“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 68

Site ve Apartman Yönetiminin Adresi: Everest Yönetim

Profesyonel yapı yönetimi alanında hizmet veren Everest Yönetim, sunduğu hizmetlerle daire sakinlerinin yaşam konforunu yükseltmeyi amaçlıyor.


Profesyonel site yönetimi sektöründe 7 yıllık tecrübe ile hizmet veren Everest Yönetim, yaptığı çalışmalarla hizmet verdiği konut sakinlerini memnun etmeye devam ediyor. Yönetim firması olarak verdiği hizmetler ile doğru ve şeffaf yönetimin adresi olan Everest Yönetim; profesyonel kadrosu ve profesyonel yaklaşımıyla daire sakinlerinin sorunlarını çözerek, komşuluk ilişkilerini iyileştirerek kişisel yaşam konforunu yükseltiyor.

Profesyonel Site Yönetimi: Modern Toplumlarda İhtiyaç Halini Alan Bir Hizmet
Günümüzde her şeyin değişmesi ve dijitalleşmesi, diğer pekçok alan gibi site ve apartman yönetim sistemlerini de etkiledi. Profesyonellik anlayışının vermiş olduğu güven ve şeffaflık duygusu kat malikleri tarafından yapılan tercihlerde de büyük rol oynuyor. Peki, son zamanlarda sık sık adını duyduğumuz, çalışma ve sosyal hayatımızda karşılaştığımız profesyonel yönetim nedir?


Yöneticilikte profesyonellik anlayışı objektif ve hukukun üstünlüğünü esas alarak insan ilişkilerini düzenleyen ve modern toplumlarda ihtiyaç halini alan hizmet türü. Profesyonel yapı yönetimi uzun zamandır gelişmiş dünya ülkelerinde uygulanan, bazı ülkelerde yasal düzenlemeler sonucu zorunlu olan, Avrupa Birliği uyum yasaları içerisinde anılan bir konut yönetimidir. Her konutun bir işletme düzeninde, aktif-pasif ve akışlar temel alınmak sureti ile hukuki denetimlerin yapılarak işletilmesidir.


Siteler; ihtiyaçları, giderleri ve sunulan hizmet boyutuyla küçük bir şehir, mali boyutlarıyla ise orta ölçekli ticari işletmelerin vergi sonrası gelirlerini aşabilecek boyutlara ulaşabiliyor. Her biri neredeyse küçük bir kent haline gelen konut sitelerinin en temel sorunlarından biri de verimli yönetim eksikliği. Kat Mülkiyet Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince seçilen yönetici/yönetim kurulu, doğal olarak asıl profesyonel işleri ile meşgul olduğundan, bu yöneticiler, sitenin idari ve saha hizmetleri yönetimini yürütmekte zorluk yaşıyorlar. İşte bu noktada site yönetiminde bilgi ve tecrübesi ile hizmet veren firmalar gün yüzüne çıkıyor. Bunlardan biri olan Everest Yönetim ise sadece başkent Ankara’da değil, ülkenin birçok bölgesine hizmet vermeye devam ediyor.


Everest Yönetim’in Önceliği: Şeffaflık
Ankara’da 2015 yılında kurulan ve kuruluşundan itibaren sektörde faal olarak bulunan Everest Yönetim, yönetimdeki önceliklerini şeffaflık üzerine kurmuş bir firma. Yönetim anlayışlarında kendileri ve üye sakinleri ile arasındaki güven ve iş birliğini eksiksiz sağlamayı misyon edinen Everest Yönetim, mutlak ve kolay erişim, hızlı ve denetlenmiş hizmet, güvenli ve korunmuş işlem ve düzenli yönetim üzerine kurdukları sistem ile çalışma sistemlerinde yaşayan sakinlerin yaşam kalitelerini ön planda tutuyor. İnsan ve insan ilişkilerine değer veren firma, bu sistemleri ile iş süreçlerini hızlandırarak çözüm odaklı bakış açıları ile hizmetlerini verimli hale getiriyor.

Everest Yönetim, Yeni Proje Ve Kat Maliklerine Hizmet Vermeye Hazır!
6000’den fazla konuta hizmet veren Everest Yönetim; profesyonel site yönetimi, bina yönetimi, otel, hastane, AVM yönetimi, entegre tesis ve şantiye yönetimi, gayrimenkul danışmanlığı, hukuki takip, aidat takibi ve muhasebe, uygulama/sms, dijital asistan, teknik bakım hizmetleri, operasyonel süreç, peyzaj ve bahçe bakım hizmeti, haşere, kontrol ilaçlama ve dezenfeksiyon hizmeti, kurumsal temizlik ve inşaat sonrası temizlik, güvenlik ve denetim hizmetlerini vermek için sektörde öncü yerini koruyor. Everest Yönetim, bu hizmetleri yeni projelerde yeni kat maliklerine sunmaya hazır!

Detaylı bilgi için: www.everestyonetim.com

İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 79,91 Arttı

TÜİK tarafından kamuoyu ile paylaşılan verilere göre; inşaat maliyet endeksi 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15,24, 2021’in aynı dönemine göre ise yüzde 79,91 arttı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Ocak ayına ilişkin İnşaat Maliyet Endeksi verilerini kamuoyu ile paylaştı. Buna göre; 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15,24, 2021’in aynı dönemine göre ise yüzde 79,91 arttı. Paylaşılan verilere göre bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 10,12, işçilik endeksi yüzde 33,83 artış kaydedildi. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 98,20, işçilik endeksi yüzde 41,02 arttı.


Bina İnşaat Maliyet Endeksi’ndeki Artış Yüzde 14,82 Olarak Gerçekleşti
TÜİK’in yayımladığı verilere göre; bina inşaatı maliyet endeksi bir önceki aya göre yüzde 14,82, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,78 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 9,20, işçilik endeksi yüzde 34,67 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 95,54, işçilik endeksi yüzde 41,09 arttı.


Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 16,63, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 87,22 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 13,11, işçilik endeksi yüzde 30,75 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 106,92, işçilik endeksi yüzde 40,74 arttı.

Medcem Çimento Elektrik İhtiyacının Yüzde 22’sini Kendisi Üretecek

Halihazırda yıllık olarak 70 milyon kwh elektrik üretimi yaparak ve ihtiyaç duyduğu elektriği üreten Medcem Çimento, yakın zamanda devreye girecek ikinci atık ısı tesisiyle birlikte, ihtiyaç duyduğu elektriğinin yüzde 22’sini kendisi üretecek.

Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento, yıllık olarak 70 milyon kwh elektrik üretimi yaparak ve ihtiyaç duyduğu elektriği kendi üreterek, ülke ekonomisine ve çevreye katkı sağladı. Hiç bir kaynak tüketmeden 25 bin konutun tüketimine yetecek kadar yeşil enerji üretimi sağlayan Eren Holding’in iştiraki Medcem Çimento, iklim değişikliğini engelleme çalışmaları kapsamında, çevreye 31 milyon kg karbondioksit (CO2) gazı salınımının da önüne geçti. Medcem Çimento, çevreye atılan ve yaklaşık olarak 350 °C sıcaklığındaki gazı tekrar geri kazdırarak ve buhardan elektrik üretimi yaparak kendi elektriğini karşılıyor.

Hedef 50 Bin Konutun Tükettiği Elektrik Kadar Yeşil Enerji Üretmek
Mersin’deki fabrikasının yanı sıra Kamerun ve Tunus’ta öğütme tesisleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde terminalleri bulunan Medcem Çimento, fabrika döner fırın birinci hattı özelinde 2018’de devreye aldığı ve kurulu gücü 10 Mwh olan atık ısı tesisi, tüketilen elektriğin bir bölümünü karşılıyordu. Yıllık olarak 70 milyon kwh kendi elektriğini üreten Medcem Çimento’nun inşası devam eden ikinci hatla birlikte yapmayı planladığı ikinci atık ısı geri kazanım tesisinin kurulu gücü ise yaklaşık 8 Mwh olacak. Tesis bittikten sonra, yıllık olarak 55 milyon kwh elektrik üretimi gerçekleştirecek. Medcem Çimento, tesisin tamamlanmasının ardından hiç bir kaynak tüketmeden 50 bin konutun tükettiği elektrik kadar yeşil enerji üretimi sağlayacak.

55 Milyon Kg Karbondioksit Salınımı Engellenecek
Sürdürülebilirlik yönetimi kapsamında Ar-Ge çalışmaları yürüten Medcem Çimento, her iki hattan toplamda 125 milyon kwh elektrik üretimi yapacak. İki hatta kendi üreteceği elektrik ile, ihtiyaç duyduğu enerjinin %22’ sini karşılayacak ve 55 milyon kg karbondioksit salınımın önüne geçilmesini sağlayacak.

Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi Kapsamında Yeni Sözleşme İmzalandı

Emlak Konut GYO Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi 3468 ada 2 parsel için imzalar atıldı.


Emlak Konut GYO İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 1.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Ilgın İnş. İç ve Dış Tic. A.Ş. ile 4 Mart 2022 tarihinde imzalandı.

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel Sözleşme İmzalanması hakkında açıklama yaptı.


Açıklamada şöyle denildi:


“Emlak Konut GYO ile T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında imzalanan “Dönüşüm Uygulamalarına İlişkin İş Birliği Protokolü” çerçevesinde Bakanlık adına Emlak Konut GYO tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 1.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Ilgın İnş. İç ve Dış Tic. A.Ş. ile 4 Mart 2022 tarihinde imzalandı. Ilgın İnşaat ile imzalanan sözleşmenin bedeli 785 milyon 571 bin TL olarak belirlendi.”

TOKİ, İstanbul’da 2 Bin Sosyal Konut Üretecek

TOKİ’den İstanbullulara müjde! Kurum, İstanbul’un Silivri ilçesinde dar gelirli vatandaşlar için 2 bin sosyal konut inşa edecek.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi (TOKİ), İstanbul’un Silivri ilçesinde dar gelirli vatandaşlar için yeni bir konut projesi hayata geçirecek.


İstanbulluları sevindiren haberi Silivri Belediye Meclisi Mart ayı toplantısında konuşan Belediye Başkanı Volkan Yılmaz verdi. TOKİ’nin Silivri’de sosyal konut projesine başlayacağını söyleyen Başkan Volkan Yılmaz, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum ile yaptığımız görüşmelerde kendisi bize Silivri’de TOKİ marifetiyle yapılacak sosyal konut arazileri üzerine çalışmamızı istedi. Genel müdürlerine de Silivri’de 2 bin konutluk bir proje başlatılması talimatını verdi. Konuyla ilgili bizim teknik ekibimizi Bakanlık ekipleriyle birlikte bir çalışma yapıyor. Ayrıca kentsel dönüşüm ile alakalı Silivri’de bir fizibilite çalışması yapılıyor. Şartlar uygun hale gelirse Silivri’de önemli bir kentsel dönüşüm hamlesi başlayacak” diye açıkladı.


Silivri’deki kentsel dönüşüm çalışmalarının önemine dikkat çeken Yılmaz, “Çünkü bu proje ile dar gelirli ailelerimiz konut sahibi olacaklar. Ben bu proje için bir kez daha teşekkür ederken İBB’yi Silivri’de bir kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirmeye davet ediyorum. Silivri’nin buna ihtiyacı var. Ekrem Bey’in İstanbul’a söz verdiği depremle mücadelede 5 yılda 100 bin konutun Silivri’ye düşen payını da kendisinden istemek bizim en doğal hakkımız. İnşallah önümüzdeki iki yıl içerisinde gerçekleşir diye arzuluyorum” dedi.

Prefabrik Ev Satışları Yüzde 300 Arttı!

Prefabrik ev satışları 2021’de yüzde 300 artarken, en çok talep ise Marmara Bölgesi’nden geliyor.

İnşaat ve emlak sektöründe yaşanan fiyat artışları, tüketicileri hem ekonomik hem de pratik seçeneklere yönlendiriyor. Konuya dair açıklanan araştırmalar, prefabrik ev satışlarının 2021’de yüzde 300 arttığına işaret ederken, en çok talep ise Marmara Bölgesi’nden geliyor.

Pandeminin getirdiği ekonomik koşullar, inşaat ve emlak sektörlerindeki etkisini artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun konuya dair yayımladığı veriler, İnşaat Maliyet Endeksi’nin Aralık 2021’de önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 67,74 arttığına işaret ederken, konut satışlarının ise önceki yıla kıyasla yüzde 0,5 azaldığını belirtiyor. Birbirinin lokomotifi olarak kabul edilen inşaat ve emlak sektörlerindeki yükselen fiyatlar, alıcıların tercihlerini daha az maliyetli ve pratik seçeneklere yönlendiriyor. Konuya dair açıklama yapan yerli prefabrik yapı şirketlerinden Karmod’un CEO’su Mehmet Çankaya, “İçinde bulunduğumuz koşullara, pandemide insanların doğaya dönme arzusu da eklenince, prefabrik evler ilgi odağı oldu ve talepler son bir yılda 4 kat arttı. Özellikle inşaat malzemelerinin fiyatındaki yükselişle birlikte, bu dönemde prefabrik ev alanlar yüzde 200 kazanç elde etti. Karmod olarak bu noktada inşa ettiğimiz prefabrik evlerle yatırımcıların yüzünü güldürmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.

Prefabrik Evlere Talepler 4 Kat Arttı

Prefabrik ev satışlarının 2021’de yüzde 300 artığını kaydeden Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, “Prefabrik evlerin maliyetinin düşük olmasının birçok sebebi bulunuyor. Bu avantajlar arasında prefabrik evlerin yeni nesil teknoloji kullanımıyla üretilmesi ve uzmanlar tarafından işçilik bedeli ödemeden kurulması yer alıyor. Demir gibi temel inşaat malzemelerinin maliyetlerinde yaşanan 3 katın üzerindeki artışların da prefabrik evlerde avantaja dönüşmesi yatırımcıların yüzünü güldürüyor ve yapı sektörüne hareketlilik katıyor. Artan satışlar neticesinde artık günde ortalama 10 adet konut sevkiyatı gerçekleştiriyoruz ve bunların çoğu kırsal kesimlere gidiyor” ifadelerini kullandı.

Marmara Bölgesi Prefabrik Ev Satışlarında İlk Sırada!
2021’de prefabrik ev satışındaki en büyük artışın Marmara Bölgesi’nde yaşandığını aktaran Karmod CEO’su Mehmet Çankaya bölgelere göre satış oranlarını şu sözlerle değerlendirdi: “Marmara Bölgesi’nde prefabrik ev satışları geçtiğimiz yıllara kıyasla 4 kat arttı ve en çok talep İstanbul, Bursa gibi büyük şehirlerden geldi. Bu sıralamayı Akdeniz’de Antalya ve İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara takip etti. Alıcılar ise en çok 2+1 tek katlı Karmod ev modellerine ilgi gösterdi ve 64 ila 82 metrekare büyüklüğündeki prefabrikler öne çıktı. İki katlı konutlarda en çok satan modelimiz ise 138 metrekare büyüklüğündeki 4+1 evler oldu” dedi.

İkinci Ev Almak İsteyenlere Ekonomik Fırsat!
Prefabrik evlerin gerek model ve kurulum, gerekse ekonomik avantajlar sunmasıyla birlikte ikinci ev sahibi olmak isteyenlere de yeni bir fırsat kapısı araladığını aktaran Karmod CEO’su Mehmet Çankaya, “Ekonomik koşullar ve pandemiden kaynaklı şehirden uzaklaşma isteğiyle prefabrik evlere yönelim artmaya devam edecek. 1986’dan bu yana üretim ve 130’u aşkın ülkeye ihracat satışı deneyimimizle bu süreçte alıcılar için hem konforlu hem de her bütçeye uygun evler tasarlamaya devam edeceğiz. Şantiye, okul, hastane binaları ve güvenlik kabinleri gibi alanlardaki üretim kapasitemizi de artıracağız” ifadelerini kullandı.

Yurtbay Seramik, Carellia İle Doğal Ve Çağdaş Mekanlara İmza Atıyor

Yurtbay Seramik’in en yeni tasarımları arasında yer alan mermer görünümlü koleksiyonu Carelia, modern ve çağdaş tarzı ile mekânlarda iddiasını ortaya koyuyor.

‘Doğadan Sanat’a misyonu ile sektöre çözümler sunan Yurtbay Seramik’in, yeni ve göz alıcı koleksiyonlarından olan ‘Carelia’ ile mekânlar hareket kazanıyor. Siyahın asaletini mermer görünümü ile güçlendiren seri, parlak yüzeyi ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Yurtbay Seramik’in en yeni tasarımları arasında yer alan mermer görünümlü koleksiyonu Carelia, modern ve çağdaş tarzı ile mekânlarda iddiasını ortaya koyuyor.

Günümüzde trend olan mermer görünümlü karolar, estetikle beraber kullanım kolaylığı da sağlıyor. Yurtbay Seramik’in bu anlayışla tasarladığı, yüzeyi cam gibi parlayan Carelia Serisi, 60X120cm ebadı ve siyah rengi ile adeta şıklığı simgeliyor.

Mermerin ihtişamını sıra dışı görünümüyle ortaya koyan seri, otellerden restoranlara, yaşam alanlarından sosyal alanlara, banyolardan mutfaklara, yaşamın her alanında duvardan zemine kullanıma imkân tanıyor.

Farklı çizgisiyle tercih edildiği mekânları seçkin kılan Carelia, yine farklı malzeme dokularıyla bir arada kullanılarak mekânı istediğiniz gibi tasarlamanıza yardımcı oluyor.

17. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı Kapılarını Ziyaretçilerine Açıyor

????????????????????????????????????

  1. Dünyanın en büyük iki asansör fuarından birisi olan 17. Uluslararası Asansör İstanbul, 10 Mart Perşembe günü başlıyor.

Tarsus Turkey tarafından, AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nin 8 salonunda birden gerçekleştirilecek fuarda, 400 firma, daha akıllı, daha güvenli ve daha hızlı asansör teknolojilerini bir arada sergileyecek.

Sektörünün 3 yıl aradan sonra global düzeyde gerçekleşecek ilk yüz yüze ticaret fuarı olacak Asansör İstanbul’u 6 bini yurt dışından olmak üzere toplam 30 bin satın almacı ziyaret edecek. Dört gün sürecek organizasyonda yaklaşık 500 milyon dolarlık bir ticaret hacmi bekleniyor.

Asansörde Virüse Karşı Yeni Hijyenik Çözümler De Fuarda!
Dünya genelinde 15 milyondan fazla asansör, her gün ortalama 1.5 milyar insanın bina içi dikey ulaşımını üstleniyor. 17. Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı, pandemi dönemine özel yeni nesil “hijyenik” asansörlere de ev sahipliği yapıyor. Fuarda, virüs bulaşma riskini en aza indirmeye yardımcı temassız çağrı sistemiyle çalışan asansörler, bakteri ve mikrop oluşumunu engelleyen hijyen çözümleri ve kendi kendini temizleyen kabinler gibi yeni teknolojiler sergilenecek.

Pika Yapay Bitki Ve Peyzaj, Yaşam Alanlarına Değer Katıyor!

İç ve dış mekan dekoratif yapay süs bitkileri, ağaç, dikey bahçe ve yapay peyzaj hizmetleri sunan Pika Yapay Bitki ve Peyzaj, ürünlerini kullanım alanlarına göre konumlandırarak mekanlara zarif bir görünüm sağlıyor.


İstanbul’un Bağcılar ilçesinde faaliyetlerini sürdüren Pika Yapay Bitki ve Çiçek, iç ve dış mekanlara yönelik yapay süs bitkileri, ağaç, dikey bahçe ve yapay peyzaj hizmetleri sunuyor.


Özel dekor ağaç, saksı, bambu, sarmaşık, yaprak, yosun ve dikey bahçe uygulamalarını hayata geçiren firmanın ürün gamı oldukça zengin. Pika Yapay Bitki ve Peyzaj’da yapay süs bitkilerinden gelin buketine, yapay ağaçlardan yaprak modellerine kadar peyzaj ve bitki alanına dair her ürünü bulmak mümkün.


Yaklaşık 30 yıldır bu sektörün içinde bulunduklarını ifade eden Pika Yapay Bitki ve Peyzaj Genel Koordinatörü Nihan Sakınmaz, “Son 8 yıldır yapay bitki taleplerinin yoğunlaşması ve canlı bitki bakımlarında yaşanan bakım güçlükleri gibi bazı olumsuzluklardan dolayı, yapay bitki sektörüne yöneldik. Birinci kalitede, gerçeğe en yakın ürünlerle yapay bitki kullanımı ve dekorasyonu ile ilgili olarak her türlü hizmeti veriyoruz” dedi.

“Mekanlara Değer Katıyoruz”
Ürünleri kullanım alanlarına göre konumlandırarak mekanlara zarif bir görünüm sağladıklarını söyleyen Sakınmaz, “Yapay ağaç, yapay dikey bahçe, sarmaşık, saksı bitkileri, bambu gibi daha bir çok ürün çeşidimiz mevcut” diye konuştu.


“Canlı çiçek sektöründe gelişen yapay çiçek ithalatı ile uygulamalarımızda dekoratif güzelliğinin yanı sıra sanatsal başarımızla da büyük beğeni topluyoruz” diyen Sakınmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Çiçek, yaprak, dal ve ağaç motiflerinin birebir gerçekçi yansımaları ve doğadan ilham alan etkileyici renkleri, keyifli duygular hissetmenizi sağlıyor. Küçük dokunuşlar, yaşam alanlarına inanılmaz değer katıyor ve çok farklı bir ambiyans sağlıyor. Yapay dikey bahçelerimiz mekanlara değer katmakla birlikte markaları ön plana çıkartırken buna ilave olarak bazı mekanlarda fotoğraf köşesi veya reklam alanları olarak kullanılabiliyor ve büyük beğeni topluyor. Bu sebeple dekorasyon yönünde sektör gözetmeksizin tüm sektörlere hizmet veriyoruz ve ağırlıklı olarak iç ve dış mekan alanlarında etkin uygulamalarımız oluyor. Proje uygulamarında daha çok iç mimar, proje yöneticileri, inşaat şantiye şefleri, teknik ofis şefleri ve satınalma departmanlarıyla iş birliği içerisindeyiz.”


Kapalı ve klimalı ortamlarda canlı bitki yetiştirmenin oldukça zor olduğuna dikkat çeken Sakınmaz, bu nedenle gerçek gövde üzerine kullandıkları 1. kalite yaprakların hem görünüm hem de ekonomik açıdan müşteriler tarafından tercih edildiğini belirtti. Sakınmaz, bu uygulamanın kendilerine de büyük avantaj sağladığını sözlerine ekledi.

Detaylı bilgi için Pika Yapay Bitki ve Peyzaj’ın Instagram sayfasını ziyaret edebilirsiniz: www.instagram.com/pikayapayagac/

Toprağın Bereketini Simgeleyen “Testi” Cubo İle Yaşam Alanlarında

Cubo’nun bahara hazırlanmaya başladığımız bu dönemde, doğadan ilham alarak hazırladığı yeni renk kartelasına dahil ettiği ‘Testi’ tonunun çıkış noktası toprak. Testi, pandemi sonrası daha çok vakit geçirdiğimiz yaşam alanlarına doğallığı ve huzuru taşıyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte kapalı mekânlar yeniden düzenleniyor ve bahara hazırlanıyor. Tamamen yerli sermaye ile ürünlerini geliştiren Cubo’nun toprağın bereketini simgeleyen toprak tonundan esinlenerek renk kartelâsına kattığı ‘Testi’ ile yaklaşan baharı karşılayabilirsiniz.

Genellikle her renkle uyumlu bir doku oluşturan ‘Testi’, hem rahatlatıcı bir etki sağlıyor hem de mekâna sıra dışı bir şıklık kazandırıyor.

Kullanım alanı çok geniş olan ‘Testi’ rengini, girişten oturma odasına, yatak odasından mutfağa yaşam alanlarınızın tamamında tercih edebilirsiniz. Testi’yi Cubo’nun “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla kombinleyerek size özel mekânlara imza atabilirsiniz.

Tercih edeceğiniz iç cephe boyası ister ipek mat, ister soft mat, ister mat görünümlü olsun, Cubo’nun su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürünleriyle bu rengi elde edebilirsiniz.

“Yapıda Kusursuz Çözümler” misyonuyla faaliyetlerini sürdüren Cubo, kaliteli hizmet anlayışı ve geniş ürün yelpazesiyle yapı sektörüne artı değer katıyor.

TOKİ’den İstanbul’a Yeni Proje

TOKİ’den İstanbullulara yeni proje müjdesi! Kurum, Ataşehir’de 718 konut ve 70 dükkandan oluşan yeni bir proje hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Dar gelirli vatandaşları konut sahibi yapmayı hedefleyen TOKİ, İstanbul’da yeni bir proje hayata geçirecek. Ataşehir’de yükselecek proje 718 konut ve 70 adet dükkandan oluşacak.


2023 yılına kadar 1 milyon 200 bin yeni konut inşa etmeyi hedefleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yeni projeler için start verdi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının merakla beklenen yeni projesi İstanbul Ataşehir’de hayata geçirilecek.


718 konut ve 70 adet dükkandan oluşan projede sosyal tesis de yer alacak.

Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi’nde Yeni Gelişme: 2. Etabın Temeli Atıldı

Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 2. etabın temeli atıldı.

Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma ve Anahtar Teslim Töreni, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleşti. Törende projenin 2. etabının temeli atıldı.


Törende yaptığı konuşmada, bir sene önce Tozkoparan’ı dönüştürecekleriyle ilgili söz verdiklerini anımsatan Kurum, Tozkoparan’da oldukça kısa bir zamanda hayata geçirdikleri 140 daireyi anahtarları ve tapularıyla teslim ettiklerini söyledi.

“Türkiye’de 3 Milyon Konutu Dönüştürdük”
1-7 Mart haftasının Deprem Haftası olduğuna dikkat çeken ve bu haftada devlet ve millete son derece kritik bir mesaj verildiğine vurgu yapan Kurum, “Bugün ne yazık ki topraklarımızın yüzde 66’sı deprem riski altında ve bu topraklarda da ne yazık ki nüfusumuzun yüzde yaklaşık 71’i yaşıyor. Son 100 yılda baktığımızda 80 binin üzerinde canımızı depremler nedeniyle toprağa verdik.” diye konuştu.

Türkiye’de deprem sebebiyle çok acılar yaşandığına ve birçok canın kaybedildiğine dikakt çeken Murat Kurum, “Artık biz acı türküler, ağıtlar istemiyoruz. Çok geç olmadan, enkazlarda yavrularımızı, sevdiklerimizi aramadan şunu artık herkesin kavraması gerekmektedir. Türkiye’nin deprem gerçeği altında, kentsel dönüşümü hep birlikte yürütmek zorundayız.” açıklamasında bulundu.


Bakanlık olarak bir hedefe odaklandıklarının altını çizen Kurum, Türkiye’de 3 milyon konutu bu anlayış kapsamında dönüştürdüklerine, 12 milyon vatandaşın hayatını güvencelediklerine dikkat çekti.


Kurum, 81 şehirde istisnasız projelerinin bulunduğunu, 120 milyar TL’lik yatırım tutarıyla 350 bin kentsel dönüşüm ve sosyal konutun çalışmasının da hız kesmeden sürdüğünü belirtti. Hedeflerinin ve amaçlarının ozanlara bir daha acı söyletmemek olduğuna vurgu yapan Kurum, her bir vatandaşı depreme karşı güvence altına alana kadar gece gündüz demeden çalışmalarını sürdüreceklerinin altını çizdi.

Millet Bahçesi Projeleri
İstanbul’un 39 ilçesinin hepsinde sosyal konuttan kentsel dönüşüm projelerine, millet bahçelerinden çevre yatırımları projelerine 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Kurum, İstanbul genelinde yalnızca sağlıksız yapı stokunu yenilemediklerine, yeni konut ve mekanlar yapmanın yanı sıra, millet bahçesi, camisi, kıraathaneleri, yürüyüş yolları ve mesire alanları gibi birçok sosyal donatıya sahip projeler hayata geçirdiklerini dile getirdi. Megakent İstanbul’da 46 millet bahçesi hayata geçirdiklerini belirten Kurum, Güngören’e de toplam büyüklüğü 56 bin metrekareyi bulan 2 millet bahçesinin inşa edildiğini dile getirdi. Kentin merkezinde mülkiyet ve tapu sorunu bulunan, kentsel dönüşümü bekleyen bütün alanlarla ilgili istişareleri gerçekleştirdiklerini aktaran Murat Kurum, Güngören’deki sağlıksız yapı sorunununda bir an önce çözüleceğine dikkat çekti.

Anahtar ve Tapular Teslim Edildi
Törende gerçekleştirilen konuşmalar sonrasında hak sahibi ailelere Bakan Kurum, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Hakan Gedikli, Güngören Belediye Başkanı Bünyamin Demir’in de aralarında yer aldığı katılımcılar tarafından anahtar ve tapuları sunuldu.

Ardından, Bakan Kurum ve katılımcılar canlı bağlantı aracılığıyla Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma alanına bağlantı gerçekleştirdi. Güngören Müftüsü Abdülkerin Tohumcu tarafından yapılan dua sonrasında butona basıldı ve projenin temeli atıldı

Vitra’nın En Yeni Karo Koleksiyonları, 7/24 Dijital Fuarda Sergileniyor

İstanbul Tuzla’da yer alan ve KaroDepo adı verilen showroom, Vitra Karo’nun VitrATiles.com adresindeki dijital fuar deneyimi yaşatan çevrimiçi platformunda 360 derece çekimle uzaktan gezilebiliyor.

Vitra Karo, yeniliklerini yalnız etkinlik ve fuarlarda değil, yıl boyunca sergilemek üzere farklı platformlar geliştiriyor. İstanbul Tuzla’da yer alan ve KaroDepo adı verilen showroom, Vitra Karo’nun VitrATiles.com adresindeki dijital fuar deneyimi yaşatan çevrimiçi platformunda 360 derece çekimle uzaktan gezilebiliyor. Vitra Karo’nun en yeni koleksiyonlarıyla güncellenen dijital platforma 7/24 ulaşılabiliyor.

Fuar deneyimini dijitalleştiren Vitra Karo’nun yenilenen VitrATiles.com platformunda MarmoMix, CementMix Meso, Urban Travertino, Atelier 01, SET6.0, Marmostone ve Boscostone serileri dijital olarak sergileniyor. Türkçe, İngilizce ve Almanca yayınlanan platform; yazılı, sesli ve görsel unsurlarla zengin bir deneyimi sunuyor. İnteraktif bir platformdan, koleksiyon bilgilerinin yanı sıra yeniliklerle ilgili katalog, broşür ve basın bülteni gibi kaynaklara da ulaşılabiliyor.

DASK Hakkında 5 Soru 5 Cevap

150 yılı aşkın tecrübesiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, kamuoyunda DASK hakkında en çok merak edilen 5 soruyu yanıtladı.

Her yıl Mart ayının ilk haftası Deprem Haftası olarak gündemdeki yerini alıyor. Deprem sonucu bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa dahi teminat altına alan “zorunlu deprem sigortası-DASK”ın önemi her geçen gün artırıyor. Deprem kuşağında bulunan ve teknotik hareketlerden sıkça etkilenen Türkiye’de, DASK ile ilgili kamuoyunda merak edilen sorular bulunuyor. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, kamuoyunda DASK hakkında en çok merak edilen 5 soruya cevap sundu.

Neden DASK Sigortası Yaptırmalıyım?

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Zorunlu Deprem Sigortasını yapmak ve yönetmek amacıyla kurulan kamu kurumudur. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile deprem sonucu meydana gelenmaddi zararları, poliçede belirtilen limitler dahilinde karşılamaktadır. Olası bir deprem afeti durumunda zararların temini için konutlara mutlaka DASK sigortası yaptırılmalıdır.

DASK Neleri Kapsar?

DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde nakit olarak karşılar. Bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat altındadır. DASK sigortası evdeki eşyaları teminat altına almaz. Eşyaları teminat altına almak için farklı içeriklere ve teminatlara sahip olan “konut sigortası” yaptırılması gerekir. Ayrıca tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar, DASK kapsamına alınmamaktadır. Buna karşın, mesken olarak inşa edilmiş binalarda yer alan ve dükkân, ticarethane, büro ve benzeri amaçlar ile kullanılan bölümler için Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılabilir.

DASK Poliçe Primi Nasıl Hesaplanır?
Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) prim hesaplama işlemi yapmak için; konutun bulunduğu bölge, bina yapı tarzı, bina inşa yılı, metrekare cinsinden daire yüz ölçümü bilgileri gerekir. Hazine Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan Zorunlu Deprem Sigortası tarife ve talimatlarındaki esaslara göre konuta ait bu bilgiler kullanılarak ödenecek primin hesaplaması yapılır. Prim hesaplaması yapılırken; 7 farklı deprem risk bölgesi ve 2 farklı bina yapı tarzına göre belirlenmiş 14 tarife fiyatı bilgisi kullanılır. Deprem sigortası teminat tutarı bu tarife fiyatı ile çarpıldığı zaman, konuta ait DASK prim tutarı hesaplanmış olur.

DASK Sigortasının Süresi Ne Kadar?
Zorunlu Deprem Sigortası’nın süresi bir yıldır. Bir yılın sona ermesinin ardından poliçe yenilenmelidir.DASK primi, poliçe imzalandıktan sonra ödenmektedir.Zemin üstü toplam kat sayısı 3 veya daha az olan binalarda %10 indirim, poliçe süresinin sonunda sigortanın en geç 30 gün içinde yenilenmesi durumunda ise yenilenen poliçe için %10 indirim uygulanmaktadır.

Nasıl DASK Sigortası Yaptırabilirim?
DASK başvurusu için en yakın sigorta acentesine başvuruda bulunulabilir. Ya da sigorta şirketlerinin web ve mobil uygulamaları üzerinden başvuru işlemi gerçekleştirilebilir. DASK fiyatları sabit olup, ödenmesi gereken prim, sigorta şirketine göre değişiklik göstermez. Konut ve kimlik bilgilerini beyan eden herkes zorunlu deprem sigortasını yaptırabilir.

Ekonomist Murat Özsoy: “60 Milyar TL’lik KGF Destek Paketi Yetersiz Kaldı”

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy yaptığı açıklamada, 60 milyar TL’lik KGF destek paketine gerçekten ihtiyaç duyan küçük işletmelerin fayda sağlayamadığını söyledi.


Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, 60 milyar TL’lik KGF destek paketine gerçekten ihtiyaç duyan küçük işletmelerin fayda sağlayamadığını bildirdi. Özsoy’a göre ekonomi yönetiminin KGF Destek Paketi’ni reel kesimin ekonomik faaliyetin sürmesini sağlayabilecek şekilde tasarlanmış şekilde ya yeniden düzenlemesi ya da yeni bir paket açıklaması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından müjdesi verilen ve daha sonra detaylarını Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin açıkladığı toplam 60 milyar liralık KGF kefaletli Yatırım, İhracat ve İşletme Harcamaları Destek paketleri için başvurular başladı. Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, iki hafta önce açıklanan KGF destek paketinin iş dünyasına gerektiği kadar fayda sağlayamadığını belirtti.

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, paketin açıklandığı 12 Şubat tarihinden sonraki ilk işlem günü olan 14 Şubat’tan bir hayli sonra başvuru alınmaya başladığını söyleyerek, “Bu süre içerisinde de birçok işletme daha önceki KGF kaynaklı kredilerdeki gibi limitlerin hemen dolması nedeniyle yine faydalanamayacak olma endişesi içerisine düştü. Ne yazık ki yine açılan bu limite gerçekten ihtiyaç duyan birçok işletme bu imkandan fayda sağlayamadı” dedi.

“Banka Şubelerinin Limiti 500 Bin Liraya Kadar Düştü”
Özsoy, açıklanan 60 milyar TL’lik kefalet limitinin reel kesimin duyduğu ihtiyacın da altında olduğunu ifade etti. Deneyimli ekonomist, “Öncelikle 60 milyar TL kefalet limiti reel kesimin duyduğu ihtiyacın oldukça altında kaldı. Miktar, paketin tamamını ifade etmesi açısından büyük görünse de, 60 milyar TL’nin bankalara dağıtılmasına ve her bankanın da kendi şubelerine pay etmesini hesaba kattığımızda şube başına düşen paylar birçok şubede 1 milyon TL’nin altında kaldı. Özellikle KGF kredi destek paketi uygulamasına dahil olanlar içerisinde diğerlerine göre daha geniş şube ağına sahip bankalarda şube başına düşen bu limit 500 bin TL sınırına kadar düştü. Şubeler de kendi paylarına düşen bu limitten müşterilerini faydalandırmak konusunda çok seçici davranmak zorunda kaldılar. Ve neticede ihtiyaç sahibi olan birçok işletme bu imkandan fayda sağlayamacaklar arasında kaldı” diye konuştu.

“Kısa Vadede Kesin Ve Hızlı Çözümler Gerekiyor”
Ekonominin içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten hızlıca çıkabilmesi için şu anda kısa vadeli, kesin ve hızlı çözümler üretecek politikalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Murat Özsoy, “KGF kredi destek paketinin de bu politikanın bir uzantısı olabilmesi için aslında işletmeler için ayrılan 10 milyar TL tutarındaki dilimin daha fazla olması gerekiyordu. Ülkemizin elbette yeni yatırımlara çok ihtiyacı var ve üretim odaklı yatırım projelerinin desteklenmesi çok önemli. Ancak şu dönemde açıklanan KGF Destek Paketi’nin yatırım desteğine kıyasla işletmelerin kısa süreli finansal ihtiyaçlarına yanıt vermesi için ağırlıklı payın burada olması ve kullandırım koşullarının da kredi kartına limit tanımlama şeklinde kısıtlanmaması gerekiyordu” ifadelerini kullandı.

“İhracatçı Blokeden Rahatsız”
KGF destekli kredi paketinin ihracatçılar için ayrılan kısmının da yetersiz kaldığını belirten Özsoy, “İhracatçı kesim özellikle ihracat bedelinin yüzde 25’ini banka üzerinden bozdurulması ve paranın blokede tutulması zorunluluğunun KGF ön koşulu şeklinde bankalar tarafından kullanılmasından da son derece rahatsız” dedi.

Özsoy, sözlerine şöyle devam etti: “Hammadde fiyatları özellikle Rusya – Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle her gün artıyor. Üreticiler ve ürettikleri malı yurtdışı pazarlara ihraç eden işletmeler için de yerine koyma maliyeti günden güne artıyor. Küçük çaplı işletmeler açısından da işletme finansmanı ihtiyaçları henüz karşılabilmiş değil. Ekonomi yönetimi, KGF Destek Paketi’ni reel kesimin ekonomik faaliyetin sürmesini sağlayabilecek şekilde yeniden düzenlemeli ya da yeni bir paket açıklamalıdır.”

İş Makineleri Sektörünün Kalbi Bu Yıl Antalya’da Atacak

İş makineleri sektörü 9-13 Mart 2022 tarihleri arasında Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek KOMATEK Uluslararası İş ve İnşaat Makine, Teknoloji ve Aletleri İhtisas Fuarı’nda bir araya gelecek.

KOMATEK Uluslararası İş ve İnşaat Makine, Teknoloji ve Aletleri İhtisas Fuarı 9-13 Mart 2022 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Sektörün güçlü firmalarının yer alacağı fuar bu yıl zengin bir içerikle ziyaretçileriyle buluşacak.

Dört yıllık bir aradan sonra sektörün dev firmalarının büyük alıcılarla bir araya gelecekleri KOMATEK Fuarı, 1990 yılından beri her iki yılda bir olmak üzere bugüne kadar toplam 15 kez gerçekleşmiş, Türkiye’nin hitap ettiği ticari coğrafyanın en önemli iş ve inşaat makineleri fuarı olma özelliğine sahip.

Sonuncusu 2017 yılında Ankara’da düzenlenen KOMATEK Fuarı 46 bin metrekare açık, 6 bin metrekare kapalı olmak üzere toplam 52 bin metrekarelik net stant alanında, 1557’si yabancı ziyaretçiden oluşan toplam 33 bin 734 ziyaretçi ile Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde başarıyla gerçekleşmişti.

Bu yıl 9-13 Mart 2022 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan KOMATEK 2022 Fuarı 17 bin metrekare açık, 8 bin metrekare kapalı olmak üzere toplam 25 bin metrekare net stant alanı ve 200’ün üzerinde katılımcı firma ile 20 bin kişinin ziyaretine açık olacak.

Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği’nin (İSDER) ana destekçileri olduğu KOMATEK 2022 Fuarı, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB) kurumları ile birlikteOSTİM Organize Sanayi Bölgesi, İŞİM İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi, Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği(ARÜSDER), Personel Yükseltici Platform İşletmeci İmalatçı ve Distribütörleri Derneği (PLATFORMDER), Ağır Yük Kaldırma ve Taşımacılar Derneği (AKT) gibi sektörün öncü dernekleri tarafından da destekleniyor.

KOMATEK 2022 Fuarı, Ticaret Bakanlığı tarafından 2022 yılı için belirlenen 20 Uluslararası desteklenecek fuarlar listesinde yer alarak Ticaret Bakanlığı’nın Yurtdışı Alım Heyeti Organizasyonu olanağına hak kazanmıştır. Bakanlık tarafından Alım Heyeti programı düzenlenecek olup, fuara yabancı firma temsilcilerinin katılımı da sağlanacaktır.

Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi’ne Aura Design Studio İmzası

Farklı ölçek ve fonksiyonlardaki mimari projeleriyle ön plana çıkan Aura Design Studio tarafından Ankara’da tasarlanan Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi tamamlandı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Öveçler Vadisi’nin girişinde yer alan Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi, Mimar Filiz Cingi Yurdakul’un kurucusu olduğu Aura Design Studio imzasını taşıyor. Kamusal bir park olan Öveçler Vadisi’nin giriş köşesinde yer alan yapı, konumu sayesinde geniş bir yeşil alanla çevrili. Bu yeşil alanlar yapıyı doğal bir ortamın içine çekip, şehir kalabalığından ve yapılaşmadan uzaklaştırırken, açık ve güzel manzaralara sahip mekanlara da olanak sağlıyor.

Aura Design Studio tarafından öğrencilerin ders çalışması için planlanan bir kütüphane, hobi ve kişisel gelişim için atölyeler ve çok amaçlı salonda verilecek hizmetleri kapsayacak bir program çerçevesinde tasarlanan yapının ana girişi sokağın üst kotundan alınarak aynı sokak üzerinde iki giriş olacak şekilde planlanmış. Mevcut topografyanın verimli bir şekilde kullanımıyla, farklı katlara girişler ve her cephede farklı okunan kat sayısı ile yapıya kendine has bir özellik kazandırılmış.

Üst kotta güney cephesinden 2 kat olarak gözüken yapı, ana girişin olduğu doğu cephesinden 3 kat, kuzey ve batı cephesinden ise 4 kat olarak görünüyor. Topoğrafyanın yapıyı her cephede farklı kat sayısında okutması yapı algısını da zenginleştiriyor. Güney cephesinin 2 katlı olarak gözükmesi ile çevresindeki konut dokusu ile uyumlu olmasını, kuzey ve batı cephelerinin Çetin Emeç Bulvarı’ndan 4 katlı olarak gözükmesi ise yapının kent ölçeğinde kendini okutmasını sağlıyor.

Cephelerde güneş açılarını dikkate alan Aura Design Studio mimarları, iç mekanlara kontrollü ışık almak, farklı açılardan farklı cephe algıları oluşturmak ve görsel illüzyon sağlamak için açılı duvarlar kullanmış. Açılı duvarlar alüminyum çerçeveli pencere modülleri ve corten görünümlü alüminyum panellerle birlikte tasarlanmış. Pencere çerçevelerindeki antrasit renk ve corten birlikte, farklı açılardan bakıldığında farklı cephe algıları oluşturmakta. Cephelerde beyaz mantolama, alüminyum çerçeveli ve corten panelli pencere ve kapı modülleri tercih edilmiş.

Bodrum katta yer alan çok amaçlı salon, semt halkının ihtiyaç duyduğu geniş ve kapalı alan ihtiyacını karşılıyor. Taziye toplantıları, spor etkinlikleri, sergiler, toplantılar, söyleşiler gibi etkinliklere mekan olması beklenen çok amaçlı salon için ayrı bir giriş kapısı düzenlenerek, yapı sirkülasyonunun rahatlatılması sağlanmış.

İnşaat Malzemeleri Fiyatındaki Artış Konut Fiyatlarını Yükseltti

Batman Tüm Emlakçılar Birliği Derneği Başkanı Mehmet Emin Değirmenci, inşaat malzemeleri fiyatındaki artış nedeniyle vatandaşların konut alamaz hale geldiğini söyledi.


İnşaat malzemeleri fiyatlarında birkaç yıldır yaşanan artışa dikkat çeken Batman Tüm Emlakçılar Birliği Derneği Başkanı Mehmet Emin Değirmenci, müteahhitlerin yaşanan artıl dolayıısıyla uygun fiyata konut inşa edemediğini belirtti. Müteahhitlerin daire satamamaktan, vatandaşların ise alamamaktan şikâyetçi olduğunu vurgulayan Değirmenci, hem emlak hem de inşaat sektörünün durma noktasına geldiğine işaret etti. Bir an önce konutta ve inşaat malzemelerinde ciddi şekilde KDV indiriminin yapılması gerektiğini söyleyen Değirmenci, yetkililere çağrıda bulundu.
Batman’da kısa zaman içerisinde ev kiralarının 4 bin lira, 160 metrekarelik daire satış fiyatlarının ise 500 bin liradan 1 milyon 700 bin liraya kadar çıktığını aktaran Değirmenci, “Ne döviz ne de altın inşaat malzemeleri fiyatları kadar artmadı” dedi.
Şu anda piyasada konut satılamadığını belirten Değirmenci, sözlerine şöyle devam etti: “Müteahhitler çok zor durumdadır. 160 metrekarelik bir konut fiyatı, 500 bin liradan bir milyon 700 liraya kadar yükselmiş durumda. Ham malzeme olmadığı için ve fabrikalar yeteri kadar çalışmadığından dolayı inşaat malzemelerinin fiyatı yüzde 500’e kadar çıktı. Bir torba çimento fiyatı 18 liradan, 57 liraya kadar çıktı. Kireç fiyatı ortalama 4-5 liraydı, 20 liranın üstüne çıktı. Demir hakeza. Demirin de fiyatı 3 buçuk liradan 12 liranın üstüne çıkmış durumda. Her şey yüzde 400 olmuş. Yüzde 400 ne döviz ne de altın yükseldi. Bu fiyatlar neden böyle yükseliyor.


Müteahhitlerin dairelerini satamadığını, vatandaşların da fahiş artış nedeniyle konut alamadığını ifade eden Değirmenci, “Bir dairenin maliyeti şu anda ortalama 450 bin liranın üstüne çıkmış. Arsayla beraber bu maliyet 900 bin liranın üzerinde. Bu şekilde hem müteahhitler mağdurdur, dairelerini satamıyor hem de vatandaşlar mağdurdur. Vatandaşlar daire alamıyor. Batman’da kiralık daire fiyatı 4 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Daire fiyatı da aşağı yukarı ortalama bir buçuk milyon civarı gidip geliyor” diye konuştu.


Ciddi mağduriyetlerin yaşandığını vurgulayan Değirmenci, “Vatandaşlar kesinlikle ucuz konut bulamıyor. Ucuz kira da bulamıyorlar. İnşaat maliyeti öyle fahiş bir fiyata çıkmış ki ne kiracı daireye girebiliyor ne de alıcılar daire alabiliyor. Bir asgari ücretli nasıl 4 bin liranın üstündeki kiraya girebilecek? Piyasada gerçekten bir mağduriyet var.” dedi.

ABD’de İnşaat Harcamaları Ocak Ayında Yüzde 1,3 Arttı

ABD’de inşaat harcamaları, Ocak 2022’de aylık bazda yüzde 1,3 artış gösterdi.


ABD Ticaret Bakanlığı, milyonlarca kişi tarafından merakla beklenen Ocak 2022’ye ilişkin inşaat harcamaları verilerini resmen açıkladı. Açıklanan resmi verilere göre, ABD’de inşaat harcamaları Ocak 2022’de bir önceki aya göre yüzde 1,3 artış gösterdi ve 1,68 trilyon dolar şeklinde oldu.

Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, piyasa beklentilerini geride bırakmış olan inşaat harcamalarının söz konusu dönemde yüzde 0,2 artış göstermesi bekleniyordu. Yine açıklanan resmi verilere göre, inşaat harcamaları, 2021 yılının Aralık ayında yüzde 0,8 şeklinde artış göstermişti.Yine merak edilen resmi verilere göre, söz konusu dönemde özel sektör inşaat projeleri yüzde 1,5 ve kamu inşaat harcamaları ise yüzde 0,6 artış gösterdi. Milyonlarca kişinin merak ettiği ve yakından takip ettiği inşaat harcamaları, yıllık bazda da yüzde 8,2’lik arttı.

Designist İmzalı Ulus Evi’ne Bir Ödül Daha!

Designist, Ulus Evi projesi ile mimari, iç mimari ve ürün tasarımı kategorilerinde dünyanın seçili projelerinin yarıştığı BIG SEE Design Awards 2022’de birincilik ödülünün sahibi oldu.


İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü iç mimari projelere imza atan Designist, BIG SEE Design Awards 2022’de Ulus Evi projesiyle ‘’Interior Design‘’ kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Mimari, İç Mimari, Ürün Tasarımı ve Moda Tasarımı alanlarındaki özgün başarılara katkıda bulunmak amacıyla kurulan BigSEE Design Awards, her yıl dünyanın farklı noktalarından yapılan çok sayıda başvuruyu uluslararası bir jüri paneli ile değerlendiriyor.

BIG SEE Design Awards 2022’de “Interior Design” kategorisinde birincilik ödünün sahibi olan Ulus Evi, İstanbul’un prestijli konut bölgesinde, Boğaz’ın muhteşem manzarasına hakim bir konumda yer alıyor. İkonik mobilya parçaları kullanılarak, ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer oluşturacak şekilde tasarlanmış olan evin büyük salonun tam ortasında yer alan iki sütun, mekandaki üç bölümün ayırıcısı olacak şekilde planlanmış. Tasarım sürecinde bu iki kolon o kadar akıllıca tasarlanmış ki, tüm konsepte çarpıcı ama aynı zamanda incelikli bir dokunuş kazandırmış. Bu nedenle bu iki sütunu giydirmek için özel tasarımlı metal paneller kullanılmış. Tavanı keserek yukarıdan gelen dolaylı ışıklar eklendikten sonra, bu iki sütun mekanın ince odak noktası haline gelmiş.

Evin ilk önemli renovasyon kararlarından biri olarak, mevcut koyu kırmızımsı maun parke zeminin, daha koyu kahverengi tonlarında yeniden cilalanarak mekanı bütünleştirmesi ve sanat eserlerini öne çıkarması hedeflenmiş. Salonun karşılıklı iki tarafında biri şömine alanı diğeri ise özel tasarlanmış mini bar ünitesi olmak üzere iki fonksiyonel mekan konumlandırılmış.

Şömine tarafındaki önceden var olan bazalt cephenin eski görünümünü yenilemek için koyu gri taş levhalar kullanılmış. Şömine duvarının üzeri kapatılırken, aileye ait kitapların ve sanat eserlerinin sergilenmesi için ince raflar yerleştirilmiş. Aynı zamanda, tavana koyu aynalı lambriler eklenerek, büyük salonun bu dar kısmına bir derinlik kazandırılmış ve bahçedeki manolya ağacının görüntüsü salona yansıtılmış.

Ailenin çok değerli sanat eserlerine yumuşak ve ince bir arka plan oluşturması için büyük salonun tüm duvarları süet duvar kağıdıyla kaplanmış, bu sayede sanat eserlerinin canlı rengi ortaya çıkarak tüm mekana bir dinamizm kazandırmış. 20’li ve 50’li yılların çok önemli tasarımcılarından ikonik mobilya ve aydınlatma parçaları, ev sahibinin de yüksek zevkiyle seçilmiş.

Ulus Evi’nde miminalist bir tasarım anlayışı benimsenerek ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer yaratmak amaçlanmış.

Peli’den Zamana Uygun İç Mekan Kapıları

Peli’nin diğer ürünleri ile uyum içinde tasarlanan kapı koleksiyonunda yer alan ‘’İskandinav Style Fyord Kapı Serisi’’ doğal yapısıyla dikkat çekiyor.

Dünya’daki değişim ve gelişimin yakın takipçilerinden olan Peli’nin, 2017 yılında üretimine başladığı dekoratif iç mekan kapı koleksiyonları yapı sektörüne inovatif çözümler sunuyor. Birçok farklı modelde tasarlanan Peli kapılar ile mekanlar sıcak, doğal ve modern bir görünüm kazanıyor.

2008 yılından bu yana Parke sektöründe adından sıkça söz ettiren Peli’nin 2017 yılında üretime başladığı iç mekan kapıları da parkeleri kadar iddialı. Peli, koleksiyonlarının tamamlayıcısı olarak görülen Peli Dekoratif Kapılar adıyla sektöre sunduğu dekoratif iç mekan kapılar tasarım ve kalite açısından da sıra dışı.


Peli’nin diğer ürünleri ile uyum içinde tasarlanan kapı koleksiyonunda yer alan “İskandinav Style Fyord Kapı Serisi” doğal yapısıyla dikkat çekiyor.


Adını İskandinavya kültüründen alan kapılar yaşam alanlarında sıcak, samimi bir ortam yaratırken, yüzeyi ahşabın en doğal halini dokunduğunuzda hissetmenize olanak sunuyor.

Country rustik ve minimal dekorasyon anlayışından yola çıkılarak tasarlanan Fyord Kapı’larda, ‘oduncu’ konseptli dekorasyon anlayışı hâkim.

Peli Kapılarının Özellikleri

Tüketicinin yaşam tarzını dikkate alarak tasarlanan bu kapılar, evin içindeki mobilya anlayışıyla bütünlük sağlıyor. Kapıların tasarımında öncelik parke ve kapı yüzeyini bütünleştirmek. Mekanlarda kullanılan süpürgelikleri de kapıların pervazları ile aynı model yapmak Peli’ nin sektöre kazandırdığı bir yenilik. Peli kapıların en büyük özelliği çizilmeye karşı dayanıklı olması, kolay temizlenebilmesi, yüzeyinin canlı ve parlak kalması, kasa, pervaz ve kapı yüzeyinin aynı dokuda olması. Ayrıca kapı yuvasında kullanılan fitil, kapıların sessiz açılıp kapanmasını sağlıyor.

Remax Borsa Brokeri Özer Alkan: “Gayrimenkul Fiyatlarında Dalgalanmalar Başlayacak”

Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye’de tüm sektörlere olumsuz etkilerinin olacağını söyleyen Remax Borsa Brokeri Özer Alkan, “Bu kriz gayrimenkul sektöründe dalgalanmaları beraberinde getireceği için alıcı ve satıcı kitlesi pozisyonlarını değiştirmeli” dedi.
 
Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile güçlü ekonomik bağlarının olduğunu, bu ülkelerde iş yapan Türk müteahhitlik sektörünün işlerinin aksamasına yol açacağını belirten Ankara Remax Borsa brokeri Özer Alkan, “Savaşın uzaması halinde, inşaat ve gayrimenkul sektöründe dalgalanmalar olacak, enerji, turizm, inşaat ve tarım sektörlerinde ekonomik açıdan olumsuz sonuçlar doğacaktır” dedi.

 
“Alıcılar Ve Satıcılar Yeni Bir Pozisyona Geçmeli”
 
Savaşın etkilerinden Rusya ve Ukrayna ile iş yapan Türk şirketlerinin etkileneceğine işaret eden Alkan, “Türkiye’nin, Rusya ve Ukrayna ile toplam 40 milyar dolarlık ticaret hacmi var. Türk müteahhitlik firmaları, Rusya’da 11,2 milyar dolarlık, Ukrayna’da ise 1,6 milyar dolarlık proje almış durumdalar. Bu gelişmeler, ne yazık ki tahsilat riski barındırıyor. Krizin etkilerine karşı önlem almak isteyen şirketler, öncelikle ellerindeki gayrimenkullerini satışa çıkarmaya kalkışacaktır. Ticari gayrimenkullerde ertelenmiş taleplerin yükselişe geçebileceğini öngörmekteyiz. Ekonomideki en kötü durum savaş olduğu için bu gibi dönemlerde alıcı ve satıcı kitlesinin uzun vadeli doğru karar vermesi için pozisyonlarını değiştirmesi gerekir” dedi.
 
Savaşın etkilerinden dolayı Kuzeyden Türkiye’ye temkinli bir göç hareketliliğinin başlayacağını söyleyen Alkan, durumu şu şekilde değerlendirdi: “Kriz dönemlerinde gayrimenkul hareketliliği her iki taraflı artacaktır. Kimi yatırımcılar elindeki sermayeyi en güvenli yatırım enstrümanı olan gayrimenkule yönelecek. Alıcılar da fiyatların düşeceği veya döviz kurlarının artacağı beklentisi ile avantajlı gayrimenkul almak için fırsatları kollayacak. Kriz dönemlerinde gayrimenkul sektöründe en iyi pozisyonu geçmek ve geleceğini doğru okumak için alıcı ve satıcı kitlesinin uzmanlardan destek almasında yarar görmekteyiz. Seri ilan sitelerinde emlak endeks değerlerine aykırı ilanlara karşı tüketiciler temkinli yaklaşmalı, bölgedeki gerçek emlak endeks değerleri konusunun uzmanlardan bilgi almalılar. Dileğimiz, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşının uzamaması, tüm dünyada barış ve huzurun egemen olmasıdır. Çocuklarımıza güvenli ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için sağduyulu davranmalıyız. Şu unutulmamalıdır ki, savaş değil, her zaman barış kazanır.”

Çimento Fiyatları Yükselecek Mi? Rusya Ukrayna Savaşı Çimento Sektörünü De Vurdu!

TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, Rusya-Ukrayna krizinin çimento sektörünü nasıl etkilediğini açıkladı.


Türkiye çimento sektörünün çatı örgütü TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın çimento sektörü üzerindeki etkilerine yönelik açıklamalarda bulundu.


Savaş nedeniyle kömür tedarikinde yaşanan zorluklarla ilgili önemli açıklamalar yapan Bozay, “Rusya- Ukrayna krizi yüzünden fabrikalarımız sadece hızla artan fiyatların maliyet üzerindeki olumsuz etkisi dışında aynı zamanda kömür tedariğinde zorluk yaşıyor. Asıl tehlike sürecin uzaması hainde bu problemin sektörümüzde üretimi durma noktasına getirmek üzere olmasıdır. Ülkemizin 2021 yılında Rusya’dan yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında kömür ithalatı söz konusu. Sektörümüz ise 2021 yılında yaklaşık 5 milyon ton kömür ithal etti. Bu girdinin büyük bir kısmı da çimento sektörünün bir numaralı kömür tedarikçisi olan Rusya’dan gerçekleşti” dedi.

Kriz Kapıda!
Bozay, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Çimento üretim maliyetlerinin yüzde 80’ini enerji oluşturmaktadır, kömürdeki her 10 dolarlık artış üretim maliyetlerimizi yaklaşık 1.5 dolar artırmakta, son 1 haftada kömür fiyatlarında 100 doların üzerinde bir artış gözlemledik, daha da endişe verici olanı endekslerdeki yükselişlerin direkt alım fiyatlarımıza yansıması oldu” dedi.


Son zamanlarda sık sık gündeme gelen Rusya’dan kömür yüklemelerinin çok kısıtlı gerçekleştirildiğini hatta gerçekleştirilemediğini kaydeden Bozay, “Sektörün kömür stokları azaldığı için krizin daha uzun sürmesi durumunda ve alternatif enerji kaynaklarının ivedilike devreye alınmaması halinde üretim durma noktasına gelecek” şeklinde konuştu.


“Çimento Sektörüne Enerji Kaynağı Konusunda İstisnalar Getirilmeli”
Gündemden düşmeyen Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle yaşanan enerji arz güvenliği sorununun sektör üretimini durma noktasına getireceğini bildiren Bozay, sözlerine şöyle devam etti: “Sektör olarak alternatif enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu gerekçeyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sanayi amaçlı ithal taşkömürü ve linyit için belirlenen sınırlamalardan kuru bazda kükürt oranının termik santrallere uygulandığı gibi yüzde 3’e yükseltilmesi alt ısıl değerin 4.800 kCal/kg’a çekilmesi ve yüzde 36 olan uçucu madde limitinin de yükseltilmesi başka kaynaklardan kömür tedarik edilmesine imkan yaratacaktır. Bu olağan dışı dönem bitene kadar sektörümüze istisna sağlanırsa kömür ithalatında Kolombiya, Endonezya ve Güney Afrika gibi ülkeler alternatif seçenekler arasında olacaktır. Rusya’dan kömür ithalatında yaşanan sıkıntılara ilişkin bir diğer çözüm önerimiz de biyokütle içeren atıklardan türetilmiş yakıt ithalatıdır. Bu kapsamda 7000 kCal/kg granül lastik ve 4000 kCal/kg ve üzeri yüksek kalorili atıktan türetilmiş yakıt ithalatına izin verilmesi kalorifik açıdan özellikle önem arz etmektedir. Bu izin verildiği takdirde sadece nitelikli yakıt sınıfındaki atıkları ithal edebilecek, hem cari açığa fayda sağlanacak hem de yeşil dönüşüm süreci desteklenecektir. Bu istisnalar ve altenatif kanallar sayesinde fabrikalarımızın tedarikçi portföyünün geliştirilmesi desteklenirken üretimde yaşanacak aksaklıklardan asgari düzeyde etkilenmemiz mümkün olabilecektir.”

Siltaş Yapı: “Deprem Tehdidine Karşı Riskli Yapılar Acilen Yenilenmeli”

Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulundu.


Deprem Haftası kapsamında kentsel dönüşümün ülkemiz için kritik önemine daha dikkat çeken Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, özellikle 2000 yılından önce yapılmış binaların çoğunun riskli bina sınıfına girdiğini belirterek güvensiz yapıların acilen yenilenmesi gerektiğini hatırlattı. Deprem tehdidine karşı kentsel dönüşümün en önemli çözüm olduğunun altını çizen Özdemir, bir binanın riskli sınıfta bulunduğuna işaret eden detayları da paylaştı.

Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfusunun yüzde 95’i, büyük sanayi merkezlerinin de yüzde 98’i ne yazık ki deprem kuşağında bulunuyor. Depremler, meydana getirdiği hasar ve can kaybı açısından ise Türkiye’de yaşanan afetler içerisinde birinci sırada yer alıyor. Olası bir deprem anında can ve mal güvenliğini sağlamak için binaların depreme karşı güvenli durumda bulunması hayati önem taşıyor.

“Depreme Karşı En Önemli Gücümüz Kentsel Dönüşüm”

1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, “Ülkemiz birinci derece deprem kuşağında bulunuyor. Bu sebeple her yıl büyüklü küçüklü pek çok deprem meydana geliyor. Bir doğa olayı olan depremi önlemek mümkün olmasa da zamanında alınacak önemlerle zararı, acıları ve kayıpları en aza indirmek elimizde. Kentsel dönüşüm bu anlamda en önemli gücümüz, umudumuz ve çaremiz durumunda. Deprem gerçeğine alışmanın, depreme rağmen güvenle yaşamanın ve yeni acıların önüne geçmenin tek yolu yapıların güvenliğini sağlamak. Bu anlamda kentsel dönüşüm seferberliğinin daha da hızlandırılması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayımlanan karara göre riskli yapıların yenilenmesi için kullandırılacak kredi tutarları iki katına çıkarıldı. Bu adımı oldukça olumlu karşılamakla birlikte daha gidilecek çok yolumuzun olduğunu biliyoruz. Öncelikle yapı denetimlerine daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

“Ülkemizdeki Yapıların Yaklaşık 6,7 Milyonu Riskli Sınıfta Bulunuyor”
Türkiye’deki riskli yapıların durumuna dikkat çeken Murat Özdemir, sözlerine söyle devam etti: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl açıklanan verilere göre ülkemizde 17 milyon bina ve 28,6 milyon konut bulunuyor. Bu yapıların yaklaşık 6,7 milyonu riskli durumda. Riskli yapıların yaklaşık 1,5 milyonunun ise acil dönüşüme girmesi gerekiyor. İstanbul’da ise 1,2 milyon bina, 6,1 milyon konut ve 1,1 milyon iş yeri bulunuyor. Burada da yine riskli 1,5 milyon konut var. Bunlardan da 300 bininin acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Ülkemizin yapı stoğunu güçlendirerek olası depremlerdeki can ve mal kayıplarının çok büyük oranda azaltılması mümkün.”

“Özellikle 2000 Yılından Önce Yapılmış Binaların Çoğu Riskli Bina Sınıfına Giriyor”
Kentsel dönüşümün sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için vatandaşlara da büyük rol düştüğünü belirten Özdemir, oturulan binanın riskli sınıfta olup olmadığının nasıl anlaşılacağı konusunda bilgiler aktardı: “İnsanların büyük bir kısmı oturdukları binanın riskli yapı olup olmadığının ne yazık ki farkında değil. Kentsel dönüşümün olmadığı yerlerde oturanlar adım adım yaklaşan Marmara depremine hazırlıksız. Bu durum ülkemiz için çok büyük bir tehlike arz ediyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’a göre riskli yapı; ekonomik ömrünü tamamlayarak teknik verilerle yıkılma ve ağır hasar görme riski tespit edilmiş olan yapılar olarak belirtiliyor. Bu doğrultuda özellikle 2000 yılından önce yapılmış binaların çoğu riskli bina sınıfına giriyor. Yapımında hazır beton kullanılmaması, bodrum katında rutubet olması, kolon ve kirişlerde paslanmalar ve çatlaklar bulunması, bodrum katlarında su izolasyonu olmaması, tadilatlar nedeniyle taşıyıcı kolon ve kirişlerin kesilmesi bir binanın riskli yapı olduğuna işaret ediyor. Özellikle bu olumsuz özelliklere sahip binalarda oturan vatandaşlarımızın, riskli yapıların hayati önem taşıdığını unutmayarak binalarını yenileme konusunda gerekli çalışmaları acilen başlatmalarını tavsiye ediyoruz.”

İMSAD: “İnşaat Malzemeleri Sanayisinde Büyüme Sürüyor”

‘Türkiye İMSAD Şubat 2022 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemeleri sanayi üretiminde büyüme yılın son ayında da devam ederek geçen yılın aralık ayına göre miktar bazında yüzde 7,4 arttı.

Yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen ‘Türkiye İMSAD Şubat 2022 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemeleri sanayi üretiminde büyüme yılın son ayında da devam ederek, geçen yılın aralık ayına göre miktar bazında yüzde 7,4 arttı. 2021 yılında 22 alt sektörün tamamında üretim 2020 yılına göre artış kaydetti. Yılın tamamında inşaat malzemeleri sanayi üretimi geçen yıla göre miktar bazında yüzde 19,6 artarken cari fiyatlarla yüzde 19 arttı. Raporda ayrıca, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sektöre etkileri de değerlendirildi.


İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Şubat 2022 Sektör Raporu’ açıklandı. Raporda şu tespitler yer aldı:


“İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde büyüme yılın son ayında da devam ederek, geçen yılın aralık ayına göre miktar bazında yüzde 7,4 arttı. İnşaat malzemelerine yönelik iç talep dalgalanma gösterirken, dış talepte ise yavaşlama kaydedildi. Toplam talepte büyüme trendi devam ediyor. Aralık ayında çok sayıda alt sektörde yüksek üretim artışları gerçekleşirken, bazı sektörlerde üretim artışının yavaşladığı gözlendi. Aralık ayında tuğla ve kiremit, demir çelik radyatörler, metalden kapı ve pencereler, hazır beton ile elektrikli aydınlatma ekipmanları sektörlerinde üretim geriledi.


2021 Yılında İnşaat Malzemeleri Üretimi Miktar Bazında Yüzde 19,6 Arttı
2021 yılında inşaat malzemeleri sanayi üretim artışı 2020 yılına göre miktar bazında yüzde 19,6 olurken cari fiyatlarla büyüme yüzde 19 olarak gerçekleşti. Bu büyümede, yıl genelinde iç talebin canlı kalması ve dış pazarlardaki önemli talep artışları etkili oldu.


2021 yılında 22 alt sektörün tamamında üretim miktar bazında 2020 yılına göre arttı. Geride bıraktığımız yılda çimento sektörü hariç tüm alt sektörlerin üretimi, çift haneli ve yüksek oranlarda gerçekleşti. En yüksek üretim artışı yüzde 49,1 ile seramik sağlık gereçlerinde oldu.


Seramik kaplama malzemeleri üretimi yüzde 32,3, tuğla ve kiremit üretimi yüzde 30,6, plastik inşaat malzemeleri üretimi 29,1, kilit ve donanım eşyası üretimi yüzde 28,6, ısıtma ve soğutma donanımları üretimi yüzde 28,7 büyüdü.


İnşaat Sektörü 2021 Yılında Yüzde 0,9 Küçüldü
İnşaat malzemeleri sanayi üretimindeki artışa karşın inşaat sektörü yılın son çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 daraldı. 2020 yılı pandemi döneminde verilen desteklerle aynı yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,2 büyüyen sektör, son çeyrekte ise yüzde 15 daralmıştı. 2021 yılına büyüme ile başlayarak ilk iki çeyrekte de büyüme kaydeden sektörde yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9, son çeyrekte ise yüzde 3,9 küçülme yaşandı.


2021 yılını yüzde 0,9 küçülerek tamamlayan inşaat sektöründe son dört yıl üst üste daralma yaşandı. Sektör 2018 yılında yaşanan finansal dalgalanmalar nedeniyle yüzde 1,9 küçülme kaydetmiş, 2019 yılında ekonomide uygulanan dengeleme politikaları ile yüzde 8,6 daralmış, 2020 yılında etkili olan pandemi sebebiyle ise yüzde 5,5 küçülme yaşamıştı.


Türkiye’nin Rusya, Ukrayna ve Belarus’a İnşaat Malzemeleri İhracatı
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaş, her şeyden önce 21. yüzyılda insanlık için bir dramdır. Can kayıpları hiçbir şekilde telafi edilemeyecek, iktisadi ve ticari kayıpların etkisi ise gelecek nesiller üzerinde yıllarca sürecek. Böylesine üzücü bir tablo içinde Türkiye’nin Rusya, Ukrayna ve Belarus’a yaptığı inşaat malzemeleri ihracat verileri Aylık Sektör Raporu’nda bilgilendirme amaçlı aşağıdaki şekilde yer aldı:


Türkiye’nin 2021 yılında inşaat malzemeleri ihracatı Rusya’ya 524,1 milyon dolar, Ukrayna’ya 372,5 milyon dolar ve Belarus’a ise 40,0 milyon dolar olarak gerçekleşti. Rusya’ya ihracatta, demir çelik inşaat aksamları, kilitler ve donanım eşyaları, ısıtma ve soğutma donanımları ile yapısal kimya ürünleri ilk sıralarda yer aldı. Ukrayna’ya ise demir çelik profiller, çimento, demir çelikten inşaat aksamları ile ısıtma ve soğutma donanımları ihraç edildi. Belarus, Türkiye’den en çok kilitler ve donanım eşyaları ile plastik inşaat malzemeleri aldı.


Ülkemizin bu üç ülkeye toplam ihracatı 2021 yılında 937 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2021 yılındaki toplam 30,8 milyar dolar tutarındaki inşaat malzemesi ihracatı içinde bu üç ülkeye yönelik ihracat yüzde 3 pay aldı. Türk inşaat malzemeleri sanayisi açısından bu yüzde 3’lük pay, başka pazarlardan karşılanabilir bir büyüklük olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan bu ülkelerde yürütülen büyük ölçekli müteahhitlik işleri bulunuyor ve işlerin geleceği şimdilik belirsizliğini koruyor. Yine bu ülkelerden yapılan inşaat malzemeleri üretiminde kullanılan alüminyum başta olmak üzere metaller, bakır, pik demir, kil, kimyasallar gibi girdilerin ithalatında yaşanacak sorunlar da inşaat malzemeleri sanayini olumsuz etkileyecek unsurlar olarak karşımızda duruyor.

Baba Yapı, Karavan Ve Tiny House’lar İçin Özel Çözümler Sunuyor

Endüstriyel kontrplak üreticisi Baba Yapı, ürün gamındaki kontrplak seçenekleriyle karavan ve tiny house’lar için özel çözümler sunuyor.

Pandemi ile birlikte gelişen seyahat ve sosyal mesafe ile ilgili kısıtlamalar insanların tatil anlayışlarını da değiştirdi. Sosyal mesafeli tatil yapmak isteyenler artık Karavan ve Tiny House’lara yöneliyor. Bu dönemde pek çok sektör sıkıntı çekerken, hızla gelişen ve büyüyen sektör olarak Karavan ve Tiny House’ları görüyoruz.

Hafiflik Ve Şıklık Bir Arada
İster eski bir karavanı tamir ediyor olun, ister hali hazırda sahip olduğunuz bir Tiny House’unuzda bazı ayarlamalar yapıyor olun, yada yeni bir karavan satın almış olsanız bile, karavan sahipleri dekorasyonda mutlaka kendi dokunuşlarının olmasını ister.


Bir Karavan’ın yada Tiny House’un en önemli yönlerinden biri hareketliliğidir, bu yüzden şık bir dekorasyona sahip olurken hafif olması da çok önemlidir. Tiny House ve Karavan’ların popülaritesinin artması ile birlikte, maliyet avantajı, hafifliği ve işlevsel çözümleri ile “kontrplak” tasarımın en önemli unsuru haline gelmektedir. Kontrplak, eklenmiş birkaç ince ahşap kaplama katmanından yapılmış, mühendislik ürünü ahşap esaslı bir malzemedir.Farklı kontrplak türlerini oluşturmak iзin farklı kalınlıklarda birbirine yapıştırılırlar. Kontrplak, çok güçlüdür ve büzülmeye ve bükülmeye karşı dayanıklıdır.

Kontrplak Laminat Paneller, bir süredir Karavan ve Tiny House endüstrisi için çok popüler bir seçim olmaktadır. Maliyet etkinliği, hafiflik ve benzersiz görsel yeteneklerin birleşimiyle Karavan ve Tiny House yapımında en iyi çözümleri sunar. Kontrplak Laminat Paneller iki yüzü yüksek basınçlı Laminat ile kaplanmış istenilen renkte üretilebilen bir kontrplak çeşidir.

Karavan’larda duvar, tavan kaplaması ve iç dekorasyon için en iyi kontrplak ürünü kavak ve huş ağacı BB kalitedeki yüzeyli ürünleri tercih edilmektedir. Islak hacimlerde ise genel olarak bu kontrplak türlerinin laminat kaplı türevleri tercih edilir. Görsel estetik söz konusu olduğunda ise huş BB yüzey kontrplaklar Birinci sınıf bir kalite sunar. Sadece görsel görünümü değil aynı zamanda dayanıklı yapısı sayesinde Karavan üreticilerinin tercihi olmaktadır.

Tiny House’nuzun ve karavanlarınızın dış mekan kaplamasında ise ile marin özelikli huş kontrplaklar yoğun olarak tercih edilmektedir: CNC yüzey işlemlerine olanak sağlaması sayesinde istenilen yüzey efektlerinin verilebilmesi, su ve solvent bazlı ahşap boyaları ile yüzeyde istenilen renklerin ve dekorların verilebiliyor olması, marin özelliği sayesinde dış etkenlere karşı maksimum dayanımı sergilemesi ve en etkili özelliği doğal görünümlü ahşap olması nedeniyle dış kaplamalarda kullanıcıların isteklerini karşılamaktadır.

Tiny House ve Karavan’ların stilleri veya boyutu ne olursa olsun mutlaka suya ve neme maruz kalan alanları olacaktır. Mutfak, banyo yada mütevazi bir lavabo olsun, su kaçınılmazdır. Bu alanlarda marin özellikli huş kontrpaklar Kullanmak gerekmektedir. Huş kontrplak yapısal ve görsel bütünlüğünü koruyarak suya dayanacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır.

Vitra, Hayal Edilen Banyolara Özel Mobilyalar Sunuyor

Vitra Root koleksiyonundaki mobilyalar ile dar banyoları ferahlatırken, geniş banyoları düzenleyerek alan açıyor.

Vitra, hayal edilen banyo tasarımlarının kolaylıkla hayata geçirilebilmesi için yeni Root koleksiyonunu geliştirdi. Banyoya dair tüm ayrıntılar düşünülerek sistem yaklaşımıyla tasarlanan koleksiyon, modern banyoların akıllıca planlanabilmesi için özel olarak tasarlanan mobilyalarıyla dikkat çekiyor. Ölçü ve model çeşitliliğiyle dar banyoları ferahlatan mobilyalar, geniş banyoları da düzenli ve verimli bir yapıya kavuşturuyor.

Vitra Tasarım Ekibi’nin imzasını taşıyan Root koleksiyonundaki mobilyalar; farklı doku, renk, modül ve kulp seçenekleri sayesinde kişiselleştirilmiş, kendine özgü tarzı olan banyolar tasarlanmasını kolaylaştırıyor. Koleksiyondaki mobilyalar, kişiselleştirilmiş banyo deneyimi için üç farklı tasarım alternatifiyle sunuluyor. Mat, parlak ve ahşap olmak üzere üç farklı renk paleti bulunan Root Flat, yalın ve sade hatlarıyla minimal banyo tasarımından hoşlananlara hitap ediyor. Beyaz, açık gri, gri, grafit, lacivert, retro yeşil ve fiyord yeşili olmak üzere yedi farklı renk alternatifiyle sunulan Root Groove, kapaklardaki fuga detayı ve mat renk seçenekleriyle daha modern banyo tasarımlarının yapılabilmesini sağlıyor. Mat renkleriyle dikkat çeken Root Classic ise klasik ve geleneksel tasarım çizgisi arayanların tercihi oluyor.

Her türlü ihtiyacı karşılamak için tasarlanan Root koleksiyonundaki dolaplar ve çekmece üniteleri, tüm eşyaların düzenli saklanmasına yardımcı oluyor. Çekmece içlerinde yer alan bölmeler fön makinası, fırça, maşa gibi eşyaların kolayca düzenlenmesini sağlıyor. Daha büyük banyolar için tasarlanan dört çekmeceli, çift hazneli lavabo dolabı geniş aileler için ideal bir çözüm sunarken, dar banyolara özel tasarlanan kapaklı ve çekmeceli lavabo ve boy dolapları ise en küçük mekanlara bile fonksiyonel çözümler getiriyor.

Sintek Group, Avrupa’daki Operasyonlarını Sintek BV Adıyla Yürütecek

Çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için anahtar teslimi kurduğu ve işletmeye aldığı tesisler ve hizmetlerle tanınan Sintek Group, Avrupa’daki operasyonlarını Amsterdam merkezli Sintek BV adı altında yürütecek.

Çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için anahtar teslimi kurduğu ve işletmeye aldığı tesisler ve hizmetlerle tanınan Sintek Group, Avrupa’daki operasyonlarını Amsterdam merkezli Sintek BV adı altında yürütecek. Sintek Group’un alt şirketi olarak faaliyet gösterecek Sintek BV, Avrupa pazarındaki potansiyel müşterilere, Çin ve Avrupalı rakipleri karşısında anahtar teslimi projelerin yanı sıra proje geliştirme, mühendislik ve danışmanlık alanlarında hizmet sunacak.

“Avrupa’nın Yanı Sıra ABD ve Afrika’daki Müşterilere De Hizmet Sunacak”

Sintek BV, Avrupa’daki potansiyel müşterilerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri ve Afrika’daki potansiyel müşteriler de yatırım için kredi, hibe kanalları konularında Sintek BV’nin sunduğu olanaklardan faydalanacak. Sintek BV, Sintek Group’un Türkiye’de de yürüttüğü şekilde iş ahlakı ve etik değerlere bağlı olarak faaliyeti sunacak.

“Türkiye’nin Sahip Olduğu Gücü Dış Pazara Yansıtıyoruz”
Sintek BV ile açıklamalarda bulunan Sintek Group Kurucu Ortağı Onur Atakay: “Sintek Group olarak, ülkemizde önemli bir yere sahip olan çimento, enerji, demir-çelik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için çalışmalara imza atıyoruz. Yurt dışındaki gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla Türkiye’nin sahip olduğu gücü dış pazara yansıtıyoruz. Amsterdam merkezli Sintek BV ile Avrupa pazarındaki potansiyel müşterilere, Çin ve Avrupalı rakiplerimiz karşısında hizmet sunacağız. Ayrıca Avrupa’nın yanı sıra ABD ve Afrika’daki potansiyel müşteriler de Sintek BV’nin sunduğu olanaklardan ve hizmetlerden faydalanacak.” dedi.

“Parlayan Yıldız Afrika’da Da Fırsatlar Gün Geçtikçe Artıyor”
Sintek BV Genel Müdür Yardımcısı İlker Bozkurt ise: “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin etkili bir şekilde uygulamaya başlamasıyla Avrupa kıtasında çok önemli fırsatlar ortaya çıktı. Hollanda yapılanmamız Sintek BV ile bu fırsatları değerlendirmek öncelikli hedefimiz. Bunun yanında özellikle ABD Hükümeti’nin planladığı 2,3 trilyon dolarlık altyapı modernizasyon paketi ile inşaat sektörü ve dolayısı ile ana müşterilerimiz olan çimento üreticileri yatırım kararları almaya başlamış durumda. Parlayan yıldız Afrika’da da fırsatlar gün geçtikçe artıyor. Burada da çimento muadili (kalsinekil vb.) üretim yatırımlarını ayrıca takip ediyoruz. Öncelikli pazarımız Avrupa olmakla beraber, ABD ve Afrika lokasyonları için de Hollanda ofisimizden hizmet vereceğiz.” açıklamasında bulundu.

Smart Güneş Teknolojileri, Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi Arasına Girdi

Smart Güneş Teknolojileri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerinin yer aldığı “Türkiye 100” sıralamasına girdi.

Fotovoltaik panel üretimine geçtiği 2017 yılından bu yana, her yılı başarılı organik bir büyüme kaydederek tamamlayan Smart Güneş Teknolojileri, TOBB öncülüğünde gerçekleşen çalışma ile Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer alarak bu başarısını taçlandırdı.

Yerli panel üretimi ve mühendislik hizmetlerinin yanı sıra, yatırımcı olarak da güneş enerjisi sektörünün gelişimine katkıda bulunan Smart Güneş Teknolojileri, gösterdiği hızlı büyüme ile ülkemizde güneş enerjisi sektörünün de büyümesine öncülük eden kuruluşlar arasında yer aldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) iş birliğinde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, Smart Güneş Teknolojileri hızlı büyüme oranları ile ülkemizin sayılı kuruluşları arasında girdi. Smart Güneş Teknolojileri 2017-2019 satış geliri artış hızına göre yapılan sıralamada Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer aldı.

Büyümeye Devam Ediyor

Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, listede yer almaktan onur duyduklarını belirtirken, zorlu pandemi koşullarına rağmen büyümeye devam ettiklerini belirtti. Çalışanları, tedarikçileri ve müşterileri ile Smart Güneş Teknolojileri’nin emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Demirdağ, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ağustos 2017 tarihinde Gebze’deki fabrikamızda panel üretimine başlarken kendimize o gün için ulaşılması zor görünen hedefler koymuştuk. Güneş panelinde yerlilik oranını artırmak, ülkemize ithalatı azaltırken, başka ülkelere ihracat yapmak gibi hedeflerimiz vardı ve hepsine ulaştık. Bu süreçte bir yandan yatırım yapmaya devam ettik, üretim kapasitemizi artırdık, diğer yandan da güneş enerjisi sektörüne giren yeni yatırımcıların yanında yer aldık. Devam eden ve dünya ekonomilerini, özellikle de üretim yapan şirketleri zorlayan pandemi koşullarına rağmen büyümemizi sürdürüyor ve bunun için çok çalışıyoruz. Hücre üretim tesisi kurmaya yönelik bir yatırım gerçekleştiriyoruz; 2022 yılında bu üretim tesisinin faaliyetlere başlamasını planlıyoruz.

Bununla beraber, bizim için büyümek sadece rakamlardan ibaret değil; Smart Güneş Teknolojileri gibi şirketlerin büyümesi Türkiye ekonomisi için önemli bir katma değer, dünya için de yeşil bir gelecek demek.”

Yatırımlar Ve Üretim Arttı

Güneş enerjisinin Türkiye ve dünyada yaygınlaşması için çalışmalarını sürdüren Smart Güneş Teknolojileri’nin teknolojiye ve ArGe’ye yaptığı yatırımları 2021 yılı boyunca da sürdürdüğünü vurgulayan Demirdağ, şunları söyledi: “Kurulduğumuz 2009 yılından bu yana güneş enerjisi sektörüne yaptığımız yatırımları katlayarak yola devam ediyoruz. Tüm çabamız; Türkiye’nin güneş teknolojisi alanında önde gelen ülkelerden biri olması için. Tüm zorlu koşullara rağmen Gebze’deki üretim tesislerimizin kapasitesini 1.000 MW’a ulaştırmayı başardık, yeni hat yatırımlarımız ile ürün portföyümüze yeni nesil ürünler eklemeyi başardık. Smart Güneş Teknolojileri olarak tüm zorlu koşullara rağmen üretime ve yatırıma devam etmek, genç ve yenilikçi bir teknoloji şirketi olarak sektörümüze ilham vermek istiyoruz. ‘Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi’ arasına girmek bizim için bu açıdan da büyük anlam taşıyor.”

Tedarik Krizi Bitse De Etkileri Sürecek!

Pandemi ile başlayan ve dünya ticaretini etkileyen tedarik krizi lojistik sektöründeki olumsuz etkilerini sürdürüyor.

Tedarik krizinin ortaya çıkmasıyla artan taşıma maliyetleri başta deniz yolu olmak üzere lojistik trafiğine etki ediyor. 2021’in son çeyreğinde düzelme göstermeye başlayan tedarik krizi çözülmeye başlarken 2022’nin toparlanma yılı olması bekleniyor. Tedarik krizi ve global deniz yolu ticareti hakkında görüşlerini paylaşan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi (Ticari) Fatih Baş, “Tedarik krizi her geçen gün çözüme kavuşuyor. Fakat sektöre ve maliyetlere yansımasını görmemiz 2022 sonunu bulabilir.” açıklamasında bulundu.

2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisi tüm yaşantımızı etkilediği gibi dünya ticaretini de derinden etkiledi. Özellikle Çin merkezli üretilen ve her yıl yüzde 4 oranında üretimi artan konteynerler lojistik sektörünün en önemli araçlarından biri olarak kabul ediliyor. Pandemi ile birlikte aksayan üretimlerin sonucunda lojistik sektörü iki yıla yakın süredir “Tedarik Krizi” ile mücadele ediyor.

Dünya ticaretinin sekteye uğraması ve pandeminin neden olduğu belirsizlik ile üretimi durma noktasına gelen konteynerler lojistik sektöründe global bir krize yol açtı. Küresel lojistik ağında yüzde 80’in üzerinde hacmi karşılayan deniz yolu ticareti bu krizin katlanmasına neden oluyor. Yaşanan “Konteyner Kıtlığı” ve artan talebin sonucunda zaman zaman bölgeye göre maliyetlerin on kata kadar arttığı lojistik sektörü küresel ticaret akışına da dokunarak domino etkisi yaratıyor.

2021’in son çeyreğiyle birlikte çözülme sinyalleri gösteren tedarik krizinin 2022 sonunda tam anlamıyla çözüleceği ön görülüyor. Lojistik sektörünün yaşadığı bu krizin etkilerini yorumlayan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi (Ticari) Fatih Baş, tedarik krizi ve çözümü sonrasına ilişkin görüşlerini paylaştı.

Tedarik Krizi 2022 İle Birlikte Çözülecek

Tedarik krizi hakkında konuşan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi (Ticari) Fatih Baş, “Hiç kuşkusuz lojistik ve tedarik zinciri sektörü olarak pandemi sürecinde en çok etkilenen sektörlerden biri olduk. Sektörün doğası gereği dünya ticaretiyle ve paydaşlarımızın ticari faaliyetleriyle paralel bir çizgide ilerliyoruz. Ticaretin aksadığı, arz-talep dengesizliğinin ortaya çıktığı ve zaman zaman birçok sektörün durduğu bir dönemde sektör olarak büyük bir kriz daha yaşadık. Çin ve Asya merkezli üretilen konteynerler lojistik faaliyetleri içerisinde çok önemli bir yer kaplıyor. Üretimin durması doğrudan konteyner üretimini de aksattı. Yapısı gereği hiçbir şekilde aksamayan, bir an bile dinlenmeyen sektörümüz için bu tür belirsizlik ve kriz durumları çok büyük zararlar getirir. Yaşanan tedarik krizini de bu şekilde değerlendirebiliriz. Deniz yolu gibi lojistik trafiğinin yüzde 80’inden fazlasına ev sahipliği yapan bir taşıma modunun kilitlenmesine yol açtı. 2020 yılında net çözümler olmasa da 2021 krizin çözümü açısından verimli bir yıldı. Özellikle son çeyrekte önemli düzelmeleri takip ettik ve bunun maliyetlere etkisini de görme imkanı bulduk. Pandemi döneminde yaşadığımız kriz ile beraber özellikle denizyolu taşımacılığında aksaklıklar meydana gelmiş olsa da karayolu, havayolu ve demiryolu gibi alternatif taşıma modlarının önemini arttırdığını ve lojistik operasyonlarda esnekliğin önemini bir kez daha gözlemledik. Globelink Ünimar olarak, sunduğumuz lojistik çözümlerimizde denizyolu taşımacılığını sıklıkla kullanan bir şirketiz. Sektörümüzün tamamında olduğu gibi bu krizin etkilerini biz de hissetsek de sürece hızlı bir şekilde adapte olarak sunduğumuz hızlı, güvenilir ve esnek lojistik çözümlerimizle müşterilerimizin yüklerini istedikleri her noktaya güvenle teslim etmeye devam ettik. Geldiğimiz noktada özellikle 2021’in son çeyreğindeki gelişmelerden memnun olduğumuzu söyleyebiliriz. 2022 itibariyle de krizin çözümüne ilişkin düzelmeler görebiliyoruz, öngörümüz bu krizin 2022’nin sonunda ortadan kalkacağı yönünde.” dedi.

Krizin Çözümüyle Maliyetler Azalacak Ve Taşıma Bedelleri Düşecek

Tedarik krizinin çözümünün ardından yaşanacak gelişmelere ilişkin görüşlerini paylaşan Baş, “Maalesef tedarik krizinin etkilerini Asya’dan Avrupa’ya olan taşımalarda zaman zaman on katın üzerine çıkan maliyetlerde gördük. Sürekli vurguladığımız gibi lojistik sektörü diğer tüm sektörler için kilit bir paydaş rolünü üstleniyor, yaşadığımız süreçte de sektörümüzün ticaret ve üretim ekseninde kilit bir konumda olduğunu deneyimledik. Güncel gelişmeler ışığında tedarik krizinin 2022 sonunda ortadan kalkacağını öngörüyoruz. Fakat krizin etkilerinin tam anlamıyla maliyetlere yansıması zaman alacaktır. Bu süreçte çok hızlı bir düzelme yerine çeyrek bazlı düzelmeler ile maliyetlerin düşmesini beklemek daha sağlıklı olacaktır. Krizin etkilerinin bittiği takvim olarak 2022’nin son çeyreğini işaret edebiliriz. Özellikle konteyner krizi özelinde daha geniş kapsamlı bir üretim ile bu sürecin daha hızlı gelişeceği kesin. Şu an global ticaret ve dolayısıyla lojistik trafiği çok büyük bir talep mesajı veriyor. Gerekli üretimin sağlanması ve tedarik krizinin çözülmesi lojistik sektörünün ve doğrudan dünya ticaretinin hızını etkileyecektir. Globelink Ünimar olarak bizler içinden geçtiğimiz zorlu döneme rağmen 2021’i hedeflerimizin üzerinde kapattık. 2022 yılında da depolama, yurtiçi taşımacılık & parsiyel dağıtım ve katma değerli servislere ağırlık vermeyi, bu kapsamda da potansiyel müşterilere erişerek müşteri ağımızı genişletmeyi, hizmet ağımıza uçtan uca çözümleri dahil etmeye devam edeceğiz. Hem tedarik krizinin çözümü hem de global ticaret hacminin artması bizim için olumlu bir yıl olacağını gösteriyor.” dedi.

İzmir Ticaret Odası 120 Konut Üretecek

İzmir Ticaret Odası, 30 Ekim İzmir depreminde evleri yıkılan depremzedeler için 120 konut üretecek. Evler, depremzedelere ücretsiz verilecek.


İzmir Ticaret Odası, 30 Ekim İzmir depreminde evleri yıkılan depremzedelere ücretsiz olarak verilecek olan konutların inşaatı için ihaleye çıktı. İhalenin son teklif verme günü 7 Mart olarak açıklandı.


İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İZTO şubat ayı toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlikle ortaya çıkan yaptırımların, son dönemde tedarik sorunları yaşayan dünya enerji piyasasını olumsuz etkileyeceğini dile getiren Özgener, Egenin incisi İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında İZTO, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege İhracatçı Birlikleri öncülüğünde bir kampanya başlattıklarını söyledi. Özgener, sözlerine şöyle devam etti: “Geçen sene  TOKİ ile Oda, Borsa ve Birliğimiz ile birlikte ortak protokol yaptık. Depremde vefat eden 117 vatandaş için Bayraklı Rezerv Alanda konut yapacağız. 120 adet deprem konutunun yapım ihalesine 21 Şubat tarihi itibarıyla çıktık. Odamız web portalında duyurular kısmında yer alıyor. Son teklif verme süresi ise 7 Mart Pazartesi’dir. Hedefimiz, 420 günde konutları bitirip hak sahiplerine teslim etmek.” 

Fikirtepe Kensel Dönüşüm Projesi Kapsamında Yeni Sözleşme!

Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi kapsamında Maksem Yapı ile imzalanan sözleşmenin bedeli 1 milyar 44 milyon 444 bin TL olarak belirlendi.


Emlak Konut GYO tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 2.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Maksem Yapı Tic. A.Ş. ile 25 Şubat tarihinde imzalandı.


Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 parsel sözleşme imzalanması hakkında açıklama yaptı.

Emlak Konut GYO’nun KAP açıklaması şu şekilde:


“T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Şirketimiz arasında imzalanan “Dönüşüm Uygulamalarına İlişkin İş Birliği Protokolü” çerçevesinde Bakanlık adına Şirketimiz tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3468/2 Parsel 2.Etap İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici Maksem Yapı Tic. A.Ş. ile 25.02.2022 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşme Bedeli: 1.044.444.000 TL+KDV’dir.”

Hilti: “Depremin Doğasına Uygun Binalar İnşa Edilmeli”

İnşaat sektörünün köklü firmalarından Hilti, sismik teknolojileriyle güvenli yapıların mimarı olmayı hedefliyor.


Yerkürenin en kırılgan bölgelerinden birinde konumlanan ve deprem ülkesi olan Türkiye, tektonik plakaların yer değiştirmesi sonucu oluşan depremleri derinden hissediyor. Mevcut bina stokunun deprem yönetmeliğinin gerisinde kalması ise olası can ve mal kayıplarını beraberinde getiriyor. Geleceği şekillendiren teknolojileri deprem gerçeğine entegre eden Hilti, yapıların güçlendirilmesinin yanı sıra uzun ömürlü ve dayanıklı binaların inşası için sektörün çözüm ortağı olmaya devam ediyor. İnovatif mühendislik anlayışıyla geliştirdiği yeni MT Modüler Kanal Sistemleri ve kimyasal ankraj ürünleriyle yarının güvenli yapılarının mimarı olmayı hedefleyen şirket, C2 sismik onaylı dübellerle de binaların dayanıklılık performansının güçlendirilmesini amaçlıyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 92’sinin deprem kuşağında yer aldığını bir kez daha hatırlatan Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan; sadece teknolojilerle değil farkındalık çalışmalarıyla da deprem konusuna 360 derece yaklaştıklarını dile getirdi.

İnovatif çalışmaları ve ileri teknolojisi ile inşaat sektörüne yön veren Hilti, yapı elemanlarını sabitlemek için kullanılan ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu en zorlu deprem kuşağına uygun olan C2 sismik onayına sahip dübeller, binaların dayanıklılık performansını artıran teknolojiler ve yapısal analizlerle dayanıklılığı belirleyen çözümleri ile depremin yaratacağı yıkıcı etkilerin minimize edilmesinde rol oynuyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 92’sinin deprem kuşağında olduğunu hatırlattı. Depremin yıkıcı etkilerinin sarsıntının şiddetinden değil, binaların dayanıklılık performansının düşük olmasından kaynaklandığını belirten Işıltan, depremlerin doğasını doğru şekilde anlayan güncel teknolojilere imza atmanın önemine dikkat çekti.

Teknoloji, Depremi Değil Ama Yıkıcı Etkilerini Engeller
Depremi önlemenin de depremden kaçmanın da mümkün olmadığını ancak deprem bilinciyle bir yaşam inşa edilebileceğini söyleyen Işıltan; “Olası deprem hasarlarını önlemede öne çıkan en önemli aktörlerin başında yapı elemanlarını sabitleyen dübeller geliyor. Yapıyı meydana getiren elemanların doğru bir şekilde sabitlenmemesi durumunda binaların cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya mevcut taşıyıcı betonarme elemanları hayati risk oluşturabiliyor. Bunun yanı sıra yapısal olmayan mekanik-elektrik tesisat uygulamalarında da deprem koşullarında binanın aynı performans ile devam edebilmesi için MT Modüler Kanal Sistemleri ve MW Modüler Halat Portfolyosu ile bu elemanların da depreme dayanıklı hale getirmesini sistemsel olarak sağlanabiliyor. Hilti’nin, yapı elemanlarını sağlıklı bir şekilde binaya sabitleyerek deprem anında yerinden oynamalarına engel olan C2 sismik onaylı dübelleri ise bu sayede can ve mal kayıplarını önlemeye katkıda bulunuyor. Hilti olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genel teknik şartnamesine göre kullanımı zorunlu olan C2 sismik onaylı dübellerin yaygınlaştırılmasını ve geliştirilmesini hem destekliyor hem de Ar-Ge çalışmalarında rol alıyoruz” dedi.

Yerkürenin Dilinden Anlayan Teknoloji İle Yapısal Olmayan Eleman Hasarı Azaltılıyor
Yapısal olmayan elemanların uğradığı hasarı önlemek için askılama ve destek sistemlerinin belirleyici olduğunun altını çizen Işıltan, sebebini şu sözlerle açıkladı: “Bilindiği üzere deprem anında zemindeki sismik dalgalar binaları tahrip ederek kayıplara yol açar. Çünkü yapılar daha çok dikey kuvvetleri, yani kendi ağırlıklarından ve yerçekiminden gelen güçleri taşıyacak biçimde inşa edilir. Dolayısıyla deprem sebebiyle yayılan yan kuvvetlere direnmekte zorluk yaşar. Bu durum yapısal olmayan elemanların hareket etmesine, binaların alt ve üst kısımlarının arasında hareket farkının oluşmasına neden olur. Bunu engelleyebilmek ve binaları depremin doğasına uygun forma kavuşturmak mümkün. Uzun yıllardır yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda hayata geçirdiğimiz Hilti MT Modüler Kanal Sistemleri, en hafif yüklerden en ağırlarına kadar entegre bir portfolyo sunuyor. Tüm boru desteklerinin, havalandırma kanallarının ve kablo tavalarının hafif korozif ortamlarda montajını sağlayarak depreme karşı güçlü bir yapı sistematiği yaratıyor.”

PS300 İle Binanın Depreme Dayanıklı Olup Olmadığı Anlaşılıyor
Güvenli yaşam alanları oluşturmak için tüm yapıların güçlendirilmesinin her zamankinden daha önemli olduğunu söyleyen Işıltan, “Herkesin güvenli barınma hakkı olduğuna olan inancımızla geliştirdiğimiz PS300, binanın hasar görmeden kolaylıkla dayanıklılık karnesini ortaya çıkarıyor. Yapısal analizde inşaat demirlerinin yerinin belirlenmesi, derinlik ölçümü ve ilgili kesitin görünümü için beton detektörü özelliği bulunuyor. Ürünün ekranı, inşaat demiri yerleşiminin görsellerini ve yerinde yapısal analiz için kesit görünümünü sağlıyor. Akıllı algoritması, inşaat demirleri için hassas derinlik ölçümü ve yapıya herhangi bir hasar vermeden donatı çapı tahmini yapılmasına yardımcı oluyor. Alanların 2D ve 3D görünümünde görsel sunumunu ve istatistiklerini içeren yapısal değerlendirme raporlarını hazırlayabiliyor. Özellikle mevcut yapıların durumunun değerlendirilmesi ve depreme dayanıklı olup olmadığının tespitinde belirleyici bir rol üstleniyor” diye belirtti.

Depremlerde Göz Ardı Edilen Yangınlar Can Kaybını Artırıyor
UL listeli yangın durdurucu ürünlerle olası riskleri en aza indirdiklerini ve bu kapsamda yangın ve zehirli dumanın ve gazların geçişini engellemek için tasarlanan ve uygulanan sistemlere imza attıklarını söyleyen Işıltan; “Depremler söz konusu olduğunda çoğu kişinin aklına yıkılan bina enkazları gelse de en sık yaşanan olaylardan biri de yangınlardır. Gaz sıkışmalarına bağlı olarak meydana gelen yangınları durdurabilmekse yapı mühendisliğinin en hayati gündem konularının başında geliyor. Deprem sırasında veya sonrasında çıkan yangınlar, sistematik bir neden izlemediği gibi ve sismik ivmenin çok yüksek olmadığı durumlarda bile ortaya çıkabiliyor. Bu noktada Hilti’nin Pasif Yangın Durdurucu teknolojisi büyük önem taşıyor. Pasif yangın durdurucular, yangın sırasında yapıda meydana gelen boşlukları şişirerek kapatıyor ve yangının çıktığı yere hapsedilmesine yardımcı oluyor. Bu sayede yangının büyümesi önlenerek insanların yapıları terk etmesi için dumansız bir hava sahası yaratılıyor. Üstelik deprem anında bile işlevselliğini koruyan bu teknoloji, şok yük ve darbelerden etkilenmiyor” şeklinde konuştu.

Son olarak sürdürülebilir ve kaliteli inşaat projelerine katkı sağlamak için yenilenen mevzuat ve yönetmeliklerle ilgili olarak üniversite ve devlet kurumları ile çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Özgecan Işıltan, deprem ve kentsel dönüşüm konusunda da AFAD ve İTÜ gibi kuruluşlarla ortak projeler gerçekleştirmeye ve farkındalığı yüksek bir toplum inşa etmek için çalışmaya artan bir ivmeyle devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Türkiye Hazır Beton Birliği: “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi Hazırlanmalı”

Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından yayımlanan Hazır Beton Sektör Raporu’nda “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi”nin bir an evvel hazırlanmasının ve uygulanmasının gerekliliğine dikkat çekildi.


Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunan hazır beton sektörünü 2021 yılı özelinde bilimsel olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), T.C. Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgiler ışığında hazırlanan Rapor, Türkiye ekonomisi, inşaat sektörü ve hazır beton sektörüne yönelik detaylı analizler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar içeriyor. İnşaat ve inşaat sektörüne hizmet eden diğer sektörlerin sürdürülebilir büyümesinin, ancak bütüncül bir kalkınma modeli ile hayata geçebileceğine dikkat çeken rapor, “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi”nin bir an evvel hazırlanmasının ve uygulanmasının gerekliliğini vurguluyor.

Türkiye, Hazır Beton Üretiminde Avrupa’nın Lideri Konumunu Sürdürmektedir
Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 34 yıldır çalışan THBB, kalite, çevre, sürdürülebilirlik ve iş güvenliği uygulamalarıyla inşaat, hazır beton ve ilgili sektörlerin gelişimine büyük katkı sağlamaktadır.


Hazır beton sektörü, 2020 yılı resmî verilerine göre 24 milyar Türk lirasını aşan cirosu, 33 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde durmaktadır. Ülkemiz, hazır beton üretiminde 2009 yılından bu yana Avrupa’nın lideridir. Sektörümüz, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Bu durum, hazır beton sektörünün inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu göstermektedir.


Türkiye 2021 Yılında Ciddi Bir Performans Ortaya Koymuştur
Pandeminin etkilerinin esaslı olarak görülmeye başlandığı 2020 yılında Türkiye, virüsün ekonomik etkilerinden hızlı bir şekilde sıyrıldıktan sonra 2021 yılında ciddi bir performans ortaya koymuştur. Özellikle yılın ilk yarısında, pozitif küresel konjonktürün etkisi ile ivme kazandığı görülmüştür. Türkiye yılın ilk yarısında salgınla mücadelede başarılı sayılabilecek bir model tesis etmesi ve güçlü büyüme verileri ile pek çok ülkeye kıyasla pozitif bir görünüm sergilemiştir. Son çeyrekte döviz kuru sepetinin Türk Lirası karşısında yüzde 55,4 oranına varan dalgalanması, enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi olmuştur. Tüm bunlara rağmen Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekteki göz dolduran performansından sonra üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 ile tarihsel ortalamasının üzerinde bir büyüme sergilemeyi başarmıştır. Üçüncü çeyrekte aşılamadaki güçlü ivme, kısıtlamaların hafifletilmesi, turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesi, sanayi ve hizmetler sektöründeki üretim büyümeyi desteklerken, inşaat ve tarım sektörleri dönemlik büyümeyi sınırlamıştır.

2020 Yılında İnşaat Sektörü Bir Türlü İvme Kazanamamıştır
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden birisi olarak bilinen ancak son yıllarda bu performansının çok gerisinde kalan inşaat sektörü 2017 yılından sonra ciddi bir daralma sürecine girmiştir. 2020 yılında COVID-19 pandemisinin etkisi ve daha sonra ekonomide yaşanan sorunlar nedeniyle sektör bir türlü ivme kazanamamıştır. Dönemsel olarak değerlendirilebilecek olumlu gelişmeler ise kısa süreli etki yaratmıştır. Türk inşaat sektörünün eski günlerine dönmesi ekonomik belirsizliklerin giderilmesi kadar inşaat sektörünün de yıllardır geciktirdiği çok yönlü dönüşümü bir an evvel hayata geçirmesine bağlıdır.


8 çeyreklik küçülmeden sonra 2020 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 3,2’lik büyüme yakalanmıştır. Buradaki en önemli etki, pandemi kısıtlamaları nedeniyle geciken talepler ve konut kredi faizlerinin düşmesi sonucunda sektörün canlanması olmuştur, ancak, bu olumlu tablo sadece bir çeyrek sürmüş ve 2020 yılının son çeyreğinde yüzde 15’lik çok keskin bir daralma meydana gelmiştir. Bu daralma yüzde 6,2 büyüyen GSYİH dikkate alındığında oldukça dramatik gözükmektedir. 2021 yılında ise baz etkisi nedeniyle ilk iki çeyrekte inşaat sektörü yüzde 3’ün biraz üzerinde büyüme kaydetmiştir. Bu büyüme yine de GSYİH’nin gerisinde kalmıştır. Üçüncü çeyrekte ise yüzde 6,7’lik daralmada hem talebin azalması hem de baz etkisi etkili olmuştur. Son 10 yılda Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,2 büyüme gerçekleştirirken, bu oran inşaat sektöründe yüzde 5,6 olmuştur.

2021 Yılında Hazır Beton Fiyatı ÜFE’nin Gerisinde Kalmıştır
2021 yılında ÜFE yüzde 80 artış gösterirken, Hazır Beton Fiyat Endeksi yüzde 71 oranında artmıştır. Kısacası hazır beton fiyatı ÜFE’nin gerisinde kalmıştır. Ham madde, enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki yüksek artışa rağmen hazır beton üreticileri hazır beton fiyatını enflasyonun altında tutabilmiştir. Malzeme kaynaklı inşaat maliyet endeksinin yüzde 86 arttığı da bu analiz kapsamında dikkate alınmalıdır. 2019 yılı hariç son beş yılda hazır beton fiyatındaki değişim ÜFE’nin sürekli altında kalmıştır. 2017-2021 yılları arasında ÜFE yüzde 273, dolar kuru ise yüzde 307 artış göstermiştir. Bu artış hazır beton fiyatında yüzde 193 olarak kalmıştır. Kısacası ÜFE’ye oranla yüzde 80’lik, dolar kuruna göre ise yüzde 114’lük bir kayıp yaşanmıştır.

Hazır Beton Üretim Maliyetinin Yaklaşık Yüzde 70 Oranında Döviz Kuruna Bağlı
2021 yılında sektörü yüksek enflasyon, ilk el konut satışlarının yeterli seviyede olmaması ve yılın son döneminde döviz kurundaki ani ve aşırı yükseliş kaynaklı ham madde fiyatlarının artması olumsuz etkilemiştir. Özellikle sabit fiyatlı sözleşmeler, ham madde fiyatlarındaki ani ve yüksek artışla hazır beton üreticisini mağdur etmiş, sektörün maliyet ve fiyatlandırma politikasında sorunlar yaşatmıştır. Nakit akış yönetimi, alacak ve risk takibi ve pazar analizi de firmaların sorun yaşadığı konular olmuştur.


Hazır beton sektöründeki girdiler her ne kadar yerli gözükse de döviz kuruna bağlılıkları yüksektir. THBB tarafından yapılan bir araştırma kapsamında hazır beton üretim maliyetinin doğrudan ya da dolaylı olarak yaklaşık %70 oranında döviz kuruna bağlı olduğu tespit edilmiştir.


2021 Yılında Sektör Tüm Olumsuzluklara Rağmen Büyüdü
Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “2020 yılına oranla sektör için daha stabil bir yıl olan 2021 yılında hazır beton sektörü bütün olumsuzluklara rağmen büyümeyi başarmıştır. Hazır beton sektörünün 2021 yılında yüzde 10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir” dedi.

2022 yılı ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Yavuz Işık, “2022 yılında hazır beton sektörünün kötümser senaryoda yüzde 5 oranında küçüleceği, iyimser senaryoda ise yüzde 10 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir” dedi.

Ülkemizde inşaat sektörünün dönem dönem ritmini kaybetse de uzun vadeli trendin hep büyüme yönünde olduğunun altını çizen Yavuz Işık, şöyle konuştu: “Asgari 50 yıllık servis ömrü ile tasarlanan konutlar sürekli bir dönüşüme girmek zorundadır. Nüfus artışı, yeni altyapı ve üstyapı ihtiyaçları doğurmaktadır. Mevcut konut stokunun kentsel dönüşüm süreci ile yenilenmesi deprem riski yüksek bu coğrafyada gecikmeden hayata geçirilmesi gereken bir zorunluk olmaya devam etmektedir. Orta ve uzun vadede sıfır karbonlu ve enerjili yapılar yasal bir zorunluluk ve toplumdan gelen bir talep olarak yeni yenilenme ihtiyaçları doğuracaktır. Büyüyen sanayi, artan ulaşım ve enerji ihtiyaçları sürekli gündemde olacaktır. Kısacası inşaat sektörü ve dolayısıyla hazır beton sektörü gelişmekte olan ülkemizin büyüme ve gelişme yolculuğunda önemli bir rol üstlenmeye devam edecektir.”

“İnşaat Sektörü Strateji Belgesi” Hazırlanmalı ve Uygulanmalı
İnşaat ve inşaat sektörüne hizmet eden diğer sektörlerin sürdürülebilir büyümesinin ancak bütüncül bir kalkınma modeli ile hayata geçebileceğini ifade eden Yavuz Işık, “Bu model ülkenin sürdürülebilir kalkınması için de elzemdir. Bu nedenle “İnşaat Sektörü Strateji Belgesi”nin bir an önce hazırlanmasını ve uygulanmasını önemsiyoruz. Bu stratejiye uygun olarak da hazır beton sektörü ve diğer ilgili bütün sektörler kendi stratejilerini ve yol haritalarını belirlemelidir.” diye konuştu.

“İklim Değişikliği İle Mücadele Kapsamında Hazır Beton Sektörüne Öncülük Edeceğiz”
2021 yılı sonunda ülkemizin Paris Anlaşması’nı imzalayıp onaylaması ile inşaat ve diğer birçok sektör için yeni bir sayfa açıldığını belirten Yavuz Işık, “Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması bir yandan Türkiye’nin kendi iklim değişikliği planlarını uygularken diğer yandan da taraf ülke olarak çıkarlarını koruması ve dönüşüm için gereken finansmanı almak için akredite olması anlamına gelmektedir. Bu kapsamda inşaat sektörünün ve elbette hazır beton sektörünün üzerine düşen görevler olacaktır. Birliğimiz, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında 2030 ve 2053 hedeflerine yönelik taahhütlerini yerine getirmesi için hazır beton sektörüne öncülük etmeyi amaçlamaktadır. Kısa ve orta vadede hem inşaat sektöründe hem de inşaat malzemeleri sektöründe yeşil ve dijital dönüşümün, düşük karbon ve döngüsel ekonominin, bütünleşik tasarımın, yapı bilgi modellemesinin, enerji verimliliğinin daha çok gündemde olacağı öngörülmektedir.” dedi.

Ormana Komşu Müstakil Yaşam: Arden Durusu Villaları

Kaviel Yapı tarafından hayata geçirilen Arden Durusu Villaları, yeşilin ve mavinin ortasında müstakil bir yaşam sunuyor.


Kaviel Yapı, Arden Durusu Villaları ile herkesi yeşilin ve mavinin tam ortasında, doğanın kalbinde bir yaşama davet ediyor. İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde 6 bin metrekare arazi üzerinde yükselen Arden Durusu Villaları, 3 katlı 12 adet villadan oluşuyor.


Kuzey ormanlarının hemen yanıbaşındaki proje, sakinlerine hem göl hem de deniz manzarası sunuyor. Projedeki her villa, bu eşsiz manzaranın doyasına izlenebileceği geniş bir terasa sahip.


Şehrin imkanlarına yakın, karmaşasına uzak bir konuma sahip olan proje; İstanbul Yeni Havalimanı’na 14, Kuzey Marmara Otoyolu’na 16, Karaburun Kent Merkezi’ne 2, Durugöl’e 2, Karaburun Plajı’na 4 dakika uzaklıkta.


Ormana komşu Arden Durusu Villaları’nda ortak oturma alanı ve çocuk oyun parkı bulunuyor. Projedeki her villada, müstakil bahçe ve 2 araçlık otopark alanı yer alıyor.


Arden Durusu Villaları her biri 3 katlı, 12 adet villadan oluşuyor. Vilalların bahçe katı 153 metrekare büyüklüğünde. Bahçe katı; hol, mutfak, kiler/depo, hamam/sauna, wc, çamaşır odası, soyunma odası, çocuk havuzu, hol, salon ve yemek alanında oluşuyor.


Yaklaşık 117 metrekare büyüklüğündeki zemin katta ise giriş/rüzgarlık, kat holü, ebeveyn banyo, yatak odası, karşılama holü/vestiyer, ebeveyn yatak odası, banyo, balkon ve yeşil alan bulunuyor.


71 metrekare büyüklüğündeki birinci katta ebeveyn yatak odası, ebeveyn banyo, banyo ve teras yer alıyor.

Quattro İstanbul, Rams Türkiye Güvencesiyle Satışa Çıkıyor

Rams Türkiye tarafından hayata geçirilen Quattro İstanbul yüzde 15 indirimle satışa çıkıyor.


Son 10 yılda farklı ülkelerde toplamda 2,5 milyon metrekareden meydana gelen 55 projenin inşaatını tamamlayan Rams Global, ülkemizdkei faaliyetlerini Rams Türkiye adıyla sürdürüyor. Hatırlanacağı üzere; grup, Türkiye’deki ilk yatırımını 2019 yılında Gaziantep LİV Hospital’la yapmıştı. Yatırımlarına hız kesmeden devam eden Rams Türkiye’nin 2. projesi ise Quattro İstanbul ismini verdiği kentsel dönüşüm projesi oldu.


Quattro İstanbul projesi 7 sene önce başlamış ancak sürdürülemediği için yarım kalmıştı. Tamamlanmayan bu proje sebebiyle 200’e yakın aile mağduriyet yaşamıştı. Yatırımlarını son sürat sürdüren Rams Türkiye güven ve tecrübesiyle yeniden canlanmış olan proje, İstanbul Anadolu Yakası’nın cazibe merkezleri arasında yer alacak.


Ödüllü Mimar Han Tümertekin Tarafından Tasarlandı
Quattro İstanbul projesi ödüllü mimar Han Tümertekin tarafından dizayn edildi. Lokasyonuyla dikkat çeken proje İstanbul Finans Merkezi’ne dört dakika uzaklıkta bulunuyor. Ön lansman dönemine özel avantajlı fiyatlarla satışa çıkarılacak olan Quattro İstanbul, ortak yaşam alanlarında tüm alışverişin gerçekleştirilebileceği seçkin mağazalara kadar geniş bir yaşam alanı sağlıyor. Tapuların hazır olduğu Quattro İstanbul, 2022 yılının yaz aylarında sahiplerine teslim edilecek.


Toplam 576 konutun yer aldığı Quattro İstanbul projesinde 1+1 daireler 60-76 metrekare, 2+1 daireler 93-101 metrekare arasında değişen alanlara sahip. Ön lansman fırsatlarıyla satışa çıkacak olan proje yüksek kalitede malzeme ve işçilik ile hazırlandı.

Ekonomist Murat Özsoy: “Acil Önlem Paketi Olmazsa Durum Kritik”

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Türkiye ekonomisinin önemli ölçüde etkileneceğini belirterek enflasyon tehlikesine vurgu yaptı.

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Türkiye ekonomisinin önemli ölçüde etkileneceğini belirterek enflasyon tehlikesine vurgu yaptı. Var olan krizin daha da derinleşeceğini belirleterek Hazine ve Maliye Bakanlığı’na acil özlem paketi uygulaması çağrısında bulundu. Özsoy, açıklanacak yeni paketle beraber dövizde 21 Aralık tarihinde olduğu gibi büyük bir düşüşün gerçekleşmesi ihtimalinin altını çizdi.


Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik operasyonu sonrası, ekonomi yönetimine kritik uyarılarda bulundu. Özsoy, Rusya’nın müdahalesinin artarak devam etmesi halinde Türkiye’nin iç pazarda üretim yapmakta zorlanacağını ayrıca ihracat için de gerekli hammaddelerin tedarik edilemeyeceğini belirtti.

“Ekonomik Önlem Paketi Çıkarılmalı”

Özsoy, savaşın Türkiye’yi ekonomik açıdan büyük bir darboğazın içine sokacağını vurgulayarak, enflasyon oranlarının ilerleyen günlerde daha da yükselmesi tehlikesine dikkat çekti. Ekonomi yönetimine, önlem alması için çağrı yapan Özsoy, yeni bir ekonomik önlem paketi çıkarılmasını önerdi.


Rusya’nın Ukrayna topraklarına girdiği ilk iki günde dolar ve altının yükselişine değinen Özsoy, “Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik operasyona başlaması sonrasında perşembe günü hem küresel ekonomilerde hem de yurtiçi piyasalardaki fiyatlamalarda bir hayli sert çalkantılar meydana geldi. Dolar/TL kuru iki ayın zirvesini gördü, gram altın gün içinde 930 TL üzerini test etti, BIST100 endeksi 1900 puanın altına geriledi ve yüzde 9’u aşan kayıplar söz konusu olurken tahvil fiyatlarında da hareketler yukarı yönde gerçekleşti” bilgisini verdi.

“Rus Müdahalesi Artarsa Türkiye Zorda Kalır”

Türkiye’nin savaştaki iki ülkeyle enerji, gıda, demir ve çelik gibi sanayi alanları ve turizm sektörüyle yakın ticari bağları olduğunun altını çizen Murat Özsoy, “Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasındaki ticaret bağlarını düşündüğümüz zaman karşımıza çıkan en öncelikli sektörler turizm, enerji, gıda ile demir ve çelik gibi çeşitli diğer sanayi alanları olarak öne çıkıyor. Eğer Rusya’nın müdahalesi artarak devam ederse ve AB ile ABD tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımlar artarsa Türkiye açısından bu gelişmelerin yol açacağı en büyük sorun, iç pazarda üretim yapabilmek ve dışarıya ihraç mallarını satabilmek için hammadde tedariğinin zorlaşması olacak.” diye konuştu.

“Enflasyon Daha Da Yükselebilir”
Özsoy, yurtiçinde en önemli ekonomik problemin enflasyon olduğunu bildirerek şunları söyledi; “Şu anda yurtiçi ekonomide üstesinden gelinmesi en büyük problem yüksek enflasyon. Ülkedeki enflasyonu tetikleyen en önemli faktörlerin başında, yükselen enerji maliyetleri ve gıda fiyatları olduğunu düşündüğümüzde içinde bulunulan durumun devam etmesinin Türkiye’ye faturası, enflasyon oranlarının daha da artması olacak. Türkiye’nin 2021 yılında Rusya ve Ukrayna’dan toplam 8 milyon ton üzerinde buğday, 2’şer milyon ton üzerinde arpa, mısır ve soya fasulyesi ithalatı söz konusu.”

“Düşük Faiz Stratejisi Gözden Geçirilmeli”
ABD merkez bankası dahil dünyanın büyük devletlerinde sıkı para politikası izlendiğine vurgu yapan Özsoy, Merkez Bankası’nın politika faizini düşük tutma stratejisinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy’un açıklamalarına şöyle devam etti: “Ekonomi yönetimi enflasyonu düşürmek için çok kararlı bir politika izleyeceğini ısrarla dile getirmekteyken yaşanan bu kriz öyle görünüyor ki bu politika tedbirlerinin çözüm üretmesini daha da zorlaştıracak. Başta ABD Merkez Bankası FED olmak üzere diğer ülke merkez bankaları sıkı para politikasından bahsederken; TCMB’nin politika faizini yüzde 14 seviyesinde tutması ve ekonomi yönetiminin faizi artırmak konusundaki kararlı tutumunu belki de yeniden gözden geçirmesi gerekebilir. Bunun sonucunda ekonomi yönetimi artan doğalgaz, hammadde, nakliye maliyetlerinin enflasyonist etkilerinin önüne geçebilmek için daha sıkı bir para politikası izlemek (yani politika faiz oranını artırmak) ya da birtakım ilave zamlar yapmak gibi zor seçenekler ile karşı karşıya kalabilir. Diğer yandan dolar/TL kurunun da ABD dolarının küresel açıdan değerlenmesi sonucunda artması da Kur Korumalı Mevduat ürününün hem Hazine hem de TCMB üzerindeki yüklerini artırmasına yol açabilecektir. Tüm bu risklerin bertaraf edilebilmesi için en önemli ve en güvenilir döviz girişi olarak görünen turizm gelirlerinin sekteye uğramaması da çok önemli.”

“Önlem Paketi Açıklamazsa Enflasyon Patlar”
“Ekonomi yönetiminin şu anda enflasyon ile mücadele kapsamında çok beklemeden acil bir ilave yeni önlem paketi açıklamasının tam zamanı olduğunu düşünüyorum. Hatta bu konuda birtakım hazırlıklar içerisinde olduğunu da ümit ediyorum. Beklentim, bu konuda bir açıklamanın kısa sürede birkaç gün içerisinde yapılması ve enflasyonunu ana tetikleyicisi olan döviz kurunun aşağıya çekilmesi. Eğer böyle bir paket duyurusu ile piyasaya güven aşınabilirse 21 Aralık tarihindeki açıklamalar sonrasında yaşanan derecede bir kur geri çekilmesi söz konusu olur. Aksi takdirde gelecek günlerdeki piyasa hareketleri enflasyon hedeflemesini ciddi zora sokacaktır.”

Rusya – Ukrayna Savaşı Demir Fiyatlarını Arttırdı!

Demir fiyatları bu kez de savaş sebebiyle arttı. Rusya – Ukrayna arasındaki savaş demiri de vurdu!


Pandemi şartları, dolar kuru ve enflasyonda yaşanan artış derken şimdi de Rusya-Ukrayna savaşı demir fiyatlarını yükseltti. Demirin ton fiyatı 13 bin liraya yaklaştı.


Rusya-Ukrayna arasında başlayan savaş emtia fiyatlarının da artmasına neden oldu. Küresel piyasalarda demir fiyatları artışa geçerken Türkiye’de de ton fiyatı 13 bin liraya yaklaştı. Dövizdeki hareketlilikten ve savaşın uzama ihtimalinden dolayı demir tedarikinde de sıkıntılar yaşanmaya başladı. Fiyatların savaş riski sebebiyle daha da yükselmesi bekleniyor. Demir tüccarları ise bugünlerde fiyat vermek yerine siparişleri ötelemeyi tercih ediyor.

İşte Türkiye genelinde güncel demir fiyatları:

Ankara
Bir ton ince demir: Q8 12.900 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32: 12.600 TL

İstanbul
Bir ton ince demir Q8 12.780 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.580 TL


İzmir
Bir ton ince demir Q8 12.750 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.500 TL


Karabük
Bir ton ince demir Q8 12.700 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.400 TL


İskenderun
Bir ton ince demir Q8 12.750 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.500 TL

Gebze
Bir ton ince demir Q8 12.900 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.600 TL

Samsun
Bir ton ince demir Q8 12.720 TL
Bir ton kalın demir Q12 ile Q32 12.500 TL

İnşaat Sektörü Temsilcileri KDV İndirimi Bekliyor!

Temel gıda ürünlerinde yüzde 8 KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesinin ardından Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda yer alan inşaat ve gayrimenkul sektörü de KDV indirimi yapılmasını bekliyor.


Temel gıda ürünlerinde yüzde 8 KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesinin ardından Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda yer alan inşaat ve gayrimenkul sektörü de KDV indirimi yapılmasını bekliyor. Sektör temsilcileri konut satışlarının canlanması halinde domino etkisiyle tüm sektörlerinde buna bağlı olarak hareketleneceğini belirtiyor. 

“İnşaat Sektörü Tüm Sektörleri Etkiliyor”
Konut satışlarındaki KDV oranlarına ilişkin bir çalışma olduğunu dile getiren İzmir Ticaret Odası (İZTO) Gayrimenkul Faaliyetleri Grubu Meclis Üyesi Adnan Bozbay, “Türkiye’de inşaat sektörü lokomotif sektörler arasında. Yıllardır ağırlıklı olarak inşaatla büyüdüğümüz için inşaat sektörü tüm sektörleri etkiliyor. Müteahhitlerin çok fazla arsa yatırımı var. Bu arsa yatırımlarının atıl kalmaması için sektörün hareketlenmesi gerekiyor. Buradaki hareketlilik de beyaz eşya, mobilya gibi sektörlerin işlerinin hareketlenmesini sağlayacak. Bu nedenle de seçime yakın bir süreçte konut kredi faizlerinde de bir düşüş bekliyoruz” dedi.

“İnşaat Sektörü Canlanırsa Tüm Sektörler Canlanır”
Konut satışlarında KDV’nin tamamen kaldırılması gerektiğini kaydeden İzmir Emlak Kulübü Başkanı Rıdvan Akgün ise “Türkiye’de 5 milyon konut açığı var. Bu konut açığının giderilmesi için hükümetin KDV’yi kaldırması, konut kredi faizlerini düşürmesi gerekiyor. Faizlerin düşmesi ve KDV’nin kalkması halinde kentsel dönüşüm çalışmaları da daha fazla hız kazanacaktır” diye konuştu.


Gayrimenkul sektöründeki durgunluğun tüm sektörleri etkilediğini belirten Akgün, “Konut satışları son bir ayda oldukça düştü. Konut piyasasına baktığımızda ocak ayındaki konut satışları geçen yılın aralık ayına göre düşmüş durumda. Önümüzdeki süreçte de çok fazla satış olmayacağı düşünüyoruz. Ancak ekonominin canlanması için hükümetten konut kredi faiz oranlarını düşürmesini istiyoruz. İnşaat sektörü ekonominin lokomotifi durumunda. Tüm piyasalar inşaat sektörüne bağlı. İnşaata bağlı 250 ana kalem ve 2 bine yakın da dolaylı kalemler var. İnşaat başlı başına bir sanayidir. İnşaat ve gayrimenkul sektörü hareketlenirse ekonomi canlanır” ifadelerini kullandı.

TOKİ Sancaktepe Projesi İle Yurt Dışındaki Türk Vatandaşlarını Ev Sahibi Yapacak

TOKİ Sancaktepe projesi ile yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları için mega kent İstanbul’da 420 yeni konut inşa edecek.


Toplu Konut İdaresi (TOKİ), yeni konut projeleri için düğmeye bastı. Kurum bu kez yurt dışında yaşan Türk vatandaşları için konut üretecek.


Yeni yatırımlar için harekete geçen TOKİ Sancaktepe projesi ile 420 yeni konut üretecek. Kurum tarafından yapılan açıklamaya göre; dar gelirli vatandaşları düşük taksit ve peşinatlarla ev sahibi yapan TOKİ, inşa ettiği toplam 1 milyon 100 bin konutla 5 milyondan fazla vatandaşı ev sahibi yaptı. Çalışmalarına hız kesmeden devam eden TOKİ, yurt dışındaki Türk vatandaşlarını da konut sahibi yapacak. Kurum, 2+1 ve 3+1 daire tiplerinin yer alacağı Sancaktepe projesi kapsamında toplam 420 aileyi ev sahibi yapacak.


Yatay mimari ile inşa edilecek olan TOKİ Sancaktepe Projesi’nden sosyal alanlara da yer verilecek. Kurum tarafından yapılan açıklamada projenin ihalesi kısa zaman içerisinde gerçekleştirileceği belirtildi.

Schunk, Türkiye Pazarındaki Gücünü Artırıyor

İş parçası bağlama ve otomasyon sistemlerinin teknoloji öncüsü Schunk, pek çok farklı sektördeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor.


Dünya çapında 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren Schunk; birçok farklı sektörde takım tutucular, iş parçası bağlama sistemleri ve otomasyon alanında ihtiyaca uygun çözümler geliştiriyor. 2007 yılında Türkiye pazarına giriş yapan ve dünya genelindeki gücünü kısa sürede ülkemize de yansıtan Schunk, inovatif ve zengin ürün gamıyla öne çıkıyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak otomotiv ana ve yan sanayisindeki firmalara çözüm ortaklığı yapan Schunk; havacılık, savunma sanayi ve plastik sektörlerindeki varlığını güçlendirirken çok kritik iki sektör olan gıda ve medikal sektörünü de markajına aldı. Ürün ve hizmetleriyle pazarda fark yaratan Schunk, 2022 yılında da Türkiye’ye artan bir ivmeyle yatırım yapmaya devam edecek.

Takım tutucu, iş parçası bağlama sistemleri ve otomasyon olmak üzere iki ayrı ana faaliyet alanı bulunan Schunk; robotlu otomasyon ekipmanları, CNC tezgâh iş parçası bağlama sistemleri ve takım tutucuları alanında dünya liderliğini koruyor. Schunk Türkiye olarak her yıl istikrarlı bir büyüme sağladıklarını ve bu sayede Schunk global tarafından 2015 yılında Orta Doğu’nun merkez üssü seçildiklerini söyleyen Schunk Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü Emre Sönmez, firmanın global pazar içerisindeki payını daha da artırarak uzun vadede Türkiye’de üretim yapan bir şirket konumuna gelmeyi hedeflediklerini belirtti.

“Dünyada Kullanılan 1 Milyondan Fazla Robot Elinde Schunk İmzası Var”
Schunk olarak dünyanın en kapsamlı robot eli portföyünü pazarın kullanımına sunduklarını ifade eden Emre Sönmez; “Dünyanın en kapsamlı robot eli portföyüne sahibiz. Kartezyen robotlar, gantry robotlar, transfer sistemler, otomatik taşıma sistemleri, endüstriyel robotlar ve manipülator sistemlerinde kullanılan bu robot eller; standart, yarı özel ve tamamen uygulamaya özel olmak üzere endüstride ve gündelik hayatımızın farklı alanlarında hizmet veriyor. Ürünlerimizle müşterilerimizin en zor tutma problemlerini çözüyor ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Dünya genelinde 1 milyonun üzerinde robot elimiz kullanılıyor. Schunk’un bu başarısı, ilk kez 1991 yılında pazara sunduğu PGN robot eli ile ivme yaşadı. Ardından 2001 yılında pazarın kullanımına sunduğu PGN+ ürünü ile patentli dişli yataklaması sayesinde kendi alanında rakipsiz hale geldi. 2016 yılında geliştirdiği üçüncü jenerasyon PGN+P ile performans olarak uzak ara pazardaki en iyi robot eli olmayı sürdürüyor” dedi.

“Robotik Takım Değiştiriciler, Sanayinin İlerlemesinde Lokomotif Görevi Görüyor”
Schunk’un pazarda güçlü olduğu bir diğer ürün grubunun robotik takım değiştiriciler olduğunun altını çizen Sönmez; “Bir robotun performansında ve işlevinin artırılmasında çok etkili olan robotik takım değiştiriciler; üretim, taşıma, montaj ve kaynak uygulamalarında yüksek esneklik için tercih ediliyor. Robotik takım değiştiricilerin değişim sıklığına ve operatörden bağımsız uygulama yapma ihtiyacına göre otomatik takım değiştirici veya manuel takım değiştirici olmak üzere iki farklı seçeneği bulunuyor. SWS olarak adlandırdığımız otomatik takım değiştirici, patentli kilitleme mekanizmasıyla fark yaratıyor. Bakım ve kullanım kolaylığı sunan yapısı, aynı zamanda hava kesildiğinde takımın kilitli kalmasını sağlıyor. Üzerinde bulunan dahili hava aktarma portları sayesinde ilave modül gerektirmeden, pnömatik hava ve vakumu takıma aktarmayı sağlıyor. Haberleşme, pnömatik, akışkan, fiber optik, temassız sinyal aktarımı, kaynak akımı, güç ve enkoder sinyali gibi aktarımı gerçekleştirebilen modüller çözüm olarak sunuluyor” şeklinde bilgiler verdi.

Schunk Manyetik Tablaları Türkiye’nin Her Yerinde Kullanılıyor
Türkiye pazarında talaşlı imalat sektörü için müşterilerine sundukları birçok standart ve özel çözümlerin yanı sıra manyetik tabla, hidrolik takım tutucular ve üç, dört ve beş eksen CNC tezgâhlarına uygun mengenelerle de sektörün çözüm ortağı olduklarını ifade eden Sönmez; “Manyetik tablalarımız, Türkiye’deki hemen hemen her kalıp imalatçısı tarafından kullanılıyor. Bu ürünleri ayrıca demiryolu ray ve vagon imalatçılarından ağır sanayiye kadar CNC tezgâh kullanımı olan her alanda müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Mengenelerimiz, iş parçası üzerinde çok küçük yüzeylerde dahi yüksek sıkma kuvvetine sahip olmaları, yüksek hassasiyet değerlerinde problemsiz çalışmaları ve kompakt yapıları sayesinde işleme proseslerinde yüksek talep gören bir ürün olarak öne çıkıyor. Üretimin tüm safhalarında kullanılabilen manyetik tablalarımız ise iş parçasının beş farklı yüzeyini işleme imkânı sağlayarak tezgâh duruş sürelerini minimize ediyor. Böylece oluşabilecek hatalı iş parçası bağlamalarının önüne geçiyoruz.” sözleriyle bu alanda Türkiye pazarındaki güçlü varlıklarını vurguladı.

“Hidrolik Takım Tutucular, Yüksek Kalite Ve Düşük Maliyet Özelliğiyle Rakipsiz”
İş bağlama sistemlerindeki ürünleri işleme noktasında takım tutucularla tamamlayarak müşterilerine entegre çözüm sunduklarını söyleyen Sönmez, sözlerine şöyle devam etti: “Hidrolik takım tutucularımızın sıkma torklarının rekabetsiz değerlerde olması, kaba ya da finish işlem fark etmeksizin tüm üretim proseslerinde kullanıma imkân sağlıyor. Hidrolik takım tutucumuzun çalışma prensibinde yer alan işleme sırasında oluşabilecek titreşimleri absorbe edebilme özelliği ise kesici takım sarfiyatında mekanik veya ısıtımalı tip takım tutucularla yapılan kullanıma göre en az yüzde 20 avantaj sağlıyor. Manyetik tabla ve mengene gibi iş bağlama sistemlerimizle birlikte hidrolik takım tutucularımızla da müşterilerimize yüksek kalite ve verimliliği düşük maliyetlerle sunuyoruz.”

“İnovatif Ürünleriyle Türkiye Piyasasına Yeni Bir Soluk Getiriyor”
Müşteriler tarafından yoğun bir şekilde kullanılan shrink (ısıtmalı) tip takım tutucuların yerine aynı dış ölçülere sahip ve çok daha iyi performans sağlayan hidrolik Tendo Slim 4ax takım tutucu ürününün pazarda dengeleri değiştirdiğine dikkat çeken Sönmez; “Bu ürünümüz muadillerine göre verimliliği büyük oranda artırıyor. KSC Mini, küçük ölçülere sahip iş parçalarının daha hassas şekilde sabitlenmesi ve çabuk çene değiştirme özelliğiyle avantaj sağlıyor. NSE3 HT Mini ise elektronik sistem sayesinde haberleşme sisteminin en üst seviyede kullanılmasına imkân sağlıyor. Üreticilerin mevcut makinelerini daha verimli kullanmalarını sağlayacak zero-point çabuk palet ve fikstür değiştirme sistemi olan Vero-S ürünleri ve iş parçalarını pnömatik, hidrolik olarak hızlı bir şekilde bağlamaya yarayan Tandem Kuvvet Blokları da Türkiye pazarında fark yaratan diğer önemli ürünlerimiz arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

“Müşterilerin Uygulamalarına Yönelik En Uygun Çözümü Sunuyor”
Hızla gelişen kolobratif robot pazarında Schunk tak&çalıştır ürünlerinin robot kullanıcılarına büyük kolaylık sağlayacak şekilde kullanıma sunulduğunu belirten Sönmez; “Robot tutucusundan takım değiştiricilere kuvvet tork sensöründen çapak alma ekipmanlarına kadar geniş ürün yelpazemizle bu sistemin içerisinde yer alıyoruz. Makine besleme uygulamaları için kameralı parça konumlama gibi uygulama setlerini de müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Ayrıca çoğunlukla tezgâh besleme uygulamalarında kullanılan çiftli tutucu sistemleri de kolobratif robotların ayrılmaz parçası olarak konumlanıyor. Hafif ve orta derece çapak alma ve yüzey işleme uygulamalarında da Schunk olarak ürün gamımızı genişletmeye devam ediyoruz. Türkiye’de bu uygulama alanında önemli bir tecrübeye sahip şirketimiz, müşterilerin uygulamasına yönelik en uygun çözümü sunabilecek şekilde ekipman seçenekleri sunuyor.” dedi.

“2022 Yılında Üretimi Dijitalize Edecek İnovatif Teknolojilere Odaklanacak”
Schunk’un yeni yatırım rotası hakkında da önemli bilgiler veren Emre Sönmez; “Türkiye’de ağırlıklı olarak otomotiv ana ve yan sanayisinde faaliyet gösteren firmalara çözüm ortaklığı yapıyoruz. Havacılık ve savunma sanayi gibi çok sayıda sektördeki faaliyetlerimizi artırma hedefimizin yanı sıra farklı sektörlere de odaklanıyoruz. Bu kapsamda, 2021 yılı boyunca çok kritik iki sektör olan gıda ve medikal sektörünü markajımıza aldık. Ek olarak, yeni yılda plastik sektörüne yönelik ürünlerimizi ön plana çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca dijitalleşmeyle birlikte artan mobilitenin etkisiyle elektrikli araçların yaygınlaşmasından dolayı battery-pack üretimini ve montajını da destekleyecek ürünler geliştirmeyi sürdüreceğiz. Robotlarla entegre olarak çalışabilen elektrikli ürünler, enerji tüketmeyen tutucu sistemler ve IoT tabanlı ürünler konusuna da odaklanacağız. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında Türkiye’de varlığımızı daha da güçlendirmek ve üretim yapan bir şirket konumuna gelmek yer alıyor. Bu doğrultuda hız kesmeden çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 24,1 Arttı

TÜİK tarafından yayımlanan Yapı İzin İstatistikleri Ekim-Aralık 2021 Raporu’na göre söz konusu dönemde yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü yüzde 24,1 arttı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yapı İzin İstatistikleri Ekim-Aralık 2021 raporunu açıkladı. Rapora göre yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü yüzde 24.1 arttı.


Bir önceki yılın aynı çeyreği ile kıyaslandığında belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 14,0, daire sayısı yüzde 16,8, yüzölçümü yüzde 24,1 oranında artış kaydedildi.


Rapordaki verilere göre toplam yüzölçümün yüzde 56,4’ü konut alanı olarak gerçekleşti. Belediyeler tarafından 2021 yılı IV. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 49,2 milyon metrekareyken; bunun 27,8 milyon metrekaresi konut, 11,5 milyon metrekaresi konut dışı ve 10,0 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.


Kullanma amacına göre en yüksek pay yüzde 69,2 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu. Belediyeler tarafından 2021 yılı IV. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 34,1 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 4,0 milyon metrekare ile bir daireli ikamet amaçlı binalar izledi.

Bir önceki yılın aynı çeyreği ile kıyaslandığında; belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 28,9, daire sayısı yüzde 18,3, yüzölçümü yüzde 16,8 arttı.

Toplam yüzölçümün yüzde 57,8’i konut alanı olarak gerçekleşti. Bir önceki senenin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam yüzölçümü 41,7 milyon metrekareyken bunun 24,1 milyon metrekaresi konut, 8,9 milyon metrekaresi konut dışı ve 8,7 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

Markalı Konut Projeleri Artıyor!

Markalı konut projeleri üreten firmalar yeni konut projelerini görücüye çıkarıyor.


İnşaat sektöründe markalı konut projesi üreten firmaların bu yıl atağa geçmesini bekliyor. Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre, 2021’in son ayında başlayan ve bu yılın ilk aylarında da yeni projelerini arka arkaya görücüye çıkarmaya sürdüren markalı konut firmaları, konut üretiminin bu yıl artacağı sinyalini veriyor.

Reidin verilerine göre 2017’de piyasaya 188 bini yeni başlayan projelerden olmak üzere toplam 307 bin markalı konut girerken, geçen 4 yıllık zaman diliminde üretim azaldı. 2021’de 30 bini yeni başlayan projelerden olmak üzere piyasaya giren markalı konut sayısı 98 bine kadar gerilerken, 2021’in son ayında başlayan ve bu yılın ilk aylarında da yeni projelerini arka arkaya görücüye çıkarmaya sürdüren markalı konut firmaları, konut üretiminin bu yıl artacağı sinyalini veriyor.

Yeni Markalı Konut Projeleri
Yılın son ayında Ispartakule’de Mesa Artaş ve Kantur ortaklığı Tamapark projesinde bin 250 konutu satışa açarken, Ege Yapı’da aynı bölgede 462 konutluk Modern Yaka ile görücüye çıktı. Aşçıoğlu’da Zeytinburnu sahilde196 konutu satışa açtı. Sinpaş Ümraniye’de 530 konutluk projesini satışa çıkarırken, Esta Contration 550 konutluk Acıbadem’den sonra yine bu yıl içinde Bahçelievler’de 245 daireli projeyi daha görücüye çıkaracak. Dap Yapı’da Levent’teki projesini satışa çıkarmak üzere hazırlıklarını sürdürürken, markalı konut üreten birçok firmanın bu yıl yeni projeleri devreye alma planları da sürüyor.

“Geçen Yıl Bekleyen Projeler Satışa Çıktı”
Son 4 yılı ele aldıklarında geçen yıllarda üretilen konut miktarında azalma yaşandığını kaydeden GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, 2022 yılının ilk ayına ve sektör paydaşlarının planlamalarına bakarak bu yıl konut üretiminin geçen senenin üzerinde olmasını beklediklerini aktardı. 2021’de hem üretim hem de alınan ruhsat sayılarının çok düştüğünü anlatan Çekici, “Geçen yılki ortamda satışa çıkmak istemeyenler bu yıl hem ruhsat iptallerini engellemek hem de geçen yıl çok düşen üretim ortamını değerlendirmek istiyor. Diğer taraftan parasını güvenli liman olan gayrimenkulde değerlendirmek isteyen bir kitle var ve hala bazı bölgelerde de ihtiyacın çok olduğu görülüyor” yorumunu yaptı. Bu durumun sektörü geçen iki yıla göre üretim anlamında hareketli kılmasını öngördüklerini anlatan Çekici, bu üretimin önceki yıllardaki gibi son gaza basarak yapılan bir üretim olmayacağını da kaydetti. Çekici, “Çünkü artan maliyet artışı bunun için bir engel. Maliyet artışından dolayı firmalar satış fiyatlarını oluşturacakları bir maliyet endeksi bulamıyorlar. Dövize endekslediklerinde döviz 2 kat arttı. Demir 4 kat arttı. Neye endeksleyip üretim yapacakları konusunda tıkanıklık yaşıyorlar” değerlendirmesini yaptı. Çekici, KDV’nin yüzde 1’e, tapu harçlarında da alım satım vergilerinin düşürülmesiyle sektöre alım yönünde bir hareket katılabileceğini kaydetti.

“Beyaz Yakalının Konut Alacağı Ortam Oluşturulmalı”
İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım da bu yıl piyasaya çıkacak yeni projelerle birlikte piyasadaki markalı konut sayısının 2021’in üstüne çıkmasını beklediklerini söyledi. Ancak halihazırda artan maliyetler nedeniyle bu artışın çok yüksek olmayacağını ifade eden Durbakayım, “Belki ucu ucuna geçecek. Yeter ki burada ekstrem bir şey tekrar yaşanmasın. Çünkü halihazırda satışa çıkanlar uzun zamandır bekleyen projelerdi. Yeni sıfırdan başlayacak bir proje arsa sahibi için de müteahhit içinde şartlar çok ağır. Müteahhit bazı koşulların altına girmek istemiyor, arsa sahibi de daha fazla garanti almak istiyor. Bu nedenle uzlaşı zor. Ancak eski projeler rafl ardan iniyor” diye konuştu. Sektör olarak yeni bir hikayeye ihtiyaç olduğunu ifade eden Durbakayım, “Beyaz yakalının tekrar konut alacağı bir ortamın oluşturulması lazım. Artık projeler yüksek montuanlı ve gelir seviyesi yüksek olan kesime hitap ediyor” dedi.

Yabancının aldığı konutun bu yıl daha fazla ön tarafa geçmesi öngörüldüğünü kaydeden Durbakayım, yeni üretim için devletin ucuz arsa üretmesi gerektiğini, satışların peşine dönmesi neden ile artık faizin lafını etmediklerini anlattı.

“Maliyetler Yeni Üretimi Düşürecek”
COVID’in ilk dönemlerinde iyi bölgelerde daha alçak ve bahçeli konut yapan firmaların daha hızlı sattığını aktaran Mesa Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erhan Boysan, ancak sayısal olarak dönüp bakıldığında geçen yıl çok büyük bir değişim yaşanmadığını kaydetti. Yeni lansmanların artışının firmaların alçak ve bahçeli konutlar hızlı satılıyor dalgasından yararlanma isteğinden kaynaklandığını dile getiren Boysan, “Ancak geçen yıl yapılan satışlardan dolayı o sektörde doydu. Dolayısıyla sürecek ancak geçen yılki kadar alımlar yüksek olmayacak. Konut tarzınız, konut kaliteniz çok önemli olacak ancak herkes bu alana kayarsa da alıcı bulma şansınız olmayacak.”

Tahincioğlu’ndan 4 Yeni Konut Projesi

Sektörün önde gelen firmalarından Tahincioğlu, 2022 yılında 4 yeni konut projesi inşa edecek.


Yeni yıla yeni proje hedefleriyle başlayan Tahincioğlu Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, geçtiğimiz yılı değerlendirmesinin yanı sıra 2022 planlarını açıkladı. 2021 yılını 3,8 milyar TL’lik bir ciro ile kapatan Tahincioğlu Gayrimenkul, bu yıl toplam 4 yeni konut projesi hayata geçirecek. Firmanın yeni projeleri İstanbul’da, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yükselecek.

“2021 Yılında 3,8 Milyar TL Değerinde Satış Gerçekleştirdik”
2021 yılını değerIendiren ve 2022 yılı hedeflerini açıklayan Tahincioğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu; “Pandemi ve iklim krizinin devam ettiği, tüm dünyada ekonomik ve sosyal dengelerin değiştiği hem sektörümüz hem de ülke ekonomimiz açısından zorlu bir yılı geride bıraktık. Umarım 2022 yılı, normalleşme sürecinin ekonomimiz üzerindeki etkisini daha net gördüğümüz, sürdürülebilir ve katma değerli yatırımlarımızın artacağı bir yıl olur. Biz Tahincioğlu olarak 2021 yılına çok güçlü bir giriş yaptık ve tüm yıl özveri ile çalışarak hedeflerimizin ötesinde çok iyi bir yıl geçirdik. Geride bıraktığımız yılda, müşteri beklentilerini karşılayan projelerimizle toplam 3,8 milyar TL değerinde satış gerçekleştirdik” dedi.

“En İyi Yatırım Aracı: Gayrimenkul”
Tahincioğlu tarafından hayata geçirilen projelerin kaliteli yaşam sunma vaadlerinin yanı sıra iyi bir yatırım aracı olduğuna da dikkat çeken Özcan Tahincioğlu, “Yüksek oranda değer kazanmaya devam eden Nidapark Küçükyalı projemizden lansman döneminde ev alan müşterilerimizin evlerinin değeri bugün yüzde 532 oranında (beş katı) arttı. Aynı şekilde Nidapark İstinye projemiz de şu anda yüzde 466 (dört buçuk katı) oranında değerlendi ve çok yakında Panorama etabı teslim edildiğinde bu oran daha da artacak. Aynı dönemde dövizdeki artışın yüzde 275 olduğu düşünülürse projelerimiz dövizin iki katı oranında değerlendi. Yani döviz getirisini ikiye katladı. Nidapark Çengelköy’ün ise hem Tahincioğlu kalitesiyle ve modern mimarisiyle, hem de bölgedeki son büyük parsel olması sebebiyle, boğaz bölgesinin ortalamasının üzerinde prim yapacağını öngörüyoruz” diye vurguladı.

4 Yeni Konut Projesi Müjdesi
Bu yıla ait gayrimenkul sektörüne yönelik beklenti ve hedefleriyle ilgili de konuşan Özcan Tahincioğlu; gerek sektör gerekse ülke ekonomisi açısından 2022 yılı içerin beklentilerinin olumlu olduğunu söyledi. Konut maliyetlerindeki artışının devam etmesinin bir risk olduğuna dikkat çeken Tahincioğlu, “Döviz yatırımı bulunan yerli ve yabancı yatırımcıların, döviz pozisyonundan çıkarak gayrimenkule yönelmeye başlaması ve kira bedellerindeki hızlı yükselişler, bu riskin fazlasıyla bertaraf edilebileceğini ve sektör açısından iyi bir yıl olabileceğini gösteriyor.Ayrıca konut fiyatlarının artacağı yönündeki beklentiler de yatırımcıların konuta ilgisini arttırıyor. Gayrimenkul sektörünün 2022 yılında hareketlenmesini bekliyoruz. Hareketlenme ile birlikte yeni projelere ilgi ve talep de artacaktır. Gayrimenkul her ortamda olduğu gibi bugünkü ekonomik ortamda da en güvenilir yatırım aracıdır. Pandeminin etkisinin azalmasına bağlı olarak normalleşmenin ekonomimiz üzerindeki olumlu etkisi ve piyasalardaki dalgalanmaların azalmasıyla güven ortamı büyüyecek, yatırımlar artacak, böylece daha sürdürülebilir büyüme oranlarına erişebileceğimizi düşünüyorum” diye devam etti.

Yeni Projeler İstanbul, Göcek Ve Bodrum’da Hayata Geçirilecek
Tahincioğlu’nun yeni projeleri pandeminin hayatımıza getirdiği değişikliklere uygun tasarlanacak. “Yeni normal”e uygun olarak inşa edilecek projeler az katlı, müstakil, bahçeli ve geniş sosyal alanlı olacak. Projeler şehrin karmaşasına uzak bölgelerde, İstanbul, Göcek ve Bodrum’da hayata geçirilecek. Firma, İstanbul’daki projesi için Ataşehir’i seçti. Butik ve prestijli bir yaşam alanı olarak planlanan projede özellikle şehrin merkezinde ama ferah dairelerde yaşamak isteyenlere hitap edecek.

Göcek’in ilk markalı lüks konut projesine imza atan Tahincioğlu, Nidapark Göcek’i yeni yılın ilk çeyreğinde ön satışa çıkartacak. Dünyaca ünlü Göcek marinalarının ve koylarının yakınında, doğa ile uyumlu, modern ve kaliteli mimarisi ile farklılaşan Nidapark Göcek, şehir kalabalığından uzaklaşmak isteyenlerin özlemi olan geniş bahçeli, özel havuzlu müstakil villaları, iç avlusu ve yerden ısıtma sistemiyle dört mevsim yaşama imkânı sağlarken, sosyal tesisi, spor salonu, sauna, pilates ve buhar odası ile şehir yaşamını aratmayacak.


İstanbul dışındaki lüks konut projelerine Bodrum’da devam edecek olan Tahincioğlu, 2022 yılında Bodrum’da dört mevsimi doyasıya yaşamak isteyenler için ayrıcalıklı yeni projelere başlayacak.


Son olarak bir rezidans bloğu olan Nidapark Küçükyalı Mercan projesi ile adalar manzaralı sadece teraslı ve 4+1 dairelerin ve ticari birimlerin yer aldığı ayrıcalıklı konumuyla farklılaşan özel bir proje hayata geçecek.


Özcan Tahincioğlu’nun verdiği bilgilere göre, 2022’de satışa çıkacak yeni projelerin değeri 4 milyar TL olacak.

Dap Yapı, Yeni Levent Projesiyle 448 Konut Üretecek

İnşaat sektörünün önde gelen firmalarından Dap Yapı, Yeni Levent projesi için ruhsat aldı.


Dap Yapı, Levent’te hayata geçireceği son proje için düğmeye bastı. Yeni Levent isimli proje için ruhsat alan firma, projenin ilk etabı kapsamında 448 konut üretecek. Sarıyer ilçesine bağlı Ayazağa Mahallesi’nde yükselecek projenin inşaat maliyeti 236 milyon 829 bin 385 TL olarak belirlendi.


Emlak Konut GYO güvencesiyle inşa edilecek olan Dap Yeni Levent projesi 24 bin 988 metrekare arsa alanı üzerinde hayata geçirilecek. 7 blok olarak yükselecek projenin inşaat alanı 95 bin 495 metrekare olarak belirlendi.


ÇED süreci başlatılan projenin inşaat çalışamalarının en kısa sürede başlaması planlanıyor. Yeni Levent projesinde yer alan konutlar 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 olarak tasarlandı. Projede açık yüzme havuzu ve 334 adet açık otopark, blokların bodrum katında kapalı otopark bulunuyor.

*Haberdeki fotoğraf DAP Yapı’nın İstMarina projesine aittir.

Özak GYO Göktürk 2 Projesi Satışa Sunuldu

Satışa çıkarılan Özak GYO Göktürk 2 projesinin detayları belli oldu.

Göktürk 2 projesinin güncel piyasa rayiç değerlerinin tespiti için değerleme raporu hazırlatan Özak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda konuyla ilgili açıklama yaptı.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Özak GYO tarafından hayata geçirilen Göktürk 2 projesi, Eyüpsultan ilçesine bağlı Göktürk Mahallesi’nde yükseliyor. Projeye Kemerburgaz Yolu Caddesi ve İstanbul Caddesi üzerinden ulaşım sağlanabiliyor. Proje, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne 34 , 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 24, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne 21 ve İstanbul Havalimanı’na 20 kilometre mesafede bulunuyor.

İnşaat Çalışmaları Başladı
Özak GYO Göktürk 2 projesinde A, B ve C olarak isimlendirilmiş 3 blok yer alıyor. Proje kapsamında 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 konut tipleri hayata geçirilecek. Projede, 11 adet 2+1, 32 adet 3+1, 19 adet 4+1 ve 5 adet 5+1 daire yer alacak.


Toplam 67 adet bağımsız bölümün yer alacağı proje yatay mimari esas alınarak inşa edilecek. 10.5 dönümlük arazide yükselen Özak Göktürk 2 projesinde konut teslimlerine 18 ay sonra başlanması planlanıyor.


Göktürk 2 projesinde harfiyat işlemleri tamamlandı ve yeni yapı ruhsatları alındı, projenin inşaat seviyesi yüzde 10 olarak belirlendi. Toplam 67 adet bağımsız bölümün yer alacağı proje yatay mimari esas alınarak inşa edilecek. 10.5 dönümlük arazide yükselen Özak Göktürk 2 projesinde konut teslimlerine 18 ay sonra başlanması planlanıyor.

*Fotoğraf Özak GYO Göktürk projesine aittir.


Taşeron Firmalar Maliyet Artışından Dolayı Uzun Süreli Proje İstemiyor!

İnşaat sektörü yeni bir sorunla daha karşı karşıya! Taşeron firmalar, inşaat malzemelerindeki fiyat artışından dolayı uzun süreli projelere yanaşmayınca ‘taşeron sorunu” patlak verdi.


İnşaat malzemelerindeki fiyat artışı bir süredir sektörün gündemini meşgul ediyor. Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre, maliyetteki artış sektörde yeni bir krize daha sebep oldu. Müteahhit firmalar projelerde iş birliği yapabilecekleri taşeron firma bulamıyor!


Malzeme fiyatlarındaki hızlı yükseliş inşaat sektöründe taşeron sorununa sebep oldu. Taşeronlar kendilerini uzun süre bağlayacak anlaşmalara yanaşmazken, birçok şirketin proje öteleme yoluna gittiği ya da günlük fiyatlamaya geçtiği aktarılıyor.


Artan enflasyon ve maliyet sebebiyle inşaat firmaları taşeron firmalar ile iş birliği yapamıyor. Taşeron firmalar, belirsizlik ortamından dolayı kendilerini uzun vadeli sözleşmelerle bağlamaya yanaşmıyor. Bu durum bazı inşaat firmalarının projelerini ertelemesine sebep olurken bazı firmalar ise taşeron firmaların malzeme fiyatlarını üstlenip, günlük fiyatlama yaparak taşeron sorununa çözüm bulmaya çalışıyor.

“Sözleşmeler Beklenti Enflasyonuna Göre Yapılıyor”
Konuyla ilgili olarak görüşlerini paylaşan Dekar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kuzu, enflasyonun birkaç ay içinde hızla artmasının fiyatların dengesini bozduğunu söyledi. Kuzu, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda herkes bir fiyatlama zorluğu çektiği gibi, taşeronlar da bunu yaşıyor. Çünkü bir taşeron ‘İşi ben yaparım’ dediği zaman 1 yıllık, 3 aylık, 1 aylık bir taahhüde giriyor. Ancak kafasında ‘Ya fiyatlar çok artarsa ben bunu nasıl yaparım’ korkusu var. Dolayısıyla beklenti enflasyonuna göre fiyatlayıp daha yüksek fiyattan sözleşme yapmaya çalışıyor. Bu da projeyi satmış olan müteahhit için sıkıntı oluyor. Çünkü o satmış, aldığı para sabit, ama maliyetler artıyor aldığı para ile bunu karşılamıyor.”


Kuzu, imkanı ve parası olanın piyasanın oturmasını beklediğini ya da bazı müteahhitlerin işlerini küçük parçalara bölerek proje yapmaya çalıştığını kaydederek, firma olarak kendilerinin de daha küçük projelere ve daha kısa sözleşmelere yöneldiğini belirtti.

“Günlük Fiyatlama Yapıyoruz”
Eskiden sözleşmelere sadece demir ilgili yüzde 5 artı veya eksi yönde pay koyduklarını aktaran Cathay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Alper Tuğsuz şöyle konuştu: “Elimizdeki mevcut projeleri bitirdik. Yeni projeler için fiyat almaya çalışıyoruz. Ancak son 6 ayda fiyatlar inanılmaz dengesizleşti. Halihazırda biten projelerimizde kendimize ait alanlarda birkaç tane ufak işimiz kaldı. Bunun için kimse fiyat vermiyor. Ya da o günkü döviz kuruyla fiyatı söyleyip önce parayı göndermemizi, ondan sonra malı vereceğini söylüyor. Daha önce çalıştığımız firmalar dahi malın çıkartıldığı günkü döviz kuruyla işlem yapıyor. Çek senet, kredi hiçbir şeyi kabul etmiyorlar. Dolayısıyla taşeronlar bu malzemeleri alamadıkları için de çalışamıyorlar. Bizde bu durumda taşeronlarımıza günlük ödeme yaparak konuyu çözmeye çalışıyoruz” dedi.

“Elektrik Ve Mekanikte Taşeron Firma Bulmakta Zorlanıyoruz”
Mala ulaşma konusunda sıkıntı yaşadıklarını aktaran Seba İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Engin Keçeli de, “Hem fiyat alamıyoruz, hem de birçoğundan malzeme alamıyoruz” dedi. Sektörde günlük maliyet hesabıyla fiyat hesaplayanlar olduğunu aktaran Keçeli, “Özellikle elektrik- mekanik, doğrama, asansör gibi malzeme ile verdiğimiz işlerde taşeron bulmada ve maliyet yapmada zorlanıyoruz. Eskiden işin başında bir fizibilite yapar, yolda yüzde 10-20 fark ederdi. Şimdi her gün fizibilite ve maliyet hesabı yapar olduk” açıklamasını yaptı.

“Sistemin Mart Ayında Oturacağını Düşünüyoruz”
Tedarikçilerin sürekli fiyat güncellemesi yaptığını kaydeden Fuzul Grup Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, “Böyle olunca taşeronlar garanti ve güvence istiyor. Şu anda böyle fiyattan kaynaklanan belirsizlik var” diye konuştu. Akbal, belirsizliğin aşılması için mart ayında FED’in açıklayacağı kararın belirleyici olacağını belirterek, “Şubat ayında faizi yükseltmeyince piyasa nefes aldı. Muhtemelen mart ayında sistem oturmuş olacak” diye konuştu.

Tokat Havalimanı Mart Ayında Açılıyor

550 milyon lira yatırımla hayata geçirilen Tokat Havalimanı projesinde sona gelindi.


Tokat, yeni havalimanına kavuşmak için gün sayıyor. 550 milyon TL yatırımla hayata geçirilen Tokat Havalimanı inşaatında sona gelindi. Yeni havalimanının Mart 2022’de açılması planlanıyor.


Tokat’ta mevcut havalimanının büyük gövdeli uçakların inişine elverişli olmaması nedeniyle 3 yıl önce yeni havalimanı inşaatı çalışmaları başlatılmıştı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce ihale edilen havalimanı 550 milyon TL’ye mal edildi.


45 metre genişliğinde 2 bin 700 metre uzunluğunda pisti bulunan havalimanı son teknoloji ile donatıldı. Havalimanının terminal binası ve kule inşaatında sona gelindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile mart ayı sonlarında havalimanının açılışının yapılması planlanıyor.


Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Tokat İl Başkanı Cüneyt Aldemir, Havalimanın Tokat ve bölgesini bundan sonraki süreçte dış dünyayı açacak tarımını, turizmini ve ticaretini geliştirecek çok önemli bir yatırım olduğuna dikkat çekti. Havalimanın Mart ayı sonunda açılmasının planladığını belirten Başkan Aldemir, “Tokatlılara şimdiden hayırlı uğurlu olsun müjdesini vermek istiyorum. Tokat Havalimanı sadece bu bölgenin değil, Türkiye’nin son dönemde yapmış olduğu en güzel yatırımlardan birisi ve en teknolojik yatırımlardan olacak. Yani teknolojinin vermiş olduğu tüm imkanlar şu anda Tokat Havaalanı’nda mevcut durumda gerçekleşecektir. Çevremize baktığımız zaman Sivas’ta, Amasya’da olmayan aletler şu anda bu Tokat Havaalanı’nda hizmete geçecek. İnsanlarımız burada uçmaya başladığı zaman, teknolojinin vermiş olduğu tüm imkanları Tokat’ta kullanıldığını ve en modern tesisin de Tokat’ta yapıldığını görecekler” diye konuştu.

9 Şehre 10 Yeni Otel Projesi Müjdesi!

9 farklı şehirde hayata geçirilecek 10 yeni otel projesi için yatırım teşvik belgesi verildi.

2022 Ocak ayında 261 milyon lira yatırımla gerçekleşecek 10 yeni otel projesine yatırım teşvik belgesi verildi.


2022 Ocak ayında 10 yeni otel projesi teşviğe bağlandı. Toplam 261 milyon lira yatırımla hayata geçecek otellerin listesi şöyle:

Şehir/Yatırımcı/Yıldızı/Kapasitesi/Teşvik Tutarı:

Kayseri- Erkara Otomotiv-5 yıldız-326 yatak- 50.800.000 TL
Çanakkale-Etkin Proje Danışmanlık-3 yıldız- 42 yatak-12.990.000 TL
İstanbul-New Galata Turizm- Butik otel-54 yatak- 4.852.000 TL
Muğla-Zeydan Turizm-1 yıldız-44 yatak- 3.557.000 TL
İzmir-Urla Otelcilik-Kırsal Turizm tesisi-34 yatak-17.00.000 TL
Antalya- İsnova Tekstil- 4 yıldız- 128 yatak- 24.782.000 TL
Bolu-Aydoğa Spor Hizmetleri-Kırsal turizm tesisi- 28 yatak- 12 milyon TL
Mardin- Midyat Helin Turizm- 3 yıldız-50 yatak- 4.780.000 TL
Diyarbakır- Karavil Gayrimenkul Turizm- 5 yıldız- 257 yatak- 95.000.000 TL
Muğla- Türkbükü Otelcilik- 4 yıldız- 94 yatak- 49.000.000 TL

TOKİ Trabzon Çaykara Projesi Satışa Sunuldu

TOKİ Trabzon Çaykara projesi kapsamındaki 68 adet konut satışa çıkarıldı. Projede fiyatlar 527 bin 253 liradan başlıyor, 598 bin 218 liraya kadar yükseliyor.

TOKİ konut projeleri tüm Türkiye’de hız kesmeden devam ediyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın Trabzon Çaykara projesinde yer alan 68 adet konut kuralı olarak satışa çıktı. TOKİ Trabzon Çaykara Projesi’nde 2+1 ve 3+1 daire tipleri yer alıyor. TOKİ Çaykara Projesi için başvurular Halk Bankası aracılığıyla alınıyor. Son başvuru tarihinin 25 Şubat olarak belirlendiği projenin kura çekilişi 3 Mart tarihinde gerçekleştirilecek.

TOKİ Trabzon Çaykara 2022 projesinde yer alan konutların fiyatları 527 bin 253 liradan başlıyor, 598 bin 218 liraya kadar yükseliyor. Peşinat oranının yüzde 10 ve yüzde 20 olarak belirlendiği TOKİ Çaykara projesi için ödenecek en düşük taksit bedeli 2 bin 343 lira, en yüksek taksit bedeli 4 bin 486 lira olarak belirlendi.

TOKİ Çaykara projesi için ödenecek peşinat bedelleri 52 bin 725 lira ile 119 bin 643 lira arasında değişiyor. Proje için 120 ay ve 180 ay vade sağlanıyor. Trabzon Çaykara TOKİ projesinde yer alan 2 +1 dairelerin brüt alanı 120.4 metrekare ile 126.72 metrekare arasında, 3+1 dairelerin brüt alanı ise 116.13 metrekare ile 131.63 metrekara arasında değişiyor.

Propin Gayrimenkul: “Yüksek Standartlı Binalarda Ofis Bulmak Zorlaştı”

Propin Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından 16 yıldır her üç ayda bir hazırlanan “İstanbul Ofis Pazarı Genel Bakış” raporunun 60. sayısı, 15 Şubat 2022 tarihinde yayınlandı. Raporda, 2021 dördüncü çeyrek döneme ve 2021 yılı geneline dair dikkat çekici veriler paylaşıldı.

Propin Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından 16 yıldır her üç ayda bir hazırlanan “İstanbul Ofis Pazarı Genel Bakış” raporunun 60. sayısı, 15 Şubat 2022 tarihinde yayınlandı. Raporda, 2021 dördüncü çeyrek döneme ve 2021 yılı geneline dair dikkat çekici veriler paylaşıldı.
Propin tarafından hazırlanan Istanbul Ofis Pazarı Genel Bakış Raporu’nda; COVID-19 Salgını ve ekonomideki dalgalanmalara rağmen ofis talebindeki hareketliliğe dikkat çekiliyor.

Kiralar Dolar Cinsinden Açıklanmaya Başlandı

Rapora göre MİA’daki A sınıfı ofis binalarındaki kira ortalaması 2021 yılını 12,2 ABD Doları /m² /ay seviyesinde kapattı. 2021 yılı sonunda ABD Doları bazında yüzde 20 oranında düşen MİA A sınıfı ofis binalarındaki kira ortalamasının dolar cinsinden son on yılın en düşük değerlerinde kaydedildiği paylaşıldı.

Liste kira rakamlarının Türk Lirası cinsinden olmasının büyük belirsizliğe yol açtığını paylaşan Propin Kurucu Ortağı Ebru Ersöz, “Döviz karşısında değer kaybına uğramak istemeyen mal sahiplerini, kira rakamlarını dövizin artış ihtimalini göz önünde tutarak güncellediği ve bazı ofis binalarında liste kira rakamı ABD Doları cinsinden açıklanmaya başlandı” açıklamasını yaptı.

Rapora göre; 2021 dördüncü çeyrek dönemde bir önceki çeyrek döneme göre İstanbul’daki A sınıfı ofis binalarındaki boşluk oranları düştü. Özellikle küçük ve orta ölçekli ofislerde kiralama işlemleri gerçekleşti. 2021 ikinci yarıda MİA A sınıfı ofis binalarındaki boşluk oranı yüzde 28, 8 seviyesindeydi. MİA Dışı-Asya’daki boşluk oranı aynı dönemde yüzde 19,1 olarak kaydedildi. 2021 yılında İstanbul’da gerçekleşen kiralama ve kurumsal satın alma işlemlerinin toplamı 300.000 metrekareyi aştı. 2020 yılındaki işlem hacmi 185.000 metrekare olup, işlem hacmi artışı bir önceki yıldan yüzde 82 daha fazla oldu. Kapanan işlemlerin yüzde 26’sı, büyüklüğü 10.000-20.000 metrekarenin arasındaki işlemlerden oluştu. Büyüklüğü 5.000 ile 10.000 metrekare arasında değişen ofis alanlarının toplam hacme oranı yüzde 14 oldu. Ofis alan büyüklüğünün 1.000 ile 5.000 m2 arasında değiştiği işlemler toplam hacmin yüzde 47’siydi. Toplam işlem hacminin yüzde 13’ü, alan büyüklüğü 1.000 metrekarenin altındaki ofislerde gerçekleşti.

Propin’in Kurucu Ortaklarından Aydan Bozkurt ofise dönüş yapmamış birçok firmanın, alan küçülterek dönme planlarının arka planında, bazı departmanların süresiz olarak uzaktan çalışma modeline alınmasının olduğu ve kullanıcı pazarının, daha önce hiç olmadığı kadar esnek kiralama çözümlerine yakından baktığı bir yıl olduğunu belirtti ve “Birçok uluslararası firma, halihazırdaki ofislerini tam kapasite kullanmasalar da ofislere ne zaman ve nasıl döneceklerinin kararı, globalde alınan kararlar çerçevesinde netleşecek” ifadelerini kullandı.

Rusya’da Yükselen Skyview Projesi İçin Düğmeye Basıldı

Ant Yapı güvencesiyle Rusya’da hayata geçirilen Skyview projesi için düğmeye basıldı. Otel, ticari alanlar, kültür ve eğlence merkezinden oluşan projenin temeli düzenlenen törenle atıldı.

Ant Yapı, Rusya’da yeni bir inşaat projesine imza atıyor. Moskova’da yükselecek olan Skyview projesinin temeli atıldı. Proje otel, ticari alanlar, kültür ve eğlence merkezinden oluşuyor.


Türkiye’nin önde gelen inşaat firmalarından Ant Yapı, Rusya’nın başkenti Moskova’da yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Otel, ticari alanlar, kültür ve eğlence merkezinden oluşan Skyview projenin temeli düzenlenen törenle atıldı. 304 konuttan oluşan Skyview projesinde inşaat çalışmalarının 2024 yılının 2. çeyreğinde tamamlanması öngörülüyor.

ENR (Engineering News-Record) Dergisi’nin ‘Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitleri’ 2021 listesine göre dünyanın en büyük 57. inşaat şirketi olan Ant Yapı, Rusya’nın çeşitli şehirlerinde ve özellikle Moskova’da pek çok ilk ve önemli projeye imza atıyor. Avrupa’nın en yüksek binası unvanını alan OKO Towers, Soçi Olimpiyat Köyü ve Domodedovo Havaalanı Terminal 2 binası, Tolmaçevo Havaalanı, IQ Quarter Moskova City Terminal Binası, Bvlgari Otel, Capital Towers, Mirny Havaalanı’nı projelerini gerçekleştiren Ant Yapı bugüne kadar başta Türkiye olmak üzere Rusya, İngiltere ve Amerika’da toplamda 10 milyon metrekarelik projeyi hayata geçirdi. 

Ankara, Yabancıya Konut Satışında Üçüncü Sırada

Ocak ayında yabancıya 269 konutun satıldığı başkent Ankara, bu alanda Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ocak ayı konut satışı raporu açıklandı. Buna göre Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,1 artarak 88 bin 306 oldu. Konut satışlarında İstanbul 15 bin 110 konut satışı ve yüzde 17,1 ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 8 bin 255 konutla ve yüzde 9,3’lük pay ile Ankara izledi. Ocak ayında yabancıya 269 konutun satıldığı başkent Ankara, bu alanda ise Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldı.


Ağırlıklı Ankara’da olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında markalı konut projelerine imza atan Fırat Life Style’ın COO’su Ahmet Fırat konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Fırat, “Konut satışları 2021 yılı sonunda bir önceki yıla göre yüzde 0,5 azalış göstermiş ve toplam 1 milyon 491 bin 856 olarak gerçekleşmişti. 2021 yılı sonunda 12 ay boyunca toplam 144 bin 104 konut satışı ve yüzde 9,7’lik pay ile başkentimiz, grafikte ikinci sırada yer almıştı. Ocak ayında ise geçen yılın aynı ayına göre Türkiye genelinde yüzde 25,1 artışla toplam 88 bin 306 konut satışı gerçekleştiğini görüyoruz. Ankara’da Ocak ayında 8 bin 255 konut satışı yapılırken, başkent Türkiye genelinde yüzde 9,3’lük pay ile ikinci sırada yer aldı” dedi.


Yabancılara Ocak Ayında 4 Bin 186 Konut Satışı Gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,5 artarak 4 bin 186 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı ise yüzde 4,7 oldu. Bu verilere göre yılın ilk ayında gerçekleşen yabancıya satış adedi, tüm zamanların en yüksek ocak ayı rakamı olarak kaydedildi. Yabancılara 269 konut satışı ile Ankara Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldı.

“Başkentimize Vizyoner Marka Projeler Yakışıyor”
Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, “Firma olarak Ankara’da konut piyasasına ilham vererek bu alanda oldukça etkin çalışmalar yürütüyoruz. Biz bugün yalnızca Ankara’da 7000’in üzerinde konut ve ofis inşa ettik. Yapımı devam eden projelerimiz arasında ise 11 bloktan oluşan 1000 konutlu ve 3 blok ve 133 mağazadan oluşan karma konseptli Velux Ankara, 6 blok ve 613 daireli Natura Batıkent ile 2 bloktan oluşan 198 konutlu projemiz Natura Yaşamkent ve 9 blok ile 2 bin 104 konutlu yapısıyla Referans Ankara’da her yaşam modeline uygun daire tipleri sunuyor. 17 katlı 4 bloktan oluşan ve toplamda 264 daireden meydana gelen Natura Çakırlar projemiz ile Sincan bölgesinde hayata geçirdiğimiz 14 katlı 3 bloktan oluşan Natura Yenikent’te ise 168 daire ve 22 mağaza bulunuyor. Kullanıcılarımızın yaşam standartlarını yükselterek şehir yaşantısına bakış açısını değiştirecek olan projelerimiz, bölgenin değer kazanan konumunda inşa ediliyor” dedi.


Ahmet Fırat, “Her geçen yıl büyüme hedefimizle doğru orantılı olarak, kaliteden ödün vermeden sektörümüzde çıtayı yükseltmeyi görev edindik. Bugüne kadar emsal projelerimizden de edinmiş olduğumuz inşaat tecrübemizi, günümüz teknolojisiyle birleştirerek tüm projemizde en üst seviyeye taşımak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son teknolojide dikkat ettiğimiz en önemli husus, sürdürülebilir sistem ve geri dönüştürülebilir ürünler kullanmaktır” diye ifade etti.


“Yabancı Yatırımcıların Ticari Projelere Olan İlgisi Arttı”
“Yabancıya satış, ülkemize yabancı sermaye girişi adına önemli bir konu niteliğinde” diye belirten Ahmet Fırat, “Ankara gibi bir metropolün dünya gayrimenkul ve inşaat piyasasında ses getiren yapı ve projelerle yer edinmesi, bunun yanı sıra Ankara’nın yabancı sermaye için giderek daha fazla tercih edilen cazibe alternatifi olması biz üreticileri son derece memnun ediyor” dedi. Fırat ayrıca, “Bir ülkenin başkenti kendi marka kimliğini de yansıtmalıdır. Bu nedenle markalaşan şehirler hem ekonomik anlamda canlanmakta hem de şehrin yaşam kalitesi artmaktadır” diye belirtti.


“Metropol hayatına uygun olarak, şehrin çehresine yakışır marka projeler ürettiklerini ifade eden Ahmet Fırat, “Bu bağlamda başkentin doğal güzellikleriyle uyum gösteren ve diğer yandan modern hayatın tüm gereksinimlerini bir araya toplayan yeni nesil rezidans yaşam tarzıyla kullanıcılarımızı buluşturuyoruz” dedi. Konutta artan talebin yeni ticari alanlara olan gereksinimini de ortaya çıkardığını ifade eden Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, “Konutlarla doğru orantılı olarak inşa ettiğimiz her yeni proje, ticari faaliyetlere yer açacak şekilde yeni ticari alanları da inşa etmemizi gerektirmektedir. Her yeni projede yeni teknolojileri kullanarak daha kaliteli ve daha güvenli yapılar elde ediyoruz; kullanılan malzemelerin çevreye duyarlı, uzun ömürlü olmasına özen gösteriyoruz, bu sayede projeler meydana getirirken sürdürülebilirliğe önem veriyoruz. Bu kapsamda yatırımlar yapmaya ve ülkemize prestijli projeler kazandırmaya devam edeceğiz” dedi.


Ahmet Fırat son olarak “Ankara’nın ticaret noktası olarak bilenen ve İstanbul yolu üzerinde yer alan, bölgesinin en iyi lokasyonuna sahip Velux Ankara’da şu ana kadar inşaatın yüzde 60’ını tamamladık. 2022 yılı Aralık ayında ise daire sahiplerine teslimatlarımızı gerçekleştireceğiz. Satışları devam eden projemizde cadde ve meydan mağazalarımızı satışa açmış bulunuyoruz. Velux Ankara’da da yabancı müşterilere konut satışı yapıldı. Yabancı alıcılar yalnızca vatandaş olmak için yatırım yapmadılar, aynı zamanda kâr getirisi son derece yüksek bir projeye plasman oluşturdular. Bu nedenle, hem kazandığını gören yabancı yatırımcı yenilerine referans olacak hem de sermayenin çeşitliliği ekonomik değer katacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.

Emlak Konut GYO Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesinde İmzalar Atıldı!

Emlak Konut GYO tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3458/1 Parsel İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici AHES İnşaat Tic. ve San. A.Ş. ile 18 Şubat 2022 tarihinde imzalandı.


Emlak Konut GYO tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3458/1 Parsel İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici AHES İnşaat Tic. ve San. A.Ş. ile 18 Şubat 2022 tarihinde imzalandı. AHES İnşaat Tic. ve San. A.Ş. ile imzalanan sözleşmenin bedeli 596 milyon 134 bin 53 TL+KDV olarak belirlendi.


Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3458/1 parsel sözleşme imzalanması hakkında açıklama yaptı.

Emlak Konut GYO’nun KAP açıklaması şu şekilde:
“T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Şirketimiz arasında imzalanan “Dönüşüm Uygulamalarına İlişkin İş Birliği Protokolü” çerçevesinde Bakanlık adına Şirketimiz tarafından ihale edilen İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 3458/1 Parsel İnşaatı İşi’nin sözleşmesi, Yüklenici AHES İnşaat Tic. ve San. A.Ş. ile 18.02.2022 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşme Bedeli: 596.134.053 TL+KDV ‘ dir.”

Luxera Towers Projesinde Ön Talep Süreci Başladı

Luxera Gayrimenkul tarafından Bağcılar’da hayata geçirilen Luxera Towers projesinde ön talep süreci başladı.


İstanbul konut projeleri hız kesmeden devam ediyor. Megakent’in hemen her ilçesinde yeni bir konut projesi inşa ediliyor.


Luxera Gayrimenkul tarafından Bağcılar’da hayata geçirilen Luxera Towers projesi 369 konut ve 87 ticari üniteden oluşuyor. 246 milyon 250 bin TL’ye mal olması öngörülen proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu. Böylelikle projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.


Bağcılar ilçesine bağlı Kirazlı mevkinde yükselecek olan projenin arsa alanı 16 bin 352, inşaat alanı ise 82 bin 912 metrekare olarak açıklandı. Proje kapsamında 2 adet konut bloğu ve bodrum katlar inşa edilecek. Proje kapsamında 2 ayrı blokta (A ve B Blok) ve bodrum katlarda 369 adet daire, 87 adet ticari alandan oluşan karma bir proje planlandı.


Bağcılar Luxera Towers projesinde A Blok 184 daire, B Blok 185 daire, olmak üzere toplam 369 daire olarak planlama yapıldı. Projedeki A Blok 28 bin 870 metrekare, B Blok 28 bin 203 metrekare, bodrum katlar 25 bin 839 metrekare olmak üzere toplam inşaat alanı 82 bin 912 metrekare olarak belirlendi.


Luxera Towers projesinin toplam arsa alanının 12 bin 775 metrekarelik kısmını A-B bloklar ve bodrum katlar taban oturum alanları oluşturuyor. Projedeki diğer alanlar toplam 8 bin 141,5 metrekare olup peyzaj alanı, yollar, enerji alanı, açık otopark alanı, basket sahası, çocuk oyun parkı ve sosyal alan vb. olarak ayrıldı.


A Blok 3 bodrum kat,1 zemin kat,26 normal kat olmak üzere 30 kat, B Blok 3 bodrum kat,1 zemin kat,26 normal kat olmak üzere 30 kat olacak. Luxera Towers projesindeki A Blokta 87 adet 1 oda 1 salon, 68 adet 2 oda 1 salon, 25 adet 3 oda 1 salon, 4 adet 4 oda 1 salon olmak üzere 184 konut, B Blokta 98 adet 1 oda 1 salon, 66 adet 2 oda 1 salon ve 17 adet 3 oda 1 salon, 4 adet 4 oda 1 salon olmak üzere 185 konut bulunacak. Ayrıca projede konutların haricinde A Blokta 52 adet, B Blokta 35 adet olmak üzere toplam 87 adet ticari alan inşa edilecek.

TOKİ’den İstanbul’a 300 Daireli Konut Projesi

TOKİ, megakent İstanbul’da 300 daireli yeni konut projesi için düğmeye bastı.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), İstabul’da yeni bir konut projesi hayata geçirecek. Dar gelirli vatandaşlar için konut üreten TOKİ’nin yeni projesinin adresi Güngören olacak.


Yeni yatırımlar için düğmeye basan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, İstanbul’da yeni proje inşa edecek. TOKİ, Güngören ilçesinde yükselecek olan proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu. Böylelikle projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.


TOKİ İstanbul Güngören projesi 63 milyon 109 bin 818 TL’ye mal olacak. Proje stanbul İli, Güngören İlçesi, Gençosman Mahallesi Mevkii’nde yükselecek.TOKİ İstanbul Güngören projesinde 300 adet konut ve 10 adet dükkan yer alacak. Projenin arsa alanı 14 bin 989 metrekare olarak belirlendi. Katları 1-5 arasında değişen toplam 9 adet blokun yer alacağı TOKİ Güngören 2022 projesindeki blokların taban alanı 2.562 metrekare, 2.536 metrekare, 3.032 metrekare, 4.209 metrekare, 4.100 metrelare, 8.082 metrekare ve 3.752 metrekare olarak belirlendi. Projenin inşaat çalışmaları 24 ay, hafriyat çalışmaları 6 ayda tamamlanacak.


TOKİ İstanbul Güngören projesinin çevresinde hassas kullanım olarak okul ve yerleşim birimleri bulunuyor. Proje alanın kuzey yönüne doğru kuş uçuşu 55 metre uzaklıkta okul ve çevresinde konutlar yer alıyor. TOKİ Güngören projesi, kentsel dönüşüm projesi kapsamında inşa edilecek olup, proje ile ilgili herhangi bir satış işlemi gerçekleştirilmeyecek.

EGİAD IDEATHON Fikir Maratonu İle Gençler Buluştu

İnovatif çalışmalarıyla öne çıkan EGİAD (Ege Genç İş İnsanları Derneği), toplam 10 bin TL ödüllü “Yaratıcı Endüstriler Alanında Yeni Nesil Fikirler” temalı Ideathon Fikir Maratonu’nu hafta sonu iki günlük bir kampla Dernek Merkezi’nde gerçekleştirdi.


EGİAD, toplam 10 bin TL ödüllü “Yaratıcı Endüstriler Alanında Yeni Nesil Fikirler” temalı Ideathon Fikir Maratonu’nu haftasonu iki günlük bir kampla Dernek Merkezi’nde gerçekleştirdi.Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği Ideathon Fikir Yarışması, gençlerin gelişimlerini desteklemek ve geleceğe yönelik fikir üretmelerine katkıda bulunmak amacını taşımakta. Yarışmaya katılan lise ve üniversite öğrencisi gençlerin arasında kız öğrencilerin çoğunlukta olması dikkat çekti.

Etkinliğin Ana Teması: “Yaratıcı Endüstrilere Yeni Yaklaşımlar”
EGİAD Gençlik Komisyonu organizasyonunda, EGİAD desteği ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Yaratıcı Ekonomi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Imaginarium XR ve Spectacled Tales iş birliği ile gerçekleşen etkinlikte; yaratıcı endüstrilere yeni yaklaşımlar ana tema olarak belirlendi. Yeni fikirler, inovasyonun temelidir diyen EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, Ideathon (Fikir Maratonu) için gençleri biraraya getirdi. Açılışını, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer’in yaptığı etkinlikte, İzmir Ekonomi Üniversitesi Yaratıcı Ekonomi Araştırmaları Direktörü Dr. Sevay İpek Aydın “Yaratıcı Endüstriler”, EGİAD Melekleri İş Geliştirme & İletişim Uzmanı Melisa İtmeç “İş Modeli Oluşturma” başlıklarıyla sunumlar gerçekleştirdi. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Stage-co & Urla Coworking Kurucu Ortağı Neşen Yücel, İzmir Ekonomi Üniversitesi Yaratıcı Ekonomi Araştırmaları Direktörü Dr. Sevay İpek Aydın, İzmir Kalkınma Ajansı Mavi Büyüme Politikaları Birim Başkanı Cangül Kuş’un jüri üyeleri arasında yer aldığı etkinlikte, 13 kız, 10 erkek genç yarışmacı yer aldı.

İzleyicilerle birlikte 80’e yakın Liseli ve Üniversiteli gencin katılım gösterdiği yarışmanın açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, EGİAD çatısı altında gençlere söz verebilmek adına 5 yıl önce Gençlik Komisyonu’nun temelini attıklarını ve Ideathon etkinliğini EGİAD Gençlik Komisyonu’nun girişimiyle hayata geçirdiklerini ifade ederek, “21 yy. dünyasına baktığımızda teknolojinin giderek hızlanarak geliştiği, rekabetin çok yönlü olduğu ve inovasyonun kaçınılmazlığı bireyler ve kurumlar tarafından fark edilmiştir. Bir bireyin, ekibin, kurumun ya da işletmenin ne istediğini bilip amacına yönelik adımlar atması, kalıpların dışına çıkarak muhtemel ihtiyaçları bugünden belirleyip çözümler üretmesi kaçınılmazdır. Daha yalın bir ifadeyle belirtmek gerekirse; inovasyon, farklılıklarımızı ortaya koyarak mevcuttan ayrılabilmemizi ve durmadan ilerleyebilmemizi sağlayan kilit bir role sahiptir. Muhtemel ihtiyaçları belirleme, problemleri tanımlamak üzere destek mekanizmaları arasında Ideathon, Hackathon ve benzeri organizasyonlar yer almaktadır. Ideathon, Türkçe’de karşılığı Fikir Maratonu anlamına gelen, 1 veya 2 gün boyunca belirli ya da belirsiz konuları temel alan, ekiplerin açık inovasyon ortamında bir araya geldikleri bir yarışma türüdür. EGİAD olarak ilkini gerçekleştirdiğimiz Ideathon etkinliği ile birlikte Yaratıcı Endüstriler alanında yeni girişim fikirlerinin oluşmasına öncülük edeceğimiz için çok heyecanlıyız. Bu iki günde sizlerin, tüm kariyerinizi baştan sona değiştirecek, tutkunuzu ortaya koyabilecek bir girişim elde etmeniz yüksek bir olasılığa sahiptir. Bizler sadece kolaylaştırıcı, hızlandırıcı, destekleyici ve ilham verici olarak yanınızdayız. Geleceğimizi şekillendirmek sizinle birlikte hepimizin elindedir. Üzerinde çalışma gerçekleştireceğiniz vakalar, reel sektördeki vaka örneklerinin sayısını göz önünde bulundurduğumuzda; buz dağının, görünen yüzünün toz zerresi kadar kalmaktadır. Desteklediğimiz bu etkinliğin, üye işletmelerimize örnek olmasını, onlara açık inovasyon bakış açısının değerini göstermesini umut ederiz” dedi.

Melek Yatırımcılık alanındaki faaliyetlere de değinen Yelkenbiçer, girişimciliğin ne kadar erken yaşlarda aşılanırsa o kadar büyük sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek, “Girişimciliğe yönelik farkındalık çalışmalarının ne kadar erken yaşlara inerse, uzun vadede o kadar büyük başarılara yol açtığını gözlemledik. Özellikle de Türkiye gibi sayıca genç nüfusa sahip ülkelerde girişimciliğe yönelik algıların ve tutumların geliştirilmesi, küçük yaşlardan başlatılmak üzere her düzeyde girişimcilik eğitimlerinin sağlanması ve ülke genelinde yaygınlaştırılması önemlidir” dedi. EGİAD olarak girişimcilerin yanında olduklarını belirten Yelkenbiçer, “Biz lise çağından, üniversite yaşantısına, tohum yatırımdan, olgun girişimciye kadar her türlü destek mekanizması ile girişimcilerin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Toplumu yukarı çekmek, ekonomik kalkınmayı sağlayabilmek, sürdürülebilir bir geleceğin sağlanabilmesi, eşitsizliklerin azaltılması, doğal kaynaklarımızın doğru kullanımı, adil ticaret anlayışı ve değer yaratmak için gençlerin bakış açısına ve söz söylemelerine ihtiyaç olduğuna inanıyoruz” dedi.

İzmir Ekonomi Üniversitesi Yaratıcı Ekonomi Araştırmaları Direktörü Dr. Sevay İpek Aydın ise, 10’u aşkın sektörü kapsayan yaratıcı endüstrilerin başlı başına ekonomideki payının öneminin artmaya devam ettiğini belirterek, “Özellikle üretim sektörü ile yaratıcı endüstrilerin etkileşimi arttıkça ülke ekonomileri için ihracat oranı ve kalitenin yükseldiği görülmekte. IDEATHON gibi disiplinler arası yarışma formatlarında katılımcılarda güçlü bir zihinsel dönüşüm deneyimlenmekte ve yarışma çıktılarının hayata geçmesi için desteklerin sürmesi gerekmekte” dedi.

Kazananlar ve Ödülleri

Birincilik Ödülü – 5.000 TL

Metaclay girişimi ile teknoloji çağı ile birlikte geleneksel üreticilerin yalnız kaldığı, kültür & sanat eserlerinin günden güne yok olduğu fark edilerek yöresel seramik üreticilerinden başlayarak, bu üreticilerin eserlerini web 3.0 çağına taşımayı ve NFT sanata dönüştürmeyi gerçekleştirmektedir.

İkincilik Ödülü – 3.000 TL

Marblyum girişimi ile ambalajlama ve lojistik zorluğu nedeniyle gerçekleştirilmesi zor olan mermer fuarlarının dijital ortamda yaşanılan bir deneyim haline getiren teknoloji sağlayacısıdır.

Üçüncülük Ödülü – 3.000 TL

Kyoto girişimi; yaratıcı endüstriyel sektörlerinden doğal taş ürün ağının süreç ve sistem tasarımının, karar destek yazılımı sayesinde optimizasyonunun sağlanması ve bu sayede yerel kalkınma dinamiklerinin güçlendirilmesini gerçekleştirir.

Neden IDEATHON?

Ideathon, bir fikir geliştirme ve proje kampıdır. Hem eğitim hem de yarışma içerir. 2- 3 gün boyunca ekiplerin birlikte çalışıp, eğitimler alacağı, mentör görüşmeleri ile fikirlerini geliştirebilecekleri bu maratonda, ekip olarak çalışmak ve yarışmak esastır.

21 yüzyıl iş dünyasında rekabet çok yönlü ve çok fazla olmakta. Bir kuruluşun bu rekabet ortamında ne istediğini bilip amacına yönelik adımlar atması, kalıpların dışına çıkarak muhtemel ihtiyaçları bugünden belirleyip çözümler üretmesi gerekmektedir. Daha yalın bir ifadeyle girişim, değişim ve inovasyon, firmaların üzerlerinden çıkarmaması gereken kisvesidir. İster bir fikir ister bir proje olsun, yenilik, kuruluşların farklılıklarını ortaya koyarak rakiplerinden ayrılabilmelerini ve durmadan ilerleyebilmelerini sağlayan en önemli etmendir.

İnşaat Seramikleri 2021 Yılını Zirvede Kapadı

Türkiye İhracat Katkı Endeksi 2021 yılı son çeyrek rakamlarına göre; inşaat seramikleri, 2021 yılında ihracatını önemli ölçüde arttırırken katkı endeksinde ilk sırada yer almaya devam etti.

Türkiye Seramik Federasyonu desteği ve ekonomistler tarafından hazırlanan ‘Türkiye İhracat Katkı Endeksi’nin 2021 yılı son çeyrek sonuçları açıklandı. İnşaat seramikleri, 2021 yılında ihracatını önemli ölçüde arttırırken, katkı endeksinde ilk sırada yer almaya devam etti. 2021 sonu katkı endeksi verilerine göre; en yüksek ihracat katkı oranını 29,71 ile inşaat seramikleri gerçekleştirdi. İnşaat seramikleri, 2021 yılını 1,31 milyar dolar ihracat rakamıyla zirvede kapadı.


2021 yılı, aşılama uygulamalarının hız kazanması, ihracat pazarlarımızdaki normalleşme, emtia ve ürün fiyat artışları ile dünya ticaretindeki büyümenin hız kazandığı bir yıl oldu. 2021 yılında yaşanan iyileşme Türkiye’nin dış ticareti ile birlikte Türkiye ihracat katkı endeksi sonuçlarını da etkiledi. Buna göre Türkiye ihracat katkı endeksi, 2021 yılını pozitif tamamladı.


Türkiye imalat sanayinin ihracat genel katkı oranı 2020 yılını 0,93 puan ile negatif kapamış, katkı endeksi 2021 yılının ilk yarısında 1,02 ile pozitife dönmüştü. Türkiye imalat sanayi, 2021 yılını 1,09 ile yine pozitif tamamladı. 2021 sonu katkı endeksi verileri itibariyle en yüksek ihracat katkı oranını 29,71 ile inşaat seramikleri gerçekleştirdi. İnşaat seramiklerinin ihracata net katkısı yüksek gerçekleşmeyi sürdürürken, son iki çeyrekte katkı oranında sınırlı gerileme yaşaması ise ithalat artışından kaynaklandı.

İnşaat Seramikleri İhracatı 2021 Yılında 1,31 Milyar Dolara Ulaştı
İnşaat seramikleri ihracatı 2021 yılında yüksek bir artış gösterdi. 2021 yılında ihracat 2020 yılına göre yüzde 24,8 ve 2019 yılına göre ise yüzde 39,6 arttı. İnşaat seramikleri ihracatı 2021 yılında 1,31 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracata mutlak katkısı ise 1,27 milyar dolar oldu.


Seramik kaplama malzemeleri ihracatı değer olarak yüzde 24,2 artarak 965 milyon dolara yükseldi. Seramik sağlık gereçleri ihracatı ise yüzde 26,4 artarak 340 milyon dolara ulaştı.


Seramik kaplama malzemeleri ihracatı miktar olarak 19,2 artarak 2,92 milyon tona çıkarken, seramik sağlık gereçleri ihracatı miktar olarak yüzde 22,4 artarak 202 bin ton oldu. Seramik sağlık gereçleri ihracat birim fiyatı 2021 yılında 1,68 dolar/kg’ye yükselirken, seramik kaplama malzemeleri ihracat birim fiyatı 33 cent/kg’ye çıktı.

İnşaat Seramiklerini Giyim Ve Mobilya Takip Etti
2021 itibarıyla 20 sanayi kolu içinde ihracat katkı oranı pozitif olan sektör sayısı 14 oldu. İnşaat seramiklerini takiben en yüksek katkı oranına sahip iki sektör; 11,07 ile giyim eşyaları ve 8,48 ile mobilya sektörü oldu. 2021 yılı sonunda en yüksek ihracat gerçekleştiren ana metal sanayinin katkı oranı 0,98’e çıkarken, motorlu kara taşıtları sanayinin katkı oranı 1,50 ve gıda ürünleri katkı oranı 2,17 oldu. 6 sanayi kolunun ihracat katkı oranları dördüncü çeyrekte negatife döndü. En yüksek negatif oran 0,19 ile elektronik ve bilgisayar sanayinde gerçekleşti.

“Erdem Çenesiz: 2022’de De Büyümenin Temelinde İhracat Olacak”
Sektörün gücünü ihracattan aldığını belirten Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz; “Son iki yılda pandeminin tüm olumsuz etkilerine karşın büyümeye, hedeflerimizi yakalamaya devam ettik. Sektörümüzün bugün bu kadar iyi ihracat yapabiliyor olmasının altında, son derece modern fabrikaların kurulmuş olması yatmaktadır. Türk seramik sektörü dünyada önemli bir oyuncu. İhracatın lokomotif sektörlerinden biriyiz. Hedefimiz, 2021 yılında gerçekleştirilen ihracat büyüme rakamlarının 2022 ve sonrasında da sürdürülebilir olması, 2022 yılında yeniden şekillenen dünya pazarında ve tedarik zincirinde Türk seramiklerinin kalıcı olarak yer almasıdır. 2022 yılında da büyümenin en büyük kısmı yine ihracattan gelecektir. Başta Amerika pazarı olmak üzere ihracat yaptığımız ülkelerde daha da güçlenmek ve yeni pazarlar keşfederek dünya lideri olmak için çalışacağız” dedi.

Re/Max Piramit Gayrimenkul’den “Sektörün Bugünü ve Yakın Geleceğini” Etkinliği

Business Woman use hologram AR display device to present innovatin construction industry structure on smart meeting network , futuristic in metaverse concept.

Re/Max Piramit Gayrimenkul tarafından organize edilen “Sektörün Bugünü ve Yakın Geleceği” adlı etkinlik İstanbul’da düzenlendi.


Re/Max Piramit Gayrimenkul’un organize ettiği “Sektörün Bugünü ve Yakın Geleceği” adlı etkinlik İstanbul’da düzenlendi. Re/Max Piramit Gayrimenkul Sahibi ve Broker Hesna Yılmaz’ın yanı sıra Ekonomist Prof. Dr. Ali Hepşen, Avukat Doğukan Ünüvar ve Koç Özge Toraman’ı bir araya getiren etkinlikte emlak ve gayrimenkul sektörünün gündem konuları ve yakın geleceği konuşuldu. Re/Max Piramit Gayrimenkul’un buluşmasında öne çıkan konu ise, yakın gelecekte tüm sektörleri etkilemesi beklenen “Metaverse” oldu. Etkinlikte, internetten sonra dijital dünyanın en önemli buluşu olarak nitelendirilen Metaverse evreninde 2022 ve 2023 yıllarında 10 milyon civarında sanal konut satılacağı ve bu durumun önemli bir ekonomi doğuracağı dinleyicilere aktarıldı.

Metaverse’te Arsa Alanların Sayısı Artacak
Yeni bir dijital dünya vadeden Metaverse teknolojisi, emlak ve gayrimenkul sektörüne yönelik ihtiyaçları da beraberinde getirecek. Sanal emlak uzmanı, risk yönetimi uzmanı ve emlak danışmanlığı yöneticisi gibi meslek grupları, Metaverse evreninde ilgi görecek meslekler arasında yer alacak. Metaverse evreninde vakit geçirenlerin odağında ise sanal araziler satın almak olacak. Yakın dönemde açıklanan istatistiklere göre Türkiye’de çok fazla ilgi görmeye başlayan ve 20 binden fazla parselin satıldığı Metaverse evreninde sanal arsa satan platformlara olan ilgi her geçen gün artış gösteriyor.

Sanal Emlak Fiyatları Artış Gösterecek
Metaverse evreninin tam olarak hayatımıza girmesiyle birlikte arsa alanların sayısında hızlı bir artış yaşanacak. Bu durum ayrıca 2022 ve 2023 yıllarında 10 milyon civarında sanal gayrimenkulün satılmasını da beraberinde getirecek. Uzmanlara göre sanal emlak ve gayrimenkul almak isteyen ülkeler sıralamasında Türkiye üst sıralarda yer alacak.

Hesna Yılmaz: “Sektörün Bugünü Ve Geleceğini Konuştuk”
“Sektörün Bugünü ve Yakın Geleceği” adlı etkinlikte konuşan Re/Max Piramit Gayrimenkul Sahibi ve Broker Hesna Yılmaz, sektörü yakinen ilgilendiren birçok konunun hem 2022 hem de sonrasında sektörü yeniden şekillendireceğini belirtti. Hesna Yılmaz: “Sektöre ve işimize değer katacak konuları konuştuğumuz buluşmamızda alanında önemli isimleri ağırladık. Gayrimenkul fiyat artışları, kira oranları, gayrimenkul hukuku, 2022 yılında piyasaların mevcut durumu ve sektöre yansımaları, girişimcilik, metaverse gibi sektörün bugünü ve geleceğini etkileyen konuları masaya yatırdık” dedi.

Prof. Dr. Ali Hepşen: “Yatırımcılar Ve Tasarruf Sahipleri Gayrimenkule Yönelecek”
Etkinlikte konuşan Ekonomisat Prof. Dr. Ali Hepşen ise 2022 yılında piyasaların mevcut durumu ve sektöre yansımaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ali Hepşen: “2022 arzın nispeten daha sınırlı ve piyasa talebinin daha yoğun olduğu dönemi beraberinde getirecek. Enflasyonist ortamda yatırımcıların ve özellikle tasarruf sahiplerinin gayrimenkule yöneleceğini düşünüyorum. Bu düşüncemdeki en büyük sebep, gayrimenkulün uzun vadede sadece Türkiye üzerinde değil dünya genelinde de enflasyona karşı yatırımcıyı, hem sağladığı sermaye kazancı hem de kira getirisiyle de mutlu etmesi diyebiliriz” dedi.

DownTown Bursa Projesi Başlıyor!

Atış Yapı tarafından Bursa’da hayata geçirilen ve 688 bağımsız bölümden meydana gelen DownTown Bursa karma projesi için düğmeye basıldı.


Bursa’da yeni bir karma proje için çalışmalar başladı. Atış Yapı tarafından hayata geçirilen DownTown Bursa projesinde residence, alışveriş alanları, ofis, otel ve müze olmak üzere 688 bağımsız bölüm yer alıyor. 10 blokta, 14 farklı kat planından oluşan projenin yüzde 65’i yeşile ayrıldı. Bursa’nın tam merkezinde, eski Pars Kiremit Fabrikasının bulunduğu arazide, şehrin ve ana yolların hepsine çok yakın bir konumda yükselen proje İstanbul, İzmir, Ankara ve Mudanya yollarının kesişme noktasında yer alıyor. 

DownTown House Pars Evleri
7 Bloktan oluşan DownTown House Pars Evleri’nde B Blok 4 kat, A ve C 14 kat, D, E, F, G H blok 10’ar katlı olmak üzere toplamda 444 adet House Flat bulunuyor. 


2+1, 3+1, 4+1, 4+1 dubleks, 5+1 dubleks ve 6+2 villa dairelerin yer aldığı DownTown House Pars Evleri’nde daire alanları net 97,89 metrekare ile 375,08 metrekare arasında değişiyor. 


Site içinden shuttle servis ile AVM’ye erişim hizmeti sunulacak. Projede ayrıca resepsiyon hizmeti bulunacak. Ev tipine göre 3-2 veya 1 kapalı otopark araç yeri, misafir ve çocuklar için bekleme alanı, açık çocuk oyun alanı ve fitness salonu bulunacak.

DownTown Residence
Projede DownTown Residence adıyla I blokta 10, J ve K blokta 9 kat olmak üzere toplam 224 adet Residence Flat bulunuyor. 


Residence bölümünde ücretli house keeping, bakım ve tamir servisi, 7/24 küçük alışveriş , resepsiyon, vale, site içi- site önü ve ev içi küçük nakliye/taşıma hizmeti, 7/24 çocuk refakat ve bakım hizmeti bulunuyor. Ayrıca residence kısmında ev tipine göre 2-3-1 araçlık kapalı otopark mevcut.


2+1, 3+1, 4+1 dubleks, 5+1 dubleks dairelerden meydana gelen projede daire alanları net 86,94 metrekare ile 328,98 metrekare arasında değişiyor.

ABD’de Ev Kiraları Yüzde 14 Arttı!

2021 yılında ABD genelinde ev kiraları yüzde 14 civarında yükselirken New York gibi yoğun nüfuslu bölgelerde bu oran yüzde 40’lara ulaştı.

Washington Post’un emlak araştırma şirketi Redfin verilerine göre, 2021 yılında ABD genelinde kiralar ortalama yüzde 14 yükseldi. Raporda bu artışla birlikte asgari ücretle çalışan dar gelirli vatandaşların maaşının yarısından fazlasını kiraya vermek zorunda kaldığı belirtildi.


New York, Miami ve Austin gibi kalabalık bölgelerde ise yüzde 40’a varan artışların yaşandığına, milyonlarca Amerikalının yaşam standartlarını yeniden değerlendirmek zorunda kaldığına dikkat çekildi.


Redfin Baş Ekonomisti Daryl Fairweather, “Kiralar 2021’in ikinci yarısında gerçekten fırladı. Salgın ekonomide duraklama oluştursa da şimdi işler yeniden açılıyor, enflasyon yükseliyor, kiralar artıyor ve insanlar düşündükleri kadar geliri olmadığını fark ediyor.” ifadesine yer verdi.


Analizde, artan kira ücretlerinin bu yıl enflasyonda itici bir güç olması beklenirken bunun ABD hükümeti için süregelen bir politika sorunu olduğuna vurgu yapıldı. Öte yandan Harvard Üniversitesi Ortak Konut Araştırmaları Merkezinin 2018 nüfus sayımı verilerine dayandırdığı analizine göre, ABD’de her 4 kiracıdan 1’inin aylık gelirlerinin yarısından fazlasını kiraya harcadığı, bu oranın son dönem artışlarla daha da yükseldiği kaydedildi.

Antalya’da 2021 Yılında 99 Bin Adet Konut Satışı Yapıldı!

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, 2021 yılında kentte yapılan konut satışlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.


Antalya’nın 2021 yılında Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, ‘2021 Yılı Değerlendirme, 2022 Beklentileri ve Piyasa Anketi Sonuçları’ konulu düzenlenen toplantıda açıklamalarda bulundu.


Antalya’nın 99 bin 3691 konut satışıyla Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan 4’üncü şehir olduğunu söyleyen Çetin, 2020’de kente gelen yabancı turist sayısının 3,2 milyona ulaştığını belirtti. Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sayı 2021’de 9,1 milyonu buldu. Türkiye geneline baktığımızda geçen yıl yüzde 94’lük bir artış görülürken, Antalya’da yüzde 164’lük bir artış sağlandı. Rakip destinasyonlarımıza göre turist sayımız oldukça iyi. Antalya’nın turizm bakımından 2021’i çok iyi kapattığını söyleyebiliriz.”

Geçen senenin konut satışı açısından da verimli bir yıl olduğunun altını çizen Çetin, konut fiyatlarında oluşan artışa rağmen konut satışlarında bir düşmenin söz konusu olmadığını söyledi. Antalya’nın 2021 yılında 99 bin 3691 konut satışıyla 4. il olduğunu söyleyen Çetin “Salgına rağmen yabancılara konut satışında ise 12 bin 384 ile rekor kırdık. Satışlarımızın neredeyse beşte biri yabancılara gerçekleşiyor” dedi.

Enerji Tasarrufu Yapmanın Yeni Adı: Akıllı Evler

FGM Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, akıllı ev sayısının 2023’te 350 milyonu aşacağını söyledi.


Pandemiyle birlikte yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, dünya genelindeki birçok insanın konforlu ve sağlıklı bir evde yaşama arzusunun motivasyon kaynağı oldu. Konuya dair açıklanan veriler ise 2021’de dünya çapındaki yaklaşık 259 milyon akıllı ev sayısının, 2023’te 350 milyonu aşacağına dikkat çekiyor.

Pandemiyle birlikte uzaktan çalışma modeli yaygınlaşıyor. Statista’nın konuya dair yayımladığı verilere göre, dünya genelindeki çalışanların yüzde 30’u uzaktan çalışma modelini benimserken, evde geçirilen zamanın artması konforlu bir yaşam arzusunu da beraberinde getiriyor. Bu durum, akıllı evlere olan ilginin gün geçtikçe büyümesine sebep oluyor. Araştırmalar 2021’de dünya çapındaki akıllı ev sayısının yaklaşık 259 milyon olduğuna dikkat çekerken, bu rakamın 2023’e kadar 350 milyonu aşması öngörülüyor.
FGM Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça ise konuya dair şu açıklamaları yapıyor: “Konforlu bir yaşam arzusu ve akıllı evler artık lüks değil, gereklilik. Biz de geliştirdiğimiz teknolojik altyapıyla inşa etmeye başladığımız akıllı evlerle, her kesimden insanın konfor ve sağlıklı bir yaşama geçiş yapmasına aracı olmaktan gurur duyuyoruz.”

“Akıllı Evler Sürdürebilir Dünyaya Yeşil Işık Yakıyor”

Akıllı evlerin yalnızca konforlu bir yaşam değil aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe de yatırım yapmaya kapı araladığını aktaran Fecri Koça, “Akıllı evler kişilerin daha teknolojik bir yaşama geçiş yapmasına olanak tanırken, otomatikleştirilmiş rutinler ve merkezileştirilmiş sistemler enerji tasarrufu sağlıyor. Kişiler teknolojiyi akıllı evler aracılığıyla gündelik yaşamlarına entegre ederken, sürdürülebilir bir dünya için adım atıyor. FGM Yapı olarak bu sirkülasyona ortak olma arzusuyla 2021’de hayata geçirdiğimiz 5 projemiz ve son teknolojiyle uyumlu tasarladığımız yeni projelerle ülkemizi başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada temsil edeceğiz. Bunun ilk adımını şirketimizin bir ayağı olan, 2021’in sonunda Almanya’da kurduğumuz firmamız ile gerçekleştirmeye başladık” ifadelerini kullandı.

“Yaklaşık 3 Bin Kişiye İstihdam”
Türkiye ve Almanya’da benzersiz mimari yapılar inşa etmek amacıyla çıktıkları yolda 2 bin 500’den fazla kişiyi istihdam etmelerinin yanı sıra yeni projelerle bu sayının daha da artacağını dile getiren Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, FGM Yapı’nın hedeflerini şu sözlerle paylaştı: “2021 sonunda çalışmalarına başladığımız ve aktif olarak inşaat süreci devam eden 114 dairelik Bostancı Modern ve 320 dairelik Sabiha Gökçen projemizi en kısa zamanda hayata geçirip sağlıklı ve konforlu evlerde yaşamak isteyenlere yeni bir yuva sunağız. Uluslararası bir statüye kavuşarak, Türkiye’yi global inşaat pazarında temsil edeceğiz. Bu yüzden büyüme odaklı bir yıl olarak seçtiğimiz 2022’den çok ümitliyiz. Yeni başarılara imza attıkça daha çok üreteceğiz ve ‘insani değerler’ üzerinde temellenen misyonumuzdan hiçbir zaman ödün vermeyeceğiz.”

Tekirdağ’ın Ergene İlçesine Spor Salonu Projesi

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Tekirdağ’ın Ergene ilçesinde hayata geçireceği spor salonu projesi için düğmeye bastı.


Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından inşa edilen Ergene Kapalı Spor Salonu’nun yapımına başlandı. Proje kapsamında yarı olimpik yüzme havuzu, kapalı tenis kortu ve kapalı spor salonu yapılacak.


Sağlık Mahallesi 1989 nolu parselde yapımı devam eden yarı olimpik yüzme havuzu, kapalı kort ve geçici kabulü yapılan Gençlik Merkez’nin yanındaki alana kapalı spor salonunun temel yalıtımı yapılarak betonu atıldı.


İnşaat alanında incelemelerde bulunan Ergene Kaymakamı Mehmet Emin Taşçı, Ergene’ye kazandırılacak olan Kapalı Spor Salonu’nun ihale bedelinin 10 milyon 300 bin TL olduğunu ve 1 yılda bitirilmesinin öngörüldüğünü kaydetti.

Malatya’da Devlet Hastanesi İnşaatı Tamamlandı

Malatya’da yükselen devlet hastanesi inşaatı tamamlandı. Battalgazi Devlet Hastanesi’nin önümüzdeki günlerde hizmete alınması planlanıyor.


Yapımı 2019 yılında başlayan ve tüm Malatyalıların tamamlanmasını heyecanla beklediği devlet hastanesi inşaatı tamamlanmak üzere! Battalgazi Devlet Hastanesi’nin önümüzdeki aylarda hizmete alınması planlanıyor. Fırat Mahallesi’nde yıkımı gerçekleşen eski devlet hastanesinin yerinde inşa edilen Battalgazi Devlet Hastanesi 300 yataklı olacak. Şu sıralar Sağlık Bakanlığı’nın geçici kabul yapacağı hastanede ameliyathanelerde cihazlarında montajına başlanmış durumda.

Toplam 60 bin kapalı inşaat alanına yapılan hastane, 2 bloktan oluşuyor. Nitelikli hasta odaları, son teknolojiye sahip tıbbi cihazları, konforlu, modern poliklinikleri, yüksek standartlardaki ameliyathaneleri ile hastanenin ilçedeki sağlık sorunlarına çözüm olması hedefleniyor. Battalgazi Devlet Hastanesi inşaatı tamamlandığında 104’ü tek yataklı, 80’i iki yataklı olmak üzere 184 nitelikli hasta odası, 12 ameliyathanesi, 90 polikliniği ile hizmet verecek. 36 yoğun bakım yatak sayısının bulunduğu hastanede 5 diyaliz ünitesi, 10 palyatif servis 10 ve 2 yanık ünitesi bulunacak. Acil serviste ise 8 poliklinik yer alacak. 32 bin 508 metre kare alan üzerinde inşa edilen hastanenin 192 araç kapasiteli kapalı otoparkı ile 411 araç kapasiteli açık otoparkı toplam 603 araç kapasitesi mevcut. Ayrıca yeni hastane binası inşaatında 222 adet deprem izolatörü de kullanılarak depreme son derece dayanıklı olarak inşa edildi.

“Bölge İçin Önemli Bir Yatırım”
Battalgazi Devlet Hastanesi’nin yapımına dair açıklamalarda bulunan AK Parti Milletvekili Bülent Tüfenci, yeni hastanenin bölge için önemli bir yatırım olduğunu söyledi. 2019 yılında 137 milyon TL’ye ihaleye çıkarılan ve 200 Milyon TL ile bitme aşamasına gelen hastanenin bugün ihaleye çıkması durumunda 350 milyon TL’nin üzerinde yapılacağı bilgisini de paylaşan Tüfenkci, “Yeni hastanemiz açılınca Malatya ve bölgenin de önemli bir ihtiyacını giderecek. Her türlü tedavinin yapılacağı bir hastane ile bölge halkının ihtiyacına önemli ölçüde cevap verecek bir hastanemiz oldu” dedi.


Battalgazi Devlet Hastanesi’nin yanı sıra kentte faaliyete giren diğer hastanelerle birlikte Malatya’nın sağlıkta da bir marka şehir olma yolunda hızla ilerlediğini dile getiren Tüfenkci, “Malatya’da 13 ilçenin 12’isinde ayrıca entegre devlet hastanesi de açarak bölgenin sağlık kenti olma yolunda emin adım ilerliyoruz” diye konuştu.


Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder ise, yeni hastanenin ilçeye en iyi şekilde hizmet vereceğini söyleyerek, “Hasta konforu açısından 5 yıldızlı otelleri aratmayacak, son teknoloji ile hastalarımıza hizmet verecek” dedi.

Benesta Acıbadem Projesi Satışa Sunuldu

İstanbul’un Acıbadem ilçesinde yükselen Benesta Acıbadem projesi satışa sunuldu.


Esta Construction, Acıbadem’de TOKİ beraberliğinde hasılat paylaşım modeliyle hayata geçirdiği 550 konutlu Benesta Acıbadem Projesi’ni ön satışa çıktı.


İstanbul konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Benesta Acıbadem projesinin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Esta Construction Genel Müdürü Roksana Diker, “Londra merkezli bir şirkete peyzaj yaptırdık. Peyzaj alanının altına otopark koymadan büyük ağaçlara imkan verdik. Gökyüzü yürüyüş yollarından, çocuk oyun alanlarından, meyve- zen bahçelerine kadar 23 aktivite yapılabilen alanlar oluşturduk” dedi.

Salgının sürecinde vatandaşların konutlarındaki eksiklikleri daha iyi gördüğünü dile getiren Diker, şunları söyledi: “Bizde projede her metrekaresini düşünerek çalışma odasından, büyüklükleri en az 10 metrekareden başlayıp 100 metrekareye çıkan balkon ve terasları ekledik. Ayrıca çocuk odalarına banyo koyarak onları da birer süit haline getirdik” şeklinde konuştu.Konutların yanı sıra kat villalarını da projeye eklediklerini söyleyen Diker, “Projede daire büyüklükleri 135 metrekareden başlayıp 690 metrekare kadar çıkıyor. İlk olarak 99 daireyi ön satışa çıkarıyoruz. Geri kalan bölümü de 1 yıl içinde satışa çıkaracağız.”


Benesta Acıbadem’deki konut fiyatlarının 6.5 milyon Türk Lirası’dan başladığını kaydeden Diker, “Ağırlıklı talep yerliden ve çevredeki sitelerden geliyor. Kaya üstünde ve son deprem yönetmeliğine uygun olduğu için taşınmak ve oturum amaçlı talep var” diye açıkladı. Diker, projeyi Nisan 2024 tarihinde teslim edeceklerini hedeflediklerini söyledi.


Benesta Acıbadem’de ilk etapta 99 konutu satışa çıkardı. Fiyatların 6,5 milyon TL’den başladığı konutlar, 2024 yılında teslim edilmesi planlanıyor. Benesta Acıbadem Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Özgür Ercan, Bahçelievler’de yer alan Kale Outlet Center’ın karşısında bulunan 245 konutluk projelerini de bir ay içinde satışa sunacaklarını açıkladı. Ercan, “Çok fazla talep alıyoruz. Satışa çıkar çıkmaz, çok kısa sürede bitireceğiz diye düşünüyoruz” dedi.

Designist İki Projesiyle iF Design Awards 2022’de Finale Kaldı!

Designist, Lamartine Otel Taksim ve Ulus Evi projeleri ile mimari ve iç mimari kategorilerde dünyanın en iyi projelerinin yarıştığı Almanya merkezli iF Design Awards 2022’de finalist olma başarısını gösterdi.


İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü iç mimari projelere imza atan Designist, iF Design Awards 2022’de Lamartine Otel Taksim projesiyle ‘’Hotels, Spas, Restaurants, Bars‘’ kategorisinde, Ulus Evi projesiyle ise ‘’Residential‘’ kategorisinde finalist olarak yarışıyor. Mimari ve iç mimari kategorilerde dünyanın en iyi projelerinin yarıştığı Almanya merkezli yarışmanın sonucu Nisan 2022’de açıklanacak.


Mimari, İç Mimari, Ürün Tasarımı, Ambalaj Tasarımı, İletişim ve Hizmet Tasarımının yanı sıra Profesyonel Konsept, UX ve UI Tasarımı alanlarındaki başarıları onurlandırmak amacıyla 1953 yılında kurulan iF Design Awards, her yıl dünyanın farklı noktalarından yapılan çok sayıda başvuruyu 100 bağımsız uzmandan oluşan uluslararası bir jüri paneli ile değerlendiriyor.


Deniz Kızı Eftelya’dan Lamartine Otel’e…
iF Design Awards 2022’de “Hotels, Spas, Restaurants, Bars” kategorisinde finale kalan, Taksim Talimhane bölgesindeki Lamartine Otel, Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğindeki Designist tarafından bir ek yapı ilavesiyle renove edildi. Adını otelin bulunduğu sokağa ismini veren ve 1800’lü yıllarda İstanbul’da yaşamış, İstanbul ile ilgili birçok eser vermiş olan şair Alphonse de Lamartine’den alan Lamartine Otel’e proje kapsamında ilave edilen apartman yapısı ise bir zamanlar İstanbul’un eski ses sanatçılarından Deniz Kızı Eftalya’ya aitti. Billur Apartmanı karşısında yer alan ve Deniz Kızı Eftalya’ya ait asıl ismi Şen Apartmanı olan binanın giriş kapısında yer alan “lir” figürü ise yapının en dikkat çekici noktalarından biri. Yapıların mimarı ise Ankara’daki Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı’nın mimarı, aynı zamanda resim, heykel ve alçı süslemelerinde usta Arif Hikmet Koyunoğlu olarak biliniyor. Bu tarihi ve kültürel bağlam ve iki sanatçının hikayesi Designist’in iç mimari tasarımını üstlendiği projeyi biçimlendiren en önemli çıkış noktaları olmuş.


İki yapı, orta bölümde oluşturulan amorf formlu bir duvar konseptiyle birleştirilmiş. Zemin katında resepsiyon bankosu, oturma alanları, ofisler ve bir lobi barın bulunduğu otel yapısında üst katlarda odalara, bodrum katta ise kahvaltı salonuna yer verilmiş.


Geceleri İstanbul Boğazı kıyısındaki mekanlarda şarkı söyleyen ve enfes sesi tüm Boğaziçi’nde yankılanan Eftalya’dan ilham alan Designist, müzik tınılarının dalga hareketlerini soyutlaştırılarak otelin iç mekanlarına yansıtmış. Lobi tavanında bu dalga formlarının güçlü etkisi hissedilirken, zeminde ise özel kesim doğal taşlar kullanılmış. Tüm duvarlar köşesiz dairesel formlarla oluşturulmuş. Asansör ve merdiven kovasının yer aldığı duvarın sert etkisi koyu renk aynayla kaplanarak ve yansıtma yapılarak kırılmış. Ayna kaplı duvarın bir bölümünde ise İstanbul Boğazı’nın siluetinden esinlenen amorf formdaki doğal taş kaplamalara yer verilmiş. Genel olarak organik formların hakim olduğu Lamartine Otel’de nötr renk tonları kullanılarak sakin ve huzurlu bir atmosfer yaratılmış.
Designist, otel odalarını daha ferah ve geniş göstermek için açık renk tonları, açık dolap ve banyo sistemleri kullanmış. Deniz Kızı Eftalya’nın anısını canlandıran kadın siluetlerinden sanat eserlerine, duvarlarda Eftalya’ya ait plaklara ve fotoğraflara yer verilmiş. Duvar kağıtlarında ise ses dalgalarına gönderme yapan desenler kullanılmış. Islak hacimlerde büyük boyutlu seramiklere yer verilerek derz görüntüleri azaltılmış ve separatör olarak da ışığı geçirebilen opak cam malzeme kullanılmış.


Katlar arasında dolaşan döner merdivenin devamlılığını vurgulamak için merdiven duvarlarında kontrast renkte bir şerit uygulaması yapılmış. Bodrum kattaki kahvaltı salonuna inen döner merdivene ise duvarda koyu ve canlı tonlardaki kök ceviz ahşap kaplama eşlik etmiş. Kahvaltı salonunda ağırlıklı olarak terracotta ve krem tonları tercih edilirken zeminde el çizimini andıran seramikler kullanılmış. Kahvaltı salonunun tuvaletlerinde ise doğa figürlerinin yer aldığı özel baskı büyük boyutlu seramik tercih edilmiş.


Boğaziçi Manzarasında Minimalist Tasarım: Ulus Evi
iF Design Awards 2022’de “Residential” kategorisinde finalist olan Ulus Evi, İstanbul’un prestijli konut bölgesinde, Boğaz’ın muhteşem manzarasına hakim bir konumda yer alıyor. İkonik mobilya parçaları kullanılarak, ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer oluşturacak şekilde tasarlanmış olan evin büyük salonun tam ortasında yer alan iki sütun, mekandaki üç bölümün ayırıcısı olacak şekilde planlanmış. Tasarım sürecinde bu iki kolon o kadar akıllıca tasarlanmış ki, tüm konsepte çarpıcı ama aynı zamanda incelikli bir dokunuş kazandırmış. Bu nedenle bu iki sütunu giydirmek için özel tasarımlı metal paneller kullanılmış. Tavanı keserek yukarıdan gelen dolaylı ışıklar eklendikten sonra, bu iki sütun mekanın ince odak noktası haline gelmiş.


Evin ilk önemli renovasyon kararlarından biri olarak, mevcut koyu kırmızımsı maun parke zeminin, daha koyu kahverengi tonlarında yeniden cilalanarak mekanı bütünleştirmesi ve sanat eserlerini öne çıkarması hedeflenmiş. Salonun karşılıklı iki tarafında biri şömine alanı diğeri ise özel tasarlanmış mini bar ünitesi olmak üzere iki fonksiyonel mekan konumlandırılmış.


Şömine tarafındaki önceden var olan bazalt cephenin eski görünümünü yenilemek için koyu gri taş levhalar kullanılmış. Şömine duvarının üzeri kapatılırken, aileye ait kitapların ve sanat eserlerinin sergilenmesi için ince raflar yerleştirilmiş. Aynı zamanda, tavana koyu aynalı lambriler eklenerek, büyük salonun bu dar kısmına bir derinlik kazandırılmış ve bahçedeki manolya ağacının görüntüsü salona yansıtılmış.


Ailenin çok değerli sanat eserlerine yumuşak ve ince bir arka plan oluşturması için büyük salonun tüm duvarları süet duvar kağıdıyla kaplanmış, bu sayede sanat eserlerinin canlı rengi ortaya çıkarak tüm mekana bir dinamizm kazandırmış. 20’li ve 50’li yılların çok önemli tasarımcılarından ikonik mobilya ve aydınlatma parçaları, ev sahibinin de yüksek zevkiyle seçilmiş.


iF Design Awards 2022’de “Hotels, Spas, Restaurants, Bars” kategorisinde finale kalan Lamartine Otel’de sakin ve huzurlu bir şehir oteli yaratmak hedeflenirken, “Residential” kategorisinde finalist olarak yarışan Ulus Evi’nde ise miminalist bir tasarım anlayışı benimsenerek ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer yaratmak amaçlanmış.

Türkiye Hazır Beton Birliği: “İnşaat Sektörü 2022’ye Yavaş Başladı”

Türkiye Hazır Beton Birliği, inşaat sektörünün merakla beklediği “Hazır Beton Endeksi” 2022 Ocak Ayı Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2022 Ocak Ayı Raporu’nu açıkladı. Bütün endeksler geçen yılın aralık ayından sonra bu yılın ocak ayında da negatif tarafta yer almıştır. Aralık ayına kıyasla faaliyette sınırlı bir gerileme görünmektedir. Buna rağmen faaliyet son 20 ayın en düşük değerini almıştır.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

Faaliyette Sınırlı Bir Gerileme Yaşandı
THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2022 Ocak Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, aralık ayına kıyasla faaliyette sınırlı bir gerileme görünmektedir. Buna rağmen faaliyet son 20 ayın en düşük değerini almıştır. Beklenti ve Güven Endeksi değerlerinde bir gerileme söz konusu değildir. Birleşik Beton Endeksi, geçtiğimiz yılın aralık ayı ile aynı değerde kalmıştır.

Geçen yılın aynı ayına göre baktığımızda ise ocak ayında bütün endekslerde ciddi bir gerileme görülmektedir. Beklenti en fazla daralan endeks olmuştur. Güven Endeksi en fazla daralan ikinci endekstir. Faaliyette sınırlı gerileme görülmektedir.

“İnşaat Maliyetlerindeki Artış Yeni Konut Talebini Düşürdü”
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Özellikle maliyet enflasyonu ile yükselen inşaat maliyetleri yeni üretilen konut talebini ister istemez baskılamaktadır. Tarihsel veriler, tüketicilerin konut kredisi kullanmakta istekli olmadıkları dönemde ikinci el konuta ilgi gösterdiklerini göstermektedir. 2021 yılının son iki ayında banka kredisi ile alınan ikinci el konut sayısı artmasına rağmen yılın tamamında yeni konutlara talebin düşük kalmasının arkasında yatan nedenlerin başında inşaat maliyetlerindeki yükseliş gelmektedir. Aynı zamanda kamu bankaları üzerinden kullandırılan düşük faizli konut kredisi ilgi görmesine rağmen özel bankaların konut kredisinde faiz indiriminde istekli olmamaları, ekonomideki likidite sıkıntısı ve maliyet artışları, yeni yapılan konutların satışında daralma meydana getirmiştir. ” diye konuştu.


Tüketicinin konut talebi için satın alma gücünü muhafaza etmesinin, ekonomik stabilizasyonun ve öngörülebilirliğin kritik etmenler olduğunu vurgulayan Yavuz Işık “Yalnızca kamu bankaları ile değil aynı zamanda özel bankaların da bu sürece destek vermesi sonrasında inşaat sektörü yeniden hareketlenebilecektir. İnşaat sektöründeki dengeli büyüme, öngörülebilirlik ve stabilizasyon ile mümkün olacaktır.” dedi.

Ekim – Aralık 2021 Döneminde İnşaat Sektöründe İstihdam Edilenlerin Sayısı Arttı

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, Ekim-Aralık 2021 döneminde göre inşaat sektöründe istihdam edilenlerin sayısı 36 bin kişi arttı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim-Aralık 2021 dönemine ait inşaat sektörü istihdam endeksi verilerini açıkladı. Buna göre söz konusu dönemde göre inşaat sektöründe istihdam edilenlerin sayısı 36 bin kişi arttı.


Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı, 2021 yılının 4. çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla 740 bin kişi artış gösterdi ve bu rakam 29 milyon 927 bin kişiye ulaştı. Yine resmi olarak açıklanan ve merak edilen verilere göre, bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki çeyreğe göre inşaat sektöründe 36 bin kişi artış gösterdi. Yine resmi olarak açıklanan verilere göre, istihdam edilenlerin yüzde 6,1’i inşaat sektöründe yer aldı.

Türk Müteahhitler Ocak Ayında Yurt Dışında 214,4 Milyon Dolarlık İş Üstlendi

Türk müteahhitler Ocak ayında yurt dışında 10 proje üstlenirken toplam proje bedeli 214 milyon 375 bin 736 dolar oldu.


Ticaret Bakanlığı’ndan alınan verilere göre, Türk müteahhitler Ocak ayında yurt dışında 10 proje üstlenirken toplam proje bedeli 214 milyon 375 bin 736 dolar oldu. Böylelikle Türk müteahhitlik sektörünün ilk defa yurt dışına açıldığı yıl olan 1972’den 2022 yılının ocak ayı sonuna kadar toplamda 131 ülkede, 453,2 milyar dolar değere sahip 11 bin 135 proje üstlendi.


Türk müteahhitler Ocak ayında Hollanda, Ruanda, Özbekistan, Irak, Polonya ve Almanya olmak üzere toplamda 6 ülkede iş üstlendi. Bu işlerde en fazla payı 112 milyon dolarla Ruanda aldı. Ruanda’yı 37,5 milyon dolarla Polonya takip etti.


1972 yılından şimdiye kadar müteahhitlik firmaları tarafından yurt dışında üstlenilmiş olan projelerin ülkelere göre dağılımına bakıldığında  Rusya yüzde 21’lik payla ilk sıraya yerleşti. Rusya’yı, yüzde 11’lik bir payla Türkmenistan izlerken yine resmi verilere göre, ülkede üstlenilmiş olan proje tutarı 49,7 milyar doları geçti. Irak yüzde 6,9’luk pay ve üstlenilen 31,2 milyar dolarlık projeyle 3. sıraya yerleşti. Bu ülkeleri, Libya, Kazakistan ve Suudi Arabistan izledi. 1972’den bugüne kadar en çok proje üstlenilen sektörler incelendiğinde konut ve rezidans projeleri yüzde 13,6’lık payla ilk sıraya yerleşti. Sektörün bugüne kadar üstlenmiş olduğu konut projelerinin tutarı 61,8 milyar doları geçti.

Velux Ankara Projesinin Yüzde 60’ı Tamamlandı

Fırat Life Style tarafından hayata geçirilen Velux Ankara projesinin inşaat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.


Türkiye’nin iller bazında ikinci en çok konut satışının yapıldığı Ankara’da yükselmeye devam eden Fırat Life Style’ın karma rezidans projesi Velux Ankara’nın inşaatında yüzde 60’lık kısım tamamlandı. Projede 550 konut ve 60 mağazanın satışlarının gerçekleştiğini belirten COO Ahmet Fırat, 450 konut ve 83 mağazanın ise satışlarının devam ettiğini belirtti. Yabancıların da yoğun ilgi gösterdiği projede teslimatlar Aralık 2022’de başlıyor.


Fırat Life Style, Atayıldız Grup ve Acity ortaklığı ile Ankara Yenimahalle’de bir yatay mimari örneği olarak inşaat çalışmaları devam eden Velux Ankara, toplam 72 bin metrekarelik proje alanına sahip. 11 blok ve 1000 konuttan oluşan proje, 42 bin metrekarelik kiralanabilir alanıyla toplam 3 bloktan oluşan 133 mağaza ve 6 bin 500 metrekarelik ortak bir gezinti alanına da sahip bulunuyor.

“Yabancılar Yatırım İçin Ankara’da Proje Satın Alıyor”

Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, ” Yabancıya satış, ülkemize yabancı sermaye girişi adına oldukça elzem bir konu niteliğinde. Artarak globalleşen dünyada, Ankara gibi bir metropolün dünya gayrimenkul ve inşaat piyasasında ses getiren yapı ve projelerle yer edinmesi, bunun yanı sıra Ankara’nın yabancı sermaye için giderek daha fazla tercih edilen cazibe alternatifi olması biz üreticileri son derece memnun ediyor” dedi. Ahmet Fırat ayrıca “Velux Ankara’da da yabancı müşterilere de konut satışı yapıldı. Ancak yabancı alıcılar sadece vatandaş olmak için yatırım yapmadılar, aynı zamanda kâr getirisi son derece yüksek bir projeye plasman oluşturdular. Bu nedenle, hem kazandığını gören yabancı yatırımcı yenilerine referans olacak hem de sermayenin çeşitliliği ekonomik değer katacaktır” diye ifade etti.
“TÜİK verilerine göre inşaat maliyet endeksinin, 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 15,70, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 67,74 oranında arttığını görüyoruz” diyen Fırat, “Aynı raporda malzeme endeksi bir önceki aya göre yüzde 20,35, işçilik endeksi ise yüzde 1,44 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 85,77 oranında, işçilik endeksi de yüzde 24,01 bazında artmış görünüyor” dedi.

“Volatilitenin En Az Yaşandığı Yatırım Aracı Gayrimenkul Sektörüdür”
Fırat sözlerine devam ederken, “Ülkemizde ve hatta dünya genelinde volatilitenin en az yaşandığı yatırım aracı şüphesiz gayrimenkul sektörüdür. İnşaat maliyetlerindeki artış, ne yazık ki sektörü geçici olmak suretiyle olumsuz etkiledi. Geçici olarak diyoruz çünkü maliyetlerin artış hızı ve miktarı maalesef ekonomik gelir seviyesi ile paralel durumda değil. Bu yüzden belli gelir düzeyi altındaki kullanıcılar, konut alma taleplerini bir süreliğine ertelemek durumunda kaldılar. Bu konuda iyileştirmelerin yapılması adına, bu iş alanı içinde bulunan tüm aktörlerin ellerini taşı altına koyması gerekiyor” dedi.

Fırat ayrıca, “Alıcı ve yatırımcı her zaman bu oynaklığın az olduğu sektöre gelecek hayali ile yatırım yapmaya devam ediyorlar. Zaten dünya çapında ve yerel olarak bu kadar alıcı potansiyeli olmasa, inşaat adına bu denli risk alınmazdı ve böyle büyük hacimlerde üretimler yapılamazdı” diye belirtti.


“Düğün Sezonu Yaklaşıyor, Sektörde Hareketlilik Bekleniyor”
Fırat Life Style COO’su Ahmet Fırat, “Hali hazırda ilk çeyreğinde bulunduğumuz 2022 yılının geneli için olumlu beklentiler içerisindeyiz. Tabii ki farklı senaryolara her daim hazır olmak durumundayız. Ancak artan maliyetler sadece inşaat piyasası özelinde değil; tüm sektörlerde mevcut. Bundan dolayı bu kadar artışın ekonomik bir iyileştirmeyle dengeleneceğini düşünüyorum ve buna inanıyorum. Önümüzde yaklaşmakta olan bir düğün sezonu var. Konut sektörü ilkbahar döneminde oldukça hareketli geçer. Düğün sezonu bildiğiniz üzere aylar öncesinde hazırlık gerektirir. Özellikle yapılan harcamalar tam bu dönemde yapılmalıdır. Yaz tatili organize ederken bile erken rezervasyon indirimiyle kışın veya tatil zamanı çok yaklaşmadan ödeme yapıyoruz. Aynı şey burada da geçerli. İnşaatın ilerleme süreci ve piyasanın stabilitesi yatırıma elverişli dönem oluşunun göstergesi niteliğindedir. O nedenle konut almak için en akıllıca ve en uygun dönemdir” diyerek sözlerini tamamladı.

Altınorman Projesi, Kalamış Yapı Güvencesiyle Hayata Geçiriliyor

İzmir Bornova Altındağ mevkiinde 38 dönümlük alanda benzersiz konumda yer alan Altın Orman Projesi, 19 yıllık Kalamış Yapı güvencesiyle hayat buluyor.

Yapımı devam eden Uçan Yol’un yanı başında olan konut projesi, çevre yollarının kesiştiği noktada bulunması ve nitelikleriyle de fark yaratıyor.

Güvenliğin ve konforun ön planda tutulduğu Altın Orman Projesi, yeşil ile mavinin buluştuğu İzmir’in en güzel manzarasında hayata geçiriliyor. Gece ve gündüz doyasıya tadını çıkarabileceğiniz İzmir Körfezi manzarasını kesintisiz ve panoramik olarak sunuyor. Altın Orman Projesi’nde; Türk mutfağının en gözde lezzetlerinin sunulduğu restoranlar, temiz havasıyla büyüleyen açık alanı, en taze ürünlere ulaşabileceğiniz market ve yarı olimpik havuzu bulunuyor.

Projenin Yüzde 30’u Satıldı

Projenin 1+1, 2+1 ve 3+1 olmak üzere 1215 konuttan oluştuğunu belirten Kalamış Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Sevencan, “ Proje, İzmir’in ulaşımı açısından en avantajlı konumunda yer alıyor. 38 dönümlük bir arazi üzerine konumlandırdık. Bunun 12 bin metrekarelik alanında konutlar bulunuyor. 26 bin metrekarelik alanda peyzaj alanı olarak belirledik. Projeyi planlarken burada yaşayanların konforunu sağlamak öncelikli hedefimiz oldu. Bu yüzden yeşil ve açık alan konut alanından çok daha fazla. Konutların yüzde 80’i deniz görecek şekilde 3 bloktan oluşuyor. Projenin şuanda yüzde 30’u satıldı. Ocak 2024’te projemizi tamamlayarak sahiplerine anahtarları teslim edeceğiz” dedi.

Yatırımı yaparken aynı zamanda doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirdiklerini de dile getiren Sevencan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa standartlarının üstünde bir peyzaj alanı tasarlanan projede, daire başı yeşil alan 25 metre düşüyor. Projede Güneş panellerini konumlandırarak; bina teraslarımızda yapılacak güneş panelleri ile ortak alan saha aydınlatması sağlayarak temiz enerji kullanımına özen gösterdik, peyzaj alanlarımızın sulanması amacı ile yağmur sularını depoladık. Elde edilecek gelirin bir bölümünün; yüzde 33 TEGEV, Yüzde 33 HAYTAP ve yüzde 33 Ege Orman Vakfı’na bağışlayacağız. Aynı zamanda İyilik Takipçileri Derneği ile Bayındır Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu’nun tadilatını gerçekleştireceğiz”

GNC Makina’da Eğitimler Sürüyor

Savunma sanayinden otomotive, havacılıktan kalıp ve kalıp endüstrilerine, enerji teknolojilerinden medikal endüstrisine kadar birçok sektöre yönelik üretim çözümleri sunan GNC Makina’da eğitimler devam ediyor.

GNC Makina’nın yeni ofisinde, GNC Class müfredatı kapsamında gerçekleşen eğitim, kurum içinde de heyecan yarattı. Saha personeli için düzenli olarak vaka çalışmaları üzerinden verilen eğitimlerin bir benzeri, ofis çalışanlarına da verildi.

GNC Makina geçtiğimiz yıl haziran ayında online olarak bir çalıştay düzenlemişti. Çalıştayın konusu ise ‘’Mesleki Eğitimde Yeni İş Modelleri’’ydi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden davet edilen öğretim görevlileriyle düzenlenen çalıştay, sektörün en önemli konularından biri olan nitelikli insan gücünün üretim sektörüne kazanımına yönelik alınabilecek aksiyonların arayışı içindeydi.

GNC Makina bu çalıştayı takip eden süreçte, sektörün iyileştirilmesi, nitelikli iş gücünün kazanılması konularını öncelikli gündem maddeleri arasına aldı ve bir aksiyon planı hazırladı. Bu plana göre; iş ortaklarının marka ve ürün memnuniyetini artırıcı, mesleki eğitim faaliyetleri düzenlemeye başladı. İlk eğitimini de 3. Seviye CNC Operatörü yetkinliklerine göre firma bünyesinde açılan GNC Class Mesleki Eğitim Birimi’nde uygulamalı olarak verdi.

Gelişime ve değişime önem veren GNC Makina, çalışanların gelişimi ve yetkinliklerinin artırılmasına yönelik düzenlediği eğitimlerin belki de en farklısı geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. GNC Class eğitmeni tarafından verilen ve 3 gün süren eğitimler 4 farklı bölümden oluştu. GNC Makina ofis çalışanları bu eğitimle sahada çalışan operatörlerin karşılaştığı durumlar ve üretim yapabilmenin zorlukları gibi konular hakkında bilgi sahibi oldu.

Bu tür eğitimlerin şirket ve şirket içi çalışanların gelişimine oldukça fayda sağladığını dile getiren GNC Makina Genel Müdürü Emre Seçkin: ‘’Değerlerimize sahip çıkan bir firma olarak, birbirimizi geliştirme yolculuğunda takım çalışmasını önemsiyoruz. Genç bir ekip olarak öğrenmeye açık ve meraklı yapımızla sürekli gelişime inanıyoruz. Bu doğrultuda faaliyete geçirdiğimiz teknik eğitim programının ilk fazında, özellikle ofiste çalışan, müşterilerimiz ile birebir teması bulunmayan arkadaşlarımızın sahada yaşanan teknik konular hakkında bilgi sahibi olmaları verdiğimiz hizmet kalitesinin artmasını sağlıyor’’ dedi.

Cubo Boya, “Esinti” Rengiyle Denizlerin Huzurunu Mekanlara Taşıyor

Cubo Boya, 2022 iç cephe kartelasına “Esinti” rengini ekledi.


Cubo Boya’nın 2022 iç cephe kartelasına yeni eklenen Esinti (C6005) rengi, derin denizlerin huzurunu mekânlara taşıyor. Ruhun şifa kaynağı olarak nitelendirilen yeşilin soft tonu olan Esinti rengi, insana evrenin bir parçası olduğunu hissettiriyor.


Doğada en çok bulunan renk grubunda yer alan yeşil, sıcak veya soğuk renk kategorisinde tanımlanmıyor. Uzmanlara göre yeşil nötr bir renk. Bu nedenle yeşilin denge rengi olduğuna dikkat çekiliyor.


Tamamen yerli sermaye ile boya sektörünün hızlı yükselen değeri Cubo Boya’nın doğadan ilham alarak hazırladığı yeni renk kartelası özgün mekânlara alternatif oluşturuyor.


Sakinleştirici bir etkiye sahip olan, kullanıldığı mekânlarda iyi duygular uyandıran Esinti (C6005) isimli yeşil tondaki bu renk, doğanın izlerini taşıyor.


Cubo Boya’nın kartelasına eklediği Esinti rengini, Cubo’nun tüm iç cephe boyaları ile elde edebilirsiniz. Tercih edeceğiniz iç cephe boyası ister ipek mat, ister soft mat, ister mat görünümlü olsun, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürünlerle bu rengi elde etmek mümkün.
Cubo Boya’nın Esinti Rengi’ni “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla kombinleyerek size özel mekânlara dönüştürebilirsiniz.

İzmir Buca Metrosu’nun Temeli Atıldı

İzmir Buca Metrosu’nun temeli düzenlenen törenle atıldı.


İzmir’in en konuşulan ulaştırma projelerinden biri olan Buca Metrosu’nun temeli atıldı. 490 milyon Euro yatırımla hayata geçirilen proje, kentin en büyük yatırımı olma özelliğine sahip. İzmir nufüsunun her gün 10’da 1’ini taşıyacak olan proje trenleriyle beraber 765 milyon Euro’ya mal olacak. İzmir Buca Metrosu ile Buca’nın en uzak mahallesi Çamlıkule ile İzmir Körfezi arasındaki ulaşım süresi 15 dakikaya inecek. Metro hattında her biri 6 vagondan oluşan 20 tren seti çalışacak.


Temel atma töreninde konuşma yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu devasa yatırımın tümüyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imkânlarıyla yapıldığına dikkat çekti. Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Doğru ve şeffaf finansal yönetimi nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uluslararası kredi notu 3A. Yani en yüksek düzeyde. Bu güçlü finansal yapı ve yüksek kredi notu sayesinde Buca Metrosu için 490 Milyon Euro’luk uluslararası yatırım kredisi temin ettik. Bu krediyi dört sene anapara geri ödemesiz olmak üzere 12 yılda ödeyeceğiz” dedi.


Trenleriyle beraber 765 milyon Euro’ya mâl olacak Buca Metrosu’ndan elde edilmesi beklenen yıllık işletme geliri ise yaklaşık 45 milyon Euro. Buca Metrosu’nun fizibilitesi en yüksek metro yatırımlarından biri olduğuna dikkat çeken Soyer, “Dünya genelinde bir metronun kendi finansmanını karşılama süresi 30 yılken biz bunu yarı süresinde gerçekleştireceğiz.  Ayrıca Buca Metrosu’nun taşıyacağı 400 bin yolcuyu şu anda otobüs ve minibüslerle taşıyoruz. Her bir yolcu için Belediye bütçesinden günde yaklaşık 5 lira ilave yapıyoruz. Raylı sistemdeki kişi başı ulaşım maliyeti çok daha düşük olduğu için bu desteğe Buca Metrosu’nda sonra artık ihtiyaç kalmayacak. Buca Metrosu ile bölgedeki otobüslerimiz 13.075 kilometre daha az yol ve 902 daha az sefer yapacak. Günlük en az sekiz bin litre yakıt tasarrufu sağlayacağız. Tüm bunların sonucunda Belediyemiz yılda 48 milyon Euro tasarruf edecek. Dahası soluduğumuz hava temizlenecek.”

Galsan Plastik Fabrikası’na Iglo Architects İmzası

Dilovası Makinacılar Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçirilecek olan Galsan Plastik’in yeni fabrika binasının tasarlanma süreci, ensdüstri yapılarındaki ulusal ve uluslararası başarılarıyla dikkat çeken Iglo Architects tarafından üstlenildi.


Plastik enjeksiyon alanında faaliyet gösteren 45 yıllık köklü geçmişe sahip bir otomotiv firması olan Galsan Plastik’in Dilovası Makinacılar Organize Sanayi Bölgesi’nde 19.500 m2’lik araziye inşaa edilecek yeni fabrikası, konunun yetkin mimarlık ve tasarım ofislerinden biri olan Iglo Architects tarafından hayata geçiriliyor.


Tasarım süreci Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu ortaklığındaki Iglo Architects tarafından yürütülen Galsan Plastik Fabrikası’nda üretim, depolama, yönetim merkezi, ofis, sosyal alanlar ve teknik hacimler bir arada tasarlanmış. 20.000 m2’lik kapalı alanda planlanan fabrikanın, tasarlanan tek katlı iki büyük holü ve iki katlı depolama alanları ile mevcut üretim kapasitesinin iki katına çıkarılması amaçlanmış.


Gün ışığının tüm binada verimli kullanımı, maliyetleri düşürecek şekilde enerji tasarrufu, kaynakların geri kazanımı gibi sürdürülebilirlik kriterleriyle tasarlanan yapıda geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımına da öncelik verilmiş. Güneş enerjisinden de faydalanılan yapıda, yağmur ve gri suyun depolanarak kullanıma geri kazandırılması amaçlanmış. Ferah ve aydınlık çalışma alanlarının yanı sıra, tüm personelin kullanabileceği açık teraslar ve kat bahçeleri gibi nefes alan mekanlar ön plana çıkarılmış.


Iglo Architects tarafından hayata geçirilen ve 2022 yılı itibariyle hafriyat çalışmalarına başlanan Galsan Plastik Fabrikası’nda 300 kişisinin istihdam edilmesi planlanıyor.

Zeray İnşaat’tan Yeni Konut Projesi!

Zeray İnşaat, başkent Ankara’da yeni konut projesi hayata geçirecek.


Zeray İnşaat, Ankara’da 282 daire ve 56 ticari üniteden oluşan yeni bir konut projesi için düğmeye bastı. 230 milyon TL’ye mal olması öngörülen proje Etimesgut’a bağlı Yapracık Mahallesi’nde yükselecek.


Proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.
3+1 ve 4+1 daire tiplerinin yer alacağı projenin 2024 yılının Nisan ayında tamamlanması planlanıyor. Projede A, B, C, D olmak üzere 4 konut bloğu yer alacak. Proje kapsamında 14 adet ticari ünite A Blok, 14 adet ticari ünite B Blokta, 14 adet ticari ünite C Blokta, 14 adet ticari ünite D Blokta yer alacak.


Arsa alanı 20 bin metrekare olarak belirlenen Future Deluxe City projesinin inşaat alanı 97 bin 935 metrekare olarak belirlendi. Projede konut ve iş yerlerinin dışında ayrıca otopark, havuz, hamam ,sauna, fitness gibi sosyal alanlar bulunacak.

*Görsel Zeray Perla projesine aittir.

Konut Dışı Gayrimenkul Satışları Yüzde 30 Arttı

Pandemiyle birlikte tiny house’lara talep arttı, konut dışı gayrimenkul satışları yüzde 30 yükselerek 1,5 milyon lirayı aştı.

Giderek artan konut fiyatları, imarlı arazi gerektirmeyen tiny house’ları yatırım aracına dönüştürdü. TÜİK’in verilerine göre arsa ve tarla gibi arazilerin satışları 2021’de yaklaşık yüzde 30 artışla 1,5 milyonu aşarak konut satışlarının üzerine çıktı. Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne göre plakalı ve ruhsatlı karavan statüsünde vasıta olarak tanımlanan tiny house’lar, düşük inşaat ve arazi bedeliyle konutu erişilebilir hale getirirken alternatif turizm yatırımlarında da yer buluyor.

Pandemiyle giderek yaygınlaşan ekolojik yaşam trendinin yanı sıra yüksek konut fiyatları, arsa ve tarla gibi konut dışı gayrimenkule yönelik talebi artırdı. TÜİK’in verilerine göre arsa, tarla, işyeri, fabrika, ofis, depo, sanayi sitesi gibi konut dışı gayrimenkul satışları 2021’de önceki yıla göre yaklaşık yüzde 30 artarak 1,5 milyonu aştı. Böylelikle konut dışı gayrimenkul, konut satışlarını ilk kez geride bıraktı. 2021’de tarla satışları 722 bin adede ulaşırken, 480 bin arsa el değiştirdi. Giderek artan konut fiyatlarının alternatif yaşam arayışlarını hızlandırdığını belirten Yako Groups Yönetim Kurulu Başkanı Galip Ölmez, “Pandeminin getirdiği yeni yaşam düzeniyle kırsal bölgelerde müstakil yaşam isteğindeki artış, arsa ve tarlalara yönelik talebi tetikledi. Ekolojik yaşam trendinin yeni temsilcisi olan tiny house’larda (küçük ev) imarlı arsa kriteri aranmıyor. Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne göre plakalı ve ruhsatlı karavan statüsünde vasıta olarak tanımlandıklarından bu tür araziler için yasal bir ekonomik çözüm sunuluyor. Bu da taleplerdeki artışı hızlandırıyor” dedi.

“Elektrik, Su, Doğal Gaz Faturaları Tiny House’lara Uğramıyor”
Pandemide doğaya kaçışın simgesi haline gelen tiny house’ların ekonomik bir yatırım modeline dönüştüğünü kaydeden Galip Ölmez, “Tiny house’un konumlandığı arsada su, elektrik, fosseptik altyapısı bulunması da gerekmiyor. Tiny house’lar güneş enerjisi panelleriyle kendi enerjisini üretebiliyor. Su ihtiyacı su deposu veya su kuyusu açılarak karşılanıyor. Fosseptik sorunu ise toprakta açılan derin kuyu aracılığıyla çözülüyor. Tüm bu alternatif çözümlerle ekolojik yaşam biçimini tam olarak tanımlarken elektrik, su, doğalgaz gibi her geçen gün yükselen fatura giderlerini neredeyse tümüyle ortadan kaldırıyor. Yako House ile 2 kez Türkiye’nin en iyi tiny house markası ödülünü alan bir şirket olarak mühendislik gücümüzü tasarım yeteneğimizle birleştirerek kullanıcıların beklentilerini karşılayan modern, ferah ve sürdürülebilir tasarımlara imza atıyoruz. 10 metrekareden başlayıp 40 metrekareye kadar uzanan farklı büyüklüklerde sahip modellerimizin fiyatları 200 bin TL’den başlıyor” dedi.

Alternatif Turizm Yatırımlarında Yer Buluyor

Tiny house konseptinin ekonomik ve ekolojik yönüyle alternatif turizm yatırımlarında da tercih edildiğini kaydeden Yako Groups Yönetim Kurulu Başkanı Galip Ölmez, konuya ilişkin şu ifadelerde bulundu: “Son dönemde Ege ve Akdeniz bölgelerindeki alternatif turizm yatırımları için de talepler almaya başladık. Bugün 10 odalı bir butik otel yerine 10 tiny house’u içeren bir tatil köyü inşa etmek yatırım maliyetini 10’da 1 oranında azaltıyor. Ağırlıklı olarak büyük metrekarelere sahip, içerisinde asma kat barındıran ahşap tasarımlar tercih ediliyor. Tümüyle ahşap malzeme kullanarak tasarladığımız, asma katlı Yako Ada House, Yako Comfort House, Yako Red House ile manzaralı arazilere uygun teraslı Yako Garden House gibi geniş metrekarelere sahip modellerimiz tercihte ilk sıralarda yer alıyor. Çocuklarını doğanın içinde yetiştirmek isteyen kalabalık aileler de tiny house’lara yöneliyor. Yurt iç ve dışından tüm Yako House modellerimize yönelik talepler her geçen gün artan bir ivmeyle büyüyor.”

Şık, Modern Ve Sağlıklı Yaşamın Temsilcisi
Tiny house’ların taşınabilir formatıyla konutu mobil hale getirdiğine değinen Galip Ölmez, “Karayolları Trafik Yönetmeliği, tiny house’ları 2 metre 55 cm sabit genişliğe, maksimum 10 metre uzunluğa, römork dahil 4 metre yüksekliğe, 3 bin 500 kg ağırlığa sahip plakalı ve ruhsatlı karavan olarak tanımlıyor. Bu sınırlar dahilinde anahtar teslim olarak tasarladığımız tiny house’ları noterden ara satış sözleşmesi yaparak teslim ediyoruz. Doğal malzemeler kullanarak inşa ettiğimiz tiny house’larla şık, modern ve sağlıklı bir yaşamın önünü açarken, farklı tarzda geliştirdiğimiz Yako House modelleriyle insanları hayal ettikleri yaşama kavuşturuyoruz” diye ifade etti.

GF Hakan Plastik, Bu Yıl Yüzde 50 Büyüme Hedefliyor

GF Hakan Plastik Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan Besler, geride bıraktıkları 5 yıllık süreci değerlendirirken 2025 hedeflerini de paylaştı.

GF Hakan Plastik, borulama sistemleri alanında lider kuruluşlardan biri olan İsviçre merkezli Georg Fischer bünyesine geçişin ardından yaşanan 5 yıllık süreci, sektör değerlendirmelerini ve 2025 stratejilerini paylaştı.

GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan Besler, “Sadece 2022 yılı için değil, 2025 için hedeflerimiz büyük, alacağımız yolumuz var” dedi.

Batuhan Besler, 2016 yılından bu yana sağladıkları başarılara değinerek ürün portföyünün katma değeri yüksek, müşteri ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde genişletildiğini; inovasyonun tüm iş süreçlerine yayılarak hareket edildiğini belirtti. Yalın Üretim yaklaşımının her alanda uygulanabilirliği için çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden Besler, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin bir katılımcısı olan GF Boru Sistemleri’nin stratejileri doğrultusunda şirket içi iş modelleri, ürün geliştirme ve üretim süreçleri sürdürüldüğünü ve bu konuda kararlılıkla hareket edildiğini ifade etti. Şu anda proje pazarında lider, perakende pazarında ise ilk 2 içinde olduklarını kaydetti.

“Müşteri Şikayetlerini Yüzde 70 Oranında Azalttık”

İnşaat sektörü ve dolayısıyla inşaat malzemeleri sanayisinin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de lokomotif alanlarından birini oluşturduğunu belirten Besler:

“Ancak son 10 yılın en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olan inşaat sektörü, maalesef 2018 yılından beri çeyrek bazında düşüşünü sürdürüyor. Bu yüzden geride bıraktığımız süreçte yaşanan dalgalanmalar istikrarlı bir grafik sergilenmesini mümkün kılmadı. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada yaşanan bu durum ham madde tedariğinden üretime, yatırımlardan yeni projelerin ortaya çıkmasına kadar her alanda kendini hissettirdi. Özellikle son 2 yılda Pandemi’nin de etkisi ile iş yapış süreçlerindeki değişimler, ham madde tedariği ve lojistikte yaşanan sıkıntılar, döviz kurlarındaki hareketlilik, AB kriterlerinin ortaya konması, vb. konuları geçen sancılı bir dönem yaşandı.

Türkiye’de 55 yılı aşkın geçmişimizde, dünyada ise GF olarak 1802 yılından bu yana kullanıcılarımız için yaşam konforunu artıran yenilikçi ürünler sunmayı kendimize ilke edindik. Plastik boru sektöründe üstyapı, altyapı ve endüstriyel alanlarda sunmuş olduğumuz ürün ve hizmetlerimizle, geniş bayi ağımızla her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarına en doğru, en hızlı ve en kolay şekilde ulaşabilmesi için çalışmalarımıza aralıksız devam ettik. Müşteri şikayetlerini %70 oranında azalttık.


Ülkemizin yaşamış olduğu en sıkıntılı dönemlerde bile, yatırımlarımızı, araştırmalarımızı, üretimimizi ve ürün tedariğimizi ara vermeden sürdürmeye çaba sarf ettik. Bu arada çalışanlarımız bizim için önemli bir değer. Kendi bünyemizde oluşturduğumuz eğitimlerle farklı departmanlarda görev yapan çalışanlarımıza sadece geçtiğimiz yıl toplamda 1.700 saati bulan 300’ün üzerinde iç eğitim programları gerçekleştirdik. Tabii dışarıdan aldığımız eğitimlerimiz de söz konusu. Örneğin Kırma Geri Dönüşüm bölümü çalışanlarımıza MEB onaylı “Geri Dönüşüm Ünitelerinde Hayat Boyu Öğrenme” eğitimi veya beyaz yakalı çalışanlarımıza yönelik teknik eğitimleri gösterebiliriz. ISG eğitimlerimiz de hassasiyetle üzerinde durduğumuz bir konu. Aylık olarak devam eden eğitimlerimiz var. Bu sayede 2016 yılından bu yana iş kazalarında %80 azalma elde etmiş bulunuyoruz.


Aktardığımız ve daha aktaramadığımız tüm çalışmalarımız sonucunda 5 yıllık bu süreçte GF Hakan Plastik olarak %20 büyüme kaydettik. Karşılıklı güven ve bağlılık duygusu içinde her zaman bizimle birlikte olan çalışanlarımıza, destekleyen iş ortaklarımıza ve kullanıcılarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.


2021 yılını değerlendirecek olursak olumsuz koşullar yaşanmasına rağmen başarılı bir yıl geçirerek %45’in üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz yıl için de hızımızı kesmeden yol alma hedefindeyiz. 2022 yılı için yine kendimize yüksek hedefler belirledik. %50’ye yakın bir büyüme ön görüyoruz ki çalışmalarımızı da bu doğrultuda planlıyoruz” dedi.

“Hep Daha İleriye”

Çerkezköy ve Şanlıurfa tesislerinin üretim kapasitesinin GF’nin tesisleri arasında ilk 5 içerisinde yer aldığını kaydeden Batuhan Besler; “ 2022 yılı planları içerisinde tesislerimizde üretim kapasitesinin yanı sıra enerji verimliliği, su tasarrufu, otomasyon, vb. konuları bulunuyor.

Tesislerimizde bu konuda yürüttüğümüz farklı çalışmalarla 2021 yılında bir önceki yıla oranla kwh/kg’da %8.5 oranında iyileştirme sağladık. 2021 yılının ikinci çeyreğinde Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi ile bir protokol gerçekleştirdik ve enerjimizi yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik etmeye başladık.

2021 yılı 3. çeyrek dönemi için satın aldığımızyeşil enerji ile yaklaşık 4.000 ton karbon salınımı tasarrufu sağlandı. Bu değer, kişisel aracınızla dünyanın çevresinde 580 kere tur atılmasına veya 320.000 ağacın bir yılda doğaya sağladığı katkıya eş değer bir tasarruf anlamına geliyor. Bu tedarik ile I-REC sertifikasını da almış bulunuyoruz. 2022 yılında da protokolün devamlılığını sağlayacağız.

Ayrıca Verimlilik Artırıcı Projelere odaklanacağız. Bir diğer çalışmamız da ISO 50001 Enerji Yönetimi Standardı’nın 2022 yılı sonuna kadar kalite sistemine entegre edilmesi yönünde olacak. Yine şirket genelinde elektrikte yüzde 1,5, su tüketiminde yüzde 4,5 tasarruf sağlamak yönünde planlarımız bulunuyor” bilgisini paylaştı.

Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan Besler, global olarak bir enerji krizinin yaşandığını, bu krizin aslında Türkiye için bir fırsat olabileceğini düşündüğünü söyledi. Georg Fischer’in global ürünlerinin Türkiye’de üretimi konusunda GF dünyasının bu fırsatı kullanabileceğini kaydetti. Tedarik zinciri ve ham madde konusunda pandemi süreci öncesinde almış oldukları kararlar ve yatırımlarla yönetilebilir bir senaryo içerisinde olduklarını belirten Besler, Çerkezköy ve Şanlıurfa tesislerinde üretim kaydırma gibi uygulamalar gerçekleştirdikleri kaydetti. Ayrıca tedarik zinciri sorununun yaklaşık bir 2 yıl daha süreceğini ön gördüğünü belirtti.

“İnşaat Sektörüne Uygun Maliyetli Arsa Üretilmeli”

Ankara’da konut arzının giderek azaldığını bunun sonucu olarak konut kıtlığının arttığını, kira fiyatlarının yükselişinin devam ettiğini belirten Remax Borsa Brokeri Halil Egemen, “İnşaat sektörüne uygun maliyetli arsa üretilmeli” dedi.


Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar sonra Ankara’da arsa fiyatlarının suni olarak yükseltildiğini hatırlatan Halil Egemen, “İnşaat firmaları konut projesi üretecek uygun maliyetli arsa bulamıyor. Satılabilecek proje üretmek için yatırım ortamının üretici ve tüketici açısında avantajlı koşullar içermesi gerekiyor” dedi.


Kurlarda yaşanan dalgalanmalar sonrasında konut imarlı arsaların kurla orantılı yükseltildiğini ve fiyatlarında yapıştığını açıklayan Egemen, “İnşaat sektöründe yapı maliyetleri sürekli artıyor. Ankara’da yeni projeye başlayan çok az ve başlanan projelerin ölçekleri de küçüldü. Dalgalı piyasalarda arsa fiyatlarının düşmesi gerekirdi. Bugünün koşullarında uygun fiyatlı ve kat karşılılığı arsalarda oranlar mantıklı olduğu takdirde, inşaat firmaları yeni proje üretir” dedi.


Konut alım gücünün her geçen ay düştüğünü, mevcut konut arzının da fiyatlarının yüksek olduğunun altını çizen Remax Borsa Brokeri Halil Egemen, sektörde yaşananları şu şekilde değerlendirdi: “Bankalar kredi limitlerini düşürdü. Yeni fiyatlarla konut alabilecek kitle azaldı. Sabit gelirlinin ev alma isteği, hayalden öte gidemiyor. Tüketiciler, satın almak yerine kiralamayı tercih edecek ki; bu durum, kira fiyatlarının astronomik rakamlara çıkmasına neden olacaktır. Arsalarını kat karşılığı vermek için aylardır müteahhit bekleyen arsa sahipleri, oranlarını aşağıya çekmediği sürece, hiçbir inşaat firmasıyla masaya oturamaz. Hükümet ve yerel yönetimler konut üretimini destekleyecek yeni önlemler almalı. Yerel yönetimler uygun maliyetli arsa üretmeli. Üretim ve yüksek finansal maliyetler, inşaat firmalarını beklemeye itiyor. Konut arzını artırmak için yatırım ortamını inşaat sektörü açısından cazip ve sürdürülebilir hale getirmekten başka bir çare yok. Konut açığı, sosyal bir krize dönüşmeden önce herkes doğru olanı yapmalı.”

Dekar Yapı’nın Yeni Konut Projesi Bahçeşehir’de Yükselecek!

Dekar Yapı’dan Bahçeşehir’e 177 daireli yeni konut projesi geliyor!

İstanbul konut projeleriyle adından söz ettirmeye devam ediyor. Sektörün bilinen firmalarından Dekar Yapı, Asmalı Bahçe Şehir’e komşu olacak yeni konut projesi için düğmeye bastı. Firmanın yeni projesinin adresi İstanbul’un gözde semtlerinden Bahçeşehir olacak. Projede 2+1, 3+1 ve 4+1 seçenekleriyle sunulan 177 daire yer alacak.


Ulaşım da sunacağı kolaylıkla, havaalanına yakınlığı ve önemli karayollarının kesişiminde konumlanan Bahçeşehir’de bahçeli yaşam standartları sunan Dekar Yapı, tek katlı evlerin ve alternatifli dubleksin yer aldığı konutlar ile farklı seçenekler sunmayı hedefliyor.

* Haberdeki görsel Dekar Asmalı Bahçeşehir projesine aittir.

Demir Cevheri Fiyatlarında Dikkat Çeken Düşüş!

Çin’de demir cevheri vadeli fiyatları piyasa denetimlerinin artırılacağı açıklanmasının ardından yüzde 5’in üzerinde gerileme gösterdi.


Çin’de demir cevheri vadeli fiyatları, yetkililerin piyasa denetimlerinin güçlendirileceğini ve usulsüzlüklere karşı adım atılacağını açıklamasının ardından yüzde 5’ten fazla geriledi. Dalian emtia borsasında en yoğun işlem gören kontrat olan Mayıs teslimatlı demir cevheri vadeli kontratı gün içinde yüzde 5.8 gerileyerek ton başına 782 yuandan (122.94 dolar) işlem gördü. Demir cevheri vadeli kontratları 3 Aralık’tan bu yana en büyük gündelik değer kaybını yaşadı.


Kok kömürü vadeli kontratları yüzde 0.04 gerileyerek ton başına 2,412 yuan yani 379.21 dolar seviyesine indi. Kok vadeli kontratları ise yüzde 0.6 yükselerek ton başına 3,092 yuan yani 486.12 dolar seviyesine yükseldi.Shanghai vadeli işlemler borsasında nervürlü çelik fiyatları yüzde 0.5 gerileyerek ton başına 4,879 yani 767.07 dolar seviyesinden işlem gördü.Sıcak haddelenmiş çelik (HRC) rulo fiyatları yüzde 0.1 gerileyerek ton başına 5,035 yuana yani 791.59 dolara indi.

TOKİ’den Yalova’ya Konut Projesi Müjdesi!

TOKİ, Yalova’da 304 daireli yeni bir konut projesi inşa etmek için düğmeye bastı.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ)’den Yalova’ya proje müjdesi. Kurum, Yalova’da 304 daireli yeni bir konut projesi için ihale duyurusu yaptı. Söz konusu projenin ihalesi 31 Mart’ta gerçekleştirilecek.


Dar gelirli aileleri düşük taksit ve peşinatlarla konut sahibi yapan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Yalova projesi için düğmeye bastı.


TOKİ’nin Yalova projesinde 304 adet konut yer alacak. Konutların yanı sıra 4 adet dükkanın da yer aldığı projenin ihalesi 31 Mart tarihinde gerçekleştirilecek.

Manisa Şehzadeler’de Kentsel Dönüşüm Başladı

Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 2 bin 300 konutluk kentsel dönüşüm başladı.

Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde kentsel dönüşüm projesinin ilk etabı başladı. 605 konut ve 54 ticari alandan oluşan projenin inşaat çalışmalarına start verildi. Bölgede sonraki etaplarla birlikte 365 dönümdeki 2 bin 300 konut kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilecek.Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, tarafından yapılan açıklamada, Bayındırlık, Kocatepe, Gediz, İshak Çelebi ve Dilşikar mahallelerindeki kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili bilgi verdi.


Projenin sadece bölgenin değil Manisa’nın da en büyük projesi olduğuna dikkat çeken Çelik, 365 dönümdeki 2 bin 300 konutu içinde yer alan projenin ilk etabının 75 dönümde 605 konut ve 54 ticari alanın yer aldığını söyledi.


İlk etapta bulunan mülk sahiplerinin yüzde 91’inin projeye destek vererdiğini söyleyen Çelik, bakanlığın ihale sürecini başlattığını, mülk sahiplerinin dairelerinin tahliyesi için 30 Nisan tarihine kadar zamanlarının olduğunu, tahliyesi gerçekleşen konutların hemen yıkılacağını belirtti. Konutlarını boşaltan mülk sahiplerine kira desteğinin başlayacağını vurgulayan Çelik, “Bu bölgenin gelişmesi demek Şehzadeler ilçesinin ve Manisa’nın gelişmesi demektir. Projemiz Türkiye’ye örnek olacak bir projedir. Şehzadeler’in en güzel bölgesinde, kentsel dönüşüm projesini gerçekleştirerek bölge insanını, modern kent hayatıyla buluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

Gözde Grubu’ndan Yeni Konut Projesi!

Gözde Grubu, İzmir’de 291 daireden oluşan yeni konut projesi inşa edecek.


Gözde Grubu yeni yatırımlar için düğmeye bastı. Firma, İzmir’in Çiğli ilçesinde 291 daireden oluşan yeni konut projesine imza atmaya hazırlanıyor. Projenin 96 milyon 906 bin 993 TL’ye mal olması öngörülüyor.


Harmandalı Mahallesi’nde hayata geçirilecek proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.


9 bloktan oluşacak projede 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tipleri yer alacak. Arsa alanı 20 bin 529 metrekare olarak belirlenen projedeki blokların taban alanı 9 bin 518 metrekare olarak belirlendi. Projenin inşaat alanı ise 53 bin 325 metrekare olarak açıklandı.


Proje sahasına en yakın yerleşim yerleri, 640 metre kuzeyde bulunan 9 Eylül Mahallesi ve yaklaşık 400 metre doğusunda yer alan Harmandalı Mahallesi. Taşınmazın 100 metre kadar güney batısında Askeri Alan sınırı yer alıyor. Proje sahası, Çiğli ilçe merkezinin yaklaşık 2,5 kilometre kuzeyinde İzmir il merkezinin 14 kilometre kuzeybatısında yer alıyor.


Sığnak, havuz ve bekçi kulübesi gibi alanların da yer alacağı projenin inşaatının 24-36 ay içerisinde tamamlanması planlanıyor.

Copa, Baran Isı İle Bayilik Anlaşması İmzaladı

Copa Isı Sistemleri, sektörün güçlü oyuncularından Baran Isı ile distribütör bayilik için anlaşmaya imza attı.

İklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren Copa Isı Sistemleri, çevreye saygılı, üstün tasarruf sağlayan ve yenilikçi ürün gruplarını en kaliteli ve en hızlı şekilde kullanıcılarıyla buluşturmaya devam ediyor. Yurt içinde 30’un üzerinde distribütör bayiliği ile tüketicilerine ürün ve hizmet veren Copa, bu doğrultuda Türkiye’nin en büyük distribütör bayilerinden Baran Isı ile anlaşma sağladı. Copa, Marmara Bölgesi’nde güçlü satış kanallarına sahip olan Baran Isı ile gerçekleştirdiği bu çözüm ortaklığıyla birlikte sektördeki büyüme ivmesini arttırmayı hedefliyor.

“Baran Isı İle Çalışmaya Başlamaktan Dolayı Mutluluk Duyuyoruz”
Bayilik anlaşması hakkında bilgi veren Copa Türkiye Satış Müdürü Can M. Zengin, “Sektörümüzün tecrübeli ve başarılı bayilerinden biri olan Baran Isı ile çalışmaya başlamaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. İşimize katma değer sağlayacağına inandığımız Baran Isı, satış kanalında da Copa’ya önemli bir güç kazandıracak. Bu anlaşmayla birlikte Marmara Bölgesi’nde daha çok satış noktasına ulaşmayı ve iş ortaklarımıza yeni fırsatlar sunmayı hedefliyoruz. Satış ve dağıtım alanındaki ağımızı genişlettiğimiz bu anlaşmayla birlikte müşterilerimizin taleplerine daha hızlı yanıt vereceğiz” dedi.

“Müşterilerimize Daha Hızlı Ve Katma Değerli Çözümler Sunmayı Hedefliyoruz”
Baran Isı Genel Müdürü Yücel Baran ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Baran Isı olarak Copa gibi sektörün önemli markalarından biriyle anlaştığımız için çok mutluyuz. Ekip olarak tüm şubelerimizde Copa’nın ürünlerini daha çok kullanıcı ve iş ortağımıza ulaştırmak için var gücümüzle çalışacağız. Bu anlaşma sonucunda müşterilerimize daha hızlı ve katma değerli çözümler sunmayı hedefliyoruz.”

İnşaat Sektöründe Aralık 2021’de İstihdam Oranı Arttı!

TÜİK tarafından açıklanan Aralık 2021 İşgücü İstatistikleri’ne göre, inşaat sektöründe istihdam oranı yükseldi.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık 2021 İşgücü İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 11.2 seviyesinde gerçekleşti. Aralık ayında istihdam edilenlerin sayısı inşaat sektöründe 5 bin kişi arttı.


Açıklanan verilere göre ülke genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 2 bin kişi artarak 3 milyon 794 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşti.


İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 236 bin kişi artarak 30 milyon 141 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puanlık artış ile yüzde 47,0 oldu.

İşgücü 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 238 bin kişi artarak 33 milyon 935 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puanlık artış ile yüzde 52,9 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 20,8, istihdam oranı yüzde 34,1 oldu15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,6 puanlık azalışla yüzde 20,8, istihdam oranı 0,6 puanlık artışla yüzde 34,1 oldu. Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalışla yüzde 43,0 seviyesinde gerçekleşti.


Mevsim Etkisinden Arındırılmış İstihdamın %6’sı İnşaat Sektöründe
Aralık ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 10 bin kişi azalırken sanayi sektöründe 108 bin kişi, inşaat sektöründe 5 bin kişi, hizmet sektöründe 134 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 16,8’i tarım, yüzde 21,7’si sanayi, yüzde 6’sı inşaat, yüzde 55,4’ü ise hizmet sektöründe yer aldı.


Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 0,5 puan artarak yüzde 22,6 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,4 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,7 olarak gerçekleşti.


İşsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,7 puan azalarak yüzde 11,3 oldu. İşsiz sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 195 bin kişi azalarak 3 milyon 749 bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 4,3 puan artarak yüzde 46,0 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 3 milyon 223 bin kişi artarak 29 milyon 550 bin kişi oldu.


İş gücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 4,0 puan artarak yüzde 51,9 oldu. İşgücüne katılan sayısı 3 milyon 27 bin kişi artarak 33 milyon 298 bin kişi olarak gerçekleşti.


Aralık ayında sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre 0,1 puan azalarak yüzde 27,8 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,5 puan artarak yüzde 18,3 oldu.

Kale Kilit, Bayileriyle Sapanca’da Buluştu

Tecrübeyi teknoloji ile birleştiren Kale Kilit, ‘Hep Birlikte, Hep Daha İyisi için Bir Aradayız’ mottosundan yola çıkarak bayileri ile Sapanca’da buluştu.


Kaliteden taviz vermeyen üretim anlayışı, kurumsal bakış açısı, dinamik ve güçlü yapısıyla sektörde 70 yıla yakın süredir faaliyet gösteren Kale Kilit, NG Enjoy Sapanca Otel’de bayileri ile bir araya geldi. Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker’in açış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, 2021 yılının genel değerlendirmesi yapılarak önümüzdeki dönem hedefleri ele alındı. Etkinlikte komedyen Kaan Sekban’ın gösterisi ve konuk sanatçı Lara’nın şarkıları ile katılımcılar keyifli vakit geçirdi.


Köklü tecrübesini inovatif yaklaşımı ile birleştiren Türkiye’nin ilk kilit üreticisi Kale Kilit, ‘Hep Birlikte, Hep Daha İyisi için Bir Aradayız’ mottosuyla NG Enjoy Sapanca Otel’de bayileri ile buluştu. Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker’in açış konuşmasını yaptığı etkinlikte, 2021 yılının genel değerlendirmesi yapılarak önümüzdeki dönem hedefleri konuşuldu. 2022 yılında pazara sürülecek olan yeni ürünler de bayilerden tam not aldı.

Kale Kilit İş Ortakları İle Büyüyor
Pandemi süreci devam etse de tüm iş süreçlerinin bayilerin de desteğiyle eksiksiz bir şekilde ilerlediğine dikkat çeken Semih Teker, “Hepimizin derinden hissettiği üzere pandeminin etkisiyle geçtiğimiz iki yıldan bugüne çok şey değişti. Tüm dünyada ve ülkemizde salgının gerek toplum sağlığına gerekse ülkelerin ekonomilerine olumsuz etkilerini yaşadığımız oldukça zor bir dönemden geçtik. Bu süreç devam etse de hızlıca uyum sağlamayı başardık ve gerek üretim gerek satış ve satış sonrası hizmetlerimiz eksiksiz bir şekilde ilerliyor. Bu işleyişte sizlerin desteğini hep yanımızda hissettik.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’de Kilit Sektöründe Jenerik Marka Konumundayız”
Konuşmasında Avrupa’nın en büyük entegre kilit üretim tesisine sahip olduklarını ifade eden Teker, “Türkiye’de kilit sektöründe yüzde 98 bilinirlik oranı ile ilk akla gelen, jenerik marka konumundayız. Tüm bunları birlikte başardık. Bu yıl da sektördeki konumumuzu siz değerli bayilerimizle pekiştirmeye devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.


Etkinlikte öğleden sonra komedyen Kaan Sekban’ın gösterisi, gala yemeğinde ise konuk sanatçı Lara’nın şarkıları ile katılımcılar keyifli anlar yaşayarak yılın stresini attı.

Koleksiyon Mobilya, 50’inci Yaşını 50 NFT’den Oluşan Koleksiyonla Kutlayacak

Mobilya sektörünün öncü markalarından Koleksiyon Mobilya, yeni tasarımlarını Metaverse’e taşıyacak.


Koleksiyon Mobilya, 50’inci yılına özel hazırladığı özgün ve yeni tasarımlarını bu kez dijital dünya olan Metaverse’e taşıyacak. Firma, 50. yaşını 50 özel NFT’den (non-fungible token) oluşan koleksiyon ile kutlamaya hazırlanıyor.


Koleksiyon Mobilya, markaya ait birçok ürünün özgün tasarımının yanında Meta Verse dünyasına özel yeni NFT tasarımlarında sunulacağı bu dünyadaki ilk Türk Mobilya markası olacak.


Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Koleksiyon Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doruk Malhan, şunları söyledi: “50 yıldır mobilya ve farklı gruplardaki tasarımlarımızla öncü bir marka olduk. Dünyanın en önde gelen kurumsal markalarının tercihi olduk. Koleksiyon çizgisini şimdi de NFT formatıyla Metaverse dünyasına sunacağız. Bu NFT’leri alanlar bunları sergileyebilecek, hatta dijital dünyada kullanabilecek. Bu çok özel NFT koleksiyonunun Metaverse dünyasına sunulması için portföyünde web3.0 teknolojileri alanında 360 derece hizmet veren firmalarla görüşmelerimiz devam etmektedir.”

Peli Parke, Hopshera İle Farklı Mekanlara Zemin Oluşturuyor

Peli Parke, Wood koleksiyonunda yer alan Hopshera ile sektöre alternatif çözümler sunuyor.

Peli Parke’nin Wood Koleksiyonu’nda yer alan inovatif dekoru Hopshera, sektöre alternatif çözümler sunuyor. Hopshera, doğal görünümü ve üç farklı ebadıyla zeminlerde fark yaratmanıza olanak tanıyor.


Dünya’daki değişim ve gelişimin yakın takipçilerinden olan Peli, koleksiyonlarına kattığı sıra dışı dekoru Hopshera ile yaşam alanlarına hareket kazandırıyor.


Cesur ve yenilikçi tasarımlarıyla sektörün önemli oyuncularından olan Peli’nin Hopshera koleksiyonunun, 14 cm, 19 cm ve 24 cm olmak üzere üç farklı ölçüsü var. Dayanıklılığı ve kolay temizlenme özelliği ile de ön planda olan koleksiyon, zeminlerde tamamen doğal ve zengin bir görünüm oluşturuyor.


Koleksiyon, teknolojik kilit sistemi, kolay döşenebilme özelliğini ve yüzeyindeki ahşap görünümü ile dikkat çekiyor. En ileri teknolojiyi doğallıkla sentezleyen Peli, Hopshera dekoru ile iç mekânlara yenilikçi çözümler sunuyor.

Doğa Yaşam Evleri, Milas’ta Yükseliyor!

Dias İnvestment tarafından Muğla’nın Milas ilçesinde hayata geçirilen Doğa Yaşam Evleri, göz alıcı mimarisi ve sosyal donatılarıyla lüks bir yaşam alanı sunuyor.

Muğla konut projelerine bir yenisi daha ekleniyor. 2015 yılından bu yana inşaat, akaryakıt, otomotiv ve gıda sanayinde çeşitli yatırımlara imza atan Dias Investment, Ege’nin en gözde ilçelerinden Milas’ta yeni bir konut projesi hayata geçiyor.


Milas’ın markalı konut projeleri arasında yer alan Doğa Yaşam Evleri’nde 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri sunuluyor. Doğanın tam merkezinde yer alan proje, göz alıcı mimarisinin yanı sıra teras ve bahçe bölümleriyle huzurlu bir yaşam alanı vadediyor. Projede sosyal donatılara ek olarak sonsuzluk havuzu da yer alıyor.


Modern mimarisi ve geniş odalarıyla dikkat çeken Doğa Yaşam Evleri’nde spor salonu, kafeterya, sonsuzluk havuzu, açık otopark, yürüyüş parkurları, çocuk parkı ve geniş sosyal alanlar bulunuyor.


Ferah ve bol ışık alan, giyinme odaları ve depolama alanları olan daireleriyle Doğa Yaşam Evleri, konforlu bir yaşamın kapılarını aralıyor. Projedeki tüm daireler güneş ışığından maksimum seviyede yararlanıyor. A,B,C ve D olmak üzere 4 bloktan oluşan projede 72 araç kapasiteli açık otopark yer alıyor.


Doğa Yaşam Evleri’nin yükseldiği Milas ilçesi, doğanın tüm güzelliklerine ev sahipliği yapan Bodrum’un yanıbaşında konumlanıyor. İnşaat çalışmalarının aralıksız devam ettiği projenin 2023 yılının Mart ayında tamamlanması planlanıyor.

2021’de İnşaat Malzemeleri İhracatı Rekor Kırdı!

İnşaat malzemeleri ihracatı 2021 yılında 30 milyar doları geçerek rekor kırdı!


Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi 2021 yılı sonuçları yayınlandı. Buna göre, inşaat malzemeleri ihracatında 2021’de rekor kırıldı.


Rapordaki verilere göre; küresel tedarik zincirlerindeki değişikliğin de etkisiyle, Türkiye’de üretilen inşaat malzemeleri sene boyunca dış pazarlardan yüksek bir ilave taleple karşılaştı. Bu yüksek taleple inşaat malzemeleri ihracatı 2021’de yüzde 46,2 yükselerek 30,88 milyar dolara çıktı ve endeksin ölçülmeye başlandığı 2013’ten bu yana sektör tarihinin rekoruna imza attı. 2021’de ihracat, miktar olarak yüzde 8,2 artarak 64,79 milyon ton oldu. Ortalama ihracat birim fiyatı ise 2020’de 0,35 dolar/kg iken 2021’de emtia fiyatlarındaki yükselişlerin de etkisiyle yüzde 36 arttı ve 0,48 dolar/kg’a çıktı.


İnşaat malzemeleri sanayi dış ticareti özellikle ihracat birim fiyatlarındaki artışların da desteğiyle aralık ayında yüksek performansını sürdürdü. 2021 Aralık ayında 2,98 milyar dolarla yılın en yüksek ikinci aylık ihracat rakamına ulaşıldı. Aralık ayında inşaat malzemeleri ihracatı miktar olarak yüksek seviyesini koruyarak 5,44 milyon ton olarak gerçekleşti.


İnşaat malzemeleri sanayi ihracatında, küresel tedarik zincirlerindeki değişimin yarattığı olumlu etki sürerken aralık ayında salgının artışı ve başlayan kısıtlamalara rağmen erişilen yüksek seviye korundu.


İnşaat malzemeleri sanayi ortalama yıllık ihracat birim fiyatı, aralık ayında geçen yılın aralık ayına göre yüzde 34,2 arttı. 2020 yılı aralık ayında 0,41 dolar/kg olan ortalama ihracat birim fiyatı 2021 yılı aralık ayında 0,55 dolar/kg seviyesine yükseldi.


2021 yılı aralık ayında inşaat malzemeleri ithalatı, döviz kurlarında yaşanan artışa rağmen 861 milyon dolara ulaştı. Aralık ayında 273 bin 747 ton ile yılın en yüksek aylık ithalatı gerçekleşti. Miktar olarak da ithalat bir önceki aya göre arttı. İnşaat malzemeleri sanayi ithalat birim fiyatı 2021 yılı aralık ayında 3,14 dolar/kg oldu. Aylık ortalama ithalat birim fiyatı son beş aydır 3 doların üzerinde gerçekleşiyor.

En Yüksek İhracat Demir Çelik Ürün Grubunda
Endeks sonuçlarına göre, alt sektörlerde izlenen 8 ürün grubunun tamamında 2021 yılında ihracat değer olarak yükseldi. En yüksek ihracat 12,76 milyar dolar ile demir çelik ürün grubunda gerçekleşti. İkinci sırada 5,51 milyar dolar ile mineral, taş ve toprak ürünleri, üçüncü sırada ise 4,49 milyar dolar ile metal bazlı ürünler yer aldı.


Değer olarak 2021 yılında ihracatını en çok artıran ürün grubu, yüzde 63,9 ile metal bazlı ürünler oldu. Demir çelik ürünlerinde yüzde 60,9, ağaç ve ahşap ürünlerinde ise yüzde 46,9 artış gerçekleşti.


2021 yılında 8 alt ürün grubunun tamamında ortalama ihracat birim fiyatı yükselirken, en yüksek birim fiyat artışı yüzde 36,2 ile demir çelik ürünlerinde gerçekleşti. Demir çelik ürünleri ortalama ihracat birim fiyatları 0,65 dolar/kg’den 0,88 dolar/kg’ye yükseldi.
Elektrik malzemeleri ve teçhizatları 6,99 dolar/kg ile en yüksek ortalama ihracat birim fiyatına sahip alt ürün grubu oldu.

Aralıkta Tüm Alt Sektörlerde Yükseliş Oldu
2021 yılı aralık ayında inşaat malzemeleri ihracat performansında alt sektörlerde birbirine benzer eğilimlerle güçlü sonuçlar elde edildi. Miktar, değer ve birim fiyatlar olarak ihracatta eğilimler genellikle artış yönünde oldu. Aralık ayında hem talep artışı hem de küresel fiyat artışları alt sektörlerin ihracatlarına olumlu yansıdı.


2021 yılı aralık ayında 8 alt ürün grubunun tamamında ortalama ihracat birim fiyatları, küresel emtia ve nihai ürün fiyatlarındaki artışın da etkisiyle 2020 yılı aralık ayına göre oldukça yükseldi.


2021 yılı aralık ayında demir çelik ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 40,3 yükseldi. Mineral, taş ve toprak ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14 arttı. Elektrik malzemeleri ve teçhizatları ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 22,9, ağaç ve ahşap ürünlerin yüzde 30,5 ve metal bazlı ürünlerin yüzde 25,3 yükseliş kaydetti.


2021 yılının aralık ayında 8 alt ürün grubunun 7’sinde ihracat miktar olarak geçen yılın aralık ayının üzerinde gerçekleşti. 2021 yılı aralık ayında en yüksek ihracat miktar artışı yüzde 54,1 ile yalıtım malzemelerinde meydana geldi. Metal bazlı ürünlerin ihracat miktar artışı yüzde 34,3, prefabrik yapıların miktar artışı yüzde 21,2 oldu. Miktar olarak demir çelik ürünleri ihracatı ise yüzde 4,3 yükseldi.

Aralık ayında 8 alt ürün grubunun tamamında ihracat değer olarak önemli artışlar kaydetti. Bu yüksek artışlarda fiyat artışlarının etkisi de bulunuyor. 2021 yılı aralık ayında değer olarak en yüksek ihracat artışı yüzde 68,3 ile metal bazlı ürünlerde gerçekleşirken, yalıtım malzemelerinde yüzde 57,1, prefabrik yapılarda yüzde 52,9 ve demir çelik ürünlerinde yüzde 47,9 artış oldu.

Tekfen’den Katar’a Dev İnşaat Projesi!

Tekfen Holding, Katar’da 384 milyon dolarlık yeni bir inşaat projesi hayata geçirecek.

Tekfen Holding’in bağlı ortaklığı Tekfen İnşaat Katar’da kazandığı ihale kapsamında, proje bedeli 384.4 milyon dolar olan sözleşme imzaladı.


Tekfen’den Katar’a dev inşaat projesi! Tekfen Holding’in bağlı ortaklığı Tekfen İnşaat Katar’da kazandığı ihale kapsamında, proje bedeli 384.4 milyon dolar olan sözleşme imzaladı.

Şirket tarafından yapılan açıklama şöyle denildi:


“Tekfen İnşaat, Chiyoda Technip Adi Ortaklığı (CTJV) ile North Field East Onshore projesi EPC-1 paketine ait Common Offsites 2 genel işleri için sözleşmeyi imzalamıştır. Projenin sözleşme bedeli mevcut metraja göre yaklaşık 384.4 milyon dolardır”

NG Hotels’ten Yeni İnşaat Projesi!

NG Hotels, hem konut hem de otel olan yeni bir inşaat projesi için düğmeye bastı.


Turizm sektörünün önde gelen firmalarından NG Hotels, yeni proje için düğmeye bastı. Firma hem konut hem de otel olan, karma bir projeye imza atmaya hazırlanıyor.


Konuyla ilgili açıklama yapan NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, Bodrum’da hem konut hem otel olan bir inşaat projesini hayata geçireceklerini duyurdu.

Sapanca, Afyon ve Antalya’da 4 otel ile hizmet veren NG Hotels’in Yönetim Kurulu Başkanı Güral Gür, yeni inşaat projesi ile ilgili olarak şunları söyledi: “Önümüzde bizi heyecanlandıran bir Bodrum projesi var. Ortakent’te bir projeyi devreye alacağız. Şu anda projelendirme çalışması devam ediyor. Hem konut hem otel olan bir proje. Kısa zamanda projelendirme çalışmalarını tamamlayıp devreye almak istiyoruz.”

RE/MAX Türkiye, Dünyanın En Popüler Metaverse Evreni Decentraland’de Ofis Açtı!

RE/MAX Türkiye, eğlenceden çalışma hayatına, sosyal etkinliklerden alışverişe birçok gerçek hayat deneyiminin dijital benzerinin yaratıldığı sanal evren metaverse’de ofis açtı.

Dünyanın gündemindeki yeni gerçeklik olarak öne çıkan metaverse, markaların radarına girdi. Eğlenceden çalışma hayatına, sosyal etkinliklerden alışverişe birçok gerçek hayat deneyiminin dijital benzerinin yaratıldığı sanal evrende RE/MAX Türkiye de ofis açtı.

2 yıldır metaverse evreniyle ilgili kurum çalışanlarına düzenli eğitim düzenleyen RE/MAX Türkiye, bugün yaptığı açıklamayla Decentraland.org’da ofis açtığını duyurdu. Şirket, satın aldığı arazide açtığı ofisle, bu alanda Türkiye’de pratiğe dökülmüş ilk somut proje olarak öne çıkıyor.

Ethereum blok zinciri tarafından desteklenen merkeziyetsiz bir sanal gerçeklik platformu olan Decentraland, mevcut metaverse projeleri arasında dünyada ilk sırada yer alıyor. Ayda 6 milyon kişinin ziyaret ettiği metaverse evrenine yatırım yapanlar arasında Adidas gibi büyük şirketler bulunuyor. Dünyanın en popüler NFT pazaryeri Opensea’de en çok tercih edilen ürünler arasında yer alan Decentraland.org arsalarında, bugüne kadarki en yüksek satış 2,4 milyon dolar olarak sonuçlandı. Şu anda en düşük arsa fiyatının 15 bin dolardan başladığı proje, metaverse denildiğinde akla gelen ilk evren olma özelliğini koruyor.

“Türkiye’nin İlk Metaverse Hackathon’una Katılacağız”

Konuyla ilgili açıklama yapan RE/MAX Türkiye Pazarlama Direktörü Kerem Çiçek, “2 yıldır metaverse evreninde gayrimenkul dikeyinde neler yapabileceğimiz konusunda hem kendimizi eğitiyoruz, hem de bu portallarda alım satımları test ediyoruz. Şimdi biraz daha ileri gidip dünyanın en bilinen metaverse evreninde çok şık bir ofis oluşturduk. Türkiye’deki 5 bin RE/MAX çalışanı, metaverse evrenindeki ofisimizde vakit geçirebilecek, müşterileriyle birlikte sanal ofisimizi deneyimleyebilecekler. Toplantılarımızı da artık yavaş yavaş metaverse ofisimize taşıyacak, ayrıca metaverse ve NFT hakkında eğitimler vereceğiz. Mart ayında düzenlenecek Türkiye’nin ilk metaverse hackathon’unda, hem konuşmacı hem jüri üyesi olarak yer alıp bu alandaki bilgi ve deneyimlerimizi anlatacağız“ diye belirtti.

“Türkiye’deki 25. Yılımızda Odağımız, Metaverse’te Fark Yaratmak”

RE/MAX Türkiye Bölge Müdürü Murat Goldştayn ise “Dünyada 50, Türkiye’de 25 yıllık deneyime sahip RE/MAX’ın adı, gayrimenkul sektöründe her zaman yeniliklerle birlikte anılır. Teknolojiye uyum ve inovasyon, markamızın daima öncelik listesinde yer alır. Sırada geleceğe yatırım yapıp gayrimenkul sektörüyle çok fazla benzerlik gösteren bu yeni dünyada yerimizi almak var. Çok yakında gayrimenkul danışmanlarımızın sahip olduğu metaverse arsalarını sergileyebilecekleri bir alanı internet sitemizde açacağız. Bu proje bizim için yalnızca bir başlangıç. 25. yılda odağımız bu yeni evrende fark yaratan, değer üreten işlere imza atmak olacak. Ülkemizden çıkan, çıkacak her girişimi de, bilgi birikimimizle destekleyeceğiz” dedi.

RE/MAX Türkiye’nin metaverse ofisi, masaüstü ve dizüstü bilgisayarlardan https://play.decentraland.org/?position=39%2C-62 adresinde ziyaret edilebiliyor. Sanal ziyaret için kişisel bilginiz paylaşılması gerekmiyor, “play as a guest“ (konuk olarak oyna) seçeceğiyle özgür bir deneyim yaşanabiliyor.

Kalamış Yapı’dan Yeni Konut Projesi: Altın Orman

Kalamış Yapı’dan yeni konut projesi! Bornova Altındağ’da hayata geçirilecek Altın Orman Projesi’nin lansmanı yapıldı.


İstanbul’a yeni bir konut projesi daha geliyor! Kalamış Yapı güvencesiyle hayata geçirilen Altın Orman projesinin detayları kamuoyu ile paylaşıldı. 36 dönümlük arazide yükselecek olan proje 1 milyar 400 milyon TL yatırım değerine sahip.


Bin 215 konuttan oluşan projede 1+1,2+1 ve 3+1 daire seçenekleri yer alıyor. İnşaat çalışmaları başlayan projenin 2024 yılının başında teslim edilmesi planlanıyor.


Projenin detayları ile ilgili bilgi veren Kalamış Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Sevencan, “ Proje, İzmir’in ulaşımı açısından en avantajlı konumunda yer alıyor. 38 dönümlük bir arazi üzerine konumlandırdık. Bunun 12 bin metrekarelik alanında konutlar bulunuyor. 26 bin metrekarelik alanda peyzaj alanı olarak belirledik. Projeyi planlarken burada yaşayanların konforunu sağlamak öncelikli hedefimiz oldu. Bu yüzden yeşil ve açık alan konut alanından çok daha fazla. Konutların yüzde 80’i deniz görecek şekilde 3 bloktan oluşuyor. Projenin şuanda yüzde 30’u satıldı. Ocak 2024’te projemizi tamamlayarak sahiplerine anahtarları teslim edeceğiz” dedi.


Yatırımı yaparken aynı zamanda doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirdiklerini de dile getiren Sevencan, “Avrupa standartlarının üstünde bir peyzaj alanı tasarlanan projede, daire başı yeşil alan 25 metre düşüyor. Projede Güneş panellerini konumlandırarak; bina teraslarımızda yapılacak güneş panelleri ile ortak alan saha aydınlatması sağlayarak temiz enerji kullanımına özen gösterdik, peyzaj alanlarımızın sulanması amacı ile yağmur sularını depoladık. Elde edilecek gelirin bir bölümünün; yüzde 33 TEGEV, Yüzde 33 HAYTAP VE yüzde 33 Ege Orman Vakfı’na bağışlayacağız. Aynı zamanda İyilik Takipçileri Derneği ile Bayındır Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu’nun tadilatını gerçekleştireceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Ferah Banyolara Yurtbay Seramik İmzası

Ürünlerini tasarlarken ‘Doğadan Sanat’a yaklaşımıyla hareket eden Yurtbay Seramik, beyazın ferahlığını banyolara yansıtan Flow Koleksiyonu ile günümüz banyolarına göz alıcı ve bütünsel çözümler sunuyor.


Ürünlerini tasarlarken ‘Doğadan Sanat’a yaklaşımıyla hareket eden Yurtbay Seramik, beyazın ferahlığını banyolara yansıtan Flow Koleksiyonu ile günümüz banyolarına göz alıcı ve bütünsel çözümler sunuyor. Şık ve temizliğin en iyi ifadesi olan Flow Koleksiyonu, kendinizi iyi hissetmenizi sağlıyor.


Günümüz teknolojileri ile yer ve duvar karosu alternatifleri zenginleşirken, banyo tasarımlarının sınırları da genişliyor. Yaşam alanın büyüklüğü ne olursa olsun, mekanı daha büyük göstermek ve işlevsel kılmak mümkün. Yurtbay Seramik’in sektöre sunduğu, ihtişamını tasarımında taşıyan ve zarif detaylara sahip Flow Koleksiyonu, özellikle banyolarınızı olduğundan daha geniş, ferah ve temiz bir hale getiriyor.


Yurtbay’ın sırlı granit duvar karosu serilerinden olan Flow’un iki farklı ebadı 33x33cm ve 20x60cm ölçülerinde. Estetik ve fonksiyonel çözümler sunan koleksiyon, beyaz rengiyle banyonuzu temizliğin adresi haline getiriyor. Koleksiyon mermerin gösterişli halini duvarlara yansıtarak ayrıcalıklı banyolar tasarlamanıza imkân tanıyor.

Artema, V-Box’la Akıllı Tasarım Çözümleri Sunuyor

Artema, ankastre banyo ve duş bataryaları için geliştirdiği V-Box sıva altı teknolojisi ile suyun iyileştirici gücünü akıllı bir tasarım çözümüyle sunuyor.

Günlük hayatın koşturmasına ara vermek isteyenlerin, yenilenmek için ihtiyaç duyduğu duş keyfi teknoloji ve tasarımla dönüşüyor. Artema’nın ankastre banyo ve duş bataryaları için geliştirdiği V-Box sıva altı teknolojisi, suyun iyileştirici gücünü akıllı bir tasarım çözümüyle sunuyor.
V-Box teknolojisi ister termostatik, ister mekanik ister AquaControl tüm ankastre banyo ve duş bataryalarımızla uyum içerisinde çalışıyor. Bu sayede kare ve yuvarlak rozet tasarımlarıyla her türlü banyo tasarımına uyum sağlıyor.


V-Box, tüm sıva üstü çözümlerimizin, tek bir sıva altı çözümle kusursuz bir uyum içinde çalışmasını sağlıyor. Böylece ankastre banyo veya duş bataryası istendiğinde ek bir tadilat ya da kırıma gerek olmadan kolayca istenilen renk ve tasarımla değiştirebiliyor. Sessiz çalışan V-Box, hızlı montaj özelliğiyle yapım sürelerini düşürerek yenilemeyi kolaylaştırıyor. Özel tasarımı sayesinde, ince tuğla hatta alçıpan duvarlara monte edilebiliyor. Montajı doğru yapıldığı sürece gövdesi sızdırma yapmıyor, bakım gerektiğinde gövdenin çıkarılması gerekmiyor. Duvar içinden gelebilecek nemin duvar üstüne çıkmasını da engelliyor.

Copa Isı Sistemleri, Yenilikçi Ürünleriyle Aquaterherm Moskova’da!

Copa Isı Sistemleri, yenilikçi ürünleriyle 15-18 Şubat tarihlerinde Rusya’daki Aquatherm Moskova Fuarı’na katılıyor.

Copa Isı Sistemleri, 15-18 Şubat tarihlerinde Rusya’daki ısıtma, soğutma ve iklimlendirme alanının prestijli fuarlarından Aquatherm Moskova’ya katılıyor. Rusya, BDT ve Doğu Avrupa’daki sektörün en büyük etkinliği olan Aquatherm Moskova Fuarı’nda 35 farklı ülkeden HVAC sektöründen 800’ün üzerinde firma ile 27 binin üzerinde profesyonel ziyaretçi bekleniyor.

Fuarda iş birliklerini geliştirerek hedef pazarlarda değer yaratmayı hedefleyen Copa, 15. Hall, C4025 numaralı standında 4 gün boyunca sektördeki üretici, müşteri, tedarikçi ve iş ortaklarının da içinde bulunduğu global ziyaretçilerini ağırlayacak.

Yüzde 100 yerli sermaye ile üretim yapan ve yenilikçi ürün grubuyla dikkat çeken Copa fuarda, Eomix Plus, Eomix ve Eon kombileri; radyatör ve renkli radyatörleri; Nixa12 Hermetik Şofbeni gibi yüksek verimli, uzun ömürlü ve çevre dostu ürünlerini sektörün beğenisine sunacak.

Gayrimenkul PR: “İlanlarda, Değerleme Raporu Yayınlanmalı”

Seri ilan sitelerinde herkesin dilediği fiyatı girmesinin gayrimenkul sektöründe yaşanan kaosun nedenlerinden biri olduğunu öne süren gayrimenkul ekonomisi alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR, “Bu kontrolsüz alan, yönetmelikler nezdinde disiplin altına alınmalı ve ilanlarda değerleme raporu da yayınlama koşulu getirilmeli” önerisinde bulundu.

Seri ilan sitelerinde herkesin dilediği fiyatı girmesinin gayrimenkul sektöründe yaşanan kaosun nedenlerinden biri olduğunu öne süren gayrimenkul ekonomisi alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR ‘bu kontrolsüz alan, yönetmelikler nezdinde disiplin altına alınmalı ve ilanlarda ‘değerleme raporu’ da yayınlama koşulu getirilmeli’ önerisinde bulundu.

Döviz kurlarının dalgalanmasının ardından suni olarak yükseltilen gayrimenkul fiyatlarının üst seviyede kalmaya devam ettiğini belirten Gayrimenkul PR, ‘seri ilan siteleri kontrolsüz bir alan olduğu için isteyen, istediği fiyatı girebiliyorlar. Emlak endeks değerlerine aykırı olan ilandaki fiyatlar, alıcı ve satıcı kitlesinde yanlış kanaat oluşmasına neden oluyor. İlanlardaki fiyatların yüzde 80’i yanlış. Satıcılar ve alıcılar ilanlara bakarak gayrimenkulün fiyatı konusunda yanlış fikre kapılmamalı’ önerisinde bulundu’ açıklamasını yaptı.

Değerleme Raporu Zorunlu Olmalı

Mülk sahipleri, satmayı düşündüğü gayrimenkulün fiyatını belirlemek için ilan sitelerine bakarak, ‘…şu kişi bunu istiyor, o zaman bende bunun üstünde yazayım’ anlayışla profesyonellikten uzak bir şekilde fiyat belirlendiğini belirten Gayrimenkul PR, “Bu kontrolsüz alanın yönetmeliklerle disiplin altına alınması artık zorunluluk haline gelmiştir. Önerimiz, ilana konulacak gayrimenkul için değerleme raporunun da yayınlanma koşulunun getirilmesidir. Böylece, gayrimenkul sektöründe yaşanan fiyat istikrarsızlığı ve spekülatif atakların oluşması engellenecektir” dedi.

Doğru Fiyat, İleri Düzeyde Pazarlama

Gayrimenkulün satılabilmesi için doğru fiyat ve ileri düzeyde pazarlama yapılması gerektiğinin altını çizen Gayrimenkul PR, ‘gayrimenkul’de stagflasyon döneminden geçtiğimiz için satıcı ve alıcı kitlesi doğru fiyata odaklandı. Bu gibi dalgalı piyasalarda önerimiz doğru karar vermek için konunun uzmanlarından destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz.