“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 25

TÜİK Enflasyon Rakamlarını Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. 12 aylık ortalamalara göre TÜFE yüzde 54,26 oldu.

2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,43, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 55,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,36 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,26 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 25,98 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 94,12 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde-0,18 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 13,73 ile giyim ve ayakkabı oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla, 15 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 122 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel Kapsamlı TÜFE Göstergesi Yıllık Yüzde 67,61, aylık Yüzde 3,48 Oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,48, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 60,05, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,61 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,65 olarak gerçekleşti.

Mersin Serbest Bölgesi’nde Yıl Sonu Ticaret hacmi 4 Milyar Doları Aşacak

Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi’nde 2023 yıl sonu ticaret hacminin 4 milyar doları aşması bekleniyor.

Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak 877 dönüm arazi üzerine kurulan ve 1988 yılında ticari faaliyetine başlayan Mersin Serbest Bölgesi’nin, bu yılki ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor.

Mersin Serbest Bölgesinin ticari faaliyete başladığı yıldan bu yılın eylül ayı sonuna kadar gerçekleşen ticaret hacmi toplamının 78 milyar dolara ulaştığını söyleyen Mersin Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, en fazla ticaret yapılan ülkeler arasında ABD, Irak, Mısır, İtalya, Hollanda, Çin ve Almanya’nın yer aldığını aktardı.

Dünya Gazetesi’nden Fahriye Kutlay Şenyurt’un haberine göre; Ali Avcı, bölgede işlem gören malların yüzde 81’inin sanayi, yüzde 19’unu ise tarım ürünlerinin oluşturduğunu, en yüksek seviyede işlem gören mal gruplarının ise kimya ve gıda sanayi ürünleri, meyveler, işlenmiş petrol ürünleri, dokumacılık mamulleri, demir-çelik sanayi mamullerinin olduğunu kaydetti.

Doğrudan ve Dolaylı Olarak 11 Bin Kişiye İstihdam

287’si yerli ve 97’si yabancı olmak üzere toplamda 384 firmanın yer aldığı Mersin Serbest Bölgesi’nde, firmalardan yüzde 40‘ının alım-satım, yüzde 31’inin üretim ve yüzde 29’unun diğer ruhsat konularında faaliyet gösterdiğini ifade eden Avcı, Serbest Bölge firmaları bünyesinde 10 bin 358 kişinin doğrudan istihdam edilirken dolaylı istihdam ile bu rakamın 11 bin kişiye ulaştığına dikkat çekerek, “Bölgemizde, Avrupa Birliği standartlarında hazır giyim üretim sektörü oluşmuş olup, yıllık 50 milyon adet dış giyim üretilerek Avrupa ülkelerine gönderilmektedir. Ayrıca, çelik boru, hijyen pamuk ürünleri, medikal malzemeler ve gıda ürünleri konularında da önemli üretimler yapılmaktadır.” dedi.

Mersin Serbest Bölgesi’nin doğu sınırında başlatılan Serbest Bölge İkinci Kapı inşaatının da tamamlanarak ağustos ayında sadece yük araçlarına hizmet vermek üzere açıldığını söyleyen Avcı, “İhracat beyannamesine kayden serbest bölgeye ihraç edilen ve Serbest Bölge Limanından yükleme yapılarak gemi ile çıkış işlemi görecek eşyayı taşıyan kamyonların Serbest Bölgeye girişleri ve her türlü yük araçlarının Serbest Bölgeye boş giriş ve boş çıkış işlemleri 2. Kapıdan yapılabilecek. Böylece, Serbest Bölge Ana Giriş Çıkış kapısındaki araç trafiği yükü azalmış olacak” diye konuştu.

Avcı, Mersin Limanındaki gemi-yük beklemelerinin ve buna bağlı olarak işlem maliyetlerinin azaltılması amacıyla, Ticaret Bakanlığı tarafından gerekli izinin verilmesi durumunda konvansiyonel gemilerin Mersin Serbest Bölge Limanı’nda elleçlenmesi ve bu amaçlı yüklerin Serbest Bölge 2. Kapıdan geçerek doğrudan limana giriş ve çıkışlarının mümkün olabileceğini belirtti.

“DENSEB Denizli Serbest Bölgeyi Devir Alıp İşleteceğiz”

Ali Avcı, Mersin Serbest Bölgesi’nin yatırım alanlarının tamamının tahsis edilmiş olması sebebiyle, alternatif bölgelere yöneldiklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Denizli Serbest Bölgesi’nin şirketimizce yüzde 85 ortağı olacak şekilde kurulacak DENSEB Denizli Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı makamınca gerekli karar verilmesi halinde 13.06.2000 tarihli kuruluş-işletme sözleşmesine ek mahiyette yeni bir Kuruluş-İşletme Sözleşmesi, yeni kuracağımız DENSEB Denizli Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. şirketimiz tarafından imzalanacak ve Denizli Serbest Bölgesi devir alınıp işletilmeye başlanacaktır. Böylece serbest bölge teşviklerini kullanarak yatırım yapmak isteyen yeni yatırımcılar için yatırım imkânı sağlanmış olacaktır.”

“AB Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde Yapılan Düzenlemelere Önem Veriyoruz”

Ali Avcı, GES yatırımın ilk kısımlarının tamamlanması ile beraber 2021 yılı ağustos ayından itibaren üretime başlandığını ve bu yılın temmuz ayı sonuna kadar 7.364.353 kwh elektrik enerjisi üretildiğini söyledi.

Bugüne kadar yapılan üretim sayesinde yılda 4.613.816 kg CO² karbon salınımının engellendiğini ve 11 bin 220 adet ağacın kurtarıldığına da atıfta bulunan Avcı, güneş enerji santrallerinde gerçekleşen elektrik enerjisi üretimi ile Serbest Bölgenin yıllık enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’nun bu sistemden kar söyledi. Avcı, “AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yapılan yatırım ve çalışmalar sayesinde yılda 3.000.000 kg CO² karbon salınımının engellemeyi ve 7 bin 150 adet ağacı kurtarmayı hedefliyoruz.

Ayrıca liman sahasında kullanılan dizel vinçlerin yerine 2 adet Sennebogen 250 KW elektrikli vinç satın alarak MESBAŞ limanında yük tahmil ve tahliyesinde kullanılmaya başlandı. Elektrikli vinç yatırımlarımıza ek olarak yine benzer yeşil hedefler doğrultusunda 3 Adet 8.5 kW elektrikli forklift, 12 adet 2 kW elektrikli transpalet satın aldık.” dedi.

“Rıhtımlarımız Uluslararası Standartlarda”

6 Şubat depremlerinde İskenderun Limanı’nın hizmet veremez duruma gelmesi sebebiyle tüm yük ve gemilerin Mersin Limanı’na yönlendirildiğini bu sebeple, limanda trafik sıkışıklığı yaşanarak maliyeti arttırdığını sözlerine ekleyen Avcı, “Mersin Serbest Bölge Rıhtımlarımız uluslararası standartlarda her türlü gemilerin işlem görmelerine uygun özelliklere sahip olduğundan sektöre hizmet verebilecek durumdadır.

Serbest Bölge’ye 2. Kapının da açılmasıyla liman aksında çalışacak araçların geçişine uygun yapıya getirilmiştir. Bölgeye konvansiyonel gemilerin yanaştırılması konusunda Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün uygun görüşü mevcut olup Gümrükler Genel Müdürlüğü ile Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nün konunun uygulanmasına yönelik müsaade ve yöntem oluşturması mümkün olduğu takdirde sektörün sorunlarına destek vermiş olacağız.” ifadelerini kullandı

İSO İkinci 500 Listesinde Gaziantep’ten 35 Firma Yer Aldı

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) gerçekleştirdiği ‘Türkiye’nin İkinci Büyük 500 Sanayi Kuruluşu-2022’ araştırmasında Gaziantep’ten 35 firma yer aldı.

Konuyla ilgili konuşan Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, tüm güçlükler karşısında büyük bir azimle çalışarak Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına giren Gaziantepli 35 firmayı kutladı.

2022 yılına göre İSO İlk 500’de Gaziantep’ten 28 firmanın yer aldığını kaydeden Ünverdi, İSO İkinci 500’deki 35 firma ile ilk 1000’deki Gaziantepli firma sayısının 63 olduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin en önemli unsurunun üretim ve ihracat olduğunun altını çizen Ünverdi, buna bağlı olarak istihdamdaki sürdürülebilirlik için imalat sanayisinin daha fazla teşviğe ihtiyacı olduğunu belirtti.

Hammadde Fiyatlarındaki Değişimler Sanayici Üzerinde Baskıya Neden Oluyor

Üreten kesimin son dönemdeki finansman ihtiyacına dikkati çeken Ünverdi, artan maliyetler ve finansmana ulaşımdaki güçlüklerin üreticiyi olumsuz etkilediğini dile getirerek, “İç piyasada zaten bir daralma var. Dış piyasada ise savaş ve gerilimlerle belirsizliğin getirmiş olduğu talep azalması, enerji maliyetleri, petrol fiyatlarındaki oynaklık, hammadde fiyatlarındaki değişimler maalesef sanayici ve ihracatçılarımız üzerinde baskıya neden oluyor. Öngörülebilirlik, fiyat ve finansman istikrarı sanayiciler olarak birinci önceliğimiz” dedi.

‘’Firma Sayımızı Artıracağız’’

Pandemi, deprem ve küresel krizlere rağmen Gaziantepli sanayicilerin üretimdeki kararlılığına işaret eden Ünverdi, “Bölge olarak maalesef son yıllarda art arda gelen güçlüklerle mücadele ediyoruz. Buna rağmen yıllık ihracatımızda cari fazlası vererek ülkemiz ekonomisine en büyük katkıyı veren illerin başında geliyoruz. Gaziantep Sanayi Odası olarak da deprem sonrası yaşamış olduğumuz sorunları aşmak için ilgili kurumlarla sürekli temas halinde çalışıyor, üretim ve ihracatımızı artıracak çalışmalar yürütüyor, üretimlerimizde katma değeri artıracak yenilikçi projeler geliştiriyor, yeşil ve dijital dönüşüm hedefiyle firmalarımızı geleceğe hazırlıyoruz. İnşallah yürütmüş olduğumuz çalışmalarla İSO 1000’deki firma sayımızı daha da artıracağız. Her koşulda üretim, ihracat ve istihdamdaki başarılarıyla gazi şehrimize yaşattıkları gurur için sanayicilerimizi yürekten kutluyorum.” ifadelerini kullandı.

Mem Solar, Güneş Paneli Üretimine Başladı

MEM Solar Genel Müdür Yardımcısı Fırat Es, Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) üretimine başladıkları güneş panelleri ile Amerika pazarında yer almayı hedeflediklerini söyledi.

MEM Solar Genel Müdür Yardımcısı Fırat Es, güneş paneli üretimine yönelik yatırım için normal şartlarda mart ayında üretime geçeceklerini, 6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerden dolayı faaliyet gösterecekleri tesisin ağır hasar almasıyla üretime 6 aylık gecikmeyle başladıklarını anımsattı. Ekim ayında üretime geçtiklerini,  yıllık üretim kapasitesine 2024 yılı ocak ayı itibarıyla ulaşmayı öngördüklerine dikkat çeken Fırat Es, reel üretim kapasitesini adım adım 7/24’e çıkaracaklarını kaydetti. FV güneş paneli üretimi alanında yıllarca Bloomberg Tier-1 listesinde yer alan Talesun lisansı altında yatırım gerçekleştirdiklerini ifade ede Fırat Es, “Mevcut ürünlerimiz 540W-555W güç aralığında cam/cam çift yüzlü ve cam/film tek yüzlü PERC tipi endüstri standardı paneller.  Ayrıca, sektördeki hızlı ilerlemeleri takip ederek, 2024 Ocak ayında üretim hattımızı, aynı boyuttaki panellerden yüzde 5 daha fazla güç alabileceğimiz 570W-585W aralığındaki TOPCon teknolojisine yükseltme planlarını gerçekleştirdik. 2024 yılında ürün gamımızı bu panelleri de ekleyerek genişleteceğiz.” dedi.

Tedarik zincirinde yaşanacak olası krizlere karşı dayanıklılıklarını artırmak amacıyla güneş paneli üretiminde kullanılan ham maddelerin yerlileştirilmesi ve sertifikasyonu konusundaki çalışmalarını da sürdürdüklerine değinen Fırat Es, “2023 sonunda yüzde 50’nin üzerinde yerli içeriğe sahip panelleri ürün gamımıza eklemeyi planlıyoruz. Şu an için iç pazara yönelik üretim gerçekleştiriyoruz. Özellikle Amerika’da sertifikasyon süreçlerimizi tamamlayıp 2024’ün ikinci yarısında Amerika pazarında yer almak için çalışmalarımızı başlattık.” diye konuştu.

“Yerli Üretime Destek Verilmeli”

Şu anda dünyadaki en büyük güneş paneli üreticisinin Çin olduğunu ve önümüzdeki 5 yıl içinde liderliğini sürdüreceğini tahmin ettiklerini anlatan Fırat Es, Hindistan ve Amerika’nın da büyük adımlar atmasını beklediklerini vurguladı. Özellikle Amerika ve Avrupa’nın Çin üretimi panellere ve ham maddelerin kullanımına yönelik uyguladığı veya uygulayacağı sınırlandırma politikalarının bu konuda belirleyici olacağını aktaran Fırat Es, şöyle devam etti: 

“Çin, sadece en büyük panel üreticisi olmakla kalmıyor, aynı zamanda paneli oluşturan ham maddelerin ve üretim ekipmanlarının en büyük üreticisi ve ihracatçısıdır. FV üretim ekosisteminin Çin’den dünyaya yayılabilmesi için pazarın büyümesine zarar vermeden yerli üretime destek verilmesi gerekiyor. Amerika’nın “Inflation Reduction Act (IRA)” ile attığı adımlar, Amerika’da üretimin canlanmasına yönelik heyecan verici yatırım haberlerine yol açtı, ancak başarının garantisi henüz verilemez.”

MEM Solar’ın uzun yıllardır Bloomberg Tier-1 listesinde yer alan Talesun markasının lisanslı üreticisi olarak yer aldığını, ürettikleri panellerin, Tier-1 standartlarına uymak, kaliteyi sağlamak ve tedarik yönetimini düzgün bir şekilde yürütmek için gerekli süreçlerden geçtiğini dile getiren Fırat Es, “Ürünlerimiz Talesun markası altında satılmaktadır ve 15 yıldan fazla süredir sektörde yer edinmiş olan firmanın garantisi altındadır. Bunun dışında, Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketinin ardından, bölgeden uzman profesyonelleri bünyemizde bulundurarak firmanın standartlarını sağlamak ve know-how transferini en verimli şekilde gerçekleştirmek amacıyla önemli adımlar attık. Bu nedenle, Çin’de üretilen en yüksek kalite standardına sahip panellerin Türkiye’de üretildiği bir konumda bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Panel Üretiminde Homojen Bir Ekosistem Oluşturulmalı”

Kısa vadede, enerji yatırımcılarının finansmana erişiminin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Fırat Es, pazarın canlanması ve güneş paneli talebinin artmasını sağlamanın en büyük sorunları olduğunu bildirdi. Orta vadede, ham madde tedarik zincirinin Çin tekelinden çıkarak daha homojen bir ekosistemin oluşturulmasının öncelikli olmasını isteyen Es, “Uzun vadede ise dünya enerji ihtiyacının artışını karşılamak için FV teknolojisinin kullanılmasının gerekliliği göz önüne alındığında, panel verimliliğinin artırılması ve kullanılan malzemelerin tüketiminin azaltılması gibi konularda önemli adımların atılması gerekmektedir.” dedi.

Panel Yatırımı 300 Kişiye İstihdam Sağlayacak

İlk hedeflerinin üretimlerini tam kapasiteye çıkarmak ardından yenilikçi ürünler üzerinde çalışmaya başlamak olduğunu belirten Fırat Es, özellikle karbon ayak izini azaltma, maliyet düşürme ve üretim hattında otomasyon ve izlenebilirlik seviyesini artırma gibi konularda çalışmalar yapmayı planladıklarını bunlarla ilgili ekiplerini oluşturduklarını dile getirdi. Es, çatı GES’lerle harcadıkları elektriğin bir kısmını güneş enerjisinden karşıladıklarını da bildirdi. Es, güneş enerjisi yatırımıyla 300 kişiye istihdam sağlamanın, göçü önleyecek ve aynı zamanda Kahramanmaraş’ta yüksek teknolojik üretime öncülük etmenin ve yenilenebilir enerji üretimine katkıda bulunmanın heyecanını yaşadıklarını sözlerine ekledi.

MEM Solar’ın da aralarında bulunduğu grup şirketleri arasında; Kahramanmaraş’ta tekstil sektöründe MEM Tekstil, Yalova’da tersane sektöründe Tersan, İspanya ve Türkiye’de çelik boru üretiminde Noksel faaliyet gösteriyor.  Şirketin, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 1 gigavat kapasiteli enerji yatırımları da bulunuyor.

OSBÜK Başkanı Kütükcü: ‘’OSB’ler Türkiye’nin Üreten Gücü Haline Geldi’’

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, Türkiye’de 84 milyar dolarlık ihracatın yarısından fazlasının OSB sanayicileri tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

Kütükcü, yazılı açıklamasında, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin “500 Büyük Sanayi Kuruluşu ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listelerinde yer alan 1000 firmadan 600’ünün OSB’lerde üretim yaptığını ifade etti.

Bu firmaların, büyük sanayi kuruluşlarının 5 trilyon liranın üzerindeki toplam cirosunun yüzde 51’ini, net satışların ise yüzde 50’sini gerçekleştirdiğini aktaran Kütükcü, “OSB’ler Türkiye’nin üreten gücü haline geldi. Türkiye’nin 1000 büyük sanayi kuruluşu geçtiğimiz yıl toplam 84 milyar dolar ihracat yaptı. Bu ihracatın yüzde 50’den fazlasını 43 milyar dolarla OSB sanayicileri gerçekleştirdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Kütükcü, bu kuruluşlardaki toplam 630 bin çalışandan yüzde 63’ünün de OSB’lerde istihdam edildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Araştırmada yer alarak OSB camiamızı temsil eden, ülkemizin sanayi üretimine, istihdamına ve ihracatına katkıda bulunan tüm firmalarımızı ve çalışanlarını yürekten kutluyorum. 81 ilde sayıları 392’ye ulaşan OSB’lerin Türkiye’nin planlı sanayileşmesinde kritik rolü var.”

OSB’lerdeki işletme sayısının 67 bine ulaştığı bilgisini veren Kütükcü, istihdamın ise 2 milyon 500 binin üzerine çıktığını bildirdi.

Karabürük Köprüsü’nde Sona Gelindi

Samsun’un Tekkeköy ilçesinde inşa edilen Karabürük Köprüsü projesinde son aşamaya gelindi.

Konuyla ilgili konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Eski köprümüz hem yetersiz kesitte hem de kot olarak güvenlik açısından engel teşkil edecek bir noktadaydı. Yeni köprümüzü bu hususlara dikkat ederek çok güzel bir şekilde inşa ediyoruz.” dedi. 

Samsun Büyükşehir Belediyesi vatandaşlara daha güvenli ve konforlu bir ulaşım imkanı sunmak amacıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda Tekkeköy ve Çarşamba ilçeleri arasında yaklaşık 20 mahalleyi birbirine bağlayan alternatif güzergahtaki Kababürük Köprüsü’nde tamamlanma aşamasına gelindi. DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün standartlarında inşa edilen köprünün ayak inşaatı çalışmalarının ardından yaklaşık 41,7 metre uzunluğunda 8 adet kirişler vinçler vasıtasıyla yerleştirildi.

Projenin yapım aşamasında hem emniyetli olması hem ekonomik olması ve hem de estetik bir proje olmasına dikkat edildiği belirtilirken köprünün yapımının tamamlanmasının ardından bölgede önemli bir ulaşım sorununu da ortadan kaldıracağı ifade edildi. 

Kentte daha güvenli ve konforlu ulaşım imkanı sunmak için ara vermeden çalıştıklarını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Kababürük Köprüsü’nün tamamlanmasıyla bölgede ulaşım ağı daha da güçlenecek. Burası vatandaşlara daha verimli ve güvenli bir yolculuk imkanı sunacak. Eski köprümüz hem yetersiz kesitte hem de kot bakımından güvenlik açısından engel teşkil edecek bir noktadaydı. Yetersiz kesit nedeniyle etkili yağışlarda olumsuz durumlar yaşanabiliyordu. Bu yol Samsun’dan Çarşamba istikametine doğru karayoluna alternatif bir yol olması nedeniyle de önem arz ediyor. Yeni köprümüzü bu hususlara dikkat ederek projelendirdik ve yapımına başladık. Ekiplerimizin çalışmalarıyla köprümüzün temel yapıları tamamlandı. Kısa süre içerisinde tamamlanarak hizmete açacağız.” diye konuştu. 

Kababürük Köprüsü’nün yapımının çok kısa bir süre tamamlanacağını belirten Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı Sanat Yapıları Şube Müdürü Salih Bayar, “Köprü imalatında son aşamaya geldik. Mevcut debiyi karşılayacak şekilde 41,70 metre uzunluğunda kirişlerimizi 2 tane vinç vasıtasıyla yerleştirdik. Ardından tabliye betonu ve BSK asfalt kaplama çalışmalarını gerçekleştireceğiz. 41,70 metre uzunluğundaki köprü inşaatımız hızla devam ediyor. Köprünün tamamlanmasıyla bu bölgedeki mahallelerin ulaşım bağlantısını daha güvenli bir şekilde sağlamış olacağız.” şeklinde konuştu.

Samsun GES Projesinde Yüzde 50 İlerleme Kaydedildi

Samsun’da Türkiye’nin en büyük Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesi, yüzde 50 oranında tamamlandı.

Tasarrufa yönelik akıllı yatırımlarıyla yerel yönetim uygulamalarında örnek olan Samsun Büyükşehir Belediyesi, kamu eliyle orta gerilim seviyesinde sisteme bağlanmış Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali (GES) projesinin yapımının yüzde 50’sini tamamladı. Güneş enerjisinden yılda 90 milyon kilovatsaat elektrik üretecek GES projesi ile Büyükşehir Belediyesi’nin, yılda 250 milyon TL tasarruf sağlaması planlanıyor.

 Enerji birim fiyatlarındaki yüksek maliyetleri azaltmanın yanı sıra kentteki toprak, hava, su kirliliğini minimuma indirmeyi hedefleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi, yenilenebilir enerji yatırımlarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, Ladik ilçesi Büyükalan Mahallesi’nde kamu eliyle orta gerilim seviyesinde sisteme bağlanmış Türkiye’nin en büyük GES projesine imza atıyor. Proje, kurum bütçesine sağlayacağı katkılarla 4 yılda kendini amorti edecek.  

Demir Kolanlar Yerleştiriliyor

Kurulum çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiği 850 dönüm büyüklüğündeki arazide 120 kişi görev yapıyor. Üretilecek elektriği trafo merkezine aktaracak 121 enerji nakil hattı direğinden sonra hafriyat çalışmalarının yüzde 90’ının tamamlayan yüklenici firma ekipleri, 6 bin 600 metre uzunluğunda orta gerilim kablosu çekti. Doğru akım alt yapı borulama işleminin yüzde 90’ı döşenirken, 18 beton köşk temellerinin yanı sıra tesviye işlemleri bitirildi. Alana dağıtılan 125 bin 901 adet güneş panelinin montajlanacağı 21 bin 700 demir kolandan 16 bini getirilirken, kalan 5 bin 700 adedin sevkiyatı sürüyor. Özel makinelerle açılarak hazırlanan 13 bin ayak deliğinden 6 bin 500’üne demir kolanları yerleştiren ekipler, kot hizalama ve ayarlarını yaparak betonluyor.

Enerji Maliyeti Düşecek

Büyükşehir Belediyesi’nin SASKİ kanalizasyon terfi merkezleri, içme suyu arıtma tesisleri, 4 beton santrali, asfalt üretim tesisi, Doğal Taş Elemanları Üretim Tesisi, Bordür, Kilit Parke ve Beton Boru Fabrikası başta olmak üzere çok sayıda tesisin orta düzeyde tükettiği elektrik maliyetlerini büyük oranda düşürecek GES Projesi, elektrikli otobüslerin enerji tüketimi ihtiyacını da karşılayacak. Proje, kurum bütçesine yılda yaklaşık 250 milyon TL tasarruf sağlayacak.

 Kentte sera gazı emisyonunu düşürmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynakları üzerine projeler uyguladıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Geleceğin şehri Samsun’da yenilenebilir enerji kaynaklarına, yeşile ve doğaya çok önem veriyoruz. Güneş enerjisini elektriğe dönüştürecek GES projesi, şehrimizde yaşayan her vatandaşımız için çok önemli. Güneş enerjisinden üreteceğimiz elektriği 21 kilometre uzaklıktaki trafo merkezinden enerji hattına aktaracağız. Büyükşehir Belediyemizin tüm birimlerinin ve tesislerimizin enerji maliyetini düşürerek önemli oranda tasarruf sağlayacağız. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşaatının tamamlanmasının ardından hızla hizmet vermeye başlayacak. Şimdiden tüm halkımıza hayırlı olsun” dedi.

Kaynak: Samsun Güncel Haber

Ham Çelik Üretimi Yüzde 10,1 Azaldı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) tarafından paylaşılan verilere göre, Türkiye’de ham çelik üretimi Ocak-Eylül döneminde bir önceki döneme göre yüzde 10,1 azalarak 24,5 milyon ton oldu.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin verilerine göre (TÇÜD), Türk çelik sektörü yılın 9 ayını üretimde azalış, tüketimde artışla tamamladı. Türkiye’nin ham çelik üretimi eylülde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8,4 artarak 2,9 milyon tona çıktı. Yılın 9 ayında ise üretim yüzde 10,1 gerileyerek 24,5 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Nihai mamul tüketimi ise eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30,3 artışla 2,8 milyon tona, ocak-eylül döneminde de yüzde 18,5 yükselerek 28,9 milyon tona ulaştı.

Çelik ürünleri ihracatı eylülde, geçen yılın aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 23,3 azalışla 1,1 milyon tona, değer yönünden de yüzde 31,1 düşüşle 780,1 milyon dolara geriledi. İhracat, ocak-eylül döneminde de 2022’nin aynı dönemine kıyasla miktar itibarıyla yüzde 39,7 azalışla 7,5 milyon ton, değer itibarıyla da yüzde 47,4 gerileyerek 6,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Çelik ürünleri ithalatı ise eylülde geçen yılın aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 10,9 artışla 1,2 milyon tona çıktı. İthalat, değer yönünden ise yüzde 5,8 azalışla 1,1 milyar dolara geriledi. İthalat, ocak-eylül döneminde de 2022’nin aynı dönemine kıyasla miktar itibarıyla yüzde 20,4 artışla 13,6 milyon tona ulaştı. Değer itibarıyla ise ithalat yüzde 5,2 azalışla 11,7 milyar dolara düştü.

Geçen yılın 9 ayında yüzde 93,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 52,1 olarak kayıtlara geçti.

TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, dünyanın en büyük iki çelik üreticisi olan ve 9 aylık dönemde üretimlerini sırasıyla yüzde 1,7 ve yüzde 11,6 artıran Çin ve Hindistan’ın, küresel üretim artışında ciddi rol oynadığını söyledi.

Yayan, Çin’in iç piyasasında yaşadığı talep daralması nedeniyle ihracat piyasalarına yöneldiğini, Türkiye’ye de yüzde 65 artışla 2,7 milyon ton çelik ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini ifade ederek, bunun Türkiye’nin toplam çelik ürünleri ithalatının 13,6 milyon tona yükselmesinde etkili olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği Avrupa Birliği (AB) pazarında enerji krizi, yüksek enflasyon, sıkılaşan ekonomik koşullar nedeniyle çelik talebinde durgunluk yaşandığına dikkati çeken Yayan, bunun bölgeye ihracatının azalmasına da yol açtığını dile getirdi.

Yayan, bölgeden gerçekleşen ithalatın yalnızca yüzde 9,6 gerilediği bilgisini vererek, şunları kaydetti: 

“Geçmiş dönemlerde yoğun ihracat yaptığımız Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkeleri, bugün sahip oldukları enerji ve ham madde avantajları sebebiyle ihracat pazarlarımızda ve iç piyasamızda yoğunluklarını artırmaya başladı. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinden dampingli fiyatlarla gerçekleştirilen ithalattaki olağanüstü artışlar, 2022’nin 9 aylık döneminde yüzde 65 olan kapasite kullanım oranının 2023’ün aynı döneminde yüzde 57 seviyesine gerilemesine yol açtı. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı tarafından 31 Ekim’de Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli ‘sıcak haddelenmiş yassı çelik’ ithalatına yönelik olarak açılan damping soruşturması, olağanüstü seviyelerde artan ithalatın sınırlandırılması ve çelik sektöründeki kapasite kullanım oranlarının tekrar eski seviyelerine yükseltilmesi doğrultusunda atılmış olumlu bir adım. Benzeri adımların diğer çelik ürünleri için de atılması sektörün cari işlem dengesindeki açığın kapatılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.”

Kaliteli Konut ve Yaşam Şartları Sakarya’ya Göç Başlattı

Sakarya, son yıllarda büyükşehirlerden göç edenlerin tercih ettiği popüler bölgelerden birine dönüştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Sakarya, Türkiye’nin en çok iç göç alan 18. şehri olarak konumlanıyor. Doğası, iş imkanları ve sunduğu eğitim olanakları ile pek çok ihtiyaca cevap veren şehirde, konut yatırımlarına talep yükseliyor. 

Marmara Bölgesi’nin önemli şehirlerden Sakarya, yakın zamana kadar çoğunlukla günübirlik tatilcilerin ve çevre illerde yaşayan yazlıkçıların uğrak noktasıyken bugün yatırım amacıyla da sıkça tercih ediliyor. Doğa ile iç içe yaşamak, büyükşehirlere yakını lokasyonlarda ikamet etmek isteyen vatandaşlar, buradan konut almaya yöneliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2022’de Sakarya’ya göç edenlerin sayısı 41 bin 396 kişiye ulaştı.

Dema Group Kurucusu Duygu Oylum Öksüz, “Sakarya, özellikle son dönemde hem yatırımcılar hem de oturum için arayışta olanların ilk tercihlerinden biri haline geldi. Eğitim olanaklarının genişliği, doğa ile iç içe yapısı, iş fırsatlarının çokluğu gibi sebepler, şehrin popülerleşmesinde büyük rol oynadı. Biz de uzun yıllardır gayrimenkul sektöründe faaliyet göstererek hem Sakarya insanının hem de dışarıdan şehrimize gelenlerin konut taleplerini karşılıyoruz. Projelerimizde dayanıklı konut üretimine odaklanıyoruz. Çünkü, insanların bu şehri tercih etmesindeki en önemli sebeplerden birisi de depreme dayanıklı konutların bulunması” şeklinde konuştu.

Konut kredisi ihtiyacını ortadan kaldırıyoruz”

Bankalardan kredi alma ihtiyacını hizmetleriyle ortadan kaldırdıklarını belirten Dema Group Kurucusu Duygu Oylum Öksüz: “Sakarya’nın pek çok bölgesinde konut projelerimiz mevcut. Konut almak isteyenlerin bizi tercih etmelerindeki en önemli sebeplerden birisi de 12,24 veya 30 aylık şeklinde elden taksit seçeneği sunmamız. Sıfır faizli olarak sunduğumuz bu ödeme yöntemi, banka kredisi almak istemeyen vatandaşlar için oldukça avantajlı. Üstelik, çok kalabalık site yapıları yerine butik projelere ağırlık veriyoruz. Bu da tercih edilmemizin bir başka sebebi. İnsanlar özellikle yaşadığımız depremlerin ardından daha küçük projelere ilgi göstermeye başladı.”

Deprem yönetmeliği kırmızı çizgimiz”

Kuruldukları günden bugüne kadar güvenliğin kendileri için en önemli konu olduğunun altını çizen Duygu Oylum Öksüz, “Dema Group olarak insan hayatını ve güvenliği her şeyin üzerinde tutuyoruz. Projelerimizin her aşaması yapı denetimi şirketleri tarafından kontrol ediliyor. Depreme karşı dirençli yapılar inşa etmek adına projelerimizde fore kazık sistemini kullanıyoruz” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: 

“Son olarak şunu ifade etmeliyim ki şehrimize olan talep gittikçe yoğunlaşıyor. Özellikle Karasu bölgesi, sadece bölge insanımızın değil Avrupa’da yaşayan gurbetçilerin ve yabancıların da yoğun ilgi gösterdiği bir yer. Biz de Bosna Hersek ve Almanya’daki satış ofislerimiz ile yurt dışındaki yatırımcıların da ihtiyacını karşılıyoruz. Böylece ülke ekonomimize de döviz katkısında bulunuyoruz.”

RES Kurulumu İçin Bazı Taşınmazlara Acele Kamulaştırma Kararı Alındı

Aydın, Kayseri ve Çanakkale’deki bazı taşınmazlar Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) tesisi kurulumu için acele kamulaştırılacak. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Aydın’da kurulacak Dampınar RES, Kayseri ve Çanakkale’de kurulacak Ovacık RES üretim tesisi için gerekli bazı taşınmazlar ile Kestanederesi RES yapımı amacıyla İzmir ve Manisa’da bulunan bazı taşınmazların, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından acele kamulaştırılacak.

Ayrıca, Kumarlı hidroelektrik santrali (HES) üretim tesisinin yapımı amacıyla Kahramanmaraş’ta bulunan bazı taşınmazların, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere EPDK tarafından acele kamulaştırılması kararlaştırıldı. Öte yandan, bağlantı anlaşması uyarınca tesis edilecek “154 kV G4- Viranşehir TM Enerji İletim Hattı Projesi” ve TEİAŞ’a ait “154 kV Nevşehir-Derinkuyu Enerji İletim Hattı Projesi” kapsamındaki proje güzergahına isabet eden taşınmazlarda direk yerleri mülkiyet şeklinde, iletken salınım gabarisi ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) tarafından acele kamulaştırma yapılacak.

BOTAŞ Tarafından Kamulaştırılacak

Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirilecek doğal gaz boru hattı projeleri için bazı taşınmazların acele kamulaştırılması kararlaştırıldı. Buna göre, Dursunbey ilçesi Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Bursa ve Balıkesir illeri, Korkuteli-Fethiye-Dalaman-Ortanca ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Antalya ve Muğla illeri, Seydişehir-Ermenek ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Karaman ve Konya illeri, Taşköprü- Boyabat ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Kastamonu ve Sinop illeri ve Keskin-Çelebi Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Kırıkkale sınırları içinde yer alan ve güzergaha isabet eden taşınmazlar ile projeler kapsamında inşa edilecek tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların, mülkiyet ya da daimi/geçici irtifak hakkı kurulmak suretiyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) tarafından acele kamulaştırılacak.

Ayrıca, Samsun-Ankara Doğal Gaz Boru Hattı Deplase ve Başkent Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Doğal Gaz Bağlantı Hattı projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla Ankara sınırları içinde yer alan ve güzergaha isabet eden taşınmazlar ile projeler kapsamında inşa edilecek tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların, mülkiyet ya da daimi/geçici irtifak hakkı kurulmak suretiyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) tarafından kamulaştırılması kararlaştırıldı.

İzin Belgesi Olmadan Kiralama Yapılan Her Bir Konut İçin 100 Bin TL Para Cezası Uygulanacak

Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 

Kanun, konutların turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin genel esaslara, izin belgesi düzenlenmesine, idari yaptırımlara ve turizm amaçlı kiralanan konutların tabi olacağı mevzuata ilişkin hükümleri kapsıyor.

Kanun kapsamında izin belgesiz kiralamalarda kiralama yapılan her bir konut için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak.

İzin belgesi bulunmaksızın turizm amaçlı kiralanan konutları kiraya verenlere, kiralama yapılan her bir konut için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için on beş gün süre verilecek.

Verilen on beş günlük süre sonunda izin belgesi alınmaksızın turizm amaçlı kiralama faaliyetine devam edenlere ise 500 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için bir kez daha on beş gün süre verilecek. Bu sürenin sonunda faaliyetlerin devam etmesi durumunda ise uygulanacak olan idari para cezası 1 milyon Türk Lirası olacak.

İzin belgesi sahibinden kiraladığı turizm amaçlı konutu kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiraya verenler hakkında ise her bir sözleşme için 100 bin TL idari para cezası uygulanacak. Kendi adına mesken olarak kullanmak amacıyla kiraladığı konutu kendi nam ve hesabına turizm amaçlı kiraya verenler hakkında ise her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak. İzin belgesi olmayan konutların turizm amaçlı kiralanmasına aracılık edenler hakkında, her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası verilecek. Her defasında yüz günden fazla süreli kira sözleşmesi yapmasına rağmen, ilk sözleşme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde aynı konutu dört defadan fazla kiraya verenler hakkında, bir milyon Türk lirası idari para cezası uygulanacak.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Peker Holding, Kendi Finansman Modeli İle İngiltere’de Konut Yatırım İmkanı Sunuyor

Peker Holding, İngiltere’deki konut projelerinde kendi finansman modeli ile yatırım yapma imkanı sunuyor.

The Old Brewery Projesi ile 19’uncu yüzyıl Victoria Dönemi mimarisini günümüzün modern dokunuşları ile yeniden yorumladıklarını kaydeden Peker Holding London Yönetim Kurulu Başkanı, Ayşegül Peker, “Londra’nın merkezine tren ile 55 dakika uzaklıktayız. Güneydoğu Sussex Bölgesi’nde, Manş Denizi kıyısında bulunan Brighton, İngiltere’nin en ünlü ve en büyüleyici sahil şehirlerinden biridir. Bu popüler sahil şehrinde geniş kumsalların, eşsiz gün batımının tadını çıkartmak mümkün. Pub ve restoranlarda farklı lezzetleri denemek isteyenler özellikle entelektüeller dört mevsim bölgeye akın ediyor. Ama bunun yanı sıra üniversiteleriyle ünlü bir bölgeden bahsediyoruz. Özellikle aileler gençler için bu bölgeyi tercih ediyor. Bu da bölgenin kira getirisini de cazip hale getiriyor” dedi. Peker Finans’ın kolay ödeme seçeneği sayesinde Brighton’dan ev almanın artık hayal olmadığını kaydeden Peker, “Daireleri hazır kira getirisi ile de satışa sunabiliyoruz. Son zamanlarda Türk müşterilerden çok fazla talep gelmeye başladı. Mortgage almakta da zorlanıyorlar, bizde Türk yatırımcılar için özel bir model oluşturduk. Alim satım işlemlerinde avukat, kiraya vermede profesyonel acenteler, Türkiye’de ödeme kolaylığı da sağlıyoruz, yani Türk müşteriler için her türlü kolaylığı düşündük. Şu an İngiltere` de ev almak için güzel bir zaman. Kira getirisi de pound olarak ortalama yüzde 5 seviyesinde.

Finchley Dollis Projesi, Oxford ve  Piccadilly’ye 20 dakika uzaklıkta 

Peker, Londra merkezde yaşamak isteyenler için de seçenekleri olduğunu kaydederek, “İnşaatını tamamladığımız Finchley’deki Dollis projemiz adeta kent ve kır hayatını birleştiriyor. Finchley, Kuzey Londra’nın merkezinde adından sıkça söz ettiren bir metropolitan. Proje, ormana ve golf alanlarına yakınlığı ile temiz hava ve keyifli bir yaşam sunuyor. Bir de Knightsbridge, Oxford ve Piccadilly gibi meydanlara, Londra’nın en popüler ve hareketli bölgelerine sadece 20 dakika uzaklıkta.” diye konuştu. Klasik İngiliz dış cepheyle modern mimarinin birleştiği Dollis projesi müstakil evler ve dairelerden oluşuyor, proje Türklerin de tercih ettiği Kuzey Londra’da yer alıyor.

İngiltere’deki 10. projemize başlıyoruz

Peker Holding London Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Peker, İngiltere’de bulunan dokuz projenin imar ve geliştirme çalışmalarının tamamlandığını, bunlardan 4`nun inşaatını da kendilerinin yaptığını ve 2 projedeki  birimlerin hızla satıldığını ifade etti ve  şunları söyledi: “Great Missenden projemizin de imar çalışmaları devam ediyor. 73 bağımsız bölümden oluşan 2 fazın inşaatına yakın zamanda başlamayı umut ediyoruz. İngiltere’nin Beverly Hills’i Cobham-Surrey’de Regina House’un inşasını tamamladık. Tam aile dostu olarak nitelendirilen Great Missen’deki The Old RedLion projemizin inşaatı bitti. Klasik İngiliz yaşam tarzını sevenler için Maidston’daki Tennyson Gardens’ı tamamladık. Cranleigh-Surrey’de ise golf otel projemizi geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Son yılların gözdesi Londra Deptford’da ise Safa House için geliştirme çalışmasını tamamladık. İngiliz edebiyatının en ünlü isimlerinden Charles Dickens’ın ismiyle özdeşleşen ve Londra’nın Thames Nehri’nin kıyısında bulunan iki projeleri de olduğunu anlatan Peker, nehir manzaralı olan 120 dairelik Former Policestation için 115 birimlik proje geliştirme çalışmaları tamamlandı ve satıldı.

Yurtdışında 30’a yakın projede imzası var 

Peker, bugüne kadar Peker Holding olarak yurtdışında 30’a yakın projeye imza attıklarını söyleyerek, “Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da hayata geçirdiğimiz her yatırımımızda önceliği doğaya, insana ve çevreye verdik. Türk yatırımcı olarak, üzerimizdeki sorumluluğun bilinciyle hareket ediyor hem Peker Holding`in hem de Türk bayrağını yurtdışında dalgalandırdığımızın sorumluluğuyla değer yaratan projelere imza atıyoruz.” dedi.

Kaynak: Emlak Dream

İstanbul’un Dönüşümü Hızlanacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘’İstanbul ve Marmara’nın dönüşümünü bir an evvel hızlandıracağız.” dedi.

Kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’deki sağlıksız yapı stokunun yenilenmesinde kararlı olduklarını belirtti.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile dönüşüm sürecinin hız kazanacağını ifade eden Bakan Özhaseki, “İnşallah önümüzdeki günlerde Meclis’ten büyük bir destek alarak yasalaşacağını düşünüyorum. Yasa yürürlüğe girer girmez İstanbul ve Marmara’nın dönüşümünü bir an evvel hızlandıracağız.” ifadelerini kullandı.

50 Bin Deprem Konutu Hak Sahiplerine Teslim Edilecek

Deprem bölgesinde de çalışmaların hızla devam ettiğini sözlerine ekleyen Bakan Özhaseki, “Şu anda yaklaşık 50 bin kadar konut ve köy evimizin inşaatını bitirmek üzereyiz. İnşallah aralık ayında Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte biten konutlarımızı hak sahiplerine teslim edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Fahiş Fiyatlara Müdahale Edilecek

Deprem bölgesinde inşaat maliyetlerinin artmasıyla ilgili konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘kanuni düzenleme’ yapılabileceğini belirtti. Bakan, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Geçtiğimiz günlerde bölgede faaliyet gösteren beton firmalarıyla da bir toplantı gerçekleştirmiştik. Toplantıda, depremzedelerin mağdur edilmesine izin vermeyeceğimizi, inşa süreçlerinin fahiş fiyat artışlarıyla aksamasına asla müsaade etmeyeceğimizi vurgulamıştık. Gerekirse kanuni düzenleme ile bu fırsatçılığın önüne geçeceğimizi belirttik.”

Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi 8 Kasım’da İstanbul’da Gerçekleştirilecek

Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi 8 Kasım’da Çevre Dostu Binalar Derneği’nin (ÇEDBİK) ev sahipliğinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle İstanbul’da gerçekleşecek.

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin (ÇEDBİK) ev sahipliğinde T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı desteğiyle her yıl sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekmek için düzenlenen ‘Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’, bu yıl 8 Kasım 2023 tarihinde Hilton Bosphorus İstanbul’da gerçekleşecek. Zirve, ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş depremlerinin yarattığı yıkımın ardından ‘kentsel ve mekânsal dirençlilik’ kavramının önemine dikkat çekmek üzere ‘Sıfırın İnşası: Dirençli Şehirler’ temasıyla düzenlenecek.

Zirvede ‘Afet- Dirençli Şehirler’, ‘Karbonsuzlaşma ama Nasıl?’, ‘Binalarımızın Geleceği’, ‘Yeniden Yaşam’, ‘Dönüşümün Kaynağı Nerede?’ ve ‘İstanbul’un Geleceği’ gibi 6 kritik konu, kamu ve özel sektörden önde gelen pek çok üst düzey temsilci tarafından masaya yatırılacak.

Alanında uzman 41 konuşmacı, 450’ye yakın katılımcı ve toplamda 100’e yakın kurum ve kuruluşa ev sahipliği yapması beklenen Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’23, sektörün en güncel konularına ışık tutacak.

İlan Sitelerine İlişkin Düzenleme Yürürlüğe Girdi

Ticaret Bakanlığı’nın ilan sitelerine ilişkin karara vardığı düzenleme 1 Kasım itibarıyla yürürlüğe girdi. Yeni düzenleme ile gayrimenkul ilanı paylaşan kişilerin yetkinlik belgesi göstermesi zorunlu oldu.

Yapılan düzenlemeyle e-Devlet ve Web Tapu uygulaması üzerinden ilanı doğrulayan belge bulunmadığı takdirde ilanlar web siteleri tarafından yayınlanmayacak. Aynı şekilde araç alım-satımlarında da ruhsat ya da ikinci el satış yetki belgesi sorgulaması yapılacak.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 1 Kasım’dan itibaren ilan sitelerine, ilan verenlerin kimlik ve yetki doğrulamalarını yapma yükümlülüğü getirileceğini belirterek, “Bu yeni düzenlemeye uymayan ilan siteleri veya taşınmaz satışına yönelik ilanlara elektronik ortam sağlayan sosyal medya mecraları hakkında her bir aykırılık için 100 bin liraya kadar idari para cezası uygulanabilecektir” dedi.

Yeni düzenlemeyi değerlendiren Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Aşçıoğlu  “Hayata geçecek bu düzenlemenin, özellikle ikinci eldeki konutta spekülatif fiyat artışlarına son vereceğini düşünüyoruz. Sahte ilanlarla, sahte kimliklerle yapılan fiyat şişirmeleri, manipülasyonların 1 Kasım itibariyle ilan siteleri ve şahısların ilanlarından sorumlu olması sektörde gördüğümüz bilgi kirliliği, tüketici mağduriyetlerinin önüne geçerek şeffaflaşmasını da sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

Yeni düzenlemeyle birlikte ikinci el konutlardaki gerçek değerin üzerindeki fiyatlarda gerileme olabileceğine değinen Aşçıoğlu “Tabi ki çıkacak bu düzenleme ile ikinci el fiyatlarda olması gereken fiyatların üzerindeki gayrimenkuller için bir miktar gerileme olabilir. Fakat burada unutulmaması gereken nokta biz inşaatçılar için arsa maliyeti. Bazı sektör temsilcileri birinci el ve ikinci el aynı sepette değerlendiriyor. Birbirinden tamamen farklı değerlendirilmesi gereken satış şekilleri. Her yıl 700-800 bin konut ihtiyacı olmasına rağmen, dolar bazındaki maliyet artışları, enflasyonist ortam, ham maddeye ve arsaya erişim sıkıntısı vb. nedeniyle üretim her yıl 300-400 bin civarında kalıyor ve bu durum fiyatlara yansıyor. Fiyat artışından biz de memnun değiliz. Bundan kimse de memnun değil ancak çözümsüz bir noktaya gelindi. Konut fiyatlarının fazla artmaması için, en önemli maliyet olan arsa payının düşmesinin önemli olduğunu belirtmek istiyoruz. Orta vadeli programda kur ve enflasyon beklentisi ortadayken konutun değerinin artmaması beklemek mantıklı değil.” şeklinde konuştu.

İlk evini alacaklara gelecek aylarda beklenen düşük faizli, uzun vadeli kredi kampanya sinyalinin gerçekleşmesi halinde ilgili pazar için ciddi bir satış beklediğini ifade eden İrfan Aşçıoğlu konuttaki talebe işaret ederek, “Doğru alanda doğru projeleri geliştiren markalara, arz sorunundan dolayı ciddi talep var. Krediye erişim arttırılırsa ve arz desteklenirse, o zaman sektöre ciddi bir hareket gelebilir.” dedi.

Sürdürülebilir Yaşam Alanları İle Kontrolsüz Şehirleşmeye Son Verilmeli

Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, ‘’Geniş yeşil alana sahip, fonksiyonel, konforlu, güvenli ve sürdürülebilir yaşam alanları inşa ederek kontrolsüz şehirleşmeye son vermeliyiz.” dedi.

Geçmişten günümüze çok sayıda kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan şehirler, gelişen teknoloji ve yaşam biçimleriyle büyük bir dönüşümden geçiyor. Bu dönüşümün bir sonucu olarak şehirlerin planlı ve sürdürülebilir bir büyüme gösterebilmesi için inşaat sektörüne büyük görev düşüyor. Şehirleri sürdürülebilir bir geleceğe taşımanın yolunun doğru yapılanmadan geçtiğini kaydeden Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında şu açıklamalarda bulundu:

“Sürdürülebilir bir gelecek için öncelikle şehir planlamasının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor. Çünkü şehirlerimiz güvenle yükselen binalarla kimlik kazanıyor, büyüyor ve gelişiyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşanan sorunların pek çoğu kontrolsüz şehirleşme sonucu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla inşaat profesyonellerinin projelerini kapsamlı ve detaylı olarak geliştirmesi gerekiyor. Projelerin bulunduğu bölgenin mimari dokusuna uyum sağlaması, ihtiyaçlara cevap vermesi, çözüm odaklı yaklaşımlar sunması, çevreci bir anlayışla yükselmesi ve konut sahiplerinin yaşamını kolaylaştırırken bölge halkını da mutlu etmesi çok önemli. Yeşil alanı bol, enerji ve su verimliliği sağlayan, çevre dostu projeler şehirlerin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Tüm projelerimizi bu anlayışla inşa ederek sürdürülebilir şehirler tasarlayabiliriz.”

“Kentsel Dönüşüm İhtiyaçtan Öte Bir Zorunluluk”

Deprem gerçeğini göz ardı etmeden kentsel dönüşüm projeleriyle riskli ve güvensiz binaların ivedilikle yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Deprem kuşağında yer alan ülkemiz için kentsel dönüşüm ihtiyaçtan öte bir zorunluluk. Deprem tehdidine karşı bu projelere ağırlık vermeliyiz. Bir yandan riskli ve güvenli binaları dönüştürürken diğer yandan da yeni projeleri Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak, kaliteli mühendislik hizmeti altında, ileri teknoloji malzemelerle tasarlayarak depreme karşı topyekûn önlem alabiliriz. Şehirlerimizi güvenli, yenilikçi ve sürdürülebilir binalarla geleceğe hazırlayabiliriz” şeklinde konuştu.

“Şehirlerimizin Sürdürülebilirliğini Destekliyoruz”

Siltaş Yapı olarak hayata geçirdikleri her projede bütünlükçü bir bakış açısıyla ilerlediklerini söyleyen Murat Özdemir; “Projelerimizi tasarlarken her unsuru en ince ayrıntısına kadar planlayarak yaşam alanlarının dönüşümüne yönelik yeni konseptler geliştiriyoruz. Bir projeye başlamadan önce bölgeyi derinlemesine analiz ediyor; semtin mimari dokusuna, ihtiyaç ve taleplerine uygun olarak tasarım geliştiriyoruz. Projelerimizi en yeni deprem yönetmeliğine uygun olarak yüksek standartlarda ve ileri inşaat teknolojileri kullanarak inşa ediyoruz. Sektördeki tecrübemizle inşa ettiğimiz her projemiz ile şehirlerimizin sürdürülebilirliğini destekliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Sade, Doğal ve Konforlu Yaşam İmkanı Dünya Şehir Maltepe’de

Yatay mimari anlayışıyla inşa edilen Dünya Şehir Maltepe, 811 adet dairesi ve ihtiyaç duyulan tüm gereksinimleri bir araya getiren muhteşem bir yaşam merkezi.

Son dönemlerde oldukça popüler olan şehir içerisinde sakin bir yaşam, özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde son derece önem taşıyor. Dünya Şehir Maltepe ise bu anlayışla yola çıkarak, tüm ihtiyaçları tek bir lokasyonda birleştirdi. Ayrıca projede, endüstriyel malzemelerin doğal malzemelerle harmanlanmasıyla iki dünya bir araya getirildi.

Toplam 85 bin metrekare konut proje alanına sahip olan Dünya Şehir Maltepe’de 811 adet daire bulunuyor. 15 bin 500 metrekare peyzaj alanı olan proje, doğanın tüm güzelliklerini de alıcılarına sunuyor. 

Sade ve doğal bir yaşam içerisinde tüm aile fertlerinin kolaylıkla yaşamını sürdürmesi için her türlü ihtiyacın düşünüldüğü proje, hem iç hem de dış mimarisiyle vatandaşların beğenisini kazanıyor. 

Dünya Şehir Maltepe, özel mimari tasarımı, konforlu yaşam alanı, deniz ve Adalar manzarası, dayanıklı yapısı ve kolay ulaşım ayrıcalıklarını sunuyor.

Dünya Şehir Maltepe’nin tüm proje detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Prestijli Projelerin Adresi: Bonzet İnşaat

Birbirinden değerli yapıların altına imza atan Bonzet İnşaat, kurulduğu günden bu yana prestijli, kaliteli ve değer katan projeleriyle dikkat çekmeye devam ediyor.

Yurt içi ve yurt dışında seçkin yatırımcılarla bir araya gelerek adından sıkça söz ettiren projelere sahip Bonzet İnşaat, 2011 Yılında Zekeriya Turfanda ve Murat Müftüler ortaklığında kuruldu. Ağırlıklı olarak İstanbul Etiler Bölgesinde Manaa markası ile A plus Konut ve Türkiye genelinde sanayi tesisleri inşaatında tecrübesini konuşturan firma, İnşaat Taahhüt alanında sektördeki yerini aldı.

Günümüzde hala önde gelen projelerin ardından yer alan Bonzet İnşaat, endüstriyel gelişim ve sanayi yapıları, ticaret ve yönetim binaları, konut projeleri ve yenilenebilir enerji santralleri sektörlerinde varlığını sürdürüyor.

Bonzet İnşaat Sanayi Alanında da Akılda Kalıcı Projelere İmza Attı

Gelişim ve sanayi yapılarında 30 yılda 1 milyon metrekarenin üzerinde fabrika ve sanayi yapısı kurdu. Ticaret ve yönetim binaları alanında yurt içi ve yurt dışında kurduğu ofisleri ile birçok projede ilk akla gelen markalardan biri oldu. Konut projeleri alanında ise Üst segment MaaNaa markasıyla üretilen A+ konut projelerinin ise ana yüklenicisi olan Bonzet İnşaat, yenilenebilir enerji santrallerinde ise; Kilyos ve Bandırma’da yaptığı rüzgar gülleri ile bir alanda daha başarısını ortaya koydu.

İnsanlar için Güzel, İnsanlık için Yararlı mottosuyla hareket etmeye gayret eden Bonzet İnşaat ürettiği tüm yapılarda insanlığa zarar vermeyecek noktalara değinmeye çalışıyor. Bu anlamda doğayla dost ve kalıcı  eserler imza atan şirket, kurum kültürünün de bu düşünceden ayrılmaması için çabalıyor.

Ödül Getiren Projeler

Bonzet İnşaat son olarak MaaNaa markalı konut projesiyle gündemde yer alıyor. İstanbul’un gözde ilçelerinde hayata geçirilen markalı konutların içerisinde bulunan MaaNaa 47 Etiler İstiridye Apartmanı, 2019 yılında inşaatı tamamlanan 130 proje arasından en iyi 10 konut projesi arasına girdi. Yine İstanbul’un Etiler ilçesinde konumlanan butik konut projesi MaaNaa 30 Su Mühendisleri Blokları Projesiise,  İngiltere’de düzenlenen uluslararası gayrimenkul yarışmasında, 2021 yılında konut geliştirme kategorisinde, bağımsız jürilerce “AwardWinner” ödülüne layık görüldü.

Ödüllü projelerle birlikte toplam 8 projenin tamamlandığı MaaNaa markasında 2 adet devam eden ve 3 adet planlanan proje bulunuyor. Uzun bir süre sektörde yer alması beklenen MaaNaa markalı konut projeleri, Bonzet İnşaat’ın imzasıyla konut yatırımcılarının beğenisini kazanıyor.

2024 Yılında Binlerce Metrekarelik Projelere Başlıyor

2023 yılında İstanbul’un Etiler ilçesinde toplam 40 bin metrekare alanı kapsayan konut projesine start veren firma, Ankara ve Çerkezköy’deki Altek Metal Fabrika projesini tamamlanma aşamasına getirdi. 

Firmanın Etiler Manaa Markası ile yapılan Konut projeleri, Asaş Alm Fabrika, Altek Metal Fabrikaları devam eden projeleri arasında yer alıyor.

Firmanın önümüzdeki yıl hedefleri arasında 80 bin metrekarelik ilave konut projesi bulunuyor. Ayrıca Bonzet İnşaat, projelerine ek olarak yurt dışı başta olmak üzere sanayi binası inşaatlarında öne çıkmayı hedefliyor.

Kaş’ta 3 Bin 719 Kaçak Yapı Tespit Edildi

Antalya’nın Kaş ilçesinde belediye tarafından 3 bin 719 kaçak yapı tespit edildi. Yapılar, yıkım için ihaleye çıkarıldı.

NTV’nin haberine göre; ihalede, 2018 yılında 118 bin 533 metrekare üzerinde 432, 2019 yılında 126 bin 806 metrekare üzerinde 536, 2020 yılında 88 bin 63 metrekare üzerinde 415, 2021 yılında 150 bin 585 metrekare üzerinde 717, 2021 yılında 184 bin 450 metrekare üzerinde 868, 2023 yılında 190 bin 139 metrekare üzerinde 750 kaçak yapı tespit edildiği belirtildi.

28 Kasım günü yapılacak ihalede belirtilen şartlar arasında yıkımın yüzde 10’luk kısmının 2023 yılında, yüzde 90’lık kısmının 2024 yılında yapılacağı ve 31 Mart 2024 tarihine kadar bitirileceği, yıkım ve tahliyelerde polis, jandarma ve zabıta tarafında önlemlerin alınacağı bildirildi.

İstanbul’da Konut Pazarlama Süresi 91 Gün Oldu

Endeksa tarafından yapılan araştırmaya göre, İstanbul’da konut pazarlama süresi 61 günden 91 güne çıktı.

Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa’nın araştırmasına göre, ikinci el konutta ortalama pazarlama süresi ülke genelinde son bir yılda yüzde 43, İstanbul’da yüzde 49 uzadı. Türkiye genelinde Eylül 2022’de ilandaki satılık ev ortalama 60 günde sahibini buluyordu, bu yıl eylülde 86 güne çıktı. İstanbul’da ise pazarlama süresi 61 günden 91 güne ulaştı. İkinci elde satılık ilan sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 12 artış gösterdi.

Satılık evde pazarlama süresinin uzadığını, kiralıkta ise kısaldığını belirten Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, şunları söyledi:

“Tüm Türkiye’de satılmayı bekleyen, 4 yaş üzeri 2. el gayrimenkullere baktığımızda eylül ayında pazarlama süresi 86 güne çıkmış durumda. Geçen yıl bu rakam 60’dı. Kiralık adetleri eylülde okulların açılıyor olması ve ev sahibinin bu dönemi beklemiş olması nedeniyle adet olarak artmış olsa da kiralık gayrimenkullerin ortalama ilan süresi 53 güne düştü. Bu bize kiraya vereceklerin normalden daha kısa sürede kiracı bulduğunu, fakat satıcıların alıcı bulmakta zorluk çektiğini gösteriyor.”

AREMAS Gayrimenkul Başkanı Arslan: ‘’Yabancıya Konut Satışına Yasal Düzenleme Yapılmalı’’

AREMAS Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı’nda yabancıya konut satışı hakkında konuştu.

Antalya Nirvana Cosmopolitan Convention Center’da düzenlenen Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi’ne katılan ve yabancılara yönelik gayrimenkul satışı ile ilgili dikkat çekici tespitler yapan AREMAS Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan şunları söyledi:

“2022 sektör için güzel geçti. 60 bin konut satıldı, 6.5 milyar dolar kaynak girişi oldu. 2023 yılını ise 4 milyar dolarla kapatacağız sanırım. Şu an için Kıbrıs ve Dubai çok revaçta. Dubai’de yılda 100-120 bin konut satışı yapılıyor, bu konutların yüzde 90’ı yabancı satışı. Bu pazarda sadece 2022 yılında yabancılara 65 milyar dolarlık satış yapılmış. Biz de ülke ülke dolaşıyoruz, Türkiye’ye kaynak getirmeye çalışıyoruz. Ama şunu da söylemek lazım; elimizdeki kaynağı pek kullanmıyoruz. Yabancıya satış konusunda mutlaka yasal düzenleme gerekiyor.

Ama şunu net biçimde ifade ediyorum; gayrimenkul sektörü olarak biz ülkemizi satmıyoruz. Ülke satmak başka bir şey. Dünyanın bütün metropollerinde yabancıya yönelik satışlar yoğundur. Geçen yıl İstanbul’da yapılan toplam konut satışının sadece yüzde 10’u yabancıya yönelik. Tüm Türkiye’ye bakarsanız bu oran yüzde 3.5-4 aralığında. Antalya’da ise bu oran yüzde 20’ler seviyesinde. Londra bu seviyenin üzerinde. Dubai’de ise yüzde 90’lar seviyesinde. Elbette yabancıya yönelik satış oranı yüzde 90 olmasın. Ama bu işten korkmaya da gerek yok. Maalesef yönetemediğiniz süreçleri yasaklamak ya da durdurmak kolay gelebiliyor. Bugün Portekiz ya da Yunanistan’a baktığınızda altın vize vardır. Portekiz’de sonrasında vatandaşlığa dönen bir uygulama da var. Ve buralarda ürün çeşitliliği söz konusu. Türkiye’de de artık altın vize uygulaması konuşulmalı.”

Kaynak: Hürriyet

Mimarlık ve İnşaat Sektöründe Yapay Zekanın Önemi Her Geçen Gün Artıyor

Mimarlık ve inşaat sektörü, teknolojik gelişmelerin getirdiği değişim rüzgarlarına kapılıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise yapay zeka bulunuyor. Yapay zeka, sektörün her aşamasında, projelerin planlanmasından inşasına kadar birçok süreçte önemli rol oynuyor.

Mimarlık ve İnşaat Sektöründe Yapay Zeka Devrimi

Mimarlık ve inşaat sektörü, büyük veri analizi, proje yönetimi ve tasarım optimizasyonu gibi alanlarda yapay zekanın sunduğu fırsatları yakalamak için hızla adapte oluyor. Yapay zeka, projelerin daha hızlı ve daha verimli bir şekilde yönetilmesine, hataların önceden tespit edilmesine ve sürdürülebilirlik hedeflerinin karşılanmasına katkı sağlıyor.

İnşaatın Geleceği Yapay Zeka ile Evrimleşiyor

Aydınlar Mimarlık kurucusu Merve Aydın, inşaat sektöründe yapay zekanın önemine dikkat çekiyor. Aydın, yapay zekanın mimarlık ve inşaat projelerinde büyük bir etki yarattığını belirtiyor. Özellikle büyük veri analizi ve tasarım optimizasyonu alanlarında yapay zekanın projelerin daha etkili hale gelmesine önemli katkılar sağladığını ifade ediyor. Ayrıca, inşaat yönetimi ve güvenlik süreçlerinde yapay zekanın iş güvenliğini artırarak hataların önlenmesine yardımcı olduğunu da ekliyor. Aydın’ın bu açıklamaları, inşaat sektöründe teknolojinin büyüyen rolünü vurguluyor ve yapay zekanın sektördeki olumlu etkilerine dikkat çekiyor.

 Yapay zeka, inşaat sektöründe önemli değişikliklere yol açıyor; işçi ve ekip yönetimi, 3D yazıcılar, robotlar, tedarik zinciri ve malzeme yönetimi, enerji verimliliği, ve akıllı binalar gibi faktörler, yapay zekanın sektördeki etkisini arttırıyor. 

Sürdürülebilir Geleceğe Doğru Adım

Mimarlık ve inşaat sektörü, teknolojik yenilikleri benimsemeye devam ederek daha akıllı ve sürdürülebilir projeler üretmeyi hedefliyor. Yapay zeka, inşaat projelerinde başarıyı artırmak için vazgeçilmez bir araç olarak önemini sürdürüyor.

Kocaeli Stadyumu Yolu Projesinde İkinci İhale İmzalandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, stadyum yolu projesinde ikinci ihale sürecini tamamladı. Projenin 5 ayda tamamlanması hedefleniyor.

Kocaelispor Stadyumuna ulaşımı sağlamak için geçen yıl Ağustos ayında çalışma başlamıştı. Ancak bu yılın temmuz ayında bitmesi taahhüt edilen proje bitmeyince müteahhit firmanın sözleşmesi feshedildi. Büyükşehir, yolun tamamlanması için ikinci kez ihaleye çıktı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, D-100 Karayolu ile stadyum arasında yarım kalan bağlantı yolunun tamamlanması için 11 Ekim günü pazarlık usulüyle ikmal ihalesi gerçekleştirdi. İhaleye katılmak için iki firma başvuru yaptı. 1 firma teklif verdi. Yaklaşık maliyeti 312 milyon 559 bin lira olan ihale 309 milyon liralık teklifi ile merkezi Bursa’da bulunan Musi İnşaat ile merkezi İzmit’te bulunan Karacayol İnşaat Şirketi ortak teklif verdi.

Büyükşehir Belediyesi, yarım kalan işin tamamlanması için işi Musi İnşaat- Karacayol İnşaat ortaklığına verdi. Firma ile geçen hafta sözleşme imzalandı. Sözleşmeye göre yarım kalan yol işinin 150 gün içerisinde bitirilmesi şartı kondu. İkmal ihalesini alan firma, bir aksilik yaşamaz ile 2018 yılında hizmete giren Kocaeli Stadyumu bağlantı yolu önümüzdeki yıl mart ayı sonunda hizmete girecek.

Kaynak: Özgür Kocaeli

TÜBİTAK ve AFAD’dan Deprem İş Birliği

TÜBİTAK ve AFAD, Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın güncellenmesi ve diri fay ile fay segmentlerinin incelenmesi üzerine çalışma yürütecek.

“Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu” imza töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Okay Memiş, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Yücel Yılmaz’ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi.

TÜBİTAK’ın paydaş kuruluşlarla ortaklaşa yürüttüğü deprem araştırmalarının açıklandığı törende, üniversite rektörleri ve araştırmacılar da yer aldı.

Platform, Türkiye diri faylarının paleosismolojik özelliklerini inceleyerek, bulundukları bölgeler için yerleşim alanlarını etkileyebilecek nitelikte deprem senaryolarını ortaya koymak amacıyla oluşturuldu.

Önceliği belirlenmiş diri faylarla fay segmentleri üzerinde paleosismoloji temelli çalışmaların yürütüleceği ve diri fayların geometrilerinin ortaya konulacağı platformla, tekrarlanma periyotlarının belirlenmesi, son yüzey kırılmasının tarihlendirilmesi, kayma hızı verisinin elde edilmesi, her bir depremdeki ortalama kayma miktarının ve çok segmentli kırılma senaryolarına bağlı olarak oluşabilecek tahmini en büyük deprem büyüklüğünün belirlenmesi hedefleniyor.

Proje sonucunda elde edilecek çıktılarla nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerde, olası yıkıcı depremlere karşı yerleşim alanlarının uğrayacağı deprem zararları en aza indirilecek.

Kurumların veri tabanlarının geliştirilmesine katkı sağlayacak çalışma, AFAD tarafından oluşturulan “Türkiye Deprem Tehlike Haritası”nın güncellenmesinde kullanılabilecek önemli bir veri kaynağı olacak.

Elde edilen bilimsel ve teknik veriler Türkiye’de yatırım projelerinin ve yerleşim alanlarının planlanmasında organize sanayi bölgelerinin yer seçiminde, ulaşım ve enerji nakil hatları gibi altyapı projelerinde ilgili kurumlara önemli bir rehber olacak.

Platform kapsamında TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinin (TÜBİTAK MAM) proje yöneticiliğinde, 14 üniversite ve MTA yürütücülüğünde, 19 üniversite ve 3 kamu kurumundan 100’den fazla bilim insanı ve araştırmacı katılımıyla, toplam 19 iş paketiyle 2 yıl boyunca çalışmalar gerçekleştirilecek. 150 kişilik araştırmacı ve bursiyer ekip tarafından yürütülecek proje kapsamında çok sayıda lisansüstü öğrenci yetiştirilecek.

 TÜBİTAK ve AFAD iş birliğini artırdı

Programda, afet ve acil durum yönetimi alanında bilimsel araştırma, geliştirme ve yenilik projelerinin niteliğini artırmak, nitelikli insan kaynağı, proje gelişimine katkıda bulunmak ve afet yönetimi alanında taraflar arasında işbirliğini güçlendirmek için TÜBİTAK ve AFAD arasında “Bilimsel Araştırma Geliştirme Yenilik ve İnsan Kaynağı Alanında İş Birliği Protokolü” de imzalandı.

İzmir depremine yönelik 3 yıllık çıktılar paylaşıldı

Öte yandan, İzmir depremi sonrasında TÜBİTAK iç destekli projesi olarak başlayan “Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi” de tamamlandı.

Ege Denizi’nde ulusal, uluslararası sularda ulusal destekle ilk milli deniz araştırma projesi olma niteliği taşıyan proje, TÜBİTAK MAM koordinasyonunda, İstanbul Teknik Üniversitesinin yürütücülüğünde ve Dokuz Eylül, İstanbul, Ortadoğu Teknik, Boğaziçi üniversitelerinin ortaklığında gerçekleştirildi.

Araştırma çıktıları ve elde edilen veriler, Kuşadası Körfezi’ni kontrol eden geniş fay sistemi içindeki diğer fayların da gelecekte depremler üretme potansiyeli olduğunu gösteriyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Miras Davalarında Gayrimenkul Değerleme Raporları Yol Gösterici Önem Taşıyor

EVA Gayrimenkul Değerleme’den Yasemin Zaimoğlu,gayrimenkul değerleme raporlarının mirasçıların mirası kendi aralarında adil bir paylaşım yapabilmesi ve ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilebilmesi açısından çok önemli olduğunu açıkladı.

EVA Gayrimenkul Değerleme’den Yasemin Zaimoğlu, miras paylaşımının, bir kimsenin vefatı ile öncelikli olarak çocuklarına ve eşine mal varlığının paylaştırılması işlemi olduğunu belirterek, “Aynı zamanda miras sahibi olan kişi vasiyet ettiği kişiyi de mirasçı olarak ekleyebilme hakkına sahiptir. Miras bırakan kişinin vefatından sonra mirasçıların yapması gereken bazı işlemler bulunmaktadır. Bu işlemler gerçekleştikten sonra miras bırakan kişinin mal varlığı, sağsa eşi, çocukları, torunları ve vasiyet ettiği kişiler arasında paylaştırılır. Bazı durumlarda mirasçılar arasında gayrimenkul paylaşımı aşamalarında anlaşmazlıklar çıkabilmektedir. Bu gibi durumlarda gayrimenkul değerleme şirketleri tarafından tarafsız olarak oluşturulan değerleme raporlarına ihtiyaç duyulabilmektedir.” dedi.

Miras ve boşanma davalarında etkili

Gayrimenkul değerleme raporunun önemine değinen Zaimoğlu, “Gayrimenkul değerleme raporu, arsa, tarla, konut, dükkan, ofis, fabrika, otel, benzin istasyonu vb. taşınmazların belirli bir tarihteki değerini ve değerini etkileyen Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanları tarafından objektif olarak hazırlanan rapordur. Gayrimenkul değerleme raporlarında gayrimenkulün değeri tespit edilirken resmi kurum incelemeleri ve saha ziyaretleri yapılarak gayrimenkulün değerini etkileyen etmenler dikkate alınır. Gayrimenkul değerleme raporları sıklıkla bankalarda kredi aşamalarında, kentsel dönüşümlerde, eskiye dönük değer takdirinde kullanılmakla beraber, miras paylaşımında, boşanma davalarında, gayrimenkul alım satım işlemlerinde de kullanılmaktadır. Gayrimenkul değerleme raporları hazırlanırken gayrimenkulün değeri, pazar yaklaşımı, gelir yaklaşımı, maliyet yaklaşımı, artık değer yöntemi, en verimli kullanım yöntemi gibi gayrimenkulün türüne en uygun olan metotla hesaplanarak en doğru değere ulaşılmaktadır.

Anlaşmazlıkların önüne geçilebiliyor

Gayrimenkul değerleme raporları gayrimenkulün değerini etkileyen etmenleri tarafsız olarak ele alıp en uygun yöntemle değer takdiri yapılarak hazırlanan değerleme raporları olduğundan mirasçıların mirası kendi aralarında adil bir paylaşım yapabilmesi ve ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilebilmesi açısından önem teşkil etmektedir. Bu tür çalışmalar tarafların adil bir şekilde mülkiyetleri paylaşılmasını sağlayacağı için mahkeme ve mal paylaşımı süreçlerini kısaltmaktadır. Bu açıdan avukatların miras paylaşımında en büyük yardımcısı olarak değerleme raporlarını görebilmek mümkündür.” şeklinde konuştu. 

2024 Yılında Afet Sigortasına Geçilecek

2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı Resmi Gazete’de yayımlandı. Açıklanan programa göre, 2024 yılında afet sigortasına geçilecek.

Resmi Gazete’de yayımlanan 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda sigortacılıkta yapılacaklar tek tek sıralandı ve yol haritası belirlendi. Programa göre, 2024’de, tüm afet tehlikelerini kapsayacak zorunlu afet sigortası mekanizması geliştirilerek, yaygınlaştırılacak. Afet sigortası beyanı ve ödemesinin etkin takibi sağlanacak. 

ZAS Sayısı Artacak

Bu kapsamda, zorunlu afet deprem sigortası sisteminin deprem dışında kalan diğer tehlikeleri de içerecek şekilde kapsamı genişletilerek, zorunlu afet sigortası mekanizması oluşturulacak. Program kapsamında 2024’te afet risk aktarım yöntemleri ve finansman imkanları geliştirilecek. Program kapsamında 2023 yılında 11.7 milyon olan zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 2024 yılında 12.7 milyona çıkacak.

Programda, Kahramanmaraş depreminin hasar boyutuna da değinilerek, depremin ekonomiye olan maliyetinin toplam 103.6 milyar dolar düzeyinde olduğu, bu tutarın 85 milyar dolarlık kısmının doğrudan hasar maliyetinden, 18.6 milyar dolarlık kısmının ise ekonomik aktivite kaybı ile dolaylı maliyetlerden oluştuğu vurgulandı. Toplam maliyetin yüzde 54.9’unun (56.9 milyar dolar) konut hasarından oluştuğu da ifade edildi. Programda, depremin DASK’a toplam maliyetinin 1.9 milyar dolar olduğu, bunun da GSYH’ya oranının yüzde 0,2 olduğu vurgulandı.

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda yapılacaklara arasında katılım sigortacılığı eko sisteminin geliştirilecek olması da yer aldı. Yaşlı bakım hizmetlerinin finansmanı için bakım sigortasının kurulması da 2024’te yapılacaklar arasında. Yaşlı bakım hizmetlerinin finansmanına yönelik oluşturulması planlanan bakım sigortası için dünya uygulamaları incelenerek, model çalışması yapılacak. Cumhurbaşkanlığı Programı’nda tarım sigortacılığında yapılacaklar da sıralandı. Buna göre tarım sigortasının ürün ve risk bazında kapsamının genişletilecek ve yeni riskler TARSİM kapsamına dahil edilecek. Halen TARSİM kapsamında bölgesel olarak uygulanmakta olan gelir koruma sigortası Türkiye genelinde yaygınlaştırılacak. Aynı zamanda buğdaydaki gelir koruma sigortası da yine Türkiye genelinde yaygınlaştırılacak.

2 Milyon 200 Bin Konut Kentsel Dönüşüme Girdi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bugüne kadar 2 milyon 200 bin konutun kentsel dönüşüme girdiğini açıkladı.

sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bakan Özhaseki, 2020 yılında İzmir’de meydana gelen depremin hala izlerini taşıdıklarını belirtti. Afetlere karşı hazırlık yapılmasının öneminden bahseden Bakan, şunları söyledi:

“Bir daha aynı acıları yaşamamak için Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kentsel dönüşüm çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Ülkemizi deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı hazırlıklı hale getirmekte kararlıyız. Ülkemiz genelinde sağlıksız ve riskli yapı stokunu hiç vakit kaybetmeden dönüştüreceğiz. Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında bugüne kadar 2 milyon 200 bin konutu dönüştürdük. Şu anda sahada 400 bin konutumuzun dönüşümüne hızla devam ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda gece gündüz demeden çalışarak sağlam, güvenli, Sıfır Atık uyumlu, iklim dostu konutlarımızı üretmeye devam edeceğiz.”

Gayrimenkul Sektöründe Hizmet Üretici Fiyat Endeksi Yüzde 71 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 eylül ayına ilişkin Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE), verilerini açıkladı. Gayrimenkul sektöründe H-ÜFE yüzde 71 oldu.

H-ÜFE 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,70, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 72,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 78,46 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 78,63 artış gösterdi.


Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 62,65, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 97,96, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 85,32, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 71,10, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 97,48, idari ve destek hizmetlerde yüzde 99,22 artış gerçekleşti.


Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 2,25 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 0,95 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 5,41 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,37 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 6,29 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,72 azalış gerçekleşti.

Yıllık H-ÜFE’ye Göre 7 Alt Sektör Daha Düşük, 20 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 13,78, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 37,94, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) yüzde 50,82 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 143,85, bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 129,99, büro yönetimi, büro destek ve diğer iş destek hizmetleri yüzde 107,79 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden konaklama hizmetleri yüzde 9,36, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler yüzde 7,39, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 5,48 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 60,79, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 32,72, reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri yüzde 16,09 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Eylül Ayında İhracat Yüzde 0,5, İthalat Yüzde 14,6 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan dış ticaret verilerine göre, eylül ayında ihracat yüzde 0,5 azalırken ithalat yüzde 14,6 düştü.

İhracat 2023 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalat yüzde 14,6 azalarak 27 milyar 501 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Eylül Döneminde İthalat Yüzde 1,2 Arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 azalarak 187 milyar 204 milyon dolar, ithalat yüzde 1,2 artarak 274 milyar 432 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Eylül Ayında Enerji Ürünleri ve Altın Hariç İhracat Yüzde 2,3, İthalat Yüzde 1,5 Azaldı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Eylül ayında yüzde 2,3 azalarak 20 milyar 746 milyon dolardan, 20 milyar 260 milyon dolara geriledi.

Eylül ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 1,5 azalarak 20 milyar 598 milyon dolardan, 20 milyar 280 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Eylül ayında 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 1,9 azalarak 40 milyar 540 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,9 oldu.

Dış Ticaret Açığı Eylül Ayında Yüzde 47,8 Azaldı

Eylül ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,8 azalarak 9 milyar 607 milyon dolardan, 5 milyar 12 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında yüzde 70,2 iken, 2023 Eylül ayında yüzde 81,8’e yükseldi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Eylül Döneminde Yüzde 4,9 Arttı

Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 4,9 artarak 83 milyar 142 milyon dolardan, 87 milyar 228 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Eylül döneminde yüzde 69,3 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 68,2’ye geriledi. 

Eylül Ayında İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 94,1 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Eylül ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,4 oldu.

Ocak-Eylül döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Eylül Ayında Ara Mallarının Toplam İthalattaki Payı Yüzde 71,3 Oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Eylül ayında ara mallarının payı yüzde 71,3, sermaye mallarının payı yüzde 14,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 13,7 oldu.

İthalatta, 2023 Ocak-Eylül döneminde ara mallarının payı yüzde 73,5, sermaye mallarının payı yüzde 13,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,5 oldu.

Eylül Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Eylül ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 746 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 201 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 196 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 96 milyon dolar ile İtalya,1 milyar 69 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,1’ini oluşturdu.

Ocak-Eylül döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 15 milyar 904 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 11 milyar 7 milyon dolar ile ABD, 9 milyar 156 milyon dolar ile İtalya, 9 milyar 87 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 8 milyar 933 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,9’unu oluşturdu.  

İthalatta İlk sırayı Çin Aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Eylül ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 728 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 134 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 357 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 249 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 175 milyon dolar ile BAE izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,3’ünü oluşturdu.

Ocak-Eylül döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 34 milyar 705 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 34 milyar 397 milyon dolar ile Çin, 21 milyar 190 milyon dolar ile Almanya, 16 milyar 563 milyon dolar ile İsviçre, 11 milyar 840 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,3’ünü oluşturdu.

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Seriye Göre İhracat Yüzde 1,7 Arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 1,7 artarken, ithalat yüzde 6,5 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 2,0 artarken, ithalat %12,7 azaldı.

Yüksek Teknolojili Ürünlerin İmalat Sanayi İhracatı İçindeki Payı Yüzde 4,1 Oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Eylül ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,1’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,1’dir. Ocak-Eylül döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5’tir. Ocak-Eylül döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,6’dır.

Eylül ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 83,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,5’tir. Ocak-Eylül döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,7’dir. Ocak-Eylül döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,2’dir.  

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 2023 Yılı Eylül Ayında 20 Milyar 452 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Eylül ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,8 azalarak 20 milyar 452 milyon dolar, ithalat yüzde 14,8 azalarak 25 milyar 723 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Eylül ayında dış ticaret açığı yüzde 44,9 azalarak 9 milyar 568 milyon dolardan, 5 milyar 271 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında yüzde 68,3 iken, 2023 Eylül ayında yüzde 79,5’e yükseldi.

İhracat 2023 Yılı Ocak-Eylül Döneminde 170 Milyar 172 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,7 azalarak 170 milyar 172 milyon dolar, ithalat %0,4 artarak 256 milyar 717 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 7,2 artarak 80 milyar 722 milyon dolardan, 86 milyar 545 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Eylül döneminde yüzde 68,4 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 66,3’e geriledi.

Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın Açılış Tarihi Belli Oldu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, inşaat çalışmaları devam eden Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı projesi için önemli açıklamalarda bulundu.

Metro projesini kaymakamlar, belediye ve ilçe başkanlarıyla birlikte yerinde inceleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ekiplerden bilgi aldıktan sonra basın açıklamasında bulundu.

Metro hattının 31,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve 600 bin yolcuya hizmet vereceğini belirten Bakan Uraloğlu, ekonomik kazancının 2 milyar 639 milyon avro olduğunu vurgulayarak, “Ülkemiz genelinde 12 ilimizde işletme altındaki yaklaşık 922 kilometre şehir içi raylı sistem hattının 395,2 kilometresi bakanlığımızca yapılmıştır. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Konya olmak üzere 5 ilde Bakanlığımızca yapımı devam eden; 9 projede toplam 102,1 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatı bulunmaktadır. İstanbul’da yapımını tamamlayıp, halkımızın hizmetine sunduğumuz metro hatları toplamda 130,2 kilometredir. Bu Hatlar; Gebze-Halkalı Banliyö Hattı (Marmaray), Levent-Hisarüstü Metro Hattı, Tavşantepe-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı, Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metro Hattı, Başakşehir-Çam Sakura Şehir Hastanesi-Kayaşehir Metro Hattı’dır. Şu anda da toplam uzunluğu 55,7 kilometre olan 5 hatta İstanbul için çalışıyoruz. Bu hatlar; Bakırköy (İDO)-Bahçelievler-Kirazlı Metro hattı, Kağıthane-Gayrettepe Metro Hattı, 

Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı Metro hattı, Altunizade – Çamlıca Camii – Bosna Bulvarı Metro Hattı Kazlıçeşme – Sirkeci Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’dir. Yapımı devam eden projelerimiz bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğu 338,8 kilometreden 394,5 kilometreye yükselecek ve İstanbul raylı sistem ağının yüzde 50’den fazlasını bakanlığımız kazandırmış olacaktır.” dedi.

En Uzun Mesafe 50 Dakika Olacak

Projenin hizmet vereceği güzergahlara değinen Bakan,  “Halkalı’dan başlayıp İstanbul Havalimanına ulaşan metro hattımız 31,5 kilometre uzunluğundadır. Kargo Terminali, Taşoluk, Arnavutköy-Hastane, Fenertepe-Üniversite, Kayaşehir, Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı istasyonları olmak üzere 8 istasyonu ve 2,5 kilometre bağlantı hattıyla 1 depo sahası bulunmaktadır. Saatte 120 kilometre tasarım hızıyla günde 600 bin yolcu bu hattımız ile seyahat edebilecektir. Hattımızın işletmeye alınması ile; Kağıthane-İstanbul Havalimanı arası seyahat süresi 24 dakika, Göktürk-İstanbul Havalimanı arası 12 dakika, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakika, Arnavutköy- Beşiktaş arası 36 dakika, Başakşehir (Metrokent) – Kağıthane arası 48 dakika, Küçükçekmece – Kemerburgaz arası 50 dakika olacaktır. Entegre olacağı lokasyonlar; Halkalı – İstanbul Havalimanı Metro hattı, mevcut ve yapımı devam eden; Gayrettepe – İstanbul Havalimanı ile Havalimanında, Marmaray ile Halkalı’da, Yenikapı – Hacıosman Metrosu ve bizim inşa edeceğimiz Büyük İstanbul Tüneli ile Gayrettepe’de, Hızlı Tren ile İstanbul Havalimanı’nda, Bakırköy- Kirazlı-Metrokent-Kayaşehir Metrosu ile Kayaşehir’de, Bakırköy-Kirazlı-Olimpiyatköy Metrosu ile Olimpiyatköy’de, Kirazlı-Halkalı Metrosu ile Halkalı’da entegrasyon sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

2 Milyar 639 Milyon Avroyu Geçen Kazanç

Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı projesinde kaydedilen ilerlemeleri anlatan Uraloğlu, “Halkalı-İstanbul Havalimanı metro hattımızın 20 yıllık projeksiyondaki karayolu bakım ve işletme ve zaman kazancı gibi etkenlerden ekonomik kazancı; 2 milyar 639 milyon avro üstünde olacaktır. Projemizin ana hat tünellerinde, 6,60 metre çapında 6 adet TBM kullanarak toplam 55 bin 600 metrelik hat tünelini tamamladık. Tünellerin kaplama betonu imalatlarında yüzde 99 ilerleme sağladık, bitirmek üzereyiz. İstasyonlarda, makas yapılarında ve servis istasyonlarında inşaat çalışmalarına devam ediyoruz. Betonarme imalatlarının yüzde 98’ini tamamladık. Ayrıca, istasyonların ve servis istasyonlarının ince inşaat işlerinde de yüzde 60 ilerleme kaydettik. Hat tünellerinde demiryolu imalatlarını yüzde 97 oranında tamamladık. Proje genelinde Elektromekanik işlerde yüzde 67 oranında ilerleme sağladık. Halkalı- İstanbul Havalimanı Metro Hattı Projesi kapsamında Gayrettepe-Havalimanı Projesi ile ortak kullanılacak olan 120 bin metrekare alana sahip, 176 araç kapasiteli depo sahası ve atölye binasını tamamlayarak 26 Aralık 2022’de açtık.” ifadelerini kullandı.

Kayaşehir-İstanbul Havalimanı Arası Mart 2024’ten Önce Hizmete Açılacak

Projenin açılış tarihiyle ilgili bilgi veren Bakan, son olarak şunları söyledi:

“İncelemesini yaptığımız hattımızın 24 kilometre uzunluğundaki İstanbul Havalimanı-Kayaşehir kesimini inşallah 2024 yılı mart ayından önce hizmete açma hedefiyle çalışmalarımızı 7 gün 24 saat esasıyla aralıksız sürdürüyoruz. Projemizin Kayaşehir istasyonuna kadar olan kesimini tamamlandığımızda, Başakşehir-Kirazlı metro hattı ve Bağcılar-Kirazlı-Başakşehir-Olimpiyatköy metro hattı ile entegrasyon sağlamış olacağız. Hattın kalan 7,5 kilometrelik kesimi kapsamındaki Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı istasyonlarını da 2024 yılı sonunda açmayı hedefliyoruz” dedi.

İstanbul’daki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

EGİAD’dan Dijital Dönüşüme Uluslararası Yaklaşım

Dijital Dönüşüme Uluslararası Yaklaşımın ele alındığı, ayrıca küresel bazda kabul gören derecelendirme metodolojisinin irdelendiği seminere iş dünyası katılım gösterdi. Dijital dönüşüm konusuna oldukça önem veren, daha önce de üyeleri için dijital dönüşüme dair olgunluk ölçen ve İZKA tarafından oluşturulan bir modeli detaylıca ele alan EGİAD, son olarak aynı doğrultuda ama daha küresel ve içine endüstri 4.0’ı da alan bir çalışma gerçekleştirdi.

Singapur merkezli, endüstriyel dönüşüm desteği veren bağımsız kuruluş INCIT (International Center for Industrial Transformation – Uluslararası Endüstriyel Dönüşüm Merkezi) İş Geliştirme Direktörü Aykut Yeni ile biraraya gelen STK, EGİAD üyeleri için son trend dönüşümler hakkında bilgilendirmede bulunarak, nasıl bir işbirliği içinde olunabileceğinin alt başlıklarını değerlendirerek bu alanda önemli bir yol kat etmiş oldu.

Join Tech firmasından Onur Köseoğlu, Timuçin Uygur, Değer Özkök, Seyit Balkuv’u da dinleyen EGİAD üyeleri sürdürülebilir başarı için, ihtiyaç ve beklentilerine uygun, teknik ve yönetimsel danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi aldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Fatih Dalkılıç, üye şirketlerin “Digital Olgunluk Ölçüm Modeli” ile bir durum raporu alabileceğini belirterek, “Ölçeği ne olursa olsun, şirketlerimiz Dünya Ekonomik Forumu tarafından tanınan ve Singapur Ekonomik Kalkınma Ajansı, Siemens, TÜV, SAP gibi dünya devlerinin katkıları ile oluşturulan ve kısaca SIRI – Smart Industry Readiness Index – Akıllı Endüstri Hazırlık Endeksi denen “Digital Olgunluk Ölçüm Modeli” ile bir durum raporu alabilirler. Bu bağlamda INCIT’in, SIRI ve COSIRI adı verilen iki endeksleme modeli ve uygulaması var. Bunlar şirketlerin döngüselliğini, Net Zero ve CO2 azaltım durumlarını, ESG uygunluklarını ve yönetimlerini, iş süreçlerinin olgunluğunu kısacası sürdürülebilir dijital dönüşüm olgunluklarını ölçüyor ve çok kapsamlı, uygulanabilir şirkete özgü yol haritasını oluşturuyor. Sistem ileri seviyede yapay zekâ ile desteklenmiş bir alt yapı kullanıyor ve sertifikalı değerlendiricilerle birlikte çalışıyor. Sürdürülebilir dijital dönüşüm olgunluğumuzu nasıl ölçtürebileceğimizi araştırmak bize çok şey kazandıracaktır” dedi.

International Center for Industrial Transformation – Uluslararası Endüstriyel Dönüşüm Merkezi İş Geliştirme Direktörü Aykut Yeni ise şunları söyledi: “Singapur Ekonomik Kalkınma Ajansı (EDB), önceliğinde INCIT (International Center for Industrial Transformation) Singapur merkezinde küresel ölçekte dijital dönüşümü hızlandırmak için McKinsey, Siemens, SAP ve TÜV SÜD ile uluslararası boyutta kabul görmüş Smart Industry Readiness Index (SIRI) çerçevesini oluşturmuştur. Amaç, dijital dönüşümlerini başlatmak, ölçeklendirmek ve sürdürmek isteyen üreticilerin tesislerini değerlendirmek ve uluslararası olarak kıyaslayabilmek için standart bir çerçeve oluşturmaktır. SIRI, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından resmi olarak tanınan tek dijital olgunluk değerlendirme yöntemidir. Bugün itibari ile 56 ülkede yaklaşık 6000 adet SIRI değerlendirmesi yapılmış olup, şu an Dünya üzerindeki en geniş kapsamlı çalışmaya sahip olan değerlendirme modelidir. SIRI şirketin büyüklüğü, sektörü ve dijital olgunluğu fark etmeksizin, aile şirketinden çok uluslu şirketlere kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir. SIRI Dijital Olgunluk Değerlendirme çalışması, firma ile ilk temasın sağlanmasından final raporunun ve önceliklendirilmiş yol haritasının çıkarılmasına kadar ortalama 4 haftalık bir süreçte gerçekleştirilmektedir.”

Gaziantep Deprem Konutları Yıl Sonu İtibarıyla Teslim Edilecek

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, deprem konutlarında inşaat çalışmalarının devam ettiğini ve yıl sonu itibarıyla teslimlerin başlayacağını söyledi.

Depremin ardından yapılan hasar tespit çalışmalarında il genelinde 59 bin bağımsız bölümün yeniden yapılmasına karar verildiğini ifade eden Çeber, “Bunların 29 bini konut, 12 bini köy evi, 17 bin civarı da ahır, iş yeri gibi değişik nitelikte bağımsız bölümler. Bunlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Hak sahipliği süreci hemen hemen tamamlanmak üzere ama bir taraftan da kalıcı konut inşaatları hızla yükseliyor.” dedi.

İl genelinde ilk etapta tespiti tamamlanan ve planlaması yapılan 25 bin civarında kalıcı konut inşaatının devam ettiğini söyleyen Çeber, şunları kaydetti:

“Yıl sonu itibarıyla 9 bin 700 civarında konutumuz ve 650 civarında da köy evini teslim etmiş olacağız. Tabii bunlar parça parça teslim edilecek. Cumhuriyet’in 100. yılını kutladığımız bugünler içerisinde ilk etaplar bitiyor. Bunların sadece teslimine ilişkin prosedürleri devam ediyor. Bin civarında konutumuz şu anda teslim aşamasında, prosedürleri tamamlandığı an teslim edilecek. Zaten bu yıl itibarıyla deprem bölgemizin tamamında 42 bin civarında konut teslim edilmiş olacak ki bunun neredeyse dörtte birini Gaziantep’te teslim etmiş olacağız. Ondan sonra da ocak, şubat, mart… Her ayın sonunda ciddi miktardaki konutumuzu teslim edeceğiz.”

Kawakin Core-Tech İstanbul Şubesi Açılıyor

Kawakin Core-Tech (Kawaguchi, Saitama, Japonya; Başkan ve CEO: Shinkichi Suzuki), şirketin Türkiye’deki ilk şubesi olan İstanbul şubesini açtı. Kawaguchi Metal Industries’in kuruluşuyla başlayan Kawakin Holding Grubu’nun 75. yılı ve Türkiye’nin kuruluşunun 100. yılı olan 29 Ekim’de faaliyete geçmesi planlanıyor.

Şirket, 2022 yılından itibaren uygun maliyetli, depreme dayanıklı Burkulması Önlenmiş Çapraz (BRB) üretmek için İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortak araştırmalara başlamıştır. Şubat 2023’te, ortak araştırma sırasında “Türkiye-Suriye depremi” meydana gelmiştir. Depremin neden olduğu hasara katkıda bulunan faktörlerden birinin, inşaatın uygun bina standartlarına uymaması olduğu öne sürülmüştür. Depremin ardından İstanbul’da yeni bir şube açılmıştır. Bu şube, geliştirilmekte olan burkulması önlenmiş çaprazlar ile birlikte sismik izolasyon, damperler ve sismik cihazlarımızın erken tanıtımını yapmak için açıldı.

20 Eylül’de İstanbul’da düzenlenen açılış töreninde Başkan ve CEO Suzuki şunları ifade etti: “Tecrübemizi ve teknolojimizi Türkiye’nin sosyal altyapısının ve binalarının depremden korunmasına yardımcı olmak için kullanmak istiyoruz.” Japonya’nın Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Takahiko Katsuyoshi ise şunları söyledi: “Kawakin Core-Tech ürünleri, insan yaşamı ve toplumu koruma konusunda son derece önemli bir rol oynuyor. Kawakin Core-Tech’in işini bu bölgeye genişletmesinden gurur duyuyoruz”.  Bu sözlerin ardından, Başkan ve CEO Suzuki, Büyükelçi Katsuyoshi, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Profesör Oğuz Cem Çelik ve Şube Müdürü Tolga Önal tarafından kurdele kesme töreni gerçekleştirildi.

Kawakin, teknolojinin ilerlemesi ve yeni uygulama alanlarının geliştirilmesi konusunda hem köprülerde hem de sismik izolasyon gibi diğer alanların geliştirilmesini yorulmadan desteklemektedir. Japonya’nın önde gelen köprü mesnetleri üreticilerinden biri olan Kawakin’in ürünleri, Kuzey ve Güney Bisan Seto Ohashi Köprüsü, Higashi Kobe Ohashi Köprüsü ve Saitama Valiliği Hükümet Binası 2 (sismik güçlendirme) gibi önemli projelerde kullanılıyor. Ayrıca yurtdışında Neak Loeung Köprüsü (Kamboçya), Malun Köprüsü (Myanmar) ve Nhat Tan Köprüsü (Vietnam) gibi projelere cihazlar tedarik edildi. Kawakin, pazarlarını yalnızca Japonya’da değil uluslararası alanda da aktif olarak geliştiriyor.

Çiğli’de Taşıt Köprüsü Projesi Hızla Sürüyor

İzmir’in Çiğli ilçesinde trafik akışını rahatlamak amacıyla başlatılan dere üzeri taşıt köprüsü projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çiğli Aydınlıkevler Mahallesi’nde Cemil Meriç Bulvarı ile 6779 sokak arasında araç trafiğini rahatlatacak dere üzeri taşıt köprüsü imalatını sürdürüyor. Çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Soyer, köprü ve kavşak düzenlemesiyle birlikte bölgedeki trafiği rahatlatacaklarını söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Çiğli Aydınlıkevler Mahallesi’nde bulunan Cemil Meriç Bulvarı ile 6779 sokak arasında araç trafiğini rahatlatacak dere üzeri taşıt köprüsü çalışmalarını sürdürüyor. 19 metre uzunluğunda 20 metre genişliğindeki 4 şeritten oluşacak tek açıklıklı köprünün betonarme ayaklarının ve prefabrik kirişlerinin yapımı devam ediyor.

Çalışmaları incelemek için bölgeye giden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 8 milyon TL’ye mal olacak köprünün yıl sonuna kadar tamamlanacağını belirtti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Özgür Ozan Yılmaz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Hamdi Ziya Aydın ile projenin detaylarını görüşen Başkan Soyer, köprünün Çiğli Polis Merkez Amirliği ve bölgedeki eğitim kurumlarının Anadolu Caddesi ile bağlantısını kolaylaştıracağını söyledi. Soyer, köprünün tamamlanmasıyla birlikte kavşak çalışması da yapacaklarını ve bölgedeki trafiği rahatlatacaklarını duyurdu.

Kaynak: Ray Haber

Edip Gayrimenkul RES Kuracağını Açıkladı

Edip Gayrimenkul, bağlı olduğu alışveriş merkezine Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) kuracağını açıkladı.

Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasına göre, rüzgar enerjisi santrali, bağlı ortaklığının sahibi olduğu Manisa İli Kırkağaç ilçesinde bulunan araziler üzerinde Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında geliştirilecek.

Açıklamada, projenin AVM’nin elektrik enerjisi tüketimlerinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilmesi amacıyla hayata geçirildiği bildirildi.

Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklama ise şu şekilde:

“Bağlı ortaklığımızın sahibi bulunduğu AVM’nin elektrik enerjisi tüketimlerinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilmesi amacıyla, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında 9 MW gücünde rüzgar enerji santralinin, yine bağlı ortaklığımızın sahibi bulunduğu Manisa İli Kırkağaç ilçesinde bulunan arazileri üzerinde geliştirilmesine karar verilmiştir.

Kamuoyunun bilgilerine sunarız.

Saygılarımızla”

Ordu Şehir Hastanesi Yüzde 80 Tamamlandı

Ordu’da 250 bin metrekare alan üzerinde inşa edilen 900 yataklı Ordu Şehir Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları yüzde 80 oranında tamamlandı.

Ordu Üniversitesi’nin yer tahsis ettiği ve yapımına 2021 yılının Mart ayında başlanan şehir hastanesinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Yapım çalışmalarının devam ettiği Ordu Çevre Yolu’nun yanında, Ordu Üniversitesi yerleşkesi içerisinde yer alan hastane, Ordu’nun en temel ihtiyaçlarından birisi olan hastane sorununu çözüme kavuşturacak. 250 bin metrekare arsa üzerine inşa edildi, 1020 adet sismik izolatör bulunuyor.

Toplam 250 bin metrekare arsa üzerinde yapımına başlanan ve Sağlık Bakanlığı’nın öz kaynaklarıyla yapılan, maksimum bin 560, minimum 987 yatak kapasitesi bulunan hastanenin kaba inşaatı yüzde 99 tamamlanırken, fiziki gerçekleşme oranı ise yüzde 80’e ulaştı. Ordu Çevre Yolu’nun alt kısmında bulunan hastanede depreme karşı bin 20 adet sismik izolatör ile güçlendirildi.

Ordu İl Sağlık Müdürü Opr. Dr. Dursun Tüzün, şehir hastanesi ile Ordu merkezde 170-180 olan poliklinik sayısının 360’a çıkacağını, 12 olan ameliyathane sayısının ise 39’a yükseleceğini söyledi. Tüzün, bunun yanında 40 kemoterapi, 40 diyaliz, 50 fizik tedavi gibi çok sayıda yardımcı merkezi de bünyesinde bulunduran önemli bir hastane olacağını belirtti.

 “Kaba İnşaat Yüzde 99, Fiziki Yüzde 80 Tamamlandı”

Hastanede şu anda kaba inşaatın yüzde 99 seviyesine ulaştığını kaydeden İl Sağlık Müdürü Tüzün, “Kaba inşaatı bitti diyebiliriz. İçerisinde ince işçilikler var, onlar da yüzde 80 seviyelerinde. Bunun yanında teknik servis ve ana okul binası yapılacak, morfoloji binamız bitti. İnşallah 2024 yılı içerisinde teslim alacağız. Biz de hastanenin projesi ile ilgili kendi ekibimiz ve hekimlerimiz ile projeyi değerlendirdik, yapılacak düzenlemeleri bakanlık ile konuştuk. İçerisinin tefrişatı ve teknolojik cihazları ile ilgili görüşmelerimiz bitti sayılır” diye konuştu. 

“Ordu’nun En Büyük Yatırımı, Bölge Hastanesi Olacak Şekilde Planlanmış”

Hastanenin, içerisindeki donanımlar ce ekipmanlar ile bölge hastanesi olabilecek kapasitede olduğuna değinen İl Sağlık Müdürü Opr. Dr. Dursun Tüzün, “Ordu’nun en büyük sağlık yatırımı. Şu an böyle bir hastaneyi inşaat ve içerisindeki malzemeler ile 15 milyar TL gibi bir rakama mal edebilirsiniz. Önceki kurlar ile yapıldığı için çok daha hesaplı oldu. İçerisindeki donanım ve teçhizat da bölge hastanesi olacak şekilde planlanmış. Biz sadece Ordu’ya değil, Giresun’a, Samsun’un yakın ilçelerine, Tokat, Sivas’ın ilçelerine hizmet verecek şekilde açacağız inşallah. Ayrıca Ordu olarak turizmde de öndeyiz, turizm için gelenlerin sağlık turizminden de faydalanmasını istiyoruz. Yeni konforlu Ordu Şehir Hastanemiz ile inşallah turizminde de açılacağız” ifadelerine yer verdi.

Ordu Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ekonomik Güven Endeksi Ekim’de 96,5 Değerine Ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 ekim ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks eylülde 95,4 iken ekimde yüzde 1,2 artışla 96,5’e çıktı.

Geçen aya göre ekimde tüketici güven endeksi yüzde 4,4 yükselişle 74,6, reel kesim (imalat sanayisi) güven endeksi yüzde 0,2 artarak 105,3, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,5 artışla 113,6, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0,9 yükselişle 89,1, perakende ticaret sektörü güven endeksi ise yüzde 3,3 azalışla 113,9 değerini aldı.

Enerji Bakanı Bayraktar: ‘’Yatırım ve Reform Dönemini Başlatıyoruz’’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Yeni yatırım ve reform döneminde yenilenebilirden enerji verimliliğine, doğal gazdan depolamaya, yeşil hidrojenden dijitalleşmeye, iletim ve dağıtım altyapılarına kadar dönüşümün her alanında Alman ve Türk şirketlerini yatırıma ve işbirliğine davet ediyorum.” dedi.

Bu yıl “Enerji’nin Geleceği: Zorluklar, Fırsatlar ve Yeni Perspektifler” temasıyla düzenlenen 5. Türk-Alman Enerji Forumu’nda açılış konuşması yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bölgesel ve küresel olarak zorlu bir süreçten geçildiğine işaret ederek, söz konusu dönemde ikili, bölgesel ve çok taraflı işbirliklerinin büyük önem arz ettiğini söyledi. Alman Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı ile 2012’de temeli atılan Türk-Alman Enerji Forumu’nun ikili ilişkileri güçlendirmek ve enerji alanındaki işbirliğini ileri seviyeye çıkarmak için önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Almanya, ülkemizin Avrupa’daki en önemli işbirliği ortaklarından biri konumundadır.” dedi.

Bayraktar, forumda yapılan görüşmelerde yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, hidrojen, enerji altyapıları ve mevzuatı konularını içeren çalışma grupları aracılığıyla işbirliği imkanlarının değerlendirildiğine dikkati çekerek şöyle devam etti: 

“Hedefler doğrultusunda gerçekleştirmekte olduğumuz enerji dönüşümü için yeni ve daha güçlü bir yatırım ve reform dönemini başlatıyoruz. Almanya merkezli şirketlerin ülkemizde bugüne kadar yaptığı yatırımları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu yeni yatırım ve reform döneminde yenilenebilirden enerji verimliliğine, doğal gazdan depolamaya, yeşil hidrojenden dijitalleşmeye, iletim ve dağıtım altyapılarına kadar dönüşümün her alanında Alman ve Türk şirketlerini yatırıma ve işbirliğine davet ediyorum.”

Sakarya Gaz Sahası’nda 4 Milyon Metreküp Üretim Yapılıyor

Doğal gaz sektöründe dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla başlatılan off-shore hidrokarbon arama ve üretim faaliyetleri kapsamında 2020 yılında Karadeniz’deki Sakarya Sahası’nda 710 milyar metreküplük doğal gaz keşfi gerçekleştirildiğini anımsatan Bayraktar, “3 yıldan kısa sürede üretime başladığımız bu sahadan bugün itibarıyla şebekemize günlük 4 milyon metreküplük bir gaz akışı mevcuttur. Bu üretimi kısa sürede günlük 10 milyon metreküpe, ardından da 40 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Bayraktar, hidrojenin sanayide, ulaşımda ve depolamadaki potansiyelini hayata geçirmek için çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, ülkenin yenilenebilir enerji potansiyelinin yeşil hidrojen üretiminde kilit rol oynayacağına inandıklarını vurguladı. Enerji dönüşümünde başarıyı yakalamak için duyarlı, esnek ve rasyonel politika setlerinin yanı sıra ikili ve çok taraflı işbirliklerinin önemli olduğunu kaydeden Bayraktar, şunları ifade etti: 

“Doğal gaz altyapımıza da son yıllarda önemli yatırımlar yaptık. Türkiye, halihazırda boru hatları vasıtasıyla 3 farklı ülkeden ve 5 gazlaştırma terminali ile de pek çok farklı kaynaktan doğal gaz temin edebilmektedir. Gerçekleştirdiğimiz bu projelerle hem ülkemizin hem de bölgemizin enerji arz güvenliğine önemli katkılar sunmaktayız. Rusya-Ukrayna savaşından enerji bağlamında en çok etkilenen Doğu Avrupa bölgesinin doğal gaz arz güvenliğinin sağlanması için ülkemize iletilen talepleri karşıladık ve Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Moldova ile doğal gaz tedarik anlaşmaları imzaladık. Bölge arz güvenliğine daha fazla katkı yapma arzusundayız. Bunu, çeşitlilik sağlayarak daha farklı kaynak ve güzergahlardan daha fazla doğal gazı bölgeye getirerek yapabileceğimize inanıyoruz.”

Açılış konuşmaları sonrasında Bakan Bayraktar ile Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ortak basın bildirisi imzaladı.

İmza töreni sonrası basın açıklaması yapan Bayraktar, iki ülke arasında işbirliğinin giderek artması yolunda görüşmeler yaptıklarını dile getirerek, “Özellikle yenilenebilir ve yeşil hidrojen alanında yeni yatırımların önünün açık olduğunu düşünüyoruz. Diğer şirketleri de Türkiye’de yatırım yapmaya, finansman sağlamaya, ekipman üretiminde birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. Hem ülkelerimiz için hem de küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli ilerlemeler sağlayabileceğimize inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Konut Kiralarındaki Yıllık Değer Artışı Yüzde 136 Oldu

Endeksa tarafından yayımlanan 3. Çeyrek Konut Sektörü Analiz Raporu’na göre, Türkiye genelinde konut kira fiyatlarındaki yıllık değer artışı yüzde 136 oldu.

Endeksa tarafından hazırlanan 2023 Yılı 3. Çeyrek Konut Sektör Analiz Raporu’na göre 3. çeyrek sonu itibarıyla Türkiye genelinde konut kira fiyatlarındaki 1 yıllık değer artışı yüzde 136 seviyesinde gerçekleşti. 

Türkiye genelinde ortalama konut metrekare kira fiyatı 125 TL oldu.

Türkiye genelinde konut metrekare kira fiyatlarının en yüksek olduğu iller ise sırasıyla Muğla, İstanbul ve Antalya oldu.

Muğla’da 2023 3. çeyrekte ortalama metrekare konut kira fiyatları 181,81 TL, ortalama kira fiyatı 18 bin 726 TL,

İstanbul’da ortalama metrekare konut kira fiyatları  175,04 TL, ortalama kira fiyatı 18 bin 29 TL.

Antalya’da ortalama metrekare konut kira fiyatları 150,67 TL, ortalama kira fiyatı 16 bin 574 TL oldu.

Flora Expo Antalya Tamamlandı

Süs bitkileri ve peyzaj dünyası, 25-28 Ekim tarihleri arasında Anfaş Antalya Fuar Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Süs Bitkileri, Peyzaj, Bahçecilik ve Üretim Teknolojileri Fuarı Flora Expo Antalya’da bir araya geldi. HYF Fuarcılık tarafından bu yıl 3.’sü düzenlenen fuara, yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçi yerli üreticilerle buluştu.

Fuarı’nın açılışında konuşan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Belediyelerin, belediyecilerin, yerel yöneticilerin bu fuarlara bu sektördeki gelişmelere bu açıdan da kayıtsız kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu şehrimizin güzelleşmesine de yeşillenmesine de daha güzel yeşil projelerle buluşmasına da katkı verecektir. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu fuar daha da zenginleşerek yoluna ve yolculuğuna devam eder“dedi.

Fuarda Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan’da açılış konuşması yaptı. Bitkisel üretim içerisinde KDV oranının %20 olduğu tek sektörün süs bitkileri olduğunu dile getiren Akcan, ayrıca kalitede dünya standartlarında üretimin yapıldığı süs bitkileri sektöründe maliyetler konusunda sıkıntılar yaşandığını, öngörülemeyen ekonomik şartlar sebebiyle sektörün çok ciddi sorunlar yaşadığını belirtti ve bu konularda ilgililerden destek istedi.

HYF Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yüksel’de, bu yıl fuara özellikle Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden ziyaretçilerin geldiğini belirtti. Yüksel “İhracatı artırmak ve yerli üreticilerimizin yurt dışı bağlantılarını güçlendirerek işbirliği imkânı yaratmak için fuarı uluslararası düzeye taşıdık. Önümüzdeki yıl dördüncüsünü düzenleyeceğimiz fuarda hedefimizi daha da büyütüyor ve Avrupa’dan da ziyaretçi katılımı sağlamayı hedefliyoruz” dedi. 

Çin-Tayland Demiryolu Projesinde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Tayland Başbakanı Srettha Thavisin, Çin-Tayland arasında inşa edilen demiryolu projesinde inşaat çalışmalarının hızlandırılacağını açıkladı.

Tayland Başbakanı Srettha Thavisin, Çin’in önerdiği Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında iki tarafın da önde gelen projelerinden biri olan Çin-Tayland demiryolunun inşasını hızlandırmayı planladıklarını duyurdu.

Srettha, Salı akşamı yaptığı 2024 Tayland’ın Geleceği başlıklı konuşmada, Tayland’ın Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında Bangkok’tan Khon Kaen ve Nong Khai kentlerine giden ve Çin’e kadar uzanan bir demiryolu sistemi kuracağını söyledi.

Kendi adlarını taşıyan eyaletlerin başkentleri olan Khon Kaen ve Nong Khai, Tayland’ın kuzeydoğusundaki bölgeler için birer ulaştırma merkezi olarak görülüyor.

Moriwaki’den Asmolen Uygulamasına Karşı Uyarı

Japon yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, verdiği KYK Yapı Kimyasalları Deprem Eğitim TIR’ı “Kâşif” ile Türkiye’nin deprem bölgelerinde deprem ve bina güçlendirmesi eğitiminde asmolen uygulamasına dikkat çekti.

Japon yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, KYK Yapı Kimyasalları Deprem Eğitim TIR’ı “Kâşif” ile Türkiye’nin deprem bölgelerinde deprem ve bina güçlendirmesi eğitimi veriyor. KYK Yapı Kimyasalları ve Moriwaki, Hatay, Adana ve Osmaniye’den sonra Kahramanmaraş ve Elbistan’da da deprem bilgilendirme toplantıları düzenledi. Eğitimler sırasında Moriwaki’ye KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Onur Sürmeli ve şirket uzmanları da eşlik etti.

Moriwaki, “Yeniden Hep Birlikte Ayağa Kalkıyoruz”  mottosuyla Japon felsefesi olan Kintsugi’den ilhamla hayata geçirilen projenin bir parçası olarak, sektör profesyonellerine depremin nedenleri, etkileri, zararlarını azaltma yöntemleri, bina güçlendirme yöntem ve uygulamaları, deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler gibi konuları anlattı. Ayrıca Moriwaki, Japonya’da uygulanan deprem yönetimi ve afet müdahale sistemleri hakkında da bilgi verdi.

Moriwaki: “Kahramanmaraş’ta Büyük Deprem Beklemiyorum”

Moriwaki, Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından bölgedeki riskin azaldığını açıklayarak, “Artık bu bölgede biriktirdiği enerjiyi attı. 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem 100-150 senede bir oluyor. Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem 500 senedir bekleniyordu ve yerden çok yakın bir mesafede oldu. O nedenle de etkisi büyük oldu. Artık bu bölgede büyük bir deprem beklenmiyor” dedi.

“Türkiye’de Yapı Stoğunun Yüzde 50’si Yönetmeliğe Uygun Değil!”

Moriwaki, Türkiye’nin yapı karnesini değerlendirirken 21 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 50’sinin yönetmeliklere uygun olmadığını da aktardı. Bunun sebebinin ‘İmar Barışı’ olduğunu söyleyen Moriwaki, “Japonya’da imar barışı diye bir şey yok. Japonya’da bizlere deprem, eğitimle öğretiliyor. Anaokulunda oyun oynarken bizlere eğitim veriyorlardı. Türk halkında ise panik var. Bunlar için eğitim şart” diye konuştu.

Moriwaki: “Türkiye’de Çok Fazla Binada Asmolen Uygulanmış”

Kahramanmaraş ve Elbistan’da depremden hasar gören ve yıkılmayı bekleyen binaları da inceleyen Moriwaki, mevcut binalardaki “Asmolen Uygulaması” tehlikesine dikkat çekti:

“Deprem bölgelerinde çok fazla asmolen sistemi görüyoruz. Türkiye’de çok sayıda binada asmolen kullanılmış. Ama Japonya’da asmolen sistemi yok, yasak. Türkiye’de de 2018’de yapılan yönetmelik değişikliği ile asmolen uygulaması yasaklandı. Yeni binalarda kesinlikle asmolen sistem yapmamak lazım.. Mevcut binaları da düzeltmek ve güçlendirmek gerekiyor”

Gayrimenkul Yatırımlarının Yeni Trendi Tiny House’lar Oldu

Minimalizm, gayrimenkul sektöründe yaşam biçimine dönüşüyor. Şehir kalabalığından kaçmak ve düşük bütçeyle ev sahibi olmak isteyenler, çözümü tiny house’lara yatırım yapmakta buluyor. İstanbul ve çevresinde tiny house projeleri gerçekleştiren yerli şirket ise bunları kooperatif mantığıyla sunarak demokratikleştiriyor. 

Minimalizm, gayrimenkul sektöründe bir yaşam biçimine dönüşüyor. Gün geçtikçe artan konut fiyatları, ekonomik darboğaz ve şehir kalabalığı birçok insanı minimalist yaşam tarzını benimsemeye teşvik ederken; tiny house’lar ev sahibi olma hayali kuranları yüksek maliyetlerden kurtarırken bağımsız ve sade bir hayatı da beraberinde getiriyor. İstanbul ve çevresindeki birçok lokasyonda tiny house projesi gerçekleştiren Atlas Group ise şehrin merkezinde minimal yaşam için çözümler sunmaya devam ediyor. 

Kendilerine başvuran herkesin sade bir yaşam sürme hayalini gerçeğe dönüştürme misyonu taşıdıklarını belirten Atlas Group Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bingöl, konuyu şu sözlerle değerlendirdi: “Ekonomik koşullar, ev sahibi olmayı da zorlaştırıyor. İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımız da daha sade ve minimalist bir yaşam tarzını seçerek, çözümü tiny house’larda buluyor. Gayrimenkul sektöründe 25 yıllık deneyime sahip Atlas Group olarak, İstanbul ve çevresinde doğayla uyumlu projeler tasarlıyoruz.” 

“Kooperatif mantığıyla yatırımları demokratikleştiriyoruz”

Projelerinde minimalizmin temel ilkelerini esas aldıklarını söyleyen Atlas Group Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bingöl, “Çatalca, Bahçe Köy, Tekirdağ gibi bölgelerde tiny house projeleri hazırlıyoruz. Halihazırda da birçok projemiz bulunuyor. Aslında gayrimenkulleri satın aldıktan sonra, insanlara sunuyoruz. Tüm bu süreçte kooperatif mantığını izliyoruz. Kooperatifçilikte fayda konusunda karşımıza ilk sırada ada bazlı imar çıkıyor. Yani çokluk ve haklılık konusunda oy birliğiyle karar veriliyor ve çoğunluk ne derse o kabul ediliyor. Böylece yatırımcılar kendileri için en doğru kararı verebiliyor. Daha düşük maliyetli mal ve hizmetler alabiliyor. Aynı zamanda bütçe ve mallarını kolay bir şekilde koruyabiliyor” ifadelerini kullandı. 

“Tempolu ve yorucu hayatın minimalizm ile basitleştirilebileceğine inanıyoruz”

Danışan ve müşterilerini birer iş ortağı olarak kabul ettiklerine dikkat çeken Atlas Group Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bingöl, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kooperatif yöntemiyle ilerleyerek birçok açıdan kazanç elde ettik. Büyük bir aile olduk. Müşteri hacmimiz %400 arttı. Ekibimiz de %50 büyüdü ve toplam 46 kişiye ulaştık. Hep birlikte hayata geçirdiğimiz projelerle, müşterilerimizin gürültüden uzaklaşarak hem zihinsel olarak rahatlamasını sağlıyoruz, hem de kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmelerine aracılık ediyoruz. Minimalizm ile hayatın basitleştirilebileceğine ve doğayla bağlantı kurulabileceğine inanıyoruz.”

Türkiye’de İnşaat Sektörünün Geleceğini Belirleyecek 6 Trend 

Türkiye ekonomisinin öncü sektörlerinden biri olan inşaat sektörü son yıllarda dünya çapında bir dönüşüm sürecine girdi. Vuralsoy Mühendislik, uluslararası rekabette öne çıkan Türk inşaat sektörünü önümüzdeki 10 yılda etkilemesi beklenen trendleri yayınladı.

Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yaklaşık %6’sını oluşturan ve 1,5 milyon kişiye istihdam sağlayan inşaat sektörünü gelecek 10 yılda etkileyecek gelişmeler açıklandı. Türkiye’nin inşaat sektörü, coğrafi konumu, genç nüfusu ve ekonomik dinamikleri nedeniyle son yıllarda önemli bir gelişim gösterdiğini söyleyen Vuralsoy Mühendislik Kurucusu ve CEO’su Azad Medeni Kahraman, “İnşaat sektörümüz sürdürülebilirlik, teknoloji entegrasyonu ve kalite standartları gibi konularda daha da ilerlemesi gerekiyor.Önümüzdeki yıllarda sektörünkarşı karşıya kalabileceği bu değişimler inşaat sektörünü daha rekabetçi, sürdürülebilir ve yenilikçi bir hale getireceğine inanıyorum” dedi.

Türk inşaat sektörünü önümüzdeki 10 yılda etkilemesi beklenen trendler şu şekilde sıralandı:

  1. Sürdürülebilirlik ve yeşil binalar: İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularının global önemi arttıkça, inşaat sektöründe de enerji verimli, çevre dostu ve sürdürülebilir bina ve yapıların sayısının artmasını bekleyebiliriz.
  2. Dijitalleşme ve teknolojik yenilikler: 3D baskı, yapay zeka, robotik ve akıllı şehir teknolojileri gibi yenilikçi uygulamaların inşaat sektörüne daha fazla entegre olmasını beklemekteyiz. Bu, daha hızlı, daha verimli ve daha az hata ile inşaat projelerinin tamamlanmasını sağlayabilir.
  3. İş güvenliği: İnşaat sektöründe yaşanan iş kazalarının önüne geçmek için daha katı standartlar ve yönetmeliklerin uygulanmasını bekleyebiliriz. Ayrıca, teknolojik çözümlerle iş güvenliğinin artırılmasına yönelik uygulamaların artmasını öngörüyoruz.
  4. Kentsel dönüşüm: Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde eski ve depreme dayanıksız binaların dönüştürülmesi için kentsel dönüşüm projeleri devam edecektir. Bu, inşaat sektörü için önemli bir fırsat alanı oluşturmaktadır.
  5. Yabancı yatırımlar: Türkiye’nin stratejik konumu ve ekonomik potansiyeli, yabancı yatırımcıların inşaat sektörüne ilgisini artırabilir. Bu, sektöre yeni finansman kaynakları ve uluslararası iş birlikleri açısından fırsatlar sunabilir.
  6. Kalite standartlarının yükseltilmesi: Tüketicilerin kalite beklentilerinin artması ve uluslararası rekabetin yoğunlaşmasıyla birlikte, inşaat sektörünün kalite standartlarını yükseltmesi gerekecektir.

Kocaeli Sağlıkkent Konutları’nda Sona Gelindi

Kocaeli’nin Karetepe ilçesinde hayata geçirilen Sağlıkkent Konutları projesinde inşaat çalışmaları tamamlanırken peyzaj çalışmaları devam ediyor.

Proje çalışmalarını yerinde inceleyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu, yetkililerden bilgi aldı. Genel Sekreter Gündoğdu’ya, Kent Konut Genel Müdürü Erhan Coşan, firma yetkilileri ve proje koordinatörleri eşlik etti. Sağlıkkent Konutları’nın ön teslimatının 20 Kasım’da başlayacağı müjdesini veren Genel Sekreter Gündoğdu, projenin her ayrıntısını detaylı bir şekilde inceledi.

Toplam 36 bin 93 metrekarelik bir alanda inşa edilen Sağlıkkent Konutları projesi, farklı konut tiplerini içeren bir konut kompleksi sunuyor. Projede ticari alanlar, açık otoparklar ve çocuk oyun alanları da bulunuyor. Ayrıca, ekolojik düzenlemelerle yağmur suyunun geri kazanılacağı bir sistem de projeye entegre edilmiş, bu sayede site sakinleri aidat tasarrufu yapabilecekler. Toplamda 502 dairenin yer aldığı Sağlıkkent Konutları’nda, 1+1, 2+1 ve 3+1 daire tipleri mevcut. Daire içi ve altyapı çalışmaları tamamlanmış durumda ve site içi yol ve peyzaj çalışmaları devam ediyor.

Tekfen, Romanya Projesi Hakkında Bilgilendirme Yaptı

Tekfen Holding, Romanya’da ihalesini kazandığı ve sonrasında itiraz edilen proje hakkında Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yaptı.

Şirketin KAP açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 “23.05.2023 tarihli açıklamamızla bağlı ortaklıklarımızdan Tekfen İnşaat ve Tesisat A.Ş.’nin Romanya’da The National Road Infrastructure Management Company S.A. (CNAIR) tarafından yaptırılması planlanan “Ploiesti-Buzau Highway Lot 3: Pietroasele-Buzau, km 49+350 –km 63+250” Projesini üstlenmek üzere ihaleyi kazandığını bildirir yazıyı aldığı, 6 Haziran 2023 tarihli açıklamamızda ise konu ihalenin sonucuna itirazda bulunulduğunu ve itiraz süreci tamamlandığında tekrar bilgilendirme yapılacağı açıklanmıştı.”

Londra’da Yaşayanlar Gelirinin Yüzde 37,3’ünü Kiraya Harcıyor 

Dünyanın hemen her yerinde temel ihtiyaç olan barınma için kira fiyatlarında artışlar kaçınılmaz hale geldi. Özellikle İngiltere’nin başkenti Londra’da kira fiyatlarında yaşanan artışlar sonrası Türk yatırımcılar döviz üzerinden kiralama yapabilecekleri gayrimenkullere yatırım yapmaya başladı. 

İngiltere’nin resmi araştırma şirketi London Datastore verilerine göre, 2022’nin ilk çeyreğinde yeni kiracılar için ortalama kira bedeli 1.757 Pound iken, 2023’ün ikinci çeyreğinde yaşanan rekor artışlarla kiralar ortalama 2.587 Pound’a yükseldi. Türkiye’deki yatırımcılara döviz bazında kira geliri ve yurt dışında kârlı yatırımlar konusunda yol gösterici olan gayrimenkul danışmanlık firması İngiltere Investments, İngiltere’nin öncü inşaat firmalarından Knight Dragon’un Avrupa’nın en büyük projesi Greenwich Peninsula Projesi’nin Türkiye lansmanını 4-5 Kasım’da Swissôtel The Bosphorus İstanbul’da gerçekleştireceğini duyurdu.

London Datastore tarafından hazırlanan raporda dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise yeni kiracılara ait. Londra’da yeni kiraya çıkanlar, Haziran ayında gelirinin ortalama yüzde 37,3’ünü kiraya harcadı. Bu oran 2014’ten bu yana kaydedilen en yüksek rakam ve İngiltere’nin genelindeki yüzde 31,9’un oldukça üzerinde olarak yorumlandı. Londra’daki gayrimenkul değerlerindeki istikrarlı artış ve yatırımcılara dövizle kira getirisi imkanı sebebiyle bölgedeki gayrimenkul yatırımlarının oldukça cazip hale geldiğini belirten İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan, “Türk yatırımcılarımızın yurt dışındaki fırsatlardan haberdar olmaları için İngiltere’nin en büyük inşaat firmaları ile belirli aralıklarla gayrimenkul yatırım etkinlikleri düzenliyoruz. Şimdilik sadece İstanbul’da düzenlediğimiz etkinliklerimizi ilerleyen zamanlarda diğer büyük şehirlerimizde de gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi.

“Türk yatırımcılarımızı güvenilir inşaat firmalarına yönlendiriyoruz”

Türk yatırımcılara kârlı yatırımlar yapmaları için İngiltere’nin güvenilir büyük inşaat markalarının projeleriyle ilgili lansmanlar düzenlediklerinin altını çizen İngiltere İsmail Gürkan, “Yurt dışında yatırım yapmak isteyen ancak cesaret edemeyen yatırımcılar var. Markaların güvenilirliğinden emin olamıyor, getirisinin kârlı olup olamayacağını hesaplayamıyorlar. Bu noktada biz 18 yıllık tecrübemizi kullanarak yatırımcılarımıza doğru yatırımlar için yol gösterici oluyoruz. 4-5 Kasım’da İstanbul’da düzenleyeceğimiz Knight Dragon’un Greenwich Peninsula Projesi’nin Türkiye lansmanında da ülkedeki yatırımcılarımıza uzun dönemli kira geliri, değer artışı ve döviz bazında kazanç sunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Projede 5 yılda yüzde 22 fiyat artışı tahmin ediliyor”

“Greenwich Peninsula, Londra’nın ikinci bölgesindeki (Zone 2) en uygun metrekare birim fiyatlı proje. Aynı zamanda şehrin en iyi ve hızlı satan projeleri arasında yer alıyor. Brüt kira getirisi yaklaşık yüzde 6’lara kadar çıkıyor. Önümüzdeki 5 yılda yüzde 22’lik fiyat artışı tahmin ediliyor” şeklinde konuşan İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan sözlerini şöyle tamamladı: 

“Londra’da, dünyanın en harika yerlerinden biri seçilen Thames Nehri kıyısında, yeni bir mikro şehir kuruluyor. Avrupa’nın en büyük projesi Greenwich Peninsula Projesi, Greenwich Yarımadası’nda, Londra’nın merkezinden 15 dakika mesafede yer alıyor. Ayrıca yeni Elizabeth Line ile Bond Street ve London City Havalimanı’na 20 dakika uzaklıkta. 48 dönüm yeşil alana sahip projede, 50’den fazla park bulunuyor. Yaşam alanı olarak tercih etmek isteyenleri cezbeden diğer özellikleri ise ortak çalışma alanları, özel spor salonu, 7/24 görevli personel, çocuk odası ve restoran diyebiliriz.” 

Yıldırım Kule Vinç, Türk ve Çinli İş Ortaklarıyla İstanbul’da Bir Araya Geldi 

Türkiye genelindeki binaların inşa süreçlerinin hızlı ve güvenilir şekilde tamamlanması için son teknolojiyle geliştirilmiş araçların önemi artıyor. Bunlar arasında inşaat sektöründe en büyük rollerden birini kule vinçler üstlenirken yerli şirketler globaldeki şirketlerin distribütörlüğünü yaparak hem yerel hem de uluslararası arenada boy gösteriyor. 

Research and Markets’in ağır inşaat malzemelerinin kaldırılması ve kolaylıkla taşınması için her inşaatta ihtiyaç duyulan vinçlerle ilgili hazırladığı raporun verilerine göre 2022’de 36,55 milyar dolar olan vinç pazarının 2027’ye kadar %4,7’lik yükselişle 46,08 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yıldırım Kule Vinç de 2022’de distribütörlüğünü üstlendiği Çin merkezli Dahan Teknoloji ve 80 iş ortağıyla geçtiğimiz günlerde İstanbul Wish More Hotel’de bir araya geldi.

Söz konusu raporda, gelişmekte olan ülkelerde sanayileşme, kentleşme ve ekonominin hızlı büyümesi, dünya çapında inşaat faaliyetlerine yönelik harcamaların artmasına katkıda bulunduğu yer alıyor. Sahadaki inşaat ekiplerinin güvenli çalışmaları ve minimum insan kaybı için vinçlerin tercih edildiğinin altı çizilen raporda, daha hızlı ve verimli malzeme taşıma için vinç kullanımının ve talebinin artmasının beklendiği belirtiliyor. Dünyanın önde gelen vinç üreticilerinden biri olan Çin merkezli Dahan Teknoloji ile büyük bir ticari işbirliği kurduklarını belirten Yıldırım Kule Vinç Yönetici Ortağı Haluk Yıldırım, “Türkiye Çin arasındaki ticari ilişkilerimizi, kule vinç sektörünün bu pazardaki yerini, ihtiyaçlarını, yeni üretimlerin sektörümüze kazandıracağı çözümleri konuşmak için 18 Ekim’de buluştuk” dedi.

Hızlı ve güvenli inşaat sahaları için vinç çok önemli”

Yıldırım Kule Vinç Yönetici Ortağı Haluk Yıldırım, “2022’de Çin’in en büyük vinç üreticilerinden Dahan Teknoloji ile bir distribütörlük anlaşmasına imza attık. Çin ve Türkiye arasında kurduğumuz ticaret bağı her geçen gün büyüterek ekonomimize katkıda bulunuyoruz. Çin ile ticaretimizi güçlendirmek ve bu önemli ilişki ağını kendimizi yenileyen stratejilerle geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda düzenlediğimiz toplantıda vinç teknolojisinin son gelişmelerini konuştuk. Dahan Teknoloji bizlere en iyi ürünlerinin ve hizmetlerinin tanıttı. ‘Sizi zirveye taşır’ mottosuyla 30 yılda biriktirdiğimiz tecrübemizle uluslararası işbirlikleri yaparak sektöre yeni bir soluk getirmeye devam ediyoruz. Sektörde artan ihtiyaçlara yönelik çözümlerin ölçeklendirilmesinde mühendislik ve tecrübemizi harmanladık. Vinç kurulumu, kiralama ve onarımı gibi hizmetler veriyoruz. Bunu 7/24 teknik destek, titiz işçilik ve iş güvenliği esaslarıyla destekliyoruz. Yeni teknolojilere anında benimseyerek hizmet skalamızı genişletiyor, böylece hızlı çözüm üretiyoruz. En iyi hizmeti ve en avantajlı fiyatları sunabilmek için süratle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yıldırım Kule Vinç’le yeni başarılar elde etmeyi amaçlıyoruz”

İstanbul’da stratejik işbirliği ve marka tanıtım toplantısı düzenlediklerini belirten Dahan Teknoloji Pazarlama Müdürü Xihua Liu, toplantıya dair düşüncelerini şu sözlerle aktardı: ”İstanbul’da teknoloji, ürün ve hizmet avantajlarımızı tam anlamıyla kullanarak, Yıldırım Kule Vinç ile stratejik işbirliğimizle yeni başarılar elde etmeyi amaçlıyoruz. Alanında profesyonel çalışanlarımızla şirketin gelişme durumuna, akıllı üretim seviyesine ve satış sonrası hizmet detaylarına odaklanıyoruz. Yıldırım Kule Vinç’in davetiyle 80’den fazla inşaat, makine endüstrisi profesyoneliyle gerçekleştirdiğimiz İstanbul’daki toplantımızda stratejik işbirliği madalyasını Yıldırım Kule Vinç’e takdim ettik. Dahan Teknoloji olarak yeni bir başlangıç kabul ettiğimiz bu toplantıyla Yıldırım Kule Vinç ile el ele vererek kazan – kazan sistemiyle İstanbul’un inşasına daha fazla katkıda bulunmayı hedefliyoruz.” 

Beş Yılı Aşkın Kiracılıkta Ev Sahipleri Mahkemeye Başvurabiliyor

Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa, beş yıllık kiracılığın sonunda ev sahipleri için izlenebilecek yollardan bahsetti.

Konut kiralarındaki artış, özellikle eski kiracılarla ev sahipleri arasında anlaşmazlıklara neden oluyor. Tarafların anlaşamadığı durumlarda konu önce arabulucuya, oradan da sonuç çıkmazsa yargıya taşınıyor.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir kriter var: Kiracılık süresi… Çünkü kira sözleşmesinin beş yılı aştığı durumlarda, ev sahiplerinin kira bedelinin tespiti için sulh hukuk mahkemelerine dava açma hakkı bulunuyor.

Kiracı oturduğu evde beş yılını doldurduktan sonra ev sahibi kira ücretine ne kadar zam yapabilir?

Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa, bu soruya, “Bir kira sözleşmesi beşinci yılını doldurduktan sonra kiraya verenin kira tespit davası dediğimiz bir hakkı doğuyor. Buna göre, ev sahibi, beşinci yılın dolmasıyla kira tespit davası açarak kiralanan taşınmazın kirasının rayiç değerine çıkarılmasını talep edebilir. Burada belirlenecek kira bedeli üzerinden kira sözleşmesi devam edecektir. Ancak bu yeni kira ücretinin hesaplanmasında kiracının eski kiracı olması nedeniyle mahkeme tarafından yüzde 10 ila 20 arasında hakkaniyet indirimi uygulanmaktadır” cevabını verdi.

Yasin, konuyla ilgili açıklamalarının devamında şunları söyledi:

“Yasa koyucu tarafından geçici madde ile iki kez yüzde 25 sınırlaması getirildi. Eğer beşinci yılın sonunda kira bedeli taraflar arasında tekrar anlaşma ile belirlendiyse, bir sonraki kira artış döneminde hangi kural geçerliyse o uygulanmalıdır.

Eğer kira bedeli belirlendikten sonraki artış döneminde yüzde 25 veya başkaca bir sınırlama getirilmişse bu sınırlama uygulanacaktır. Eğer böyle bir sınırlama getirilmemişse kanundaki genel sınırlama olan 12 aylık TÜFE ortalamasına göre kira artışı yapılması gerekecektir.

Arabuluculuk uygulaması kira uyuşmazlıkları için genişletildiğinden bu yana kiraya veren ile kiracıların arasındaki uyuşmazlıklar öncelikle arabuluculuk müzakeresi ile sonuçlandırılmaya çalışılıyor. Arabuluculuk sürecinin işletilebilmesi için kim dava açmak istiyorsa o taraf veya avukatı öncelikle adliye arabuluculuk bürosuna başvuru yapıyor. Akabinde atanan arabulucu taraflarla ve/veya avukatlarıyla iletişime geçerek toplantı için ortak bir gün belirliyor.

Taraflar toplantı gününde bir araya gelerek uyuşmazlıklarını çözmek için toplantı yapıyorlar. Sistemin sorunları tam olarak çözmede işe yarayıp yaramadığını söylemek için henüz erken. Ancak genel gözlemim şu ki özellikle kiraya verenler uzun yargılamalardansa arabuluculukta anlaşmak istiyor. Ne var ki kiracılar yargılamaların da uzun sürmesine güvenerek buna yanaşmıyor. Ancak bunun aksine tarafların anlaştığı uyuşmazlıklar da gördüm.

Taraflar arabulucuda anlaşamadı ve kira tespit davası süreci başladı diyelim. Kiracı süreç esnasında mevcut kirasını artırıp 10 bin lira ödemeye başlamış olsun. Kira tespit davası sonucunda ücret 10 bin lira çıkarsa ne yaşanacak? Mahkeme masraflarını kim ödeyecek? Burada belirlenen 10 bin lira hakkaniyet indirimi sonrasında bulunan bedel midir yoksa aldırılan bilirkişi raporundaki rayiç bedel midir bu önemli olacaktır. Sorumluluk oranları ve tutarları değişecek olsa da davasında bir artışın haklı olduğu ortaya çıkan davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilecektir.

Bir kira tespit davası açıldıktan sonra gerekli belgeler ve bilgiler dosyaya toplandıktan sonra mahkeme tarafından kira bedelinin hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilir. Bilirkişi tarafından kiralanan taşınmazın durumu da gözetilerek aynı bölgede ve aynı nitelikteki taşınmazların kira ücretleri tespit edilir. Burada bilirkişiler tarafından aynı bölgede aynı nitelikteki taşınmazların kiralık ilanları incelenir, varsa kiralanan taşınmazların bedelleri tespit edilir ve buna göre dava konusu taşınmazın kira bedeli belirlenerek kanaatleri mahkemeye sunulur.

Mevcut kira bedelinin üzerinde bir tutara hükmedilirse yargılama giderlerinden davalı taraf sorumlu olacaktır. Bunun yanında kiracının geriye dönük olarak da kira bedelimi ödemesi gerekecektir.

Kira tespit davalarında mahkemece belirlenen kira bedeline kararın kesinleşmesinden itibaren temerrüt faizi yürütülmektedir.”

Kaynak: Hürriyet-İsmail Sarı

Hazine ve Maliye Bakanlığı Yeni Destek Paketini Açıkladı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ihracat ve reel sektöre destek verecek yeni kredi paketiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Yeni ekonomi programı kapsamında seçici kredi uygulamalarının önemine dikkati çeken Şimşek, bu yolla üretim ve ihracatı artırmayı amaçladıklarını belirterek, ihracatın ülke ekonomisi için önemine işaret etti.

Bugüne kadar Hazine destekli kredi garanti sistemiyle muhtelif sektörlerde faaliyet gösteren ve teminat yetersizliği yaşayan pek çok ticari işletmeye finansmana erişim imkanı sağlandığını vurgulayan Şimşek, “Güncel ekonomik gelişmeler kapsamında, sektörel ihtiyaçlar göz önüne alınarak yatırım, ihracat, sürdürülebilirlik yatırımları ve dijital dönüşüm odaklı yeni destek paketlerine yönelik çalışmalarımız tamamlanma aşamasına gelmiştir.” diye konuştu.

Söz konusu destek paketlerinin, bankacılık sistemindeki mevcut makro ihtiyati çerçeve içerisinde kalınarak, piyasa koşulları ile bankacılık ilke ve prensiplerine göre kullandırılacağını bildiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İhracatçımızın, reel sektörümüzün her zaman arkasındayız ve desteklemeye devam ediyoruz. Yeni destek paketimizle 25 milyar liralık garanti karşılığında 30 milyar liralık kredi imkanını firmalarımıza sunacağız. Yeni destek paketleriyle teminat yetersizliği yaşayan firmaların finansmana erişim imkanlarının kolaylaştırılması amaçlandı. Söz konusu kredi imkanının kredi garanti kurumları aracılığıyla sağlanması planlanıyor. Paketlerde genel itibarıyla işletme kredileri için 24 aya kadar, yatırım kredileri içinse 120 aya kadar vade belirlenebilecek.”

Bakan Şimşek, tahsis edilen kefalet limitleri belirlenirken yeni paketlerle benzer amaçlı olan diğer paketlerin kullanılmayan limitlerinin buraya aktarılmasının planlandığını belirterek, “Bakanlığımız ile Kredi Garanti Fonu AŞ, İhracatı Geliştirme AŞ ve Katılım Finans Kefalet AŞ arasındaki protokol çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeni destek paketleri kapsamındaki kullandırımlara başlanacak.” dedi.

Mevcut Yapı Stoku Güçlendirilmeli

18’inci GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde konuşma yapan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Türkiye’de mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“Bunun için gerekli finansman kaynağına ulaşmada sermaye piyasası araçları önem kazanmaktadır. Gayrimenkul sertifikalarının kentsel dönüşüm ve afet yönetimine finansman sağlayacağını, bireysel ve kurumsal yatırımcıların da tasarruflarını değerlendirebileceğini öngörüyoruz.” diyen SPK Başkanı Gönül, gayrimenkul sektörünün ekonomilerin can damarlarından biri olduğunu, bu nedenle gayrimenkul sektörünün canlı olmasının hem ekonomiyi hem de etkileşim içinde olduğu diğer sektörleri ayakta tutacağını söyledi.

Sektör şirketlerinin yeni projelerinin finansmanında sermaye piyasası araçlarının kullanılması ne kadar önemliyse, tasarruf sahiplerinin bu alandaki yatırım araçlarından getiri elde edebilmelerinin de o derece kıymetli olduğunu belirten Gönül, “Gayrimenkul alanında faaliyet gösteren kurumsal yatırımcılar, sermaye piyasalarımızın çok önemli aktörleridir. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları uzun yıllardır faaliyet göstermekle birlikte, gayrimenkul yatırım fonlarının mevzuatımıza eklenmesiyle birlikte önemli bir yatırım ve finansman aracına dönüşmüştür.” şeklinde konuştu. 

“Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının Aktif Değeri 350 Milyar TL’yi Aştı”

Gönül, Borsada işlem gören gayrimenkul yatırım ortaklıklarının toplam aktif değerinin 350 milyar TL’yi, piyasa değerleri toplamının da 220 milyar TL’yi aştığını, mevcut durumda, gayrimenkul yatırım fonlarında 49 milyar TL’nin üzerinde bir birikimin gayrimenkul yatırımına yönlendirildiğini aktardı.

Gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarında son yıllarda büyük gelişmeler yaşandığını dile getiren Gönül, şunları söyledi:

“Gerek sermaye piyasalarımızın daha da gelişmesi, gerek ülkemizde son dönemde konuta erişimde yaşanan aksaklıkların giderilmesine katkıda bulunulması amacıyla gayrimenkul yatırım fonlarına ilişkin bir düzenleme taslağı hazırlanmıştır. ‘Proje Gayrimenkul Yatırım Fonlarının’ kuruluşuna izin veren bu düzenleme ile, çoğunluğu konut nitelikli bağımsız bölümlerden oluşacak gayrimenkul projelerini gerçekleştirmek üzere gayrimenkul yatırım fonlarının kurulmasına imkan tanınması planlanmaktadır. Bu fonlar, hem kendi mülkiyetlerindeki hem de sözleşme imzaladıkları farklı kişilere ait arsalar üzerinde projeler gerçekleştirebileceklerdir.”

Proje Gayrimenkul Yatırım Fonu unvanı ile kurulacak ve bu kapsamda portföylerine proje almaları mümkün bulunmayan mevcut fonlardan ayrılacak bu fonlar; portföylerine yalnızca üzerinde proje geliştirilecek olan arsaları, gayrimenkul projelerini, proje kapsamında geliştirilmiş gayrimenkulleri, nakit yönetimi amacıyla bazı para ve sermaye piyasası araçlarını dahil edebileceklerdir.”

İbrahim Ömer Gönül, portföyde yer alacak projelerin inşaat faaliyetlerinin belli şartları taşıyan müteahhitlerce gerçekleştirilebileceğini aktararak, “Fon katılma payı sahiplerinin haklarının da korunmasını teminen, muhtelif teminatlar öngörülmektedir. ‘Proje Gayrimenkul Yatırım Fonlarının’ kurulmasına izin verilmesi ile; ülkemizde konut arzının artırılmasına katkıda bulunulacak, yatırımcıların gayrimenkul projelerine yatırım yapabilmelerine olanak sağlanarak getiri imkanları artırılacak.” ifadelerini kullandı.

Geçmiş yıllarda uygulanan ancak istenilen bilinirliliğe ulaşılamamış Gayrimenkul Sertifikalarını yeniden sektöre kazandırmak istediklerini bildiren Gönül, kamu kurumları başta olmak üzere özel sektörden de projeye güçlü destek olduğunu gördüklerini kaydetti.

Gönül, deprem kuşağında yer alan Türkiye’de mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi, yenilenmesi ve kentsel dönüşümün sağlanması gerektiğini vurgulayarak, “Bunun için gerekli finansman kaynağına ulaşmada sermaye piyasası araçları önem kazanmaktadır. Gayrimenkul sertifikalarının kentsel dönüşüm ve afet yönetimine finansman sağlayacağını, bireysel ve kurumsal yatırımcıların da tasarruflarını değerlendirebileceğini öngörüyoruz. Tüm paydaşların destek vermesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Türk Müteahhitliğinin İkinci Büyük Pazarı Türkmenistan

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘’Rusya Federasyonu’ndan sonra Türk müteahhitliğinin ikinci büyük pazarı Türkmenistan.’’ dedi.

Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen Türkiye-Türkmenistan İş Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye ve Türkmenistan arasında ilişkilerin en somut göstergelerinden birinin ticaret alanında olduğunu ifade eden Yılmaz, “Son yıllarda ticaretimiz çok şükür iyi bir artış trendi yakalamış durumda. 2022 yılında ülkeler arası ticaret 2 milyar doları aşmış durumda. 2023 yılının ilk dokuz ayında ulaştığımız ticaret hacmiyle şimdiden 2022 yılı rakamını geride bıraktık, 2,1 milyar dolarlık bir hacme geldi ticaretimiz. Yıl sonu itibarıyla da 3 milyar doları yakalayacağımıza inanıyoruz.” diye konuştu.

Yılmaz, bu ticarette elektrikli makinelerin yüzde 16, metal eşyaların yüzde 10, genel sanayi, makine ve ekipmanlarının yüzde 8, özel makinelerin yüzde 5 ve prefabrik yapıların yüzde 4 paya sahip olduğunu aktardı.

İkili ticaret hacminde hedefin 5 milyar dolar olduğunu ve Türkiye-Türkmenistan iş dünyasının çabaları ve ortaklıklarıyla bu hedefe en kısa sürede ulaşılacağını dile getiren Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:

“Türkmenistan’da yine diğer çok önemli bir alan müteahhitlik sektörü. Baktığınız zaman 1077 proje ve 50 milyar doları aşan bir müteahhitlik taahhüt sektörü hacmini görüyoruz. Bu çok önemli bir rakam. Bu bedel dünyanın genelinde müteahhitlerimizin üstlendiği projelerin yüzde 11’ine tekabül ediyor ve Rusya Federasyonu’ndan sonra Türk müteahhitliğinin ikinci büyük pazarı Türkmenistan. Bu açıdan da gerçekten çok önemli bir mesafe almış durumdayız.”

Türkmenistan’ın doğal zenginlik ve kaynaklara sahip bir ülke olduğunu belirten Yılmaz, Türkmenistan’ın bu kaynaklardan sağlanan geliri yeni şehirler, altyapılar, yollar, sanayi ile tarıma yönelik yatırımlar için kullandığını ve her geçen yıl kalkındığını söyledi.

Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Berdimuhamedov’un daveti üzerine aralık ayında Türkmenistan’da düzenlenecek fuara katılacağını dile getiren Yılmaz, Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Batır Atdayev ile de Karma Ekonomik Komisyon toplantısını yapacaklarını ifade etti.

Yılmaz, müteahhitlik sektöründe yeni bazı fırsat ve projeler bulunduğuna dikkati çekerek, “Bunlar arasında Arkadağ Akıllı Şehri’nin ikinci etabı ve Aşkabat Akıllı Şehri ön plana çıkmaktadır. Çok nitelikli projelerin yapılacağı bu büyük ölçekli projelerde, altyapı hamlelerinde inanıyorum ki Türk müteahhitleri geçmişte olduğu gibi yine son derece önemli bir rol oynayacaklardır.” şeklinde konuştu.

Türkmenistan’da müteahhitlik alanında çok iyi firmalar kurulduğuna işaret eden Yılmaz, Türk firmalarının bu alanda Türkmen firmalarına tecrübe ve kapasite aktardığını ve yeni projelerle bu seviyenin yükseleceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ticaretle birlikte yatırımların da karşılıklı teşviki ve kolaylaştırılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Daha fazla Türkmen firmasını Türkiye’de görmekten büyük memnuniyet duyarız. Aynı şekilde Türkiye’den de Türkmenistan’a yarım milyar dolara yaklaşan bir yatırım var. Bunun da artarak tabii ki devam etmesini temenni ediyoruz. Yine çok önemli bir alan enerji konusu. Enerji her zaman stratejik bir konu ama son dönemlerde özellikle jeopolitik, ekonomik gelişmelerle daha da önemli hale gelmiş durumda. Bu anlamda bu stratejik sektörde Türkmenistan doğal gazı ve elektriğinin küresel piyasalara arzında da mutlaka işbirliği yapmamız gerekiyor. Bir taraftan Türkiye-Türkmenistan, diğer taraftan Azerbaycan’ın da dahil olduğu üçlü işbirliği programlarıyla mutlaka enerji alanında çok daha güçlü bir işbirliği yapmamız lazım. Bu çerçevede Hazar Denizi’ndeki dostluk sahasına özel bir önem atfettiğimizin de altını çizmek isterim.”

Ulaşım sektörünün diğer bir önemli alan olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin Hazar Geçişli Doğu-Batı-Orta Koridoru projesini çok önemsediğini, projenin hem Türkiye hem Orta Asya için çok kıymetli olduğunu ve bu konuda bölge ülkelerinin daha fazla işbirliği yapması gerektiğini kaydetti.

Yılmaz, ulaşım konusunda, ticaret anlaşmalarından kapıların iyileştirilmesine, taşımacılıktaki sistemlerin standartlaştırılıp uyumlaştırılmasına kadar birçok başlık bulunduğunu anlatarak, “Bu noktada karayolu geçiş ücretlerinin ortadan kaldırılması veya düşürülmesi çok kıymetli. Yine vizeler konusu bu ticarette, ulaştırmada çok kıymetli. Vizelerin kaldırılması veya en azından iş dünyasının daha uzun süreli vize imkanlarına kavuşmasını da yine bu ilişkileri geliştirmede çok önemli, çok faydalı bulacağını belirtmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkmenistan’da 6-8 Aralık’ta Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nın gerçekleşeceğini bildirerek, iş dünyasının fuara yoğun ilgi göstermesini beklediklerini belirtti.

Yılmaz, “İnşallah ben de resmi heyetle birlikte orada olacağım. Bir taraftan devletler arası görüşmelerle bir taraftan da özel sektörler arası görüşmelerle, bu imkanı hep birlikte değerlendirip ticaret potansiyelimizi, yatırımlarımızı ve diğer konulardaki işbirliklerimizi çok daha üst düzeye çıkaracağımıza yürekten inanıyorum.” dedi.

GYODER’in Yeni Konut Modelinde İlk Örnek Proje Son Aşamada

Bu yıl 18’incisi düzenlenen GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde konuşan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, ‘’Türkiye’de ilk kez uygulanacak kiralık konut modeli tüm sektöre örnek olacak.’’ dedi.

İstanbul olmak üzere birçok ilde milyonlarca vatandaşın ortak sorunu erişilebilir konut oldu. Hızla artan fiyatlar ev sahibi olmayı zorlaştırdı. Ev sahipliği oranı düştü, kiracı sayısı arttı. Bir de kira piyasasında yaşanan arz-talep dengesizliği nedeniyle kiralar da uçunca, dar ve orta gelirli haneler büyük çıkmaza girdi. İşte bu sorunun çözümü için gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu GYODER tarafından yeni konut modeli önerisi geliştirildi. Temmuz ayında açıklanan modelde; kamuya ait arsalarda özel sektörün kiralama amaçlı konut üretmesi, arsa mülkiyetinin de devlette kalması fikri önerildi. Bu yolla arsa maliyetinin sıfırlanacağı ve kiraların yarı yarıya düşebileceği belirtildi. Merakla beklenen bu modelde ilk örnek proje için son aşamaya gelindiği açıklandı.

18’incisi gerçekleştirilen GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde yeni konut modeline dair son gelişmeleri paylaşan GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, modelin ilk örneği için hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu ifade etti. Zirvede konuşan Kalyoncu, modelin hayata geçirilebilmesi için bankaların ve gayrimenkul sektörünün hazır olduğunu belirterek şunları söyledi: 

“Finansman ve geliştirici hazır, geriye bir tek arsa kalıyor. Arsa sahipleri; kamu, belediyeler, birlikler, organize sanayi bölgeleri veya özel şirketler. Biz modelin arsası kamudan gelir diye beklerken, bir özel şirketten gelme ihtimalinin yüksek olduğu bir noktaya geldik. Özel şirketin yönetim kurulu kararı bekleniyor. Son noktaya geldik. İstanbul’da yaklaşık 10 bin konut yapılabilecek. Şehrin nüfusunu arttırmayacağız, riskli yapı ve riskli alan sınırları içerisindeki kiracı ve ev sahiplerine öncelik verip, kentsel dönüşüm sürecini destekleyeceğiz.” İnşaatı kimin yapacağına arsa sahibinin karar verdiğini anlatan Kalyoncu, “Teknik müşavir tutabilir, ihaleye çıkabilir. GYODER’in konsorsiyum kurması, güçbirliği yapması ve birlik olarak bunu yapması da mümkün. Ortak iş yapma kültürünü geliştirmeliyiz. Bu birçok şeyin önünü açar” ifadelerini kullandı.

Kiralama modelinin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İstanbul’da hayata geçirilecek 350 bin rezerv konut projesi ile de uyumlu olduğunu ifade eden Kalyoncu, “Dönüşüm için Bakanlığın yapacağı rezerv konutlarda da kiralama amaçlı üretim yapılabilir. Önerimizi Bakanlığa sunduk” dedi. 

Yeni Konut Modeli’nin Orta Vadeli Program (OVP) ile de örtüştüğüne vurgu yapan Kalyoncu, “OVP konut politikalarında ne deniliyor? Devlet borçlanmasın, enflasyonu düşürücü etkisi olsun, erişilebilir olsun, dış kaynak girişine uygun olsun. Bizim modelimizde 4’ü de var. Bu nedenle modelimizin uygulanabileceğine inanıyoruz. Hedefimiz kamuya yük olmak değil, kamudan yük almak” şeklinde konuştu. 

Kalyoncu, yeni konut modeli ile ilk etapta sorunun en derin şekilde yaşandığı İstanbul’da konut stokunun yüzde 10’unu hedeflediklerini de ekledi.

GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nin 18’incisi 25-26 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleşti. ‘Şehrini Vicdanla Tamamla’ teması ile düzenlenen, ulusal ve uluslararası konuşmacıların ve panelistler katıldığı zirvede, barınmadan göçe, afetlerden sürdürülebilir kentlere kadar pek çok tema iki gün boyunca tartışıldı. Zirvenin vicdan temasına dikkat çeken GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, şunları söyledi: 

“Deprem, bizlere ‘vicdandan mahrum kalan aklın’, enkaz altında kaldığını gösterdi. Akıllı şehirler kavramı da bu depremlerde enkaz altında kaldı. ‘Şehrini Vicdanla Tamamla’ derken; sadece binaların, yolların veya altyapının inşasını kastetmiyoruz. Bu ifade ile şehri yaşayan insana odaklanıyoruz, şehirde yaşam mücadelesi veren, şehirle kavga eden, savaşan, insanı yok eden anlayışa karşı çıkıyoruz. Şehirler, sadece binalardan ibaret değildir. Bize akıllı değil vicdanlı şehirler lazım.”

Avrupa Parlamentosu’nda ‘Türk Rüzgarı’ Esti

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, rüzgar sektörü adına Avrupa genelindeki yoğun faaliyetlerini WindEurope iş birliğiyle bu kez Avrupa Parlamentosu’na taşıdı. 

Toplantıda konuşan Avrupa Birliği Enerji İşlerinden Sorumlu Komiseri Kadri Simson, Avrupa’nın enerji arz güvenliği açısından iddialı hedefleri olduğuna değinerek AB ülkelerinin rüzgar alanında Türkiye ile yakından çalışmaya ve bu alandaki iş birliği fırsatlarını artırmaya odaklanacaklarını belirtti. Simson, “Rüzgar enerji dönüşümünü geçekleştirmek için stratejik bir sektör. 2030 yılında rüzgar enerjisi Avrupa Birliği’nin en büyük elektrik kaynağı olacak. Avrupa Komisyonu da dün yeni bir rüzgar paketini kabul etti. Paket, rüzgar enerjisini ve endüstriyi rahatlatmak, desteklemek ve canlandırmak için altı eylem kategorisini ortaya koyuyor” şeklinde konuşan Simson, izin süreçlerinden yarışma sistemlerine finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar farklı alanlardaki düzenlemeler hakkında bilgiler verdi. 

“Türk firmaları AB türbin üreticilerinin ana ortaklarından biridir” diyen Kadri Simson, 

Türkiye’nin deniz üstü de dahil olmak üzere rüzgar gücünü artırmak için iddialı planları olduğunu hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: Türkiye pazarı AB’li üreticiler için çok önemli. Birlik, AB rüzgar üreticilerine verdiğimiz desteğin Türkiye’ye de fayda sağlayacağını umuyor. Ve güvenilir bir ortağın sağlam üretim temeline güvenebileceğinizi de biliyorsunuz. 

Biz de bu alanda mevcut zorlukların üstesinden gelmek, rüzgar enerjisinin entegrasyonunu kolaylaştırmak ve bu alandaki üretim kapasitesini artırmak için Türk ortaklarımızla birlikte çalışmaya hazırız.” 

“Yeni bir endüstri stratejisi için Avrupa’nın bir yol haritasına ihtiyacı var”

Dünya enerji görünümü hakkında genel bilgiler paylaşan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol, Avrupa’nın şu anda yeni bir endüstri stratejisi için bir yol haritasına ihtiyacı olduğuna değindi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra piyasaların gazın bulunabilirliği, gaz ve enerji fiyatları açısından Avrupa ve ötesindeki tüm şok dalgalarıyla birlikte bir doğal gaz krizi yaşadığını ve şu anda başka bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten Birol şunları kaydetti: “Enerji güvenliğinden bahsettiğimizde iklim değişikliğiyle mücadelemiz kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Daha çok petrol mü, daha çok gaz mı, yoksa alternatiflere mi bakmalıyız? Bana göre rüzgar, güneş, hidrojen, nükleer enerji, bunların hepsi sahip olunabilecek alternatifler. Rüzgarı yalnızca iklim hedeflerimize ulaşmanın bir aracı olarak değil, enerji kaynaklarımızı güvence altına almanın bir aracı olarak düşünmeliyiz.  Rüzgar yakın zamanda diğer enerji kaynaklarını geride bırakarak Avrupa’nın bir numaralı elektrik üretimi kaynağı olacak. Avrupa, temiz enerji teknolojisi üretiminin bir sonraki bölümünde rekabetçi bir konuma sahip olmak istiyorsa, tıpkı diğer ülkelerin yaptığı gibi kendi endüstrileri için teşvikler sağlaması gerekiyor.  Avrupa’nın çok iyi ve avantajlı bir konumu var ama artık bir sağduyulu ve gerçekçi dünya politikalarıyla bir çözüm bulmasının zamanı geldi. Rüzgar enerjisinin çok daha hızlı yayılımını sağlamak adına ikincisi komşuları ve müttefikleriyle birlikte şimdi rüzgar endüstrisini geliştirme zamanı.” 

“Türkiye’nin büyüyen yenilenebilir sektörü bir umut ışığı ve örnek alınacak bir model”
Toplantıda söz alan Avrupa Parlamentosu Üyesi Ryszard Czarnecki de Avrupa Birliği’ni şu anda “geleceğe yönelik kolektif taahhütleri” harekete geçiren değişim rüzgarlarının etkisi altında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Başta rüzgar enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerjiye olan talep, küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar ve Avrupa Birliği’nin enerji güvenliği arayışı gibi çeşitli faktörler nedeniyle artış gösterdi. Belirsizlikler yaşadığımız şu dönemde Türk rüzgar endüstrisinin bölgesel enerji istikrarının desteklenmesinde yaratabileceği önemli etkinin farkına varmak çok önemli. Türkiye, Avrupa ile Asya arasında köprü oluşturan benzersiz jeopolitik konumuyla bu dönüşümde önemli bir rol üstleniyor. Avrupa Birliği üyeliği yolunda potansiyel bir aday ülke olarak Türkiye’nin enerji geçişine katılımı çok büyük, gerçekten muazzam bir önem taşıyor. Rüzgar enerjisi de dahil olmak üzere Türkiye’nin büyüyen yenilenebilir sektörü bize bir umut ışığı ve örnek alınacak bir model sağlıyor. 

Toplantının moderatörlüğünü üstlenen ve “Rüzgar enerjisini evimizde üretiyorsak kimse sorun yaratamaz” diyen WindEurope CEO’su Giles Dickson ise Avrupa’nın artık çok iddialı olan iklim ve enerji güvenliği hedeflerini gerçekleştirmek istiyorsa, mevcut fabrikaları genişletmesi ve iyileştirmesi gerektiğine dikkat çekerek “Avrupa hükümetlerinin, Avrupa’nın ve Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektörünün tam rekabet gücüne sahip olmasını ve 

büyüyebilmesini sağlamak için ihtiyaç duyulan yatırımları destekleyecek teşvikleri uygulamaya koyması çok kritik” tespitinde bulundu. 

“Türkiye, Avrupa’nın tedarik zinciri ve enerji arzında yaşadığı zorlukları hafifletebilir”

Avrupa Parlamentosu’nda Türk rüzgar sektörü adına konuşan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, rüzgar sektöründe üretiminin yüzde 75’ini ihraç eden Türkiye’nin, elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 11’ini rüzgar enerjisinden sağladığını, Türkiye’nin Avrupa’nın rüzgar sanayisinde en güçlü 5. ülkesi olduğunu ve 12 GW’lık toplam rüzgar kurulu gücü ile yine Avrupa’da altıncı sırada yer aldığını belirterek şunları söyledi: 

“Türkiye 85 milyon nüfusa sahip çok büyük bir pazar ve aynı zamanda büyük bir üretim potansiyeli mevcut. Ülkemizde yılda 330 terawatt saat enerji üretiliyor. Bunun 35 terawatt saati rüzgardan, yaklaşık 20 terawatt saati ise güneşten geliyor. Ve ülkemiz bunu toplam 106 GW’lık kurulu kapasiteyle yapıyor. Bunun içinde rüzgar zaten yaklaşık 12 GW’a ulaştı ve ülkemiz Avrupa rüzgar kurulu kapasitesinde altıncı sıraya getirdi. Rüzgar enerjisi kurulu gücümüzün verilen ve verilmesi beklenen lisanslar, kapasite artışları ve hedeflenen 5 GW ile 2035’te 43 GW’a kadar ulaşabileceğini öngörüyoruz. Sektördeki yeni lisanslar, bu kapasite artışında rol oynayacak. Türkiye ayrıca bu kurulu güç öngörüsünü destekleyecek şekilde deniz üstü rüzgar enerjisinde de projeler hayata geçirmeyi hedefliyor. 

Şu anda dünyada değişim rüzgarları esiyor ve bu değişimin sonuçlarını birlikte elde etmemiz gerek. Türkiye de çok yönlü bir ülke. Yerel rüzgar enerjisi gücüyle Türkiye Avrupa rüzgar endüstrisi ile iş birliği yapabilir ve Avrupa’nın tedarik zinciri ve enerji arzı sorunları açısından yaşadığı zorlukları hafifletebilir. 

Rüzgar enerjisi pazarı, pazar büyüklüğü, arz güvenliği, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da son kullanıcı yararı; tüm bu konularda rüzgarla birlikte hem Avrupa hem de Türkiye için kazan-kazan sağlayabiliriz.”

IBRD, RES Çalışmalarına 7,9 Milyon Avro Hibe Sağlayacak

Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), Türkiye’de deniz üstü rüzgar enerjisi santrali (RES) projelerinde kullanılmak üzere 7,9 milyon avro hibe sağlayacak.

Konuyla ilgili milletlerarası anlaşma, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Buna göre, anlaşma seçilen sahalarda riskleri ortadan kaldırarak ve kurumsal kapasiteleri güçlendirerek, Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi üretimine yönelik yatırım potansiyelini geliştirmesine yardımcı olma amacı taşıyor.

IBRD, AB Katılım Öncesi Yardım Aracı Vakıf Fonu idarecisi sıfatıyla Türkiye’ye RES saha geliştirme çalışmalarında kullanılmak üzere 7,9 milyon avro hibe kaynak sağlayacak.

Hibe, deniz üstü RES saha geliştirme çalışmaları kapsamında, çevresel ve sosyal kısıt analizi, teknik, yasal, ekonomik analizler ve kapasite geliştirme gibi konularda kullanılacak. Anlaşmada hibenin kapanış tarihi 31 Mayıs 2025 olarak belirtildi.

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Enerji Sektörü Programı Faz IV-Deniz Üssü Rüzgar Enerjisini Destekleme Projesi’nin ön protokolü 28 Ağustos 2023 tarihinde imzalanmıştı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Körfez Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binası Yeniden İhaleye Çıkıyor

Kocaeli, Körfez Devlet Hastanesi’nin Ek Hizmet Binası projesi için gerçekleştirilen üç ihale iptal edilmişti. Projenin dördüncü ihalesi 14 Kasım’da gerçekleştirilecek.

Körfez Devlet Hastanesi ek hizmet binası inşaatı için daha önce üç farklı ihale yapılmış ve her seferinde iptal edilmişti. 13 Ekim’deki son ihalede teklif veren bir istekli dahi çıkmamıştı. Körfez Devlet Hastanesi ek hizmet binası inşaatı için yeni bir ihale daha 14 Kasım Salı günü saat 11:00’de Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü Destek Hizmetleri Başkanlığı Mali Hizmetler Birimi’nde gerçekleştirilecek. Teklifler, sadece elektronik ortam üzerinden kabul edilecek.

Yeni hastane ek hizmet binası, 7,340 metrekarelik bir alanda inşa edilecek ve 54 yatak kapasitesine sahip olacak. Bu yeni binada, 15 poliklinik, 3 genel ameliyathane, 1 lokal ameliyathane, kadın doğum, yoğun bakım ve acil servis gibi bölümler bulunacak. Yer teslimi yapıldıktan sonra inşaatın 500 günde tamamlanması planlanıyor ve bu yeni tesis, Körfez bölgesinin sağlık ihtiyaçlarına hizmet edecek.

Kaynak: Bizim Yaka

Kanal Kütahya’ya Bungalov İnşa Ediliyor

Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, Kütahya’nın önemli projelerinden Kanal Kütahya’ya 9 adet bungalov ev inşa edildiğini açıkladı.

Kütahya’nın vizyon projelerinden birisi olan Kanal Kütahya’daki çalışmaları inceleyen Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, 9 adet bungalov ev inşaatının başladığını söyledi. Kütahyalıların vakit geçirebileceği ve sosyal faaliyetlerde bulunabileceği alanları artırmak için çalışan Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, Kanal Kütahya’da devam eden imalat çalışmalarını yerinde inceledi. 

Piknik alanları, çocuk oyun alanları, skate park, kafe ve restoranlar, zorbing alanı, spor tesisleri gibi farklı sosyal donatı alanlarının yer alacağı projenin geldiği son durum hakkında bilgi veren Başkan Işık, “Değerli hemşehrilerim, şehrimizin en önemli vizyon projelerinden birisi olan Kanal Kütahya Projemiz kapsamında 9 adet bungalov ev inşaatı başlamış durumda. Su toplama bölgesindeki altyapı imalatları da devam ediyor. İnşallah temmuz ayına kadar bu birinci etaptaki imalatlar tamamlanıp şehrimize kazandırılmış olacak. Şehrimize hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Battalgazi’de Polis Evi İnşaatı Hızla Devam Ediyor


Malatya’nın Battalgazi ilçesine bağlı Bahçebaşı Mahallesi’nde hayata geçirilen Polis Evi projesinde kaba inşaat çalışmaları tamamlandı. Projede genel inşaat devam ediyor.

Polis Evi inşaatındaki çalışmalar hakkında bilgiler veren Malatya Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Aknişan, yaklaşık 10 bin metrekare alana yapılacak olan Polis Evi’nin süit odaları, konferans salonları ve balo salonu gibi bölümleriyle beş yıldızlı otelleri andırdığını söyledi.

Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Aknişan, “Büyükşehir Belediyemiz ile Emniyet Müdürlüğümüz arasında yapmış olduğumuz protokol kapsamında Polis Evi inşaatımızın kaba bölümünü tamamlamış durumdayız. Polis Evi inşaatımız yaklaşık 10 bin metrekare kapalı alandan oluşan beş yıldızlı otel konseptinde tasarıma sahiptir. Şu an uygulaması da devam etmektedir. İnce işlerimize, imalatlarımıza başlamış durumdayız. Çok kısa süre içerisinde bunları tamamlayarak, gerek emniyet personelimize gerekse de diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki personellerin faydalanabileceği modern nitelikteki konaklama merkezimizi inşallah yapmış olacağız” dedi.

Yapımı devam eden Polis Evi’nde 66 adet oda olduğunu ifade eden Aknişan, “Süit odalar, king süit odası ve standart odalar mevcut. Aynı zamanda düğün ve benzeri organizasyonların yapılabileceği nitelikte balo salonumuz, konferans salonumuz, fitness salonumuz, Türk hamamı, sauna da yer alıyor. Toplantı ve seminer odaları, ofisler gibi bölümleriyle hakikaten beş yıldızlı otel gibi bir proje geliştirildi. Projenin hayata geçmesi noktasında çok ciddi katkıları olan başta Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Gürkan’a, mesai arkadaşlarımıza ve projenin yapımında ortağımız olan yüklenici firmaya teşekkür ediyoruz. Hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.

Zemin artı 7 kat şeklinde inşa edilen yeni Polis Evi’nde, balo salonu, konferans salonu, servis mutfağı, gelin odası, şeref salonu, bebek bakım odası, fotoğrafçı odası, fuaye alanı, lobi, teknik ofis, büfe, bay-bayan kuaför, terzi, 7 adet ofis, toplantı odası, seminer odası, vip lokal, konaklama odaları, 4 adet süit oda, 6 adet konaklama odası, kahvaltı salonu, mutfak, oyun salonu, antrenör odası, fitness salonu, soyunma odaları, Türk hamamı, masaj salonu, sauna, buhar odası, duş, çamaşırhane, mescit, depo alanları, kazan dairesi bulunuyor.

GYODER’den Kira Sorununa Kesin Çözüm

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, kamuya ait arsalarda özel sektörün kiralama amaçlı konut üretmesiyle kira sorununun önüne geçileceğini açıkladı.

Söz konusu model ayrıca kira için üst limit belirlenmesini, bu limitin uygulanması için devletin denetim yapmasını içeriyor. Seçili alanlarda uygulanacak projeyle sadece proje kapsamında uygun fiyatlı kiralık ev üretilmesi değil, projenin uygulandığı bölgelerdeki diğer konutlarda da kiraların daha makul seviyelerde tutulması hedefleniyor.

Projeyle ilgili son gelişmeleri anlatan GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Bu modelle konut üretimlerinin 1 yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Bu sayede düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerlerinin de ucuzlaması sağlanmış olacak. Sözleşmelerde yatay mimari, yerli malzeme ve enerji tasarrufu da şart koşulacak. Bu sayede orta ve orta alt gelir grubunun hane halkı gelirinin yüzde 30-50’sini aşmayacak bir formülle barınma çözümü sunmuş olacağız.” dedi.

ENR ile Görüşmeler Sürüyor

Finansman noktasında Hollanda, Çin, Suudi Arabistan ve BAE’den bakanlıklar ve finans kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyleyen Kalyoncu, “Çin’den büyük taahhüt şirketlerinden China State Construction Engineering ile görüşüyoruz. ENR dünya listesinde birinci olan Çinli firma, 12 kişilik ekiple geldiler. ICBC aracılığı ile neler yapılabilir konuşuyoruz. Bu şirket yeni Kahire şehrini yapıyor. Hem de kiralık modelle. Kahire’nin yaptığını biz nasıl yapamayız. Hollandalı NHG Dutch Foundation Homeownership Guarantee Fund ile İstanbul’da görüştük, görüşmeler çok iyi geçti modelimizi anlattık.” ifadelerini kullandı.

İstanbul’a Kiralık Konut Stoku Gerekiyor

Söz konusu modelle vatandaşların piyasa dalgalanmalarından etkilenmeden kiracı kalabileceğini ifade eden Kalyoncu, “Hane halkı gelirinin yüzde 30’unu barınmaya ayıracak, yaşam standartları yükselecek. Düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerlerinin de ucuzlaması hedefleniyor. Halkın faydalandığı halkçı bir model ve aynı zamanda kamunun başta mülkiyet olmak üzere haklarının korunduğu devletçi bir model. Biz İstanbul’da da en az yüzde 10 kurumsal kiraya verenin olduğu bir kiralık konut stoku olması gerektiğini düşünüyoruz. Yani 500 bin kiralık konuttan söz ediyoruz.” dedi.

Kentsel dönüşümün önünde en büyük engelin, kiralık konut bulunamaması olduğuna da dikkat çeken Kalyoncu, “İnsanlar evlerinden çıkacak, kiralık konut bulacak ki o binalar yıkılabilsin. TÜİK’e göre bir binada yaklaşık 4 konut var. Dolayısıyla 500 bin konut üretimi, 125 bin eski binanın yeniden inşası demek. İstanbul’da 262 bin binanın 1980 öncesi yapıldığını düşündüğümüzde bu hayati öneme sahip oluyor. Nitekim Kandilli Rasathanesi’nin araştırmasına göre 7,5 şiddetinde bir depremden yaklaşık 40 bin bina ağır hasar, 136 bin bina orta hasar, 300 bin bina ise hafif hasar alacak. 2024 yılında bu modeldeki ilk konutların üretimini ülkemizde göreceğimizi düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.

Dekar Şehirbahçe’de İlk Etap Teslimleri Tam Zamanında Başladı

Türkiye’de bahçeli ev konusunda gayrimenkul sektörünün öncüsü Dekar Yapı, İstanbul Bahçeşehir’deki Dekar Şehirbahçe’de birinci etaptaki evlerinin teslimlerine tam zamanında başladı. 

Dekar Yapı’nın İstanbul Bahçeşehir’de hayata geçirdiği Dekar Şehirbahçe’de tam zamanında tamamlanan ilk etap, sahiplerine kavuşuyor. 

Doğa dostu yaşam vizyonunu projelerine de yansıtan Dekar Yapı, doğa ile iç içe ve kaliteli evlere sahip olmayı arzu edenler için Dekar Şehirbahçe projesini hayata geçiriyor. İlk etap teslimlerine başlanan projede, Aralık ayında da ikinci etabın teslimlerine başlanacak. 

Doğa ile İç İçe Huzurlu Bir Yaşam

Dekar Şehirbahçe’de 41 bin metrekare bir arazi üzerinde 51 blokta, 2+1’den 4+1’e kadar farklı büyüklükte 181 bahçeli ev ile doğayla iç içe bir yaşam fırsatı sunuluyor. Dekar Şehirbahçe projesinden konut sahibi olanlar bahçeli bir hayatın yanı sıra birbirinden farklı imkânlar sunan sosyal hayat ile de buluşuyorlar. Projenin içerisinde açık yüzme havuzu, kafe, çocuk parkı, basketbol sahası, peyzaj havuzu ve yürüyüş yolları bulunuyor. Ayrıca her ev 2 adet kapalı otoparka sahip.

TİM Başkanı Gültepe: ‘’2023’ü Rekor Bir İhracatla Kapatacağız’’

Denizli’de düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’ne katılım gösteren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe,  “Cumhuriyet’imizin 100. yıl dönümünü inşallah rekor bir ihracatla taçlandıracağız” dedi.

Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) tarafından düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni tamamlandı. Törende konuşan TİM Başkanı Gültepe, şu açıklamalarda bulundu:

 “100 yılda büyük bir mesafe kaydettik. 1923’te 50,8 milyon dolar olan ihracatımızı 2022 yılında 254 milyarın üzerinde taşıyoruz. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına Türkiyemizi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonuyla çalışıyoruz” diye konuştu. Denizli’den geçen yıl 175 ülkeye 3,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini hatırlatan Gültepe, “Bu yıl ise ocak-eylül döneminde 2,4 milyara yakın bir ihracat yaptı. Denizli’de ihracatın yarıya yakını tekstil ve hazır giyim oluşturuyor.

Küresel talebin yavaşlaması ihracatımıza olumsuz bir şekilde yansıyor. Evet bu yıl ihracatta işler istediğimiz gitmiyor. Biz karamsarlığa kapılmadan yolumuzda aynı hızla, aynı şekilde devam ediyoruz. Seçimden sonra Ankara’da ihracatı önceleyen, ihracatçı ile istişare eden, ihracatçının sesine kulak veren bir ekonomi yönetimi var. Özellikle finansa erişim konusunda son üç ayda çok önemli gelişmeler oldu” 

Daha Fazla Firma İhracatçı Olacak

Ödül töreninde firmalara plaketleri takdim edildi. DENİB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu, “Cumhuriyetimizin 100. yılı, Denizli İhracatçılar Birliği’nin 30. yıldönümünde daha fazla ihracat ve daha fazla firmayı ihracatçı yapma hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz.” dedi.

ISK-SODEX Fuarı Kapılarını Açtı

İklimlendirme sektörünü bir araya getiren ISK-SODEX Fuarı kapılarını ziyaretçilere açtı. Fuarda çevre dostu, sürdürülebilir ürünler öne çıktı.

Türkiye’de 26 yıldır düzenlenen ve farklı ülkelerden gelen ziyaretçilere ev sahipliği yapan iklimlendirme sektörünün en önemli fuarlarından olan Uluslararası HVAC&R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri Fuarı (ISK-SODEX 2023) ziyaretçilerine kapılarını açtı.

İstanbul Fuar Merkezi’nde başlayan ve 120 bin metrekare alan üzerinde kurulan fuarda bu yıl yaklaşık 1 milyar dolarlık ticaret hacminin yaratması bekleniyor. Fuarda; Azerbaycan, Bulgaristan, Çin, Mısır, İngiltere, Almanya, İtalya, Hindistan, Japonya, Polonya, Güney Kore, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye ve ABD gibi ülkelerden gelen katılımcılar sektördeki en son gelişmeleri sergiliyor.

“Katma Değerli Ürünleri Destekliyoruz”

Açılışta konuşan Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, bakanlık olarak ihracatta katma değeri yüksek, yüksek teknolojili ürünlere odaklanarak, ihracat süreçlerini başta markalaşmaya, tasarıma, etkin tanıtıma, küresel tedarik zincirlerinde etkin şekilde yer almaya yönelik faaliyetler olmak üzere her adımda desteklediklerini bildirdi.

Bu doğrultuda, iklimlendirme sektörünün en önemli fuarı olan ISK-Sodex’e destek verdiklerini aktaran Bolat, “Ayrıca, yine ISK-Sodex Fuarı ile eş zamanlı olarak bakanlığımız koordinasyonu ve desteği, İSİB organizatörlüğünde, 69 ülkeden 300 yabancı ithalatçı firmanın katılımıyla bir sektörel alım heyeti programı da düzenleniyor. Bu programın da başarılı bir şekilde neticelenmesini diliyorum. İklimlendirme sektörümüzün ulaştığı teknolojik seviye, sahip olduğu tecrübe ve dinamizm ile daha büyük başarılara imza atacağına inancım tamdır” diye konuştu.

İSİB Başkanı Mehmet Hakkı Şanal ise dünyada yaşanan gelişmeler sonucunda Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması’na yönelik ülkemizde de birçok değişikliğe imza atmaya başladıklarını söyledi. Şanal, “Hem enerji verimliliği hem de ihracat noktasında gelecek hedeflerimizi belirledik. 2028 yılında 10.6 milyar dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Sektör Yüzde 43 Büyüdü

Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Annika Klar, “ISK-SODEX’de yeni iş birliklerine de zemin hazırladıklarını söyledi. İklim krizinin etkisiyle küresel iklimlendirme sektörünün hızla büyüdüğüne dikkat çeken Klar, “Son dört yılda yüzde 13,23’lük bir büyüme ile küresel iklimlendirme sektörü 570 milyar dolarlık bir değere ulaştı. Bu süre zarfında Türkiye iklimlendirme sektörü yüzde 43 oranında büyüdü” diye konuştu.

70 Ülkeden 300’e Yakın Alım Heyeti Katılıyor

Bu yıl 16’ıncısı düzenlenen ISK Sodex İstanbul Fuarı’nın İSİB tarafından organize edilen Alım Heyeti programı 70 ülkeden gelen 300’e yakın yabancı iş adamının katılım gösteriyor. Türk İklimlendirme Sektörünü oluşturan firmaların temsilcileri üç gün boyunca yabancı iş adamları ile bir araya gelerek ürünlerinin ticarileşmesi ve ihracata dönüşmesi konusunda çalışacaklar.

İSİB Başkanı Mehmet Şanal, “Geçen yıl sektör olarak 6,7 milyar dolarlık ihracat ile kapattıktan sonra, bu yıl hedef olarak koyduğumuz 7,2 milyarlık ihracatla tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte yüzde 91’lik ihracatın ithalatı karşılama oranı ile ülkemizin dışa bağımlılığını ortadan kaldırma misyonuna odaklı bir şekilde destek oluyoruz” dedi.

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Alternatif Enerji Kaynakları Konusunda Eğitim Seferberliği Başlattı

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası ve İstanbul Ticaret Odası Teknik Anadolu Lisesi Elektrik- Elektronik Lisesi Bölümü öğrencileri ve eğitimcileriyle “Güneş Enerjisi Kurulumu ve Projelendirme” konulu eğitim seferberliği toplantısının ilkini gerçekleştirildi.

Toplantıda açılış konuşmasında söz alan İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali; “Ülkemizin enerji kaynaklarının yetersiz olduğu ve enerji üretiminde petrol, doğalgaz ve elektriğe bağımlı olduğu belirterek, Ülke ekonomisinin kalkınması için alternatif enerji kaynaklarına yönelmenin önemine dikkat çekti. Bozali, konuşmasında güneş enerjisinin Türkiye’de gelişmekte olan bir sektör olduğunu, öğrencilere yeni ufuklar açmak için güneş enerjisi alanında bilgi ve farkındalık geliştirmenin önemine de değindi”.

Enerji üretimi, sürdürülebilir enerji çalışmalarında teknolojik gelişmelerin sektöre sağladığı katma değerin önemine değinen Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali; “Güneş enerjisi, sürdürülebilir enerji kaynaklarındandır. Gerek mesleğe yeni başlayacak gençlerimize sahip çıkarak onlara istihdam sağlamak, gerekse üye meslektaşlarımıza yaşam boyu eğitim ilkesiyle odamız, bünyesinde kurduğumuz ETO Akademi ile sertifikalı eğitimlerimize devam ediyoruz” dedi.

Tasarruf Finansman Sektörü Herkesi Konut Sahibi Yapmayı Hedefliyor

Finansal Kurumlar Birliği Tasarruf Finansman Şirketleri Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, ‘’Ortaya koyduğumuz alternatif finans modeliyle Türkiye’nin 81 ilinde tüm insanımızı konut sahibi yapmak istiyoruz.” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Konut Fiyat Endeksi (KFE) 2023 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 5,5 oranında artarak 1043,0 seviyesine ulaştı. Bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 90,3 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 21,9 oranında artış gösterdi. Konuyu, Finansal Kurumlar Birliği Tasarruf Finansman Şirketleri Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal değerlendirdi.

Dayanışma Ekonomisi ile Her Koşulda Konuta Ulaşmak Mümkün

Eyüp Akbal, “Konut fiyat artışlarının yukarıda seyrettiği bu süreçte, faaliyet gösterdiğimiz tasarruf finansman sektörüne çok iş düşüyor, biz ortaya koyduğumuz alternatif finans modeliyle Türkiye’nin 81 ilinde herkesi konut sahibi yapmak istiyoruz. Konut fiyatlarındaki artış, kredi faiz oranlarının yüksekliği ve krediye ulaşımın zorlaşması gibi etkenler, insanların ev alma hayallerini de ertelemelerine sebep oluyor. Ancak Tasarruf Finansman Şirketleri Sektör Kurulu olarak, geliştirdiğimiz kampanya ve ürünlerle hem konuta erişimi kolaylaştırıyor hem de ülke ekonomisinin çarklarını hızlandırmaya devam ediyoruz. Dayanışma Ekonomisi ile her koşulda konuta ulaşmak mümkün. Dayanışma Ekonomisi’nde herkes ekonomik güçleri dâhilinde bir araya geliyor, birikimler ortak bir yerde toplanıyor ve kişiler birbirlerine verdikleri destekle konut sahibi olabiliyor. Faizsiz, kredisiz ve tercihe göre peşinatsız da olan Dayanışma Ekonomisi’nde kişilerin kendi ekonomik güçlerine göre taksitleri ve ödeme tutarlarını belirleme fırsatları olduğu için ‘Ev almak hayal değil’.” şeklinde konuştu.

Çekilişli Sistemlerdeki Üst Sınır Rakamı Artırılırsa Daha Çok Kişi Konut Sahibi Olabilir

Tasarruf finansman sisteminde çekilişli modelde bulunan 1 milyon üst sınır rakamının artırılması gerektiğine de dikkati çeken Eyüp Akbal, “Bireysel modelde kişiler, istedikleri fiyattaki konuta rahatlıkla erişim sağlayabiliyorken çekilişli sistemde 1 milyon sınırı bulunuyor. Konut fiyatlarındaki artışı göz önünde bulunduracak olursak daha çok kişinin ev sahibi olabilmesi için çekilişli sistemlerdeki 1 milyon tepe rakamının “Tasarruf Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik Taslağında 5 milyon TL’ye çıkarılması hüküm altına alınmıştır. Ancak, son dönemlerde görülen yüksek enflasyon ve konut fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle bu rakamın 10 milyon TL’ye çıkartılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Bu konuda çatı kuruluşumuz Finansal Kurumlar Birliği ile gerekli mercilere konuyu aktarıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kentsel Dönüşüm Yasası Kabul Edildi

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Komisyonu’nca kabul edildi.

Yasa teklifi Türkiye genelinde riskli 6 milyon bağımsız bölümden 2 milyonunun acilen dönüştürülmesini hedefliyor. Kentsel dönüşüm kararları üçte iki çoğunluk yerine yüzde 50+1 ile alınabilecek.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Teklifi’yle getirilen yeniliklerden bazıları şöyle:

  • Riskli yapı tespiti maliklerce yaptırılacak ve sonuç Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ya da belediyelere, yani idareye bildirilecek.
  • Maliklerin karar sürecinde üçte iki çoğunluk şartı yerine artık salt çoğunluğun kararı geçerli olacak. Salt çoğunluğun aldığı karara katılmayan mülk sahiplerinin hisseleri diğer paydaşlara rayiç bedel üzerinden satılacak.
  • Paydaşların almaması halinde dönüşümü yapacak olan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, TOKİ ya da belediye satın alabilecek. Rayiç bedele yapılan itirazlar da kentsel dönüşüm sürecini artık durduramayacak.
  • Teklifle, rezerv yapı alanı tartışmalarına son veriliyor. Mevcut uygulamada bir yerin rezerv alanı olabilmesi için ‘üzerinde yapı olmaması ve meskun mahal dışında yer alması’ gerekiyordu. Yeni düzenlemeyle meskun mahal şartı kaldırılıyor. Böylece şehir merkezlerindeki gerekli görülen tüm alanlar rezerv yapı alanı ilan edilebilecek.

Konut Fiyatları Bir Yılda Yüzde 109 Arttı

Endeksa’nın 2023 Yılı 3. Çeyrek Konut Sektör Analiz Raporu’na göre, Türkiye genelinde konut fiyatları bir yılda yüzde 109 oranında arttı.

Endeksa tarafından hazırlanan 2023 Yılı 3. Çeyrek Konut Sektör Analiz Raporu’na göre 3. çeyrek sonu itibarıyla Türkiye genelinde konut satış fiyatlarında 1 yıllık değer artışı yüzde 109 seviyesinde gerçekleşirken, Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 23 bin 31 TL, ortalama amortisman süresi 16 yıl, ortalama pazarlama süresi 78 günoldu.

İstanbul’da Konut Fiyatları Bir Yılda Yüzde 93 Artış Gösterdi 

48 bin 379 adet ile 3. çeyrekteki konut satışlarının yüzde 14’ünün gerçekleştiği İstanbul’da konut fiyatları 1 yılda yüzde 93 artış gösterdi ve ortalama metrekare satış fiyatı 34 bin 856 TL oldu.

Konut Fiyatları Ankara’da Yüzde 126, Antalya’da Yüzde 100 Arttı

Ankara’da 29 bin 743 adet ile 3. çeyrekteki konut satışlarının yüzde 9’u gerçekleşti ve konut fiyatları son 1 yılda yüzde 126 oranında artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı 18 bin 771 TL oldu. Konut satışlarının yüzde 5’inin gerçekleştiği Antalya’da 15 bin 962 adet satış oldu ve konut fiyatları son 1 yılda yüzde 100 artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı 32 bin 258 TL oldu.

En Fazla Değer Artışı Hatay, Ankara, Elazığ’da

Yıllık değer artışı en fazla olan illerin sırasıyla Hatay, Ankara, Elazığ’da olduğu görülüyor. Hatay’da konut satış fiyatlarında değer artışı %158, ortalama konut metrekare satış fiyatı 17 bin 512 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 714 bin 360 TL, Ankara’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 126, ortalama konut metrekare satış fiyatı 18 bin 771 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 440 bin 230 TL ve Elazığ’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 124, ortalama konut metrekare satış fiyatı 10 bin 979 TL, ortalama konut fiyatı 1 milyon 811 bin 535 TL oldu.

Satılık Konutlarda En Fazla Stok Adedi 76 Bin 367 İle İstanbul’da

En fazla konut satışı yapılan 30 il içerisinde en fazla stok adedinin 3.çeyrek sonu itibarıyla İstanbul’da olduğu görülüyor. Rapora göre 3. çeyrek sonu itibarıyla İstanbul’da 76 bin 367adet konut stoku bulunuyor. Stok adedi, Ankara’da 44 bin 286 adet, İzmir’de ise 22 bin 28 adet.

Üçüncü Çeyrek Sonu İtibarıyla Türkiye’de Konut Kiralarındaki Yıllık Değer Artışı Yüzde 136

Rapora göre 3. çeyrek sonu itibarıyla Türkiye genelinde konut kira fiyatlarında 1 yıllık değer artışı yüzde 136 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare kira fiyatı 125 TL oldu.

Türkiye genelinde konut metrekare kira fiyatlarının en yüksek olduğu iller ise sırasıyla Muğla, İstanbul ve Antalya oldu. Muğla’da 2023 3. çeyrekte ortalama metrekare konut kira fiyatları 181,81 TL, ortalama kira fiyatı 18 bin 726 TL, İstanbul’da ortalama metrekare konut kira fiyatları 175,04 TL, ortalama kira fiyatı 18 bin 29 TL. Antalya’da ortalama metrekare konut kira fiyatları 150,67 TL, ortalama kira fiyatı 16 bin 574 TL oldu.

Kiralık konutlarda stok adetlerine bakıldığında ise, en fazla stokun yine İstanbul’da olduğu görülüyor. Kiralık konutlarda 2023 3. çeyrek sonu itibarıyla İstanbul’da 35 bin 124, Ankara’da 13 bin 500, İzmir’de 8 bin 845, Antalya’da ise 8 bin 295 adet stok bulunuyor.

İkinci El Konut Satışı Toplam Satışların Yüzde 71’ini, Kredili Konut Satışları İse Yüzde 12’sini Oluşturdu

Üçüncü çeyrekte 236 bin 856 adet ikinci el konut satışı gerçekleşti. Bu rakam ile ikinci el konut satışları bir önceki çeyreğe göre yüzde 21, geçen sene aynı döneme göre ise yüzde 4 arttı. İkinci el konut satışı toplam konut satışlarının yüzde 71’ini oluşturdu.

Üçüncü çeyrekte kredili konut satışları ise toplam konut satışlarının yüzde 12’sini oluşturarak 39 bin 354 adet olarak gerçekleşti. Kredili konut satışları bir önceki çeyreğe göre yüzde 37, geçen senenin aynı dönemine göre ise yüzde 32 azaldı.

Ahlatcı Holding, Çorum’a Barut Fabrikası Kuracak

Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Emin Ahlatcı, Çorum’da 7,5 milyar TL yatırımla kurulacak barut fabrikasının yıllık 4 bin ton üretim yapacağını söyledi.

Başta altın olmak üzere altın, savunma, finans, sağlık, enerji, otomotiv ve gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösteren Ahlatcı Holding, Çorum’a 7,5 milyar TL’lik bir yatırımla barut fabrikası kurmaya hazırlanıyor.

Müteahhitliğini kendilerinin yaptığı tesis inşasına geçen yıl başladıklarını belirten Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Emin Ahlatcı, bu alandaki yatırım fikrinin babasının Rusya-Ukrayna savaşı başladığında Rusya’nın ilk olarak Ukrayna’nın barut fabrikasını vurmasıyla oluştuğunu söyledi. Toplamda 1.6 milyon metrekare alana kurulacak olan fabrikanın üretim kapasitesinin yıllık 4 bin ton olacağını ifade eden Ahlatcı, “Burası Türk ordusunun ihtiyacını karşılayacak” dedi. Ahlatcı, “Ürettiğimizin 500 tonunu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) vereceğiz. Diğer ürettiğimizin de ihracatını yapacağız.” ifadelerini kullandı. 

Şu anda tesisin inşaat halindeyken bile Avrupa’nın bazı ülkelerinden 2 yıllık kontrat imzalamak isteyenlerin olduğuna dikkat çeken Ahlatcı, “Daha hizmete açılmadan talepler geliyor. Tabii ki şu anda olumlu dönmüyoruz. Stratejik bir ürün olduğu için TSK, Savunma Sanayi Başkanlığından izin almamız gerektiğini söylüyoruz.” diye konuştu.

“MKE’nin Donanım, Bilgi ve Detaylarını Aldık”

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKE) Kırıkkale’de 1960’larda yapılmış bir barut fabrikasının olduğunu anlatan Ahmet Emin Ahlatcı, “Ancak burası çok eski bir tesis. Bu sebeple de revizyon yapamıyorlar. Çünkü tesis durursa barut üretilemez. MKE’nin buradaki kapasite de 500 ton. Bu da orduya yetmiyor” diye konuştu.

Yatırım kararını aldıkları süreçte dönemin savunma bakanı ve savunma bakan yardımcısını ziyaret ettiklerini ifade eden Ahlatcı, “Bakan, ‘Aklınız başınızda mı? Ne kadar büyük bir sorumluluğun altına girdiğinizin farkındamısınız!’ dedi. Biz de sektörde bu yönde bir açık olduğunu söyledik. Stratejik bir ürün olduğu için bakanın ve bakan yardımcısının da desteğiyle MKE’nin donanım, bilgi ve detaylarını bize verdiler.” dedi.

Konya’ya 200, Elazığ’a 145 Milyon Dolarlık Yatırım

Gayrimenkul alanında faaliyetlerinin olduğunu ve 2017 yılında Çorum’da bir alışveriş merkezi yaptıklarını da belirten Ahmet Emin Ahlatcı, “Aynı sene Elazığ ve Konya’da da birer yer satın aldık. Onları şimdi yavaş yavaş geliştiriyoruz, projeleri bitti.

Bu sene inşaatlarına başlayacağız. Konya’ya yaklaşık 200 milyon dolarlık, Elazığ’da ise 145 milyon dolarlık bir AVM, ticaret ve konuttan oluşan bir karma proje yatırımı yapacağız. 2024 yılının başında ise inşaata başlamayı düşünüyoruz. Projeyi 2,5-3 sene içinde bitirmeyi öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüm yatırımlarını Çorum’a gerçekleştirdiklerinin altını çizen Ahlatcı, “Özellikle İstanbul’da bir deprem riski var. Üretim, fabrika ve sanayi alanındaki her şey İstanbul’da olduğu için bir deprem durumunda Türkiye durur. Pandemi döneminde İstanbul’daki rafinelerimiz kapandı ama biz Çorum’da çalışmaya devam ettik. Bu sayede özellikle altın ürünlerinde Türkiye’nin ne kadar ihtiyacı varsa bir taraftan onları tedarik ettik. Eğer ki İstanbul’da olsaydık biz de orada kilitli olacaktık ve hiçbir şey yapamayacaktık.” ifadelerini kullandı. 

Ahlatcı, Çorum’un 2023 Ağustos verilerine göre, 1.2 milyar dolarlık bir ihracat rakamı olduğunu ve bunun yüzde 90’ının kendilerinden çıktığını söyledi.

Yurtdışında Enerjide Büyüyecek

Yurtdışında büyüme hedeflerinin olduğunu anlatan Ahmet Emin Ahlatcı, “Özellikle enerji tarafında büyümek istiyoruz. RES ve GES alanlarında Avrupa’ya odaklandık. Romanya ve Yunanistan’da birkaç fırsat bakıyoruz. Şu an belli bir projemiz bulunmuyor, araştırıyoruz.” dedi.

“Adabank’ta Bin kişiye İş İmkanı Sağlarız”

Holding içinde finans alanında eksik olan son halka bankacılığı ise Adabank’ı satın alarak tamamladıklarını aktaran Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Emin Ahlatcı, “2024 yılının ilk çeyreğinde faaliyete başlarız” dedi. 

Şu an ki lisansı konvansiyonel banka olan Adabank için ise katılım bankacılığı alanında faaliyet göstermek için başvurusunu yapacaklarını ifade eden Ahlatcı, “5 sene içerisinde ise şubeleşip bin kişilik ilave bir istihdam sağlamayı planlıyoruz.” diye konuştu.

1915Çanakkale Köprüsü’ne Global Bir Ödül Daha

1915Çanakkale Köprüsü, mühendislik dünyasının lider yayını Engineering News-Record (ENR) dergisi  tarafından dünyanın en iyi mühendislik projelerinin seçildiği “Global Best Projects” yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen, inşaat çalışmalarından sonra işletmesi Türkiye’den Limak ve Yapı Merkezi, Güney Kore’den DL E&C ve SK ecoplant şirketlerinin kurduğu ortak girişim tarafından yürütülen 1915Çanakkale Köprüsü Projesi, mühendislik sektörünün dünyadaki referans yayını  ENR tarafından köprü ve tünel kategorisinde 2023 yılı Dünyanın En İyi Projeleri ödüllerinde birinciliğe layık görüldü. 

Bu sene on birincisi düzenlenen yarışmaya Antarktika hariç her kıtadan rekor sayıda mühendislik projesi başvurdu. Yarışmada projeler, takım çalışması, zorlukların üzerinden gelebilme, iş güvenliği, inovasyon ve topluma katkı, inşaat kalitesi ve ustalık, fonksiyon ve tasarımda estetik kalite gibi pek çok kriterde detaylı olarak değerlendirildi. 

Havalimanı, eğitim, sağlık, kamu, askeri, üretim, kültür, yol, otoyol, baraj, spor ve eğlence alanlarındaki yapı ve projeleri değerlendiren jüri; farklı kategorilerde dünyanın 23 farklı ülkesinden toplam 31 projeyi, geliştirdikleri inovasyon ve gösterdikleri azimle dünyaya örnek göstererek birincilik ödülüne layık gördü. Köprü ve tünel kategorisinin kazananı ise 1915Çanakkale Köprüsü oldu. 

1915Çanakkale Köprüsü, 2021 yılında inşaatı esnasında ENR dergisinde 10 sayfalık özel bir bölüm ile yer almış, köprünün 318 metre yükselikten çekilen nefes kesen fotoğraf karesi derginin kapağına taşınmıştı. 

1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu, 2023 yılı Mayıs ayında çevresel ve sosyal alanda yürüttüğü çalışmaların yanı sıra döngüsel ekonomiye katkıları nedeni ile Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından düzenlenen Kamu Özel Sektör İşbirliği ve Altyapı Ödülleri kapsamında birincilik ödülüne layık görülmüştü. 1915Çanakkale Köprüsü şu ana dek, uluslararası saygın platformlarda 12 finans, 2 çevresel ve sosyal, 4 istihdam ve 4 de mühendislik alanında toplam 22 ödül kazandı.

ENR Global Best Projects ödülleri Aralık ayında online platformda yapılacak ödül töreni ile sahiplerine takdim edilecek.

Yıldızlar Yatırım, Sıcak Çelik Üretimi Yapacak

Yıldızlar Yatırım Holding, 22,5 milyar TL yatırım ile sıcak çelik üretimine girecek. 

Orman ürünleri sektöründe büyümesini sürdüren Yıldızlar Yatırım Holding, demir çelikte de gelişimini sürdürüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yıldız Entegre Pazarlama ve Ürün Geliştirme Sorumlusu ve Genel Müdür Yardımcısı Melike Alkan, Kocaeli’nde devam eden soğuk hadde yatırımlarına ek olarak sıcak hadde çelik üretimine de gireceklerini söyledi.

Bunun için 22,5 milyar liralık yeni bir yatırım hazırlığı yaptıklarına değinen Alkan, Türkiye’nin alt yapısının ve sanayisinin güçlü, genç nüfusu ile birlikte deneyim ve potansiyelinin yüksek bir ülke olduğunun altını çizdi.

“Ağır Sanayiyi İyi Biliyoruz”

Alkan, “Hiçbir tesisimizde ve şirketimizde bir ortaklık yok. Tamamen aile sahipliğinde ilerliyoruz. Aile olarak ilgilendiğimiz konular ise yüzde 100 şirketimizin yaptığı yatırımlar” dedi. Sıcak hadde çelik üretiminin gündemlerinde olduğunu ifade eden Alkan, sözlerine şöyle devam etti: 

“Ağır sanayiyi iyi bilen bir aileyiz. Kocaeli’ndeki tesisimizde şu anda soğuk haddelenmiş çelik üretiyoruz. Şimdi ise sıcak çelik de üreteceğiz. Çünkü demir çelik katma değeri çok yükseltilebilecek bir ürün. ÇED raporu alındı. Sadece fiziki olarak aksiyona geçilmedi. Sıcak çelik alanında ek bir yatırım planlıyoruz. Zaten yatırım hep gündemimizde ve demir-çelik alanında da Türkiye’de bir ihtiyaç var.”

‘’Önceliğimiz Yurt İçindeki Üreticilerin İhtiyaçlarını Karşılamak’’

Yıldız Entegre, İtalya’nın Pordenone şehrinde 17-20 Ekim tarihlerinde gerçekleşen Mobilya Endüstrisi için Uluslararası Bileşenler, Aksesuarlar ve Yarı Mamul Ürünler Fuarı SICAM’da yeni nesil ürün, tasarım ve hizmetlerini tanıttı. Ayrıca Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi’ne de bir gezi düzenleyen şirket, firmanın faaliyetlerini ve hedeflerini anlattı.

Yıldızlar Yatırım Holding’in 133 yıllık bir geçmişe sahip olduğuna işaret eden Melike Alkan, özellikle pandemi döneminde mobilya sektörünün çok büyük atılım gerçekleştirdiğini ve bu sebeple önceliklerinin yurt içindeki üreticilerin ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu söyledi.

80 Ülkeye İhracat 

“Orman ürünleri, gübre, kimya, demir-çelik, deniz taşımacılığı, liman işletmeciliği, enerji gibi birbiriyle entegre birçok sektörde global bir oyuncu haline geldik. Geçen yıl Yıldız Entegre olarak 23,5 milyar TL ciro elde ettik.’’ diyen Melike Alkan şu ifadeleri kullandı:

‘’2023 yıl sonu hedefimiz ise yüzde 50’ye yakın büyüme sağlayarak 35 milyar TL’lik ciroya ulaşmak yönünde. Şu anda cironun yüzde 70’i panel üretiminden, yüzde 30’u ise kapı ve parkeden geliyor. Ayrıca Romanya’daki yatırımımızdan 100 milyon euro ciroya ulaşmayı hedefliyoruz. Yıldız Entegre olarak 80’nin üzerinde ülkeye ihracat yaptık ve bazı ülkelere ihracatın yanı sıra iş modelleri geliştirdik.

Önceliklendirdiğimiz ülkeler arasında Romanya, İtalya, Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa, Polonya, ABD, Kanada, İsrail, Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Mısır, Suudi Arabistan, Irak, Gürcistan, Litvanya, Rusya ve Ukrayna yer alıyor. Toplam satışlarımız içindeki ihracat oranımız ise ortalama yüzde 15’ler seviyesinde.”

Enerjisinin Yüzde 15’ini ‘Yeşil’den Sağlıyor

Manisa Akhisar tesislerinde GES yatırımı yaptıklarına da değinen Melike Alkan, “Yaklaşık 13 bin panel ile fabrika çatısına 5 MWe kapasiteli güneş paneli kurulumu yapıldı ve Ekim ayı itibari ile devreye girdi. Tesislerimizin üzerindeki güneş panelleriyle aslında tesislerin yüzde 15’e kadar enerjisini yeşil olarak sağlıyoruz.

Kartepe içerisinde atık sulardan veya çıkan ısıdan geri dönüştürerek elde ettiğimiz bir takım enerjiler de bulunuyor. Sürdürülebilirliğe dokunan, düşük karbonlu ekonomiye geçiş sağlayan her türlü yatırımı desteklemeye gayret ediyoruz” dedi. 

Alkan, şirketin ağaca vefasını gerek iş modeli gerekse toplumsal projelerde göstermek üzere “Ağacın İzinde” adında bir proje yürüttüklerini de sözlerine ekledi.

“13 Milyon Dolara Üçüncü Gemiyi Filomuza Kattık”

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başladığı sırada odun tedarikini Ukrayna üzerinden gerçekleştirdiklerini belirten Melike Alkan, savaşın bunu sekteye uğrattığını söyledi. Bu nedenle holdingin gemi yatırımlarıyla birlikte Amerika’dan mal getirebildiğini söyleyen Alkan, “Gemi filomuza bir yenisini daha ekleyerek 13 milyon dolara üçüncü gemiyi de filomuza kattık. Özel dizayn olan ve dünyada 200 adet bulunan Yıldızlar 3, Türkiye’nin en büyük ağaç yongası taşıyıcısı oldu.” ifadelerini kullandı.

İnşaat Sektörünün Ekim Ayı Güven Endeksi 89,1 Değerini Aldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, inşaat sektörü güven endeksi ekim ayında aylık yüzde 0,9 artarak 89,1 değerine ulaştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) inşaat, hizmet, perakende ve ticaret sektörlerine ilişkin güven endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Ekim ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 0,5 oranında artarak 113,6 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 3,3 oranında azalarak 113,9 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 0,9 oranında artarak 89,1 değerini aldı. 

İstanbul’dan Tam 8,5 Milyar Dolarlık İhracat Yapıldı

İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB), 2023 yılının Ocak-Eylül döneminde İstanbul’dan 195 ülkeye 8,5 milyar dolar değerinde ihracat yapıldığını açıkladı.

İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB), yılın ilk 9 ayında ihracatını artırmayı başardı. İİB’den yapılan açıklamaya göre, yılın 9 ayında 197 ülkeye ürün satan İİB’in ülke ihracatı içindeki payı yüzde 5,2 oldu. İstanbul İhracatçı Birlikleri, yılın 3 çeyreğinde en fazla ihracatı 556 milyon dolarla Irak’a yaptı. Bu ülkeye en çok kümes hayvanları, hayvansal mamuller ile mobilya, kağıt ve orman ürünleri satıldı. İİB’in ihracatında Irak’ı ABD, Norveç, Almanya ve Birleşik Krallık izledi.

Avrupa Birliği İlk Sırada

 ABD’ye hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ile mobilya, kağıt ürünleri, Norveç’e gemi, yat ve hizmetleri, Almanya’ya fındık ve mamulleri ile mobilya, kağıt ve orman ürünleri, Birleşik Krallık’a mobilya, kağıt ve orman ürünleri ile hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri satışı öne çıktı.

Ülke grupları baz alındığında İİB’in en fazla ihracat yaptığı bölge, 1 milyar 717 milyon dolarla Avrupa Birliği bölgesi oldu. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat, yılın 9 ayında önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,6 arttı. İstanbul İhracatçı Birliklerinin eylül ayı ihracatı ise 1 milyar doları aştı.

Birlik, eylülde en fazla ihracatı Irak, Kanada ve Faroe Adaları’na yaptı.

“Yeni Rekorlara İmza Atacağız”

İİB Koordinatör Başkanı Cem Seven, ihracatta yılın üç çeyreğini yıllık bazda yüzde 3,6 artış yakalayarak başarılı bir şekilde kapattıklarını belirtti. Seven, şunları kaydetti: 

“İstanbul İhracatçı Birlikleri, ihracatı artırmaya yönelik etkinlikleriyle eylül ayını yoğun geçirdi.

Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliğimiz hazırladıkları sürdürülebilirlik eylem planını kamuoyuna açıkladı. Avustralya’da düzenlenen güney yarım kürenin en büyük gıda fuarı Fine Food 2023, bölgenin önemli mobilya fuarları arasında yer alan Furniture China 2023 ile dünyanın önde gelen denizcilik fuarlarından NEVA 2023’e Türkiye milli katılımları düzenleyerek, organize ettiğimiz farklı etkinliklerle sektörlerimizi başarılı bir şekilde tanıttık.

Su ürünleri sektörünün önemli fuarlarından Seafood Expo Russia 2023 ile Monako Yat Show 2023’e info stant ile katılım sağladık. Japonya’dan bir alım heyetini ağırladık ve ihracatçı firmalarımızla ikili iş görüşmeleri yaptırdık. Yine World Food İstanbul 2023 Gıda Fuarı kapsamında bir alım heyeti programı düzenledik. Pazarlarımızın çeşitliliğini, ihracatımızı artırarak yolumuza devam ediyoruz. Yeni ihracat rekorlarına imza atarak Türkiye ekonomisine katkımızı sürdüreceğiz.”

Dünyamız Güneş Paneli Çöplüğüne Mi Dönüşüyor?

SolarKonsept, yayınladığı “İkinci el güneş paneli kullanmak mantıklı mı?” isimli dosya ile yeni bir tartışmayı da gündeme taşıyor.

Güneş enerjisi altın çağını yaşarken panel verimleri, 15 yıl önce sadece bir rüya olan %21 seviyesine ulaşıyor. Güneş enerji santralleri en temiz enerjiyi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kurulum ve işletme maliyetleri kıyaslandığında diğer santral türleriyle arayı gün geçtikçe açıyor.

İkinci el güneş paneller satış sitelerinde yerlerini alırken

Solarkonsept, tüketicilerin ikinci el güneş panellerine olan ilgisine dikkat çekmek için bir dosya yayınladı. Bu yazıda ikinci el güneş panellerinin tüketiciler için oluşturduğu birçok riske dikkat çekiliyor. İkinci ele düşmüş panellerin verim düşüklüğü, muhtemel arızaları, garantiden ve ölçümden yoksun olmalarına dikkat çekilmiş. Kısacası tüketiciler için şimdilik pek ümit vaat etmiyor. SolarKonsept, ikinci el güneş panellerinin kullanılabilmesi için en iyi yolun güneş paneli geri dönüşüm tesisleri olduğuna dikkat çekiyor.

Dünyada sadece birkaç tane panel geri dönüşüm tesisi var

Panel geri dönüşüm tesislerinde, panellerde kullanılan cam ve alüminyum çerçeve geri dönüştürülüyor. Ve bunların yanı sıra panellerde bulunan silikon ve gümüş, bakır gibi değerli elementler geri kazanılıyor. Fakat endişe verici olan konu ise solar panel geri dönüşümünde uzmanlaşmış olan birkaç tesisin dünyadaki tüm geri dönüşüme yeterli olmasının imkansızlığı.

Güneş paneli çöp dağlarına hazır mıyız?

İngiliz hükümeti yaklaşan küresel çevre felaketi için acil eylem çağrısında bulundu. Dünyanın güneş enerjisi kurulu gücü 2,5 milyar adet güneş paneline karşılık geliyor. Ve bu paneller zaman içinde bir çöp dağına ya da geri dönüşüme gitmek zorunda.

Bursa’nın Yıldırım İlçesinde Yol Yapım Çalışmaları Hızla Sürüyor

Bursa Yıldırım Belediyesi tarafından ilçe genelinde başlatılan yol yapım çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Yıldırım Belediyesi, ilçenin ulaşım ağını geliştirmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Bir taraftan yeni imar yolları açılırken diğer taraftan da mevcut yolların bakım ve onarımı yapılarak ulaşım konforu artılıyor. Bu doğrultuda 2019 yılından bugüne 75 bin metrelik yeni imar yolu açıldı. 160 bin ton asfalt serimi yapıldı, 200 bin metrekare bordür ve 350 bin parke taşı döşendi. 

Yıldırım’ın Bursa’nın yüzölçümü en küçük ilçelerinden olmasına rağmen nüfus ve bina yoğunluğu en fazla ilçe olduğunu hatırlatan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Mevcut ulaşım ağımız günümüz beklentilerine cevap vermekte zorlanıyor. Şehirlerin marka değerlerinin en önemli kriterlerinden birisinin ulaşılabilirlik olduğunu düşünürsek, Yıldırım’ın değerine değer katmak için yeni ulaşım arterleri oluşturuyoruz.” dedi.

Özellikle Ankara Yolu’na paralel ve dikey alternatif güzergahlar oluşturarak, trafik yoğunluğunu azaltmak istediklerini ifade eden Başkan Yılmaz, “Kentsel dönüşüm ve kamulaştırma vasıtası ile yeni ulaşım arterleri oluşturuyoruz. Ortabağlar Mahallesi Huzur Caddesi, Millet Mahallesi Bilgin Sokak, Tevazu Sokak’ta yapacağımız yol genişletme çalışmaları için kamulaştırmalarımız devam ediyor. Yine çok önemsediğimiz Esenevler, Yiğitler ve 75. Yıl mahallerimizin ulaşımını sağlayan Erdoğan Caddesi ve 2.Cadde’yi Ankara Yolu’na bağlayacak 30 metrelik yol ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Yine Büyükşehir belediyemiz ile birlikte Ankara Yolu’na alternatif olarak planladığımız Esenevler, Yiğitler ve 75. Yıl Mahallelerinden geçerek, Değirmenönü, ve Karapınar üzerinden Kestel’e kolay ulaşım sağlayacak 30 metrelik yol projemizin kamulaştırma çalışmaları aralıksız devam ediyor.” diye konuştu.

QatarEnergy, İtalyan Eni İle 27 Yıllık Anlaşma İmzaladı

QatarEnergy, İtalya’ya sıvılaştırılmış doğalgaz ihraç etmek için İtalyan Eni ile  27 yıllık anlaşma imzaladıklarını açıkladı.

Katar’ın kamu doğalgaz şirketi QatarEnergy, İtalya’ya 27 yıl boyunca sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihraç etmek için İtalyan Eni ile 27 yıllık anlaşma imzaladığını açıkladı. QatarEnergy ve Eni’nin bağlı ortakları, Katar’ın North Field genişletme projesinden yılda 1 milyon tona kadar LNG ihraç etmek için uzun vadeli satış ve satın alma anlaşması imzaladı.

LNG, 2026 yılından itibaren Toskana’nın Piombino limanındaki yüzer depolama ve gaz dönüştürme birimi olan FSRU Italia’ya sevk edilecek. Dünyanın en büyük LNG ihracatçısı Katar, Shell ve TotalEnergies’e 2026’dan itibaren yılda 3.5 milyon ton LNG ihraç etmek üzere son iki hafta içinde 27 yıllık anlaşmalar imzaladı.

Yıkım Kararlarına Karşı Açılan İptal Davaları Hızlanacak

Hükümet tarafından meclise sunulan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nde yargı usullerine ilişkin değişiklikler ele alındı.

Düzenlemenin yasalaşmasıyla, yıkım kararlarına karşı açılan iptal davaları nedeniyle yıkılamayan ağır hasarlı binaların durumlarının hızlıca ele alınması ve bu binalarla ilgili süratle kararların verilmesi hedefleniyor. Teklifte deprem bölgesini kapsayan ve İdari Yargılama Usulü Kanuna eklenmesi öngörülen geçici maddenin tamamı şu şekilde:

  1. 10 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak. – Savunma verme süresi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün olacak, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla 10 gün uzatılabilecek.
  2. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyecek. 
  3. Keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gereken hallerde, dosyanın tekemmülünden itibaren 15 gün içinde keşif yapılacak. Bilirkişilere ve bilirkişi raporlarına, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilecek.
  4. Duruşma yapılması, tarafların istemine ve mahkemenin kararına bağlı olacak. Duruşma davetiyeleri, duruşma gününden en az 15 gün önce taraflara gönderilecek.
  5. Bu davalar dosyanın tekemmülünden veya ara karar, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gereken hallerde bunların tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak.
  6. Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilecek.
  7. İstinaf istemi en geç 2 ay içinde karara bağlanacak. İstinaf incelemesi aşamasında, istinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri 15 gün içinde yerine getirecek. – Tam yargı davalarıyla bu madde kapsamındaki iptal davaları birlikte görülemeyecek. – Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar hakkında da bu düzenleme hükümleri bulunduğu aşamadan itibaren uygulanacak.

“Türkiye’ye Olan Güvenimiz Tam, Yatırımlarımız Devam Edecek”

Türkiye ekonomisindeki pozitif büyüme eğilimi yatırım ortamına olan güveni de arttırıyor. Bu kapsamda Türkiye’deki ilk mağazalarını Mayıs 2023’te Torium AVM ve Oasis Cadde AVM’de eş zamanlı olarak açan Danimarka merkezli ev eşyası perakendecisi JYSK, üçüncü mağazasını açmaya hazırlanıyor.

45 ülkede 3.300’den mağazası bulunan markanın Ülke Müdürü Alexandru Bratu, “Türkiye’deki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz, yıl sonuna kadar üçüncü mağazamızı da Anadolu Yakasında çok merkezi bir lokasyonda açacağız. Önümüzdeki yıl da mağaza sayımız artarak devam edecek” dedi.

Yabancı şirketlerin Türkiye’ye olan yatırımları her geçen gün artıyor. Bunlardan biri olan Mayıs ayında ilk mağazalarını açan Danimarka merkezli ev eşyası perakendecisi JYSK, 1979 yılında aile şirketi olarak kurulduğu günden itibaren misyon edindiği uyku ve yaşam alanlarında herkes için harika bir İskandinav teklifi sunma hedefini şimdi Anadolu Yakasında açacağı üçüncü mağazası ile sürdürüyor. 

İskandinav “hygge” tarzında ev ve yaşam ürünlerinin yanı sıra yatak ve uyku ürünlerindeki deneyimini daha çok müşterisi ile paylaşmayı hedefleyen JYSK, üçüncü mağazasını 14 Aralık’ta Tepe Nautilus’ta açıyor. Doğrudan yatırım ile açılan mağaza, 1.421 m2 toplam alanı ile müşterilerine ferah bir alışveriş deneyimi sunacak.

“Mağaza Sayımız Artacak”

Romanya ve Bulgaristan’ın yanı sıra JYSK Türkiye’nin de Ülke Müdürü olan Alexandru Bratu, “Türkiye’deki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz, yıl sonuna kadar üçüncü mağazamızı da Aanadolu Yakasında çok merkezi bir lokasyonda açacağız. Önümüzdeki yıl da mağaza sayımız artarak devam edecek. JYSK Türkiye’de yapacağımız yatırımlar ile, daha çok müşterilerimizi gerçek İskandinav deneyimi ile buluşturacağız ve gittikçe artan mağaza sayımız ile kolaylıkla erişebilir olacağız. Artık hem Avrupa Yakasında hem de Anadolu Yakasında birbirinden güzel tasarımları çok uygun fiyata sunuyor olacağız.

Türkiyede’ki yeni mağazalar, müşterilerimize ilham veren ve kolay alışverişin yanı sıra keyifli bir deneyim sunmayı hedefleyen JYSK’un en güncel mağaza konsepti ile açılacak. Konsept, mağaza içi gezinmeyi ve ürünlere kolay erişimi mümkün kılarken; enerji tasarruflu aydınlatması ile ürünlerin daha dikkat çekici görünmesine ve açık kahverengi, ahşap görünümlü zemin dahil tüm mağazaya hakim olan nötr renkleri ile de yalın bir atmosfer oluşumuna olanak sağlıyor“ dedi. 

İstanbul Dışında da Mağaza Açacağız

Ülke müdürü Alexandru Bratu sözlerine şöyle devam etti: “Kısa bir süre olmasına rağmen, JYSK’un Türkiye pazarındaki başarısı ve müşterilerimizin ilgisi bizi çok mutlu etti. Çok geçmeden her semtte tüm müşterilerimizi ağırlamak için sabırsızlanıyoruz.

Türkiye’deki yatırım kararımız İstanbul ile sınırlı kalmayacak. Planlarımız doğrultusunda İstanbul sonrasında çevre iller başta olmak üzere tüm Türkiye’de JYSK mağazaları ile İskandinav yaşam tarzını ve felsefesini müşterilerimiz ile buluşturmayı hedefliyoruz.

İstanbul’daki üçüncü JYSK mağazası 14 Aralık’ta Tepe Nautilus AVM’de açılacak. JYSK Türkiye’nin toplam 45 ülkede 3300’den fazla mağazası bulunuyor.”

Kredilerdeki Kısıtlama Konut Satışlarındaki Artış Hızını Düşürdü

Gayrimenkul Uzmanı Gülcan Altınay, konut satışlarındaki artış hızının yavaşlamasının sebeplerinden bir tanesinin,  kredilerdeki kısıtlama ve kredi faiz oranlarının yüksek olması olarak gösterdi.

Çok yüksek kira bedellerinin öğrencileri, ücreti daha makul gelen özel yurtlara ittiğini belirten gayrimenkul uzmanı Gülcan Altınay, “Özellikle son aylarda yaşadığımız üniversitelerin yerleşme sebebiyle küçük dairelerin kiralarında ciddi bir artış yaşanmıştı. Şu an bu durum normal seviyesinde devam ediyor kira artış oranları son iki aydaki artış hızına göre daha düşük. Tayini çıkan memur grup evlerine yerleşti, öğrenciler yerleşti ve şu an kiralık konut arayışında hızlı değil dolayısıyla arzu başlayınca fiyatlarda yerinde şu an seyrediyor.” dedi.

Türkiye genelinde konut satış hızı yavaşladığını ve konut satışlarındaki artış hızının yavaşlamasının sebeplerinden bir tanesinin de kredilerdeki kısıtlama ve kredi faiz oranlarının yüksek olduğunu söyleyen Gülcan Altınay, “Aynı zamanda mevduat faizlerinin yüksek olup yatırımların faizde bekletilmesi ve kiralara getirilen sınırlama ile beraber konut alımı yapmak yatırımcı için mantıklı gelmiyor ve bu yüzden yatırımlarını arsa tarla ya da faizli götürüyorlar.” diye konuştu.

Konuta Yatırım Yapmak Mantıklı Geliyor

Özellikle ocak ayından itibaren konut alımının yatırım aracı olmaktan çıkmaya başladığını ifade eden Altınay, “Kira getirileri konutların satış rakamlarına göre düşük kalıyor, amortisman süreleri uzuyor ve kişiler yatırımlarını konuta yapmanın mantıklı olmadığını düşünüyorlar.” dedi.

Şu an konut krizinin tam ortasında olduğumuzu dile getiren Altınay, açıklamalarını şöyle tamamladı:

“Kişiler yüksek faizli konut kredileri alamadığı için, konut limitleri de düşük seviyede tutulduğu için insanlar konut alımında şu an zorluk yaşıyor. Aynı zamanda konut arzında yaşadığımız sıkıntı ve fiyatların çok yüksek seviyede olması, enflasyon ve dolar artışının yüksek seviyede olmasının yanında kira rakamları düşük kaldı. Bu yüzden de şu an konut alışında/satışında kriz yaşanıyor. Krediler rahatlamazsa bu balon fiyat artışı biraz geriye gelmezse bu kriz devam eder. Krediler açıldığı başlayıp fiyatlar da normal seviyesine geldiği sürece sorunlar çözülmeye başlar.” 

Marmara Depremi Çevresindeki 7 İli Etkileyebilir

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, olası Marmara depremine karşı yapılması gerekenlerden bahsetti.

Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Her Yönüyle Deprem Sempozyumu için Edirne’de bulunan Yılmaz, gazetecilere, Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunu ve farklı yerlerde büyük depremlerin yaşanabileceğini ifade etti.

AFAD olarak depremlere karşı çalışmalar sürdürdüklerini anımsatan Yılmaz, 4 aşamadan oluşan bütünleşik afet yönetimi sistemi kapsamında afet öncesi ve sonrasına yönelik planlar yapıldığına dikkati çekti.

Yılmaz, Marmara Denizi’nde olası bir depremin İstanbul başta olmak üzere çevresindeki 7 ili etkileyeceğini dile getirdi.

İstanbul gibi 16 milyondan fazla insanın yaşadığı bir yerde hazırlıkların ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğine işaret eden Yılmaz, “Bu kapsamda 2016 yılında İstanbul Afet Müdahale Planı devreye girdi, bunu her yıl tüm kurumlarla güncelliyoruz. Afetle ilgili olan tüm kurumlarda araç, ekipman, personel ve plan hazırlama gibi tüm hazırlıkları tamamlamaları için çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.

Yılmaz, depremle ilgili çalışmaların en önemli ayağının dirençli kentler oluşturmaktan geçtiğini belirtti.

İstanbul’da Neler Yapılmalı?

İstanbul’da afet riskinin azaltılması ve gerekli bina ve altyapı yenilemelerinin yapılması gerektiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

“İstanbul gibi 3 imparatorluğa başkentlik yapmış, içerisinde 2 bin yıllık yapıları ve ciddi bir nüfusu barındıran büyük bir şehirde her şeyden önce eskiyen köhnemiş yapıları yenilememiz gerekiyor. İstanbul gibi bir metropolün en önemli afet hazırlığı, şehri dirençli bir kent haline getirmek, kentsel dönüşüm dahil olmak üzere bina yenilemelerini yapmak ve aynı zamanda şehrin enerji, içme suyu, ulaşım ve haberleşme altyapılarını sağlamlaştırmaktan geçiyor. Köprülerimizi, viyadüklerimizi, içme suyu hatlarımızı sağlamlaştırma noktasında kurumlarla ortaklaşa çalışmalar yürütüyoruz. AFAD olarak 6 Şubat depremlerini bir daha yaşamamak için çalışıyoruz. Biz eğer afetler öncesi gerekli önlemleri alırsak ve dirençli şehirler oluşturursak, depremi sadece bir doğa olayı olarak yaşar ve normal hayata geçişi çok daha kolay sağlayabiliriz.”

Kurumlar Çalışma Yaptı

Yılmaz, İstanbul’da 2019 yılında yaşanan 5,8 şiddetindeki depremin ardından paydaş kurumlarla 800’e yakın toplantı gerçekleştirildiğini ifade etti.

Bu kapsamda kurumların şehrin altyapısını güçlendirmek için çalışmalar yaptığını aktaran Yılmaz, “İstanbul’un enerji altyapısını güçlendirmek için TEİAŞ tarafından çalışmalar yapıldı. Karayolları ve Büyükşehir Belediyesi köprü ve viyadüklerin risk analizlerini tespit ederek, yenilenmesi ve güçlendirilmesi gereken yerlerde çalışmalar yaptılar. Aynı şekilde haberleşme noktasında GSM operatörü şirketleri kendi baz istasyonlarının risk analizlerini yaptılar. Bunların herhangi bir afet durumunda zarar görme ihtimaline karşı mobil baz istasyonları getirdiler.” diye konuştu.

100 Bin Riskli Yapıdan Çoğu Yıkıldı

Yılmaz, İstanbul’un yapı stokunu yenilemek için çalışmaların sürdüğünü belirterek, “2012 yılında çıkan ‘6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’ ile İstanbul yapı stokundaki yenileme süreci hız kazandı. O günden bugüne yaklaşık 100 bine yakın yapıyı riskli ilan ettik ve yüzde 90 oranında bu yapılar yıkıldı. Yerine yeni yapılar yapıldı.” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Bandırma Belediyesi, Çevre Çalışmalarıyla Fark Yaratıyor

Bandırma Belediyesi ferah ve yaşanabilir bir kent oluşturmak için pek çok farklı alanda çalışıyor.

Parkların düzenlenmesi ve yeni yeşil alanların oluşturulmasının yanı sıra kentin önemli noktalarında bulunan kavşak alanları Belediye’ye bağlı Park ve Bahçeler Müdürlüğü   ekiplerince gerçekleştirilen peyzaj çalışmalarıyla daha şık ve daha modern bir görünüme kavuşuyor.

Bandırma’ya her geçen gün yeşil alanlar kazandıran Bandırma Belediyesi, bir yandan kentteki kişi başına düşen yeşil alan miktarını arttırırken bir yandan da yaptığı dönel kavşaklar ile ulaşımı düzenli ve güvenli hale getiriyor.

Bandırma Belediyesi yaptığı yeni çalışmalarla yeşil alanları daha modern ve estetik bir hale getirirken mevcutta olanların ise periyodik olarak bakımını gerçekleştirmeye devam ediyor. Yapılan peyzaj çalışmaları ile kentin yolları şık bir görünüme kavuşuyor.

Bandırma Belediye Başkanı Av.  Tolga Tosun konuşmalarında “Yeşilimizi koruyor ve yaşatıyoruz. Çocuklarımıza, gençlerimize ve değerli hemşehrilerimize daha iç açıcı ve bol yeşilli bir çevre kazandırmak için çalışmaya devam edeceğiz. Adil, yeşil ve yaratıcı bir Bandırma hedefimize beraberce ulaşacağımıza, birlikte başaracağımıza tüm kalbimle inanıyorum” ifadelerine yer verdi. 

Seramiksan, Fabrika ve Showroom’larını Mimarlara Açtı

Mimarlar Haftası kapsamında 3 ayrı etkinlik düzenleyen ünlü seramik markası, fabrika ve showroom’larını mimar ve iç mimarlara açtı. Manisa ve İzmir’de düzenlenen etkinliklerdeki katılımcılar, markanın üretim süreçleri, teknik prosesleri ve otomasyon sistemleri hakkında ayrıntılı bilgi edinirken, sürdürülebilirlik hakkında da sohbet etti.  

Farklı sektörlerden profesyoneller, her yıl ekim ayının ilk pazartesi gününde kutlanan Dünya Mimarlar Günü kapsamında düzenlenen çeşitli etkinliklerde bir araya geldi. Yerli karo, yapı kimyasalları ve vitrifiye ürünleri üreticisi Seramiksan da ekim ayında gerçekleştirdiği 3 etkinlikle fabrika ve showroom’larını mimar ve iç mimarlara açtı. Ürünlerinin kullanıldığı mekanın yapısı ve dekorasyonuyla harmanlanarak bütünsel, estetik bir görünüme kavuşmasında mimarların kritik bir rol üstlendiğini aktaran Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu, etkinliklerine dair şu açıklamada bulundu:

“1994’ten bu yana yapı ürünleri sektöründe faaliyet göstererek mekanların hem işlevsel hem de estetik görünüme sahip bir ortama dönüşmesini sağlıyoruz. Elbette, ürünlerimizin mekanın dekorasyonu ve yapısıyla uyumlu hale gelmesinde mimarlar çok önemli bir paya sahip. Bu yüzden, Mimarlar Haftası vesilesiyle düzenlediğimiz etkinlikler kapsamında fabrika ve showroom’larımızda kendileriyle bir araya geldiğimiz için mutluyuz. İş ortaklarımız olarak kabul ettiğimiz mimar ve iç mimarların, iş süreçlerimizle ilgili daha fazla bilgi sahibi olması, birlikte nice başarılara imza atacağımızın habercisi.”

Mimar ve iç mimarlar, Seramiksan fabrika ve showroomları ziyaret etti

Seramiksan, Dünya Mimarlar Günü için ilk etkinliğini geçtiğimiz hafta gerçekleştirdi. Turgutlu Mimarlar Odası ve Manisa Mimarlar Odası üyesi mimar ve iç mimarlar, ayrı günlerde markanın bölgedeki fabrikasını ziyaret etti. İki etkinlikte de Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu’nun tarihçelerini ve marka yolculuklarını anlattığı sunumun ardından, misafirlere showroom’lar gezdirilerek ürünler tanıtıldı ve yenilikler aktarıldı. 

Seramiksan yöneticilerinin de katılımcılara gün boyu eşlik ettiği teknik gezi organizasyonunda büyük ebat granit üretiminin gerçekleştirildiği granit fabrikası ziyaret edildi. Mimar ve iç mimarlar, dünyanın en gelişmiş vitrifiye üretim tesislerinden biri olan Seramiksan’ın vitrifiye fabrikasını da gezerek üretim süreçleri, teknik prosesler ve otomasyon sistemleri hakkında detaylı bilgi edindi.

İzmirli mimarlar, kahvaltı etkinliğinde buluştu

Seramiksan’ın Dünya Mimarlık Günü kapsamındaki etkinlikler dahilinde bir organizasyon da İzmir’de yapıldı. Buca Yapı showroom’unda düzenlenen kahvaltıya katılan mimarlar, mağazadaki karo, yapı kimyasalları, banyo mobilyası ve vitrifiye ürünlerini inceledi. Markanın benimsediği %0 atık ürün, %0 atık su politikası doğrultusunda üretim süreci ve sürdürülebilirlik hakkında sohbet etti. 

2012’den Bu Yana 2,2 Milyon Bağımsız Bölüm Dönüştürüldü

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye genelinde 2012 yılından bu yana toplam 2,2 milyon bağımsız bölümün dönüşümünün tamamlandığını açıkladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Van’ın Erciş ilçesinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin 12. yılı dolayısıyla sosyal medya hesabından açıklama yayınladı.

Bütün afetlerde hayatını kaybedenleri rahmetle anan Özhaseki, ülkeyi, deprem başta olmak üzere bütün afetlere karşı hazır hale getirmekte kararlı olduklarını belirtti.

Bakan Özhaseki, şunları kaydetti: 

“Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kentsel dönüşüm çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Ülkemiz genelinde, 2012’den bugüne 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık. 400 bin bağımsız bölümün dönüşümüne devam ediyoruz. Bugüne kadar Bakanlık olarak kentsel dönüşüm projelerine 480 milyar lira değerinde kaynak sağladık. Türkiye Yüzyılı’nın sağlam, güvenli, Sıfır Atık uyumlu, iklim dostu şehirlerini vatandaşlarımızla el ele vererek inşa etmekte kararlıyız.”

Yatırımcının Yeni Gözdesi Sosyal Arsa Projeleri Oldu

Son dönemde konut fiyatlarının hızla yükselmesi emlak piyasasındaki yatırımlarda yeni eğilimlerin önünü açıyor. Konut almakta zorlanan yatırımcılar, bütçelerini sosyal arsa projelerinde kullanıyor. Böylece hem zamandan hem de maddi kaynaklardan tasarruf ediyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre geçtiğimiz ağustos ayında ülke genelinde satılan konut sayısı 2022’nin aynı dönemine kıyasla %1,1 düşerek 122 bin 91 olarak gerçekleşti. Sektör profesyonelleri ise bu gelişmelerin kaynağının enflasyon ve ekonomik darboğaz olduğunu öne sürüyor. Bütçesini faydalı bir şekilde değerlendirmek isteyenler ise farklı yatırım araçlarının arayışına girerken Nova Arsa, sosyal arsaların yatırımcıların yeni gözdesi olabileceğine dikkat çekiyor. 

Sosyal arsalarla yeni nesil yatırım çözümü sunuyoruz””

Nova Arsa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Kolcuoğlu, “Enflasyon etkisiyle yaşanan fiyat artışları en çok da emlak piyasasını etkiledi. Ağustos ayı itibarıyla inşaat maliyet endeksinde yıllık %66,46, aylık ise %4,62 oranında artış kaydedildi. İkamet etmek ya da yatırım yapmak amacıyla konut almayı planlayanlar ise fiyatların hızla yükselmesinden dolayı farklı seçeneklere yönelmek durumunda kaldı. Biz de yatırımcıların davranışlarında yaşanan bu değişimin farkında olarak ev sahibi olmak isteyenlere sosyal arsa projeleriyle alternatif sunuyoruz. Proje bedeli ödemeden, tüm resmi izin ve belgeler tamamlanmış, imarlı, ifrazlı, master planlı şekilde yatırım olanağı tanıyoruz” dedi.

Hızlı tapu teslimiyle güvenilirliğimizi pekiştiriyoruz”

Nova Arsa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Kolcuoğlu: “Arsa yatırımında en önemli konulardan birisi de güvendir. İnsanlar maalesef geçmişte yaşanan olumsuz tecrübeler sebebiyle bu konuya biraz temkinli yaklaşıyor. Fakat pek çok müşterimiz bizi tanıdıktan sonra farkımızı ve hızlı tapu teslimiyle güvenilirliğimizi deneyimliyor. Örneğin İznik, Düzce ve Çanakkale projelerimizde hemen tapu teslimi yapıyoruz.  Projelerin teslimi için mevcut takvimimizi şu şekilde çerçevelendirdik: Kocaeli projemiz 4 yıl, İznik 3 yıl, Düzce ve Çanakkale 2 yıl,  Ayvalık 3 yıl içinde teslim edilecek” ifadelerini kullandı.

Gelişmekte olan bölgelere yoğunlaşarak yatırımcımıza kazandırıyoruz”

Nova Arsa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Kolcuoğlu, “Nova Arsa olarak halihazırda gelişimini tamamlamış bölgelere değil, orta vadede yüksek prim yapma şansı olan yerlere odaklanıyoruz. Böylece yatırımcımız için büyük kazanç fırsatı oluşturuyoruz. Mesela Kocaeli projemiz 18 ay içerisinde 5 kat prim yaparak yatırımcısının yüzünü güldürdü. Bu gelişmeyi diğer projelerimizde de kaydetmek için çalışmalarımıza süratle devam ediyoruz” diyerek sözlerini şu şekilde sonlandırdı: 

“Düzce Gümüşova projemizde imalata başladık ve şu an projemizin yol çalışmaları tamamlanmak üzere. Diğer projelerimizde de alt yapısal süreçler için gerekli başvurular yapıldı. İmalata yönelik çalışmalara ise yakında başlayacağız. Bu gibi projeler, yatırımcıya orta vadede kazanç getirmenin de ötesinde maddi açıdan tasarruf edilmesini de sağlıyor.” 

Limak’ın Üsküp’teki AVM’si Diamond Mall Hizmete Açıldı

Limak Şirketler Grubu’nun Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te inşa ettiği Diamond Mall, hizmete açıldı.

Açılış törenine, Kuzey Makedonya Başbakanı Dimitar Kovaçevski, Birinci Başbakan Yardımcısı Artan Grubi, İçişleri Bakanı Oliver Spasovski, Maliye Bakanı Fatmir Besimi, Tarım, Ormancılık ve Su İşleri Bakanı Ljupço Nikolovski, Limak Şirketler Grubu Onursal Başkanı Nihat Özdemir, Türkiye’nin Üsküp Büyükelçisi Hasan Mehmet Sekizkök, ülkedeki Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri, belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.

Özdemir, burada yaptığı konuşmada, konut, otel, ofis ve alışveriş merkezinden oluşan ve Üsküp’ün kalbinde konumlanan “Diamond of Skopje” projesinde önemli bir adım atmanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.

Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün kapılarını ziyaretçilerine açan 48 bin metrekare büyüklüğündeki Diamond Mall sadece Üsküp’ün değil, ülkenin ve Balkanlar’ın ekonomisine canlılık katacak ve istihdama katkı sağlayacak. 150 uluslararası markadan oluşan alışveriş seçkisi, farklı mutfakları ve lezzetleri konuklarıyla buluşturacak olan gurme caddesi, Balkanlar’da ilk olma özelliğine sahip 3 bin 500 metrekarelik alana yayılan ve hayal gücünü eğitimle buluşturan çocuklara yönelik eğitim ve eğlence alanı olan Dream Zone ile Diamond Mall, alışveriş merkezinden öte bir yaşam alanı olacaktır. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz bu alışveriş merkezi, proje büyüklüğü 350 milyon avroyu bulan ve çeşitli sektörlerden 1000 kişiye istihdam sağlayacak Diamond of Skopje projesinin eklenen son halkası.”

Diamond of Skopje olarak adlandırdıkları proje hakkında bilgilendirmelerde bulunan Özdemir, Nisan 2021’de hizmete aldıkları 142 oda kapasiteli “Limak Hotel”, 772 rezidans ve 24 home-office’i bünyesinde barındıran kuleleriyle “Diamond of Skopje” projesini 2024 yılının sonunda tamamen bitireceklerini kaydetti.

Tarihi ve kültürel komşu olarak nitelendirdiği Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te projeyi hayata geçirmeyi kendileri için büyük bir mutluluk ve gurur meselesi olarak nitelendiren Özdemir, “Sadece 9 gün sonra Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100. yılını hep birlikte kutlamaya hazırlanırken hedefimiz; Cumhurbaşkanı’mızın öncülüğünde gönül coğrafyamız Balkanlar’a Türk müteşebbislerini, tecrübesini ve deneyimini taşımaktır.” dedi.

Özdemir, yatırımın hayata geçirilmesindeki desteklerinden ötürü katkı sunanlara da teşekkür etti.

“Üsküp’te Kent Kültürüne Zenginleştirici Bir Boyut Getirmiştir”

Büyükelçi Sekizkök de özellikle tarihi dokuya sahip Üsküp gibi bir kentte ve onun kalbi olan bu yerde büyük bir inşaat projesine girişmenin vizyon ve birikim istediğini vurguladı.

“Üsküp’ün Pırlantası” olarak nitelediği projenin kentlerin kaçınılmaz olan evrim sürecinde etkileyici bir biçimde vücut bulduğunu aktaran Sekizkök, “Zamanın ruhuna uygun bir anlayış ile inşa edilmiştir. İsmine yakışır biçimde Üsküp’ün dokusuna çok güzel entegre olmuştur. Üsküp’e kazandırılan bu özel proje, çeşitli bileşenlerden oluşmaktadır. Bütünün tüm parçaları pek yakında tamamlanmış olacaktır. Bugün açılışını yaptığımız ‘Diamond Mall’ bir mücevher taşı misali zarafetiyle ve fark yaratan üslubuyla Üsküp’te kent kültürüne zenginleştirici bir boyut getirmiştir. Çağımızın kent planlayıcıları için de ilham kaynağı olacağından hiç şüphe duymuyorum.” ifadelerini kullandı.

“Halkbank Kuzey Makedonya Olarak Büyüklüğümüz 1,5 Milyar Euroyu Buldu”

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ise projenin hayata geçirilmesi noktasında sağlamış oldukları katkılardan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Biz, Türkiye’de en büyük üçüncü bankayız. Ama şunu da memnuniyetle söylemek isterim ki, Kuzey Makedonya’da da dördüncü büyük banka durumuna geldik. Halkbank Kuzey Makedonya olarak büyüklüğümüz 1,5 milyar avroyu buldu. Öz kaynağımız 260 milyon avro ve ticari kredilerde de Kuzey Makedonya’nın en büyük ikinci bankası olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Biz, Kuzey Makedonya’nın geleceğine güveniyoruz ve Halkbank Kuzey Makedonya olarak buranın ekonomisini desteklemeye, iş yerlerini desteklemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

İnşaat Sektörü, İnşa Edenler Paneli’nde Bir Araya Geldi

DYO, Pimapen ve Emre Demir İnşaat sponsorluğunda İzmir, Bayraklı’da gerçekleştirilen İnşa Edenler Paneli, inşaat sektörünü buluşturdu.

DYO, Pimapen ve Emre Demir İnşaat sponsorluğunda, Bayraklı Bella Vista Event’te gerçekleştirilen kokteylle başlayan etkinlikte İzmir’in önde gelen müteahhitleri, mimarları, yapı malzemeleri sektörü temsilcileri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve çok sayıda seçkin davetli bir araya geldi.

Onag Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve İnşaat Deryası İmtiyaz Sahibi Niyazi Gültekin, yaptığı açılış konuşmasında 7 yıldır sektörün sorunlarının çözümü ve sektördeki gelişmelerin duyurulması için ekip olarak çalıştıklarını söyledi. Etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür eden Gültekin, “’Sorumluluğumuz, yeşil bir gelecek’ sloganıyla gerçekleşen organizasyon kapsamında Soma Işıklar’da 5 bin ağaç toprakla buluşturacağız. Meslektaşlarımızın kendini ifade edebileceği, projelerini anlatabileceği bir mecra olmak için bu yapıyı kurduk. 2,5 yıl önce de dergimizin ilk sayısını bastık. Bundan sonrada da hem yazılı basın, hem de dijital medya da yer almaya devam edeceğiz. Bu yılki etkinliğimizin adı ‘İnşa Edenler’. Amacımız sektör bileşenleri ve meslektaşlarımızı bir araya getirmek kaynaştırmak ve ‘Kentimize nasıl daha faydalı olabiliriz’ diye çaba harcamak. İnşa Edenler’e bundan sonra da her yıl devam edeceğiz” diye konuştu.

Sürdürülebir Gelecek Ele Alındı

İnşa Edenler etkinliğinin ikinci bölümünde ise ‘Sorumluluğumuz Yeşil Bir Gelecek’ başlıklı bir panel gerçekleştirildi.

Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Caner Tan‘ın moderatörlüğünü yaptığı panelde İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin, Neva Prestij Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öztürk ve İzka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil, sürdürülebilir bir kent için yapılması gerekenleri masaya yatırdı.

İzmir için herkese sorumluluk düştüğünü belirten panel moderatörü Caner Tan, düzenlenen bu toplantının sektörde yeni işbirlikleri ve sinerji yaratması için faydalı olduğunu söyledi.

Tan, “İzmir ülkemizin gözbebeği konumunda. Kentin hak ettiği değeri görmesi için herkese sorumluluklar düşüyor. Sektöre katkı sağlamak için özellikle kentsel dönüşüm projelerinde yerel yönetimler ve özel sektörün güçbirliği içinde kentin geleceği için adımlar atması önemli. Bu nedenle hızlı çözüm alabilmek için özel sektör temsilcilerinin de sürecin içine girmesi gerekiyor. İzmir’in doğru şekilde yeniden imar edilmesi hepimizin sorumluluğunda. İnşaat, ekonominin itici gücü. Hem barınma ihtiyacını gideriyor, hem de istihdam sağlıyor ve katma değer yaratıyor” diye konuştu.

İzmir 4 Aksta Büyüyecek

İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin de, “Sektörle iletişim halindeyiz, mümkün olduğunca sizlerin sesine kulak veriyoruz. Sektörü ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi ruhsatla ilgili. Bunun için İZTO, EBSO ve STK temsilcileriyle son 3 yılda önemli toplantılar yaptık. Ruhsat aşamasında yaşanan her belediyede ayrı belgenin istenmesi sorununu masaya yatırdık. Evrakların tekleştirilmesi konusunu gündeme aldık. 2010 – 2020 yılları arasındaki büyüme hızımız yüzde 10 – 11 seviyesindeydi. 4 milyonluk kent olarak 2020’ye geldiğimizde 4.4 milyonluk bir kent olmuşuz. Aslında bu kentin üst ölçekli 5 binlik planlarında imara açılan yerleri topladığımızda 6.6 milyon nüfusu barındıracak planları var. İmar yapılması için 5 binlik ve binlik planlarla birlikte parselasyon planlarının da yapılması lazım. Biz son 5 yıldır bunun üstünde çalışıyoruz. Kent merkezinin yoğunluğunu azaltmak için sadeleştirilme yapılmalı. Kent için 4 aks belirlenmiş. Menemen, Kemalpaşa, Seferihisar ve Bornova aksı var. Biz nüfus hesaplarına göre ilçe belediyeleriyle planladığımızda bu arsa arzı problemi de çözülür diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Yapı Sektöründeki Vergi Yükü Azaltılmalı

Neva Prestij Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öztürk de şunları söyledi: 

“Ankara ve İstanbul’da daha önce ciddi kentsel dönüşüm işlerine imza attık. Ankara, bir deprem bölgesi olmamasına rağmen bu konuda İzmir’in önünde. İstanbul’da büyük bir kentsel dönüşüm projesine giriştik. Fakat hem belediyelerde hem de bürokrasiyle yürüttüğümüz süreçler ve işlemler iki yılı buldu. Bu uzun bekleme süreci ise bizleri kentsel dönüşüm yerine boş arsa bulmaya itiyor.

Enflasyonist ortamda kamunun ve belediyelerin tek başına bu yükün altından kalkması çok zor. Burada özel sektörün de desteğiyle taşımalı sistemle vatandaşların güvenli rezerv alanlarına yerleştirilmesi ve önümüzün açılmasını bekliyoruz. İzmir’de arsa sıkıntımız var. İnsanlar evleniyor çoğalıyor dolayısıyla yeni konut üretimi her zaman gerekiyor. Kentsel dönüşümde özel sektörün canlandırılması, prosedür ve vergi yükünün de azaltılması konusunda beklentilerimiz sürüyor”

‘’Merkezlerdeki Trafik Sorunu Altyapı Sorunlarına ve İmar Karmaşasına Yol Açıyor’’

Panelde söz alan İzka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil ise kentsel dönüşümün farklı bir politikayla ele alınması gerektiğine inandığını dile getirdi.

Yeşil şunları söyledi: “Burada kentin çok ciddi bir yapısal yorgunluğu var, çarpık bir yapılaşma var. Bildiğiniz gibi hiç beklemediğimiz bir depreme yakaladık. Burada hala yaralar sarılmaya çalışılıyor. Depremden olduğu kadar bu süreçlerin uzamasından dolayı da hak sahipleri mağdur oldu. Sözleşme ve kontrat yaptıkları firmalar işini yapamaz hale geldi. Bu dönüşümün yapılması ve gelecekte sürdürülebilir olması çok önemli. Kentsel dönüşümdeki bina yenilemeler özellikle merkezlerde trafik sorunu altyapı sorunlarına yani imar karmaşasına yol açıyor. Bu durum kentsel dönüşüm adı altında sürdürülebilir değil. Hak sahiplerinin de yeni evlerinde metrekare anlamında feragat etmeleri gerekiyor. Konut yapılan alanların sürdürülebilir olması ve enerji konusunda da tasarruflu binaların yapılması lazım. Doğaya ne kadar saygılı olursak, geleceğe o kadar değer katarız”

İlk Kez Ev Alacaklara Düşük Faizli Konut Kredisi

Geçtiğimiz haftalarda hükümet tarafından duyurulan Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında uygulanacak düşük faizli konut kredisinde detaylar belli olmaya başladı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), ikinci konutunu alacaklar için kredi sınırlaması getirdi. Tapusu olan tüketici, yeni bir ev daha isterse, evin değerinin yüzde 90’ı değil, yüzde 22.5’i kadar kredi çekebilecek.

Bu kararla yatırımcının değil ihtiyacı olanın konuta ulaşması amaçlanırken, hiç evi olmayan vatandaşlar için yeni bir kampanya gündeme geldi.

Buna göre, Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında ilk kez ev alacaklara düşük faizli konut kredisi imkanı geliyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konuya ilişkin “Kamu olarak ilk konut edinimini destekleyici çerçeve içinde hareket edeceğiz” açıklamasında bulunmuştu. 

Bu açıklama sonrası düşük faizli konut kredisi kampanyası ile ilgili gelişmeler yakın takibe alındı.

İlk Evim kampanyası başvuru detaylarının ne zaman netliğe kavuşacağı merak ediliyor. Söz konusu kredi için beklenti, 15 yıl (180 ay) vade imkanı ve 1.20 faiz oranına sahip olması yönünde.

Konut arzını artırmak için çalışma yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Birinci konut edinimini özellikle daha güçlü şekilde teşvik edecek mekanizmalar üzerinde durduk.” dedi.

İlk konutunu almak isteyenler için destek vereceklerini belirten Yılmaz, “Merkez Bankası ve BDDK’nın çalışması var. Önümüzdeki dönemde yeni adımlar bekliyoruz. Konut maliyetlerini düşürmek ve ulaşımını artırmak durumundayız” açıklamasını yaptı.

İlk kez ev alacaklar için hayata geçirilmesi beklenen kampanya ile ilgili detaylar henüz açıklanmadı. Beklenti ise kredi faizinin yüzde 1.20’ye kadar düşmesi, vadenin ise 15 yıla çıkması.

Düşük faizli konut kredisi kampanyası ile ilgili detayların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulması bekleniyor.

Kampanyaya ilişkin çalışmaların kısa sürede tamamlanması bekleniyor. Çalışmaların tamamlanması ardından konunun önümüzdeki günlerde Meclis’te yer alacağı ön görülüyor.

Kaynak: Sabah Gazetesi

Ukrayna Savaşı Sonrası Patlayan Rus Talebi Soğudu, Türkiye’de Yabancıya Satış Düştü

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, 2023 Ağustos’ta yabancıya konut satışının önceki yıla göre azaldığını, Ukrayna savaşı sonrası patlayan Rus talebinin soğumasının düşüşte etkili olduğunu açıkladı.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 43,6 azalarak 25 bin 134 oldu. Geçtiğimiz yıl ilk 8 ayda bu sayı 44 bin 595 olmuştu.

Türkiye’ye giren döviz eriyor

Yabancıya satışın düşüşünde Ukrayna savaşı sonrası patlayan Rus talebinin soğumasının etkili olduğunu vurgulayan EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı,  “Rusların Türkiye’den aldığı konut sayısı son 5 aydır 1000 rakamının altında seyrediyor. Son olarak 2023 Mart’ta Türkiye’den 1175 konut satın alan Ruslar, bu alımlarını nisanda 817’ye düşürmüştü. Öte yandan yabancı alımları piyasa fiyatlarını yükseltiyor, özellikle piyasa fiyatına ilave edilen  komisyon bedeli ile fiyatların daha da yukarı çekildiğini sonra da bu rakamların çevre mülklere emsal yapıldığı görülüyor. Bu alımlar iç piyasa fiyatlarını çok yukarıya çekiyor. Giren dövizin %30-40 ‘ı bu şekilde eriyor.” dedi.

Yabancıya satışta tekrar 1 milyon dolar sınırının getirilmesi şart

Türkiye’ye giren paranın düşünüldüğü gibi olmadığının da altını çizen Yazıcı, “Türkiye gibi büyük bir ülke için bu rakam vatandaşlığı vermek kadar önemli olmamalı. Bu hesaplardan yola çıkarak artık yabancıya satışta tekrar 1 milyon dolar sınırının getirilmesi gerekir. Son günlerdeki gelişmeler nedeni ile İsrail’ den de Türkiye’ye bir talep olacağını düşünebiliriz. Türkiye‘de yabancıya satışın tamamen durdurulması gerekli. Eğer durdurulmayacaksa en azından bu rakamın acilen arttırılması gerekiyor. Çünkü yabancılara yapılan satışlar nedeni ile gayrimenkul ve kira fiyatlarının olması gerekenin üstünde ivmelendi, piyasa büyük sıkıntıda, uzun vadeli sonuçlar asla göz ardı edilmemeli.” şeklinde konuştu. 

Kredi olanakları kısıtlanınca piyasa sakinleşti

Türkiye’de yaşanan emlak kriziyle ilgili de önerilerde bulunan Yazıcı, “Ülkemizdeki ekonomik gelişmelerde parasını korumak isteyen kişilerin faiz yerine emtia alımına yöneldiğini gördük. Araba ve gayrimenkul olarak bu durum son 2 yılda gerçekleşti. Faiz oranları düşün değer artışları bu rakamlardan yüksek olunca mal almak parayı elde tutmaktan daha karlı hale gelmişti. Ancak kredi olanakları kısıtlanınca piyasa sakinleşti. Ama işinde şu anda ev sahibi olmak veya ev kiralamak büyük bir problem haline geldi. 

Kira değerleri arttıkça barınma sorunu büyüyor

Her ne kadar kirada kanuni artış sınırı konulsa da ev sahiplerinin istediği artışlar çok yüksek. Sonuçta ev sahibi de bu para ile geçiniyorsa ortada bir dengesizlik doğuyor. Ev sahibi de bir yatırımcı devletin çözemediği konut sorununu çözemez. Ev sahibi sonuçta yatırım olsun belki de emeklilikte gelir olsun diye yatırım yapmış ve bununla geçinir durumda olabilir. Kiracı mal sahibi tarafları arasında mutlaka bir denge oluşturulmalı. Kira değerleri arttıkça barınma sorunu büyüyor. Konut kiralamada arz ve talep dengesi hızla bozuluyor. Kiralık evlerde zaten yüksek olan fiyatlar daha da çok arttı. Anadolu’da şehir dışında konumlanan evlerin bile fiyatları 2-3’e katlandı. Güney’de Antalya ve civarındaki konutlar Ukrayna Rus savaşı nedeni ile gelen yabancılarla dolu. İsrail savaşı da bazı dinamikleri değiştirebilir, zaman gösterecek.

Gayrimenkul sektörü koordine edilmeye çalışılıyor

Önce Suriye savaşı ardından Suriyeli göçmen krizi, ardından hala devam eden Rusya-Ukrayna savaşı derken özellikle son 3 yıldır ülkemiz ciddi bir yabancı insan göç dalgasına kapılmıştır. Bu göç dalgası,  6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş Depremi sonrasında şekilde değiştirmiş vatandaşın içi göçü halini almıştır. Bir tarafta yardım amaçlı evlerini ücretsiz kullandıranlar diğer tarafta fırsattan yararlanıp kira bedeline zam yapanlar var.  Ülkemizde gayrimenkul çok önemli bir olgudur ve ekonomi için çok önemli belirleyici bir unsurdur. Mevcut durumda birçok farklı mevzuat ve yönetmelikle gayrimenkul sektörü koordine edilmeye çalışılmaktadır. Ancak gelişen piyasalar bunu her geçen gün zorlaştırmaktadır. Gayrimenkul ve bileşenlerinin tek bir Kurulun çatısı altında toplanması gerekliliği doğmuştur. Bu çatı Gayrimenkul Piyasaları Kurulu veya benzer bir ada sahip gayrimenkul ile ilgili tüm sorumlulukları alarak sonuçlandıracak tam yetkili bir kurum olmalıdır. Bu kurum yakın orta ve uzun vadeli sektörel planlamalar yaparak tüm ilgili kurumlarla direkt koordinasyon sağlanmalıdır.” diyerek sözlerini tamamladı.

Sanayi Sektörünün Gelişimi İçin 82,2 Milyar TL Ödenek Ayrılacak

Sanayi sektöründe yüksek katma değerli üretim ortamı ve sürdürülebilir yapı oluşturulması için 2024 yılında merkezi yönetim bütçesinden 82,2 milyar TL ödenek ayrılacak.

İmalat sanayisinin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı, imalat sanayi ihracatı, orta-yüksek teknolojili ürünlerin bunun içindeki payı, uluslararası doğrudan yatırım girişi gibi alanlarda program hedefleri belirlendi. 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne göre, sanayinin geliştirilmesi, üretim ve yatırımların desteklenmesi kapsamında hedeflere ulaşılması için bütçeden 82 milyar 181 milyon lira kaynak ayrıldı.

Bu çerçevede, imalat sanayisinin GSYH içindeki payının gelecek yıl yüzde 21,1 ve ihracatının da 252,3 milyar dolar olması bekleniyor. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payının 2024’te yüzde 38 ve yüksek teknolojili ürünlerin payının da yüzde 3,9 seviyesinde gerçekleşmesi hedefleniyor. Bu dönemde, Türkiye’ye 17,9 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım girişinin olması öngörülüyor.

Uzay ve Havacılığa 4 Milyar TL

Sınai mülkiyet bilincini toplumun bütün kesimlerinde artırarak, bu hakların korunması ve ticarileştirilmesine hizmet ederek teknolojik ilerlemeye ve yenilik faaliyetlerinin artırılmasına katkı sağlamak amacıyla da bütçeden yaklaşık 512 milyon lira ödenek ayrıldı.

Bu kapsamda, 2024’te yerli patent başvurularında Türkiye’nin dünya sıralamasında 10’uncu basamakta yer alması hedefleniyor. Türkiye kaynaklı uluslararası patent başvuru sayısı bazında ülkenin dünyadaki yerinin üst sıralara çıkmasının yenilikçilik kapasitesinin artışına katkı sağlayacağı öngörülüyor. Gelecek yıl uzay ve havacılık faaliyetlerine ise 4 milyar 83 milyon liralık kaynak ayrılması hedefleniyor.

2024 Bütçesinden Ar-Ge’ye 40,3 Milyar TL Ayrılacak

Türkiye’de AR-GE ve yenilik kabiliyetinin güçlendirilmesi ve yeniliği esas alan bir yapıya kavuşturulması amacıyla yürütülecek “Araştırma Geliştirme ve Yenilik Programı” için 2024 bütçesinden yaklaşık 40,3 milyar lira ödenek kullandırılacak. Bu kapsamda, tüm devlet ve yükseköğretim kuruluşları ile araştırma geliştirme yapan sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren tüm girişimlerin ARGE harcamalarının GSYH’ye oranının bu yıl sonunda yüzde 1,55 olması bekleniyor.

Söz konusu oran gelecek yıl için yüzde 1,44 olarak hedeflendi. Bir kişi ya da grup tarafından AR-GE faaliyetleri için harcanan sürenin aynı dönemde çalışılan toplam süreye bölünmesiyle hesaplanan TZE cinsinden ARGE personeli sayısının 2024’te 286 bine ulaşması bekleniyor. Uluslararası kabul görmüş veri tabanlarında yer alan makale ve derleme türündeki Türkiye kaynaklı bilimsel yayın sayısının da gelecek yıl 53 bin 897’ye ulaşması öngörülüyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Yerinde Dönüşüm Kampanyasına 226 Bin Başvuru Yapıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yerinde dönüşüm kampanyası için 226 bin başvuru yapıldığını açıkladı.

Sosyal medya hesabından bilgilendirme yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesinde 850 bin bağımsız birimden 200 bininde inşaat çalışmalarının hızla sürdüğünü ifade etti.

Bu kapsamda hayata geçirilen yerinde dönüşüm kampanyası için 226 bin 325 başvuru alındığını kaydeden Bakan Özhaseki, “Deprem bölgesinde her bir vatandaşımız, yuvasına bir an evvel kavuşsun diye gecemizi gündüzümüze kattık. El birliğiyle, gönül birliğiyle güvenli, sağlam, sıfır atık uyumlu, iklim dostu yuvalarımızı ve iş yerlerimizi inşa edeceğiz.’’ dedi.

Tüketici Güven Endeksi Yüzde 4,4 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayına ilişkin tüketici güven endeksi verilerini açıkladı.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Eylül ayında 71,5 iken Ekim ayında yüzde 4,4 oranında artarak 74,6 oldu. 

Tüketici güven endeksi, alt endeksleri ve değişim oranları, Ekim 2023 

EndeksBir önceki aya göredeğişim oranı (%)
EylülEkimEylülEkim
Tüketici güven endeksi71,574,65,14,4
Mevcut dönemde hanenin maddi durumu56,259,70,16,1
Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi68,972,68,15,4
Gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi68,072,97,87,2
Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi92,793,24,20,5

Üzerinde Yapı Bulunan Yerler de Rezerv Alan İlan Edilebilecek

Geçtiğimiz günlerde meclise sunulan ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ teklifi sonucunda, şehir merkezlerinde üzerinde yapı bulunan alanlar da rezerv alan olarak ilan edilebilecek.

Yeni düzenlemeyle rezerv yapı alanı tanımındaki ‘yeni yerleşim alanı olarak’ ifadesi yasadan çıkarılarak, meskun mahal şartı kaldırılıyor. Böylece şehir merkezlerindeki değeri yüksek yerler de dahil olmak üzere gerekli görülen tüm alanlar rezerv yapı alanı ilan edilebilecek. Rezerv yapı alanı ilan edilen yerler dönüşüm için boşaltılıp yerine depreme dayanıklı binalar yapılacak. Mevcut uygulamada bir yerin rezerv alanı olabilmesi için ‘üzerinde yapı olmaması ve meskun mahal dışında yer alması’ gerekiyordu.

Hürriyet’ten Aysel Alp’in haberine göre; yeni düzenlemeyle rezerv alanı ilan edilen yerlerde de artık yapıların riskli olup olmadığına bakılmaksızın elektrik, su ve doğalgazı kesilebilecek. Verilen tüm kamu hizmetleri durdurulabilecek. Mevcut uygulamada sadece riskli alanlardaki yapılarda bu hizmetler durdurulabiliyordu.

Rezerv yapı alanını kamunun dışında mülk sahibi olan kişi ya da şirketler de talep edebilecek. Bu durumda talep edilen alanlar incelenecek ve arsanın yüzde 30’u tapu olarak ya da bu orandaki değeri nakden Kentsel Dönüşüm Başkanlığına devredilerek rezerv alanı ilan edilebilecek.

Eskişehir’de Kamu Kurumlarının İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Eskişehir’de, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, inşaat çalışmaları süren kamu kurumlarının şantiye alanlarını ziyaret etti.

Eskişehir’de, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, kentteki kamu kurumlarına ait yatırımların şantiyelerinde inceleme ve denetimlerde bulundu.

Müdürlükten yapılan açıklamada, bakanlığın talimatları, kentte bulunan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının talepleri ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu kapsamında 2002 yılından itibaren 700’ün üzerinde yapım işinin tamamlanarak kurumlara teslim edildiği belirtildi.

7 işin süresi dahilinde çalışmalarına devam edildiği aktarılan açıklamada, “Gerek genel ve özel bütçeden gerekse hayırseverlerce yaptırılan yapım işlerinde, ilimizde vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sunulması hedefiyle projelendirilmiş kamu hizmet binaları, huzur evi, okul, camii, yurt vb. yapıların inşaatlarıyla birlikte mevcut kamu yapılarının güçlendirme, bakım-onarım işleri müdürlüğümüzce gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye devam edilmektedir.” ifadesi kullanıldı.

İl Müdürü Çelik’in, il müdür yardımcıları ve beraberindeki kontrol teşkilatında görevli teknik heyetle beraber kentteki farklı kamu kurumlarına ait yatırımların şantiyelerinde inceleme ve denetim gerçekleştirdiği ifade edilen açıklamada, İl Müftülüğüne ait yatırımların incelenmesine İl Müftüsü Bekir Gerek’in de eşlik ettiği kaydedildi.

Yapımı Devam Eden 3 Kamu Binasının Durumu

İnceleme ve denetim gerçekleştirilen şantiyelerden, İl Müftülüğü yatırım programında yer alan ‘Eskişehir İl Müftülüğü Hizmet Binası Yapım İşi’nin 2021 yılında eski müftülük binası arsası üzerinde mevcut yapının yıkılarak aynı yerde yapımına başlanıldığı belirtilen açıklamada, “Yaklaşık 2 bin 897 metrekare inşaat alanı bulunmakta olup, bodrum artı zemin artı 3 kat olarak projelendirilmiştir. Binanın betonarme, dış cephe ve tesisat altyapı işleri tamamlanmış olup 2024 yılında hizmete açılması planlanmaktadır.” ifadesine yer verildi.

İl Müftülüğü yatırım programında yer alan “Eskişehir Teknik Üniversitesi Camii ve Kütüphane Yapım İşi”nin ise 2022 yılında Eskişehir Teknik Üniversitesi kampüsünde yapımına başlanıldığı aktarılarak, “Yaklaşık 1265 metrekare inşaat alanı bulunmakta olup camii, zemin artı 1 kat ve kütüphane tek kat olarak projelendirilmiştir. Binaların betonarme, dış cephe ve tesisat altyapı işleri tamamlanmış olup 2024 yılında hizmete açılması planlanmaktadır.” bilgisi verildi.

Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün yatırım programında yer alan “Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Yapım İşi”nin ise 2020 yılında yaklaşık 12 bin 530 metrekare inşaat alanı ile yapımına başlanıldığı bildirilen açıklamada, “Bodrum artı zemin artı 3 kat olarak projelendirilmiştir. 203 vatandaşımıza hizmet verecek huzurevinin 2024 yılı içerisinde hizmete açılması planlanmaktadır.” ifadesi aktarıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İl Müdürü Hikmet Çelik, gerçekleştirilen yatırımların ve sunulan hizmetlerin etkinliğinin, vatandaşların memnuniyetini arttırdığını ve şehre değer kattığını belirtti.

Kamu binalarının olası depremlerden sonra kullanılacak öncelikli yapılar arasında olduğunu vurgulayan Çelik, herkesin güven ve huzur içinde kullanımının sağlanması noktasında yapıların inşasında, projelerine fen ve sanat kuralları ile ilgili mevzuatlara uygun olarak saha çalışmalarının titizlikle yürütülmesinin, yürütülen çalışmalarda aynı titizlikle denetiminin gerçekleştirilmesinin, yapım sürecinin her aşamasında ustasından mühendisine her seviyede görev alanların asli görevi olduğunu ve büyük sorumluluk gerektirdiğini ifade etti.

Kaynak: Haberturk

Bulanık’ta Okul İnşaatları Sürüyor

Muş’un Bulanık ilçesinde başlatılan okul inşaatları hızla sürüyor. Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Oğuzhan Ocak, çalışmaları yerinde inceledi.

Kaymakam Ocak, beraberindeki İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür ve Bulanık İlçe Milli Eğitim Müdürü Yalçın Tunçel ile yapımı süren okul inşaatlarını gezerek bilgi aldı. Bulanık’ta eğitim alanında çok ciddi değişim dönüşümün yaşadığını belirten Ocak, ilçeye ciddi yatırımların yapıldığı bir süreçten geçtiklerini söyledi. 2022-2023 yılları arasında ilçede 15 yeni okulun inşa edildiğini, bu okullarda toplam 145 dersliğin bulunduğunu ifade eden Ocak, “Bu sürede birçok okulda güçlendirme çalışmaları yapıldı. Toplam 188 milyon liralık bir yatırım yapıldı. Bu yıl 4 okulumuz da eğitime başladı. 4 okulun bitme aşamasına geldiği, 6 okulun inşat çalışmaları ise devam ediyor” dedi.

Mahalle ve köylerdeki okulların inşaat durumuyla ilgili bilgi veren Ocak, “Sultan Alparslan Ortaokulu, Şehit Öğretmen Sait Korkmaz Anaokulu, Mesçitli İlkokulu, Balotu İlkokulu, Sarıpınar İlkokulu, Elmekaya İlkokulu, Yoncalı Anaokulu, Karaağıl Anaokulu, Erentepe Anaokulu, Cumhuriyet Anaokulu, 12 sınıflık Mehmet Akif Ersoy İlk ve Ortaokulu, 24 sınıflık Turgut Özal İlk ve Ortaokulu, 24 sınıflık Bulanık İmam Hatip Ortaokulu, 24 sınıflık Süleyman Paşa İlk ve Ortaokulu yapılıyor. Bazı okullar tamamlandı. Bazı okulların da inşaatı devam ediyor. Toplamda okullarımızın ihale bedeli yaklaşık 650 milyon lira. 2022-2023 yılları arasında yaklaşık 650 milyon liraya yakın okul yatırımı yapıldı. 2023 yılı içinde 14 okulumuzda da büyük onarım yapılıyor. Bu okulların da yatırım maliyeti 650 milyon lira” dedi.

Zorunlu Deprem Sigortası’nda 15,2 Milyon Konut ve İş Yeri Hedefi

TBMM’ye sunulan 2024-2028 dönemine ilişkin 12. Kalkınma Planı’na göre, 15,2 milyon konut ve iş yerinin Zorunlu Deprem Sigortası’na katılması bekleniyor.

TBMM’ye sunulan 2024-2028 dönemine ilişkin 12. Kalkınma Planı’na göre, yerleşim yerlerinin ve toplumun afetlere karşı dirençliliğinin artırılması, afet risk ve zararlarının azaltılarak can ve mal kayıplarının asgari düzeye indirilmesi, afet yönetiminin tüm süreçlerinin etkin yürütülmesi, toplumun ve tüm kuruluşların afet farkındalığının artırılması amaçlanıyor. Plan kapsamında, ülke genelinde, bölgelerin sosyoekonomik ve fiziksel özellikleri dikkate alınarak tüm afet tehlike türlerine göre önceliklendirme yapılacak, afet risk ve zararlarını azaltıcı çalışmalar yürütülecek.

“Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi” hazırlanacak. “İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP)” izlenerek güncelleme çalışmaları yürütülecek. “Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu”nun etkinliği artırılarak karar alma mekanizması aktif hale getirilecek. Afet yönetimi alanında uluslararası işbirlikleri artırılacak. Afet yönetiminden sorumlu merkezi ve yerel birimlerin teknik ve idari kapasitelerinin güçlendirilmesi çalışmaları yapılarak teknik personele deprem yönetmelikleri ve afet yönetimi konusunda düzenli eğitimler verilecek.

Erken uyarı ve tahmin sistemleri kurulacak

Afet tehlike türlerine göre ülke ve bölge ölçeğinde bütünleşik erken uyarı ve tahmin sistemleri kurulacak, erken uyarı amaçlı veri analizini, afetlerin izlenmesini, komuta ve sevkiyatı sağlamak üzere yeni teknolojik imkanlardan faydalanılacak. Afet anında tüm kaynakları etkin yönetebilen ve coğrafi bilgi sistemi temelli karar destek mekanizması geliştirilecek ve güncelliği sağlanacak. Uzaktan algılama ve görüntüleme sistemlerinin afet tehlike ve risk azaltma çalışmalarında etkin kullanımı sağlanacak.

Afetlere hazırlık ve afet sonrası müdahalede kritik öneme haiz yapı türleri izlenerek gerekli önlemlerin alınması sağlanacak, yapı sağlığı izleme sistemlerinin kurulumu ülke genelinde yaygınlaştırılacak.

Mevcut ve yeni yapılacak tüm alt ve üstyapıların afetlere karşı dirençliliği sağlanacak. Ulusal ölçekte kritik altyapı ve üstyapılar türlerine göre sınıflandırılarak, çoklu afet tehlikelerine göre risk değerlendirmesi yapılacak ve gerekli olanlar güçlendirilecek. Altyapıların çoklu afet tehlikelerine karşı korunması için düzenli bakım ve onarımı yapılacak. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin sunulduğu yapıların afet ve olağanüstü durumlara karşı hazırlık durumu güçlendirilecek.

Dere yataklarına müdahalelerin önlenmesi amacıyla mevzuat hazırlanacak

İklim değişikliğiyle ilgili afet tehlikelerine karşı toplumsal dirençlilik artırılarak uyum kapasitesi güçlendirilecek. Taşkın yönetim planları tamamlanarak güncel tutulacak. Taşkın koruma ve kontrol yatırımlarında bölgelerin mevsimsel yağış şartları, nüfusu, stratejik tesisler ve tarım arazilerinin durumu dikkate alınacak, taşkın koruma ve kontrol tesislerinin sayısı artırılacak. Taşkınların etkilerinin asgari seviyeye indirilebilmesi, dere yataklarına yapılan müdahalelerin önlenmesi ve taşkın riskinin yapılacak tüm çalışmalarda dikkate alınması amacıyla gerekli mevzuat hazırlanacak.

Her türlü ölçekteki afet ve acil durumlara müdahale ekiplerinin becerilerini test etmek, kabiliyetleri geliştirmek, müdahale planlarının uygulanabilirliğini ölçmek ve gerekli iyileştirmeleri yapmak amacıyla tatbikatlar gerçekleştirilecek.

Belirlenen çoklu afet senaryolarına göre, olası afetlerden etkilenenlerin ve afet bölgesindeki ekonomik ve sosyal hayatın iyileştirilmesi için yapılacak çalışmalara yönelik “Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Planı” tamamlanacak. Afet tehlike ve riski yüksek yerler için yerel düzeyde yürütülecek faaliyetleri planlamaya, izlemeye ve değerlendirmeye yönelik “Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Planı-Uygulama Planı” hazırlanacak.

Afet risk aktarım yöntemleri ve finansman imkanları geliştirilecek. Afet risklerinin azaltılmasına yönelik finansal ve mali araçlar çeşitlendirilerek geliştirilecek. Tüm afet tehlikelerini kapsayacak zorunlu afet sigorta mekanizması geliştirilerek yaygınlaştırılacak, afet sigortası beyanı ve ödemesinin etkin takibi sağlanacak. Afet yönetimiyle bağlantılı sermaye piyasası ürünlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek.

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin etkilerinin giderilmesi için iyileştirme çalışmaları sürdürülecek.

Yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında deprem bölgesindeki altyapıların afetlere karşı dayanıklılığı artırılacak, bölgenin sağlıklı ve dirençli dokusunun oluşmasına katkı sağlanırken, aynı zamanda yeniden imar çalışmaları çerçevesinde yeşil dönüşümü teşvik edecek ve enerji verimliliğini artıracak yatırımlar desteklenecek. Deprem bölgesindeki altyapıların afetlere karşı dayanıklılığı artırılarak iyileştirilmesi için ayrılan finansman kaynakları çeşitlendirilecek. Deprem hasarlarının telafisi amacıyla yürütülecek projelere öncelik verilecek.

– Marmara Bölgesi’nde geçici barınma alanlarının kapasitelerinin artırılması sağlanacak

Olası bir deprem sonrasında can ve mal kaybının en az seviyede tutulabilmesi için Marmara Bölgesi’nde gerekli risk azaltma çalışmalarına devam edilecek. Kritik altyapı tesislerinin afetlere karşı dayanıklılığı artırılacak.

Bölgede afet ve acil durumlarda kullanılması planlanan geçici barınma alanlarının kapasitelerinin artırılması ve gerekli sosyal donatılarının tamamlanması sağlanacak.

Marmara Bölgesi’nde yer alan kültür ve tabiat varlıklarının afetlere karşı dayanıklı hale getirilmesi sağlanacak.

– Toplanma alanları engelli ve yaşlıların ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olacak

Engelli, yaşlı, kadın ve çocuklar ile yakınlarına yönelik farklı afet durumlarında afet öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenlere ilişkin detaylı rehberler hazırlanacak ve eğitimler verilecek.

Toplanma ve geçici barınma alanlarının, engelli, yaşlı, kadın ve çocukların farklılaşan ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olması sağlanacak.

– Zorunlu deprem sigortasında hedef 15,2 milyon konut ve iş yeri

Afet yönetimi hedeflerine göre, 2022 sonunda 10,9 milyon konut ve iş yeri zorunlu deprem sigortasına dahil olmuştu. Bu rakamın 2028’de 15,2 milyona ulaşması bekleniyor.

2028’e kadar tüm illerin sayısal telsiz sistemine dahil edilmesi de planlanıyor.

Öte yandan, 81 olan AFAD lojistik depo sayısının 2028’de 100’e çıkarılması hedefleniyor. 2022’de 10 bin 413 olan taşkın kontrol tesisinin 2028’de 11 bin 600’e ulaşması amaçlanıyor. Havza bazlı tamamlanan taşkın erken uyarı sistemi sayısının ise 2028’de 25 olması planlanıyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Tarsus’taki 3 Önemli Projede Sona Doğru

Mersin’in Tarsus ilçesinde inşaatı devam eden Sağlık Yerleşkesi, Kleopatra Kent Meydanı ve 2. Halk Ekmek Fırını projelerinde çalışmalar hızlandı.

Konuyla ilgili konuşan Tarsus Belediye Başkan Dr. Haluk Bozdoğan yapılacak projelerle ilgili bilgiler verdi. Bozdoğan, “Söz verdiğimiz üzere koşullar ne olursa olsun her zaman halkımızın yanındayız. Hiç durmaksızın hizmetimizi Tarsus için gerçekleştirmek üzere buradayız. 3 önemli mega projemizin de çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Çok yakında tamamlanıp halkımızın hizmetine sunmanın heyecanını yaşayacağız.” dedi.

Bu kapsamda, iş sağlığı ve güvenliği, meslek hastalıkları, çevre sağlığı, ana-çocuk sağlığı ve spor sağlığı gibi birçok alanda faaliyet gösterecek Sağlık Yerleşkesi ile bölgede yaşayanların sağlık düzeyini artırmayı ve toplum sağlığına katkı sunmayı amaçlıyor.

Çalışmaları devam eden, arkeopark niteliğinde Kent Meydanı olarak değerlendirilen Caminur Mahallesi’nde bulunan alanda ise Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan projeler kapsamında yürütülen çalışmalarla Tarsuslular, estetik ve sanatsal olarak önemli bir alana sahip olacak. 

Tarsus Belediyesi tarafından yapımı tamamlanacak taşınmaz kültür varlıklarının sergilenip korunduğu alanı ziyaret edecek olan vatandaşlar, meydanda kentin çok katmanlı tarihsel zenginliğine tanıklık etmenin yanı sıra bilgi alıp vakit geçirmeleri için farklı unsurları da deneyimleyebilecek. Meydanın tamamlanmasıyla aynı zamanda kenti ziyaret eden turistlerin, burada vakit geçirebileceği önemli turizm alanı yaratılmış olacak.

Kemalpaşa Mahallesi’nde yapılan ikinci ekmek fırını projesi de tamamlanma aşamasına geldi. Bu fırın, aylık 2 milyon ekmek üretme kapasitesine sahip olacak ve Tarsus halkının hizmetine sunulacak.

Trabzon’un Yeni Tünelleri 29 Ekim’de Ulaşıma Açılacak

Trabzon’da Yenicuma, Esentepe, Boztepe ve Çukurçayır Mahallelerini birleştirecek tünelin açılışı 29 Ekim’de yapılacak.

Trabzon’da yapımı devam eden ve Türkiye’nin en maliyetli şehir içi yollarından olarak gösterilen Kanuni Bulvarı Yolu’nun tamamlanan bölümleri kısım kısım trafiğe açılırken, proje kapsamında yer alan Yenicuma, Esentepe, Boztepe ve Çukurçayır mahallelerini birleştirecek olan Çukurçayır 1 Tüneli Cumhuriyetin 100. yılında trafiğe açılarak hizmete girecek.

Şehrin Yıldızlı Mahallesi ile Akoluk arasında geçişi sağlayacak olan Çukurçayır 1 Tünelinde asfaltlama çalışmaları tamamlanırken, yol da son şeklini aldı. Trabzon’daki toplam 28 km’lik Kanuni Bulvarı’nın bazı bölümlerinde çalışmalar sürerken, proje güzergâhının önemli kısımları tamamlandı.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Çukurçayır 1 Tüneli’nin Cumhuriyetin 100. yılında 29 Ekim günü açılışı yapılarak hizmete gireceğini söyledi. Genç “Kanuni Bulvarı yıllardır şehrimizde önemli büyük projelerimiz arasında yerini alan bir ulaşım aksımız. Bir taraftan 2×3 şeritli yapılması hasebiyle transit trafiğine hizmet etmekle beraber asıl amacımız şehir içi bulvar hüviyetinde ve nüfusu yoğun mahallelerimize ulaşımı erişimi daha kolay sağlamasını da amaçladık. Bu açıdan bakıldığında inşallah bu ay sonu yani Cumhuriyetimizin 100. yılında da Kanuni Bulvarımızı Çukurçayır’a tamamen bağlıyoruz. Bağlayınca da çok büyük nüfus yoğun olan alanımızda Çukurçayırımızda önemli bir ulaşım eksikliğini gidermiş olacağız. Şimdiden bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Şehrimize de hayırlı olsun” diye konuştu.

Öte yandan Kanuni Bulvarı Karadeniz Sahil Yolu üzerindeki Yıldızlı Kavşağı’ndan başlayıp Akyazı, Beşirli, Karşıyaka, Aydınlıkevler, Erdoğdu, Bahçecik, Yenicuma, Esentepe, Boztepe ve Çukurçayır mahallelerini birleştirecek. Trabzon şehir içi trafiğinde yaşanan yoğunluğun çözümünü doğrudan ilgilendiren projenin 24 kilometresi ana yol, 4,5 kilometresi de stadyum bağlantı yolları olmak üzere toplam 28 kilometreden oluşuyor. Proje kapsamında 18 km’lik kavşak kollarıyla 17 kilometrelik imar bağlantı yolları da bulunurken, Çatak Kavşağı ile Yenicuma-2 Kavşağı arası bir süre önce hizmete açılmıştı. Bu kesimde 223 metrelik Çatak Aç-Kapa Tüneli ve toplam uzunlukları bin 44 metre olan Bahçecik 1-2-3 Köprüleri, 535 metrelik Bahçecik Tüneli, 385 metrelik Cephanelik Kavşak Köprüsü de yer alıyor.

Kaynak: Hürriyet

Çiftlikköy’de Yürüyüş Yolu Çalışmaları Sürüyor

Yalova’nın Çiftlikköy ilçesine bağlı Ersoy Mahallesi Kazımiye Deresi yan yürüyüş yolu çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Çiftlikköy Belediye Başkanı Ali Murat Silpagar, Kazımiye Deresi kenarında yapımı devam eden 800 metre uzunluğundaki Yürüyüş Yolu Projesi’nde gelinen aşamayı, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Kaplan, Fen İşleri Müdürü Erdinç Yıldız ve teknik ekibiyle birlikte yerinde inceledi.

Toplam 800 metre uzunluğundaki Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Kazımiye Deresi Kenarı Yürüyüş Yolu Projesi’nde, Çiftlikköy sahilinde olduğu gibi 4 metre genişliğinde yürüyüş yolu, 3 metre genişliğinde bisiklet yolu olacağını dile getiren Başkan Silpagar, yürüyüş yolunda yeşil alan ve peyzaj düzenlemelerinin yanı sıra, oturma alanları, banklar, çocuk oyun grupları, spor aletleri ve Kafe- kütüphanenin de bulunacağı sosyal donatı alanı yapılacağını belirterek, “Yürüyüş yolu çalışmalarının ilk aşamasında, 800 metrelik yol açılarak tesviyesi yapıldı ve ardından alt yapı çalışmaları tamamlandı. Aynı zamanda aydınlatma direklerinin montajı için elektrik altyapı çalışmaları da devam ediyor. Böylece yürüyüş yolunun üst yapı kaplamasının ön hazırlığı tamamlanmış olacak. İkinci aşamada yürüyüş yolunun zemin üst kaplaması ve peyzaj düzenlemeleri yapılacaktır. Çalışmalarımızı en kısa zamanda tamamlamak için ekiplerimiz var gücüyle çalışmaktadır. İnşallah yeni yılda çocuklarımız buradaki oyun parklarında oynayacak, hemşerilerimiz burada keyifle vakit geçirecek ayrıca Kazımiye Deresi üzerine yapılan köprülerle Millet Bahçesi’ne kolaylıkla ulaşarak gezinti yapabilecek ve hoş vakit geçirebilecekler.” dedi.

CEPHEDER’in Yeni Yönetim Kurulu Belli Oldu

Cephe Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (CEPHDER) yeni yönetim kurulu ekibini duyurdu. CEPHEDER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Işıklı oldu.

2023-2025 dönemi için yeni yönetim kurulunu açıklayan CEPHEDER’in Yönetim Kurulu Başkanlık koltuğuna Mimar ve Cephe Uzmanı Arzu Işıklı oturdu. 

CEPHEDER’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ise METALSAN şirketinde Grup CFO olarak görev yapan Emre Ünaldı oldu. Yönetim Kurulu üyeleri arasında yer alan Cüheyda Altınok, Göksel Yıldız ve Mehtap Uluceviz görevlerine başarıyla devam ediyor.

2023-2025 yıllarını kapsayan yeni yönetim kurulunda başkanlık görevine 17 Ekim itibarıyla başlayan Arzu Işıklı’nın yeni dönem mesajı ise şu şekilde:

‘’2018 yılında üretici, distribütör, uygulamacı firma, cephe danışmanları ve akademisyenlerin desteği ile ilk Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Adil Baştanoğlu önderliğinde çıktığımız bu yolda, sektörde, teknik gelişme, birlikte çalışma, mesleki standartların oluşturulması için, çeşitli seminer, online eğitimler ve etkinlikler ve çalışmalar yaptık ve çalışmaya devam ediyoruz.

CEPHEDER’ in misyonlarından biri olan, cephe ile ilgili konularda, disiplinler arası iletişimi, bilgi alışverişini sağlamak oldu.  Önümüzdeki yıllarda da farklı disiplinlerden paydaşların ve cephe konularında çalışma yapan bilim insanlarını CEPHEDER bünyesinde çalışmalarımıza dahil ederek büyümeye devam edeceğiz.

CEPHEDER olarak, yapı kabuğuna, bir bütün olarak bakıp, her yönü ile ilgili çalışmalara katkı sağlamaya çalışıyor ve sektör içerisinde, malzeme üretiminden, imalat, montaj, sonrasında son kullanıcıya kadar olan süreci kapsayacak, çalışma, içerik ve hedefler belirliyoruz. Bu kabuğun, mimari, statik, detay, uygun malzeme, uygun imalat, yetkili ve uzman kişiler ile montajı, kullanımına, bakım, temizlik, tamirine kadar sürecin, teknik kurallara, yönetmeliklere ve diğer disiplinler ile uyumlu nasıl yürütülebileceğine dair çalışmalar gerçekleştirmektedir.

Bu çalışmalar, Üniversitelerde eğitimler, seminerler, online teknik eğitimler, malzeme eğitimleri, mesleki standartların hazırlanması olarak devam etmektedir ve artarak devam edecektir.

Özellikle sektöre yeni katılan, genç meslektaşlarımıza erişmek ve bilgi paylaşımı yaparak, elimizde olan bilgi ve kaynakları ve tecrübelerimizi paylaşmak, desteğe ihtiyaç duyulan alanlarda, başvuru için ilk akla gelen güvenilir teknik bir kurum olmak için büyük bir çalışma ve planlama içerisinde olacağız.

Online eğitimler için, farklı disiplinlerden profesyonelleri bir araya getirecek 10 oturumdan oluşan bir webinar serisi ve teknik geziler 2024 yılı için planladığımız önemli etkinliklerden biridir.

Dünyada, cephe ile ilgili söz konusu olan, yeni kriterler, yönetmelikler, malzemeler, ekipmanlar, uygulamalar ile ilgili de sektörü besleyecek bilgi akışı sağlayan güvenilir kanallardan biri olmak da hedeflerimiz arasındadır.

Bütün bu hedeflere ulaşılabilmemiz ise CEPHEDER’in üye ve paydaşlarımızın kıymetli katkılarıyla mümkün olacaktır.

CEPHEDER’in 2024 yılında sektöre etkili katkılar yapacağız ve sizler ile daha da güçleneceğine inanıyor ve bütün üyelerimize ve yönetim ekibimize başarılar diliyorum.’’

Elmalı’ya Modern Hizmet Binası Geliyor

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından Elmalı ilçesinde inşa edilecek olan Elmalı Eğitim ve Sağlık Merkezi binasının temel atma töreni gerçekleştirildi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından, ATSO Cumhuriyetin 100. Yıl Ödül Töreni’nde kazananlar adına inşa edilecek olan ATSO Elmalı Eğitim ve Sağlık Merkezi binasının temel atma töreni, ATSO Başkanı Ali Bahar, Antalya eski Milletvekili Hasan Subaşı, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın torunu Hamdi Yazır tarafından gerçekleştirildi. 

ATSO Başkanı Ali Bahar, “Kadim şehir Elmalı’nın geleceğe dönük yüzünü temsil etmek amacıyla modern bir hizmet binasını hayata geçirdik. Oda üyelerimiz ile birlikte çocuklarımız ve Elmalı halkı eğitimlerden, sağlık hizmetlerinden faydalanacak. Sadece bina yatırımları değil insana yatırımlarla da çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi. 

Seçimlerden önce ilçelerle kucaklaşacaklarının sözünü verdiklerini hatırlatan Bahar, “ATSO belki de tarihinde ilk defa ilçeleriyle bu kadar kucaklaşıyor. Korkuteli’nden sonra bunun ikinci ayağı da Elmalı oldu. Korkuteli’nde organize sanayi bölgesini, Elmalı’da da hizmet binasını hayata geçiriyoruz. Bir kereyle kalmayıp yetinmeyeceğiz, acaba Elmalı’da, ilçelerimizde neleri tesis edebiliriz, neleri yapabiliriz bunun için büyük bir çaba içerisinde olacağız.” ifadelerini kullandı.

 Öte yandan Başkan Bahar, üye buluşmaları kapsamında Elmalı’da ATSO üyesi iş insanlarıyla bir araya geldi. ATSO tarafından hayata geçirilen ve ATSO Cumhuriyetin 100. Yıl Ödülleri Töreni’nde kazananlar adına inşa edilecek olan ATSO Elmalı Eğitim ve Sağlık Merkezi hakkında bilgi veren Bahar, “Yapacağımız bu güzel yatırımı sizlere kazandırmanın sevincini yaşıyoruz. Kentimiz ve ilçelerdeki üyelerimiz için yapacağımız her çalışma bizlere heyecan veriyor. Elmalı’nın faydalanabileceği örnek bir eğitim ve sağlık merkezinin geçtiğimiz aylarda protokolünü imzalamıştık. Temel atma törenimizi de gerçekleştirdik. En kısa sürede hayata geçecek olan projenin hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

Ertelenen Konut Taleplerinin, 2024’te Alıma Dönüşmesi Bekleniyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Eylül ayı istatistiklerine göre, bu yılın ilk dokuz ayında gerçekleşen kredili konut satışları toplamı 160 bin 884 adet oldu. BDDK’nın son verileri ise, tüketicilerin kullandığı konut kredisi tutarının 445 milyar TL’yi aştığını gösteriyor.

Geçen seneye göre konut satış istatistiklerinde belirgin bir düşüş gözlenmesine karşın, ertelenen taleplerin, faiz ve enflasyonun dengeye oturmasıyla birlikte 2024 yılında alıma dönüşeceğini öngördüklerini söyleyen Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş. Alternatif Dağıtım Kanalları Direktörü Murat Akçay, “Şartlar ne olursa olsun, tasarrufun ön plana çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Konut sahibi olurken kredi kullanacaklara kredi maliyetlerini düşüren avantajlı fırsatlar sunmaya devam ediyoruz.” dedi. 

Tüketicilerin konut kredisi kullanmadan önce iyi araştırma yapmalarını ve kriterlerine göre en uygun krediyi seçmeleri için dijital kanalların öneminin altını çizen Akçay, “Ev sahibi olmak için kredi kullananların önünde hayat sigortalı ve hayat sigortasız olmak üzere iki farklı kredi teklifi sunuluyor. Sigortasız teklifte bankalar, faiz oranını daha yüksek seviyede belirliyor, bu da kredi maliyetini arttırıyor. Sigortalı teklifi tercih edenler ise, yatırımlarını güvence altına alırken, poliçelerini olayinkolayi.com üzerinden yaptırmaları durumunda kredi masraflarının en yüksek kalemi olan Kredi Hayat Sigortası için bankalara oranla yüzde 40’a varan tasarruf etme imkanından faydalanıyor.” dedi.

Tüketicilerin diledikleri sigorta şirketi üzerinden poliçe yaptırıp bankalara ve diğer finans kuruluşlarına ibraz etme hakları olduğunu vurgulayan Akçay, olayınkolayı kullanıcılarının konut, kredi ve sigorta ile ilgili platformun sunduğu pratik çözümlerden ve güncel bilgilerden faydalanabildiğini belirtti.

Karmod, Mali’deki Şantiye Yapılarının İkinci Etap Kurulumunu Tamamladı

Mali’de yer alan Fekola altın madeni sahası şantiye yapılarının kurulumunu gerçekleştiren Karmod, ikinci etap projesini de tamamladı.

Karmod tarafından yapılan açıklamaya göre, proje Kenieba şehrinin 40 kilometre güneyinde Senegal sınırı yakınındaki Anaconda bölgesinde gerçekleştirildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Pazarlama Müdürü Sezai Gök, yeni nesil konteyner yapılarının kullanıldığı toplam 6 blokluk şantiye projesini 35 günde tamamladıklarını vurguladı.

Gök, Fekola altın madeni sahasında bir önceki etapta kurdukları 864 yatak kapasiteli şantiye mobilizasyonunu yeni tamamlanan 2. etapla 11 bloka çıkardıklarını belirtti.

Yeni etap şantiye yapılarının Fekola sahasında yer altı cevher çıkarımı programı dahilinde hazırlandığını ifade eden Sezai Gök, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘’Yeni kurulum yaptığımız binalardan ilki iki katlı ofis binası olarak kurulum yapıldı. Söz konusu ofis binası 326 metrekare büyüklükte olup yer altı cevher çıkarımı yönetim ekibince kullanılacak. Bir diğer binamız analiz laboratuvarı olarak hazırlandı ve bina 193 metrekare büyüklükte. Proje kapsamında hazırlanan diğer binalar ise 173 metrekare yer altı ekibi soyunma odaları, 166 metrekare toplantı ve eğitim salonu, 55 metrekare acil durum binası ile yine 55 metrekare dinlenme odasından oluşmaktadır.’’

Gök, proje kapsamında hazırlanan yapıların ön üretiminin Tuzla’da bulunan tesislerde 15 günde tamamlandığını aktararak, üretimi tamamlanan yapıların deniz yolu taşımacılığı ile Dakar limanına, oradan da projenin gerçekleştirildiği Mali’deki sahaya sevk edildiğini kaydetti. 

Binaların kullanıma hazır kurulumunun 3 kişilik süpervizör ekibin öncülüğünde 35 günde tamamlandığını vurgulayan Gök, güvenli uzun ömürlü konteyner şantiye yapılarıyla Afrika lokasyonunda yeni bir projeyi daha tamamladıklarını belirtti. 

Gök, ‘’Enerji tasarrufuyla da öne çıkan şantiye yapılarımızla Nijerya, Kongo, Kenya, Gabon, Gana, Eritre, Cibuti, Senegal, Sierra Leone, Fildişi Sahili, Cezayir, Mali, Mısır, Moritanya, Somali, Etiyopya başta olmak üzere çok sayıda Afrika ülkesinde maden ve petrol sahalarında önemli projeler gerçekleştirmeye devam ediyoruz.’’ ifadelerini kullandı.