“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 23

Türkiye’de Konutları Dönüştürmenin Bedeli 1 Trilyon Doların Üzerinde

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, ‘’Türkiye’de konutların güçlendirilmesi iklim değişikliği ile beraber 1 trilyon doların üzerine çıkıyor.’’ dedi.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ve Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği (UN Global Compact Türkiye Ağı) iş birliğiyle düzenlenen “9. Sürdürülebilir Finans Forumu”, Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi. Forumda konuşan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, depremin ekonomik boyutunu değerlendirdi.

Türkiye’de bulunan mevcut evlerin dayanıklaştırılması konusunu ele alan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Strateji ofisimizle görüştüğümüzde tekrar inşasının 81 milyar dolar olduğunu, ekonomik kayıplarla beraber yaklaşık 100 milyar doların üzerine çıkan bir maliyetin olduğunu hesapladık.” ifadelerini kullandı.

Lopez, “Bu, Türkiye’nin GSMH’sinin yüzde 10’un dan daha fazla. Gerçekten büyük bir rakamdan bahsediyoruz.” dedi. Mevcut evlerin dirençli hale getirilmesinin maliyetinin yaklaşık 465 milyar dolar olduğunu aktaran Lopez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya genelinde yüksek sıcaklıkta da Türkiye rekorlar kırdı. Türkiye’de 20 yıl önce yaklaşık 200 ekstrem hava olayı oluyordu. Birkaç yıl önce bu rakamın bine çıktığı tespit edildi.

Peki iklim değişikliğine adaptasyon maliyeti nedir? İklim değişikliğini azaltma maliyeti, Türkiye’de 600 milyar doların üzerinde bir maliyet bekliyor. Yani 100 milyar dolar deprem, 500 milyar dolar evlerin, konutların güçlendirilmesi ve iklim değişikliği ile beraber 1 trilyon doların üzerine çıkıyor.

Bu noktada yüzde 100 ülkenin GSMH’si demek. Bunu bağlama oturtmak gerekirse bütün Dünya Bankası Grubu’nun dünyaya sağlamış olduğu kredi 168 milyar dolar. 6 Şubat depremi sonrası 1 milyar dolarlık bir program duyurduk.”

“Son 3 yılda 139 şirket halka arz oldu”

 Etkinlikte konuşan Borsa İstanbul AŞ Genel Müdürü Korkmaz Ergun, son 3 yılda 139 şirketin halka arzından 107 milyar TL kaynak sağlandığını söyledi. Ergun, şirketlerin daha güçlü bir öz sermaye ile pasif taraflarını daha sağlıklı şekilde yürütebilme imkanına kavuştuklarını gösterdiğini dile getirdi.

Korkmaz Ergun, “Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonunda, ülkemizin büyümesinin ve sürdürülebilir kalkınmasının finansmanında sermaye piyasaları ve borsa olarak daha fazla sorumluluk ve rol alacağız. Son 3 yılda yakaladığımız ivme, bu sorumluluğu almada bizi motive etmektedir. Son 3 yılda 139 şirketin halka arzından 107 milyar TL kaynak sağlandı.” diye konuştu.

“Üst üste küresel krizler yaşadık”

UN Global Compact Türkiye Ağı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü de son yıllarda üst üste küresel krizler yaşandığını, bunun da sürdürülebilir kalkınmayı önemli şekilde yavaşlattığını belirtti. Halihazırda dünyanın, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının sadece yüzde 15’inde ilerleme kaydedebildiğini vurgulayan Dördüncü, yüzde 48’inde ilerlemeler zayıf ve yetersizken, yüzde 37’sinde bunun durduğunu, hatta geriye gittiğini anlattı. Dördüncü, “2030 yılında hayal ettiğimiz daha adil, daha yaşanılabilir, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakabileceğimiz dünya hedefimizi gerçekleştirebilmek için rotamızı değiştirmeliyiz” dedi.

“Sürdürülebilir kalkınma bir kaldıraç görevi görüyor”

SKD Türkiye Başkanı Ebru Dildar Edin de şubatta yaşanan depremlerin Türkiye’yi maddi ve manevi büyük bir sarsıntıya uğrattığını dile getirerek, şunları söyledi: 

“Deprem kuşağında yer alan ülkemize büyük bir ölçekte zarar vermemesi için dirençli ve yeşil kentlerin inşasına, bu inşaatların yapılabilmesi için de finansmana ihtiyacımız bulunuyor. Bugün sizlerle bu alanda gelişmeleri, finans sektörünün dış kaynak temininde sürdürülebilir kalkınmada ve 6 Şubat depremi temasıyla ele alacağız. Türkiye’yi uluslararası alanda daha öne çıkarmak için kamu, iş dünyası ve STK’ların her zamankinden daha çok çalışıp küresel rekabette avantaj elde etmemiz, refah toplumuna ulaşabilmemiz için çok gereken bir öncelik. Sürdürülebilir kalkınma önemli bir kaldıraç görevi görüyor.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

İskele Kalıp Sanayicileri Derneği İş Birliği ile İskele-Kalıp Sektörü Tek Bir Salonda 46. Yapı Fuarı’nda Olacak!

Türk yapı sektörünün buluşma noktası Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 17-20 Nisan 2024 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başlıyor. 

17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde bu yıl 46’ncısı gerçekleşecek olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgedeki en büyük, dünyada ise beş büyük yapı fuarından biri olma özelliğini taşıyor. 

İKSD İşbirliğiyle Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’te Özel İskele-Kalıp Salonu!

İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliğiyle, bu yılki Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024 fuarında İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuluyor. 

ICA Build Fuarcılık A.Ş. ve İKSD arasında yapılan bu iş birliği anlaşması ile fuara katılan firmaların daha fazla etkileşim yaratması amaçlanmaktadır. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer alacağı bu özel salon ile katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacak.

ICA Events Bölge Direktörü Kemal Ülgen:

“Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul 2024’e yönelik İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliği kapsamında İskele Kalıp firmaları için özel bir salon oluşturulmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu iş birliği, sadece Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul 2024 için değil, aynı zamanda Türkiye inşaat sektörünün daha da büyümesi ve gelişmesi için önemli bir kilometre taşı. İşte bu yüzden, hep birlikte bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. ICA Build Fuarcılık A.Ş. olarak inşaat sektöründeki deneyimimiz ve bilgi birikimimiz ile sektörün öncülerine bu yıl yeni fırsatlar sunmak istiyoruz. 46. yılına giren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’ da İKSD ile yapmış olduğumuz iş birliğinin diğer ilgili sektörler içinde örnek olacağı inancındayız. 

İskele Kalıp Sanayicileri Derneği Başkanı Kubilay Tüfekçi iş birliği hakkında şunları söyledi: 

“İKSD’nin öncelikli hedefleri; sektörün ulusal ve uluslararası tanıtımı ile ihracat birlikleri ve fuar sektörü ortak iş birlikleri ve destekleriyle ihracat rakamlarını arttırmaya yönelik katkı sağlamak, eğitim ve görünürlük arttırma çalışmalarımızı da rutinde devam ettirmektir.

Bu iş birliği hedeflerimiz doğrultusunda üye firmalarımız için büyük bir avantaj sağlayacaktır. Yapı Fuarı’na katılan firmalarımız, daha fazla görünürlük elde edecek ve yeni iş fırsatları yakalama şansına sahip olacaklar. Aynı zamanda, sektörümüzün gelişimine de katkı sağlayacağız.”

Fuar hem yerel hem de yabancı katılımcılar için alıcılara, karar vericilere ve kanaat önderlerinden oluşan oldukça hedefli bir kitleye ulaşmayı sağlayan bir platform görevi görüyor. Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan da alıcıları cezbeden fuar, yeni iş birliklerinin kurulmasında da büyük bir rol oynuyor. 

24 Ekim Salı günü İskele Kalıp Derneği ve ICA ekibi arasında gerçekleştirilen özel bir kura çekimi ile dernek üyelerinin stant yerleri belirlendi.

46. yaşını kutlayan Yapı Fuarı- Turkeybuild İstanbul, bölgedeki en etkili iş platformu olmasının yanı sıra, Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olma niteliğini de taşıyor. 

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Kasım’da Yüzde 2,2 Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet, perakende, ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin kasım ayı güven endeksini açıkladı. Endeks, inşaat sektöründe yüzde 2,2 arttı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Kasım ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 2,4 oranında azalarak 110,9 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,9 oranında azalarak 111,7 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 2,2 oranında artarak 91,0 değerini aldı. 

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksleri ve değişim oranları, Kasım 2023

EndeksBir önceki aya göre değişim oranı (%)
EkimKasımEkimKasım
Hizmet sektörü güven endeksi113,6110,90,5-2,4
Son 3 aylık dönemde iş durumu114,5110,0-0,3-4,0
Son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep113,2108,00,9-4,6
Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi113,0114,80,91,6
Perakende ticaret sektörü güven endeksi113,9111,7-3,3-1,9
Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar120,3116,4-2,8-3,3
Mevcut mal stok seviyesi(1)95,495,4-2,90,0
Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi126,0123,4-3,9-2,1
İnşaat sektörü güven endeksi89,191,00,92,2
Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi82,183,50,21,7
Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi96,198,61,42,6

Krediyle Konut Alacak EYT’lilere Çifte Fırsat

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesinden yararlanarak emekli olanlar da diğer emekliler gibi, Türkiye genelinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek evleri için emlak vergisi ödemeyecek.

2023 yılında emekliliğe hak kazanan EYT’lilerin emlak vergisi muafiyeti, 2024 yılı itibariyle başlayacak. Konut kredisi ile yeni ev sahibi olan EYT’lilerin, emlak vergisi muafiyeti yanında bir avantajı daha bulunuyor. Tüketicilerin kredi, sigorta ve konut süreçlerini kolaylaştıran olayinkolayi.com sitesi, hayat sigortalı konut kredisi kullanan EYT’lilere sigorta poliçelerinde yüzde 40’a varan fiyat indirimi sunuyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) son paylaştığı verilere göre 2023 yılının ilk 9 ayında kullanılan konut kredisi tutarı 445 milyar lirayı aştı. Ev sahibi olmak için finansman desteği alacak tüketicilerin önünde “hayat sigortalı” ve “hayat sigortasız” şeklinde iki farklı kredi seçeneği bulunuyor. Sigorta yaptırmayanlar, daha yüksek faiz öderken, sigorta yaptıranlar ise daha düşük faiz oranlı kredi borcunu hayatın beklenmedik sürprizlerine karşı güvence altına alabiliyor. Hayat sigortalı konut kredisi kullananlar, olayinkolayi.com sitesine başvurduklarında, sigorta poliçelerinde yüzde 40’a varan oranlarda tasarruf edebiliyor.

Konut alacak EYT’lilere, ücretsiz asistanlık hizmeti

olayinkolayi.com sitesi, sunduğu “Konut Asistanı” hizmetiyle, ev almak isteyen EYT’lilere, aradıkları konut için gerekli olabilecek birçok araca tek bir adresten ulaşabilme imkanı sağlıyor. Ayrıca olayinkolayi.com’un hesaplama araçlarını kullanan EYT’liler, maaş ve gelirlerine göre ideal ev tutarı, emlakçı komisyonu, tapu harcı, taşınma masrafları gibi olası giderlerini de kolayca hesaplayabiliyor.

Mersin’deki 2 Bin 400 Yıllık Kule Restore Edildi

Mersin’in Silifke ilçesinde milattan önce 4. yüzyılda inşa edilen 2 bin 400 yıllık geçmişe sahip Uzuncaburç Antik Kent içerisindeki kule restore edildi.

Silifke ilçesinin 30 kilometre kuzeyinde yer alan ve sütunlu caddesi, tapınakları, anıtsal çeşmeleri, tiyatrosuyla dikkati çeken antik kentte, tarihi değerlerin gün yüzüne çıkarılması amacıyla çalışmalar devam ediyor.

Yıl boyu devam eden kazıların yapıldığı antik kentte, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Adana Rövöle ve Anıtlar Müdürlüğü, Adana Koruma Kurulu, bir inşaat firması ve Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığındaki ekip de restorasyon çalışması gerçekleştiriyor.

Ekip, ilk olarak antik kentteki, Helenistik döneme ait yaklaşık 30 metre yüksekliğinde rahip krallar için yapılan 5 katlı yapıda arkeolojik kazı çalışması yaptı.

Kazı çalışmalarının ardından tarihsel süreç içerisinde istila ve iklim koşullarından dolayı çökme ve tahribatın yaşandığı kulede restorasyon gerçekleştirildi.

Kazı başkanı Ümit Aydınoğlu,Uzuncaburç’un, Mersin’de en iyi şekilde korunmuş antik kentlerden biri olduğunu söyledi.

Antik kentte birçok çalışma gerçekleştirdiklerini anlatan Aydınoğlu, bunlardan en önemlilerinden biri de rahip kralların ikamet ve idare merkezi olan kulede yapılan restorasyon olduğunu belirtti.

Kulenin restorasyonla antik kentteki en görkemli yapı haline geldiğini aktaran Aydınoğlu, “Binlerce yıldır ayakta duran bu kule yıkılmak üzereydi. Arkeolojik kazılarını gerçekleştirdik ve kule restore edildi. 1000 yıl daha ayakta kalmasını sağlayacak şekle getirdik. Büyük bir çalışma oldu.” diye konuştu.

Aydınoğlu, kuledeki restorasyon öncesi yaptıkları kazılarda, Bizans dönemine ait tarım aletleri, avizeler, heykeller, takılar, teraziler gibi çok sayıda eser bulduklarını söyledi.

Kuledeki kazı ve restorasyon çalışmalarının çok önemli veriler sağladığına değinen Aydınoğlu, şöyle devam etti:

“Kulede hem içte hem dışta görülen bütün taşlar yerinde onarıldı. Kimyasal ve mekanik yöntemlerle kule sağlam hale getirildi. Kulede taşları birbirine bağlayabilmek için 15 bin metre çelik çubuk kullanıldı. 15 bin metre çelik çubuk kullanmak devasa bir mesele. Bunun sayesinde taşların hepsi sağlamlaştırıldı. Ardından da içeriye çelik iskelet kuruldu. Bu iskelet kuleyi boydan boya kaplıyor. Katları da oluşturuldu. Dışardan da çelik kuşaklar yapıldı, bu kuşaklar içerideki demir iskeletle birbirine bağlandı. Hem taşlara müdahaleyle hem sağlamlaştırmayla artık bu yapı gelecek nesillere aktarılmaya hazır hale geldi.”

Aydınoğlu, kulenin son haliyle antik kentin en görkemli yapısı haline geldiğini belirtti.

Kulenin, Uzuncaburç Antik Kenti’ndeki diğer yapılarla bütünlük sağlayacağını aktaran Aydınoğlu, “Burası Mersin’in Türkiye ve dünya çapında daha tanınır hale gelmesini ve kültürel anlamda öne çıkmasını sağlayacak durumda. Bir yandan modern sivil mimarlık örneklerini korumaya bir yandan da antik yapıları ayağa kaldırıp gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz.” dedi.

Aydınoğlu, antik kentte yakın zamanda yapılacak çevre düzenlenmesiyle bölgenin ziyaretçiler için çekim merkezi haline geleceğini kaydetti.

Türkiye genelindeki tüm restorasyon projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: AA

Şile’de Kavşak ve Alt Geçit İnşaatı Başladı


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şile’nin Yenidoğan mevkiinde yaşanan yoğun trafik sorununa çözüm olması amacıyla yapılan kavşak ve alt geçit inşaatını başlattı.

Yolun Yenidoğan mevkiinde trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla planlanan “Çekmeköy Taşdelen Mahallesi Şile Yolu Yenidoğan Kavşağı Yol Kavşak İnşaatı” başladı. Projeye göre, alt geçit imalatı yapılarak İstanbul-Şile Otoyolunun kesintisiz olarak her iki yönde de trafik akışı sağlanacak. Alt geçidin üstüne dönel kavşak yapılarak hem İstanbul-Şile Otoyolu üzerindeki geri dönüşler sağlanacak hem de çevre mahallelere yol bağlantıları yapılacak. Ayrıca mevcut yan yollar birer şerit daha artırılarak trafik akışının rahatlatılması sağlanacak.

Bir Yıl İçerisinde Tamamlanacak

İş kapsamında şantiye kurulumu yapıldı ve çalışma alanı panolarla kapatıldı. Kılavuz duvarlarının yüzde 8’i tamamlandı. Diyafram duvar imalatlarına başlandı. Çalışmaların 1 yıl içinde bitirilmesi planlanıyor. Çalışmanın 120 gün sürecek 1. Etabı kapsamında, 21 Kasım 2023 Salı günü Şile-İstanbul yönü 2 şerit olarak yan yoldan verilecek. İstanbul-Şile yönü ise 2 şerit olarak ters istikametten sağlanacak. İstanbul istikametinden gelip Sancaktepe, Yenidoğan, Sultanbeyli ve Alemdağ istikametine gidecek araçların geçişi de yan yol güzergâhından sağlanacak.

Şile ulaştırma projelerinin tümüne buradan ulaşabilirsiniz.

ABD’de Konut Satışları Ekim Ayında 3,79 Milyon Dolara Geriledi

Ulusal Emlakçılar Birliği (NAR), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ikinci el konut satış verilerini yayımladı. Buna göre ülke genelinde ekim ayında satışlar yüzde 4,1 azalarak 3,79 milyon dolara geriledi.

Art arda 5 aydır düşüş kaydeden ikinci el konut satışları, Ağustos 2010’dan bu yana en düşük seviyeye indi. Piyasa beklentileri, ikinci el konut satışlarının bu dönemde 3,9 milyon seviyesinde gerçekleşmesi yönündeydi.

İkinci el konut satışları, eylülde yüzde 2,2 azalışla 3,95 milyon olarak kaydedilmişti.

Ülkede ikinci el konut satışları, ekimde geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 14,6 azaldı.

ABD’de ikinci el piyasasında medyan konut fiyatları, ekimde üst üste dördüncü ayda yıllık bazda artış gösterdi ve yüzde 3,4 yükselerek 391 bin 800 dolara çıktı.

“Potansiyel Alıcılar Zor Bir Ay Daha Yaşadı”

Açıklamada görüşlerine yer verilen NAR Başekonomisti Lawrence Yun, potansiyel ev alıcılarının konut stoku azlığı ve yüksek mortgage oranları nedeniyle zor bir ay daha yaşadığını kaydetti.

Konut alıcıları için koşullar sıkı kalsa da satıcıların iyi performans gösterdiğini ve fiyatların artmaya devam ettiğini belirten Yun, tipik bir ev sahibinin son üç yılda 100 bin dolardan fazla konut için birikim yaptığını aktardı.

Yun, mortgage oranlarının art arda üçüncü haftada da düştüğüne işaret ederek bunun da satın alma ilgisini artırdığını vurguladı.

Sınırlı da olsa konut stokunun bu kıştan sonra iyileşmesinin beklendiğini aktaran Yun, daha fazla stokun daha fazla ev satışına mal olacağına belirtti.

Four Seasons, Private Residences İstanbul’u Duyurdu

Four Seasons, Tay Group ile birlikte yürüttüğü İstanbul’daki ilk rezidans projesi Four Seasons Private Residences İstanbul’u tanıttı.

Four Seasons Dünya İş Geliştirme ve Portföy ve Rezidans Yönetimi Başkanı Bart Carnahan, “Dünya çapında öncelikli pazarlarda rezidans portföyümüzü genişletmeye devam ediyoruz. İstanbul’daki yeni rezidans projemiz, otel rahatlığı ve konforunda farklı bir yaşam tarzı deneyimi yaratarak, Sultanahmet ve Boğaz’daki ünlü otellerimizin başarısını ve itibarını devam ettirmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Tay Group ile ortaklığımızın doğal bir devamı olan rezidans projemizde yeni sakinlerine İstanbul’da en iyi yaşam deneyimini sunabilmek için bir kez daha iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, “Four Seasons ile İstanbul’da olağanüstü  lüks deneyimleri sunma konusunda köklü bir geçmişe sahibiz. Yıllardır birlikte edindiğimiz bu güçlü ve başarılı tecrübemiz iş birliğimizi taçlandırarak yeni projelerimize ışık tutuyor.” dedi. 

Projenin Kapıları Çok Yakında Açılacak

Toprak, “Şimdi ise bu muhteşem şehirde lüks gayrimenkul, yenilikçi tasarım ve dünyaca ünlü bir marka olan Four Seasons’ın sunacağı kişiselleştirilmiş hizmetlerini deneyimlemek isteyenler için en değerli adresi yaratıyoruz. Çok yakında yeni projemizin kapılarını açarak rezidans sahiplerimizin bu deneyimi yaşamalarından mutluluk duyacağız” şeklinde konuştu.

Four Seasons Private Residences’da, İstanbul’da Penthouses, Sky Loft, Garden Suites ve Apartment Residences’tan oluşan 82 daire bulunuyor.

Ulus, Etiler ve Levent semtlerinin buluşma noktasında yer alan Four Seasons Private Residences İstanbul, şehrin en lüks mağazalarına, ünlü lezzet duraklarına ve popüler eğlence seçeneklerine yakın bir konumda yer alıyor.

Four Seasons’ın tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

ÇİMKO’nun Üç Tesisine Ödül

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından düzenlenen 6. Çevre Ödülleri kapsamında, ÇİMKO’nun üç tesisi ödül almaya hak kazandı.

SANKO Holding şirketlerinden ÇİMKO Çimento ve Beton’un Kahramanmaraş, Altınşehir ve Osmaniye tesisleri Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından düzenlenen 6’ncı ‘Çevre Ödülleri’nde ödül kazandı.

Türkiye Hazır Beton Birliğinin üyesi olan şirketlerin çevreye uyumlu üretim yapmalarını teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiği “THBB Çevre Ödülleri”, BETON 2023 Kongresi ve Fuarı’nda düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. THBB üyesi beton tesislerinin bağımsız ekipler tarafından denetlenmesi süreci sonunda kriterleri yerine getiren toplam 12 tesis ödül almaya hak kazandı.

ÇİMKO Çimento Hazır Beton Şube Genel Müdürü Mustafa Demirci, doğaya ve insana saygılı üretime her zaman önem verdiklerini vurgulayarak, “Çevreye karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin haklı gururunu yaşıyoruz.” dedi.

Demirci, çevre dostu uygulamalar ve sürdürülebilir çevre politikaları kapsamında attıkları adımlar neticesinde üç tesislerinin ödüle değer görülmesinden mutluluk duyduklarını söyledi.

Çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerine vurgu yapan Demirci, çimento sektöründe 1995 yılından beri faaliyet gösteren ÇİMKO’nun yıllık 5,3 milyon ton klinker üretimi ve 9,4 milyon ton çimento öğütme kapasitesine sahip olduğunu belirtti.

Kurulduklarından beri önceliklerinin çevreye karşı sorumlulukları yerine getirmek, dünya standartlarında kaliteli üretim gerçekleştirmek ve sürdürülebilirlik olduğunun altını çizen Demirci, tesislerinin verilerine bakıldığında dünya standartlarına göre en iyiler arasında yer aldığını kaydetti.

Ulaştırma Alanındaki Ar-Ge Projeleri Yüzde 100 Desteklenecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının, kamu kurum/kuruluşları ve üniversitelerle yürüttüğü ulaştırma alanındaki Ar-Ge projeleri yüzde 100’e kadar desteklenebilecek. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan Araştırma Geliştirme Projelerinin Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Bakanlığın kamu kurum/kuruluşları ve üniversitelerle ulaştırma alanında yürüttükleri AR-GE projelerine yüzde 100’e kadar destek verilebilecek.

Türkiye genelindeki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Akar Yapı’dan Kartal’a Yeni Bir Soluk

Gayrimenkul sektörünün öncü isimlerinden Akar Yapı, İstanbul’un Kartal ilçesinde huzurlu bir yaşam alanı vadeden Yakapark’ı sundu.

Aydos Ormanları’nın yanı başında planlanan proje, ferah daireleriyle dikkat çekiyor. Şehir merkezine yakın ancak gürültüden uzak kalmak isteyenler için özel olarak tasarlanan Yakapark, mahalle kültürünü de projeye dahil ederek eşsiz bir yaşam imkanı sunuyor.

Özellikle güneş enerjisi sistemleri sayesinde sürdürülebilirliğe verilen önemin ortaya konduğu Yakapark projesi, deniz ve orman manzarasıyla huzuru da bir araya getiriyor.

Projenin en önemli noktalarından birisi ise Akar Yapı güvencesiyle 0,69 kredi oranı ve 180 ay vade imkanı sağlanması oluyor. Tem Otoyolu’na 2 dakika, E5 Metro Hattı’na 5 dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na ise 15 dakika mesafede olan Yakapark, istenilen her yere ulaşım kolaylığıyla tüm alıcıların beğenisini kazanıyor.

Sosyal Donatılar Zenginlik Katıyor

Toplam 32 bin metrekare inşaat ve 6 bin 300 metrekare yaşam alanı bulunan projede 2 ayrı blok ve 166 adet konut bulunuyor. Sosyal donatıların titizlikle yer bulduğu Yakapark’ta basketbol sahasından kapalı havuza, hobi bahçesinden yürüyüş parkuruna, çocuk oyun alanından spor salonuna kadar birçok alternatif yer alıyor. Ayrıca, sinema salonu, meyve bahçesi, kreş, açık hava spor alanları gibi birçok detay da projeye değer katıyor.

İnşaat çalışmalarının 2018 yılında başladığı Yakapark projesinin 2024 yılının Mart ayında teslim edilmesi hedefleniyor.

Akar Yapı tarafından geliştirilen ‘Yakapark’ projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Konutta En Yüksek Getiri Sağlayan İlçe: ‘Mamak’

Endeksa tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’nin en yüksek konut getiri oranına sahip ilçesi, yüzde 8,54 ile başkent Ankara’dan ‘Mamak’ oldu.

Türkiye’nin en büyük illeri İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Adana ve Mersin’in mercek altına alındığı Endeksa’nın araştırmasına göre; yüzde 8,54 yıllık getiri ortalaması ile en kârlı ilçenin Mamak olduğu tespit edildi. Ankara’nın dördüncü büyük ilçesi olan Mamak genelinde fiyatlar; ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 859 bin 280, ortalama konut kirası ise 12 bin 613 TL seviyesinde seyrediyor.

Esenyurt listede ikinci sırada 

Değerlendirmelere göre Türkiye’nin en cazip ikinci ilçesi yüzde 7,93’lük getiri oranı ile İstanbul – Esenyurt. Esenyurt’ta ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 923 bin 790 TL, ortalama konut kirası ise 11 bin 680 TL civarında. Listenin üçüncü sırasında ise yine Ankara’dan Altındağ var. Ülkenin getiri şampiyonu Ankara’nın popüler metropol ilçesinde getiri yüzde 7,62 oranında gerçekleşti. Altındağ’da ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 71 bin 440 TL, ortalama kira da 12 bin 199 TL olarak belirlendi.

Üçüncü büyükşehir İzmir listede ilk üç içerisinde yer alamadı

Türkiye’nin üçüncü büyük ili İzmir, getiri oranlarında listeye beşinci sıradan girdi. Ege’nin incisinde en karlı ilçe, yüzde 7,24 ile Konak oldu. Konak’ı yüzde 7,14 ile Bursa’nın ilçesi Yıldırım izliyor. Türkiye turizminin göz bebeği Antalya’nın yerel şampiyonu ise Kepez. İlçedeki yıllık konut satışı ve kira getiri ortalaması yüzde 6,86’ya ulaşmış durumda.

Yıllık getirisi en düşük ilçeler Karabağlar, Gemlik ve Yenişehir

Endeksa’nın analizine göre, Türkiye’nin en büyük kentlerinin getiri oranı en yüksek ilçeleri listesinde son sırada, İzmir’in Karabağlar ilçesi var. Karabağlar’da ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 610 bin 600 TL ve ortalama kira ise 13 bin 482 TL. Bu ilçede yatırımcıları bekleyen yıllık getiri oranı yüzde 6,76 seviyesinde. Listede Karabağlar’ın bir sıra üstünde yüzde 6,77 yıllık getiri ile Bursa Gemlik bulunuyor. Gemlik’te bir konut ortalama 1 milyon 946 bin 21 TL’ye satılıyor ve 10 bin 379 TL’ye kiralanıyor. Sıralamada bir üst noktadaki ilçe Mersin’in Yenişehir ilçesi. Yenişehir’de ortalama konut satış fiyatı 3 milyon 668 bin 160 TL, ortalama konut kirası da 15 bin 116 TL. İlçedeki konut getirisi oranı yüzde 6,82 olarak kayda geçti.

İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi 71,30 Puana Düştü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından hazırlanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi 2023 sonuçları açıklandı. Endeks, ekim ayında 0,40 puan gerileyerek 71,30’a düştü.

Türkiye İMSAD raporuna göre; İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi, seçimler sonrasındaki 4 aylık süreçte dar bir bant içinde kalarak durağan bir döneme girdi. Bu çerçevede Bileşik Endeks, ekim ayında 0,40’lık düşüşle 71,30 puana geriledi. Raporda, Bileşik Endeks performansının büyük ölçüde iç ve dış pazarlardaki koşullara bağlı olarak faaliyetlerin seyri tarafından belirleneceğine işaret edildi. Güven ve beklentilerdeki kalıcı iyileşmenin ise zaman alacağına vurgu yapıldı.

Faaliyet Endeksi’ndeki Yükseliş Dördüncü Ayında 

Rapora göre, seçimler sonrası faaliyetlerde dört ay üst üste büyüme gerçekleşti. Bununla birlikte yurtiçinde para politikasındaki sıkılaşma da etkisini göstermeye başladı. Bu çerçevede ekim ayında bir önceki aya göre 1,4 puan artan Faaliyet Endeksi, 145,6 puana yükseldi. Bu sonuçla Faaliyet Endeksi hazırlandığı dönem içerisinde en yüksek puana ulaşarak rekor tazeledi. Rapora göre, yurt içi satışları ekim ayında bir önceki aya göre geriledi. Satışların azalmasında sıkı para politikasının etkileri görülürken, iç satışlar ise mevsimselliğin etkisiyle sınırlı da olsa büyüme gösterdi. Üretimde ekim ayında yüksek bir artış gerçekleşti. Cirolar da önemli ölçüde genişledi. Ekim ayında yurt dışı ihracat fiyatları ise uzun süre sonra ilk kez geriledi.

Ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen Türkiye İMSAD raporuna göre; ekim ayında faaliyetlerdeki artışa rağmen Güven Endeksi sınırlı düşüşünü sürdürdü. Güven seviyesi ekim ayında bir önceki aya göre 0,43 puan azalarak 32,95 puana indi. Böylece Güven Endeksi kırılgan ve zayıf kalmaya devam etti. Raporda, politika uygulamalarının inşaat sektörü ile inşaat malzemesi sanayi üzerindeki olası sınırlayıcı etkilerinin öngörülmeye çalışıldığına dikkat çekildi.

Rapora göre Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesi çok sınırlı ölçüde geriledi. Yurt içi pazarlarda güven sınırlı ölçüde azalırken, ihracat pazarlarına olan güven de uzun bir aranın ardından ekim ayında geriledi. Mevsimsellik etkisinin sonlara doğru yaklaştığına işaret edilen raporda, bunlara bağlı olarak güvenin önümüzdeki birkaç ay daha zayıf ve kırılgan kalacağı tahmin edildi.

Rapora göre, ekim ayında düşüş gösteren bir diğer alan ise Beklenti Endeksi oldu.Ekim ayında yeni ekonomi politikalarının daha belirgin hale gelmesi ile yurtiçi ve yurtdışı siparişlerdeki düşüşler; üretim, yatırım ve istihdam beklentilerini sınırladı. Mevsimsellik katkılarının da sona doğru gelmesinin etkisiyle Beklenti Endeksi, ekim ayında bir önceki aya göre 1,1 puanlık gerileme gösterdi. Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerdeki zayıflamanın duraksadığı süreçte, önümüzdeki üç aya ilişkin alınan ihracat siparişleri de gerilemesini üst üste iki aya çıkardı. Rapora göre, iç ve dış pazarlardaki koşullar beklentileri ekim ayında olumsuz etkiledi. Beklenti Endeksi’nde önümüzdeki aylarda da benzer bir eğilimin yaşanması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: ‘’Konutta Arz ve Talep Dengeli Bir Şekilde Yönetilmeli’’

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilk kez konut alacaklar için kredi verilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından ilk kez konut sahibi olacak kişilere kredi verilmesine ilişkin konuyu gündeme alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:

“Merkez Bankası ile BDDK, ikinci ve üçüncü ev alımında krediye erişimi zorlaştırdı, biliyorsunuz. İlk ev alımında kredi erişimini sağlıyoruz. Orada bir düzenleme yapacağız demiştik, onu bu şekilde yapmış olduk. İkinci ve üçüncü konut alımında artık pek kredi imkanı yok. İkinci, üçüncü konuta kredi imkanı olmayınca konut kredi imkanları ilk konut sahipliği için kullanılmış oluyor.

Konut sahipliği meselesini sadece kredi odaklı değil aynı zamanda konut arzıyla birlikte düşünmek lazım. Konut arzı ve konut talebi şeklinde… Aksi takdirde sırf krediyi düşünürseniz, konut fiyatlarını istemediğiniz yere götürme ihtimaliniz var. Konut arzını ve konut talebini dengeli bir şekilde yönetmemiz gerekiyor.”

İnşaat Sektörü İstihdam Endeksi Yüzde 13,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temmuz-eylül dönemine ilişkin iş gücü girdi endeksini açıkladı. İnşaat sektörü istihdam endeksinde ise yüzde 13,7 artış kaydedildi.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 0,8, inşaat sektöründe yüzde 13,7 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 4 artış kaydetti.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, temmuz-eylül döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,1 artış gösterdi. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 3, inşaat sektöründe yüzde 14,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 6,2 yükseldi.

Brüt ücret-maaş endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 113,7 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 107,9, inşaat sektöründe yüzde 141,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 114,1 yükseliş gösterdi.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde ikinci çeyreğe göre yüzde 1,4 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 0,7, inşaat sektöründe yüzde 4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 1,4 yükseldi.

Sektörler toplamında çalışılan saat endeksi, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 2,1 artış kaydetti. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 1,2, inşaat sektöründe yüzde 4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 2,2 arttı.

Brüt ücret-maaş endeksi, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 25,1 artış gösterdi. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 23,1, inşaat sektöründe yüzde 30,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 25,7 artış olarak kayıtlara geçti.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik iş gücü maliyeti endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 105,3 arttı. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 106,5, inşaat sektöründe yüzde 112,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 105,1 yükseliş kaydetti.

Saatlik kazanç endeksi, aynı dönemde yüzde 101,4 artış gösterdi. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 101,7, inşaat sektöründe yüzde 110,2 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 101,6 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç dışı iş gücü maliyeti endeksi, üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 127,5 yükseldi. Endekste, sanayi sektöründe yüzde 133,5, inşaat sektöründe yüzde 123,9, ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 125,5 artış görüldü.

Sektörler toplamında saatlik iş gücü maliyeti endeksi, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 22,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks, sanayi sektöründe yüzde 22,3, inşaat sektöründe yüzde 25,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 23,1 yükseldi.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 22,5 yükseliş gösterdi. Endeks, sanayi sektöründe yüzde 21,6, inşaat sektöründe yüzde 25,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 22,9 artış olarak kayıtlara geçti.

Saatlik kazanç dışı iş gücü maliyeti endeksi, aynı dönemde yüzde 24,7 artış kaydetti. Alt sektörler incelendiğinde, endeksin sanayi sektöründe yüzde 25,5, inşaat sektöründe yüzde 25,9 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 24,1 arttığı hesaplandı.

Zigana Tüneli Yılın En Başarılı Projesi Seçildi

Cengiz İnşaat tarafından inşa edilen, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en uzun çift tüplü tüneli olan Zigana Tüneli, Uluslararası Yol Federasyonu’nu (IRF) tarafından “Yapım Metodolojisi” kategorisinde yılın en başarılı projesi seçildi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) idaresinde, Cengiz İnşaat tarafından yapımı tamamlanan Zigana Tüneli Projesi, ABD merkezli Uluslararası Yol Federasyonu (IRF) tarafından yapılan değerlendirmede “Yapım Metodolojisi” kategorisinde yılın en başarılı projesi ödülüne layık görüldü. ABD’nin Phoenix şehrinde yapılan ödül törenine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile KGM yöneticileri de katılırken ödülü; KGM Yol Yapım Dairesi Başkanı Emrah Uslu, KGM Karayolları Trabzon Bölge Müdürü Mehmet Aşık ve Cengiz İnşaat Proje Müdürü Tarık Eyüboğlu aldı. 

Tamamı Türk mühendislerin yönetimindeki Cengiz İnşaat ekibi tarafından inşa edilen Zigana Tüneli, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en uzun çift tüplü karayolu tüneli olma ünvanını elinde bulunduruyor. Her biri kesintisiz 14,5 kilometre uzunluğundaki çift tüp tünelden oluşan Zigana Tüneli, bağlantı yolları ile birlikte 15,1 kilometre uzunluğa ulaşıyor. İleri mühendislik teknolojileri açısından önemli bir örnek oluşturan tünel projesinde imalatların fiziksel nicelikleri de dikkat çekiyor. 

Projede, yaklaşık 70 bin nüfusa hizmet edebilecek bin 850 adet 4 katlı konuta denk gelecek miktardaki betonun yanı sıra kullanılan demir ve çelik miktarı da 6 adet Eyfel Kulesi inşa edilebilecek büyüklüğe ulaşıyor. Toplamda yaklaşık 3,2 milyon metreküp tünel kazısı yapılan proje, kazıdan çıkan malzemenin geri kullanılması alternatifleri ve ayrıca özel tasarım havalandırma sistemleri ile de diğer karayolu tünellerinden farklılık gösteriyor. 

Tünel içinde karşılaşılabilecek her türlü olumsuzluk ve kritik senaryolara karşı dizayn edilen “Dikey Havalandırma Şaftları” ve “Hava Değişim İstasyonları” Türkiye’de ve Avrupa’da karayolu tünellerinde ilk kez kullanılan özel yapım teknikleri ile inşa edildi. 3,6 metre çapındaki şaft kazılarının yapımı için Yükselen Delgi (Raise Boring) kazı metodu ve Yükselirken Delen Kazı Makinesi (RBM), kazısı tamamlanan şaftların iç yüzeylerinin kaplanması ve desteklenmesi için de Cam Elyaf Takviyeli Polyester (CTP) borular kullanıldı. Dikey havalandırma şaftlarının bulunduğu hava değişim istasyonlarında, tünel içindeki kirli havanın tahliyesi sağlanmakla birlikte, doğal ortamda oksijence zengin olan temiz havanın da tünel içerisine gönderilmesine de imkan veriliyor. 

Trabzon ve Gümüşhane sınırları içinde bulunan ve Karadeniz sahil yolunu, Trabzon-Maçka-Torul-Gümüşhane-Kale-Bayburt güzergahları üzerinden Aşkale/Erzurum’a bağlayan uluslararası yol ağında önemli bir arter olan Zigana Tüneli, Doğu Karadeniz’i Orta Doğu, Kafkaslar ve İran’a bağlayan tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde inşa edildi. Yüksek güvenlik önlemleri baz alınarak tamamlanan tünel, özellikle kış aylarında mevcut güzergahta yaşanan sorunları ortadan kaldırarak, sürücülere daha konforlu ve ekonomik bir ulaşım imkanı sağlıyor. 

Zigana Tüneli’nde her bir tüpte, 85’er metre uzunluğunda mavi ışıkla aydınlatılmış dört bölüm bulunuyor. Böylece tüneli kullanacak sürücülerin yaşayabilecekleri dikkat dağınıklığının da önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Yeni Otel Yatırımları İki Katına Çıktı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu yıl yatırım teşvik belgesi alan proje sayısı iki katına çıktı.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2029 yılı sekiz aylık (ocak-Ağustos) dönemde teşvik belgesi alan komple yeni yatırım amaçlı proje sayısı 63 iken 2023 yılının aynı döneminde bu sayı 153 oldu.

Bu dönemde işletmede iken teşvik belgesi alan yenileme amaçlı proje sayısı da 47’den 93’e çıktı.

Komple yeni yatırım teşvik belgesi alan proje sayısı 2014 yılında 49 ilde 205 belge ile zirve yapmıştı.

Projeler ile toplam 8 bin 583 kişilik istihdam adedi Oteller tarafından sağlanacak.

ABD’de İnşaat Demiri İhracatı Düştü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı tarafından paylaşılan bilgilere göre, ABD’nin inşaat demiri ihracatı Eylül ayında yüzde 19,5 düştü.

İnşaat demiri ihracatı ABD’de geçen yılın Eylül ayına göre, yüzde 50,9 artışla 20,051 metre seviyesinde kaydedildi. Bu ihracatın değeri, Ağustos ayında kaydedilen 20,8 milyon dolara ve geçtiğimiz yılın Eylül ayında kaydedilen 13,7 milyon dolara kıyasla 168 milyon dolar oldu.

Söz konusu ayda ABD’nin en fazla inşaat demiri ihracatı yaptığı ülke, 18,504 metre ile Kanada oldu. 

KÖİ Kapsamında 270 Proje İçin Sözleşme İmzalandı

Kamu-Özel Sektör (KÖİ) iş birliği kapsamında 1986 yılı ile 2023 yılı Eylül ayına kadar 270 projeye imza atıldı. Projelerin değeri 98,6 milyar dolar.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerinden yapılan derlemelere göre, Türkiye’de yap-işlet-devret (YİD), yap-işlet (Yİ), yap-kirala-devret (YKD) ve işletme hakkı devri (İHD) olmak üzere 4 temel kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeli uygulanıyor.

Kamu-özel sektör işbirliği modeli, özellikle otoyol, köprü, havalimanı gibi altyapı yatırımları ile hastane gibi kamu hizmetlerinin sunumunda alternatif bir finansman modeli olarak önem taşıyor.

Bu yöntemle yatırımların hızlı tamamlanmasının yanında projelere özel sektörün katılımının sağlanarak hizmet kalitesinin iyileştirilmesi ve proje maliyetlerinin düşürülmesi amaçlanıyor.

Türkiye’de bu modelin uygulanmaya başlandığı 1986’dan bu yılın eylül ayı sonuna kadar 270 KÖİ projesi için uygulama sözleşmesi imzalandı. Mevcut durumda 250 proje işletmeye alınırken, 20 projenin yapımına devam ediliyor.

Proje Sayısında Enerji Sektör İlk Sırada Yer Aldı

Proje sayılarının sektörlere göre dağılımında 102 ile ilk sırada enerji yer aldı. Bu sektörü, 46 ile kara yolu, 24’le liman, 23’le gümrük tesisi, 20’şerle havaalanı ve yat limanı-turizm tesisi yatırımları takip etti. Söz konusu dönemde bu modelle 18 sağlık tesisi yatırımı yapıldı. Yatırım yapılan diğer alanlar, madencilik, kültür-turizm tesisi, endüstriyel tesis, demir yolu ve katı atık oldu.

Uygulama sözleşmesi imzalanan projelerin toplam yatırım büyüklüğü de eylül fiyatlarıyla 98,6 milyar dolara ulaştı.

Bu tutar içinde 32,5 milyar dolarla kara yolu yatırımları ilk sırada yer aldı. Öne çıkan diğer alanlar, 24 milyar dolarla havaalanı, 21,7 milyar dolarla enerji ve 13 milyar dolarla sağlık tesisi, 2,5 milyar dolarla liman, 1,7 milyar dolarla endüstriyel tesis ve 1,5 milyar dolarla yat limanı- turizm tesisi yatırımları oldu.

Kamuya 106,2 Milyar Dolarlık İşletme Hakkı Devir Bedeli

Bu projeler için kamuya ödenecek işletme hakkı devri bedeli 106 milyar 219 milyon dolar olarak belirlendi.

İşletme hakkı devir bedellerinin sektörlere göre dağılımında ilk sırada 75 milyar 767 milyon dolarla havalimanı yatırımları yer aldı. Bunu, 22 milyar 735 milyon dolarla enerji yatırımları izledi. Liman yatırımları, 3 milyar 256 milyon dolarla, yat limanı ve turizm tesisi yatırımları da 3 milyar 183 milyon dolarla dikkati çekti.

Uygulama sözleşmesi imzalanan 270 yatırım içinde 127 projeyle YİD ve 120 projeyle işletme hakkı devri modelleri ilk sırada yer aldı. Bu modelleri, 18 projeyle yap-kirala-devret ve 5 projeyle yap-işlet modelleri takip etti. 

Kaynak: AA

Avro Bölgesi’nin İnşaat Üretimi Yüzde 0,4 Arttı

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) Avro Bölgesi’ne ilişkin eylül ayı inşaat üretim verilerini yayımladı. Buna göre, Avrupa Birliği (AB) genelinde inşaat üretimi yüzde 0,4 arttı.

Eurostat’ın verilerine göre inşaat üretimi, 2022’nin eylül ayına göre yüzde 0,3 düştü.

AB’de inşaat üretimi, eylülde önceki aya kıyasla yüzde 0,5, 2022’nin aynı dönemine göre de yüzde 0,1 arttı.

AB ülkeleri arasında eylülde inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 7,4 ile Slovenya’da, yüzde 3,6 ile Polonya’da ve yüzde 2,3 ile Slovakya’da ölçüldü. En fazla düşüş ise yüzde 1,9 ile Macaristan ve Romanya’da, yüzde 1,2 ile Portekiz’de ve yüzde 0,9 ile Avusturya’da kaydedildi.

Yıllık bazda ise inşaat üretimi Slovenya’da yüzde 32,1, Polonya’da yüzde 13,8 ve Romanya’da yüzde 10,9 artarken, Finlandiya’da yüzde 6,2, İspanya’da yüzde 6,1 ve Macaristan’da yüzde 6 düştü.

Bayraktar İnşaat 50. Yıl Kutlamasında Projelerini Anlattı

Bayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bayraktar, şirket kutlamasında yaptığı konuşmada, şirket olarak 50 yılda önemli başarılara imza attıklarını söyledi.

Kutlamada söz alan Bayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bayraktar, şunları söyledi:

“50 yıl boyunca çalıştığımız tüm işlerde güvenilir olmayı temel çalışma prensibi olarak benimsedik. Bu sayede, müşterilerimizin güvenini kazandık ve bugünlere geldik.

Devlette görev yaptığım yaklaşık 18 yıllık süre içinde, TOKİ Başkanlığı ve Emlak Konut Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundum. Son 10 yılda ise tekrar Bayraktar İnşaat’a odaklandım. Ankara’da Etlik Şehir Hastanesi karşısında 3000 konutluk bir proje yürütüyoruz. Ayrıca İstanbul’da da muhtelif inşaatlarımız var.

Şirketimiz bünyesinde üç şirket bulunuyor. Ayrıca oğullarım Rahmi Bayraktar ve Abdullah Bayraktar da BAYER İnşaat adı altında faaliyet gösteriyorlar. Damadım Barış Mandev de Ziya Yapı ismi ile inşaatçılık yapıyor. Biz esasında aile olarak inşaatçıyız; mühendislik ve mimarlık fakültelerinde okuyan iki torunumu da sayarsak ailede sekiz mimar ve mühendis var.”

Makam sahibi iken sana dost olmak isteyen, yakın olmak isteyen birçok kişi makamdan düşünce ortadan kayıp oluyor. Maalesef bu dünya; menfaat dünyası gibi görünüyor. 11 yaşımdan itibaren çalışıyorum, 5 yıl icra takipçiliği yaptım. Borcunu ödeyemeyecek durumda olanın malını haciz edip kaldırmak, haciz edip satmak zor iştir.

İnşaatçılık da kolay iş değil, hele yap-satçılık daha da zor. 1973 yılında inşaatçılığa başladık. 1974’de Kıbrıs Barış Harekâtı oldu, satışlar bıçak gibi kesildi. O günden bugüne hep krizlerle uğraştık. Bugün de ciddi satış sıkıntısı var; Ankara’da devam eden inşaatımız epeyce büyük, arsa sahibi kooperatife 1290 konut vereceğiz. Toplamda 3000 konut ve 2 çarşısı olan bir inşaat, güzel bir proje. 2500 konutun yapımına başladık. Bugüne kadar 300 kadar daire sattık. 

Yine İstanbul’da Kartal Samandıra Kavşağı’nda çok müthiş bir eğitim kompleksi yaptık bitirdik.

Koşuyolu’nda ofis binası yaptık bitirdik ve satışa çıkardık.

Silivri Selimpaşa’da 17 villa yapıyoruz.

Kırklareli-Demircihalil köyünde tarımsal üretim ve büyükbaş süt hayvancılığı yapıyoruz. Mevcut kapasitemizi arttırmak ve çiftliğimizi daha geliştirmek için çabalıyoruz.

Trabzon merkezde, Ortahisar Pazarkapı’da bitirme aşamasına getirdiğimiz cami ve külliye bizim en önemli sorumluluğumuzdur.

 Ticari literatüre baktığımızda, ekonomik geçmişi analiz ettiğimizde, aile şirketlerinin zor kurumsallaştığını görüyoruz ve birçoğu kısa ömürlü oluyor. Diğer yandan bugün dünyada ve ülkemizdeki en eski ve en kurumsal şirketlerin yine aile kökenli şirketler olduğunu görüyoruz.

Zorluklar insanı pişirir. Çalışarak öğrenmek, uygulama yaparak öğrenmek, üreterek öğrenmek çok verimlidir. Konuşmasını bilenler, iyi hatip olanlar, sunum yapabilen ve özgüveni yüksek olanlar daha kolay üst makamlara gelebiliyorlar. Değişen ve gelişen dünya şartlarına ayak uyduramayanların silindiğini gördüm.

Yalancılardan, kibirli insanlardan, haddini bilmeyenlerden ve hazır yiyicilerden çok çektim. Başkasının yetkisini ve gücünü kullanıp suistimal edenlerden, hak etmediği yerlere gelmek için türlü entrikalar yapıp, takla atanlardan, emek vermediği halde, emir vermeye çalışanlardan Dışarıdan gazel okuyan ve ahkam kesenlerden çok çektim…

Makam, mevki sahibi iken çok yakınımda olmak isteyen kişilerden birçoğunun, makamdan düşünce arkamdan konuştuklarını gördüm.

Çok çalışarak kazanmak ve ihtiyaç durumuna göre yardım etmek, harcama yapmak çok mutluluk ve huzur verici bir durum. Cömert olmak ne kadar iyi ise; savurgan olmanın da o kadar kötü olduğunu belirtmek istiyorum.“

Bayraktar İnşaat firma bilgileri ile proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Tüketici Güven Endeksi Kasım’da Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre tüketici güven endeksi Kasım’da, yüzde 75,5 oldu.

TÜİK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliğiyle yürütülen “Tüketici Eğilim Anketi” sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Kasım’da geçen aya kıyasla yüzde 1,1 arttı. Ekimde 74,6 olan endeks, kasımda 75,5 olarak kayıtlara geçti.

Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi, aylık bazda yüzde 2,7 artışla 61,3 oldu. Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi endeksi, ekimde 72,6 iken bu ay yüzde 2,6 artışla 74,5 olarak hesaplandı. Ekimde 72,9 olan gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi endeksi, yüzde 0,6 artışla bu ay 73,4’e çıktı. Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi ise ekimde 93,2 iken kasımda yüzde 0,6 düşüşle 92,6’ya geriledi.

AB’den Hidrojen Projelerine 17 Milyar Avroluk Destek

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa genelindeki 80 hidrojen projesine 17 milyar avroluk destek sağlayacaklarını açıkladı.

Avrupa Hidrojen Haftası nedeniyle Brüksel’de düzenlenen programın açılışına video konferansla bağlanarak konuşma yapan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “AB genelinde yaklaşık 80 hidrojen projesi için 17 milyar avronun üzerinde kamu desteğine onay verdik.” dedi.

Hidrojen ekonomisinin hızla geliştiğine işaret eden von der Leyen, Avrupa genelinde çok sayıda şehirde ilk hidrojen otobüslerin çalışmaya başladığını anlattı.

Von der Leyen, Rotterdam Limanı’nda bin kilometreden fazla bir alana yayılacak hidrojen ağı inşası için çalışmaların başladığını, dünyanın sıvı hidrojenle çalışan ilk uçağının da birkaç hafta önce Slovenya semalarında uçtuğunu anlattı.

AB’nin hidrojen alanına destek vermek için elinden geleni yaptığını belirten Leyen, “Temiz hidrojen çağının şafağındayız.” dedi.

Von der Leyen, hidrojen pazarını büyütmek için güçlü kamu yatırımı, hidrojen için küresel bir pazar oluşturmaya yönelik uluslararası işbirliği ve yeniliği teşvik etmek için özel sektörle yeni ortaklık üzerinde çalıştıklarını ifade etti.

Von der Leyen, AB’nin 800 milyon avroluk fonuyla Avrupa Hidrojen Bankasının ilk ihalesini bu hafta başlatacaklarına dikkati çekerek bunun özel sektör finansmanını çekeceğini ve ticari alım anlaşmalarıyla sonuçlanacağını söyledi.

Avrupa Hidrojen Bankasının 2024 ilkbaharında, toplam değeri 3 milyar avroya ulaşacak ikinci tur ihaleleri başlatacağına işaret eden von der Leyen, bankanın uluslararası ayağı üzerine de çalıştıklarını, bunun dışarıdaki tedarikçilerden hidrojen ithalatını güvence altına alacağını anlattı.

Von der Leyen, Mısır, Kenya ve Namibya gibi pek çok ülkeyle hidrojen ortaklıklarına imza attıklarına dikkati çekerek bu ülkelerin temiz enerji üretme ve bunu temiz hidrojene dönüştürme konusunda ciddi potansiyele sahip olduklarını vurguladı.

AB’nin Brezilya’da dünyanın en büyük hidrojen projelerinden birinin inşasına destek vereceğini belirten von der Leyen, Küresel Geçit programı çerçevesinde Brezilya’da hidrojen değer zincirine 2 milyar avroluk yatırım gerçekleştireceklerini anlattı.

Von der Leyen, Brezilya’da kurulacak yeni Yeşil Enerji Parkı’nın temiz hidrojen ve amonyak için 10 gigavatlık bir üretim tesisi içereceğini ve bunların daha sonra Hırvatistan’a ve oradan da diğer Avrupa ülkelerine gönderileceğini söyledi.

“Avrupa sadece temiz hidrojenin öncüsü değil, aynı zamanda dünya çapında bir hidrojen pazarının inşa edilmesinde bir ortak konumundadır.” diyen von der Leyen, bu alanda kamu yatırımlarıyla büyük miktarda özel sermayenin harekete geçirilmesine yardımcı olduklarını söyledi.

Von der Leyen, hidrojende kamu finansmanına erişimi de kolaylaştıracaklarını, hidrojen projesi destekçilerine AB finansmanı konusunda destek vermek için Avrupa Hidrojen Bankası bünyesinde bir tek durak noktası oluşturacaklarını anlattı.

Consera Kurucusu Şimşek: ‘’Deprem Bölgesinde Hiçbir Çelik Yapı Yıkılmadı’’

Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Consera Kurucusu Melih Şimşek, dernek tarafından yapılan araştırmalara göre deprem bölgesinde hiçbir çelik yapının yıkılmadığını söyledi.

Dünyada bilinen tüm depremlerde, çelik yapılar diğerlerine göre çok daha az hasar almış. Türk Yapısal Çelik Derneği’nin, 6 Şubat’taki depreme yönelik araştırmaları da bunu doğruluyor. Ancak Türkiye’deki yapıların çok azı çelikten oluşuyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığı’nın Mart 2023 raporuna göre, deprem bölgesindeki binaların yüzde 86,7’si, dairelerin ise yüzde 95,4’ü betonarme. Binaların sadece yüzde 2,4’ü çelik iken, yüzde 3,5’i yığma ve yüzde 3,6’sı prefabrik. Geriye kalan diğer kategorisinde ise ahşap, karma veya tanımlanamayan taşıyıcı sistemler yer alıyor. Türk Yapısal Çelik Derneği’nin araştırması, bu yüzde 2,4’lük paya sahip çelik yapılardan herhangi birinin göçüp can kaybına sebep olmadığını gösteriyor. Örneğin, Hatay’ın merkezinde bulunan, modüler çelik yapı sistemiyle inşa edilen The Museum Hotel, hiçbir hasar almadan depremi atlattı. Ne yazık ki, Türkiye’de tüm çelik yapıların oranı betonarme binalara göre çok düşük, sadece yüzde 5. Bunun yüzde 4’ü de fabrika gibi endüstriyel yapılardan oluşuyor.

Öte yandan çelik yapılar, geleneksel yapılara göre iki kat daha hızlı inşa edilebildikleri için, kışın başladığı şu günlerde normal hayatlarına dönmeyi bekleyen depremzedelerin yaralarının daha hızlı sarılmasını sağlamaları bakımından da önemli.

Depreme karşı çelik direnci

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, 1999 Depremi’nden beri az yol alındığını hatırlatarak, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, şimdiye kadar kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı yani 2000 öncesi yapıların yüzde 16’sı yeni yönetmeliklere göre inşa edildi. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak -ki değil-, hâlâ İstanbul’da 3 milyon 800 bin deprem riski taşıyan konut var demektir. Bu rakamlara iş yerleri, sosyal yapılar dahil değil. Ülkenin en önemli şehrinde durum bu. Ülkemizde 38 milyon 400 konut bulunuyor. Ne kadarının deprem dirençli olduğunu hesap etmek dahi umutsuzluk yaratabileceği için elim, hesap makinesine gitmiyor. Kısacası, ülkemizin en önemli sorununda sınıfta kalmış durumdayız” diyor.

Yarım asırlık ve 2,5 milyon metrekarelik inşaat deneyimiyle Consera, çelik yapıları tüm ülkeye yaymayı hedefliyor. Şimşek, çelik yapıların neden depreme daha dayanıklı olduğunu ise, şu sözlerle açıklıyor: “Öncelikle deprem, binaları ağırlıkları nispetinde etkiler. Yapı toplam ağırlığı ne kadar fazla ise, deprem kuvveti de o kadar çok olacaktır. Bu sebeple deprem kuşağındaki yapıların mümkün olduğunca hafif malzemelerle inşa edilmesi gerekir. Dünyada gelişmiş ve deprem coğrafyasında bulunan ülkelerin tercih ettiği malzeme, çeliktir. Çelik yapılar, geleneksel -özellikle betonarme- yapılara göre, 7 ile 10 kat daha hafiftir ve bu oranda deprem kuvvetine daha az maruz kalırlar. Ayrıca çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirdir. Denetlenmeleri, çok daha kolay ve mümkündür. Deprem esnasında yapıların salınım yapabilme, esneklik yetenekleri hasar almalarını önleyen diğer bir husustur. Çelik yapılar, yine geleneksel yapılara göre çok daha esnektir.”

Depremin yaralarını iki katı hızla sarmak mümkün

Hafif ve modüler çelik yapıların endüstriyel ortamlarda üretilmeleri, dolayısıyla iklim koşullarından bağımsız 24 saat çalışabilme imkânı vermeleri; hızlı yapılaşma için de en ideal seçim olmalarını sağlıyor. Şimşek, bu sistemin deprem sonrası yaraları onarmakta 2-3 kat daha hızlı olduğunu vurgulayarak, “Deprem sonrasında halkın bir an önce yaşamına geri dönebilmesini sağlayacak ilk eylem, yaşam alanlarını çok hızlı inşa etmek. Örneğin, Japonya 1995’te olan Kobe depreminden sonra yaralarını sadece iki sene içinde sardı ve sonraki depremlere karşı çok önemli kararlar aldı. Yüksek yapılar için sismik izolatörleri keşfetti, hızlı yapılaşma için çelik sistemleri kullandı. Çelik yapı sistemlerinde taşıyıcı iskeletler; fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız, endüstriyel yöntemlerle üretildiklerinden, geleneksel yöntemlere göre 2-3 kat daha hızlıdır. Bu, yapının tamamlanma süresini yine geleneksel yapılara göre en az yüzde 50 daha kısaltır. Ayrıca çelik sistemlerle üretilen modüler yapılarda bu hız yüzde 100’e varan süre avantajları sağlar ki, ülkemizin olası depremlere hazırlanabilmesi için hızlı inşaat yapabilmek çok değerli. Bir şehir 10 sene yerine beş senede eski haline gelebilir” diye konuşuyor.

1999 Depremi’nin öğrettikleri çeliğe yönlendirdi

1999 Depremi’nden sonra, “Daha güvenli mekânlar nasıl inşa edilebilir?” diye yoğun araştırmalara, yurtdışı gezilere başlayan Şimşek, yanıtın çelik yapılar olduğunu anladığı o yıldan beri Türkiye inşaat sisteminde bu yöntemin yaygınlaşması için uğraşıyor. Bu amaçla 2001’de Türkiye’nin ilk ve en büyük üretimi yapan hafif çelik fabrikasını kuran Şimşek, bu süreci şöyle anlatıyor:

“1999 Depremi’ne kadar ağırlıklı geleneksel yapılar inşa eden bir aile şirketinin ikinci nesli olarak çalışıyordum. Bu sürede birkaç geleneksel çelik yapı inşa etme şansımız oldu. Biri de 1997’de Adapazarı-Akyazı Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tekstil boyama fabrikasıydı. 1999’da organize sanayide hiç hasar almayan ve üretimine devam eden tek fabrika, oydu. Bu sonuç hem mühendis hem inşaat firması olarak çelik yapı tercihinin bir deprem ülkesinde ne demek olduğunun en net kanıtıydı. Dolayısıyla bu iş, şirketimizi baştan sona değiştirdi. O yıllarda geleneksel çelik yapılarla az da olsa projeler yapılıyordu ancak hafif çelik yapılar diye bir kategori yoktu. Bu ismi, şirket olarak biz koyduk. Amerika’dan know-how alarak hem ülkemizdeki ilk hafif çelik fabrikasını hem de mühendislik ekibimizi oluşturduk. Mühendislik ekibimiz, ülkemizdeki ilk hafif çelik binaları tasarladı, üretti ve uyguladı. Yönetmeliğin çıkmasına önemli katkılarda bulundu. Bugün ülkemizde depreme çare bir yapı kategorisini açmış bir firmanın mensubu olduğum için çok huzurluyum.”

Son üç yılda yüzde 30 büyüme

Türkiye’de deprem sorununa en etkili çözüm olacak çelik yapıların geliştirilmesi, yaygınlaşması için çalışmayı bir vatandaşlık görevi olarak gören Şimşek, “Bu yapı sistemine ülkemizin çok ihtiyacı var. Şirket olarak ülkedeki kalıcı çelik ve modüler çelik yapı ihtiyacının karşılanması için çalışırken, bu yapıları dünyanın her yerine ihraç etmek için de gereken kapasite artışımızı yaparak üretmeye devam edeceğiz. Consera, çelik yapılar odağında bünyesinde mühendislik, üretim, uygulama ve gayrimenkul geliştirme gruplarını aynı anda istihdam etmiş tek şirkettir diyebiliriz. Özellikle anahtar teslim yapı projelerindeki binlerce kullanıcı deneyimi, çelik yapılara ait en ideal üretim ve yapım yöntemlerini bize öğretti. Ekibimiz, dünyadaki tüm standartlara göre üretim ve proje yapabilecek bilgi ve deneyime sahip. Son üç yıldır yüzde 30 büyüdüğümüz düşünülürse, hedefimize ulaşmak için emin adımlarla ilerlediğimiz net görülür.” diyor.

Kaynak: Emlak Dream

Deprem Bölgesindeki 200 Bin Konutun İnşaatı Yakında Tamamlanıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Uşak’ta dönüşümü yapılacak bölgedeki yıkım törenine katıldı. Bakan Özhaseki, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Uşak Programına Uşak Valisi Dr. Turan Ergün ve Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ı makamlarında ziyaret ederek başladı. Ziyaretlerin ardından Çarşı Uşak proje alanında Uşak Kentsel Dönüşüm İrtibat Ofisinin açılışı gerçekleştiren Bakan Özhaseki, protokol imzası ve kentsel dönüşüm yapılacak sahadaki ilk yıkım törenine katıldı.

Törenin açılışında konuşan Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, desteklerinden dolayı Bakan Özhaseki’ye teşekkür etti. Seçim çalışması döneminde söz verdikleri tüm projeleri hayata geçirmek için gayret gösterdiklerini belirten Başkan Çakın, bu projenin şehrin kalbi olduğunu söyleyerek bölgede yürütülecek kentsel dönüşümle yıpranmış ve eskimiş şehir merkezinin yenileneceğini aktardı.

Uşak Valisi Turan Ergün de Çarşı Uşak projesinin detaylarını anlatarak Özhaseki’ye kente verdiği desteklerden dolayı teşekkür ederek, proje tamamlandığında sadece Uşak’ın değil bütün bölgenin, birçok ziyaretçiyi ağırlayarak uğrak yerlerden birisi olacağını söyledi.

Şehirlerin de bakıma ihtiyacı olduğunu ve günümüzdeki hızlı değişimlere ayak uydurmasını gerektiğini kaydeden Bakan Özhaseki ise, “Belediye başkanları gayret edecekler, dönüşümlerle uğraşacaklar, yenileyecekler, ihtimam gösterecekler. Zaten şehirlerin geleceği o şehirde yaşayan yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılıdır” dedi.

Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ın projelere başarılı bir şekilde imza attığını ifade eden Özhaseki, “Genç başarılı bir kardeşimiz, inşallah bundan sonra da zaten başarılarını katlayarak devam ettirecek. Ben de naçizane bir ağabeyi olarak üzerime ne düşüyorsa yapmaya razıyım ve yapacağım da” diye konuştu.

Bakan Özhaseki, Kahramanmaraş merkezli depremi hatırlatarak iki ağır depremin ardından yeni bir projeye kolay kolay başlayamadıklarını belirterek, şöyle devam etti:

“Neden? Neredeyse 2 milyona yakın insanımız, ya kira yardımı yapıyoruz ya konteyner kentlerde kalıyor. Şimdi siz benim yerine kendinizi koyun; şurada konteyner kentlerde yaşayan insanlar var, evi yıkılmış, sağda solda kiralarda vaziyeti idare etmeye çalışan insanlar var. Onların ihtiyaçları varken gidip bir başka yerde sıfır bir projeye başlayabilir misiniz? Emin olun başlayamazsınız. Biz de o maksatla tabii ki o bölgelere çok ağırlık veriyoruz ama burada da yıllardır söz verdiğimiz bir proje vardı. Bu projeyi başlatmak icap ediyordu. Bu sözümüz özellikle de yerine gelsin istedik.”

Deprem bölgesindeki çalışmalardan bahseden Özhaseki, deprem bölgesinde 200 bin konutun yapımının yakın zamanda biteceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Zaten inşallah bir ay sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın o bölgeyi ziyaretleriyle birlikte vatandaşlarımıza ev teslimine başlıyoruz. 100 bin civarında köy evlerimizi 6 ay içerisinde bitireceğiz, çelikten yapıyoruz onları da. Bu arada ‘ben yerinde dönüşüm yaparım, ben işimi yaparım’ diyen kardeşlerimize de 1,5 milyon lira civarında, eğer evi ahırlıysa daha fazla bir parayı, yarısını kredi olarak yarısını da 2 sene ödemesiz, 10 sene vadeli olarak veriyoruz. Yani evlerini yapsınlar, içinde rahat etsinler diye. İnşallah 2-3 sene sonra o bölgelerdeki tüm hasarların tamamını ortadan kaldırırız.”

Özhaseki, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak tartışmaya açık bir konu olmadığını belirterek sözleri şöyle devam etti:

“Bundan sonra konutlarımızı sağlam yapmalıyız. Yani özellikle 2000’den önce yapılmış olan ne kadar elimizde yapı stokumuz varsa gözden geçirmeliyiz. Gücü yetenler yenileme cihetinde ellerinden geleni yapmalılar. Biz zaten Bakanlık olarak kentsel dönüşüm konusunda hem yasalar çıkarıp hem de bu tür yerlerde yardımcı olarak bu işleri yapmaya çalışıyoruz. İstiyoruz ki deprem gelmeden hazırlıklı olalım. Deprem geldiğinde de dizlerimize vurup ah edip, ağlamayalım. Onun için burada eskimiş şu dokunun yenilenmesi, değişime ayak uydurması, esnaflık yapan kardeşlerimizin daha iyi vaziyette hayatlarını sürdürmeleri elbette önemliydi. Ama bir taraftan da deprem ülkesi diye bildiğimiz bu memlekette yaptığımız konutlar sağlam olsun istiyoruz.”

Marmaris’te Yol Yapım Çalışmaları Aralıksız Sürüyor

Marmaris Belediyesi tarafından başlatılan yol yapım çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Yeni yol açma çalışmalarını sürdüren Marmaris Belediyesi, mevcut yolları da yenilemeye devam ediyor. Bu çerçevede belediye ekipleri en işlek noktalardan biri olan Beldibi Mahallesi 2. Sokak’ta hummalı bir çalışma başlattı. Marmaris Belediyesi’nin ilçe merkezinde ve kırsal mahallelerde yol yapım ve onarım çalışmaları devam ediyor. İlçenin birçok noktasında prestij cadde uygulamaları yapan ayrıca Çamlı Mahallesi’nde yeni yollar açan Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri ilçenin en işlek noktalarından biri olan Beldibi Mahallesi 2. Sokak’ta kapsamlı bir çalışma başlattı.

Dere kenarındaki yenilenmesi zaruri olan 260 metre uzunluğundaki güzergahta başlatılan çalışmada parke yolu yapılacak. Ayrıca dere kenarında çift şeritli bisiklet yolu ile yeşil alan düzenlemesi, yol genişliğinin uygun olduğu yerlerde de ihtiyaç dahilinde olan cep otoparkı düzenlemesi yapılacak.

Bölgelerin ihtiyaçlarına ve vatandaşların taleplerine göre çalışma programı hazırladıklarını söyleyen Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, “Marmaris’in sıkıntılı olan her noktasına neşter vuracağız, girilmedik cadde ve sokak bırakmayacağız demiştik. Gerek ilçe merkezi gerekse kırsalda bu çalışmalara aralıksız devam ediyoruz. Yeni yol açma, asfaltlama, üst yapı yenileme gibi faaliyetlerle Marmaris’i daha modern hale getirmek ve de vatandaşlarımızın daha kaliteli bir yaşam sürmesi için var gücümüzle çalışıyoruz.” dedi.

Marmaris’teki tüm projelere buradan göz atabilirsiniz.

Kış Aylarında Enerji Tasarrufu Sağlamak İçin Neler Yapabilirsiniz?

Isınma ihtiyacının artmasıyla birlikte enerji faturaları da yükselir ve çevresel etki artar. Ancak, çeşitli basit önlemler alarak, sadece cebimizi değil, aynı zamanda çevremizi de koruyabiliriz. Generali Sigorta, kış aylarında enerji tasarrufu sağlamak için neler yapılabileceğini sıraladı.

İyi Yalıtım

İyi bir yalıtım, kışın soğuktan ve sıcaklığın içeri sızmasından korunmak için temel bir adımdır. Pencerelerdeki çatlakları kapatmak, kapı altlarına contalar eklemek ve duvarları izole etmek, evimizi enerji kayıplarından korumanın ilk adımlarıdır. Pencereler ve kapılar üzerinde hava sızıntılarını kontrol edebilirsiniz. Conta veya bant kullanarak bu sızıntıları önleyebilirsiniz. Tavan, duvarlar ve zemin gibi ana yapı elemanlarını kontrol ederek ihtiyaç varsa ek yalıtım malzemeleri ekleyebilirsiniz. Evin dış cephesinde yalıtım panelleri veya kaplamalar kullanarak ısı kaybını da azaltabilirsiniz.

Programlanabilir Termostat Kullanımı

Evinizi sürekli aynı sıcaklıkta tutmak yerine, programlanabilir termostatlar kullanarak belirli saatlere göre sıcaklık ayarı yapabilirsiniz. Örneğin, evde kimse yokken veya herkes uyurken termostatı otomatik olarak düşürmek, enerji tasarrufu sağlar. Programlanabilir termostatlar, gün içindeki farklı saatlere göre ısıtma sistemini otomatik olarak ayarlar. Örneğin, evde kimse yokken veya herkes uyurken sıcaklığı otomatik olarak düşürebilir ve bu da enerji tasarrufu sağlar.

Enerji Verimli Aydınlatma

Geleneksel ampulleri enerji verimli LED veya CFL (kompakt florasan lamba) ampullerle değiştirin. Bu ampuller daha az enerji tüketir ve daha uzun ömürlüdür. Bu enerji tasarruflu LED veya CFL ampulleri tercih ederek aydınlatma maliyetlerimizi düşürebilirsiniz. Aynı zamanda, bu ampuller daha uzun ömürlü olduğu için sık sık ampul değiştirmek zorunda da kalmazsınız.

Pencereler ve Perdeler

Evinizin konumuna bağlı olarak, gün ışığından maksimum fayda sağlamak için perdeleri gündüzleri açabilirsiniz. Geceleyin perdeleri sıkıca kapatın, böylece içerideki ısı kaybını minimumda tutabilirsiniz.

Su Isıtıcısı Kontrolü

Su ısıtıcısının sıcaklığını 49-60°C arasında tutmak, sıcak su tüketimimizi kontrol altında tutar ve enerji tasarrufu sağlar. Bu sıcaklık aralığı hem enerji tasarrufu hem de sıcak su kullanımınızın güvenli olmasına yardımcı olabilir.

Enerji Denetimi ve Güneş Enerjisi

Evinizde bir enerji denetimi yaptırarak, enerji kayıplarını belirleyebilir ve bu konuda iyileştirmeler yapabilirsiniz. Güneş enerjisi panelleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, enerji maliyetlerinizi azaltabilirsiniz. Evinizde günlük olarak kullandığınız enerjinin bir bölümünü güneş ışığından faydalanarak sağlayabilir, bu enerjiyi depolayarak sonrasında kullanabilir ve enerji için ayırdığınız bütçeyi de bu yolla kısabilirsiniz.

Isıtma Sistemini Akıllıca Kullanma

Isınan tek bir odada zaman geçiriyorsanız, diğer odalardaki ısıtma sistemlerini düşük sıcaklıkta tutabilirsiniz. Odalarda termometre kullanarak, sıcaklık ayarlarını daha hassas bir şekilde kontrol edebilirsiniz. Buna ek olarak Isıtma sistemlerinin düzenli bakımını da yaptırmalısınız. Filtreleri düzenli olarak temizlemeli veya değiştirmelisiniz.

Türkiye Sigorta Yenilenebilir Enerji Projelerine Teminat Sağlıyor

Türkiye Sigorta Yatırımcı İlişkileri Direktörü Umut Kovancı, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında; yenilenebilir enerji projelerine teminat sağlıyoruz’’ dedi.

Türkiye’nin lider sigorta şirketi Türkiye Sigorta, “Gelecek için Pozitif Etki” sloganıyla hazırladığı Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

Çevik, yenilikçi ve duyarlı yaklaşımıyla hayatın her alanında çözüm üretmeyi ve sigortalılarının beklentilerini rekabetçi sigorta ürünleriyle en üst düzeyde karşılamayı hedefleyen Türkiye Sigorta, sürdürülebilirlik alanında da adımlar atmaya devam ediyor.

Topluma ve çevreye karşı sorumluluk bilinciyle sürdürülebilirlik temelli hizmet anlayışını benimseyen Türkiye Sigorta, 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Türkiye Sigorta’nın sürdürülebilirlik alanında attığı adımlara yer verilen raporda; 2022 yılında sektörün toplam prim üretiminin yüzde 123 artışla 235 milyar TL olarak gerçekleştiği belirtildi.

Gücünü adından alan Türkiye Sigorta’nın yenilikçi yaklaşımları, doğaya ve çevreye duyarlı uygulamaları ile sürdürülebilirlik alanında her geçen gün performansını artırdığını söyleyen Türkiye Sigorta Yatırımcı İlişkileri Direktörü Umut Kovancı, “2022 yılında elde ettiğimiz tüm sonuçlar ‘sürdürülebilir liderlik’ yaklaşımımızın başarılı finansal sonuçları olarak hayat buldu. Amacımız, üretim ve kârlılıkta sürdürülebilir liderliğimizi güçlendirirken sigorta kültürünü ülkemizde yaygınlaştırmak ve sektörümüzü hak ettiği yere getirmektir. ‘Gelecek için pozitif sigortacılık’ vizyonu ışığında, sermaye öğelerimiz ile yarattığımız ve paylaştığımız değeri artırmak amacıyla hayata geçirdiğimiz sürdürülebilirlik uygulamalarımıza 2022 yılında da ara vermeden devam ettik.” dedi.

Sürdürülebilirlik alanında güçlü adımlar

Kurumsal sürdürülebilirlik kapsamında öncelikleri gözden geçirerek atacakları adımları belirlediklerini söyleyen Kovancı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İklim değişikliği ile mücadele kapsamında; yenilenebilir enerji projelerine teminat sağlıyor ve tarım sigortası ürünlerimiz ile çiftçilerimizin ürünlerini koruma altına alıyoruz. Operasyonel süreçlerimizde de çevresel etkimizi azaltacak uygulamaları devreye alıyoruz. İklim Değişikliği Stratejimiz doğrultusunda karbon ayak izimizi belirlemeye yönelik çalışmaların kapsamını Kapsam-3 emisyonların ölçümü ile genişlettik. Çalışma arkadaşlarımızın gelişimlerini ise çeşitli sertifika programlarıyla destekleme devam ediyoruz.”

Kapsayıcı, düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen uygulamalar

Raporda ayrıca Türkiye Sigorta’nın “Herkes İçin Sigorta” anlayışı ile sektörün gelişen dinamikleri ve müşterilerinin öncelikli beklentileri doğrultusunda; kapsayıcı, düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen, uygun primlerle sunulan sürdürülebilir ürünleri ile sigortalılarının yanında olmaya devam ettiği de vurgulandı.

Türkiye Sigorta’nın çalışanların motivasyonunu ve memnuniyetini artırmak adına yapılan uygulamalardan ve bu çabanın sonucu olarak 2022 yılında, Great Place To Work Enstitüsü’nün Güven Endeksi Araştırması’nın sonucunda “Harika Bir İş Yeri” sertifikasının sahibi olunmasına yer verildi. 2022 yılında Türkiye Sigorta olarak Basketbol Süper Ligi İsim Sponsorluğu ve Ampute Futbol Takımı Sponsorluğu’nun üstlenilmesi, sigorta okuryazarlığının toplumda yaygınlaşması için sigorta sektörünün en geniş katılımlı eğitim seferberliği olarak planlanan Esnafın Sigorta ve Risk Yönetimi Bilincini Güçlendirme Eğitimleri (ESİB) sponsorlarından biri olunması ve daha yeşil bir gelecek için 10 bin fidanlık bir Hatıra Ormanı oluşturulması da sürdürülebilirlik uygulamaları içerisinde yer aldı.  

Münih’teki Sabancı Teknoloji Merkezi Kapılarını Açtı

Sabancı Holding, Almanya’nın Münih kentinde yer alan Münih Teknik Üniversitesi (TUM) yerleşkesindeki ‘Teknoloji Merkezi’ projesini hayata geçirdi.

Sabancı Holding, Avrupa’nın kalbinde teknoloji üssü kurdu. Münih’te Sabancı Teknoloji Merkezi’ni kurarak inovasyonda önemli bir eşik atlayan holding, 9 ayda 33.3 milyar TL yatırım yaptı. 3 yeni alana odaklanan Sabancı, yeni satın almalara da sıcak bakıyor.

Dünyada 14 farklı ülkede operasyonları olan Sabancı Holding, “Dünya’nın Sabancı’sı” ve “Türkiye ile dünyayı birleştirme” vizyonuna önemli katkı sağlayacak inovasyon yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Almanya Münih’te, Münih Teknik Üniversitesi (TUM) yerleşkesi içerisinde yer alan Sabancı Teknoloji Merkezi, kapılarını açtı.

Topluluk şirketlerinden Çimsa ve Kordsa’ya ev sahipliği yapacak merkezde hedef; Türkiye’yi dünyaya açmak, dünyadaki teknolojileri Türkiye’ye getirmek olacak. Sabancı Teknoloji Merkezi’nin, aynı zamanda üniversite-sanayi iş birliği alanında Avrupa’nın simge platformlarından biri olması da hedefler arasında.

Özellikle mühendislik, teknoloji ve doğa bilimleri alanlarında, Avrupa’nın en iyi üniversiteleri arasında yer alan TUM ile yapılacak ortak Ar-Ge çalışmalarının ve parlak fikirlerin de ürüne dönerek ticarileşmesi sağlanacak. “Bu topraklardan aldığımızı bu topraklara vereceğiz” diyen Hacı Ömer Sabancı’nın ilkesi ile Türkiye’nin Sabancı’sı olan holding, Sakıp Sabancı’nın ‘Hudutsuz koşacağız” mottosu ile Dünya’nın Sabancı’sına doğru koşuyor.

Münih’te Sabancı Teknoloji Merkezi’nin açılışında konuşan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, inovasyonu bir yatırım kalemi olarak değil bir şirket kültürü olarak kodladıklarının altını çizerken, “Bugüne kadar Türkiye’nin SA’nayicisi olarak adlandırılıyorduk şimdi Türkiye’nin yenilikçisi olmak için hep birlikte koşuyoruz. Dünya da farklı ne yenilik varsa onu sahiplenip hızlı bir şekilde Türkiye’nin kalkınmasına ve dünyanın bu hedeflere ulaşmasına katkı sağlamak istiyoruz. Bunu sözde değil aksiyonlarla yapacağız” dedi.

Avrupa’daki ilk merkez

 Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, “Bugüne kadar Yapı Malzemeleri ve Sanayi Gruplarımız bünyesinde yurt içinde 6, yurt dışında ise 1 olmak üzere toplam 7 Ar-Ge ve teknoloji merkezimiz vardı. Sabancı Technology Center ile birlikte bu sayıyı 8’e yükseltiyoruz ve Avrupa’daki ilk merkezimizi hayata geçiriyoruz” diye konuştu. Alper, 2.3 milyon euroya kurulan teknoloji merkezinin Avrupa’daki müşterilerini getirebilecekleri mıknatıs olacağını ifade etti.

‘Terzi usulü’ ürünler geliştirecek

 8 farklı laboratuvarın ve 6 milletten çalışanın bulunduğu merkezin, ileri yapı malzemeleri, kompozit teknolojileri, inşaat güçlendirme gibi dünyadaki malzeme devrimine yön veren sektörler için yüksek teknolojili, ‘terzi usulü’ ürünler geliştireceğini belirten Cenk Alper, “Çimsa ve Kordsa’nın Türkiye’deki fabrikalarında üretilecek bu ürünler, Sabancı Teknoloji Merkezi’ndeki ekiplerimiz tarafından yine Avrupa pazarına sunulacak. ‘Türkiye ile dünyayı birleştirme’ vaadimize hizmet edecek bu model, aynı zamanda Türkiye’nin katma değerli ihracat seferberliğinin de itici güçlerinden biri olacak” diye konuştu.

Mersin’deki AR-GE’yi Avrupa’ya ihraç edeceğiz

Yapı malzemeleri iş kolunun ‘griden yeşile’ dönüşümüne öncülük ederken, bir yandan da kapsamlı Ar-Ge çalışmalarıyla ileri teknoloji yapı malzemeleri üzerine odaklandıklarının altını çizen Çimsa CEO’su Umut Zenar, “Sabancı Teknoloji Merkezi ile küresel arenaya taşıyoruz.

Mersin’deki Ar-Ge merkezimiz Formülhane ve Sabancı Teknoloji Merkezi sinerjisinde ortaya çıkacak parlak fikirleri, bir yandan ürün haline getirip ticarileştirirken bir yandan da Ar-Ge ekiplerimizin geliştirdiği yenilikçi çözümlerimizi Münih üzerinden Avrupa pazarına sunacağız. Formülhane ekiplerimizin yoğun çalışmasıyla ortaya çıkan ve normal betonların aksine sadece 3 saatte 25 MP’lık dayanıma ulaşan Flycrete ürünümüzü, bölgedeki havaalanı pistleri ve sanayi tesisleri için hazır hale getirdik.

Aynı şekilde Çimsa’nın çimento şirketinden yapı malzemeleri şirketine dönüşümüne öncülük eden ve ürün çeşitlendirmemizde bir köprü görevi gören kalsiyum alüminatlı çimento başta olmak üzere özel ürün gruplarımızı da bu merkezimiz üzerinden Avrupa ‘ya ihraç edeceğiz” dedi.

Dünyada her 3 uçak lastiğinin 2’si Kordsa’dan

Münih’te kapılarını açan Sabancı Teknoloji Merkezi’nin, Kordsa’nın küresel büyüme stratejisiyle uyumuna işaret eden Kordsa CEO’su İbrahim Özgür Yıldırım da “Kordsa dünyasında ‘Innovate Everywhere’ olarak tanımladığımız bu yaklaşımın ilk adımını geçtiğimiz aylarda Endonezya’da açtığımız Asya Pasifik Teknik Merkezi ile attık. Şimdi de Sabancı Teknoloji Merkezi ile bu inovasyon gücümüzü Avrupa’ya taşımak için öncü bir adım daha atıyoruz.

Bununla birlikte, Sabancı Teknoloji Merkezi’nin bulunduğu Münih, aynı zamanda bizim için öncelikli endüstriler arasında yer alan uzay ve havacılık teknolojilerinde de dünyanın öncü merkezleri arasında. Bugün lastik güçlendirme sektöründe dünyanın lider şirketi konumundayız. Dünyada her 3 uçak lastiğinden ikisini; her üç otomobil lastiğinden birini Kordsa olarak biz güçlendiriyoruz.

Lastik güçlendirme alanındaki liderliğimizi ileri malzeme alanına taşırken, ilgili endüstrilerin yakınında konumlanarak, mevcut ve potansiyel müşterilerimizle olan ilişkilerimizi de pekiştireceğiz” dedi.

Sabancı’nın 5 stratejik önceliği

1-Ölçeklenebilir çevik küresel / yerel ayak izi

2-Dijital ve yapay zekâ dönüşümü

3-Büyüme için inovasyon

4-Daha iyi bir hayat için sürdürülebilirlik

5-Geleceğe hazır organizasyon ve yetenekler

33,3 milyar TL yatırım yaptık 3 yeni alana odaklandık

CEO Cenk Alper, holdingin yatırımları hakkında bilgi verdi: “Yatırım stratejimize paralel olarak, banka dışı yatırımlarımızın yüzde 25’lik bölümünü mevcut iş kollarımıza, yüzde 75’ini ise ‘yeni ekonomi’ adını verdiğimiz enerji ve iklim teknolojileri, ileri malzeme teknolojileri ve dijital teknolojiler alanlarına yönlendiriyoruz.

2022 yılı 9 aylık döneminde 15 milyar TL olan yatırımlarımızı bu yılın aynı döneminde 33,3 milyar TL’ye çıkardık. Bu rakam geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yatırımlarımızın TL bazında yüzde 124 oranında arttığını gösteriyor. Aynı dönemde, gerçekleştirdiğimiz yatırımların yüzde 75’ini de stratejimiz ile paralel olarak yeni ekonomiye yaptık.”

Tüm şirketlerimiz seferber durumda

Cenk Alper, *Önümüzdeki dönemde ihracatçı şirketlerin farklı teşvik yöntemleriyle desteklenmesi bekleniyor. Bizim de uzun vadeli hedeflerimiz devam ediyor. Tüm şirketlerimiz daha fazla ihracat yapmak ve daha fazla uluslararası mecralarda yatırım yapmak konusunda seferber durumdalar” diye konuştu.

Yatırım yaptığı start-up sayısı 30’u aştı

Cenk Alper, “Bundan 15-20 yıl öncesine kadar para ya da finansman dünya ekonomisindeki en güçlü dönüştürücü iken bugün fikir paranın önüne geçti. Bu kapsamda önemli start-up yatırımlarını hayata geçiriyoruz. 2020 yılından bu yana, yatırım yaptığımız fon ve start-up sayısı 30’u aştı. Bunların yaklaşık yarısı Türkiye’de yarısı ise yurt dışında” dedi. Alper, “Sabancı Topluluğu olarak toplam patent sayımız 533’e ulaştı” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi/Jülide Yiğittürk Gürdamar

Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 21,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yapı izin istatistiklerine göre, 2023’ün üçüncü çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü  yüzde 21,7 arttı.

2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 24,9, daire sayısı yüzde 35,0 ve yüzölçümü yüzde 21,7 arttı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 53,8’i Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların toplam yüzölçümü 39,1 milyon metrekare iken; bunun 21,0 milyon metrekaresi konut, 10,0 milyon metrekaresi konut dışı ve 8,1 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En Yüksek Yüzölçüm Payı Yüzde 64,7 ile İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen yapıların kullanım amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 25,3 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 3,5 milyon metrekare ile bir daireli binalar izledi.

Yapı Kullanma İzin Belgesi Verilen Yapıların Yüzölçümü Yüzde 14,0 Azaldı

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2023 yılı III. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı yüzde 13,7, daire sayısı yüzde 14,9 ve yüzölçümü yüzde 14,0 azaldı.

Toplam Yüzölçümün Yüzde 57,0’ı Konut Alanı Olarak Gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam yüzölçümü 23,7 milyon metrekare iken; bunun 13,5 milyon metrekaresi konut, 5,1 milyon metrekaresi konut dışı ve 5,1 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En yüksek Yüzölçüm Payı Yüzde 72,2 ile İki ve Daha Fazla Daireli Binaların Oldu

Belediyeler tarafından 2023 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların kullanım amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 17,1 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 1,5 milyon metrekare ile bir daireli binalar izledi.

Bitlis’te Bims Üretimi 2,5 Kat Arttı

Kahramanmaraş depremlerinin ardından yeni konutların inşa edildiği Bitlis’te bims üretimi 2,5 kat arttı.

Depremlerin ardından vatandaşların kalıcı barınma ihtiyacının karşılanması için inşa edilen konutlar, bims ihtiyacının da artmasına yol açtı.

Türkiye ponza rezervinin büyük bölümüne sahip Bitlis’te, deprem bölgesinden gelen taleplerin karşılanması için hem yeni fabrikalar kuruldu hem de mevcut fabrikalar üretimlerini artırdı.

Depremlerden önce kentteki 20 fabrikada aylık yaklaşık 20 milyon bims üretimi yapılırken, şu anda fabrika sayısı 50’ye, aylık bims üretimi de 50 milyona çıktı.

Bitlis İnşaat Malzemeleri ve Bims Üretim Fabrikaları Kooperatifi Başkanı Baver Gökçe, Türkiye’deki ponza rezervinin büyük bölümünün Bitlis’e bulunduğunu söyledi.

Ponzanın 200 farklı sektörde kullanıldığını belirten Gökçe, “Şu anda ponzayı ağırlıklı olarak bims üretiminde değerlendiriyoruz. Hafif olan bims, ses ve ısı yalıtımı açısından verimli. Binaya binen yükü ciddi anlamda düşüren örtücü bir malzememiz. Bu nedenle çok tercih ediliyor.” dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük bir yıkıma yol açtığını, binlerce insanın evinin yıkıldığını anımsatan Gökçe, şöyle konuştu:

“Depremin yaralarını daha hızlı sarabilmek için gecemizi gündüzümüze katarak bims üretip deprem bölgelerine yetiştirmeye çalışıyoruz. İnşallah halkımızın, devletimizin ve üreticilerimizin el birliğiyle en kısa sürede bu yaraları saracağız. Kentte 20 fabrikamız vardı ancak şu anda 50 fabrikamız mevcut. Ona rağmen talepler yetişmiyor. Geçen yıl 20 fabrikayla aylık 20 milyon üretim yaparken şu anda 50 milyonu bulduk ama yine yetersiz.”

Bitlis’te üretilen bimsin Nevşehir ve Kayseri bölgelerindekilere göre daha hafif olduğunu anlatan Gökçe, “Kum ve toprak oranı düşük, ponza oranı yüksek olduğu için rağbet görüyor. Ağırlıklı olarak Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Siirt, Batman, Bingöl, Mardin, Muş, Hatay, Kahramanmaraş ve Elazığ’a bims gönderiyoruz.” diye konuştu.

Ponza ocağı ve bims fabrikası sahibi Ali Adabağ ise depremden sonra sektörel olarak bölgedeki fabrika sayısında ciddi artış olduğunu belirtti.

Bu artışla Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’a kadar sevkiyatın devam ettiğini söyleyen Adabağ, şunları kaydetti:

“Bims, bölgemize çok ciddi istihdam alanı yarattı. Bölgede halen fabrikalar kuruluyor. Her fabrika yaklaşık 20 kişiye istihdam sağlıyor. Bu da bölgeye ekonomik değer katıyor. Ekibimizle günlük 25-30 bin bims üretimi yapıyoruz. Geçen yıl inşaat sezonu durgun geçti. Durma noktasına geldiğimiz zamanlar oldu. Sahada stokumuzu tamamladıktan sonra ara verip tekrar üretime devam ediyorduk ama bu yıl bütün fabrikalar gece gündüz demeden bims üretimine devam ediyor.”

Kaynak: AA

İnşaatı Bitmeden Devredilen ve Vatandaşların Tapu Alamadığı Projelere Karar

Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesi tarafından inşaatı bitmeden devredilen projelerde tapu alamayan vatandaşların yaşadığı sorunla ilgili bir karara varıldı.

Sevil Rodoplu’nun 11 yıl önce Esenyurt’tan satın aldığı dairenin tapusunu alamaması üzerine başlattığı hukuki süreç sona erdi.

Mahkeme, Karabeyi İnşaat’ın tapusunu iptal etti. Tapuyu Rodoplu’nun adına tescil etti. Ayrıca şirketlere Rodoplu’ya 58 bin TL’lik geçmiş kira bedellerini faizli olarak ödeme kararı aldı.

Tapusunu alamayan Rodoplu Temmuz 2018’de Karabeyi Gıda İnşaat, Uçar Grup Yapı İnşaat ile bu şirketlerin yetkililere dava açtı. Tapu iptali ve tescilinin yanı sıra tazminat talebinde de bulunuldu.

Sorumluluğu kabul etmeyen firmaların mahkemesi yıllarca sürdü. Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesi, Sevil Radoplu’yu haklı bularak, Karabeyi İnşaat’ın tapusunu iptal ederek tapunun Rodoplu’nun adına tescil edilmesine karar verdi. Ayrıca, mahkeme ilgili şirketlerin, Rodoplu’ya 58 bin TL’lik geçmiş kira bedellerinin faizliyle ödemesini hüküm etti.

Müteahhit tarafından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satışı yapılan ancak hiç teslim edilmeyen veya fiziken teslim edilip tapu devri gerçekleşmeyen gayrimenkuller konusunda uzlaşma ile çözüm sağlanamaması durumunda hukuki yola başvurmak dışında başkaca çözüm kalmamaktadır.

Gerçekten, alıcının satış bedelini ödediği bir konutun tapusunu alamaması ciddi bir problem teşkil etmektedir. Eğer müteahhit, iyi niyet göstererek alıcıya olan yükümlüğünü karşılama yoluna gitmez ve bedelini almış olduğu tapuyu alıcının üzerine geçirmezse uzman bir gayrimenkul avukatı ile yasal süreç başlatmak gerekecektir.

Başlatılacak hukuki sürecin nasıl olacağına şüphesiz bu alanda uzman olan emlak avukatı karar verecektir. Somut uyuşmazlığın özelliklerine göre tapunun verilmemesi gibi durumlarda önce ihtarname gönderilebileceği gibi doğrudan tapu davası açma yoluna da gidilebilir.

Kaynak: Emlak Dream

THBB Beton Fiyatları İndirimine Destek Verecek

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) beton fiyatlarındaki indirim uygulaması kapsamında destek olacak. Destek, Türkiye Hazır Beton Birliğine üye kuruluşların yüzde 5 indirimiyle sağlanacak.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Bakan Yardımcıları THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık ve Yönetim Kurulu Üyelerini 13 Kasım 2023 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde kabul etti. Yapılan istişare sonunda Türkiye Hazır Beton Birliği, Cumhurbaşkanımızın enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Halkımızın ve Devletimizin Yanındayız” kampanyasını desteklediklerini açıkladı.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Ülkemiz ekonomisini lokomotifi inşaat sektörünün en temel kolu olan hazır beton sektörünün temsilcisi olarak Hükûmetimizin ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında halkımızın ve devletimizin yanındayız’ başlıklı fiyat indirme kampanyasını destekliyoruz. Aldığımız son karar doğrultusunda, Türkiye çapında Türkiye Hazır Beton Birliği üyesi firmalar, hazır beton satış fiyatına yüzde 5 indirim yaparak kampanyaya katkı sağlayacak. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.” diye konuştu.

Polat Gayrimenkul’den Macaristan’a 600 Milyon Avro Yatırım

Polat Gayrimenkul, Macaristan’ın Budapeşte şehrinde inşa edeceği proje için 600 milyon avroluk yatırım yapacak.

Macaristan’da gayrimenkul sektöründe büyümesine devam eden Polat Gayrimenkul, üçüncü konut projesi için de kolları sıvadı. Budapeşte’de ilk konut projesi Duna Pearl’e 150 milyon euro, ikincisi City Pearl’e ise 300 milyon euro yatırım gerçekleştiren şirket, İspanyol fonla yapımını planladığı yeni konut projesine ise 150 milyon euro yatırım öngörüyor. Böylelikle Polat’ın, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de üç konut projesine yatırımı, toplamda 600 milyon euroyu bulmuş olacak.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Yücel, Budapeşte’nin işlek bölgesinde hayata geçen ve inşaatına 2020’de başlanan Duna Pearl’ün Tuna Nehri kıyısında yer aldığını belirtti.

Macar mimarların şehrin mimari dokusuna uygun bir bakış açısıyla tasarladığı projenin, konut, otel ve mağazalardan oluşan karma bir proje olduğunu söyleyen Yücel, 193 daireli projede, işletmesini Accent Hotel Management’ın yaptığı 105 odalı Four Points by Sheraton Oteli’nin de yer aldığını kaydetti. Yücel, birçok malzemesini Türkiye’den getirdikleri şu anda 25 dairede satışın devam ettiğini, kalanının satıldığını ve teslimlerin yapıldığını açıklayarak, “150 milyon euroluk yatırım oldu. Düşündüğümüz maliyetlerde bitirdik. Metrekaresi şu anda 5 bin 500 – 6 bin euro arasında. Buradan Türkler de Çinliler de daire satın aldı. En çok Macarlar aldı” diye konuştu. Yücel, satış değerinin 500-600 milyon euroya ulaşmasını öngördüklerini ifade etti.

“Yeni fırsatlara bakıyoruz”

Mutfağın da yer aldığı projede tavandan ısınma sistemi kurduklarını da söyleyen Yücel, yapımda Türkiye’den de sıvacı, boyacı gibi yaklaşık 150 işçi getirdiklerini aktardı. Tamamlanan Duna Pearl ve yapımı süren City Pearl’ün ardından yeni fırsatlara da baktıklarını açıklayan Yücel, “Budapeşte’de şimdi bir projeyi daha almak üzereyiz.

Konut projesi üzerine çalışıyoruz. Merkezdeki yeni projenin yaklaşık 150 milyon euro olmasını bekliyoruz. İspanyol fonla birlikte gerçekleştireceğiz. Yeni fırsatlara bakıyoruz, İngiltere’de bile fırsat var. Atina, Belgrad, Berlin’e de bakıyoruz” dedi.

Macaristan’da proje geliştiren 3-5 firma olduğunu kaydeden Yücel, Çinlilerin de sektörde yer aldığını ifade etti.

“Türkiye’de konut fiyatı Avrupa’yla yarışıyor”

Yücel, Macaristan’da mortgage faizlerinin yükseldiğini ve yıllık %8-9 civarında olduğunu belirterek, söz konusu oranın gelecek yıl düşmesini öngördüğünü söyledi. Türkiye’de konut fiyatlarının Avrupa’yla yarışır hale geldiğini işaret eden Kaan Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maliyetler çok arttı. Konut fiyatları daha pahalı hale geldi. Örneğin Hamburg’da ortalama konut metrekare fiyatları 8 bin euro.

İstanbul Piyalepaşa’da 6 bin – 6 bin 500 euro seviyesinde.” Türkiye’de konut fiyatlarında bir düşüş beklemediğinin altını çizen Yücel, bir süre sabit gideceğini, ancak dövizle birlikte fiyatlarda da artış beklediğini belirterek, “Döviz bazında daha da yükseleceğini düşünmüyorum” dedi.

Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat da “Dunu Pearl projemiz Macaristan’daki gayrimenkul faaliyetlerimizin ilki olarak bizim gözbebeğimiz. Bu proje içinde yer alan Four Points by Sheraton gibi prestijli bir marka tarafından temsil edilmesinden gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

City Pearl’ün 300 milyon euro yatırımla hayata geçirileceğini söyleyen Kaan Yücel, bunun bir dönüşüm projesi olduğunu belirtti. City Pearl Genel Müdürü Çağrı Oyman ise söz konusu alanın 18’inci yüz yıldan kalma bir mezbaha olduğunu, projenin inşa edildiği alanda bulunan 19. yüzyıldan kalma ikonik su kulesi, ikiz boğa heykelleri ve imparatorluk tarzında inşa edilen balo salonunun restore edilerek projeye tekrar kazandırıldığını söyledi. İnşaat alanının 250 bin metrekare olduğunu kaydeden Oyman, toplam 750 daire, 54 dükkan ve 14 restoran olacağını ifade etti.

Oyman, projede metrekarelerin 4 bin eurodan başladığını ve yüzde 50-55’inin satıldığını belirterek, “Yoğun bir ilgi var. Türklerin de yoğun bir ilgisi var. Yatırım amaçlı” dedi. Toplantıda verilen bilgilere göre, City Pearl projesindeki yeni binaların cepheleri 19. yüzyıl atmosferine uyumlu şekilde planlandı. Anahtar teslimlerin de 2024 yılında, ikinci fazın 2025’de sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.

Gaziantep’in Yüksek Hızlı Tren Projesinde Hedef 2028

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gaziantep hızlı tren projesinin 2028 yılında tamamlanacağını söyledi.

Türkiye’nin hızla gelişen şehirlerinden biri olan Gaziantep, yakın gelecekte modern ulaşımın önemli bir unsuru olan yüksek hızlı trene kavuşmaya hazırlanıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun açıklamalarına göre, bu büyük proje 2028 yılına kadar tamamlanmayı hedefliyor. Gaziantep’in yüksek hızlı trenle buluşmasının şehrin gelişimine önemli katkılar sağlaması bekleniyor.

Gaziantep, Türkiye’nin hızla büyüyen şehirlerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun son açıklamaları, şehrin ulaşım altyapısında önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bakan Uraloğlu, 2028 yılına kadar Gaziantep’e yüksek hızlı trenin ulaşacağını belirtiyor. Bu, Gaziantep’in gelişimine büyük katkı sağlayacak bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep’te bulunmanın ve çeşitli projeleri hayata geçirmenin mutluluğunu dile getiriyor. Ayrıca, ülke genelinde birçok ulaşım projesini başarıyla gerçekleştirdiklerini vurguluyor. Gaziantep’in yüksek hızlı trenle buluşmasının yanı sıra, şehir içi ulaşımda da önemli adımlar atıldığı görülüyor. Özellikle, otoyollar ve bölünmüş yollar gibi projelerin şehrin ulaşım altyapısını güçlendirdiği belirtiliyor.

Uraloğlu, Gaziantep’e katkı sağlamak amacıyla Amanos Tünelleri gibi başka projelerin de gündemde olduğunu belirtiyor. Bu tünelin inşaat süreci ve ihalesi hakkında da bilgiler veriyor, bu projenin yıl sonuna kadar ihale sürecinin tamamlanmasının hedeflendiğini açıklıyor.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çalışmalara da değinerek, bu projelerin şehrin altyapısına önemli katkılar sağladığını vurguluyor. Özellikle, 6 Şubat depremlerinde Gaziantep’in etkilendiğini ve belediye başkanlarının bu süreçte önemli roller üstlendiğini belirtiyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Gaziantep’teki gelişmeler hakkında konuşuyor. Şimşek, Gaziantep’in altyapı projelerinin, Türkiye’nin genel gelişimine örnek teşkil ettiğini belirtiyor. Ayrıca, Şahinbey Belediyesi’nin kısa sürede tamamladığı tünel projelerini örnek göstererek, bu projelerin önemine dikkat çekiyor. Şimşek, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklerde 40 bin çiftçiye destek sağlanacağını belirtti. 

Kaynak: Kamu Gündemi

Kiralık Konut Fiyatları Geriledi

Emlakjet’in hazırladığı ekim ayı emlak verilerine göre Türkiye’de konut satışları düşüşe geçti. Kiralama fiyatlarının en fazla düştüğü il ise yüzde 6 ile Antalya oldu.

Konut satışları ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,7 azalarak 93 bin 761’e gerilerken, 10 ayda yüzde 14,3 düşüşle 993 bin 835 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları yüzde 58 azalış göstererek 5 bin 577 olurken, ipotekli satışların toplamdan aldığı pay yüzde 5,9’a geriledi.

Türkiye genelinde ekimde önceki aya göre satılık fiyatlarında artış görülmezken, kiralık konut fiyatları yüzde 4 düştü. Kiralık fiyatlarında önceki ay da yüzde 4’lük düşüş yaşanmıştı. Kiralık-satılık konut arama trendi ekimde satılık konut lehine yükselişe geçti ve aramaların yüzde 56’sı satılık, yüzde 44’ü ise kiralık konutlar için yapıldı.

En çok konut aranan iller arasında İstanbul ilk sırada yer alırken, megakent ilk kez hem satılık hem de aylık fiyat değişiminde görülen düşüşle dikkati çekti. Ekimde İstanbul’da önceki aya göre satılık konut fiyatları yüzde 1, kiralıklar ise yüzde 3 düştü.

En Popüler İlçe Beylikdüzü

En çok arama yapılan ilk 10’da satılık konutların fiyatı 4 ilde, kiralıkların ise 6 kentte düşüş gösterdi. Kiraların en çok düştüğü il yüzde 6 ile Antalya oldu. Beylikdüzü, ilçeler arasında konut arama sıralamasında lider olurken, onu Çankaya ve Bursa Osmangazi izledi.

Türkiye Genelinde Ortalama Konut Fiyatı 3 Milyon 849 Bin TL Oldu

Endeksa tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 849 bin 170 TL oldu. Konut fiyatlarında en fazla değer artışı yaşanan il ise yüzde 122 ile Ankara oldu.

Endeksa verilerine göre Türkiye’nin üç büyük şehri arasında konut fiyatlarının en fazla yükseldiği şehir, yüzde 122 fiyat artışı ile Ankara oldu. Başkentte ortalama konut metrekare satış fiyatı 19 bin 221 TL, ortalama konut fiyatı ise 2 milyon 498 bin 730 TL seviyesinde. Değer artışında Ankara’yı yüzde 98’lik yükseliş ile İzmir takip ediyor. Ege’nin en büyük kentinde konut metrekare satış fiyatı 29 bin 609 TL, ortalama konut fiyatı da 3 milyon 849 bin 170 TL olarak kayıtlara geçti. İstanbul listenin üçüncü sırasında. Ekim ayı sonu itibarıyla kentte ortalama konut metrekare satış fiyatı 35 bin 497 TL olarak belirlendi. Kentte ortalama konut fiyatı ise yıllık yüzde 90’lık değer artışı ile 4 milyon 224 bin 143 TL’ye kadar yükseldi.

Ekim ayında tüm Türkiye’de en çok konut satılan ilk 30 il mercek altına alındığında Ankara ile birlikte ilk üçe giren diğer iki değer artışı şampiyonu iller Hatay ve Elâzığ oldu. Endeksa analizine göre Hatay’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 152 arttı. Şehirde ortalama konut metrekare satış fiyatı 17 bin 843 TL, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 729 bin 979 TL olarak tespit edildi. Doğu’nun en fazla değerlenen kenti Elazığ’daki artış ise yüzde 125 oranında. Şehirde ortalama konut fiyatı 1 milyon 934 bin 36 TL ve metrekare başına fiyat da 11 bin 444 TL oldu.

2023 Ekim Konut Satış Adedi Toplam Satış İçindeki Payı (%)Ortalama Metrekare Satış Fiyatı (₺/m2) Ortalama Satış Fiyatı (₺) Yıllık Değer Değişimi (%)Geri Dönüş Süresi (yıl)
İstanbul14 94115%  35.497  4.224.14390%19
Ankara7 3948%  19.221  2.498.730122%15
İzmir5 1926%  29.609  3.849.17098%19
Antalya4 7645%  32.397  3.887.64091%20
Bursa3 6754%  20.074  2.730.06491%17
Mersin2 8703%  21.416  3.083.90492%18
Gaziantep2 6613%  15.920  2.563.12077%17
Balıkesir2 3302%  25.955  3.244.375101%22
Konya2 2992%  16.170  2.587.200108%17
Kocaeli2 1742%  21.276  2.765.880103%17
Kayseri2 1502%  11.761  1.940.56585%19
Aydın2 0772%  31.374  4.549.23086%24
Şanlıurfa2 0582%  13.243  2.304.28291%18
Tekirdağ1 9142%  17.515  2.276.950103%16
Adana1 7142%  17.039  2.555.85075%19
Samsun1 6562%  18.995  2.469.350103%18
Sakarya1 6402%  19.803  2.514.981105%18
Diyarbakır1 5782%  14.873  2.394.55383%17
Manisa1 4802%  17.953  2.244.125105%16
Muğla1 4092%  54.309  7.060.170110%28
Eskişehir1 4011%  18.998  2.450.742112%16
Denizli1 2731%  19.610  2.745.400106%18
Hatay9431%  17.843  2.729.979152%19
Yalova9401%  21.155  2.728.99584%18

Copa, İSİB’den Aldığı Ödül ile İhracat Başarısını Taçlandırdı

Copa Isı Sistemleri, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından her yıl organize edilen ve yıl boyunca ihracat performanslarında başarı gösteren firmaların ödüllendirildiği ‘İhracatın Liderleri Ödül Töreni’ kapsamında aldığı, 2022 yılı ‘En Çok Radyatör İhracatı Yapan 2. Firma’ ödülü ile ihracattaki başarısını bir kez daha taçlandırdı.

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından düzenlenen İklimlendirme Sektörü Strateji Çalıştayı, Türk iklimlendirme sektörünün geleceğine yön veren önemli bir etkinlik olarak dikkat çekti. Bu çalıştay ile sektörün 2028 yılı yol haritası belirlenirken yıl içerisinde yaşanan idari, ekonomik, ticari gelişmeler ve stratejik çalışmalar da ele alındı.

Bu çalıştayda İSİB, her yıl düzenlediği ‘İhracatın Liderleri Ödülleri’ organizasyonunu da gerçekleştirerek, 2022 yılında ihracat performanslarıyla öne çıkan firmaları ödüllendirdi. Bu ödül töreninde iklimlendirme sektörünün öncü markalarından Copa Isı Sistemleri, ‘En Çok Radyatör İhracat Yapan Firmalar’ kategorisinde ikinci sırada yer alarak ödüle layık görüldü. COPA’nın her yıl kazandığı bu başarı, ihracat alanındaki sürekli ve istikrarlı başarısının bir yansıması olarak görülürken, Copa bu ödülle birlikte ihracat alanındaki üstün başarısını bir kez daha taçlandırmış oldu.

Copa, üretiminin yüzde 80’ini dört kıtada 40’tan fazla ülkeye ihraç ederek, yerli sermayenin gücünü uluslararası arenada göstermeye devam ediyor. İngiltere, Çin, Romanya, Almanya gibi önemli pazarlarda etkin rol üstlenen Copa, çalışmalarıyla küresel pazardaki etkinliğini ve sektördeki lider konumunu daha da güçlendirmeye devam edecek. 

Kale Kilit Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nda İnovasyon Rüzgârı Estirdi

Kale Kilit, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nda kapı ve pencere sistemleri, kilit ve silindir, kartlı kilit, çelik kapı ve çelik kasa ürünlerinden oluşan geniş ürün portföyü ile Kale Alarm’ın yeni nesil inovatif ürünlerini sergiledi.

“İnovasyon ve Güvenin Muhteşem Buluşması” mottolu standıyla fuarda inovasyonun temsilciliğini üstlenen şirket, yakın zamanda satışa sunacağı cep telefonu uygulaması ile kontrol edilebilen kilit ve silindir modelleriyle de katılımcılardan yoğun ilgi gördü.

Kaliteli ürünleri ile tüketicilere güvenlik çözümleri sunan Kale Kilit; 11-14 Kasım tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, kapı ve pencere endüstrisinin dev buluşması olan Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nda her zamanki yerini aldı. “İnovasyon ve Güvenin Muhteşem Buluşması” mottolu standı ile fuara katılan Kale Kilit, fuar süresince sergilediği kapı ve pencere sistemleri, kilit ve silindir, kartlı kilit, çelik kapı ve çelik kasa ürünlerinin yanı sıra sürme sistemler grubunun oyuncularından katlanır, kaldırmalı, devirmeli sürme sistemleri ile katılımcıların ilgi odağı oldu. Şirket, mekatronik veya elektronik kilit modelleri ve yakında satışa sunacağı cep telefonu uygulamasıyla kontrol edilebilen kilit ve silindir modelleri başta olmak üzere temassız teknoloji ile çalışan kilit sistemleriyle de büyük beğeni topladı. 

“Fuar ulusal ve uluslararası faaliyetlerimize büyük bir açılım getirecek”

Fuara ilişkin değerlendirmede bulunan Kale Kilit Yurt İçi Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker,“Tüm sektörel fuarlarda olduğu gibi Avrasya Kapı Pencere Fuarı da iş süreçlerimize olumlu yönde katkı sunarken, yeni müşterilerle tanışma ve mevcut müşterilerimizle ilişkilerimizi güçlendirme fırsatı yaratıyor. Yeni nesil ürün ve hizmetlerimizi sergilediğimiz fuarın satış ve pazarlama faaliyetlerimize katkıda bulunacağına, fuar sırasında kurduğumuz bağlantıların kısa sürede verimli iş birliklerine dönüşeceğine inanıyoruz. Diğer yandan bu tür fuarlar yarattığı iş birliği fırsatları ile iş geliştirme süreçlerimizi doğrudan desteklerken, pazardaki yeni trendleri inceleme imkanı da sunuyor. Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde Avrasya Kapı Pencere Fuarı’nın ulusal ve uluslararası faaliyetlerimize yeni bir açılım getireceğini düşünüyoruz. Fuar sırasında ulusal ve uluslararası firmalar ile gerçekleştirdiğimiz iletişim trafiği de bunun çok açık bir göstergesini oluşturuyor” dedi. 

Yurt Dışı ÜFE Ekim Ayında Yıllık Yüzde 57,25 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayına ilişkin Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre, YD-ÜFE ekimde aylık yüzde 1,35  artarken yıllık yüzde 57,25 arttı.

YD-ÜFE  2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,35, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 49,61, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 57,25 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 51,04 artış gerçekleşti.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 54,78, imalatta yüzde 57,30 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 49,77, dayanıklı tüketim malında yüzde 62,19, dayanıksız tüketim malında yüzde 61,27, enerjide yüzde 43,75, sermaye malında yüzde 65,49 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,79, imalatta yüzde 1,33 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 1,72 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,27 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,39 artış, enerjide yüzde 6,91 azalış, sermaye malında yüzde 1,30 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE sektörlerinden ana metaller yüzde 40,91, kağıt ve kağıt ürünleri yüzde 40,94, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 43,75 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 89,25, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 72,53, b.y.s. makine ve ekipmanlar yüzde 72,29 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

YD-ÜFE sektörlerinden kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 6,91, motorlu kara taşıtları, römork ve yarı römork yüzde 0,11 ile endekslerin azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 8,09, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 5,14, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 4,78 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Kiraz, Kentsel Dönüşüm Hakkında Konuştu

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, dar gelirli vatandaşlar için hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesi ile ilgili konuştu.

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, katıldığı Samimi Haber YouTube kanalında katıldığı Samimi Analiz programında, dar gelirli vatandaşları için geçerli olan kentsel dönüşüm projesi hakkında konuştu. Kiraz, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın yaptığı yapının ardından ödenen bedel karşılığında tapuya ortak olduğunu aktardı.

 Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, Samimi Haber YouTube kanalında Aleyna Horasan’ın sunduğu Samimi Analiz programına katıldı. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yapılan inşaatların ardından hiçbir bedel alınmadığını söyleyen Kiraz, devletin, vatandaşın tapusuna ortak olma sistemini anlattı.

Katıldığı yayında dar gelirli vatandaşlar için inşaatlar yapan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın tapuya ortak olma sistemini aktaran Kiraz, şu ifadeleri kullandı. 

”Zararı İstemiyor, Tapuya Ortak Oluyor”

Sadece dar gelirli ve yoksullar geçerli olmak üzere yapılan bir proje. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı proje yapıyor, arsayı ve evi “devlet olarak ben yapacağım” diyor. Yapılan bu inşaat karşılığında oluşan zararı “senden istemiyorum” diyor. Bunun karşılığında değer kadar tapuya ortak olduğunu söyleyen Kiraz, bunun tartışmaya açık olmadığını söyledi. 

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın dar gelirli vatandaşlara şu yaptırımı uyguladığını söyleyen Kiraz, “Ortak olduğum hisse kapsamında sana bu borcu öde zorunluluğu getirmeyeceğim. Ne zamana kadar, sen ölene kadar. Benim hissemle sen oturmaya devam et” dediğini aktardı.

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 12 Oranında Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Ankara’da Ekim ayında 7 bin 394 konut satışı gerçekleşti. İşte ilçe düzeyinde konut satışları ve analizler

Türkiye genelinde konut satışları yüzde 8 seviyelerinde düşerken, Ankara’da Ekim ayında konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 seviyelerinde azaldı

TÜİK’in verilerini analiz eden gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR, Ankara’da geçtiğimiz 10 yılın en düşük satış oranının gerçekleştiğini belirterek şunları kaydetti;

Ankara’da konut fiyatlarının ilanlar aracılığı suni olarak artırıldığını aylardan beri ifade etmiştik. Hükümetin kiralık konutlara getirdiği yüzde 25 kısıtlaması, konutu yatırım enstrümanı olmaktan çıkardı. Yüksek faiz oranları nedeniyle ihtiyacı olan kesimin konut sahibi olması neredeyse imkansız hale geldi. MB’nin sıkı para politikasının sonucu olarak mevduat faizinin cazibesi de eklenince konut satışlarında gerileme kaçınılmaz hale geldi

Gayrimenkul PR, ‘Doğru fiyat, ileri düzeyde pazarlama dönemi başladı’

Ankara’da konut fiyatların büyük bir balon var ve bu balonun Haziran 2023 tarihinde patladığını ifade etmiştik. Satış gören konutlar ise düşük fiyatlı veya takasla olanlardır. İlanlarda yazılan fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30’lara kadar fark var. Bundan sonraki dönemde gerçek alıcı-satıcı dönemi başladı. 

Ticaret Bakanlığının ilan sitelerine getirdiği kısıtlamalar konut fiyatlarını daha da düşürecektir. Ankara’da satılık konut fiyatları düşeceğini ve kiralık konut fiyatlarında çok yüksek oranlarda artış öngörüyoruz. Önümüzdeki süreçte fiyatı doğru olan ve ilan siteleri dışında ileri düzeyde pazarlanan konutlar satılabilecek. Konutunu satmak ve ev almak isteyenlere önerimiz, ilanlara bakarak değil, konusunun uzmanlarından destek almalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz

Ankara Ekim 2023 ilçe düzeyinde konut satışları

Akyurt:76

Altındağ: 557

Beypazarı: 60

Elmadağ: 36

Etimesgut: 661

Gölbaşı: 410

Haymana: 29

Kahramankazan: 68

Keçiören: 1.120

Kızılcahamam: 72

Mamak: 732

Polatlı: 223

Pursaklar: 178

Sincan: 740

Yenimahalle: 868

Çankaya: 1.285

Çubuk: 181

Şereflikoçhisar: 50

Elektrik Tesisatlarında Denetimsizlik Hem Vatandaşa Hem de Ülke Ekonomisine Darbe Vuruyor 

İnşaatlarda elektrik ve sıhhi tesisat işlerinin standartlara uygun yürütüle bilmesi için ilgili yönetmeliğin 6. Maddesine göre Odaya kayıtlı, eğitimlerini tamamlamış yetkili elektrikçilerin çalışması gerektiğini hatırlatan İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali, “İnşaat sürecinden başlayan denetimsiz, merdiven altı ürünlerle yetkisiz kişilerle yapılan tesisat büyük kayıplara neden oluyor.” dedi.

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali, ”İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre İstanbul da geçtiğimiz yıl meydana gelen yangınların %30’unun elektrik kontağından, %12’sinin ise elektrikli ev aletlerinde, prizlerden çıktığı açıklanmıştır. Sektörümüzün de sorunu olan denetimsizlik ve görevli kurumların kontrol elemanı yetersizliğinden dolayı kayıt dışı çalışanların  sayısı oda üyelerimizin on katı kadardır.” 

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası tarafından hazırlanan “İnşaatlar da Elektrik Tesisatı Denetimi ve Ekonomiye Etkileri” konulu raporda;” Belediyelere, denetleme şirketlerine, bakanlıklara önemli görevler düştüğü vurgulandı. 

İnşaatların elektrik tesisatı uygulamasını yapacak olan kişilerin yasa gereği, işletmeye kayıtlı yetkili fen adamları olması gerektiği belirtilerek.  İlgili fen adamlarının yasal olarak; “Serbest Tesisatçı Belgesi”, “Ustalık Belgesi”,  “Oda Kayıt Belgesi” ve vergi dairesinden alınan mükellefiyet yazısına sahip olmasının önemi vurgulandı. 

Raporda ayrıca Elektrik iç tesisat uygulamalarının belediye onaylı elektrik ruhsat projeleri ve bakanlığın yönetmelik maddelerine yapılması zorunlu olduğu hatırlatılarak, Tesisatların kontrolünü takip etmek için 5361 sayılı kanuna göre meslek odası ve 4708 sayılı yapı denetim kuruluşlarındaki elektrik kontrol mühendislerinin görevli olduğu belirtildi. Dağıtım şirketleri, “Elektrik Teknisyenleri Odası”, “Yapı Denetim Kuruluşları”, “Belediyeler”; iş birliği içerisinde çalışarak elektrik tesisat işlemlerinin proje ve yönetmeliğe uygun olarak yapılmasını sağlamakla görevlidirler. 

Fakat yapılan denetim eksikleri ve sorumlu kurumların arasındaki iletişimsizlik sonucunda yapılan elektrik tesisat işlerinin çoğunlukla proje ve yönetmeliklere uygun yapılmadığı ve kayıt dışı çalışanlar tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. 

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası, “Elektrik Kontrol Mühendisleri”ni sahaya davet etti; 

İnşaatın yapım ruhsatı çıktıktan sonra uygulamaya başlanmadan önce yapı denetimin uygulama yapacak olan yetkili elektrikçiden (STB, Vergi Levhası, Ustalık Belgesi) istenmeli, belgesi olmayanların çalıştırılması ise yasaklanmalıdır.  

Elektrik tesisatlarının temel topraklamasından montaj aşamasına kadar kontrol edilmesi gerekmektedir. Elektrik tesisatı yapan meslektaşlarımız ile yaptığımız görüşmelerde yapı denetim firmalarındaki elektrik mühendislerinin sahada kontrol yapmadığını üzülerek teyit etmiş olduk. 

Sorunun çözümünün ise; Tüm yapı denetim firmalarındaki elektrik kontrol mühendislerinin sahada aktif olarak görev alması ve mühendislik yetkilerini kullandıklarında sorunlar en aza inecektir.  Elektrik Teknisyenleri Odası olarak, “Elektrik Kontrol Mühendisleri”ni sahaya çıkmaları için çağrıda bulunuyoruz

Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Eski Yapılar Yenilenirken Eski Sistemlerde yenilenmeli;  

İstanbul’un deprem tehlikesi yüzünden eski yapıların yenilenmesi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlanması ile on binlerce inşaat işleri devam etmesine dikkat çeken İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali; “ 4708 sayılı yapı kuruluşları kanunu insanların sağlıklı ve kaliteli binalarda oturması amacıyla çıkartılmıştır. İnşaatlarda belgesi bulunan ustalar tarafından yapılması ve denetlenmesi şart koşmuştur. 

Elektrik tesisatlarının yanlış ve bilinçsizce yapılmasının devlete ve topluma zararlarına dikkat çekmek ve çözüm yolları önermenin meslek odası olarak sorumluluğumuz olduğunun bilincindeyiz. 

Yapı denetim firmaları ile yaptığımız toplantılarda, yapılan kontrollerde tesisatların proje ve yönetmeliğe uygun yapılmadığı, kayıt dışı çalışanlar tarafından iç tesisat yönetmenliğine aykırı yapıldığı görülmekte olup bu durumun önüne geçmek için çaba sarf etmeliyiz. 

Elektrik Tesisat Yönetmeliğine Uygun Olmayan “Elektrik Panoları” Saatli Bomba gibi; Ülkemizin 21. YY da hala tahtaya monte elektrik panoları var.

İBB itfaiye müdürlüğü verilerine göre; 2022 yılında meydana gelen yangınların %30’unun elektrik kontağından %12’sinin elektrikli ev aletlerinden çıktığı belirtildi. maalesef sektörümüzde denetimsizlikten ve görevli kurumların kontrol elemanı yetersizliğinden dolayı kayıt dışı çalışan sayısı oda üyelerimizin on misli kadardır.

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Meslek odası olarak yaptırım gücümüzün ve denetleme yetkimizin kısıtlı olması gerekli müdahaleleri yapmamıza engeldir. Elektrik iç tesisat yönetmeliğine uygun olmayan tesisatlar saatli bomba gibi olup ne zaman patlayacağı belli değildir.

 Kuralsız ve denetimsiz yapılan tesisatlar vatandaşımızın can ve mal kaybına neden olmasının yanı sıra ülke ekonomisine de ciddi zararlar vermektedir. Elektrik tesisat işlerinde çalışanların vergiye tabi olmaması vergi kaybına ve sigortalı çalışmadıkları içinde prim kaybına sebep olmakla birlikte ekonomiye de katkısı olmamaktadır. 

Evlerde ki beyaz eşyalar, elektrikli ev aletleri alt yapı sistemi kurulmamış tesisatlar nedeniyle bozuluyor,   

Bunun yanı sıra temel kuralları dahi bilmeyen belgesiz çalışan kişilerin yaptıkları işler sebebiyle evlerdeki toplam değeri en az iki yüz bin tl ye ulaşan elektrikli ev aletlerinin (Televizyon, Bilgisayar Klima, Kombi, Buzdolabı, Fırın, Bulaşık Makinesi, Çamaşır Makinesi, Cep Telefonu vb ) bozulması nedeniyle vatandaşın bütçesinde zarara sebep olmaktadır. 

İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası olarak önerimiz; tüm kurum ve kuruluşların bu tehlikeleri ve yaşanan can kaybıyla sonuçlanan olayları önlemek için hep birlikte hareket etmelidir. 

Sektörümüzde yaşanan sorunlardan bir tanesi de elektrik tesisat işleri ile projelerin abonelik muayene işlemlerinin ayrılmamasıdır. Günümüzde dijital ortamda yapılan abonelik işlemleri ile tesisatı yapan kişilerin farklı olması da düzeltilmesi gereken en önemli sorunlardan birisidir. 

İşe başlama ve iş bitimi evraklarında projeyi ve tesisatı yapan kişilerin imzalarının birlikte olmasının kayıt dışı çalışanlarında önüne geçeceği kanaatindeyiz. Elektrik tesisatlarını yapan kişilerin çoğu kayıt dışı, belgesiz ve sigortasız çalışan, STB belgesi olmayan kişilerdir. 

Önerimiz, denetleme mekanizmalarının iyi çalışması; 

Meslek odası olarak önerimiz yapılan her inşaat için ada ve parsel numarası yazan STB belgesi numarası yazan odamızdan mal sahibi ile yetkili fen adamı arasındaki sözleşme yapı denetim kuruluşlarına verilmeli, yapı denetim kuruluşları da kanunda belirtildiği üzere yapı kayıt dosyası oluşturup bunları ilgili belediyeye vermelidir. 

Çalışmamızın başında da belirttiğimiz gibi devlet elektrik tesisatçıları konusunda gerekli düzenlemeleri yaparak bu konuda yapı denetim kuruluşlarına, dağıtım şirketlerine, ETO odasına ve vergi dairelerine görev tanımını yapmıştır. 

İlimizde yapılan inşaatların sayısı dikkate alındığında kurumların iş birliği içerisinde çalışıp denetimlerini arttırması ile gerçek değerine ulaştığında, ortaya çıkacak kazancın fatura değeride milyonlarca lirayı bulacaktır.

Bu mekanizma işlediğinde ülkemizin vergi gelirinin yükseleceği aşikardır. 

Elektrik Tesisatlarındaki Yasa Dışı Uygulamalar ve Çözüm Önerileri; İnşaat sektöründe faaliyet gösteren yetkili fen adamlarının yasal düzenlemelere uygunluğu ve elektrik tesisat uygulamalarındaki eksiklikler, ülkegenelinde ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiştir. İlgili mevzuata göre, elektrik tesisatı uygulamasını yapacak olan kişilerin belirli belgelere sahip olmaları gerekmektedir.

Yasal Gereklilikler: Elektrik tesisatı uygulaması yapacak kişilerin yasal olarak belirlenmiş belgelere sahip olmaları gerekmektedir. Bu belgeler arasında “serbest tesisatçı belgesi”, “ustalık belgesi”, “oda kayıt belgesi”  vergi dairesinden alınan “mükellefiyet yazısı” bulunmaktadır.

Belediye Onaylı Projeler ve Denetim: Elektrik iç tesisat uygulamaları için belediye onaylı elektrik ruhsat projelerinin hazırlanması ve bakanlık yönetmeliklerine uyulması zorunludur. Tesisatların kontrolü için meslek odası ve yapı denetim kuruluşlarındaki elektrik kontrol mühendisleri görevlendirilmiştir.

Sektör İçi İletişimsizlik ve Denetimsizlik: Maalesef, yapılan denetim eksiklikleri ve sorumlu kurumların arasındaki iletişimsizlik, elektrik tesisat işlerinin çoğunlukla proje ve yönetmeliklere uygun yapılmadığını göstermektedir. Elektrik kontrol mühendislerinin sahada aktif olarak çalışması için çağrıda bulunuyoruz.

Yangın ve Güvenlik Riskleri: 2022 yılında meydana gelen yangınların %30′ unun elektrik kontağından çıktığı belirlenmiştir. Denetimsizlik ve kayıt dışı çalışanlar, elektrik tesisat işlerinin güvenlik ve ekonomik risklere neden olmasına yol açmaktadır.

Çözüm Önerileri:

  1. Yasal Düzenlemelerin Takibi: Elektrik tesisatı uygulaması yapacak olan kişilerin yasal düzenlemelere uygunluğunun titizlikle takip edilmesi ve gerekli belgelere sahip olmalarının sağlanması gerekmektedir.
  2. Saha Denetimlerinin Arttırılması: Elektrik Kontrol Mühendislerinin sahada aktif olarak çalışması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve denetimlerin sıklaştırılması gerekmektedir.
  3. Abonelik Muayene İşlemlerinin Düzeltilmesi: Elektrik tesisat işleri ile projelerin abonelik muayene işlemlerinin ayrılması ve dijital ortamda yapılan işlemlerin daha şeffaf hale getirilmesi önemlidir.
  4. İşe Başlama ve İş Bitimi Belgeleri: İşe başlama ve iş bitimi belgelerinde, projeyi ve tesisatı yapan kişilerin imzalarının birlikte olmasının sağlanması, kayıt dışı çalışanlarla mücadelede etkili olacaktır.
  5. Sektör İçi İş Birliği: Belediye, yapı denetim kuruluşları, dağıtım şirketleri ve ETO odası arasında daha etkili bir iş birliği sağlanarak denetimlerin arttırılması gerekmektedir.

Sonuç: Elektrik tesisat işlerinin denetimsiz ve kayıt dışı yapılması, hem güvenlik risklerini arttırmakta hem de ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Sektördeki düzenlemelerin güçlendirilmesi ve denetimlerin arttırılması konusunda çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Gelecekteki inşaat projelerinin daha güvenli ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleşmesi için tüm paydaşların iş birliği içinde olması gerekmektedir.

Depremlerde 2 Bine Yakın Tarihi Eser Zarar Gördü

Dünyanın kültürel ve doğal mirasının korunarak gelecek nesillere aktarılması için çalışan UNESCO’nun 16 Kasım’daki kuruluş yıldönümü vesilesiyle B2Press, Türkiye’nin tarihi ve doğal mirasına ışık tuttu. Ülkemizin Dünya Mirası Listesi’nde 82 varlığı bulunduğunu kaydeden Online PR Servisi, yaptığı incelemeler sonucunda 6 Şubat depremlerinden hareketle bu varlıkların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yürütülen projeleri de açıkladı. 

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) 16 Kasım’daki 78. kuruluş yıldönümü vesilesiyle birçok ülke, kültürel ve doğal mirasın gelecek nesillere aktarılmasına dair yürüttüğü çalışmaları gündeme taşıdı. Online PR Servisi B2Press de 16 Kasım 1945’te 20 ülkenin kuruluş sözleşmesini imzalamasıyla faaliyetlerine başlayan UNESCO’nun 78. yaşından hareketle, bu ülkelerden biri olan Türkiye’nin tarihi ve doğal mirasına ışık tuttu. 

UNESCOnun listesinde Türkiyeden 82 varlık var

Online PR Servisi B2Press’in gerçekleştirdiği araştırmaya göre, geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı Dünya Mirası Komitesi’nin genişletilmiş 45. oturumuyla birlikte UNESCO’ya ait Dünya Mirası Listesi’nde 1.199 varlık yer alıyor. Bunun %6,83’üne sahip ülkemizin ise 2023 itibarıyla listeye kayıtlı 75 kültürel, 4 karma ve 3 doğal olmak üzere toplam 82 mirası bulunuyor. Bu varlıkları korumak için, birçok dernek, vakıf ve şirket çalışmalar yapıyor. Öyle ki UNESCO’ya bağlı 48 koruma durumu raporu olan Türkiye’nin, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından son dönemde, bu bölgelerdeki kültürel mirasları korumaya odaklandığı görülüyor. 

6 Şubat depremlerinde bin 717 tarihi eser zarar gördü

Online PR Servisi B2Press’in aktardığı bilgilere göre, meydana gelen depremlerden sonra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Hatay ve Kahramanmaraş Arkeoloji Müzelerine 20 konteyner teslim ettiği kaydediliyor. Bu yardım, hasar gören eserlerin tam restorasyon yapılıncaya kadar koruma altına alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na destek sürecinin başlangıcını oluşturuyor. Bakanlığın açıkladığı listelere göre depremlerden etkilenen 11 ilde miras niteliğine sahip 8 bin 444 tarihi yapı bulunuyor. Uzmanların incelediği 2 bin 863 eserin %60’ından fazlasının ise çeşitli düzeylerde hasar gördüğü kaydedilirken, yetkililer kültürel mirasların doğal afetlerden korunmasına ilişkin yeni projeler üstünde çalışıyor.

Dünya miraslarını tehlikeye atan 3 felaket: Sel, kasırga ve deprem

Yaptığı incelemeler doğrultusunda kültürel ve doğal mirasın afetlerden korunabilmesi için sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Online PR Servisi B2Press, bunun nedeninin iklim bağlantılı felaketlere karşı da dayanıklılığı artırmak olduğunu ileri sürüyor. UNESCO dünya mirası alan yöneticilerinin afet risk yönetimi konusunda benimsediği prensipleri mercek altına alan bir araştırmada da kurumun bu gibi durumlarda temel görev olarak koruma ve bakım ilkelerini önceliklendirdiği görülüyor. Ankette, dünya mirasları için en yüksek tehlikenin ise sel (%18) olduğu belirtilirken, onu kasırga (%14) ve deprem (%6-8) takip ediyor. UNESCO, bu risklere karşı önlem almak için dünya mirası alanlarının durumunun izlenmesi adına kontrol mekanizması uyguluyor. Ayrıca, ülkeler arasında bilgi ve deneyimlerin paylaşılması için 20 farklı bilgi paylaşım platformu kullanıyor. Online PR Servisi B2Press ise yapılan araştırmadan hareketle afet riskine karşın hem ulusal hem de küresel olarak yeni stratejiler de geliştirilmesinin açık olduğunun altını çiziyor. 

İnşaat Sektöründe Sürdürülebilir Çözümler Ön Plana Çıkıyor

Aydınlar Mimarlık Kurucu Ortağı Mimar Merve Aydın, inşaat sektöründe çevreci ve sürdürülebilir çözümlerin ön plana çıktığını belirtti.

Günümüzde inşaat sektörü, çevresel sorunlara karşı mücadelede daha sürdürülebilir ve yeşil yaklaşımlar benimsemek için farklı yollar arıyor. Mimar Merve Aydın’ın açıklamaları, bu alandaki çeşitli çözümlere ışık tutuyor.

Yağmur Suyu Depolama Sistemleri: Su Tasarrufunu Destekliyor

Mimar Aydın, yağmur suyu depolama sistemlerinin inşaat projelerinde yağmur suyunun toplanması ve depolanması için kullanıldığını belirterek ‘’ Bu, su kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlarken, yeraltı su seviyelerini artırarak çevreye olumlu katkılarda bulunuyor. Ayrıca, yağmur suyu depolama sistemleri, inşaat alanlarında sellerin önlenmesine yardımcı oluyor ‘’ diye konuştu.

Güneş Panelleri: Temiz Enerji Üretimine Katkı

Aydın, güneş panellerinin de inşaat sektöründe büyük bir rol oynadığına değinerek ‘’ Güneş panelleri, inşaatlarda temiz enerji üretimini destekleyerek fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltıyor ve karbon ayak izini azaltmada büyük bir etkiye sahip. Güneş panelleri, elektrik üretiminde ve ısıtma sistemlerinde kullanılarak hem enerji maliyetlerini düşürüyor hem de çevreye zarar veren emisyonları azaltıyor ‘’ dedi.

Yeşil Çatılar: Doğal Yalıtım ve Yeşil Alanlar

Ayrıca yeşil çatıların kullanımının da çevreci bir çözüm olarak öne çıktığını aktaran Aydın şunları kaydetti:

“Yeşil çatılar, bitki örtüsü ile kaplanmış çatılardır ve doğal yalıtım sağlar. Aynı zamanda, kentsel alanlarda yeşil alanların oluşturulmasına katkıda bulunur, hava kalitesini artırır ve şehir sıcak adalarını azaltır.”

Geri Dönüşüm Malzemeleri: Atıkları Azaltıyor

Mimar Merve Aydın, son olarak inşaat sektörünün geri dönüşüm malzemelerini kullanarak atık üretimini azaltabileceğini de vurgulayarak ‘’ Yapı malzemelerinin geri dönüşümü, doğal kaynakların korunmasına ve çevre dostu inşaat projelerinin teşvik edilmesine katkı sağlıyor ‘’ ifadelerini kullandı.

İnşaat sektörü, iklim krizi ile mücadelede daha etkili bir rol üstlenmek ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etmek adına birçok çözüm sunuyor. Çevre dostu uygulamalar, hem çevreyi korumaya yardımcı olurken hem de inşaat projelerinin maliyetlerini azaltacak şekilde entegre edildiğinde, iklim krizi ile mücadelede büyük bir rol oynayabilir.

Sur Yapı’ya Birincilik Ödülü

Sur Yapı, Marketing Türkiye ve Akademetre iş birliğiyle düzenlenen ödül töreninde (ALFA Awards) gayrimenkul kategorisinde Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka – Yılın Tüketici Markası seçildi.

Sur Yapı, yılın tüketici markalarının belirlendiği ALFA Awards’un gayrimenkul kategorisinde birinci oldu. Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, gayrimenkul sektöründe yapı kalitesinden standardizasyona, ehliyetli ve tecrübeli insan kaynağı oluşturmadan müşteri deneyimi ve memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmaya kadar pek çok alanda öncü olmayı görev edindiklerini belirterek “Üstlendiğimiz bu misyonun, bugün bu ödülle karşılık bulduğunu görmek, bizler için motivasyon kaynağı” dedi.

Özel sektörün en geniş portföyüne sahip gayrimenkul firması Sur Yapı, Marketing Türkiye ve Akademetre iş birliğiyle gerçekleştirilen ALFA Awards’te gayrimenkul kategorisinde “Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka – Yılın Tüketicisi Markası” seçilerek ödüllerine bir yenisini ekledi. ALFA Awards’un 16 Kasım’da Hilton İstanbul Bomonti’de düzenlenen töreninde Sur Yapı’nın ödülünü Sur Yapı Genel Müdür Vekili Atilla Elmas ile birlikte Yönetim Kurulu Üyesi Yahya Elmas, Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ece Ceren Kanyılmaz, Müşteri İlişkileri Yöneticisi Esra Kılıç Ertürk ve Kurumsal İletişim Yetkilisi Ayşe Aksakalli aldı.

2014 yılından bu yana Türkiye’nin “Customer Brand”lerini belirleyen ALFA Awards’ta bu yıl müşterileriyle sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kuran markalar, 60’ın üstünde kategoride yarıştı. Birincilerin belirlenmesi için Akademetre tarafından halk oylaması yoluyla yürütülen araştırma kapsamında markalarla ilgili olarak “Müşterilerin arzu boyutu” ile “Markayı deneyimleme istekleri”, “İletişim boyutu” ile “Markanın iletişim faaliyetlerinin niteliği” ve “İlişki boyutu” ile “Markanın tüketici nezdinde bilinirliği” gibi müşteride ilk izlenimi oluşturan satış öncesi ilişkiler değerlendirildi.

Sur Yapı’nın hayata geçirdiği her projeyi planlarken ve inşa ederken müşterilerinin beğeni ve tercihlerine her zaman öncelik verdiğini ifade eden Z. Altan Elmas, “Sadece satış sürecinde değil, bizden ev, ofis ve iş yeri alan herkesin bu mekanları uzun yıllar güvenli ve sağlıklı bir biçimde kullanabilmesi için çaba gösterdik” dedi. Sur Yapı’nın, köklü bir geçmişi, değerleri ve kültürü olan bir şirket olduğunu ifade eden Elmas, “Bu kültürün temelinde ürettiğimiz her eserle topluma kalıcı değerler kazandırma hedefimiz var. Sektörümüzde yapı kalitesi, standardizasyon, ehliyetli ve tecrübeli insan kaynağı oluşturma, müşteri deneyimi ve memnuniyetini en üst seviyeye çıkarma gibi pek çok alanda öncü olmayı görev edindik. Üstlendiğimiz bu misyonun, bugün başarılı olduğunu ve ödülle karşılık bulduğunu görmek, bizler için motivasyon kaynağı” diye konuştu.

ABD’de Konut Başlangıçları Yüzde 1,9 Arttı

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ekim ayı konut başlangıçları yüzde 1,9 artarak 1 milyon 372 bine yükseldi.

ABD’de konut başlangıçları, ekimde yüzde 1,9 artışla 1 milyon 372 bine yükselerek piyasa beklentilerini geride bıraktı. ABD Ticaret Bakanlığı, ekim ayına ait konut başlangıçları ve inşaat izinleri verilerini açıkladı. Buna göre, konut başlangıçları, ekimde bir önceki aya kıyasla yüzde 1,9 artarak 1 milyon 372 bine çıktı. Piyasa beklentilerini aşan konut başlangıçlarının bu dönemde 1 milyon 345 bin olması öngörülüyordu. Konut başlangıçları, eylülde yüzde 3,1 artışla 1 milyon 346 bine seviyesinde kaydedilmişti. Konut başlangıçları ekimde, yıllık bazda ise yüzde 4,2 azaldı.

 İnşaat İzinleri Yüzde 4,4 Arttı

Ülkede inşaat izinleri, ekimde aylık bazda yüzde 1,1 artarak 1 milyon 487 bine yükseldi. Piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşen inşaat izinlerinin 1 milyon 450 bin olması öngörülüyordu. İnşaat izinleri, eylülde yüzde 4,5 azalarak 1 milyon 471 bin olmuştu. ABD’de inşaat izinleri, ekimde yıllık bazda ise yüzde 4,4’lük azalış kaydetti.

Gölcük’te Tüm Okullar Yenileniyor

Gölcük Belediyesi tarafından başlatılan okul yenileme çalışmaları hızla devam ediyor.

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer’in liderliğinde, Gölcük ilçesinde eğitim yatırımlarına büyük destek sağlayan Gölcük Belediyesi, bir dizi okul yenileme ve inşa çalışmalarını sürdürüyor. Başkan Sezer, ilçede devam eden eğitim yatırımlarını yerinde inceleyerek, İlçe Milli Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert ile bir araya geldi ve çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Gölcük Belediyesi’nin girişimleriyle hayata geçirilen “Meyveciliği Geliştirme Projesi”nin yanı sıra eğitime de büyük önem verildiğini belirten Başkan Sezer, eğitim yuvalarını güçlendirmek, modernize etmek ve yeni eğitim binaları inşa etmek amacıyla başlatılan projelerin hızla devam ettiğini ifade etti.

Gölcük’ün Donanma Mahallesi’nde yer alan, 17 Ağustos 1999 Depremi sonrasında inşa edilen kalıcı iş merkezi, Gölcük Belediyesi girişimleriyle eğitim yuvasına dönüşüyor. İnşaat çalışmaları devam eden bina, 4 bin 800 metrekare kullanım alanına sahip olacak ve 2024-2025 Eğitim Öğretim Dönemi’ne hazır hale getirilecek.

Değirmendere Gaipler Mezarlığı yanındaki 4 dönüm arsada devam eden inşaat çalışmalarıyla Gölcük Özel Eğitim Uygulama Okulu’nun yeni binası oluşturuluyor. Ayrıca, Gölcük Barbaros Hayrettin Anadolu Lisesi okul binası inşaatı da tamamlanan okullar arasında yer alıyor. Okul binasının yanında yapımı devam eden 760 m² kapalı spor salonunun 550 günde tamamlanması planlanıyor.

Fidanlık İlkokulu ve Ortaokulu 2024’de Tamamlanacak

İhsaniye Fidanlık İlkokulu’nun 16 derslikli yeni okul binası kaba inşaat aşamasını tamamladı. 2024 yılında tamamlanacak olan bu modern okul binası, öğrencilere güvenli ve modern bir öğrenim ortamı sunmayı hedefliyor.

Şirinköy İlkokulu İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Yeni okul binası inşaatında 1. katta devam eden çalışmalarıyla dikkat çeken Şirinköy İlkokulu, 2024 yılında tamamlanarak eğitim hayatına başlamayı planlıyor.

Başkan Sezer, eğitim yatırımlarının Gölcük genelinde bir dizi tamamlanmış ve devam eden projeyi içerdiğini belirterek, “Eğitime yatırım yapmak, geleceğimizi inşa etmek anlamına gelir. Gölcük’ün geleceğini şekillendirmek adına eğitimde kaliteli ve modern altyapıları hayata geçirmeye devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Gölcük Belediyesi, tamamlanan ve devam eden projelerle ilçenin eğitim altyapısını güçlendirmeyi ve öğrencilere daha iyi bir eğitim ortamı sunmayı hedefliyor.

Türkiye genelindeki tüm eğitim binası projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Kocaeli Denge

Bingöl’de Kent Meydanı Çalışmaları Devam Ediyor

Bingöl şehir merkezinde hayata geçirilen kent meydanı projesinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Bingöl şehir merkezinin çehresini değiştirecek Kent Meydanı Projesinde çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan’ın seçim döneminde vaat ettiği ‘Kent Meydanı’ Projesinde çalışmalar devam ediyor. 

Şehir merkezinin incisi olacak olan proje, yaklaşık 17 bin 500 metrekarelik alan üzerinde inşa ediliyor. İki katlı ve toplamda 500 araç kapasiteli otoparkın da olacağı projenin yüzde 100’ü tamamlandığında, şehrin çehresini olumlu yönde etkileyecek.

Sosyal medya hesabından kent meydanı projesiyle ilgili açıklamada bulunan Belediye Başkanı Erdal Arıkan, ‘’Kent meydanı ve katlı otopark projesi şehri bal diyarı Bingöl’e çok yakışacak’’ dedi.

Erfelek Devlet Hastanesi’nde İnşaat Tamamlandı

Sinop’un Erfelek ilçesinde hayata geçirilen devlet hastanesi projesinde inşaat çalışmaları tamamlandı. Hastane, bugün hizmete giriyor.

Bir süredir inşaat çalışmaları devam eden Erfelek Devlet Hastanesi’nin yapımı sona erdi. İnşaat çalışmaları tamamlanan hastane projesi için yönetim tarafından müjdeli haber geldi. Hastanenin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Erfelek İlçe Devlet Hastanesi yeni hizmet binası tamamlanmış olup 17 Kasım saat 17.00’den itibaren acil sağlık hizmetleri yeni binada hizmet vermeye başlayacaktır. Poliklinik hizmetleri de 20 Kasım Pazartesi gününden itibaren yeni binada hizmet vermeye başlayacaktır.” denildi.

Arsa Yatırımları Artıyor

arsaVev Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, son dönemde arsa yatırımlarının arttığını belirterek, “İstanbul’un ve İzmir’in çeperleri, Sapanca, Bursa, Balıkesir, Çanakkale ciddi talep görüyor. Bugün 300 bin liraya bile arsa bulmak mümkün, Çanakkale’de 1’e 5 kazandırdı.” dedi.

Konut fiyatlarındaki fahiş yükseliş ev sahibi olmayı giderek zorlaştırıyor. Bugün sıfır konut fiyatları en düşük 8-10 milyon TL’den başlarken, ikinci el konut fiyatları ortalama 3 milyon TL’den başlıyor. Yıllarca çalıştıkları birikimleri konuta yetmeyen vatandaşlar ise ‘başını sokacak bir ev’ umudunu arsaya bağladı.

Son dönemde arsa talebinde ciddi artış görüldüğünü söyleyen arsaVev Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, getiri potansiyeli de yüksek olan arsa yatırımının, bazı bölgelerde 1’e 5 kazandırdığını belirterek, “Şimdi arsa almanın tam zamanı” dedi. Firma olarak 2017 yılından bu yana Türkiye’nin çeşitli lokasyonlarına yatırım yaptıklarını söyleyen Öztürk, “Biz alt yapısı hazır, imarlı ve hemen teslim arsa satıyoruz” diye konuştu.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; insanların bir tapu sahibi olmak istediğine işaret eden Öztürk, firma olarak yaptıkları bir araştırmada, “Önümüzdeki 5 yılda arsaya yatırım yapmak ister misiniz?” sorusuna, katılımcıların yüzde 87’sinin evet yanıtı verdiğini, yüzde 80’inin de bu yatırımı konuta dönüştürmek istediği sonucunun ortaya çıktığını açıkladı.

İnsanların arsa yatırımının karlı olduğunu bildiğini ancak bilmediği bir şeyi almaktan da çekindiğine işaret eden Öztürk, o nedenle arsaya künye sistemi getirdiklerini belirterek, “Kaç metrekare, hangi statüde, ev yapmak istendiğinde kaç metrekare olacak gibi bir künye sistemi getirdik” dedi.

1915 Çanakkale ve Osman gazi köprülerinin etkisiyle, İstanbul’a kolay ulaşım imkanı olan bölgelerde arsa geliştirdiklerini ve talebin de bu bölgelerde görüldüğüne işaret eden Öztürk, şu bilgileri verdi: “Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ talep görüyor. Özellikle 1915 Çanakkale ve Osmangazi köprüleriyle Çanakkale aslında evimize çok yaklaştı. Çanakkale bölgesi bizim yoğunluklu satış yaptığımız yerlerden biri. Halen fırsatlar var, insanlar kazanabiliyorlar.

Kuzey Marmara otoyoluyla Sapanca’dan İstanbul’a 45 dakika ulaşımla bu bölgeye de ilgi arttı. İstanbul ve İzmir çeperleri revaçta. Buralar çok ciddi talep görüyor. Ankara Beypazarı da prim yapan bölgelerden, gelişim potansiyeli yüksek.”

Konuta giden yolda basamak görülüyor

 Pandemi, deprem korkusu ve konut fiyatlarındaki fahiş artışların arsa talebini arttırdığına işaret eden Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu: “Fiyatların aşırı uç noktalara gelmesiyle, insanlar ‘madem konut alamayacağız, en azından arsa alalım’ eğiliminde.

Bugün 500 metrekare bir arsa aldığınızda bizim gibi şirketler, 2 yıla kadar vade yapıyorlar. İnsanlar arsa ve evi kendi kaynaklarıyla finanse edebileceği bir yaklaşım gösteriyorlar. Konuttan daha fazla arttığı için bir basamak olarak da görülüyor. O arsayı satıp, şehir merkezinden ev satın alıyor. Yani, konuta giden yolda arsa, basamak olarak kullanılıyor.”

Tarla ve arsada fiyat artışı sürer

Konut fiyatlarının bugün ortalama 3 milyon TL’den başladığını işaret eden Öztürk, ancak şu anda 300 bin TL’ye bile imarlı arsa sahibi olmanın mümkün olduğunu, söz rakamın 5-6 milyon TL’ye kadar çıktığını söyledi. Arsa fiyatlarının bölgelere göre değiştiğini söyleyen Öztürk, “Çanakkale’de 600-700 bin, Beypazarı’nda 300-400 bin TL arasında” dedi. Talep dolayısıyla arsa fiyatlarının yükselişini sürdürdüğünü söyleyen Öztürk, “Şu anda arsa almanın tam zamanı.

Arz-talepten dolayı artmaya devam ediyor. Konutta her yıl 500 bin açık veriyoruz ve ihtiyaç devam ederken, arsa, tarla fiyatları artmaya devam eder. Arsa fiyatları son 3 yılda konuttan fazla arttı. Sadece Çanakkale bölgesinde 1’e 5 arttı. Döviz bazında ise yüzde 250 kazandırdı” diye konuştu. Öztürk, arsa yatırımının vatandaşların, kaparo dolandırıcılarına karşı da dikkatli olunması gerektiğini sözlerine ekledi.

Limak Şirketler Grubu, Karayipler’deki Havalimanı İhalesine Katılacak

Limak Şirketler Grubu, Turks ve Caicos Adaları Havalimanları Otoritesi tarafından düzenlenen Howard Hamilton Uluslararası Havalimanı (HHIA) ihalesine katılmak için başvuru yaptıklarını duyurdu.

Limak tarafından yapılan açıklamaya göre, halihazırda işlettiği Kosova ve Senegal Uluslararası havalimanlarının yanı sıra birçok ülkede havacılık faaliyetlerini sürdüren Limak Şirketler Grubu, son dönemde Türk bayrağını farklı coğrafyalarda dalgalandırmak için yeni stratejik adımlar atıyor.

Grup son olarak, Turks ve Caicos Adaları Havalimanları Otoritesi’nin, ülkedeki Howard Hamilton Uluslararası Havalimanı için düzenlediği ihaleye yeterlilik başvurusu yaptı.

Firma, Karayipler’in, büyük turizm merkezlerinden biri olan Turks ve Caicos Adaları’nda yapılacak projeyle havalimanının renovasyon ve genişletilmesi yapılacak.

Projenin ihalesinde ön yeterlilik şartlarını sağlayan şirketler, 2024’ün ilk çeyreğinde teklif verecek. “Yap-işlet-devret” modeli ile hayata geçirilecek projede ihaleyi kazanan şirket, havalimanını 30 yıl işletecek.

Yılda 1 milyondan fazla yolcuya hizmet veren havalimanı, kapasite artırım çalışmaları sonrası 2 milyondan fazla yolcu ağırlaması hedefleniyor.

Yapılacak yatırımlar arasında 4 yolcu köprülü 25 bin metrekare yeni terminal binası, çok katlı kapalı otopark ve 35 bin 600 metrekare alanda apron düzenlemesinin yanı sıra pist ve araç yollarının genişletilmesi yer alıyor.

İşsizlik Oranı Üçüncü Çeyrekte Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temmuz-eylül dönemine ilişkin işgücü verilerini açıkladı. Buna göre işsiz sayısı bir önceki döneme göre, 161 bin kişi azalarak 3 milyon 218 bin kişi oldu.

TÜİK tarafından yapılan hanehalkı işgücü araştırmasına göre, işsizlik oranı 0,5 puanlık azalış ile yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5, kadınlarda yüzde 12,5 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 124 bin kişi artarak 31 milyon 724 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,8 iken kadınlarda yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.

İşgücü 34 Milyon 942 Bin Kişi Oldu

İşgücü 37 bin kişi azalarak 34 milyon 942 bin kişi olurken işgücüne katılma oranı 0,1 puanlık azalış ile yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2, kadınlarda ise yüzde 35,9 oldu.

Genç Nüfusun İşsizlik Oranı Yüzde 17,1 Oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 17,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 22,4 olarak tahmin edildi.

İnşaat Sektöründe İstihdam Oranı Yüzde 42

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre sanayi sektöründe 226 bin kişi azalırken, tarım sektöründe 30 bin kişi, inşaat sektöründe 42 bin kişi, hizmet sektöründe 278 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 20,8’i sanayi, yüzde 6,4’ü inşaat, yüzde 58’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Haftalık Ortalama Fiili Çalışma Süresi 44,0 Saat Oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,2 saat azalarak 44,0 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık azalış ile yüzde 22,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,9 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

THBB Çevre Ödülleri Düzenlenen Törenle Açıklandı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından düzenlenen Çevre Ödülleri, Beton 2023 Fuarı’nda belli oldu.

Türkiye Hazır Beton Birliği, 1998 yılından beri düzenlediği “THBB Çevre Ödülleri” ile çevre bilinci yüksek bir sektör yaratmayı hedefliyor. 6. THBB Çevre Ödülleri Yarışması kriterlerini başarıyla geçen THBB üye tesislerine ödülleri 8 Kasım 2023 tarihinde BETON 2023 Kongresi ve Fuarı’nda Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, THBB Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin, sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin katıldığı bir törenle verildi. Tören, 6. THBB Çevre Ödülleri Yarışması’na katkılarından dolayı denetçilere Teşekkür Sertifikası takdim edilmesiyle sona erdi.

Türkiye Hazır Beton Birliği Çevre Ödülleri Yarışması

THBB Çevre Ödülleri Yarışmasına başvuran hazır beton tesislerinde çevre mevzuatının yanı sıra tesislerde çevreyle ilgili iyi uygulamalar, estetik vb. kriterler göz önünde bulunduruluyor. THBB’ye üye tesislerin başvurabileceği yarışmada adaylar, çevreye duyarlı üretim konusunda A’dan Z’ye denetleniyor. THBB Çevre Yarışması’nda, hava kalitesinin korunması, gürültü, atık su kontrolü; akaryakıt, yağ ve kimyasal madde yönetimi; katı atık yönetimi ve trafik yönetimi gibi ayrıntılı çevre kontrolü unsurları denetleniyor. Tesis denetimlerinde ayrıca toz emisyon izni, geri dönüşüm sistemleri gibi hususlar da dikkate alınıyor.

Yarışmaya katılan tesislerden hazırlanan soru listesine göre en yüksek puan alan ilk on iki tesise “THBB Çevre Ödülü” veriliyor ve ödül alan tesisler arasından en fazla puan alan üç tesis Avrupa Hazır Beton Birliğine (ERMCO) bildiriliyor. Bugüne kadar, 1998, 2001, 2007, 2012 ve 2015 yıllarında düzenlenen yarışmalarda, Uluslararası Çevre Temsil Ödülü alan tesisler, ERMCO tarafından 1998 yılında Lizbon’da, 2001 yılında Berlin’de, 2007 yılında Sevilla’da, 2012 yılında Verona’da ve 2015 yılında İstanbul’da ödüllendirildi.

Kurulduğu günden bu yana Türkiye Hazır Beton Birliğinin (THBB) en önem verdiği konulardan biri çevre oldu. THBB, Çevre ve İSG Komitesi ile 37 binin üzerinde çalışanı bulunan hazır beton sektörüne yön veriyor. Sektördeki üreticilerin çevreye uyumlu üretim yapmalarını sağlamak amacıyla THBB Çevre Yarışmaları düzenliyor. Çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte ele alan ve bu süreçte doğal kaynakların etkin, sorumlu ve limitli kullanımını sağlayan bir model olan “sürdürülebilirlik” konusunda çalışmalarına devam ediyor, beton ve onun en önemli iki bileşeni olan çimento ve agrega üreticilerini İsviçre merkezli Uluslararası Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sistemi kapsamında belgelendiriyor.

Kaynak: Emlak Dream

‘İstanbul Yenileniyor’ Kapsamında Riskli Yapıların Dönüşümü Devam Ediyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ’ın ‘İstanbul Yenileniyor’ kapsamında 31 Ağustos’ta başlatılan İş Bankası Mensupları Sitesi’nin İncirli parselinde riskli yapıların yıkım işlemi devam ediyor.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Şu an arka planda gördüğünüz yapı, 1960’lı yıllarda, o dönemin belki de en üstün mühendislik hizmetlerini almış yapılarından bir tanesi. Ama sizler de izliyorsunuz ki, yapı ömrünü tamamlamış. Kolon kesitleri, kiriş kesitleri bugünün deprem yönetmeliğine uzaktan yakından alakası olmayan boyutlarda. Tabii ülkemizde her daim kendini yenileyen mühendislik hizmetleri var. Bazen yaşanan depremler ve depremin ortaya koyduğu karakterler, bilimin ortaya koyduğu birtakım gelişmelerle yönetmelikler değişiyor ve bugün bambaşka bir yapı güvenliği söz konusu. Bugün yıktığımız bina, 65 yıllık bir yapı. Ama acı bir şey var; ne yazık ki 30-40-45-50 yıllık, hatta bazen 20 yıllık yapılar bile, bu anlamda güvensiz birtakım işaretler vermekte. Kağıthane’de Sağlık Bakanlığı’na daha önceden tahsisli ve hastane olarak kullanılan bir yapıyı bakanlık hızlıca terk etti. Ve biz şu anda, orada bir güçlendirme yapıyoruz örneğin. Yapı, 20 yılı biraz aşkın bir yaşa sahip. Dolayısıyla gerçekten işimiz çok. Yükümüz ağır. Ve birlikte hareket etmemiz gerekiyor.’’ dedi.

Tüketici Kredilerinin 399 Milyar 670 Milyon TL’si Konut İçin Kullanıldı

Mevduat bankalarında gözlenen tüketici kredilerinin 399 milyar 670 milyon 244 bin TL’si konut için kullanıldı.

Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, 3 Kasım ile biten haftada yüzde 0,1 artarak 1 trilyon 374 milyar 638 milyon 7 bin lira oldu. Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 1,2 artışla 1 trilyon 178 milyar 986 milyon 683 bin lira, kredi kartları bakiyesi ise yüzde 1,6 yükselişle 1 trilyon 342 milyar 980 milyon 324 bin lira oldu.

Tüketici kredilerinin 399 milyar 670 milyon 244 bin lirası konut, 67 milyar 864 milyon 957 bin lirası taşıt ve 907 milyar 102 milyon 806 bin lirası diğer kredilerden oluştu. Bankacılık sektörünün TCMB dahil toplam kredi hacmi de 3 Kasım ile biten haftada 76 milyar 873 milyon 538 bin lira artarak 10 trilyon 556 milyar 223 milyon 849 bin liraya yükseldi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 55,9 artış kaydetti.

Akkuyu NGS’nin Birinci Ünitesinde Sona Gelindi

Akkuyu Nükleer AŞ İnşaat Müdür Yardımcısı Dmitry Romanets, santralin birinci ünitesindeki inşaat çalışmalarının tamamlanma aşamasına geldiğini belirtti.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi veren Dmitry Romantes, projede bu yıl iki kilit aşamanın tamamlandığını belirterek, “Birincisi, nisan ayında sahaya taze nükleer yakıtın sevk edilmesiydi. Taze yakıtın sahaya getirilmesi, Türkiye’nin Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümünde nükleer ülke statüsünü kazanmasını sağlayan önemli aşamalardan biriydi.’’ dedi.

Taze yakıtın sahaya sevk edilmesi için oldukça kapsamlı bir çalışma gerçekleştirildiğini vurgulayan Romanets, yakıtın Rusya’dan Türkiye’ye sevki için ilgili izinlerin alındığını, yakıtın taşınması için özel sertifikalandırma süreçlerinin tamamlandığını ve yakıtın depolanması için altyapının hazır hale getirildiğini söyledi.

Romanets, ikinci kilit aşamanın ise Akkuyu NGS’de çalışacak personelin eğitim alacağı simülatör merkezinin 29 Ekim’de açılması olduğunu ifade etti.

Yıl Sonuna Doğru Devreye Alınacak

Sahada devam eden inşaat sürecine de değinen Romanets, “İçinde bulunduğumuz süre içerisinde birinci güç ünitesindeki genel inşaat çalışmalarının tamamlanıp, yıl sonuna doğru devreye alma aşamasına geçmiş olacağız. Tüm bu süreçlerin geride bırakılması, güç ünitesinin güvenli bir şekilde işletme aşamasına geçmesine hazır hale getirilmesini ifade etmekte.” dedi.

Dmitry Romanets, santralin işletmeye alınması için toplam 560 yapının tamamlanması gerektiğine dikkati çekerek, “Birinci güç ünitesinde, ilk üretim için 158 yapının hazır hale getirilmiş olması gerekiyor. Bunların neredeyse tümünde inşaat çalışmaları tamamlanmış durumda. Kabloların döşenmesi, elektrik hatlarının bağlanması, boru hatlarının döşenmesi gibi çalışmalar devam etmekte.” diye konuştu.

Türkiye ile Rusya arasında imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında, bir güç ünitesinin inşaat lisansının alınmasını takip eden 7 sene içerisinde işletmeye alınması gerektiğini kaydeden Romanets, şöyle devam etti:

“İlk güç ünitesi için inşaat lisansını Nisan 2018’de aldığımızı dikkate alırsak, ilk üniteyi 2025’te işletmeye almamız gerekir. Ancak birçok ulustan oluşan güçlü bir ekip olarak bu tarihi öne almak için her türlü gayreti sarf ediyoruz. 2018’de inşasına başlanan ilk güç ünitesinde inşaat çalışmaları bir gün bile durdurulmadı. Sadece saha içinde değil aynı zamanda saha dışındaki ekipman ve malzeme üretimi yapan üreticilerimizde de çalışmalar hiç durmadı. Dolayısıyla bütün bu ekiplerin uyumlu çalışması sayesinde inşaat takvimine tam olarak uyulmasını sağlayacağımıza eminiz.”

Türbin Montajı Başladı

Romanets, ilk ünitenin devreye alınması kapsamında reaktör binasında birçok teknolojik işlem yapıldığını belirterek, mevcut durumda türbinin montajı ile ilgili çalışmaların başladığını ve belirlenen süre içerisinde tamamlanması gerektiğini dile getirdi.

Bu süreçte, kıyı pompa santrali olarak ifade edilen yapılara ilk suyun verilmesi ve basıncın kontrol edilmesi çalışmalarının da tamamlanacağını aktaran Romanets, “Bu işlemlerin zamanında yapılması, genel anlamda proje takvimine uygun olarak ilerlemekte olduğumuzu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Net Sıfır Emisyon Hedefinin Yüzde 17’sini Karşılayacak

2053 yılında sıfır emisyon hedefli Türkiye için Akkuyu NGS’nin önemli bir konumda yer aldığını belirten Romantes, “Akkuyu NGS’nin dört güç ünitesinin de işletmeye geçmesiyle 18 milyon ton emisyon salımı önlenmiş olacak. Diğer bir ifadeyle, Akkuyu NGS tek başına Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefinin yüzde 17’sini karşılamış olacak. Bu nedenle Akkuyu NGS inşaatının tamamlanıp işletmeye alınması Türkiye’nin 2053 hedefine erişmesinde önemli bir rol oynayacaktır.” diye konuştu.

Türkiye ile Rusya arasında 12 Mayıs 2010’da imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde yapımı sürdürülen Akkuyu NGS, her biri 1200 megavat kapasiteli 4 reaktörden oluşuyor.

Türkiye’nin en büyük yatırımları arasında bulunan santralin, tam kapasite devreye girdiğinde Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu tek başına karşılaması öngörülüyor.

Akkuyu NGS’nin 60 yıl olarak planlanan işletme ömrünün ise 20 yıl daha uzatılma imkanı bulunuyor.

İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı İçin Geri Sayım Başladı

Türkiye mobilya sektörünü bir araya getirecek İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı 23-28 2024 tarihleri arasında düzenlenecek.

Avrupa’nın en büyük sektörel buluşması olarak kabul edilen İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı (IIFF2024) için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. Yıllık üretim hacmi 12 milyar dolara, ihracatı ise 5 milyar dolara yaklaşan Türk mobilyasının dünyadaki tanıtım ve pazarlama çalışmalarının destekleyici gücü olan fuara, 1000’den fazla firma 3 binden fazla markasıyla katılım sağlayacak. Türk mobilya üreticisinin yeni ürün ve tasarımlarıyla gövde gösterisi yapacağı fuarda, ayrıca Malezya, Hindistan, Almanya, Azerbaycan, Lübnan, Mısır, Yunanistan, Rusya ve Amerika’dan firmalar milli katılım ve bireysel katılımla yer alacak.

Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) desteği, Tüyap Fuarcılık ve MOS Fuarcılık iş birliğiyle ile 23 – 28 Ocak 2024 tarihleri düzenlenecek olan fuarı, 30 bini yabancı olmak üzere toplam 200 bin sektör profesyonelinin ziyaret etmesi bekleniyor.

MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, Türkiye mobilyacısının en güçlü buluşması olarak tanımladığı İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı hakkında şunları kaydetti:

“Uzun yıllardır düzenlediğimiz bu organizasyon bizim ve sektörümüzün gözbebeği bir fuar. Her yıl dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere sektörümüzdeki yenilikleri sunuyoruz, yanı sıra üreticilerimize de yeni iş birlikleri için zemin hazırlıyoruz. Oldukça verimli geçen fuarımızın sonunda üreticilerimiz tüm yıla yayılacak anlaşmalar yapıyorlar, bu da ihracatımıza doğrudan katkı sağlıyor. Türkiye tasarım ve ürün kalitesine her geçen gün üzerine koyarak ilerliyor ve çıtayı bir üst seviyeye taşıyor. Bu sebeple 2024 organizasyonumuzun oldukça verimli geçmesini bekliyoruz.”

İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı’nın yıla yayılan titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu kaydeden Ahmet Güleç, yürüttükleri çalışmalar sonrası şu anda 160 bin ziyaretçi kaydı aldıklarını söyledi. Ahmet Güleç, “Fuara iki ay var ve şimdiden kayıt yaptıran yerli ve yabancı alıcı sayısı 160 bin. Umuyorum hedef rakamımız olan 200 binin üstüne çıkacağız” diye konuştu. Fuarı Avrupa ve Amerika kıtasından çok sayıda iş insanının ziyaret etmesini beklediklerini dile getiren Ahmet Güleç, Avrupa Mobilya Sanayii Konfederasyonu-EFIC Yönetim kurulu üyelerinin de fuarı ziyaret edeceğini ifade etti.

İhracatta 12 Milyar Dolarlık Hedef

Dünyanın en önemli mobilya üreticisi ve ihracatçısı olmak istediklerinin altını çizen Ahmet Güleç, “Bugün 200 ülkede evleri bizim ürettiğimiz mobilyalar süslüyor. Hedefimiz ulaştığımız tüm pazarlarda Türk mobilyasının tasarım ve ürün kalitesinin benimsenmesini sağlayarak dünyanın en büyük 5 üreticisi arasına girmek. Özellikle bakanlığımızla etkileşim halinde 2028 vizyonu için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Sektörümüzün bilgi, donanım ve motivasyonu 2028 yılı için hedeflediğimiz 12 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirebilecek güçte” dedi.

Sıcak ve Modern Bir Çalışma Mekanı: Khan Arms Fabrika Ofisi

İpek Baycan Architects tarafından tasarlanan Khan Arms fabrika ofisi yüksek tavanlı ve 800 metrekarelik bir mekana yerleşiyor. Khan Arms’ın kimliğini yansıtan tasarımda sıcak ahşap tonları, cam ve grafik elemanlarla dengelenerek modern bir ofis ortamı yaratıyor. 

Khan Arms fabrikasına ek olarak tasarlanan 800 metrekarelik ofis bloğunun güncel ve özgün tasarımı, firmanın kimliğini yansıtan özel bir çalışma alanı yaratıyor. Yapının yüksek tavanlı kurgusu içinde iki kattan oluşan ofis, girişte yer alan galeride organik formu ile dikkat çeken bir banko ve spiral merdivenle üst kata sağlanan sirkülasyonu ile ikonik bir etkiye sahip. Yağmur damlalarını andıran aydınlatma elemanlarının akışkanlığı ziyaretçilere çarpıcı bir karşılama sunuyor. 

Yer yer genişleyen yürüyüş hattı ve ofis odalarının kübik cam yapısı ile sürekli bir koridorun sıkıcılığını kırmayı hedefleyen İpek Baycan Architects, ahşap ve kahve tonlarıyla sıcak bir atmosfer ortaya çıkarıyor. Mekanı kucaklayıcı bir hissiyata büründüren renklerle, koridor boyunca yer alan duvara entegre mobilyalar farklı kullanımlara olanak sağlayan istasyonlar ortaya çıkarıyor. Koridorun öbür tarafında dizilmiş kütleler ise üzerlerindeki grafik elemanlarla navigasyonu belirtirken, mekanların ebatlarını ve girişlerini tanımlıyor. Kendi içinde bekleme ve karşılama alanlarının varlığı ile kamusal kullanımı artıran tasarım, personelin günlük yaşantısını kolaylaştırıcı unsurlar barındırmakta.

Mekanın üst katında yer alan idari departmana ait ofis ve yemekhane, koridorun başında ve sonunda yer alan daha geniş mahallerde planlanırken; bu odaların girişleri tavandan duvara uzanan kaplama ile benzeşiyor. 

Muhasebe, toplantı ve ikincil ofis odalarının cam blok kütleler ile vurgulanan mimarisi mekanın ana kimliğini oluştururken tutarlı bir anlatım sergiliyor. Cam kütlelerin içinde yer alan ahşap mobilya detayları mahallerin koridor tarafında mahremiyeti sağlıyor. Cam ile bütünleşen mobilyalar aynı zamanda odaların kimliğine uygun kullanımlar ve giriş kapıları için bir alan sağlayıp iç mekanı zenginleştiriyor. 

Trabzon Şehir Hastanesi İnşaatı Tüm Hızıyla Sürüyor

Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, hastane inşaatının hızla devam ettiğini vurgulayarak, projenin 2025 yılında hizmete açılacağını belirtti.

Şenol Güneş Spor Kompleksi’nin yanındaki dolgu alanında yapımına başlanan Trabzon Şehir Hastanesi’ndeki çalışmalar hızlandı. 900 nitelikli yatak kapasitesine sahip olacak ve yatak sayısı bin 461’e kadar arttırılabilir şekilde tasarlanan Trabzon Şehir Hastanesi, kentteki yoğun bakım kapasitesini de iki katına çıkaracak. 283 bin 943 metrekarelik kapalı alana sahip hastanede 300 poliklinik ve 33 ameliyathane olacak. Yoğun bakıma ayrılan yatak sayısı 236, diyaliz yatak sayısı ise 30 olan hastanede yanık tedavi ünitesi, nükleer tıp ünitesi, radyoterapi alanı, diyabet ünitesi, kan transfüzyon merkezi, uyku laboratuvarı ve genetik laboratuvar yer alacak. 4 bin 300 fore kazığın kullanıldığı Şehir Hastanesi, depreme dayanıklı olarak inşa edilen 562 sismik izolatör ile korunacak. 2025 yılının şubat ayında hizmete girmesi planlanan hastanenin kaba inşaatının bu yıl sonunda biteceği belirtildi.

Hastane inşaatının sorunsuz bir şekilde sürdüğünü belirten Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, yıl sonuna kadar karkasının biteceğini belirterek, “Şehir Hastanemiz inşallah 2025 Şubat ayına yetişecek şekilde programlanmış ve o program dâhilinde de inşaat süreçleri devam ediyor. Bilindiği üzere tasfiye olmuştu ve sonrasında ikinci ihaleyle birlikte bir firma almış ve ihalenin süreçlerini, koşullarını yerine getirme gayreti içerisine girmişti. Nitekim de 2023 yılı içerisinde projede oldukça hızlı bir hareket son altı aylık süreçte görmekteyiz. İnşallah bu yılsonuna kadar binanın karkasları bitmiş olacak. Sonrasında inşaat teknikleri icabı gereği hem dış kapamaları hem içerideki imalatları, elektrik suyu tesisatı ve benzeri çalışmaları devam edecek. Bizim proje bazlı bazı önerilerimiz oluyor, onları proje bazlı düzeltmeye gayret ediyorlar. Oradan geçen iki dere ve Akçaabat ilçesinin ve o taraftaki ilçelerin geçen data, telefon, elektrik, su, doğalgaz gibi bağlantılarının da deplase edilmesi ile ilgili bir talebimiz, önerimiz var. Onların da tekrar bu ihale içerisine veya farklı bir şekilde çözümü için bakanlıkla da yazışmalarımız oldu, onu da bekliyoruz.” dedi.

Trabzon Şehir Hastanesi’nin tüm proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

IFC Türkiye’ye 9 Milyar Dolar Yatırım Yapacak

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye’ye gelecek 3 yılda 9 milyar dolarlık yatırım yapacak. Yatırım, özellikle deprem bölgesi için kullanılacak.

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Orta Doğu, Orta Asya, Türkiye, Afganistan ve Pakistan Başkan Yardımcısı Hela Cheikhrouhou Türkiye’de son 10 yılda yaklaşık 19 milyar dolar yatırım yaptıklarını kaydetti. Cheikhrouhou, makroekonomik dalgalanmaların yaşandığı bir dönemde Türk özel sektörüne destek amacıyla son 2 yıldır ülkedeki yatırımları artırdıklarını ifade ederek, şunları söyledi: 

“Türkiye’de özel sektörün gelişimini desteklemek için uzun vadeli finansmana 2 milyar dolar yatırım yaptık. Odak noktamız, zorlu bir makroekonomik ortamda ekonomik büyümeyi hızlandırmaya, istihdamı artırmaya, ihracatı desteklemeye ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olmaktı. Ayrıca IFC, küresel ticaret finansmanı programına katılan bankalar aracılığıyla Türk şirketlerine garantiler sağlayarak yaklaşık 1 milyar dolarlık sınır ötesi ticareti kolaylaştırdı. Şu anda Türkiye’ye önümüzdeki 3 yılda 9 milyar dolar yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu hedef piyasa koşullarına, müşteri talebine ve iç onaylara bağlıdır. Özellikle deprem bölgesine destek sağlamaya büyük önem veriyoruz. Hem en savunmasız durumdaki hanelere, küçük işletmelere, çiftçilere erken yardım hem de uzun vadeli yeniden inşa çalışmaları için özel sektör finansmanı sağlıyoruz. Depremden etkilenen bölgelerde bankacılık, imalat ve altyapı sektörlerinde uzun süredir faaliyet gösteren özel ortaklarımız aracılığıyla önümüzdeki 1,5 yıl içinde yaklaşık 1 milyar dolar dağıtmayı amaçlıyoruz. Yakın zamanda depremden etkilenen 11 ildeki mikro ve küçük işletmeler, hane halkı ve çiftçilere yönelik, anlaşmalı bankalarımız aracılığıyla dağıtılacak önemli bir finansman paketini açıklayacağız.”

Bu anlaşmaların, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’ye yönelik eylül başında açıkladığı 35 milyar dolarlık finansman paketinin bir parçası olduğunu dile getiren Cheikhrouhou, “Bu tutarın 17 milyar doları mevcut operasyonlardan ve Dünya Bankası Grubu kurumlarının önümüzdeki 3 yıl içinde hazırlamayı ve sunmayı planladığı 18 milyar dolardan oluşuyor. Buna hükümete doğrudan yatırım kredileri ve Türk özel sektörüne verilen destek de dahil. Bütün bunlar elbette dahili kredi onaylarımızla uyumlu somut yatırım fırsatlarının belirlenmesine bağlıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye özel sektörünün gelişmiş ve oldukça dayanıklı olduğunu, ülkenin yakın bölgelerde de güçlü bir genişleme potansiyelinin bulunduğunu aktaran Cheikhrouhou, Türkiye’nin, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’e sınırı olan, Avrupa, Asya ve Afrika için etkili bir bölgesel merkez görevi gören benzersiz bir stratejik konuma sahip olduğuna işaret etti.

Say Yenilenebilir Enerji’nin Kemalpaşa OSB’deki Yeni Fabrikasında İnşaat Başladı

Say Yenilenebilir Enerji, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) inşaat çalışmaları başlayan fabrika projesi için yatırım teşvik belgesi aldı.

Say Yenilenebilir Enerji, Kemalpaşa OSB’de kuracağı 2285 milyon liralık yeni fabrika yatırımına, yatırım teşvik belgesi aldı. 

Say Yenilenebilir Enerji Ekipmanları Sanayi ve Ticaret AŞ’nin (SAYAS), ilişkili tarafında ait; İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesindeki Say yenilenebilir tesislerine bitişik 13 bin 833,85 metrekarelik arsada planladığı 228 milyon lira tutarlı kapasite arttırma projesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yatırım teşvik belgesi aldı. 

Şirket yatırım teşvik belgesi kapsamında sigorta primi işveren hissesi, vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti ve KDV istisnası desteklerinden yararlanacak. 

Say Yenilenebilir Enerji’den yapılan açıklamada, teşvik belgesi alan yatırım kapsamında inşa edilecek olan fabrika için inşaat ruhsatının da alındığı ve inşaat çalışmalarının başlatıldığı bildirildi.
 
Açıklamada, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından daha önce alınan 25 Nisan 2021 tarihli ve 523077 sayılı yatırım teşvik belgesi için de kapama başvurusu yapıldığı kaydedildi. 

Say Yenilenebilir, yeni yatırımının rüzgar enerjisi sektöründe Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni iş ilişkilerinin kurulmasıyla birlikte mevcut kapasitenin artırılmasına yönelik ihtiyaç nedeniyle karar verildiğini açıklamıştı. Yeni fabrika, yeşil enerjiye yapılacak yatırımlarla Say Yenilenebilir AŞ’nin artma eğilimi gösteren iş hacmini de karşılamayı hedefliyor.  

Şirket fabrika arsasının satın alma opsiyonuyla kiralama yöntemiyle edindi. Yeni fabrikanın yaklaşık 10.000 m2 kapalı alanı olacak. Proje kapsamında yeni makine ve ekipman yatırımları da yapılacak. 

Şirket üretim kapasitesini yüzde 200 oranında artıracak olan fabrika inşaatının, 2024 yılının ilk çeyreği sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Kaynak: Enerji Günlüğü

Mapa İnşaat’ın Dubai’deki Projesine Ödül 

Mapa İnşaat tarafından Dubai’de hayata geçirilen SLS Dubai Otel & Rezidans projesi, “En İyi Yüksek Bina” kategorisinde Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi (CTBUH) tarafından verilen “İnşaatta Mükemmellik Ödülü”ne layık görüldü.

300-399 metre yükseklikteki yapıları kapsayan kategoride ödül kazanan SLS Dubai Projesi, Mapa İnşaat tarafından 2020’de tamamlandı. 335.2 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek 101’inci binası konumunda olan SLS Projesi, 190 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu ve 75 kattan oluşuyor.

Her yıl 20’yi aşkın kategoride verilen CTBUH ödülleri, yüksek binaların ve kentsel çevrenin ilerlemesine katkıda bulunan, sürdürülebilirliği en yüksek ve en etkili düzeyde gerçekleştiren projeleri onurlandırmayı amaçlayan son derece prestijli bir ödül programı.

Türkiye Ekonomisi 2024’te Aşağı Yönlü Seyredecek

Bulls Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (GSYO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akkaya, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında aşağı yönlü seyredeceğini ve ekonomide kötü günlerin geride kaldığını söyledi.

Türk sermaye piyasalarına duyulan güvenin arttığının altını çizen Kemal Akkaya, “Şirketleri profesyonel kadroyla kurumsallaştırarak Türkiye sermaye piyasalarının gücünü de arkasına alan global oyuncular haline getirme amacı taşıyoruz” diye konuştu. Kemal Akkaya, bu kapsamda yüksek büyüme potansiyeli taşıyan, yenilikçi bir bakış açısına sahip, vizyoner girişimcilerin projelerine bugüne kadar 15 milyon dolar yatırım yaparak destek verdiklerini açıkladı.

“Tarım Alanında Yatırım Yapacağız”

Büyüme potansiyeli yüksek ve yenilikçi sektörlere yatırım yaptıklarını anlatan Akkaya, “Yatırım yapacağımız girişimlerin Türkiye ekonomisine katkı sağlaması, insana dokunması, sürdürülebilir olması bizim için çok önemli” diye konuştu. Girişim şirketlerine kurumsallaşma, gelecek stratejilerin belirlenmesi gibi birçok alanda destek olduklarını anlatan Bulls GSYO Yönetim kurulu Başkanı Kemal Akkaya, verdikleri destek sayesinde; yenilikçi, vizyoner girişim şirketlerinin daha sağlıklı bir büyüme trendi yakaladığını kaydetti.

Önümüzdeki süreçte iklim krizinin etkilerinin daha derinden hissedileceğini söyleyen Bulls GSYO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akkaya, “Bu alanda akıllı tarım yapan yeni bir şirket yatırımı planlıyoruz. Bu kapsamda araştırmalarımız sürüyor. Türkiye’nin tarım alanında yeni bir sisteme geçmesi gerekiyor. Teknolojiyi odağına almış tarım üretimini artırmalıyız. Biz de buradaki fırsatı çok iyi görebiliyoruz. Yatırımlarım yapmak istediğimiz alanların ilk sırasında bu sebeplerden ötürü tarım var” ifadelerini kullandı.

“Sanko Menkul Yatırımı ile Sektöre Güçlü Girmek İstiyoruz”

Türk sermaye piyasalarına duyduğumuz güvenin bir sonucu olarak aracı kurum yatırımı yapma kararı aldıklarını belirten Bulls GSYO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akkaya, “Sanko Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’yi 10 milyon dolarlık bir yatırımla aldık. Şu anda 25- 30 kişilik bir ekibimiz var. Satın alma işlemlerinin tamamlanmasının hemen sonrasında ekibimizi hızla büyüterek sektöre güçlü bir giriş yapmak istiyoruz.

Bu yatırımımızın bir amacı da Bulls GSYO olarak halka arza hazırladığımız şirketlerin halka arz süreçlerini yapmak. Biz Türkiye ekonomisine güveniyoruz. Borsa İstanbul’un da potansiyelinin çok altında bir performans gösterdiğini biliyoruz. Önümüzdeki yıl ekonomide atılan adımların meyvelerini toplayacağımızı düşünüyorum” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Türkiye genelinde Ekim Ayında 93 Bin 761 Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) konut satış verilerini açıkladı. Buna göre ekim ayında, Türkiye genelinde konut satışları yüzde 8,7 azalarak 93 bin 761 oldu.

Konut satışlarında İstanbul 14 bin 941 konut satışı ve yüzde 15,9 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 7 bin 394 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 5 bin 192 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 40 konut ile Hakkari, 43 konut ile Ardahan ve 80 konut ile Bayburt oldu.

Konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalışla 993 bin 835 olarak gerçekleşti.

İpotekli Konut Satışları 5 Bin 577 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,0 azalış göstererek 5 bin 577 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 5,9 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31,2 azalışla 166 bin 461 oldu.

Ekim ayındaki ipotekli satışların, bin 369’u; Ocak-Ekim dönemindeki ipotekli satışların ise 50 bin 234’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer Satış Türleri Sonucunda 88 Bin 184 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azalarak 88 bin 184 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 94,1 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,9 azalışla 827 bin 374 oldu.

İlk El Konut Satış Sayısı 29 Bin 230 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,6 azalarak 29 bin 230 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,2 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,6 azalışla 297 bin 827 olarak gerçekleşti.

İkinci El Konut Satışlarında 64 Bin 531 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 azalış göstererek 64 bin 531 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,8 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,6 azalışla 696 bin 8 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Ekim Ayında 2 Bin 535 Konut Satışı Gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52,9 azalarak 2 bin 535 oldu. Ekim ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 931 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 758 konut satışı ile İstanbul ve 294 konut satışı ile Mersin izledi. Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,4 azalarak 30 bin 599 oldu.

Ülke Uyruklarına Göre En Çok Konut Satışı Rusya Federasyonu Vatandaşlarına Yapıldı

Ekim ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 713 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 235 konut ile İran, 152 konut ile Almanya ve 138 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

İstanbul’un Kültürel İkonu Atatürk Kültür Merkezi’nde Guardian Glass Ürünleri Tercih Edildi

İstanbul Taksim Meydanı’nın önemli mihenk taşlarından biri olan, Tabanlıoğlu Mimarlık tasarımı Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni ön cephesinde kullanılan Guardian SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yapıyı daha davetkar, erişilebilir ve daha kapsayıcı hale getirirken dış dünya ve özellikle Taksim Meydanı ile daha fazla bağlantı kurmasını sağlıyor. 

İstanbul’un kentsel hafızasında çok önemli bir yere sahip olan ve tıpkı orijinal yapıda olduğu gibi yine Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan yeniAtatürk Kültür Merkezi, bir konser salonu olmasının yanı sıra, tiyatro, sinema, kongre salonu, kütüphane, müze, sanat galerisi ile birlikte pek çok kafe ve restoran alternatiflerini de bünyesinde barındıran çok işlevli bir kültür mekanı olarak geçtiğimiz sene Taksim Meydanı’ndaki yerini aldı.

Yeni tasarımında yapının varlığının ve ruhunun korunması süreçlerinin en önemlisi orijinal cam cephenin yenilenmesiydi. Yeni ön cephe, aynı modernist tasarım, ölçek ve orantı kullanılarak tamamen orijinalinden esinlenildi. Değişen cephede binanın tasarım yaklaşımına ulaşmasında Guardian SunGuard® SuperNeutral™ yüksek performanslı camın kullanılmasının önemli katkıları oldu.

Etkileyici ve doğal bir görünüme sahip olan SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, yeniden tasarlanan cepheyi daha şeffaf, daha açık ve davetkar hale getiriyor. SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, Atatürk Kültür Merkezi’nin iç mekanlarını görünür kılarak ziyaretçileri içeri davet ediyor. Bu arada, camın yüksek ışık geçirgenliği, iç mekanı doğal ışıkla doldurarak binanın tam randımanlı kullanımını teşvik ediyor ve yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor.

“Bir kültür kuruluşunun ve yapısının ihtiyaç ve işlevleri zaman içinde değiştiği için mekansal olarak güncel çözümlerle yenilenmesi gerekiyor”diyen Mimar Murat Tabanlıoğlu cephede SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam kullanmalarının nedenlerini şu sözlerle açıklıyor: “SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yüksek güneş kontrolü ve düşük emisyon sağlıyor. Böylece, yıl boyunca doğal ışık seviyesinin artmasına, kış ve yaz mevsimlerinde de yalıtıma yardımcı oluyor. Dolayısıyla, sıcaklığın genellikle yüksek olduğu İstanbul’da böylesine muazzam bir cam cepheye sahip olmak yapının önemli avantajlarından biriydi. Yapının tasarımında sürdürülebilirlik önemli bir mimari hedefti ve SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 özellikleriyle bu hedefe ulaşmamıza yardımcı oldu. Cam, yeni yapının cephesinde gün ışığını en üst düzeye çıkartıyor, yüksek düzeyde güneş kontrolü ve ısı yalıtımı sunarak enerji tüketiminin azaltılmasına yardımcı oluyor.”

Bursa Downtown Kapılarını Açtı

Atış Grup ve Pars Toprak Sanayi A.Ş.’nin iş birliği ile 5 yıl önce temeli atılan Downtown Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi hizmete açıldı.

Atış Grup ve Pars Toprak Sanayi A.Ş.’nin 85 bin metrekare alan üzerinde ortaklaşa hayata geçirdiği kiralama ve yönetim faaliyetlerini Fiba Commercial Properties’in üstlendiği DownTown Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi, cadde mağazaları, restoranları, müzeleri, sinema salonları, performans sanatları merkezi, Avrupa’nın en büyük gösteri havuzu, animasyonlu led ekranları ve şehrin en büyük aile eğlence alanı ile Bursalıları seçkin dünya markalarıyla buluşturdu.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; DownTown Bursa’da, 17 bin metrekarelik yeşil alan, geleneksel alışveriş kültürünün yanında Türk ve Dünya mutfağı lezzetleri ve konferans salonları bulunuyor. Ulusal ve uluslararası 200 markayı çatısı altında bulunduracak olan DownTown Bursa, aynı zamanda Bursa’da ilk kez yer alacak onlarca markaya ev sahipliği yapıyor.

Sokak lezzetleri alanının da olduğu konseptte ayrıca Bursa’da ilk defa yer alacak 30 yeni marka kapılarını misafirlerine açtı. Merkezin açılışında konuşan Atış Şirketler Grubu CEO’su Ahmet Atış, “72 bin metrekarelik kiralanabilir alanıyla, yüzde 99’luk kiralama yapılmış, bugün yüzde 68’lik mağazaların açıldığı ve Ekim ayının sonuna kadar da yüzde 95 doluluğa ulaşacak projeyi Bursa’ya kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnşallah Bursa’ya değer katmanın yanı sıra, birçok turistlik faaliyetler de gerçekleştirilebilecek.

Avrupa’nın en büyük gösteri havuzuna sahip olmanın yanı sıra, 2 tane müze yer alacak. 10 bin metrekare çocuk eğlence merkezi yer almaktadır. Sadece perakende olarak değil, kültür ve sanatla bir arada olan bir AVM kazandırmış olduk” diye ifade etti. Pars Toprak Sanayi AŞ. Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Erdönmez, “Bursa’ya ekonomik ve kültürel değerler kazandırmak için yapıldı. Projede, şehrin kültür sanat atmosferine katkı yapacak önemli projeler var. Bursa’ya yakışır festivaller burada yapılacak.”

Gayrimenkul Fiyatlarındaki Değer Artış Kazançları, Getirisi Düşük Güvenli Limanlar Olacak

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, yüksek enflasyonist bir dönemde gayrimenkul fiyatlarındaki değer artışının, güvenli ama getirisi düşük bir liman olacağını açıkladı.

Son iki yılda konut yatırımcısının yüzünün güldüğünü belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Konut yatırımı artış nakit para ile yapılması gereken bir yatırım oldu. Yüksek enflasyonist bir dönemde gayrimenkul fiyatlarında değer artış kazançları yüksek olmaz, güvenli ama getirisi düşük bir liman olur. Gayrimenkul piyasasındaki stok erime hızına bakınca neler olduğunu daha iyi görebiliyoruz. Ocak 2023’den bu yana Türkiye genelinde satılık konut stoku genel ortalamada yaklaşık %15 arttı; bu artışın %19’u yakını İzmir’den, %12’si ise İstanbul’dan geliyor. Kiralık miktarında ise artış daha dramatik, stok genel bazda %72 arttı. Kiralıkta en fazla stok artışı olan il İstanbul,  %74 gibi bir rakamlar başı çekiyor.” dedi. Deprem nedeni ile arada büyük de bir stok erimesi olmuştu, bu açıdan bakıldığında aslında reel rakam daha da büyük diye düşünebiliriz.

İstanbul’da apartmanlarda amorti süresi artık 20-25 sene

Fiyat artışlarının kira artışını da beraberinde getirdiğini söyleyen Yazıcı, “Yatırım yapılan miktar arttıkça yatırım yapılan mülkle ilgili kira beklentisi rakamı da buna bağlı yükseliyor. Ev sahibi kiracı ilişkilerinde sorun çok büyük, %25’lik artış limiti aslında piyasa dengesini bozuyor. Öte yandan konutun yıllık getirisinin amortisman süresi ile çarpılması gayrimenkulün fiyatını veriyor. Değer arttı, kira ona paralele artamadı böylece mülkün kendini amorti etme süresi daha da uzadı. Çok değil sadece 4-5 sene önce İstanbul’da apartman dairelerinde amorti süresi olarak 15-18 yılları konuşurken bugün 20-25 seneleri konuşur olduk.  

2050 ve sonrasında nüfusumuzda her 5 kişiden 1 i yaşlı olacak 

Türkiye sadece ailelerin konut barınma sorunu ile karşı karşıya değil başka yönlerden de barınma sorunu içinde.

Barınma konusunda müdahale edilmezse daha da derinleşecek bir sorun kümesi geliyor. Şu anda sadece ailelerin barınma sorununu konuşuyoruz ama maalesef üstünde durmadığımız başka 2 konumuz daha var; birincisi öğrenci barınması ,diğeri ise yaşlıların barınması, hepsinde sorun var. Kısacası Türkiye sadece ailelerin konut barınma sorunu ile karşı karşıya değil, her yönü ile barınma sorunu içinde. Özellikle yaşlıların bakımı için hızla modeller geliştirmeliyiz. 2050 ve sonrasında nüfusumuzda her 5 kişiden 1’ i yaşlı olacak. Onların bakımı ve yaşayabilmesi için modeller kurgulanmalı. Üniversitelerin dağılımını ve öğrencilerin yerleşmelerinin de planlama ile oluşturulması gerekli. Ülkemiz toprakları sanayisinden üretimine, eğitiminden tarımına disantralize olacak şekilde yeni yüzyıla göre kurgulanmalı ve kullanılmalı. Belli şehirleri sürekli büyüterek gerek tarımsal ve lojistik sıkıntı yaratacak gerekse milli güvenliğe de tehdit oluşturacak sorunlar yaratıyoruz.

İlgili kurumlarla direkt koordinasyon sağlamalı

Türkiye’nin acilen kısa orta ve uzun vadeli barınma planına ve bu işi koordine edecek bir kurula ihtiyacı var. Buna Gayrimenkul Kurulu, Gayrimenkul Planlama Teşkilatı ne dersek diyelim ama bu kurumunda bir an önce oluşturulması gerekiyor. Bu kurul tüm düzenlemeleri orkestra şefi olarak organize etmeli,  yakın orta ve uzun vadeli sektörel planlamalar yaparak tüm ilgili kurumlarla direkt koordinasyon sağlamalı. Yapacak çok işimiz ama az zamanımız var.

Aksi durumda eşya hukukuna güven duygusu azaldıkça gayri resmi çözümlere gitmeye çalışan halk kitlesi ile karşılaşmaktan korkmamız gerekiyor.

Konut Üretip Kiraya Veren Kurumsal Sistemler Kurulmalı

Konut kiralama amaçlı bazı kurumsal yapılar kurularak bunların kiralama amaçlı konut inşa etmeleri ve kiralama yolu ile orta ve dar gelirli vatandaşa belli sürelerle mülk sağlaması projelendirilmeli, bu sistemler özendirilmeli. Konut üretiminde arsa maliyeti en derin maliyet olduğundan kamuya ait bazı araziler kiraya verilmek için konut olarak geliştirilebilir. Satışına izin verilmeyen bu mülklerin uzun süreli kiralama metotları, kimin ne kadar süre ile kiralayabileceği sistemle modellenerek belirlenir. Ayrıca portfoyünde kiralamak amacı ile belli miktarda konut bulunduran, dar gelirliye kiralayan ve bunu portföyünde tutan şirketlere vergisel ve  teşviksel avantajlar  sağlanarak bu yatırımlar özendirilebilir, çünkü şu anda kurumsal açıdan konut yapıp kiraya vermek fizibıl değil “ diyerek sözlerini tamamladı.

Vaillant Group, Isı Pompası Yatırım Çalışmalarını Hızlandırdı

Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, ısı pompası yatırımlarını Bilecik’teki arsaları üzerinde yapmayı planladıklarını söyledi.

Bu yıl Türkiye pazarında 400 milyon euro ciroyu aşmayı hedefleyen Almanya merkezli Vaillant Group, Türkiye’de ısı pompası alanında bir yatırım planlıyor. Bilecik’te bulunan üretim tesislerinin içerisine ısı pompası yatırımı düşündüklerini belirten Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, “O bölgede bir arsamız var. Isı pompası yatırımını oraya yapmayı planlıyoruz. Şu an için bunun fizibilite araştırmasını yapıyoruz. Çünkü ısı pompaları Avrupa’dan geliyor, ithal ediliyor. Ancak belirli bir aşamaya gelindiğinde bu ürünleri yerlileştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Avrupa’da şu an yenilenebilir ürünlere yönelik teşviklerin olduğunu ifade eden Avdel, “Kombi ısı pompasına çevrilirse Türkiye’nin enerji tasarrufu 2 milyar dolar olur” dedi. Vaillant Group’un Türkiye’de; Vaillant, Demirdöküm ve Protherm olmak üzere üç markası bulunduğunu belirten Avdel, kombi, panel radyatör, klima, su ısıtıcısı, ısı pompası gibi ürünlerden oluşan geniş bir ürün yelpazeleri olduğunu söyledi.

Pazar 10 kat gelişecek

 Türkiye’de bir tesisi planlarken regülasyonların da bunu desteklemesi gerektiğine vurgu yapan Avdel, “Pazar teşviklerle büyüyor. Türkiye’de şu an bu tip bir teşvik ortamı olmadığı için sektör doğal ritminde büyüyor” dedi.

5 yıllık bir periyot içerisinde kombi pazarının yüksek seviyesini koruyacağını, ısı pompası pazarının ise 10 kat gelişeceğini ifade eden CEO Alper Avdel, “Türkiye’de ısı pompası yıllık 13 bin adet, kombi ise 1 milyon adet satılıyor. Isı pompası doğal gazın olmadığı yerlerde gelişecek. Çünkü kömüre göre baktığımız zaman şu an ısı pompasıyla ısınmak çok daha mantıklı.

Hatta ilerde bir teşvik verilirse sektör çok daha hızlı bir şekilde büyüyecektir. Yakın bir zamanda olmasını beklemiyorum ama bizim teknolojik hazırlığımız var” ifadelerini kullandı. Kombiye göre ısı pompasının daha pahalı olduğunu belirten Avdel, “Yaklaşık bir kombinin maliyeti 20 bin TL ise bir ısı pompasının maliyeti 100 bin TL’ye geliyor. 5 katına yakın bir fiyat farkı var. Dolayısıyla tüketici ilk yatırım maliyetini sorguluyor.

Eğer uzun vadeli düşük faizli bir kredi ile finanse edebilirse belki daha mantıklı ama şu an öyle bir düşük faiz ortamı da yok” diye konuştu. Türkiye’de pazarı şekillendiren önemli konulardan birinin inşaat sektörü olduğunu belirten Avdel, “İnşaat sektörü büyüdüğünde ısıtma soğutma sektörü de ciddi bir şekilde büyüyor. Çünkü bütün yapılan o inşaatların her birine ısıtma ve soğutma sisteminin takılması gerekiyor” dedi.

“İkinci el pazarında endişelerimiz oluyor”

 İçinde bulunulan ekonomik koşulların ikinci el pazarını büyüteceğini belirten Avdel, “Ama bu durum gazlı ürünler için tavsiye etmediğimiz bir gelişme. Çünkü gazlı ürünlerde ikinci el pazarında güvenlikle alakalı endişelerimiz oluyor.

Bir yerden alınıp başka bir yere taşınan ürün doğru bir şekilde monte edildi mi onun içerisinde bir takım parçalar değiştirildi mi gibi konular bizim açımızdan endişe kaynağı. Bu sebeple ikinci el pazarının büyümesi dikkatle ele alınması gereken bir konu. Çünkü direkt doğal gazda çalışan bir üründen bahsediyorsunuz. Onun güvenlik boyutu çok önemli. Zaten ikinci el pazarı şu an Türkiye’de işliyor ve büyük bir pazar var. Türkiye’de 1 milyon adetlik kombi satışının içinde 55- 60 bin tane rahatlıkla ikinci el pazarı vardır” açıklamasını yaptı.

2024’ün konusu maliyet optimizasyonu

Alper Avdel, kur artışının finansmanı değil ancak ürünün maliyeti anlamında kendilerini etkilediğini söyledi. Avdel, “Biz ürünün mümkün olduğunca tüketici tarafından satın alınabilir olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Vaillant markası altında da onu yapmak çok kolay değil. Çünkü hava maliyetinin içerisinde enerji maliyetlerini de konuşuyorsunuz. Dövizin artması, ürünün fiyatını, maliyetini yükseltiyor. Türkiye’de ise fiyat rekabeti çok yoğun. Biz de bu rekabet içinde en düşük fiyatı nasıl sağlarız diye çalışıyoruz. 2024 yılının en önemli konusu maliyet optimizasyonu olacak” ifadelerini kullandı.

Elektrikli ürünlere doğru bir yönelim var

Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, Türkiye’de ısıtma soğutma sektöründe elektrikli ürünlere doğru bir yönelim olduğunu kaydetti. Avdel, “Teknolojik ürünlerde bir elektrikli araba ne ise ısıtma sektöründe de şu an ısı pompası ürünleri o planda yer alıyor. Bu alan Avrupa’da çok ciddi ön plana çıkmış durumda. Türkiye’de de ön plana çıkacak. Türkiye’de 2 önemli yönetmelik var. Bir tanesi binaların içindeki cihazları ilgilendiren ürünlerin enerji verimliliğiyle alakalı ErP yönetmeliği. Bir tanesi de NSEB sistemi, o da binaların verimliliğiyle ilgili” şeklinde konuştu. 

Bakanlık Arsaları KDV’den Muaf Olarak Satışa Çıkarılacak

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, bünyesindeki 622 arsayı Katma Değer Vergisi’nden (KDV) muaf olarak satışa sunuyor. Arsalar 21-23 Kasım tarihlerinde açık arttırma yoluyla satılacak.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı 44 ilde 622 muhtelif arsayı satışa çıkardı. İstanbul, Çanakkale, Antalya, Kırşehir, Kocaeli, Mersin, Sakarya ve Mardin illerinde, farklı metrekarelerdeki iş ve konut alanları için uygun arsalar, 21-23 Kasım 2023 tarihleri arasında düzenlenecek olan açık arttırmayla satılacak. Arsalar, KDV’den muaf olarak satılacak. Kanuni faizin uygulanacağı satışlarda, tutarın yüzde 25’i peşin olacak. Kalan tutara ise 24 ay vade yapılacak. Peşin ödeme ile arsa satın almak isteyenlere ise yüzde 20 indirim uygulanacak. Açık arttırma, belirtilen tarihlerde, TOKİ İstanbul İl Hizmet Binası Konferans Salonu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Konferans Salonu Ankara’da düzenlenecek. Online katılımın da sağlandığı müzayedeye internet üzerinden de teklif verilebilecek.

Arsa satışlarının çok cazip olduğunu söyleyen vatandaş Şahin Çetin, “Arsalara yoğun ilgi olacağını düşünüyorum. Şartlar çok cazip. 622 adet muhtelif arsa KDV’den muaf olarak satılacak. Yüzde 25’i peşin olarak satılacak ve 24 ayda vade yapılacak bu arsalar. Satışa çıkan yerler için peşin ödemelerde de yüzde 20 indirim imkanı sağlanacak.” şeklinde konuştu.

Aksa Enerji’den Özbekistan’a Doğalgaz Santrali Yatırımı

Özbekistan’ın en büyük enerji yatırımcısı Aksa Enerji, Talimercan şehrinde 430 mw kurulu güce sahip doğalgaz kombine çevrim santrali kuracak.

Aksa Enerji, Orta Asya’nın en önemli ekonomileri arasında yer alan Özbekistan’ın Talimercan şehrine 430 MW kurulu güçte bir doğal gaz kombine çevrim santrali yatırımı için ülkenin Enerji Bakanlığı’na bağlı NEGU (National Electric Grid of Uzbekistan) ile ABD doları bazında 25 yıllık anlaşma imzaladı.

Ülkenin başkenti Taşkent’teki Yatırım Bakanlığı’nda gerçekleştirilen imza törenine Özbekistan Yatırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Laziz Kudratov ve Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı katıldı. İmzalanan sözleşme ile 2022 yılının ilk çeyreğinden bu yana Taşkent ve Buhara şehirlerinde 740 MW kurulu güce sahip üç enerji santralinde ticari üretim gerçekleştiren Aksa Enerji, ülkedeki kurulu gücünü kurulum ve işletmesini gerçekleştireceği 430 MW Talimercan santrali ile 1,170 MW seviyesine yükseltmek üzere önemli bir adım attı.

Anlaşma kapsamında, 430 MW Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nde üretilecek elektrik satış fiyatının 25 yıllık ABD doları bazlı garantili kapasite bedeli kapsamında belirlendiği açıklanırken, santralde gerçekleştirilecek elektrik üretimi için ihtiyaç duyulan doğal gazın da Özbekistan hükümeti tarafından temin edileceği belirtildi.

“Tarihimizin En Büyük Yurt Dışı Yatırımı”

Taşkent’te imzalanan yeni anlaşma hakkında konuşan Cemil Kazancı, Özbekistan’ın kadim doğu-batı ticaret koridoruna köprülük yapan bir ülke olduğunu ifade ederek, ülkenin jeostratejik konumunun sunduğu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirdiğini belirtti. Özbekistan’ın dünya ortalamasının üzerinde seyreden ekonomik büyümesi ve artan nüfusu ile enerji talebi anlamında Orta Asya’nın parlayan yıldızı niteliğinde olduğunun altını çizen Kazancı, “Aksa Enerji olarak Özbekistan’ın potansiyeline gönülden inandık ve tarihimizin en büyük yurt dışı yatımırımını Taşkent ve Buhara şehirlerinde 740 MW kurulu güce sahip üç enerji santrallerimizle gerçekleştirdik. Gerek santral kurulum sürecindeki rekabetçi hızımız, gerekse enerji üretiminde taviz vermediğimiz operasyonel mükemmellik ilkemiz, Özbekistan hükümetinin de teveccühleriyle bugün bize 430 MW Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali projesinin kapılarını açtı” dedi. Santral kurulumuna inşaat için gerekli izinlerin tahsisinden sonra hızla başlayacaklarını dile getiren Cemil Kazancı, izinlerin tamamlanmasını takiben 430 MW Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’ni 12 ay içerisinde tamamlayarak devreye almayı hedeflediklerini belirtti.

Talimercan’a kurulacak olan 430 MW kapasiteli santralin, Özbekistan’ın enerji arz güvenliğinin yanı sıra ülkenin enerji verimliliğine de katkı sunacağını dile getiren Kazancı, projenin aynı zamanda Aksa Enerji’nin varlık portföyündeki döviz bazlı gelirleri çeşitlendirerek “Sürdürülebilir Yüksek Büyüme” stratejisini destekleyeceğini ifade ederek

Sözlerine Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Özbekistan Yatırım ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Laziz Kudratov ve Özbekistan Enerji Bakanı Jo’rabek Mirzamahmudov’a Aksa Enerji’ye olan güvenlerinden dolayı teşekkür ederek devam eden Kazancı, konuşmasını iki ülke arasındaki ilişkilerin kuvvetlenmesinde her zaman önemli rol oynayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yatırım süreçlerinde Türk enerji şirketlerinden desteğini esirgemeyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a şükranlarını sunarak sonlandırdı.

Sitelerde Günübirlik Kiralama Eziyeti Bitiyor

Site yönetim hizmetleri veren Timtaş Yönetim AŞ’ nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akay, “Airbnb Kanunu” olarak da anılan Kanun’un, sitelerde hayatı bazen çekilmez hale getiren ve site sakinlerini canından bezdiren günübirlik kiralamayı eziyet olmaktan çıkaracağını söyledi.

Timtaş Yönetim AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akay, “Airbnb Kanunu” olarak da bilinen 7464 Sayılı Kanun’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akay, Resmi Gazete’ de yayımlanan Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, “Günübirlik Kiralama” uygulamasını önemli bir toplumsal sorun olmaktan çıkaracağını belirtti.

İstanbul Adliyesi’nde Bilirkişi olarak da görev yapan Akay, “Bu düzenleme son zamanlarda sitelerde hayatı çekilmez hale getiren ve site sakinlerini adeta canından bezdiren günlük hatta saatlik kiralama uygulamasını eziyet olmaktan büyük ölçüde çıkaracak.” dedi.

“Her önüne gelen kafasına göre kiralama yapamayacak”

Kanunla günübirlik ya da kısa süreli kiralamalara ciddi düzenlemeler getirildiğini hatırlatan Akay, “Artık her önüne gelen kafasına göre dairesini ya da odasını kısa süreli kiraya veremeyecek. Özellikle büyük sitelerde daha yaygın olarak uygulanan kısa süreli kiralamalar neticesinde siteye girip çıkan belli olmuyordu.” diye konuştu.

“Vergi kaybı ve amaç dışı kullanım önlenecek”

Akay, genellikle kayıt dışı olan eski uygulamanın hem büyük bir vergi kaybına yol açtığını hem de bazen konaklama amacının dışında kullanılmaya başlandığını dile getirdi. Bazı kişilerin günübirlik kiralamayı ahlak dışı amaçlar için kullandığına dair şikâyetlerin de kamuoyuna yansıdığını anımsatan Akay, şunları kaydetti:

“Bu da ailelerin yaşadığı sitelerde ve küçük apartmanlarda sıkıntı ve problemlere yol açıyor, komşular arasında huzursuzluklara neden oluyordu. Bazı kiracılar da bu uygulamayı istismar ederek evlerini ya da odalarını ev sahiplerine sormadan yeniden kiralıyordu. Bütün bunlar bazen polis merkezlerinde ve hatta adliyelerde gereksiz bir iş yüküne de neden oluyordu. Bu Kanun’la hem vergi kaybı hem de günübirlik kiralama nedeniyle komşular arasında çıkan anlaşmazlıklar büyük ölçüde engellenecek.”

İnşaat Sektöründe Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 12,8 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ücretli çalışan istatistikleri eylül ayı verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektöründe ücretli çalışan sayısı yüzde 12,8 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,0 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 926 bin 919 kişi iken, 2023 yılı Eylül ayında 15 milyon 374 bin 379 kişi oldu. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 12,8 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,2 arttı. 

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre değişmedi. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,5 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı. 

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Eylül 2023 

SektörÜcretli çalışan sayısıYıllık farkYıllık değişim (%)
Eylül 2023Eylül 2022
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler)15 374 37914 926 919447 460 3,0
B-E-Sanayi5 076 1835 092 517-16 334 -0,3
B-Madencilik ve taş ocakçılığı146 368147 582-1 214 -0,8
C-İmalat4 725 8164 745 227-19 411 -0,4
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı137 276130 0217 255 5,6
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri66 72369 687-2 964 -4,3
F-İnşaat1 760 9451 561 390199 555 12,8
G-N-Ticaret ve hizmetler8 537 2518 273 012264 239 3,2
G-Ticaret3 325 4073 280 68144 726 1,4
H-Ulaştırma ve depolama1 198 7641 141 89956 865 5,0
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri1 277 6931 220 62657 067 4,7
J-Bilgi ve iletişim289 069279 9329 137 3,3
K-Finans ve sigorta faaliyetleri208 456205 2153 241 1,6
L-Gayrimenkul faaliyetleri122 179114 5737 606 6,6
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler666 936653 16613 770 2,1
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri1 448 7471 376 92071 827 5,2

Akkuyu’daki 4 Ünitenin 2030 Sonuna Kadar Faaliyete Geçmesi Bekleniyor

Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, ‘’Akkuyu’daki 4 ünitenin de 2030’dan önce faaliyete geçmesini bekliyoruz. Türkiye’de nükleer enerjide başka projeler olduğunu da görüyoruz.” dedi.

Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, Ukrayna Savaşı sonrası nükleer enerjide büyüme planlarının hızlandığını belirtti: “Şu anda dünyada 61 nükleer enerji santrali inşa halinde. Bunlardan biri de Akkuyu Nükleer Santrali .”

Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yaşanan enerji güvenliği endişeleriyle nükleer enerjide büyüme planlarının hızlandığını belirterek, “Nükleer enerjiye muazzam bir dönüş var ve bu sadece Avrupa’da değil, Güney Kore’den Japonya’ya, Hindistan’dan Kuzey Amerika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde geçerli” dedi. Bilbao y Leon, birçok ülkenin net sıfır emisyon taahhütlerine nükleer enerji olmadan ulaşamayacağını anladığını, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin enerji krizinden önce bu planlarını dile getirmeye başladığını söyledi.

Ancak sektördeki büyüme planlarının enerji kriziyle önemli şekilde hız kazandığını dile getiren Bilbao y Leon, “Ülkelerde genel kamuoyu algısının yanı sıra finans sektörünün de nükleer enerjiye yönelik algısında önemli bir geri dönüş görüyoruz. Özellikle ‘küresel kuzey’ dediğimiz ülkelerde enerji güvenliği büyük bir öncelik haline geldi çünkü nükleer enerji şu anda gördüğümüz jeopolitik veya siyasi gerilimlerden bağımsız bir endüstri” diye konuştu.

Bilbao y Leon, bu nedenle Avrupa başta olmak üzere nükleer enerjiyi kullanan pek çok ülkenin mevcut santrallerinin ömrünü mümkün olduğunca uzatmaya karar verdiğini anlattı: “Nükleer enerjiye muazzam bir dönüş var ve bu sadece Avrupa’da değil, Güney Kore’den Japonya’ya, Hindistan’dan Kuzey Amerika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde geçerli. Avrupa’da, Almanya hariç, ülkelerin nükleerden çıkış planlarında farklı yaklaşımlar var. Herkes Almanya’nın nükleerden çıkış sürecini konuşuyor olsa da Avrupa’daki çoğu ülke nükleer enerjiyi kullanmaya devam etmeyi ve kapasitesini artırmayı planlıyor.

İngiltere, Fransa, İsveç, Hollanda, Çekya, Slovakya, Romanya, Estonya, Slovenya ve Hırvatistan’ın da aralarında bulunduğu birçok ülkenin büyüme planları mevcut. Enerji krizi ülkeler için ciddi bir alarm oldu. Krizle birlikte artan enerji faturaları, politikacıları pragmatik, gerçekçi ve uygulanabilir kararlarla ilerlemeye mecbur bıraktı.” Bilbao y Leon, bunun son örneği olarak, Avrupa Komisyonu’nun kısa bir süre önce nükleer enerji kapasitesini 2050’ye kadar yüzde 50 artırma hedefini açıkladığını anımsattı.

Birlik olarak ülkelerin açıkladığı planlara dayandırarak yaptıkları projeksiyonlara göre, küresel nükleer enerji kapasitesinde büyük bir artış olacağını aktaran Bilbao y Leon, “Dünyada nükleer enerji kapasitesinin 2040 itibarıyla 931 gigavata kadar çıkabileceğini öngörüyoruz. Bu, mevcut kapasitenin 2,5 katı” bilgisini paylaştı ve ekledi: “Şu anda dünya genelinde inşa halinde 61 nükleer enerji santrali var.

Bunlardan biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünitesinin önümüzdeki yıl faaliyete geçmesini bekliyoruz. Bu çok iyi bir gelişme ve diğer üniteler de kısa süre içerisinde bunu takip edecek. Akkuyu’daki 4 ünitenin de 2030’dan önce faaliyete geçmesini bekliyoruz. Türkiye’de nükleer enerjide başka projeler olduğunu da görüyoruz.”

“Rusya’ya Bağımlılık 5 Yıla Sona Erer”

Rus nükleer sektörü olmadan endüstrinin nasıl etkileneceğine ilişkin bir analiz yaptıklarını söyleyen Sama Bilbao y Leon, bu analize göre sektörde yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacağını ancak 5 yıllık süre içinde nükleer endüstrisinin Rusya’dan bağımsız hale gelebileceğini belirtti.

Bilbao y Leon, evrensel olan nükleer teknoloji alanında tüm kıtalarda uzmanlar, endüstriyel tesisler ve tedarikçiler bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Kuzey Amerika ve Avrupa’da, hiçbir sektörde Rus teknolojisine ya da hizmetlerine bağımlı olunmaması yönünde bir istek olduğu açık. Bu nedenle bu pazarlarda Rus nükleer enerji santrallerinin olacağını öngörmüyoruz. Ancak örneğin Afrika ülkeleri, nükleer enerjiyi seçeneklerden biri olarak geliştirmeyi dört gözle bekliyor ve Çin, Rusya veya Güney Kore gibi oyuncular, bu ülkeler için uygun olabilecek teknoloji ve finansman modelleriyle rol oynayabilirler.”

2040’da 686-931 Gigavat Arası

Dünya Nükleer Birliği’nin yayımladığı son rapora göre, mevcut küresel nükleer enerji kapasitesi 391 gigavat seviyesinde bulunuyor ve bu kapasite dünya elektrik üretiminin yüzde 10’unu karşılıyor. Bu kapasitenin referans senaryoya göre 2040 itibarıyla 686 gigavata, yüksek senaryoya göre 931 gigavata ulaşabileceği hesaplanıyor. Söz konusu kapasite artış öngörüleri, referans senaryoda 2021’deki tahminlerden 71 gigavat, yüksek senaryoda ise 92 gigavat daha yüksek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Bakyapı’dan Bursa’ya Mobilya AVM’si

Bursa’da hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Bakyapı, 2024 yılında ticari gayrimenkul inşa edecek.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör, şu ifadeleri kullandı:

“Bursa’nın ticari hayatına önemli bir canlılık kazandıracak projemizde toplam 228 adet mobilya mağazası yer alacak. Yapı içerisinde tasarlamış olduğumuz araç sirkülasyon yolları sayesinde tüm ticari alanlara kolaylıkla ulaşım sağlanabilecek. Yapıda aynı zamanda restoranların bulunduğu food court katımız ve kapalı alanda zeplinx Eğlence Merkezi de bulunuyor.

Mobyland’in proje lansman ve satışını 2024’te yapacağız. Ayrıca, Bursa Yıldırım ilçesinde Yeni Vişne Ticaret ve Alışveriş Merkezi yapımına başladık. Yıldırım ilçesinin en büyük 180 odalı uluslararası otel zincirlerinden biri de yer alacak. Bu projemizin lansman ve satışını da yine 2024’te gerçekleştireceğiz.”

11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi Başlıyor

2012 yılından bu yana Management Plus Danışmanlık ve Eğitim tarafından düzenlenen Gayrimenkulde Liderler Zirvesi bu yıl, Radisson Collection Hotel Vadi İstanbul’ da düzenlenecek.

Gayrimenkul sektöründe kiralardaki artış ve konuta erişebilme konusunda yaşanan sorunlar dahil olmak üzere, sektöre ilişkin tüm olumlu ve olumsuz süreçleri ele alarak bir yol haritası oluşturabilmek amacıyla, bu yıl zirvenin 11. si 20 Aralık Çarşamba günü düzenlenecek.

Bu yıl zirvenin ana teması “Konuta Erişebilirlik” olacak. “11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesine”, gayrimenkul ve inşaat, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, bankacılık, gayrimenkul danışmanlığı sektöründen üst düzey isimlerin konuşmacı ve katılımcı olarak yer alacağı zirve, her yıl olduğu gibi bu yıl da sektörün liderlerini ve profesyonellerini bir araya getirecek.

Saat 09.45 de açılış konuşmasıyla başlayacak olan zirvenin genel akışı şu şekilde :

  • Açılış konuşması
  • Açılış Oturumu : Gayrimenkul Sektörünün Güncel Sorunları ve Konuta Erişebilirliğe STK’ ların Önerileri
  • Özel Oturum
  • 1. Oturum : Konuta Erişebilirlik İçin Çözümler
  • 2. Oturum : Konuta Erişebilirliğin Hukuksal ve Yönetsel Boyutları
  • 3. Oturum : Verilerle Konuta Erişebilirlik
  • Kokteyl ve Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayanlar Ödül Töreni

Üçay Mühendislik Zero House Konseptini Tanıtmaya Hazırlanıyor

Üçay Mühendislik, Türkiye’de ilk ve tek olan ‘Zero House’ konseptini 15-17 Kasım tarihleri arasında düzenlenen EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı’nda tanıtacak.

müşterilerine kaliteli ürün ve hizmetler sunan Üçay Mühendislik, 15-17 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı’na katılıyor.

Yapıların karbon izini nötrlemeyi hedefliyor

“Üçay Mühendislik olarak, Türkiye’de ilk ve tek olan, yapıların karbon izini nötrlemeyi hedefleyen ‘Zero House’ konseptini, enerji alanındaki yeşil çözümlerimizi ve yatırımlarımızı EIF Fuarı’nda ziyaretçilerimizle buluşturacağız” diyen ÜÇAY Mühendislik CEO’su Turan Şakacı, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi için Zero House’ konsepti ile binalarda yapılacak iyileştirmelere dikkat çekti:

‘Zero House’ konsepti ile yapılar yeşile dönüşüyor

“Dünya genelinde konutlar, küresel emisyonların yüzde 17 ila 21’inden sorumlu tutuluyor. Bu nedenle binaları ve müstakil evleri sıfır karbonlu evlere dönüştürmek için binanın yıllık net enerji ihtiyacının yüzde 100 yerinde ve yenilenebilir enerji ile sağlanması gerekiyor. Bu kapsamda konutlarda yapılacak dönüşümün de alanında uzman mühendisler tarafından yapılması gerekiyor. 

Üçay Mühendislik olarak, konutların karbon izini nötrlemek amacıyla geliştirdiğimiz, Türkiye’de ilk ve tek olan ‘Zero House’ konsepti ile yapılar için gerekli olan; ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacını; ısı pompası sistemleri, yerden ısıtma sistemleri ve VRF sistemlerinin kombine edilmesi yöntemi ile karşılıyoruz. Elektrikli araçların şarj istasyonu kurulumunu da ZeroHouse konseptine entegre ediyoruz. Bu sistemler için gerekli olan elektrik enerjisini ise evlerin veya ofislerin çatısına kurulan güneş enerjisi panelleri (GES) ile sağlıyoruz. 

Yenilenebilir enerji sistemleri sayesinde konutlar, fosil yakıtlara bağımlı kalmadan kendi enerjisini üretebiliyor. Böylece küresel emisyonların yüzde 17 ila 21’inden sorumlu tutulan konutlar, sıfır karbonlu yapılara dönüştürülebiliyor. Bu nedenle karbonsuz konutlar, ülkelerin 2050 yılı net sıfır emisyon hedefleri için kritik önem taşıyor.

Ayrıca, ‘Zero House’ konsepti kapsamında evlerdeki ısıtma soğutma sistemlerini, aydınlatma sistemlerini, televizyonları ve daha birçok elektronik aleti bir ev otomasyon sistemi üzerinden uzaktan kontrol edilebilir şekilde kurgulayıp enerji tasarrufunu da maksimize ediyoruz.”

Sanayinin yeşil çatıları kazandırıyor

“Sanayide enerji tüketimi, nihai enerji tüketiminin yüzde 33’ünü oluşturuyor” diyen   Turan Şakacı, çatı üstü veya arazi tipi güneş enerjisi sistemi (GES) yatırımlarının sanayicilere sunduğu avantajlara da dikkat çekti:

“Son yıllarda artan enerji fiyatları ve işletmelerin sürdürülebilirlik politikaları nedeniyle yenilenebilir enerji yatırımları büyük talep görüyor. Bu kapsamda GES yatırımları, düşük işletme maliyetleri nedeniyle dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynakları arasında en çok yatırım yapılan alanların başında geliyor. Güneş enerjisi santralleri, güneş ışığına maruz kaldığı sürece elektrik üretmeye devam ediyor ve işletme maliyetlerini düşürüyor. 

Güneş enerjisi santrallerinin amortisman süresi ise kurulduğu bölgeye göre değişkenlik göstermekle birlikte 3 ila 5 yıl arasında değişiyor. Sonuç olarak, GES’ler; yatırımcılara, doğaya ve ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor. Bu nedenle GES’lerin kullanımının yaygınlaştırılması, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor.

Üçay Grup olarak güneş enerjisi kurulumu konusunda; çatı GES, arazi GES ve tarım GES uygulamalarımız ile müşterilerimize anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Türkiye genelinde 25 ilde bulunan 65 şubemiz ile müşterilerimize; projelendirme, sistem amortisman hesabı, anahtar teslim kurulum ve TEAŞ süreci yönetimi konusunda hizmet veriyoruz. 

EIF Enerji Fuarı’nı da sektör paydaşları ile bir araya gelmek ve sunduğumuz çözümleri anlatabilmek açısından önemli bir fırsat olarak görüyoruz.” dedi.

“Türkiye’yi araç şarj istasyonları ile donatacağız”

Turan Şakacı, konuşmasında şirketin e-mobilite alanındaki faaliyetleri hakkında da bilgi paylaştı:  

“Üçay Mühendislik olarak, EVC alanında Türkiye partneri olduğumuz ABD menşeli EATON markasıyla da son 2 yıldır başarılı çalışmalar yürütüyoruz. Konutlardan ticari alanlara, endüstriyel tesislerden özel veya halka açık otoparklara kadar birçok alanda elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda son 2 yılda 500 adet EVC cihazı satışı ve kurulumu gerçekleştirdik. Üçay Mühendislik olarak, Türkiye’yi EATON şarj istasyonları ile donatmayı hedefliyoruz. 

Fuarda, EATON’un ileri teknoloji şarj ünitelerini ve firmamızın bu alanda sunduğu hizmetleri de ziyaretçilerimizle paylaşacağız” diyerek sözlerini tamamladı.  

View Yapı Başkanı Bozdoğan: ‘’İnşaat Sektöründe Bir Paradigma Değişikliği İhtiyacı Var’’

View Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ali İmran Bozdoğan, inşaat sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

View Yapı olarak, Ankara’nın kentsel dönüşümüne ve modernleşmesine katkıda bulunmayı kendilerine misyon edindiklerini aktaran Bozdoğan, Türkiye inşaat sektörüne dair değerlendirmelerde bulundu.

Ali İmran Bozdoğan “Kuşkusuz teknik uzmanlığı ve iş kapasitesi ile kendini kanıtlamış bir sektör; ancak, global arenada daha fazla öne çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu dönüşümün ilk adımı da ülkemizde inşaat sektörüne olan bakışın değişmesidir. Halen geleneksel algılanan inşaat sektöründe bir paradigma değişikliği ihtiyacı var. Nasıl ki bir akıllı telefon değerini ekran, pil gibi donanımları ile değil içerisinde yer alan işletim sistemi ve yazılımlar ile kazanıyorsa; inşaat sektörü de bina değil, değer inşa etmekle ivme kazanır.   Küresel arenada büyümek için binalar inşa etmenin ötesinde daha fazla yenilikçilik ve pazarlama becerisi gerekiyor. Müteahhitlerimiz dünya genelinde önemli işlere imza atıyorlar. Özellikle Orta Doğu ve Afrika gibi bölgelerde güvenilirliğiyle biliniyorlar fakat taşıdığımız potansiyel çok daha büyük. Sektör olarak da bu dönüşümü gerçekleştirecek yeterli insan kaynağı ve “know-how”a sahip olduğumuzu düşünüyorum” dedi.

Metrekare bazlı AVM yatırım modeli kazandırıyor

Metrekare bazlı AVM yatırım modelinden de bahseden Bozdoğan şunları söyledi: 

“Bildiğiniz gibi alışveriş merkezlerinde bulunan mağaza ve dükkânlar yüksek değerli ve geri dönüş oranı yüksek ticari gayrimenkul türleridir. Özellikle son dönemde yaşanan enflasyon, emtia fiyatlarındaki artış ve kurdaki dalgalanmalar; geleneksel ticari gayrimenkul yatırımı yapmak için gerekli eşik değerini yükseltmiştir. Alışveriş merkezlerinde yer alan ticari gayrimenkullere geleneksel model ile yatırım yapmak giderek daha zor hale gelmiştir.  Yenilikçiliğe ve öğrenme kültürüne önem veren olan bir organizasyon olarak sürekli analiz ve benchmarking çalışmaları yürütüyoruz. Sektör realiteleri ve global vizyonumuzun kesiştiği noktada ise ticari gayrimenkul yatırımını demokratize etmek amacıyla Metafor AVM projemizde yenilikçi bir satış modeli benimsedik.  Sadece büyük yatırımcının değil, küçük ve orta ölçekli yatırımcıların da ticari gayrimenkul yatırımının avantajlarından faydalanması adına AVM satışımızı metrekare bazlı satış sistemi ile gerçekleştiriyoruz. Yatırımcılar diledikleri ölçüde metrekare satın alarak AVM yatırım süreçlerine dahil olabiliyor; kiralama, tahsilat ve işletme süreçleri ise profesyonel bir ekip tarafından merkezî olarak yönetiliyor. AVM karması ve AVM işletmeciliği için güçlü bir altyapı sunan bu model ile yatırımcılarımız hem metrekare değer artışından hem de düzenli kira getirisinden kazanç sağlıyorlar.”

Nexonya 7 Yeni Projesine Start Verdi

Kurulduğu günden bu yana 166 konutluk projeyi hayata geçiren Nexonya, 105 villa ve 344 konuttan oluşan 7 yeni projeye başladı.

İnşaat sektöründe deneyimli ailenin 3. kuşak temsilcisi Ali Koray Vural tarafından 2020 yılında temelleri atılan Nexonya, nitelik, enerji, gelecek, ortaklık, nedensellik, yenilikçilik ve amaç kavramlarını kapsıyor. “Nexonya’da Yaşam Var” mottosuyla kurulan Nexonya, 40 yıllık inşaat sektöründeki birikim sonucunda kuruldu. Kurulduğu günden bu yana Ümraniye, Maltepe ve Çekmeköy’de toplam 166 konutluk projelerini hayata geçiren Nexonya, şu anda Sapanca, Şile, Ümraniye, Üsküdar, Çekmeköy veMaltepe lokasyonlarında 7 aktif şantiyesiyle inşaat sektörünün öncü markası konumuna geldi. 40 yıldır inşaat sektöründeki ailesinin 3. kuşak temsilcisi olarak Nexonya markasını hayata geçirdiklerini belirten Nexonya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koray Vural, “40 yıllık bilgi birikimimizi Nexonya markamıza taşırken günün ve geleceğin ihtiyaçlarına uygun konut modellerini hayata geçirmeyi hedefledik. Fayda üreterek, kaliteyi her adımda daha yukarıya taşımak ve insan ve çevreye kadim bir miras bırakmayı istiyoruz. Nexonya, gelenek ve geleceği, mühendislik ve estetiği, insan ve çevreyi tek merkezde toplayan bir kültürün temsilcisidir. Marka yolculuğumuzu insan ve yaşam üzerine kurguladık. Geleneksel değerlere olan saygımızla birlikte sürekli olarak yenilikçi fikirler ve modern teknolojilerle kendimizi güncel tutuyoruz. Nexonya olarak temel amacımız, müşterilerimizin beğenisine yönelik kaliteli, konforlu, kullanışlı, pratik ve estetik yaşam alanları sunmaktır” dedi.

Artan maliyetler karşısında büyümeye devam

Kentsel dönüşüm projeleri dışında sıfır konut ve villa projeleri de inşa ettiklerini belirten Vural, konut projelerinde şehir içinde ulaşımı kolay, hastane, çarşı gibi hayatın dinamiklerine yakın lokasyonları, villa projelerinde ise İstanbul’a yakın lokasyonları tercih ettiklerini sözlerine ekledi. 2022 yılında temellerini attıkları 7 projenin satışa çıktığını ve satışa çıktıkları an projelerin yüzde 20’sinin satıldığını ifade eden Ali Koray Vural, “105 villa ve 344 konutluk 7 projemiz aynı anda aktif olarak devam ediyor. Projelerimizden Sapanca, bölgenin en büyük projesi konumunda. 7 projeye ilaveten Pendik ve Gebze’de hayata geçireceğimiz 2 projeyle birlikte 9 proje için 7,5 milyar TL’lik yatırımda bulunduk. 2022 yılı içerisinde başladığımız projelerimizin genel teslimat tarihleri ağırlıklı olarak 2024 yılının ikinci yarısında olacak. Bankaların uyguladığı yüksek faiz tutarı karşısında 50 aya ulaşan vadeler şeklinde uygun ödeme koşulları oluşturduk. Artan inşaat maliyetleri karşısında
7 aktif şantiyemizle bir nevi sektöre duyduğumuz güveni de gösteriyoruz” açıklamalarında bulunurken, 2024 yılı içerisinde de Pendik ve Gebze’de yeni proje üretme hedeflerinin olduğunun altını çizdi. Nexonya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koray Vural, her yıl artan konut ihtiyacının sektörün büyümesi için bir avantaj olduğunu ve konut sektörünün yatırım aracı olma özelliğini koruduğunu da belirtti.

Kredi faizi inmeli 

Kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirdikleri için yeni kentsel dönüşüm yasası hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ali Koray Vural, “6 Şubat depremleri sonrasında uzmanlar yaklaşan Büyük Marmara depremine vurgu yapsalar da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre İstanbul’da 600 binlik konut ve işyerinin acil dönüşmesi gerekiyor. Kentsel dönüşümde sıkıntılar salt çoğunluğun yakalamaması, finansmana erişim gibi konulardı. Yeni yasayla birlikte sorunların büyük bir kısmına çözüm kapısı aralanarak kentsel dönüşümün hızlanmasını bekliyoruz” dedi. Konut fiyatlarındaki dengesiz artışın sonlandığını belirten Ali Koray Vural, konut satışlarının hızlanması için yüksek kredi oranlarının yüzde 1,50’nin altına inmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Konutlar ve İş Yerleri Afetler Karşısında Nasıl Sigortalanmalı?

Türkiye gibi deprem kuşağında bulunan ülkelerde, ev sahiplerinin ve konut sahiplerinin bu risklere karşı önlem almaları büyük önem taşır. Bu noktada devreye “Doğal Afet Sigortaları Kurumu” yani DASK girer. 

Günümüzde, yaşadığımız coğrafyada doğal afetler her zaman potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Depremler, seller, yer kaymaları… Bu afetler, hem can kayıplarına neden olabilen acı olaylara yol açabilir hem de maddi olarak büyük zararlar verebilir. DASK, Türkiye’de yaşayan her konut sahibi için zorunlu bir sigorta şeklidir ve doğal afetlere karşı maddi güvence sağlar. Generali Sigorta, sadece bir zorunluluk olmanın ötesinde, hayati bir öneme sahip olan DASK özelinde merak edilenleri ve konutlar ve iş yerlerinin afetler karşısında nasıl sigortalanması gerektiğini derledi.

Doğal afetler kaçınılmazdır. Türkiye’nin deprem kuşağında olması, depremlerin yanı sıra sel, yer kayması gibi afetlere de maruz kalma riskini artırır. Bu durumda, evimizi ve mülkümüzü koruma altına almak akıllıca bir karar olacaktır. DASK, doğal afetlerin neden olduğu maddi zararları karşılar. Deprem, sel gibi felaketler sonucu oluşan hasarlar karşısında finansal olarak güvence sağlar ve yüksek onarıma veya yeniden inşa süreçlerine hazırlıklı olmanızı sağlar.

Zorunlu Bir Güvence

DASK, Türkiye’deki tüm konut sahipleri için zorunlu bir sigorta türüdür. Bu zorunluluk, toplumun genel güvenliği ve afet durumlarına hızlı müdahale amacı taşır. Aynı zamanda, bireylerin ve toplumun daha güvenli bir ortamda yaşamasını sağlar.

DASK, temel bir güvence sağlar ancak kişisel ihtiyaçlarınıza bağlı olarak ek sigortalarla bu güvenceyi daha da genişletebilirsiniz. Örneğin, hırsızlık, yangın gibi risklere karşı ek bir konut sigortası düşünmek genellikle önerilir.

DASK, hasar durumunda hızlı ve etkili bir talep süreci sunar. Hasar tespiti ve tazminat ödeme süreçleri konusunda devlet destekli bir düzenleme sayesinde, afet sonrasında normal yaşamınıza daha hızlı dönebilirsiniz.

Toplum güvenliğine de destek oluyor

DASK sigortası, ev sahiplerine beklenmedik doğal afetlere karşı bir güvence sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumun genel güvenliğine katkıda bulunur. Bu sigortayı yaptırmak, sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda akıllıca bir maddi planlama ve güvenli bir gelecek için atılmış önemli bir adımdır. Unutmayın, felaketlere karşı önceden tedbir almak, sonradan yaşanabilecek büyük sıkıntıları minimize etmenin en etkili yoludur.

Konut sigortaları güvence sağlıyor

Konut sigortası yaptırmak, ev sahipleri için önemli bir mali güvence sağlayan ve bir dizi risk karşısında koruma sağlayan bir adımdır. Bu sigortalar deprem, sel, yangın gibi doğal afetler evinize ciddi zararlar verebilir. Konut sigortası, bu tür doğal afetlere karşı maddi koruma sağlayarak onarımları ve yeniden inşa süreçlerini finanse eder.

Yangın, evlerde ciddi hasarlar bırakabilen bir risktir. Konut sigortası, yangın ve infilak gibi olaylardan kaynaklanan maddi kayıpları karşılar. Konut sigortası, evinizdeki değerli eşyaların hırsızlık veya vandalizm sonucu kaybolması veya zarar görmesi durumunda maddi tazminat sağlar. Bu sigortalar ayrıca, ailenizin ve ev halkınızın güvenliğini sağlar. Evde olabilecek kazalar veya acil durumlar sonucu oluşan hasarlara karşı finansal güvence sunar.

Doğru Yatırım Gizli Kalmış Arazilerde Olabilir

AtaProje Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Kurucusu Murat Gültekin, doğru yatırımın henüz keşfedilmemiş tarla ve arazilerde saklı olabileceğini vurguladı.

Son dönemde konut fiyatlarının artmasıyla birlikte satışlar da her geçen gün düşüyor. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar da uzun vadede kârlı konut yatırımı yapabilecekleri bölgelerin arayışına giriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçtiğimiz yılın eylül ayında 113 bin 402 olan konut satışları yüzde 9,5’lik azalmayla 2023’ün aynı döneminde 102 bin 656’ya düştü. Konut satışlarındaki düşüşün sebeplerini evlerin pahalı, kredi faiz oranlarının da yüksek olması şeklinde açıklayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, doğru yatırımın henüz keşfedilmemiş tarla ve arazilerde saklı olabileceğini vurgulayarak İstanbul’un kuzey bölgesindeki potansiyele dikkat çekti.

“Günümüzde özellikle büyük şehirlerdeki nüfus artışıyla konut stoğunun azalması fiyatları artırdı” diyen Murat Gültekin, “Sürdürülebilir gelir elde etmek isteyen yatırımcılar ya da ev sahibi olmak isteyenler, arsa ve arazilere yöneliyor. İstanbul’un kuzey bölgesi de bu bölgelerin başında geliyor” dedi.

“İstanbul’un Kuzeyi Yüzde 500 Kâr Ettirebilir”

Yatırım yaparken uzun vadeli düşünmenin önemini vurgulayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, “Konut yatırımlarında adı çok duyulmamış, gelecekte proje gerçekleştirilme ihtimali olan bölgeleri değerlendirmek en mantıklı çözümler arasında yer alıyor. Örneğin, İstanbul’un kuzeyine yatırım yapanların yüzde 300 ila 500 arasında kâr etme potansiyeli var.  Elbette yatırım yaparken imarlı arsa mı, yoksa tarla mı alınacağına da karar verilmeli. Örneğin tarla vasıflı araziler, uygun fiyatlarla satın alınabiliyor ve yatırımcılara büyük getiri sağlayabiliyor. Ancak, her yatırımcının bu gibi detayları bilmesi mümkün olmuyor. Doğru bilgiye ulaşmak için güvenilir ve ehil kaynaklara başvurmak gerekiyor. Bölgenin imar durumu, gelecekte yapılması planan projeler, zemin etütü gibi birçok farklı etken doğru hesaplanmalı. Biz de uzman ekibimizle bu fizibiliteleri müşterilerimiz için detaylıca yapıyoruz. Günümüzün ekonomik koşullarını ve vatandaşın bütçesini gözeterek, her aşamada kazanabilecekleri arazi yatırımı fırsatları sunuyoruz. Hedefimiz her bütçeye ve kitleye uygun yatırımcı dostu arazi fırsatları ortaya koymak.” ifadelerini kullandı.

“İstanbul’un Kuzeyinde Planlanan Hızlı Tren Projesi Değer Katacak”

İstanbul’un kuzey için planlanan hızlı tren ve kentsel dönüşüm projeleriyle bölgenin değerleneceğini, tarla vasıflı arazilerin bugünden uygun fiyatlarla satın alınabildiğini belirten Murat Gültekin, “Tarla alırken ileride imar izni çıkacak mı, planlanan hangi projelerin yakınında bulunuyor, şehir merkezine ne zaman dahil olur, çevre illerin katkısı nasıl olur gibi akıllara birçok soru  düşüyor. AtaProje GYO olarak, doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir bölge ya da fırsatı müşterilerimize sunmuyoruz. Olası riskleri daima göz önünde bulundurarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Türkiye’nin doğudan batıya her lokasyonunda sayısız yatırım fırsatları var. Bunları görebilen yatırımcılar geleceklerini şimdiden tasarlamaya başlıyor. Genç yatırımcılar bugün uygun bütçeyle alacakları bir araziyi yıllar sonra emekliliklerinde rahat etmek için bile kullanabilir” şeklinde konuştu.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Coante 60 Milyon Avro Yatırımla İkinci Fabrikasını Kuruyor

Ermaş Grubu bünyesinde kuvars yüzey üretimi yapan Coante, 60 milyon avro yatırımla ikinci fabrikasını kurmaya hazırlanıyor.

Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Coante Genel Müdürü Kenan Erdem, 1985’te Muğla’da kurulan Ermaş Grubu tarafından kuvars yüzey üretimi için Coante ismiyle 2015’te şirket kurulduğunu söyledi.

Yeni nesil üretim sistemleriyle doğanın en sert minerallerinden olan kuvarsı, tasarım ve teknolojiyle bir araya getirerek iç mekanlarda kullanılmak üzere estetik yüzeyler ürettiklerini dile getiren Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘Coante, yeni ürünleriyle trendleri yakalayan, inovasyona öncelik veren marka stratejisini gösteriyor. Türkiye’de 20 yıllık geçmişi olan kuvars yüzeyler piyasasındaki alışılagelmiş ürün tarzını kısa bir süre içerisinde yeni nesil uzun damarlı ürünlerle değiştirdik. Bu anlamda yurt içinde trend belirleyen konumdayız. Yurt dışında ise bu tip yenilikçi ürünleri yüksek teknoloji ve kaliteyle üretebilen sınırlı sayıdaki firmalardanız. Gerek klasik serimiz gerekse dünya modasına uyumlu ultra serisi ve kreos teknolojili yeni serimiz gibi özel tasarımlı ürünlerimizle hem yerelde hem de global pazarda öncü konumdayız.’

‘’Yeni fabrika üretim kapasitemizi 1 milyon metrekare artıracak’’

Kenan Erdem, Türkiye’de ve dünyada son yıllarda kuvars yüzeylere artan ilgiden bahsederek, uzun süredir tam kapasiteyle çalıştıklarını ve ikinci fabrikayı yine Muğla’da kurmak için harekete geçtiklerini anlattı.

İkinci fabrikalarında devreye alacakları 3’üncü üretim hattı sayesinde yıllık 1,2 milyon metrekare olan üretim kapasitesinin 2,2 milyon metrekareye çıkacağını ifade eden Erdem, şu bilgileri verdi:

‘’Haziran 2024’e kadar devreye alacağımız ikinci fabrikamız için 60 milyon avroluk yatırım yaptık. Yatırımı, kapasite artırımının yanı sıra pazarın ihtiyacına uygun yeni ürünler oluşturma hedefiyle yapıyoruz. Kapasite artırmak, büyümeyle birlikte ürün gamımızla farklılaşmayı da sağlayacak. Sadece mutfakta değil iç mekanlarda neredeyse tüm yüzeylerde kullanılabilir ürünler üreteceğiz. Bu anlamda sektörde öncü bir pozisyondayız. Hep ilklere imza attık. Bu ilklerden birini de şimdi yeni yatırımımızla yapacağız. Yeni üretim hattıyla sektörde çığır açacak yeni nesil ürünleri dünyada ilk üretecek firmalardan birisi olacağız.’’

Erdem, 50’nin üzerinde ürünlerinin bulunduğunu, yurt dışındaki markalar için özel üretim de yaptıklarını bildirdi.

‘ABD ve İspanya’da şirket kuruyoruz’’

Coante Genel Müdürü Erdem, kuruldukları günden bu yana ihracatlarını sürekli artırdıklarını ve yurt dışında ürünlerinin çok beğenildiğini belirterek, halihazırda yıllık ihracatlarının sektör ortalamasının üzerinde olduğunu ve 30 milyon avroyu aştığını aktardı.

Tüm imkanlarını yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelterek bu noktaya geldiklerini dile getiren Erdem, toplam satışlarının yüzde 60’ını yurt dışına yaptıklarını, en yüksek ihracatı ABD’ye gerçekleştirdiklerini vurguladı.

İnovasyondaki farklarını ortaya koyarak, işlerinde öncü olmak ve sektörü değiştirmek istediklerine dikkati çeken Erdem, şunları kaydetti:

‘’Yeni ürünlerimizle birlikte fiyat odaklı pazardan değer odaklı bir pazara geçerek bunu başaracağımıza inanıyoruz. Bu yaklaşımla kısa sürede hedeflediğimiz yurt dışı piyasalara ve özellikle ABD pazarına çok hızlı girerek ülke çapında faaliyet gösteren önemli firmaların partneri haline geldik. Avrupa ve Orta Doğu coğrafyasında ürünleri Coante markası ile pazarlayan distribütörler edindik. 2023 yılında tasarımda ve farklı uygulama alanlarında kullanım olanağı sağlayan yeni ürünlerle yurt içinde ve yurt dışında büyümeye devam ediyoruz. Yurt dışıyla alakalı şirket kurulum çalışmalarımız da başladı. İspanya’da kuracağımız şirketle Avrupa’ya yayılacağımız bir şekilde ilerlemeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda ABD’de de bir şirket kuracağız. Amacımız hem Avrupa hem de Amerika’da marka bilinirliğini de artırmak. Şirketlerle birlikte iki ülkede depolarımız da olacak.’’

Erdem, Türkiye’nin kuvarsın ham maddesi açısından çok zengin olduğunu, bu madenlerin büyük kısmının işlenmeden yurt dışına satıldığını belirterek, bu konuda daha fazla yatırım yapılması ve küresel markalar çıkması gerektiğini ifade etti.

Tüm sanayi tesisi yatırım projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Bakan Koca: ‘’Önümüzdeki Yıl 150 Sağlık Tesisinin Açılışını Yapacağız’’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘’Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız.” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bakanlığın bütçesine ilişkin sunum yapıyor.

Açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

“Hastanelerin Yatak Sayısı 171 Bin 932’ye Yükselmiştir”

Bakanlığımıza bağlı sağlık kurumu sayısı yaklaşık 15 bindir. Bunların 977’si hastane, 8 bin 157’si Aile Sağlığı Merkezidir. Bakanlığımıza bağlı hastanelerde yatak sayısı 171 bin 932’ye yükselmiştir. Nitelikli yatak oranını yaklaşık 13 kat artırarak yüzde 6’dan yüzde 81’e çıkarmış durumdayız

Hatay- Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Gaziantep-Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş-Merkez, Nurhak, Türkoğlu ve Adıyaman Çelikhan’da toplam 1.588 yatak kapasitesine sahip 10 acil durum hastanelerimizle Mart 2024 tarihi itibarıyla vatandaşlarımıza hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerimizde de şehir hastaneleri yapmak için proje çalışmalarına başladık.

İnşaatı devam eden 144, ihale aşamasında 73, proje ve arsa aşamasında 195 olmak üzere toplamda 412 adet hastane yatırımımız bulunuyor. Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız.

“Ülkemizde Üretilen İlaçlar 185 Ülkeye İhraç Ediliyor”

Ülkemizde üretilen ilaçlar ABD ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere 185 ülkeye ihraç edilmektedir. Yaklaşık 2 milyar avroluk ilaç ihracatımız var. Vatandaşlarımız tarafından kullanılan ilaçların kutu bazında yüzde 90’ını, değer bazında ise yaklaşık yüzde 57’sini ülkemizde üretiyoruz.

Türkiye’deki tüm sağlık tesisi projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Bostik Pasif Yangın Koruyucu Sistemleri Alevlere Geçit Vermiyor

Can ve mal kaybına neden olan yangınlar hepimizin korkulu rüyasıdır. Bostik “Pasif Yangın Koruyucu” ürünleri, alevlerin yayılmasını önleyerek insan hayatının ve yapıların korunmasını hedefler.

Aktif yöntemde, mekanik olarak veya elektronik sistemlerle müdahale edilerek yangın söndürülür. Pasif yöntemde ise yapının genel bütünlüğü korunarak çökmesi engellenir. Bostik pasif yangın durdurucu takımı FP 401 Fireseal Akrilik Mastik, FP 402 Fireseal Silikon Mastik ve FP 404 Fire Retardant PU Köpük 4 saate kadar alevlere ve zehirleyici dumana geçit vermez. Yangına dayanıklı hale getirdiği duvarlar, zeminler ve kapılar sayesinde yangını frenler. Yük taşıyan kolonlar ve kirişler gibi kritik bölümlerin erken şekilde çökmesine engeller. Yapının boşaltılması için zaman kazandırarak canlıların kurtarılmasına yardımcı olur.

Bostik FP 402 Fireseal Silikon: Yüksek kaliteli, elastik, nötr kürlenen bir silikon mastiktir. Hareketli derzlerde 4 saate kadar yangına dayanır. Hareketi %25’e kadar emer. Alev, duman veya zehirli gazların yayılmasını önler. 

Akıllı Avantajlar

  • EN 1366-4 uyarınca test edilmiştir.
  • Yangına karşı 4 saate kadar dayanıklıdır.
  • 30 mm genişliğe kadar derzlere uygulanabilir.
  • 40 mm genişliğe kadar derzlerde FP 404 PU Gun Köpük ile birlikte kullanılabilir.
  • Mükemmel uygulanır, çökme yapmaz.
  • %25’e kadar derz hareketini emer.
  • UV, su ve havaya dayanıklıdır.
  • Hava geçirmez sızdırmaz.
  • İç ve dış mekânlarda kullanılabilir.
  • B1 düzeyinde yangına tepkilidir.
  • Beyaz, çimento grisi, siyah renk seçenekleri mevcuttur.

Bostik FP 401 Fireseal Akrilik Mastik: Akrilik dispersiyon esaslı, tek bileşenli yangına dayanıklı plasto elastik bir mastiktir. +120° C’nin üzerinde hafifçe şişer. Lineer derzlerde 4 saate kadar yangına dayanır.

Akıllı Avantajlar

  • EN 1366-4 uyarınca test edilmiştir.
  • Yangına karşı 4 saate kadar dayanıklıdır.
  • 20 mm genişliğe kadar derzlere ayrı olarak uygulanabilir.
  • 30 mm genişliğe kadar FP 404 PU Gun Köpük ile birlikte kullanılabilir.
  • Çoğu su bazlı ve sentetik boyayla boyanabilir.
  • Uygulaması ve temizlemesi kolaydır.
  • %7,5’e kadar derz hareketini emer.
  • Metallere karşı korozif değildir.
  • Beyaz renklidir.

FP 404 Fire Retardant PU Köpük: Yangına Dayanıklı, yüksek kaliteli, tek bileşenli, poliüretan köpüktür. Köpüğü ince hücreli bir yapıda doldurur ve sabitler. İyi bir yangın direnci ve mükemmel yapışma sunar. Sertleştikten sonra kesilebilir. Diğer Bostik yangın koruma ürünleriyle birlikte kullanıldığında 4 saate kadar dayanır. Köpüğün elle kolay ve doğru bir şekilde uygulanmasını sağlayan bir adaptöre sahiptir.

Akıllı Avantajlar

  • ETA ve UL-AB sertifikalıdır.
  • Uygulaması kolaydır.
  • Diğer Bostik yangın durdurucu ürünleriyle birlikte 4 saate kadar yangına dayanır.
  • Ses yalıtımı açısından test edilmiştir.
  • Tamamen kürlendiğinde boyanabilir veya mastik/sıva ile kaplanabilir.

Bostik’in hem yeni binalarda hem de yenileme çalışmalarında kullanılmak üzere geliştirdiği pasif yangın durdurucu sistemleri; Avrupa ve Amerikan standartları gereği yapılan testlerden başarıyla geçmiştir. Hareket-bağlantı derzlerinde, açıklıklarda ve yüzey penetrasyonlarında yangın bölmeleri arasında (EN 1366-3 ve EN 1366-4) kullanım için onaylı ve tam sertifikalıdır. 

IABSE’den 1915 Çanakkale Köprüsü’ne Prestijli Ödül

1915 Çanakkale Köprüsü, Uluslararası Köprü ve Yapı Mühendisliği Birliği (IABSE) tarafından düzenlenen yarışmanın “Büyük Otoyol ve Demiryolu Köprüleri” kategorisinde birinciliğe layık görüldü. 

Uluslararası Köprü ve Yapı Mühendisliği Birliği IABSE’nin (International Association For Bridge and Structural Engineering),1998 yılından bu yana düzenlediği, dünyanın dört bir yanından mühendislik projelerinin katıldığı, “IABSE 2023 Proje ve Teknoloji Ödülleri”nin sahipleri 8 Kasım’da Zürih’te yapılan törenle açıklandı. Çin, Yeni Zellenda, Macaristan, Danimarka, Katar, Hindistan ve Filipinler gibi bir çok ülkeden katılan 40’ın üzerinde global proje, 14 kişilik jüri ekibi tarafından yedi farklı kategoride değerlendirildi. 

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen, inşaat çalışmalarından sonra işletmesi Türkiye’den Limak ve Yapı Merkezi, Güney Kore’den DL E&C ve SK ecoplant şirketlerinin kurduğu ortak girişim tarafından yürütülen 1915Çanakkale Köprüsü Projesi; “Büyük Otoyol ve Demiryolu Köprüleri” kategorisinde Çin, Filipinler ve Botsvana’dan katılan projeler arasında birinciliğe layık görüldü. 

Proje adına Zürih’te düzenlenen ödül törenine 1915Çanakkale Köprüsü CEO’su Mustafa Tanrıverdi, CFO Murat Sarıkaya,CTO Edward Hong ve COO Kwangyoung Jeong katıldı. 

Geçtiğimiz haftalarda da mühendislik dünyasının lider yayını Engineering News-Record (ENR) dergisi tarafından dünyanın en iyi mühendislik projelerinin seçildiği “Global Best Projects” yarışmasında birincilik ödülünü kazanan 1915 Çanakkale Köprüsü, toplamda ulusal ve uluslararası 24 ödülün sahibi oldu. 

Copa Yenilikçi Ürünleriyle C&R Madrid 2023’te!

Copa Isı Sistemleri, 14-17 Kasım 2023 tarihleri arasında İspanya’nın Madrid şehrinde düzenlenecek olan iklimlendirme sektörünün en prestijli fuarlarından C&R Madrid 2023’e katılıyor. COPA, bu fuarda sektör profesyonelleri ve ziyaretçilere enerji verimli, çevre dostu ve yenilikçi ürünlerini tanıtarak globaldeki iş birliklerini genişletmeyi hedefliyor.

İklimlendirme sektörünün öncülerinden Copa; sürdürülebilir, enerji verimli ve çevre dostu teknolojileriyle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Bu vizyonunu dünya genelinde daha da yaymak ve global partnerlik ağını güçlendirmek adına önemli adımlar atan Copa, 14-17 Kasım 2023 tarihleri arasında İspanya’nın Madrid şehrinde düzenlenecek olan C&R Madrid 2023 Fuarı’nda yer alacak. Fuarda dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyonelleriyle buluşacak olan Copa, yeni projeler ve iş birlikleri için temeller atacak. Copa’nın bu fuara katılımı, şirketin küresel çapta inovasyon ve sürdürülebilirlik konularındaki çalışmalarını pekiştirecek ve sektöre yeni bir soluk getirecek.

C&R Madrid 2023 Fuarı sektörel gelişmeleri, teknolojik inovasyonları ve sürdürülebilir çözümleri yakından takip eden sektör profesyonelleri için yılın en önemli organizasyonları arasında yer alıyor. Copa, üstün teknolojiye sahip kombi, şofben, elektrikli kombi ve radyatör, panel radyatör ve yeni ürünleriyle fuarın en dikkat çekici katılımcılarından biri olacak.

40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren Copa, C&R Madrid 2023’te Salon 5’te yer alan standında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Mega Yalıtım Taşyünü Ürün Grubu İle Yalıtım Her Yerde

Yalıtımın her alanında en son teknolojilerle inovatif ürünler geliştirip üreten Mega Yalıtım Çözümleri’nin zengin ürün gamıyla yalıtıma dair bütünsel çözümler elde edebilirsiniz. Global şirket olma vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren Mega, taşyünü ürün grubundaki gelişmiş ürün portföyüyle geniş bir ürün çeşitliliği ve inovatif çözümler sunar.

Ar-Ge çalışmaları ile en son teknolojileri kullanarak üretim gerçekleştiren Mega’nın taşyünü ürün grubunda Mantolama Levhaları, Giydirme Cephe Levhaları, Ara Bölme Levhaları, Yüzer Döşeme Levhaları, Sanayi Levhaları, Çatı Levhaları ve Taşyünü Teknik Ürünleri bulunmaktadır. 

Tüm bu ürün grubuyla yapı sektöründeki yalıtım ihtiyaçlarına A’dan Z’ye cevap veren Mega, ısı, ses ve yangın yalıtımına yönelik çözümleri bir arada sunmaktadır. Yapıdaki ısı ve ses yalıtımındaki sorunları çözerken, yapının yangına karşı dayanımını da artırarak yangın güvenliğini sağlamaktadır. 

Isı Yalıtım Çözümleri ile Güvenli Cepheler

Mega Yalıtım Taşyünü Mantolama Levhaları TS EN 13162 standardına göre, TS EN 13500 Isı Yalıtım Kalite Sistemine uygun olarak üretilen taşyünü levhalardır. Sıvalı dış cephe yalıtım sistemlerinde ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği amacıyla kullanılan Taşyünü Mantolama Levhaları, ısı kayıplarının azaltılmasına ve kazançlarının artırılmasına, gürültünün önlenmesine, yangın güvenliğine ve yoğuşmanın önlenmesine yardımcı olarak kullanıldığı alanlarda konforu sağlar.  

Giydirme Cephe Levhası ile Her Türlü Yalıtım Bir Arada

Mega Yalıtım Taşyünü Giydirme Cephe Levhası; ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliğini bir arada sunar. Giydirme Cephe levhalar alüminyum folyo, siyah cam tülü ve sarı cam tülü kaplı veya kaplamasız taşyünü levha şeklindedir. Taşyünü Giydirme Cephe Levhası, cephe duvarlarına monte edilebilen ve cephede taşıyıcı profiller arasına monte edilip yerleştirilebilen bir ürün olma özelliğine sahiptir.

Ara Bölme Levhası ile Bölme Duvarlarda Maximum Yalıtım

Mega Yalıtım Taşyünü Ara Bölme Levhası hafif bölme duvar sistemlerinde ses ve ısı yalıtımı sağlar. “A1 yanmaz” sınıfındaki ürün, yangın güvenliği için de önemli rol oynar. Bölme duvarlarda yalıtımı maksimize eden Ara Bölme Levhası, akustik performans, yangın güvenliği ve akustik yalıtımı da beraberinde sunar.  Yangına karşı yüksek dayanımlı levha özel olarak duvar sistemlerinde kullanılmak üzere geliştirilmiş mineral yün yalıtım levhasıdır.

Yüzer Döşeme Levhası ile Zeminler Güvende

Binaların zemin kaplamalarında, iki kat beton arası şap altı döşemelerinde, titreşim kaynaklı temellerin altında, açık geçişli döşemelerde kullanılan Yüzer Döşeme Levhası ısı, ses ve titreşim yalıtımı amacıyla üretilmiş taşyünü levhadır. Levha tüm bu özelliklerinin yanı sıra yangına karşı yüksek dirençlidir. 

Sanayi Levhası ile Endüstriyel Tesisler Koruma Altında

Sanayi Levhası, endüstriyel tesislerde, proses ekipmanlarında, çelik konstrüksiyon yapılarda, ısı yalıtımı ve yangın güvenliği amaçlı hazır panel uygulamalarında kullanılır. Mega Yalıtım Taşyünü Sanayi Levhasının üstün yanmazlık özelliği ile çok yüksek sıcaklıklarda üst düzey yalıtımı garanti eder. 

Her Türlü Çatı İçin Çözüm: MEGA Çatı Levhaları

Mega Yalıtım Çatı Levhası, ısı yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği ile ilgili tüm ihtiyaca cevap verir.  Tüm çatı tiplerinde uygulanabilen Çatı Levhaları, düşük kalınlıklarda üretilebildiği için gerektiğinde çift kat olarak da kullanılabilir.

Taşyünü Teknik Ürünlerle Detay Çözümler

Teknik ürün grubunda Klima Levhaları ve Prefabrik Boru İzolasyonları bulunmaktadır. Taşyünü levhalar klima ve havalandırma kanallarının ses yalıtımı ve dıştan ısı yalıtımı amacıyla kullanılmaktadır. Mega Yalıtım Taşyünü Prefabrik Boru; Alüminyum folyolu veya folyosuz kullanılan sanayi ve tesisat borularında ısı tasarrufu, yangın yalıtımı ve akustik titreşim yalıtımına hizmet eder.

Eskişehir OSB’de Fabrika Sayısı Artıyor

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Nadir Küpeli, “Organize Sanayi Bölgemizde toplam 888 firmamız bulunuyor. Bunlardan 630 tanesi üretimde halinde, diğer kuruluşlarımızın fabrika inşaatları devam ediyor.’’ dedi.

Eskişehir OSB Başkanı Nadir Küpeli, Eskişehir’in hızla büyüyen sanayisi, yürütülen çalışmalar ve faaliyetler ile Eskişehir OSB’nin yatırımları hakkında, kendisini ziyaret eden Tepebaşı Kaymakamı Sadettin Yücel’e bilgiler verdi. 

2030 Yılına Kadar Bin 250 Fabrika Hedefi!

Türkiye’nin en büyük OSB’lerinden biri olarak sağladıkları pek çok avantajla cazip bir bölge olduklarını, son yıllarda yatırımcıların yoğun talebiyle karşılaştıklarını belirten Nadir Küpeli, “Organize Sanayi Bölgemizde toplam 888 firmamız bulunuyor. Bunlardan 630 tanesi üretimde halinde, diğer kuruluşlarımızın fabrika inşaatları devam ediyor. Toplam çalışan sayımız 48 bin kişiyi geçti.  Son 5,5 yılda OSB’den yatırımcılara toplamda 3,5 milyon metrekare yeni yer tahsisi yaptık. Yatırım noktasında özellikle son 3 yılda yakaladığımız başarıyı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Yerli ve yabancı yeni yatırımcılarla görüşmelerimiz sürüyor. Yeni yatırımlarla beraber bölgemizdeki fabrika sayısının 2025 yılında bin’e, 2030 yılında ise en az bin 250’ye ulaşması hedeflenmektedir” dedi.

Tepebaşı Kaymakamı Sadettin Yücel, eğitim, kültür ve sanat şehri yanı sıra Eskişehir’in çok önemli bir sanayi kenti olduğunu ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin buradaki payının çok büyük olduğunu belirtti. Yücel, Eskişehir’in ekonomik yapısını, şehrin sanayi, teknoloji ve üretim ivmesini daha da güçlendirmek adına atılacak her türlü adımda kaymakamlık olarak destek vermeye hazır olduklarını, yeni sanayi yatırımlarındaki bu olumlu artış trendinin çok memnuniyet verici olduğunu aktardı.

Sprey Taş Kaplama Sistemi, Hafifliğiyle Binalardaki Statik Yükü Azaltıyor

Ülkemizde son dönemde meydana gelen depremler, yapı kimyasalı üreticilerini de harekete geçirdi. İzmirli şirket, Japonya’da depreme karşı geliştirilen yalıtım sistemini Türkiye’de üretmeye başladı. Depremin etkisini azaltan ürün, yapılara ekstra ağırlık da yüklemiyor. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nın sonuç bildirgesindeki rakamlara göre, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde 680 bin civarında konut, 170 bin işyeri, depo ve ahırın yıkılmasıyla ortaya çıkan maddi hasarın 100 milyar doların üzerinde olduğu belirtildi. Bu süreçte insanların en büyük zararı dayanıksız ve kalitesiz malzemeyle yapılan binalardan aldıklarının altını çizen İzmir menşeli Dabi Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü Murat Fuat Özgür, “Her şehrinde deprem riskinin bulunduğu ülkemizde yapı kimyasalları ürünlerinde binaya ekstra yük bindirmemek için alternatif çözüm arayışına girdik. Japonya’da icat edilen sprey stone (sprey taşı) yalıtım sistemlerini Türkiye’de üretmeye başladık” dedi.

Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nda paylaşılan bilgilere göre, Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında 2012’den bugüne kadar 2 milyon 200 bin civarında bağımsız bölgenin kentsel dönüşümü tamamlanırken 400 bin bağımsız bölgenin dönüşümü de devam ediyor. Kentsel dönüşümde yapıların yeni, güvenilir ve son teknoloji malzemelerle inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Genel Müdür Murat Fuat Özgür, “Mimari yapılar, insanların birincil yaşam alanı olarak nitelendirilebilir. Öyle ki geçtiğimiz aylarda meydana gelen depremlerde yaklaşık 14 milyon insanımız olumsuz etkilendi. Kentsel dönüşüm projelerinde kullanılması için uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda diğer taş kaplamaların 20’de 1’i ağırlığında olan sprey stone üretimini ülkemizde yapmayı başardığımız için gururluyuz” şeklinde konuştu. 

Elastik yapısıyla ufak sallantılarda kılcal çatlakları tolere eder” 

“Klasik taş kaplamalar metrekarede 50-60 kilogram ağırlık yaparken 4-5 kilogramlık Sprey Stone binaya statik anlamda yük bindirmiyor. Bu da deprem risklerini minimize ediyor” diyen Dabi Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü Murat Fuat Özgür, “Basınçlı tabancalarla püskürtülerek uygulanan ürünümüz, binaya nefes aldırabildiği gibi ısı, su ve yangın yalıtımı sağlıyor. En ufak sallantıda diğer taş kaplamalar cepheden ayrılabilirken, sprey stone elastik yapıya sahip olduğu için cephedeki oluşabilecek kılcal çatlakları dahi tolere edebiliyor. Ürünümüz 20 yıllık yaşlandırma testlerinden başarıyla geçtiği için, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından resmi belgeli olarak 20 yıl garanti veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sprey Stone, diğer taş kaplamalara göre çok daha ekonomik” 

Ürünlerinin diğer kaplamalara göre hem daha sağlam hem de ekonomik olması sebebiyle mimar ve inşaat mühendislerinin ilk tercihleri arasına girdiğini söyleyen Dabi Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü Murat Fuat Özgür, şu detayları paylaştı: 

“Sprey stone, değişik renklerde üretilebiliyor. Sprey Stone içerisinde; boyalarda kullanılan yapay renklendirici bulunmuyor. Rengini doğal kayaçlardan aldığı için her türlü iklim koşullarına uyuyor ve solmuyor. Farklı desenlerde uygulanabildiği için de yapılara özgün bir güzellik ve estetik katıyor. Isı, su, ses ve yangın yalıtım sistemleri, zemin kaplamaları ve cephe kaplamalar üzerine çalışıyoruz. Ar-Ge ve imalatın başında 25 yıllık üretim tecrübesi ve bilgisi olan mühendislerle istediğimiz ürünü geliştirebiliyoruz. Böylece ülke ekonomimize değer kazandırırken vatandaşlarımızı da olası risklerden koruyoruz.”

Türkiye’nin En Büyük Konut Projelerinde Artık Prowin Var

Toplu konut, kentsel dönüşüm projeleri ve alt sektörlerin canlanmasıyla 20 yılı aşkın süredir Almanya’ya ihracat yapan Proplastpvc, Prowin markasıyla yeniden iç piyasaya yöneldi. Firma, dev projelerden gelen talebi karşılamak için tam kapasite üretime geçti.

Proplastpvc AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Onursal Kocatepe, “İnşaatların en temel unsurları kapı ve pencerelerdir. İnsanların en büyük tercihleri; güven içinde, gürültüden, soğuktan ve sıcaktan etkilenmeden evlerinde oturmaktır. Yüksek standartlı ürünlerimizle bunu sağladığımız için tercih ediliyoruz” dedi. Prowin’in tam entegre üretim hattına sahip olduğunu belirten Kocatepe şunları söyledi: “Prowin, nihai ürünleri için gereken profili ve camı Türkiye’de kendi bünyesinde üreten tek markadır. Bir ilke imza atarak hem profil ve cam gibi ürünlerimize hem de nihai ürünlerimize yani kapı ve pencerelerimize 5 yıl süreyle garanti veriyoruz. Bu garanti süresini bizden başka hiçbir marka vermiyor.”

Almanya’ya 20 yıldır ihracat yaptıklarını, inşaat sektöründeki canlanmayla iç piyasaya yöneldiklerini ve büyük projelerde yer aldıklarını anlatan Kocatepe şöyle devam etti: “Avrupa kriterlerine uygun üretim yapıyoruz. Ürünlerimizde doğa ve çevre dostu hammaddeler kullanıyoruz. Almanya’ya sattığımız yüksek kalite ve standarttaki ürünleri iç piyasaya da sunuyoruz. Türkiye’de yaygın olarak pencere, firmadan profili alan bayinin atölyesinde üretiliyor. Bayi bunu bir standart ve denetim olmadan yapıp satıyor. Bayi, firma ile anlaşamayınca başka bir marka ile yoluna devam ediyor. Böyle olunca da konut ve işyeri sahipleri için servis ve yedek parça sıkıntısı yaşanıyor, tüketici kapı ve penceresinin contasını veya kilidini bile bulamıyor” dedi.

“Deprem bölgesinde yapımı devam eden konutlar için tam kapasite üretime devam ediyoruz, bazılarında montaja başladık”

İç piyasada büyük projelerin aranan markası olduklarını belirten Onursal Kocatepe, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde prestijli konut projeleriyle anlaşmalar yaptıklarını söyledi. Deprem bölgesinde Adıyaman’da 4 bin konutun PVC doğrama imalatı ve montajına başladıklarını da aktaran Kocatepe şöyle devam etti: “Deprem bölgesinde yapımı devam eden konutların kapı ve pencerelerinde inşaat firmaları bizi tercih ediyor. Talebi karşılamak için Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde tesislerimizde 3 vardiya doğrama imalatı yapıyoruz. Bu anlaşmalar ile 1 Nisan 2024’e kadar tam kapasite ile üretim yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca Hatay, Malatya ve Gaziantep’te planlanan konut projelerinde Prowin markalı PVC doğrama kullanılmasına yönelik görüşmelerimiz sürüyor.”

Ürünlerimizle Avrupa, Ortadoğu Pazarlarındayız

PVC profil ve doğrama ihracatını bu yıl yüzde 41 artırmayı planladıklarını anlatan Kocatepe, Uluslararası geçerliliği olan ürün sertifika ve test sonuçları ile farklı tip, renk ve nitelikteki PVC profil ürün yelpazesiyle Avrupa başta olmak üzere Ortadoğu ve bazı Afrika ülkelerinde de pazara girmeyi hedeflediklerini söyledi. Kocatepe şunları söyledi: “2024 yılında Türkiye’deki prestijli projelerde, deprem konutlarında, AB, Birleşik Krallık ve Balkan ülkelerinde daha fazla yer almayı hedefliyoruz.”

1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm Projesinde Binaların Yıkımı Tamamlandı

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından planlanan 1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm projesinde çürük binaların yıkım işlemi tamamlandı.

Osmangazi ilçesi Akpınar Mahallesi’ndeki “1050 Konutlar” bölgesinde geçen temmuz ayında kentsel dönüşüm kapsamında başlatılan yıkım çalışmalarında sona gelindi.

Yıkılan binalardaki beton eksikliği ve demirdeki kalitesizlik hem yüklenici firma yetkililerini hem de mülk sahiplerini şaşırtırken, yeni konutların tesliminin 20 ay içinde gerçekleşmesi öngörülüyor.

Projeyi gerçekleştirecek firmalardan Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Bakgör, kentteki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, dün itibarıyla kentsel dönüşüm bölgesindeki faaliyet için ruhsat aldıklarını söyledi.

Bölgede hafriyat çalışmalarına başladıklarını anlatan Bakgör, “Kısmet olursa Akpınar Mahallesi’nde Bakyapı’nın sorumluluğunda olan 59 bloğun dönüşümünü gerçekleştirmeyle ilgili bismillah diyeceğiz.” dedi.

Bakgör, yaklaşık bin 200 konut sahibiyle anlaşma sağladıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Yüzde 100 uzlaşıyla yola çıkmış olduk. Bugün sabah itibariyle kentsel dönüşümle ilgili yasada yeni düzenlemeler yapıldı. Son halini almış durumu Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu da tahmin ediyorum kentsel dönüşüm süreciyle ilgili olarak daha farklı zaman açısından ivme kazandıracak bazı düzenlemeler getiriyor. Bununla birlikte biz 1050 Konutlar’da yapacağımız projede hiçbir kamu parseline girmeden kazasız belasız binaları yıktığımız yerde inşa ederek süreci tamamlayacağız.”

“Kentsel Dönüşüm Çok Önemli”

Bakgör, dönüşüm sürecinde bazı noktalarda süreci zorlayan durumların olduğunu vurgulayarak, “Bölgedeki yaş aralığı 65 yaş ve üzeri. Çok ilginçti biz süreci yaşadığımızda. Sözleşmelerini yaptığımız 17 kişi vefat etti. Yani vekalet almışız. Şu anda varisleriyle yeni baştan süreçler başlıyor. Mesela birine biz hiç ulaşamadık, çok zorlandık. O kişiyi yurt dışında bulduk. O olmadan mesafe kat edemiyorsunuz ama şimdiki mevcut olan çalışmayla birlikte e-Devlet üzerinden tebligat süreçleri daha hızlanmış olacak. Yani özellikle yüzde 51 yaklaşımı bu işe çok ciddi bir ivme kazandıracak.” diye konuştu.

Kentsel dönüşümde işin insani boyutunun ticaretten çok daha önemli olduğunu belirten Bakgör, şunları kaydetti:

“Can güvenliği anlamında biz 1050 Konutlar’da değeri 4 olan beton kalitesi gördük. Yönetmelik gereği 1 metreküp betonda 350 kilogram civarında çimento olması gerekirken orada 40-50 kilogram çıktı. Döşeme demirleri çok ince çıktı. Bizi şoke eden imalatlar gördük. Bir binada 75-80 ton demir çıkması gerekirken 32-33 ton demir çıktı. Bu anlamda kentsel dönüşüm çok önemli. Bu alanda hükümetin yaptığı düzenlemeyi de çok önemsiyoruz.”

Bakgör, yeni binaların zemin üzeri 7 kat olacağını ve hak sahiplerine 20 ay içinde teslim edilmesinin planlandığını anlatarak, firmanın devam eden diğer projeleri hakkında da bilgi verdi.

1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

İnşaat Ciro Endeksi Yüzde 91 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat sektörünün ciro endeksi eylül ayında yüzde 91 arttı.

TÜİK, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri ciro endeksini açıkladı. Toplam ciro endeksi 2023 yılı Eylül ayında yıllık yüzde 64,1 arttı. 

Toplam cironun detayları incelendiğinde ise inşaat sektöründe yüzde 91 artış gösteren endeks, sanayi sektöründe yüzde 55,1, ticaret sektöründe yüzde 68,2, hizmet sektöründe yüzde 61,4 arttı.

Toplam Ciro Endeksi Yüzde 1,3 Arttı 

Sektörlerin aylık toplam ciro endeksi ise yüzde 1,3 arttı. Alt detaylarda ise, inşaat sektörünün yüzde 3,2, sanayi sektörünün yüzde 4, ticaret sektörünün yüzde 1,  hizmet sektörünün yüzde 3,6 arttığı gözlendi.

Samsun Şehir Hastanesi’nde Yüzde 85 İlerleme Kaydedildi

Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük şehir hastanesi olacak Samsun Şehir Hastanesi projesi, yüzde 85 oranında tamamlandı.

Samsun’un Canik ilçesinde inşa edilen Samsun Şehir Hastanesi hızla devam ediyor. Kaba inşaatı tamamlanan, dış cephe kaplamalarında sona yaklaşılan Samsun Şehir Hastanesinin içerisindeki bölümlerin mekanik ve elektrik imalatları devam ediyor. 2024 yılının ilk aylarında hizmete açılması planlanan hastane günlük 20 bin vatandaşa hizmet verebilecek.

Mekanik ve İnşaat Çalışmaları Hızla Sürüyor

İnşaatı devam eden hastaneyle ilgili bilgi veren Şehir Hastanesi Proje Müdürü Gürhan Pazar, “Samsun’da yapılan Şehir Hastanesi, Türkiye’de Sağlık Bakanlığının yaptığı en büyük şehir hastanesidir. 2024 yılının ilk aylarında açmaya yönelik iş programlarımız hızla devam etmektedir. Hastanemizin toplam kapalı alanı 306 bin metrekaredir. Acil durumlarda hasta yatakları bin 500’e kadar artırabilecek kapasite bulunmaktadır. 40 tane ameliyathanemiz ve 188 tane yoğun bakım ünitemiz mevcuttur. Bu alanların mekanik ve inşaat işleri hızla devam etmektedir. Hastanede 20 bin araçlık bir otopark alanı mevcuttur. Acil servis alanımız 10 bin metrekaredir. Hastanemizin ilerlemesi yüzde 85 düzeyindedir ve 2024 yılının ilk aylarında açılması planlanıyor” dedi.

Samsun Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarını buradan takip edebilirsiniz.

Derbent Sosyal Tesisi’nin Bir Kısmı Tamamlandı

Konya’nın Derbent ilçesinde ihtiyaca yönelik hayata geçirilen sosyal tesis projesinin bir kısmı tamamlanarak hizmete açıldı. Projenin tamamında inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Çelik Konstrüksiyon montajı devam eden sosyal tesisin hemen yanında bulunan ve mülkiyeti belediyeye ait atıl durumdaki süt toplama evi, aşevi ve gelin odası olarak restore ediliyor.

Buldan Belediye Başkanı Mustafa Şevik, sosyal tesis çalışmalarının Dımbazlar, Beyler, Kaşıkçı, Kovanoluk, Bölmekaya, Mahmutlu, Derbent, Gülalan, Gölbaşı, Türlübey, Süleymanlı, Helvacılar mahallelerine 1 er adet, Hasanbeyler, Bozalan ve Karaköy’e ise ikişer adet olmak üzere adet 15 mahallede 18 sosyal tesis çalışmalarının önemli bir bölümünün tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunulduğunu açıkladı.

Atıl Binalar Sosyal Tesise Dönüşüyor

Başkan Şevik, sosyal tesis projeleri kapsamında mahallelerdeki atıl durumdaki okul ve kamu binalarını restore ederek sosyal tesis ve aşevi olarak yeniden halkın hizmetine sunuyor.Bu kapsamda Derbent Mahallesi’nde mülkiyeti belediyeye ait atıl durumdaki süt toplama evinin tadilatının başlandığını açıklayan Başkan Şevik, “Çelik Konstrüksiyon montajı tamamlanan sosyal tesisin hemen yanında bulunan süt toplama evini aşevi ve gelin odası olarak restore ediyoruz” dedi. Başkan Şevik, “içerisinde basketbol potası , voleybol ve tenis filelerinin bulunduğu çok amaçlı spor sahalarından birini de Derbent mahallemize yaptık. Çocuklarımıza ve gençlerimize hayırlı olsun” dedi.

Merkez ve kırsal mahallelerde bulunan atıl kamu binalarıyla ilgili çalışma başlattıklarını söyleyen Başkan Şevik, bugüne kadar Bozalan, Hasanbeyler, Beyler, Boğaçziftlik, Kaşıkçı, Mahmutlu ve Karaköy mahallelerindeki atıl durumdaki okul binalarını yenilediklerini açıkladı. Başkan Şevik, bu binaları gerekli tamiratları yaptıktan sonra aktif hale getirerek, tekrar hizmet vermeye elverişli hale gelmesini sağladıklarını ifade etti.

Çanakkale’de Dördüncü Köprü İnşaatı Sürüyor

Çanakkale Merkez Sarıçay 1. Kısım Taşkın Kontrol İnşaatı kapsamında hayata geçirilen dördüncü köprü projesinde çalışmalar hızla sürüyor.

Çanakkale Merkez Sarıçay 1. Kısım Taşkın Kontrol İnşaatı kapsamında yapımına başlanan 4’üncü araç köprüsü projesi çalışmaları devam ediyor. Çalışmalar kapsamında bağlantı yollarının bir bölümü tamamlandı.

Çanakkale’nin tam ortasından geçen ve kenti ikiye bölen Sarıçay üzerinde, araç ve yayaların kullandığı, Atatürk Köprüsü, İnönü Köprüsü ve Troya Köprüsü bulunuyor. Ayrıca sadece yayaların kullandığı üç köprü daha var.

Bu güne kadar araçlar için 4’üncü bir köprü yapılması sık sık gündeme gelmişti. Özellikle mesai saatleri çıkışında ve sanayi bölgesine gidecek araçlar Troya Caddesi ve Atatürk Caddesi’nde yoğunluk oluşturuyor.

Havaalanı yanından sanayi bölgesin birbirine bağlayacak olan 4’üncü araç köprüsünün yapımına geçtiğimiz aylarda başlanmıştı. Çalışmalar kapsamında Köprü’nün bazı bağlantı yolları tamamlandı. Ocak ayı sonunda köprünün hizmet vermeye başlaması planlanıyor.

Projenin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: çanakkalem.com

Niğde’de 6 Sağlık Tesisi Projesinde İnşaat Devam Ediyor

Niğde İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen 6 adet sağlık tesisi projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada; 12 bin 510 metrekare kapalı alana sahip 60 Ünitlik Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, 142 bin 533 metrekare kapalı alana sahip Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi 400 Yataklı Ek Hizmet Binası, 127,7 metrekare kapalı alana sahip 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu, 358,83 metrekare kapalı alana sahip Merkez Sarıköprü Aile Sağlığı Merkezi, 2 bin 398 metrekare kapalı alana sahip Bor Sağlıklı Hayat Merkezi, Aile Sağlığı Merkezi ve 112 İstasyonu ile 62 bin 499 metrekare kapalı alana sahip 250 Yataklı Bor Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi inşaatlarının devam ettiği belirtildi.

Niğde ilindeki tüm sağlık tesisi projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Esplast Üretime Açıldı

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından üreticilerin taşıma ve depolamada yaşadığı plastik kasa sorununu çözüme kavuşturmak için hayata geçirdiği Plastik Kasa Üretim Tesisi (Esplast) düzenlenen törenle açıldı.

Ağır ekonomik koşullar ve artan maliyetler karşısında üretmekte zorluk çeken, Mihalgazi ile Sarıcakaya ilçelerinde faaliyet gösteren örtü altı tarım üreticilerinin yaşadıkları plastik kasa sorununu çözecek tesis törenle açıldı.

Sarıcakaya ilçesinin Mayıslar mahallesindeki 685 metrekare kapalı, bin 300 metrekare  açık alana sahip Büyükşehir Belediyesi Plastik Kasa Üretim Tesisi’nin (Esplast) açılışına Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir Milletvelkilleri Jale Nur Süllü, Utku Çakırözer ve İbrahim Arslan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ayşe Ünlüce, Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Kaplan, Kozabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Işık, belediye meclis üyeleri, belediye bürokratları, plastik kasa desteği projesine başvuran üreticiler ve ilçe sakinleri katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Başkan Büyükerşen, şunları söyledi:
“Bu tesisi güzel şehrimize kazandırmanın mutluluğu içerisindeyim. Bugün İç Anadolu’nun en bereketli topraklarında çok anlamlı bir açılış için bir aradayız. Emeği ile toprağa can veren kıymetli üreticiler; Ata’mızın da ifade ettiği gibi ‘Her fabrika bir kaledir.’ Plastik Kasa Fabrikamızı sizlerin üretim maliyetlerini bir nebze olsun azaltabilmek için Büyükşehir Belediyesi olarak hayata geçirdik. Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerimizde örtü altı tarım yöntemi ile üretilen ürünlerin taşınmasında sıklıkla kullanılan plastik kasaların çevresel etkisini azaltmak ve üretici maliyetlerini düşürmek amacıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak Plastik Kasa Fabrikamızı bugün hizmete açıyoruz. Birçoğunuzun İstanbul’dan ikinci el kasaları yüksek nakliye maliyetleri ile ilçelerinize getirdiğinizi biliyorum. İkinci el kasaların kullanılması hem sağlık açısından sıkıntılı hem de birçoğu deforme olduğu için büyük kayıplar yaşıyorsunuz. Bu sebeple arkadaşlarımızla konuşarak bu tesisi burada hizmete sunma kararı aldık. Kent merkezinde yapılması fikrine karşı çıkarak, yıllar sonra çocuklarınızın, torunlarınızın ‘İyi ki ki bu tesis ilçemizde yapılmış’ diyeceğine inanıyorum. Tesisimizin en önemli özelliği doğal kaynakların korunmasına ve çevresel sürdürülebilirliğin arttırılmasına katkı sağlayacak olması. Petrol veya doğalgaz gibi değerli doğal kaynakların çıkarılması, rafinasyonu ve işlenmesi gibi süreçler sonucunda üretilen plastik maddeler, yoğun enerji tüketimine neden oluyor. Bu yüzden bu plastik malzemelerin geri dönüştürülerek yeniden kullanılması çok kıymetli. İşte fabrikamız da tam bunu yapıyor. Bu tesiste, çiftçilerden toplanan eski plastik kasalar, öncelikle kırma makinesi ile parçalara ayrılıyor. Ardından, bu parçalar yüksek sıcaklıkta eritilerek yeni plastik enjeksiyon ile yeniden şekillendiriliyor. Üretilen yeni plastik kasaların kalitesi, dayanıklılığı ve kullanılabilirliği kontrol edildikten sonra yeniden kullanılmak üzere sizlere ulaştırılıyor. Şu an içeride 2 adet 800 tonluk, son teknoloji ile donatılmış makinemiz var. Ama sizlerin ihtiyaçları doğrultusunda makine sayımızı daha da arttırabileceğiz. Maliyetlerinizin arttığını, bunların artarken de eskiye oranla daha az kazandığınızı biliyoruz. O yüzden de imkanlarımız ölçüsünde sizleri elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bugün de bu fabrikamızın açılışına özel 330 üreticimize ücretsiz kasa desteği sağlayacağız. Alın kullanın, memnun kalın ve yine bizlerle birlikte çalışın istiyoruz. Sevgili hemşehrilerim, gençlerin iş bulamayıp yurt dışına gitmesiyle yüreğim sızlıyor. Biliyoruz ki köylerimizde nüfus azalıyor, tarlalar boş kalıyor, gençler köyde durmuyor. Sizler Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte sıfırdan bir ordu kurup yabancıların ayaklarını bu topraklara bastırtmadınız. Kalkınma için herkesin çalışması, üretmesi, tasarruf etmesi ve yatırım yapması lazım. Sözlerimin sonuna gelmeden önce de birkaç teşekkür etmem gerekiyor. Bu tesiste üretim yapabilmemiz için bizlere yer açan, ipek böcekçiliği konusunda birlikte çalıştığımız Koza Birlik yöneticilerine, tesisin açılmasında emeği geçen Genel Sekreterimiz Ayşe Ünlüce’ye, Genel Sekreter Yardımcımız Deniz Kaplan’a, Kent Hizmetleri Şirketimizin değerli yöneticilerine ve tüm çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Fabrikamızın başta Sarıcakaya ve Mihalgazili çiftçilerimiz olmak üzere tüm bölgeye hayırlı, taşıyacağınız, depolayacağınız ürünlerin ise bereketli olmasını temenni ediyorum.”

Eskişehir’deki diğer üretim tesisi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Toplam Yatak Kapasitesi 15 Bini Bulan Şehir Hastanesi Projelerinde İnşaat Devam Ediyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastane projeleriyle ilgili detayları açıkladı.

Fahrettin Koca, son 20 yılda 757 hastane binasını, 2 bin 753 birinci basamak sağlık tesisini tamamlayarak hizmete sunduklarını belirterek, Aile Sağlığı Merkezi, Sağlıklı Hayat Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezi gibi toplam 1070 birinci basamak yatırımının devam ettiğini söyledi. ,

İnşaatı devam eden 144, ihale aşamasında 73, proje ve arsa aşamasında 195 olmak üzere toplamda 412 hastane yatırımının bulunduğunu dile getiren Koca, “Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız. Şehir hastanelerimizin Kovid-19 pandemisi ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde ne denli büyük rol üstlendiğini biliyorsunuz. Şehir hastanelerimizi Sağlık Akademisi çatısı altında akademik yapıya kavuşturma çalışmalarımız devam ediyor.” dedi. 

Bu yıl kamu özel işbirliği modeliyle Kocaeli, İzmir ve Gaziantep şehir hastanelerinin yapımının tamamlanmasıyla, 17 şehir hastanesinin 28 bin yatak kapasitesiyle sağlık hizmeti vermeye başladığına dikkati çeken Koca, “Kütahya Şehir Hastanemizin ise inşaat süreci devam etmektedir. Yatak kapasitesi toplamda 6 bine ulaşan 5 şehir hastanemizin yapımı genel bütçe kaynaklarıyla tamamlanmıştır. Toplam yatak kapasitesi 15 bini bulan 12 şehir hastanemizin yapımı ise devam etmektedir.” diye konuştu. 

Koca, genel bütçe kaynaklarıyla yapılacak Hatay, Kahramanmaraş, Muğla, Malatya, Van şehir hastanelerinin proje süreçlerinin de devam ettiğini belirtti.

Koca, Samandağ Devlet Hastanesi, Arsuz Devlet Hastanesi, Hassa Devlet Hastanesi ve Belen Devlet Hastanesi’ni bu dönemde hizmete açtıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: 

İskenderun Devlet Hastanesi de hizmete hazır durumda, 2 hafta içinde burayı da hizmete açmış olacağız. Hatay- Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Gaziantep-Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş-Merkez, Nurhak, Türkoğlu ve Adıyaman Çelikhan’da toplam 1588 yatak kapasitesine sahip 10 acil durum hastanelerimizle Mart 2024 tarihi itibarıyla vatandaşlarımıza hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerimizde de şehir hastaneleri yapmak için proje çalışmalarına başladık.”

Barut Hotels, Didim’e 150 Milyon Avro Yatırım Yapacak

Yeni yatırım hazırlıklarına başlayan Barut Hotels, Didim’e 150 milyon avroluk otel yatırımı yapacak.

Toplam 561 oda ve 1136 yatak kapasiteli oteli Mayıs 2024’de hizmete açacak olan şirket, otelin yanı sıra, 800 personelin konaklayacağı 300 odalı lüks bir lojman da inşa edecek. Bu sayede bölgedeki istihdam olanakları da artacak. 

Otel yatırımına ilişkin bilgi verene Anda Barut Collection Genel Müdürü Cem Karacan, Barut Hotels’in, yarım asrı geçen tecrübesini Ege’ye taşıyacağını söyledi.

Karacan, “Bu yatırımımız Türk turizmindeki yeni bir aşama olacak. Dünyanın lüks turizm potansiyelini Türkiye’ye çekecek, milyarder liginde yer alan isimlerin Türkiye’de tatil yapabileceği yeni bir lokasyon oluşturuyoruz. Önümüzdeki yıllara bizi taşıyacak bu projelerin yanı sıra yeni nesiller için sürdürülebilirliğe büyük önem veriyoruz. Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nin ilk Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikalı otellerine sahibiz. Bütün otellerimiz yeşil enerji kullanmayı sürdürecek.” dedi. 

Yeni otel yatırımının 2024 Mayıs ayında Didim Delice Yarımadası’nda hizmete açılacağını duyuran Karacan, “150 milyon avroyu aşan yatırımla bölgeyi turizmde en önemli merkezlerden biri haline getirecek Anda Barut Collection 547 oda ve 14 Bayou villa ile toplamda 561 oda ve 1136 yatak kapasitesine sahip olacak.” açıklamasında bulundu.

Tüm turizm tesisi yatırımlarına ve proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İthalatta Yavaşlama Sürecine Girildi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ‘’İthalatta son dönemde belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

İTO’nun açıklamasında kasım ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmasına yer verilen Avdagiç, hükümetin mayıs seçimlerinden sonra uygulamaya başladığı yeni ekonomik programla birlikte makro planda yürütülen dengelenme sürecinin sonuçlarının cesaret verici olduğunu belirtti.

Dengeleme politikasının uygulandığı ilk 5 ayda 5 işaret verdiğini aktaran Avdagiç, “Toplam ithalat ağustos ayında yüzde 7, eylülde ise yüzde 15’e yakın düşüş gösterdi. Söz konusu aylar itibarıyla dış ticaret açığı ise sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 48 düşüş kaydetti. Ekim ayı ihracat rakamının da geçen yıla göre yüzde 7,4 artarak 23 milyar dolara yaklaştığının altını çizmek isterim.” açıklamasında bulundu.

İkinci gelişmenin ise mevduat tarafında yaşandığını belirten Avdagiç, son 2 ayda TL mevduat hacmi 1 trilyon lira civarında artarken, KKM’nin 350 milyar TL, döviz mevduatının ise 4 milyar dolar düşüş kaydettiğine dikkati çekti.

Avdagiç, üçüncü işaret olarak toplam sanayi üretiminin yıllık bazda temmuzda yüzde 7,6, ağustos ayında 3,1 arttığını belirterek, şöyle devam etti:

“Aynı şekilde sanayide kapasite kullanımı yüzde 76-77’yi korudu. Dördüncüsü, finansman pahalılaşmakla birlikte ticari taraftaki kredi büyümesi, tüketim tarafından belirgin olarak ayrışıyor. Beşinci veri de enerji kullanımına ilişkin. Türkiye’nin toplam enerji üretimi hazirandaki düşüşün ardından, 2022’nin aynı dönemine göre temmuzda yüzde 4,7, ağustosta yüzde 4,9 arttı. Aynı şekilde enerji tüketiminin ise sırasıyla yüzde 9,5 ve yüzde 5,2 arttığı görülüyor. Seçimlerin ardından geçen 5 aylık dönemde, atılan doğru adımların sonuçlarını böylece görmeye başlıyoruz. Uygulanan para politikasının etkisiyle kur atakları sona ererken, ithalatta son dönemde belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.”

Avdagiç, kurlarda belirsizliğin ortadan kalkmasının, bozulan fiyatlama davranışlarının hızla düzelmesine önemli katkı vereceğine inandıklarını kaydetti.