“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 68

Radisson Hotel Group, Türkiye’deki İlk Kayak Otelini Hizmete Açtı

Radisson Hotel Group, Türkiye’deki ilk kayak otelini Kayseri’de hizmete açtı.


Turizm cenneti Türkiye’de otel yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Ülkemizin ve dünyanın çeşitli yerlerinde çok sayıda oteli hizmete alan Radisson Hotel Group, Türkiye’deki ilk kayak otelini açtı. RadissonBlu Hotel Mount Erciyes, düzenlenen törenle hizmete alındı.


Radisson Hotel Group, Türkiye’deki ilk kayak oteli için Erciyes Dağı’nı seçti. RadissonBlu Hotel Mount Erciyes, Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ile Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın da katıldığı törenle hizmete alındı.


Otelde 16’sı süit olmak üzere 60 oda, iki ayrı restoran, bir lounge, spor salonu, spa ve yüzme havuzu yer alıyor.


Açılış töreninde konuşma yapan Artaş İnşaat Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, Kayseri’ye özen gösterdiklerini belirterek, “Bu tesisin tamamı 14 bin metrekare, 3 bin metrekare kısmı otel kısmı, 11 bin metrekare kısmı günübirlik alandır. Otel binasını 6 ay içerisinde tamamladık” dedi.

2021 Kasım Ayı Konut Satış İstatistikleri Açıklandı

TÜİK verilerine göre Kasım 2021’de 178 bin 814 adet konut satışı gerçekleştirildi.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım 2021 Konut Satış İstatistiklerini açıkladı. Buna göre geçtiğimiz ay Türkiye genelnde 178 bin 814 adet konut satışı gerçekleştirildi.


Kasım ayında Türkiye genelinde konut satışı bir önceki yılın aynı ayına oranlar yüzde 59 oranında artış göstererek 178 bin 814 olarak gerçekleşti. Verileri değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Kıyaslamayı Kasım sonu itibariyle yapacak olursak; 2021 yılı Kasım ayı sonu itibariyle 1 milyon 265 bin 353 adet konut satıldı. İki yılı kıyasladığımızda bu yıl 2020 yılının aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 9,2 oranında düşüş yaşandı. 2020 yılı Kasım ayı sonu itibariyle 2019 yılı aynı dönemini kıyaslayacak olursak yaklaşık yüzde 21,5 oranında artış yaşanmıştı” dedi.


İpotekli konut satışlarının Kasım ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 61,01 oranında arttığını da belirten Yazıcı, “İpotekli satışlar 2021 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 61,01 oranında artarak 39 bin 366 adet olarak açıklandı. Kasım ayında, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 19,7 olarak gerçekleşti. 2021 yılı Kasım sonu itibariyle  baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2020 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla  yaklaşık yüzde 55,4 oranında düşüş gösterdi. Aynı şekilde 2020 senesinde uygulanan konut kampanyalarındaki düşük faiz oranları iki dönemi kıyaslamada dengesizlik yaratıyor.  2019 senesinde ilk 11 ay ipotekli konut satışları 282 bin 230 olarak gerçekleşmişti.2021 yılı Kasım ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle konut satışlarının içinde ipotekli satışların oranı yüzde 19,7 mertebelerinde gerçekleşti. 2020 yılında bu oran aynı etkilerde dolayı yüzde 40,1 seviyelerindeydi. 2019’da ise rakamın 2021’e yakın yani yüzde 24,6 mertebelerinde olduğunu görüyoruz.”

İkinci El Konut Satışı
Kasım ayında gerçekleşen ilk el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52 oranında artarak 55 bin 706 adet açıklandı. Kasım ayında, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı yüzde 30,41 oldu.


Yazıcı, konuyla ilgili olarak şu yorumlarda bulundu: “İlk elde azalan konut satışlarındaki en büyük etken ilk el üretimlerinde stok miktarının yani yeni yapılan konutun azalması. Toplam satışlar içindeki satış yüzdesi önceki yıllarla benzer olsa da satış rakamlarındaki mutlak değer azalışından ilk el satışları da etkilendi. 2021 yılı Kasım ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle ilk el konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,1 oranında düşerek 384 bin 776 açıklandı. Kasım ayı sonu itibariyle toplam konut satışları içinde ilk el satışların oranı yüzde 30,41 civarında seyretti. 2020 yılı aynı döneminde bu oran yüzde 31,07 oranındaydı. İstanbul, İzmir ve Ankara özelinde bakacak olursak; 2021 Kasım sonu itibariyle kümüle konut satışlarının, 2020 yılı aynı dönemine nazaran İstanbul’da yaklaşık yüzde 3,1, İzmir’de yüzde 16,3 ve Ankara’da ise yüzde 16,6 oranında azaldığı görülmektedir. Kasım ayında yabancılara yapılan konut satışları geçen senenin aynı ayına göre yüzde 48,39 oranında arttı. Yabancılara yapılan konut satışı 2021 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48,39 oranında artarak 7 bin 363 adet açıklandı. Kasım ayında ilk sırayı 2 bin 922 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla bin 917 konut satışı ile Antalya ve 428 konut satışı ile Ankara izledi. 2021 yılı Kasım ayı sonu itibariyle yabancılara yapılan konut satışlarına baktığımızda bir önceki yılın aynı dönemine göre satışlar yüzde 39,4 oranında artarak 50.735 adet açıklandı. 2021 yılı Kasım ayı sonu itibariyle yabancıya satılan kümüle konut adedinin toplam satışlar içindeki oranı yüzde 4 oranındadır. 2020 yılı aynı döneminde bu oran yüzde 2,6’idi.”

Copa’da Kıdem Ödülleri Heyecanı

Copa Isı Sistemleri, 10., 15., 20. ve 25. yıllarını tamamlayan Copa çalışanlarına plaket ve ödül verdi.

Sektördeki 30. yılını kutlamaya hazırlanan Copa Isı Sistemleri’nde kıdem ödülleri heyecanı yaşandı. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Copa Kıdem Ödülleri’nde bu yıl da 10., 15., 20. ve 25. yıllarını tamamlayan Copa çalışanlarına plaket ve ödülleri takdim edildi.

Copa Isı Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besler, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayça Besler, Genel Müdür Ersin Kantar ve üst düzey yöneticilerin de katılımıyla gerçekleştirilen Copa Kıdem Ödülleri, COPA’nın Bursa Minareliçavuş Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikasında düzenlendi.

Kurumdaki 10., 15., 20. ve 25. yıllarını tamamlayan çalışanlara, plaket ve ödülleri takdim edilirken; Copa Isı Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besler, tören öncesinde kısa bir konuşma yaparak Copa’nın yerel ve global hedefleri hakkında bilgiler verdi. Mehmet Besler, törende tüm çalışanlara kuruma vermiş oldukları emekleri ve özverileri için teşekkür ederek, “İklimlendirme sektöründe elde ettiğimiz tüm başarıların altında ekip arkadaşlarımızın özverileri ve emekleri yer alıyor. Ailemizin genişleyerek daha nice başarılara imza atacağına inancım tam” dedi.

Kasım Ayında 161 Bin Konut Dışı Gayrimenkul Satıldı

Arsa Ve Arazi Yatırımlarında Artış!

TÜİK, Kasım 2021 Konut Satış İstatistiklerini açıkladı. Buna göre geçtiğimiz ay 161 bin konut dışı gayrimenkul satışıyla yeni bir rekor kırıldı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım 2021 Konut Satış İstatistiklerini açıkladı. Buna göre geçtiğimiz ay 161 bin konut dışı gayrimenkul satışıyla yeni bir rekor kırıldı.


Gayrimenkul sektöründe hareketli günler yaşanıyor. Döviz kurundaki artış ve yüksek enflasyon nedeniyle alım gücünün düşmesiyle vatandaşlar yeniden gayrimenkul yatırımına yöneldi. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Kasım 2021’de tüm Türkiye genelinde 179 bin konut satışı gerçekleşti. Bu rakamla birlikte son 16 ayın rekoru kırıldı.


Gayrimenkul denildiğinde akla ilk olarak konut geliyor. Ancak, Kasım 2021’de konut dışı gayrimenkul satışında da tüm zamanların rekoru kırıldı. Geçtiğimiz ay 161 bin konut dışı gayrimenkul satışı gerçekleşti.

Ocak-Kasım Döneminde 2,8 Milyon Gayrimenkul Satışı Yapıldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye genelinde, Ocak-Kasım döneminde 2 milyon 768 bin 262 gayrimenkul satışı yapıldı. Bu işlemler 1 milyon 231 bin 524’ünü konut, 482 bin 845’ini arsa, 731 bin 825’ini tarla, 123 bin 68’ini işyeri, geri kalanını diğer taşınmazlarda meydana geldi. Arsa ve tarlanın toplam satış adeti 1 milyon 214 bin 670 olurken, konut satışını yakaladı.

“Arsa ve Tarla Satışları Arttı”
İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık (İGD) Yönetici Ortağı Dr. Ahmet Büyükduman, Arsa, Tarla, ticari birimlerden oluşan ‘konut dışı gayrimenkul’ satışında tüm zamanların rekorunun kırıldığını dile getirdi. Kasım ayında yaklaşık 161 bin konut dışı gayrimenkul satıldığını söyleyen Büyükduman, “Ofis pazarının durgun olduğunu biliyoruz. Bu da 161 bin rakamında arsa ve tarlanın ağırlıkta olduğunu gösteriyor” dedi.


Büyükduman’ın verdiği bilgiye göre, geçmişte gayrimenkul satışlarının yüzde 55’i konut, yüzde 45’i konut dışı gayrimenkul satışlarından oluşturdu. 2020 yılı başından itibaren Satış adetlerinin eşitlendiğini belirten Büyükduman, hatta bu yıl kimi aylarda konutun geride kaldığını söyledi. Büyükduman, arsa ve tarlalara gösterilen ilgiyi iki nedene bağlıyor. Pandemiyle birlikte müstakil yaşam alanlarına ilginin arttığını, bahçeli ev edinmek amacıyla kırsal bölgelerde arsa ve tarla yatırımlarının tetiklendiğini belirten Büyükduman, ek olarak ev fiyatlarında gözlemlenen yüksek artışların, gayrimenkul yatırımcısını küçük tutarlarla da olsa alım yapılabilen arazi piyasasına yönlendirdiğini dile getirdi.

“Yatırımını Gayrimenkulde Değerlendirmek İsteyenlerin Sayısı Arttı”
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, pandemi ile beraber yaşam ve hobi alanı amaçlı arsa tarla yatırımlarının arttığını dile getirdi. TL yerine yatırımını gayrimenkulde değerlendirmek isteyen sayısındaki artışın da bu hareketliliği desteklediğini söyleyen Maya, arsa alımlarında dikkat edilmesi gerekenleri şöyle özetledi: “Mevcut imar durumu, parselin arsa haline geldikten sonra yapması gereken ilave terklerin olup olmadığı, imar planının tarihi ve yakın gelecekte değişme potansiyelinin olup olmadığı, yakın çevresinde bir kamu projesinin planlanıp planlanmadığı, kamulaştırmaya konu olup olmama potansiyeli gibi hususları iyi analiz edilmeli.”

Maya, tarla alacaklar için de şu önerilerde bulundu: “Kadastral yolu olup olmadığı, hisseli tapu olup olmadığı, yakın gelecekte imara açılma potansiyeli incelenmeli. Tarlanın yakın çevresinin büyük kamu projelerine konu olma potansiyeline bakılmalı. Otoyol projeleri, rüzgâr, elektrik santralı gibi projeler, tarlanız için kamulaştırma ihtimalini gündeme getirebilir. Sulu veya susuz tarıma elverişli olup olmadığı, bölgede üretilen ekin türü, kapasitesi, parselde geçit hakkı olup olmadığı gibi temel hususlara dikkat edilmeli.”

LÖSEV: Yeni Yıl Çocuklarımız İçin Yeni Umutlarla Gelsin

LSV Dükkan’da yeni yıl hediyeleri her yıl olduğu gibi bu yıl da size ve sevdiklerinize unutulmaz bir anı olurken lösemi ve kanserle savaşan çocukların ise umudu olacak.

LÖSEV Anne Uğraş Atölyesi çalışmalarına küçük bir masanın etrafında, lösemili çocukların annelerinin ve kanserli yetişkinlerin rehabilitasyonu amacıyla başladı. LSV Dükkân, annelerin maharetli ellerinde bir markaya dönüştü. Üretime, birkaç seramik magnet ve bez bebekle başlayan anneler, doğal yiyeceklerden, nikâh şekerlerine, saf ve katkısız çikolatadan, oyuncaklara kadar yüzlerce ürünle üretime devam ediyor.

LSV Dükkan’da Neler Var?
LSV Dükkan’da el emeği göz nuru seramik ürünler, bez bebekler, çantalar satışa sunuluyor. Zeytinden nohuta sarımsaktan mandalinaya iyi tarım yöntemleriyle üretilen doğal gıda çeşidi de her geçen gün artıyor. LSV Dükkan’ın satışlardan elde ettiği gelirin tamamı ise lösemili çocukların ve yetişkin kanser hastalarının tedavi, eğitim ve sosyal ihtiyaçları için kullanılıyor.

LSV Dükkan Ürünlerine Nerelerden Ulaşılır?
Yeni yılda hem sevdiklerini mutlu etmek hem de lösemili çocukların ve yetişkin kanser hastalarının yüzündeki gülümsemeye katkıda bulunmayı isteyenler LÖSEV’in “İyi Şeyler Dükkanı” LSV Dükkandan sipariş verebilir.

Ürünlere, LSV Dükkan’ın Ankara Gaziosmanpaşa merkezinden ve Ankara İncek, İstanbul levent/Atasehir, İzmir Alsancak, Antalya Muratpaşa şubelerinden ulaşabilir, www.lsvdukkan.com adresinden Türkiye’nin her yerine sipariş verilebilir.

LSV Dükkan’dan Alınan Ürünlerin Geliri İle Neler Yapılıyor?
Bir LÖSEV markası olan LSV Dükkan’dan alınan ürünlerden elde edilen gelir, tüm Türkiye’den LÖSEV’e kayıtlı lösemi ve kanser hastası çocukların, sağlık, eğitim, konaklama, sosyal yardım gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılıyor. Lösemili çocukların annelerinin ve iyileşmiş gençlerin istihdamına da katkı sağlanıyor.

Yeni Yılda Hazine Değerinde Sepetler LSV Dükkan’da
Son yıllarda yaşadıklarımız hepimize aslında en değerli hazinenin sağlık olduğunu gösterdi. Doğal gıdalarla beslenmenin önemini de her geçen gün daha fazla anlaşıldı.


Lösemili Çocukların annelerinin sevgi ile işledikleri çok estetik ve şık sepetlerin içine yine anne üretimi olan sağlıklı, doğal gıdalar ve LÖSEV ürünleri eklendi. Hediye edilen her bir LSV Yılbaşı Sepeti ile bir çocuğa hayat, annelerine umut ve yaşama sevinci vermek için siz de lsvdukkan.com adresinden sipariş verebilirsiniz.

Emlak Konut GYO’nun Yeni Projesi Çekmeköy’de Yükselecek

Emlak Konut GYO, Çekmeköy’de hayata geçireceği bin 95 daireli Çınarköy Evleri projesi için düğmeye bastı.


Emlak Konut GYO, İstanbul’a yeni bir konut projesi daha kazandırıyor. Bin 95 daireden oluşan Emlak Konut GYO Çınarköy Evleri projesinin adresi Çekmeköy olacak. Projede bin 95 dairenin yanı sıra 56 adet ticari alan da yer alacak.

Proje Özellikleri
710 bin metrekare arsa alanı üzerinde hayata geçirilecek olan Emlak Konut GYO Çınarköy Evleri projesinde 138 bin metrekarelik yeşil alan yer alıyor. 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tiplerinin sunulduğu projede çocuk oyun alanları, sosyal alanlar, dini tesisler, kapalı havuz, kreş, okullar, yüzme havuzu, spor kompleksleri, sauna, hamam, sağlık tesisleri ve yeşil alanlar bulunacak.


Lokasyonuyla dikkat çeken Emlak Konut GYO Çınarköy Evleri; Kuzey Marmara Çevre Yolu bağlantısının yanı başında inşa ediliyor. Proje Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne yakın konumda yer alıyor.


Ön talep sürecinin devam ettiği Çınarköy Evleri’nin yanında yer alan eğitim alanları, sosyal tesis alanı, özel sağlık tesis alanı, kreş, ibadet alanı gibi önemli sosyal imkanlarla yaşama dair birçok olanak bulunuyor.

Emre Barajı’nda Hedef 2022

Devlet Su İşleri tarafından Manisa’nın Kula ilçesinde yapımı devam eden Emre Barajı’nın 2022 yılı içerisinde tamamlanması hedefleniyor.


Manisa’nın Kula ilçesinde baraj inşaatı devam ediyor. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından inşa edilen Emre Barajı’nda gelinen son aşamada gövde dolgusuna başlandı. Çalışmaların hızlandığı barajın 2022 yılında tamamlanarak hizmete alınması hedefleniyor. Emre Barajı tamamlandığında Kula ilçesindeki 6’ıncı baraj olacak.


Emre Barajı’ndaki çalışmalarla ilgili açıklama yapan DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, sıyırma kazırları ve dip savak imalatının tamamlandığını, gelinen son aşamada gövde dolgusuna başlandığını söyledi. 174 bin metreküp dolgunun 37 bin 500 metreküplük kısmının bitirildiğini sözlerine ekleyen Yıldız, Manisa’nın Kula ilçesinde Emre Köyü yakınlarındaki İmam Deresi üzerine inşa edilmekte olan barajın gövdesinin kil çekirdekli kaya dolgu tipinde projelendirildiğini belirtti.

Yıldız’dan alınan bilgiye göre; gövdenin temelden yüksekliği 39 metre olacak. 490 bin metreküp su tutma kapasitesine sahip olacak Emre Barajı, bin 50 dekar araziye can suyu sağlayacak. Bölge çiftçisine 2021 yılı rakamlarıyla 2 milyon 130 bin lira ek gelir sağlanacağını belirten Yıldız, “Emre Barajı’nın tamamlanmasıyla birlikte Manisa Kula’da borulu-basınçla sulanan alan miktarı toplam 17 bin 270 dekara çıkacak. Sulama maliyetlerinin düşmesi ve ürün verimliliğinin artmasıyla bölge ekonomisine canlanacak. Emre Barajı sayesinde Kulalı üreticiler her yıl 2021 yılı rakamlarıyla 2 milyon 130 bin lira daha fazla kazanacak” diye konuştu.

Copa Isı Sistemleri Bayileriyle Bir Araya Geldi

İklimlendirme sektörünün önemli firmalarından biri olan Copa Isı Sistemleri, Adana’ya bayileriyle bir araya gelerek 2021 yılının ilk üç çeyreğini değerlendirdi.


Copa Isı Sistemleri, bayileri ile yaptığı toplantılara bir yenisini daha ekledi. Firma, Adana ve çevresindeki illerde bulunan bayileriyle 15 Temmuz tarihinde Sheraton Grand Hotel Adana’da bir araya gelerek 2021 yılının ilk üç çeyreğini değerlendirdi. Toplantıda ayrıca yılın son çeyreğinde hayata geçirilecek planlar ve aksiyonlar paylaşıldı.


Copa Türkiye Satış Müdürü Can M. Zengin, Copa’nın güçlü yönlerinin, hedeflerinin ve satış sonrası hizmetlere ilişkin süreçlerin ele alındığı toplantıda firmanın 2022 yılına dair hedef ve stratejilerinden bahsetti.


Copa Satış Sonrası Hizmetler Yöneticisi Ali Erdemir gerçekleştirdiği sunumda satış sonrası hizmetlerin önemine dikkat çekerken Pazarlama Müdürü Deniz Baskak ise, COPA’nın yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini, yeni pazarlar ve yeni ürünlerle sektörde büyük ses getirecek işlere imza atacağının sinyalini verdi. Verimli geçen toplantıların sonrasında ise tüm katılımcılar gala yemeğinde bir araya gelerek yılın ilk 9 ayının yorgunluğunu attı.

Folkart, Yurt Dışındaki İlk Ofisini Dubai Citywalk’ta Açtı

İnşaat sektörünün önde gelen markalarından Folkart, artık Dubai’de.

Bir süredir yurt dışına açılmak için çalışmalar yürüten Folkart, ilk ofisini Dubai Citywalk’ta açtı. Firma, yeni ofisini kutlamak için yatırımcılarla Dubai Mandarin Oriental Otel’de bir araya gelerek “Dostluk ve Tanıtım” gecesi düzenledi. Geceye Birleşik Arap Emirlikleri’nin önde gelen yatırımcılarından; Al Maktoum, Al Ghurair, Al Futtaim, Al Habtoor, Al Tayer, Lootah ailelerinin önde gelen isimleri başta olmak üzere Körfez’in önemli aileleri ve üst düzey devlet görevlileri katıldı. Türkiye tarafından Saya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Folkart Genel Müdürü Metin Sancak, Saya Grup Kurumsal İletişim Direktörü Ünal Ersözlü ve Folkart’ın Ortadoğu’daki iş ortağı KAYA International Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özgür Kaya, Başkan Vekili İdris Demirhan ve Mohamed Julfar katıldı.

Türkiye’ye Yatırım Daveti

Bu özel davette konuşma yapan Saya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi ve Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, ilk olarak yatırımcılara grup şirketlerini tanıttı. Sonrasında ise Dubaili yatırımcıları Türkiye’de projeler üstlenmeye, Folkart ile iş birliği içinde İzmir’e yatırım yapmaya davet etti.

Saya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasındaki iş birliğinin geliştirilmesinin her 2 ülkeye de katkılar sağlayacağına inandıklarını belirtti.

Cem Mengi, kökleri 1950 yılına dayanan Saya Grubu tanıttı; iştirakleri arasında yer alan Folkart, Pharmactive İlaç, Volt Elektrik, Volt Teknoloji, Volt Redüktör ve tüm fabrikalarıyla; şirketlerinin farklı sektörlerde, sürekli kendilerini yenileyerek öncü rolü üstlendiklerini belirtti. Mengi, Saya Grup olarak, insanımız için yaşam alanları; sağlıklı yaşamaları için ilaç üretim tesisleri, motor fabrikaları, teknoloji ve inovasyon içeren kuruluşlar inşa ettiklerini vurguladı. Mengi, Duabili yatırımcıları Türkiye’de birlikte iş yapmaya davet etti.

İzmir’in Yatırım Olanakları Anlatıldı

Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, kuruluşlarının 15. yılında, Dubai’de ofis açmaları; Dubai ve Avrupa üzerinden satış odaklı dünyaya açılmaları nedeniyle mutlu olduklarını dile getirdi. Folkart’ta aile geçmişine dayalı köklü ‘etik’ değerler eşliğinde; sürdürülebilir ‘yenilik’ bilinci taşıdıklarına değinen Sancak; çevre dostu, ileri teknoloji ile donatılmış, evrensel yapılar inşa ederek, yatırımcılarına her projede yüksek katma değer sağladıklarını vurguladı. Sancak, İzmir’i Dubaili yatırımcılara tanıtırken, şehrin tarihsel mirasına değinerek, İzmir’in yatırım olanaklarının zenginliğini anlattı.

Folkart’ın İzmir’den büyüyen ve aynı şehirden sektörde Türkiye’ye liderlik yapan ‘ilklerin şirketi’ olduğunu anlatan Mesut Sancak; İzmir’in tarihi boyunca Akdeniz’in en önemli liman merkezlerinden biri olduğunu vurguladı. Sancak, Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’nun kesişme noktasında yer alan kentin birçok lojistik imkanı ile Türkiye’nin batı kapısı rolünü oynadığını söyledi. Sancak, yatırımcıları bugünün ve geleceğin en özel şehirleri arasında gösterilen İzmir’e davet ederken, Folkart’ın yeni iş birliklerine hazır olduğunu söyledi.

Folkart Genel Müdürü Metin Sancak ise rakamlarıyla Folkart’ı ve yeni projelerini tanıttı. Folkart’ın İzmir’den çıkan ‘en büyük konut/ofis geliştiricisi ve üreticisi’ olduğunu ve sektöründe Türkiye’de öncü rolü taşıdıklarını dile getiren Sancak; bugüne kadar bitirdikleri 16 proje dışında, şu anda 8 özel projeyi aynı anda sürdürdüklerini vurguladı. İzmir’de yaptıkları ve şu an yürüttükleri tüm projelerin, yatırım değerinin 25 Milyar TL’yi aştığını söyledi. Sancak, İstanbul ve Türkiye’nin farklı illerinde de yeni yatırımlar planladıklarını bildirdi. Metin Sancak, Dubaili yatırımcıları projelerini yerinde görmek üzere İzmir’e davet etti.

“Tecrübemizi ve Dostluklarımızı Folkart Dubai Ofisinde Ülkemize Yatırım Çekmek Adına Kullanacağız”

Kaya International Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özgür Kaya, “Geçtiğimiz 15 yılda, Türkiye’ye Ortadoğu’dan 1.5 milyar dolar üzerinde doğrudan yatırım, Türk şirketlerine Ortadoğu’da 3 milyar dolar üzerinde iş imkanı sağladık. Folkart ile dünya markası olma anlamında ortak vizyon ve heyecanı paylaşıyoruz. Ortadoğu’nun önde gelen aileleri ile yapacağımız iş birliktelikleri ülke ekonomimize katkıda bulunacağımızı umuyorum” dedi.


Kaya International Başkan Vekili İdris Demirhan, “40 yıllık Ortadoğu tecrübemiz ve dostluklarımızı Dubai’nin en prestijli bölgesinde yer alan Folkart Dubai ofisinde ülkemize yatırım çekmek adına kullanacağız” diye konuştu.


Folkart’ın Dubai Mandarin Oriental Otel’deki özel gecesinin sunumunu ünlü tiyatro sanatçısı Volkan Severcan gerçekleştirdi. Gecede NEY IN ETHNO JAZZ adlı özel grup sahne aldı. Avrupa’da birçok noktada sahne alan özel grupta, Türkiye’nin tek kadın neyzeni Burcu Karadağ bulunurken, Etıbar Asadlı, Alafsar Rahımov, Enver Muhamedi, Ekin Cengizkan’dan oluşan orkestraya vokalde şarkılarıyla Elnur Hüseynov ve Ghizlane El Hakani eşlik etti. Konser katılanlar arasında büyük bir beğeni topladı.

İzmir Urla’ya Yeni Villa Projesi

70 villadan oluşan Kekliktepe Villaları projesi, Ege Yapı ve Aryom İnşaat ortaklığıyla İzmir’in Urla ilçesinde hayata geçirilecek.


İzmir’in Urla ilçesine yeni villa projesi müjdesi! Sektörün iki büyük ismi Ege Yapı ve Aryom İnşaat, Urla’da hayata geçirilecek Kekliktepe Villaları için iş birliği yaptı. 70 villadan oluşan proje için imzalar atıldı.


Projenin detaylarıyla ilgili açıklama yapan Aryom İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Günday, Urla Kekliktepe Villaları’nın yaklaşık 80 dönümlük bir arazinin üzerinde inşa edileceğini söyledi. Büyüklükleri 250 ile 450 metrekare arasında değişen toplam 70 villanın inşa edileceğini belirten Günday, projenin yüzde 80’ini yeşil alan ve yürüyüş yollarından oluştuğunu aktardı. Kekliktepe’nin lokasyon olarak çok cazip bir noktada olduğunu sözlerine ekleyen Günday, “Hem çevresel hem de kültürel imkanlar bu bölgede gelişmiş. Doğayla iç içe olunmasına rağmen şehir hayatı ile de bağlar koparılmıyor” dedi.


İnşaat süreci Ege Yapı tarafından yürütülecek olan projenin inşaatına Mayıs 2022’de başlanılması planlanıyor. Villalar, 2023 yılının sonunda tamamlanarak sahiplerine teslim edilecek.

Binanızın Yangın Risk Değerlendirmesine İhtiyacı Var Mı?

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, binanızın kullanım amacının veya yerleşim düzeninin değiştirilmesi durumunda yangın risk değerlendirmesine ihtiyacınız olup olmadığını düşünmenizi tavsiye ediyor.


Kapanma sonrası, yaşadığınız veya çalıştığınız binayı COVID’e karşı güvenli hale getirmeye hazırlanırken, binanızın yangınlara karşı korunma derecesini istemeden de olsa düşürebilir ve başka bir tehlikeye maruz kalabilirsiniz. Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, binanızın kullanım amacının veya (geçici düzenlemeler de dâhil olmak üzere) yerleşim düzeninin değiştirilmesi durumunda yangın risk değerlendirmesine ihtiyacınız olup olmadığını düşünmenizi tavsiye ediyor.


Ticari bina sahipleri hem çalışanları hem de üçüncü şahısları güvende tutmak için mevcut alanlarını nasıl kullanmaları gerektiğini düşünmek durumundalar. En azından kısa vadede ve muhtemelen orta veya uzun vadede sosyal mesafeyi nasıl uygulayabileceğimizi planlamak zorundayız. Bu hem bina yerleşim düzenini değiştirmemiz hem de insanların bina alanında nasıl hareket edebileceklerini değiştirmemiz gerektiği anlamına gelir.


Bina yönetmeliklerine göre, herhangi bir mülkte yapacağınız değişikliklerde, mevcut yangın risk değerlendirmenizi yeniden gözden geçirmelisiniz. Binaların yerleşim düzenindeki değişikliklerin bir sonucu olarak (koruyucu bariyerler ve ekranlar gibi geçici dâhili ve harici yapıları da kapsayacak şekilde); yangın algılama ve alarm sistemlerini, çıkış işaretlerini ve acil aydınlatma sistemlerinin yerleşimini göz önüne almalısınız.

Yangın Tehlikesinde Artan Riskler
Halihazırda, binalardaki pek çok değişiklik COVID-19 riskini en aza indirecek şekilde gerçekleşiyor. Ancak ne yazık ki, bu hedefimizi gerçekleştirmeye yönelik adımlar atarken, bazı durumlarda başka bir tehlikeye istemeden de olsa davetiye çıkarıyoruz: Yangın tehlikesine. Yangın, binada bulunan kişiler ve bina sahipleri için ciddi bir risktir. Şirket sahiplerinin veya bina yöneticilerinin, büyük para cezalarıyla karşı karşıya kaldıkları pek çok durumun yanı sıra, temel yangın güvenliği gereksinimlerini karşılayamadıkları için veya yangın güvenliği planının eksikliğinden dolayı hapis cezasına çarptırıldıkları olağanüstü örnekler görülmüştür.


Durup bir an için düşündüğümüzde, COVID-19’a karşı koruma sağlamak için uygulamaya konulan pek çok tedbirin yangın güvenliğini etkileyebileceğini fark edebiliriz.


Örneğin, mağazalara ve konaklama yerlerine bakalım. Bu tip lokasyonlarda, tesis içinde yürüyüş yönünü gösteren oklarla ya da bazı durumlarda geçitler bariyerler, halatlar veya bantlarla kapatılarak tek yönlü bir akış sağlanmıştır. Binanın tahliye edilmesini gerektiren acil bir durum, şüpheye ve kafa karışıklığına neden olabilir ve hatta binada bulunan kişilerin acil çıkışlara kolayca ulaşmasını engelleyebilir.


Bu durumun acil aydınlatma armatürleri ve çıkış işaretleri üzerinde etkileri olacaktır; bu armatür ve işaretlerin bazıları an itibarıyla basit ve güvenli tahliye için yanlış yerde olabilir. Bu yeni kaçış yollarının her birinde yangın söndürücülerin bulunup bulunmadığını kontrol etmelisiniz.


Yeni odalar inşa ediyorsanız, alanları bölüyorsanız veya insanları belirli sıralarda ayırmak için binanın yerleşim düzenini değiştiriyorsanız, her yeni alanda yangın dedektörlerinin kurulu olup olmadığını ve insanların binanın içindeyken yangın alarmlarını işitebildiğini ve/veya görebildiğini ve bu alarmların standartlarla uyumlu olup olmadığını kontrol etmeniz gerekir. Bu bölmelerden bazıları, dumanı dışarıya atan bir hat oluşturdukları veya çoğu durumda plastikten yapıldıkları için, yangın esnasında çok daha fazla duman çıkabilir. Bazı bölmeler ise, sulama sistemlerinin etkisini azaltabilir. Perakende satış mağazası örneğinde, ödeme noktalarının çoğu, insanların sırada beklerken birbirlerinden ayrı olarak hizalanmaları için ahşap, şeffaf plastik veya Perspex’ten oluşan geçici bir yapıyla çevrelenmiştir, ancak bu kasalar genellikle çıkışların yakınındadır. Ödeme noktalarını çevreleyen bariyerler alev aldığında, kalın ve zehirli duman ortaya çıkacaktır. En kötü senaryo gerçekleştiğinde ve yangın çıktığında, herhangi bir acil çıkış yolunu kapatıyor olabilirsiniz.

İyi Tasarlanmış Bir Yangın Güvenlik Sisteminin Önemi
İşe dönerken bu önlemlerin birçoğunu uygulamamız gerekse de, sorumlu olduğumuz alanlarda çalışanların ve halkın karşılaşabileceği tüm riskleri göz önünde bulundurmak bina sahipleri ve işverenler olarak öncelikli görevimizdir. Bu, yeni önlemlerden kaynaklanan riski azaltabilmemiz için yangın güvenlik sistemlerimizi uyarlamamız veya değiştirmemiz
ve ayrıca, yaptığımız bazı seçimleri de yeniden gözden geçirmemiz gerekebileceği anlamına gelir. Örneğin, bölmeler oluşturmak için hangi malzemeleri kullandığımızı düşünebiliriz.


İyi tasarlanmış bir yangın güvenlik sistemi yüzde yirmi ekstra kapasiteye sahip olacak ve bağlı olduğu sistem içinde esneklik sağlayacaktır. Ancak, ne yazık ki, pek çok bina sahibi yangın güvenlik sistemini kullanmamakta; kullananlarsa binalarda yapılması gereken değişikliklerin boyutunu dikkate almamaktadır.


Yeni inşa edilen ve yenilenen binalarda yangın güvenliği sistemlerini tasarlarken esnekliği göz önüne almak da önemlidir. Gelecekte binaları daha esnek şekilde inşa etmemiz ve binaların kullanım amaçlarını ve yerleşim düzenlerini düzenli olarak değiştirmemiz gerekeceği açıktır. Başka bir salgınla yüzleşmesek bile, çalışma ve boş zamanlarımızı değerlendirme şeklimizin değişmesi ve bu anlamda çağa ayak uydurmamız muhtemeldir.


Yangın güvenlik sistemlerini esnekliğe önem vererek ve adaptif tahliye teknolojisini de göz önünde bulundurarak kurduğunuzda; binanızın geleceğini, kendinizi ve en önemlisi de binanızdaki insanları korursunuz. Eğer binaları daha uyumlu ve modüler hale getiriyorsanız, yangın güvenliği sisteminin tüm parçaları için aynı özeni göstermelisiniz.

Elektra Elektronik’in Yeni Hedefi: Kanada Ve Portekiz Pazarları

Elektra Elektronik, yeni yılda Kanada ve Portekiz pazarlarını hedefliyor.


Türkiye’den 6 farklı kıtada 60 ülkeye trafo ve enerji kalitesine yönelik elektronik ürünler ihraç eden Elektra Elektronik, 42’nci yılını kutlayacağı 2022’de üretim kapasitesini, istihdamını ve ihracat pazarlarını artırmayı hedefliyor. 2021’de pandemi ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkisiyle ham madde tedarikinde yaşanan gecikmelere rağmen hedeflerine ulaştıklarını belirten Elektra Elektronik Genel Müdürü Emin Armağan Şakar, 2022 yılında Kanada ve Portekiz pazarlarına girmeyi planladıklarını açıkladı. Bu yılı döviz bazlı yüzde 15 büyüme ile kapatırken 2022’de yüzde 10 büyüme öngördüklerini ifade eden Şakar, yakın zamanda “Ar-Ge Merkezi” olma sürecini tamamlayacaklarını ve gündemlerinde uluslararası bir şirket evliliği olduğunu sözlerine ekledi.


Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ile reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, 2021yılında pandemi ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkisiyle ham madde tedarikinde yaşanan gecikmelere rağmen hedeflerine ulaşarak cirosunda döviz bazlı yüzde 15 büyüme gösterdi. 2022 yılında üretim kapasitesini, istihdamını ve ihracat pazarlarını artırmayı hedefleyen şirket, büyüme hedefini ise yüzde10 olarak belirledi.

“Önümüzdeki 5 Yıl Boyunca Satış Odaklı Olmayı Hedefliyoruz”
TÜBİTAK TEYDEB (Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı) projeleri ile sanayi-üniversite iş birliği çalışmalarını desteklediklerini ifade eden Elektra Elektronik Genel Müdürü Emin Armağan Şakar, bu projeler neticesinde “Elektra Elektronik Ar-Ge Merkezi” olma sürecinin son aşamasına gelindiğini açıkladı. Armağan Şakar, “Tüm yatırımlarımızı tamamladık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca satış odaklı olmayı hedefliyoruz. 2022 yılında pazarın da yönlendirmesi ile üretimde kapasite artışı için makine yatırımı yapmayı planlıyoruz. İstihdamımızı da bu yönde artırmayı amaçlıyoruz. Sektörümüzde bir dünya markası olma hedefimiz doğrultusunda uluslararası bir şirket evliliği gerçekleştirmeyi de gündemimize aldık” şeklinde konuştu.

“Yeni Yılda Hedefimiz Kanada Ve Portekiz Pazarları”
Elektra Elektronik, İstanbul’daki fabrikasından başta Çin, İspanya, Almanya, Fransa, Yeni Zelanda ülkeleri olmak üzere Afrika, Ortadoğu ve Güney Amerika bölgeleri ile birlikte toplamda 6 farklı kıtada 60 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Toplam cirolarının yüzde 50’sini ihracatın oluşturduğunu ve 2021’de de bu rakamı koruduklarını belirten Şakar, “2022 yılında mevcut pazarlarımızı koruyarak, Kanada ve Portekiz’e de ihracat yapmayı planlıyoruz. 2021’de odağımıza aldığımız Güney Amerika kıtasında yeni ülkelere ulaşmayı; yanı sıra DynamiX Aktif Harmonik Filtre ve Static Var Generatör (SVG) ürünlerimizin ihracatımız içindeki payını artırmayı hedefliyoruz” dedi.


Türkiye’de ilk ve tek üreticisi oldukları, sanayicilerin enerji kalitesi sorunlarına son veren yüksek teknoloji ürünü DynamiXAktif Harmonik Filtre için geçtiğimiz yıllarda yaptıkları yatırımların, pazarlama ve tanıtım çalışmalarının olumlu sonuç verdiğini belirten Şakar, 2021’de özellikle bu ürününün satışında oldukça başarılı olduklarını ifade etti. Şakar; “Yüksek teknolojili bu ürünümüz, endüstride ve ticari tesislerde elektriksel kirlilik anlamına gelen harmoniklerin ve yüksek nötr toprak gerilimi kaynaklı enerji kalitesi problemlerinin önüne geçiyor. İş kayıplarını ve üretim verimsizliklerini ortadan kaldırmayı hedefleyen DynamiX ile dünya çapında sektördeki en yüksek performansa sahip aktif harmonik filtreleri üreten şirketlerden biri olarak konumlanıyoruz. 2022 yılında DynamiX Aktif Harmonik Filtre’yi daha da geliştirerek dünya çapında bir ürün haline getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca SVG ve elektronik ürünlerimizi geliştirmeyi amaçlıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Kocaeli GEBKİM’e Otel Yatırımı

Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki kimya ihtisas OSB GEBKİM’e 105 oda kapasiteli otel yatırımı hayata geçiriliyor.


Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki kimya ihtisas OSB GEBKİM’in konaklama sorununu çözmek amacıyla yeni bir otel yatırımı hayata geçiriliyor. Temeli atılan 105 oda kapasiteli otelle bölgedeki sanayi kuruluşlarını ziyaret eden yatırımcı ve heyetlerin konaklama sorununu çözülmesi hedefleniyor.


Önümüzdeki bir yıl içerisinde inşaat çalışmalarının tamamlanarak hizmete alınması hedeflenen otelde 100 adet standart oda, 5 adet süit oda, 2 restoran, yüzme havuzu, spor kompleksi ve toplantı odaları yer alacak. Otelde ihtiyaç duyulan enerjinin bir kısmı güneş enerjisiyle sağlanacak. Çevreci özelliyle dikkat çeken otel, 8 bin 600 metrekarelik kapalı alana sahip olacak.


Temel atma töreninde açıklama yapan GEBKİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı; yeşil mutabakata uygun, kendi enerjisini üreten ve yağmur suyunu tutan bir yapı inşa edeceklerini belirtti. Arıcı, sözlerine şöyle devam etti: “8 bin 600 metrekarelik kapalı alana sahip olacak GEBKİM Oteli ile misafirlerimizin konaklama sorununa çözüm oluşturmayı hedefliyoruz. Organize sanayi bölgesi ve çevremizle ilgili bir takım değişiklikler yapmak istiyoruz. Sadece organize sanayi bölgesi ve sanayinin buradaki yaşamına değil, sosyal hayata da katkı sağlamak istiyoruz. 2022 yılında GEBKİM Teknoloji ve Gelişim Merkezi’ni (GEBTEK) hayata geçirmeyi planlıyoruz ”dedi.

İzmir Karşıyaka’ya 611 Daireli Kentsel Dönüşüm Projesi

İzmir’de hayata geçirilen kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, 611 daireden oluşan dev proje için S.S. İş Dünyası Konut Yapı Kooperatifi ile İzbeton arasındaki protokol düzenlenen törenle imzalandı.

İzmir Karşıyaka’da devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yeni bir konut projesi inşaatı daha başlıyor. 611 daireden oluşan dev proje için S.S. İş Dünyası Konut Yapı Kooperatifi ile İzbeton arasındaki protokol düzenlenen törenle imzalandı.

2 etaptan oluşan projenin birinci etabının 24 ayda, ikinci etabının ise 30 ayda teslim edilmesi öngörülüyor. Proje kapsamında inşa edilecek olan konutlar ikinci etapta tamamlanacak. 1+1, 2+1, 3+1 daire tiplerinin yer aldığı projede fiyatlar 537 bin liradan başlıyor. Projede gelinen aşamada hafriyat çalışmaları devam ediyor. İzbeton, şantiye alanındaki sosyal donatı alanları, çevre, peyzaj ve rekreasyon çalışmalarını yürütüyor. Karşıyaka’ya bağlı Yalı Mahallesi’nde 16/A adresinde yer alacak proje tanıtım ve satış ofisinin 22 Aralık tarihinde düzenlenecek törenle açılması planlanıyor.

İmzalar Atıldı
İzmir Karşıyaka’da kentsel dönüşüm projeleri hız kesmeden devam ediyor. Sınırlı Sorumlu Batı Anadolu Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’ne (BATIKOOP) bağlı Sınır Sorumlu İş Dünyası Konut Yapı Kooperatifi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin amiral şirketlerinden İzbetonarasında Karşıyaka Örnekköy’de 611 daireyi kapsayan dev bir protokol imzalandı.

İzbeton’da gerçekleşen imza törenine İzbeton Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, BATIKOOP Genel Başkanı Halil Kurt, İş Dünyası Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Cihangir Lübiç, Başkan Yardımcıları Halil Telli ve Çağlar Kalkan ile Avukat Mustafa Çağlar katıldı. İmzaların atılmasının ardından Örnekköy’de çalışmalara hemen başlandı.


Yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulunan Sınırlı Sorumlu İş Dünyası Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Cihangir Lübiç, yeni kurulan kooperatife gösterilen ilgiden çok memnun olduklarını belirterek yapılan proje ile İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolünde ve İzbeton eşliğinde Karşıyaka bölgesine güzel bir eser kazandıracaklarını söyledi. Lübiç, kooperatifin ortaklarının iş dünyasından ve İzmir Ticaret Odası Meclis üyelerinden oluştuğunu da belirterek inşaat sektörüne güçlü projeler kazandırmaya devam edeceklerinin altını çizdi.


İzbeton Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği yetkiyle kentsel dönüşüm çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüklerini ifade etti. Kaya, sözlerine şöyle devam etti: “Örnekköy Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı’ndaki 3’üncü Etap çalışmalarını üstlenen İzbeton şirketimiz, yüklenici firma ile protokol imzalayarak çalışmalara başlamıştır. Proje kapsamındaki 611 bağımsız birim inşaatına en kısa sürede başlayacağız.”

Ege Yapı’dan Yeni Projeler!

Ege Yapı, İstanbul ve İzmir’de 7 milyar TL değerinde 7 yeni inşaat projesine imza atacak.


Ege Yapı, yaklaşık 7 milyar TL değerindeki yeni yatırım zinciriyle İstanbul ve İzmir’de 7 yeni projeyi hayata geçirmeyi planlıyor. İstanbul’daki projelerin adresleri Ispartakule, Beyoğlu, Çekmeköy ve Kasımpaşa olurken İzmir’deki projeler ise Urla, Dikili ve Alsancak’ta inşa edilecek.


Yeni projelerle ilgili açıklama yapan Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, pandemi sürecinde iyi bir planlama yaparak üretim ve satış süreçlerini başarılı bir şekilde yönettiklerini ve proje teslimlerine başladıklarını belirtti.Güçlü finansal yapıları ve son teknolojik gelişmelerle uyumlu mühendislik çözümleri ile sektördeki faaliyetlerini hız kesmeden sürdürdüklerini ifade eden Kabadayı, Çamlıyaka Konakları ve Cer İstanbul projelerinde teslimlere başladıklarını dile getirdi. Kordon İstanbul projesinin ikinci etap teslimlerine de yılbaşından önce başlayacaklarını da belirten Kabadayı, dünyada gelişen trendlere uygun olarak yeni nesil gayrimenkul yatırım modeli olan The Superior Suites markasının ilk binasının 2022 yılı sonunda faaliyete geçeceğini aktardo. The Superior Suites markası ile önümüzdeki yıllarda da yeni projeler geliştirmeyi planladıklarını belirten Kabadayı, “Ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli yapı stoğunu geliştirmek için önümüzdeki 2 yıl içinde yaklaşık 7 milyar TL değerinde, İstanbul ve İzmir’in en değerli lokasyonlarında 7 projelik bir yatırım hamlesine başlıyoruz” dedi.


Ülke Ekonomisine ve İstihdama Katkı
Ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sağlamanın haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden İnanç Kabadayı, sözlerine şöyle devam etti: “Ispartakule’de geliştireceğimiz proje, tamamı balkonlu veya bahçeli 462 konut ve 53 ticari üniteden oluşacak. Projede 1+1’den 4+1’e kadar farklı daire tipleri ile açık hava cadde mağazaları ve açık-kapalı otoparklar yer alacak. Beyoğlu’nda hayata geçirmeyi planladığımız projemiz otel, balkonlu veya bahçeli 125 konut ve 6 ticari üniteden oluşacak. Çekmeköy’deki ikinci yatırımımız olacak projemiz çam ormanlarının arasında 3 katlı bloklardan oluşacak, 121 konut ve 17 ticari üniteyi kapsayacak. Kasımpaşa’daki projemiz ise tarihi un fabrikasının restorasyonu ile hayata geçirilecek olup otel, iş yeri ve dükkanlardan oluşacak. İzmir Dikili’deki projemiz, otel, ticari alanlar ve yüzme havuzlu villalardan oluşacak. Alsancak’ta tren garının yanında yer alacak projemiz konut ve ticari ünitelerden oluşacak. Urla’daki projemizi ise yaklaşık 80 dönüm arazi üzerine 250 ile 450 metrekare arasında değişen toplam 70 müstakil villa olarak hayata geçireceğiz. Yeni yatırım zincirimizin ilk halkası olan Ispartakule’de inşaata ve ön talep toplamaya başladık.”

2022 Hedefi: Yüzde 30 Büyüme
Gayrimenkul sektörü ve ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmeler yapan Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, pandeminin başında tüm sektörlerde olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de yavaşlama gözlendiğini söyledi. Ancak sektörümüz özelinde toparlanma hızlı olduğunu vurgulayan Kabadayı, gayrimenkul sektörünün istihdama katkısı düşünüldüğünde en önemli lokomotif sektörlerden biri olarak bu yıl da ön planda olduğunu belirtti. Sektörün ekonomik büyümeye katkı konusunda üzerine düşen görevi her yıl yerine getirmeye devam ettiğini aktaran Kabadayı, “Biz de her dönem ekonomiye katma değer sağlayan bir marka olarak başarı ile kapattığımız 2021 yılının ardından 2022 yılı için yüzde 30 oranında büyüme ve toplamda planladığımız 7 proje ile 1700 kişilik yeni istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bekleyen konut talebi, her geçen yıl artan yabancı yatırımcıların ülkemize olan ilgisi ve kentsel dönüşüm ile 2022 yılı ekonomimiz ve gayrimenkul sektörümüz için çok daha olumlu bir yıl olacak.” şeklinde konuştu.

Limak, Rusya’da İnşaat Projesi Üstlendi

Rus enerji şirketi Gazprom’a ait St. Petersburg yakınlarındaki Ust-Luga projesini yürüten RusHimAlyans şirketi ile Limak Construction şirketi arasında müteahhitlik sözleşmesi imzalandı.


Limak, Rusya’da yeni bir inşaat projesi üstlendi. Rus enerji şirketi Gazprom’a ait St. Petersburg yakınlarındaki Ust-Luga projesini yürüten RusHimAlyans şirketi ile Limak Construction şirketi arasında müteahhitlik sözleşmesi imzalandı.


Yeni iş birliği çerçevesinde Gaz İşleme Kompleksi (GPK) projesinin yanındaki üretim dışı tesislerin ve binaların inşaatı Limak tarafından yapılacak. Proje kapsamında gaz işletme kompleksinin çevresinde 135 bin metrekarelik bina inşa edilecek. Bu tesisler içerisinde hizmet binaları ve laboratuvarlar da bulunacak. 2022 yılının bahar aylarında başlanacak projenin inşaat çalışmaları için 2 bin 500 kişi kapasiteli tesis yapılacak.


RusHimAlyans ile Limak Construction arasındaki anlaşma, St. Petersburg’da imzalanırken anlaşmaya RusHimAlyans’ın inşaatlarda sorumlu direktörü Oleg Davıdov ile Limak Rusya Genel Müdürü Emre Özat imzaladı. Törene Limak Holding Başkan Vekili Serdar Bacaksız ve RusHimAlyans Genel Müdürü Kirill Seleznyev de katıldı.

2022 İç Mimari Trendleri: Nötr ve Natürel Renkler, Dokular ve Malzemeler

Beril Khalaf Interiors çatısı altında, ulusal ve uluslararası ölçekte iç mimari projeler yürüten ve sanatsal mekanlara imza atan İç Mimar Beril Khalaf, 2022 yılında ön plana çıkacak olan dekorasyon trendlerini değerlendirdi.


Beril Khalaf Interiors çatısı altında, ulusal ve uluslararası ölçekte iç mimari projeler yürüten ve sanatsal mekanlara imza atan İç Mimar Beril Khalaf, 2022 yılında ön plana çıkacak olan dekorasyon trendlerini değerlendirdi. Beril Khalaf’a göre natürel renkler, fonksiyonel mobilyalar ve minimal tasarımlar yeni yılda fazlaca karşımıza çıkacak.


Beril Khalaf Interiors Kurucusu İç Mimar Beril Khalaf, 2022 yılında tasarım alanında konuşulacak yenilikleri ve iç mekanlarda karşımıza çıkacak dekorasyon trendlerini aktardı. Genel olarak evlerde 2021 yılında da yansımalarını görmeye başladığımız ve bir noktada hayatımıza girmiş olan doğala yakın nötr ve natürel renklerin hakim olduğu tasarımların göz önüne çıkacağını belirten Beril Khalaf, işlevsel mobilyaları ve basit yaşam prensiplerini benimseyebileceğimiz minimal tasarımların popüler hale geleceğini aktardı.


“Doğanın Sunduğu Natürel Renkleri Ev Dekorasyonlarında Daha Sık Göreceğiz”
Doğanın iç mekanlarda hüküm sürmeye devam edeceğini ve doğanın sunduğu natürel renkleri ev dekorasyonlarında daha sık göreceğimizi vurgulayan İç Mimar Beril Khalaf, natürel renklere işlenmemiş, doğal ve sürdürülebilir malzemelerin eşlik edeceğini belirtiyor ve ekliyor: “Traverten, oniks, granit gibi malzemelere konut ya da ticari projelerde çokça rastlayacağımızı düşünüyorum. Natürel renklere bozuk formlar ve organik bitişlere sahip mobilyalar eşlik edecek. Geçirmiş olduğumuz dönemin şartlarına ayak uydurabilmek adına evlerde çokça vakit geçirdiğimiz, evlerimizi kimi zaman ofis kimi zaman da bir atölye olarak kullandığımız için, özellikle yaşam alanlarında, boşlukların ve hareket alanlarının da bulunduğu, aynı alanın birden fazla fonksiyona sahip olduğu tasarım fikirlerine 2022 yılında fazlaca yer vereceğimizi düşünüyorum. Eskimeyen ve her tasarım dilinde farklı bir formuna rastladığımız ahşap, bu yıl da duvar panelleri olarak karşımıza çıkacak. Zeminde kullandığımız doğal taş karolar, mermerden yapılmış tezgahlar keten ve pamuklu kumaşlar 2022’de de trend olmaya devam edecek.”


Modada başlayan nostaljik canlanma stilinin önümüzdeki yılda iç mekan tasarım trendlerinde de yeniden popüler olacağını aktaran iç mimar, farklı tasarım dillerine yer verilmek istenen tasarımlarda retro tarzı unsurlara ve renklere rastlayacağımızı da sözlerine ekliyor. Minimal tasarımlarda görmeye alışkın olduğumuz keten kumaşlar ve ahşap natürel dokuların yanı sıra kadife kumaşlara, pirinçlere ve metal dokulara da çokça yer verileceğini dile getiriyor.


‘’Tüm zamanların trendi diyebileceğimiz, her mekanın en önemli aksesuarı bitkiler, her yıl olduğu gibi bu yıl da tasarımın tamamlayıcı parçaları olarak yaşam alanlarımızda yerlerini alacak’’ diyen Beril Khalaf, seramik ve ahşap malzemelerden elle üretilmiş, doğal bitişli aksesuarların önümüzdeki yıl göz önünde olacağını sözlerine ekliyor.

2022’nin Rengi “Very Peri” Cubo İle Duvarlarınızda

2022’nin trend rengini, Türkiye’nin yerli boya firması CUBO Boya’nın “Pasifik” rengiyle duvarlarınıza yansıtabilirsiniz.


Yeni yılın trend rengini belirleyen uluslararası renk otoritesi Pantone Color Institute, bu yıl ilk kez mevcut renk kataloğunda bulunmayan bir renk ilan etti ve 2022’nin rengini “Very Peri” olarak açıkladı. Pantone tarafından “mavinin deniz salyangozu tonu” olarak tanımlanan “Very Peri”, “sakinliği menekşe kırmızısı alt tonla canlandıran bir mavi”. 2022’nin trend rengini, Türkiye’nin yerli boya firması CUBO Boya’nın “Pasifik” rengiyle duvarlarınıza yansıtabilirsiniz.


Yılın rengi olarak belirlenen Very Peri, mavinin sabitliğini kırmızının heyecanıyla harmanlayan bir renk. İlk bakışta pastel bir mor olarak tanımlanabilecek Very Peri, Cezayir menekşesi ve mavi arası bir tondan ilham alıyor. Tüm dünya pandemi nedeniyle geçen izolasyon sürecinden sıyrılırken değişen kavramlarımıza ve yaşam standartlarımıza dikkat çekiliyor.


Yüzde 100 yerli olan ve boya sektörünün hızlı yükselen değeri CUBO, 2022’nin trend rengini mekanlarında uygulamak isteyenlere “Pasifik” rengini öneriyor.

KİPTAŞ Tuzla Aydınlık Evler’in Temeli Atıldı

KİPTAŞ, İstanbul’un Tuzla ilçesinde yeni bir proje hayata geçiriyor.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, İstanbul’daki konut projelerine bir yenisini daha ekliyor. Tuzla’nın Aydınlı Mahallesi’nde hayata geçirilecek Aydınlık Evler projesinin temeli atıldı.


KİPTAŞ Tuzla Aydınlık Evler projesinin ilk harcı döküldü. Projenin temel töreni KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in katılımıyla gerçekleşti.


170 milyon maliyetle hayata geçirilen Tuzla Aydınlık Evler’de 321 konut inşa edilecek. Proje içerisinde yer alan konutların fiyatı 383 bin TL’den başlayacak. Konut ve ticari alanların yer alacağı proje, uygun ödeme koşullarıyla vatandaşa sunulacak.


Temel atma töreninden konuşan KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, yeni dönem projelerini ödenebilir koşullarla çevreci proje olarak inşa edeceklerini dile getirdi. Ali Kurt hayata geçirilecek projede asgari ücretin artında taksit tutarlarının olduğunu belirtti. KİPTAŞ’ın evi olmayan vatandaşları ev sahibi yapmayı amaçladığını söyleyen Kurt, “Alternatif finans yöntemleri ile kâr amacı gütmeyen projeler hayata geçireceğiz” açıklamasında bulundu. Sosyal konuta yeni vizyon katacaklarını söyleyen Ali Kurt, bu sürede desteklerini esirgemeyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na teşekkürlerini iletti.


Ali Kurt’tan sonra konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentsel dönüşüm çalışmaları için vatandaşlara çağrıda bulundu. İstanbul dönüşümün Kanal İstanbul projesinden daha önemli olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu, Güngören’de temeli atılacak kentsel dönüşüm için büyük heyecan yaşadıklarını dile getirdi. Yeni projelerin hayata geçeceğini söyleyen Ekrem İmamoğlu dev projede emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti.


Başvurular Başladı
Projeden ev alacak kişilerinin veya eşlerinin ev sahibi olmaması, başvuru yapacak kişinin bir senedir İstanbul’da yaşıyor olması gerekiyor. Projede şehit ve gazi yakınlarına, yüzde 40 engelli vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına ayrıcalık verilecek. Projede Tuzla Aydınlı mahallesinde en az bir sene ikamet eden vatandaşlar da ayrıcalıklı olarak kabul edilecek. Projenin kurası ise 5 Ocak’ta gerçekleşecek. Ön başvurularının bugün itibariyle başladığı projede son başvuru tarihi 28 Aralık olarak belirlendi.
120 ay vadeyle satışa sunulan KİPTAŞ Aydınlık Evler’de taksit tutarları 3 bin 400 TL’den başlıyor. KİPTAŞ Tuzla Aydınlık Evler Projesi’nde ortalama satışa esas brüt alanları 88 metrekare olan 210 adet 2+1 kapalı mutfak daire, 79 metrekare olan 40 adet 2+1 açık mutfak daire, 104 metrekare olan 71 adet 3+1 daire olmak üzere toplam 21 bloklu 321 konut, 21 dükkan ve 1 kreş yer alıyor.

Akıllı Şebekeler: Yenilenebilir Enerji Sistemlerindeki Rolleri

IEEE Güç ve Enerji Topluluğu (Power and Energy Society – PES) Türkiye Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ozan Erdinç, “Akıllı Şebekeler ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları” konusunu değerlendirdi.

Günümüzde “akıllı” ifadesi hayatın birçok alanında sıklıkla kullanılır hale gelmiştir. Akıllı cihazlar, akıllı evler ve akıllı şebekeler gibi kavramlar günlük hayatın bir parçası konumundadır. Öncelikle, “akıllı” kavramı ile ne ifade edilmek istenildiği net bir şekilde belirlemeliyiz. Örneğin, ilk nesil televizyonlar uzaktan kumanda teknolojisine sahip değillerdi ve genelde evin en küçüğü uzaktan kumanda görevini fiziksel olarak üstlenmekteydi. Televizyon teknolojisi geliştikçe televizyon sahiplerinin konforunu artırmak üzere uzaktan kumandalar ortaya çıkmıştır. Burada önem arz eden durum, kanal değiştirme komutunun daha basit bir şekilde de olsa hala televizyon izleyicisi tarafından verilmesidir.


Günümüzde ise benzer şekilde komutun hala kullanıcılar tarafından verildiği görevleri yerine getirebilen akıllı evler ortaya çıkmıştır. Kullanıcı; uzaktan perde kontrolü, klima kontrolü, vb. birçok tanımlı görevin bir tablet ya da akıllı telefonda yer alan bir uygulama üzerinden evde olmasa dahi gerçekleştirilmesini sağlayabilmektedir. Fakat uzaktan kumanda örneğine benzer olarak, burada da daha teknolojik bir şekilde desteklenmekte de olsa kararların sahibi son kullanıcıdır. Bu bağlamda; aslında günümüzde akıllı ev olarak adlandırılan birçok ev, gelişmiş otomasyon altyapısına sahip “uzaktan kumandalı” evler konumundadır. Yani kısaca “akıllı” teriminin birçok alanda gerçek manasından öte biraz reklam amaçlı olarak kullanıldığını söylemek yersiz değildir.


Akıllı Şebekeler Bir Vizyonu Sergileyen Tanımlanmış Bir Konsepttir
Akıllı şebekeler; elektrik güç sistemlerine, bilgi ve haberleşme teknolojilerinin entegre edilmesinin yaygınlaşmasıyla birlikte elektrik güç sisteminde daha etkin ve daha ekonomik bir işletim ortaya çıkaracak gelişmiş karar verme mekanizmalarının geliştirilmesi üzerine kuruludur. Akıllı şebekeler bir raf ürünü değildir, bir vizyonu sergileyen tanımlanmış bir konsepttir. Burada mevcut güç sisteminin genel yapısının tamamen değiştirilmesi gibi bir durum zaten söz konusu değildir. Yalnızca New York’taki yer altı güç sistem kablolarının toplam uzunluğunun dünyanın çevresini defalarca dönebilecek ebatta olduğu düşünüldüğünde bunu gerçekleştirmek zaten mümkün değildir. Burada önemli olan, güç sisteminde yeni nesil teknolojiler ile birlikte yapısal bir modernizasyonun gerçekleştirilmesidir.

Güç Sistemi Esnekliği Kavramı Ön Plana Çıkıyor
Akıllı şebekelerin sağlayacağı en önemli avantajlardan biri ise yenilenebilir enerji sistemlerinin entegrasyonu açısından olacaktır. Elektrik enerjisi üretimi açısından, çevre dostu bir işletim sunan rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir kaynaklar tabanlı önde gelen yenilenebilir enerji sistemlerinin en büyük dezavantajları, tamamen meteorolojik koşullara bağımlı olarak üretim gerçekleştirmelerinden ötürü elektriksel güç çıkışlarının oldukça değişken olmasıdır. Burada bahsi geçen değişken üretim, arz ve talebin anlık olarak mükemmel gerçekleşmesi gereken dünyadaki nadir emtialardan biri olan elektrik enerjisinde bu müthiş dengenin sağlanmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Bu nedenle de belirtilen güç sistemi işletimi tabanlı kısıtlamalar ile birlikte yenilenebilir enerji potansiyelinden daha az şekilde faydalanabilmek gibi önemli bir olumsuzluk ortaya çıkmaktadır. Burada yenilenebilir enerji sistemlerinin entegrasyonunun yüksek oranda olması için güç sistemi esnekliği kavramı son yıllarda daha ön plana çıkmaktadır. Zaten geçmişten beri talebin değişimine göre konvansiyonel ve kontrol edilebilir üretim santrallerinin değişken güç üretimi planlaması en olgunlaşmış esneklik çözümüdür. Fakat bu arz-talep dengesi problemine, özellikle arıza koşulları dışında tamamen kontrol edilebilir olarak kabul edilen üretim (arz) tarafında oluşacak yenilenebilir enerji tabanlı belirsiz üretim nedeniyle gerçekleşecek olumsuz katkı, sadece konvansiyonel santraller tabanlı sunulan esnekliği oldukça yetersiz kılmaktadır.


Daha Akıllı Şebekeler Üzerine Yapılan Çalışma ve Yatırımlar Kaçınılmaz Hale Geldi
Akıllı şebeke vizyonu, gerektiğinde talep tarafının da talebinin değiştirilebilmesi vasıtasıyla esneklik kaynağı haline gelmesi, son kullanıcıdan dağıtım ve iletim sistemlerine kadar farklı seviyelerde enerji depolama sistemlerinin etkin bir şekilde entegrasyonu ve işletimine imkân sağlaması vb. hususlar sayesinde oldukça kullanışlı esneklik çözümleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda daha fazla yenilenebilir enerji kullanımı için, daha akıllı şebekeler üzerine yapılan çalışma ve yatırımlar artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Elektrik enerjisi endüstrisinde yeni sistemlerin geliştirilmesine ve inşasına rehberlik eden IEEE Güç ve Enerji Topluluğu (PES) gibi kuruluşların, akıllı şebekelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına entegrasyonu sürecinde enerji sektörüne edeceği kılavuzluk bu açıdan büyük önem taşımaktadır.

“Klinik Tasarımları Kullanıcı Dostu Hale Geliyor”

Mimar İpek Baycan Magriso:”Yeni nesil klinik tasarımları günümüzün teknolojik nabzını tutarak interaktif ve informatif unsurlarla kullanıcı dostu hale geliyor” dedi.

Estetik işlemler yapılan kliniklerin sayılarının gün geçtikçe artması ile bu hizmetin sunulduğu mekanların kendi estetiği de bir hayli önem kazanmaya başladı. Diş ve estetik poliklinikleri özelinde uzmanlaştığı sağlık yapıları için gerçekleştirdiği tasarımlarla tanınan Mimar İpek Baycan Magriso, sağlık sektöründeki mekânsal yenilikler ve yeni nesil klinik tasarımlarında öne çıkan kriterler hakkındaki görüşlerini aktardı.


WAF 2021 Awards “Health: Future Projects” kategorisinin jüri üyeleri arasında yer alan İpek Baycan Architects Kurucusu Mimar İpek Baycan Magriso, kliniklerde iç mekan tasarımının yükselen değerini ve güncel yaklaşımları analiz etti. Klinik mekanlarına yeni bir soluk getirmek konusunda oldukça güçlü bir eğilimin olduğunu belirten Magriso, klinik iç mekanlarını tasarlarken kamusal bir çekicilik sunan, hem çekinilerek gelinen bir mekan olma niteliğini kıran hem de kucaklayıcı bir mekan sağlayan tasarımların öne çıktığını vurguluyor. Aslında bu, bir yandan steril olması gereken ortamın getirilerini korurken öte yandan sıcak bir hissiyatı mümkün kılmayı sağlayan ince bir çizgi. Bu doğrultuda fonksiyonel ve aynı zamanda çarpıcı mekanlar yaratmak, mimara göre klinik tasarımlarının önemli bir kriteri.

Nitelikli İç Mekan Tasarımı

Günümüzün iç mekanları arasında güncel bir tasarım anlayışına ve sürprizlere en açık sektörlerden birinin klinik tasarımları olduğunu ifade eden Magriso, hekimlerin kendi imzalarını mekanla özdeşleştirir nitelikte iç mekan tasarımı beklentilerinin olduğunu, bu doğrultuda klinikte yapılan işlemleri ve hekimlerin motivasyonlarını çok iyi anlamak ve terzi dikim işi bir tasarım ortaya koymak gerektiğini düşünüyor.


Klinik tasarımlarında kullanıcıların mekana geldiklerinde kendi beklentileri kapsamında doğru yerde olduklarını hissetmelerinin çok önemli olduğuna inanan İpek Baycan Magriso ve ekibi, ziyaretçilere ve hastalara alacakları hizmetin kalitesini hissettiren ancak onları korkutmayacak zariflikte mekanlar üretiyor. Kullanıcıyla ilişki kuran interaktif öğeleri de tasarıma dahil eden ekip, mekanda ziyaretçiler ya da refakatçiler açısından bekleme aktivitesinin uzun saatler içerebilen bir fonksiyon olması sebebi ile farklı aktivitelere imkan sağlayan; zaman zaman ziyaretçinin nerede ve ne için olduğunu unutturacak sıcaklıkta mekanlar üretmeye çalışıyor.


Özellikle bekleme salonlarına ve kamusal akslarına entegre edilen dijital sistemler sayesinde çarpıcı, informatif ve günümüzün teknolojik nabzını tutan elemanlar kurgulayan tasarım ekibi, kimi zaman sergilenecek 2D ve 3D ürünleri de bir müze gibi bu oyuna dahil ediyor. Gelişen teknolojinin getirisi ile işlemlerin nasıl yapıldığını şeffaf ve tercihe yönelik anlatılarla sunan ekranlar ve makinelerin de entegre edildiği sergileme metotları kurgulanabiliyor.


Son 9 senedir klinik mekanları üzerine çalışmalar geliştiren Mimar İpek Baycan Magriso, tasarım ekibiyle beraber zaman içerisinde şekillenen farklı beklenti ve eğilimlerin yanı sıra, bu sektörde tasarım kriterlerini bizzat oluşturur hale geldiklerine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Kurgusal, yönetmeliksel ve mekânsal olarak benzer özellikler barındıran işlevler olmasına karşın; kullanıcı motivasyonları, mekanın potansiyeli ve kısacası mimari bir düşünce sistemi ile bu ikisini harmanlayarak var etmek her bir projenin kendine göre biricik olmasını sağlıyor.”


Sadece iki box’tan (klinik muayene odasından) oluşan Derya Dental Klinik Projesi’nde tavan yüksekliğinin izin vermesi ve üç bir yandan vitrinleşen bir cephenin varlığı ile; bir klinikte işin mutfağı olan klinik odalarını bağımsız birer birim olarak cepheye yerleştiren mimarlar, ziyaretçilerin bu iki yüzer birimin ortasından geçerek onları giriş aksında karşılayan resepsiyona; oradan da bekleme ve servis bölümüne ulaşmalarını sağlıyorlar. Yine dental bir klinik olan Kartal Duru Klinik’in kurgusunda ise resepsiyon ve bekleme geniş bir açıklık ile ziyaretçiyi karşılarken; klinik bölümüne geçişi vurgulayan geniş ve yüksek iç cephe, sirkülasyonu kademelendiren ışık bantları ve hareleri ile mekânsal bir illüzyon sunuyor. Bu örneklerde görüldüğü gibi aynı işleve sahip iki tip projenin dinamiklerinin farklılaşması ile iyi çalışan ve bambaşka deneyimler sunan mekanlar üretmek mümkün.


Pandemi Koşulları Klinik Tasarımlarını Etkiledi
Sağlık mekanlarının işlerliği ve fonksiyonların birbiri ile ilişkisinin tasarımda önemli bir rol oynadığına dikkat çeken mimar, bir diş kliniğinde sterilizasyon ve laboratuvar birimini klinik muayene odalarının bulunduğu bölgede kurgularken, röntgen odasının kamusal alana yakın ve resepsiyon ile entegre bir mahalde olmasına özen gösteriyor. Bu tip işlerliği ve verimliliği arttıran kurgular sağlık mekanlarında hayati önem taşıyabiliyor, hekimlerin ve personelin kamusal alandan ayrı sirkülasyon hatlarını oluşturmasına yardımcı oluyor. Yönetmeliğin getirdiği pek çok regülasyon; kapı ebatları, açılış yönleri, ergonomik mesafe kurguları ve metre kareye yansıyan bu tip gereklilikler mimarları zorlamaktan ziyade bir tanımlayıcı olarak daha en baştan bu farkındalıkla planlama yapılabilmesine olanak veriyor.


Mimar, pandemi dönemi ile beraber gelen yeni kurallar ve koşullar altında kliiniklerin tasarım sürecinde deneyimlediği yenilikleri ise şu şekilde aktarıyor: “Pandeminin getirisi ile randevulu çalışma düzenlerindeki sıkı kurallar daha seyrek bekleme mekanları kurgulayabilmek gibi mekânsal ve metrekaresel değişikliklere de ön ayak oldu. Eskiden klinik içinde refakatçiler için ikili üçlü düşünülen ziyaretçi modülleri artık tamamen ortadan kalktı mesela. Bu gibi mekânsal özellikler bazında değişikliklerin yanı sıra daha teknik gereksinimler; havalandırmalarda hepafiltre entegrasyonları; tüm mahallerin sensörlü kapılara sahip olup; kişinin bir yere minimum temasla ulaşabilmesi kurguları pek tabii ön plana çıktı.”


Poliklinik Kurguları Değişiyor
Özellikle Türkiye’de sağlık turizmi büyük bir heyecan yaratıyor ve geleceğin klinikleri de bu yönde gelişiyor. Bu sayede eskinin o apartman dairelerinde yer alan muayene mantığından uzaklaşmış olan ve git gide çok daha enternasyonal, çeşitli regülasyonlara ve akreditasyonlara ev sahipliği eden poliklinik kurguları oluşmaya başlıyor. Kendi kapsamında konaklamaya kadar tüm entegrasyonu sağlayan, ziyaretçilerin kendileri için belirlenen işlemler ve iyileşme süreçleri kapsamında ihtiyaç duyabilecekleri her şeyi onlara paket olarak sunan klinik sistemleri, geleceğin klinik işletme modelleri arasında yer alıyor.
Diğer yandan ise daha butik çalışmaya özen gösteren ve konusunda bir marka haline gelmiş hekimlerin özelleşen kimliklerini gösteren klinik mekanları da söz konusu. Bu mekanların ana vurgusu kliniğin kimliğinin hekimin özgünlüğü ile ilişkilenmiş olması üzerine oluyor. Bunun için hekimin hayalindeki işleyiş mantığını çok iyi koklamak ve tam da ona uygun bir kılıf oluşturmak hem projesel başarıyı hem de müşteri memnuniyetini beraberinde getiriyor.


İnşaat Malzemeleri Sektörü Ekim 2021’de 2,79 Milyar Dolarlık İhracat Yaptı

Türkiye İMSAD, sektörün merakla beklediği İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi sonuçlarını paylaştı.


Türkiye İMSAD, sektörün merakla beklediği İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi sonuçlarını paylaştı. Buna göre 2021 senesi Ekim ayında inşaat malzemeleri ihracatı değer olarak 2,79 milyar dolar, miktar olarak 5,38 milyon ton seviyesinde oldu.


Tedarik zincirlerindeki değişimlerden olumlu yönde etkilenmeye başlayan İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı yükseleşimi sürdürüyor. Ekim ayı bazı ülkelerde salgının 4. dalgası sebebiyle kısıtlamalar olsa da, sektör bir önceki yılın aynı dönemine oranla Ekim 2021’de ihracatını 40,5 artırmayı başardı. 2020 yılının Ekim ayında ortalama ihracat birim fiyatları 0,37 dolar/kilogram civarındayken bu rakam 2021 Ekim’de 0,52 dolar/kilogram seviyesine ulaştı. Buna ek olarak küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş de birçok inşaat malzemesinin ihracat birim fiyatını artırıyor. Birim fiyatlardaki yükselikatkısı daha çok görülüyor.


İhracatta Tüm Ürünlerde Birim Fiyatlar Arttı
2021 senesi ekim ayında inşaat malzemeleri ihracat performansı alt sektörler itibarıyla kuvvetli bir şekilde yaşandı. Alt sektörlerde birbirlerine benzer eğilimler meydana geldi. Miktar, değer ve birim fiyatlar olarak ihracatta eğilimler genellikle artış yönünde oldu. Ekim ayında hem talep artışı hem de küresel fiyat artışları alt sektörlerin ihracatlarını olumlu bir şekilde etkiledi.
Ekim ayında 8 alt ürün grubunun tamamında ihracat birim fiyatları 2020 senesi Ekim ayına göre arttı. Küresel emtia ve nihai ürün fiyatlarındaki artışın da etkili olduğu ekim ayında fiyat artışları oldukça yüksek yaşandı.


Demir Çelik Ürünlerinde İhracat Yüzde 45,5 Arttı
2021 yılı ekim ayında demir çelik ürünlerinin ortalama ihracat birim fiyatları geçen senenin aynı ayına oranla yüzde 45,5 arttı. Mineral ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı geçen senenin aynı ayına göre yüzde 23 yükseldi. Elektrik malzemeleri ve teçhizatları ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 19, ağaç ve ahşap ürünleri ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 36,2 ve prefabrik yapıların ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 30,9 arttı.

Ekim ayında 8 alt ürün grubunun 4’ünde ihracat miktar olarak geçen senenin Ekim ayının üzerinde gerçekleşti. Miktar olarak artışlarda önceki senenin son aylarındaki artışların baz etkileri görülmeye başlandı. 2021 yılı ekim ayında en yüksek ihracat miktar artışı yüzde 41,5 ile yalıtım malzemelerinde gerçekleşti. Metal bazlı ürünlerin ihracat miktar artışı yüzde 28,8 ve demir çelik ürünlerinde yüzde 16,8 oldu. Miktar olarak mineral ürünler ihracatı ise yüzde 8,5 düştü.

Ekim ayında 8 alt ürün grubunun tamamında ihracat değer olarak artış kaydetti. Değer olarak yaşanan yüksek artışlarda fiyat artışlarının da etkisi oldu. 2021 yılı ekim ayında değer olarak en yüksek ihracat artışı yüzde 70 ile demir çelik ürünlerinde gerçekleşti. Ekim ayında değer olarak ihracat artışı metal bazlı ürünlerde 57,1, yalıtım malzemelerinde yüzde 32, ağaç ve ahşap ürünlerinde ise yüzde 18,6 oldu.

İthalat Düşüşe Geçti
2021 senesi Ekim ayında inşaat malzemeleri ithalatı 642 milyon dolara düştü. Döviz kurlarındaki artış ithalatta yavaşlamaya neden oldu. İthalat Eylül ayının altında yaşandı. Ekim ayında inşaat malzemeleri ithalatı 200 bin 484 ton oldu. Miktar olarak da ithalat bir önceki aya göre düşüşe geçti.


İnşaat malzemeleri sanayi ithalat birim fiyatı 2021 yılı Ekim ayında 3,20 dolar/kilogram oldu. Şimdiye kadarki en yüksek aylık ortalama ithalat birim fiyatı eylül ayından sonra Ekim ayında da devam etti.

Yapı Malzemeleri Sektörü 11 Ayda 28.7 Milyar Dolarlık ihracat Yaptı

Türk yapı malzemeleri sektörünün Ocak-Kasım 2021 ihracat rakamları açıklandı.


Türk yapı malzemeleri sektörünün Ocak-Kasım 2021 ihracat rakamları açıklandı. Buna göre; yapı sektörünün 11 aylık ihracat rakamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46,82 oranında artarak 28,7 milyar dolar oldu.


224 ülkeye ürün satışı yapan Türk yapı sektörü ihracattaki yükselişini sürdürüyor. Paylaşılan rakamlara göre yapı malzemeleri sektörünün ihracatı Ocak-Kasım 2021 döneminde, bir sene öncesinin aynı dönemine göre yüzde 46,82 oranında artış gösterdi ve 28,7 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.


Ocak-Kasım 2021 döneminde, değerde en yüksek artışa sahip ürün grubu yüzde 64,64 ile demir çelik bazlı ürün grubu oldu. 2021 yılının ilk 11 ayında en fazla ihracat gerçekleştiren ülke 1,8 milyar dolar ile Birleşik Krallık oldu. Birleşik Krallık’ı ise İsrail ve Almanya izledi.


Türk yapı sektörünün Kasım ayında 2,8 milyar dolar tutarında ihracat yaptığı açıklandı. Bu göre kasım ayındaki ihracat geçtiğimiz yılın aynı ayına oranla yüzde 34,25 artış gösterdi. Yapı malzemeleri sektörü Kasım 2021’de en fazla ihracatı 206 milyon dolar ile İsrail’e yaptı. Birleşik Krallık 192 milyon dolar ihracatla ikinci sırada bulunurken Almanya 184 milyon dolarla üçüncü sırada kendine yer buldu.

“2022’de Fuarlara Katılacağız”
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Urtim Kalıp ve İskele Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Urafılılar, sektörün yılın son ayına da yüksek ihracat rakamlarıyla girdiğini hedeflerinin bu yılı en iyi seviyede kapatıp yeni yılda yeni hedeflere odaklanmak olduğunu söyledi.


Yapı malzemeleri sektörü olarak yeni dönemde fiziki fuarlara katılacaklarını kaydeden Serdar Urfalılar, “2020’nin başından beri ise ne yazık ki fuarlara katılım yapamadığımızdan bu konuda çok heyecanlıyız. Eylül ayında Dubai Big 5 fuarına katılım göstererek dünyanın en prestijli fuarlarından birinde sektörümüzü temsil etme fırsatına sahip olduk. Daha sonra Ekim ayında Libya Build, Kasım ayında Batimatec Cezayir fuarlarında sektörümüzü temsil ettik. 2022’de ise ABD’de düzenlenecek olan 4 fuara katılmayı planlıyoruz. Bunlar; Ocak’ta World of Concrete, Şubat’ta International Builders Show, Mart’ta New York Build ve Nisan’da Chicago Build. 2022’nin sonlarına doğru ise 2 adet milli katılım hedefliyoruz. Bunlar 3-6 Ekim’de Fransa’da Batimat Paris, 19-21 Ekim’de Meksika’da Expo Cihac Fuarları. Ekim ayının sonunda ise ayrıca Almanya’da Bauma Fuarı’na katılmayı planlıyoruz.” şeklinde konuştu.


Büyüme rakamlarıyla ilgili de konuşan Urfalılar şöyle konuştu: “Türkiye ekonomisi için büyüme sanayinin büyümesiyle doğru orantılıdır. Türkiye ikinci çeyrekte bir önceki yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 21,7 büyümüştü. 3. çeyrekte de genel olarak yüzde 7,4 sanayi de ise yüzde 10 büyüyerek büyüme trendinin devam ettiğini ve sadece baz etkisine bağlı olarak büyümediğini kanıtlamış oldu. 2021 üçüncü çeyrekteki ekonomik büyümemizde en yüksek katkıyı ihracat sundu, net ihracatın büyümeye katkısı 6,8 puan oldu. Büyümeye katkı sağlayan faktörlerin başında ihracatın bulunması her zaman arzu edilen bir durum. Bu durumu kalıcı hale getirebilirsek uzun vadede ekonomimizi çok daha sağlam bir temele oturtmuş olacağız. Sanayi faaliyetlerindeki yüzde 10’luk artış da çok önemli. Bu büyüme rakamları şu anda doğru yolda olduğumuzu ve Orta Vadeli Planda hedeflenen yüzde 9’luk ekonomik büyüme hedefine doğru emin adımlarla yürüdüğümüzü gösteriyor.”

Hilti Türkiye’nin Yeni Yıl Hedefi: Sürdürülebilir Bir Değer Yaratmak

Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, şirketin 2021 yılını değerlendirerek 2022 yılı hedeflerini paylaştı.


Stratejik hedefleri ve pek çok ürün gamındaki pazar liderliğiyle öne çıkarken farklılaşma yoluyla sürdürülebilir değer yaratmayı da misyon edinen Hilti Türkiye, sunduğu 360 derece hizmet anlayışıyla 2021 yılını hem endüstriyel yapıların hem de konutların inşasında sektör profesyonellerinin iş ortağı olarak tamamladı. İleri teknoloji birçok ürününü piyasaya sunarak inşaat sahalarında dijital dönüşümün temellerini atan şirket, imza attığı referans projelerle de yıl boyu önemli başarılar sergiledi. Yeni dönemde yapı sektöründe verimliliği artıracak ürün, servis ve yazılımlar geliştirmeye devam edeceklerini vurgulayan Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, özellikle erkek istihdamının yoğun olduğu sektörde kadın iş gücünü artırmayı hedeflediklerini ve deprem kuşağında yer alan Türkiye’de sismik ürünlerin gelişimine ve uluslararası kriterlerin standart haline gelmesine öncülük etmeyi sürdüreceklerini açıkladı.


Yeni normalin hâkim olduğu ve dijital dönüşümün her alanda hissedildiği 2021 yılında özellikle konut ve endüstriyel yapılar başta olmak üzere farklı yapıların dinamiklerine uygun teknolojiler geliştiren Hilti, ekipmandan yazılıma kadar birçok alanda entegre hizmet sunuyor. Şirketin 2021 yılını değerlendiren ve 2022 yılı için hedef ve öngörülerini paylaşan Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, “Hilti olarak en önemli gündem konumuz, iş ortağı olabilme hedefini yerine getirerek sürdürülebilir bir değer yaratmak. Bunun için de tüm çalışmalarımızı çözüm ortağı olma misyonu çerçevesinde değerlendiriyor, satılan ürünle sınırlı kalmadan müşterilerimize bütüncül bir hizmet sağlamayı hedefliyoruz. Şirket olarak 2021 yılında dijitalleşme ışığında yapı sektöründe verimliliği artıracak pek çok ürün, servis ve yazılımlar geliştirdik. Bu başarımızı 2022 yılında da artırarak sürdürmeyi ve sektöre öncülük etmeyi hedefliyoruz” dedi.

“İş Ortaklığı’’ Modelini Bir Üst Seviyeye Taşıyacak
2021 yılının son çeyreğinde müşterileriyle daha fazla etkileşim halinde olmak için “İş Ortaklığı” modelini hayata geçirdiklerini vurgulayan Çetinkol, “Bu kapsamda 2022 yılında çok daha gelişmiş bir müşteri memnuniyeti yapısı oluşturmak istiyoruz. Çünkü iş ortağı modelinin sürdürülebilir değer yaratmada çok önemli bir itici güç oluşturduğunun farkındayız. Bu modelle sadece ekipman üreten ve satan bir tedarikçi olmak yerine verilen hizmet sonrası danışmanlık, yazılım, tasarım, kontrol ve mühendislik gibi faydalar sağlayan holistik bir yapı inşa edeceğiz. 2022 yılında da değer veren ve performans odaklı kültür anlayışımız gereği müşteri sadakatini verilen hizmetlerin bütünüyle sağlamayı, teknik çözümler ve doğru uygulamalarla öne çıkarmayı amaçlıyoruz” dedi.

İnşaat Sahalarındaki Dijitalleşmeyi Hızlandıracak
2021 yılında geliştirdikleri yazılımlarla şantiyelerdeki ve proje ofislerindeki süreçleri çok daha verimli ve etkin hale getirerek sektördeki dijital dönüşüme öncülük ettiklerinin altını çizen Çetinkol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hilti olarak 2022 yılında Ar-Ge ve dijitalleşme konusunda çok ciddi atılımlara imza atacağız. Bu atılımlarla müşterilerimize ve tüm sektör paydaşlarımıza sağladığımız hizmet kalitesini en üst düzeye taşımayı hedefliyoruz. 2021 yılında ankraj uygulama tasarımları için geliştirdiğimiz bulut tabanlı yazılımımız PROFIS Engineering ile çok önemli projelerde yer aldık ve çok sayıda inşaat profesyoneli tarafından tercih edildik. Bu yazılım, tek bir platform üzerinden bağlantı elemanlarının tasarım süreçlerini dijitalleştirerek süreçleri çok daha verimli ve etkin hale getiriyor. 2022 yılında da PROFIS Engineering ile daha fazla inşaat temsilcisine ulaşmayı hedefliyoruz. Yıllardır başarıyla sürdürdüğümüz mühendislik ve yazılım servisimizi yeni yılda çok daha ileriye taşıyarak şantiyelerdeki dijitalleşme süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz.”

Hilti’den Zaman Tasarrufu Sağlayan Çözümler
2021 yılında Hilti envanter yönetim sistemi ON!Track’ın hem kullanıcı ara yüzü hem de fonksiyonel iyileşmelerle oluşturulmuş üçüncü jenerasyonunu kullanmaya başladıklarını söyleyen Çetinkol; “2022 yılında ON!Track kullanan müşteri sayımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Buna ek olarak yeni yılda ON!Track Varlık Yönetim Sistemi’ni daha da geliştirmek için çalışacağız. Kompleks yapıdaki inşaat sahalarında ekipmanların ve sarf malzemelerinin mobil cihazlardan ve bilgisayarlardan kolayca takip edilebildiği bu sistemle üretkenlik konusunda fark yaratacağımız bir yıl olacak diyebiliriz” şeklinde konuştu.

“Sismik Teknolojiler 2022 İş Planlarımızın Olmazsa Olmazı”
2022 yılında global ve yerel iş birliklerini artırmayı planladıklarını belirten Banu Deniz Çetinkol, “Hilti Türkiye olarak çok önem verdiğimiz konuların başında gelen deprem çalışmaları ve iş birlikleri de yeni yıl hedeflerimiz arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu kapsamda çeşitli üniversite ve STK’larla iş birliklerimizi geliştirmeye odaklanacağız. Deprem, ciddiyetle odaklandığımız bir konu ve sadece depremle ilgili projelerimiz için ofisimizde bizimle çalışan bir arkadaşımız bulunuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliği başta olmak üzere deprem farkındalığı konusunda toplumu bilinçlendirmeye devam edeceğiz. Ayrıca bir yandan yapıların güvenlik karnesini güçlendirecek öncü sismik teknolojilere imza atarken öte yandan uluslararası kriterlerin standart haline gelmesi için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

2023 Yılına Kadar Karbon Emisyonunu Nötrleyecek
Sürdürülebilirliği; çevre, kurumsal sosyal sorumluluk, cinsiyet eşitliği gibi konulara ve iş yapış şekillerine entegre ettiklerini söyleyen Çetinkol; “Hilti Grup’un uluslararası sürdürülebilirlik ajansı EcoVadis tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Hilti, 2021 yılında gümüşten altın statüsüne yükseldi. Bu derece ile değerlendirmeye katılan tüm şirketler içinde yüzde 5’lik dilime girerek önemli bir başarıya imza attı. Daha iyi bir dünya misyonuyla attığımız adımlar, sürdürülebilirlik konusunda önemli çıktılar elde etmemizi de sağlıyor. Örneğin, elektrik tüketiminde bir önceki yıla göre yüzde 4,5 verimlilik elde ettik. Tüm organizasyonlar içindeki enerji tüketiminde ise yüzde 19,8 oranında bir tasarruf sağladık. 2020 yılında pandemi koşullarına göre revize ettiğimiz çalışma biçimleri ile CO2 emisyonumuzu 100,000 ton düşürmeyi başardık. Bu noktadaki öncelikli hedefimiz ise 2023 yılına kadar karbon emisyonunu nötrlemek. Bunun için küresel araç filomuzu benzinli ve dizel motorlardan elektrikli, doğalgazlı ve tam hibrit araçlara dönüştürmek istiyoruz. Döngüsel ekonominin bu hedefimize ulaşmada çok güçlü bir araç olduğuna inanıyoruz. Uzun süredir döngüsel ekonomiye verdiğimiz desteklerle etkili bir atık yönetim sistemi kurduk. Kullanılmış ürünlerin iadesi için bir tedarik zinciri oluşturduk. 800’den fazla çalışanımızın ürünlerimizin aşınma ve yıpranma, dayanıklılık ve geri dönüştürülebilirliği konusundaki bilgilerini her gün geliştirdiği küresel bir onarım merkezi sistemine sahibiz. 2020 yılında kullandığımız hammaddenin yüzde 23’ünü geri dönüştürülmüş malzemelerden tedarik ettik. İnşaat sahalarının vazgeçilmez unsuru haline gelen sürdürülebilirlik konusunda çalışmaya, projelerin çevreye olan etkilerini azaltacak teknoloji ve çözümler üretmeye, üniversiteler, araştırma enstitüleri ve onay kuruluşlarıyla projeler yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Hilti İle Mesleklerdeki Cinsiyet Kalıpları Yıkılıyor
Erkek istihdamının yoğun olduğu inşaat sektöründe kadınların iş gücüne eşit katılımını sağlayacak halihazırda birçok proje yürüttüklerini dile getiren Banu Deniz Çetinkol, “Hayata geçirdiğimiz ’Hilti Kadınları Sahada’ projemizle sektördeki ‘mesleki cinsiyet’ kalıplarını yıkmak ve fırsat eşitliği sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aynı zamanda, okul hayatından başlayarak özellikle iş hayatıyla ilgili konularda kadınları desteklemek amacıyla oluşturduğumuz ‘Hilti ile Kariyer Köprülerini İnşa Edin’ adını verdiğimiz mentorluk programımızla da kadın öğrencileri desteklemeye devam edeceğiz. Satış, pazarlama ve mühendislik departmanlarında başlattığımız ‘Kadın stajyer’ programı ile de şirketimizdeki yeni mezun genç kadın sayısını artırmayı hedefliyoruz. Proje sayesinde bu yıl 5 yeni stajyerimizi daha Hilti ailesinin üyesi yaptık. Özetle, 2022 yılında da ezberleri bozmaya ve kadınları inşaat sahalarında görmek için çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

İnşaat Maliyet Endeksi Son 1 Yılda Yüzde 41,93 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı Ekim ayı inşaat maliyet endeksi verilerini açıkladı.


Sektörün merakla beklediği inşaat maliyet endeksi verileri açıklandı. Buna göre İnşaat maliyet endeksi, 2021 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,93 arttı. Bir önceki aya göre ise malzeme endeksinde yüzde 6,15, işçilik endeksinde ise yüzde 1,06 artış kaydedildi. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 50,47, işçilik endeksi yüzde 22,62 arttı.

Bina Maliyet Endeksi Yüzde 42,13 Arttı
Bina inşaatı maliyet endeksinde ise bir önceki aya göre yüzde 4,37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,13 artış gerçekleşti. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,69, işçilik endeksi yüzde 0,98 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 50,98, işçilik endeksi yüzde 22,64 arttı.

Bina Dışı Yapılar İçin İnşaat Maliyeti Endeksi Yıllık Yüzde 41,24 Yükseldi
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 6,04, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,24 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 7,69, işçilik endeksi yüzde 1,34 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 48,78, işçilik endeksi yüzde 22,52 arttı.

Bayrampaşa’ya Millet Bahçesi Müjdesi!

TOKİ, İstanbul’un Bayrampaşa ilçesinde Millet Bahçesi inşa edecek.


Toplu Konut İdaresi (TOKİ), İstanbul’a bir millet bahçesi daha kazandırıyor. 16 milyonluk nüfusu ile dikkat çeken megakentte yeşil alanları çoğaltmayı amaçlayan TOKİ, Bayrampaşa Millet Bahçesi projesi için düğmeye bastı.


Sağmalcılar Mahallesi’nde hayata geçirilecek projenin ihalesi 9 Aralık tarihinde gerçekleştirildi. İhalenin sonuçlandırılmasının ardından projeye hemen start verilmesi planlanıyor. Proje kapsamında sosyal donatı alanlarına da yer verilecek.

10 Yeni Otel Projesi Hayata Geçirilecek

10 yeni otel projesi yatırım teşvik belgesi aldı.


Turizmdatabank’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan otel yatırımları verilerine göre, Türkiye’de konaklama sektörü, 2021 yılı ekim ayımda, 380 milyon TL bütçeli 16 adet otel yatırımı teşviği aldı.


Alınan teşvikler kapsamında, 6 otelin yenilemesi yapılacak. Ayrıca 10 yeni otel projesi hayata geçirilecek. 380 milyon TL yatırım bütçesinin; 245 milyon TL’si yeni oteller için ayrıldı. Projeler kapsamında 55 kişi istihdam edilecek. Teşvik belgesi alan otellerin toplam yatak sayısı ise 3 bin 510 olarak açıklandı.


İzmir Çeşme’de Dar ve Orta Gelirliler İçin Konut Yapılacak

İzmir’in Çeşme ilçesinde dar ve orta gelirli vatandaşlar için 412 daireli konut projesi hayata geçirilecek.


İzmir konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Çeşme ilçesinde dar ve orta gelirli vatandaşlar için 412 konutluk yeni bir proje hayata geçirilecek.


Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, Reisdere’de toplu konut projesi çerçevesinde işçi, memur ya da emekli vatandaşların konut sahibi olmalarına imkan sunmak için 412 adet konut inşa edileceğini duyurdu.


Çeşme Belediyesi Aralık ayı Olağan Meclisi’ne sunulan “Toplu Konut Projesi” önergesinin oy birliğiyle kabul edildi. Hayata geçirilecek yeni projeyle ilçedeki işçi, memur ya da emekli vatandaşların konut sahibi olmalarına imkan sunulacak.


Konuyla ilgili açıklama yapan Başkan Oran, turizmin gözbebeği Çeşme’de pandemiyle başlayan hızlı kentleşme gibi temel sorunlarla karşı karşıya kaldıklarının altını çizdi. Bölgenin kanayan yarasına kalıcı bir çözüm üretme hedefleri doğrultusunda 412 konutu vatandaşların hizmetine sunacaklaırnı belirten Oran, Çeşme’de konut fiyatlarının son yıllarda oldukça artış gösterdiğine dikkat çekti.

Oran, sözlerine şöyle devam etti: “Ekonomik geliri yüksek olmayan vatandaşlarımızın ev sahibi olmaları neredeyse imkansız hale geldi. Dar ve sabit gelirli vatandaşlarımıza tahsis edilmek üzere, daha iyi barınma koşulları sağlamak amacıyla hayata geçireceğimiz bu proje sayesinde vatandaşlarımız uygun ödeme koşuluyla ev sahibi olabilecek. Çeşme halkımıza hayırlı ve uğurlu olsun.”

“Hazır Beton Endeksi” 2021 Kasım Ayı Raporu Açıklandı

“Hazır Beton Endeksi” 2021 Kasım Ayı Raporu’na göre Güven Endeksi negatif yönlü hareketine devam ederken Birleşik Beton Endeksi yönünü aşağı çevirdi.


Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2021 Kasım Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, inşaat faaliyetlerinde son dört aydır devam eden hareketlilik yerini yavaşlamaya bırakırken gelecek döneme ilişkin beklenti negatif tarafa geçmiş görünüyor. Güven Endeksi negatif yönlü hareketine devam ederken Birleşik Beton Endeksi faaliyetteki gerileme ile birlikte yönünü aşağı çevirdi.


Geçen yılın aynı ayına göre baktığımızda ise ekim ayında faaliyet hariç bütün endekslerde bir artış görülüyor. Faaliyette görülen gerilemenin de sınırlı olduğu anlaşılıyor. Beklenti Endeksi’ndeki yükseliş, sektörün önümüzdeki dönemde pozitif bir beklenti içinde olduğunu gösteriyor. Güven Endeksi’nde bir yükselme görülse de endeksin halen eşik seviyenin altında.


Geçen yılın aynı ayına göre bakıldığında ise kasım ayında bütün endekslerde bir artış görülüyor. Faaliyette halen eşik değerin üzerinde olunmasına rağmen diğer üç endeks eşik değerin altında kaldı. Geçen yıla kıyasla bütün endekslerde görülen pozitif tablo, endekslerin mutlak değeri ve eğilimleri ile birlikte okunduğunda inşaat sektöründe, henüz belirginleşmemiş olsa da bir yavaşlamanın yaşanabileceğine işaret ediyor.


Hazır Beton Endeksi Yüzde 0,2 Oranında Arttı
Hazır Beton Endeksi’nin 2021 Kasım Ayı Raporu’na göre; Hazır Beton Endeksi bir önce yılın aynı ayına kıyasla yüzde 0,2 oranında artarak 100 seviyesine ulaştı. Faaliyet Endeksi yüzde 0,1 oranında artarken Güven Endeksi yüzde 0,3 puan yükseldi. Beklenti Endeksi’nde ise yüzde 0,1 artış kaydedildi.

“Kasım Ayında İnşaat Sektörü Yavaşladı”
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Özellikle son dönemde para piyasalarında yaşanan baş döndüren hareketlilik ekonominin bütün sektörlerini derinden etkilemektedir. Enflasyondaki yükseliş, girdi fiyatlarındaki artış, enerji maliyetlerindeki sıçrama, fiyatlama sorunu, para piyasalarına ilişkin beklentilerin tamamı hem üretici hem de tüketicinin beklentilerini şekillendirmektedir. Son Tüketici ve Sektörel Güven Endeksleri, yalnızca kısa dönemli beklentilerin değil aynı zamanda uzun dönemli güven sorununun piyasanın her iki tarafında başladığını göstermektedir.” dedi.


İnşaat sektörünün gelişmelerden çok daha hızlı etkilenmesi yönüyle diğer sektörlerden ayrıştığını ifade eden Yavuz Işık, “Geride bıraktığımız kasım ayında inşaatın yavaşladığı görülmektedir fakat inşaat sektörünün ekonominin genelinden olumlu ya da olumsuz ayrıştığı henüz söylenmemektedir. Piyasa oyuncularının güvenini, motivasyonunu yukarı çekecek her türlü gelişme bu noktada inşaat sektörü için önemlidir.” diye konuştu.

Banyolar 6 Saatte Değişiyor!

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, Vitra’nın banyo ürünleri için 1 Ocak’a kadar İstanbul’da 48 saatte teslimat ve 6 saatte kurulum hizmeti sunuyor.


Ev dekorasyonlarında bugüne kadar en çok ihmal edilen alanlar olarak bilinen banyolar, artık yenileme hızıyla dikkat çekiyor. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, Vitra’nın banyo ürünleri için 1 Ocak’a kadar İstanbul’da 48 saatte teslimat ve 6 saatte kurulum hizmeti sunarak banyo değişiminde kalıpları kırıyor.


Pandemi ev dekorasyonunda devrim yarattı. Araştırmalar, 2019’da 616,6 milyar dolar değerindeki küresel ev dekorasyonu pazarının, her yıl ortalama yüzde 3,9 büyüyeceğini ve 2027’de 838,6 milyar dolara ulaşacağını gösteriyor. Çünkü pandemiyle birlikte evde geçirilen zaman artınca, ev dekorasyonunda tadilat, yenileme ve değişim açısından hareketlik görüldü. Diğer yandan pandemide hız kesen kentsel dönüşüm ve artan yeni konut fiyatları, ikinci el konutlara talebi artırdı. Bu da taşınmadan önce tadilat yapma oranlarını yükseltti. “Yenilikler hep bu kadar çabuk olsa” söylemiyle kampanya başlatan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, Vitra’nın banyo ürünleri için 1 Ocak’a kadar İstanbul’da 48 saatte teslimat ve 6 saatte kurulum hizmeti sunarak banyo değişiminde yılların kalıpları kırıyor.

Sadece 6 Saatte Büyük Değişim!
Kampanyayla ilgili açıklama yapan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Pazarlama Direktörü Yavuz Feyzioğlu, “Ev dekorasyonunda bugüne kadar en çok ihmal edilen alan olarak bilinen banyolar, artık yenileme hızıyla dikkat çeker hale geldi. Banyo gereçleri, büyümeye devam eden ev tadilat ve yenileme pazarının güçlü bir öğesi haline geldi. Banyo değişimi konusunda alışılmış ‘Tüketiciler banyolarını 10 yıldan önce değiştirmeyi planlamaz’ yaklaşımı yıkıldı. Pandemiyle birlikte 2020’de başlayan yenileme hareketinin 2021’de de sürmesini bekliyorduk ancak tahminimizin de üstünde bir taleple karşılaştık ve yenileme pazarı, banyoyu da kapsayacak şekilde ciddi oranlarda büyüme kaydetti. Bu değişim sürecinde, Vitra markamızla sektör standartlarını değiştirmek üzere yola çıktık. Sektörümüzde ilk kez, ödeme onayını takiben 48 saat içinde teslimat ve teslimattan itibaren de 6 saat içinde eski ürünlerin sökülmesi ve yeni ürünlerin montajı için hizmet veriyoruz” dedi.


“6 saatte banyo değişimi” projesinin İstanbul genelinde seçili noktalarda devam ettiğini vurgulayan Yavuz Feyzioğlu, “Kampanyada sunduğumuz fayda, süreyle sınırlı değil. Müşteriler, teknik ve tasarımsal olarak da birbiriyle tamamen uyumlu ürünleri önceden tüm banyo boyutlarına uygun şekilde belirlenmiş setler arasından seçebiliyor. Üstelik keşif, eski ürünlerin sökülmesi ve yeni ürünlerin montajı ücretsiz olarak sunuluyor” dedi. Kampanyada her büyüklükte banyo ihtiyacına cevap verildiğini söyleyen Feyzioğlu, “Modern ve kullanışlı banyolar için Sento, klasik ve şık banyolar için ise Valarte banyo koleksiyonlarını öneriyoruz” dedi.

Avcılar’a Bin 200 Daireli Yeni Konut Projesi Yapılacak

İhlas Holding, Avcılar’da yükselecek Bizim Evler 9 projesi için düğmeye bastı.


Avcılar’a bağlı Firuzköy Mahallesi’ne yeni konut projesi geliyor! İhlas Holding imzasıyla hayata geçirilecek olan Bizim Evler 9 projesi kapsamında bin 200 yeni konut ve 95 adet ticari alan inşa edilecek. Arsa alanı 103 bin 588 metrekare olan projenin inşaat alanı ise 331 bin 343 metrekare.


İhlas Evler 9’da 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tipleri sunulacak. 16 blok şeklinde planlanan projede projesinde konut ve dükkanlar 12 adet blok, sosyal tesisler 2 adet blok, otopark 2 adet blokta yer alacak. Maksimum 20 kat olarak planlanan projede 2 bodrum kat, zemin kat, sostal tesis ve otopark bulunacak.


Bizim Evler 9 projesinin inşaatının 3,5 yıl içerisinde tamamlanması öngörülüyor.

Mutfak Tezgahı Çeşitleri ve Avantajları

Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran, her biri kendine özgü avantajlara sahip olan mutfak tezgahları ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.


En çok zaman geçirdiğimiz mekanlarından olan mutfakların dekorasyonunda kullanılan malzemeler önemli konulardan biri. Sürekli temasta bulunulan mutfak tezgahının özellikleri ve rengi, ev sahibinin stilini de yansıtıyor. Mutfak tezgahlarının uygun maliyetli olmasının dışında dayanıklı ve hijyenik olması, çizilmemesi ve dekoratif olması gerekiyor. Eski ve gözenekli yapılı mutfak tezgahlarının mikrop barındırıyor olması son teknolojiyle üretilen ve mikrop barındırmayan tezgahlara olan ilgiyi arttırdı. Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran Laminant, corian, granit, ahşap ve mermer gibi her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları olan mutfak tezgahları ile ilgili önemli bilgiler paylaşıyor.


Ahşap Tezgahlar
Ahşap tezgahlar sıcak bir görünüme sahip olmasıyla tercih edilirken her mutfak dolabı ve zeminiyle uyum yakalaması dikkat çekiyor. Ahşap tezgahların suya dayanıklı olmadığı yargısı da gerçeği yansıtmıyor. Uzun yıllar kullansanız bile ahşabın görünümü değişmiyor. Ancak ahşap tezgahlar yüksek ısıya karşı dayanıklılık noktasında diğer tezgahlara göre geride kalıyor. Aynı zamanda ahşap tezgahların yüzeylerinde zamanla aşınmalar meydana gelebildiği için düzenli bakım yapmak gerekiyor.

Corian Tezgahlar
Hangi mutfak tezgahı daha iyi diyenler için akrilik reçinelerin, minerallerin ve renklendiricilerin karışımından oluşan corian tezgahlar da sıklıkla tercih edilir. Sert yüzeyli olan corian tezgahlar, çizilme ve darbelere karşı dayanım gösterdikleri için uzun ömürlüdür. Kolayca şekil alabildiklerinden her mutfak tipinde kullanılabilir. Ancak maliyeti yüksektir, sıcak tava ve tepsilerin direkt üzerine bırakılmaması gerekir.


Laminant Tezgahlar
Sıkıştırılmış tuğla ve cila tabakasından oluşan laminant tezgahlar, kimyasallara dayanımı ve leke barındırmamasıyla dikkat çeker. Uygun maliyetli bir tezgah almak isteyenler için idealdir. Ancak ısıya ve çizilmelere karşı diğer tezgahlara göre direnci daha düşüktür.


Kompozit Tezgahlar
Çimstone ve kuvars olarak bilinen kompozit tezgahlar, doğal taştan üretilir ve yapısındaki kuvars nedeniyle çok sert ve dayanıklıdır. Çizilme ve darbe gibi durumlarda direnç gösteren kompozit mutfak tezgahları uzun ömürlüdür. Ayrıca renk geçişlerindeki kalitesiyle dekorasyonunuzu üst seviyeye çıkarır. Fazla bir renk seçeneği sunmasa da sade bir mutfak isteyenlerin tercihi olmaktadır.


Granit Tezgahlar
Mutfak tezgahları arasında çok tercih edilen malzemelerden biri de granittir. Doğal taş görünümüne sahip granit tezgahlar, farklı tarzları ve mutfak dekorasyonuna kattığı bütünlükle geniş bir kullanım alanına sahip. Lekelere ve yüksek ısıya karşı maksimum direnç gösteren granit mutfak tezgahları, uygun maliyetleriyle de idealdir. Tek dezavantajı taşıma ve kurulumda diğer tezgahlara göre kullanıcılarını daha fazla zorlamasıdır. Ağır oldukları için taşıma sırasında zorlanmanıza neden olabilir.


Mermer Tezgahlar
Parlak ya da mat şekilde kullanılabilen mermer tezgahlar, ısıya ve çatlamaya karşı dirençlidir. Kompozit ve granit tezgahlara nazaran maliyeti daha uygundur. Ancak asitlere karşı hassas olması nedeniyle sirke, çamaşır suyu ve limon gibi maddelerle temas ettirilmemelidir. Böyle olması durumunda yüzeyi lekelenebilir.

Dilovası’na Ulaşım Projesi

Kocaeli’nin Dilovası ilçesine 212 metre uzunluğunda viyadük yapılacak.


Kocaeli’ne bağlı Dilovası’nda yeni bir ulaşım projesi hayata geçirilecek. İlçe merkezi ile devlet hastanesi arasında 212 metre uzunluğunda 14 metre genişliğinde viyadük yapılacak. Projenin tamamlanmasıyla devlet hastanesine olan ulaşımın kolaylaşması öngörülüyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin proje için yaptığı ihaleye 4 firma teklif verdi. İhalede en düşük teklif 37 milyon 738 bin TL ile Menga A.Ş.’den geldi. İhalenin sonuçlanmasının ardından çalışmaların hızla başlaması planlanıyor.


Proje Detayları Belli Oldu
Dilovası Hastane Bağlantı Yolu projesi kapsamında yapılacak olan viyadül 212 metre uzunluğunda ve 14 metre genişliğinde olacak. En uzun ayağı 46 metre olan viyadük için 16 bin 600 metreküp kazı yapılırken 6 bin 750 metreküp beton ve bin 412 ton demir kullanılacak. Yol çalışması kapsamında ise 36 bin 300 metreküp kazı ve 8 bin 500 metreküp dolgu çalışması gerçekleştirilecek. 3 bin ton asfalt yapılacak yol çalışmalarında 2 bin metreküp taş duvar ve 2 bin 800 metrekare tretuvar da yapılacak.

Elektra Elektronik Ar-Ge Merkezi Olacak

Elektra Elektronik, Ar-Ge Merkezi olma sürecini tamamlamak için gün sayıyor.

TÜBİTAK destekli Ar-Ge çalışmaları ile bugüne kadar çok sayıda trafo ve enerji kalitesine yönelik yeni nesil ürün ve çözümler geliştiren Elektra Elektronik, şimdi de Ar-Ge Merkezi olma sürecini tamamlamak için gün sayıyor. 41 yıllık tecrübesi ve güçlü mühendis kadrosu ile inşaat, endüstri, raylı sistemler, otomasyon, medikal, askeriye ve denizcilik sektörlerine yüksek katma değer sunan şirket; yerli ve yabancı birçok projeye imza atıyor. 5 Aralık Dünya Mühendisler Günü kapsamında açıklamada bulunan Elektra Elektronik Genel Müdürü Armağan Şakar; Türkiye’de TÜBİTAK destekli Ar-Ge çalışmalarının devam ettiğini, dünyada ise Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli güç elektroniği kongresi olan Applied Power Electronics Conference (APEC)’e gönderdikleri iki farklı makalenin ikisinin de kabul edildiğini ve 2022 yılı Mart ayında Houston TX’da bu konuda sunum yapacaklarını belirtti.

Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, Ar-Ge Merkezi olma yolunda gün sayıyor. 5 Aralık Dünya Mühendisler Günü kapsamında açıklamada bulunarak nitelikli mühendis kadrosu ile ulusal kalkınma açısından yüksek katma değerli ürünler geliştirmeyi ve üretmeyi birincil öncelik olarak gördüklerini belirten Elektra Elektronik Genel Müdürü Armağan Şakar; Ar-Ge çalışmaları kapsamında günümüz ihtiyaçları ve teknolojisinin yanı sıra önümüzdeki 10 senenin planlarına odaklandıklarını açıkladı. Armağan Şakar, Elektra Elektronik’in Ar-Ge Merkezi olma sürecinin son onay aşamasına geldiği bilgisini de verdi.


TÜBİTAK Destekli Ar-Ge Çalışmaları
Genç, dinamik, yüksek lisans ve doktora çalışmaları yürüten mühendis kadrosuyla yenilikçi ürünler üreterek sektörde rakiplerinin arasında fark yarattıklarının altını çizen Şakar,“Atılım yılı ilan ettiğimiz 2019’da ciddi bir yatırım ile fabrika kapasitemizi iki katına çıkararak 10 bin metrekare kapalı alana ulaştırdık. Üretim hattı yatırımımız ile bin metrekarenin üzerinde elektronik üretim alanı oluşturduk. Bugün dağıtık enerji ve dağıtım şebekelerinde frekans ve aktif güç desteği sağlayan, enerji akışını denetleyen modüler enerji depolama güç çeviricisi; şebeke kararlılığı ve enerji kalitesi için yeni nesil aktif harmonik filtre ünitesi geliştirilmesi; elektrikli araç hızlı şarj sistemleri için modüler şarj ünitesi tasarımı; alçak gerilim şebekelerinde enerji kalitesi ve gerilim kararlılığı için modüler statik kompanzatör tasarımı ve geliştirilmesi uygulamaları için TÜBİTAK destekli Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Yanı sıra güç çeviricileri için yüksek frekanslı transformatörler, enerji kalitesi uygulamalarında kullanılmak üzere demir ve hava nüveli orta gerilim harmonik filtre reaktörleri, marin sektörü için su soğutmalı izolasyon trafoları ve şok bobinleri üzerine Ar- Ge çalışmalarımız devam ediyor. Bunun yanında üç adet patent başvurumuz inceleme sürecinde. Üniversite-sanayi iş birliklerimiz kapsamında; İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Işık Üniversitesi ile Ar-Ge projelerimize paralel çalışmalar sürdürüyoruz. Dünyada ise Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli güç elektroniği kongresi olan Applied Power Electronics Conference(APEC)’e iki farklı makale gönderdik ve ikisi de kabul edildi. Önümüzdeki yıl Mart ayında Houston TX’da bu konuda sunum yapacağız.” açıklamasında bulundu.


Sektörde gelecekte ortaya çıkacak enerji sorunlarına hazırlıklı olmak için daha yüksek verimli ve daha yenilikçi sistemler üzerine Ar- Ge çalışmalarının sürdürüldüğünü belirten Şakar, “Ülkemizde araştırma ve geliştirme projelerine verilen destek gün geçtikçe artıyor. Dünyada ise yeni nesil yarı iletken teknolojileri, kontrol teknikleri ve şebeke standartları üzerine ilerlemeler ve geliştirmeler devam ediyor. Elektra Elektronik olarak biz de mevcut ürünlerimizin daha yüksek performanslı ve ileri teknolojiye sahip olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda ürünlerimizin saha entegrasyonunu kolaylaştırıcı, enerji verimliliğini artırarak sahip olma maliyetini düşürücü ve saha ömürlerinin uzatılması yönünde geliştirmeler yapıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Medcem Çimento’dan Mersin Silifke’ye Bilim Merkezi Desteği

Medcem Çimento’nun Silifke Belediyesi ile gerçekleştirdiği iş birliği ekseninde yapımı tamamlanan bilim merkezi ve kütüphane, düzenlenen tören ile hizmete açıldı.


Medcem Çimento’nun Silifke Belediyesi ile gerçekleştirdiği iş birliği ekseninde yapımı tamamlanan bilim merkezi ve kütüphane, düzenlenen tören ile hizmete açıldı. Silifke Taşucu Mahallesinde hizmet vermeye başlayan bilim merkezi ve kütüphaneye Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın ismi verildi.


Öğrencilerin ve gençlerin daha donanımlı ve modern eğitim araçları ile kendilerini geleceğe hazırlamalarına olanak tanıyacak Silifke Belediyesi – Medcem A.Ş. Prof. Dr. Aziz Sancar Bilim Merkezi’nde; Mars yüzeyi ve robotu, Dünya-Güneş-Ay modeli, sonsuzluk koridoru uzay çadırı, denge tüneli, robot, suda dalga ile elektrik üretiminin de yer aldığı 50’ye yakın bilim aleti ziyaretçilerini bekliyor.


Silifke Belediyesi – Medcem A.Ş. Prof. Dr. Aziz Sancar Bilim Merkezi’nin açılışıyla ilgili düzenlenen törenin ve açılış konuşmalarının ardından şarkıcı Melek Mosso sahne alarak Silifkeliler ile buluştu. Ünlü sanatçı, izleyenlere şarkılarıyla keyifli bir gece yaşattı.

Silifke Belediyesi – Medcem A.Ş. Prof. Dr. Aziz Sancar Bilim Merkezi’nin açılışıyla ilgili görüşlerini aktaran Medcem Çimento Genel Müdürü Murat Kahya: “Hem ülkemizin hem de ekonomimizin büyümesi ve ilerlemesi adına bilim ve eğitim büyük önem taşıyor. Medcem Çimento olarak bu konuyu fazlasıyla önemsiyor, mümkün olduğu her anda desteğimizi sunuyoruz. Bilim merkezi ve kütüphanenin ülkemize ve Mersin’e hayırlı olmasını, hem mevcut hem de gelecek nesillere değer katmasını diliyorum” dedi.

Hilti, Marketing Wave Etkinliği’nde Ürünlerini Tanıttı

Hilti, gelenekselleşen “Marketing Wave’’ etkinliği ile şantiyelerde fark yaratacak yeni ürünlerini tanıttı.


Sürdürülebilir değer yaratma misyonu ile endüstriyel yapıların ve konutların inşasında sektör profesyonellerinin iş ortağı olarak konumlanan Hilti, gelenekselleşen “Marketing Wave’’ etkinliği ile şantiyelerde fark yaratacak yeni ürünlerini tanıttı. Etkinlikte; inşaat profesyonellerinin işini kolaylaştırmak için tasarlanan Hilti DCH 150-SL Kanal Açma Makinesi, özellikleriyle muadillerini geride bırakan Hilti DGH 150 Beton Silme Makinesi, teknolojisiyle şantiyelerde tozdan eser bırakmayacak Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge ve tüm askılama uygulamalarına hitap edecek Hilti MW Portfolyosu’nun tanıtımı gerçekleştirildi. İnşaat sahalarında katma değer yaratacak teknolojilere imza atmak için çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini söyleyen Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, 2021 yılı içinde toplam 9 yeni ürünü sektör profesyonellerinin işlerini kolaylaştırmak için piyasaya sunarken sadece ürünleriyle değil 360 derece hizmet anlayışlarıyla da iş ortaklarının projelerine hem maliyet hem de güvenli iş sahası oluşturma anlamında destek olduklarını belirtti.

İmza attığı ekipmanların yanı sıra kendi geliştirdiği yazılımlar ve mühendislik desteğiyle de inşaat profesyonellerin ihtiyaçlarına entegre olarak cevap veren Hilti, satış ekibine özel olarak düzenlediği geleneksel “Marketing Wave” etkinliği ile pazara sunacağı yeni teknolojilerini tanıttı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinlikte aralarında Hilti DCH 150-SL Kanal Açma Makinesi, Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge, Hilti DGH 150 Beton Silme Makinesi ve Hilti MW Portfolyosun’nunda olduğu dört yeni ürünün lansmanını gerçekleştirdiklerini dile getiren Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, 2022 yılında da inovatif teknolojilerinin sektöre büyük bir hareketlilik getireceğini ve performanslarıyla pazarda fark yaratacaklarını vurguladı.

Yeni Ürünler Tanıtıldı
Lansman ürünleri arasında yer alan Hilti DCH 150-SL Kanal Açma Makinesi’nin birçok farklı özelliğiyle öne çıktığını söyleyen Özgecan Işıltan; “Smart Power teknolojisi sayesinde güç çıkışını kesilen malzemeye göre ayarlıyor. Bu özelliği ona istikrarlı bir şekilde yüksek kesme performansı sağlarken aynı zamanda motoru aşırı yüklemeye karşı da koruyor. Marketing Wave etkinliği kapsamında lansmanını yaptığımız bir diğer ürün Hilti DGH 150 Beton Silme Makinesi ise 2100 W motor gücü ve 5 vites seçeneği ile zorlu uygulamalarda bile yüksek verimli bir motor deneyimi sunuyor. Maksimum performans için optimize edilen ekipman, Hilti silme diskleri sayesinde taşlama makinelerine göre 2 kata kadar daha fazla silme oranı sağlıyor” dedi.

Yeni Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge’yi ise en zorlu şantiye şartlarına karşı geliştirdiklerini ifade eden Işıltan; “Dayanıklı sağlam gövdesi ve kompakt tasarımı ile mükemmel hareket kabiliyeti sağlayan yeni Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge, iş sahalarındaki genel temizlik için tüm beklentileri karşılıyor” sözleriyle yeni ürünlerin dikkat çeken özelliklerini anlattı.

Lansmanda öne çıkan Hilti MW Portfolyosu’nun içerdiği farklı çaplarda çelik halatlar, ana bağlantı elemanları ve kilitlerle birlikte tüm askılama uygulamalarına uygun çözümler sunduğunu söyleyen Işıltan; “Portfolyoda yer alan tüm teknolojiler, şantiyeye büyük esneklik kazandırırken, geniş bir yelpazede mekanik ve elektrikle ilgili tüm uygulamalarda kullanılabiliyor. Farklı konfigürasyonlarda bağlantılar sağlayan MW portföyü, Hilti’nin sunduğu tüm beton ve çelik üzerine olan ankraj çözümleri ile çalışıyor. MW portföyünde yer alan ekipmanlar, dişli tijl/rotlar ile yapılan geleneksel askılamalara göre yöntemlerle karşılaştırıldığında kurulumu daha hızlı, ayarlanması daha kolay… Üstelik uzun mesafe ve zorlu ana malzemeler için daha fazla esneklik sağıyor. Çok yönlü olması, özel alet gerektirmemesi ve estetik görünümüyle inşaat profesyonellerinin işini kolaylaştıran Halat Sistemi, güvenliği ön planda tutarak hiçbir kesim ve sıcak çalışma gerektirmiyor. EN 61439 direktiflerine uygun olarak tasarlanan sistem, geleneksel yöntemlere göre 4 kata kadar daha hızlı kurularak inşaat sahalarının çözüm ortağı olmaya hazırlanıyor” sözleriyle açıklamasını tamamladı.

GNC Makina’dan Gençlere Destek

GNC Makina, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesindeki öğrenciler tarafından kurulan Gazi Horizon Teknoloji Takımı’na destek oluyor.

GNC Makina, başlıca amacı havacılık ve savunma sanayii alanındaki teknolojik gelişmeleri takip etmek olan Gazi Horizon Teknoloji Takımı’na destek oluyor. Takımda makina mühendisliği, elektrik elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği ve endüstri mühendisliği bölümlerinden kendini havacılık ve savunma sanayii sektöründe geliştirmek isteyen öğrenciler çalışıyor. GNC Makina’nın amacı geleceğin teknolojilerini tasarlayacak olan bu parlak gençlerin eğitimlerine katkı sağlamak.


Ülke ekonomisinin güçlendirilmesi ve her alanda bağımsız olunabilmesi için, millî teknoloji hamlesinin gerçekleştirilmesinin kaçınılmaz olduğuna inanan Gazi Horizon Teknoloji Takımı, ortaya koyduğu çeşitli fikir ve projelerle havacılık teknolojisine yeni bir bakış açısı getirmeye çalışıyor.


Kurulduğu günden bugüne “Tüketen değil, üreten bir Türkiye için; arayan değil, aranan mühendis” olma uğrunda edinilen tecrübe, bilgi ve teknolojiyi toplum yararına sunmaya çalışan Gazi Horizon Teknoloji Takımı, bu amaç için bir dizi eğitimler veriyor ve önemli platformlarda yarışmalara katılıyor.


Genç Mühendis adaylarının, ülkemiz sanayiinin daha ileriye gitmesi için önemli paydaşlar olduğuna inanan GNC Makina, geleceğin yaratıcılarına her anlamda destek olmaya kararlı. Üniversitelerle iş birliği içinde olan GNC Makina, gençlerin ihtiyaç duydukları her zaman kendilerine danışmanlık ve mentorluk yapmaya hazır olduklarını belirtiyor.


Geçtiğimiz günlerde Gazi Horizon Teknoloji Takımı’nı yerinde ziyaret eden GNC Makina Genel Müdürü Emre Seçkin ve GNC Makina İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mete Tanır, Roket ve İHA (İnsansız Hava Aracı) projeleri için çalışan öğrencilerle bir araya geldi. Gazi Horizon Takımı’nda yer alan öğrencilerin, projelerini anlatmasının ardından kariyer sohbetleri yapıldı. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Seçkin, “Biz GNC Makina olarak üzerimize düşen görevleri fazlasıyla yapmak istiyoruz. Burada gençlerle bir araya gelmek ve onların çalışmalarına şahit olmak geleceğe dair bizleri hem umutlandırıyor hem de oldukça mutlu ediyor. GNC adına başarılı mühendislerin yetişmesine faydalı olabilmek için elimizden geleni yapacağız. Bizler her zaman üreten, yaratan gençlerin yanında olacağız” diye konuştu.


Seçkin, TEKNOFEST 2021‘de Roket ve İHA (İnsansız Hava Aracı) projeleriyle edinilen tecrübe ve deneyimlerden yola çıkarak TEKNOFEST 2022’de kendilerini Roket, İHA ve TİKA (Tarımsal İnsansız Kara Aracı) kategorilerinde kanıtlayan, sonrasında ülkemizi uluslararası yarışmalarda da temsil etmeyi hedefleyen takıma başarılarının devamını diledi.


Amaçları savunma sanayii hakkında teknik bilgi ve tecrübe edinerek yarışmada zirvede yer almak olan gençler, 2022 yılında başta TEKNOFEST olmak üzere çeşitli platformlarda yarışacaklar. Horizon 3000 Roket Takımı, Gazi Bürküt Roket Takımı, Horizon İHA Takımı, Horizon TİKA Takımı olmak üzere dört farklı alanda tasarlayacakları projelerle yarışmaya katılacaklar.

Eaton’dan Yeni Ürün: 3S Mini

Akıllı güç yönetimi şirketi Eaton, şebeke kesintisi durumunda kritik ekipmanı çalışır durumda tutan kompakt bir DC Kesintisiz Güç Kaynağı (UPS) olan Eaton 3S Mini’yi lanse etti.

Eaton’dan yeni ürün duyurusu! Firmanın UPS ailesinin en küçük üyesi olan 3S Mini; geniş bir cihaz yelpazesine uyacak şekilde 9 V, 12 V, 15 V ve 19 V ve dört adet DC konektörü dahil olmak üzere dört çıkış gerilimi seçeneği ile sunuluyor.

Pratiklik ve estetiği bir arada sunan 3S Mini, iç mekana kolaylıkla uyum sağlayan, şık ve yüksek teknolojik bir tasarıma sahip. Sessiz çalışma özelliğine sahip olan cihazı kullanmak için ekstra bir kabloya ihtiyaç duyulmuyor.

Çoğu konut ekipmanına uyacak standart şekilde 12 V olarak ayarlanan 3S Mini, ancak başka bir çıkış gerilimi gerekiyorsa değiştirilebiliyor. Seçilen gerilim opsiyonu, ürünün yan tarafında bulunan dört adet LED ışığından birinin yanmasıyla gösteriliyor.
Elektrik kesintisi durumunda, cihazlarınızın bağlantıda kalmasını sağlamak için 36 W 3S Mini devreye giriyor. Beş saate kadar çalışan bir IP kamerayı ve 80 dakika boyunca temel bir internet ağ geçidini bağlantıda tutabiliyor.

Soğuk başlatma fonksiyonu, çift 2,200 mAh akü kapasitesine sahip kullanışlı bir taşınabilir güç kaynağı olarak ikiye katlanmasına bile olanak tanıyor. Bu şekilde kullanıldığında, 3S Mini’nin LED’leri mevcut kalan gücü göstermek için bir güç göstergesi olarak ikiye katlanıyor.

Vitra Karo Serileriyle Fonksiyonel Tasarım Olanağı Sunuyor

Vitra, tüm karo serilerindeki renkleri sıcak ve soğuk tonlarda gruplayarak farklı ve sayısız kombinasyon yaratma olanağı sunuyor.


VitrA, tüm karo serilerindeki renkleri sıcak ve soğuk tonlarda gruplayarak, farklı ve sayısız kombinasyon yaratma olanağı sunuyor. Böylece hem sıcak ve soğuk tonlar, hem de farklı seriler birbirleriyle uyum içinde kullanılabiliyor. Aynı yaklaşımla tasarlanan ColorCode karo sistemi, farklı malzeme dokularını aynı renk ailesinde birleştiriyor. Malzeme çeşitliliğiyle zenginleştirilerek aynı rengin farklı tonlarının yaratıldığı monokromatik seri, mekanlara minimalist ve çekici bir sadelik getiriyor.

Dinamik ve fonksiyonel tasarım olanağı sunarak mimar ve tasarımcıları özgürleştiren ColorCode sistemi; Urban Travertino, Ceppostone, Urbancrete, Scale, Urbanwood, Metalcrete karo koleksiyonlarından oluşuyor. ColorCode, betonun kentsel karakterini, ahşap unsurların zarafetini, çakıllarla ve lineer çizgilerle yaşayan taşların ruhunu ve seramiğin hep yeni kalan güzelliğini benzersiz bir uyumla bir araya getiriyor. Parlak metal de yarattığı vurgu ile yaklaşıma katkıda bulunuyor.

Yunanistan’daki Metro Cash&Carry Depolarının İnşasında İzocam İmzası

Yunanistan’daki Metro Cash&Carry Depolarının inşasında biyo- çözünürlüğü EUCEB ile belgeli, çevre dostu İzocam Taşyünü ürünler tercih edildi.

İzocam, sağlıklı, güvenli ve tasarruflu yalıtım ürünleriyle ülkemizde olduğu gibi yurtdışındaki büyük projelerde de tercih ediliyor. Son olarak Yunanistan’da inşa edilen Metro Cash&Carry depolarının projesinde biyo çözünürlüğü EUCEB ile belgeli, çevre dostu İzocam Taşyünü ürünler kullanıldı.

Yunanistan’daki Metro Cash&Carry Depolarının inşasında toplam 12 bin 500 metrekarelik alan için İzocam Taşyünü Teras Çatı Levhası tedarik edildi. Projeye ürün tedariki, İzocam’ın Yunanistan bayisi ISOREN S.A. tarafından gerçekleştirildi.

Her çeşit ve eğimdeki yürünen veya yürünmeyen teras çatılarda kullanılan İzocam Taşyünü Teras Çatı Levhaları, su yalıtımının altında ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği sağlıyor.

Türkiye’nin ilk yalıtım firması olarak gelecek nesiller için insan sağlığını ve çevreyi koruma konusunda yalıtım sektörüne liderlik eden İzocam, ülkemizdeki yasaların zorunlu tutmamasına rağmen, yapımında geri dönüşümlü malzemeler kullanılan, insan sağlığına zarar vermediği kanıtlanmış ürünler üretmeye özen gösteriyor. İzocam, 13 yıldır Taşyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için yaptığı sürekli yatırımlarla Isı Yalıtım Malzemesi üreticileri içinde ilk olmanın ve bu konuda sektöre liderlik etmenin ayrıcalığını yaşıyor. Sağlıklı yaşamanın her canlının temel hakkı olduğuna inanarak hareket eden İzocam, EUCEB logosunu ambalajlarında da görünür şekilde vurgulamaya özen gösteriyor. Sadece bio ürün kategorisine verilen EUCEB belgesi ve bu belgenin ifade ettiği bio-çözünürlük özelliği, İzocam Taşyünü’nün yenilenen ambalajlarında da ön plana çıkıyor.

Türkiye’de Pasif Ev Konsepti Üçay Grup İle Yaygınlaşacak

Yenilenebilir enerjinin evsel kullanımı alanında Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiren Üçay Grup, “Pasif Ev” kavramına uygun yapılar inşa etmeyi hedefliyor.


En düşük enerjiyle en yüksek konforu elde etmek için 1990’lı yıllarda Almanya’da ortaya atılan Pasif Ev konsepti Türkiye’de de ilk örneklerini göstermeye başladı. Yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yürüten Üçay Grup, pasif ev konseptine uyan yapılar tasarlamayı hedefliyor. Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “1990’larda Almanya’da ortaya çıkan pasif ev konsepti en düşük enerjiyi tüketerek iklimlendirmeyi hedefliyor. Üçay Grup olarak ‘Pasif Ev’ kavramına uygun yapılar inşa etmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.


Kuzey ülkelerinde daha verimli iklimlendirme için yalıtım zorunlu bir seçimken, yakın geçmişe kadar ülkemizde verimlilik ve yalıtım ne yazık ki üzerinde durulmayan konular arasında yer alıyordu.


Enerji fiyatlarının giderek arttığı bir dönemde, en düşük enerjiyle en yüksek konforu hem dünyamız hem de tasarruf için sağlamayı hedefleyen Pasif Ev konsepti, Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV) tarafından verilen eğitimlerle Türkiye’de yaygınlaştırılmaya çalışıyor.


Pasif Ev Konsepti Nedir?
Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray pasif ev kavramını, “Pasif ev kavramı, bir binadaki enerji verimliliği için binanın karbon ayak izini azaltan gönüllü bir standarttır. İklimlendirme için çok az enerji gerektiren ‘ultra düşük enerjili’ binalar tasarlamayı hedefleyen pasif ev konsepti yalnızca konut mülkleriyle sınırlı değildir. Almanya’daki birçok örnekte ofis binaları, okullar, büyük yapılar da pasif ev standardına göre inşa edilebilir” ifadeleriyle anlattı.
Küresel Isınma’nın tetiklediği İklim Değişikliği’nin günümüzde yadsınamayacak bir gerçek olduğunu vurgulayan İlgin Eray, “Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda da vurgulandığı üzere karbon ayak izimizi belirlenen sınırların altına düşüremezsek, 1,5 santigrat derecelik artışın önüne geçemeyeceğiz. İklim Değişikliği beraberinde doğa felaketlerinin ve kuraklığın tetiklediği gıda krizini getirecek. Bugün karbon ayak izimizi kabul edilebilir sınırların altına çekmezsek, gelecekte yaşanabilir alanlar kısıtlanacak” diye konuştu.


Türkiye’de ve dünyada enerji fiyatlarının giderek arttığını belirten Eray, “Enerji arzındaki sorunlar, tüm dünyada enerji fiyatlarını artırıyor. Yakın gelecekte de fiyatların düşeceğini öngörmüyoruz. Türkiye’de inşa edilen yapıların önemli bir çoğunluğu enerji verimliliği düşünülmeden, yalıtımsız ve verimsiz şekilde tasarlandı. Yaşam alanlarımızı iklimlendirmek için çok daha az enerji harcayabilecekken, daha büyük rakamlar ödemeyi göze alarak ısıtılamayan ya da soğutulamayan yapılarda yaşıyoruz. Pasif ev aslında Türkiye’nin tam da ihtiyacı olan bir konsept. Pasif ev konseptine uygun bir yapı tasarlarken, ‘yapı bileşenlerinin doğru seçimi ve uygulanması, iklimlendirme ihtiyacını minimize edecek çözümler üretilmesi, en aza indirgenen iklimlendirme ihtiyacının da en verimli şekilde karşılanması’ adımlarını izleyerek iklim krizini çözümlenmesinde katkı sağlayabilir, enerji tüketiminde büyük oranlarda tasarruf yapabiliriz” dedi.

2022’de En Çok Değerlenecek İller: İstanbul, Çanakkale, Kocaeli ve Bursa

Realtyplus Türkiye Kurucu Ortağı Özhan Carda’ya göre, gayrimenkul sektörü 2022 yılında hem gaza, hem de frene aynı anda basacak.


Gayrimenkul sektöründe fiyatlar her geçen gün artıyor. Realtyplus Türkiye Kurucu Ortağı Özhan Carda’ya göre, 2022’de vatandaşlık almak isteyen yabancıların gayrimenkul alma isteği artarken, konut kredilerinin düşüp, dövizin yükselmesi ise sektörü hem olumlu hem de olumsuz yönde etkileyecek. 2022’de en ilgi çeken iller ise İstanbul, Çanakkale, Kocaeli, Bursa, Yalova ve Tekirdağ olacak.


Konut edinme yoluyla vatandaşlık almak isteyen yabancıların dolar kurundaki artış nedeniyle Türkiye’ye olan ilgilerinin daha da artmaya başladığını belirten Realtyplus Türkiye Kurucu Ortağı Özhan Carda, aldıkları başvuruların önemli ölçüde arttığını ve bu artışın 2022’de de devam edeceğini ifade etti.


“Güncel Talepler 2022’nin İlk Aylarından İtibaren Ticarete Dönüşecek”
Özellikle Pakistan, Bangladeş gibi kardeş ülkelerden konutun yanı sıra ticari mülk yatırımı yapmak isteyen iş adamları ile de görüşmeler yaptıklarının altını çizen Carda, “Sene sonu yoğunluğundan sonra 2022’nin ilk aylarından itibaren bu talepler ticarete dönüşecek. Yurt içinde ise kredi ile konut almaya alışmış bir kitlenin varlığı konut kredilerinin düşürülmesi ile satışların bir nebze de olsa arttırılması yönünde bir beklentiye sokuyor. Diğer taraftan uzun süredir yeni konut üretilmemesi ve maliyetlerdeki artış nedeniyle yükselen konut fiyatları satışın önünde bir engel teşkil ediyor. Bu sebeple devletin ulaşılabilir fiyatlı toplu konut üretimini teşvik etmesi ile fiyat artışlarının önünü kesmesi gerekir. İkinci el konutlarda ise maddi yönden sıkışmış mal sahiplerinin bir an önce mülkü elden çıkarma isteği bu alanda bir hareketlilik yaratabilir.” dedi.

2022’de en çok değerlenecek iller ve ilçeleri de belirten Carda, “İl bazında İstanbul tüm cazibesini korurken yeni boğaz köprüsüne kısa zamanda kavuşacak olan Çanakkale gibi iller de değerlenme konusunda ilerleme yaşayacak. Yine hükümetin ihracatı ve üretimi artırma çabaları sonucu yeni organize sanayi bölgelerinin kurulacağı Kocaeli, Bursa, Yalova, Tekirdağ gibi iller de önümüzdeki yıl değer artışında öne çıkacaktır. İstanbul’da Beykoz, Çekmeköy, Silivri, Başakşehir gibi ilçeler daha çok talep görerek değerlenecek ilçeler olacaktır.” şeklinde konuştu.


Vatandaşlara konut alırken dikkat etmeleri hususlar hakkında da tavsiyelerde bulunan Carda şöyle konuştu; “Son iki yılda yaşadığımız pandemi pek çok konuda olduğu gibi yaşam alanlarının tercihi konusunda da alışkanlıklarımızı değiştirdi. Dolayısıyla yoğun nüfus barındıran yüksek yapılaşmanın olduğu bölgelerden daha çok doğal hayat içinde yer alan şehrin yakın dışındaki bölgeler değerlenmeye başlıyor. Konut satın alırken en başta ihtiyaçlarınızı belirleyip emlak danışmanınızı tam olarak bilgilendirirseniz daha kısa sürede uygun seçeneklerin size sunulmasını sağlarsınız. Satın almaya karar verdiğiniz konutun öncelikle tapu ve iskan belgesi olduğundan emin olmalı. Eğer kredi kullanarak satın almak istiyorsanız alacağınız gayrimenkulün krediye uygun olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Ayrıca gayrimenkulün tapu kayıtlarını dikkatlice kontrol etmelisiniz. Özellikle üzerinde herhangi bir irtifak hakkı, satışa engel bir tedbir ya da ipotek olup olmadığı ve ayrıca kat irtifakının kurulup kurulmadığı kontrol edilmelidir. Satın alma aşamasında ödeme yapmadan önce mutlaka tapuyu almalısınız. Satış işleminin daha güvenli gerçekleşmesi için Tapu Takas sistemini veya bloke çek kullanılması önemli. Bir diğer önemli konu da deprem konusu. Gayrimenkulün zemin etüt raporlarını mutlaka uzmana kontrol ettirin ve dask poliçenizi yaptırın.” şeklinde belirtti.

Çatı İnşasında Nelere Dikkat Edilmeli?

Home Yapı Kurucu Ortağı İnşaat Mühendisi Nevzat Ülküseven, binalarda hava şartlarına en çok maruz kalan bölüm olan çatıların inşasında profesyonel işçilik ve statik hesabın büyük önem taşıdığını vurguladı.


Kış mevsiminin gelmesiyle yağmur, kar ve rüzgarın etkisi kendisini göstermeye başladı. Bu tür mevsimsel olaylarda mağdur olmamak için binaların çatı inşasında çok dikkatli olmak gerekiyor. Ayrıca çatılar, binanın ısı yalıtımı açısından da oldukça önemli.
Binaların hassas bölümlerinden olan çatı, özellikle yapım aşamasında inşaat konusunda uzman ekipler tarafından, profesyonel yöntemlerle yapılmalı. Sonradan oluşabilecek sıkıntılara karşı da çatılar, düzenli olarak kontrol edilmeli ve bakımı yapılmalı.
Çatı ile ilgili sorunların genellikle işçilik hataları ve doğru malzeme kullanmamaktan meydana geldiğini belirten Home Yapı Kurucu Ortağı İnşaat Mühendisi Nevzat Ülküseven, “Öncelikle çatı projesini tüm detaylarıyla oluşturmak gerekiyor. Çünkü çatı yerinde uygulanan bir bölüm olduğu için titiz bir çalışma istiyor. Ahşap, betonarme, çelik en çok kullanılan çatı tipleri. Çatı tipi her neyse, ona göre doğru tekniği kullanarak düzgün bir işçilikle yapılması çok önemli” dedi.

Her bir çatı tipinin ayrı statik hesabı var. Bu hesap yapılmadan geleneksel yöntemlerle, kara düzen metotlarla yapılan çatılar büyük problemler çıkarıyor. Konusunda uzman olmayan kişiler maalesef çatıları bu yöntemlerle yapıyor.Çatı statiği yapılırken kar yükü, rüzgar yükü, yağmur yükü ve deprem esnasında oluşabilecek yükler hesaba katılmalı. Sonra da kullanılacak malzemenin cinsine, çeşidine, kalınlığına, uzunluğuna göre çatı yerinde imal edilmelidir. Tabi bunu yaparken de sadece statik hesap yeterli olmuyor. Yapım tekniğine uygun şekilde yapılması gerekiyor. İşçilik hatalarının önüne geçmek için teknik bir elemanın kontrolünde yapılması şarttır. Ahşap bir çatı yapılacaksa çivi yerine vidalı sistem uygulanmalıdır. Çelik ise betona ankrajlanarak kaynak ya da kolonlu sistemle yapılmalıdır. Kenar kısımlar, rüzgarın çok olacağını tahmin ettiğimiz yerler parapet yaparak daha güvenli hale getirilebilir.İmar Yönetmeliği bizi çatı eğimi konusunda 33 ile 45 derece arasında sınırlıyor. Bu durum bölgeye, binanın özelliklerine ve yerine göre değişiyor. Statik hesaba uygun yapıldıktan sonra açının pek bir önemi kalmıyor. Açı, yağmur ve karın yoğun olduğu bölgelerde önemli bir faktör. Çatılarda çok fazla girinti, çıkıntı olmamalıdır, sade olmalıdır. Toprak kiremit kullanılarak yapılan çatı örtüsü, ahşap çatılar için en doğru seçimdir diyebilirim. İzolasyon malzemesi olarak kullandığımız malzemelerden kaplama olarak yapılan çatılar da var. Ama bu tür çatıların şiddetli rüzgardan ötürü kalkma ve kopma ihtimali kiremit çatıya göre daha fazladır.” dedi.

Home Yapı Kurucu Ortağı Mimar Hasan Aksel Yağcıoğlu ise, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Kişisel isteklere göre evlerin çatı standardından uzaklaşmamak gerekiyor. Genelde belediyeler çatıların uygunsuz kullanımına müsaade etmiyorlar. Çünkü çatılar gereğinden fazla genişletilebiliyor, terasa çevrilebiliyor ya da eğimi değiştirilebiliyor. Bu durumlar da ciddi problemlere yol açabiliyor. Marmara Bölgesi’nde genelde normal eğimli çatı tavsiye ediliyor. Güney bölgelerde yağış vs. daha az olduğu için düz çatılar kullanılabiliyor. Çatı kesinlikle su almamalı, bunun için de eğiminin düzgün verilmesi gerekiyor. Çatı, binanın ısınmasını ve soğumasını çok etkileyen bir faktör. Bu yüzden izolasyonun çok iyi yapılması gerekiyor. Bunun için de çeşitli yöntemler mevcut. Bununla birlikte bacaların çatı mahyasından 1 metre yüksekte olması gerekiyor. Rüzgar faktörü göz önüne alınarak dikkatli bir şekilde yapılması çok önemli. Rüzgar hesabı yapılmadan, çatı mahyasından 4 metre yükseklikte bir baca yapılırsa şiddetli bir rüzgarda uçması mümkündür.”

İzmir’de Gayrimenkul Fiyatları Yüzde 25 Arttı

EVA Gayrimenkul Değerleme Yöneticisi Bahar Şenyurdusev, İzmir’de satılık ve kiralık konut fiyatlarını değerlendirdi.

2020 yılı içerisinde yaşanan deprem, pandemi, piyasa koşularında yaşanan değişimler ve faiz indirimleri gibi etkenlerden İzmir konut piyasası da etkilendi. İzmir’de toplam 66 bin 090 adet konut satılırken, bunun yaklaşık yüzde 51’i ipotekli satış, yüzde 49’u diğer satış olarak gerçekleşti. İzmir’de en çok talep gören ilçeler ise Çiğli, Bornova ve Karşıyaka oldu. Çiğli’de 2 ve 3+1 dairelerde kira değerleri m2 40-75 TL arasında değişirken, Karşıyaka’da ise 50-90 TL, Bornova’da ise 50-100 TL arasında. Villa tipi, bahçeli konut tercihlerinde öne çıkan ilçeler ise Güzelbahçe, Urla ve Kemalpaşa oldu.


TÜİK verilerine göre, 2020 yılı Ocak-Ağustos döneminde İzmir’de toplam 66 bin 090 adet konut satılırken, bunun yaklaşık yüzde 51’i ipotekli satış, yüzde 49’u diğer satış olarak gerçekleşti. 2021 yılı Ocak-Ağustos döneminde ise toplam 45 bin 196 adet konut satışı yapılırken, bunun yüzde 22’si ipotekli satış, yüzde 78’i diğer satış olarak gerçekleşmişti.


EVA Gayrimenkul Değerleme Yöneticisi Bahar Şenyurdusev, 2020 yılında başlayan pandemi süreci ve yaşanan İzmir depreminin etkisi ile birlikte İzmir’de konut piyasasındaki tercihlerin de etkilendiğinin altını çizerek, “Pandemi süreci ile birlikte bahçeli villa tipi konutlara, sosyal donatı alanları ile birlikte tasarlanmış sitelere ve yaşanan depremin ardından deprem yönetmeliğinden sonra inşa edilen yapılara olan talep arttı. Değişen taleplere bağlı olarak da konut satış ve kira değerlerinde de artış yaşandı. Yapılan incelemelerde, 2021 yılı Eylül sonu itibari ile son 1 yıl içerisinde kira değerlerinde ortalama yüzde 20-25 civarında artış yaşandığı gözlendi” dedi.


Şenyurdusev, yaşanan talep değişimi ile İzmir merkez ilçelerinde tercih edilen bölgelerin; site tarzı ve yeni yapılaşmaların yoğunlaştığı Çiğli Ataşehir Mahallesi, Karşıyaka Mavişehir bölgesi ve yeni konutların yoğunlaştığı Şemikler, Nergis, Örnekköy Mahallesi civarı, Bornova’da Evka 3 Mahallesi, Mevlana Mahallesi ve Yeşilova Mahallesi, Narlıdere-Balçova bölgesi olduğuna dikkat çekti. Çiğli’de 1, 2 ve 3+1 dairelerde kira değerleri m2 40-75 TL arasında değişirken, Karşıyaka’da ise 50-1000 TL, Bornova’da ise 50-100 TL arasında.

Yeni kent merkezi planları doğrultusunda karma kullanımlı yüksek yapıların bulunduğu Bayraklı Salhane ve Konak Liman arkası bölgelerinin de üst gelir grubu tarafından tercih edilen bölgeler arasında yer aldığını sözlerine ekleyen Şenyurdusev, İzmir gayrimenkul piyasası hakkında önemli bilgiler aktardı:“Villa tipi bahçeli konut tercihlerinde öne çıkan ilçeler Güzelbahçe, Urla ve Kemalpaşa olarak dikkat çekiyor. Güzelbahçe bölgesi gerek merkeze yakınlık gerekse villa tipi yapıların yoğunlaşması nedeni ile tercih edilen bölgelerden. Urla bölgesi ise pandemi döneminde özellikle farklı illerden de İzmir tercih edenlerin, öncelikle tercih ettiği bölgelerden olup, bu bölgede konut değerlerinde ve buna bağlı olarak kira değerlerinde artış yaşanmıştır. Kemalpaşa ilçesi ise Ankara otoyolunun da açılması ile birlikte, İzmir Merkeze erişimin kolaylaşmasına bağlı olarak tercih edilen bölgeler içerisinde. Bölgede villa tipi yapıların yoğunluğunun da arttığı gözlenmektedir.


Yaşanan talep değişimleri, kentin coğrafi özellikleri, arsa stoku, ulaşımdaki çeşitlilik gibi faktörlere bağlı olarak kentin büyüme eğiliminde öne çıkan bölgeler, doğuda Bornova, kuzeyde Çiğli-Menemen, batıda ise Narlıdere-Güzelbahçe-Seferihisar istikameti olarak dikkat çekiyor. Kent merkezinde ise yeni yapı üretimi kentsel dönüşüm projeleri ile gerçekleşiyor.

Silkar Endaş’tan Güç Aktarım Online Eğitimleri

An oil refinery with pipeline bridge in the harbor of Antwerp with night blue sky.

Silkar Endaş tarafından yapılan açıklamada, “Üretim aksamalarının büyük kayıplara neden olduğu petrokimya tesislerinde doğru güç aktarım ürünlerinin seçilmesi ve bakımlarının doğru yapılması çok önemli” denildi.


Petrokimya tesislerinde kullanılacak olan ve arızasız çalışmayı sürdürmesi gerekli olan; kompresörler, pompalar ve elektrik motorlarının içinde bulunan rulmanlar en zor koşullarda dahi çalışmaya uygun olmalıdır. Kullanılan güç aktarım ürünlerinin hasar ve arızalarının büyük bir kısmı ‘ürünlerin yanlış kullanılmasından ve bakımlarının doğru yapılmamasından’ kaynaklanıyor.


Silkar Endaş’ın geniş ürün alternatifleri arasında yer alan NSK markalı SNN Serisi Plummer rulman yatakları petrokimya tesislerinde tercih ediliyor. En zorlu uygulamalarda bile ihtiyaçları karşılayacak çeşitli teknik alternatifler sunan NSK rulman yataklarında; kolay montaj ve demontaj imkanı sunar ve bakımı kolay yapılır. NSK’nın performansı yüksek rulmanlarıyla donatılan SNN serisi plummer blokları, maliyet azaltmaya yardım ediyor.


Endaş Akademi; petrokimya tesislerindeki teknik personeli, doğru ürün kullanımı konusunda bilgilendirici online eğitimler veriyor. Hem teknik ve hem de pratik konuları içeren “Güç Aktarım Online Eğitimleri”nde; montaj & demontaj metotları ve ekipmanları, rulman hasarları, rulman hasar sebepleri, rulman hasarlarını engelleme metotları ve rulman konusundaki son gelişmeler anlatılıyor.

Artema Root Armatür Koleksiyonu, Güvenlik ve Su Tasarrufu Sunuyor

Krom, altın, bakır veya fırçalı nikel renk seçenekleriyle tasarlanan Artema Root koleksiyonunun ankastre duş ve banyo bataryaları, güvenlik ve su tasarrufunu bir arada sunuyor.

Artema’nın Root armatür koleksiyonu, form, renk ve boyut çeşitliliğiyle, hayal edilen banyo tasarımlarının önemli bir tamamlayıcısı oluyor. Koleksiyondaki ankastre ürünler ise soğuk kış aylarında termostatik özelliğiyle dikkat çekiyor. Krom, altın, bakır veya fırçalı nikel renk seçenekleriyle tasarlanan Root’un ankastre duş ve banyo bataryaları, güvenlik ve su tasarrufunu bir arada sunuyor.

Güvenli Kullanım
Banyo deneyimini zenginleştiren Root termostatik bataryalar, özellikle birden fazla neslin yan yana olduğu evlerde daha fazla tercih ediliyor. Sıcaklığı sabit bir seviyede tutan ankastre armatürler, 38 derecenin üstüne çıkılmak istendiğinde emniyet butonunun kullanılmasını zorunlu kılıyor. Böylece ani ve tehlikeli değişiklikleri önleyerek çocuklar ve yaşlılar için güvenli kullanım sunuyor.

İstenilen sıcaklıkta duş yapma keyfi sunan termostatik bataryalar, aynı zamanda bu sıcaklığın her duş deneyiminde korunmasını sağlıyor. Sıcak ve soğuk suyun hassasiyetle karıştırıldığı Root termostatik bataryalar, suyun sıcaklığı veya basıncındaki değişiklikleri algılıyor. Böylece, evin bir başka yerinde su kullanılsa bile duşun sıcaklığı seçilen seviyede kalıyor. Ayrıca soğuk su girişinde sorun olması halinde, yanmayı önlemek için otomatik olarak kapanıyor.

Kolay Temizlik
Yalın tasarım çizgisini yuvarlak hatlarla ortaya koyan Root Round ve köşeli formları tercih edenlere hitap eden Root Square seçenekleri bulunan Artema Root koleksiyonu, duvar içine monte edilen kontrol ünitesi sayesinde duş alanında daha fazla yer yaratıyor. Duvar üzerinde yalnızca rozet ve kumanda kolu olduğu için temizliği de kolaylaştırıyor.

İzocam’dan Su Tesisatlarına Özel Yalıtım Çözümleri

in the technical area, there are boosters for the water pipes of the building

İzocam’ın su tesisatlarına özel olarak geliştirdiği pratik yalıtım çözümleri, sayaçları ve boruları donmaya karşı korurken, enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağlıyor.


Hava sıcaklıklarının eksilere düştüğü kış aylarında gerekli önlemler alınmazsa su sayaçları ve borular donma tehlikesiyle baş başa kalıyor. İzocam’ın su tesisatlarına özel olarak geliştirdiği pratik yalıtım çözümleri, sayaçları ve boruları donmaya karşı korurken, enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağlıyor.


Özellikle hava sıcaklarının eksilere düştüğü soğuk kış günlerinde gerekli önlemlerin alınmaması, su sayaçlarında ve borularda donma tehlikesine davetiye çıkarıyor. Donan boru ve sayaçlar ise patlayarak kullanılmaz hale gelebiliyor. Her yıl yüzlerce su sayacı donarak bozulurken, tesisatlarda ciddi oranda boru hasarları ve su kayıpları meydana geliyor.


İzocam su borularının ve sayaçların yalıtılması ile donma sonucu patlamaların önüne geçilebileceği konusunda herkesi uyarıyor. Boru çapı, dış ortam sıcaklığı ve yalıtım kalınlığı boru ve sayaçlar üzerinde doğrudan etkili oluyor. Yalıtım kalınlığı arttıkça, donmaya karşı direnç de artıyor ve hareketsiz suyun donma süresi uzuyor. İzocam, Vana Ceketi ve Optiflex Boru ürünleri ile kış aylarında su tesisatlarında koruma ve tasarruf sağlayan pratik çözümler sunuyor.


Yüzde 50’yi Aşan Tasarruf
Kolay uygulanabilen İzocam Vana Ceketi sayesinde su sayaçları, donma kaynaklı patlamalara karşı korunuyor. Vanalar için özel üretilen, dış yüzeyi silikonlu cam kumaşı kaplı özel yalıtım ceketi, kapalı ya da açık ortamlardaki DIN, ANSI, API standartlarında üretilmiş bütün vana (pistonlu, küresel, kelebek vana vb.) ve pislik tutucuların ısı yalıtımında çözüm sunuyor ve donmayı engelliyor.


İçinde hareketsiz suyun donduğu her türlü tesisat elemanında yaşanabilecek donma soruna çözüm getirmek ise İzocam Optiflex Boru ile kolaylıkla mümkün. Kaplamasız veya alüminyum folyo kaplı, polietilenden imal edilen İzocam Optiflex Boru, ısıtma, soğutma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde yer alan boruların, terlemeye veya donmaya karşı yalıtımında çözüm sağlıyor.


Türkiye’de yalıtım sektörünün öncüsü İzocam, binalardaki ısıtma ve soğutma tesisatlarının yalıtılmasının, istenen sıcaklığa ve konfor şartlarına hızlı ulaşılmasınının yanında sıcaklığın uzun süre korunmasını mümkün kılarak enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağladığını da vurguluyor.


Tesisat yalıtımı yapılmış olan binalarda, kış aylarında yanan kalorifer kazanından binaya dağılan borulardaki sıcak su, dairelere ulaşana kadar sıcaklığını ve dolayısıyla enerjisini koruyor. Aksi durumda ise, daireye ulaşana kadar borulardaki sıcaklık düşüyor, daire geç ısınıyor ve dönüş borusundaki su daha fazla soğuduğu için kazanın bunu tekrar ısıtması için daha fazla yakıt (enerji) harcaması gerekiyor. Borulardaki sıcaklığın belli bir derecenin altına düşmesi de kazanın verimliliğini düşürüyor. Borulardan geçen su sıcaklığının korunması ancak yalıtım sayesinde elde ediliyor. Sıcak su tesisatında ve iç ortam kullanımlarında camyününden imal edilen İzocam Prefabrik Camyünü Boru ile istenilen enerji verimliliğine erişme imkânı sağlanıyor.

Aralık Ayı Kira Zam Oranı Belli Oldu!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon rakamlarını açıkladı. Böylelikle kira artış oranı da belli oldu.


Kira sözleşmeleri Kasım 2021 içerisinde yenilenecek olan kiracılara senelik olacak şekilde zam yapılıyor. Gayrimenkul sahiplerinin kiracılara yılda sadece 1 defa yaptığı bu zam da Borçlar Kanunu kapsamında belirleniyor.


Ev sahibi ve kiracıların merakla beklediği kira artış oranı belli oldu. TÜİK, tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına göre Kasım ayı kira artış oranı en fazla 17,71 olarak açıklandı.


TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 21,31, aylık yüzde 3,51 arttı. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 54,62, aylık yüzde 9,99 olarak gerçekleşti.


TÜFE’de (2003=100) 2021 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,51, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 19,82, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,31 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 17,71 artış gerçekleşti.

TÜİK tarafından açıklanan resmi rakamlara göre, Yİ-ÜFE (2003=100) 2021 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 9,99 bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 51,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 54,62 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 38,94 artış gösterdi.

Ankara’da Ev Fiyatlarında Suni Artış!

“Gayrimenkulün fiyatı, döviz kuruyla aynı ölçüde artmaz veya azalmaz” diyen Gayrimenkul PR, “suni yükseltmeler ve yanlış fiyatlandırma yüzünden tüketicilerin satın alma motivasyonu düştü” uyarısında bulundu.

Döviz kurunda yaşanan ani yükseliş sonrası mülk sahiplerinin ve inşaat firmalarının fiyatlarını yükseltmesi, Ankara gayrimenkul sektöründe kaosa neden oldu. “Gayrimenkulün fiyatı, döviz kuruyla aynı ölçüde artmaz veya azalmaz” diyen Gayrimenkul PR, “suni yükseltmeler ve yanlış fiyatlandırma yüzünden tüketicilerin satın alma motivasyonu düştü” uyarısında bulundu.

Ankara gayrimenkul sektöründe fiyat istikrarsızlığı bütün hızıyla devam ediyor. İnşaat firmaları, üretim maliyetlerinin artışını gerekçe göstererek döviz kurunun artış oranının da üzerinde fiyatlarını yukarı yönde çekti. İkinci el emlak piyasasında mülk sahiplerinin de fiyatlarını döviz kuruna göre belirleyerek suni fiyat yükseltmelerine gitmesi, gerçek alıcıların satın alma motivasyonunu olumsuz etkiledi.

Gayrimenkulün satışında doğru fiyatlandırma ve ileri düzeyde pazarlamanın en önemli etkenler olduğunu belirten Ankara’da gayrimenkul ekonomisi faaliyet gösteren Gayrimenkul PR şirketi, inşaat firmalarına ve mülk sahiplerine şu önemli uyarılarda bulundu; “Ekonomide bir ürünün fiyatını arz-talep dengesi ortaya koyar. Gayrimenkulün fiyatını da finansal ödeme kolaylıkları ve tüketicilerin talepleri belirler. Ankara’da inşaat firmaları ve mülk sahipleri döviz kurunun artış oranında üzerinde suni olarak fiyat yükselttikleri görülmekte. Gayrimenkul fiyatlarında zaten şişkinlik olduğunu günümüzde fiyat artışları konut balonunun daha erken patlamasına neden olabilir. Bu tür suni fiyat artışları devam ederse, tüketiciler, ihtiyacı olan gayrimenkulü almak için doğru zamanı ve doğru fiyatı bekleyeceklerdir. Eğer ki; bir gayrimenkulün fiyatı doğruysa ve ileri düzeyde pazarlandıysa, satıcılara haklı ve karlı kazançlar sağlayabilir. Gayrimenkulü satışa çıkarmadan önce doğru fiyatlandırma için uzmanlardan destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar olacaktır.”

Cubotherm Ultra Isı Yalıtım Sistemleri Enerji Tasarrufu Sağlıyor

Cubo’nun Cubotherm Ultra Isı Yalıtım Sistemleri uygulandığı yüzeyde termal koruma sağlayarak enerjiden tasarruf etmenize yardımcı oluyor.


İklim değişikliğinin yarattığı sorunlar dünyamızın geleceğini tehdit ederken doğal kaynakların korunması ve enerji tasarrufu gündemin öncelikli konularından biri. Yarınlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için enerji tasarrufu sağlamak bu sorumlulukların başında yer alıyor.


Doğru uygulanan ısı yalıtımı enerji kaynaklarının daha az kullanılmasında büyük rol alıyor. Isı yalıtımı, yüzde 50’nin üzerinde enerji tasarrufu sağlarken, ısınma ve soğutma için harcadığımız bütçeyi de büyük oranında azaltıyor. Havadaki karbondioksit salınımını indirgemeye de yardımcı olan ısı yalıtımı, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın önemli adımlarından.
Çevreyi, doğayı ve doğal kaynakları koruma ilkesiyle hareket eden Cubo, ürünlerini bu anlayışla geliştirip üretiyor. Cubo’nun yapılardaki enerji kaybını en aza indirmek amacıyla geliştirdiği Cubotherm Ultra Isı Yalıtım Sistemleri ürünleri, geleceğimiz için çevreci çözümler sunuyor ve ekonomiye katkı sağlıyor.


Cubotherm Ultra Isı Yalıtım Sistemleri ultra ürünlerinin doğru uygulanması durumunda CUBO’nun 10 yıl sistem garantisi de beraberinde sunuluyor.

Cubotherm Ultra Isı Yalıtım Sistemleri, ısı yalıtımı sağlarken binaların ömrünü uzatıyor. Çevreci bir ürün olan ve enerji tasarrufu sağlayan Cubotherm Ultra Isı Yalıtım Sistemleri yazın binayı ısıdan, kışın ise soğuktan koruyarak elektrik enerjisi ve doğalgazdan tasarruf edilmesini sağlıyor.


Yüzeyde dekoratif görünüme imkan tanıyan sistem, yine Cubo’nun Acrytech Serisi dış cephe boyaları son kat olarak uygulandığında tercih edilen renk canlılığını uzun yıllar koruyor.


Selenium Park Ön Satışa Çıkıyor

Aşçıoğlı’nun Zeytinburnu’nda hayata geçirdiği Selenium Park, ön satışa çıkıyor.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Aşçıoğlu’nun “Tarihin huzurunda derin bir nefes” sloganı ile hayata geçecek yepyeni yaşam projesi Selenium Park, Zeytinburnu Kazlıçeşme’de, tarihi surlara komşu olarak inşa ediliyor.


Bölgesindeki benzersiz yatay mimari konseptiyle 2+1’den 5,5+1 bahçe dublekse kadar farklı seçeneklerin yer aldığı Selenium Park, tarihi surların yanı sıra 32 dönüm büyüklüğündeki, içerisinde çocuk oyun parkları, yürüyüş/bisiklet yolları, sosyal tesisler ve geniş yeşil alanı bulunan Belgradkapı Parkı’ına komşu olarak yükseliyor.


Yürüme mesafesinde özel üniversiteler, köklü hastaneler, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri ve sosyal tesisler bulunan Selenium Park’ta 112 m2’den 352 m2’ye kadar farklı büyüklüklerdeki daireler ile 63 metrekare ile 182 metrekare arasında değişen alanlarla teras ve bahçe seçenekleri sunan toplam 196 birim yer alıyor. Şehrin gerçek merkezinde, çok özel bir lokasyon ve arazide villa konforunda bahçeli ev keyfi sunan Selenium Park’ta bahçeli ev seçenekleri 3+1’den 5,5+1 büyüklüğe kadar uzanıyor.


Ön satış döneminde olan ve Ağustos 2023’te teslim edilecek Selenium Park’ta, öncelikli seçim ve Aşçıoğlu finansman modeli ile vade farksız avantajlı ödeme planı sunuluyor.


Selenium Park, 1 milyar TL Yatırımla Hayata Geçiriliyor
Projenin ön satış dönemi ile ilgili değerlendirmede bulunan Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkan Vekili İrfan Aşçıoğlu, 2001 yılından bu yana Selenium markası adı altında yükselmeye başlayan projelerine bir yenisini ekliyor olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.


İrfan Aşçıoğlu, şunları söyledi: “Aşçıoğlu olarak proje geliştirdiğimiz bölgelerdeki beklenti ve ihtiyaçları derinlemesine analiz ederek, bölgede fark oluşturacak projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Ataköy’de hayata geçirdiğimiz 3 projedeki, yaklaşık 1100 bağımsız bölümün tesliminin ardından şimdi de Zeytinburnu’nda yepyeni bir projeye başlıyoruz. Bu bölgeye ilişkin olarak farklılaşma stratejimizi oluştururken yatay mimari konsept ve aile yaşamına uygun ürün karması ile birlikte kültürümüzün en güzel ve en dostane geleneklerinden biri olan komşuluk ilişkisinin en üst seviyede yaşanacağı bir proje hayal ettik. Modern hayatın getirdiği şu ikilemi duymuşsunuzdur; kalabalıktan uzakta sakin bir hayat sürmek istiyorum ancak şehirden uzak olmak istemiyorum. Birçoğumuza bu olanaksız gibi gelse de Selenium Park, sakinlerine bu ayrıcalığı vadediyor. İstendiğinde dakikalar içerisinde şehrin tüm olanaklarına kolayca ulaşılabilecek konumu ile burası fiziken değil, zihnen uzaklaşılabilen bir yaşam sunuyor. Sosyalleşmeyi arttıran yatay mimari ile birlikte zengin sosyal tesisler sunan projeyi yaklaşık 1 milyar TL değerindeki yatırımla ön satışa çıkarıyoruz. Selenium Park’ta daha ferah yaşam alanları, daha az daire ve sakinler arasında daha fazla samimiyet hayal ettik. Ön talep döneminde yoğun ilgi gören projemizin geniş aile yaşamına uygun, komşuluk ilişkilerinin yoğun olduğu, nefes alan ve aldıran yaşam alanlarına ve zengin sosyal imkanlara sahip bir proje olacak. Bu projenin mimari konsepti ile birlikte konumu ve tarihi kara sur manzarası sayesinde geçmiş ile geleceğin buluşmasına şahitlik edeceğiz.”


Merkezi Konum ve Sosyal Donatılar
Selenium Park, Marmaray’a olan yürüme mesafesinin yanı sıra Avrasya Tüneli ve D-100 karayoluna yakınlığı ile merkezi bir noktada konumlanıyor. Ailelere dönük yaşam alanı tasarımı ile hayata geçecek Selenium Park’ın, yürüme mesafesinde 4 hastane ve 3 üniversite bulunuyor. Tarihi yarımada ve boğaz hattına kolay ulaşım imkânı sağlayan Kabataş-Bağcılar tramvayı ve projelendirilen Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem hattı da Selenium Park’a değer katıyor.


Araç erişimine tamamen kapalı peyzaj mimarisi ile tasarlanan Selenium Park’ta, gün ışığı alan kapalı havuz, özel sinema odası, fitness, sauna, buhar odası, Türk hamamı, masaj odası, kapalı çocuk oyun odası, açık çocuk oyun alanı, yürüyüş ve koşu parkurları gibi geniş sosyal alanlar yer alıyor.

DYO’dan Kolay Silinebilir Boya: Dinamik İpek Mat

DYO’nun Dinamik İpek Mat boyası, iç cephelerin kolaylıkla silinerek temizlenmesine imkan sunuyor.


Türk boya sektörünün öncü şirketi DYO’nun iç cephelere yönelik, Dinamik İpek Mat son kat boyası, hem yüksek örtücülük özelliği hem de ipek mat dokusu ile duvarlarınıza tazelik getiriyor.


Su bazlı, silikon katkılı, silinebilme özelliğine sahip dekoratif iç cephe son kat boyası Dinamik İpek Mat, yüzeylerde ketçap, suluboya vb. lekelerin kolaylıkla temizlenmesine imkân sunarken uygulandığı yüzeylerin nefes almasına izin veriyor. Kokusuz ve çevre dostu olan Dinamik İpek Mat, kolay uygulanır ve yüksek örtücülüğe sahiptir.


DYO Renk Pınarı Sistemi’ne uyumlu olan Dinamik İpek Mat, binlerce renk seçeneğiyle yaşam alanlarının istenilen renkte tasarlanmasına imkan sunuyor.

Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’na, Beysun Mert Mimarlık Dokunuşu

Anadoluhisarı’nda yer alan Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın rekonstrüksiyon ve iç mimari proje tasarımı ile uygulama çalışmaları Beysun Mert Mimarlık tarafından yürütüldü.

Beysun Mert Mimarlık, Boğaziçi Anadoluhisarı’nda yer alan Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın rekonstrüksiyon ve iç mimari proje tasarımı ile uygulama çalışmalarını tamamladı. Orjinali 18. yüzyıl başlarında inşa edilen yalı grubu bünyesindeki Grup Köşkü’nün zaman içinde yıkılmasının ardından 1950’li yıllarda yerine orijinal haliyle hiç alakası olmayan betonarme bir yapı inşa edilmiş. Grup Köşkü yapısının Beysun Mert Mimarlık tarafından tasarlanıp uygulanan rekonstrüksiyon ve iç mimari projeler ile orjinaline uygun olarak yeniden inşa edilmesi hem yalı grubu ile hem de Boğaziçi’ndeki 18. ve 19. yüzyıla tarihlenen sahilhane yapılarıyla doku bütünlüğünün elde edilmesini sağlamış.


Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın Hikayesi
Zarifi Mustafa Paşa Yalısı, 17. yüzyıl sonları veya 18. yüzyıl başlarında inşa edildiğinde Haremlik, Selamlık, Grup Köşkü ve Mehtabiye Köşkü olmak üzere dört ayrı yapıdan oluşuyormuş. Mehtabiye Köşkü, Selamlık yapısına bitişik, Grup Köşkü ise ayrı olarak inşa edilmiş. Büyük bir bölümü gemi kazaları ve çeşitli nedenlerle yıkılan yalı grubu yapılarından orijinal haliyle günümüze kadar ayakta duran yalnızca Selamlık bölümü olmuş. Kent araştırmacısı ve yazar Orhan Erdenen “Boğaziçi Sahilhaneleri” isimli kitabında yalının durumunu ‘’Balkan Harbi’nde boş bulunan haremin selamlık kısmına asker konulduğundan bu kısım harap olmuş. Birinci Dünya Harbi’nde de yine asker yerleştirilir ve yangın çıkar endişesi ile sahipleri tarafından yıktırılmış. Böylelikle bir parçanın yıktırılmasıyla harem ve selamlık kısımlarının bağlantısı kalmamış ve iki ayrı yalı meydana gelmiş” sözleriyle dile getirir.


Orhan Erdenen, kitabında Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın yapım tarihi ile ilgili yalı sahipleri ve bostancı defterleri kayıtlarına göre ayrıntılı bir araştırma sunar. Buna göre yalıya adını veren Zarifi Mustafa Paşa bu binaları 1848’de satın almıştır. Orhan Erdenen’in paşanın yakınlarından aldığı bilgiye göre Zarifi Mustafa Paşa yalıyı binanın üçüncü sahibi olan II. Mahmut’un Kahvecibaşıcısı Kani Mustafa Bey’den almıştır. Yapının rekonstrüksiyon projesini hayata geçiren Mimar Beysun Mert, ‘’Kahvecibaşı’’, ‘’Berberbaşı’’ gibi üst düzey saray hizmetkarlarının böyle yalılara sahip olmalarının Osmanlı’daki nüfus dağılımı üzerine bir şeyler anlattığını dile getiriyor.


Abdülaziz döneminin ricalinden olduğu anlaşılan Zarifi Mustafa Paşa’nın tarihte önemli bir rolü olmamış. Sahibi olduğu yalının da oldukça hadisesiz, sakin bir geçmişi olmuş. 1948’den itibaren aynı aile dört-beş kuşak boyunca burada yaşamaya devam etmiş. 1950’lerden sonra ise yapıların mülkiyeti bölünerek Selamlık, Haremlik ve Grup Köşkü olmak üzere üç ayrı yalı haline getirilmiş.

Sahilhane Yapılarının Doku Bütünlüğü Korundu
Yalının Rumeli Hisarı’nın tam karşısında olması, Beysun Mert Mimarlık açısından, araştırma aşamasında fotoğraf bulma konusunda büyük bir avantaj sağlamış. 1840’larda fotoğraf makinesinin icadından itibaren İstanbul’a gelen gezginlerin birçoğunun Rumeli Hisarı’na giderek karşı sahilin fotoğraflarını çekmeleri, Grup Köşkü’nün birçok fotoğrafta yer almasını sağlamış.


Elde edilen bu fotoğraflar üzerinden fotogrometri çalışması yaptırılmış. Müzecilik Müdürlüğü eşliğinde yapılan kazı sonucunda bulunan temel kalıntıları, yapılan ölçülendirme çalışmalarını doğrulamış. İnşa edildiği günden itibaren orijinal haliyle ayakta kalan Selamlık Binası da, restitüsyon projesinin hazırlanmasında oldukça faydalı olmuş. Özgün kullanımı konut olan yapının rekonstrüksiyonunda yine konut olarak kullanılması önerilmiş. Yapının yerinde, 1950’li yıllarda yapıldığı tahmin edilen ve orijinal haliyle hiç alakası olmayan betonarme yapı yıkılarak yalı grubunu tamamlayan rekonstrüksiyon uygulaması başlatılmış.
Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın rekonstrüksiyon projesini üstlenen Beysun Mert Mimarlık, 18. yüzyıl ve 19. yüzyıl sahilhane yapılarıyla doku bütünlüğünün sağlanmasının bu bölge özelinde önemli olduğunu, bu nedenle son dönemde yapılan Anadoluhisarı rekonstrüksiyon projelerini olumlu çalışmalar olarak değerlendirdiklerini dile getiriyor.

Peli Parke, Ürünlerini Kenya Big 5 Fuarı’nda Görücüye Çıkardı

Peli Parke, 24-26 Kasım 2021 tarihleri arasında Kenya’nın Nairobi Şehri’nde düzenlenen “Kenya Big 5 Fuarı’na katılarak kendisini ve ürünlerini Doğu Afrika pazarına lanse etti.

Doğu Afrika’nın en gelişmiş şehirlerinden olan Nairobi’de düzenlenen, yapı, inşaat ve yapı malzemeleri alanında önemli bir yerde duran Kenya Big 5 Fuarı’na katılan Peli, yeni ürünlerini tanıttı. İnşaat sektörü için büyük potansiyel taşıyan fuar, yeni iş anlaşmaları yapmak, büyük ve geniş bir pazar olan Kenya’da sektör profesyonelleri ile bağlantı kurmak için önemli bir platform olarak nitelendiriliyor.


Fuar ve yeni ürünler hakkında bilgi veren Peli Parke Bölge İhracat Müdürü Mert Ercömert, “Ülkemizde ilk 500 firma içinde yer alan ve tanınan bir markayız. Biz sadece ülkemizde değil yurt dışında da bilinen ve tercih edilen bir marka olmak adına bu tür platformları önemsiyoruz. Kenya Big 5’in, Peli Parke adına verimli olduğunu düşünüyorum. Genel olarak ziyaretçilerin beğenisini topladık. Daha çok bölgenin ihtiyaçlarına yönelik ürünlerimizi öne çıkardık. Fuarda iddialı koleksiyonlarımız arasında yer alan Loft Serisi oldukça ilgi gördü. Kendi içinde 8 ayrı ton ve renkten oluşan Loft Koleksiyonu’nun lamine ile yarışır özellikte olması ve fiyat avantajı koleksiyonumuza olan ilgiyi artırdı” diye konuştu. Peli’nin standına ve ürünlere gösterilen ilgiden memnun olduklarını dile getiren Ercömert, Doğu Afrika’nın, Türkiye için büyük bir pazar olduğunu belirtti. Ercömert, pazarı genişletmek ve ihracat paylarını artırmak için bu ve bunun gibi platformlarda yer almanın önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

GNC Makina, OSSA Üyeleriyle Buluştu

GNC Makina, Ankara Ostim’in Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) üyeleri ile buluşarak Ankaralı sanayicilere üretim sektörüne kattığı değeri anlattı.


Kurulduğu günden bu yana yılda ortalama %80 büyüyen talaşlı imalat sanayinde önemli bir güce sahip GNC Makina, 2 milyon dolarlık yedek parça ve 10 milyon dolarlık makine stok gücü ile üretim sektörünün her alanına hizmet götürüyor.
Türkiye’de 6 bölgede yapılanması bulunun GNC Makina, üretim sektöründeki yarattığı değeri anlatmak üzere, Ankaralı üreticilerle bir araya geldi. Savunma ve Havacılık sektöründe üretim yapan iş insanları ile buluşan GNC Makina yetkilileri; endüstri 4.0’ın gerekliliği, otomasyonun önemi, robotik üretimde gelinen nokta, hizmet verdikleri yüksek hassasiyetli makinelerin ve markaların özelliklerini içeren sunumlar yaptı.


“Vizyonumuz Sektöründe Üreticinin İlk Tercihi Olmak”
Davette açılış konuşmasını yapan GNC Makina Genel Müdürü Emre Seçkin, öncelikle GNC Makina’nın vizyonu ve misyonunu anlattı. Hizmet verdikleri markalarla hemen hemen üretimin her alanında var olduklarını belirten Seçkin ‘’Havacılık, Savunma, Otomotiv, İnşaat, Kalıp, Kalıp Metal, Medikal alanlarında markalarımız ve çözümlerimiz kullanılıyor. Vizyonumuz sektöründe üreticinin ilk tercih ettiği firma olmak. Sahip olduğumuz entelektüel kapasitemiz, çalışanlarımız, katma değer yaratacağımız hizmetlerimizle sizlerin iş ortağı olmak ve katma değeri yüksek üretime fayda sağlamak istiyoruz’’ dedi.


Konuşmasına GNC Makina’nın organizasyon yapısını anlatarak devam eden Seçkin, Satış Sonrası Hizmet Bölümü’ndeki standart hizmetlerin dışında kullanıcı desteği ve eğitim birimlerinin de bulunduğunu sözlerine ekledi.


Müşterilerine ve CNC Operatörleri’ne yönelik özel bir uygulamalarının da olduğunu ifade eden Seçkin ‘GNC CLASS’ adı altında akademik çalışmalar yapıyoruz. Üniversitelerle çok yakın temas içindeyiz. Meslek Yüksek Okulları ve bölgemizde bulunan Meslek Liseleri’yle önümüzdeki dönem yoğun çalışmalarımız olacak. Yine Satış Sonrası Hizmet Bölümü’nde ‘Satış Sonrası Bakım Paketi’ uygulamamız tamamen müşteri ihtiyacına özel hazırladığımız, her müşteri için farklı oluşturduğumuz bir paket’’ dedi.


Otomasyon ve Robotik üretim alanında GNC Makina olarak neler yaptıklarına dair konuşan Seçkin, ‘’İstenen parçanın verimli bir prosesle üretilebilmesi için istenen sürede, hedeflenen hassasiyette, hedeflenen adette üretimin gerçekleştirilmesi önemli. Makina temini ile birlikte tüm detayların kurgulanması gerekir. Biz bu sürece destek oluyoruz. Makine ile beraber makine fikstürlerini takımlandırmaya, demo parça üretiminden üretilecek olan parçada ölçümleme ihtiyacı varsa o parçanın kalibrasyonlarıyla beraber ölçümlerin nasıl yapılacağına kadar tüm süreçleri yönetiyoruz. Eğer seri üretim isteniyorsa makinanın otomasyonunun yapılması veya robot uygulaması olacaksa tüm robotik sürecin uygulanmasına kadar. Bununla beraber distribütörlüğünü yaptığımız markalar birbirini tamamlıyor. Eğer bir makinada bir özellik eksik ise markalarımızdaki başka makinada o özellik mutlaka vardır. Hizmet verdiğimiz tüm markalarımız, üreticinin arzu ettiği seviyedeki üretim kapasitesinde ihtiyacı olan tüm özellikleri kapsıyor’’ diyerek sözlerini bitirdi.


CNC Makine Markaları Özel Filmlerle Tanıtıldı
Emre Seçkin’den sonra Satış Müdürü Berkin Bilge, hizmete sundukları tüm markaların öne çıkan özelliklerini anlattı.
Türkiye’de GNC Makina güvencesiyle üretime sunulan Victor Taichung, Nakamura-Tome, GROB Werke, Romi, Vision Wide, Vonghler, Lico, gibi yüksek hız ve niteliğe sahip CNC makine markaları özel filmlerle tanıtıldı. Toplantıya GNC Makina üst düzey yetkilileri, Ankara Bölge Temsilcisi, GNC çalışanları ve GROB Anahtar Teslim Projeler Yöneticisi Taylan Akgül de katıldı.

Copa Isı Sistemleri, Kayseri ve Çevre İllerdeki Bayileriyle Buluştu

Kayseri ve çevresindeki illerde bulunan bayileriyle bir araya gelen Copa Isı Sistemleri, 2022 yılı için de hedef ve stratejilerini belirledi.

İklimlendirme sektörünün lider firmalarından COPA Isı Sistemleri, Kayseri ve çevresindeki illerde bulunan bayileriyle bir araya geldi. Müşteri memnuniyeti ve satış sonrası hizmetlerde referans olma hedefiyle çalışmalarını sürdüren COPA’nın bayi toplantısında 2022 yılı hedeflerinin altı çizildi ve sektörel değerlendirmeler yapıldı.

COPA Türkiye Satış Müdürü Can M. Zengin, COPA’nın 2022 satış ve bölgedeki büyüme hedeflerinden bahsederken, COPA Satış Sonrası Hizmetler Yöneticisi Ali Erdemir de konuşmasında satış sonrası hizmetlerin önemine dikkat çekti. COPA Pazarlama Müdürü Deniz Baskak ise büyük ses getiren “Takın, Unutun” reklam kampanyasının yarattığı sinerjiyle elde edilen başarıları aktardı.

Koçali Sulama Yaklaşım Kanalı ve Tüneli İnşaat Projesi’nde İlk Harç Döküldü

Adıyaman’da hayata geçirilen Koçali Sulama Yaklaşım Kanalı ve Tüneli İnşaat Projesi’nin temeli atıldı.


Bölgenin önemli altyapı ve tünel projelerinden biri olan Koçali Sulama Yaklaşım Kanalı ve Tüneli İnşaat Projesi’nde önemli bir gelişme yaşandı. 5 bin 700 metre uzunluğundaki projenin temeli atıldı. Proje tamamlandığında 187 bin dönüm arazinin suyla buluşması ve kentin sosyo-ekonomik yapısına ciddi katkılar sunacak.


Projenin temel atma töreni Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, AK Parti Adıyaman Milletvekili Halil Fırat, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akif Balta, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum amirleri ile DSİ çalışanlarının katılımıyla gerçekleşti. E-BERK Makine tarafından yerli üretim olarak yapılan makineyle Koçali sulama, ileti tünelini açma çalışmaları başladı.

Projenin Maliyeti 390 Milyon TL
Törende konuşan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, proje tamamlandığında 187 bin dekar arazinin sulanacağını belirtti. Adıyaman merkezin içme suyu problemini çözecek barajın yıllık 285 milyon lira katma değer sağlayacağını ifade eden Aydın, proje kapsamında 35 kişiyi istihdam edeceklerini söyledi. DSİ olarak Adıyaman’da bugüne kadar 76 adet projeyi tamamladıklarını vurgulayan Aydın, şehrin ihtiyaç ve taleplerini takip ettiklerini ve projelerle ciddi mesafeler aldıklarını kaydetti.


DSİ Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akif Balta, Koçali Sulama Yaklaşım Kanalı ve Tünel İnşaat Projesinin tünel delme maliyetinin yaklaşık 390 milyon lira olduğunu belirterek, “Koçali Barajı göl alanı sulama yaklaşım kanalıyla 4 metre çapında 5 bin 570 metre uzunluğunda tünel açma makinesiyle ve klasik yöntemle açılacak bin 490 metre yaklaşım kanalı imalatı yapılacaktır” dedi.


Tünel, Türk Mühendisler Tarafından Geliştirilen Makineyle Açılacak
Türk mühendisler tarafından yapılan makine ile tünelin açılacağını aktaran Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, artık Avrupa’nın ileri teknolojisine ihtiyaç duymadığımızı vurguladı. Kendi ihtiyacımızı kendimizin ürettiğini belirten Çuhadar, sözlrine şöyle devam etti: “Karadeniz’in altında yatan binlerce yüzbinlerce metre küp doğal gazı kendimiz çıkarıyoruz. Suları toprak ile buluşturacak tünelleri kendimiz açıyoruz. Karayollarındaki tünelleri kendimiz açıyoruz ne mutlu ki bugünlere ulaştık. Bundan her Türk vatandaşı gibi hepimizin gurur duyması lazım.”


E-BERK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Savaş Özüdoğru ise “Üretmiş olduğumuz tünel açma makinesi Türkiye’de yine bir Devlet Su İşleri projesinde Koçali sulama, ileti tünelinde kullanılacak. Fabrikamızda tamamen yenilediğimiz yaklaşık 4. 8 metre çapında 500 ton ağırlığında 165 metre uzunluğunda makine jeoteknik zemine uygun olarak tasarlandı. Zeminde ağırlıklı olarak kum taşı, kireç taşı gibi çeşitli jeoteknik malzemeler var bu malzemelerden dolayı da makinemizin buna dayanıklı olması gerekiyor. Makinemız 12 bin parçadan oluşuyor, 2 ayrı mühendislik dalını içeriyor. Dolayısıyla Türkiye’de bu makinayı biz ürettik dünyada da ülkemizi dünyadaki 8’inci tünel açma makinesi üreticisi yaptık. Bu anlamda çok gururluyuz” dedi.


Yüklenici firma Kormak AŞ Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özhelvacı da en kısa sürede projeyi tamamlayarak bölge halkının hizmetine sunacaklarını söyledi.

Akyapı’dan Yeni Proje

Akyapı, Ümraniye’de hayata geçireceği yeni projesi Limonlu Bahçe Konakları için düğmeye bastı.


İstanbul’a yeni bir konut projesi daha geliyor. Akyapı, Ümraniye’de hayata geçireceği yeni projesi Limonlu Bahçe Konakları için ön talep sürecini başlattı.


Anadolu Yakası’nın merkezi semtlerinden Ümraniye’de yükselecek olan proje sakinlerine stresten ve şehrin karmaşasından uzak bir yaşam vadediyor.


2+1, 3+1 ve 4+1 konut seçeneklerinin sunulacağı projede ferah ve büyük yaşam alanlarına yer verilecek.


Proje 2 Aralık 2021 tarihinde görücüye çıkacak.

Yılın 3’üncü Çeyreğinde 64 Bin 18 Metrekare Ofis Kiralandı

Istanbul

Cushman & Wakefield’in hazırladığı rapora göre, ofise dönüşün başladığı 3. çeyrekte Türkiye’de 64 bin 18 metrekare ofis kiralama işlemi yapıldı.


Pandeminin çalışma hayatında yarattığı değişimle ofisler de şekil değiştirdi. Cushman & Wakefield’in hazırladığı rapora göre, Türkiye’de 3. çeyrekte 64 bin 18 metrekare ofis kiralama işlemi yapıldı. Bu yılın ocak-eylül aylarında yapılan 178 bin 759 metrekare kiralama işleminin yüzde 85’ini yeni kiralama anlaşmaları oluşturdu.

Pandeminin etkilerinin azalmaya başlamasıyla ileri teknolojiyle donatılmış, nitelikli ofislere talebin arttığına dikkat çeken Göztepe Nakliyat ve Depolama CEO’su Ulaş Gümüşoğlu, “Bu tür ofislerin Levent, Gayrettepe, Maslak gibi merkezi iş alanlarının dışında Kozyatağı, Kavacık gibi bölgelerde de yaygınlaşması, talebi etkiliyor. 3. çeyrekte yeni kiralama anlaşmalarının yüzde 32,5’inin Beşiktaş Barbaros Bulvarı, Büyükdere Caddesi ve Maslak gibi merkezi iş alanlarının bulunduğu bölgede, yüzde 40’ının Anadolu yakasında Kozyatağı, Altunizade, Kavacık, Ümraniye civarlarında, yüzde 27,5’inin Taksim, Nişantaşı, Şişli, Fulya ile Havalimanı bölgelerini kapsayan alanda yapıldığı görülüyor. Pandemi öncesinde ağırlıklı olarak Avrupa yakasında farklı bölgelerde yapılan yeni kiralamalar, Anadolu yakasına da taşındı” dedi.

İleri Teknolojilere Sahip Ofisler Tercih Ediliyor

Yeni ofis kiralama işlemlerinde yaşanan artışın nakliye sektöründe farklı bir trafik yarattığını belirten Ulaş Gümüşoğlu, “Şirketler arasında giderek yaygınlaşan karma çalışma modeli, ofisleri merkezi olmaktan çıkardı. Maslak, Levent gibi merkezi iş alanlarının dışında kalan bölgelerde de ileri teknolojilere sahip nitelikli ofislerin inşa edilmesiyle lokasyon faktörü önceliğini yitirdi. Şirketler için pandemi öncesinde prestij göstergesi olarak değerlendirilen merkezi lokasyonun yerini, aidiyeti ve verimliliği artıran yüksek teknolojiler aldı” dedi.


Şirketlerin sağlıklı çalışma alanına ihtiyacının nitelikli ve kaliteli ofis talebine yön verdiğini belirten Göztepe Nakliyat ve Depolama CEO’su Ulaş Gümüşoğlu, “Pandemi, özellikle yerli şirketlere, çalışan aidiyeti ve verimliğin artırılması açısından ileri teknolojinin önemini gösterdi. Yerli şirketler de bu yönde yeni stratejileri devreye aldı. Yaratıcılığın teşvik edildiği, sosyalleşme ve işbirliğinin ön planda tutulduğu, kurum kültürünün gelişimine katkı sağlayan ve aidiyet hissi yaratan ofisler yerli şirketlerin radarına girdi” şeklinde konuştu.

Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali Finansman Anlaşması İmzalandı

Türkiye’nin yerli teknolojiyle hayata geçirilmiş ilk, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyük enerji santrallerinden Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali finansman anlaşması imzalandı.


Türkiye ve dünyada her yıl artan nüfus ile gelecek kuşakların artan temiz enerji ihtiyacını sağlamak vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren Kalyon Enerji, Kalyon Karapınar Güneş Enerji Santrali için İngiliz İhracat Kredi Ajansı UK Export Finance (UKEF), J.P. Morgan Chase Bank, Denizbank, Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve Türkiye Vakıflar Bankası ile 12 yıl vadeli toplam 812 milyon dolarlık finansman anlaşması imzaladı.


Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali finansman imza töreninde konuşan Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, “Gerçekleştirdiğimiz bu anlaşma ile kıymetli bir kaynağı temin etmiş bulunuyoruz. Kalyon olarak sağladığımız bu kaynak, Türkiye ekonomisine olan güvenin yanı sıra, Kalyon Holding’in sağlam ve sürdürülebilir finansal yapısının da ispatıdır” dedi.


“Hedeflerimizin Çok İlerisindeyiz”
Santralin tamamlanma tarihi ile ilgili de önemli bir gelişmeyi paylaşarak sözlerine devam eden Cemal Kalyoncu, “Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali’nin şimdiden 550 MW’ı işletmeye alınmış durumda. Kalyon PV fabrikamızın üretim kapasitesini 1000 MW’a çıkarttık. Santral, 1350 MW panel kurulu gücü ile tam kapasiteye ulaşacak. Büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki, hedeflerimizin çok ilerisindeyiz. Santralin tam kapasite ile faaliyete geçme hedefini bir yıl öne çekmiş bulunuyoruz” şeklinde konuştu.


Projede finansmanın sağlanmasından, yatırımın gerçekleşmesine kadar tüm aşamaların Kalyon Holding tarafından üstlenilmiş olmasının Kalyon Holding’in entegre yapısının, hızının ve gücünün göstergesi olduğunu belirten Kalyoncu, şöyle devam etti:
“Kalyon Enerji, Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji alanındaki kararlılığını bütün dünyaya gösterirken, aynı zamanda ülkemize yıllık 400 Milyon Dolar döviz ikamesi sağlıyor. Kalyon PV tarafından yüzde 80 yerlilikte güneş panelinin Türkiye’de de üretilmesi, cari açığın azaltılması ve nitelikli istihdam sağlanması açısından stratejik önem taşıyor. Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi santrali tamamlandığında, tek bir saha üzerine kurulu Avrupa’nın en büyük güneş santrali olacak.”


Dünya’da çok az ülkede uygulanan ingot üretiminden başlayarak, wafer, hücre, panel üretimini Ar-Ge merkezi dahil tek bir çatı altında birleştirerek eşsiz bir konumda olan Kalyon PV Güneş Teknolojileri Fabrikası, geçtiğimiz yıl kapasite artışı kararı alarak üretim kapasitesini 500 MW’dan 1000 MW’a çıkarmıştı.


Kalyon PV Güneş Teknolojileri Fabrikası, aynı zamanda Türkiye ve dünyada yenilenebilir enerji sektörünün ve piyasanın taleplerini karşılayacak panel arzı sağlıyor.


Dünya Bankası’nın çevresel risk yönetimi yaklaşımının ayrılmaz bir parçası olan Sürdürülebilirlik Çerçevesi standartlarının büyük bir titizlikle uygulandığı Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali, çevre ve sosyal etki açısından kritik öneme sahip, tamamlandığında 20 milyon metrekarelik bir alanda temiz enerji üretimi gerçekleştirecek.


Türkiye’nin çöl niteliğindeki tek bölgesi olan Konya ili Karapınar ilçesi Acıgöl havzasında inşa edilen, 2600 futbol sahası büyüklüğündeki Karapınar Güneş Enerji Santrali, iklim değişikliğinin sonuçlarıyla da doğrudan mücadele ediyor. Santral, tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde, 1.5 milyon tonun üzerinde karbon emisyonunun önüne geçecek.


1350 MW DC kurulu gücüyle Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerjisi santralinden biri olan Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali, tam kapasiteye ulaştığında 2 milyon kişinin elektrik tüketimini karşılayacak.

Vitra 3. Kez İhracat Şampiyonu Ödülü Aldı

Eczacıbaşı, Vitra markasıyla 3. kez ihracat şampiyonu olarak 2 büyük ödül almaya hak kazandı.

Vitra markalı ürünlerin dışsatımında görev alan Ekom Eczacıbaşı Dış Tic. A.Ş., seramik sağlık gereçleri ve seramik kaplama malzemeleri kategorilerinde 2020’nin en çok ihracat yapan şirketi seçilerek iki büyük ödül almaya hak kazandı.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) tarafından bu yıl 3. kez verilen “İhracatın Şampiyonları” ödülleri için 26 Kasım 2021’de tören düzenlendi. Ticaret Bakan Yardımcısı R. Tuna Turagay, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ve ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz’in katıldığı törende, ihracatta üstün başarı gösteren şirketlere “2020 İhracat Şampiyonu” ödülleri verildi. İlk 2 yıl olduğu gibi 2020’deki ihracat performansıyla da şampiyon olan VitrA’nın ödüllerini Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan ve VitrA Karo CEO’su Hasan Pehlivan aldı.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, sektörünün ilk ihracatını yapan kurumu olarak, ülkemizin toplam seramik sağlık gereçleri ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını gerçekleştiriyor. Vitra Karo ise AB ülkelerine yapılan karo seramik ihracatında birinci sırada yer alıyor.

Kasım Ayı Güven Endeksi Açıklandı

TÜİK tarafından yayımlanan Ekonomik Güven Endeksi, Kasım 2021 Raporu’na göre inşaat sektörü güven endeksi yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekonomik Güven Endeksi, Kasım 2021 Raporu’nu yayımladı. Açıklanan verilere göre inşaat sektörü güven endeksi Kasım 2021’de 99,3 olarak gerçekleşti. Güven endeksinin 100 puanın altında gerçekleşmesi sektör profesyonelleri tarafından kötümser tablo olarak tanımlandı.

Ekim 2021’de 101,4 olan Ekonomik Güven Endeksi, Kasım ayında yüzde 2 azalarak 99,3 olarak gerçekleşti. Bu düşüşün tüketici ve hizmet sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandığı düşünülüyor.

Tüketici Güven Endeksi Kasım 2021’de bir önce aya göre yüzde 7,3 oranında azalarak 71,1 olarak gerçekleşti. Hizmet Sektörü Güven Endeksi ise yüzde 0,7 oranında azalarak 119,4 değerine gerilemiş oldu. Reel kesim imalat sanayi güven endeksi yüzde 0,6 oranında yükselerek 112 puan seviyesine taşındı. Yüzde 0,6 oranında artan perakende ticaret sektörü güven endeksi 121,9 değerini alırken bir diğer yükseliş gösteren sektör olan inşaat sektörü güven endeksi 1,0 puanlık artış ile 93,6 değerini aldı.

Ekonomik Güven Endeksi, Tüketici Güven Endeksi, Reel Kesim Güven Endeksi, Hizmet Sektörü Güven Endeksi, Perakende Ticaret Sektörü Güven Endeksi ve İnşaat Sektörü güven endeksi rakamlarının ortalaması alınarak hesaplanıyor.

Demir Fiyatında Rekor Artış! Son 5 Yılda Yüzde 622 Yükseldi!

5 yıl önce bin 800 liraya satılan inşaat demirinin güncel fiyatı 11 bin 200 TL’ye yükseldi.


İnşaat demirindeki fiyat artışı rekor kırıyor! 2017 yılında tonu ortalama bin 800 lira olan demirin güncel fiyatı 11 bin 200 liraya yükseldi.

İnşaat yapımının kullanılan ana malzemelerden biri olan demirin fiyatı özellikle son bir ayda büyük artış gösterdi. Demir fiyatları son 5 yıl içerisinde yüzde 622 oranında yükseldi.


Artan fiyatlarla birlikte inşaat demiri, sektörün en büyük gider kalemi haline geldi. 2017 yılında bir ton demir ortalama bin 800 liraya satılıyordu. Ancak 2018 yılında başlayan ekonomik kriz ve döviz kurundaki artışla birlikte demir fiyatlarında hızlı bir yükseliş yaşandı. 2021 yılı ocak ayında demirin ton fiyatı ortalama 5 bin 600 liraydı. Şubat ayında demir fiyatları 4 bin 800 liraya kadar geriledi. Ancak yılın ikinci çeyreğine gelindiğinde ise demirin ton fiyatı 7 bin liraya kadar yükseldi. Son dönemde yaşan döviz artışıyla birlikte demirin ton fiyatı 11 bin 600 liraya ulaştı. Kasım ayının son günleri itibariyle güncel demirin güncel ton fiyatı ortalama 11 bin 200 lira civarında.


Bina yapımında bir metrekare alan için ortalama 50 kilogram demir kullanıldığı düşünülürse 150 metrekarelik bir daire için ortalama 7,5 ton demir gerekiyor. Güncel fiyat üzerinden bir hesaplama yaparsak; 150 metrekarelik bir dairede 84 bin TL’lik inşaat demiri kullanılıyor.

Yeni Konut Fiyatlarının Yüzde 50 Oranında Artması Bekleniyor

Emlakjet CEO’su Tolga İdikat, konut fiyatlarının gelecek dönem yüzde 45 oranında artacağını belirterek ev almak için doğru zaman olduğunu söyledi.


Gayrimenkul fiyatlarındaki artış durdurulamıyor. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Emlakjet CEO’su Tolga İdikat, emlak fiyatlarının Kasım ayında yüzde 10 oranında arttığını belirterek ev almak için doğru zaman olduğunu, konut fiyatlarının gelecek dönem yüzde 45 oranında artacağını söyledi. Son 5 yılın en yüksek artış rakamının kasım ayında yüzde 10 olarak gerçekleştiğini vurgulayan İdikat, döviz kurunda yaşanan artışın gayrimenkul piyasasında hemen karşılık bulduğuna dikkat çekti. Normal şartlar altında gayrimenkulde kasım ve aralık aylarının yavaş bir sezon olduğunu belirten İdikat, genellikle ocak ayından itibaren talebin arttığını ifade etti. İdikat sözlerine şöyle devam etti: “Biz şu anda konut aramalarında da yüzde 10’a varan bir artış görüyoruz. Fiyatlar artıyor ve artacağıyla ilgili de piyasada ciddi bir beklenti var. Dolayısıyla alıcıda da ‘bu evi aldım aldım, alamayacağım fiyatlar artacak’ gibi bir düşünce söz konusu. Fiyat artışı olmasına rağmen talep artmaya devam ediyor” dedi.
Emlakjet verilerini paylaşan İdikat, en çok fiyat artışının gözlemlendiği ilin İstanbul olduğunu belirterek, “Tüm Türkiye’de gördüğümüz yüzde 10’luk artışa karşılık İstanbul’daki bu fiyat artışı yüzde 12 oranında. Hemen arkasından İzmir geliyor. İzmir’de 1 ayda yüzde 11’lik bir artış görüyoruz. Ankara ve Antalya ise yüzde 7 artışlarla İstanbul ve İzmir’i takip ediyor” diye konuştu.


Küçükçekmece’ye İlgi Arttı
Yeni yapılan, depreme dayanıklı konutlar ve site yaşamı arttığı için bazı bölgelere ilginin artttığını söyleyen İdikat, özellikle Küçükcekmece’de son 1 ay içerisinde yüzde 15 oranında bir fiyat artışı gözlemlediklerini belirtti. Küçükcekmece’yi yüzde 13 oranındaki fiyat artışıyla Büyükçekmece’nin takip ettiğini kaydeden İdikat, . Üsküdar’da da yüzde 12 oranında bir fiyat artışı gözlemlediklerini dile getirdi.


İdikat, şunları kaydetti: “Ev sahipleri fiyatların oturmasını beklediği için veya ocak ayında daha da artacağını ön gördüğü için ilanları biraz çektiler. Şu anda portallara baktığımızda satılık konutların yüzde 12 oranında azaldığını görüyoruz. 1 hafta içerisinde ilanlar azaldı. Biz tapu işlemi esnasında bile mal sahibinin satıştan vazgeçtiğini duyuyoruz.”


“Önümüzdeki Dönemde Ev Fiyatlarının Düşeceğine Dair hiçbir Veri Yok”
Hem oturum hem de yatırım için gayrimenkulün doğru bir ürün olduğunun altını çizen İdikat, inşaat maliyetlerinin yüzde 40 oranında arttğını, buna rağmen talebin düşmediğini söyledi. Özellikle yabancı talebin çok fazla olduğuna dikkat çeken İdikat, kur artınca gurbetçilerin ülkemizde yatırım yapmaya başladığını kaydetti. Dövizdeki artışla maliyetin arttığını söyleyen İdikat, düşük arz ve fazla talep olunca ev fiyatlarının arttığını, önümüzdeki dönemde ev fiyatlarının düşeceğine dair hiçbir veri olmadığını dile getirdi.


İdikat konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Kur enflasyona baskı yapacaktır ben önümüzdeki dönemde yüzde 25’lerin olacağını düşünüyorum. Aynı trend devam ederse de konutlarda da en az yüzde 40-45 oranında bir fiyat artışı ön görüyorum. Bu artışlar daha çok sitelerde, daha genç binalarda daha da fazla olacaktır. Özellikle pandemiden sonra 3+1, daha yüksek metrekareli, bahçeli, teraslı balkonlu evlere yönelim arttı. Yeni yapılan projelerde de balkonsuz ev göremezsiniz. Talep buralarda olduğu için fiyat artışları daha da sert. Bu yüzden insanlar biraz daha çeperlere gitmek zorunda kalıyorlar yani merkezi ilçelerdense Küçükçekmece, Beylikdüzü, Kartal, Pendik ve Tuzla’ya doğru gitmeye başlıyor. Gebze bile İstanbul’un bir ilçesi gibi düşünülüyor. Ekonomik şartlarınıza göre maalesef biraz daha küçük daireler alınabiliyor. Daha önce 2+1’de yaşarken şimdi balkonlu olsun ama 1+1 olsun diye bir geçişkenlik de var.”

İstanbul’da Ekim Ayında Kaç Konut Satıldı?

İstanbul İstatik Ofisi verilerine göre, kentte Ekim ayında 26 bin konut satışı yapıldı.


İstanbul İstatik Ofisi, kentin Ekim ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre megakent İstanbul’da Ekim ayı içerisinde 26 bin konut satışı gerekleşti. Yılın ilk 10 ayına bakıldığında ise 205 bin konut satışı kayıtlara geçti.


Ekim ayında konut satışlarının yüzde 74,4’ü ikinci el satışlarda gerçekleşti. Ekim ayında İstanbul’da gerçekleşen satışlar bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 16,9, Türkiye genelinde ise yüzde 14,9 arttı.İstanbul’da 2021 yılının Ekim ayında konutların yüzde 24,4’ü ipotekli olarak satıldı. Bu oran geçen yıl ise yüzde 24,7’tü. Bu dönemde ikinci el ipotekli konut satışı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23,2 artarken sıfır ipotekli konut satışı yüzde 6,9 azaldı. Türkiye genelinde Ekim 2020’de toplam satışlar içindeki payı yüzde 21,4 olan ipotekli satışının Ekim 2021’de payı yüzde 20,4’e düştü. 


İstanbul İstatik Ofisi verilerine göre, Ekim ayında en çok konut satışı yüzde 63,9 ile Avrupa Yakası’nda gerçekleşti. Anadolu yakası’nda ise bu oran yüzde 36,1 oldu. Avrupa Yakası’nda gerçekleşen konut satışları bir önceki senenin aynı dönemine oranla yüzde 14,4, Anadolu Yakası’nda yüzde 22,5 arttı.


İlçe bazında bakıldığında Ekim ayında bir önceki senenin aynı dönemine göre sadece 5 ilçede konut satışları azaldı. En yüksek artış yüzde 62,7 ile Beşiktaş ilçesinde oldu. 


Ekim ayında yabancılara yapılan konut satışlarının yüzde 41,8’i İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’da yabancılara yapılan konut satışları 2021 senesinin Ekim ayında bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 0,2, Türkiye genelinde ise yüzde 12,1 arttı.

KİPTAŞ Pendik Arkatlı Evleri’nde İlk Kazma Vuruldu

KİPTAŞ tarafından Pendik’te hayata geçirilen yeni konut projesinin temeli düzenlenen törenle atıldı.

KİPTAŞ tarafından inşa edilen Pendik Arkatlı Evleri’nde ilk kazma vuruldu. Projenin temel atma törenine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar ve davetliler katıldı.


Çamçeşme Mahallesi Fabrika Sokak üzerinde kurulan şantiye alanında gerçekleştirilen temel atma töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ekonomik zorluklara rağmen böylesi bir yatırımı başlatmanın değerli bir adım olduğunu söyledi. Temeli atılan projenin kentsel dönüşüme katkı sağlayıcı kaynak elde etme amaçlı olduğunu belirten İmamoğlu, “KİPTAŞ Pendik Arkatlı Evlerde özellikle insan odaklı, şehircilik anlayışımızı gösteren bugünün yeşil bir kent var etme çabası içerisinde insanlarımızın taleplerini karşılayan bir tasarımla, bir mimari üslupla, tarzla buranın olgunlaşması bizim için ayrı bir sevindirici husus” dedi.

Peli Parke 2 Önemli Belge Aldı

Peli’nin Samsun Vezirköprü’de bulunan üretim tesislerinde yaptığı çalışmalarla imalat sürecinde ortaya çıkan formaldehit emisyonları azaltmak için yaptığı düzenlemeler, firmaya CARB ve E0 Belgesi getirdi.

Kaliforniya Hava Kaynakları Kurulu’nun (CARB), ahşap ürünlerinden kaynaklanan formaldehit emülsiyonlarını azaltmayı hedefleyen ve 2007 yılında onaylanan çalışması bu sektörde üretim yapanlar adına önemli bir rol oynuyor. CARB’ın ‘Havadaki Toksik Kontrol Tedbiri’ (ATCM) diye adlandırdığı çalışmanın amacı, firmaların çevre koşullarına uygun olarak doğaya zarar vermeden üretim yapmasına yardımcı olmak.


İki emisyon standardı aşamasından oluşan ATCM düzenlemesinin ilk aşaması, üretim kalitesindeki yönetim; diğer aşama da formaldehit emisyon standardının uygun hale gelmesi. Bu alandaki çalışmalarını eksiksiz yerine getiren Peli, CARM Belgesi’ni almaya hak kazandı. Peli, üretim sürecinde gerekli koşulları ve testleri yerine getirerek insan sağlığına olumsuz etki eden kanserojen kimyasal maddeleri önemli ölçüde azaltıyor.


Peli’nin aldığı bir diğer belge, Avrupa ülkelerinde önemli bir ölçü olarak nitelendirilen E0 Belgesi.


Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) E1’den sonra başlattığı E0 belgelendirmesi ile Peli, E0 Belgesi’ni de alarak çevreye duyarlı üretim yaptığını bir kez daha kanıtlamış oldu.

Dijital Dönüşümle Şantiyelerdeki Verimlilik Artıyor

Hilti geliştirdiği yazılımlarla şantiyelerdeki ve proje ofislerindeki süreçleri çok daha verimli ve etkin hale getiriyor.


İnşaat sektörü dijital dinamiklere kolay ve hızlı adapte olabilen esnek bir endüstri olarak dijital dönüşümün nominal faydalarından yararlanmaya başladı. Tehlikeli iş kolları arasında gösterilen inşaat sahalarında güvenliği maksimize edecek, karmaşık iş süreçlerini kolaylaştıracak, insan iş gücüne destek olacak ve prosesleri hızlandıracak dijital alt yapılar, inşaat ekosisteminde giderek daha fazla öne çıkıyor. Rekabetçi kalma, pazar payını koruma ve artırma, maliyeti düşürürken verimliliği maksimize etme, kaliteli hizmet, bütçe planlamasına uygun ve zamanında proje teslimi ile maksimum güvenlik gibi konularda dijital dönüşüme büyük iş düşüyor. Bütünleşik hizmet kapsamıyla inşaat profesyonellerinin iş ortağı olmayı hedefleyen Hilti ise geliştirdiği yazılımlarla şantiyelerdeki ve proje ofislerindeki süreçleri çok daha verimli ve etkin hale getirerek sektördeki dijital dönüşüme öncülük ediyor.


Sadece ürün ve hizmet sunmanın ötesinde sürdürülebilir değer yaratmayı misyon edinen Hilti, sektörün değişen ihtiyaçlarına dijital çözümleriyle yanıt veriyor. Ankraj uygulama tasarımları için geliştirilen bulut tabanlı yazılımı PROFIS Engineering ile tek bir platform üzerinden bağlantı elemanlarının tasarım süreçlerini dijitalleştiren Hilti, inşaat sahalarını geleceğe hazırlıyor. Hilti’nin ‘İş Ortağı’ olma prensibinin bir ürünü olan PROFIS Engineering, inşaat profesyonellerin en karmaşık ve zorlu bağlantı detaylarına sahip projelerin bile üstesinden kolaylıkla gelmelerini sağlıyor. Tasarım süresini kısaltan ve üretkenliği artıran bu yazılım, gelişmiş hesaplama yeteneği sayesinde inşaat sahalarındaki hata riskini minimize ederek kesin çözümler sunuyor.


PROFIS Engineering Yazılımı

Tasarım ofislerinde, yüklenici firmalarda ve şantiyelerde çalışan mühendisler için ihtiyaca özel çözümler sunan PROFIS Engineering yazılımı, uygulama sahasına giden bilgi akışını kolaylaştırarak hem tasarımdaki hem de uygulamadaki hataları minimize ediyor. SAP 2000, STAAD.PRO gibi yapısal analiz yazılımlarından PROFIS yazılımına otomatik yük transferi yapılarak mühendislerin doğruluğu artırmasına ve zaman tasarrufu sağlamasına yardımcı oluyor. Yüklenici firmalar ise TS EN 1992-4’e uygun olarak tüm bağlantı elemanlarının yük hesaplarını kontrol edip, kapsamlı rapor oluşturabiliyor. Rijit ve esnek taban plaka analizi sayesinde spesifikasyonların doğruluğundan emin olmayı sağlayan bu yazılım, bulut tabanlı olduğu için internet bağlantısı üzerinden tek bir sistemle kontrol edilebiliyor. Verileri güncel olarak tutan bulut tabanlı platform, tasarımlara istenilen cihazdan ve istenilen yerden erişmeyi sağlıyor.


Şantiyelerdeki Süreçler Kolaylaşıyor
Hilti’nin PROFIS Engineering yazılımı, gelişmiş özellikleri sayesinde inşaat sahalarının birçok noktasında verimli ve güvenli bir çalışma prosedürü yaratıyor. Beton ve tuğlada kullanılan ankraj sabitleme tasarımında kullanılabilen bu yazılım, betona monte edilen bağlantı elemanlarının tasarımında da inşaat profesyonellerinin işini kolaylaştırıyor. Ankrajların ve taban plakalarının CAD/BIM modelleri için gerekli yol haritasını oluşturan PROFIS Engineering; mekanik ve kimyasal ankraj elemanlarının optimum bir şekilde boylarının ve adetlerinin belirlenmesi, malzeme listelerinin çıkarılması ve hesaplanmasında da görev alıyor. Ankraj tipi ve boyutları, taban plakası ve ankraj yerleşimlerinin kontrolünü yönetebilen bu yazılım sayesinde Hilti, şantiyelerin dijital çözüm ortağı olarak süreçlere hız kazandırıyor.


En zorlu ankrajlama projelerini kolaylaştıran PROFIS Engineering; beton malzemesi, taban plakası, kaynak ve takviye gibi çelik-beton bağlantılarındaki farklı elemanların hesaplamalarını ve analizlerini iterasyon yöntemi ile yapıp, hesaplara ait dokümantasyonu sağlayabiliyor. En yeni teknolojiye sahip bu yazılım, kullanıcıların ilgili hesaplamaları tek bir yazılım üzerinden yapabilmesini sağlıyor. Ankraj ve taban plakası hesaplarının birleştirilmesi, toplam dizayn süresini de önemli ölçüde kısaltıyor. Hesaplama yeteneğiyle inşaat süreçlerini ciddi oranda kolaylaştıran ve zaman avantajı sağlayan yazılım, sonradan bağlanan ankrajlar, taban plakası, berkitmeler ve kaynaklar dahil bütün bağlantı detayının analizini de yapabiliyor. Tüm bağlantıyı modelleme, hesaplama ve raporunu kolaylıkla oluşturma imkanı sunuyor.


Bir Yazılımdan Çok Daha Fazlası!
Tasarımdan proje teslimine kadar iş ortağı olarak inşaat profesyonellerinin yanında yer alan Hilti, PROFIS Engineering yazılımı kapsamında mühendislik ekibi ve teknik uzmanlarıyla ilgili tasarım metodolojisi ve yönetmelik hükümleri hakkında eğitimler de veriyor. Doğru bağlantı elemanını seçmek yalnızca inşaat sırasında değil, tasarım aşamasında da zamandan ve paradan tasarruf etmeyi, istenmeyen sürprizlerden kaçınmayı sağlıyor. Ankrajlar ve bağlantı tiplerinden tasarım esasları ve konseptlerine, gerçek hayattan örnekler ve yazılım uygulamalarından verimli ürün seçimi ve tasarım optimizasyonuna kadar birçok konu zengin eğitim modülü içinde yer alıyor. İş ortağı olma misyonunun gerekliliği olarak verilen bu hizmet, inşaat profesyonellerinin yetkinliklerini geliştirmelerinde, ilgili yönetmelik ve onaylara hâkim olmalarında ve saha uygulamalarında deneyim elde etmelerinde önemli kazanımlar sağlıyor.

Çimento ve Seramik Sektörünün İhracat Şampiyonları

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) tarafından düzenlenen 3. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni gerçekleşti.


Çimento ve seramik setkröünün ihracat şampiyonları belli oldu. ÇCSİB, tarafından düzenlenen 3. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde seramik ve çimento sektörünün şampiyonları açıklandı.


Seramik, cam ve çimento sektörlerinin çatı birliği ÇCSİB, 2 binin üzerinde üyeye sahip. ÇCSİB, 3. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni kamu, sektör temsilcileri ve ihracatçı firma yöneticilerinin geniş katılımıyla gerçekleşti.


Ödül töreninde konuşma yapan ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, Birlik bünyesinde faaliyet gösteren ihracatçı firmalara teşekkür etti. 2020 yılında yüzde 8 büyüme ile 4 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını ifade eden Çenesiz, bu yıl hedefi büyüttüklerini vurguladı. Pandeminin ilk yılında yakaladıkları başarının, daha büyük hedefler belirlemelerinin önünü açtığını belirten Çenesiz, bu yılın ilk 10 ayı itibarıyla 4 milyar dolar ihracata ulaştıklarını dile getirdi. Çenesiz, sözlerine şöyle devam etti: “Son 2 ayda büyümemize büyüme katarak 5 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz. Diğer taraftan çimento, cam ve seramik sektörlerimizin ürettiği yerli katma değer, Türkiye ortalamasının üç katına yükseldi. Bu yıl sonu itibarıyla 3,3 milyar dolarlık yerli katma değer yaratacağımızı öngörüyoruz. Böylece son 10 yılda ülkemize sunduğumuz net döviz 25 milyar dolara yaklaşacak. Giderek güçlenen ve daha fazla önem verilen tasarım kültürümüz, yüksek kapasiteli modern tesislerimiz, ürün zenginliğimiz, her koşula uyum sağlayabilen esnek yapımız ve köklü geçmişimizle hep birlikte ihracatımızı büyütmeye devam edeceğiz.”

2020 Yılı İhracat Şampiyonları


Seramik Sektörü
Seramik Kaplama Malzemeleri Kategorisi – En Fazla İhracat Yapan


1- Ekom Eczacıbaşı Dış. Tic. A.Ş.
2- Ege Seramik San. ve Tic. A.Ş.
3- Kalederamik Çanakkale Kalebodur Seramik San. A.Ş.
4- Akgün Seramik San. ve Tic. A.Ş.
5- NG Kütahya Seramik Perselen Turizm A.Ş.


En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Ekom Eczacıbaşı Dış. Tic. A.Ş.


İhracatını En Fazla Artıran Firma

Termal Seramik San. ve Tic. A.Ş.
Ermal Seramik San. ve Tic. A.Ş.


Seramik Sağlık Gereçleri Kategorisi-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Ekom Eczacıbaşı Dış. Tic. A.Ş.
2- Key Banyo ve Mutfak Ürün. Dış. Tic. A.Ş.
3- Çanakkale Seramik San. ve Tic. A.Ş.
4- Genesis Isve İhracat A.Ş.
5- Turkuaz Seramik San. ve Tic. A.Ş.


İhracatını En Fazla Artıran Firma
MCP Manisa Seramik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.


Çimento Sektörü

Genel Çimento Sektörü Kategorisi (Çimento ve Klinker Sektörünün Tamamı)-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
2- Nuh Çimento San. ve Tic. A.Ş.
3- Akçansa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
4- Medcem Global Pazarlama A.Ş.
5- Batı Anadolu Grubu


En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
İhracatını En Fazla Artıran Firma
Nuh Çimento San. A.Ş.


Gri Çimento Kategorisi-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Medcem Global Pazarlama A.Ş.
2- Nuh Çimento San. ve Tic. A.Ş.
3- Akçansa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
4- Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
5- Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş.


En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Traçim Çimento San. ve Tic. A.Ş.


İhracatını En Fazla Artıran Firma
Medcem Global Pazarlama A.Ş.

Beyaz Çimento Kategorisi-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1-Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
2- Oyak Çimento Fabrikaları A.Ş.

 En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.


İhracatını En Fazla Artıran Firma
Oyak Çimento Fabrikaları A.Ş.


Klinker Kategorisi-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Akçansa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
2- Batı anadolu Grubu
3- Nuh Çimento San. ve Tic. A.Ş.
4- Limak Çimento San. ve Tic. A.Ş.
5- Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.


En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.


İhracatını En Fazla Artıran Firma
Limak Çimento San. ve Tic. A.Ş.

Cam Sektörü-Düz Cam Kategorisi-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Türkiye Şişe Cam ve Cam Fabrikaları
2- Yorglass Cam San. ve Tic. A.Ş.
3-
4- Stargrup Cam A.Ş.
5- Yıldız Cam San. ve Tic. A.Ş.


En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Stargrup Cam A.Ş.
Cam Ev Eşyası Kategorisi


En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Türkiye Şişe Cam ve Cam Fabrikaları
2-
3- Arda Cam Dış. Tic. A.Ş.
4- Akcam Cam Plastik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.
5- Solmazer Dış. Tic. ve Mak. San. Ltd. Şti.


En Yüksek İhraç Birim Fiyatına Sahip Firma
Akcam Cam Plastik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.


İhracatını En Fazla Artıran Firma
Rapsodi Dekor San. A.Ş.


Cam Ambalaj Kategorisi-En Fazla İhracat Yapan Firmalar
1- Türkiye Şişe Cam ve Cam Fabrikaları

İnşaat Malzemeleri Fiyatları Son 1,5 Yılda Yüzde 432 Arttı

Pandemi koşulları, döviz kurundaki yükseliş ve tedarikte yaşanan sıkıntılar inşaat malzeleri fiyatlarında yönü yukarıya çevirdi.


İnşaat malzemeleri
fiyatlarındaki artış durdurulamıyor. Pandemi koşulları, döviz kurundaki yükseliş ve tedarikte yaşanan sıkıntılar inşaat malzeleri fiyatlarında yönü yukarıya çevirdi. son 1,5 yılda inşaat malzemeleri fiyatlarındaki artış yüzde 432 olarak kayıtlara geçti. Zam şampiyonu ise yüzde 432 ile 4 mm düz cam oldu.


İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) tarafından yapılan araştırmanın sonucuna göre son 1,5 yılda inşaat malzemeleri fiyatları artış yüzde 432 arttı. Fiyat artışları ile beraber tedarik sıkıntısı da baş göstermeye başladı. İnşaatçılar yaşanan sıkıntılardan dolayı yatırımlarını askıya almak zorunda kaldı.

Çimento, Hazır Beton ve Demir Fiyatlarında Rekor Artış

Döviz kurundaki artışa bağlı olarak çimentonun ton fiyatı 450, demirin tonu 11 bin 200, hazır betonun metreküp fiyatı ise 370 liraya yükseldi.


Döviz kurundaki artış inşaat malzemelerine de yansıdı. Özellikle çimento, hazır beton ve demirin fiyatlarında rekor artış gözlendi. Malzemelerin tedarikleri konusunda da sıkıntılar yaşanıyor.


Son zamanlarda çokca gündeme gelen konulardan biri demir fiyatları. Döviz kurundaki artışla birlikte demirin tonu ortalama 11 bin 200 liraya yükseldi. Çimento fiyatları 400 liradan 450 liraya, hazır betonun metreküpü ise 280’den 370’e yükseldi.


Dövüz kurundaki artış ve dalgalanma nedeniyle, inşaat malzemeleri tedariğinde de sorunlar yaşanıyor.

Nef, Yurt Dışına Odaklandı

Önümüzdeki yıl cirosunun yüzde 60’ını yurt dışından elde etmeyi hedefleyen Nef, 10’a yakın ülkede konut projesi geliştirecek.

Nef, yurt dışında konut projeleri üretecek. Önümüzdeki yıl cirosunun yüzde 60’ını yurt dışından elde etmeyi hedefleyen firma 35 ülkede araştırma yaptı. Firma, 10 ülkede proje üretecek.


Düzenlenen basın toplantısında yurt dışında hayata geçirilecek konut projeleri hakkında bilgi veren Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, yurt dışının kendileri için çok önemli olduğunu ve yeni ülkelere açılmayı amaçladıklarını söyledi. Yatırım yapacakları ülkeleri belirlemek için 35 ülkeyi araştırdıklarını ifade eden Timur, bu araştırmak sonucunda 10’a yakın ülkede çalışmaya karar verdiklerini belirtti. Bu yıl gelirlerinin yüzde 60’ını yurt dışı projelerden elde etmeyi hedefeldiklerini aktaran Timur, bu oranın beklentilerinden fazla olduğunu dile getirdi. Bunun sebebinin ABD’deki projenin çok iyi bir satış rakamına ulaşması olduğunu kaydeden Timur, projenin 8 ayda yüzde 64’ünün satıldığını söyledi.


Diğer yandan doların yükselişinden dolayı TL satışlarının toplam satıştaki payının azakdığını ifade eden Timur, “Yurt dışı bizim için çok önemli. Orada yeni ülkelere açılmayı hedefliyoruz. Kısa süre sonra yeni ülkelerin devreye gireceğini düşünüyoruz” dedi.

Ev Mi Yoksa Arsa Mı Almak Daha Mantıklı?
Nef tarafından hayata geçirilen Nef Arsa hakkında da bilgi veren Timur, Türkiye’de bir konut projesinin üretiminin ortalama 36 ay sürdüğünü, dünyada üretimi bu kadar uzun süren başka bir tüketim malzemesi olmadığını, 36 ay boyunca maliyet riskinin üretici üzerinde olduğunu söyledi. Nef Arsa ile maliyet riskine karışmadan daha geniş bir alıcı kesimine sesleneceklerini ve müşterilerinin kolay ve ulaşılabilir fiyatlarla arsaya ulaşabileceğini dile getiren Timur, şunları söyledi: “Büyük arsalar alıp ana plan üzerine çalışmaya başladık. 300 ve 500 metrekare parsellerle planlamalar yapıyoruz. 50-70 bin liradan 500-600 bin liralara kadar bir ürün çıkardık. Çoğunluğunu Marmara ve Ege bölgelerini oluşturan bu yeni ürünümüzü önümüzdeki günlerde tanıtacağız. Hangi yerlerde, hangi bölgelerde tüketicilerimiz ile buluşturacağımızı duyuracağız. Satışa yaklaşımım, öncelik en zor yerden başlamak. Mersin’de başladım bu işe. Dolayısıyla zorluklardan nasıl bir inovasyon çıkarılabileceğini keşfettim. 1,5 yıldır bu ürünün satışını deneyimleme fırsatımız oldu. Şu an ev fiyatları arttığı için daha geniş bir kitleye seslenme fırsatımız olacak. Aynı zamanda kendimizi bir maliyet riskine sokmayacağız. Müşterilerimizin ulaşılabilir fiyata arsa alabileceği bir proje oldu.”
Timur, arsa konusunda araştırmalar yaptıklarını ve tüketicilere “Ev mi almak daha kârlı yoksa arsa mı?” diye sorduklarını söyleyerek yüzde 90’ın üzerinde arsanın çıktığını bildirdi.


Kira artışlarına yönelik bir soru üzerine, bu yükselişin uzun bir sürecin sonucu olduğunu, kendilerinin işlerini de olumsuz etkilediğini dile getiren Timur, konut fiyatlarındaki artışım daire almayı zora soktuğunu aktardı. Ülkemizde her yıl 700 bine yakın konut ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Timur, “yıllık 1,2-1,3 milyon konut satılıyor bunun 500 bini yeni konut. Belli lokasyonlarda belirtildiği gibi balon olabilir, onun adı arz fazlalığı. 6-7 yıl balon denilen noktada konut satışları arttı. Konjonktürel sıkıntılara rağmen bu artış gerçekleşti. Bunun ikamesi olmadığını, verinin yanlış yorumlandığında evin ikamesinin olmadığını paylaştık. Araçta ikame var ama evde yok. Evlenme, boşanma ve yeni ev alma ihtiyacını da göz önünde bulundurduğumuzda ülkemizde her yıl 700-800 bin arasında bir konut ihtiyacı bulunuyor” dedi.


Senelerdir maliyet artarken satış fiyatının yükselmediğinin altını çizen Timur, “Geçen seneye kadar konut fiyatı enflasyondan da az artıyordu. Zaman zaman çok ciddi bir göçün olduğu ve yabancıların ev alımı konusunda da söylemlerde bulunuldu. Yabancıların bugüne kadar Türkiye’de en fazla alımı 48 bin adet oldu. 1,4 milyonda 48 bin oldukça düşük bir rakam bu söylemlere göre” ifadelerini kullandı.


“Yurt Dışında Da Fiyat Artışları Var Ama Kârlılık Yükseliyor”
Nef olarak New York’ta olduklarını, Londra’daki projelerinin tammalandığını Kazakistan’dakinin devam ettiğini belirten Timur, şu bilgileri verdi: “Kazakistan’daki projemizin ilk iki etabı bitmek üzere. Almanya’da da projemiz başlayacak. Türkiye gibi yurt dışında da fiyat artışları var ama kârlılık yükseliyor. Dünyada enflasyon olduğunda gayrimenkule yönelim artar. Gayrimenkul çünkü enflasyona karşı korumalı nadir yatırım ürünleri arasında. Örneğin Amerika’daki endeks yüzde 16 arttı. Amerika’da herhangi bir kalemin yüzde 16 artması ciddi bir artış. Ama o tarafta talep olunca patentli ürünlerimizle fark sağlayıp daha yüksek fiyatlara satabiliyoruz. Bu gelişme Kazakistan’da da farklı değil.”


Timur, yurt dışındaki projelere Türkiye’den inşaat malzemesi götürdüklerini belirterek “Ülke olarak çok kaliteliyiz ve sektördeki arkadaşlara da yurt dışına açılmaları konusunda her seferinde çağrıda bulunuyorum. Biz söyleyince objektif algılanmıyor olabilir ama ülkemizde rekabet çok çok yüksek olduğu için çok kaliteli ürünlere sahibiz.” diye konuştu.

Dekar Kıyıbahçe 6. Etap Satışa Sunuldu

Dekar Yapı tarafından hayata geçirilen Dekar Kıyıbahçe Projesi’nin 6’ncı etabı satışa sunuldu.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Bahçeli ev projeleriyle tanınan Dekar Yapı’nın İstanbul Çekmeköy Ömerli’de inşa ettiği Dekar Kıyıbahçe Projesi’nin 6’ncı etabı satışa çıktı. Satışına başlanan 6’ncı etaptaki konutların 2022 yılının Temmuz ayında teslim edilmesi planlanıyor.

Doğayla İç İçe Bir Yaşam

Kıyıbahçe Projesi 6. Etap projesi, 84 ayrı blokta toplam 244 adet bahçeli dubleks evden oluşuyor. 2+1, 3+1 ve 4+1 bahçeli ev seçeneklerinin yer aladığı projede evlerin metrekaresi 141 ile 200 arasında değişiyor. Çekmeköy Ömerli’de yükselen proje, FSM ve YSS köprüsüne 15 dakika uzaklıkta konumlanıyor. Doğayla iç içe bir yaşam sunan projede her evin 40 metrekare ile 200 metrekare arasında değişen bahçeleri ve biyolojik gölete kıyısı bulunuyor. Projenin içerisinde yarı olimpik açık yüzme havuzu, 3 adet çocuk parkı, tenis kortu, basketbol ve voleybol sahası, spor merkezi, sauna, kafe alanı ve bir market yer alıyor.

“Bahçeli Evlere Olan Talep Pandemide Zirveye Ulaştı”
Dekar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kuzu, “Bahçeli evlere olan talep pandemi döneminde zirveye ulaştı. Son 1,5 yılda müstakil bahçeli, geniş teras ve balkonlu konut satışlarında talep patlaması yaşandı diyebiliriz” dedi. Bahçeli ev taleplerinin karşılanması için uygun ve ekonomik arsaların üretilmesi ve bu arsalar üzerine talebe uygun büyüklükte ve genel giderleri makul olan evler üretilmesi gerektiğini aktaran Kuzu, özellikle daha küçük evlerin bahçeli ev olarak planlanması çok büyük bir konut alıcı kitlesinin bu evlere ulaşabilmesine olanak sağlayacağını sözlerine ekledi.


Yıllardır bahçeli konut üreten bir marka olarak, bu dönemde gelen konut taleplerine yetişemediklerini belirten Salih Kuzu, Dekar Kıyıbahçe’de 6’ncı etaba başladıklarını ve konut alıcılarının ilk tercihinin açık farkla bahçeli bir ev almak olduğunu söyledi.

İzmir Deprem Konutları Bugün Teslim Ediliyor

30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve İzmir’de yıkımlara sebep olan depremde evsiz kalan vatandaşlar için inşa edilen konutlar bugün tesim ediliyor.


İzmir’de depremzedeler için inşa edilen konut projeleri tamamlandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan çalışmalar dahilinde inşa edilen konutlar bugün teslim ediliyor.


Depremzedeler için inşa edilen afet konutlarının bir kısmı bugün hak sahiplerine teslim edilecek. Konuyla ilgili açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, verdikleri sözlerden birini daha tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle, inşaatlarını tamamladığımız 596 Konut ile 145 dükkânın anahtarlarını İzmirli kardeşlerimize Teslim edeceğiz” söyleyen Kurum, tüm afet bölgelerinde olduğu gibi İzmir’de de konutların inşaatlarını hızlı bir şekilde başlattıklarını ifade etti.

İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm çalışmaları yürüttüklerini belirten Kurum, sözlerine şöyle devam etti: “İzmir Bayraklı’da yerinde ve rezerv alanda toplam 5 bin 74 konut ve 353 dükkan yapıyoruz. Bayraklı’da inşa ettiğimiz bin 391 konut ve 302 dükkandan yapımını tamamladıklarımızı vatandaşlarımıza teslim ediyoruz. Geri kalan konutları ve dükkanları da en kısa sürede tamamlayacak ve vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Bayraklı’da rezerv alanda inşa ettiğimiz 3 bin 649 konut ve 51 dükkanı da aynı hızla tamamlayacağız. 2022 yılında hiçbir depremzede vatandaşımız dışarda kalmayacak. İzmir’de deprem konutları için 2 yıl ödemesiz dönem imkanı sunulurken, taksitler 18 yıl faizsiz olacak.”

Tema İstanbul 2 Projesi İçin Düğmeye Basıldı

Mesa, Artaş, Kantur-Akdaş Adi ortaklığıyla hayata geçirilecek olan Tema İstanbul 2 projesi için düğmeye basıldı.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Mesa, Artaş, Kantur-Akdaş Adi ortaklığıyla hayata geçirilecek olan Tema İstanbul 2 projesinde 3 bin konut ve 10 adet ticari ünite yer alacak.


Mesa, Artaş, Kantur-Akdaş Adi Ortaklığı Tema İstanbul 2 projesi için ön talep süreci başladı. 1 milyar 62 milyon 791 bin 586 TL’ye mal olacak proje Küçükçekmece’ye bağlı Halkalı Mahallesi’nde yükselecek.


293 bin 770 metrekare alan üzerinde inşa edilecek projenin inşaat alanı ise 590 bin 439 metrekare olacak. Projede 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tiplerinden oluşan 3 bin konut, 10 adet ticari ünite ve sosyal donatılar yer alacak. 137 blok olarak tasarlanan projenin her bloğunda bodrum kat bulunacak.


Projede ÇED sürecinin tamamlanmasının ardından inşaatın başlaması planlanıyor.

Üçyol–Buca Metro Hattı’nda 125 Milyon Euroluk Sözleşme İmzalandı

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Üçyol-Buca Metro Hattı’nın ikinci kredi sözleşmesi imzalandı.


İzmir’in en önemli metro projelerinden biri olan Üçyol-Buca Metro Hattı’nda yeni bir gelişme yaşandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kaynaklarıyla hayata geçireceği projenin ikinci kredi sözleşmesi için Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ile imza atıldı. Projenin ilk kredisi içinse Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) ile sözleşme imzalanmıştı.


Üçyol-Buca Metro Hattı’nda 125 milyon euroluk dış finansman sözleşmesine imza atıldı. Kredi hazine garantisiz, 4 senesi ana para geri ödemesiz olacak şekilde 12 yıl vadeli olarak verildi. İmza törenine Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak, İzmir Metro A.Ş Genel Müdürü Sönmez Alev, Büyükşehir Belediyesi Satınalma Dairesi Başkanı Övünç Özgen, Fransız Kalkınma Ajansı Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Emilie-gang Huang, AFD Kentsel Gelişim Kıdemli Proje Yöneticisi Ali Doğan Şalva da katıldı.


İzmir Hafif Raylı Sistemi’nin 5’inci aşamasını meydana getiren Üçyol-Buca Metrosu hatı, Üçyol İstasyonu-Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü-Çamlıkule arasında hizmet sunacak. Üçyol ile başlayan hatta sırasıyla Zafertepe, Bozyaka, General Asım Gündüz, Şirinyer, Buca Belediyesi, Kasaplar, Hasanağa Bahçesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Koop ve Çamlıkule durakları bulunacak.


Buca hattı, Fahrettin Altay-Bornova arasında çalışan 2’nci aşama hattı ile Üçyol İstasyonu’nda, İZBAN hattı ile de Şirinyer İstasyonu’nda entegre edilecek. Bu hat üzerindeki tren setleri sürücüsüz olarak hizmet sağlayacak. Çalışmaların imalatların başlamasından sonra 4 senede tamamlanması planlanıyor.

Şehrin Altyapı İhtiyaçları Büyükşehir Belediyesi’nin İmkanlarıyla Çözülüyor

Törende açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, şehrin merkezi kaynaklardan son derece az yatırım aldığına, buna karşın şehrin altyapı ihtiyaçlarını Büyükşehir Belediyesi imkanlarıyla çözme kararlılığı içinde olduklarına dikkat çekti. Böylesine zor bir süreçte dahi İzmir tarihinin en büyük ve en önemli projesi Buca Metrosu ve diğer projeler için uluslararası finansal kalkınma kuruluşlarıyla çalışmayı sürdürdüklerini aktaran Soyer, şehrin en önemli yatırımı Buca Metrosu’nun gerçekleşmesine bir adım daha yaklaşmanın mutluluğu içinde olduğunu ifade etti. Yaşanan olumsuz ekonomik koşullara rağmen böylesine büyük bir finansmanın belediye tarafından çok uygun koşullarda sağlanmasının dünyanın İzmir’e duyduğu güvenin bir göstergesi olduğunu aktaran Soyer, sözlerine şöyle devam etti: Doğayla uyumlu, düşük karbonlu ulaşımın teşviki ile hava kirliliğini azaltarak İzmir’in yaşam kalitesini artıracak. AFD ile belediyemiz arasında 112,4 milyon euro, İZSU Genel Müdürlüğü’müz arasında 49,8 milyon euro tutarında olmak üzere toplamda 162,2 milyon euro sözleşme imzaladık. Bugün imzalayacağımız 125 milyon euro tutarındaki kredi sözleşmesiyle beraber toplamda 287,2 milyon euroluk iş birliği yapmış olacağız. Ülkemize böyle yüksek tutarlı dış yatırımı getirmiş olmamız çok kıymetli. Çünkü bu yatırımlar, sadece metro ve altyapı yapmak anlamına gelmiyor. Yatırımlarımız, ülkemizin bu çok zor döneminde aynı zamanda iş demek, aş demek, İzmir ekonomisinin nefes alması demek.”

“Bu Proje, İki Ülkenin Neler Başarabileceğine Örnek Teşkil Ediyor”
İmza töreninde açıklama yapan bir diğer isim ise Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Herve Magro oldu. Magro, konuyla alakalı olarak şunları söyledi: “Bu proje öncelikle her yaştan, cinsiyetten, sosyoekonomik statüden ve fiziksel yetenekten şehir sakinlerinin güvenilir, erişilebilir ve kapsayıcı bir ulaşım deneyimi yaşamasını sağlayacağı için sosyal açıdan faydalı bir projedir. İkinci olarak şehir sakinlerinin üniversiteler, sağlık tesisleri ve dinlenme alanları gibi önemli ilgi noktalarına daha sorunsuz ve verimli bir şekilde erişimini artıracak ve dolayısıyla önemli ölçüde zaman tasarrufu sağlayacaktır. Üçüncüsü, Buca Metrosu, iklime zararlı karbon emisyonlarını azaltarak İzmir’in karbon ayak izi hedeflerine ve halk sağlığına zararlı diğer atmosferik kirleticileri azaltarak kentin hava kirliliği hedeflerine önemli katkılar sağlayacaktır. Kısacası bu proje, kurumlarımız uyum içinde çalıştığında iki ülkenin neler başarabileceğine her yönüyle örnek teşkil eden bir projedir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, umarım yakında bu kalitede projeler geliştirmek için daha fazla fırsatımız olur. Ankara’daki Fransız Büyükelçiliği ve İstanbul’daki Fransız Başkonsolosluğu’nun daimi desteğine güvenebilirsiniz.”


“İzmir En Önemli Partnerlerimizden Biri”
Fransız Kalkınma Ajansı’nın Balkanlar, Orta Doğu ve Asya Direktörü Philippe Orliange ise dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun şehirlerde yaşamayı tercih ettiğinin altını çizerek, “Türkiye hızla kentleşiyor. Bu nedenle altyapıdan üst donanıma kadar çok sayıda yatırım ihtiyacı ortaya çıkıyor. İzmir en önemli partnerlerimizden biri. Bu İzmir’de hayata geçirdiğimiz beşinci kredi sözleşmemiz. Hazine garantisiz sözleşme imzalıyor olmamız, AFD için İzmir’in finansal gücünü gösteriyor” diye konuştu.

Tuzla İstasyon Mahallesi Yenileniyor

Tuzla’ya bağlı İstasyon Mahallesi’nde kentsel dönüşüm kapsamında ilk yıkım gerçekleşti.


Tuzla İstasyon Mahallesi’nde kentsel dönüşüm başladı. Bölgede beklenen büyük Marmara depremi öncesinde yapı stokunu yenilenmesi amacıyla kentsel dönüşüm projesi hazırlandı. Proje kapsamında, 1999 yılı öncesinde inşa edilen Ormet Sitesi’nin yıkımını gerçekleştirildi. Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın kentsel dönüşüm çalışmalarını bizzat üstlendiği ve 7 blok 63 dairenin bulunduğu sitenin yıkımında ilk kepçeyi de kendisi vurdu. Başkan Yazıcı, ekskavatöre bindi ve ilk yıkımı gerçekleştirdi. Site sakinlerinin de katıldığı yıkımın ardından Başkan Yazıcı, hayırlı olsun dileklerini iletti.

Hedef Tuzla’yı Depreme Hazırlamak
Dönüşüm için tüm site sakinleriyle tek tek görüşmeler gerçekleştiren Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, deprem gerçeğini asla unutmadıklarını, vatandaşlarla birlikte kentsel dönüşüm çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. İçmeler, Beşevler, Tıp Kent Sitesi ile birlikte İstasyon Mahallesi’nde de çalışmalara başladıklarını ifade eden Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: “Kuzey Anadolu Fay Hattı’na çok yakın, ilçelerden birisi olduğumuz için bu dönüşümlerde vatandaşımızın her zaman yanındayız. Özellikle sitelerimiz başta olmak üzere dönüşüm isteyen ve bunu acilen yapalım diyen vatandaşlarımızın her zaman yanında olduk. Onlar birlikte dönüştürüyoruz. Vatandaşlarımız ile birbirimizi kırmadan bu dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Bugün burada 63 daire var. Tuzla’da 38 site ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Bunların hepsi kooperatif usulü oldu. Dar gelirli vatandaşlarımızın kıt kanaat geçinip elde ettiği daireler bunlar. Bireysel olarak da bazı binaların yıkımını, dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Dönüşümde Tuzla lider durumundadır. Yapı stokunu artırarak Tuzla’yı depreme hazır hale getireceğiz.”

Manisa Gördes’e Huzurevi ve Rehabilitasyon Merkezi Projesi

Manisa’nın Gördes ilçesinde hayata geçirilen yeni huzurevi ve rehabilitasyon merkezinde ilk kazma vuruldu.


Manisa’nın Gördes ilçesinde huzurevi inşaatı başladı. Uzunçam Mahallesinde eski devlet hastanesinin bulunduğu 7 bin metrekare arsa üzerine, 84 yatak kapasiteli yeni huzurevi ve rehabilitasyon merkezinin temeli atıldı.

Temel atma töreninde konuşan Gördes Belediye Başkanı Muhammet Akyol, göreve geldikleri günden itibaren toplumun birçok kesimi için önemli projelere imza attıklarını belirtti. Yaşlıların daha modern bir alanda barınmalarını sağlamak amacıyla uzun süredir üzerinde itinayla çalıştıkları projenin temelini attıklarını ifade eden Akyol, bu projenin mahallaye ayrı bir canlılık katacağını dile getirdi. Akyol, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler, millet olarak büyüklerimizi asla bir yük olarak görmeyen; bilakis, onların varlıklarından mutluluk duyan, onlara hak ettikleri ilgi, saygı ve hürmeti gösteren bir kültür ve geleneğe mensubuz. Yaşlılarımıza saygı göstermek, onları memnun etmek, hepimiz için toplumsal bir görevdir. Unutmamalıyız ki, kendimizin ve çocuklarımızın geleceği ne kadar önemliyse, yaşlılarımız da bizim özümüz, tarihi çınarlarımızdır. Bu şuurla hayata geçirmeyi planladığımız bu güzel projede emeği geçeni katkı sağlayan herkese teşekkür ediyoruz. Gördes’imize, yaşlılarımıza ve Uzunçam Mahallemize hayırlı olsun.”


Projenin yer tesliminden itibaren 450 takvim günü içerisinde tamamlanarak teslim edilmesi planlanıyor.

BSH Grubu’nda 30 Milyon Euroluk Yeni Yatırım

BSH Grubu, Mısır’da 30 milyon euro değerinde yeni bir yatırıma hazırlanıyor.


BSH Grubu’ndan dev fabrika yatırımı! Firma, Mısır’da 30 milyon euro değerinde yeni bir yatırıma hazırlanıyor.


BSH Ev Aletleri Grubu, yeni bir fırın fabrikası için 550 milyon Mısır lirasının (yaklaşık 30 milyon Euro) üzerinde yatırımda bulunduğunu duyurdu. Yapılan açıklamaya göre fırın fabrikası inşaatının 2022 yılında başlaması planlanıyor. Fabrikanın 2024 yılında hizmete alınması öngörülüyor.


Yapılan açıklamada fabrika kapasitesinin, her yıl özellikle Afrika ve Orta Doğu’daki tüketiciler için geliştirilen 350 bin cihaz üretmek amacıyla tasarlandığı belirtildi. Kahire’ye yakın 10 Ramazan Şehri’nde bulunan 30 bin metrekarelik tesis şirketin dünya üzerindeki 13’üncü fırın grubu fabrikası olacak.

Grubun Afrika Kıtasındaki İlk Fabrikası Olacak
Söz konusu fabrika yatırımı, grubun Afirka kıtasındaki ilk yatırımı olacak. BSH Grubu’nun Operasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Silke Maurer yatırımla ilgili olarak, “Mısır, Kuzey Afrika’yla Orta Doğu arasında bir köprü kuruyor. Bu ülke binlerce yıldır tarihe ev sahipliği ediyor ve büyük bir potansiyel ile sayısız fırsat barındırıyor. Bu yatırımımızla ekonomi ve altyapının gelişimini desteklemek ve nitelikli iş imkanı yaratmak istiyoruz. Mısır son yıllarda hızla gelişti. Sunduğu tedarikçi ağı, nitelikli işgücü ve cazip ihracat fırsatları nedeniyle BSH’nin üretim ayak izi açısından mükemmel bir konum özelliği taşıyor. BSH son teknolojiyle donatılmış fabrikanın inşaatına 2022’de ve üretime 2024’te başlamayı hedefliyor. Fabrika 350 binden fazla 90 santimlik solo fırın üretme kapasitesi için tasarlandı. Bosch markasıyla piyasaya sürülecek aletler özellikle bu bölgedeki tüketici ihtiyaçlarına yönelik geliştiriliyor. Üretilen birimler farklı ülkelere de satılacak ve ihraç edilecek” dedi.

Bin Kişi İstihdam Edilecek
BSH Mısır CEO’su Luis Alvarez ise konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Mısır Hükümetiyle verimli müzakerelerimizi başarıyla tamamladığımızı ve üretim ayak izi planlarımızı destekleyecek kurumla bir Mutabakat Zaptı imzaladığımızı duyurmaktan mutluluk duyuyorum. Mısır, ev aletleri için Afrika’daki en büyük pazar ve BSH bu pazarda başarılı faaliyetlerini ileri taşıyacak. Bununla birlikte yerel refahı destekleyecek bu yatırımla bölgede 1.000 kişiye istihdam imkanı yaratmayı amaçlıyoruz. Bütün çalışma arkadaşlarıma ve Mısır Hükümetine gösterdikleri anlayış, kararlılık ve verdikleri destek dolayısıyla şükranlarımı sunmak istiyorum. Mısır’daki fabrika şirketin gelişmekte olan pazarlardaki büyüme stratejisi için önemli bir kilometre taşı olacak. BSH geçen yıl 13,9 milyar Euro’luk rekor satışa imza attı ve 2021’de de önemli ölçüde büyümeye devam ediyor. Bu büyüme BSH’nin, tüketici ihtiyaçlarını 125 pazarda karşılayan yenilikçi ürünlerine yönelik güçlü tüketici talebiyle destekleniyor.”

Konak Belediyesi Yeniden İnşa Ediliyor

Konak Belediyesi’nin Basmane’deki hizmet binasının yıkımının tamamlanmasının ardından yeni hizmet binasının inşaatına başlandı.


İzmir Konak’ta belediye binası inşaatı başladı. Konak Belediyesi’nin Basmane’deki hizmet binasının yıkımının tamamlanmasının ardından yeni hizmet binasının inşaatına başlandı. Konak Belediyesi’nin yeni binası eski arazinin üzerinde yükselecek.


İzmir depreminin ardından yıkımı gerçekleştirilen Konak Belediyesi’nin Basmane’deki hizmet binasının yerine yapılacak yeni bina için bitişikte yer alan yapıların da yıkımı tamamlandı.


Konak Belediyesi’nin Basmane ve meydanla adeta bir bütün olduğunu ve vatandaşın belediye binasını yine aynı yerinde istediğini sözlerine ekleyen Batur şöyle konuştu:“Konak Belediyesi denilince Basmane Meydanı, Basmane denilince Konak Belediyesi akla geliyor. Vatandaşın isteği de yeni binamızın Basmane’de, alıştıkları yerde olması yönünde oldu. Biz sadece eski binanın alanını değerlendirmiyoruz, aynı zamanda kamulaştırdığımız bitişik iki parseli de inşaat alanına dahil ettik. Yeni binamızı 1200 metrekarelik alan üzerinde inşa edeceğiz. Hem hizmet birimlerimizi aynı noktada toplayacağız hem de meclis salonumuzu bu binada oluşturacağız. Binamız hem Konak Belediyemize hem Konak’ımıza hem de Konaklı vatandaşlarımıza yakışır olacak.”

Elektra Elektronik, Ürün ve Çözümlerini Eurasia Rail’de Tanıtacak

http://www.dreamstime.com/-image19029210

Avrupa standartlarına uygun olarak Türk mühendisler tarafından tasarlanan ürün ve çözümleri ile Elektra Elektronik, demiryolu sektörünün en önemli fuarına katılıyor.


İleri teknolojiye sahip transformatörleri ile Türkiye’deki çok sayıda demiryolu projesinin yanı sıra hızlı tren konusunda dünyaya referans olan Çin’de de yoğun olarak tercih edilen Elektra Elektronik, 25-27 Kasım tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleşecek Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler ve Lojistik Fuarı’nda (Eurasia Rail) yüksek katma değerli ürün ve çözümlerini tanıtacak.


Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, 25-27 Kasım tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek Avrasya bölgesinin tek ve dünyanın en büyük fuarlarından Eurasia Rail’de raylı sistemler çözümleriyle yer almaya hazırlanıyor. Türkiye’de çok sayıda projede kullanılan transformatörleri hızlı tren konusunda dünyaya referans olan Çin’de de yoğun olarak tercih edilen Elektra Elektronik, 3 no’lu Hall, B-432 no’lu standında ziyaretçilerine son teknoloji Aktif Harmonik Filtre, transformatör ve empedans bond ürünlerini tanıtacak.


Ar-Ge temelli inovatif ürün ve çözümleriyle demiryolu sektörüne yüksek katma değer sunan Elektra Elektronik, gerek hareketli sistemlerin gerekse sabit raylı sistemlerin enerji alanındaki çeşitli bileşenlerinin tasarımı, üretimi ve tedariğini de sağlıyor. Raylı sistem projelerinde kullanılan başta transformatörler olmak üzere sistem tasarımlarını da Avrupa standartlarına uygun şekilde Türk mühendisler tarafından tasarlayarak ülkemizde üretiyor. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, T.C. Devlet Demiryolları ve alt şirketleriyle bölgedeki raylı sistemler sektörünün en önemli aktörlerini bir araya getirecek olan Eurasia Rail için gün sayan şirket, demiryolu sektörünün profesyonelleri ile bu alanda öne çıkan öncü teknolojiler hakkında bilgi paylaşımında bulunacak. Bu yıl 9’uncu kez düzenlenecek olan Eurasia Rail’e pandemi önlemleri kapsamında yoğun bir katılım bekleniyor.

Kuzey Marmara ve İzmir-İstanbul Otoyolu Yakınlarındaki Arsa Fiyatlarını Yükseltti

Ulaşım ve altyapı projeleri, gayrimenkul değerini en fazla etkileyen faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Yakın zamanda tamamlanan Kuzey Marmara Otoyolu ve İzmir-İstanbul Otoyolu’nun güzergâhındaki arsa ve arazi değerleri hızla yükseldi. Bölgelerde arsa fiyatlarında yüzde 92, arazi fiyatlarında ise yüzde 94’e kadar artış görüldü. Arsa fiyatlarında son 4 yılda en fazla artış İzmir, arazi fiyatlarında en fazla artış ise İzmit’te yaşanırken, İzmir’de arsa fiyatların son 1 yılda yüzde 49, son 4 yılda yüzde 133 artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı ise bin 364 TL oldu.

Teknoloji odaklı gayrimenkul değerleme platformu Endeksa verilerine göre, İstanbul’un Silivri ilçesi Kınalı kavşağından başlayarak, Sakarya Akyazı’da biten otoyol güzergahındaki bölgelerde son 4 yılda arsa fiyatlarında yüzde 45’e kadar, tarla, bağ, bahçe fiyatlarında ise yüzde 94’e kadar artış görüldü. Güzergâhta yer alan bölgeler içinde son 4 yılda arsa fiyatlarında en fazla artış Akyazı’da yaşanırken, arazi fiyatlarında en fazla artış ise İzmit’te görüldü. Sakarya Akyazı’da arsa fiyatları son 1 yılda yüzde 29, son 4 yılda ise yüzde 45 arttı, arsaların ortalama metrekare fiyatı 411 TL. İzmit’te ise arazi fiyatları son 1 yılda yüzde 21, son 4 yılda yüzde 94 artış gösterdi, ortalama metrekare fiyatı 64 TL oldu.


İzmir, İstanbul Otoyolu güzergahındaki bölgelerde ise arsa fiyatlarında yüzde 133, arazi fiyatlarında ise yüzde 94’e kadar artış görüldü. Arsa fiyatlarında son 4 yılda en fazla artış İzmir’de, arazi fiyatlarında en fazla artış ise İzmit’te görüldü. İzmir’de arsa fiyatların son 1 yılda yüzde 49, son 4 yılda yüzde 133 artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı bin 364 TL oldu.

Eczacıbaşı VitrA’nın Dijital Dönüşüm Yatırımına Bir Ödül Daha

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin 3 milyon Euro’luk dijital dönüşüm yatırımı pek çok ödülü beraberinde getirdi.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin VitAmax adını verdiği dijital dönüşüm projesi, ödüllerle taçlandırılmaya devam ediyor. Daha önce IDC’den (International Data Corporation) 3 ödül alan proje, bu kez de bulut ödülünün sahibi oldu. SAP Türkiye Kalite Ödülleri kapsamında ise işte dönüşümün en büyük ödülü Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’ne verildi.

2020’de ülkemizde hayata geçirilen en büyük SAP projesine imza atan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, SAP Türkiye Kalite Ödülleri’nden de ödülle döndü. İş dönüşümü kategorisinde alınan büyük ödülü, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri BT Direktörü ve Dijital Lideri Alp Güldür’e SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan takdim etti. Alp Güldür, ödül vesilesiyle yaptığı açıklamada, 13 ayda tamamlanan projenin sevkiyatları yüzde 30 artırdığını söyledi.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, IDC’nin 2018’den bu yana Türkiye’de dağıttığı bulut ödülleri kapsamında, şikayet ve talep yönetim sistemi SAP Service Cloud ve Türkiye’de ilk defa canlıya alınan saha servis yönetimi çözümüyle, IaaS / PaaS (Altyapı / Platform olarak Yazılım) kategorisinde ödül almaya hak kazandı. Alp Güldür, “Saha servis çalışmalarını Türkiye geneline yayılmış geniş yetkili servis ağımızla yürütüyoruz. SAP Field Service Management çözümüyle satış sonrası süreçlerimizi çok kanallı yapıyla tek bir platformdan takip edebiliyoruz. Bu sayede uçtan uca çözüm süremizde yaklaşık %57, müşteri memnuniyetinde ise yüzde 21 iyileşme sağladık” dedi.

Türkiye’nin ilk ve en büyük sağlık seramik gereçleri üreticisi ve ihracatçısı Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, VitAmax adını verdiği dijital dönüşüm projesini pandemiye rağmen 13 ayda tamamladı. SAP uygulamalarının devreye alındığı ve bütçesi 3 milyon Euro’ya yaklaşan projeyle, 2020’de ülkemizin en büyük SAP projesine imza atıldı. Proje daha önce IDC tarafından 3 ödüle layık görüldü. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, 12. IDC Türkiye CIO Zirvesi kapsamında Değişim Yönetimi kategorisinde ikinci oldu. IDC Dijital Dönüşüm Ödülleri’nde ise “Dijital Altyapının Geleceği” ve “İşletmenin Geleceği” kategorilerinde iki ayrı ödül aldı. Fortune 500 şirketlerindeki BT liderlerinin yüzde 83’ünün üye olduğu SAPinsider’ın 20 yıldır yayımlanan dergisinde ise VitrAmax projesinin sırları teknoloji dünyasının liderleriyle paylaşıldı.

İkisu Köprüsü’nün İnşaatı Başladı

Sinop’ta Türkeli-Ayancık yolu üzerinde İkisu mevkinde köprü inşaatı başladı


Sinop’ta yeni bir köprü inşaatı başladı. Kentin Sinop’un Türkeli ile Ayancık ilçelerini birbirine bağlayan ve 11 Ağustos’ta meydana gelen sel felaketi nedeniyle bir bölümü yıkılan İkisu Köprüsü yeniden yapılıyor.


Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Sinop Milletvekili Dr. Nazım Maviş, 11 Ağustos’ta aşırı yağışların sonucunda meydana gelen sel afeti nedeniyle oluşan hasarların kısa sürede onarılarak, normal hayata dönüldüğünü, afet bölgelerinde mevcut eksikliklerin giderilmesi noktasında çalışmaların hızla devam ettiğini hatırlattı. Bu kapsamda, İkisu bölgesinde yeni köprünün yapımı için ihale sürecinin tamamlanarak çalışmaların başladığını belirten Maviş, şöyle konuştu:”İkisu bölgesinde yeni köprünün inşa edilmesi için 07 Eylül 2021 tarihinde ihalesi yapılmış olup, 08 Ekim 2021 tarihinde yer teslimi yapılmıştır. İkisu köprüsü proje hazırlıkları tamamlanmış olup, çalışmalara başlanmıştır. An itibariyle 20 kadar fore kazığın çakıldığı çalışmalar son sürat devam etmektedir.”

Yeni Tokat Havalimanı İnşaatında Sona Gelindi

2018 yılında yapımına başlanan Yeni Tokat Havalimanı inşaatında sona yaklaşıldı.


Tokat’ta havalimanı inşatında sona gelindi. Tokat- Turhal karayolu Pazar kavşağında 1995 yılında yapılan havalimanı, 2001 yılında bazı sorunlar nedeniyle uçuşlara kapatılmıştı. Havalimanı 2006 yılında tekrar hizmete alınmış ancak 2008 yılında uçuşa yeniden kapatılmıştı. 2010 yılında yeniden uçuşlara açılan havalimanı 2017’e dek kesintisiz hizmet verdi. 2018 yılında ise yeni havalimanının yapımına başlandı.


Pist ve altyapı sorunları nedeniyle orta ve büyük gövdeli uçakların iniş yapamadığı havalimanının yakınlarındaki Küçükbağlar köyündeki caminin minaresi de uçuş güvenliği açısından risk oluşturduğu gerekçesiyle 2008 yılında kısaltılmıştı. Kentte 2018 yılında eski havalimanının yanında başlanan yeni havalimanı inşaatı ise büyük ölçüde tamamlandı. İnşaatı tamamlanıp hizmete alındığında büyük gövdeli uçaklar ve kargo uçakları da yeni havalimanına iniş yapabilecek.


Yeni havalimanı altyapı projesi kapsamında pist, apron, taksi yolu, çevre güvenlik duvarı, çevre güvenlik yolu, hava seyrüsefer yardımcı istasyonu imalatları tamamlandı. Çalışmalar çerçevesinde üst yapı ikmal projesi kapsamında ise iç ve dış hatlar, yolcu salonları ve VİP salonun bulunduğu terminal binası, ARTT istasyonu, ısı merkezi, güç merkezi, garaj binası ile nizamiye binalarında da imalat çalışmaları sürüyor. Yeni havalimanında kule inşaatı da tamamlanmak üzere.

TOKİ’den İstanbul’a Yeni Proje

TOKİ, İstanbul Arnavutköy’de 679 konutluk yeni bir projeye imza atacak.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, İstanbul Arnavutköy’de 679 yeni konut inşa edecek. Projenin ihalesi bugün gerçekleştirilecek.


TOKİ Arnavutköy 3. Etap projesinde 679 adet konutun yanı sıra 8 adet dükkan ve bir adet ortaöğretim okulu da yer alacak. Projede ayrıca altyapı ve çevre düzenleme işi de bulunuyor.


TOKİ Arnavutköy projesinin ihalesi 23 Kasım Salı günü saat 14.00’te gerçekleştirilecek.

İstihdam Endeksi Yüzde 12,3 Arttı

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre inşaat sektöründe istihdam endeksi yüzde 12,3 arttı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın temmuz-eylül dönemine ilişkin iş gücü girdi endekslerini duyurdu. Buna göre sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,9 artış gösterdi. İnşaat özelinde bakıldığında ise aynı zaman diliminde yüzde 12,3’lük bir artış kaydedildi. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 9,5, ticaret-hizmet sektörlerinde de yüzde 9,7 yükseldi.


Çalışan saat süresine bakıldığında ise 3 sektörün toplamında çalışılan saat endeksi, temmuz-eylül döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 13,4 arttı. Alt sektör bazında sanayi sektöründe yüzde 12, inşaat sektöründe yüzde 15 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 14 artış kaydedildi.


Brüt ücret-maaş endeksi, yılın 3. çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 44,2 yükseldi. Alt sektörler incelendiğinde, endeks sanayi sektöründe yüzde 42,3, inşaat sektöründe yüzde 40,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 45,9 artış kaydetti. İstihdam endeksi, bu yılın temmuz-eylül döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 yükseldi.


Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 0,5, inşaat sektöründe yüzde 0,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 1,7 arttı. Çalışılan saat endeksi, aynı dönemde çeyreklik bazda yüzde 4,6 yükseldi. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 2,5, inşaat sektöründe yüzde 5 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 5,9 yükseldi.Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, 3. çeyrekte 2. çeyreğe göre yüzde 11,3 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 9,3, inşaat sektöründe yüzde 8 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 13,3 arttı.

İnşaat Sektöründe Saatlik İş Gücü Maliyeti Endeksi Yüzde 29 Arttı
Saatlik iş gücü maliyeti endeksi, 3. çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 29 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 29,8, inşaat sektöründe yüzde 23,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 29,5 yükseldi. Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, temmuz-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27,1 arttı.

Endekste sanayi sektöründe yüzde 27,1, inşaat sektöründe yüzde 22,4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 28 artış görüldü.Saatlik kazanç dışı iş gücü maliyeti endeksi, aynı dönemde yıllık yüzde 40,6 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 46,2, inşaat sektöründe yüzde 29,5, ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 38,7 artış kaydetti.Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik iş gücü maliyeti endeksi, temmuz-eylül döneminde çeyreklik bazda yüzde 7,2 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 7,8, inşaat sektöründe yüzde 3,4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 7,5 yükseldi.

Saatlik kazanç endeksi, bu dönemde bir önceki çeyreğe göre yüzde 6,4 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 6,7, inşaat sektöründe yüzde 2,8 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 6,9 artış gösterdi.Saatlik kazanç dışı iş gücü maliyeti endeksi, aynı dönemde yüzde 11,7 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 14,1, inşaat sektöründe yüzde 6,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 11 yükseldi.

Yabancıların Yüzde 23’ü Vatandaşlık Hakkı İçin Gayrimenkul Satın Alıyor

EVA Gayrimenkul Değerleme tarafından yapılan açıklamaya göre yılın ilk 9 ayında, yabancıların Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarının yüzde 23,6’sı vatandaşlık edinimi oluşturdu.


EVA Gayrimenkul Değerleme’ye göre, 2021 ilk dokuz aylık dönem itibariyle yabancıların Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarının yüzde 23,6’sı vatandaşlık edinimi oluşturdu. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 23,7’ydi. Ülke genelindeki vatandaşlık edinimi için yabancı yatırımında İstanbul, Antalya ve Ankara ilk üçte yer alırken, Megakent İstanbul’daki yabancı yatırımlarında da Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir ilk üçte yer aldı.


EVA Gayrimenkul Değerleme, 2021 yılı ilk dokuz aylık dönemi itibariyle yabancıların vatandaşlık edinimi için Türkiye’de yaptıkları gayrimenkul yatırımlarını inceledi. 2021 yılı ilk dokuz aylık döneminde Türkiye’de yapılan 44 bin 658 adet gayrimenkul yatırımının yüzde 23,6’sının vatandaşlık edinimi için olduğu belirlendi. Yabancıların vatandaşlık edinimi için aldığı gayrimenkuller 10 bin 518 adet olurken, vatandaşlık için edinilen gayrimenkullerin adet bazında yüzde 81,3’ünün İstanbul’dan edinildiği belirlendi.


Yabancıların 2021 yılı ilk dokuz aylık döneminde tüm gayrimenkul çeşitleri bazında vatandaşlık edinimi için Türkiye’de yaptıkları yatırımlara göre, ülke bazında ilk sırada İran yer aldı. İran’ı, Irak, Afganistan, Yemen, Çin, Filistin, Mısır, Ürdün, Pakistan ve Rusya Federasyonu izledi.


Yabancıların, 2021 yılı ilk dokuz aylık dönemi itibariyle tüm gayrimenkul çeşitleri bazında vatandaşlık edinimi için gayrimenkul edinimlerinde en çok tercih ettiği il ise İstanbul oldu. İstanbul’u sırasıyla Antalya, Ankara, Mersin, Yalova, Bursa, İzmir, Muğla, Samsun ve Kocaeli takip etti.


Megakent İstanbul’daki yabancı gayrimenkul yatırımı ise 2021 yılı ilk dokuz aylık dönemi itibariyle 21 bin 410 adet gerçekleşti. Bu yatırımın da, yüzde 39,39’unun vatandaşlık başvurusu için edinilen gayrimenkullerden oluştuğu belirlendi. 2021 yılı ilk dokuz aylık döneminde yabancıların tüm gayrimenkul bazında vatandaşlık edinimi için İstanbul’daki yatırımlarında ise ilk sırayı İran aldı. Bu ülkeyi Irak, Afganistan, Yemen, Çin, Filistin, Mısır, Ürdün, Pakistan ile Rusya Federasyonu takip etti. Aynı dönemde yabancıların vatandaşlık edinimi için İstanbul’daki gayrimenkul yatırım tercihlerinde Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir ilçeleri ilk üçte yer aldı. Bu ilçeleri de sırası ile Bağcılar, Avcılar, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Kağıthane, Zeytinburnu ve Fatih izledi.

Bu Gökdelen 50 Bin Ağaca Eşdeğer!

Amerika merkezli bir mimarlık firması artan karbon emisyonuna karşı 50 bin ağaca eşdeğer karbondioksiti atmosferden temizleyebilen bir gökdelen tasarladı.


Günbegün artan karbon emisyonu ve küresel ısınma dünyanın gündeminde. Amerika merkezli bir mimarlık firması artan karbon emisyonuna karşı 50 bin ağaca eşdeğer karbondioksiti atmosferden temizleyebilen bir gökdelen tasarladı. Gökdelene dünyanın en uzun ağaçları olarak bilinen “Urban Sequoia” ismi verildi.


Mimarlık firmasından yapılan açıklamaya göre gökdelen tamamen çevre dostu bir bina olarak tasarlandı. Firma, binaların karbon emici malzemelerle inşa edileceğini ve yakıt, enerji ve gıda için doğrudan hava yakalama teknolojisi dahil olmak üzere birden fazla yaklaşım kullanacağı aktardı. Binanın ömrünün ise minimum 60 yıl olduğu belirtildi. Buna ek olarak, binanın yakaladığı karbonun, kentsel altyapıyı geliştirmek için yollar, kaldırımlar, borular ve diğer öğeler için biyomalzemeler üretmek için kullanılabileceği açıklandı.


Şirketin konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Fikrimizi, herhangi bir bina ölçeğinde olumlu etki potansiyeli ile dünyadaki herhangi bir şehrin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uygulanabilmesi  için geliştirdik. Bu fikrin gücü, son derece ulaşılabilir olmasından kaynaklanıyor. Projemiz, yeni tasarım fikirlerini doğa temelli çözümlerle ve mevcut karbon absorpsiyon teknolojileriyle bir araya getiriyor. Urban Sequoia yeni binalar için temel teşkil ederse, endüstrimizi küresel ısınmaya karşı mücadelede itici güç olacak şekilde yeniden düzenleyebiliriz. İnşaat endüstrisi dünyadaki karbon emisyonlarının yüzde 40’ını oluşturuyor. Dünyadaki her şehir Urban Sequoias’ı inşa ederse, atmosferden 1,6 milyar tona kadar karbon temizlenebilir” denildi.


Biyo-tuğla, biyobeton, kenevir ve kereste gibi bazıları zamanla karbonu emmeye devam eden malzemeler kullanılarak inşa edilen binalar ile karbon etkisini yüzde 50 oranında azaltmak mümkün.

Yurtbay Seramik’e İhracatın Şampiyonları Ödülü

Yurtbay Seramik, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği “KOBİ İhracat Seferberliği Eğitim Programı” kapsamında “İhracatın Şampiyonları” arasında gösterilen ilk 10 firma arasında yer aldı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Anadolu Üniversitesi’nde düzenlediği etkinliğin açılışını, Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle birlikte yaptı.


Fiziki olarak gerçekleşen programa, TİM Marka Konseyi, Genç TİM üyeleri ve İnovaTİM, öğrencileri katıldı. Törende, 2020 yılında Eskişehir’de en fazla ihracat gerçekleştiren 10 firmaya ve en yüksek katma değerli ihracat yapan şirketlere ödül verildi.
Üretim tesisi Eskişehir’de bulunan, Yurtbay Seramik’te ihracattaki önemli başarılarından dolayı ödüle layık görüldü. Türkiye’de seramik sektörünün önemli markalarından biri olan Yurtbay Seramik böylece “Şampiyonlar Ligi”nde yerini aldı.

Önce Kalite Anlayışı
Törende ödülü Vali Ayyıldız ve TİM Başkanı Gülle’den alan Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Z. İlter Yurtbay, “Başarımızın temelinde, faaliyete geçtiğimiz tarihten itibaren benimsediğimiz önce kalite anlayışımız var’’ dedi.


Z. İlter Yurtbay, sözlerine “Sektörde kalıcı olmanın koşulunun yüksek kalite anlayışına dayalı bir üretim ve müşteri odaklı bir satış politikası olduğunu düşünüyoruz” diyerek devam etti.


Küresel pazarda fiyatlarla rekabet etmek yerine, katma değeri yüksek ürünler geliştirmeye çalışarak rekabet etmenin önemine vurgu yapan Z. İlter Yurtbay, sektördeki başarılarını bu şekilde açıkladı.


TİM Başkanı İsmail Gülle de, dünya ticaretinin pandemi etkisiyle ciddi bir daralma yaşadığını 2020 yılında Eskişehir’de ihracatın 927 milyon doları aştığını söyledi. Gülle, bu yılki performanslarıyla, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmaya yönelik emin adımlarla ilerlediklerinin de altını çizdi.

Düzen Laboratuvar’ın İstanbul’daki Şubesi Iglo Architects İmzası Taşıyor

Özel Düzen Laboratuvarları’nın İstanbul’daki üçüncü şubesinin tasarım ve uygulaması ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Esen Akyar Karoğlu ve Mimar Zafer Karoğlu liderliğindeki Iglo Architects tarafından hayata geçirildi.


Birbirinden farklı ölçeklerde ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu ortaklığındaki Iglo Architects, Ankara merkezli Özel Düzen Laboratuvarları’nın Ataşehir Nida Kule içindeki şubesinin tasarım ve uygulamasını üstlendi. Daha önce Düzen Laboratuvarları’nın Mecidiyeköy’deki ikinci ve İstanbul’daki en büyük kompleksinin tasarımını da üstlenen Iglo Architects için projede halihazırda verilen üst düzey hizmet kalitesinin korunması en önemli kriterlerden biri oldu.


Altı metrelik tek cepheden doğal ışık alan, 100’er metrekareklik iki kattan toplam 200 metrekarelik bir alana sahip mekanda olabildiğince geniş ve konforlu bir lobi ve resepsiyon alanı, bir doktor odası, üç adet kan alma odası, ikram alanı, bir hemşire dinlenme odası, birisi engelli olmak üzere üç adet misafir tuvaleti, otel odası konforunda bir spermiogram odası, bir personel soyunma ve dinlenme odası, içinde personelin yemek yiyebileceği bir mutfak alanı ve en az 55 metrekare olmak üzere bir laboratuvar alanı, projede Iglo Architects’ten tasarlanması beklenen hacimler olmuş.

Tüm Mekanda Ağaç Yapısından Bir Kurgu Oluşturuldu
Tüm fonksiyonların birbirleriyle ilişkileri Iglo Architects tarafından analiz edilmiş ve bu doğrultuda her bir fonksiyonun ihtiyacını optimum seviyede karşılayan hacimler atanmış ve yerleştirilmiş. Bu amaçla tüm mekanda ağaç yapısında bir kurgu oluşturulmuş ve tek bir arter ile tüm fonksiyonlara ulaşım hedeflenmiş. Mekan içinde binanın asansör kuyusunun oluşturduğu nişe resepsiyon ve kayıt bankosu konumlandırılmış; böylece oldukça konforlu ve geniş bir bekleme ve çocuk oyun alanı elde edilmiş. Giriş kapısı kaydırılarak arterin aksına alınmış.


Doktor odası, mekanın ortasında şeffaf bir hacim olarak konumlandırılmış. Bu sayede hem doktorun mekanın merkezinde olarak tüm birimlere hakim olması, hem de arkada kalan hacimlere doğal ışık aktarılması sağlanmış. Karşısındaki ikram bankosu, karşılama ve kayıt bankosunun uzantısı olarak, sonundaki numune bankosu ile birlikte bir ünite olarak tasarlanmış ve uygulanmış. Giriş katın doktor odasından sonraki arka bölümü, kan alma odalarına ve tuvaletlere ayrılmış. Bu mekanlar özel olarak numune hacimleri olarak tasarlanmış ve numunelerin hemşireler tarafından alınabileceği özel bölmeler oluşturulmuş.
Tek kol merdiven ile inilen alt katta arterin soluna düz bir hat halinde spermiogram odası, personel soyunma odası ve sekiz kişilik yemek masasına sahip bir mutfak alanı konumlandırılmış. Sağ tarafta kalan merdiven altına server odası yerleştirilmiş ve bu katın geride kalan 55 metrekarelik kısmı laboratuvara ayrılmış.


Bütün projede 4000K günışığı LED aydınlatma tercih edilmiş ve tüm mekanın duvarlarında zeminden tavana depolama mobilyaları uygulanmış. Yüzey kaplaması olarak mekandaki hijyen duygusunu ve ışık miktarını artırmak adına Hi-Gloss beyaz laminat tercih edilmiş ve tüm zemin ve ıslak hacimlerde brüt beton desenli 60×60 cm ölçülerde porselen seramik uygulanmış. Projede antrasit renkli dekoratif havalandırma kanalları ve mekanik aksam, ayrıca duvarların 280 cm’den üstünün ve tavanın aynı renkte boyanması ile endüstriyel bir görüntü elde edilmiş.


Mekan çekimleri fotoğraf sanatçısı Fethi İzan tarafından yapılan Özel Düzen Laboratuvarları Ataşehir Nida Kule Şubesi, Denizhan Mutlay ve Zafer Karoğlu liderliğindeki Iglo Architects ekibi tarafından iki buçuk aylık sürede tasarlanmış ve uygulanmış.

“Yeşil Binaların Önemi Arttı”

Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı yaptığı açıklamada küresel ısınmaya dikkat çekerek yeşil binaların öneminin arttığını söyledi.


Kürsel ısınma son yıllarda tüm dünyanın ortak gündemi. İklim değişikliği, doğal kaynakların yok olmaya başlaması ve çevre kirliliği gibi insan yaşamını etkileyen değişimler çağımızda sürdürülebilirliğin hayati öneminin ortaya çıkmasına neden oldu.
Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı yaptığı açıklamada, yapılaşma sürecinde doğal kaynak tüketimine dikkat edilmemesi, ortaya çıkan atıkların iyi yönetilememesi halinde doğaya ciddi zararlar verdiğini söyledi.


Dünyadaki binaların küresel enerjinin yüzde 40’ını kullandığını belirten Ilıcalı, bu tüketimin sonucunda özellikle fosil yakıtların kullanılması sebebiyle ortaya çıkan karbon ayak izinin ulaşım araçlarının tamamında ortaya çıkan miktardan daha fazla olduğunu ifade etti. Yapı sektörünün durmasının mümkün olmadığını aktaran Ilıcalı, sektörün çevre ve insan üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmeyi hedefleyen yeşil bina çözümlerine yönelmek zorunda olduğuna dikkat çekti. Ilıcalı, “Amerikan Yeşil Bina Konseyi (United States Green Building Council. USGBC) tarafından yapılan bir araştırma, yeşil bir binanın, standart bir binaya oranla ortalama olarak yüzde 32 daha az elektrik kullanarak yılda ortalama 350 metrik ton karbon emisyonunun önüne geçtiğini açıklamıştır” şeklinde konuştu.


Sürdürülebilirlik konusunda önemli bir konuya değinen Ilıcalı, Türkiye’deki bina stokunun yaklaşık yüzde 77’sinde yalıtım uygulanmadığını dile getirdi. Ilıcalı sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizdeki mevcut yapılarla karşılaştırdığımızda; İsveç’teki ortalama her bina İstanbul’daki ortalama bir binadan yaklaşık 2.8, Ankara’daki bir binadan 3.6 kat, Erzurum’daki her binadan 6 kat az yakıt kullanımıyla aynı düzeyde ısınabilmektedir. 50 milyar dolar civarında bir enerji ithalatımız var. Bunun 22.5 milyar doları doğrudan doğruya binaların ısıtılması ve soğutulmasına gidiyor. Bu veriler, Türkiye’de enerji tasarrufu sağlama potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Özetle bina inşaat yatırımlarını ne ölçüde enerji tasarruflu bir hale getirebilirsek, sürdürülebilirliğe ilişkin hatırı sayılır bir katma değer sağlamış olacağız.”

Avrupa Birliği’nde İnşaat Üretimi Arttı

Avrupa Birliği’nde inşaat üretimi Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,2 arttı.


Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), AB ve Euro Bölgesi’nin eylül ayı mevsimsellikten arındırılmış inşaat üretimi verilerini yayımladı.


Açıklanan verilere göre Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde inşaat üretimi Elül ayında bir önceki aya kıyasla 0,9 yükseldi. İnşaat üretiminde geçen yılın aynı ayına göre 1,5 yükseliş kaydedildi.


AB ülkeleri arasında eylülde inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 8,5 ile Slovenya’da, yüzde 6 ile İsveç’te ve yüzde 4,1 ile Macaristan’da ölçüldü. En fazla düşüş ise yüzde 4,9’la Romanya’da, yüzde 3,8’le Slovakya’da ve yüzde 1,9’la Polonya’da belirlendi.

“Sağlam Yapılarda Oturmak Lüks Değil, Gerekliliktir”

Düzce’de gerçekleşen 5.3’lük deprem sonrası açıklama yapan Life Style COO’su Ahmet Fırat,”Sağlam temelli ve sağlam yapılı bir konutta yaşamak lüks değil gerekliliktir” dedi.


Düzce’de gerçekleşen 5.3’lük deprem, İstanbul, Sakarya ve birçok şehirde birden hissedildi. Yaşanan deprem nedeniyle konutların sağlamlığı ve güvenli yaşam alanı konusu ise yeniden vatandaşın gündemine oturdu.


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, “Düzce’de yaşanan deprem sonrasında kamuoyunun ve halkımızın gündemi yeniden Türkiye’nin deprem gerçeği ve konutların sağlamlığı konusu oldu. Türkiye, doğusundan batısına kadar uzanan aktif bir fay hattı üzerinde yer alıyor” dedi.

“Sağlam Konut Üretmek Bir Sorumluluktur”

Depremi hisseden tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Fırat, “Türkiye’nin deprem ülkesi olması yalnızca yaşadığımız depremlerden sonra gündeme geliyor. Ancak unutulmamalıdır ki sağlam temelli ve sağlam yapılı bir konutta yaşamak lüks değil bir gerekliliktir. Bu nedenle 84 milyon nüfuslu ülkemizde her bir vatandaşımız güvenli konutlarda yaşayabilmelidir. Buradan sektörümüzde konut projeleri üreten bütün müteahhitlere seslenmek istiyorum. Malzeme olarak en ucuz olanın değil, tamamen deprem yönetmeliğine uygun ve zemin etüdleri yapılmış güvenli, kaliteli malzemelerin kullanıldığı projelere imza atılması gerektiğini ifade etmek istiyorum” dedi.


Tüik raporlarına göre inşaat maliyet endeksinin, 2021 yılı eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 0,25, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 39,54 arttığına dikkat çeken Ahmet Fırat, “İnşaat sektörü için ayakta ve dengede kalmak ne kadar zor olsa da, öncelik her zaman vatandaşın beklentisini karşılamak yönünde olmalıdır. Konut üretiminde ucuz malzeme kullanmak yapının sağlamlığını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle bu işi yapan firmaların elini taşın altına koyması gerekmektedir. Sağlam konut üretmek bir sorumluluktur” görüşünü bir kez daha hatırlattı.

Copa Isı Sitemleri Bayileriyle Bir Araya Geldi

COPA Isı Sistemleri, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yetkili servisleriyle Antalya Titanic Beach Lara Otel’de buluştu.

İklimlendirme sektörünün lider firmalarından COPA Isı Sistemleri tarafından düzenlenen yetkili servis toplantısı, Antalya Titanic Beach Lara Otel’de gerçekleştirildi. COPA Isı Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besler, COPA Isı Sistemleri Genel Müdür Ersin Kantar ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen COPA yetkili servislerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, 2022 yılı hedeflerinin altı çizilirken sektörel değerlendirmeler de yapıldı. Toplantıda müşteri memnuniyetinin arttırılmasına yönelik sunumlar paylaşılırken aynı zamanda Satış Sonrası Hizmetler Departmanı tarafından da yeni ürünlerin eğitimleri gerçekleştirildi. Türkiye Satış Müdürü Can M. Zengin ve Satış Sonrası Hizmetler Yöneticisi Ali Erdemir’de sunumlarını yetkili servislerle paylaştı. COPA Pazarlama Müdürü Deniz Baskak ise büyük ses getiren “Takın, Unutun” reklam kampanyasının yarattığı sinerjiyle elde edilen başarıları aktardı.

Copa, 2022’ye Hazır!
Müşteri memnuniyeti ve kaliteli hizmet algısını ön plana çıkartarak 2022 yılı hedefleri hakkında önemli bilgiler veren COPA Isı Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besler:” İklimlendirme pazarı da diğer tüm sektörler gibi pandemiden etkilenen sektörler arasında yer aldı. Ancak COPA Isı Sistemleri olarak, 2021 yılında büyüme ivmemizi başarıyla sürdürdüğümüzü belirtmek isterim. Doğru strateji ve planlama ile yeni normal olarak adlandırılan döneme hazırlıklı girdik. 2021 yılını bir önceki yıla göre iki kat büyümeyle kapatmayı hedefliyoruz. COPA’nın başarı hikayesinde en büyük rol tabii ki siz çalışma arkadaşlarımızın. 30. yılımızı kutlayacağımız 2022 yılında da hız kesmeden büyümeye ve yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. Kurulduğumuz tarihten itibaren çağın tüm gerekliliklerini yerine getirerek sektörümüzde değişimin ve gelişimin öncülerinden olmak için çalıştık. 30 yıllık başarılarla dolu yürüyüşümüz, aynı zamanda gelecek için de omuzlarımıza önemli sorumluluklar yüklüyor. Şirket olarak bilgimiz, kalitemiz ve deneyimimizle sınırlarımızı aşmaya hazırlandığımız yepyeni bir sürece giriyoruz. Bu yolculukta, Türkiye’nin farklı bölgelerinden olan yetkili servislerimizle birlikte yeni başarılara yelken açmayı hedefliyoruz” dedi.

Pandemiyle birlikte tüketim alışkanlıkları ve önceliklerin değiştiğini ifade eden, COPA Genel Müdürü Ersin Kantar ise: “COPA olarak her alanda yaşadığımız değişimlere adapte olmaya, iş güvenliği süreçlerimizden ürünlerimizde yaratacağımız konfora kadar odağımızı insan olarak belirlemeye ve geleceğimizi buna göre planlamaya çalışıyoruz. Şirket içerisinde prosesleri değerlendirmemizden, ürün tasarlama süreçlerimize kadar tüm çalışmalarımızın içerisinde bu değişimler ve gelecek beklentilerine cevap verebilmek var. Bir yandan rekabette farklılaşmaya odaklanırken bir yandan da gelecek için bugünden hazırlanmaya çalışıyoruz” dedi.

Nüans Yapı’dan İzmir’e 3 Yeni Proje

Nüans Yapı, İzmir’in Çeşme, Bornova ve Güzelbahçe ilçelerinde yeni projeler hayata geçirecek.


İzmir’e 3 yeni inşaat projesi geliyor. Nüans Deluxe projesinde sona yaklaşan Nüans Yapı Çeşme, Güzelbahçe ve Bornova’da 3 yeni proje hayata geçirecek.


Markalı konut projeleri üreten ve ağırlıklı olarak villalara odaklanan Nüans Yapı, Nüans Delux projesini tamamlamak üzere. Firmanın Çeşme’de hayata geçirdiği, denize sıfır projesi Nüans Serenity’i satışa çıktı. Nüans Yapı şimdi ise İzmir’e 3 yeni proje daha kazandırmaya hazırlanıyor.

Firmanın Güzelbahçe’de hayata geçirmeyi planladığı Nüans Elegance projesi ruhsat alma aşamasında. Bornova’da yükselecek Nüans Yapı Bornova projesi ise şu an için geliştirme aşamasında. Üçüncü proje olan Nüans Elite ise Çeşme’de hayata geçirilecek.


Yeni projelerle ilgili bilgi veren Nüans Yapı Genel Koordinatörü Süleyman Aksoy, Nüans Deluxe projesinin karşısında yer alan arazide Nüans Elite projesini hayata geçireceklerinis söyledi. Aksoy, sözlerine şöyle devam etti: “Geliştirme aşamasında olan projemizde daire sayısı henüz netleşmedi. 21 ile 24 arasında 4+1 daire yapmayı planlıyoruz. 4 adet de villa yer alacak. Yeni Bornova, eğitim ve AVM bölgesi olarak öne çıkıyor. Son 5 yıldır Bornova’nın en çok talep gören bölgesi oldu. Burada çok ciddi bir konut talebi ile karşılaştık. Bu talebe istinaden yeni projemizi hayata geçiriyoruz. İmar durumundan dolayı sosyal alan yapmaya çok müsait. Biz firma olarak sosyal alanları çok iyi kullanıyoruz. Sadece bir konut değil kendi içerisinde bir yaşam alanı sunuyoruz.”

Haberdeki firma firmanın Nüans Deluxe projesine aittir.

Osmaniye Bahçe’ye 50 Yataklı Hastane İnşa Edilecek

Sağlık Bakanlığı’ndan Osmaniye’nin Bahçe ilçesine 50 yataklı hastane yatırımı!

Sağlık Bakanlığı, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde hastane inşaatı yapacak. 50 yatak kapasiteli hastane için sözleşme imzalandı.


Sağlık Bakanlığı Türkiye’nin çeşitli yerlerdinde sağlık altyapısını güçlendirmek için çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda Osmaniye’de 600 yataklı Osmaniye Devlet Hastanesi, 100 yataklı Düziçi Devlet Hastanesi ile Sumbas ve Toprakkale ilçelerinde entegre ilçe hastanelerinin inşaatı devam ediyor. Şimdi ise Bahçe ilçesine yeni bri sağlık yatırımı geliyor.


50 yataklı yeni Bahçe Devlet Hastanesi, tam donanımlı olarak inşa edilecek. Hasta odalarının 14’ü çift kişilik, 17’si tek kişilik olacak. 11 poliklinikte hasta kabulü yapacak olan hastanede hasta odaları, ameliyathaneler, özellikli birimler, ağız ve diş sağlığına yönelik hizmet verecek diş ünitleri yer alacak. Özellikli birimlerden diyaliz ünitesi 10 yatak, palyatif servis 5 yatakla hizmet verecek. Hastanede tam teşekküllü 2 ameliyathane bulunacak. 15 müşahede yatağı ile hizmet verecek acil serviste 4 poliklinikte hasta kabulü yapılacak. 2 doğum odasının planlandığı hastanede ayrıca 15 kişilik gebe sınıfı kurulacak. Ağız ve diş sağlığına yönelik 3 diş üniti hizmet verecek. Diyabet merkezinin kurulacağı hastanede, 5 yataklı evde sağlık birimi de olacak.


Osmaniye Bahçe Devlet Hastanesi Projesi’nin 2023 yılında tamamlanarak hizmete alınması planlanıyor.

Urbanjobs’ın Yeni Projesi: Nappo Pizza

Urbanjobs, Nappo Pizza projesinde, “ne az, ne de çok, olması gerektiği kadar” teması üzerine kurulu bir tasarım anlayışı sunuyor.


Nappo Pizza’nın iç mimari tasarımı ve uygulaması Urbanjobs tarafından yapıldı. Kanyon Alışveriş Merkezi içerisinde, üç tarafı düzensiz duvarlarla çevrili bir mekanda geliştirilen Nappo Pizza projesi, mevcut duvarları olduğu gibi bırakan ve onlara temas etmeden yeni bir kabuk ortaya koyan bir tasarım anlayışıyla ele alınmış. Böylece, mevcutta var olan kaotik ortamın içerisinde, tamamen öklidyen olarak oturtulmuş yeni bir mekan oluşturulması hedeflenmiş. Tüm mevcut duvarlarda yarı mat siyah boya kullanılmış. Tamamen açık bir mutfak alanı, herhangi bir giriş veya çıkış kapısı olmayan yüksek bir duvarın arkasına yerleştirilmiş.


Urbanjobs’ın klasik mekan beklentilerinin ötesine taşıdığı ve bezeme öğeleri ile bütünleşen dekoratif iç mekan anlayışına karşı bir cevap niteliğinde ele aldığı Nappo Pizza projesi, tasarım ekibinin mimari perspektif sunan iç mekanlar üretme çabasının bir sonucu. Tüm projelerinde vermeye çalıştığı “ne az, ne de çok, olması gerektiği kadar, olmaması gerektiği için” teması üzerine üretilmiş olan mekan, pizza yapmanın işlevsel yönüne ve yemek yemenin özüne vurgu yapmaya çalışıyor. Bunlar haricinde gereksiz hiçbir detaya ve bezemeye yer verilmiyor. Korkulukların zemin ile bağlantısına dair bir detay dahi görünmüyor. Buna benzer tüm detaylar, görmediğimiz duvar ve zemin altı katmanlarda önceden çözülmüş. Öne çıkarılmak istenen alanlarda mermer kullanılmış, binlerce yıl içinde oluşmuş bu doğal taş ile yemek yapmanın sürecine dayanan ortak bir bağ yaratılmış. Bu sebeple, pizzayı öne çıkarmak ve bu bağlamı bütünleştirmek için pizza fırını, fırın yüksekliğinde mermer bir duvar ile çerçevelenmiş. Eklenen diğer duvarlar çerçeveleri asmak veya korkuluk için bir destek duvarı olarak düşünülmüş.


Projenin bağlamsal boyutunun yanında, mimari anlamda en büyük zorluk çarpık bir iç mekana sahip olması. Kendi içinde de hiçbir dik açısı olmaması sebebiyle, projedeki temel ihtiyacı “mekanın gönyeye alınması” olarak tanımlayan Urbanjobs tasarım ekibi, girişe göre sağdaki duvara 90 derecelik bir çizgi koymaya karar vermiş ve sonraki adımlarını bu çizgiye göre düzenlemiş.

Ekim Ayında 137 Bin 401 Adet Konut Satıldı

Teknoloji odaklı gayrimenkul değerleme platformu Endeksa.com verilerine göre Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 3 bin 599 TL, ortalama konut fiyatı 467 bin 870 TL oldu. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim 2021 konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Ekim ayında Türkiye genelinde 137 bin 401 adet konut satışı gerçekleşti. Bu adet ile konut satışları bir önceki aya göre yüzde 7 azalırken bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 15 artış gösterdi. 

Teknoloji odaklı gayrimenkul değerleme platformu Endeksa.com’un verilerine göre Türkiye genelinde Ekim ayı sonu itibariyle konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 31 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 3 bin 599 TL, ortalama konut fiyatı 467 bin 870 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi 20 yıl oldu. 

Konut Satışında En Yüksek Pay İstanbul’un 

Ekim ayında konut satışlarında İstanbul 26 bin 41 konut satışı ve yüzde 19 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 13 bin 466 konut satışı ve yüzde 10 pay ile Ankara, 8 bin 218 konut satışı ve %6 pay ile İzmir izledi. Endeksa verilerine göre, Ekim ayı sonu itibariyle İstanbul’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 30, ortalama konut metrekare satış fiyatı 5 bin 92 TL, ortalama konut fiyatı 585 bin 580 TL. Ankara’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 24 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 2 bin 596 TL, ortalama konut fiyatı 337 bin 480 TL. İzmir’de ise yıllık değer artışı yüzde 33, ortalama konut metrekare satış fiyatı 4 bin 564 TL, ortalama konut fiyatı 570 bin 500 TL oldu.

Yıllık Değer Artışı En Yüksek Olan 3 İl: Aydın, Muğla ve Balıkesir

Ekim ayında en fazla konut satışı olan 30 il içerisinde yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Aydın, Muğla ve Balıkesir oldu. Aydın’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 58 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 4 bin 936 TL, ortalama konut fiyatı 695 bin 976 TL. Muğla’da konut fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 54, ortalama konut metrekare satış fiyatı 9 bin 10 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 171 bin 300 TL. Balıkesir’de ise konut fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 48 olarak gerçekleşti, ortalama konut metrekare satış fiyatı 3 bin 953 TL, ortalama konut fiyatı 474 bin 360 TL oldu. 

İpotekli Satışlarda Düşüş Kaydedildi

Türkiye genelinde Ekim ayında ipotekli konut satışları bir önceki aya göre yüzde 6 düşüş, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 10 artış göstererek 28 bin 49 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 20 olarak gerçekleşti. İkinci el konut satışları ise bir önceki aya göre yüzde 7 düşüş, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 16 artış göstererek 95 bin 487 oldu. İkinci el konut satışları toplam satışların yüzde 70’ini oluşturdu. Yabancıya konut satışı ise bir önceki aya göre yüzde 16 azalıp, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 6 artarak 5 bin 893 olarak gerçekleşti.

2021 yılı Ocak-Ekim ayları değerlendirildiğinde konut satışlarının geçen senenin aynı döneminde göre yüzde 15 azalarak 1 milyon 86 bin 539 olarak gerçekleştiği görülüyor. Bu dönemde ipotekli konut satışı yüzde 61 azalışla 209 bin 904, ikinci el konut satışları yüzde 14 azalışla 757 bin 469 olarak gerçekleşti. Bu dönemde kredili konut satışları toplam satışların yüzde 19’unu, ikinci el konut satışları ise toplam satışların yüzde 70’ini oluşturdu.

“Faiz İndirimi Vatandaşın Cebine Yansımalı”

Yurt içinde özellikle Ankara’da ve yurt dışında da markalı konut projelerine imza atan Fırat Life Style’ın COO’su Ahmet Fırat, TÜİK tarafından açıklanan konut satış rakamlarını değerlendirdi.


TÜİK geçtiğimiz günlerde Ekim 2021 konut satış rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye genelinde konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,9 artarak 137 bin 401 oldu. İstanbul 26 bin 41 konut satışı ve yüzde 19,0 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 13 bin 466 konut satışı ve yüzde 9,8 pay ile Ankara izledi.
Yurt içinde özellikle Ankara’da ve yurt dışında da markalı konut projelerine imza atan Fırat Life Style’ın COO’su Ahmet Fırat konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Fırat, “İnşaat ve gayrimenkul sektörü açısından 2021 yılı için küresel olarak değerlendirme yapıldığında, dikkat çeken en önemli unsurun hala pandemiden kaynaklı etkenler olduğunu görmekteyiz. Bu sebeple, değişen tüketici ihtiyaçları, kapanmalardan dolayı evde daha sık vakit geçirmek durumunda kalan vatandaş ve ikinci bir unsur olarak, yılın ilk çeyreğinde artışa geçen konut faizleri, içinde bulunduğumuz inşaat sektörünü adeta vardavelası olmayan bir tekneye çevirmiştir” dedi.


“Vatandaşın Alım Gücü Göz Ardı Edilmemeli”
Tüik raporlarına göre inşaat maliyet endeksinin, 2021 yılı eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 0,25, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 39,54 arttığına dikkat çeken Ahmet Fırat, “İnşaat sektörü için ayakta ve dengede kalmak ne kadar zor olsa da, öncelik her zaman vatandaşın beklentisini karşılamak yönünde olmalıdır. Devletimiz özellikle pandeminin ilk zamanlarında vatandaşı düşünerek konutta faiz indirimine gitmiş ancak bazı müteahhitler bu durumu fırsata çevirerek ev fiyatlarına anında zam yapmışlardır. Burada özellikle konut üreticileri açısından vatandaşı ev sahibi yapmak birinci öncelik olmalıdır. Maliyetlerden taviz vermek gerekse bile bu öncelik vatandaşa verilmelidir” dedi.


Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat “Geçtiğimiz ekim ayı sonunda kamu bankalarının uygulamış olduğu yeni bir faiz indirimi açıklanmıştı. Bu doğrultuda ticaret ve konut kredi faizlerinde ürün ve vadeye göre 200 baz puana kadar indirimler yapılmıştı. Biz de firma olarak bu karar açıklanır açıklanmaz, hali hazırda o hafta içerisinde önceden krediyle satışını yaptığımız dairelerimiz için bile faiz indiriminde belirlenen son rakamları baz aldık. Nakit sıkıntısı olan ve ev alacak vatandaşlar doğal olarak kredilere yöneliyor. Bu kapsamda sektörümüzü daha da büyütmek için bu tarz olumlu adımlar atmak ve kullanıcılarımızın güvenini kazanıyor olmak çok daha önemli bir kriterdir” diye ifade etti.


“Ankara, Konut Satışında İkinci Sırada”
Ahmet Fırat “Tüik verilerine göre eylül ayında bir önceki aya göre malzeme endeksi de yüzde 0,41 oranında artış gösterdi. İşçilik endeksi ise yüzde 0,18 oranında azaldı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 47,44 oranında artarken, işçilik endeksi ise yüzde 22,25 arttı. Konut fiyatları da bu bağlamda zamlanırken doğal olarak satışlarda da bu yılın ocak-ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,2 azalışla Türkiye genelinde toplamda 1 milyon 86 bin 539 olarak gerçekleşti” diye belirtti.


Türkiye’nin iller bazında en çok ikinci konut satışının yapıldığı Ankara’da, 2005 yılından beri markalı inşaat projelerine imza atan Fırat Life Style’ın COO’su Ahmet Fırat” Her zaman bir adım ötesini görerek önlem ve aksiyon alan firmamız nezdinde, 2022 yılını daha olumlu verilerle karşılamayı bekliyoruz. Yakın zaman içerisinde gerçekleşen faiz indirimi, gayrimenkul veya konut satış sektörünü hareketlendirecektir. Mevduat faizlerindeki skalanın seyrindeki düşüş, bugün olduğu gibi, 2022’de de gayrimenkul piyasasını olumlu yönde etkileyecektir. Ankara’da da konut sektörü genel olarak büyüme arz ediyor. Biz de 2021 yılı için Fırat Life Style ailesi olarak, konuyu gündemimize erken vakitte alıp, sorun ihtiva eden bu konulara yönelik ar-ge çalışmaları yapıyoruz. Sonuç olarak Velux Ankara projemiz de; inşa süreciyle paralel giden satış grafiği ile arzu ettiğimiz gidişatın göstergesi niteliğindedir” dedi.