“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 14

Beykoz Hastanesi İnşaatı Başlıyor

Geçtiğimiz günlerde inşaat ihalesi tamamlanan Beykoz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmalar başlıyor. Projenin 2,5 yılda tamamlanması hedefleniyor.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın Beykoz’u ziyareti sırasında yapımının yakında başlayacağını ve 2.5 yılda tamamlanacağını kaydettiği Beykoz Eğitim Araştırma Hastanesi’nin inşaat ihalesi de tamamlandı.

Ankara Sağlık Bakanlığı Genel Müdürlüğü Sağlık Bakanlığı Bakanlık Yardımcılıkları’nda 29 Mart günü 2024/148082 ihale kayıt numarasıyla yapılan ihaleyi Ankara merkezli Kuzu Grup kazandı.

İstanbul Beykoz 500 yataklı devlet hastanesi yapım işi ihalesine en düşük teklifi veren Kuzu Grup 4 milyar 185 milyon lira ile ihaleyi kazandı.

İhale şartnamesine göre Beykoz Eğitim Araştırma Hastanesinin yapımı 750 gün yani yaklaşık 2 seneyi geçmeyecek.

Yaklaşık 125 bin metrekare alana kurulacak hastane 500 yatak kapasiteli yapılacak, içinde 200 poliklinik, 22 ameliyathane, 90’ı yeni doğan olmak üzere 139 yoğun bakım yatak sayısı olacak.

Hastane çocuk, kadın doğum, onkoloji, Kardio Vasküler Cerrahi (KVC), ortopedi ve nöroloji hastanelerini bünyesinde barındıracak.

Enerji Verimliliği Uygulamaları Çevre Dostu Binaların İnşasını Teşvik Ediyor

Allianz Trade tarafından her yıl hazırlanan İnşaat Sektörü Raporu yayımlandı. Allianz Trade Krediler Genel Müdür Yardımcısı Altuğ Karagöz, “Enerji verimliliği ve atık yönetimi konularındaki yenilikçi uygulamalar, çevre dostu binaların inşasını teşvik ediyor.” dedi.

Allianz Trade ekonomistlerinin hazırladığı rapora göre Türkiye’de inşaat sektörü, dinamik yapısı ve proje çeşitliliği ile büyümeye devam ediyor. Ancak, malzeme fiyatlarındaki dalgalanmalar, iş gücündeki sorunlar ve teknolojik adaptasyon gibi konular sektörün karşılaştığı önemli zorluklar arasında yer alıyor. Gelecekte, sektörün daha da rekabetçi ve sürdürülebilir olabilmesi için stratejik planlamaların sürekli olarak güncellenmesi ve sektör paydaşlarının bu zorluklara etkili çözümler bulmaları gerektiğine raporda dikkat çekiliyor.

Allianz Trade’in dünyanın dört bir yanındaki ekonomistler tarafından hazırlanan, iş dünyasına rehberlik eden sektör raporlarına bir yenisi daha eklendi. Allianz Trade bu sektör raporunda Türkiye’de İnşaat Sektörü’nü detaylı olarak ele aldı.  Raporda Türkiye’de inşaat sektörünün gelişiminde güçlü yönleri arasında kentleşme ve nüfus artışı nedeniyle yüksek talep, altyapı geliştirmelerine yönelik artan yatırımlar, sürdürülebilir ve yeşil inşaata yönelik artan ilgi, akıllı şehirler konsepti üzerine artan çalışmaların inşaat alanında ilerlemeyi zorlayıcı etkisi gösterildi.

Türkiye’de İnşaat Sektörü Gelişmeye Devam Ediyor

Türkiye’de inşaat sektörünü de ele alan rapora göre büyükşehirlerde konut projelerinde gözle görülür bir artış yaşandı. Özellikle şehirleşmenin hız kazandığı bölgelerde konut talebinin yüksek olduğuna değinilen raporda yerli ve yabancı yatırımcıların, konut sektöründeki potansiyeli değerlendirerek çeşitli projelere odaklandığına yer verildi. Allianz Trade Krediler Genel Müdür Yardımcısı Altuğ Karagöz, küresel ekonomik dalgalanmaların etkisiyle malzeme fiyatlarında dalgalanmalar yaşandığını bunun da inşaat maliyetlerinde artışa neden olduğuna dikkat çekiyor. “Tedarik zinciri sorunları, malzeme arzındaki belirsizlikleri ne yazık ki daha da derinleştirdi. İnşaat sektörü, proje yönetiminde etkinliği artırmak ve hata oranlarını minimize etmek amacıyla Building Information Modeling (BIM) gibi dijitalleşme araçlarına yöneldi. BIM, projelerin daha önce hiç olmadığı kadar ayrıntılı bir şekilde planlanmasına ve yönetilmesine olanak tanıdı. Yüksek hızlı tren hatları, otoyollar, enerji santralleri ve su yönetimi projeleri gibi altyapı projelerine yapılan yatırımlar, ülkenin genel kalkınmasına önemli katkılar sağladı. Ayrıca kamu-özel sektör iş birlikleri, büyük ölçekli altyapı projelerinin finansmanını ve uygulanmasını kolaylaştırırken çevresel sürdürülebilirlik odaklı yeşil inşaat projeleri, sektördeki geleceği şekillendirmeye devam ediyor. Enerji verimliliği ve atık yönetimi konularındaki yenilikçi uygulamalar, çevre dostu binaların inşasını teşvik ediyor.”

Teknolojiye Uyum Sağlamak Rekabette Galibiyet Getirir

Türkiye’de inşaat sektörü önündeki en büyük engellerden biri olan nitelikli iş gücü eksikliği bir önceki Allianz Trade sektör raporunda olduğu gibi yerini korudu. 2024 yılı raporunda da sektörde uzmanlık gerektiren projelerde nitelikli iş gücü yetersizliği ile karşılaşıldığına, mesleki eğitim ve gelişim programlarına daha fazla odaklanılması gerektiğine yer verildi. Raporda yer verilen önemli başlıklardan biri de hızla değişen teknolojiye uyum sağlamak oldu. Sektörün rekabet avantajını sürdürebilmesi için kritik bir öneme sahip teknolojide gelişim çatısı altında dijitalleşme ve otomasyonun, inşaat firmalarının verimliliğini artıracağı vurgulandı.

FED Etkisiyle Beklentiler Pozitif Yönde

Raporda, özellikle FED’in sıkı para politikasındaki kararlı duruşunun, gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı zorlukları artırdığına, bu ülkelerin, küresel ekonomideki kayıplarla birlikte artan borçlanma maliyetleri ve sermaye çıkışlarıyla başa çıkmak zorunda olduklarına dikkat çekildi. Bu zorlukların, ilgili ülkelerin kalkınma süreçlerine verdiği zarara vurgu yapılırken Türkiye’de ise cari yılda FED’in muhtemel gevşemesiyle birlikte diğer benzer ülkelerde olduğu gibi beklentilerin pozitif yönlü olduğu belirtildi. Diğer taraftan raporda, geçtiğimiz çeyrek dönemde enflasyonla mücadele için yüksek faiz artışlarına ek olarak düşük kur politikasının ve genişletici maliye politikasının terk edilmesinin, Aralık 2021’de başlanan TL Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından vazgeçilmesini öne çıkardığından da söz ediliyor. Bu adımların, ekonomide “rasyonel politikalara dönüşün hız kazandığı” şeklinde değerlendirildiği de raporda bulunan yorumlar arasında.

Allianz Trade Türkiye’de İnşaat Sektörü Raporunda son dönemde enerji fiyatlarındaki oynaklığın, küresel çapta enflasyon endişelerinin artmasına neden olduğuna yer verilirken genel görüşün, faiz oranlarının önümüzdeki aylarda daha fazla artmayacağı yönünde olduğu tahmini öne sürüldü. FED Başkanı Powell’ın, faizlerin zirve noktasına ulaştığına yönelik görüşlerin ortaya çıkmaya başladığı ve bundan sonra gündemin indirimlere doğru evrileceğini ifadeleri hatırlatıldı.

İnşaat Sektörünü Neler Bekliyor?

Allianz Trade İnşaat Sektörü Raporuna göre ücret baskıları girdi fiyatlarındaki gevşemenin yarattığı rahatlamayı sınırlasa da kârlılık hâlâ sağlam. Sektördeki şirketler; faiz oranlarındaki artışı, konut piyasasında yaşanabilecek fiyat düzeltmelerini, çevre düzenlemelerini ve altyapıya ilişkin kamu politikalarını takip etmeli. Yine rapora göre çimento, beton ve benzeri ürünlerin fiyat artışları yavaşlamış gibi görünse de fiyat eğilimleri hâlâ yukarı yönlü ve bu da takipte olunması gerekenler arasında.

Yarısı Bizden Kampanyasında İlk Ödemeler Yapıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Yarısı Bizden kampanyasında yüklenici firmalara ödemeler yapılmaya başlandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürüttüğü projede; devlet 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve 100 bin lira da tahliye desteği veriyor.

İşyeri için 350 bin liraya kadar hibe, 350 bin liraya kadar da kredi desteği sağlanıyor.

En çok başvurunun geldiği Bahçelievler’de yapımı devam eden konutlar için yüklenici firmalara ödemeler başladı.

Yarısı Bizden Kampanyası’na müracaat eden ve başvuruları onaylanan Bahçelievler’e bağlı Şirinevler Mahallesi’ndeki konut sahipleri 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve 100 bin lira tahliye desteği aldı.

İnşatı devam eden konutlar için yüklenici firmalara ödemelerin yapıldığı ilk bina oldu.

Bahçelievler Belediyesi’ndeki Kentsel Dönüşüm Şefi Ferhat Servi, “Yarısı Bizden Kampanyası’na ilçemizden rekor bir katılım sağlanmıştır. Katılım sayısı ortalama 27 bindir. Bu 27 bin katılım da yaklaşık 95 bin bağımsız bölüme tekabül etmektedir. İlçemizde bu kampanyadan ilk faydalanacak olan binadan bir tanesi de bu binadır. Bu binamızda 13 tane bağımsız bölüm bulunmaktadır. Bu bağımsız bölümün malikleri belediyemizde projelerini onaylatarak kat irtifakını kurmuşlardır.” açıklamasını yaptı.

Belediyeye müracaatlarına istinaden hak sahipliği tespit edilen maliklerin bakanlığa bildirildiğini söyleyen Servi, şöyle devam etti:

“Bakanlık, maliklerimizin hesabına Yarısı Bizden Kampanyamızın sunmuş olduğu 1 milyon 500 bin liralık yardımın, 100 bin lirasını taşınma parası olarak 700 bin lirasını hibe ve 700 bin lirasını da kredi olarak verecektir. Ödemeler şu şekilde olacak. Bakanlığımız müteahhit adına açılan hesaba yüzde 10’unu yatıracak. Diğer kalan yüzde 30 inşaatın kabası bitince yatıracak. Geri kalan yüzde 30 inşaatın ince işçiliği bittiğinde yatırılacak. Kalan yüzde 30’u ise iskan aldıktan sonra yatırılacak. Vatandaşımız ilk 2 yıl ödeme yapmayacak. Sonraki üçüncü yıl, 1 yıl olmak üzere faizsiz ödeme yapacak. Geri kalan dokuz yılda TEFE TÜFE’nin yarısı oranında faizle birlikte ödemelerini yapacak. Vatandaşımıza hayırlı uğurlu olsun diyoruz.”

8 Soruda Yarısı Bizden Kampanyası

Konut İçin Ne Kadar Hibe Verilecek?

Bakanlık “Yarısı Bizden” diyor ve hak sahiplerine yarı yarıya destek geliyor. Hak sahiplerine bir konut için 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve diğer her konut için 1 milyon 400 bin lira kredi verilecek.

İş Yeri İçin Ne Kadar Hibe ve Kredi Verilecek?

İş yeri için de destek yarı yarıya. Bir iş yeri için 350 bin lira hibe, 350 bin lira kredi ve diğer her bir iş yeri için 700 bin lira kredi verilecek.

Kredi İçin Gelir Şartı Var Mı?

Hayır, hak sahiplerine kredi verilirken gelir ve kredi puanına bakılmayacak.

Kiracılara Destek Sağlanacak Mı?

Kiracılara tarihte ilk kez destek sağlanacak. Dönüşüm sürecinde bir ilk yaşanacak ve kampanya kapsamında taşınmazı kullanan kişiye bir kereye mahsus 100 bin lira taşınma desteği verilecek. Dönüşüme girecek evde ev sahibi yaşıyorsa ev sahibi, kiracı varsa kiracı bu desteği alacak.

Bakanlık Ödemeyi Ne Zaman, Nasıl Yapacak?

Ödemeler hak sahibi adına yükleniciye yapılacak. Bakanlık ödemeleri yapıdaki hak sahipleri adına “hak sahiplerinin anlaştığı yüklenici”nin Emlak Katılım Bankası’nda açacağı vadesiz hesabına dört taksitle yapacak.

Hak Sahiplerinin Ödemeleri Ne Zaman Başlayacak?

Ruhsat tarihinden itibaren 24 ay sonra ödemeler başlayacak. Yani vatandaş, riskli yapısını yenileyip güvenli konutuna geçtikten sonra ödemelere başlayacak. Böylece konutu dönüşüme girecek vatandaş dönüşüm sürecinde hem kira hem kredi taksiti ödemek zorunda kalmayacak.

Kampanya Hangi Şartlarda Uygulanmayacak?

Projedeki bağımsız bölüm sayısı veya inşaat alanının mevcut bağımsız bölüm sayısı veya inşaat alanının bir buçuk katını geçmesi halinde kampanyadan faydalanılamayacaktır. 5 Nisan 2023’ten önce yeni yapıya ilişkin yapı ruhsatı alınmış ise kampanyadan faydalanılamayacaktır.

Kredi Geri Ödemeleri Nasıl Hesaplanacak?

Ruhsat alındıktan iki yıl sonra ödemeler başlayacak olup 10 yıla kadar vade uygulanacaktır. İlk yıl taksitlerde faiz uygulanmayacak, sonraki yıllarda ise kalan borç miktarı her yıl ocak ayında yıllık TÜFE artışının yarısı oranında güncellenerek kalan taksit sayısına bölünecek.

Karadeniz’de Konut Fiyatları Yükselişe Geçti

Karadeniz Bölgesi’nde konut fiyatları yükselişe geçti. Bölgede fiyatların en çok arttığı il Artvin oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre yılın iki ayında Artvin’de konut satışları yüzde 84 arttı. Artvin, bölgede konut satış oranının en yüksek olduğu kent oldu. Kentte şubat sonu itibarıyla son bir yılda satılık konut fiyatları yüzde 100.58, son iki yılda ise yüzde 349.2 oranında yükseldi. Artvin’de 138  metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı da 2 milyon 605 bin lirayı buldu.

Sinop’ta konut fiyatlarının son bir yılda yüzde 87.90, son iki yılda ise yüzde 375.98 oranında yükseldiği belirlendi. Böylece Sinop’ta 110 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı 2 milyon 790 bin TL’yi buldu.

Kiralık Dairelerde Samsun, Trabzon ve Ordu Öne Çıktı

Gayrimenkul platformu Emlakjet’in verilerine göre, Karadeniz’de en fazla kiralık konut talebi Samsun, Trabzon ve Ordu’da oldu. Geçen ay Şubat 2023’e göre kiralık konut fiyatları Ordu’da yüzde 175, Samsun’da yüzde 122, Trabzon’da yüzde 100 yükseldi. Şubat 2023’e göre Karadeniz’de satılık konut ilanlarının yayında kalma süresi yüzde 9, kiralık konut ilanlarının da yüzde 21 arttı.

Ham Çelik Üretimi 3,1 Milyon Tona Ulaştı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneğinin (TÇÜD) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’nin ham çelik üretimi Şubat ayında yüzde 46,6 artarak 3,1 milyon ton oldu.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneğinin (TÇÜD) açıkladığı şubat ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerine göre, söz konusu ayda Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 46,6 artarak 3,1 milyon ton oldu. Ham çelik üretimi, yılın ilk 2 ayında da yüzde 34,5 yükselişle 6,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Nihai mamul çelik tüketimi şubatta yıllık bazda yüzde 11,8 yükselişle 2,9 milyon tona, ocak-şubat döneminde ise yüzde 15,7 artışla 6,4 milyon tona çıktı.

Şubatta çelik ürünleri ihracatı, miktar bakımından yıllık bazda yüzde 74,6 artışla 1,2 milyon ton, değer bakımından da yüzde 47,2 yükselişle 849,9 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Ocak-şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat, miktar bazında yüzde 48,6 artışla 2,1 milyon ton, değer bazında yüzde 28,3 yükselerek 1,5 milyar dolar oldu.

Şubat ayında çelik ürünleri ithalatı 2023’ün aynı ayına göre miktar bazında yüzde 9,1 azalışla 1,1 milyon ton, değer bazında yüzde 13,4 gerilemeyle 905,7 milyon dolar olarak hesaplandı.

Yılın ilk 2 ayında ithalat, geçen yılın aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 1,5 artışla 2,5 milyon tona çıktı, değer yönünden ise yüzde 7,3 azalışla 2 milyar dolar seviyesine indi.

Üründe geçen yılın ocak-şubat döneminde yüzde 55,1 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 76,3 seviyesine yükseldi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, Türk çelik sektörünün 2023’ün son çeyreğinde yüzde 16,5 büyüdüğünü, bunun 2024 yılında pozitif sürecin devam edeceği beklentisine yol açtığını ifade etti.

Artışın sürdürülebilmesi ve sektörün belirlediği hedeflere ulaşabilmesi için ABD ve AB’nin yanı sıra birçok ülkenin çelik sektörlerini korumak amacıyla aldığı etkili tedbirlerin Türkiye’de de uygulanması gerektiğini belirten Yayan, şunları kaydetti:

“En büyük tedarikçi konumuna yükselen, devlet destekli ve dampingli fiyatlarıyla Türkiye’ye yönelik ihracatını katlayarak artıran Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalatın kontrol altına alınmasına ve Türk sanayisinin ithal girdilere dayalı üretim yapısından uzaklaşıp, yurt içi katma değeri artırarak istihdam ve ekonomik büyümeye katkı sağlayan bir yapıya dönüşmesini teminen gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.”

İpotekli Konut Satışı 76 İlde Geriledi

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları geriledi. Büyükşehirlerde bu oran yarı yarıya düşerken 5 ilde yükseldi.

Kredi kanallarının daralması, faizleri yükselmesi, inşaat maliyetleriyle birlikte konut fiyatlarının da ulaşılabilir noktadan çok uzaklaşması krediyle ev sahibi olma talebini azaltmaya başladı. Bankalarda bugün konut kredisi faizi yıllık ağırlıklı ortalama yüzde 42,65 seviyesinde. Bankadan yüzde 4,29 oranla 120 ay vadeyle 2,5 milyon TL konut kredisi kullanıldığında, aylık taksitler 108 bin liraya yaklaşıyor.

Toplam geri ödeme de 12 milyon TL’yi buluyor. Bu da özellikle orta ve dar gelirliler için krediyle ev sahibi olmayı zorlaştırıyor. Gerek konut fiyatlarının fahiş artışla bugün geldiği nokta, gerekse finansman maliyetinin yükselmesinin etkisi illerde de etkisini gösterdi.

Türkiye’de bu yıl şubat ayında toplam konut satışları yüzde 17,3 artış göstermesine rağmen, kredi satışlar sert düşüş gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan belirlemelere göre, ipotekli konut satışları 76 ilde gerileme gösterdi. En fazla düşüş yüzde 88,9’luk oranla Ardahan’da görülürken, bu ili yüzde 85’le Bitlis, yüzde 84’le Bayburt izledi. Böylelikle şubat ayında Ardahan’da 1, Bayburt’ta 2 konutun krediyle satıldığı belirlendi. Bitlis’te ise geçen yıl 40 adet olan ipotekli konut satışının, bu yıl aynı ayda 6’ya gerilediği görüldü.

Yine illere göre incelendiğinde, geçen yıl şubatta ipotekli 161 konutun satıldığı Çorum’da, bu yıl aynı ayda sadece 40 konut satıldı. Bolu’da 122’den 38’e, Aksaray’da 75’ten 26’ya, Amasya’da 107’den 39’a, Çanakkale’de 161’den 57’ye, Düzce’de 113’den 50’ye, Edirne’de 116’dan 35’e, Erzurum’da 174’ten 76’ya, Giresun’da 119’dan 44’e, Kastamonu’da 92’den 35’e, Konya’da 364’ten 129’a, Trabzon’da 142’den 54’e, Zonguldak’ta 148’den 68’e gerilediği belirlendi.

Büyükşehirler Toplamda Arttı, İpotekli Geriledi

Mega şehir İstanbul’da da kredili satışlarda düşüş görüldü. Bu yıl şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre aylık satışlarını yüzde 9,1 artışla 14 bin 980’den 16 bin 344’e yükselen İstanbul’da kredili satışlar yüzde 46,9’luk sert düşüş gösterdi. Böylelikle şubatta, 2023 Şubat’a göre satışları 3 bin 167 adetten 1.683’e geriledi. Başkent Ankara’da da benzer bir tablo ortaya konuldu. Toplam satışları yüzde 0.8 artan başkentte, ipotekliler yüzde 53,4 gerileme gösterdi. Böylelikle geçen ay toplam satışları 8 bin 235’ten 8 bin 300’e yükselirken, ipotekliler 2 bin 601’den 1.212’ye indi.

Antalya’da Yüzde 49,9 Gerileme

Turizmin gözde şehirlerinden Antalya’da da toplam satışlar artarken, ipoteklilerde sert düşüş gözlendi. Buna göre, şubatta toplam satışları yüzde 2 artarken, ipotekliler yüzde 49,4 gerileme gösterdi. Bu yıl şubat ayında toplam 5 bin 28 adet konut satıldı. Geçen yılın aynı ayında ise 4 bin 927 adette kalmıştı. İpotekliler ise aynı dönemde 547 adetten 277’ye geriledi. Toplam 5 bin 28 adetlik satışın 4 bin 751’ini diğer satışlar oluşturdu. Başka bir ifadeyle peşin, senetli ve firma bünyesindeki finansman imkanlarıyla gerçekleşti. Yine sıfır satışlar 1.781 adette kalırken, ikinci el 3 bin 247 adete yükseldi.

Deprem Bölgesinde Toparlanma

Türkiye’yi yasa boğan Pazarcık ve Elbistan depremlerinin yaşandığı Kahramanmaraş’ta toplam konut satışları yüzde 266,3 arttığı belirlendi. İpotekli ise yüzde 9,3 gerileme gösterdi. Yine depremin etkiledi illerden Adıyaman’da toplam satışlar yüzde 474,5 artarken, ipotekli yüzde 63,2 geriledi. Toplam satışlar Osmaniye’de yüzde 283,1, Malatya’da yüzde 145,6, Kilis’te yüzde 113,4, Şanlıurfa’da yüzde 99,1, Hatay’da yüzde 289,2 artış gösterdi. İpotekli de ise yüzde 43,8 düşüş gösterdiği belirlendi.

İpotekli Konut Satışları Sadece 5 İlde Arttı

Kredili satışlar birçok ilde düşüş göstermesine rağmen 5 ilde yükselişe geçtiği belirlendi. En dikkat çekici artış Adana, Gaziantep ve Diyarbakır’da görüldü. Adana’da ipotekli satışlar, bu yıl şubat ayında, Şubat 2023’e göre, yüzde 114,1 artışla 99 adetten 212 adete yükseldi. Toplam satışlardaki başarısını kredilide de gösteren bir diğer il Diyarbakır.

Bu şehirde, toplam konut satışları yüzde 123,2, kredili yüzde 122,6 artış kaydetti. Böylelikle toplam satışlarını 729’dan 1.627’ye, ipoteklide 62’den 138’e çıkardı. Gaziantep de toplam konut satışlarını yüzde 219, kredilide yüzde 107 artırarak öne çıktı. Böylelikle toplamda 825 adetten 2 bin 634’e, ipoteklide 86 adetten 178’e yükseltti. Kredili satışlar Kilis’te yüzde 50, Şanlıurfa’da yüzde 51,3 artış kaydetti.

Emlak Konut GYO’dan Yeni Yatırım

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yaparak yeni yatırımını duyurdu.

Açıklamada şirket projelerinden İstanbul Şişli Teşvikiye Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşım İşinin (Nişantaşı Koru) yüklenicisi ile yapılan sözleşmeye ek protokol ile 1.318.928.853,60 TL olan Asgari Şirket Payı Toplam Gelirinin, 1.619.005.610,40 TL’ye yükseldiği belirtildi.

KAP açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“Şirketimiz projelerinden İstanbul Şişli Teşvikiye Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşım İşi (Nişantaşı Koru) ‘nin yüklenicisi ile yapılan sözleşmeye ek protokol ile 1.318.928.853,60 TL olan Asgari Şirket Payı Toplam Geliri, 1.619.005.610,40 TL’ye yükselmiştir.”

“İklim Krizine Karşı Binalarda Yeşil Dönüşümü Gerçekleştirmeliyiz”

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, “Artık şehirlerimiz sadece deprem değil, iklim tehdidiyle de karşı karşıya. İstanbul’u tehdit eden iklim krizine karşı binaların yeşil dönüşümünü de gerçekleştirmeliyiz.” dedi.

27 Mart Çarşamba günü düzenlenen bir etkinlikte inşaat sektörünün gündemini ele alan AYİDER Başkanı Hakan Şişik, deprem, iklim krizi, kentsel dönüşüm ve sektördeki kalifiye eleman sorunlarına değindi. 

Başan Şişik, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Kurulduğumuz günden bu yana kentsel dönüşüm her zaman gündemimizdeydi. Kentsel dönüşümün parsel bazlı değil, ada bazı olması gerektiği, salt çoğunluğun gerekliliği gibi birçok konuyu gündeme taşıdık. Bunların bazıları çözüme kavuşurken kentsel dönüşümde yine de istediğimiz noktada değiliz. Artık şehirlerimiz sadece deprem değil, iklim tehdidiyle de karşı karşıya. İstanbul’u tehdit eden iklim krizine karşı binaların yeşil dönüşümünü de gerçekleştirmeliyiz. İstanbul, tarihten beri su fakiri bir kent ve iklim kriziyle birlikte de yağmur periyodlarının azalması nedeniyle barajlardaki su azaldı. Bu yüzden su tüketimini azaltmalıyız. Binalarda, siyah, gri ve mavi su ayrımlarının zorunlu olması ve planlara da işlenmesi gerekiyor. Büyük sitelerde bu yapılmaya çalışılıyor ancak müstakil binalarda da bunun yapılması lazım. Binalarımızı, kendi kendine yeten, doğaya zarar vermeyen, enerjiyi minimum tüketen hale dönüştürmeliyiz. Her döktüğümüz bir metreküp beton, milli servet. Konut alıcıları, inşaat firmalarından mutfak markasını talep ediyor ama siyah, gri su ayrımı istemiyor. Ne yazık ki bu konuda konut alıcısı bilinçsiz. Biz de bu konuya dikkat çekmek, dernek üye firmaların su tasarrufunu önemseyen çevreyle dost binalar inşa etmesi adına Dünya Su Konseyi’ne üye olduk. Konseye Türkiye’den üye olan tek dernek unvanına sahibiz” dedi.

Hakan Şişik, konuşmasında aynı zamanda sektördeki eleman sorununun da devam ettiğine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: 

“Günlük 1.500-2.000 TL yevmiye vermemize rağmen ne yazık ki usta bulmakta zorlanıyoruz. Bunun bir nedeni artık gençlerimizin neredeyse hepsi üniversite mezunu. Türkiye, en çok üniversite mezununun olduğu ülke konumuna geldi. İkincisi ustaların daha çok deprem bölgesinde çalışıyor olması. Zaten bir eleman eksikliği sorunu vardı ve mevcuttaki ustaların da deprem bölgesine kayması nedeniyle bulamıyoruz. İnşaatın tarzına göre çalıştıracağınız kalifiye elemanın da iş becerisinin daha yüksek olması gerekiyor. Bu da fiyatı artırıyor ve onlar da yoğun oldukları için bazen o işi yapacak kişi için 3 ay beklemek durumunda kalıyoruz. Fakat o 3 ay içerisinde de maliyetler hızla artmaya devam ediyor. Ne yazık ki bu konu sadece bizim değil, ülkemizin ana gündem maddesi durumunda. Sadece inşaatta çalışanlar deprem bölgesinde değiller, aynı zamanda daha yüksek fiyata yurt dışında da çalışmayı tercih ediyorlar. Her yere üniversite açmaktan ziyade ekonominin ihtiyaçları doğrultusunda hem mavi yakalı hem de beyaz yakalı yetiştirmeliyiz.”

İnşaat maliyetlerinin öngörülemez bir hızda artmaya devam ettiğini belirten Şişik, “Çimento, demir-çelik ve mobilya en çok artan kalemler oldu. Ortalama olarak bir evin metrekare maliyeti 30 bin TL’lerden başlıyor. İnşaat maliyetlerinin artmasının nedenlerine bakacak olursak kurdaki oynaklık, akabinde talep arz dengesinin bozulması, pandemi sonrasında arsa fiyatlarının artması gibi faktörleri sıralayabiliriz. Maliyetleri azaltacak tedbirlere baktığımız zaman ise yeni arsalar geliştirmek, kurdaki denge ve konuttaki arz talep dengesinin sağlanması önemli adımlar olacaktır. İnşaat sektörünün Türkiye’nin lokomotif sektörü olduğunu unutmamamız gerekiyor” açıklamalarında bulundu.

İstinyePark İstanbul’un Tamamı Orjin Gayrimenkul Grubu’na Geçti

Orjin ve Doğuş gruplarının ortaklığı ile 2007 yılında faaliyete başlayan İstinyePark İstanbul Alışveriş Merkezi’nin yüzde 58 payına sahip olan Orjin Gayrimenkul Grubu, yüzde 42 paya sahip olan Doğuş Turizm Sağlık Yatırımları Şirketi’nin hisselerinin de tamamını satın alarak İstinyePark İstanbul Alışveriş Merkezi’nin tamamının tek sahibi oldu.

Böylece Orjin Gayrimenkul Grubu 2021 yılında açtığı İstinyePark İzmir AVM’ den sonra İstinyePark İstanbul AVM’nin hisselerinin de tümünün sahibi oldu.

İmza töreninde konuşan Orjin Grup Eş Başkanları Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım, İstinyePark markasının bilinirliğinin ülkemiz sınırlarını aştığını, her yıl dünyanın dört bir köşesinden milyonlarca yabancı turisti ağırladığını, İstinyePark İstanbul ve İstinyePark İzmir alışveriş merkezlerinin konseptleri ve marka karmaları açısından tüm ziyaretçilerin beğenisini ve takdirini kazandığını belirttiler. 

Eş Başkanlar; İstinyePark İstanbul’da devam eden yenileme projesi kapsamında Haziran ayında yeni restoranların, kafelerin ve mağazaların faaliyete geçeceğini, bu sayede ziyaretçilere yeni lezzetler ve deneyim alanları sunacaklarını vurguladılar. Bundan sonraki hedeflerinin ise İstinyePark’ı bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na dönüştürerek halka arz etmek olduğunu ifade ettiler.

Orjin Gayrimenkul Grubu, sahibi bulunduğu İstinyePark Alışveriş Merkezleri’nin yanı sıra, ofis binaları, oteller, cadde mağazaları, lojistik ve üretim tesisleri ile Türkiye’nin en büyük ticari gayrimenkul portföylerinden birinin sahibi durumunda.

Afyonkarahisar’da 26 Okul Projesinde Çalışmalar Sürüyor

Afyonkarahisar İl Özel İdaresi tarafından 2022-2023 yatırım programı kapsamında 26 okulun inşaat çalışmaları devam ediyor.

Afyonkarahisar İl Özel İdaresi 2022-2023 yatırım programı kapsamında 31 okulun ihalesini yaptı. İhalesi tamamlanan 5 okulun geçici kabulü yapılırken, 26 okulda da çalışmalar devam ediyor.

İl Özel İdaresi yatırımlarında eğitime ayrılan pay artırılırken, okul inşaatları da bir bir tamamlanıyor. Bu çerçevede Merkez Gazi Mahallesi Anaokulu, Çay Koçbeyli İlkokulu, Çay İnli İlkokulu, Sinanpaşa Kılıçarslan Anaokulu ve Evciler Madenler Anaokulu inşaatlarında ihale süreci tamamlandı ve geçici kabuller yapıldı. Afyonkarahisar Merkezde Selçuklu Ortaokulu da hayırseverlerin desteğiyle inşaatına devam ediliyor. Merkezde inşa edilen Methiye Dumlu Ortaokulu, Eşrefpaşa Mahallesi Anaokulu, Ataköy Mahallesi Anaokulu, Güvenevler Mahallesi Anaokulu, Selçuklu Mahallesi Anaokulu, Kocatepe İlkokulu, Şemsettin Karahisari Ortaokulu ek bina yapım işi, Sahipata Yunus Emre Ortaokulu, Fatih Mahallesi Osman Attila Ortaokulu, Çayırbağ Kasabası Lise Binası ile Erkek İmam Hatip Lisesi 200 kişilik Yurt Binasında da çalışmalar hızla devam ediyor. İlçelerde de inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

İl Özel İdaresi tarafından çalışmaları devam eden okullar ise şöyle; “Dinar Ortaokulu, Çobanlar Zafer İlkokulu, Ethem Kelekçi Mahallesi Anaokulu, Sinanpaşa Tokuşlar Köyü Anaokulu, Sandıklı Anaokulu, Emirdağ İlkokulu, Döğer Anaokulu, Sultandağı Anaokulu, İhsaniye Aşağıtandır İlkokulu, Kocaöz İlkokulu, Evciler Madenler Anaokulu, Sandıklı Miralay Reşat Bey İlkokulu, İscehisar İlkokulu. Dinar METEM Atölye Binası, Emirdağ İmam Hatip Lisesi ve Şuhut Karaadilli Lisesi. İl Özel İdaresi eliyle yürütülen çalışmalar kapsamında 2022 yılında 8 anaokulu, 3 ortaokul ve 2 ilkokul olmak üzere toplam 13 projeye yaklaşık 105 milyon TL ödenek ayrılırken, 2023 yılında 9 anaokulu, 7 ilkokul, 2 ortaokul, 2 lise, 2 MTAL Atölyesi, 1 çok amaçlı salon olmak üzere tamamlanan 23 proje için 372 milyon TL ödenek ayrıldı. Çalışmaları devam eden 7 anaokulu, 7 ilkokul, 6 ortaokul, 5 lise, 2 öğrenci pansiyonu ve 1 MTAL Atölyesi olmak üzere toplam 29 proje için de 470 milyon TL ödenek ayrıldı.

Nevşehir Çevre Yolu’nun İhalesi Yıl Sonuna Kadar Yapılacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 16,7 kilometrelik uzunluğa sahip Nevşehir Çevre Yolu projesinde ihale sürecinin yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı.

Çeşitli inceleme ve temaslarda bulunmak üzere Nevşehir’e gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Nevşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran ile bir süre görüştü.

Nevşehir’in en önemli problemlerinden biri olan çevre yolu konusunda önemli bir mesafe aldıklarını ve projeyi kısa sürede tamamlamayı hedeflediklerini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Nevşehir Belediyemizle güzel bir iş birliğimiz var. İnşallah o işbirliği 1 Nisan sabahından itibaren daha güçlenerek devam edecektir. Bizim yaklaşık 16,7 km uzunluğundaki yolumuzun ön projesini yaptık. Belediyemiz de etapta kamulaştırma ve imar uygulamalarıyla ilgili çalışmaları başlattı. Hedefimiz yıl içerisinde projeyi bitirerek bunun yıl sonuna kadar, olmadı önümüzdeki senenin hemen başlarında ihalesini yapmayı planlıyoruz. Projeyi biliyorsunuz yatırım programına aldık. Nevşehir Çevre Yolu Projesi devletin yatırım programına da girmiş durumdadır. En kısa zamanda projeyi bitirerek başlayacağız. Hayırlı uğurlu olsun.” dedi.

Kira Gelir Beyannamesinde Başvuru Süresi Uzatıldı

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından yapılan duyuru ile, kira gelir beyanname süresinin 5 Nisan tarihine kadar uzatıldığı açıklandı.

Buna göre, 28 Mart 2024 tarihli ve 166 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2023 takvim yılına ait “Yıllık Gelir Vergisi” beyannameler ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler, 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar ödenebilecek.

1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024 Şubat dönemine ilişkin “Form Ba” ve “Form Bs” bildirimler, 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar teslim edilebilecek.

Elektronik defter uygulamasına dahil olanlar tarafından, 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları” da 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar yüklenebilecek.

Gerçek kişiler tarafından geçen yıl elde edilen ticari, zirai, serbest meslek ve ücret geliri gibi kazançlar için de yine 1 Nisan’a kadar yıllık gelir vergisi beyannamesi doldurulması önem taşıyor

Mükellefler, yıllık gelir vergisi beyannamelerini kendileri için önceden hazırlanmış Hazır Beyan Sistemi üzerinden vergi dairesine gitmeden verebiliyor. Mükellefler sisteme, “gib.gov.tr” üzerinden 7 gün 24 saat ulaşabiliyor.

Yıllık gelir vergisi beyannameleri üzerinden tahakkuk eden gelir vergisinin, iki eşit taksitte ödenmesi imkanı da bulunuyor.

Tahakkuk eden gelir vergisi, Dijital Vergi Dairesi veya mobil uygulamadan, anlaşmalı bankaların banka kartı/kredi kartıyla, banka hesabından havale yoluyla, yabancı ülkede faaliyet gösteren bankalara ait kartlar ile vergi tahsiline yetkili bankalar, vergi dairesi vezneleri ve PTT şubeleri aracılığıyla ödenebilecek.

Karmod, Kahramanmaraş’taki Cami Projesini Tamamladı

Karmod, Kahramanmaraş’ta tamamen çelikten inşa edilen cami projesini 45 günde tamamladı.

Şirketten yapılan açıklamada, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesindeki yeni caminin, hibrit çelik sistemin verdiği avantajla çok kısa sürede tamamlanabildiğine işaret edildi. 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi Hakan Durmaz, inşaatı tamamlanan Hz. Osman Camii ile deprem bölgesinde gerçekleştirdikleri çelik sistem cami projelerine bir yenisini daha eklediklerini belirtti.

Çelik konstrüksiyon sistemle inşa edilen camilerin tam deprem güvenliğine sahip olduğunu vurgulayan Durmaz, şu değerlendirmede bulundu:

“Deprem gerçeği ile yüz yüze bulunan ülkemizde bina projelerinde sürdürülebilir çözümlere yönelmenin çok önemli olduğunu hatırlatmakta yarar var. Çelik konstrüksiyon sistem, depreme güvenli yapıları inşa etmek için büyük fırsat. Bu binalar, taşıyıcı direklerden duvarlar ve çatıya varana kadar çelik konstrüksiyon sistemler kullanılarak inşa ediliyor. Üstelik ön üretimi tamamen modern fabrika hatlarında kalite yönetim sisteminde gerçekleştirildiğinden, saha üretim riskleri ortadan kalkıyor. Proje alanında inşa süreçleri çok kısa zamanda tamamlanabiliyor.”

“Ağır ve Hafif Çelik Sistemler Kullanıldı”

Afşin ilçesinde inşa ettikleri projenin, hasar gören 28 caminin arasında yer aldığını belirten Durmaz, şunları kaydetti:

“Yeniden yapım kararı alınan cami, firmamızın teknik ofisinde 285 metrekare büyüklükte çelik konstrüksiyon sistemiyle projelendirildi. Projede hibrit çelik olarak isimlendirdiğimiz ağır ve hafif çelik sistemler kullanıldı. Caminin ön bölümündeki ana cemaat alanında ağır çelik sistem kullanılarak 5,1 metre kot yüksekliği oluşturuldu. 142 metrekare büyüklükteki bu alanda ağır çelik sistemin verdiği avantajla ekstra kolon kullanılmadan tam açıklık sağlandı. Caminin arka girişinde hafif çelik sistemler kullanıldı. Arka bölümün kot yüksekliği 3,6 metre olarak gerçekleşti. Caminin bu bölümünde son cemaat mahalli, imam odası, erkekler şadırvanı, hanımlar namaz kılma alanı ve abdesthanesi bulunuyor.”

Bakan Özhaseki: “Şehirlerimizi Muntazam, Depreme Dirençli Yapmamız Lazım”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki,  “Şehirlerimizi muntazam, depreme dirençli yapmamız lazım. Evlerimizi rastgele yapmamamız lazım.” dedi.

Zonguldak’ın Devrek ilçesinde Öğretmenevi’nde sivil toplum kuruluşları (STK) ve sektör temsilcileriyle buluşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ülkemizin bulunduğu coğrafyadaki en büyük zorluklardan birinin depremsellik olduğunu söyledi. Bakan Özhaseki, son 100 yıldaki depremlerde 130 bin kişinin hayatını kaybettiğini anlatarak, “Şehirlerimizi muntazam, depreme dirençli yapmamız lazım. Evlerimizi rastgele yapmamamız lazım.” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin “asrın felaketi” olarak nitelendirildiğini anımsatan Özhaseki, bin yıllık Anadolu medeniyetindeki en büyük felaketin yaşandığını, bundan daha büyük bir felaketle Moğol istilasında dahi karşılaşılmadığını belirterek şunları söyledi:

“Gece gündüz arı gibi çalışıyoruz. Şu anda 300 binden fazla ev yapılıyor. Köy evlerini çelikten yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini, altyapılarını yapıyoruz. Dile kolay her ay 10-15 bin evi de bitirip yine teslim edeceğiz. Emin olun bütün depremzede kardeşlerimiz, sokakta kalanlar evlerine oturuncaya kadar oradayız ve gelmeyeceğiz. Onların işlerini göreceğiz.”

H-ÜFE’de Artış

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Şubat’ta yıllık yüzde 83,02 arttı.

H-ÜFE 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,94 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 18,64 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,02 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,02 artış gösterdi.

Gayrimenkul Hizmetleri Yüzde 76,70 Arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 76,49 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 90,16 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 87,64 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 76,70 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 87,23 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 94,52 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,77 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 4,63 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 6,88 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,88 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 2,01 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 3,69 artış gerçekleşti.

Dış Ticaret Açığı Şubat’ta Yüzde 44,2 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan Şubat ayına ilişkin dış ticaret verileri açıklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2024 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,6 artarak 21 milyar 82 milyon dolar, ithalat yüzde 9,2 azalarak 27 milyar 853 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Şubat Döneminde İhracat Yüzde 8,5 Arttı, İthalat Yüzde 16,0 Azaldı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 41 milyar 78 milyon dolar, ithalat yüzde 16,0 azalarak 54 milyar 33 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2024 Şubat ayında yüzde 12,3 artarak 17 milyar 438 milyon dolardan, 19 milyar 589 milyon dolara yükseldi.

Şubat ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %5,2 artarak 19 milyar 958 milyon dolardan, 20 milyar 989 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Şubat ayında 1 milyar 400 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 8,5 artarak 40 milyar 578 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,3 oldu.

Dış Ticaret Açığı 6 Milyar 771 Milyon Dolara Geriledi

Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,2 azalarak 12 milyar 130 milyon dolardan, 6 milyar 771 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Şubat ayında yüzde 60,5 iken, 2024 Şubat ayında yüzde 75,7’ye yükseldi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Şubat Döneminde Yüzde 51,0 Azaldı

Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı yüzde 51,0 azalarak 26 milyar 419 milyon dolardan, 12 milyar 955 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Şubat döneminde yüzde 58,9 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 76,0’a yükseldi.

Şubat Ayında İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 94,0 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2024 Şubat ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,0, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,4 oldu.

Ocak-Şubat döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 93,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2024 Şubat ayında ara mallarının payı yüzde 68,8, sermaye mallarının payı yüzde 15,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 15,3 oldu.

İthalatta, 2024 Ocak-Şubat döneminde ara mallarının payı yüzde 70,9, sermaye mallarının payı yüzde 14,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,0 oldu

Şubat Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Şubat ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 722 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 332 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 158 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 73 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 66 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,1’ini oluşturdu.

Ocak-Şubat döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 3 milyar 484 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 536 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 169 milyon dolar ile Irak, 2 milyar 156 milyon dolar ile İtalya ve 2 milyar 88 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,3’ünü oluşturdu.  

İthalatta İlk Sırayı Rusya Federasyonu Aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Şubat ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 27 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 434 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 218 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 543 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 337 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 45,1’ini oluşturdu.

Ocak-Şubat döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 8 milyar 352 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 6 milyar 327 milyon dolar ile Çin, 4 milyar 135 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 739 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 730 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,9’unu oluşturdu.

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Seriye Göre İhracat Yüzde 2,1 Arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2024 Şubat ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,1, ithalat yüzde 4,9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 10,2 artarken, ithalat yüzde 12,7 azaldı.

Yüksek Teknolojili Ürünlerin İmalat Sanayi İhracatı İçindeki Payı Yüzde 2,7 Oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Şubat ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,0’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 2,7’dir. Ocak-Şubat döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,5’dir. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1’dir.

Şubat ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,5’dir. Ocak-Şubat döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,6’dır. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,1’dir.  

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 2024 Yılı Şubat Ayında 19 Milyar 241 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2024 yılı Şubat ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 artarak 19 milyar 241 milyon dolar, ithalat yüzde 9,0 azalarak 26 milyar 298 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Şubat ayında dış ticaret açığı yüzde 40,7 azalarak 11 milyar 895 milyon dolardan, 7 milyar 57 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Şubat ayında yüzde 58,8 iken, 2024 Şubat ayında yüzde 73,2’e yükseldi.

İhracat 2024 Yılı Ocak-Şubat Döneminde 37 Milyar 174 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2024 yılı Ocak-Şubat döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,8 artarak 37 milyar 174 milyon dolar, ithalat yüzde 15,9 azalarak 51 milyar 69 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı yüzde 47,0 azalarak 26 milyar 239 milyon dolardan, 13 milyar 895 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Şubat döneminde yüzde 56,8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 72,8’e yükseldi.

K.K.T.C Yabancıya Mülk Satışında Kurallar Değişiyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC), yabancıya mülk satışında yeni düzenlemeler geliyor.

Bir ay içinde gerçekleşmesi beklenen yasa değişikliğiyle tartışmaları alevlendiren arka kapıdan yapılan satışlara fren getiriliyor. Yeni düzenlemeyle artık satışlar avukatlık bürolarında değil tapuda yapılacak; kat irtifakı kurulmadan satış yapılamayacak ve yediemin süreci de ortadan kalkacak.

KKTC hükümeti yabancılara dolaylı satışı sınırlamak üzere harekete geçti. Meclis’e gönderilen ve bir ay içinde yasalaşması öngörülen tasarı yürürlüğe girdiğinde KKTC’de gayrimenkul satışının ofislerde, avukat vekaletiyle yapılması yasaklanacak. Tapu şartı getirilirken yedieminlik müessesesi de kaldırılacak. Bugüne kadar yapılan sözleşmeye dayanan, tapusu alınmamış satışlar için yasaya geçiş hükmü konulacak. Bir yıl içinde mevcut yasaya uygun şekilde, aldığı gayrimenkulü tapuya tescil ettiren hakkını koruyacak. Ancak burada bir yabancıya bir konut veya bir dönüm arazi şartı da güvenlik soruşturması ve bakanlar kurulu onay şartı da devam edecek. Yani 50 konut, 50 dönüm arazi alan yabancıya geçiş süreci verilip, yasaya aykırı aldığı gayrımenkulleri elinden çıkarma fırsatı verilecek ancak herhangi bir af söz konusu olmayacak. TC vatandaşları için geçiş döneminde bir konut sınırlaması üç konuta yükseltilecek.

Bu düzenlemeyle KKTC’de konut fiyatlarının inmesi, yerli halkın yeniden konut alabilir hale gelmesi bekleniyor.

Kaynak: Emlak Dream

İstanbul, Esenyurt’ta Satılık Konut Fiyatı Ortalama 1 Milyon 949 Bin TL Oldu

Endeksa, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  tarafından açıklanan geçtiğimiz yıl en çok satış yapılan ilçeler tablosundaki konut fiyatlarını ve değişimlerini açıkladı.

Gayrimenkul sektöründeki hareketliliğin başlaması, konut fiyatlarının ve kredi faizlerinin düşmesi, bankaların kredi kolaylıkları sağlaması ev sahibi olmak isteyenlerin yakından takip ettiği gündemler. Özellikle de büyük şehirlerde konut sahibi olmanın hayli zorlaştığı bir dönemde satışların düşmesi, aydan aya fiyat artış oranının yavaşlamasına sebep olsa da ortalama konut fiyatlarına yansımadı. Yapay zekâ ve büyük veri analizi ile gayrimenkul değer hesabı sunan Endeksa, TÜİK tarafından açıklanan, geçtiğimiz yıl en çok satış yapılan ilçeler tablosundaki konut fiyatlarını ve değişimlerini açıkladı.

Buna göre listenin en başında İstanbul Esenyurt yer aldı. İstanbul Esenyurt’ta 2023 yılında 25 bin189 adet konut satışı olurken ortalama konut fiyatı 1 milyon 949 bin 090 TL ve yıllık fiyat değişimi ise yüzde 41’e ulaştı.

Ortalama Konut Fiyatında Şampiyon Kuşadası Oldu

En çok satış yapılan ilçeler arasında yer alan Kuşadası Şubat 2024 itibarıyla ortalama konut fiyatı 5 milyon 546 bin 100 TL’lik değer ile dikkat çekti. Kuşadası’nda metrekare fiyatı 36 bin 974 TL olurken, yıllık fiyat değişimi ise yüzde 72 gibi yüksek bir seviye görüldü. Aydın genelinde konut satış metrekare fiyatı 33 bin 547 seviyesinde kalırken, Kuşadası il ortalamasının üzerinde yer aldı.

Yabancı Satın Alımları Alanya’yı İkinciliğe Taşıdı

Yabancı yatırımcılar tarafından son yıllarda çok tercih edilen Antalya Alanya’da metrekare satış fiyatı 43 bin 135 TL ve ortalama bir konut fiyatı ise 4 milyon 744 bin 850 TL’yi buldu. Bu ilçede yıllık fiyat değişimi yüzde 45 olarak gerçekleşirken toplam 20 bin 255 adet satışa ulaşıldı

Deprem Etkisi Çankaya’yı Öne Çıkardı

Ankara Çankaya deprem nedeniyle en fazla göç alan ilçeler arasındaydı. 29 bin 528 metrekare fiyatı ile satışa sunulan evlerin ortalama fiyatı ise 3 milyon 838 bin 640 TL ve fiyat değişimi yüzde 72, satış adedinde ise 18 bin 644 adet satış gerçekleşti. Depremden sonra daha da cazip hale gelen Ankara’nın Keçiören ilçesinde ise 2023 yıl sonu itibari ile 17 bin 269 adet konut satışı gerçekleşti. Keçiören’in 18 bin 415 TL’lik metrekare fiyatı ortalama konut fiyatlarını 2 milyon 393 bin 950 TL’ye taşıdı ve yüzde 82’lik fiyat değişim oranı ile dikkat çekti.

Depremle sarsılan illerimizden biri olan Gaziantep’te Şehitkamil, kentin yeni gözde ilçesi olmaya adaylar arasında. Şehitkamil’de metrekare fiyatları 16 bin 726 TL olurken ortalama bir konut fiyatı da 2 milyon 642 bin 708 TL ye ulaşarak yıllık fiyat değişiminin yüzde 60’ları görmesine neden oldu.

İslahiye Deprem Konutlarının Kura Çekimi Yüzde 55’e Ulaştı

Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yapılan deprem konutları için gerçekleştirilen kura çekimi oranı yüzde 55’e ulaştı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde yer alan TOKİ ve Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hem ilçe merkezinde hem de kırsal mahallelerdeki afetzedeler için depremin hemen ardından konut yapımı için başlatılan çalışmalar sürüyor.

Bu kapsamda ilçe genelinde 5 bin 580 hak sahibi olduğu tespit edildi. İnşaatı tamamlandıktan sonra kura aşamasına geçilen evler peyderpey hak sahiplerine teslim ediliyor.

Bu kapsamda site şeklinde yapılan, çevresinde çocuk oyun ve spor alanları, okul, cami, otopark, yeşil alanlar ve dükkanlar gibi sosyal donatı alanlarının da bulunduğu konutlardan 3 bin 80’inin kurası çekildi. Böylelikle İslahiye ilçesinde yeni konutuna kavuşmayı bekleyen hak sahiplerinden yüzde 55’inin evi kurayla belirlendi.

Konut Sahiplerinden 734’ü Eve Yerleşti

İslahiye Kaymakamı Mehmet Soylu, 6 Şubat 2023’teki depremlerden 2 hafta sonra kalıcı konutların temellerinin atıldığını söyledi.

Aynı süreçte hak sahiplerini belirlemek için çalışma içerisine girdiklerini aktaran Soylu, “2 ay önce buradaki daireleri vatandaşlarımıza teslim ettik. Şu anda bu alanda vatandaşlarımız var. Birçok dairenin artık perdesi var ve bu bizim için mutluluktur.” dedi.

İlçede çalışmaların devam ettiğini, ekiplerin durmadan çalıştığını ifade eden Soylu, açıklamasını şöyle tamamladı:

“İslahiye merkezi ve kırsalında toplamda 5 bin 580 hak sahibimiz var, bunların 3 bin 80’ini 4-19 Şubat’ta teslim ettik. Kuradan evleri çıkan vatandaşlara da anahtar teslimini yapıyoruz. 734 vatandaşımız şu an evinde. Diğerleri istedikleri gibi aboneliklerini yaptırarak evlerine geçebilirler. Şu anda 11 konteyner kent ve kırsaldakilerle beraber 23 bin vatandaşımız konteynerde kalıyor. Bu çok ciddi bir organizasyon gerektiriyor.”

GMS Enerji’den Antalya’ya 4 Yıldızlı Otel

GMS Enerji, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde 97 milyon TL yatırımla 4 yıldızlı 104 odalı otel projesi geliştirecek.

Gms Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş., Antalya’nın Döşemealtı ilçesi Altınkale Mahallesi 1636 ada 2 parseldeki 6 bin 330 metrekarelik arazinin 2 bin 500 metrekarelik kısmına 97 milyon TL yatırımla 4 yıldızlı otel yapacak.

6 katlı olarak planlanan 104 oda ve 220 yataklı otelde 45 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor.

Otel projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından ÇED süreci başlatıldı.

Kaynak: Turizm Güncel

İngiltere’de Konut Kiraları Yüzde 24,2 Arttı

İngiliz konut finansman kuruluşu Halifax tarafından açıklanan ‘Ev Sahibi Olma ve Kiralama’ analizine göre, Birleşik Krallık’ta ortalama konut kirası 2023’te önceki yıla göre yüzde 24,2 artışla bin 258 sterline yükseldi.

Halifax’ın araştırmasına göre, geçen yıl ülkede ilk kez ev sahibi olanların ödediği aylık mortgage miktarı, aynı özelliklere sahip konut için ödenen kiranın 27 sterlin altında kaldı.

İlk kez ev satın alanların ödediği aylık mortgage miktarı ortalama 1231 sterlin olurken, ülkede ortalama kira 1258 sterlin olarak hesaplandı. Aradaki fark, 2019’dan beri ilk kez bu seviyeye geriledi.

Böylece, İngiltere’de ortalama konut kirası 2023’te önceki yıla göre yüzde 24,2 arttı. Konut kirasındaki artış son 10 yılda yüzde 82 oldu.

İlk kez ev satın alanların ödediği aylık mortgage miktarı ise 2023’te yüzde 27, son 10 yılda yüzde 113 yükseldi.

Ülkede geçen yıl ortalama konut kirasının en yüksek olduğu bölge 2 bin 253 sterlinle Londra oldu. Onu, 1551 sterlinle Güney Doğu ve 1437 sterlinle Güney Batı bölgeleri takip etti.

İskoçya’da ortalama konut kirası geçen yıl 988 sterlin olurken, Kuzey İrlanda 692 sterlinle ortalama konut kirasının en düşük olduğu bölge olarak kayıtlara geçti.

İlk kez ev satın alanların ödediği aylık mortgage miktarı ise Londra’da 2 bin 241 sterlin, Güney Doğu ve Güney Batı bölgelerinde sırasıyla 1705 ve 1298 sterlin oldu. Aylık mortgage ödemesi İskoçya’da 953 sterlin, Kuzey İrlanda’da 779 sterlin olarak hesaplandı.

Halifax Mortgage Direktörü Kim Kinnaird, analize ilişkin değerlendirmesinde, ev sahibi olmanın uzun vadeli finansal ve yaşam istikrarı için önemli olduğunu belirterek, “Ancak yüksek borçlanma maliyetleri ve satın alınabilecek konut arzındaki kısıt, ülkenin pek çok yerinde ilk kez ev sahibi olacaklar için ev almayı daha da ulaşılmaz hale getiriyor. Bu nedenle, hükümetin ortak mülkiyet ve ipotek garanti programı gibi uygun fiyatlı ev sahipliği programlarını destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Radye Temel Nedir, Ne İşe Yarar?

Temel olarak binanın tüm yükünü taşıyan ve yükleri homojen bir şekilde dağıtarak zemindeki taşıma kapasitesinin düzensiz dağılmasını engelleyen radye temel, Toplu konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) projelerinde sıklıkla kullanılıyor. Gelin, deprem riskini engelleme konusunda en iyi yöntemlerden biri olan radye temel nedir ve ne işe yarar? sorularını birlikte yanıtlayalım.

Radye Temel, inşaat mühendisliği ve mimarlıkta kullanılan bir temel çeşididir. Radye temel, düşey yükleri taşımak ve zeminin üzerinde homojen bir şekilde yayılmak için kullanılır. Betonarme bir plaka şeklinde olan radye temel, genellikle bina tabanının altındaki toprak seviyesinin altında yer alır.

Radye temel, binanın tüm yüklerini taşıyan bir temel çeşididir ve bu yükleri zemine homojen bir şekilde dağıtarak zemindeki taşıma kapasitesini kullanır. Bu, binanın stabilitesini artırır ve zemindeki taşıma kapasitesinin düzensiz dağılmasını önler. Radye temel, özellikle yerel zemin koşullarının değişken olduğu durumlarda tercih edilir.

Radye temel, betonarme bir plaka şeklindeki bir temel çeşididir ve genellikle bina tabanının altındaki toprak seviyesinin altında yer alır. İşlevi, binanın düşey yüklerini taşımak ve zeminin üzerinde homojen bir şekilde yayılmak suretiyle taşıma kapasitesini artırmaktır. Bu sayede, binanın stabilitesi sağlanır ve zemindeki taşıma kapasitesinin dengesiz dağılımı engellenir.

Radye Temelin Avantajları Nelerdir?

Radye temelin birçok avantajı vardır. Bunların başında maliyet etkinliği gelir. Diğer temel tiplerine kıyasla malzeme ve işçilik maliyetleri genellikle daha düşüktür. Ayrıca, radye temelin inşası da profesyoneller için son derece basittir, bu da zaman ve iş gücünden tasarruf sağlar. Radye temelin sunduğu bir diğer avantaj ise düşük zemin basıncıdır. Yatay hareketlere karşı dirençli olması ve bina üzerinde oluşabilecek çatlakların azalması da tercih sebeplerindendir.

Özellikle yerel zemin koşullarının değişken olduğu durumlarda, radye temel tercih edilir. Tek katlı evlerden çok katlı binalara kadar çeşitli yapıların temelinde kullanılabilir. Hem maliyet etkinliği hem de sağladığı güçlü yapısal destek açısından, radye temel modern inşaat projelerinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

İnşaat dünyasında önemli bir yere sahip olan radye temel, yüksek taşıma kapasitesi, düşük maliyeti ve basit inşa süreci ile birçok projede tercih edilir. Güçlü ve sağlam bir binanın temeli olarak, radye temel gelecekte de inşaat sektöründe önemini koruyacak gibi görünmektedir.


Radye Temel Yapılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Radye temel inşa edilirken dikkat edilmesi gereken birçok önemli detay vardır. İşte radye temel inşa edilirken göz önünde bulundurulması gereken bazı ana hususlar:

  • Zemin Etüdü ve Hazırlığı: Radye temel inşaatına başlamadan önce, zeminin taşıma kapasitesini belirlemek için detaylı bir zemin etüdü yapılmalıdır. Zemin etüdü, temelin boyutlandırılması ve uygun beton karışımının belirlenmesi için önemlidir. Zeminin uygun şekilde hazırlanması da önemlidir; düzgün ve sıkıştırılmış bir zemin, temelin sağlam ve stabil olmasını sağlar.

  • Beton Karışımı ve Kalitesi: Radye temel için kullanılacak betonun doğru karışım oranlarına sahip olması ve kaliteli malzemelerle hazırlanması önemlidir. Beton, temelin dayanıklılığını ve uzun ömürlülüğünü belirleyen kritik bir faktördür. Uygun beton karışımı, zemin koşullarına ve binanın yüklerine uygun olarak seçilmelidir.

  • Donatı ve Betonarme Çelik: Radye temelde kullanılacak donatı ve betonarme çeliğin doğru şekilde yerleştirilmesi gerekir. Donatı, temelin dayanıklılığını artırmak ve çatlak oluşumunu önlemek için önemlidir. Donatıların uygun şekilde yerleştirilmesi ve betonla iyi bir şekilde birleştirilmesi sağlanmalıdır.

  • Su Yalıtımı ve Yalıtım Malzemeleri: Radye temelde su yalıtımı, binanın alt kısmını nemden korumak için önemlidir. Su yalıtım malzemeleri, temelin uzun ömürlü olmasını sağlar ve yapıya suyun zararlı etkilerinden korur. Su yalıtımı malzemeleri, temelin dış etkenlere karşı dayanıklılığını artırır.

  • İşçilik ve Kalite Kontrolü: Radye temel inşaatında işçilik kalitesi büyük önem taşır. Donatıların doğru bir şekilde yerleştirilmesi, betonun homojen bir şekilde dökülmesi ve yüzeyin düzgün bir şekilde işlenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, inşaat süreci boyunca düzenli kalite kontrolü yapılmalı ve her aşamada olası hataların önlenmesi için önlemler alınmalıdır.

  • Çevresel Faktörler: Radye temel inşaatı sırasında çevresel faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle yağmur, rüzgar ve sıcaklık gibi hava koşulları, betonun kurumasını etkileyebilir. Bu nedenle, inşaat sürecinde hava koşullarına uygun önlemler alınmalı ve betonun kaliteli bir şekilde kuruması sağlanmalıdır.

EBRD, Rönesans Gayrimenkul Yatırım’a 30 Milyar Avroluk Kredi Sağladı

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Rönesans Gayrimenkul Yatırım’a deprem desteği olarak 30 milyar avroluk kredi sağladı. 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Rönesans Holding grup şirketlerinden Rönesans Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’ye (RGY) 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgeleri destekleme programı kapsamında 30 milyon Euro’luk uzun vadeli finansman sağladı.

Avrupa Birliği’nin garantisiyle desteklenecek finansman ile bölge halkının geçim kaynaklarının korunması amaçlanıyor. Kredi ile Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’daki Piazza Alışveriş Merkezlerine destek sağlanması hedefleniyor. Kadınlara yönelik beceri geliştirme programı ve zanaat üretimi eğitimlerinin de finanse edileceği kredinin deprem sonrası yaşanan göç nedeniyle iş gücü eksikliğiyle karşı karşıya kalan AVM kiracılarına satış eğitimleri gibi konularda da fayda sağlaması bekleniyor.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Birinci Başkan Yardımcısı Jürgen Rigterink, şunları söyledi: 

“Ziyaretim sırasında bölgede depremlerin bıraktığı yıkıcı etkiyi görmek beni şok etti ve üzdü, ancak buradaki yerel halkın dayanıklılığı ve kararlılığı beni etkilemeye devam ediyor. Yeniden inşa uzun bir süreçtir ve birçok yıl alabilir, özel sektörün potansiyeline yeniden kavuşması ile başlayacaktır. Gururla söyleyebilirim ki, başlangıçtaki 1,5 milyar avroluk deprem yatırım paketimizin yarısından fazlasını kullanıma sunduk. Bölgenin geçim kaynaklarını koruyan projeleri destekleyerek Türkiye’nin yanında olmaya devam edeceğiz.”

EBRD ile güçlü ve uzun süreli bir ortaklıkları olduğunu hatırlatan Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp ise şunları söyledi:

“EBRD ile 15 yıldır iş birliği yapmaktan ve sosyal altyapı yatırım projelerimizde birlikte çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Geçtiğimiz yıllarda, sağlık yatırım projelerimiz için EBRD’den 500 milyon avronun üzerinde finansman sağladık. Bu finansmanla, iş birliğimizi Türkiye’deki gayrimenkul sektöründe de genişletiyoruz. Yeni iş birliğimiz, depremden etkilenen bölgedeki iyileşme sürecine katkıda bulunacak ve depremin etkilerini hafifletmeyi amaçlayan uzun dönemli uygulamalarımızın bir parçası olacak.”

Piazza AVM Deprem Koordinasyon Merkezi Olarak Kullanıldı

6 Şubat depremlerinin hemen ardından Kahramanmaraş’ta hayati bir nokta haline gelen Kahramanmaraş Piazza Alışveriş Merkezi, depremden etkilenen vatandaşların acil ve temel ihtiyaçlarının karşılanması ve bin deprem mağduruna geçici barınma sağlanması gibi kritik bir rol üstlenmişti. Fay hattının üzerinde bulunmasına rağmen yapısal bir hasar almayan Kahramanmaraş Piazza AVM, depremin ilk anından itibaren deprem koordinasyon merkezi olarak kullanıldı.

Portföyünde bulundurduğu 12 alışveriş merkezi (AVM) ile Türkiye’nin adet ve brüt kiralanabilir alan bazında en büyük AVM yatırımcısı olan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, 7 şehirde Hilltown, Piazza ve Optimum gibi zincir AVM markalarının yatırımcısı ve işletmecisi olarak yer alıyor. Rönesans Holding’in ticari gayrimenkul geliştirme ve yatırım şirketi olan ve portföyünde 16 gayrimenkul bulunan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, kendi yönettiği projelerle Türkiye’nin en büyük ticari gayrimenkul yatırım grubu konumunda bulunuyor. Toplamda yaklaşık olarak 1 milyon 500 bin metrekarelik inşaat alanı ve yaklaşık olarak 740 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip Rönesans Gayrimenkul Yatırım, 2017 yılından bu yana sürdürdüğü enerji tüketimindeki tasarruf çalışmaları ile 2025 yılında harcadığı enerjinin yüzde 40’ını, 2028 yılında tüm projelerinde harcadığı enerjinin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Bu kapsamda özellikle güneş enerjisi kullanımına odaklanan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, portföyündeki 10 gayrimenkulü ile Breeam In Use sertifikasını en üst seviyeden alarak dünyada ve Türkiye’de bir ilke imza attı.

Halka Arz Süreci Devam Ediyor

2023 yıl sonu itibarıyla AVM’lerinde yüzde 97’nin üzerinde doluluk oranına ve yılda 100 milyona yakın ziyaretçi sayısına ulaşan, SPK ve Borsa İstanbul başvurularını gerçekleştiren Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın halka arzı için inceleme süreci devam ediyor.

İnşaat Sektörü Aylık Ortalama İşgücü Maliyetinin En Düşük Olduğu Sektör Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı işgücü verilerine göre inşaat sektörü, 6.621 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en düşük olduğu sektör oldu.

İşgücü Maliyeti İstatistikleri sonuçlarına göre 2022 yılında aylık ortalama işgücü maliyeti 11 602 TL olarak gerçekleşti.

Finans ve sigorta faaliyetleri sektörü, 28.790 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en yüksek olduğu sektör oldu. Bu sektörü, 23.029 TL ile bilgi ve iletişim ve 18.774 TL ile kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor sektörleri izledi. İnşaat sektörü ise 6.621 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en düşük olduğu sektör oldu. Bu sektörü 7.508 TL ile konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri ve 8.089 TL ile gayrimenkul faaliyetleri sektörleri takip etti.

İşgücü maliyeti içinde brüt kazancın payı yüzde 86,8, sosyal güvenlik ödemelerinin payı yüzde 13,0 ve diğer işgücü maliyeti ödemelerinin payı yüzde 0,3 olarak gerçekleşti.

Çalışılan Süreler İçin Yapılan Düzenli Ödemelerin Kazanç İçindeki Payı Yüzde 79,3 Oldu

Çalışılan süreler için yapılan düzenli ödemeler yüzde 79,3’lük oranla kazanç bileşenleri içinde en büyük paya sahip oldu. Çalışılan süreler için yapılan düzensiz ödemelerin payı yüzde 9,8 olarak gerçekleşirken çalışılmayan süreler için yapılan ödemelerin payı yüzde 8,2 oldu. 2020 yılında yüzde 0,5 olan ayni ödemelerin kazanç içindeki payı 2022 yılında yüzde 2,3 olarak gerçekleşti. Tasarruf sandıklarına yapılan ödemelerin payı ise yüzde 0,4 oldu.

Sosyal Güvenlik Ödemeleri İçinde Zorunlu Ödemelerin Payı Yüzde 85,7 Oldu

Sosyal güvenlik ödemeleri içinde en büyük payı yüzde 85,7 oranıyla zorunlu sosyal güvenlik ödemeleri alırken, gönüllü sosyal güvenlik ödemelerinin oranı yüzde 0,6 gerçekleşti. 2020 yılında yüzde 10,7 olan kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin oranı ise 2022 yılında yüzde 13,8 olarak gerçekleşti.

Ekonomik Güven Endeksi Mart’ta 100 Değerine Ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, ekonomik güven endeksi 100 değerine ulaşırken inşaat sektörü güven endeksi Mar’ta yüzde 3,6 artarak 88,6 oldu.

Ekonomik güven endeksi Şubat ayında 99,0 iken, Mart ayında yüzde 1,0 oranında artarak 100,0 değerini aldı. Bir önceki aya göre Mart ayında tüketici güven endeksi yüzde 0,02 oranında artarak 79,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,5 oranında artarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,5 oranında artarak 120,4 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 113,3 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,6 oranında azalarak 88,6 değerini aldı.

Fuzul, 2023’te Yüzde 100 Büyüdü

Fuzul Tasarruf Finansman Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal,  “2023 Fuzul’ün yılı oldu. 2024’te de alternatif dağıtım kanallarını çeşitlendirecek, dijital dönüşüm adımlarımızı hızlandıracak ve insan kaynağı yetkinliğimizi artırarak daha fazla kişiyi tasarruf finansman sistemiyle tanıştıracağız.” dedi. 

1992 yılından bu yana kişilerin kendi ödeme güçlerine göre bir araya gelerek kendi belirledikleri taksitlerle herhangi bir kredi ve faiz yüküne katlanmadan ev, araç ve çatılı iş yeri sahibi olması için finansman sağlayan Fuzul, 2023’ü güçlü bir biçimde tamamladı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fuzul Tasarruf Finansman AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, “Fuzul olarak hedeflerini tutturan, rekabette ön plana çıkan ve sektörde bulunduğu yeri sağlamlaştıran konumda bulunan bir şirketiz. Özellikle 2023’te bunu daha da perçinledik. Fuzul için 2023, tabiri caizse muazzam bir yıldı. Rekorlar kırdık, başarılarımızla gücümüze güç kattık. Öncelikle organizasyonel yapımızı ve işleyişimizi mükemmelleştirdik. 

Satış ve servis modelimizi değiştirerek çevik bir yapıya geçtik. Bugün geldiğimiz noktada BDDK denetimine tabi bir finans kuruluşu olarak uçtan uca çözüm üreten, portföy yönetim anlayışını kurum kültürü olarak benimseyen bir noktadayız. Hâl böyle olunca müşteri memnuniyeti de beraberinde geliyor. Müşteri memnuniyetine odaklanma konusu zaten 2023 yılının başında o seneye dair belirlediğimiz stratejilerden biriydi. Bunu da en iyi şekilde sağlamış olduk.” ifadelerini kullandı.

1 Milyarlık Teslimat Yaparak Piyasaya Likidite Sağlıyoruz

Eyüp Akbal, şirketiyle ilgili sayısal veriler de paylaştı. Akbal, “Fuzul olarak aktif büyüklüğümüzü yüzde 100 arttırdık. Böylelikle aktif büyüklüğümüz 5.4 milyar TL’ye yükseldi. Net kârlılığımızı yüzde 37,33 artırırken öz kaynağımızı da ikiye katladık. Öz kaynağımız 2 milyar TL’ye yaklaştı. Diğer yandan aylık 1 milyarlık liralık ev ve araç teslimatı yaparak piyasaya da önemli bir likidite sağladık. Ayrıca bugün yeni kitleleri de portföyümüze dâhil ettik ve farklı gelir grubundan kişileri de tasarruf finansman sektörüyle tanıştırmış olduk.” açıklamalarında bulundu.

Dijitalleşme Yatırımlarımızı Arttırarak Sürdüreceğiz

Açıklamalarında dijitalleşmeye de dikkati çeken Akbal, “30 yılı aşkın süredir Türkiye ekonomisinin çarklarından biri olarak tasarruf finansman sisteminde faaliyet gösteriyoruz. Bu süreçte birçok farklı ekonomik şartla karşılaştık ve hepsine uyum sağlamayı başardık. Bu da demek oluyor ki hemen her koşula entegre olabilecek reflekslerimiz gelişmiş durumda. Dolayısıyla oluşabilecek her türlü ekonomik koşulda faaliyetlerimizi sürdürmeye, kişileri ev, araç ve çatılı iş yeri sahibi yapmaya devam edeceğiz. Diğer yandan herkes tarafından bilinen bir gerçek var ki o da dijital dönüşüm çağındayız ve buna entegre olabilmek çok kıymetli. Şunu unutmamamız gerekiyor ki günümüzde artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaş balığı yer konumda. Biz Fuzul olarak bunun her zaman farkındalığına sahiptik. Bu doğrultuda verdiğimiz kararlar, attığımız adımlar, gerçekleştirdiğimiz yatırımlar oldu. Fuzul, bugün geldiği noktada dijital manada kendi kendine yetebilen bir noktada yer alıyor. 2024 için dijital manada bir atılımın da startını verdiğimizi söyleyebilirim. Ayrıca tasarruf sahiplerine en iyi hizmeti sunabilmek ve müşteri memnuniyetini maksimum sağlayabilmek adına dijitalleşmeyi çok önemsiyoruz. Şu zamana kadar ciddi yatırımlar yaptık ve bunları artırarak sürdürmeye de kararlıyız.” şeklinde konuştu.

2024’te Pazar Payımızı Daha da Artıracağız 

Sözlerine 2024 dair görüşlerini de paylaşarak son veren Akbal, şöyle konuştu: 

“Biz yakaladığımız büyüme ivmesini, 2024’te de sürdürmeyi arzu ediyoruz. Geçen yıl pazar payımızı önemli ölçüde artırmıştık, bunu 2024’te de devam ettireceğiz. İnanıyorum ki gelecek yıl bu zamanlar, 2023’e oranla 2024’te iki kat büyüme gerçekleştirdiğimizi konuşacağız. Fuzul olarak 32 yıllık köklü geçmişimizden aldığımız güçle geleceğe kararlı adımlarla yürümeye hem şirketimize hem sektörümüze hem de Türkiye ekonomisine katkı sunmaya devam edeceğiz. Şunun da altını çizmek isterim ki faaliyet gösterdiğimiz sektör, Türkiye’nin güçlü sürdürülebilir bir ekonomik yapı inşa edebilmesinde önemli sacayaklarından biri olan tasarrufu teşvik ediyor. Tüketim ekonomisinden verim ekonomisine geçişte önemli bir rol üstleniyor. Diğer yandan inşaattan otomotive, beyaz eşyadan mobilyaya kadar pek çok sektörü harekete geçirme noktasında da Türkiye ekonomisi için mühim bir noktada bulunuyor. Ayrıca istihdama da sunduğumuz katkı da yadsınamaz. 2024 için diyoruz ki alternatif dağıtım kanallarımızı çeşitlendirecek, dijital dönüşüm adımlarımızı hızlandıracak ve insan kaynağı yetkinliğimizi artırarak daha fazla kişiyi tasarruf finansman sistemiyle tanıştıracağız.”

Sultangazi Aşık Veysel Kültür Merkezi İnşaatı Devam Ediyor

İstanbul’un Sultangazi ilçesinde hayata geçirilen Aşık Veysel Kültür Merkezi projesinde inşaat çalışmaları devam ediyor.

Belediyeden yapılan açıklamaya göre, Zübeyde Hanım Mahallesi’ndeki Aşık Veysel Kültür Merkezi’nde; yüzme havuzu, spor salonu, kütüphane ve atölyeler, çok amaçlı salon, 112 Hızır Acil Servisi ile muhtarlık gibi birimler bulunuyor.

Gençlerin ve çocukların dört mevsim yüzebileceği kapalı yüzme havuzunun yanı sıra kadınlar için özel bir spor salonun da yer alacağı tesiste, eğitim ve meslek edindirme atölyeleri hizmet verecek.

Mahalle halkına çeşitli alanlarda kamu hizmeti sağlayacak birimlerin de yer alacağı tesiste muhtarlık ve fatura ödeme merkezi de olacak.

“Kısa Süre İçerisinde Hizmete Açacağız”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, göreve geldiklerinde kültür merkezlerini artırma hedefini aktardıklarını belirtti.

İlçeyi kültür merkezleri, kapalı otoparklar, kapalı pazar alanları, hizmet tesisleri, ana kucağı ve yeni okullarla donattıklarını kaydeden Dursun, “Özellikle gençlerimizin ve kadınlarımızın keyifle zaman geçireceği merkezler oluşturduk. Bu hizmet tesislerinden birini de Zübeyde Hanım Mahallemize kazandırıyoruz. İnşaatımız hızla yükseliyor. Kısa süre içerisinde hizmete açacağız inşallah. Şimdiden komşularımıza hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Emirdağ Yeni Devlet Hastanesi İnşaatı Hızla Sürüyor

Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde konumlandırılan yeni Devlet Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

2022 yılı Kasım ayında ihalesi yapılarak 2022 Aralık ayında yapımına başlanan yeni Devlet Hastanesi’nin yapımı tüm hızıyla sürüyor.

Emirdağ Adaçal Mahallesi Eskişehir Caddesi’nde bulunan Yeni Otogar karşısında yapımı devam eden 50 yataklı Devlet Hastanesinin 2024 yılı içerisinde tamamlanması bekleniyor.

Hastane projesi,14 bin 250 metrekare alana inşa ediliyor. Yeni hastane 150 araçlık otopark/helikopter pistine sahip olacak. Proje içerisinde; acil servis, poliklinikler, ameliyathane, palyatif bakım ünitesi, yanık ünitesi, yoğun bakım ünitesi, doğumhane, diyaliz, diş polikliniği ve kan merkezi yer alacak.

Yeni Devlet Hastanesi’nin tamamlanmasıyla beraber, Bolvadin/Konya Yolu üzerinde bulunan mevcut devlet hastanesi ise Eskişehir Caddesi’ndeki yeni hastaneye taşınarak burada hizmet vermeye devam edecek.

Emirdağ Devlet Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Melikgazi Kentsel Dönüşümünde 2. Etap İnşaatı Başladı

Kayseri, Melikgazi Belediyesi, Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesinde 2. etap inşaat çalışmalarını başlattı.

Konuyla ilgili konuşan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, kentsel dönüşüm projeleri ile ilçede birçok mahalleyi yenilediklerini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Melikgazi Belediyesi olarak kentsel dönüşümden, yeni sosyal yaşam alanların kazandırılmasına kadar birçok noktada proje ve hizmet üretiyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmaları sonucunda; yeterli sosyal donatı alanlarının yer aldığı, altyapı sorunları çözülmüş, modern konut ve ticaret alanlarının bulunduğu yaşam alanlarını Melikgazi’mize kazandırmaya devam edeceğiz. Özellikle dönüşüm projelerini, sosyal odaklı olarak en kapsamlı şekilde başarılı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Kentsel dönüşüm sürecini yerinde dönüşüm modeliyle yönetiyoruz. İlçemizin daha da güzelleşmesi ve daha modern bir ilçe olması için kentsel dönüşüm en önemli çalışmalarımızdan biri. Melikgazi’nin dört bir yanını modernize ediyor, sağlam ve dayanıklı yapılar inşa ederek, şehrimizin yarınlarını inşa ediyoruz. En önemlisi de, kentsel dönüşüme sadece yıkım ve mekansal yenilenme olarak bakmıyor, bu süreci yerinde dönüşüm modeliyle yönetiyoruz. Bu kapsamda 32 daire 3 dükkan için kat karşılığı ihale gerçekleştirdik. 2. etabımızın biran önce başlaması için bir bir ihale yapmaya devam edeceğiz. İhaleyi kazanan firmamızı tebrik ederim. Hayırlı olsun.”

Armongate Kapıları Teknolojiyle Açıyor: Turnike Kartları Tarih Oluyor

Türkiye’de her yıl kaybolma ve yıpranma nedeniyle ortalama 8.7 milyon adet turnike geçiş kartı yenileniyor. Bu işlem için markaların cebinden kart başına 1 ile 7.5 dolar arasında değişen rakamlar çıkıyor. Geçiş teknolojilerinin inovatif markası Armongate’in kullanıma sunduğu cep telefonu ile mobil geçiş sistemi sayesinde her yıl kart yenilemek için harcanan bütçe ile 65 fabrika kurulabilecek para ülke ekonomisinde kalıyor.

Dünya büyük bir hızla teknoloji devrimini yaşarken, ülkemizde mesai başlangıç ve bitişi ile molalar için yoğun şekilde kartlı sistemler kullanımı devam ediyor. Türkiye’de pazarlama, iletişim, teknik, Ar-Ge ve yönetim konularında faaliyet gösteren 7.5 milyon civarında beyaz yakalı ofis çalışanı, ülke çapında ise 378 organize sanayi bölgesindeki 74 bini aşkın fabrikada ise 14 milyonu aşkın işçi, ara üretim elemanı ve mühendis çalışıyor. Beyaz yakalı 7.5 milyon ofis ve yaklaşık 10 milyon da üretim alanındaki çalışanlar plazalara, binalara, fabrikalara ve üretim merkezlerine giriş çıkış yaparken turnikelerden geçişte kart kullanıyor. Dünya ortalamasına göre her 4 çalışandan en az 1’i yıl içinde kartını kaybediyor, yine her 4 çalışandan 1’inin kartı da yıpranma, kırılma, çipinin zarar görmesi, bozulması nedenleriyle yenilemek zorunda kalıyor. Bir başka değişle çalışanların giriş çıkış yapmak için kullandığı kartların yüzde 50’si yıl içinde iş yeri yönetimleri tarafından değiştiriliyor.

Yılda 8.7 milyon kartı yenilemek zorundayız

Geçiş teknolojileri için kullanılan kartlar içerdikleri teknolojilere göre farklı fiyatlara temin ediliyor.  Bu nedenle değiştirilen her bir kart, iş yerinin hanesine zarar olarak yazılıyor. Kartların maliyetleri ise 1 dolar ile 7.5 dolar arasında değişiyor. İş yerinin statüsü, talep edilen güvenlik ve kullanılan teknolojiye göre kart fiyatı 10 doları aşıyor. Ülkemizde her gün turnikeden geçmek için kart kullanan 17.5 milyon çalışan için her yıl 8.7 milyon adet yeni kart harcaması yapıldığında ise Türkiye ekonomisinin kayıpları artan döviz kuruna bağlı olarak her geçen gün daha da yükseliyor. 

Cep telefonu ile kartsız geçiş mümkün 

Temassız, hızlı ve güvenli geçiş teknolojileri üretip uygulayan Armongate, üstün teknolojisi sayesinde bu maddi kaybın önüne geçilmesinde büyük rol üstleniyor. Markaların çalışanların mesai sadakatini bilmek ve mola zamanlarını iş verimliliği açısından takip etmek için kartlı geçiş sistemleri kullandığını ifade eden Armongate COO’su Göksun Aktaş, “Armongate olarak geliştirdiğimiz mobil geçiş kontrol teknolojisi sayesinde kartların kaybolması ve yıpranmasına bağlı olarak yaşanan maddi sorunların tamamı ortadan kalkıyor” dedi. 

Her yıl büyük bir servet kaybediyoruz

Kaybedilen her bir kart için iş yerlerinin yüklü ödemelerle karşılaştığının altını çizen Aktaş, “Yıl içinde kaybedilen 8.7 milyon kartın 1 dolar yenileme bedeli olduğunu düşündüğümüzde Türkiye ekonomisinin yıl içinde kaybettiği rakam 8.7 milyon dolardır. Kartın bedeli 7.5 dolar olduğunda ise kayıp bedeli 65.6 milyon dolara ulaşıyor. Bugün kart yenilemek için harcadığımız bu bedelle Türkiye’de bir fabrika kurmanın bedeli kullanılan teknoloji ve imal edilecek ürüne göre değişmekle birlikte 1 milyon dolardan başlıyor. Bizim her yıl kart yenilemek için harcadığımız para ile 9 ile 65 yeni fabrika açılması mümkün. Ama eski teknolojiye sahip, kopyalanması kolay, çalındığında bir başkası tarafından kullanılabilen kartları yenilemek için her yıl büyük miktardaki dövizi boşa harcamayı tercih ediyoruz. Üstelik bu rakam da iş yerlerinin cirolarının zarar hanesine yazılıyor” ifadelerini kullandı. 

Teknoloji ile kayıpların önüne geçiliyor 

Cep telefonu, NFC, QR kod, T.C. kimlik kartı ve pasaport kullanılan Geçiş Kontrol sistemiyle Armongate’in her gün 250 bin kez kapıları hızlı, güvenli ve temassız şekilde açtığını kaydeden Göksun Aktaş, “Klasik kartlı geçiş sistemleri yerine sunduğumuz yeni nesil teknolojiler ile plazalar, binalar, kampüsler, fabrikalar ve üretim merkezlerinde yoğunluk olmadan çalışanlar giriş çıkış yapılabiliyor. İnsan kaynakları tüm giriş çıkış bilgilerine anında ulaşıyor. Kart için harcama yapmaya gerek kalmıyor. Amacımız burada markaların kazandığı paranın eski teknoloji geçiş sistemlerini finanse etmek için değil daha fazla üretim, istihdam için harcanmasını sağlamak. Bunun için de teknolojinin son imkanlarını kullanmak” diye konuştu.

GNC Makina 2024 Yılına Hızlı Giriş Yaptı

Geçtiğimiz hafta Basın Mensupları ile iftar yemeğinde buluşan GNC Makina Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Gökhan Yıldız, GNC Makina’nın 2024 yılına dair planlarını, hedeflerini ve sektöre dair üretime katkı sağlayacak çözüm alternatiflerini anlattı.

Basın mensupları ile sohbetinde sahada gözlemledikleri üretimde oldukça önemli bir konu olan verimlilik alanındaki sorunlara değinen Yıldız, konuya ilişkin şöyle konuştu. ‘’Sektörde faaliyet gösteren müşterilerimiz ve paydaşlarımız arasında verimlilik konusundaki sorunlar belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır. GNC Makina olarak, verimlilik sorunuyla mücadele etmek ve çözüm sunmak adına Proje Departmanı oluşturduk. Proje Departmanı hem müşterilerden gelen talepleri hem de proaktif olarak bizim fark ettiğimiz verim konusundaki sorunları inceleyerek müşterinin beklentilerini karşılamayı ve süreci daha verimli hale getirmeyi amaçlıyor.’’

Bu konuyu örnek vererek açıklayan Yıldız ‘’Son projemizde bir müşterinin talaşlı imalat operasyonunda nihai ürün elde etme süresini 3.5 dakikadan 36 saniyeye indirdik. Bu başarı, proje departmanının doğru makine seçimi ve uygun metodoloji kullanımıyla gerçekleşti. Müşterinin verimliliğine sağladığımız bu önemli katkı aynı zamanda ülke ekonomisine de değer katmaktadır. Zira artan verimlilik, ülkenin üretim kapasitesini ve yeteneğini artırarak hem ihracatı teşvik edecek hem döviz girdisini artıracaktır. Bu durum, domino etkisi yaratarak ülke ekonomisinin genel sağlığını olumlu yönde etkileyecektir’’ dedi.

İhtiyaçları Yakından Takip Eden İş Geliştirme Departmanı

Yıldız, GNC Makina’nın çalışmalarına yine sektör ihtiyaçları için kurdukları İş Geliştirme Departmanı hakkında bilgiler vererek devam etti. ‘’Sektörün ihtiyaçlarını yakından takip etmek ve onların beklentilerinin üzerinde bir karşılık verebilmek adına İş Geliştirme Departmanı kurduk. Bu departman, müşterilerin talepleriyle ilgili ürünler ve hizmetler üzerinde çalışmalar yürüterek, onların beklentilerini karşılamayı hedefliyor. Departmandaki ekip arkadaşlarımız, yenilikçi araştırmalar yaparak dünya genelindeki entelektüel üretim birikimini ve sektörel teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu bilgi birikimini ülkemizin sanayisine aktarmak için büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürüyorlar.’’

“Finansmana Erişim İçin de Çözümler Üretmeye Çabalıyoruz”

Yıldız, konuya ilişkin ‘Önemli gördüğümüz bir diğer gelişme, ekonomik göstergelerin işaret ettiği finansmana erişim zorluğu ve girişimlerin finansal sorunlarına çözüm üretme yönündeki çabalarımızdır. GNC Makina olarak, müşterilerimizin bu zorluğuna etkili bir şekilde yanıt verebilmek için alternatif satın alma modelleri üzerinde çalışıyoruz. Bu modelleri müşterilerimize sunmadan önce detaylı bir değerlendirme yaparak en uygun olanını seçiyoruz. İlerleyen günlerde, bu alternatif modelleri içeren bir lansman gerçekleştirerek detayları paylaşmayı planlıyoruz. Özetle, finansal sorunlara yönelik uzun vadeli ve çeşitlendirilmiş ödeme seçeneklerini geliştirerek müşterilerimizin ihtiyaçlarına daha etkin bir şekilde yanıt vermeyi hedefliyoruz. 2024 yılında, GNC Makina olarak yeni gelişmelerimizi ve ürünlerimizi paydaşlarımıza tanıtmak adına üç önemli etkinlikte bulunacağız. İlk olarak, Genel Merkezimizde gerçekleştireceğimiz “Open House” etkinliği ile müşterilerimizi kendi evimizde ağırlayacak, samimi bir ortamda kendimizi ve ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulacağız. Bu etkinliğin ardından, Ekim 2024’te Türkiye’nin en büyük makine fuarı olan MAKTEK fuarında yerimizi alacağız. Bu fuar, uluslararası katılımcıların yanı sıra ülkemizin sektördeki önemli oyuncularını bir araya getiren bir platform olacak.

Yılın son döneminde ise UTIS tarafından düzenlenen Uluslararası Talaşlı İmalat Sempozyumu’na platinum sponsor olarak katılacağız. Bu etkinlik, sektörümüzdeki bilimsel çalışmaları ve konuları tartışmak için verimli bir zemin sağlayacak. Hem sektörümüz hem de talaşlı imalatla ilgili bilimsel çalışmaları ve konuları tartışacağımız verimli bir organizasyon olacak’’ diyerek şirket faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler paylaştı. 

“Müşteri Memnuniyeti Önceliğimiz”

GNC Makina olarak 2023 yılının son çeyreğinde 2024’ü inşa etmek için belirledikleri hedefler doğrultusunda yoğun bir çalışma dönemi geçirdiklerini dile getiren Gökhan Yıldız, bu çalışmaların meyvesini 2024 yılının Ocak ve Şubat aylarında başarıyla topladıklarını ifade etti. 

İlk iki ayda, geçen yıldan kalan projeleri başarıyla tamamlamakla birlikte hedefleri doğrultusunda yeni satışlar yaptıklarını söyleyen Yıldız ‘’Müşterilerimizi makineleriyle hızlı bir şekilde buluşturduk. Bu hızlı başlangıçla birlikte, ilk çeyreğe güçlü bir ivmeyle girmenin gururunu yaşıyoruz. Genişleyen ürün portföyümüzle, sektördeki varlığımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Pozitif yönde seyreden bu büyüme ivmesini daha da arttırarak, yılın geri kalanında belirlediğimiz hedeflere ulaşmayı amaçlıyoruz. Biz GNC Makina olarak müşteri memnuniyetini ve şirketimizin büyüme potansiyelini her zaman ön planda tutuyoruz. Bu uğurda kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz’’ diyerek firmanın 2024 yılına dair faaliyetlerini ve hedeflerini özetledi. 

Kayseri Yakut Mahallesi İle Kocasinan Bulvarı’nı Birleştirecek Köprü Projesinde Sona Doğru

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından 150 milyon TL maliyetle hayata geçirilen Yakut Mahallesi ile Kocasinan Bulvarı’nı birbirine bağlayacak köprü, asfaltlama çalışmalarının ardından hizmete alınacak.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 10 binin üzerinde nüfusa yaklaşan Yakut Mahallesi’nin şehirle bütünleşmesine ve etrafındaki mahallelerle birlikte çok daha kolay ulaşım imkanına kavuşmasına yönelik sürdürdüğü projede sona yaklaştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Yakut Mahallesi’nde artan yapılaşma oranı ve buna bağlı olarak artan nüfusun ulaşım sorununun Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) iş birliğiyle gerçekleştirilen yatırımlarla çözüme kavuştuğunu ifade etti.

Konforlu ulaşım ile birlikte şehrin kuzeyindeki Yakut Mahallesi’nin Kocasinan Bulvarı üzerinden şehrin merkezi ile bütünleştirilmesi amacıyla üst geçit köprüsü çalışması başlattıklarını hatırlatan Başkan Büyükkılıç, stratejik öneme sahip köprünün inşaatının tamamlandığını, asfaltlama çalışmalarının başladığını kaydetti.

Yakut Mahallesi’nde Dünya Ticaret Merkezi istikametinden gelen Kocasinan 3838. Cadde’nin, Kocasinan Bulvarı’na bağlantısında son aşamaya gelindiğini duyuran Büyükkılıç, “Yapılan proje ile TCDD tarafından inşa edilen Demiryolu Üstgeçit Köprüsü, Büyükşehir Belediyesi’nce imar genişliği 30 metre olan yaklaşık 1000 metre uzunluğundaki ana arter, bağlantı yolları ve kavşak düzenlemeleri çalışmalarında sona gelinmiştir.” dedi.

7 Bin 500 Ton Sıcak Asfalt

Başkan Büyükkılıç, köprü hakkında teknik bilgileri de paylaşarak, “Ankara- Sivas demir yolu hattı üzerine dolgu kısımları toprakarme metodu, köprü üzeri öngermeli kirişler kullanılarak inşa edilen köprü yaklaşık 100 metre açıklık ve 400 metre çıkış rampaları olmak üzere 500 metre uzunluğa sahiptir. Yapımı tamamlanan köprünün alt kısımlarında tali yollar ve U geçişler oluşturularak güvenli ve konforlu ulaşım ağı tesis edilmiştir. Çalışma kapsamında yaklaşık 7 bin 500 ton sıcak asfalt kullanılacaktır.” diye konuştu.

Bu önemli projenin, şehir içi ulaşımı daha güvenli ve konforlu hale getireceğini vurgulayan Büyükkılıç, “Çevre açısından önemli kazanımlar elde edilecek bu önemli çalışma kapsamında aydınlatma sistemleri yapılmakta, güvenlik bariyerleri oluşturulmakta, yaya yolları ve peyzaj düzenleme çalışmaları hızla devam etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Kamulaştırma giderleri hariç toplam maliyeti yaklaşık 150 milyon TL olan proje, Yakut Mahallesi ile Kocasinan Bulvarı’nı buluşturan kesişim bölgesinde, şehrin kuzeyi ile güneyi arasındaki bütünleşmeyi arttıracak. Proje ile Mustafa Kemal Paşa Bulvarı üzerindeki trafik yükü azaltılmış olacak ve yeni yol ile ulaşım çok daha hızlı ve konforlu hale gelecek.

ABD Konut Fiyatları Yükselişte

S&P CoreLogic Case-Shiller, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Ocak ayına ilişkin ulusal konut fiyat endeksi verilerini yayımladı.

Açıklanan verilere göre, ABD’de ulusal konut fiyat endeksi, Ocak’ta geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6’lık artış kaydetti. Endeks, geçen yıl aralıkta yıllık yüzde 5,6 artmıştı.

ABD’nin 20 kentindeki konut fiyatlarına ilişkin endeks de ocakta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6,6 yükseldi.

Piyasa beklentilerine paralel gerçekleşen ve Kasım 2022’den bu yana en yüksek oranda artışını kaydeden endeks, geçen yıl aralıkta da yüzde 6,2 artmıştı.

Endeksteki 20 kent arasında konut fiyatlarının yıllık bazda en fazla yükseldiği kent San Diego oldu. San Diego’da bu dönemde konut fiyatları yıllık bazda yüzde 11,2 arttı. San Diego’nun ardından konut fiyatlarının en fazla yükseldiği kent yüzde 8,6 ile Los Angeles olurken, konut fiyatlarının yüzde 0,9 arttığı Portland, en düşük yıllık artış görülen şehir oldu.

Aylık bazda ise ocakta mevsim etkilerinden arındırılmış olarak, ulusal konut fiyat endeksi yüzde 0,4, 20 kentteki konut fiyatlarına ilişkin endeks de yüzde 0,1 yükseldi.

Kestanepazarı Camii Restore Ediliyor

İzmir, Seferihisar’da yaşanan deprem nedeniyle hasar gören Kestanepazarı Camisi’nde restorasyon çalışmaları başladı.

Seferihisar açıklarında 4 yıl önce meydana gelen depremde büyük hasar gören tarihi camide, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restorasyon çalışmaları yapılıyor.

3 Yılda Tamamlanacak

İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Tahir Emre Can, Kestanepazarı Camisi’nin kentteki en önemli tarihi yapılardan birisi olduğunu söyledi.

Depremde aldığı hasar nedeniyle camide ibadet yapılamadığını aktaran Can, şunları kaydetti:

“Camimizin yapımı, merkezde yer alışı ve büyüklüğüyle önem arz etmesi ve bugün halen ayakta kalıyor olması bizim için çok önemli. İnşallah bu çalışmayla camimizin güçlenerek yine eski ihtişamını, önemini, devam ettireceğini düşünüyoruz. Şu anda üst çalışmalarına başladık. Temel aşamalarına da girip güçlendirip camimizin, ecdat yadigarı bu eserin uzun yıllara taşınmasını hedefliyoruz.”

Doğu Karadeniz’den Yapılan İnşaat Malzemesi İhracatı Yükseliş Trendinde

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, Doğu Karadeniz’den yılın ilk aylarında yapılan inşaat ve yapı malzemeleri ihracatının yükseliş trendinde olduğunu söyledi.

Bölgeden yılın 2 ayında 59 ülkeye inşaat ve yapı malzemesi ihraç edildiğini aktaran Kalyoncu, “Söz konusu ihracattan 20 milyon 800 bin 228 dolar gelir sağlandı. İhracatımız 15 milyon 405 bin 659 dolar kazanılan geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 35 arttı.” dedi.

Kalyoncu, inşaat ve yapı malzemelerinin bölgenin önemli sektörleri arasında yer aldığını vurgulayarak, ihracatının her geçen yıl geliştiğini ifade etti.

İhracatta ülke çeşitliliğinin arttığına dikkati çeken Kalyoncu, ocak-şubat döneminde başta komşu ülkeler olmak üzere 59 ülkeye ihracat yapılmasının önemli bir gelişme olduğunu aktardı.

Kalyoncu, ihracatın yüzde 40’a yakınının Gürcistan’a yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sektör ihracatını çok daha üst rakamlara ulaştırmak istiyoruz. DKİB olarak yürüttüğümüz UR-GE projesi kapsamında sektörü hem Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumlu hale getirmeyi hem de sektörün ihracat kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda da önümüzdeki aylarda Türk Cumhuriyetleri yönelik ticaret heyeti programı düzenleyeceğiz.”

Ticaret heyeti programlarıyla ihracatın artacağına inandıklarına işaret eden Kalyoncu, Türk Cumhuriyetleri, Irak, Suudi Arabistan, Libya, Rusya Federasyonu ve Gürcistan’ın önemsedikleri ülke pazarları arasında olduğunu kaydetti.

Kaynak: AA

Deprem Bölgesine 500 Milyon Avroluk Finansman

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında imzalanan mutabakat zaptıyla, EBRD tarafından deprem bölgesine 500 milyon avroluk yeni finansman desteği verilecek.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, EBRD Birinci Başkan Yardımcısı Jürgen Rigterink başkanlığındaki heyet, Bakan Şimşek’le Bakanlık’ta bir araya geldi.

Görüşmede, Türkiye’nin ekonomi programı ve banka ile güçlü işbirliğinin yanı sıra EBRD’nin deprem bölgesine yönelik finansman desteği ele alındı.

EBRD, 6 Şubat depremlerinin ardından ilk destek veren uluslararası finans kuruluşları arasında bulunurken, bölgenin yeniden imarı için kamu ve özel sektöre 1,5 milyar avro finansman paketi açıklamıştı. Bu çerçevede, deprem bölgesindeki özel sektör projelerine, KOBİ’lere ve yerel bankalara 800 milyon avro finansman sağlandı.

Heyetin Şimşek’i ziyaretinde, söz konusu finansman paketi kapsamında, EBRD’den 500 milyon avro finansman sağlanması için Bakanlık ile EBRD arasında mutabakat zaptı imzalandı. Zapta, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ile EBDR Birinci Başkan Yardımcısı Rigterink imza attı.

Söz konusu finansman desteği, İller Bankası aracılığıyla belediyelere su, içme suyu, kanalizasyon, katı atık ve ulaştırma sektörlerinde kullandırılacak.

Akkuyu NGS 1. Ünitede İlk Test Elektriğinin Bu Yıl Üretilmesi Planlanıyor

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, projenin 1. ünitesi için, “İlk test elektriğini bu yıl üretmeyi planlıyoruz.” dedi.

Zoteeva, inşa edilen ünitelerin en son güvenlik sınıfına sahip olduğunu ve santrali iç ve dış etkenlere karşı dayanıklı hale getirdiğini kaydetti.

Sınıfının en güçlüsü olan iki adet Liebherr LR 13000 kendinden tahrikli paletli vincin saha görev yaptığını ifade eden Zoteeva, “Bu modelden dünyada sadece beş adet bulunuyor.” bilgisini paylaştı.

Zoteeva, santralin inşası aşamasında izlenen yöntem ve modele de dikkati çekerek, “Bu özgün modeli başarıyla nihayete erdirmek için her türlü gayreti sarf ediyoruz.” dedi.

Akkuyu NGS’nin projesinde gelinen aşamaya da değinen Zoteeva, santralin ilk güç ünitesin ve ilgili tüm altyapı tesislerinde genel inşaat aşamasının tamamlandığını söyledi.

Zoteeva, tam ölçekli devreye alma çalışmalarına geçileceğini belirterek, “İlk güç ünitesinde kurulan tüm ekipman ve sistemlerin teker teker kontrol ve test edildiği aşamaya geçiyoruz.” ifadesini kullandı.

Ünitenin bünyesinde binlerce ekipman ve sistem barındırdığını ve bunların uyum içinde çalışması gerektiğini vurgulayan Zoteeva, “Bir güç ünitesinin işletmeye alınmasını bir bütün halinde düşünmek gerekiyor. Bu nedenle sadece reaktör binası değil, yüzlerce ekipmanın hazır hale getirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla halihazırda bulunduğumuz aşama, tüm bu ekipman ve sistemlerin kurulumundan sonra teker teker test edilmesi ve bunun akabinde de uyum içinde işletmeye ne kadar hazır olduklarının kontrol edilmesini ifade ediyor.” diye konuştu.

Zoteeva, ilk ünitede elektrik üretimi için ana devreye alma çalışmalarının tamamlaması ve ünitenin tüm sistemlerinin devreye hazır duruma getirilmesi gerektiğini kaydederek, “1’inci ünitede ilk test elektriğini bu yıl üretmeye başlamayı planlıyoruz.” dedi.

Bunun büyük ve zahmetli bir iş olduğuna dikkati çeken Zoteeva, bunun başarıyla yerine getirilmesi için gerekli tüm kaynaklara sahip olduklarını söyledi.

Zoteeva, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın, Rosatom’un karşı karşıya olduğu bazı yaptırımların Akkuyu NGS projesine etkisi konusundaki daha önceki açıklamasının hatırlatılması üzerine de, “Öncelikle, Sayın Bakan’a tamamen katılıyorum. Bunlar bizi kesinlikle rahatsız ediyor ve bizim sabit işleyişimizde bir nevi dengesizlik oluşturuyor.” ifadesini kullandı.

Söz konusu yaptırımların yasal çerçevesinin tartışılması gerektiğine dikkati çeken Zoteeva, “Ancak şunu söyleyebilirim, ben uzun yıllardır Türkiye’de yaşıyorum ve Türk halkını çok iyi biliyorum. Türk halkı güçlüdür, kendisinin manipüle edilmesine asla izin vermez. Dolayısıyla biz kesinlikle tüm bu zorlukların üstesinden hep birlikte geleceğiz. Hiçbir sivrisinek ısırığı, hiçbir küçük kirli numara bize engel olamaz ve planlarımızı bozamaz.” değerlendirmesinde bulundu.

Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu NGS, toplam 4 bin 800 megavat kapasiteye sahip 4 reaktörden oluşacak. Akkuyu NGS’de, ilk reaktörün bu yıl devreye alınması hedefleniyor.

Sirius Yapı’dan Menemen’e Yeni Bir Kentsel Dönüşüm Projesi

Menemen Kazımpaşa Mahallesi’nde gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projesi için hak sahipleriyle buluşan Sirius Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öncü, projenin detaylarından bahsetti.

Öncü, Sirius Yapı olarak bugüne kadar Çiğli’de 10 konut projesi, bin 700 adet daire, kamu ihaleleri, fabrika inşaatları ve spor kompleksleri olmak üzere birçok projeye hayat verdiklerini de ifade etti.

Özel sektörün İzmir’de gerçekleştirdiği en büyük kentsel dönüşüm projesi olan ve ödül alan Forum Göztepe’nin iştirakçileri arasında yer aldıklarını kaydeden Barış Öncü, konumu ve ulaşım olanaklarıyla dikkat çeken Kazımpaşa Mahallesindeki parselin dönüşmesinin deprem açısından da önem taşıdığının altını çizdi.

Firma olarak insanların güvenliği ve konforunu ön plana alan bir yaklaşımla yıllardır çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Barış Öncü, “Gerekli tüm prosedürler ve imzalardan sonra konutları 36 ay sonra teslim edeceğiz. Hiçbir ücret almadan yapacağımız konutları 2+1 veya 3+1 farketmeksizin yüzde 10 büyüteceğiz ve ebeveyn banyosu ile giyinme odası da ekleyeceğiz. Bunların yanı sıra sosyal alanlar, havuz, çocuk oyun alanı, mescid, akıllı ev sistemi ve her daireye bir otopark imkanı da sunacağız. Sosyal ve ortak alanları da dahil ettiğimiz zaman hak sahipleri brütte 2 katı bir metrekareye ulaşmış olacaklar. Şu anda hak sahiplerinin yarıdan fazlası olumlu görüş verdi. İzmir’in en önemli kentsel dönüşüm projesi olan Forum Göztepe’yle ödül aldık. Benzer bir ödülü Menemen’e de getirmek istiyoruz” diye konuştu.

Kuzey Kıbrıs’tan Ev Alana Döviz Bazında Yüzde 100 Getiri

Kıbrıs, son 2 yılda gayrimenkul yatırımcılarının gözdesi haline geldi. Dünya çapında yükselen gayrimenkul yatırım bölgelerinden biri olan Kıbrıs, dünyanın en yaşanılası ülkeleri listesinde de ilk 25 arasında yer alıyor. Ada, bu yükselişle beraber 2023’te 49 farklı ülkeden yatırımcı çekmeyi başardı. “Özge Özler Real Estate” Kurucusu Özge Özler, “Akdeniz’deki en düşük fiyatlara sahip toprak parçası olan Kıbrıs, yatırım potansiyelinde döviz bazında 2 yılda yüzde 150’ye varan değer artışı sunuyor” diyor.

Kıbrıs, dünyanın en çok kazandıran gayrimenkul pazarlarından biri olarak öne çıkıyor. En son 5 yıl önce Eurostat verilerine göre kira çarpanında 20 yılla Avrupa’da ilk 10’a giren ülkenin bugün ilk 3 ülke arasında olduğu tahmin ediliyor. Özge Özler Real Estate Kurucusu Özge Özler, “Akdeniz’deki en düşük fiyatlara sahip toprak parçası olan Kıbrıs, yatırım potansiyeli anlamında döviz bazında yüzde 150’ye varan değer artışı sunuyor” diyor. Kıbrıs’ta kira çarpanının 12 yıla kadar düştüğünü ifade eden Özler, “Kıbrıs’ta çok hızlı büyüyen bir gayrimenkul pazarı var. Kuzey Kıbrıs, Akdeniz’deki en düşük fiyatlara sahip toprak parçası. Ve şu anda fiyatlar çok cazip, yatırım avantajları çok cazip ve değer artışı çok yüksek” diye konuşuyor. Fiyatların pound bazında hızla artığı Kuzey Kıbrıs’ta yıllık minimum yüzde 50-60 oranlarının konuşulduğunu anlatan Özler, “Fiyatlar, 2 yıldır artmaya başladı ve sürekli artış gösteriyor. Gayrimenkul yatırımında yılda yüzde 100 artan bölgeler var” diyor.

Yükselişteki Bölgeler

Kuzey Kıbrıs, pandemiden sonra Forbes dergisinde yayınlanan bir değerlendirmeyle dünyada yatırım yapılabilecek ve yaşanabilecek en iyi sahil bölgesi olarak gösterildi. Bu değerlendirmenin de etkisiyle Kıbrıs’a olan ilginin katlandığını söyleyen Özler, şöyle anlatıyor: “Kuzey Kıbrıs bugün 49 farklı ülkeden yatırımcı çekiyor. Çünkü pandemiden sonra yaşam tarzları değişti, artık tamamen uzaktan çalışılabiliyor. Kuzey Kıbrıs bir ada ülkesi olarak uzaktan çalışanların çok rağbet gösterdiği bir bölge haline geldi. Deniz-kum-güneş turizminin yanı sıra eğitim ülkesi olması da Kuzey Kıbrıs’ı öne çıkardı.”

Kuzey Kıbrıs’ta 7 yıldır gayrimenkul danışmanlığı sektöründe yatırımlara yön veren Özge Özler, Kuzey Kıbrıs’ta gayrimenkul yatırımı bakımından cazibe noktalarının sürekli değiştiğini söylüyor. Aynı anda pek çok bölgenin değer kazandığını anlatan Özler, “En değerli bölge Girne’nin doğusundaki Esentepe bölgesi. Esentepe’de konut fiyatlarında metrekarede 2.000-2.500 pound aralığını görüyoruz. En değerli ve en cazip olarak Esentepe’yi önerebilirim.  Bir de İskele bölgesi, ancak bu bölge doymuş rakamlara ulaşmaya başladı. Gaziveren, denize sınıf tamamen bakir, günbatımının 90 derece olduğu bir bölge. Talepler Gaziveren bölgesine kaymış durumda. Burada ise metrekareler 850-1.000 pound civarında. 

Türkiye’den Büyük Talep

Türkiye gayrimenkul satışlarında kredi faizlerinin son derece yüksek seyretmesi nedeniyle son yılların en düşük seviyelerini görmeye devam ediyor. İşte bu ortamda Türk yatırımcı da Kuzey Kıbrıs’ı tercih ediyor. Özler, parasını Türkiye’de tutmak istemeyen, döviz kazancı elde etmek isteyen uzun vadeli yatırımcıların da Kıbrıs’a yatırım yaptığını ifade ediyor. Portföyünün yüzde 90’ının Türk yatırımcılardan oluştuğunu anlatan Özler, şöyle devam ediyor: “Avrupa ülkelerinden özellikle Almanya, Macaristan, Rusya, Polonya, Norveç ve Litvanya’dan ayrıca İsrail, Dominik Cumhuriyeti ile Kanada’dan çok ciddi villa ve 1+1, 1+0 konut talebi var. Lansmandan alındığı zamanda zaten yüzde 10-15 avantajla satın alınıyor üzerine yüzde 50 getiri geldiğinde anında satıp yeni bir yatırıma girilebiliyor. Yatırımcı 2 yıl içinde yüzde 150 döviz bazında getiri görebiliyor. Dünyanın 49 ülkesinden yatırımcılar, Kıbrıs’a geliyor.”

“10 Yılda Çok Kazandıracak”

Adadaki projelerin büyük kısmını Kıbrıslı müteahhitlerin inşa ettiğini anlatan Özler, Türk müteahhitlerin de gözünü Kıbrıs’a çevirdiğini söylüyor. Özler, Kuzey Kıbrıs’a yatırımın diğer önemli getirilerini ise şöyle anlatıyor: “Adada yatırım, oturum izni sağlıyor. Yatırımcı gayrimenkulün bedelinin yüzde 35’ini projeden ödediği anda oturum izni almak için başvurabiliyor. Kuzey Kıbrıs’ta yaşam kalitesi çok yüksek, suç oranı çok düşük, eğitim alanında yüksek bir potansiyele sahip. Adada 100 binden fazla öğrenci var. Sakin, huzurlu, kazançlı bir bölge. Kıbrıs’ta yükselen bölgeler ise Esentepe, Gaziveren, Lefke ve Girne’nin batısı. Peki Kıbrıs’ta gayrimenkul yatırımı yapmak Türkiye’ye göre neden daha cazip? Özler, şöyle yanıtlıyor: “Türkiye’de 3 milyon TL’ye İstanbul’da Bağdat Caddesi’nde ev bulamazsınız ancak Kıbrıs’ta her bütçeye uygun ev var ve dövizle yüksek kira getirisi söz konusu. Kıbrıs’ta 1+1 ev, 600 Pound’a kiralanabilir. Kira döviz artışından dolayı her zaman kazançlı.  Kuzey Kıbrıs’a yatırım daha 5-10 yıl çok kazandıracak.”

Türkiye’nin İlk Yüzer GES’inde Kurulum Tamamlandı

Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen Yüzer Güneş Enerjisi Santrali (GES) Elazığ’da kuruldu. Keban Barajı Gölü yüzeyine kurulan Kuzuova Yüzer GES ile yıllık 1 milyon 806 bin kilovatsaat elektrik üretilecek.

Elazığ merkeze bağlı Fatmalı köyü Beşevler mezrası mevkiinde Keban Barajı’nda inşa edilen Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi santralinde (GES) incelemelerde bulunan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yetkililerden bilgi aldı.

İncelemelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan Yumaklı, illeri ziyaret ettiklerini, bugün de tarımsal üretim için son derece önemli illerden biri olan Elazığ’da bulunduklarını söyledi.

Elazığ Keban Barajı gölü yüzeyine kurulu Türkiye’nin İlk Yüzer Güneş Enerji Santrali, su üstünde yüzlerce güneş enerji paneline sahip. Santralin ayrıca milyonlarca kilovatsaat elektrik üreteceği belirtildi.

Elazığ’daki Keban Barajı’nın elektrik üretimi ve sulama için önemli su rezervuarlarından biri olduğunu kaydeden ve sulama projelerinin ülkede yaygınlaştırılması için projeler geliştirmeye devam ettiklerini söyleyen Yumaklı, şöyle konuştu:

“Sulama projeleri için özellikle şu an içinde bulunduğumuz alanı düşündüğümüzde baraj ile sulanacak olan alanların arasındaki kot sebebiyle bu sulamaların pompaj sistemiyle yani bir enerjiyle yapılması gerekiyor. Bu da yaklaşık yüzde 40’lık bir ilave maliyet demektir. Arkadaşlarımız bununla ilgili bir AR-GE çalışması başlattı. Türkiye’de su rezervuarlarının üzerinde güneş enerjisi sistemi kurulumu daha önce bir kaç kez küçük çaplı yapılmış. Ancak sisteme elektrik verecek hale gelmemiş. Bulunduğumuz alan AR-GE çalışması neticesinde sisteme elektrik verecek hale getirilmiş. 1 megavatlık bir elektriği sisteme vererek karadaki 2 megavatlık güneş enerjisi sisteminin de entegre olarak bu alandaki sulamanın yaklaşık yarısının enerjisini sağlar duruma gelmiştir.”

Sistemin önemli olduğunu kaydeden Yumaklı, “Su rezervuarı üzerinde yaptığımız güneş enerjisi sistemi temiz bir enerji. Karada yapılan enerji sistemlerinden yüzde 10 daha verimli. Bu rezervuarlardaki elbette belli bir planlamayla yapılacak. Yapılacak olan güneş enerji sistemleri aynı zamanda karadaki alan ihtiyacı ile ilgili baskıyı da azaltacak”ifadelerini kullandı.

“Yıllık İhtiyacın Yüzde 25’ini Karşılayacak Potansiyel Var”

Bakan Yumaklı, bunun bütün ülke çapında yaygınlaştırılmasıyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile koordineli bir çalışma yürüttüklerini söyledi.

“Türkiye’deki bütün içme suyu hariç, su rezervuarlarının, barajların, göletlerin elbette belli bir seviyede olması gerekir. Yüzde 10’unu bile kullandığımızda Türkiye’nin yıllık elektrik ihtiyacının 4’te 1’ini karşılama potansiyeline sahip. Elbette bu konu teorik bir konu”ifadelerini kullanan Yumaklı, pratikte de başarılı örnekten hareketle bunun geliştirilmesi için çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.

Yumaklı, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Özellikle Kuzova pompaj sulaması için ilave bir 3 megavatlık kurulumla birlikte enerji ihtiyacının tamamını sağlayacağız. Bundan sonraki dönem için özellikle iklim değişikliğinin etkisi yine bu sistemin suyun buharlaşmasıyla alakalı sağlayacağı ciddi katkıyı da düşünerek bu projemizi geliştirmeye devam edeceğiz. Özellikle belli bir aşamadan sonra yaptığımız sulama sistemlerinin tamamını kapalı sulama sistemi yapıyoruz, eğer mümkünse cazibe sulamayla birlikte. Elbette tarım için çok önemli olan suyun verimliliğe olan katkısını sağlayarak üretimimizi artırmaya çalışıyoruz. Ancak bu alanlarda olduğu gibi kot farkı sebebiyle eğer bir elektrik enerjisi ihtiyacı olmuş ise bu uygulamalarla birlikte inşallah bundan sonraki dönemde de sulama projelerine ağırlık vereceğiz. Bu önemli projenin pilot uygulamasının yapıldığı Elazığ’a, bütün ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”

ASAŞ, Tüm İştiraklerini SAP Business One Çatısı Altında Topluyor

Şirketlerin fikirlerini ERP&CRM çözümleri ile birleştirip geliştiren Logosoft, inşaat,  otomotiv, raylı sistemler, ticari araçlar,  enerji, ambalaj, tüketim ürünleri, denizcilik gibi birçok farklı sektöre hizmet veren ASAŞ ile SAP Business One çözümüyle işbirliği gerçekleştirdi.

1990 yılından beri istikrarlı büyüme trendi ile 2022 yılında Türkiye’de İSO 500’de ilk 100’de 53. sırada yer alan, aynı zamanda Avrupa’daki lider üreticilerden biri olan ASAŞ,  inşaat,  otomotiv, raylı sistemler, ticari araçlar,  enerji, ambalaj, tüketim ürünleri, denizcilik gibi birçok farklı sektöre hizmet veriyor. 

Dijital dönüşüme öncülük ederek tüm iş ortaklarının geleceğe güvenle yürümesine aracılık eden Logosoft, SAP Business One çözümüyle ASAŞ’ın satın alma, satış, lojistik ve finansal süreçlerine destek olacak. 

Hedefi tüm iştiraklerini SAP ekosistemine dahil etmek ve sonrasında konsolide finansal raporlar çıkartmak olan ASAŞ, ERP’ye geçmek isterken uygun maliyetli, esnek entegrasyon özelliklerine sahip, kullanıcı dostu ara yüze sahip, hızlı uygulanabilir ve kullanım kolaylığı  sağlayan  bir çözüm olarak Logosoft SAP Business One çözümünü tercih etti.

Logosoft CEO’su Nejat Saldanlı; “En yeni çözümlerle iş verimliliğini artırdıklarını belirterek, “Maliyet avantajı ve fark yaratan yeniliklere imza atma fırsatı sunuyoruz. Tüm iş ortaklarımızı işlevsel teknolojilerle tanıştırarak birlikte gelişmenin keyfini yaşıyoruz.İş yükünü ve masrafları hafifletirken kârlılık fırsatlarının yakalanmasını kolaylaştırıyoruz. Bugün dünyadaki en büyük ve en önemli şirketler, müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak adına altyapı çözümleri geliştiriyorlar. Çünkü altyapının doğru şekilde kullanımı şirketlere büyük değerler katıyor. Logosoft olarak biz, sizi en iyi altyapı çözümleri ile buluşturuyoruz.  Sektörde uzun yıllardan bu yana hizmet veren bir firma olarak, katma değerli çözümler ile şirketlerin daha iyi bir noktaya gelmesine yardımcı oluyoruz. ASAŞ ile gerçekleştirdiğimiz iş ortaklığımızdan dolayı da çok mutluyuz.” şeklinde konuştu. 

Passlogic İle Binalarda Güvenlik ve Kontrolü Tek Noktadan Sağlama İmkanı

Securitas Technology tarafından geliştirilen Personel Devam Takip Kontrol Sistemi (PDKS) Çözümü Passlogic, kartlı geçiş, biyometrik, video izleme, yangın algılama teknolojilerinin sağladığı verileri kullanarak, binalarda güvenlik ve kontrolü üst seviyeye taşıyor.

Securitas Technology, Türkiye’de birçok büyük binada güvenlik ve kontrolü sağlamak için kullanılan Personel Devam Takip Kontrol Sistemi (PDKS) Çözümü Passlogic’i, firmaların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirerek sürdürülebilirliğini sağlıyor ve daha verimli kullanım imkânı sunuyor. Kartlı geçiş, biyometrik, video izleme, yangın algılama teknolojilerinin sağladığı verileri kullanarak binalarda güvenliği ve kontrolü üst seviyeye taşıyan Passlogic, ihtiyaca özel tasarlanabilen esnek ve modüler yapısı sayesinde maksimum verimlilik sağlıyor.

Personel ve ziyaretçiler için uçtan uca takip imkânı veren Passlogic’in ürettiği raporlar, organizasyon içerisinde İnsan Kaynakları (bordrolama, Vardiya Yönetimi, Puantaj Hesaplama, İzin Yönetimi vb.), İdari İşler (yemekhane, kantin modülü vb.), Bilgi Teknolojileri (ERP, Task Management vb.) gibi farklı departmanların ihtiyaçlarına hizmet ediyor. 

Securitas Technology Türkiye Genel Müdürü Pelin Yelkencioğlu, “Uzman Ar-Ge ekibimiz tarafından üretilen, müşterilerimizin güncel ihtiyaçları doğrultusunda devamlı olarak geliştirdiğimiz Passlogic, giriş-çıkış takibi, kontrol ve yetkilendirme gibi farklı sistemlere ait birçok işlemi aynı platform üzerinden gerçekleştirebilmeyi sağlıyor. Büyük Veri’nin çok değerli olduğu günümüzde şirketlerin günlük operasyonlarına yön verebilecek veriler üretiyor, bu verilerden yaptığı raporlamayla İnsan Kaynakları başta olmak üzere farklı birçok departmanın iş yükünü hafifletiyor” dedi.

İK departmanının sağ kolu!

Passlogic, şirketlerin lokomotif birimlerinden biri olan İnsan Kaynakları departmanının da sağ kolu.  Personelin aylık toplam çalışma ve ek mesai sürelerini hesaplamayı kolaylaştırıyor. Ay boyunca bina içindeki aktivitelerini takip altında tuttuğu personelin, mesai sürelerini her ayın tanımlanan gününde otomatik olarak ilgili birimlere raporluyor. Bordrolama sistemine doğrudan entegre çalışabilen çözüm, otomasyon teknolojisi sayesinde insan müdahalesiyle gerçekleşen takip ve denetimdeki hataları ortadan kaldırıyor. Vardiya sistemiyle çalışan iş yerlerine de uygun yapısıyla farklı çalışma modelleri için ideal çözüm oluşturuyor. Raporlama sisteminin kapsamlı özellikleri ve esnek yapısı, her kullanıcının kendi raporlarını oluşturmasına imkan tanıyor.

Acil durumlarda yoklama alıyor

Günümüzde özellikle büyük binalardaki en önemli ihtiyaçlardan biri, yangın, deprem gibi aciliyet gerektiren durumlarda herkesin binayı en güvenli şekilde terk ettiğini görebilmek… Passlogic ile entegre şekilde çalışan mobil okuyucu tableti, bu gibi durumlarda bina içinde kalanların sayısı, kimler olduğu ve en son geçtikleri kapı bilgilerine ulaşabiliyor. Toplanma alanı yoklamasının hızlı ve doğru şekilde yapılmasını sağlıyor. Çözüm, diğer farklı ihtiyaçlar için de yoklama alınması amacıyla kullanılabiliyor. Örneğin, farklı bölgelerdeki çalışanlarına eğitim veren firmalar, Passlogic sayesinde katılımı ölçebiliyor ve raporlama yapabiliyor.

Kara liste uyarısı 

Passlogic, kesintisiz takip ve kontrol sağladığı için, bina giriş çıkışları, şirketi ziyaret eden kişilerin gelme sıklıkları, unvanları ve buna benzer pek çok veriden, kurumsal hafızayı besleyen bir bilgi havuzu oluşturuyor. Gelen ziyaretçi bilgisi, ziyaretçi sahibine anında e-postayla bildiriliyor. Özel ziyaretçilere ilişkin VIP ya da istenmeyen ziyaretçilere dair kara liste gibi uyarı listeleri oluşturulabiliyor. KVKK için gereken imzalar, sistem üzerinde arşivlenebiliyor. Bununla birlikte, ziyaretçilere verilen kartların geçerli yetki süreleri kontrol edilebiliyor. İçerideki ziyaretçilerin listesi ve içeride bulundukları süre görülebiliyor.

Mobil turnike ile kolay geçiş

Passlogic ile herhangi bir geçiş kontrol sistemine bağlı kalmaksızın giriş ve çıkış işlemleri sanal olarak mobil turnike üzerinden gerçekleştiriliyor. Altyapı ve kablolama işlemleri gerektirmiyor. Lokasyonda konumlandırılan mobil bir tablet ve tablet üzerine yerleştirilmiş okuyucu sayesinde geçişleri gerçekleştirip PDKS sisteminde raporlanmasına olanak sağlıyor. Bu özelliği nedeniyle genellikle açık alandaki konferans, eğitim gibi etkinliklerde veya otobüs gibi personel servisi girişi olan ama serviste yoklama alınmayan büyük kampüslerde tercih ediliyor.

KİPTAŞ Kırlangıç Evler 1. Etap’ta Anahtar Teslimi Yapıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki KİPTAŞ tarafından Beylikdüzü ilçesinde dönüştürülen Kırlangıç Evler’in 1. etabında anahtar teslim töreni gerçekleştirildi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Gürpınar Mahallesi’ndeki törende, bu projenin, gerçek bir kentsel dönüşüm projesi olduğunu ve anahtar teslimine başlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Bu işin hayati bir mesele olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu: 

“Bugün teslimine başlayacağımız Beylikdüzü Kırlangıç Evler dahil olmak üzere KİPTAŞ’ın 4,5 yılda teslim ettiği toplam bağımsız birim sayısı neye ulaştı biliyor musunuz? 10 bin 577 konuta ulaştı. Bu hafta ayrıca Pendik Arkatlı Evler’de etaplar halinde teslimlerimiz başlayacak. Böylece ulaşacağımız birim sayısı 18 projede 11 bin 33 olacak.”

“İstanbul Yenileniyor” uygulamasıyla kentsel dönüşümde doğru modeli kurup çalıştırdıklarını anlatan İmamoğlu, “Önümüzdeki 5 yılda kentsel dönüşümde çok daha büyük bir atılım gerçekleştireceğiz. Bu programla, kentsel dönüşüme giren tüm riskli yapılara, sabit taksitle 2 yıl vadeli, faizsiz ödeme desteğini bizzat biz sunacağız. Dar gelirli vatandaşlarımıza ait 50 bin riskli konutun inşaat maliyetinin yüzde 60’ını biz karşılayacağız. Yine bu yapılardaki dar gelirli emeklilerimizin inşaat maliyetinin yüzde 65’ini biz karşılayacağız.” ifadelerini kullandı.

İBB olarak hem ev sahiplerine hem de kiracılara 7 bin lira kira desteği vereceklerini dile getiren İmamoğlu, dar gelirli emeklilere verecekleri kira desteğinin ise 9 bin lira olacağını kaydetti.

Kentte 17 farklı noktada 12 bin yeni sosyal konut birimi üretmek adına projeleri hazırladıklarını aktaran İmamoğlu, şöyle devam etti: 

“Yeni projelerle 20 bin sosyal konutu İstanbul halkının hizmetine sunacağız. 10 bin konutu yenileme sözü vermiştik, 12 bin konut teslim ediyoruz. Yani biz 2019’da verdiğimiz sözün 2 bin konut daha üstünde iş başardık. Önümüzdeki 5 yıl içinde 22 bin konutu yenileyeceğiz. Yeri, projesi, her şeyi hazır. Bakın ilk etapta bu 22 bin konutu dönüştüreceğiz. Hedefimiz, İstanbul’da toplamda 50 bin konutu dönüştürerek insanlarımızı huzurlu ve güvenli yuvalarına kavuşturmak olacak.”

Wyndham Hotels & Resorts Türkiye’de En Az 10 Otel Hayata Geçirecek

Wyndham Hotels & Resorts Türkiye Ülke Direktörü Murat Özel, 2024 yılında Türkiye’de minimum 10 otel açacaklarını söyledi.

95’in üzerinde ülkede 24 markasıyla faaliyet gösteren Wyndham Hotels & Resorts, dünyadaki 5’inci büyük pazarı Türkiye’de, yeni otellerle büyümesini sürdürecek. Türkiye’de 45 şehirde faaliyet gösteren Wyndham Hotels & Resorts’un Türkiye Ülke Direktörü Murat Özel markanın yeni hedefleri ve büyüme planlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre Türkiye’de uzun yıllardır en çok otele sahip uluslararası otel zinciri olduklarını söyleyen Özel, “Tamamı franchise 110’un üzerinde otelimiz bulunuyor. 10 ayrı markada 16 bin odamız var. Hedefimiz, Türkiye’deki 10 otel markamızın yanına yeni markalar da getirmek, onları da tanıtacağız. Bu yıl içerisinde getirmeyi planlıyoruz.” şeklinde konuştu.

Türkiye de şu anda en çok bilinen Ramada, Wyndham, Wyndham Garden, La Quinta, Tryp By Wyndham, Trademark, Ramada Encore gibi markalarla sektörde hizmet verdiklerin dile getiren Özel, önümüzdeki dönemde gelmesi planlanan otel markaları ve konseptleri hakkında: “Avrupa’da geçtiğimiz yıllarda satın aldığımız Vienna Housemarkasını getirmek için çalışıyoruz. Seçkin lokasyonlara getirmek istiyoruz. Vienna House, life style bir marka. Şehrin merkezinde, kalbinde olması gereken bir otel markası. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde düşünülebilir. Bununla birlikte Dolce by Wyndham, hem kongre, hem lüks resort markamız var. Türkiye’nin başkenti ve Ege sahilinde bu sene açmayı düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’nin, Wyndham Hotels & Resorts için dünyadaki beşinci büyük pazar olduğuna işaret eden Özel, markanın, Türkiye’nin gücüne inandığını ve yatırım yapmaya devam ettiğinin altını çizdi. Birkaç yıldır her yıl ortalama 10 otel açtıklarını belirten Murat Özel, bu yıla yönelik hedeflerini de şöyle açıkladı: “2024 yılında minimum 10 otel açacağız. Halihazırdaki 110’un üzerindeki otelimizin üzerine en az 10 tane daha ekleyeceğiz.

Yıl sonunda bu rakama sürpriz gelebilir. İmzalanmış ve yapımı süren otellerimiz var şu anda. Bu yıl Ramada Resort by Wyndham Sapanca Thermal, Ramada Resort by Wyndham Kastamonu, Ankara’da açılacak olan Boreas Hotel Trademark Collection by Wyndham, Ramada Encore by Wyndham İstanbul Arnavutköy, TRYP by Wyndham İstanbul Maltepe, Ramada by Wyndham Fethiye Ölüdeniz, Ramada by Wyndham Dalaman, Wyndham Tarsus St. Paul, Wyndham Alanya, Ramada Encore by Wyndham Konya Karatay da açılacak. 2024 yılı sonuna kadar yeni açılışlarla 130, 2025 yıl sonu hedefimiz ise 150 otele ulaşmak.”

Türkiye’de 45 şehirde bulunduklarını, yeni eklenecek Tarsus, Sapanca, Kastamonu, Dalaman, Fethiye, Alanya ve Karatay’la 50 destinasyona çıkacaklarını açıklayan Özel, “Tarsus’taki otelimiz 70 odalı. Tamamı antik ve tarihi evlerden oluşuyor. Burayı gezmek isteyecek çok ciddi bir potansiyeli söz konusu. 2024 yılında burayı da açmayı hedefliyoruz. Dalaman yeni bir destinasyon. Oraya da bir otelimizi bu sene kazandıracağız. Sapanca açılmak üzere, ilk otelimiz olacak. Kastamonu’ya geliyoruz. Karadeniz kıyısındaki gelişimimize devam ediyoruz. Bir dağ oteli açıyoruz. Karadeniz yaylası Çambaşı’nda. Wyndham Garden dağ oteli açıyoruz. Karadeniz yaylalarında ilk uluslararası otel olacak. Turistleri yayla kültürüyle bir araya getireceğiz. Onu da bu sene açmayı hedefliyoruz, 80 odalı olacak.” dedi.

TOKİ, 22 Yılda 1 Milyon 340 Bin Konut Yaptı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “4 bin 334 köyümüzde çelik karkastan evler yapıyoruz. TOKİ, 22 yılda 1 milyon 340 bin konut yaptı.” dedi.

Bakan Özhaseki, Adıyaman’da sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ve oda temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen iftar programında, gün boyu Adıyamanlıların talep ve sorunlarını dinlediğini hatırlattı.

Depremlerden etkilenen Adıyaman’ın ayağa kaldırılabilmesi için dört koldan çalışma yürütüldüğünü vurgulayan Özhaseki, daha güvenli ve yaşanılabilir şehirler inşa etme hedefiyle çalıştıklarını dile getirdi.

Adıyaman’da herkesi rahata kavuşturana kadar işlerinin bitmeyeceğini anlatan Özhaseki, “Binlerce kişilik orduyla inşa için çalışıyoruz, 4 bin 334 köyümüzde çelik karkastan evler yapıyoruz. Bütçemizin biraz açık vermesinin ve enflasyonun bir sebebi de bu ama olsun, hak yerini bulacak. Kardeşlerimizin hepsini evlerine huzurla oturtuncaya kadar biz çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Adıyaman’da yapılan konutların artık şehirde daha fazla görünür olduğuna değinen Özhaseki, rezerv alanlardaki konut üretimlerinin devam edeceğini ifade etti.

TOKİ konutlarının depremde kendini kanıtladığını hatırlatan Özhaseki, “Yapınca da iyi yapıyoruz. TOKİ 22 yılda 1 milyon 340 bin konut yaptı. Bir tanesi bile depremde yıkılmadı, sıva çatlağı bile yok, elhamdülillah. Şimdi de burada emlak konutumuz vasıtasıyla en lüks evleri yapmaya devam ediyoruz. Yapılınca bir kere olur diyoruz, o yüzden iyi olsun istiyoruz.” dedi.

Konut Fiyatlarındaki Düşüş Trendi Sürüyor

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) ve sahibinden.com işbirliğiyle hazırlanan “sahibindex Kiralık ve Satılık Konut Piyasası Görünümü” Şubat raporu yayımlandı.

Rapora göre reel satış fiyatlarındaki düşüş 8 aydır devam ediyor. Ülke genelinde bu fiyatlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 12,1 ve İstanbul’da yüzde 14,6 düşmüştür. Cari konut fiyatlarındaki artış oranı incelendiğinde ise Ocak ayına kıyasla ülke genelinde 8,8 puan azalarak yüzde 46,9’a düşmüştür.

Reel konut fiyatında düşüş devam ediyor

2020 Mayıs’tan itibaren sürekli artan ülke genelindeki reel konut fiyat endeksinin 2023 Temmuz’dan bu yana gösterdiği düşüş 2024 Şubat’ta da devam etmiştir. Reel konut fiyat endeksi Şubat’ta Ocak ayına kıyasla 4,2 puanlık azalışla 173,5 olmuştur. Ocak’tan Şubat’a enflasyon oranı yaklaşık yüzde 4,5 olurken Türkiye genelinde cari konut fiyat artışı aynı dönemde yüzde 2,1’de kalmıştır. Son aylarda cari konut fiyatları sistematik olarak enflasyonun altında kaldığından reel fiyatlar azalmaktadır.

Reel satış fiyatında düşüş üç büyükşehirde de devam ediyor

Önceki 7 ayda olduğu gibi konut reel satış fiyatı üç büyükşehirde Şubat ayında da düşmüştür. Ocak’tan Şubat’a reel konut fiyatı İstanbul’da 4 puan, Ankara’da 3,2 puan, İzmir’de ise 4 puan azalmıştır. Şubat’ta reel konut fiyat endeksi İstanbul’da 170,3, Ankara’da 195,7, İzmir’de ise 177,6 olmuştur.

Reel fiyatlarda yıllık değişim negatifte devam ediyor

Ağustos 2022’de yüzde 65,8’e ulaşan yıllık reel fiyat artışı Eylül 2022’den itibaren hızla inişe geçmiştir. Büyük depremin etkisiyle Şubat 2023’te geçici olarak yükselen yıllık reel fiyat Mart’tan itibaren yeniden azalmaya başlamış ve Şubat 2024’te yıllık fiyat değişimi oranı Ocak 2024’e kıyasla 6,5 puan azalarak yüzde -12,1 ile negatif değerlerde seyrini sürdürmüştür.

Konut arzında düşüşün ardından yükseliş 

İlan sayısı ülke genelinde ve üç büyükşehirde Ocak’tan Şubat’a artmıştır. Satılık konut arzı geçen aya kıyasla ülke genelinde yüzde 3,2, Ankara’da yüzde 3,6, İzmir’de ise yüzde 4,4 yükselmiştir. İstanbul’daki artış ise yüzde 1,8 puanla diğer büyükşehirlere göre daha düşüktür.

Konut talebinde yükseliş devam ediyor

2023 Şubat ayındaki depremden sonra çok sert bir düşüş gösteren konut talebi, Temmuz ayındaki artıştan sonra Kasım’a kadar düşmüştür. Ancak konut talebi Aralık’ta tekrar artış trendine geçerek Şubat’ta da Ocak ayına kıyasla yüzde 5,8 artmış ve 114,2 olmuştur. Bununla birlikte konut talebi geçen yılın Şubat ayına kıyasla yüzde 19,5 daha düşüktür. 

Reel kira yıllık artışı negatif gerçekleşti

Türkiye genelinde enflasyondan arındırılmış reel kirada yıllık artışlar uzun süredir azalmaktadır. Mayıs’tan Haziran’a istisnai artış hariç, ortalama reel kirada yıllık artış Şubat 2023’te yüzde 86,6 ile zirve yaptıktan sonra inişe geçmiş, Aralık’tan Ocak ayına 4 puanlık azalışla yüzde 9,5’e gerilemiştir. Şubat ayında ise ortalama reel kiranın yüzde 1,1 azaldığı gözlemlenmiştir. Bu azalışla 2024 Şubat ayında ortalama reel kira 2023 Şubat ayının altına inmiştir.

Kiralık konut arzının azalışında duraklama sinyalleri

Ekim-Aralık 2023 döneminde ülke genelinde ve üç büyük ilde düşüşe geçen kiralık konut ilan sayısında Ocak 2024’te duraklama sinyalleri gözlemlenmektedir. Şubat ayında ise hem Türkiye’de hem de İstanbul ve Ankara’da ilan sayıları düşmüştür. Ocak 2024’ten Şubat 2024’e ilan sayıları ülke genelinde yüzde 1,4, İstanbul’da yüzde 3, Ankara’da ise yüzde 2,4 düşmüştür. İzmir’de ise ilan sayısı yüzde 3,2 artmıştır.

Kiralık konut piyasasında talebin önemli bir özelliği de mevsimsel etkiye açık olmasıdır. Nisan ve Eylül ayları arasında artan talep, izleyen aylarda azalmakta, kış aylarında ise nispeten durağan bir seyir izlemektedir. Bahar ve yaz aylarında kiralık konut talebinde ortaya çıkan bu yükselişte tayinle il değiştirenlerin ve üniversite öğrencilerinin etkili oldukları düşünülebilir. Bu nedenle talep göstergesinde değişimler yorumlanırken mevsimsel etkiler göz önünde tutulmalıdır.

Kiralık konut talep göstergesi Ağustos ile Kasım arasında düşerken Aralık’ta ve Ocak’ta bir miktar yükselmiştir. Şubat ayında ise talep hemen hemen değişmemiştir. Kiralık konut talep endeksi Ocak’tan Şubat’a yüzde 0,1 artmıştır. Yıllık bazda bakıldığında ise kiralık konut talebinde yüzde 25’lik bir düşüş söz konusudur.

Mezitli’nin 13 Kilometrelik Yol Projesinde Start Verildi

Mersin’in Mezitli ilçesinde sahil boyunca yapılacak olan yol projesinde inşaat çalışmaları başlatıldı.

Mezitli Belediye’since başlatılan çalışma çerçevesinde, Mezitli sahil şeridi boyunca yaya yürüyüş yolu, bisiklet yolu ve peyzaj donatı alanları yer alacak. Yaya yürüyüş yolunun, vatandaşların fiziksel sağlığını korumak amacıyla tartan pist olarak tasarlandığı belirtildi.

Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, projenin 2 aşamada hayata geçirileceğini belirtti. İlk aşamada, Davultepe Mahallesi’nden başlayarak Osman Gazi Caddesi’nin güney kısmından Erdemli sınırına kadar yaya ve bisiklet yolu inşa edileceğini ifade eden Tarhan, “İkinci aşamada ise proje Osman Gazi Caddesi’nin batı kısmından başlayarak Menderes Mahallesi 35437. sokağın güney sınırına kadar uzanacak. Bu sayede, yürüyüş ve bisiklet yapmayı seven vatandaşlarımız için 13 kilometrelik kesintisiz yol sağlanacak. İlçeye kazandırdığımız sayısız hizmetleri, halkımızdan aldığımız güç ve güvenle sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Tarhan, çalışmaların bu yılın eylül ayı sonuna kadar bitirilmesinin planlandığını açıkladı.

Dedeman, Özbekistan’a 3 Yeni Otel Açıyor

Dedeman,  Zarafshan Golden Group ile birlikte Özbekistan’da 3 yeni otel açıyor.

Dedeman ve Zarafshan Golden Group tarafından açılacak oteller, Dedeman Tashkent, Zarafshan Managed by Dedeman ve Rest&More by Dedeman Navoi Özbekistan isimleriyle faaliyete girecek.

Dedeman Tashkent’te 120, Zarafshan Managed by Dedeman’da 60 ve Rest&More by Dedeman Navoi Özbekistan’da 58 oda yer alıyor.

düzenlenen imza töreninde konuşan Dedeman Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Özmestçi, yaptığı konuşmada, “Bugün 3 otelimizin imzası için bir araya geldik. Yeni otel projeleri uluslararası pazarda genişlemek için önemli adımlar atıyoruz. Bu yeni projeler sadece Dedeman’ın büyüme stratejine değil Özbekistan’ın turizm alanında gelişmesine da katkı sağlayacak.” ifadelerine yer verdi.

Özbekistan’da bir otel için anlaşmaya hazırlandıklarını fakat otel sayısının 3’e çıktığını ifade eden Dedeman Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray ise şunları söyledi:

“Bundan 2 sene önce ‘17 otelimiz var, bunu 50’ye 60’a çıkartacağız’ deseydim beni döverlerdi. 2 markamız vardı şu anda 10 markamız var. Yenisi geliyor. Second Home yapacağız, yakın zamanda duyurusunu yapacağız. Özbekistan’a 3 marka ile girdik ama 10 markanın tamamını yaparız diye düşünüyoruz. 1 otel için anlaşmaya gitmiştik Ulugbek Bey çantadan 2 otel daha çıkardı. Çok önemli lokasyonları olan çok özel bir ülke. Bizim hem dost hem kardeş ülkemiz.

Ticaret anlayışımız değişiyor. Dostluklar önemli hale geldi. Geçtiğimiz günlerde bir yatırımcı ile anlaşma yapmak üzereyiz, o kadar ileri gitti ki Dost kalalım anlaşmayı askıya alalım’ dedik. Herkesin Dedeman’ı olalım derken samimiyiz. Bunlar bizim için olmazsa olmaz. Yerli markların yeri yabancı markalara göre yeri daha farklı bence. Daha yakın ve rahat hissediyorlar.  Bizim bu samimiyeti dünyanın her yerine götürmemiz lazım. Turizm çeşitliliğine ihtiyaç var, kültüre, inanca, gastronomiye yönelim. Bu yüzden bu kadar çok marka kurduk. Hayal kurmak güzel. Bunun için bir şeyler yapmamız, kutunun dışına çıkmamız lazım.

“Temmuz Ayında 75 Otele Ulaşacağız”

Dedeman Türkiye’de 81 ilde dünyada da 10 ülkede olacak demiştik. En geç seneye 10 ülkeye ulaşacağız. Temmuz ayında 75 otele ulaşacağız. Murat Dedeman’ın 50 yılda 50 otel hedefi vardı. Bu gururu gidip mezarında kendisiyle paylaşacağım.”

Türkiye’nin En Büyük Kapasiteli Şehir Hastanesinde İnşaat Çalışmaları Sürüyor

İstanbulun Sancaktepe ilçesinde hayata geçirilen ve 4 bin 100 yatak kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük kapasiteli şehir hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Proje çalışmalarını yerinde inceleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastane projesiyle ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Şehir hastanelerinin şu an faaliyette olan hastane sayısı 24, yapımı devam eden hastane sayısı ise 14, toplam 42. Yapılan yapımı devam eden bütün büyük şehirlerimizde yani 33 büyük şehrimizde şehir hastanesi olması şeklinde bir plan yapıldı. Muğla, Malatya ve Van’da da benzer şekilde Şehir hastanesi yapılarak bütün büyük şehirlerimiz de Şehir hastanesi olmuş olacak. İstanbul için düşündüğümüz ilave 3 şehir hastanesi var. Türkiye’nin en büyük kapasitesi olan şehir hastanesi şu an bulunduğumuz yerde Sancaktepe’de İnşaatı devam ediyor. Bu hastanenin toplam yatak kapasitesi 4 bin 100 olacak. Bildiğiniz gibi Feriha Öz Acil Durum Hastanesi de burayla entegre kılınıyor ve Feriha Öz Acil Durum Hastanesi bin 8 yataklıydı toplam 5 bin 108 yataklı sağlık kampüsüne kavuşmuş olacağız. Bu kapasite Türkiye’de yapılan en büyük Şehir hastanesi kapasitesi. Bilkent ve Etlik Şehir hastaneleri biliyorsunuz. Bu hastanelerimiz 4 bin 100 yataklı hastanelerimizdi. Burası 5 bin 100 gibi bir kapasiteye sahip şu an ihalesi yapılmış olan İnşaatı devam eden hastanenin kapalı alanı ise bir milyon metrekarelik bir inşaattan bahsediyoruz. Altı hastaneden oluşan genel hastane Kadın Doğum Çocuk, Ortopedi, KVC Fizik Tedavi, YGAP Psikiyatri olmak üzere altı hastaneden oluşan bir sağlık kampüsü” dedi.

“BAHAR Projesi Önümüzdeki Ay Faaliyete Geçiyor”

Bakan Koca, “bu projeden oldukça heyecan duyuyorum. Çünkü burada bir bu ölçekte bütün birimler ile yetkin olan mükemmeliyet merkezleri olan bir sağlık kampüsü, acil durum hastanesi ile entegre olan bunun dışında ilklerin olduğu 2 tane daha önemli hizmetimiz olacak. Bir ikincisi ‘BAHAR PROJESİ’ ise bağımlı hastalar için rehabilitasyon dediğimiz bir merkez. Burada AMATEM ve ÇEMATEM lojmanları ile birlikte bir bahar merkezi olacak. İhalesi yapıldı. Şu an arkamda gördüğünüz İnşaatı devam eden bölüm ise bahar merkezinin olduğu yer. Villaların çok katlı olmayan 1 veya 2 katlı olan villaların hızla yapımı da devam ediyor. Önümüzdeki 6 ay içerisinde bahar projesini hızla faaliyete geçirmek istiyoruz. Türkiye’de AMATEM ve ÇEMATEM ile birlikte bağımlı hastalar için rehabilitasyon merkezi kompleksi toplamda düşündüğümüz 30 büyük şehrimizde planlandı. Bu bahar merkezlerinden 10 tanesi, yatırımı alındı. Yatırımı alınan on tanesinden ilk ihalesi yapılan bahar projesi de Sancaktepe’deki şu an inşaatını gördüğümüz merkez olmuş oluyor. Bu kapasitesi ile AMATEM ve ÇEMATEM ve bağımlı hastalar için rehabilitasyon merkezinin bir arada olduğu yapı ise yeni nesil bir bahar projesi. Bu anlamda da dünyada ilk olan bir merkez olacak. Sancaktepe’de havaalanının pistinin de olması sebebiyle yine ilklerden planladığımız gen ve terapi hastanesi. SMA gibi nadir hastalıklarının tedavisinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu anlamda nadir hastalıklar için gen ve hücre terapi hastanesinde kişiye özel hem üretim hem de uygulamanın yapılacağı bir hastaneden bahsediyorum” şeklinde konuştu.

Sözlerine devam eden Bakan Koca, “Kalite ve standartları dijital ortamda üretimi takip edildiği için ruhsatlandırması da kişiye olan ürün için söylüyorum. Kişiye özel üretilen ürünün dijital ortamda kalite standartları takip edildiği için ruhsatlama süreci de dijital ortamda olacak. Yani burada ilk defa hem kişiye özel üretim ve uygulamanın yapıldığı hem de ruhsatının dijital olarak düzenlendiği bir hastaneden bahsediyorum. 24 Şehir hastanemiz şu an aktif devrede. İstanbul için 3 ilave şehir hastanesi planladığımızı söyledim. Bu hastanelerden bir tanesi Sancaktepe, bir diğeri Süreyyapaşa’da Çam Sakura Şehir Hastanesi’ne benzeri bir şehir hastanemiz olacak. Bir de Haydarpaşa’da projesi biten şehir hastanemizin yapım ihalesini yakında yapıyor olacağız. Cumhurbaşkanımızın iki hafta önce müjdelediği Konya’mızda ikinci şehir hastanesi ve Diyarbakır Şehir Hastanesi ile birlikte toplam 50 Şehir hastanesi şu an planlanmış durumda. Gelecek yıl sonu itibari ile bir sonraki yıl 8 şu an planladığımız ihale aşamasında olan hastanelerimizde birlikte toplam 50 şehir hastanemiz 2026 sonunda hizmete açılmış olacak. Hastanemizde kamu özel iş birliği ile değil, merkezi bütçeden yapılan kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük acil durum hastanesi ile 5 bin 108 yatak kapasitesine sahip olacak olan bir hastanemiz olacak. Simülasyon merkezimizi de burada yapıyoruz. Simülasyon merkezi hem laparoskopik müdahaleleri hem robotik müdahalelerin yapılabildiği bu anlamda önemli bir merkez olacak. Eğitim açısından son derece önemli olacak, ayrıca il sağlık müdürlüğü binası da burada ihale kapsamında yapılmış oluyor. Bu anlamda Türkiye’nin en büyük sağlık kompleksi Sancaktepe’de yapılmış oluyor” ifadelerini kullandı.

Kira Vergisi İlk Taksit Ödemesinde Son 7 Gün

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hiç beyanname vermemiş olanlar için düzenlediği kira geliri vergisinde son gün 31 Mart.

Türkiye’de milyonlarca ev sahibini yakından ilgilendiren kira gelir vergisi ilk taksit ödemesinde beyanname verme süresi 31 Mart 2014 tarihinde sona eriyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın da bugüne kadar hiç beyanname vermeyenleri takibe aldığı kira geliri vergisinde cezalı duruma düşmemek için ilk taksit süresinin kaçırılmaması önem arz ediyor.

Uzmanlar, 2023 yılı için kira geliri, yıllık 21 bin TL’nin altında kalanların söz konusu vergiden muaf olduğuna dikkat çekiyor. Ancak yıllık kira geliri, 21 bin TL’nin altında kalsa da ticari, zirai geliri olanlar kira vergisi ödemek zorunda. Söz konusu vergi ödemelerine ilişkin detayları uzmanlarla konuştuk.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; İSTOÇ Yönetim Kurulu Üyesi ve Gayrimenkul Yatırım Danışmanı Şenay Araç, 2023 yılında kira geliri olan mülk sahipleri mart ayinin sonuna kadar beyanname vermeleri gerektiğine vurgu yaptı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın da vergi sistemine kaydedilmesi için hiç beyanname vermeyenleri takibe aldığının altını çizen Araç, “O nedenle kira geliri alan mülk sahiplerinin bu konuyu hızlandırıp bir an evvel beyanname vererek kira gelirlerini bildirmeleri gerekiyor. Böylece ileride gelecek cezalardan kendilerini korumuş olurlar” dedi. 

Söz konusu vergide sorumluluk tutarına ilişkin de bilgiler veren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“2023 yılında konut kirası alan mülk sahipleri, yıllık 21.000 TL’nin üstünde kira geliri varsa, beyan etmeleri gerekiyor. Ancak, yıllık 21.000 TL’nin altında ise kira geliri beyan etme zorunluluğu yok. Vergi oranları, gelir dilimlerine göre belli oluyor. Bu kapsamda 70 bin TL ile 1.9 milyon TL arasında vergi dilimleri yüzde 15 ile yüzde 40 arasında değişiyor.

Örneğin, iş yeri kira gelirinde, 400.000,00 TL gelir vergi matrahına sahip birinin vergi tutarı; 370.000 TL için 85 bin 900 TL. Kalan 30 bin TL si için yüzde 35 vergi oranı ile 10 bin 500 TL. Toplam ödeyeceği vergi 96 bin 400 TL oluyor” diye konuştu. Beyannamede yüzde 15 ve sağlık harcamalarının yüzde 10’u kadar da indirim olabileceğini söyleyen Araç, şunları söyledi:“Bu hakkı kullanmayı unutmayın. Beyannamelerinizi interaktif vergi dairesine, e-Devlet üzerinden girerek hazır beyan, vergi dairelerine elden ya da yetkili mali müşavirler aracılığıyla verebilirsiniz.”

Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu Kurucularından Av. Elvan Kakıcı Şimşek, Gelir vergisi Kanunu 21.maddeye göre kira geliri vergisinde yıllık bir istisna tutarı belirlendiğine vurgu yaptı.

Bu rakamın 2023 yılı için yıllık 21 bin TL olduğuna işaret eden Şimşek, “Yani 2023 yılı için yıllık 21 bin TL’nin üstünde, bin lira bile gelir vergisi olsa kira vergisini ödemek zorunlu. Bu tüm vatandaşlar için geçerli. Kanun, kira gelirin yıllık 21 bin TL’nin altındaysa beyanname vermene gerek yok diyor, ancak üstündeyse var diyor” diye konuştu. 

Emeklilere yıllık emlak vergisinde bir istisna tanındığına işaret eden Elvan Kakıcı Şimşek, “Eğer emekliysen ve evin 200 metrekarenin altında ise emlak vergisi ödemiyorsun. Tek evin varsa. Kira geliri beyannamesi açısından emekliler de, normal vatandaşlar da 2023 yılı için yıllık 21 bin TL sınırın üstünde geliri varsa beyanname vermek ve ödemek zorunda” bilgilerini verdi. 

Ticari geliri olan emeklilere ilişkin de bilgiler veren Kakıcı, şunları söyledi: 

“Mesela emekli kişi 21 bin TL’nin altında yıllık kira geliri, beyanname vermiyorum diyor ancak, aynı zamanda bir ticari, zirai kazancı ya da serbest meslek kazancı varsa yine bu muafiyetten yararlanamıyor. Yine ödemek zorunda. O muafiyeti geçerli olmuyor.”

Kira gelirinin ödenmemesi durumunda cezai durumun söz konusu olduğunun altını çizen Elvan Kakıcı Şimşek, “Ödemediğinde faiz uygulanıyor. Zamanında ödediği için kullanılan indirimler de kaldırılıyor. Yani ödememesi ciddi zarara yol açar vatandaş açısından. Şunu bilelim: İstisna tutarının üstünde kalan herkes, kira gelir beyannamesini vermek ve iki taksitle ödemek zorunda. Ödemediği takdirde hem bunun faizini öder hem de cezayla karşılaşır” uyarısı yaptı.

Bakan Koca: “14 Şehir Hastanesinin İnşaatı Devam Ediyor”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Şu an faaliyette olan 24, inşaatı devam eden 14 şehir hastanemiz var. 3 şehir hastanesinin de yapımı planlanıyor.” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yapımı tamamlanan Kızıltepe Devlet Hastanesi ek hizmet binasında incelemelerde bulundu, yetkililerden bilgi aldı, hastaları ziyaret etti. Koca, burada yaptığı açıklamada, Mardin’e özellikle sağlık yatırımlarını yerinde görmek ve incelemek üzere geldiklerini söyledi.

Kızıltepe ilçesinde 300 yatak kapasiteli tek bina olan devlet hastanesini inşaatı biten ek binayla 500 yataklı bir hastaneye dönüştürdüklerini kaydeden Koca, şöyle konuştu:

“Hastanede, bütün birimlerin teknik altyapısı güçlü kılındı. Özellikle Kızıltepe’de de anjiyo ünitesi kurulması planlandı. Kızıltepe Devlet Hastanesinde de anjiyo ve koroner yoğun bakım ünitesi olacak. 500 yatakla hizmet veren, anjiyo ünitesi ve güçlü bir altyapısı olan hastanemiz söz konusu olacak. Bunun dışında özellikle bu ilave ek bina ile acil hizmetler daha geniş bir alanda olacak.”

Şehir hastanelerini özellikle bütün birimleriyle yetkin olan ve hastanın bir başka birime veya ile sevk edilmediği hastaneler olarak planladıklarına dikkati çeken Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şu an faaliyette olan 24, inşaatı devam eden 14 şehir hastanemiz var. 3 şehir hastanesinin de yapımı planlanıyor. Bütün büyük şehirlerimizde bundan böyle şehir hastanesinin olacağı şeklinde bir planlama içindeyiz. Şehir hastanelerimizde bütün ülkede verilen sağlık hizmetinin 4’te 1’i veriliyor. Devam eden şehir hastanelerimizden biri de Mardin’de. Mardin’in 40 yıllık sağlık altyapı yatırımı yakın bir tarihte tamamlanmış olacak.”

Kentte planlanan yatırımları da aktaran Koca, Derik, Dargeçit ve Midyat ilçesindeki devlet hastanelerine ek binalar yaparak, yatak sayısını artıracaklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Akkuyu NGS 4. Güç Ünitesinde Konsol Kirişi Kuruldu

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) 4. güç ünitesinde, gövde ve yönlendirici plaka ile birlikte kor tutucu ekipmanının bileşenlerinden olan konsol kirişinin tasarım konumuna yerleştirildiğini açıklandı.

Akkuyu Nükleer AŞ’den yapılan açıklamaya göre, güvenlik sisteminin önemli parçalarından olan konsol kirişi, reaktör tesisinde bulunan diğer bileşenlerin kurulumuna kolaylık sağlıyor.

Oldukça büyük bir metal ekipman olan konsol kirişi, Akkuyu NGS’nin 4’üncü ünitesindeki basınç kabının alt kısmına yerleştirildi. Su temini, buhar giderme ve havalandırmanın yanı sıra ölçüm cihazları için iletişim geçişini düzenlemek üzere tasarlanan ekipman, güvenlik sisteminin önemli bir parçası olma özelliğini taşıyor.

Ağırlığı 166 ton, çapı 9,5 metre, yüksekliği ise 2,3 metre olan ekipman 6 ayrı parçadan oluşuyor. Bu parçalar, kuru koruma kabı ve kılavuz plakayı soğutmaya yarayan hava beslemesi sistemi için bir hava kolektörü alanı, şaft betonuna sabitlemek için destek ayakları, buhar çıkarma boruları, bakım için bir işlem koridoru, sensör koruması için kapak boruları ve reaktör şaftına hava erişimi için hava kanalı gibi bileşenleri barındırıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Akkuyu NGS Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh, Akkuyu NGS projesinde görev alan Rus ve Türk uzmanların çeşitli reaktör tesisi yapılarının kurulumunda geniş deneyime sahip olduklarını belirterek, “4’üncü ünitede konsol kirişinin kurulumu mükemmel bir şekilde gerçekleştirildi. Tüm operasyon sadece 3 saat sürdü. Bir sonraki aşamada yönlendirme plakası ve reaktörün kuru koruması kurulacak. 4’üncü ünitede ve diğer Akkuyu NGS tesislerinde montaj çalışmaları tüm standartlara ve güvenlik kurallarına uygun şekilde yürütülüyor.” ifadelerini kullandı.

Konut Satışlarında Son 8 Yılın En Düşük Seviyesi

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER),  Ziraat GYO’nun katkıları ile hazırladığı ‘GYODER Gösterge’ 2023 4. Çeyrek Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, 2023 yılı genelinde ise toplam konut satışları bir önceki yıla göre yüzde 17.5 düşüşle 1.225.926 adede gerileyerek son sekiz yılın en düşük seviyesine indi.

Rapora göre, 2023 yılı dördüncü çeyrek konut satışları bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yaklaşık yüzde 23,9 oranında gerileme kaydederek 325.852 adet oldu. 2023 yılı genelinde ise toplam konut satışları bir önceki yıla göre yüzde 17.5 düşüşle 1.225.926 adede gerileyerek son sekiz yılın en düşük seviyesine indi.

Satış türlerine göre ise farklılık, ipotekli satışlarda yaşandı. 2022 yılında 280 bin adet ipotekli konut satışı yapılırken 2023 yılında ise yüzde 36,6’lık bir düşüş ile 177 bin adet düzeyinde gerçekleşti. İpotekli satışlardaki azalma konut kredi faizlerinde ve konut fiyatlarındaki artışın etkisiyle meydana gelmiş görünüyor. İlk el satışlarda da 2023 yılında gerileme belirgin bir hal alarak bir önceki seneye göre yüzde 17,5’lik düşüşle 379 bin adet düzeyinde gerçekleşti.

Yabancılara yapılan konut satışları ise oldukça sert bir gerilemeye sahne oldu. Yabancıya yapılan satışlar 2023 yılında bir önceki seneye göre yüzde 48,1 azalarak 35 bin adet satış gerçekleşti.

Konut piyasasında yavaşlamada konut finansmanına erişimin zorlaşması ve konut fiyatlarındaki artışın etkili olduğu görüldü.

İstanbul’da Metrekare Fiyatı 44,532 TL

Konut fiyatları, Eylül 2022’de yıllık bazda en yüksek artış oranı olan yüzde 189,1’e ulaşılmasının ardından on dört ay üst üste düşüş kaydederek yüzde 82,8’e geriledi. Reel artış ise 2022 yılı kasım ayında yüzde 48,9 seviyesinde iken 2023 yılında reel artış yüzde 12,8 oldu. Yeni konut fiyatlarında da konut fiyatlarıyla benzer bir tablo görülmekte olup kasım ayı itibarıyla yıllık bazda nominal yüzde 88,4, reel yüzde 16,3 oranında artış gerçekleşti. Konut fiyatlarının ulaştığı mevcut seviye itibarıyla alım gücünde azalma meydana gelmiş ve bu durum konut fiyatlarındaki artış hızının azalmasının önemli etkenlerinden birisi olmuştur. Kasım 2023 itibarıyla Türkiye genelinde konut birim fiyatları 30.319 TL/m²’ye yükselirken İstanbul’da konut birim fiyatları 44.533 TL/m², İzmir’de 35.465 TL/m², Ankara’da 23.292 TL/m² oldu.

Konut Fiyatı Hanehalkı Harcanabilir Gelirinin 4.85 Katı

Rapora göre, İstanbul’da konut fiyatları ortalama hane halkı harcanabilir gelirin 4,85 katı oldu.

2023 yılı 4.çeyrek döneminde İstanbul’da 100 metrekarelik bir konut için kullanılacak konut kredisinin aylık taksitleri ise hanehalkı harcanabilir gelirinin yüzde 101’i oranında.

2023 yılı aralık ayı sonunda konut kredisi hacmi 438,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Konut kredilerinin bireysel krediler içindeki payı 2023 Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 30,7 azalarak yüzde 16,2 oldu.

Raporda enflasyonist ortamın getirdiği reel getiri arayışı başta konut olmak üzere tüm gayrimenkul çeşitlerinde talebini oldukça artırdığına dikkat çekilerek, şöyle denildi: 

“Ancak gerek kredi mekanizmasında yaşanan yavaşlama gerekse gayrimenkul edinimi için kullanılacak tasarrufların azalması talebi törpülemektedir. Tasarruf amaçlı konut alımlarında 2023 yılı son altı aylık döneminde giderek azalma eğilimi göstermektedir.”

“Gayrimenkul ve Konut Fonlama Mekanizması Kurulmalı”

Raporda, “Gayrimenkul ve Konut Fonlama Mekanizmalarının” kurulmasının faydalı olduğuna dikkat çekildi. Konuyu değerlendiren GYODER Başkanı Neşecan Çekici, “Arz ve talebin dengelenmesinin zaman alabileceği unutulmamalı. Ancak fiyatların devamlı artması sürdürülebilir bir durum da değil. Gerek TCMB verileri gerekse de diğer kurumların verileri ‘balonlaşma’ eğilimi gösteren bazı taşınmaz türlerinin sönümlendiğine işaret etmektedir. İnşaat ve buna bağlı sektörlerin etkin işleyişi ile talebin daha sağlıklı oluşması için bazı kurumlara ihtiyaç duyulduğunu gözlemlemek mümkün. Bunların başında ise fonlama mekanizmalarının oluşumunun sağlanması ve fon akışlarının daha rasyonel bir biçimde tedarik edilmesi gelmekte. Ancak bu yapı tüm bileşenleri ile hayata geçirildiğinde ekonominin tümü için ciddi bir kazanım sağlayabiliriz” diye konuştu.

Rapora göre 2023 yılında toplamda 135 bin metrekare lojistik depo kiralama işlemi gerçekleşti. Gerçekleşen depo kiralama işlemlerinde geçen yıla göre alan bakımından yüzde 137’lik önemli bir artış kaydedilse de işlemler arz kısıtı nedeniyle 5 yıllık ortalama kiralama işlem hacminin yüzde 26 altında gerçekleşti. İstanbul Asya pazarındaki arzın sınırlı olması nedeniyle işlemler Kocaeli ve İstanbul Avrupa bölgelerinde yoğunlaştı.

İstanbul ve Kocaeli illerinde 2023 yılı 4. çeyrek itibariyle toplam lojistik stokunun yüzde 95’i kullanılıyor. İstanbul Avrupa yüzde 2, İstanbul Anadolu yüzde 1,1 ve Kocaeli yüzde 1,8 boşluk oranı görülüyor. Raporda İstanbul’da depo altyapısını güçlendirmeye yönelik stratejik çözümlere ihtiyaç duyulduğuna ve organize lojistik bölgelerinin oluşturulması amacıyla arazi tahsislerinin zorunlu olduğuna değinildi. 

2025’te AVM Arzı 14.5 Milyon Metrekareye Ulaşacak

Rapora göre 2023 yılında büyük çaplı ofis yatırım işlemi gerçekleşmemişken orta ve uzun vadede yatırım işlemlerinin hızlanması bekleniyor. 2023 4. çeyrek itibariyle 12 ayda İstanbul genelinde toplam kiralama işlemi 315 bin m² olarak gerçekleşirken, 4. çeyrekte boşluk oranı ise yüzde 12,1 olarak gerçekleşti.

2023 yılının 4. çeyrek dönemi itibarıyla Türkiye’deki mevcut alışveriş merkezi arzı 446 adet alışveriş merkezinde 14 milyon m2 seviyesini geçti. 2023 yılında ülke genelinde toplam 137 bin m² kiralanabilir alana sahip 5 alışveriş merkezi açılarak perakende pazarına giriş yaptı. Mevcutta 532 bin m² kiralanabilir alana sahip 16 adet alışveriş merkezi inşaat halinde. 2025 yılı sonu itibarıyla tamamlanması planlanan projeler ile birlikte Türkiye genelinde toplam arzın 14,5 milyon m² seviyesine ulaşması bekleniyor.

GYF Pazarı Yüzde 121 Büyüdü

Rapora göre Gayrimenkul Yatırım Fonlarının (GYF) büyüklüğü bir önceki çeyrek döneme göre yüzde 56,5 artış göstererek 75.8 milyar TL seviyesine ulaştı. GYF pazarı toplam büyüklüğünün, 2018 yılı son çeyreğinden itibaren her çeyrek pozitif yönde arttığı gözlemlendi.

Bu yılın dördüncü çeyrek rakamları, 2022 yılının aynı çeyreği ile kıyaslandığında GYF pazar büyüklüğü son bir yıllık periyotta yüzde 121,7 büyüme gerçekleştirerek 34,2 milyar TL seviyesinden 75,8 milyar TL büyüklüğe ulaştı.

GYO Sayısı 48’e Yükseldi

Raporda, 2023 yılının yeni Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) kuruluşları açısından önemli bir yıl olarak göze çarptığına dikkat çekildi. 2023’te 9 yeni GYO kuruldu ve toplam GYO sayısı 48’e yükseldi. 2022 yılında 245 milyar TL olan GYO’ların toplam piyasa değeri, bu 9 yeni GYO ile birlikte son çeyrekteki küçülmeye rağmen 343 milyar TL’ye ulaştı.

Halka açıklık oranının 2022 sonundaki değeri olan yüzde 45,3’ten yüzde 43,9’ya gerilediği 2023 yılında fiili halka açıklık oranı ise bir puanlık düşüşle yüzde 32,43 olarak gerçekleşti. Yabancı çıkışının devam ettiği 2023’te net çıkışlar 135 milyar TL’ye ulaştı.

İnşaat Sektöründe 1 Milyon 997 Bin Kişi İstihdam Edildi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2023 yılı işgücü istatistiklerine göre, inşaat sektöründe 1 milyon 997 bin kişi istihdam edildi.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre 318 bin kişi azalarak 3 milyon 264 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,0 puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 12,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam Oranı Yüzde 48,3 Oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre 880 bin kişi artarak 31 milyon 632 bin kişi, istihdam oranı ise 0,8 puan artarak yüzde 48,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,7 iken kadınlarda yüzde 31,3 olarak gerçekleşti.

İşgücüne Katılma Oranı Yüzde 53,3 Olarak Gerçekleşti

İşgücü 2023 yılında bir önceki yıla göre 562 bin kişi artarak 34 milyon 896 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2, kadınlarda ise yüzde 35,8 oldu.

Genç Nüfusta İşsizlik Oranı Yüzde 17,4 Oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı 2023 yılında bir önceki yıla göre 2,0 puan azalarak yüzde 17,4 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,3, kadınlarda ise yüzde 23,2 olarak tahmin edildi.

İstihdamın Yüzde 57,6’sı Hizmet Sektöründe Yer Aldı

İstihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 21,2’si sanayi, yüzde 6,3’ü inşaat, yüzde 57,6’sı ise hizmet sektöründe yer aldı. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1,1 puan, inşaat sektörünün payı 0,3 puan artarken, tarım sektörünün payı 1,0 puan, sanayi sektörünün payı 0,5 puan azaldı.

2023 yılında 4 milyon 695 bin kişi tarım sektöründe, 6 milyon 711 bin kişi sanayi sektöründe, 1 milyon 997 bin kişi inşaat sektöründe, 18 milyon 230 bin kişi hizmet sektöründe istihdam edildi. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 171 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 48 bin, inşaat sektöründe 151 bin, hizmet sektöründe 852 bin kişi arttı.

Atıl İşgücü Oranı Yüzde 22,8 Oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılında bir önceki yıla göre 1,5 puan artarak yüzde 22,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,4 iken, işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak gerçekleşti.

İşsizlik Oranı En Yüksek Bölge Van, Muş, Bitlis, Hakkari Oldu

İşsizlik oranı en yüksek bölge yüzde 17,2 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari iken, işsizlik oranı en düşük bölge yüzde 4,9 ile Kastamonu, Çankırı, Sinop oldu.

İstihdam Oranı En Yüksek Bölge Tekirdağ, Edirne, Kırklareli Oldu

En yüksek istihdam oranı yüzde 54,5 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise yüzde 37,5 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt Bölgesi’nde oldu.

İşgücüne Katılma Oranı En Yüksek Bölge Tekirdağ, Edirne, Kırklareli Oldu

En yüksek işgücüne katılma oranı yüzde 59,0 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük işgücüne katılma oranı ise yüzde 42,3 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt Bölgesi’nde oldu.

İstanbul’da Yaklaşık 600 Bin Konut Dönüştürülecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul’da olası depreme karşı yapılan hazırlık neticesinde yaklaşık 600 bin konutun dönüştürüleceğini açıkladı.

DSİ 22. Bölge Müdürlüğü Salonu’nda sektör temsilcileriyle bir araya gelen Özhaseki, buradaki toplantıda, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Özhaseki, “Son yüzyıllarda gerek ana kara ve denizlerimizde meydana gelen 6 ve üzeri şiddette yıkıcı diye tarif edebileceğimiz deprem sayısı 231. Yani her sene 2 veya 3 tane yıkıcı deprem var bu memlekette. Ana karamızda sadece meydana gelen deprem sayısı ise 60’ın üzerinde. Ölen insan sayımız 130 bin. Böyle bir coğrafyada yaşıyoruz.” diye konuştu.

“Türkiye’de 500’e Yakın Hareketli Fay Hattı Var”

Özhaseki, tedbiri elden bırakmamak gerektiğini dile getirerek, “Şu anda Türkiye’de 500’e yakın hareketli fay hattı var. Nerede, hangi tarihte, nasıl bir şiddette kırılacağını kimse tahmin edemiyor. Başımıza büyük felaketler gelebilir. Elbette Allah’a tevekkül ederiz, dua ederiz ama tedbiri elden bırakamayız.” dedi.

”2 Milyon 250 Bin Konut Değiştirildi”

Özhaseki, 2 milyon 250 bin konutun değiştirildiğini ve 450 bin inşaatın devam ettiğini vurgulayarak, “Bu bizi kesmediği için yeni yasalar çıkardık. İnşallah çok hızlı bir vaziyette ülkemizi depreme dirençli bir hale getireceğiz zaten. Bu işin üç ayağı var. Birisi bakanlıksa birisi belediyeler, birisi de vatandaş. Bu üçlü bir araya geldiğinde bu iş mükemmel yapılır.” diye konuştu.

“İstanbul’da 600 Bin Konutu Değiştireceğiz”

İstanbul başta olmak üzere bütün kentleri yavaş yavaş kentsel dönüşüme sokmak zorunda olduklarını belirten Özhaseki, bu konuda seferberlik ilan ettiklerini ve çalıştıklarını ifade etti.

İnşaatların sıfır toleransla gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Özhaseki, şu açıklamalarda bulundu: “Önümüzdeki yıllarda İstanbul’da 600 bin kadar konutu değiştireceğiz. Sonra Anadolu’nun birçok ilinde, her ilde 10 bin, 30 bin, 50 bin, 100 bin konut değiştirmek durumundayız. Depreme karşı hazırlıklı olacaksak böyle oluruz, başka olamayız. Belki şu anda inşaat sektörü finansmana erişmekte zorluk çekiyor olabilir. Bu bizim günümüzün ekonomik koşullarından kaynaklanıyor ama bir sene sonraya kalmaz Allah izin verirse büyük bir şekilde önümüz açılır ve bizler hızla da zaten hep birlikte özellikle müteahhitlik grubundaki arkadaşlarımızla birlikte Türkiye’yi ayağa kaldırabiliriz. Ama yapmamız gereken tek şey de sıfır toleransla inşaatlarımızı yapmak.”

Kentsel Dönüşüm Kredisi Kullanacaklar, Hayat Sigortalarını İndirimli Yapabilecek

Geçtiğimiz günlerde açıklanan yüzde 0.69 faiz oranı ve 180 ay vade ile 2 milyon 500 bin liraya kadar kullanılabilecek Kentsel Dönüşüm kredisine başvuracak tüketiciler, dilerlerse borçlarını kendileri ve yakınları için güvence altına almalarını sağlayan kredi hayat sigortalarını bankalara göre yüzde 40’a varan indirimlerle yaptırabilecek. Fiyat avantajlı Kentsel Dönüşüm Kredi Hayat Sigortası, Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş.’nin dijital platformu olayinkolayi.com üzerinden, yalnızca 6 kısa bilgi ile online olarak kolaylıkla satın alınabiliyor. 

Yüzölçümünün önemli bir bölümü deprem tehlikesi altında bulunan Türkiye’de, kentsel dönüşümle yenilenmesi gereken yüz binlerce konut bulunuyor. Söz konusu yapılarda oturanlar, binalarını güvenli hale getirmek istese de birçoğunun bütçesi buna el vermiyor. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca açıklanan ve ilk etapta pilot şehir olarak İstanbul, İzmir, Manisa, Kahramanmaraş ve Tekirdağ’da uygulamaya giren düşük faizli, uzun vadeli kentsel dönüşüm kredisi, riskli binaların yenilenmesi sürecini daha da hızlandıracak. Binalarını kentsel dönüşüm kredisi ile depreme karşı güvenli hale getirmek isteyen vatandaşların önünde, hayat sigortalı ve hayat sigortasız olarak iki farklı seçenek bulunuyor. Kentsel dönüşüm kredisi borçlarını kendileri ve yakınları için güvence altına almak için kredi hayat sigortası yaptıracak tüketiciler, poliçelerini, oturdukları yerden kolayca ve üstelik bankalara göre neredeyse yarı fiyatına satın alabiliyor.  

2018’den bu yana milyonlarca ziyaretçisine konut, kredi ve sigorta süreçlerinde destek olan olayinkolayi.com, Kredi Hayat Sigortası konusunda sadece hayatın beklenmeyen sürprizlerine karşı kredi borcunu avantajlı fiyatlarla güvence altına almakla kalmıyor, aynı zamanda sunduğu ücretsiz asistanlık hizmetiyle de tüketicilerin kredi yolculuğunda birçok sorusuna yanıt vererek, kolay çözümler sunuyor. 

Toplam Nüfusun Yüzde 38’i İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’da Yaşıyor

Türkiye Nüfusu 2023 yılı itibari ile 85.372.377 kişi, geçen yıla göre sadece 92.824 kişi arttı.  Verileri değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Nüfus artış hızı hala pozitif yönde ama Türkiye nüfusunun artış hızı geçtiğimiz yıllara göre oldukça azaldı. Nüfusun artış hızı oranı son 10 yılda %1,34’ten %0,11’e geriledi.  Bu şekilde giderse Türkiye nüfusu gelecek sene küçülebilir. Yani belki de ilk defa ölüm hızı doğum hızının altında kalabilir.” dedi.

Ortanca yaş erkeklerde 32,8’den 33,2’ye, kadınlarda ise 34,2’den 34,7’ye yükseldi

Verilerde dikkat çekici hususlar olduğunu belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Dünya Sağlık Örgütü yaşla ilgili olarak yaptığı kronolojik sınıflamada 45-59 yaş arasını orta yaş, 60-74 yaş arasını yaşlılık, 75-89 yaş arasını ihtiyarlık, 90 yaş ve fazlasını ilerlemiş ihtiyarlık olarak belirlemiş durumda. Bu kırılımla Türkiye nüfusu ile rakamlarını incelediğimizde tehlikeli bir veri karşımıza çıkıyor. Verilerde hem doğurganlık ve ölüm hızlarındaki azalmaya paralel olarak yaşlı nüfusun arttığını ve ortanca yaşın yükseldiğini görebiliyoruz. Türkiye nüfusunun 2022 yılında 33,5 olan ortanca yaşı, 2023 yılında 34’e yükseldi. Cinsiyete göre incelendiğinde, ortanca yaşın erkeklerde 32,8’den 33,2’ye, kadınlarda ise 34,2’den 34,7’ye yükseldiği görülüyor.

44 yaş altı nüfus 638.132 azaldı

60 yaş üstü nüfusumuz bir önceki yıla göre 730.956 adet artarken, 44 yaş altı nüfusumuz 638.132 azalmış durumda. Türkiye 92.824 kişi büyümüş ancak bu nüfus 45 yaş ve üstünde büyüme gösteriyor yani genç nüfus azalıyor. Özellikle 44 yaş altı nüfusu içindeki 20 yaş altı nüfus daha çok azalıyor. Sonuçta rakamlar gösteriyor ki Türkiye yaşlanıyor.

Yeni doğumlar azalıyor

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar, pahalılık, enflasyonun zorlayıcı etkisi ve geleceğe güven duyamama nedeni ile yeni doğumların azalmasına yol açıyor. Bu etkiler ve problemler insanlarda daha az çocuk yapma eğiliminde etkili oluyor diye düşünüyoruz. Öte yandan 10 yıl önceki ilgili kurumların profesyonel analiz ve değerlendirmelerine baktığımızda 2023’e kadar nüfusun büyüme hızının yavaşlayacağını tespit edildiğini de görüyoruz. Demek ki nüfustaki bu yavaşlama şaşırılacak bir gelişme değil. 

Bir diğer ilginç veri erkek ve kadın nüfusunun birbirine çok yakın olması

Erkek nüfus 42 milyon 734 bin 71 kişi olurken, kadın nüfus 42 milyon 638 bin 306 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun %50,1’ini erkekler, %49,9’unu ise kadınlar oluşturdu. 

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi(ADNKS) sonuçlarına göre; Ülkemizde ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre azaldı. Bu azalma 2023 senesinde 253 bin 293 kişi oldu  ve  1 milyon 570 bin 543 kişiye düştü. Bu nüfusun %48,6’sını erkekler, %51,4’ünü kadınlar oluşturdu.

Yabancı nüfus bir önceki yıla göre 253 bin 293 kişi azaldı

Türkiye’de ikamet eden TC vatandaşı nüfusun yarısından biraz fazlasını erkekler oluştururken, ülkemizde ikamet eden yabancı nüfusun yarısından biraz fazlasını kadınlar oluşturuyor. Yabancı erkeklere göre yabancı kadınlar yaşamak ve belki de çalışmak için Türkiye’yi daha çok tercih ediyorlar, belki de savaşın etkisi ile erkeklerini bırakıp gelen yabancı kadın sayısı daha fazla.cAynı zamanda, ülkemizde ikamet eden yabancı nüfusun bir önceki yıla göre 253 bin 293 kişi azalmasının ise, büyük oranda Rusya-Ukrayna Savaşı başında ülkemizde yaşamaya başlayan Rus ve Ukraynalıların ülkelerine geri dönmeye başlaması sebebi ile ortaya çıktığını düşünüyoruz. Antalya’daki yabancılarda azalan konut satışlarında da bunun etkisini görülüyor.

Son açıklanan resmi verilerde İstanbul Nüfusu 15.655.924 kişi olarak görülüyor. Ancak nüfus bir önceki yıla göre 252.027 kişi azalmış durumda. Türkiye nüfusunun %18,3’ü İstanbul’da ikamet ediyor.  İstanbul’dan sonra nüfusun ikamet ettiği en büyük beş il sırası ile 5.803.482 ile Ankara; 4.479.525 kişi ile İzmir, 3.214.571 kişi ile Bursa ve 2.696.249 kişi ile Antalya. Bu rakamlarla incelediğimizde toplam nüfusun %38’in üstünde  bir rakamı bu  5 büyük ilde ikamet ediyor.

İstanbul nüfusunun azalması konusundaki en önemli sebebin Kahramanmaraş depreminin etkisi ile İstanbul depreminin yaklaşmasının gündeme gelmesi, ayrıca enflasyon ve pahalılık sebebi ile İstanbul’da yaşamanın maliyetinin gün geçtikçe artması ve tersine göçü tetiklemesi diye düşünüyoruz.

Belde ve Köylerde Yaşayanların oranı az da olsa artıyor

Türkiye’de 2022 yılında %93,4 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2023 yılında %93 oldu. Diğer yandan belde ve köylerde yaşayanların oranı %6,6’dan %7’ye yükseldi. Özellikle büyük şehirlerdeki kira, gıda, ulaşım vb masraflardaki artışın, kentten köye ya da İstanbul’dan diğer şehirlere olan göç hızındaki artışın temel sebebi olduğunu düşünüyoruz.

Yaş gruplarına göre nüfus dağılımı açısından 2023-2013 yılı kıyaslaması yapıldığında; 

  • 0-44 yaş aralığındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payının 2014’de %71,90 dan 2023 de %66,63 ‘e azaldığını,
  • 45 yaş nüfusun toplam nüfus içindeki payının 2014’de %28,10 iken 2023’de %33,37 ‘ye çıktığını görebiliyoruz.
Yıl44 yaş altı nüfusun % si45 yaş üstü nüfusun % si
201471,90%28,10%
201571,42%28,58%
201670,91%29,09%
201770,35%29,65%
201869,74%30,26%
201969,09%30,91%
202068,60%31,40%
202168,14%31,86%
202267,46%32,54%
202366,63%33,37%

Yaşlanan nüfusumuza uygun bakım ve yaşam imkanlarının şekillendirilmesi gerekli. Yaşlı konaklaması, yaşlılara uygun yaşam köyleri kurulması gibi çözümleri şimdiden düşünmeliyiz. 5 büyük şehirden belde ve köylere ve diğer şehirlere doğru nüfusun göçüne ihtiyaç duyuyoruz. Şehirlerdeki yığılma jeopolitik güvenliğimizi etkiliyor, yaşam kalitesini düşürüyor.” şeklinde konuştu. 

Gebze Center AVM’nin Renovasyonu Doğuş GYO’da

Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Gebze Center AVM’nin renovasyon çalışmalarını başlattı.

Toplam 114,5 milyon TL yatırım yapılması beklenen renovasyon projesi için Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Şirketimiz mülkiyetinde bulunan Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi, Güneyyanyol Caddesi N310 adresinde kain Gebze Center Alışveriş Merkezi’nde, AVM’nin rekabet gücünü, ziyaretçi sayısını, cirosunu ve dolayısıyla şirketimiz kira gelirlerini artırmak için renovasyon yatırımı yapılmasına karar verilmiştir. Gebze Center AVM binası renovasyon işleri bütçesinin yaklaşık 114,5 milyon Türk Lirası olması beklenmektedir.”

Pazarlık Usulü İhale Sadece Afet Durumlarında Uygulanmalı

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, Kamu vicdanını yaralayan ve sürekli olarak olumsuz dedikodulara neden olan 21/b dediğimiz pazarlık usulü ihale yönteminin sadece afet ve benzeri şartlarda uygulanmasını sağlayan bir düzenleme en kısa zamanda hayata geçirilmelidir.” dedi.

Türk müteahhitlerin ana işleri olan inşaat sektörünün yanında ülkemizde ve birçok başka ülkede turizm, enerji, sağlık, ulaşım ve sanayi sektörlerinde yatırımcı ve işletmeci olarak da yer aldığını anlatan Eren, “Dış pazarlarımızdaki siyasi ve ekonomik krizlerden de, ülkemizdeki ekonomik gelişmeler ve alınan kararlardan da ne kadar etkilendiğimizi takdirlerinize sunuyorum. Makro ekonomik konuların yanında her fırsatta yapıcı bir çözüm arayışı ile gündeme getirip, destek istirham ettiğimiz üç temel talebimizi, bir kez daha arz etmek istiyorum. İşlevini ve güvenilirliğini iyice yitirmiş olan kamu ihale mevzuatımızın yenilenmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile başlatılmış olan çalışmaların bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kamu vicdanını yaralayan ve sürekli olarak olumsuz dedikodulara neden olan 21/b dediğimiz pazarlık usulü ihale yönteminin sadece afet ve benzeri şartlarda uygulanmasını sağlayan; kamu kaynağının heba edilmesine ve istismara neden olan aşırı düşük tekliflerin geçersiz olacağı; her yıl gündeme gelen fiyat farkı konusuna kalıcı ve adil çözüm içeren bir düzenleme en kısa zamanda hayata geçirilmelidir.” dedi.

Rize Kültür Çarşısı Projesinde Temel Atıldı

Rize Belediyesi tarafından Piriçelebi Mahallesi’nde hayata geçirilen Kültür Çarşısı projesinde temel atıldı.

Projenin temel atma törenine Vali İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Rahmi Metin ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Vali Baydaş, projenin Rize açısından çok anlamlı olduğunu belirterek, emeği geçenleri tebrik etti.

Avcı ise her gün Rize’de yeni bir projenin temelinin atıldığını dile getirerek, “Hemen hemen ilçelerimizin tamamında bu ve buna benzer projeleri belediyelerimizle hayata geçiriyoruz. Bu da bizi ziyadesiyle mutlu ediyor.” dedi.

Depremde İç Mekanların Yerleşimi de Binanın Sağlamlığı Kadar Hayati Önem Taşıyor!

Ülkemizin deprem kuşağında yer alması nedeniyle hem konut ve iş yerlerinin hem de iç mekanların depreme dayanıklılığı hayati önem taşıyor. Zira depreme dayanıklı binalarda dahi sarsıntı nedeniyle ev içindeki eşyalar ciddi yaralanmalara neden olabiliyor. Bina sağlam kalsada monte edilmemiş eşyaların devrilerek tehlike üretmesi mümkün.

Muhtemel bir depremde yaşamsal güvenliği sağlayabilmek ve kayıpların önüne geçebilmek için depreme karşı yaşam alanlarında alınabilecek önlemleri, doğru tasarım, malzeme ve montajın neden önemli olduğunu FRR Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Yörük anlattı.

FRR Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Yörük, günümüzde yapılan iç mimari tadilatlarının önemine maalesef yakın zamanda acı kayıplar ile şahit olduğumuzu belirterek “Ülkemizde yaşanan deprem sonucunda şahit olduğumuz üzere yapının temeli oldukça önemli bir rol oynuyor” dedi.

Fahri Yörük sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Özellikle zemin katlarda bulunan dükkanların kontrolsüzlüğü sonucunda yapı elemanlarına dokunuluyor. Hatta kolonlar kesilip taşıyıcı duvarlar kırılıyor. Yüksek katlardaki dairelerde daha geniş mekanlar tasarlamak için yine kolonlar kesilerek uygulama yaptırılıyor. Tadilat sırasında; kullanılan sıva altı tesisatlar, kontrolsüzce kolon veya kiriş kırılarak yerleştiriliyor.” dedi.

Gayrimenkul Sektöründe Zorlaşan Koşullar, Yeni İhtiyaçlar, Kullanılan Malzemelerdeki Fiyat Artışıda İç Mimarlık Hizmetlerine Yansıyor!

İç mimarlığın ilgi alanlarına giren gayrimenkul yatırımları, ev dekorasyonu, ofis fit-out projeleri, otel projeleri, konut projeleri, karma kullanımlı yapılar, kamusal alan projeleri, kentsel tasarım ve restorasyon projeleri, fonksiyonlardaki mimari ve iç mimari projeler ve endüstriyel tasarım ürünlerini içeriyor.

Gayrimenkul sektöründe; yaşanan afetler ve artan maliyetler nedeni ile sağlamlık, depreme dayanıklılık, daha düşük enerji harcaması gibi faktörler estetiğin önüne geçti. Bu olumsuz gelişmelere rağmen iç mimarlık hizmetleri faaliyetlerine devam ediyor. Zorlaşan koşullar, yeni ihtiyaçlar, kullanılan malzemelerdeki fiyat artışı da iç mimarlık hizmetlerine yansıyor. Mimar, iç mimar, planlamacı ve tasarımcıların gözdesi “Sürdürülebilir mimarlık” kavramı kendisine yeni nesil çözümler bularak ilerliyor.

FRR Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Yörük Sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“FRR Mimarlık Ofisi olarak; inşaat alanında, müteahhitlik tecrübemizi iç mimari tasarım ve uygulama alanındaki yeteneklerimiz ile birleştirdik. Firmamızın adı olan “FRR” ismini; hız, dinamizm ve estetiği ile ünlü Ferrari’den ilham alarak ve bizi çok iyi yansıtacağını düşünerek seçtik. Deneyimli kadromuz ve mükemmeliyetçi çalışma anlayışımızla ev, ofis yada mağazanızın iç mimari tasarım ve uygulamasını estetik ve fonksiyonel olacak şekilde yapıyoruz. Müşterilerimizi, ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda; genç ve dinamik iç mimarlarımızın vizyonuyla yüzde 100 memnun etme çabası içerisindeyiz. Projelere başlamadan önce, talep doğrultusunda 3D modelleme hazırlayıp müşterilerimize projenin bitmiş halinin nasıl görüneceğini dijital ortamda sunuyoruz. Böylelikle iş bittiğinde her şey hayalinizdeki gibi oluyor. “ dedi.

Darıca Hükümet Konağı Projesinde İnşaat Devam Ediyor

Kocaeli’nin Darıca ilçesinde yükselen hükümet konağı projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, hükümet konağı projesinin inşaat alanına ziyarette bulunarak yetkililerden bilgi aldı.

Yapının ikiz bina olarak inşa edildiğini belirten Muzaffer Bıyık, “Hükümet Konağı ve belediye binası olarak hizmet verecek proje ile ilçemizin en büyük eksikliklerinden biri giderilmiş olacak. Sürekli büyüyen ve gelişen Darıca’mızda kamu binaları dağınık görüntüsü ile vatandaşlarımıza hizmet veriyor. İlçemize yakışan modern bir hizmet binası ile artık vatandaşlarımız tek noktadan devletimizin tüm kurumlarındaki işlemlerini yapabilecek. Bu projenin ilçemize kazandırılmasında bize destek olan başta İçişleri bakanlığımız olmak üzere milletvekillerimize ve büyükşehir belediyemize teşekkür ediyorum” dedi.

Nar Yatırım, 4,7 Milyar TL Bedelle 9 Adet Otel Açacak

Nar Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özer, 4,7 milyar TL yatırımla yedisi Türkiye’de ikisi de yurt dışında olmak üzere 9 yeni otel açacaklarını açıkladı.

Patronlar Dünyası’ndan Necla Dalan’ın haberine göre, Özer, önümüzdeki 4 yılda birçok yeni projeyi hayata geçireceklerini anlattı. Bu projelerin bir kısmının geliştirme bir kısmının ise plan aşamasında olduğunu kaydeden Özer, bütün projeleri 4,7 milyar TL’lik bir yatırımla hayata geçireceklerini vurguladı.

“Yeni projeleri hayata geçirmekle Meroddi’yi turizmin farklı alanlarında ve farklı ülkelerde hizmet veren bir uluslararası zincire dönüştürmeyi hedefliyoruz” diyen Özer, yurt içi projeleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Galata Bölgesi’nde 130 yıllık tarihi Bağdatlıyan Binası restorasyonu bunlardan biri. Bu binayı 46 odalık butik otele dönüştürüyoruz. Mecidiyeköy bölgesindeki şirket merkezimizi 74 odalı 4 yıldızlı şehir oteli yapacağız. Ayrıca Beyoğlu’nda 37 odalı butik otel, Şişli’de 125 daireli otel-rezidans projemiz, İstanbul Havalimanı’na yakın İhsaniye’de 70 odalı havalimanı oteli, Kazdağları’nda 35 odalı doğa turizmi oteli, Kapadokya’da 18 odalı mağara otel projemiz var. Bağdatlıyan binasının restorasyonu Mart 2025 gibi bitecek. Mecidiyeköy projesine bu yıl sonu başlayıp 2026’da bitirmeyi hedefliyoruz. Beyoğlu da bizim binamız ve 2025 sonu açmayı planlıyoruz. Kazdağları’nda yerimiz var ve oradaki oteli 3 yılda, Kapadokya’dakini 2 yılda tamamlayacağız. Kapadokya’da da satın alma yapacağız.”

İbrahim Özer, yurt dışında da butik otel açmak için görüşmeleri olduğunu belirterek, “Barselona’da tarihi bir bina alıp butik otele dönüştüreceğiz. Barselona’da 40 odalı butik oteli 3 yıl içinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz, zira restorasyon süreçleri uzun sürüyor. Aynı şekilde Lizbon’da 35 odalı butik otel projemiz bulunuyor” diye konuştu.

Cengiz İnşaat, Karavanke Tüneli Projesine Hız Kazandırdı

Cengiz İnşaat, Karavanke Tüneli projesinin Slovenya’daki kazı çalışmalarını tamamladı.

Avrupa’yı Akdeniz’e bağlayan yol üzerindeki Dinar Alpleri’nin altına 2 bin 300 ton çeliği gömmek… Yani bir Eyfel Kulesi’ni dağın altına yerleştirerek geçiş tüpü inşa etmek. Cengiz İnşaat’ın Slovenya’nın Avrupa’ya kara yoluyla bağlantı noktasındaki en stratejik projesi olan Karavanke Tüneli’nde yaptığı tam olarak bu. Tünelin kazı süreci geçtiğimiz hafta tamamlandı. Slovenya devleti uzun süredir devam eden tünel inşaatında ‘ışığın görünmesi’ nedeniyle büyük bir tören düzenledi. Slovenya Başbakanı Robert Golob törendeki konuşmasında, neden 2 bin 300 ton çeliği bir dağın altına koyduklarını şöyle açıkladı:

 “Eyfel’i bir dağın altına koymanın bizim için siyasi, ekonomik ve lojistik değeri var. Bu tünel, Slovenya ve Avusturya tarihi için de son derece önemli bir proje.”

Limitleri zorladığımız ve komşularımızla bağlantı kurduğumuz zaman, sorunların nasıl çözüldüğünü görüyoruz. Tüm zorluklara rağmen çok hızlı ilerlendi ve proje başarılı bir şekilde tamamlandı. Cengiz İnşaat’a teşekkür ediyorum. Bugünkü açılış bize, doğru bir müteahhit seçmenin önemini bir kez daha göstermiş oldu” 

2025’Te Trafiğe Açılacak

Karavanke tüneli, Slovenya üzerinden Avusturya’ya ulaşan ve Akdeniz, Balkanlar ile Orta Avrupa’yı birbirine bağlayan karayolu ağındaki en önemli nokta olarak kabul ediliyor. Cengiz Holding’in grup şirketi Cengiz İnşaat tarafından yapılan tünel, aynı zamanda Slovenya’da bir Türk şirketi tarafından üstlenilen ilk altyapı projesi olma özelliğinde. Slovenya ve Avusturya sınırının ortasından geçen tünelin 2025’in üçüncü çeyreğinde tamamlanarak trafiğe açılması planlanıyor.

Çalışmalar hakkında bilgi veren Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Vekili Asım Cengiz, projenin tünel, iki köprü, portal ile idare binasından oluştuğunu belirtti. Cengiz, “Halihazırda bölgede bulunan tünel yetersiz kaldığı için ona ek olarak bu tünelin yapılması kararı alındı ve iki ülke, kendi bölgelerinde kalan bölüm için ihale düzenledi. Toplam uzunluğu 7 bin 822 metre olan Karavanke Tüneli’nin Slovenya tarafındaki 3 bin 446 metrelik kısmını biz inşa ediyoruz. Tünel açıldığında, 1991’de tamamlanan ve halihazırda faaliyette olan diğer tünelin renovasyonu yapılacak ve bu süre içinde bizim tünelimiz tek tüp olarak gidiş geliş amaçlı kullanılacak. Eski tünelin renovasyonu tamamlandığında ise bizim tünel sadece Slovenya–Avusturya yönü için trafiğe açılacak” diye konuştu.

Kaynak: Hürriyet

Teminat Mektubu Sorunu Türk Müteahhitlerin Rekabet Gücünü Ortadan Kaldırıyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katıldığı Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) düzenlediği iftar programında, müteahhitlerin sorunlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Toplantıda konuşan TMB Başkanı Erdal Eren, açıklamalarının bir bölümünde Türk müteahhitlerin yurt dışında faaliyet gösterirken karşılaştıkları en büyük sorunun teminat mektupları olduğunu dile getirerek “Türk bankalarının teminat mektupları yurt dışında da kabul edilmeli” dedi.

Eren, Türk bankaları tarafından verilen teminat mektuplarının yurt dışında doğrudan kabul edilmemesinin, daha çok sayıda yeni proje üstlenilmesinin önünde engel oluşturduğunu kaydetti.

Türk bankalarının teminat mektuplarına yabancı bankalardan kontr-garanti alınması şeklinde üretilen çözümün ise ilave yüksek maliyet nedeniyle Türk müteahhitlerin rekabet gücünü ortadan kaldırdığını anlatan Eren, “Türk bankaları tarafından verilecek teminat mektuplarının özellikle siyasi ilişkilerimizin en üst seviyesinde seyretmekte olduğu ülkeler tarafından doğrudan kabulü yönünde bir süreç başlatılmalıdır. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın muhatapları ile gerçekleştireceği temaslar başta olmak üzere, ikili üst düzey görüşmelerde sorunun gündeme getirilmesi, dünya inşaat pazarındaki payımızın daha da artırılması açısından hayati önemi haizdir. Bu konuda da desteklerinizi esirgemeyeceğinizi biliyorum.” diye konuştu.

Dış Ticaret Haddi Ocak’ta 86,1 Olarak Gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, dış ticaret haddi Ocak ayında 86,1 olarak gerçekleşti.

İhracat birim değer endeksi %3,3 azaldı

İhracat birim değer endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,3 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %0,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %5,9 azaldı, yakıtlarda %13,9 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %2,9 azaldı.

İhracat miktar endeksi %7,0 arttı

İhracat miktar endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,0 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %21,4 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %0,8 arttı, yakıtlarda %34,2 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %3,7 arttı.

İthalat birim değer endeksi %9,3 azaldı

İthalat birim değer endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %9,3 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %5,3 azaldı, yakıtlarda %31,8 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %5,6 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %1,2 azaldı.

İthalat miktar endeksi %13,9 azaldı

İthalat miktar endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %13,9 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %0,2 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %3,9 arttı, yakıtlarda %8,9 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %5,6 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %5,6 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Aralık ayında 161,8 iken 2024 Ocak ayında %5,6 oranında azalarak 152,8 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Ocak ayında 130,8 iken 2024 yılı Ocak ayında %2,8 oranında artarak 134,5 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %4,1 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Aralık ayında 120,2 iken 2024 Ocak ayında %4,1 oranında azalarak 115,4 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Ocak ayında 127,1 iken 2024 yılı Ocak ayında %13,9 oranında azalarak 109,4 oldu.

Dış ticaret haddi 2024 yılı Ocak ayında 86,1 olarak gerçekleşti 

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Ocak ayında 80,7 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 5,4 puan artarak, 2024 yılı Ocak ayında 86,1 oldu.

TMB Başkanı Eren İnşaat Sektöründe Ara Eleman Sorunuyla İlgili Konuştu

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) Başkanı Erdal Eren, inşaat sektöründeki nitelikli işgücü açığının kronik bir soruna dönüştüğünü belirtti.

Nitelikli işgücü açığının çözümü için Orta Asya ve Uzak Doğu’dan eleman getirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Eren, şu ifadeleri kullandı:

“Deprem bölgesinde ve büyükşehirlerdeki yeniden inşa ve kentsel dönüşüm projelerinin de etkisiyle, yüksek ücretlere rağmen büyük bir ara eleman açığı bulunmaktadır. Bu sorun, sektörümüze mahsus olmayıp, tüm sanayi dallarını ve ekonomimizi etkilemekte, aramızda bulunan Sayın Oda Başkanlarımız tarafından da sürekli dile getirilmektedir. Yurt dışı projelerimize daha fazla Türk çalışan götürme hedefimizi yerine getirememe üzüntüsü bir yana, ülkemizdeki şantiyelerimize bile, Orta Asya ve Uzak Doğu’dan eleman getirmek zorunda kalıyoruz.  Tüm gençlerimizi üniversite diploması sahibi olmaya yönlendiren anlayışı el birliği ile ortadan kaldırmalıyız. Eğitim sistemimizi ekonomimizin ihtiyaçlarına göre şekillendirmeli, üniversite mezunlarımızı da hem nitelik hem de nicelik olarak bir planlamaya ve geliştirmeye tabi tutmalıyız.”

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin güven endeksi verilerini açıkladı. Buna göre endeks, inşaat sektöründe yüzde 3,6 azaldı.

Güven endeksi hizmet sektöründe yüzde 1,5 arttı, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,0 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 3,6 azaldı

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Mart ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 1,5 oranında artarak 120,4 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,0 oranında azalarak 113,3 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 3,6 oranında azalarak 88,6 değerini aldı.

Paslanmaz Çelikte Devlet Desteği Bekleniyor

Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği (PASİD) Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Küçükemre,  “Türkiye’de şu an paslanmaz çelik üretimi yok. Ancak yaklaşık 1 milyon tonluk paslanmaz çeliğe ihtiyaç duyan Türkiye, bu alanda artık yatırım yapabilir. Elimizi taşın altına koymaya hazırız ancak, bu sadece özel sektörle olmaz, devlet desteğine de ihtiyaç var.” dedi.

Türkiye’de yaklaşık 5 milyar dolarlık bir sektörde faaliyet gösteren 150 üyenin oluşturduğu Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği (PASİD) yeni dönem hedeflerini açıkladı. Yaklaşık 1 yıl önce kurulan PASİD’in Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Küçükemre, sektörde faaliyet gösteren firma sayısının ise yaklaşık 500 olduğunu dile getirdi. Üye ya da değil, ayrım yapmaksızın sektörün ve ülkenin gelişimi için dernek olarak hizmet ettiklerine dikkat çeken Arslan Küçükemre, “Yaklaşık 20 yıl önce farklı bir dernek ile yola çıkmıştık. Bu derneğimiz aracılığıyla sektörümüze çok ciddi katkılar sağladık. Yaklaşık 150 adetten oluşan sanayi kümelenmesini dernek aracılığıyla sektörümüzde faaliyet gösteren işletmelere kazandırdık. Bu sektörümüz için çok büyük bir girişimdi. Bu derneğimiz görevini tamamladı. Şimdi ise PASİD olarak devam ediyoruz.” dedi.

“Her Sektörde Paslanmaz Çeliğe İhtiyaç Var” 

Paslanmaz çelik üretiminin Türkiye için çok önemli olduğunu dile getiren Arslan Küçükemre, “Mutfak araç gereçlerinden tekne imalatına, santral üretiminden endüstriyel makina parçalarına, araba parçalarından havacılık ve uzay sanayisine, bina iç ve dış cephesinden inşaat demirlerine kadar aklınıza gelen her alanda paslanmaz çelik kullanılıyor. Bu da sektörümüzü çok önemli bir konuma getiriyor. Yaklaşık 250 milyar dolar ihracat yapan ülkemizin daha fazla üretim yapabilmesi, daha fazla ihracata ulaşabilmesi için paslanmaz çeliğe daha çok ihtiyaç duyuluyor. Ancak Türkiye, paslanmaz çelik ihtiyacının tamamını ithalatla karşılıyor. Yıllık ortalama 2-2,5 milyar dolarlık ithalat yapılıyor. Yapılan ithalat 700-800 bin ton civarında seyrediyor. Biz de PASİD olarak ülkemizde paslanmaz çeliğin üretiminin yapılmasını arzu ediyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin yıllık paslanmaz çelik ihtiyacının 1 milyon ton seviyelerine yaklaştığına vurgu yapan Arslan Küçükemre, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu zamana kadar paslanmaz çelik üretimi için yatırım yapılmamasının ana nedeni ihtiyacın, yapılacak yatırımı karşılamamasıydı. Şu anda bir üretim tesisi için gerekli olan 1 milyon tonluk talebe gelindi. 1 milyon ton üretim kapasitesine sahip bir tesis artık kurulabilir. Ancak bu noktada sadece özel sektörün yatırımları yeterli olmuyor. Sektör olarak çok ciddi devlet desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü 1 milyon tonluk üretim kapasitesine sahip bir tesisin yaklaşık yatırım değeri 7-8 milyar doları bulabiliyor. Bu bir anda çok büyük bir yatırım gibi gözükebilir. Yıllık ithalatın 2-2,5 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde 4-5 yıllık ithalat karşılığında bu yatırım yapılabiliyor. Böyle bir yatırımla Türkiye’nin çok önemli bir ithalat kaleminin önüne de geçilebilir. Devlet destek verir ve TOGG gibi bir yatırım grubu kurulursa biz de dernek olarak şirketlerimizle elimizi taşın altına koymaya hazırız.”

Türkiye için paslanmaz çelik üretiminin çok önemli olduğunun altını çizen Arslan Küçükemre, “Türkiye özellikle savunma sanayinde, otomotiv üretiminde ve birçok sektörde yerli ve milli üretimi artırmak için çalışıyor. Eğer biz bu yatırımı yaparsak birçok sektörde yerli ve milli üretimi de artırmış olacağız. Sadece savunma sanayi ya da otomotivde değil, mutfak üretiminde, kimyada, tekstilde aklınıza gelebilecek birçok sektörde yerli üretimi artırabiliriz. Bu anlamda çok kritik bir noktadayız.” ifadelerini kullandı.

Sektörün son dönemdeki en büyük problemlerinden birinin de uygulanan gümrük vergisi olduğunu kaydeden Arslan Küçükemre, “Türkiye’de paslanmaz çelikte uygulanan gümrük vergisi yüzde 8 civarındaydı. Ancak alınan bir kararla gümrük vergisi yüzde 12’ye çıkarıldı. Bu karar paslanmaz çelik kullanan her sektörü derinden etkiledi. Paslanmaz çeliği kullanan tüm sektörler ihraç pazarlarında rekabet avantajlarını kaybetmeye başladı. Direk maliyetleri etkileyen bu verginin yükseltilmesi bir yana bir an önce sıfırlanmasını devletimizden bekliyoruz. Yatırım yapılmadan önce bu vergilerin düşürülmesi ülkemizin yararına olacaktır. İhracatımızı etkilememesi için bu vergilerin gözden geçirilmesini talep ediyoruz.” dedi.

Seramiksan, Vitrifiye Ürünleriyle Su Tasarrufu Sağlıyor

22 Mart Dünya Su Günü’yle birlikte su krizi ve tasarrufu konu başlıkları, yeniden gündemin ana maddesi haline geldi. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir gelecek miras bırakmak için %0 atık ürün, %0 atık su politikasını uygulayan  seramik ve vitrifiye markası ise çevre dostu ürünleriyle tüketicilerin sudan tasarruf yapmasını sağlıyor. 

22 Mart Dünya Su Günü’nün gelmesiyle birlikte su kıtlığı ve sürdürülebilirlik konusu, yeniden gündeme taşındı. Water.org’un derlediği verilere göre günümüzde 2,2 milyar insanın temiz suya erişiminin olmadığı, 703 milyar insanın da suya erişiminin bulunmadığı kaydediliyor. Mevcut iklim değişikliği senaryosu da 2030’a kadar dünya nüfusunun neredeyse yarısının su sıkıntısının yüksek olduğu bölgelerde yaşayacağına işaret ediyor. Üstelik, su kıtlığıyla birlikte buzullar eriyor, yağış düzenleri değişiyor, sel gibi doğal afetler meydana geliyor. Ancak buna rağmen yalnızca bireysel değil, endüstriyel su kullanımı da kontrol altına alınmıyor. Öyle ki endüstriyel su kullanımının dünya çapındaki su tüketiminin %22’sini oluşturduğu görülürken yerli şirketler, atık su yönetimiyle sürdürülebilirlik odağında önlemler alıyor. 

Gelecek nesillere iyi gelecek miras bırakmak için %0 atık ürün, %0 atık su politikası uygulayan Seramiksan’ın Direktörü M. Süreyya Çağlar, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte tüketimin çoğalması, endüstriyel üretimi tetiklerken su israfı gibi bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Bu durum da farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin atık su yönetimini devreye almasını zorunlu kılıyor. Biz de tüm iş süreçlerimizdeki su kullanımını sürdürülebilirlik politikalarımız doğrultusunda en aza indiriyor, atık suyu geri dönüştürüyoruz.”

“Atık suyu, arıtma tesisimizde geri dönüştürüyoruz”

Süreyya Çağlar, “%0 atık ürün politikamızla, seramik atıklarımızı geri kazanım tesisimizde işleyerek hammadde olarak tekrar üretim sürecine dahil ediyoruz. %0 atık su politikamızla da üretim faaliyetleri sırasında oluşan atık suyu, arıtma tesisimizde geri dönüştürerek iş süreçlerimizi doğayla uyum içinde yürütüyoruz. Müşterilerimizin de su tasarrufu yapmaları için vitrifiye ürünlerimizi bu fonksiyonlara dayalı olarak üretiyoruz” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: 

“2,5/4,5 litre suyla kusursuz temizlik sağlayan su tasarruflu klozetlerimizle, sürdürülebilir bir dünya için banyo çözümleri sunuyoruz. ‘Hijyen Herkesin Hakkı’ mottosuyla geliştirdiğimiz ve bakteri oluşumunu %99,9 oranında engelleyen Seramiksan Hygiene yüzey teknolojisinin kullanıldığı tüm ürünlerimizle su ve deterjan kullanımını düşürüyor, sağlıklı ve doğa dostu banyolar yaratıyoruz. Vortex Yıkama Sistemi ile de daha az suyla daha güçlü ve daha sessiz yıkama olanağı tanıyor, yüksek performanslı klozet temizliğiyle daha fazla hijyen vaat ediyoruz. Sık kullanımlarda su ayarını değiştirerek su tasarrufu sağlayan, 24 saat kullanılmadığında kendi kendine hijyen sifonu yapan Hill Akıllı Pisuvar da 0,8 litre su tüketimi ile tasarruf edilmesini sağlıyor.”

Windeurope Bilbao Hızlı Başladı!

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, açılıştaki ‘Bakanlar Oturumu’nda yer aldı.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin geniş bir heyetle katıldığı WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği, 20 Mart’ta Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de konuşmacıları arasında olduğu özel ‘Bakanlar Oturumu’ ile başladı.

TÜREB Standı’nın açılışını da yapan Dönmez, standı ziyaretinde katılımcı şirketlerin üst düzey yöneticilerinden fuar temaslarına ve sektöre dair görüşlerini aldı. 

WindEurope CEO’su Giles Dickson’ın modere ettiği ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de konuşmacı olarak yer aldığı Bakanlar Oturumu yoğun ilgiyle takip edildi. Oturumun diğer konuşmacıları Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Philipp Nimmermann, Yunanistan Enerji ve Çevre Bakan Yardımcısı Alexandra Sdoukov Moldova Enerji Bakan Yardımcısı Carolina Novac, Siemens Gamesa Renewable Energy CEO’su Jochen Eickholt, RWE Onshore Wind/PV Europe & Australia CEO’su Katja Wünschel, Iberdrola Renewables Yönetici Direktörü Xabier Viteri Solaun ve EDPR Avrupa ve Latin Amerika CEO’su Duarte Bello oldu.

Oturum sonrasında TÜREB Başkanı İbrahim Erden ve Enerji İşleri Genel Müdürü Ahmet Özkaya ile birlikte ‘Türkiye Pavilyonu’ olarak da kabul edilen TÜREB Standı’nın açılışını gerçekleştiren Bakan Yardımcısı Dönmez, fuara katılan Türk şirketlerin temsilcilerinden fuardaki temas programları hakkında bilgi aldı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, Türkiye’yi böyle bir etkinlikte üst düzeyde temsil ediyor olmaktan memnun olduklarını belirterek fuar süresince düzenleyecekleri teknik ziyaretler ve gerçekleştirecekleri temaslarla sektörün büyümesine katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.

İstinat Duvarı Nedir? Ne İçin Kullanılır?

Toprak, su veya diğer yapı malzemelerinin doğal hareketine karşı koruma sağlayan bir yapı elemanı olan istinat duvarının temel amacı, toprak erozyonunu önlemek, yapıyı desteklemek ve stabiliteyi artırmaktır. Yükseklik, eğim ve toprak türü gibi faktörlere bağlı olarak farklı boyutlarda ve şekillerde inşa edilebilen istinat duvarının kullanım alanları, çeşitleri ve avantajlarına yazımızda yer verdik.

İnşaat sektöründe güvenlik ve stabilite her zaman öncelikli konulardır. Eğimli arazilerde veya yüksek toprak seviyelerinde yapılan inşaatlarda, toprağın stabilizasyonu ve erozyonun önlenmesi için istinat duvarları hayati öneme sahiptir. İstinat duvarları, toprağın hareketini kontrol altına alır ve çevresindeki yapıların güvenliğini sağlar.

İstinat Duvarının Kullanım Alanları Nelerdir?

İstinat Duvarının kullanıldığı alanları ve nedenlerini;

  • Toprak Erozyonunu Önleme: İstinat duvarları, özellikle eğimli arazilerde toprak erozyonunu engellemek için kullanılır. Yağmur suyunun veya yüksek yeraltı suyunun neden olduğu toprak kaymalarını önleyerek arazinin stabilitesini sağlarlar.
  • Yol ve Otoyol İnşaatı: Yüksek eğimli arazilerde, yolların veya otoyolların yapımı sırasında istinat duvarları kullanılır. Bu duvarlar, yol kenarlarındaki toprak kaymalarını önler ve yolun güvenliğini artırır.
  • Maden Ocakları ve Kaya Kırıcılar: Maden ocakları veya kaya kırıcılar gibi yerlerde, istinat duvarları toprak ve kaya parçalarının güvenli bir şekilde tutulmasını sağlar. Bu, işçilerin güvenliğini ve çalışma alanlarının stabilitesini sağlar.
  • Peyzaj Düzenlemesi: Bahçe düzenlemesi veya peyzaj projelerinde istinat duvarları, eğimli arazilerde toprak tutma ve düzenleme amacıyla kullanılır. Ayrıca teraslı bahçeler oluşturmak için de kullanılabilirler.

şeklinde sıralayabiliriz.

İstinat Duvarı Çeşitleri Nelerdir?

İstinat Duvarı çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilir. Yükseklik farkları, toprak erozyonu veya arazi stabilizasyonu gibi nedenlerle kullanılan yapısal bir unsurdur olan istinat duvarları, farklı tasarım ve malzeme özelliklerine sahip çeşitli tiplerde olabilir. İşte yaygın olarak kullanılan bazı istinat duvarı çeşitleri:

  • Beton İstinat Duvarları: Beton, dayanıklı ve sağlam bir malzeme olduğundan, yüksek mukavemet gerektiren durumlarda tercih edilir. Beton istinat duvarları genellikle prefabrik veya dökme beton panellerden oluşur.
  • Taş İstinat Duvarları: Doğal taşlar veya yapay taş bloklar kullanılarak yapılan duvarlardır. Estetik açıdan çekicidirler ve peyzaj düzenlemelerine uyum sağlarlar.
  • Gabion İstinat Duvarları: Gabion duvarlar, tellerle örülü kafeslerin içine taş, kaya veya beton parçalarının doldurulmasıyla oluşturulur. Bu yapılar hem dayanıklıdır hem de suyun kolayca geçmesine izin verirler.
  • Ahşap İstinat Duvarları: Ahşap istinat duvarları, ahşap direklerin veya tahtaların yerleştirilmesiyle oluşturulur. Doğal ve çevre dostu bir seçenek olabilirler, ancak diğer malzemelere göre daha sınırlı dayanıklılığa sahiptirler.
  • Kaya Kesimi İstinat Duvarları: Kayaların doğal şekillerine uygun olarak kesilerek yapılan duvarlardır. Bu tür duvarlar, özellikle kayalık arazilerde veya eğimli bölgelerde tercih edilir.
  • Prefabrik Duvar Sistemleri: Farklı malzemelerden üretilmiş, montajı kolay ve hızlı olan prefabrik duvar panelleridir. Beton, metal veya kompozit malzemelerden yapılmış olabilirler.


Avantajları

İstinat duvarlarının birçok avantaja sahip olduğunu söyleyebiliriz. İstinat duvarları, eğimli arazilerde yapıların stabilitesini artırarak güvenlik sağlaması, toprağın kaymasını ve erozyonu engelleyerek çevre korumasına katkı sağlaması, doğru tasarlanmasıyla birlikte estetik görünüme katkı sağlaması ve çeşitli malzeme imkanı sunmasıyla birçok avantaja sahiptir.

İstinat Duvarı Ne İşe Yarar, Nasıl Çalışır?

İstinat duvarları eğimli arazilerde veya yüksek toprak seviyelerinde yapıların inşası sırasında kullanılan yapısal elemanlardır. Bu duvarlar, toprağın doğal eğilimlerinden kaynaklanan erozyonu önler ve çevredeki yapıları toprak kaymalarından korur. Aynı zamanda, arazi kullanımını optimize etmek için teraslar oluşturarak tarım, peyzaj veya diğer amaçlar için kullanılabilir alanlar sağlarlar.

İstinat duvarları, genellikle beton, taş, gabion (telli kafes) veya diğer dayanıklı malzemelerden yapılmış olup, toprak yığınlarının arasında yer alır. Bu duvarlar, toprağı destekleyerek yerçekimi etkisiyle oluşabilecek toprak hareketini önler. Ayrıca, su akışını kontrol altına alarak erozyonun etkilerini azaltır.

Vefa Group, Vekon İle Toplu Konut İhracatına Başladı

Vefa Group’un yapı sektöründe faaliyet gösteren markası Vekon, Mayotte’ye toplu konut ihracatını başlatarak, 2024 yılının ilk çeyreğinde ihracat yaptığı ülke sayısını 121’e çıkarttı.

2024 yılına ihracat faaliyetlerine ağırlık vererek başlayan Vekon, yılın ilk iki ayında yedi farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdi. Bugüne kadar 121 ülkede şantiye mobilizasyonlarından, acil yerleşim ünitelerine, toplu konutlardan, çok amaçlı yapılara kadar farklı projeleriyle ihracat gerçekleştiren Vekon, Hint Okyanusu’nda bulunan ada ülkesi Mayotte’yi de ihracat ağına kattı.

Arjantin’den Malezya’ya, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar 121 ülkeye ön üretimli yapı ihracatı gerçekleştiren Vekon, 288 bin nüfuslu Mayotte’ye de toplu konut ihracatı başlattı. Hint Okyanusu’nda takımadalardan oluşan Mayotte’de kurulacak toplu konut projesinin ilk etabı kapsamında 100 prefabrik konutun ihracatı yapılıyor. Projenin diğer etaplarıyla birlikte 500 konutun kurulması hedefleniyor.

Türkiye’de üretilerek ihraç edilen konutların tamamı adanın zorlu iklim koşullarına ve kasırgalara dayanıklı olacak şekilde tasarlandı. 100 adet prefabrik konutun yerinde montajını yapacak ekibe Vekon teknik kadrosu tarafından İstanbul’daki fabrikasında binaların montajı için eğitim verildi.

Yılın İlk İki Ayında 7 Ülkeye Konut İhracatı Yapıldı

2023 yılının Şubat ayında yaşanan deprem felaketi ile birlikte tüm faaliyetlerini deprem bölgesine yönlendiren Vekon, yedi farklı bölgedeki yaşam alanları ve hastane ihtiyaçlarını karşılamak için 6 bin 500 yaşam konteyneri, bin prefabrik konut ve 8 bin metrekare hibrit yapı inşa etti. Sonraki süreçte deprem dolayısıyla dört ay askıya aldığı yurt içi ve yurt dışı projelerine devam ederek yurt içinde geri gönderme merkezi, öğrenci yurdu ve şantiye mobilizasyonu projelerini gerçekleştirirken; Türkmenistan, Demokratik Kongo, Fransa, Macaristan, Irak, Umman, Almanya, Polonya ve Libya’ya da ihracata devam etti.

Deprem bölgesine yönelik çalışmalardan dolayı ara verdiği ihracat çalışmalarına ağırlık vererek bu yıl içinde yeniden yüzde 60 seviyesine çıkarmayı hedefleyen Vekon, yılın ilk iki ayında Mayotte’nin yanı sıra Benin, Almanya, Fransa, Macaristan, Umman ve Gine’ye toplu konut ve mobilizasyon projeleri için ihracat gerçekleştirerek ulaştığı ülke sayısını 121’e çıkarttı.

Vefa Group İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit; ihracat hacimlerini yeniden yüzde 60 seviyelerine çıkarmayı planladıklarını belirterek şunları söyledi:

“33 yılı geride bırakan şirketimizi, kuruluşundan bu yanagerek üretim anlayışı gerekse iş yapış şekli ile ihracat temeli üzerine oluşturduk. Dolayısıyla uluslararası standartta ürün ve çözümler geliştirdik. Türkiye’de ön üretimli yapı sektörüne yön veren, birçok konuda ilklere imza atmış bir grup olarak bugüne kadar Vekon markamızla 7 milyon metrekare üretim yaparak Arjantin’den Malezya’ya, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar 120 ülkeye ürün ve çözümlerimizi ulaştırdık. Şubat ayında başladığımız Mayotte’deki toplu konut projemizle 121. ülkeye de ulaşmış durumdayız. 2024 yılı için hedefimiz, geçtiğimiz yıl deprem dolayısıyla ara verdiğimiz ihracatı yeniden %60 seviyelerine çıkararak Batı Afrika başta olmak üzere Afrika ülkelerinde toplu konut projeleri, Fransa, İtalya, Macaristan ve Romanya gibi Avrupa ülkelerinde ise ağırlıklı mobilizasyon projeleri gerçekleştirmek.”

Türk Müteahhitler 27 Milyar 392 Milyon Dolarlık İş Hacmine Ulaştı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk müteahhitlerin yurt dışında 27 milyar 392 milyon dolar iş hacmine ulaştığını söyledi.

Yılmaz, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından bir otelde düzenlenen gündem toplantısı ve iftar programına katıldı.

Burada konuşan Yılmaz, inşaat sektörünün bütün ekonomiler için önemli bir sektör olduğunu, doğrudan sağladığı istihdamın yanı sıra etkilediği sektörlerle ekonomik büyümeye ve istihdama katkıda bulunduğunu söyledi.

Demir, alçı, elektrik malzemesi, perde, mobilya, cam, plastik boru, çivi ve boya gibi yüzlerce farklı ürünün inşaatta girdi olarak kullanıldığını ifade eden Yılmaz, sektörün 250 alanda, istihdamı yaklaşık 6 milyon civarında etkilediğini, 2023’te reel olarak yüzde 7,8 büyüyen sektörün, milli gelir içindeki oranının 2002’de yüzde 4,5 seviyesindeyken geçen yıl yüzde 5,6’ya ulaştığını kaydetti.

“Türk müteahhitleri yurt dışında birçok prestijli projeyi başarıyla tamamlayarak iş dünyamızın imajına da önemli katkılarda bulunuyorlar.” diyen Yılmaz, dünyada yaşanan ekonomik ve jeopolitik tüm olumsuzluklara rağmen Türk inşaat sektörünün 2023’ü, ENR dergisinin dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesine giren 41 firma ile dünya ikinciliğini muhafaza ederek kapattığını ifade etti.

Yılmaz, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektörünün rekabet gücüne, milli gelire, ödemeler dengesine, ihracata ve istihdama sağladığı katkı ile ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğuna işaret ederek, “Müteahhitlerimizin yurt dışında üstlendikleri iş hacmi 2000 yılından bu yana istikrarlı olarak 20 milyar dolar üstünde bir seyirle devam ediyor. 2023’te, yurt dışında 389 projeyle 27 milyar 392 milyon ABD doları tutarında yeni bir iş hacmine ulaşılmış durumda.” diye konuştu.

Teknik müşavirlik sektörünün 137 farklı ülkeye 2023 yılında 233,4 milyon dolar hacimle hizmet verdiğini aktaran Yılmaz, “Söz verdiği şekilde ve tarihte işlerini teslim ederek tüm dünyada tercih edilen müteahhitlerimizi yeni pazarlarda ve katma değeri yüksek projelerde daha çok görmek istiyoruz. Özellikle firma ölçeklerinin büyütülmesiyle, firmalarımızın ortak iş yapma bilincinin artırılması, prestijli projelerin üstlenilmesinin de önünü açacaktır diye inanıyoruz.” dedi.

Yılmaz, sektörde insan kaynakları konusunun sıkça dile getirildiğini belirterek, 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program (OVP) ve Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu eylem planında bu konuya geniş bir yer ayırdıklarını, son 20 yılda mesleki eğitim konusunda çok ciddi adımlar attıklarını söyledi.

OVP döneminde, inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin sorumluluk sigortasını yaygınlaştıracaklarının altını çizen Yılmaz, “İnşaat sektörünü de yakından ilgilendiren kamu alımları kapsamında, Kamu İhale Mevzuatı’nı uluslararası norm ve standartlarla uyumlu olacak şekilde iyileştirmek de yine temel politika dokümanlarımızda yer verdiğimiz bir husus. Bu çerçevede mevzuatı, dijitalleşmeyi, yenilikçiliği ve sürdürülebilirliği önceleyen satın alma yaklaşımıyla güncelleyecek, sektörel kamu alımları düzenlemesini de hayata geçireceğiz.” dedi.

“Merkezi idare ve yerel yönetimler olarak el birliği içinde bunu başarmak durumundayız”

Yılmaz, Türkiye’nin deprem başta olmak üzere afet riskleri yüksek bir coğrafyada bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin afetler sonrası yaşadığı sıkıntılar var. Tarihimizde birçok dönemde bunları gördük. Bunları yaşamak istemiyorsak riskleri iyi tayin edip, riskleri azaltıcı faaliyetlere yoğunlaşmamız gerekiyor. Dolayısıyla kriz yönetmek istemiyorsanız riskleri yönetmeniz, azaltmanız lazım. Bu çerçevede de en önemli başlıklarımızdan biri yine sizleri de çok yakından ilgilendiren kentsel dönüşüm meselesi. Son 20 yılda 2 milyondan fazla konutu dönüştürdük. Bu çok bir ciddi bir rakam ama ülkemizin büyüklüğünü düşündüğümüzde daha yapacak çok işimiz var.”

“Önümüzdeki yıllarda milyonlarca konutumuzu, özellikle metropoller başta olmak üzere dönüştüreceğiz.” diyen Yılmaz, İstanbul’da kentsel dönüşümde “Yarısı Bizden” kampanyasını hatırlatarak, bu kapsamda, her bağımsız bölüm için toplam 1,5 milyon liralık bir kamu desteği verdiklerini, bu kampanya ile 350 bin konutu dönüştürmek istediklerini, ayrıca 422 bin bağımsız bölümün dönüştürülmesi çalışmalarının da sahada devam ettiğini söyledi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

İnşaat Sektörü Önü En Açık Sektör

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, katıldığı programda inşaat sektörü çalışanlarına yönelik, “İnşaatçı kardeşlerim, mimarlarımız, mühendislerimiz sizlerden rica ediyorum, ne olur zemin etüdüne dikkat etmeden işe başlamayın.” dedi.

Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesindeki bir düğün salonunda esnaf ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle iftarda bir araya gelen ve burada konuşan Özhaseki, kentte bereketli bir gün geçirdiklerini ve hak sahipleri için 3 bin 123 bağımsız birimin temelini attıklarını söyledi.

Bütün güzellikleri içinde barındıran Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu, son 100 yıl içerisinde ana karada ve denizlerde meydana gelen 6 ve üzeri deprem sayısının 231 olduğunu aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:

“İnşaatçı kardeşlerim, mimarlarımız, mühendislerimiz sizlerden rica ediyorum, ne olur zemin etüdüne dikkat etmeden işe başlamayın. Komşu parseli emsal göstererek işe devam etmeyin. Yarın bir gün her birisi başımıza Allah korusun bir bela olarak döner. Bu ülke bir deprem ülkesi. ‘Bizim burası 2. derece, 3. derece bize bir şey olmaz’ yok öyle bir şey. Şu an 500’e yakın hareketli fay hattı var. Bunlar ne zaman kırılacak, nerelerde kırılacak, kimin başına bela olacak, kaç bin kişiyi toprağın altına indirecek emin olun bilinmiyor, bir tek Cenabıhak biliyor. Bilim adamları tahminlerini söylüyor biz de onlara inanıyoruz zaten, ayrı bir şey. Ama hepimiz şunu bilelim ki, bu ülke bir deprem ülkesi o kadar. Ve buna göre her ne yapıyorsak bunu bilerek yapalım.”

Bakan Özhaseki, yeni yönetmeliklere göre standartlara uygun evlerin yapılması gerektiğini, eski yapılara sahip şehirlerin ise yenilenmesi gerektiğini vurguladı.

Şehirlerin yenilenmesinin bir kısmını kamu eliyle yapacaklarını, diğer kısmının da özel sektör ile yapılacağını aktaran Özhaseki, binaları yaparken sıfır tolerans gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Özhaseki, Türkiye’nin dünyada en çok konut satan ülke olarak tarihe geçtiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdilik finansa erişmekte biraz zorluk var. Ama bu geçici, sene sonundan itibaren yavaş yavaş musluklar açılmaya başladığında sektörümüzün önünün açıldığını sizler göreceksiniz.

Şu anda sizlerin bulunduğu, uğraştığı meşgaleniz, işiniz en önü açık sektör, bunu bilin artık arkadaşlar. Türkiye’de daha en az 20-30 sene çok hızlı vaziyette inşaat sektörü yol almaya devam eder. İnşallah bunu da hep birlikte göreceğiz zaten. Dediğim gibi kamunun payı çok düşük, yüzde 10’larda yüzde 15’lerde en fazla yüzde 80-85’i sizlerin yapacağı işlerle devam edecek. Urfa’mızda da tabii ki depremzede kardeşlerimizin haklarını vereceğiz.

Ama kentsel dönüşümü de yapmak zorundayız. Mahallelerimizi yenilemek zorundayız. O kadar çok geçmişten gelen ve bir an önce bizim yenilememiz gereken mahallemiz var ki. Bunu biz gelip TOKİ’yle yapamayız. Bu işin biz aritmetiğini kurarız, hesabını yaparız. Ama daha sonra iş sizlerde. Böyle yaptığımız zaman inşallah başarırız. Kentsel dönüşüm işi zaten bir mecburiyettir, çaremiz yok. Bunu yapmak zorundayız.”

Enerji Verimliliğinin Yolu Isı Yalıtımından Geçiyor

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Türkiye’nin ve dünyanın öncelikli gündem maddelerinden biri haline gelen enerji verimliliği, sürdürülebilirlik için büyük önem taşıyor. Artan nüfus ve kentleşme enerji tüketimini artırırken, yeni yaşam alanlarının oluşturulmasında ve mevcut alanların enerji verimliliğinin sağlanmasında ısı yalıtımı büyük önem taşıyor.   

Günümüzde dünya nüfusu ve buna bağlı olarak kentleşme büyük bir hızla artıyor. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’i şehirlerde yaşayacak. Bu durum kentlerin enerji verimliliği konusunda daha dikkatli hareket etmesinin önemini ortaya koyuyor. 

Enerji verimliliğinin sağlanmasında en önemli katkıların başında bilinçli tüketim ve ısı yalıtımı geliyor. Özellikle ısı yalıtım pazarına yapılan yatırım her geçen gün artıyor. Bugün tüm dünyada 100 milyar dolarlık bir pazara ulaşan ısı yalıtım endüstrisinin önümüzdeki dönemde çok daha hızlı büyüyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bunun en önemli nedenleri arasında da etkilerini her geçen gün daha şiddetli olarak yaşadığımız iklim krizi gösteriliyor. Isı yalıtım sektörü ise doğası gereği, gelecek nesillere sürdürülebilir bir yaşam alanı bırakma noktasında son derece önemli katkılar sağlıyor. 

Bugün Türkiye’de tüketilen toplam enerjinin yüzde 40’ı binalarda kullanılıyor. Isı yalıtımı yapılan binalarda ise yüzde 70’e varan enerji verimliliği sağlanabiliyor. Dolayısıyla binaların ve tesislerin yalıtımı hem son derece ekonomik hem de iklim değişikliğiyle mücadele için en temel adımı oluşturuyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile enerji tüketimini azaltılmasına ve verimli, geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelerin kullanımına verilen önemin artması, pazarın gün geçtikçe büyümesini sağlıyor. Özellikle enerji maliyetlerinin, tüketimin ve yeni konut ihtiyaçlarının ortaya çıkması yalıtım ürünlerine olan talebi de artırıyor. Kuzey Amerika ve Avrupa gibi gelişmiş bölgelerde konut ve ticari uygulamalarda yalıtım malzemelerine bu talep, ürün penetrasyonu üzerinde de olumlu bir etki yaratıyor.

Isı yalıtımı ile enerji verimliliği arasında çok önemli bir ilişki var

Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli en büyük yalıtım şirketi ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “Binalarda ve sanayide enerji verimliliğinin önemi gün geçtikçe artıyor. Dünyamızın sürdürülebilirliği için bu konuyla ilgili olarak bilinci artırmak ve bu alana yatırım yapmak gerekiyor. Binalarda ısı yalıtımı ile enerji verimliliği arasında çok önemli bir ilişki var. Bugün ülkemiz yalnızca bina yalıtımıyla güncel fiyatlarla yıllık 15 milyar dolar enerji tasarrufu yapabilir. Öte yandan yalıtım, iklim kriziyle mücadele sürecine de büyük bir katkı sağlayacak potansiyele sahip. ODE Yalıtım olarak, iklim krizsiz bir gelecek için dünya standartlarında yüksek kaliteli yalıtım çözümlerimizle enerji tasarrufu sağlıyoruz. Özellikle gelişmiş ülkeler bu alana çok ciddi yatırım yapıyor. Biz de Türkiye’nin yalıtım malzemeleri ihracatının yüzde 16’sını üstlenerek, ülke ekonomisine hem enerji verimliliği hem de ihracatla katkı sunmaya devam ediyoruz. İZODER’in verilerine göre 2022 yılında Türkiye ısı yalıtım pazarının büyüklüğü 1 milyar dolar civarında; Türkiye’nin ısı yalıtım pazarından aldığı pay da yüzde 1 oranında. ODE Yalıtım olarak ülkemiz ihracatına katkı sağlamak ve Türkiye’nin bu alanda aldığı payı da artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” 

Torunlar GYO ve Biletinial Etkinlik Salonlarının İşletmesi İçin Anlaştı

Biletinial, 2024 yılına yeni yatırımlar ve işbirlikleriyle hızlı başladı. Biletinial, Türkiye’nin en büyük yerli AVM yatırımcısı Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (Torunlar GYO) ile etkinlik salonlarının işletmesi amacıyla kira anlaşması imzaladı.

Anlaşma kapsamında Biletinial, Torunlar GYO’nun İstanbul’da bulunan Torium Sahne ve MOİ Sahne (Mall of İstanbul) ile Antalya MOA Sahne (Mall of Antalya) salonlarının 2 yıllığına işletmesini üstlendi. Anlaşma kapsamında salonlar, Biletinial Torium Sahne, Biletinial MOİ Sahne ve Biletinial MOA Sahne isimleriyle hizmet vermeye başladı.

2024 yılına hızlı bir giriş yapan Biletinial, faaliyet alanına yeni bir iş kolu olan sahne işletmeciliğini de ekledi. Türkiye’nin kapsamı en geniş ve lider biletleme platformu olan Biletinial, Türkiye’nin en önemli gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketlerinden Torunlar GYO ile gerçekleştirdiği anlaşma kapsamında İstanbul’da Torium Sahne ve MOİ Sahne (Mall of İstanbul) ile Antalya MOA Sahne (Mall of Antalya) salonlarının 2 yıllığına işletmesini üstlendi. 

Biletinial, anlaşma kapsamında, sektöründe edindiği bilgi ve tecrübeyi Torunlar GYO portföyünde yer alan salonlara aktaracak. Gerçekleştirilen kiralama anlaşması kapsamında sahneler artık Biletinial Torium Sahne, Biletinial MOİ Sahne ve Biletinial MOA sahne adıyla sanatseverlere hizmet verecek. 

Türkiye’nin 2 liderinden kültür sanat alanında işbirliği 

Biletinial Kurumsal Satış Direktörü Leyla Ünal, faaliyet alanlarına yeni bir iş kolunu daha eklemelerini sağlayan işbirliği hakkında şunları söyledi: “Torunlar GYO portföyünde yer alan Mall of İstanbul, Torium AVM ve Mall of Antalya içinde yer alan ve bulundukları lokasyonda kültür sanat hayatının gelişmesinde önemli katkıları bulunan sahnelere yönelik işbirliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Önümüzdeki süreç, etkinlik takvimini yeniden oluşturduğumuz bir süreç olacak. Yeni projelerle yarının etkinlik salonlarını yaratacağız.“

Özak Doa Göktürk Projesinde Yaşam Başlıyor

Özak GYO, İstanbul’un yükselen değeri Göktürk’te, doğa ile iç içe, ormana komşu bir hayat sunan ikinci projesi Özak Doa’da daire teslimlerini yapıyor.

Özak Göktürk projesiyle çevrenin mimari anlayışına imza atan Özak GYO, DOA projesiyle de bu trendi sürdürdü. Mimari ve iç mimaride bölgenin kalite anlayışını ve estetik algısını yükselten Özak Doa, “3 Oda 1 Orman” konseptiyle sakinlerine şehirden kopmadan ormanın kalbinde bir yaşam sunuyor. Projede az sayıda satışı devam eden konut bulunuyor. 

Ormanın yanında, geniş ve ferah evlerde yaşamak isteyenler hemen taşınabilecekleri projede; evinizin konforunda otururken, Göktürk Ormanı’nın taze havasını içine çekebileceğiniz bu benzersiz proje, İstanbul’un oksijen zengini ve en temiz havasına sahip lokasyonunda yer alıyor. Geniş orman alanlarına komşu, nefes alan bir yaşam alanı sunan Özak Doa, çocukların doğada, huzur ve mutluluk içinde büyüyeceği ve şehrin tüm imkanlarına yürüme mesafesi yakınlığıyla sakinlerine özenilen bir yaşam sunuyor.

Özak Doa projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yatırımlarda En Büyük Rol Mimarlara Düşüyor

MSE Architecture Kurucu Ortağı Hüray Erk, “Mimarlar en doğru ve en ekonomik projeyi üretmekle yükümlüdür” dedi.

Mimar Hüray Erk ve Mimar Kağan Erk lideriğindeki MSE Architecture (Metex Studio Erk), 2016 yılında kurulan çeşitli ödüllere sahip mimari, iç mimari ve tasarım ofisi. Tasarım ve projelendirme hizmetlerini bir arada sunan bütüncül ve kullanıcı odaklı bir tasarım anlayışına sahip. Tasarımlarını zamansız kılmaya özen gösteriyor ve her proje için farklı yaklaşımlarla ve çağdaş malzemelerle nitelikli, işlevsel ve estetik değeri yüksek mekanlar ve yapılar yaratmak ilkelerinin başında yer alıyor.

Ulusal ve uluslararası alanda, çeşitli ölçek ve fonksiyonlarda projeler üretiyor; ancak ofisin portföyünde daha çok otel ve nitelikli konut projeleri bulunuyor. Taksim Gezi Boshrous, Naz City Hotel, Radisson Blue Asia, Hilton Garden Inn Airport, Radisson Collection Bodrum, Barut Lara Bayou Villaları, Divan Talya, MSE’nin yer aldığı otel projelerinden bazıları.

Otel Mimarisinde Tecrübe Farkı

Gastronomi Turkey’e konuşan MSE Kurucu Ortaklarından Hüray Erk, “Otel mimari ve iç mimari projelerinde yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip bir firmadan geliyoruz. Bu tecrübemizi bir ortaklık yapısı ile resmiyete dönüştürüp MSE’yi kurduk. Şu anda da birçok projemizde mimari ve iç mimari hizmetleri bir bütün olarak vermekteyiz. Mimari projelerimizi hazırlarken iç mimarideki tecrübelerimizi projelerde işveren lehine maksimum düzeyde yansıtıyoruz” dedi.

Mimarın Kilit Rolü

Hüray Erk, bir otel yatırımının doğru şekillenebilmesi ve fayda sağlamasındaki en büyük rolün mimara düştüğünü savunuyor. Erk, “Mimar, doğru analizlerle, doğru çözümlerle ve bazen de tecrübeleri doğrultusunda doğru yönlendirmeler ile en doğru, en ekonomik projeyi üretmekle yükümlüdür” ifadelerini kullandı. Otel yatırımlarında mimarların sürece mümkünse en başında dahil olması gerektiğini vurgulayan Erk, şöyle devam etti: 

“Yatırımın en başında arsa seçiminden marka seçimine kadar mimarın sürece dahil olması, tecrübelerinden faydalanılması yatırımcının lehine olur. Özellikle zincir otellerin brieflerine uygun kararlar alınması ve bir yol haritasının belirlenmesinde mimarın katkısı büyüktür!”

Mimar Erk, otel konseptlerine göre mimaride dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şu yorumu yaptı: 

“Otel mimarisi bulunduğu coğrafi bölgenin özelliklerine ve hangi amaca yönelik yapıldığına bağlı olarak şekillenmeye başlar. Bir şehir otelinin cephesi ile kış-kayak oteli veya resort otelin cephesi, yönlenmesi, en basitinden çatısı bile farklı şekillenmeli.”

Otel ve restoran projelerinin tamamında, yeme-içme konusunda uzman danışmanlar ile çalıştıklarını söyleyen Hüray Erk, endüstriyel mutfak firmalarının da projeleri için önemli olduğunu dile getiriyor. Erk, “Mutfak, hem sahip olduğu teçhizatın doğru bir planlama ile yerleştirilmesi hem de hazırlama ve servis operasyonlarını eksiksiz karşılayabilmesi açısından fonksiyonel anlamda kusursuz işlemesi gereken bir mahal” diye konuştu.

MSE Kurucu Ortaklarından Hüray Erk, otel mimarisinde değişen yaklaşımlar ve yeni trendlerle ilgili de şunları anlattı: 

“Pandemi döneminde uzun süre konaklayan ve ev konforu arayan müşteri sayısının artması özellikle kıyı otellerinde de villa alternatiflerinin üretilmesine neden oldu. Dubai ve Montenegro’da gördüğümüz bu örnekler eş zamanlı olarak ülkemizde de çoğalmaya başladı. Bunun dışında zincir şehir otellerindeki kapalı dolap ihtiyacının açık dolap sistemlerine evrildiğini dünya genelinde olduğu gibi yeni projelerimizde de görüyoruz. Bu örnekler yatırımcılarımızın her zaman kendilerini bu anlamda yenilediğini ve trendleri takip ettiklerini gösteriyor.” 

Günümüzde teknolojinin bizi getirdiği noktanın insanın doğa ile olan iletişimini, etkileşimini sorgulamaya başlamasına neden olduğunu da anımsatan Erk, doğal ortamlarla daha fazla yaşama isteği, doğal ışığa olan ihtiyaç ve doğal malzemelerin, doğal formların daha çok tercih edilmesi bu sorgulamaların sonucunu olduğunu söylüyor. Erk, sözlerine şu ifadeleri ekledi:

“Tasarımcılar olarak bizler de müşterilerimizin bu taleplerini göz ardı edemeyiz. Bu tasarım yaklaşımı geçici bir trend olarak kalmayacak insanın doğa ve doğal olan ilişkisi var olduğu sürece de üzerine inovatif çözümler eklenerek de artacak.”

Hedef Her Zaman Daha İyisi

MSE’nin halihazırda İstanbul, Bodrum ve Antalya’da devam eden mimari ve iç mimari otel projeleri söz konusu. Bunların bazıları tasarım ve projelendirme aşamasında iken bazıları ise uygulama aşamasında ve şantiye halinde. Erk, son olarak şunları ifade etti: 

“Ofis olarak gelecekte de, şu an yaptığımız şeyi, en sevdiğimiz tasarlama işini, daha iyi şartlar ve daha iyi işbirlikleri ile yapmaya devam etmek, daha iyi tasarımlar üretmek ve mimarlığa daha çok katkı sağlamak istiyoruz.”

Cullinan Hotels’in İkinci Halkası Bodrum’da Açılıyor

Aygün Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Aygün, Cullinan Hotels’in ikinci halkasını Bodrum’da açacaklarını duyurdu.

Yeni markalarını yurt dışında açacakları otellerle büyütmeyi planladıklarını söyleyen Aygün, Cullinan Hotels markasına yatırımların devam edeceğini de açıkladı.

Aygün, “Bodrum’da bir tahsis aldık. O tahsis ile birlikte Bodrum’da büyümeyi planlıyoruz. Dubai’de ve yurt dışında bu markamızı büyütmek istiyoruz. Cullinan, Afrika’da çıkarılan bir elmasın ismi. Biz de bu elması parlatıp daha iyi noktalara getirmek istiyoruz. Türk turizminin dünyaya açılan iyi bir markası olması için hedeflerimiz var.” dedi. 

Kaynak: Tourism Today

Ekos Elektrik, Yeni Fabrika Yatırımını Duyurdu

Ekos Elektrik, Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) hayata geçirmeyi planladığı yeni fabrika yatırımını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) duyurdu.

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında halka arz edilen ve hisseleri bu yıl Şubat ayı sonuna kadar oldukça iyi performans sergileyen Ekos Teknoloji ve Elektrik A.Ş., Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden yeni fabrika yatırımıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Şirket, Balıkesir OSB’de bulunan arazi üzerine, özellikle yenilenebilir enerji projeleri için tasarlanan elektrik teçhizatı ve yenilikçi entegre çözüm üretim hatları için bir fabrika yatırımı yapmayı planlıyor.

Tüketici Güven Endeksi 79,4 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) iş birliğinde açıklanan tüketici güven endeksi, Şubat ayında 79,3 iken Mart ayında yüzde 0,02 oranında artarak 79,4 oldu.

Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi, şubatta 67,1 iken martta yüzde 0,7 azalışla 66,6’ya geriledi.

Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi endeksi şubatta 78,2 iken martta yüzde 0,9 artış göstererek 78,9 olarak tespit edildi.

Geçen ay 74,6 olan gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi endeksi, yüzde 0,4 yükselişle bu ay 74,9 olarak kayıtlara geçti.

Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi ise şubatta 97,5 iken martta yüzde 0,5 azalarak 97 oldu.

YD-ÜFE Yıllık Yüzde 62,38 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) Şubat ayı verilerini açıkladı. Buna göre YD-ÜFE, yıllık yüzde 62,38 arttı.

YD-ÜFE 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,38 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7,06 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,38 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 52,96 artış gösterdi.

YD-ÜFE İmalat Ürünlerinde Yıllık Yüzde 62,41 Arttı

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 60,69 artış, imalatta yüzde 62,41 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 53,62 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 70,60 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 67,20 artış, enerjide yüzde 68,64 artış, sermaye mallarında yüzde 70,30 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE İmalat Ürünlerinde Aylık Yüzde 2,39 Arttı

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,20 artış, imalatta yüzde 2,39 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 2,52 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 2,62 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 1,91 artış, enerjide yüzde 9,99 artış, sermaye mallarında yüzde 1,28 artış olarak gerçekleşti.

Erse Kablo, Sektörün Önde Gelen Liderleriyle Frankfurt light+building Fuarı’nda Buluştu

Erse Kablo olarak, 03 – 08 Mart 2024 tarihleri arasında Almanya, Frankfurt am Main’de düzenlenen, bina hizmetleri teknolojisi ve elektrik mühendisliği alanlarında dünyanın önde gelen ticaret fuarlarından Frankfurt light+building Fuarı’nda uluslararası sektör temsilcileriyle buluştuk.

Erse Kablo İhracat Müdürü Ergun Çoban, İhracat Bölge Yöneticisi Alper Aydemir, İhracat Uzmanı Nurdoğan Gül, Üretim Mühendisi Hasan Sivritepe ve Planlama Uzmanı Hakan Sivritepe standımızı ziyaret eden misafirlerimizle bir araya geldi.

Bina teknolojisindeki son gelişmelerin, yenilikçi tasarımların ve trendlerin sunulduğu Frankfurt light+building Fuarı, 2.169 katılımcı firma ile 151.000 den fazla ziyaretçiyi buluşturdu.

Erse Kablo olarak, Frankfurt light+building Fuarı’nda, Ervital marka yangına dayanıklı kablo ürün gruplarımız ve yangın performans testlerimizle ilgi odağı olurken, ayrıca ürün yelpazemizdeki; koaksiyel, sinyal kontrol, haberleşme, veri iletişim, kumanda kablolarımızı ve E90 sistem teşhir standımızı sergiledik.

Standımıza değerli ziyaretleriyle bizleri onurlandıran, Almanya Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer’e ve İTO Heyeti’ne teşekkür ederiz.

Almanya, VDE Test ve Sertifikasyon Enstitüsü Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Sven Öhrke de standımızı ziyaret ederek, yangına dayanıklı kablolarımızın yeni sertifikalarını sunarak, bizleri onurlandırdı. Erse Kablo olarak, VDE onaylı zayıf akım kablo ürünlerimizi geliştirmeye ve uluslararası pazarlardaki ihracat hacmimizi artırmaya devam ediyoruz. Yıllardır süren güven ve işbirliğimiz için VDE Test ve Sertifikasyon Enstitüsü’ne teşekkür ederiz.

Erse Kablo olarak, zayıf akım kablo lider üreticileri arasında yer alarak, global pazarlarda tercih edilen bir marka olmanın beraberinde getirdiği sektörel misyonumuz, modern laboratuvarlarımız ve kalite odaklı üretimimizle, Frankfurt light+building Fuarı’nda ülkemizi gururla temsil etmekten, sektörümüzün önde gelen liderleriyle beraber bu inovatif atmosferi paylaşmaktan mutluluk duyduk. Standımıza değerli ziyaretleriyle bizleri onurlandıran iş ortaklarımıza ve ziyaretçilerimize teşekkür ederiz.

Prof. Dr. Ersoy Deprem Beklenen İlleri Sıraladı

Katıldığı programda olası Marmara depremiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, deprem beklenen illeri sıraladı.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy, CNN Türk’te Meltem Bozbeyoğlu’nun yayınına katıldı. Olası Marmara depremiyle ilgili açıklamalarda bulunan Ersoy ayrıca Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen 11 ilde yeni deprem riskleri hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Bursa’da tespit edilen yeni fay hattıyla ilgili uyarılarda bulunan Ersoy, “Bu bize gösteriyor ki; biz kuzeyi konuşuyoruz ama güney kolda yani Çanakkale’nin Bursa’nın şu kısımdaki yaşayan ya da yerleşim alanlarındaki tüm yerlerin önemli bir deprem riski daha var” dedi.

Ersoy’un açıklamaları şöyle:

“Marmara’yı ilgilendiren deprem tehlikesi Kuzey Anadolu Fay hattından kaynaklanıyor. İşte Bingöl Karlıova’dan başlayıp giden ve 1500 kilometre uzunluğunda. İzmit Körfezi’nden Marmara Denizi’nin kuzeyinden Saroz Körfezi’ne kadar giden bir fay. Biz şimdiye kadar İstanbul ve çevresinin deprem tehlikesini hep bu kol için konuştuk. Ama Bolu’dan itibaren Kuzey Anadolu Fay’ı dallanıyor.

Güneye doğru bir kolu daha var. Bakın şuradan siyah çizginin olduğu yerden göllerin olduğu yerden. Gemlik Körfezi’nden Kapıdağ Yarımadası’ndan Çanakkale’ye doğru gelen kollar var. Hatta şurada da üçüncü bir kol gibi bir kol daha şu gülerlerin hepsinin kenarında faylar var zaten. Nitekim biz Kuzey kolu konuşuyoruz ama güneyde de önemli depremler vardı.

Mesela 1953’te Yenice Gönen depremi vardı 7,2, hemen yanında Manyas Depremi vardı, biraz daha doğuda Sakarya’da 1967’de deprem oldu. Bu bize gösteriyor ki; biz kuzeyi konuşuyoruz ama güney kolda yani Çanakkale’nin Bursa’nın şu kısımdaki yaşayan ya da yerleşim alanlarındaki tüm yerlerin önemli bir deprem riski daha var.

Biraz önce sizin bahsettiğiniz Bursa’da, Yenişehir’le Kayapa arasında 95 km uzunluğunda bir fay daha tespit edildi. Çalışmalar yapıldı, üç üniversite ve AFAD’la birlikte çalışarak keşfetti. Şimdi Türkiye’de AFAD ve üniversiteler işbirliğiyle 128 tane fay parçasının üzerinde yeni bir çalışma daha başladı. “Acaba bu depremlerin tekrarlanma aralıkları nedir”, “ne sıklıkla deprem üretiyor” diye çalışma yapılıyor. Bu önemli bir çalışma çünkü tekrarlama aralıklarını bilmemiz demek; depremin yaklaşıp yaklaşmadığını öğrenmemiz demek.”

“Depremler sık sık tekrar ediyorsa o zaman artık o büyük İstanbul ya da büyük Marmara depremi yakınlaştı mı demek oluyor?” sorusuna cevaben Ersoy şu ifadelerde bulundu:

“Evet, çünkü kuzey koldaki enerji gerilimi zaten doldu. Yani şu anda da olabilir, on yıllar içerisinde de olabilir. Ama 100 yıl beklemeyecek bir deprem. Bu depremin de 7 üzerinde olacağını defalarca söyledik zaten. Tabii bu başlık altında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de deprem beklenebilir. Mesela Ege bölgesinde. Tüm Ege bölgesinde yerleşim alanlarında deprem olabilir.”

“6 Şubat depremi 11 ilde etkilemişti ama bu bölgede yeniden deprem olur mu?” sorusuna yanıt veren Ersoy, şunları kaydetti:

“Kişisel fikrim Hatay’dan Kahramanmaraş’a, Adıyaman’a doğru giden 300 km’lik hat boyunca büyük bir depremi uzun süre beklemiyorum. Ama Kahramanmaraş-Elbistan depreminin komşu alanları biraz riskli olabilir.

Gerilim transfer olur. Mesela Malatya’da, Adana’nın kuzeyindeki fay zonlarında olabilir. Süre veremeyiz ama teknik olarak buraların enerjinin transfer olduğu yerler.”

Türk Rüzgarı Bilbao’ya Uzandı

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu.

‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek. 

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi. Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi. 

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek. 

Yılın İlk Yarısında Konut Talebinde Artış Bekleniyor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), “Hazır Beton Endeksi” 2024 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Başkanı Yavuz Işık, “Konut talebinde en azından yılın ilk yarısında artış beklenmemektedir.” dedi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2024 Şubat Ayı Raporu’na göre, geçen yılın kasım ayında başlayan faaliyetteki yavaşlama sonrası endeks, şubat ayında eşik değerin hemen üzerine kadar yükselmiştir. Faaliyet Endeksi, diğer endekslere kıyasla görece daha iyi konumdadır. Hem Beklenti hem de Güven Endeksi pozitif tarafa yaklaşmakla birlikte henüz inşaat faaliyetlerini olumlu olarak etkileyecek düzeyde görünmemektedir. 2024 yılının ilk çeyreğinde faaliyette ciddi bir yükseliş beklememe yönündeki öngörümüz devam etmektedir.

Geride bıraktığımız şubat ayında faaliyet dışındaki endeksler geçen yılın aynı ayına göre gerilemiş durumda olup en fazla daralma Güven Endeksi’nde görünmektedir. Faaliyetteki yükseliş, endeksin değerinin eşik değere oldukça yakın olduğu bilgisi ile birlikte okunmalıdır. Bu durumda faaliyetteki yükseliş anlamlı olmakla birlikte yeterli değildir. Faaliyet Endeksi’ndeki yükselme, Güven ve Beklenti’deki gerilemeyi karşılayamadığı için birleşik Beton Endeksi sınırlı da olsa gerilemiş durumdadır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Geçen yılın kasım ayında başlayan faaliyetteki yavaşlama sonrası endeks şubat ayında eşik değerin hemen üzerine kadar yükselmiştir. 2024 yılının ilk çeyreğinde faaliyette ciddi bir yükseliş beklememe yönündeki öngörümüz devam etmektedir.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Mevcut finansal koşullar altında inşaat ve konut sektörünün ipotekli satışlar üzerinden büyümesi mümkün görünmemektedir. Hâlihazırda inşaat sektörünün dinamosu, kentsel dönüşüm ve ülkemizdeki yapı stokunun yenilenmesi olacaktır. Konut arzındaki yavaşlamadan dolayı konut fiyatlarının yeniden yükselişe geçmemesi için bir yandan ülkemizde inşa edilen konut sayısında sürdürülebilir bir büyüme rakamı yakalanırken aynı zamanda yapı stokunun depreme hazırlanması gerekmektedir. Konut talebinde en azından yılın ilk yarısında artış beklenmemektedir. Bu durumda ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ile birlikte sürdürülebilir büyüme yaklaşımını eşzamanlı olarak nasıl hayata geçireceği önemli hale gelmektedir.” ifadelerini kullandı.

Aura Design Studio’dan Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve Rezidans Projesi

Mimari, iç mimari ve kentsel tasarım alanlarında ulusal ve uluslararası pek çok projeye imza atan Aura Design Studio, Ankara’nın yaşam merkezine doğru atan kalbini modern ve çağdaş bir dokunuşla zenginleştiren, karma kullanımlı bir otel ve rezidans projesi tasarladı.

Yurt içinde ve yurt dışında tasarladığı farklı tipolojilerdeki projelerle öne çıkan Mimar Filiz Cingi Yurdakul liderliğindeki Aura Design Studio tarafından Yaşamkent’te tasarlanan Karma Kullanımlı Otel ve Rezidans Projesi, yeşil alan entegrasyonu, sosyal ve kültürel mekanları, konut ve ticaret odaklı programıyla öne çıkıyor.

Aura Design Studio Başkentin ticaret ve yaşam odaklı ana arteri Eskişehir yolu bandında yer alan ve Ankara’nın yaşam merkezine doğru atan kalbini modern ve çağdaş bir dokunuşla zenginleştiren Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve Rezidans Projesi, yaşamın her rengini ve ritmini bir araya getirerek şehrin dokusunu yeniden tanımlıyor. Özgün fonksiyon entegrasyonu ile dikkat çeken proje, sunduğu özel detaylar ve çevresi ile kurduğu ilişki ile farklılaşıyor. Proje, Ankara’nın yüksek yapıların yoğunlukla bulunduğu bölgesinde, insanların rahatça etkileşim kurabileceği yeni bir yapı tarzı üzerine odaklanıyor. 

Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve Rezidans Projesi’nde, modern konforun ve lüksün etkileyici ve yeni bir kombinasyonu sunuluyor. Proje konut ve otel kullanımını bir araya getirirken, çağdaş tasarımın en yüksek standartlarını taşıyor. Çevreye bir yaşam merkezi sunan karma kullanımlı bu yapı, alışveriş ve eğlence mekanlarına olan yakınlığıyla ayrıcalıklı bir konaklama fırsatını mümkün kılıyor.

Farklı kotlardan çalışan çeşitli fonksiyonlar, kendilerine özel giriş alanları, peyzajları ile ayrışırken, ortak sosyal ve kültürel mekanlarla bütünleşiyor. Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve Rezidans Projesi’nde, özel peyzaj tasarımlarıyla zenginleşen iç avlular ve teraslar görsel olarak birbirine bağlanarak yeşil bir bağlantı şeması oluşturuyor. 

Ankara’nın modern dokusuna yeni bir soluk getiren ve hala inşaat süreci devam eden Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve Rezidans Projesi’nde 2026 yılında yaşamın başlaması öngörülüyor. 

Bartın Çayı Havzası’na Erken Uyarı Sistemi Kuruluyor

Bartın Üniversitesi, kentte taşkın, sel ve kuraklık risklerini azaltmayı amaçlayan Avrupa Birliği (AB) destekli proje ile Bartın Çayı Havzası’na erken uyarı sistemi kapsamında sensörlerden oluşan istasyon ağı kuracak.

IPA II Çerçeve Anlaşması (katılım öncesi mali yardımlar için imzalanan anlaşma) kapsamında 3 yıl önce hazırlanan “İklim Değişikliğine Uyum Stratejileri: Bartın’da Taşkın ve Su Kıtlığı Risklerinin Azaltılması Projesi”nin 2023 yılı sonu itibarıyla kabul edilmesinin ardından uygulama çalışmalarına başlandı.

BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ercan Gemici’nin yürütücülüğünü yaptığı proje kapsamında uygulanacak yeni tedbirlerle sel, taşkın ve kuraklık riskinin azaltılması hedefleniyor.

Yaklaşık 18 ayda tamamlanması planlanan projede Bartın Çayı Havzası için erken uyarı sistemi geliştirilecek, iklim değişikliği uyum stratejileri üretmek için haritalama ve planlama çalışmaları yapılacak, taşkın sularının geçici olarak depolanabileceği alanlar haritalanıp su geciktirme planları hazırlanacak.

Haritalandırma işlemlerinde elde edilecek verilere göre havzanın belirli noktalarına kurulacak sensörlerden oluşan istasyon ağı, erken uyarı sistemi kapsamında su seviyesi ile toprağın emme kapasitesini ölçecek.

Bartın Valiliği İl Özel İdaresi ve belediyenin de ortakları arasında yer aldığı projede iklim değişikliği konusunda farkındalık eğitimleri de düzenlenecek.

BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Bartın özelinde bölgenin ve ülkenin iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerine yeni soluk getirecek önemli bir projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.

Uluslararası raporlarda, geçmiş yüzyılda sıcaklıkların bir derece civarında arttığına, bu artışın gelecekte de hızlanarak devam edebileceğine dair çeşitli bildirimler ve senaryoların olduğuna işaret eden Uzun, bu açıdan bakıldığında iklim değişikliğine dayanım, uyum ve dirençli şehirler kavramının son dönemde tüm dünyanın gündeminde yer aldığını kaydetti.

Bartın’da özellikle son dönemde iklim değişikliğinin etkisiyle de ilişkilendirilebilecek afet ve taşkınlar ile zaman zaman kuraklık yaşandığına vurgu yapan Uzun, şöyle devam etti:

“Bartın sel, taşkın gibi üzücü olaylarla anılan illerimizden biri. Aslında projenin doğuş sebeplerinden biri de bu. Yani hem dünyadaki gelişmeler hem de Bartın özelinde ‘Bununla ilgili ne yapabilir?’ düşüncesinden hareketle mekatronikten elektroniğe, orman mühendisliğinden peyzaj mimarlığına, inşaat mühendisliğinden bilgisayar mühendisliğine kadar pek çok disiplinden uzman arkadaşlarımızın bir araya gelmesiyle oluşturulan bir proje. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın uhdesinde, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüzün destekleri, teşvikleriyle onların uhdesinde yürütülen bir proje. 2023 yılı sonu itibarıyla projenin kabul edildiği haberini almamızla beraber hızlı bir şekilde çalışmalarımıza başladık.”

Küresel iklim değişikliğiyle ülkenin de yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağını göz önünde bulundurarak olası etkileri azaltacak çalışmalar yürüttüklerini anlatan Uzun, projenin iklim değişikliği konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yürütülen çalışmalara da katkı mahiyetinde olacağını sözlerine ekledi.

“Yağmur suyunu hem kayıp hem de risk olmaktan çıkarıp faydaya dönüştürmeyi hedefliyoruz”


Proje yürütücüsü Ercan Gemici de ülkede iklim değişikliğine bağlı düzensiz yağışlar görüldüğünü, özellikle son yıllarda Bartın’da da taşkın, sel ve kuraklık yaşandığını söyledi.

Bu afetlere karşı önlem alma düşüncesiyle proje hazırladıklarını dile getiren Gemici, şu bilgileri verdi:

“Bu kapsamda 4 aktivite belirledik. Bu 4 aktiviteden en önemlisi taşkın erken uyarı sisteminin geliştirilmesi. Taşkın vakalarına karşı önceden önlem alabilmek amacıyla Bartın Çayı Havzası’na sensörlerden oluşan istasyon ağı donatmayı planlıyoruz. Yine taşkın sularının geçici olarak depolanabileceği alanların haritalanarak su geciktirme planları hazırlanacak. Projemizde su kıtlığının etkilerini azaltabilmek amacıyla yeşil çatı ve yağmur suyu toplama uygulamaları da yer alıyor. Bunun pilot örneği de üniversitemiz yerleşkesinde yer alan yapay göldür.

Binalarımızın çatısından akan yağmur suyunu kanallar yardımıyla gölde topluyoruz. Bunu daha büyük ölçekli düşündüğümüzde yağmur suyunun ırmak yoluyla hem denize karışması önlenecek ki bu gölle ördeklerin yüzdüğü, balıkların yetiştiği rekreasyon alanıyla bir değer elde edilmiş olacak hem de yağışın getirdiği akıntıyı kendi haline bırakmayıp taşkın veya sel riskinin azaltılması sağlanmış olacak. Bununla ilgili Avrupa’da da birçok örnek uygulamalar mevcut. Yağmur suyunu hem kayıp hem de risk olmaktan çıkarıp faydaya da dönüştürmeyi hedefliyoruz.”

Gemici, projede yer alan temel aktiviteler arasında taşkın ve kuraklıktan etkilenmesi muhtemel yöre halkına yönelik farkındalık eğitimleri ve faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin bulunduğunu kaydetti.

Kaynak: AA

Korkmaz’dan Seramik Yüzeye Sahip Gusto Serisi

50 yılı aşkın tecrübesi ve ödün verilmeyen kalite anlayışı ile fark yaratan Korkmaz, doğal malzemelerden üretilen Gusto Serisi ile daha sağlıklı yemekler pişirmeye yardımcı oluyor. Modern ve şık bir tasarıma sahip olan seri, estetik görünümünün yanı sıra lezzetli yemekler pişirmeye katkı sağlayan seramik iç yüzeyi ile dikkat çekiyor. 

Korkmaz’ın tamamen doğal malzemeden, çevre dostu teknoloji ile üretilen Gusto Serisi, iç yüzeylerde kullanılan seramik kaplaması ile çok az yağ kullanılarak sağlıklı ve lezzetli yemekler pişirmeye imkan sağlıyor. Ayrıca, çizilmeye karşı dayanıklılığı ile uzun ömürlü bir kullanım sağlayan seri, bej rengi ve sadeliği ile modern bir görünüm oluşturuyor.

4 farklı boyutu var 

Beş farklı tencere ve dört farklı tava boyutu ile her ihtiyaca yanıt veren Korkmaz Gusto Serisi; alternatif ölçülerdeki tava (24×5 ve 26×5 cm), kare grill tava (28×28 cm), iki kulplu oval tava kısa tencere (26x7cm ve 26×6,5 cm), tencere(26×13 cm, 24×12 cm ve 20x10cm) ve sos tencere ( 18×9 cm) seçenekleriyle mutfakların vazgeçilmezi olmaya aday…

Teknoloji ile Gayrimenkulün Kesiştiği Nokta, Proptech Nedir?

KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektör Lideri Görkem Yapan, gayrimenkul sektöründeki gelişmelerle ortaya çıkan “Proptech” (gayrimenkul teknolojisi) kavramının detaylarını ve sektöre etkisini değerlendirdi. Görkem Yapan’a göre Proptech 2024 yılında da gayrimenkul sektörünü derinden şekillendirmeye devam edecek. Proptech sektörü kendi içinde gelişmeye ve teknolojinin farklı kollarıyla entegrasyonu devam ettirdikçe ticari gayrimenkulün geleceği her zamankinden daha parlak olacak.

Son yıllarda, bilgi teknolojilerinin ve dijitalleşmenin farklı sektörlerle bütünleştiğini ve “büyük veri” analizinin artan önemini tecrübe ediyoruz. Birçok sektörü derinden etkileyen yıkıcı teknoloji dalgaları gayrimenkul sektörünü de etkileyerek yeni bir stratejik faaliyet alanı oluşturuyor. Söz konusu değişim, şirketlerin sürdürülebilir büyümelerini desteklemek adına farklılaştırıcı yeniliklerden ve teknolojik çözümlerden yararlanmalarını kaçınılmaz hale getiriyor. Gayrimenkul endüstrisinde iş yapma şeklini kökten değiştiren bu teknolojik gelişmeler, süreçlerin daha işlevsel ve daha yenilikçi bir hale getirilmesine olanak sağlıyor.

Bu kapsamda, gayrimenkul sektöründeki gelişmelerle ortaya çıkan “Proptech” (gayrimenkul teknolojisi) kavramı da önemli bir sektör halini alıyor. Bu yeni kavramın detaylarını ve sektöre etkisini değerlendiren KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektör Lideri Görkem Yapan, “Proptech, gayrimenkul yönetimi ve emlak işlemlerindeki verimliliği, şeffaflığı ve kullanıcı için kolaylığı artırmayı amaçlamakla birlikte sektördeki teknolojik yenilikleri ve dijital çözümleri kullanarak süreçleri optimize etmeyi ve paydaşlar arasındaki iletişimi güçlendirmeyi hedeflemektedir. Tüm bunlar hem bireylere hem de şirketlere gayrimenkul piyasasında daha etkili, güvenilir ve kullanıcı odaklı bir deneyim sunmakla her iki tarafında gayrimenkul araştırma, satın alma, satma, kiralama, değerleme, pazarlama, finansal kaynak temini, tadilat, geliştirme ve yönetim gibi süreçlerinde etkin ve konforlu bir hizmet almasını amaçlamaktadır.” dedi.

“Proptech girişmelerine ABD liderlik ediyor”

Öte yandan, özellikle pandemi ile artan dijitalleşme ve son tüketiciye doğrudan hizmet sunma kavramının önem kazandığı dönemde gayrimenkul sektöründe bulunan uluslararası ve yerel birçok şirketin bu dönüşüme ayak uydurduğunun gözlemlendiğini söyleyen Yapan, “Teknoloji alanının genelinde olduğu gibi, küresel ölçekte Proptech girişmelerine de yaklaşık yüzde 60’lık pazar payı ile ABD’nin liderlik ettiğini, Avrupa’nın ise yüzde 27’lik pay ile takipte olduğunu görmekteyiz. Asya’nın ise pazardan düşük bir pay (yüzde 3-4) aldığını ancak Hintli ve Çinli firmaların bu alandaki girişimlerinin hızlandığı görülmektedir. Yapılan çeşitli araştırmalara göre, 2023 yılı itibarıyla toplam pazar büyüklüğünün yaklaşık 30 milyar dolara ulaştığı ve önümüzdeki 10 yıl içinde de pazarın 3-4 kat büyüme potansiyeline sahip olduğu tahmin edilmektedir.” bilgisini paylaştı.

“Dolayısıyla, klasik gayrimenkul sektörü anlayışından Proptech’e geçiş sürecinde, özellikle girişim ve risk sermayesi fonları yatırımlarının göstereceği eğilim ile sektör paydaşlarının yeniden şekillenen taleplerinin belirleyici olacağı düşünülmektedir.” diyen Yapan, açıklamasının devamında şunları söyledi:

PropTech’in alanları ve avantajları

“Tasarımdan inşaata, inşaattan paylaşım ekonomisine kadar çok geniş bir yelpazede oyun alanı sunan Proptech’te esas amaç kullanıcının/tüketicinin hayatını kolaylaştırmaktır. Günlük hayatta kullandığımız pek çok ürün, hizmet, mobil uygulama vb. ile esasen bu teknolojilerin kullanıcısı haline geliyoruz. Proptech için daha stratejik olan bazı alanları aşağıda sizler için özetledik.

Akıllı Gayrimenkul: Akıllı mülk teknolojileri, gayrimenkul varlıklarının takibinden yönetilmesi ve işletilmesine kadar teknoloji tabanlı platform ve sistemlerin tümünü içermektedir. Bu teknolojiler, sistemlerin performansı hakkında bilgi sağlarken dijital olarak anlık yönetimi de uygulamalar ile büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır.

Gayrimenkul Paylaşımı: Proptech araziler, ofisler, mağazalar, depolar ve konutlar gibi dönemlik gayrimenkul varlıklarının ortak kullanımı veya kiralanmasıyla ilgili prosedürlerin teknoloji bazlı platformları ile akışını kolaylaştırarak önemli bir iyileşme sağlamaktadır.

Proptech & Fintech: Teknoloji ile finans ve gayrimenkul sektörlerinin paralel ilerleyişi diğer tüm sektörlerde olduğu gibi Proptech sektöründe de büyük bir dönüşüm yaratmıştır. Bunlara kapsamlı örnekler olarak,

  • Mülkiyet İşlemlerini Basitleştirme: Geleneksel anlamda herhangi bir mülkün satın alınması, elden çıkarılması, ipotek başvuruları, kredi onayları, ödeme sürecindeki transferleri ve tüm yasal evraklar dahil olmak üzere uzun, üçüncü partilerin dahil olduğu ve sürekli kontrol ihtiyacı doğuran finansal süreçleri içerir. Fintech sektörünün, Proptech girişimlerine entegre edilmesiyle tüm bu karmaşık ve klasik süreçler dijital ortama aktarılarak yalınlaştırılmış, işlemler arası evrak işleri azaltılmış ve üçüncü partiler yerine direkt son kullanıcı ile ivme kazanmıştır.
  • Finansal Kaynaklara Daha Geniş Erişim: Fintech, gayrimenkul sektörü için kitlesel fonlama ve dijital kredilendirme platformları gibi yenilikçi finansman modelleri geliştirerek gayrimenkul sektöründeki şirketler ve girişimler için finansmana erişim sağlama zorluğunun önüne geçmiştir. Yine Fintech’in sunduğu imkanlar sayesinde Proptech sektöründeki işletmeler potansiyel yatırımcılar ve alıcılar alternatifli finansman seçeneklerine ulaşılabilir konuma gelmişlerdir. Bunlara ek olarak, Proptech ve Fintech iş birliği, sermayeye erişimini herkes için daha şeffaf ve erişilir kılarak daha fazla sayıda gayrimenkul yatırımlarına ve projelerine katkı sağlamayı hedeflemektedir.
  • Veriye Dayalı Stratejik Karar Vermeyi Güçlendirme: Proptech ve Fintech’in iş birliği, çok sayıda gayrimenkul ve finansal verinin analizini kullanıcılar için mümkün hale getirmektedir.  Algoritmaların da dahil olduğu bu değerlemeler, kira getirileri, pazar trendleri ve risk yönetimi hakkında tüm paydaşlara dayanağı olan bilgiler vermektedir. Veri bazlı strateji belirleme, yatırımların güvenilirliğini arttırırken tüm paydaşlara doğru, riski minimize edilmiş ve bu doğrultuda getirileri tutarlı opsiyonları değerlendirme imkânı sunmaktadır.
  • Emlak Yönetimi ve Kiracı Memnuniyetinin Artırılması: Proptech platformları, kullanıcılara finans teknolojisi sayesinde kira ödemelerinde daha basit, kira sözleşmelerinde daha otomatik ve çeşitli esnek ödeme seçenekleri sunmaktadır. Gayrimenkul operasyon yönetiminde kullanıcılar, Fintech destekli platformlar yolu ile bütün taleplerini otomatikleştirebilir, enerji yönetimini sağlayabilir ve güvenlik sistemlerini kontrol edebilmektedirler. Tüm bu çözümler operasyonel verimliliği arttırmakla birlikte, maliyetlerin düşmesi konusunda kiracılara olanak sunmaktadır.”

Geleceğe dair öngörüler 

Görkem Yapan, geleceğe dair öngörülerini ise şu şekilde özetledi: “Küresel ve yerel ölçekte Proptech girişimleri farklı seviyelerde olsa da sektördeki büyüme eğilimi paralel bir şekilde devam etmekte ve artık gayrimenkul ekosistemi için Proptech girişimleri stratejik bir alan haline geldiği yadsınamaz bir gerçektir. Geçtiğimiz yıllarda, daha çok veriyi toplama, işleme ve analiz etme ile teknoloji süreçlerine dâhil olan girişimler artık üretici yapay zekâ, robotik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti gibi teknolojilerin çok daha yoğun olarak geliştirileceği eşiğe gelmiş durumdalar. Türkiye’de ise daha popüler olan ve öne çıkan girişimler özetle pazaryerleri, ortak ofis kullanım uygulamaları, veri & analitik, inşaat teknolojileri vb. alanlarda yer aldığını görmekteyiz. Pek çok teknoloji yatırımının doğal döngüsünde olduğu gibi, büyüme hızının her geçen gün katlanarak artacağını ve sürekli farklılaşan ve gelişen gayrimenkul teknolojileri platformlarının karşımıza çıkacağını bekliyoruz. Zira ülkemizde yaklaşık 150-200 civarı girişimle bu alanda büyük gelişim potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz.” 

2024’ten beklentiler

Tüm bunlarla birlikte içinde bulunduğumuz 2024 yılında sektörü şekillendirecek bazı ana başlıklar önem kazanmaya devam ettiğini belirten Yapan beklentilerini de açıkladı:

“Bunlardan ilki, yapay zekâ ve makine öğreniminin daha aktif olarak kullanılması olarak belirtilmektedir. Verilere dayanarak, küresel gayrimenkul sektöründe yapay zekâ pazar büyüklüğünün 2027 yılında 737 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmekte olup, toplam yapay zekâ yatımlarının ise 2023 yılı itibarıyla 97,9 milyar dolara ulaşması öngörülmektedir. Bunun en önemli sebepleri, yapay zekâ (AI) ve makine öğreniminin, gayrimenkul operasyonlarında yeni bir verimlilik dönemi başlatması ve gayrimenkul yönetimini optimize ederken enerji verimliliğini de desteklemesi olarak görülmektedir. 

Öte yandan, mülk görselleştirmesinde, artırılmış gerçeklik (AR) gerçek dünyayı dijital olarak daha zenginleştirirken, sanal gerçeklik (VR) ise kullanıcıyı tamamen sanal bir ortama taşıyacak ve bunların kullanımı çok daha yaygın hale gelecek. Sanal takip edilebilen rotalar, etkileşimli 3D modeller ve artırılmış gerçeklik (AR) ile güçlendirilmiş ön izlemeler, paydaşlar için rutin araçlar haline gelerek mülk araştırmalarını daha verimli hale getirecektir. Ek olarak, Goldman Sachs’ın analizine göre, VR ve AR pazarının 2025 yılına kadar 2,6 milyar dolar seviyesine çıkması öngörülmektedir.

Bunların yanı sıra, bir diğer sektör eğilimi olarak, en gündemde olan konulardan biri olan ‘sürdürülebilirlik’ kavramı ile gayrimenkul teknolojileri arasındaki uygulamaların daha kuvvetli olacağı yönünde karşımıza çıkmaktadır. Tüm sektörlerde olduğu gibi Proptech adına da görülmektedir ki gayrimenkul sektörü ve sürdürülebilir uygulamalar arasındaki uyum, karbon ayak izini azaltan teknolojilerin, akıllı HVAC (Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme) sistemlerin, enerji tasarruflu aydınlatma ve akıllı su yönetimi gibi, endüstri genelinde yaygınlaşması yönünde ilerlemektedir. Bu kapsamda, endüstride çevre dostu inşaat malzemelerin kullanımına ve enerji tasarruflu tasarımların uygulamalarına gün geçtikçe daha fazla ağırlık verildiği gözlemlenmektedir. Öte yandan, yatırımcılar, geliştiriciler ve tüketicilerde çevreye duyarlı seçimleri ön planda tutarak sürdürülebilir bir gayrimenkul ekosistemine katkıda bulunmak adına teşviklerini ölçülebilir bir şekilde ortaya koymaktadırlar.

Netice itibarıyla, Proptech 2024 yılında da gayrimenkul sektörünü derinden şekillendirmeye devam edecektir. Proptech sektörü kendi içinde gelişmeye ve teknolojinin farklı kollarıyla entegrasyonu devam ettirdikçe ticari gayrimenkulün geleceği her zamankinden daha parlak olacaktır. Proptech sektörünün gelişiminde ve gayrimenkul sektöründeki konvansiyonel bakış açısının değişmesinde özellikle kaliteli teknoloji altyapısının, yatırımcıların & girişimcilerin iştahının, kalifiye işgücünün ve mevzuat elverişliliğinin de önemini unutmamak gerekir.”

Venue International 5 Lüks Otel Yatırımı Yapacak

Venue International Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Namlıcı, bu yıl 5 lüks otel yatırımı yapacaklarını açıkladı.

Türkiye’de cadde mağazacılığı portföyü 250 milyon dolara ulaşan ve kurumsal kiracıları arasında Chanel, Zara, Vakko, H&M, Starbucks, MAC gibi markalar bulunan Venue International, Vakko ile girdiği lüks otel yatırımlarına yeni markalarla devam ediyor.

Şirketin bu yıl içerisinde 5 lüks otel yatırımı olacak. Venue International’ın kurucusu Kaan Namlıcı, Dünya’dan Nurdoğan Aslan Ergün’e değerlendirmelerde bulundu.

Afrika Han Türkiye’nin İlk Moxy Oteli Olacak

İlk olarak yüzde 50 ortaklıkla Nişantaşı’ndaki Vakko Hotels’i açan Venue International bir süre önce Beyoğlu’nun ikonik binası Afrika Han’ı satın aldı. Venue bu noktada Marriott ile iş birliği içerisinde.

Global otel markası Moxy’i Türkiye’ye ilk kez getirmeye hazırlanıyor. Otelin 2025 başında faaliyete geçmesi planlanıyor. Beyoğlu’nun 3 büyük hanından biri olan tarihi Afrika Han’ı satın aldıklarını ve 70 milyon dolarlık yatırımla deneyim oteli yapacaklarını kaydeden Namlıcı, “Afrika Han Türkiye’nin ilk Moxy oteli olacak. Biz hanın tarihi dokusunu bozmadan inşaata devam ediyoruz. Bu otel Beyoğlu’na enerji katacak” dedi. Moxy ile ikinci otellerini de Almanya’nın Düsseldorf bölgesinde açacaklarını duyuran Namlıcı, “Yurtdışında ilk projemiz olacak. 130 odalı bir Moxy yapıyoruz. Hedefimiz 2024 sonuna ya da 2025’ilk Ocak-Şubat aylarına yetiştirmek” diye konuştu. Veneu’nun Almanya otel yatırımını tutarı ise 25 milyon dolar.

Sultanahmet’te Satın Aldığı 11 Binayı Otele Çevirip ‘Turizm Sokağı’ Kuracak

Yine otel yatırımları kapsamında Sultanahmet’te 11 tane bina satın aldıklarını açıklayan Namlıcı, şu bilgileri verdi: “Tarihi Yarımada’da 11 binayı tek otel olarak birleştirip turizm sokağı yapacağız. Çok özel olan bu Taşkonak projesini yılsonuna yetiştirmek istiyoruz.” Turizm sokağı için 50 milyon dolarlık yatırım yapan grubun otelcilik yatırımları bununla da sınırlı değil.

Kapadokya’daki 60 Odalı Lüks Oteli 2025’te Açacak

Kapadokya’da 122 odalı bir yer alan grup, onu da 60 odaya düşürerek kendi konseptine uygun bir otel inşa ediyor. 20 milyon dolara mal olan bu otelin de 2025’in ilk aylarına yetiştirilmesi planlanıyor.

Vakko Hotel & Residence İle Nişantaşı’na Değer Katıyoruz

Kaan Namlıcı, “Bugün 80 milyon dolar yatırım yaptığımız Vakko Hotel & Residence ile Nişantaşı’na değer katıyoruz. Vakko ile yüzde 50-50 ortak bir şirket kurduk.

Turizmde Yatırım Büyüklüğümüz 300 Milyon Dolara Ulaştı

Abdi İpekçi’de sahip olduğumuz en değerli binalardan birini otele dönüştürdük. Tüm yatırımı Venue International tarafından yapılan bu proje, bugün yüzde 100’e yakın dolulukla ilerliyor. Dünyada kendi segmentinde benzersiz hizmet veren ne kadar turizm markası varsa, bizim amacımız bu isimlerin Türkiye’de olmasını sağlamak. Bugün itibarıyla turizmde 300 milyon dolarlık bir yatırım büyüklüğüne eriştik” bilgisini verdi.

Kentsel Dönüşümden Başka Çare Yok

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Kentsel dönüşümden başka çare yok arkadaşlar. Eğer bunu büyük mahalle bazlı yapabiliyorsak çok başarılı oluruz. Ada bazlı yapıyorsak daha az başarılı oluruz. Bina bazlı yapıyorsak sadece binamızı kurtarmış oluruz.” dedi.

Kocaeli Ticaret Odası’nda (KOTO) düzenlenen “İş Dünyası Buluşması”na katılan Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, boş arazilerde altyapısı, üstyapısı, meydanları, yeşil alanlarıyla kent planlamasının kolay olduğunu belirtti.

Özhaseki, kadim şehirlerde ise bunu yapabilmenin kolay olmadığını, mevcut yapılar içerisinde böyle bir şeyin mümkün gözükmediğini, şehirleri depreme dirençli hale gelebilmenin tek yolunun, kentsel dönüşüm olduğunu vurguladı.

Kentsel dönüşümden başka çare bulunmadığının altını çizen Özhaseki, “Eğer bunu büyük mahalle bazlı yapabiliyorsak çok başarılı oluruz. Ada bazlı yapıyorsak daha az başarılı oluruz. Bina bazlı yapıyorsak sadece binamızı kurtarmış oluruz. O yüzdendir ki, kentsel dönüşüm meselesinde çok büyük çabalar içerisindeyiz.” diye konuştu.

Özhaseki, 2012’de çıkarılan yasa kapsamında 2 milyon 250 bin yapının değişip dönüştürüldüğünü, şu anda 450 bin civarında devam eden işlemin bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti:

“Bu bizi kesmiyor. Bu yetmiyor bize. Çünkü İstanbul söz konusu olduğunda 1,5 milyon bağımsız birimin riskli olduğundan bahsediyoruz. Kocaeli’de 150 binden bahsediyoruz. Anadolu’nun değişik illerinde de çok daha fazla sayılar var. O zaman çok daha hızlanmamız gerekiyor. Onun içindir ki, Kentsel Dönüşüm Başkanlığını kurduk. Bir de önümüzü kesen ne varsa, yasaların hepsini çok daha rahatlatıcı, basitleştirici, hızlandırıcı hale getirdik.”

Türkiye genelindeki kentsel dönüşüm projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Türkiye Tapu Uygulaması İçin Hazırlıklar Sürüyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek olan Türkiye Tapu uygulamasında hazırlık süreci hızla devam ediyor.

Son yıllarda yaşanan enflasyon sonrası gayrimenkul piyasasında büyük bir hareketlilik görülürken, özellikle büyük şehirlerde milyonları aşan nüfuslar tapu müdürlüklerinde uzun kuyrukların yaşanmasına neden oluyordu.

Devir işlemleri için haftalarca randevu alamayan vatandaşların yanı sıra, tapu alım-satım işlemlerinde dolandırıcılık hadiselerinin de artış göstermesi, bakanlık yetkililerini harekete geçirdi.

Söz konusu uygulama, tapu işlemlerinde sıkıntılı görünen bazı uygulamaları basitleştirmeyi hedefliyor.

Yıl Sonunda Devreye Alınacak

İnternet üzerinden yapılan tapu işlemlerine ek güvenlik getiriliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “Türkiye Tapu” uygulaması için hazırlıklarını sürdürüyor.

TRT’nin haberine göre, uygulamanın 2024 sonunda devreye girmesi planlanıyor. Hedef, tapuda şeffaflık ve güvenliğin artırılması.

Uygulamayı kullanacak kişilerden mobil veya elektronik imza istenecek. Süreç, kişi ve mekana bağlı olmadan yürütülebilecek. Tapu işlemleri, hızlı ve pratik bir şekilde tamamlanabilecek.

Uygulamanın devreye alınmasıyla; tapuda sorgulama, harç bedeli hesaplama, başvuru, iptal ve devir işlemlerinin yapılması hedefleniyor. Ayrıca tapu bağışlama, ipotek ve terkin işlemleri de uygulama kapsamında.

Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı Bugün Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasındaki 14 kilometrelik yeni metro hattını da hizmete açıyoruz.” dedi.

Bakan Uraloğlu, yazılı açıklamasında, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Hattı’nın açılmasıyla Bakanlık olarak İstanbul’a yaptıkları raylı sistem uzunluğunun 161,7 kilometreye ulaşacağını bildirdi.

Ülke genelinde şehir içi raylı sistem hatlarının 416 kilometrelik kısmının Bakanlıkça yapıldığına dikkati çeken Uraloğlu, İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da toplam 60,7 kilometre raylı sistem hattının yapım çalışmalarına devam ettiklerini kaydetti.

Bakanlık olarak İstanbul’da toplam 147,7 kilometre uzunluğunda olan yedi raylı sistem hattının da İstanbulluların hizmetine sunulduğuna işaret eden Uraloğlu, Marmaray’ın yanı sıra Levent-Hisarüstü, Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı, Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı metroları gibi projelerin Bakanlık tarafından yapıldığını belirtti.

“69 Kilometrelik Ring Hattını Tamamlamış Olacağız”


Uraloğlu, İstanbul’u modern raylı sistem ağlarıyla da donattıklarına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasında 14 kilometrelik yeni metro hattını da hizmete açıyoruz. Bir yıl içinde bu hattın devamındaki Arnavutköy-Halkalı etabını da tamamlayarak, tamamı yeraltında teşkil edilen metro sınıfında Türkiye’nin en uzun, dünyanın da en uzunlarından olacak 69 kilometrelik ring hattını tamamlamış olacağız. Amacımız çok daha fazlasını İstanbullu vatandaşlarımıza kazandırmak.”

Hattın Arnavutköy, Taşoluk, İstanbul Havalimanı Kargo ve İstanbul Havalimanı Terminal olmak üzere dört istasyondan oluştuğunu belirten Uraloğlu, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ile Arnavutköy ilçesinin Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ile bağlanacağını bildirdi.

Uraloğlu, böylece Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı ve Zincirlikuyu’ya kadar kesintisiz ulaşım sağlanacağına işaret ederek, “Ayrıca yarın hattın açılmasıyla Bakanlığımızın İstanbul’a kazandırdığı raylı sistem hatlarının uzunluğu da 161,7 kilometreye ulaşacak, İstanbul’un toplam raylı sistem ağı uzunluğu ise 362 kilometreye çıkacak.” bilgisini paylaştı.

Bakan Uraloğlu, Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı Hattı’yla hattın devamı olan Halkalı-Kayaşehir-İstanbul Havalimanı kesimindeki tünellerinin de tamamlandığını ifade etti.

İstanbul Havalimanı metrolarında, İstanbul’da ve Türkiye’de metrolarda ilk defa kullanılan demir yolu hat altyapı sisteminden yararlandıklarını bildiren Uraloğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Beton fabrikasında özel olarak üretilen beton plaklar hassas bir şekilde tünele yerleştirildi. Raylar bunun üzerine sıfır hatayla yerleştirildi. Yerinde dökülen beton seçeneğine göre demir yolu hattında yüksek hassasiyet sağlayan bu yöntemle hat boyunca daha sessiz ve daha konforlu tren sürüşü standardını sağladık. Böylece kent içi metrolarda son zamanlarda dünyada kullanılmaya başlayan bu farklı altyapıyla metro standartlarını bir adım daha ileriye taşıdık.”

Uraloğlu, hattın devamındaki 17,5 kilometrelik Arnavutköy-Halkalı etabını da en kısa sürede tamamlamayı planladıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

“İstanbullu vatandaşlarımız için özveriyle çalışıyoruz. Türkiye’nin ilklerini İstanbullular için bir hizmete alıyoruz. Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Hattı’nın hizmete açılmasıyla Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı’na ulaşım 8 dakikaya düşecek.”

Ayrıca söz konusu hattın İstanbul Havalimanı’ndan diğer metro hatlarına entegre olacağını, böylece Arnavutköy ile Göktürk arasının 20 dakikaya Arnavutköy ile Kağıthane arasının ise 32 dakikaya düşeceğini bildiren Uraloğlu, Arnavutköy ile Gayrettepe arasının da metro konforuyla 41 dakikada aşılacağını belirtti.

Kaynak: AA

Yıllık Konut Fiyat Artışı Yüzde 68 Olarak Gerçekleşti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024 Ocak ayına ilişkin Konut Fiyat Endeksi (KFE) verilerini açıkladı. Buna göre, yıllık KFE artışı yüzde 68 oldu.

“Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Konut Fiyat Endeksi (KFE) (2017 =100), 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 2.3 oranında artarak 1190 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 1.4 oranında artış göstermiştir.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 1.3, 2.4 ve 2.8 oranlarında artış gözlenmiştir. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 54.5, 85.6 ve 70.4 oranların da artış göstermiştir.”

KFE 2023 Aralık ayında yıllık bazda yüzde 75.5 artış göstermişti. Aralıkta reel fiyat artışı ise yüzde 7.1 olarak gerçekleşmişti. Böylece ocak ayında yıllık bazda konut fiyat artışının gerilediği görüldü.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 1.3, 2.4 ve 2.8 oranlarında artış gözlendi.

Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 54.5, 85.6 ve 70.4 oranlarında artış gösterdi.

Türkiye genelinde bir konutun metrekare fiyatı 30 bin 900,3 TL olurken İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla 45 bin 129 TL, 24 bin 373 TL ve 35 bin 684 TL oldu. Böylece 100 metrekarelik ortalama bir evin fiyatı Türkiye genelinde yaklaşık 3.1 milyon TL, İstanbul’da 4.5 milyon TL, Ankara’da 2.4 milyon TL ve İzmir’de 3.5 milyon TL oldu.

Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise yıllık yüzde 103.8 artışla Ağrı, Ardahan, Kars Iğdır’ı içine alan bölge oldu. O bölgeyi yüzde 103.7 artışla Çankırı, Kastamonu, Sinop bölgesi ve yüzde 98.3 artışla Erzurum, Bayburt ve Erzincan bölgeleri izledi.

Yeni Nesil Su Yalıtımında Doğru Adres: VDT Yalıtım

2019 yılında Vedat Durmuş tarafından kurulan ve kurulduğu günden bu yana kaliteli ve ekonomik çözümler sunan VDT Yalıtım, ileri teknolojiyle donatılmış ekip ve uzman kadrosuyla, su yalıtımında yeni bir çağın kapılarını aralıyor.

İzolasyon ve korozyon koruma alanlarında, teknolojiyi de arkasına alarak, müşterilerine her daim ekonomik ve kaliteli ürün sunan VDT Yalıtım, ısı ve su yalıtımı, beton tamirleri ile perlit üretimi konularında hizmet veriyor.

Genel çalışma konuları olarak, daha yoğun bir şekilde, epoksi ve vinilester reçine esaslı korozyona karşı dayanıklı kaplamalar ve su geçirimsizliği sağlayan yapı kimyasallarının uygulanması yönüne ağırlık veren VDT Yalıtım, Özel uzmanlık uygulamaları alanında çalışmalarını yurt çapında yoğunlaştırdı. Çözüme ulaşmada etkin ve başarılı olmasıyla dikkatleri üzerine çeken firma, sektöründe de Türkiye’nin ilk uygulama örnekleri oluşturarak birçok özel mühendislik ve teknolojik çözümlerle şimdiki başarısına ulaştı.

VDT Yalıtım, 18 izolasyon ustası, 2 formen ve 1 inşaat mühendisinden oluşan profesyonel ekibi ile  müşterilerine yüzde 100 kaliteli imalat garantisi sunuyor. Müşterilerine sağladığı güveni kaliteli işçilik ve üretimle destekleyen firma, temel su yalıtımı, temel perde su yalıtımı, teras-çatı su yalıtımı gibi hizmetleriyle ön plana çıkıyor.

Kaliteli İşçilik, Güvenilir Hizmet

Müşterilerine sağladığı güveni ekip üyelerine de sağlayan firma, çalışma yapılacak alanda hizmet öncesi kontrolleri sağlayarak iş ve işçi güvenliğini dikkate almayı ihmal etmiyor. Yapılan kontrollerin ardından doğru malzeme seçimi, yüzey hazırlığı ve kaliteli uygulama aşamalarının tamamlanması ile proje, teslim ediliyor.

İstanbul Maltepe Park AVM, Kahramanmaraş Piazza AVM, Rams City Haliç gibi 200’den fazla önemli projede kalitesini konuşturan VDT Yalıtım, Rönesans Holding, YDA ve Rams Türkiye başta olmak üzere birçok kıymetli referansa sahip. 

VDT Yalıtım’ın kalitesi ve güvenilirliği, sektördeki lider konumunu perçinlemeye devam ediyor. Sürekli olarak teknolojiyi arkasına alan ve müşteri memnuniyetini ön planda tutan firma, gelecekte de başarılı projelere imza atmaya devam edecek.

Firma hakkında detaylı bilgiye VDT Yalıtım üzerinden ulaşabilirsiniz.

Türkiye’deki Düzensiz Taşıyıcı Sistemi, Depreme Karşı Güçlendirme Teknolojilerinin Kullanımını Engelliyor

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde (NKÜ) düzenlenen Depreme Dirençli Türkiye adlı seminerde açıklama yapan Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Bal, “Türkiye’de konutlardaki beton kalitesinin düşük olması, yapıların düzensiz taşıyıcı sistemine sahip olması, depreme karşı yeni güçlendirme teknolojilerinin kullanmasını engelliyor.” dedi.

Bal, rektörlükte düzenlenen “Depreme Dirençli Türkiye” seminerinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu anımsatarak sözlerine başladı.

Japonya ve Türkiye’nin aynı deprem kaderini yaşayan iki ülke olduğunu bu nedenle teknoloji transferi konusunda Japonya’dan istifade edilmesi gerektiğine vurgu yapan Bal, “Özellikle Japonya’da depremle ilgili geliştirilen çok önemli projeler var ve Japonya’nın neredeyse tamamı depreme dirençli hale getirildi.” dedi.

Bal, depremin her zaman Türkiye’nin acı gerçeği olmaya devam edeceğini dile getirdi.

Türkiye’nin depreme dirençli hale gelmesine yönelik çalışmaların artırılması gerekliliğine işaret eden Bal, şunları kaydetti:

“Türkiye’de kamu binaları daha düzenli, daha simetrik. Bunları güçlendirmek bunlara yeni teknolojileri uygulamak daha kolay oluyor. Genel olarak konutlarımız maalesef düzenli taşıyıcı sistemlere sahip değil. Türkiye’de depremle ilgili en büyük problemlerimizden birisi mimari tasarımda başlıyor. Mimari tasarım yanlış bir taşıyıcıyla başladığı zaman ortaya iyi bir netice çıkmıyor.

Her yapının her yerde yapılmaması gerekiyor. O yüzden buna göre mimari tasarımların yapılması gerekiyor. Türkiye’deki yapı stokları beton kalitesi açısından zayıf. Türkiye’de konutlardaki beton kalitesinin düşük olması, yapıların düzensiz taşıyıcı sistemine sahip olması, depreme karşı yeni güçlendirme teknolojilerinin kullanmasını engelliyor. O yüzden maalesef geleneksel çözümlerle baş başa kalmış oluyoruz. Bunlarda pahalı ve ilkel çözümler oluyor.”

Bir inşaat ve danışmanlık firmasının genel müdürü olan Taner Atıcı ise Japonya’da yapı ve deprem mühendisliği uygulamalarına ilişkin sunum yaptı.

Japonya’daki yenilikçi yapısal güçlendirme metotlarını Türkiye’ye getirmek istediklerini aktaran Atıcı, “Japonya’da uygulanan yöntemleri ülkemizde de yaparak alternatif çözümler sunmak istiyoruz. Japonya depreme karşı güçlendirmeye az ihtiyacı olan bir ülke. Çünkü binalarını depreme dayanıklı yapmasıyla biliniyor. ‘İnşaat teknolojilerinde Japonya dünyaya liderlik ediyor’ diyebiliriz. Türkiye deprem konusunda aynı kaderi yaşıyor ama çok sorunlu yapılar var. Bu yüzden Japonya’nın deprem konusundaki teknolojisini kullanmak önemli.” ifadelerini kullandı.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul’a Yoğun İlgi

Bu yıl 46. kez kapılarını açacak Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 17 Nisan’da TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başlıyor. Almanya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, İtalya,  Avusturya ve Çin’den yüzlerce katılımcıyı ağırlayacak Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 17-20 Nisan 2024 tarihlerinde gerçekleşecek etkinliklerle yapı sektörüne yön verecek. 

Bu yıl 46. kez kapılarını açacak Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar ve yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri konularında uzman isimler rehberliğinde gerçekleşecek oturum ve etkinliklerle yapı sektörüne rehber olacak fuara, 10.000’den fazla uluslararası   ziyaretçi bekleniyor.

İtalya, Rusya, Avusturya, Almanya, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden katılımcıları ağırlayacak olan Yapı Fuarı –  Turkeybuild İstanbul 2024’a yoğun ilgi devam ediyor.  Bu yıl da %50 devlet teşviği ile desteklenen fuarın stantlarının satışı aylar önce tamamlanmasına rağmen talepler devam ediyor.Bölgedeki en etkili iş platformu olmasının yanı sıra, Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen fuarı olma niteliğini de taşıyan Turkeybuild İstanbul,60’tan fazla ülkeden 400’ün üzerinde VIP satın almacıya da ev sahipliği yapacak. 

Dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ve yeni iş birliklerinin kurulmasında büyük role sahip Yapı Fuarı –  Turkeybuild İstanbul 2024 ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “2024 yılında inşaat sektöründe beklenen yüzde 4,5-5,0 aralığında muhtemel büyümede fuarları, ekonominin canlılığını koruması ve iş birliklerin devamı için kritik öneme sahip görüyoruz. Stantların tamamı satıldı, fuara yoğun ilgi var. Geçtiğimiz yıl 600 milyon euroluk iş hacmi gerçekleştirdiğimiz Yapı Fuarı’nda bu yıl 700 milyon Euro’luk bir iş hacmi hedefliyoruz” dedi. 

46. yılını deviren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da sektöre yol gösterici bir etkinlik programı hazırladıklarını da açıklayan Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, “Sektör önderleri tecrübeleriyle yeni fırsatları, sektörün gittiği yönü anlatırken, girişimcilerimiz yapı sektörünün geleceğine dair yeni iş modellerini, ürünlerini ve fikirlerini bizlere sunacak. Örneğin; inşaat sektöründe teknoloji ve inovasyonun dönüştürücü etkisi masaya yatırılarak tasarımın evrimi irdelenecek, teknoloji ve yapay zeka ile ilgili yenilikler ele alınacak” şeklinde konuştu.

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024’te her güne farklı tema ile etkinlikler gerçekleşecek.

Almanya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, İtalya, Avusturya ve Çin’den yüzlerce katılımcıyı ağırlayacak. Rusya, Polonya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin pavilyon olarak katıldığı Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024’te her gün farklı bir tema ele alınacak.

17 Nisan Çarşamba – “Kutunun Dışında” teması ile inşaat sektörüne dair sıra dışı fikirler, uygulamalar ve yenilikçi malzemeler gündeme taşınacak. 

“Dönüşümün Yeni Kodu: Ezber Bozan İş Birlikleri” başlığı altında yapı malzemeleri alanında son teknolojik yenilikler ve gelişmeler ele alınacak. 

18 Nisan Perşembe- “Tasarla Türet, Yapay Zeka ile Üret!” teması ile tasarımın evrimi, teknoloji ve yapay zeka ile ilgili yenilikler ele alınacak. Ziyaretçilere yapay zeka destekli mimarlık tanıtılarak, inovasyon ve teknolojinin inşaat sektöründeki dönüştürücü etkisini keşfetme fırsatı sunulacak. 

19 Nisan Cuma- “Yeşilin Ötesinde” oturumu ile çevresel etki odaklı tasarım ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri değerlendirilirken, yeşilin ötesindeki konular arasında çevre dostu uygulamalar, topluma duyarlı projeler, karbon nötr yapılar, net sıfır hedefli uygulamalar, karbon ayak izini azaltan malzemeler ve sürdürülebilir mimari çözümler gündeme gelecek. 

20 Nisan Cumartesi- Mimari İletişimin DNA’sı söyleşilerinde yapı sektöründe iletişim ve pazarlama alanlarına odaklanılarak, sosyal medyada mimarlara ulaşmanın kodları, yeni dünya düzeninde işverenlerle kontakt kurmanın ipuçları ve piyasadaki rekabet stratejileri gibi dikkat çeken başlıklar ele alınacak.

Yapı Master Class, Yapı Tech Garage ve Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri”

Hem yerel hem de yabancı katılımcıları bir araya getiren önemli bir uluslararası platform görevi görerek ziyaretçilerini cezbeden Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2024’te,  Yapı Master Class ile mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunulacak. Yapı Master Class’a kayıt yaptıran ziyaretçiler, moderatörler ile fuar alanı içinde farklı ürün gruplarından katılımcı stantlarına ziyaret ederek günün teması ile ilgili sohbetlere katılacabilecek. Ziyaretçiler, etkinlik konukları olacak usta mimar ve mühendisler ile doğrudan bağlantı kurma imkânına sahip olarak, deneyimlerinden faydalanabilecekler. Yapı Tech Garage’da ise yeni girişimciler inovatif ürünlerini sergileme fırsatı bulacaklar. Fuar kapsamında Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri” ile markalar ve ürünlerini sürdürülebilir ve yenilikçi bir şekilde tanıtan katılımcılar da ödüllendirilecek.

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2024’e Özel İskele-Kalıp Salonu!

Fuarda bu yıl, katılımcı firmaların etkileşimini artırmak için İKSD ve ICA Build Fuarcılık A.Ş. iş birliğiyle, İskele Kalıp firmalarına özel bir salon oluşturuluyor. İskele-Kalıp Sanayicileri Derneği üye firmalarının da yer alacağı bu özel salonda, katılımcılar ürünlerini sergileme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacak. 

Kalen Grup: “Tüm Dünyada Enerjiye Olan Talep Artıyor”

Küreseldeki enerji krizinin etkileri halen devam ederken Türk enerji piyasası dışa bağımlılığı azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bununla birlikte nüfus ve endüstrileşmedeki yükselişle yoğunlaşan talebi karşılayacak oyunculara ev sahipliği yapıyor. Yerli enerji malzemeleri tedarikçisi ise yerel pazarı değerlendirirken faaliyetlerine ilişkin açıklamada bulundu. 

Dünya genelinde giderek yükselen nüfus, enerjiye olan ihtiyacı da artırıyor. Statista’nın paylaştığı veriler de bu doğrultuda global çaptaki enerji üretiminin 2024’te yaklaşık %5 oranında artarak 28,34 ton kilowatt saate ulaşması öngörülüyor. Bu durum, enerji şirketleri için yeni fırsatlar anlamına geliyor. Dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla çalışmalarına devam eden Türk enerji şirketleri de artan talebi karşılamak için yatırımlarını hızlandırırken yeni üretim tesisleri kuruyor, mevcut tesisleri modernize ediyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarına daha çok bütçe ayırıyor. Türkiye’nin 81 ilindeki 600’den fazla işletmeye yüksek performanslı enerji malzemeleri tedarik eden Kalen Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Öztürk, Türk enerji piyasasını değerlendirirken bu alanda kalkınma sağlamak için gerekli hususları açıkladı. 

Türk enerji piyasası 2024te daha da güçleniyor”

Kalen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Öztürk, “Endüstrileşmenin hızlanmasıyla hem ülkemizde hem de dünyada enerjiye ve enerji ekipmanlarına talep yükseliyor. Biz de gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarıyla özellikle Türkiye’de üretilmeyen ve ithalat yoluyla temin edilen spesifik ürünleri geliştiriyor ve tedarik ediyoruz. Bu, ülkemize hem ekonomik hem de teknoloji açısından katkıda bulunmamızı sağlıyor. Dünyadaki diğer ekonomilerle rekabet edebilmenin yolu da buradan geçiyor. Bizim üretimde gösterdiğimiz bu çaba sektörümüzün ilerlemesinin önünü açıyor” diyerek sözlerine şunları ekledi:

“Türk enerji şirketleri üretim kapasitesi ve çeşitliliği ile dünyada oldukça iyi bir noktada konumlanıyor. İç ve dış etkenlere bağlı olarak çeşitli zorluklarla karşılaşsa da çok sayıda faaliyet ve oyuncuyu kapsayacak şekilde değer zinciri oluşturmaya devam ediyor. Dışa bağımlılığı azaltmak için ilerlemesini sürdürüyor ve piyasalara yön veriyor.”

Büyümenin sırrı paydaşların beklentilerini karşılamaktan geçiyor”

Enerji sektöründe köklü bir şirket haline gelmenin formülünü anlatan Kalen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Öztürk, sözlerini şöyle sonlandırdı:  “Enerji sektöründe büyümenin sırrı müşterilerinizin ürün ve hizmetinizden mutlu olmasından geçiyor. Biz de bu yönde olumlu geribildirimler alıyoruz. Kalen Grup olarak bugün, orta ve yüksek gerilim ekipmanları, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi santralleri ekipmanları, izolasyon malzemeleri, kablolar ve iş güvenliği malzemeleri gibi geniş bir yelpazede üretim yapıyoruz. Son kullanıcıdan kobilere kadar pek çok paydaşımız var. Her birinin beklentilerini tümüyle karşılayarak büyüme ivmemizi artırıyoruz. 2024’te de gerçekleştireceğimiz yatırımlarla yeni markamız öncülüğünde Londra’ya açılacağız. Ayrıca Ankara’ya yeni bir üretim tesisi kazandıracağız.”