“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 63

Akkuyu NGS’de İnşaat Çalışmaları Yüzde 80 Oranında Tamamlandı

Akkuyu Nükleer AŞ Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatı hakkında bilgiler verdi. 

4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi’nde Akkuyu NGS hakkında açıklamalar yapan Denis Sezemin, “Genel olarak inşaat ve kurulum çalışmaları birinci güç ünitesinde gerçekleştirilmektedir. Geçtiğimiz mayıs ayında türbin tesisinin ana ekipman ile özellikle reaktör ile bağlanması konusunda çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu da proje kapsamındaki önemli olaylardan birini temsil etmektedir. Birinci güç ünitesinin türbin binasında hali hazırda gereken tüm altyapı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların tamamlanması, inşaat ve kurulum aşamasına geçmek için olanak sağlamaktadır.” dedi.

İkinci güç ünitesinde de çalışmaların hızlandırıldığını aktaran Sezemin, “İkinci ünitenin yine reaktör binasında üçüncü iç koruma binası dediğimiz binanın üçüncü katmanıyla ilgili çalışmaları yapmaktayız. Aynı zamanda türbin tesisinin ikinci binasıyla ilgili çalışmalarımız da devam etmektedir. Yine ikinci ünitede pompa istasyonu binasının temel yapımıyla ilgili çalışmalar, özellikle betonlama çalışmaları şu anda yürütülüyor.” sözlerini kullandı. 

Üçüncü güç ünitesinde ise reaktör ve türbin tesisi binalarında beton çalışmaları yapıldığını ekleyen Sezemin dördüncü güç ünitesiyle ilgili “Dördüncü ünitede gerek reaktör binasının gerek türbin tesisi binasının temel altındaki hazırlık betonlama çalışması tamamlanmıştır. Yine türbin tesisi binasındaki temel plakasının demir donatıyla güçlendirilmesiyle ilgili çalışmalarımızı başlatmış ve son aşamasına gelmiş bulunmaktayız.” diyerek konuşmasını tamamladı. 

GAPAS’tan Konut Krizine Çözüm Önerisi

Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) İngiltere’de yürürlükte olan kullanım hakkı satışı uygulamasının konut krizine çözüm getireceğini söyledi. 

Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Başkanı İsmail Özcan, Türkiye’deki konut krizinin İngilterede uygulanan kullanım hakkı satışı modeli ile çözümlenebileceğini söyledi. Önerilen sistem ile arsa maliyetinin konutun ilk yatırım maliyetinden çıkarıldığını sözlerine ekleyerek, “Yeni mülkiyet sistemiyle; arsanın mülkiyeti ilk sahibinde kalıyor, daire veya dükkan alan, satış fiyatı olarak arsanın bedelini değil, müteahhidin inşaat maliyetini ödüyor, arsa sahibine de uzun süreli olarak kira ödüyor.” dedi.

Bu sistemin tamamen hak satışı anlamına geldiğini ifade eden Özcan, “Vatandaş fiyatı erişebilir bir konuta sahip oluyorken, müteahhit inşaat yapıp satıyor. Arsa sahibi arsayı elden çıkarmadan uzun vadeli getiriye kavuşuyor. Arsa sahibi, binanın kullanım ömrü dolduğunda arsaya istediği başka bir gayrimenkulü yapabilir. İsterse toplu para alıp fonlara projeyi kiralayabilir. Bu açıdan büyük avantaj sağlıyor.” açıklamalarını yaptı. 

İngiltere modelinin kamuya da büyük avantaj sağlayacağını söyleyen Özcan,  “Bugün kentsel dönüşüm önünde en büyük engel parçalı mülkiyet yapısı ve artan maliyetler. Tek mülkiyeti olacağı için sonrasında kamunun dönüşüm yapması da çok daha rahat olacak.” dedi. 

Brezilya İnşaat Sektöründe Türkiye’den İnşaat Demiri İthal Edilmesi İçin Grup Kuruldu

Brezilya Sao Paulo eyaletinde bulunan İnşaat Firmaları Birliği, Türkiye’den inşaat demiri ithal etmek için özel bir grup kurdu. İnşaat Firmaları Birliği konuyla ilgili Türkiye’den ithal etmenin yerel fiyatlandırmaya göre daha uygun olduğunu söyledi. 

Steelorbis’in haberine göre Brezilya’da inşaat sektöründe yaşanan yüklü fiyat dalgalanmaları nedeniyle Türkiye’den demir ithal edilmesi için özel grup kurulduğu açıklandı. Daha öncesinde de Santa Marina eyaletinde bulunan Cooperscon SC de Türkiye’den inşaat demiri ithal edilmesine yönelik çağrıda bulunmuştu.

Sinduscon SP Başkanı Odair Senra ithalat konusuna ilişkin, ‘’Çelik ve çimento gibi ürünlerin geçtiğimiz yıldan bu yana yüksek seviyelerde yer alması ve inşaat demiri ithalatına uygulanan verginin yakın zamanda yüzde 4 dolaylarına düşürülmesi göz önüne alındığında Türkiye’den ithal edilmesi daha cazip geliyor.’’ dedi.

Bu konuşmanın yanı sıra Senra, ülkede çok az miktarda demir üreticisi bulunduğunu ve bu sebeple rekabet olmadığını vurgulayarak, ‘’Daha fazla çelik üreticisinin gelmesini teşvik edici bir sanayi politikası devreye alınmalı.’’ açıklamasını yaptı. 

Mercan Tuzla Vesen Yalıları Projesinin Tanıtımı Yapıldı

Vesen Yapı tarafından İstanbul, Tuzla ilçesinde projelendirilen Mercan Tuzla Veren Yalıları projesi lansmanı basın toplantısı ile yatırımcılara tanıtıldı. Tanıtımın ardından lansman satışları hakkında bilgi verildi. 

Vesen Yapı tarafından inşa edilecek olan Mercan Tuzla Veren Yalıları projesi, toplam 158 adet yalıdan oluşuyor. 40 bin 795 metrekarelik arsa üzerine konumlandırılacak olan proje, 3 katlı 16 blok halinde tasarlandı. Tanıtım toplantısında açıklanan kat planları ile projede, 3,5+1, 4,5+1 ve 5,5+1 olarak 3 tipte yalı inşa edileceği söylendi. 

Yapılan basın toplantısında söz hakkı alan Veren Yapı Genel Müdürü İbrahim Yıldız, “Mercan Tuzla Vesen Yalıları ile markalı konut sektöründe seçkin ve mimarisiyle sembol niteliğinde bir projeye imza atıyoruz. İnsan ve çevre odaklı bir anlayışla tasarladığımız projemiz bir tarafında sahil şeridiyle, diğer tarafında ise yeşil alanlarıyla yatay bir düzlemde bütünleşiyor. İstanbul’un yeni yalı dairelerini oluşturduğumuz Mercan Tuzla Vesen Yalıları ile bölgenin siluetine modern bir çizgi katarken, Tuzla’nın doğal karakterine de uyum sağlıyoruz. Dairelerin deniz ve peyzaj manzarasına hakim olduğu proje denizden ulaşım ayrıcalığıyla benzersiz bir niteliğe ulaşıyor. Böylesine kıymetli bir noktada tasarladığımız projenin mimarisi ve donatılarıyla da markalı konut alanında sembol olarak konumlanmasını hedefledik. Her bir donatısıyla sakinlerine ayrıcalıklı bir yaşam sunan projeye bugünün beklentilerinden öte yarının ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojik donatıları dahil ettik.” açıklamalarında bulundu. 

Yüksek tavanlı olarak tasarlanan Mercan Tuzla Veren Yalıları, her daireye özel teras alanı, akıllı ev sistemi, geniş yeşil alan ve donatılı sosyal imkan özelliklerine sahip olacak. Projenin lansman sürecine özel olarak döviz kurunun 15’e sabitleneceği metrekare satış fiyatının ise 5 bin dolardan başlayacağı belirtildi. Toplamda en düşük konut fiyatının 1 milyon 259 bin dolar olarak fiyatlandırıldığı Mercan Tuzla Veren Yalıları projesinde Halkbank Bankası ile aylık 1,37 vade seçeneğiyle yalı sahibi olabilmek mümkün. Projenin tanıtım toplantısının ardından lansman satış sürecinde konutların yüzde 43’ü satıldı. 

Satılık Konut Fiyatları Yüzde 172 Oranında Arttı

Endeksa tarafından yapılan araştırma raporuna göre Türkiye genelinde Mayıs ayı itibarıyla satılık konut fiyatlarında yüzde 172 oranında artış görüldü. Bunun yanı sıra kiralık konut fiyatları yüzde 152 oranına yükseldi. 

Bir gayrimenkul değerleme şirketi olan endeksa, yeni araştırma raporunu yayımladı. Açıklanan rapora göre Türkiye genelinde konut satışlarında değer artışı yüzde 172 seviyelerine geldi. Ortalama konut metrekare satış fiyatı ise 9 bin 363 TL oldu. Genel konut satışlarının ortalaması alındığında ise fiyatlar 1 milyon 264 bin TL dolaylarına geldi. Yatırımın geri dönüş süresi ise 17 yıl olduğu belirtildi. Türkiye geneli kira fiyatlandırmaları göz önüne alındığında ise yüzde 152 oranında artış yaşandığı görüldü. Son 4 yılın değerlendirmesinde ise kiralık konut fiyatlarındaki artık yüzde 233 seviyesine geldi. Satılık ve kiralık konutlarda yaşanan fiyat artışının en fazla yaşandığı il ise Antalya oldu. 

Toplamda 30 ilin göz önüne alındığı konut değerlerinde en fazla yıllık değer artışı yaşayan iller Antalya, Mersin ve İstanbul oldu. Antalya’da konut fiyatların yıllık yüzde 210 artış yaşanarak metrekare satış fiyatı 13 bin 351 TL, İstanbul’da yıllık değer artışı yüzde 209 ile metrekare satış fiyatı 15 bin 775 TL ve Mersin’de yıllık değer artışı yüzde 194 ile ortalama metrekare satış fiyatı 7 bin 907 TL oldu. İstanbul’da konut satışı 1 milyon 892 bin TL, Mersin’de 1 milyon 186 bin TL ve Antalya’da 1 milyon 735 bin 500 TL seviyelerine çıktı. 

Yayımlanan verileri değerlendiren Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, ‘’Bakanlığın konut piyasasında düzenleme yapma girişimleri sürerken satılık ve kiralıkta artış trendi devam ediyor. Mayıs ayında özellikle yazlık konut piyasasındaki hareketliliğin yansımalarını görmeye başladık. Sahil şeridindeki illerde ay bazında artışlar dikkate değer oranda artıyor. İstanbul hem kira hem de satılık konutta değer artışının en fazla olduğu illerden. İstanbul’daki artış trendine baktığımızda gelecekte de konut piyasasının gündemin önemli başlıklarından olacağını söyleyebiliriz. Konuttaki artış trendine rağmen ilan sitelerindeki sahte ilanların kaldırılmasına yönelik düzenlemenin olumlu bir gelişme olduğunu ve kısmi bir düşüş yaratabileceğini düşünüyorum. En azından spekülatif fiyat hareketlerine yönelik az da olsa bir çözüm olabilir.” şeklinde konuştu. 

İzocam, Sıfır Atık Hedefini Gerçekleştirdi

Doğadan ilham alarak doğal olanı destekleyen İzocam, tüm tesislerinde Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandı. İzocam, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde çevreye ve insan sağlığına yaptığı yatırımlara dikkat çekti.

Dünya Çevre Günü, İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ndan bu yana, her yıl 5 Haziran tarihinde, çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla kutlanıyor. Türkiye’de yalıtım sektörüne 57 yıldır liderlik eden İzocam, pek çok alanda olduğu gibi ürettiği ürünlerle ve çevresel modernizasyon projelerine yaptığı yatırımlarla sürdürülebilirliğe olan katkısını üst seviyelere taşıyor. 

Yakın dönemde çevre dostu tesis hedeflerine katkı yapan önemli bir adım attıklarını belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, tüm tesislerinde Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandıklarını açıkladı. Bu belgeye ilk olarak 2021’in Temmuz ayında Tarsus Tesislerinin aldığını kaydeden Savcı, “Geçen yılın sonuna kadar da tüm tesislerimiz bu belgeye sahip oldu. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen bu belge; tesisin, temel seviyede israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan bir dizi süreci tamamlamış olduğunu ifade ediyor” diye konuştu. 

‘Sürdürülebilir yarınlar’a ulaşma hedefiyle tesislerini çevresel koşullar ile uyumlu olacak şekilde modernize etmeyi sürdürdüklerini vurgulayan Murat Savcı, “İzocam olarak, 2050 yılına kadar karbon nötr olma yönünde hedefler belirledik, bu kapsamda 2025 ve 2030 yılları için yol haritalarımızı oluşturduk. 2030 yılına kadar direkt ve indirekt sera gazı emisyonlarını en az %33 azaltmayı sağlayacak yatırım planlarını devre aldık. Yeni yatırımlarımız ile sürdürebilir bir dünya için yaptığımız katkıyı bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz. Diğer taraftan tesislerimizde enerji izleme sistemleri kurarak geri kazanım, verimlilik projeleri uyguladık. Aydınlatma tiplerini çevreci uygulamalarla yeniledik. Sera gazı emisyonlarımızın azaltılması, su tüketimlerinin ve atık su oluşumlarının sınırlandırılması, alternatif hammadde kaynaklarının üretim süreçlerine adapte edilmesi ve döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak birçok proje çalışması sürdürülebilirlik hedeflerimize uyum sağlamak için detaylı programlar halinde ele alınıyor” dedi.

“İzocam Mineral Yünler Dünyada En Çok Bilinen ve En Güvenilir Ürünler Arasında”

Tesislerinde olduğu gibi ürettikleri ürünlerle de çevre ve insanı göz önünde tuttuklarını belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Ürünlerimizin içeriğinden, ambalajına kadar her detayda sürdürülebilirlik katkısını ön planda tutuyoruz. Ülkemizdeki yasaların zorunlu tutmamasına rağmen, yapımında geri dönüşümlü malzemeler kullanılan, insan sağlığına zarar vermediği ve doğa dostu olduğu kanıtlanmış ürünler üretmeye özen gösteriyoruz. Çevre dostu malzemeler içeren İzocam camyünü ve taşyünü yalıtım malzemeleri, dünyada en çok bilinen ve en güvenilir ürünler arasında yer alıyor. İzocam, üretiminin yüzde 80’inde kum, bazalt, doğal mineraller ve geri dönüşümlü camlar kullanıyor. Üretim artıkları da tekrar ürün imalatında değerlendiriliyor. Bu kapsamda 14 yıldır İzocam Taşyünü ve 13 yıldır İzocam Camyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için yaptığımız sürekli yatırımlarla sektöre liderlik ediyoruz. İzocam marka mineral yünler, sahip oldukları EUCEB sertifikası ile insan sağlığına zarar vermeyen ve doğada çözünebilen ürünler olduklarını kanıtlıyor. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikası ile İzocam Taşyünü ve İzocam Camyünü ürünlerin kanserojen olmadığı bağımsız bir kurum tarafından belgelenmiş oluyor. EUCEB sertifikası olan ürünler sürekli test edilerek, elyafların zararsız olduğu sertifika süresince garanti ediliyor. TSE ve CE belgelerine de sahip olan İzocam mineral yün ürünleri, üretimlerinde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde, kullanılan binaların LEED – BREAM gibi yeşil bina sertifikası almalarına da olanak sağlıyor” dedi.

İzocam’ın çevreye katkı sağlayan bir diğer önemli çalışmasının ise ambalaj yenileme projesi olduğunu kaydeden İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Öncelikli olarak İzocam Camyünü ambalajlarını Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma için belirlediği küresel hedeflere olan katkısını vurgulayacak şekilde yenilemiştik. 2021’de İzocam Taşyünü ambalajları da ürünün insan sağlığına ve çevreye duyarlılığını ifade edecek şekilde yenilendi. Yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda daha az boya kullanımına yer verilerek, ambalaj boyları ve kullanılan paketleme miktarları yeniden düzenlendi. Bu sayede atık oluşum miktarı azaltıldı ve çevre dostu bir ambalajlama ile sürdürülebilirliğe katkı sağlandı” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir ve sağlıklı yarınlar için farkındalıkla hareket eden İzocam’ın ürünlerinin diğer bir önemli özelliği ise; Birleşmiş Milletler’in küresel iklim değişikliği ile mücadele kapsamında geliştirdiği “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nın 8’ine de doğrudan katkıda bulunmalarıdır. İzocam ürünleri, sahip oldukları özellikler ve sundukları faydalar sayesinde; “Sağlık ve Kaliteli Yaşam”, “Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “İklim Eylemi” ve “Amaçlar için Ortaklıklar” gibi 2030 yılına kadar tamamlanması beklenen ve geleceğimize yatırım yapan önemli hedeflere ulaşılmasına destek oluyor.

Soft Şile Ön Talep Fırsatları Başladı

Soft Yapı tarafından Şile çevresine inşa edilmesi planlanan Soft Şile projesinde ön talep toplama süreci başladı. 24 adet villadan oluşan projede ayrıca, 8 adet ticari alan bulunuyor. 

Soft Yapı’nın yeni gözdesi Soft Şile Villaları’nda başvuru süreci başladı. Çayırbaşı sınırlarında inşa edilecek olan projede 2 tip villa seçeneği yer alıyor. Proje içerisinde, yaşam çarşısı konsepti uygulayan Soft Yapı, villa sakinlerinin alışveriş imkanını kolaylaştırmak amacıyla bu konsepti hayata geçireceğini söyledi. Yemyeşil doğa içerisinde yer alan projede her villanın kendine ait özel havuzu bulunuyor. Satış rakamlarının açıklandığı proje için en düşük fiyat 7 milyon TL’den başlıyor. 

Sessiz ve sakin bir hayat garantisi sunan villa projesi, 8 bin metrekare proje alanına ve 6 bin metrekare peyzaj alanına sahip. Projenin lokasyonunun da oldukça kolay bir konumda olması İstanbul’dan Kuzey Marmara Otoyolu ile rahatlıkla ulaşım imkanı tanıyor. 

‘’Kira Artış Oranı Yüzde 25’i Aşmayacak’’

Uzun zamandır gündemden düşmeyen fahiş kira artışları konusu için Bakanlık’tan yeni bir açıklama geldi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın duyurusuna göre, kira artış oranı yüzde 25 sınırını aşamayacak. 

Kira artışı konusunda yaşanan dalgalanmalara son vermek için geçtiğimiz haftalarda 4 ayrı bakanlık tarafından toplantı düzenlenmişti. Yapılan çalışmalar sonucunda 2023 yılı Temmuz ayına kadar kira artış oranının yüzde 25 sınırını aşmayacak şekilde uygulanmasına karar verildi. Konuyu, Adalet Bakanı Bozdağ, “Konut kiraları bakımından 1 Temmuz 2023 yılına kadar yenilenecek kira sözleşmelerinde bir önceki seneki kiranın yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde bir artış yapılması imkanı getiriliyor.” şeklinde açıkladı. 

Konuşmasının devamında, “Böylelikle konut kiralarında, bir yıl süreyle, bir önceki yılın yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde bir artış yapılabilmesi getiriliyor. Bunun üzerinde yapılacak artışların geçerli olmadığı ifade ediliyor. Geçici olmasına özellikle önem verdik. Geçici bir düzenleme. Kiracı ve ev sahibi hukukuna halel vermeden ikisinin de ortak fedakarlık yapmasına özen gösterdik.’’ Diyerek konuşmasını tamamladı. 

İnşaat Sektörüne Güven Artıyor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2022 Mayıs Ayı Raporu’nu açıkladı. Geçen ay uygulamaya konulan konut destek paketi sonrasında piyasa oyuncularının güveni yükselirken bunun henüz beklentiye ve faaliyete yansımadığı görülmektedir.    

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2022 Mayıs Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, Son 3 aydır eşik değerin üstünde yer alan Faaliyet yeniden aşağı yönlü hareket etmiş ve mayıs ayında eşik değerin altına inmiştir. Sınırda hareket eden Güven Endeksi mayıs ayında yükseliş göstererek eşik değerin üzerinde konumlanmıştır. Toparlanma gösteren Beklenti Endeksi ise henüz istenilen düzeyden uzak görünmektedir. Birleşik Beton Endeksi, faaliyetteki daralmanın etkisiyle sınırlı da olsa aşağı yönlü hareket göstermiştir.

Geçen yılın aynı ayına göre mayıs ayında güven hariç diğer endekslerde bir gerileme dikkati çekmektedir. Faaliyet nisan ayındaki yükselişini devam ettirememiş görünmektedir. Özellikle faaliyetteki düşüşe kıyasla beklenti düzeyindeki gerilemenin daha yüksek olması dikkat çekicidir. Geçen ay uygulamaya konulan konut destek paketi sonrasında piyasa oyuncularının güveni yükselirken bunun henüz beklentiye ve faaliyete yansımadığı görülmektedir.    

“Mayıs ayında açıklanan Konut Finansman Desteği’nin Ne Kadar Önemli Olduğu Bir Kez Daha Anlaşılmaktadır.”

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “TÜİK tarafından son açıklanan Yapı Ruhsatı sayıları 2022 yılında inşaat sektörünün rotasının anlaşılması açısından önemlidir. Bina sayısı, daire sayısı ve yüz ölçümü verilerine bakıldığında yapı ruhsatı sayısının 2022 yılının ilk çeyreğinde, önceki yılın aynı dönemine kıyasla %20’nin üzerinde azaldığı görülmektedir. Geriye dönük 8 çeyrek yani son 2 yılda, Yapı Ruhsatı sayılarında bir azalma görülmemişti.” dedi.

Mayıs ayında açıklanan Konut Finansman Desteği’ne değinerek sözlerine devam eden Yavuz Işık “2022 yılının geride bıraktığımız ilk çeyreğindeki veriler, Türkiye’nin pandeminin ekonomik etkilerinin ortadan kalkmaya başladığı 2020 yılının 3. çeyreğine geri döndüğünü göstermektedir. Bu yönüyle mayıs ayında açıklanan Konut Finansman Desteği’nin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. Söz konusu paketlerin, henüz piyasayı etkileyecek düzeye ulaşmadığı ancak inşaat sektörünün 2022 yılındaki rotasının belirleyicisi olacağı tahmin edilmektedir.” diye konuştu.

İnşaat Mühendisleri Odası Konut Finansman Paketlerine İlişkin Açıklama Yaptı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ev sahibi olmak isteyenler için uygulanan konut finansman paketi konusunu ele aldığı yazılı bir açıklamada bulundu. 

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın yapmış olduğu yazılı açıklamada, Türkiye’de yılda 1,5 milyon konut satışı gerçekleştirilmesi vurgulandı. 

Yapılan yazılı açıklamanın detayları ise şu şekilde:

‘’İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı’nın çalışmasına göre, İstanbul’da 400-700 bin civarı boş ev olduğu tahmin edilmektedir. Bu boş konutların çoğu üst gelir grubuna hitap etmektedir. Depreme karşı güvenli yapılaşma gerekçesiyle boş arsaların kentsel dönüşüme açıldığını da hatırlatmak gerekir. Açık ki sorun konut arzı ya da boş arsa bulunamaması sorunu değildir. Sorun, konut üretiminin barınma ihtiyacına yönelik değil, inşaat sektörüne dayalı kâr hırsına göre şekillenmesindedir. Temel insan haklarından biri olan barınma hakkı piyasanın insafına terk edilince ortaya böylesi akıl dışı bir tablo çıkmaktadır. Yaşadığımız konut krizi bir yandan ihtiyacın varlığını gösterirken diğer yandan da konut fazlalığını, plansızlığı ve sadece rant odaklı hareket edildiğini göstermektedir. Sonuçta yurttaşlar barınma sorunu yaşarken konutlar ya yatırım amacıyla değerlendirilmekte ya vatandaşlık için yabancılara satılmakta ya da boş kalmaktadır. Çözüm olarak; kamucu bir anlayışla konut üretimi halkın ihtiyacına göre planlanmalı, ekonomide ısrar edilen akıl dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir.’’

Master veya slave: Modbus RTU İletişim Modülü, easyE4 Kontrol Rölesi için Yeni Uygulamalara İmkan Sunar

Güç yönetimi şirketi Eaton, easyE4 kontrol rölesinin haberleşme seçeneklerini desteklemek için Modbus RTU iletişim modülünü sunuyor. İyi kurulmuş ve yaygın olarak kullanılan bu seri fieldbus, otomasyon görevlerinin uygun maliyetli ve kolay bir şekilde uygulanmasına izin veren açık ve standartlaştırılmış bir arayüz sağlar.

Geleneksel makine ve sistem yapımında, bina otomasyonunda ve DNV sertifikası sayesinde denizcilik sektöründeki uygulamalarda kullanılabilir. Modül, sezgisel easySoft 7 programlama yazılımı kullanılarak hızlı ve kolay bir şekilde yapılandırılabilir. easyE4 kontrol rölesi, master veya slave birim olarak kurulabilir. Bu da Eaton’ı nano PLC pazarında Modbus RTU ana birimi olarak da kullanılabilen küçük bir kontrolör sunan tek üretici yapar.

easyE4 için yeni Modbus RTU modülü, kontrol rölesini farklı haberleşme yapılarına esnek bir şekilde entegre etmek için başka bir seçenek sunar. easyNet arayüzüne ek olarak, temel cihaz Modbus TCP istemci ve sunucu işlevselliği sağlar. Bu, entegre Modbus TCP arayüzünün, bir Modbus RTU modülü paralel olarak bağlandığında da kullanılabileceği anlamına gelir. Sonuç olarak easyE4, Modbus RTU kullanarak saha seviyesindeki ölçüm cihazlarından kolayca veri toplayabilir ve verileri Modbus TCP üzerinden daha yüksek seviyeli kontrol çözümlerine aktarabilir. easy SmartWire-DT modülü, cihazların iletişim kurması için başka bir yol sağlar: SmartWire-DT ekipmanlarının durumu hakkındaki bilgi, kontrol rölesi için saha seviyesinde mevcuttur. Bu makinelerin ve tesislerin kolay izlenmesini sağlar.

Modbus RTU haberleşme modülü ve network’ü, 7.40 sürümünden itibaren sezgisel easySoft 7 programlama yazılımı kullanılarak yapılandırılır. Burada kullanıcı ayrıca kontrol rölesini Modbus RTU master veya slave ünite olarak ayarlar. Bir ana ünite olarak kurulduğunda easyE4, bağlı Modbus RTU modülleri için proses verilerine, durum bilgilerine ve parametre ayarlarına erişebilir. Markadan bağımsız olarak veri toplama ve programlama gerçekleştirilebilir, yani üçüncü taraf Modbus RTU cihazları da entegre edilebilir.

Otomasyon Kıdemli Uygulama Mühendisi Ulaş Cihangir, “Modbus RTU, dünyadaki en önemli seri fieldbuslardan biridir ve uygun maliyetli endüstriyel ağların hızlı ve kolay bir şekilde uygulanmasına olanak tanır. Standard ve basit konfigürasyon sunar, verilerin ek tekrarlayıcılara ihtiyaç duymadan birkaç yüz metreye kadar uzanan kablolar aracılığıyla iletilmesine olanak tanır.” dedi.

Atapark Konutları’nın 3 Dairesi gayrimenko.com’da Online İhale İle Satışa Çıkıyor

Ataşehir Belediyesi iştiraki olan Atabel İnşaat’a ait Atapark Konutlarında farklı metrekarelere sahip 3 adet gayrimenkul online ihale yöntemi ile gayrimenko.com web adresli internet sitesi üzerinden satışa çıkıyor. 

Türkiye’nin her ilinde bankalara, finans şirketlerine, çeşitli kurum ve kuruşlara ait konut, ticari, arsa, tarla, arazi gibi gayrimenkullerin online ihale yöntemi ile pazarlanmasını sağlayan bir e-ticaret platformu olan gayrimenko.com, yüzde 100’ü Ataşehir Belediyesi iştiraki olan Atabel İnşaat ile yeni bir işbirliğine gidiyor. 

Gayrimenko.com ve Atabel İnşaat arasında yapılan işbirliğine göre Atabel şirketine ait İstanbul İli, Ataşehir İlçesi, Atatürk Mahallesinde konumlu Atapark Konutlarındaki 3 adet konut, (C1 9, C1 102,C1 142 nolu daireler ) online ihale yöntemi ile gayrimenko.com adresi üzerinden satışa çıkacak. 

Gayrimenko internet sitesi üzerinden online ihale ile gayrimenkullere teklif vermek çok kolay. İhalelere teklif verebilmek için yapılması gereken ilk iş web sitesine ücretsiz üye olmak. Ardından ilgili konutların ihalesine teklif verebilmek için muhammel satış bedelinin yüzde 3’üne karşılık gelen geçici teminat bedeli Atabel İnşaat hesabına yatırılır. 

Dekontun gayrimenko.com müşteri ilişkileri yetkilisine gönderilmesi ile birlikte sistem üzerinden ihaleye teklif verme hakkı tanınır. İhalenin kazanılmaması halinde yatırılan geçici teminat bedeli 15 iş günü içerisinde mülk sahibi şirket tarafından eksiksiz şekilde iade edilir. 

Atapark konutlarındaki ilk gayrimenkul C1 blok 9 numaralı konut ihalesi 08.06.2022 tarihinde başlayacak ve 6 gün sürecek.

Malta Sosyal Tesisi Tamamlanmak Üzere

İzmit Belediyesi tarafından Malta Mahallesi’ne inşa edilen sosyal tesis çalışmaları tamamlanmak üzere. Kaba inşaatı bitirilen sosyal tesis projesinde son ince işçilikler yapılıyor.

İzmit sakinleri tarafından merakla beklenen Malta Sosyal Tesisi’nin inşaat çalışmalarında sona gelindi. Ferah ve konforlu bir alan hedeflenen proje, 92 metrekare kapalı alan ve 93 metrekare açık alandan oluşuyor. Tesis içerisinde ayrıca, tuvalet, bebek bakım odası, mutfak, kafeterya ve depo alanı bulunuyor. Çevre düzenleme işleri devam eden projede merdiven çalışmaları bitirildi. Çevre alanı bitkilendirme çalışmaları ise halen sürüyor. 

Yakın bir zamanda vatandaşların hizmetine açılacak olan projenin yanı sıra aynı alanda bulunan Sardunya Parkı çalışmaları da sürüyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından yapılan düzenleme çalışmaları kapsamında toplamda 28 metreküp beton atıldı. Sert zemin çalışmaları, elektrik tesisatı ve sulama çalışmaları ise devam ediyor.

İnvest Vadi Satışta

İnvest İnşaat tarafından İstanbul, Sarıyer’de yükselen İnvest Vadi projesinin lansman satışları başladı. Proje, 23 bin 500 metrekare arsa üzerine konumlanan 444 bağımsız bölümden oluşuyor. 

Türkiye’nin en kapsamlı konut üretici firması İnvest İnşaat’ın yeni projesi İnvest Vadi için lansman toplantısı yapılarak satış aşamasına geçildi. Dev bir arsa üzerine konumlandırılacak proje, toplamda 444 adet bağımsız bölümden oluşacak. Lansman toplantısında söz hakkı alan İnvest İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Uçar, “Lansman dönemine özel olarak konutların metrekare satış fiyatını 87 bin TL’den başlattık. Önümüzdeki birkaç gün içinde fiyatları güncelleyerek satışları tamamlamayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl içinde İstanbul’un farklı noktalarında 2.5 milyon metrekare inşaat alanını tamamladık. Sarıyer – Ayazağa aksında yer alan Vadi bölgesi bizler için son derece kıymetli.” dedi.

Metrekare fiyatı 87 bin TL olarak açıklanan İnvest Vadi projesinde, güvenlik, çocuk oyun alanları, spor salonları, buhar odası, peyzaj, koru yürüyüş yolu ve yemek alanları gibi sosyal imkanlar mevcut. 

Projede ayrıca, 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 olarak çeşitli konut tipleri bulunuyor. Bunların yanı sıra 7 adet triplex villa ve 13 adet ticari ünite de proje içerisine dahil edildi.

Metex Studio Erk’ten Moskova’da Konut Kompleksi: SOHO + NOHO

Moskova’nın gelişen rezidans alanı Bumazhny’de, iş ve sosyal hayatın merkezinde, şehrin önemli simgelerinden Beyaz Meydan’ın yanında yer alan Soho+Noho Residence’ın mimari projesini Metex Studio Erk Architecture üstlendi.

20 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye’de ve yurtdışında pek çok farklı ölçek ve fonksiyonda mimari ve iç mimari projelere imza atan Kağan Erk ve Hüray Erk liderliğindeki MSE Architecture (Metex Studio Erk) Bumazhny, Moskava’da yer alan Soho + Noho Residence’ı tasarladı.

Büyüklükleri 25 m²’den 244 m²’ye uzanan, toplam 338 dairenin yer aldığı ikili konut kompleksi, barındırdığı spor salonu, yüzme havuzu, oyun odası, sinema salonu gibi eklentileriyle ayrıcalıklı bir yaşam stili sunuyor. Eski fabrika binalarının yer aldığı bir arsa üzerine inşa edilen konut kuleleri ön cephesinde cadde ve yaya yolu, arka cephesinde ise tren yoluyla sınırlandırılmış. 

Bulunduğu arsanın dar ve uzun yapısını en verimli şekilde değerlendirmeyi amaçlayan MSE Architecture (Metex Studio Erk), manzara yönüne doğru konumlandırılan uzun bir podyum tasarlayarak iki konut kulesini bu hat üzerine, kulelerin arasından araç giriş-çıkışının sağlanabileceği ve sosyal alan olarak ayrılabilecek mekanları en uygun şekilde planlayarak fonksiyonlaştırmıştır. 

Soho + Noho Residence’ın dış cephesinde dinamik bir görünüm sağlayan, farklı yüksekliklerdeki ileri-geri yönlü parçalamalar ise estetik katkısının yanı sıra teras ve balkonlardan kesintisiz manzara hakimiyeti sağlıyor. 

Mersin Büyükşehir Belediyesi İnşaat Atıklarını Geri Dönüştürecek

Mersin’de bir ilk yaşanarak Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıkları Geri Dönüşüm Tesisi kuruldu. Yenişehir, Emirler Mahallesi’nde yer alan tesis 102 dönüm arazi üzerine konumlandırıldı. 

Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan İnşaat Yıkıntı Atıkları Geri Dönüşüm Tesisi ile ilde yapılan tüm inşaat çalışmalarının artıkları toplanacak ve geri dönüştürülecek. Geri dönüştürülemeyen atıklar ise Kazı Fazlası Döküm Alanı’na depo edilecek. Mersin Büyükşehir Belediyesi İmar İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Emir Can Özgür, “Büyükşehir Belediyesi İmar İnşaat A.Ş. bünyesinde yaptığımız ve sonuna yaklaştığımız tesisimiz yaklaşık 102 dönüm alan üzerine kurulu. İnşaat atıkları, depolama ve geri dönüşüm üzerine hizmet verecek. Tesisimiz faaliyete girdiğinde yaklaşık 500 bin metreküp hatta daha fazla inşaat atığını bu alanda depolamayı hedefliyoruz.” şeklinde açıklama yaptı.

Geri dönüştürülemeyen malzemelerin depolanacağını vurgulayan Özgür, “Buraya gelen atıklardan da ayrıştırma prosesi uygulayıp geri dönüşüme uygun olanları makinalarımızla ekonomiye tekrar kazanılabilir çeşitli malzemelere dönüştüreceğiz ve bunların satışını sağlayacağız. Bu yolla da şirketimize bir gelir elde etmeyi hedefliyoruz. Geri dönüştürülemeyecek malzemeleri depolama alanımızda kademeli olarak depolamaya başlayacağız. Bu alan yaklaşık 5-6 yıl içinde ömrünü tamamladığında tekrar ağaçlandırılarak yeni bir orman alanı kazandırılacak. Bu süre boyunca şehrimizdeki potansiyel çevre kirliliğinin önüne geçmiş olacağız.” dedi. 

Tesiste günde 3 bin tona kadar kırım yapılacağını da sözlerine ekleyen Emir Can Özgür, “Dönüştürülen malzeme yine şehrimizde kullanılmak üzere belirlenen uygun fiyatlarla satışa sunulacak. Buradan da bir gelir elde etmeyi hedefliyoruz. Hem gelir elde edip hem de çevreye zararın önüne geçme hedefimiz var. Günlük kırım kapasitemiz günde yaklaşık 2 bin 500-3 bin ton civarında. Bu gelen malzemenin cinsine de bağlı. Yine bu projeye entegre olacak şekilde hedeflediğimiz mobil hafriyat taşıma araçlarımızla şehirde kaçak dökümünün de önüne geçmeyi hedefliyoruz. O araçlarla topladığımız malzemeyi sahamıza getirip işleyeceğiz. Tesisimiz bölgemizde ilk defa yapılacak olup yakın civarda buna benzer bir tesis bulunmuyor. Hedefimiz buna benzer bir tesisi şehrimizin başka bir noktasına daha kazandırmak.” diyerek konuşmasını tamamladı. 

GNC Makina ADSİAD’a Hızlı Giriş Yaptı

Geçtiğimiz hafta Adana’da Adana Sanayici ve İşadamları Derneği’nce (ADSİAD), düzenlenen Ticaret Köprüsü Etkinliği’nin ana sponsoru GNC Makina oldu. Aynı zamanda derneğin yeni üyesi de olan GNC Makina, etkinlikte Adanalı İş İnsanları ile bir araya gelerek, hem bölgesel hem ulusal çalışmalarından ve sundukları çözümlerden bahsetti.  

Adana Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ADSİAD), yeni üyesi GNC Makina Adana’da gerçekleşen Ticaret Köprüsü etkinliğinin platin sponsoru oldu. Derneğe yeni katılan üyelerin tanıtılması ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını yapan ADSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Gizer, GNC Makina’yı da aralarında görmekten mutluluk duyduklarını ifade etti. 

Tüm üyelerin üçer dakikalık periyotlarla faaliyet alanlarını anlattığı ve birbirleriyle tanıştığı Ticaret Köprüsü Etkinliği’nde GNC Makina şirketin ana faaliyetlerini anlattı. Adana Bölgesi ve sanayicilerinin Türkiye ekonomisinde oldukça önemli bir yeri olduğunu belirten GNC Makina Yetkilileri, talaşlı imalat alanındaki deneyimlerini de aktararak, bölge ekonomisine nasıl katkıda bulunabileceklerini açıkladı. 

Nakamura-Tome, Grob Werke, Victor Taichung, Vision Wide, Lico, Romi gibi yüksek hız ve niteliğe sahip CNC makine markalarının Türkiye’deki yetkili distribütörü olduklarını da ifade eden GNC Makina Satış Direktörü Berkin Bilge ‘’İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Bursa ve Konya’da bulunan bölge temsilciliklerimiz ile tüm Türkiye’ye hizmet veriyoruz. Verdiğimiz hizmetle sektörün ihtiyaçlarını, hem yaygın servis ağımızın bizlere verdiği saha avantajıyla hem de hızlı bir şekilde cevaplıyoruz. Otomotivden savunma sanayine, havacılıktan kalıp ve kalıp endüstrilerine, enerji teknolojilerinden medikal endüstrisine kadar birçok sektöre hizmet sağlıyoruz. Hizmetini verdiğimiz tüm bu alanlarda distribütörlüğünü yaptığımız dünya devi markaların makinaları kullanılıyor. Ülkemizde, üretim yapan, birçok sanayi kuruluşuna makine tedariki sağlıyoruz. Ayrıca İstanbul’da 2200 metrekarelik bir alana sahip genel merkezimizde, showroom’umuz, eğitim salonlarımız ve demo üretim alanlarımız bulunuyor diyen Bilge, GNC Makina’yı genel hatlarıyla tanıttı.

GYODER Gayrimenkul Satış Raporunu Yayımladı

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER), Ziraat Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) işbirliğinde hazırladığı Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2022 birinci çeyrek raporunu duyurdu.

Ziraat GYO katkıları ile hazırlanan rapora göre, 2022 ilk çeyrekte konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,6 oranında artarak 320 bin 63 adete çıktı. Ay bazında değerlendirildiğinde ise Mart ayında 134 bin 170 satış yapılarak en yüksek sonuç elde edildi. İlk çeyrekte sıfır gayrimenkul satışları yüzde 17,5 oranında artarak 94 bin 437 adet seviyelerindeyken ikinci el satış yüzde 23,5 oranla 225 bin 626 adet oldu. 

GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, barınma ihtiyacına yönelik çözüm bulma adına önemli bir veri ortaya çıktığını ifade ederek, “Türkiye’de ortalama gelire sahip bireyler, kendi birikimlerinin yanında kredi kullanımı ile gayrimenkul sahibi oluyor. Bu endekste bir ailenin ya da bireyin 120 ay vadeli konut kredisi kullanarak konut sahibi olup olamayacağını ölçen önemli bir ekonomik değerlendirme. Endekste referans noktası olarak görülen 100 değerinin altındaki değerler mevcut finansal koşullarda konut kredisi kullanarak konut sahibi olunamayacağına işaret eder. 2022 yılında bu değer  yüzde 68 olarak açıklandı.’’ dedi. 

Elektra Elektronik Yılın İlk Yarısında Döviz Bazında Yüzde 25 Büyüdü 

Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, sektörde 42. yılını kutladığı ve Ar-Ge merkezi olduğu 2022 yılının ilk yarısına ilişkin değerlendirmelerini açıkladı. Tüm dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı bölgesel zorluklara rağmen yeni piyasa koşullarına adapte olduklarını ifade eden Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, yılın ilk yarısını döviz bazında bekledikleri büyüme hedefini aşarak kapattıklarını belirtti. 

Türkiye’den 6 kıtada 60’ı aşkın ülkeye trafo ve enerji kalitesine yönelik elektronik ürünler ihraç eden Elektra Elektronik, 2022 yılının ilk yarısında yüzde 20 olan büyüme hedefini aşarak döviz bazında yüzde 25 büyüme sağladı. Ekonomik dalgalanmalar ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle dünyada yaşanan tedarik sıkıntılarına değinen Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, yeni pazarlarda yeni müşterilere erişerek büyümesini sürdüren şirketin yıl sonu hedeflerini de açıkladı. 

Honduras ve Guatemala’ya Elektronik Ürün İhraç Etti

2022 yılının ilk yarısında dünyada yaşanan sıkıntılara paralel olarak ham madde ve ürün fiyatlarındaki değişiklik süreçlerini de etkili bir şekilde yönettiklerini ifade eden İlker Çınar, “Yaşanan tüm zorluklara rağmen yılın ilk yarısını hem bu yılki hedeflerimiz ışığında hem de geçtiğimiz yılın ilk yarısına kıyasla oldukça verimli kapattık. Dünyada yaşanan tedarik sıkıntılarına kendi sektörümüz için destek olmak adına çok yoğun çalıştık, bu sayede yeni pazarlarda yeni müşterilere ulaştık. Daha önce girmediğimiz pazarlardaki ülkelerin yıllardır sipariş verdiği firmaların ani fiyat artışlarına gitmesi, yeni marka arayışlarına girilmesine sebep oldu. Biz de bu ülkelerde sürdürdüğümüz pazarlama faaliyetlerimizle öne çıktık ve Honduras, Guatemala gibi ülkelerden bile siparişler aldık.” şeklinde konuştu.

İhracatta Geçtiğimiz Yıla Kıyasla Yıl Sonunda Yüzde 30 Büyüme Bekliyor

İhracatta ilk yarı hedeflerine ulaştıklarını açıklayan Çınar, sözlerine şöyle devam etti; “Elektra Elektronik olarak İstanbul’daki fabrikamızdan başta Çin, İspanya, Almanya, Fransa, Yeni Zelanda ülkeleri olmak üzere Afrika, Ortadoğu ve Güney Amerika bölgeleriyle birlikte toplamda 6 farklı kıtada 62 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu yılın ilk yarısında beklediğimiz ihracat hedefine ulaştık. Yıl sonunda ise geçtiğimiz yıldan yüzde 30 fazlasını hedefliyoruz. Pandemi döneminde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm sektörlerde durağanlık oluştu. Ancak bu sürecin sona ermeye başlamasıyla fuarlar da başladı. Üç yılın ardından ilk yurt dışı fuarımız Hannover Messe’ye 30 Mayıs-2 Haziran 2022 tarihleri arasında katıldık. Yurt dışı ziyaretlerimiz de başladı. Eskisinden daha yoğun bir tempoda bu sürecin devam edeceğini öngörüyoruz.”

Anadolu’da Eğitim ve Pazarlama Faaliyetlerine Ağırlık Verecek

Yılın ikinci yarısında Ar-Ge yatırımlarıyla geliştirdikleri elektronik ürünlerinin pazarlamasına ağırlık vermeyi planladıklarını açıklayan İlker Çınar, “Anadolu’da eğitim ve pazarlama faaliyetlerimizi tek çatıda toplayacak buluşmalar yapmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda seminer ve konferanslar düzenlemeyi hedefliyoruz. Ayrıca yeni bayi anlaşmaları yaparak yurt içi ağımızı da artırmayı düşünüyoruz.” dedi.

Güneş Mahallesi Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Tüm Hızıyla Devam Ediyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Güneş Mahallesi’nde başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları hızla devam ediyor. 8 bloktan oluşan projede 335 adet konut bulunacak. 

Kimlikli kent mottosunu benimsediklerini söyleyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, projenin inşaat çalışmaları için Antepe İnşaat firmasını görevlendirdi. 

29 Mart 2022 tarihinde temeli atılan kentsel dönüşüm projesinde 30 bin metreküp hafriyat çalışması yapıldı. 18 ay içerisinde tamamlanması hedeflenen proje içerisinde 27 bin metrekare yeşil alan bulunuyor. Hak sahiplerinin yapılan çalışmalardan dolayı mutlu olduklarını söyleyen Güneş Mahallesi Muhtarı Mehmet Özgan, oldukça kısa bir süre içerisinde çalışmaların hızla devam etmesinden dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. 

İnşaat Yatırımları Son 15 Çeyreğin 13’ünde Küçüldü 

İnşaat yatırımları bazında yaşanan daralma 2013 düzeyine indi. ”Geçen hafta açıklanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerinde tüketim harcamalarının ilk çeyrekte yüzde 19,5 büyüdüğünü gördük. Buna karşılık yatırımlar sadece yüzde 1,1 yatırımlardaki bu sınırlı büyümenin nedeni inşaat yatırımlarındaki daralma.’’

Dünya Gazetesi’nde Bader Arslan’ın haberine göre, inşaat yatırımları ilk çeyrekte yüzde 9,8 daralırken, makine-teçhizat yatırımları yüzde 10,5 büyüdü. Bader Arslan’ın inşaat sektöründe yaşanan daralma hakkında kaleme aldığı yazı şu şekilde: 

İnşaat yatırımları hakkında dikkat çeken iki nokta var:          

1-İnşaat yatırımları son 15 çeyreğin 13’ünde küçüldü.            

2-İnşaat yatırımları böylece 2013’teki düzeyine gerilemiş oldu. Hatırlayalım: İnşaat yatırımları ile konut satışları birbirine karıştırılmamalı.       

Ekonomi literatüründe ilki (yani konut, fabrika, iş merkezi vb inşaat etmek) yatırım iken, ikincisi tüketim başlığına giriyor. Ekonomi bilimi açısından konut satın almak bir tüketim davranışı olmakla birlikte, son dönemdeki fiyat artışları (alternatif getirileri çok daha düşük olduğu için) konut almayı, insanlar için bir yatırım aracına dönüştürdü. Ancak fiyatlar öyle yükseldi ki; artık 0,99 faizle dahi konut almak, orta gelirli bir aile için imkansız hale geldi. Durum böyle olunca, yeni konut alımı üst gelir grubu için bir tercih oldu. Bu nedenle alıcı-satıcı sayısı da azalmaya başladı. Konut piyasasının canlanması için ya fiyatların düşmesi ya da insanların gelirlerinin artması gerek. Bu da yakın zamanda olası değil. Bu nedenle önümüzdeki dönemde inşaat yatırımlarında bir canlanma beklememeli.               

Mayıs boyunca TL yüzde 10’u aşan değer kaybı yaşadı. Bunun reel kuru nasıl etkilediğini bugün öğleden sonra göreceğiz. Aralık ayında 47,7 ile şimdiye kadarki en düşük düzeyine inen reel efektif döviz kuru, izleyen üç ay boyunca hafif toparlanmış ve martta 57’ye yükselmişti. Bu veriler, ülkeler arası enflasyon farklarını baz alarak, TL’nin ticaret ortaklarımızın para birimlerine göre yaklaşık olarak yüzde 40 değersiz olduğunu gösteriyor. Bu hafta nisan inşaat maliyet endeksi açıklanacak. Martta endeks 500’ün üzerine çıkmıştı. Geçen yıl bu günlere göre endeks iki katına ulaşmış durumda. 2015’ten bugüne dek ise beş katına ulaştı.              

Maliyetlerdeki artışın ana nedeni kur artışı. Bunun yanında hammadde fiyatlarının küresel bazda yükselişinin de etkisi var. Ancak TL’deki değer kaybı, küresel fiyat artışından çok daha büyük bir etkiye sahip.

Folkart Yapı İzmir’de Yükselecek Yeni Projesini Duyurdu

İzmir, Konak’ta hayat geçirilmesi planlanan proje, Folkart Yapı tarafından inşa edilecek. Toplam 4 milyar TL yatırım değerine sahip olan proje, 3 kuleden oluşacak.

Geçtiğimiz yıl satın aldığı 50 milyon 500 bin dolarlık arazi üzerine inşa edeceği projeyi duyuran Folkart Yapı, proje detaylarını açıkladı. 3 adet kule yükseltilmesi planlanan proje içerisinde 292 adet konut, 398 adet ofis ve dükkan bulunacak. 726 adet bağımsız bölümden oluşan proje, 150 bin 83 metrekarelik inşaat alanına sahip. 44’er kattan oluşan 2 kulenin yanı sıra 7 katlı bir kule daha projede yer alacak. Zemin katta yer alan 36 adet iş yeri ile mini çarşı kurulacak.

1+1, 2+1,3+1 ve 4+1 tiplerinde daire seçenekleri bulunan projede 13 bin 500 metrekare yeşil alan yer alacak. Ayrıca sosyal olanakların unutulmadığı Folkart Yapı yeni projesinde çocuk oyun alanı, SPA, spor salonu, güvenlik ile kapalı ve açık yüzme havuzu bulunacak. 

Maliyetinin 748 milyon 500 bin TL tutacağı tahmin edilen projenin 2025 yılında teslim edilmesi planlanıyor. 

Sapanca’da Bambaşka Bir Yaşamın Anahtarı: Gate 41

Sapanca, Maşukiye’de hayata geçirilecek olan Gate 41, doğanın yanı başında huzurlu bir yaşam sunuyor. Yaklaşık 25 bin metrekare alana konumlandırılan proje, 76 adet konut ve 93 adet iş yeri barındırıyor. 

Sapanca’nın en güzel yerinde yükselecek olan proje 24 bin 460 metrekare alanda inşa edilecek. Projelendirme çalışması tamamlanan Gate 41 Maşukiye’de 2+1, 3+1 ve 4+1 olmak üzere 3 ayrı tipte daire seçenekleri bulunuyor. Tüm konut tipleri için farklı metrekarelerin bulunduğu Gate 41’de ticaret alanlarındaki çeşitlilik de unutulmadı.

Toplam 8 bloktan oluşan Gate 41 proje içerisinde sosyal imkanlar, alışveriş alanları, yürüyüş alanları, havuz, güvenlik gibi birçok seçenek yatırımcılarının beğenisine sunuluyor. Modern iç mimarisiyle öne çıkan Gate 41’de 2+1 dairelerde 135 metrekareden 175 metrekareye, 3+1 dairelerde 195 metrekareden 270 metrekareye, 4+1 dairelerde ise 280 ve 310 metrekare seçenekleri bulunuyor. 

Proje, Kamışoğlu Grup ve Tayba Mühendislik ortaklığından inşa edilecek. 

Copa Isı Sistemleri Viva Line Serisi ile Yaz Aylarında Doğal Serinlik

İleri teknoloji iklimlendirme çözümleriyle sektöründe öne çıkan Copa Isı Sistemleri, yeni ürünlerini tüketicileriyle buluşturmaya devam ediyor. Zarif, konforlu ve çevre dostu Viva Line serisi, yaşam alanlarına temiz, ferah ve sağlıklı bir hava sunuyor. Kullanıcılarına dilediklerinde dört mevsimi yaşatan Copa’nın yeni kliması Viva Line, düşük seste çalışmasıyla konforu daha da yukarıya çıkarıyor.

Çevre dostu ve tasarruf sağlayan özelliklerinin yanında, şık ve çarpıcı tasarımlarıyla da tüm mekanlara uyum sağlayan Copa klima ailesi genişlemeye devam ediyor. Kullanıcılarına dilediklerinde dört mevsimi yaşatan Copa’nın yeni kliması Viva Line, zarif, konforlu ve çevre dostu özellikleriyle dikkat çekiyor. Soğutmada A++, ısıtmada A+ enerji sınıfında olan Copa Viva Line klimaların 9 bin BTU, 12 bin BTU, 18 bin BTU ve 24 bin BTU olarak 4 farklı kapasitesi bulunuyor. Bütçe dostu ve yüksek verimli R32 soğutucu akışkana sahip Copa Viva Line inverter klimalar, çalışırken hem cebinizi hem de doğayı düşünür.

COPA Viva Line, kendi kendini temizleyen eşanjörü ile kullanıcılarına daha temiz ve sağlıklı bir hava sağlıyor. Soft LED aydınlatmalı ön paneliyle göz dolduran Copa Viva Line, sıcak ve soğuk havayı ayrı ayrı kanallardan veren çift hava kanadı sayesinde ortamdaki hava deformasyonunu önleyerek konforlu bir hava dolaşımı sağlıyor. 

Generali Sigorta İlk Kez Ev Alacaklar İçin Tavsiyelerini Paylaştı

150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, birçok dinamiğin ev sahibi olmak isteyenleri etkilediği döneme dair 7 tavsiyeyi paylaştı.

Son dönemlerde artan konut fiyatları ve aile başına düşen kira giderlerinin yükselişi, gayrimenkul yatırımlarının seyrini değiştiriyor. Özellikle fiyatlarda yaşanan değişimler, konut alımına yönelik teşvikler, mülk sahiplerinin belirlediği farklı bedeller gibi birçok unsur gayrimenkul yatırımlarını belirleyen faktörler olarak öne çıkıyor.

Generali Sigorta’nın 7 tavsiyesi şu şekilde:

Doğru Lokasyonu Belirleyin

Gayrimenkul yatırımları günümüzde yeniden önem kazanmaya başladı. Bu noktada ilk kez ev alacak kişilerin gayrimenkul yatırımı yaparken riskleri minimuma indirmesi gerekiyor. Uzmanlara göre satın alınacak konutun lokasyonu, konutun değerini doğrudan etkiliyor.  Lokasyonların seçiminde; eğitim, sağlık ve ulaşım olanakları ve sosyal yaşam kalitesi bütçe ekseninde göz önünde bulundurulması gereken özellikler arasında belirtiliyor.

Araştırma Yapın

Günümüzde birçok inşaat firmasının yanı sıra bireysel müteahhitler de çeşitli konut projelerine imza atıyor. İlk kez ev alacak kişilerin evi inşa eden firmayı veya kişiyi detaylı bir şekilde araştırması gerekiyor. Uzmanlar bu noktada daha önce yaptığı projelerle güven kazanmış kurumsal firmaların tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Bina Yaşını Öğrenin

Bina yaşı ilk kez ev alacak kişiler için önemli bir ipucu kaynağı olarak öne çıkıyor. Evin değerini belirleyen en önemli unsurlardan biri olan bina yaşı, aynı zamanda binanın zemini, depreme karşı dayanıklılığı ve geleceği hakkında da önemli bilgiler veriyor. İlk kez ev alacak kişilerin doğal afetleri ve çevresel faktörleri göz önünde bulundurarak bütçeleri dahilinde yeni evleri tercih etmesi gerekiyor.

Metrekareye Dikkat Edin

Evin metrekare oranı ve büyüklüğü evin değerini belirleyen bir diğer unsur olarak ön plana çıkıyor. İlk kez ev alacak kişilerin net ve brüt metrekare oranı arasındaki ayrımı sağlıklı bir şekilde yapması gerekiyor. Uzmanlar net ve brüt metrekare arasındaki farkı gözeten kişilerin önemli ölçüde maliyet tasarrufu sağlayacağını belirtiyor.

Ek Masraflar İçin Bütçe Ayırın

İlk kez ev alacak kişilerin daha önce kullanılmamış konutlar satın almadığı takdirde, olası dosya masrafları ve tadilatlar için ek bütçe ayırması gerekiyor. Uzmanlara göre satın alma işlemi gerçekleştirilmeden önce ev içi kullanım durumun ve eksikliklerin dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi önem taşıyor.

Bina Özelliklerini Es Geçmeyin

İlk kez ev alacak kişilerin bina özelliklerini ve binanın gider kalemlerini göz önünde bulundurması da oldukça önemli. Binanın ses ve ısı yalıtımı, aidat miktarı, büyüklüğü ve güvenliği hakkında bilgi sahibi olmak satın alma kararını doğrudan etkiliyor.

Resmi İncelemeleri Unutmayın

İlk kez ev alacak kişilerin dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise resmi incelemeler olarak öne çıkıyor. Evin daha önceki döneme ait elektrik, doğalgaz ve su gibi abonelik borçları, tapu durumu, rayiç bedeli, deprem riski ve raporlarına dikkat edilmesi gerekiyor.

Mimar Beysun Mert: “Sürdürülebilir mimari yaklaşımlar yapı sektöründeki standart ve tercihleri değiştiriyor”

Farklı ölçek ve fonksiyonlardaki ses getiren yapıların mimari ve iç mimari tasarım ve uygulama projelerine imza atan Mimar Beysun Mert, Çevre Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada sürdürülebilirliğin ve yeşil mimarinin yapı sektöründeki önemine vurgu yaptı.  

Konut, ofis ve endüstri yapıları gibi farklı fonksiyonlardaki mimari ve iç mimari projelerin yanı sıra, restorasyon ve rekonstrüksiyon alanlarındaki tasarımları ile de öne çıkan Beysun Mert Mimarlık Hizmetleri’nden Beysun Mert, Çevre Haftası kapsamında yaptığı açıklamada çevreci tasarım ve yeşil mimaride yol alınabilmesi için öncelikle kural koyucu konumdaki merkezi yönetimlerin bu konudaki yaklaşımlarını değiştirmeleri ve sürdürülebilirlik standartlarını bu doğrultuda koymaları gerektiğini belirtti. 

İklim krizinin son yıllarda çok şiddetlenerek kendini göstermesiyle dünyanın buna karşı alması gereken önlemler konusunda uluslararası iklim sözleşmelerinde olumlu gelişmeler yaşandığını dile getiren Mimar Beysun Mert, son Glasgow toplantısında ülkelerin iklim değişikliğine karşı alınacak bir dizi önlemi içeren bir anlaşma imzaladıklarını da aktararak kömürün aşamalı olarak azaltılması, emisyon azaltma planlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal destek gibi önemli kararlar alındığını vurguladı. 

Dünyada kendi politikaları bunu gerektirdiği için yeşil yenilemeye yönelen kamu kurum ve kuruluşlarının büyük bir dilim oluşturduğunun altını çizen Mimar Beysun Mert nüfusunun neredeyse yüzde 80’i kentlerde yaşayan Avrupa’da 2010 yılından beri “yeşil kentler” çabasını teşvik etmek üzere konan Avrupa Yeşil Başkenti Ödülü ile belediyelerin strateji ve eylem planlarını 12 adet göstergeye göre tanımladıklarını dile getiriyor: “Bu göstergeler ‘küresel iklim değişimine yapılan yerel etki, yerel ulaşım, kentsel yeşil alanlar, sürdürülebilir arazi kullanımı, doğa ve biyoçeşitlilik, hava kalitesi, gürültü kirliliği, atık üretimi ve yönetimi, su tüketimi, atık su arıtma, belediyenin çevre yönetimi, uygulama ve deneyiminin paylaşımına yönelik program’ olarak sıralanıyor.’’ Finalist kentlerin bu kriterlere göre değerlendirilmesi sonucu Stockholm’ün 2010 yılında ilk yeşil başkent seçildiğini sözlerine ekleyen Mimar Beysun Mert, Stockholm’ün 1970’ten beri sürdürdüğü ve yeşil başkent olmasını sağlayan politikaların diğer şehirlerin de belediyecilik anlayışlarına yerleşmiş olduğunu vurguluyor.

Sürdürülebilir ve yeşil mimaride ikinci büyük dilimi ise Fortuna 500 içerisindeki kurumsal sürdürülebilirlik raporları olan çok uluslu kurumların oluşturduğunu aktaran mimar, bu kurumların etaplar halinde Yeşil Yenileme Uygulaması’na geçtiklerini sözlerine ekliyor: ‘’Yeşil Yenileme var olan bir binada tümüyle ya da kısmen enerji verimliliğini ya da çevresel performansı arttıran her türlü yenilemedir. Enerji tüketimi, su kullanımının azaltılması, gürültünün azaltılması ve benzeri faktörler bu yenilemeler arasında yer alır. Var olan yapılarda Yeşil Yenileme’nin ve yeni yapılacak yapılarda sürdürülebilir yeşil mimari uygulamasının yapı sektöründe köklü değişikliklere neden olacağına inanıyorum.’’

Binalarda uygulanan Yeşil Bina Sertifikası uygulamasının da son yıllarda farkındalığı artan bilinçli tüketici açısından, önem kazanmaya başladığını aktaran Mimar Beysun Mert, yeşil bina sertifikasyon sürecinde projenin, sürdürülebilir arazi, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, iç mekan yaşam kalitesi gibi başlıklar altında değerlendirilerek sertifikalandırıldığını dile getiriyor ve ekliyor: “Sürdürülebilir ve yeşil mimari için çalışmalara tasarım sürecinden başlanması ve çevre dostu tasarımların, proje yönetim süreciyle sürdürülüp sonlandırılması gerekiyor. Sürdürülebilir ve yeşil mimari, hayatın dayatması ve bilinçlenme ile birlikte yapı sektöründeki standart ve tercihleri değiştirecek.”

Villanova Yeniköy Satışa Çıktı

Gültekin İnşaat tarafından hayata geçirilen Villanova Yeniköy projesi satış aşamasına geçti. İzmir Foça’da yükselecek olan projede 3+1 ve 4+1 villa seçenekleri bulunuyor.

Taş ev olarak tasarlanan proje 13,5 dönüm arazi üzerinde konumlandırıldı. 3+1 ve 4+1 seçeneklerinin bulunduğu projede, 3+1 villalar 184 metrekare, 4+1 villalar ise toplamda 198 metre büyüklüğe sahip. Kaba inşaat çalışmalarının tamamlandığı projenin anahtar teslimi ise 2023 yılında yapılacak. 

Foça ilinin antik mimarisinin göz önüne alındığı Villanova Yeniköy projesi taş ev şeklinde yapısı ve rustik dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Toplamda 8 bin 454 metrekare yeşil alana sahip olan projede bin 263 metrekare doğal orman bulunuyor. Hali hazırda çam ağaçlarının içerisinde yer alan Villanova Yeniköy’de ağaç ve bitki çeşitlendirme çalışmaları da yapılacak. 

Bol peyzaj alanları ile öne çıkan projede fiber altyapı, yüzme havuzu, güvenlik, çocuk oyun alanları ve sosyal donatılar bulunuyor. 

Türkiye İMSAD Türkiye Çevre Haftası’nı ‘’Sıfır Atık’’ Temasıyla Kutladı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın önerisiyle Çevre Haftası’nı ‘’Sıfır Atık’’ temasıyla kutladıklarını söyledi. 

Çevre koruması ve sürdürülebilir çevre oluşturulması konusunda önemli çalışmalar yürütüldüğünü söyleyen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, konuya ilişkin detaylı açıklamalarda bulundu. İklim değişikli ile mücadele ve uyum konularında Çevre Bakanlığı’nın yönlendirmelerini yakından takip ettiklerini belirten Küçükoğlu, “İklim değişikliğiyle mücadele, tek başına bir mücadele olmadığından tüm ülkelerin kararlılıkla çevre hassasiyetini gözetmesini bekliyoruz. Ülkemizin Paris İklim Anlaşmasına katılımı ve Türkiye İMSAD olarak bizim de yer aldığımız İklim Şurası’nda atılan adımları yakından izliyor, üyelerimizin farkındalıklarını artırmaya yönelik çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir binaların gelecekte tüm ülkelerin gündemi olacağını söyleyen Küçükoğlu sözlerini, “Yakın zamanda küresel enerji arz dengesinde yaşanan gelişmeler her geçen gün artan enerji ihtiyacımız için yenilenebilir kaynaklara daha hızlı yönelmemizi, mevcut enerjimizi de verimli kullanmamızı işaret ediyor. Tüm dünya savaşın devam ettiği şu dönemde bir taraftan yüksek maliyetler diğer taraftan sürdürülebilirlik arasında kaldı. Enerji krizi, gıda krizi, su krizi kapımızda! Sürdürülebilir yaşam için yapılması gerekenleri, iklim değişikliği ile mücadeleyi dünyamızın geleceği için bir kenara bırakmamız mümkün değil. Önceki yıllarda vurguladığımız ‘gelecekte enerji verimli, sürdürülebilir binalar ülkelerin önemli gündemi olacak’ tespitlerimiz bugün karşılığını buluyor. Yaklaşık yüzde 70’ini ithal yollardan elde ettiğimiz toplam enerjimizin yaklaşık yüzde 31 gibi büyük bir kısmı binalarda kullanılıyor. Küresel sera gazı emisyon kaynaklarının yüzde 75’i enerji eldesi, sanayi, ulaşım, ısıtma-soğutma ve binalar nedeniyle oluşuyor. Binalarda enerji verimliliğini artırıp, enerji ithalatını ve sera gazı salımını azaltarak, ekonomiye ve çevreye büyük katkılar sağlayabiliriz.” şeklinde devam ettirdi. 

Kullanılan kaynakların akılcılığa ve etkinliğe uygun olması gerektiğini savunan Tayfun Küçükoğlu şu sözlerle konuşmasını tamamladı:

“Dünyada sadece son 30 yılda ormanların 5’te 1’i yok oldu. Çevreyi korumaya yönelik tedbirler, ekolojik dengeyi koruyarak sürdürülebilir bir gelecek inşa etmemizde önemli rol oynuyor. Dünyada yeşil bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik talep artarken, inşaat malzemesi sanayisinin sorumluluğu da artıyor. Sürdürülebilir yapılara odaklanmalı, bunun için de çevre dostu inovatif malzemeler geliştirmeye öncelik vermeliyiz. Türkiye’yi üretim üssü olarak düşünürsek, bizim gibi enerji yoğun sektörlerin ağırlıklı olduğu bir ülkede Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Vergisi konusunda gerekli dönüşümü sağlamamız ve bu süreci iyi yönetmemiz gerekiyor. Bugün bazı bölgelerimizde döküm alanları artık ‘hafriyat dağına dönüşmüş durumda. Özellikle kentsel dönüşüm sürecinde moloz yönetimi ve geri dönüşümle ilgili noktaların çözülerek hem görüntü olarak hem de çevreye olan zararları bakımından etkileri en aza indirgenmeli. Bu alanlarda gelişmemiz gerekiyor. Gelecek nesillere daha temiz ve sağlıklı bir dünya bırakmak adına uzun vadeli stratejiyle hareket etmeliyiz.” 

Cubo Boya’nın Romantizm Rengi İle Yaşam Alanlarınıza Farklı Bir Enerji Kazandırın

Zengin ürün gamı ile yapı sektörünün iddialı markası Cubo, renk kartelasındaki ‘Gül Kurusu’ rengi tercih edildiği alanlarda enerjisini hissettiriyor. Cubo’nun iç mekan duvar boyası olarak kartelasında yer verdiği yılın iddialı rengi Gül Kurusu, yaşamın birçok alanına alternatif oluyor. 

Renklerin de sayılar gibi insan psikolojisinde önemli yeri var. Her renk kendince farklı özelliklere sahip. Mavi huzur verirken, kırmızı heyecanı, siyah asaleti, beyaz ise rahatlığı simgeler. Yılın popüler renkleri arasında bulunan ve kartelada yer alan Gül Kurusu rengi; kırmızının heyecanı ve beyazın rahatlığını taşıyan melez bir renk. Dekorasyonda sıklıkla rastladığımız renk ortama hem enerji hem de rahatlama hissini birlikte veriyor. 

Sağlığın ve her zaman genç kalmanın bir ifadesi olarak da tanımlanabilen pembenin tonlarından olan Gül Kurusu, özellikle yatak odaları, çocuk odaları ve oturma odalarında tercih ediliyor.

Gül Kurusu rengini, Cubo Boya’nın ‘Boyacı Küpü’ Renklendirme Sistemi’yle elde edeceğiniz sınırsız tonlarla buluşturarak hayalinizdeki atmosferi yakalayabilirsiniz. Gül Kurusu, ipek mat, soft mat, mat görünümlü, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürün grubunda hazır olarak bulabileceğiniz bir renk aynı zamanda. 

Tan Urla’dan Doğayla Uyumlu Modern Köy Yaşamı

Tanyer Yapı’nın Urla Bademler’de gerçekleştirdiği Tan Urla projesi, Ege’nin özlenen doğal köy yaşamını modern mimariyle ve sosyal alanlarla buluşturuyor. 

Tanyer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer, bölgenin doğal yapısını koruyarak, topografyaya uygun şekilde konumlanan konutların hem çevreci hem de mimari özellikleriyle farklı bir konsept ortaya koyduğunu söyledi. 

Projenin ilk anlarından itibaren imar Nevzat Sayın ile birlikte bölgede detaylı incelemeler ve araştırmalar yaptıklarını dile getiren Tanyer, insanların kendisini ait hissedebileceği; bölgeyle bütünleşen özel bir projeyi hayata geçirdiklerini kaydetti.

Bölgeye Değer Katacak

Projenin konumu ve donatılarıyla hem yurtiçi hem de yurtdışından yatırımcıların ilgisini gördüğüne dikkat çeken Münir Tanyer şu bilgileri verdi: “Yaşam devam ettikçe insanların konut ihtiyacı da sürecek. Bu nedenle insanların konforu için doğayla iç içe yaşam konseptiyle hareket ediyoruz.  Mimar Nevzat Sayın’ın projenin başında belirlediği prensiplerden ve tasarımlardan taviz vermiyoruz. Binaların iç tasarımlarında da aynı özeni gösteriyoruz. Tanıtım ofisimizde konuklarımızı ağırlıyoruz. Ada bazında, batı parselinden başlayarak ilk kazmayı Haziran ayında vuruyoruz. Tan Urla, yarımadaya açılan bir kapı üzerinde ve bölge gelişime çok açık. Seferihisar, Sığacık Körfezi, Azmak Koyu, Çeşme ve Kuşadası aksına da çok yakınız. Proje 20 bin metrekarelik ticari alana sahip. Tan Urla’nın tüm bölgeye değer katacağı ve çekim merkezi olacağı kanaatindeyiz. Toplam 36 ay inşaat süresi olacak, fakat projeyi daha erken bitirmeyi planlıyoruz. 300’e yakın anahtar teslim edeceğiz. Bankalarla garantörlük anlaşması imkanı da sunacağız. Projemiz hem yurt genelinden hem de yurtdışından yoğun ilgi görüyor.”

Donatılarıyla Dikkat Çekiyor

Proje içerisinde sosyal alanların da öne çıkacağını vurgulayan Tanyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tan Urla’da şef restoranları, yöresel yemekler sunan restoranlar, sağlık merkezi, spor salonu olacak. Hem siteye hem de bölge geneline hitap edecek. Sosyal etkinlikler, toplantı ve gösterilerin yapılabilmesi için bir köy meydanı kuracağız. Çeşitli ihtiyaçları karşılanması için sağlık merkezi, eczane, el sanatları, terzi, ayakkabı tamircisi, kreş ve petshop gibi dükkanlar da olacak. Yeşil alan ve hobi bahçelerine de özel önem verdik. Tan Urla’da artık değeri giderek daha çok anlaşılan elektrikli araçlar için AC ve DC hızlı şarj istasyonları da bulunacak. Güneş enerjisini de en etkin şekilde kullanmak için gerekli altyapıları kuracağız. Peyzaj ve ziraat mühendisleriyle birlikte karar vererek bölgenin bitki yapısını da düşünerek hangi kuşların yöreye gelmesini istiyorsak, böceğin sevdiği bitkiyi dikeceğiz. O böceği seven kuş gelecek. Proje içerisinde bölge iklimine uygun incir, armut ve zeytin gibi farklı meyve ağaçları da dikeceğiz.” 

Avcılar İnşaat İki Yeni Projesini Teslim Etti

Avcılar İnşaat, Avcılar Exclusive Bayraklı Projesi ve Avcılar Next projelerinin teslimini yaptı. Planlanan tarihten önce bitirilen iki proje, bin adet bağımsız bölümden oluşuyor.

İzmir projeleriyle öne çıkan Avcılar İnşaat tarafından inşa edilen Avcılar Next projesi ili Avcılar Exclusive Bayraklı projesi planlanan teslim tarihinden önce bitirilerek yatırımcılarına erken teslim edildi. Avcılar Exclusive Bayraklı projesinin ofis bölümü planlanan tarihten 9 ay önce aynı projenin konut kısmı ise 8 ay önce tamamlandı. Konut ve ofislerin anahtar teslimleri ise projenin satış ofisinde gerçekleştirilen törenle yapıldı. 

Toplamda 10 bin metrekare arsa üzerinde yükselen Avcılar Next projesi ise temeli atılmadan yüzde 85 oranında satış yaparak rekora imza atmıştı. Yatırımcılarına erken teslim edilen proje hakkında konuşan Avcılar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İdris Avcı, ‘’Erken teslim ofis ve iş yeri sahipleri için büyük bir avantaj. Bu avantaj ortalama 10 bin TL’lik kiradan yıllık 120 bin TL kazanç demek. Ayrıca, proje teslimine kadar geçen sürede yüzde 300-400 civarında bir kâr elde etmek söz konusu.’’ dedi.

2023 yılında da yeni projeler sunacaklarını açıklayan Avcı, “Erken teslim geleceğimizi burada da sürdüreceğiz. 2023 yılında 2 bin 500 adetli bir kaç projeyi hayata geçireceğiz ve tamamlanma tarihinden önce yine sahiplerine teslim edeceğiz.” şeklinde konuştu. 

Bornova-Çamdibi, Kazımdirik Mahallesi, Gaziemir ve Bayraklı’da yeni araziler üzerinde çalıştıklarını ve yatırımcıların Avcılar’a duyduğu güveni kırmamak adına taahhütlerin yerine getirilmesi için sıkı bir şekilde çalıştıklarını vurgulayan İdris Avcı,  “Çünkü biliyoruz ki ev sahibi, iş yeri sahibi olmak için yatırımcımız birçok fedakarlıkta bulunuyor. Bu fedakarlıklarını karşılıksız bırakmayız. İzmir’e gönülden bağlıyız. Bizi var eden bu şehir için en büyük hedefimiz hak ettikleri modern ve rahat yaşam alanlarını sağlayarak, her anlamda ‘kazanan’ yatırımcı yaratabilmek.” açıklamalarında buldundu. 

El Değmeden Hijyen: Artema Root

Artema Root armatürleri, temassız teknolojisiyle el değmeden hijyen sunarken; form ve boyut çeşitliliğiyle, banyo tasarımının önemli bir tamamlayıcısı oluyor.

Artema’nın Root armatür koleksiyonu, form ve boyut çeşitliliğiyle, hayal edilen banyo tasarımlarının önemli bir tamamlayıcısı oluyor. Vitra Tasarım Ekibi’nin imzasını taşıyan koleksiyonun temassız teknolojiye sahip armatürleri, el değmeden hijyen sunuyor. Özellikle toplu kullanım alanlarında tercih edilen armatürler, patojenlerin (hastalığa neden olan her türlü organizma) çapraz bulaşma riskini de azaltıyor.

Güvenlik ve su tasarrufunu bir arada sağlayan Root armatürler, sensörü sayesinde farkına vardığı kullanıcı algı alanından çekildiğinde, suyun akışını otomatik durdurarak suyun boşa harcanmasının önüne geçiyor. Artema Root’un termostatik bataryaları ise ayar gerektirmeden su sıcaklığını sabit tutuyor. Soğuk su kesildiğinde sıcak suyu da keserek kullanıcıların zarar görmesini engelliyor. Enerjisini elektrik veya pilden alan bataryalar, su geçirmeyen kablolarıyla güvenli kullanım sunuyor.

Gayrimenkul Fiyatlarında Normalleşme Olacak

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın eş zamanlı erişimi sayesinde, gayrimenkul ilanlarının kanunlar nezdinde disiplin altına alınmasının en çok emlak ofislerini memnun ettiğini söyleyen Remax Borsa Brokeri Halil Egemen, ‘Konut fiyatları ilan siteleri aracılığı ile kolaylık manipüle ediliyordu. Alınan bu kararla, sahte ilanlara ve suni fiyat artışlarının önüne geçilmiş oldu.’ dedi.

Seri ilan sitelerine dileyenin dilediği fiyatı girerek, satılık ve kiralık konut fiyatlarını spekülatif ataklar ile yukarı çektiğini söyleyen Halil Egemen, ‘’Bundan böyle ilana girilen gayrimenkulün bilgileri kişisel resmi beyan niteliğinde oldu. Keyfi fiyat artışlarına, sahte ilanlara ve konut fiyatlarını manipüle edilmesine son verilmiş oldu. Alınan bu kararla hem devletimizin tapu gelirleri artıracak hem de gayrimenkul piyasası spekülasyonlardan korunacak.’ şeklinde konuştu.

İlanların Güvenirliği Artacak

Gayrimenkul fiyatlarını artıran en önemli unsurların başında, talepten ziyade suni fiyat artışlarının olduğunu söyleyen Egemen, ‘’Kimi zaman mülk sahipleri emlak danışmanlarına, ‘ilan fiyatımı arttırın’ taleplerinde bulunmaktaydı. Doğru fiyat prensibiyle çalışan emlak ofisleri bu türden fiyat artışlarını müşterilerine izah etmekte zorlanıyordu. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ilanı verenlerin tüm bilgilerine doğrudan erişebilmesi sayesinde, gerçekte satılık olmayan, sahte ilanlar ortadan kalkacak, fiyatı ve bilgileri doğru olan gayrimenkul ilanları yayınlanacak.’ dedi.

Satıcılar ve Alıcılar Doğru Fiyata Odaklanmalı

Gayrimenkul konusunun insanların hayatlarında verdiği en önemli kararların başında olduğunu söyleyen Halil Egemen şunları kaydetti;

‘’Gayrimenkul alımı ve satımı, sadece yer gösterimi yapmanın ötesinde, ekonomisi ve hukukuyla öne çıkmıştır. Gayrimenkul ilanı yayınlamak dijital beyan niteliğinde olduğu gerçeğinden yola çıkılarak, herkes doğru fiyatlandırmaya odaklanmalı. Yetkilendirme sözleşmesiyle, prensipli çalışan emlak ofislerinin hizmet kalitesi daha da artıracak. Alıcı ve satıcı kitlesi, konusunda uzman ve gayrimenkulünü en iyi temsil edecek emlak ofisleriyle çalışmalarında uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz.’’ dedi.

Kahramanmaraş’ta Kavşak Çalışması Başladı

Kahramanmaraş’ta Tevfik Kadıoğlu Caddesi üzerinde planlanan köprülü kavşak çalışmaları başladı. 

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör başlayan çalışmaları yerinde inceledi. İnşaat çalışmaları hakkında yetkililerden bilgi alan Güngör, “Şehrimizin pek çok noktasında yatırımlarımız devam ediyor. Tevfik Kadıoğlu Köprülü Kavşağı projesi de şehrimiz için çok önemli bir yatırım. 55 milyon liralık yatırım bedeli var. İhale ve yer teslim süreçlerinin tamamlanmasının ardından yüklenici firmamız derhal çalışmalara başladı. Bugün de çalışmaların gayet hızlı bir şekilde ilerlediğine şahit olduk. Önümüzdeki günlerde de temel atma törenimizi gerçekleştireceğiz. İnşallah hedeflediğimiz gibi 150 gün içerisinde projemizi tamamlayarak hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız.” dedi. 

Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay ise bölgede devam eden çalışmalara ilişkin, “Büyükşehir Belediyemiz tarafından hayata geçirilen Tevfik Kadıoğlu Köprülü Kavşak projesinde çalışmalar başladı. Bugün de bölgedeki esnaflarımızla birlikte bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Büyükşehir Belediye Başkanımız Hayrettin Güngör, çalışmalar hakkında esnaflarımıza bilgiler aktardı. Esnaflarımız da taleplerini ilettiler. Hayrettin Güngör Başkanımız yol haritasını net bir şekilde ifade etti. İnşallah belirlenen süre içerisinde proje tamamlanarak hemşehrilerimizin hizmetine sunulacak. Bu proje sayesinde hem bölgede trafik sorunu çözülmüş olacak hem de bölgenin gelişmişlik düzeyi artacak.” açıklamalarını yaptı. 

‘’Konut Fiyatları Düşmeyecek’’

Konut fiyatlarında yaşanan dalgalanmaların akıbeti merak edilirken sektör temsilcileri yorumlarını aktarmaya başladı. FGM Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça da konut piyasasını değerlendirdi. 

Özellikle büyükşehirlerde yaşanan konut fiyatlarındaki artışın sonuçları herkes tarafından merak ediliyor. FGM Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, konut fiyatlarında düşüş yaşanmayacağını ve imkanı olanların şimdiden bir konut satın almaları gerektiğini tavsiye etti. 

Bir dönem boyunca herkesin konut inşa ettiğini vurgulayan Koça, “Daha önce inşaat yapımı kimseyi zorlamıyordu. Topraktan, projenin temeli bile atılmadan konutların satışı yapılıyordu ve piyasa yükselişteydi. Sonra herkes inşaat yapmaya yöneldi. Her meslekten; yani inşaattan anlayan, anlamayan herkes inşaatlar yapmaya başladı. Piyasada çok fazla müteahhit yer aldı ve Türkiye’de ciddi manada konut yapıldı. İnşaata başlamadan satış yapılıyordu ve gelen nakit akışıyla diğer konut projelerine başlıyorlardı. Maliyetler artınca konut satışı da sıkıntıya girdi. Maliyet hesapları istedikleri gibi gitmeyenler inşaat işinden çekildi.” şeklinde açıklama yaptı. 

Son 3 yılda yaşanan mali krizi de değerlendiren Fecri Koça, “Son 3 yıla baktığımızda sektörel manada bir kriz yaşandı ve konut üretimi çok çok azaldı. Kimse konut üretemedi, üstüne pandemiyi yaşadık. Pandemi herkesi derinden sarstı. Özelikle inşaat ham maddelerinin bir kısmını yurt dışından ithal ediyoruz. Dünya genelinde pandemi koşulları etkin olduğu için malzemelerde de sıkıntı yaşandı. Bu durumda, mevcut konut fiyatları da yukarı yönlü tırmandı. Fiyat artışları aslında dünya genelinde var. Biz sektör temsilcileri olarak, aslında sonbahar ve kış aylarında fiyatların azda olsa düşmesini bekliyoruz. Şunu söyleyebilirim; yeni yapılacak konutların maliyetleri daha yüksek olacağı için, yeni yapılarında fiyatları yüksek olacaktır. Bu bir müddet daha böyle devam edecektir. Bu nedenle, alım gücü olanların bir şekilde konut almalarını tavsiye ederim. Özelikle ülkemizde bir ürüne zam gelmesi durumunda indirimi çok fazla göremeyiz. Biz çok fazla konut fiyatlarında düşüş beklemiyoruz.” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Fahiş Fiyatlı İlanları Sildi

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı tebliğ’e göre internet ortamından yayımlanan ilanlar takibe alınarak fahiş fiyat uygulayanlar ya da sahte duyuru açanların ilanlarının 1 Haziran itibarıyla kaldırılacağını söylemişti. Geçtiğimiz günlerde başlayan yeni uygulama hakkında sektör yetkilileri, düşüncelerini paylaştı. 

Online emlak platformlarına yüklenen ilanların denetleme çalışması uygulamaya başlandı. Uygulamayı değerlendiren Emlakjet Genel Müdürü Tolga İdikat, “Şu anda intibak dönemindeyiz. Sahte ilanlar konusunda hem Gelir İdaresi hem de Ticaret Bakanlığı’na çok fazla şikayet gittiğine dair duyumlar oluyordu. Piyasada fiyatları yukarı çekmek için bu tip ilanlar yayımlanıyor. Zaten gayrimenkul biraz emsale göre gidiyor. Bölgedeki fiyatları gören mal sahipleri fiyatları artırıyor ve yapay bir enflasyon oluşuyor. Bu nedenle böyle bir karar alınmış olabilir. Uygulama kapsamında ilan siteleri, artık Gelir İdaresi’nin Bilgi Transfer Sistemi’ne ilan sahibinin kimlik bilgileri, onu yayımlayan emlak firmasının kimlik bilgileri, ticaretle ilgili bilgileri, ilgili taşınmaz adresin ve herhangi bir ilan yayından kalktığında neden kalktığıyla ilgili bilgileri aylık olarak düzenli verecek.” açıklamalarını yaptı. 

Uygulamanın disiplinli bir iş adaptasyonu sağlayacağını söyleyen TURYAP Genel Müdürü Kemal Karadağ ise  “Uygulama kapsamında artık sadece gerçek anlamda sözleşmesi yapılan ilanlar girecek. Bu yönetmeliğin esas amacı emlak alım satım ile ilgili kaçağı önlemek. Dolayısıyla uygulama ile spesifik olarak emlak firmalarından ziyade, esas aranılan şey emlak alım satımında oluşan emlak vergisinin doğru verilmesini sağlamak. Çünkü insanlar tapuda gerçek fiyatını düşük gösterebiliyorlar. Bankadan 1 milyon TL kredi çekip, evin fiyatını 500 bin TL gösterebiliyorlar. Neden bu kadar kredi çekip böyle yapanlara yönelik geçtiğimiz dönemde çıkan yasayla geriye dönük cezalar kesildi? Bu düzenlemede de maksadın aynı olduğunu düşünüyorum” dedi. Uygulamanın fiyatlar üzerinde arttırıcı etki sağlayacağını söyleyen Karadağ, “Bence bu uygulama fiyatları çıkarır. Çünkü uygulama en çok mülk sahiplerini etkileyecek. Çünkü tapu harcının bir kısmını mülk sahibi de ödüyor. Ayrıca bir konut 5 yıl içinde satıldığında oluşan değer artışından dolayı mülk sahibi emlak kazanç vergisi ödüyor. Dolayısıyla değer ne kadar düşükse o kadar az ödüyor. Şimdi gerçek fiyatlar olunca mülk sahibi bu farkı birinden çıkarmak zorunda kalacaktır. Genele yayılmasa da bu tarz artışları da duyacağız. Bu nedenle kısa vadede fiyatları yükselteceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu. 

İstanbul Havalimanı Karbon Salımı Sertifikası’nda Seviye 3’e Yükseldi

Uluslararası Havalimanları Konseyi, İstanbul Havalimanı’nın Havalimanı Karbon Akreditasyonu bünyesindeki Karbon Salımı Sertifikasını Seviye 3’e yükselttiğini açıkladı. 

Karbon ayak izi kapsamında tüm değerlendirmelerden geçen İstanbul Havalimanı Karbon Salımı Sertifikası derecesini seviye 3’e getirdi. İstanbul Havalimanı Genel Müdürü Kadri Samsunlu, karbon emisyonunun azaltılmasına yönelik yapılan çalışmaları, “Birinci Seviye Karbon Salımı Sertifikası’nı almaya hak kazandığımızda 2., 3. ve 4. seviyelerdeki sertifikaları da alacağımızdan hiç şüphem yok açıklamasında bulunmuştum. Kısa bir sürede Seviye 3’e yükselmeyi başararak önemli bir ilerlemeye imza attığımız için son derece mutluyum. İnsan hayatını, çevre ve topluma saygıyı odağımıza alarak, sürdürülebilirlik faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Bir yandan bugünün ihtiyaçları için daha verimli çözümler sunarken bir yandan da sektörümüzün, paydaşlarımızın, çevrenin ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını gözeterek, kaynakların sürdürülebilirliğini önceliklendiren yaklaşımlar geliştiriyoruz. Bu yaklaşımları da uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla sertifikalandırıyoruz. İGA olarak, İstanbul Havalimanı’ndaki karbon ayak izimizi azaltarak iklim üzerindeki etkimizi en aza indirmeye kararlıyız. Amacımız, gelecek nesillere örnek bir model oluşturarak, atığını dönüştürebilen, sürdürülebilir örnek havalimanları ve örnek şehirler oluşturabilmek. Dünya’nın, çevrenin kendine yetebilir bir devamlılık sağlaması noktasında sürdürülebilirlik konusu her zaman odak noktamızda olacak.” şeklinde değerlendirdi. 

Uluslararası Havalimanları Konseyi Genel Direktörü Olivier Jankovec ise İstanbul Havalimanı’nın sertifika derecesini 3. Seviyeye ulaştırması hakkında şu açıklamaları yaptı:

“İstanbul Havalimanı’nın açılışından itibaren İGA, hizmet kalitesi ve operasyonel performans bakımından her geçen gün yükseliş göstermektedir. Bugünkü başarılarından da açıkça görüldüğü üzere, Türkiye’ye ait bu merkezin doğaya olan duyarlılığı, mükemmellik ilkelerinin bir sonucu olarak temel öncelikleri arasındadır. Özellikle de Covid-19 pandemisinin etkilerini henüz yeni atlatmakta olduğumuz bu dönemde, Havalimanı Karbon Akreditasyonu’nda bir değil iki seviye birden yükselmek, havalimanı açısından kararlılık ve yatırım gerektiren kayda değer bir başarıdır. Havalimanı kontrollü karbondioksit salınımını büyük ölçüde düşürdüklerini ve operasyonel paydaşlarının da kendi üzerlerine düşeni yapmalarını sağladıklarını gösteren 3. Seviye ‘Optimizasyon başarıları için İGA İstanbul Havalimanı ekibini tebrik ediyorum. Bu geniş kapsamlı sorumluluk alanı, ACI EUROPE öncülüğünde oluşturulan ve farklı endüstrileri kapsayan 2050 Net Sıfır Karbon Emisyonu hedefine ulaşmak adına önemli bir adımdır.”

Siltaş Yapı Sürdürülebilir Projelere Yatırım Yapıyor 

Dünya Çevre Günü kapsamında yaptığı açıklamada sürdürülebilirlik bilincinin arttığını ifade eden Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç, şirket olarak sürdürülebilir kentsel dönüşüme uygun projelere odaklandıklarını vurguladı. 

Küresel iklim değişikliği etkisini artırdıkça, sürdürülebilirlik hayatın her alanında büyük önem kazanıyor. Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe de artık çevre dostu, sürdürülebilir projeler öne çıkıyor. İş dünyasındaki 40 yıllık köklü geçmişiyle insan odaklı ve kente değer katan projeler inşa eden Siltaş Yapı da yeşil alanların yoğunlukta olduğu, enerji ve su verimliliği sağlayan çevre dostu projeleriyle dikkat çekiyor.

Küresel ısınmanın etkisini artırmasıyla sürdürülebilirlik tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de öncelik kazanıyor. Sürdürülebilirlik bilincinin artmasıyla insanların yaşam alanlarından beklentileri de değişiyor. Projenin kalitesi, bulunduğu semti, yatırım değeri gibi faktörlerin yanı sıra yeşil alanı bol, enerji ve su verimliliği sağlayan çevre dostu özelliklerinin olması önem kazanıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamada bulunan Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç, çevre dostu proje yatırımlarının arttığını ve sürdürülebilir kentsel dönüşüme yoğunlaştıklarını söyledi.

“Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çevre Dostu Projelere Yatırım Yapıyoruz”

Sürdürülebilir bir gelecek için çevre dostu projelere yatırım yapmak gerektiğini belirten Tunç,“Kentleşmenin artmasıyla çevre dostu projelere olan ihtiyaç da artıyor. Enerji kaynakları gün geçtikçe azalırken enerji ihtiyacı da artıyor. Bu kapsamda verimlilik ve tasarruf büyük önem kazanıyor. Diğer taraftan ülkemiz birinci derece deprem kuşağında bulunuyor. Depremi önlemek mümkün olmasa da zamanında alınacak önlemlerle kayıpları en aza indirmek elimizde. Bu noktada Siltaş Yapı olarak hem çevre bilinci hem de deprem gerçeğine karşı ortak bir bilinçle hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yatırımlarımızı da bu alanda yoğunlaştırıyoruz. Bu yönde hayata geçirdiğimiz son projemizi ve yapımı devam eden projemizi çevreci akıllı ev altyapısı ile kurguladık.” şeklinde konuştu.

LifeX Konsepti İle Doğaya Dost Yaşam Alanları İnşa Ediyor

Son projeleri olan Siltaş Marina’nın yüksek ağaçlarla, ferahlık hissi oluşturan peyzaj düzenlemesiyle insana ve doğaya dost bir proje olarak öne çıktığını ifade eden Tunç, sözlerine şöyle devam etti; “İlk kez Siltaş Marina’da hayata geçirdiğimiz LifeX konsepti ile sadece bir ev değil, insan ve doğa dostu bir yaşam alanı vadediyoruz. Bu projemizin yüzde 75’i yeşil alan ve sosyal donatılardan oluşuyor. Projede elektrikli araçlar için e-şarj istasyonu da bulunuyor. Yapımı devam eden ve gelecek tüm projelerimizde de çevre dostu LifeX konseptimizin yer almasını planlıyoruz.”

TK Elevator Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayımladı

Şehirleri ve binaları daha akıllı ve yaşanılası yerler haline getirirken yenilikçi mobilite çözümleri ile de sürdürülebilir bir geleceğe yatırım yapan TK Elevator, dünyanın önde gelen sürdürülebilirlik raporlama standardı GRI’ye uygun ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Karbon ayak izini azaltma konusunu kendine hedef belirleyen TK Elevator; kendi ticari faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını 2030 yılına yüzde 53, değer zinciri boyunca emisyonlarını 2021 yılına kıyasla yüzde 23 azaltmayı taahhüt ediyor. 

Sürdürülebilirliği şirket kültürünün önemli bir parçası olarak kabul eden TK Elevator; ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Önde gelen sürdürülebilirlik raporlama standardı Global Reporting Initiative’e (GRI) uygun olarak derlenen rapora göre; 2020-2021 mali yılında TK Elevator’ın kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlar, 2018-2019 temel yılına kıyasla yüzde 19 oranında azaltıldı. Ayrıca şirketin yenilenebilir kaynaklardan elde ettiği elektriğin oranı yüzde 45’in üzerine çıkarıldı. İklim değişikliğiyle mücadelede üzerine düşeni yapmak için kendisine iddialı hedefler belirleyen TK Elevator, ticari faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını 2030 yılına yüzde 53, değer zinciri boyunca emisyonlarını 2021 yılına kıyasla yüzde 23 azaltmayı amaçlıyor. İklim korumasının yanı sıra sosyal sorumluluk ve özellikle iş güvenliğinin sürekli iyileştirilmesini de bir öncelik olarak kabul eden TK Elevator’da son beş yılda, işle ilgili olayların sayısı (Toplam Kaydedilebilir Olay oranı / TRC oranı) yüzde 50 oranında düşürüldü. Ayrıca TK Elevator, tüm çalışanların potansiyellerini tam olarak kullanmalarını sağlayan çeşitli, açık ve kapsayıcı bir şirket kültürünü teşvik etme taahhüdünü pekiştirerek ilk kez küresel bir çalışan anketi gerçekleştirdi.

Net Sıfır Karbon Emisyonuna Ulaşmayı Taahhüt Ediyor

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan TK Elevator Türkiye CEO’su Artuğ Özeren, “Sürdürülebilirlik ve ekonomik başarının ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğuna inanıyoruz. İlk sürdürülebilirlik raporumuzla, kurumsal sorumluluklarımızı nasıl sürdürdüğümüz konusunda daha fazla şeffaflık sağlamak için ESG çabalarımızın arkasına rakamlar ve yeni somut hedefler koyuyoruz.” dedi 

TK Elevator; BM desteğiyle başlatılan ve sıfır emisyonu hedefleyen ‘Sıfır için Yarış’ kampanyasına katılarak karbon emisyonunu 2050 yılına kadar ‘net sıfıra’ düşürmeyi amaçlıyor. Bunu yaparken şirket Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından yönetilen, küresel ısınmayı 1,5°C’de tutmayı amaçlayan ‘1.5°C İçin İş Dünyası Harekete Geçiyor’ girişimini de destekleyerek tüm adımlarını bu yönde atıyor. Şirket; küresel operasyonlarda kullanılan elektriği 2030 itibarıyla yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan tedarik etmeyi taahhüt ediyor. 

Bozkurt 11 Ağustos Yıldönümünde Eski Haline Kavuşacak

Geçen yıl 11 Ağustos’ta büyük bir sel felaketi yaşanan Kastamonu, Bozkurt’ta yenileme çalışmaları hızla devam ediyor. Bozkurt kaymakamlık binasında gerçekleştirilen değerleme toplantısında konuşan Kastamonu Valisi Avni Çakır, ‘’Bozkurt’u 11 Ağustos yıldönümünde eski haline kavuşturacağız’’ dedi.

Yaşanan sel felaketine değinen Vali Avni Çakır yenileme çalışmalarıyla ilgili, “12 Ağustos’tan itibaren başlayan iyileştirme süreci bugün de aynı şekilde devam ediyor. Şu an üzerinde bulunduğumuz köprü ilçenin iki yakasını bağlayan can damarı niteliğinde bir köprü. Bu köprü yapılarak ihtiyaç halinde kullanıma hazır hale getirildi.” açıklamalarında bulundu. 

Devlet Su İşleri tarafından çalışmaları yürütülen kanal tahkimatlarının tamamlandığını açıklayan Vali, kanal temizleme çalışmalarının başladığını bildirdi. Çalışmaların ardından ikinci köprü inşaatının başlayacağını söyleyen Vali sözlerini şöyle devam ettirdi:

“Hemen ikinci köprümüzün imalat süreci başlayacak. 11 Ağustos itibarıyla hem iki köprümüz hem de yaya köprümüz açılacak. Hemen arkamızda gördüğünüz kent meydanında çalışma sürüyor. 12 dükkan 1 pazar yeri ve millet kıraathanesi çalışması devam ediyor. Onu da ağustos ayı içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. Kaymakamlık hizmet binamızda çalışma sürüyor. Şehrin 5 ayrı noktasında 679 konuttan oluşan TOKİ çalışmaları hızla sürüyor. Merkezde 123 dükkanımızın inşaatı yoğun şekilde devam ediyor. Sanayi sitesinin zemin betonları kaldı. Haziran ayı içerisinde onları da hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Spor sahalarımız hızla yapılıyor. Afette ilçe merkezinde İmam Hatip Lisesi etkilenmişti. Oranın tadilatı bitti ama bölgesinde yoğun inşaat olduğu için açmadık. Hazır ama önümüzdeki yıl eğitim başlayacak. Hemen yanında 100 öğrenci kapasiteli yurdumuz var. Anaokulumuzun restorasyon çalışması devam ediyor. Kanalizasyon, içme suyu ve yağmur suyu şebekesine yönelik çalışmada da yüzde 90’lardayız. “

Çalışma sürecini aktaran Vali sözlerini, ”Bozkurt’u inşallah 11 Ağustos’un yıl dönümünde eski haline kavuşturacağız. İnşallah Bozkurtlulara devlet olarak verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Bu doğrultuda tüm kurumlarımız hızla çalışıyorlar. Şehrin her noktası büyük bir şantiye görüntüsünde. 11 Ağustos’ta meydan, köprüler, yaya yolu, spor sahalarımızı, sanayi sitelerimizi vatandaşlarımıza açacağız. İşlerimizin büyük kısmını yıl içerisinde teslim edeceğiz. Herhangi bir sıkıntımız yok. Devlet olarak vatandaşımızı yanındayız. İnşallah verdiğimiz sözü alnımızın akıyla yerine getireceğiz.” diyerek bitirdi. 

2022 Haziran Ayı Kira Artış Oranı Açıklandı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılı Haziran ayı kira artış oranlarını açıkladı. Yayımlanan verilere göre Haziran ayında konut ve iş yeri kiralarına yüzde 39,33 oranında zam yapılacak. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs ayı enflasyon rakamlarını bugün açıkladı. Açıklanan resmi verilerle birlikte Haziran ayı kira artış oranı da belli oldu. Buna göre; Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık bazda yüzde 132,16 aylık bazda ise yüzde 8,76 oranında arttı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) de yıllık bazda yüzde 73,50 oranında artarken aylık bazda yüzde 2,98 oranında yükseldi. 

Böylelikle Haziran ayında, kira bedeli bin TL olan bir konut ya da iş yeri için yüzde 39,33 oranlık zam uygulanırsa 393 TL zam bedeli kiraya yansıtılacak. Bin TL’lik bir kira bedeli bin 393 TL’ye çıkacak. 

Sertaç Karaağaoğlu: ‘’Eylül’de Öğrenci Yurtları Büyük Sorun Yaratacak’’

Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Genel Müdürü ve Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkan Yardımcısı Sertaç Karaağaoğlu, eylül ayında üniversitelerin açılmasıyla birlikte öğrenci yurtlarının büyük bir sorun yaratacağını söyledi.

Geleneksel Yatırımlarının Varisi: Alternatif Modeller Paneli’nde konuşan Sertaç Karaağaoğlu, yaşanan yurt problemlerinin eylül ayında üniversitelerin açılmasıyla büyük bir sorun haline geleceğini açıkladı. Panelde, öğrencilerin barınma sorununa değinen Karaağaoğlu, “Türkiye’de 5 bin 200 yurt var. Bunların yüzde 15’i özel sektöre ait. Son 6 yılda ise yurt sayısı yüzde 3 azaldı ve halihazırda yurtlardaki yatak kapasitesi üniversite öğrenci sayısının yüzde 14’ü kadar.” dedi. 

Kütahya ve Isparta’da 7 bin 232 yatak kapasiteli iki adet öğrenci yurdunu bünyelerinde barındırdıklarını söyleyen Sertaç Karaağaoğlu, “Akfen GYO olarak yurtlarımızı, Kredi Yurtlar Kurumu’na kiraladık. Başlangıçta bizde işten memnunduk ve hatta yurt işini büyütmeye karar verdik. Çünkü biz yurdu yatak başına 5 bin 171 dolara mal ettik. 15 yılın altında geri dönüş sağlarsa gayet güzel olacaktı. Ancak Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 122, Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) artış ise yüzde 34 olunca, bizim oda başına Kredi Yurtlar Kurumu’ndan aldığımız net kira 220 dolara düştü ve geri dönüş sürelerimiz 23 yıla çıktı. Dolayısıyla yurtların, yatırımcı için anlamlı hale gelmesi geri dönüş sürelerinin 14 yıl ve yatak başına yıllık ödenen ücretinde 390 ila 400 dolara gelmesi gerekir.” açıklamalarında bulundu. 

Panelde söz hakkı alan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve GYODER İcra Kurulu Üyesi Ali Hapşen de ele alınan yurt sorununa değinerek, her 3 üniversiteliden 2’sinin başka yerde eğitim aldığını sözlerine ekleyerek, “Yüksek Öğretim Kurumu yeni bir düzenlemeye gitti ve baraj puanlarını kaldırdı. Baraja takılan öğrenci sayısı 195 bindi. Ayrıca öğrenci sayısında yüzde 25’lik artış olmuştu. Bu yıl barajlar kalkacağı için eylül ayında ciddi bir barınma sorunu ortaya çıkacak.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de konut talebinde yaşanan artışı da değerlendiren Sertaç Karaağaoğlu çözüm önerilerini, “Çeşitli başka sebepleri olsa da yurt bulamayan ucuz konuta gidiyor. Bu da konut talebini artırıyor. Çözüm basit, yapılması gereken KYK’nın (Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü) yatak başına ödediği rakamı yükseltmesi. Bunun için de KYK’nın kiracıyı koruyan TÜFE yasasından çıkarılması lazım. Başka bir konuda arsayı devletin ücretsiz tahsis etmesi. Bu tahsis kredi yurtlarına verilmek ve yurt yapılmak kaydıyla yapılırsa en azından geri dönüş süresi kısalabilir. Bu sayı 4 ila 5 milyona düşmeyecekse yurt ihtiyacı var. Üniversite sayısı çok hızlı artıyor. Şu an tedbir alınmazsa daha da artacak.” ifadeleriyle belirtti. 

İnşaat Sektörü İç Piyasasında Talep Azaldı

İnşaat Sektörü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), Mayıs ayı inşaat malzemeleri sanayi üretimi verilerini yayımladı. Açıklanan rapora göre sanayi üretimi yüzde 4,7 artarken iç talepte yavaşlama yaşandı.

2022 Mayıs ayı inşaat sanayi üretimi raporunu açıklayan İMSAD, üretimin yılın ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,7 oranında artış yaşadığını açıkladı. Enerji kesintilerinin etkilerine karşın büyümeye geçen üretimin yanında talep bazında azalma yaşandı. 

Yayımlanan verilerde 2022 yılında toplamda 13 alt sektörde büyüme görülürken toplam 9 sektörde gerileme olduğu kaydedildi.

Alt sektörler incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre değerlendirilen verilerde, seramik kaplama malzemeleri yüzde 31,8, parke ve yer döşeme sektöründe yüzde 27,5, seramik sağlık malzemelerinde yüzde 24,7 büyüme gerçekleşti. Demir çubuk ve profil üretimi sektöründe ise 19,6, plastik inşaat malzemeleri üretimi sektöründe yüzde 21,3 oranında yükselme görüldü. Yükselen bu sektörülerin yanı sıra; tuğla ve kiremit üretimi yüzde 22, metal kapı ve pencere üretimi sektöründe ise yüzde 9,6 gerileme yaşandı. 

İç talebin küçülmesi ile üretim verilerinin azalması beklenirken yaşanan dış talep artışı ile sektörde üretim de yükselmeye geçti. Bu da Türkiye ekonomisinin yüzde 7,3 oranında büyümesini sağlarken inşaat sektöründe 7,2 oranında düşüş gerçekleşmesine ön ayak oldu. 

İnşaat sektöründe önemli bir yere sahip olan yapı ruhsatlarında ise daralma yaşandı. 2022 yılı ilk çeyrek döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre değerlendirilen verilere göre yeni yapı ruhsatı alımında yüzde 21,6 azalma yaşandı. Tam sayım verilerinde ise geçen yıl satın alınan yapı ruhsatı 34,38 milyon metrekare iken 2022 yılı ilk çeyreğinde bu rakam 26,87 milyon metrekare dolaylarında seyretti. 

Özhan Carda: ‘’Yapı Kooperatiflerine Destek Verilmeli’’

İnşaat sektöründe yaşanan zorluklar ve konut fiyatlarındaki artışlar gündemden düşmüyor. Realtyplus Franchising A.Ş Kurucu Ortağı Özhan Carda, durumun bir an önce çözüme kavuşturulması için yapı kooperatiflerine destek verilmesi gerektiğini söyledi.

Konut kira fiyatlarında yaşanan artış hızla yükselmeye devam ediyor. Son açıklanan verilerde kira fiyatları İstanbul’da yüzde 112,3, İzmir’de yüzde 74 ve Ankara’da yüzde 106,7 olduğu görüldü. Kira fiyatlarında yaşanan artışın önünün alınmadığını vurgulayan Realtyplus Franchising A.Ş. Kurucu Ortağı Özhan Carda konuya dair, “Bu konuda hem devlet tarafında hem de çeşitli gayrimenkul platformlarında nasıl bir önlem alınması gerektiğine dair çalışmalar yapılıyor. Kira bedellerinin kontrol altına alınabilmesi için üç farklı model üzerinde görüşülüyor. Bu üç modelden sadece inşaat şirketleri, belediyeler ya da Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından kiraya verilmek üzere konut üretimi gerçekleştirilmesi, kira bedellerinin yükselmesindeki en önemli faktör olan kiralık konut sayısındaki yetersizliğin giderilmesi konusunda faydalı olabilir. Ancak bence en önemli adım kentlerimizin düzgün yapılaşmasında göz ardı edilemeyecek bir etkisi olan Konut Yapı Kooperatifleri’nin desteklenmesi olacaktır.” açıklamalarında bulundu. 

Kooperatiflerin kar amacı gütmeyen kuruluşlar olduğunu söyleyen Carda, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bugüne kadar ki uygulamalarda büyükşehirlerde hem TOKİ hem de belediyeler konut üretiminde müteahhitlerle birlikte lüks konut üretti. Yaşadığımız süreçte de bu alışkanlığın devam edebileceği ve bu uygulamalardan kira bedellerinin düşürülmesi için bir fayda sağlanamayabileceği endişesindeyim. İnsanlığın geçmişi kadar eski bir model olan kooperatiflerin devlet tarafından sisteme dahil edilmesinin çok faydası olacağını düşünüyorum.”

Özhan Carda yapı kooperatiflerinin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğinin altını çizerken konuşmasını, “Devletin bir düzenlemeyle, belirlenecek tavan bedel üzerinden sadece kiraya verilmek üzere konut üretimi amaçlı uygun bedelli hazine arazileri tahsisi ve imar kolaylıkları sunması sağlanabilir. Bu da yatırımcıların gayrimenkul yatırımına tekrar ilgi duymasını sağlayacak ve kooperatiflere ortak olmaları sonucunu doğuracaktır.” şeklinde sonlandırdı. 

Oltu Çuval Fabrikası İnşaatı Başladı

Erzurum, Oltu Organize Sanayi Bölgesi’ne konumlandırılan Oltu Çuval Fabrikası’nın inşaat çalışmaları başladı.

Oltu Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulacak olan Oltu Çuval Fabrikası inşaatı İş insanları Murat Güzel ve Erkan Güzel tarafından inşa ediliyor. Fabrika, 7 bin 200 metrekare kapalı alan olmak üzere toplamda 20 bin 500 metrekare alanı kaplayacak. Toplam 270 kişiye istihdam sağlayacak fabrikanın 60 gün içerisinde tamamlanması planlanıyor. Ayrıca, Oltu Çuval Fabrikası, Erzurum Büyükşehir Beldiye Başkanı Mehmet Sekmen tarafından destekleniyor. 

İş insanı Mehmet Güzel fabrikanın inşaat çalışmaları hakkında, “Kocaeli’nde 20 yıllık ticaret tecrübemizle 60 gün sonra şirin ilçemize ve insanımıza A.Ş. kapısı olacak. Fabrikamızın inşaat çalışmalarına başladık. Bizlerden desteğini esirgemeyen Erzurum Valimiz Okay Memiş, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’e, Oltu Belediye Başkanımız Necmettin Taşçı’ya ve emeği geçen herkese teşekkür ederim” açıklamalarında bulundu. 

Zeray Dora Hill Lansman Satışları Başladı

Zeray İnşaat Kocaeli İzmit’te inşa edilmesi üzerine planladığı Zeray Dora Hill projesinin lansman satışları yapıldı. Etrafı ormanla çevrili proje 720 bin metrekare alana kurulacak.

Kocaeli ilinde yaptığı projelerle ünlenen Zeray İnşaat, yeni projesinin lansmanını basın toplantısıyla düzenledi. Konut projesinin detaylarını aktaran Zeray İnşaat, yatırımcılara ve konut satın almak isteyen kişilere aktardı. Toplantıda söz hakkı alan Zeray İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Zeray şu sözlerle projeyi tanıttı:

“Bugün lansmanını yaptığımız proje; bölge olarak, İzmit’te yeni yerleşim alanı ve emsali oldukça düşük olan bir bölgededir. Bu aks geçmiş dönemde hak ettiği değeri görmemiş olsa da Dora Hill projemizle, hak ettiği değeri yakalayacaktır. Adeta Zeray markasıyla, proje geliştirdiğimiz arazileri ve bölgesini hak ettiği değere taşımayı misyon edindik. Projeye ayak bastığım ilk andan beri, bir yanı deniz, bir yanı göl, alabildiğince orman manzarasıyla, projenin tamamlandığındaki atmosferini yaşayabildim. Bu daha önce yaptığımız projelere kıyasla yeni bir keşif boyutunda. Bizler de böyle özel bir arazide, yaşanabilir her türlü ihtiyacın düşünüldüğü bir konsept geliştirdik.İnşallah bu projemiz; 5 binin üzerindeki her bir kalemde yer alan tüm paydaşlarımıza, kentimize ve ilçemize ‘iyi ki’ dedirtecek bir katkıyla, imza bir proje olacaktır.”

Projenin mimarı Figen Erturan ise projenin ferah bir şekilde tasarlandığını sözlerine ekleyerek, “Proje alanımız rakım olarak bölgenin en yüksek noktasında, adeta tüm körfezi kucaklayan konumda. Arazinin topoğrafik yapısı ve konumu, mimari konseptin de ilham kaynağı oldu. Blok formu ve yerleşimleri tüm körfeze hâkim, arazi eğimine uygun farklı kotlarda konumlanırken sosyal aktivite alanlarımız, projenin ana aksı üzerinde blokların merkezinde projelendirildi. Projelerimiz de çok fazla tercih edilen geniş terasları olan, yeşil alanlara bakan bahçe dubleksleri, deniz ve göl manzaralı çatı dubleksleri ile farklı daire seçenekleri oluşturduk. Tüm daireler yüksek tavanlı olup, pencereleri geniş ve yere kadar düşünülerek, dairelerin ferah olmaları, güneş almaları ve manzarayı görmeleri sağlandı.” dedi.

Projenin satış detaylarını açıklayan Satış Genel Müdür Yardımcısı Şüheda Turoğlu fiyat bilgisini, “Metrekare birim fiyatımız ortalama 16 bin 750 TL olmakla beraber, kişiye özel sunmuş olduğumuz esnek ödeme planları gerek yatırım yapmayı gerekse ev sahibi olmayı kolaylaştırıyor. Lansman dönemine özel yüzde 10 indirim, yüzde 5 peşinat ve vade farksız esnek ödeme imkanlarını kendi bünyemizde sunabiliyoruz.” sözleriyle verdi. 

Teknik Yapı İzmir’e İkinci Projesini İnşa Edecek

İzmir, Konak’ta hayata geçirdiği Evora İzmir projesinin ardından yeni bir proje planlayan Teknik Yapı, kentsel dönüşüm kapsamında karma bir proje sunacak.

Emlak Konut ve Halk Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile işbirliği kurarak Evora İzmir projesini hayata geçiren Teknik Yapı, İzmir’e yeni proje inşa etmek için düğmeye bastı. İzmir’de kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yapılacak olan gayrimenkullerin bazılarında Teknik Yapı’nın imzası olacak. Kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında açıklama yapan Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Umut Durbakayım, ‘’Maalesef ülkemizdeki deprem endişesi halen devam ediyor. İnsanlarımıza güvenli bir konut sunma amacıyla yürüttüğümüz faaliyetlere elimizden geldiği kadar devam ediyoruz. Bu kapsamda İstanbul’daki kentsel dönüşüm projelerimizin verdiği deneyim ve tecrübeyi kullanarak, İzmirli vatandaşlarımızın da deprem riskinden arındırılmış güvenli konutlar yapacağız.” ifadelerini kullandı. 

Evora İzmir projesinin büyük ilgi gördüğünü söyleyen Umut Durbakayım, kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleştirilen karma projenin İzmir, Alsancak bölgesine yapılacağını duyurdu. 

Türkiye’nin öncü enerji firması Üçay Grup Prosumer 2022: Üreten Tüketiciler Kongresi ve Fuarı’nda

Üçay Grup, Prosumer 2022: Üreten Tüketiciler Kongresi ve Fuarı’nda yenilenebilir enerji ve GES alanında yürüttükleri Ar-Ge çalışmalarını tüketiciyle buluşturdu. Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli çok yüksek. Yenilenebilir enerjiyi evsel kullanıma açarak hem karbon salınımını azaltabilir hem de enerji maliyetlerinde önemli miktarda tasarruf sağlayabiliriz” dedi.

Prosumer 2022: Üreten Tüketiciler Kongresi ve Fuarı gerçekleşti.  İki gün süren etkinlik programında güneş enerjisi sektörünün önde gelen oyuncuları, kamu kurumları ile kurumsal elektrik tüketicileri bir araya gelme fırsatı buldu. Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na göre Türkiye’nin günlük 7,5 saatlik verimli güneş kullanımı ve 48 bin megavatlık rüzgâr enerjisi potansiyeli ile Avrupa’da ilk sıralarda yer aldığını belirten Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, bu potansiyeli değerlendirmek, Türkiye’yi enerji üretiminde kirletici yakıtlardan kurtarmak mümkün” açıklamasında bulundu.

‘Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Potansiyeli Çok Yüksek’

Fuarda, karbon salınımının önemli bir bölümüne neden olan enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanımına dikkat çeken Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “İklim krizi tahmin edilenden daha hızlı ilerliyor. Çevresel felaketlerin dünyanın her yerinde artış göstermesi, karbon emisyonunu düşürerek küresel ısınmanın önüne geçmemiz için gezegenimizin bizlere verdiği son ve ciddi mesaj. Bunu engellemek enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklara yönelmekten geçiyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli çok yüksek. Yenilenebilir enerjiyi evsel kullanıma açarak hem karbon salınımını azaltabilir hem de enerji maliyetlerinde önemli miktarda tasarruf sağlayabiliriz” dedi. 

‘Yenilenebilir Enerjinin Evsel Kullanımını Teşvik Etmeliyiz’

Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin arttığı günümüzde prosumer yani kendi enerjisini kendi üreten tüketiciler sektörün önemli parçası haline gelmiş bulunuyor. Düzenlenen organizasyon ile de üreticiler ve kendi elektriğini üretmek isteyen tüketiciler buluşma imkânı yakalıyor. Kongre ayağı 8 oturumdan oluşan Prosumer 2022 kapsamında yaklaşık 40 konuşmacı, kendilerini dinleyen kurumsal elektrik tüketicilerine sürecin tüm detaylarını anlattı.

Fuarda 18 m2 büyüklüğünde alana sahip olan ve sektörün önde gelen firmalarıyla güneş enerjisine dikkat çeken Üçay Grup’un İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, ‘’Yenilenebilir enerjinin evsel amaçla kullanımı uzun bir süredir gündemimizdeydi. Bugüne kadar ortaya konulmuş en verimli yenilenebilir enerji çözümünü ‘zero house’ konseptimizle sunmuştuk. Evlerden, ofislere ve büyük yapılara kadar yenilenebilir enerji çözümlerimiz mevcut. Hem dünyamız hem de bizler için yenilenebilir enerjinin ve GES’lerin kullanımı en iyi seçenek. Bu konuda farkındalık yaratmalı, yenilenebilir enerjinin evsel kullanımını teşvik etmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Sürdürülebilir Gayrimenkul Talebi Artıyor 

Yaklaşık 20 yıldır gayrimenkul sektöründe değerleme hizmeti sunan Denge Değerleme’nin konunun uzmanlarının katılımıyla Digital Network Alkaş platformu üzerinden online olarak düzenlediği ‘Kalıcı Refahın Anahtarı Sürdürülebilirlik’ konusu webinarında tüm yönleriyle masaya yatırıldı.

Dünya iklim değişikliği, nüfus artışı, kaynakların artan ihtiyaçlar karşısında yetersizliği, ekonomik ve sosyal eşitsizlikler gibi sorunlar ile karşı karşıya. Pandemi süreci de dünyaya, doğaya ilişkin bakış açısının yeniden gözden geçirilmesi ve sürdürülebilirliğin öneminin artması konusuna ciddi bir ivme kazandırdı.  Bu sorunlara çözüm bulmak sadece ekonomik bir bakış açısı ile mümkün görünmüyor. Öte yanda, insanın refah arayışı ve ekolojik sürdürülebilirlik birbirini tamamlayıcı olabiliyor. Refaha odaklanmak, toplumsal düşünce yarattığı gibi zorluklara karşı birlikte mücadele etme dürtüsü de oluşturuyor. Ne mutlu ki;  yaşamın sürdürülebilirliği ve bu sürdürülemez anlayışın değişmesi için uzun yıllardır mücadele eden, topluma liderlik eden sivil toplum örgütü, kurum, şirket ve bireyler var.

Sürdürülebilirliğin, hayatımızdaki önemli önceliklerden biri konumuna geldiği bir gerçek. Öyle ki,sürdürülebilirliğin stratejik önemi giderek daha fazla anlaşılıyor. Bugün kurumlar tüm yönetim süreçlerinde uçtan uca dijitalizasyon süreçlerini tamamlama yolunda emin adımlarla ilerlerken çalışanları, tedarikçileri, müşterileri ve tüm paydaşları kapsayan bir sürdürülebilirlik anlayışını benimsiyor. 

Günümüzde; başarmak, geleceğe taşımak için odaklanmamız gereken anahtar kelimemiz ‘sürdürülebilirlik’. Şu an yaşadığımız hayatı, konforu ne kadar çok sevsek de bu haliyle sürdürmemiz mümkün değil. Üretimden tüketime tüm anlayışımız kökten değişmeli, ama nasıl?Yaklaşık 20 yıldır gayrimenkul sektöründe değerleme hizmeti sunan Denge Değerleme, sürdürülebilirliğin stratejik önemine de dikkat çekmek her gün gelişen, değişen ve evrilen, ‘sürdürülebilirlik’ kavramanı en etkin anlamda özümsemek adına konunun uzmanları ile ‘Kalıcı Refahın Anahtarı Sürdürülebilirlik’ webinarı düzenledi. Etkinlik; iş dünyasının dijital etkinlik ve sektörel içerik platformu bilgi ve paylaşım merkezi Digital Network Alkaş(DNA)’da online olarak gerçekleşti. Aynı zamanda tüm ziyaretçiler için arşiv olarak yerini alan bu önemli  etkinliğin moderatörlüğünü deneyimli Ekonomi TV Programcısı Hande Berktan üstlenirken, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Reckitt Amerika Pazarlama Direktörü Tarık Bayar, Brika Sürdürülebilirlik Yönetici Ortağı Gülin Yücel, Divan Çevre ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi Nur Çelik, Doğan Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Neslihan Sadıkoğlu ve Denge Değerleme Avrupa Bölge Müdürü Cem Kurt, konuşmacı olarak yer aldı.

Moderatör Hande Berktan, sürdürülebilir yaşam ilkesiyle başta topraklarımız olmak üzere tüm doğal varlıkların korunması için bilim temelli çalışan, TEMA Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’a ‘sürdürülebilirlik ve toprak ilişkisini’ sordu. 

“Sürdürülebilirliğin Başlangıcı Toprağı Korumaktan Geçiyor”

30 yıla dayanan köklü bir sivil toplum kuruluşu olarak Türkiye’de toprağın önemine ve özellikle de erozyonla mücadele konusunda gece gündüz demeden çalıştıklarının altını çizerek sözlerine başlayan Deniz Ataç; TEMA Vakfı’nınvaroluş nedeni yaşama yani toprağa sahip çıkmak ve onu korumak olduğuna vurgu yaparak toprağın varlığının sağlıklı şekilde korunmasının sürdürülebilirlik kavramıyla doğrudan bağlantısı olduğunu söyledi. Ataç sözlerini şöyle devam ettirdi: “Toprak hepimizin yuvası, gıdamızın %95’inin doğrudan ya da dolaylı kaynağı, habitatlarımızın dayanıklılık kaynağıdır. Toprağımız varsa ormanımız, tarımımız, meralarımız ve hayvancılığımız var. Toprağın 1 santimetresinin oluşması için 500 yıl gerekirken her yıl 642 milyon ton toprağımız erozyona uğruyor. Modernleşme ile birlikte insanoğlu şimdiye kadar ABD kadar bir toprağı yok etti ve maalesef bu devam ediyor. Unutulan ana konu toprağın sadece çiftçiyi değil toplumu, toplumları dahası insanoğlunun geleceğini etkilemesi.  Yaşama ve dolayısıyla toprağa sahip çıkmak sürdürülebilir bir dünya geleceği için ana odak noktası olmalı.  Dünya nüfusu giderek artıyor ama buna rağmen hem topraklarımız azalıyor hem de toprakların verimsizliği artıyor. Dünya böyle giderse 2050 yılında tarımsal üretiminin yüzde 50’sini kaybetme riski ile karşı karşıya. Bu da açlık, kıtlık, yoksulluk ve daha kötü bir dünya demek. Özetle toprağı korumazsak dünyada sürdürülebilirlikten bahsetmek imkansız olacak. Oysa toprak kendisine yatırım yapıldığı zaman hızlı geri dönüşleri olan bir değerdir. Erozyonun panzehri yeşil örtüdür, ağaçlandırmaktır.”

“İkinci Dünya Savaşı Sonrası Büyüme Modelinden Acilen Uzaklaşmalıyız”

Moderatör Hande Berktan, sürdürülebilir bir refah modeline dair nasıl bir yol haritası çizilmesi gerektiğini Brika Sürdürülebilirlik Yönetici Ortağı Gülin Yücel’e sordu.Sürdürülebilirlik kavramında ikinci dünya savaşının çok önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek sözlerine giriş yapan Yücel,  ekonomik buhranın üstesinden gelmek için ülkelerin ekonomik gelişim için ‘büyüme odaklı ekonomik model’ seçtiklerini ama hiçbir sistemin sonsuz bir büyüme kurgusu üzerine kurulamayacağının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla en temel insanlık ihtiyacı olan açlığı bile ortadan kaldıramamış durumdayız. Maalesef dünyada her 9 kişiden biri aç! Gelir dağılımı çok eşitsiz bir durumda. Ekonomik aktivite yaratmak pahasına doğa üzerinde ciddi zararlar vermeye devam ediyoruz. Gayri Safi Yurtiçi Hasılalar artarken devletlerin vergi toplama becerileri artmamış durumda – yani toplumsal refaha ve çevreye yönelik kullanılacak gelir artmıyor. Yaratılan gelir ise ne derece doğru kullanılıyor, tartışılır. Örneğin ABD’nin 3 günlük harcama ile ($6 milyar/yıl) sıtmadan ölümler sıfırlanabilir; 5 günlük harcama ile ($10 milyar/yıl) sıtma, AIDS ve tüberküloz ölümleri sıfırlanabilir. Yani milyonlarca insanı etkileyen salgın hastalıklar ortadan kaldırabiliriz. Aynı şey Covid için de geçerli. Maalesef yaratılan gelir kalkınma odaklı ve adil dağılmıyor. Bir tarafta pandemi döneminde ortalama her 33 saatte bir milyarder çıkarken yine aynı sürede bir milyon insan fakirleşebiliyor. Özetle bu yanlışın sistematik bir problem olduğunu kabul edip, sürdürülebilir bir dünya için önce bu yanlışların üzerine gidilmesi gerekiyor.”

“Sürdürülebilirliğe Tehdit Olarak Değil Fırsat Olarak Bakmalıyız” 

Özellikle pandemi sonrası için arz fazlalığına ek olarak iklim değişikliği ve çevre tahribatı ile yoğunlaşan tüketici tercih ve davranışlarında değişiklikler global ekonomi destekçilerinin umduğu büyüme ve karlılığın sürdürülebilir olmaması olasılığının en azından tartışılmasını zaruri kıldığına değinerek, global kapitalizm yerine paydaş kapitalizmdeki sürdürülebilirlik konusunu Divan Çevre ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi Nur Çelik, ‘Kalıcı Refahın Anahtarı Sürdürülebilirlik’ başlıklı webinar da şu sözlerle destekledi: “Tüketim odaklı düşünce yerine ekonomik bütünlüğe ve paydaş kapitalizmine evrilmemiz gerekiyor. Dünya, sürdürülebilir ve kolektif bir çabaya ihtiyaç duyuyor. Bu çaba da büyüme ve kârlılık odaklı bir yaklaşımdan paydaş odaklı, değer üretimine doğru bir anlayışa kayıyor. Bunun için de dönüşüme ihtiyacımız var.  Sürdürülebilirliğe tehdit olarak değil fırsat olarak bakmak gerek. Özellikle son on yılda yeni bir ivme yakalandı. Bugün sürdürülebilirlik denildiğinde, kritik paydaş- tüm paydaşlar çok önemli bir hale geldi. Çok paydaşlı entegre bir yaklaşımla, finansal ve finansal olmayan risklerin ve fırsatların birlikte yönetimi çevrenin geleceği ve sürdürülebilirlik kavramı bir değer olarak öne çıkabilir. Uzun vadeli şirket başarısı ve şirket geleceğini belirleyecek olan  hissedarlar değil, paydaşlar çok önemlidir.”

“Sürdürülebilirlik Yeni Bir Kaldıraç Olacak”

Günümüzde artık sadece şirketlerin ulaştığı finansal sonuçlarla ilgilenilmediği;  sürdürülebilir, çevreye duyarlı ve topluma fayda sağlayan firmaların öne çıktığını belirten Ekonomi TV Programcısı Hande Berktan, şirketlerin sürdürülebilir yaklaşımının gelecek için önemini Doğan Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Neslihan Sadıkoğlu’na sordu. Sürdürülebilirlik kavramının daimi olma yeteneği ve en önemli değer olarak anlamamız gerektiğini belirterek sözlerine başlayan Neslihan Sadıkoğlu, günümüzde en fazla içselleştirmemiz gereken konunun sürdürülebilirlik olması gerektiğini belirtti. Sadıkoğlu ayrıca; “Dünya kritik bir eşiğin içinde bizleri bekleyen çok fazla sorun var. Fakat yapılan birçok araştırmada toplum iş dünyasının çok önemli adımlar atmasını bekliyor. İş dünyası için sürdürülebilirlik kavramı olmazsa olmaz konumunda. Günümüzde şirketler sürdürülebilir değerler yaratmakla yükümlü. Ama bu sadece bir yükümlülük değil aynı zamanda bunu fırsat ve hatta bunu yerine getirmeyenler içinse bir tehdit. Dolayısıyla; şirketlerin geleceği ve yatırımcılar için cazip bir varlık olmanız ve büyümeye hedeflerinizin devam ediyor olması için uçtan uca sürdürülebilir bir organizasyon yönetimine sahip olmanız gerekiyor. Özetle sürdürülebilirliğin yeni ve gelişen dünya ekonomisinde çok önemli bir kaldıraç olacağına inanıyorum. Sürdürülebilirlikte başarı ise ancak bu kavramı, süreci içselleştirir ve bunu Yönetim Kurulu Başkanımızın hep söylediği gibi bir değer olarak yaşatabilirsek gelecek.” dedi.

“Mega Markalara Büyük İş Düşüyor”

Hem üretici hem tüketici konusunda sürdürülebilirlik kavramından ne anlamalıyız?  Bu noktada şirketlere düşen görev ve sorumluluklar ne olmalı? Sorularına ise yanıtı etkinliğin bir diğer önemli katılımcısı Reckitt Amerika Pazarlama Direktörü Tarık Bayar verdi. “Denizin sonuna geldik, vahşi kapitalizm böyle devam edemez özellikle pandemi bize gösterdi ki bir dizayn değişikliğine gitmemiz lazım” diyerek sözlerine başlayan Bayar, ayrıca şu önemli bilgileri de aktardı: “Günümüzde insanların mega şirketlerden ya da markalardan beklentisi de artık bu değişiklik noktasında eylem bekliyor oluşları. Topluma ve çevreye geri kazanım vermeyen şirketlerin önümüzdeki 10 sene içinde geleceğinin olduğunu söylemek artık çok zor. Burada sürdürülebilirlik kavramının geleceği için en önemli konu tüketici davranışlarının değiştirilmesi olarak öne çıkıyor. Bu yüzden bizim gibi büyük markalara çok büyük görevler düşüyor. Bu da etkili iletişimden geçiyor. Markalar gümümüzde siyasi partiler kadar etkili bir güce sahip. İşte bu yüzden günümüzde şirketler sürdürülebilirliğe önem veriyor ve bu konuda çalışmalar yapıyorlar, özel departman ve yönetimsel süreçlerini buna göre dizayn ediyorlar. ”

“Sürdürülebilir Gayrimenkul Talebinde Ciddi Artış Söz Konusu”

En çok merak edilen soruların başında gelen “Sürdürülebilirlik Gayrimenkul İlişkisi ve Sektördeki dönüşüm” konusu hakkında Denge Değerleme Avrupa Bölge Müdürü Cem Kurt, şunları söyledi: “Gayrimenkul yatırımlarına ilişkin olarak artık beklenti sadece yatırımcısına yüksek kazançlar üretmenin dışında bireye, topluma ve çevreye de duyarlı ve faydalı olması yönünde. Dünyadaki toplam karbon salınımı içerisinde gayrimenkullerin yaklaşık %25-30 arası bir paya sahip olduğu biliniyor. Hatta buna inşaat faaliyetlerini de kattığımızda %40’lara ulaştığını söyleyebiliriz. Çevresel boyutuyla ele aldığımızda, karbon salınım miktarının düşük olması, su tasarruf ve geri kazanım becerisinin yüksek olması, yenilenebilir enerji üretebilmesi, enerji verimliliğinin yüksek olması, atık geri dönüşümü kabiliyetine sahip olması gibi özellikler ESG politikaları kapsamında yeni dönemde gayrimenkullere ilişkin çevresel beklentiler. Günümüzde yatırımcılar artık günden güne, daha ekolojik ve geri dönüştürülebilir inşaat malzemelerinin kullanıldığı, akıllı ısıtma ve soğutma sistemlerine sahip, en az tükettiği kadar üretme becerisine sahip “sıfır karbon” temalı gayrimenkul yatırımlarına yönelmeye başladı.”

Sürdürülebilir gayrimenkul talebine ciddi eğilim olduğuna da dikkat çeken Cem Kurt, RICS Sustainable Building Index verilerine göre, 2021 yılında yatırımcıların sürdürülebilir gayrimenkul talebinin dünya genelinde ciddi bir artış göstererek %55 seviyesine ulaşmış durumda olduğu bilgisini verdi.  Gayrimenkul sektöründe sürdürülebilirliğe yönelik yatırımlarınbireye ve topluma sağladığı faydalara da bakılması gerektiğine de vurgu yapan Cem Kurt, panel takipçilerine şu örneği vererek konuşmasını tamamladı: “Örneğin bir ofis binasının sürdürülebilirlik derecesinin, ofiste çalışanların üretkenliğine, verimliliğine, beden ve ruh sağlığına olan etkisi ciddi şekilde değişkenlik gösterebiliyor. Yapılan araştırmalar, sürdürülebilir ofislerde çalışan insanların işe daha erken geldiğini, ofiste daha uzun kaldığını, zamanını daha verimli kullandığını, daha az hastalandığını, daha az mazeret izni kullandığını ortaya koyuyor.”

Adana’dan Van’a, Antalya’dan İzmir’e, İstanbul’a, Ankara’ya kadar Türkiye’nin dört bir tarafından 200’den fazla kişinin online olarak takip ettiği webinar, izleyicilerden gelen soruların cevaplanması ile sona erdi.

Adalet Bakanı Bozdağ Kira Düzenlemesine İlişkin Açıklama Yaptı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kira düzenlemesine ilişkin yapılan uygulama hakkında açıklamalarda bulundu. Bozdağ, düzenlemenin geçici bir süreliğine uygulanacağını söyledi.

Konut sektöründe yaşanan kira artışlarının önüne geçmek için yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Adalet Bakanı Bozdağ, kira artışlarını önlemek için sabit bir oran üzerinde yapılan çalışmaların devam ettiğini söyledi. Çalışma detaylarına göre kira artış oranı hesaplanırken Tüketici Fiyat Endeksi esas alınacak. Kiralara yapılabilecek en yüksek zam oranı ise çalışmalar tamamlandığında açıklanacak.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ çalışma detaylarını, “Oran üzerinden belirleme yapacağız, miktar üzerinden değil. Çünkü oran üzerinden yaptığımızda maliyet her miktara göre farklı şekilde oluşacaktır. Külfeti paylaştıran bir formülü ortaya koyacağız. Yine ÜFE-TÜFE olacak ama her tarafın makul kabul edebileceği. Oranlar konulursa oranı kimse geçemeyecek.Evini kiraya verecek olanlara yönelik çalışmada da kontrol mekanizmaları üzerinde çalışılıyor. Bunlarla ilgili çalışmalar yapılıyor bunun denetimi nasıl olabilir buna bakılıyor. Buradaki amaç birilerini cezalandırmak değil, işin doğrusu teraziyi dengeli tutabilmek.Düzenlemeye rağmen ev sahibi ve kiracı anlaşamazsa bu kez mahkemeden önce ara bulucuya gidilecek. Çözüm için bir ay süre hedefleniyor.Çalışmalarla ilgili 3 hedefimiz var. Birincisi, kısa sürede mesele halledilecek. İkincisi, usul ekonomisi bakımından tasarruf yapılacak. Üçüncüsü, mahkeme masrafları, diğer masraflardan tasarruf edilmiş olacak, taraflar arasındaki ihtilafın husumete dönüşmesi önlenmiş olacak. Tedbirlerin uygulaması kalıcı değil dönemsel olacak. Geçici dalgalanmalara karşı kalıcı düzenleme yapmak doğru değil. Geçici düzenleme yapmak lazım. Allah’ın izniyle enflasyonu Türkiye’de geçmişte biz indirdik şimdi gene indireceğiz.” şeklinde verdi. 

İTO Başkanı’ndan Konutta Kira Fiyatlarını Düşürecek Çözüm Önerileri

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, konutta artan kira fiyatlarına yönelik çözüm önerileri sundu.

İstanbul’da konut fiyatlarının arsa maliyetleri nedeniyle yükseldiğini söyleyen İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul’da özellikle ilçe belediyeleri yeni konutlar için arsa üretilmeli. Bu, beton fiyatından da, demir fiyatından da daha önemli. İstanbul’un en uzak köşelerinde bile arsanın konut maliyeti içindeki payı yüzde 60’larda. Merkeze doğru geldiğinizde bu oran yüzde 75-80leri buluyor. Dolayısıyla daha çok konut arsası üretebiliyor olmamız lazım.” açıklamalarında bulundu. 

Belediyelerin imar çalışmalarında daha hızlı ve etkin rol oynaması gerektiğini söyleyen Avdgaiç, “Son olarak da belediyelerin maliyet artırıcı yaklaşımları gündemden kaldırması lazım. Ayrıca, şu anda ticari imarı olan parsellerin hızlı bir şekilde ticari/konuta dönüştürülmesi gerekiyor. Son önerimiz ise büyük ticari alanların önemli bir bölümü pandemiye bağlı olarak şu anda kullanım dışı kaldı. Bunların belli kısımlarının konuta çevrilmesi konusunda uygulamaların önünün açılması lazım.” dedi.

Bir an önce konut arzının yerine getirilip sorunun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Şekib Avdagiç, “Çok önemli bir inşaat kuruluşunun sahibi, bizim de çok sevdiğimiz, bizim üniversitede mütevelli heyetimizde olan kıymetli bir büyüğümüzün bir önerisi oldu. Diyor ki, ‘Şimdi bir yerde bir proje var. Bir emsal var, 50 bin metrekare bir inşaat yapacağım. Siz orada bana yüzde 10 fazla imar verin, orada oluşan gelir artışıyla da ben sizin adınıza, gösterdiğiniz yerde sosyal konut inşa edeyim.’ Burada emsal 1 ise 2 vermeyin, yani şehri de boğmayalım.” şeklinde konuştu. 

Cubo Üst Düzey Atama Gerçekleştirdi

2016 yılından bu yana Cubo’da Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev yapan İsmail Helvacıoğlu Cubo Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı.

2016 yılında katıldığı Cubo ailesinde Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görevini sürdüren Helvacıoğlu, bugünden itibaren görevine Genel Müdür Yardımcısı olarak devam edecek. 

Üniversite eğitimini yurt dışında işletme alanında tamamlayan 1978 doğumlu İsmail Helvacıoğlu, 20 yıla yakın süredir inşaat malzemeleri sektöründe profesyonel yöneticilik yapıyor.

Başergün Boya ve Kimya A.Ş. unvanına sahip firma, “Cubo” markası ile sektöre hizmet vermeye devam ediyor. Firmanın yeni Genel Müdür Yardımcısı İsmail Helvacıoğlu.

‘’Yapıda Kusursuz Çözümler’’ misyonu ve “Sektörün Lider Firması” olma hedefi ile son yıllarda dikkat çeken firmanın vizyonuna öncülük edecek olan Helvacıoğlu evli ve iki çocuk babası. 

Anadolu Yakası’nın Yeni Karma Projesi: Kartal Sunset Konutları

Avrasya Uluslararası İnşaat, hazırlık aşaması tamamlanmak üzere olan yeni karma projesi Kartal Sunset Konutlarını, 1 milyar 200 milyon liralık yatırımla hayata geçirecek. İstanbul Anadolu Yakası’nın en güzide lokasyonlarından birisi olan Kartal sahil bandında toplam 120 bin metrekare alan üzerinde yükselecek olan projede 1.200 konut ile birlikte ticari üniteler ve butik bir alışveriş merkezi yer alacak.

Kartal Sunset Konutları için global müteahhitlik firmalarıyla işbirliği yaptıklarını söyleyen Avrasya Uluslararası İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sesli, ileri teknolojiyle modern mimariyi bütünleştiren akıllı, sürdürülebilir ve çevreci bir proje tasarladıklarını açıkladı. 

İnşaat sektöründe 20 yılı aşkın deneyime sahip Avrasya Uluslararası İnşaat, hazırlığını Türkiye’nin en iyi mimarlık ofisleriyle birlikte yaptığı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin deneyimli akademisyenlerden proje yönetim danışmanlığı aldığı yeni karma projesinin geliştirme aşamasında sona yaklaştı. 

Sunset Kartal Konutları, Anadolu Yakası’nın çok özel bir yerinde konumlanıyor. Sadece yeni bir karma proje olmakla kalmayacak, lokasyonunun mimari, sosyal ve finansal gelişimine de katkı sağlayacak” diyen Ali Sesli, Sunset Kartal Konutları’nda temelden başlayarak her aşamada sürdürülebilirliğe odaklandıklarını söyledi. “Projemiz, alternatif kaynaklarla kendi enerjisini üretebilen, enerjisini verimli kullanan, doğal ışıktan maksimum düzeyde yararlanan, yeşil alan yoğunluğuna sahip, atıklarını geri dönüştürebilen bir mimariye sahip olacak” diyen Sesli, Sunset Kartal Konutları’nı çok yakında alıcıların ve yatırımcıların beğenisine sunmaya hazırlandıklarını ifade etti. 

Serban İnşaat Sultanahmet’te Otel Projesine Başlayacak

Yapı sektöründeki faaliyetlerini ihtiyaç duyulan alana göre derinleştirdiklerini söyleyen Serban İnşaat, yenilikçi tasarım ve altyapıya sahip otel inşaatı çalışmalarına başladı.

Endüstriyel yapı faaliyetlerinde ihtiyaca göre derinleştiklerini söyleyen Serban İnşaat Genel Müdürü Mehmet İlker Akdeniz, “Endüstriyel yapı sektöründe alanında lider şirketlere büyük yapılar inşa ettik, kamu için önemli yapı projeleri gerçekleştiriyoruz. Tabi bu başarımızın ardında teknoloji odaklı faaliyetleriyle insana değer katan işler yapan Açık Holding kültürünün olduğunu da söylemeliyim. Sahip olduğumuz kurumsal kültürden hareketle dünya standartlarında, yenilikçi tasarım ve altyapıya sahip otel inşaatı çalışmalarına da başladık. Bunun ilk örneği olarak yakın zamanda misafirlerini ağırlamaya hazırlanan DoubleTree By Hilton Çanakkale’yi söyleyebilirim. Ayrıca İstanbul Sultanahmet’te özel bir otel projesine de başlayacağız.” açıklamalarını yaptı. 

Sektörde teknolojik çözümler ürettiklerinin altını çizen Akdeniz, “Her projemizi yaşama attığımız bir imza olarak görüyor ve kendimizi sektörde kendimizi önemli bir yerde konumlandırıyoruz. Anahtar teslim proje becerimiz sayesinde tüm projeyi tek elden yürütmenizi sağlıyor ve sorunsuz bir şekilde süreci tamamlıyoruz.” dedi.

Mehmet İlker Akdeniz sözlerine şöyle devam etti:

“Teknolojinin bir sonucu olarak ihtiyaç duyulan veri merkezlerini en ileri teknolojilerle inşa ediyoruz ve bu alanda ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın’ söylemini de destekleyerek, ülkemiz için önemli veri merkezlerini inşa ediyoruz. Geçtiğimiz yıl inşa ettiğimiz Turkcell Avrupa Veri Merkezi’ne ek olarak Turkcell Gebze Veri Merkezi’nin 2, 3 ve 4. modüllerini tamamladık, 5. modüle devam ediyoruz. Turkcell Ankara Veri Merkezi’nin de 2. modül inşaatını yakın zamanda tamamlamayı planlıyoruz. Veri merkezlerinin dışında kamuya hizmet verecek, önemli yapılar inşa ediyoruz ve geçtiğimiz hafta İstanbul Maslak’ta yükselecek TSK Eğitim Vakfı Öğrenci Yurdu projemizin temel atma törenini gerçekleştirdik.”

İstanbul Hırdavat Fuarı Sektörün İhracat Hedefini Yakalamasına Katkı Sağlayacak

Hırdavat ve nalburiye sektörünün dünyaya açılan tek arenası 6. Uluslararası İstanbul Hırdavat Fuarı, 15- 18 Eylül 2022’de kapılarını açacak. 6 yıldır ülkemiz ve MENA coğrafyası için Nalburiye ve Hırdavat sektöründe büyük bir eksikliği ortadan kaldıran fuar, sektörün ihracat hedeflerini yakalamasına her geçen gün daha fazla katkı sağlıyor.

Avrasya’nın kalbindeki konumuyla, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleriyle ticari bağlantılar için güçlü fırsatlar sunma iddiasını sürdüren Uluslararası İstanbul Hırdavat Fuarı, 2022 yılında maksimum verim sağlamak amacıyla “Birlikte Büyüyoruz” sloganıyla katılımcı ve ziyaretçilerden aldığı yoğun talep ile 25 bin metrekare’lik alana İFM 5-6-7. hallere taşınıyor.

Sektörün İhracat Hedefi 15 Milyar Dolar

Türkiye hırdavat sektörü bu yıl önemli bir atılım yaşayarak ihracatta rekor kırmaya hazırlanıyor. Alınan siparişler Türkiye’nin dünyada yeni üretim merkezi olmaya başladığını ortaya koyuyor. Gelişen olaylarla Rusya-Ukrayna çıkmazı,  Çin’in kapanması, Avrupa, MENA ve Afrika bölgesinin yeni üretim merkezi arayışlarını daha fazla ihtiyaç haline getirmiştir. Bu doğrultuda Türkiye jeo-stratejik yapısı, ulaşılabilir konumu, kaliteli üretimi ile hedef pazar ülke konumundadır. Pandemi şartlarında gerçekleştirilen fuarda yapılan ihracat rakamlarını göz önüne alınca 15-18 Eylül 2022 yılında 15 Milyar doların üzerinde ihracat anlaşmalarının merkezini 300’e yakın katılımcısı ile hırdavat fuarı oluşturacaktır.

İstanbul Hırdavat Fuarı Milyonlarca Dolarlık Anlaşmalara Ev Sahipliği Yapıyor

Ziyaretçilerin tüm sanayi sektörüne hitap eden nalbur ve hırdavat sektörüne dair20 bin kalem ürünü buldukları İstanbul Hırdavat Fuarı’nda katılımcılar milyonlarca dolarlık anlaşmalara imza atıyor.

Nalbur ve Hırdavat sektöründe Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası fuarı olmasının etkisiyle Türkiye’nin 81 ilinden ziyaretçilerini ağırlıyor. Fuar ayrıca Türkiye’nin ticaret ve sanayi odaları, sanayi bölgelerinden gelenlerin oluşturduğu sivil gruplar ve alım heyetleri ile yoğun bir ticaret ortamı sağlıyor.

Rekor Katılımcı ve Ziyaretçisiyle Nalbur ve Hırdavat Sektörünün Dünyaya Açılan Kapısı

Bu sene de 270’in üzerinde katılımcı ve 25 bin’in üzerinde rekor ziyaretçi beklediklerini belirten İstanbul Hırdavat Fuarı Proje Yönetmeni Zülküf Karadayı “Nalburiye, Hırdavat sektöründe Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun en büyük spesifik fuarını düzenlemenin sorumluluğunun farkındayız. Fuar katılımcılarımızın ve ziyaretçilerimizin en yüksek verimi elde etmesi adına reklam ve tanıtım faaliyetlerimizi ulusaldan uluslararası mecralara taşıyarak 11 dilde Avrupa, Bakanlar, MENA Bölgesi, Kafkas Bölgesi ve Uzakdoğu Bölgelerinde kendi dillerinde reklam tanıtımları gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu bölgelerde ticari alım heyetleri ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. 6. Uluslararası Hırdavat fuarımız bu yıl yeni taşıdığımız 25 bin m2 alanla birlikte katılımcımızda da 3 kat büyüme kaydettik. Sektörde birçok üründe yeni üreticilerimizi ziyaretçilerimizle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Fuarı ziyaret edecek profesyonel ziyaretçilerin verim alabilmesi için 4 gününü fuara ayırmasını öneriyoruz” dedi.

Rams İnşaat’tan 10 Milyar TL’lik Yatırım

Kazakistan kurulan Türk şirketi Rams İnşaat, Bodrum ve İstanbul projeleri ile Türkiye’ye 10 milyar TL’Lik yatırımla geliyor. Rams İnşaat Kurucusu Ramazan Bülbül, Dubai ve Almanya yerine Türkiye’yi tercih ettiklerini söyledi.

Kazakistan’da kurulan ve burada yaptığı inşaatlarla tanınan Rams İnşaat, Kazakistan’da son 10 yılda 2,5 milyon metrekareden oluşan toplamda 55 projesini tamamladı. Rams İnşaat Türkiye CEO’su Devran Bülbül ise Türkiye’ye duydukları güvenin altını çizerek, “Devraldığımız kentsel dönüşüm projesi Quattro’nun satışını tamamladık. Önemli bir başarıya imza atarak lansmanın ardından 3 günde 100 daire satışı yaptık. 75 bin metrekareden oluşan projede, 576 adet daire bulunuyor.” diyerek Türkiye’deki yatırımları hakkında bilgi verdi. 

Türkiye’ye yaptıkları yatırımların başında İstanbul’un olacağını söyleyen Bülbül, “Kozyatağı projemiz seneye çıkar. Bodrumda 17 villa yaptık. Burayı satmayacağız, kiraya vereceğiz” dedi. Arsa maliyetlerine de değinen Bülbül, ‘’Arsa maliyetleri konutta fiyatları arttırıyor ancak fiyatlarda fırsattan kaynaklanan bir şişkinlik var.’’ dedi.

Türkiye’de bir de hazır ofis projesi planladıklarını söyleyen Rams İnşaat CEO’su, “Han Spaces Ataşehir’i, pandemi sonrası dönemde ofise bağımlı çalışma alışkanlığının değişmesini göz önüne alarak yaptık. İstanbul ve Bodrum’un yanısıra Antalya Serik’te de bir yatırımımız var. Türkiye’de yatırım yapmaya devam edeceğiz. Rams Türkiye olarak hedefimiz önümüzdeki 5 yılda en büyük ilk 5 inşaat şirketinden biri olmak.” şeklinde konuştu.

Kazakistan’da kurduğu şirketin detaylarını paylaşan Ramazan Bülbül ise “1995 yılında Kazakistan’da faaliyete başladık. Almatı’daki ilk inşaatı 1998’de yaptık. Arsa yatırımını çok seviyorum. Bugün 4 bin dönüme yakın arsa var elimizde. Şu ana kadar 13 bin konut bitirip tamamladık. Devam eden projeleri de sayarsak 30 bin konuta yaklaşır. 10’dan fazla şehirde, 20 bine yakın çalışanımız var. Kazakistan’ın en güçlü ilk üç inşaat ve gayrimenkul şirketinden biri olduk. Kazakistan’da şu an inşaat aşamasında 13 şantiyemiz var.” açıklamalarında bulundu.

İnşaat Demiri Yeni Fiyat Listesi Açıklandı

İnşaat sektörünün önemli kalemlerinden biri olan inşaat demiri piyasasında dalgalanmalar yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta 750 dolar seviyelerinden satışa sunulan demirin ton fiyatı 780 dolara çıktı.

İnşaat sektörünün dönemi açılırken sektörde yüksek satış yapılması bekleniyordu. Ancak, beklentiler karşılıksız kalarak iç piyasada durgunluk yaşandı. Sektörün hareketsiz kalması demirin ton fiyatını da etkiledi. Yeni açıklanan fiyat listesine göre inşaat demiri ton fiyatı 15 bin TL dolaylarına çıktı.

İnşaat demiri il bazında değerlendirilen rakamlara göre; İstanbul’da 8 mm demirin ton fiyatı 15 bin 050 TL, Ankara’da 8 mm demir 15 bin 100 TL, İzmir’de 8 mm demir 14 bin 750 TL, Karabük’te 8 mm demirin ton fiyatı 14 bin 800 TL, İskenderun’da 8 mm demir 14 bin 750 TL, Gebze’de 8 mm demir 15 bin TL, Samsun’da 8 mm demir 15 bin 120 TL ve Tekirdağ’da demirin ton bazı 14 bin 850 TL oldu.

Katma Değer Vergisi (KDV)’nin dahil edilmediği fiyatlandırmalar 8 mm, 10 mm ve 32 mm demir olarak üç ayrı kategoride değerlendirildi. Ticaret bazında ise yetkililer, iç piyasada hareketlilik olmaması nedeniyle demirin ton ücretlendirmesini ortalama fiyatlardan yaptıklarını söyledi. 

İnşaat Sektörü Geriledi

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Türkiye ekonomisinde 7,3 oranında yükselme yaşandı. Ancak, inşaat sektöründe durum tam tersi etki göstererek yüzde 7,2 geriledi. 

Türkiye ekonomisinin 2022 ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 yükseldiği açıklanmıştı. Açıklanan alt grupların değerlendirmelerinde sadece inşaat sektöründe gerileme olduğu kaydedildi. TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe yüzde 7,2 gerileme yaşandı. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren konuya dair düşüncelerini paylaştı. 

TÜİK verilerini yazılı bir açıklama ile değerlendiren TMB Başkanı M. Erdal Eren, şu sözlerle açıklamalarda bulundu:

“Ülkemiz ekonomisinin küresel çapta içinden geçilen bu zorlu süreçte yüzde 7,3 oranında büyüme kaydetmesi son derece sevindiricidir. Bununla birlikte her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz istihdama büyük katkı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektöründe, aynı dönemde yaşanan %7,2’lik daralma önemli mesajlar içermektedir. Ayrıca inşaat sektörü söz konusu çeyrekte daralan tek sektör olmuştur. Sektörde büyümeye dönüş için inşaat yatırımlarında canlanmaya ve öngörülemez düzeyde artan girdi maliyetlerinin yarattığı sorunun çözümüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda kamu yatırım programında bir önceliklendirme yapılarak, daha fazla ekonomik ve sosyal katma değer yaratacak projeler bir an önce hayata geçirilebilir. Girdi maliyetleri konusunda çözüm için ise çeşitli adımlar atılmış ancak iç ve dış dinamiklerle yaşanan maliyet artışı kapsamında firmaların yarasına merhem olmanın çok uzağında kalmıştır. Yılın geri kalanı için en büyük yansıması emtia fiyatlarındaki yükseliş olan Rusya-Ukrayna savaşı sektörün hem yurt içi hem de yurt dışı projeleri üzerinde belirsizlik ve riskler oluşturmuş durumdadır.” 

Yasemin Ladikli İnterior Design Projelerini Sanatla Eşleştiriyor

10 yıllık mimarlık deneyiminin ardından 2013 yılında kendi firmasını kuran Yasemin Ladikli, büyük ölçekli projelerde iç mekan tasarımından konsept tasarımına kadar farklı ölçeklerde danışmanlık hizmeti veriyor. 

Bütüncül bir bakış açısıyla üretim yapmaya devam eden Yasemin Ladikli, İstanbul başta olmak üzere Katar, Cezayir, Tunus gibi birçok ülkede mimarlık ve tasarım faaliyetlerini de sürdürüyor. Özellikle franchise zincirlerinin kafe ve restoran çalışmalarıyla ön plana çıkan Yasemin Ladikli, iç mimarlık alanında sektörel değişimlere imza atıyor. 

Sektördeki varlığını keskin çizgilerle ortaya koyan Yasemin Ladikli mesleğini, ‘’Mimarlık hem çizgi hem de tasarlama ve yaratma dillerine hakimiyet kurduğu için sanatla eşleştirilen bir disiplin. Mimarlar sanatsal yetenekleri olsun olmasın, mesleğin kendi aurasından dolayı bu payeye yaklaşmış oluyorlar. Bu da herhalde çok baştan çıkarıcı bir duygu. ‘’ sözleriyle özetliyor.

Kendisini ve firmasını, ‘’Birçok firmada yaşadığım toplam 10 yıllık deneyimin ardından kendi şirketimi kurmaya karar verdim. 2013 yılından beri faaliyette bulunan şirketim Yasemin Ladikli İnterior Design ile iç mekan tasarımlarından konsept tasarımlarına kadar birçok alanda hizmet verdim. Yasemin Ladikli İnterior Design’da ayrıca çeşitli danışmanlık hizmetlerine de yer vererek müşterilerimizin ofisimizden mutlu ayrılmasını ve yaşam alanlarını onların da isteklerine bağlı olarak güzelleştirmeyi hedefliyoruz.’’ şeklinde tanıtan Yasemin Ladikli, sadece İstanbul sınırlarında değil tüm Türkiye ve dünyanın birçok yerinde çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle Katar, Cezayir, Tunus gibi ülkelerde muhteşem tasarımlara imza atan Ladikli, başarısını ülke ve dünya çapında ortaya koymayı hedefliyor.

Bünyesinde daire, dubleks ev, ofis, mutfak, banyo, yatak odası ve salon gibi birçok iç mekan tasarımını barındıran Yasemin Ladikli İnterior Design, sanatla birleştirdiği iç mekan tasarımları ile adından söz ettirmeyi başarıyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Doğa Koleji, Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, Tektaş Grup Gayrimenkul ve İnditex markaları ile işbirliği içerisinde bulunan Yasemin Ladikli İnterior Design, İstanbul, Ataşehir’de bulunan ofisinde danışanlarına mutluluk veren tasarımlarıyla hizmet vermeye devam ediyor. 

Eaton ve Ulusoy Güçlerini Birleştiriyor

 Güç yönetimi şirketi Eaton ve Ulusoy satış ekiplerini tek çatı altında birleştiriyor.

2019 yılında Ulusoy Elektrik’in satın alınmasının tamamlanmasıyla birlikte Eaton’ın Türkiye’deki varlığı, Ankara’da bulunan Orta Gerilim Hücre ve Transformatör üretim tesisleri ile genişletildi. Yeni Satış Organizasyonu ile Türkiye’deki satış faaliyetlerinde artış bekleniyor. Tek bir ortak satış gücünün amacı hem Eaton hem de Ulusoy ürün portföyünü içeren uçtan uca tam bir hizmete erişimin sağlanması ile orta gerilim ürün ve çözümlerinin tüm EMEA ve Orta Doğu’ya sunulması hedefleniyor.

Eaton Ülke Müdürlüğü Görevine Yılmaz Özcan Getirildi

Bu birlikteliğin ardından oluşan yeni organizasyonda, Eaton Ülke Müdürlüğü görevine Yılmaz Özcan getirildi. Yılmaz Özcan, Eaton’ın Elektrik sektörü’nde Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan ülkelerinde Orta Gerilim Sistemleri, Alçak Gerilim Güç Dağıtımı, Devre Koruması ve Kontrolü, Endüstriyel Kontrol ve Otomasyon, Yangın Güvenlik Sistemleri ve Acil Aydınlatma, Güç Kalitesi ve UPS, Elektrikli Araç Şarj İstasyonları konularındaki tüm satış faaliyetlerinden sorumlu olacak. Eaton’ın Türkiye’deki satış organizasyonu dışındaki operasyonları aynı şekilde çalışmaya devam edecek.

Yılmaz Özcan, Eaton’a Mayıs 2017’de Eaton Ülke Müdürü olarak katıldı. Son beş yıldır, özellikle organik büyüme, yeni pazar yaratma ve ürün lansmanları sunarak Türkiye’de ilerleme konusunda olağanüstü bir liderlik gösterdi. Yılmaz Özcan, Eaton’a katılmadan önce ABB, Leroy Somer ve Elsim’de çeşitli deneyimler kazandı. Lisans eğitimini Türkiye’de Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünde tamamlayan Özcan, İtalya’nın Milano kentindeki Bocconi Üniversitesi’nden MBA derecesi aldı. Konuyla ilgili olarak Yılmaz Özcan, “Eaton ve Ulusoy satış ekipileri güçlerini birleştirerek tek çatı altında buluştu. Müşterilerimizin beklentileri bizler için oldukça önemli. Yeni birleşme ile gelişerek ve büyüyerek dijital dünyanın olanaklarını da kullanarak sektörde büyümeye devam edeceğiz.” dedi. 

Aura Design Studio İmzalı Bir Yapı Adası: Orman Genel Müdürlüğü Karabağ Eğitim Merkezi

Yurt içi ve dışında gerçekleştirdikleri ödüllü projelerle öne çıkan Aura Design Studio tarafından Azerbaycan’da tasarlanan Ormancılık Eğitim Kampüsü sosyalleşmeyi merkezine alan bir eğitim kompleksi olarak kurgulanırken, tasarımıyla parçalı ve yalın bir siluet taşıyor. 

Mimar Filiz Cingi Yurdakul’un kurucusu olduğu Aura Design Studio imzasını taşıyan kompleks, 10487 m² toplam inşaat alanı ile eğitim alanları, laboratuvarlar, misafirhane, sosyal tesis, eğitim pentatlon sahası gibi fonksiyonları bir araya getirirken savaşın ardından bölgenin ormancılık alanında eğitim, araştırma ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tasarlandı.

Proje tüm yapısal unsurların Türkiye’den taşınması gerekliliğinden hareket edilerek; çelik ve ahşap strüktürel sistem ile kurgulandı. Aura Design Studiotüm yapı malzemelerini modüler olarak tasarlayıp 5m’lik aks sistemleri ile çözümledi. Ormancılık eğitim kampüsünde; ağaç ürünlerinin ön plana çıkarılması amacıyla malzeme seçimlerinde ağaç ürünleri kullanıldı. Ahşap kolonlar, kompakt ahşap cephe panelleri, ahşap kepenk sistemleri, iç mekânlarda ahşap kaplamalar, akustik ahşap kaplamalar ve ahşap peyzaj elemanları tercih edildi.

Arazinin zorlayıcı topoğrafyasını avantaja çevirerek, eğitim merkezine farklı seviyelerden erişimi mümkün kılan yapı tasarımlarına önem verildi. Vaziyet planı ve yapı ilişkileri dört ana bölüme parçalanarak -laboratuvar, konferans salonu, sosyal tesis ve misafirhane blokları- çok katmanlı ve geçirgen bir kütlesel kompozisyon oluşturacak şekilde konumlandırıldı.

Karabağ Eğitim Merkezi’nin alt ve üst kotunu birbirine bağlayan karşılama yapısında; idari birimler, toplantı odaları, ofisler, derslikler, konferans salonu ve bu salona hizmet eden fuaye alanı ile müze-sergi alanı yer alıyor. Ana giriş avlusunun sağ ve solunda yer alan konferans salonu bloğu ve idari-eğitim bloğu her iki bloğun üzerini örten bir ana çatı ile yarı açık bir karşılama alanına dönüştürülmüş. Amfileşen merdivenlerle birlikte alt kota bağlanan ve alt kotta yer alan sosyal tesis; her iki bloğun alt kat fonksiyonları ile beslenerek ortak etkinlik avlusunda bir karşılaşma mekanı oluşturulmuş. Alt kat fuaye alanında müze için ayrılan bölümünde savaş sonrasında bu bölgeden çıkarılan askeri mühimmat ve kalıntıların sergilenmesi planlanıyor. Karşılama avlusunun sağında yer alan idari blokta idari ofislerin yanı sıra alt kottaki avluya açılan eğitim derslikleri ve bu dersliklere ait sosyal donatılar yer almakta.

Eğitim merkezi Aura Design Studio tarafından tüm kullanıcıların ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanmış. Engellilere uygun girişler, otoparklar, tuvaletler ve asansörler de tasarımın önemli bir parçası olmuş. Oldukça yoğun bir programı bünyesinde barındıran eğitim kampüsü, orman yangınlarıyla mücadele eğitimleri için 7000 m² büyüklüğünde bir Pentatlon sahasına sahip. Doğu yönündeki pentatlon sahasının seyredilebileceği gözlem noktaları kullanıcılar ve eğitim birimleri için alternatif bir etkileşim mekanı olmakla birlikte kademeler halinde araziye yerleşen özel alanlar olarak planlanmış. 

Karabağ Ormancılık Eğitim Merkezi, gerek farklı eğitim ve öğretim tekniklerine imkan veren mekan dağılımı, gerek arazi ve çevresi ile kurduğu ilişkilerle doğa ve topoğrafya ile barışık bir mimari dil ile bütünleşmekte. 

Gayrimenkul Yatırım Fuarı’nda Ankara Projelerine Büyük İlgi Gösterildi

Bu yıl 14.‘sü düzenlenen Türk-Arap-Rus Gayrimenkul Yatırım Fuarına Natura Vadi, Velux Ankara ve Velux Yalıkavak projeleri ile katılan Fırat Life Style fuarı ziyaret eden yurt dışındaki yatırımcı ve acentelerden büyük ilgi gördü.

Fırat Life Style Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Fırat, “Ankara’da bulunan projelerimize özellikle İran ve Irak’taki yatırımcılardan büyük talep görüyoruz. Katıldığımız fuarda da satış ofislerimizde gördüğümüz ilgiye paralel olarak pek çok yurt dışı kökenli acente bizlerle işbirliği yapmak için müracaatta bulundu.” dedi. Ankara’nın İstanbul ve Antalya’dan sonra en fazla yabancı konut yatırımı alan il olduğuna dikkat çeken Fırat, Ankara’nın yabancı yatırımcı konusunda mevcut durumdan çok daha büyük bir potansiyel taşıdığına dikkat çekti. Bu potansiyelin doğru şekilde değerlendirmesi için acentelerin Ankara odaklı daha aktif çalışma yapmasının faydalı olacağını belirtti.

Konut Fiyatlarının Yükselmesinin Nedeni Yabancıya Satışlar Değil

Son zamanlarda konut fiyatlarının yükselmesinde yabancıya yapılan satışların etkili olduğu görüşünü değerlendiren Fırat, “Konut fiyatlarını yabancı talebinin arttırdığını sanmak büyük yanılgı. Yabancı payı yüzde 4’i bile bulmadı. Maalesef artan inşaat maliyetleri konut fiyatlarını baskıladı ve bugünkü durum ortaya çıktı. Buna ek olarak emtia fiyatlarında yaşanan artış, tedarik ve lojistik sorunu, konut arzının azalması, yüksek döviz kuru, bütün dünyada seyreden yüksek enflasyon ve enflasyona bağlı ülkemizde oluşan faizin yatırımcılar tarafından avantaj olarak görülmesi, özellikle büyük şehirlerde yaşanan arsa sıkıntısı konut satış fiyatlarının yükselmesinin nedenleri olarak sıralanabilir. Konut fiyatlarındaki artışa gerekçe olan nedenler ortadan kalkmadığı müddetçe yakın dönem için bir dengelenme beklemiyoruz.“ dedi.

Türk vatandaşlığına başvuruda alınacak gayrimenkul değerinin 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltilmesinin yabacı talebini nispeten azaltacağına dikkat çeken Fırat, ‘2021 yılında Türkiye’de satılan konut sayısı 1 milyon 491 bin 856 adet. Bu kadar konutun 58 bin 576’sını yabancılar almış. Yani bir yılda satılan her 100 konuttan 3,9’unu yabancılar almış. Sanılıyor ki her konut alan yabancı da vatandaş oluyor. Oysa Türkiye’de konut alan yabancıların ortalama üçte biri vatandaş olabiliyor.’ dedi.

Yusufeli Barajı İçin Son Kontroller Yapılıyor

Artvin, Çoruh Nehri üzerinde inşa edilen baraj çalışmalarının son kontrolleri sağlanıyor. Su tutma işleminin gerçekleşmesi için yapılan hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Yusufeli Barajı tamamlandığında  Türkiye’nin en yüksek dünyanın ise üçüncü büyük barajı olacak.

Gövde betonu döküm çalışmalarının tamamlandığı Yusufeli Barajı’nda elektromekanik, hidromekanik imalatlar, enerji yapıları ve mansap düzenlemesi çalışmaları hızla sürüyor. Toplam 275 metrelik gövde yüksekliği ile ön plana çıkan baraj, Türkiye’nin en yüksek barajı olacak. Dünya’da ise en büyük üçüncü baraj olma özelliğine sahip olacak olan baraj, 2023 yılında yapacağı elektrik üretiminde 558 Megavat kurulu gücü sayesinde ortalama 1 milyar 888 milyon kilovatsaat enerji üretecek. Baraj, bu enerji üretimi ile ülke ekonomisine toplamda 1,89 milyar TL katkı sağlayacak. 

Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilileri tarafından sık sık kontrol edilen Yusufeli Barajı, son olarak DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Başkanı Dr. Mehmet Uğur Yıldırım tarafından ziyaret edildi. Hidroelektrik (HES) Santralini de inceleyen Yıldırımı, DSİ Çoruh Projeleri 26. Bölge Müdürü Celal Tokalak, Bölge Müdür Yardımcıları Mehmet Kalaycıoğlu ve Turan Uzun ve Şube Müdürü Sezai Yıldız yalnız bırakmadı. 

ATO Başkanı Ekonomik Büyümeyi Değerlendirdi

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Türkiye’nin yüzde 7,3 oranında ekonomik büyüme gerçekleştirmesi hakkında düşüncelerini paylaştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan veriler ile Türkiye ekonomisinin yüzde 7,3 oranında büyüme yaşadığı gözlendi. Açıklanan veriler hakkında açıklamalarda bulunan Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, “Pandemi sonrası küresel düzeyde çalkantılar devam ederken, reel sektörün üretim ve ihracat başarısının katkısıyla sağlanan büyüme, Türkiye’yi pozitif ayrıştıracaktır.” ifadelerini kullandı. 

Finans ve sigorta, bilgi ve iletişim, hizmetler, gayrimenkul, sanayi sektörlerinde yaşanan büyümenin yanı sıra inşaat sektöründe azalma gözlendiğini vurgulayan Baran, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın dünya üzerinde ekonomik sarsıntı yaşattığını belirtti. Bu doğrultuda Türkiye’nin başarı kaydettiğini söyleyen ATO Başkanı, “Tedarik zincirlerinin kırılması nedeniyle hammadde fiyatlarındaki yükselişe, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışın eşlik etmesi, gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere küresel ekonomiyi sıkıntıya soktu. Bu tablo enflasyonu tetiklerken, yıllardır gündemlerinde enflasyon olmayan ülkeleri bile fiyat artışlarıyla karşı karşıya bıraktı. Küresel düzeyde tablo böyleyken, Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyümesi büyük başarıdır.” sözlerinin ardından açıklamalarına devam eden Başkan, “Ülke olarak pandemi sürecini dev ekonomilerle kıyaslanamayacak düzeyde iyi geçirdik. Reel sektöre yönelik desteklerin de katkısıyla ticaret ve sanayideki başarı, ihracat gelirlerimizin yükselmesiyle moralimizi de yükseltti. Geldiğimiz noktada, küresel bir resesyon riski ile karşı karşıyayız. Bu tablo enflasyonun bir an önce kontrol altına alınması, ihracatın hem pazar hem de ürün olarak çeşitlendirilmesi zorunluluğunu ortaya koyuyor.” şeklinde konuştu. 

Türkiye ekonomisinin büyümesine son döneme kadar inşaat sektörünün eşlik ettiğinin altını çizen ATO Başkanı Gürsel Baran, gelecek dönemde tarım sektörünün en önemli sektör olacağını söyleyerek, “Dünya ekonomisi hem zor bir dönemden geçiyor hem de sıkıntıların kısa sürede atlatılacağına ilişkin ümit taşınmıyor. Kuraklık ve gıda tedariki tüm ülkelerin gündeminde. Türkiye’nin bu süreçte küresel resesyon riskini de göz önünde bulundurarak en çok ihtiyaç duyulacak tarım ürünlerini üretmeye ağırlık vermesi, tüm destekleme mekanizmalarını bu alana yoğunlaştırması, topraksız ve susuz tarım konusunda gelişim adımları atması büyümeyi ve istikrarı sürdürmek açısından faydalı olacaktır.” dedi.

Devlet Destekli Arsa Tahsisi Konut Maliyetlerini Düşürecek Mi?

Hazine arazilerinin vatandaşa tahsis edilmesi konusunu değerlendiren inşaat sektörü yetkilileri, konut maliyetlerinin yüzde 50’sini oluşturan arsaların hazineden tahsis edilmesinin olumlu getirileri olacağını söyledi.

Hükümet tarafından açıklanan arsa arazilerinin vatandaşa tahsis edileceği haberi hem inşaat yetkililerini hem de vatandaşı sevindirdi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan sektör önderleri ise bu uygulamanın olumlu getirileri olacağını açıkladı. 

Uygulama özelinde önemli açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği Başkanı Mehmet Kalyoncu, ‘’Bir konut projesinin maliyetinin yüzde 50’sini arsa fiyatları oluşturuyor. Son dönemde sıklıkla karşılaştığımız inşaat maliyetlerindeki artış konusu sürekli gündeme geliyor. Ancak, bu artışlar arsa maliyetleri kadar yer tutmuyor.’’ dedi. Bu arsaların hazineden dahil edilmesinin proje maliyetlerini yarıya indirgeyeceğini söyleyen Kalyoncu, “Burada, düşüşün direkt son kullanıcıya yansıyacak şekilde fiyatın regüle edilmesini kritik buluyoruz. Arsa sahibinin kamu olması ve geliştiricilerin arsa maliyeti olmadan proje sürecine başlaması şeklinde bir çerçeve çizilmesine ise oldukça sıcak bakıyoruz.’’ şeklinde konuştu.

İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım ise konuya ilişkin olarak, ‘’Son yüksek konut fiyatlarının sektörümüzü stagflasyon ortamına itti. Çıkış için devlet ve özel sektör işbirliğinin olması gerekiyor. Konuya bakanlığın el atmasını olumlu karşılıyoruz ve önümüzdeki günlerde bir sonuca ulaşmasını bekliyoruz. ‘’ dedi. Yaptığı açıklama ile inşaat  sektörü olarak fiyat istikrarının sağlanması ve erişilebilir fiyatlardan konut alımına yönelik çalışmalar yaptıklarını söyleyen Nazmi Durbakayım, bu çalışmaları kapsamlı bir şekilde hazırlayıp, sunacaklarını söyledi. Kentlerdeki nüfus yoğunluğunun azaltılması gerektiğini söyleyen Durbakayım, ‘’ Mevcut sorunun altından tek başımıza kalkamayız.’’ dedi.

Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası Başkanı Hakan Akçam konuya değindiği açıklamada arsa satışı uygulamasının birkaç kez denendiğini fakat hata geçirilemediğini ifade etti. Eğer uygulama yapılabilirse çok güzel sonuçlar doğuracağını söyleyen Akçam, arsa tahsisinin fiyatları indirmeyeceğini ancak sektörde denge sağlayacağını belirtti. 

TÜİK: Türkiye Ekonomisi Yüzde 7,3 Büyüdü 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) son yayımladığı veriler ile Türkiye ekonomisinin 2022 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüme gösterdiğini açıkladı.

Ocak-Mart 2022 dönemi gayrisafi yurt içi hasıla oranlarını açıklayan TÜİK Türkiye’nin 7,3 oranında büyüdüğünü açıklarken Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin konuya ilişkin paylaştığı “Türkiye Ekonomi Modeli ile Türkiye istikrarlı güçlü şekilde büyümeye devam ediyor. İlk çeyrekte güçlü ve dengeli büyüme eğilimi sürüyor. Öncü göstergeler ilk çeyrekte büyümenin yüzde 7 civarında gerçekleşeceğine işaret ediyor.” sözleri akıllara geldi. 

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerini oluşturan sektörler incelendiğinde, 2022 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre; finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 24,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 16,8, hizmetler yüzde 14,9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 8,9, sanayi yüzde 7,4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 6,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 5,4, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 5,2 ve tarım yüzde 0,9 oranında arttı. İnşaat sektöründe ise yüzde 7,2 azalma görüldü. 

GSYH ile birlikte açıklanan iş gücü ödemeleri verilerinde ise 2022 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyrek dönemine göre yüzde 59,7, net işletme artığı – karma gelir bazında da yüzde 88,1 artış yaşandı. Bir önceki yılın aynı döneminde yüzde 35,5 olan İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı bu yıl yüzde 31,5 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 45,6 oranından yüzde 47,6’ya yükseldi. 

YEO’nun Arşimet Burgusuyla Çevre Dostu Enerji Dönemi

Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve mühendislik şirketlerinden YEO, iştiraki olan Mikrohes ile geleceğin çevre dostu yenilenebilir enerji sistemlerini sunuyor. Mikrohes’in ürettiği Arşimet Burgusu türbiniyle düşük debiye sahip sularda bile enerji üretilebiliyor. Yeşil ve balık dostu olan sistem, bulunduğu bölgenin dengesini bozmayan sıfır karbonlu bir yöntem olarak biliniyor.

Arşimet Burgusu Nasıl Çalışıyor?

Arşimet Burgusu, ağırlık prensibiyle çalışıyor. Her bölümde oluşan su ağırlığı, burgu miline ve kanatlarına bir döndürme kuvveti uyguluyor ve burgunun dolayısıyla jeneratör milini çevirerek enerji üretmesini sağlıyor.

Nerede Kullanılabilir?

Arşimet burgu sistemi; 0,1-10 (m3/sn) su debisi ve 1-10 (metre) kot farkı olan tüm akarsu ve nehirlere, Hidroelektrik Santral kuyruksuyu ve cansuyu kısımlarına, arıtma tesislerinin giriş ve çıkış yapılarına, mevcut bentlere, atıl hidroelektrik santrallere, fabrikaların endüstriyel su soğutma sistemi çıkışlarına ve balık yetiştirme çiftliklerine kurulabiliyor.

1 Burguyla 600 Haneye Elektrik

Kendi elektriğini üretip fazlasını satmak isteyen tüm kamu tüzel kişiler, lisanssız elektrik üretim kapsamında düşük maliyetle kurulum yapabiliyor. Özel sektör tarafından inşa edilerek işletmeye alınan hidroelektrik enerji üretim tesisleri lisanslı elektrik üretim yönetmeliği kapsamında, işletmedeki tesisin su iletim kanalı, maksadına hizmet eden su iletim kanalları ve/veya kuyruksuyu kanalı üzerindeki atıl hidroelektrik enerji potansiyelinden faydalanmak maksadıyla, bu kanallar üzerine hidrokinetik üniteler entegre edilmesi suretiyle, kapasite artışı talebinde bulunabiliyor. Ayrıca karbon emisyonu sağlamak için endüstriyel fabrikaların soğutma suyu sistemlerine entegre edilip, hem elektrik enerji verimliliği ve karbon emisyonu konusunda kazanç elde edebiliyor. 

Örneğin 300 kW’lık bir sistem yılda ortalama 6 bin saat çalıştığında 600 hanenin elektrik enerjisini karşılıyor ya da 250 bin dolar kazanç sağlıyor. Mevcut durumda, Sakarya-Sapanca, Çorum ve Bayburt’ta Mikrohes enerji üretmeye başladı. Sağladığı enerji ile binlerce hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilir durumda.  Sadece Türkiye de değil, YEO’nun geniş iş geliştirme ağlarıyla global pazarda önemli bir oyuncu olmayı hedefliyor. 

Ekolojik Dengeyi Bozmuyor

Doğa ve balık dostu olan bu sitem suyu yatağından ayırmaz, suyun oksijen miktarını artırdığı için suyu temizler. Balıklar sistemin içinden zarar görmeden hareket edebilir. Bu sistem için cansuyu ve balık geçidi gerekmez. Bölgedeki ağaç ve bitki örtüsüne zarar vermez. Daha az hafriyat ve daha az betonarme yapı avantajı sağlar. Üstelik tarihi dokunun korunması ve ekolojik düzenin korunmasına da katkıda bulunur. 

Sürekli elektrik üretiminde güvenilir olan Arşimet Burgusu, proje su debisi yüzde 80 azalsa veya yüzde 20 artsa bile yüksek verimde elektrik üretmeye devam ediyor. Burgular tüm yıl boyunca çalışıyor ve donma ya da taşkın sorunu yaşamıyor. 3-7 yıllık yatırım geri dönüşüm süresiyle de öne çıkıyor. Hızlı kurulum, yüksek verim, düşük maliyet, uzun çalışma ömrü gibi özelliklerle ekolojik dengeyi bozmadan geleceğin temiz enerjisini üretiyor. 

Yuntdağı Kırsal Kalkınma Merkezi İnşaatında Sona Gelindi

Manisa, Yunusemre Belediyesi tarafından Pelitalan Mahallesi’nde üreticiye destek olma amacıyla projelendirilen Yuntdağı Kırsal Kalkınma Merkezi inşaatı tamamlanmak üzere. 

Zafer Kalkınma Ajansı desteği ile Pelitalan Mahallesi’nde kurulan Yuntdağı Kırsal Kalkınma Merkezi, üreticinin ürünlerinin işlenerek yerinden pazarlanmasını sağlamak amacıyla projelendirildi. Sona yaklaşılan proje hakkında Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi, “Yuntdağı Kırsal Kalkınma Merkezimizin inşaatı tamamlanma aşamasına geldi. Bu yıl içerisinde hizmete açmayı öngörüyoruz. Proje bittiğinde bölge, üretimin ve pazarlamanın yapıldığı bir merkez haline dönüşecek. Üreticimiz, ürünlerini saklama ve pazarlama konularında büyük avantajlar elde edecek.” şeklinde konuştu.

Pelitalan Mahallesi’ne konumlandırılan Kırsal Kalkınma Merkezi’nde iki ayrı bina bulunacak. İlk binanın birinci katında idari odalar ve soğuk hava deposu yer alacak. İkinci katında ise eğitim salonu yer alacak. Diğer binanın ilk katında da pekmez üretim tesisi, Antep fıstığı kavlama tesisi, un değirmeni, liyofilizasyon kurutma makineleri, sıvı ve taneli dolum, ambalaj makineleri, sebze meyve yıkama ve doğrama makineleri bulunacak. Ayrıca 50 ton kapasiteli kantar hizmeti verilen proje, bu yıl içerisinde kullanımına başlanacak.

100 Metrekarelik Konutun İnşaat Maliyetini Tahir Tellioğlu Açıkladı

İnşaat Mühendisleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, 100 metrekarelik bir konutun inşaat maliyetini kalem kalem açıkladı. 

İnşaat maliyetlerinde yaşanan dalgalanmalar ve arsa sıkıntısı nedeniyle konut üretiminde sıkıntılar yaşanmakta. Konut talebinin 800 bin arzının ise 500 binlerde seyrettiği Türkiye’de devlet tasdikli arsa ya da arsa maliyetli olarak 100 metrekare bir konutun maliyetini İMKON Genel Başkanı duyurdu. 

Konut üretiminin başlıca sorunlarından biri olarak görülen arsa sıkıntısına değinen İnşaat Mühendisleri Konfederasyonu Başkanı (İMKON) Tahir Tellioğlu, “Büyük kentlerde nitelikli inşaat yapılacak arsa bulmak artık çok zorlaştı. Şu anda konut sektörünün en büyük sorunu girdi maliyetleridir. Maliyetler çok kısa bir süre içerisinde çok fazla arttı. Bu sorunu imarlı arsa kıtlığı ve nitelikli yapı müteahhitlerinin sınıflandırılması takip ediyor. Çok sayıda müteahhit sektörden çekildiği için bundan konut üretimi ciddi anlamda etkilendi. Ancak en büyük sorun nedir derseniz imarlı arsa sorunu diyebiliriz.” açıklamalarında bulundu. 

100 metrekare büyüklüğüne sahip bir konut üretiminin ne kadar maliyete çıktığını kalem kalem anlatan Tellioğlu, “Bundan 18 ay kadar bir süre önce 100 metrekare büyüklüğündeki bir konutun arsa hariç maliyeti 600 Bin TL’ydi. Bugün bu maliyet 1,2 Milyon TL’ye yükseldi. Şu anda 500 metrekarelik bir arsa en az 7,5 Milyon TL’ye satılıyor. Bunun en fazla 250 metrekaresinde inşaat yapabilirsiniz. 5 taktlı bir binada 10 konut inşa ettiğinizi düşünelim. 10 Milyon TL inşaat bedeli ve 7,5 Milyon TL inşaat bedeli ile toplam maliyetiniz 17,5 Milyon TL oluyor. 1 konut en az 1,7 Milyon TL’ye arsa maliyeti dahil yapılabiliyor. Bu maliyetler de sürekli artıyor.” ifadelerine yer verdi. 

Kamu arazilerinin de yüksek maliyetlerden satıldığını söyleyen Tellioğlu, “Paranız olsa bile arsa bulamıyorsunuz. Bulduğunuz arsa sizin projenize uygun bir imara sahip olmayabiliyor. Kamu arazilerini satın almayı düşünseniz dahi orada da çok yüksek fiyatlar var. İnşaat maliyetleri hesaplanırken artık ilk sırada arsa maliyetleri yer alıyor.” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

Tezgah Dünyası’nın Ultralogy Teknolojisi Gayrimenkul Projelerine Değer Katıyor

Ultra-sıkıştırma teknolojisi Ultralogy, gayrimenkul projelerine değer katıyor. Ultralogy teknolojisiyle mutfak tezgahları hem hijyenik hem de daha uzun ömürlü olmasıyla dikkat çekiyor. Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran, ultralogy teknolojisinden dekton tezgahlarının fark yaratan özellerine dair önemli bilgiler paylaştı.

Dekton tezgah modelleri, ideal ölçüleri ve hafifliği sayesinde mutfak, banyo, dış cephe, duvarlar ve yoğun kullanımlı zeminler için zengin tasarım seçenekleri sunuyor. Cam ve porselen üretiminde kullanılan gelişmiş hammaddeler ile kuvarsın mükemmel bir karışımı olan Dekton tezgahlar, hem çevre hem de kullanım şartlarına karşı maksimum direnç sağlıyor. 

Dekton’un ultra-sıkıştırma teknolojisi Ultralogy’nin, gayrimenkul projelerine değer kattığını ifade Tezgah Dünyası Kurucusu Feyzullah Buran;” Dekton tezgah modelleri, malzeme kalitesi ve sınırsız tasarım olanaklarıyla hemen her mekana uygulanabiliyor. İstenen ölçüler ve ekstra özelliklerle mekanlarda rahatlık yaratan Dekton tezgahlar avantajları ile gayrimenkul projelerinin en sık tercih ettikleri tezgahlar arasında yerini alıyor. Dekton tezgahlarının avantajları saymakla bitmez. Özellikle ultra-sıkıştırma teknolojisi Ultralogy’si ile üretilen tezgahlar gayrimenkul projelerine de değer katıyor. Ultralogy teknolojisiyle mutfak tezgahları hem hijyenik hem de daha uzun ömürlü oluyor.” dedi.  

Kahve, Kalem ve Pas Gibi En İnatçı Lekelere Karşı Dayanıklı

Ayrıca Buran; “Dekton tezgahların özellikleri arasında en dikkat çekici olanlardan biri yüksek UV direncidir. Dekton tezgahlar ultraviyole ışınlarına (UV) dayanım gösterir ve zamanla rengini kaybederek solmaz. İç ve dış mekanlarda bu nedenle rahatlıkla uygulanabilir.” olduğunu belirtti. Tezgah satın alırken dikkat edilen en önemli unsurlardan biri çizilmezlik olduğunu ifade eden Buran; “Dekton tezgahlar piyasada bulunan bir çok yüzey arasında çizilmeye karşı en dirençli olanlardandır. Bıçak ya da tencereleriniz Dekton’u çizmez. Ayrıca, Dekton tezgahları avantajı olarak leke tutmamasını da söyleyebiliriz. Kahve, kalem ve pas gibi en inatçı lekeler bile Dekton tezgahlardan rahatça silinebilir. Gözeneksiz bir yapıya sahip olan Dekton tezgahlar, reçine içermemesi sayesinde, kimyasallara da dayanıklıdır. Çamaşır suyu, lavabo açıcı ve yağ çözücüler Dekton’a zarar vermez.” dedi.

Konya Belediye Başkanı Cephanelik İnşaatını Yerinde İnceledi

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, inşaatı devam eden cephanelik alanını yerinde inceledi. 

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlanan yazılı açıklamada Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Sille’de inşa edilen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin cephanelik çalışmalarını yerinde incelediği söylendi. Yayımlanan açıklamada Başkan Altay’ın ifadelerine de yer verildi.

Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay açıklanan yazılı metin ile, “Şu an itibariyle Çumra’daki yeni inşaatlarımız çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Yaklaşık 400 milyon liralık bir imalat yapıyoruz ki bu Konya Büyükşehir Belediyesi’nin tarihinde yaptığı en büyük bütçeli iş. Burada yapılan cephanelikler NATO standartlarına uygun halde yapılacak. Ayrıca akıllı mühimmat olarak da Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak bir cephaneliği inşa etmiş oluyoruz. Yatay mimariyle oluşturacağımız yeni mahallemiz için de çalışmalar yürütüyoruz. Konya’nın böylece en önemli dönüşümünü gerçekleştirmiş olacağız. Seçimden önce Benim Şehrim Projeleri kapsamında paylaştığımız Konya için önemli projelerden birisini daha hayata geçiriyoruz. Bir sözümüzü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Şehrimize hayırlı olsun.” ifadelerinde bulundu.

Başkan, Sille’de yer alan cephaneliğin Çumra iline taşınmasıyla birlikte 1 milyon 670 bin metrekare alanın dönüşüm kapsamına gireceğini ve Konya’nın nezih bir mahalle daha kazanacağını söyledi.

Ordu Şehir Hastanesi İçin Koordinasyon Toplantısı Gerçekleştirildi

İnşaat süreci hızla devam eden Ordu Şehir Hastanesi adına altyapı ve üstyapı çalışmalarının hızlandırılması, taşkın koruma işlemleri, doğalgaz, ulaşım ve enerji çalışmalarının düzenlenmesi amacıyla 3. kez Koordinasyon Toplantısı yapıldı. 

Toplamda 900 adet yataktan oluşması planlanan Ordu Şehir Hastanesi projesinin daha hızlı bir inşaat sürecine girmesi için Koordinasyon Toplantısı düzenlendi. 2023 yılında hizmete açılması planlanan hastanenin inşaatı 26 Aralık 2020 tarihinde başladı. Hastane için düzenlenen toplantıya katılım gösteren Ordu Valisi Tuncay Sonel, herhangi bir aksaklık yaşanmaması için hassas davrandıklarını söyleyerek, “Değerli Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Hilmi Güler’in de katılımıyla bugün toplantımızı yapıyoruz. Geçen toplantıda alınan kararların gözden geçirilmesi, varsa Ankara düzeyinde takip edilecek konuların değerlendirilmesi önemli. Çevre yolundan Ordu Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlayacak bağlantı yolunun şehir içinden ulaşımı sağlayacak yolların yapımı ile diğer ilgili kurumların yapacağı çalışmalarında eş zamanlı olarak bitmiş olması önemlidir.” şeklinde konuştu. 

Vali Sonel’in ardından konuşan Ordu Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler ise proje hakkında, “Yollar çok önemli. Ordu’daki trafik ve ulaşım açısından değil, civar illerden de buraya gelecek hastaları da göz önüne alarak imar planında çok önemli değişiklikler yaptık. Yollar yatırımın önemli bir parçası. İlave olarak buraya ulaşmak için öngörülenin dışında da yol yapıyoruz. Acile ulaşmak bakımından çok önemli. Onun dışında hafriyat konusunda çok güzel çalışmamız oldu. Buradaki işin hızlı yürümesi bakımından da, erken bitmesi açısından da etkisi oldu” ifadelerini kullandı. 

Ordu Şehir Hastanesi’nin şantiye binasında düzenlenen toplantıya Vali Tuncay Sonel ve Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler’in yanı sıra Perşembe Kaymakamı ve Vali Yardımcısı Vekili Levent Yetgin, İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, DSİ Şube Müdürü Mehmet Kurul, Karayolları Samsun Bölge Müdür Yardımcısı Emine Balaban, kurum yöneticileri ve Ordu Çevre Yolu inşaatı şantiye şefleri katılım gösterdi. 

Sistem Prestige Villaları Ön Lansman Satış Süreci Başlıyor

Sistem Grup İnşaat firması tarafından inşa edilecek olan Sistem Prestige Villaları projesinin  ön lansman satışları için düğmeye basıldı. 5 bin 837 metrekarelik arsaya konumlandırılan proje toplam 27 adet villadan oluşuyor.

İzmir, Gaziemir ilçesinde inşa edilecek Prestige Villaları projesi müstakil havuzlu olarak tasarlandı. 4+1 ve 5+1 tiplerinde villalardan oluşan projenin 31 Aralık 2023 tarihinde tamamlanması hedefleniyor. İzmir projeleriyle öne çıkan Sistem Grup İnşaat’ın İnşaat Yöneticisi Ali Göktanır, projeye ilişkin açıklamalarda bulundu. 

İnşaat Yöneticisi Ali Göktanır, “Pandemi sürecinde müstakil yaşama dönüşle beraber biz de böyle bir proje geliştirdik. Havuzu, peyzajı, saunayı müstakil olarak düşündük. Villalar ortalama 240 metrekare alana sahip. 4+1 ve 5+1 villa seçeneklerimiz bulunuyor. Tüm villalarımızda yerden ısıtma, multi split klima ve 4’lü ankastre set bulunuyor. Kişiye özel iç dekorasyon da yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

İzmir’in son dönemlerde çok fazla göç aldığını sözlerine ekleyen Göktanır, “Ön lansman sürecinin sonuna geldik. Ön lansmanda İstanbul, Ankara ve Bursa gibi şehirlerden çok fazla talep aldık. İzmir’de konut fiyatları il dışından gelen müşteriler için çok makul. İstanbul’da 2+1 bir dairenin fiyatı ile  bizim villa fiyatlarımızla neredeyse aynı. Dolayısıyla çok daha fazla talep göreceğine inanıyoruz. Bu hafta itibariyle lansman satışlarına başlamayı planlıyoruz.” dedi.

İzmir, Gaziemir’de inşa ettikleri diğer projelerden bahseden Göktanır, “Gaziemir’de 2008 yılında villa projesi yapmıştık. O dönem bize ‘Burası Çeşme mi? Bu proje tutmaz” demişlerdi. Ancak projemiz çok beğenildi. Daha sonra bizim projenin etrafında çok sayıda villa projesi yapıldı. Gaziemir’de öncü olmuştuk. Menderes’te de güzel bir proje hayata geçirmek istiyoruz.  Sistem Prestige Villaları projemizden sonra Görece’de 100 dairelik bir proje yapacağız. Gaziemir’de de 80 dairelik bir projemiz daha olacak.’’ ifadelerine yer verdi. 

Sistem Prestige Vilaları ön lansman satış süreci ise önümüzdeki hafta başlayacak. 

Yapiradar.com Sadece ”Bugünü” Değil ”Yarını” Da Düşünüyor

Karbon ayak izi ve küresel iklim değişikliği son yıllarda sıklıkla duyduğumuz kavramlar. Peki nedir bu karbon ayak izi? 

Bir kişi ve kurumun yaptığı eylemler nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak etrafa yayılmasına sebep olduğu karbon miktarına “karbon ayak izi” denir. Karbon salınımı yaptığımız her harekette aslında arkamızda bir “karbon ayak izi” bırakıyoruz. Karbon ayak izleri sera gazlarına, sera gazlarının atmosferde birikmesi ise küresel ısınmaya sebep oluyor. Yani karbon ayak izi; tüm dünya ülkelerinin acil eylem çağrısında bulunduğu, iklim değişikliklerinin, kuraklığın ve kıtlığın sebebi olarak gösterilen küresel ısınmayı tetikleyen faktörlerin başında geliyor. 

Karbon ayak izi hesaplanırken ulaşım, ısınma, elektrik tüketimi gibi faaliyetler değerlendiriliyor. Her kişi ve kurumun karbon ayak izi miktarı tamamen kendine özgü. Bu oran bireylerin veya kurumları yaptığı eylemlere, yaşam şekillerine, faaliyet alanlarına ve yaşadıkları bölgeye göre farklılık gösteriyor. Bir kişinin yılda ortama 4 tona kadar karbon ayak izi bırakması normal kabul ediliyor. 

Sürdürülebilir Teknolojiler Kurumsal Karbon Ayak İzini Azaltıyor

Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için karbon ayak izini azaltma konusunda bireyler ve şirketlere ciddi görevler düşüyor. 

Ülke ekonomimizin lokomotifi inşaat, doğa ve çevre ile yakın ilişki içerisinde olan bir sektör. Karbon ayak izini azaltmak adına birçok adımın atıldığı sektörde özellikle sürdürülebilir teknolojiler, daha iyi bir gelecek inşa etmede önemli bir role sahip. 

Sektörün teknolojik girişimi olarak sundukları veri ve hizmetlerle inşaat sektörünün karbon ayak izini önemli ölçüde azalttıklarına dikkat çeken Yapiradar.com Genel Müdürü Devrim Ünal Saygın, “Attığımız her adımda, daha iyi gelecek için sadece “bugünü” değil ”yarını” da düşünüyoruz” dedi. 

Saygın, karbon ayak izini azaltma konusunda sektöre sundukları katkıları şu sözlerle özetledi: 

“Saha çalışmalarımız kapsamında yıl boyunca tüm Türkiye’de şantiyeleri tek tek ziyaret ediyoruz. Bu ziyaretler esnasında edindiğimiz bilgileri binlerce Yapıradarlının kullanımına sunuyoruz. Sunduğumuz bu hizmetle binlerce aracın yola çıkmasını, dolayısıyla doğayı kirletmesini önlüyoruz. 

Aslında sadece binlerce aracın trafiğe çıkmasını ve fosil atık oluşturmasını önlemiyoruz. Aynı zamanda her bir şoförün yol boyunca ambalajlı ürün (pet şişe, atıştırmalık paketi vb.) kullanımını da azaltıyoruz. Daha az ambalaj atığı, doğanın daha az kirlenmesi anlamına geliyor. 

Üyelerimizin 20.000’den fazla güncel inşaat projesine, 37.000’den fazla müteahhit ve çözüm ortağı firma bilgisine, 17.000’den fazla aktif satın alma talebine ve 1.000’den fazla kamu ihale duyurusuna tek bir platformdan kolaylıkla ulaşmasını sağlıyoruz. Böylelikle zamandan, iş gücünden ve gizli maliyetlerden tasarruf etmesine katkıda bulunuyoruz. 

Böylesine büyük bir veriye tek bir platformdan ulaşmak, daha az bilgisayar ve cep telefonumu kullanımı anlamına geliyor. Bu durum elektrik kullanımını büyük oranda azaltarak karbon ayak izi miktarını düşürüyor. 

Daha az personele ihtiyaç duyan firmalar bilgisayar ve cep telefonu gibi elektronik cihaz kullanımını azaltıyor. Ayrıca ofisteki elektrik, su ve sabun gibi kaynaklardan tasarruf edebiliyor. 

Ofisteki kişi sayısı azalınca ambalajlı ürün atığı da azalıyor. 

Yapiradar.com’da tüm süreçler ve işlemler online olarak ilerlediğinden kağıt atığı oluşmuyor. Böylelikle hem kağıt üretimi hem de kağıt kullanımı sebebiyle oluşan karbon ayak izi miktarı önemli ölçüde azalıyor.”

Kale Grubu’ndan ‘Hayata Değer Buluşması’

Kale Grubu’nun, Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. (h.c.) İbrahim Bodur’u, vefatının altıncı yılında anmak amacıyla Müze Gazhane’de düzenlediği ‘Hayata Değer’ Buluşması, sosyal girişimciler ve sosyal girişimciliğe ilgi duyan gençlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti.

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Sosyal girişimcilik alanının en kapsamlı buluşmasında; İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı kazananları ve finalistleri, akademisyenler, basın ve değişimi içeriden başlatan çalışanlarımız, yani güç birliği yaptığımız tüm yol arkadaşlarımızla bir aradayız. Bu tablo, dünyanın el birliğiyle daha güzel bir yer hale geleceğine dair inancımı pekiştiriyor” dedi.

Kale Grubu’nun Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. (h.c.) İbrahim Bodur, vefatının altıncı yıl dönümünde, misyonunu devam ettiren sosyal girişimciler ve gençlerle birlikte anıldı.

30 Mayıs Pazartesi günü Müze Gazhane’de gerçekleştirilen ‘Hayata Değer’ buluşmasının açılış konuşmasını yapan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “İbrahim Bodur’u bu yıl ‘Birlikte, Bir İlkte…’ ana teması doğrultusunda sosyal girişimciler ve gençlerle birlikte anıyoruz. Eminim, kendisi de burada olsaydı, mutluluktan gözlerinin içi parlardı. O da çok genç yaşında bir hayal kurmuş, Çanakkale’nin küçücük bir köyünde bu hayale giden yolda ilk adımını atmıştı. Onun da önünde aşması gereken yüzlerce engel, kendine ya da toprağına inanmak için binlerce sebebi vardı. O binlerce sebep, yıllar içinde birlikte çalıştığı binlerce insana, okuttuğu binlerce çocuğa, ektiği binlerce fidana dönüştü” dedi. Kale Grubu’nun sadece üretimi değil, ürettiği değerleri paylaşmayı önceliklendiren bir grup olduğunu ifade eden Zeynep Bodur Okyay, “65yıldır, yalnızca kendimize değil, kök saldığımız topraklara iyi bakıyoruz. Başlattığımız ‘İyi Bak Dünyana’ hareketinin temelinde de bu yatıyor. Tüm renklerimizle, taşın altına hep birlikte elimizi koyarsak, taş elbet yerinden oynayacak, bir suya dokunacak ve o su dalga dalga, dünyanın öbür yanına uzanıp, bir tohuma can olacak” diye konuştu.


Dünyasına İyi Bakmak İçin Harekete Geçenlerin Birlikteliği
Sosyal girişimcilerin sayısının artması gerektiğine inandığını belirten Zeynep Bodur Okyay sözlerine şöyle devam etti: “Babamın anısını yaşatmak için ilk adımımız olan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nı düzenlemeye başladığımız 2017 yılından bu yana, sayıları 1.000’i aşan sosyal girişimcilerle bir araya geldim. Yüzlerce başarı hikayesine tanık oldum. Tam 5 yıldır, dünyanın el birliğiyle daha güzel bir yer olacağına dair inancım pekişti. Bugün, bu inancımın boş yere olmadığını bir kez daha anladım. Çünkü bugün burada yalnızca İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı kazananları yada finalistleri yok! Güç birliği yaptığımız tüm yol arkadaşlarımız; akademisyenler, basın ve değişimi içeriden başlatan çalışanlarımız burada…Buranın gücü, kapsayıcılık ve çeşitlilikten geliyor. İyi ki, hayat koşullarına, pandemiye inat, durmamış; İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programını sürdürmüşüz.”

Sosyal Girişimcilik Dünyası Gençlerle Bir Araya Geldi
Hayata Değer buluşmasının destekçilerinden Impact Hub Küresel Gelişim Direktörü Alberto Masetti Zanini’nin ‘Sosyal Etki İçin Küresel Hareket’ başlıklı bir konuşma yaptı. Sosyal girişimciliğin toplum üzerinde olumlu etkilerinden bahseden Alberto Masetti; ‘Sosyal girişimciliğin tek bir yazılı kuralı yok, burada önemli olan herkesin kendi alanı için gösterdiği çözüm odaklılık ve liderlik. Dünyadaki etki yatırımlarından faydalanan kadın girişimcilerin oranı sadece yüzde 2, bu oranın artmasını ve kadın girişimcilerin daha fazla ön planda olmasını destekliyoruz. Son yıllarda Türkiye’de sosyal girişimciliğin yükselen bir değer olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye gibi çeşitliliğin fazla olduğu bir ülkede sosyal girişimciliğin de yükselmesi ve yeni bir ekosistem yaratması bizi oldukça mutlu ediyor.’ diye konuştu.


‘Hayata Değer Buluşması’nda ayrıca Onaranlar Kulübü Kurucu Ortakları Doğukan Güngör ve Ufuk Emin Akengin, Erişilebilir Her Şey Kurucu Ortakları Seben Ayşe Dayı ve Serim Berke Yarar, Sen De Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, Adım Adım ve Açık Açık Derneği’nin Kurucularından Prof. Dr. Itır Erhart, Hayata Sarıl Derneği’nin Kurucusu Ayşe Tükrükçü, Bego Jeans Kurucusu Bego Demir, Bilim Virüsü Kurucusu Şule Yücebıyık, TABİT Kurucu Ortağı Tülin Akın, Anlatan Eller Kurucusu Pelin Baykan, Tospaa girişiminin Kurucusu Alp Ar, Kadınların Elinden Kurucusu Muzaffer Alperen Önal gibi sosyal girişimcilik ve sivil toplum dünyasının önde gelen isimleri de gençlerle bir araya geldi.


Ana sahnede; Eşitsizliklerin Azaltılması için Adımların Çoğalması, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ekseninde Sosyal İnovasyon, Sorumlu Tüketim ve Üretim Kimin Sorumluluğu ve Hedefler için Ortaklık, Hayaller için İş birliği gibi toplumu ve dünyayı yakından ilgilendiren konu başlıkları masaya yatırıldı.


Ana sahnenin yanı sıra eş zamanlı olarak atölye çalışmalarının olacağı buluşma alanında; Impact Hub, S360, Inogar, DİBA ve Arbor Impact başta olmak üzere This is Mana, Pulsec, Anlatan Eller, Toyi, Kızlar


Sahada, Arkerobox gibi birçok sosyal girişimin katkılarıyla sosyal inovasyondan elektronik atığa, işaret dilinden etki tasarımına kadar çeşitli atölyelerle katılımcılara sosyal girişimcilik yaklaşımlarının ve pratiklerinin aktarılacağı yeni deneyim fırsatları sunuldu. Ayrıca Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı işbirliğiyle açılan Sosyal Girişimcilik Pazar Yeri’nde her biri farklı alanda etkin çalışmalar yürüten 30 sosyal girişim tezgâh açtı.

Darhan, Yapiradar.com’un ”Mutlu İş Ortakları” Arasında Yer Alıyor

İnşaat sektörünün lider teknolojik girişimi Yapiradar.com, ”Mutlu İş Ortakları” ile yaptığı sohbetlere bir yenisini daha ekleyerek Darhan Proje ve İş Geliştirme Müdürü Jakson Cenk Mübarek ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.

Sağladığı veriler sayesinde müteahhitler ve tedarikçiler arasındaki ticareti kolaylaştıran platform, sunduğu ayrıcalıklar ile inşaat sektörünün büyümesine katkıda bulunuyor. ‘’Yapıradar TV’’ isimli Youtube kanalında, üyeleri ile yaptığı söyleşileri yayınlayan Yapiradar.com, burada iş ortakları ile tanışmaları ve süreçlerin ilerleyiş biçimini ortaya koyuyor. 

Doğrulanmış satın alma taleplerini barındıran inşaat projeleri takip platformu Yapiradar.com Darhan Proje ve İş Geliştirme Müdürü Jakson Cenk Mübarek ile yaptığı söyleşiyi aşağıdaki videoya tıklayarak izleyebilirsiniz. 

Firmanın diğer videolarını takip edebilmek için Yapıradar TV Youtube kanalına ‘’buraya’’ tıklayarak abone olabilirsiniz.

Saklıbahçe Sosyal Tesisleri Yenileme Çalışmalarında Sona Gelindi

Yalova Çiftlikköy Belediyesi tarafından restore edilen Saklıbahçe Sosyal Tesisleri çalışmalarında sona aşamaya gelindi. Açılış için gün sayılan Sosyal Tesisin keyfi bu yaz sürülecek. 

Çiftlikköy, Siteler Mahallesi’nde yer alan Saklıbahçe Sosyal Tesisleri’nin yenileme çalışmaları hakkında konuşan Çiftlikköy Belediye Başkanı Ali Murat Silpagar, “Yepyeni bir düzenleme ile Çiftlikköy’e kazandırmakta olduğumuz Saklıbahçe Sosyal Tesislerimizin her köşesinde ayrı bir güzellik sunuyoruz. Çalışmalarımızın her aşamasında yerinde incelemelerde bulunduk. Valimiz Sayın Muammer Erol bey olsun, Yalova Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Tutuk olsun, pek çok değerli isimle birlikte buradaki çalışmalar hakkında istişarelerde bulunduk ve bilgiler verdik. Yeri geldi bir tuğla da biz koyduk. Saklıbahçe Sosyal Tesislerimizde çalışmalarımız son aşamaya geldi. Kaba inşaatı tamamlanan ve iç tefrişatı yapılan sosyal tesislerimiz Haziran ayında hizmet vermeye başlayacak. Hemşerilerimiz düğün, nişan, kına gibi etkinliklerini burada yapabilecekleri gibi, kafe olarak da hizmet verecek tesisimizde kahvaltı hizmeti de olacak. Çiftlikköyümüz için hayırlı olmasını diliyorum, inşallah Çiftlikköyümüze yakışır güzellikte, hemşerilerimizin gönül rahatlığıyla faydalanabileceği bir tesisimizi daha yakın zamanda ilçemize kazandırmış olacağız.” şeklinde açıklama yaptı.

766 metrekare alana sahip olan tesisin 450 metrekaresi kapalı alan şeklinde dizayn edildi. 50 metrekarelik çocuk oyun parkı alanı da bulunan tesiste, mescit, mutfak, depo, personel odası, kadın, erkek ve engelli tuvaletleri bulunacak. Tesisin kaba inşaatının 97 günde tamamlandığını söyleyen Belediye Başkanı, ‘’Tüm statik ve mimari bizim tarafımızdan gerçekleştirildi. Radyal temel üzerine, yerden ısıtmalı, dış cephesinin tamamı mantolama işlemiyle ısı yalıtımı sağlanan tesisimizin inşaasında 350 metreküp beton, 26 ton demir kullanıldı. Statik hesaplamalarını gelecekte ihtiyaç olması halinde iki kat daha çıkılabilecek şekilde yaptık. Çiftlikköylü hemşerilerimin bu yaz Saklıbahçe keyfini en güzel şekilde yaşayacağını düşünüyorum. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.

Çukurova Bölgesel Havalimanı İnşaatı Hız Kesmeden Devam Ediyor

Mersin, Tarsus’ta inşa edilen ve açıldığında Türkiye’nin en büyük dördüncü havalimanı olma özelliği taşıyacak olan Çukurova Bölgesel Havalimanı’nda çalışmalar devam ediyor. Altyapı çalışmalarının yüzde 99 oranında tamamlandığı havalimanında, üstyapı çalışmalarında yüzde 68’lik ilerleme kaydedildi. 

2022 son çeyrek döneminde hizmete açılması hedeflenen Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatında süreç hızlandırıldı. Yüzde 99 oranında tamamlanan altyapı çalışmalarının yanı sıra üstyapı çalışmaları yüzde 68 oranında bitirildi. Tamamlandığı zaman Türkiye’nin dördüncü büyük havalimanı olacak olan havalimanının Proje Müdürü Ferhat Güney, ‘’Çukurova Bölgesel Havalimanı, bu bölgemizin turizmine prestij, ticaretine hız ve güç katacak” dedi.

İnşaat çalışmalarındaki son durumu aktaran Ferhat Güney, “Havalimanımız, bir adet 60 metre genişliğinde, 3 bin 500 metre uzunluğunda ana pisti, bir adet 45 metre genişliğinde, 3 bin 500 metre uzunluğunda yedek pisti, taksi yolları ile özel, kargo ve yolcu olmak üzere yaklaşık 50 uçağa hizmet verebilecek apronlara sahip. Son derece ferah yaşam alanlarına sahip olacak terminal binasıyla birlikte uçuş kontrol binası, VIP terminal binası, genel havacılık terminal binası, itfaiye binası, kapalı ve açık otoparkları ile birlikte irili ufaklı yaklaşık 26 bina ile terminal binamız işletme döneminde hizmet verecek. Türkiye’de birkaç havalimanının sahip olduğu hem karayolu hem de demiryolu ile çevre illerden ulaşım son derece rahat ve hızlı olacak.” şeklinde açıklama yaptı. 

Havalimanı projesinin bu yıl içerisinde tamamlanarak hizmete açılacağını bildiren Güney, “Şu anda itfaiye binamızın kaba inşaatı bitti, boya imalatlarına geldiler. Garaj binamızla otopark binamız tamamlandı. Isı güç merkezimizin kaba ve ince imalatları tamamlandı. VIP binamızın çelik imalatları tamamlandı, kaplama imalatlarına geçildi. Terminal binamızın ana gövde kısmını büyük oranda tamamladık, çelik çatı kaplaması ile aşağıda duvar ve ince imalatlarımız devam ediyor. Kuleye de başladık. Kule de zemin iyileştirmeden dolayı bir uzamaya maruz kaldık, fakat bütün olumsuzlukları hallettik, şu anda zemin üstüne çıktık. Yaklaşık 2-2,5 aylık bir periyotta kuleyi sizlere göstermiş olacağız. Ülkemiz geneline imza atacak bu önemli stratejik projeyi bu yılın son çeyreğinde tamamlayarak havalimanımızı açmayı hedefliyoruz.” dedi.

‘’Uygun Fiyatlı Arsa Yok’’

Konut krizinin ortadan kaldırılması için en iyi çözümlerden biti olarak gösterilen boş arsa konusu müteahhitler tarafından değerlendirildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İnşaat Müteahhitleri Meclis Başkanı ve İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ise uygun fiyatlı arsa bulmanın zorluklarından bahsetti. 

Türkiye genelinde yaşanan konut sıkıntısını yok etmek için atılan adımların değerlendirildiği müteahhit sohbetlerinde arsa fiyatlarının büyük bir sorun haline geldiği konuşuldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı işbirliğinde çalışmalar yapıldığını açıklamıştı. Yapılan görüşmeler sonucunda kararlaştırılan planların önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuya duyurulması bekleniyor. 

Hükümetin konut sıkıntısına geçici olarak sunduğu çözüm olan boş arsaların değerlendirilmesi konusuna değinen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İnşaat Müteahhitleri Meclis Başkanı ve İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, uygun fiyatlı boş arsa bulmanın zorluklarından bahsetti. Tellioğlu, “Şu an konut sektörü farklı sorunlarla uğraşıyor. En önemli mesele artan girdi maliyetleri. Maliyetler kısa sürede çok fazla arttı. Onu imarlı arsa kıtlığı takip ediyor. Son olarak nitelikli yapı müteahhitlerinin sınıflandırılması da ayrı bir sorun. Çünkü bu sınıflandırma sırasında müteahhitlerden istenilen yetkinlikler yüzünden çok sayıda müteahhit sektörden çekildi. Bu da üretimi etkiledi. Ancak gelinen noktada zaten arsa sorunu çözülmeden harekete geçemiyorsunuz. O yüzden acil olarak imarlı arsa üretiminin gerçekleşmesi lazım.” şeklinde konuştu.

Construct Iraq Fuarı’na Yoğun İlgi

24-26 Mayıs tarihleri arasında Irak Erbil kentinde bulunan Erbil Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Irak’ın en büyük İnşaat Endüstrisi Fuarı Construct Iraq’a katılımcı akını gerçekleşti. Büyük ilgi gören fuar, ortalama 7 bin 900 kişinin ziyaretini kabul etti.

Erbil Uluslararası Fuar Merkezi’nde dördüncü kez gerçekleştirilen inşaat endüstri fuarı Construct Iraq, ziyaretçi akınına uğradı. İnşaat malzemeler, havalandırma ve iklimlendirme, müteahhitlik hizmetleri, elektrik ve ısıtma, pompa sistemleri gibi birçok sektörde yer alan markaların katılım gösterdiği fuarda, markalar profesyonel satın almacılar ile buluştu.

Irak bölgesinden ortama 7 bin 900 kişinin ziyarette bulunduğu fuar, Irak Cumhuriyeti Sanayi ve Madenler Bakanlığı, Erbil Ticaret ve Sanayi Odası ve Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleştirildi.

Construct Iraq Fuarı’nda eş zamanlı olarak gerçekleştirilen Energy Iraq özel bölümüne katılım gösteren elektrik ve enerji firmaları katılım gösterirken Hac Iraq özel bölümüne ise Türk İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği katılım gösterdi.

Fuar’ın yanı sıra Irak’ın enerji yapılandırılması kapsamında enerji santrali inşaat çalışmalarını üstlenen İran, Çin ve Türkiye’de 9 bin 200 MegaWatt kapasiteli enerji santrali inşa edecek. Bu alanda Türkiye için de önemli bir ihracat kanalı oluşturan Construct Iraq, Türk firmaları adına yeni iş olanaklarının kapısını araladı. 

İnşaat İşleri KDV Muafiyeti Şartları Belli Oldu

Hazine ve Maliye Bakanlığı KDV Genel Uygulama Tebliğ’inde bazı değişikliklerde bulundu. Bakanlığın yaptığı değişiklik ile teşvik kapsamında turizm ve sanayi inşaat işlerine getirilen muafiyet hakkı netleştirildi. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımladığı KDV Genel Tebliğ’ine göre muafiyet hakkı nakliye, hafriyat ve bağlantılı işler için uygulanacak. İnşaat sektöründe yer alan yatırımcıların mal alımları da muafiyet kapsamında değerlendirilecek. Açıklanan KDV Genel Tebliğ ile ulusal güvenlik kuruluşlarının verdikleri istisna belgelerinin istisna şartlarını taşımaması halinde kayba uğranan vergiden bu kuruluşların sorumlu tutulması kararlaştırıldı. Ayrıca bu sorumluluk, kuruluşların onayladığı mal listeleri için de geçerli olacak. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı Tebliğ ile teşvik belgesine konu olan fakat tamamlanamayan projeler, zamanı gelip ödenmeyen vergiler için vergi cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte teşvik belgesinin alıcıdan tahsil edilmesi kararlaştırıldı.

Yeşil Binaların Enerji Verimliliği Dışa Bağımlılığı Sonlandıracak

Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, 2019 yılından itibaren uygulamaya konulan binalara yüzde 5 yenilenebilir enerji şartı getirilmesi ile birlikte yenilenebilir enerji alanına yönelik faaliyetlerin önem kazanması hakkında açıklamalarda bulundu.

Güneş enerjisi üretimi için ülkemiz çok avantajlı bir konumda bulunuyor. Bu avantajı fırsata çevirmek için sanayi kuruluşları başta olmak üzere konutların günlük enerji ihtiyacını karşılamada güneş enerjisi sistemleri büyük rol oynuyor.

Enerji konusu gündemin en önemli maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Artan enerji maliyetleri enerji verimliliği kavramını da beraberinde getiriyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak ya da enerjideki dışarıya bağımlılığı kökünden çözecek uygulamalar sadece şirketlerin değil hükümetlerin de birinci gündem maddesini oluşturuyor. 2019 yılından itibaren Türkiye, binalara en az yüzde 5 yenilenebilir enerji şartı getirerek bu konudaki politikasını ortaya koymuş durumda.

Yıllık 2 Bin 737 Sat, Günlük 7,5 Saat Verimli Güneş Alıyoruz

Ülkemiz güneş enerjisi konusunda çok avantajlı bir bölgede yer alıyor. Türkiye’nin yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneş aldığı bilgisini veren Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “Avrupa Birliği üyesi ülkelerde güneş paneli kullanımı için hibe paketleri açıklandı. Berlin’de kent konseyi kararıyla 2023 yılı itibarıyla inşa edilecek tüm yeni binalarda güneş enerjisi kullanımını zorunlu kılındı.” ifadelerini kullandı. 

GES’ten Atatürk ve Keban Barajı Kadar Enerji Üretmek Mümkün

Türkiye’de 80 milyon metre kare çatı alanı olduğunun tahmin edildiğini belirten Eray, “Bu kadar alanda günümüz teknolojisindeki güneş enerjisi panellerinin kullanılmasıyla Keban ve Atatürk Barajı’nın ürettiği kadar enerji üretmek mümkün. Enerji tüketimde binalar en yoğun yerler olarak karşımıza çıkıyor. Binaların kendi ürettiği enerjileri kullanması, enerjide dışa bağımlılığın azalmasına katkı sağlayacak. İklim krizinin etkilerini yoğun olarak görmeye başladığımız günümüzde enerjisini üreten ve karbon emisyonlarının azalmasına katkı sağlayan binalara yönelim de hızla artıyor. Fosil yakıtlar çevreyi kirletirken yenilenebilir temiz enerji ise dünyamızın teminatını oluşturuyor.” dedi.

Tüm Dünyada Yeşil Mutabakat Başladı

Tüm dünyada ‘Yeşil Mutabakat’ kapsamında yeşil dönüşümün başlaması ve Avrupa Birliği ülkelerinin tüm binaların sıfır enerji bina olmasını zorunlu hale getirmesi de çevre için sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Eray, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında birçok ülke imzalamış olduğu Paris Anlaşması ile 2050 yılında Net Sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Güneş Enerjisi Santrali başta olmak üzere genel anlamda yenilenebilir enerji konusunda tüm ülkeler beraber hareket edebilirse iklim krizinin beraberinde getireceği pek çok sorunun da önüne geçilmiş olur.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin yenilenebilir enerjide yatırımlar yapan bir ülke konumunda olduğunu belirten Eray, şu ifadeleri kullandı:

“2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre yenilenebilir enerji kullanımında 8. sıradayız. Binaların kendi ürettikleri enerjileri kullanmalarıyla beraber fosil yakıtlara olan ihtiyacımız en alt seviyeye düşecektir. Böylelikle enerjide dışa bağımlılığımız azalacak ve enerji ithalatı için kullanılan parayı da başka alanlara aktarmamız mümkün olabilecektir.”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik ile birlikte ‘Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar’ konsepti kapsamında, binaların kullandığı enerjinin en az yüzde 5’inin güneş enerjisi paneli, rüzgar enerjisi, ısı pompası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması şartı getirilmişti.

Gayrimenkul PR Kiralık Konut Piyasasına Yönelik Önerilerini Açıkladı

Yüksek kira artışlarını önlemek için 3 bakanlığın bir dizi önlem üzerinde çalıştığını ancak yapılacak müdahalelerin Türkiye’de kiralık konut fiyatlarını yükselteceğini öngören Ankara’nın önde gelen gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR, ‘’Piyasadan kopuk alınan kararlar, kiralık konut fiyatlarını astronomik rakamlara yükseltebilir.’’ diyerek hükümete 7 çözüm önerisi sundu.

Kiralık ev fiyatlarını düşürmek için 3 bakanlığın bir taslak üzerinde çalıştığını, taslaktan kamuoyuna yansıyan maddelerin oldukça riskler barındırdığını işaret eden gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR şirketi, ‘Hükümet, kaş yapayım derken, göz çıkartacak. ‘Birinci evim’ kampanyası için konut kredi faizlerinin 0,99’a çekilmesi sonrası gayrimenkul fiyatları bir gecede yüzde 30’lara varan oranlarda artmıştı. Aynı hata, bu kez kiralık konut sektörü için yapılacak gibi görünüyor. Hükümet, kiracıyı koruyayım derken, mülk sahiplerini mağdur edecek bir taslakla, kiralık konut arzını daha da azaltacak’ açıklamasında bulundu.

Piyasadan kopuk alınan kararlar ile kiralık konut fiyatlarının düşürülmesinin imkansız olduğuna dikkati çeken Ankara’nın önde gelen gayrimenkul şirketi Gayrimenkul PR, ‘Türkiye’de barınma sorunu sosyal ve ekonomik krizleri tetikliyor. Hükümet bu sorunu çözmeye yönelik iyi niyetli birtakım adımlar atmak istiyor. Ancak hazırlanan taslağa göre mülk sahipleri neredeyse mülkiyet haklarını kullanamaz hale getiriliyor. Ayrıca, kimi kötü niyetli kiracılar, ‘nasıl olsa tahliye davaları 2,5 yıl sürüyor’ diyerek ne kirasını ödüyor ne de konutu tahliye ediyor. Hali hazırda kira artış oranları kanunla belirlenmiş durumda. Kendi insanımız uygun fiyatlı kiralık ev bulamazken, parası olan sığınmacılar ve kaçaklar yüksek kira ödeyerek ev kiralayabiliyorlar.’ şeklinde açıklamada bulundu.

Kira Fiyatları, Arz Eksikliğinden Dolayı Artıyor

Kiralık konut fiyatlarını artıran en önemli unsurların başında sığınmacıların olduğunu, bunun yanı sıra kiracı tahliye davalarının uzun sürmesi nedeniyle mülk sahiplerinin kiracı sorunu ile uğraşmamak için konutlarını kiraya vermek istememesinden dolayı kiralık konut arzının azaldığını ve doğal olarak fiyatların fahiş oranlarda arttığına dikkati çeken Gayrimenkul PR, çözüm önerilerini şu şekilde açıkladı.

İşte Kiralık Konut Fiyatlarını Düşürecek 7 Öneri

  1. Kiracı tahliye davalarının sonuçlanma süresini kısaltacak etkin formüller geliştirilmeli.
  2. Kirasını ödemeyen konutunu da tahliye etmeyen kiracıyı, dava açmaya gerek kalmadan tahliyesini sağlayacak hukuksal formül geliştirilmeli.
  3. Sığınmacılara ve yabancı uyruklulara ev kiralanmasına sınırlama getirilmeli.
  4. Kira kontratı noterden yapılmalı ve yapılacak kontratta, kiracının konutu ne zaman tahliye edeceği, kira fiyatının artış oranı ve tüm detaylar yazılmalı.
  5. Özellikle küçük bölgelerde ev sahipleri kendi aralarında anlaşarak seri ilan sitelerinde yayınladıkları kiralık konut ilanlarını suni olarak yüksek tutarak piyasayı manipüle etmekte. Bunu önlemek için kiralık ilanı güncelleme 30 günde sadece 1 kez yapılmalı ve çıkılan ilandan konut kiralanmalı.
  6. Mülk sahiplerinin konutlarını kiraya vermesini teşvik edici düzenlemeler yapılmalı.
  7. Tek yaşayan çalışan kesime yönelik, tek odalı ve her şey dahil hizmet veren ‘öğrenci yurdu’ konseptinde binalar yapılmasını teşvik edici adımlar atılmalı.

Adilcevaz Su Sporları Merkezi’nin İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Bitlis, Adilcevaz ilçesinde konumlandırılan Su Sporları Merkezi ve Dalış Okulu inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Adilcevaz Belediye Başkanı Necati Gürsoy, çalışmaları inceledi. 

Adilcevaz’da inşa edilen Su Sporları Merkezi ve Dalış Okulu projesinin inşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Adilcevaz Belediye Başkanı Necati Gürsoy, proje süreci hakkında yetkililerden bilgi aldı. 

İlçeye önemli yatırımların yapıldığını ve yapılmaya devam edileceğinin altını çizen Necati Gürsoy, “Yatırımlarımız kapsamında mülkiyeti belediyemize ait olan Su Sporları Merkezi ve Dalış Okulu projemiz için milletvekillerimizle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına giderek destek istedik. Altyapı Yatırımlar Genel Müdürlüğü projemizi programa aldı. Şu anda çalışmaları devam eden Su Sporları Merkezi ve Dalış Okulu projemiz bir ay içinde bitirilecek. Ardından ihaleyle hizmete alıp burasını ilçemize, bölgemize ve hatta ülkemize kazandıracağız. Dünyada 450 bin gezici dalış tutkunu ve dalış sporunu yapan insan var. Bunların bir kısmını buraya çekeceğiz.” şeklinde açıklama yaptı. 

TOKİ Siirt Projesi İnşaatı Başladı

Siirt ilinin Kurtalan ilçesine yapılması planlanan TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) Konutları’nın inşaat çalışmaları başladı.

Konutların inşaat çalışmalarını üstlenen firmanın sahibi Adil Uyanık, dar gelirli ailelerin konut sahibi olması için yapılan projenin tam zamanında teslim edileceğini söyledi. Kurtalan ilçesinde konumlandırılan proje, toplam 79 daireden oluşacak. Çevre düzenleme ve altyapı çalışmalarının da dahil edildiği inşaat çalışmalarının en kısa sürede bitirilmesi hedefleniyor. 

İlçeye yapılan en iyi yatırımlardan birinin bu proje olduğunu söyleyen Adil Uyanık, “Allah nasip etti buranın ihalesini de biz aldık. 79 konutta burada yapacağız. Bunun 48 tanesi 2+1’dir. 31 tanesi de 3+1’dir. Burada 2 tanede iş merkez var. Buraya TOKİ’nin yapılmasıyla güzel hizmetler gelecek. Doğalgaz bu bölgede yoktur. TOKİ’nin buraya yapılmasıyla buralara doğalgaz gelecek, okullar yapılacak. TOKİ’den dar gelirli insanlar faydalanacak. Türkiye’de TOKİ’nin yaptığı binalar sağlam yapılar. Bizim örnek ilçede yaptığımız 110 konut, bölgede hemen hemen örnek seçilen yapıdır. Allah göstermesin çok büyük depremlere dayanıklıdırlar. Özelliklede bizim bölgede ihtiyaç duyulan konutların bir nebze olsun kiraların düşmesinde, binaların maliyetinin düşmesinde fayda olacaktır. Allah devletimize zeval vermesin ve dileğim bu projelerin devamıdır.” açıklamalarında bulundu.

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin Açılış Tarihi Belli Oldu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesinin fidan dikim töreninde açılış tarihini duyurdu. 

Çalışmaları devam eden Millet Bahçesi’nin fidan dikim törenine katılım gösteren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi için kesin açılış tarihini söyledi. Projeye ilişkin ayrıntılara da değinen Kurum, önemli açıklamalarda bulundu. 

Yıkım çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiği projeye dair konuşan Bakan Kurum, ‘’8 buçuk milyon metrekarelik devasa bir alanda, büyük bir değişime imza atıyoruz.’’ ifadelerini kullandı. 

”Pusetli anneler, küçük çocuklar, yaşlılar ve engelliler güvenli bir alanda, bahçenin keyfini sürebilecek.’’ diyen Bakan, 2 milyon metrekarelik alana sahip Millet Bahçesi’nin mevcut pistler haricinde kalan alanların yüzde 77’sinin yeşil alan olarak değerlendirileceğini ve hiçbir ulaşım aracının kabul edilmeyeceğini belirtti. 

İstanbulun havasını değiştirecek yakıştırmasında bulunan Bakan, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde Genel Havacılık ve Askeri Alan olarak hizmet veren yerler dışında kalan 5 milyon 61 metrekare Rekreasyon Alanı, Müze, Gençlik Merkezi, Spor Alanları, Fuar, Bilim Merkezi, Yaşam Merkezi, Cami gibi birçok seçenekle yepyeni bir dünya kurulduğunu ifade etti. Girişlerin 15 metre yüksekliğe sahip Dua Kubbesi’nden yapılacağı Millet Bahçesi projesi, ağaçlar, dere ve sosyal donatılar ile büyük bir değişime girecek. Bakan Murat Kurum, projenin 2023 Mayıs ayında inşaat çalışmalarının tamamen biterek hizmete açılacağını açıklamalarına ekledi. 

Sultandağı Kent Meydanı İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

İnşaat çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğü Sultandağı Kent Meydanı proje alanına ziyarette bulunan Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, incelemelerde bulundu.

Afyonkarahisar ili Sultandağı ilçesinde yapımına başlanan Sultandağı Kent Meydanı inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Laleli Çeşmesi, İshaklı Kervansarayı, Çifte Hamam ve Çarşı Cami çevresinin tarihi dokuya uygun olarak düzenlendiği Sultandağı Kent Meydanı projesi tamamlandığında içerisinde müze de barındıracak. Yetkililerin yanı sıra Kaymakam Murat Demirbilek’ten de bilgi alan Vali Kübra Güran Yiğitbaşı, ilçedeki diğer yatırımların detaylarını da öğrenmek istedi. 

Mahmutbey – Esenyurt – Bahçeşehir Metro Hattında Son Durum

İstanbullular tarafından merakla beklenen Mahmutbey – Esenyurt – Bahçeşehir Metro Hattı son durum bilgilendirmesi yapıldı. Metro’nun ilk etabı 2024 yılında açılacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistemler Müdürlüğü tarafından yapılan metro hattının hafriyat çalışmaları devam ediyor. Son iki aydır çalışmaların hızlandırıldığı metro inşaatı, bir aksilik çıkmaması durumunda 2024 yılında hizmete açılacak. 

Günlük 1,5 milyon yolcu taşınması hedeflenen metro Kabataş’a entegre edilen Mecidiyeköy – Mahmutbey Metrosu’nun devamı niteliğinde hayata geçirilecek. Toplam 18 kilometre uzunluğa sahip olacak metro, 11 istasyondan oluşacak. 2024 tarihli ilk etap açılışında ise 4 istasyonlu 7 kilometrelik alan açılacak. 

Söz konu hattın Kirazlı – Kayaşehir, Ataköy – İkitelli – Olimpiyatköy, Halkalı – İstanbul Yeni Havalimanı Metro Hattı ile entegre edilecek. Ayrıca, ilerleyen dönemlerde Esenyurt Belediye ve Saatdere istasyonlarının eklenmesi ile Beylikdüzü – Sefaköy – İncirli Metro Hattı’na dahil edilmesi hedefleniyor. 

Vakıfbank’tan Konut İmarlı Arsa Satışı

Son günlerde yaşanan arsa sorununa yönelik adım atan Vakıfbank, konut imarlı arsalarını satışa çıkardı.

Konut inşa edecek uygun fiyatlı arsa bulmanın zorlaştığı bugünlerde Vakıfbank Bankası bünyesinde dahil olan konut imarlı arsaları uygun fiyatlardan satışa sundu. Yalova, Bitlis, Şanlıurfa, Şırnak, Hatay ve Kocaeli gibi illerde birçok arsa satışını ilan eden kurum, resmi sitesinde tekliflerin gelmesini bekliyor. 

Yayımlanan ilana göre Yalova, Çınarcık ilçesindeki 2 kat konut imarlı 2 bin 553 metrekare arsa 3 milyon 300 bin TL’den, Bitlis, Merkez’de 946 metrekarelik arsa 90 bin TL’den, Şırnak, Cizre ilçesinde yer alan 470 metrekare arsa 210 bin TL’den, Şanlıurfa Viranşehir ilçesinde bulunan 5 bin 813 metrekare arsasını 1 milyon 197 bin TL’den satılıyor. 

Kurumun yayımladığı ilanın devamında ise Hatay, Dörtyol ilçesinde bulunan 630 metrekare konut imarlı arsa 1 milyon 700 bin TL ve Kocaeli, Kartepe ilçesi bin 360 metrekarelik 4 adet arsa 3 milyon 600 bin TL ve Hatay, Hassa’da yer alan 880 metrekare konut imarlı arsa 770 bin TL’den satışa çıkarıldı. 

Diğer ilanlar ise; Diyarbakır’da bin 303 metrekare arsa 612 bin TL, Samsun’da 4 bin 896 metrekare imarlı arsa 5 milyon 250 bin TL ve son olarak Ağrı, Patsnos ilçesindeki 4 bin 09 metrekare imarlı konut 399 bin TL ücretlendirmeyle açıklandı.

Konut Fiyatları Ne Olacak?

Konut fiyatları ve piyasa sorunlarını ele alan Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu ve Torkam Holding İcra Kurulu Başkanı Mahmut Dereli, fikirlerini kamuoyuna sundu.

Konut piyasası ve barınma sorunu hakkında konuşan Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, “Her gayrimenkulün belediyelere kaydedilmiş 4 yılda bir Emlak Değerleme Komisyonu’nca belirlenmiş rayiç bedelleri var. Devletin temel ihtiyaçlarla ilgili olarak düzenleyici ve sınırlayıcı bir rolü var.” dedi. Ayrıca 1 milyon Suriyelinin ülkelerine dönmesi sonucunda 250 bin civarında konutun boşa çıkacağını vurgulayan Ağaoğlu, fiyatların dengesiz olmasını normal bulduğunu söyledi. 

Torkam Holding İcra Kurulu Başkanı Mahmut Dereli ise yüksek kira fiyatları konusunu ele alarak, “Türkiye’de kamunun sahip olduğu konut yok. Almanya ve Fransa’da birçok belediye ve kuruluşun konutları var. Onların ellerinde bu konutlar olduğu için piyasayı kontrol etmeye sahipler.” açıklamalarını yaptı. 

Alım ve satımların son 3 aydır durma noktasına geldiğini söyleyen Mahmut Dereli, arz probleminin en büyük sebebinin büyükşehirlerde arsa olmamasından kaynaklandığını ifade etti. 

ASO Üyelerinin Karbon Vergisi Yükünü Hafifletecek

Ankara Sanayi Odası (ASO), ‘Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’nın ASO Üyesi İşletmeler Üzerindeki Etkilerinin Yönetilmesi Projesi’ ile sanayicilerin üzerinde oluşan karbon düzenlemesine ilişkin yükü hafifletmeyi planlıyor. 

Sınırda karbon düzenlemesi yükünü hafifletmeyi hedefleyen Ankara Sanayi Odası (ASO), Avrupa Yeşil Mutabakatı Projesi’nin işletmeler üzerindeki etkilerini yönetebilmek için kolları sıvadı. ASO Başkanı Nurettin Özdemir konuya ilişkin açıklamalar yaptı.

Karbon düzenlemesi ile Avrupa Birliği’ne ihracat yapan firmaların karbon ayak izini bildirmesi gerektiğini söyleyen Nurettin Özdemir, “1 Ocak 2026 tarihinden itibaren de karbon değerine göre bir ödemede bulunacaktır. Sınırda karbon düzenlemesinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında Türkiye ön sıralarda yer almaktadır. Bu nedenle ülkemiz sanayicileri olarak topyekun bir mücadelenin içine girmek zorundayız. Çok hızlı hareket edersek bunu bir avantaja çevirebileceğimize de inanıyorum. Biz de Ankara Sanayi Odası olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın üyelerimiz üzerindeki etkilerinin yönetilmesi için projeye başladık. Çok kapsamlı bir çalışma içindeyiz. Bu proje ile Paris İklim Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakatının işletmelerimiz üzerindeki etkilerini yönetirken, işletmelerimizin rekabet gücünü de korumaya çalışacağız.” ifadelerini kullandı.

Avrupa Yeşil Mutabakatı şartlarını göz önüne alarak faaliyet gösterdikleri sektörlere bilgilendirmelerde bulunacağını açıklayan Özdemir, “35 meslek komitemiz dikkate alınarak yapılacak olan sektör gruplandırması çerçevesinde, detaylı risk analizi çalışmasının yapılması ve önerilerin geliştirilmesi için şirket ve saha ziyaretleri gerçekleştireceğiz. Sadece karbon emisyonuna sıkışmayan, çok boyutlu bir dönüşüm programı oluşu, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı kavrama ve uygulama güçlüğünü de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle AB Yeşil Mutabakatı’nın ASO Üyesi İşletmeler Üzerindeki Etkilerinin Yönetilmesi Projemizde olaya bütüncül bir şekilde yaklaşılmakta ve konu tüm boyutları ile ele alınmaktadır.” sözlerini kaydetti. 

Zeray Dora Hill Konutları Satışa Açılıyor

Kocaeli, İzmit’te yükselen Seray Dora Hill Konutları satış aşamasına geçiyor. Toplamda 430 daireden oluşan proje, eşsiz manzarası ile ön plana çıkıyor. 

Kocaeli, İzmit’in en prestijli projelerinden biri olan Zeray Dora Hill Konutları İstanbul’un yanı başında muhteşem manzarasıyla dikkat çekiyor. 430 konutluk dev proje, İzmit, Çayırköy’de yükseldi. Toplamda 720 bin metrekare orman alanına konumlandırılan proje, 6 blok ve 1+1, 2+1, 3+1, 4+1, 5+1 tiplerindeki daire seçenekleriyle herkese hitap ediyor. 

Yayımlanan satış ilanında daire fiyatlarına da detaylı olarak yer verildi. 1+1 daire fiyatları 1 milyon 328 bin TL ile 1 milyon 593 bin TL aralığından satışa sunulurken, 2+1 daire 1 milyon 881 bin TL ve 1 milyon 983 bin TL aralığında, 3+1 daire 2 milyon 186 bin TL ile 2 milyon 495 bin TL aralığında, 4+1 daire 3 milyon 693 bin TL ile 3 milyon 942 bin TL aralığında, 5+1 daire ise 4 milyon 554 bin TL ile 4 milyon 925 bin TL aralığında olmak üzere fiyatlandırıldı. 

Zeray Dora Hill Konutları projesinde açık ve kapalı yüzme havuzu, açık-kapalı çocuk oyun alanları, aktivite ve eğlence alanları, basketbol sahası, tenis kortu, spor salonu, hamam, sauna, tiyatro alanı ve her daireye özel kapalı otopark alanı gibi birçok sosyal imkan seçeneği sunuyor. 

En Çok Otel İnşaatı Muğla’da

Turizmdatabank tarafından derlenen Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile 2022 yılının ilk çeyreğinde otel inşaatı için alınan ruhsat belgesi sayısı açıklandı. 

Özellikle bu yıl tüm Türkiye’de otel inşaat sayısında artış görüldü. Yabancı turistlerin sık sık Türkiye’yi ziyaret etmesi sınır bölgelerinde otel inşaatı yapılmasını tetikledi. Geçen yıl alınan otel ruhsatı toplamda 7 adet iken bu yılın ilk çeyreğinde toplam110 adetlerde seyretti. 

TÜİK verilerini derleyen Turizmdatabank’ın tablosuna göre; 2022 yılının ilk üç ayında otel inşaatı için alınan ruhsat sayısı Türkiye genelinde 210 adet artış göstererek 465’e yükseldi. En fazla ruhsat alınan il ise Muğla oldu. Muğla’da toplamda 184 ruhsat alınırken, 25’er inşaat izniyle Muş ve Kars izledi. Bu illerin yanı sıra Antalya’da 22, İzmir’de ise toplamda 18 adet otel inşaat ruhsatı alındı. 

ÇEİS Başkanı Konukoğlu: ‘’Çimento Maliyetleri Konut Fiyatlarını Etkilemiyor’’

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkanı Adil Sani Konukoğlu, çimento maliyetlerinde yaşanan artışların konut fiyatlarını etkilemediğini söyleyerek ücretlerin neden arttığına dair açıklamalarda bulundu. 

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkanı Adil Sani Konukoğlu, inşaat sektöründe yaşanan dalgalanmaların çimento fiyatlarında yaşanan artışlardan değil arsa ücretlendirmelerinden kaynaklandığını açıkladı. Dünya Gazetesin’e konuşan Konukoğlu, “Ev fiyatlarına etki eden en büyük unsur arsa fiyatları. Çünkü geçen yıl metrekaresi 1000 TL olan bir arsaya bu yıl 5 bin TL istiyorlar. Bu artışı yapacak ne oldu, arsanın hammaddesi mi değişti. Kimse dönüp arsa maliyetlerindeki artışlara bakmıyor. Bir müteahhit arsa sahibine gelirinden yüzde 50 pay veriyorsa geri kalan yüzde 50’si diğer maliyetlerden oluşuyor.” dedi.

Çimento sektöründe ihracat yapılmasını bir gereklilik olarak ifade eden Adil Sani Konukoğlu, “Türkiye’nin iç piyasada tüketeceği miktar en fazla 60 milyon ton, üretim kapasitesi ise 115 milyon ton. Bu kapasitenin 45 milyon tonunun ihracata konu olması doğal. Aksi takdirde optimal maliyetlerle üretim yapamayız. Maliyetleri düşürmek için tam kapasiteye yakın üretim yapmak zorundayız. Eğer tam kapasite çalışırsak üretim maliyetlerimiz düşer, o zaman hem ihracata hem de iç piyasaya uygun fiyatlarla mal verme imkanımız olur. 85 milyon nüfuslu ülkemizde kişi başı 1000 kg tüketilse bile çimentonun ihracata gitmesi gibi doğal bir durum yok. Bunu yapamazsak, bu sefer de optimal üretim yapamayacağımızdan dolayı yan giderlerimiz maliyetlerin üstüne binecek ve maliyetlerimiz daha da artacak.” açıklamalarını yaptı. 

Kömür fiyatlarının azalmasıyla çimento ücretlerinin de gerileyebileceğini söyleyen Konukoğlu, “Keşke kömür fiyatı 50 dolara düşse de çimento fiyatları düşse. Bir ayda fiyatı 100 dolar arttı. 1994’ten beri çimento sektörünün bilfiil içindeyim bu kadar oynak kömür fiyatı görmedim” diyen Adil Sani Konukoğlu, “Eskiden kömürün önümüzdeki 6 ay içinde yüzde 30 artacağını öngörebiliyorduk. Şimdi öyle değil, bir gün içinde yüzde 20 çıkıp, yüzde 20 düşebiliyor. Eskiden kömür için bir teklif geldiğinde bir hafta ile 10 gün arasında süre verilirdi. Şimdi ise kömürcüler telefonda fiyatı söylüyor ve hemen kararı vermeni istiyor. Birisine daha sorayım diye bir şey yok. Telefonu kapattığın anda pazarlık bitiyor.’’ şeklinde konuştu. 

Samsun Çocuk Üniversitesi İnşaatı Başladı

Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) kapsamında inşaatına başlanan Samsun Çocuk Üniversitesi inşaatı başladı. Hızla yükselen Üniversite yapımı tamamlandığında ortaöğretim öğrencileri lisansüstü seviyede eğitim görecek.

Samsun, Atakum’da TEKNOFEST kapsamında inşa edilen Çocuk Üniversitesi yapımı hız kesmeden devam ediyor. Samsun Belediye Başkanı Mustafa Demir, T3 Derneği sınavlarından iyi derece alabilen ortaöğretim öğrencilerinin bu Üniversite’de eğitim görmeye hak kazanacağını ve lisansüstü bir eğitim ile karşı karşıya kalacaklarını ifade etti.

Ayrıca, Üniversite’nin yanı sıra Bilim Merkezi de inşa ettiklerini söyleyen Samsun Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Çocuk Üniversitesi’nin, Atakum’da Alparslan Bulvarı’na cephe Emek Park’ta inşasına başlandı. TEKNOFEST’e yetiştirmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra İl Emniyet Müdürlüğü’nün arkasına ‘Bilim Merkezi’ yapıyoruz. Diğer ilçelerimizde de Bilim Merkezi inşaatları devam ediyor. Bunlara ek olarak Tekkeköy’deki Samsun Bilim Merkezi’nin yapımı da sürüyor. 2022 yılının sonuna doğru da oranın tamamlanmasını hedefliyoruz.” açıklamalarını yaptı.

Çocuk Üniversitesi’nin kurulmasının eğitimde önemli bir adım olduğunu vurgulayan Mustafa Demir, “Öğrenciler Çocuk Üniversitesi ve diğer bilim merkezlerinde her türlü eğitimi alacaklar. Çocuk Üniversitesi’ne sınavla giriliyor. Ortaöğretimde T3 Vakfı’nın yaptığı sınavlarla beraber öğrenciler 3 yıl boyunca Çocuk Üniversitesi’nde eğitim alacaklar. Orayı bitirdiklerinde ilgi duydukları ve ders aldıkları alanlarda neredeyse lisans düzeyinin üstünde bir seviyeyi yakalamış olacaklar” şeklinde konuştu. 

TEKNOFEST’in Anadolu’da 2. kez gerçekleştirileceğine değinen Demir, ‘’TEKNOFEST Gaziantep’te pandemi sürecinde yapılmıştı. Samsun’da 1,5 milyonun üzerinde katılım bekliyoruz. Samsun merkezli TEKNOFEST, bölge gençliği ve insanları üzerinde müthiş bir etki yapacak. Bilgi ve teknolojiye dayalı tüm sistemlerde öğrencilerimiz büyük bir mesafe kat edecek. Karadeniz bilgide, teknolojide, teknoloji üretmede gençlerimizle birlikte bir ivme yakalayacak. Ülkemiz de bundan büyük çapta istifade edecek.” dedi.

Mersin Metro Projesi Başladı

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer Mersin’de inşa edilen metro ve diğer birçok proje hakkında açıklamalarda bulundu. 

Mersin’de projelendirilen metro inşaatı başladı. Çalışmaların tüm hızıyla sürdüğü metro hakkında konuşan Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Bu ay ikinci hak ediş ödenecek. Daha hızlı olamaz mı? Aslında daha hızlı olacak. Şu anda ona engel sadece bizim finansman kullanamamamız değil. Doğal olarak sözleşme yaptı bu firma, her şeyi garanti altına aldı. İnşaat başladı ve bu proje gerçekleşir. Neden? Çünkü yaptığımız çok keşfedilmemiş, ne olacağı belli olmayan bir proje değil. Marka kentlerin 150 yıl önce yaptığı projeleri biz 150 yıl sonra yapıyoruz.” dedi. Mersini markalaştırıcak projeler planladıklarını söyleyen Vahap Seçer, “En modern toplu taşımayı sağlayacaksınız, kültürünüz sanatınız, bir simgeniz, sembol yapınız olacak, standardınız yüksek olacak, imarınız çarpık olmayacak, sokaklar temiz olacak. Marka kent böyle olunuyor, elinizi taşın altına koyarak olunuyor.” ifadelerini kullandı. 

Mersin’de çalışmaları devam eden grup yollarını da konuşmasına dahil eden Seçer, “Kent içi ve bize bağlı çevre grup yollarında son bir yıldır çok ciddi atak yaptık. Yaptığımız işi kaliteli yapmak istiyoruz ve bu konuda epey yol aldık. Anamur’da yol çalışmamız var ve ilçemiz için çok önemli bir proje. Mersin merkezde de var. Şu anda 6 bin 75 metrelik 3. Çevre Yolu yapılıyor. 4. Çevre Yolunu bitirdik. Yine Tarsus merkezde çalışmalarımız var. Her noktada grup yollarında çalışmalarımız devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Konut Üretimi Sorununa Çözüm Bulunabilir

Son zamanlarda yaşanan inşaat maliyetlerindeki artış konut üretiminin azalmasına sebep oldu. Talebi karşılayamayan müteahhitler için önerilerde bulunan İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu çözüm maddelerini sıraladı. 

Pandeminin başlaması ile zor bir döneme giren inşaat sektörü, konut talebine arzda sıkıntı yaşıyor. Ukrayna-Rusya Savaşı ve döviz kurunda yaşanan dalgalanmaların da etkilediği inşaat sektörü adına, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu, çözüm önerilerinde bulundu. 

Konuyu derinlemesine ele alan Tellioğlu, sorunların üç ana problemin çözülmesi ile son bulacağını söyledi. Türkiye’de gayrimenkul talebinin 850 bin seviyelerine ulaştığını vurgulayan Tahir Tellioğlu, ‘’2007 – 2017 yılları arasında ortalama 1,3 milyon konut üretildi ancak 2018 – 2021 yıllarında bu sayı 550 – 600 bine düştü. Türkiye’nin ise yıllık konut ihtiyacı yaklaşık 800 bin. Üretim açığı ancak üç sorunun çözümü ile aşılabilir. İlk olarak malzemelerin fiyatı, ikinci olarak arsa sorunu ve son olarak müteahhitlerin sınıflandırılması.’’ dedi.

Herkesin müteahhit olmaması gerektiğini özellikler vurgulayan ve bu metodun uygulanması gerektiğini savunan Tahir Tellioğlu, İnşaat sektörünün yüzde 20’sinin elenmesi gerekirken yüzde 50’si elendi. Bu üç sorun çözüme kavuşturulduğunda üretim artar ve fiyatlar düşer.’’ açıklamalarında bulundu.

Zigana Tüneli’nde Çalışmalar Devam Ediyor

Trabzon ilinde inşa edilen ve yıl sonunda hizmete açılması hedeflenen Zigana Tüneli’nde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Tünel tamamlandığında Avrupa’nın en uzun çift tüplü karayolu tüneli olma özelliği taşıyacak.

Zigana Tüneli’nin inşaatı tamamlandığında Dünya’nın ikinci Avrupa ve Türkiye’nin en uzun çift tüplü karayolu tüneli olma özelliği taşıyacak. Toplamda 14,5 kilometre uzunluğa sahip olan tünelin çalışmaları gece gündüz devam ediyor. 

17 Mart 2017 tarihinde temeli atılan tünel, Doğu Karadeniz Bölgesi’ni Ortadoğu, Kafkas ve İran’a bağlayan İpek Yolu güzergahında yer alıyor. Yaklaşık bin kişinin istihdam edildiği tünel çalışmaları tamamlandığında Trabzon-Gümüşhane arası seyahat süresi 1.30 saatten 40 dakikaya inecek.

Ayrıca Zigana Tüneli, Türkiye’deki düşey şaft ile havalandırma sistemi kullanılan ilk tünel olma özelliği taşıyacak. Türkiye karayolları tünellerinde kullanılan ilk sistem olan havalandırma sisteminde, 3 noktada toplam 6 adet şaft bulunacak. Tünel, bir aksilik yaşanmazsa 2022 sene sonunda kullanıma açılacak. 

Geçtiğimiz günlerde tünel çalışmalarını yerinde inceleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “14,5 kilometre çift tüp tünel inşaatı ve birlikte bağlantı yolu ile projemiz toplamda 15 kilometreyi geçecek. Bu yılın sonunda tamamlamayı hedeflediğimiz projemizin hizmete girmesiyle birlikte, mevcut yol tam 8 kilometre daha kısalacak.” açıklamalarında bulundu. 

Atakum’a İtfaiye İstasyonu İnşa Ediliyor

Samsun, Atakum İlçesi Yeni Mahalle bölgesine İtfaiye İstasyonu inşası için düğmeye basıldı. Tamamlanan Vezirköprü istasyonunun ardından Terme’deki istasyonun da yenileme çalışmaları yapılıyor. 

14 Mayıs 2022 tarihinde inşaatına başlanan Yeni Mahalle İtfaiye İstasyonu çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Önümüzdeki sene Ocak ayında hizmete açılması planlanan istasyonun demir, kalıp ve zemin kat kolon çalışmaları sürüyor. Atakum Belediyesi çalışmalarına yenilerini eklemeyi de hedefliyor. Henüz proje aşamasında olan İlkadım ve Yakakent İtfaiye İstasyonları’nın ihale süreçleri devam ediyor. 

Afetlerle mücadelede önemli adımlar attıklarını belirten Samsun Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Şehrimizin kırsal alanı oldukça fazla ve mesafe ise uzun. Biz de mümkün olduğunca süreyi aşağıya çekmek istiyoruz. Bu amaçla istasyon sayımızı 19’a çıkarıyoruz. İnşallah bu sene 2’si yenilemeyle birlikte 4 istasyonumuzu şehrimize kazandıracağız. İstasyonların yapımını tamamlayarak en kısa sürede hizmete açacağız. Çünkü bizim için öncelik daima halkımızın canı ve sağlığı. Hedefimiz ise 25 istasyona ulaşmaktır.” açıklamalarını yaptı. 

TÜİK Yapı İzin İstatistiklerini Yayımladı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son yapı izin istatistik verilerine göre belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatı verilen bina ve daire sayıları büyük oranda azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan yapı izin istatistiklerine göre; yapı ruhsatı verilen bina sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,5 oranında azalırken yapı ruhsatı verilen daire sayısı yüzde 27,9, yüzölçümü ise yüzde 21,8 oranında azaldı.

Yapı ruhsatı verilen dairelerin toplam yüzölçümü 26,9 milyon kare açıklanırken bu oranın yüzde 14,9 milyon karesini konut, yüzde 6,6 milyon metrekaresini konut dışı yapılar ve yüzde 5,4 milyon metrekaresini ise ortak kullanım alanları oluşturdu. 

Yapı kullanımına izin verilen bina sayısı yılın ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre; yüzde 7,1, daire sayısı ise yüzde 2,4 ve yüzölçümü yüzde 7,9 oranında düşüş yaşadı. Bu yapıların toplam yüzölçümü 30, 4 milyon metrekare olarak ölçüldü. Toplam yüzölçümünün yüzde 17,7 milyon metrekaresini konut, 6 milyon metrekaresini konut dışı yapılar ve 6,7 milyon metrekaresini ise ortak kullanım alanları oluşturdu. Kullanım amacına göre en yüksek pay iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalarda görüldü. Yüzde 23,4 paya sahip binaları yüzde 1,3 milyon metrekare ile bir ya da birden az ikamet amaçlı binalar takip etti.