Mersin, Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, depreme karşı tek çözümün kentsel dönüşüm olduğunu belirterek, “Deprem bizim gerçeğimiz ise kaçak ve ruhsatsız yapıları ortadan kaldırıp kentlerimizi yeniden kurmalıyız” dedi.
Türkiye’nin, dünyada örneğine az rastlanan bir afetle karşı karşıya kaldığının altını çizen Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, “Önce 7,7, ardından da 7,6 şiddetindeki depremler 10 ilimizi yıktı, binlerce canımızı kaybettik. Deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyeti yürüten personelimizi motive etmek ve deprem mağduru vatandaşlarımızı yalnız bırakmamak için Hatay ve Gaziantep’i ziyaret ettim. Tabi çok büyük ve ağır bir afet; bu nedenle insanlarımız sıkıntılar yaşıyor” dedi.
Kentsel Dönüşümden Başka Çaremiz Yok!
Kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ve çok acı bir olayla görüldüğünü söyleyen Başkan Mustafa Gültak sözlerini şöyle sürdürdü.
“TOKİ ve Hükümetimiz, Bakanlığımız ile yapılan protokoller sonucu şu anda Çay Mahallesi’nde biten yapıların anahtarlarını hak sahiplerine teslim edeceğiz. Barış Mahallesi’nde de bitirmek üzere olduğumuz kotlar var. Şurada 1 yılımız var… Umarım belediye başkanlarımızın ve bundan sonra seçilecek belediye başkanlarımızın da Mersin’de ilk planlayacağı işlerden bir tanesi bu olacaktır. Yani kaçak yapı stokunu nasıl tüketeceğiz? Seçilecek arkadaşlarımız, öncelikle bunun planlamasını halkın önüne mutlaka koymalıdır. Sadece kâğıt üzerinde kentsel dönüşümden yana olduğunu belirtmek yetmiyor. Nitekim kentsel dönüşüm, sadece Mersin’in değil, tüm Türkiye’nin çözüm bekleyen en büyük sorunlarından bir tanesidir. Eğer yine ağlamak, üzülmek istemiyorsak, elimizdeki bu stokları bir şekilde revize etmemiz gerekiyor. Bunun başka da bir çaresi yok. Bir kez daha deprem felaketinde yaşamını yitiren bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı insanlarımıza acil şifalar diliyorum. Bizler de elimizden geldiği kadar, diğer tüm belediyelerimizle birlikte deprem mağduru insanlarımıza yardım etmeye devam edeceğiz.”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, inşaatta çelik yapı sistemi kullanımının önemine dikkat çekti.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin lokomotif sektörlerden birisinin inşaat olduğunu belirterek, “Dünyada Endüstri 4.0’a öncülük eden üç ülke: Almanya, ABD ve Japonya’da lokomotif sektör sanayi. Ipsos’un 2022 yılındaki bir araştırmasına göre; Türkiye, yüzde 77 ile insanların doğal afet beklentilerinin en yüksek oranda olduğu ülkeler arasında. Ancak ne toplum ne de devlet buna hazırlıklı değil. Japonya’da ise bu oran yüzde 85 ama Japonya buna hazır. Türk çelik sektörümüz know-how olarak son derece gelişmiş ve her türlü malzemeyi üretebilir durumda” dedi.
“Yeni bir yol haritası ortaya koyulmalı”
Türkiye’nin 30 yılda bir büyük depremlerle sarsıldığına değinen Eskinazi, “Bizdeki can kayıpları on binleri aşarken dünyadaki can kayıpları çok az. İnşaat sektöründe yanlışlar yapılıyor ve biz yanlış yapmaya devam ettikçe kayıplar artacak. Devletin milletiyle barışması imar affı ile olmaz sağlam yapılarla olur. Ülkemizde inşaat sektörünün algısının baştan aşağı değişmesi gerekiyor ve ivedilikle yeni bir yol haritası ortaya koyulması gerekiyor. Bilim insanları ile hareket edilerek imar planı hazırlanmalı. Türkiye’nin başlıca hedeflerinden biri bu olmalı” diye konuştu.
“Çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması gerekiyor”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “Deprem değil bina öldürür sözünün üzülerek doğruluğu ile tekrar yüzleşmek durumunda kaldık. Artık deprem olduktan sonra çare üretmek yerine yapılarımızı depreme dayanıklı halde inşa edilmesi için biz üstümüze düşen çalışmaları yapmaya hazırız. Güvenlik için binalarda kırılgan olmayan esnek yapısı, dayanımı ve hafifliği ile depreme karşı son derece güvenli bir model olan çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması gerekmekte. Betonarme yapılara kıyasla çelik konstrüksiyon yapıların özellikle deprem kuşağında yer alan bölgeler için birçok avantajı bulunmaktadır. Çelik yapı sisteminin maalesef ki Türkiye’de bilinirliği oldukça düşük. Avrupa ve Amerika’da çelik sistem kullanımı yüzde 40’lardayken, bu rakam Türkiye’de yüzde 1 civarında seyrediyor” dedi.
“Türkiye yeni binalarda çelik konstrüksiyona yönelmeli”
Çelik konstrüksiyon yapıların imalat ve montajının çok daha kısa sürede tamamlandığının altını çizen Yalçın Ertan sözlerine şöyle noktaladı:
“Yapım süresinin kısa olması; binanın en kısa sürede oturulabilir/kullanılabilir hale getirilmesi açısından önem arz etmektedir. Hızlı yapılan ve aynı zamanda sürdürülebilir özellikte olan çelik konstrüksiyon yapılar ekonomik olarak da diğer yapılara nazaran daha avantajlıdır. Çelik konstrüksiyon yapılar betonarme yapılara göre oldukça hafiftir. Binanın hafifliği ve çelik yapıların betonarmeye kıyasla daha fazla esneme özelliğinin olması zemine gelen yükün azalması sebebiyle depremin etkisinin azalmasını sağlar. Deprem kuşağındaki ülkemizde yeni yapılacak bütün binalarda, kentsel dönüşüm projelerinde ve geçici konut yapımlarında deprem şartları da göz önüne alınarak çelik konstrüksiyona yönelmekte fayda görülmektedir. Korozyon ve çürüme riski bulunmayan yapı özelliğiyle yaygın kullanımdaki betonarme modeline göre uzun kullanım ömrüyle önemli avantaj sağlıyor. Çelik yapı sistemini daha fazla paydaşa anlatmak için önümüzdeki dönemde çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz.”
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerinde, Aralık 2022’de cari işlemler hesabının 5 milyar 910 milyon dolar açık verdiğini belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, Aralık 2022’de cari işlemler hesabı 5 milyar 910 milyon dolar açık verdi. Bunun sonucunda, 2022’de cari işlemler açığı 48 milyar 769 milyon dolar oldu. Bu rakam, 2013 yılından bu yana en yüksek cari açık anlamına geliyor.
Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı aralıkta 3 milyar 525 milyon dolar, ocak-aralık döneminde ise 50 milyar 793 milyon dolar fazla verdi.
Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı aralıkta 8 milyar 89 milyon dolar oldu. Bu dönemde, hizmetler dengesi kaynaklı girişler 2 milyar 498 milyon dolar, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler de 1 milyar 468 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Birincil gelir dengesi kalemi aralıkta 533 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi ise 214 milyon dolar net giriş kaydetti.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip olanların kuruma hasar bildiriminde zaman sınırlaması uygulanmadığını duyurdu.
DASK’tan yapılan açıklamada, evleri depremde hasar gören Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin hasar bildirimine ilişkin bir süre sınırlamasının olmadığı bildirildi.
Açıklamada, genel şartlarda her ne kadar “Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 15 iş günü içinde DASK’a bildirme yükümlülüğü” olsa da kurumun sigortalıların haberdar olma zamanını tam olarak tespit edemeyeceğinden ilgili maddeyi sigortalı lehine değerlendirdiğini kaydedildi.
Sigortalıların herhangi bir sınırlama olmaksızın hasar bildiriminde bulunabileceği aktarılan açıklamada, DASK’ın, önceki depremlerde olduğu gibi bu afette de yıkıldığı tespit edilmiş binalarda sigortalı ihbarını dahi beklemeksizin hasar ödemelerini gerçekleştirdiği vurgulandı.
“DASK, herkes için primlerini ödenebilir seviyede tutmayı amaçlar”
Açıklamada, DASK’ın, herkes için primlerini ödenebilir seviyede tutmayı amaçladığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Sigorta sistemlerinde ödenen primler, poliçe karşılığında sağlanan teminatların bir oranıdır. Dolayısıyla teminat miktarı arttıkça prim miktarı artmaktadır. Teminatların tüm konutları kapsayacak bir seviyeye çıkarılması reel prim artışına ek olarak reasürans maliyetlerini de ciddi oranda artıracağı için vatandaşların tamamının yüksek prim ödemesini zorunlu kılacaktır. Zorunlu Deprem Sigortası, zorunlu bir sigorta olması sebebiyle primlerin ödenebilir bir seviyede tutulması amaçlanmaktadır. Daha fazla teminat almak isteyen vatandaşlarımız, kendi istekleriyle sigorta şirketlerinden herhangi bir sınırlama olmaksızın DASK’ın üzerine ihtiyari sigorta yaptırabilmektedir.”
“DASK fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılır”
Açıklamada, DASK’ın sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası’nın bir vergi olmadığı, 1999’da meydana gelen büyük Kocaeli depremi sonrasında kanunlaştığı ve kamu kaynaklarından bağımsız bir sigorta fonu oluşturmak amacıyla 2000’de kurulduğu anımsatıldı.
“DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalılara verilen teminat karşılığında aldığı primlerle bir deprem teminat havuzu oluşturmaktadır” ifadesi kullanılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bu havuz, devlet kaynaklarından tamamen bağımsızdır. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin primlerinden ve ilave olarak uluslararası reasürörlerden temin ettiği sigorta korumasıyla oluşturduğu kaynaktan yalnızca sigortalılarına tazminat ödemesi yapmaktadır. Özetle; DASK fonları, sadece sigortalıların ödediği Zorunlu Deprem Sigortası poliçe primlerinden oluşmaktadır. DASK’ın fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılmaktadır. DASK’ın deprem vergileri ile hiçbir ilgisi yoktur. DASK, gelir vergilerinden hiçbir pay almamaktadır. Sonuç olarak, DASK, finansal açıdan kamu kaynaklarından tamamen bağımsızdır ve sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası bir sigorta ürünüdür.”
Deprem bölgesinde, 10 ilde zorunlu deprem sigortalı (DASK) konut sayısının 1,3 milyonun üzerinde olduğu tespit edildi. Böylece, bölgedeki her iki konuttan biri sigortalı olarak gözüküyor.
Hürriyet Gazetesi’nden Noyan Doğan’ın derlediği habere göre;Deprem bölgesinde, 10 ilde toplam zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 1.3 milyonun biraz üzerinde. Bu da her iki konuttan birinin sigortalı olduğu anlamına geliyor. Konutların büyük çoğunluğu yıkık olduğu için de bölgede konut hasarlarının çoğunluğu zorunlu deprem sigortası kapsamında DASK tarafından karşılanacak.
DASK konusunu 12 soru başlığı altında derleyen Doğan, şu bilgileri paylaştı:
1- Hangi hasarları kapsar?
Deprem nedeniyle konutta yangın çıkarsa, patlama olursa, yer kayması oluşursa bunların vereceği zarar DASK kapsamında. Bunların dışında konuttaki eşyalarda meydana gelen zararlar ve kişilerin uğrayacağı bedeni zararlar ve sağlık ile ilgili konular sigorta kapsamında değildir. Binalardaki tüm ortak alanlar da sigorta kapsamına giriyor.
2- Hangi konutlar kapsamda?
Belediye sınırları içinde kalan meskenler için geçerli. Köy alanlarındaki konutlar sigorta kapsamı dışındı. Binaların içinde yer alan ticarethane, büro, dükkan ve benzeri amaçlarla kullanılan bölümler sigorta kapsamında. İş hanı, iş merkezi gibi tamamı ticari ve sınai amaçla kullanılan yapılar sigorta kapsamına girmiyor.
3- DASK, ne kadar hasar ödeyecek?
2022’nin Kasım ayında yapılan değişiklikle DASK’ın teminat tutarları artırıldı. DASK’ın bir konut için ödeyeceği en yüksek tazminat tutarı 640 bin TL. Örneğin, konutunuz 100 metrekare ise, depremde yıkıldıysa DASK size 301 bin TL ödeyecek. Konutunuz 150 metrekare ise 452 bin TL, 200 metrekare ise 603 bin lira alacaksınız.
4- Konutun piyasa değerini öder mi?
Hayır, ödemez. DASK, konutun yeniden inşa bedelini öder. Bunun için de her yıl tespit edilen birim metrekare maliyeti (2023 için bu tutar 3 bin 16 TL) ve konutun metrekaresine göre belirlenen ve poliçede yazan tutar ödenir. Deprem sonucunda arsa değeri değişmeyeceğinden sigorta yapılırken arsa değeri hesaba katılmaz.
5- Zararın tamamı ödenir mi?
Konut tamamen yıkılırsa poliçede yazan tazminat tutarının tamamı ödenir.
6- Hasar görmüş konutlar sigorta yaptırabilir mi?
Ağır hasarlı binaların, güvenlik gereği yıkılması gereklidir. Bu nedenle yeniden inşasına kadar sigortalanması mümkün değildir. Orta hasarlı binalar, binaların onarılması veya güçlendirilmesi zorunluluğu taşır; bu işlemlerin yerine getirildiğinin belgelendirilip sunulması koşuluyla sigorta mümkündür. Hafif hasarlı binalarda sigortalının beyanı esas alınır ve sigorta düzenlemesi buna göre yapılır.
7- Hasar ne kadar sürede ödenir?
Gerekli incelemeler ve hasar tespiti yapıldıktan sonra hemen ödenir. 10 ili etkileyen depremde DASK, ödemelere başladı.
8- Apartmanda çoğunluk konutta DASK yoksa ne olacak?
Diğer konut sahiplerinin poliçe yaptırmamış olması, yaptıranın tazminat ödemesi için engel teşkil etmez. Hasar, poliçe limiti kapsamında değerlendirilir ve DASK sigortası olanların hasarını karşılar.
9- Hasar ihbarı nasıl yapılacak?
Alo DASK 125, www.dask.gov.tr, e-devlet üzerinden hasarlarınızı bildirebileceksiniz. Hasar bildirimi yaptığınızda DASK’tan cep telefonunuza SMS ile ‘hasar dosyası oluşturulmuştur’ mesajı gelecek.
10- Hasar tespitini kim yapacak?
DASK’ın görevlendirdiği sigorta eksperleri yapacak. DASK, ilgili kurumlarla koordineli çalıştığından hasar ihbarı yapılmadan hasar süreçlerini başlattı. DASK tarafından hasar dosyası oluşturulduktan sonra sigortalıların telefonuna SMS ile hasar tespitini yapacak sigorta eksperinin adı, soyadı, telefon numarası gönderilecek.
11- Hasar nasıl ödenecek?
Telefonunuza ‘ödemeniz hazır’ SMS’i gelecek. Vakıfbank şubesinden telefonunuza gelen şifre ve kimlik ile ödemenizi alabileceksiniz. Öte yandan zorunlu deprem sigortası ile ilgili tüm işlemler, DASK’ın, deprem bölgelerinde kurduğu mobil ofisler aracılığı ile de yapılabilecek.
12- DASK, böyle büyük bir hasarı karşılayacak güçte mi?
DASK, 120 milyar TL hasar ödeme gücüne sahip. Bu depremde ve diğer büyük depremlerde hasarı karşılayacak finansal yapısı bulunuyor.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Kahramanmaraş merkezli olan ve 10 ili birden etkileyen depremin etkileri üzerine bir rapor sundu. Raporda, depremin mali hasarının 84,1 milyar dolar olacağı öngörüldü.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türkiye’yi derinden sarsan deprem felaketinin ekonomiye etkileri üzerine bir rapor hazırladı.
Marmara Depremi verileri referans alındı
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; TÜRKONFED’in “2023 Kahramanmaraş Depremi Afet Durum Raporu” başlıklı raporunda, depremin mali etkisinin 84,1 milyar dolar düzeyinde olmasının beklendiği ifade edildi.
1999’daki Marmara Depremi’ne ait verilerin referans alınarak can kaybı ve mali hasara yönelik öngörülere yer verilen raporda; Kahramanmaraş depremlerinin 72 bin 663 can kaybı ve 84,1 milyar dolar mali hasara neden olacağı öngörüldü.
15 milyar doların altına inebilir
Raporda, depremin vurduğu şehirlerin milli gelire katkılarındaki azalmaya paralel olarak; bu 10 kentin ihracatının, ihracatı göğüsleyen liman altyapısının bozulmasının da etkisiyle 15 milyar dolar düzeyinin altına inebileceği tahminine yer verildi.
Raporda, altyapı hasarları 7 ana başlık altında toplandı.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
Ulaşım
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 8 Şubat tarihli açıklamasına göre trafiğe kapalı güzergâh bulunmadığını açıklasa da Hatay Havalimanı ve Hatay-Reyhanlı yolunda sorunlar devam ediyor.
Sahadan gelen bilgi ve görüntülere göre birçok ilçe ve köyün yollarının ulaşıma açık olmadığı anlaşılmaktadır. Başta Gaziantep, Hatay, Gaziantep-Osmaniye, Adıyaman-Çelikhan yolları olmak üzere yollarda birçok çökme meydana geldi.
Onarım çalışmaları devam etmekle beraber, bazı noktalarda yol altyapılarının yeniden inşası gerekmektedir.
Elektrik
Depremden etkilenen illerin önemli kısmında trafo noktaları yıkıldı, kimi bölgelerde elektrik dağıtım şebekesi yok olma düzeyinde zarar gördü.
Trafo ve şebeke tesislerinin yeniden devreye alınmasının uzun zamanda gerçekleşebileceği düşünülüyor.
Ana enerji iletim tesis ve hatlarında sorunlar giderilmiş olsa da şehir içi dağıtım kısımlarında bazı ilçelerde ve il merkezlerinde sorunlar devam etmektedir.
Doğalgaz
Deprem ile doğalgaz boru hatlarında patlamalar meydana geldi ve BOTAŞ Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş’a hızla akışı kesti.
BOTAŞ’ın ana iletim hatlarında arıza ve kopmalar meydana geldiği ve onarım yapılan yerlerde artçı sarsıntılarla hasarın yeniden oluştuğu bakanlık tarafından açıklandı.
Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş il merkezlerine kontrollü ve kısmi doğalgaz akışları başladı.
10 Şubat Cuma günü Hatay il merkezi ve Kırıkhan ilçesi şehir giriş istasyonlarına doğalgaz verilmiştir.
Petrol hatları
BOTAŞ, Pazartesi günkü ilk depremin ardından tesisi denetlemek için terminale petrol akışını durdurdu, ancak herhangi bir sızıntı veya hasara rastlanmadığını açıkladı.
BOTAŞ, Akdeniz kıyısındaki Ceyhan ihracat terminaline ham petrol akışını 7 Şubat Salı günü geç
saatlerde yeniden başlattı. IKBY yönetimi de petrol akışının devam ettiğini teyit etti.
İletişim
11,5 milyon mobil abone bulunun afet bölgesinde il ve ilçelerde telekomünikasyon hizmetleri tamamen durmasa da ciddi aksaklıklar yaşanmaktadır.
Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone’un üyesi olduğu Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği’nin açıklamasına göre 2.451 baz istasyonu devre dışı kaldı, 190 mobil istasyon yollandı ve enerji ihtiyacının karşılanması için operatörler tarafından bölgeye acilen 3 bin 485 adet jeneratör sevk edildi.
Aksaklıklar çoğunlukla köy ve ilçelerde devam ediyor.
Hastaneler
2012’de deprem dayanıklılık raporu olumsuz gelen İskenderun Devlet Hastanesi’nin A Bloğu yoğun bakım hizmeti için kullanılıyordu ve depremle beraber yıkıldı.
Hatay İl’inde iki devlet hastanesi yıkılırken birçok özel hastane de yıkılmış veya kalıcı zarar görmüştür.
Yıkılan hastane sayısı resmi makamlarca henüz paylaşılmamakla beraber sahada sahra hastanelerine ve sağlık çalışanlarına olan ihtiyaç belirtilmektedir.
Okullar
Eğitim Bakanlığı 81 ilde tüm okulların sömestr tatili sonrası açılış tarihini erteledi.
Bakanlık okulların 20 Şubat 2023 Pazartesi günü açılacağını açıkladı.
Depremden etkilenen 10 ilde eğitim gören öğrencilerin istedikleri illere nakil yaptırabilecekleri duyuruldu. Yıkılan okul sayısına dair resmi bir bilgi henüz açıklanmadı.
4 öneri
TÜRKONFED raporunda afet sonrası ekonomik toparlanma için önerilerini de sıraladı.
Raporda şu 4 öneriye dikkat çekildi:
1- Örnekleri bulunan7,8 depremin ekonomik etkilerinin makroekonomik ve sosyo-ekonomik analiz boyutuyla ilgili ayrıntılı incelemeler yapılmalıdır. Etki analizleri doğru politikaların kurgulanmasında yardımcı olacaktır.
2- Depremle ilgili yasal düzenleme ve kurumsal yönetim konuları gündeme alınıp “Depreme dayanıklı daha iyi bir şehir planlamasına doğru” örgütlenmelere fırsat verilmelidir.
3- Deprem sonrası yeniden inşa ve ekonomik rehabilitasyon süreçlerinde piyasa ekonomisini de esas alan bir ekonomik gelişme yaklaşımı çerçevesinde konu ele alınmalıdır.
4- İleriye yönelik yapılması gereken deprem riski ve ekonomik hazırlık çalışmalarında bilimsel yaklaşım ön plana çıkarılmalıdır. Örneğin iki Türk deprembilimci-sismolog, Alaska Üniversitesi’nden Ezgi Karasözen ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Didem Cambaz’ın da ortak yazarı olduğu 30 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanan bir bilimsel makalede, 24 Ocak 2020 tarihli 6.8 büyüklüğündeki Elâzığ depreminin Doğu Anadolu fay hattında büyük bir kırılmayı haber verdiğine işaret edilmiştir.
İnşaat Mühendisleri Odası Kahramanmaraş Temsilcisi Ökkeş Buğra, Kahramanmaraş’ta yer alan binanın yıkılmamasına ilişkin açıklama yaptı.
T24’e konuşan İMO Temsilcisi Ökkeş Buğra, Kahramanmaraş’taki binanın depremden hasar görmemesine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
‘’Binamızın bulunduğu bölgedeki birçok bina, 1990’lı yıllarda yapılmış binalar. O dönemde beton kalitesi artı işçilik kalitesi bunların hepsi etken tabi. Bir de orada zemin problemlerinin de olduğu bölgeler var ama tabii bu tamamen yan yana duran 2 bina var. İkisi de ayrı müteahhit, aynı dönemde yapılmış. Belki aynı ekipler yapmış. Bir bina ayakta duruyor bir bina çökmüş. Bu tarz örnekler var.
Mühendislik hizmeti almamış binalar çok fazla. Nispeten 1999 sonrası yapılan binalarda daha mühendislik hizmeti arttırıldı. Dolayısıyla artı yapı denetim sonrasındakilerde de bir değişiklik oldu. Şimdi, 2011-2012’den sonra denetime geçildi. Ondan sonra yapılan binalarda ciddi bir hasar söz konusu değil. Ortalama 1980lerde ve 1990’larda yapılan birçok binamız çöktü. Yeni binalarda da çökenler var. Onları da sahada yapılan hatalara bağlıyorum. Sahada bunun takibiyle alakalı eksiklikleri gözlemliyorum. Bence malzeme kalitesinin sahada en önemli takipçisi şantiye şefidir. Biz sürekli dile getiriyoruz.’’
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 Aralık ayına ilişkin inşaat maliyet endeksi verilerini açıkladı.
TÜİK, 2022 yılı Aralık ayı İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre, 2022 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 1,44, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 78,40 arttı.
Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1,53, işçilik endeksi yüzde 1,16 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 75,93, işçilik endeksi yüzde 87,41 arttı.
Bina İnşaatı Maliyet Endeksinde Yüzde 78,31 Artış
Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 1,98, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 78,31 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,23, işçilik endeksi yüzde 1,16 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 75,63, işçilik endeksi yüzde 87,79 arttı.
Bina Dışı Yapılarda da Artış Gözlendi
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 78,70 arttı, aylık yüzde 0,28 azaldı. Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,28 azaldı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 78,70 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,66 azaldı, işçilik endeksi yüzde 1,19 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 76,89, işçilik endeksi yüzde 85,98 arttı.
Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Hamza Can, Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketinin ardından, ‘’Sosyal konut projelerinin deprem bölgelerine kaydırılsın.’’ açıklamasını yaptı.
Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 ve Elbistan merkezli 7,6 şiddetli depremlerin vurduğu 10 ilde giderek artan can ve mal kayıplarından dolayı büyük üzüntü içerisinde olduklarını ifade eden Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Hamza Can,“Geleceği bilinen büyük bir felaketi yaşadık. Kayıplarımız büyük, derin elem duyuyoruz. Devlet ve millet elbirliği ile şimdi yaraları sarma zamanıdır” dedi.
Maraş merkezli depremlerin Türkiye’ye maliyetini kestirmenin güç olduğunu kaydeden Hamza Can, “Şimdi yapılması gereken en önemli husus kamu kaynaklarını deprem bölgelerindeki yaraları sarmak için kullanmalıyız. Alt ve orta gelir gruplarına yönelik açıklanan konut projeleri bu bölgelere kaydırılmalıdır. Yine EYT gibi bütçeye büyük külfete sebep olan düzenlemeler altı ay gibi ötelenebilir. Buradan elde edilecek kaynaklar yine depremzedeler için kullanılabilir. Yani herkes bu yaraların sarılmasında bir bedel ödemelidir.”ifadelerini kullandı.
İnşaat Maliyetleri Artmaya Devam Ediyor
İnşaat maliyetlerinin her geçen ay arttığını, müteahhitliğin konulan mali şartlar sebebiyle zorlaştığını bunun sonucunda kentsel dönüşümlerin zorlaştığını belirten Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Hamza Can, “Kentsel dönüşümün önündeki prosedürler, engeller kaldırılmalıdır. İnşaatla ilgili temel emtia fiyatları sabitlenmelidir. Aksi takdirde 1999 yılında önce yapılan inşaatların yenilenmesi çok zor olacaktır.”şeklinde konuştu.
Hassas projelerin risk olmayan bölgelerde uygulanması gerektiğini belirten Can şu açıklamaları yaptı:
“Güneydoğu’daki depremler biliyoruz ki ne ilkti ne de son olmayacak. Ne zaman yaşanacak bilinmez, kapıda çok daha büyük bir tehlike olarak İstanbul depremi riski duruyor. Hassas sanayi sitelerini, organize sanayi bölgelerini deprem riski olmayan bölgelere kaydırmamız gerekiyor. Yeni şehirler kurmamız gerekiyor. Yeni kurulacak bu şehirleri lojistik ağlarla örmeliyiz. Yeni bir düşünme sistemine ihtiyacımız var. Pansuman tedbirlerle sorunu çözemeyiz.”
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Ankara-İzmir karayoluna alternatif oluşturması amacıyla inşa edilen Balıklıdere Köprüsü’nde çalışmalar sürüyor.
Bursa’da ulaşım sorununa köklü çözümler üretmek amacıyla raylı sistemler, yeni yollar, akıllı kavşaklar ve toplu ulaşım gibi pek çok yatırımı hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, yeni köprülerle de ulaşıma nefes aldırıyor. Özellikle Ankara-İzmir karayolunu yüklerinden arındırmak için alternatif güzergahlar oluşturmayı amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, yolun güneyinde Kaplıkaya ile Kestel arasına yeni bir alternatif güzergâh kazandırıyor. Bu güzergâh üzerinde, daha önce Değirmenönü ve Karapınar mahallelerini köprü ile birbirine bağlayan Büyükşehir Belediyesi, Siteler ile Bağlaraltı mahallelerinin bağlantısı için de Kaplıkaya Köprüsü’nü tamamlayıp ulaşıma açmıştı. Bu rotanın en doğusunda yer alan ve Otosansit ile Değirmenönü mahallelerini birbirinden ayıran Balıklıdere üzerine de toplam 120 metre uzunluğunda, 2 şerit geliş-2 şerit gidiş olarak yeni bir köprü yapılıyor. Köprünün kiriş montajları tamamlanan bölümlerinde beton dökme işlemleri hızla devam ediyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Acemler Kavşağı başta almak üzere Ankara – İzmir yolunun yüklerini azaltmak için yeni alternatif güzergahlar oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Yıldırım ilçesindeki Cumalıkızık ve Değirmenönü mahalleleri arasında yer alan Balıklıdere üzerinde yol geçişi bulunmaması ve arazinin sarp olması nedeniyle, iki mahalle arasındaki geçişin Ankara-İzmir Yolu üzerinden sağlandığını hatırlatan Başkan Aktaş, “Bu da yol üzerinde trafik sıkışıklığına neden oluyor. Bu sebeple iki mahalleyi birbirine bağlamak amacıyla; 20,60 metre genişliğinde, 2 gidiş-2 geliş olmak üzere 4 şeritli, 120 metre uzunluğunda, 4 açıklıklı köprü inşa ediyoruz. Daha önce Hacivat ve Deliçay dereleri üzerine yapılan köprülerin ardından bu köprünün de tamamlanmasıyla birlikte Kestel ile Kaplıkaya arasında önemli bir alternatif güzergâh oluşacak. Bu sayede Ankara yolu üzerindeki yükler de bir miktar azalmış olacak” diye konuştu.
Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından yapılan Derince Limanı D-100 Karayolu ve TEM Otoyol Bağlantı Yolu Kavşak projesinde inşaat çalışmaları başladı.
Derince bölgesinde yaşanan trafiği azaltmak amacıyla planlanan Derince Limanı D-100 Karayolu ve TEM Otoyol Bağlantı Yolu Kavşak projesini, 912 Milyon TL’ye Sivaslı Avos Grup kazanmıştı. Karayolları Genel Müdürlüğü, Avos firmasıyla 5 Ağustos’ta sözleşme imzaladı. Projenin yer teslimi 12 Eylül’de yapıldı. Firma, çalışma başlattığı TEM kenarındaki Bölge Trafik Şube Müdürlüğü’nün yanındaki karayollarına ait olan alanda şantiyesini kurdu.
Yapımına başlanan Derince Limanı D-100 Karayolu ve TEM Otoyol Bağlantı Yolu Kavşak projesi, limanın hemen giriş bölümünde bulunan Devlet Demir Yolları Köprüsü, D-100 Karayolu alt geçit köprüsü ve TEM alt geçit köprüsü olmak üzere tam 3 katlı olarak yapılacak. Proje, Derince Safi Port Limanı’ndan başlayıp kuzey-güney ve dikey olarak TEM otoyoluna bağlanacak.
Yaklaşık 1 milyar TL’ye yapılacak olan Derince Limanı D-100 Karayolu ve TEM Otoyol Bağlantı Yolu Kavşak projesi kapsamında 1,7 kilometrelik yol, 5 köprü ve 2 kavşak yapılacak. Projenin tamamlanması ile limanlardan ve bölgedeki sanayi kuruluşlarından gelen araçlar TEM’e transit bağlanacak. Bu sayede D-100’de oluşan kamyon ve tır trafiği ise sona erecek.
Emlak sektöründe piyasa canlılığı sağlamak amacıyla hükümetin çıkarttığı avantajlı konut kredilerinin suni fiyat artışlarına ve enflasyonun artmasına neden olduğunu ileri süren gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR, ‘’Hükümet, emlak sektörünü kendi dinamiklerine bırakmalı.’’ önerisinde bulundu.
Piyasa gerçeklerinden kopuk, masa başında alınan plansız ve kontrolsüz avantajlı konut kredisi paketlerinin Türkiye’de emlak fiyatlarını astronomik seviyelere yükselttiğini açıklayan Gayrimenkul PR, ‘Knight Frank’in raporuna göre Dünyada konut fiyat artışında Türkiye’nin yüzde 186 ile birinci sıraya yükselmesinin tek sebebi, konut kredileri olmuştur. Suni fiyat artışlarına ve ihtiyaç dışı alımlar yaşanırken enflasyonun artmasını da tetikledi’ değerlendirmesinde bulundu.
Hükümet emlak sektörüne karışmamalı
İyi niyetle çıkartılan konut kredilerinin parası olanları daha zengin, ev hayali kuranları ise kiralık konutlara ittiğini öne süren Gayrimenkul PR şirketi, ‘avantajlı krediler konut arzının azalmasına, kiralık konut fiyatlarının yükselmesine netice vatandaşların mağdur olmasına neden oldu. Ancak sürekli çıkartılan avantajlı konut kredileri yüzünden herkes fiyat artırıyor ve piyasada balon fiyatlar oluşuyor. Hükümet emlak sektörüne karışmazsa piyasa eninde sonunda dengesini bulacaktır’ önerisinde bulundu.
Yabancılara konut satışı durdurulmalı
Türkiye’de satılık ve kiralık konut fiyatlarının artmasındaki bir diğer önemli etkenin yabancılara yönelik çıkartılan 400 bin dolar karşılığı gayrimenkul alarak Türk vatandaşlığı alma hakkı tanıyan uygulamanın olduğunu belirten Gayrimenkul PR, ‘kendi insanımız uygun fiyatlı satılık veya kiralık konut bulamazken, parası olan yabancıların konut arzını tüketmesi piyasanın dengesini bozmuştur. Kanada ülkesi aynı sorunla karşı karşıya kalınca, yabancılara konut satışını durdurdu. Hükümette kendi insanımızın menfaatlerini gözetmeli ve vatandaşlık karşılığı konut edinme uygulamasına son vermeli’ açıklamasını yaptı.
Amasya Valisi Mustafa Masatlı, il merkezinde inşa edilecek olan yeni hastanenin proje aşamasının tamamlandığını bildirdi.
İl genelinde sunulan kamu hizmetleri ile kamu yatırımlarının genel değerlendirmesinin yapıldığı toplantıya başkanlık eden Amasya Valisi Mustafa Masatlı, 600 yataklı hastanenin inşası için kısa süre içerisinde ihale sürecine geçileceğini açıkladı.
Toplantıya, vali yardımcıları ve ilçe kaymakamları ile kurum müdürlerinin katılım gösterdiği toplantıda konuşan Vali Masatlı, “İlimizde sağlık alanında gerekli yatırım ve planlamalar devam etmekte olup, 600 yataklı hastanemizin proje aşaması tamamlanmış ve kısa süre içerisinde ihale sürecine geçilecektir.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin önde gelen güneş paneli üreticilerinden biri olan CW Enerji’nin CEO’su Volkan Yılmaz, Aydın’daki bir fabrikada Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurulumunu tamamladıklarını söyledi.
CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz, Türkiye’nin her yerinde projeler ürettiklerini söyledi. Kaliteden ödün vermeyen ve müşteri memnuniyetini birinci derecede misyon edinmiş bir anlayışla faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade eden Yılmaz, “Son yıllarda güneş enerjisine ilgi oldukça fazla. Biz de CW Enerji olarak güneş enerjisinin faydalarını her fırsatta dile getiriyoruz ve güneş enerjisi kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bursa’dan Aydın’a, Denizli’den Diyarbakır’a kadar Türkiye’nin her yerinde projelerimiz var. GES projelerinde ilk başvurudan projenin tamamlanmasına kadar yatırımcılarımızın her aşamada yanlarındayız.” dedi.
Otomotivden lojistiğe, turizmden gıdaya kadar hemen her sektörde faaliyet gösteren firmaların çatısına GES kurduklarını dile getiren Yılmaz, bu sayede temiz enerjiye katkı sağladıklarını kaydetti. Aydın’da faaliyet gösteren bir firmanın çatısına da güneş enerji santrali kurulumunu tamamladıklarını dile getiren Yılmaz, “Firmanın çatısına 1728,6 kWp gücünde güneş enerji santrali kurduk. Güneş panellerimiz sayesinde firma yılda yaklaşık 1.112.300 kg karbon salınımının önüne geçecek ve 170 ağacın kurtarılmasını sağlayacak.” diye konuştu.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Gölcük Yeni Terminal Binası’nın inşaat çalışmaları sürüyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden Gölcük Terminal Binasının zemin katında bekleme salonu, yazıhaneler, çay ocağı, mescitler, emanet odası, güvenlik odası ve tuvaletler bulunuyor. Birinci katta ise ofisler, depo, personel soyunma odası, havalandırma santrali, elektrik odası ve tuvaletler yer alacak.
Yapının belirli kotları arasında demir donatı ve kalıp imalatlarıyla su basman perdelerinin beton dökümü tamamlandı. Dairesel kolonların betonu dökülecek. Su basman perdelerinde ekipler yalıtım imalatlarına devam ediyor. Zemin düzenlemesi yapılan terminalde proje alanının grobetonu da atıldı. 10 bin metrekare alana inşa edilen yeni terminal binası zemin katı bin 450 m2, 1. normal katı 460 m2 olmak üzere toplamda bin 910 m2 kullanım alanına sahip olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen Adıyaman’da kurulan çadırkenti ziyaret ederek son durum açıklamaları yaptı.
Çadırkenti ziyaret ederek açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın satırbaşları şöyle:
‘’Tarihimizin en büyük felaketlerinden biriyle karşı karşıyayız. 10 ilimizde ciddi yıkımlar oldu. Kahramanmaraş ile Hatay ve Adana illerimizi ziyaret ederek oradaki durum tespitlerini yaptık. Dün de Gaziantep, Osmaniye ve Kilis’teydim. Depremzede kardeşlerimle bir arada olduk. Buradan da Malatya’ya hareket edeceğiz.
Maalesef son tespitlere göre hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 18 bin 991’e yükseldi. Kurtarılanların sayısı 75 bin 523’e ulaştı. Vefat eden kardeşlerime Rabbimden rahmet diliyorum. Bizim inancımıza göre bu tür afetlerde vefat edenlerin makamı şehitliktir.
Depremde hayatını kaybeden tüm kardeşlerimizin yakınları için söylüyorum; bu binaların hepsini 1 yıl içinde yetiştirme konusunda talimatları verdim. Arama-kurtarma ve yardım faaliyetleriyle alanda olduk. Depremin yıkım etkisi 500 kilometrelik bir alana yayıldığı için işimiz maalesef çok zor oldu. Bölgenin yakın dönemde rastlamadığımız şiddette bir kış yaşıyor olması da önümüze başka bir engel olarak çıkmıştır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen milletimizle birlikte devletimizin tüm imkanlarını deprem bölgesine yönlendirdik. Ülkemizin diğer tüm şehirlerindeki kamu imkanlarını deprem bölgesi için harekete geçirdik. Afet bölgesi ve OHAL kararı aldık.
Maalesef bazı kendini bilmezler soygun yapıyorlar, marketleri soyuyorlar. OHAL ile devlet bu konudaki yetkileri eline almış, bundan sonraki süreçte bu suistimalleri yapanlar yakalandığında gerekli olan yapılacaktır. Bu süreçte bazı eksiklikler de yaşanmıştır ama devletimiz tüm imkanlarıyla vatandaşların imdadına koşmuştur.
Burada çevre illerden gelen valilerimizle birlikte buradaki çalışma yürütülmeye başlanmıştır ve yürüyor. Her zaman önceliğimiz insan olmuştur, can olmuştur. İstismara fırsat vermeyeceğimiz kimse tarafından sorgulanamaz.
Ülkemizdeki tüm arama-kurtarma ekipleriyle, dünyanın dört bir yanından gelen ekiplerle çalışmalar sürüyor. 94 ayrı ülkeden gelen yardım teklifleriyle ekipler ülkemize geliyor. Müdahaleleri arzu ettiğimiz hıza ulaştıramadığımız bir gerçektir. Bakanlıkları, belediyeleri ve diğer tüm kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarımız da, dünyanın dört bir yanından dostlarımız da depremzedelerimizin yanında olmak için var gücüyle gayret göstermiştir.
Şanlıurfa ve Kilis illerimizde arama-kurtarma çalışmaları tamamlanmıştır. Şunu özellikle ifade etmek isterim; 1 yıl içinde yıkılan binaları yeniden elimizdeki projelerle inşa edecek ve sahiplerine teslim edeceğiz. 10’ar bin lira vatandaşlarımıza vereceğiz.
Çadırlarda kalmak istemeyen vatandaşlarımızın da kira bedelini ödeyerek konutlarda yaşamalarını sağlayacağız. İster Adıyaman’da ister farklı illerde 1 yıl itibariyle benim vatandaşlarım kalabilecek. Bu arada da biz konutları inşa etmiş olacağız. Deprem bölgesinin her yerinde arı gibi çalışan ekiplerimizin gayretine sahibiz.’’
Bandırma, deprem felaketinin yaralarını sarmak için seferber oldu. Vatandaşlar, Bandırma Belediyesi’nin koordinesinde eşi görülmemiş bir yardım zinciri oluşturdu.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Bandırma büyük bir dayanışma örneği gösterdi. Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, deprem felaketinin yaşandığı ilk gün Bandırma’da yaşayan vatandaşlara seslenerek yardımlaşma çağrısında bulundu. Bunun üzerine bütün ilçe tam anlamıyla kenetlendi. Deprem bölgesine yardım ulaştırabilmek için seferber olan vatandaşlar yardım toplama noktalarına akın etti.
Gece Yarılarına Dek Yardım Toplandı, Sevkiyat İçin 24 Saat Aralıksız Çalışıldı
Bandırma Belediyesi, deprem felaketinin meydana geldiği ilk saatlerde hiç vakit kaybetmeden acil olarak toplandı. Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun, aynı günün sabahı ilçede iki yardım toplama noktası belirlediklerini duyurdu. Bunun üzerine tek yürek olan vatandaşlar deprem mağdurları için akın akın yardım getirmeye başladı. Felaketin ilk gününden itibaren her gün, sabah erken saatlerden gece yarılarına dek toplanan yardımlar, olabilecek en hızlı şekilde deprem bölgelerine gönderildi. Ekipler sevkiyat için 24 saat aralıksız çalıştı. Depremzedelerin ihtiyaç duyduğu yiyecek, içecek, giyinme, barınma, tıbbi malzeme ve benzeri yüzleri çeşit ihtiyaç malzemesi bölgeye gönderildi.
Bandırma Dört Bir Koldan Seferber Oldu
Bandırma’dan toplam 21 tır afet bölgelerinden Adıyaman, Malatya, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş’a gönderildi. Bir askeri kargo uçağına da yardım malzemesi desteği sağlandı. Bandırma Belediyesi, kendi personelinden oluşan 32 kişilik arama kurtarma ekibini Hatay’a gönderirken şu an Osmaniye’de bulunan 911 Arama Kurtarma Derneği’ne ve Hatay’da bulunan Bandırma Dağcılık ve Arama Kurtarma Derneği’ne de ayrıca destek verdi. Bandırma da faaliyet gösteren esnaflardan oluşan gönüllü yardım ekibine de Bandırma Belediyesi tarafından 2 otobüs tahsis edilerek ulaşım ve malzeme desteği sağlandı. Bandırma Belediyesi’nin Bandırmaspor’a tahsis ettiği 1 otobüs yardım malzemeleriyle birlikte Hatay’a yollandı ve Bandırmaspor Taraftarlar Derneği üyelerinden oluşan gönüllü bir gruba ise Malatya’da yardım faaliyetlerinde bulunabilmeleri için ulaşım ve malzeme desteği verildi.
Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun yaptığı açıklamada, “Çok büyük bir deprem felaketi yaşadık. Aynı bölgede 9 saat arayla 7’nin üzerinde iki deprem meydana geldi. Öncelikle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Kurtarma çalışmaları devam ederken diğer yandan da afet bölgesine acil olarak yardım ulaştırılması gerekiyordu. Bu nedenle hiç vakit kaybetmeden bir yardım kampanyası başlattık. Vatandaşlarımız bu yardım kampanyasına olağanüstü bir ilgi gösterdi. Allah her birinden razı olsun,” dedi.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş (BOTAŞ), sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen iki büyük deprem sonrasında tedbir amacıyla petrol akışının durdurulduğu Batman Dörtyol Ham Petrol Boru Hattı’nda gerekli kontrollerin yapıldığı ifade edildi.
Sistemin depremden 39 saat sonra yeniden devreye alındığı ve Dörtyol Terminali’nde ham petrol yükleme ve boşaltma işlemlerinin de yeniden başladığı bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Diğer yandan, terminalde tedbir amacıyla durdurulan FSRU operasyonları da depremden 6 saat sonra başlatılmıştır.
Aynı şekilde, tedbir amaçlı petrol akışının durdurulduğu Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Sistemi’nde de depremin ardından 42 saat içinde tüm kontroller tamamlanarak pompalama işlemleri ve Ceyhan Terminali’nde de ham petrol yükleme ve boşaltma işlemleri yeniden başlatılmıştır.
Bu çerçevede deprem sonrası 3. tanker yükleme operasyonu sorunsuz olarak devam etmektedir.”
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen büyük depremi değerlendiren uzmanlar, yıkımla ilgili yorumlarda bulundu.
Hürriyet’ten Gülistan Alagöz’ün düzenlediği haberde yer alan uzmanların yorumları şu şekilde;
Tek Neden Depremin Büyüklüğü Değil
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç: 12-15 milyon insanı etkileyen çok büyük bir afet yaşadık. Ancak biz gerekli hazırlıkları yapsaydık yıkım bu oranda olmayabilirdi. Yaşananların tek nedeni depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı değil. Bir bina ayakta, yanındaki yıkılıyorsa buna kader denilemez. İnşaatların projelendirilmesi ve yapım süreçlerinde sorunlar var. Yeni binalar da yıkıldı. Bu yapılara iskân, yani kullanım izni verildi. Yerel yönetim ya da ilgili kurum bu izni verirken der ki; “Ben zeminden inşasına, çatıdaki son kiremite kadar kefilim, oturabilirsin.” Eğer bu belgeden sonra yurttaş kolon kesmediyse, uygunsuz tadilat yapmadıysa sorumluluk devletindir. Denetlemek de devletin görevidir. Bugüne kadar yapı inşa süreçleri müteahhit ve kâr odaklı ilerledi, yapı güvenliği ve kamu sağlığı ön planda olmadı. Bir örnek vermek gerekirse; bir şantiye şefi beş binadan sorumluydu, mevzuat buna izin verdi. Yürüyen bir inşaat düşünün, beş şantiye var ama bir yetkili. Betonun, demirin uygunluğuna bakması mümkün değil. Kâğıt üzerinde sorumlu var mı var. Aynı durum yapı denetim için de geçerli. Hatay ve Osmaniye’de yaptığım incelemelere göre yıkımın tek bir nedeni var diyemem. Tek başına malzeme ya da firmanın sorumsuzluğu değil neden. Birçok sorunun bir araya geldiği ihmaller zinciri söz konusu.
Riskli Yapı Nerede?
Gelelim eski yapılara… Ülke genelinde 6-6,5 milyon riskli yapı var deniliyor. Bunların nerede ve hangi koşulda olduğunu bilmiyoruz. 2011-2012 yıllarında ulusal deprem strateji eylem planı hazırlandı. 2023’te Türkiye’yi depreme hazır hale getirmek hedeflendi. Yıl 2023 ve manzara karşımızda… Kaynak yetersiz olabilir, tüm binalar yenilenmemiş olabilir ama biz riskli evlerin nerede ve hangi derece sorunlu olduğu biliyor olmalıydık. Maalesef bu yaşananlar önlem alınmazsa, İstanbul depreminde nelerle karşılaşacağımızı da gösteriyor.
Müteahhit Binadan Sorumlu
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık: Deprem kader değil, deprem değil binalar insanları öldürüyor. 1999 yılında çıkan deprem yönetmeliği ve yapı denetim kanunu milat oldu. Sonrasında gerekli revizyonlar da yapıldı. 10 ilimizde yıkılan binaları yüzde 90-95’i 2000 yılı öncesinde inşa edilenler. Ama yeni bina da var. Bir binada önce zemin etüdü ve raporu hazırlanır. Buna göre nasıl uygulama yapılacağı belirlenir, proje çizilir. İmar durumuna göre katı, tekniği tespit edilir. Daha sonra statik hesaplarla malzeme cinsi seçilir. Daha sonra projenin doğru uygulanıp uygulanmadığı denetlenir, uygunsa yapı kullanım izni yani iskanı verilir. Yıkılan yeni binalar gösteriyor ki; zeminde sıkıntı olabilir, malzeme hatalı olabilir ya da proje uygulaması kâğıt üzerinde kalmıştır. Yapılması gereken numune alarak incelemek. Hem inşaat hem ruhsat hem de denetleyenler mercek altına alınacak. Müteahhit yaptığı binadan sorumludur. İhmali olanlar hukuk önünde hesap verecek.
Beklenen İstanbul ve Ege depremi de unutulmamalı. Türkiye’nin elinde konut kalite envanteri yok. Bir an önce bu çalışma yapılmalı. İstanbul’da 70-80 bin tabut bina var. Ayakta durması bile mucize bunların. Bu evler boşaltılmalı ve yenilenmeli.
Depremde sadece eski yapılar değil, yeni yapılar da yıkıldı. Hatay’da deprem yönetmeliği sonrasında yapılan, 12 katlı 250 daireli dev bina ‘cennetten bir kare’ diye tanıtılmıştı, yerle bir oldu. Malatya’da ‘rezidans’ olarak pazarlanan, birkaç yıllık binalar çöktü. Henüz bir yıllık Asur Sitesi’nin bir blokunda yıkım olması büyük tepkilere yol açtı. Evin satış ilanında ve inşaat firmasının sitesinde ‘son deprem yönetmeliğine uygun’ denilse de sonuç aksini gösterdi. Eleştiriler üzerine İshak İnşaat adlı firma önce internet sitesini kapattı, sonra sitesinden açıklama yaptı. 13 yılda 75 yapı inşa ettiğini belirten firma, diğer yapılarında yıkım olmadığını iddia ederek kendini savundu. Firmanın sitesinde ‘kentsel dönüşüm’ ve ‘deprem gerçeği’ gibi başlıkların olması da dikkat çekti. Adana’da ise yeni bir binada oluşan hasarların sıva yapılarak gizlemeye çalışılması görüntüleri ortaya çıktı. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler bu kadarına pes dedirtti.
Kolonlar Kesilmiş
İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi ve inşaat mühendisi Şeref Alpago, binaların yıkılış pozisyonlarını değerlendirdi. Alpago, “Binalar zemin katta patlıyor, üstü dağılmadan zemine çöküyor. Bu durum binanın zemin katı ile oynandığını gösteriyor. Konut olan zemin katın ticarethaneye çevrildiğini ortaya koyuyor. Orada olması gereken taşıyıcılığa destek olan duvarların kaldırıldığını anlıyoruz. Yine zemin katlarda kolon kesildiğini de tahmin ediyorum. Deprem, ilk geldiğinde bu yerde onu durduracak, yapı elemanı kalmıyor bu durumda. Birinci tip çöken yapılar böyle” dedi. İkinci tip yapıların ise devrilen binalar olduğunu belirten Alpago, “Bu ‘temel-zemin’ ilişkisinin iyi çözülmediği ya da iyi uygulanmadığını ortaya koyuyor ya projede ya uygulamada sıkıntıdan kaynaklanıyor. 30 yıllık tecrübemle uygulama hatası olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.
Dünya Bankası, Türkiye’ye deprem desteği için 1 milyar 780 milyon dolarlık kaynak sağlayacağını duyurdu.
Dünya Bankası Başkanı David Malpass Türkiye’ye yapacakları mali yardıma ilişkin açıklama yaptı.
Malpass, yardımın belediyeler düzeyinde temel altyapının yeniden inşası için kullanılacağını söyledi. Malpass, felaketten etkilenen insanlar için ise 1 milyar dolarlık ek yardım paketinin de hazırlandığını ifade etti.
Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremini değerlendirdi. Görür, İstanbul’dan da endişe duyduğunu ifade etti.
AFAD’ın verilerine göre 6 Şubat’ta saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7, saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.
10 ilde büyük hasar meydana gelirken kurtarma çalışmaları sürüyor. Prof. Dr. Naci Görür, son 100 yılın en büyük depremini değerlendirerek İstanbul için de uyarılar yaptı.
‘’İkinci Deprem Ender Görülen Bir Durum’’
Prof. Dr. Naci Görür, depremle ilgili olarak 3 gün önce uyarı yaptığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
Elazığ depremi olduğu zaman sizlere beyanat verdim. Elazığ depremi Doğu Anadolu fayı üzerinde oldu, o fay uyandı. Daha önce deprem üretmiyordu. Ben, ’21. asırda bieri deprem üreterek enerjisini boşaltacak’ dedim. Doğu Anadolu fayı Elazığ yöresini kırdıktan sonra, Maraş, Çelikhan, Erkenek ve Hatay bölgesi tehdit haline geldi, ‘Bundan sonra ben büyük depremlerin bu yörelerde olacağını düşünüyorum’ dedim. Şimdi bir bölge uzun zaman deprem üretmediği zaman o fay hattını çok büyük ölçüde stres biriktiğini düşünüyoruz. Halkın anlayacağı şekilde söyleyelim, enerji biriktirdiğini düşünüyoruz. Elazığ depremi de olunca, Elazığ depreminde açığa çıkan enerjinin bir kısmı da Doğu Anadolu fayının Maraş tarafına transfer edildi.
Zaten Maraş’ta önemli bir enerji birikmişse, bir de siz ekstra bir enerjiyi oraya transfer etmişseniz, Maraş’tan korkmaya başlarız. İşte o korkudan, beklentiden dolayı ‘Maraş’a dikkat edin’ dedim. ‘Deprem hazırlıklarına başlayın, kentsel dönüşümü burada ihmal etmeyin’ diye yazdım, çizdim, söyledim. Maalesef 6 Şubat geldi, 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem oldu. Bu ikinci deprem, ‘tetiklenme’ ile oldu. Oradaki fay sistemleri birbirlerini tetikledi. İlk deprem Ölüdeniz fayında, ikinci deprem Doğu Anadolu fayı üzerinde oldu. Böyle 9 saat arayla iki deprem olması çok ender görülen bir durum. Baktığımız zaman, binaların çoğu sefer tası gibi çökmüş.”
Prof. Dr. Naci Görür, Hatay ve Adana için uyarılarda bulunarak, şöyle konuştu:
‘’Çevredeki faylarda belirli bir stres transferi olabilir. Bu depremlerden sonra Hatay ve Adana yöresinin daha hassas hale geldiğini düşünüyorum. Adana havzasında Doğu Anadolu fay kuşağının devamı gibi düşünülen, orada da irili ufaklı faylar var, Hatay’ın ölü fay kesimlerinde bir stres transferinin olabileceğini, oralara bir yük geldiğini düşünüyorum. Oralarda özenli ve dikkatli olmak lazım ama onun dışında büyük ölçüde Doğu Anadolu fayı enerjisini boşalttı ve azalttı. Tıpkı Kuzey Anadolu fayı gibi. Bundan sonra büyük ölçüde o faylarda bir rahatlama olacaktır. Uzun dönem büyük depremler meydana gelmeyecektir ama dediğim yerlerde de dikkatli olmamız gerekiyor. Bizim endişe ettiğimiz yerler Bingöl ile Karlıova arasında, Doğu Anadolu fayının en Kuzey Doğu ucunda bir kesim var. Orada en son deprem 1766 gibi oldu, oradan endişe ediyoruz. Bu Maraş fayından dolayı, Hatay ve Adana havzası kesiminde dikkatli olmamız lazım.”
‘’İki Fay, Enerjisini Büyük Ölçüde Boşalttı’’
Türkiye’de en fazla deprem üreten iki fay hattının enerjisinin büyük bir kısmının boşalttığını belirterek, Prof. Dr. Naci Görür, şu ifadeleri kullandı:
‘’Türkiye’de en fazla deprem üreten iki fay var. Biri Kuzey Anadolu fayı, diğeri Doğu Anadolu fayı. Her iki fay enerjisinin büyük bir kısmını boşalttı. Bu demektir önümüzdeki birkaç yüz sene içerisinde Türkiye’de çok büyük bir deprem olmayacak, en azından bu iki fay kuşağı boyunca. Bu bizim için ülkeyi depreme hazırlama açısından bir şans. İrili ufaklı başka yerlerde deprem olabilir, burada da küçük depremler olur ama Türkiye’nin en ağırlıklı fay zonları enerjiyi boşalttı. Bu bir imkân, bunu ilk kez söylüyorum bunu bütün Türkiye duysun.’’
“İstanbul’da 7,5 Bekliyoruz’’
İstanbul’da hasarın daha fazla olacağını belirten Prof. Dr. Naci Görür, şu ifadeleri kullandı:
‘’İstanbul’da durum hiç iyi değil. Nasıl 3 gün önce ‘Maraş’tan endişe ediyoruz’ diye yazdıysam aynı şekilde İstanbul’dan endişe ediyorum. Bilimsel bütün araştırmalar, İstanbul’da zamanın gelmekte olduğunu gösteriyor. Aşağı yukarı 30 sene içerisinde depremin beklendiği söyleniyordu, 23 senesi geçtiğine göre büyük ölçüde yakınlaşmış demek istiyorum. Ancak Maraş depremi beklediğimiz Marmara depreminden daha büyük. İstanbul’da en fazla 7.5 bekliyoruz. İstanbul’da daha küçük deprem beklememize rağmen, İstanbul’da hasar Maraş’tan daha fazla olur. Diğer yandan Maraş’ta da hasarın epey fazla olacağını üzülerek tahmin ediyorum, inşallah yanılırım ama açıklanınca göreceğiz.”
‘’Afet Bakanlığı Kurulmalı, 5 Yıllık Plan Yapılmalı’’
Afet Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Naci Görür sözlerine şöyle devam etti:
‘’Önce bir Afet Bakanlığı kurulacak. Bu bakanlık kurulduktan sonra, iyi bir bütçesi olacak, gerekli altyapı ve koordinasyonu yapılacak. 5 yıllık planlar ile deprem kuşaklarından başlanacak ve deprem kuşaklarındaki her kent deprem dirençli kentlere dönüştürülecek. Önce bir mikro bölgeleme çalışması yapılacak. Risk analizi yapılacak ondan sonra zarar azaltma çalışmaları yapılacak. ‘’
Boeing, 6 şubat tarihinde Türkiye’de yaşanan depremin ardından yardım ve arama-kurtarma çalışmalarına destek olmak amacıyla Türk Kızılay’a 500 bin dolar bağışladı.
Boeing’den yapılan açıklamaya göre, Boeing Charitable Fund üzerinden Amerikan Kızılhaç aracılığıyla Türk Kızılay’a aktarılacak bu bağış, yürütülen yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılacak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Boeing Türkiye Genel Müdürü ve Ülke Temsilcisi Ayşem Sargın, “Türkiye’de meydana gelen büyük deprem felaketinin oluşturduğu can kayıpları ve yıkımın derin üzüntüsü içerisindeyiz. Deprem felaketinde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. İhtiyaç bölgelerine destek olmak amacıyla yardım kuruluşlarıyla iş birliği içerisindeyiz. Tüm kalbimizle felaketzedelerin ve ülkemizin yanındayız.” ifadelerini kullandı.
Boeing International Başkanı Dr. Brendan Nelson ise depremin sebep olduğu yıkımın çok büyük ve küresel çapta müdahale gerektirdiğini belirtti.
Nelson, “156 bin kişilik Boeing ailesi olarak, bu zor zamanda Türk halkının yanındayız. İhtiyaç bölgelerine en hızlı şekilde yardım götürmek için yardım kuruluşlarıyla birlikte çalışıyoruz. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına en derin taziyelerimizi sunuyoruz. Deprem felaketinden etkilenenler hep düşüncelerimizde ve kalbimizde olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Boeing Kamu Operasyonları Başkan Yardımcısı Ziad Ojakli da önceliklerinin, Türkiye’deki depremzedelere destek olduğunu kaydetti.
Ojakli, “Bu hizmetlerinden ötürü Kızılhaç ve Kızılay ekiplerine minnettarız.” ifadesini kullandı.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Doğu Anadolu Fay Hattı’nda 3-4 metrelik deformasyon oluştuğunu söyledi.
Kahramanmaraş merkezli olan ve 10 ili etkileyen depremin ardından konuşan AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, şu açıklamaları yaptı:
“6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız 2 büyük deprem gerçekten bizleri çok büyük bir derin acıya sevk etti. Bu depremler aslında ülkemizin son 100 yüzyılda yaşadığı en büyük depremlerden bir tanesi. Bunun ötesinde yine bu Anadolu coğrafyasının son 2 bin yılda yaşadığı 3 büyük depremden bir tanesi.
1668 yılında meydana gelen Büyük Anadolu Depremi arkasından 1939 yılında son 100 yüzyılda yaşadığımız 1939 Erzincan Depremi ve 2023 yılında yaşadığımız bu 2 ayrı deprem. Bu depremin etki alanı çok büyük. Baktığımızda ülkemizin yüz ölçümünün yaklaşık 7’de birine karşılık gelen 110 bin kare metrelik bir alanda doğrudan etkisinin olduğunu görüyoruz.
Hissedildiği alana baktığımızda ise ülkemizin her yerinden hissedildiği gibi bütün bu coğrafyadaki tüm ülkelerde de bu depremin hissedildiğini ve kaydedildiğini biliyoruz.”
Tatar, depremin son derece farklı bir oluş mekanizmasına sahip olduğunu ve art arda kısa bir süreyle çok şiddetli 2 tane büyük depremin görüldüğünü belirterek şunları söyledi:
“Yine bu depremlerden hemen sonra özellikle yine çok kısa bir süre içerisinde 6.6 büyüklüğünde 2 ayrı depremin de olduğunu biliyoruz. Tabii bu depremlerin oluş mekanizmalarının da bize ne anlam ifade ettiğini ilerleyen günler de daha da iyi anlayacağız. Ama şu bir gerçek ki bu deprem dünyada karasal ortamlarda meydana gelen en büyük depremlerden bir tanesi.
Ve yine bu deprem ülkemizin en önemli aktif fay zonlarından bir tanesi olarak bildiğimiz Doğu Anadolu Fay Zonunun değişik kolları üzerinde; birbirinden farklı kolları üzerinde meydana gelen bir deprem. Bu deprem sonrasında bu bahsettiğimiz Doğu Anadolu Fay Zonu’nun değişik fay parçaları üzerinde şu anda yer kabuğu yaklaşık 400 kilometrelik bir hat boyunca ve kabaca yaklaşık 8-10 kilometrelik bir derinlik boyunca özellikle 3-4 metre bir deformasyona uğradığını görüyorsunuz.
Sahada çalışan birçok arkadaşımız, birçok uzman akademisyen hocamız var. Artık dünden itibaren sahadan da birtakım veriler gelmeye başladı bilimsel anlamda. Baktığınızda karayollarının, demiryollarının 3-4 metreye varan şekilde deformasyona uğradığını görüyoruz.”
Tatar, özellikle 2 büyük depremin oluşumundan sonra şu ana kadar 1400’ün üzerinde deprem olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tür depremlerin oluşumu sonrasında özellikle büyüklüğü 7’nin üzerinde olan depremlerin sonrasında artçı sarsıntıların çok uzun süre devam edeceğini öngörüyoruz. Ve özellikle bu artçı sarsıntıların özellikle belirli bir büyüklüğe kadar oluşabileceğini söyleyebiliriz.
Dolayısıyla burada önemli hususlardan bir tanesi sürekli brifinglerimizde bahsettiğimiz gibi hasarlı binalardan belirli bir süre uzak durmamız gerekiyor ve bugünden, dünden itibaren başlayan hasar tespit çalışmaları sonucunda eğer ‘oturulabilir raporu’ alındıysa binalarımıza girmekte yarar var.
Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı ülkemizde afetler sonrasında, depremler sonrasında kamuoyunu doğru bilgilendirmekle görevlendirilmiş bir kurumdur. Bu anlamda bu görevini yürütürken sadece kendi içindeki bilgi akışıyla kalmayıp aynı zamanda yine farklı afet türlerinde uzmanlaşmış tüm hocalarımızdan bilimsel destek alıyor.”
Fitch Ratings, Türkiye ve Suriye’de yaşanan depremlerde sigortalanabilir kaybının 4 milyar doları aşabileceğini öngördü.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye ve Suriye’yi etkileyen depremlerde sigortalanabilir kaybını ölçmenin zor olduğunu, ancak kaybın büyük ihtimalle 2 milyar doları geçeceğini hatta 4 milyar doları aşabileceğini açıkladı.
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Fitch Ratings, Türkiye ve Suriye’yi etkileyen depremlerin sigorta zararlarına yönelik yayımladığı notta, bölgelerdeki düşük sigorta kapsamı nedeniyle sigortalı kayıplarının “çok daha düşük” olduğunu ve yaklaşık 1 milyar doları bulabileceğini belirtti.
Diğer taraftan notta, sigortalanmış kayıpların büyük oranda reasüransla telafi edileceği kaydedildi.
Fitch ayrıca, katastrofik tahvillerin çoğunlukla İstanbul civarıyla sınırlı bölgeyi kapsadıkları için depremden etkilenmeyeceği görüşünde.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye Elektronik Fon Alım Satım (TEFAS) ve Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu (BETAS) işlemlerini durdurduğunu açıkladı.
Konuya ilişkin yapılan duyuruda, depremler nedeniyle Borsa İstanbul AŞ pay piyasasının kapalı olması sebebiyle 8 Şubat’tan itibaren piyasa yeniden açılıncaya kadar portföy saklayıcısının bilgilendirildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Borçlanma araçları şemsiye fonu, para piyasası şemsiye fonu, garantili/koruma amaçlı şemsiye fonu, kıymetli madenler şemsiye fonuna bağlı olarak ihraç edilen fonlar, unvanında Döviz, para piyasası ve kısa vadeli ibareleri yer alan serbest fonlar ile unvanında yabancı ibaresi yer alan fonlar, katılım şemsiye fonuna bağlı fonlardan unvanında belirli bir varlık grubu (kira sertifikası, altın, kıymetli madenler, para piyasası) geçen fonlar dışındaki fonların birim pay değeri hesaplamamaları ve katılma payı alım satımını durdurmaları uygun bulunmuştur. Bu kapsamda, söz konusu fonların TEFAS işlemleri de durdurulmuştur.”
Aynı şekilde, BEFAS işlemlerinin de durdurulduğu aktarılan duyuruda, “Pay alım/satım işlemleri durdurulan yatırım fonu ve emeklilik yatırım fonları için değerleme tarihi 8 Şubat olan pay alım/satım talimatlarının gerçekleştirilmesinde değerleme tarihi olarak pay piyasasının açıldığı ilk gün dikkate alınacaktır.” bilgisi verildi.
İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul ve Deprem başlıklı raporunda; Marmara Denizi’nde Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmesi beklenen depremin İstanbul’un en önemli krizlerinden biri olacağını ve 500 bin binanın hasar alması beklendiğini açıkladı.
İstanbul Planlama Ajansı (İPA) “İstanbul ve Deprem” başlıklı rapor yayınladı. Raporda 1939’dan başlayarak depremlerin batıya doğru kaydığı ve önümüzdeki 30 yıl içerisinde İstanbul yakınlarında yıkıcı bir deprem beklendiği vurgulandı. Marmara Denizi’nde Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmesi beklenen deprem İstanbul’un önündeki en önemli krizlerden biri olarak niteleniyor. 2019 yılında yapılan tespit çalışmasına göre bu depremde yaklaşık 500 bin binanın hasar alması bekleniyor. Ayrıca, olası bir depremin yalnızca yapı stokuna değil, kentin alt yapısına da büyük hasar vereceği öngörülüyor.
İstanbul’da depremin en çok hasar vereceği ilçeler Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih olarak sıralanıyor. Deprem riskinin yüksek olduğu alanlar Avrupa Yakası’nda Haliç ile Küçükçekmece Gölü arasındaki geniş bölgeyi, sahil hattında Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih ilçeleriyle nüfus yoğunluğu yüksek olan Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Küçükçekmece ilçelerini kapsayan bir alanı olarak belirtiliyor.
Anadolu Yakası’nda ise sahil şeridi boyunca, özellikle eski yapı stokunun yoğun olduğu alanlarda tehdit öne çıkıyor. 2019’da tamamlanan hasar tahmin çalışmalarına göre İstanbul’da 48.000 binanın ağır, 146.000 binanın orta hasar alacağı tahmin edilirken; Hızlı Tarama Yöntemleri ile ağır ve orta hasar alması beklenen bina sayısının kat kat fazla olduğu ortaya çıktı. Sonuçta 7.5 büyüklüğünde bir depremde şu anda hafif, orta ve yüksek hasarlı bina sayısının 500 bine ulaştığı görülüyor.
Öngörülen depremin yıkıcı etkilerinin sadece yapı stokunda değil, altyapı sistemlerinde de önemli hasarlar meydana getirmesi bekleniyor. Yapı stoku ve altyapı sistemlerinde beklenen hasarlara ek olarak, deprem sonrası meydana gelmesi olası bir tsunami nedeniyle Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan tüm ilçeler ek risk altında olacak. Kıyılarda yer alan balıkçı barınakları, yeşil ve kamusal alanlar ve dere ağızları, tsunami karşısında hasar görebilirliği yüksek bölgeler. Tüm bunlar nedeniyle İstanbul’un karşı karşıya olduğu deprem tehlikesi, beraberinde getireceği tüm risklerle birlikte ele alınmayı zorunlu kılıyor.
Raporda Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan’ın risklere ilişkin şu değerlendirmelerine yer veriliyor:
“Bugün mevcut heyelan alanlarının büyük çoğunluğu üzerinde yapılaşma vardır. Sel-taşkın alanlarında ruhsatlı veya ruhsatsız yapılaşma yaygındır. Eğer iklimin olumsuz değişimi sürerse, deprem olmadan da taşkın ve heyelan olaylarının sayısı ve büyüklüğü artacaktır. Marmara Denizi kıyılarında tsunami yaratabilecek iki olay vardır, bunlar deprem ve deniz heyelanları. İBB’nin ‘2018 Deprem Hasar Analizleri’ raporunda bu konuda ayrıntılı açıklamalar ve bilgiler vardır. Marmara Denizi’nde kuvvetli veya büyük deprem tsunami oluşturacaktır. Diğer bir olasılık ise deprem olmadan da deniz heyelanlarının tsunami yaratabileceğidir. Bu deniz heyelanları, eğer kritik seviyeye ulaşmışlarsa orta kuvvette bir depremde de harekete geçebilirler. İstanbul’daki kıyılardaki her türlü yapı ve alt yapının olası bir tsunami durumunda maruz kalacağı etkilerin değerlendirilmesi gerekir. Yanı sıra, son 2.000 yıllık dönemde Karadeniz kıyılarında çeşitli derecelerde ve kayıplara neden olan tsunami olaylarına rastlanmıştır. Gözlenen tsunami olaylarının bir bölümü doğrudan depremlerle ilişkili olmayıp deniz içerisindeki sırt ve yamaçlarda yer alan büyük heyelanlar nedeniyle oluşmuştur. Karadeniz kıyılarımızda yer alan yerleşmelerin ve kıyı tesislerinin maruz kalacakları deprem ve tsunami tehlikelerinin ve oluşturabileceği kayıp risklerinin imar kararlarında dikkate alınması ve risk azaltma çalışmalarında önem verilmesi gerekmektedir. Karadeniz’de olacak bir deprem veya deniz heyelanının oluşturacağı tsunami etkileri, İstanbul’un Karadeniz’deki kıyı yapılarının güvenliği açısından değerlendirilmelidir.”
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, depremden etkilenen binaların yapım ve denetim hatalarından dolayı yıkıldığını söyledi.
İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep, Hatay, Adana, Kilis, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Osmaniye’de yaşanan depremin 13,5 milyon kişiyi etkilediği depremle ilgili açıklama yaptı.
Aksungur, imarlı bölgelerdeki ruhsatlı binalarda yaşanan yıkımların, yapım ve ruhsatlandırma aşamalarında hataları işaret ettiğine dikkat çekti. Günümüzde mühendislik ve yapım tekniklerinin ileri olduğuna dikkat çeken Aksungur, gerekli tedbirler alınarak ve projelendirme yapılarak depreme dayanıklı binaların yapılabileceğini dile getirdi.
Aksungur, “Belki de çok basit bir hatadan dolayı bu binalar enkaz yığını haline geldi. En aşağıdan en yukarıya doğru inşaat mühendislerinin, mimarların, şehir plancılarının, yerel yöneticilerin, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerinin mevcut bina envanterini tespit etmesi ve yenileme çalışmalarına gitmeleri gerekiyor. Dere yatakları ve alüvyon yataklardan kaçınılması gerekiyor.” dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası’nca yürütülen ‘Her Şantiyeye Bir Şef, Bir Şantiyeye Bir Şef ’ kampanyasını anımsatan Aksungur, “Projelendirme, uygulama ve denetim önemli. Denetimi yapacak olan da şantiye şefidir. Her kademedeki sorumluların, görevlilerini layığı ile yerine getirmesi, adam sendecilikten uzak durulması, denetimin sağlanması, ‘Bir şey olmaz’ lafının şantiyelerde yasaklanması gerekiyor. Bunlar yapılmadığı sürece biz bu acıları daha çok yaşarız.” ifadelerini kullandı.
Adana’da yıkılan ve hasar gören binaların 1999 Marmara depreminin hemen ardından 2000 yılında hayata geçirilen yapı denetim yasası ve deprem yönetmeliğine göre inşa edilen binalar olduğunu kaydeden Aksungur, “Ruhsatlı binalardaki bu yıkımların, bu can kayıplarının sorumluları, yapılan hatalar mutlaka tespit edilmeli.” çağrısı yaptı.
Aksungur, Odaya bağlı teknik ekiple Adana’da yıkılan binalarda ilk gözlemleri yaptıklarını kaydederek, ayrıntılı incelemelerinin yetkili kurumlarla birlikte sürdüğünü vurguladı. Adanalıların tedirgin olduğunu söyleyen Aksungur, çok sayıda vatandaşın arayıp evlerinin güvenilir olup olmadığının incelenmesini talep ettiğini aktardı.
Adana’daki yapı stokunun güvenilirliğinin tespit edilmesinin bu acıların bir daha yaşanmaması için elzem olduğunun altını çizen Aksungur, “Deprem güvenliği olmayan binalara ilişkin devlet acil önlemler almalıdır.” diye konuştu. 6 bin dolayında gönüllü üyeleriyle deprem bölgesinde yapılacak hasar tespit çalışmaları için hazır olduklarını da sözlerine ekledi.
Depremden etkilenen bölgeler için online toplantı yapan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) temsilcileri depremden etkilenen bölgeler için harekete geçti.
Toplantıda konuşan Organize Sanayi Bölgesi Üst Kuruluşu Başkanı Memiş Kütükçü, ‘’Tüm OSB başkanlarıyla online toplantı yaparak bölge için teyakkuza geçtik.’’ dedi.
‘’Mağdur olan vatandaşlarımız için teyakkuz halindeyiz.’’ diyen OSBÜK Başkanı Memiş Kütükçü, ‘’Tüm OSB’lerimiz teyakkuz halinde. Bölgeden gelen talepleri karşılamak için koordinasyon merkezi kurduk. 90’dan fazla TIR yola çıktı. Önümüzdeki süreçte neler yapabiliriz, bölgeye gönderilen yardımlar yerine ulaşıyor mu, organizasyon eksikliği var mı onu konuşuyoruz.” açıklamasını yaptı.
Depremden etkilenen 10 ilde 57 OSB bulunduğunu ve ancak bunların 36’sının üretim yaptığını açıklayan OSBÜK Başkanı Kütükçü, “İki OSB’mizde, Adıyaman ve Kahramanmaraş’taki Türkoğlu OSB’mizde toplam 11 binanın yıkıldığını tespit ettik. Adıyaman’da yıkım daha fazla. Hasar gören binalarımız var ama bunlar dışında OSB’lerimizde başka bir göçük bilgisi henüz almadık. Küçük hasarlar var. OSB’lerimizde can kaybı bilgisi gelmedi. Bu da sevindirici” dedi.
Bölgede üretim yapılan 36 OSB’nin toplam istihdamın yüzde 21’ini karşıladığını kaydeden Kütükçü, depremden etkilenen bölgedeki istihdam sayısını 537 bin olarak açıkladı.
Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli deprem sonucunda 10 ilde büyük yıkım yaşandı. İş dünyasından birçok firma, deprem bölgesi için seferber oldu.
6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş, Pazarcık’ta yaşanan 7,7’lik deprem 10 ili birden etkiledi. Kurumlar ve iş dünyasının önde gelen firmalarından yapılan yardımlar şu şekilde:
TOBB, hem ihtiyaç hem nakdi kampanya başlattı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), AFAD koordinasyonunda yürütülen kampanya kapsamında, 365 oda ve borsa ile firmalar tarafından yapılan ayni yardımlar ve iş makineleri tırlarla deprem bölgesine sevk edildi. Yardımlar, TOBB’da kurulan kriz masasından koordine ediliyor. Önceki gün itibarıyla 87 TIR gıda, su ve ihtiyaç malzemesi, 59 tır giysi ve battaniye, 23 bin 923 ısıtıcı, 40 iş makinesi, vinç, jeneratör ile 65 konteyner bölgeye ulaştırıldı. TOBB tarafından nakdi yardım kampanyası da başlatıldı. Kampanya, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu imzasıyla 81 ilde tüm oda ve borsalara gönderilen yazıyla duyuruldu.
Koç Holding: İhtiyaçları karşılamak için çalışıyoruz
Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, yaptığı açıklamada, “Şirketlerimizden 236 çalışma arkadaşımız arama ve kurtarma çalışmaları için bölgeye gitti ve 13 vatandaşımızı enkaz altından kurtardı. Ayrıca elektrikli ısıtıcı, kıyafet, battaniye, lamba, ocak, piknik sobası, tıbbi yardım, karavan ve temel gıda ürünlerinin bölgeye gönderimi için topluluk şirketlerimiz sorumluluk üstlendi. 9 tanker akaryakıt deprem bölgelerine ulaşmak üzere yola çıktı. 3 saatte bir 1000 kişiye yemek çıkaracak TIR da bölgede. Topluluk olarak ihtiyaçları karşılamak üzere var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
Sabancı Holding: Harekete geçtik
Sabancı Topluluğu’ndan yapılan açıklamada, “10 ilde yaşayan yaklaşık 7 bin çalışanımızla irtibata geçmek üzere harekete geçtik. Çalışanlarımız, aileleri ve ihtiyaç sahibi bölge halkının yakın çevredeki 44 lokasyonumuza yerleşmelerini ve güvende olmalarını sağladık. İlgili kurum ve kuruluşlarla iletişime geçerek, bölgede ihtiyaç duyulan yardım malzemelerini bölgeye göndermeye başladık” denildi.
Yıldız Holding’den 175 milyon TL
Yıldız Holding, 75 bin çalışanıyla deprem bölgesine destek oluyor. Yıldız Holding’in gerek afet bölgelerindeki mağaza ve depolarından gerekse diğer illerdeki tesislerinden sevk ettiği ürünlerin tutarı şimdiden 175 milyon TL’yi aştı. Holding bünyesindeki Ülker, Türk Kızılay tarafından afet bölgelerine dağıtılması için 6 TIR bebe bisküvisi, kek ve bisküviyi hızla teslim etti. Toplamda 20 TIR’lık planlama yaparak sevkiyat desteğini sürdürüyor. ŞOK Marketler afet bölgelerinde ayakta kalan mağazalarındaki gıda ve kişisel bakım maddelerini depremzedelere elden ulaştırıyor. Bizim Toptan, İskenderun, Adıyaman, Hatay ve Osmaniye’deki mağazalarından ve depolarından toplam 50 TIR ürünü Türk Kızılay aracılığıyla sevk ediyor.
Cengiz Holding’den 500 milyon TL bağış
Cengiz Holding, deprem bölgeleri için 500 milyon TL bağış yapma kararı aldı. Holding’den yapılan açıklamada, “Toplam 432 kişilik arama kurtarma ekibimiz bölgede çalışmalarını sürdürüyor. İş makineleri için gerekli şoför, mühendis, formen, operatör gibi teknik ekipten oluşan yaklaşık 187 kişi de deprem bölgesindeki çalışmalara destek vermeye devam ediyor. İslahiye ve Hatay’da ayrıca 2 ekmek fabrikası desteği sağladık” denildi.
Tüpraş yakıt desteği sağlıyor
Tüpraş, afet bölgelerine desteğini sürdürüyor. Tüpraş, iş makineleri, ambulanslar, itfaiye araçları, arama kurtarma ekiplerinin aydınlatma ihtiyaçları ve depremzedelerin ısınma gereksinimleri için yakıt desteği sağlıyor. Tüpraş çalışanlarının katılımıyla da acil ihtiyaçlar için seferberlik başlatıldı.
Tosyalı 1.000’den fazla çalışanıyla sahada
Tosyalı Holding, İskenderun bölgesindeki çalışmalara Tosyalı Holding Başkanı Fuat Tosyalı ve tüm yönetim ekibiyle birlikte bizzat katılıyor. Fuat Tosyalı’nın başında olduğu, yönetimin ve 1000’den fazla çalışanının yer aldığı ekip, AFAD koordinasyonunda yardım çalışmalarına aktif olarak destek veriyor. Holding ayrıca bölgedeki fabrika mutfaklarında gece gündüz sıcak yemek üreterek günde 10 bin kişiye gıda ve beslenme desteği sağlıyor.
BİM’den ücretsiz ürün dağıtımı
BİM, deprem bölgesinde 100’ün üzerinde mağazasında depremzedelere temel ihtiyaç ürünlerini güvenlik güçlerinin gözetiminde ücretsiz dağıttı. BİM ayrıca, resmi kurumlarla işbirliği içinde 20 bin adedin üzerinde battaniye, tek kişilik ve çift kişilik yorganlar, çocuklar için binlerce yorgan, battaniye, atkı, bere, eldiven, sweatshirte ısıtıcılardan oluşan 100 bine yakın ihtiyaç malzemesini TIR’larla bölgeye gönderdi.
Migros, Sanal Market üzerinden alacağı bağış taleplerini tek bir konumda toplayarak özel araçlarla AFAD’ın belirlediği noktalara teslim edecek. Migros, ayrıca depremlerin hemen ardından AFAD ve Kızılay koordinasyonunda, bölgedeki dağıtım merkezlerinden su, çay, şeker, bisküvi, hazır çorba gibi acil ihtiyaç malzemelerini taşıyan 12 TIR’ı yola çıkardı.
Şirketlerden bağış yağdı
Akfen Holding, AFAD’a 10 milyon TL’lik bağış gerçekleştireceğini duyurdu.
Kalyon Holding, Gaziantep’in İslâhiye ilçesine 3 bin kişilik konteyner kent kurmak için harekete geçti
Özyurtlar Holding, elindeki tüm iş makinelerini ve çeşitli yardım malzemelerini Hatay’a ulaştıracak.
Hedef Holding depremzedelerin ihtiyacını karşılamak üzere toplam 5 milyon TL ayni ve nakdi bağış yaptı.
TikTok Türkiye deprem çalışmalarına 200 bin dolar bağış yapacağını açıkladı.
Mercedes Benz, Türkiye ve Suriye’de şiddetli depremlerden etkilenenler için 1 milyon euro bağışlayacak.
Mango, etkilenen herkese yardımcı olmak için Türk Kızılay’a 3 milyon Türk Lirası (150.000 euro) bağışta bulundu.
Sepil Holding acil ihtiyaçlarda kullanılmak üzere deprem bölgesine 5 milyon TL bağış yapacak. Ayrıca, Sepil Holding çalışanları da bir aylık maaşlarını depremzedelere bağışlıyor.
İnfo Yatırım Menkul Değerler, deprem felaketinin yaraları sarılması için 1 milyon lira bağış yapma kararı aldı.
Smart Güneş Enerji Teknolojileri Araştırma Geliştirme Üretim Sanayi, AFAD tarafından koordine edilen yardım kampanyasına 3 milyon TL bağış yapma kararı verdi.
Ege Endüstri ve Ticaret, deprem bölgesi için 1 milyon TL bağış yapacak.
Investco Holding, AFAD’a 10 milyon TL bağış yapma kakarı aldı.
Naturel Yenilenebilir Enerji, AFAD’a 5 milyon TL’lik nakdi ve Türk Kızılay’a 5 milyon TL’lik de gıda, giyecek, temel ihtiyaç, ısınma olmak üzere toplam 10 milyon TL’lik bağış yapacak.
Merko Gıda, deprem felaketi nedeniyle grup şirketleri ve tüm çalışanları adına 500 bin TL yardım kararı aldı.
TGS Dış Ticaret, 250 bin TL tutarında nakdi, gıda, giyecek ve ısınma ihtiyaçlarını gidermek için bağış yapılacağını duyurdu.
Yemeksepeti, ilk olarak 1,5 milyon TL AFAD’a nakdi yardım ve 1,5 milyon TL Kızılay’a gıda bağışı amaçlı nakdi yardım yaptı.
Katmerciler Araç Üstü Ekipman, 1 milyon TL tutarında ayni ve nakdi yardım yapacak.
Inveo Yatırım Holding, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerine iletilmek üzere toplam 6 milyon TL’lik yardım fonu oluşturdu.
Gedik Yatırım Menkul Değerler, deprem bölgesine ulaştırılmak üzere 3 milyon TL tutarında bir yardım fonu oluşturma kararı aldı.
Koleksiyon Mobilya, 2.5 milyon TL ayni ve nakdi yardım yapacak.
EYG Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, deprem bölgesine 2 milyon TL değerinde erzak gönderecek.
Peker GYO, AFAD’a 4 milyon TL bağış yapma kararı aldı. Ayrıca öncülüğünü Haluk Levent’in yaptığı Ahbap organizasyonuna da 1 milyon TL bağış yaptı.
IC Holding 3 bin kişinin konaklayacağı ve günlük 5 bin kişiye yemek çıkarabilecek yaşam alanını bu hafta İskenderun’da hizmete sokacak.
Chery’nin 100 bin dolarlık ısıtıcı, battaniye, kışlık yorgan, içme suyu, yiyecek gibi yardım malzemesini bölgeye gönderdi.
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliğinin (İDMİB) koordinasyonunda, 5 TIR, yaklaşık 40 bin çift kışlık ayakkabı ve bot deprem bölgesine ulaştırılmak üzere AFAD’a teslim edildi.
TÜGİAD ve DOSABSİAD, yardım malzemelerinden oluşan TIR’ları afet bölgesine gönderdi.
Kuveyt Türk Katılım Bankası, afet bölgesine üç TIR su yardımının yanı sıra depremzedeler için termal battaniyeler gönderdi.
6 Şubat sabaha karşı ve aynı gün öğle saatlerinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli iki şiddetli depremin hemen sonrasında deprem bölgesine yapılabilecek destekler konusunda çalışmalar başlatıldı.
10 ili etkileyen ve bölgede yıkıcı bir etki yaratan afet dolayısıyla çok sayıda can kaybı ve yaralının yanı sıra büyük hasar oluşurken AFAD ve Kızılay Başkanlığı tarafından bildirilen ihtiyaç malzemelerinin toplanması için Kaymakamlık koordinasyonuyla Konacık Mahallesi’ndeki Bodrum Belediyesi Herodot Kültür Merkezi’nde yardım toplama merkezi oluşturuldu.
Bodrum Kaymakamlığı ve Bodrum Belediyesi koordinasyonunda yürütülen yardım organizasyonu ile toplanan malzemeler kayıt altına alınarak tasnif edildikten sonra Muğla AFAD İl Başkanlığı vasıtasıyla afet bölgesine ulaştırılıyor.
Duyurulan ihtiyaç malzemeleri doğrultusunda büyük bir dayanışma sergileyen Bodrum halkı, yardımda bulunabilmek için toplama noktalarına akın ediyor. Kaymakamlık ve Belediye yetkilileri, sivil toplum örgütleri ve gönüllülerin iş birliği içinde yürüttükleri çalışmalar kapsamında şu ana kadar yardım malzemeleri ile yüklü çoğunluğu tır 52 araç bölgeye sevk edildi.
Deprem bölgesinde bulunan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, depremzedeler ile yakından ilgilenerek acil ihtiyaçların temini konusunda hem bölgede bulunan Bodrum Belediyesi personelleriyle hem de ilçe koordinasyon ekibiyle iletişimini sürdürüyor.
Öte yanda, Başkan Aras, şuana kadar ellerinden gelen her türlü desteği esirgemeyen yardımsever Bodrum halkına teşekkür etti.
Yardım toplama ve koordinasyon merkezinden yapılan duyuruya göre, bugün itibariyle deprem bölgesinde öncelikli ihtiyaç malzemelerinden “KURU BAKLİYAT, PİRİNÇ, UN, YAĞ, ŞEKER, MAKARNA, SALÇA, ÇAY, SU, ÇOCUK BEZİ, ISLAK MENDİL, BİBERON, DEZENFEKTAN JEL, SIVI SABUN” un stoklarda tükendiği bildirildi.
GENEL İHTİYAÇ LİSTESİ
Yapılan açıklamaya göre genel ihtiyaç listesinde “soğuk iklim çadırı, battaniye, bebek bezi, bebek maması, kadın hijyen paketi, bebek ana kucağı, yağmurluk, hasta yatağı, hasta bezi, engelli sandalyesi, kuru gıda malzemeleri, salça, su, yağ, kafa lambası, fener, kafa lambası ve fener için pil, powerbank, ıslak mendil, tuvalet kâğıdı, kolonya, katalitik soba ve kullanılmamış kıyafet (kaban, bere, eldiven, kazak, bot, polar, kışlık çorap, iç çamaşırı ve kışlık kıyafetler)” yer alıyor.
Vatandaşlar, soru, talep ve görüşleri için 444 00 48’den Bodrum Belediyesi Çağrı Merkezine ulaşabilir.
Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli depremin ardından sanayi sektörü temsilcileri önemli açıklamalarda bulundu. Sektör, devlet kuruluşlarından yardım bekliyor.
Dünya Gazetesi’nin özel haberine göre, deprem bölgelerinde yer alan sanayiciler, bölge insanına yeniden ayağa kalkma desteği verebilmek için güç toplamaya çalışıyor. Sanayi temsilcilerinin açıklamaları şu şekilde:
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Buluntu: Fabrikalarımızın tekrar yapımı için ciddi desteğe ihtiyacımız olacak
Görünenin çok ötesinde bir yıkım söz konusu. Maraş adeta yok. Şehrin acil olarak daha çok iş makinalarına, mazota, vinç vb. ekipmanlara ihtiyacı var. Yaşam malzemelerine ihtiyacımız var. Ciddi yardımlar gelmeye başladı. Ama daha fazlası lazım. Nasıl olacak? Bunun altından nasıl kalacağız? Şu an hiçbirimiz bilemiyoruz İş dünyası olarak da fabrikalarımız ciddi zarar gördü. Makine ekipmanlarımız zarar gördü. Ciddi can kayıplarımız var. Hemen hemen herkes bir akrabasını kaybetti. Fabrikalarımızın tekrar inşaatlarını yapabilmemiz için ciddi finansal desteğe ihtiyacımız var. Maliye bakanlığımız 6 aylık bir imkan oluşturdu. Ama bu süre çok az bir süre bizim için. KGF kredileri başta olmak üzere devletimizden çok daha fazla destek bekliyoruz. Kaldı ki fabrikalarımızı tekrar ayağa kaldırsak bile bu fabrikaları işletecek insan gücümüzü nasıl oluşturacağımızı da bilemiyoruz.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin: Şehrin yüzde 80’ine içilebilir su vermeye başladık
Kurumsal kapasitenin zor zamanlara uygun olarak dönüştürülebilmesi gerekiyor. Buradaki en önemli kurumlarımızdan bir tanesi GASKİ. Şehir suyunun ana damarı geldiği Herete birinci sınıf deprem bölgesi oldu. Mizmilli Kuyuları’nın olduğu yerde de arızalar yaşandı. Donanımlı ekibimiz çok hızlı bir şekilde pompaj arızalarını giderdi. Şu anda şehrimizin yüzde 80’ine içilebilir suyu vermeye başladık. Bu çok mühim ve önemli. Bütün ekibe çok teşekkür ediyorum. Geriye kalan yüzde 20 için ise Mizmilli’den gelen suyun bulanıklığının gitmesini bekliyoruz. O düştüğü zaman şehrin kalan yüzde 20’sine de su vermeye başlayacağız.
Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi: Koordinasyon sağlandı
Yetkililer ellerinden gelen tüm gayreti göstermeye çalışıyor. Biz de çalışmaları koordinasyon merkezinden takip ediyoruz. Dileğimiz en az can kaybıyla bu işin içinden çıkmak. Kızılay ve AFAD ekipleri gerekli koordinasyonları sağlıyor. Tüm Türkiye’den de yardım malzemesi geliyor.
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım: Altyapı sorunlarının çözülmesi için çalışılıyor
Valilik, belediyeler ve odalar olarak AFAD ile koordinasyonlu olarak çalışıyoruz. Kentte elektrik sorunu çözüldü, su sorunu çözüldü sayılır. Diğer alt yapı sorunları için de çalışılıyor. Barınma, yeme ve ısınma gibi sorunlar için de önemli çabalar sergileniyor. Bu afeti en az hasarla atlatmak için herkes canla başla çalışıyor.
Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı: OSB’ye doğalgaz verilmeye başlandı
Gaziantep gıda üretiminde önemli bir kent. Kendi ihtiyacı dışında depremden etkilenen Kahramanmaraş, Hatay’a da gıda ürünleri gönderiyor. Özellikle un üreticilerimiz ücretsiz olarak gönderim yapıyorlar. Organizede tüm fabrikaların yemekhaneleri çalışıyor. İlk gün çorba hizmetiyle başlamıştı Şu anda çeşit artırıldı. Ben de bakliyat üreticisiyim. Ben dahil tüm bakliyat üreticilerimiz yine tek kuruş almadan bu afetten etkilenen insanlarımızın ihtiyacına cevap verebilmek için çalışıyoruz. OSB’ye doğalgaz da verilmeye başlandı. Firmalarımız üretimine bu günden sonra ufak ufak başlayacaktır. Şimdiye kadar depodaki malzemeleri kullandık. İlimizde ekmek sorunu vardı, kuyruklar oluşuyordu. Doğalgaz ocakları LPG’ye çevrildi bu sorun da çözüldü. Türkiye’nin her yerinden yardımlar geliyor.
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Şimşek: 5 OSB’de zarar gören tesis yok
Çok üzgünüz, çok can kaybımız var. Ülkemizin başı sağ olsun. 5 adet organize sanayi bölgemizde bin 200 firmamız var. 250 binin üzerinde kişiye istihdam sağlanıyor. Yaşanan iki büyük depremde bölgemizde hasar gören tesis yok gibi. Hatta binaların sağlamlığı açısından şehirden insanlar OSB’lere gelmiş durumda. Çoğu firmamızda üretime ara verilmek zorunda kalındı. En kısa sürede ilimizde ve diğer illerde yaraların sarılması için herkes büyük gayret gösteriyor.
Kilis Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sönmez: Kilis diğer illere göre daha iyi durumda
Kilis depremden etkilenen diğer illerimize göre daha iyi durumda. 100 adet fabrikanın faaliyet gösterdiği Kilis’te organize sanayi bölgemizde yıkılan bir fabrikamız yok. Bölgede elektrik var, doğalgaz yok. Üretim yapılamıyor. Depremin yaralarını sarmak için ve en çok etkilenen bölgelere yardım ulaştırmak için uğraş veriyoruz.
Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç: Depremden zarar gören işletme yok
Adana sanayisinde depremden dolayı zarar gören işletme yok. Ama işletmelerin geneli, pazartesi gününe kadar işi uygun olanlar tatil olacak. Adana’nın çeşitli yerlerinde binalar yakıldı. Can kayıplarımız var. Kaybettiğimiz insanlarımıza Allah’tan rahmet, yarılılarımızı acil şifalar diliyorum. Allah milletimize böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın.
Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Bekir Sütcü: OSB tam kadro çalışamıyor
Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde depremden fiziki olarak etkilenen bir sanayi kuruluşumuz yok.Bugün sanayicilerimiz kısmen biraz çalışmaya başladı. Çalışanlarımızdan psikolojik olarak etkilenenler var, binalarında hasar olanlar var, onun için OSB tam kadro çalışamıyor. Üzüntümüz büyük. Adana’nın çeşitli yerlerinde binalar yıkıldı, sanayicilerimizden de kaybettiklerimiz var. Sanayicilerimizden çok yardım edenler var, bu konuda valimizle irtibat halindeyiz.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Cincin: Daha fazla yardıma ihtiyacımız var
Antakya’ya deprem çok büyük zarar verdi. Küçük Sanayi Sitesi komple yıkılmış durumda. Göçük altında çok iş insanı ve vatandaş var. Ayni ve nakdi bağış ve krediye ihtiyaç var. Barınma ve gıda ihtiyaçlarını giderme ile kurtarma çalışmaları sürüyor. Daha fazla yardım ve desteğe ihtiyacımız var.
Antakya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Kabaali: OSB’de ciddi bir kayıp yok
Organize Sanayi Bölgesi, dağlık bir yapıda kurulmuş olmasından dolayı ciddi bir zayiat söz konu değil. Herhangi bir fabrikamız yıkılmadı sadece birkaç istinat duvarında yıkılmalar meydana geldi. Sanayici, “Neden dağ başında üretim yapıyoruz?” diye serzenişte bulunuyordu ama şehirde büyük bir yıkım olurken OSB’nin doğru bir seçim olduğu ortaya çıktı. Fakat elektrik ve su veremiyoruz. Üretim ancak bu durum düzeldikten sonra başlayabilir. Ancak şehirde durum çok kötü. İnsan kaynağımızın büyük bir kısmına ulaşamadık, iletişim çok sıkıntılı. Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 3 bin kişi çalışıyordu.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya: Seyyar mutfak ihtiyacı var
Diyarbakır, valilik ve AFAD ile iş birliği ile en az sorun yaşayan kentlerden biri. Bizler daha çok kendi içimizde bu yardımı koordine ediyoruz. Dışarıdan gelen yardımları mümkün mertebede çevre illerimiz olan Kahramanmaraş ve Adıyaman’a AFAD üzerinden gönderiyoruz. 23 tane yıkılan yapı var, 3 tane binamızda yapı kazı çalışması devam ediyor. Diyarbakır’ın seyyar aş mutfağına ihtiyacı var. Bir süre sonra her şey normale dönecek insanlar evlerine gidecek, eve giremeyecek durumda olmayanların bir şekilde bir süreliğine de olsa aş sorununu çözmek zorundayız. OSB’de hiçbir sorun yok, 30 fabrikamızda şu an insanların barınma anlamında ihtiyaçlarını gideriyor. Yemeklerini de orada yiyorlar. Evlerinde kalamayanların kalmalarını sağlıyoruz. Bunların hepsi geçici bir süre. Bu süre içinde herhangi yıkılan bir fabrikamız yok.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü, İskenderun Limanı’nda çıkan yangının kontrol altına alındığını duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, İskenderun Limanı’ndaki yangının denizden, karadan ve havadan müdahale ile kontrol altına alındığı ifade edildi.
Öte yandan İskenderun Limanı’nda gemi elleçleme hizmetlerinin verilmediği belirtilirken bekleyen gemilerin diğer tesislere yönelmesi gerektiği söylendi. Ayrıca, körfezdeki diğer liman tesislerinde operasyonlar için engel bulunmadığı açıklaması yapıldı.
Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve AFAD tarafından deprem bölgesine toplam 1 milyar 639 milyon 774 bin 16 TL acil durum ödeneği gönderildiğini açıkladı.
AFAD’dan yapılan açıklamada, 6 Şubat 2023’te, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki 7,7 ve Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından, 648 artçı deprem meydana geldiği kaydedildi.
Açıklamada; “Afet bölgesine AFAD’dan 1 milyar 389 milyon 774 bin 16 lira ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan 250 milyon lira olmak üzere toplam 1 milyar 639 milyon 774 bin 16 lira acil durum ödeneği gönderilmiştir.” dendi.
Ayrıca, depremden yoğun şekilde etkilenen 10 şehre 92 bin 738 AFAD aile yaşam çadırının sevk edildiği, 50 bin 818 AFAD aile yaşam çadırının kurulumunun ise tamamlandığına yer verilen açıklamada, bölgeye ayrıca 300 bin battaniye, 123 bin 395 yatak gönderildiği kaydedildi.
Endeksa, deprem bölgelerinde arama kurtarma çalışmalarına destek olma amacıyla Yardım Talepleri ve Deprem Analizleri sayfasını hazırladı.
Sayfanın açıldığını duyuran Endeksa, şu açıklamalarda bulundu:
‘’Endeksa; arama, kurtarma ve hasar tespit çalışmalarına biraz da olsa destek olabilmek adına Twitter üzerinde paylaşılan yardım taleplerini harita üzerinde gösteren ve aynı zamanda gerçekleşen depremlerle ilgili bilgileri de içeren ‘Yardım Talepleri ve Deprem Analizleri’ sayfasını hazırladı. deprem.endeksa.comadresiyle web ve mobilden ulaşılan sayfada hem yardım ekiplerinin hem de yardım isteyen vatandaşların talepleri anlık olarak listelenecek.
Kalbimiz arama kurtarma ekiplerimiz ve yardım bekleyen vatandaşlarımızla birlikte atıyor. Bir nebze destek sağlayabilmek için hazırladığımız bu sayfayı yeni içeriklerle geliştirmeye devam edeceğiz.
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği, Kahramanmaraş merkezli büyük depremin ardından yaptığı açıklamada, ‘’Referans aldığımız Deprem Yönetmelikleri binaların sadece bir depremde ayakta kalmalarına göre tasarım yapmaktadır.’’ açıklamasını yaptı.
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
”Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği olarak tüm milletimize baş sağlığı, yaralılara acil şifalar dileriz.
Göçük altında kalan vatandaşlarımızın kurtarma çalışmalarının devam ettiği bu acılı günlerde kamuoyunda yapılan yanlış açıklamalar ve yürütülen linç kampanyasına karşı bazı açıklamaların yapılması zaruri olmuştur.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de 7,7 büyüklüğünde cumhuriyet tarihimizin en büyük depremlerinden biri meydana gelmiştir.
Yaklaşık 9 saat sonra Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde çok büyük bir deprem daha meydana gelmiştir. Bu depremi yaratan fay hattının yeni keşfedildiği konusunun uzmanı yer bilimcilerin basındaki açıklamalarında yer almıştır.
Depremlerden 10 ilimiz ve milyonlarca vatandaşımız ciddi şekilde zarar görmüştür.
Bilindiği üzere Yapı denetim Kanunu 1999 Marmara depreminin ardından 2001 yılında Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova’da 19 pilot ilde uygulamaya konmuştur.
2011 yılında itibaren ise tüm ülkemizde yürürlüğe girmiştir.
Mevzuat gereğince yapı denetim kuruluşlarının görevi Deprem Yönetmeliklerine göre hazırlanan projelerin sahada uygulanmasının sağlanmasıdır.
Deprem yönetmelikleri ise bugüne kadar ülkemizde kaydedilmiş depremleri referans alarak bunlara benzer depremlerde yıkılmayacak binaların tasarlanmasının sağlanmasıdır.
Ancak Kahramanmaraş’ta yaşadığımız depremler; referans alınan depremlerin çok üzerinde İVMELER yaratmıştır, önceki yaşadığımız depremlere benzememektedir.
Coğrafyamızda tarihte eşine rastlanmayan şekilde 2 deprem ard arda yaşanmıştır.
1500 yıldır ayakta kalan Gaziantep kalesinin bu depremlerin ardından yıkılması felaketin boyutunu gözler önüne sermektedir.
Konuyla ilgili deprem yönetmeliği çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Alper İlki hocanın 7 Şubat 2023 tarihinde yayınlanan teke tek programında “İkiside çok büyük deprem ve deprem yönetmeliğinde öngördüğümüz depremlerin üzerinde“ şeklindeaçıklamaları olmuştur.
Ayrıca İtü hocalarından Prof. Dr. Pelin Gündeş Hoca’da aşağıda yer alan söylediklerimiz doğrulayan açıklamalar yapmıştır.
Referans aldığımız Deprem Yönetmelikleri binaların sadece bir depremde ayakta kalmalarına göre tasarım yapmaktadır. Hasar görmüş ve yorulmuş binaların 2. büyük depreme maruz kalması bugüne kadar rastlanmış bir durum değildir.
Malatya’da sosyal medyada ve basında sıkça konusu edilen sitenin ilk depremde yıkılmadığı ama 2. deprem meydana geldiğinde zemin katında hasar almış kolonların 2.depreme dayanamadığı görülmektedir.
Deprem yönetmeliklerinde yer alan ivmelerin çok üzerinde deprem etkisine maruz kalan, bunun üzerine 2. çok büyük depreme maruz kalan yapı denetimli binaların maksimum % 10’unun yıkılmış olabileceği Prof Dr Alper İlki hoca tarafından teke tek programında söylenmiştir.
Bu acılı günlerde konuya objektif bakmanın zor olduğunun farkındayız. Ama deprem yaşanan bölgedeki tüm binalar yenilenmiş olup yapı denetim hizmeti almış olsaydı bugün bu büyüklükte bir felaketle karşı karşıya kalmayacaktık.
Her şeye rağmen kamuoyundan isteğimiz yapıların kalitelerinin arttırılması için sektörümüze emek veren
Yapı denetim kuruluşlarının ve çalışanlarının
Yapı ve Zemin Laboratuvarlarının
Proje yapan mühendis ve mimarlarımızın
Şantiyelerde görev yapan şantiye şeflerinin
İdarelerde görev yapan meslektaşlarımızın
Özlük haklarının ve sıkıntılarının giderilmesi adına bize destek olmalarıdır.
Sektöre hizmet veren bu paydaşların emlak komisyonundan daha az ücret alması buna rağmen hizmet vermeye çalışılması kamuoyunda tartışılması gereken konuların başında yer almaktadır.
Bugün geldiğimiz noktada öncelikle vatandaşlarımızın yaralarını sarmak adına sahada olacağımızı bildirmek isteriz. Bu felaket atlatıldıktan sonra inşaat sektörünün ve yapı denetim sisteminin iyileştirilmesi adına dün söylediğimiz gibi yarın da söyleyeceğimiz çok şey olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan depremin merkezi Kahramanmaraş’ı ziyaret ederek önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan depremlerden etkilenen yerlerde incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gitti.
12 Şubat Stadı’nın içerisine kurulan çadır kente geçen Erdoğan, burada kalan depremzedelerle konuştu.
Bölgede açıklamada bulunan Erdoğan’ın satır başları şu şekilde;
“10 vilayetimizin merkezini vurdu. Kahramanmaraş’ta bu deprem ilk adımını buradan yaşadık. Ondan sonra dalga dalga 10 vilayetimizde gerçekleşti. Ne yazık ki vefat sayısı 8 bin 574, yaralı sayısı 49 bin 133. Yıkılan bina sayısı 6 bin 444. Bu felakette şu ana kadar benim vatandaşım sabır gösterdi, yine gösterecektir.
‘’Devletin Kurumları İş Başında’’
Tüm illerimizde bakan arkadaşlarımızla birlikte operasyonların koordinasyonunu yürütüyoruz. Devletin kurumları hepsi iş başında. İlk gün bazı sıkıntılar yaşandı. İkinci gün ve bugün duruma hakimiyet tesis edildi. Enkaz kaldırma çalışmalarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız yürütecek.
Depremzedeler Otellere Yerleştirilecek
Şu anda benim vatandaşlarımdan Antalya, Alanya, Mersin gibi yerlerde otellerle görüşmelerimizi yaptık. Buradaki otellerde kalma arzusunu ortaya koyan olursa, vatandaşlarımızı bu illerdeki otellere yerleştirmeye hazırız. Şu anda çok ciddi sayıda oda kapasitesine ulaştık. Çadırlardan memnun olmayabilirler. Otellere yerleşmeye evet derlerse kendilerini oraya yerleştirmek suretiyle imkanlarımızı seferber edeceğiz.
Maddi Yardım Yapılacak
İlk etapta havalimanlarında ve yollarımızda sıkıntı oldu. Akaryakıt vs. ufak tefek sıkıntılarımız var. Onları da aşıyoruz. Provokatörlere fırsat vermemenizi istiyorum. Hasar tespitlerle birlikte ailelere belirli desteğimizi vereceğiz. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan bu konuda belirli bir bütçeyi ayırdık. Hasar tespitleriyle her ailemize onları bu süreçte rahatlatacak rakamı, bunu 10 bin olarak planladık. 10 biner lira bu ailelere hükümet olarak ulaştıracağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından Pazarcık’a gitmesi bekleniyor. Erdoğan’ın, daha sonra Hatay’da da inceleme yapması planlanıyor.
Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 10 ili etkileyen deprem hakkında açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ‘’Bu afet bin kilometrelik alanı etkilemesi sebebiyle çok büyük bir afet’’ dedi.
Deprem bölgesindeki son duruma dair açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, şunları söyledi:
“55 saatimizi tamamladık. 7,7’nin ardından 7,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşadık. Mücadele, en hassas, en yoğun şekilde devam ediyor. İzmir depreminde 110. Saatlerimizde bebeklerimizi yavrularımızı enkaz altından çıkarmıştık. Burada da bu motivasyonla arama kurtarma faaliyetlerimizi yürütüyoruz.
Gaziantep merkezli koordinasyon merkezinde valilerimiz, ilgili tüm birimlerimizle koordinasyon halinde süreci takip ediyoruz. Şu ana kadar 684 artçı deprem yaşadık ve bu depremler hala devam ediyor. Bu artçılar yorulan binaların hasarını daha da artırıyor. Dolayısıyla bu binalardaki hassasiyet devam ediyor. Vatandaşlarımız hasarlı binalara girmemeli, yanında durulmamalı.
Gaziantep genelinde şu an, 12 bin doğrudan personelimiz bilfiil sahadadır. Tüm birimlerimiz valiliğimiz ve buradaki merkezimiz koordinasyonunda faaliyetlerini yürütüyor. 1646 kurtarma personelimizle şu anda vatandaşımızın yanındayız.
Bu ekibin içinde Jandarma, AFAD, Emniyet ve gönüllüler bu sürece destek veriyor. 618 sağlık personelimiz Gaziantep özelinde arama kurtarma faaliyetlerinde görev yapıyor. 243 ambulansımızda süreci yakından takip ediyor. Ülke olarak her afette birbirimize destek olmayı biliyoruz. Bu afet 13,5 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren ve 1000 kilometre karelik bir alanı etkilemesi sebebiyle çok büyük bir afet.
İkinci depremle birlikte hasar gören binaların da yıkımıyla karşılaştık. 10 ilimizde 31 valimiz, 62 kaymakamımız görevlendirildi ve canla başla çalışmakta.İlk yardım ödeneklerimizi illerimize aktardık. Süreç Cumhurbaşkanlığı’mız koordinasyonunda ilerliyor”
Borsa İstanbul, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklama ile tüm işlemlerin durdurulmasına karar verildiğini açıkladı.
Bugün, BIST 100 endeksinde düşüşün yüzde 5 ve yüzde 7 sınırını aşması sonrası sırasıyla saat 10.12.01 ve 10.42.31’de Endekse Bağlı Devre Kesici Sistemi çalıştı. Sistemin ikinci kez çalışmasının ardından Borsa İstanbul, işlemleri tamamen durdurma kararı aldı.
Borsa İstanbul tarafından KAP’a yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
‘’Borsamız Pay Piyasası ile Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası pay ve pay endeksi türev pazarlarında işlemlerin durdurulmasına karar verilmiştir.’’
OHAL Kararı Borsa’da Düşüşe Neden Oldu
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük depremin yaşandığı 10 ilde 3 ay süreyle OHAL ilan etmesiyle Borsa İstanbul’da yüzde 10’luk düşüş yaşandı.
Dünya Gazetesi’nden Birol Bozkurt’un haberine göre; Kahramanmaraş’ta 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde yaşanan depremlerin ardından işlemlerin devam etmesine yönelik tartışmaların devam ettiği Borsa İstanbul ikinci işlem gününde de sert hareketlere sahne oldu. Pazartesi günü depremler nedeniyle oldukça düşük işlem hacminin gerçekleştiği BIST 100 endeksi, ilk günü yüzde 1,35 değer kaybıyla 4 bin 930 puandan tamamlamıştı. İkinci günde ise satışlar derinleşerek büyüdü. SPK tarafından açıklanan açığa satış yasağının devam edeceği ve depo şartı uygulamasının sonlandırılması önlemleri de borsada sert satışların önüne geçemedi. Ayrıca Borsa İstanbul’da endekste kaybın yüzde 3’ü aşması sebebiyle seans sonuna kadar yukarı adım kuralının uygulandığı açıklandı. Tüm bu önlemlere rağmen dün iki defa devre kesicilerin çalıştığı Borsa İstanbul’da düşüş yüzde 9’u aştı.
Borsada sert hareketler baş döndürdü
Dün Borsa İstanbul’da ilk devre kesici saat 12:11’de satışların yüzde 5’i aşmasıyla devreye girdi. İşlemlerin saat 12:41’de yeniden başladığı Borsa İstanbul’da düşüş durmadı ve değer kaybının yüzde 7’nin üzerine çıkmasıyla ikinci kez devre kesici çalıştı. Borsada devre kesicinin çalıştığı saat 13:04 itibarıyla BIST 100 endeksi önceki kapanışa göre 345,69 puan değer kaybederek 4.584’e indi. Toplam işlem hacmi 22,5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Endekste işlemler 13:34 itibarıyla yeniden başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 ilde 3 ay süreyle OHAL ilan edildiğini açıklamasının ardından borsada satışlar hızlandı. Endekste düşüş yüzde 9’u aşarak 4 bin 484 puanı buldu. Borsa İstanbul’da Endekse Bağlı Devre Kesici Sistemi, anlık olarak endekste yüzde 5 ve yüzde 7’lik değer kayıplarının oluşması ile tetiklenerek yatırımcıların panik işlemleriyle zarar görmesini en aza indirmek için kullanılıyor. Uzmanlar, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 4.800 ve 5.000 seviyelerinin direnç, 4.400 puanın destek konumunda bulunduğu görüşünde.
“Borsa işlemlere kapatılsın”
Konuyla ilgili görüştüğümüz piyasa uzmanları Borsa İstanbul’un böyle büyük bir felaketin yaşandığı dönemde işlemlere kapatılmasının tüm yatırımcılar açısından daha sağlıklı olacağını söyledi. Uzmanlar, SPK’nın aldığı önlemlerin yaşanan sert hareketlere bir önlem olmadığı görüşünde. Uzmanlar işlemlerin bir an önce durdurulmasını, küçük yatırımcıların mağdur edilmemesi için panik havasının dağılmasının ardından işlemlerin başlatılması gerektiği konusunda hem fikir. Küçük yatırımcıyı uyaran uzmanlar panikle hareket edilmemesi gerektiğini, piyasada panik havasının dağılmasının ardından işlemlerin normalleşeceğini söylüyor.
OHAL borsayı nasıl etkileyecek?
Daha önce 17 Ağustos 1999 depreminden sonra OHAL ilan edilmiş ve Borsa İstanbul 9 gün boyunca işlemlere kapatılmıştı. O dönem Türkiye ekonomisinin yüzde 50’sinin depremden etkilendiğini söyleyen uzmanlar, bu yüzden Kahramanmaraş depremlerini 1999 depremi ile kıyaslamanın çok doğru olmadığını söylüyor. Uzmanlar, 1999 depreminin ülkenin ekonomik üretim merkezinde yaşanması ve borsa şirketlerinin bu bölgede yer alması nedeniyle piyasalar daha çok etkilendiğini belirtti. Bu nedenle borsadaki düşüşler açıklanabiliyordu. Ancak şu anki tabloda, depremden etkilenmeyen birçok şirketin hissesi de ciddi kayıplar yaşamış durumda. Uzmanlar, “Volatilitenin yüksek olduğu bir dönemde yaşanan bu elim felaket sürecinde düzenleyici kurumların etkin hamleler alamamış olması yatırımcılarda ciddi bir güven kaybı yaratmış durumda. Yatırımcılar açısından oldukça sıkıntı yaratan bu tablo bir çok platformda borsa kapatılsın söylemleriyle tepki çekerken düzenleyici kurumlardan ise bu yönde bir adım gelmedi” diye konuştular.
Yukarı adım kuralı getirildi
Borsa İstanbul, yaşanan sert fiyat hareketliliğinin önüne geçebilmek için 2 Şubat’ta aldığı karar çerçevesinde, dün ilk kez yukarı adım kuralını devreye aldı. Borsa İstanbul, dün endekste yaşanan yüzde 3’ü aşan değer kaybı sebebiyle seans sonuna kadar yukarı adım kuralının uygulandığını duyurdu.
Depo şartı kaldırıldı
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), deprem bölgesinde bulunan müşterilerin kredili işlemler, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VİOP) ve kaldıraçlı işlemlerine esneklik getirirken, açığa satış yasağının devam ettiğini, satışa konu edilecek paylar için depo şartı uygulamasının ise sonlandırıldığını duyurdu. Buna göre, aracı kurumların kendi risk politikalarına uygun düştüğü ölçüde ve müşteri talepleri de olabildiğince gözetilerek, kredili işlemler, VİOP ve kaldıraçlı işlemlerle ilgili mevzuatta yer alan hükümler esnek bir şekilde uygulanabilecek. Kredili işlemlerle ilgili maddeler 10 Mart’a, VİOP ve kaldıraçlı işlemleriyle ilgili maddeler ise 24 Şubat’a kadar esnek bir şekilde uygulanabilecek.
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından İskenderun Limanı’nda konteynerlerin devrilmesiyle çıkan yangının söndürme çalışmaları devam ediyor.
Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli yaşanan deprem, 10 ili etkiledi. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay, İskenderun Limanı’nda konteynerlerin devrilmesiyle büyük yangın ortaya çıktı.
Farklı illerden sevk edilen itfaiye ekipleri ve arazözlerin yangın söndürme çalışmaları karadan devam ederken Hatay Orman Bölge Müdürlüğü’nün de helikopterler ile havadan müdahelesi sürüyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, deprem bölgesinde bulunan mükellefler için 31 Temmuz 2023 tarihine kadar mücbir sebep hali ilan edildiğini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; Devletin, tüm birimleri ve imkanlarıyla seferber olarak Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da gereken her türlü müdahaleyi yapmaya ve vatandaşların yaralarını sarmaya devam ettiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“- Depremin yaralarının sarılması ve depremden zarar gören vatandaşlarımızın barınma, beslenme ve diğer ihtiyaçlarının hızlı şekilde karşılanabilmesi amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarımızla sürekli iletişim halinde ilerlenmekte, acil nakit talepleri Bakanlığımız tarafından gecikmeksizin karşılanmaktadır.
– Bunun yanı sıra, deprem bölgesinde bulunan mükelleflerimiz için 31 Temmuz 2023 tarihine kadar mücbir sebep hali ilan edilmiştir. Deprem tarihi itibarıyla bu illerdeki mükelleflerin, 6 Şubat 2023 ila 31 Temmuz 2023 tarihleri arasında yerine getirmeleri gereken vergisel yükümlülükleri ertelenmiştir.
– Mücbir sebep süresince, verilmesi gereken vergi beyanname ve bildirimlerinin verilme süreleri 15 Ağustos 2023 günü sonuna kadar, bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenme süreleri de 31 Ağustos 2023 gününe kadar uzatıldı.”
Açıklamada, halen uygulaması devam eden 7256 ve 7326 sayılı Yapılandırma Kanunları kapsamında mart, mayıs ve temmuz aylarında ödenmesi gereken taksitlerin ödeme sürelerinin, mücbir sebep halinin bitim tarihini izleyen ağustos, ekim ve aralık tarihlerine uzatılması hususunda gerekli hazırlıkların yapıldığına da dikkat çekildi.
Devletin, depremden etkilenen tüm vatandaşların yanında olduğu ve gereken tüm desteği ilerleyen dönemde de kesintisiz şekilde vermeye devam edeceği vurgulanan açıklamada, ülke ve milletin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde bu günleri en kısa sürede geride bırakacağı kaydedildi.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), üyelerine iş makinelerini enkaz kaldırma çalışmalarına yönlendirme çağrısında bulundu.
Depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifa dileyen Türkiye Müteahhitler Birliği, şu açıklamada bulundu:
“Tüm Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu tür afetlerde zor durumda kalan ve adeta hayata tutunmaya çalışan insanlara ilk 48 saat içerisinde ulaşabilmenin ayrı bir öneme sahip olduğu hepimizce bilinmektedir. Bu kez mevcut ağır kış şartları da göz önünde bulundurulduğunda, zamanla olan yarış daha da önemli bir hâl almaktadır. Depremin ardından üyelerimize olası ihtiyaçlar konusunda çağrıda bulunduk. Bugüne kadar bu tür felaketlerde TMB üyelerinin sergilemiş olduğu gayret ve vermiş oldukları yoğun destek dikkate alındığında, özellikle depremin yaşanmış olduğu şehirlerimizde ve/veya yakın bölgelerde faaliyetleri bulunmakta olan üyelerimizin mevcut deprem enkazının kaldırılmasına yönelik çalışmalara destek vermek üzere öncelikle yetkili mercilerden gelecek taleplere uygun olarak ve yine yetkili mercilerle koordineli bir şekilde makine/ekipman desteğinde bulunmalarının, bu olumsuz tablonun bir an evvel ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Yetkili mercilerden Birliğimize ulaşan iş makinesi gibi taleplerin ivedilikle karşılanması noktasında da koordinasyon sağlayacağız.”
Sabaha karşı meydana gelen Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,4 büyüklüğündeki deprem büyük yıkıma yol açtı.
Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana başta olmak üzere pek çok şehirde hasar ve can kaybı yaşandı.
Eyüpsultan Belediyesi de yaşanan deprem felaketi sonrası yardım ve destek için harekete geçti.
Eyüpsultan Belediyesi, 13 personel ve bir araçtan oluşan ESAY (Eyüpsultan Afet Yönetim Birimi) birimini, arama kurtarma çalışmalarına destek olmak için AFAD koordinesinde deprem bölgesine gönderdi. Ayrıca ekiplerle birlikte mobil mutfak da deprem bölgesine doğru yola çıktı.
Konuyla ilgili sosyal medya hesaplarından açıklamalarda bulunan Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, “Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen 7,4 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. ESAY Arama Kurtarma Ekibimiz AFAD koordinesinde deprem bölgesine gidiyor. Yaraları birlikte saracak, birlik ve beraberlikle zor günleri de aşacağız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi tüm afetlerden, kazalardan, belalardan korusun” dedi.
YARDIM TIRLARI GÖNDERİLECEK
Eyüpsultan Belediyesi yaşanan deprem sonrası vatandaşların mağduriyetlerini gidermek, onlara bu zor günlerinde yanlarında olduğunu hissettirmek ve yaralarını sarmak için deprem bölgelerine yardım TIR’ları göndermek için hazırlıklara başladı.
Yardım TIR’ları ile deprem bölgesine, battaniye, mont, bot, bebek bezi, atkı, bere, uyku seti gibi gerekli ihtiyaç malzemeleri ulaştırılacak.
Yardım TIR’ları için toplama merkezleri ise, White Hill AVM, Göktürk Kültür Sanat Merkezi ve Eyüpsultan Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü olarak açıklandı.
KAN BAĞIŞI DA BAŞLATILDI
Bu arada Eyüpsultan Belediyesi deprem bölgelerinde olabilecek ihtiyaç için kan bağışı seferberliği başlattı.
Eyüpsultan Belediyesi, vatandaşlara ilçede oluşturulan kan bağış noktalarında, deprem bölgelerindeki ihtiyacı karşılamak amacıyla kan bağışında bulunmaları çağrısında bulundu.
Kan bağışı yapmak isteyen vatandaşlar, Eyüp Park AVM ve Biz Cevahir Haliç AVM’deki kan bağışı noktalarına gidebilir.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), ‘’uçan kale’’ olarak nitelendirilen CH-47 Chinook tipi helikopterlerin de olduğu genel maksat helikopterleri deprem bölgelerine sevk ediyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede personel ve yardım malzemesi nakline katkı sağlamak için hava şartlarının uygun olduğu bölgelere, aralarında ‘uçan kale’ olarak da nitelendirilen CH-47 Chinook tipi helikopterlerin de olduğu genel maksat helikopterleri sevk ediyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Depremin ardından Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan Afet Acil Durum Kriz Masası ile gelen taleplere yanıt verilirken, bölgeye arama kurtarma ekiplerinin ulaştırılması için ‘hava yardım koridoru’ oluşturuldu.
Deprem bölgesine, gün boyu arama kurtarma ekipleri, ekipmanları ve yardım malzemeleri taşındı, faaliyetler gece boyunca da devam etti.
Bu kapsamda aralarında A400M nakliye uçaklarının da bulunduğu 37 hava aracı ile 154 sorti destek uçuşu yapıldı. Çalışmalar kapsamında deprem bölgesinden alınan yaralılar da uçaklarla taşındı.
Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik, ‘’ “Bugün yıkılan binaların büyük bölümü 1998 öncesi yapılan binalar. Bu yapılarımızdaki beton ve demir miktarı yetersiz. Deprem şartnamemizde 25 birimden daha düşük betona izin verilmezken, yıkılan binalarda muhtemelen 5 ila 10 birim civarında” dedi.
Türkiye’de aynı gün meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 2 büyük deprem ile yüzlerce artçı sarsıntı, Kahramanmaraş ve Hatay başta olmak üzere 10 ilde yıkıma neden oldu. Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kişinin yaralandığı depremin ardından artçı sarsıntılar da devam ediyor. Artçı sarsıntılarla depremde hasar gören bazı binalar yıkılırken, bazılarında da yeni hasarlar oluşuyor.
Konuyla ilgili konuşan Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik, Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde olan bir bölge olduğunu her an başka bir noktasında da deprem olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Özçelik, “Bugün Doğu Anadolu Fay Hattı’nda meydana gelen deprem, yarın başka bir fay hattında meydana gelebilir. Nüfusumuzun da büyük bir kısmı deprem kuşağı olan bölgelerde yaşıyor. Deprem bizim hayatımızda rüzgâr, yağmur, kar gibi bir gerçek.”ifadelerini kullandı.
”Yerini Hesaplıyor, Zamanını Bilmiyoruz”
Depremlerin nerede yaşanabileceğini çalışmaları sonuçlarında tahmin edebildiklerini belirten Özçelik, “Van’ı nokta olarak alırsak Karadeniz’e paralel bir şekilde İstanbul’a uzanan, Hatay’a doğru uzanan bir fay bölgemiz var. Ege bölgesi yine deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Bu fay bölgesindeki illerin tamamı deprem tehlikesi ile karşı karşıya. Bu bölgelerde deprem olacağını biliyor, büyüklüğünü az çok hesaplayabiliyoruz. Sadece ne zaman meydana geleceğini bilmiyoruz. Biz hep ‘yarın deprem olacak gibi davranmalıyız’ diyoruz.”diye konuştu.
”Beton ve Demir Miktarı Yetersiz”
Herhangi bir bina yapılırken deprem yönetmeliği kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Özçelik, “Yönetmelikteki en kapsamlı değişiklik 1998 yılında meydana geldi. O şartnameyi kullanmayı fırsat bulamadan 1999 depremi yaşandı. Problemimiz 1998’deki şartname kullanılmadan yapılan binalar. Bugün yıkılan binaların büyük bölümü 1998 öncesi yapılan binalar. Bu yapılarımızdaki beton ve demir miktarının yetersiz olmasından yıkımlar gerçekleşiyor. Deprem şartnamemizde 25 birimden daha düşük betona izin verilmezken, yıkılan binalarda muhtemelen 5 ila 10 birim civarında.”dedi.
Acil Müdahale Gerekiyor
Depremdeki yıkımlarda en büyük sorunun eski binalar olduğunu belirten Prof. Dr. Özçelik, şunları söyledi:
“Dayanıklı bina inşa etmede bir problemimiz yok, problemimiz eski binalar. Binanızın iskanı bu tarihten önce alındıysa yıkım tehlikesi altında kalabilirsiniz. Bu yapılar ile ilgili çok acil bir şekilde müdahale gerekiyor. Bu konularda belediyelere çok büyük görev düşüyor. Yapılan ölçüm ve araştırmalar sayesinde depremlerin az çok nerelerde olacağını tahmin edebiliyoruz. Bugün AFAD’ın sayfasına girdiğinizde oturduğunuz konumun depremselliği konusunda tehlikenin ne seviyede olduğunu görülebiliyor.”
6 Şubat tarihinde yaşanan 10 ili birden etkileyen Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli depremin ardından dünya, Türkiye’ye yardım eli uzattı. Birçok ülkeden gönderilen yardımlar, deprem bölgelerine ulaşmaya başladı.
Depremin hemen ardından Azerbaycan, ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Çin, Rusya, Ukrayna, İsrail, Japonya, Meksika, Arap ülkelerinden üst düzey isimler taziye ve geçmiş olsun mesajları gönderirken, birçok ülke de bölgeye destek göndermeye hazır olduklarını açıkladı.
Azerbaycan
Depremin ardından ilk uluslararası yardım Azerbaycan’dan geldi.
Acil Durumlar Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, sivil Savunma Birlikleri hazır hale getirildi. Bakanlık Türkiye’ye yardım için personel gönderileceğini duyurdu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatı üzerine, Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığı’na bağlı 370 kişilik arama kurtarma ekibi Türkiye’ye gitmek üzere Bakü’den yola çıktı.
Japonya
Depremin ardından Japonya’nın gönderdiği 18 kişilik Uluslararası Acil Kurtarma Ekibi, İstanbul’a ulaştı.
Haneda Havalimanı’ndan kalkan ve Japonya Uluslararası Acil Kurtarma Ekibi’nin 3 üyesinden oluşan bir öncü ekip ile 15 kişilik kurtarma ekibini taşıyan uçak, İstanbul Havalimanı’na indi.
İstanbul Havalimanı’ndan aktarma yapan ekip, Adana’ya hareket etti. Japonya Uluslararası Acil Kurtarma Ekibi, Adana’ya ulaştıktan sonra deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına destek verecek.
Çin
Çin, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından afet kurtarma çalışmalarına destek için sivil yardım ekibini Türkiye’ye gönderdi.
Bu arada Çin Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (CIDCA) Başkan Yardımcısı Dıng Boqing, Pekin yönetiminin, Türkiye’ye destek için acil durum insani yardım mekanizmasını harekete geçirdiğini bildirdi.
Dıng, CIDCA kanalıyla Türkiye’ye 40 milyon yuan (5,8 milyon dolar) acil durum mali yardımı sağlanacağını kaydetti.
Çin Kızılhaçı da Türk Kızılaya 200 bin dolar acil durum insani yardımı aktaracağını duyurdu. Depremin etkilediği alanlardaki yardım çalışmalarını yakından izlediklerini belirten örgüt yetkilileri, gerektiğinde daha fazla yardım sağlamaya hazır olduklarını ifade etti.
Pakistan
Başbakan Şahbaz Şerif’in talimatıyla bugün askeri arama ve kurtarma ekibi C-130 nakliye uçağıyla doğrudan deprem bölgesine gönderilecek.
50 kişilik sivil arama kurtarma ekibi ve 15 tonluk yardım malzemesi, Pakistan Uluslararası Havayolları’na (PIA) ait uçakla Türkiye’ye hareket edecek.
Akşam saatlerinde ise aralarında kışlık çadır, battaniye ve diğer ürünlerin bulunduğu 7 tonluk yardım malzemesi, C-130 uçağıyla İstanbul’a ulaştırılacak.
Öte yandan, 8 Şubat’tan itibaren günlük PIA uçuşlarında 15 tonluk insani yardım malzemesi ve tıbbi ekipler, İslamabad ve Lahor’dan, Türkiye ve Suriye’ye hareket edecek.
Rusya
Rusya Acil Durumlar Bakanı Aleksandr Kurenkov, Türkiye’de depremden etkilenen bölgelere Rus arama kurtarma ekipleri ve sağlık uzmanları gönderildiğini bildirdi.
Kurenkov, başkent Moskova’da yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatı üzerine, arama kurtarma ekiplerinin, Türkiye ile Suriye’ye doğru yola çıktığını belirtti.
Söz konusu ekiplerin, bakanlığa ait 4 uçakla depremden etkilenen bölgelere gönderildiğini kaydeden Kurenkov, bunların 100 kurtarma uzmanı ile 7 kinoloji grubundan oluştuğunu ve gerekli ekipmanlarla donatıldığını aktardı.
Ayrıca Kurenkov, ekiplerle birlikte deprem bölgesine sahra hastanesinin de ulaştırılacağını ve bu hastanede 40 sağlık uzmanının tıbbi destek sağlayacağını dile getirdi.
ABD
Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’dan, depremler nedeniyle toplanan yardım malzemeleri, Türk Hava Yolları’nın (THY) Washington – İstanbul seferini yapan uçakla, Dulles Uluslararası Havalimanı’ndan gönderildi.
Ayrıca ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Yöneticisi Samantha Power, Türkiye’de meydana gelen depremlerde enkaz altında kalanlara yardım etmek üzere iki ayrı itfaiye birimine ait personeli, Afet Yardım Müdahale Ekibi (DART) olarak görevlendirdiklerini açıkladı.
Meksika
Meksika, Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador’un talimatıyla Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler nedeniyle Türkiye’ye 145 kişilik aramak ve kurtarma ekibi gönderdi.
Meksika Dışişleri Bakanlığı Avrupa Dairesi Genel Müdürü Bernardo Aguilar Calvo, havaalanındaki açıklamasında, “Türkiye’deki kardeşlerimize yardım etmek amacıyla Savunma Bakanlığına bağlı 93 eleman, Deniz Kuvvetlerinden 37 kişi, Kızılhaç personelinden 15 kişi Meksika Hava Kuvvetlerine ait bir uçağa binmek üzereyiz. Amaç, mümkün olan en yüksek sayıda insanı canlı olarak kurtarmaya çalışmaktır. Kısa zamanda Türkiye’ye varmayı umuyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Macaristan
Macaristan hükümeti, Kahramanmaraş merkezli toplam 10 ili etkileyen depremler nedeniyle Türkiye’deki uluslararası insani yardım operasyonuna destek amacıyla ekip gönderdi.
Macar Haber Ajansının (MTI) haberine göre, İçişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Bence Retvari yaptığı açıklamada, Macaristan Ulusal Afet Yönetimi Genel Müdürlüğüne bağlı 55 kişilik arama kurtarma ekibinin depremzedelere yardım etmek için Türkiye’ye gönderildiğini söyledi.
Retvari, Ulusal Afet Yönetimi’ne bağlı ekibin çok tecrübeli olduğunu ve Türkiye’de yapacağı çalışmalarla Türk-Macar dostluğunu da güçlendireceğini kaydetti.
Ekiple birlikte, arama kurtarma köpekleri ve 90 ton ekipmanın Macar Ordusuna ait uçakla Adana’ya hareket ettiği belirtildi.
Katar
Katar haber ajansına göre, Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Türkiye’ye bir hava köprüsü kurulması talimatı verdi. Hava köprüsüyle ilk olarak Uluslararası Katar Arama ve Kurtarma Grubundan bir ekip gelecek. Bir meydan hastanesi, insani yardımlar ve kış şartlarıyla mücadele malzemeleri ve çadırlar getirilecek.
Kuveyt
Kuveyt haber ajansı Kuna’nın verdiği bilgiye göre, Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın talimatıyla, Türkiye’ye depremle mücadele için yardım malzemeleri ve tıbbi ekipler için benzeri bir hava köprüsü kurulacak.
Birleşik Arap Emirlikleri
Birleşik Arap Emirlikleri resmi haber ajansı WAM’ın haberinde, Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan, Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenenler için acil yardım desteğinin yanı sıra, arama kurtarma ekibi ve meydan hastanesi kurulması yönünde talimat verdi.
Mısır
Mısır Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu arasında telefon görüşmesi gerçekleştiğini duyurdu. Şukri, görüşmede, Mısır’ın Türkiye’ye acil insani yardım gönderme kararı aldığını bildirdi.
Ürdün
Ürdün Dışişleri Bakanı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın iki kardeş ülke Türkiye ve Suriye’deki kurtarma çalışmalarına katkı sağlamak üzere yardımların gönderilmesi emri verdiğini duyurdu.
Tunus
Tunus Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Kays Said’in Türkiye ve Suriye’ye acil yardım yapılması ve talimatı verdiğini duyurdu. Said, askeri uçakların, iki kardeş ülkeye bu yardımların ulaştırılması için askeri uçakların hareket edeceğini belirtti.
Filistin
Başbakanlığın yazılı açıklamasına göre, Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, Türkiye ve Suriye’deki depremzedelerin kurtarılması çalışmalarına katılacak bir ekibin gönderilmesi konusunda Devlet Başkanı Mahmud Abbas’tan talimat verildiğini kaydetti.
Irak
Irak resmi haber ajansı (INA), Irak Kızılayının Türkiye’deki enkaz çalışmalarına katılmak üzere bir ekip göndereceğini, ayrıca Suriye’ye 60 tonluk insani yardım ve tıbbi malzeme ulaştıracağını duyurdu.
Bahreyn
Bahreyn resmi haber ajansı BNA’ya göre, Bahreyn Kralı Hamed bin İsa Al Halife, Kraliyet İnsani Çalışmalar Kurumuna Türkiye ve Suriye için gerekli olan acil insani yardımların yapılması emrini verdi.
Cezayir
Cezayir devlet radyosuna göre, Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un Türkiye’ye arama kurtarma ekibi gönderilmesi talimatıyla Cezayir Sivil Savunma Başkanlığından bir ekip Türkiye’ye gönderilecek. Yerel basında arama kurtarma ekibinin 89 kişiden ulaşacağı bilgisi yer aldı.
Lübnan
Lübnan Çevre Bakanı Nasır Yasin, yaptığı basın açıklamasında, Bakanlar Kurulunda Türkiye’deki depremlerin de gündeme geldiğini, arama ve kurtarma çalışmalarına destek için Türkiye’ye 72 kişilik bir ekip göndereceklerini söyledi.
Libya
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen depremlerin ardından yürütülen çalışmalara katılmak üzere deprem bölgelerine teknisyenlerden oluşan bir ekip gönderme talimatı verdi.
Söz konusu karar, Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı Twitter hesabından paylaşıldı.
Paylaşımda, Dibeybe’nin, Türkiye’deki çalışmalara katılmak üzere Ulusal Güvenlik Otoritesi, Kriminal Soruşturma Dairesi ve Askeri Tıp Dairesinden 55 teknisyenden oluşan bir ekibin yanı sıra 4 arama kurtarma köpeğinin deprem bölgelerine gönderilmesi talimatı verdiği aktarıldı.
İran
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde, İran Kızılayı arama, kurtarma ekiplerinin bu gece Türkiye’ye hareket edeceğini iletti.
Öte yandan İran Kızılayı da 6 timden oluşan arama, kurtarma ve ilk yardım ekiplerinin Türkiye’ye gönderilmek üzere hazırlandığını bildirdi.
İsrail
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ofisinden yapılan açıklamada, Bakan’ın İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile Türkiye’deki depremzedelere yardım faaliyetlerini görüştüğü ve ihtiyaç halinde bir sahra hastanesi kurulmasını onayladığı kaydedildi.
El Salvador
El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye arama ve kurtarma ekibi göndereceğini duyurdu.
Kırgızistan
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un talimatı üzerine Acil Durumlar Bakanlığına bağlı 63 kişilik arama kurtarma ekibi, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler nedeniyle Türkiye’ye gönderildi.
Acil Durumlar Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Acil Durumlar Bakanı Boobek Acikeyev, 63 kişilik arama kurtarma ekibini uğurlama törenine katıldı.
Arama kurtarma görevlilerinin yanı sıra sağlık çalışanları ve psikologlardan oluşan ekibin beraberinde iki özel eğitimli köpeğin de bulunduğu öğrenildi.
Öte yandan Kırgızistan Acil Durumlar Bakanlığının, yakın zamanda Türkiye’ye insani yardım göndermek için hazırlık yaptığı belirtildi.
Fransa
Fransa’dan deprem bölgesindeki çalışmalara yardımcı olmak üzere 136 kişilik 2 enkaz altı arama ve kurtarma ekibinin yola çıktı. Fransa Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, yardım ekibiyle birlikte 10 arama kurtarma köpeğinin de gönderildiği ifade edildi.
KKTC
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) askeri birlikler, çeşitli kamu kurum kuruluşları ve vatandaşlarca verilen ilaç, serum, gıda, ısıtıcı, battaniye, kıyafet, çadır ve diğer malzemeleri taşıyan 2 gemi Türkiye’ye hareket etti.
Gönyeli, Girne ve Çatalköy belediyelerince hazırlanan yardım malzemeleri belediye başkanlarının nezaretinde Girne Limanı’na getirilerek gemiye yüklendi. Yardım malzemelerini taşıyan gemi, Girne’den Mersin’in Taşucu Limanı’na doğru yola çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği, Gazimağusa Başkonsolosluğu ve 4’üncü Piyade Alay Komutanlığı desteği ile toplanan yardımları taşıyan tırlar gemiye yüklenerek Gazimağusa Limanı’ndan Mersin’e gönderildi.
Yetkililer KKTC’den 2 gemiyle 200 tona yakın insani yardımın ilk etapta Türkiye’ye gönderildiğini bildirdi.
Malta
Malta’dan bir ekip de deprem bölgesinde enkaz altında kalanların kurtarılmasına destek vermek üzere yola çıktı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, 32 kişilik ekipte 1 de arama-kurtarma köpeği bulunuyor.
Ekip beraberinde 5,5 tonluk insani yardım malzemesi de götürüyor.
Romanya
Romanya’dan bir ekibin Türkiye’ye gönderildiği açıklandı. Romanya’dan çekilen ve Reuters’ın paylaştığı fotoğraflarda Romanya Acil Durum biriminden müdahale ekiplerinin Türkiye’de arama-kurtarma çalışmalarına yardım etmek için harekete geçtiği duyuruldu.
Sırbistan
Sırbistan’dan, Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in talimatıyla 27 kişilik arama kurtarma ekibinin Türkiye’ye bu gece yola çıkacağını belirtti. Sırbistan’ın başkenti Belgrad’dan 27 kişilik arama kurtarma ekibi, Türkiye’ye hareket etti.
Kuzey Makedonya
Kuzey Makedonya, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye 40 kişilik arama kurtarma ekibi gönderme kararı aldı.
Kuzey Makedonya hükümeti, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye acil yardım sağlanması amacıyla olağanüstü oturum düzenledi.
Oturumda, deprem bölgesinde Kuzey Makedonyalı vatandaşların bulunduğu belirtilerek, 40 kişilik arama kurtarma ekibi gönderilmesi kararlaştırıldı.
Oturumda, arama kurtarmada kullanılan teçhizat, 6 araç, 2 itfaiye aracı, depremzedeler için 10 bin battaniye, 200 sedye ile 2 eğitimli köpek gönderme kararı alındı.
Kosova
Kosova hükümeti, Kahramanmaraş merkezli toplam 10 ili etkileyen depremler nedeniyle Türkiye’deki uluslararası insani yardım operasyonuna destek amacıyla Kosova Güvenlik Gücü Birliği’nin gönderilmesine karar verdi.
Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, yaptığı açıklamada, Kosova Güvenlik Gücü Birliği’nin Türkiye’deki uluslararası insani yardım operasyonuna destek amacıyla gönderilmesine ilişkin kararı onayladığını söyledi.
Osmani, Türkiye ile tam dayanışma içinde olduğunu ifade ederek, Kosova’nın gerekli desteği vermeye devam edeceğini bildirdi.
Karara göre 30 askerli bir Kosova Güvenlik Gücü Birliği, Türkiye’deki arama kurtarma çalışmalarına katılacak.
Özbekistan
Özbekistan’dan Türkiye’nin depremden etkilenen bölgelerine kurtarma ekibi ve insani yardım taşıyan uçak Türkiye’ye doğru yola çıktı.
Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Ofisinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in talimatıyla Kahramanmaraş merkezli toplamda 10 ili etkileyen depremlerde zarar görenlere yardım çalışmalarında yer almak amacıyla Özbekistan Acil Durumlar Bakanlığına bağlı 100 kişilik kurtarma ekibi, özel araç ve ekipman ile insani yardım malzemelerini taşıyan uçağın Taşkent Havaalanı’ndan Türkiye’ye hareket ettiği bildirildi.
Açıklamada, Özbek kurtarma ekibinin ihtiyaç duyulan depremden etkilenen bölgelerde arama kurtarma çalışmalarında bulunacağı kaydedilirken, Özbek ekibinin arama-kurtarma çalışmalarında gereken özel araç ve ekipmanları yanlarına aldığı belirtildi.
Açıklamada, uçakta ayrıca depremden zarar görenler için temel ihtiyaç ürünlerinden oluşan insani yardım malzemelerinin de bulunduğu aktarıldı.
Hırvatistan
Hırvatistan İç ve Avrupa İşleri Bakanı Gordan Grlic Radman, 40 kişilik arama ve kurtarma ekibi ile 10 köpeğin bugün yola çıkacağını ifade ederek, “Hırvatistan, Türkiye’nin yanında. Hırvatistan da depremlerle yaşadığı için durumu iyi anlıyoruz.” dedi.
Hırvatistan’ın Ankara Büyükelçisi’nden aldıkları bilgiye göre 2 Hırvatistan vatandaşının depremde yaralandığını aktaran Grlic Radman, yaralıların durumlarının iyi olduğu bilgisini paylaştı.
Türkiye’nin Belgrad Büyükelçisi Hami Aksoy da Sırbistan İçişleri Bakanı Bratislav Gasic ile bir araya geldi. Aksoy, Sırbistan’dan, Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in talimatıyla 27 kişilik arama kurtarma ekibinin Türkiye’ye bu gece yola çıkacağını belirtti.
Karadağ
Karadağ’da başta başkent Podgorica olmak üzere Kotor ve Niksic kentlerinden arama ve kurtarma ekiplerinin bu gece Türkiye’ye yola çıkacağı belirtilirken, Podgorica Belediye Başkanı Ivan Vukovic, 15 kişilik ekibin Türkiye’deki ekiplere dahil olacağını söyledi.
Bosna Hersek
Bosna Hersek Federasyonu Arama Kurtarma Özel Biriminden 17 kişilik ekip ile 2 köpeğin hava yoluyla Türkiye’ye gideceği aktarıldı.
Bosna Hersek Federasyonu Kızılhaçı da başkent Saraybosna’daki Türk Kızılay Bosna Hersek Ofisini ziyaret ederek, 12 kişilik arama ve kurtarma ekibinin Türkiye’ye gitmek için hazır olduğunu söyledi.
Arnavutluk
Arnavutluk Savunma Bakanlığı, Türkiye’de meydana gelen depremin ardından arama kurtarma operasyonlarına yardımcı olmak adına 53 tıbbi personel, arama ve kurtarma uzmanı ile 7 araçtan oluşan yardım ve dayanışma heyetinin yola çıktığını ifade etti.
Ekibin uğurlama törenine katılan Arnavutluk Savunma Bakanı Niko Peleshi, bu operasyona katılan tüm kişilere Başbakan Edi Rama ve şahsı adına teşekkür etti.
Bunun, 26 Kasım 2019’da meydana gelen depremde Arnavutluk’a sürekli yardım yapan Türkiye’ye iade edilen bir katkı olduğunu vurgulayan Peleshi, Türkiye’nin kendilerinin çok önemli bir dostu olduğunu ifade etti.
Kazakistan
Kazakistan Acil Durumlar Bakanı Birinci Yardımcısı İbragim Kulşimbayev, devlet televizyon kanalı Jibek Joly’e yaptığı açıklamada, arama kurtarma ekibini taşıyan uçağın birazdan Türkiye’ye doğru hareket edeceğini belirtti.
Kulşimbayev, “Uluslararası düzeyde deneyimleri olan kurtarma görevlilerimiz ve Afet Tıp Merkezi’nin sağlık çalışanları ile birlikte toplamda 41 kişilik ekip Türkiye’ye uçuyoruz. Aynı zamanda Bakanlığımızın özel eğitimli köpekleri de bizimle geliyor.” dedi.
Ayrıca arama kurtarma çalışmaları için gerekli tüm ekipmanları da yanlarında bulundurduklarını kaydeden Kulşimbayev, “Olay yerine intikal edince daha detaylı bilgi vereceğiz.” diye konuştu.
Malezya
Malezyalı yetkililer, Malezya Özel Arama Kurtarma Timi’ne (SMART) bağlı 75 uzmanın, arama kurtarma operasyonunda kullanılacak ekipmanlarla bu akşam Türk Hava Yolları uçağıyla Türkiye’ye hareket edeceğini bildirdi.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim yaptığı yazılı açıklamada, can kaybı, yaralanma ve büyük yıkımdan dolayı derin üzüntü duyduğunu belirterek “Malezya hükümeti ve halkı adına depremde hayatını kaybedenler için baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.” ifadesini kullandı.
Ayrıca, Malezya Dışişleri Bakanı Zambry Abdul Kadir, mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşerek depremde hayatını kaybedenler için baş sağlığı diledi.
Hindistan
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Türkiye’de meydana gelen depremin neden olduğu can ve mal kayıplarından dolayı duyulan acıyı paylaştıklarını belirti.
Başbakan Modi, Hindistan’ın, Türkiye halkıyla dayanışma içinde olduğunu ve bu trajediyle başa çıkmak için mümkün olan her türlü yardımı sunmaya hazır olduğunu ifade etti.
Öte yandan, Hindistan Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, eğitimli arama kurtarma köpekleri ile özel ekipmanlarla donanımlı yüz kişiden oluşan Ulusal Afetle Müdahale Gücü’ne (NDRF) bağlı iki ekibin depremden etkilenen bölgelere gönderileceği belirtildi.
Açıklamada, “Uzman doktor ve acil müdahale personelinden oluşan özel bir ekip de bölgeye gönderilmek üzere hazırlık yapılıyor.” ifadesine yer verildi.
Yardım malzemelerinin gönderiminin ise Hindistan’ın Ankara ve İstanbul’daki temsilcilikleri ile Türkiye’deki yetkili mercilerin koordinesinde yapılacağı bilgisi paylaşıldı.
Portekiz
Portekiz Başbakanı Antonio Costa, Twitter’da “Portekiz, dayanışma içinde olacaktır ve ortaklarımızla koordinasyonla yardıma hazırdır.”, Çekya Başbakanı Petr Fiala da “Çek Cumhuriyeti, 68 kişilik arama kurtarma ekibi ile Türkiye’ye yardımda bulunacak. Ekipler bugün saat 14.00’te yola çıktı.” ifadelerini kullandı.
Slovakya
Slovakya Cumhurbaşkanı Zuzana Caputova, ülkesinin yardımda bulunmaya hazır olduğunu söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, “Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’nun talebi üzerine, Fransa Türkiye’ye arama kurtarma ekipleri gönderiyor. Kurtarma ekiplerinin önümüzdeki saatlerde yola çıkması bekleniyor.” paylaşımında bulundu.
Almanya
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, “Türkiye ve Suriye’de meydana gelen ve çok sayıda ölü ve yaralıya yol açan şiddetli deprem haberleri karşısında derin bir şok yaşıyoruz. Az önce Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen ile görüştüm ve en derin üzüntülerimizi ifade ettim. Bu korkunç doğal afetten çok etkilenen insanlar için üzülüyoruz. Düşüncelerimiz hayatını kaybedenlerin aileleriyle birlikte. Bu korkunç saatlerde Türk dostlarımızla yas tutuyor ve onların yanında yer alıyoruz.” dedi.
Almanya’nın elinden gelen tüm yardımı harekete geçireceğini ifade eden Faeser, “THW (Alman yardım kuruluşu) kamplara acil durum barınakları ve su arıtma üniteleri sağlayabilir. THW halihazırda acil durum jeneratörleri, çadırlar ve battaniyelerden oluşan yardım malzemelerini hazırlıyor ve benim talebim üzerine Türk Sivil Savunması ile yakından koordinasyon halinde.” ifadelerini kullandı.
Yunanistan
Yunanistan İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanlığından yapılan açıklamada, Yunanistan’dan Özel Afet Müdahale Birimine (EMAK) bağlı 21 itfaiyecinin ve iki arama kurtarma köpeğinin, arama kurtarmada kullanılacak özel araçlarla birkaç saat içinde yola çıkacağı kaydedildi.
Ekibe, İtfaiye Teşkilatında görevli, yıkılan binaları destekleme konusunda uzman, üst düzey yetkili bir mühendisin de eşlik edeceği belirtilen açıklamada, ekipte acil müdahale ekiplerine dahil 5 doktor, kurtarma personeli ve Deprem Planlama ve Koruma Organizasyonu (OASP) Başkanının da yer alacağı belirtildi.
Açıklamaya göre, tüm ekip C-130 tipi bir uçakla Atina yakınlarındaki Elefsina Havaalanından yola çıkacak.
Bulgaristan
Bulgaristan İçişleri Bakanlığı ve Bulgaristan Kızılhaç Örgütü (BÇK) de Türkiye’ye acil yardım ve ekipler yollayacaklarını duyurdu.
İçişleri Bakanlığının açıklamasında, İtfaiye ve Sivil Savunma birimlerine bağlı 58 kişilik uzman kurtarma ekibinin Türkiye’ye hareket edeceği, ekibin kurtarma çalışmaları için donatılmış 20 araçla gideceği açıklandı.
BÇK de yatak, yastık, battaniye, nevresim, havlu ve diğer eşyalardan oluşan 1000 uyku seti yollamaya hazır olduğunu bildirdi.
BÇK, bu yardıma da takviye olarak 1000 battaniye, 1000 nevresim takımı göndereceğini, Bulgaristan’da Türk Kızılay ile oluşturulan acil yardım deposundan da 300 mutfak takımı, 300 aile tipi çadır, 300 kalorifer, 1000 döşek ve 3 bin battaniyeden oluşan yardım takviyesinin hazırlanacağını kaydetti.
Türk tarafının uygun görmesi durumunda BÇK’nin 12 kişilik bir kurtarma ekibi ve 5 eğitilmiş köpeğin Türkiye’ye yollanabileceği ifade edildi.
Hollanda
Hollanda Kentsel Arama ve Kurtarma Ekibi’nden yapılan yazılı açıklamada ise “Öğleden sonra 15 tonluk ağır kurtarma araçları ve diğer malzemeleri içeren bir kargo uçağının Eindhoven’dan Türkiye’ye hareket etmesi bekleniyor. Ayrıca henüz uçuş saati belli olmayan bir uçakta 65 kişi ve 8 kurtarma köpeği gidecek.” ifadelerine yer verildi.
Polonya
Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski, Twitter hesabında, “Türkiye’ye yardımımızın kabulüne dair resmi onay aldık. İtfaiyeciler bugün Türkiye’ye gidecek.” paylaşımında bulundu.
Romanya hükümeti de Türkiye’ye yardım ekipleri göndereceğini açıkladı.
Romanya Acil Durumlar Komitesi, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis ile istişarenin ardından, depremden etkilenen bölgelere arama kurtarma ve sağlık ekipleri göndereceklerini duyurdu.
Litvanya
Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielus Landsbergis de depremden büyük üzüntü duyduğunu belirterek “Litvanya olarak kurtarma ve yardım operasyonuna destek olmak için çadır, battaniye ve tıbbi hizmetler sağlamaya hazırız.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da afet yardımı yapanlar haricindeki araçların girişinin durdurulduğunu açıkladı.
Bölgeye sevkiyatın yapılabilmesi için Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’a araç girişi 48 saatliğine durduruldu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, afetle ilgili sevkiyat yapan araçlarla, görevli araçlar hariç bu üç ile girişin saat 11.00 itibarıyla durdurulduğunu açıkladı.
Öte yandan deprem nedeniyle zarar gören TAG Otoyolu ulaşıma açıldı. Karayolları’ndan yapılan açıklamada, Gaziantep’e erişimi sağlayan güzergahta trafiğe engel herhangi bir sorun bulunmadığı ifade edildi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Hatay gibi birçok ilde can kayıplarına ve ağır hasara neden oldu. Depremin ardından Eyüpsultan Belediyesi ilçede yardım seferberliği başlattı.
Eyüpsultan Belediyesi, depremzedelerin yaralarını sarmak için vatandaşlardan battaniye, mont, bot, bebek bezi, atkı, bere, uyku seti, temizlik malzemesi, ısıtıcı gibi malzeme desteğinde bulunmaları ve kan bağışı yapmaları çağrısında bulundu.
Yapılan çağrının ardından Eyüpsultanlılar tek yürek olarak, depremzedelere ulaştırılmak üzere yardım malzemelerini toplama noktaları olan White Hill AVM, Göktürk Kültür Sanat Merkezi ve Eyüpsultan Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü’ne götürdüler.
Ayrıca vatandaşlar Eyüp Park AVM’de Eyüpsultan Belediyesi ve Kızılay tarafından oluşturulan alanda da kan bağışında bulundu.
Seyyar Mutfak ve İş Makineleri Gönderildi
Bu arada Eyüpsultan Belediyesi arama kurtarma çalışmalarına destek amacıyla bölgeye iş makineleri gönderdi. Ayrıca yine, depremzede vatandaşlarımıza gıda desteği sağlamak için seyyar mutfağı yola çıkardı.
NG Araştırma, insanların deprem felaketine ne kadar hazırlıklı olduğunu ve konu hakkındaki bilgilerini, geçmişten bugüne yaptığı beşinci araştırma ile tekrar analiz etti.
NG Araştırma’nın benderimki.com üzerinden gerçekleştirdiği araştırma şu şekilde;
Deprem anında yapılması gerekenleri biliyor musun?
Olası bir deprem sırasında kendimizi nasıl koruyacağımızı bilmekte fayda var. Özellikle risk altında olan bölgeler için uzmanlar alınması gereken tedbirler ve deprem sonrası yapılması gerekenler hakkında bizi sık sık uyarıyor. Peki deprem anında yapılması gerekenleri biliyor muyuz? Bu soruya katılımcılarımızın verdiği cevaplara bir göz atalım.
Araştırmamızda %19 oranında kişi deprem anında yapılması gerekenler ile ilgili eğitime katıldığını belirtirken, %27’si bu konuyu kendisinin araştırdığını söyledi. %49’u medyada bu konu hakkında bilgi veren uzmanları dinlerken, %5’lik oran deprem ile ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını söyledi.
Evin depreme dayanıklı mı?
Deprem, ülkemizde dikkat edilmesi gereken en ciddi olaylardan biri. Bu sebeple herkesin deprem tedbirlerini alması büyük önem taşıyor. Alınacak en önemli deprem tedbirleri arasında, binaların depreme dayanıklı olup olmadığının araştırılması bulunuyor.
Katılımcılara yaşadıkları evin depreme ne kadar dayanıklı olduğunu sorduk. %47’si evinin deprem yönetmeliğine uygun olduğunu düşünürken, %9’u evinin depreme dayanıklı olmadığını düşünüyor. %19’u evinin deprem yönetmeliğine uygun olduğunu fakat dayanıklı olduğunu düşünmediğini belirtti. Kalan kişiler ise bu konu hakkında bir bilgiye sahip olmadığını söylüyor. ”Bilmiyorum” cevabını verenlerin oranı ise %25.
Evinin yakınında deprem sonrası toplanma alanı var mı?
Maalesef deprem hayatımızın bir gerçeği. Deprem anında panik yapmadan doğru hareket edebilmek çok önemli. Peki, deprem anında nerede toplanacağız?
Katılımcıların çoğunluğu evinin yakınında deprem toplanma alanı olduğunu belirtti. Her 4 kişiden 1’inin ise deprem toplanma alanı olmadığını belirtmesi dikkat çekici bir sonuç olarak ön plana çıkıyor.
Katılımcıların %23’ü testin yapıldığını ve binalarının dayanıklı çıktığını belirtirken, %2’si yapıldığını ve binalarının dayanıklı olmadığını söyledi. %37’lik bir oran binaları için böyle bir testin yapılmadığını ifade ederken, %38’lik oran bu konu hakkında bilgi sahibi değil.
Deprem çantamız hazır mı?
Uzmanlar ve yetkili kişilerin yaptıkları uyarılarda en çok önem verilen konulardan biri deprem çantası hazırlamak! Ülkemizin deprem bölgesinde yer aldığını ve her an bir deprem yaşama ihtimalimizin var olduğunu düşünürsek bu konuyu kesinlikle göz ardı etmemeli ve ertelememeliyiz. Peki deprem çantamız hazır mı?
Araştırmamıza katılan insanların %22’si evlerinde deprem çantası olduğunu belirtirken %45’i olmadığını söyledi. Kalan kişiler ise evlerinde deprem çantası bulunmadığını fakat hazırlamayı düşündüklerini ifade etti.
Deprem çantasında neler olmalı?
Tüm katılımcılarımızın deprem çantasında mutlaka bulunması gereken eşyalar hakkında bilgisini de analiz ettik. Deprem çantasında neler olması gerektiğini sorduğumuzda, en yüksek oranı %87 ile el feneri alırken beraberinde %85 ile ilk yardım seti, %83 ile düdük geliyor. %76 oranında kişi kolay bozulmayacak yiyecekleri mutlaka bulundurmayı düşünürken, %75 bol miktarda şişe su bulundurmayı elzem görüyor. Bunlar dışında düzenli kullanılan ilaçlar, battaniye, yedek pil vb. gibi malzemeler deprem çantasında mutlaka bulunması gerektiği düşünülen eşyalar arasında…
Deprem sonrası nerede güvende oluruz?
Katılımcılara deprem anında kendilerini güvende hissettikleri yerleri sorduk. %87 ile insanlar kendilerini en fazla park gibi açık hava alanlarında güvende hissettiklerini söyledi. %12 oranında kişi evini güvenli buluyor. Uçak, araba, kamu binaları ve diğer yerleri güvenli bulanların oranı gittikçe azalıyor!
Depreme hazırlık için neler yapıyoruz?
Araştırmamızda insanların depreme hazırlıklı olmak için uyguladığı yöntemleri analiz ettik. Sonuçlar şöyle oldu:
Depreme hazırlık için neler yapıyoruz?
Oran
Deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili ailemi bilgilendirdim
45%
Deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili araştırma yaptım/eğitim aldım
41%
Deprem anında düşme olasılığı olan eşyaları önceden sabitledim
38%
Deprem sigortası yaptırdım / yapılmasını sağladım
31%
Ev, iş vb. acil çıkışların kullanıma açık olduğunu kontrol ettim
Deprem anında zarar görmemek için deprem öncesi hazırlığın önemini bir kez daha vurgulamak isteriz.
İnsanlara deprem anında yapacakları ilk hareketin ne olduğunu sorduğumuzda katılımcıların yarısı devrilmesi zor bir eşyanın yanında hayat üçgeni oluşturacağını belirtti. %18’i cenin pozisyonunda depremin geçmesini bekleyeceğini söylerken, %10’luk kesim bulunduğu yerdeki diğer insanların yanına koşacağını ifade etti.
Yaşanılan en yüksek deprem şiddeti ne?
Katılımcılarımıza bugüne kadar yaşadıkları en yüksek deprem şiddetini sorduk. Özellikle deprem bölgelerinden katılımcılarımızın olduğu bu araştırmada sonuçlar görseldeki gibi oldu.
Araştırmamıza katılan her 10 kişiden 1’i depremde maalesef bir yakınını kaybettiğini belirtti.
Deprem sonrası haberleşme tercihleri neler?
Büyük afetlerde ve acil durumlarda altyapı hasarları veya kullanım yoğunluğu gibi nedenler ile haberleşme kesintiye uğrayabiliyor.
Katılımcılarımıza deprem sonrasında yakınları ile haberleşmek için kullanacakları yöntemi sorduğumuzda yarısı telefon ile görüşme sağlayacağını ifade etti. %26’sı mesaj ile haberleşme sağlayacağını, %14’ü ise “Akut güvendeyim” uygulaması üzerinden iletişim sağlayacağını belirtti.
Deprem sonrası yapılan çalışmalardan en etkilisi hangisi?
Katılımcılarımıza deprem sonrası yapılan çalışmalardan en etkilisinin hangisi olduğunu sorduk. %41’i AFAD çalışmaları cevabını verirken, %34’ü AKUT çalışmaları cevabını verdi.
K-9 köpekleri ve halk dayanışması cevaplarının oranları %8 olurken, %2’lik kesim ise belediye ekiplerinin çalışmalarını etkili bulduğunu belirtti.
Büyük depreme hazır mıyız?
Uzmanlar tarafından uzun süredir, Marmara Bölgesi çevresinde büyük deprem uyarısı yapılıyor. Peki, biz bu depreme ne kadar hazırlıklıyız?
Katılımcıların %59’u önlem alınmadığını düşünüyor. %36’sı kısmen alındığını düşünürken, önlem alındığını düşünenlerin oranı ise yalnızca %5.
Ülkemiz için yakın gelecekte en büyük problem ne?
Araştırmamız sonuçlarına baktığımızda ekonomik sıkıntılar cevabını veren katılımcıların %38 oy oranıyla çoğunlukta olduğunu görüyoruz. %16’lık kesim mülteci sorunu olduğunu düşünürken %13 oy oranında katılımcı yakın gelecekteki en büyük problemin deprem olduğunu düşünüyor.
6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremlerle ilgili açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, “Ülkemizde deprem can ve mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan bir afet türüdür. Afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarının yaklaşık yüzde 60’ı depremler nedeniyle meydana gelmektedir. Depremlerin yerini, zamanını ve şiddetini kesin olarak bilemediğimiz için riskli yapıları acilen yenileyerek yeni acıların yaşanmasını önleyebiliriz.” dedi.
Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 35 yılı aşkın süredir uğraş veren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremler sonrası uyarılarda bulundu. Geçmişte yaşadığımız depremlerde olduğu gibi, gelecekte olacak depremlere karşı tedbir alınmazsa büyük can ve mal kaybına uğrayacağımıza dikkat çeken Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, şu açıklamalarda bulundu:
“Ülkemizde deprem can ve mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan bir afet türüdür. Afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarının yaklaşık yüzde 60’ı depremler nedeniyle meydana gelmektedir. T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre 1900 yılından günümüze en az 5,0 büyüklüğünde 1.796 deprem kaydedilmiştir. 6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremler, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Depremlerin yerini, zamanını ve şiddetini kesin olarak bilemediğimiz için riskli yapıları acilen yenileyerek yeni acıların yaşanmasını önleyebiliriz.
Bu vesileyle, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen ve Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana başta olmak üzere çevre illerde yoğun şekilde hissedilen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.”
Her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalı
Depremlerin ekonomik etkilerine de dikkat çeken Yavuz Işık, “Özellikle ticaretin, sanayinin ve önemli üst ve altyapıların olduğu büyükşehirlerde yaşanan büyük depremlerin ülke ekonomisine etkileri de değerlendirilmelidir. Bu nedenle, kentsel dönüşümün hızını azaltan sorunların çözülmesi önem arz etmektedir. Bu sorunların çözülmesi ile vatandaşların güvenli ve konforlu yaşam alanlarına kavuşması sağlanabilecektir. Bu nedenle T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalıdır.” diye konuştu.
KGS belgeli kaliteli hazır beton olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır
Kaliteli beton kullanımı ve denetim ile depremi az hasarla atlatmanın mümkün olduğunu vurgulayan Yavuz Işık: “Hazır beton alanında kaliteyi garanti altına almayı hedefleyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton tesislerinin üretim şartlarını, teknik ve laboratuvar altyapısını, personel yeterliliğini denetleyerek kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında beton üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır. Yeni yapıların inşasında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS kalite belgeli hazır beton, olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır.” dedi.
Yapılarımız artık daha güvenli
Yapıların güvenliğini değerlendiren Yavuz Işık, “2000’li yılların başından itibaren inşaatlarda hazır beton kullanımının zorunlu olması, nervürlü demir kullanılması, Yapı Denetim Sistemi’nin Türkiye genelinde uygulanmaya başlaması ve daha etkili deprem yönetmeliklerinin hazırlanması ile betonarme yapılar çok daha güvenli hâle gelmiştir. Son yıllarda meydana gelen depremlerde genel olarak 2000 yılı öncesi binaların ağır hasar gördüğüne, ancak gerekli önlemler alındıktan sonra yapılan daha genç binaların çok daha güvenli olduğuna şahit oluyoruz. Kurallara ve standartlara uygun bir şekilde yapılmış ve denetlenmiş yapılar depreme karşı en büyük korumamızdır.” dedi.
Bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz
Türkiye’de üretilen betonların yüzde 65’inin Türkiye Hazır Beton Birliği üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretildiğinin altını çizen Yavuz Işık: “Depreme karşı dayanıklı yapılaşma için bu oranın çok daha yüksek olması gerekmektedir. KGS Sistemi’ne katılan beton tesisleri, yoğun kontroller sonucunda daha stabil ve sürdürülebilir bir üretim yapmaktadır. Böylece, hem kaliteli hem de ekonomik bir üretim elde edilmektedir. Standartlara uygun üretimin sağlanmasıyla beton üreticisi ile tüketici arasında güven oluşmaktadır. Sektördeki bütün üreticilere tarafsız ve doğru bir denetim uyguladığı için KGS Belgeli beton üreticileri özellikle tercih edilmektedir. Günümüzde bazı prestijli projelerin teknik şartnamelerinde beton üreticisi firmaların KGS belgeli THBB üyesi olmalarının ön şart olarak talep edilmesi, ülkemiz ve bizler için sevindiricidir. Bu doğrultuda, bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.
İnşaatlarda daha yüksek dayanımlı ve doğru çevresel etki sınıfında betonlar kullanılmalı
2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun kullanılmasını öngördüğünü söyleyen Yavuz Işık, “Betonarme yapıların uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre etkilerine de dayanıklı olacak şekilde boşluksuz ve geçirimsiz olması gerekmektedir. Bu dayanıklılığın yani dürabilitenin sağlanması için, beton dayanım sınıflarının daha da yükseltilmesi çok önemlidir. Dayanım sınıfı kadar önemli olan bir konu da, betonun servis ömrü boyunca performansını belirleyecek olan ‘Çevresel Etki Sınıfı’dır. Doğru çevresel etki sınıfı seçilip buna göre beton kullanılmazsa, yapıda uzun vadede bozulmalar meydana gelecek, öngörülen servis ömrü ve depreme dayanıklılık azalacaktır. Projeye uygun çevresel etki sınıfının doğru bir şekilde belirlenmesi noktasında projeyi yapan mühendise ve denetlenmesi konusunda özellikle Yapı Denetim Sistemi’ne büyük rol düşmektedir. Doğru belirlenmiş çevresel etki sınıfında, yüksek dayanımlı ve kalite belgeli betonlarla inşa edilen standartlara uygun olarak tasarlanmış ve denetlenmiş binaların depremde alacağı hasarın daha az olacağını öngörebiliyoruz.” dedi.
Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, İstanbul, Beşiktaş’ta bulunan Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının otele dönüştürülmesi projesinin nisan ayı sonunda tamamlanacağını açıkladı.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Ahmet Bolat, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile ziyarette bulunduğu Beşiktaş’taki inşaat çalışmaları devam eden otel projesine ilişkin şu duyurularda bulundu:
‘’Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı olarak göreve başlamanın yıl dönümünün sabahında Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy ile bir araya gelerek turizm sektörüne verdiğimiz destekler ve ABD pazarına yönelik turizm hamlemize dair bir görüşme gerçekleştirdik. Ortaklığımız Genel Müdür Yardımcısı Murat Şeker ile katıldığımız görüşmede milli bayrak taşıyıcı olarak ülkemize 2 milyon Amerikalı turist kazandırma hedefine yönelik yol haritamızı ve Bakanlığımız ile iş birliğimizi daha da geliştirme üzerine fikir alışverişinde bulunduk.’’
İşletme konusunda uluslararası üst segment otel zincirleri ile görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Bolat, ‘’Nisan ayı sonunda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla böyle güzel bir tesisi turizmimize kazandıracak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.’’ dedi.
Muğla Büyükşehir Belediyesi, Menteşe Düğerek Mahallesi’nin altyapısını güçlendirmek için planladığı kanalizasyon projesine başlıyor.
Muğla genelinde altyapıyı güçlendirmek ve altyapı hizmetinden yararlanma oranını arttırmak için birçok projeyi hayata geçiren Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri bu kapsamda son olarak Menteşe Düğerek Mahallesi’ne kanalizasyon hattı yapıyor.
İki etaptan oluşacak proje kapsamında Düğerek Mahallesine toplam 14 bin metre kanalizasyon hattı yapılması planlanırken projenin ilk etabında 14 Milyon 988 Bin TL yatırımla 8 bin 750 metrelik kanalizasyon hat yapımına başlanıyor. Yaklaşık 13 bin kişiye kanalizasyon hizmeti sunacak ilk etabı önümüzdeki günlerde başlayacak. Düğerek Mahallesinde oluşan atıksu mahalleye yakın olan Muğla Atıksu Arıtma Tesisine iletilerek arıtılacak.
Aydın’ın Efeler İlçesinde yer alan Kardeşköy Mahallesi’nde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından hayata geçirilecek olan 198 konut, 8 dükkân ve cami projesinin inşaat çalışmaları başladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Kardeşköy Mahallesi’ne inşa edilecek olan 198 konutun ihalesini 3 Ağustos 2021 tarihinde gerçekleştirdi.
İhale maliyeti yaklaşık 146 milyon 815 lira olan TOKİ konutlarının yapılacağı alanla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Aydın’ın 1/100 Bin Ölçekli Çevre Düzeni İmar Planı’nda değişikliğe gidildi.
26 Haziran 2020’de yapılan kura çekilişi ile hak sahibi vatandaşlar belirlendi. İki yıldır artan maliyet nedeniyle inşaatına başlanamayan Kardeşköy’deki TOKİ konutlarıyla ilgili nihayet ilk kazma vuruldu.
TOKİ konutlarının yapımına başlanan alanda, Aydın Milletvekili Rıza Posacı incelemelerde bulundu. Kardeşköy’de TOKİ tarafından cami, 198 adet konut ve 8 adet dükkân inşaatına başlandığını belirten Milletvekili Posacı, “Efeler ilçemizde ihtiyacı haline gelen toplu konutun inşasının başlamasının sevincini yaşıyoruz.” dedi.
Elazığ’ın Sivrice ilçesinde hayata geçirilecek olan yeni konut ve iş yeri projesinin ihalesi gerçekleştirildi.
24 Ocak depreminin ardından kentsel dönüşüm alanı ilan edilen Elazığ’ın Sivrice ilçesinde daha önce 305 konut ve 2 adet cami yapılmıştı. Ortaya çıkan konut yetersizliği nedeniyle inşa edilmesi kararlaştırılan yeni konut ve iş yeri projesinin ihalesi ise geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi.
İlçe genelinde kaydedilen konut ihtiyacına göre düzenlenen yeni projede, 401 adet konut ve 24 adet iş yeri hayata geçirilecek.
Projenin ihalesinin tamamlanması sonucunda sosyal medya hesabından kazanan firmayı açıklayan Sivrice Belediye Başkanı Turgay Gündoğan, ihalenin Polat İnşaat ve Kuyumculuk firmasının kazandığını söyleyerek, projenin ilçeye hayırlı olması temennisinde bulundu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, katıldığı Türkiye Yüzyılı Zirvesi programında sosyal konut projeleriyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Programda çeşitli konulara değinen Bakan Kurum, “Gayemiz Türkiye yüzyılında yeşil kalkınma devrimini tüm detaylarıyla tamamlamış, 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmış lider bir Türkiye. Bu mücadeleye katkı sunacak ulusal uyum stratejisi ve eylem planımızı 22 kurumdan oluşan iklim koordinasyon kurumumuzla birlikte gayrimenkul sektörü de dahil tüm alanları da kapsayacak şekilde 2023 içerisinde tamamlayacağız. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kabul edildi. Dünyada çok az ülkenin başarabileceği bir yeşil seferberliği olan millet bahçelerimizin sayısı 500’e yaklaştı. Bu sayıyı önümüzdeki beş yıl içinde 1.000’e, toplam yeşil alan büyüklüğümüzü ise 2023’te 81 milyon metrekareye ulaştıracağız. Böylece kişi başı yeşil alan miktarımızı 15 metrekare ve üzerine çıkaracağız. Mayıs ayı başında sözde çevreci maskeli doğaseverlerin itirazlarına rağmen yemyeşil bezediğimiz Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin açılışını da Cumhurbaşkanımız ve yüzbinlerle birlikte gerçekleştireceğiz.” dedi.
Bugüne kadar ülkemizde 3,3 milyon konutun dönüşümünü tamamladıklarını anlatan Bakan Kurum, şöyle konuştu:
“81 ilde 250 bin konutun dönüşümüne adeta zamanla yarışarak devam ediyoruz. Afetlerden zarar görmüş İzmir, Elazığ, Kastamonu, Sinop, Bartın, Antalya ve Muğla’da toplam 45 bin konutla her biri kendi şehrinde ilk olan tarihi dönüşümlere imza attık. Tek gündemimiz afet değil, saklı hazinelerimizi de ortaya çıkarıyoruz. Yeşil sanayi, yeşil OSB diyerek şu ana kadar altı ilimizde 4.120 dükkân inşa ettik. Altı ilimizde 6.238 dükkânın inşaatı devam ediyor, yedi ilimizde de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Böylece eski sanayi alanlarını şehrimizin dışına taşıyarak merkezlerdeki tüm kirliliği ortadan kaldırıyoruz. Esnafımıza yeni dükkanlar kazandırıyoruz. İnşallah 2035 yılına kadar kentsel dönüşüme girmemiş hiçbir riskli yapı kalmayacak. Bugün dünyanın en kapsamlı sosyal konut uygulamalarına imza atarak, TOKİ başkanlığımız eliyle 1 milyon 180 bin sosyal konut ürettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla ilk evim, ilk iş yerim projesini açıkladık. Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesi olan projemize 8 milyonu aşkın vatandaşımız teveccüh gösterdi. İnşallah mart ayına kadar bütün konutlarımızın kuralarını çekecek, söz verdiğimiz gibi iki yıl içinde konutlarımızı vatandaşlarımıza sunacağız. Şimdi sırada arsalarımız var. Altyapısı hazır 1 milyon arsamızın kuralarını çekmeye başladık. Bu arsalarla Türkiye yüzyılının modern yerleşim yerlerini oluşturuyor, 900 milyar lirayı aşan yatırımla inşaat ve gayrimenkul sektörümüzün gücüne de güç katıyoruz.”
Konut projelerini gündemine alan Bakan Kurum, şöyle devam etti:
“Tarihi bir kampanyaya daha imza atarak, yeni konut finansman modeliyle Yeni Evim projesini de başlattık. 81 ilimizde ilk evini alacak vatandaşlarımızı, ilk 3 yıl devlet katkısıyla ve uygun ödeme imkanlarıyla huzurlu yuvalarına kavuşturuyoruz. Ülkemiz hem başarılarını sürdürüyor hem de köklü bir değişim yolunda ilerliyor. Pandemi 2020 yılında başladı, 2022’nin son çeyreğinde gündemden düşmeye başladı. Salgından etkilenen sektörler toparlanmaya başladı. Benim gayrimenkul sektörünün yeni normali adını verdiğim bir süreç artık başlamış durumda. Gayrimenkul yönetiminde devrim niteliğinde dönüşüme tekabül eden bu sürecin adı ESG. Yani çevresel, sosyal ve yönetişim verileri. Bugün yatırımcılarımız yalnızca şirketlerinin ulaştığı maddi kazançlara odaklanmıyor. Yatırım kararı verirken çevresel sosyal ve yönetişim verilerine bakıyorlar. Her bir yapı enerji verimli olmalı, sıfır atık uyumlu olmalıdır. Sürdürülebilirlik kriterlerine uymayan gayrimenkuller rekabette geride kalacaklar, finansmana erişme sorunları yaşayacaklar. Karbon vergisi ödeme gibi ağır risklerle karşı karşıya kalacaklar.
Çevreyi merkeze alan, sosyal boyutu önceleyen, birlikte karar almayı esas alan şirketlerin hızlıca öne çıkacağına inanıyorum. 4 yıl süren çalışmaların ardından bilim insanlarımızla birlikte hazırladığımız 81 ilimizin 100 yıllık geleceğini ortaya koyan Türkiye 21’inci yüzyıl mekânsal strateji planımızı mart ayında gururla açıklayacağız. Bu planda şehirlerimizin silüetini koruyacağız, insanımızın hayat kalitesini artıracağız, istihdamı güçlendireceğiz. Kent içi raylı sistemler, mikromobilite ve bisiklet yolu sayımızı artıracağız. Ülkemizi kuzeyden güneye, doğudan batıya ekolojik koridorlarla, yeşil ağlarla öreceğiz. İnşallah hep birlikte gelecek 10 yıl içinde şehirlerimizin tamamının yapısal, çevresel, ekonomik ve kültürel dönüşümünü tamamlayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın yeşilin, dijitalin, enerjinin, sürdürülebilirliğin, teknolojinin ve gücün asrı olarak tarif ettiği Türkiye yüzyılı inşallah muhteşem Türk şehirleriyle taçlanacak.”.
Bakan Kurum’un video mesajının hemen ardından düzenlenen panelde, TOKİ Başkanı Ömer Bulut, GYODER Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, KONUTDER Başkanı Altan Elmas, İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, Tasarruf Finansman Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal ve Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem’in sorularını yanıtladı.
TOKİ Başkanı Ömer Bulut, “Türkiye yüzyılı hepimizi heyecanlandıran bir süreç. TOKİ özellikle 2002 yılından itibaren konut ve konuta bağlı sektörlerde çok önemli atılımlar gerçekleştirdi. 1 milyon 180 bine yakın konut inşa etti. Bunun yüzde 90’ına yakını dar gelirli vatandaşlarımız için yapılan konutlar. Bu amacın tek sebebi Sayın Cumhurbaşkanımızın evi olmayan tek bir vatandaşımız kalmayana dek bu projeleri yürüteceğiz anlayışından kaynaklanıyor. Yatay mimari anlayışını Türkiye’ye getirdik. Dar gelir grubuna konut yapıyoruz, ama inanın üst gelir grubundaki konut kalitesinde konut üretebiliyoruz. Geçen yıl 7 milyon metrekare imarlı arsa üretmek suretiyle sektörün içerisinde olan binlerce firmaya arsa ürettik. Önümüzde yeni hedefler var. Özellikle yaz aylarında açıkladığımız sosyal konut Türkiye’de müthiş bir talep gördü. 72 ilde 250 binin 182 bininin kurasını çektik. Kalanların kuralarını da mart sonuna kadar çekmiş olacağız. İstanbul’un kurası da mart ayında olacak. İlk bir ay içinde 5-6 bin konutluk projenin ihalesini yapıp temelini attık. Bugün 40 bine yakın konutun ihalesini yaptık.” ifadelerini kullandı.
GYODER Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, “Sadece binaları değil geleceği inşa ediyoruz. Sürdürülebilir ve öngörülebilir konut üretimi ihtiyacı artmakta. Geleneksel ihtiyaçlar hızla değişiyor. Nüfusu büyük şehirlerde erişilebilir konut ihtiyacı çok artmış durumda. Bu sadece Türkiye’de böyle değil. Almanya ile başlayan bir durum bu” dedi. Çekici, şöyle devam etti: “Sosyal konutla erişilebilir konut arasında da çok farklı noktalar var. Aslında sosyal konut sosyal bir yaklaşım, ama erişilebilir konut liberal koşullar altında tercih edilen yaşam alanını oluşturmaktır. Türkiye’de 2,3 milyon konut üretilebilirse ancak denge oluşabiliyor. Buna yenileme ve onarım yapılacak konutlar dahil. Yani burada arzı destekleme politikası şart. Kamuyla iç içe çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Pazaryerleri konusunda Türkiye’de 774 milyar liralık piyasa var. Bunun iki katı oranında ikinci el piyasası var. Bir pazaryeri kurmak istedik. Tüm üyelerimizin projelerini burada sergileyelim, endeksler oluşsun, üretici ufak ücretler ödeyerek bilgilere ulaşsın. Maliyetleri, arsa yüzdelerini de şeffaflıkla gösterebileceğimiz pazaryeri kavramı oluşturacağız. Üyelerimizden gelen tüm projeler burada sergilenecek ve çeşitli bilgilere ulaşım sağlanacak.” şeklinde konuştu.
İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım ise piyasadaki fiyatlara ilişkin, “Biz projeleri üretirken başında lansman fiyatına satıyoruz ki bu maliyetine yakın bir fiyat oluyor. Geçtiğimiz dönemde şöyle yanıltıcı bir kanı oldu. Sektörde sıkıntılar oldu, inşaatçı işe devam etmek için zararına satış yaptı. Bu rakamlar doğru rakamlar sanıldı. Hatta fiyatlar daha da düşecek algısı oluşturulmaya çalışıldı. Netice gösteriyor ki demek ki bir fazla yokmuş. Neden rakamlar bu kadar yukarı çıktı. Çünkü o dönemde işlerini bitirmek isteyenler uygun fiyatlara sattılar. Ancak yeni başladıkları projeleri yeni maliyetlerle oluşturdular. Bugünkü rakamlar doğru rakamlar” dedi.
Her yıl 700 bin civarında konut üretilmesi gerektiğini belirten Durbakayım, “2004’teki Emlak Konut hasılat paylaşımı modeliyle Türkiye büyük nitelikli projelerle tanıştı. Büyük kurumsal firmalar aynı modeli kendi işlerinde de uyguladılar. Daha sonra bizim karşımıza yaptığımız hatalar çıktı. Projeleri çok lüks yaptık, saunalar, havuzlar, çok büyük masraflar getirdi. Bunlar aidatlar olarak yük getirdi, şimdi hatalarımızı düzeltiyoruz. Sektörde ciddi bir durgunluk, belirsizlik vardı. Yeni Evim kampanyası sektörü ateşledi. Sektör şu an bir dinamizm içinde. Sektöre canlılık ve ateşleme geldi. Bunun ürünlerini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Burada beklentimiz tüm yükü kamu bankalarının üstlenmemesi, özel bankaların da işin içine girmesidir. Özel bankalar da taşın altına elini koysunlar.” ifadelerinde bulundu.
Konut üretmediklerini, tamamen tasarrufa dönük bir çalışma sistemleri olduğunu anlatan Tasarruf Finansman Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal da şu değerlendirmelerde bulundu:
“2015 yılında sektöre yeni firmaların katılmasıyla bir canlılık başladı. 2015-2020 yılı arasında sektör büyümesi yüzde 800’leri buldu. Kendimizi sistemin TOKİ’si olarak değerlendiriyoruz. Biz de bu modelle insanları konut, işyeri ve araç sahibi yapıyoruz. Geçtiğimiz ağustos ayında BDDK faaliyet izniyle altı firma sektörde yerini aldı. Toplam şube sayısı 419, aktif büyüklüğümüz 75 milyar. Öngörüm, önümüzdeki dönemlerde bu rakamların 150-200 milyarları bulması.”
Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ise konuyla ilgili şöyle konuştu:
“İnşaat sektörü denince TOKİ bizim lokomotifimiz. TOKİ’nin 2003 yılında başlayan hamlesiyle hasılat paylaşımını, büyük kapasiteli inşaat yapmayı öğrendik. Ülkemiz bambaşka bir yere geldi. Yılda 700 bin konut lazım. Yapacağız, ama bizim arsamız yok, geliştiremiyoruz. TOKİ ve Emlak Konut katkılarıyla arsa üretimiyle bir noktaya geliyoruz. Kentsel dönüşümde ülkemizi daha iyi noktalara getirmemiz lazım, biz deprem kuşağının ortasındayız.”
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, bugün gerçekleşen deprem sonucunda ”seferber olalım” dedi.
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan yaptığı açıklamada; “Kahramanmaraş’ta sabaha karşı meydana gelen ve 10 ilde hasara neden olan depremde canlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.
Devletimiz depremin yaralarını sarmaya muktedir ve teyakkuz halindedir. Depremzedelerin yaralarını sarmak ve afetin üstesinden bir an evvel gelebilmek için milletçe seferber olmalıyız” dedi.
Remax Maximum Gayrimenkul Danışmanı Engin Kaya, projeden konut, sıfır konut ve ikinci el konut satın alımında dikkat edilmesi gereken hususları sıraladı.
Gayrimenkul sektöründe yaşananları değerlendiren Gayrimenkul Danışmanı Engin Kaya, şunları söyledi: “Konut üretimi, son iki yıldır emtia fiyatlarının artmasıyla yavaşlama ve hatta durma noktasına gelirken, diğer taraftan bir yatırım aracı olarak görülen konuta olan Türk vatandaşlarının yoğun talebine ek olarak, Rusya, İran, Irak, Almanya, Kazakistan, Afganistan, Ukrayna gibi ülkelerden yabancılara konut satılması ve ülkemizdeki Suriyeli vatandaşların eklenmesiyle konut stoğu yetersiz kalabildi ve konut sıkıntısı baş göstermeye devam ediyor.” dedi.
Ayrıca, artan kira fiyatlarıyla barınma sorununun da son günlerde sıkça gündeme geldiğini hatırlatan Engin Kaya, Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut hamlesi olan “İlk Evim İlk İş Yerim” projesinin ardından orta ve üst gelir grubuna yönelik hayata geçirilen konut kampanyasının büyük önem taşıdığını kaydetti.
Projeden, sıfırdan veya ikinci el konut alırken dikkat edilmesi gereken temel kurallar nelerdir?
Genel olarak bir konut satın alınırken arsa payının önemli olduğunun altını çizen ve konutların kış aylarında yaz aylarına oranla daha uygun fiyatlarda satın alınabileceğini ifade eden Gayrimenkul Danışmanı Engin Kaya, projeden konut, sıfır konut veya ikinci el konut satın alınırken tecrübeli gayrimenkul danışmanlık firmaları üzerinden yürütülmesinin önemine vurgu yaparak, konut satın almadan önce dikkat edilmesi gereken temel kurallar hakkında şunları anlattı:
Projeden konut satın alırken dikkat edilecekler:
1-Projeden konut satın almanın en önemli 1.’nci kuralı, her projeden konut satın alınmaz. İlk olarak projeyi yapacak inşaat firması hakkında detaylı bilgi edinilmelidir. Firmanın kaç yıllık olduğu, o tarihe kadar bitirmiş olduğu konut ve iş yeri projeleri, mali yapısı vs incelenmelidir. Ardından projenin yapılacağı bölgenin şehir planlarındaki durumuna bakılmalıdır. Bölgede ilerleyen süreçte yapılabilecek, üniversite, hastane, sanayi tesisleri gibi yatırımlar incelenmelidir ki, bu projeler konutun değerini artıracaktır.
2-Projedeki daire tiplerine bakılmalıdır. Projede, 1+1 mi, 2+1 mi, 3+1 mi yoğunlukta incelenmelidir. Örneğin 1+1 dairelerin yoğun olduğu bir projede, 3+1 dairelerin fiyatları ciddi bir yükselme göstermez. 3+1 daire satın almak isteyen geniş aileler, 1+1 konutların ağırlıklı olduğu bir projede oturmayı çok da talep etmeyebilirler.
3-İnşaatta kullanılacak malzeme kalitesi hakkında firmaya sorular sorulmalıdır. Kapılar, pimapenler, mutfak dolapları, banyo, prizler, kapı kolları gibi iç malzeme hakkında bilgi edinilmelidir.
4-Projedeki dairelerin konumlarına bakılmalıdır. Dairenin, güney cephe veya kuzey cephede olması, yine dairenin baktığı manzara fiyatını etkileyecektir.
5-Projenin, en yakın merkeze olan uzaklığı önemlidir. Okula, alışveriş merkezlerine, hastaneye vs uzaklığı değerlendirilmelidir.
6-Projeden almadan önce, gerekli araştırmaların sonucunda inşaat firmasından ev satın alınmasına karar verilirse, noterde inşaat firması ile bir sözleşme imzalanacaktır. Sözleşmede satın alınacak dairenin özellikleri hakkında detaylı bilgiler yer almalıdır.
Bitmiş konut satın alırken dikkat edilecekler:
7-Bitmiş konut satın alınırken, iskanı var mı bakılmalıdır. İskanı olmayan dairelerin elektrik, su, maliyeti daha yüksek olacaktır. Eğer, inşaat firması inşaat bitince iskanının alınacağını belirtiyorsa, noterden bu konuda bir yazı alınmalıdır. Ayrıca, iskanı olmayan dairelere konut kredisi çıkmasında sorunlar da yaşanabilmektedir.
bitmiş olan konutun projesinin incelenmesi önemlidir. Projede evin metrekaresi 150 metrekare olurken, gerçekte evin metrekaresi 90 metrekare olabilir. (Bazı inşaat firmaları, otopark, kömürlük, çatı, bahçe, havuz vs gibi alanları konut sayısına bölerek, bu oranı ilgili konutun metrekaresine ekleyebilmektedir)
9-Bitmiş projede kullanılan malzeme kalitesi değerlendirilmelidir. Salon, banyo, mutfak, kapılar, pencereler incelenmelidir.
10-Bitmiş projenin en yakın merkeze olan yakınlığı ve bölgeye gelecekte yapılabilecek yatırımlar hakkında bilgiler edinilmelidir. Ayrıca ilgili bölgedeki bitmiş projelerin yaklaşık satın alma fiyatları ve kira fiyatları değerlendirilmelidir.
11-Bitmiş projeden daire satın alınmaya karar verilince, Tapu için işlemler başlatılmalıdır. Burada seçilen konut ile tapuda alınan konutun aynı konut olup olmadığına özellikle dikkat edilmelidir. Eğer, konuta ilişkin araştırma yapmaya ciddi bir zaman süreci yoksa, küçük bir miktarda banka kredisi kullanılarak, bankanın yapacağı ekspertiz raporunun incelenmesi fırsatı oluşacaktır.
İkinci el konut satın alırken dikkat edilecekler:
el konutlarda binanın yaşına bakılır. İkinci elde konutlar, 1999 depremi öncesinde yapılanlar ve sonrasında yapılanlar olarak ikiye ayrılıp değerlendiriliyor. Binanın yaşı var ise, depremde hasar alıp almadığına dair ilgili belediyeden veya AFAT’dan bilgi alınmalıdır. Ayrıca, konutun kat mülkiyeti var mı bakılmalıdır. Konutun iskanı sorgulanmalıdır. Bazen apartmanda yapılabilecek ilave tadilat çalışmaları nedeniyle binanın iskanı bozulabileceğinden, yeniden iskanın alınması gerekecektir.
13-Eğer, ileride dönüşüme gireceği öngörülerek, yatırım amaçlı hasarlı bir konut alınacaksa, kat mülkiyeti mi, kat irtifakı mı olduğuna bakılmalıdır. İskanı var mı incelenmelidir. Dairenin arsa payı incelenmelidir. Eğer dairenin arsa payı küçük ise, bu durumda kentsel dönüşümden öngörülen fırsat sağlanamayabilir.
14-Dairenin iç mekanı olan odaları, mutfağı, banyosu incelenmelidir. Dairede masrafa var mı değerlendirilmelidir.
15-Konutun, en yakın merkeze olan yakınlığı ve bölgeye gelecekte yapılabilecek yatırımlar hakkında bilgiler edinilmelidir. Ayrıca, bölgedeki diğer konutların satın alma fiyatları ve kira fiyatları değerlendirilmelidir.
Afyonkarahisar ziyaretinde konuşma yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, ‘’Türkiye’nin dört bir yanında şu anda 4 bin 200 kilometrelik demir yolu inşaatı devam ediyor.’’ dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin dört bir tarafında 4 bin 200 kilometre uzunluğunda demir yolu inşaatının devam ettiğini belirterek, “Bir taraftan 13 bin 700 kilometrelik demir yolu ağında da işletme yapıyoruz. Üretimdeki lojistik maliyetlerimizi düşürmesi açısından demir yolu yatırımları çok önemli.” dedi.
Türkiye’de 29 bini bölünmüş olmak üzere 70 bin kilometre kara yolu ile hizmet verildiğini aktaran Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Bu kadar kaliteli ve güvenli yollar sayesinde sanayideki, turizmdeki artışların ihtiyacını karşılıyoruz, karşılamaya da devam edeceğiz. Afyonkarahisar da en önemli illerimizden bir tanesi. Tüm yolların birleştiği bir kavşak noktası. Afyonkarahisar’da da önemli yatırımlarımız var. Afyonkarahisar-Şuhut kara yolunu da bugün hizmete açacağız inşallah. Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde projemizi bitirip milletimize sunmanın gururunu yaşayacağız. Afyonkarahisar-Şuhut arası 22 kilometre. 27 dakika süren yolu 15 dakika daha kısaltarak 12 dakikaya indireceğiz. Sonucunda konforlu, güvenli ve bölümüş yolu hizmete açacağız. Sonucunda yaptığımız bu yollar sayesinde bölgemiz gelişiyor. Yatırımcı daha hızlı geliyor. Sonucunda istihdam, üretim ve ihracat artıyor.”
Karaismailoğlu, Türkiye’nin en büyük altyapı projelerinden Ankara-İzmir yüksek hızlı tren hattının da yapım çalışmalarının hızlı bir şekilde devam ettiğini dile getirdi.
İhale süreçlerinin tamamlandığına işaret eden Karaismailoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankara’dan İzmir’e kadar tam 600 kilometrelik bir güzergahta hakikaten devletimiz, bu kadar büyük bütçeleri harcayarak Afyonkarahisar’ın hem İzmir’e hem de Ankara’ya bağlantısını sağlayacak. Bu konforu bölgedeki vatandaşlarımıza yaşatacak. Biz hızlı trenle sadece yolcu taşımıyoruz. Bunun yanında yük de taşıyoruz. Bölgemizin lojistik anlamda da gelişmesine oldukça fayda getirecek. Gelişen, büyüyen Afyonkarahisar’ın turizmde, tarımda ve sanayideki gelişmelerinin önünü daha da açacak. Çok önemli ve büyük bir yatırım. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde Ankara-İzmir hızlı trenini bağladığımızda demir yolunda Afyonkarahisar’ın doğu-batı eksenindeki bağlantılarını da tamamlamış olacağız.”
Bundan sonra demir yolu ağırlıklı bir yatırım sürecine girildiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, “Türkiye’nin dört bir tarafında şu anda 4 bin 200 kilometre uzunluğunda demir yolu inşaatı devam ediyor. Bir taraftan 13 bin 700 kilometrelik demir yolu ağında da işletme yapıyoruz. Üretimdeki lojistik maliyetlerimizi düşürmesi açısından demir yolu yatırımları çok önemli. Bunun yanında emisyonun azaltılması noktasında da demir yolu, fayda sağlayacak altyapı sektörlerimizden bir tanesi.” şeklinde konuştu.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki deprem Gaziantep, Sivas, Şanlıurfa, Hatay, Mersin, Samsun, Trabzon başta olmak üzere birçok ili etkiledi.
Bugün saat 04.17 saatinde Kahramanmaraş, Pazarcık’ta gerçekleşen deprem birçok şehri etkiledi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre deprem, yerin 7 kilometre altında gerçekleşti.
10 kentte 1710 binanın yıkıldığı depremde saat 10.00 itibariyle toplam 284 kişinin yaşamını yitirdiği, 2 bin 323 kişinin yaralandığı açıklandı. Kahramanmaraş’ta 70, Malatya’da 47, Adıyaman’da 13, Diyarbakır’da 14, Şanlıurfa’da 18, Osmaniye’de 20, Adana’da 10, Kilis’te 8 ve Hatay’da 4 kişi hayatını kaybetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “4. seviye uluslararası alarmdayız” dedi.
Ara ara sarsıntıların hissedildiği bölge illerinde valilikler koordinasyonunda kriz masaları oluşturuldu.
Yıkılan binaların bulunduğu bölgelerde arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. Ekiplerin sahada çalışmaları sürüyor. Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun “Şu an yıkılan bina ile ölü ve yaralı sayısı vermemiz mümkün değil. Hasar ciddi.” dedi.
AB Komisyonunun kriz yönetimi ve insani yardımlardan sorumlu üyesi Janez Lenarcic, sosyal medyadan konuyla ilgili açıklama yaptı. Lenarcic, deprem sonrası Türkiye’nin de katılımcıları arasında yer aldığı AB Sivil Koruma Mekanizmasının harekete geçirildiğini duyurdu.
14 ve 17 katlı iki binanın yıkıldığını belirten Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, trafiğin kilitli olduğunu ve yardımların gelemediğini söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından bölgeye yönlendirilen ekipleri taşımak üzere 2 adet uçak görevlendirilirken AFAD “Bölgede koordinasyona destek sağlamak üzere; Kahramanmaraş’a Kayseri Valisi, Hatay’a Mersin Valisi, Gaziantep’e Mardin Valisi, Adıyaman’a Tunceli Valisi, Osmaniye’ye Bingöl Valisi ve Malatya’ya Sivas Valisi görevlendirilmiştir” açıklamasını yaptı.
Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) Çanakkale’nin Cevatpaşa ilçesinde 509 adet konut ve 25 adet iş yeri inşa edeceğini duyurdu.
Cevatpaşa’da TOKİ konutlarının yapılacağı alanı ziyaret ederek incelemelerde bulunan Milletvekili Bülent Turan, projeyle ilgili şu açıklamaları yaptı:
“TOKİ tüm Türkiye’de büyük bir kampanya yaparak çalışmalarına başladı. Bu kampanyadan Çanakkale’miz de payını aldı ve 1290 konut inşaatına farklı ilçelerde başlıyoruz. Şu an içinde bulunduğumuz alanda da Cevatpaşa Mahallemizde 509 konut, 25 işyeri ve sosyal donatı alanlarıyla beraber bölgemize harika bir eser kazandırıyoruz. İhalesi yapıldı, yer teslimi yapıldıktan sonra inşaat süreci başlayacak ve 600 günü aşmadan teslim edilecek. Piyasa şartlarında yaşanan süreçten dolayı gecikme olsa da hemen başlayıp teslim etmeyi istiyoruz.
Çanakkale merkez ve ilçelerine yapılması planlanan 1290 konutun kura çekimini çarşamba günü yapacağız. İnşallah bu 1290 konutun inşaatını da 2 yıl içinde bitirip hak sahiplerine teslim etmek istiyoruz. Bu güzel eserlerle Çanakkale’mize örnek yapılar kazandırmak istiyoruz. Tüm binalarımız modern mimariye uygun olarak yapılacak. Çanakkale’mizin mimari yapısını bozmayacak ve çok katlı olmadan bir denge içinde yapılacak. Hemşerilerimize hayırlı olsun.’’
Yalova’nın Esenköy beldesinde 650 metrekare alan üzerinde yükselen Esenköy Belediye Binası projesinin kaba inşaatı bitti.
Çınarcık ilçesine bağlı Esenköy beldesinde hayata geçirilen Belediye Binası projesinin kaba inşaatı tamamlanarak ince işçilik aşamasına geçildi.
Projenin en kısa sürede vatandaşların hizmetine açılacağını belirten Esenköy Belediye Başkanı Mehmet Temel, ‘’Yeni belediye hizmet binamızın çalışmaları hızla devam ediyor. 4 kattan oluşacak yeni hizmet binamızın kaba inşaatı bitti. Yaz sezonunda yeni binamızda hizmet verebilmek için çalışmaları sürekli kontrol ediyoruz.’’ açıklamalarını yaptı.
Osmaniye Belediyesi tarafından şehre kazandırılan Aşevi Hizmet Binası projesinin inşaat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
İhtiyaç sahipleri için günlük olarak yemek yapılacak Aşevi Hizmet Binası projesi hakkında bilgi veren Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, “Sosyal belediyecilik anlayışıyla hizmetlerimize bir yenisini daha ekleyerek aşevi yapımına başladık. Allah’ın izniyle kısa zaman içerisinde inşaat çalışmalarını tamamlayıp vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Aşevi, yılın belirli zamanlarında değil, her gün hizmetini sürdürecek. Burada günlük olarak üretilecek yemekler ihtiyaç sahibi hemşerilerimizin sofralarında olacak. Osmaniye Belediyesi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanlarında olmaya ve gönüllerine dokunmaya devam edeceğiz. Yardımlaşmanın ve paylaşmanın manevi hazzını bizlere yaşatacak olan aşevi, şehrimize ve hemşerilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Osmaniye’ye kazandırılan aşevi binası tamamlandığında bin metrekare açık alan 2 bin 500 metrekare kapalı alan olmak üzere toplamda 3 bin 500 metrekare alanda hizmet sunacak. Yemek salonu, toplantı salonu, fuaye alanı, mutfak ve fırının da bulunacağı aşevinin kısa sürede tamamlanarak hizmete alınması hedefleniyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Aydınlıkevler Bilgehanesi’nin inşaat çalışmalarında son aşamaya gelindi.
Konya Büyükşehir Belediyesi Aydınlıkevler Bilgehanesinde yapım çalışmaları son aşamaya geldi. Proje ile ilgili konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, şu açıklamaları yaptı:
“Artık bir marka haline gelen Bilgehanelerimizle amacımız yarınlarımızı inşa edecek yavrularımızın hem akademik hem de milli-manevi değerler ışığında ülkesine faydalı bireyler olarak yetişmesini sağlamak. Bu hedefe hizmet etmesi için inşa ettiğimiz Aydınlıkevler Bilgehanemiz de tamamlanma aşamasına geldi. Bilgehanenin zemin katında postane ve emekliler lokali de bulanacak. Şehrimize güzel ve faydalı bir tesis daha kazandıracak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni Bilgehanemiz inşallah kısa süre sonra öğrencilerimize ve şehrimize hizmet etmeye başlayacak.”
4 bin 500 metrekare kapalı alana sahip olacak Aydınlıkevler Bilgehanesi 23 milyon liraya mal olacak.
IGLO Architects tasarımı YC INOX Üretim ve Yönetim Binası, bulunduğu coğrafyada varlığını hissettiren, akılda kalıcı, prestijli ve kullanıcılarının çalışma motivasyonunu artıran bir anlayışla tasarlanarak hizmete açıldı. Enerji verimliliğine ve yalıtıma verilen önem, proses ısılarının geri kazanımı, atıkların geri dönüştürümesi, gün ışığından yararlanma, yağmur sularının ve gri suların geri kazanımı yapının sürdürülebilir niteliklerinden bazıları.
Türkiye’ye yatırım yapan Tayvanlı paslanmaz çelik firması YC INOX’un Dilovası MOSB içerisinde bulunan üretim ve yönetim yapısı IGLO Architects tasarımıyla tamamlandı ve kullanıma açıldı. IGLO Architects’in yapının tasarım kurgusundaki ana hedefleri; çalışanlarının nitelikli ve prestijli bir ortamda verimli ve istekli çalışabilmesi, üretim ve yönetim bağlantılarının kolaylığı, enerji verimliği, sürdürülebilirlik, atık yönetimi, proses akışının optimizasyonu kriterlerini sağlamak olmuş.
Ayrıca yapının giriş açıları, mekansal ilişkileri, form ve renk seçimleri, doğa öğelerinin kullanımı gibi kriterler, bereketli ve iyi ilişkilerin kurulmasına teşvik etmek amacıyla firmanın önemsediği Feng Shui kurallarına uygun olarak biçimlenmiş.
Yapının bir fabrika binası olması pek çok standardın ve proses gerekliliklerinin uygulanmasını şart koştuğunu ve hatta forma esneklik kazandırmanın dahi pek mümkün olamadığını dile getiren IGLO Architects kurucuları Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar, yönetim ve sosyal alanların mimarinin fark yaratabilecek fırsatları olarak kullanıldığını şu sözlerle aktarıyor: “Giriş bölümü Feng Shui ilkelerinde sert köşeleri kıracak ve yapının mimari ilgisini üzerine toplayacak şekilde yumuşak hatlarda tasarlanarak su ögesinin içine yerleştirildi. Bodrum katı açığa çıkartmak adına oluşturulan köprü, su kaskatları ve amfitiyatro alanıyla sınırları çizilen bahçeyle çalışanlar için sosyal alanlar oluşturuldu.”
Yapının yüksek prestij algısı oluşturma talebi, misafirlerin üretim alanındaki hareketlilikten uzaklaştırılması prensibini oluşturmuş. Bunu sağlamak amacıyla misafir araçlarının park alanını örten giriş kanopisi kullanılmış. Gelen ziyaretçilerin adlarının yazıldığı elektronik karşılama bordu giriş kapısının üzerine yerleştirilerek uzun bir yürüme yolu ile binaya yönlendirilmiş. Bu esnada ziyaretçiler peyzaj, su ve mimari ögelerle her adımda oluşan sürpriz etkilere hazırlanmış.
Yapı girişi ferah, heykelsi duruşuyla sanat koleksiyoneri olan firmanın eserlerini sergileyebilmesine olanak verebilecek şekilde tasarlanmış. Derin perspektifli manzarayı, bahçeyi ve su oyunlarını işaret eden galeri boşluğuna yerleştirilen kırmızı merdiven heykelsi duruşuyla tüm katlarda kendini gösteriyor. YC INOX’un üreticisi olduğu paslanmaz çelik malzeme, iç ve dış mekanlarda kullanılarak detaylar zenginleştirilmiş.
Bodrum kat olarak tasarlanan üretim katı, üretim tarafındaki uzun cephede konumlanan viyadük rampa fikriyle istinat duvarları yapımından ve devasa dolgulardan tamamen kurtarılmış. Binadan uzaklaştırılarak yerleştirilen viyadük sayesinde bodrum kat; üretim ve bakımı kolay, tüm cephesi açığa çıkan, ışık alabilen kullanışlı bir çözüme dönüştürülmüş. Viyadük altında da kata özel sosyal alan ve açık depolama alanları elde edilebilmiş.
Planlamada, yapı kullanıcısı olan mavi ve beyaz yakalı çalışanların birbirleriyle, üretim ve ofis alanlarıyla işlevsel ilişkisinin olabilecek en pratik şekilde kurulması ön planda tutulmuş. Çalışan girişleri, soyunma, laboratuvar, eğitim alanları, operasyon yöneticileri ve teknik ofis çalışanlarının mekanları üretim ve sevkiyat alanlarıyla en uygun mesafelere ve katlara yerleştirilerek görsel olarak da birbirlerini görebilecekleri şekilde konumlandırılmış. Araç manevra, tartım alanlarının ölçüleri, prosese göre yerleştirilen kapılar, yatay ve düşey taşıma yapan elemanlar ile operasyonu hızlandıran vinç yerleşimleri verimliliği ve üretim hızını etkileyecek şekilde detaylandırılmış.
Yemekhane alanı, bahçe ile komşu ve sosyal kullanıma uygun olacak bir konuma yerleştirilmiş. Açık hava sunumuna uygun tasarlanan anfitiyatro basamakları, gölge imkânı veren yarı açık alanlar ve serinletici ve dinlendirici su oyunları şirket bağlarını güçlendiren sosyalleşme alanlarını oluşturuyor. Bir fabrika yapısı olarak emsalleriyle kıyaslandığında bulunduğu coğrafyada varlığını hissettiren, akılda kalıcı, prestijli, merak uyandıran, çalışma isteği veren bir varoluşa sahip olması amaçlanmış.
Bodrum katının her iki yönde açığa çıkan cephesinin kazandırdığı sosyal alanlar, açık alanların kullanımı, bol ışık alan cephe yorumları ve ferah iç mekân çözümleri, atık ve tehlikeli operasyonların iş güvenliğini artırıcı çözümleri, engelli dostu yapısıyla farklılaşan yapının tasarımından öncelikli beklenti; firmanın sahip olduğu gücün, vizyonun, uzmanlığın, kaliteye verilen önemin, çalışan mutluluğuna değer verildiğinin hissedildiği nitelikli bir yaşam alanına ulaşılması olmuş.
Çalışanlara benzersiz bir çalışma ortamı sunulmasıyla mutlu, yüksek motivasyonlu, verimli çalışılan, aidiyet duygusunun güçlü olduğu bir ekip sahibi olmak vizyonun en öncelikli hedefi olmuş. Finalde gelinen noktada hızla amaçlanan çalışan kalitesine ulaşılmasına tasarımın yaptığı katkıyı görmenin sevindirici olduğunu düşünen IGLO Architects ortakları Zafer Karoğlu ve Esen Akyar “Firma, anavatanından hayli uzakta gerçekleştirdiği bu yatırımda hedef pazara, müşterilere, çalışan ve çevreye vermek istediği mesajların olumlu geri dönüşlerini beklenenden hızlı alabilmekten heyecan duyuyor. Yatırımın, sektöre ilham verici bir örnek olduğu düşünülüyor” diyor.
Enerji verimliliğine, yalıtıma verilen önem, proses ısılarının geri kazanımı, proses atıklarının geri dönüştürülebilmesi, gün ışığından faydalanılması, yağmur sularının ve gri suların geri kazanımı yapının sürdürülebilir niteliklerinden bazıları. Ofis alanlarında gün ışığından faydalanma, ısı ve ses kalitesi sağlanabilmesi adına yüksek nitelikli cam tercihleri, mesh gölgelemeler konfor ve enerji tasarrufları sağlamış. Açık alanlarda kullanılan su öğesi yaz sıcaklarında oluşturduğu mikro iklimle serinletici bir ortam sağlamak için kullanılmış.
Gülsan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülmez, kentsel dönüşümü en çok uzatan durumların başında vefat eden daire sahiplerinin varisleri arasında birbirlerine açmış oldukları davalar olduğunu dile getirdi. Gülmez, “Böyle bir olay varsa, bu dava sonuçlanana kadar müteahhitlerin hiçbir şekilde oturan malikleri evlerinden çıkarmamalarını, oturan maliklerin de evlerinden çıkmamalarını tavsiye ediyorum. Bu davanın sonuçlanması şart” dedi.
Gülsan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülmez, kentsel dönüşüm çalışmalarında bazı sıkıntılar yaşandığından bahsetti. Kentsel dönüşümlerde yaşanan bazı sıkıntılardan dolayı sürelerde uzamalar yaşandığını dile getiren Gülmez, kentsel dönüşümü en çok uzatan durumun vefat eden daire sahiplerinin varisleri arasında birbirlerine açmış oldukları davalar olduğunu ifade etti. “Biz kentsel dönüşümlerde ilk etapta insanlarla konuşurken, bu olaya sıcak ve soğuk bakanlar olarak ikiye ayırıyoruz. Sıcak bakanlara şirketimizi, yapılacak olan daireyi, kaç metrekare olacağını, dairenin ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini anlatmaya çalışıyoruz. Diğer soğuk ve kuşkucu davranan insanların da kuşkularını ortadan kaldırabilmek için gerekli olan izahatlar da bulunuyoruz. Kentsel dönüşüm başlı başına zaten bir meslek bunu bilmek gerekiyor. Kentsel dönüşümde 3’te 2 çoğunluğu sağladıktan sonra geriye kalan 3’te 1 mecburi o karara uymak zorunda kalıyor. Kentsel dönüşümün bazı sıkıntıları var. Süreci uzatan durumlar başında, vasi atanması gereken aklı başında olmayan bazı maliklerimiz geliyor. Süreci en çok etkileyenlerden birisi ise vefat eden daire sahiplerinin varisleri arasında birbirlerine açmış oldukları davalardır. Bu davaların sonuçlanması tamamen mahkeme kararına bağlı, bu dava sonuçlanana kadar hiçbir şekilde burada müteahhit firmalar bir işlem yapamıyorlar. Bu yüzden bu işe girecek olan müteahhitlerin ve maliklerin böyle bir olayın olup olmadığını bilmeleri menfaatlerine olur. Böyle bir olay varsa kendi aralarında dava açmışlarsa bu dava sonuçlanana kadar hiçbir şekilde oturan malikleri evlerinden çıkarmamalarını, oturan maliklerin de evlerinden çıkmamalarını tavsiye ediyorum. Bu davanın sonuçlanması şart” şeklinde konuştu.
“En büyük metrekareyi baz alıyoruz”
Kentsel dönüşüm projelerinde metrekaresi yüksek olan arsaların baz alınarak, küçük arsaya sahip olanlara da büyük daire yapıp teslim ettiklerini söyleyen Gülmez, “Site bazında çizmiş olduğumuz yerlerde değişik metrekarelerde arsalar oluyor. Bunların her biri net 500 ila 600 metre bazında değiller, düşük veya fazla olan arsalar olabiliyor. Biz burada baz alırken en büyük metrekareyi baz alarak insanlara verebileceğimiz metrekarenin en yükseğini sunuyoruz. Yani kimsenin hakkını birbirine geçirmiyoruz. Çünkü küçük olandan şu kadar para alacağız, büyük olandan şu kadar para alacağız dersek bu işin sonunu getiremeyiz. Bu sebepten dolayı metrekaresi yüksek olan maliklerin arsalarını baz alarak küçük olanlara da büyük daire yapıp teslim ediyoruz. Bu da herkesi memnun ediyor” ifadelerini kullandı.
“İnsanların anılarını tazeleyebileceği güzel bir ortam hazırlamak için bu yola çıktık”
Kentsel dönüşüm projesi kapsamında insanların eski evlerinde anıları olduğunu ve yenilenecek olan evlerinde ise daha sosyal ve güzel anılar biriktirebileceklerini ifade eden Gülmez, “İşi bizlere vermelisiniz çünkü biz o binada oturan maliklerin tamamının gönlünü alarak bu işi yapmak istiyoruz. İçlerinde elbette kentsel dönüşüme giren binalarda gerek müteahhitte güvenmeyerek gerek oturduğu evin sağlam olduğuna inanarak yaptırmak istemeyenler oluyor onların da kentsel dönüşüm kanunlarına göre 3’te 2 çoğunluğu sağladıktan sonra yine inşaatımızı yapabiliyoruz. Ancak o insanların da gönlünü alarak işe başlamak istiyoruz. Burada 30-40 yıl boyunca yaşayan insanlarımızın anılarına talip oluyoruz. Elbette bu insanlar dairelerini kentsel dönüşüme, bizlere verirken zorluk çekiyorlar çünkü yaşamış oldukları anılar var. İlerleyen zamanlarda kentsel dönüşümle birlikte, anılarını tazeleyebilecekleri ve sevdikleriyle konuşabilecekleri daha güzel bir ortam hazırlamak için bu yola çıktık” diye konuştu.
Brezilya, Santa Catarina Eyaleti İnşaat Birliği, Türkiye’den inşaat demiri satın alacağını duyurdu.
Santa Catarine Eyaleti İnşaat Birliği, yerel demir-çelik üreticilerinin yüzde 10 zam açıklamasının ardından Türkiye’den inşaat demiri satın alınacağını açıkladı. Birlik, Türk üreticilerle her biri 20 bin metretonluk demirler için pazarlığa oturacak.
Pazarlık ve anlaşma sürecinin tamamlanmasının ardından Türkiye’den ihraç edilecek demirler Mayıs ayında Brezilya’ya ulaşacak. Santa Catarina Eyaleti İnşaat Birliği ayrıca bu yıl küçük filmaşin için de pazarlık yapacağını ifade etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan Aralık ayı yatırım ve teşvik belgelerinde, Gebze İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) Dilovası’na ikinci 4 yıldızlı oteli inşa edeceği görüldü.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Aralık yatırım ve teşvik belgelerini açıkladı. Listede Kocaeli’den birçok firma yer aldı.
Kocaeli’de faaliyet gösterip yatırım teşvik belgesi almaya hak kazanan firmalardan biri de Gebze İhtisas Organize Sanayi Bölgesi oldu. GİOSB, hayata Dilovası’nda komple yeni bir yatırıma hazırlanıyor.
Gebze İhtisas OSB, yapılacak yeni yatırımla birlikte Dilovası’nın ikinci 4 yıldızlı otelini inşa edecek. GİOSB’nin inşa edeceği otel, 105 oda ve 210 yataktan oluşacak. Gebze İhtisas OSB, hayata geçireceği projesi için 151 milyon 177 bin TL’lik yatırım yapacak.
Öte yandan şirket, yapacağı yatırımla beraber 75 yeni istihdam sağlayacak. Şirket tüm bunlarla beraber Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından “KDV İstisnası, Sigorta Primi İşveren Hissesi 3 Yıl, Vergi İndirimi yüzde 55, YKO yüzde 20” talep etti ve kabul gördü.
Paylaşım ekonomisi modelini Türkiye’de gayrimenkul alanında ilk kez uygulayan VClub’ın ‘Köy Kuşadası’ projesi yatırımcılarla buluşuyor. ‘Kuşadası’nda 2’inci Yaşam’ mottosuyla satışa sunulan proje; sağlık, tatil ve sanatı bir arada sunuyor.
Çağın ruhu olan verimliliğin bir yansıması olan paylaşım ekonomisi, hayatın her alanında olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de etkilerini göstermeye başladı.
Paylaşım ekonomisi modelini Türkiye’de gayrimenkul alanında ilk kez uygulayan VClub’ın ‘Köy Kuşadası’ projesi adından sıkça söz ettiriyor.
VClub, Türkiye’nin en güzel tatil beldelerinden biri olan Kuşadaşı’nda farklı ve özgün bir tatil deneyimi vadediyor.
‘Kuşadası’nda 2’inci Yaşam’ mottosuyla satışa sunulan proje; sağlık, tatil ve sanatı bir arada sunuyor.
80 dönüm bir arazi içinde konumlanan ‘Köy Kuşadası’ projesinde, canlı manavdan mevsimine göre dalından sebze ve meyveler alabilir, dilerseniz ‘mini çiftlikte kendiniz de yetiştirebilirsiniz.
Ayrıca ‘Köy Kuşadası’ projesi müşterilerine tatil öncesi ve tatil esnasında yararlanacakları çok gelişmiş bir teknolojik kolaylıklar sağlıyor.
Tüm işlemler VPublic’te
Vclub tarafından geliştirilen VPublic mobil uygulaması sayesinde, müşteriler rezervasyon, tatil erteleme, kiralama talebi, misafir sertifikası gibi işlemleri kolay ve zahmetsiz biçimde gerçekleştirirken, ayrıca tatilleri esnasında kullanacakları sosyal alanların rezervasyon işlemlerinden , kendilerine özel yemek menülerine, günlük aktivite önerilerine kadar bir çok yardımcı unsur barındırıyor.
Aynı zamanda bu mobil uygulama müşterinin dairesinin de dijital anahtarıdır, kendisine ait daire bu mobil uygulama, tatil boyunca misafirleri yanında anahtar taşıma zahmetinden kurtarıyor.
Ege’nin en değerli lokasyonunda yatırım fırsatı
Köy Kuşadası, Ege’nin en değerli lokasyonlarından birinde yatırım yapmanın avantajlarını size sunuyor. Tatil köyü anlayışının, sanat, doğal yaşam, doğal tarım ve welness ile birleşerek alınan mülk tapusu ile de size ait olan dairenin kapı numarası sabitlenmesi ile tatil evinize dönüşüyor. Yani her yıl aynı daireye, içinde kendinizi rahat hissettiğiniz ‘tatil evinize’ gidebiliyorsunuz.
Zeytin ve palmiye ağaçları ile dolu eşsiz doğanın ortasındaki bir köyde; bir kere ödeyip, ömür boyu tatil yapıyorsunuz. Her yıl ‘Nerede tatil yapsam?’ diye düşünmekten de kurtuluyorsunuz. Seçtiğiniz hafta adedi kadar tatil yapmanın rahatlığını yaşıyorsunuz.
Üstelik her mevsim ayrı bir güzelliği olan lokasyonda; turistlik yerler, kışın karın keyfini çıkaracağınız kayak merkezleri ve yazın güneşin içinizi ısıtacağı özel anlaşmalı plajlar sizlere dört mevsim için uygun bir ortam sunuyor
Dünyada yükselişe geçen yeni trend
Köy Kuşadası’nın sunduğu ortam ve imkanlar aslında tüm dünyada yükselişe geçen bir yaşam trendinin ürünü olarak biliniyor.
Tatil ve yaşam anlayışını bu yöne kaydıran insanların sayısı da her geçen yıl artıyor. Türkiye’de VClub’ın öncülük ettiği by konseptin dünyada çok güzel örnekleri var. Örneğin; ABD’deki tarım köyü Enso Village, sağlıklı yaşamı teşvik etmek için tasarlanmış olup hem sakinlerini hem de gezegenin sağlığını destekleyen fasilitelerle donatılmış bir proje.
Birleşik Krallık’ta 25 dönümlük peyzajlı, geniş arazinin arasında yer alan Wadswick Green Village da o projelerden biri. Yaşam, keyif ve huzur üzerine kurulan projede her bina, her alan ve her yüzey, eski kökleri olan yeni bir hikayenin parçası olarak tasarlanmış. Fransa’daki Senior Living + Cre Center da mimarisiyle sakinlerine huzurla yaşadıkları güvenli bir ortam yaratmak için tasarlanmış.
Bingöl, Aşağı Kaleköy Birleşik Yenilenebilir Elektrik Üretim Tesisi’nde son iki senede su ve güneşten 2 milyar 200 bin kilovatsaat elektrik üretildi.
Genç ilçesi sınırlarındaki Murat Nehri’nde 2020’nin ilk çeyreğinde faaliyete geçen Aşağı Kaleköy Birleşik Yenilenebilir Elektrik Üretim Tesisi’nde, hidroelektriğe entegre 1100 dönüm âtıl arazide 200 bin fotovoltaik panel bulunuyor.
Tesisin İşletme Müdürü Serhat Küçüktorun, hibrit santralde birden fazla kaynaktan yararlanarak elektrik üretildiğini söyledi. Tesislerinde 4 ünite bulunduğunu ve kurulu güçlerinin 500 megavat olduğunu dile getiren Küçüktorun, güneş enerjisi santralindeki yaklaşık 200 bin panelden 1 saatte 80 megavat üretim yapıldığını belirtti.
Tesiste geçen yıl yaklaşık 1 milyar kilovatsaat elektrik üretildiğini ifade eden Küçüktorun, kuruluştan bu yana da yaklaşık 2 milyar 200 bin kilovatsaat üretim gerçekleştirildiğini bildirdi.
Geçen yılki üretimin yüzde 12’lik kısmının güneş enerjisi tesisinde, kalanının da hidroelektrik santralinde yapıldığını kaydeden Küçüktorun, şu ifadelerde bulundu:
“Ürettiğimiz bu enerji 190 bin ton petrole, 250 milyon metreküp doğal gaza tekabül ediyor. Biz bu temiz enerjiyi üreterek ithalatın da önüne geçmiş oluyoruz.”
Dorçe Prefabrik ve İnşaat İcra Kurulu Üyesi Murat Kayaalp, modern inşaat yöntemleri kullanımının enerji verimli üretim, az atık ve düşük hata riski sağladığını dile getirdi.
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi doğrultusunda 2019’da İklim Değişikliği Yasası’nda yapılan düzenlemenin ardından inşaat sektörünün de karbondan arınma sürecine girdiğini belirten Kayaalp, Dünya Yeşil Bina Konseyi (WorldGBC) tarafından yayınlanan verilere göre, inşaat sektörünün dünyadaki enerji kullanım payının yüzde 36 olduğunu aktardı.
Binalar ve İnşaat için Küresel Durum Raporu’nun ( The Global Status Report for Buildings and Construction), BM Çevre Programı (UNEP) kapsamında The Global Alliance for Buildings and Construction (GlobalABC) tarafından yayınlanan referans bir belge olduğunu ifade eden Kayayalp, 2021 raporunun (Buildings-GSR), inşaat sektöründen kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının şimdiye kadar kaydedilen en yüksek seviyede olduğunu ve sektörün enerji ile alakalı küresel karbon emisyonundaki oranının yüzde 38 (yaklaşık 13.5 milyar giga ton karbondioksit-GtCO2) olduğunu tespit ettiğini anlattı
Dorçe’den enerji verimli üretim
Dorçe’nin volumetrik (hacimsel) modüler çözümlerinin, inşaat sürelerini kalite ve güvenlikten (emniyetten) ödün vermeden kısalttığını anlatan Murat Kayaalp, geleneksel inşaat yöntemlerine kıyasla enerji veriminin daha yüksek olmasının önemli sebeplerinden birinin imalat sürecinin fabrika ortamında kontrol altında tutulması olduğunu ifade etti. Kayaalp, şantiyenin fabrikaya taşınmasıyla sahada ekipman, makine ve iş gücüne duyulan ihtiyacın önemli ölçüde azaldığını da kaydetti.
Daha az atık politikası benimseniyor
Transparency Market Research verilerine göre, küresel inşaat atıklarının 2025 yılına kadar yıllık 2.2 milyar tona ulaşmasının beklendiğini belirten Kayaalp, Dorçe Prefabrik ve İnşaat tarafından geliştirilen ve gerçekleştirilen volumetrik modüler inşaat projelerinde tasarım ve imalat süreçlerinin kontrollü bir fabrika ortamında yönetilip gerçekleştiği için inşaat atıklarının minimize edilebildiğini anlattı. Kayaalp, “Geri dönüştürülebilir malzeme tercihleriyle de daha az atık politikası benimsenmiş olunuyor. Modern İnşaat Yöntemleri, Dorçe’nin volumetrik (hacimsel) modüler çelik yapılarının üretim süreçlerinde İmalat ve Montaj için Tasarım (Design for Manufacturing & AssemblyDfMA) ve Yapı Bilgi Modellemesi (Building Information Modeling – BIM) gibi modern inşaat yöntemleri kullanılmasıyla malzeme gereksinimi net olarak belirlenirken harcanan zaman ve hata riskini en aza indiriyor” ifadelerini kullandı.
Volumetrik (hacimsel) modüler yapı çözümleriyle, Yeşil Bina ve Sürdürülebilirlik kapsamında BREAM, LEED ve DGNB gibi üst düzey sertifikasyon ve standartların entegrasyonunu çok daha etkili ve verimli gerçekleşebildiğini belirten Murat Kayaalp, Dorçe Prefabrik ve İnşaatın, eksi 50 derecelere varan sert hava koşullarının hüküm sürdüğü Kazakistan’ın maden sahalarında konaklama şehirlerinden, +60 derece hava koşullarına sahip Katar’da yer alan ve 4 bin kişi kapasiteli bölgenin en büyük pandemi kompleksini tamamlamış bir şirket olduğunu dile getirdi. Kayaalp, “İsviçre’deki modüler anaokullarından, Doğu Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yer alan ve yüz binlerce mültecinin konakladığı entegre mülteci tesislerine kadar konut, hastane, askeri tesisler gibi birçok farklı projeye ve sektöre hizmet ediyoruz” dedi.
Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kahraman, Yeni Evim Kampanyası’nın yüzde 5 kesinti uygulaması ve vergide enflasyon muhasebesinin yapılmaması nedeniyle başarılı olmadığını söyledi.
Müteahhitler Federasyonu Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Kahraman, sektördeki gelişmeleri değerlendirirken Yeni Evim Konut Kampanyası ile ilgili fikirlerini beyan etti. Müteahhitlerden ekspertiz değerinin yüzde 5’i oranında kesinti yapıldığını belirten Kahraman, bu kesintinin kullandırılan kredi miktarı üzerinden yapılmasını talep etti. Kahraman ayrıca enflasyon muhasebesi yapılmadığı için yüksek vergilerle karşılaşan müteahhitlerin kampanyaya katılmadığını ifade etti.
Covid-19 nedeniyle sektörde daralma yaşandığını ifade eden Kahraman, ‘’Pandemiyle birlikte inşaat sektöründe önemli bir daralma söz konusu oldu. 2020/21 yıllarında kısmen bir hareketlenme olsa da fahiş fiyat artışları nedeniyle müteahhitler proje üretmekte zorlandı. 2022 Kasım ayı TÜİK verilerine göre bir önceki yıla oranla satışlarda yüzde 40’lık bir düşüş var. Çünkü vatandaşın da alım gücü düştü. İnşaat sektörü ekonomiye istihdama katkısı ve 250 alt sektörü tetiklemesi ile ülkemizin önemli sektörlerinin basında geliyor, fahiş derecede artan inşaat malzemeleri ve arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi sektörün daralmasına neden oldu.Enflasyonun artması, arsaların ve inşaatın girdi maliyetlerini ve dolayısıyla da konut fiyatlarını çok artırdı. Bu durum da sıfır konutta olan üretimin azalmasına neden oldu. Barınma herkesin temel ihtiyacı. Aslında konut talebi devam ediyor. İzmir büyük kentlerden yurt içi ve yurtdışından göç alıyor, insanlar evleniyor. Kentlerimizin yüzde 65’i dönüşüme muhtaç talep bitmez fakat arz sorunu var inşaat metrekare birim maliyeti son iki yılda yaklaşık bin 500 TL’den 10 bin TL’ye çıktı. Bu maliyetler üzerine arsa payını ilave ettiğimizde m2 birim maliyeti 20 bin TL üzerine çıkıyor ki bu da standart diyeceğimiz konutlar için geçerli rakamlar.’’ dedi.
Konut talebi konusunu ve Yeni Evim Kampanyası’nı değerlendiren Kahraman şu açıklamaları yaptı:
‘’Demin de bahsettiğim gibi konut bir ihtiyaç. Günümüzde mecburen ötelenen bu ihtiyacın bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Yeni Evim kampanyasının ikinci eller içinde geçerli olması vatandaşlar adına faydalı olacaktır. Yeni konut üretimindeki düşüş ev fiyatlarını yükseltti. İnsanlar kiralık konutlara yöneldi. Şimdi aynı sorun kiralık konut fiyatlarında da yaşanıyor. Eğer enflasyon dizginlenmezse üretim maliyetleri de artacağı için bu durumda fiyatların artması da devam edecek.
Bu anlamda Bakanlarımızın açıkladığı Yeni Evim paketi faydalı bulduğumuz bir sistem. Konut faizlerinin yüksek olması dolayısıyla konut satışlarında en önemli sorun krediye ulaşmaktaydı. Örnek verecek olursak, bugün yüzde 10 peşinat ile İzmir’de üst limitin 3 milyon TL olması alım gücünü biraz daha artıracak. Bu paketle birlikte, konut üretimine başlayacak olan müteahhitler de artık harekete geçebilir. Bu kampanyayla denetim mekanizması da oluşturularak çeşitli spekülasyonlara izin verilmeyecek. Malzeme ve girdi maliyetlerinde artış olmadıkça konut fiyatlarının artışıyla ilgili fırsatçılık yapılmayacağını düşünüyorum. Açıklanan bu kampanya sektöre ve vatandaşlara bir nefes aldıracak. Orta gelirli vatandaşlar için açıklanan konut kampanyasında tespit ettiğimiz 2 önemli sorun var. Birincisi alınacak olan konutun ekspertiz rakamı üzerinden müteahhitten yüzde 5 kesinti yapılması. Burada i adil olan çekilecek kredi miktarı üzerinden yüzde 5 kesinti olmasıdır. İkinci bir konu ise bu proje kapsamında enflasyon muhasebesi talebimizdir. Geçmiş yıllarda almış olduğumuz arsanın fiyatı enflasyon nedeni ile 4-5 kat artmış fakat bunu maliyete yansıtmayan müteahhitler yüksek kredi kullandıramıyor. Kullandırması halinde yüksek vergi ile karsı karsıya kalacağı endişeyle konut kampanyasına dahil olmaktan imtina ediyor. Türkiye geneline baktığımızda aynı sorun ile karsı karsıyayız şu ana kadar kampanya müracaat 8 bin civarında ve beklentinin çok altında kaldı. Bu sorunların çözülmesi vatandasın konuta erişimini arttıracaktır.’’
Türkiye’nin önde gelen inşaat firmalarından biri olan ESTA, Romanya’da 3,5 milyar lira değerindeki yol projesinin ihalesini kazandı.
Romanya’nın karayolu altyapı şirketi CNAIR’ın açtığı ihaleyi üstlenen ESTA, süreçte tek teklif veren oldu. 36 aylık sürede tamamlanması planlanan projede halen 2 şeritli olan güzergâh, 4 şeride çıkarılacak. 870 milyon Rumen Lei yani bugünkü kurla 3,5 milyar liraya mal olacak proje, 4 köprü ve bir geçidin inşasını veya modernizasyonunu da içeriyor.
Hatırlanacağı üzere geçen yıl Karpat Dağları’nda hayata geçirilecek otoyol projesinin ihalesini Cengiz İnşaat ve MAPA ortaklığı kazanmıştı. İş İnsanı Mehmet Nazif Günal’a ait MAPA ve Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz İnşaat, otoyol ihalesini resmen kazandı.
Romanya’da Sibiu-Piteşti Otoyolu’nun ikinci etabı olan Boiţa ile Cornetu kısmının inşaası için düzenlenen ihalenin sonucunda, Romanya Ulaştırma Bakanlığı’nda atılan imzalar ile Cengiz ve MAPA, 1 milyar euroluk işi üstlendi. Romanya Ulusal Yönetimli Yol Altyapısı Şirketi (CNAIR) tarafından düzenlenen proje, Avrupa Birliği fonları ile karşılanacak.
Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), İstanbul Boğazı’nda bulunan eski tekel arazisi sınırlarına otel, rezidans ve yalı projesi inşa edeceğini duyurdu.
Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Beykoz Paşabahçe Mahallesi’nde bulunan ve 2012 yılında özelleştirmeyle aldığı eski Tekel Fabrikası arazisine otel, rezidans ve yalılar inşa edecek.
Torunlar GYO’nun hazırlattığı rapora göre güncel değeri yaklaşık 2 milyar TL olan araziye en çok üç katlı yapılar inşa edilecek. Torunlar’ın yakın zamanda inşaat çalışmalarına başlayacağı arazi toplam 70 bin metrekare büyüklüğünde. Araziye yaklaşık 45 bin metrekare alanlı bir otel inşa edilecek.
Şirket tarafından sunulan raporda, “Konut olarak tasarlanan bloklardan Boğaz’a cepheli 5 adedinin bir bütün halinde yalı olarak, diğer 5 blokun ise kat bazında rezidans daireler şeklinde pazarlanacak. Arazinin Boğaz kenarında olması, manzaralarının bulunması ve yüzölçümü büyüklüğü dikkate alındığında ‘otel’ projesi geliştirilmesinin en uygun strateji olduğu düşünülmektedir.” ifadelerine yer verildi.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB), 2022 yılında 90 ülkeye 358 bin 333 tonluk yapı ve inşaat malzemesi ihraç edildiğini açıkladı.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerinden derlenen bilgilere göre, geçen yıl 358 bin 333 tonluk yapı ve inşaat malzemesi ihracatı karşılığı 157 milyon 749 bin 117 dolarlık gelir sağlandı.
Bölgeden yapı ve inşaat malzemesi ihracatı, 370 bin 788 ton karşılığı 131 milyon 696 bin 409 dolar kazanılan 2021’e göre değerde yüzde 20 arttı.
Gürcistan, Tunus ve Fas geçen yıl en fazla yapı ve inşaat malzemesi satılan ülkeler oldu. Doğu Karadeniz’den 2022 yılında Gürcistan’a yapılan 168 bin 222 tonluk yapı ve inşaat malzemesi ihracatından 44 milyon 86 bin 132 dolar gelir elde edildi. Gürcistan’ı 27 milyon 559 bin 497 dolarla Tunus, 12 milyon 372 bin 992 dolarla Fas takip etti.
Konuyla ilgili konuşan DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane’den 90 ülkeye yapılan yapı ve inşaat malzemesi ihracatının yüzde 27’sinin Gürcistan’a gerçekleştirildiğini söyledi.
Yapı ve inşaat malzemesi sektörünün bölge ihracatında önemli bir kalem olduğuna dikkati çeken Gürdoğan, şöyle devam etti:
“Geçen yılı yüzde 20 oranında ihracat artışı ile tamamladık. Bu yıl sektör ihracatından beklentimiz daha yüksek. 2023’e çok daha güzel rakamlarla başlayarak önümüzdeki dönemi daha üst noktalara çıkaracağımıza inanıyoruz. Bu yönde de yeni pazar arayışlarımız sürüyor.”
Gürdoğan, sektörün Türk mallarına önemli ilginin olduğu Afrika pazarına odaklanmasının ihracatı çok daha üst noktalara ulaştıracağını vurgulayarak, “Özellikle Afrika, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Asya bölgesine düzenleyeceğimiz ticaret heyetleri programlarıyla sektör ihracatını üst rakamlara ulaştıracağız.” dedi.
Türkiye Beton sektörü ve İnşaat sektörü, 2023 yılında Ukrayna, Suriye, Irak gibi savaştan dolayı yıkılan ülkelerin yeniden inşası için atağa geçti. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) ve TG EXPO Fuarcılık ortaklığı ile düzenlenen “BETON 2023 Hazır Beton Kongresi ve Fuarı”, Uluslararası alım heyetlerinin ilgi odağı oldu. Hazır beton, çimento, agrega ve inşaat sektörlerini bir araya getirecek olan fuar 15-18 Mart tarihleri arasında Yeşilköy’de İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenirken, dünyanın ve Türkiye’nin önemli akademisyenlerinin konuşmacı olarak yer aldığı
15-17 Mart 2023 tarihlerinde Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Fuar ve 15-18 Mart tarihlerinde yapılacak olan “BETON 2023 Hazır Beton Kongresi, sektörün 2023 vizyonunu dünyaya taşıyacak. Başta Ukrayna olmak üzere, Suriye, Irak gibi ülkelerin yeniden inşası için Türkiye Beton sektörü ve İnşaat sektörü, görüşmelere başladı ve yine bu yıl %10 büyüme, yüksek ihracat hedefiyle yola çıktı.
Dünyanın en önemli akademisyenlerinin, mühendislerin konuşmacı olarak katılığı BETON 2023 Hazır Beton Kongresi 15-17 Mart 2023 tarihlerinde; inşaat ve beton sektörünün en büyük bileşenlerini oluşturan BETON 2023 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı ise 15-18 Mart 2023 tarihlerinde Yeşilköy’de İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık ve TG EXPO Fuarcılık Genel Müdürü Cem Şenel’in katıldığı basın toplantısında sektörle ilgili güncel bilgiler verildi ve 2023 hedefleri, projeleri açıklandı.
Hazır beton sektörü, 2022 yılı resmî verilerine göre 4,5 milyar doları aşan cirosu, 50 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yere sahip. Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en önemli fuar ve kongresine ev sahipliği yapacak olan “Beton 2023” sektörün tüm paydaşlarını aynı çatı altında buluştururken, 40’ın üzerinde ülkeden gelecek alım heyetleri ile dünyanın gözü de bu fuarda olacak.
Ülkemizde üretilen ve kullanılan betonların niteliğinin ve kullanım miktarının artırılması konusunda çalışmalar yapan THBB Başkanı Yavuz Işık, İnşaatın 2022 yılının üçüncü çeyreğindeki %14’lük daralma oranının son dönemlerdeki en yüksek gerilemeye işaret ettiğinin altını çizerek şunları söyledi; “İnşaat sektöründeki dalgalı faaliyet düzeyi ve özellikle sektördeki güvenin yükselmemesi en önemli sorundur. İnşaat sektörü hâlâ gerçek potansiyelini ortaya koyamamaktadır. 2023 yılı açısından sevindirici ve bizi umutlandıran ilk veri TÜİK’in ekonomik güven endeksinde, inşaat sektörü aktörlerinin alınan kayıtlı siparişlerinin arttığını söylemesi olmuştur. Ocak ayındaki değer son 28 ayın en yüksek değeridir. Konut satış rakamlarında geçen yılın aralık ayında bir hareketlilik gördük ve bu hareket 2023 yılının ilk çeyreğinde de devam edecek, ancak rakamlar bize başka bir sorunu işaret etmektedir. Aralık ayı itibarıyla ipotekli konut satışlarındaki %52’yi bulan azalma, konut sektöründe finansmana erişimin ne derece önemli olduğunu göstermektedir”.
Beton sektörünün, hem Türkiye’de İnşaat sektörünü hem de Ukrayna başta olmak üzere, Ortadoğu, BDT Ülkeleri gibi yeni yapılanma sürecindeki ülkelerde ihracat hedeflerini büyüttüğünü söyleyen Yavuz Işık; “İlk Evim İlk İşyerim”, “Yeni Evim Konut Finansman Programı” gibi uygulamalar ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın, Maliye Bakanlığımızın konut sektörünü canlandırmaya yönelik adımlarını görüyoruz ve canı gönülden alkışlıyoruz.
Hiç kuşkusuz 2023 yılı her sektörde olduğundan çok daha fazla inşaat ve konut sektörü açısından finansman odaklı olacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız farklı finansman modellerini hayata geçirdikçe inşaat sektörü tırmanışa geçecektir. Hazır beton sektörünün 2022 yılını, 2021 yılındaki 105 milyon m3lük seviyesine yakın bir üretimle kapattığını tahmin ediyoruz. 2023 yılında ise reel bazda %10’luk bir büyümenin gerçekleştirilmesi, inşaat sektörünün potansiyeli ile karşılaştırıldığında hiç de zor değildir. Bunun için inşaat sektörü oyuncularının önlerini görmeleri gerekmektedir. Çevre ve Ticaret Bakanımızın girişimleri ve Maliye Bakanlığının desteği ile uygulamaya konulan programlar sektörde bir heyecan yarattı. İnşallah enflasyon ve maliyetler kısmında kazanılacak başarılar sonrasında inşaat sektörü 2023 yılını hedefine varmış bir şekilde kapatacaktır” dedi.
TÜRKİYE BETON SEKTÖRÜ OLARAK UKRAYNA’NIN YENİDEN İNŞASINA ADAYIZ.
Kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olan inşaat sektörü, bu konumuyla Türk ekonomisinin itici gücüdür şeklinde konuşan THBB Başkanı Yavuz Işık, şu bilgileri verdi; “ Hazır beton sektörü inşaat sektörüne girdi sağlayan en önemli koldur. Ülkemiz gelişen, buna bağlı olarak da ihtiyaçları artan bir ülke konumundadır. Diğer ülkelerde olduğu gibi, gelişimin ana ekseninde ise kaçınılmaz olarak inşaat yer almaktadır. Barajlar, enerji üretim tesisleri, yollar, havaalanları, kentsel mekânlar, fabrikalar, hastaneler ve diğer tüm yaşamsal mekânlar ile o mekânları yaşanılır kılabilecek tüm altyapının ilk adımı inşaatla atılmaktadır. Son yıllarda “betonlaşma” diye başlayan söylemlerin yaygınlaştığına şahit oluyoruz. Hatalı kentleşme ve hatalı yapılaşmadan kaynaklanan sorunları, en önemli taşıyıcı yapı malzemesi olan ve hayatımızın her anına temas eden betona ve beton üreticisine yüklemek doğru olmayacaktır. THBB olarak betonun çevreyle ve toplumla uyumunun en doğru şekilde sağlanmasını son derece önemsiyoruz.
Bu amaçla düzenlediğimiz Mimarlık Ödülleri önemli bir görevi yerine getirmekte, nitelikli yapıları örnek olarak sunarak topluma fayda sağlamaktadır. Bugüne kadar düzenlediğimiz onlarca bilimsel kongre, fuar ve yüzlerce teknik seminer, Türkiye’deki sektörel öz denetimin ilklerinden biri ve belki de en başarılı örneği olan KGS sistemimiz, tüm dünyaya hizmet verir hâle gelen Yapı Malzemeleri Laboratuvarımız, sektörümüzün insan kaynağı gücünü artıran Mesleki Yeterlilik Merkezimiz ve eğitimlerimiz sayesinde sektörümüzün teknolojik ve bilimsel seviyesini yükseltirken ülkemizde kaliteli beton üretimine ve bununla doğru orantılı olarak kaliteli yapılaşmaya büyük katkıda bulunuyoruz”
Türkiye Hazır Beton Birliği’nin tüm dünyada kalite, Ar-Ge ve İnovasyon konusunda en yetkin birlik olduğunun altını çizen Yavuz Işık; “Ulusal ve uluslararası bütün platformlarda ülkemizi temsil ederek üyesi olduğumuz Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ile sektörümüzü ilgilendiren gelişmeleri takip ediyor, politikalara yön veriyoruz. 1991 yılından bu yana tam üyesi olduğumuz, dünyada hazır beton alanındaki en büyük uluslararası kuruluş olan Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) Başkanlığını yaparak 2016-2020 yıllarında ülkemizi gururla temsil ettik; ülkemizin, sektörümüzün ve üyelerimizin sesinin Avrupa’da duyulması için çalıştım. ERMCO Yönetim Kurulu üyesi olarak hâlâ uluslararası platformlarda sektörümüzü etkin bir şekilde temsil etmeye, yenilikleri ülkemize kazandırmaya ve Türk hazır beton sektörünün deneyimlerini uluslararası paydaşlarımıza aktarmaya devam ediyorum” dedi.
Betonun sürdürülebilir olmasının geleceğimiz için önemli olduğunu anlatan THBB Başkanı Yavuz Işık; “Beton ulaşılabilir, dayanıklı ve kolay şekil verilebilen bir malzeme olmasının yanı sıra, aynı zamanda sürdürülebilir bir malzeme olarak da ön plana çıkmaktadır. THBB olarak İsviçre merkezli Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (The Concrete Sustainability Council) üyesi olduk ve dünyada sektörümüz açısından en üst seviye sürdürülebilirlik belgelendirme modelini ülkemize kazandırdık. Böylece ülkemizdeki beton, çimento ve agrega üretim tesislerinde sürdürülebilirlik performanslarının artması için büyük çaba gösteriyoruz. Karbondioksiti emen beton, Perlitin kullanıldığı “Yeşil Beton” dediğimiz çevreci beton gibi gelişmeler, sektörümüzde sürdürülebilirliği ve farkındalığı arttırıyor” şeklinde konuştu.
Beton sektörüne yönelik rakamları da açıklayan Yavuz Işık; “Temsilcisi olduğumuz hazır beton sektörü, Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde durmaktadır. Hazır beton sektörü, 2021 yılı resmî verilerine göre 4 milyar doları aşan cirosu, 35 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yer teşkil etmektedir. THBB olarak üyelerimizle birlikte 35 yıldır kaliteli beton üretimini ve kullanımını yaptığımız yoğun çalışmalarla önemli bir konuma yükselttik. Avrupa Hazır Beton Birliğinden (ERMCO) alınan 2021 yılı verilerine göre AB üyesi bütün ülkelerin toplam üretim miktarı 272,5 milyon metreküp iken, Türkiye tek başına 105 milyon metreküp beton üretmektedir. Bu üretim miktarıyla Türkiye, AB ülkeleri arasında birinci ülke konumundadır.
Bu konumumuzu daha da güçlendirmek ve sahip olduğumuz bilgi birikimi ve tecrübe ile dünyada referans ülke konumuna ulaşma hedefimiz için sektörel diyalog ve iş birliğinin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, firmalar arası bilgi alışverişinin yanı sıra, sektörümüzün vizyonunu ve yol haritasını belirlemek açısından da çok önemli bir buluşma olan BETON 2023 Hazır Beton Fuarı ve Kongresi’ni düzenlemek üzere yola çıktık” dedi.
DÜNYANIN GÖZÜ “BETON 2023 HAZIR BETON FUARI VE KONGRESİ’NDE
Türkiye Hazır Beton Birliği ile TG EXPO Fuarcılık organizatörlüğünde düzenlenen “BETON 2023 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı ve Kongresi”, sektörü İstanbul Fuar Merkezi’nde bir araya getirecek. Fuarla ilgili bilgi veren TG EXPO Genel Müdürü Cem Şenel, şu bilgileri verdi; “ Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en önemli fuar ve kongresine ev sahipliği yapacak olan “BETON 2023” sektörün tüm paydaşlarını aynı ortak platformda 11. kez buluşturacak. 15-18 Mart 2023 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nin 9-10-11 No.lu salonlarında toplam 15.708 metrekarelik alanda düzenleyeceğimiz Fuarda, inşaat, hazır beton, çimento, kimyasal katkı ve agrega sektörleri ile ilgili son teknolojik ürünler, araç, makine ve ekipmanlar, hizmet ve donanımlar sergilenecek”.
TG EXPO Fuarcılık’ın 2008 yılında “Think Global – Küresel Düşün” mottosuyla kurulduğunu anlatan Cem Şenel, “ Enerji, Gıda, kozmetik, tekstil, mermer, seramik, yapı, restorasyon, müzecilik, otel ekipmanları sektörlerinde gerek kendi fuarlarını gerekse dünyanın en önemli fuarlarının Türkiye katılımlarını gerçekleştiriyor. TG EXPO, Ticaret Bakanlığı tarafından verilen yurt milli katılım organizasyonlarını gerçekleştirme iznine sahiptir. 5 kıtada, ABD’den Özbekistan’a, Hindistan’dan Endonezya’ya 30’dan fazla ülkede bireysel ve milli katılım organizasyonlarımız ile Türk firmalarının uluslararası pazarlarda ürün ve hizmetlerini tanıtmaları ve ihracatlarını geliştirmeleri için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Fuara uluslararası katılımın ve alım heyetleri taleplerinin çok yüksek olduğunu söyleyen TG EXPO Fuarcılık Genel Müdürü Cem Şenel; “İnşaat ve onun en temel kolu hazır beton ile ilgili sektörlerden 100’ün üzerinde katılımcısı olan Fuarımız, Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan 3.000’i yabancı olmak üzere toplamda 12.000’den fazla sektör profesyonelini ağırlayacak. Fuarımızda, hazır beton ve çimento ekipmanlarının yanı sıra beton santralleri, iş makineleri, kamyon ve çekiciler, transmikserler, pompalar, kalıp sistemleri, vinçler, çeşitli beton kimyasalları, otomasyon sistemleri, lastik ve akaryakıt ürünleri, sektörel makineler başta olmak üzere çok geniş bir ürün yelpazesi hazır beton ve agrega üreticilerine ve inşaat yapımcılarına sunulacak” dedi.
THBB Başkanı Yavuz Işık, Beton sektörünün Bilimin ışığında teknoloji ve inovasyona çok önem vererek büyüdüğünü söyledi. Yavuz Işık, açıklamalarına şöyle devam etti;”Fuarımızla eş zamanlı olarak, 15-17 Mart 2023 tarihlerinde düzenleyeceğimiz BETON 2023 Kongresi; hazır beton sektörünün tüm bileşenlerini tek çatı altında toplayarak, konularında uzman bilim
adamları, uzmanlar bilgi ve birikimlerini dinleyicilerle paylaşacak. Kongremize gönderilen 130 bildiri özeti Bilim Kurulu tarafından değerlendirildi. 500’den fazla delegenin katılacağı ve 70’i aşkın bildirinin sunulacağı Kongremizi akademisyenler ve araştırmacıların yanı sıra hazır beton sektörünün ve yan sanayi firmalarının temsilcileri de yakından takip edecek”.
THBB Başkanı Yavuz Işık, beton sektörünün ve inşaat sektörünün geleceğini Bilimin ışığında Teknoloji, kalite ve inovasyonun belirleyeceğini belirterek şunları söyledi; “Kongre kapsamında betonda döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik; hazır beton sektöründe endüstri 4.0 ve dijitalleşme; beton özelikleri, bileşenleri, beton tasarımı ve testler; özel betonlar ve uygulamaları; beton yollar ve kara yolu beton güvenlik yapıları; betonda yenilikçi yaklaşımlar ve ürünler; üretim aşamasında ve yerindeki betonda nitelik denetimi; betonun dayanıklılığı (dürabilitesi) ve iç yapı özellikleri; hazır beton sektöründe güncel konular ve yapısal uygulamalar başlıkları altında sektörümüzün gelişimine katkı sağlayacak bildiriler aktarılacak”.
YAVUZ IŞIK; “BETONLAŞMA” DİYE BAŞLAYAN HER SÖYLEM, BETON SEKTÖRÜNE HAKSIZLIKTIR”
THBB Başkanı Yavuz Işık; “Son yıllarda “betonlaşma” diye başlayan söylemlerin yaygınlaştığına şahit oluyoruz. Hatalı kentleşme ve hatalı yapılaşmadan kaynaklanan sorunları, en önemli taşıyıcı yapı malzemesi olan ve hayatımızın her anına temas eden betona ve beton üreticisine yüklemek doğru olmayacaktır. THBB olarak betonun çevreyle ve toplumla uyumunun en doğru şekilde sağlanmasını son derece önemsiyoruz. Bu amaçla düzenlediğimiz Mimarlık Ödülleri önemli bir görevi yerine getirmekte, nitelikli yapıları örnek olarak sunarak topluma fayda sağlamaktadır. Barajlar, enerji üretim tesisleri, yollar, havaalanları, kentsel mekânlar, fabrikalar, hastaneler ve diğer tüm yaşamsal mekânlar ile o mekânları yaşanılır kılabilecek tüm altyapının ilk adımı inşaatla atılmaktadır.Kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olan inşaat sektörü, bu konumuyla Türk ekonomisinin itici gücüdür. Hazır beton sektörü de inşaat sektörüne girdi sağlayan en önemli koldur.Betonun istenilen şekil ve boyutta kolaylıkla üretilebilmesi, yüksek basınç dayanımı, dış etkenlere karşı dayanıklılığı ve bu sebeple de ekonomik bir malzeme olması gibi avantajları betonu vazgeçilmez kılmıştır. Beton hem geri dönüştürülebilmekte hem de geri dönüştürülmüş malzemelerle de üretilebilmektedir. Yenilikçi ve estetik bir malzeme olan beton, gelişen teknolojilerle geleceğin de yapı malzemesi olmaya devam edecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı programda ikinci el konutlar için yeni bir kampanya üzerinde çalışıldığını açıkladı.
Katıldığı canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci el konutlar için yapılacak yeni kampanyanın yolda olduğunu söyledi.
İkinci el konutlar için destek kampanyası sunacaklarını bildiren Erdoğan, şu açıklamaları yaptı:
“Planlama çalışmaları sürüyor, somutlaşan çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Önceliği ilk evini alacaklara ve yeni konut arzına veriyoruz. Bununla birlikte üretim ve istihdamı da artırmak istiyoruz. Bu tabii seçim sonrası atılacak bir adım.”
TAV Havalimanları Holding ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) Esenboğa Havalimanı’nın 2050 yılına kadar işletilmesine yönelik sözleşme imzalandığını açıkladı.
TAV Havalimanları hisselerinin tamamına sahip olduğu TAV Ankara Yatırım Yapım ve İşletme ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) arasında Ankara Esenboğa Havalimanını’nın 2050 yılına kadar işletilmesine yönelik imtiyaz kira sözleşmesi imzalandığını duyurdu.
TAV, Esenboğa Havalimanı’nın kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların yapımı ile iç/dış hatlar, genel havacılık, CIP terminalleri ve mütemmimlerinin işletme haklarının kiralanmak suretiyle verilmesi ihalesine KDV hariç 475 milyon euro ile en iyi teklifi verdiğini Aralık ayında açıklamıştı.
Şirketten KAP’a yapılan açıklamada, havalimanının 2025 yılından itibaren 2050 yılına kadar 25 yıl süreyle işletilmesine yönelik imtiyaz kira sözleşmesinin 1 Şubat’ta taraflar arasında imzalandığı belirtildi.
Bursa’nın dikkat çeken projeleri arasında yer alan Osmangazi Meydanı projesinin inşaat çalışmalarında son aşamaya gelindi.
En kısa zamanda Bursa vatandaşlarının hizmetine sunulması hedeflenen Osmangazi Meydanı projesi hakkında konuşan Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, “İnşaat çalışmaları başladığında nasıl bir eserin ortaya çıkacağını hayalimizde canlandıramamıştık. Geldiğimiz noktada hayal ettiğimizin çok ötesinde güzellikte bir eser ile karşılaştık” dedi.
Toplamda 40 dönüm arazi üzerine inşa edilen projede, sosyal alanlar, kültür tesisleri, millet kıraathanesi, aktivite alanları ve otopark yer alacak.
Projenin kullanıma açılmasıyla oldukça sevileceğini öngördüğünü belirten Çavuşoğlu, “Herkesin bildiği gibi şehirler meydanları ile anılır. Meydanları ile markalaşır. Osmangazi Belediye Başkanımız Mustafa Dündar, şehrin merkezindeki bu çöküntü alanında kamulaştırmalar yapıp, projenin yapımına başlamış ve tamamlama aşamasına getirmiştir. Mustafa Başkanımızın adeta iğne ile kuyu kazar gibi ortaya çıkarttığı bu eser bizlere gurur veriyor. Bursa’mız adına son derece gurur verici. Şehre böyle bir eser kazandırdığı için ben kendisine çok çok teşekkür ediyorum. Şu anda Bursa’mızın tam merkezi diyebileceğimiz bir noktada bulunuyoruz. Böyle bir merkezin 17 bin metrekarelik bir meydanla taçlandırılmış olması da son derece kıymetli. Üzerinde çocukların koşup oynadığı, büyüklerin oturup hoş vakit geçirdiği, vatandaşlarımızın araçları ile gelip park ederek yaya olarak şehrin merkezine kadar yürüyebildiği günleri iple çekiyoruz.” şeklinde konuştu.
Çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini ve projenin kısa sürede hizmete sunulacağını açıklayan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “İnşaat çalışmaları devam eden projemiz, artık son aşamaya geldik. Şu anda devam eden çatı ve zemin kaplama çalışmaları tamamlanmak üzere. Osmangazi Meydanı hem bir geçiş noktası hem de insanların bir araya geleceği bir buluşma noktası. Şehir merkezine gitmek isteyen vatandaşlarımızın araçlarını park edebilecekleri 2 bin araçlık bir otoparkı sayesinde şehrin araç trafiğini rahatlatacak, yayalaşmasına sebep olacak bir proje. Şimdiden Bursa’mıza hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.
Sirius Yapı tarafından İzmir’in Çiğli ilçesinde hayata geçirilmesi planlanan Sirius Florida, satışa çıktı. 176 daireden oluşan proje, Haziran 2025’te sahiplerine teslim edilecek.
Şubat ayı sonunda temelinin atılması planlanan Sirius Florida projesi hakkında bilgi veren Sirius Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öncü, “Projemizde 5 blokta 1+1, 2+1, 3+1 tiplerinde, toplam 176 daire olacak. 2+1 ve 3+1 bahçeli dublex ve çatı penthouse gibi seçeneklerimiz de bulunacak. Anahtarları Haziran 2025’te sahiplerine teslim edeceğiz. Hükümetin açıkladığı Yeni Evim kampanyasıyla birlikte İzmir’den yoğun talep alıyoruz. Üst düzey yönetici, beyaz yakalı ve mühendisler gibi elit bir yatırımcı grubu projeye ilgi gösteriyor.” dedi.
Dairelerin yüksek donanıma sahip olduğunu vurgulayan Öncü, “Her dairede yerden ısıtma, ankastre, asma tavan gibi donanımları artık standart olarak sunuyoruz. Her evin 1 kapalı otoparkı olacak. Proje içinde toplam bin metrekarelik açık havuz ve dinlenme alanı yer alacak. Kapalı sosyal tesis alanı içinde de kış aylarında kullanılmaya uygun ısıtma sistemli kapalı havuz, sauna, fitness center, sinema, parti evi ve çocuk etkinlik alanı gibi farklı sosyal alanlar yer alacak. Sosyal tesislerin önünde, 6 kademeli 100 metre uzunluğunda bir süs havuzu da bulunacak. Her evin önü açık ve ferah bir manzaraya sahip olacak. Yürüyüş yolları, basketbol sahası ve zengin peyzaj alanlarıyla bütüncül bir konsepti yaşama geçirmeye hazırlanıyoruz.’’ ifadelerine yer verdi.
Yeşil enerji kullanımına da dikkat çeken Barış Öncü, bu alanda yer alan kaynaklardan şu şekilde bahsetti:
“Günümüzde kullanımı giderek yaygınlaşan elektrikli araçlar için de otoparkın her katında bir şarj istasyonu bulunacak. Ayrıca her bloğun önünde bir araç istasyonu daha konumlanacak. Sirius Florida sakinleri telefonlarına indirecekleri akıllı bir uygulama üzerinden kendi araçlarını şarj ederek ödemesini de gerçekleştirebilecekler. Yakakent Mahallesi konumu itibarıyla önemli avantajlar sunuyor. Bu bölgede kısa süre önce tamamladığımız Sirius Loft projemiz de dahil olmak üzere toplamda 680 daire yaptık. Bölge, alışveriş merkezleri, sanayi alanları, okullar, hastaneler, üniversiteler ve çevre yoluna olan yakınlığıyla da tercih ediliyor. Üstelik pandemi ve deprem sonrası insanların istediği müstakil yaşam hissini veren sağlam zeminli bir arazi üzerine kurulmasıyla da talep görüyor.”
Arta Tekstil 9 milyon dolarlık yatırım ile Yozgat, Yerköy’de 110 bin metrekare alan üzerine Güneş Enerjisi Santrali (GES) kuracak.
Arta Tekstil, Çorlu Velimeşe Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasının elektrik ihtiyacını yenilenebilir güneş enerjisi ile karşılamak için güneş enerji santrali kuracağını duyurdu. Şubat ayında başlayacak çalışmaların, Ağustos’a kadar tamamlanması planlanıyor.
Yaklaşık 9 milyon dolarlık yatırımla Yozgat’ın Yerköy ilçesinde 110 bin metrekare alana kurulacak GES projesine ilişkin konuşan Arta Tekstil Kurucu Ortağı Arif Nalbant, projenin gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakma hedefine önemli bir katkı sunacağını söyledi.
GES yatırımı ile Çorlu Velimeşe Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bulunan fabrikalarının elektrik tüketiminin tamamını sıfır karbon salımı ile yenilenebilir güneş enerji santrali üzerinden karşılamayı planladıklarını belirten Arif Nalbant, “Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasına katkıda bulunacak santralimizde yerli üretim güneş panelleri kullanacağız.” dedi.
Bugüne kadar üretim süreçlerinde sürdürülebilirlik odaklı çalıştıklarını, bundan sonrasında da kullandıkları enerjinin de düşük karbon salımlı, yenilenebilir, çevreye duyarlı yöntemlerle üretilmesini amaçladıklarını belirten Nalbant, şu açıklamaları yaptı:
“Isıl enerjimizin yüzde 40’ını yenilenebilir biyokütle ile sağlıyorduk. GES’i devreye alınca elektrik tüketimimizi yüzde 100 oranında yenilenebilir, sıfır karbon salımlı güneş enerjisinden sağlayacağız.” Arta Tekstil olarak dünyanın geleceğini önemseyen bir firma olduklarına dikkat çeken Nalbant, “Çevresel etkimizi en aza indirme kararımız doğrultusunda, su ve enerji tasarrufu sağlayan kontrol teknolojileri, baca gazı ve atık sudan ısı geri kazanım sistemleri kurmaya ve operasyonel verimliliğimizi artırmak için yatırımlar yapmaya devam edeceğiz.”
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, ülke genelinde inşaat harcamaları Aralık 2022’de; bir önceki aya göre yüzde 0,4 azalarak 1,8 trilyon dolar oldu.
ABD Ticaret Bakanlığı, geçen yılın son ayına ilişkin inşaat harcamaları verilerini açıkladı. Buna göre, ülkede inşaat harcamaları mevsim etkilerinden arındırılmış olarak Aralık 2022’de bir önceki aya kıyasla yüzde 0,4 azalarak 1,8 trilyon dolar oldu.
Piyasa beklentilerinin üstünde azalış gösteren inşaat harcamalarının bu dönemde yüzde 0,1 azalması öngörülüyordu. İnşaat harcamaları, Kasım 2022’de ise yüzde 0,5 artmıştı.
Söz konusu dönemde özel sektör inşaat projeleri ile kamu inşaat harcamaları da yüzde 4’er azalış kaydetti. İnşaat harcamaları, yıllık bazda ise yüzde 7,7’lik artış gösterdi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), 2023 Ocak Ayına ilişkin Aylık Sektör Raporu’nu açıkladı. Raporda inşaat malzemeleri sanayi üretiminde artış gözlendi.
İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan “Ocak 2023 Sektör Raporu” açıklandı. İnşaat malzemeleri sanayi üretiminin 2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4,4, ikinci çeyrekte yüzde 2,1 oranında artış gösterdiğine dikkat çekilen raporda; üretimin 2022’nin üçüncü çeyreğinde 3,3 düştüğü hatırlatıldı.
İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde son beş ayda bir azalmanın yaşandığı belirtilen raporda, üretimde 2022 Ekim ayında yüzde 3,3, Kasım ayında ise yüzde 5,9’luk bir gerileme olduğu belirtildi. İnşaat malzemelerine yönelik iç talebin göreceli olarak devam ettiği, dış talepteki yavaşlamanın da gerilemeye başladığı ifade edildi.
İnşaat Malzemesi Üretimi 13 Alt Sektörde Arttı
Dünya’nın haberine göre; 2022’nin ilk 11 ayında inşaat malzemeleri sanayi üretim artışı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 olarak gerçekleşti. Rapora göre; yılın ilk 11 ayında 13 alt sektörde üretim 2021 yılının aynı dönemine göre artarken, 9 alt sektörde ise geriledi.
2022 yılının 11 ayında en yüksek üretim artışı yüzde 24,7 ile seramik kaplama malzemeleri, yüzde 16,4 ile plastik inşaat malzemeleri, yüzde 15,7 ile birleştirilmiş parke ve yer döşemeleri, yüzde 12,8 ile seramik sağlık gereçlerinde gerçekleşti. İnşaat boyaları ve vernikleri üretimi de aynı dönemde yüzde 12,9’lık bir yükseliş gösterdi. Buna karşın yılın ilk 11 aylık döneminde demir çelik radyatör üretiminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3, çimento üretiminde yüzde 4,9, hazır beton üretiminde yüzde 5,2, tuğla ve kiremit üretiminde de yüzde 12,9 gerileme yaşandı.
Güven Endeksindeki Artış Devam Ediyor
İnşaat sektörü güven endeksinin yeni yıla önemli bir artış ile başladığına dikkat çekilen raporda; endeksin 2023 Ocak ayında bir önceki aya göre 5,1 puan yükseldiği kaydedildi. Seçim öncesi sektöre yönelik olarak açıklanan destekler ve kredi paketleri, güven endeksini olumlu etkiledi. Mevsimselliğe rağmen mevcut işlerde ve alınan yeni iş siparişlerindeki artışlar da inşaat sektörü güven endeksini destekleyen unsurların başında geldi. Mevcut inşaat işleri seviyesinde ocak ayında bir önceki aya göre 0,8 puan artış gerçekleşti. Mevsimsellik ile inşaat işlerinde görülen geleneksel gerilemeye rağmen ocak ayında işler hareketlendi.
Alınan İş Siparişlerinde 5,6 Puanlık Yükseliş
Alınan yeni iş siparişlerinin yeni yılda hızlı artış gösterdiği aktarılan raporda şu ifadelere yer verildi: “Ocak ayında alınan yeni iş siparişleri bir önceki aya göre 5,6 puan birden sıçradı. Bu sıçramada kamunun sağladığı destekler ile kredi paketlerinin önemli katkısı bulunuyor. Seçimler öncesi projelerin yeni iş siparişlerine dönüşme hızı artmaya devam edecektir. Alınan yeni siparişlerindeki artış önümüzdeki aylarda yeni iş başlangıçlarında ve inşaat malzemeleri talebinde de artışı destekleyecektir.”
Açıklanan Kredi Paketleri Sektörü Destekleyecek
Raporda; bu yıl mayısta yapılması planlanan seçimler öncesi açıklanan kredi paketlerinin birçok sektörde olduğu gibi inşaat malzemeleri sektörünü de destekleyeceğine işaret edildi. İlk paket kapsamında sunulan 12,5 milyar TL büyüklüğündeki kredi ile, inşaat sektöründe arz/talep uyumsuzluğu riskinin ortadan kaldırılmasını teminen tamamlanmamış veya henüz başlamamış projeler de dahil olmak üzere küçük ve orta ölçekli inşaat firmalarına finansman desteği sağlanması hedefleniyor.
Yeni Evim Programı kapsamında konut arzının artırılabilmesi için hayata geçirilecek olan 25 milyar TL büyüklüğündeki kredi paketinin konut üreticilerine uygun maliyetli finansman olanakları sunacağı ifade ediliyor. 35 milyar TL büyüklüğündeki işletme kredisi paketiyle de işletmelerin tüm sabit giderlerine yönelik finansman desteği sağlanarak faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amaçlanıyor. Açıklanan kredi paketlerinin inşaat sektöründe hem arz hem de talep tarafını destekleyeceği aktarılırken konut sektöründe de talebin önemli ölçüde artacağı belirtiliyor. Bu çerçevede seçime kadar olan dönemde inşaat sektöründe işlerin hareketlenmesi ve inşaat malzemeleri sanayine yönelik talebin de yükselmesi bekleniyor.
Özellikle sağlık alanında gerçekleştirdiği farklı ölçeklerdeki mimari ve iç mimari klinik projeleriyle öne çıkan AAD Architects Kurucusu Mimar Ayşegül Güner, son olarak İstanbul’un en prestijli projelerinin ve yaşam alanlarının bulunduğu bölge olan Vadi İstanbul’da konumlanan 18 bin metrekare oturum alanlı estetik merkezi Blu Clinic’in tasarımını gerçekleştirdi.
Ulusal ve uluslararası ölçekte mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Ayşegül Güner liderliğindekiAAD Architects,Türkiye’nin en büyük kompleks yapılı tıp merkezi Blu Clinic’in tasarımını hayata geçirdi. İstanbul’un prestijli yaşam alanı Vadi İstanbul’da bulunanBlu Clinic, üst düzey steril saç ekim operasyon bölümleri, farklı branşlarda medikal estetik bölümleri, tam teşekküllü ameliyathaneleri, teknolojik tedaviler içeren diş klinikleri ve genel sağlık birimleri ile çok sayıda sağlık birimini içeriğinde barındırıyor.
AAD Architects, tasarımının odağında insan ve insanın yüksek teknoloji ve sanatla yoğurulmuş estetikle bütünleşmesi olan tesiste, “gelecek nesillere ilham veren yeni klinik tasarımı” hedeflemiş. Yurt içi ve yurtdışı hastalarının otel konforunu aşan VIP odalarda konuk edildiği tıp merkezinde, dikkatleri üzerine çeken ilk nokta; tasarımında insan biyolojisinden esinlenilmiş olması, doğal ve organik formlar kullanılarak, teknoloji ve sanat algısının müthiş bir ahenkte birlikteliğinin yaratılması olmuş.
Blu Clinic, hem geleceği yansıtıyor hem de insanın estetik görünümünde zamanı istediği gibi geri alabiliyor olması vizyonunu da kendi özünde hissettiriyor. Mekanların mimarlar tarafından insanlar için tasarlandığının altını çizen Mimar Ayşegül Güner, Blu Clinic projesinde sanat ile tasarımı özgün bir vizyonda buluşturduklarını şu sözlerle ilave ediyor:“Blu Clinic projesinde birçok sanatçı ile iş birliklerimiz oldu. Projemizde tüm sanatsal öğeler bir bütünsellikle, birbirine gönülden bağlı ilerledi. Proje tamamlandığında, işverenlerimizden mekan için “Her şey birbirini inanılmaz bir ahenkle tamamladı, evet bu bizim hikayemiz” sözlerini duymak ise paha biçilemezdi.”
Balıkesir’e bağlı Edremit’te İlçe Belediyesi Fen İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yol çalışmaları hızla devam ediyor.
Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan’ın talimatı ile ilçedeki çalışmalara hız verildi. Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı belediye ekipleri Zeytinli Mahallesi 3094. sokakta yeni yol yapım çalışmalarını tamamladı.
Kilitli parke taş ile yolları yenileyen Edremit Belediyesi 3025 ve 3012. sokaklarda da yol çalışmalarına başladı. Kötü hava koşullarında bozulan ve yıpranan yollar vatandaşların mağduriyet yaşamaması için titizlikle düzenleniyor. Çalışmalar program dahilinde bağlantılı cadde ve sokaklarda da devam edecek.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İlk Evim İlk İş Yerim projesi kapsamında 1 milyon konut arsası kura çekimlerinin bugün başladığını duyurdu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) eliyle hayata geçirilen “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesi çerçevesindeki sosyal konut kuralarında sona gelindi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Eylül’de açıkladığı “İlk Evim, İlk İş Yerim, İlk Evim Arsa” projesinde “İlk Evim, İlk İş Yerim” kuralarının ardından “İlk Evim Arsa” kuralarının çekileceğini duyuran Bakan Kurum, sosyal medya hesabından konuyla ilgili paylaşımda bulundu.
Bakan Kurum, paylaşımında “İlk Evim projemizle 85 günde 71 ilimizde 182 bin 599 yuvamızın sahibini belirledik. Şimdi sırada arsalarımız var. Alt yapısı hazır 1 milyon arsamızın kuralarını çekmeye yarın başlıyoruz. Hayırlı olsun” ifadelerine yer verdi.
Birinci Etap Kuraları 13 İli Kapsayacak
“İlk Evim Arsa” projesi 1. etap kuraları 1-6 Şubat 2023 tarihleri arasında şu 13 ili kapsayacak:
1 Şubat; Bitlis Merkez Müstakil, Bilecik Merkez Müstakil, Kırıkkale Merkez Müstakil, Bayburt Merkez Müstakil, Yozgat Merkez Müstakil. 2 Şubat; Burdur Merkez Müstakil, Siirt Merkez Müstakil, Kastamonu Merkez Müstakil, Muş Merkez Müstakil, Osmaniye Merkez Müstakil. 3 Şubat; Mardin Merkez Müstakil, Niğde Merkez Müstakil. 6 Şubat; Ankara Merkez Müstakil, Ankara Merkez Müşterek.
Alanında Avrupa’nın en büyük etkinliği olan Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’nda Türk mobilyaları yerli ve yabancılardan yoğun ilgi görürken, fuarın sektör ihracatına 3 milyar dolarlık katkı yapması bekleniyor
Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) tarafından Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi ile İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF 2023) sona erdi.
Alanında Avrupa’nın en büyüğü, dünyanın ise ikinci büyük fuarı olma özelliği taşıyan IIFF 2023’ü bu yıl tam 167 bin 500 kişi ziyaret etti. Ziyaretçi sayısının önceki yıla göre yüzde 25 civarında artması dikkati çekti.
Türk mobilyasını dünya vitrinine çıkaran, ülkenin tüm bölgelerinden mobilya üreticilerinin ve sanayicilerinin yer aldığı uluslararası organizasyona, 1.000’den fazla firma ve 3 binin üzerinde marka katıldı.
Bu yıl 250 bin metrekarelik alanda gerçekleştirilen fuarda, katılım talebinin yüksek olması nedeniyle 28 salonun yanı sıra çadırlar kuruldu ve üreticiler ziyaretçilerle buluşturuldu. 156 ülkeden yabancı ziyaretçi ve alım heyetinin ağırlandığı fuarda, bu yıl ilk kez yurt dışından markalar da yer aldı.
Orta gelirli vatandaşlar için hazırlanan Yeni Evim Projesi’nin Konut Finansman Programı kapsamında 10 günlük bilançosu açıklandı. Projeye, toplam 8 bin 27 başvuru yapıldı.
16 Ocak’ta başlayan program kapsamında, kamu bankaları ve katılım finans kuruluşlarına 10 günde 8 bin 27 başvuru yapıldığı açıklandı.
İstanbul’da 5 milyon liraya, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin ve Muğla’da 3 milyon liraya ve diğer kentler için 2 milyon liraya kadar finansman sağlanan programa başvurularda başı İstanbul çekti.
Başvuruların 1859’u İstanbul’u kapsayan birinci bölgeden, 1797’si Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin ve Muğla’yı kapsayan ikinci bölgeden, 4 bin 371’i de diğer illeri kapsayan üçüncü bölgeden yapıldı.
BOSS4 Gayrimenkul tarafından İstanbul’un Esenyurt ilçesinde hayata geçirilen Alya 4 Mevsim konut projesinde 2 blok inşaatı tamamlandı.
Toplam dört blokta 217 daireden meydana gelen projede dairelerin yüzde 35’inin de satışı gerçekleşti. BOSS4 Gayrimenkul, toplam dört blok olarak planlanan ‘Alya 4 Mevsim’ projesinde iki bloğun inşaatını tamamladı.
Bloklarda ince işler devam ederken projenin yüzde 35’inin de satışı gerçekleşti. Toplam 100 milyon TL’lik yatırımla hayata geçen proje ve geldiği son durum ile ilgili bilgi veren BOSS4 Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, projenin yatırıma ve oturuma uygun olarak planlandığını belirtti.
Proje hakkında genel bilgiler veren Akkuş “Aile konseptinde tasarladığımız projemizde binalar 11’er katlı dört adet bloktan meydana geliyor. İki bloğun kaba inşaatı bitti. Toplam 217 daireden oluşan ‘Alya 4 Mevsim’, 6 bin 579 m2 arsa alanı ve 39 bin 695 m2 toplam inşaat alanı üzerinde yükseliyor. Yüzde 35’i satılan projemizin metrekare fiyatları 30 bin TL’den, daire fiyatları ise 3 milyon TL’den başlıyor. Projemizi 29 Ekim 2023’te teslim etmeyi planlıyoruz ancak erken teslim geleneğimize uygun olarak, bu tarihi daha da öne çekebiliriz” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Ulusal Enerji Planı ve Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’na göre enerjinin her alanında Ar-Ge çalışmaları sürdürülüyor.
Türkiye Ulusal Enerji Planı ile sürdürülebilirlik kapsamında temiz enerji ve enerji verimliliğinin artırılması amaçlanıyor. 2020 yılında 147,2 milyon ton eş değer petrol olan enerji tüketimi, Türkiye’nin büyüme hedefleri doğrultusunda 2035 yılında 205,3 milyon ton eş değer petrole ulaşacak.
12 yıl içerisinde enerji tüketiminde yaklaşık yüzde 39,5’luk bir artış öngörülüyor. 2020 yılında birincil enerji tüketimi içerisinde yüzde 16,7’lik paya sahip yenilenebilir enerji kaynakları ise 2035 yılında yüzde 23,7 bandına yükseltilecek.
2020 yılında 95 bin 900 megavat olan elektrik kurulu gücünün 189 bin 700 megavata yükseltilmesi hedefleniyor. Bu artışta en yüksek payın yenilenebilir enerji kaynaklarında gerçekleştirileceği; başta güneş ve rüzgâr olmak üzere, kapasite artışının yüzde 74,3’ü bulması amaçlanıyor.
Güneşte kurulu güç, 2035’te 52 bin 900, rüzgârda 29 bin 600, hidroelektrikte 35 bin 100, jeotermal ve biyokütlede 5 bin 100 megavata çıkarılacak. 2035 yılında nükleer enerjiden üretilen elektrik, toplam üretimin yüzde 11,1’ine ulaşacak.
Suyun elektrolizi yöntemiyle yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elde edilen yeşil hidrojen de net sıfır emisyon hedefi için önemli olacak. Hidrojenin enerji yoğun sektörlerde öncelikli olarak tüketildiği yerde üretilmesi, taşıma ve depolama maliyetlerini azaltacağı için daha ekonomik ve daha kolay olacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, hidrojenle ilgili yerli ve yabancı firmalarla görüşmeler de yapıyor. Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği’ne 2020’de doğal gaz şebekesine belirli oranlarda hidrojen katılmasına ilişkin bir Ar-Ge görevi yüklendi.
Türkiye’de ilk defa doğal gaz ile yenilenebilir kaynaklardan elde edilen hidrojenin yüzde 20’ye kadar karıştırılarak şebeke ve iç tesisatlarda kullanılmasının testleri yapıldı ve başarılı sonuçlar alındı. Bu çalışmalar sadece evsel kullanımla sınırlı kalmayacak. Aynı mühendislik ekibinin hidrojenin sanayide kullanımına yönelik Ar-Ge çalışmalarını da sürdürdüğü bildirildi. Hidrojenin depolanabilir olması dolayısıyla sadece üretimde değil, depolama teknolojilerinin gelişmesinde de önemli rol oynayacağına işaret ediliyor.
Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’na göre, 2053’te net sıfır emisyon hedefleniyor. Hidrojen üretim maliyeti kilogram başına 2035 yılında 2,4 dolar, 2050’li yıllara kadar ise 1,2 dolar olacak.
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Başkanı İbrahim Alimoğlu, 2023 yılında maden ihracatında yüzde 15’lik artışla 1,4 milyar dolarlık ihracat hedeflendiğini ifade etti.
Dünyadaki 90 çeşit madenin 77 tanesinin Türkiye’de bulunduğuna değinen Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Dünya metal maden rezervlerinin yüzde 0,4’ü, endüstriyel ham madde rezervlerinin yüzde 2,5’i, kömür rezervlerinin yüzde 1,0’i ve jeotermal potansiyelinin yüzde 0,8’ine sahibiz.
2020 yılında 4,3 milyar dolar, 2021 yıllında 6 milyar dolar, 2022 yılında ise 6,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2022 yılında 6,5 milyar dolar ihracata ek olarak, ülke ekonomisine tüm sektörlere de hammadde sağlayan bir sektör olduğumuz için iç pazarla birlikte 50 milyar dolarlık bir değer oluşturarak ülke ekonomisine GSYİH’nın yüzde 5’i oranında katkı sağladık. Sağladığımız ekonomik büyüklüğün yüzde 90’dan fazlası yerli girdiden oluşuyor, yani katma değeri ülkemize kalıyor.” dedi.
Hedef 1 Milyar 400 Milyon Dolar
2022’de 1,2 milyar dolar Başkan Alimoğlu, “Birliğimiz 2022 yılında yüzde 11,7’lik artışla 1,2 milyar dolarlık maden ihracatı yaptı. Bu ihracatımızın yüzde 65’i (770 milyon dolar) doğaltaş ürünlerinden gerçekleşti. Doğaltaş ihracatımızın da yüzde 78’i işlenmiş doğaltaş ürünlerinden yüzde 22’si blok doğaltaş ürünlerinden oluştu. 2023 yılında maden ihracatımızda yüzde 15’lik bir artış bekliyoruz, hedefimiz 1 milyar 400 milyon dolara ulaşmak.
Bu artışın başta endüstriyel hammaddeler ve metalik cevherlerden gelmesini öngörüyoruz. Türkiye genelinde en fazla doğaltaş ihracatı Ege Maden İhracatçıları Birliğinden gerçekleştirilmektedir. En çok URGE Projesi yapan sektörlerin başında geliyoruz.
Bu sayede firmalarımıza ortak hareket etme- kümelenme kültürünü kazandırıyoruz. Birliğimizce 3’üncüsü düzenlenen 26 firmamızla, Yeni Dönem Doğaltaş Pazarlama ve Strateji Geliştirme isimli UR-GE projemizi başlattık ve firmalarımızın ihtiyaç analizi çalışmalarını tamamladık. Kısa süre içerisinde yine bu firmalarımızla yurtdışı pazarlama faaliyetlerine başlayacağız.” diye konuştu.
Çeşitli Ülkelerde Ticaret Heyeti Organizasyonları Yapılacak
2023 yılında Şubat ayında İngiltere ve Brezilya’ya yönelik ticaret heyeti organizasyonlarının olacağını vurgulayan Alimoğlu şunları söyledi:
“Kazakistan, Özbekistan, Meksika, Avustralya, Güney Kore, Vietnam ve Şili’ye heyet organizasyonu düzenleyeceğimiz ülkelerdir. Aynı zamanda Çin’de yapılacak etkinliklerde yer alacağız.”
2022’de Ege’nin İhracatı
2022 yılında Ege Bölgesinin maden ihracatına İzmir yüzde 28 artışla 287 milyon dolar, Denizli 279 milyon dolar, Afyonkarahisar 234 milyon dolar, Aydın yüzde 16 artışla 232 milyon dolar, Muğla yüzde 24 artışla 131 milyon dolar, Manisa 70 milyon dolar, Balıkesir 56 milyon dolar, Kütahya yüzde 70 artışla 29 milyon dolar katkı sağladı.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, ‘’Konya Modeli Belediyecilik anlayışıyla yaptığımız yatırımlarla Türkiye Yüzyılı vizyonuna katkı sağlıyoruz.’’ dedi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, basın mensuplarıyla birlikte Büyükşehir Belediyesi tarafından şehre kazandırılan yatırımları inceledi. İlk olarak yeni açılan Sultan Abdülhamid Han Caddesi’ni inceleyen Başkan Altay, Beyhekim Caddesi ile Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ni birbirine bağlayan üç şerit geliş ve üç şerit gidiş olmak üzere 14,5 kilometre uzunluğundaki Abdülhamid Han Caddesi’nin çok önemli bir ana arter oluşturduğunu söyledi.
Yeni Caddelerle Şehir Trafiği Rahatlayacak
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Şehir trafiğini rahatlatacak yeni caddelerin açılması için çalışmaların sürdüğünü kaydeden Başkan Altay şöyle devam etti: “Şu anda Necmettin Erbakan Caddesi’nde ciddi bir kamulaştırma çalışması yürütüyoruz. Fatih Caddesi’ni Meram Yeniyol’a, oradan da Çeçenistan Caddesi’ne bağlayacağımız yeni bir aks ortaya çıktı. Alparslan Türkeş Caddesi’nde de ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Gazze Caddesi’ni Karaman Caddesi’ne bağlayacak yeni akslar üretmeye devam ediyoruz. Şu anda iki yeni köprülü kavşağın ihalesi gerçekleştirildi. İnşallah onların temelini de en kısa sürede atmayı planlıyoruz.”
Konya Ağaç A.Ş. Şehri Güzelleştiriyor
Başkan Altay, Beyşehir Çevre yolu üzerinde 14 bin metrekarelik alanda hizmet veren; peyzaj bitkisi, mevsimlik çiçek ve sertifikalı meyve fidanı, kent mobilyaları ve bahçe malzemelerinin yer aldığı Konya Ağaç A.Ş. Satış Merkezinde de incelemelerde bulundu. Bir taraftan şehri güzelleştirdiklerini bir taraftan da vatandaşın şehri güzelleştirmesi adına nitelikli fidan ve fideye ulaşmasını sağlamayı arzu ettiklerini kaydeden Başkan Altay, “Peyzaj konusunda Büyükşehir Belediyesi’nin çok ciddi bir bilgi birikimi var. Ciddi bir fidanlık alanı var, onu Sultan Abdülhamid Han Caddesi’nde de en güzel şekilde uyguladık. Yüzde yüz belediyemize ait Ağaç A.Ş.’de vatandaşlarımızın kendi bahçelerini düzenlemeleriyle ilgili uygun standartlarda, makul fiyata ürünler satıyoruz. Vatandaşlarımız her türlü eksiklerini buradan giderebilecek.” diye konuştu.
Yaklaşık 300 Milyon Liraya Mal Oldu
İstanbul Çevre Yolu’nu rahatlatmak adına açılan Abdülhamid Han Caddesi’nin çok yoğun kullanılan bir cadde haline dönüştüğünü kaydeden Başkan Altay, 14,5 kilometrelik mesafenin yaklaşık 10 dakikada kat edilebileceğini söyledi. Altay, “Hem çevre yolundaki yoğunluğun azaltılması hem bu bölgedeki inşaat faaliyetlerinin hızlanmasıyla ilgili bir kazanım elde edilmiş oldu. Bir taraftan da buradaki Keçili Kanalı’nın ıslahıyla ilgili önemli çalışmalar yürütüldü. Burası yaklaşık 300 milyon liraya mal oldu.” dedi.
“Şehrin Kalbinde 108 Bin Metrekarelik Yeni Bir Yeşil Alan Kazandık”
Konya Modeli Belediyecilik anlayışıyla yaptıkları yatırımlarla Türkiye Yüzyılı vizyonunu katkı sağlarken şehrin çehresini değiştirdiklerini ve Konya’yı güçlü yarınlara hazırladıklarını kaydeden Başkan Altay, eski stadyum alanında şehre kazandırılan Millet Bahçesi’nde de incelemelerde bulunarak, “Bu alanın arsası Büyükşehir Belediyemiz tarafından TOKİ’ye devredildi ve TOKİ tarafından bu güzel tesisler inşa edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum’a ve TOKİ Başkanımız Ömer Bulut’a teşekkür ediyorum.” dedi.
Millet Bahçesi’nin şu anda Konya’nın en yoğun kullanılan park alanlarından birisi olduğunu paylaşan Başkan Altay, “İçinde Millet Kütüphanesi’nin bulunduğu, restoran ve kafeteryanın, yürüyüş yollarının, spor alanlarının bulunduğu, şehrin kalbinde 108 bin metrekarelik yeni bir yeşil alan kazanmış olduk. Aslında burası, belki milyarlarca lira edecek değere sahip bir arazi ama vatandaşımızın kullanımına açılarak, özellikle gençlerimiz ve çocuklarımız için yeni bir cazibe alanına dönüştü. Burada aynı anda Konya Ulu Camii’nin inşaatı da hızla devam ediyor. Böylece tam bir kompleks olarak şehrimize hizmet verecek. Bildiğiniz gibi burası Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın toplu açılış töreninde açılarak vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu. Bahar aylarıyla birlikte mevsimlik çiçeklerle burası şehrin yeni cazibe alanı olacak.” cümlelerini kullandı.
Akyokuş Kasrı Konya’nın Siluetine Katkı Sağlayacak
Akyokuş Kasrı’nda da değerlendirmeler yapan Başkan Altay, “Burada iki önemli işimiz var. Birincisi; Akyokuş kasrı inşaatı. Burada toplam 12 bin metrekare kapalı alanla Konya mutfağının nadide ürünlerinin ikram edildiği, servis edildiği bir restoran hizmeti sunacağız. Burası Konya’nın en hâkim alanı. Mimarisiyle de adeta bir kasrı andıran bu proje tamamlandığında Konya’nın siluetine önemli bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. İnşallah Nisan sonunda burayı tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı arzu ediyoruz.
Burada ikinci imalatımız Akyokuş palyelerinin düzenlenmesi. Yaklaşık 20 bin metrekare yürüyüş yolu, 2 bin metrekare kapalı alandan oluşan bir şelalenin de olduğu bir binayı ve tesisleri de inşallah 2023 yılı sonunda tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine açmayı planlıyoruz. Böylece Akyokuş, Konya’nın en önemli cazibe merkezlerinden birisi haline gelecek.” açıklamalarını yaptı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 Ocak Ayına ilişkin güven endeksi verilerini paylaştı. İnşaat sektörü yılın ilk ayını 0,6 artış oranıyla kapattı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan verilere göre Ekonomik Güven Endeksi; Bir önceki aya göre 2023 Ocak ayında tüketici güven endeksi yüzde 4,6 oranında artarak 79,1 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,8 oranında artarak 103,4 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0,6 oranında artarak 93,2 değerini aldı. Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,7 oranında azalarak 118,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 126,2 değerini aldı.
Türkiye’nin ilk asansör fabrikası Emlak Konut Asansör Fabrikası (EKA) Konya’da açıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 15 bin kişinin istihdam edileceğini açıkladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Türkiye artık boyun eğen, fason olarak gölgede kalan, küresel pazarda el pençe divan duran bir ülke değildir. Yerli ve milli kaynaklarıyla dünya pazarında güç sahibi, marka şehirleriyle yeni bir çağı açan, söz sahibi bir ülkedir.” dedi.
Kurum, Konya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katılımıyla düzenlenen Emlak Konut Asansör Fabrikası’nın açılış töreninde, Türkiye’nin ilk yerli ve milli asansör fabrikası olan Emlak Konut Asansör Fabrikası’nın (EKA) Konya’da açıldığını dile getirdi.
Lider 7 asansör firması arasına girecek
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile inşa edilen EKA hakkında bilgi veren Kurum, “Fabrikamız, tamamen sıfır atık uyumlu, çevre ve iklim dostu. Aynı zamanda kendi enerjisini üretiyor. Yani Türkiye’deki ‘çevre dostu fabrikaların’ en güzel örneği, işte hemen yanı başımızda.
Fabrikamız inşallah önümüzdeki birkaç yıl içerisinde, yüzde 75 olan yerli ve millilik oranını yüzde 100’e çıkaracak, dünyanın lider 7 asansör firması arasına girecek, onlarla dişe diş bir rekabetle adını ilk sıralara altın harflerle yazdıracak.” diye konuştu.
15 bin vatandaşımıza istihdam sağlayacak
Kurum, fabrikanın ilk yıl 155 kişiyi istihdam edeceğini belirterek, “Üretimin yanı sıra montaj ve servis bakım hizmetleriyle bu sayıyı her geçen gün daha da artıracaktır.
İlk hedefimiz, 2024 yılı sonuna kadar 5 bin, sonrasında ise minimum 15 bin vatandaşımıza, Konyalı kardeşimize istihdam sağlamak. İşte bu noktada buradan bir müjde vermek istiyorum.
Fabrikamızda çalışanların yüzde 20’si gençlerimizden oluşacak. İnşallah başta Konyalı gençlerimiz bu fabrikada, ekonomimize katma değer oluşturacak, ülkemizin istikbaline yön verecek.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin ilk Sıfır Atık Sanayi Sitesi
Konya’nın en büyük problemlerinden biri olan hava kalitesini iyileştirmek için ekolojik koridor ve bisiklet yolları projeleri gibi çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Kurum, Türkiye’nin ilk “Sıfır Atık Sanayi Sitesi”nin Konya’da inşa edildiğini söyledi.
Merkezi yönetim bütçesinden enerji sektörüne bu yıl 44,6 milyar TL ödenek ayrıldığı açıklandı. En fazla ödenek tahsis edilen kurum ise Türkiye Elektrik İletişim A.Ş (TEİAŞ) oldu.
2023 Yılı Yatırım Programı’nda yapılan derlemeye göre, bu yıl kamu kurumları tarafından yürütülecek 10 bin 915 projeye toplam 454,2 milyar lira ödenek tahsis edildi. Söz konusu ödeneğin 163 milyar 396 milyon 525 bin liralık kısmı kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) yatırımlarına ayrıldı.
Kamunun bu yıl enerji yatırımları için en fazla ödenek tahsis ettiği kurum ise 17,1 milyar lirayla Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) olurken, TEİAŞ’ı 14,2 milyar lirayla Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) izledi.
Yatırım büyüklüğü bakımından enerji sektöründe üçüncü sırada 8 milyar lira ödenekle Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) yer aldı.
Söz konusu programa göre, Türkiye bu yıl enerji sektöründe 150 proje için kaynak ayırdı. Bu kapsamda 55 projeyle TEİAŞ başı çekerken, bu kurumu 30 projeyle EÜAŞ, 15 projeyle BOTAŞ takip etti.
44,6 milyar lira ödenek ayrılan enerji sektöründeki yatırımların kuruluşlara göre dağılımı şu şekilde:
Gaziantep, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, şehir trafiğini rahatlatmak amacıyla inşa edilen tünel projesinin 9 ayda tamamlanacağını açıkladı.
Yol medeniyettir düsturuyla çalışan ve Şahinbey İlçesi’ne birçok yol ve bulvar kazandıran Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu tünel çalışmasının hızlı bir şekilde devam ettiğini ve Cumhuriyetin 100. Yılında hizmete açılacağını ifade etti.
Şehrin trafiğini rahatlatmak adına birçok önemli projeye imza atan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu “Yakıttan ve zamandan tasarruf edeceğimiz çevre dostu tünel projemizde çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Özellikle Kılınçoğlu ve Alibaba’da tünelimizin gireceği noktadan 90 adet evin kamulaştırmasını gerçekleştirdik. Bu projemizle 20 dakikalık yol 4 dakikaya inecek. Şehreküstü Kavşağı’ndan girip Kılınçoğlu’ndan geçerek Yeşilvadi Bulvarı’na erişmek isteyen vatandaşlarımız bir dakika içerisinde herhangi bir ışık olmadan, herhangi bir duraklama olmaksızın ulaşabilecekler. Projemizi yine rekor bir süre olan 9 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı planlıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Gazişehrimize güzel bir gerdanlık takmış olacağız. Tünellerimiz şimdiden hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Havadan görüntülenen İstanbul Üniveersitesi Hasdal Yerleşkesi Hastanesi hakkında konuşan Rektör Mahmut Ak, proje için ‘’Türkiye’nin vizyon projesidir.’’ yorumunu yaptı.
Sağlık sektörünün gelişen teknolojilerini içinde barındıran, gerekli ihtiyaçlara cevap verebilecek sağlık kompleksinden biri olma özelliği taşıyan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hasdal Yerleşkesi hastane binası drone ile görüntülendi. Hasdal-Kemerburgaz karayolu ile araç erişilebilirliğine imkân sağlayan ayrıca metro istasyonu ile de ulaşım kolaylığına sahip olan ve şifa bahçeleri, kamusal yeşil alan, ile desteklenen yeni projeyle ilgili detayları İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak anlattı. Rektör Ak, “Bu, Türkiye’nin bir vizyon projesi. 100’üncü yıla da rastlamış olması çok önemli. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devletin buraya sunduğu bütün imkanlar minnetle karşılanıyor” dedi.
Hasdal yerleşkesinin, İstanbul Üniversitesinin yeni bir yerleşkesi olduğunu söyleyen İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak, “Yaklaşık bin dönümlük bir alan. Buraya hastane ve sağlık kuruluşlarını yerleştireceğiz. Burası havalimanı yolu üzerinde. Dolayısıyla ulaşımı rahat çünkü önünde metro istasyonu şu anda hizmete başladı. Hatta ileride bu metro istasyonundan hastane içerisine tünel de yapılabilecek. Metronun adı Hasdal Üniversite durağı olarak da konuldu. Bu çerçevede havalimanına yakın olması dolayısıyla da sağlık turizmine de hizmet edebilecek. Bizim hastanemiz, bu yapı içerisinde; 650 bin metrekare kapalı alana yerleşen, bin 678 yatağı olan, 50 ameliyathanesi, 208 yoğun bakım yatağı olan ve günlük 20 bin poliklinik yapabilecek kapasitede. Proton merkezine de kanser hastaları için yer ayırdık; şu an Türkiye’de yok, Dünyada da sayısı az bunun, belli bir yıl içerisinde kendini amorte edebilecek olan bir proje” açıklamasında bulundu.
“Bu, Türkiye’nin Bir Vizyon Projesi”
İstanbul Üniversitesi Hasdal Yerleşkesi Hastane Binasıyla ilgili bilgiler aktaran Rektör Ak, “Hastane hizmetinin yanında diğer devamı olan sahada da eğitim birimlerimiz var. Tıp fakültesini besleyecek birimlerimiz olacak, Diş Hekimliği Fakültesi, Hemşirelik Fakültesi, Bilgisayar ve Bilişim Tekonolojileri Fakültesi, Tematik Sağlık Teknokenti, Onkoloji Enstitüsü, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, Çocuk Sağlığı Enstitüsülerin hepsi bu yapı içerisinde olacak. Yani burası sadece sağlık hizmetinin sunulduğu bir alan değil, her türlü sağlık eğitiminin her düzeyde verildiği liyakatle ve geniş imkanlarla sunulduğu bir alan olacak. 4 bin öğrencilik yurt alanı, 2 tane büyük meydan, amfi sahneleri, geniş bir kütüphanesi, Saat Kulesi olan bir alan. Bu, Türkiye’nin bir vizyon projesi. 100. yıla da rastlamış olması çok önemli. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devletin buraya sunduğu bütün imkanlar minnetle karşılanıyor şeklinde konuştu.
Projenin ne zaman tamamlanacağıyla ilgili de tarih veren Rektör Ak, “Projenin hastane kısmı, yani yaklaşık 3’te 2’lik kısmı bu yıl, bitime yaklaşmış olacak. Ama en geç 2024 yılında bitmiş olacak. Sağlık eğitimi sürdürülebilir ve sağlık hizmeti verilebilecek hale gelecek. Hastane kısmının genel inşaatının tamamlanması da 2026 yılı olarak planlanıyor” dedi.
Eren Holding’in iştiraki olan ve Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento, sürdürülebilir bir gelecek ve yeşil bir dünya için üretim, yönetişim ve çalışma prensiplerinin yer aldığı 2021 yılına ait ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.
Sürdürülebilir bir gelecek ve yeşil bir dünya için üretim, yönetişim ve çalışma prensiplerinin yer aldığı ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nun yayınlayan Medcem Çimento, iklim krizi ile mücadele ve karbon nötr olma hedefi kapsamında önemli adımlar attı. İklim kriziyle mücadele kapsamında, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefini gerçekleştirmek için yenilenebilir enerji üretimi konusunda çalışmalarına hız veren Medcem Çimento, 2022 yılında devreye aldığı 9.95 MW GES (Güneş Enerjisi Sistemi) yatırımı ile yeşil üretim anlamında önemli bir adım atmıştı. Medcem Çimento, yeşil enerjiye yaptığı yatırımlarla küresel pazardaki rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.
“Kurumsal karbon ve su ayak izi çalışmalarımızı tamamladık”
2021 yılında “Concrete Sustainability Council” kuruluşundan Beton ve Tedarik Zinciri İçin Kaynakların Sorumlu Kullanım Belgesi’ni almaya hak kazandıklarını dile getiren Medcem Çimento Genel Müdürü Murat Kahya, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin Dördüncü Değerlendirme Raporu’nu işaret ederek Türkiye’nin de dahil olduğu Güney Avrupa’da küresel iklim krizi sebebiyle daha sık ve şiddetli kuraklıklar, orman yangınları, sıcak hava dalgalarının artacağını söyledi. Medcem Çimento olarak bu bilinç ve sorumlulukla hareket ettiklerini, 2021 yılında kurumsal karbon ve su ayak izi çalışmalarını tamamladıklarını ifade eden Kahya, “İklim odaklı risklerimizi stratejik şekilde değerlendirerek hedeflerimizi belirlediğimiz ve ilgili aksiyonlarımızı aldığımız bir sene geçirdik. Döngüsel iş modelini odağımıza alarak 4 kıta ve 20’den fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracatımızla 2021 yılında başarılı finansal sonuçlar elde ettik, bir önceki yıla göre ciromuzu %46,7 arttırdık. Yeşil ekonomiye geçiş sürecimizde yaptığımız yatırımlarımızla birlikte giderlerimiz bir önceki yıla kıyasla %51,3 artış gösterdi. Bu başarılı faaliyetlerimizin sonucu olarak geçtiğimiz yıla oranla 2021 yılında net gelirimizi %30,6 oranında arttırmayı başardık.” dedi.
“Küresel pazardaki rekabet gücümüzü artıracağız”
İklim kriziyle mücadele kapsamında, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedeflerimizi gerçekleştirmek için yenilenebilir enerji üretimi konusunda çalışmalarına hız verdiklerini belirten Kahya, “Bu yıl, 2022 yılında devreye aldığımız 9.95 MW GES (Güneş Enerjisi Sistemi) yatırımımızın temelini attık. Ayrıca 2022 yılında yatırım çalışmasına başladığımız 40 MW’lik RES (Rüzgâr Enerjisi Sistemi) ve 2023 yılında çalışmasına başlayacağımız ilave 30 MW GES (Güneş Enerjisi Sistemi) projelerimiz bulunuyor. Bilindiği üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda 2030 yılı AB sera gazı emisyonlarının %55 azaltılması ve 2050 yılına kadar karbon nötr kıta hedefleri bulunuyor. Bununla birlikte sektörümüz Sınırda Karbon Mekanizmasının uygulanacağı 5 pilot faz sektörden biri içerisinde yer alıyor. Bunların etkisiyle başladığımız yeşil enerjiye yaptığımız yatırımlarımız sayesinde küresel pazardaki rekabet gücümüzü arttırmayı hedefliyoruz. Uluslararası alandaki başarımızı sürdürülebilir kılmayı hedefleyerek çıktığımız yolculuğumuzda, titizlikle yönettiğimiz çevresel, sosyal ve ekonomik performansımızın özeti olan ilk sürdürülebilirlik raporumuzu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Kara kış kapıya dayandı, İzocam su sayaçları ve borular için uyardı. Hem soğuk kış aylarında sıklıkla meydana gelen su sayacı ve su borusu patlamalarını önlemek hem de enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf etmek için yalıtım yapılması önemli.
Türkiye’nin en büyük yalıtım üreticisi İzocam, soğukların etkisini giderek arttırdığı bugünlerde, su sayaçları ve boru patlamalarına dikkat çekti. Don olaylarının sıkça yaşandığı kış aylarında su tesisatını İzocam’la yalıtmak hem su sayaçlarını ve boruları hasardan koruyor hem de enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağlıyor.
Kış aylarında hava sıcaklığının eksilere düşmesiyle birlikte sıkça yaşanan donma kaynaklı boru ve su sayacı patlamaları her yıl yüzlerce su sayacının bozulmasına neden olurken patlayan su boruları da hasara ve su kayıplarına neden oluyor. Açıkta olan su boruları ve sayaçlar donuyor, borular hasar görüyor ve sayaçlar patlıyor. İzocam su borularının ve sayaçların yalıtılması ile donma sonucu patlamaların önüne geçilebileceği konusunda herkesi uyarıyor. Boru çapı, dış ortam sıcaklığı ve yalıtım kalınlığı boru ve sayaçlar üzerinde doğrudan etkili oluyor. Yalıtım kalınlığı arttıkça, donmaya karşı direnç de artıyor ve hareketsiz suyun donma süresi uzuyor.
Kolay uygulanabilen, İzocam Vana Ceketi su sayaçlarının patlamasını önlüyor. Vanalar için özel üretilen, dış yüzeyi silikonlu cam kumaşı kaplı özel yalıtım ceketi, kapalı ya da açık ortamlardaki DIN, ANSI, API standartlarında üretilmiş bütün vana (pistonlu, küresel, kelebek vana vb.) ve pislik tutucuların ısı yalıtımında çözüm sunuyor ve donmayı engelliyor.
İçinde hareketsiz suyun donduğu her türlü tesisat elemanında yaşanabilecek bu soruna çözüm getirmek ise İzocam Optiflex Boru ile kolaylıkla mümkün. Kaplamasız veya alüminyum folyo kaplı, polietilenden imal edilen İzocam Optiflex Boru, boruların terlemeye veya donmaya karşı yalıtımında çözüm sağlıyor.
Enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağlıyor
Su tesisatında yalıtım yapmak, bireysel kullanıcılardan esnaf ve sanayicilere kadar her kesimi zorlayan enerji maliyetlerindeki artışa da çare oluyor. Yalıtımın dev markası İzocam, binalardaki ısıtma ve soğutma tesisatlarının yalıtılmasının, istenen sıcaklığa ve konfor şartlarına hızlı ulaşılmasının yanında sıcaklığın uzun süre korunmasını mümkün kılarak enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağladığını da vurguluyor.
Tesisat yalıtımı yapılmış olan binalarda, örneğin kış aylarında yanan kalorifer kazanından binaya dağılan borulardaki sıcak su, dairelere ulaşana kadar sıcaklığını ve dolayısıyla enerjisini koruyor. Aksi durumda ise, daireye ulaşana kadar borulardaki sıcaklık düşüyor, daire geç ısınıyor ve dönüş borusundaki su daha fazla soğuduğu için kazanın bunu tekrar ısıtması için daha fazla yakıt (enerji) harcaması gerekiyor. Borulardaki sıcaklığın belli bir derecenin altına düşmesi de kazanın verimliliğini düşürüyor. Borulardan geçen su sıcaklığının korunması ise ancak yalıtım sayesinde sağlanıyor. Sıcak su tesisatında ve iç ortam kullanımlarında camyününden imal edilen İzocam Prefabrik Camyünü Boru ile istenilen enerji verimliliğine erişme imkânı sağlanıyor.
İzmir Milletvekili Necip Nasır, tapuda ekspertiz zorunluluğuyla ilgili, “Enflasyon muhasebesini hayata geçirirsek doğru bir sonuç alacağız.” dedi.
Tapuda ekspertiz zorunluluğunun ilk kez 2019’da gündeme geleceğini ancak meclis komisyonunda reddedildiğini belirten Milletvekili Necip Nasır, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:
“Piyasada fırsatçılık ve istismar olduğu için konut piyasasında yükselme oldu. Hükümetimiz bunu engellemek için bir düzenleme yapmaya hazırlanıyor. Ekspertiz ile ilgili yeni düzenleme için çalışmalara başlandı. Hazine ve Maliye Bakanımız Nurettin Nebati ile iktidar milletvekilleri bir toplantı yaptı. Burada ön plana çıkan konu enflasyon muhasebesinin yapılması. Bakanımız enflasyon muhasebesini 3 ay önce getirdik. İş dünyası ile görüştük dedi.
İş dünyası mali müşavirleri ile muhasebecileri ile görüştü. 2023 sonuna kadar kaldıralım dedikleri için bakanlık da rafa kaldırdı. Yeni yıl başladığı için enflasyon muhasebesini şimdi yapmamız mümkün değil. Ekspertiz mecliste yeniden gündeme geldi. Belediyeler vatandaşa çok fazla vergi çıkmasın, mağduriyet oluşmasın diye rayiç bedelleri düşük tutuyor. Bu düzenlemeyi şimdi getirirsek sonuçları sıkıntılı olur. Ekspertiz rakamı Türkiye’nin sosyal yapısıyla uyumlu değil. Müteahhit sıkıştığında 4 milyon liralık evi 3 milyon liraya da satabiliyor. Bu konuya vakıf vekillerimizle birlikte sektörün lehine sonuçlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bana göre enflasyon muhasebesini hayata geçirirsek doğru bir sonuç alacağız.”
Nef İcra Kurulu Üyesi Selçuk Çelik, Yeni Evim Kampanyası’nın konut piyasasına canlılık kattığını ifade etti.
Nef İcra Kurulu Üyesi Selçuk Çelik, normalde ocak ve şubatın konut sektörünün yerel pazarda düşük seyrettiği aylar olduğunu belirterek, ‘Özellikle konut kampanyası nedeniyle muhtemelen en fazla satışın olduğu aylardan biri olacak. Vatandaşların ilgisi oldukça yoğun. Diğer projelerden de aldığımız bilgi bu yönde. Ciddi anlamda satış rakamlarına ulaşacaktır. Yeni Evim Kampanyası, konut piyasasına hareketlilik getirdi.’ dedi.
Çelik, yaptığı açıklamada, Nef Koruköy’ün, Nef’in Çekmeköy’deki üçüncü projesi olduğunu söyledi.
Daha önce Çamlıtepe ve Ormantepe etaplarının satışını tamamladıklarını bildiren Çelik, ‘Toplam 1.099 konutta hayat başladı. Projenin devamı olan yeni projemizin Koruköy etabının lansmanını yapıyoruz. Tamamı 1+1 ve 2+1 oluşan toplam 327 adet dairemiz var. 3 binden fazla talep almıştık. Projeden yararlanmak isteyen, talep bırakan müşterilerimizi davet ettik bu hafta sonunda.’ diye konuştu.
‘’Etaptaki dairelerin yarıya yakın kısmı dün satıldı. Bugün de oldukça yoğun bir ilgi var. Birkaç gün içinde satışı tamamlamayı planlıyoruz. Yeni etabı bekleyen müşterimiz vardı ama konut kampanyasının da devreye girmesi talebi oldukça arttırdı. Yeni Evim Konut Kampanyası’ndan bu projede yararlanabiliyorsunuz. 15 yıla varan vade ve 0,69’dan başlayan faiz oranı gibi tarihi bir fırsat var. Doğal olarak da müşterilerimiz bunu değerlendirmek için oldukça yoğun bilgi gösterdiler.
Çevredeki kira bedellerini düşündüğünüz zaman aslında kredinin çok büyük kısmını kira ödeyebiliyor. Bu anlamda da kira öder gibi ev sahibi olmak hayali gerçekleşmiş oluyor projede. Normalde ocak, şubat ayları konut sektörünün yerel pazarda düşük seyrettiği aylardır, satış anlamında çok fazla hareket olmaz. Özellikle konut kampanyası nedeniyle muhtemelen en fazla satışın olduğu aylardan biri olacak. Vatandaşların ilgisi oldukça yoğun. Diğer projelerden de aldığımız bilgi bu yönde. Ciddi anlamda satış rakamlarına ulaşacaktır. Yeni Evim Kampanyası konut piyasasına hareketlilik getirdi.’’
Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Binası Açık Ofis Katları, İstanbul merkezli mimarlık ve iç mimarlık ofisi BAB Architects tarafından açık planlı, işlevsel ve yenilikçi bir anlayışla yeniden kurgulandı.
Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Binası Açık Ofis Katları, BAB Architects tarafından “açık ofis konsepti” ile yeniden tasarlandı. Bir aylık tasarım ve altı aylık uygulama periyodunda tamamlanan ve toplam 4000 metrekare alana sahip ofis katları; açık ofis çalışma alanları, ortak dinlenme köşeleri, toplantı odaları ve yönetim birimlerinden oluşuyor. Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Binası Açık Ofis Katları’nın teknik ve mimari konuları bütüncül bir şekilde ele alınmış, tüm elektrik- mekanik altyapıları, aydınlatma senaryosu ve akustik ihtiyacı tasarımla entegre biçimde, bir arada çalışılmış. Böylece proje, en kısa sürede sorunsuz bir şekilde tamamlanabilmiş.
Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş liderliğindeki BAB Architects, açık planlı ofis konsepti, ofis içerisindeki mesleki üretiminyaşayan bir form olduğu, içinde bulunduğu çevreye göre şekil aldığı, sürekli olarak geliştiği, değiştiği ve kolektif çalışmanın amaçlandığı fikir zenginliğinden beslendiği bir tasarım formülü üzerinden kurgulanmış. Bu bağlamda, genç ruha sahip, dinamik, enerjik, renkli bir çevre yakalamak ve ekip çalışmasını destekleyen, transparan, çok amaçlı bir çalışma ortamı yaratmak amaçlanmış. Mekanın duvarlarla mümkün olduğunca az bölüntülendiği ferah ve aydınlık bir çalışma ortamının kurgulandığı ofis katlarında kaldırılan sabit duvarların yerine, mekansal ayrımlar, ihtiyaca göre birbirine dönüştürülebilir işlevlere imkan sunan katlanır seperatörler, taşınabilir mobilya bölücülerle gerçekleştirilmiş.Öznel çalışma gerektiren durumlar ve kısa süreli özel görüşmeler için “booth” adı verilen çalışma kabinlerikullanılmış. Uzun süreli özel görüşmeler için planlanan konferans odaları ve idari odalarda ise gerekli mahremiyet BAB Architectsmimarları tarafından tasarlanan alçıpan ve bölme duvarlar ile korunmuş.
Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Binası Açık Ofis Katları’nın her biri, birbirinden farklı ancak uyumlu renk konseptine sahip. Canlı renklerin hakim olduğu bu mekanda renk senaryosu; mobilyalar, aydınlatma elemanları, döşeme ve duvar kaplamaları gibi temel öğelerde kendini göstermiş. BAB Architects’in katlardaki galeri boşluğunu çevreleyerek gölgelik amacıyla kullandığı çok renkli, hareketli zincir separatör bunun en dikkat çekici örneklerinden biri. Renkler, aynı zamanda çalışma ve dinlenme alanları, yönetim birimleri gibi farklı işlevlere sahip bölümleri birbirinden ayırmak için de kullanılmış.
Ofislerin malzeme seçimlerinde şeffaf ve geçirgen ürünler tercih edilmiş. Tavanda delikli mesh paneller kullanılırken sabit mobilyalarda ve bölücülerde cam yüzeylere sıklıkla yer verilmiş. Tavandaki mesh paneller, mekanda mevcut düşük kat yüksekliğinin algısını da kaybettirerek kat yüksekliğinin olduğundan daha fazla hissedilmesini sağlamış.
Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Binası Açık Ofis Katları bünyesinde rekreatif faaliyetlere imkan veren çeşitli sosyal alanları da bulunduran bir konsept anlayışına sahip. BAB Architects Kurucuları Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş’in “Açık ofiste dolaşırken sirkülasyon alanlarının bir köşesinde bir yazı panosu etrafında kurgulanmış ufak toplantı ve toplanma alanları kurguladık. Bu açık toplantı alanları insanları anlık gelişen bir çözüm ihtiyacı karşısında bile hızlıca beyin fırtınası yapmaya teşvik eden, bir görüşü sıcağı sıcağına tüm katılımcılarla objektif şekilde ele alabileceğiniz yani üretkenliğe de doğrudan hizmet eden faydalı çalışma alanlarıdır” sözleriyle tariflediği sosyal alanlar eski nesil ofislerin aksine kullanıcıyı ara sıra oturduğu masadan kaldırmayı, saplandığı iş döngüsünden bilerek koparmayı, kısa bir molanın ardından çalışanın üzerinde çalıştığı konuya dışarıdan ve daha sağlıklı bakabilmesini hedefliyor.
Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş’e göre “Çalışanların bu eğlenceli sosyal alanlarda kurdukları temas birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlıyor ve böylece ofisler insanların empati yetisini pekiştirdiğinden, karşılıklı anlayışın ve yardımlaşmanın olduğu, herkesin bir arada çalışmanın bireysel sorumluluğunu üstlendiği medeni ve kaliteli bir ortama kendiliğinden dönüşüyor.”
BAB Architects tarafındanbu bakış açısıyla ele alınan Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Binası Açık Ofis Katları planlama ve tasarım kurgusuyla mimarinin insan psikolojisi üzerindeki pozitif etkilerinin çalışma ortamlarındaki verimliliği de doğrudan etkileyebileceğinin nitelikli bir örneği olarak ayrışıyor.
Künye:
Proje Adı: Anadolu Ajansı Ankara Genel Müdürlük Açık Ofis Projesi