeler az katlı, müstakil, bahçeli ve geniş sosyal alanlı olacak. Projeler şehrin karmaşasına uzak bölgelerde, İstanbul, Göcek ve Bodrum’da hayata geçirilecek. Firma, İstanbul’daki projesi için Ataşehir’i seçti. Butik ve prestijli bir yaşam alanı olarak planlanan projede özellikle şehrin merkezinde ama ferah dairelerde yaşamak isteyenlere hitap edecek.

Göcek’in ilk markalı lüks konut projesine imza atan Tahincioğlu, Nidapark Göcek’i yeni yılın ilk çeyreğinde ön satışa çıkartacak. Dünyaca ünlü Göcek marinalarının ve koylarının yakınında, doğa ile uyumlu, modern ve kaliteli mimarisi ile farklılaşan Nidapark Göcek, şehir kalabalığından uzaklaşmak isteyenlerin özlemi olan geniş bahçeli, özel havuzlu müstakil villaları, iç avlusu ve yerden ısıtma sistemiyle dört mevsim yaşama imkânı sağlarken, sosyal tesisi, spor salonu, sauna, pilates ve buhar odası ile şehir yaşamını aratmayacak.


İstanbul dışındaki lüks konut projelerine Bodrum’da devam edecek olan Tahincioğlu, 2022 yılında Bodrum’da dört mevsimi doyasıya yaşamak isteyenler için ayrıcalıklı yeni projelere başlayacak.


Son olarak bir rezidans bloğu olan Nidapark Küçükyalı Mercan projesi ile adalar manzaralı sadece teraslı ve 4+1 dairelerin ve ticari birimlerin yer aldığı ayrıcalıklı konumuyla farklılaşan özel bir proje hayata geçecek.


Özcan Tahincioğlu’nun verdiği bilgilere göre, 2022’de satışa çıkacak yeni projelerin değeri 4 milyar TL olacak.

Dap Yapı, Yeni Levent Projesiyle 448 Konut Üretecek

İnşaat sektörünün önde gelen firmalarından Dap Yapı, Yeni Levent projesi için ruhsat aldı.


Dap Yapı, Levent’te hayata geçireceği son proje için düğmeye bastı. Yeni Levent isimli proje için ruhsat alan firma, projenin ilk etabı kapsamında 448 konut üretecek. Sarıyer ilçesine bağlı Ayazağa Mahallesi’nde yükselecek projenin inşaat maliyeti 236 milyon 829 bin 385 TL olarak belirlendi.


Emlak Konut GYO güvencesiyle inşa edilecek olan Dap Yeni Levent projesi 24 bin 988 metrekare arsa alanı üzerinde hayata geçirilecek. 7 blok olarak yükselecek projenin inşaat alanı 95 bin 495 metrekare olarak belirlendi.


ÇED süreci başlatılan projenin inşaat çalışamalarının en kısa sürede başlaması planlanıyor. Yeni Levent projesinde yer alan konutlar 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 olarak tasarlandı. Projede açık yüzme havuzu ve 334 adet açık otopark, blokların bodrum katında kapalı otopark bulunuyor.

*Haberdeki fotoğraf DAP Yapı’nın İstMarina projesine aittir.

Özak GYO Göktürk 2 Projesi Satışa Sunuldu

Satışa çıkarılan Özak GYO Göktürk 2 projesinin detayları belli oldu.

Göktürk 2 projesinin güncel piyasa rayiç değerlerinin tespiti için değerleme raporu hazırlatan Özak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda konuyla ilgili açıklama yaptı.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Özak GYO tarafından hayata geçirilen Göktürk 2 projesi, Eyüpsultan ilçesine bağlı Göktürk Mahallesi’nde yükseliyor. Projeye Kemerburgaz Yolu Caddesi ve İstanbul Caddesi üzerinden ulaşım sağlanabiliyor. Proje, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne 34 , 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 24, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne 21 ve İstanbul Havalimanı’na 20 kilometre mesafede bulunuyor.

İnşaat Çalışmaları Başladı
Özak GYO Göktürk 2 projesinde A, B ve C olarak isimlendirilmiş 3 blok yer alıyor. Proje kapsamında 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 konut tipleri hayata geçirilecek. Projede, 11 adet 2+1, 32 adet 3+1, 19 adet 4+1 ve 5 adet 5+1 daire yer alacak.


Toplam 67 adet bağımsız bölümün yer alacağı proje yatay mimari esas alınarak inşa edilecek. 10.5 dönümlük arazide yükselen Özak Göktürk 2 projesinde konut teslimlerine 18 ay sonra başlanması planlanıyor.


Göktürk 2 projesinde harfiyat işlemleri tamamlandı ve yeni yapı ruhsatları alındı, projenin inşaat seviyesi yüzde 10 olarak belirlendi. Toplam 67 adet bağımsız bölümün yer alacağı proje yatay mimari esas alınarak inşa edilecek. 10.5 dönümlük arazide yükselen Özak Göktürk 2 projesinde konut teslimlerine 18 ay sonra başlanması planlanıyor.

*Fotoğraf Özak GYO Göktürk projesine aittir.


Taşeron Firmalar Maliyet Artışından Dolayı Uzun Süreli Proje İstemiyor!

İnşaat sektörü yeni bir sorunla daha karşı karşıya! Taşeron firmalar, inşaat malzemelerindeki fiyat artışından dolayı uzun süreli projelere yanaşmayınca ‘taşeron sorunu” patlak verdi.


İnşaat malzemelerindeki fiyat artışı bir süredir sektörün gündemini meşgul ediyor. Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre, maliyetteki artış sektörde yeni bir krize daha sebep oldu. Müteahhit firmalar projelerde iş birliği yapabilecekleri taşeron firma bulamıyor!


Malzeme fiyatlarındaki hızlı yükseliş inşaat sektöründe taşeron sorununa sebep oldu. Taşeronlar kendilerini uzun süre bağlayacak anlaşmalara yanaşmazken, birçok şirketin proje öteleme yoluna gittiği ya da günlük fiyatlamaya geçtiği aktarılıyor.


Artan enflasyon ve maliyet sebebiyle inşaat firmaları taşeron firmalar ile iş birliği yapamıyor. Taşeron firmalar, belirsizlik ortamından dolayı kendilerini uzun vadeli sözleşmelerle bağlamaya yanaşmıyor. Bu durum bazı inşaat firmalarının projelerini ertelemesine sebep olurken bazı firmalar ise taşeron firmaların malzeme fiyatlarını üstlenip, günlük fiyatlama yaparak taşeron sorununa çözüm bulmaya çalışıyor.

“Sözleşmeler Beklenti Enflasyonuna Göre Yapılıyor”
Konuyla ilgili olarak görüşlerini paylaşan Dekar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kuzu, enflasyonun birkaç ay içinde hızla artmasının fiyatların dengesini bozduğunu söyledi. Kuzu, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda herkes bir fiyatlama zorluğu çektiği gibi, taşeronlar da bunu yaşıyor. Çünkü bir taşeron ‘İşi ben yaparım’ dediği zaman 1 yıllık, 3 aylık, 1 aylık bir taahhüde giriyor. Ancak kafasında ‘Ya fiyatlar çok artarsa ben bunu nasıl yaparım’ korkusu var. Dolayısıyla beklenti enflasyonuna göre fiyatlayıp daha yüksek fiyattan sözleşme yapmaya çalışıyor. Bu da projeyi satmış olan müteahhit için sıkıntı oluyor. Çünkü o satmış, aldığı para sabit, ama maliyetler artıyor aldığı para ile bunu karşılamıyor.”


Kuzu, imkanı ve parası olanın piyasanın oturmasını beklediğini ya da bazı müteahhitlerin işlerini küçük parçalara bölerek proje yapmaya çalıştığını kaydederek, firma olarak kendilerinin de daha küçük projelere ve daha kısa sözleşmelere yöneldiğini belirtti.

“Günlük Fiyatlama Yapıyoruz”
Eskiden sözleşmelere sadece demir ilgili yüzde 5 artı veya eksi yönde pay koyduklarını aktaran Cathay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Alper Tuğsuz şöyle konuştu: “Elimizdeki mevcut projeleri bitirdik. Yeni projeler için fiyat almaya çalışıyoruz. Ancak son 6 ayda fiyatlar inanılmaz dengesizleşti. Halihazırda biten projelerimizde kendimize ait alanlarda birkaç tane ufak işimiz kaldı. Bunun için kimse fiyat vermiyor. Ya da o günkü döviz kuruyla fiyatı söyleyip önce parayı göndermemizi, ondan sonra malı vereceğini söylüyor. Daha önce çalıştığımız firmalar dahi malın çıkartıldığı günkü döviz kuruyla işlem yapıyor. Çek senet, kredi hiçbir şeyi kabul etmiyorlar. Dolayısıyla taşeronlar bu malzemeleri alamadıkları için de çalışamıyorlar. Bizde bu durumda taşeronlarımıza günlük ödeme yaparak konuyu çözmeye çalışıyoruz” dedi.

“Elektrik Ve Mekanikte Taşeron Firma Bulmakta Zorlanıyoruz”
Mala ulaşma konusunda sıkıntı yaşadıklarını aktaran Seba İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Engin Keçeli de, “Hem fiyat alamıyoruz, hem de birçoğundan malzeme alamıyoruz” dedi. Sektörde günlük maliyet hesabıyla fiyat hesaplayanlar olduğunu aktaran Keçeli, “Özellikle elektrik- mekanik, doğrama, asansör gibi malzeme ile verdiğimiz işlerde taşeron bulmada ve maliyet yapmada zorlanıyoruz. Eskiden işin başında bir fizibilite yapar, yolda yüzde 10-20 fark ederdi. Şimdi her gün fizibilite ve maliyet hesabı yapar olduk” açıklamasını yaptı.

“Sistemin Mart Ayında Oturacağını Düşünüyoruz”
Tedarikçilerin sürekli fiyat güncellemesi yaptığını kaydeden Fuzul Grup Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, “Böyle olunca taşeronlar garanti ve güvence istiyor. Şu anda böyle fiyattan kaynaklanan belirsizlik var” diye konuştu. Akbal, belirsizliğin aşılması için mart ayında FED’in açıklayacağı kararın belirleyici olacağını belirterek, “Şubat ayında faizi yükseltmeyince piyasa nefes aldı. Muhtemelen mart ayında sistem oturmuş olacak” diye konuştu.

Tokat Havalimanı Mart Ayında Açılıyor

550 milyon lira yatırımla hayata geçirilen Tokat Havalimanı projesinde sona gelindi.


Tokat, yeni havalimanına kavuşmak için gün sayıyor. 550 milyon TL yatırımla hayata geçirilen Tokat Havalimanı inşaatında sona gelindi. Yeni havalimanının Mart 2022’de açılması planlanıyor.


Tokat’ta mevcut havalimanının büyük gövdeli uçakların inişine elverişli olmaması nedeniyle 3 yıl önce yeni havalimanı inşaatı çalışmaları başlatılmıştı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce ihale edilen havalimanı 550 milyon TL’ye mal edildi.


45 metre genişliğinde 2 bin 700 metre uzunluğunda pisti bulunan havalimanı son teknoloji ile donatıldı. Havalimanının terminal binası ve kule inşaatında sona gelindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile mart ayı sonlarında havalimanının açılışının yapılması planlanıyor.


Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Tokat İl Başkanı Cüneyt Aldemir, Havalimanın Tokat ve bölgesini bundan sonraki süreçte dış dünyayı açacak tarımını, turizmini ve ticaretini geliştirecek çok önemli bir yatırım olduğuna dikkat çekti. Havalimanın Mart ayı sonunda açılmasının planladığını belirten Başkan Aldemir, “Tokatlılara şimdiden hayırlı uğurlu olsun müjdesini vermek istiyorum. Tokat Havalimanı sadece bu bölgenin değil, Türkiye’nin son dönemde yapmış olduğu en güzel yatırımlardan birisi ve en teknolojik yatırımlardan olacak. Yani teknolojinin vermiş olduğu tüm imkanlar şu anda Tokat Havaalanı’nda mevcut durumda gerçekleşecektir. Çevremize baktığımız zaman Sivas’ta, Amasya’da olmayan aletler şu anda bu Tokat Havaalanı’nda hizmete geçecek. İnsanlarımız burada uçmaya başladığı zaman, teknolojinin vermiş olduğu tüm imkanları Tokat’ta kullanıldığını ve en modern tesisin de Tokat’ta yapıldığını görecekler” diye konuştu.

9 Şehre 10 Yeni Otel Projesi Müjdesi!

9 farklı şehirde hayata geçirilecek 10 yeni otel projesi için yatırım teşvik belgesi verildi.

2022 Ocak ayında 261 milyon lira yatırımla gerçekleşecek 10 yeni otel projesine yatırım teşvik belgesi verildi.


2022 Ocak ayında 10 yeni otel projesi teşviğe bağlandı. Toplam 261 milyon lira yatırımla hayata geçecek otellerin listesi şöyle:

Şehir/Yatırımcı/Yıldızı/Kapasitesi/Teşvik Tutarı:

Kayseri- Erkara Otomotiv-5 yıldız-326 yatak- 50.800.000 TL
Çanakkale-Etkin Proje Danışmanlık-3 yıldız- 42 yatak-12.990.000 TL
İstanbul-New Galata Turizm- Butik otel-54 yatak- 4.852.000 TL
Muğla-Zeydan Turizm-1 yıldız-44 yatak- 3.557.000 TL
İzmir-Urla Otelcilik-Kırsal Turizm tesisi-34 yatak-17.00.000 TL
Antalya- İsnova Tekstil- 4 yıldız- 128 yatak- 24.782.000 TL
Bolu-Aydoğa Spor Hizmetleri-Kırsal turizm tesisi- 28 yatak- 12 milyon TL
Mardin- Midyat Helin Turizm- 3 yıldız-50 yatak- 4.780.000 TL
Diyarbakır- Karavil Gayrimenkul Turizm- 5 yıldız- 257 yatak- 95.000.000 TL
Muğla- Türkbükü Otelcilik- 4 yıldız- 94 yatak- 49.000.000 TL

TOKİ Trabzon Çaykara Projesi Satışa Sunuldu

TOKİ Trabzon Çaykara projesi kapsamındaki 68 adet konut satışa çıkarıldı. Projede fiyatlar 527 bin 253 liradan başlıyor, 598 bin 218 liraya kadar yükseliyor.

TOKİ konut projeleri tüm Türkiye’de hız kesmeden devam ediyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın Trabzon Çaykara projesinde yer alan 68 adet konut kuralı olarak satışa çıktı. TOKİ Trabzon Çaykara Projesi’nde 2+1 ve 3+1 daire tipleri yer alıyor. TOKİ Çaykara Projesi için başvurular Halk Bankası aracılığıyla alınıyor. Son başvuru tarihinin 25 Şubat olarak belirlendiği projenin kura çekilişi 3 Mart tarihinde gerçekleştirilecek.

TOKİ Trabzon Çaykara 2022 projesinde yer alan konutların fiyatları 527 bin 253 liradan başlıyor, 598 bin 218 liraya kadar yükseliyor. Peşinat oranının yüzde 10 ve yüzde 20 olarak belirlendiği TOKİ Çaykara projesi için ödenecek en düşük taksit bedeli 2 bin 343 lira, en yüksek taksit bedeli 4 bin 486 lira olarak belirlendi.

TOKİ Çaykara projesi için ödenecek peşinat bedelleri 52 bin 725 lira ile 119 bin 643 lira arasında değişiyor. Proje için 120 ay ve 180 ay vade sağlanıyor. Trabzon Çaykara TOKİ projesinde yer alan 2 +1 dairelerin brüt alanı 120.4 metrekare ile 126.72 metrekare arasında, 3+1 dairelerin brüt alanı ise 116.13 metrekare ile 131.63 metrekara arasında değişiyor.

Propin Gayrimenkul: “Yüksek Standartlı Binalarda Ofis Bulmak Zorlaştı”

Propin Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından 16 yıldır her üç ayda bir hazırlanan “İstanbul Ofis Pazarı Genel Bakış” raporunun 60. sayısı, 15 Şubat 2022 tarihinde yayınlandı. Raporda, 2021 dördüncü çeyrek döneme ve 2021 yılı geneline dair dikkat çekici veriler paylaşıldı.

Propin Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından 16 yıldır her üç ayda bir hazırlanan “İstanbul Ofis Pazarı Genel Bakış” raporunun 60. sayısı, 15 Şubat 2022 tarihinde yayınlandı. Raporda, 2021 dördüncü çeyrek döneme ve 2021 yılı geneline dair dikkat çekici veriler paylaşıldı.
Propin tarafından hazırlanan Istanbul Ofis Pazarı Genel Bakış Raporu’nda; COVID-19 Salgını ve ekonomideki dalgalanmalara rağmen ofis talebindeki hareketliliğe dikkat çekiliyor.

Kiralar Dolar Cinsinden Açıklanmaya Başlandı

Rapora göre MİA’daki A sınıfı ofis binalarındaki kira ortalaması 2021 yılını 12,2 ABD Doları /m² /ay seviyesinde kapattı. 2021 yılı sonunda ABD Doları bazında yüzde 20 oranında düşen MİA A sınıfı ofis binalarındaki kira ortalamasının dolar cinsinden son on yılın en düşük değerlerinde kaydedildiği paylaşıldı.

Liste kira rakamlarının Türk Lirası cinsinden olmasının büyük belirsizliğe yol açtığını paylaşan Propin Kurucu Ortağı Ebru Ersöz, “Döviz karşısında değer kaybına uğramak istemeyen mal sahiplerini, kira rakamlarını dövizin artış ihtimalini göz önünde tutarak güncellediği ve bazı ofis binalarında liste kira rakamı ABD Doları cinsinden açıklanmaya başlandı” açıklamasını yaptı.

Rapora göre; 2021 dördüncü çeyrek dönemde bir önceki çeyrek döneme göre İstanbul’daki A sınıfı ofis binalarındaki boşluk oranları düştü. Özellikle küçük ve orta ölçekli ofislerde kiralama işlemleri gerçekleşti. 2021 ikinci yarıda MİA A sınıfı ofis binalarındaki boşluk oranı yüzde 28, 8 seviyesindeydi. MİA Dışı-Asya’daki boşluk oranı aynı dönemde yüzde 19,1 olarak kaydedildi. 2021 yılında İstanbul’da gerçekleşen kiralama ve kurumsal satın alma işlemlerinin toplamı 300.000 metrekareyi aştı. 2020 yılındaki işlem hacmi 185.000 metrekare olup, işlem hacmi artışı bir önceki yıldan yüzde 82 daha fazla oldu. Kapanan işlemlerin yüzde 26’sı, büyüklüğü 10.000-20.000 metrekarenin arasındaki işlemlerden oluştu. Büyüklüğü 5.000 ile 10.000 metrekare arasında değişen ofis alanlarının toplam hacme oranı yüzde 14 oldu. Ofis alan büyüklüğünün 1.000 ile 5.000 m2 arasında değiştiği işlemler toplam hacmin yüzde 47’siydi. Toplam işlem hacminin yüzde 13’ü, alan büyüklüğü 1.000 metrekarenin altındaki ofislerde gerçekleşti.

Propin’in Kurucu Ortaklarından Aydan Bozkurt ofise dönüş yapmamış birçok firmanın, alan küçülterek dönme planlarının arka planında, bazı departmanların süresiz olarak uzaktan çalışma modeline alınmasının olduğu ve kullanıcı pazarının, daha önce hiç olmadığı kadar esnek kiralama çözümlerine yakından baktığı bir yıl olduğunu belirtti ve “Birçok uluslararası firma, halihazırdaki ofislerini tam kapasite kullanmasalar da ofislere ne zaman ve nasıl döneceklerinin kararı, globalde alınan kararlar çerçevesinde netleşecek” ifadelerini kullandı.

Rusya’da Yükselen Skyview Projesi İçin Düğmeye Basıldı

Ant Yapı güvencesiyle Rusya’da hayata geçirilen Skyview projesi için düğmeye basıldı. Otel, ticari alanlar, kültür ve eğlence merkezinden oluşan projenin temeli düzenlenen törenle atıldı.

Ant Yapı, Rusya’da yeni bir inşaat projesine imza atıyor. Moskova’da yükselecek olan Skyview projesinin temeli atıldı. Proje otel, ticari alanlar, kültür ve eğlence merkezinden oluşuyor.


Türkiye’nin önde gelen inşaat firmalarından Ant Yapı, Rusya’nın başkenti Moskova’da yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Otel, ticari alanlar, kültür ve eğlence merkezinden oluşan Skyview projenin temeli düzenlenen törenle atıldı. 304 konuttan oluşan Skyview projesinde inşaat çalışmalarının 2024 yılının 2. çeyreğinde tamamlanması öngörülüyor.

ENR (Engineering News-Record) Dergisi’nin ‘Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitleri’ 2021 listesine göre dünyanın en büyük 57. inşaat şirketi olan Ant Yapı, Rusya’nın çeşitli şehirlerinde ve özellikle Moskova’da pek çok ilk ve önemli projeye imza atıyor. Avrupa’nın en yüksek binası unvanını alan OKO Towers, Soçi Olimpiyat Köyü ve Domodedovo Havaalanı Terminal 2 binası, Tolmaçevo Havaalanı, IQ Quarter Moskova City Terminal Binası, Bvlgari Otel, Capital Towers, Mirny Havaalanı’nı projelerini gerçekleştiren Ant Yapı bugüne kadar başta Türkiye olmak üzere Rusya, İngiltere ve Amerika’da toplamda 10 milyon metrekarelik projeyi hayata geçirdi. 

Ankara, Yabancıya Konut Satışında Üçüncü Sırada

Ocak ayında yabancıya 269 konutun satıldığı başkent Ankara, bu alanda Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ocak ayı konut satışı raporu açıklandı. Buna göre Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,1 artarak 88 bin 306 oldu. Konut satışlarında İstanbul 15 bin 110 konut satışı ve yüzde 17,1 ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 8 bin 255 konutla ve yüzde 9,3’lük pay ile Ankara izledi. Ocak ayında yabancıya 269 konutun satıldığı başkent Ankara, bu alanda ise Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldı.


Ağırlıklı Ankara’da olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında markalı konut projelerine imza atan Fırat Life Style’ın COO’su Ahmet Fırat konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Fırat, “Konut satışları 2021 yılı sonunda bir önceki yıla göre yüzde 0,5 azalış göstermiş ve toplam 1 milyon 491 bin 856 olarak gerçekleşmişti. 2021 yılı sonunda 12 ay boyunca toplam 144 bin 104 konut satışı ve yüzde 9,7’lik pay ile başkentimiz, grafikte ikinci sırada yer almıştı. Ocak ayında ise geçen yılın aynı ayına göre Türkiye genelinde yüzde 25,1 artışla toplam 88 bin 306 konut satışı gerçekleştiğini görüyoruz. Ankara’da Ocak ayında 8 bin 255 konut satışı yapılırken, başkent Türkiye genelinde yüzde 9,3’lük pay ile ikinci sırada yer aldı” dedi.


Yabancılara Ocak Ayında 4 Bin 186 Konut Satışı Gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,5 artarak 4 bin 186 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı ise yüzde 4,7 oldu. Bu verilere göre yılın ilk ayında gerçekleşen yabancıya satış adedi, tüm zamanların en yüksek ocak ayı rakamı olarak kaydedildi. Yabancılara 269 konut satışı ile Ankara Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldı.

“Başkentimize Vizyoner Marka Projeler Yakışıyor”
Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, “Firma olarak Ankara’da konut piyasasına ilham vererek bu alanda oldukça etkin çalışmalar yürütüyoruz. Biz bugün yalnızca Ankara’da 7000’in üzerinde konut ve ofis inşa ettik. Yapımı devam eden projelerimiz arasında ise 11 bloktan oluşan 1000 konutlu ve 3 blok ve 133 mağazadan oluşan karma konseptli Velux Ankara, 6 blok ve 613 daireli Natura Batıkent ile 2 bloktan oluşan 198 konutlu projemiz Natura Yaşamkent ve 9 blok ile 2 bin 104 konutlu yapısıyla Referans Ankara’da her yaşam modeline uygun daire tipleri sunuyor. 17 katlı 4 bloktan oluşan ve toplamda 264 daireden meydana gelen Natura Çakırlar projemiz ile Sincan bölgesinde hayata geçirdiğimiz 14 katlı 3 bloktan oluşan Natura Yenikent’te ise 168 daire ve 22 mağaza bulunuyor. Kullanıcılarımızın yaşam standartlarını yükselterek şehir yaşantısına bakış açısını değiştirecek olan projelerimiz, bölgenin değer kazanan konumunda inşa ediliyor” dedi.


Ahmet Fırat, “Her geçen yıl büyüme hedefimizle doğru orantılı olarak, kaliteden ödün vermeden sektörümüzde çıtayı yükseltmeyi görev edindik. Bugüne kadar emsal projelerimizden de edinmiş olduğumuz inşaat tecrübemizi, günümüz teknolojisiyle birleştirerek tüm projemizde en üst seviyeye taşımak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son teknolojide dikkat ettiğimiz en önemli husus, sürdürülebilir sistem ve geri dönüştürülebilir ürünler kullanmaktır” diye ifade etti.


“Yabancı Yatırımcıların Ticari Projelere Olan İlgisi Arttı”
“Yabancıya satış, ülkemize yabancı sermaye girişi adına önemli bir konu niteliğinde” diye belirten Ahmet Fırat, “Ankara gibi bir metropolün dünya gayrimenkul ve inşaat piyasasında ses getiren yapı ve projelerle yer edinmesi, bunun yanı sıra Ankara’nın yabancı sermaye için giderek daha fazla tercih edilen cazibe alternatifi olması biz üreticileri son derece memnun ediyor” dedi. Fırat ayrıca, “Bir ülkenin başkenti kendi marka kimliğini de yansıtmalıdır. Bu nedenle markalaşan şehirler hem ekonomik anlamda canlanmakta hem de şehrin yaşam kalitesi artmaktadır” diye belirtti.


“Metropol hayatına uygun olarak, şehrin çehresine yakışır marka projeler ürettiklerini ifade eden Ahmet Fırat, “Bu bağlamda başkentin doğal güzellikleriyle uyum gösteren ve diğer yandan modern hayatın tüm gereksinimlerini bir araya toplayan yeni nesil rezidans yaşam tarzıyla kullanıcılarımızı buluşturuyoruz” dedi. Konutta artan talebin yeni ticari alanlara olan gereksinimini de ortaya çıkardığını ifade eden Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, “Konutlarla doğru orantılı olarak inşa ettiğimiz her yeni proje, ticari faaliyetlere yer açacak şekilde yeni ticari alanları da inşa etmemizi gerektirmektedir. Her yeni projede yeni teknolojileri kullanarak daha kaliteli ve daha güvenli yapılar elde ediyoruz; kullanılan malzemelerin çevreye duyarlı, uzun ömürlü olmasına özen gösteriyoruz, bu sayede projeler meydana getirirken sürdürülebilirliğe önem veriyoruz. Bu kapsamda yatırımlar yapmaya ve ülkemize prestijli projeler kazandırmaya devam edeceğiz” dedi.


Ahmet Fırat son olarak “Ankara’nın ticaret noktası olarak bilenen ve İstanbul yolu üzerinde yer alan, bölgesinin en iyi lokasyonuna sahip Velux Ankara’da şu ana kadar inşaatın yüzde 60’ını tamamladık. 2022 yılı Aralık ayında ise daire sahiplerine teslimatlarımızı gerçekleştireceğiz. Satışları devam eden projemizde cadde ve meydan mağazalarımızı satışa açmış bulunuyoruz. Velux Ankara’da da yabancı müşterilere konut satışı yapıldı. Yabancı alıcılar yalnızca vatandaş olmak için yatırım yapmadılar, aynı zamanda kâr getirisi son derece yüksek bir projeye plasman oluşturdular. Bu nedenle, hem kazandığını gören yabancı yatırımcı yenilerine referans olacak hem de sermayenin çeşitliliği ekonomik değer katacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.