“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 24

Tüketici Kredilerinin 399 Milyar 670 Milyon TL’si Konut İçin Kullanıldı

Mevduat bankalarında gözlenen tüketici kredilerinin 399 milyar 670 milyon 244 bin TL’si konut için kullanıldı.

Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, 3 Kasım ile biten haftada yüzde 0,1 artarak 1 trilyon 374 milyar 638 milyon 7 bin lira oldu. Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 1,2 artışla 1 trilyon 178 milyar 986 milyon 683 bin lira, kredi kartları bakiyesi ise yüzde 1,6 yükselişle 1 trilyon 342 milyar 980 milyon 324 bin lira oldu.

Tüketici kredilerinin 399 milyar 670 milyon 244 bin lirası konut, 67 milyar 864 milyon 957 bin lirası taşıt ve 907 milyar 102 milyon 806 bin lirası diğer kredilerden oluştu. Bankacılık sektörünün TCMB dahil toplam kredi hacmi de 3 Kasım ile biten haftada 76 milyar 873 milyon 538 bin lira artarak 10 trilyon 556 milyar 223 milyon 849 bin liraya yükseldi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 55,9 artış kaydetti.

Akkuyu NGS’nin Birinci Ünitesinde Sona Gelindi

Akkuyu Nükleer AŞ İnşaat Müdür Yardımcısı Dmitry Romanets, santralin birinci ünitesindeki inşaat çalışmalarının tamamlanma aşamasına geldiğini belirtti.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi veren Dmitry Romantes, projede bu yıl iki kilit aşamanın tamamlandığını belirterek, “Birincisi, nisan ayında sahaya taze nükleer yakıtın sevk edilmesiydi. Taze yakıtın sahaya getirilmesi, Türkiye’nin Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümünde nükleer ülke statüsünü kazanmasını sağlayan önemli aşamalardan biriydi.’’ dedi.

Taze yakıtın sahaya sevk edilmesi için oldukça kapsamlı bir çalışma gerçekleştirildiğini vurgulayan Romanets, yakıtın Rusya’dan Türkiye’ye sevki için ilgili izinlerin alındığını, yakıtın taşınması için özel sertifikalandırma süreçlerinin tamamlandığını ve yakıtın depolanması için altyapının hazır hale getirildiğini söyledi.

Romanets, ikinci kilit aşamanın ise Akkuyu NGS’de çalışacak personelin eğitim alacağı simülatör merkezinin 29 Ekim’de açılması olduğunu ifade etti.

Yıl Sonuna Doğru Devreye Alınacak

Sahada devam eden inşaat sürecine de değinen Romanets, “İçinde bulunduğumuz süre içerisinde birinci güç ünitesindeki genel inşaat çalışmalarının tamamlanıp, yıl sonuna doğru devreye alma aşamasına geçmiş olacağız. Tüm bu süreçlerin geride bırakılması, güç ünitesinin güvenli bir şekilde işletme aşamasına geçmesine hazır hale getirilmesini ifade etmekte.” dedi.

Dmitry Romanets, santralin işletmeye alınması için toplam 560 yapının tamamlanması gerektiğine dikkati çekerek, “Birinci güç ünitesinde, ilk üretim için 158 yapının hazır hale getirilmiş olması gerekiyor. Bunların neredeyse tümünde inşaat çalışmaları tamamlanmış durumda. Kabloların döşenmesi, elektrik hatlarının bağlanması, boru hatlarının döşenmesi gibi çalışmalar devam etmekte.” diye konuştu.

Türkiye ile Rusya arasında imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında, bir güç ünitesinin inşaat lisansının alınmasını takip eden 7 sene içerisinde işletmeye alınması gerektiğini kaydeden Romanets, şöyle devam etti:

“İlk güç ünitesi için inşaat lisansını Nisan 2018’de aldığımızı dikkate alırsak, ilk üniteyi 2025’te işletmeye almamız gerekir. Ancak birçok ulustan oluşan güçlü bir ekip olarak bu tarihi öne almak için her türlü gayreti sarf ediyoruz. 2018’de inşasına başlanan ilk güç ünitesinde inşaat çalışmaları bir gün bile durdurulmadı. Sadece saha içinde değil aynı zamanda saha dışındaki ekipman ve malzeme üretimi yapan üreticilerimizde de çalışmalar hiç durmadı. Dolayısıyla bütün bu ekiplerin uyumlu çalışması sayesinde inşaat takvimine tam olarak uyulmasını sağlayacağımıza eminiz.”

Türbin Montajı Başladı

Romanets, ilk ünitenin devreye alınması kapsamında reaktör binasında birçok teknolojik işlem yapıldığını belirterek, mevcut durumda türbinin montajı ile ilgili çalışmaların başladığını ve belirlenen süre içerisinde tamamlanması gerektiğini dile getirdi.

Bu süreçte, kıyı pompa santrali olarak ifade edilen yapılara ilk suyun verilmesi ve basıncın kontrol edilmesi çalışmalarının da tamamlanacağını aktaran Romanets, “Bu işlemlerin zamanında yapılması, genel anlamda proje takvimine uygun olarak ilerlemekte olduğumuzu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Net Sıfır Emisyon Hedefinin Yüzde 17’sini Karşılayacak

2053 yılında sıfır emisyon hedefli Türkiye için Akkuyu NGS’nin önemli bir konumda yer aldığını belirten Romantes, “Akkuyu NGS’nin dört güç ünitesinin de işletmeye geçmesiyle 18 milyon ton emisyon salımı önlenmiş olacak. Diğer bir ifadeyle, Akkuyu NGS tek başına Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefinin yüzde 17’sini karşılamış olacak. Bu nedenle Akkuyu NGS inşaatının tamamlanıp işletmeye alınması Türkiye’nin 2053 hedefine erişmesinde önemli bir rol oynayacaktır.” diye konuştu.

Türkiye ile Rusya arasında 12 Mayıs 2010’da imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde yapımı sürdürülen Akkuyu NGS, her biri 1200 megavat kapasiteli 4 reaktörden oluşuyor.

Türkiye’nin en büyük yatırımları arasında bulunan santralin, tam kapasite devreye girdiğinde Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu tek başına karşılaması öngörülüyor.

Akkuyu NGS’nin 60 yıl olarak planlanan işletme ömrünün ise 20 yıl daha uzatılma imkanı bulunuyor.

İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı İçin Geri Sayım Başladı

Türkiye mobilya sektörünü bir araya getirecek İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı 23-28 2024 tarihleri arasında düzenlenecek.

Avrupa’nın en büyük sektörel buluşması olarak kabul edilen İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı (IIFF2024) için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. Yıllık üretim hacmi 12 milyar dolara, ihracatı ise 5 milyar dolara yaklaşan Türk mobilyasının dünyadaki tanıtım ve pazarlama çalışmalarının destekleyici gücü olan fuara, 1000’den fazla firma 3 binden fazla markasıyla katılım sağlayacak. Türk mobilya üreticisinin yeni ürün ve tasarımlarıyla gövde gösterisi yapacağı fuarda, ayrıca Malezya, Hindistan, Almanya, Azerbaycan, Lübnan, Mısır, Yunanistan, Rusya ve Amerika’dan firmalar milli katılım ve bireysel katılımla yer alacak.

Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) desteği, Tüyap Fuarcılık ve MOS Fuarcılık iş birliğiyle ile 23 – 28 Ocak 2024 tarihleri düzenlenecek olan fuarı, 30 bini yabancı olmak üzere toplam 200 bin sektör profesyonelinin ziyaret etmesi bekleniyor.

MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, Türkiye mobilyacısının en güçlü buluşması olarak tanımladığı İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı hakkında şunları kaydetti:

“Uzun yıllardır düzenlediğimiz bu organizasyon bizim ve sektörümüzün gözbebeği bir fuar. Her yıl dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere sektörümüzdeki yenilikleri sunuyoruz, yanı sıra üreticilerimize de yeni iş birlikleri için zemin hazırlıyoruz. Oldukça verimli geçen fuarımızın sonunda üreticilerimiz tüm yıla yayılacak anlaşmalar yapıyorlar, bu da ihracatımıza doğrudan katkı sağlıyor. Türkiye tasarım ve ürün kalitesine her geçen gün üzerine koyarak ilerliyor ve çıtayı bir üst seviyeye taşıyor. Bu sebeple 2024 organizasyonumuzun oldukça verimli geçmesini bekliyoruz.”

İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı’nın yıla yayılan titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu kaydeden Ahmet Güleç, yürüttükleri çalışmalar sonrası şu anda 160 bin ziyaretçi kaydı aldıklarını söyledi. Ahmet Güleç, “Fuara iki ay var ve şimdiden kayıt yaptıran yerli ve yabancı alıcı sayısı 160 bin. Umuyorum hedef rakamımız olan 200 binin üstüne çıkacağız” diye konuştu. Fuarı Avrupa ve Amerika kıtasından çok sayıda iş insanının ziyaret etmesini beklediklerini dile getiren Ahmet Güleç, Avrupa Mobilya Sanayii Konfederasyonu-EFIC Yönetim kurulu üyelerinin de fuarı ziyaret edeceğini ifade etti.

İhracatta 12 Milyar Dolarlık Hedef

Dünyanın en önemli mobilya üreticisi ve ihracatçısı olmak istediklerinin altını çizen Ahmet Güleç, “Bugün 200 ülkede evleri bizim ürettiğimiz mobilyalar süslüyor. Hedefimiz ulaştığımız tüm pazarlarda Türk mobilyasının tasarım ve ürün kalitesinin benimsenmesini sağlayarak dünyanın en büyük 5 üreticisi arasına girmek. Özellikle bakanlığımızla etkileşim halinde 2028 vizyonu için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Sektörümüzün bilgi, donanım ve motivasyonu 2028 yılı için hedeflediğimiz 12 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirebilecek güçte” dedi.

Sıcak ve Modern Bir Çalışma Mekanı: Khan Arms Fabrika Ofisi

İpek Baycan Architects tarafından tasarlanan Khan Arms fabrika ofisi yüksek tavanlı ve 800 metrekarelik bir mekana yerleşiyor. Khan Arms’ın kimliğini yansıtan tasarımda sıcak ahşap tonları, cam ve grafik elemanlarla dengelenerek modern bir ofis ortamı yaratıyor. 

Khan Arms fabrikasına ek olarak tasarlanan 800 metrekarelik ofis bloğunun güncel ve özgün tasarımı, firmanın kimliğini yansıtan özel bir çalışma alanı yaratıyor. Yapının yüksek tavanlı kurgusu içinde iki kattan oluşan ofis, girişte yer alan galeride organik formu ile dikkat çeken bir banko ve spiral merdivenle üst kata sağlanan sirkülasyonu ile ikonik bir etkiye sahip. Yağmur damlalarını andıran aydınlatma elemanlarının akışkanlığı ziyaretçilere çarpıcı bir karşılama sunuyor. 

Yer yer genişleyen yürüyüş hattı ve ofis odalarının kübik cam yapısı ile sürekli bir koridorun sıkıcılığını kırmayı hedefleyen İpek Baycan Architects, ahşap ve kahve tonlarıyla sıcak bir atmosfer ortaya çıkarıyor. Mekanı kucaklayıcı bir hissiyata büründüren renklerle, koridor boyunca yer alan duvara entegre mobilyalar farklı kullanımlara olanak sağlayan istasyonlar ortaya çıkarıyor. Koridorun öbür tarafında dizilmiş kütleler ise üzerlerindeki grafik elemanlarla navigasyonu belirtirken, mekanların ebatlarını ve girişlerini tanımlıyor. Kendi içinde bekleme ve karşılama alanlarının varlığı ile kamusal kullanımı artıran tasarım, personelin günlük yaşantısını kolaylaştırıcı unsurlar barındırmakta.

Mekanın üst katında yer alan idari departmana ait ofis ve yemekhane, koridorun başında ve sonunda yer alan daha geniş mahallerde planlanırken; bu odaların girişleri tavandan duvara uzanan kaplama ile benzeşiyor. 

Muhasebe, toplantı ve ikincil ofis odalarının cam blok kütleler ile vurgulanan mimarisi mekanın ana kimliğini oluştururken tutarlı bir anlatım sergiliyor. Cam kütlelerin içinde yer alan ahşap mobilya detayları mahallerin koridor tarafında mahremiyeti sağlıyor. Cam ile bütünleşen mobilyalar aynı zamanda odaların kimliğine uygun kullanımlar ve giriş kapıları için bir alan sağlayıp iç mekanı zenginleştiriyor. 

Trabzon Şehir Hastanesi İnşaatı Tüm Hızıyla Sürüyor

Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, hastane inşaatının hızla devam ettiğini vurgulayarak, projenin 2025 yılında hizmete açılacağını belirtti.

Şenol Güneş Spor Kompleksi’nin yanındaki dolgu alanında yapımına başlanan Trabzon Şehir Hastanesi’ndeki çalışmalar hızlandı. 900 nitelikli yatak kapasitesine sahip olacak ve yatak sayısı bin 461’e kadar arttırılabilir şekilde tasarlanan Trabzon Şehir Hastanesi, kentteki yoğun bakım kapasitesini de iki katına çıkaracak. 283 bin 943 metrekarelik kapalı alana sahip hastanede 300 poliklinik ve 33 ameliyathane olacak. Yoğun bakıma ayrılan yatak sayısı 236, diyaliz yatak sayısı ise 30 olan hastanede yanık tedavi ünitesi, nükleer tıp ünitesi, radyoterapi alanı, diyabet ünitesi, kan transfüzyon merkezi, uyku laboratuvarı ve genetik laboratuvar yer alacak. 4 bin 300 fore kazığın kullanıldığı Şehir Hastanesi, depreme dayanıklı olarak inşa edilen 562 sismik izolatör ile korunacak. 2025 yılının şubat ayında hizmete girmesi planlanan hastanenin kaba inşaatının bu yıl sonunda biteceği belirtildi.

Hastane inşaatının sorunsuz bir şekilde sürdüğünü belirten Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, yıl sonuna kadar karkasının biteceğini belirterek, “Şehir Hastanemiz inşallah 2025 Şubat ayına yetişecek şekilde programlanmış ve o program dâhilinde de inşaat süreçleri devam ediyor. Bilindiği üzere tasfiye olmuştu ve sonrasında ikinci ihaleyle birlikte bir firma almış ve ihalenin süreçlerini, koşullarını yerine getirme gayreti içerisine girmişti. Nitekim de 2023 yılı içerisinde projede oldukça hızlı bir hareket son altı aylık süreçte görmekteyiz. İnşallah bu yılsonuna kadar binanın karkasları bitmiş olacak. Sonrasında inşaat teknikleri icabı gereği hem dış kapamaları hem içerideki imalatları, elektrik suyu tesisatı ve benzeri çalışmaları devam edecek. Bizim proje bazlı bazı önerilerimiz oluyor, onları proje bazlı düzeltmeye gayret ediyorlar. Oradan geçen iki dere ve Akçaabat ilçesinin ve o taraftaki ilçelerin geçen data, telefon, elektrik, su, doğalgaz gibi bağlantılarının da deplase edilmesi ile ilgili bir talebimiz, önerimiz var. Onların da tekrar bu ihale içerisine veya farklı bir şekilde çözümü için bakanlıkla da yazışmalarımız oldu, onu da bekliyoruz.” dedi.

Trabzon Şehir Hastanesi’nin tüm proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

IFC Türkiye’ye 9 Milyar Dolar Yatırım Yapacak

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye’ye gelecek 3 yılda 9 milyar dolarlık yatırım yapacak. Yatırım, özellikle deprem bölgesi için kullanılacak.

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Orta Doğu, Orta Asya, Türkiye, Afganistan ve Pakistan Başkan Yardımcısı Hela Cheikhrouhou Türkiye’de son 10 yılda yaklaşık 19 milyar dolar yatırım yaptıklarını kaydetti. Cheikhrouhou, makroekonomik dalgalanmaların yaşandığı bir dönemde Türk özel sektörüne destek amacıyla son 2 yıldır ülkedeki yatırımları artırdıklarını ifade ederek, şunları söyledi: 

“Türkiye’de özel sektörün gelişimini desteklemek için uzun vadeli finansmana 2 milyar dolar yatırım yaptık. Odak noktamız, zorlu bir makroekonomik ortamda ekonomik büyümeyi hızlandırmaya, istihdamı artırmaya, ihracatı desteklemeye ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olmaktı. Ayrıca IFC, küresel ticaret finansmanı programına katılan bankalar aracılığıyla Türk şirketlerine garantiler sağlayarak yaklaşık 1 milyar dolarlık sınır ötesi ticareti kolaylaştırdı. Şu anda Türkiye’ye önümüzdeki 3 yılda 9 milyar dolar yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu hedef piyasa koşullarına, müşteri talebine ve iç onaylara bağlıdır. Özellikle deprem bölgesine destek sağlamaya büyük önem veriyoruz. Hem en savunmasız durumdaki hanelere, küçük işletmelere, çiftçilere erken yardım hem de uzun vadeli yeniden inşa çalışmaları için özel sektör finansmanı sağlıyoruz. Depremden etkilenen bölgelerde bankacılık, imalat ve altyapı sektörlerinde uzun süredir faaliyet gösteren özel ortaklarımız aracılığıyla önümüzdeki 1,5 yıl içinde yaklaşık 1 milyar dolar dağıtmayı amaçlıyoruz. Yakın zamanda depremden etkilenen 11 ildeki mikro ve küçük işletmeler, hane halkı ve çiftçilere yönelik, anlaşmalı bankalarımız aracılığıyla dağıtılacak önemli bir finansman paketini açıklayacağız.”

Bu anlaşmaların, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’ye yönelik eylül başında açıkladığı 35 milyar dolarlık finansman paketinin bir parçası olduğunu dile getiren Cheikhrouhou, “Bu tutarın 17 milyar doları mevcut operasyonlardan ve Dünya Bankası Grubu kurumlarının önümüzdeki 3 yıl içinde hazırlamayı ve sunmayı planladığı 18 milyar dolardan oluşuyor. Buna hükümete doğrudan yatırım kredileri ve Türk özel sektörüne verilen destek de dahil. Bütün bunlar elbette dahili kredi onaylarımızla uyumlu somut yatırım fırsatlarının belirlenmesine bağlıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye özel sektörünün gelişmiş ve oldukça dayanıklı olduğunu, ülkenin yakın bölgelerde de güçlü bir genişleme potansiyelinin bulunduğunu aktaran Cheikhrouhou, Türkiye’nin, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’e sınırı olan, Avrupa, Asya ve Afrika için etkili bir bölgesel merkez görevi gören benzersiz bir stratejik konuma sahip olduğuna işaret etti.

Say Yenilenebilir Enerji’nin Kemalpaşa OSB’deki Yeni Fabrikasında İnşaat Başladı

Say Yenilenebilir Enerji, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) inşaat çalışmaları başlayan fabrika projesi için yatırım teşvik belgesi aldı.

Say Yenilenebilir Enerji, Kemalpaşa OSB’de kuracağı 2285 milyon liralık yeni fabrika yatırımına, yatırım teşvik belgesi aldı. 

Say Yenilenebilir Enerji Ekipmanları Sanayi ve Ticaret AŞ’nin (SAYAS), ilişkili tarafında ait; İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesindeki Say yenilenebilir tesislerine bitişik 13 bin 833,85 metrekarelik arsada planladığı 228 milyon lira tutarlı kapasite arttırma projesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yatırım teşvik belgesi aldı. 

Şirket yatırım teşvik belgesi kapsamında sigorta primi işveren hissesi, vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti ve KDV istisnası desteklerinden yararlanacak. 

Say Yenilenebilir Enerji’den yapılan açıklamada, teşvik belgesi alan yatırım kapsamında inşa edilecek olan fabrika için inşaat ruhsatının da alındığı ve inşaat çalışmalarının başlatıldığı bildirildi.
 
Açıklamada, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından daha önce alınan 25 Nisan 2021 tarihli ve 523077 sayılı yatırım teşvik belgesi için de kapama başvurusu yapıldığı kaydedildi. 

Say Yenilenebilir, yeni yatırımının rüzgar enerjisi sektöründe Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni iş ilişkilerinin kurulmasıyla birlikte mevcut kapasitenin artırılmasına yönelik ihtiyaç nedeniyle karar verildiğini açıklamıştı. Yeni fabrika, yeşil enerjiye yapılacak yatırımlarla Say Yenilenebilir AŞ’nin artma eğilimi gösteren iş hacmini de karşılamayı hedefliyor.  

Şirket fabrika arsasının satın alma opsiyonuyla kiralama yöntemiyle edindi. Yeni fabrikanın yaklaşık 10.000 m2 kapalı alanı olacak. Proje kapsamında yeni makine ve ekipman yatırımları da yapılacak. 

Şirket üretim kapasitesini yüzde 200 oranında artıracak olan fabrika inşaatının, 2024 yılının ilk çeyreği sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Kaynak: Enerji Günlüğü

Mapa İnşaat’ın Dubai’deki Projesine Ödül 

Mapa İnşaat tarafından Dubai’de hayata geçirilen SLS Dubai Otel & Rezidans projesi, “En İyi Yüksek Bina” kategorisinde Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi (CTBUH) tarafından verilen “İnşaatta Mükemmellik Ödülü”ne layık görüldü.

300-399 metre yükseklikteki yapıları kapsayan kategoride ödül kazanan SLS Dubai Projesi, Mapa İnşaat tarafından 2020’de tamamlandı. 335.2 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek 101’inci binası konumunda olan SLS Projesi, 190 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu ve 75 kattan oluşuyor.

Her yıl 20’yi aşkın kategoride verilen CTBUH ödülleri, yüksek binaların ve kentsel çevrenin ilerlemesine katkıda bulunan, sürdürülebilirliği en yüksek ve en etkili düzeyde gerçekleştiren projeleri onurlandırmayı amaçlayan son derece prestijli bir ödül programı.

Türkiye Ekonomisi 2024’te Aşağı Yönlü Seyredecek

Bulls Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (GSYO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akkaya, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında aşağı yönlü seyredeceğini ve ekonomide kötü günlerin geride kaldığını söyledi.

Türk sermaye piyasalarına duyulan güvenin arttığının altını çizen Kemal Akkaya, “Şirketleri profesyonel kadroyla kurumsallaştırarak Türkiye sermaye piyasalarının gücünü de arkasına alan global oyuncular haline getirme amacı taşıyoruz” diye konuştu. Kemal Akkaya, bu kapsamda yüksek büyüme potansiyeli taşıyan, yenilikçi bir bakış açısına sahip, vizyoner girişimcilerin projelerine bugüne kadar 15 milyon dolar yatırım yaparak destek verdiklerini açıkladı.

“Tarım Alanında Yatırım Yapacağız”

Büyüme potansiyeli yüksek ve yenilikçi sektörlere yatırım yaptıklarını anlatan Akkaya, “Yatırım yapacağımız girişimlerin Türkiye ekonomisine katkı sağlaması, insana dokunması, sürdürülebilir olması bizim için çok önemli” diye konuştu. Girişim şirketlerine kurumsallaşma, gelecek stratejilerin belirlenmesi gibi birçok alanda destek olduklarını anlatan Bulls GSYO Yönetim kurulu Başkanı Kemal Akkaya, verdikleri destek sayesinde; yenilikçi, vizyoner girişim şirketlerinin daha sağlıklı bir büyüme trendi yakaladığını kaydetti.

Önümüzdeki süreçte iklim krizinin etkilerinin daha derinden hissedileceğini söyleyen Bulls GSYO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akkaya, “Bu alanda akıllı tarım yapan yeni bir şirket yatırımı planlıyoruz. Bu kapsamda araştırmalarımız sürüyor. Türkiye’nin tarım alanında yeni bir sisteme geçmesi gerekiyor. Teknolojiyi odağına almış tarım üretimini artırmalıyız. Biz de buradaki fırsatı çok iyi görebiliyoruz. Yatırımlarım yapmak istediğimiz alanların ilk sırasında bu sebeplerden ötürü tarım var” ifadelerini kullandı.

“Sanko Menkul Yatırımı ile Sektöre Güçlü Girmek İstiyoruz”

Türk sermaye piyasalarına duyduğumuz güvenin bir sonucu olarak aracı kurum yatırımı yapma kararı aldıklarını belirten Bulls GSYO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akkaya, “Sanko Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’yi 10 milyon dolarlık bir yatırımla aldık. Şu anda 25- 30 kişilik bir ekibimiz var. Satın alma işlemlerinin tamamlanmasının hemen sonrasında ekibimizi hızla büyüterek sektöre güçlü bir giriş yapmak istiyoruz.

Bu yatırımımızın bir amacı da Bulls GSYO olarak halka arza hazırladığımız şirketlerin halka arz süreçlerini yapmak. Biz Türkiye ekonomisine güveniyoruz. Borsa İstanbul’un da potansiyelinin çok altında bir performans gösterdiğini biliyoruz. Önümüzdeki yıl ekonomide atılan adımların meyvelerini toplayacağımızı düşünüyorum” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Türkiye genelinde Ekim Ayında 93 Bin 761 Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) konut satış verilerini açıkladı. Buna göre ekim ayında, Türkiye genelinde konut satışları yüzde 8,7 azalarak 93 bin 761 oldu.

Konut satışlarında İstanbul 14 bin 941 konut satışı ve yüzde 15,9 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 7 bin 394 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 5 bin 192 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 40 konut ile Hakkari, 43 konut ile Ardahan ve 80 konut ile Bayburt oldu.

Konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalışla 993 bin 835 olarak gerçekleşti.

İpotekli Konut Satışları 5 Bin 577 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,0 azalış göstererek 5 bin 577 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 5,9 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31,2 azalışla 166 bin 461 oldu.

Ekim ayındaki ipotekli satışların, bin 369’u; Ocak-Ekim dönemindeki ipotekli satışların ise 50 bin 234’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer Satış Türleri Sonucunda 88 Bin 184 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azalarak 88 bin 184 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 94,1 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,9 azalışla 827 bin 374 oldu.

İlk El Konut Satış Sayısı 29 Bin 230 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,6 azalarak 29 bin 230 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,2 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,6 azalışla 297 bin 827 olarak gerçekleşti.

İkinci El Konut Satışlarında 64 Bin 531 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 azalış göstererek 64 bin 531 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,8 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,6 azalışla 696 bin 8 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Ekim Ayında 2 Bin 535 Konut Satışı Gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52,9 azalarak 2 bin 535 oldu. Ekim ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 931 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 758 konut satışı ile İstanbul ve 294 konut satışı ile Mersin izledi. Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,4 azalarak 30 bin 599 oldu.

Ülke Uyruklarına Göre En Çok Konut Satışı Rusya Federasyonu Vatandaşlarına Yapıldı

Ekim ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 713 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 235 konut ile İran, 152 konut ile Almanya ve 138 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

İstanbul’un Kültürel İkonu Atatürk Kültür Merkezi’nde Guardian Glass Ürünleri Tercih Edildi

İstanbul Taksim Meydanı’nın önemli mihenk taşlarından biri olan, Tabanlıoğlu Mimarlık tasarımı Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni ön cephesinde kullanılan Guardian SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yapıyı daha davetkar, erişilebilir ve daha kapsayıcı hale getirirken dış dünya ve özellikle Taksim Meydanı ile daha fazla bağlantı kurmasını sağlıyor. 

İstanbul’un kentsel hafızasında çok önemli bir yere sahip olan ve tıpkı orijinal yapıda olduğu gibi yine Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan yeniAtatürk Kültür Merkezi, bir konser salonu olmasının yanı sıra, tiyatro, sinema, kongre salonu, kütüphane, müze, sanat galerisi ile birlikte pek çok kafe ve restoran alternatiflerini de bünyesinde barındıran çok işlevli bir kültür mekanı olarak geçtiğimiz sene Taksim Meydanı’ndaki yerini aldı.

Yeni tasarımında yapının varlığının ve ruhunun korunması süreçlerinin en önemlisi orijinal cam cephenin yenilenmesiydi. Yeni ön cephe, aynı modernist tasarım, ölçek ve orantı kullanılarak tamamen orijinalinden esinlenildi. Değişen cephede binanın tasarım yaklaşımına ulaşmasında Guardian SunGuard® SuperNeutral™ yüksek performanslı camın kullanılmasının önemli katkıları oldu.

Etkileyici ve doğal bir görünüme sahip olan SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, yeniden tasarlanan cepheyi daha şeffaf, daha açık ve davetkar hale getiriyor. SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, Atatürk Kültür Merkezi’nin iç mekanlarını görünür kılarak ziyaretçileri içeri davet ediyor. Bu arada, camın yüksek ışık geçirgenliği, iç mekanı doğal ışıkla doldurarak binanın tam randımanlı kullanımını teşvik ediyor ve yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor.

“Bir kültür kuruluşunun ve yapısının ihtiyaç ve işlevleri zaman içinde değiştiği için mekansal olarak güncel çözümlerle yenilenmesi gerekiyor”diyen Mimar Murat Tabanlıoğlu cephede SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam kullanmalarının nedenlerini şu sözlerle açıklıyor: “SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yüksek güneş kontrolü ve düşük emisyon sağlıyor. Böylece, yıl boyunca doğal ışık seviyesinin artmasına, kış ve yaz mevsimlerinde de yalıtıma yardımcı oluyor. Dolayısıyla, sıcaklığın genellikle yüksek olduğu İstanbul’da böylesine muazzam bir cam cepheye sahip olmak yapının önemli avantajlarından biriydi. Yapının tasarımında sürdürülebilirlik önemli bir mimari hedefti ve SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 özellikleriyle bu hedefe ulaşmamıza yardımcı oldu. Cam, yeni yapının cephesinde gün ışığını en üst düzeye çıkartıyor, yüksek düzeyde güneş kontrolü ve ısı yalıtımı sunarak enerji tüketiminin azaltılmasına yardımcı oluyor.”

Bursa Downtown Kapılarını Açtı

Atış Grup ve Pars Toprak Sanayi A.Ş.’nin iş birliği ile 5 yıl önce temeli atılan Downtown Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi hizmete açıldı.

Atış Grup ve Pars Toprak Sanayi A.Ş.’nin 85 bin metrekare alan üzerinde ortaklaşa hayata geçirdiği kiralama ve yönetim faaliyetlerini Fiba Commercial Properties’in üstlendiği DownTown Bursa Yaşam ve Eğlence Merkezi, cadde mağazaları, restoranları, müzeleri, sinema salonları, performans sanatları merkezi, Avrupa’nın en büyük gösteri havuzu, animasyonlu led ekranları ve şehrin en büyük aile eğlence alanı ile Bursalıları seçkin dünya markalarıyla buluşturdu.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre; DownTown Bursa’da, 17 bin metrekarelik yeşil alan, geleneksel alışveriş kültürünün yanında Türk ve Dünya mutfağı lezzetleri ve konferans salonları bulunuyor. Ulusal ve uluslararası 200 markayı çatısı altında bulunduracak olan DownTown Bursa, aynı zamanda Bursa’da ilk kez yer alacak onlarca markaya ev sahipliği yapıyor.

Sokak lezzetleri alanının da olduğu konseptte ayrıca Bursa’da ilk defa yer alacak 30 yeni marka kapılarını misafirlerine açtı. Merkezin açılışında konuşan Atış Şirketler Grubu CEO’su Ahmet Atış, “72 bin metrekarelik kiralanabilir alanıyla, yüzde 99’luk kiralama yapılmış, bugün yüzde 68’lik mağazaların açıldığı ve Ekim ayının sonuna kadar da yüzde 95 doluluğa ulaşacak projeyi Bursa’ya kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnşallah Bursa’ya değer katmanın yanı sıra, birçok turistlik faaliyetler de gerçekleştirilebilecek.

Avrupa’nın en büyük gösteri havuzuna sahip olmanın yanı sıra, 2 tane müze yer alacak. 10 bin metrekare çocuk eğlence merkezi yer almaktadır. Sadece perakende olarak değil, kültür ve sanatla bir arada olan bir AVM kazandırmış olduk” diye ifade etti. Pars Toprak Sanayi AŞ. Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Erdönmez, “Bursa’ya ekonomik ve kültürel değerler kazandırmak için yapıldı. Projede, şehrin kültür sanat atmosferine katkı yapacak önemli projeler var. Bursa’ya yakışır festivaller burada yapılacak.”

Gayrimenkul Fiyatlarındaki Değer Artış Kazançları, Getirisi Düşük Güvenli Limanlar Olacak

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, yüksek enflasyonist bir dönemde gayrimenkul fiyatlarındaki değer artışının, güvenli ama getirisi düşük bir liman olacağını açıkladı.

Son iki yılda konut yatırımcısının yüzünün güldüğünü belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Konut yatırımı artış nakit para ile yapılması gereken bir yatırım oldu. Yüksek enflasyonist bir dönemde gayrimenkul fiyatlarında değer artış kazançları yüksek olmaz, güvenli ama getirisi düşük bir liman olur. Gayrimenkul piyasasındaki stok erime hızına bakınca neler olduğunu daha iyi görebiliyoruz. Ocak 2023’den bu yana Türkiye genelinde satılık konut stoku genel ortalamada yaklaşık %15 arttı; bu artışın %19’u yakını İzmir’den, %12’si ise İstanbul’dan geliyor. Kiralık miktarında ise artış daha dramatik, stok genel bazda %72 arttı. Kiralıkta en fazla stok artışı olan il İstanbul,  %74 gibi bir rakamlar başı çekiyor.” dedi. Deprem nedeni ile arada büyük de bir stok erimesi olmuştu, bu açıdan bakıldığında aslında reel rakam daha da büyük diye düşünebiliriz.

İstanbul’da apartmanlarda amorti süresi artık 20-25 sene

Fiyat artışlarının kira artışını da beraberinde getirdiğini söyleyen Yazıcı, “Yatırım yapılan miktar arttıkça yatırım yapılan mülkle ilgili kira beklentisi rakamı da buna bağlı yükseliyor. Ev sahibi kiracı ilişkilerinde sorun çok büyük, %25’lik artış limiti aslında piyasa dengesini bozuyor. Öte yandan konutun yıllık getirisinin amortisman süresi ile çarpılması gayrimenkulün fiyatını veriyor. Değer arttı, kira ona paralele artamadı böylece mülkün kendini amorti etme süresi daha da uzadı. Çok değil sadece 4-5 sene önce İstanbul’da apartman dairelerinde amorti süresi olarak 15-18 yılları konuşurken bugün 20-25 seneleri konuşur olduk.  

2050 ve sonrasında nüfusumuzda her 5 kişiden 1 i yaşlı olacak 

Türkiye sadece ailelerin konut barınma sorunu ile karşı karşıya değil başka yönlerden de barınma sorunu içinde.

Barınma konusunda müdahale edilmezse daha da derinleşecek bir sorun kümesi geliyor. Şu anda sadece ailelerin barınma sorununu konuşuyoruz ama maalesef üstünde durmadığımız başka 2 konumuz daha var; birincisi öğrenci barınması ,diğeri ise yaşlıların barınması, hepsinde sorun var. Kısacası Türkiye sadece ailelerin konut barınma sorunu ile karşı karşıya değil, her yönü ile barınma sorunu içinde. Özellikle yaşlıların bakımı için hızla modeller geliştirmeliyiz. 2050 ve sonrasında nüfusumuzda her 5 kişiden 1’ i yaşlı olacak. Onların bakımı ve yaşayabilmesi için modeller kurgulanmalı. Üniversitelerin dağılımını ve öğrencilerin yerleşmelerinin de planlama ile oluşturulması gerekli. Ülkemiz toprakları sanayisinden üretimine, eğitiminden tarımına disantralize olacak şekilde yeni yüzyıla göre kurgulanmalı ve kullanılmalı. Belli şehirleri sürekli büyüterek gerek tarımsal ve lojistik sıkıntı yaratacak gerekse milli güvenliğe de tehdit oluşturacak sorunlar yaratıyoruz.

İlgili kurumlarla direkt koordinasyon sağlamalı

Türkiye’nin acilen kısa orta ve uzun vadeli barınma planına ve bu işi koordine edecek bir kurula ihtiyacı var. Buna Gayrimenkul Kurulu, Gayrimenkul Planlama Teşkilatı ne dersek diyelim ama bu kurumunda bir an önce oluşturulması gerekiyor. Bu kurul tüm düzenlemeleri orkestra şefi olarak organize etmeli,  yakın orta ve uzun vadeli sektörel planlamalar yaparak tüm ilgili kurumlarla direkt koordinasyon sağlamalı. Yapacak çok işimiz ama az zamanımız var.

Aksi durumda eşya hukukuna güven duygusu azaldıkça gayri resmi çözümlere gitmeye çalışan halk kitlesi ile karşılaşmaktan korkmamız gerekiyor.

Konut Üretip Kiraya Veren Kurumsal Sistemler Kurulmalı

Konut kiralama amaçlı bazı kurumsal yapılar kurularak bunların kiralama amaçlı konut inşa etmeleri ve kiralama yolu ile orta ve dar gelirli vatandaşa belli sürelerle mülk sağlaması projelendirilmeli, bu sistemler özendirilmeli. Konut üretiminde arsa maliyeti en derin maliyet olduğundan kamuya ait bazı araziler kiraya verilmek için konut olarak geliştirilebilir. Satışına izin verilmeyen bu mülklerin uzun süreli kiralama metotları, kimin ne kadar süre ile kiralayabileceği sistemle modellenerek belirlenir. Ayrıca portfoyünde kiralamak amacı ile belli miktarda konut bulunduran, dar gelirliye kiralayan ve bunu portföyünde tutan şirketlere vergisel ve  teşviksel avantajlar  sağlanarak bu yatırımlar özendirilebilir, çünkü şu anda kurumsal açıdan konut yapıp kiraya vermek fizibıl değil “ diyerek sözlerini tamamladı.

Vaillant Group, Isı Pompası Yatırım Çalışmalarını Hızlandırdı

Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, ısı pompası yatırımlarını Bilecik’teki arsaları üzerinde yapmayı planladıklarını söyledi.

Bu yıl Türkiye pazarında 400 milyon euro ciroyu aşmayı hedefleyen Almanya merkezli Vaillant Group, Türkiye’de ısı pompası alanında bir yatırım planlıyor. Bilecik’te bulunan üretim tesislerinin içerisine ısı pompası yatırımı düşündüklerini belirten Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, “O bölgede bir arsamız var. Isı pompası yatırımını oraya yapmayı planlıyoruz. Şu an için bunun fizibilite araştırmasını yapıyoruz. Çünkü ısı pompaları Avrupa’dan geliyor, ithal ediliyor. Ancak belirli bir aşamaya gelindiğinde bu ürünleri yerlileştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Avrupa’da şu an yenilenebilir ürünlere yönelik teşviklerin olduğunu ifade eden Avdel, “Kombi ısı pompasına çevrilirse Türkiye’nin enerji tasarrufu 2 milyar dolar olur” dedi. Vaillant Group’un Türkiye’de; Vaillant, Demirdöküm ve Protherm olmak üzere üç markası bulunduğunu belirten Avdel, kombi, panel radyatör, klima, su ısıtıcısı, ısı pompası gibi ürünlerden oluşan geniş bir ürün yelpazeleri olduğunu söyledi.

Pazar 10 kat gelişecek

 Türkiye’de bir tesisi planlarken regülasyonların da bunu desteklemesi gerektiğine vurgu yapan Avdel, “Pazar teşviklerle büyüyor. Türkiye’de şu an bu tip bir teşvik ortamı olmadığı için sektör doğal ritminde büyüyor” dedi.

5 yıllık bir periyot içerisinde kombi pazarının yüksek seviyesini koruyacağını, ısı pompası pazarının ise 10 kat gelişeceğini ifade eden CEO Alper Avdel, “Türkiye’de ısı pompası yıllık 13 bin adet, kombi ise 1 milyon adet satılıyor. Isı pompası doğal gazın olmadığı yerlerde gelişecek. Çünkü kömüre göre baktığımız zaman şu an ısı pompasıyla ısınmak çok daha mantıklı.

Hatta ilerde bir teşvik verilirse sektör çok daha hızlı bir şekilde büyüyecektir. Yakın bir zamanda olmasını beklemiyorum ama bizim teknolojik hazırlığımız var” ifadelerini kullandı. Kombiye göre ısı pompasının daha pahalı olduğunu belirten Avdel, “Yaklaşık bir kombinin maliyeti 20 bin TL ise bir ısı pompasının maliyeti 100 bin TL’ye geliyor. 5 katına yakın bir fiyat farkı var. Dolayısıyla tüketici ilk yatırım maliyetini sorguluyor.

Eğer uzun vadeli düşük faizli bir kredi ile finanse edebilirse belki daha mantıklı ama şu an öyle bir düşük faiz ortamı da yok” diye konuştu. Türkiye’de pazarı şekillendiren önemli konulardan birinin inşaat sektörü olduğunu belirten Avdel, “İnşaat sektörü büyüdüğünde ısıtma soğutma sektörü de ciddi bir şekilde büyüyor. Çünkü bütün yapılan o inşaatların her birine ısıtma ve soğutma sisteminin takılması gerekiyor” dedi.

“İkinci el pazarında endişelerimiz oluyor”

 İçinde bulunulan ekonomik koşulların ikinci el pazarını büyüteceğini belirten Avdel, “Ama bu durum gazlı ürünler için tavsiye etmediğimiz bir gelişme. Çünkü gazlı ürünlerde ikinci el pazarında güvenlikle alakalı endişelerimiz oluyor.

Bir yerden alınıp başka bir yere taşınan ürün doğru bir şekilde monte edildi mi onun içerisinde bir takım parçalar değiştirildi mi gibi konular bizim açımızdan endişe kaynağı. Bu sebeple ikinci el pazarının büyümesi dikkatle ele alınması gereken bir konu. Çünkü direkt doğal gazda çalışan bir üründen bahsediyorsunuz. Onun güvenlik boyutu çok önemli. Zaten ikinci el pazarı şu an Türkiye’de işliyor ve büyük bir pazar var. Türkiye’de 1 milyon adetlik kombi satışının içinde 55- 60 bin tane rahatlıkla ikinci el pazarı vardır” açıklamasını yaptı.

2024’ün konusu maliyet optimizasyonu

Alper Avdel, kur artışının finansmanı değil ancak ürünün maliyeti anlamında kendilerini etkilediğini söyledi. Avdel, “Biz ürünün mümkün olduğunca tüketici tarafından satın alınabilir olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Vaillant markası altında da onu yapmak çok kolay değil. Çünkü hava maliyetinin içerisinde enerji maliyetlerini de konuşuyorsunuz. Dövizin artması, ürünün fiyatını, maliyetini yükseltiyor. Türkiye’de ise fiyat rekabeti çok yoğun. Biz de bu rekabet içinde en düşük fiyatı nasıl sağlarız diye çalışıyoruz. 2024 yılının en önemli konusu maliyet optimizasyonu olacak” ifadelerini kullandı.

Elektrikli ürünlere doğru bir yönelim var

Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, Türkiye’de ısıtma soğutma sektöründe elektrikli ürünlere doğru bir yönelim olduğunu kaydetti. Avdel, “Teknolojik ürünlerde bir elektrikli araba ne ise ısıtma sektöründe de şu an ısı pompası ürünleri o planda yer alıyor. Bu alan Avrupa’da çok ciddi ön plana çıkmış durumda. Türkiye’de de ön plana çıkacak. Türkiye’de 2 önemli yönetmelik var. Bir tanesi binaların içindeki cihazları ilgilendiren ürünlerin enerji verimliliğiyle alakalı ErP yönetmeliği. Bir tanesi de NSEB sistemi, o da binaların verimliliğiyle ilgili” şeklinde konuştu. 

Bakanlık Arsaları KDV’den Muaf Olarak Satışa Çıkarılacak

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, bünyesindeki 622 arsayı Katma Değer Vergisi’nden (KDV) muaf olarak satışa sunuyor. Arsalar 21-23 Kasım tarihlerinde açık arttırma yoluyla satılacak.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı 44 ilde 622 muhtelif arsayı satışa çıkardı. İstanbul, Çanakkale, Antalya, Kırşehir, Kocaeli, Mersin, Sakarya ve Mardin illerinde, farklı metrekarelerdeki iş ve konut alanları için uygun arsalar, 21-23 Kasım 2023 tarihleri arasında düzenlenecek olan açık arttırmayla satılacak. Arsalar, KDV’den muaf olarak satılacak. Kanuni faizin uygulanacağı satışlarda, tutarın yüzde 25’i peşin olacak. Kalan tutara ise 24 ay vade yapılacak. Peşin ödeme ile arsa satın almak isteyenlere ise yüzde 20 indirim uygulanacak. Açık arttırma, belirtilen tarihlerde, TOKİ İstanbul İl Hizmet Binası Konferans Salonu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Konferans Salonu Ankara’da düzenlenecek. Online katılımın da sağlandığı müzayedeye internet üzerinden de teklif verilebilecek.

Arsa satışlarının çok cazip olduğunu söyleyen vatandaş Şahin Çetin, “Arsalara yoğun ilgi olacağını düşünüyorum. Şartlar çok cazip. 622 adet muhtelif arsa KDV’den muaf olarak satılacak. Yüzde 25’i peşin olarak satılacak ve 24 ayda vade yapılacak bu arsalar. Satışa çıkan yerler için peşin ödemelerde de yüzde 20 indirim imkanı sağlanacak.” şeklinde konuştu.

Aksa Enerji’den Özbekistan’a Doğalgaz Santrali Yatırımı

Özbekistan’ın en büyük enerji yatırımcısı Aksa Enerji, Talimercan şehrinde 430 mw kurulu güce sahip doğalgaz kombine çevrim santrali kuracak.

Aksa Enerji, Orta Asya’nın en önemli ekonomileri arasında yer alan Özbekistan’ın Talimercan şehrine 430 MW kurulu güçte bir doğal gaz kombine çevrim santrali yatırımı için ülkenin Enerji Bakanlığı’na bağlı NEGU (National Electric Grid of Uzbekistan) ile ABD doları bazında 25 yıllık anlaşma imzaladı.

Ülkenin başkenti Taşkent’teki Yatırım Bakanlığı’nda gerçekleştirilen imza törenine Özbekistan Yatırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Laziz Kudratov ve Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı katıldı. İmzalanan sözleşme ile 2022 yılının ilk çeyreğinden bu yana Taşkent ve Buhara şehirlerinde 740 MW kurulu güce sahip üç enerji santralinde ticari üretim gerçekleştiren Aksa Enerji, ülkedeki kurulu gücünü kurulum ve işletmesini gerçekleştireceği 430 MW Talimercan santrali ile 1,170 MW seviyesine yükseltmek üzere önemli bir adım attı.

Anlaşma kapsamında, 430 MW Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nde üretilecek elektrik satış fiyatının 25 yıllık ABD doları bazlı garantili kapasite bedeli kapsamında belirlendiği açıklanırken, santralde gerçekleştirilecek elektrik üretimi için ihtiyaç duyulan doğal gazın da Özbekistan hükümeti tarafından temin edileceği belirtildi.

“Tarihimizin En Büyük Yurt Dışı Yatırımı”

Taşkent’te imzalanan yeni anlaşma hakkında konuşan Cemil Kazancı, Özbekistan’ın kadim doğu-batı ticaret koridoruna köprülük yapan bir ülke olduğunu ifade ederek, ülkenin jeostratejik konumunun sunduğu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirdiğini belirtti. Özbekistan’ın dünya ortalamasının üzerinde seyreden ekonomik büyümesi ve artan nüfusu ile enerji talebi anlamında Orta Asya’nın parlayan yıldızı niteliğinde olduğunun altını çizen Kazancı, “Aksa Enerji olarak Özbekistan’ın potansiyeline gönülden inandık ve tarihimizin en büyük yurt dışı yatımırımını Taşkent ve Buhara şehirlerinde 740 MW kurulu güce sahip üç enerji santrallerimizle gerçekleştirdik. Gerek santral kurulum sürecindeki rekabetçi hızımız, gerekse enerji üretiminde taviz vermediğimiz operasyonel mükemmellik ilkemiz, Özbekistan hükümetinin de teveccühleriyle bugün bize 430 MW Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali projesinin kapılarını açtı” dedi. Santral kurulumuna inşaat için gerekli izinlerin tahsisinden sonra hızla başlayacaklarını dile getiren Cemil Kazancı, izinlerin tamamlanmasını takiben 430 MW Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’ni 12 ay içerisinde tamamlayarak devreye almayı hedeflediklerini belirtti.

Talimercan’a kurulacak olan 430 MW kapasiteli santralin, Özbekistan’ın enerji arz güvenliğinin yanı sıra ülkenin enerji verimliliğine de katkı sunacağını dile getiren Kazancı, projenin aynı zamanda Aksa Enerji’nin varlık portföyündeki döviz bazlı gelirleri çeşitlendirerek “Sürdürülebilir Yüksek Büyüme” stratejisini destekleyeceğini ifade ederek

Sözlerine Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Özbekistan Yatırım ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Laziz Kudratov ve Özbekistan Enerji Bakanı Jo’rabek Mirzamahmudov’a Aksa Enerji’ye olan güvenlerinden dolayı teşekkür ederek devam eden Kazancı, konuşmasını iki ülke arasındaki ilişkilerin kuvvetlenmesinde her zaman önemli rol oynayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yatırım süreçlerinde Türk enerji şirketlerinden desteğini esirgemeyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a şükranlarını sunarak sonlandırdı.

Sitelerde Günübirlik Kiralama Eziyeti Bitiyor

Site yönetim hizmetleri veren Timtaş Yönetim AŞ’ nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akay, “Airbnb Kanunu” olarak da anılan Kanun’un, sitelerde hayatı bazen çekilmez hale getiren ve site sakinlerini canından bezdiren günübirlik kiralamayı eziyet olmaktan çıkaracağını söyledi.

Timtaş Yönetim AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akay, “Airbnb Kanunu” olarak da bilinen 7464 Sayılı Kanun’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akay, Resmi Gazete’ de yayımlanan Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, “Günübirlik Kiralama” uygulamasını önemli bir toplumsal sorun olmaktan çıkaracağını belirtti.

İstanbul Adliyesi’nde Bilirkişi olarak da görev yapan Akay, “Bu düzenleme son zamanlarda sitelerde hayatı çekilmez hale getiren ve site sakinlerini adeta canından bezdiren günlük hatta saatlik kiralama uygulamasını eziyet olmaktan büyük ölçüde çıkaracak.” dedi.

“Her önüne gelen kafasına göre kiralama yapamayacak”

Kanunla günübirlik ya da kısa süreli kiralamalara ciddi düzenlemeler getirildiğini hatırlatan Akay, “Artık her önüne gelen kafasına göre dairesini ya da odasını kısa süreli kiraya veremeyecek. Özellikle büyük sitelerde daha yaygın olarak uygulanan kısa süreli kiralamalar neticesinde siteye girip çıkan belli olmuyordu.” diye konuştu.

“Vergi kaybı ve amaç dışı kullanım önlenecek”

Akay, genellikle kayıt dışı olan eski uygulamanın hem büyük bir vergi kaybına yol açtığını hem de bazen konaklama amacının dışında kullanılmaya başlandığını dile getirdi. Bazı kişilerin günübirlik kiralamayı ahlak dışı amaçlar için kullandığına dair şikâyetlerin de kamuoyuna yansıdığını anımsatan Akay, şunları kaydetti:

“Bu da ailelerin yaşadığı sitelerde ve küçük apartmanlarda sıkıntı ve problemlere yol açıyor, komşular arasında huzursuzluklara neden oluyordu. Bazı kiracılar da bu uygulamayı istismar ederek evlerini ya da odalarını ev sahiplerine sormadan yeniden kiralıyordu. Bütün bunlar bazen polis merkezlerinde ve hatta adliyelerde gereksiz bir iş yüküne de neden oluyordu. Bu Kanun’la hem vergi kaybı hem de günübirlik kiralama nedeniyle komşular arasında çıkan anlaşmazlıklar büyük ölçüde engellenecek.”

İnşaat Sektöründe Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 12,8 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ücretli çalışan istatistikleri eylül ayı verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektöründe ücretli çalışan sayısı yüzde 12,8 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,0 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 926 bin 919 kişi iken, 2023 yılı Eylül ayında 15 milyon 374 bin 379 kişi oldu. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 12,8 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,2 arttı. 

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre değişmedi. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,5 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı. 

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Eylül 2023 

SektörÜcretli çalışan sayısıYıllık farkYıllık değişim (%)
Eylül 2023Eylül 2022
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler)15 374 37914 926 919447 460 3,0
B-E-Sanayi5 076 1835 092 517-16 334 -0,3
B-Madencilik ve taş ocakçılığı146 368147 582-1 214 -0,8
C-İmalat4 725 8164 745 227-19 411 -0,4
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı137 276130 0217 255 5,6
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri66 72369 687-2 964 -4,3
F-İnşaat1 760 9451 561 390199 555 12,8
G-N-Ticaret ve hizmetler8 537 2518 273 012264 239 3,2
G-Ticaret3 325 4073 280 68144 726 1,4
H-Ulaştırma ve depolama1 198 7641 141 89956 865 5,0
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri1 277 6931 220 62657 067 4,7
J-Bilgi ve iletişim289 069279 9329 137 3,3
K-Finans ve sigorta faaliyetleri208 456205 2153 241 1,6
L-Gayrimenkul faaliyetleri122 179114 5737 606 6,6
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler666 936653 16613 770 2,1
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri1 448 7471 376 92071 827 5,2

Akkuyu’daki 4 Ünitenin 2030 Sonuna Kadar Faaliyete Geçmesi Bekleniyor

Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, ‘’Akkuyu’daki 4 ünitenin de 2030’dan önce faaliyete geçmesini bekliyoruz. Türkiye’de nükleer enerjide başka projeler olduğunu da görüyoruz.” dedi.

Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, Ukrayna Savaşı sonrası nükleer enerjide büyüme planlarının hızlandığını belirtti: “Şu anda dünyada 61 nükleer enerji santrali inşa halinde. Bunlardan biri de Akkuyu Nükleer Santrali .”

Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yaşanan enerji güvenliği endişeleriyle nükleer enerjide büyüme planlarının hızlandığını belirterek, “Nükleer enerjiye muazzam bir dönüş var ve bu sadece Avrupa’da değil, Güney Kore’den Japonya’ya, Hindistan’dan Kuzey Amerika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde geçerli” dedi. Bilbao y Leon, birçok ülkenin net sıfır emisyon taahhütlerine nükleer enerji olmadan ulaşamayacağını anladığını, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin enerji krizinden önce bu planlarını dile getirmeye başladığını söyledi.

Ancak sektördeki büyüme planlarının enerji kriziyle önemli şekilde hız kazandığını dile getiren Bilbao y Leon, “Ülkelerde genel kamuoyu algısının yanı sıra finans sektörünün de nükleer enerjiye yönelik algısında önemli bir geri dönüş görüyoruz. Özellikle ‘küresel kuzey’ dediğimiz ülkelerde enerji güvenliği büyük bir öncelik haline geldi çünkü nükleer enerji şu anda gördüğümüz jeopolitik veya siyasi gerilimlerden bağımsız bir endüstri” diye konuştu.

Bilbao y Leon, bu nedenle Avrupa başta olmak üzere nükleer enerjiyi kullanan pek çok ülkenin mevcut santrallerinin ömrünü mümkün olduğunca uzatmaya karar verdiğini anlattı: “Nükleer enerjiye muazzam bir dönüş var ve bu sadece Avrupa’da değil, Güney Kore’den Japonya’ya, Hindistan’dan Kuzey Amerika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde geçerli. Avrupa’da, Almanya hariç, ülkelerin nükleerden çıkış planlarında farklı yaklaşımlar var. Herkes Almanya’nın nükleerden çıkış sürecini konuşuyor olsa da Avrupa’daki çoğu ülke nükleer enerjiyi kullanmaya devam etmeyi ve kapasitesini artırmayı planlıyor.

İngiltere, Fransa, İsveç, Hollanda, Çekya, Slovakya, Romanya, Estonya, Slovenya ve Hırvatistan’ın da aralarında bulunduğu birçok ülkenin büyüme planları mevcut. Enerji krizi ülkeler için ciddi bir alarm oldu. Krizle birlikte artan enerji faturaları, politikacıları pragmatik, gerçekçi ve uygulanabilir kararlarla ilerlemeye mecbur bıraktı.” Bilbao y Leon, bunun son örneği olarak, Avrupa Komisyonu’nun kısa bir süre önce nükleer enerji kapasitesini 2050’ye kadar yüzde 50 artırma hedefini açıkladığını anımsattı.

Birlik olarak ülkelerin açıkladığı planlara dayandırarak yaptıkları projeksiyonlara göre, küresel nükleer enerji kapasitesinde büyük bir artış olacağını aktaran Bilbao y Leon, “Dünyada nükleer enerji kapasitesinin 2040 itibarıyla 931 gigavata kadar çıkabileceğini öngörüyoruz. Bu, mevcut kapasitenin 2,5 katı” bilgisini paylaştı ve ekledi: “Şu anda dünya genelinde inşa halinde 61 nükleer enerji santrali var.

Bunlardan biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünitesinin önümüzdeki yıl faaliyete geçmesini bekliyoruz. Bu çok iyi bir gelişme ve diğer üniteler de kısa süre içerisinde bunu takip edecek. Akkuyu’daki 4 ünitenin de 2030’dan önce faaliyete geçmesini bekliyoruz. Türkiye’de nükleer enerjide başka projeler olduğunu da görüyoruz.”

“Rusya’ya Bağımlılık 5 Yıla Sona Erer”

Rus nükleer sektörü olmadan endüstrinin nasıl etkileneceğine ilişkin bir analiz yaptıklarını söyleyen Sama Bilbao y Leon, bu analize göre sektörde yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacağını ancak 5 yıllık süre içinde nükleer endüstrisinin Rusya’dan bağımsız hale gelebileceğini belirtti.

Bilbao y Leon, evrensel olan nükleer teknoloji alanında tüm kıtalarda uzmanlar, endüstriyel tesisler ve tedarikçiler bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Kuzey Amerika ve Avrupa’da, hiçbir sektörde Rus teknolojisine ya da hizmetlerine bağımlı olunmaması yönünde bir istek olduğu açık. Bu nedenle bu pazarlarda Rus nükleer enerji santrallerinin olacağını öngörmüyoruz. Ancak örneğin Afrika ülkeleri, nükleer enerjiyi seçeneklerden biri olarak geliştirmeyi dört gözle bekliyor ve Çin, Rusya veya Güney Kore gibi oyuncular, bu ülkeler için uygun olabilecek teknoloji ve finansman modelleriyle rol oynayabilirler.”

2040’da 686-931 Gigavat Arası

Dünya Nükleer Birliği’nin yayımladığı son rapora göre, mevcut küresel nükleer enerji kapasitesi 391 gigavat seviyesinde bulunuyor ve bu kapasite dünya elektrik üretiminin yüzde 10’unu karşılıyor. Bu kapasitenin referans senaryoya göre 2040 itibarıyla 686 gigavata, yüksek senaryoya göre 931 gigavata ulaşabileceği hesaplanıyor. Söz konusu kapasite artış öngörüleri, referans senaryoda 2021’deki tahminlerden 71 gigavat, yüksek senaryoda ise 92 gigavat daha yüksek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Bakyapı’dan Bursa’ya Mobilya AVM’si

Bursa’da hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Bakyapı, 2024 yılında ticari gayrimenkul inşa edecek.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör, şu ifadeleri kullandı:

“Bursa’nın ticari hayatına önemli bir canlılık kazandıracak projemizde toplam 228 adet mobilya mağazası yer alacak. Yapı içerisinde tasarlamış olduğumuz araç sirkülasyon yolları sayesinde tüm ticari alanlara kolaylıkla ulaşım sağlanabilecek. Yapıda aynı zamanda restoranların bulunduğu food court katımız ve kapalı alanda zeplinx Eğlence Merkezi de bulunuyor.

Mobyland’in proje lansman ve satışını 2024’te yapacağız. Ayrıca, Bursa Yıldırım ilçesinde Yeni Vişne Ticaret ve Alışveriş Merkezi yapımına başladık. Yıldırım ilçesinin en büyük 180 odalı uluslararası otel zincirlerinden biri de yer alacak. Bu projemizin lansman ve satışını da yine 2024’te gerçekleştireceğiz.”

11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi Başlıyor

2012 yılından bu yana Management Plus Danışmanlık ve Eğitim tarafından düzenlenen Gayrimenkulde Liderler Zirvesi bu yıl, Radisson Collection Hotel Vadi İstanbul’ da düzenlenecek.

Gayrimenkul sektöründe kiralardaki artış ve konuta erişebilme konusunda yaşanan sorunlar dahil olmak üzere, sektöre ilişkin tüm olumlu ve olumsuz süreçleri ele alarak bir yol haritası oluşturabilmek amacıyla, bu yıl zirvenin 11. si 20 Aralık Çarşamba günü düzenlenecek.

Bu yıl zirvenin ana teması “Konuta Erişebilirlik” olacak. “11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesine”, gayrimenkul ve inşaat, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, bankacılık, gayrimenkul danışmanlığı sektöründen üst düzey isimlerin konuşmacı ve katılımcı olarak yer alacağı zirve, her yıl olduğu gibi bu yıl da sektörün liderlerini ve profesyonellerini bir araya getirecek.

Saat 09.45 de açılış konuşmasıyla başlayacak olan zirvenin genel akışı şu şekilde :

  • Açılış konuşması
  • Açılış Oturumu : Gayrimenkul Sektörünün Güncel Sorunları ve Konuta Erişebilirliğe STK’ ların Önerileri
  • Özel Oturum
  • 1. Oturum : Konuta Erişebilirlik İçin Çözümler
  • 2. Oturum : Konuta Erişebilirliğin Hukuksal ve Yönetsel Boyutları
  • 3. Oturum : Verilerle Konuta Erişebilirlik
  • Kokteyl ve Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayanlar Ödül Töreni

Üçay Mühendislik Zero House Konseptini Tanıtmaya Hazırlanıyor

Üçay Mühendislik, Türkiye’de ilk ve tek olan ‘Zero House’ konseptini 15-17 Kasım tarihleri arasında düzenlenen EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı’nda tanıtacak.

müşterilerine kaliteli ürün ve hizmetler sunan Üçay Mühendislik, 15-17 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı’na katılıyor.

Yapıların karbon izini nötrlemeyi hedefliyor

“Üçay Mühendislik olarak, Türkiye’de ilk ve tek olan, yapıların karbon izini nötrlemeyi hedefleyen ‘Zero House’ konseptini, enerji alanındaki yeşil çözümlerimizi ve yatırımlarımızı EIF Fuarı’nda ziyaretçilerimizle buluşturacağız” diyen ÜÇAY Mühendislik CEO’su Turan Şakacı, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi için Zero House’ konsepti ile binalarda yapılacak iyileştirmelere dikkat çekti:

‘Zero House’ konsepti ile yapılar yeşile dönüşüyor

“Dünya genelinde konutlar, küresel emisyonların yüzde 17 ila 21’inden sorumlu tutuluyor. Bu nedenle binaları ve müstakil evleri sıfır karbonlu evlere dönüştürmek için binanın yıllık net enerji ihtiyacının yüzde 100 yerinde ve yenilenebilir enerji ile sağlanması gerekiyor. Bu kapsamda konutlarda yapılacak dönüşümün de alanında uzman mühendisler tarafından yapılması gerekiyor. 

Üçay Mühendislik olarak, konutların karbon izini nötrlemek amacıyla geliştirdiğimiz, Türkiye’de ilk ve tek olan ‘Zero House’ konsepti ile yapılar için gerekli olan; ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacını; ısı pompası sistemleri, yerden ısıtma sistemleri ve VRF sistemlerinin kombine edilmesi yöntemi ile karşılıyoruz. Elektrikli araçların şarj istasyonu kurulumunu da ZeroHouse konseptine entegre ediyoruz. Bu sistemler için gerekli olan elektrik enerjisini ise evlerin veya ofislerin çatısına kurulan güneş enerjisi panelleri (GES) ile sağlıyoruz. 

Yenilenebilir enerji sistemleri sayesinde konutlar, fosil yakıtlara bağımlı kalmadan kendi enerjisini üretebiliyor. Böylece küresel emisyonların yüzde 17 ila 21’inden sorumlu tutulan konutlar, sıfır karbonlu yapılara dönüştürülebiliyor. Bu nedenle karbonsuz konutlar, ülkelerin 2050 yılı net sıfır emisyon hedefleri için kritik önem taşıyor.

Ayrıca, ‘Zero House’ konsepti kapsamında evlerdeki ısıtma soğutma sistemlerini, aydınlatma sistemlerini, televizyonları ve daha birçok elektronik aleti bir ev otomasyon sistemi üzerinden uzaktan kontrol edilebilir şekilde kurgulayıp enerji tasarrufunu da maksimize ediyoruz.”

Sanayinin yeşil çatıları kazandırıyor

“Sanayide enerji tüketimi, nihai enerji tüketiminin yüzde 33’ünü oluşturuyor” diyen   Turan Şakacı, çatı üstü veya arazi tipi güneş enerjisi sistemi (GES) yatırımlarının sanayicilere sunduğu avantajlara da dikkat çekti:

“Son yıllarda artan enerji fiyatları ve işletmelerin sürdürülebilirlik politikaları nedeniyle yenilenebilir enerji yatırımları büyük talep görüyor. Bu kapsamda GES yatırımları, düşük işletme maliyetleri nedeniyle dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynakları arasında en çok yatırım yapılan alanların başında geliyor. Güneş enerjisi santralleri, güneş ışığına maruz kaldığı sürece elektrik üretmeye devam ediyor ve işletme maliyetlerini düşürüyor. 

Güneş enerjisi santrallerinin amortisman süresi ise kurulduğu bölgeye göre değişkenlik göstermekle birlikte 3 ila 5 yıl arasında değişiyor. Sonuç olarak, GES’ler; yatırımcılara, doğaya ve ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor. Bu nedenle GES’lerin kullanımının yaygınlaştırılması, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor.

Üçay Grup olarak güneş enerjisi kurulumu konusunda; çatı GES, arazi GES ve tarım GES uygulamalarımız ile müşterilerimize anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Türkiye genelinde 25 ilde bulunan 65 şubemiz ile müşterilerimize; projelendirme, sistem amortisman hesabı, anahtar teslim kurulum ve TEAŞ süreci yönetimi konusunda hizmet veriyoruz. 

EIF Enerji Fuarı’nı da sektör paydaşları ile bir araya gelmek ve sunduğumuz çözümleri anlatabilmek açısından önemli bir fırsat olarak görüyoruz.” dedi.

“Türkiye’yi araç şarj istasyonları ile donatacağız”

Turan Şakacı, konuşmasında şirketin e-mobilite alanındaki faaliyetleri hakkında da bilgi paylaştı:  

“Üçay Mühendislik olarak, EVC alanında Türkiye partneri olduğumuz ABD menşeli EATON markasıyla da son 2 yıldır başarılı çalışmalar yürütüyoruz. Konutlardan ticari alanlara, endüstriyel tesislerden özel veya halka açık otoparklara kadar birçok alanda elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda son 2 yılda 500 adet EVC cihazı satışı ve kurulumu gerçekleştirdik. Üçay Mühendislik olarak, Türkiye’yi EATON şarj istasyonları ile donatmayı hedefliyoruz. 

Fuarda, EATON’un ileri teknoloji şarj ünitelerini ve firmamızın bu alanda sunduğu hizmetleri de ziyaretçilerimizle paylaşacağız” diyerek sözlerini tamamladı.  

View Yapı Başkanı Bozdoğan: ‘’İnşaat Sektöründe Bir Paradigma Değişikliği İhtiyacı Var’’

View Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ali İmran Bozdoğan, inşaat sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

View Yapı olarak, Ankara’nın kentsel dönüşümüne ve modernleşmesine katkıda bulunmayı kendilerine misyon edindiklerini aktaran Bozdoğan, Türkiye inşaat sektörüne dair değerlendirmelerde bulundu.

Ali İmran Bozdoğan “Kuşkusuz teknik uzmanlığı ve iş kapasitesi ile kendini kanıtlamış bir sektör; ancak, global arenada daha fazla öne çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu dönüşümün ilk adımı da ülkemizde inşaat sektörüne olan bakışın değişmesidir. Halen geleneksel algılanan inşaat sektöründe bir paradigma değişikliği ihtiyacı var. Nasıl ki bir akıllı telefon değerini ekran, pil gibi donanımları ile değil içerisinde yer alan işletim sistemi ve yazılımlar ile kazanıyorsa; inşaat sektörü de bina değil, değer inşa etmekle ivme kazanır.   Küresel arenada büyümek için binalar inşa etmenin ötesinde daha fazla yenilikçilik ve pazarlama becerisi gerekiyor. Müteahhitlerimiz dünya genelinde önemli işlere imza atıyorlar. Özellikle Orta Doğu ve Afrika gibi bölgelerde güvenilirliğiyle biliniyorlar fakat taşıdığımız potansiyel çok daha büyük. Sektör olarak da bu dönüşümü gerçekleştirecek yeterli insan kaynağı ve “know-how”a sahip olduğumuzu düşünüyorum” dedi.

Metrekare bazlı AVM yatırım modeli kazandırıyor

Metrekare bazlı AVM yatırım modelinden de bahseden Bozdoğan şunları söyledi: 

“Bildiğiniz gibi alışveriş merkezlerinde bulunan mağaza ve dükkânlar yüksek değerli ve geri dönüş oranı yüksek ticari gayrimenkul türleridir. Özellikle son dönemde yaşanan enflasyon, emtia fiyatlarındaki artış ve kurdaki dalgalanmalar; geleneksel ticari gayrimenkul yatırımı yapmak için gerekli eşik değerini yükseltmiştir. Alışveriş merkezlerinde yer alan ticari gayrimenkullere geleneksel model ile yatırım yapmak giderek daha zor hale gelmiştir.  Yenilikçiliğe ve öğrenme kültürüne önem veren olan bir organizasyon olarak sürekli analiz ve benchmarking çalışmaları yürütüyoruz. Sektör realiteleri ve global vizyonumuzun kesiştiği noktada ise ticari gayrimenkul yatırımını demokratize etmek amacıyla Metafor AVM projemizde yenilikçi bir satış modeli benimsedik.  Sadece büyük yatırımcının değil, küçük ve orta ölçekli yatırımcıların da ticari gayrimenkul yatırımının avantajlarından faydalanması adına AVM satışımızı metrekare bazlı satış sistemi ile gerçekleştiriyoruz. Yatırımcılar diledikleri ölçüde metrekare satın alarak AVM yatırım süreçlerine dahil olabiliyor; kiralama, tahsilat ve işletme süreçleri ise profesyonel bir ekip tarafından merkezî olarak yönetiliyor. AVM karması ve AVM işletmeciliği için güçlü bir altyapı sunan bu model ile yatırımcılarımız hem metrekare değer artışından hem de düzenli kira getirisinden kazanç sağlıyorlar.”

Nexonya 7 Yeni Projesine Start Verdi

Kurulduğu günden bu yana 166 konutluk projeyi hayata geçiren Nexonya, 105 villa ve 344 konuttan oluşan 7 yeni projeye başladı.

İnşaat sektöründe deneyimli ailenin 3. kuşak temsilcisi Ali Koray Vural tarafından 2020 yılında temelleri atılan Nexonya, nitelik, enerji, gelecek, ortaklık, nedensellik, yenilikçilik ve amaç kavramlarını kapsıyor. “Nexonya’da Yaşam Var” mottosuyla kurulan Nexonya, 40 yıllık inşaat sektöründeki birikim sonucunda kuruldu. Kurulduğu günden bu yana Ümraniye, Maltepe ve Çekmeköy’de toplam 166 konutluk projelerini hayata geçiren Nexonya, şu anda Sapanca, Şile, Ümraniye, Üsküdar, Çekmeköy veMaltepe lokasyonlarında 7 aktif şantiyesiyle inşaat sektörünün öncü markası konumuna geldi. 40 yıldır inşaat sektöründeki ailesinin 3. kuşak temsilcisi olarak Nexonya markasını hayata geçirdiklerini belirten Nexonya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koray Vural, “40 yıllık bilgi birikimimizi Nexonya markamıza taşırken günün ve geleceğin ihtiyaçlarına uygun konut modellerini hayata geçirmeyi hedefledik. Fayda üreterek, kaliteyi her adımda daha yukarıya taşımak ve insan ve çevreye kadim bir miras bırakmayı istiyoruz. Nexonya, gelenek ve geleceği, mühendislik ve estetiği, insan ve çevreyi tek merkezde toplayan bir kültürün temsilcisidir. Marka yolculuğumuzu insan ve yaşam üzerine kurguladık. Geleneksel değerlere olan saygımızla birlikte sürekli olarak yenilikçi fikirler ve modern teknolojilerle kendimizi güncel tutuyoruz. Nexonya olarak temel amacımız, müşterilerimizin beğenisine yönelik kaliteli, konforlu, kullanışlı, pratik ve estetik yaşam alanları sunmaktır” dedi.

Artan maliyetler karşısında büyümeye devam

Kentsel dönüşüm projeleri dışında sıfır konut ve villa projeleri de inşa ettiklerini belirten Vural, konut projelerinde şehir içinde ulaşımı kolay, hastane, çarşı gibi hayatın dinamiklerine yakın lokasyonları, villa projelerinde ise İstanbul’a yakın lokasyonları tercih ettiklerini sözlerine ekledi. 2022 yılında temellerini attıkları 7 projenin satışa çıktığını ve satışa çıktıkları an projelerin yüzde 20’sinin satıldığını ifade eden Ali Koray Vural, “105 villa ve 344 konutluk 7 projemiz aynı anda aktif olarak devam ediyor. Projelerimizden Sapanca, bölgenin en büyük projesi konumunda. 7 projeye ilaveten Pendik ve Gebze’de hayata geçireceğimiz 2 projeyle birlikte 9 proje için 7,5 milyar TL’lik yatırımda bulunduk. 2022 yılı içerisinde başladığımız projelerimizin genel teslimat tarihleri ağırlıklı olarak 2024 yılının ikinci yarısında olacak. Bankaların uyguladığı yüksek faiz tutarı karşısında 50 aya ulaşan vadeler şeklinde uygun ödeme koşulları oluşturduk. Artan inşaat maliyetleri karşısında
7 aktif şantiyemizle bir nevi sektöre duyduğumuz güveni de gösteriyoruz” açıklamalarında bulunurken, 2024 yılı içerisinde de Pendik ve Gebze’de yeni proje üretme hedeflerinin olduğunun altını çizdi. Nexonya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koray Vural, her yıl artan konut ihtiyacının sektörün büyümesi için bir avantaj olduğunu ve konut sektörünün yatırım aracı olma özelliğini koruduğunu da belirtti.

Kredi faizi inmeli 

Kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirdikleri için yeni kentsel dönüşüm yasası hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ali Koray Vural, “6 Şubat depremleri sonrasında uzmanlar yaklaşan Büyük Marmara depremine vurgu yapsalar da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre İstanbul’da 600 binlik konut ve işyerinin acil dönüşmesi gerekiyor. Kentsel dönüşümde sıkıntılar salt çoğunluğun yakalamaması, finansmana erişim gibi konulardı. Yeni yasayla birlikte sorunların büyük bir kısmına çözüm kapısı aralanarak kentsel dönüşümün hızlanmasını bekliyoruz” dedi. Konut fiyatlarındaki dengesiz artışın sonlandığını belirten Ali Koray Vural, konut satışlarının hızlanması için yüksek kredi oranlarının yüzde 1,50’nin altına inmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Konutlar ve İş Yerleri Afetler Karşısında Nasıl Sigortalanmalı?

Türkiye gibi deprem kuşağında bulunan ülkelerde, ev sahiplerinin ve konut sahiplerinin bu risklere karşı önlem almaları büyük önem taşır. Bu noktada devreye “Doğal Afet Sigortaları Kurumu” yani DASK girer. 

Günümüzde, yaşadığımız coğrafyada doğal afetler her zaman potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Depremler, seller, yer kaymaları… Bu afetler, hem can kayıplarına neden olabilen acı olaylara yol açabilir hem de maddi olarak büyük zararlar verebilir. DASK, Türkiye’de yaşayan her konut sahibi için zorunlu bir sigorta şeklidir ve doğal afetlere karşı maddi güvence sağlar. Generali Sigorta, sadece bir zorunluluk olmanın ötesinde, hayati bir öneme sahip olan DASK özelinde merak edilenleri ve konutlar ve iş yerlerinin afetler karşısında nasıl sigortalanması gerektiğini derledi.

Doğal afetler kaçınılmazdır. Türkiye’nin deprem kuşağında olması, depremlerin yanı sıra sel, yer kayması gibi afetlere de maruz kalma riskini artırır. Bu durumda, evimizi ve mülkümüzü koruma altına almak akıllıca bir karar olacaktır. DASK, doğal afetlerin neden olduğu maddi zararları karşılar. Deprem, sel gibi felaketler sonucu oluşan hasarlar karşısında finansal olarak güvence sağlar ve yüksek onarıma veya yeniden inşa süreçlerine hazırlıklı olmanızı sağlar.

Zorunlu Bir Güvence

DASK, Türkiye’deki tüm konut sahipleri için zorunlu bir sigorta türüdür. Bu zorunluluk, toplumun genel güvenliği ve afet durumlarına hızlı müdahale amacı taşır. Aynı zamanda, bireylerin ve toplumun daha güvenli bir ortamda yaşamasını sağlar.

DASK, temel bir güvence sağlar ancak kişisel ihtiyaçlarınıza bağlı olarak ek sigortalarla bu güvenceyi daha da genişletebilirsiniz. Örneğin, hırsızlık, yangın gibi risklere karşı ek bir konut sigortası düşünmek genellikle önerilir.

DASK, hasar durumunda hızlı ve etkili bir talep süreci sunar. Hasar tespiti ve tazminat ödeme süreçleri konusunda devlet destekli bir düzenleme sayesinde, afet sonrasında normal yaşamınıza daha hızlı dönebilirsiniz.

Toplum güvenliğine de destek oluyor

DASK sigortası, ev sahiplerine beklenmedik doğal afetlere karşı bir güvence sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumun genel güvenliğine katkıda bulunur. Bu sigortayı yaptırmak, sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda akıllıca bir maddi planlama ve güvenli bir gelecek için atılmış önemli bir adımdır. Unutmayın, felaketlere karşı önceden tedbir almak, sonradan yaşanabilecek büyük sıkıntıları minimize etmenin en etkili yoludur.

Konut sigortaları güvence sağlıyor

Konut sigortası yaptırmak, ev sahipleri için önemli bir mali güvence sağlayan ve bir dizi risk karşısında koruma sağlayan bir adımdır. Bu sigortalar deprem, sel, yangın gibi doğal afetler evinize ciddi zararlar verebilir. Konut sigortası, bu tür doğal afetlere karşı maddi koruma sağlayarak onarımları ve yeniden inşa süreçlerini finanse eder.

Yangın, evlerde ciddi hasarlar bırakabilen bir risktir. Konut sigortası, yangın ve infilak gibi olaylardan kaynaklanan maddi kayıpları karşılar. Konut sigortası, evinizdeki değerli eşyaların hırsızlık veya vandalizm sonucu kaybolması veya zarar görmesi durumunda maddi tazminat sağlar. Bu sigortalar ayrıca, ailenizin ve ev halkınızın güvenliğini sağlar. Evde olabilecek kazalar veya acil durumlar sonucu oluşan hasarlara karşı finansal güvence sunar.

Doğru Yatırım Gizli Kalmış Arazilerde Olabilir

AtaProje Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Kurucusu Murat Gültekin, doğru yatırımın henüz keşfedilmemiş tarla ve arazilerde saklı olabileceğini vurguladı.

Son dönemde konut fiyatlarının artmasıyla birlikte satışlar da her geçen gün düşüyor. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar da uzun vadede kârlı konut yatırımı yapabilecekleri bölgelerin arayışına giriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçtiğimiz yılın eylül ayında 113 bin 402 olan konut satışları yüzde 9,5’lik azalmayla 2023’ün aynı döneminde 102 bin 656’ya düştü. Konut satışlarındaki düşüşün sebeplerini evlerin pahalı, kredi faiz oranlarının da yüksek olması şeklinde açıklayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, doğru yatırımın henüz keşfedilmemiş tarla ve arazilerde saklı olabileceğini vurgulayarak İstanbul’un kuzey bölgesindeki potansiyele dikkat çekti.

“Günümüzde özellikle büyük şehirlerdeki nüfus artışıyla konut stoğunun azalması fiyatları artırdı” diyen Murat Gültekin, “Sürdürülebilir gelir elde etmek isteyen yatırımcılar ya da ev sahibi olmak isteyenler, arsa ve arazilere yöneliyor. İstanbul’un kuzey bölgesi de bu bölgelerin başında geliyor” dedi.

“İstanbul’un Kuzeyi Yüzde 500 Kâr Ettirebilir”

Yatırım yaparken uzun vadeli düşünmenin önemini vurgulayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, “Konut yatırımlarında adı çok duyulmamış, gelecekte proje gerçekleştirilme ihtimali olan bölgeleri değerlendirmek en mantıklı çözümler arasında yer alıyor. Örneğin, İstanbul’un kuzeyine yatırım yapanların yüzde 300 ila 500 arasında kâr etme potansiyeli var.  Elbette yatırım yaparken imarlı arsa mı, yoksa tarla mı alınacağına da karar verilmeli. Örneğin tarla vasıflı araziler, uygun fiyatlarla satın alınabiliyor ve yatırımcılara büyük getiri sağlayabiliyor. Ancak, her yatırımcının bu gibi detayları bilmesi mümkün olmuyor. Doğru bilgiye ulaşmak için güvenilir ve ehil kaynaklara başvurmak gerekiyor. Bölgenin imar durumu, gelecekte yapılması planan projeler, zemin etütü gibi birçok farklı etken doğru hesaplanmalı. Biz de uzman ekibimizle bu fizibiliteleri müşterilerimiz için detaylıca yapıyoruz. Günümüzün ekonomik koşullarını ve vatandaşın bütçesini gözeterek, her aşamada kazanabilecekleri arazi yatırımı fırsatları sunuyoruz. Hedefimiz her bütçeye ve kitleye uygun yatırımcı dostu arazi fırsatları ortaya koymak.” ifadelerini kullandı.

“İstanbul’un Kuzeyinde Planlanan Hızlı Tren Projesi Değer Katacak”

İstanbul’un kuzey için planlanan hızlı tren ve kentsel dönüşüm projeleriyle bölgenin değerleneceğini, tarla vasıflı arazilerin bugünden uygun fiyatlarla satın alınabildiğini belirten Murat Gültekin, “Tarla alırken ileride imar izni çıkacak mı, planlanan hangi projelerin yakınında bulunuyor, şehir merkezine ne zaman dahil olur, çevre illerin katkısı nasıl olur gibi akıllara birçok soru  düşüyor. AtaProje GYO olarak, doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir bölge ya da fırsatı müşterilerimize sunmuyoruz. Olası riskleri daima göz önünde bulundurarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Türkiye’nin doğudan batıya her lokasyonunda sayısız yatırım fırsatları var. Bunları görebilen yatırımcılar geleceklerini şimdiden tasarlamaya başlıyor. Genç yatırımcılar bugün uygun bütçeyle alacakları bir araziyi yıllar sonra emekliliklerinde rahat etmek için bile kullanabilir” şeklinde konuştu.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Coante 60 Milyon Avro Yatırımla İkinci Fabrikasını Kuruyor

Ermaş Grubu bünyesinde kuvars yüzey üretimi yapan Coante, 60 milyon avro yatırımla ikinci fabrikasını kurmaya hazırlanıyor.

Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Coante Genel Müdürü Kenan Erdem, 1985’te Muğla’da kurulan Ermaş Grubu tarafından kuvars yüzey üretimi için Coante ismiyle 2015’te şirket kurulduğunu söyledi.

Yeni nesil üretim sistemleriyle doğanın en sert minerallerinden olan kuvarsı, tasarım ve teknolojiyle bir araya getirerek iç mekanlarda kullanılmak üzere estetik yüzeyler ürettiklerini dile getiren Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘Coante, yeni ürünleriyle trendleri yakalayan, inovasyona öncelik veren marka stratejisini gösteriyor. Türkiye’de 20 yıllık geçmişi olan kuvars yüzeyler piyasasındaki alışılagelmiş ürün tarzını kısa bir süre içerisinde yeni nesil uzun damarlı ürünlerle değiştirdik. Bu anlamda yurt içinde trend belirleyen konumdayız. Yurt dışında ise bu tip yenilikçi ürünleri yüksek teknoloji ve kaliteyle üretebilen sınırlı sayıdaki firmalardanız. Gerek klasik serimiz gerekse dünya modasına uyumlu ultra serisi ve kreos teknolojili yeni serimiz gibi özel tasarımlı ürünlerimizle hem yerelde hem de global pazarda öncü konumdayız.’

‘’Yeni fabrika üretim kapasitemizi 1 milyon metrekare artıracak’’

Kenan Erdem, Türkiye’de ve dünyada son yıllarda kuvars yüzeylere artan ilgiden bahsederek, uzun süredir tam kapasiteyle çalıştıklarını ve ikinci fabrikayı yine Muğla’da kurmak için harekete geçtiklerini anlattı.

İkinci fabrikalarında devreye alacakları 3’üncü üretim hattı sayesinde yıllık 1,2 milyon metrekare olan üretim kapasitesinin 2,2 milyon metrekareye çıkacağını ifade eden Erdem, şu bilgileri verdi:

‘’Haziran 2024’e kadar devreye alacağımız ikinci fabrikamız için 60 milyon avroluk yatırım yaptık. Yatırımı, kapasite artırımının yanı sıra pazarın ihtiyacına uygun yeni ürünler oluşturma hedefiyle yapıyoruz. Kapasite artırmak, büyümeyle birlikte ürün gamımızla farklılaşmayı da sağlayacak. Sadece mutfakta değil iç mekanlarda neredeyse tüm yüzeylerde kullanılabilir ürünler üreteceğiz. Bu anlamda sektörde öncü bir pozisyondayız. Hep ilklere imza attık. Bu ilklerden birini de şimdi yeni yatırımımızla yapacağız. Yeni üretim hattıyla sektörde çığır açacak yeni nesil ürünleri dünyada ilk üretecek firmalardan birisi olacağız.’’

Erdem, 50’nin üzerinde ürünlerinin bulunduğunu, yurt dışındaki markalar için özel üretim de yaptıklarını bildirdi.

‘ABD ve İspanya’da şirket kuruyoruz’’

Coante Genel Müdürü Erdem, kuruldukları günden bu yana ihracatlarını sürekli artırdıklarını ve yurt dışında ürünlerinin çok beğenildiğini belirterek, halihazırda yıllık ihracatlarının sektör ortalamasının üzerinde olduğunu ve 30 milyon avroyu aştığını aktardı.

Tüm imkanlarını yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelterek bu noktaya geldiklerini dile getiren Erdem, toplam satışlarının yüzde 60’ını yurt dışına yaptıklarını, en yüksek ihracatı ABD’ye gerçekleştirdiklerini vurguladı.

İnovasyondaki farklarını ortaya koyarak, işlerinde öncü olmak ve sektörü değiştirmek istediklerine dikkati çeken Erdem, şunları kaydetti:

‘’Yeni ürünlerimizle birlikte fiyat odaklı pazardan değer odaklı bir pazara geçerek bunu başaracağımıza inanıyoruz. Bu yaklaşımla kısa sürede hedeflediğimiz yurt dışı piyasalara ve özellikle ABD pazarına çok hızlı girerek ülke çapında faaliyet gösteren önemli firmaların partneri haline geldik. Avrupa ve Orta Doğu coğrafyasında ürünleri Coante markası ile pazarlayan distribütörler edindik. 2023 yılında tasarımda ve farklı uygulama alanlarında kullanım olanağı sağlayan yeni ürünlerle yurt içinde ve yurt dışında büyümeye devam ediyoruz. Yurt dışıyla alakalı şirket kurulum çalışmalarımız da başladı. İspanya’da kuracağımız şirketle Avrupa’ya yayılacağımız bir şekilde ilerlemeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda ABD’de de bir şirket kuracağız. Amacımız hem Avrupa hem de Amerika’da marka bilinirliğini de artırmak. Şirketlerle birlikte iki ülkede depolarımız da olacak.’’

Erdem, Türkiye’nin kuvarsın ham maddesi açısından çok zengin olduğunu, bu madenlerin büyük kısmının işlenmeden yurt dışına satıldığını belirterek, bu konuda daha fazla yatırım yapılması ve küresel markalar çıkması gerektiğini ifade etti.

Tüm sanayi tesisi yatırım projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Bakan Koca: ‘’Önümüzdeki Yıl 150 Sağlık Tesisinin Açılışını Yapacağız’’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘’Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız.” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bakanlığın bütçesine ilişkin sunum yapıyor.

Açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

“Hastanelerin Yatak Sayısı 171 Bin 932’ye Yükselmiştir”

Bakanlığımıza bağlı sağlık kurumu sayısı yaklaşık 15 bindir. Bunların 977’si hastane, 8 bin 157’si Aile Sağlığı Merkezidir. Bakanlığımıza bağlı hastanelerde yatak sayısı 171 bin 932’ye yükselmiştir. Nitelikli yatak oranını yaklaşık 13 kat artırarak yüzde 6’dan yüzde 81’e çıkarmış durumdayız

Hatay- Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Gaziantep-Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş-Merkez, Nurhak, Türkoğlu ve Adıyaman Çelikhan’da toplam 1.588 yatak kapasitesine sahip 10 acil durum hastanelerimizle Mart 2024 tarihi itibarıyla vatandaşlarımıza hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerimizde de şehir hastaneleri yapmak için proje çalışmalarına başladık.

İnşaatı devam eden 144, ihale aşamasında 73, proje ve arsa aşamasında 195 olmak üzere toplamda 412 adet hastane yatırımımız bulunuyor. Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız.

“Ülkemizde Üretilen İlaçlar 185 Ülkeye İhraç Ediliyor”

Ülkemizde üretilen ilaçlar ABD ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere 185 ülkeye ihraç edilmektedir. Yaklaşık 2 milyar avroluk ilaç ihracatımız var. Vatandaşlarımız tarafından kullanılan ilaçların kutu bazında yüzde 90’ını, değer bazında ise yaklaşık yüzde 57’sini ülkemizde üretiyoruz.

Türkiye’deki tüm sağlık tesisi projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Bostik Pasif Yangın Koruyucu Sistemleri Alevlere Geçit Vermiyor

Can ve mal kaybına neden olan yangınlar hepimizin korkulu rüyasıdır. Bostik “Pasif Yangın Koruyucu” ürünleri, alevlerin yayılmasını önleyerek insan hayatının ve yapıların korunmasını hedefler.

Aktif yöntemde, mekanik olarak veya elektronik sistemlerle müdahale edilerek yangın söndürülür. Pasif yöntemde ise yapının genel bütünlüğü korunarak çökmesi engellenir. Bostik pasif yangın durdurucu takımı FP 401 Fireseal Akrilik Mastik, FP 402 Fireseal Silikon Mastik ve FP 404 Fire Retardant PU Köpük 4 saate kadar alevlere ve zehirleyici dumana geçit vermez. Yangına dayanıklı hale getirdiği duvarlar, zeminler ve kapılar sayesinde yangını frenler. Yük taşıyan kolonlar ve kirişler gibi kritik bölümlerin erken şekilde çökmesine engeller. Yapının boşaltılması için zaman kazandırarak canlıların kurtarılmasına yardımcı olur.

Bostik FP 402 Fireseal Silikon: Yüksek kaliteli, elastik, nötr kürlenen bir silikon mastiktir. Hareketli derzlerde 4 saate kadar yangına dayanır. Hareketi %25’e kadar emer. Alev, duman veya zehirli gazların yayılmasını önler. 

Akıllı Avantajlar

  • EN 1366-4 uyarınca test edilmiştir.
  • Yangına karşı 4 saate kadar dayanıklıdır.
  • 30 mm genişliğe kadar derzlere uygulanabilir.
  • 40 mm genişliğe kadar derzlerde FP 404 PU Gun Köpük ile birlikte kullanılabilir.
  • Mükemmel uygulanır, çökme yapmaz.
  • %25’e kadar derz hareketini emer.
  • UV, su ve havaya dayanıklıdır.
  • Hava geçirmez sızdırmaz.
  • İç ve dış mekânlarda kullanılabilir.
  • B1 düzeyinde yangına tepkilidir.
  • Beyaz, çimento grisi, siyah renk seçenekleri mevcuttur.

Bostik FP 401 Fireseal Akrilik Mastik: Akrilik dispersiyon esaslı, tek bileşenli yangına dayanıklı plasto elastik bir mastiktir. +120° C’nin üzerinde hafifçe şişer. Lineer derzlerde 4 saate kadar yangına dayanır.

Akıllı Avantajlar

  • EN 1366-4 uyarınca test edilmiştir.
  • Yangına karşı 4 saate kadar dayanıklıdır.
  • 20 mm genişliğe kadar derzlere ayrı olarak uygulanabilir.
  • 30 mm genişliğe kadar FP 404 PU Gun Köpük ile birlikte kullanılabilir.
  • Çoğu su bazlı ve sentetik boyayla boyanabilir.
  • Uygulaması ve temizlemesi kolaydır.
  • %7,5’e kadar derz hareketini emer.
  • Metallere karşı korozif değildir.
  • Beyaz renklidir.

FP 404 Fire Retardant PU Köpük: Yangına Dayanıklı, yüksek kaliteli, tek bileşenli, poliüretan köpüktür. Köpüğü ince hücreli bir yapıda doldurur ve sabitler. İyi bir yangın direnci ve mükemmel yapışma sunar. Sertleştikten sonra kesilebilir. Diğer Bostik yangın koruma ürünleriyle birlikte kullanıldığında 4 saate kadar dayanır. Köpüğün elle kolay ve doğru bir şekilde uygulanmasını sağlayan bir adaptöre sahiptir.

Akıllı Avantajlar

  • ETA ve UL-AB sertifikalıdır.
  • Uygulaması kolaydır.
  • Diğer Bostik yangın durdurucu ürünleriyle birlikte 4 saate kadar yangına dayanır.
  • Ses yalıtımı açısından test edilmiştir.
  • Tamamen kürlendiğinde boyanabilir veya mastik/sıva ile kaplanabilir.

Bostik’in hem yeni binalarda hem de yenileme çalışmalarında kullanılmak üzere geliştirdiği pasif yangın durdurucu sistemleri; Avrupa ve Amerikan standartları gereği yapılan testlerden başarıyla geçmiştir. Hareket-bağlantı derzlerinde, açıklıklarda ve yüzey penetrasyonlarında yangın bölmeleri arasında (EN 1366-3 ve EN 1366-4) kullanım için onaylı ve tam sertifikalıdır. 

IABSE’den 1915 Çanakkale Köprüsü’ne Prestijli Ödül

1915 Çanakkale Köprüsü, Uluslararası Köprü ve Yapı Mühendisliği Birliği (IABSE) tarafından düzenlenen yarışmanın “Büyük Otoyol ve Demiryolu Köprüleri” kategorisinde birinciliğe layık görüldü. 

Uluslararası Köprü ve Yapı Mühendisliği Birliği IABSE’nin (International Association For Bridge and Structural Engineering),1998 yılından bu yana düzenlediği, dünyanın dört bir yanından mühendislik projelerinin katıldığı, “IABSE 2023 Proje ve Teknoloji Ödülleri”nin sahipleri 8 Kasım’da Zürih’te yapılan törenle açıklandı. Çin, Yeni Zellenda, Macaristan, Danimarka, Katar, Hindistan ve Filipinler gibi bir çok ülkeden katılan 40’ın üzerinde global proje, 14 kişilik jüri ekibi tarafından yedi farklı kategoride değerlendirildi. 

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen, inşaat çalışmalarından sonra işletmesi Türkiye’den Limak ve Yapı Merkezi, Güney Kore’den DL E&C ve SK ecoplant şirketlerinin kurduğu ortak girişim tarafından yürütülen 1915Çanakkale Köprüsü Projesi; “Büyük Otoyol ve Demiryolu Köprüleri” kategorisinde Çin, Filipinler ve Botsvana’dan katılan projeler arasında birinciliğe layık görüldü. 

Proje adına Zürih’te düzenlenen ödül törenine 1915Çanakkale Köprüsü CEO’su Mustafa Tanrıverdi, CFO Murat Sarıkaya,CTO Edward Hong ve COO Kwangyoung Jeong katıldı. 

Geçtiğimiz haftalarda da mühendislik dünyasının lider yayını Engineering News-Record (ENR) dergisi tarafından dünyanın en iyi mühendislik projelerinin seçildiği “Global Best Projects” yarışmasında birincilik ödülünü kazanan 1915 Çanakkale Köprüsü, toplamda ulusal ve uluslararası 24 ödülün sahibi oldu. 

Copa Yenilikçi Ürünleriyle C&R Madrid 2023’te!

Copa Isı Sistemleri, 14-17 Kasım 2023 tarihleri arasında İspanya’nın Madrid şehrinde düzenlenecek olan iklimlendirme sektörünün en prestijli fuarlarından C&R Madrid 2023’e katılıyor. COPA, bu fuarda sektör profesyonelleri ve ziyaretçilere enerji verimli, çevre dostu ve yenilikçi ürünlerini tanıtarak globaldeki iş birliklerini genişletmeyi hedefliyor.

İklimlendirme sektörünün öncülerinden Copa; sürdürülebilir, enerji verimli ve çevre dostu teknolojileriyle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Bu vizyonunu dünya genelinde daha da yaymak ve global partnerlik ağını güçlendirmek adına önemli adımlar atan Copa, 14-17 Kasım 2023 tarihleri arasında İspanya’nın Madrid şehrinde düzenlenecek olan C&R Madrid 2023 Fuarı’nda yer alacak. Fuarda dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyonelleriyle buluşacak olan Copa, yeni projeler ve iş birlikleri için temeller atacak. Copa’nın bu fuara katılımı, şirketin küresel çapta inovasyon ve sürdürülebilirlik konularındaki çalışmalarını pekiştirecek ve sektöre yeni bir soluk getirecek.

C&R Madrid 2023 Fuarı sektörel gelişmeleri, teknolojik inovasyonları ve sürdürülebilir çözümleri yakından takip eden sektör profesyonelleri için yılın en önemli organizasyonları arasında yer alıyor. Copa, üstün teknolojiye sahip kombi, şofben, elektrikli kombi ve radyatör, panel radyatör ve yeni ürünleriyle fuarın en dikkat çekici katılımcılarından biri olacak.

40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren Copa, C&R Madrid 2023’te Salon 5’te yer alan standında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Mega Yalıtım Taşyünü Ürün Grubu İle Yalıtım Her Yerde

Yalıtımın her alanında en son teknolojilerle inovatif ürünler geliştirip üreten Mega Yalıtım Çözümleri’nin zengin ürün gamıyla yalıtıma dair bütünsel çözümler elde edebilirsiniz. Global şirket olma vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren Mega, taşyünü ürün grubundaki gelişmiş ürün portföyüyle geniş bir ürün çeşitliliği ve inovatif çözümler sunar.

Ar-Ge çalışmaları ile en son teknolojileri kullanarak üretim gerçekleştiren Mega’nın taşyünü ürün grubunda Mantolama Levhaları, Giydirme Cephe Levhaları, Ara Bölme Levhaları, Yüzer Döşeme Levhaları, Sanayi Levhaları, Çatı Levhaları ve Taşyünü Teknik Ürünleri bulunmaktadır. 

Tüm bu ürün grubuyla yapı sektöründeki yalıtım ihtiyaçlarına A’dan Z’ye cevap veren Mega, ısı, ses ve yangın yalıtımına yönelik çözümleri bir arada sunmaktadır. Yapıdaki ısı ve ses yalıtımındaki sorunları çözerken, yapının yangına karşı dayanımını da artırarak yangın güvenliğini sağlamaktadır. 

Isı Yalıtım Çözümleri ile Güvenli Cepheler

Mega Yalıtım Taşyünü Mantolama Levhaları TS EN 13162 standardına göre, TS EN 13500 Isı Yalıtım Kalite Sistemine uygun olarak üretilen taşyünü levhalardır. Sıvalı dış cephe yalıtım sistemlerinde ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği amacıyla kullanılan Taşyünü Mantolama Levhaları, ısı kayıplarının azaltılmasına ve kazançlarının artırılmasına, gürültünün önlenmesine, yangın güvenliğine ve yoğuşmanın önlenmesine yardımcı olarak kullanıldığı alanlarda konforu sağlar.  

Giydirme Cephe Levhası ile Her Türlü Yalıtım Bir Arada

Mega Yalıtım Taşyünü Giydirme Cephe Levhası; ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliğini bir arada sunar. Giydirme Cephe levhalar alüminyum folyo, siyah cam tülü ve sarı cam tülü kaplı veya kaplamasız taşyünü levha şeklindedir. Taşyünü Giydirme Cephe Levhası, cephe duvarlarına monte edilebilen ve cephede taşıyıcı profiller arasına monte edilip yerleştirilebilen bir ürün olma özelliğine sahiptir.

Ara Bölme Levhası ile Bölme Duvarlarda Maximum Yalıtım

Mega Yalıtım Taşyünü Ara Bölme Levhası hafif bölme duvar sistemlerinde ses ve ısı yalıtımı sağlar. “A1 yanmaz” sınıfındaki ürün, yangın güvenliği için de önemli rol oynar. Bölme duvarlarda yalıtımı maksimize eden Ara Bölme Levhası, akustik performans, yangın güvenliği ve akustik yalıtımı da beraberinde sunar.  Yangına karşı yüksek dayanımlı levha özel olarak duvar sistemlerinde kullanılmak üzere geliştirilmiş mineral yün yalıtım levhasıdır.

Yüzer Döşeme Levhası ile Zeminler Güvende

Binaların zemin kaplamalarında, iki kat beton arası şap altı döşemelerinde, titreşim kaynaklı temellerin altında, açık geçişli döşemelerde kullanılan Yüzer Döşeme Levhası ısı, ses ve titreşim yalıtımı amacıyla üretilmiş taşyünü levhadır. Levha tüm bu özelliklerinin yanı sıra yangına karşı yüksek dirençlidir. 

Sanayi Levhası ile Endüstriyel Tesisler Koruma Altında

Sanayi Levhası, endüstriyel tesislerde, proses ekipmanlarında, çelik konstrüksiyon yapılarda, ısı yalıtımı ve yangın güvenliği amaçlı hazır panel uygulamalarında kullanılır. Mega Yalıtım Taşyünü Sanayi Levhasının üstün yanmazlık özelliği ile çok yüksek sıcaklıklarda üst düzey yalıtımı garanti eder. 

Her Türlü Çatı İçin Çözüm: MEGA Çatı Levhaları

Mega Yalıtım Çatı Levhası, ısı yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği ile ilgili tüm ihtiyaca cevap verir.  Tüm çatı tiplerinde uygulanabilen Çatı Levhaları, düşük kalınlıklarda üretilebildiği için gerektiğinde çift kat olarak da kullanılabilir.

Taşyünü Teknik Ürünlerle Detay Çözümler

Teknik ürün grubunda Klima Levhaları ve Prefabrik Boru İzolasyonları bulunmaktadır. Taşyünü levhalar klima ve havalandırma kanallarının ses yalıtımı ve dıştan ısı yalıtımı amacıyla kullanılmaktadır. Mega Yalıtım Taşyünü Prefabrik Boru; Alüminyum folyolu veya folyosuz kullanılan sanayi ve tesisat borularında ısı tasarrufu, yangın yalıtımı ve akustik titreşim yalıtımına hizmet eder.

Eskişehir OSB’de Fabrika Sayısı Artıyor

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Nadir Küpeli, “Organize Sanayi Bölgemizde toplam 888 firmamız bulunuyor. Bunlardan 630 tanesi üretimde halinde, diğer kuruluşlarımızın fabrika inşaatları devam ediyor.’’ dedi.

Eskişehir OSB Başkanı Nadir Küpeli, Eskişehir’in hızla büyüyen sanayisi, yürütülen çalışmalar ve faaliyetler ile Eskişehir OSB’nin yatırımları hakkında, kendisini ziyaret eden Tepebaşı Kaymakamı Sadettin Yücel’e bilgiler verdi. 

2030 Yılına Kadar Bin 250 Fabrika Hedefi!

Türkiye’nin en büyük OSB’lerinden biri olarak sağladıkları pek çok avantajla cazip bir bölge olduklarını, son yıllarda yatırımcıların yoğun talebiyle karşılaştıklarını belirten Nadir Küpeli, “Organize Sanayi Bölgemizde toplam 888 firmamız bulunuyor. Bunlardan 630 tanesi üretimde halinde, diğer kuruluşlarımızın fabrika inşaatları devam ediyor. Toplam çalışan sayımız 48 bin kişiyi geçti.  Son 5,5 yılda OSB’den yatırımcılara toplamda 3,5 milyon metrekare yeni yer tahsisi yaptık. Yatırım noktasında özellikle son 3 yılda yakaladığımız başarıyı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Yerli ve yabancı yeni yatırımcılarla görüşmelerimiz sürüyor. Yeni yatırımlarla beraber bölgemizdeki fabrika sayısının 2025 yılında bin’e, 2030 yılında ise en az bin 250’ye ulaşması hedeflenmektedir” dedi.

Tepebaşı Kaymakamı Sadettin Yücel, eğitim, kültür ve sanat şehri yanı sıra Eskişehir’in çok önemli bir sanayi kenti olduğunu ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin buradaki payının çok büyük olduğunu belirtti. Yücel, Eskişehir’in ekonomik yapısını, şehrin sanayi, teknoloji ve üretim ivmesini daha da güçlendirmek adına atılacak her türlü adımda kaymakamlık olarak destek vermeye hazır olduklarını, yeni sanayi yatırımlarındaki bu olumlu artış trendinin çok memnuniyet verici olduğunu aktardı.

Sprey Taş Kaplama Sistemi, Hafifliğiyle Binalardaki Statik Yükü Azaltıyor

Ülkemizde son dönemde meydana gelen depremler, yapı kimyasalı üreticilerini de harekete geçirdi. İzmirli şirket, Japonya’da depreme karşı geliştirilen yalıtım sistemini Türkiye’de üretmeye başladı. Depremin etkisini azaltan ürün, yapılara ekstra ağırlık da yüklemiyor. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nın sonuç bildirgesindeki rakamlara göre, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde 680 bin civarında konut, 170 bin işyeri, depo ve ahırın yıkılmasıyla ortaya çıkan maddi hasarın 100 milyar doların üzerinde olduğu belirtildi. Bu süreçte insanların en büyük zararı dayanıksız ve kalitesiz malzemeyle yapılan binalardan aldıklarının altını çizen İzmir menşeli Dabi Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü Murat Fuat Özgür, “Her şehrinde deprem riskinin bulunduğu ülkemizde yapı kimyasalları ürünlerinde binaya ekstra yük bindirmemek için alternatif çözüm arayışına girdik. Japonya’da icat edilen sprey stone (sprey taşı) yalıtım sistemlerini Türkiye’de üretmeye başladık” dedi.

Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nda paylaşılan bilgilere göre, Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında 2012’den bugüne kadar 2 milyon 200 bin civarında bağımsız bölgenin kentsel dönüşümü tamamlanırken 400 bin bağımsız bölgenin dönüşümü de devam ediyor. Kentsel dönüşümde yapıların yeni, güvenilir ve son teknoloji malzemelerle inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Genel Müdür Murat Fuat Özgür, “Mimari yapılar, insanların birincil yaşam alanı olarak nitelendirilebilir. Öyle ki geçtiğimiz aylarda meydana gelen depremlerde yaklaşık 14 milyon insanımız olumsuz etkilendi. Kentsel dönüşüm projelerinde kullanılması için uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda diğer taş kaplamaların 20’de 1’i ağırlığında olan sprey stone üretimini ülkemizde yapmayı başardığımız için gururluyuz” şeklinde konuştu. 

Elastik yapısıyla ufak sallantılarda kılcal çatlakları tolere eder” 

“Klasik taş kaplamalar metrekarede 50-60 kilogram ağırlık yaparken 4-5 kilogramlık Sprey Stone binaya statik anlamda yük bindirmiyor. Bu da deprem risklerini minimize ediyor” diyen Dabi Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü Murat Fuat Özgür, “Basınçlı tabancalarla püskürtülerek uygulanan ürünümüz, binaya nefes aldırabildiği gibi ısı, su ve yangın yalıtımı sağlıyor. En ufak sallantıda diğer taş kaplamalar cepheden ayrılabilirken, sprey stone elastik yapıya sahip olduğu için cephedeki oluşabilecek kılcal çatlakları dahi tolere edebiliyor. Ürünümüz 20 yıllık yaşlandırma testlerinden başarıyla geçtiği için, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından resmi belgeli olarak 20 yıl garanti veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sprey Stone, diğer taş kaplamalara göre çok daha ekonomik” 

Ürünlerinin diğer kaplamalara göre hem daha sağlam hem de ekonomik olması sebebiyle mimar ve inşaat mühendislerinin ilk tercihleri arasına girdiğini söyleyen Dabi Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü Murat Fuat Özgür, şu detayları paylaştı: 

“Sprey stone, değişik renklerde üretilebiliyor. Sprey Stone içerisinde; boyalarda kullanılan yapay renklendirici bulunmuyor. Rengini doğal kayaçlardan aldığı için her türlü iklim koşullarına uyuyor ve solmuyor. Farklı desenlerde uygulanabildiği için de yapılara özgün bir güzellik ve estetik katıyor. Isı, su, ses ve yangın yalıtım sistemleri, zemin kaplamaları ve cephe kaplamalar üzerine çalışıyoruz. Ar-Ge ve imalatın başında 25 yıllık üretim tecrübesi ve bilgisi olan mühendislerle istediğimiz ürünü geliştirebiliyoruz. Böylece ülke ekonomimize değer kazandırırken vatandaşlarımızı da olası risklerden koruyoruz.”

Türkiye’nin En Büyük Konut Projelerinde Artık Prowin Var

Toplu konut, kentsel dönüşüm projeleri ve alt sektörlerin canlanmasıyla 20 yılı aşkın süredir Almanya’ya ihracat yapan Proplastpvc, Prowin markasıyla yeniden iç piyasaya yöneldi. Firma, dev projelerden gelen talebi karşılamak için tam kapasite üretime geçti.

Proplastpvc AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Onursal Kocatepe, “İnşaatların en temel unsurları kapı ve pencerelerdir. İnsanların en büyük tercihleri; güven içinde, gürültüden, soğuktan ve sıcaktan etkilenmeden evlerinde oturmaktır. Yüksek standartlı ürünlerimizle bunu sağladığımız için tercih ediliyoruz” dedi. Prowin’in tam entegre üretim hattına sahip olduğunu belirten Kocatepe şunları söyledi: “Prowin, nihai ürünleri için gereken profili ve camı Türkiye’de kendi bünyesinde üreten tek markadır. Bir ilke imza atarak hem profil ve cam gibi ürünlerimize hem de nihai ürünlerimize yani kapı ve pencerelerimize 5 yıl süreyle garanti veriyoruz. Bu garanti süresini bizden başka hiçbir marka vermiyor.”

Almanya’ya 20 yıldır ihracat yaptıklarını, inşaat sektöründeki canlanmayla iç piyasaya yöneldiklerini ve büyük projelerde yer aldıklarını anlatan Kocatepe şöyle devam etti: “Avrupa kriterlerine uygun üretim yapıyoruz. Ürünlerimizde doğa ve çevre dostu hammaddeler kullanıyoruz. Almanya’ya sattığımız yüksek kalite ve standarttaki ürünleri iç piyasaya da sunuyoruz. Türkiye’de yaygın olarak pencere, firmadan profili alan bayinin atölyesinde üretiliyor. Bayi bunu bir standart ve denetim olmadan yapıp satıyor. Bayi, firma ile anlaşamayınca başka bir marka ile yoluna devam ediyor. Böyle olunca da konut ve işyeri sahipleri için servis ve yedek parça sıkıntısı yaşanıyor, tüketici kapı ve penceresinin contasını veya kilidini bile bulamıyor” dedi.

“Deprem bölgesinde yapımı devam eden konutlar için tam kapasite üretime devam ediyoruz, bazılarında montaja başladık”

İç piyasada büyük projelerin aranan markası olduklarını belirten Onursal Kocatepe, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde prestijli konut projeleriyle anlaşmalar yaptıklarını söyledi. Deprem bölgesinde Adıyaman’da 4 bin konutun PVC doğrama imalatı ve montajına başladıklarını da aktaran Kocatepe şöyle devam etti: “Deprem bölgesinde yapımı devam eden konutların kapı ve pencerelerinde inşaat firmaları bizi tercih ediyor. Talebi karşılamak için Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde tesislerimizde 3 vardiya doğrama imalatı yapıyoruz. Bu anlaşmalar ile 1 Nisan 2024’e kadar tam kapasite ile üretim yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca Hatay, Malatya ve Gaziantep’te planlanan konut projelerinde Prowin markalı PVC doğrama kullanılmasına yönelik görüşmelerimiz sürüyor.”

Ürünlerimizle Avrupa, Ortadoğu Pazarlarındayız

PVC profil ve doğrama ihracatını bu yıl yüzde 41 artırmayı planladıklarını anlatan Kocatepe, Uluslararası geçerliliği olan ürün sertifika ve test sonuçları ile farklı tip, renk ve nitelikteki PVC profil ürün yelpazesiyle Avrupa başta olmak üzere Ortadoğu ve bazı Afrika ülkelerinde de pazara girmeyi hedeflediklerini söyledi. Kocatepe şunları söyledi: “2024 yılında Türkiye’deki prestijli projelerde, deprem konutlarında, AB, Birleşik Krallık ve Balkan ülkelerinde daha fazla yer almayı hedefliyoruz.”

1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm Projesinde Binaların Yıkımı Tamamlandı

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından planlanan 1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm projesinde çürük binaların yıkım işlemi tamamlandı.

Osmangazi ilçesi Akpınar Mahallesi’ndeki “1050 Konutlar” bölgesinde geçen temmuz ayında kentsel dönüşüm kapsamında başlatılan yıkım çalışmalarında sona gelindi.

Yıkılan binalardaki beton eksikliği ve demirdeki kalitesizlik hem yüklenici firma yetkililerini hem de mülk sahiplerini şaşırtırken, yeni konutların tesliminin 20 ay içinde gerçekleşmesi öngörülüyor.

Projeyi gerçekleştirecek firmalardan Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Bakgör, kentteki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, dün itibarıyla kentsel dönüşüm bölgesindeki faaliyet için ruhsat aldıklarını söyledi.

Bölgede hafriyat çalışmalarına başladıklarını anlatan Bakgör, “Kısmet olursa Akpınar Mahallesi’nde Bakyapı’nın sorumluluğunda olan 59 bloğun dönüşümünü gerçekleştirmeyle ilgili bismillah diyeceğiz.” dedi.

Bakgör, yaklaşık bin 200 konut sahibiyle anlaşma sağladıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Yüzde 100 uzlaşıyla yola çıkmış olduk. Bugün sabah itibariyle kentsel dönüşümle ilgili yasada yeni düzenlemeler yapıldı. Son halini almış durumu Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu da tahmin ediyorum kentsel dönüşüm süreciyle ilgili olarak daha farklı zaman açısından ivme kazandıracak bazı düzenlemeler getiriyor. Bununla birlikte biz 1050 Konutlar’da yapacağımız projede hiçbir kamu parseline girmeden kazasız belasız binaları yıktığımız yerde inşa ederek süreci tamamlayacağız.”

“Kentsel Dönüşüm Çok Önemli”

Bakgör, dönüşüm sürecinde bazı noktalarda süreci zorlayan durumların olduğunu vurgulayarak, “Bölgedeki yaş aralığı 65 yaş ve üzeri. Çok ilginçti biz süreci yaşadığımızda. Sözleşmelerini yaptığımız 17 kişi vefat etti. Yani vekalet almışız. Şu anda varisleriyle yeni baştan süreçler başlıyor. Mesela birine biz hiç ulaşamadık, çok zorlandık. O kişiyi yurt dışında bulduk. O olmadan mesafe kat edemiyorsunuz ama şimdiki mevcut olan çalışmayla birlikte e-Devlet üzerinden tebligat süreçleri daha hızlanmış olacak. Yani özellikle yüzde 51 yaklaşımı bu işe çok ciddi bir ivme kazandıracak.” diye konuştu.

Kentsel dönüşümde işin insani boyutunun ticaretten çok daha önemli olduğunu belirten Bakgör, şunları kaydetti:

“Can güvenliği anlamında biz 1050 Konutlar’da değeri 4 olan beton kalitesi gördük. Yönetmelik gereği 1 metreküp betonda 350 kilogram civarında çimento olması gerekirken orada 40-50 kilogram çıktı. Döşeme demirleri çok ince çıktı. Bizi şoke eden imalatlar gördük. Bir binada 75-80 ton demir çıkması gerekirken 32-33 ton demir çıktı. Bu anlamda kentsel dönüşüm çok önemli. Bu alanda hükümetin yaptığı düzenlemeyi de çok önemsiyoruz.”

Bakgör, yeni binaların zemin üzeri 7 kat olacağını ve hak sahiplerine 20 ay içinde teslim edilmesinin planlandığını anlatarak, firmanın devam eden diğer projeleri hakkında da bilgi verdi.

1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

İnşaat Ciro Endeksi Yüzde 91 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, inşaat sektörünün ciro endeksi eylül ayında yüzde 91 arttı.

TÜİK, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri ciro endeksini açıkladı. Toplam ciro endeksi 2023 yılı Eylül ayında yıllık yüzde 64,1 arttı. 

Toplam cironun detayları incelendiğinde ise inşaat sektöründe yüzde 91 artış gösteren endeks, sanayi sektöründe yüzde 55,1, ticaret sektöründe yüzde 68,2, hizmet sektöründe yüzde 61,4 arttı.

Toplam Ciro Endeksi Yüzde 1,3 Arttı 

Sektörlerin aylık toplam ciro endeksi ise yüzde 1,3 arttı. Alt detaylarda ise, inşaat sektörünün yüzde 3,2, sanayi sektörünün yüzde 4, ticaret sektörünün yüzde 1,  hizmet sektörünün yüzde 3,6 arttığı gözlendi.

Samsun Şehir Hastanesi’nde Yüzde 85 İlerleme Kaydedildi

Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük şehir hastanesi olacak Samsun Şehir Hastanesi projesi, yüzde 85 oranında tamamlandı.

Samsun’un Canik ilçesinde inşa edilen Samsun Şehir Hastanesi hızla devam ediyor. Kaba inşaatı tamamlanan, dış cephe kaplamalarında sona yaklaşılan Samsun Şehir Hastanesinin içerisindeki bölümlerin mekanik ve elektrik imalatları devam ediyor. 2024 yılının ilk aylarında hizmete açılması planlanan hastane günlük 20 bin vatandaşa hizmet verebilecek.

Mekanik ve İnşaat Çalışmaları Hızla Sürüyor

İnşaatı devam eden hastaneyle ilgili bilgi veren Şehir Hastanesi Proje Müdürü Gürhan Pazar, “Samsun’da yapılan Şehir Hastanesi, Türkiye’de Sağlık Bakanlığının yaptığı en büyük şehir hastanesidir. 2024 yılının ilk aylarında açmaya yönelik iş programlarımız hızla devam etmektedir. Hastanemizin toplam kapalı alanı 306 bin metrekaredir. Acil durumlarda hasta yatakları bin 500’e kadar artırabilecek kapasite bulunmaktadır. 40 tane ameliyathanemiz ve 188 tane yoğun bakım ünitemiz mevcuttur. Bu alanların mekanik ve inşaat işleri hızla devam etmektedir. Hastanede 20 bin araçlık bir otopark alanı mevcuttur. Acil servis alanımız 10 bin metrekaredir. Hastanemizin ilerlemesi yüzde 85 düzeyindedir ve 2024 yılının ilk aylarında açılması planlanıyor” dedi.

Samsun Şehir Hastanesi projesinin tüm detaylarını buradan takip edebilirsiniz.

Derbent Sosyal Tesisi’nin Bir Kısmı Tamamlandı

Konya’nın Derbent ilçesinde ihtiyaca yönelik hayata geçirilen sosyal tesis projesinin bir kısmı tamamlanarak hizmete açıldı. Projenin tamamında inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Çelik Konstrüksiyon montajı devam eden sosyal tesisin hemen yanında bulunan ve mülkiyeti belediyeye ait atıl durumdaki süt toplama evi, aşevi ve gelin odası olarak restore ediliyor.

Buldan Belediye Başkanı Mustafa Şevik, sosyal tesis çalışmalarının Dımbazlar, Beyler, Kaşıkçı, Kovanoluk, Bölmekaya, Mahmutlu, Derbent, Gülalan, Gölbaşı, Türlübey, Süleymanlı, Helvacılar mahallelerine 1 er adet, Hasanbeyler, Bozalan ve Karaköy’e ise ikişer adet olmak üzere adet 15 mahallede 18 sosyal tesis çalışmalarının önemli bir bölümünün tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunulduğunu açıkladı.

Atıl Binalar Sosyal Tesise Dönüşüyor

Başkan Şevik, sosyal tesis projeleri kapsamında mahallelerdeki atıl durumdaki okul ve kamu binalarını restore ederek sosyal tesis ve aşevi olarak yeniden halkın hizmetine sunuyor.Bu kapsamda Derbent Mahallesi’nde mülkiyeti belediyeye ait atıl durumdaki süt toplama evinin tadilatının başlandığını açıklayan Başkan Şevik, “Çelik Konstrüksiyon montajı tamamlanan sosyal tesisin hemen yanında bulunan süt toplama evini aşevi ve gelin odası olarak restore ediyoruz” dedi. Başkan Şevik, “içerisinde basketbol potası , voleybol ve tenis filelerinin bulunduğu çok amaçlı spor sahalarından birini de Derbent mahallemize yaptık. Çocuklarımıza ve gençlerimize hayırlı olsun” dedi.

Merkez ve kırsal mahallelerde bulunan atıl kamu binalarıyla ilgili çalışma başlattıklarını söyleyen Başkan Şevik, bugüne kadar Bozalan, Hasanbeyler, Beyler, Boğaçziftlik, Kaşıkçı, Mahmutlu ve Karaköy mahallelerindeki atıl durumdaki okul binalarını yenilediklerini açıkladı. Başkan Şevik, bu binaları gerekli tamiratları yaptıktan sonra aktif hale getirerek, tekrar hizmet vermeye elverişli hale gelmesini sağladıklarını ifade etti.

Çanakkale’de Dördüncü Köprü İnşaatı Sürüyor

Çanakkale Merkez Sarıçay 1. Kısım Taşkın Kontrol İnşaatı kapsamında hayata geçirilen dördüncü köprü projesinde çalışmalar hızla sürüyor.

Çanakkale Merkez Sarıçay 1. Kısım Taşkın Kontrol İnşaatı kapsamında yapımına başlanan 4’üncü araç köprüsü projesi çalışmaları devam ediyor. Çalışmalar kapsamında bağlantı yollarının bir bölümü tamamlandı.

Çanakkale’nin tam ortasından geçen ve kenti ikiye bölen Sarıçay üzerinde, araç ve yayaların kullandığı, Atatürk Köprüsü, İnönü Köprüsü ve Troya Köprüsü bulunuyor. Ayrıca sadece yayaların kullandığı üç köprü daha var.

Bu güne kadar araçlar için 4’üncü bir köprü yapılması sık sık gündeme gelmişti. Özellikle mesai saatleri çıkışında ve sanayi bölgesine gidecek araçlar Troya Caddesi ve Atatürk Caddesi’nde yoğunluk oluşturuyor.

Havaalanı yanından sanayi bölgesin birbirine bağlayacak olan 4’üncü araç köprüsünün yapımına geçtiğimiz aylarda başlanmıştı. Çalışmalar kapsamında Köprü’nün bazı bağlantı yolları tamamlandı. Ocak ayı sonunda köprünün hizmet vermeye başlaması planlanıyor.

Projenin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: çanakkalem.com

Niğde’de 6 Sağlık Tesisi Projesinde İnşaat Devam Ediyor

Niğde İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen 6 adet sağlık tesisi projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada; 12 bin 510 metrekare kapalı alana sahip 60 Ünitlik Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, 142 bin 533 metrekare kapalı alana sahip Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi 400 Yataklı Ek Hizmet Binası, 127,7 metrekare kapalı alana sahip 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu, 358,83 metrekare kapalı alana sahip Merkez Sarıköprü Aile Sağlığı Merkezi, 2 bin 398 metrekare kapalı alana sahip Bor Sağlıklı Hayat Merkezi, Aile Sağlığı Merkezi ve 112 İstasyonu ile 62 bin 499 metrekare kapalı alana sahip 250 Yataklı Bor Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi inşaatlarının devam ettiği belirtildi.

Niğde ilindeki tüm sağlık tesisi projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Esplast Üretime Açıldı

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından üreticilerin taşıma ve depolamada yaşadığı plastik kasa sorununu çözüme kavuşturmak için hayata geçirdiği Plastik Kasa Üretim Tesisi (Esplast) düzenlenen törenle açıldı.

Ağır ekonomik koşullar ve artan maliyetler karşısında üretmekte zorluk çeken, Mihalgazi ile Sarıcakaya ilçelerinde faaliyet gösteren örtü altı tarım üreticilerinin yaşadıkları plastik kasa sorununu çözecek tesis törenle açıldı.

Sarıcakaya ilçesinin Mayıslar mahallesindeki 685 metrekare kapalı, bin 300 metrekare  açık alana sahip Büyükşehir Belediyesi Plastik Kasa Üretim Tesisi’nin (Esplast) açılışına Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir Milletvelkilleri Jale Nur Süllü, Utku Çakırözer ve İbrahim Arslan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ayşe Ünlüce, Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Kaplan, Kozabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Işık, belediye meclis üyeleri, belediye bürokratları, plastik kasa desteği projesine başvuran üreticiler ve ilçe sakinleri katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Başkan Büyükerşen, şunları söyledi:
“Bu tesisi güzel şehrimize kazandırmanın mutluluğu içerisindeyim. Bugün İç Anadolu’nun en bereketli topraklarında çok anlamlı bir açılış için bir aradayız. Emeği ile toprağa can veren kıymetli üreticiler; Ata’mızın da ifade ettiği gibi ‘Her fabrika bir kaledir.’ Plastik Kasa Fabrikamızı sizlerin üretim maliyetlerini bir nebze olsun azaltabilmek için Büyükşehir Belediyesi olarak hayata geçirdik. Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerimizde örtü altı tarım yöntemi ile üretilen ürünlerin taşınmasında sıklıkla kullanılan plastik kasaların çevresel etkisini azaltmak ve üretici maliyetlerini düşürmek amacıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak Plastik Kasa Fabrikamızı bugün hizmete açıyoruz. Birçoğunuzun İstanbul’dan ikinci el kasaları yüksek nakliye maliyetleri ile ilçelerinize getirdiğinizi biliyorum. İkinci el kasaların kullanılması hem sağlık açısından sıkıntılı hem de birçoğu deforme olduğu için büyük kayıplar yaşıyorsunuz. Bu sebeple arkadaşlarımızla konuşarak bu tesisi burada hizmete sunma kararı aldık. Kent merkezinde yapılması fikrine karşı çıkarak, yıllar sonra çocuklarınızın, torunlarınızın ‘İyi ki ki bu tesis ilçemizde yapılmış’ diyeceğine inanıyorum. Tesisimizin en önemli özelliği doğal kaynakların korunmasına ve çevresel sürdürülebilirliğin arttırılmasına katkı sağlayacak olması. Petrol veya doğalgaz gibi değerli doğal kaynakların çıkarılması, rafinasyonu ve işlenmesi gibi süreçler sonucunda üretilen plastik maddeler, yoğun enerji tüketimine neden oluyor. Bu yüzden bu plastik malzemelerin geri dönüştürülerek yeniden kullanılması çok kıymetli. İşte fabrikamız da tam bunu yapıyor. Bu tesiste, çiftçilerden toplanan eski plastik kasalar, öncelikle kırma makinesi ile parçalara ayrılıyor. Ardından, bu parçalar yüksek sıcaklıkta eritilerek yeni plastik enjeksiyon ile yeniden şekillendiriliyor. Üretilen yeni plastik kasaların kalitesi, dayanıklılığı ve kullanılabilirliği kontrol edildikten sonra yeniden kullanılmak üzere sizlere ulaştırılıyor. Şu an içeride 2 adet 800 tonluk, son teknoloji ile donatılmış makinemiz var. Ama sizlerin ihtiyaçları doğrultusunda makine sayımızı daha da arttırabileceğiz. Maliyetlerinizin arttığını, bunların artarken de eskiye oranla daha az kazandığınızı biliyoruz. O yüzden de imkanlarımız ölçüsünde sizleri elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bugün de bu fabrikamızın açılışına özel 330 üreticimize ücretsiz kasa desteği sağlayacağız. Alın kullanın, memnun kalın ve yine bizlerle birlikte çalışın istiyoruz. Sevgili hemşehrilerim, gençlerin iş bulamayıp yurt dışına gitmesiyle yüreğim sızlıyor. Biliyoruz ki köylerimizde nüfus azalıyor, tarlalar boş kalıyor, gençler köyde durmuyor. Sizler Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte sıfırdan bir ordu kurup yabancıların ayaklarını bu topraklara bastırtmadınız. Kalkınma için herkesin çalışması, üretmesi, tasarruf etmesi ve yatırım yapması lazım. Sözlerimin sonuna gelmeden önce de birkaç teşekkür etmem gerekiyor. Bu tesiste üretim yapabilmemiz için bizlere yer açan, ipek böcekçiliği konusunda birlikte çalıştığımız Koza Birlik yöneticilerine, tesisin açılmasında emeği geçen Genel Sekreterimiz Ayşe Ünlüce’ye, Genel Sekreter Yardımcımız Deniz Kaplan’a, Kent Hizmetleri Şirketimizin değerli yöneticilerine ve tüm çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Fabrikamızın başta Sarıcakaya ve Mihalgazili çiftçilerimiz olmak üzere tüm bölgeye hayırlı, taşıyacağınız, depolayacağınız ürünlerin ise bereketli olmasını temenni ediyorum.”

Eskişehir’deki diğer üretim tesisi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Toplam Yatak Kapasitesi 15 Bini Bulan Şehir Hastanesi Projelerinde İnşaat Devam Ediyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastane projeleriyle ilgili detayları açıkladı.

Fahrettin Koca, son 20 yılda 757 hastane binasını, 2 bin 753 birinci basamak sağlık tesisini tamamlayarak hizmete sunduklarını belirterek, Aile Sağlığı Merkezi, Sağlıklı Hayat Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezi gibi toplam 1070 birinci basamak yatırımının devam ettiğini söyledi. ,

İnşaatı devam eden 144, ihale aşamasında 73, proje ve arsa aşamasında 195 olmak üzere toplamda 412 hastane yatırımının bulunduğunu dile getiren Koca, “Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız. Şehir hastanelerimizin Kovid-19 pandemisi ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde ne denli büyük rol üstlendiğini biliyorsunuz. Şehir hastanelerimizi Sağlık Akademisi çatısı altında akademik yapıya kavuşturma çalışmalarımız devam ediyor.” dedi. 

Bu yıl kamu özel işbirliği modeliyle Kocaeli, İzmir ve Gaziantep şehir hastanelerinin yapımının tamamlanmasıyla, 17 şehir hastanesinin 28 bin yatak kapasitesiyle sağlık hizmeti vermeye başladığına dikkati çeken Koca, “Kütahya Şehir Hastanemizin ise inşaat süreci devam etmektedir. Yatak kapasitesi toplamda 6 bine ulaşan 5 şehir hastanemizin yapımı genel bütçe kaynaklarıyla tamamlanmıştır. Toplam yatak kapasitesi 15 bini bulan 12 şehir hastanemizin yapımı ise devam etmektedir.” diye konuştu. 

Koca, genel bütçe kaynaklarıyla yapılacak Hatay, Kahramanmaraş, Muğla, Malatya, Van şehir hastanelerinin proje süreçlerinin de devam ettiğini belirtti.

Koca, Samandağ Devlet Hastanesi, Arsuz Devlet Hastanesi, Hassa Devlet Hastanesi ve Belen Devlet Hastanesi’ni bu dönemde hizmete açtıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: 

İskenderun Devlet Hastanesi de hizmete hazır durumda, 2 hafta içinde burayı da hizmete açmış olacağız. Hatay- Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Gaziantep-Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş-Merkez, Nurhak, Türkoğlu ve Adıyaman Çelikhan’da toplam 1588 yatak kapasitesine sahip 10 acil durum hastanelerimizle Mart 2024 tarihi itibarıyla vatandaşlarımıza hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerimizde de şehir hastaneleri yapmak için proje çalışmalarına başladık.”

Barut Hotels, Didim’e 150 Milyon Avro Yatırım Yapacak

Yeni yatırım hazırlıklarına başlayan Barut Hotels, Didim’e 150 milyon avroluk otel yatırımı yapacak.

Toplam 561 oda ve 1136 yatak kapasiteli oteli Mayıs 2024’de hizmete açacak olan şirket, otelin yanı sıra, 800 personelin konaklayacağı 300 odalı lüks bir lojman da inşa edecek. Bu sayede bölgedeki istihdam olanakları da artacak. 

Otel yatırımına ilişkin bilgi verene Anda Barut Collection Genel Müdürü Cem Karacan, Barut Hotels’in, yarım asrı geçen tecrübesini Ege’ye taşıyacağını söyledi.

Karacan, “Bu yatırımımız Türk turizmindeki yeni bir aşama olacak. Dünyanın lüks turizm potansiyelini Türkiye’ye çekecek, milyarder liginde yer alan isimlerin Türkiye’de tatil yapabileceği yeni bir lokasyon oluşturuyoruz. Önümüzdeki yıllara bizi taşıyacak bu projelerin yanı sıra yeni nesiller için sürdürülebilirliğe büyük önem veriyoruz. Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nin ilk Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikalı otellerine sahibiz. Bütün otellerimiz yeşil enerji kullanmayı sürdürecek.” dedi. 

Yeni otel yatırımının 2024 Mayıs ayında Didim Delice Yarımadası’nda hizmete açılacağını duyuran Karacan, “150 milyon avroyu aşan yatırımla bölgeyi turizmde en önemli merkezlerden biri haline getirecek Anda Barut Collection 547 oda ve 14 Bayou villa ile toplamda 561 oda ve 1136 yatak kapasitesine sahip olacak.” açıklamasında bulundu.

Tüm turizm tesisi yatırımlarına ve proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İthalatta Yavaşlama Sürecine Girildi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ‘’İthalatta son dönemde belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

İTO’nun açıklamasında kasım ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmasına yer verilen Avdagiç, hükümetin mayıs seçimlerinden sonra uygulamaya başladığı yeni ekonomik programla birlikte makro planda yürütülen dengelenme sürecinin sonuçlarının cesaret verici olduğunu belirtti.

Dengeleme politikasının uygulandığı ilk 5 ayda 5 işaret verdiğini aktaran Avdagiç, “Toplam ithalat ağustos ayında yüzde 7, eylülde ise yüzde 15’e yakın düşüş gösterdi. Söz konusu aylar itibarıyla dış ticaret açığı ise sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 48 düşüş kaydetti. Ekim ayı ihracat rakamının da geçen yıla göre yüzde 7,4 artarak 23 milyar dolara yaklaştığının altını çizmek isterim.” açıklamasında bulundu.

İkinci gelişmenin ise mevduat tarafında yaşandığını belirten Avdagiç, son 2 ayda TL mevduat hacmi 1 trilyon lira civarında artarken, KKM’nin 350 milyar TL, döviz mevduatının ise 4 milyar dolar düşüş kaydettiğine dikkati çekti.

Avdagiç, üçüncü işaret olarak toplam sanayi üretiminin yıllık bazda temmuzda yüzde 7,6, ağustos ayında 3,1 arttığını belirterek, şöyle devam etti:

“Aynı şekilde sanayide kapasite kullanımı yüzde 76-77’yi korudu. Dördüncüsü, finansman pahalılaşmakla birlikte ticari taraftaki kredi büyümesi, tüketim tarafından belirgin olarak ayrışıyor. Beşinci veri de enerji kullanımına ilişkin. Türkiye’nin toplam enerji üretimi hazirandaki düşüşün ardından, 2022’nin aynı dönemine göre temmuzda yüzde 4,7, ağustosta yüzde 4,9 arttı. Aynı şekilde enerji tüketiminin ise sırasıyla yüzde 9,5 ve yüzde 5,2 arttığı görülüyor. Seçimlerin ardından geçen 5 aylık dönemde, atılan doğru adımların sonuçlarını böylece görmeye başlıyoruz. Uygulanan para politikasının etkisiyle kur atakları sona ererken, ithalatta son dönemde belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.”

Avdagiç, kurlarda belirsizliğin ortadan kalkmasının, bozulan fiyatlama davranışlarının hızla düzelmesine önemli katkı vereceğine inandıklarını kaydetti.

Hatay ve Adıyaman 39 Mimarla Yeniden Tasarlanacak

6 Şubat tarihli depremler nedeniyle yıkıma uğrayan Hatay ve Adıyaman 39 mimarla birlikte yeniden tasarlanacak. Konuyla ilgili bilgi veren Türkiye Tasarım Vakfı’nın Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Tüm tasarım sürecini biz fonluyoruz. İlçe merkezleri dahil 5 milyon dolar görünüyor. Gelecek yıl mart sonu tamamlanacak” dedi.

Türkiye’yi yasa boğan yıkıcı depremlerde büyük hasar gören Hatay ve Adıyaman, Türkiye Tasarım Vakfı öncülüğünde, yerli ve yabancı 39 mimarla yeniden tasarlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında, ulusal ve uluslararası alanda tarihçilerden, arkeologlardan, yer bilimcilerden, şehir plancılarından, mühendislerden ve mimarlardan oluşan tasarım ve planlama çalışmaları şu anda tüm hızıyla sürüyor.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül, ‘Hatay’ın İhyası’ projesine liderlik eden Türkiye Tasarım Vakfı Başkanı Mehmet Kalyoncu, Kentsel Yenileme Merkezi Kurucu Ortağı Cem Yılmaz ve DB Mimarlık Kurucu Ortağı Bünyamin Derman’la, tasarım çalışmalarını konuştu.

Tüm Tasarım Projeleri 31 Mart 2024’de Bitiyor

 Hatay’ın ihyası için uluslararası alanda da model olabilmeyi hedeflediklerini dile getiren Mehmet Kalyoncu, şöyle devam etti: “Hatay’ın ihyasında farklı tasarımcı ve disiplinlerle çalışmak en büyük gücümüz oldu.

Biz birikimimizi, deneyimimizi ve çalışmalarımızı hem ülkemize hem dünyaya katkı için iş birliğine açmaya hazırız. Şehirlerimizin yeni bir hayal kırıklığına tahammülü yok.” Bütün tasarım sürecini Türkiye Tasarım Vakfı’nın fonladığını açıklayan Kalyoncu, şu bilgileri verdi: “Hatay ve Adıyaman’ın bütün tasarım ve planlama süreçleri, ilçe merkezleri, master planıyla birlikte bizim 5 milyon dolar gibi görünüyor.

Bütün tasarım süreçlerimiz Hatay ve Adıyaman için 2024 Mart’ta bitiyor. İlk etabı 15 Kasım, tüm süreçleri 31 Mart’ta bitirmiş ve teslim ederek, görevimizi tamamlamış oluyoruz.” Tasarım çalışmaları sürecinde ulusal ve uluslararası mimarların da yer aldığını duyuran Kalyoncu, “İngiltere, İtalya ve Danimarka’dan mimarlık ofisleri de var. Sivil toplum kuruluşları hariç, 39 paydaş var” açıklamasında bulundu.

Yıkımın Nedeni Hatalı Uygulamalar

Yüksek Şehir Plancısı ve Kentsel Yenileme Merkezi Kurucu Ortağı Cem Yılmaz, mühendisliği doğru çalıştırmanın önemine vurgu yaptı. Depremlerde Hatay’ın neden çok daha zarar gördüğü konusunda Yılmaz, şunları söyledi: “Görünen o ki çoğu yapı stoku eskiydi. Yapı stoku 1999 öncesine ait. Gerçekten mühendislik ve uygulamalarda hatalar varmış. Bu çok belli. Kat sayısı fazla. Yüksek kat yapabilirsiniz ancak iyi bir mühendislik lazım. Mühendisliği doğru çalıştırabilmek önemli.”

500 Bilimsel Kaynaktan Yararlandık

 DB Mimarlık Kurucu Ortak Bünyamin Derman, Hatay’da sürdürülebilir ve güçlü yapılar kurmayı planladıklarının altını çizdi. Bu planlama dönemindeki en kritik bileşenin ‘toprak kaybetmeden dönüşüm’ olduğunun önemini anlatan Derman, “Bu kadim şehir tarihteki büyük depremlerde 7 defa yıkıldı. Bu son depremde ise kentin yüzde 80’i yerle bir oldu. O nedenle Hatay’ın ihyası için iş birliğiyle hareket ettik ve 500’e yakın bilimsel çalışmadan yararlandık. Şehrin kültürel mirasını ve fiziksel sistemini bir arada besleyecek adımlar da atmaya çalışıyoruz” dedi.

“Dijital Ruhsat Başvurusu Şart”

Ruhsat konusuna değinen Mehmet Kalyoncu, belediyelerde raportörlerin masasını paftaların kaptığına işaret ederek, “İnsan yetmiyor, mekan yetmiyor” dedi. Sürecin başarılı olması gerektiğinin altını çizen Kalyoncu, “Çünkü şehirlerimizin yeni bir hayal kırıklığına tahammülü yok. O nedenle belediyenin, müteahhidin üzerine düşenleri de biz önerip, o süreçte de takip etmek zorundayız.

Bunun çözümü de dijital ruhsat süreçleri. Bir ruhsat incelendiğinde hangi tarihte ne değişmiş bakılmalı. Bunlar açık olmalı istenirse. Bizim sonraki aşamamız bu olacak” diye konuştu. Tasarım süreci biter bitmez bu konuda da modelleme yapacaklarını söyleyen Kalyoncu, enerji, atık, parklanma gibi birçok konuda şehrin dijital ikiziyle belediyecilik yapılabileceğini ifade etti.

Yeraltı Otoparkı Önerisi

Hatay’ın İhyası projesinde yer alan MIC Proje Lideri Marco Bianconi, “Hatay’da yaya ve araç trafiğini rahatlatmak için yeni köprüler ve yeraltı otoparkları kurulmasını öneriyoruz. Raylı sistem, özel araç, toplu taşıma, yaya ve bisiklet gibi bileşenlerin, birbirine bağlanan bir sistemde geliştirilmesi gerekliliğine inanıyoruz” dedi.

Rüzgar Sektörü “Rüzgarın Yüzyılı” için İstanbul’da buluştu 

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün çatı kuruluşu TÜREB tarafından Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nda ‘Rüzgarın Yüzyılı’ mottosuyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ başladı.

Kongrenin ilk gününe katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve artan enerji ihtiyacı bağlamında rüzgar enerjisi sektöründeki önemli gelişmeleri ve hedeflerini konu aldığı konuşmasında Türkiye’nin enerji talebinin son 20 yılda 2 katına çıktığını ve önümüzdeki 20 yılda da enerji talebinin bir kat daha artmasının beklendiğini söyledi. Rüzgar enerjisi potansiyelinin, güncellenmiş atlas verilerine göre mevcut teknoloji ve şartlarda yaklaşık 100.000 MW, gelişen teknolojiler sayesinde ise 150.000 MW seviyelerine çıkabileceği öngörüldüğünü belirten Bayraktar, bu potansiyelin yaklaşık 140 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül edeceğini kaydetti. Bayraktar, 20 yıl sonra ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini rüzgardan karşılamış olmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank ise konuşmasında şunları kaydetti “Özellikle, pandemi nedeniyle yaşanan tedarik zincirlerindeki kırılmaların, Rusya- Ukrayna Savaşı’yla yaşanan enflasyon, gıda ve enerji krizi gibi gelişmelerin yenilenebilir enerjiye geçişte katalizör rolü olduğunu görüyoruz. Dünya, önümüzdeki 5 yılda, önceki 20 yılda yaptığı kadar yenilenebilir enerji yatırımını sisteme eklemeye hazırlanıyor. Avrupa Birliği, enerji tüketiminde yenilenebilir enerji payını

2030 yılına kadar yüzde 45’e çıkarma hedefi doğrultusunda geçtiğimiz hafta Rüzgar Enerjisi Eylem Planı’nı yayımladı. Biz de buradan hareketle, Mecliste yakın zamanda kabul ettiğimiz 12. Kalkınma Planıyla uyumlu olarak sürdürülebilir enerji arzını teminen enerji portföyümüzü çeşitlendiriyoruz.” 

Açılışta konuşan bir diğer isim olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz da rüzgar enerjisinin “çevre dostu büyüme ve kalkınma için umut ve bereket sembolü” olduğunu belirterek, rüzgarın enerji bağımlılığını azaltmada ve güçlü bir Türkiye yolunda önemli bir adım olduğunu kaydetti. Yılmaz, 2053 vizyonuyla hazırlanan kalkınma planı ve ulusal enerji eylem planlarında, “ithal kaynak bağımlılığının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması ve net karbon sıfır hedefine ulaşılmasının” hedefler arasında yer aldığını vurguladı ve depolamalı Rüzgar Enerji Santralleri (RES) ve Güneş Enerji Santralleri’nin (GES), bu hedeflere ulaşmada önemli rol oynadıklarının altını çizdi.

“Türkiye Avrupa rüzgar enerjisi sektöründe lider bir oyuncu haline gelebilir”

Avrupa’daki rüzgar enerjisi ve bu alandaki hedeflerle ilgili konuşan WindEurope CEO’su Giles Dickson da rüzgar enerjisinin Avrupa’nın elektrik tüketiminin yüzde 17’sini oluşturduğunu belirterek AB’nin rüzgar enerjisinin kullanımını önemli ölçüde artırmayı ve üretimi de Avrupa’da yapmayı hedeflediklerini söyledi. Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’daki rüzgar enerjisi endüstrisinin büyümesini ve rekabetçiliğini desteklemek için 15 spesifik eylem ve tedbir içeren bir rüzgar gücü paketi yayınladığını hatırlatan Giles Dickson, Türkiye’nin hem nadir toprak elementleri hem de Avrupa’nın rüzgar enerjisi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Dickson, ikinci gün yaptığı konuşmasında da “Avrupa, rüzgar enerjisi tedarik zincirini genişletiyor. Türkiye, bu fırsattan yararlanarak, Avrupa’nın rüzgar enerjisi sektöründe lider bir oyuncu haline gelebilir. Bunun için Türkiye’nin atması gereken adımlar, rüzgar ihalelerinde maliyetleri yansıtmak, izin süreçlerini dijitalleştirmek ve depolama yatırımlarına öncelik vermek. Türkiye, bu adımları atarak, Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunabilir” mesajı verdi.

Erden: “Rüzgardaki büyük potansiyelimizi ‘Rüzgarın Yüzyılı’ fırsatlarına çevirelim

Türkiye’nin rüzgar görünümü hakkında detaylı bir tablo çizen TÜREB Başkanı İbrahim Erden ise Türkiye’nin 12 bin MW’lık kurulu rüzgar gücüyle dünyada 12’nci, Avrupa’da ise 6’ncı sırada yer aldığını belirterek “Bu noktalara gelmek elbette kolay olmadı. Bu doğru ve kararlı bir planlama, yenilenebilir enerjiye dönüş ve bu alanda getirilen alım garantileri ve özellikle yerli aksamla ilgili teşvikler sayesinde gerçekleşti” şeklinde konuştu. “Ülkemizin ihracat gücü de dikkate alındığında hem Türkiye hem yurt dışına yapılacak imalatla bir yandan kurulu gücümüz büyürken diğer yandan sanayimiz kat be kat büyüyebilecek potansiyele sahip. Biz de bu yüzden gelecek bu potansiyeli görüp önümüzdeki döneme ‘Rüzgârın Yüzyılı’ diyoruz. İşte bu potansiyeli değerlendirdiğimiz zaman “sırtımızı rüzgâra verip önümüze güneşi aldığımız zaman rüzgârın yüzyılında yürümeye devam etmiş olacağız” diyen İbrahim Erden, sözlerini şöyle sürdürdü: Ülkede an itibariyle 30.000 MW’a yakın kapasite tahsisi yapıldı. Mevcut kapasite ve açıklanmasını beklediğimiz deniz üstü (offshore) kapasite ile beraber bu

rakam gelecek dönemde 40.000 MW’ı aşacak. Dolayısıyla 2035 yılına kadar geçecek sürede Ulusal Enerji Planı’nda belirlenen 29,600 MW rakamını da aşacak çok büyük bir potansiyelimiz var. Bu ulusal potansiyelle beraber sanayide entegre olduğumuz Avrupa’nın da çok daha büyük rüzgâr kurulu güç hedefleri var. İşte bu büyük yatırımları hayata geçirebilmek için de geçmiş yatırım deneyimlerinde de gördüğümüz önemli engelleyici faktörleri ortadan kaldıracak adımları atmalıyız. Bunların arasında yatırım sürecinde ortaya çıkan TEA, imar, ÇED, orman, tabiat varlıkları gibi idari izin süreçlerinde giderilmesi gereken önemli sorunlarımız var. Ayrıca, Arazi tahsisleri alanında özellikle de orman ve mera arazi tahsislerinde yatırımları geciktiren önemli aksamalar yaşıyoruz. Bunun dışında da işletme döneminde sistem kullanım bedelleri, arazi kullanım bedelleri gibi maliyet artırıcı unsurlar ve elektrik piyasasındaki çeşitli kısıtlayıcı düzenlemeler ile yatırım maliyetlerini artıran önemli unsurlar görüyoruz. Bu sorunlara ek olarak da finansman ile ilgili ulusal ve global sorunlar bir araya geldiğinde, günümüzde yatırımları hızlı bir şekilde yapmak maalesef oldukça güçleşiyor. Bizim; devletimizden, meclisimizden, özellikle de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’dan beklentimiz; bu sorunları asgariye indirmesi ki, yatırımcılarımız önümüzdeki bu büyük potansiyeli Rüzgarın Yüzyılı fırsatlarına çevirsin. Bizler de hep birlikte hem yatırım hem sanayi alanında hızlı bir büyümeyi gerçekleştirip gerçekten rüzgârın yüzyılını yaşayabilelim.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: “Rüzgar enerjisi, Türkiye’nin yeşil kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacak”

Kongrenin ikinci gününde WindEurope iş birliğiyle düzenlenen “Türk Tedarikçi Günü”nün açılışı ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, WindEurope Başkanı Giles Dickson, İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Erkam Tüzgen ve TÜREB Başkanı İbrahim Erden tarafından gerçekleştirildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında, “Rüzgar enerjisi, Türkiye’nin yeşil kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacak. Bu doğrultuda, Bakanlığımız, rüzgar enerjisi sektörünün gelişimini desteklemek için önemli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar kapsamında, rüzgar enerjisi projelerinin finansmanını kolaylaştıracak yeni finansman mekanizmaları geliştiriyoruz. Ayrıca, rüzgar enerjisi sektörünün Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini güçlendirmek için de çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı. 2002’de üretilen ilk yerli kanatla başlayan serüvenin bugün 25 bin kişinin doğrudan istihdam edildiği ve yıllık 1,5 milyar euro ciro elde eden dev bir sanayiye dönüştüğünü belirten Bakan Kacır, üretilen ürünlerin yüzde 75’inin 52’den fazla ülkeye ihraç edildiğini, kule, kanat, jeneratör gibi yerli bağlantı ekipmanlarının üretiminde yüzde 60 yerlilik oranına ulaştıklarını belirterek bu başarıyla yetinmeyeceklerini, açık deniz rüzgar türbinlerinde de yetkinlik kazanmayı ve yeni endüstri bölgeleri açmayı planladıklarını sözlerine ekledi. Çandarlı Limanı’nın bu doğrultuda Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte hayata geçirileceğini ve milli rüzgar türbin markasını sektörle birlikte çıkarmayı amaçladıklarını vurgulayan Kacır, yatırım, üretim ve istihdam rotasında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı ‘enerji bağımsızlığı’ ile gerçekleştirebileceklerinin altını çizdi. 

İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan ‘rüzgar enerjisi’ hamlesi

İkinci günün açılışında bir konuşma yapan İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Erkam Tüzgen de İSTKA olarak rüzgar enerjisi alanındaki çalışmalarını hızlandırdıklarını belirterek şunları söyledi: İstanbul’da yerli-milli teknolojiyle üretilecek rüzgar türbinlerinin tüm dünya ile rekabet etmesini arzu ediyoruz Ajansımız 300’ün üzerinde projeyi destekledi ve yerli-milli teknolojiyle üretilecek rüzgar türbinlerinin tüm dünya ile rekabet etmesini hedefliyor. Ar-Ge ve inovasyon, nitelikli insan kaynağı ve uluslararası rekabet gücü alanlarında çalışıyoruz.” 

TÜİK Açıkladı: İşsizlik Yüzde 9,1 Olarak Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre eylül ayında işsizlik, 0,1 puan azalarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 3 milyon 168 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda yüzde 12,3 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 48,3 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 59 bin kişi azalarak 31 milyon 686 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 48,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,8 iken kadınlarda yüzde 31,2 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 53,2 olarak gerçekleşti

İşgücü 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 105 bin kişi azalarak 34 milyon 854 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,1 iken kadınlarda yüzde 35,6 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 16,7 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 16,7 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,8, kadınlarda ise yüzde 22,0 olarak tahmin edildi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,2 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 0,8 saat artarak 44,2 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 21,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 1,2 puanlık azalış ile yüzde 21,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,6 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 16,7 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretimi Eylül’de Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretimi verilerini açıkladı. 2023 eylül ayında endeks yüzde 4 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,2 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 1,4 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi aynı kaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,0 azaldı.

İnşaat Maliyetleri Yıllık Yüzde 67,93 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, inşaat maliyet endeksi eylül ayında yıllık yüzde 67,93 arttı.

İnşaat maliyet endeksi, 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 2,46 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,93 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3,39 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,30 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 54,15 arttı, işçilik endeksi yüzde 114,05 arttı. 

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık yüzde 66,08 arttı, aylık yüzde 2,47 arttı 

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,47 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,08 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3,49 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,21 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 51,26 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,93 arttı. 

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 73,97 arttı, aylık yüzde 2,44 arttı 

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,44 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 73,97 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3,09 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,61 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 63,27 arttı, işçilik endeksi yüzde 114,50 arttı. 

İhracat Eylül Ayında Yüzde 1,2 Düştü

Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) eylül ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre ihracat birim değer endeksi yüzde 1,2 azaldı.

İhracat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,2 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,7 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 12,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 11,2 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,3 arttı. 

İhracat miktar endeksi yüzde 0,7 arttı 

İhracat miktar endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 14,1 arttı, yakıtlarda yüzde 13,5 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,2 azaldı. 

İthalat birim değer endeksi yüzde 17,1 azaldı 

İthalat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,1 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 8,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 43,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 18,0 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 5,6 azaldı. 

İthalat miktar endeksi yüzde 3,1 arttı 

İthalat miktar endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 11,2 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 15,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 12,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 7,7 arttı. 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 3,1 arttı 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2023 Ağustos ayında 154,4 iken 2023 Eylül ayında yüzde 3,1 oranında artarak 159,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2022 yılı Eylül ayında 156,5 iken 2023 yılı Eylül ayında yüzde 4,8 oranında artarak 164,0 oldu. 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 2,9 azaldı 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2023 Ağustos ayında 129,6 iken 2023 Eylül ayında yüzde 2,9 oranında azalarak 125,8 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2022 yılı Eylül ayında 114,8 iken 2023 yılı Eylül ayında yüzde 6,6 oranında artarak 122,3 oldu. 

Dış ticaret haddi 2023 yılı Eylül ayında 86,3 olarak gerçekleşti 

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2022 yılı Eylül ayında 72,3 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 14,0 puan artarak, 2023 yılı Eylül ayında 86,3 oldu. 

Türkiye’de Ev Satışları Bir Yılda Yüzde 9,5 Düştü

Ev sahibi olmak isteyenler, kredi oranlarının yükselişi, konut fiyatlarındaki artış gibi sebeplerden dolayı birikimlerini değerlendirmek için uzun vadede getiri elde edebilecekleri düşük bütçeli çözüm yolları aramaya başladı. Gayrimenkul profesyonelleri ise henüz keşfedilmemiş ve değer kazanma potansiyeli bulunan bölgelere dikkat çekerek yatırımcılara tavsiyelerde bulundu.

Son dönemde konut fiyatlarının artmasıyla birlikte satışlar da her geçen gün düşüyor. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar da uzun vadede kârlı konut yatırımı yapabilecekleri bölgelerin arayışına giriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçtiğimiz yılın eylül ayında 113 bin 402 olan konut satışları yüzde 9,5’lik azalmayla 2023’ün aynı döneminde 102 bin 656’ya düştü. Konut satışlarındaki düşüşün sebeplerini evlerin pahalı, kredi faiz oranlarının da yüksek olması şeklinde açıklayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, doğru yatırımın henüz keşfedilmemiş tarla ve arazilerde saklı olabileceğini vurgulayarak İstanbul’un kuzey bölgesindeki potansiyele dikkat çekti. 

“Günümüzde özellikle büyük şehirlerdeki nüfus artışıyla konut stoğunun azalması fiyatları artırdı” diyen Murat Gültekin, “Sürdürülebilir gelir elde etmek isteyen yatırımcılar ya da ev sahibi olmak isteyenler, arsa ve arazilere yöneliyor. İstanbul’un kuzey bölgesi de bu bölgelerin başında geliyor” dedi.

“İstanbulun Kuzeyi Yüzde 500 Kâr Ettirebilir”

Yatırım yaparken uzun vadeli düşünmenin önemini vurgulayan AtaProje GYO Kurucusu Murat Gültekin, “Konut yatırımlarında adı çok duyulmamış, gelecekte proje gerçekleştirilme ihtimali olan bölgeleri değerlendirmek en mantıklı çözümler arasında yer alıyor. Örneğin, İstanbul’un kuzeyine yatırım yapanların yüzde 300 ila 500 arasında kâr etme potansiyeli var.  Elbette yatırım yaparken imarlı arsa mı, yoksa tarla mı alınacağına da karar verilmeli. Örneğin tarla vasıflı araziler, uygun fiyatlarla satın alınabiliyor ve yatırımcılara büyük getiri sağlayabiliyor. Ancak, her yatırımcının bu gibi detayları bilmesi mümkün olmuyor. Doğru bilgiye ulaşmak için güvenilir ve ehil kaynaklara başvurmak gerekiyor. Bölgenin imar durumu, gelecekte yapılması planan projeler, zemin etütü gibi birçok farklı etken doğru hesaplanmalı. Biz de uzman ekibimizle bu fizibiliteleri müşterilerimiz için detaylıca yapıyoruz. Günümüzün ekonomik koşullarını ve vatandaşın bütçesini gözeterek, her aşamada kazanabilecekleri arazi yatırımı fırsatları sunuyoruz. Hedefimiz her bütçeye ve kitleye uygun yatırımcı dostu arazi fırsatları ortaya koymak” ifadelerini kullandı.

“İstanbulun Kuzeyinde Planlanan Hızlı Tren Projesi Değer Katacak”

İstanbul’un kuzey için planlanan hızlı tren ve kentsel dönüşüm projeleriyle bölgenin değerleneceğini, tarla vasıflı arazilerin bugünden uygun fiyatlarla satın alınabildiğini belirten Murat Gültekin, “Tarla alırken ileride imar izni çıkacak mı, planlanan hangi projelerin yakınında bulunuyor, şehir merkezine ne zaman dahil olur, çevre illerin katkısı nasıl olur gibi akıllara birçok soru  düşüyor. AtaProje GYO olarak, doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir bölge ya da fırsatı müşterilerimize sunmuyoruz. Olası riskleri daima göz önünde bulundurarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Türkiye’nin doğudan batıya her lokasyonunda sayısız yatırım fırsatları var. Bunları görebilen yatırımcılar geleceklerini şimdiden tasarlamaya başlıyor. Genç yatırımcılar bugün uygun bütçeyle alacakları bir araziyi yıllar sonra emekliliklerinde rahat etmek için bile kullanabilir” şeklinde konuştu.

Bakyapı, Bursa’nın En Büyük Kentsel Dönüşüm Projesine İmza Atacak

Bursa’da hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Bakyapı, Prestij Koru projesiyle 59 bloktan oluşacak 2 bin 500 konut inşa edecek.

Bursa’da hayata geçirdiği projeleriyle konut ve gayrimenkul alıcılarını kazançlı yatırım sağlayan prestijli yaşam alanları ile buluşturan Türkiye’nin lider inşaat firmalarından Bakyapı, yeni yatırımlarıyla gayrimenkul ve inşaat sektöründeki yükselişini sürdürüyor. Bursa’dan Türkiye’ye açılan Bakyapı, dev projeleriyle Türkiye’ye yeni prestijli bölgeler kazandırmaya devam edecek. Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesini hayata geçirmeye hazırlanan BAKYAPI tek seferde 2500 konut üretecek.

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör Bursa ve çevresinde inşaat ve gayrimenkul sektörüne canlılık kazandıracak yeni projelerini açıklamak üzere basın mensuplarıyla İstanbul Beşiktaş Shangri-La Bosphorus Otel’de bir araya geldi.

Bursa’nın En Büyük Kentsel Dönüşümü Başlıyor

Şehir merkezinde gerçekleşecek Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesinin isminin “Prestij Koru” olarak belirlendiğini açıklayan Veysel Bakgör,  Bursa’nın çehresini modern bir yüze kavuşturacak olan proje ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Prestij Koru projemiz Bursa Osmangazi İlçesi Akpınar Mahallesinde yer alıyor. Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesi olacak. Toplam 365 bin metrekare inşaat alanına sahip. 59 bloktan oluşuyor. Projemizi tünel kalıp sistemi ile inşa edeceğiz.  Zemin artı 7 katlı olacak. Açık ve kapalı otopark alanları mevcut.. Her bloğun kendi içerisinde sosyal alanları bulunuyor. Projemizde 3+1 ve 2+1 daire tipleri yer alacak. Proje toplam 2 bin 500 bağımsız bölümden oluşuyor. Projenin öne çıkan en önemli özelliklerinden biri de karbon ayak izini azaltan, milli ekonomiye değer katan, güneş enerji sistemi ile kat maliklerinin ortak alan giderlerini azaltacak şekilde tüm blokların çatılarında kurulması olacak.”

Veysel Bakgör, projeyle kentin yepyeni modern bir görünüme kavuşacağını söyledi:

“Prestij Koru projemizin üzerine titriyoruz. Çünkü bu proje ile ilgili uzun süredir çalışıyoruz. Güzel Bursa’mıza projeyi en iyi haliyle kazandırmak istiyoruz. Bursa’da bugüne kadar yapılan ada bazlı en büyük kentsel dönüşüm projesi. Prestij Koru sadece Osmangazi ilçemizde yer alan Akpınar mahallesine değil tüm kentimize bir canlılık katacak. Yeşil Bursa’nın modern yüzüne önemli bir katkı sağlayacak. 2 bin 500 konutluk kentsel dönüşüm projesi Bursa’nın inşaat ve ticari hayatına da destek olacak.”

Üç Projede Yaşam Başlıyor

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör kısa süre sonra yaşamın başlayacağı ve satışın devam ettiği diğer konut projelerini de duyurdu.

“Prestij Yeni Hayat projemizde yaşama az kaldı. Projemiz Bursa Osmangazi ilçesi Demirtaş mahallesinde yer alıyor. 54 bin metrekarelik arsa üzerine, toplam 24 adet bloktan oluşuyor. Projede 3+1 ve 2+1 toplamda bin 519 adet konut ve 62 adet ticari alan yer alıyor. Yine Demirtaş mahallesinde inşa ettiğimiz Prestij Panora projemizde de yaşam başlamak üzere. Tamamı 3+1 olup 7 blok 504 daireden oluşmaktadır. Proje tünel kalıp sistemi ve fore kazık uygulamasıyla inşa edildi. Zemin artı 12 katlı. Ayrıca projede 34 adet ticari alan da yer alıyor. Ve Balıkesir Prestij Seyirtepe projemizin de satışı devam ediyor. Karesi ilçesinin en değerli ve güvenli kaya zemin avantajını kullanarak inşa edilen projenin tamamı 336 adet 3+1 ve 7 bloktan oluşmakta. Kusursuz işçiliği, zengin donatıları ve standartlarıyla örnek konut projesi olarak Balıkesir’e değer katacak…”

2024 Yılında Ticari Projeler de Öne Çıkacak

Shangri-La Bosphorus Otel’de düzenlenen basın toplantısında Bakyapı’nın 2024’de hayata geçireceği dev ticari projeleri de açıklayan Veysel Bakgör, “ticari projelerimiz Bursa ilimize yeni bir canlılık kazandıracak” dedi.

“Bursa’nın en büyük mobilya alışveriş merkezi olarak tasarlanan Mobyland projemiz Bursa Nilüfer ilçesinde yer alıyor. Bursa’nın ticari hayatına önemli bir canlılık kazandıracak olan Mobyland’ın inşaat alanı 175 bin metrekareden oluşuyor. Projede toplam 228 adet mobilya mağazası yer alacak. Yapı içerisinde tasarlamış olduğumuz araç sirkülasyon yolları sayesinde tüm ticari alanlara kolaylıkla ulaşım sağlanabilecek. Yapıda aynı zamanda restoranların bulunduğu food court katımız ve kapalı alanda zeplinx Eğlence Merkezi de bulunuyor. Mobyland’in proje lansman ve satışını 2024’te yapacağız.”

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Bakgör, Mobyland mobilya alışveriş merkezinin yanı sıra yeni bir ticaret ve alışveriş merkezinin daha müjdesini verdi:

“Bursa Yıldırım ilçesinde yapımına başlanan projemiz Yeni Vişne Ticaret ve Alışveriş Merkezi ise, 110 bin 48 metrekare inşaat alanına sahip. Toplamda 41 bin metrekare alanda 301 adet ticari alanımız mevcut. Aynı zamanda projede Yıldırım ilçesinin en büyük 180 odalı uluslararası otel zincirlerinden biri de yer alacak. Yapıda restoranların bulunduğu food court katımız ve açık kullanıma uygun teraslarımız bulunuyor. Yeni Vişne Ticaret ve Alışveriş Merkezi projemizin lansman ve satışını da yine 2024’te gerçekleştireceğiz.”

Mobyland ve Yeni Ticaret ve Alışveriş Merkezleri’nin yanı sıra lojistik alanında da yatırımlarını sürdürdüklerini açıklayan BAKYAPI Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Bakgör, “Samanlı Lojistik Merkezimiz Yıldırım ilçesinin en büyük lojistik merkezi ve tamamlanmak üzere. 165 bin metrekare arazisi ve 110 bin metrekare kapalı alanıyla Samanlı lojistik merkezi projesi, çok avantajlı lokasyonu ve çevre dostu profesyonel yaklaşımıyla lojistik operasyonların merkezinde örnek gösterilecek bir proje.” dedi.

Bakan Bolat: ‘’Türkiye e-İhracat Platformu’nu Yakında Hizmete Alıyoruz’’

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, elektronik ticaret ve ihracatı desteklemek için e- İhracat Platformu’nun yakında hizmete alınacağını söyledi.

Ticaret Bakanlığı himayesinde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) organizasyonuyla ATO Congresium’da düzenlenen “Ankara e-İhracat Zirvesi”nde konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, son yıllarda rekorları alt üst eden ihracatçıların, bu yıl küresel talepteki aşırı durgunluktan dolayı yıla kötü başladığını belirtti.

Bolat, “Depremle birlikte 6 milyar dolarlık ihracat kaybıyla karşı karşıya kaldık. Sonradan açılarak yılın ikinci yarısından itibaren, temmuzdan bu yana her ay üstüne daha yüksek rakamlar elde ederek ekim ayını 22,9 milyar dolarla kapatmayı başardık. Orta Vadeli Program’daki yıllık 255 milyar dolar hedefini aşacağız” dedi.

“Yeni Destek Modülleri Hazırladık”

Küresel ticaretin dönüşüm sürecinden geçtiğini ve e-ticaret yanında e-ihracat sektörünün ortaya çıktığını vurgulayan Bolat, kendilerinin de sektörle ilgili yasal düzenlemeleri yapması gerektiğini kaydetti. Bolat, Bakanlık olarak e-ticaret sektöründe düzenleyici ve denetleyici yetkilere sahip olduklarını ifade ederek, “e-İhracat konusunda da bakanlık içinde İhracat Genel Müdürlüğümüzün altında önemli yapılanmaya gittik ve bu yıl e-ihracata yönelik desteklerimizle alakalı sektörle yaptığımız istişarelerle yeni destek modülleri hazırladık.

2024’te bunları sektörün istifadesine sunacağız” değerlendirmesinde bulundu. e-İhracat konusunda dünyanın her yerinden büyük alım gücüne sahip müşteriler edinme hedefinde olduklarını dile getiren Bolat, “Hedef pazarlarda ürünleri test etmek, müşteri deneyimleriyle yeni ürünler geliştirmek hedefindeyiz” dedi. Bolat, e-İhracatın yüksek kâr marjına ve sağladığı ödeme avantajlarına işaret ederek, e-ihracat ve e-ticaretin KOBİ’ler için büyük işletmeler karşısında rekabet güçlerini artırmak için fırsat sunduğunu anlattı.

Bolat, Bakanlığın, bu farkındalık için ihracatçılarla bir araya geldiğini belirterek, “İhracatçıların B2B (firmadan firmaya) satış modeli yanında B2C (firmadan tüketiciye) modelini de etkin şekilde kullanmaları için çalışıyoruz. Hiç ihracat yapmamış KOBİ’lerin ürünlerini yurt dışına ihraç edebilmelerini sağlayacak destek paketleri devreye alıyoruz” dedi.

“Fizibilite Çalışması Başlatıldı”

Bolat, bu alanda yapılacak yeni çalışmalara ilişkin, “e-Ticareti ve e-ihracatı desteklemek için Türkiye e-İhracat Platformu’nu yakında hizmete alıyoruz. İhracatçılarımızı dijital ortama taşımış olacağız. Yeni nesil teknolojilerin kullanılacağı milli B2B platformunu, TOBB, TİM ve Bakanlığımız ile birlikte hayata geçireceğiz. Bunun müjdesini bugün burada vermiş oluyoruz. Bu konuda fizibilite çalışması başlatıldı. ‘Türkiye Yüzyılı’ hedefimize uygun platformla ihracatımızı e-ihracat kanallarıyla daha fazla artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Yeni Kentsel Dönüşüm Yasasında Bilinmesi Gerekenler

Geçtiğimiz günlerde TBMM tarafından kabul edilen kentsel dönüşüm yasası ile ilgili bilinmesi gerekenleri Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz açıkladı.

1- Çoğunluk İsterse Süreç Başlar

Kentsel dönüşümde ilk ve en zor adım uzlaşma. Geçmişte arsa payının 2/3 çoğunluğu ile karar alınıyordu. Ne var ki çoğu zaman bu orana ulaşılamadığı için dönüşüm süreci hiç başlamıyordu. Şimdi ise dönüşüm kararları yüzde 50+1 ile alınabilecek. Yapılan yeni düzenlemeye göre; arsa payı toplamının yüzde 50.01 çoğunluğunun geçilmesi halinde ev sahipleri müteahhit firmaya, yapım şekline ve projeye karar verebilecek. Ayrıca salt çoğunluğa ulaşan malikler yıkım ve yapım için gerekli ruhsatlara başvurabilecek. Bu nedenle dönüşüm alanında yaşayan vatandaş artık “Ne de olsa 2/3 çoğunluğu yakalayamazlar’ kabulü ile dönüşüme mesafeli durmamalı.

2- Yoksulun Evine Kamu Ortak Olacak

Dönüşüme hayır diyenlerin büyük kısmı maddi imkansızlıkları gerekçe gösteriyor. Kamu destekli kampanyalar yapılsa da, artan inşaat maliyetleri nedeniyle emekli ya da asgari ücretli haneler masrafları karşılayamıyor. İşte bu kesim için yeni bir model devreye giriyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yürütülen projelerde, kamu finansman desteği sağladığı eve ortak olacak. Örneğin evin değeri 1 milyon lira, dönüşüm için de 1 milyon lira gerek. Kamu dönüşüm için gerekli tutarı karşılayarak eve yüzde 50 ortak olacak.

Kişinin başka evi yoksa, kendisi ve eşi kira ödemeden yenilenen evinde kalabilecek. Bu oturma hakkı ölümle sona erecek. Ayrıca vatandaşın maddi olanakları değişirse ödeme yapıp evin tamamını da alabilecek. Kiracı kalan vatandaş ve eşi vefat edince payı mirasçılarına geçecek. Mirasçı güncel bedelle evi alabilecek ya da satış yapılarak taraflara payı ödenecek. Bu uygulama olmasaydı, maliyeti ödeyemeyenlerin evlerinin kamulaştırılması gerekiyordu. Kamulaştırma bedeliyle yeni ev alınması zor olduğu için bu model hazırlandı.

3-Ev Sahibi ‘Kapımı Açmıyorum’ Diyemez 

Riskli yapı tespiti için kimi zaman evlerin içinden de karot alınması gerekiyor. Ancak dönüşüme karşı çıkan bir komşu ‘Evime giremezsiniz’ dediğinde süreç kitleniyordu. Eski düzenlemede polis marifetiyle karot aldırma talebi olsa da yine de kapısını açmak istemeyen malik engellemeye devam edebiliyordu. Yeni düzenleme ile riskli yapı tespitinin engellenmesi halinde, mülki idare amiri (kaymakamlık ve polis/jandarma kuvvetleri eli ile) yazısı ile ve yeterli kolluk kuvveti sağlanarak kapalı kapılar açılarak veya açtırılarak resen tespit yapılacak veya yaptırılacak.

Tahliye için de aynı düzenleme getirildi. Riskli yapı tahliyesinin engellenmesi halinde kolluk kuvveti ile kapılar açılacak. Masraflar da engelleyenlerden tahsil edilecek.

4- Riskli Bina Kaç Günde Boşaltılacak?

Düzenleme ile tahliye süreleri de yeniden belirlendi. Eski düzenlemede birinci tebligat 60 günden az olmamak üzere, ikinci tebligat ise idare tarafından belirlenecek yeni bir süre olarak tanımlanmıştı. Yeni düzenleme ile tek bir süre öngörüldü ve bu süre ‘90 günden fazla olmamak’ üzere tanımlandı. Örneğin bir apartmanda 5 daire var ise belediye 25-35 gün süre verebilecek. Ya da sitedeki bir blokta 100 bağımsız bölüm var ise idare en fazla 90 gün süre tanıyacak. Tahliye süresi için de tüm maliklere tebligat gitmeyecek. Tahliye yazısı apartman kapısına asılacak, e-Devlet kapısı yoluyla bildirilecek ve 15 gün süre ile muhtarlıkta ilan edilecek.

5- Yıkım Sonrası Dava Hakkı Geldi

Arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek. Daha öncede düzenlenen ancak Danıştay kararı ile yürütmesi durdurulan taşınmazların yıkılması sonrasında izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası açma hakkı düzenlemesi bir kez daha getirildi.

6- Rezerv Tanımı Değişti

Rezerv yapı alanı tanımında ‘yeni yerleşim alanı olarak’ ibaresi çıkarıldı ve eski yerleşim yerlerinin de belirlenmesinin önü açıldı.

Ayrıca bakanlık tarafından yapılan alanlar ve parsellere yönelik imar ve parselasyon planları il müdürlüklerinde 15 gün süre ile ilan edilecek. İtirazlar 5 günde değerlendirilecek ve ret halinde plan kesinleşecek.

7- Tebligat Krizi Sona Eriyor

Dönüşüm sürecinde yaşanan tebligat sorunu aylarca hatta kimi zaman bir yılı aşan zaman kaybına neden oluyordu. Bundan sonra tek tek evlere tebligat gitmeyecek. Bu nedenle eğer eviniz için haberiniz olmadan yıkım ya da yeniden yapım kararı alınmasını istemiyorsanız bu aşamada dikkatli olmalısınız.

Risk tespitinde yeni uygulama şöyle olacak:

– Riskli yapı tespiti kararı Başkanlık veya idare tarafından 10 iş günü içinde tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tapu müdürlüğü tarafından değil bizzat Başkanlık veya İdare (belediyeler, il özel idareleri) tarafından yapıya riskli yapı yazısı asılacak.

– Maliklere karar e-Devlet kapısı üzerinden bildirilecek.

– Riskli yapılar Bakanlık internet sayfasında 15 gün süreyle ilan edilecek.

– Karar muhtarlıkta da 15 gün askıda tutulacak. Muhtarlıkta askının son günü tüm hak sahiplerine tebligat yapılmış sayılacak.

– Dönüşümde alınan karara katılmayanları payı satışa çıkıyor. İşte bu aşamada da tebligat sorunu yaşanıyordu. Yeni dönemde süreç şöyle ilerleyecek:

 Bir binada salt çoğunluk ile karar alındıysa, karara katılmayan ya da katılamayan kişiler için ek bir toplantı yapılması zorunlu değil. Bu durumda salt çoğunluk, bina ortak karar tutanağı ve anlaşma şartlarının yazdığı teklifi noter ile veya ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmesi suretiyle bildirecek. Dönüşüme evet diyenlerin noterle bildirim ya da muhtarlık seçeneklerinden istediğini seçme hakkı var. Muhtarlığa yapılan 15 günlük bildirim de bildirim yapılan kişiye dönüşüm ile ilgili projeler ve projelerin nerede gösterileceği (müteahhit ofisi veya temsil heyeti üyelerinden birisinin evi gibi) bildirilecek.

– Bu kapsamda toplamda 30 gün içerisinde karara katılmayan arsa sahibinin payı açık arttırma ile satılacak. Açık arttırma sürecinin de kişilere tebliğ edilmesi zorunlu değil. Satışı hangi kurum yapıyorsa (İstanbul’da ilçeler, diğer illerde ise Bakanlık İl Müdürlükleri) o kurum tarafından karara katılmayan maliklerin e-Devlet kapısına bildirilmesi, ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmesi suretiyle yapılacak. Yine tapu müdürlüğüne elektronik tebligat adresini bildiren malike bu adrese tebliğ edilecek.

– Riskli alanlarda ve rezerv alanlarda açık arttırma sürecinde katılım olmaması veya teklif veren olmaması halinde satın alma hakkı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, belediye ve İl Özel İdareleri ile TOKİ’ye verildi.

8- Kim Tespit İsteyebilir?

Riskli yapılarda tespiti kimlerin talep edebileceği konusundaki karmaşa düzeltilerek bir sıralama getirildi. Yeni düzenleme ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın ve idarelerin (Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin de) resen riskli yapı tespitini talep edebilmesi sağladı.

9- Vatandaşın Payı Ucuza Satılırsa…

Dönüşüme katılmayanların payı açık arttırma ile satılıyor. Ancak satış işlemleri sonrasında dava açılıyor ve belirlenen bedelin düşük olduğu iddiası gündeme geliyor. Bu nedenleyeni bir düzenleme yapıldı ve “Satış işleminin eksik hesaplanması gerekçesi ile iptal edilmesi halinde yargı kararı ile satış bedeli arasındaki fark satın alan malik tarafından hissesi satılan eski malike ödenecektir” denildi. 

10- Depreme Özel Kararlar

Deprem bölgesinde yargı süreçlerinin hızlanması için bu bölgeye özel kararlar da alındı. Hasar tespit raporlarına ilişkin açılacak davalarla sınırlı olmak üzere;

10 gün içinde ilk inceleme yapılacak.

Savunma verme süresi 15 günle sınırlandırdı ve süre en fazla bir defa uzatılacak.

Yürütmeyi durdurma konusunda verilen kararlara itiraz edilemeyecek.

Keşif ve bilirkişi incelemesi savunma süresi bittikten sonra 15 gün içinde yapılacak. İnceleme sonrası 15 gün içinde rapor mahkemeye sunacak. İtiraz 7 günle sınırlı olacak.

Davalar bilirkişi raporu verilmesinden itibaren 15 gün içinde sonuçlandırılacak. Karar için istinaf süresi ise tebliğden itibaren 15 gün.

İstinaf dilekçeleri 10 gün içinde inceleyecek ve tebliğe çıkarılarak. 15 gün cevap süresi verilecek. İstinaf incelemesi 2 ay içinde karara bağlanacak.

Açılmış davalarda da bu madde hükümleri bulunduğu aşamadan itibaren uygulanacak.

Rezerv alan ilanında yeni yerleşim yeri tanımı kaldırılınca ‘Bakanlık istediği yeri rezerv alan ilan edip vatandaşı buradan yollayacak’ iddiaları gündeme geldi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Vedad Gürgen, iddialara şu yanıtı verdi: “Yeni düzenlemede amaç dönüşüm projelerinin hızla ilerlemesi ve rezerv yapı alanlarının konut, ticaret ve bunun yanında sosyal donatı alanı olarak da kullanılabilmesi. Eğer İstanbul ya da başka bir ilde yerleşim yerinde rezerv alan ilanı yaparsak kimse bir yere gönderilmeyecek. Evler yenilenecek, vatandaş mahallesine geri dönecek. Bunlar tamamen hayal ürünü iddialar.”

Kaynak: Hürriyet-Gülistan Alagöz

Kentsel Dönüşüm Yasası Resmi Gazete’de Yayımlandı

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kanunla, deprem bölgesinde yıkım kararlarının iptalinin talep edilmesi nedeniyle yıkılamayan binalarla ilgili yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor.

Riskli yapı tespitinin Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarece resen yapılmasına imkan sunan kanun kapsamında, riskli yapıların yıktırılması için maliklere tek seferde 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek. Yapıların tahliyesi, engellenmesi durumunda kolluk kuvveti marifetiyle gerçekleştirilecek.

Kentsel dönüşüm, maliklerin salt çoğunlukla aldığı karara istinaden yapılabilecek.

Uygulama imar planı ve mimari, statik, tesisat ile her türlü fenni mesuliyetin Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla 30 gün içinde yapı ruhsatı verilecek.

Asgari şartları taşıyan ancak ilgili bilirkişilik bölge listelerinde yer almayan bilirkişilerin görevlendirilmesine imkan tanınacak.

Mega Yalıtım Çözümleri, Tüm Yenilikleri İle Construct Irak 2023 Fuarı’nda

Irak’ın Erbil Kenti’nde 2018 yılından bu yana düzenlenen uluslararası ölçekteki Construct Irak Fuarı 14-16 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek. Sektörün önde gelen yerli yalıtım firması MEGA Yalıtım Çözümleri bu yıl 5. kez gerçekleşecek olan fuarda tüm ürün ve sistemleri ile yerini alacak.

Ülkemizde yalıtım sektörünün öncü firmalarından olan MEGA Yalıtım Çözümleri, uluslararası inşaat ve yapı endüstrisi fuarı olan Construct Irak 2023’te tüm ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirecek. 

Fuar öncesi platform için çalışmalarını anlatan MEGA Yalıtım Çözümleri İhracat Müdürü Gamze Göksu, ihracat yaptıkları ülkeler arasında Irak’ın önemli bir yer tuttuğunu, var olan iş birliklerini fuar aracılığı ile daha da kuvvetlendirmeyi hedeflediklerini söyledi. 

MEGA’nın yalıtım pazarının ihtiyaç duyduğu malzemeleri bir arada üretebilen bir firma olduğunu dile getiren Göksu, sürdürülebilir politikalarımızı ve inovatif ürünlerimizi zaten var olduğumuz Iraktaki paydaşlarımız ve sektör bileşenleri ile paylaşıyor olacağız. Irak ile komşu konumda olmanın lojistik açıdan kendilerine avantaj sağladığını söyleyen Göksu, MEGA’nın çok güçlü bir bayi yapılanması olduğunu, bununla birlikte Irak pazarından gelecek yeni talepleri de karşılamaya hazır olduklarını ifade etti. 

EN YENİ SİSTEMLER DE TANITILACAK

MEGA uluslararası ölçekte olan bu platformda, Taşyünü, XPS ve EPS gibi Irak İnşaat pazarının ihtiyaç duyduğu önemli yalıtım malzemelerinin yanı sıra Ar-Ge çalışmaları sonucu pazar ihtiyaçlarına göre şekillendirilen MegaBlock, MegaSöve gibi dekoratif aksesuarlar ve hafif yapı elemanlarını da tanıtacak. Yine Desiwool, MegaLento ve MegaPan gibi birçok alanda kullanılabilen malzemeleri de fuarda yerini alacak.

İhracattaki avantajları, ürün kalitesi, ürün gamının zengin olması, Irak pazarında artış trendinde olan ürünleri sistem içinde sunabilmesi, güçlü bayi yapılanması, müşteri taleplerini karşılamada çevik ve esnek olması MEGA’yı öncelikli tercih edilen firma haline getiriyor. Sağladığı tüm bu koşullar firmayı özellikle yakın coğrafya başta olmak üzere ihracat pazarında ayrı bir yerde konumlandırıyor.

MEGA, Construct Irak 2023 Fuarı’nda A-207 No’lu Stantta sektör profesyonellerini ağırlayacak.

İş Makinesi Satışlarında Yüzde 40 Artış

Borusan Cat Genel Müdürü Özer Şahin, son yıllarda iş makinesi satışlarının arttığını belirterek, önümüzdeki yıl satışların 2022 yılı seviyesine döneceğini söyledi.

Pandemi döneminde ertelenen talepler ve hava kirliliğini azaltmak maksadıyla daha düşük sera gazı ve karbon salımı olan motor standardı “Faz5”e geçiş sürecinden dolayı, bu yıl iş makinesi satışlarında yüzde 40 dolayında artış olduğunu kaydeden Borusan Cat Türkiye Genel Müdürü Özer Şahin, satışların projelere ve yatırımlara bağlı değişiklik gösterebildiğini ancak gelecek yıl bu sayının 2022’deki rakamlara döneceğini beklediklerini bildirdi.

Şahin, Borusan Cat’in Mersin yolu üzerindeki Adana tesislerinde şirketin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Endüstriyel işletmeler, fabrikalar, taş ocakları ve müteahhitlik yapan firmalardan gelen taleplerde artış yaşandığını aktaran Şahin, iş makineleri sektöründe yıllık ortalama 15-16 bin dolayında bir satış rakamına ulaşıldığını anımsattı.

“Yapay Zekâ ile Arızalanmadan Tahmin Ediyoruz”

Dünya Gazetesi’nden Ziya İpek’in haberine göre; Borusan Holding’in bugün faaliyet alanlarının yüzde 70 inşaat endüstrisi, yüzde 10 madencilik endüstrisi ve yüzde 20 ise enerji ve ulaşım endüstrisi olduğunu aktaran Şahin, 6 ülkede 3 bin kişinin istihdamına katkı sağladıklarına değindi.

Şahin, müşteri memnuniyeti ön planda tutan çalışmalara imza attıklarını kaydederek, iş makinelerinde kendi mühendisleri ile hazırladıkları yapay zekâ uygulamaları ile daha “arıza” ortaya çıkmadan tespit edebildiklerini, yüzde 96 oranında başarı sağladıklarına dikkat çekti.

Borusan Holding’in güneş enerji panelleri satan ve mühendislik faaliyetlerini de hayata geçiren uygulamalara imza attığına değinen Şahin, Adana tesislerinde 80 bin dolarlık yatırımla günlük 100 kilovat enerji üreten çatı Güneş Enerjisi Santrali’ni hayata geçirdikleri kaydetti. Borusan Cat’in 3 yılda 21 tesiste kurduğu güneş enerjisi santralleri ile 16 megavat kurulu güce sahip yatırım yaptığını aktaran Şahin, endüstriyel tesisler için büyük oranda enerji tasarrufu sağlayan trijenerasyon ve kojenerasyon sistemlerinde ise 29 yılda 400 megavatlık bir kapasite oranına ulaştıklarını vurguladı.

Her alanda bütüncül çözüm ürettiklerinin altını çizen Şahin, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremde de 20’den fazla iş makinesi ve 15 jeneratörle vatandaşların yardımlarına koştuklarını dile getirdi. Mesai arkadaşlarından enkaz kurtarma çalışmalarına katılanlar olduğuna dikkat çeken Şahin, enerji kesintilerinden dolayı arama yapılmasına katkı sağlamak amacıyla 8 ışık kulesi, kaynak araçları ve hidrolik araçları temin ettiklerini sözlerine ekledi.

“Uzaktan Kumandalı İş Makinesi Satacak”

Borusan Cat Türkiye Genel Müdürü Özer Şahin, demirçelik fabrikalarının cüruf atıklarını temizleme, kapalı maden sahaları, gevşek toprak zeminler, iş makinesinin devrilme olasılığı olan alanlar ile inşaat yıkımları gibi çok riskli işlerde kullanmak üzere, uzaktan kumanda ile hareket kabiliyeti kazandırılan iş makinelerinin satışına gelecek yılın ocak ayında başlayacaklarını kaydetti.

AYİDER Başkanı Şişik: ‘’Kentsel Dönüşüm Hızlanacak’’

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, 21 maddelik kentsel dönüşüm yasası ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

AYİDER Başkanı Hakan Şişik’in yorumları şu şekilde:

‘’21 maddelik bir yasa söz konusu. 3’te 2 çoğunluğun aranmıyor olması çok önemli. Sadece salt çoğunluk aranacak. Mülkiyet sahiplerinin yüzde 50+1 olunca kentsel dönüşüm hemen başlayıp hiç durmayacak. Yasanın en önemlisi tebligat mektubu. Bu binaya asılacak, e-devletten tebligat yapılıp ilgili muhtarlıklara da ilan yoluyla asılacak. Böylece bana tebligat gelmedi gibi duraksamalar yaşanmayacak. Bir diğer önemli husus da radikal bir karar alınarak riskli binalarda tespit çalışmalarına engel olunamayacak. Engel olmak isteyenler ya da kapılarını kilitlediği takdirde oranın mülki amiri tarafından acil bir karar verilerek gerekli kolluk kuvvetleri vasıtasıyla kilitli kapılar dahi açılacak. Risk tespiti çalışmaları devam edilecek. Bu çok önemli bir konu. 

Bir diğer önemli husus da birçok riskli bina var, kesinleşmiş ama tahliyesi gerçekleşmeyip yıkılmamış. Artık tek seferde 90 günden fazla olmamak şartıyla tebligat yapılacak. Gerçekleşmediği takdirde mülki idare tarafından gerekli adette kolluk kuvvetleri vasıtasıyla tahliyeler gerçekleşecek. O bina riskli ve kesinleştiyse yıkımı da beklenmeyecek. Mülki amirlerin denetiminde binaların yıkımı gerçekleşecek ve oranın masrafları da oranın mülkiyet sahiplerinden alınacak. Ayrıca rezerv alanlara kentsel dönüşümün transferi de önemli. Şehirleşmesini yapmış yerlerdeki parsellerde artık rezerv alanı olabilecek. 

Bu yasayla birlikte kentsel dönüşümdeki tıkanıklığın önünün açılıp kentsel dönüşümün hızlanmasını bekliyoruz. Yine de finansal kısım da sıkıntılar devam ediyor. Yarısı bizden kampanyası var ancak mali yükümlülük fazla gelebilir. Taksit ödemeler insanları zorlayabilir. Ekonomik zorluklar nedeniyle kentsel dönüşüme giremeyenler de vatandaşlar kentsel dönüşüm müdürlüklerine başvuruda bulunmalılar. Bunun için de birinci derecede yakın olmamalı, taksitleri ödemeyecek durumda olmaları halinde bakanlık çözüm sunabilir.’’

Yeni Binalara Araç Şarj İstasyonu Zorunluluğu Geldi

Elaris İş Geliştirme Koordinatörü Kağan Kınay, ‘’Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan Otopark Yönetmeliği’nde yeni inşa edilecek apartman ve sitelerde elektrikli şarj ünitesi kurulumunu zorunlu tutuyor.’’ dedi.

Türkiye’de elektrikli araç talebinde yaşanan artışa paralel olarak şarj altyapısının da hızlı bir şekilde yaygınlaştığını ve Türkiye’nin araç başına düşen DC şarj noktası açısından Avrupa genelinde birinci sıraya yükseldiğini belirten Elaris İş Geliştirme Koordinatörü Kağan Kınay, otopark yönetmeliğinin bu süreci desteklediğini açıkladı:

Apartman ve Sitelerde Otopark Zorunluluğu

“Apartman ve sitelerin ortak alanlarına şarj istasyonu kurulumu artan talebin karşılanmasında kritik rol oynuyor. Çünkü elektrikli araca sahip kişilerin kendi yaşam alanlarına kurulacak şarj üniteleri, araç şarj işlemlerinin hem daha hızlı hem de daha ekonomik yapılmasını sağlıyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan Otopark Yönetmeliği’de yeni inşa edilecek apartman ve sitelerde elektrikli şarj ünitesi kurulumunu zorunlu tutuyor. Yönetmelikte; zorunlu otopark adedi 20 ve üzeri olan yapılarda şarj ünitesinin 1 adetten az olmaması ve otoparkın en az yüzde 5’inin şarj ünitesi dâhil elektrikli araçlara uygun olarak düzenlenmesi şartı aranıyor. 

AVM Otoparklarının Yüzde 10’u Elektrikli Araçlara Ayrılıyor

Otopark yönetmeliğinde yeni yapılacak olan bölge ve genel otoparklar ile AVM’lere ait otoparklarda da en az yüzde 10 oranında otopark yerinin ilgili standartlara göre şarj ünitesi dâhil elektrikli araçlara uygun olarak düzenlenmesi şartı aranıyor. 30 bin metrekareden büyük AVM’lerde kurulacak şarj ünitelerinden en az birinin, 70 bin metrekareden büyük AVM’lerde ise en az ikisinin hızlı şarj kapasitesine sahip olması gerekiyor” dedi.

“Yılının İlk 10 Ayında Kurulu İstasyon Sayımız Yüzde 80 Arttı”

“Üçay Grup olarak Elaris markamızla Türkiye’de ki şarj altyapısının hızlı bir şekilde yaygınlaşması konusuna hassasiyetle yaklaşıyoruz” diyen Kağan Kınay, “Bu kapsamda bir yandan elektrifikasyonun gelişimine destek verirken diğer yandan da ülkemizin dört bir yanındaki elektrikli otomobil sahiplerine kesintisiz sürüş keyfi yaşatmak için şarj istasyonu yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz.

2023 yılının ilk 10 ayında kurulu istasyon sayımızı yüzde 80 artırdık. ABD menşeili EATON marka şarj cihazlarımızla; 4 bölgede ve toplam 10 şehirde ki 24 ayrı lokasyonda bulunan şarj istasyonlarımız ile faaliyet gösteriyoruz. Mevcut ağımıza ek olarak 50 AC, 5 DC istasyonumuzun daha kurulumu için çalışmalarımızı yıl sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz. 2024 yılının sonuna kadar da 10’u DC olmak üzere toplam 100 AC istasyon daha kurmayı hedefliyoruz”  diyerek sözlerini tamamladı.

Eyüp Sabri Tuncer, 42,5 Milyon Avroluk Tesis Yatırımı Yapacak

Eyüp Sabri Tuncer, kendi ürünleri için alkol üretim tesisini hayata geçirecek. Firmanın tesis yatırım bedeli 42,5 milyon avro olacak.

Eyüp Sabri Tuncer, Balıkesir’de 100 dönümlük arazi üzerinde 42,5 milyon avroluk yatırıma hazırlanıyor. Firma, hayata geçecek etil alkol tesisinde Türkiye’nin kolonya ihtiyacının 50 milyon litresini karşılayacak. İnegöl’den Ankara’ya göç eden dede Eyüp Sabri Tuncer’in Samanpazarı’nda ilk dükkanını 1923’te açmasıyla, 3 kuşak önce faaliyetlerine başlayan Eyüp Sabri Tuncer, bir süre sonra bu dükkânı Anafartalar Caddesi’ndeki bugün hâlâ açık olan yerine taşınıyor.

Dünya Gazetesi’nden Mehmet Hanifi Gülel’in haberine göre; öngörüsü ve vizyonuyla hep dikkat çeken Tuncer’in işlerini devralan Sabahattin Tuncer yurt dışı ile yaptığı yazışmalar ve araştırmalar sonucunda ilk yerli esansı üreterek, kolonyanın esansını elde ediyor. Böylece esansı ülkemizde üretilen ilk yerli kolonyayı piyasaya sunmuş oluyor.

74 Ülkeye İhracat Yapıyor

Cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan hikayesi babadan oğula devam eden Eyüp Sabri Tuncer, 100. yılında Türkiye’nin koku markası olarak ailenin 3. kuşak temsilcisi Hasan Engin Tuncer tarafından yönetiliyor.

2023 yılında artık Türkiye’nin her bölgesine ulaşmış, kozmetikten kişisel bakıma 650’ye varan ürün çeşidi ile 74 ülkeye ihracat yapan bir şirket olarak yer aldıklarını kaydeden Hasan Engin Tuncer, ihracat yaptıkları ülkelerinin başında Rusya, ABD ile Avrupa ülkeleri geldiğini söyledi. Çin, Hong Kong, Singapur, Afrika ülkelerine de ihracat yaptıklarını ileten Tuncer, tüm ülkelere sadece Eyüp Sabri Tuncer markasıyla ürünler gittiğini, başka marka adı ile satılmadığını bildirdi.

Portföyünde 650 Çeşit Ürün Bulunuyor

İkinci yüzyıla adım atan bir marka olduklarını ifade eden Tuncer, son dönemde insanlara, topluma ve çevreye faydalı ürünler ürettiklerini aktardı. Gelecek dönemde ihracatı artırmayı ve cirodaki paylarını yüzde 50’ye ulaştırmayı hedeflediklerini kaydeden Tuncer, ‘’Balıkesir’de hayata geçecek etil alkol tesisinde Türkiye’nin kolonya ihtiyacının 50 milyon litresini karşılayacak.

Türkiye’nin yıllık etil alkol ihtiyacının 250 milyon litre’’ dedi. Köklü bir kolonya markası olarak bilinmelerinin ve pandemi de kolonya satışlarının artmasının markanın satış grafiğini yukarıya taşıdığını ifade eden Tuncer, ancak 100 yılda markalarının kişisel bakım ürünleriyle de ön plana çıkmaya devam ettiğini söyledi.

Kolonya satışlarının toplam satışları içinden yüzde 35 pay aldığına dikkat çeken Tuncer, ‘’Doğal içeriklerle hazırlanan sıvı sabun, diş macunu, peeling, el ve vücut losyonu, şampuan, ödüllü saç toniği, duş jelleri ve ev temizliği gibi 650’den fazla ürün üretiyoruz. Aynı zamanda sektörde ilk vegan sertifikasını alan marka olma özelliği taşıyoruz’’ şeklinde konuştu.

100 Yıllık Bir Marka

Kuşaklar boyunca süren bir marka değeri, vizyonları, kendilerine ailede öğretilenler ve tecrübeleri ile hareket ettiklerini kaydeden Tuncer, ‘’İlk mağaza açıldığında müşteri bulabilmek için dedem Eyüp Sabri Tuncer, katalog hazırlarmış.

Savaştan çıkılan bir dönemde böyle bir kataloğun hazırlanması, dede Tuncer’in ne kadar vizyoner bir kişiliğe sahip olduğunu gösteriyor. Başarı öykümüz kadar 100 yıldır kullanıcılarımıza güven inşa etmeye devam ediyoruz. Bizim için ürettiğimiz bir ürünü satmaktan daha fazlası, değerlerimiz…

100 yıllık marka olabilmek için bazı değerlere sahip olunması ve sahip çıkılması gerek. Bizim değerlerimiz paradan, menfaatlerden, şahsi hırslardan ve maddi beklentilerden farklı. Eyüp Sabri Tuncer her dönemde adil bir firma olmuştur; çalışanına, iş yaptığı ve yaptırdığı kişilere, ortaklarına karşı…

Eskiden sektörde en pahalı bizim kolonyalardı, şimdi fiyatı en uygun ve en kaliteli yine bizim kolonyalarımız. Eyüp Sabri Tuncer’in toplum nezdinde büyük bir itibarı var. Bu nedenle her dönemde, her zaman bize samimiyet lazım. Değerlerimiz lazım” ifadelerini kullandı. 

Bir önceki dönem Yüzyıllık Markalar Derneği’nin Başkanlığını yürüten Engin Tuncer, kasım ayında derneğin Sultanahmet’teki Hafızaevi Müzesi’nde markanın 100 yıllık hikayesinin sergisinin açılacağının da müjdesini verdi.

Bodrum’da Lüks Semtlerde Konut Metrekare Birim Fiyatları 25 Bin – 370 Bin TL Arasında Değişiyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Ayşe Aydın Tunca, muhteşem deniz manzaraları, tarihi zenginlikleri ve benzersiz doğal güzellikleriyle ünlü olan Bodrum’un konut piyasasını mercek altına aldı. Tunca, Türkbükü, Gölköy, Yalıkavak, Gümüşlük ve Torba’nın en lüks semtler olduğunu belirterek, metrekare birim değerlerinin 25 bin ila 370 bin TL arasında değiştiğini açıkladı.

EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Ayşe Aydın Tunca, Bodrum’un cazibesini artıran faktörlerden birinin de şehrin lüks semtleri olduğunu belirterek, “Bodrum’un lüks semtleri Türkbükü, Gölköy, Yalıkavak, Gümüşlük ve Torba.” dedi.

Bu semtlerde konut piyasasını inceleyen Tunca,

Yalıkavak

Bodrum Yarımadası’nın kuzeybatısında yer alan Yalıkavak, Bodrum’un en gözde lüks semtlerinden biridir. Yalıkavak, lüks villaları, ünlü marinası ve dünya standartlarında restoranları ile ünlüdür. Ayrıca, burada bulunan Yalıkavak Marina Bodrum, süper lüks yatlar için popüler bir demirleme noktasıdır. Yalıkavak Mahallesinde lüks konut m2 birim değerleri 180.000-250.000TL/m2 aralığında değişkenlik gösterirken, Yalıkavak Mahallesi genelinde 2+1 tipte dairelerin satış fiyatları ise 15.000.000-25.000.000TL aralığında el değiştirmektedir. Ayrıca denize müstakil yapıda geniş deniz manzarası bulunan villaların fiyatları ise 45.000.000-75.000.000TL aralığında.

Türkbükü

Bodrum’un en popüler lüks semtlerinden biri Türkbükü’dür. Bu bölge, kıpırtısız denizi,  lüks otelleri, plaj kulüpleri ve gece hayatıyla ünlüdür. Ayrıca, Türkbükü’nün muhteşem plajları ve açık hava etkinlikleri de ziyaretçileri cezbetmektedir. Semtteki lüks villalar ve konutlar, Bodrum’un tadını çıkarmak isteyenler için harika bir seçenektir. Türkbükü Mahallesinde lüks konut m2 birim değerleri 200.000-250.000TL/m2 aralığında değişkenlik göstermektedir. Türkbükü Mahalesinde 2+1 ve 3+1 tipte dairelerin denize sıfır veya manzara yönünden fiyatları 25.000.000-35.000.000TL aralığında değişirken, bölge genelinde müstakil yapıda villaların fiyatları ise 80.000.000-120.000.000TL aralığında el değiştirmektedir. 

BODRUM’DA LÜKS SEMTLER
SEMT ADIKONUT M2 BİRİM DEĞERİ
GÖLKÖY300.000-400.000TL/m2 
TÜRKBÜKÜ200.000-250.000TL/m2 
YALIKAVAK180.000-250.000TL/m2 
GÜMÜŞLÜK 100.000-150.000TL/m2  
TORBA  100.000-150.000TL/m2   

Gölköy

Bodrum’da Göl Mahallesi, bölge genelinde Gölköy olarak bilinmektedir. Bodrum’un lüks semtlerinden biri olan Gölköy, göz alıcı manzaralar sunar. Burada bulunan restoranlar ve kafeler, Ayrıca, semtteki lüks tatil köyleri ve butik oteller, konforlu konaklama imkânları sunar. Bodrum ilçesinin en prestijli, konut m2 birim değerlerinde en yüksek fiyatların görüldüğü, üst gelir kitlesine hitap eden siteler ve projeler bu semtte yer almaktadır. Gölköy’ nün en önemli tüm bölge genelinin de yakından bildiği Cennet Koyu denizi, çevre doğası ve manzaraları ile semte değer katmaktadır. Gölköy Mahallesinde denize sıfır prestijli sitelerde konut m2 birim değerleri 300.000-400.000TL/m2 aralığında değişkenlik göstermektedir.  Bu bölgede denize sıfır 2+1tipte rezidanslar 110.000.000-130.000.000TL aralığında, villalar ise 350.000.000-370.000.000TL aralığında satış görüyor.

Gümüşlük

Bodrum Yarımadası’nın güzellikleri ve tarihi dokusuyla ünlü olan Gümüşlük Mahallesi, sakin atmosferi ve benzersiz doğal güzellikleriyle öne çıkar. Aynı zamanda, kıyı boyunca sıralanan restoranlar, deniz ürünleri ve Ege mutfağından lezzetler sunar. Yaz ayları denilince Gümüşlük, akşam yemekleri ve yemek sonra için gece eğlence mekânları yerli ve yabancı turistler için vazgeçilmez bir semttir. Gümüşlük Mahallesinde lüks konut m2 birim değerleri 100.000-150.000TL/m2 aralığında değişkenlik göstermektedir. Gümüşlük Mahallesi genelinde 2+1tipte dairelerin fiyatları ise 8.000.000-12.000.000TL aralığında.

Torba

Torba, Bodrum’un sakin ve lüks bir semt olarak öne çıkar. Torba-Kaynar Mevkide, genel olarak Bodrum İlçesinin en önemli lüks otellerinin yer aldığı bir semttir. Sahil kullanımı ve doğa manzarası ile Torba tatilciler için vazgeçilmezdir. Torba’da lüks konut m2 birim değerleri 100.000-150.000TL/m2  aralığında değişiyor.

Bodrum’da bu lüks semtlerin 2023 yılında 2+1 dairelerin aylık kirası senelik kiralamada ortalama 25.000-40.000 TL, villaların kira bedeli ortalama aylık 150.000-250.0000 TL olduğu bilinmektedir. Bölgede dairelerin kira değişkenleri şehir merkezine mesafesi, manzarası, yapı kalitesi ve site sosyal alanları bakımından değişkenlik göstermektedir. Villalarda da ise daire özelliklerine ilave olarak havuzu, oda sayısı ve denize olan mesafesidir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Bakan Özhaseki: ‘’Konut Fiyatları 1 Yıl İçerisinde Düşecek’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, konut fiyatlarının 1 yıl içerisinde yavaş yavaş düşmeye başlayacağını söyledi.

Deprem bölgesinde yapılan çalışmalar ve çelikten köy evleri hakkında da bilgiler veren Bakan Özhaseki, kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, geçmişte yaşanan tıkanıklıkları ve hukuksuzlukları gidermek için yeni bir kanun teklifi hazırladıklarını söyledi

50 Bin Deprem Konutu Yıl Sonuna Kadar Teslim Edilecek

Özhaseki, deprem bölgesinde 850 bin bağımsız birimin yenilenmesi gerektiğini, bunun 200 bininin inşaatının devam ettiğini, 50 bininin ise yıl sonuna kadar teslim edileceğini kaydetti. Özhaseki, ayrıca ‘Yerinde Dönüşüm’ kampanyasına başvuran 237 bin kişiye 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi verdiklerini, bunun 2 sene ödemesiz, 10 yıl vade ile gerçekleştirildiğini belirtti.

Özhaseki, deprem bölgesinde çelikten köy evleri yapacaklarını, bunun en sağlam yöntem olduğunu ifade etti. Özhaseki, “Çelikten köy evleri yapıyoruz. En sağlamı, bu şekilde yapmak.100 bin civarında tek katlı köy evlerini de inşallah 6 ayda tamamlamayı planlıyoruz” dedi.

Kentsel Dönüşümde Hukuksuzlukları Gidermek İçin Yeni Bir Kanun Teklifi Hazırlandı

Özhaseki, kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, geçmişte yaşanan tıkanıklıkları ve hukuksuzlukları gidermek için yeni bir kanun teklifi hazırladıklarını söyledi. Özhaseki, “Fikirtepe de buna en önemli örneklerden biri. Ortada bir tane derme çatma bir konut duruyor. İçinde oturan da yok ama durduruyorlar. Binlerce insan mağdur olmuş. Ortadaki evi kimse yıkamadığı için çalışma başlayamıyor. Bütün bu aksaklıkları giderecek ne varsa; hepsi kanun teklifinde mevcut” dedi.

18 Çimento Şirketine Soruşturma

Rekabet Kurumu, çimento ve hazır beton sektörlerinde faaliyet gösteren 18 şirkete soruşturma kararı verdi.

Rekabet Kurumu, Hatay ve Malatya illerinde çimento ve hazır beton üretimi ile satışı alanında faaliyet gösteren ve aralarında OYAK Çimento’nun da bulunduğu 18 teşebbüs hakkında soruşturma kararı verdi.

Kurumdan yapılan açıklamada soruşturmanın söz konusu teşebbüslerin birlikte fiyat belirlemek ve bölge/müşteri paylaşımı yapmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin tespiti amacıyla açıldığı belirtildi.

Buna göre Hatay ilinde faaliyet gösteren OYAK Çimento , Çimko Çimento, Ceyhan Hazır Beton, M.M. Tiftik Kardeşler, Ekintaş, Kadir Soylu Beton, KÇS Kahramanmaraş Çimento Beton, Filitoğlu; Malatya ilinde ise Acemoğulları Beton, Betontek,

Çınarlar Beton, Çimbeton, Çimko Çimento ve Beton, Çimsa Çimento, Erva Hazır Beton, Kavuksan, Mabetaş Malatya Beton ve Recydia hakkında soruşturma açılmasına karar verildi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Kentsel Dönüşüm Düzenlemesinde 21 Maddelik Yasa Açıklandı

Kentsel dönüşüm ile ilişkili kanun teklifi TBMM tarafından kabul edildi. Düzenlemenin 21 maddelik kısmı belli oldu.

Afet riski bulunan bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılmasına yönelik hazırlanan kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

21 maddelik yasayla, başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’de binaların afetlere dirençli hale getirilmesi, kentsel dönüşümün hızlanması amaçlanıyor.

Bu kapsamda, kentsel dönüşüm kararı için hak sahiplerinin üçte iki çoğunluğunun aranması zorunluluğu kaldırılıyor.

Düzenlemeyle, kentsel dönüşüm kararı hak sahiplerinin salt çoğunluğuyla alınacak.

Riskli yapı denetimi Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarelerce resen yapılabilecek.

Riskli yapıların tespitinin hak sahibi veya kiracılarla engellenmesi halinde mülki idari amirinin yazılı izniyle riskli yapılar çilingir yardımıyla açılarak denetlemesi yapılacak.

Riskli yapıların yıktırılması için maliklere tek seferde 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek. Tahliye engellenirse polis devreye girecek.

Yasayla ayrıca, deprem bölgesinde yıkılamayan binalarla ilgili yargı süreçleri hızlandırılacak.

İstanbul’da dönüşümü hızlandırmak için başlatılan “Yarısı Bizden” kampanyasının uygulanabilmesi için hak sahiplerine yapım için mali yardım yapılabilmesine imkan sağlanacak.

Kocaer Çelik’in Net Kârı 1,1 Milyar TL Oldu

Çelik profil sektöründe öne çıkan Kocaer Çelik, finansal sonuçlarını açıkladı. Firma, 2023 üçüncü çeyrekte net kârını 1,1 milyar TL’ye yükseltti.

Şirket, dokuz aylık dönemde sektörden pozitif yönde ayrışmayı başararak, gerek satış gelirleri ve marjlardaki gelişim, gerekse finansman giderlerindeki keskin düşüşün katkısıyla karlılığını yükseltti. Kocaer Çelik, Aliağa – A2 fabrikasının üretim duruşuna rağmen, Ocak- Eylül 2023 döneminde toplam net satış hacmini önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 artırarak 422.543 tona ulaşmayı başardı.

Çelik Üretimi 1 Milyar 406 Milyon Ton Seviyesinde Gerçekleşti

Demir çelik sektörünün dokuz aylık performansını değerlendiren Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, şu açıklamalarda bulundu:

“Türkiye ve dünyadaki ham çelik üretimine baktığımızda sektörümüzde yaşanan daralmayı çok net bir şekilde gözlemliyoruz. Dünya çelik üretimde 2023 yılının ilk dokuz aylık dönemini incelediğimizde bir önceki yılla yaklaşık aynı seviyelerde kalarak 1 milyar 406 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Aynı dönemde Türkiye’deki ham çelik üretiminin ise yüzde 10,1 daralarak 24,5 milyon ton, ihracat hacminin yüzde 36,1 daralarak 8,9 milyon ton, ihracat gelirlerinin ise yüzde 42,8 azalışla 7,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Tüm bunların sonucunda ihracatın ithalatı karşılama oranı değer açısından geçen seneki yüzde 96 seviyelerinden yüzde 60 seviyelerine gerilemiştir.”

Bodrum’da Kaçak Yapılaşma İle Mücadele Sürüyor

Bodrum Belediye Başkanlığınca, 2019 Nisan ayında başlatılan “Kaçak Yapılaşma ile Mücadele Seferberliği” kapsamında bugüne kadar 6 bin 765 yapı mühürlendi. 

Bodrum Yarımadasında İmar ve Kıyı Kanunlarına muhalefet ederek kamu alanlarını işgal eden, çevreyi ve doğayı tahrip edenlerle mevzuatlar çerçevesinde çalışmalarını aralıksız devam ettiren Belediye Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri, denetim ve tespitlerinin yanı sıra vatandaşlardan gelen ihbarlara da anında müdahale ediyor. 

Nisan 2019’dan bu yana 962 kaçak yapı belediye veya mal sahiplerince yıkılırken 2 bin 768 kaçak bina yıkım programına alındı. İlçe genelinde 6 bin 765 yapıda ise mühürleme işlemi uygulandı. 

2023 yılı ekim ayı içinde, 14 yapının yıkımı gerçekleştirilirken 71 kaçak yapı için yıkım kararı alındı. İmara aykırı ve ruhsatsız 115 bina ise mühürlendi. Bunun yanı sıra ekim ayı içinde ilgili yasal mevzuatlar gereği 26 milyon 149 bin 15 Lira para cezası kesildi.   

Kaçak yapılaşmayla ilgili tüm yasal işlemler (tespit, mühürleme, yüksek para cezaları, yıkım kararları, suç duyurusu, yıkım) Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri tarafından titizlikle uygulanırken ruhsatsız ve kaçak yapılaşmanın önüne geçebilmek için Bodrum Belediyesi son olarak ilçedeki beton firmalarına “ruhsat alınmayan inşaatlara beton verilmemesi” konusunda tebliğde bulunmuştu.

“Eşsiz kentimizi korumak görevimiz”

Göreve geldiği ilk günden bu yana yasal mevzuatlar çerçevesinde ve ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde kaçak yapılaşma ile mücadele çalışmalarını sürdüren Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, şu açıklamada bulundu:

“İmar affı beklentisiyle Bodrum’da fütursuzca gerçekleşen kaçak yapılaşma pandemi döneminde kontrolsüz nüfus artışıyla daha da yaygınlaştı. Yerel yönetim olarak en başından beri bunun önüne geçmek için var gücümüzle çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Konu ile ilgili yasal bir süreç var ve belediye olarak bu sürece uymak zorundayız. Süreç tamamlandıktan sonra mülk sahipleri yıkım işlemini gerçekleştirmediği zaman ekiplerimiz yıkım işlemini gerçekleştiriyor.

Unutulmamalıdır ki bizler bu coğrafyanın sahipleri değil emanetçileriyiz. Bizden öncekilerden miras kalan bu eşsiz kentimizi korumak ve gelecek nesillere en güzel şekilde taşımakla görevliyiz.”      

Yapıların Hem Dışına Hem İçine Şıklık Kazandıran Çözümler: Cubo’dan CuboArte Mineral Kaplamalar

Cubo’nun dekoratif boyalar ürün grubunu temsil eden ‘’CuboArte’’, yenilenmiş modern, zengin desen ve renk alternatifleriyle yapı sektörüne pratik çözümler sunuyor. İç cephelerde olduğu kadar dış cephelere de dekoratif görünüm kazandıran ‘’CuboArte Mineral Esaslı Kaplamalar’’ 6 farklı dokusuyla yüzeyinizde dilediğiniz desenleri elde etmenizi sağlıyor.

Cubo, dekorasyon açısından fark yaratmak isteyen profesyonellere yönelik yeni alternatifler oluşturmak için geçtiğimiz aylarda efekt boya grubunu tamamen yenilemişti.

Ürün çeşitliliğinden, ambalajına kadar her alanda tarzını değiştiren ‘’CuboArte Dekoratif Sistemler’’ yapı sektörüne pratik, kullanışlı ve gösterişli çözümler sunuyor. Yenilenmiş ve çeşitlendirilmiş CuboArte Dekoratif Sistemler birbirinden estetik 21 adet ürün grubundan oluşuyor. 

Mineral Esaslı Kaplamalarla Yapıların Dışı da Gösterişli

Cubo’nun CuboArte Dekoratif Sistemleri’ne kattığı en yeni ürün grubu ‘’CuboArte Mineral Kaplamalar’.’ Bu ürün grubunun özelliği hem iç mekanlarda hem de dış mekanlarda uygulanabilmesi. CUBO’nun mineral kaplama ürünleriyle doğal ve modern görünümler elde etmek çok daha kolay. Birbirinden farklı tanecik boyutuna sahip 6 yeni ürünle, yapınızda bulunmasını arzuladığınız dokuları dilediğiniz doğallıkta tasarlayabilir, dilediğiniz renkte renklendirebilirsiniz. 

Yapıya bir taş kadar yük bindirmeden o taşın görünümünü CuboArte Mineral Kaplama ürünleriyle binanıza kazandırabilirsiniz. İsterseniz farklı uygulama aparatları ile sıra dışı dokular elde ederek hem dış mekanlarınıza hem de iç mekânlarınıza özel bir çekicilik kazandırabilirsiniz

CUBO, CUBOArte Dekoratif Mineral Kaplamalar’da sunduğu seçenekler arasındaki Gaia, deseni adını Yunan mitolojisine göre yeryüzünü simgeleyen tanrıçadan almış. Toprak ana ya da yeryüzü tanrıçası olarak bilinen Gaia, CUBO’ya ilham olmuş. Gaia deseni tüm seride olduğu gibi iç ve dış mekanlarda kullanıma imkân tanıyor. Yine seride yer alan açık renk gri tondaki Tekton deseni beton görünümü ile doğal taşı yapılarınıza taşıyor. Tekton desenini de tüm mineral grubunda olduğu gibi hem mekânın içinde hem dış mekânda tercih edebilirsiniz. Bu iki desene ilave olarak doğadan ilham alacağınız farklı desenleri Mineral Kaplamalar’daki ürünlerle elde edebilirsiniz.

Polimer Teknik, Yenilikçi Kompaund Hatları Çözümleriyle Plast Eurasia’da

Türkiye’nin ilk aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüderler üreticisi Polimer Teknik, 22-25 Kasım 2023 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan Plast Eurasia İstanbul Fuarı’nda kompaund sektörüne yeniliklerini tanıtacak. Polimer Teknik bu sene fuarda poex T27 aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüder hattında masterbatch üretimi de yaparak ziyaretçilere canlı deneyim imkânı sunacak.

Plastik işleme makineleri sektörünün genç ve öncü girişimlere imza atan şirketi Polimer Teknik, Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı’nın 22-25 Kasım 2023 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek buluşmasında yerini alacak. Polimer Teknik, plastik endüstrisinin katılımcı ve ziyaretçisiyle her geçen yıl büyüyen, tüm alt sektörlere 360 derece bakışın ele alınacağı en büyük plastik sektörü buluşmasında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Polimer Teknik fuarda; mühendislik polimerleri, masterbatch, termoplastik elastomer, yüksek dolgulu masterbatch, direkt ekstrüzyon, alev geciktiricili kompaund, biyo polimerler ve ileri geri dönüşüm teknolojilerinin yanı sıra pazarın mevcut donanımına yönelik sunduğu eşsiz hizmetlerini tanıtacak.

Plast Eurasia İstanbul 2023’te, 11. salon 1122 numaralı stantta sergilenecek ürünlerden, laboratuvar çözümleri ve düşük kapasite ihtiyaçları için geliştirilen poex T27 aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüder; 25,8 mm vida çapına sahip, 31 kW yüksek verimli Siemens motor, Mayr tork limitörü, yüksek çıkış torkuna sahip Zambello redüktörüne sahip. Saatte 80 kg’a kadar renk masterbatchleri üretebilen, makarna kesim sistemine sahip ekstrüder hattı ile ziyaretçiler fuarda bu yıl üretim deneyimini canlı test etme olanağı bulacak. Filmler, levhalar, borular veya profiller gibi yarı mamullerin tek bir proses adımında üretilmesine olanak sağlayan direkt ekstrüzyon uygulaması için tasarlanan poex T94 aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüder de fuarda ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Yatırım ve işletme maliyetlerini düşüren, 94 mm vida çapına sahip ekstrüder, donatıldığı 345 kW Siemens motor, Mayr tork limitörü ve Zambello redüktörü ile kullanıcıları için eşsiz bir deneyim sunuyor.

Polimer Teknik/Yelken: “Ziyaretçilerimizi fark yaratan girişimlerimiz ile buluşturacağız”

Fuar hakkında değerlendirmelerde bulunan Polimer Teknik Satış ve Pazarlama Direktörü ve Genel Müdür Yardımcısı Reha Yelken, şunları söyledi: “Müşterilerimizden tedarikçilerimize, sektörümüzü bir araya getiren küresel fuarlarda bu sene dördüncü kez yer alacağız. Plast Eurasia İstanbul 2023’te sergileyeceğimiz ürünlerimizden poex T27 ve poex T94 ekstrüderlerimizin yanı sıra, ülkemizde ilk kez firmamızca geliştirdiğimiz yedek parçalar ve ziyaretçilerin dikkatini çekeceğimiz poex müzemizde sürprizler yer bulacak. Sektörümüzün her kesiminden profesyonelleri standımıza davet ediyoruz” dedi.

Seramiksan, En Yeni Karo ve Vitriye Ürünlerini UNICERA 2023’e Taşıdı

Global çapta faaliyet gösteren seramik ve vitrifiye markası, çevre dostu en yeni ürünlerini sergiliyor. 10 Kasım’a kadar sürecek  Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA 2023’e katılan Seramiksan, ziyaretçilerini “iyi gelecek sözü” vermeye davet ediyor.

Türkiye Seramik Federasyonu’nun liderliğinde, ekonomistler tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan Türkiye İhracat Katkı Endeksi’nin 2023’ün ilk yarı sonuçlarına göre, seramik sektörü en yüksek katkı oranıyla endeksin zirvesinde yer alıyor. Yerli kaynaklarla üretim yapan ve ihracatta öne çıkan seramik sektörü, ekonomimize katma değer kazandırmaya devam ederken, sektörün önemli oyuncuları bugün (6 Kasım) başlayan ve 10 Kasım’a kadar sürecek  Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA 2023’te buluştu. Karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları üreticisi Seramiksan da son tüketici ve mimarların değişen ihtiyaçlarına yönelik, doğadan ilham alan en yeni tasarımlarını ve çevre dostu ürünlerini İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek fuarda sergiliyor. Banyo, mutfak, tüm yaşam alanları için ürettiği karo, vitrifiye, yapı kimyasallarının yanı sıra VOQ banyo mobilyaları koleksiyonlarını sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerinin beğenisine sunan marka, “Bir Sözümüz Var” konseptiyle en yeni koleksiyonlarını tanıtıyor.

Fuar için belirledikleri konseptin sürdürülebilirlik kapsamında gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğundan doğduğunu söyleyen Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar, etkinliğe ilişkin şu açıklamada bulundu: “Seramiksan olarak her yıl düzenli olarak katıldığımız UNICERA’da en yeni koleksiyonlarımızı tanıtırken, sürdürülebilir geleceğin kapılarını aralayacak çeşitli etkinliklere de yer veriyoruz. Fuar boyunca ziyaretçilerimizi ‘iyi gelecek sözü’ vermeye davet edeceğiz.” 

Kırık seramik parçaları saksı yapımıyla değerlendirilecek

%0 atık ürün, %0 atık su üretim politikasını tüm iş süreçlerine entegre eden Seramiksan fuardaki standında, geri kazanım tesisinde bulunan kırık seramik parçalarının kullanılacağı terra cotta saksı yapımı atölyesi düzenliyor. Türkiye’nin ilk el baskı atölyesi kurucusu Emine Kuşçul’un eğitmenliğinde kumaş baskı atölyesi, çevreci Japon bonsai sanatı kokodema atölyesi gibi herkesin ücretsiz katılabileceği birbirinden keyifli aktiviteler de yapıyor. Montaj ustaları için “Ustalar Yarışıyor’’ etkinliğinde, klozet montajını en hızlı yapan ustalar  farklı hediyeler kazanıyor. 8 Kasım Çarşamba günü ise Sinem Özlük Mimarlık’ın katılımıyla düzenlenecek ‘’İyi Gelecek Buluşmaları’’nda tasarımda sürdürülebilirlik konusu konuşulacak. Mimarlık öğrencilerinin de katılacağı etkinlikte porselen karo, duvar ve yer karosu, yapı kimyasalları, vitrifiye, banyo mobilyalarına dair malzeme seçiminden uygulamaya doğa dostu tüm mimari çözümler hakkında teknik ürün eğitimi verilecek. 

Fuara özel koleksiyonlar

Yerli karo ve vitrifiye üreticisi Seramiksan, UNICERA 2023 için oluşturduğu koleksiyonda, farklı dokuları bir araya getirdiği, hem görsel zenginlik sunan hem de özgün desenler barındıran ürünlerini sergiliyor. El yapımı hissi veren ürünlerde, mekana sanatsal bir görünüm kazandıran floral motifler öne çıkarken, dinamik ve modern iç mekan tasarımları için geometrik desenler ve rölyef dokularla zenginleştirilen ürünler dikkat çekiyor.  

Koleksiyondaki, İran’ın dünyaca ünlü mermeri Pietra’dan ilham alınarak tasarlanan Palermo serisi naturel bir renk paletiyle sunulurken, Calacatta mermerinin yeniden yorumlanmasıyla oluşturulan Star White da saflığı ve temizliği temsil ediyor. Lecce serisi, doğal taş görünümü ve mat yüzeyiyle mekanlara huzurlu ve sıcak bir atmosfer katmayı vaat ederken, zarif rölyeflere sahip Shell, yüzeyindeki fırça darbeleriyle derinlik hissi uyandırıyor. Seramiksan, fuar için hazırladığı koleksiyonu; yalınlığı ve kullanım alanlarının çeşitliliğiyle Keops, ahşabın dokusunu dekorasyon trendleriyle birleştiren Sagano Line, travertenin büyülü estetiğini porselenin gücüyle birleştiren Traverten gibi küresel tasarım trendlerini yüzeylere taşıyan büyük ebatlı karolarla taçlandırıyor. 

Yeni vitrifiye ürünlerini fuarda ilk kez sergiliyor

Banyolarda tasarım algısını güçlendiren mevcut vitrifiye koleksiyonlarına geometrik forma sahip yeni çanak lavabo modellerini ekleyen Seramiksan, Vortex yıkama sistemine sahip Hill asma klozetini de ilk kez UNICERA 2023’te sergiliyor. Seramiksan’ın Ar-Ge ve tasarım ekipleri tarafından geliştirilen Vortex, daha az suyla daha güçlü yıkama yapan yenilikçi yıkama teknolojisiyle tuvalet deneyimini değiştiriyor. Yüksek performanslı klozet temizliğiyle daha fazla hijyen sağlarken, sessiz yıkama özelliğiyle de fark yaratıyor.

Zonguldak’ta 72 Metrelik Köprü İnşaatı Başladı

Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Yaraşlıyörük Köyü’nde planlaması yapılan 72 metre uzunluğa sahip köprünün inşaat çalışmaları başladı.

Ereğli ilçesinde yer alan Yaraşlıyörük Köyü’nde büyük bir ihtiyaç olan köprü projesi hayata geçiriliyor. Birçok köyü birbirine bağlayacak köprünün uzunluğu, 72 metre olacak.

Geçtiğimiz ay yapımına başlanan Yaraşlıyörük köprüsünde çalışmaları devam ediyor. Fore kazık çalışmaları devam eden köprü 72 metre uzunluğunda, 9 metre genişliğinde ve 16 metre yüksekliğinde olacak.

Ford Yeniköy Fabrikası Üretime Açıldı

Ford Otomotiv, Kocaeli’de inşaat çalışmaları tamamlanan Yeniköy Fabrikası’nın üretime açıldığını duyurdu.

Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklamada bulunan şirket, şu ifadeleri kullandı:

“Son olarak 27.09.2021 tarihli özel durum açıklamamıza konu olan toplam 2 milyar euro tutarındaki yatırım planı kapsamında, 16 Mart 2021 tarihli ÖDA açıklamasıyla duyurulan yeni nesil 1 tonluk orta ticari araç projelerimiz için 2021-2025 yılları arasında 5 yıl süreyle yatırım yapılmasının öngörüldüğü ve halihazırda Gölcük Fabrikası’nda 195.000 adet kapasite ile üretilen benzer nitelikteki aracın yerine geçmek üzere, Yeniköy Fabrikası’nda yıllık ortalama 405.000 adetlik yeni nesil 1 tonluk orta ticari araç üretim kapasitesi kurulacağı kamuya açıklanmıştır.

Bu kapsamda Yeniköy Fabrikası’nda üretilecek yeni nesil 1 tonluk orta ticari araçlar için Eylül 2023 sonu itibarıyla yaklaşık 1 milyar Euro yatırım harcaması yapılmıştır. Söz konusu yatırımlarla fabrikanın kapalı alanı 110 bin m2’den 255 bin m2’ye ve üretim kapasitesi 68.000 adetten 245.000 adede yükseltilmiştir. Devam eden yatırımlarla tesisin kapasitesinin 2025 yılında 405.000 adede ulaşması ön görülmektedir.’’

İncirliova’da Yol Çalışmaları Hızla Devam Ediyor

Aydın’ın İncirliova ilçesinde başlatılan yol çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. İlçe Başkanı Aytekin Kaya, çalışmaları yerinde inceledi.

İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya’nın talimatları ile ilçenin dört bir yanında başlayan yol yapım ve yenileme çalışmaları Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan Gürsel ve Ortaokul Caddeleri ve bu caddelere bağlı sokaklarda sürüyor.

Başkan Kaya, devam eden çalışmaları yakından takip ederek Gürsel ve Ortaokul Caddelerinde incelemelerde bulundu. Çalışma yapılan alanları sokak sokak gezen Başkan Kaya, cadde üzerinde yer alan dükkân sahipleri ve vatandaşlarla da bir araya geldi. Çalışmalar ile ilgili esnaf ve vatandaşların görüş ve taleplerini dinleyen Başkan Kaya, vatandaşların isteklerinin yerine getirilmesi için ilgili birimlere talimat verdi.

İlçede devam eden üst yapı çalışmalarına ilişkin açıklama yapan Başkan Kaya, “Sevdamız İncirliova diyerek çıktımız yolda, çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. İlçemizde yol hamlelerimiz tüm hızıyla devam ediyor. İncirliova’mızın en büyük mahallesi olan Cumhuriyet Mahallesi’nde yol yapım ve yenileme çalışmalarımızı yerinde inceledik. Gürsel Caddesi ve Ortaokul Caddesi başta olmak üzere çalışmalarımızın devam ettiği tüm sokakları yerinde gördük. Çalışmalarımız tamamlandığında mahallemizin çok önemli olan yol ihtiyacını karşılamakla kalmayacak aynı zamanda yürüttüğümüz çalışmalar doğrultusunda cadde ve sokaklarımızın çehresini de değiştirerek modern bir görünüme kavuşturmuş olacağız. Mahalle sakinlerimize ve esnafımıza çalışmalarımız esnasında gösterdikleri anlayış ve özveriden dolayı teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Doğan Holding, Zingat’ı Bünyesine Kattı

Emlak ilanı iştiraki Hepsi Emlak’a sahip Doğan Holding, Zingat’ı bünyesine kattı. Firma konuyla ilgili KAP açıklaması yaptı.

Borsa İstanbul’un dev holdinglerinden Doğan grubu, dijital mecrada yeni bir platformu satın alacağını duyurdu. Gayrimenkul sektörüne yönelik Hepsi Emlak’ın sahibi olan holding bu kez Türkiye’nin önemli ilan sitelerinden biri olan Zingat’ın satın alınmasına ilişkin görüşmelere başladığını açıkladı. Şirketin satın alma sonrasında Türkiye genelinde Hepsi Emlak ve Zingat ile  emlak ilanları konusunda önemli bir paya sahip olması bekleniyor.

Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada, DOĞAN ŞİRKETLER GRUBU HOLDİNG A.Ş. #DOHOL Dolaylı Bağlı Ortaklık Finansal Duran Varlık Edinimi ile alakalı olarak son dakika gelişmeleri paylaştı.

KAP açıklamasında, “Şirketimizin dolaylı bağlı ortaklığı Glokal Dijital Hizmetler Pazarlama ve Ticaret A.Ş. (Hepsi Emlak); Zingat Gayrimenkul Bilgi Sistemleri A.Ş.’nin (Zingat) tüm paylarının satın ve devir alınması için Property Finder Group ile mutabakata varmıştır. 

Pay devir işleminin, Rekabet Kurulu’ndan alınacak onayın ardından tüm kapanış koşullarının yerine getirilmesini takiben tamamlanması ve söz konusu işlemlerle bağlantılı olarak; Property Finder Group’un, sermaye katılımı sağlamak suretiyle Hepsi Emlak’a ortak olması hedeflenmektedir. ” denildi.

İstanbul’da Kiraların En Yüksek Olduğu İlçe ‘Sarıyer’

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından derlenen verilere göre, ortalama 43 bin 771 TL ile en yüksek kiraya sahip ilçe Sarıyer oldu.

Barınma krizi derinleşirken, büyük kentlerde yaşamak da gittikçe zorlaşıyor. İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre enflasyonun yüzde 72,7’ye ulaştığı İstanbul’da kiralar her geçen gün daha da yükseliyor. Ortalama konut kirasının 43 bin 771 liraya ulaştığı Sarıyer, kiraların en yüksek olduğu ilçe ünvanını kazandı.

En Düşük Kira Arnavutköy’de

Endeksa verilerine göre, Sarıyer’i 38 bin 445 liralık ortalama konut kirası ile Beşiktaş takip etti. 31 bin 138 liralık ortalama konut kirası ile Kadıköy de listede üçüncü sıraya yerleşti.  Ortalama konut kirasının en düşük olduğu ilçe ise 11 bin 557 lira ile Arnavutköy oldu. İlçeyi, 11 bin 679 TL ile Esenyurt, 12 bin 573 TL ile Sultangazi, 12 bin 573 TL ile Silivri ve 13 bin 163 TL ile Sultanbeyli takip etti. Ekim sonu itibarıyla İstanbul genelinde ortalama konut fiyatı 4 milyon 224 bin 143 TL’yi, ortalama kira ise 17 bin 111 TL’yi buldu.

Ev Sahibi ve Kiracıları İlgilendiren Yeni Zorunluluk!

1 Temmuz 2023’te yürürlüğe giren 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun neticesinde bazı değişikliklere gidildi.

Yapılan değişikliklerdeki amaç, kiracı ile ev sahibinin ilişkisini daha adil ve dengeli düzenlemek ve kira sözleşmelerinin kayıt altına alınmasını sağlamaktır.

Yeni kanunla beraber, artık kira sözleşmeleri zorunlu olarak e-Devlet sisteminden yapılacak.

Bu kapsamda, kiracı ile ev sahibinin yaptığı kira sözleşmesinin bir nüshası, 15 gün içerisinde e-Devlet sisteminde yer alan Kira Sözleşmesi Bilgi Sistemi’ne kaydedilecek.

Bu sistem, Gelir İdaresi Başkanlığı’nca oluşturulan bir sistem. Sisteme kaydı yapılan kira sözleşmeleri vergi dairesine bildirilmiş sayılacak.

E-Devlet’ten kira sözleşmesi yapmak için, kiracı ile ev sahibinin e-Devlet şifresi ya da mobil imzası olması gerekiyor.

Kiracı ile ev sahibi, sisteme girdiklerinde, kira sözleşmesiyle ilgili bilgileri girerek sözleşmeyi elektronik olarak imzalayacak. Sözleşme, iki tarafın da imzası tamamlandıktan sonra geçerli olacak.

Ayrıca sözleşmenin kopyası, iki tarafın da e-Posta’sına gönderilecek. Kira sözleşmelerinin e-Devlet sistemine taşınmasının avantajları şöyle olacak:

Kiracı ile ev sahibinin vergi dairesine gitmesine gerek kalmayacak, Kiracı ile ev sahibi noter masrafı ödemeyecek, Kiracı ile ev sahibinin sözleşme süresi boyunca her yıl vergi dairesine bildirimde bulunmasına gerek kalmayacak. Ayrıca kiracı ile ev sahibi sözleşme değişikliklerini kolaylıkla sisteme yansıtabilecek.

Yeni kanunun getirdiği yeniliklerden biri de kira bedelinin Türk Lirası cinsinden belirlenmesi yönünde. Artık, kira bedellerinin TL olarak belirlenmesi zorunlu hale getirildi.

Bu kapsamda, kiracı ile ev sahibinin yaptığı kira sözleşmesinde, kira bedeli yabancı para birimleriyle belirlenemeyecek. Kira bedelini yabancı para birimlerinden belirleyenlerin bu hükmü ise geçersiz kabul edilecek. Böyle bir durumda, kira bedelinin TL karşılığı, sözleşmenin yapıldığı tarihteki T.C Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak hesaplanacak.

Polat Holding’in Duna Pearl Projesi Altın LEED Sertifikası Aldı

Polat Holding’in Budapeşte’de yükselen projesi Duna Pearl, ABD Yeşil Bina Konseyi USGBC tarafından Altın LEED sertifikasına layık görüldü.

Polat Holding’in ilk yurtdışı projesi olan ve geçtiğimiz aylarda sakinleri ile buluşan ‘Tuna’nın İncisi’ olarak da anılan Duna Pearl Projesi, ABD Yeşil Bina Konseyi USGBC tarafından verilen ve en saygın uluslararası endüstri standartlarından olan  LEED Enerji Sertifika Sistemi’ nde altın sertifikaya layık görüldü. ABD merkezli LEED (Enerji ve Çevre Tasarımında Liderlik) Serfikası, dünya genelinde en yaygın kullanılan yeşil bina derecelendirme sistemi olup, büyük bina komplekslerinin enerji çözümlerini, modernliğini ve inşaat kalitesini ödüllendirmektedir.

Duna Pearl’ün Altın LEED Sertifikası ile ödüllendirilmesi konusunda konuşan Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Yücel, konu ile ilgili şunları söyledi: 

“Altın LEED Sertifikası, projelerin LEED kriterleri çerçevesinde bina kompleksi olarak en güncel gereksinimleri karşıladığını, sağlıklı bir çevreyi güvence altına alıp, enerji tasarrufunu destekleyecek şekilde   tasarlandığını ve işletildiğini göstermektedir.

Duna Pearl projemiz de bu çerçevede hem Avrupa Birliği bina yönetmeliklerine uygun olarak en az yüzde 20 yenilenebilir enerji kullanması, hava ısısından sıcak su üreten son teknoloji bir ısı pompası sistemi dahil olmak üzere çeşitli soğutma ve ısıtma çözümlerine sahip olması hem de bulunduğu bölgeye sürdürebilirlik anlamında kattığı değer ile bu sertifikaya layık görüldü. Duna Pearl’ün inşaatı sırasında, çevre yolları yenileyip kaldırımları onardık, yeni park alanları oluşturduk ve mahalle sakinlerine ve ziyaretçilere yönelik yeşil alanlar oluşturduk. Yani aslında bu sertifikayı almamızda sadece mimari ve mekanik çözümler değil, bunun yanında , mahallenin çevresinin yeşillendirilmesi ve çevredeki yaşam kalitesine sunduğumuz fayda da değerlendirme sırasında önemli bir rol oynadı.’’

Polat’ın ilk Budapeşte projesi olan Duna Pearl’ün layık bulunduğu, sürdürülebilir ve yenilikçi binalardan oluşan seçkin projelerin sahip olduğu LEED Sertifikası, dünya genelinde kabul görüyor. Çevresel ve sosyal açıdan yaşam kalitesini artırmayı destekleyen USGBC’nin listesinde bugün yaklaşık 190 ülkede 105.000’den fazla LEED sertifikalı bina bulunuyor.

Gayrimenkulde Takas Dönemi

Banka kredisine ulaşamayan tüketiciler ‘takas’ yöntemine başvurdu. Emlak sitelerinde binlerce konut, iş yeri ve arsalar takas yöntemiyle satışa çıkarıldı.

Konut kredisi faizlerinin yüzde 40’ları aşması ve kredi musluklarının özel bankalarda 3 milyon lirayı çok aşmaması takas yöntemini harekete geçirdi. Finansmana erişim zorluğu karşısında ellerindeki mülkleri satamayan kişiler, konut, arsa, tarla, otomobil, hatta iş yerlerini değiş tokuş ediyor.

Emlak sitelerinde binlerce konut, otomobil, arsa, tarla, iş yeri takasa çıkmış durumda. Satışa çıkan ve takas kabul edilen mülkler arasında lüks villalar, fabrikalar, tarlalar, çiftlik evleri, hatlı ticari taksi ve taksi durağı da bulunuyor.

Kira getirili konutlar takasta

 İstanbul, gayrimenkul ve otomobil takasında öne çıkarken, Ankara, İzmir, Tekirdağ, Balıkesir gibi çok sayıdaki şehirde de takas ilanları dikkat çekiyor. Konut takasında fiyatlar 1 milyon TL ile 70 milyon TL arasında değişirken, emlak ilanlarında oturumluk ve yatırımlık kira getirili daireler; dükkan, arsa, tarla ve araç karşılığında takasa açık durumda.

Emlak platformlarında dikkat çeken ilanlar arasında, 3 milyon TL değerinde taksi durağı, İstanbul Ataşehir’de 13,5 milyon TL’ye 3+1 daire, Pendik’te 4+1 dubleks, Başakşehir’de 9 milyon TL’lik 4+1 daire, konut ve araç takasına açık olarak yer alıyor.

Lüks villa karşılığında daire ve otomobil

Lüks mülkler de takas kabul eden gayrimenkullerden. Üsküdar’da 101 milyon TL değerinde Boğaz manzaralı tripleks köşk, İstanbul Anadolu Yakası veya Bodrum’da gayrimenkul veya lüks araçla takasa açık durumda.

Yine Antalya’da 23 milyon liraya 4+1 havuzlu lüks villa, Nişantaşı’nda 44 milyon liraya havuzlu lüks daire, Beylikdüzü’nde 32 milyon liraya ikiz villa, İzmir’de 12 milyon liraya villa, Yalova’da 15,5 milyon liraya çiftlik, Şile’de 11 milyon liraya villa, Bahçelivler’de 11 milyon liraya 5+2 dubleks, daire, arsa ve araç takası kabul eden mülklerden. Yine Beylikdüzü’nde site içinde 70 milyon lira değerinde 13 daire, İstanbul’da ofis, dükkan, imarlı arsa karşılığında takas kabulüyle ilana çıkmış durumda.

Barter yeniden hareketlendi

İsim vermeyen bir sektör temsilcisi, konut satışlarının yavaşladığı ortamda barterin yeniden hareketlendiğinin altını çizdi. Sadece tüketicilerin değil, farklı şehirlerden müteahhitlerin de kendi aralarında barter yapabildiğine işaret eden sektör temsilcileri, “Mesela birinin Ankara’da, bir diğer müteahhidin İstanbul’da dairesi varsa, takas yöntemiyle şanslarını şehir değiştirerek denemek istiyor.

Yine barterla inşaat malzemesi değiş tokuşu durmuştu. Şimdi tekrar gündeme geldi” diye konuştu. Bir başka sektör yetkilisi ise galeriden otomobil satın almak isteyen bazı araç sahiplerinin, eski aracın üzerine tarla ve dolar bazında vade önerdiği, satış için karşılıklı fiyat araştırması sonrasında satışın gerçekletiğine işaret ediyor.

Gayrimenkul Danışmanı Şenay Araç Demir, son 10 gündür gayrimenkul sektöründe takasın hareketlendiğini söyledi. Kredi çekemeyen ancak yerini satmak isteyen mülk sahiplerinin, karşılıklı gayrimenkul değiş tokuşu için masaya oturmaya başladığını söyleyen Demir, “Mesela 400 metrekarelik 30 milyon TL değerindeki bir dükkan almak için, 100 metrekarelik 10 milyon TL’lik dükkan, üzerine otomobil takası için mülk sahipleri karşılıklı görüşüyor. Kalan tutarı, elinde dövizi ya da TL’si varsa 4 taksitte vade yapıyor” dedi.

Finansman aracı görülüyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Hizmetleri Komite başkanı ve Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucusu Hakan Akdoğan, konutta kredi muslukları sıkılaşınca, mülk sahiplerinin de takasa yöneldiğini söyledi. Akdoğan, “Piyasanın yavaşladığı, nakit akışının yavaşladığı dönemde takaslar ön plana çıkıyor. Araç takası olabiliyor, arsası vardır ya da konuta ihtiyacı varsa, arsasının, tarlasını verip konut almak isteyenler oluyor. Takas sonrası kalanı, 3-12 ay taksitlendirme yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tavuk çiftliği de mısır fabrikası da takasa açık

Emlak sitelerindeki ilanlardan yapılan belirlemelere göre, Bolu’da 25 milyon TL değerinde tavuk çiftliği, İstanbul’da ev, dükkan, araç takasına açık. Yine Ankara’da 140 milyon TL değerinde fabrika, Akçakale’de 50 milyonluk mısır fabrikası, Konya’da 24 milyon TL’ye 4 katlı mağaza, ana cadde üzeri arsa, daire ve araç takasına açık durumda.

Kaynak: Dünya Gazetesi

NESOB, GES Projesini Tamamladı

Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Odası, (NESOB) hizmet binasında planlanan Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesini tamamladı.

Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği hizmet binasının çatısında 400 metrekare alan üzerine kurulan 136 adet güneş paneli, 100 megavat enerji üretimi sağlayarak 70 hanenin yıllık enerji tüketimine eş değer 50 ton karbon tasarrufu sağlayacak. Yapılan projeyi yaptığı basın açıklaması ile duyuran Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alim Yeşil çevre dostu projenin detaylarını anlattı. 

Yeşil; “Bizim ısıtma ve soğutma sistemimiz tamamen klima üzerine ve birlik olarak fazla elektrik tüketimimiz vardı ve bu noktada güneş enerji sistemini tercih ettik. Bu proje ile doğaya karbon salınımı noktasında da proje ile katkı sağladık. Yeşil Enerji ile ilgili doğa dostu projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Ekim ayından itibaren devreye aldığımız 62 kW kurulu güce sahip güneş enerji santrali ile hem birlik binasının enerji ihtiyacını karşılanacak hem de EPDK ile yapılan anlaşma ile enerji iletim hatlarına enerji vererek gelir elde edeceğiz” dedi.

Projenin kurulumunu yapan firma yetkilisi Cemal Poyraz ise bölgenin güneş enerjisi potansiyeli açısından önemli bir yere sahip olduğunu söylediği açıklamasında, gerekli yatırım ve teşviklerle bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğine değindi. 

Poyraz; “Kurduğumuz santral 70 hanenin enerji ihtiyacını karşılayacak güce sahip ve ürettiği enerji yıllık bin 500 ağacın kurtarılmasını sağlayacak karbon sağlıyor. EPDK ile yapılan anlaşmalar sonucunda da Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği kendi enerjisini karşıladığı gibi aynı zamanda fazla enerji üreterek bunu da ekonomiye kazandırmış olacak. Kurulan GES projesi 5 yılda kendi kendisini amorti ediyor. Bu, hem ekonomimize hem de doğamıza, gelecek nesillere ve dünyamızın geleceğine yapılan önemli bir yatırım” ifadelerini kullandı.

Sarar Group 50 Milyon Dolar Yatırımla 250 Odalı Otel Açacak

Sarar Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ece Sarar, Eskişehir’de 50 milyon dolarlık yatırımla 250 odalı otel açacaklarını söyledi.

Sarar Grubunun üçüncü kuşak temsilcilerinden, Ece Sarar grubun yeni yatırım planları ile ilgili Ekonomim gazetesinden Necla Dalan’a bilgi verdi. 

Eskişehir-Sümerbank yerleşkesi içinde kendi misafirleri için açtıkları ve yeniledikleri otel beğenilince dışarıya da açtıklarını belirten Ece Sarar, “İstanbul’da Beylikdüzü’nde 250 odalı bir otel yapıyoruz. Pandemi döneminde durdurmuştuk. 250 odalı otel projesi toplamda 50 milyon dolarlık bir yatırım olacak.” ifadelerini kullandı.

Grubun bir de Eskişehir’de projesi olduğunu kaydeden Sarar Grubunun Yönetim Kurulu Üyesi Ece Sarar “Eskişehir Eski Otogar Projesi var. Üst kısmı rezidans alt kısmı AVM olacak. Projenin 2025 yılında tamamlanması hedefleniyor.” dedi.

İstanbul’un Kültürel İkonu Atatürk Kültür Merkezi’nde Guardian Glass Ürünleri Tercih Edildi

İstanbul Taksim Meydanı’nın önemli mihenk taşlarından biri olan, Tabanlıoğlu Mimarlık tasarımı Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni ön cephesinde kullanılan Guardian SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yapıyı daha davetkar, erişilebilir ve daha kapsayıcı hale getirirken dış dünya ve özellikle Taksim Meydanı ile daha fazla bağlantı kurmasını sağlıyor. 

İstanbul’un kentsel hafızasında çok önemli bir yere sahip olan ve tıpkı orijinal yapıda olduğu gibi yine Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan yeni Atatürk Kültür Merkezi, bir konser salonu olmasının yanı sıra, tiyatro, sinema, kongre salonu, kütüphane, müze, sanat galerisi ile birlikte pek çok kafe ve restoran alternatiflerini de bünyesinde barındıran çok işlevli bir kültür mekanı olarak geçtiğimiz sene Taksim Meydanı’ndaki yerini aldı. 

Yeni tasarımında yapının varlığının ve ruhunun korunması süreçlerinin en önemlisi orijinal cam cephenin yenilenmesiydi. Yeni ön cephe, aynı modernist tasarım, ölçek ve orantı kullanılarak tamamen orijinalinden esinlenildi. Değişen cephede binanın tasarım yaklaşımına ulaşmasında Guardian SunGuard® SuperNeutral™ yüksek performanslı camın kullanılmasının önemli katkıları oldu. 

Etkileyici ve doğal bir görünüme sahip olan SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, yeniden tasarlanan cepheyi daha şeffaf, daha açık ve davetkar hale getiriyor. SunGuard® SuperNeutral™ 70/37, Atatürk Kültür Merkezi’nin iç mekanlarını görünür kılarak ziyaretçileri içeri davet ediyor. Bu arada, camın yüksek ışık geçirgenliği, iç mekanı doğal ışıkla doldurarak binanın tam randımanlı kullanımını teşvik ediyor ve yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor.

“Bir kültür kuruluşunun ve yapısının ihtiyaç ve işlevleri zaman içinde değiştiği için mekansal olarak güncel çözümlerle yenilenmesi gerekiyor” diyen Mimar Murat Tabanlıoğlu cephede SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam kullanmalarının nedenlerini şu sözlerle açıklıyor: “SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 kaplamalı cam, yüksek güneş kontrolü ve düşük emisyon sağlıyor. Böylece, yıl boyunca doğal ışık seviyesinin artmasına, kış ve yaz mevsimlerinde de yalıtıma yardımcı oluyor. Dolayısıyla, sıcaklığın genellikle yüksek olduğu İstanbul’da böylesine muazzam bir cam cepheye sahip olmak yapının önemli avantajlarından biriydi. Yapının tasarımında sürdürülebilirlik önemli bir mimari hedefti ve SunGuard® SuperNeutral™ 70/37 özellikleriyle bu hedefe ulaşmamıza yardımcı oldu. Cam, yeni yapının cephesinde gün ışığını en üst düzeye çıkartıyor, yüksek düzeyde güneş kontrolü ve ısı yalıtımı sunarak enerji tüketiminin azaltılmasına yardımcı oluyor.”

Nova Group’tan Samsun’a 30 Milyon Avroluk Yatırım

Nova Fashion Group, Samsun’a 30 milyon avro bedel ile fabrika yatırımı yapacak.

Nova Fashion Group Yönetim Kurulu Üyesi Umut Boz, Samsun’daki üretim fabrikalarında toplam 600 çalışan olduğunu vurgulayarak, “Bundan 3 ay önce seçim arifesinde Samsun’da serbest bölge kuruldu. Ama sonra devamı gelmedi. Şimdi onun takipçisiyiz. Hatta kanun çıktı ve yer tahsisi de yapıldı. Şu an parselasyon işlemi aşamasında olan yere adayız. Olursa 30 milyon avroluk bir yatırım hedefliyoruz. 2025 yılında planladığımız bu yatırım için bin kişiye ilave istihdam sağlayacağız” dedi.

Geçtiğimiz yıl 85 milyon dolar ciro gerçekleştirdiklerini ifade eden Boz, bu yılki grup ciro beklentilerinin ise 105 milyon dolar seviyesinde olacağını söyledi.

Boz, cirolarının yüzde 90’ının ihracattan, yüzde 10’unun ise perakende satıştan geldiğini söyledi. Bugün 26 ülkeye ihracat yaptıklarını ve ağırlıklı olarak Almanya, İngiltere, ABD, İsviçre, İspanya, Kanada, Uzakdoğu, Japonya, Çin ile çalıştıklarını belirten Umut Boz, son 3 yıldır ABD pazarına odaklandıklarını aktardı.

Umut Boz, önümüzdeki dönemde ABD, İspanya, Ortadoğu ve Azerbaycan’da büyümeyi planladıklarını ifade etti. Grubun erkek giyim markası Hemington’da Türkiye’de şu anda 7 şehirdeki 25 olan mağaza sayılarını 2025 yılına kadar 50’ye çıkaracaklarını söyleyen Umut Boz, “Var olan mağazalarımız İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Muğla ve Ankara’da bulunuyor. Yeni mağazaları da gelir seviyesinin yüksek olduğu şehirlerde düşünüyoruz. İlk etapta Gaziantep, Kayseri ve Trabzon gibi illeri hedefliyoruz” dedi. Nova Fashion Group’un kadın giyim markası Knitss’te toplamda 10 mağazalarının olduğunu belirten Umut Boz, “Knitss’te 2025 yılında 20 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

‘’Türkiye, İşçilikte Avrupa’dan Daha Ucuz’’

Global tekstil sektöründen yatırım teklifleri aldıklarını dile getiren Boz, şu ifadeleri kullandı:

“Büyük sermaye grupları var ve onlar şu an Türkiye’de yatırım yapmak istiyorlar. Burayı bir kanal gibi kullanmak amacındalar. Sektörde entegrasyonunu artırmak isteyen bir takım iplik üreticileri, Avrupa’da da ham madde üreticileri var. ‘Ham maddeyi üretiyorum ve kilosunu da 30 dolardan satıyorum.

Ürünü de üretirsem 100 dolardan satarım’ diyorlar. Yani dolayısıyla dikeye doğru giden bir entegrasyon var. Biz de özellikle Avrupa’dan talep alıyoruz. Türkiye’de ortak fabrika kurmak istiyorlar. Türkiye halen işçilikte Avrupa’dan daha ucuz. Şu an yakın süreçte olduğumuz bir yer yok ama dost ortamında konuştuğumuz oluyor. Çünkü yüksek katma değerli bir iş yapıyoruz. Bunun büyümesi için daha da fazla üzerine koyacaksak ortaklığa açığız”

‘’Fabrikamız, Bölgenin Çevresini Değiştirdi’’

Bundan 14 yıl önce Samsun’a gittiklerini ve orada bir fabrika kurduklarını, bölgenin o dönemde de teşvik bölgesi konumunda olduğunu anlatan Umut Boz, şunları söyledi: 

Samsun’un Kavak ilçesindeyiz. Bölgenin 10 bin nüfusu var. Çalışma çağı dışındakileri çıkarırsanız 6 bin denebilir. Anadolu nüfusuna göre yaklaşık bin 200 hane eder. Biz orada herkesi kendimiz yetiştirdik diyebiliriz.

Orası bir sosyal proje gibi konumlandırıldı. Kimse çalışmıyordu. Herkes evdeydi. Ancak şimdi çok özel bir yer oldu. Çünkü anne-kız var, kız kardeş, anneanne-torun, ağabey-kardeş, gelin-kaynana var. Neredeyse her haneye dokunuyoruz. Atatürk’ün bir sözü var; ‘Her fabrika bir kale gibidir.’ Fabrikamız bölgenin çevresini değiştirdi. Yollar değişti, okullar yapıldı, yerel esnaf kalkındı. Gelir kaynağı girdi.”

Grubun Yüzde 30’u 2024’te Halka Arz Edilecek

Halka arz konusunda çalışmaları olduğundan bahseden Umut Boz, “Türkiye’de halka arz trendi var. Biz de grup olarak halka açılmayı düşünüyoruz. 2024 yılında şirketin yüzde 30’unu halka arz etmeyi hedefliyoruz” dedi.

Copa, Yeni Ürünleriyle ISK-SODEX İstanbul Fuarı’ndaydı

Copa Isı Sistemleri, 25-28 Ekim 2023 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen ISK-SODEX İstanbul Fuarı’nda yer aldı. Türkiye ve 40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren Copa; fuarda, enerji verimli ve çevre dostu yeni ürünlerini sergileyerek sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.

25-28 Ekim 2023 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen ISK-SODEX İstanbul Fuarı, iklimlendirme sektörünün geleceğini şekillendiren teknolojilerin, inovasyonların ve çözümlerin sergilendiği uluslararası bir buluşma noktası olarak dikkat çekiyor. Sürdürülebilir ve yüksek performanslı iklimlendirme çözümleriyle dikkat çeken Copa, bu yıl da sektörün önemli buluşma noktalarından biri olan ISK-SODEX İstanbul Fuarı’nda, ileri teknoloji yeni ürünleriyle yerini aldı. 

19 ülkeden 1000’e yakın katılımcı markayı ve binlerce ziyaretçi ile bir araya getiren fuar kapsamında Copa, Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunarken, enerji verimli, çevre dostu ve yenilikçi ürünlerini tanıtma fırsatı yakaladı.

40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren ve yüksek verimlilikte iklimlendirme ürünlerine sahip Copa, 271 metrekarelik geniş bir alan üzerine kurulan standında üstün teknolojiye sahip ısı pompası, kombi, kazan, klima, şofben, elektrikli kombi ve radyatör, panel radyatörlerin olduğu yeni ürünlerini sergiledi. 

Copa standı fuara katılanlarla doğrudan iletişim kurmak amacıyla özel olarak tasarlandı. Başta sektör profesyonelleri olmak üzere ziyaretçiler ürünlerle ilgili sorularını ve değerlendirmelerini Copa personeline aktarabilme ayrıcalığı yakalarken iş birliği olanaklarını da değerlendirme fırsatı buldu. Fuarda COPA’nın sunduğu ısı pompaları ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Enerji tasarrufu ve çevre dostu özellikleri ile ön plana çıkan ısı pompaları, hem ev hem de endüstriyel kullanım için çeşitlilik gösteriyor.

Çok verimli bir fuar geçirdiklerini ifade eden Copa Isı Sistemleri Genel Müdürü Oktay Erdinç fuarın ardından yaptığı değerlendirmede, “ISK-SODEX İstanbul Fuarı, bizim için birçok yeniliğin müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla buluştuğu bir platform oldu. Sergilediğimiz ürünlerin hem yurtiçi hem de yurtdışı ziyaretçilerimiz tarafından yoğun ilgi görmesi bizleri mutlu ediyor. Aldığımız olumlu geri bildirimler, çalışmalarımızın daha da ileriye taşıma konusunda bize ilham veriyor. Önümüzdeki dönemde de Copa olarak yenilikçi ve sürdürülebilir ürünlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Bakan Uraloğlu: ‘’Sarıyer’e Ulaşım 5 Dakikaya İnecek’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, inşaat çalışmalarının sürdüğü Sarıyer-Kilyos Tüneli projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Tünelin en kısa sürede hizmet verebilmesi için NATM metodu ile delme patlatma yapıldığını kaydeden Bakan Uraloğlu, tünel açma makinesi (TBM) yöntemini de eklediklerini söyledi. Bakan,TBM tasarım ve sipariş işlemlerinin tamamlandığını, imalat sürecinin devam ettiğini kaydetti. Tünelde kazı destek çalışmaları sürüyor.

Sarıyer-Kilyos Tüneli’nin yapım çalışmalarını 2026 yılında bitirme hedefiyle 7 gün 24 saat aralıksız sürdürdüklerini belirteren Bakan Uraloğlu, şunları söyledi:

“Projemiz tamamlandığında, Levent, Maslak ve Sarıyer gibi yoğun nüfusun ve iş yerlerinin bulunduğu alanların Kuzey Marmara Otoyolu’na ve İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy, Kilyos, Gümüşdere ve Demirciköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. Aynı şekilde İstanbul’un kuzeyindeki yerleşim alanlarında yaşayan nüfusun da kent merkezlerine erişimi oldukça kolaylaşacak. Mevcut durumda, Kuzey Marmara Otoyolu’nun Uskumruköy Kavşağı’ndan çıkan ve bu civarda yaşayanların Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşim alanlarındaki düşük standartlı şehir içi yollarını kullanarak Sarıyer’e ulaşmaları ortalama 35 dakika sürüyor. Sarıyer- Kilyos Tüneli’nin hayata geçmesiyle şehir içi imar yolları baypas edilecek ve Sarıyer’e ulaşım süresi 5 dakikaya kadar inecek. Bu da önemli ölçüde yakıttan ve zamandan tasarruf sağlayacak. Ayrıca, Maslak, Levent, Beşiktaş gibi İstanbul’un en canlı iş ve finans merkezleri, Sarıyer-Çayırbaşı Tüneli ve hemen akabindeki Sarıyer-Kilyos Tüneli vasıtasıyla doğrudan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlanabilecek. Dünyanın en büyük havalimanlarından olan İstanbul Havalimanı’na erişimleri de kolaylaşacak.”

‘’Yapımı Devam Eden Projeler Tamamlandığında İstanbul’daki Raylı Sistem Ağı 338,8 Kilometreden 394,5 Kilometreye Yükselecek’’

Sarıyer-Kilyos Tüneli’nin hem Kuzey Marmara Otoyolu hem de İstanbul Havalimanı’na kolay ulaşım ve entegrasyon açısından önemli olduğunu belirten Bakan, İstanbul adına büyük bir proje gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde İstanbul’u Avrupa’nın ve dünyanın en gelişmiş şehirlerinden biri haline getirmek için dev projeler inşa ettik. Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Çamlıca Kulesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu ve İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı gibi tarihi yatırımları gerçekleştirerek İstanbulluların yaşam kalitesini yükselttik ve İstanbul’u çok kıymetli bir marka şehre dönüştürdük.

Son 21 yılda İstanbul’un ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 706 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. İstanbul’daki yatırımlarımız ulaşımın tüm modlarını kapsıyor. İstanbul’u bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla donatıyoruz. Yapımı devam eden projelerimiz bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğu 338,8 kilometreden 394,5 kilometreye yükselecek.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Havalimanı’nın dev kapasitesiyle Türkiye’yi uluslararası bir aktarma merkezi yaptığına ve ülkeyi küresel havacılıkta zirveye taşıdığına dikkati çeken Uraloğlu, “Bugün İstanbul, havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Avrupa’da en yoğun havalimanları sıralamasında İstanbul Havalimanı ilk sırada yer almaktadır.” açıklamasını yaptı.

“Sarıyer-Kilyos Tüneli, İstanbul’da Trafik Yükünü Hafifletecek”

TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu, Sarıyer-Kilyos Tüneli’nin çok önemli bir proje olduğunu belirterek, tünelin İstanbul’da trafik yükünü hafifleteceğini ifade etti.

Karaismailoğlu, İstanbul’da gelecek yıllarda çıkabilecek problemleri önceden tespit edip projeler yapmak gerektiğine işaret ederek, “Bu projeleri de uygulamak lazım, İstanbul için dertlenmek lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Sarıyer-Kilyos Tüneli projesi ile önemli bir adım atıldığını aktaran Karaismailoğlu, “Arkadaşlarımız işin ciddiyetinin farkındalar. Yoğun bir seferberlik halinde çalışıyorlar, kısa zamanda bunu İstanbulluların ve Türkiye’nin hizmetine sunacaklar.” diye konuştu.

Krom İhracatı Yüzde 20 Arttı

KROMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, krom ihracatına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Krom Üreticileri Derneği (KROMDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, madencilik sektöründe özellikle krom üretimi ve ihracatına ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi.

Türkiye’de yaklaşık 15 bin adet maden ruhsatı olduğunun bilgisini paylaşan Çevik, bunlardan 10 bin 136’sının işletme, 5 bin 386’sının ise arama ruhsatı olduğunu belirtti. Çevik; bu 15 bin maden ruhsatından 850 tanesinin krom madeni olduğunu ve bunların 470 tanesinin işletme, geri kalan 380 adetinin de arama ruhsatı olduğunu kaydetti.

“Maden ruhsatları değer oluşturmuyor”

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB)’nin, Türkiye Madenciler Derneği’nin ve KROMDER’in gündeminde olan maden bankasının kurulmasının elzem olduğuna dikkat çeken Çevik, “Çünkü şu an finans sektörümüzdeki bankalar madenlere herhangi bir teminat koyamadığı için veya onlarda bir değer tespiti yapamadığı için ruhsatlar şu an bir değer oluşturmuyor. Türkiye Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) ile 2018 yılında madenlerde yeni bir döneme girildi.

Değerlemeler UMREK ile yapılırsa bir değer olur. Sadece UMREK değil, JORC standartları gibi dünyada bir sürü standart var” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Eximbank’ın öz kaynaklarıyla 2021 yılının ekim ayında İhracatı Geliştirme (İGE) A.Ş.’nin kurulduğunu belirten Çevik, “İGE A.Ş’den kredi almak için yine teminat mektubu ortaya koymak gerekiyor.

Madenci nasıl bir teminat mektubu verebilir? Belki, aldığı fabrikanın arsasını koyabilir, ekipmanı teminat gösterebilir ama hali hazırda ruhsatı gösteremez. Madenciler devlete ciddi ruhsat parası ödüyor. Bu para, genel bütçeye gidiyor. Bunlardan kaynak yaratılıp kurulacak banka fonlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Madencilerin; 2022 yılında 7,6 milyar TL’lik devlet hakkı tutarı ödediğini, bunun yaklaşık 3 milyar TL’sinin ruhsat bedeli, yaklaşık 3 buçuk milyar TL’sinin ise orman kirası olduğunun bilgisini paylaşan Çevik, “2023’te yeniden değerleme oranıyla bu ödemeler yüzde 122 arttı. Buradan da bir kaynak yaratılabilir. Uç ürüne gidecek yatırımlar yapabilmek için de finansman gerekiyor. Finansman için de sektörün böyle bir yapıya ihtiyacı olduğunu vurgulamak istiyoruz” dedi.

“İhracatta ferrokrom 3 dolar, krom 27 sent”

Ferrokrom ihracatı yüzde 50 düşerken, krom ihracatının yüzde 20 arttığına dikkat çeken ve Türkiye’deki enerji maliyelerinden dolayı ferrokrom tesislerinin son 10 yıldaki kapasite kullanım oranının yüzde 30’un üzerine çıkmadığını kaydeden Çevik, şunları söyledi; “Kendi içinde tüketemediğin için mecbur dışarı satıyorsun. Krom ihracatında dünyada ilk sırada Güney Afrika var.

Biz, 1,5 milyon ton üretirken onlar, 13 milyon ton üretiyor. Ferrokrom üretimine en yakın ve en elverişli krom, Türk kromu. Çin, bizim ürünümüzü onların ürününe katarak kalitesizleştirip kullanıyor. Biz içeride işleyemediğimiz için mecbur satmak zorundayız. Ferrokrom olarak satarsak kilogram başı 3 dolar, normal krom olarak satarsak kilogram başı 27 sent, paslanmaz olarak satarsak 15 sent civarında.”

İstanbul’da Yıllık Getirisi En Fazla Olan İlçe Esenyurt Oldu

Endeksa tarafından hazırlanan verilere göre, İstanbul’da yıllık getirisi en fazla olan ilçesi Esenyurt oldu.

Endeksa trend özelliğine getirdiği yenilik ile artık, gayrimenkullerin yıllık değer getirisini hesaplayabilme imkanı da tanıyor.  Endeksa’nın verilerine göre ekim ayı sonu itibarıyla İstanbul genelinde ortalama konut fiyatı 4 milyon 224 bin 143 TL, ortalama kira ise 17 bin 111 TL. İstanbul genelinde konutların yıllık getirisi ise ortalama yüzde 5,73 oldu. Çalışma ile getiri oranı yüzde 6’dan büyük olan ilçelerin kiraya verme amaçlı yatırım için cazip, yüzde 4’ün altında olan ilçelerin ise cazip olmadığı belirlendi. İstanbul’da konut getirisi en yüksek ilçeler sırasıyla Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Sancaktepe, Küçükçekmece ve Çekmeköy olurken, getirisi en düşük ilçeler Sarıyer, Şile, Beşiktaş, Bakırköy ve Beykoz.

Konut Getirisi En Yüksek Esenyurt, En Düşük Beykoz 

Endeksa verilerine göre Esenyurt’ta ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 923 bin 790 TL, ortalama konut kirası 11 bin 679 TL, konut getirisi ise yüzde 7,93. Esenyurt’u izleyen Gaziosmanpaşa’da ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 873 bin 745 TL, ortalama konut kirası 16 bin 488 TL, konut getirisi yüzde 7,16 seviyesinde. Gaziosmanpaşa’nın ardından gelen Sancaktepe’de ortalama satış fiyatı 2 milyon 934 bin 18 TL, ortalama kira 14 bin 878 TL, konut getirisi ise yüzde 6,94 seviyesinde gerçekleşti.

Getirisi en düşük ilçeye bakıldığında, Beykoz’un yüzde 2,81 ile en düşük getiri oranına sahip olduğu görüldü. Beykoz’da ortalama satış fiyatı 16 milyon 90 bin 655 TL, ortalama konut kirası ise 24 bin 46 TL. Beykoz’un ardından Bakırköy’de ortalama konut satış fiyatı 9 milyon 493 bin 65 TL, ortalama konut kirası 27 bin 715 TL ve konut getirisi yüzde 3,81 seviyesinde gerçekleşti. Beşiktaş’ta ise ortalama konut satış fiyatı 12 milyon 850 bin 515 TL, ortalama konut kirası 38 bin 445 TL ve konut getirisi yüzde 4,01 seviyesinde gerçekleşti.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Ağustos Ayında Yüzde 5,4 Büyüdü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) 2023 Ekim ayına ilişkin Aylık Sektör Raporu’nu açıkladı. Buna göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi yüzde 5,4 oranında arttı.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan Aylık Sektör Raporu’nun Ekim 2023 sonuçları açıklandı. Rapora göre 2023 yılının ilk çeyrek döneminde deprem afetinin etkisi ve ihracattaki düşüşe bağlı olarak üretim hızı yavaşlamış ve inşaat malzemesi sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 artış göstermişti. İkinci çeyrekte ise depremin artçı etkileri, seçim sürecinin belirsizliği, dış pazarlardaki yavaşlama ile nisan ve haziran aylarında çalışma gün sayısının azalması sonucu inşaat malzemesi üretimi geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 1,4 artmıştı. Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,8 yükselen inşaat malzemesi sanayi üretimi, 2023 Ağustos ayında da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,4 arttı. Seçimlerin yarattığı belirsizliklerin ortadan kalkması ve yeni ekonomi politikalarının uygulanmaya başlanması, ağustos ayındaki büyümenin en önemli etkenleri olarak öne çıktı.

Ağustosta 22 Alt Sektörün 13’ünde Üretim Artışı Yaşandı 

Rapora göre, dış pazarlarda talep koşulları ağustos ayında zayıf kalmaya devam etti. Yurt içinde ise seçimler sonrası yeni fiyatlamalar ve yeni ekonomi politikaları beklentileri, üretimi ve satışları etkilemeye başladı. Bu çerçevede 2023 Ağustos ayında 13 alt sektörde üretim geçen yılın aynı ayına göre artarken, 9 alt sektörde üretim azaldı. 2023 yılının ilk 8 ayında ise üretim geçen yılın aynı dönemine göre 22 alt sektörün 16’sında artarken 6’sında düştü. 2023 yılının ilk 8 ayında geçen yılın aynı dönemine göre en yüksek üretim artışı yüzde 42,2 ile metalden kapı ve pencerelerde gerçekleşti. Metal yapı ve yapı parçaları üretimi ise yüzde 42 arttı. Ahşap inşaat malzemesi üretimi yüzde 26,8, plastik inşaat malzemesi üretimi ise yüzde 19,3 yükseldi. Yılın ilk sekiz ayında en yüksek gerileme yaşanan alt sektör de yüzde 16,6 ile inşaat camları oldu. Onu yüzde 13,4 ile seramik kaplama malzemeleri izledi.

2020’den Bu Yana En Yüksek İstihdam Oranı 

Türkiye İMSAD raporunda, TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinden yola çıkarak inşaat sektöründeki istihdama da vurgu yapıldı. Buna göre, 2023 Ağustos ayında inşaat sektöründe istihdam 1 milyon 740 bin 387 ile 2020 başından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Seçimlerin etkisi ile haziran ayında 1,61 milyona inen toplam istihdam belirsizliklerin azalması ve yeni ekonomi politikaları ile artışa geçti. Bu kapsamda inşaat sektöründe istihdam temmuz ayında 1,7 milyona, ağustos ayında 1,74 milyona yükselerek, son 4 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

Konut Kredisi Faiz Oranları Yüzde 45’e Yaklaştı 

Sektör paydaşları tarafından yakından takip edilen raporda, 2024-2028 dönemini kapsayan On İkinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’na da değinildi. Bu kapsamda 2023 sonunda 45 ili kapsayan kentsel dönüşüm planlarının 2028 yılına kadar 81 il için tamamlanacağına vurgu yapıldı. Bu plan çerçevesinde 2028 yılına kadar 500 bin yeni sosyal konutun inşa edilmesi hedeflendi.

Raporda ayrıca, ekonomide yeni uygulamaya başlanan sıkı para politikası ile talebin yavaşlatılması ve enflasyonun kontrol altına alınmasının hedeflendiği belirtildi. Bu çerçevede T.C. Merkez Bankası’nın politika faizin artırdığına ve piyasa faiz oranlarının da buna bağlı olarak yükseldiğine dikkat çekildi. Konut kredi faiz oranlarının yüzde 45 seviyesine geldiği belirtildi ve bu oranın yıl sonu itibarıyla yüzde 50’ye yaklaşması öngörüldü.

İpotekli Konut Satışları Yüzde 50’nin Üzerinde Geriledi                     

Konut satışlarında banka kredileri ile yapılan satışların yani ipotekli satışların Türkiye genelinde önemli bir rol oynadığına işaret edilen raporda, 2023 Eylül ayında 8 bin 446 adet konut satışının ipotekli olarak gerçekleştiği açıklandı. Buna göre eylül ayı ipotekli konut satışları, şu ana kadar 2023’ün en düşük aylık satışı oldu. 2023 Eylül ayında ipotekli konut satışları geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 50,2 azaldı. Yılın ilk dokuz ayında ipotekli konut satışları 160 bin 844 adet ile geçen yılın ilk dokuz ayının yüzde 29,6 altında kaldı.

GYODER’in Yeni Başkanı Neşecan Çekici Oldu

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği’nin (GYODER) başkanlık koltuğuna Neşecan Çekici oturdu. Eski başkan Mehmet Kalyoncu kuruluşta, yönetim kurulu üyesi olarak devam edecek.

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu olan GYODER’de Başkanlık görevini, uzun yıllardır dernekte başarılı görevlere imza atan Neşecan Çekici devraldı. Çekici, bu görevlendirme ile yapı endüstrisinin ilk kadın sivil toplum kuruluşu lideri oldu. Son 3 yıldır GYODER’e Başkanlık yapan Mehmet Kalyoncu ise yeni dönemde GYODER Yönetim Kurulu Üyesi olarak deprem bölgesindeki çalışmalara odaklanacak. 

10 milyar doların üzerinde piyasa değerine sahip 268 üyesi ile gayrimenkul sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren GYODER’in Başkanlık görevini, dernekte uzun yıllardır aktif görevlerde bulunan Neşecan Çekici devraldı. GYODER’e 3 yıl boyunca başkanlık yapan Mehmet Kalyoncu ise görevine GYODER Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam edecek. Yeni dönemde GYODER Başkan Yardımcısı olarak görev alacak isimler de Ayla Heyfegil, Cem Yılmaz, Tuğra Gönden, Mahmut Sefa Çelik, Yağmur Yaşar ve Burak Kutluğ olarak belirlendi.

3 Kasım’da düzenlenen basın toplantısında görevi Neşecan Çekici’ye devreden Mehmet Kalyoncu, “3 yıldır büyük bir heyecan ve sorumlulukla yürüttüğüm GYODER Başkanlığı görevimi, Yönetim Kurulu’nda aldığımız ortak kararla, 2011’den beri yönetimde aktif rol alan Neşecan Çekici’ye devrediyorum. Ben bu dönemde vicdanımı dinleyerek kurucusu olduğum Türkiye Tasarım Vakfı çatısı altında deprem bölgesindeki tasarım ve planlama çalışmalarına odaklanacağım” diye konuştu.

GYODER, Mehmet Kalyoncu döneminde, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden sonra bölgede aktif olarak sorumluluk üstlenmiş ve üyeleriyle birlikte tamamen gönüllü olarak 100 bin konutun master plan ve mimari projelerinin 3 ay gibi kısa bir sürede hazırlanmasını sağlamıştı.

Yeni dönemde GYODER Başkanı olarak görev yapacak olan Neşecan Çekici, 2003 yılında üye olarak katıldığı GYODER’de 2011 yılından bu yana yönetim kurulu üyesi olarak görev alıyordu. Son olarak Başkan Yardımcılığı görevi yapan Neşecan Çekici basın toplantısında yaptığı konuşmada “Sayın Kalyoncu liderliğindeki yönetim kurulumuzun, değerli başkan yardımcılarımızın, icra kurulumuzun, komitelerimizin ve çok kıymetli üyelerimizin destekleri ile 3 yıldır birçok projenin ilk tohumlarını attık ve hepsinde de sektörümüze ve kamuya yarar sağlayabilecek bir aşama kaydettik. GYODER olarak, sektörün kuvvetli desteği ile devam eden projelerimize ivme kazandırarak kararlılıkla ilerleyeceğiz. Bu yeni dönemde iş birliği ve dayanışma ruhuyla, gayrimenkul sektörümüzü daha ileriye taşımak için birlikte çalışacağız” dedi.

Neşecan Çekici, bu görevlendirme ile Türkiye’de yapı endüstrisinin ilk kadın sivil toplum kuruluşu lideri oldu.

Neşecan Çekici, GYODER olarak son dönemde Yeni Konut Modeli de dahil pek çok yenilikçi projeye imza attıklarını söyleyerek, “Bu dönemde de GYODER’in ana vizyonu olan 4T yani Teknoloji, Tasarım, Tabiat ve Toplum prensiplerini her fırsatta vurgulamaya devam edeceğiz. 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde de açıkladığımız gibi PwC ortaklığında vereceğimiz 4T Sertifikası ile tüm bu ilkelerin sektörümüzdeki en iyi uygulamalarını keşfetmeye, takdir etmeye ve yaygınlaştırmaya çalışacağız” dedi.

Yeniden Yapılandırma Süreci Devam Ediyor

Kısa zaman önce YTÜ Yıldız Teknopark iş birliğiyle GYODER YTU Startup House-Proptech HUBGirişimcilik Merkezi’ni hayata geçirdiklerini, Design Hub ile de tasarım ekosistemini desteklediklerini söyleyen Neşecan Çekici, “GYODER olarak; şehirlerimizi başta deprem olmak üzere afetlere hazır hale getirmek, yeniden yapılanma sürecinin stratejisini oluşturmak ve uygulamak hedefiyle faaliyet gösterecek olan CITYLAB Türkiye merkezini kurmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu platform ile yeni fikir ve teknolojileri benimseyerek kentlerimizin daha yaşanabilir, sürdürülebilir, her canlının yaşam hakkına saygılı, dirençli ve eşitlikçi yaşam alanları olmasını amaçlıyoruz” diye konuştu.

‘’Akademik İş Birliklerimiz Devam Edecek’’

Eğitimin her zaman kendileri için öncelikli konuların başında yer aldığını söyleyen Çekici, “Sektörün gelişmesi, içinde istihdam edilen insan kaynağına yatırım ile olabilir. Eğitim, Yayınlar ve Bilgi Üretimi Komitemizin çalışmaları ile bu alanda taşıyıcı platformumuz olan GYODER Akademi bu kapsamda önemli bir rol üstleniyor. Ankara Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile de çeşitli akademik iş birliklerimizi devam ettireceğiz” dedi.

GYODER Eğitim, Yayınlar ve Bilgi Üretimi Komitesi önderliğinde hazırlanan GYODER Gösterge ile de sektörle ilgili olan tüm kesimler için önemli bir veri kaynağı sunduklarını hatırlatan Çekici, “Üzerinde çalışmaya devam edeceğimiz bir diğer projemiz ‘Konut Projeleri İçin Pazar Yeri’. Son dönemde herkesin aklını kurcalayan fiyatlar konusundaki manipülasyon ve fırsatçılık endişesini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Cottonbox’tan Denizli’ye 8 Milyon Dolarlık Fabrika Yatırımı

Cottonbox, Denizli’de 8 milyon dolarlık yatırım bedeliyle fabrika açacak. Fabrika, 15 bin metrekarelik alana kurulacak.

Ev tekstili sektöründe faaliyet gösteren Cottonbox, doğal hammadde kullanımı, kaliteli üretimi, özgün tasarımları ve çevreci yaklaşımı ile hem iç piyasada hem de global arenada büyümeyi hedefliyor.

Yurtiçinde 81 şehirde 1300’ü aşkın satış noktasında, yurtdışında ise 61 ülkede ürünleri satılan Cottonbox, Denizli’ye 8 milyon dolarlık yatırımla fabrika kuruyor. Toplamda 15 bin metrekare alana kurulu olacak fabrikanın yeşil bina içerisinde yer aldığına vurgu yapan Cottonbox Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, “Bu fabrika binamızı daha iyi servis verebilmek ve hatta daha hızlı servis edebilmek prensibiyle kurguluyoruz. Avrupa’ya 15-20 günde ürün teslim edebilecek hızlı bir organizasyon kapsamındayız. İpliğini kendisi üreten, yağmur suyunu kullanan, depodaki gri suyu atıp tekrar kullanan Avrupa’nın aradığı şartlara sahip, insana değer veren sürdürülebilirlik unsurlarını taşıyan bir işletme tasarlıyoruz. 2024 yılında yeni fabrika binamızı devreye almayı planlıyoruz” dedi.

Fasonla Değil Kendi Markasıyla Yol Almak İstiyor

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Bundan 15 yıl önce Cottonbox olarak yola çıkarken Avrupa’nın ve Amerika’nın fasoncusu değil de kendi markalarıyla yol almak gayesinde olduklarının altını çizen Turgut, “Yurtdışında kendi markamızla ürünlerimizi satıyoruz. 2023’te Orta Afrika’da bir açılım yakaladık, 2024’te oradan daha çok beklentimiz var. Şimdi yavaş yavaş Güney Afrika’ya doğru gidiyoruz. Togo, Benin ve Nijer’e kadar devam eden bir organizasyon var. Kuzey Afrika’da da varız. Körfez de gayet iyiyiz. Türki Cumhuriyetler de pazarlama organizasyonumuz gayet iyi yürüyor.

Balkanlarda ve Orta Avrupa’da da güçlüyüz. Batı ülkelerinde biraz daha zor kabul ediliyor kendi markanızla raflara girmek. Ama orada da mücadeleye devam ediyoruz. Amerika ve Kanada pazarında ürünlerimiz satılsa da orada daha da büyümek istiyoruz” diye konuştu. 

Turgut, ayrıca ilerleyen süreçte mağazalaşma hedeflerinin de olduğunu kaydetti.

“Uzak Doğu ile Rekabet Edemiyoruz”

Tekstilde Çin ve Pakistan unsuru, sektörü olumsuz etkiliyor. Bu bölgelerde işçilik, enerji ve hammadde Türkiye’ye kıyasla daha ucuz olunca ürünlerin fiyatları da ucuz oluyor ve bu nedenle rekabet etmek oldukça zorlaşıyor. 

Uzak Doğu’nun fiyat olarak tekstil sektörünü ciddi anlamda zorladığına dikkat çeken ve ayrıca Denizli Sanayiciler İş İnsanları Derneği (DESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı unvanına da sahip Nuri Turgut, “Orada işçiler 150-200 dolara çalıştırılıyor. Ancak bu rakam bizde 600- 700 dolarları buluyor. Fiyatta ve işçilikte dayak yiyoruz. Sektör haliyle Uzak Doğu’nun karşısında rekabet edemiyor. Devletin sektörü gözden çıkarıp çıkarmadığına karar vermesi lazım. Çünkü tekstil sektörü ülkemiz için sosyal barışın sigortasıdır” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’de tekstil sektöründe kayıt dışı dahil 4 milyona yakın çalışan olduğunu belirten Nuri Turgut, bu rakamın 2,5 milyonunun resmi çalışan olduğunu söyledi.

“Yapay Zeka” Nevresim Koleksiyonu

Yenilikçi marka vizyonuyla ev tekstili sektöründe çalışmalarını yürüten Cottonbox, dijital dönüşüm yolculuğunda adımlarını hızlandırdı. Yapay zeka ile tasarladığı ve 12 farklı desenin yer aldığı “Yapay Zeka” nevresim koleksiyonu özelinde NFT hazırlayan marka, ev tekstili sektöründe bir yeniliğe imza attı. Hazırlanan NFT tasarımları, aralık sonu OpenSea üzerinden satışa sunulacak.

Tasarım, üretim teknolojileri, pazarlama ve e-ticaret gibi birçok alandaki dijitalleşme yatırımlarını marka vizyonunun bir parçası olarak konumlandıran Cottonbox; böylelikle müşteri portföyünü genişletmek, yeni dünyaya entegre olmak ve genç hedef kitle ile bağ kurmayı amaçlıyor. Cottonbox dijital dönüşümle verimliliği, rekabet hızını, marka imajı ve görünürlüğünü artırırken; maliyet ve zaman tasarrufu yaratarak sürdürülebilirliğe de katkı sunmayı hedefliyor.

Belarus NGS İçin Ticari İşletim Onayı Alındı

Belarus Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) ikinci güç ünitesi için ticari işletim onayı alındı.

Genel tasarımcılığını ve yükleniciliğini Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Mühendislik Birimi’nin üstlendiği Belarus Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) 2’nci Güç Ünitesi, ticari işletim için onay aldı.

Rosatom’dan yapılan açıklamaya göre, onay komisyonu, ünitenin devreye alınmasına ilişkin belgeyi imzaladı.

Tesis, Rosatom’un en yeni nesil 3+ VVER-1200 reaktörleri ile hayata geçirdiği ilk yabancı proje oldu.

Sözleşme yükümlülüklerine göre, Rosatom artık garanti süresi boyunca ünite ekipmanının çalışmasının sorumluluğunu üstlenecek.

Bu yıl 13 Mayıs’ta söz konusu ünite ilk kez şebekeyle bağlandı ve Belarus’un birleşik enerji sistemine ilk elektriği gönderdi. 19 Haziran’da tasarım kapasitesine ulaşan ünite, bugüne kadar 2 milyar kilovatsaatten fazla elektrik üretti. Toplam kapasitesi 2 bin 400 megavat olan Belarus NGS’nin iki güç ünitesi, Belarus’un elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 40’ını karşılayabilecek. Böylece ülke, nükleer üretimin toplam enerji dengesindeki payı açısından dünya liderleri arasında yerini alacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Belarus Nükleer Santrali İnşaat Projesi Direktörü ve Rosatom’un Mühendislik Birimi ASE AŞ Başkan Yardımcısı Vitaly Polyanin, ‘Belarus NGS’nin en modern ve güvenli olan ikinci VVER-1200 reaktöre sahip güç ünitesi ticari işletime alındı. Belarus NGS, 3+ Nesil teknolojilerimizin yurtdışında geliştirildiği ilk proje oldu. Belarus NGS’nin her iki güç ünitesi de ülkenin enerji sistemine kilovat enerji üretiyor ve güvenilirliklerini şimdiden kanıtlamış durumdalar. NGS inşaat projesinin başarılı bir şekilde ve zamanında hayata geçirilmesi, Rus ve Belaruslu uzmanların ortak ve koordineli çalışmaları sayesinde mümkün oldu. Belarus’taki nükleer santralimizin Rosatom’un potansiyel yabancı ortaklarının birçoğu için örnek teşkil edeceğinden eminim. Bugün Bangladeş, Macaristan, Mısır, Türkiye ve Çin’de VVER-1200 reaktöre sahip güç ünitelerinin inşası devam etmektedir.’ ifadelerini kullandı.

Ulusal Bilimler Akademisi Sosyoloji Enstitüsü tarafından bu yıl nisan-mayısta yapılan kamuoyu yoklamasının sonuçlarına göre, Belarusluların çoğunluğu nükleer güç santrali inşaatı projesini destekledi. Kamuoyu yoklamasına katılanların yüzde 72,8’i nükleer güç santrali inşasına olumlu bakarken, yüzde 57,8’i ülkenin yakıt ve enerji kompleksindeki durumun iyileşeceğinden emin olduklarını belirtti.

Rusya dost ülkelerle iş birliğini aktif şekilde geliştiriyor. Büyük ortak enerji projeleri hayata geçirilmeye devam ediyor. Rosatom ve birimleri bu çalışmalarda aktif rol alıyor.

Toplam kapasitesi 2 bin 400 megavat olan iki reaktöre sahip Belarus NGS, Belarus’un Ostrovets kentinde bulunuyor. NGS’nin güç üniteleri, Rusya’daki referans güç ünitelerinin işletilmesinde verimliliklerini ve güvenilirliklerini kanıtlamış olan Rosatom’un amiral gemisi VVER-1200 reaktörleri ile donatıldı. 3+ Nesli VVER-1200 reaktörleri, Fukuşima sonrası tüm güvenlik gereksinimlerini karşılıyor. Bu reaktörler, NGS’leri dış ve iç etkilere karşı mümkün olduğunca dayanıklı hale getiren aktif ve pasif koruma sistemlerini bir arada bulunduruyor. Halihazırda, 4’ü Rusya’da ve 2’si Belarus’ta olmak üzere, bu tür reaktörlere dayalı 6 güç ünitesi faaliyet gösterirken, Bangladeş, Macaristan, Mısır, Türkiye ve Çin’de de Rus teknolojisine dayalı NGS’lerin aktif inşaatı devam ediyor.

Rosatom’un Mühendislik Bölümü, Atomstroyexport AŞ (Moskova, Nizhny Novgorod, Rusya ve yurtdışındaki şubeler), Ortak Tasarım Enstitüsü – Atomenergoproekt AŞ (Moskova, Nizhny Novgorod, St. Petersburg şubeleri tasarım enstitüleri, Rusya ve yurtdışındaki şubeler, Ar-Ge şubeleri) ve yan inşaat kuruluşları olmak üzere nükleer endüstrinin önde gelen şirketlerini bir araya getiriyor.

Mühendislik Birimi, sipariş portföyü ve dünya çapında aynı anda inşa edilen nükleer santrallerin sayısı açısından dünyada ilk sırada yer alıyor. Birimin gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’i yabancı projelerden elde ediliyor.

Mühendislik Birimi, Rusya’da ve dünya genelinde yüksek güçlü nükleer santraller için inşaat projelerini hayata geçiriyor, proje yönetimi ve tasarım faaliyetleri dahil olmak üzere eksiksiz bir Mühendislik, Tedarik ve İnşaat (EPC), EP (Mühendislik ve Tedarik) ve Mühendislik, Tedarik ve İnşaat Yönetimi (EPC(M)) hizmetleri yelpazesi sunuyor ve kompleks mühendislik tesislerinin yönetimi için çok yönlü teknolojiler geliştiriyor. Birim, Rus nükleer endüstrisinin başarılarına ve yenilikçi en son teknolojilere dayanıyor.

Rusya, dost ülkelerle iş birliğine odaklanarak uluslararası ticari ve ekonomik ilişkilerini sürekli olarak geliştiriyor. Dış kısıtlamalara rağmen ülke ekonomisi ihracat potansiyelini artırıyor, dünyanın dört bir yanına mal, hizmet ve hammadde tedarik ediyor.

Kaynak: AA

65 Kişinin Ölümüne Neden Olan İsias Otel’in Bilirkişi Raporu Açıklandı

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman’da 65 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı bilirkişi raporu belli oldu.

6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Adıyaman’daki 10 katlı İsias Otel yıkılmış, aralarında KKTC’den gelen öğrenciler ve TUREB rehberlerinin de olduğu 65 kişi hayatını kaybetmişti.

NTV’nin haberine göre, otel ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı bilirkişi raporu ortaya çıktı.

Raporda betonun kalitesinin bariz bir şekilde düşük olduğu, demir kalınlığının standardın çok altında olduğu belirtildi.

Yapıya ilişkin zemin etüdü yapılmadığı ve binanın yapımında yasak olmasına rağmen dere kumu kullanıldığı belirlendi.

Rapordaki usulsüzlükler bunlarla sınırlı değil. Binanın ilk olarak 1991 yılında apartman olarak tasarlandığı ancak ruhsat çıkartılarak otele çevrildiği vurgulandı.

9 kat olarak inşa edilen yapıya 2016 yılında ruhsat alınmadan bir kat daha eklendiğine dikkat çekildi.

Binanın zemin raporu, statik hesap ve statik projesinin de bulunmadığı belirtildi.

Soruşturma kapsamında İsias Otel’in yöneticileri ile proje sorumlularının arasında olduğu 5 kişi tutuklanmıştı.

Raporda, binanın yıkılmasına ilişkin sorumluluklara da yer verilerek, binanın sahibi Ahmet Bozkurt, statik proje mesulü Erdem Yıldız, Adıyaman Belediyesi’nde o dönemki yapı kontrol birimi ve yapı ruhsatlarında proje kontrollerinden sorumlu kişi “asli kusurlu” bulundu.

Erbaa Hastane Yolu Projesi Tamamlandı

Tokatı’ın Erbaa ilçesinde inşaat çalışmaları başlatılan Yeni Devlet Hastanesi Yolu projesi tamamlandı.

Erbaa Belediyesi tarafından yapımına başlanan yeni hastane yolu projesi tamamlandı. 25 metre genişliğinde duble yol, refüj, aydınlatma, kavşak düzenlemesi su, kanalizasyon, yağmur hattı, elektrik hattı, doğalgaz altyapısı tamamlanan yol, çalışmaların tamamlanmasının ardından ulaşıma açıldı.

Erbaa Devlet Hastanesi’nin arsa çalışmalarının 2012-2013 yıllarında yapıldığını ifade eden Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl  “Erbaa Devlet Hastanemizin arsa çalışmaları 2012-2013 yıllarında dönemin belediye başkanı ve kaymakamımızın özverili çalışmaları ile tamamlanmış ve sonrasında hastanemizin yapılması ile ilgili dönemin Milletvekili Sayın Zeyid Aslan tarafından yatırım programına alınmış ve 2016 yılında hastanemizin yapım işi ihalesi yapılarak inşaatına başlanmıştır. Yaklaşık 3 yıllık bir çalışmanın sonucunda hastanemiz 2019 yılında hizmete açılmıştır. Tam donamlı 150 yatak kapasiteli Hastanemiz bugün sadece Erbaa’ya değil çevresindeki İlçelere ve yerleşimlere de hizmet veren bölge hastanesi konumuna getirilmiştir.”  dedi.

Hastanenin yolunun geçmişte apar topar yapıldığını belirten Başkan Karagöl “Ancak böyle donanımlı modern bir hastanenin yolu o dönemde açılışa kısa bir süre kala apar topar topoğrafyasına, eğimine, yolun standardına ve alt yapısına bakılmadan yapılmıştır. Mevcut yolun hastanemize cevap vermemesi ve yetersiz kalması nedeniyle göreve geldiğimiz günden itibaren günlük yaklaşık 5 bin kişinin kullandığı, hem trafik güvenliği hem de insan güvenliği açısından tehdit oluşturulan yolun yapılması ile ilgili çalışmalarımıza başladık. Yapmış olduğumuz çalışmalarda hem D-100 Karayolu Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı hastane bağlantı yolunun planlanması hem de projelendirilmesi için imar uygulamaları çalışmaları yaptık. Hemşerilerimizin D-100 Karayolu Recep Tayyip Erdoğan Bulvarına çıkmadan en güvenli ve en hızlı şekilde hastaneye ulaşmaları için, Küçük Sanayi Bölgesi Dr. Devlet Bahçeli Bulvarı üzerinden yeni hastane yolumuzun projelendirilmesi için imar uygulama çalışmaları gerçekleştirdik. Her iki yolumuz da 25 metre genişliğinde yol olup, orta refüjü, aydınlatması, kaldırımı, kavşak düzenlenmesi, alt yapısı su, kanalizasyon, yağmur hattı, elektrik hattı, doğalgaz altyapısı tamamen yeni yapılmış olup, bölgenin imara açıldığında da kullanıma hazır bir alt yapı haline getirmiş bulunmaktayız.” diye konuştu.

Karmod, ABD’de Hafif Çelik’ten Konut Üretiyor

Son dönemde yurt dışında gerçekleştirdiği projelerle adından söz ettiren Karmod bu kez, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) hafif çelik yapı sistemiyle konut üretiyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Kaliforniya eyaletinin Anacapa Adası’nda kullanılacak çelik evlerin 384 metrekare büyüklüğü bulunuyor. Dubleks plana sahip ve 5+1 daire tipinde hazırlanan konutların zemin katında kapalı garaj alanı da yer alıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Genel Müdürü Abdullah Yüceer, hafif çelik yapı sistemiyle üretilen konutun Kaliforniya eyaletinin Anacapa Adası’nda kullanılacağını belirtti.

Çelik evlerin ABD’de en çok tercih edilen konut modelleri arasında yer aldığını vurgulayan Yüceer, ‘’Prefabrik çelik ev üretiminde ABD standartlarını yakaladık. Güvenli yapı modelimizle ABD ile birlikte batı ülkelerinde çelik ev projelerinde tercih edilmeye başladık. Fransa, Almanya, Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz çelik konut projesi gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında yer alıyor.’’ ifadelerini kullandı.

İzmir’de Vizyon Projeler Emlak, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı’nda Görücüye Çıktı

İzmir’in önde gelen konut üreticileri Teknik Yapı,Evora İzmir ve Divan Residence vizyon projelerini Emlak, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı’nda ziyaretçilere sundu.

Kentsel dönüşüm alanındaki uzmanlığı İzmir’e taşıyan Teknik Yapı, 3-5 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Rescon Expo’ya (Emlak, İnşaat ve Kentsel Dönüşüm Fuarı) katılıyor. İki büyük projeyle İzmir’e sembol binalar kazandıran Teknik Yapı, yarım asrı geçen deneyim ve bilgi birikimini fuar boyunca ziyaretçilerle paylaşacak. Rescon Expo’da sergilenecek olan Evora İzmir ve Divan Residence projelerinde sunulan fırsatların fuar boyunca devam edecek.

Mevcut projelerin fuar organizasyonları vasıtasıyla daha geniş kitlelere ve daha detaylı bilgi vermek için çok iyi bir ortam yarattığını belirten Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım, aynı zamanda tersine ve gerçek bilgi akışına da vesile olduğunu belirtti. Fuara gelen ziyaretçilere yapılan görüşmelerde konut taleplerinin detaylarının not edildiğini ifade eden Başkan Durbakayım “fuar boyunca elde ettiğimiz beklenti ve taleplere göre bir sonraki adımlarımızı ve planlarımızı şekillendiriyoruz. Elde ettiğimiz bilgiler, İzmir’de gerçekleştirmeyi planladığımız başka projelerin hedef odaklı ve beklentileri tam karşılaşması açısından çok büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

Teknik Yapı’nın İzmir’deki yatırımlarının Evora İzmir ve Divan Residence ile sınırlı kalmayacağını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım, yeni projeler için arayışlarının yoğun bir şekilde sürdüğünü belirtti.

Evora Denizli projesini yaparken İzmir ve çevresine ayrı bir önem gösterdiklerini aktaran Umut Durbakayım;turizm, kültür ve ticaret bakımından Türkiye’nin gözbebeği Ege’nin bir parçası olmak için yoğun bir çalışma yaptıklarını aktardı. “İzmir’in modern ve yenilikçi projelere açık bir müşteri kitlesi olduğunu gördük ve buna göre hazırlandık” şeklinde konuşan Umut Durbakayım önce Emlak Konut GYO önderliğinde ve Halk GYO ortaklığı ile Evora İzmir Projesi’nin temelini attıklarını, hemen sonrasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Divan Residence projesini hayata geçirdiklerini belirtti. İzmir’in güzelliğine katkıda bulunmak için sadece bu iki proje ile yetinmeyeceklerinin altını çizen Durbakayım, Urla’dan Çeşme’ye kadar her yerde inceleme ve araştırmalarının sürdüğünü vurguladı. “Gerek kentsel dönüşüm kapsamında gerekse yatay mimari kapsamında toplu konut ve villa projeleri geliştirmek için çalışıyoruz” şeklinde açıklamalarını sürdüren Umut Durbakayım yakın gelecek planları hakkında önemli ipuçları verdi.

‘Deprem Güvenliği ve Çevre Duyarlılığı’

İzmir’deki her iki projedeki ortak paydanın deprem güvenliği olduğunu ifade eden Umut Durbakayım, yüksek yaşam standartları, çevreye duyarlı donanımlar ve malzeme kullanımının da bu ortak paydanın vazgeçilmez bileşenleri olduğunu söyledi.

“Özellikle deprem kuşağındaki güzide İzmir’e daha huzurlu bir yaşam alanı kazandırmak için güvenlikli ve depreme dayanıklı projeler yapmak temel standartımızı oluşturuyor. İzmir’deki her iki projemizin deprem güvenliğini sağlamak için uluslararası kurumlarla işbirliği yaparken, Türkiye’deki önde gelen yerbilimci ve jeofizik konusunda uzman akademisyenlerin danışmanlığında projelerimizi gerçekleştiriyoruz” diyerek konuşmasına devam eden Umut Durbakayım projelerindeki vazgeçilmez temel standartlar hakkında şunları söyledi;

“Güvenli yaşam alanlarının yanı sıra projelerimizin sürdürülebilir ve çevreci olmasında da hassasiyet gösteriyoruz. Mesela ısı, ses ve su yalıtımı, bakım kolaylığı, düşük kullanım maliyeti ve uzun ömürlü olması için dış cephelerde GRC malzemesi kullanıyoruz. Bu konuda da büyük bir adım atarak İstanbul’daki GRC üretim fabrikamız Betofiber’i İzmir’e taşıdık. Projelerimizin hem modern hem de yenilikçi bir mimari tarza bürünmesi bizim için çok büyük önem arz ediyor.”

‘Evora İzmir’deki Ticari Yatırım Fırsatı’

Evora İzmir’in konut, ticaret ve park fonksiyonlarını bir arada barındıran yapısıyla kente değer katacağını söyleyen Umut Durbakayım,  projedeki turizm, kültür ve ticari fonksiyonlarının da buna göre tasarlandığını ifade etti.  Projenin İzmirlilere maddi ve manevi kazanç sağladığına yönelik inançların tam olduğunu aktaran Durbakayım, satıştaki dairelerde sunulan fırsat ve potansiyel kazancı şimdi ticari alanlarda da sunulacağını açıkladı. Evora İzmir projesinin sadece bir konut projesi olmadığını vurgulayan Umut Durbakayım, projenin aynı yaşam için ihtiyaç duyulan her şeyi karşılayacak bir ticaret merkezi olacağını da belirtti. Ticari ünitelerin şık mağazalarıyla ziyaretçilerine açık alanda alışveriş yapma keyfi sunacağının altını çizen Durbakayım “Açık hava ticaret merkezi özelliği taşıyan ticari üniteler, hem Evora İzmir’de yaşayanlara hem de İzmir halkına hitap edecek.  Ticari üniteleri açık alanlar insanların şık ve lüks bir caddede hem ihtiyaçlarını karşılayabilmesi hem de iyi vakit geçirmesini sağlayacak” şeklinde konuştu.

Kentsel Dönüşüm’e Sembol Proje

Teknik Yapı’nın kentsel dönüşüm kapsamında başladığı Divan Residence projesi hakkında da bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım açıklamasında şunları söyledi;

Bildiğiniz gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı İzmir’in en önemli kentsel dönüşüm hamlelerinden biri için ilk adımı geçen yıl Divan Residence projesiyle attık. Teknik Yapı’nın yarım asrı geçen güvenilir, kaliteli inşaat anlayışı ve kentsel dönüşüm projeleri tecrübeleriyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin vizyoner yönetiminde harmanladık. Türkiye’nin her şehrinden göç alan İzmir’e modern mimari ile geleneksel akılcı çözümlerin bir araya geldiği Divan Residence projesini hayata geçirdik. İzmir’in en gelişmiş lokasyonunda yer alan Ege Mahallesi’ndeki projemiz, büyük bir kentsel dönüşümün ilk hamlesi oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde gerçekleşecek projemizin İzmir’in yeni sembollerinden biri olacağını bir kez daha söylemek istiyorum. Uluslararası kalitesi ispatlanmış Divan anlayışıyla işletilecek bu projemize gösterilen ilgi, İzmir’e katma değer yaratan projeler yapmaya devam etmemiz açısından itici bir güç oldu.

Projenin inşası ve satışları oldukça başarılı sürüyor. Teknik Yapı güvencesi, projenin merkezi konumu, ulaşım rahatlığı ve iş yaşam ve ticaret merkezi olarak öne çıkması bu başarının mihenk taşları oldu.

Kaynak: Emlak Dream

Dayanışma Ekonomisi İle Peşinatsız Konut Sahibi Olunabilir

FKB Tasarruf Finansman Şirketleri Sektörü Kurulu Başkanı Eyüp Akbal,  “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes, alternatif bir finans modeli olan Dayanışma Ekonomisi ile kredisiz, faizsiz hatta peşinat dahi ödemeden ev sahibi olabilir.” dedi.

Konut ve ipotekli konut satışlarındaki azalmada konut fiyatlarındaki artışın, yüksek faiz oranlarının ve finansmana erişimin zorlaşmasının etkili olduğunu vurgulayan Eyüp Akbal, “Her ne kadar Dayanışma Ekonomisi ile gerçekleştirilen satışlar, resmî olarak ipotekli konut satışı olarak görülmese de sistem gereği teslim edilen evlerin ödemeleri devam ettiğinden pratikte ipotekli konut gibi düşünülebilir. Bu pencereden baktığımızda yaptığımız teslimatlar ipotekli konut satışının yaklaşık yüzde 7’sine tekabül ediyor.” dedi.

Akbal, “Tasarruf finansman sektörü temsilcileri olarak bizler, kişilerin en temel gereksinimlerinden barınma ihtiyacına finansman sağlayan şirketler olarak manevi tarafı da güçlü bir faaliyet içindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin alternatif bir finans modeli olan Dayanışma Ekonomisi ile kredisiz, faizsiz hatta peşinat dahi ödemeden ev sahibi olmasını sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.

Tasarruf Finansman Sistemi, Çekilişli veya Bireysel Modelle Ev Sahibi Yapıyor 

Tasarruf finansman sistemini de detaylandıran Akbal, “Tasarruf finansman sisteminde kişiler, çekilişli ya da bireysel modeli tercih ederek ev sahibi olabiliyorlar. Çekilişli sistemde gruba dâhil olan kişiler, ekonomik güçlerini birleştirerek her ay bir kişinin konut sahibi olmasını sağlıyor. Bunun için de her ay noter huzurunda çekiliş gerçekleştiriliyor ve talihli olan kişi evini almaya hak kazanıyor. Bireysel modelde de kişiler, kendi belirledikleri ve sözleşmede belirtilen miktarda ödeme yaparak önceden belirlenen tarih geldiğinde evlerini almaya hak kazanıyorlar.” ifadelerini kullandı.  

Tasarruf Finansman Sektörü, Pek Çok Sektörün Büyümesine Katkı Sunuyor

Faaliyet gösterdikleri sektörün konut satışlarını artırabileceğinin yanı sıra pek çok sektöre de katma değer sağlayacağının altını çizen Akbal, sözlerine şu ifadelerle son verdi:

“Tasarruf finansman sektörü, konut satışlarını artırıyor olması hasebiyle hem inşaat hem de gayrimenkul sektörlerinin de büyümesine katkı sunuyor. Diğer yandan yeni bir ev, beraberinde beyaz eşya ya da mobilya ihtiyacını da beraberinde getirdiğinden bu sektörlerin büyümesine de vesile oluyor. Özetle tasarruf finansman sektörü hem Türkiye ekonomisinin gücüne güç katarken hem de kişilerin konut ihtiyaçlarına kendi bütçeleri ve ödeme güçlerine göre, kredisiz ve faizsiz olarak ulaşmasına olanak sağlıyor.” 

Konut Kredi Hacmi 443 Milyar TL Oldu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan bültene göre, konut kredi hacmi 443 milyar 315 milyon TL oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 27 Ekim itibarıyla 124 milyar 981 milyon lira arttı.

Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 10 trilyon 799 milyar 168 milyon liradan 10 trilyon 924 milyar 148 milyon liraya yükseldi.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil geçen hafta 157 milyar 653 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 1,1 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı 13 trilyon 907 milyar 415 milyon lira oldu.

Bültene göre, tüketici kredilerinin tutarı 27 Ekim itibarıyla 11 milyar 745 milyon lira artışla 1 trilyon 457 milyar 885 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 443 milyar 315 milyon lirası konut, 88 milyar 623 milyon lirası taşıt ve 925 milyar 947 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Yurt İçi Tüketici Fiyat Endeksi Ekim Ayında Yıllık Yüzde 39,39 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayı Yurt İçi Tüketici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini açıkladı.

Yİ-ÜFE 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,94, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 38,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39,39 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 58,46 artış gösterdi.

Sanayinin Dört Ana Sektöründen İmalat Endeksi Yıllık Yüzde 53,74 Arttı

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,21 artış, imalatta yüzde 53,74 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 40,19 azalış, ve su temininde yüzde 72,72 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 45,58 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,37 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,47 artış, enerjide yüzde 12,91 azalış ve sermaye malında yüzde 65,19 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin Dört Ana Sektöründen İmalat Endeksi Aylık Yüzde 2,32 Arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,36 artış, imalatta yüzde 2,32 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,38 azalış ve su temininde yüzde 5,46 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,22 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 1,93 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,99 artış, enerjide yüzde 2,86 azalış ve sermaye malında yüzde 2,70 artış olarak gerçekleşti.

Yıllık Yİ-ÜFE’ye Göre 4 Alt Sektör Daha Düşük, 25 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 40,19 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 94,85, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 92,48, içecekler yüzde 74,80 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık Yİ-ÜFE’ye Göre 13 Alt Sektör Daha Düşük, 16 Alt Sektör Daha Yüksek Değişim Gösterdi

Aylık en yüksek azalış; yüzde 14,10 ile tütün ürünleri, yüzde 4,38 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme, yüzde 3,20 ile kok ve rafine petrol ürünleri alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz yüzde 6,48, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 5,89, su ve suyun arıtılması ve dağıtılması yüzde 5,46 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Kasım Ayı Kira Artış Oranı Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıklamasıyla birlikte Kasım ayında uygulanacak iş yeri kira artış oranları da belli oldu. Buna göre, kasım ayında en fazla yüzde 54,26 oranında zam uygulanabilecek.

İşyeri mülk sahipleri ile kiracılar arasında düzenlenen ve 2023’ün Kasım ayı içinde yenilenecek (uzatılacak) olan kira sözleşmelerine göre yapılacak maksimum yasal artış oranı 3 kasım 2023 cuma günü açıklanan son 12 aylık ortalama enflasyon rakamlarına göre belirlendi. 

Buna göre, kiralara son 1 yıllık ortalama TÜFE oranı olan yüzde 54,26’nın üzerinde zam yapılamayacak. Her iki tarafın aralarında anlaşmaları halinde bu orandan farklı olarak bir artırıma gidebilir ancak tarafların aralarında uzlaşamamaları halinde eylül ayında yenilenecek işyeri (dükkan, mağaza, ofis, büro, depo, lojistik depo, atölye, üretim tesisi vb) kira kontratlarında yasal olarak bu oran baz alınır.

Buna göre aylık kirası 10.000 TL olan ve sözleşmesi kasım 2023’de yenilenmesi gereken işyerlerinin kirası 10.000 TL + yüzde 54.26= 15,426 TL olur.

TÜİK Enflasyon Rakamlarını Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. 12 aylık ortalamalara göre TÜFE yüzde 54,26 oldu.

2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,43, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 55,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,36 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,26 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 25,98 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 94,12 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde-0,18 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 13,73 ile giyim ve ayakkabı oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla, 15 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 122 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel Kapsamlı TÜFE Göstergesi Yıllık Yüzde 67,61, aylık Yüzde 3,48 Oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,48, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 60,05, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,61 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,65 olarak gerçekleşti.

Mersin Serbest Bölgesi’nde Yıl Sonu Ticaret hacmi 4 Milyar Doları Aşacak

Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi’nde 2023 yıl sonu ticaret hacminin 4 milyar doları aşması bekleniyor.

Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak 877 dönüm arazi üzerine kurulan ve 1988 yılında ticari faaliyetine başlayan Mersin Serbest Bölgesi’nin, bu yılki ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor.

Mersin Serbest Bölgesinin ticari faaliyete başladığı yıldan bu yılın eylül ayı sonuna kadar gerçekleşen ticaret hacmi toplamının 78 milyar dolara ulaştığını söyleyen Mersin Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, en fazla ticaret yapılan ülkeler arasında ABD, Irak, Mısır, İtalya, Hollanda, Çin ve Almanya’nın yer aldığını aktardı.

Dünya Gazetesi’nden Fahriye Kutlay Şenyurt’un haberine göre; Ali Avcı, bölgede işlem gören malların yüzde 81’inin sanayi, yüzde 19’unu ise tarım ürünlerinin oluşturduğunu, en yüksek seviyede işlem gören mal gruplarının ise kimya ve gıda sanayi ürünleri, meyveler, işlenmiş petrol ürünleri, dokumacılık mamulleri, demir-çelik sanayi mamullerinin olduğunu kaydetti.

Doğrudan ve Dolaylı Olarak 11 Bin Kişiye İstihdam

287’si yerli ve 97’si yabancı olmak üzere toplamda 384 firmanın yer aldığı Mersin Serbest Bölgesi’nde, firmalardan yüzde 40‘ının alım-satım, yüzde 31’inin üretim ve yüzde 29’unun diğer ruhsat konularında faaliyet gösterdiğini ifade eden Avcı, Serbest Bölge firmaları bünyesinde 10 bin 358 kişinin doğrudan istihdam edilirken dolaylı istihdam ile bu rakamın 11 bin kişiye ulaştığına dikkat çekerek, “Bölgemizde, Avrupa Birliği standartlarında hazır giyim üretim sektörü oluşmuş olup, yıllık 50 milyon adet dış giyim üretilerek Avrupa ülkelerine gönderilmektedir. Ayrıca, çelik boru, hijyen pamuk ürünleri, medikal malzemeler ve gıda ürünleri konularında da önemli üretimler yapılmaktadır.” dedi.

Mersin Serbest Bölgesi’nin doğu sınırında başlatılan Serbest Bölge İkinci Kapı inşaatının da tamamlanarak ağustos ayında sadece yük araçlarına hizmet vermek üzere açıldığını söyleyen Avcı, “İhracat beyannamesine kayden serbest bölgeye ihraç edilen ve Serbest Bölge Limanından yükleme yapılarak gemi ile çıkış işlemi görecek eşyayı taşıyan kamyonların Serbest Bölgeye girişleri ve her türlü yük araçlarının Serbest Bölgeye boş giriş ve boş çıkış işlemleri 2. Kapıdan yapılabilecek. Böylece, Serbest Bölge Ana Giriş Çıkış kapısındaki araç trafiği yükü azalmış olacak” diye konuştu.

Avcı, Mersin Limanındaki gemi-yük beklemelerinin ve buna bağlı olarak işlem maliyetlerinin azaltılması amacıyla, Ticaret Bakanlığı tarafından gerekli izinin verilmesi durumunda konvansiyonel gemilerin Mersin Serbest Bölge Limanı’nda elleçlenmesi ve bu amaçlı yüklerin Serbest Bölge 2. Kapıdan geçerek doğrudan limana giriş ve çıkışlarının mümkün olabileceğini belirtti.

“DENSEB Denizli Serbest Bölgeyi Devir Alıp İşleteceğiz”

Ali Avcı, Mersin Serbest Bölgesi’nin yatırım alanlarının tamamının tahsis edilmiş olması sebebiyle, alternatif bölgelere yöneldiklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Denizli Serbest Bölgesi’nin şirketimizce yüzde 85 ortağı olacak şekilde kurulacak DENSEB Denizli Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı makamınca gerekli karar verilmesi halinde 13.06.2000 tarihli kuruluş-işletme sözleşmesine ek mahiyette yeni bir Kuruluş-İşletme Sözleşmesi, yeni kuracağımız DENSEB Denizli Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. şirketimiz tarafından imzalanacak ve Denizli Serbest Bölgesi devir alınıp işletilmeye başlanacaktır. Böylece serbest bölge teşviklerini kullanarak yatırım yapmak isteyen yeni yatırımcılar için yatırım imkânı sağlanmış olacaktır.”

“AB Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde Yapılan Düzenlemelere Önem Veriyoruz”

Ali Avcı, GES yatırımın ilk kısımlarının tamamlanması ile beraber 2021 yılı ağustos ayından itibaren üretime başlandığını ve bu yılın temmuz ayı sonuna kadar 7.364.353 kwh elektrik enerjisi üretildiğini söyledi.

Bugüne kadar yapılan üretim sayesinde yılda 4.613.816 kg CO² karbon salınımının engellendiğini ve 11 bin 220 adet ağacın kurtarıldığına da atıfta bulunan Avcı, güneş enerji santrallerinde gerçekleşen elektrik enerjisi üretimi ile Serbest Bölgenin yıllık enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’nun bu sistemden kar söyledi. Avcı, “AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yapılan yatırım ve çalışmalar sayesinde yılda 3.000.000 kg CO² karbon salınımının engellemeyi ve 7 bin 150 adet ağacı kurtarmayı hedefliyoruz.

Ayrıca liman sahasında kullanılan dizel vinçlerin yerine 2 adet Sennebogen 250 KW elektrikli vinç satın alarak MESBAŞ limanında yük tahmil ve tahliyesinde kullanılmaya başlandı. Elektrikli vinç yatırımlarımıza ek olarak yine benzer yeşil hedefler doğrultusunda 3 Adet 8.5 kW elektrikli forklift, 12 adet 2 kW elektrikli transpalet satın aldık.” dedi.

“Rıhtımlarımız Uluslararası Standartlarda”

6 Şubat depremlerinde İskenderun Limanı’nın hizmet veremez duruma gelmesi sebebiyle tüm yük ve gemilerin Mersin Limanı’na yönlendirildiğini bu sebeple, limanda trafik sıkışıklığı yaşanarak maliyeti arttırdığını sözlerine ekleyen Avcı, “Mersin Serbest Bölge Rıhtımlarımız uluslararası standartlarda her türlü gemilerin işlem görmelerine uygun özelliklere sahip olduğundan sektöre hizmet verebilecek durumdadır.

Serbest Bölge’ye 2. Kapının da açılmasıyla liman aksında çalışacak araçların geçişine uygun yapıya getirilmiştir. Bölgeye konvansiyonel gemilerin yanaştırılması konusunda Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün uygun görüşü mevcut olup Gümrükler Genel Müdürlüğü ile Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nün konunun uygulanmasına yönelik müsaade ve yöntem oluşturması mümkün olduğu takdirde sektörün sorunlarına destek vermiş olacağız.” ifadelerini kullandı