“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 24

Hatay ve Adıyaman 39 Mimarla Yeniden Tasarlanacak

6 Şubat tarihli depremler nedeniyle yıkıma uğrayan Hatay ve Adıyaman 39 mimarla birlikte yeniden tasarlanacak. Konuyla ilgili bilgi veren Türkiye Tasarım Vakfı’nın Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Tüm tasarım sürecini biz fonluyoruz. İlçe merkezleri dahil 5 milyon dolar görünüyor. Gelecek yıl mart sonu tamamlanacak” dedi.

Türkiye’yi yasa boğan yıkıcı depremlerde büyük hasar gören Hatay ve Adıyaman, Türkiye Tasarım Vakfı öncülüğünde, yerli ve yabancı 39 mimarla yeniden tasarlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında, ulusal ve uluslararası alanda tarihçilerden, arkeologlardan, yer bilimcilerden, şehir plancılarından, mühendislerden ve mimarlardan oluşan tasarım ve planlama çalışmaları şu anda tüm hızıyla sürüyor.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül, ‘Hatay’ın İhyası’ projesine liderlik eden Türkiye Tasarım Vakfı Başkanı Mehmet Kalyoncu, Kentsel Yenileme Merkezi Kurucu Ortağı Cem Yılmaz ve DB Mimarlık Kurucu Ortağı Bünyamin Derman’la, tasarım çalışmalarını konuştu.

Tüm Tasarım Projeleri 31 Mart 2024’de Bitiyor

 Hatay’ın ihyası için uluslararası alanda da model olabilmeyi hedeflediklerini dile getiren Mehmet Kalyoncu, şöyle devam etti: “Hatay’ın ihyasında farklı tasarımcı ve disiplinlerle çalışmak en büyük gücümüz oldu.

Biz birikimimizi, deneyimimizi ve çalışmalarımızı hem ülkemize hem dünyaya katkı için iş birliğine açmaya hazırız. Şehirlerimizin yeni bir hayal kırıklığına tahammülü yok.” Bütün tasarım sürecini Türkiye Tasarım Vakfı’nın fonladığını açıklayan Kalyoncu, şu bilgileri verdi: “Hatay ve Adıyaman’ın bütün tasarım ve planlama süreçleri, ilçe merkezleri, master planıyla birlikte bizim 5 milyon dolar gibi görünüyor.

Bütün tasarım süreçlerimiz Hatay ve Adıyaman için 2024 Mart’ta bitiyor. İlk etabı 15 Kasım, tüm süreçleri 31 Mart’ta bitirmiş ve teslim ederek, görevimizi tamamlamış oluyoruz.” Tasarım çalışmaları sürecinde ulusal ve uluslararası mimarların da yer aldığını duyuran Kalyoncu, “İngiltere, İtalya ve Danimarka’dan mimarlık ofisleri de var. Sivil toplum kuruluşları hariç, 39 paydaş var” açıklamasında bulundu.

Yıkımın Nedeni Hatalı Uygulamalar

Yüksek Şehir Plancısı ve Kentsel Yenileme Merkezi Kurucu Ortağı Cem Yılmaz, mühendisliği doğru çalıştırmanın önemine vurgu yaptı. Depremlerde Hatay’ın neden çok daha zarar gördüğü konusunda Yılmaz, şunları söyledi: “Görünen o ki çoğu yapı stoku eskiydi. Yapı stoku 1999 öncesine ait. Gerçekten mühendislik ve uygulamalarda hatalar varmış. Bu çok belli. Kat sayısı fazla. Yüksek kat yapabilirsiniz ancak iyi bir mühendislik lazım. Mühendisliği doğru çalıştırabilmek önemli.”

500 Bilimsel Kaynaktan Yararlandık

 DB Mimarlık Kurucu Ortak Bünyamin Derman, Hatay’da sürdürülebilir ve güçlü yapılar kurmayı planladıklarının altını çizdi. Bu planlama dönemindeki en kritik bileşenin ‘toprak kaybetmeden dönüşüm’ olduğunun önemini anlatan Derman, “Bu kadim şehir tarihteki büyük depremlerde 7 defa yıkıldı. Bu son depremde ise kentin yüzde 80’i yerle bir oldu. O nedenle Hatay’ın ihyası için iş birliğiyle hareket ettik ve 500’e yakın bilimsel çalışmadan yararlandık. Şehrin kültürel mirasını ve fiziksel sistemini bir arada besleyecek adımlar da atmaya çalışıyoruz” dedi.

“Dijital Ruhsat Başvurusu Şart”

Ruhsat konusuna değinen Mehmet Kalyoncu, belediyelerde raportörlerin masasını paftaların kaptığına işaret ederek, “İnsan yetmiyor, mekan yetmiyor” dedi. Sürecin başarılı olması gerektiğinin altını çizen Kalyoncu, “Çünkü şehirlerimizin yeni bir hayal kırıklığına tahammülü yok. O nedenle belediyenin, müteahhidin üzerine düşenleri de biz önerip, o süreçte de takip etmek zorundayız.

Bunun çözümü de dijital ruhsat süreçleri. Bir ruhsat incelendiğinde hangi tarihte ne değişmiş bakılmalı. Bunlar açık olmalı istenirse. Bizim sonraki aşamamız bu olacak” diye konuştu. Tasarım süreci biter bitmez bu konuda da modelleme yapacaklarını söyleyen Kalyoncu, enerji, atık, parklanma gibi birçok konuda şehrin dijital ikiziyle belediyecilik yapılabileceğini ifade etti.

Yeraltı Otoparkı Önerisi

Hatay’ın İhyası projesinde yer alan MIC Proje Lideri Marco Bianconi, “Hatay’da yaya ve araç trafiğini rahatlatmak için yeni köprüler ve yeraltı otoparkları kurulmasını öneriyoruz. Raylı sistem, özel araç, toplu taşıma, yaya ve bisiklet gibi bileşenlerin, birbirine bağlanan bir sistemde geliştirilmesi gerekliliğine inanıyoruz” dedi.

Rüzgar Sektörü “Rüzgarın Yüzyılı” için İstanbul’da buluştu 

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün çatı kuruluşu TÜREB tarafından Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nda ‘Rüzgarın Yüzyılı’ mottosuyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ başladı.

Kongrenin ilk gününe katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve artan enerji ihtiyacı bağlamında rüzgar enerjisi sektöründeki önemli gelişmeleri ve hedeflerini konu aldığı konuşmasında Türkiye’nin enerji talebinin son 20 yılda 2 katına çıktığını ve önümüzdeki 20 yılda da enerji talebinin bir kat daha artmasının beklendiğini söyledi. Rüzgar enerjisi potansiyelinin, güncellenmiş atlas verilerine göre mevcut teknoloji ve şartlarda yaklaşık 100.000 MW, gelişen teknolojiler sayesinde ise 150.000 MW seviyelerine çıkabileceği öngörüldüğünü belirten Bayraktar, bu potansiyelin yaklaşık 140 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül edeceğini kaydetti. Bayraktar, 20 yıl sonra ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini rüzgardan karşılamış olmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank ise konuşmasında şunları kaydetti “Özellikle, pandemi nedeniyle yaşanan tedarik zincirlerindeki kırılmaların, Rusya- Ukrayna Savaşı’yla yaşanan enflasyon, gıda ve enerji krizi gibi gelişmelerin yenilenebilir enerjiye geçişte katalizör rolü olduğunu görüyoruz. Dünya, önümüzdeki 5 yılda, önceki 20 yılda yaptığı kadar yenilenebilir enerji yatırımını sisteme eklemeye hazırlanıyor. Avrupa Birliği, enerji tüketiminde yenilenebilir enerji payını

2030 yılına kadar yüzde 45’e çıkarma hedefi doğrultusunda geçtiğimiz hafta Rüzgar Enerjisi Eylem Planı’nı yayımladı. Biz de buradan hareketle, Mecliste yakın zamanda kabul ettiğimiz 12. Kalkınma Planıyla uyumlu olarak sürdürülebilir enerji arzını teminen enerji portföyümüzü çeşitlendiriyoruz.” 

Açılışta konuşan bir diğer isim olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz da rüzgar enerjisinin “çevre dostu büyüme ve kalkınma için umut ve bereket sembolü” olduğunu belirterek, rüzgarın enerji bağımlılığını azaltmada ve güçlü bir Türkiye yolunda önemli bir adım olduğunu kaydetti. Yılmaz, 2053 vizyonuyla hazırlanan kalkınma planı ve ulusal enerji eylem planlarında, “ithal kaynak bağımlılığının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması ve net karbon sıfır hedefine ulaşılmasının” hedefler arasında yer aldığını vurguladı ve depolamalı Rüzgar Enerji Santralleri (RES) ve Güneş Enerji Santralleri’nin (GES), bu hedeflere ulaşmada önemli rol oynadıklarının altını çizdi.

“Türkiye Avrupa rüzgar enerjisi sektöründe lider bir oyuncu haline gelebilir”

Avrupa’daki rüzgar enerjisi ve bu alandaki hedeflerle ilgili konuşan WindEurope CEO’su Giles Dickson da rüzgar enerjisinin Avrupa’nın elektrik tüketiminin yüzde 17’sini oluşturduğunu belirterek AB’nin rüzgar enerjisinin kullanımını önemli ölçüde artırmayı ve üretimi de Avrupa’da yapmayı hedeflediklerini söyledi. Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’daki rüzgar enerjisi endüstrisinin büyümesini ve rekabetçiliğini desteklemek için 15 spesifik eylem ve tedbir içeren bir rüzgar gücü paketi yayınladığını hatırlatan Giles Dickson, Türkiye’nin hem nadir toprak elementleri hem de Avrupa’nın rüzgar enerjisi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Dickson, ikinci gün yaptığı konuşmasında da “Avrupa, rüzgar enerjisi tedarik zincirini genişletiyor. Türkiye, bu fırsattan yararlanarak, Avrupa’nın rüzgar enerjisi sektöründe lider bir oyuncu haline gelebilir. Bunun için Türkiye’nin atması gereken adımlar, rüzgar ihalelerinde maliyetleri yansıtmak, izin süreçlerini dijitalleştirmek ve depolama yatırımlarına öncelik vermek. Türkiye, bu adımları atarak, Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunabilir” mesajı verdi.

Erden: “Rüzgardaki büyük potansiyelimizi ‘Rüzgarın Yüzyılı’ fırsatlarına çevirelim

Türkiye’nin rüzgar görünümü hakkında detaylı bir tablo çizen TÜREB Başkanı İbrahim Erden ise Türkiye’nin 12 bin MW’lık kurulu rüzgar gücüyle dünyada 12’nci, Avrupa’da ise 6’ncı sırada yer aldığını belirterek “Bu noktalara gelmek elbette kolay olmadı. Bu doğru ve kararlı bir planlama, yenilenebilir enerjiye dönüş ve bu alanda getirilen alım garantileri ve özellikle yerli aksamla ilgili teşvikler sayesinde gerçekleşti” şeklinde konuştu. “Ülkemizin ihracat gücü de dikkate alındığında hem Türkiye hem yurt dışına yapılacak imalatla bir yandan kurulu gücümüz büyürken diğer yandan sanayimiz kat be kat büyüyebilecek potansiyele sahip. Biz de bu yüzden gelecek bu potansiyeli görüp önümüzdeki döneme ‘Rüzgârın Yüzyılı’ diyoruz. İşte bu potansiyeli değerlendirdiğimiz zaman “sırtımızı rüzgâra verip önümüze güneşi aldığımız zaman rüzgârın yüzyılında yürümeye devam etmiş olacağız” diyen İbrahim Erden, sözlerini şöyle sürdürdü: Ülkede an itibariyle 30.000 MW’a yakın kapasite tahsisi yapıldı. Mevcut kapasite ve açıklanmasını beklediğimiz deniz üstü (offshore) kapasite ile beraber bu

rakam gelecek dönemde 40.000 MW’ı aşacak. Dolayısıyla 2035 yılına kadar geçecek sürede Ulusal Enerji Planı’nda belirlenen 29,600 MW rakamını da aşacak çok büyük bir potansiyelimiz var. Bu ulusal potansiyelle beraber sanayide entegre olduğumuz Avrupa’nın da çok daha büyük rüzgâr kurulu güç hedefleri var. İşte bu büyük yatırımları hayata geçirebilmek için de geçmiş yatırım deneyimlerinde de gördüğümüz önemli engelleyici faktörleri ortadan kaldıracak adımları atmalıyız. Bunların arasında yatırım sürecinde ortaya çıkan TEA, imar, ÇED, orman, tabiat varlıkları gibi idari izin süreçlerinde giderilmesi gereken önemli sorunlarımız var. Ayrıca, Arazi tahsisleri alanında özellikle de orman ve mera arazi tahsislerinde yatırımları geciktiren önemli aksamalar yaşıyoruz. Bunun dışında da işletme döneminde sistem kullanım bedelleri, arazi kullanım bedelleri gibi maliyet artırıcı unsurlar ve elektrik piyasasındaki çeşitli kısıtlayıcı düzenlemeler ile yatırım maliyetlerini artıran önemli unsurlar görüyoruz. Bu sorunlara ek olarak da finansman ile ilgili ulusal ve global sorunlar bir araya geldiğinde, günümüzde yatırımları hızlı bir şekilde yapmak maalesef oldukça güçleşiyor. Bizim; devletimizden, meclisimizden, özellikle de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’dan beklentimiz; bu sorunları asgariye indirmesi ki, yatırımcılarımız önümüzdeki bu büyük potansiyeli Rüzgarın Yüzyılı fırsatlarına çevirsin. Bizler de hep birlikte hem yatırım hem sanayi alanında hızlı bir büyümeyi gerçekleştirip gerçekten rüzgârın yüzyılını yaşayabilelim.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: “Rüzgar enerjisi, Türkiye’nin yeşil kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacak”

Kongrenin ikinci gününde WindEurope iş birliğiyle düzenlenen “Türk Tedarikçi Günü”nün açılışı ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, WindEurope Başkanı Giles Dickson, İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Erkam Tüzgen ve TÜREB Başkanı İbrahim Erden tarafından gerçekleştirildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında, “Rüzgar enerjisi, Türkiye’nin yeşil kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacak. Bu doğrultuda, Bakanlığımız, rüzgar enerjisi sektörünün gelişimini desteklemek için önemli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar kapsamında, rüzgar enerjisi projelerinin finansmanını kolaylaştıracak yeni finansman mekanizmaları geliştiriyoruz. Ayrıca, rüzgar enerjisi sektörünün Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini güçlendirmek için de çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı. 2002’de üretilen ilk yerli kanatla başlayan serüvenin bugün 25 bin kişinin doğrudan istihdam edildiği ve yıllık 1,5 milyar euro ciro elde eden dev bir sanayiye dönüştüğünü belirten Bakan Kacır, üretilen ürünlerin yüzde 75’inin 52’den fazla ülkeye ihraç edildiğini, kule, kanat, jeneratör gibi yerli bağlantı ekipmanlarının üretiminde yüzde 60 yerlilik oranına ulaştıklarını belirterek bu başarıyla yetinmeyeceklerini, açık deniz rüzgar türbinlerinde de yetkinlik kazanmayı ve yeni endüstri bölgeleri açmayı planladıklarını sözlerine ekledi. Çandarlı Limanı’nın bu doğrultuda Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte hayata geçirileceğini ve milli rüzgar türbin markasını sektörle birlikte çıkarmayı amaçladıklarını vurgulayan Kacır, yatırım, üretim ve istihdam rotasında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı ‘enerji bağımsızlığı’ ile gerçekleştirebileceklerinin altını çizdi. 

İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan ‘rüzgar enerjisi’ hamlesi

İkinci günün açılışında bir konuşma yapan İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Erkam Tüzgen de İSTKA olarak rüzgar enerjisi alanındaki çalışmalarını hızlandırdıklarını belirterek şunları söyledi: İstanbul’da yerli-milli teknolojiyle üretilecek rüzgar türbinlerinin tüm dünya ile rekabet etmesini arzu ediyoruz Ajansımız 300’ün üzerinde projeyi destekledi ve yerli-milli teknolojiyle üretilecek rüzgar türbinlerinin tüm dünya ile rekabet etmesini hedefliyor. Ar-Ge ve inovasyon, nitelikli insan kaynağı ve uluslararası rekabet gücü alanlarında çalışıyoruz.” 

TÜİK Açıkladı: İşsizlik Yüzde 9,1 Olarak Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre eylül ayında işsizlik, 0,1 puan azalarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 3 milyon 168 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda yüzde 12,3 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 48,3 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 59 bin kişi azalarak 31 milyon 686 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 48,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,8 iken kadınlarda yüzde 31,2 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 53,2 olarak gerçekleşti

İşgücü 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 105 bin kişi azalarak 34 milyon 854 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,1 iken kadınlarda yüzde 35,6 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 16,7 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 16,7 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,8, kadınlarda ise yüzde 22,0 olarak tahmin edildi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,2 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 0,8 saat artarak 44,2 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 21,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 1,2 puanlık azalış ile yüzde 21,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,6 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 16,7 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretimi Eylül’de Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretimi verilerini açıkladı. 2023 eylül ayında endeks yüzde 4 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,2 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 1,4 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi aynı kaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,0 azaldı.

İnşaat Maliyetleri Yıllık Yüzde 67,93 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, inşaat maliyet endeksi eylül ayında yıllık yüzde 67,93 arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 2,46 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,93 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3,39 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,30 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 54,15 arttı, işçilik endeksi yüzde 114,05 arttı. 

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık yüzde 66,08 arttı, aylık yüzde 2,47 arttı 

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,47 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,08 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3,49 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,21 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 51,26 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,93 arttı. 

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 73,97 arttı, aylık yüzde 2,44 arttı 

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,44 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 73,97 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3,09 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,61 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 63,27 arttı, işçilik endeksi yüzde 114,50 arttı. 

İhracat Eylül Ayında Yüzde 1,2 Düştü

Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) eylül ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre ihracat birim değer endeksi yüzde 1,2 azaldı.

İhracat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,2 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,7 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 12,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 11,2 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,3 arttı. 

İhracat miktar endeksi yüzde 0,7 arttı 

İhracat miktar endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 14,1 arttı, yakıtlarda yüzde 13,5 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,2 azaldı. 

İthalat birim değer endeksi yüzde 17,1 azaldı 

İthalat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,1 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 8,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 43,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 18,0 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 5,6 azaldı. 

İthalat miktar endeksi yüzde 3,1 arttı 

İthalat miktar endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 11,2 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 15,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 12,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 7,7 arttı. 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 3,1 arttı 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2023 Ağustos ayında 154,4 iken 2023 Eylül ayında yüzde 3,1 oranında artarak 159,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2022 yılı Eylül ayında 156,5 iken 2023 yılı Eylül ayında yüzde 4,8 oranında artarak 164,0 oldu. 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 2,9 azaldı 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2023 Ağustos ayında 129,6 iken 2023 Eylül ayında yüzde 2,9 oranında azalarak 125,8 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2022 yılı Eylül ayında 114,8 iken 2023 yılı Eylül ayında yüzde 6,6 oranında artarak 122,3 oldu. 

Dış ticaret haddi 2023 yılı Eylül ayında 86,3 olarak gerçekleşti 

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2022 yılı Eylül ayında 72,3 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 14,0 puan artarak, 2023 yılı Eylül ayında 86,3 oldu. 

Türkiye’de Ev Satışları Bir Yılda Yüzde 9,5 Düştü

Ev sahibi olmak isteyenler, kredi oranlarının yükselişi, konut fiyatlarındaki artış gibi sebeplerden dolayı birikimlerini değerlendirmek için uzun vadede getiri elde edebilecekleri düşük bütçeli çözüm yolları aramaya başladı. Gayrimenkul profesyonelleri ise henüz keşfedilmemiş ve değer kazanma potansiyeli bulunan bölgelere dikkat çekerek yatırımcılara tavsiyelerde bulundu.

Son dönemde konut fiyatlarının artmasıyla birlikte satışlar da her geçen gün düşüyor. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar da uzun vadede kârlı konut yatırımı yapabilecekleri bölgelerin arayışına giriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçtiğimiz yılın eylül ayında 113 bin 402 olan konut satışları yüzde 9,5’lik azalmayla 2023’ün aynı döneminde 102 bin 656’ya düştü. Konut satışlarındaki düşüşün sebeplerini evlerin pahalı, kredi faiz oranlarının da yüksek olması şeklinde açıklayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, doğru yatırımın henüz keşfedilmemiş tarla ve arazilerde saklı olabileceğini vurgulayarak İstanbul’un kuzey bölgesindeki potansiyele dikkat çekti. 

“Günümüzde özellikle büyük şehirlerdeki nüfus artışıyla konut stoğunun azalması fiyatları artırdı” diyen Murat Gültekin, “Sürdürülebilir gelir elde etmek isteyen yatırımcılar ya da ev sahibi olmak isteyenler, arsa ve arazilere yöneliyor. İstanbul’un kuzey bölgesi de bu bölgelerin başında geliyor” dedi.

“İstanbulun Kuzeyi Yüzde 500 Kâr Ettirebilir”

Yatırım yaparken uzun vadeli düşünmenin önemini vurgulayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, “Konut yatırımlarında adı çok duyulmamış, gelecekte proje gerçekleştirilme ihtimali olan bölgeleri değerlendirmek en mantıklı çözümler arasında yer alıyor. Örneğin, İstanbul’un kuzeyine yatırım yapanların yüzde 300 ila 500 arasında kâr etme potansiyeli var.  Elbette yatırım yaparken imarlı arsa mı, yoksa tarla mı alınacağına da karar verilmeli. Örneğin tarla vasıflı araziler, uygun fiyatlarla satın alınabiliyor ve yatırımcılara büyük getiri sağlayabiliyor. Ancak, her yatırımcının bu gibi detayları bilmesi mümkün olmuyor. Doğru bilgiye ulaşmak için güvenilir ve ehil kaynaklara başvurmak gerekiyor. Bölgenin imar durumu, gelecekte yapılması planan projeler, zemin etütü gibi birçok farklı etken doğru hesaplanmalı. Biz de uzman ekibimizle bu fizibiliteleri müşterilerimiz için detaylıca yapıyoruz. Günümüzün ekonomik koşullarını ve vatandaşın bütçesini gözeterek, her aşamada kazanabilecekleri arazi yatırımı fırsatları sunuyoruz. Hedefimiz her bütçeye ve kitleye uygun yatırımcı dostu arazi fırsatları ortaya koymak” ifadelerini kullandı.

“İstanbulun Kuzeyinde Planlanan Hızlı Tren Projesi Değer Katacak”

İstanbul’un kuzey için planlanan hızlı tren ve kentsel dönüşüm projeleriyle bölgenin değerleneceğini, tarla vasıflı arazilerin bugünden uygun fiyatlarla satın alınabildiğini belirten Murat Gültekin, “Tarla alırken ileride imar izni çıkacak mı, planlanan hangi projelerin yakınında bulunuyor, şehir merkezine ne zaman dahil olur, çevre illerin katkısı nasıl olur gibi akıllara birçok soru  düşüyor. AtaProje GYO olarak, doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir bölge ya da fırsatı müşterilerimize sunmuyoruz. Olası riskleri daima göz önünde bulundurarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Türkiye’nin doğudan batıya her lokasyonunda sayısız yatırım fırsatları var. Bunları görebilen yatırımcılar geleceklerini şimdiden tasarlamaya başlıyor. Genç yatırımcılar bugün uygun bütçeyle alacakları bir araziyi yıllar sonra emekliliklerinde rahat etmek için bile kullanabilir” şeklinde konuştu.

Bakyapı, Bursa’nın En Büyük Kentsel Dönüşüm Projesine İmza Atacak

Bursa’da hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Bakyapı, Prestij Koru projesiyle 59 bloktan oluşacak 2 bin 500 konut inşa edecek.

Bursa’da hayata geçirdiği projeleriyle konut ve gayrimenkul alıcılarını kazançlı yatırım sağlayan prestijli yaşam alanları ile buluşturan Türkiye’nin lider inşaat firmalarından Bakyapı, yeni yatırımlarıyla gayrimenkul ve inşaat sektöründeki yükselişini sürdürüyor. Bursa’dan Türkiye’ye açılan Bakyapı, dev projeleriyle Türkiye’ye yeni prestijli bölgeler kazandırmaya devam edecek. Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesini hayata geçirmeye hazırlanan BAKYAPI tek seferde 2500 konut üretecek.

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör Bursa ve çevresinde inşaat ve gayrimenkul sektörüne canlılık kazandıracak yeni projelerini açıklamak üzere basın mensuplarıyla İstanbul Beşiktaş Shangri-La Bosphorus Otel’de bir araya geldi.

Bursa’nın En Büyük Kentsel Dönüşümü Başlıyor

Şehir merkezinde gerçekleşecek Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesinin isminin “Prestij Koru” olarak belirlendiğini açıklayan Veysel Bakgör,  Bursa’nın çehresini modern bir yüze kavuşturacak olan proje ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Prestij Koru projemiz Bursa Osmangazi İlçesi Akpınar Mahallesinde yer alıyor. Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesi olacak. Toplam 365 bin metrekare inşaat alanına sahip. 59 bloktan oluşuyor. Projemizi tünel kalıp sistemi ile inşa edeceğiz.  Zemin artı 7 katlı olacak. Açık ve kapalı otopark alanları mevcut.. Her bloğun kendi içerisinde sosyal alanları bulunuyor. Projemizde 3+1 ve 2+1 daire tipleri yer alacak. Proje toplam 2 bin 500 bağımsız bölümden oluşuyor. Projenin öne çıkan en önemli özelliklerinden biri de karbon ayak izini azaltan, milli ekonomiye değer katan, güneş enerji sistemi ile kat maliklerinin ortak alan giderlerini azaltacak şekilde tüm blokların çatılarında kurulması olacak.”

Veysel Bakgör, projeyle kentin yepyeni modern bir görünüme kavuşacağını söyledi:

“Prestij Koru projemizin üzerine titriyoruz. Çünkü bu proje ile ilgili uzun süredir çalışıyoruz. Güzel Bursa’mıza projeyi en iyi haliyle kazandırmak istiyoruz. Bursa’da bugüne kadar yapılan ada bazlı en büyük kentsel dönüşüm projesi. Prestij Koru sadece Osmangazi ilçemizde yer alan Akpınar mahallesine değil tüm kentimize bir canlılık katacak. Yeşil Bursa’nın modern yüzüne önemli bir katkı sağlayacak. 2 bin 500 konutluk kentsel dönüşüm projesi Bursa’nın inşaat ve ticari hayatına da destek olacak.”

Üç Projede Yaşam Başlıyor

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör kısa süre sonra yaşamın başlayacağı ve satışın devam ettiği diğer konut projelerini de duyurdu.

“Prestij Yeni Hayat projemizde yaşama az kaldı. Projemiz Bursa Osmangazi ilçesi Demirtaş mahallesinde yer alıyor. 54 bin metrekarelik arsa üzerine, toplam 24 adet bloktan oluşuyor. Projede 3+1 ve 2+1 toplamda bin 519 adet konut ve 62 adet ticari alan yer alıyor. Yine Demirtaş mahallesinde inşa ettiğimiz Prestij Panora projemizde de yaşam başlamak üzere. Tamamı 3+1 olup 7 blok 504 daireden oluşmaktadır. Proje tünel kalıp sistemi ve fore kazık uygulamasıyla inşa edildi. Zemin artı 12 katlı. Ayrıca projede 34 adet ticari alan da yer alıyor. Ve Balıkesir Prestij Seyirtepe projemizin de satışı devam ediyor. Karesi ilçesinin en değerli ve güvenli kaya zemin avantajını kullanarak inşa edilen projenin tamamı 336 adet 3+1 ve 7 bloktan oluşmakta. Kusursuz işçiliği, zengin donatıları ve standartlarıyla örnek konut projesi olarak Balıkesir’e değer katacak…”

2024 Yılında Ticari Projeler de Öne Çıkacak

Shangri-La Bosphorus Otel’de düzenlenen basın toplantısında Bakyapı’nın 2024’de hayata geçireceği dev ticari projeleri de açıklayan Veysel Bakgör, “ticari projelerimiz Bursa ilimize yeni bir canlılık kazandıracak” dedi.

“Bursa’nın en büyük mobilya alışveriş merkezi olarak tasarlanan Mobyland projemiz Bursa Nilüfer ilçesinde yer alıyor. Bursa’nın ticari hayatına önemli bir canlılık kazandıracak olan Mobyland’ın inşaat alanı 175 bin metrekareden oluşuyor. Projede toplam 228 adet mobilya mağazası yer alacak. Yapı içerisinde tasarlamış olduğumuz araç sirkülasyon yolları sayesinde tüm ticari alanlara kolaylıkla ulaşım sağlanabilecek. Yapıda aynı zamanda restoranların bulunduğu food court katımız ve kapalı alanda zeplinx Eğlence Merkezi de bulunuyor. Mobyland’in proje lansman ve satışını 2024’te yapacağız.”

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Bakgör, Mobyland mobilya alışveriş merkezinin yanı sıra yeni bir ticaret ve alışveriş merkezinin daha müjdesini verdi:

“Bursa Yıldırım ilçesinde yapımına başlanan projemiz Yeni Vişne Ticaret ve Alışveriş Merkezi ise, 110 bin 48 metrekare inşaat alanına sahip. Toplamda 41 bin metrekare alanda 301 adet ticari alanımız mevcut. Aynı zamanda projede Yıldırım ilçesinin en büyük 180 odalı uluslararası otel zincirlerinden biri de yer alacak. Yapıda restoranların bulunduğu food court katımız ve açık kullanıma uygun teraslarımız bulunuyor. Yeni Vişne Ticaret ve Alışveriş Merkezi projemizin lansman ve satışını da yine 2024’te gerçekleştireceğiz.”

Mobyland ve Yeni Ticaret ve Alışveriş Merkezleri’nin yanı sıra lojistik alanında da yatırımlarını sürdürdüklerini açıklayan BAKYAPI Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Bakgör, “Samanlı Lojistik Merkezimiz Yıldırım ilçesinin en büyük lojistik merkezi ve tamamlanmak üzere. 165 bin metrekare arazisi ve 110 bin metrekare kapalı alanıyla Samanlı lojistik merkezi projesi, çok avantajlı lokasyonu ve çevre dostu profesyonel yaklaşımıyla lojistik operasyonların merkezinde örnek gösterilecek bir proje.” dedi.

Bakan Bolat: ‘’Türkiye e-İhracat Platformu’nu Yakında Hizmete Alıyoruz’’

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, elektronik ticaret ve ihracatı desteklemek için e- İhracat Platformu’nun yakında hizmete alınacağını söyledi.

Ticaret Bakanlığı himayesinde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) organizasyonuyla ATO Congresium’da düzenlenen “Ankara e-İhracat Zirvesi”nde konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, son yıllarda rekorları alt üst eden ihracatçıların, bu yıl küresel talepteki aşırı durgunluktan dolayı yıla kötü başladığını belirtti.

Bolat, “Depremle birlikte 6 milyar dolarlık ihracat kaybıyla karşı karşıya kaldık. Sonradan açılarak yılın ikinci yarısından itibaren, temmuzdan bu yana her ay üstüne daha yüksek rakamlar elde ederek ekim ayını 22,9 milyar dolarla kapatmayı başardık. Orta Vadeli Program’daki yıllık 255 milyar dolar hedefini aşacağız” dedi.

“Yeni Destek Modülleri Hazırladık”

Küresel ticaretin dönüşüm sürecinden geçtiğini ve e-ticaret yanında e-ihracat sektörünün ortaya çıktığını vurgulayan Bolat, kendilerinin de sektörle ilgili yasal düzenlemeleri yapması gerektiğini kaydetti. Bolat, Bakanlık olarak e-ticaret sektöründe düzenleyici ve denetleyici yetkilere sahip olduklarını ifade ederek, “e-İhracat konusunda da bakanlık içinde İhracat Genel Müdürlüğümüzün altında önemli yapılanmaya gittik ve bu yıl e-ihracata yönelik desteklerimizle alakalı sektörle yaptığımız istişarelerle yeni destek modülleri hazırladık.

2024’te bunları sektörün istifadesine sunacağız” değerlendirmesinde bulundu. e-İhracat konusunda dünyanın her yerinden büyük alım gücüne sahip müşteriler edinme hedefinde olduklarını dile getiren Bolat, “Hedef pazarlarda ürünleri test etmek, müşteri deneyimleriyle yeni ürünler geliştirmek hedefindeyiz” dedi. Bolat, e-İhracatın yüksek kâr marjına ve sağladığı ödeme avantajlarına işaret ederek, e-ihracat ve e-ticaretin KOBİ’ler için büyük işletmeler karşısında rekabet güçlerini artırmak için fırsat sunduğunu anlattı.

Bolat, Bakanlığın, bu farkındalık için ihracatçılarla bir araya geldiğini belirterek, “İhracatçıların B2B (firmadan firmaya) satış modeli yanında B2C (firmadan tüketiciye) modelini de etkin şekilde kullanmaları için çalışıyoruz. Hiç ihracat yapmamış KOBİ’lerin ürünlerini yurt dışına ihraç edebilmelerini sağlayacak destek paketleri devreye alıyoruz” dedi.

“Fizibilite Çalışması Başlatıldı”

Bolat, bu alanda yapılacak yeni çalışmalara ilişkin, “e-Ticareti ve e-ihracatı desteklemek için Türkiye e-İhracat Platformu’nu yakında hizmete alıyoruz. İhracatçılarımızı dijital ortama taşımış olacağız. Yeni nesil teknolojilerin kullanılacağı milli B2B platformunu, TOBB, TİM ve Bakanlığımız ile birlikte hayata geçireceğiz. Bunun müjdesini bugün burada vermiş oluyoruz. Bu konuda fizibilite çalışması başlatıldı. ‘Türkiye Yüzyılı’ hedefimize uygun platformla ihracatımızı e-ihracat kanallarıyla daha fazla artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Yeni Kentsel Dönüşüm Yasasında Bilinmesi Gerekenler

Geçtiğimiz günlerde TBMM tarafından kabul edilen kentsel dönüşüm yasası ile ilgili bilinmesi gerekenleri Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz açıkladı.

1- Çoğunluk İsterse Süreç Başlar

Kentsel dönüşümde ilk ve en zor adım uzlaşma. Geçmişte arsa payının 2/3 çoğunluğu ile karar alınıyordu. Ne var ki çoğu zaman bu orana ulaşılamadığı için dönüşüm süreci hiç başlamıyordu. Şimdi ise dönüşüm kararları yüzde 50+1 ile alınabilecek. Yapılan yeni düzenlemeye göre; arsa payı toplamının yüzde 50.01 çoğunluğunun geçilmesi halinde ev sahipleri müteahhit firmaya, yapım şekline ve projeye karar verebilecek. Ayrıca salt çoğunluğa ulaşan malikler yıkım ve yapım için gerekli ruhsatlara başvurabilecek. Bu nedenle dönüşüm alanında yaşayan vatandaş artık “Ne de olsa 2/3 çoğunluğu yakalayamazlar’ kabulü ile dönüşüme mesafeli durmamalı.

2- Yoksulun Evine Kamu Ortak Olacak

Dönüşüme hayır diyenlerin büyük kısmı maddi imkansızlıkları gerekçe gösteriyor. Kamu destekli kampanyalar yapılsa da, artan inşaat maliyetleri nedeniyle emekli ya da asgari ücretli haneler masrafları karşılayamıyor. İşte bu kesim için yeni bir model devreye giriyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yürütülen projelerde, kamu finansman desteği sağladığı eve ortak olacak. Örneğin evin değeri 1 milyon lira, dönüşüm için de 1 milyon lira gerek. Kamu dönüşüm için gerekli tutarı karşılayarak eve yüzde 50 ortak olacak.

Kişinin başka evi yoksa, kendisi ve eşi kira ödemeden yenilenen evinde kalabilecek. Bu oturma hakkı ölümle sona erecek. Ayrıca vatandaşın maddi olanakları değişirse ödeme yapıp evin tamamını da alabilecek. Kiracı kalan vatandaş ve eşi vefat edince payı mirasçılarına geçecek. Mirasçı güncel bedelle evi alabilecek ya da satış yapılarak taraflara payı ödenecek. Bu uygulama olmasaydı, maliyeti ödeyemeyenlerin evlerinin kamulaştırılması gerekiyordu. Kamulaştırma bedeliyle yeni ev alınması zor olduğu için bu model hazırlandı.

3-Ev Sahibi ‘Kapımı Açmıyorum’ Diyemez 

Riskli yapı tespiti için kimi zaman evlerin içinden de karot alınması gerekiyor. Ancak dönüşüme karşı çıkan bir komşu ‘Evime giremezsiniz’ dediğinde süreç kitleniyordu. Eski düzenlemede polis marifetiyle karot aldırma talebi olsa da yine de kapısını açmak istemeyen malik engellemeye devam edebiliyordu. Yeni düzenleme ile riskli yapı tespitinin engellenmesi halinde, mülki idare amiri (kaymakamlık ve polis/jandarma kuvvetleri eli ile) yazısı ile ve yeterli kolluk kuvveti sağlanarak kapalı kapılar açılarak veya açtırılarak resen tespit yapılacak veya yaptırılacak.

Tahliye için de aynı düzenleme getirildi. Riskli yapı tahliyesinin engellenmesi halinde kolluk kuvveti ile kapılar açılacak. Masraflar da engelleyenlerden tahsil edilecek.

4- Riskli Bina Kaç Günde Boşaltılacak?

Düzenleme ile tahliye süreleri de yeniden belirlendi. Eski düzenlemede birinci tebligat 60 günden az olmamak üzere, ikinci tebligat ise idare tarafından belirlenecek yeni bir süre olarak tanımlanmıştı. Yeni düzenleme ile tek bir süre öngörüldü ve bu süre ‘90 günden fazla olmamak’ üzere tanımlandı. Örneğin bir apartmanda 5 daire var ise belediye 25-35 gün süre verebilecek. Ya da sitedeki bir blokta 100 bağımsız bölüm var ise idare en fazla 90 gün süre tanıyacak. Tahliye süresi için de tüm maliklere tebligat gitmeyecek. Tahliye yazısı apartman kapısına asılacak, e-Devlet kapısı yoluyla bildirilecek ve 15 gün süre ile muhtarlıkta ilan edilecek.

5- Yıkım Sonrası Dava Hakkı Geldi

Arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek. Daha öncede düzenlenen ancak Danıştay kararı ile yürütmesi durdurulan taşınmazların yıkılması sonrasında izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası açma hakkı düzenlemesi bir kez daha getirildi.

6- Rezerv Tanımı Değişti

Rezerv yapı alanı tanımında ‘yeni yerleşim alanı olarak’ ibaresi çıkarıldı ve eski yerleşim yerlerinin de belirlenmesinin önü açıldı.

Ayrıca bakanlık tarafından yapılan alanlar ve parsellere yönelik imar ve parselasyon planları il müdürlüklerinde 15 gün süre ile ilan edilecek. İtirazlar 5 günde değerlendirilecek ve ret halinde plan kesinleşecek.

7- Tebligat Krizi Sona Eriyor

Dönüşüm sürecinde yaşanan tebligat sorunu aylarca hatta kimi zaman bir yılı aşan zaman kaybına neden oluyordu. Bundan sonra tek tek evlere tebligat gitmeyecek. Bu nedenle eğer eviniz için haberiniz olmadan yıkım ya da yeniden yapım kararı alınmasını istemiyorsanız bu aşamada dikkatli olmalısınız.

Risk tespitinde yeni uygulama şöyle olacak:

– Riskli yapı tespiti kararı Başkanlık veya idare tarafından 10 iş günü içinde tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tapu müdürlüğü tarafından değil bizzat Başkanlık veya İdare (belediyeler, il özel idareleri) tarafından yapıya riskli yapı yazısı asılacak.

– Maliklere karar e-Devlet kapısı üzerinden bildirilecek.

– Riskli yapılar Bakanlık internet sayfasında 15 gün süreyle ilan edilecek.

– Karar muhtarlıkta da 15 gün askıda tutulacak. Muhtarlıkta askının son günü tüm hak sahiplerine tebligat yapılmış sayılacak.

– Dönüşümde alınan karara katılmayanları payı satışa çıkıyor. İşte bu aşamada da tebligat sorunu yaşanıyordu. Yeni dönemde süreç şöyle ilerleyecek:

 Bir binada salt çoğunluk ile karar alındıysa, karara katılmayan ya da katılamayan kişiler için ek bir toplantı yapılması zorunlu değil. Bu durumda salt çoğunluk, bina ortak karar tutanağı ve anlaşma şartlarının yazdığı teklifi noter ile veya ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmesi suretiyle bildirecek. Dönüşüme evet diyenlerin noterle bildirim ya da muhtarlık seçeneklerinden istediğini seçme hakkı var. Muhtarlığa yapılan 15 günlük bildirim de bildirim yapılan kişiye dönüşüm ile ilgili projeler ve projelerin nerede gösterileceği (müteahhit ofisi veya temsil heyeti üyelerinden birisinin evi gibi) bildirilecek.

– Bu kapsamda toplamda 30 gün içerisinde karara katılmayan arsa sahibinin payı açık arttırma ile satılacak. Açık arttırma sürecinin de kişilere tebliğ edilmesi zorunlu değil. Satışı hangi kurum yapıyorsa (İstanbul’da ilçeler, diğer illerde ise Bakanlık İl Müdürlükleri) o kurum tarafından karara katılmayan maliklerin e-Devlet kapısına bildirilmesi, ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmesi suretiyle yapılacak. Yine tapu müdürlüğüne elektronik tebligat adresini bildiren malike bu adrese tebliğ edilecek.

– Riskli alanlarda ve rezerv alanlarda açık arttırma sürecinde katılım olmaması veya teklif veren olmaması halinde satın alma hakkı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, belediye ve İl Özel İdareleri ile TOKİ’ye verildi.

8- Kim Tespit İsteyebilir?

Riskli yapılarda tespiti kimlerin talep edebileceği konusundaki karmaşa düzeltilerek bir sıralama getirildi. Yeni düzenleme ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın ve idarelerin (Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin de) resen riskli yapı tespitini talep edebilmesi sağladı.

9- Vatandaşın Payı Ucuza Satılırsa…

Dönüşüme katılmayanların payı açık arttırma ile satılıyor. Ancak satış işlemleri sonrasında dava açılıyor ve belirlenen bedelin düşük olduğu iddiası gündeme geliyor. Bu nedenleyeni bir düzenleme yapıldı ve “Satış işleminin eksik hesaplanması gerekçesi ile iptal edilmesi halinde yargı kararı ile satış bedeli arasındaki fark satın alan malik tarafından hissesi satılan eski malike ödenecektir” denildi. 

10- Depreme Özel Kararlar

Deprem bölgesinde yargı süreçlerinin hızlanması için bu bölgeye özel kararlar da alındı. Hasar tespit raporlarına ilişkin açılacak davalarla sınırlı olmak üzere;

10 gün içinde ilk inceleme yapılacak.

Savunma verme süresi 15 günle sınırlandırdı ve süre en fazla bir defa uzatılacak.

Yürütmeyi durdurma konusunda verilen kararlara itiraz edilemeyecek.

Keşif ve bilirkişi incelemesi savunma süresi bittikten sonra 15 gün içinde yapılacak. İnceleme sonrası 15 gün içinde rapor mahkemeye sunacak. İtiraz 7 günle sınırlı olacak.

Davalar bilirkişi raporu verilmesinden itibaren 15 gün içinde sonuçlandırılacak. Karar için istinaf süresi ise tebliğden itibaren 15 gün.

İstinaf dilekçeleri 10 gün içinde inceleyecek ve tebliğe çıkarılarak. 15 gün cevap süresi verilecek. İstinaf incelemesi 2 ay içinde karara bağlanacak.

Açılmış davalarda da bu madde hükümleri bulunduğu aşamadan itibaren uygulanacak.

Rezerv alan ilanında yeni yerleşim yeri tanımı kaldırılınca ‘Bakanlık istediği yeri rezerv alan ilan edip vatandaşı buradan yollayacak’ iddiaları gündeme geldi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Vedad Gürgen, iddialara şu yanıtı verdi: “Yeni düzenlemede amaç dönüşüm projelerinin hızla ilerlemesi ve rezerv yapı alanlarının konut, ticaret ve bunun yanında sosyal donatı alanı olarak da kullanılabilmesi. Eğer İstanbul ya da başka bir ilde yerleşim yerinde rezerv alan ilanı yaparsak kimse bir yere gönderilmeyecek. Evler yenilenecek, vatandaş mahallesine geri dönecek. Bunlar tamamen hayal ürünü iddialar.”

Kaynak: Hürriyet-Gülistan Alagöz

Kentsel Dönüşüm Yasası Resmi Gazete’de Yayımlandı

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kanunla, deprem bölgesinde yıkım kararlarının iptalinin talep edilmesi nedeniyle yıkılamayan binalarla ilgili yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor.

Riskli yapı tespitinin Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarece resen yapılmasına imkan sunan kanun kapsamında, riskli yapıların yıktırılması için maliklere tek seferde 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek. Yapıların tahliyesi, engellenmesi durumunda kolluk kuvveti marifetiyle gerçekleştirilecek.

Kentsel dönüşüm, maliklerin salt çoğunlukla aldığı karara istinaden yapılabilecek.

Uygulama imar planı ve mimari, statik, tesisat ile her türlü fenni mesuliyetin Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla 30 gün içinde yapı ruhsatı verilecek.

Asgari şartları taşıyan ancak ilgili bilirkişilik bölge listelerinde yer almayan bilirkişilerin görevlendirilmesine imkan tanınacak.

Mega Yalıtım Çözümleri, Tüm Yenilikleri İle Construct Irak 2023 Fuarı’nda

Irak’ın Erbil Kenti’nde 2018 yılından bu yana düzenlenen uluslararası ölçekteki Construct Irak Fuarı 14-16 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek. Sektörün önde gelen yerli yalıtım firması MEGA Yalıtım Çözümleri bu yıl 5. kez gerçekleşecek olan fuarda tüm ürün ve sistemleri ile yerini alacak.

Ülkemizde yalıtım sektörünün öncü firmalarından olan MEGA Yalıtım Çözümleri, uluslararası inşaat ve yapı endüstrisi fuarı olan Construct Irak 2023’te tüm ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirecek. 

Fuar öncesi platform için çalışmalarını anlatan MEGA Yalıtım Çözümleri İhracat Müdürü Gamze Göksu, ihracat yaptıkları ülkeler arasında Irak’ın önemli bir yer tuttuğunu, var olan iş birliklerini fuar aracılığı ile daha da kuvvetlendirmeyi hedeflediklerini söyledi. 

MEGA’nın yalıtım pazarının ihtiyaç duyduğu malzemeleri bir arada üretebilen bir firma olduğunu dile getiren Göksu, sürdürülebilir politikalarımızı ve inovatif ürünlerimizi zaten var olduğumuz Iraktaki paydaşlarımız ve sektör bileşenleri ile paylaşıyor olacağız. Irak ile komşu konumda olmanın lojistik açıdan kendilerine avantaj sağladığını söyleyen Göksu, MEGA’nın çok güçlü bir bayi yapılanması olduğunu, bununla birlikte Irak pazarından gelecek yeni talepleri de karşılamaya hazır olduklarını ifade etti. 

EN YENİ SİSTEMLER DE TANITILACAK

MEGA uluslararası ölçekte olan bu platformda, Taşyünü, XPS ve EPS gibi Irak İnşaat pazarının ihtiyaç duyduğu önemli yalıtım malzemelerinin yanı sıra Ar-Ge çalışmaları sonucu pazar ihtiyaçlarına göre şekillendirilen MegaBlock, MegaSöve gibi dekoratif aksesuarlar ve hafif yapı elemanlarını da tanıtacak. Yine Desiwool, MegaLento ve MegaPan gibi birçok alanda kullanılabilen malzemeleri de fuarda yerini alacak.

İhracattaki avantajları, ürün kalitesi, ürün gamının zengin olması, Irak pazarında artış trendinde olan ürünleri sistem içinde sunabilmesi, güçlü bayi yapılanması, müşteri taleplerini karşılamada çevik ve esnek olması MEGA’yı öncelikli tercih edilen firma haline getiriyor. Sağladığı tüm bu koşullar firmayı özellikle yakın coğrafya başta olmak üzere ihracat pazarında ayrı bir yerde konumlandırıyor.

MEGA, Construct Irak 2023 Fuarı’nda A-207 No’lu Stantta sektör profesyonellerini ağırlayacak.

İş Makinesi Satışlarında Yüzde 40 Artış

Borusan Cat Genel Müdürü Özer Şahin, son yıllarda iş makinesi satışlarının arttığını belirterek, önümüzdeki yıl satışların 2022 yılı seviyesine döneceğini söyledi.

Pandemi döneminde ertelenen talepler ve hava kirliliğini azaltmak maksadıyla daha düşük sera gazı ve karbon salımı olan motor standardı “Faz5”e geçiş sürecinden dolayı, bu yıl iş makinesi satışlarında yüzde 40 dolayında artış olduğunu kaydeden Borusan Cat Türkiye Genel Müdürü Özer Şahin, satışların projelere ve yatırımlara bağlı değişiklik gösterebildiğini ancak gelecek yıl bu sayının 2022’deki rakamlara döneceğini beklediklerini bildirdi.

Şahin, Borusan Cat’in Mersin yolu üzerindeki Adana tesislerinde şirketin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Endüstriyel işletmeler, fabrikalar, taş ocakları ve müteahhitlik yapan firmalardan gelen taleplerde artış yaşandığını aktaran Şahin, iş makineleri sektöründe yıllık ortalama 15-16 bin dolayında bir satış rakamına ulaşıldığını anımsattı.

“Yapay Zekâ ile Arızalanmadan Tahmin Ediyoruz”

Dünya Gazetesi’nden Ziya İpek’in haberine göre; Borusan Holding’in bugün faaliyet alanlarının yüzde 70 inşaat endüstrisi, yüzde 10 madencilik endüstrisi ve yüzde 20 ise enerji ve ulaşım endüstrisi olduğunu aktaran Şahin, 6 ülkede 3 bin kişinin istihdamına katkı sağladıklarına değindi.

Şahin, müşteri memnuniyeti ön planda tutan çalışmalara imza attıklarını kaydederek, iş makinelerinde kendi mühendisleri ile hazırladıkları yapay zekâ uygulamaları ile daha “arıza” ortaya çıkmadan tespit edebildiklerini, yüzde 96 oranında başarı sağladıklarına dikkat çekti.

Borusan Holding’in güneş enerji panelleri satan ve mühendislik faaliyetlerini de hayata geçiren uygulamalara imza attığına değinen Şahin, Adana tesislerinde 80 bin dolarlık yatırımla günlük 100 kilovat enerji üreten çatı Güneş Enerjisi Santrali’ni hayata geçirdikleri kaydetti. Borusan Cat’in 3 yılda 21 tesiste kurduğu güneş enerjisi santralleri ile 16 megavat kurulu güce sahip yatırım yaptığını aktaran Şahin, endüstriyel tesisler için büyük oranda enerji tasarrufu sağlayan trijenerasyon ve kojenerasyon sistemlerinde ise 29 yılda 400 megavatlık bir kapasite oranına ulaştıklarını vurguladı.

Her alanda bütüncül çözüm ürettiklerinin altını çizen Şahin, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremde de 20’den fazla iş makinesi ve 15 jeneratörle vatandaşların yardımlarına koştuklarını dile getirdi. Mesai arkadaşlarından enkaz kurtarma çalışmalarına katılanlar olduğuna dikkat çeken Şahin, enerji kesintilerinden dolayı arama yapılmasına katkı sağlamak amacıyla 8 ışık kulesi, kaynak araçları ve hidrolik araçları temin ettiklerini sözlerine ekledi.

“Uzaktan Kumandalı İş Makinesi Satacak”

Borusan Cat Türkiye Genel Müdürü Özer Şahin, demirçelik fabrikalarının cüruf atıklarını temizleme, kapalı maden sahaları, gevşek toprak zeminler, iş makinesinin devrilme olasılığı olan alanlar ile inşaat yıkımları gibi çok riskli işlerde kullanmak üzere, uzaktan kumanda ile hareket kabiliyeti kazandırılan iş makinelerinin satışına gelecek yılın ocak ayında başlayacaklarını kaydetti.

AYİDER Başkanı Şişik: ‘’Kentsel Dönüşüm Hızlanacak’’

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, 21 maddelik kentsel dönüşüm yasası ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

AYİDER Başkanı Hakan Şişik’in yorumları şu şekilde:

‘’21 maddelik bir yasa söz konusu. 3’te 2 çoğunluğun aranmıyor olması çok önemli. Sadece salt çoğunluk aranacak. Mülkiyet sahiplerinin yüzde 50+1 olunca kentsel dönüşüm hemen başlayıp hiç durmayacak. Yasanın en önemlisi tebligat mektubu. Bu binaya asılacak, e-devletten tebligat yapılıp ilgili muhtarlıklara da ilan yoluyla asılacak. Böylece bana tebligat gelmedi gibi duraksamalar yaşanmayacak. Bir diğer önemli husus da radikal bir karar alınarak riskli binalarda tespit çalışmalarına engel olunamayacak. Engel olmak isteyenler ya da kapılarını kilitlediği takdirde oranın mülki amiri tarafından acil bir karar verilerek gerekli kolluk kuvvetleri vasıtasıyla kilitli kapılar dahi açılacak. Risk tespiti çalışmaları devam edilecek. Bu çok önemli bir konu. 

Bir diğer önemli husus da birçok riskli bina var, kesinleşmiş ama tahliyesi gerçekleşmeyip yıkılmamış. Artık tek seferde 90 günden fazla olmamak şartıyla tebligat yapılacak. Gerçekleşmediği takdirde mülki idare tarafından gerekli adette kolluk kuvvetleri vasıtasıyla tahliyeler gerçekleşecek. O bina riskli ve kesinleştiyse yıkımı da beklenmeyecek. Mülki amirlerin denetiminde binaların yıkımı gerçekleşecek ve oranın masrafları da oranın mülkiyet sahiplerinden alınacak. Ayrıca rezerv alanlara kentsel dönüşümün transferi de önemli. Şehirleşmesini yapmış yerlerdeki parsellerde artık rezerv alanı olabilecek. 

Bu yasayla birlikte kentsel dönüşümdeki tıkanıklığın önünün açılıp kentsel dönüşümün hızlanmasını bekliyoruz. Yine de finansal kısım da sıkıntılar devam ediyor. Yarısı bizden kampanyası var ancak mali yükümlülük fazla gelebilir. Taksit ödemeler insanları zorlayabilir. Ekonomik zorluklar nedeniyle kentsel dönüşüme giremeyenler de vatandaşlar kentsel dönüşüm müdürlüklerine başvuruda bulunmalılar. Bunun için de birinci derecede yakın olmamalı, taksitleri ödemeyecek durumda olmaları halinde bakanlık çözüm sunabilir.’’

Yeni Binalara Araç Şarj İstasyonu Zorunluluğu Geldi

Elaris İş Geliştirme Koordinatörü Kağan Kınay, ‘’Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan Otopark Yönetmeliği’nde yeni inşa edilecek apartman ve sitelerde elektrikli şarj ünitesi kurulumunu zorunlu tutuyor.’’ dedi.

Türkiye’de elektrikli araç talebinde yaşanan artışa paralel olarak şarj altyapısının da hızlı bir şekilde yaygınlaştığını ve Türkiye’nin araç başına düşen DC şarj noktası açısından Avrupa genelinde birinci sıraya yükseldiğini belirten Elaris İş Geliştirme Koordinatörü Kağan Kınay, otopark yönetmeliğinin bu süreci desteklediğini açıkladı:

Apartman ve Sitelerde Otopark Zorunluluğu

“Apartman ve sitelerin ortak alanlarına şarj istasyonu kurulumu artan talebin karşılanmasında kritik rol oynuyor. Çünkü elektrikli araca sahip kişilerin kendi yaşam alanlarına kurulacak şarj üniteleri, araç şarj işlemlerinin hem daha hızlı hem de daha ekonomik yapılmasını sağlıyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan Otopark Yönetmeliği’de yeni inşa edilecek apartman ve sitelerde elektrikli şarj ünitesi kurulumunu zorunlu tutuyor. Yönetmelikte; zorunlu otopark adedi 20 ve üzeri olan yapılarda şarj ünitesinin 1 adetten az olmaması ve otoparkın en az yüzde 5’inin şarj ünitesi dâhil elektrikli araçlara uygun olarak düzenlenmesi şartı aranıyor. 

AVM Otoparklarının Yüzde 10’u Elektrikli Araçlara Ayrılıyor

Otopark yönetmeliğinde yeni yapılacak olan bölge ve genel otoparklar ile AVM’lere ait otoparklarda da en az yüzde 10 oranında otopark yerinin ilgili standartlara göre şarj ünitesi dâhil elektrikli araçlara uygun olarak düzenlenmesi şartı aranıyor. 30 bin metrekareden büyük AVM’lerde kurulacak şarj ünitelerinden en az birinin, 70 bin metrekareden büyük AVM’lerde ise en az ikisinin hızlı şarj kapasitesine sahip olması gerekiyor” dedi.

“Yılının İlk 10 Ayında Kurulu İstasyon Sayımız Yüzde 80 Arttı”

“Üçay Grup olarak Elaris markamızla Türkiye’de ki şarj altyapısının hızlı bir şekilde yaygınlaşması konusuna hassasiyetle yaklaşıyoruz” diyen Kağan Kınay, “Bu kapsamda bir yandan elektrifikasyonun gelişimine destek verirken diğer yandan da ülkemizin dört bir yanındaki elektrikli otomobil sahiplerine kesintisiz sürüş keyfi yaşatmak için şarj istasyonu yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz.

2023 yılının ilk 10 ayında kurulu istasyon sayımızı yüzde 80 artırdık. ABD menşeili EATON marka şarj cihazlarımızla; 4 bölgede ve toplam 10 şehirde ki 24 ayrı lokasyonda bulunan şarj istasyonlarımız ile faaliyet gösteriyoruz. Mevcut ağımıza ek olarak 50 AC, 5 DC istasyonumuzun daha kurulumu için çalışmalarımızı yıl sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz. 2024 yılının sonuna kadar da 10’u DC olmak üzere toplam 100 AC istasyon daha kurmayı hedefliyoruz”  diyerek sözlerini tamamladı.

Eyüp Sabri Tuncer, 42,5 Milyon Avroluk Tesis Yatırımı Yapacak

Eyüp Sabri Tuncer, kendi ürünleri için alkol üretim tesisini hayata geçirecek. Firmanın tesis yatırım bedeli 42,5 milyon avro olacak.

Eyüp Sabri Tuncer, Balıkesir’de 100 dönümlük arazi üzerinde 42,5 milyon avroluk yatırıma hazırlanıyor. Firma, hayata geçecek etil alkol tesisinde Türkiye’nin kolonya ihtiyacının 50 milyon litresini karşılayacak. İnegöl’den Ankara’ya göç eden dede Eyüp Sabri Tuncer’in Samanpazarı’nda ilk dükkanını 1923’te açmasıyla, 3 kuşak önce faaliyetlerine başlayan Eyüp Sabri Tuncer, bir süre sonra bu dükkânı Anafartalar Caddesi’ndeki bugün hâlâ açık olan yerine taşınıyor.

Dünya Gazetesi’nden Mehmet Hanifi Gülel’in haberine göre; öngörüsü ve vizyonuyla hep dikkat çeken Tuncer’in işlerini devralan Sabahattin Tuncer yurt dışı ile yaptığı yazışmalar ve araştırmalar sonucunda ilk yerli esansı üreterek, kolonyanın esansını elde ediyor. Böylece esansı ülkemizde üretilen ilk yerli kolonyayı piyasaya sunmuş oluyor.

74 Ülkeye İhracat Yapıyor

Cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan hikayesi babadan oğula devam eden Eyüp Sabri Tuncer, 100. yılında Türkiye’nin koku markası olarak ailenin 3. kuşak temsilcisi Hasan Engin Tuncer tarafından yönetiliyor.

2023 yılında artık Türkiye’nin her bölgesine ulaşmış, kozmetikten kişisel bakıma 650’ye varan ürün çeşidi ile 74 ülkeye ihracat yapan bir şirket olarak yer aldıklarını kaydeden Hasan Engin Tuncer, ihracat yaptıkları ülkelerinin başında Rusya, ABD ile Avrupa ülkeleri geldiğini söyledi. Çin, Hong Kong, Singapur, Afrika ülkelerine de ihracat yaptıklarını ileten Tuncer, tüm ülkelere sadece Eyüp Sabri Tuncer markasıyla ürünler gittiğini, başka marka adı ile satılmadığını bildirdi.

Portföyünde 650 Çeşit Ürün Bulunuyor

İkinci yüzyıla adım atan bir marka olduklarını ifade eden Tuncer, son dönemde insanlara, topluma ve çevreye faydalı ürünler ürettiklerini aktardı. Gelecek dönemde ihracatı artırmayı ve cirodaki paylarını yüzde 50’ye ulaştırmayı hedeflediklerini kaydeden Tuncer, ‘’Balıkesir’de hayata geçecek etil alkol tesisinde Türkiye’nin kolonya ihtiyacının 50 milyon litresini karşılayacak.

Türkiye’nin yıllık etil alkol ihtiyacının 250 milyon litre’’ dedi. Köklü bir kolonya markası olarak bilinmelerinin ve pandemi de kolonya satışlarının artmasının markanın satış grafiğini yukarıya taşıdığını ifade eden Tuncer, ancak 100 yılda markalarının kişisel bakım ürünleriyle de ön plana çıkmaya devam ettiğini söyledi.

Kolonya satışlarının toplam satışları içinden yüzde 35 pay aldığına dikkat çeken Tuncer, ‘’Doğal içeriklerle hazırlanan sıvı sabun, diş macunu, peeling, el ve vücut losyonu, şampuan, ödüllü saç toniği, duş jelleri ve ev temizliği gibi 650’den fazla ürün üretiyoruz. Aynı zamanda sektörde ilk vegan sertifikasını alan marka olma özelliği taşıyoruz’’ şeklinde konuştu.

100 Yıllık Bir Marka

Kuşaklar boyunca süren bir marka değeri, vizyonları, kendilerine ailede öğretilenler ve tecrübeleri ile hareket ettiklerini kaydeden Tuncer, ‘’İlk mağaza açıldığında müşteri bulabilmek için dedem Eyüp Sabri Tuncer, katalog hazırlarmış.

Savaştan çıkılan bir dönemde böyle bir kataloğun hazırlanması, dede Tuncer’in ne kadar vizyoner bir kişiliğe sahip olduğunu gösteriyor. Başarı öykümüz kadar 100 yıldır kullanıcılarımıza güven inşa etmeye devam ediyoruz. Bizim için ürettiğimiz bir ürünü satmaktan daha fazlası, değerlerimiz…

100 yıllık marka olabilmek için bazı değerlere sahip olunması ve sahip çıkılması gerek. Bizim değerlerimiz paradan, menfaatlerden, şahsi hırslardan ve maddi beklentilerden farklı. Eyüp Sabri Tuncer her dönemde adil bir firma olmuştur; çalışanına, iş yaptığı ve yaptırdığı kişilere, ortaklarına karşı…

Eskiden sektörde en pahalı bizim kolonyalardı, şimdi fiyatı en uygun ve en kaliteli yine bizim kolonyalarımız. Eyüp Sabri Tuncer’in toplum nezdinde büyük bir itibarı var. Bu nedenle her dönemde, her zaman bize samimiyet lazım. Değerlerimiz lazım” ifadelerini kullandı. 

Bir önceki dönem Yüzyıllık Markalar Derneği’nin Başkanlığını yürüten Engin Tuncer, kasım ayında derneğin Sultanahmet’teki Hafızaevi Müzesi’nde markanın 100 yıllık hikayesinin sergisinin açılacağının da müjdesini verdi.

Bodrum’da Lüks Semtlerde Konut Metrekare Birim Fiyatları 25 Bin – 370 Bin TL Arasında Değişiyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Ayşe Aydın Tunca, muhteşem deniz manzaraları, tarihi zenginlikleri ve benzersiz doğal güzellikleriyle ünlü olan Bodrum’un konut piyasasını mercek altına aldı. Tunca, Türkbükü, Gölköy, Yalıkavak, Gümüşlük ve Torba’nın en lüks semtler olduğunu belirterek, metrekare birim değerlerinin 25 bin ila 370 bin TL arasında değiştiğini açıkladı.

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Ayşe Aydın Tunca, Bodrum’un cazibesini artıran faktörlerden birinin de şehrin lüks semtleri olduğunu belirterek, “Bodrum’un lüks semtleri Türkbükü, Gölköy, Yalıkavak, Gümüşlük ve Torba.” dedi.

Bu semtlerde konut piyasasını inceleyen Tunca,

Yalıkavak

Bodrum Yarımadası’nın kuzeybatısında yer alan Yalıkavak, Bodrum’un en gözde lüks semtlerinden biridir. Yalıkavak, lüks villaları, ünlü marinası ve dünya standartlarında restoranları ile ünlüdür. Ayrıca, burada bulunan Yalıkavak Marina Bodrum, süper lüks yatlar için popüler bir demirleme noktasıdır. Yalıkavak Mahallesinde lüks konut m2 birim değerleri 180.000-250.000TL/m2 aralığında değişkenlik gösterirken, Yalıkavak Mahallesi genelinde 2+1 tipte dairelerin satış fiyatları ise 15.000.000-25.000.000TL aralığında el değiştirmektedir. Ayrıca denize müstakil yapıda geniş deniz manzarası bulunan villaların fiyatları ise 45.000.000-75.000.000TL aralığında.

Türkbükü

Bodrum’un en popüler lüks semtlerinden biri Türkbükü’dür. Bu bölge, kıpırtısız denizi,  lüks otelleri, plaj kulüpleri ve gece hayatıyla ünlüdür. Ayrıca, Türkbükü’nün muhteşem plajları ve açık hava etkinlikleri de ziyaretçileri cezbetmektedir. Semtteki lüks villalar ve konutlar, Bodrum’un tadını çıkarmak isteyenler için harika bir seçenektir. Türkbükü Mahallesinde lüks konut m2 birim değerleri 200.000-250.000TL/m2 aralığında değişkenlik göstermektedir. Türkbükü Mahalesinde 2+1 ve 3+1 tipte dairelerin denize sıfır veya manzara yönünden fiyatları 25.000.000-35.000.000TL aralığında değişirken, bölge genelinde müstakil yapıda villaların fiyatları ise 80.000.000-120.000.000TL aralığında el değiştirmektedir. 

BODRUM’DA LÜKS SEMTLER
SEMT ADIKONUT M2 BİRİM DEĞERİ
GÖLKÖY300.000-400.000TL/m2 
TÜRKBÜKÜ200.000-250.000TL/m2 
YALIKAVAK180.000-250.000TL/m2 
GÜMÜŞLÜK 100.000-150.000TL/m2  
TORBA  100.000-150.000TL/m2   

Gölköy

Bodrum’da Göl Mahallesi, bölge genelinde Gölköy olarak bilinmektedir. Bodrum’un lüks semtlerinden biri olan Gölköy, göz alıcı manzaralar sunar. Burada bulunan restoranlar ve kafeler, Ayrıca, semtteki lüks tatil köyleri ve butik oteller, konforlu konaklama imkânları sunar. Bodrum ilçesinin en prestijli, konut m2 birim değerlerinde en yüksek fiyatların görüldüğü, üst gelir kitlesine hitap eden siteler ve projeler bu semtte yer almaktadır. Gölköy’ nün en önemli tüm bölge genelinin de yakından bildiği Cennet Koyu denizi, çevre doğası ve manzaraları ile semte değer katmaktadır. Gölköy Mahallesinde denize sıfır prestijli sitelerde konut m2 birim değerleri 300.000-400.000TL/m2 aralığında değişkenlik göstermektedir.  Bu bölgede denize sıfır 2+1tipte rezidanslar 110.000.000-130.000.000TL aralığında, villalar ise 350.000.000-370.000.000TL aralığında satış görüyor.

Gümüşlük

Bodrum Yarımadası’nın güzellikleri ve tarihi dokusuyla ünlü olan Gümüşlük Mahallesi, sakin atmosferi ve benzersiz doğal güzellikleriyle öne çıkar. Aynı zamanda, kıyı boyunca sıralanan restoranlar, deniz ürünleri ve Ege mutfağından lezzetler sunar. Yaz ayları denilince Gümüşlük, akşam yemekleri ve yemek sonra için gece eğlence mekânları yerli ve yabancı turistler için vazgeçilmez bir semttir. Gümüşlük Mahallesinde lüks konut m2 birim değerleri 100.000-150.000TL/m2 aralığında değişkenlik göstermektedir. Gümüşlük Mahallesi genelinde 2+1tipte dairelerin fiyatları ise 8.000.000-12.000.000TL aralığında.

Torba

Torba, Bodrum’un sakin ve lüks bir semt olarak öne çıkar. Torba-Kaynar Mevkide, genel olarak Bodrum İlçesinin en önemli lüks otellerinin yer aldığı bir semttir. Sahil kullanımı ve doğa manzarası ile Torba tatilciler için vazgeçilmezdir. Torba’da lüks konut m2 birim değerleri 100.000-150.000TL/m2  aralığında değişiyor.

Bodrum’da bu lüks semtlerin 2023 yılında 2+1 dairelerin aylık kirası senelik kiralamada ortalama 25.000-40.000 TL, villaların kira bedeli ortalama aylık 150.000-250.0000 TL olduğu bilinmektedir. Bölgede dairelerin kira değişkenleri şehir merkezine mesafesi, manzarası, yapı kalitesi ve site sosyal alanları bakımından değişkenlik göstermektedir. Villalarda da ise daire özelliklerine ilave olarak havuzu, oda sayısı ve denize olan mesafesidir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Bakan Özhaseki: ‘’Konut Fiyatları 1 Yıl İçerisinde Düşecek’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, konut fiyatlarının 1 yıl içerisinde yavaş yavaş düşmeye başlayacağını söyledi.

Deprem bölgesinde yapılan çalışmalar ve çelikten köy evleri hakkında da bilgiler veren Bakan Özhaseki, kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, geçmişte yaşanan tıkanıklıkları ve hukuksuzlukları gidermek için yeni bir kanun teklifi hazırladıklarını söyledi

50 Bin Deprem Konutu Yıl Sonuna Kadar Teslim Edilecek

Özhaseki, deprem bölgesinde 850 bin bağımsız birimin yenilenmesi gerektiğini, bunun 200 bininin inşaatının devam ettiğini, 50 bininin ise yıl sonuna kadar teslim edileceğini kaydetti. Özhaseki, ayrıca ‘Yerinde Dönüşüm’ kampanyasına başvuran 237 bin kişiye 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi verdiklerini, bunun 2 sene ödemesiz, 10 yıl vade ile gerçekleştirildiğini belirtti.

Özhaseki, deprem bölgesinde çelikten köy evleri yapacaklarını, bunun en sağlam yöntem olduğunu ifade etti. Özhaseki, “Çelikten köy evleri yapıyoruz. En sağlamı, bu şekilde yapmak.100 bin civarında tek katlı köy evlerini de inşallah 6 ayda tamamlamayı planlıyoruz” dedi.

Kentsel Dönüşümde Hukuksuzlukları Gidermek İçin Yeni Bir Kanun Teklifi Hazırlandı

Özhaseki, kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, geçmişte yaşanan tıkanıklıkları ve hukuksuzlukları gidermek için yeni bir kanun teklifi hazırladıklarını söyledi. Özhaseki, “Fikirtepe de buna en önemli örneklerden biri. Ortada bir tane derme çatma bir konut duruyor. İçinde oturan da yok ama durduruyorlar. Binlerce insan mağdur olmuş. Ortadaki evi kimse yıkamadığı için çalışma başlayamıyor. Bütün bu aksaklıkları giderecek ne varsa; hepsi kanun teklifinde mevcut” dedi.

18 Çimento Şirketine Soruşturma

Rekabet Kurumu, çimento ve hazır beton sektörlerinde faaliyet gösteren 18 şirkete soruşturma kararı verdi.

Rekabet Kurumu, Hatay ve Malatya illerinde çimento ve hazır beton üretimi ile satışı alanında faaliyet gösteren ve aralarında OYAK Çimento’nun da bulunduğu 18 teşebbüs hakkında soruşturma kararı verdi.

Kurumdan yapılan açıklamada soruşturmanın söz konusu teşebbüslerin birlikte fiyat belirlemek ve bölge/müşteri paylaşımı yapmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin tespiti amacıyla açıldığı belirtildi.

Buna göre Hatay ilinde faaliyet gösteren OYAK Çimento , Çimko Çimento, Ceyhan Hazır Beton, M.M. Tiftik Kardeşler, Ekintaş, Kadir Soylu Beton, KÇS Kahramanmaraş Çimento Beton, Filitoğlu; Malatya ilinde ise Acemoğulları Beton, Betontek,

Çınarlar Beton, Çimbeton, Çimko Çimento ve Beton, Çimsa Çimento, Erva Hazır Beton, Kavuksan, Mabetaş Malatya Beton ve Recydia hakkında soruşturma açılmasına karar verildi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Kentsel Dönüşüm Düzenlemesinde 21 Maddelik Yasa Açıklandı

Kentsel dönüşüm ile ilişkili kanun teklifi TBMM tarafından kabul edildi. Düzenlemenin 21 maddelik kısmı belli oldu.

Afet riski bulunan bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılmasına yönelik hazırlanan kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

21 maddelik yasayla, başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’de binaların afetlere dirençli hale getirilmesi, kentsel dönüşümün hızlanması amaçlanıyor.

Bu kapsamda, kentsel dönüşüm kararı için hak sahiplerinin üçte iki çoğunluğunun aranması zorunluluğu kaldırılıyor.

Düzenlemeyle, kentsel dönüşüm kararı hak sahiplerinin salt çoğunluğuyla alınacak.

Riskli yapı denetimi Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarelerce resen yapılabilecek.

Riskli yapıların tespitinin hak sahibi veya kiracılarla engellenmesi halinde mülki idari amirinin yazılı izniyle riskli yapılar çilingir yardımıyla açılarak denetlemesi yapılacak.

Riskli yapıların yıktırılması için maliklere tek seferde 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek. Tahliye engellenirse polis devreye girecek.

Yasayla ayrıca, deprem bölgesinde yıkılamayan binalarla ilgili yargı süreçleri hızlandırılacak.

İstanbul’da dönüşümü hızlandırmak için başlatılan “Yarısı Bizden” kampanyasının uygulanabilmesi için hak sahiplerine yapım için mali yardım yapılabilmesine imkan sağlanacak.

Kocaer Çelik’in Net Kârı 1,1 Milyar TL Oldu

Çelik profil sektöründe öne çıkan Kocaer Çelik, finansal sonuçlarını açıkladı. Firma, 2023 üçüncü çeyrekte net kârını 1,1 milyar TL’ye yükseltti.

Şirket, dokuz aylık dönemde sektörden pozitif yönde ayrışmayı başararak, gerek satış gelirleri ve marjlardaki gelişim, gerekse finansman giderlerindeki keskin düşüşün katkısıyla karlılığını yükseltti. Kocaer Çelik, Aliağa – A2 fabrikasının üretim duruşuna rağmen, Ocak- Eylül 2023 döneminde toplam net satış hacmini önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 artırarak 422.543 tona ulaşmayı başardı.

Çelik Üretimi 1 Milyar 406 Milyon Ton Seviyesinde Gerçekleşti

Demir çelik sektörünün dokuz aylık performansını değerlendiren Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, şu açıklamalarda bulundu:

“Türkiye ve dünyadaki ham çelik üretimine baktığımızda sektörümüzde yaşanan daralmayı çok net bir şekilde gözlemliyoruz. Dünya çelik üretimde 2023 yılının ilk dokuz aylık dönemini incelediğimizde bir önceki yılla yaklaşık aynı seviyelerde kalarak 1 milyar 406 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Aynı dönemde Türkiye’deki ham çelik üretiminin ise yüzde 10,1 daralarak 24,5 milyon ton, ihracat hacminin yüzde 36,1 daralarak 8,9 milyon ton, ihracat gelirlerinin ise yüzde 42,8 azalışla 7,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Tüm bunların sonucunda ihracatın ithalatı karşılama oranı değer açısından geçen seneki yüzde 96 seviyelerinden yüzde 60 seviyelerine gerilemiştir.”

Bodrum’da Kaçak Yapılaşma İle Mücadele Sürüyor

Bodrum Belediye Başkanlığınca, 2019 Nisan ayında başlatılan “Kaçak Yapılaşma ile Mücadele Seferberliği” kapsamında bugüne kadar 6 bin 765 yapı mühürlendi. 

Bodrum Yarımadasında İmar ve Kıyı Kanunlarına muhalefet ederek kamu alanlarını işgal eden, çevreyi ve doğayı tahrip edenlerle mevzuatlar çerçevesinde çalışmalarını aralıksız devam ettiren Belediye Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri, denetim ve tespitlerinin yanı sıra vatandaşlardan gelen ihbarlara da anında müdahale ediyor. 

Nisan 2019’dan bu yana 962 kaçak yapı belediye veya mal sahiplerince yıkılırken 2 bin 768 kaçak bina yıkım programına alındı. İlçe genelinde 6 bin 765 yapıda ise mühürleme işlemi uygulandı. 

2023 yılı ekim ayı içinde, 14 yapının yıkımı gerçekleştirilirken 71 kaçak yapı için yıkım kararı alındı. İmara aykırı ve ruhsatsız 115 bina ise mühürlendi. Bunun yanı sıra ekim ayı içinde ilgili yasal mevzuatlar gereği 26 milyon 149 bin 15 Lira para cezası kesildi.   

Kaçak yapılaşmayla ilgili tüm yasal işlemler (tespit, mühürleme, yüksek para cezaları, yıkım kararları, suç duyurusu, yıkım) Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri tarafından titizlikle uygulanırken ruhsatsız ve kaçak yapılaşmanın önüne geçebilmek için Bodrum Belediyesi son olarak ilçedeki beton firmalarına “ruhsat alınmayan inşaatlara beton verilmemesi” konusunda tebliğde bulunmuştu.

“Eşsiz kentimizi korumak görevimiz”

Göreve geldiği ilk günden bu yana yasal mevzuatlar çerçevesinde ve ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde kaçak yapılaşma ile mücadele çalışmalarını sürdüren Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, şu açıklamada bulundu:

“İmar affı beklentisiyle Bodrum’da fütursuzca gerçekleşen kaçak yapılaşma pandemi döneminde kontrolsüz nüfus artışıyla daha da yaygınlaştı. Yerel yönetim olarak en başından beri bunun önüne geçmek için var gücümüzle çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Konu ile ilgili yasal bir süreç var ve belediye olarak bu sürece uymak zorundayız. Süreç tamamlandıktan sonra mülk sahipleri yıkım işlemini gerçekleştirmediği zaman ekiplerimiz yıkım işlemini gerçekleştiriyor.

Unutulmamalıdır ki bizler bu coğrafyanın sahipleri değil emanetçileriyiz. Bizden öncekilerden miras kalan bu eşsiz kentimizi korumak ve gelecek nesillere en güzel şekilde taşımakla görevliyiz.”      

Yapıların Hem Dışına Hem İçine Şıklık Kazandıran Çözümler: Cubo’dan CuboArte Mineral Kaplamalar

Cubo’nun dekoratif boyalar ürün grubunu temsil eden ‘’CuboArte’’, yenilenmiş modern, zengin desen ve renk alternatifleriyle yapı sektörüne pratik çözümler sunuyor. İç cephelerde olduğu kadar dış cephelere de dekoratif görünüm kazandıran ‘’CuboArte Mineral Esaslı Kaplamalar’’ 6 farklı dokusuyla yüzeyinizde dilediğiniz desenleri elde etmenizi sağlıyor.

Cubo, dekorasyon açısından fark yaratmak isteyen profesyonellere yönelik yeni alternatifler oluşturmak için geçtiğimiz aylarda efekt boya grubunu tamamen yenilemişti.

Ürün çeşitliliğinden, ambalajına kadar her alanda tarzını değiştiren ‘’CuboArte Dekoratif Sistemler’’ yapı sektörüne pratik, kullanışlı ve gösterişli çözümler sunuyor. Yenilenmiş ve çeşitlendirilmiş CuboArte Dekoratif Sistemler birbirinden estetik 21 adet ürün grubundan oluşuyor. 

Mineral Esaslı Kaplamalarla Yapıların Dışı da Gösterişli

Cubo’nun CuboArte Dekoratif Sistemleri’ne kattığı en yeni ürün grubu ‘’CuboArte Mineral Kaplamalar’.’ Bu ürün grubunun özelliği hem iç mekanlarda hem de dış mekanlarda uygulanabilmesi. CUBO’nun mineral kaplama ürünleriyle doğal ve modern görünümler elde etmek çok daha kolay. Birbirinden farklı tanecik boyutuna sahip 6 yeni ürünle, yapınızda bulunmasını arzuladığınız dokuları dilediğiniz doğallıkta tasarlayabilir, dilediğiniz renkte renklendirebilirsiniz. 

Yapıya bir taş kadar yük bindirmeden o taşın görünümünü CuboArte Mineral Kaplama ürünleriyle binanıza kazandırabilirsiniz. İsterseniz farklı uygulama aparatları ile sıra dışı dokular elde ederek hem dış mekanlarınıza hem de iç mekânlarınıza özel bir çekicilik kazandırabilirsiniz

CUBO, CUBOArte Dekoratif Mineral Kaplamalar’da sunduğu seçenekler arasındaki Gaia, deseni adını Yunan mitolojisine göre yeryüzünü simgeleyen tanrıçadan almış. Toprak ana ya da yeryüzü tanrıçası olarak bilinen Gaia, CUBO’ya ilham olmuş. Gaia deseni tüm seride olduğu gibi iç ve dış mekanlarda kullanıma imkân tanıyor. Yine seride yer alan açık renk gri tondaki Tekton deseni beton görünümü ile doğal taşı yapılarınıza taşıyor. Tekton desenini de tüm mineral grubunda olduğu gibi hem mekânın içinde hem dış mekânda tercih edebilirsiniz. Bu iki desene ilave olarak doğadan ilham alacağınız farklı desenleri Mineral Kaplamalar’daki ürünlerle elde edebilirsiniz.

Polimer Teknik, Yenilikçi Kompaund Hatları Çözümleriyle Plast Eurasia’da

Türkiye’nin ilk aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüderler üreticisi Polimer Teknik, 22-25 Kasım 2023 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan Plast Eurasia İstanbul Fuarı’nda kompaund sektörüne yeniliklerini tanıtacak. Polimer Teknik bu sene fuarda poex T27 aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüder hattında masterbatch üretimi de yaparak ziyaretçilere canlı deneyim imkânı sunacak.

Plastik işleme makineleri sektörünün genç ve öncü girişimlere imza atan şirketi Polimer Teknik, Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı’nın 22-25 Kasım 2023 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek buluşmasında yerini alacak. Polimer Teknik, plastik endüstrisinin katılımcı ve ziyaretçisiyle her geçen yıl büyüyen, tüm alt sektörlere 360 derece bakışın ele alınacağı en büyük plastik sektörü buluşmasında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Polimer Teknik fuarda; mühendislik polimerleri, masterbatch, termoplastik elastomer, yüksek dolgulu masterbatch, direkt ekstrüzyon, alev geciktiricili kompaund, biyo polimerler ve ileri geri dönüşüm teknolojilerinin yanı sıra pazarın mevcut donanımına yönelik sunduğu eşsiz hizmetlerini tanıtacak.

Plast Eurasia İstanbul 2023’te, 11. salon 1122 numaralı stantta sergilenecek ürünlerden, laboratuvar çözümleri ve düşük kapasite ihtiyaçları için geliştirilen poex T27 aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüder; 25,8 mm vida çapına sahip, 31 kW yüksek verimli Siemens motor, Mayr tork limitörü, yüksek çıkış torkuna sahip Zambello redüktörüne sahip. Saatte 80 kg’a kadar renk masterbatchleri üretebilen, makarna kesim sistemine sahip ekstrüder hattı ile ziyaretçiler fuarda bu yıl üretim deneyimini canlı test etme olanağı bulacak. Filmler, levhalar, borular veya profiller gibi yarı mamullerin tek bir proses adımında üretilmesine olanak sağlayan direkt ekstrüzyon uygulaması için tasarlanan poex T94 aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüder de fuarda ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Yatırım ve işletme maliyetlerini düşüren, 94 mm vida çapına sahip ekstrüder, donatıldığı 345 kW Siemens motor, Mayr tork limitörü ve Zambello redüktörü ile kullanıcıları için eşsiz bir deneyim sunuyor.

Polimer Teknik/Yelken: “Ziyaretçilerimizi fark yaratan girişimlerimiz ile buluşturacağız”

Fuar hakkında değerlendirmelerde bulunan Polimer Teknik Satış ve Pazarlama Direktörü ve Genel Müdür Yardımcısı Reha Yelken, şunları söyledi: “Müşterilerimizden tedarikçilerimize, sektörümüzü bir araya getiren küresel fuarlarda bu sene dördüncü kez yer alacağız. Plast Eurasia İstanbul 2023’te sergileyeceğimiz ürünlerimizden poex T27 ve poex T94 ekstrüderlerimizin yanı sıra, ülkemizde ilk kez firmamızca geliştirdiğimiz yedek parçalar ve ziyaretçilerin dikkatini çekeceğimiz poex müzemizde sürprizler yer bulacak. Sektörümüzün her kesiminden profesyonelleri standımıza davet ediyoruz” dedi.

Seramiksan, En Yeni Karo ve Vitriye Ürünlerini UNICERA 2023’e Taşıdı

Global çapta faaliyet gösteren seramik ve vitrifiye markası, çevre dostu en yeni ürünlerini sergiliyor. 10 Kasım’a kadar sürecek  Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA 2023’e katılan Seramiksan, ziyaretçilerini “iyi gelecek sözü” vermeye davet ediyor.

Türkiye Seramik Federasyonu’nun liderliğinde, ekonomistler tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan Türkiye İhracat Katkı Endeksi’nin 2023’ün ilk yarı sonuçlarına göre, seramik sektörü en yüksek katkı oranıyla endeksin zirvesinde yer alıyor. Yerli kaynaklarla üretim yapan ve ihracatta öne çıkan seramik sektörü, ekonomimize katma değer kazandırmaya devam ederken, sektörün önemli oyuncuları bugün (6 Kasım) başlayan ve 10 Kasım’a kadar sürecek  Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA 2023’te buluştu. Karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları üreticisi Seramiksan da son tüketici ve mimarların değişen ihtiyaçlarına yönelik, doğadan ilham alan en yeni tasarımlarını ve çevre dostu ürünlerini İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek fuarda sergiliyor. Banyo, mutfak, tüm yaşam alanları için ürettiği karo, vitrifiye, yapı kimyasallarının yanı sıra VOQ banyo mobilyaları koleksiyonlarını sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerinin beğenisine sunan marka, “Bir Sözümüz Var” konseptiyle en yeni koleksiyonlarını tanıtıyor.

Fuar için belirledikleri konseptin sürdürülebilirlik kapsamında gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğundan doğduğunu söyleyen Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar, etkinliğe ilişkin şu açıklamada bulundu: “Seramiksan olarak her yıl düzenli olarak katıldığımız UNICERA’da en yeni koleksiyonlarımızı tanıtırken, sürdürülebilir geleceğin kapılarını aralayacak çeşitli etkinliklere de yer veriyoruz. Fuar boyunca ziyaretçilerimizi ‘iyi gelecek sözü’ vermeye davet edeceğiz.” 

Kırık seramik parçaları saksı yapımıyla değerlendirilecek

%0 atık ürün, %0 atık su üretim politikasını tüm iş süreçlerine entegre eden Seramiksan fuardaki standında, geri kazanım tesisinde bulunan kırık seramik parçalarının kullanılacağı terra cotta saksı yapımı atölyesi düzenliyor. Türkiye’nin ilk el baskı atölyesi kurucusu Emine Kuşçul’un eğitmenliğinde kumaş baskı atölyesi, çevreci Japon bonsai sanatı kokodema atölyesi gibi herkesin ücretsiz katılabileceği birbirinden keyifli aktiviteler de yapıyor. Montaj ustaları için “Ustalar Yarışıyor’’ etkinliğinde, klozet montajını en hızlı yapan ustalar  farklı hediyeler kazanıyor. 8 Kasım Çarşamba günü ise Sinem Özlük Mimarlık’ın katılımıyla düzenlenecek ‘’İyi Gelecek Buluşmaları’’nda tasarımda sürdürülebilirlik konusu konuşulacak. Mimarlık öğrencilerinin de katılacağı etkinlikte porselen karo, duvar ve yer karosu, yapı kimyasalları, vitrifiye, banyo mobilyalarına dair malzeme seçiminden uygulamaya doğa dostu tüm mimari çözümler hakkında teknik ürün eğitimi verilecek. 

Fuara özel koleksiyonlar

Yerli karo ve vitrifiye üreticisi Seramiksan, UNICERA 2023 için oluşturduğu koleksiyonda, farklı dokuları bir araya getirdiği, hem görsel zenginlik sunan hem de özgün desenler barındıran ürünlerini sergiliyor. El yapımı hissi veren ürünlerde, mekana sanatsal bir görünüm kazandıran floral motifler öne çıkarken, dinamik ve modern iç mekan tasarımları için geometrik desenler ve rölyef dokularla zenginleştirilen ürünler dikkat çekiyor.  

Koleksiyondaki, İran’ın dünyaca ünlü mermeri Pietra’dan ilham alınarak tasarlanan Palermo serisi naturel bir renk paletiyle sunulurken, Calacatta mermerinin yeniden yorumlanmasıyla oluşturulan Star White da saflığı ve temizliği temsil ediyor. Lecce serisi, doğal taş görünümü ve mat yüzeyiyle mekanlara huzurlu ve sıcak bir atmosfer katmayı vaat ederken, zarif rölyeflere sahip Shell, yüzeyindeki fırça darbeleriyle derinlik hissi uyandırıyor. Seramiksan, fuar için hazırladığı koleksiyonu; yalınlığı ve kullanım alanlarının çeşitliliğiyle Keops, ahşabın dokusunu dekorasyon trendleriyle birleştiren Sagano Line, travertenin büyülü estetiğini porselenin gücüyle birleştiren Traverten gibi küresel tasarım trendlerini yüzeylere taşıyan büyük ebatlı karolarla taçlandırıyor. 

Yeni vitrifiye ürünlerini fuarda ilk kez sergiliyor

Banyolarda tasarım algısını güçlendiren mevcut vitrifiye koleksiyonlarına geometrik forma sahip yeni çanak lavabo modellerini ekleyen Seramiksan, Vortex yıkama sistemine sahip Hill asma klozetini de ilk kez UNICERA 2023’te sergiliyor. Seramiksan’ın Ar-Ge ve tasarım ekipleri tarafından geliştirilen Vortex, daha az suyla daha güçlü yıkama yapan yenilikçi yıkama teknolojisiyle tuvalet deneyimini değiştiriyor. Yüksek performanslı klozet temizliğiyle daha fazla hijyen sağlarken, sessiz yıkama özelliğiyle de fark yaratıyor.

Zonguldak’ta 72 Metrelik Köprü İnşaatı Başladı

Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Yaraşlıyörük Köyü’nde planlaması yapılan 72 metre uzunluğa sahip köprünün inşaat çalışmaları başladı.

Ereğli ilçesinde yer alan Yaraşlıyörük Köyü’nde büyük bir ihtiyaç olan köprü projesi hayata geçiriliyor. Birçok köyü birbirine bağlayacak köprünün uzunluğu, 72 metre olacak.

Geçtiğimiz ay yapımına başlanan Yaraşlıyörük köprüsünde çalışmaları devam ediyor. Fore kazık çalışmaları devam eden köprü 72 metre uzunluğunda, 9 metre genişliğinde ve 16 metre yüksekliğinde olacak.

Ford Yeniköy Fabrikası Üretime Açıldı

Ford Otomotiv, Kocaeli’de inşaat çalışmaları tamamlanan Yeniköy Fabrikası’nın üretime açıldığını duyurdu.

Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklamada bulunan şirket, şu ifadeleri kullandı:

“Son olarak 27.09.2021 tarihli özel durum açıklamamıza konu olan toplam 2 milyar euro tutarındaki yatırım planı kapsamında, 16 Mart 2021 tarihli ÖDA açıklamasıyla duyurulan yeni nesil 1 tonluk orta ticari araç projelerimiz için 2021-2025 yılları arasında 5 yıl süreyle yatırım yapılmasının öngörüldüğü ve halihazırda Gölcük Fabrikası’nda 195.000 adet kapasite ile üretilen benzer nitelikteki aracın yerine geçmek üzere, Yeniköy Fabrikası’nda yıllık ortalama 405.000 adetlik yeni nesil 1 tonluk orta ticari araç üretim kapasitesi kurulacağı kamuya açıklanmıştır.

Bu kapsamda Yeniköy Fabrikası’nda üretilecek yeni nesil 1 tonluk orta ticari araçlar için Eylül 2023 sonu itibarıyla yaklaşık 1 milyar Euro yatırım harcaması yapılmıştır. Söz konusu yatırımlarla fabrikanın kapalı alanı 110 bin m2’den 255 bin m2’ye ve üretim kapasitesi 68.000 adetten 245.000 adede yükseltilmiştir. Devam eden yatırımlarla tesisin kapasitesinin 2025 yılında 405.000 adede ulaşması ön görülmektedir.’’

İncirliova’da Yol Çalışmaları Hızla Devam Ediyor

Aydın’ın İncirliova ilçesinde başlatılan yol çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. İlçe Başkanı Aytekin Kaya, çalışmaları yerinde inceledi.

İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya’nın talimatları ile ilçenin dört bir yanında başlayan yol yapım ve yenileme çalışmaları Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan Gürsel ve Ortaokul Caddeleri ve bu caddelere bağlı sokaklarda sürüyor.

Başkan Kaya, devam eden çalışmaları yakından takip ederek Gürsel ve Ortaokul Caddelerinde incelemelerde bulundu. Çalışma yapılan alanları sokak sokak gezen Başkan Kaya, cadde üzerinde yer alan dükkân sahipleri ve vatandaşlarla da bir araya geldi. Çalışmalar ile ilgili esnaf ve vatandaşların görüş ve taleplerini dinleyen Başkan Kaya, vatandaşların isteklerinin yerine getirilmesi için ilgili birimlere talimat verdi.

İlçede devam eden üst yapı çalışmalarına ilişkin açıklama yapan Başkan Kaya, “Sevdamız İncirliova diyerek çıktımız yolda, çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. İlçemizde yol hamlelerimiz tüm hızıyla devam ediyor. İncirliova’mızın en büyük mahallesi olan Cumhuriyet Mahallesi’nde yol yapım ve yenileme çalışmalarımızı yerinde inceledik. Gürsel Caddesi ve Ortaokul Caddesi başta olmak üzere çalışmalarımızın devam ettiği tüm sokakları yerinde gördük. Çalışmalarımız tamamlandığında mahallemizin çok önemli olan yol ihtiyacını karşılamakla kalmayacak aynı zamanda yürüttüğümüz çalışmalar doğrultusunda cadde ve sokaklarımızın çehresini de değiştirerek modern bir görünüme kavuşturmuş olacağız. Mahalle sakinlerimize ve esnafımıza çalışmalarımız esnasında gösterdikleri anlayış ve özveriden dolayı teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Doğan Holding, Zingat’ı Bünyesine Kattı

Emlak ilanı iştiraki Hepsi Emlak’a sahip Doğan Holding, Zingat’ı bünyesine kattı. Firma konuyla ilgili KAP açıklaması yaptı.

Borsa İstanbul’un dev holdinglerinden Doğan grubu, dijital mecrada yeni bir platformu satın alacağını duyurdu. Gayrimenkul sektörüne yönelik Hepsi Emlak’ın sahibi olan holding bu kez Türkiye’nin önemli ilan sitelerinden biri olan Zingat’ın satın alınmasına ilişkin görüşmelere başladığını açıkladı. Şirketin satın alma sonrasında Türkiye genelinde Hepsi Emlak ve Zingat ile  emlak ilanları konusunda önemli bir paya sahip olması bekleniyor.

Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada, DOĞAN ŞİRKETLER GRUBU HOLDİNG A.Ş. #DOHOL Dolaylı Bağlı Ortaklık Finansal Duran Varlık Edinimi ile alakalı olarak son dakika gelişmeleri paylaştı.

KAP açıklamasında, “Şirketimizin dolaylı bağlı ortaklığı Glokal Dijital Hizmetler Pazarlama ve Ticaret A.Ş. (Hepsi Emlak); Zingat Gayrimenkul Bilgi Sistemleri A.Ş.’nin (Zingat) tüm paylarının satın ve devir alınması için Property Finder Group ile mutabakata varmıştır. 

Pay devir işleminin, Rekabet Kurulu’ndan alınacak onayın ardından tüm kapanış koşullarının yerine getirilmesini takiben tamamlanması ve söz konusu işlemlerle bağlantılı olarak; Property Finder Group’un, sermaye katılımı sağlamak suretiyle Hepsi Emlak’a ortak olması hedeflenmektedir. ” denildi.

İstanbul’da Kiraların En Yüksek Olduğu İlçe ‘Sarıyer’

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından derlenen verilere göre, ortalama 43 bin 771 TL ile en yüksek kiraya sahip ilçe Sarıyer oldu.

Barınma krizi derinleşirken, büyük kentlerde yaşamak da gittikçe zorlaşıyor. İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre enflasyonun yüzde 72,7’ye ulaştığı İstanbul’da kiralar her geçen gün daha da yükseliyor. Ortalama konut kirasının 43 bin 771 liraya ulaştığı Sarıyer, kiraların en yüksek olduğu ilçe ünvanını kazandı.

En Düşük Kira Arnavutköy’de

Endeksa verilerine göre, Sarıyer’i 38 bin 445 liralık ortalama konut kirası ile Beşiktaş takip etti. 31 bin 138 liralık ortalama konut kirası ile Kadıköy de listede üçüncü sıraya yerleşti.  Ortalama konut kirasının en düşük olduğu ilçe ise 11 bin 557 lira ile Arnavutköy oldu. İlçeyi, 11 bin 679 TL ile Esenyurt, 12 bin 573 TL ile Sultangazi, 12 bin 573 TL ile Silivri ve 13 bin 163 TL ile Sultanbeyli takip etti. Ekim sonu itibarıyla İstanbul genelinde ortalama konut fiyatı 4 milyon 224 bin 143 TL’yi, ortalama kira ise 17 bin 111 TL’yi buldu.

Ev Sahibi ve Kiracıları İlgilendiren Yeni Zorunluluk!

1 Temmuz 2023’te yürürlüğe giren 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun neticesinde bazı değişikliklere gidildi.

Yapılan değişikliklerdeki amaç, kiracı ile ev sahibinin ilişkisini daha adil ve dengeli düzenlemek ve kira sözleşmelerinin kayıt altına alınmasını sağlamaktır.

Yeni kanunla beraber, artık kira sözleşmeleri zorunlu olarak e-Devlet sisteminden yapılacak.

Bu kapsamda, kiracı ile ev sahibinin yaptığı kira sözleşmesinin bir nüshası, 15 gün içerisinde e-Devlet sisteminde yer alan Kira Sözleşmesi Bilgi Sistemi’ne kaydedilecek.

Bu sistem, Gelir İdaresi Başkanlığı’nca oluşturulan bir sistem. Sisteme kaydı yapılan kira sözleşmeleri vergi dairesine bildirilmiş sayılacak.

E-Devlet’ten kira sözleşmesi yapmak için, kiracı ile ev sahibinin e-Devlet şifresi ya da mobil imzası olması gerekiyor.

Kiracı ile ev sahibi, sisteme girdiklerinde, kira sözleşmesiyle ilgili bilgileri girerek sözleşmeyi elektronik olarak imzalayacak. Sözleşme, iki tarafın da imzası tamamlandıktan sonra geçerli olacak.

Ayrıca sözleşmenin kopyası, iki tarafın da e-Posta’sına gönderilecek. Kira sözleşmelerinin e-Devlet sistemine taşınmasının avantajları şöyle olacak:

Kiracı ile ev sahibinin vergi dairesine gitmesine gerek kalmayacak, Kiracı ile ev sahibi noter masrafı ödemeyecek, Kiracı ile ev sahibinin sözleşme süresi boyunca her yıl vergi dairesine bildirimde bulunmasına gerek kalmayacak. Ayrıca kiracı ile ev sahibi sözleşme değişikliklerini kolaylıkla sisteme yansıtabilecek.

Yeni kanunun getirdiği yeniliklerden biri de kira bedelinin Türk Lirası cinsinden belirlenmesi yönünde. Artık, kira bedellerinin TL olarak belirlenmesi zorunlu hale getirildi.

Bu kapsamda, kiracı ile ev sahibinin yaptığı kira sözleşmesinde, kira bedeli yabancı para birimleriyle belirlenemeyecek. Kira bedelini yabancı para birimlerinden belirleyenlerin bu hükmü ise geçersiz kabul edilecek. Böyle bir durumda, kira bedelinin TL karşılığı, sözleşmenin yapıldığı tarihteki T.C Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak hesaplanacak.

Polat Holding’in Duna Pearl Projesi Altın LEED Sertifikası Aldı

Polat Holding’in Budapeşte’de yükselen projesi Duna Pearl, ABD Yeşil Bina Konseyi USGBC tarafından Altın LEED sertifikasına layık görüldü.

Polat Holding’in ilk yurtdışı projesi olan ve geçtiğimiz aylarda sakinleri ile buluşan ‘Tuna’nın İncisi’ olarak da anılan Duna Pearl Projesi, ABD Yeşil Bina Konseyi USGBC tarafından verilen ve en saygın uluslararası endüstri standartlarından olan  LEED Enerji Sertifika Sistemi’ nde altın sertifikaya layık görüldü. ABD merkezli LEED (Enerji ve Çevre Tasarımında Liderlik) Serfikası, dünya genelinde en yaygın kullanılan yeşil bina derecelendirme sistemi olup, büyük bina komplekslerinin enerji çözümlerini, modernliğini ve inşaat kalitesini ödüllendirmektedir.

Duna Pearl’ün Altın LEED Sertifikası ile ödüllendirilmesi konusunda konuşan Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Yücel, konu ile ilgili şunları söyledi: 

“Altın LEED Sertifikası, projelerin LEED kriterleri çerçevesinde bina kompleksi olarak en güncel gereksinimleri karşıladığını, sağlıklı bir çevreyi güvence altına alıp, enerji tasarrufunu destekleyecek şekilde   tasarlandığını ve işletildiğini göstermektedir.

Duna Pearl projemiz de bu çerçevede hem Avrupa Birliği bina yönetmeliklerine uygun olarak en az yüzde 20 yenilenebilir enerji kullanması, hava ısısından sıcak su üreten son teknoloji bir ısı pompası sistemi dahil olmak üzere çeşitli soğutma ve ısıtma çözümlerine sahip olması hem de bulunduğu bölgeye sürdürebilirlik anlamında kattığı değer ile bu sertifikaya layık görüldü. Duna Pearl’ün inşaatı sırasında, çevre yolları yenileyip kaldırımları onardık, yeni park alanları oluşturduk ve mahalle sakinlerine ve ziyaretçilere yönelik yeşil alanlar oluşturduk. Yani aslında bu sertifikayı almamızda sadece mimari ve mekanik çözümler değil, bunun yanında , mahallenin çevresinin yeşillendirilmesi ve çevredeki yaşam kalitesine sunduğumuz fayda da değerlendirme sırasında önemli bir rol oynadı.’’

Polat’ın ilk Budapeşte projesi olan Duna Pearl’ün layık bulunduğu, sürdürülebilir ve yenilikçi binalardan oluşan seçkin projelerin sahip olduğu LEED Sertifikası, dünya genelinde kabul görüyor. Çevresel ve sosyal açıdan yaşam kalitesini artırmayı destekleyen USGBC’nin listesinde bugün yaklaşık 190 ülkede 105.000’den fazla LEED sertifikalı bina bulunuyor.

Gayrimenkulde Takas Dönemi

Banka kredisine ulaşamayan tüketiciler ‘takas’ yöntemine başvurdu. Emlak sitelerinde binlerce konut, iş yeri ve arsalar takas yöntemiyle satışa çıkarıldı.

Konut kredisi faizlerinin yüzde 40’ları aşması ve kredi musluklarının özel bankalarda 3 milyon lirayı çok aşmaması takas yöntemini harekete geçirdi. Finansmana erişim zorluğu karşısında ellerindeki mülkleri satamayan kişiler, konut, arsa, tarla, otomobil, hatta iş yerlerini değiş tokuş ediyor.

Emlak sitelerinde binlerce konut, otomobil, arsa, tarla, iş yeri takasa çıkmış durumda. Satışa çıkan ve takas kabul edilen mülkler arasında lüks villalar, fabrikalar, tarlalar, çiftlik evleri, hatlı ticari taksi ve taksi durağı da bulunuyor.

Kira getirili konutlar takasta

 İstanbul, gayrimenkul ve otomobil takasında öne çıkarken, Ankara, İzmir, Tekirdağ, Balıkesir gibi çok sayıdaki şehirde de takas ilanları dikkat çekiyor. Konut takasında fiyatlar 1 milyon TL ile 70 milyon TL arasında değişirken, emlak ilanlarında oturumluk ve yatırımlık kira getirili daireler; dükkan, arsa, tarla ve araç karşılığında takasa açık durumda.

Emlak platformlarında dikkat çeken ilanlar arasında, 3 milyon TL değerinde taksi durağı, İstanbul Ataşehir’de 13,5 milyon TL’ye 3+1 daire, Pendik’te 4+1 dubleks, Başakşehir’de 9 milyon TL’lik 4+1 daire, konut ve araç takasına açık olarak yer alıyor.

Lüks villa karşılığında daire ve otomobil

Lüks mülkler de takas kabul eden gayrimenkullerden. Üsküdar’da 101 milyon TL değerinde Boğaz manzaralı tripleks köşk, İstanbul Anadolu Yakası veya Bodrum’da gayrimenkul veya lüks araçla takasa açık durumda.

Yine Antalya’da 23 milyon liraya 4+1 havuzlu lüks villa, Nişantaşı’nda 44 milyon liraya havuzlu lüks daire, Beylikdüzü’nde 32 milyon liraya ikiz villa, İzmir’de 12 milyon liraya villa, Yalova’da 15,5 milyon liraya çiftlik, Şile’de 11 milyon liraya villa, Bahçelivler’de 11 milyon liraya 5+2 dubleks, daire, arsa ve araç takası kabul eden mülklerden. Yine Beylikdüzü’nde site içinde 70 milyon lira değerinde 13 daire, İstanbul’da ofis, dükkan, imarlı arsa karşılığında takas kabulüyle ilana çıkmış durumda.

Barter yeniden hareketlendi

İsim vermeyen bir sektör temsilcisi, konut satışlarının yavaşladığı ortamda barterin yeniden hareketlendiğinin altını çizdi. Sadece tüketicilerin değil, farklı şehirlerden müteahhitlerin de kendi aralarında barter yapabildiğine işaret eden sektör temsilcileri, “Mesela birinin Ankara’da, bir diğer müteahhidin İstanbul’da dairesi varsa, takas yöntemiyle şanslarını şehir değiştirerek denemek istiyor.

Yine barterla inşaat malzemesi değiş tokuşu durmuştu. Şimdi tekrar gündeme geldi” diye konuştu. Bir başka sektör yetkilisi ise galeriden otomobil satın almak isteyen bazı araç sahiplerinin, eski aracın üzerine tarla ve dolar bazında vade önerdiği, satış için karşılıklı fiyat araştırması sonrasında satışın gerçekletiğine işaret ediyor.

Gayrimenkul Danışmanı Şenay Araç Demir, son 10 gündür gayrimenkul sektöründe takasın hareketlendiğini söyledi. Kredi çekemeyen ancak yerini satmak isteyen mülk sahiplerinin, karşılıklı gayrimenkul değiş tokuşu için masaya oturmaya başladığını söyleyen Demir, “Mesela 400 metrekarelik 30 milyon TL değerindeki bir dükkan almak için, 100 metrekarelik 10 milyon TL’lik dükkan, üzerine otomobil takası için mülk sahipleri karşılıklı görüşüyor. Kalan tutarı, elinde dövizi ya da TL’si varsa 4 taksitte vade yapıyor” dedi.

Finansman aracı görülüyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Hizmetleri Komite başkanı ve Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucusu Hakan Akdoğan, konutta kredi muslukları sıkılaşınca, mülk sahiplerinin de takasa yöneldiğini söyledi. Akdoğan, “Piyasanın yavaşladığı, nakit akışının yavaşladığı dönemde takaslar ön plana çıkıyor. Araç takası olabiliyor, arsası vardır ya da konuta ihtiyacı varsa, arsasının, tarlasını verip konut almak isteyenler oluyor. Takas sonrası kalanı, 3-12 ay taksitlendirme yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tavuk çiftliği de mısır fabrikası da takasa açık

Emlak sitelerindeki ilanlardan yapılan belirlemelere göre, Bolu’da 25 milyon TL değerinde tavuk çiftliği, İstanbul’da ev, dükkan, araç takasına açık. Yine Ankara’da 140 milyon TL değerinde fabrika, Akçakale’de 50 milyonluk mısır fabrikası, Konya’da 24 milyon TL’ye 4 katlı mağaza, ana cadde üzeri arsa, daire ve araç takasına açık durumda.

Kaynak: Dünya Gazetesi

NESOB, GES Projesini Tamamladı

Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Odası, (NESOB) hizmet binasında planlanan Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesini tamamladı.

Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği hizmet binasının çatısında 400 metrekare alan üzerine kurulan 136 adet güneş paneli, 100 megavat enerji üretimi sağlayarak 70 hanenin yıllık enerji tüketimine eş değer 50 ton karbon tasarrufu sağlayacak. Yapılan projeyi yaptığı basın açıklaması ile duyuran Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alim Yeşil çevre dostu projenin detaylarını anlattı. 

Yeşil; “Bizim ısıtma ve soğutma sistemimiz tamamen klima üzerine ve birlik olarak fazla elektrik tüketimimiz vardı ve bu noktada güneş enerji sistemini tercih ettik. Bu proje ile doğaya karbon salınımı noktasında da proje ile katkı sağladık. Yeşil Enerji ile ilgili doğa dostu projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Ekim ayından itibaren devreye aldığımız 62 kW kurulu güce sahip güneş enerji santrali ile hem birlik binasının enerji ihtiyacını karşılanacak hem de EPDK ile yapılan anlaşma ile enerji iletim hatlarına enerji vererek gelir elde edeceğiz” dedi.

Projenin kurulumunu yapan firma yetkilisi Cemal Poyraz ise bölgenin güneş enerjisi potansiyeli açısından önemli bir yere sahip olduğunu söylediği açıklamasında, gerekli yatırım ve teşviklerle bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğine değindi. 

Poyraz; “Kurduğumuz santral 70 hanenin enerji ihtiyacını karşılayacak güce sahip ve ürettiği enerji yıllık bin 500 ağacın kurtarılmasını sağlayacak karbon sağlıyor. EPDK ile yapılan anlaşmalar sonucunda da Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği kendi enerjisini karşıladığı gibi aynı zamanda fazla enerji üreterek bunu da ekonomiye kazandırmış olacak. Kurulan GES projesi 5 yılda kendi kendisini amorti ediyor. Bu, hem ekonomimize hem de doğamıza, gelecek nesillere ve dünyamızın geleceğine yapılan önemli bir yatırım” ifadelerini kullandı.

Sarar Group 50 Milyon Dolar Yatırımla 250 Odalı Otel Açacak

Sarar Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ece Sarar, Eskişehir’de 50 milyon dolarlık yatırımla 250 odalı otel açacaklarını söyledi.

Sarar Grubunun üçüncü kuşak temsilcilerinden, Ece Sarar grubun yeni yatırım planları ile ilgili Ekonomim gazetesinden Necla Dalan’a bilgi verdi. 

Eskişehir-Sümerbank yerleşkesi içinde kendi misafirleri için açtıkları ve yeniledikleri otel beğenilince dışarıya da açtıklarını belirten Ece Sarar, “İstanbul’da Beylikdüzü’nde 250 odalı bir otel yapıyoruz. Pandemi döneminde durdurmuştuk. 250 odalı otel projesi toplamda 50 milyon dolarlık bir yatırım olacak.” ifadelerini kullandı.

Grubun bir de Eskişehir’de projesi olduğunu kaydeden Sarar Grubunun Yönetim Kurulu Üyesi Ece Sarar “Eskişehir Eski Otogar Projesi var. Üst kısmı rezidans alt kısmı AVM olacak. Projenin 2025 yılında tamamlanması hedefleniyor.” dedi.

İstanbul’un Kültürel İkonu Atatürk Kültür Merkezi’nde Guardian Glass Ürünleri Tercih Edildi

İstanbul Taksim Meydanı’nın önemli mihenk taşlarından biri olan, Tabanlıoğlu Mimarlık tasarımı Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni ön cephesinde kullanılan Guardian SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yapıyı daha davetkar, erişilebilir ve daha kapsayıcı hale getirirken dış dünya ve özellikle Taksim Meydanı ile daha fazla bağlantı kurmasını sağlıyor. 

İstanbul’un kentsel hafızasında çok önemli bir yere sahip olan ve tıpkı orijinal yapıda olduğu gibi yine Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan yeni Atatürk Kültür Merkezi, bir konser salonu olmasının yanı sıra, tiyatro, sinema, kongre salonu, kütüphane, müze, sanat galerisi ile birlikte pek çok kafe ve restoran alternatiflerini de bünyesinde barındıran çok işlevli bir kültür mekanı olarak geçtiğimiz sene Taksim Meydanı’ndaki yerini aldı. 

Yeni tasarımında yapının varlığının ve ruhunun korunması süreçlerinin en önemlisi orijinal cam cephenin yenilenmesiydi. Yeni ön cephe, aynı modernist tasarım, ölçek ve orantı kullanılarak tamamen orijinalinden esinlenildi. Değişen cephede binanın tasarım yaklaşımına ulaşmasında Guardian SunGuard® SuperNeutral™ yüksek performanslı camın kullanılmasının önemli katkıları oldu. 

Etkileyici ve doğal bir görünüme sahip olan SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, yeniden tasarlanan cepheyi daha şeffaf, daha açık ve davetkar hale getiriyor. SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, Atatürk Kültür Merkezi’nin iç mekanlarını görünür kılarak ziyaretçileri içeri davet ediyor. Bu arada, camın yüksek ışık geçirgenliği, iç mekanı doğal ışıkla doldurarak binanın tam randımanlı kullanımını teşvik ediyor ve yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor.

“Bir kültür kuruluşunun ve yapısının ihtiyaç ve işlevleri zaman içinde değiştiği için mekansal olarak güncel çözümlerle yenilenmesi gerekiyor” diyen Mimar Murat Tabanlıoğlu cephede SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam kullanmalarının nedenlerini şu sözlerle açıklıyor: “SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yüksek güneş kontrolü ve düşük emisyon sağlıyor. Böylece, yıl boyunca doğal ışık seviyesinin artmasına, kış ve yaz mevsimlerinde de yalıtıma yardımcı oluyor. Dolayısıyla, sıcaklığın genellikle yüksek olduğu İstanbul’da böylesine muazzam bir cam cepheye sahip olmak yapının önemli avantajlarından biriydi. Yapının tasarımında sürdürülebilirlik önemli bir mimari hedefti ve SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 özellikleriyle bu hedefe ulaşmamıza yardımcı oldu. Cam, yeni yapının cephesinde gün ışığını en üst düzeye çıkartıyor, yüksek düzeyde güneş kontrolü ve ısı yalıtımı sunarak enerji tüketiminin azaltılmasına yardımcı oluyor.”

Nova Group’tan Samsun’a 30 Milyon Avroluk Yatırım

Nova Fashion Group, Samsun’a 30 milyon avro bedel ile fabrika yatırımı yapacak.

Nova Fashion Group Yönetim Kurulu Üyesi Umut Boz, Samsun’daki üretim fabrikalarında toplam 600 çalışan olduğunu vurgulayarak, “Bundan 3 ay önce seçim arifesinde Samsun’da serbest bölge kuruldu. Ama sonra devamı gelmedi. Şimdi onun takipçisiyiz. Hatta kanun çıktı ve yer tahsisi de yapıldı. Şu an parselasyon işlemi aşamasında olan yere adayız. Olursa 30 milyon avroluk bir yatırım hedefliyoruz. 2025 yılında planladığımız bu yatırım için bin kişiye ilave istihdam sağlayacağız” dedi.

Geçtiğimiz yıl 85 milyon dolar ciro gerçekleştirdiklerini ifade eden Boz, bu yılki grup ciro beklentilerinin ise 105 milyon dolar seviyesinde olacağını söyledi.

Boz, cirolarının yüzde 90’ının ihracattan, yüzde 10’unun ise perakende satıştan geldiğini söyledi. Bugün 26 ülkeye ihracat yaptıklarını ve ağırlıklı olarak Almanya, İngiltere, ABD, İsviçre, İspanya, Kanada, Uzakdoğu, Japonya, Çin ile çalıştıklarını belirten Umut Boz, son 3 yıldır ABD pazarına odaklandıklarını aktardı.

Umut Boz, önümüzdeki dönemde ABD, İspanya, Ortadoğu ve Azerbaycan’da büyümeyi planladıklarını ifade etti. Grubun erkek giyim markası Hemington’da Türkiye’de şu anda 7 şehirdeki 25 olan mağaza sayılarını 2025 yılına kadar 50’ye çıkaracaklarını söyleyen Umut Boz, “Var olan mağazalarımız İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Muğla ve Ankara’da bulunuyor. Yeni mağazaları da gelir seviyesinin yüksek olduğu şehirlerde düşünüyoruz. İlk etapta Gaziantep, Kayseri ve Trabzon gibi illeri hedefliyoruz” dedi. Nova Fashion Group’un kadın giyim markası Knitss’te toplamda 10 mağazalarının olduğunu belirten Umut Boz, “Knitss’te 2025 yılında 20 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

‘’Türkiye, İşçilikte Avrupa’dan Daha Ucuz’’

Global tekstil sektöründen yatırım teklifleri aldıklarını dile getiren Boz, şu ifadeleri kullandı:

“Büyük sermaye grupları var ve onlar şu an Türkiye’de yatırım yapmak istiyorlar. Burayı bir kanal gibi kullanmak amacındalar. Sektörde entegrasyonunu artırmak isteyen bir takım iplik üreticileri, Avrupa’da da ham madde üreticileri var. ‘Ham maddeyi üretiyorum ve kilosunu da 30 dolardan satıyorum.

Ürünü de üretirsem 100 dolardan satarım’ diyorlar. Yani dolayısıyla dikeye doğru giden bir entegrasyon var. Biz de özellikle Avrupa’dan talep alıyoruz. Türkiye’de ortak fabrika kurmak istiyorlar. Türkiye halen işçilikte Avrupa’dan daha ucuz. Şu an yakın süreçte olduğumuz bir yer yok ama dost ortamında konuştuğumuz oluyor. Çünkü yüksek katma değerli bir iş yapıyoruz. Bunun büyümesi için daha da fazla üzerine koyacaksak ortaklığa açığız”

‘’Fabrikamız, Bölgenin Çevresini Değiştirdi’’

Bundan 14 yıl önce Samsun’a gittiklerini ve orada bir fabrika kurduklarını, bölgenin o dönemde de teşvik bölgesi konumunda olduğunu anlatan Umut Boz, şunları söyledi: 

Samsun’un Kavak ilçesindeyiz. Bölgenin 10 bin nüfusu var. Çalışma çağı dışındakileri çıkarırsanız 6 bin denebilir. Anadolu nüfusuna göre yaklaşık bin 200 hane eder. Biz orada herkesi kendimiz yetiştirdik diyebiliriz.

Orası bir sosyal proje gibi konumlandırıldı. Kimse çalışmıyordu. Herkes evdeydi. Ancak şimdi çok özel bir yer oldu. Çünkü anne-kız var, kız kardeş, anneanne-torun, ağabey-kardeş, gelin-kaynana var. Neredeyse her haneye dokunuyoruz. Atatürk’ün bir sözü var; ‘Her fabrika bir kale gibidir.’ Fabrikamız bölgenin çevresini değiştirdi. Yollar değişti, okullar yapıldı, yerel esnaf kalkındı. Gelir kaynağı girdi.”

Grubun Yüzde 30’u 2024’te Halka Arz Edilecek

Halka arz konusunda çalışmaları olduğundan bahseden Umut Boz, “Türkiye’de halka arz trendi var. Biz de grup olarak halka açılmayı düşünüyoruz. 2024 yılında şirketin yüzde 30’unu halka arz etmeyi hedefliyoruz” dedi.

Copa, Yeni Ürünleriyle ISK-SODEX İstanbul Fuarı’ndaydı

Copa Isı Sistemleri, 25-28 Ekim 2023 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen ISK-SODEX İstanbul Fuarı’nda yer aldı. Türkiye ve 40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren Copa; fuarda, enerji verimli ve çevre dostu yeni ürünlerini sergileyerek sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.

25-28 Ekim 2023 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen ISK-SODEX İstanbul Fuarı, iklimlendirme sektörünün geleceğini şekillendiren teknolojilerin, inovasyonların ve çözümlerin sergilendiği uluslararası bir buluşma noktası olarak dikkat çekiyor. Sürdürülebilir ve yüksek performanslı iklimlendirme çözümleriyle dikkat çeken Copa, bu yıl da sektörün önemli buluşma noktalarından biri olan ISK-SODEX İstanbul Fuarı’nda, ileri teknoloji yeni ürünleriyle yerini aldı. 

19 ülkeden 1000’e yakın katılımcı markayı ve binlerce ziyaretçi ile bir araya getiren fuar kapsamında Copa, Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunarken, enerji verimli, çevre dostu ve yenilikçi ürünlerini tanıtma fırsatı yakaladı.

40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren ve yüksek verimlilikte iklimlendirme ürünlerine sahip Copa, 271 metrekarelik geniş bir alan üzerine kurulan standında üstün teknolojiye sahip ısı pompası, kombi, kazan, klima, şofben, elektrikli kombi ve radyatör, panel radyatörlerin olduğu yeni ürünlerini sergiledi. 

Copa standı fuara katılanlarla doğrudan iletişim kurmak amacıyla özel olarak tasarlandı. Başta sektör profesyonelleri olmak üzere ziyaretçiler ürünlerle ilgili sorularını ve değerlendirmelerini Copa personeline aktarabilme ayrıcalığı yakalarken iş birliği olanaklarını da değerlendirme fırsatı buldu. Fuarda COPA’nın sunduğu ısı pompaları ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Enerji tasarrufu ve çevre dostu özellikleri ile ön plana çıkan ısı pompaları, hem ev hem de endüstriyel kullanım için çeşitlilik gösteriyor.

Çok verimli bir fuar geçirdiklerini ifade eden Copa Isı Sistemleri Genel Müdürü Oktay Erdinç fuarın ardından yaptığı değerlendirmede, “ISK-SODEX İstanbul Fuarı, bizim için birçok yeniliğin müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla buluştuğu bir platform oldu. Sergilediğimiz ürünlerin hem yurtiçi hem de yurtdışı ziyaretçilerimiz tarafından yoğun ilgi görmesi bizleri mutlu ediyor. Aldığımız olumlu geri bildirimler, çalışmalarımızın daha da ileriye taşıma konusunda bize ilham veriyor. Önümüzdeki dönemde de Copa olarak yenilikçi ve sürdürülebilir ürünlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Bakan Uraloğlu: ‘’Sarıyer’e Ulaşım 5 Dakikaya İnecek’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, inşaat çalışmalarının sürdüğü Sarıyer-Kilyos Tüneli projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Tünelin en kısa sürede hizmet verebilmesi için NATM metodu ile delme patlatma yapıldığını kaydeden Bakan Uraloğlu, tünel açma makinesi (TBM) yöntemini de eklediklerini söyledi. Bakan,TBM tasarım ve sipariş işlemlerinin tamamlandığını, imalat sürecinin devam ettiğini kaydetti. Tünelde kazı destek çalışmaları sürüyor.

Sarıyer-Kilyos Tüneli’nin yapım çalışmalarını 2026 yılında bitirme hedefiyle 7 gün 24 saat aralıksız sürdürdüklerini belirteren Bakan Uraloğlu, şunları söyledi:

“Projemiz tamamlandığında, Levent, Maslak ve Sarıyer gibi yoğun nüfusun ve iş yerlerinin bulunduğu alanların Kuzey Marmara Otoyolu’na ve İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy, Kilyos, Gümüşdere ve Demirciköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. Aynı şekilde İstanbul’un kuzeyindeki yerleşim alanlarında yaşayan nüfusun da kent merkezlerine erişimi oldukça kolaylaşacak. Mevcut durumda, Kuzey Marmara Otoyolu’nun Uskumruköy Kavşağı’ndan çıkan ve bu civarda yaşayanların Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşim alanlarındaki düşük standartlı şehir içi yollarını kullanarak Sarıyer’e ulaşmaları ortalama 35 dakika sürüyor. Sarıyer- Kilyos Tüneli’nin hayata geçmesiyle şehir içi imar yolları baypas edilecek ve Sarıyer’e ulaşım süresi 5 dakikaya kadar inecek. Bu da önemli ölçüde yakıttan ve zamandan tasarruf sağlayacak. Ayrıca, Maslak, Levent, Beşiktaş gibi İstanbul’un en canlı iş ve finans merkezleri, Sarıyer-Çayırbaşı Tüneli ve hemen akabindeki Sarıyer-Kilyos Tüneli vasıtasıyla doğrudan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlanabilecek. Dünyanın en büyük havalimanlarından olan İstanbul Havalimanı’na erişimleri de kolaylaşacak.”

‘’Yapımı Devam Eden Projeler Tamamlandığında İstanbul’daki Raylı Sistem Ağı 338,8 Kilometreden 394,5 Kilometreye Yükselecek’’

Sarıyer-Kilyos Tüneli’nin hem Kuzey Marmara Otoyolu hem de İstanbul Havalimanı’na kolay ulaşım ve entegrasyon açısından önemli olduğunu belirten Bakan, İstanbul adına büyük bir proje gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde İstanbul’u Avrupa’nın ve dünyanın en gelişmiş şehirlerinden biri haline getirmek için dev projeler inşa ettik. Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Çamlıca Kulesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu ve İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı gibi tarihi yatırımları gerçekleştirerek İstanbulluların yaşam kalitesini yükselttik ve İstanbul’u çok kıymetli bir marka şehre dönüştürdük.

Son 21 yılda İstanbul’un ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 706 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. İstanbul’daki yatırımlarımız ulaşımın tüm modlarını kapsıyor. İstanbul’u bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla donatıyoruz. Yapımı devam eden projelerimiz bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğu 338,8 kilometreden 394,5 kilometreye yükselecek.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Havalimanı’nın dev kapasitesiyle Türkiye’yi uluslararası bir aktarma merkezi yaptığına ve ülkeyi küresel havacılıkta zirveye taşıdığına dikkati çeken Uraloğlu, “Bugün İstanbul, havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Avrupa’da en yoğun havalimanları sıralamasında İstanbul Havalimanı ilk sırada yer almaktadır.” açıklamasını yaptı.

“Sarıyer-Kilyos Tüneli, İstanbul’da Trafik Yükünü Hafifletecek”

TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu, Sarıyer-Kilyos Tüneli’nin çok önemli bir proje olduğunu belirterek, tünelin İstanbul’da trafik yükünü hafifleteceğini ifade etti.

Karaismailoğlu, İstanbul’da gelecek yıllarda çıkabilecek problemleri önceden tespit edip projeler yapmak gerektiğine işaret ederek, “Bu projeleri de uygulamak lazım, İstanbul için dertlenmek lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Sarıyer-Kilyos Tüneli projesi ile önemli bir adım atıldığını aktaran Karaismailoğlu, “Arkadaşlarımız işin ciddiyetinin farkındalar. Yoğun bir seferberlik halinde çalışıyorlar, kısa zamanda bunu İstanbulluların ve Türkiye’nin hizmetine sunacaklar.” diye konuştu.

Krom İhracatı Yüzde 20 Arttı

KROMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, krom ihracatına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Krom Üreticileri Derneği (KROMDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, madencilik sektöründe özellikle krom üretimi ve ihracatına ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi.

Türkiye’de yaklaşık 15 bin adet maden ruhsatı olduğunun bilgisini paylaşan Çevik, bunlardan 10 bin 136’sının işletme, 5 bin 386’sının ise arama ruhsatı olduğunu belirtti. Çevik; bu 15 bin maden ruhsatından 850 tanesinin krom madeni olduğunu ve bunların 470 tanesinin işletme, geri kalan 380 adetinin de arama ruhsatı olduğunu kaydetti.

“Maden ruhsatları değer oluşturmuyor”

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB)’nin, Türkiye Madenciler Derneği’nin ve KROMDER’in gündeminde olan maden bankasının kurulmasının elzem olduğuna dikkat çeken Çevik, “Çünkü şu an finans sektörümüzdeki bankalar madenlere herhangi bir teminat koyamadığı için veya onlarda bir değer tespiti yapamadığı için ruhsatlar şu an bir değer oluşturmuyor. Türkiye Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) ile 2018 yılında madenlerde yeni bir döneme girildi.

Değerlemeler UMREK ile yapılırsa bir değer olur. Sadece UMREK değil, JORC standartları gibi dünyada bir sürü standart var” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Eximbank’ın öz kaynaklarıyla 2021 yılının ekim ayında İhracatı Geliştirme (İGE) A.Ş.’nin kurulduğunu belirten Çevik, “İGE A.Ş’den kredi almak için yine teminat mektubu ortaya koymak gerekiyor.

Madenci nasıl bir teminat mektubu verebilir? Belki, aldığı fabrikanın arsasını koyabilir, ekipmanı teminat gösterebilir ama hali hazırda ruhsatı gösteremez. Madenciler devlete ciddi ruhsat parası ödüyor. Bu para, genel bütçeye gidiyor. Bunlardan kaynak yaratılıp kurulacak banka fonlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Madencilerin; 2022 yılında 7,6 milyar TL’lik devlet hakkı tutarı ödediğini, bunun yaklaşık 3 milyar TL’sinin ruhsat bedeli, yaklaşık 3 buçuk milyar TL’sinin ise orman kirası olduğunun bilgisini paylaşan Çevik, “2023’te yeniden değerleme oranıyla bu ödemeler yüzde 122 arttı. Buradan da bir kaynak yaratılabilir. Uç ürüne gidecek yatırımlar yapabilmek için de finansman gerekiyor. Finansman için de sektörün böyle bir yapıya ihtiyacı olduğunu vurgulamak istiyoruz” dedi.

“İhracatta ferrokrom 3 dolar, krom 27 sent”

Ferrokrom ihracatı yüzde 50 düşerken, krom ihracatının yüzde 20 arttığına dikkat çeken ve Türkiye’deki enerji maliyelerinden dolayı ferrokrom tesislerinin son 10 yıldaki kapasite kullanım oranının yüzde 30’un üzerine çıkmadığını kaydeden Çevik, şunları söyledi; “Kendi içinde tüketemediğin için mecbur dışarı satıyorsun. Krom ihracatında dünyada ilk sırada Güney Afrika var.

Biz, 1,5 milyon ton üretirken onlar, 13 milyon ton üretiyor. Ferrokrom üretimine en yakın ve en elverişli krom, Türk kromu. Çin, bizim ürünümüzü onların ürününe katarak kalitesizleştirip kullanıyor. Biz içeride işleyemediğimiz için mecbur satmak zorundayız. Ferrokrom olarak satarsak kilogram başı 3 dolar, normal krom olarak satarsak kilogram başı 27 sent, paslanmaz olarak satarsak 15 sent civarında.”

İstanbul’da Yıllık Getirisi En Fazla Olan İlçe Esenyurt Oldu

Endeksa tarafından hazırlanan verilere göre, İstanbul’da yıllık getirisi en fazla olan ilçesi Esenyurt oldu.

Endeksa trend özelliğine getirdiği yenilik ile artık, gayrimenkullerin yıllık değer getirisini hesaplayabilme imkanı da tanıyor.  Endeksa’nın verilerine göre ekim ayı sonu itibarıyla İstanbul genelinde ortalama konut fiyatı 4 milyon 224 bin 143 TL, ortalama kira ise 17 bin 111 TL. İstanbul genelinde konutların yıllık getirisi ise ortalama yüzde 5,73 oldu. Çalışma ile getiri oranı yüzde 6’dan büyük olan ilçelerin kiraya verme amaçlı yatırım için cazip, yüzde 4’ün altında olan ilçelerin ise cazip olmadığı belirlendi. İstanbul’da konut getirisi en yüksek ilçeler sırasıyla Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Sancaktepe, Küçükçekmece ve Çekmeköy olurken, getirisi en düşük ilçeler Sarıyer, Şile, Beşiktaş, Bakırköy ve Beykoz.

Konut Getirisi En Yüksek Esenyurt, En Düşük Beykoz 

Endeksa verilerine göre Esenyurt’ta ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 923 bin 790 TL, ortalama konut kirası 11 bin 679 TL, konut getirisi ise yüzde 7,93. Esenyurt’u izleyen Gaziosmanpaşa’da ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 873 bin 745 TL, ortalama konut kirası 16 bin 488 TL, konut getirisi yüzde 7,16 seviyesinde. Gaziosmanpaşa’nın ardından gelen Sancaktepe’de ortalama satış fiyatı 2 milyon 934 bin 18 TL, ortalama kira 14 bin 878 TL, konut getirisi ise yüzde 6,94 seviyesinde gerçekleşti.

Getirisi en düşük ilçeye bakıldığında, Beykoz’un yüzde 2,81 ile en düşük getiri oranına sahip olduğu görüldü. Beykoz’da ortalama satış fiyatı 16 milyon 90 bin 655 TL, ortalama konut kirası ise 24 bin 46 TL. Beykoz’un ardından Bakırköy’de ortalama konut satış fiyatı 9 milyon 493 bin 65 TL, ortalama konut kirası 27 bin 715 TL ve konut getirisi yüzde 3,81 seviyesinde gerçekleşti. Beşiktaş’ta ise ortalama konut satış fiyatı 12 milyon 850 bin 515 TL, ortalama konut kirası 38 bin 445 TL ve konut getirisi yüzde 4,01 seviyesinde gerçekleşti.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Ağustos Ayında Yüzde 5,4 Büyüdü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) 2023 Ekim ayına ilişkin Aylık Sektör Raporu’nu açıkladı. Buna göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi yüzde 5,4 oranında arttı.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan Aylık Sektör Raporu’nun Ekim 2023 sonuçları açıklandı. Rapora göre 2023 yılının ilk çeyrek döneminde deprem afetinin etkisi ve ihracattaki düşüşe bağlı olarak üretim hızı yavaşlamış ve inşaat malzemesi sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 artış göstermişti. İkinci çeyrekte ise depremin artçı etkileri, seçim sürecinin belirsizliği, dış pazarlardaki yavaşlama ile nisan ve haziran aylarında çalışma gün sayısının azalması sonucu inşaat malzemesi üretimi geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 1,4 artmıştı. Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,8 yükselen inşaat malzemesi sanayi üretimi, 2023 Ağustos ayında da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,4 arttı. Seçimlerin yarattığı belirsizliklerin ortadan kalkması ve yeni ekonomi politikalarının uygulanmaya başlanması, ağustos ayındaki büyümenin en önemli etkenleri olarak öne çıktı.

Ağustosta 22 Alt Sektörün 13’ünde Üretim Artışı Yaşandı 

Rapora göre, dış pazarlarda talep koşulları ağustos ayında zayıf kalmaya devam etti. Yurt içinde ise seçimler sonrası yeni fiyatlamalar ve yeni ekonomi politikaları beklentileri, üretimi ve satışları etkilemeye başladı. Bu çerçevede 2023 Ağustos ayında 13 alt sektörde üretim geçen yılın aynı ayına göre artarken, 9 alt sektörde üretim azaldı. 2023 yılının ilk 8 ayında ise üretim geçen yılın aynı dönemine göre 22 alt sektörün 16’sında artarken 6’sında düştü. 2023 yılının ilk 8 ayında geçen yılın aynı dönemine göre en yüksek üretim artışı yüzde 42,2 ile metalden kapı ve pencerelerde gerçekleşti. Metal yapı ve yapı parçaları üretimi ise yüzde 42 arttı. Ahşap inşaat malzemesi üretimi yüzde 26,8, plastik inşaat malzemesi üretimi ise yüzde 19,3 yükseldi. Yılın ilk sekiz ayında en yüksek gerileme yaşanan alt sektör de yüzde 16,6 ile inşaat camları oldu. Onu yüzde 13,4 ile seramik kaplama malzemeleri izledi.

2020’den Bu Yana En Yüksek İstihdam Oranı 

Türkiye İMSAD raporunda, TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinden yola çıkarak inşaat sektöründeki istihdama da vurgu yapıldı. Buna göre, 2023 Ağustos ayında inşaat sektöründe istihdam 1 milyon 740 bin 387 ile 2020 başından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Seçimlerin etkisi ile haziran ayında 1,61 milyona inen toplam istihdam belirsizliklerin azalması ve yeni ekonomi politikaları ile artışa geçti. Bu kapsamda inşaat sektöründe istihdam temmuz ayında 1,7 milyona, ağustos ayında 1,74 milyona yükselerek, son 4 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

Konut Kredisi Faiz Oranları Yüzde 45’e Yaklaştı 

Sektör paydaşları tarafından yakından takip edilen raporda, 2024-2028 dönemini kapsayan On İkinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’na da değinildi. Bu kapsamda 2023 sonunda 45 ili kapsayan kentsel dönüşüm planlarının 2028 yılına kadar 81 il için tamamlanacağına vurgu yapıldı. Bu plan çerçevesinde 2028 yılına kadar 500 bin yeni sosyal konutun inşa edilmesi hedeflendi.

Raporda ayrıca, ekonomide yeni uygulamaya başlanan sıkı para politikası ile talebin yavaşlatılması ve enflasyonun kontrol altına alınmasının hedeflendiği belirtildi. Bu çerçevede T.C. Merkez Bankası’nın politika faizin artırdığına ve piyasa faiz oranlarının da buna bağlı olarak yükseldiğine dikkat çekildi. Konut kredi faiz oranlarının yüzde 45 seviyesine geldiği belirtildi ve bu oranın yıl sonu itibarıyla yüzde 50’ye yaklaşması öngörüldü.

İpotekli Konut Satışları Yüzde 50’nin Üzerinde Geriledi                     

Konut satışlarında banka kredileri ile yapılan satışların yani ipotekli satışların Türkiye genelinde önemli bir rol oynadığına işaret edilen raporda, 2023 Eylül ayında 8 bin 446 adet konut satışının ipotekli olarak gerçekleştiği açıklandı. Buna göre eylül ayı ipotekli konut satışları, şu ana kadar 2023’ün en düşük aylık satışı oldu. 2023 Eylül ayında ipotekli konut satışları geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 50,2 azaldı. Yılın ilk dokuz ayında ipotekli konut satışları 160 bin 844 adet ile geçen yılın ilk dokuz ayının yüzde 29,6 altında kaldı.

GYODER’in Yeni Başkanı Neşecan Çekici Oldu

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği’nin (GYODER) başkanlık koltuğuna Neşecan Çekici oturdu. Eski başkan Mehmet Kalyoncu kuruluşta, yönetim kurulu üyesi olarak devam edecek.

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu olan GYODER’de Başkanlık görevini, uzun yıllardır dernekte başarılı görevlere imza atan Neşecan Çekici devraldı. Çekici, bu görevlendirme ile yapı endüstrisinin ilk kadın sivil toplum kuruluşu lideri oldu. Son 3 yıldır GYODER’e Başkanlık yapan Mehmet Kalyoncu ise yeni dönemde GYODER Yönetim Kurulu Üyesi olarak deprem bölgesindeki çalışmalara odaklanacak. 

10 milyar doların üzerinde piyasa değerine sahip 268 üyesi ile gayrimenkul sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren GYODER’in Başkanlık görevini, dernekte uzun yıllardır aktif görevlerde bulunan Neşecan Çekici devraldı. GYODER’e 3 yıl boyunca başkanlık yapan Mehmet Kalyoncu ise görevine GYODER Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam edecek. Yeni dönemde GYODER Başkan Yardımcısı olarak görev alacak isimler de Ayla Heyfegil, Cem Yılmaz, Tuğra Gönden, Mahmut Sefa Çelik, Yağmur Yaşar ve Burak Kutluğ olarak belirlendi.

3 Kasım’da düzenlenen basın toplantısında görevi Neşecan Çekici’ye devreden Mehmet Kalyoncu, “3 yıldır büyük bir heyecan ve sorumlulukla yürüttüğüm GYODER Başkanlığı görevimi, Yönetim Kurulu’nda aldığımız ortak kararla, 2011’den beri yönetimde aktif rol alan Neşecan Çekici’ye devrediyorum. Ben bu dönemde vicdanımı dinleyerek kurucusu olduğum Türkiye Tasarım Vakfı çatısı altında deprem bölgesindeki tasarım ve planlama çalışmalarına odaklanacağım” diye konuştu.

GYODER, Mehmet Kalyoncu döneminde, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden sonra bölgede aktif olarak sorumluluk üstlenmiş ve üyeleriyle birlikte tamamen gönüllü olarak 100 bin konutun master plan ve mimari projelerinin 3 ay gibi kısa bir sürede hazırlanmasını sağlamıştı.

Yeni dönemde GYODER Başkanı olarak görev yapacak olan Neşecan Çekici, 2003 yılında üye olarak katıldığı GYODER’de 2011 yılından bu yana yönetim kurulu üyesi olarak görev alıyordu. Son olarak Başkan Yardımcılığı görevi yapan Neşecan Çekici basın toplantısında yaptığı konuşmada “Sayın Kalyoncu liderliğindeki yönetim kurulumuzun, değerli başkan yardımcılarımızın, icra kurulumuzun, komitelerimizin ve çok kıymetli üyelerimizin destekleri ile 3 yıldır birçok projenin ilk tohumlarını attık ve hepsinde de sektörümüze ve kamuya yarar sağlayabilecek bir aşama kaydettik. GYODER olarak, sektörün kuvvetli desteği ile devam eden projelerimize ivme kazandırarak kararlılıkla ilerleyeceğiz. Bu yeni dönemde iş birliği ve dayanışma ruhuyla, gayrimenkul sektörümüzü daha ileriye taşımak için birlikte çalışacağız” dedi.

Neşecan Çekici, bu görevlendirme ile Türkiye’de yapı endüstrisinin ilk kadın sivil toplum kuruluşu lideri oldu.

Neşecan Çekici, GYODER olarak son dönemde Yeni Konut Modeli de dahil pek çok yenilikçi projeye imza attıklarını söyleyerek, “Bu dönemde de GYODER’in ana vizyonu olan 4T yani Teknoloji, Tasarım, Tabiat ve Toplum prensiplerini her fırsatta vurgulamaya devam edeceğiz. 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde de açıkladığımız gibi PwC ortaklığında vereceğimiz 4T Sertifikası ile tüm bu ilkelerin sektörümüzdeki en iyi uygulamalarını keşfetmeye, takdir etmeye ve yaygınlaştırmaya çalışacağız” dedi.

Yeniden Yapılandırma Süreci Devam Ediyor

Kısa zaman önce YTÜ Yıldız Teknopark iş birliğiyle GYODER YTU Startup House-Proptech HUBGirişimcilik Merkezi’ni hayata geçirdiklerini, Design Hub ile de tasarım ekosistemini desteklediklerini söyleyen Neşecan Çekici, “GYODER olarak; şehirlerimizi başta deprem olmak üzere afetlere hazır hale getirmek, yeniden yapılanma sürecinin stratejisini oluşturmak ve uygulamak hedefiyle faaliyet gösterecek olan CITYLAB Türkiye merkezini kurmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu platform ile yeni fikir ve teknolojileri benimseyerek kentlerimizin daha yaşanabilir, sürdürülebilir, her canlının yaşam hakkına saygılı, dirençli ve eşitlikçi yaşam alanları olmasını amaçlıyoruz” diye konuştu.

‘’Akademik İş Birliklerimiz Devam Edecek’’

Eğitimin her zaman kendileri için öncelikli konuların başında yer aldığını söyleyen Çekici, “Sektörün gelişmesi, içinde istihdam edilen insan kaynağına yatırım ile olabilir. Eğitim, Yayınlar ve Bilgi Üretimi Komitemizin çalışmaları ile bu alanda taşıyıcı platformumuz olan GYODER Akademi bu kapsamda önemli bir rol üstleniyor. Ankara Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile de çeşitli akademik iş birliklerimizi devam ettireceğiz” dedi.

GYODER Eğitim, Yayınlar ve Bilgi Üretimi Komitesi önderliğinde hazırlanan GYODER Gösterge ile de sektörle ilgili olan tüm kesimler için önemli bir veri kaynağı sunduklarını hatırlatan Çekici, “Üzerinde çalışmaya devam edeceğimiz bir diğer projemiz ‘Konut Projeleri İçin Pazar Yeri’. Son dönemde herkesin aklını kurcalayan fiyatlar konusundaki manipülasyon ve fırsatçılık endişesini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Cottonbox’tan Denizli’ye 8 Milyon Dolarlık Fabrika Yatırımı

Cottonbox, Denizli’de 8 milyon dolarlık yatırım bedeliyle fabrika açacak. Fabrika, 15 bin metrekarelik alana kurulacak.

Ev tekstili sektöründe faaliyet gösteren Cottonbox, doğal hammadde kullanımı, kaliteli üretimi, özgün tasarımları ve çevreci yaklaşımı ile hem iç piyasada hem de global arenada büyümeyi hedefliyor.

Yurtiçinde 81 şehirde 1300’ü aşkın satış noktasında, yurtdışında ise 61 ülkede ürünleri satılan Cottonbox, Denizli’ye 8 milyon dolarlık yatırımla fabrika kuruyor. Toplamda 15 bin metrekare alana kurulu olacak fabrikanın yeşil bina içerisinde yer aldığına vurgu yapan Cottonbox Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, “Bu fabrika binamızı daha iyi servis verebilmek ve hatta daha hızlı servis edebilmek prensibiyle kurguluyoruz. Avrupa’ya 15-20 günde ürün teslim edebilecek hızlı bir organizasyon kapsamındayız. İpliğini kendisi üreten, yağmur suyunu kullanan, depodaki gri suyu atıp tekrar kullanan Avrupa’nın aradığı şartlara sahip, insana değer veren sürdürülebilirlik unsurlarını taşıyan bir işletme tasarlıyoruz. 2024 yılında yeni fabrika binamızı devreye almayı planlıyoruz” dedi.

Fasonla Değil Kendi Markasıyla Yol Almak İstiyor

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Bundan 15 yıl önce Cottonbox olarak yola çıkarken Avrupa’nın ve Amerika’nın fasoncusu değil de kendi markalarıyla yol almak gayesinde olduklarının altını çizen Turgut, “Yurtdışında kendi markamızla ürünlerimizi satıyoruz. 2023’te Orta Afrika’da bir açılım yakaladık, 2024’te oradan daha çok beklentimiz var. Şimdi yavaş yavaş Güney Afrika’ya doğru gidiyoruz. Togo, Benin ve Nijer’e kadar devam eden bir organizasyon var. Kuzey Afrika’da da varız. Körfez de gayet iyiyiz. Türki Cumhuriyetler de pazarlama organizasyonumuz gayet iyi yürüyor.

Balkanlarda ve Orta Avrupa’da da güçlüyüz. Batı ülkelerinde biraz daha zor kabul ediliyor kendi markanızla raflara girmek. Ama orada da mücadeleye devam ediyoruz. Amerika ve Kanada pazarında ürünlerimiz satılsa da orada daha da büyümek istiyoruz” diye konuştu. 

Turgut, ayrıca ilerleyen süreçte mağazalaşma hedeflerinin de olduğunu kaydetti.

“Uzak Doğu ile Rekabet Edemiyoruz”

Tekstilde Çin ve Pakistan unsuru, sektörü olumsuz etkiliyor. Bu bölgelerde işçilik, enerji ve hammadde Türkiye’ye kıyasla daha ucuz olunca ürünlerin fiyatları da ucuz oluyor ve bu nedenle rekabet etmek oldukça zorlaşıyor. 

Uzak Doğu’nun fiyat olarak tekstil sektörünü ciddi anlamda zorladığına dikkat çeken ve ayrıca Denizli Sanayiciler İş İnsanları Derneği (DESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı unvanına da sahip Nuri Turgut, “Orada işçiler 150-200 dolara çalıştırılıyor. Ancak bu rakam bizde 600- 700 dolarları buluyor. Fiyatta ve işçilikte dayak yiyoruz. Sektör haliyle Uzak Doğu’nun karşısında rekabet edemiyor. Devletin sektörü gözden çıkarıp çıkarmadığına karar vermesi lazım. Çünkü tekstil sektörü ülkemiz için sosyal barışın sigortasıdır” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’de tekstil sektöründe kayıt dışı dahil 4 milyona yakın çalışan olduğunu belirten Nuri Turgut, bu rakamın 2,5 milyonunun resmi çalışan olduğunu söyledi.

“Yapay Zeka” Nevresim Koleksiyonu

Yenilikçi marka vizyonuyla ev tekstili sektöründe çalışmalarını yürüten Cottonbox, dijital dönüşüm yolculuğunda adımlarını hızlandırdı. Yapay zeka ile tasarladığı ve 12 farklı desenin yer aldığı “Yapay Zeka” nevresim koleksiyonu özelinde NFT hazırlayan marka, ev tekstili sektöründe bir yeniliğe imza attı. Hazırlanan NFT tasarımları, aralık sonu OpenSea üzerinden satışa sunulacak.

Tasarım, üretim teknolojileri, pazarlama ve e-ticaret gibi birçok alandaki dijitalleşme yatırımlarını marka vizyonunun bir parçası olarak konumlandıran Cottonbox; böylelikle müşteri portföyünü genişletmek, yeni dünyaya entegre olmak ve genç hedef kitle ile bağ kurmayı amaçlıyor. Cottonbox dijital dönüşümle verimliliği, rekabet hızını, marka imajı ve görünürlüğünü artırırken; maliyet ve zaman tasarrufu yaratarak sürdürülebilirliğe de katkı sunmayı hedefliyor.

Belarus NGS İçin Ticari İşletim Onayı Alındı

Belarus Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) ikinci güç ünitesi için ticari işletim onayı alındı.

Genel tasarımcılığını ve yükleniciliğini Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Mühendislik Birimi’nin üstlendiği Belarus Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) 2’nci Güç Ünitesi, ticari işletim için onay aldı.

Rosatom’dan yapılan açıklamaya göre, onay komisyonu, ünitenin devreye alınmasına ilişkin belgeyi imzaladı.

Tesis, Rosatom’un en yeni nesil 3+ VVER-1200 reaktörleri ile hayata geçirdiği ilk yabancı proje oldu.

Sözleşme yükümlülüklerine göre, Rosatom artık garanti süresi boyunca ünite ekipmanının çalışmasının sorumluluğunu üstlenecek.

Bu yıl 13 Mayıs’ta söz konusu ünite ilk kez şebekeyle bağlandı ve Belarus’un birleşik enerji sistemine ilk elektriği gönderdi. 19 Haziran’da tasarım kapasitesine ulaşan ünite, bugüne kadar 2 milyar kilovatsaatten fazla elektrik üretti. Toplam kapasitesi 2 bin 400 megavat olan Belarus NGS’nin iki güç ünitesi, Belarus’un elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 40’ını karşılayabilecek. Böylece ülke, nükleer üretimin toplam enerji dengesindeki payı açısından dünya liderleri arasında yerini alacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Belarus Nükleer Santrali İnşaat Projesi Direktörü ve Rosatom’un Mühendislik Birimi ASE AŞ Başkan Yardımcısı Vitaly Polyanin, ‘Belarus NGS’nin en modern ve güvenli olan ikinci VVER-1200 reaktöre sahip güç ünitesi ticari işletime alındı. Belarus NGS, 3+ Nesil teknolojilerimizin yurtdışında geliştirildiği ilk proje oldu. Belarus NGS’nin her iki güç ünitesi de ülkenin enerji sistemine kilovat enerji üretiyor ve güvenilirliklerini şimdiden kanıtlamış durumdalar. NGS inşaat projesinin başarılı bir şekilde ve zamanında hayata geçirilmesi, Rus ve Belaruslu uzmanların ortak ve koordineli çalışmaları sayesinde mümkün oldu. Belarus’taki nükleer santralimizin Rosatom’un potansiyel yabancı ortaklarının birçoğu için örnek teşkil edeceğinden eminim. Bugün Bangladeş, Macaristan, Mısır, Türkiye ve Çin’de VVER-1200 reaktöre sahip güç ünitelerinin inşası devam etmektedir.’ ifadelerini kullandı.

Ulusal Bilimler Akademisi Sosyoloji Enstitüsü tarafından bu yıl nisan-mayısta yapılan kamuoyu yoklamasının sonuçlarına göre, Belarusluların çoğunluğu nükleer güç santrali inşaatı projesini destekledi. Kamuoyu yoklamasına katılanların yüzde 72,8’i nükleer güç santrali inşasına olumlu bakarken, yüzde 57,8’i ülkenin yakıt ve enerji kompleksindeki durumun iyileşeceğinden emin olduklarını belirtti.

Rusya dost ülkelerle iş birliğini aktif şekilde geliştiriyor. Büyük ortak enerji projeleri hayata geçirilmeye devam ediyor. Rosatom ve birimleri bu çalışmalarda aktif rol alıyor.

Toplam kapasitesi 2 bin 400 megavat olan iki reaktöre sahip Belarus NGS, Belarus’un Ostrovets kentinde bulunuyor. NGS’nin güç üniteleri, Rusya’daki referans güç ünitelerinin işletilmesinde verimliliklerini ve güvenilirliklerini kanıtlamış olan Rosatom’un amiral gemisi VVER-1200 reaktörleri ile donatıldı. 3+ Nesli VVER-1200 reaktörleri, Fukuşima sonrası tüm güvenlik gereksinimlerini karşılıyor. Bu reaktörler, NGS’leri dış ve iç etkilere karşı mümkün olduğunca dayanıklı hale getiren aktif ve pasif koruma sistemlerini bir arada bulunduruyor. Halihazırda, 4’ü Rusya’da ve 2’si Belarus’ta olmak üzere, bu tür reaktörlere dayalı 6 güç ünitesi faaliyet gösterirken, Bangladeş, Macaristan, Mısır, Türkiye ve Çin’de de Rus teknolojisine dayalı NGS’lerin aktif inşaatı devam ediyor.

Rosatom’un Mühendislik Bölümü, Atomstroyexport AŞ (Moskova, Nizhny Novgorod, Rusya ve yurtdışındaki şubeler), Ortak Tasarım Enstitüsü – Atomenergoproekt AŞ (Moskova, Nizhny Novgorod, St. Petersburg şubeleri tasarım enstitüleri, Rusya ve yurtdışındaki şubeler, Ar-Ge şubeleri) ve yan inşaat kuruluşları olmak üzere nükleer endüstrinin önde gelen şirketlerini bir araya getiriyor.

Mühendislik Birimi, sipariş portföyü ve dünya çapında aynı anda inşa edilen nükleer santrallerin sayısı açısından dünyada ilk sırada yer alıyor. Birimin gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’i yabancı projelerden elde ediliyor.

Mühendislik Birimi, Rusya’da ve dünya genelinde yüksek güçlü nükleer santraller için inşaat projelerini hayata geçiriyor, proje yönetimi ve tasarım faaliyetleri dahil olmak üzere eksiksiz bir Mühendislik, Tedarik ve İnşaat (EPC), EP (Mühendislik ve Tedarik) ve Mühendislik, Tedarik ve İnşaat Yönetimi (EPC(M)) hizmetleri yelpazesi sunuyor ve kompleks mühendislik tesislerinin yönetimi için çok yönlü teknolojiler geliştiriyor. Birim, Rus nükleer endüstrisinin başarılarına ve yenilikçi en son teknolojilere dayanıyor.

Rusya, dost ülkelerle iş birliğine odaklanarak uluslararası ticari ve ekonomik ilişkilerini sürekli olarak geliştiriyor. Dış kısıtlamalara rağmen ülke ekonomisi ihracat potansiyelini artırıyor, dünyanın dört bir yanına mal, hizmet ve hammadde tedarik ediyor.

Kaynak: AA

65 Kişinin Ölümüne Neden Olan İsias Otel’in Bilirkişi Raporu Açıklandı

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman’da 65 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı bilirkişi raporu belli oldu.

6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Adıyaman’daki 10 katlı İsias Otel yıkılmış, aralarında KKTC’den gelen öğrenciler ve TUREB rehberlerinin de olduğu 65 kişi hayatını kaybetmişti.

NTV’nin haberine göre, otel ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı bilirkişi raporu ortaya çıktı.

Raporda betonun kalitesinin bariz bir şekilde düşük olduğu, demir kalınlığının standardın çok altında olduğu belirtildi.

Yapıya ilişkin zemin etüdü yapılmadığı ve binanın yapımında yasak olmasına rağmen dere kumu kullanıldığı belirlendi.

Rapordaki usulsüzlükler bunlarla sınırlı değil. Binanın ilk olarak 1991 yılında apartman olarak tasarlandığı ancak ruhsat çıkartılarak otele çevrildiği vurgulandı.

9 kat olarak inşa edilen yapıya 2016 yılında ruhsat alınmadan bir kat daha eklendiğine dikkat çekildi.

Binanın zemin raporu, statik hesap ve statik projesinin de bulunmadığı belirtildi.

Soruşturma kapsamında İsias Otel’in yöneticileri ile proje sorumlularının arasında olduğu 5 kişi tutuklanmıştı.

Raporda, binanın yıkılmasına ilişkin sorumluluklara da yer verilerek, binanın sahibi Ahmet Bozkurt, statik proje mesulü Erdem Yıldız, Adıyaman Belediyesi’nde o dönemki yapı kontrol birimi ve yapı ruhsatlarında proje kontrollerinden sorumlu kişi “asli kusurlu” bulundu.

Erbaa Hastane Yolu Projesi Tamamlandı

Tokatı’ın Erbaa ilçesinde inşaat çalışmaları başlatılan Yeni Devlet Hastanesi Yolu projesi tamamlandı.

Erbaa Belediyesi tarafından yapımına başlanan yeni hastane yolu projesi tamamlandı. 25 metre genişliğinde duble yol, refüj, aydınlatma, kavşak düzenlemesi su, kanalizasyon, yağmur hattı, elektrik hattı, doğalgaz altyapısı tamamlanan yol, çalışmaların tamamlanmasının ardından ulaşıma açıldı.

Erbaa Devlet Hastanesi’nin arsa çalışmalarının 2012-2013 yıllarında yapıldığını ifade eden Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl  “Erbaa Devlet Hastanemizin arsa çalışmaları 2012-2013 yıllarında dönemin belediye başkanı ve kaymakamımızın özverili çalışmaları ile tamamlanmış ve sonrasında hastanemizin yapılması ile ilgili dönemin Milletvekili Sayın Zeyid Aslan tarafından yatırım programına alınmış ve 2016 yılında hastanemizin yapım işi ihalesi yapılarak inşaatına başlanmıştır. Yaklaşık 3 yıllık bir çalışmanın sonucunda hastanemiz 2019 yılında hizmete açılmıştır. Tam donamlı 150 yatak kapasiteli Hastanemiz bugün sadece Erbaa’ya değil çevresindeki İlçelere ve yerleşimlere de hizmet veren bölge hastanesi konumuna getirilmiştir.”  dedi.

Hastanenin yolunun geçmişte apar topar yapıldığını belirten Başkan Karagöl “Ancak böyle donanımlı modern bir hastanenin yolu o dönemde açılışa kısa bir süre kala apar topar topoğrafyasına, eğimine, yolun standardına ve alt yapısına bakılmadan yapılmıştır. Mevcut yolun hastanemize cevap vermemesi ve yetersiz kalması nedeniyle göreve geldiğimiz günden itibaren günlük yaklaşık 5 bin kişinin kullandığı, hem trafik güvenliği hem de insan güvenliği açısından tehdit oluşturulan yolun yapılması ile ilgili çalışmalarımıza başladık. Yapmış olduğumuz çalışmalarda hem D-100 Karayolu Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı hastane bağlantı yolunun planlanması hem de projelendirilmesi için imar uygulamaları çalışmaları yaptık. Hemşerilerimizin D-100 Karayolu Recep Tayyip Erdoğan Bulvarına çıkmadan en güvenli ve en hızlı şekilde hastaneye ulaşmaları için, Küçük Sanayi Bölgesi Dr. Devlet Bahçeli Bulvarı üzerinden yeni hastane yolumuzun projelendirilmesi için imar uygulama çalışmaları gerçekleştirdik. Her iki yolumuz da 25 metre genişliğinde yol olup, orta refüjü, aydınlatması, kaldırımı, kavşak düzenlenmesi, alt yapısı su, kanalizasyon, yağmur hattı, elektrik hattı, doğalgaz altyapısı tamamen yeni yapılmış olup, bölgenin imara açıldığında da kullanıma hazır bir alt yapı haline getirmiş bulunmaktayız.” diye konuştu.

Karmod, ABD’de Hafif Çelik’ten Konut Üretiyor

Son dönemde yurt dışında gerçekleştirdiği projelerle adından söz ettiren Karmod bu kez, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) hafif çelik yapı sistemiyle konut üretiyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Kaliforniya eyaletinin Anacapa Adası’nda kullanılacak çelik evlerin 384 metrekare büyüklüğü bulunuyor. Dubleks plana sahip ve 5+1 daire tipinde hazırlanan konutların zemin katında kapalı garaj alanı da yer alıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Genel Müdürü Abdullah Yüceer, hafif çelik yapı sistemiyle üretilen konutun Kaliforniya eyaletinin Anacapa Adası’nda kullanılacağını belirtti.

Çelik evlerin ABD’de en çok tercih edilen konut modelleri arasında yer aldığını vurgulayan Yüceer, ‘’Prefabrik çelik ev üretiminde ABD standartlarını yakaladık. Güvenli yapı modelimizle ABD ile birlikte batı ülkelerinde çelik ev projelerinde tercih edilmeye başladık. Fransa, Almanya, Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz çelik konut projesi gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında yer alıyor.’’ ifadelerini kullandı.

İzmir’de Vizyon Projeler Emlak, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı’nda Görücüye Çıktı

İzmir’in önde gelen konut üreticileri Teknik Yapı,Evora İzmir ve Divan Residence vizyon projelerini Emlak, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı’nda ziyaretçilere sundu.

Kentsel dönüşüm alanındaki uzmanlığı İzmir’e taşıyan Teknik Yapı, 3-5 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Rescon Expo’ya (Emlak, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı) katılıyor. İki büyük projeyle İzmir’e sembol binalar kazandıran Teknik Yapı, yarım asrı geçen deneyim ve bilgi birikimini fuar boyunca ziyaretçilerle paylaşacak. Rescon Expo’da sergilenecek olan Evora İzmir ve Divan Residence projelerinde sunulan fırsatların fuar boyunca devam edecek.

Mevcut projelerin fuar organizasyonları vasıtasıyla daha geniş kitlelere ve daha detaylı bilgi vermek için çok iyi bir ortam yarattığını belirten Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım, aynı zamanda tersine ve gerçek bilgi akışına da vesile olduğunu belirtti. Fuara gelen ziyaretçilere yapılan görüşmelerde konut taleplerinin detaylarının not edildiğini ifade eden Başkan Durbakayım “fuar boyunca elde ettiğimiz beklenti ve taleplere göre bir sonraki adımlarımızı ve planlarımızı şekillendiriyoruz. Elde ettiğimiz bilgiler, İzmir’de gerçekleştirmeyi planladığımız başka projelerin hedef odaklı ve beklentileri tam karşılaşması açısından çok büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

Teknik Yapı’nın İzmir’deki yatırımlarının Evora İzmir ve Divan Residence ile sınırlı kalmayacağını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım, yeni projeler için arayışlarının yoğun bir şekilde sürdüğünü belirtti.

Evora Denizli projesini yaparken İzmir ve çevresine ayrı bir önem gösterdiklerini aktaran Umut Durbakayım;turizm, kültür ve ticaret bakımından Türkiye’nin gözbebeği Ege’nin bir parçası olmak için yoğun bir çalışma yaptıklarını aktardı. “İzmir’in modern ve yenilikçi projelere açık bir müşteri kitlesi olduğunu gördük ve buna göre hazırlandık” şeklinde konuşan Umut Durbakayım önce Emlak Konut GYO önderliğinde ve Halk GYO ortaklığı ile Evora İzmir Projesi’nin temelini attıklarını, hemen sonrasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Divan Residence projesini hayata geçirdiklerini belirtti. İzmir’in güzelliğine katkıda bulunmak için sadece bu iki proje ile yetinmeyeceklerinin altını çizen Durbakayım, Urla’dan Çeşme’ye kadar her yerde inceleme ve araştırmalarının sürdüğünü vurguladı. “Gerek kentsel dönüşüm kapsamında gerekse yatay mimari kapsamında toplu konut ve villa projeleri geliştirmek için çalışıyoruz” şeklinde açıklamalarını sürdüren Umut Durbakayım yakın gelecek planları hakkında önemli ipuçları verdi.

‘Deprem Güvenliği ve Çevre Duyarlılığı’

İzmir’deki her iki projedeki ortak paydanın deprem güvenliği olduğunu ifade eden Umut Durbakayım, yüksek yaşam standartları, çevreye duyarlı donanımlar ve malzeme kullanımının da bu ortak paydanın vazgeçilmez bileşenleri olduğunu söyledi.

“Özellikle deprem kuşağındaki güzide İzmir’e daha huzurlu bir yaşam alanı kazandırmak için güvenlikli ve depreme dayanıklı projeler yapmak temel standartımızı oluşturuyor. İzmir’deki her iki projemizin deprem güvenliğini sağlamak için uluslararası kurumlarla işbirliği yaparken, Türkiye’deki önde gelen yerbilimci ve jeofizik konusunda uzman akademisyenlerin danışmanlığında projelerimizi gerçekleştiriyoruz” diyerek konuşmasına devam eden Umut Durbakayım projelerindeki vazgeçilmez temel standartlar hakkında şunları söyledi;

“Güvenli yaşam alanlarının yanı sıra projelerimizin sürdürülebilir ve çevreci olmasında da hassasiyet gösteriyoruz. Mesela ısı, ses ve su yalıtımı, bakım kolaylığı, düşük kullanım maliyeti ve uzun ömürlü olması için dış cephelerde GRC malzemesi kullanıyoruz. Bu konuda da büyük bir adım atarak İstanbul’daki GRC üretim fabrikamız Betofiber’i İzmir’e taşıdık. Projelerimizin hem modern hem de yenilikçi bir mimari tarza bürünmesi bizim için çok büyük önem arz ediyor.”

‘Evora İzmir’deki Ticari Yatırım Fırsatı’

Evora İzmir’in konut, ticaret ve park fonksiyonlarını bir arada barındıran yapısıyla kente değer katacağını söyleyen Umut Durbakayım,  projedeki turizm, kültür ve ticari fonksiyonlarının da buna göre tasarlandığını ifade etti.  Projenin İzmirlilere maddi ve manevi kazanç sağladığına yönelik inançların tam olduğunu aktaran Durbakayım, satıştaki dairelerde sunulan fırsat ve potansiyel kazancı şimdi ticari alanlarda da sunulacağını açıkladı. Evora İzmir projesinin sadece bir konut projesi olmadığını vurgulayan Umut Durbakayım, projenin aynı yaşam için ihtiyaç duyulan her şeyi karşılayacak bir ticaret merkezi olacağını da belirtti. Ticari ünitelerin şık mağazalarıyla ziyaretçilerine açık alanda alışveriş yapma keyfi sunacağının altını çizen Durbakayım “Açık hava ticaret merkezi özelliği taşıyan ticari üniteler, hem Evora İzmir’de yaşayanlara hem de İzmir halkına hitap edecek.  Ticari üniteleri açık alanlar insanların şık ve lüks bir caddede hem ihtiyaçlarını karşılayabilmesi hem de iyi vakit geçirmesini sağlayacak” şeklinde konuştu.

Kentsel Dönüşüm’e Sembol Proje

Teknik Yapı’nın kentsel dönüşüm kapsamında başladığı Divan Residence projesi hakkında da bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım açıklamasında şunları söyledi;

Bildiğiniz gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı İzmir’in en önemli kentsel dönüşüm hamlelerinden biri için ilk adımı geçen yıl Divan Residence projesiyle attık. Teknik Yapı’nın yarım asrı geçen güvenilir, kaliteli inşaat anlayışı ve kentsel dönüşüm projeleri tecrübeleriyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin vizyoner yönetiminde harmanladık. Türkiye’nin her şehrinden göç alan İzmir’e modern mimari ile geleneksel akılcı çözümlerin bir araya geldiği Divan Residence projesini hayata geçirdik. İzmir’in en gelişmiş lokasyonunda yer alan Ege Mahallesi’ndeki projemiz, büyük bir kentsel dönüşümün ilk hamlesi oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde gerçekleşecek projemizin İzmir’in yeni sembollerinden biri olacağını bir kez daha söylemek istiyorum. Uluslararası kalitesi ispatlanmış Divan anlayışıyla işletilecek bu projemize gösterilen ilgi, İzmir’e katma değer yaratan projeler yapmaya devam etmemiz açısından itici bir güç oldu.

Projenin inşası ve satışları oldukça başarılı sürüyor. Teknik Yapı güvencesi, projenin merkezi konumu, ulaşım rahatlığı ve iş yaşam ve ticaret merkezi olarak öne çıkması bu başarının mihenk taşları oldu.

Kaynak: Emlak Dream

Dayanışma Ekonomisi İle Peşinatsız Konut Sahibi Olunabilir

FKB Tasarruf Finansman Şirketleri Sektörü Kurulu Başkanı Eyüp Akbal,  “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes, alternatif bir finans modeli olan Dayanışma Ekonomisi ile kredisiz, faizsiz hatta peşinat dahi ödemeden ev sahibi olabilir.” dedi.

Konut ve ipotekli konut satışlarındaki azalmada konut fiyatlarındaki artışın, yüksek faiz oranlarının ve finansmana erişimin zorlaşmasının etkili olduğunu vurgulayan Eyüp Akbal, “Her ne kadar Dayanışma Ekonomisi ile gerçekleştirilen satışlar, resmî olarak ipotekli konut satışı olarak görülmese de sistem gereği teslim edilen evlerin ödemeleri devam ettiğinden pratikte ipotekli konut gibi düşünülebilir. Bu pencereden baktığımızda yaptığımız teslimatlar ipotekli konut satışının yaklaşık yüzde 7’sine tekabül ediyor.” dedi.

Akbal, “Tasarruf finansman sektörü temsilcileri olarak bizler, kişilerin en temel gereksinimlerinden barınma ihtiyacına finansman sağlayan şirketler olarak manevi tarafı da güçlü bir faaliyet içindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin alternatif bir finans modeli olan Dayanışma Ekonomisi ile kredisiz, faizsiz hatta peşinat dahi ödemeden ev sahibi olmasını sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.

Tasarruf Finansman Sistemi, Çekilişli veya Bireysel Modelle Ev Sahibi Yapıyor 

Tasarruf finansman sistemini de detaylandıran Akbal, “Tasarruf finansman sisteminde kişiler, çekilişli ya da bireysel modeli tercih ederek ev sahibi olabiliyorlar. Çekilişli sistemde gruba dâhil olan kişiler, ekonomik güçlerini birleştirerek her ay bir kişinin konut sahibi olmasını sağlıyor. Bunun için de her ay noter huzurunda çekiliş gerçekleştiriliyor ve talihli olan kişi evini almaya hak kazanıyor. Bireysel modelde de kişiler, kendi belirledikleri ve sözleşmede belirtilen miktarda ödeme yaparak önceden belirlenen tarih geldiğinde evlerini almaya hak kazanıyorlar.” ifadelerini kullandı.  

Tasarruf Finansman Sektörü, Pek Çok Sektörün Büyümesine Katkı Sunuyor

Faaliyet gösterdikleri sektörün konut satışlarını artırabileceğinin yanı sıra pek çok sektöre de katma değer sağlayacağının altını çizen Akbal, sözlerine şu ifadelerle son verdi:

“Tasarruf finansman sektörü, konut satışlarını artırıyor olması hasebiyle hem inşaat hem de gayrimenkul sektörlerinin de büyümesine katkı sunuyor. Diğer yandan yeni bir ev, beraberinde beyaz eşya ya da mobilya ihtiyacını da beraberinde getirdiğinden bu sektörlerin büyümesine de vesile oluyor. Özetle tasarruf finansman sektörü hem Türkiye ekonomisinin gücüne güç katarken hem de kişilerin konut ihtiyaçlarına kendi bütçeleri ve ödeme güçlerine göre, kredisiz ve faizsiz olarak ulaşmasına olanak sağlıyor.” 

Konut Kredi Hacmi 443 Milyar TL Oldu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan bültene göre, konut kredi hacmi 443 milyar 315 milyon TL oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 27 Ekim itibarıyla 124 milyar 981 milyon lira arttı.

Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 10 trilyon 799 milyar 168 milyon liradan 10 trilyon 924 milyar 148 milyon liraya yükseldi.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil geçen hafta 157 milyar 653 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 1,1 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı 13 trilyon 907 milyar 415 milyon lira oldu.

Bültene göre, tüketici kredilerinin tutarı 27 Ekim itibarıyla 11 milyar 745 milyon lira artışla 1 trilyon 457 milyar 885 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 443 milyar 315 milyon lirası konut, 88 milyar 623 milyon lirası taşıt ve 925 milyar 947 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Yurt İçi Tüketici Fiyat Endeksi Ekim Ayında Yıllık Yüzde 39,39 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayı Yurt İçi Tüketici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini açıkladı.

Yİ-ÜFE 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,94, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 38,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39,39 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 58,46 artış gösterdi.

Sanayinin Dört Ana Sektöründen İmalat Endeksi Yıllık Yüzde 53,74 Arttı

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,21 artış, imalatta yüzde 53,74 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 40,19 azalış, ve su temininde yüzde 72,72 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 45,58 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,37 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,47 artış, enerjide yüzde 12,91 azalış ve sermaye malında yüzde 65,19 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin Dört Ana Sektöründen İmalat Endeksi Aylık Yüzde 2,32 Arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,36 artış, imalatta yüzde 2,32 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,38 azalış ve su temininde yüzde 5,46 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,22 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 1,93 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,99 artış, enerjide yüzde 2,86 azalış ve sermaye malında yüzde 2,70 artış olarak gerçekleşti.

Yıllık Yİ-ÜFE’ye Göre 4 Alt Sektör Daha Düşük, 25 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 40,19 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 94,85, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 92,48, içecekler yüzde 74,80 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık Yİ-ÜFE’ye Göre 13 Alt Sektör Daha Düşük, 16 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

Aylık en yüksek azalış; yüzde 14,10 ile tütün ürünleri, yüzde 4,38 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme, yüzde 3,20 ile kok ve rafine petrol ürünleri alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz yüzde 6,48, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 5,89, su ve suyun arıtılması ve dağıtılması yüzde 5,46 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Kasım Ayı Kira Artış Oranı Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıklamasıyla birlikte Kasım ayında uygulanacak iş yeri kira artış oranları da belli oldu. Buna göre, kasım ayında en fazla yüzde 54,26 oranında zam uygulanabilecek.

İşyeri mülk sahipleri ile kiracılar arasında düzenlenen ve 2023’ün Kasım ayı içinde yenilenecek (uzatılacak) olan kira sözleşmelerine göre yapılacak maksimum yasal artış oranı 3 kasım 2023 cuma günü açıklanan son 12 aylık ortalama enflasyon rakamlarına göre belirlendi. 

Buna göre, kiralara son 1 yıllık ortalama TÜFE oranı olan yüzde 54,26’nın üzerinde zam yapılamayacak. Her iki tarafın aralarında anlaşmaları halinde bu orandan farklı olarak bir artırıma gidebilir ancak tarafların aralarında uzlaşamamaları halinde eylül ayında yenilenecek işyeri (dükkan, mağaza, ofis, büro, depo, lojistik depo, atölye, üretim tesisi vb) kira kontratlarında yasal olarak bu oran baz alınır.

Buna göre aylık kirası 10.000 TL olan ve sözleşmesi kasım 2023’de yenilenmesi gereken işyerlerinin kirası 10.000 TL + yüzde 54.26= 15,426 TL olur.

TÜİK Enflasyon Rakamlarını Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. 12 aylık ortalamalara göre TÜFE yüzde 54,26 oldu.

2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,43, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 55,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,36 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,26 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 25,98 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 94,12 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde-0,18 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 13,73 ile giyim ve ayakkabı oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla, 15 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 122 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel Kapsamlı TÜFE Göstergesi Yıllık Yüzde 67,61, aylık Yüzde 3,48 Oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,48, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 60,05, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,61 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,65 olarak gerçekleşti.

Mersin Serbest Bölgesi’nde Yıl Sonu Ticaret hacmi 4 Milyar Doları Aşacak

Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi’nde 2023 yıl sonu ticaret hacminin 4 milyar doları aşması bekleniyor.

Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak 877 dönüm arazi üzerine kurulan ve 1988 yılında ticari faaliyetine başlayan Mersin Serbest Bölgesi’nin, bu yılki ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor.

Mersin Serbest Bölgesinin ticari faaliyete başladığı yıldan bu yılın eylül ayı sonuna kadar gerçekleşen ticaret hacmi toplamının 78 milyar dolara ulaştığını söyleyen Mersin Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, en fazla ticaret yapılan ülkeler arasında ABD, Irak, Mısır, İtalya, Hollanda, Çin ve Almanya’nın yer aldığını aktardı.

Dünya Gazetesi’nden Fahriye Kutlay Şenyurt’un haberine göre; Ali Avcı, bölgede işlem gören malların yüzde 81’inin sanayi, yüzde 19’unu ise tarım ürünlerinin oluşturduğunu, en yüksek seviyede işlem gören mal gruplarının ise kimya ve gıda sanayi ürünleri, meyveler, işlenmiş petrol ürünleri, dokumacılık mamulleri, demir-çelik sanayi mamullerinin olduğunu kaydetti.

Doğrudan ve Dolaylı Olarak 11 Bin Kişiye İstihdam

287’si yerli ve 97’si yabancı olmak üzere toplamda 384 firmanın yer aldığı Mersin Serbest Bölgesi’nde, firmalardan yüzde 40‘ının alım-satım, yüzde 31’inin üretim ve yüzde 29’unun diğer ruhsat konularında faaliyet gösterdiğini ifade eden Avcı, Serbest Bölge firmaları bünyesinde 10 bin 358 kişinin doğrudan istihdam edilirken dolaylı istihdam ile bu rakamın 11 bin kişiye ulaştığına dikkat çekerek, “Bölgemizde, Avrupa Birliği standartlarında hazır giyim üretim sektörü oluşmuş olup, yıllık 50 milyon adet dış giyim üretilerek Avrupa ülkelerine gönderilmektedir. Ayrıca, çelik boru, hijyen pamuk ürünleri, medikal malzemeler ve gıda ürünleri konularında da önemli üretimler yapılmaktadır.” dedi.

Mersin Serbest Bölgesi’nin doğu sınırında başlatılan Serbest Bölge İkinci Kapı inşaatının da tamamlanarak ağustos ayında sadece yük araçlarına hizmet vermek üzere açıldığını söyleyen Avcı, “İhracat beyannamesine kayden serbest bölgeye ihraç edilen ve Serbest Bölge Limanından yükleme yapılarak gemi ile çıkış işlemi görecek eşyayı taşıyan kamyonların Serbest Bölgeye girişleri ve her türlü yük araçlarının Serbest Bölgeye boş giriş ve boş çıkış işlemleri 2. Kapıdan yapılabilecek. Böylece, Serbest Bölge Ana Giriş Çıkış kapısındaki araç trafiği yükü azalmış olacak” diye konuştu.

Avcı, Mersin Limanındaki gemi-yük beklemelerinin ve buna bağlı olarak işlem maliyetlerinin azaltılması amacıyla, Ticaret Bakanlığı tarafından gerekli izinin verilmesi durumunda konvansiyonel gemilerin Mersin Serbest Bölge Limanı’nda elleçlenmesi ve bu amaçlı yüklerin Serbest Bölge 2. Kapıdan geçerek doğrudan limana giriş ve çıkışlarının mümkün olabileceğini belirtti.

“DENSEB Denizli Serbest Bölgeyi Devir Alıp İşleteceğiz”

Ali Avcı, Mersin Serbest Bölgesi’nin yatırım alanlarının tamamının tahsis edilmiş olması sebebiyle, alternatif bölgelere yöneldiklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Denizli Serbest Bölgesi’nin şirketimizce yüzde 85 ortağı olacak şekilde kurulacak DENSEB Denizli Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı makamınca gerekli karar verilmesi halinde 13.06.2000 tarihli kuruluş-işletme sözleşmesine ek mahiyette yeni bir Kuruluş-İşletme Sözleşmesi, yeni kuracağımız DENSEB Denizli Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. şirketimiz tarafından imzalanacak ve Denizli Serbest Bölgesi devir alınıp işletilmeye başlanacaktır. Böylece serbest bölge teşviklerini kullanarak yatırım yapmak isteyen yeni yatırımcılar için yatırım imkânı sağlanmış olacaktır.”

“AB Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde Yapılan Düzenlemelere Önem Veriyoruz”

Ali Avcı, GES yatırımın ilk kısımlarının tamamlanması ile beraber 2021 yılı ağustos ayından itibaren üretime başlandığını ve bu yılın temmuz ayı sonuna kadar 7.364.353 kwh elektrik enerjisi üretildiğini söyledi.

Bugüne kadar yapılan üretim sayesinde yılda 4.613.816 kg CO² karbon salınımının engellendiğini ve 11 bin 220 adet ağacın kurtarıldığına da atıfta bulunan Avcı, güneş enerji santrallerinde gerçekleşen elektrik enerjisi üretimi ile Serbest Bölgenin yıllık enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’nun bu sistemden kar söyledi. Avcı, “AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yapılan yatırım ve çalışmalar sayesinde yılda 3.000.000 kg CO² karbon salınımının engellemeyi ve 7 bin 150 adet ağacı kurtarmayı hedefliyoruz.

Ayrıca liman sahasında kullanılan dizel vinçlerin yerine 2 adet Sennebogen 250 KW elektrikli vinç satın alarak MESBAŞ limanında yük tahmil ve tahliyesinde kullanılmaya başlandı. Elektrikli vinç yatırımlarımıza ek olarak yine benzer yeşil hedefler doğrultusunda 3 Adet 8.5 kW elektrikli forklift, 12 adet 2 kW elektrikli transpalet satın aldık.” dedi.

“Rıhtımlarımız Uluslararası Standartlarda”

6 Şubat depremlerinde İskenderun Limanı’nın hizmet veremez duruma gelmesi sebebiyle tüm yük ve gemilerin Mersin Limanı’na yönlendirildiğini bu sebeple, limanda trafik sıkışıklığı yaşanarak maliyeti arttırdığını sözlerine ekleyen Avcı, “Mersin Serbest Bölge Rıhtımlarımız uluslararası standartlarda her türlü gemilerin işlem görmelerine uygun özelliklere sahip olduğundan sektöre hizmet verebilecek durumdadır.

Serbest Bölge’ye 2. Kapının da açılmasıyla liman aksında çalışacak araçların geçişine uygun yapıya getirilmiştir. Bölgeye konvansiyonel gemilerin yanaştırılması konusunda Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün uygun görüşü mevcut olup Gümrükler Genel Müdürlüğü ile Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nün konunun uygulanmasına yönelik müsaade ve yöntem oluşturması mümkün olduğu takdirde sektörün sorunlarına destek vermiş olacağız.” ifadelerini kullandı

İSO İkinci 500 Listesinde Gaziantep’ten 35 Firma Yer Aldı

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) gerçekleştirdiği ‘Türkiye’nin İkinci Büyük 500 Sanayi Kuruluşu-2022’ araştırmasında Gaziantep’ten 35 firma yer aldı.

Konuyla ilgili konuşan Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, tüm güçlükler karşısında büyük bir azimle çalışarak Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına giren Gaziantepli 35 firmayı kutladı.

2022 yılına göre İSO İlk 500’de Gaziantep’ten 28 firmanın yer aldığını kaydeden Ünverdi, İSO İkinci 500’deki 35 firma ile ilk 1000’deki Gaziantepli firma sayısının 63 olduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin en önemli unsurunun üretim ve ihracat olduğunun altını çizen Ünverdi, buna bağlı olarak istihdamdaki sürdürülebilirlik için imalat sanayisinin daha fazla teşviğe ihtiyacı olduğunu belirtti.

Hammadde Fiyatlarındaki Değişimler Sanayici Üzerinde Baskıya Neden Oluyor

Üreten kesimin son dönemdeki finansman ihtiyacına dikkati çeken Ünverdi, artan maliyetler ve finansmana ulaşımdaki güçlüklerin üreticiyi olumsuz etkilediğini dile getirerek, “İç piyasada zaten bir daralma var. Dış piyasada ise savaş ve gerilimlerle belirsizliğin getirmiş olduğu talep azalması, enerji maliyetleri, petrol fiyatlarındaki oynaklık, hammadde fiyatlarındaki değişimler maalesef sanayici ve ihracatçılarımız üzerinde baskıya neden oluyor. Öngörülebilirlik, fiyat ve finansman istikrarı sanayiciler olarak birinci önceliğimiz” dedi.

‘’Firma Sayımızı Artıracağız’’

Pandemi, deprem ve küresel krizlere rağmen Gaziantepli sanayicilerin üretimdeki kararlılığına işaret eden Ünverdi, “Bölge olarak maalesef son yıllarda art arda gelen güçlüklerle mücadele ediyoruz. Buna rağmen yıllık ihracatımızda cari fazlası vererek ülkemiz ekonomisine en büyük katkıyı veren illerin başında geliyoruz. Gaziantep Sanayi Odası olarak da deprem sonrası yaşamış olduğumuz sorunları aşmak için ilgili kurumlarla sürekli temas halinde çalışıyor, üretim ve ihracatımızı artıracak çalışmalar yürütüyor, üretimlerimizde katma değeri artıracak yenilikçi projeler geliştiriyor, yeşil ve dijital dönüşüm hedefiyle firmalarımızı geleceğe hazırlıyoruz. İnşallah yürütmüş olduğumuz çalışmalarla İSO 1000’deki firma sayımızı daha da artıracağız. Her koşulda üretim, ihracat ve istihdamdaki başarılarıyla gazi şehrimize yaşattıkları gurur için sanayicilerimizi yürekten kutluyorum.” ifadelerini kullandı.

Mem Solar, Güneş Paneli Üretimine Başladı

MEM Solar Genel Müdür Yardımcısı Fırat Es, Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) üretimine başladıkları güneş panelleri ile Amerika pazarında yer almayı hedeflediklerini söyledi.

MEM Solar Genel Müdür Yardımcısı Fırat Es, güneş paneli üretimine yönelik yatırım için normal şartlarda mart ayında üretime geçeceklerini, 6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerden dolayı faaliyet gösterecekleri tesisin ağır hasar almasıyla üretime 6 aylık gecikmeyle başladıklarını anımsattı. Ekim ayında üretime geçtiklerini,  yıllık üretim kapasitesine 2024 yılı ocak ayı itibarıyla ulaşmayı öngördüklerine dikkat çeken Fırat Es, reel üretim kapasitesini adım adım 7/24’e çıkaracaklarını kaydetti. FV güneş paneli üretimi alanında yıllarca Bloomberg Tier-1 listesinde yer alan Talesun lisansı altında yatırım gerçekleştirdiklerini ifade ede Fırat Es, “Mevcut ürünlerimiz 540W-555W güç aralığında cam/cam çift yüzlü ve cam/film tek yüzlü PERC tipi endüstri standardı paneller.  Ayrıca, sektördeki hızlı ilerlemeleri takip ederek, 2024 Ocak ayında üretim hattımızı, aynı boyuttaki panellerden yüzde 5 daha fazla güç alabileceğimiz 570W-585W aralığındaki TOPCon teknolojisine yükseltme planlarını gerçekleştirdik. 2024 yılında ürün gamımızı bu panelleri de ekleyerek genişleteceğiz.” dedi.

Tedarik zincirinde yaşanacak olası krizlere karşı dayanıklılıklarını artırmak amacıyla güneş paneli üretiminde kullanılan ham maddelerin yerlileştirilmesi ve sertifikasyonu konusundaki çalışmalarını da sürdürdüklerine değinen Fırat Es, “2023 sonunda yüzde 50’nin üzerinde yerli içeriğe sahip panelleri ürün gamımıza eklemeyi planlıyoruz. Şu an için iç pazara yönelik üretim gerçekleştiriyoruz. Özellikle Amerika’da sertifikasyon süreçlerimizi tamamlayıp 2024’ün ikinci yarısında Amerika pazarında yer almak için çalışmalarımızı başlattık.” diye konuştu.

“Yerli Üretime Destek Verilmeli”

Şu anda dünyadaki en büyük güneş paneli üreticisinin Çin olduğunu ve önümüzdeki 5 yıl içinde liderliğini sürdüreceğini tahmin ettiklerini anlatan Fırat Es, Hindistan ve Amerika’nın da büyük adımlar atmasını beklediklerini vurguladı. Özellikle Amerika ve Avrupa’nın Çin üretimi panellere ve ham maddelerin kullanımına yönelik uyguladığı veya uygulayacağı sınırlandırma politikalarının bu konuda belirleyici olacağını aktaran Fırat Es, şöyle devam etti: 

“Çin, sadece en büyük panel üreticisi olmakla kalmıyor, aynı zamanda paneli oluşturan ham maddelerin ve üretim ekipmanlarının en büyük üreticisi ve ihracatçısıdır. FV üretim ekosisteminin Çin’den dünyaya yayılabilmesi için pazarın büyümesine zarar vermeden yerli üretime destek verilmesi gerekiyor. Amerika’nın “Inflation Reduction Act (IRA)” ile attığı adımlar, Amerika’da üretimin canlanmasına yönelik heyecan verici yatırım haberlerine yol açtı, ancak başarının garantisi henüz verilemez.”

MEM Solar’ın uzun yıllardır Bloomberg Tier-1 listesinde yer alan Talesun markasının lisanslı üreticisi olarak yer aldığını, ürettikleri panellerin, Tier-1 standartlarına uymak, kaliteyi sağlamak ve tedarik yönetimini düzgün bir şekilde yürütmek için gerekli süreçlerden geçtiğini dile getiren Fırat Es, “Ürünlerimiz Talesun markası altında satılmaktadır ve 15 yıldan fazla süredir sektörde yer edinmiş olan firmanın garantisi altındadır. Bunun dışında, Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketinin ardından, bölgeden uzman profesyonelleri bünyemizde bulundurarak firmanın standartlarını sağlamak ve know-how transferini en verimli şekilde gerçekleştirmek amacıyla önemli adımlar attık. Bu nedenle, Çin’de üretilen en yüksek kalite standardına sahip panellerin Türkiye’de üretildiği bir konumda bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Panel Üretiminde Homojen Bir Ekosistem Oluşturulmalı”

Kısa vadede, enerji yatırımcılarının finansmana erişiminin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Fırat Es, pazarın canlanması ve güneş paneli talebinin artmasını sağlamanın en büyük sorunları olduğunu bildirdi. Orta vadede, ham madde tedarik zincirinin Çin tekelinden çıkarak daha homojen bir ekosistemin oluşturulmasının öncelikli olmasını isteyen Es, “Uzun vadede ise dünya enerji ihtiyacının artışını karşılamak için FV teknolojisinin kullanılmasının gerekliliği göz önüne alındığında, panel verimliliğinin artırılması ve kullanılan malzemelerin tüketiminin azaltılması gibi konularda önemli adımların atılması gerekmektedir.” dedi.

Panel Yatırımı 300 Kişiye İstihdam Sağlayacak

İlk hedeflerinin üretimlerini tam kapasiteye çıkarmak ardından yenilikçi ürünler üzerinde çalışmaya başlamak olduğunu belirten Fırat Es, özellikle karbon ayak izini azaltma, maliyet düşürme ve üretim hattında otomasyon ve izlenebilirlik seviyesini artırma gibi konularda çalışmalar yapmayı planladıklarını bunlarla ilgili ekiplerini oluşturduklarını dile getirdi. Es, çatı GES’lerle harcadıkları elektriğin bir kısmını güneş enerjisinden karşıladıklarını da bildirdi. Es, güneş enerjisi yatırımıyla 300 kişiye istihdam sağlamanın, göçü önleyecek ve aynı zamanda Kahramanmaraş’ta yüksek teknolojik üretime öncülük etmenin ve yenilenebilir enerji üretimine katkıda bulunmanın heyecanını yaşadıklarını sözlerine ekledi.

MEM Solar’ın da aralarında bulunduğu grup şirketleri arasında; Kahramanmaraş’ta tekstil sektöründe MEM Tekstil, Yalova’da tersane sektöründe Tersan, İspanya ve Türkiye’de çelik boru üretiminde Noksel faaliyet gösteriyor.  Şirketin, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 1 gigavat kapasiteli enerji yatırımları da bulunuyor.

OSBÜK Başkanı Kütükcü: ‘’OSB’ler Türkiye’nin Üreten Gücü Haline Geldi’’

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, Türkiye’de 84 milyar dolarlık ihracatın yarısından fazlasının OSB sanayicileri tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

Kütükcü, yazılı açıklamasında, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin “500 Büyük Sanayi Kuruluşu ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listelerinde yer alan 1000 firmadan 600’ünün OSB’lerde üretim yaptığını ifade etti.

Bu firmaların, büyük sanayi kuruluşlarının 5 trilyon liranın üzerindeki toplam cirosunun yüzde 51’ini, net satışların ise yüzde 50’sini gerçekleştirdiğini aktaran Kütükcü, “OSB’ler Türkiye’nin üreten gücü haline geldi. Türkiye’nin 1000 büyük sanayi kuruluşu geçtiğimiz yıl toplam 84 milyar dolar ihracat yaptı. Bu ihracatın yüzde 50’den fazlasını 43 milyar dolarla OSB sanayicileri gerçekleştirdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Kütükcü, bu kuruluşlardaki toplam 630 bin çalışandan yüzde 63’ünün de OSB’lerde istihdam edildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Araştırmada yer alarak OSB camiamızı temsil eden, ülkemizin sanayi üretimine, istihdamına ve ihracatına katkıda bulunan tüm firmalarımızı ve çalışanlarını yürekten kutluyorum. 81 ilde sayıları 392’ye ulaşan OSB’lerin Türkiye’nin planlı sanayileşmesinde kritik rolü var.”

OSB’lerdeki işletme sayısının 67 bine ulaştığı bilgisini veren Kütükcü, istihdamın ise 2 milyon 500 binin üzerine çıktığını bildirdi.

Karabürük Köprüsü’nde Sona Gelindi

Samsun’un Tekkeköy ilçesinde inşa edilen Karabürük Köprüsü projesinde son aşamaya gelindi.

Konuyla ilgili konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Eski köprümüz hem yetersiz kesitte hem de kot olarak güvenlik açısından engel teşkil edecek bir noktadaydı. Yeni köprümüzü bu hususlara dikkat ederek çok güzel bir şekilde inşa ediyoruz.” dedi. 

Samsun Büyükşehir Belediyesi vatandaşlara daha güvenli ve konforlu bir ulaşım imkanı sunmak amacıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda Tekkeköy ve Çarşamba ilçeleri arasında yaklaşık 20 mahalleyi birbirine bağlayan alternatif güzergahtaki Kababürük Köprüsü’nde tamamlanma aşamasına gelindi. DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün standartlarında inşa edilen köprünün ayak inşaatı çalışmalarının ardından yaklaşık 41,7 metre uzunluğunda 8 adet kirişler vinçler vasıtasıyla yerleştirildi.

Projenin yapım aşamasında hem emniyetli olması hem ekonomik olması ve hem de estetik bir proje olmasına dikkat edildiği belirtilirken köprünün yapımının tamamlanmasının ardından bölgede önemli bir ulaşım sorununu da ortadan kaldıracağı ifade edildi. 

Kentte daha güvenli ve konforlu ulaşım imkanı sunmak için ara vermeden çalıştıklarını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Kababürük Köprüsü’nün tamamlanmasıyla bölgede ulaşım ağı daha da güçlenecek. Burası vatandaşlara daha verimli ve güvenli bir yolculuk imkanı sunacak. Eski köprümüz hem yetersiz kesitte hem de kot bakımından güvenlik açısından engel teşkil edecek bir noktadaydı. Yetersiz kesit nedeniyle etkili yağışlarda olumsuz durumlar yaşanabiliyordu. Bu yol Samsun’dan Çarşamba istikametine doğru karayoluna alternatif bir yol olması nedeniyle de önem arz ediyor. Yeni köprümüzü bu hususlara dikkat ederek projelendirdik ve yapımına başladık. Ekiplerimizin çalışmalarıyla köprümüzün temel yapıları tamamlandı. Kısa süre içerisinde tamamlanarak hizmete açacağız.” diye konuştu. 

Kababürük Köprüsü’nün yapımının çok kısa bir süre tamamlanacağını belirten Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı Sanat Yapıları Şube Müdürü Salih Bayar, “Köprü imalatında son aşamaya geldik. Mevcut debiyi karşılayacak şekilde 41,70 metre uzunluğunda kirişlerimizi 2 tane vinç vasıtasıyla yerleştirdik. Ardından tabliye betonu ve BSK asfalt kaplama çalışmalarını gerçekleştireceğiz. 41,70 metre uzunluğundaki köprü inşaatımız hızla devam ediyor. Köprünün tamamlanmasıyla bu bölgedeki mahallelerin ulaşım bağlantısını daha güvenli bir şekilde sağlamış olacağız.” şeklinde konuştu.

Samsun GES Projesinde Yüzde 50 İlerleme Kaydedildi

Samsun’da Türkiye’nin en büyük Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesi, yüzde 50 oranında tamamlandı.

Tasarrufa yönelik akıllı yatırımlarıyla yerel yönetim uygulamalarında örnek olan Samsun Büyükşehir Belediyesi, kamu eliyle orta gerilim seviyesinde sisteme bağlanmış Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali (GES) projesinin yapımının yüzde 50’sini tamamladı. Güneş enerjisinden yılda 90 milyon kilovatsaat elektrik üretecek GES projesi ile Büyükşehir Belediyesi’nin, yılda 250 milyon TL tasarruf sağlaması planlanıyor.

 Enerji birim fiyatlarındaki yüksek maliyetleri azaltmanın yanı sıra kentteki toprak, hava, su kirliliğini minimuma indirmeyi hedefleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi, yenilenebilir enerji yatırımlarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, Ladik ilçesi Büyükalan Mahallesi’nde kamu eliyle orta gerilim seviyesinde sisteme bağlanmış Türkiye’nin en büyük GES projesine imza atıyor. Proje, kurum bütçesine sağlayacağı katkılarla 4 yılda kendini amorti edecek.  

Demir Kolanlar Yerleştiriliyor

Kurulum çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiği 850 dönüm büyüklüğündeki arazide 120 kişi görev yapıyor. Üretilecek elektriği trafo merkezine aktaracak 121 enerji nakil hattı direğinden sonra hafriyat çalışmalarının yüzde 90’ının tamamlayan yüklenici firma ekipleri, 6 bin 600 metre uzunluğunda orta gerilim kablosu çekti. Doğru akım alt yapı borulama işleminin yüzde 90’ı döşenirken, 18 beton köşk temellerinin yanı sıra tesviye işlemleri bitirildi. Alana dağıtılan 125 bin 901 adet güneş panelinin montajlanacağı 21 bin 700 demir kolandan 16 bini getirilirken, kalan 5 bin 700 adedin sevkiyatı sürüyor. Özel makinelerle açılarak hazırlanan 13 bin ayak deliğinden 6 bin 500’üne demir kolanları yerleştiren ekipler, kot hizalama ve ayarlarını yaparak betonluyor.

Enerji Maliyeti Düşecek

Büyükşehir Belediyesi’nin SASKİ kanalizasyon terfi merkezleri, içme suyu arıtma tesisleri, 4 beton santrali, asfalt üretim tesisi, Doğal Taş Elemanları Üretim Tesisi, Bordür, Kilit Parke ve Beton Boru Fabrikası başta olmak üzere çok sayıda tesisin orta düzeyde tükettiği elektrik maliyetlerini büyük oranda düşürecek GES Projesi, elektrikli otobüslerin enerji tüketimi ihtiyacını da karşılayacak. Proje, kurum bütçesine yılda yaklaşık 250 milyon TL tasarruf sağlayacak.

 Kentte sera gazı emisyonunu düşürmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynakları üzerine projeler uyguladıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Geleceğin şehri Samsun’da yenilenebilir enerji kaynaklarına, yeşile ve doğaya çok önem veriyoruz. Güneş enerjisini elektriğe dönüştürecek GES projesi, şehrimizde yaşayan her vatandaşımız için çok önemli. Güneş enerjisinden üreteceğimiz elektriği 21 kilometre uzaklıktaki trafo merkezinden enerji hattına aktaracağız. Büyükşehir Belediyemizin tüm birimlerinin ve tesislerimizin enerji maliyetini düşürerek önemli oranda tasarruf sağlayacağız. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşaatının tamamlanmasının ardından hızla hizmet vermeye başlayacak. Şimdiden tüm halkımıza hayırlı olsun” dedi.

Kaynak: Samsun Güncel Haber

Ham Çelik Üretimi Yüzde 10,1 Azaldı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) tarafından paylaşılan verilere göre, Türkiye’de ham çelik üretimi Ocak-Eylül döneminde bir önceki döneme göre yüzde 10,1 azalarak 24,5 milyon ton oldu.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin verilerine göre (TÇÜD), Türk çelik sektörü yılın 9 ayını üretimde azalış, tüketimde artışla tamamladı. Türkiye’nin ham çelik üretimi eylülde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8,4 artarak 2,9 milyon tona çıktı. Yılın 9 ayında ise üretim yüzde 10,1 gerileyerek 24,5 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Nihai mamul tüketimi ise eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30,3 artışla 2,8 milyon tona, ocak-eylül döneminde de yüzde 18,5 yükselerek 28,9 milyon tona ulaştı.

Çelik ürünleri ihracatı eylülde, geçen yılın aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 23,3 azalışla 1,1 milyon tona, değer yönünden de yüzde 31,1 düşüşle 780,1 milyon dolara geriledi. İhracat, ocak-eylül döneminde de 2022’nin aynı dönemine kıyasla miktar itibarıyla yüzde 39,7 azalışla 7,5 milyon ton, değer itibarıyla da yüzde 47,4 gerileyerek 6,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Çelik ürünleri ithalatı ise eylülde geçen yılın aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 10,9 artışla 1,2 milyon tona çıktı. İthalat, değer yönünden ise yüzde 5,8 azalışla 1,1 milyar dolara geriledi. İthalat, ocak-eylül döneminde de 2022’nin aynı dönemine kıyasla miktar itibarıyla yüzde 20,4 artışla 13,6 milyon tona ulaştı. Değer itibarıyla ise ithalat yüzde 5,2 azalışla 11,7 milyar dolara düştü.

Geçen yılın 9 ayında yüzde 93,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 52,1 olarak kayıtlara geçti.

TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, dünyanın en büyük iki çelik üreticisi olan ve 9 aylık dönemde üretimlerini sırasıyla yüzde 1,7 ve yüzde 11,6 artıran Çin ve Hindistan’ın, küresel üretim artışında ciddi rol oynadığını söyledi.

Yayan, Çin’in iç piyasasında yaşadığı talep daralması nedeniyle ihracat piyasalarına yöneldiğini, Türkiye’ye de yüzde 65 artışla 2,7 milyon ton çelik ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini ifade ederek, bunun Türkiye’nin toplam çelik ürünleri ithalatının 13,6 milyon tona yükselmesinde etkili olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği Avrupa Birliği (AB) pazarında enerji krizi, yüksek enflasyon, sıkılaşan ekonomik koşullar nedeniyle çelik talebinde durgunluk yaşandığına dikkati çeken Yayan, bunun bölgeye ihracatının azalmasına da yol açtığını dile getirdi.

Yayan, bölgeden gerçekleşen ithalatın yalnızca yüzde 9,6 gerilediği bilgisini vererek, şunları kaydetti: 

“Geçmiş dönemlerde yoğun ihracat yaptığımız Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkeleri, bugün sahip oldukları enerji ve ham madde avantajları sebebiyle ihracat pazarlarımızda ve iç piyasamızda yoğunluklarını artırmaya başladı. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinden dampingli fiyatlarla gerçekleştirilen ithalattaki olağanüstü artışlar, 2022’nin 9 aylık döneminde yüzde 65 olan kapasite kullanım oranının 2023’ün aynı döneminde yüzde 57 seviyesine gerilemesine yol açtı. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı tarafından 31 Ekim’de Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli ‘sıcak haddelenmiş yassı çelik’ ithalatına yönelik olarak açılan damping soruşturması, olağanüstü seviyelerde artan ithalatın sınırlandırılması ve çelik sektöründeki kapasite kullanım oranlarının tekrar eski seviyelerine yükseltilmesi doğrultusunda atılmış olumlu bir adım. Benzeri adımların diğer çelik ürünleri için de atılması sektörün cari işlem dengesindeki açığın kapatılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.”

Kaliteli Konut ve Yaşam Şartları Sakarya’ya Göç Başlattı

Sakarya, son yıllarda büyükşehirlerden göç edenlerin tercih ettiği popüler bölgelerden birine dönüştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Sakarya, Türkiye’nin en çok iç göç alan 18. şehri olarak konumlanıyor. Doğası, iş imkanları ve sunduğu eğitim olanakları ile pek çok ihtiyaca cevap veren şehirde, konut yatırımlarına talep yükseliyor. 

Marmara Bölgesi’nin önemli şehirlerden Sakarya, yakın zamana kadar çoğunlukla günübirlik tatilcilerin ve çevre illerde yaşayan yazlıkçıların uğrak noktasıyken bugün yatırım amacıyla da sıkça tercih ediliyor. Doğa ile iç içe yaşamak, büyükşehirlere yakını lokasyonlarda ikamet etmek isteyen vatandaşlar, buradan konut almaya yöneliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2022’de Sakarya’ya göç edenlerin sayısı 41 bin 396 kişiye ulaştı.

Dema Group Kurucusu Duygu Oylum Öksüz, “Sakarya, özellikle son dönemde hem yatırımcılar hem de oturum için arayışta olanların ilk tercihlerinden biri haline geldi. Eğitim olanaklarının genişliği, doğa ile iç içe yapısı, iş fırsatlarının çokluğu gibi sebepler, şehrin popülerleşmesinde büyük rol oynadı. Biz de uzun yıllardır gayrimenkul sektöründe faaliyet göstererek hem Sakarya insanının hem de dışarıdan şehrimize gelenlerin konut taleplerini karşılıyoruz. Projelerimizde dayanıklı konut üretimine odaklanıyoruz. Çünkü, insanların bu şehri tercih etmesindeki en önemli sebeplerden birisi de depreme dayanıklı konutların bulunması” şeklinde konuştu.

Konut kredisi ihtiyacını ortadan kaldırıyoruz”

Bankalardan kredi alma ihtiyacını hizmetleriyle ortadan kaldırdıklarını belirten Dema Group Kurucusu Duygu Oylum Öksüz: “Sakarya’nın pek çok bölgesinde konut projelerimiz mevcut. Konut almak isteyenlerin bizi tercih etmelerindeki en önemli sebeplerden birisi de 12,24 veya 30 aylık şeklinde elden taksit seçeneği sunmamız. Sıfır faizli olarak sunduğumuz bu ödeme yöntemi, banka kredisi almak istemeyen vatandaşlar için oldukça avantajlı. Üstelik, çok kalabalık site yapıları yerine butik projelere ağırlık veriyoruz. Bu da tercih edilmemizin bir başka sebebi. İnsanlar özellikle yaşadığımız depremlerin ardından daha küçük projelere ilgi göstermeye başladı.”

Deprem yönetmeliği kırmızı çizgimiz”

Kuruldukları günden bugüne kadar güvenliğin kendileri için en önemli konu olduğunun altını çizen Duygu Oylum Öksüz, “Dema Group olarak insan hayatını ve güvenliği her şeyin üzerinde tutuyoruz. Projelerimizin her aşaması yapı denetimi şirketleri tarafından kontrol ediliyor. Depreme karşı dirençli yapılar inşa etmek adına projelerimizde fore kazık sistemini kullanıyoruz” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: 

“Son olarak şunu ifade etmeliyim ki şehrimize olan talep gittikçe yoğunlaşıyor. Özellikle Karasu bölgesi, sadece bölge insanımızın değil Avrupa’da yaşayan gurbetçilerin ve yabancıların da yoğun ilgi gösterdiği bir yer. Biz de Bosna Hersek ve Almanya’daki satış ofislerimiz ile yurt dışındaki yatırımcıların da ihtiyacını karşılıyoruz. Böylece ülke ekonomimize de döviz katkısında bulunuyoruz.”

RES Kurulumu İçin Bazı Taşınmazlara Acele Kamulaştırma Kararı Alındı

Aydın, Kayseri ve Çanakkale’deki bazı taşınmazlar Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) tesisi kurulumu için acele kamulaştırılacak. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Aydın’da kurulacak Dampınar RES, Kayseri ve Çanakkale’de kurulacak Ovacık RES üretim tesisi için gerekli bazı taşınmazlar ile Kestanederesi RES yapımı amacıyla İzmir ve Manisa’da bulunan bazı taşınmazların, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından acele kamulaştırılacak.

Ayrıca, Kumarlı hidroelektrik santrali (HES) üretim tesisinin yapımı amacıyla Kahramanmaraş’ta bulunan bazı taşınmazların, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere EPDK tarafından acele kamulaştırılması kararlaştırıldı. Öte yandan, bağlantı anlaşması uyarınca tesis edilecek “154 kV G4- Viranşehir TM Enerji İletim Hattı Projesi” ve TEİAŞ’a ait “154 kV Nevşehir-Derinkuyu Enerji İletim Hattı Projesi” kapsamındaki proje güzergahına isabet eden taşınmazlarda direk yerleri mülkiyet şeklinde, iletken salınım gabarisi ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) tarafından acele kamulaştırma yapılacak.

BOTAŞ Tarafından Kamulaştırılacak

Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirilecek doğal gaz boru hattı projeleri için bazı taşınmazların acele kamulaştırılması kararlaştırıldı. Buna göre, Dursunbey ilçesi Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Bursa ve Balıkesir illeri, Korkuteli-Fethiye-Dalaman-Ortanca ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Antalya ve Muğla illeri, Seydişehir-Ermenek ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Karaman ve Konya illeri, Taşköprü- Boyabat ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Kastamonu ve Sinop illeri ve Keskin-Çelebi Doğal Gaz Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesi amacıyla Kırıkkale sınırları içinde yer alan ve güzergaha isabet eden taşınmazlar ile projeler kapsamında inşa edilecek tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların, mülkiyet ya da daimi/geçici irtifak hakkı kurulmak suretiyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) tarafından acele kamulaştırılacak.

Ayrıca, Samsun-Ankara Doğal Gaz Boru Hattı Deplase ve Başkent Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Doğal Gaz Bağlantı Hattı projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla Ankara sınırları içinde yer alan ve güzergaha isabet eden taşınmazlar ile projeler kapsamında inşa edilecek tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların, mülkiyet ya da daimi/geçici irtifak hakkı kurulmak suretiyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) tarafından kamulaştırılması kararlaştırıldı.

İzin Belgesi Olmadan Kiralama Yapılan Her Bir Konut İçin 100 Bin TL Para Cezası Uygulanacak

Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 

Kanun, konutların turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin genel esaslara, izin belgesi düzenlenmesine, idari yaptırımlara ve turizm amaçlı kiralanan konutların tabi olacağı mevzuata ilişkin hükümleri kapsıyor.

Kanun kapsamında izin belgesiz kiralamalarda kiralama yapılan her bir konut için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak.

İzin belgesi bulunmaksızın turizm amaçlı kiralanan konutları kiraya verenlere, kiralama yapılan her bir konut için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için on beş gün süre verilecek.

Verilen on beş günlük süre sonunda izin belgesi alınmaksızın turizm amaçlı kiralama faaliyetine devam edenlere ise 500 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için bir kez daha on beş gün süre verilecek. Bu sürenin sonunda faaliyetlerin devam etmesi durumunda ise uygulanacak olan idari para cezası 1 milyon Türk Lirası olacak.

İzin belgesi sahibinden kiraladığı turizm amaçlı konutu kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiraya verenler hakkında ise her bir sözleşme için 100 bin TL idari para cezası uygulanacak. Kendi adına mesken olarak kullanmak amacıyla kiraladığı konutu kendi nam ve hesabına turizm amaçlı kiraya verenler hakkında ise her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak. İzin belgesi olmayan konutların turizm amaçlı kiralanmasına aracılık edenler hakkında, her bir sözleşme için 100 bin Türk lirası idari para cezası verilecek. Her defasında yüz günden fazla süreli kira sözleşmesi yapmasına rağmen, ilk sözleşme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde aynı konutu dört defadan fazla kiraya verenler hakkında, bir milyon Türk lirası idari para cezası uygulanacak.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Peker Holding, Kendi Finansman Modeli İle İngiltere’de Konut Yatırım İmkanı Sunuyor

Peker Holding, İngiltere’deki konut projelerinde kendi finansman modeli ile yatırım yapma imkanı sunuyor.

The Old Brewery Projesi ile 19’uncu yüzyıl Victoria Dönemi mimarisini günümüzün modern dokunuşları ile yeniden yorumladıklarını kaydeden Peker Holding London Yönetim Kurulu Başkanı, Ayşegül Peker, “Londra’nın merkezine tren ile 55 dakika uzaklıktayız. Güneydoğu Sussex Bölgesi’nde, Manş Denizi kıyısında bulunan Brighton, İngiltere’nin en ünlü ve en büyüleyici sahil şehirlerinden biridir. Bu popüler sahil şehrinde geniş kumsalların, eşsiz gün batımının tadını çıkartmak mümkün. Pub ve restoranlarda farklı lezzetleri denemek isteyenler özellikle entelektüeller dört mevsim bölgeye akın ediyor. Ama bunun yanı sıra üniversiteleriyle ünlü bir bölgeden bahsediyoruz. Özellikle aileler gençler için bu bölgeyi tercih ediyor. Bu da bölgenin kira getirisini de cazip hale getiriyor” dedi. Peker Finans’ın kolay ödeme seçeneği sayesinde Brighton’dan ev almanın artık hayal olmadığını kaydeden Peker, “Daireleri hazır kira getirisi ile de satışa sunabiliyoruz. Son zamanlarda Türk müşterilerden çok fazla talep gelmeye başladı. Mortgage almakta da zorlanıyorlar, bizde Türk yatırımcılar için özel bir model oluşturduk. Alim satım işlemlerinde avukat, kiraya vermede profesyonel acenteler, Türkiye’de ödeme kolaylığı da sağlıyoruz, yani Türk müşteriler için her türlü kolaylığı düşündük. Şu an İngiltere` de ev almak için güzel bir zaman. Kira getirisi de pound olarak ortalama yüzde 5 seviyesinde.

Finchley Dollis Projesi, Oxford ve  Piccadilly’ye 20 dakika uzaklıkta 

Peker, Londra merkezde yaşamak isteyenler için de seçenekleri olduğunu kaydederek, “İnşaatını tamamladığımız Finchley’deki Dollis projemiz adeta kent ve kır hayatını birleştiriyor. Finchley, Kuzey Londra’nın merkezinde adından sıkça söz ettiren bir metropolitan. Proje, ormana ve golf alanlarına yakınlığı ile temiz hava ve keyifli bir yaşam sunuyor. Bir de Knightsbridge, Oxford ve Piccadilly gibi meydanlara, Londra’nın en popüler ve hareketli bölgelerine sadece 20 dakika uzaklıkta.” diye konuştu. Klasik İngiliz dış cepheyle modern mimarinin birleştiği Dollis projesi müstakil evler ve dairelerden oluşuyor, proje Türklerin de tercih ettiği Kuzey Londra’da yer alıyor.

İngiltere’deki 10. projemize başlıyoruz

Peker Holding London Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Peker, İngiltere’de bulunan dokuz projenin imar ve geliştirme çalışmalarının tamamlandığını, bunlardan 4`nun inşaatını da kendilerinin yaptığını ve 2 projedeki  birimlerin hızla satıldığını ifade etti ve  şunları söyledi: “Great Missenden projemizin de imar çalışmaları devam ediyor. 73 bağımsız bölümden oluşan 2 fazın inşaatına yakın zamanda başlamayı umut ediyoruz. İngiltere’nin Beverly Hills’i Cobham-Surrey’de Regina House’un inşasını tamamladık. Tam aile dostu olarak nitelendirilen Great Missen’deki The Old RedLion projemizin inşaatı bitti. Klasik İngiliz yaşam tarzını sevenler için Maidston’daki Tennyson Gardens’ı tamamladık. Cranleigh-Surrey’de ise golf otel projemizi geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Son yılların gözdesi Londra Deptford’da ise Safa House için geliştirme çalışmasını tamamladık. İngiliz edebiyatının en ünlü isimlerinden Charles Dickens’ın ismiyle özdeşleşen ve Londra’nın Thames Nehri’nin kıyısında bulunan iki projeleri de olduğunu anlatan Peker, nehir manzaralı olan 120 dairelik Former Policestation için 115 birimlik proje geliştirme çalışmaları tamamlandı ve satıldı.

Yurtdışında 30’a yakın projede imzası var 

Peker, bugüne kadar Peker Holding olarak yurtdışında 30’a yakın projeye imza attıklarını söyleyerek, “Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da hayata geçirdiğimiz her yatırımımızda önceliği doğaya, insana ve çevreye verdik. Türk yatırımcı olarak, üzerimizdeki sorumluluğun bilinciyle hareket ediyor hem Peker Holding`in hem de Türk bayrağını yurtdışında dalgalandırdığımızın sorumluluğuyla değer yaratan projelere imza atıyoruz.” dedi.

Kaynak: Emlak Dream

İstanbul’un Dönüşümü Hızlanacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘’İstanbul ve Marmara’nın dönüşümünü bir an evvel hızlandıracağız.” dedi.

Kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’deki sağlıksız yapı stokunun yenilenmesinde kararlı olduklarını belirtti.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile dönüşüm sürecinin hız kazanacağını ifade eden Bakan Özhaseki, “İnşallah önümüzdeki günlerde Meclis’ten büyük bir destek alarak yasalaşacağını düşünüyorum. Yasa yürürlüğe girer girmez İstanbul ve Marmara’nın dönüşümünü bir an evvel hızlandıracağız.” ifadelerini kullandı.

50 Bin Deprem Konutu Hak Sahiplerine Teslim Edilecek

Deprem bölgesinde de çalışmaların hızla devam ettiğini sözlerine ekleyen Bakan Özhaseki, “Şu anda yaklaşık 50 bin kadar konut ve köy evimizin inşaatını bitirmek üzereyiz. İnşallah aralık ayında Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte biten konutlarımızı hak sahiplerine teslim edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Fahiş Fiyatlara Müdahale Edilecek

Deprem bölgesinde inşaat maliyetlerinin artmasıyla ilgili konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘kanuni düzenleme’ yapılabileceğini belirtti. Bakan, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Geçtiğimiz günlerde bölgede faaliyet gösteren beton firmalarıyla da bir toplantı gerçekleştirmiştik. Toplantıda, depremzedelerin mağdur edilmesine izin vermeyeceğimizi, inşa süreçlerinin fahiş fiyat artışlarıyla aksamasına asla müsaade etmeyeceğimizi vurgulamıştık. Gerekirse kanuni düzenleme ile bu fırsatçılığın önüne geçeceğimizi belirttik.”

Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi 8 Kasım’da İstanbul’da Gerçekleştirilecek

Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi 8 Kasım’da Çevre Dostu Binalar Derneği’nin (ÇEDBİK) ev sahipliğinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle İstanbul’da gerçekleşecek.

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin (ÇEDBİK) ev sahipliğinde T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı desteğiyle her yıl sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekmek için düzenlenen ‘Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’, bu yıl 8 Kasım 2023 tarihinde Hilton Bosphorus İstanbul’da gerçekleşecek. Zirve, ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş depremlerinin yarattığı yıkımın ardından ‘kentsel ve mekânsal dirençlilik’ kavramının önemine dikkat çekmek üzere ‘Sıfırın İnşası: Dirençli Şehirler’ temasıyla düzenlenecek.

Zirvede ‘Afet- Dirençli Şehirler’, ‘Karbonsuzlaşma ama Nasıl?’, ‘Binalarımızın Geleceği’, ‘Yeniden Yaşam’, ‘Dönüşümün Kaynağı Nerede?’ ve ‘İstanbul’un Geleceği’ gibi 6 kritik konu, kamu ve özel sektörden önde gelen pek çok üst düzey temsilci tarafından masaya yatırılacak.

Alanında uzman 41 konuşmacı, 450’ye yakın katılımcı ve toplamda 100’e yakın kurum ve kuruluşa ev sahipliği yapması beklenen Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’23, sektörün en güncel konularına ışık tutacak.

İlan Sitelerine İlişkin Düzenleme Yürürlüğe Girdi

Ticaret Bakanlığı’nın ilan sitelerine ilişkin karara vardığı düzenleme 1 Kasım itibarıyla yürürlüğe girdi. Yeni düzenleme ile gayrimenkul ilanı paylaşan kişilerin yetkinlik belgesi göstermesi zorunlu oldu.

Yapılan düzenlemeyle e-Devlet ve Web Tapu uygulaması üzerinden ilanı doğrulayan belge bulunmadığı takdirde ilanlar web siteleri tarafından yayınlanmayacak. Aynı şekilde araç alım-satımlarında da ruhsat ya da ikinci el satış yetki belgesi sorgulaması yapılacak.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 1 Kasım’dan itibaren ilan sitelerine, ilan verenlerin kimlik ve yetki doğrulamalarını yapma yükümlülüğü getirileceğini belirterek, “Bu yeni düzenlemeye uymayan ilan siteleri veya taşınmaz satışına yönelik ilanlara elektronik ortam sağlayan sosyal medya mecraları hakkında her bir aykırılık için 100 bin liraya kadar idari para cezası uygulanabilecektir” dedi.

Yeni düzenlemeyi değerlendiren Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Aşçıoğlu  “Hayata geçecek bu düzenlemenin, özellikle ikinci eldeki konutta spekülatif fiyat artışlarına son vereceğini düşünüyoruz. Sahte ilanlarla, sahte kimliklerle yapılan fiyat şişirmeleri, manipülasyonların 1 Kasım itibariyle ilan siteleri ve şahısların ilanlarından sorumlu olması sektörde gördüğümüz bilgi kirliliği, tüketici mağduriyetlerinin önüne geçerek şeffaflaşmasını da sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

Yeni düzenlemeyle birlikte ikinci el konutlardaki gerçek değerin üzerindeki fiyatlarda gerileme olabileceğine değinen Aşçıoğlu “Tabi ki çıkacak bu düzenleme ile ikinci el fiyatlarda olması gereken fiyatların üzerindeki gayrimenkuller için bir miktar gerileme olabilir. Fakat burada unutulmaması gereken nokta biz inşaatçılar için arsa maliyeti. Bazı sektör temsilcileri birinci el ve ikinci el aynı sepette değerlendiriyor. Birbirinden tamamen farklı değerlendirilmesi gereken satış şekilleri. Her yıl 700-800 bin konut ihtiyacı olmasına rağmen, dolar bazındaki maliyet artışları, enflasyonist ortam, ham maddeye ve arsaya erişim sıkıntısı vb. nedeniyle üretim her yıl 300-400 bin civarında kalıyor ve bu durum fiyatlara yansıyor. Fiyat artışından biz de memnun değiliz. Bundan kimse de memnun değil ancak çözümsüz bir noktaya gelindi. Konut fiyatlarının fazla artmaması için, en önemli maliyet olan arsa payının düşmesinin önemli olduğunu belirtmek istiyoruz. Orta vadeli programda kur ve enflasyon beklentisi ortadayken konutun değerinin artmaması beklemek mantıklı değil.” şeklinde konuştu.

İlk evini alacaklara gelecek aylarda beklenen düşük faizli, uzun vadeli kredi kampanya sinyalinin gerçekleşmesi halinde ilgili pazar için ciddi bir satış beklediğini ifade eden İrfan Aşçıoğlu konuttaki talebe işaret ederek, “Doğru alanda doğru projeleri geliştiren markalara, arz sorunundan dolayı ciddi talep var. Krediye erişim arttırılırsa ve arz desteklenirse, o zaman sektöre ciddi bir hareket gelebilir.” dedi.

Sürdürülebilir Yaşam Alanları İle Kontrolsüz Şehirleşmeye Son Verilmeli

Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, ‘’Geniş yeşil alana sahip, fonksiyonel, konforlu, güvenli ve sürdürülebilir yaşam alanları inşa ederek kontrolsüz şehirleşmeye son vermeliyiz.” dedi.

Geçmişten günümüze çok sayıda kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan şehirler, gelişen teknoloji ve yaşam biçimleriyle büyük bir dönüşümden geçiyor. Bu dönüşümün bir sonucu olarak şehirlerin planlı ve sürdürülebilir bir büyüme gösterebilmesi için inşaat sektörüne büyük görev düşüyor. Şehirleri sürdürülebilir bir geleceğe taşımanın yolunun doğru yapılanmadan geçtiğini kaydeden Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında şu açıklamalarda bulundu:

“Sürdürülebilir bir gelecek için öncelikle şehir planlamasının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor. Çünkü şehirlerimiz güvenle yükselen binalarla kimlik kazanıyor, büyüyor ve gelişiyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşanan sorunların pek çoğu kontrolsüz şehirleşme sonucu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla inşaat profesyonellerinin projelerini kapsamlı ve detaylı olarak geliştirmesi gerekiyor. Projelerin bulunduğu bölgenin mimari dokusuna uyum sağlaması, ihtiyaçlara cevap vermesi, çözüm odaklı yaklaşımlar sunması, çevreci bir anlayışla yükselmesi ve konut sahiplerinin yaşamını kolaylaştırırken bölge halkını da mutlu etmesi çok önemli. Yeşil alanı bol, enerji ve su verimliliği sağlayan, çevre dostu projeler şehirlerin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Tüm projelerimizi bu anlayışla inşa ederek sürdürülebilir şehirler tasarlayabiliriz.”

“Kentsel Dönüşüm İhtiyaçtan Öte Bir Zorunluluk”

Deprem gerçeğini göz ardı etmeden kentsel dönüşüm projeleriyle riskli ve güvensiz binaların ivedilikle yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Deprem kuşağında yer alan ülkemiz için kentsel dönüşüm ihtiyaçtan öte bir zorunluluk. Deprem tehdidine karşı bu projelere ağırlık vermeliyiz. Bir yandan riskli ve güvenli binaları dönüştürürken diğer yandan da yeni projeleri Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak, kaliteli mühendislik hizmeti altında, ileri teknoloji malzemelerle tasarlayarak depreme karşı topyekûn önlem alabiliriz. Şehirlerimizi güvenli, yenilikçi ve sürdürülebilir binalarla geleceğe hazırlayabiliriz” şeklinde konuştu.

“Şehirlerimizin Sürdürülebilirliğini Destekliyoruz”

Siltaş Yapı olarak hayata geçirdikleri her projede bütünlükçü bir bakış açısıyla ilerlediklerini söyleyen Murat Özdemir; “Projelerimizi tasarlarken her unsuru en ince ayrıntısına kadar planlayarak yaşam alanlarının dönüşümüne yönelik yeni konseptler geliştiriyoruz. Bir projeye başlamadan önce bölgeyi derinlemesine analiz ediyor; semtin mimari dokusuna, ihtiyaç ve taleplerine uygun olarak tasarım geliştiriyoruz. Projelerimizi en yeni deprem yönetmeliğine uygun olarak yüksek standartlarda ve ileri inşaat teknolojileri kullanarak inşa ediyoruz. Sektördeki tecrübemizle inşa ettiğimiz her projemiz ile şehirlerimizin sürdürülebilirliğini destekliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Sade, Doğal ve Konforlu Yaşam İmkanı Dünya Şehir Maltepe’de

Yatay mimari anlayışıyla inşa edilen Dünya Şehir Maltepe, 811 adet dairesi ve ihtiyaç duyulan tüm gereksinimleri bir araya getiren muhteşem bir yaşam merkezi.

Son dönemlerde oldukça popüler olan şehir içerisinde sakin bir yaşam, özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde son derece önem taşıyor. Dünya Şehir Maltepe ise bu anlayışla yola çıkarak, tüm ihtiyaçları tek bir lokasyonda birleştirdi. Ayrıca projede, endüstriyel malzemelerin doğal malzemelerle harmanlanmasıyla iki dünya bir araya getirildi.

Toplam 85 bin metrekare konut proje alanına sahip olan Dünya Şehir Maltepe’de 811 adet daire bulunuyor. 15 bin 500 metrekare peyzaj alanı olan proje, doğanın tüm güzelliklerini de alıcılarına sunuyor. 

Sade ve doğal bir yaşam içerisinde tüm aile fertlerinin kolaylıkla yaşamını sürdürmesi için her türlü ihtiyacın düşünüldüğü proje, hem iç hem de dış mimarisiyle vatandaşların beğenisini kazanıyor. 

Dünya Şehir Maltepe, özel mimari tasarımı, konforlu yaşam alanı, deniz ve Adalar manzarası, dayanıklı yapısı ve kolay ulaşım ayrıcalıklarını sunuyor.

Dünya Şehir Maltepe’nin tüm proje detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Prestijli Projelerin Adresi: Bonzet İnşaat

Birbirinden değerli yapıların altına imza atan Bonzet İnşaat, kurulduğu günden bu yana prestijli, kaliteli ve değer katan projeleriyle dikkat çekmeye devam ediyor.

Yurt içi ve yurt dışında seçkin yatırımcılarla bir araya gelerek adından sıkça söz ettiren projelere sahip Bonzet İnşaat, 2011 Yılında Zekeriya Turfanda ve Murat Müftüler ortaklığında kuruldu. Ağırlıklı olarak İstanbul Etiler Bölgesinde Manaa markası ile A plus Konut ve Türkiye genelinde sanayi tesisleri inşaatında tecrübesini konuşturan firma, İnşaat Taahhüt alanında sektördeki yerini aldı.

Günümüzde hala önde gelen projelerin ardından yer alan Bonzet İnşaat, endüstriyel gelişim ve sanayi yapıları, ticaret ve yönetim binaları, konut projeleri ve yenilenebilir enerji santralleri sektörlerinde varlığını sürdürüyor.

Bonzet İnşaat Sanayi Alanında da Akılda Kalıcı Projelere İmza Attı

Gelişim ve sanayi yapılarında 30 yılda 1 milyon metrekarenin üzerinde fabrika ve sanayi yapısı kurdu. Ticaret ve yönetim binaları alanında yurt içi ve yurt dışında kurduğu ofisleri ile birçok projede ilk akla gelen markalardan biri oldu. Konut projeleri alanında ise Üst segment MaaNaa markasıyla üretilen A+ konut projelerinin ise ana yüklenicisi olan Bonzet İnşaat, yenilenebilir enerji santrallerinde ise; Kilyos ve Bandırma’da yaptığı rüzgar gülleri ile bir alanda daha başarısını ortaya koydu.

İnsanlar için Güzel, İnsanlık için Yararlı mottosuyla hareket etmeye gayret eden Bonzet İnşaat ürettiği tüm yapılarda insanlığa zarar vermeyecek noktalara değinmeye çalışıyor. Bu anlamda doğayla dost ve kalıcı  eserler imza atan şirket, kurum kültürünün de bu düşünceden ayrılmaması için çabalıyor.

Ödül Getiren Projeler

Bonzet İnşaat son olarak MaaNaa markalı konut projesiyle gündemde yer alıyor. İstanbul’un gözde ilçelerinde hayata geçirilen markalı konutların içerisinde bulunan MaaNaa 47 Etiler İstiridye Apartmanı, 2019 yılında inşaatı tamamlanan 130 proje arasından en iyi 10 konut projesi arasına girdi. Yine İstanbul’un Etiler ilçesinde konumlanan butik konut projesi MaaNaa 30 Su Mühendisleri Blokları Projesiise,  İngiltere’de düzenlenen uluslararası gayrimenkul yarışmasında, 2021 yılında konut geliştirme kategorisinde, bağımsız jürilerce “AwardWinner” ödülüne layık görüldü.

Ödüllü projelerle birlikte toplam 8 projenin tamamlandığı MaaNaa markasında 2 adet devam eden ve 3 adet planlanan proje bulunuyor. Uzun bir süre sektörde yer alması beklenen MaaNaa markalı konut projeleri, Bonzet İnşaat’ın imzasıyla konut yatırımcılarının beğenisini kazanıyor.

2024 Yılında Binlerce Metrekarelik Projelere Başlıyor

2023 yılında İstanbul’un Etiler ilçesinde toplam 40 bin metrekare alanı kapsayan konut projesine start veren firma, Ankara ve Çerkezköy’deki Altek Metal Fabrika projesini tamamlanma aşamasına getirdi. 

Firmanın Etiler Manaa Markası ile yapılan Konut projeleri, Asaş Alm Fabrika, Altek Metal Fabrikaları devam eden projeleri arasında yer alıyor.

Firmanın önümüzdeki yıl hedefleri arasında 80 bin metrekarelik ilave konut projesi bulunuyor. Ayrıca Bonzet İnşaat, projelerine ek olarak yurt dışı başta olmak üzere sanayi binası inşaatlarında öne çıkmayı hedefliyor.

Kaş’ta 3 Bin 719 Kaçak Yapı Tespit Edildi

Antalya’nın Kaş ilçesinde belediye tarafından 3 bin 719 kaçak yapı tespit edildi. Yapılar, yıkım için ihaleye çıkarıldı.

NTV’nin haberine göre; ihalede, 2018 yılında 118 bin 533 metrekare üzerinde 432, 2019 yılında 126 bin 806 metrekare üzerinde 536, 2020 yılında 88 bin 63 metrekare üzerinde 415, 2021 yılında 150 bin 585 metrekare üzerinde 717, 2021 yılında 184 bin 450 metrekare üzerinde 868, 2023 yılında 190 bin 139 metrekare üzerinde 750 kaçak yapı tespit edildiği belirtildi.

28 Kasım günü yapılacak ihalede belirtilen şartlar arasında yıkımın yüzde 10’luk kısmının 2023 yılında, yüzde 90’lık kısmının 2024 yılında yapılacağı ve 31 Mart 2024 tarihine kadar bitirileceği, yıkım ve tahliyelerde polis, jandarma ve zabıta tarafında önlemlerin alınacağı bildirildi.

İstanbul’da Konut Pazarlama Süresi 91 Gün Oldu

Endeksa tarafından yapılan araştırmaya göre, İstanbul’da konut pazarlama süresi 61 günden 91 güne çıktı.

Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa’nın araştırmasına göre, ikinci el konutta ortalama pazarlama süresi ülke genelinde son bir yılda yüzde 43, İstanbul’da yüzde 49 uzadı. Türkiye genelinde Eylül 2022’de ilandaki satılık ev ortalama 60 günde sahibini buluyordu, bu yıl eylülde 86 güne çıktı. İstanbul’da ise pazarlama süresi 61 günden 91 güne ulaştı. İkinci elde satılık ilan sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 12 artış gösterdi.

Satılık evde pazarlama süresinin uzadığını, kiralıkta ise kısaldığını belirten Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, şunları söyledi:

“Tüm Türkiye’de satılmayı bekleyen, 4 yaş üzeri 2. el gayrimenkullere baktığımızda eylül ayında pazarlama süresi 86 güne çıkmış durumda. Geçen yıl bu rakam 60’dı. Kiralık adetleri eylülde okulların açılıyor olması ve ev sahibinin bu dönemi beklemiş olması nedeniyle adet olarak artmış olsa da kiralık gayrimenkullerin ortalama ilan süresi 53 güne düştü. Bu bize kiraya vereceklerin normalden daha kısa sürede kiracı bulduğunu, fakat satıcıların alıcı bulmakta zorluk çektiğini gösteriyor.”

AREMAS Gayrimenkul Başkanı Arslan: ‘’Yabancıya Konut Satışına Yasal Düzenleme Yapılmalı’’

AREMAS Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı’nda yabancıya konut satışı hakkında konuştu.

Antalya Nirvana Cosmopolitan Convention Center’da düzenlenen Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi’ne katılan ve yabancılara yönelik gayrimenkul satışı ile ilgili dikkat çekici tespitler yapan AREMAS Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan şunları söyledi:

“2022 sektör için güzel geçti. 60 bin konut satıldı, 6.5 milyar dolar kaynak girişi oldu. 2023 yılını ise 4 milyar dolarla kapatacağız sanırım. Şu an için Kıbrıs ve Dubai çok revaçta. Dubai’de yılda 100-120 bin konut satışı yapılıyor, bu konutların yüzde 90’ı yabancı satışı. Bu pazarda sadece 2022 yılında yabancılara 65 milyar dolarlık satış yapılmış. Biz de ülke ülke dolaşıyoruz, Türkiye’ye kaynak getirmeye çalışıyoruz. Ama şunu da söylemek lazım; elimizdeki kaynağı pek kullanmıyoruz. Yabancıya satış konusunda mutlaka yasal düzenleme gerekiyor.

Ama şunu net biçimde ifade ediyorum; gayrimenkul sektörü olarak biz ülkemizi satmıyoruz. Ülke satmak başka bir şey. Dünyanın bütün metropollerinde yabancıya yönelik satışlar yoğundur. Geçen yıl İstanbul’da yapılan toplam konut satışının sadece yüzde 10’u yabancıya yönelik. Tüm Türkiye’ye bakarsanız bu oran yüzde 3.5-4 aralığında. Antalya’da ise bu oran yüzde 20’ler seviyesinde. Londra bu seviyenin üzerinde. Dubai’de ise yüzde 90’lar seviyesinde. Elbette yabancıya yönelik satış oranı yüzde 90 olmasın. Ama bu işten korkmaya da gerek yok. Maalesef yönetemediğiniz süreçleri yasaklamak ya da durdurmak kolay gelebiliyor. Bugün Portekiz ya da Yunanistan’a baktığınızda altın vize vardır. Portekiz’de sonrasında vatandaşlığa dönen bir uygulama da var. Ve buralarda ürün çeşitliliği söz konusu. Türkiye’de de artık altın vize uygulaması konuşulmalı.”

Kaynak: Hürriyet

Mimarlık ve İnşaat Sektöründe Yapay Zekanın Önemi Her Geçen Gün Artıyor

Mimarlık ve inşaat sektörü, teknolojik gelişmelerin getirdiği değişim rüzgarlarına kapılıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise yapay zeka bulunuyor. Yapay zeka, sektörün her aşamasında, projelerin planlanmasından inşasına kadar birçok süreçte önemli rol oynuyor.

Mimarlık ve İnşaat Sektöründe Yapay Zeka Devrimi

Mimarlık ve inşaat sektörü, büyük veri analizi, proje yönetimi ve tasarım optimizasyonu gibi alanlarda yapay zekanın sunduğu fırsatları yakalamak için hızla adapte oluyor. Yapay zeka, projelerin daha hızlı ve daha verimli bir şekilde yönetilmesine, hataların önceden tespit edilmesine ve sürdürülebilirlik hedeflerinin karşılanmasına katkı sağlıyor.

İnşaatın Geleceği Yapay Zeka ile Evrimleşiyor

Aydınlar Mimarlık kurucusu Merve Aydın, inşaat sektöründe yapay zekanın önemine dikkat çekiyor. Aydın, yapay zekanın mimarlık ve inşaat projelerinde büyük bir etki yarattığını belirtiyor. Özellikle büyük veri analizi ve tasarım optimizasyonu alanlarında yapay zekanın projelerin daha etkili hale gelmesine önemli katkılar sağladığını ifade ediyor. Ayrıca, inşaat yönetimi ve güvenlik süreçlerinde yapay zekanın iş güvenliğini artırarak hataların önlenmesine yardımcı olduğunu da ekliyor. Aydın’ın bu açıklamaları, inşaat sektöründe teknolojinin büyüyen rolünü vurguluyor ve yapay zekanın sektördeki olumlu etkilerine dikkat çekiyor.

 Yapay zeka, inşaat sektöründe önemli değişikliklere yol açıyor; işçi ve ekip yönetimi, 3D yazıcılar, robotlar, tedarik zinciri ve malzeme yönetimi, enerji verimliliği, ve akıllı binalar gibi faktörler, yapay zekanın sektördeki etkisini arttırıyor. 

Sürdürülebilir Geleceğe Doğru Adım

Mimarlık ve inşaat sektörü, teknolojik yenilikleri benimsemeye devam ederek daha akıllı ve sürdürülebilir projeler üretmeyi hedefliyor. Yapay zeka, inşaat projelerinde başarıyı artırmak için vazgeçilmez bir araç olarak önemini sürdürüyor.

Kocaeli Stadyumu Yolu Projesinde İkinci İhale İmzalandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, stadyum yolu projesinde ikinci ihale sürecini tamamladı. Projenin 5 ayda tamamlanması hedefleniyor.

Kocaelispor Stadyumuna ulaşımı sağlamak için geçen yıl Ağustos ayında çalışma başlamıştı. Ancak bu yılın temmuz ayında bitmesi taahhüt edilen proje bitmeyince müteahhit firmanın sözleşmesi feshedildi. Büyükşehir, yolun tamamlanması için ikinci kez ihaleye çıktı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, D-100 Karayolu ile stadyum arasında yarım kalan bağlantı yolunun tamamlanması için 11 Ekim günü pazarlık usulüyle ikmal ihalesi gerçekleştirdi. İhaleye katılmak için iki firma başvuru yaptı. 1 firma teklif verdi. Yaklaşık maliyeti 312 milyon 559 bin lira olan ihale 309 milyon liralık teklifi ile merkezi Bursa’da bulunan Musi İnşaat ile merkezi İzmit’te bulunan Karacayol İnşaat Şirketi ortak teklif verdi.

Büyükşehir Belediyesi, yarım kalan işin tamamlanması için işi Musi İnşaat- Karacayol İnşaat ortaklığına verdi. Firma ile geçen hafta sözleşme imzalandı. Sözleşmeye göre yarım kalan yol işinin 150 gün içerisinde bitirilmesi şartı kondu. İkmal ihalesini alan firma, bir aksilik yaşamaz ile 2018 yılında hizmete giren Kocaeli Stadyumu bağlantı yolu önümüzdeki yıl mart ayı sonunda hizmete girecek.

Kaynak: Özgür Kocaeli

TÜBİTAK ve AFAD’dan Deprem İş Birliği

TÜBİTAK ve AFAD, Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın güncellenmesi ve diri fay ile fay segmentlerinin incelenmesi üzerine çalışma yürütecek.

“Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu” imza töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Okay Memiş, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Yücel Yılmaz’ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi.

TÜBİTAK’ın paydaş kuruluşlarla ortaklaşa yürüttüğü deprem araştırmalarının açıklandığı törende, üniversite rektörleri ve araştırmacılar da yer aldı.

Platform, Türkiye diri faylarının paleosismolojik özelliklerini inceleyerek, bulundukları bölgeler için yerleşim alanlarını etkileyebilecek nitelikte deprem senaryolarını ortaya koymak amacıyla oluşturuldu.

Önceliği belirlenmiş diri faylarla fay segmentleri üzerinde paleosismoloji temelli çalışmaların yürütüleceği ve diri fayların geometrilerinin ortaya konulacağı platformla, tekrarlanma periyotlarının belirlenmesi, son yüzey kırılmasının tarihlendirilmesi, kayma hızı verisinin elde edilmesi, her bir depremdeki ortalama kayma miktarının ve çok segmentli kırılma senaryolarına bağlı olarak oluşabilecek tahmini en büyük deprem büyüklüğünün belirlenmesi hedefleniyor.

Proje sonucunda elde edilecek çıktılarla nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerde, olası yıkıcı depremlere karşı yerleşim alanlarının uğrayacağı deprem zararları en aza indirilecek.

Kurumların veri tabanlarının geliştirilmesine katkı sağlayacak çalışma, AFAD tarafından oluşturulan “Türkiye Deprem Tehlike Haritası”nın güncellenmesinde kullanılabilecek önemli bir veri kaynağı olacak.

Elde edilen bilimsel ve teknik veriler Türkiye’de yatırım projelerinin ve yerleşim alanlarının planlanmasında organize sanayi bölgelerinin yer seçiminde, ulaşım ve enerji nakil hatları gibi altyapı projelerinde ilgili kurumlara önemli bir rehber olacak.

Platform kapsamında TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinin (TÜBİTAK MAM) proje yöneticiliğinde, 14 üniversite ve MTA yürütücülüğünde, 19 üniversite ve 3 kamu kurumundan 100’den fazla bilim insanı ve araştırmacı katılımıyla, toplam 19 iş paketiyle 2 yıl boyunca çalışmalar gerçekleştirilecek. 150 kişilik araştırmacı ve bursiyer ekip tarafından yürütülecek proje kapsamında çok sayıda lisansüstü öğrenci yetiştirilecek.

 TÜBİTAK ve AFAD iş birliğini artırdı

Programda, afet ve acil durum yönetimi alanında bilimsel araştırma, geliştirme ve yenilik projelerinin niteliğini artırmak, nitelikli insan kaynağı, proje gelişimine katkıda bulunmak ve afet yönetimi alanında taraflar arasında işbirliğini güçlendirmek için TÜBİTAK ve AFAD arasında “Bilimsel Araştırma Geliştirme Yenilik ve İnsan Kaynağı Alanında İş Birliği Protokolü” de imzalandı.

İzmir depremine yönelik 3 yıllık çıktılar paylaşıldı

Öte yandan, İzmir depremi sonrasında TÜBİTAK iç destekli projesi olarak başlayan “Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi” de tamamlandı.

Ege Denizi’nde ulusal, uluslararası sularda ulusal destekle ilk milli deniz araştırma projesi olma niteliği taşıyan proje, TÜBİTAK MAM koordinasyonunda, İstanbul Teknik Üniversitesinin yürütücülüğünde ve Dokuz Eylül, İstanbul, Ortadoğu Teknik, Boğaziçi üniversitelerinin ortaklığında gerçekleştirildi.

Araştırma çıktıları ve elde edilen veriler, Kuşadası Körfezi’ni kontrol eden geniş fay sistemi içindeki diğer fayların da gelecekte depremler üretme potansiyeli olduğunu gösteriyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Miras Davalarında Gayrimenkul Değerleme Raporları Yol Gösterici Önem Taşıyor

EVA Gayrimenkul Değerleme’den Yasemin Zaimoğlu,gayrimenkul değerleme raporlarının mirasçıların mirası kendi aralarında adil bir paylaşım yapabilmesi ve ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilebilmesi açısından çok önemli olduğunu açıkladı.

EVA Gayrimenkul Değerleme’den Yasemin Zaimoğlu, miras paylaşımının, bir kimsenin vefatı ile öncelikli olarak çocuklarına ve eşine mal varlığının paylaştırılması işlemi olduğunu belirterek, “Aynı zamanda miras sahibi olan kişi vasiyet ettiği kişiyi de mirasçı olarak ekleyebilme hakkına sahiptir. Miras bırakan kişinin vefatından sonra mirasçıların yapması gereken bazı işlemler bulunmaktadır. Bu işlemler gerçekleştikten sonra miras bırakan kişinin mal varlığı, sağsa eşi, çocukları, torunları ve vasiyet ettiği kişiler arasında paylaştırılır. Bazı durumlarda mirasçılar arasında gayrimenkul paylaşımı aşamalarında anlaşmazlıklar çıkabilmektedir. Bu gibi durumlarda gayrimenkul değerleme şirketleri tarafından tarafsız olarak oluşturulan değerleme raporlarına ihtiyaç duyulabilmektedir.” dedi.

Miras ve boşanma davalarında etkili

Gayrimenkul değerleme raporunun önemine değinen Zaimoğlu, “Gayrimenkul değerleme raporu, arsa, tarla, konut, dükkan, ofis, fabrika, otel, benzin istasyonu vb. taşınmazların belirli bir tarihteki değerini ve değerini etkileyen Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanları tarafından objektif olarak hazırlanan rapordur. Gayrimenkul değerleme raporlarında gayrimenkulün değeri tespit edilirken resmi kurum incelemeleri ve saha ziyaretleri yapılarak gayrimenkulün değerini etkileyen etmenler dikkate alınır. Gayrimenkul değerleme raporları sıklıkla bankalarda kredi aşamalarında, kentsel dönüşümlerde, eskiye dönük değer takdirinde kullanılmakla beraber, miras paylaşımında, boşanma davalarında, gayrimenkul alım satım işlemlerinde de kullanılmaktadır. Gayrimenkul değerleme raporları hazırlanırken gayrimenkulün değeri, pazar yaklaşımı, gelir yaklaşımı, maliyet yaklaşımı, artık değer yöntemi, en verimli kullanım yöntemi gibi gayrimenkulün türüne en uygun olan metotla hesaplanarak en doğru değere ulaşılmaktadır.

Anlaşmazlıkların önüne geçilebiliyor

Gayrimenkul değerleme raporları gayrimenkulün değerini etkileyen etmenleri tarafsız olarak ele alıp en uygun yöntemle değer takdiri yapılarak hazırlanan değerleme raporları olduğundan mirasçıların mirası kendi aralarında adil bir paylaşım yapabilmesi ve ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilebilmesi açısından önem teşkil etmektedir. Bu tür çalışmalar tarafların adil bir şekilde mülkiyetleri paylaşılmasını sağlayacağı için mahkeme ve mal paylaşımı süreçlerini kısaltmaktadır. Bu açıdan avukatların miras paylaşımında en büyük yardımcısı olarak değerleme raporlarını görebilmek mümkündür.” şeklinde konuştu. 

2024 Yılında Afet Sigortasına Geçilecek

2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı Resmi Gazete’de yayımlandı. Açıklanan programa göre, 2024 yılında afet sigortasına geçilecek.

Resmi Gazete’de yayımlanan 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda sigortacılıkta yapılacaklar tek tek sıralandı ve yol haritası belirlendi. Programa göre, 2024’de, tüm afet tehlikelerini kapsayacak zorunlu afet sigortası mekanizması geliştirilerek, yaygınlaştırılacak. Afet sigortası beyanı ve ödemesinin etkin takibi sağlanacak. 

ZAS Sayısı Artacak

Bu kapsamda, zorunlu afet deprem sigortası sisteminin deprem dışında kalan diğer tehlikeleri de içerecek şekilde kapsamı genişletilerek, zorunlu afet sigortası mekanizması oluşturulacak. Program kapsamında 2024’te afet risk aktarım yöntemleri ve finansman imkanları geliştirilecek. Program kapsamında 2023 yılında 11.7 milyon olan zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 2024 yılında 12.7 milyona çıkacak.

Programda, Kahramanmaraş depreminin hasar boyutuna da değinilerek, depremin ekonomiye olan maliyetinin toplam 103.6 milyar dolar düzeyinde olduğu, bu tutarın 85 milyar dolarlık kısmının doğrudan hasar maliyetinden, 18.6 milyar dolarlık kısmının ise ekonomik aktivite kaybı ile dolaylı maliyetlerden oluştuğu vurgulandı. Toplam maliyetin yüzde 54.9’unun (56.9 milyar dolar) konut hasarından oluştuğu da ifade edildi. Programda, depremin DASK’a toplam maliyetinin 1.9 milyar dolar olduğu, bunun da GSYH’ya oranının yüzde 0,2 olduğu vurgulandı.

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda yapılacaklara arasında katılım sigortacılığı eko sisteminin geliştirilecek olması da yer aldı. Yaşlı bakım hizmetlerinin finansmanı için bakım sigortasının kurulması da 2024’te yapılacaklar arasında. Yaşlı bakım hizmetlerinin finansmanına yönelik oluşturulması planlanan bakım sigortası için dünya uygulamaları incelenerek, model çalışması yapılacak. Cumhurbaşkanlığı Programı’nda tarım sigortacılığında yapılacaklar da sıralandı. Buna göre tarım sigortasının ürün ve risk bazında kapsamının genişletilecek ve yeni riskler TARSİM kapsamına dahil edilecek. Halen TARSİM kapsamında bölgesel olarak uygulanmakta olan gelir koruma sigortası Türkiye genelinde yaygınlaştırılacak. Aynı zamanda buğdaydaki gelir koruma sigortası da yine Türkiye genelinde yaygınlaştırılacak.

2 Milyon 200 Bin Konut Kentsel Dönüşüme Girdi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bugüne kadar 2 milyon 200 bin konutun kentsel dönüşüme girdiğini açıkladı.

sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bakan Özhaseki, 2020 yılında İzmir’de meydana gelen depremin hala izlerini taşıdıklarını belirtti. Afetlere karşı hazırlık yapılmasının öneminden bahseden Bakan, şunları söyledi:

“Bir daha aynı acıları yaşamamak için Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kentsel dönüşüm çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Ülkemizi deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı hazırlıklı hale getirmekte kararlıyız. Ülkemiz genelinde sağlıksız ve riskli yapı stokunu hiç vakit kaybetmeden dönüştüreceğiz. Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında bugüne kadar 2 milyon 200 bin konutu dönüştürdük. Şu anda sahada 400 bin konutumuzun dönüşümüne hızla devam ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda gece gündüz demeden çalışarak sağlam, güvenli, Sıfır Atık uyumlu, iklim dostu konutlarımızı üretmeye devam edeceğiz.”

Gayrimenkul Sektöründe Hizmet Üretici Fiyat Endeksi Yüzde 71 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 eylül ayına ilişkin Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE), verilerini açıkladı. Gayrimenkul sektöründe H-ÜFE yüzde 71 oldu.

H-ÜFE 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,70, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 72,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 78,46 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 78,63 artış gösterdi.


Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 62,65, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 97,96, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 85,32, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 71,10, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 97,48, idari ve destek hizmetlerde yüzde 99,22 artış gerçekleşti.


Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 2,25 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 0,95 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 5,41 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,37 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 6,29 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,72 azalış gerçekleşti.

Yıllık H-ÜFE’ye Göre 7 Alt Sektör Daha Düşük, 20 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 13,78, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 37,94, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) yüzde 50,82 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 143,85, bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 129,99, büro yönetimi, büro destek ve diğer iş destek hizmetleri yüzde 107,79 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden konaklama hizmetleri yüzde 9,36, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler yüzde 7,39, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 5,48 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 60,79, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 32,72, reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri yüzde 16,09 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Eylül Ayında İhracat Yüzde 0,5, İthalat Yüzde 14,6 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan dış ticaret verilerine göre, eylül ayında ihracat yüzde 0,5 azalırken ithalat yüzde 14,6 düştü.

İhracat 2023 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalat yüzde 14,6 azalarak 27 milyar 501 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Eylül Döneminde İthalat Yüzde 1,2 Arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 azalarak 187 milyar 204 milyon dolar, ithalat yüzde 1,2 artarak 274 milyar 432 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Eylül Ayında Enerji Ürünleri ve Altın Hariç İhracat Yüzde 2,3, İthalat Yüzde 1,5 Azaldı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Eylül ayında yüzde 2,3 azalarak 20 milyar 746 milyon dolardan, 20 milyar 260 milyon dolara geriledi.

Eylül ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 1,5 azalarak 20 milyar 598 milyon dolardan, 20 milyar 280 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Eylül ayında 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 1,9 azalarak 40 milyar 540 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,9 oldu.

Dış Ticaret Açığı Eylül Ayında Yüzde 47,8 Azaldı

Eylül ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,8 azalarak 9 milyar 607 milyon dolardan, 5 milyar 12 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında yüzde 70,2 iken, 2023 Eylül ayında yüzde 81,8’e yükseldi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Eylül Döneminde Yüzde 4,9 Arttı

Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 4,9 artarak 83 milyar 142 milyon dolardan, 87 milyar 228 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Eylül döneminde yüzde 69,3 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 68,2’ye geriledi. 

Eylül Ayında İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 94,1 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Eylül ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,4 oldu.

Ocak-Eylül döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Eylül Ayında Ara Mallarının Toplam İthalattaki Payı Yüzde 71,3 Oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Eylül ayında ara mallarının payı yüzde 71,3, sermaye mallarının payı yüzde 14,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 13,7 oldu.

İthalatta, 2023 Ocak-Eylül döneminde ara mallarının payı yüzde 73,5, sermaye mallarının payı yüzde 13,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,5 oldu.

Eylül Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Eylül ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 746 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 201 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 196 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 96 milyon dolar ile İtalya,1 milyar 69 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,1’ini oluşturdu.

Ocak-Eylül döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 15 milyar 904 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 11 milyar 7 milyon dolar ile ABD, 9 milyar 156 milyon dolar ile İtalya, 9 milyar 87 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 8 milyar 933 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,9’unu oluşturdu.  

İthalatta İlk sırayı Çin Aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Eylül ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 728 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 134 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 357 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 249 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 175 milyon dolar ile BAE izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,3’ünü oluşturdu.

Ocak-Eylül döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 34 milyar 705 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 34 milyar 397 milyon dolar ile Çin, 21 milyar 190 milyon dolar ile Almanya, 16 milyar 563 milyon dolar ile İsviçre, 11 milyar 840 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,3’ünü oluşturdu.

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Seriye Göre İhracat Yüzde 1,7 Arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 1,7 artarken, ithalat yüzde 6,5 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 2,0 artarken, ithalat %12,7 azaldı.

Yüksek Teknolojili Ürünlerin İmalat Sanayi İhracatı İçindeki Payı Yüzde 4,1 Oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Eylül ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,1’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,1’dir. Ocak-Eylül döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5’tir. Ocak-Eylül döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,6’dır.

Eylül ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 83,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,5’tir. Ocak-Eylül döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,7’dir. Ocak-Eylül döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,2’dir.  

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 2023 Yılı Eylül Ayında 20 Milyar 452 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Eylül ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,8 azalarak 20 milyar 452 milyon dolar, ithalat yüzde 14,8 azalarak 25 milyar 723 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Eylül ayında dış ticaret açığı yüzde 44,9 azalarak 9 milyar 568 milyon dolardan, 5 milyar 271 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında yüzde 68,3 iken, 2023 Eylül ayında yüzde 79,5’e yükseldi.

İhracat 2023 Yılı Ocak-Eylül Döneminde 170 Milyar 172 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,7 azalarak 170 milyar 172 milyon dolar, ithalat %0,4 artarak 256 milyar 717 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 7,2 artarak 80 milyar 722 milyon dolardan, 86 milyar 545 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Eylül döneminde yüzde 68,4 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 66,3’e geriledi.

Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın Açılış Tarihi Belli Oldu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, inşaat çalışmaları devam eden Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı projesi için önemli açıklamalarda bulundu.

Metro projesini kaymakamlar, belediye ve ilçe başkanlarıyla birlikte yerinde inceleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ekiplerden bilgi aldıktan sonra basın açıklamasında bulundu.

Metro hattının 31,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve 600 bin yolcuya hizmet vereceğini belirten Bakan Uraloğlu, ekonomik kazancının 2 milyar 639 milyon avro olduğunu vurgulayarak, “Ülkemiz genelinde 12 ilimizde işletme altındaki yaklaşık 922 kilometre şehir içi raylı sistem hattının 395,2 kilometresi bakanlığımızca yapılmıştır. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Konya olmak üzere 5 ilde Bakanlığımızca yapımı devam eden; 9 projede toplam 102,1 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatı bulunmaktadır. İstanbul’da yapımını tamamlayıp, halkımızın hizmetine sunduğumuz metro hatları toplamda 130,2 kilometredir. Bu Hatlar; Gebze-Halkalı Banliyö Hattı (Marmaray), Levent-Hisarüstü Metro Hattı, Tavşantepe-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı, Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metro Hattı, Başakşehir-Çam Sakura Şehir Hastanesi-Kayaşehir Metro Hattı’dır. Şu anda da toplam uzunluğu 55,7 kilometre olan 5 hatta İstanbul için çalışıyoruz. Bu hatlar; Bakırköy (İDO)-Bahçelievler-Kirazlı Metro hattı, Kağıthane-Gayrettepe Metro Hattı, 

Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı Metro hattı, Altunizade – Çamlıca Camii – Bosna Bulvarı Metro Hattı Kazlıçeşme – Sirkeci Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi’dir. Yapımı devam eden projelerimiz bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğu 338,8 kilometreden 394,5 kilometreye yükselecek ve İstanbul raylı sistem ağının yüzde 50’den fazlasını bakanlığımız kazandırmış olacaktır.” dedi.

En Uzun Mesafe 50 Dakika Olacak

Projenin hizmet vereceği güzergahlara değinen Bakan,  “Halkalı’dan başlayıp İstanbul Havalimanına ulaşan metro hattımız 31,5 kilometre uzunluğundadır. Kargo Terminali, Taşoluk, Arnavutköy-Hastane, Fenertepe-Üniversite, Kayaşehir, Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı istasyonları olmak üzere 8 istasyonu ve 2,5 kilometre bağlantı hattıyla 1 depo sahası bulunmaktadır. Saatte 120 kilometre tasarım hızıyla günde 600 bin yolcu bu hattımız ile seyahat edebilecektir. Hattımızın işletmeye alınması ile; Kağıthane-İstanbul Havalimanı arası seyahat süresi 24 dakika, Göktürk-İstanbul Havalimanı arası 12 dakika, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakika, Arnavutköy- Beşiktaş arası 36 dakika, Başakşehir (Metrokent) – Kağıthane arası 48 dakika, Küçükçekmece – Kemerburgaz arası 50 dakika olacaktır. Entegre olacağı lokasyonlar; Halkalı – İstanbul Havalimanı Metro hattı, mevcut ve yapımı devam eden; Gayrettepe – İstanbul Havalimanı ile Havalimanında, Marmaray ile Halkalı’da, Yenikapı – Hacıosman Metrosu ve bizim inşa edeceğimiz Büyük İstanbul Tüneli ile Gayrettepe’de, Hızlı Tren ile İstanbul Havalimanı’nda, Bakırköy- Kirazlı-Metrokent-Kayaşehir Metrosu ile Kayaşehir’de, Bakırköy-Kirazlı-Olimpiyatköy Metrosu ile Olimpiyatköy’de, Kirazlı-Halkalı Metrosu ile Halkalı’da entegrasyon sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

2 Milyar 639 Milyon Avroyu Geçen Kazanç

Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı projesinde kaydedilen ilerlemeleri anlatan Uraloğlu, “Halkalı-İstanbul Havalimanı metro hattımızın 20 yıllık projeksiyondaki karayolu bakım ve işletme ve zaman kazancı gibi etkenlerden ekonomik kazancı; 2 milyar 639 milyon avro üstünde olacaktır. Projemizin ana hat tünellerinde, 6,60 metre çapında 6 adet TBM kullanarak toplam 55 bin 600 metrelik hat tünelini tamamladık. Tünellerin kaplama betonu imalatlarında yüzde 99 ilerleme sağladık, bitirmek üzereyiz. İstasyonlarda, makas yapılarında ve servis istasyonlarında inşaat çalışmalarına devam ediyoruz. Betonarme imalatlarının yüzde 98’ini tamamladık. Ayrıca, istasyonların ve servis istasyonlarının ince inşaat işlerinde de yüzde 60 ilerleme kaydettik. Hat tünellerinde demiryolu imalatlarını yüzde 97 oranında tamamladık. Proje genelinde Elektromekanik işlerde yüzde 67 oranında ilerleme sağladık. Halkalı- İstanbul Havalimanı Metro Hattı Projesi kapsamında Gayrettepe-Havalimanı Projesi ile ortak kullanılacak olan 120 bin metrekare alana sahip, 176 araç kapasiteli depo sahası ve atölye binasını tamamlayarak 26 Aralık 2022’de açtık.” ifadelerini kullandı.

Kayaşehir-İstanbul Havalimanı Arası Mart 2024’ten Önce Hizmete Açılacak

Projenin açılış tarihiyle ilgili bilgi veren Bakan, son olarak şunları söyledi:

“İncelemesini yaptığımız hattımızın 24 kilometre uzunluğundaki İstanbul Havalimanı-Kayaşehir kesimini inşallah 2024 yılı mart ayından önce hizmete açma hedefiyle çalışmalarımızı 7 gün 24 saat esasıyla aralıksız sürdürüyoruz. Projemizin Kayaşehir istasyonuna kadar olan kesimini tamamlandığımızda, Başakşehir-Kirazlı metro hattı ve Bağcılar-Kirazlı-Başakşehir-Olimpiyatköy metro hattı ile entegrasyon sağlamış olacağız. Hattın kalan 7,5 kilometrelik kesimi kapsamındaki Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı istasyonlarını da 2024 yılı sonunda açmayı hedefliyoruz” dedi.

İstanbul’daki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

EGİAD’dan Dijital Dönüşüme Uluslararası Yaklaşım

Dijital Dönüşüme Uluslararası Yaklaşımın ele alındığı, ayrıca küresel bazda kabul gören derecelendirme metodolojisinin irdelendiği seminere iş dünyası katılım gösterdi. Dijital dönüşüm konusuna oldukça önem veren, daha önce de üyeleri için dijital dönüşüme dair olgunluk ölçen ve İZKA tarafından oluşturulan bir modeli detaylıca ele alan EGİAD, son olarak aynı doğrultuda ama daha küresel ve içine endüstri 4.0’ı da alan bir çalışma gerçekleştirdi.

Singapur merkezli, endüstriyel dönüşüm desteği veren bağımsız kuruluş INCIT (International Center for Industrial Transformation – Uluslararası Endüstriyel Dönüşüm Merkezi) İş Geliştirme Direktörü Aykut Yeni ile biraraya gelen STK, EGİAD üyeleri için son trend dönüşümler hakkında bilgilendirmede bulunarak, nasıl bir işbirliği içinde olunabileceğinin alt başlıklarını değerlendirerek bu alanda önemli bir yol kat etmiş oldu.

Join Tech firmasından Onur Köseoğlu, Timuçin Uygur, Değer Özkök, Seyit Balkuv’u da dinleyen EGİAD üyeleri sürdürülebilir başarı için, ihtiyaç ve beklentilerine uygun, teknik ve yönetimsel danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi aldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Fatih Dalkılıç, üye şirketlerin “Digital Olgunluk Ölçüm Modeli” ile bir durum raporu alabileceğini belirterek, “Ölçeği ne olursa olsun, şirketlerimiz Dünya Ekonomik Forumu tarafından tanınan ve Singapur Ekonomik Kalkınma Ajansı, Siemens, TÜV, SAP gibi dünya devlerinin katkıları ile oluşturulan ve kısaca SIRI – Smart Industry Readiness Index – Akıllı Endüstri Hazırlık Endeksi denen “Digital Olgunluk Ölçüm Modeli” ile bir durum raporu alabilirler. Bu bağlamda INCIT’in, SIRI ve COSIRI adı verilen iki endeksleme modeli ve uygulaması var. Bunlar şirketlerin döngüselliğini, Net Zero ve CO2 azaltım durumlarını, ESG uygunluklarını ve yönetimlerini, iş süreçlerinin olgunluğunu kısacası sürdürülebilir dijital dönüşüm olgunluklarını ölçüyor ve çok kapsamlı, uygulanabilir şirkete özgü yol haritasını oluşturuyor. Sistem ileri seviyede yapay zekâ ile desteklenmiş bir alt yapı kullanıyor ve sertifikalı değerlendiricilerle birlikte çalışıyor. Sürdürülebilir dijital dönüşüm olgunluğumuzu nasıl ölçtürebileceğimizi araştırmak bize çok şey kazandıracaktır” dedi.

International Center for Industrial Transformation – Uluslararası Endüstriyel Dönüşüm Merkezi İş Geliştirme Direktörü Aykut Yeni ise şunları söyledi: “Singapur Ekonomik Kalkınma Ajansı (EDB), önceliğinde INCIT (International Center for Industrial Transformation) Singapur merkezinde küresel ölçekte dijital dönüşümü hızlandırmak için McKinsey, Siemens, SAP ve TÜV SÜD ile uluslararası boyutta kabul görmüş Smart Industry Readiness Index (SIRI) çerçevesini oluşturmuştur. Amaç, dijital dönüşümlerini başlatmak, ölçeklendirmek ve sürdürmek isteyen üreticilerin tesislerini değerlendirmek ve uluslararası olarak kıyaslayabilmek için standart bir çerçeve oluşturmaktır. SIRI, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından resmi olarak tanınan tek dijital olgunluk değerlendirme yöntemidir. Bugün itibari ile 56 ülkede yaklaşık 6000 adet SIRI değerlendirmesi yapılmış olup, şu an Dünya üzerindeki en geniş kapsamlı çalışmaya sahip olan değerlendirme modelidir. SIRI şirketin büyüklüğü, sektörü ve dijital olgunluğu fark etmeksizin, aile şirketinden çok uluslu şirketlere kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir. SIRI Dijital Olgunluk Değerlendirme çalışması, firma ile ilk temasın sağlanmasından final raporunun ve önceliklendirilmiş yol haritasının çıkarılmasına kadar ortalama 4 haftalık bir süreçte gerçekleştirilmektedir.”

Gaziantep Deprem Konutları Yıl Sonu İtibarıyla Teslim Edilecek

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, deprem konutlarında inşaat çalışmalarının devam ettiğini ve yıl sonu itibarıyla teslimlerin başlayacağını söyledi.

Depremin ardından yapılan hasar tespit çalışmalarında il genelinde 59 bin bağımsız bölümün yeniden yapılmasına karar verildiğini ifade eden Çeber, “Bunların 29 bini konut, 12 bini köy evi, 17 bin civarı da ahır, iş yeri gibi değişik nitelikte bağımsız bölümler. Bunlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Hak sahipliği süreci hemen hemen tamamlanmak üzere ama bir taraftan da kalıcı konut inşaatları hızla yükseliyor.” dedi.

İl genelinde ilk etapta tespiti tamamlanan ve planlaması yapılan 25 bin civarında kalıcı konut inşaatının devam ettiğini söyleyen Çeber, şunları kaydetti:

“Yıl sonu itibarıyla 9 bin 700 civarında konutumuz ve 650 civarında da köy evini teslim etmiş olacağız. Tabii bunlar parça parça teslim edilecek. Cumhuriyet’in 100. yılını kutladığımız bugünler içerisinde ilk etaplar bitiyor. Bunların sadece teslimine ilişkin prosedürleri devam ediyor. Bin civarında konutumuz şu anda teslim aşamasında, prosedürleri tamamlandığı an teslim edilecek. Zaten bu yıl itibarıyla deprem bölgemizin tamamında 42 bin civarında konut teslim edilmiş olacak ki bunun neredeyse dörtte birini Gaziantep’te teslim etmiş olacağız. Ondan sonra da ocak, şubat, mart… Her ayın sonunda ciddi miktardaki konutumuzu teslim edeceğiz.”

Kawakin Core-Tech İstanbul Şubesi Açılıyor

Kawakin Core-Tech (Kawaguchi, Saitama, Japonya; Başkan ve CEO: Shinkichi Suzuki), şirketin Türkiye’deki ilk şubesi olan İstanbul şubesini açtı. Kawaguchi Metal Industries’in kuruluşuyla başlayan Kawakin Holding Grubu’nun 75. yılı ve Türkiye’nin kuruluşunun 100. yılı olan 29 Ekim’de faaliyete geçmesi planlanıyor.

Şirket, 2022 yılından itibaren uygun maliyetli, depreme dayanıklı Burkulması Önlenmiş Çapraz (BRB) üretmek için İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortak araştırmalara başlamıştır. Şubat 2023’te, ortak araştırma sırasında “Türkiye-Suriye depremi” meydana gelmiştir. Depremin neden olduğu hasara katkıda bulunan faktörlerden birinin, inşaatın uygun bina standartlarına uymaması olduğu öne sürülmüştür. Depremin ardından İstanbul’da yeni bir şube açılmıştır. Bu şube, geliştirilmekte olan burkulması önlenmiş çaprazlar ile birlikte sismik izolasyon, damperler ve sismik cihazlarımızın erken tanıtımını yapmak için açıldı.

20 Eylül’de İstanbul’da düzenlenen açılış töreninde Başkan ve CEO Suzuki şunları ifade etti: “Tecrübemizi ve teknolojimizi Türkiye’nin sosyal altyapısının ve binalarının depremden korunmasına yardımcı olmak için kullanmak istiyoruz.” Japonya’nın Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Takahiko Katsuyoshi ise şunları söyledi: “Kawakin Core-Tech ürünleri, insan yaşamı ve toplumu koruma konusunda son derece önemli bir rol oynuyor. Kawakin Core-Tech’in işini bu bölgeye genişletmesinden gurur duyuyoruz”.  Bu sözlerin ardından, Başkan ve CEO Suzuki, Büyükelçi Katsuyoshi, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Profesör Oğuz Cem Çelik ve Şube Müdürü Tolga Önal tarafından kurdele kesme töreni gerçekleştirildi.

Kawakin, teknolojinin ilerlemesi ve yeni uygulama alanlarının geliştirilmesi konusunda hem köprülerde hem de sismik izolasyon gibi diğer alanların geliştirilmesini yorulmadan desteklemektedir. Japonya’nın önde gelen köprü mesnetleri üreticilerinden biri olan Kawakin’in ürünleri, Kuzey ve Güney Bisan Seto Ohashi Köprüsü, Higashi Kobe Ohashi Köprüsü ve Saitama Valiliği Hükümet Binası 2 (sismik güçlendirme) gibi önemli projelerde kullanılıyor. Ayrıca yurtdışında Neak Loeung Köprüsü (Kamboçya), Malun Köprüsü (Myanmar) ve Nhat Tan Köprüsü (Vietnam) gibi projelere cihazlar tedarik edildi. Kawakin, pazarlarını yalnızca Japonya’da değil uluslararası alanda da aktif olarak geliştiriyor.

Çiğli’de Taşıt Köprüsü Projesi Hızla Sürüyor

İzmir’in Çiğli ilçesinde trafik akışını rahatlamak amacıyla başlatılan dere üzeri taşıt köprüsü projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çiğli Aydınlıkevler Mahallesi’nde Cemil Meriç Bulvarı ile 6779 sokak arasında araç trafiğini rahatlatacak dere üzeri taşıt köprüsü imalatını sürdürüyor. Çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Soyer, köprü ve kavşak düzenlemesiyle birlikte bölgedeki trafiği rahatlatacaklarını söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Çiğli Aydınlıkevler Mahallesi’nde bulunan Cemil Meriç Bulvarı ile 6779 sokak arasında araç trafiğini rahatlatacak dere üzeri taşıt köprüsü çalışmalarını sürdürüyor. 19 metre uzunluğunda 20 metre genişliğindeki 4 şeritten oluşacak tek açıklıklı köprünün betonarme ayaklarının ve prefabrik kirişlerinin yapımı devam ediyor.

Çalışmaları incelemek için bölgeye giden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 8 milyon TL’ye mal olacak köprünün yıl sonuna kadar tamamlanacağını belirtti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Özgür Ozan Yılmaz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Hamdi Ziya Aydın ile projenin detaylarını görüşen Başkan Soyer, köprünün Çiğli Polis Merkez Amirliği ve bölgedeki eğitim kurumlarının Anadolu Caddesi ile bağlantısını kolaylaştıracağını söyledi. Soyer, köprünün tamamlanmasıyla birlikte kavşak çalışması da yapacaklarını ve bölgedeki trafiği rahatlatacaklarını duyurdu.

Kaynak: Ray Haber

Edip Gayrimenkul RES Kuracağını Açıkladı

Edip Gayrimenkul, bağlı olduğu alışveriş merkezine Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) kuracağını açıkladı.

Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasına göre, rüzgar enerjisi santrali, bağlı ortaklığının sahibi olduğu Manisa İli Kırkağaç ilçesinde bulunan araziler üzerinde Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında geliştirilecek.

Açıklamada, projenin AVM’nin elektrik enerjisi tüketimlerinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilmesi amacıyla hayata geçirildiği bildirildi.

Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklama ise şu şekilde:

“Bağlı ortaklığımızın sahibi bulunduğu AVM’nin elektrik enerjisi tüketimlerinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilmesi amacıyla, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında 9 MW gücünde rüzgar enerji santralinin, yine bağlı ortaklığımızın sahibi bulunduğu Manisa İli Kırkağaç ilçesinde bulunan arazileri üzerinde geliştirilmesine karar verilmiştir.

Kamuoyunun bilgilerine sunarız.

Saygılarımızla”

Ordu Şehir Hastanesi Yüzde 80 Tamamlandı

Ordu’da 250 bin metrekare alan üzerinde inşa edilen 900 yataklı Ordu Şehir Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları yüzde 80 oranında tamamlandı.

Ordu Üniversitesi’nin yer tahsis ettiği ve yapımına 2021 yılının Mart ayında başlanan şehir hastanesinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Yapım çalışmalarının devam ettiği Ordu Çevre Yolu’nun yanında, Ordu Üniversitesi yerleşkesi içerisinde yer alan hastane, Ordu’nun en temel ihtiyaçlarından birisi olan hastane sorununu çözüme kavuşturacak. 250 bin metrekare arsa üzerine inşa edildi, 1020 adet sismik izolatör bulunuyor.

Toplam 250 bin metrekare arsa üzerinde yapımına başlanan ve Sağlık Bakanlığı’nın öz kaynaklarıyla yapılan, maksimum bin 560, minimum 987 yatak kapasitesi bulunan hastanenin kaba inşaatı yüzde 99 tamamlanırken, fiziki gerçekleşme oranı ise yüzde 80’e ulaştı. Ordu Çevre Yolu’nun alt kısmında bulunan hastanede depreme karşı bin 20 adet sismik izolatör ile güçlendirildi.

Ordu İl Sağlık Müdürü Opr. Dr. Dursun Tüzün, şehir hastanesi ile Ordu merkezde 170-180 olan poliklinik sayısının 360’a çıkacağını, 12 olan ameliyathane sayısının ise 39’a yükseleceğini söyledi. Tüzün, bunun yanında 40 kemoterapi, 40 diyaliz, 50 fizik tedavi gibi çok sayıda yardımcı merkezi de bünyesinde bulunduran önemli bir hastane olacağını belirtti.

 “Kaba İnşaat Yüzde 99, Fiziki Yüzde 80 Tamamlandı”

Hastanede şu anda kaba inşaatın yüzde 99 seviyesine ulaştığını kaydeden İl Sağlık Müdürü Tüzün, “Kaba inşaatı bitti diyebiliriz. İçerisinde ince işçilikler var, onlar da yüzde 80 seviyelerinde. Bunun yanında teknik servis ve ana okul binası yapılacak, morfoloji binamız bitti. İnşallah 2024 yılı içerisinde teslim alacağız. Biz de hastanenin projesi ile ilgili kendi ekibimiz ve hekimlerimiz ile projeyi değerlendirdik, yapılacak düzenlemeleri bakanlık ile konuştuk. İçerisinin tefrişatı ve teknolojik cihazları ile ilgili görüşmelerimiz bitti sayılır” diye konuştu. 

“Ordu’nun En Büyük Yatırımı, Bölge Hastanesi Olacak Şekilde Planlanmış”

Hastanenin, içerisindeki donanımlar ce ekipmanlar ile bölge hastanesi olabilecek kapasitede olduğuna değinen İl Sağlık Müdürü Opr. Dr. Dursun Tüzün, “Ordu’nun en büyük sağlık yatırımı. Şu an böyle bir hastaneyi inşaat ve içerisindeki malzemeler ile 15 milyar TL gibi bir rakama mal edebilirsiniz. Önceki kurlar ile yapıldığı için çok daha hesaplı oldu. İçerisindeki donanım ve teçhizat da bölge hastanesi olacak şekilde planlanmış. Biz sadece Ordu’ya değil, Giresun’a, Samsun’un yakın ilçelerine, Tokat, Sivas’ın ilçelerine hizmet verecek şekilde açacağız inşallah. Ayrıca Ordu olarak turizmde de öndeyiz, turizm için gelenlerin sağlık turizminden de faydalanmasını istiyoruz. Yeni konforlu Ordu Şehir Hastanemiz ile inşallah turizminde de açılacağız” ifadelerine yer verdi.

Ordu Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ekonomik Güven Endeksi Ekim’de 96,5 Değerine Ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 ekim ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks eylülde 95,4 iken ekimde yüzde 1,2 artışla 96,5’e çıktı.

Geçen aya göre ekimde tüketici güven endeksi yüzde 4,4 yükselişle 74,6, reel kesim (imalat sanayisi) güven endeksi yüzde 0,2 artarak 105,3, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,5 artışla 113,6, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0,9 yükselişle 89,1, perakende ticaret sektörü güven endeksi ise yüzde 3,3 azalışla 113,9 değerini aldı.

Enerji Bakanı Bayraktar: ‘’Yatırım ve Reform Dönemini Başlatıyoruz’’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Yeni yatırım ve reform döneminde yenilenebilirden enerji verimliliğine, doğal gazdan depolamaya, yeşil hidrojenden dijitalleşmeye, iletim ve dağıtım altyapılarına kadar dönüşümün her alanında Alman ve Türk şirketlerini yatırıma ve işbirliğine davet ediyorum.” dedi.

Bu yıl “Enerji’nin Geleceği: Zorluklar, Fırsatlar ve Yeni Perspektifler” temasıyla düzenlenen 5. Türk-Alman Enerji Forumu’nda açılış konuşması yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bölgesel ve küresel olarak zorlu bir süreçten geçildiğine işaret ederek, söz konusu dönemde ikili, bölgesel ve çok taraflı işbirliklerinin büyük önem arz ettiğini söyledi. Alman Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı ile 2012’de temeli atılan Türk-Alman Enerji Forumu’nun ikili ilişkileri güçlendirmek ve enerji alanındaki işbirliğini ileri seviyeye çıkarmak için önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Almanya, ülkemizin Avrupa’daki en önemli işbirliği ortaklarından biri konumundadır.” dedi.

Bayraktar, forumda yapılan görüşmelerde yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, hidrojen, enerji altyapıları ve mevzuatı konularını içeren çalışma grupları aracılığıyla işbirliği imkanlarının değerlendirildiğine dikkati çekerek şöyle devam etti: 

“Hedefler doğrultusunda gerçekleştirmekte olduğumuz enerji dönüşümü için yeni ve daha güçlü bir yatırım ve reform dönemini başlatıyoruz. Almanya merkezli şirketlerin ülkemizde bugüne kadar yaptığı yatırımları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu yeni yatırım ve reform döneminde yenilenebilirden enerji verimliliğine, doğal gazdan depolamaya, yeşil hidrojenden dijitalleşmeye, iletim ve dağıtım altyapılarına kadar dönüşümün her alanında Alman ve Türk şirketlerini yatırıma ve işbirliğine davet ediyorum.”

Sakarya Gaz Sahası’nda 4 Milyon Metreküp Üretim Yapılıyor

Doğal gaz sektöründe dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla başlatılan off-shore hidrokarbon arama ve üretim faaliyetleri kapsamında 2020 yılında Karadeniz’deki Sakarya Sahası’nda 710 milyar metreküplük doğal gaz keşfi gerçekleştirildiğini anımsatan Bayraktar, “3 yıldan kısa sürede üretime başladığımız bu sahadan bugün itibarıyla şebekemize günlük 4 milyon metreküplük bir gaz akışı mevcuttur. Bu üretimi kısa sürede günlük 10 milyon metreküpe, ardından da 40 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Bayraktar, hidrojenin sanayide, ulaşımda ve depolamadaki potansiyelini hayata geçirmek için çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, ülkenin yenilenebilir enerji potansiyelinin yeşil hidrojen üretiminde kilit rol oynayacağına inandıklarını vurguladı. Enerji dönüşümünde başarıyı yakalamak için duyarlı, esnek ve rasyonel politika setlerinin yanı sıra ikili ve çok taraflı işbirliklerinin önemli olduğunu kaydeden Bayraktar, şunları ifade etti: 

“Doğal gaz altyapımıza da son yıllarda önemli yatırımlar yaptık. Türkiye, halihazırda boru hatları vasıtasıyla 3 farklı ülkeden ve 5 gazlaştırma terminali ile de pek çok farklı kaynaktan doğal gaz temin edebilmektedir. Gerçekleştirdiğimiz bu projelerle hem ülkemizin hem de bölgemizin enerji arz güvenliğine önemli katkılar sunmaktayız. Rusya-Ukrayna savaşından enerji bağlamında en çok etkilenen Doğu Avrupa bölgesinin doğal gaz arz güvenliğinin sağlanması için ülkemize iletilen talepleri karşıladık ve Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Moldova ile doğal gaz tedarik anlaşmaları imzaladık. Bölge arz güvenliğine daha fazla katkı yapma arzusundayız. Bunu, çeşitlilik sağlayarak daha farklı kaynak ve güzergahlardan daha fazla doğal gazı bölgeye getirerek yapabileceğimize inanıyoruz.”

Açılış konuşmaları sonrasında Bakan Bayraktar ile Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ortak basın bildirisi imzaladı.

İmza töreni sonrası basın açıklaması yapan Bayraktar, iki ülke arasında işbirliğinin giderek artması yolunda görüşmeler yaptıklarını dile getirerek, “Özellikle yenilenebilir ve yeşil hidrojen alanında yeni yatırımların önünün açık olduğunu düşünüyoruz. Diğer şirketleri de Türkiye’de yatırım yapmaya, finansman sağlamaya, ekipman üretiminde birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. Hem ülkelerimiz için hem de küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli ilerlemeler sağlayabileceğimize inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Konut Kiralarındaki Yıllık Değer Artışı Yüzde 136 Oldu

Endeksa tarafından yayımlanan 3. Çeyrek Konut Sektörü Analiz Raporu’na göre, Türkiye genelinde konut kira fiyatlarındaki yıllık değer artışı yüzde 136 oldu.

Endeksa tarafından hazırlanan 2023 Yılı 3. Çeyrek Konut Sektör Analiz Raporu’na göre 3. çeyrek sonu itibarıyla Türkiye genelinde konut kira fiyatlarındaki 1 yıllık değer artışı yüzde 136 seviyesinde gerçekleşti. 

Türkiye genelinde ortalama konut metrekare kira fiyatı 125 TL oldu.

Türkiye genelinde konut metrekare kira fiyatlarının en yüksek olduğu iller ise sırasıyla Muğla, İstanbul ve Antalya oldu.

Muğla’da 2023 3. çeyrekte ortalama metrekare konut kira fiyatları 181,81 TL, ortalama kira fiyatı 18 bin 726 TL,

İstanbul’da ortalama metrekare konut kira fiyatları  175,04 TL, ortalama kira fiyatı 18 bin 29 TL.

Antalya’da ortalama metrekare konut kira fiyatları 150,67 TL, ortalama kira fiyatı 16 bin 574 TL oldu.

Flora Expo Antalya Tamamlandı

Süs bitkileri ve peyzaj dünyası, 25-28 Ekim tarihleri arasında Anfaş Antalya Fuar Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Süs Bitkileri, Peyzaj, Bahçecilik ve Üretim Teknolojileri Fuarı Flora Expo Antalya’da bir araya geldi. HYF Fuarcılık tarafından bu yıl 3.’sü düzenlenen fuara, yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçi yerli üreticilerle buluştu.

Fuarı’nın açılışında konuşan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Belediyelerin, belediyecilerin, yerel yöneticilerin bu fuarlara bu sektördeki gelişmelere bu açıdan da kayıtsız kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu şehrimizin güzelleşmesine de yeşillenmesine de daha güzel yeşil projelerle buluşmasına da katkı verecektir. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu fuar daha da zenginleşerek yoluna ve yolculuğuna devam eder“dedi.

Fuarda Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan’da açılış konuşması yaptı. Bitkisel üretim içerisinde KDV oranının %20 olduğu tek sektörün süs bitkileri olduğunu dile getiren Akcan, ayrıca kalitede dünya standartlarında üretimin yapıldığı süs bitkileri sektöründe maliyetler konusunda sıkıntılar yaşandığını, öngörülemeyen ekonomik şartlar sebebiyle sektörün çok ciddi sorunlar yaşadığını belirtti ve bu konularda ilgililerden destek istedi.

HYF Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yüksel’de, bu yıl fuara özellikle Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden ziyaretçilerin geldiğini belirtti. Yüksel “İhracatı artırmak ve yerli üreticilerimizin yurt dışı bağlantılarını güçlendirerek işbirliği imkânı yaratmak için fuarı uluslararası düzeye taşıdık. Önümüzdeki yıl dördüncüsünü düzenleyeceğimiz fuarda hedefimizi daha da büyütüyor ve Avrupa’dan da ziyaretçi katılımı sağlamayı hedefliyoruz” dedi. 

Çin-Tayland Demiryolu Projesinde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Tayland Başbakanı Srettha Thavisin, Çin-Tayland arasında inşa edilen demiryolu projesinde inşaat çalışmalarının hızlandırılacağını açıkladı.

Tayland Başbakanı Srettha Thavisin, Çin’in önerdiği Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında iki tarafın da önde gelen projelerinden biri olan Çin-Tayland demiryolunun inşasını hızlandırmayı planladıklarını duyurdu.

Srettha, Salı akşamı yaptığı 2024 Tayland’ın Geleceği başlıklı konuşmada, Tayland’ın Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında Bangkok’tan Khon Kaen ve Nong Khai kentlerine giden ve Çin’e kadar uzanan bir demiryolu sistemi kuracağını söyledi.

Kendi adlarını taşıyan eyaletlerin başkentleri olan Khon Kaen ve Nong Khai, Tayland’ın kuzeydoğusundaki bölgeler için birer ulaştırma merkezi olarak görülüyor.

Moriwaki’den Asmolen Uygulamasına Karşı Uyarı

Japon yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, verdiği KYK Yapı Kimyasalları Deprem Eğitim TIR’ı “Kâşif” ile Türkiye’nin deprem bölgelerinde deprem ve bina güçlendirmesi eğitiminde asmolen uygulamasına dikkat çekti.

Japon yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, KYK Yapı Kimyasalları Deprem Eğitim TIR’ı “Kâşif” ile Türkiye’nin deprem bölgelerinde deprem ve bina güçlendirmesi eğitimi veriyor. KYK Yapı Kimyasalları ve Moriwaki, Hatay, Adana ve Osmaniye’den sonra Kahramanmaraş ve Elbistan’da da deprem bilgilendirme toplantıları düzenledi. Eğitimler sırasında Moriwaki’ye KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Onur Sürmeli ve şirket uzmanları da eşlik etti.

Moriwaki, “Yeniden Hep Birlikte Ayağa Kalkıyoruz”  mottosuyla Japon felsefesi olan Kintsugi’den ilhamla hayata geçirilen projenin bir parçası olarak, sektör profesyonellerine depremin nedenleri, etkileri, zararlarını azaltma yöntemleri, bina güçlendirme yöntem ve uygulamaları, deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler gibi konuları anlattı. Ayrıca Moriwaki, Japonya’da uygulanan deprem yönetimi ve afet müdahale sistemleri hakkında da bilgi verdi.

Moriwaki: “Kahramanmaraş’ta Büyük Deprem Beklemiyorum”

Moriwaki, Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından bölgedeki riskin azaldığını açıklayarak, “Artık bu bölgede biriktirdiği enerjiyi attı. 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem 100-150 senede bir oluyor. Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem 500 senedir bekleniyordu ve yerden çok yakın bir mesafede oldu. O nedenle de etkisi büyük oldu. Artık bu bölgede büyük bir deprem beklenmiyor” dedi.

“Türkiye’de Yapı Stoğunun Yüzde 50’si Yönetmeliğe Uygun Değil!”

Moriwaki, Türkiye’nin yapı karnesini değerlendirirken 21 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 50’sinin yönetmeliklere uygun olmadığını da aktardı. Bunun sebebinin ‘İmar Barışı’ olduğunu söyleyen Moriwaki, “Japonya’da imar barışı diye bir şey yok. Japonya’da bizlere deprem, eğitimle öğretiliyor. Anaokulunda oyun oynarken bizlere eğitim veriyorlardı. Türk halkında ise panik var. Bunlar için eğitim şart” diye konuştu.

Moriwaki: “Türkiye’de Çok Fazla Binada Asmolen Uygulanmış”

Kahramanmaraş ve Elbistan’da depremden hasar gören ve yıkılmayı bekleyen binaları da inceleyen Moriwaki, mevcut binalardaki “Asmolen Uygulaması” tehlikesine dikkat çekti:

“Deprem bölgelerinde çok fazla asmolen sistemi görüyoruz. Türkiye’de çok sayıda binada asmolen kullanılmış. Ama Japonya’da asmolen sistemi yok, yasak. Türkiye’de de 2018’de yapılan yönetmelik değişikliği ile asmolen uygulaması yasaklandı. Yeni binalarda kesinlikle asmolen sistem yapmamak lazım.. Mevcut binaları da düzeltmek ve güçlendirmek gerekiyor”

Gayrimenkul Yatırımlarının Yeni Trendi Tiny House’lar Oldu

Minimalizm, gayrimenkul sektöründe yaşam biçimine dönüşüyor. Şehir kalabalığından kaçmak ve düşük bütçeyle ev sahibi olmak isteyenler, çözümü tiny house’lara yatırım yapmakta buluyor. İstanbul ve çevresinde tiny house projeleri gerçekleştiren yerli şirket ise bunları kooperatif mantığıyla sunarak demokratikleştiriyor. 

Minimalizm, gayrimenkul sektöründe bir yaşam biçimine dönüşüyor. Gün geçtikçe artan konut fiyatları, ekonomik darboğaz ve şehir kalabalığı birçok insanı minimalist yaşam tarzını benimsemeye teşvik ederken; tiny house’lar ev sahibi olma hayali kuranları yüksek maliyetlerden kurtarırken bağımsız ve sade bir hayatı da beraberinde getiriyor. İstanbul ve çevresindeki birçok lokasyonda tiny house projesi gerçekleştiren Atlas Group ise şehrin merkezinde minimal yaşam için çözümler sunmaya devam ediyor. 

Kendilerine başvuran herkesin sade bir yaşam sürme hayalini gerçeğe dönüştürme misyonu taşıdıklarını belirten Atlas Group Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bingöl, konuyu şu sözlerle değerlendirdi: “Ekonomik koşullar, ev sahibi olmayı da zorlaştırıyor. İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımız da daha sade ve minimalist bir yaşam tarzını seçerek, çözümü tiny house’larda buluyor. Gayrimenkul sektöründe 25 yıllık deneyime sahip Atlas Group olarak, İstanbul ve çevresinde doğayla uyumlu projeler tasarlıyoruz.” 

“Kooperatif mantığıyla yatırımları demokratikleştiriyoruz”

Projelerinde minimalizmin temel ilkelerini esas aldıklarını söyleyen Atlas Group Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bingöl, “Çatalca, Bahçe Köy, Tekirdağ gibi bölgelerde tiny house projeleri hazırlıyoruz. Halihazırda da birçok projemiz bulunuyor. Aslında gayrimenkulleri satın aldıktan sonra, insanlara sunuyoruz. Tüm bu süreçte kooperatif mantığını izliyoruz. Kooperatifçilikte fayda konusunda karşımıza ilk sırada ada bazlı imar çıkıyor. Yani çokluk ve haklılık konusunda oy birliğiyle karar veriliyor ve çoğunluk ne derse o kabul ediliyor. Böylece yatırımcılar kendileri için en doğru kararı verebiliyor. Daha düşük maliyetli mal ve hizmetler alabiliyor. Aynı zamanda bütçe ve mallarını kolay bir şekilde koruyabiliyor” ifadelerini kullandı. 

“Tempolu ve yorucu hayatın minimalizm ile basitleştirilebileceğine inanıyoruz”

Danışan ve müşterilerini birer iş ortağı olarak kabul ettiklerine dikkat çeken Atlas Group Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bingöl, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kooperatif yöntemiyle ilerleyerek birçok açıdan kazanç elde ettik. Büyük bir aile olduk. Müşteri hacmimiz %400 arttı. Ekibimiz de %50 büyüdü ve toplam 46 kişiye ulaştık. Hep birlikte hayata geçirdiğimiz projelerle, müşterilerimizin gürültüden uzaklaşarak hem zihinsel olarak rahatlamasını sağlıyoruz, hem de kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmelerine aracılık ediyoruz. Minimalizm ile hayatın basitleştirilebileceğine ve doğayla bağlantı kurulabileceğine inanıyoruz.”

Türkiye’de İnşaat Sektörünün Geleceğini Belirleyecek 6 Trend 

Türkiye ekonomisinin öncü sektörlerinden biri olan inşaat sektörü son yıllarda dünya çapında bir dönüşüm sürecine girdi. Vuralsoy Mühendislik, uluslararası rekabette öne çıkan Türk inşaat sektörünü önümüzdeki 10 yılda etkilemesi beklenen trendleri yayınladı.

Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yaklaşık %6’sını oluşturan ve 1,5 milyon kişiye istihdam sağlayan inşaat sektörünü gelecek 10 yılda etkileyecek gelişmeler açıklandı. Türkiye’nin inşaat sektörü, coğrafi konumu, genç nüfusu ve ekonomik dinamikleri nedeniyle son yıllarda önemli bir gelişim gösterdiğini söyleyen Vuralsoy Mühendislik Kurucusu ve CEO’su Azad Medeni Kahraman, “İnşaat sektörümüz sürdürülebilirlik, teknoloji entegrasyonu ve kalite standartları gibi konularda daha da ilerlemesi gerekiyor.Önümüzdeki yıllarda sektörünkarşı karşıya kalabileceği bu değişimler inşaat sektörünü daha rekabetçi, sürdürülebilir ve yenilikçi bir hale getireceğine inanıyorum” dedi.

Türk inşaat sektörünü önümüzdeki 10 yılda etkilemesi beklenen trendler şu şekilde sıralandı:

  1. Sürdürülebilirlik ve yeşil binalar: İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularının global önemi arttıkça, inşaat sektöründe de enerji verimli, çevre dostu ve sürdürülebilir bina ve yapıların sayısının artmasını bekleyebiliriz.
  2. Dijitalleşme ve teknolojik yenilikler: 3D baskı, yapay zeka, robotik ve akıllı şehir teknolojileri gibi yenilikçi uygulamaların inşaat sektörüne daha fazla entegre olmasını beklemekteyiz. Bu, daha hızlı, daha verimli ve daha az hata ile inşaat projelerinin tamamlanmasını sağlayabilir.
  3. İş güvenliği: İnşaat sektöründe yaşanan iş kazalarının önüne geçmek için daha katı standartlar ve yönetmeliklerin uygulanmasını bekleyebiliriz. Ayrıca, teknolojik çözümlerle iş güvenliğinin artırılmasına yönelik uygulamaların artmasını öngörüyoruz.
  4. Kentsel dönüşüm: Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde eski ve depreme dayanıksız binaların dönüştürülmesi için kentsel dönüşüm projeleri devam edecektir. Bu, inşaat sektörü için önemli bir fırsat alanı oluşturmaktadır.
  5. Yabancı yatırımlar: Türkiye’nin stratejik konumu ve ekonomik potansiyeli, yabancı yatırımcıların inşaat sektörüne ilgisini artırabilir. Bu, sektöre yeni finansman kaynakları ve uluslararası iş birlikleri açısından fırsatlar sunabilir.
  6. Kalite standartlarının yükseltilmesi: Tüketicilerin kalite beklentilerinin artması ve uluslararası rekabetin yoğunlaşmasıyla birlikte, inşaat sektörünün kalite standartlarını yükseltmesi gerekecektir.

Kocaeli Sağlıkkent Konutları’nda Sona Gelindi

Kocaeli’nin Karetepe ilçesinde hayata geçirilen Sağlıkkent Konutları projesinde inşaat çalışmaları tamamlanırken peyzaj çalışmaları devam ediyor.

Proje çalışmalarını yerinde inceleyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu, yetkililerden bilgi aldı. Genel Sekreter Gündoğdu’ya, Kent Konut Genel Müdürü Erhan Coşan, firma yetkilileri ve proje koordinatörleri eşlik etti. Sağlıkkent Konutları’nın ön teslimatının 20 Kasım’da başlayacağı müjdesini veren Genel Sekreter Gündoğdu, projenin her ayrıntısını detaylı bir şekilde inceledi.

Toplam 36 bin 93 metrekarelik bir alanda inşa edilen Sağlıkkent Konutları projesi, farklı konut tiplerini içeren bir konut kompleksi sunuyor. Projede ticari alanlar, açık otoparklar ve çocuk oyun alanları da bulunuyor. Ayrıca, ekolojik düzenlemelerle yağmur suyunun geri kazanılacağı bir sistem de projeye entegre edilmiş, bu sayede site sakinleri aidat tasarrufu yapabilecekler. Toplamda 502 dairenin yer aldığı Sağlıkkent Konutları’nda, 1+1, 2+1 ve 3+1 daire tipleri mevcut. Daire içi ve altyapı çalışmaları tamamlanmış durumda ve site içi yol ve peyzaj çalışmaları devam ediyor.

Tekfen, Romanya Projesi Hakkında Bilgilendirme Yaptı

Tekfen Holding, Romanya’da ihalesini kazandığı ve sonrasında itiraz edilen proje hakkında Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yaptı.

Şirketin KAP açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 “23.05.2023 tarihli açıklamamızla bağlı ortaklıklarımızdan Tekfen İnşaat ve Tesisat A.Ş.’nin Romanya’da The National Road Infrastructure Management Company S.A. (CNAIR) tarafından yaptırılması planlanan “Ploiesti-Buzau Highway Lot 3: Pietroasele-Buzau, km 49+350 –km 63+250” Projesini üstlenmek üzere ihaleyi kazandığını bildirir yazıyı aldığı, 6 Haziran 2023 tarihli açıklamamızda ise konu ihalenin sonucuna itirazda bulunulduğunu ve itiraz süreci tamamlandığında tekrar bilgilendirme yapılacağı açıklanmıştı.”

Londra’da Yaşayanlar Gelirinin Yüzde 37,3’ünü Kiraya Harcıyor 

Dünyanın hemen her yerinde temel ihtiyaç olan barınma için kira fiyatlarında artışlar kaçınılmaz hale geldi. Özellikle İngiltere’nin başkenti Londra’da kira fiyatlarında yaşanan artışlar sonrası Türk yatırımcılar döviz üzerinden kiralama yapabilecekleri gayrimenkullere yatırım yapmaya başladı. 

İngiltere’nin resmi araştırma şirketi London Datastore verilerine göre, 2022’nin ilk çeyreğinde yeni kiracılar için ortalama kira bedeli 1.757 Pound iken, 2023’ün ikinci çeyreğinde yaşanan rekor artışlarla kiralar ortalama 2.587 Pound’a yükseldi. Türkiye’deki yatırımcılara döviz bazında kira geliri ve yurt dışında kârlı yatırımlar konusunda yol gösterici olan gayrimenkul danışmanlık firması İngiltere Investments, İngiltere’nin öncü inşaat firmalarından Knight Dragon’un Avrupa’nın en büyük projesi Greenwich Peninsula Projesi’nin Türkiye lansmanını 4-5 Kasım’da Swissôtel The Bosphorus İstanbul’da gerçekleştireceğini duyurdu.

London Datastore tarafından hazırlanan raporda dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise yeni kiracılara ait. Londra’da yeni kiraya çıkanlar, Haziran ayında gelirinin ortalama yüzde 37,3’ünü kiraya harcadı. Bu oran 2014’ten bu yana kaydedilen en yüksek rakam ve İngiltere’nin genelindeki yüzde 31,9’un oldukça üzerinde olarak yorumlandı. Londra’daki gayrimenkul değerlerindeki istikrarlı artış ve yatırımcılara dövizle kira getirisi imkanı sebebiyle bölgedeki gayrimenkul yatırımlarının oldukça cazip hale geldiğini belirten İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan, “Türk yatırımcılarımızın yurt dışındaki fırsatlardan haberdar olmaları için İngiltere’nin en büyük inşaat firmaları ile belirli aralıklarla gayrimenkul yatırım etkinlikleri düzenliyoruz. Şimdilik sadece İstanbul’da düzenlediğimiz etkinliklerimizi ilerleyen zamanlarda diğer büyük şehirlerimizde de gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi.

“Türk yatırımcılarımızı güvenilir inşaat firmalarına yönlendiriyoruz”

Türk yatırımcılara kârlı yatırımlar yapmaları için İngiltere’nin güvenilir büyük inşaat markalarının projeleriyle ilgili lansmanlar düzenlediklerinin altını çizen İngiltere İsmail Gürkan, “Yurt dışında yatırım yapmak isteyen ancak cesaret edemeyen yatırımcılar var. Markaların güvenilirliğinden emin olamıyor, getirisinin kârlı olup olamayacağını hesaplayamıyorlar. Bu noktada biz 18 yıllık tecrübemizi kullanarak yatırımcılarımıza doğru yatırımlar için yol gösterici oluyoruz. 4-5 Kasım’da İstanbul’da düzenleyeceğimiz Knight Dragon’un Greenwich Peninsula Projesi’nin Türkiye lansmanında da ülkedeki yatırımcılarımıza uzun dönemli kira geliri, değer artışı ve döviz bazında kazanç sunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Projede 5 yılda yüzde 22 fiyat artışı tahmin ediliyor”

“Greenwich Peninsula, Londra’nın ikinci bölgesindeki (Zone 2) en uygun metrekare birim fiyatlı proje. Aynı zamanda şehrin en iyi ve hızlı satan projeleri arasında yer alıyor. Brüt kira getirisi yaklaşık yüzde 6’lara kadar çıkıyor. Önümüzdeki 5 yılda yüzde 22’lik fiyat artışı tahmin ediliyor” şeklinde konuşan İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan sözlerini şöyle tamamladı: 

“Londra’da, dünyanın en harika yerlerinden biri seçilen Thames Nehri kıyısında, yeni bir mikro şehir kuruluyor. Avrupa’nın en büyük projesi Greenwich Peninsula Projesi, Greenwich Yarımadası’nda, Londra’nın merkezinden 15 dakika mesafede yer alıyor. Ayrıca yeni Elizabeth Line ile Bond Street ve London City Havalimanı’na 20 dakika uzaklıkta. 48 dönüm yeşil alana sahip projede, 50’den fazla park bulunuyor. Yaşam alanı olarak tercih etmek isteyenleri cezbeden diğer özellikleri ise ortak çalışma alanları, özel spor salonu, 7/24 görevli personel, çocuk odası ve restoran diyebiliriz.”