“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 19

2023’te Ankara’da 1 Milyonun Üzerinde Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı konut satış istatistiklerine göre, 2023 yılında Ankara’da toplam 1 milyon 225 bin 926 adet konut satışı yapıldı.

Ankara’da 2023’de gerçekleşen konut satış adetleri geçtiğimiz senenin aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 9.3 düşerek 114 bin 432 adet oldu. Geçen sene satılan konutların 26 bin 150’si (yüzde 22.85) banka konut kredisi kullanarak alımı ifade eden ipotekli satışlar olarak kayıtlara geçti.

Satılan konutların 25 bin 148 tanesi (yüzde 21.98) yeni (sıfır) konut olarak, 89 bin 284’ü de (yüzde 78.02) ikinci elde konut satışı olarak gerçekleşti.

2023 yılında Ankara’da satılan konutların Türkiye satışları içindeki payı yüzde 9.33 oldu.

Yabancıya Satışta Dördüncü Sırada

Yabancıların 2023 yılında Ankara’dan aldıkları konut sayısı bir önceki seneye göre yüzde 61.93 azalarak 1023 adet oldu. Ankara; yabancıya satışta Antalya, İstanbul ve Mersin’in ardından dördüncü sırada yer aldı.

Toplam yabancı alımları içinde Ankara’nın payı yüzde 2.92 oldu.

En Fazla Konut Satışı Yapılan İlçe Keçiören Oldu

2023 yılında Ankara ilçeleri arasında en çok konut satışının yapıldığı ilçe 24 bin 689 adetle Keçiören oldu. Bu ilçeyi 19 bin 957 adetle Mamak, 19 bin 738 adetle Çankaya, 19 bin 521 adetle Etimesgut, 17 bin 820 adetle Yenimahalle izledi.

Ankara’daki tüm konut projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

THBB Başkanı Işık: “İnşaat Faaliyetlerinde Ciddi Bir Yükseliş Beklenmemeli”

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Hazır Beton Endeksi Raporu’nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Hem Beklenti hem de Güven Endeksleri aralık ayında negatif tarafta yer almıştır. Bu kapsamda 2024 yılının ocak ayında faaliyette ciddi bir yükseliş beklenmemelidir.” dedi

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2023 Aralık Ayı Raporu’na göre, 6 aydır pozitif tarafta yer alan Faaliyet Endeksi kasım ayında daralarak negatif tarafa geçmiş, aralık ayında ise toparlanma gösterse de eşik değerin üstüne çıkamamıştır. 6 aylık yükseliş periyodundan sonra kasım ve aralık aylarında süreç tersine dönmüş görünmektedir. Hem Beklenti hem de Güven Endeksleri aralık ayında negatif tarafta yer almıştır. Faaliyete kıyasla Beklenti ve Güven Endekslerinde aralık ayındaki değişim oldukça sınırlı kalmış durumdadır. Bu kapsamda 2024 yılının ocak ayında faaliyette ciddi bir yükseliş beklenmemelidir.

Geride bıraktığımız aralık ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En fazla daralma Beklentide, en düşük ise Güven Endeksi’nde olmuştur. Her 3 endeks de hem azalmış hem de eşik değerin altında kalmıştır. 3 endeksin durumu da geçen yılın aynı ayına kıyasla negatif durumda olması nedeniyle Hazır Beton Endeksi de gerilemiş durumdadır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “6 aydır pozitif tarafta yer alan Faaliyet Endeksi kasım ayında daralarak negatif tarafa geçmiş, aralık ayında ise toparlanma gösterse de eşik değerin üstüne çıkamamıştır. Hem Beklenti hem de Güven Endeksleri aralık ayında negatif tarafta yer almıştır. Bu kapsamda 2024 yılının ocak ayında faaliyette ciddi bir yükseliş beklenmemelidir.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Konut satışlarında Türkiye 2023 yılını, bir önceki yıla kıyasla ciddi bir düşüş ile kapattı. Kasım ayındaki yüzde 20 oranındaki düşüş, yılın bütününde yüzde 15 olarak gerçekleşmiştir. Bu düşüşte özellikle ipotekli yani banka finansmanıyla yapılan satışlardaki yüzde 33 oranındaki azalmanın büyük etkisi görünmektedir. 2023 yılının neredeyse genelinde tüm kredi türlerinde yaşanan erişim sorunu konut satışlarını geriletmiştir. Aynı zamanda yıllık bazda yüzde 67 ile enflasyona paralel bir artış sergileyen inşaat maliyetlerinin de konuta olan talebi aşağı çektiği yadsınamaz bir gerçektir.” dedi.

ABD’de İkinci El Konut Satışları 1995’ten Beri En Düşük Seviyeyi Gördü

Ulusal Emlakçılar Birliği (NAR), 2023 Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ikinci el konut satışı verilerini açıkladı. Verilere göre ülke genelinde 1995 yılından bu yana en düşük seviye yaşandı.

Ulusal Emlakçılar Birliği (NAR), Aralık 2023’e ait ikinci el konut satış verilerini açıkladı. Buna göre ülkede ikinci el konut satışları, geçen yıl aralıkta mevsim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1 azalarak 3,78 milyona düştü. Piyasa beklentilerinin üzerinde düşüş kaydeden ikinci el konut satışlarının bu dönemde yüzde 0,3 artışla 3,82 milyon seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyordu.

Söz konusu dönemde Ağustos 2010’dan bu yana kaydedilen en düşük seviyeye inen ikinci el konut satışları, geçen yıl kasımda yüzde 0,8 artışla 3,82 milyon olarak kaydedilmişti. Ülkede ikinci el konut satışları, geçen yıl aralıkta bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 6,2 düştü.

ABD’de ikinci el piyasasında medyan konut fiyatları, geçen yıl aralıkta yükselişini 6’ıncı aya taşıdı ve yüzde 4,4 artarak 382 bin 600 dolara çıktı.

Geçen yıl genelinde ise ikinci el konut satışları yüzde 19 azalarak 4,09 milyonla 1995’ten bu yana en düşük seviyesine gerilerken, medyan konut fiyatları 2023’te 389 bin 800 dolarla rekor seviyeye ulaştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen NAR Başekonomisti Lawrence Yun, geçen yılın son ayında konut satışlarının yeni yılda yükselmeden önce dip yaptığını belirtti.

Yun, mortgage (konut kredisi) faiz oranlarının sadece 2 ay öncesine kıyasla önemli ölçüde düştüğünü ve gelecek aylarda piyasada konut stokunun artmasının beklendiğini aktardı.

Konut fiyatlarında son 3 yılda yaşanan hızlı artışın sürdürülebilir olmadığına işaret eden Yun, “Günümüzün kiracıları için ev sahibi olmaya giden yolu oluşturmak çok önemli. Ekonomik ve gelir büyümesi ile en önemlisi istikrarlı bir konut inşaatı gerektirir.” ifadelerini kullandı.

ABD Merkez Bankasının (Fed) yüksek enflasyona karşı uyguladığı agresif para politikası sıkılaşması geçen yıl mortgage faiz oranlarını da artırmıştı. ABD’de 30 yıl vadeli mortgage (konut kredisi) için ortalama faiz oranı geçen yıl yüzde 8’e yaklaşmıştı.

Konut stokunun düşük seviyelerde kalması ise talepteki azalışa rağmen konut fiyatlarının düşmesini engellemişti.

Konut Dışı Satışlar 1,5 Milyonu Aştı

Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, Bursa’da ikincisi gerçekleştirilen Nef Yatırım Sohbetleri’nde konuştu. Timur, 2023’te başta arsa olmak üzere konut dışı satışın 1,5 milyonu aştığına dikkat çekerek, “Nef olarak arsaya geçmemizin sebebi erişilebilir gayrimenkul üretmek” dedi.

Gayrimenkul sektörünün yenilikçi markası Nef’in başlattığı Nef Yatırım Sohbetleri’nin ikincisi Bursa’da gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan Erden Timur, Türkiye’de emlak piyasasının Avrupa’da lider olduğuna işaret ederek, enflasyonist ortamda arsanın yıldızının parladığın, 2024’te de bu durumum devam edeceğimin mesajını verdi. Arsaya talebin yine yüksek olacağını kaydeden Timur, 2023’te arsanın konuttan, altından, dövizden ve borsadan daha fazla kazandırdığınının altını çizerek bu sebeple konut satışının 1,2 milyon civarında olduğu, 2023’te başta arsa olmak üzere konut dışı satışın 1,5 milyonu aştığına dikkat çekti. Timur, “Nef olarak arsaya geçmemizin sebebi erişilebilir gayrimenkul üretmek” dedi.

Nef ve Ekonomi Gazetesi iş birliğinde Gaziantep’in ardından ikincisi gerçekleşen “NEF Yatırım Sohbetleri”nde konuşan Timur, konut meselesinin sosyal bir meseleye döndüğünü ifade ederken, “Gayrimenkul yatırımı enflasyondan korunmak için bizde çok geleneksel bir yatırım refleksi. Biz de bu anlamda bir ürün çeşitliliğine gittik. Arsaya ilgi çok yoğun. Biz de burada önce altyapı sorunlarını hallederek daha doğru bir yatırım fırsatı sunuyoruz ve yatırımcılarımızı bürokratik süreçlerini tek elden çözmüş oluyoruz.” dedi.

Timur, Türkiye’nin en değerli bölgelerinde sıfır riskli, sürekli kazandıran arsa yatırımı sunan Nef Arsa’yı Bursa Orhaneli’ne taşıdıkları bilgisini de verdi.

Nef Yatırım Sohbetleri, tüm Türkiye’ye yayılacak

Dünya ve Türkiye ekonomisine dair öngörülerin, gayrimenkul sektöründe dönüşümün ve piyasalardaki gelişme ve beklentilerin konuşulduğu etkinliğe yoğun katılım sağlandı. İkinci etkinliği Bursa’da gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Timur, etkinliğin tüm Türkiye’ye yayılmasını hedeflediklerini belirtti. Timur şu yorumları yaptı:

“Kentlerde, sanayicilerle, iş insanlarıyla toplantılar organize ediyoruz. Bu toplantıların faydalı olmasını umuyoruz. İnsanlar da genellikle faydalarını görüyor. Bu toplantıları Türkiye geneline yaymayı düşünüyoruz. Türkiye ekonomisinin ve dünyanın gittiği yönü farklı şehirlerde anlatmayı sürdüreceğiz. Otomotiv, tekstil, mobilya gibi sektörlerde önemli bir üretim merkezi konumunda olan Bursa, bizim için çok önemli bir yere sahip.”

Türkiye’de 6-7 Milyon Bina Riskli Durumda

İnşaat Mühendisleri Odası ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” başladı. Sempozyumda, 10 milyon civarındaki yapı stokunun 6-7 milyonunun riskli yapı statüsünde olduğu belirtildi.

Sempozyumun açılış konuşmaları; İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Sempozyum Danışma Kurlu Başkanı Mehmet Nuray Aydınoğlu, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan tarafından yapıldı.

“Depremi Afete Çeviren, Depreme Dayanıksız Yapılardır”

İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur gerek merkezi gerekse yerel yönetimler tarafından 1999 Marmara Depremi milat kabul edilmesine rağmen niteliksiz yapılaşmanın yenilenmesinin ağır aksak devam ettiğini dile getiren Aksungur, “İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmayınca, 6 Şubat 2023 saat 4.17 ve sonrası depremlerde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşılaştık. Bu yaşanan sonuca gelinceye kadar aralıklarla çıkarılan imar affı, imar barışı da yıkımların üzerine tuz biber ekti. ‘Asrın Felaketi’, ‘Doğal Afet’ vb. yaklaşımlar öne sürülmekle birlikte, deprem doğal bir afet değildir, önlenemez bir doğa olayıdır. Bunu afete çeviren, depreme dayanıklı olmayan yapılardır” dedi.

“Afet Hazırlığının Temelini Güvenli Yapılaşma Oluşturuyor”

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç 6 Şubat depremlerinin sadece büyüklükleri açısından değil şiddeti, yıkıcılığı ve ivmeleri açısından da yer bilimcilerin, sismologların beklentisini aşan depremler olduğunu ifade etti. Bu gerçeğin başka gerçeklerin üstünü örtmemesi gerektiğini dile getiren Yüzgeç, “Çünkü Afete hazırlığın temelini güvenli yapılaşma ve sağlıklı kentleşme çalışmaları oluşturmaktadır. Bunlar yapılmadığı takdirde böylesine yaygın bir yıkımın oluşmasının önüne geçilemiyor ve deprem sonrası müdahalenin altından kalkmak mümkün olmuyor. Bize göre en büyük suç da günah da burada yatıyor” dedi.

“10 Milyon Yapı Stokunun 6-7 Milyonu Riskli Yapı”

Ülkemizde var olan yapı stokunun büyük çoğunluğunun, deprem yönetmelikleri dikkate alınarak yapılmadığını söyleyen Yüzgeç, “TBMM’nin İzmir Depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Bu risk ortadan kaldırılmadığı veya azaltılmadığı sürece ülkemiz büyük yıkımlarla defalarca yüzleşeceği gibi, depremler sonrası müdahalelerde de yetersiz kalmaya mahkum olacaktır.” dedi.

“Sadece Yüzde 3-4’e Tekabül Eden Rantı Yüksek Bölgeler Yenilendi”

TBMM’nin 6 Şubat depremlerine ilişkin çıkarmış olduğu Mayıs 2023 tarihli raporundan anlaşıldığı üzere, son 11 yıl içerisinde ülke genelinde sadece 238 bin civarında riskli yapının dönüştürüldüğünü ifade eden Yüzgeç, “Yani 2012 yılından buyana riskli olduğu varsayılan yapı miktarının sadece yüzde 3-4 civarındaki kısmı yenilenebilmiştir. Kaldı ki yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarının doğruluğu ve sağlıklılığı şüphe götürür niteliktedir. Çünkü riskli yapı veya riskli bölge tespiti yapılmadan gerçekleştirilen kentsel dönüşümler sadece ve sadece rantı yüksek bölgelerle sınırlı kalmıştır” dedi.

“Somut Tespitlere Dayalı Verilere İhtiyaç Var”

Atkaya’da yıkımın ve hasarı oranının İstanbul için ön görülen deprem risk tahminlerinin üzerinde gerçekleştiğini ifade eden Yüzgeç, “Dolayısıyla artık tahminlerden istatistiki sonuçlardan ziyade somut tespitlere dayalı verilere ihtiyacımız vardır ki riskli yapı stokuna müdahale edilebilsin” şeklinde konuştu.

Son 20 yılda yaygınlaştırılan yapı denetim düzeninin kısmi iyileştirmeler getirse de sağlıksız inşaat ve yapılaşma kültürünü ortadan kaldırmadığını ifade eden Yüzgeç, “Sadece devletin sorumluluğunu üzerinden atacağı mekanizmalar halini almıştır. Yapı denetim sistemi, yapı üretim sürecinin en temel ihtiyacı olan mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin gerçekten verilmesini değil, mühendislerin, mimarların kağıt üzerinde sorumluluk almasını, bunu da cüzi ücretler karşılığında yapmasını tasarlamıştır. Çünkü mühendislik mimarlık hizmetleri maliyet artırıcı bir unsur olarak değerlendirilmektedir” dedi.

Sadece ücretleri açısından değil gerek teknik, gerekse imar açısından uygunsuz imalatlara onay vermemesinin de kar kaybına sebebiyet verdiğini dile getiren Yüzgeç, “Dolayısıyla fiilen inşaat süreçlerinin dışında tutulmaktadırlar. Sonuçta, yaratılan bataklıkta sivrisineklerin peşine düşerek meseleyi çözemeyiz. Mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; mesleğinde yetkin yapı denetçilerinin faaliyetlerine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir model hayata geçirilmelidir” dedi.

Sempozyum açılış konuşmalarının ardından “Şubat 2023 Depremlerinin Yeniden Gündeme Getirdiği Mühendislik, Mimarlık, Müteahhitlik Sorunları” paneli gerçekleştirildi. Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı panelde İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, Prof. Dr. Erdem Canbay, Mimarlar Odası Hatay Şube Başkanı Mustafa Özçelik, Deprem mühendisi Dr. Barış Erkuş, Şubat 2023 depremlerinin yeniden gündeme getirdiği mühendislik, mimarlık ve müteahhitlik sorunları ile afet yönetimi, yapılaşma gibi temel konuları konuştu.

Kaynak: Evrensel.net

Bodrum’da Hafriyat Denetimleri Sürüyor

Bodrum Belediyesi tarafından çevre düzenini sağlamak amacıyla moloz ve hafriyat atığı denetimleri sürdürülüyor.

Yarımadada çeşitli bölgelere dökülen molozlar ve hafriyat kamyonlarının atıklarıyla ilgili rutin denetimler yapan Bodrum Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından gelen şikâyetler de değerlendiriliyor. İnşaat artıklarını, toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atarak çevreyi kirleten kişi ve firmalar tespit edilerek yasal işlem yapılıyor. 

Ekipler tarafından Bodrum’un her bölgesinde yapılan denetimlerde özellikle Torba, Çırkan, Konacık, Kızılağaç, Dirmil mahallelerinde işlemler gerçekleştirildi. 

Tespit edilen bölgelerde 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 41/4 Maddesine istinaden yapılan işlemler kapsamında 2023 yılı Aralık ayından bu yana 24 işlem gerçekleştirilirken toplam 440 bin lira idari para cezası kesildi. 

Zabıta Müdürlüğü ekipleri, kamuya ait yolların temizliği ve güvenliğini sağlamak amacıyla denetimlerini sürdürecek.

KİPTAŞ Yeşilpınar Evleri 2. Etabı Tamamlandı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki KİPTAŞ tarafından hayata geçirilen Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri projesinin 2. etabı da tamamlandı. Projenin teslimleri 20 Ocak’ta başlayacak.

25 Mayıs 2021 tarihinde temeli atılan KİPTAŞ Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri; 664 konut ve 14 dükkan olmak üzere toplam 678 bağımsız birimden oluşuyor. Projede 113 hak sahibi ve 197 bağımsız birimin bulunduğu 2. Etap’ta teslimler 20 Ocak Cumartesi günü saat 11.00’de yapılacak törenle başlıyor.

Anahtar teslim töreni; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt ve hak sahiplerinin katılımıyla Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nde gerçekleşecek.

Depreme Dayanıklı Konutlar

2016 yılında Bakanlar Kurulu tarafından riskli alan ilan bölgede hak sahiplerinin 50 yıllık çözüm arayışı KİPTAŞ yeni yönetim döneminde çözüme kavuştu. Geçmiş yönetim döneminde bir adım atılmayan hatta satışa çıkarılan alanda KİPTAŞ; kararlı, şeffaf ve doğrulardan taviz vermeyen duruşuyla, çok kısa süre içerisinde 192 bağımsız birim ve 201 hak sahibinin yüzde yüzüyle uzlaşarak, 18 ay içinde tüm sorunları çözerek Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nin temelini attı. İnşaatın başlamasının ardından sürecin önü yine kesilmeye çalışılsa da zorlu ekonomik koşullara rağmen özveri ile 1. Etap tamamlanarak anahtar teslimine 26 Ocak 2023’te başlanmıştı..

KİPTAŞ, Ocak 2024 itibarıyla 113 hak sahibi ve 197 bağımsız birimin bulunduğu 2. Etabı da tamamlayarak teslime hazır hale getirdi.  Böylece hak sahiplerinin tamamı deprem dirençli evlerine kavuşmuş olacak.

En İyi Kentsel Dönüşüm Projesi

Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri; tasarım odaklı, yoğun yapılaşmadan uzak mimarisi, sosyal donatıları, parkları, cadde üstü dükkanları, oyun ve yeşil alanları ile bulunduğu bölgeye değer katacak. Projede kreş, kütüphane, aile sağlığı merkezi de yer alacak. Tüm sosyal alanlar KİPTAŞ’ın yeni dönem vizyonuyla hayata geçirilen diğer projelerinde olduğu gibi duvarların ardında kalmayıp Eyüpsultan Yeşilpınar Mahallesi’ndeki herkese açık olacak şekilde tasarlandı. Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri projesi kısa süre önce gayrimenkul sektörünün en prestijli yarışması Sign of the City Awards’ta “En İyi Kentsel Dönüşüm / Sağlıklaştırma Projesi” kategorisinde ödül kazandı.

Üretken Yapay Zekâ Seferberliği Yapılmalı

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Türkiye’de ihracat seferberliğine dikkat çekerek, “İhracat seferberliğini yanına şimdi üretken yapay zekâ seferberliği koymak zorundayız. Yoksa Türkiye olarak hem coğrafi konumu hem yetenekli iş gücümüz nedeniyle kazanmış olduğumuz rekabetçi iş gücümüzü kaybedebiliriz” dedi. 

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. Alper, “Dünyada rekabetçilik değişiyor dolayısıyla Türkiye olarak bizim bir ihracat seferberliğimiz var. Bence bu ihracat seferberliğini yanına şimdi üretken yapay zekâ seferberliği koymak zorundayız. Yoksa Türkiye olarak hem coğrafi konumu hem yetenekli iş gücümüz nedeniyle kazanmış olduğumuz rekabetçi iş gücümüzü kaybedebiliriz.” dedi. 

Enerji dönüşümündeki en kritik konunun malzeme tedariğinde Çin’e bağlı kalınması olduğunu söyleyen Cenk Alper, “Biliyoruz ki hem kritik mineraller hem de kritik malzemelerde Çin çok büyük bir hâkimiyeti var. Çin’in Avrupa’ya bağlanması konusunda Türkiye’nin çok önemli bir köprü görevi olacak” ifadelerini kullandı.

Enerji Yatırımları Devam Edecek

Sabancı Holding’in 2024 yatırımları hakkında konuşan Alper, “Öncelikle enerjide büyümeye devam edeceğiz. Bankamız dijital yolculuğuna devam ediyor. Bir yeni dijital iş yaratıyoruz. Bizim için en önemli olan şey bizim genlerimizde olan sanayicilik alanında büyük yatırımların peşinde olmak. 2024 yılının sonundaki en önemli şey inşallah büyük bir yatırım olacak, hep birlikte göreceğiz” dedi.

Alper, “Enerjisa’nın şu anki sadece değeri 4 milyar dolar. Bu yatırımları bir kenara koyarsak o yatırımları da eklediğinizde değerin çok rahat 5 milyar doların üzerine çıktığını biliyoruz. Şirketimiz hazır ama hem dünya piyasaları, hem de Türkiye piyasalarının daha hazır olmadığını görüyoruz. Seçimler sonrasında inşallah bugün yürütülen ekonomik politikalar devam ederse Türkiye için bir fırsat penceresi açılır. Piyasalar doğru olduğunda ortaklarımızla hemfikir olduğumuzda zamanlamasını hep birlikte göreceğiz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı 23 Ocak’ta Başlıyor

Sektörde 3 milyar dolarlık iş hacmi yaratması beklenen İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı 3 Ocak’ta kapılarını açıyor.

200 bin mobilya profesyonelini İstanbul’da buluşturan organizasyonda bini aşkın firma 3 binden fazla markasıyla yer alacak. Dünya mobilya pazarında 7’nci sırada yer alan ve ilk 5’i zorlayan Türkiye mobilya sanayii, fuarın da getireceği ivme ile ihracatta çıtayı yükseltmek istiyor.

2023 yılında 4.6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektör, 2028’de ihracatı 12 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Sektör, böylece iç pazardaki daralmanın getirdiği yükü de minimize etmeyi amaçlıyor. Mevcut pazarların yanında rotasını ABD, Çin, Hindistan gibi ülkelere çeviren mobilya sektörü, 12 milyar doların 1 milyar dolarını sadece ABD’den elde etmek istiyor.

“İstanbul’u dünya mobilya sektörünün buluşma merkezlerinden biri haline getiren fuarımızın bu nedenle artık dünden daha büyük bir görev ve sorumluluğu var” diyen Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, IIFF’nin üreticilerle dünyanın önemli satın almacılarını bir araya getirdiğini vurguladı.

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; fuarda Türk mobilya üreticisinin yanı sıra Hindistan, Almanya, Azerbaycan, Lübnan, Mısır, Yunanistan, Rusya ve Amerika’dan milli ve bireysel katılımcı firmaların da yer alacağını açıklayan Güleç, “200 bin ziyaretçi hem trendleri görmek hem de yeni iş birlikleri sağlamak için bu organizasyona geliyor. Bunun arkasında büyük bir emek ve organizasyon becerisi bulunuyor. Geçen yıl deprem, enflasyon ve konut satışlarının düşmesi nedeniyle iç pazarda daralma yaşadık. Bu nedenle ihracat ve verimliliği ön plana çıkaracağız” dedi.

Mobilyanın gücü KOBİ’lerden geliyor

TÜİK’in rakamlarına göre sektörün 10 milyar dolarlık bir üretim hacmi, 11 milyar dolarlık bir cirosu bulunduğunu aktaran Güleç, şöyle devam etti: 

“4,6 milyar dolarlık ihracata sahip olan sektörümüzdeki üretici firma sayısı 45 bin 277. Üretim tarafında 242 bin, mağaza tarafında ise 250 bini aşkın kişiye istihdam sağlıyoruz.

Türkiye’nin her bölgesinde bulunmamız ve yan sanayinin ciddi bir müşterisi olmamız büyük bir ekosistem yaratıyor. Genelde sektörlerde ihracatı 5-10 tane büyük firma yapar. Mobilyada ise küçük ve orta ölçekli işletmeler üretim ve ihracatı yapıyor. Katma değer ve istihdam gücümüz de burada. Avrupa’nın mobilya fabrikası gibiyiz. Bugün dünyanın yedinci büyük ihracatçısıyız ve 2028 yılına kadar ilk beş ihracatçıdan biri olma hedefi ile çalışıyoruz.”

Maddi olarak yüzde 80 yerli sanayi

Mobilya sektörünün Türkiye imalat sanayiinin yüzde 10’unu oluşturduğunu kaydeden Güleç, “200 ülkeye ihracat yapıyoruz. Kg birim fiyatımız 3.5 dolar oldu. Toplam ihracattaki payımız ise yüzde 2 civarında. Hedefimiz yüzde 3. Maddi olarak yüzde 80 yerli bir sektörüz.

Sadece mobilya kısmında 2023 ithalatımız 600 milyon dolar. 4 milyar dış ticaret fazlası verdik” bilgisini verdi. Öte yandan ithalat kısıtlamalarına da değinen Ahmet Güleç, “Herkes üretiyor. Biz kısıtlama getirdiğimizde satış yaptığımız ülkeler de korumacılık önlemleri alabiliyor. Dengeleri iyi gözetmek lazım” dedi.

“Asgari ücret arttı diye yakınmıyoruz, işçimiz daha çok kazansın”

İşveren tarafından asgari ücret artışlarına yönelik eleştirilere atıfta bulunan Ahmet Güleç, “Biz asgari ücret arttı diye yakınan bir sektör değiliz. İşçimiz daha çok kazansın istiyoruz. Sorun sadece işçilik maliyetinde değil. Burada hedef enflasyon canavarı olmalı. Bunun için de kamu da tasarrufu artırmalı” vurgusu yaptı. Güleç, mobilyada maaşların asgari ücretin iki katı olduğunu da ekledi.

Türkiye vize kolaylığı sağlasın

Pandemiden sonra fuarcılık anlamında Türkiye’nin yıldızı parlarken Başkan Ahmet Güleç, Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan fuar katılımcılarına vize kolaylığı sağlanmasını talep etti. Güleç, fuara gelenlerin vize kısıtlamasına maruz kalabildiğini söyledi.

Alanında Avrupa’nın en büyük fuarı

Fuara ilişkin bilgi veren TÜYAP Fuarlar Yapım AŞ Genel Müdürü İlhan Ersözlü, fuara ilginin çok yüksek olduğunu belirterek, “IIFF, mobilya sektörünün ihracat hedeflerine ulaşmasında büyük bir katkı sağlıyor. Türkiye’nin mobilyada üretim üssü konumunu daha da yukarılara taşıyor.

TÜYAP Fuarcılık Grubu olarak MOS Fuarcılık AŞ iş birliği ve MOSFED’in desteğiyle iki yıldır Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi ile İstanbul Fuar Merkezi’ndeki bütün salonlarda, net 125 bin metrekare alan üzerinde çok başarılı bir organizasyon düzenliyoruz. Çok yoğun bir hazırlık süreci yaşadık. IIFF2024 kapsamında yurt dışında bulunan ofislerimiz ve küresel bağlantı ağımız sayesinde onlarca ülkeden 200 bin iş insanını 3 bin marka ile buluşturacağız. Alanında Avrupa’nın en büyük sektörel etkinliği” diye konuştu.

Türkiye Enerji Sektöründeki Hareketlilik Devam Ediyor

PwC Türkiye’nin 16. kez hazırladığı Türkiye Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar Raporu’na göre 2023 yılında söz konusu piyasada gerçekleşen tahmini toplam işlem değeri bir önceki yıla göre yüzde 10 geriledi.

PwC Türkiye, Türkiye enerji sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerini analiz ettiği ve sektörü etkileyebilecek gelişmeleri yorumladığı Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar Raporu’nun 16.sını yayınladı. Rapora göre Türkiye enerji sektöründe toplam işlem sayısı 2023’te 29’da kalırken, tahmini toplam işlem değeri 2 milyar ABD dolarından 1,8 milyar ABD dolarına geriledi. 

Araştırmaya göre enflasyon, yüksek faiz oranları, jeopolitik krizler ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi unsurlar, küresel enerji piyasalarında olduğu gibi Türkiye’de de satın alma ve birleşme müzakerelerinin tamamlanma süresini ve işlem değerlerini olumsuz yönde etkiledi. 


Akaryakıt piyasasındaki hareketlilik sert düşüşü engelledi.

Önceki yıllardan farklı olarak, tahmini toplam değeri 1,1 milyar dolara ulaşan ve içinde BP’nin Türkiye’deki varlıklarının Petrol Ofisi’ne satışının da olduğu beş işlem petrol ve doğalgaz segmentini 2023’te öne çıkardı. 

Geri kalan 24 işlemin tamamı elektrik üretim tesisleri için gerçekleşirken, geçmiş yıllarda olduğu gibi ilgi yine yenilenebilir enerji portföylerine yoğunlaştı.

Temkinli yaklaşım sürüyor.

PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve Birleşme Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu rapora ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: 

“Bu yıl 16’ıncı kez gerçekleştirdiğimiz araştırmamız, makroekonomik reformların enerji piyasasındaki satın alma ve birleşmelere henüz tam anlamıyla yansımadığını gösteriyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’ndaki (YEKDEM) bir dizi iyileştirmenin de şimdiye kadar bu işlemleri teşvik etmekte yetersiz kalması ve alternatif finansman yöntemi olarak halka arzların tercih edilmesi, Türkiye enerji piyasasındaki varlıklara yönelik ilgiyi korumak ve geliştirmek için yeni, güvenilir ve sürdürülebilir cazibe noktaları oluşturulması gerektiğini bize gösteriyor.

Yabancı yatırımcı ilgisi hâlâ canlı olsa da bu ilgi önümüzdeki dönemde gerçekleşecek işlemlerin şu andaki ‘alıcı piyasası’ndan daha ziyade, yüksek kaliteli varlıklara ve iş gücüne sahip hedef şirketlerin gerçek değerini daha iyi yansıtacak şekilde ‘satıcı piyasası’nda el değiştirebilmesi için uygun ortamın oluşturulması gerekiyor. 

Öte yandan, Türkiye’de enerji yönetiminin politika ve uygulamalarını Paris İklim Anlaşması ile şekillenen küresel örneklerle uyumlu hale getirme çabasını, sektörün geleceğine yönelik umut veren bir işaret olarak değerlendiriyoruz.” 

Raporda öne çıkan başlıklar

  • 2023 yılında Türkiye enerji piyasasında gerçekleşen 29 anlaşmanın toplam değerinin bir önceki yıla göre %10’luk düşüşle 1,8 milyar ABD dolar olarak gerçekleşti. Ortalama anlaşma değerinin ise %5’lik düşüşle 62 milyon ABD dolarında kaldı. Global ve iç piyasadaki makroekonomik belirsizlikler, özellikle elektrik ve doğalgaz piyasalarında satışa çıkarılan varlık sayısının azalması, finansman yöntemleri arasında halka arzların tercih edilmesi ve Türk şirketlerinin ilgisinin yurtdışına kayması bu düşüşün sebepleri arasında sıralanıyor.
  • Üçü akaryakıt dağıtım ve ikisi petrol arama ve çıkarma sektörlerinde gerçekleşen beş işlemin 1.1 milyar ABD dolarına ulaşan tahmini değeri, tahmini toplam işlem değerinin %61’ini oluşturdu. 
  • Elektrik üretim, dağıtım, perakende ve doğalgaz dağıtım alt segmentlerinden oluşan altyapı sektöründeki 2022’de 30 olarak açıklanan işlem sayısı 2023’te 24’e düşerken toplam değer de 2 milyar ABD dolarından 700 milyon ABD dolarına geriledi. 
  • Tüm satın alma işlemlerinin üretim tesisleri için gerçekleştiği elektrik piyasasında küçük kapasiteli yenilenebilir enerji portföyleri ön plana çıktı. El değiştiren termal enerji üretim tesis ve lisansları arasında ise özellikle jeotermal enerji varlıkları ilgi gördü. Doğalgaz dağıtım ve perakende cephesinde 2023 yılında herhangi bir işlem açıklanmadı.
  • Açıklanan tüm işlemler özel sektör oyuncuları arasında gerçekleşti.
  • Yabancı yatırımcıların alıcı tarafta yer aldığı dört satın alma işlemi, 2022’ye kıyasla önemli bir toparlanma kaydederek toplam işlem değerinin %60’ina ulaştı. 

2024 ve sonrası için belirleyici olacak etkenler 

Raporda 2024 ve sonrasını etkileyebilecek bazı gelişmelere de yer veriliyor. Bunlar arasında öne çıkanlar şu şekilde sıralanıyor:

  • Makroekonomik gelişmeler: 2023 genel seçimleri sonrasında pozitif yönde önemli değişikliklere sahne olan makroekonomi politikaları henüz enerji piyasasındaki satın alma ve birleşme işlemlerine yansımamış olsa da, bu konudaki potansiyel kararlılığın önümüzdeki dönemde özellikle temiz enerji yatırımlarına olan yerli ve yabancı ilgisini artırabileceği öngörülüyor.
  • 12. Kalkınma Planı: 2024-2028 yılları için açıklanan 12. Kalkınma Planı’nın enerji sektörüne ilişkin hedeflerinin bu sektördeki satın alma ve birleşme işlemlerini etkileyebileceği tahmin ediliyor. Bu plan dahilinde 2053 net sıfır emisyon hedefi, enerji verimliliği yatırımları, elektrik ve doğal gaz piyasalarında maliyet bazlı fiyatlandırma uygulamaları, talep tarafı katılımının sağlanmasına yönelik mevzuat, ısı piyasası mevzuatı ve küçük nükleer santral yatırımlarına bulunulan atıflar dikkat çekiyor. 
  • İklim değişikliğiyle ilgili taahhütler: Karbon Piyasalarının İşletilmesine İlişkin Yönetmelik taslağı, Kredi Garanti Fonu kapsamında KOBİ’lerin yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine verilecek destek ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin 2024’te işler hale getirilmesi gibi taahhütlerin satın alma ve birleşmeleri etkileyebileceği öngörülüyor.
  • Halka arzlar: Özellikle elektrik üretim piyasasında, varlıkların satışına alternatif bir finansman yöntemi olarak son birkaç yılda öne çıkan halka arz eğiliminin 2024’te de devam edeceği tahmin ediliyor.
  • Akaryakıt dağıtım piyasasındaki yeniden yapılanmanın sürmesi: Uzun bir aradan sonra2023’te akaryakıt piyasasında başlayan hareketliliğin 2024’te de yeni satın alma işlemleriyle devam etmesi bekleniyor. Toplam 35 oyuncudan en büyük onunun piyasanın %73’üne hakim olduğu bu kalabalık ortamda potansiyel alıcı ilgisinin özellikle orta büyüklükte ve finansman sıkıntısı çeken şirketlere yoğunlaşacağı tahmin ediliyor.

GYODER’den Barınma Krizine Çözüm

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, yeni konut modeli ile barınma krizinin çözüme kavuşacağını belirterek, “Devletten arsa ve altyapı istiyoruz. Hatta KÖİ modellerinin aksine işletmesini de biz yapacağız ve devlet ciddi sayıda kiralığa sahip olacak.” dedi.

Seçim sonrası hızlanması beklenen model kapsamında gerçekleştirdikleri görüşmeleri anlatan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, “Arsa için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Hazine Bakanlığı ve İstanbul’da 4 belediye ile görüştük. Bizim bir arsa ihtiyacımız var. Ve bu arsayı bir şekilde almamız gerekli. Bir tane iyi uygulama oluşturmamız gerekiyor. Biz burada kamuyu iş birliğine davet ediyoruz, bir tıkanıklığı çözmek istiyoruz, bir hizmet sağlamak istiyoruz. Devletten arsa ve altyapı istiyoruz. Hatta KÖİ modellerinin aksine işletmesini de biz yapacağız ve devlet ciddi sayıda kiralığa sahip olacak. Bu modelde devletten bir tek şey istiyoruz, arsa.” dedi.

“Tıkanıklığı Çözücü Bir İlaçtan Bahsediyoruz”

Kiraların yarı yarıya düşmesini hedeflerini modele ilişkin Neşecan Çekici, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Erişilebilir konut demek hane halkı gelirinin yüzde 30’unun barınmaya ayrılması demek. Karı-koca çalışıyor, eve 100 lira giriyorsa bunun yüzde 30’unu kiraya veya konut kredisine ayırmanız demek. Şu anda ikamet için bir yer kiralamak üzere hane halkı harcanabilir net gelirinin 1.95 kat artması, krediyle konut almak için ise (uçurum iyice açıldı) hane halkı harcanabilir net gelirinin 5 kat artması gerekiyor. Evinize giren hane halkı gelirinin 5 katı kazanmalısınız ki ev alabilesiniz, mevcudun 2 katı kazanmalısınız ki kiralık evde oturabilesiniz. Çok kısa bir süre sonra sistem tıkanacak. Biz bu tıkanıklığı çözücü bir ilaçtan bahsediyoruz. Herkes rolünü iyi üstlenip ısrarcı olmalı yoksa bu sistem iyice sekteye uğrayacak.” dedi.

“Finansman İçin Yurtdışında Yatırımcılarla Görüşmeye Başladık”

Söz konusu modelin dünya örneklerinden yola çıkılarak hazırladıklarını söyleyen Çekici, “Biz Malezya’dan tutun, Kanada’ya, Singapur’a kadar tüm erişilebilir konut modellerini inceleyerek bu modeli oluşturduk” dedi. Çekici, finansmanı için de yurt dışında yatırımcılarla görüşmeye başladıklarını duyurdu. 

İstanbul’da arsa maliyetlerinin merkezi yerlerde yüzde 50’lerden yüzde 70-80’lere kadar çıktığına işaret eden GYODER Başkan Yardımcısı Burak Kutluğ, “Şu anda bir barınma krizimiz var. Mevcut modeller bunu desteklemiyor. Şu anda hem kredilerdeki erişim problemi hem fiyatların çok yukarı gitmiş olması nedeniyle bir beyaz yakalı kesimin konut alması gündemden kalkmış durumda. Biz GYODER olarak bu konu üzerine çalışalım, barınma sorununu çözelim diye yola çıktık. Çünkü şehrin merkezinde 1 artı 1’lerin kiralarının 50-60 bin liralara geldiği noktalardayız artık.” dedi.

Söz konusu modelle iki asgari ücretlinin kira ödeyebilirlik durumuna yönelik bir soru üzerine Kutluğ, “GYODER Yeni Konut Modeli, hane halkı gelirinin yüzde 30’uyla, yani 10-12 bin TL bandında kiralık ev bulunabilmesine olanak tanıyacak.” yanıtını verdi.

Modelin finansmanı için yurt dışında yatırımcılarla da görüşeceklerini söyleyen Kutluğ, “MIPIM’de de yatırımcılarla görüşeceğiz. Biz şimdi Dünya Bankası, Avrupa’dan, Uzak Doğu’dan kaynak oluşturmaya çalışıyoruz. Dünyada finansman maliyetleri yükseldi. Bunu da aşacak bazı fikirlerimiz var.” diye konuştu.

İnşaat ve gayrimenkulü 3.6 trilyon aktif büyüklüğe sahip bir sektörü oluşturduğunu anımsatan Neşecan Çekici, “Bunun yaklaşık 500 milyar lirası gayrimenkulden, 3.1 trilyon lirası ise inşaat tarafından geliyor. Enflasyon muhasebesi sektörümüzü çok ciddi etkileyecek. Çok ciddi peşin vergi çıkıyor sektörümüze.” dedi.

GYODER İcra Kurulu Üyesi Burak Kutluğ ise “Enflasyon muhasebesi doğru bir şey. Ancak parasal sıkılaştırmanın bu kadar fazla olduğu bir dönemde, 2024’ten itibaren enflasyon güncellemesinde henüz bir gelir oluşturmadan nakden vergilendirilecek. Kazanılmayan bir şeyin nakden vergilendirilmesi pek çok sektörü derinden etkileyecek.” dedi.

2023’te 1 Milyon 225 Bin Konut Satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 konut satış istatistiklerini açıkladı. Türkiye genelinde 2023 yılında 1 milyon 225 bin 926 konut satışı yapıldı.

Konut satışları 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17,5 azalarak 1 milyon 225 bin 926 olarak gerçekleşti. Konut satışlarında İstanbul 198 bin 739 konut satışı ve yüzde 16,2 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 114 bin 432 konut satışı ve yüzde 9,3 pay ile Ankara, 65 bin 465 konut satışı ve yüzde 5,3 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 426 konut ile Ardahan, 501 konut ile Hakkari ve 970 konut ile Tunceli oldu.

Aralık’ta 138 Bin 577 Konut Satıldı

Türkiye genelinde konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33,4 azalarak 138 bin 577 oldu. Konut satışlarında İstanbul 23 bin 714 konut satışı ve yüzde 17,1 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 11 bin 458 konut satışı ve yüzde 8,3 pay ile Ankara, 7 bin 166 konut satışı ve yüzde 5,2 pay ile İzmir izledi. Konut satışlarının en az olduğu il 65 konut ile Hakkari oldu.

İpotekli Konut Satışları 6 Bin 42 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 72,3 azalış göstererek 6 bin 42 oldu. 2023 yılında gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yıla göre yüzde 36,6 azalışla 177 bin 748 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı Aralık ayında yüzde 4,4, 2023 yılında yüzde 14,5 olarak gerçekleşti.

Aralık ayındaki ipotekli satışların, bin 831’i; 2023 yılındaki ipotekli satışların ise 53 bin 455’i ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer Satış Türleri Sonucunda 132 Bin 535 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,8 azalarak 132 bin 535 oldu. 2023 yılında gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yıla göre yüzde 13,0 azalışla 1 milyon 48 bin 178 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı Aralık ayında yüzde 95,6, 2023 yılında yüzde 85,5 olarak gerçekleşti.

İlk El Konut Satış Sayısı 51 Bin 243 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,2 azalarak 51 bin 243 oldu. İlk el konut satışları 2023 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,5 azalışla 379 bin 542 olarak gerçekleşti. Toplam konut satışları içinde ilk el satışların payı Aralık ayında yüzde 37,0, 2023 yılında yüzde 31,0 oldu.

İkinci El Konut Satışlarında 87 Bin 334 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,9 azalış göstererek 87 bin 334 oldu. İkinci el konut satışları 2023 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,5 azalışla 846 bin 384 olarak gerçekleşti. Toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı Aralık ayında yüzde 63,0, 2023 yılında yüzde 69,0 oldu.

Yabancılara 2023 Yılında 35 Bin 5 Konut Satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 48,1 azalarak 35 bin 5 oldu. 2023 yılında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,9 oldu. 2023 yılında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 12 bin 702 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 11 bin 229 konut satışı ile İstanbul, 3 bin 16 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara Aralık Ayında 2 Bin 64 Konut Satışı Gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları 2023 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,7 azalarak 2 bin 64 oldu. Aralık ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,5 oldu. Aralık ayında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 796 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 609 konut satışı ile Antalya, 230 konut satışı ile Mersin izledi.

Uyruklara Göre 2023 Yılında En Çok Konut Satışı Rusya Federasyonu Vatandaşlarına Yapıldı

Rusya Federasyonu vatandaşları 2023 yılında Türkiye’den 10 bin 560 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 4 bin 272 konut ile İran vatandaşları ve bin 917 konut ile Irak vatandaşları izledi.

Aralık ayında ise Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 527 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 205 konut ile İran, 113 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

Türkiye’de 2023 Yılında Kadınlar 401 Bin 933, Erkekler 690 Bin 438 Konut Satın Aldı

Türkiye genelinde 2023 yılında, kadınlar yüzde 32,8 pay ile 401 bin 933, erkekler yüzde 56,3 pay ile 690 bin 438 konut sahibi olurken, yüzde 1,6 pay ile 19 bin 610 konut, kadın ve erkek tarafından ortaklaşa alındı.

Konut Kredi Hacmi 437,7 Milyar TL Oldu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı haftalık bültene göre konut kredi hacmi, 12 Ocak itibarıyla 437,7 milyar seviyesini gördü.

Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 11 trilyon 661 milyar 959 milyon liradan 11 trilyon 750 milyar 166 milyon liraya yükseldi.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil geçen hafta 352 milyar 715 milyon lira arttı. Yüzde 2,4 yükselen bankacılık sektörünün toplam mevduatı 15 trilyon 32 milyar 975 milyon lira oldu.

Tüketici kredilerinin tutarı, 12 Ocak itibarıyla 9 milyar 111 milyon lira artışla 1 trilyon 525 milyar 370 milyon liraya çıktı. Söz konusu kredilerin 437 milyar 709 milyon lirası konut, 95 milyar 66 milyon lirası taşıt ve 992 milyar 596 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

İstanbul’un 10 Yıllık Konut İhtiyacı 1,23  Milyon

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul Konut Stratejisi Raporu’nda, Megakentin 10 yıllık 1,23 milyon, yıllık ise 123 bin yeni konuta ihtiyacı olduğunu açıkladı.

Rapora yansıyan verilerin sunulduğu toplantıda konuşan KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova, “Konut ihtiyacını derli toplu bir biçimde ortaya koyan bir araştırma raporuna ihtiyacımız vardı. Yalnızca biz markalı konut üreticisi firmalarındeğil, bütün sektörün, belediyelerimizin ve konuyla ilgili bakanlıklarımızın da böyle bir rapora ihtiyacı vardı. Oldukça önemli olduğunu düşündüğüm veriler elde ettik. Umarım tüm taraflara fayda sağlayacak bir rapor hazırladık” dedi.

Markalı konut üreticisi bir şirketin kurucusu, aynı zamanda Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği’nin Başkanı olarak bu raporu konut sektörü ve diğer tüm taraflar açısından bir milat olarak kabul ettiğini vurgulayan Kumova, raporu birlikte hazırladıkları PwC Türkiye’ye ve PwC Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu ve ekibine emekleri için teşekkür etti.

Konut sektörünü şekillendiren tüm sosyal ve ekonomik dinamiklerin incelenerek orta vadeli bir projeksiyon geliştirdiklerini belirten Kumova, PwC Türkiye ile İstanbul özelinde ihtiyacı ortaya koyma yönelik ilk kez hazırlanan ayrıntılı bir araştırmaya dayanan raporun, İstanbul’un 10 yıllık konut ihtiyacını ortaya koymayı amaçladığının altını çizdi.

Rapor birçok başlığın ayrı ayrı incelenmesinden oluşuyor

Rapor, konut sektörü açısından ihtiyacı ortaya çıkaran; demografik gelişmeler, İstanbul’un aldığı ve verdiği göçlerden oluşan göç hareketliliği, yeni nesil turizm faaliyetlerinin etkileri, başka bir kentte ikamet etmesine rağmen iş insanlarının, yabancıların ve öğrencilerin İstanbul’da bulundukları süreyi göze alarak oluşan konut talepleri gibi birçok kriteri göz önüne alan gelecek 10 yıllık konut ihtiyacına dayalı verilerden oluşuyor.

İstanbul’un yıllık konut ihtiyacı 123 bin

İstanbul’da önümüzdeki 10 yılda hane oluşumundan kaynaklı 1.084 milyon, diğer talep faktörlerinden kaynaklı 143.4 bin konut olmak üzere toplam 1.23 milyon, yıllık ortalama 123 bin yeni konut ihtiyacı oluşması bekleniyor.

Nüfus değişimi

• Nüfus artış hızımız düşüyor.

İstanbul’da nüfus artış hızı 2010’dan 2022’ye kadar yıllık ortalama %1.5 artarken 2023’den 2032’ye gelindiğinde ise yıllık % 0.5 artmaktadır. Artış hızı üçte bire düşmektedir.

• Evlilik artıyor
Evlilik sayısı numerik olarak artmasına rağmen artış hızındaki yavaşlama etkisiyle oransal

olarak azalmaktadır.

• Nüfus yaşlanıyor.
Gelecek 10 yılda doğum artış oranı azalacak ve yaşam koşullarının da iyileşmesiyle

birlikte yaşlı nüfus oranı artacaktır. • Hane halkı

Hane halkı sayısı 3.18’den 2.74’e düşecek buna paralel olarak hane sayısı %20 artacaktır.

Göç Hareketleri :

İstanbul göç veren bir şehir haline geliyor.

➢ Daha iyi yaşam koşullarına erişim, ekonomik ve diğer nedenlerle İstanbul’dan diğer illere göçün artması tahmin edilmektedir. Buna karşın, expatlar (doğduğu ülke dışında çalışan bireyler) başta olmak üzere yurt dışından gelenlerde belirgin bir değişim olmayacağı varsayılmaktadır.

Göç hareketleri nedeniyle İstanbul’da 10 yılda nette 136 bin konutun eksileceği yani boşalacağı öngörülmektedir. Böylelikle, önümüzdeki 10 yılda nüfus ve göç hareketlerinde değişimler neticesinde; nüfus 15.9 milyondan 16.7 milyona çıkarken yıllık ortalama 108.4 bin konut ihtiyacı oluşması tahmin edilmektedir.

İkamete Dayalı Olmayan Konut Talebi

Turizm, Öğrenciler, Yabancılar ,İkinci Konutunu Alanlar, İl Dışından İş İnsanları İstanbul’daki konut ihtiyacını etkileyen ikametgaha dayalı olmayan faktörlere bakıldığında ise: ➢ İstanbul’da turistik amaçla kullanılmak üzere 2032 yılında İstanbul’da yaklaşık 34 bin yeni konuta ihtiyaç doğacaktır.

➢ Yapılan hesaplamaya göre İstanbul’da hâlihazırda bulunan 21 bin İstanbul’da okuyup ikametgahını aldırmayan öğrenciler temsil eden hane seviyesinin nüfus değişimine göre 2032’de 25 bin haneye yükseleceği tahmin edilerek, mevcut talebe eklenecek toplam konut talebinin 10 yılda yaklaşık 4 bin olacağı beklenmektedir.

➢ İkincil konuta olan talebin geçmiş trendler dikkate alınarak senede yüzde 4.6 artacağı varsayımı ile ek konut talebi hesaplanarak 10 yıl içerisinde toplam 51 bin konut talebi oluşturması tahmin edilmektedir.

➢ İkametgahı İstanbul dışında olup, İstanbul’da kısa süreli kullanım amaçlı konutu bulunan yüksek gelirli kişilerin toplam 10 bin ek konut talebi oluşturması öngörülmektedir.

➢ Yabancılara yapılan konut satışı kapsamında 10 yıl içerisinde toplam 45 bin ek konut talebi oluşması beklemektedir.

çekiyor. Bu değişkenlerin bütüncül etkisiyle İstanbul’un ortalama hane halkı büyüklüğü 2022 yılında 3.18 iken bu ortalamanın 2032 yılında 2.74’e düşmesi bekleniyor.

Daha iyi yaşam koşullarına erişim, ekonomik ve güvenlik nedeniyle, halen var olan İstanbul’dan diğer illere göçün artacağı da yapılan tahminler arasında bulunuyor. Buna karşın, Expatlar (şirketlerin yabancı üst düzey yöneticileri) başta olmak üzere yurt dışından gelenlerde ise belirgin bir değişim olmayacağı varsayılıyor. Böylelikle, önümüzdeki 10 yılda nüfustaki ve göç dengesinde değişimler sonucunda İstanbul’un yıllık ortalama 123 bin konut ihtiyacının yalnızca 108 bininin, ikametgâha bağlı konut ihtiyacından oluşması öngörülüyor.

Raporun sonuçlarını değerlendiren KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova, “raporumuz için İstanbul şehrini seçtik. Bu seçimde şehrimizin ekonomideki payının yanı sıra ülkemizin marka değerine katkısı temel nedeni oluşturdu” diyerek şöyle devam etti:

“Belediyeler bu rapordan hareketle elde edecekleri ruhsat gelirini hesaplarken daha doğru bir öngörüde bulunabilirler. Şehirlerin ihtiyacına yönelik mekansal planlama için bu raporu referans alabilirler. Alt yapılara harcanacak bütçenin planlanmasında ilgililere bu rapor önemli bir katkı sağlayabilir. Üretici ve proje geliştirici firmalar için hane halkı büyüklüğü hareketlerine bakılarak projedeki konut tiplerinin doğru planlanmasını bu rapordan hareketle sağlayabilir. Hem sektör oyuncularının hem de kamu kaynaklarının doğru kullanımına imkân tanıyarak yanlış yatırımların önüne geçilecektir.”

PwC Türkiye Ortağı ve Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu ise rapora ilişkin yaptığı açıklamada; “ülkemizin ana sorunlarından birinin güvenilir ve karşılaştırılabilir veriye ulaşmak olduğuna dikkat çekerek, “bu çalışmada çok derinden ve detaylı çalıştık. İnanıyorum ki bundan sonrasını doğru takip edebilmek için iyi bir temel oluşturduk. Tahminlerimizi nüfus ve göç gibi ikametgâha dayalı göstergeler ile ikametgâha dayalı olmayan konut ihtiyacını oluşturan faktörlerden oluşturduk” diyerek, araştırmaları sırasında göstergelere bağlı olarak regresyon, nüfus simulasyonu, çeşitli zaman serisi tahmin metodları ve farklı istatistiksel yöntemler kullandıklarını belirtti.

Konut Fiyat Endeksi Kasım’da Yüzde 82,8 Arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan verilere göre Konut Fiyat Endeksi (KFE), Kasım ayında yüzde 82,8 arttı.

Konut Fiyat Endeksi (KFE), 2023 Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,9 artarken, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 82,8 artış göstererek 1.150,4 seviyesinde gerçekleşti. 

Yapım yılı son iki yıl olan konutlar için hesaplanan Yeni Konutlar Fiyat Endeksi (YKFE) ise Türkiye genelinde, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 88,2 artışla 1250,2 seviyesinde gerçekleşirken, yapım yılı son iki yılı aşan konutlar için hesaplanan Yeni Olmayan Konutlar Fiyat Endeksi (YOKFE) ise Türkiye genelinde yüzde 82,6 artışla 1133,3 seviyelerinde gerçekleşmiştir.

Türkiye genelinde Birim Konut Fiyatları yıllık yüzde 78,6 artışla metrekare başına  30.319  TL olarak hesaplandı.

Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı kasımda 30 bin 318,6 TL’ye yükseldi. Böylece 100 metrekarelik ortalama bir konutun fiyatı da 3 milyon 31 bin 860 TL’ye ulaştı.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 0,8, 1,8 ve 2,8 oranlarında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 69,2, 96,3 ve 76,9 oranlarında artış gösterdi.

Ortalama konut fiyatı İstanbul’da 4 milyon 453 bin 250 TL’ye, Ankara’da 2 milyon 329 bin 160 TL’ye, İzmir’de 3 milyon 546 bin 530 TL’ye ulaştı.

Avrupakent GYO, Swissotel Residences Bodrum Hill’i Satın Aldı

Avrupakent Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Swissotel Residences Bodrum Hill’i 580 milyon TL bedelle satın aldı.

Satın almayla ilgili Avrupakent Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“Yönetim Kurulumuzun 16.01.2024 tarihinde yapılan toplantısında; Çağdaş Bodrum İnşaat ve Turizm Sanayi Ticaret A.Ş. mülkiyetinde bulunan ve İnvest Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş.’nin 16.01.2024 tarihli Değerleme Raporu ile KDV hariç toplam piyasa değeri 665.000.000 TL olarak takdir edilen Muğla İli, Bodrum İlçesi, Turgutreis Mahallesi 186 ada, 1 nolu parsel üzerinde kayıtlı bulunan Swissôtel Resort Bodrum Beach, Şirketimizin mevcut yatırım stratejisi kapsamında portföy yapımızı güçlendirmek ve çeşitlendirmek amacıyla 580.000.000 TL bedel üzerinden değerleme raporunda bahsi geçen ipoteklerin fekki sonrasında satın alınmasına ve bedelin peşin olarak ödenmesine karar verilmiştir. Tapu işlemlerinin tamamlanmasını müteakip kamuya duyuru yapılacaktır. Yatırımcılarımızın ve kamuoyunun bilgilerine sunarız.” 

124 Odalı Lüks Otel ve Rezidanslar

Bodrum Kalesi, Kos Adası ve Karaada manzarasına hakim olan Swissotel Residences Bodrum Hill, Çağdaş İnşaat tarafından 32 dönüm üzerinde hayata geçirildi. Proje 124 odalı otel ve bağlı rezidanslardan meydana geliyor. Toplam 55 ünitenin bulunduğu projede konutlar 90-559 metrekare aralığında daire, dubleks ve villa seçeneklerinden oluşuyor. Projedeki villalar şahıslara ait ancak villa sahipleri otelin açık/kapalı havuzları, restoran-bar, spa, fitness center, masaj odaları, Türk hamamı, toplantı odaları ve diğer seçkin hizmet ünitelerinden yararlanabilme imkanına sahip olacaklar. Ayrıca, projedeki ev sahipleri Swissotel kiralama sistemine dahil edilerek dilerlerse konutlarını işletmeye kiraya verebiliyor.

Antalya’da Yaşam Boyu Tatil Fırsatı

Emlak Konut GYO A.Ş.güvencesi ve İzka İnşaat vizyonuyla geliştirilen Park Yaşam Antalya projesinin lansmanı yapıldı.

Emlak Konut GYO A.Ş. ve İzka İnşaat işbirliği ile hayata geçirilen Park Yaşam Antalya,  ev sahibi olmak isteyenlere kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. Park Yaşam Antalya, yüzde 35 peşinat ve 48 aya varan taksit avantajıyla gelecek için kârlı bir yatırım fırsatı olarak Antalya Havaalanına ve Lara Plajına çok yakın konumda yer alıyor.

Antalya’da güvenli yaşam

Antalya’nın sağlam zemini üzerinde yer alan Park Yaşam Antalya, son deprem yönetmeliğine uygun inşaat teknikleri ve yeni nesil tasarımıyla güven ve konforun buluştuğu proje olarak dikkatleri çekiyor.

Antalya’da yeni bir yaşam başlıyor

Park Yaşam Antalya; 1+1’den 5+1’e kadar farklı daire seçenekleri ile ferah ve olabildiğince özgür mekânlar sunuyor.

Yeşil ve konfor bir arada!

Gelenekten geleceğe bakışıyla, kentin özgünlüklerini yaşama taşıyor. Çağdaş ihtiyaçlar ışığında şehir insanının özlemini duyduğu doğal çevreyi yaşamın içine katan, yüzde 70’ i peyzaj alanı olarak tasarlanan Park Yaşam Antalya’da, sağlıklı ve keyifli zaman geçirmek için tüm imkanlar mevcut.

Kaliteli ve konforlu iç mimari ile özel tasarım peyzaj tecrübesinin hayat bulduğu projede, açık/kapalı havuz, fitness salonu, yeni nesil çocuk aktivite alanları, su parkı, koşu-yürüyüş-bisiklet parkurları, basketbol sahası, tenis kortu, kondisyon parkı, parti alanları, güneşlenme terasları, süs havuzu, pergolalar, çim tepeleri ve yeşil alan teraslamaları, ortak alanların elektrik ihtiyacına katkıda bulunacak güneş panelleri, elektrikli araç şarj noktaları, konforlu dinlenme alanları, kapalı ve açık otopark, 7/24 güvenlik hizmeti ve ticari üniteler yer alıyor.

Park Yaşam Antalya projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesinin İlk Etabı 2025 Sonuna Kadar Tamamlanacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, inşaat çalışmaları devam eden Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren projesi için, “Projemizin İlk etabı olan Çerkezköy Kapıkule arasındaki 153 kilometrelik kesimi 2025 yılı sonuna kadar bitirmeyi planlıyoruz.” bilgisini verdi.

Bakan Uraloğlu Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesi’nin Çerkezköy- Kapıkule arasındaki 153 kilometrelik kesiminde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, Türkiye’de yapımı devam eden en önemli demir yolu projeleri arasında yer alan Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Hattı Projesi’nde yapılan çalışmalarında gelinen son noktayı anlattı. 

Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin Asya-Avrupa arasında taşımacılık yönünden bir köprü konumunda olduğunu belirterek, “Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesi, Asya-Avrupa koridorunun ilk parçasını oluşturmaktadır. Bu proje İpek Demiryolu güzergahının ülkemizden geçen bölümünün Avrupa bağlantısını oluşturan en önemli halkalarından birini teşkil etmektedir” dedi.

“Halkalı-Kapıkule Arasında 229 Kilometre Uzunluğunda Dev Demir Yolu Projesi” 

Halkalı-Kapıkule hattının “153 kilometrelik Kapıkule-Çerkezköy”, “67 kilometrelik Çerkezköy-Ispartakule” ve “9 metrelik Ispartakule-Halkalı” arası olmak üzere 3 fazdan oluştuğunu bildiren Uraloğlu, şu bilgileri verdi:

“Projemizin İlk etabı olan Çerkezköy Kapıkule arasındaki 153 kilometrelik kesimi 2025 yılı sonuna kadar bitirmeyi planlıyoruz. Projenin diğer bir fazları olan; Ispartakule-Çerkezköy arasındaki 67 kilometrelik kesim ve Halkalı-Ispartakule arasındaki 9 kilometrelik kesimi de 2028 yılına kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Böylelikle projemizin tamamını 2028 yılında faaliyete geçirmiş olacağız. Halkalı – Kapıkule arasında toplam 229 km uzunluğundaki güzergahta 200 km/s hıza uygun, çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olarak hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapılabilecek yeni hızlı tren hattı inşa ediyoruz. Projenin yaklaşık 55 km’si Edirne, yaklaşık 62 km’si Kırklareli, 68 km’si İstanbul, 44 km’si ise Tekirdağ il sınırları içerisinde yer almaktadır. Hattımızın Kırklareli, Edirne ve Kapıkule’de istasyonları olacak. Tekirdağ ilimizde Çerkezköy yeni yolcu istasyonu ve yeni yük istasyonları kurulacaktır. İstanbul ilimizde ise Halkalı, Çatalca ve Ispartakule istasyonları olacaktır.”

“Halkalı-Kapıkule ARası 4 Saatten 1 Saat 30 Dakikaya Düşecek”

Uraloğlu, Halkalı-Kapıkule projesinin tamamlanmasıyla; Halkalı-Kapıkule arası yolcu seyahat süresinin 4 saatten 1 saat 30 dakikaya; yük taşıma süresinin ise 6 saat 30 dakikadan 2 saat 30 dakikaya düşeceğini, mevcut hat kapasitesinin ise 4 kat artacağını belirtti.

Yüzde 73 Fiziki İlerleme

Bakan Uraloğlu, Halkalı-Kapıkule hattının ilk etabı olan Çerkezköy-Kapıkule kesimi olan 153 kilometre uzunluğundaki güzergahta 200 km/s hıza uygun, çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olarak hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapılabilecek yeni hızlı tren hattı inşa edildiğini belirterek, “Çerkezköy-Kapıkule kesimi 275 milyon avro Avrupa Birliği Hibe Fonlarından (IPA) faydalanılarak yapılıyor. Çerkezköy- Kapıkule kesiminde yapım çalışmalarımız hızla devam ediyor. 153 (349 hat km) kilometrelik bölümün 53 kilometrelik (106 hat km) kesiminin hat serimi işlemini tamamladık böylelikle yüzde 73 fiziki ilerleme sağladık” ifadelerine yer verdi.

Uraloğlu, projenin diğer etapları olan Ispartakule-Çerkezköy arasındaki 67 kilometrelik ve Halkalı-Ispartakule arasındaki 9 kilometrelik üçüncü fazın ihale edildiğini ve çalışmaların devam ettiğini de ifade etti.

Hat İle Türkiye ve AB Arasındaki İlişkiler Güçlenecek

Türkiye’nin AB açısından çok önemli bir paydaş olduğunu vurgulayan Uraloğlu, “Avrupa için Türk üreticiler üretim ve tedarik zincirinin önemli bir parçası ve vazgeçilmez ticari ortaklardır. Bu noktalardan bakıldığında Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren projemizin önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Bu demir yolu hattı Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri daha güçlendirecek ve dostluğumuzu perçinleyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Hattı projesinin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Fuzul GYO Bin 100 Konutluk Projeye Hazırlanıyor

Fuzul Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), İstanbul’un Avcılar ilçesinde bin 100 konuttan oluşacak yeni proje için hazırlıklara başladı.

Halka arz sonrası yeni projeler için çalışmalar yürüten Fuzul GYO, İstanbul, Avcılar’da bin 100 konuttan oluşan yeni projesi için görüşmelerin başladığını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklama ile duyurdu.

Yeni gelişmeleri KAP’a bildiren Fuzul GYO’nun açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:

“Şirketimiz tarafından İstanbul İli, Avcılar İlçesi, Firuzköy Mahallesi, Ispartakule Mevkiinde konumlu arsa üzerinde 1.100 konut ve 50 ticari üniteden oluşan kat karşılığı sözleşme akdedilmesinde ilişkin görüşmelere başlanmıştır.”

Gaziantep’e Metro Müjdesi

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gar-Düztepe-Hastane Sürücüsüz Metro Hattı projesinin, Cumhurbaşkanlığı tarafından 2024 yatırım programına alındığını duyurdu.


Karar sonrası 15 milyar TL’lik dev yatırım için Gaziantep’in tüm planlamalarının hazır olduğunu belirten Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Bu karar bizim için çok hayati, çok kıymetli. 1 milyonluk Şahinbey’i, 900 binlik Şehitkamil’e bağlamış olacağız.” dedi.

Kuzey-Güney Aksı Birleşecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından Büyükşehir Belediyesi’nin kesin projesi olarak onaylanarak Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca yatırım programına sunulan metro hattının bütçesinin onaylanıp tamamlanmasıyla kentin kuzey – güney aksında, yer altından toplu ulaşım raylı sistemi ile çevreci, sürdürülebilir ve konforlu şekilde sağlanacak.

9 İstasyon Belli Oldu

Gaziantep bu proje ile; Gar İstasyonu’ndan başlayarak, Şehir Hastanesi’ne kadar ulaşımını hızlı, güvenli ve yeşil şehir şartlarına uygun standartlarda sağlayabilecek. Gaziantep metrosu, derinlikleri 22 ile 53 metreyi bulan 9 istasyonla 10,4 km boyunca şehir içi seyahatini yeniden düzenleyecek. Gaziantep Metrosu, Gar’dan başlayan, Millet Bahçesi, Dr. Ersin Arslan Hastanesi, Düztepe, Kahvelipınar, Yeşilvadi, Akkent Parkı, Akkent Merkez İstasyonları ile devam eden ve şehir hastanesi istasyonu ile son bulan bir güzergaha sahip olacak.

Projenin yatırım programına alınmasından sonra açıklamada bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, proje için kurum olarak yıllarca mühendislik ve mimari alanda çalışıldığını aktararak, şunları söyledi:

“Metro projemiz bizim için çok hayatiydi. Büyükşehirlerin en büyük meselesi ulaşım. İrileşmememiz, sağlıklı büyümemiz gerekiyor. Ulaşım yatırımları bu konuda önemli. Hafif raylı sistemler ve Gaziray yapıldı. Ama bu metrosuz olmazdı. 15 Ocak itibarıyla 2024 Yatırım Programı’na alındı.

Bu bizim için çok önemli ve hayatiydi. Gaziantep’i demir ağlarla örmeye devam ediyoruz. Yatırım programına metronun alınması en büyük hayalimizdi. Hayaldi gerçek oldu.”

Projenin Gaziray ve diğer ulaşım sistemlerine entegre çalışacağını konuşmasının devamında aktaran Başkan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Metromuz Gar’dan başlayarak Maarif Kavşağı, Düztepe, Kahvelipınar, Yeşilvadi ve Akkent’ten geçerek Şehir Hastanesi’ne varacak. 9 istasyon var. Bu istasyonların özelliklerine baktığımızda konforlu, çevreci, sıcağa soğuğa değmeden, 50 metre derinliğe inip şehri demir ağlarla örerek, 1 milyon nüfusa sahip Şahinbey’i 900 bin nüfuslu Şehitkamil’e bağlayacağız ve burada Gaziray ile OSB’ye götüreceğimiz büyük bir ulaşım projesi. En önemli ve zor kısmı geçtik. 15 milyarlık bir yatırım. Hızlı bir şekilde başlayacağız.

Proje çok hızlı bir şekilde kendini amorti edecek. Trafikte en büyük sıkışıklık yaşanan noktalarda yer altına metroyla inmek bize ilaç gibi gelecek. 1 Nisan’da inşallah ve Allah’ın izniyle ustalık dönemimiz başladığında, ilk yapacağımız iş metronun çalışması olacak ve inşallah 2 yıl içerisinde bu şehri metroyla buluşturmuş olacağız.”

Konut Kira Artışı Aralık’ta Hız Kesti

Endeksa tarafından açıklanan değerlendirmeye göre, 2023 yılında ortalama konut kira fiyatları 14 bin 472 TL oldu. 2023 yılı Aralık ayında kira fiyatları durulmaya geçti.

Aralık 2023’e dair Endeksa değerlendirmesine göre Türkiye’de kiralık birim değeri en yüksek il İstanbul. Aralık ayında, İstanbul’da ortalama konut kira fiyatı 17 bin 594 TL ve birim metrekare kira fiyatı 176 TL olarak gerçekleşti. Endeksa verileri mega kentte kiralık konut fiyatlarının son bir yılda yüzde 78 oranında arttığını gösteriyor.

Öte yandan mega kentin kozmopolit yapısı kira piyasasında da kendini gösteriyor. Sektörel dalgalanmaların ve kira fiyat artışlarının pek çok bölgesinde net bir şekilde hissedildiği İstanbul’da, bazı ilçelerde değer azalışı yaşandı. Örneğin, aralık ayında Şile’de birim metrekare kira fiyatları yüzde 3 düştü ve 165 TL seviyesine indi. Benzer şekilde, Başakşehir’de ve Küçükçekmece’de de yüzde 2’lik azalış yaşandı ve birim metrekare kira fiyatı 181 TL ve 168 TL olarak kaydedildi. Kentin daha merkezi ilçelerinden Beşiktaş’ta metrekare başına kira fiyatı 331 TL ile yüzde 6, 267 TL olan Beyoğlu ve 382 TL olan Sarıyer’de ise yüzde 5 oranında yükseliş yaşandı.

Ankara aralık ayını metrekare başına kira fiyatında 118 TL ve ortalama kira fiyatında ise 14 bin 188 TL ortalama ile kapattı. 

Yıllık perspektiften yapılan değerlendirmeler kentin 2023 boyunca inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini gösteriyor. Örneğin, şubat ayında Ankara’da yüzde 21’lik bir kiralık konut değer artışı görülmüş ve metrekare fiyatı 52 TL’den 63 TL’ye çıkmıştı. Başkentte kasım ayında yüzde 2 oranında bir azalış yaşanırken aralık ayında yüzde 4’lük bir yükseliş yaşandı.

2023’te Pek Çok İlde Yüzde 100’ün Üzerinde Değer Artışı Yaşandı

Aralık ayı verilerine göre Türkiye’nin kiralık konutlar özelinde en değerli ikinci ili ortalama 16 bin 399 TL ile Muğla oldu. Temmuz ayından bu yana süreklilik arz eden ve toplamda yüzde 13’e varan bir azalış yaşanmasına rağmen kent, listenin üst sıralarındaki yerini koruyor. Son altı ayda birim metrekare kira fiyatının 186 TL’den 164 TL’ye gerilediği Muğla’da düşüşün temel nedeni olarak yaz sezonunun sona ermesi gösteriliyor. Turizme bağlı konut talebi azaldıkça bu eğilim kira değerlerine de yansıyor.

Ege’nin bir diğer önemli kenti İzmir 2023 yılını kira fiyatı açısından yüzde 119’luk bir artış ile yılı kapadı. Aralık ayı bazında yüzde 4 artış kaydedildi. Kentte güncel ortalama konut kira fiyatı 15 bin 926 TL ve birim metrekare kira fiyatı ise 145 TL. Öte yandan, Bergama İzmir’in aralık ayı kira artış şampiyonu oldu. yüzde 6’lık yükselişin kaydedildiği ilçede kiralık konut metrekare fiyatı 100 TL ve ortalama kiralık konut fiyatı da 12 bin 200 TL seviyesinde.

Akdeniz Bölgesinin gayrimenkul piyasası açısından en canlı kentlerinden Antalya’da da kış mevsimiyle gelen durağanlık etkisini gösterdi. Kentte değer değişimi sabit kaldı ve ortalama kiralık konut metrekare fiyatı 145 TL ve kiralık konut fiyatı da 15 bin 38 TL olarak belirlendi. Antalya’nın belirgin bir azalış yaşayan tek ilçesi ise yüzde 5’lik oran ile Gazipaşa oldu.

Artış Yavaşladı Ancak Devam Ediyor

Endeksa verileri Türkiye’nin pek çok kentinde kiralık konut değerlerinin artmaya devam ettiğini ancak bu artışın hız kesmeye başladığını gösteriyor.

Buna göre, Bursa’da aralık ayında %2’lik bir konut değer değişimi yaşandı ve yıllık kira değer artışı yüzde 125 olarak tespit edildi. Bursa’da şu anda konut metrekare fiyatı 111 TL ve ortalama kira fiyatı 13 bin 309 TL. Öğrenci kenti Eskişehir de 2023 yılını yüksek değerlenme ile kapatan illerden oldu. Eskişehir’de 2023 yılında kiralar yüzde 152 arttı. Aralık ayında ise değer değişimi yüzde 3 seviyesinde gerçekleşti. Eskişehir’de şu anda ortalama konut kira fiyatı 10 bin 162 TL ve metrekare başına kira ortalaması ise 103 TL.

Karadeniz Bölgesi’nin en büyük kentlerinden Trabzon da önemli oranda kira değer artışı kaydedilen illerden biri oldu. Kentte son bir yıl içinde %146 seviyesinde bir artış kaydedildi. Aralık 2023 itibarıyla Trabzon’da ortalama konut kira fiyatı 11 bin 46 TL, kiralık konut birim metrekare fiyatı ise 78 TL civarında. Trabzon’da metrekare fiyatları eylül ayında 85 TL’ye kadar yükselmişti.

Fuyapı, 2025-2035 Yıllarında 4 Bin Konut Üretecek

Fuyapı Yönetim Kurulu Başkanı Özer Ünsal, önümüzdeki 2025-2035 yıllarında 4 bin bağımsız bölüm ile konut üretimini daha da artıracaklarını ifade etti.

Bugün konut fiyatlarındaki artışta en büyük etkenin arz yetersizliği olduğunu, geçmiş dönemde yıllık yaklaşık 900 bin adet olan konut üretiminin, son yıllarda 600 bin adete kadar gerilediğinin altını çizen Ünsal, önümüzdeki 2025-2035 yıllarında 4 bin bağımsız bölüm ile konut üretimini daha da artıracaklarını söyledi.

Sektördeki gelişmeleri, projelerini ve yeni hedeflerine ilişkin konuşan Fuyapı Yönetim Kurulu Başkanı Özer Ünsal, sektöre ilk adımı 2009 yılında Jotun Boya ile attıklarını ve 2014 yılında Fuyapı’yı kurarak, Kuşadası’nda çevre dostu, lüks konutlar inşa ettiğini söyledi. Ünsal, “Bugün toplamda 103 bin metrekarelik bir alanda 400 bağımsız bölüm inşa ederek, sahiplerine teslim ettik.” dedi.

“Green Concept’de Teslimlere Başladık”

 Şu anda Kuşadası’nda villa ve lüks konut projelerini tüm hızıyla sürdürdüklerini açıklayan Özer Ünsal, “Şu anda Green Concept projemizde teslimlere başladık. Idealife ve Citylife projelerimizde de üretim, teslim olacak şekilde tüm hızıyla sürüyor” bilgisini verdi. Türkiye’de yıllık konut ihtiyacının yaklaşık 900 bin olmasına rağmen, son yıllarda ortalama 600 bin konut üretildiğine işaret eden Ünsal, “O nedenle düşük üretiminin, konut fiyatlarını artıran en büyük etken olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

Konut arzının önemine işaret eden Ünsal, hedeflerini şöyle açıkladı: 

“Gayrimenkul ihtiyacını göz önünde bulundurarak, 2025-2035 yılları arasında Kuşadası, Çeşme, Bodrum ve Antalya bölgelerinde de olmak üzere 4 bin bağımsız bölüm ile konut üretimini daha da artırıp, ülkemizdeki konut yatırımını artırmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, farklı bölgelerde de faaliyet göstererek toplamda 1 milyon metrekarelik alanda yaşam alanları oluşturmak. Bu doğrultuda tüm ekibimizle birlikte çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.” 

Talep konusuna da değinen Ünsal, “Konut projelerimize, gerek yurt içinden, gerekse yurt dışından gelen misafirlerimizin gösterdiği ilgiden çok memnunuz. Bugüne kadar toplamda 400 aileye huzurlu yaşam alanları sunduk.” diye konuştu.

“2024 İkinci Çeyrekten İtibaren Talep Artar”

Krediye erişim zorluğunun sektöre etkilerine de değinen Ünsal, sektörün 2024 yılı beklentilerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: 

“Faizlerin yükselmesi ile oluşan krediye erişim zorluğu gayrimenkul sektöründeki hareketliliği oldukça azalttı. Buna karşın, konutun, tüm yatırım araçları arasında en güvenli liman olma statüsü hiçbir zaman değişmeyecektir. Artan nüfus ve göçle oluşan ihtiyacı göz önüne aldığımızda, konuta talebin devam edeceği bir gerçek.

Gayrimenkul sektörünün, 2024 yılında da yoluna hız kesmeden devam edeceğine ve ikinci çeyrekten itibaren iç ve dış taleplerin artacağına inanıyorum. Dolayısıyla kredi kaynaklı daralmaların azalacağını ve sektörün alışılan dinamiğine döneceğini düşünüyorum.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Hem Kalifiye Hem Vasıfsız İşçi Sıkıntısı Büyüyerek Devam Edecek

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) 2023 yılının son çeyrek dönemine ilişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nda, sektörde orta kademe eleman bulmakta zorluk yaşandığı ve ücretlerin aylık 150 bin lira seviyelerine çıktığı belirtildi. Raporu değerlendiren Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, 6 Şubat’ta yaşanan depremin ardından Türkiye’de hem kalifiye hem de vasıfsız işçi sıkıntısı yaşandığını ve bu durumun artacağını öngördüklerini açıkladı.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Ocak 2024 sayısını yayımladı. Yeni Yüzyılda Eski Sorunlar, Zorluklara Rağmen Gelen Başarılar başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi. Raporda, inşaat sektörünün 2023 yılı boyunca girdi maliyetlerindeki yüksek artışlardan etkilendiği ve sektörün ara eleman sorununun iyice derinleştiği açıklandı. Ücretlerin ise yıl sonunda aylık 150 bin TL seviyelerine kadar çıktığına vurgu yapıldı. 

Raporu değerlendiren Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, pandemi ile beraber inşaat sektörünün hız kazandığını belirterek, “Ülkemizde 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremden sonra bölgedeki hızlı inşaat hamlesiyle beraber birçok insan kaynağı deprem bölgesine kaydı. Orada depremi yaşayan vatandaşlarımızın bir an önce yeni binalarına, evlerine kavuşması için çok hızlı bir yapı çalışması başladı. Bu sebeple özellikle ülke içinde hem kalifiye eleman hem de vasıfsız işçi sıkıntısı yaşandı. Tabii ki bu talepten ötürü maaşlarda da ciddi bir artış söz konusu oldu. 

Aynı zamanda Türk müteahhitlerin yurtdışında da devam eden birçok inşaatı var ve bu anlamda dünya üzerinde aktif bir ülkeyiz. Bu nedenle de insan kaynakları noktasında sıkıntılar yaşıyoruz, birçok çalışanı maalesef belli bütçelerle bile yönetemiyoruz. Uzun vadede bu sorunun giderek artacağını düşünüyorum.” dedi.

Niğde’de 400 Yataklı Ek Hastane Binasının Çevre Düzenleme Çalışmaları Sürüyor

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yapımı devam eden 400 yataklı ek hizmet binasının çevre düzenleme çalışmaları hızla sürüyor.

Belediyeden yapılan açıklamaya göre, ekipler, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yapımı devam eden 400 yataklı ek hizmet binasının etrafında çevre düzenlemesi, yol ve kavşak yapımı çalışmalarını sürdürüyor.

Bağlantı yollarında altyapı çalışmalarını tamamlayan ekipler, asfalt serimini de bitirdi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Belediye Başkanı Emrah Özdemir, kent için önemli sağlık yatırımı olan 400 yataklı ek hastane binasının yakın zamanda hizmet vermeye başlayacağını belirterek, “Hastanemize daha hızlı ve kolay ulaşım sağlanması noktasında ekiplerimizle tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sabancı Holding, Exsa İle Birleşti

Sabancı Holding, Exsa ile birleşme işlemlerinin tamamlandığını açıkladı.

Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapan Sabancı Holding, birleşme duyurusunu şu ifadelerle yaptı:

“Exsa’nın finansal varlıkları ile Temsa Skoda Sabancı Ulaşım Araçları A.Ş.’nin yüzde 50 sermaye payı, Temsa Motorlu Araçlar Pazarlama ve Dağıtım A.Ş.’nin yüzde 100 sermaye payı ile Exsa Gayrimenkul Proje Geliştirme A.Ş.’nin yüzde 100 sermaye payı Şirketimiz mülkiyetine geçmiş bulunmaktadır. Birleşme neticesinde, Şirketimizce 59.972.038,18 TL nominal değerde sermaye artırımı gerçekleştirilmiş olup, bu suretle ihraç olunacak paylar Sermaye Piyasası Kurulu nezdinde gerekli olan yasal süreçlerin tamamlanmasını takiben Exsa’nın Şirketimiz dışındaki diğer ortaklarına tahsis edilecektir” 

GÜYAD Başkanı Özkök: “Enerji Yatırımları Artırılmalı”

Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök,  “Dağıtık enerjinin yaygınlaştırılması dahil, sisteme yüksek kapasitelerde yenilenebilir enerji kaynaklarının entegre edilebilmesi için yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç var.” dedi.

Türkiye’nin enerji dönüşümü için tüketicilerin odak noktasında olduğu daha dağıtık ve etkileşimli bir sisteme geçiş yapılması gerektiğini vurgulayan GÜYAD Başkanı Özkök, “Dağıtık enerjinin yaygınlaştırılması dahil, sisteme yüksek kapasitelerde yenilenebilir enerji kaynaklarının entegre edilebilmesi için yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir enerji yatırımlarının ‘sermaye yoğun’ yatırımlar olduğunu söyleyen Özkök, “Bunlar doğrudan ülke ekonomisine ve enflasyonla mücadeleye katkı yapan yatırımlardır. Bu nedenle ABD’de yapıldığı gibi bir enflasyonla mücadele yasası çıkartılıp, yasa çerçevesine giren yatırımların desteklenmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Konfor Grup’tan 30 Milyon Dolarlık Yeni Tesis

Konfor Grup İcra Kurulu Üyesi Akın Can, İzmir’de 30 milyon dolarlık yeni tesis yatırımı gerçekleştireceklerini açıkladı.

1978 yılından bugüne mobilya sektöründe faaliyet gösteren Konfor, alt markaları Konfor Yatak, Konfor Mobilya, Çetmen Mobilya ve Landor İnşaat’ı tek bir çatı altında birleştirdi.

Konfor Grup, bu hamleyle birlikte 2024 yılına da iddialı hedeflerle başladı. 2024 yılının ‘Konfor Yılı’ olacağını belirten Konfor Grup İcra Kurulu Üyesi Akın Can, bu hedeflerdeki ilk büyük adımın İzmir Kemalpaşa’da 2024 yılının ilk çeyreğinde faaliyete geçmesi planlanan 30 milyon dolarlık yeni yatırımları Konfor Park Üretim ve Yaşam Kampüsü olduğunu söyledi.

“Artan üretim adetleriyle rekabette öne çıkacağız”

Yeni üretim tesisinin aynı zamanda bir yaşam kampüsü olduğuna da vurgu yağan Akın Can, Şubat ayı itibariyle genel merkezlerini de buraya taşıyacaklarının bilgisini verdi. 163 bin m2 üzerine kurulu, 30 bin m2 yeşil alana sahip modern bir yapı olarak Türkiye’nin en büyük entegre mobilya üretim tesisi olacağını söyleyen Akın Can konuya ilişkin şunları kaydetti:

Globalde 30, Türkiye’de 130 yeni mağaza açılacak

“Konfor Park Üretim ve Yaşam Tesisimiz aynı zamanda İzmir’in de en büyük 2. fabrikası olarak dikkat çekiyor. Konfor Park Üretim ve Yaşam Kampüsü sayesinde 2024 yılında istihdam hedefimizi 2 bin 500 kişiye çıkardık. Ek 2 bin istihdam hedefimiz bulunuyor. Ayrıca, yeni üretim tesisimizle kapasitelerimizde de ciddi bir artıp planlıyoruz. Yeni üretim tesisinde günlük 3 bin yatak, 500 takım ev mobilyası ve 250 takım koltuk üretim kapasitemiz olacak. Bu üretim adetleriyle de rekabette seri üretimle fark yaratmayı hedefliyoruz.” 

Konfor Grup olarak 2023’ü yurtiçinde 130, yurtdışında 32 ülkede 14 adet mağaza ile kapattıklarını söyleyen Akın Can, yılı toplamda 1.5 milyar TL’lik mobilya pazar payı ile tamamladıklarının altını çizdi. 2023 yılında 15 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını belirten Can, 2024 ihracat hedeflerinin ise toplamda 44 ülkeye ulaşarak 25 milyar dolar olduğunu belirtti.

2024 yılına ilişkin 130 yeni mağaza ve 2 milyar 750 milyon TL’lik pazar payı hedefi ile önümüzdeki üç yılın sonunda toplam 450 mağaza ve 9 milyar TL’lik pazar payı hedefi itibariyle hareket ettiklerinin altını çizen Akın Can, “2023 yılı iç pazar açısından hedefe paralel, ihracat açısından ise yeni pazarların açılmadığı mevcut pazarlarda hedefin korunduğu bir yıl oldu. 2024 yılında özellikle iç pazarda tüketicinin alım gücüne paralel hareket eden firmaların pazar payında ciddi bir artış öngörüyoruz. İhracat pazarı açısından da Amerika ve Afrika’nın yeni pazarlar arasında yerlerini alacağını düşünüyoruz.

Konfor Grup olarak 2024 yılının en önemli projelerinden birinin ‘Konfor’da Kadın Gücü’ çalışmaları olduğunu söyleyen Akın Can, “Konfor Grup olarak iş hayatımızda kadın gücüne her daim önem vermiş ve buna uygun çalışma prensipleri edinmiş bir firmayız. Bu doğrultuda başlattığımız ‘Konfor’da Kadın Gücü’ projemizle birlikte, 2024 istihdam hedeflerimize uygun olarak, işe alım süreçlerinde pozitif ayrımcılık politikası ile hareket edeceğiz. Öte yandan yıl boyu gerçekleştireceğimiz çeşitli sosyal sorumluluk projeleri ile destekleyeceğimiz “Konfor’da Kadın Gücü”nü Konfor Park Üretim ve Yaşam Kampüsü ile birlikte hayata geçireceğiz” dedi. 

Bu projeyle birlikte 3 yılın sonunda bin 500 kadın çalışanı istihdam etmeyi planladıklarını söyleyen Akın Can, Konfor’da çalışan kadın oranını da yüzde 65’e çıkarmak istediklerini belirtti.

Adıyaman Kent Meydanı Proje Çalışmaları Yeniden Başladı

Adıyaman’da 6 Şubat tarihli depremler nedeniyle çalışmalarına ara verilen kent meydanı projesinde inşaat yeniden başladı.

Yapımına bir süre önce tekrardan başlanılan kent meydanı projesi; 12 bin 154 metrekare arsa alanına 24 bin 280 metrekare proje alanına sahip. 740 araçlık iki katlı yeraltı kapalı otoparkı, bin 240 kişi kapasiteli camii, 250 metrekare kitap kafe, kütüphane, kuru havuzları, bebek bakım odası, abdesthanesi, umumi tuvaletleri ve yeşil alanlarıyla sosyal bir alan haline gelecek.

Çalışma hakkında bilgi veren Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, “Adıyaman’ın ilk meydanı olacak olan kent meydanı projemize depremden önce başladık ancak deprem felaketinin yaşanmasının ardından çalışmalar durdu. Normalleşme sürecinin de verdiği sorumlulukla çalışmalara kısa süre içerisinde tekrardan başladık ve ivedilikle çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. 12 bin 154 metrekare arsa alanına ve 24 bin 280 metrekare proje alanına sahip olan kent meydanı projemizin içerisinde 740 araçlık iki katlı yeraltı kapalı otoparkı, cami, kitap kafe, kütüphane, kuru havuzlar ve yeşil alanlar olacak. Yoğun bir tempoyla sürdürülen çalışmaların meyvesini en kısa sürede kent meydanımızı halkımızın hizmetine açarak alacağız.” dedi.

11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesi Belli Oldu

Yapiradar.com’un altın sponsorları arasında yer aldığı, Management Plus Danışmanlık Eğitim tarafından düzenlenen 11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi 11 Ocak’ta Radisson Collection Vadi İstanbul Otelde gerçekleştirildi.

Ana sponsorlarının Emlak Konut GYO, platin sponsorları Ege Yapı Artaş Holding, Erkonut ve Mars International’ın yaptığı zirvenin altın sponsorları ise, Omurga Yapı, Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü, Edis ve Yapiradar.com oldular.

Sektörel STK lar KENTSEV, İNDER, ÇEDBİK tarafından desteklenen zirvede, sektörel bilgi sponsoru REIDIN oldu. Sektörel iletişim sponsorları ise; Emlakdream.com, Baretdergisi.com, İnşaat Yatırım Dergisi, Yeni Emlak, Emlak Project, Emlak Haber Ajansı, Emlak News ve Gayrimenkul Haber oldular. 

İnşaat ve Gayrimenkul ve sektöründen önemli konuşmacıların katıldığı zirveye, her yıl olduğu gibi yoğun bir katılım oldu. Ana teması “Konuta Erişilebilirlik” olan zirve, açılış oturumu ve 3 ana oturum ve kapanış oturumundan oluştu.

Ayrıca bu yıl da Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayan Profesyoneller Ödüllleri sahiplerini buldu: Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayan Profesyonel CEO Ödülünü DAP Yapı CEO’su Zafer Baysal, Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayan Profesyonel Kurumsal İletişimci Ödülünü Artaş Holding Kurumsal İletişim Müdürü Özlem Çalık, Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayan Profesyonel Haberci ödülünü, Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Gülistan Alagöz aldılar.

Açılış Oturumu: “Gayrimenkul Sektörünün Güncel Sorunları, ve Konuta Erişebilirliğe STK’ların Çözüm Önerileri” adlı açılış oturumu İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen’in oturum başkanlığında, GYODER Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği Başkanı Neşecan Çekici, KENTSEV / Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur, İNDER / İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Engin Keçeli, KONUTDER / Konut Geliştiricileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, GAPAS Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özcan’ın katılımı ile gerçekleşti. Açılış oturumunda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir.

1. Ana Oturum: “Gayrimenkul Sektöründe Yenilikçi Çözümler” adlı birinci oturumu; SMR Strategy Kurucusu Dr. Levent Sümer’in oturum başkanlığında, Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, Edis Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emre Erişen, MARS International CEO’su Hakan Bucak ve Watermark Investment Ortağı Çağrı Kanver’in katılımıyla gerçekleşti. 1. ana oturumda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir.

2. Ana Oturum: “Konuta Erişebilirlik İçin Gayrimenkul Geliştiricilerinin Kentsel Dönüşüm Çözüm Önerileri ve Hukuksal Boyutları” adlı ikinci ana oturum, Hürriyet gazetesinden Noyan Doğan başkanlığında, Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhan Çetinsaya, GHE -Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Dr. Av. Ali Yüksel’in katılımıyla gerçekleşti. 2. oturumda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir.

3. Ana Oturum: “Konuta Erişebilirlikte GYF lerin Önemi” adlı üçüncü ana oturum, ID Consultancy Yönetim Kurulu Başkanı Işıl Dinçer’in başkanlığında, Omurga Yapı Genel Müdürü Oğuz Kösebay ve Hakan Aygen’in katılımıyla gerçekleşti. 3. oturumda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir.

Kapanış Oturumu: “Verilerle Konuta Erişebilirlik” adlı kapanış oturumu, PWC Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu’nun başkanlığında, TSKB Gayrimenkul Değerleme’den Dr. Çağdaş Coşkun ve REIDIN Veri Analitiği ve Yapay Zeka Direktörü Emre Durgut’un katılımıyla gerçekleşti. Kapanış oturumda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir

Zirve Oturumlarında Ortaya Çıkan Sonuçlar :

• 2022 yılında inşaat ve arsa maliyetlerinin çok artmasının Konuta Erişebilirlik açısından büyük bir sorun yarattığı

• Türkiye’de gayrimenkul ve inşaat sektörü olumsuz eleştirilere maruz kaldığı

• Konuta Erişimde erişilebilir konutlar için alım gücüyle doğru orantıda konutlar üretilmelidir. Mevcutta yükselen arsa maliyetleri ile müteahhit karı minimize edilse de erişilebilir konut fiyatlarının sağlanamadığı

• Uygun fiyatlı konut üretimi için Arsanın 49 yıllık Kiralaması ve Kiralanabilir Konut üretimi çözüm getirebilir

• İlk evini alacaklara düşük faizle ve 30 yıllık bir ödeme planı ile konut sahibi olmalarının önünün açılması gerektiği

• 12. Kalkınma planının konuta erişimde fırsat olabileceği

• Sosyal konutlar ve temiz enerji saklama sistemleri gibi gelişmiş sistemlere odaklanılması gerektiği

• Uzun vadeli ödeme planları, uygun ödeme koşulları ve çeşitli modeller üzerinde düşünmeli ve sektördeki değişen taleplere cevap verebilmenin gerektiği

• Sektördeki düzenlemelerin yapılması gerektiği

• İnşaat maliyetlerinin kontrol altına alınarak konut edinme sürecinin kolaylaştırılması gerektiği

• Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yakın temas içinde olmak gerektiği

• Paydaşlarla iş birliği yapılmasının bu sorunun çözülmesi için çok önemli olduğu yoksa sorunun kartopu gibi büyüyerek çok tehlikeli boyutlara gelebileceği

• Konut politikalarının yeniden belirlenmesi gerektiği

• Konut üretimi, satışı ve kiralamalarına dönük, konut piyasaları düzenleme kurulunun (KPDK) oluşturulmasının gerekliliği

• Kira ödeyen ve ilk evini alacaklara taksit ödemelerini proje bittikten sonra yapmaya başlamalarının önünün açılması ile vatandaşların konuta erişebilmeleri açısındanönemli olduğu

• Demografik yapının hızla değişmesi, iç ve dış göç olgusu, öğrenci sirkülasyonu, yabancıların etkisi, arsa kıtlığı, artan kur ortamında yükselen üretim maliyetleri, enflasyonist ortamda yükselen üretim maliyetleri, finansmana erişimin zor ve maliyetli olması, kentsel dönüşüm gibi etkenlerde fiyatlarda ve kiralarda ciddi artışların olması

• Konut kredi – taksit hane halkı gelir oranı verilerine göre İstanbul’ da Ekim ayında 100 metrekare bir ev için kullanılacak konut kredisi aylık taksitleri hane halkı net harcanabilir aylık gelirinin üzerinde olması

• Kamuya yük olmadan yeni bir model oluşturulması yönünde GYODER’ in Erişilebilir Kiralık Konut Üretimi İçin Kamu – Özel sektör işbirliği modelini geliştirmesi çerçevesinde kamu otoritesinin serbest piyasa dinamiklerine az müdahale ederek hedeflenen sonuçlara ulaşmak adına belirlemiş olduğu regülasyonlar ile kiralık yeni konut üretimini teşvik etmesinin sağlanması.

• Toprak değil üzerindeki yapı mülkiyetinin el değiştirmesi ve İngiltere örneklerine benzer nitelikte, arsanın sahibinin kamu olmaya devam ettiği, gayrimenkul geliştiriciler eliyle üzerinde gayrimenkul geliştirilen arsanın ilgili gayrimenkulü satın alacaklara uzun vadeli bir şekilde kiralandığı ve kamu adına topraktan düzenli kira geliri elde edilmesinin bir çözüm olduğu. .

• Konut üretimi kapsamında kentsel dönüşüme hız verilmesi gerektiği

• Özel sektörün yapacağı projelerde sosyal konut için kote getirilmesi gerektiği

• Kamu arazilerinin doğru şekilde planlanarak alt gelir grubunun konuta erişebilmesinin önünün açılması gerektiği

• Gelir gruplarının TÜİK tarafından yeniden belirlenmesi gerektiği

• Arsa maliyetinin yüzde elliyi bulduğu bir ortamda arsa maliyetinin

• Maliyetler %150 artmış durumdayken, inşaat sektörünü yeniden büyümeye

geçirebilecek şey İnsanların Konuta Erişiminin sağlanmasıdır.

• Konut satışının %70’I ilk ev olarak ihtiyaç temellidir. İnsanların konut kredisi kullanımı

çok önemlidir.• 2018’den den beri ülkemizdeki toplam mevduat içinde Konut Kredisi kullanımı önemli ölçüde sürekli düşmektedir.

• Gayrimenkul sektöründe yenilikçi finansman çözümlerine ihtiyaç olduğu ve özellikle de konut projelerinin finansmanında alternatif yollar aranması gerektiği

• GYF ler ve gayrimenkul sertifikaları gibi dünya genelinde kullanılan enstrümanlara yönelmemiz gerektiği

• Yeşil ve ESG kredileri ve bunları içeren projelere kaynak sağlamanın önemli bir araç olacağı

• Ülkemizdeki şeffaflık sorununun giderilmesi gerektiği, değerlemeden emlak portallarına kadar güvenli satış ve pazarlama araçlarını dijital hale getirilmesi gerektiği

• ABD ve Dubai de olduğu gibi fiyat disiplini oluşturulması gerektiği

• Kentsel dönüşüm sürecinin hızlanması için müteahhit, kamu ve STK ların taşın altına elini koyması gerektiği

• Özellikle apartman dönüşümünde katılmayan maliklerin paylarının satılması sürecinin hızlandırılması gerektiği

• Konut fonlarının avantajları arasında profesyonel bir yapıyla kiralanabilen konut projeleri yer alıyor. Bunun mal sahibi ve kiracı arasındaki sorunları çözebileceği

• Yeni bir fon tipi olan proje gayrimenkul yatırım fonunun da sektörde dikkat çektiği

• SPK nın yayınladığı tebliğe göre projeler genellikle konu ağırlıklı bu da yatırımcılara daha fazla seçenek sunulmasını sağlayabileceği

• GYF ler ile finansman sağlanabileceği ve bu şekilde konuta erişimin çözüm olabileceği

• Gayrimenkul sektöründe uygun maliyetli ve sürdürülebilir finansmana ihtiyaç olduğu

• Dijital dönüşümün gayrimenkul sektörünün gelişimi açısından çok önemli olduğu ve sektörde bu anlamda çok büyük eksikler olduğu

• Deprem sürecinden sonra kentsel dönüşümün daha da hızlanacağı

• Kentsel dönüşümün konuta erişilebilirlik açısından en büyük çözüm olduğu

• Kentsel dönüşümü destekleyecek finansal çözümler bulunması gerektiği

• GYF lerin gayrimenkul sektörünün geleceğinde çok önemli bir yer almaya başladığı

• Hisse senetleri ile katılım payı arasındaki hukuki farkın GYF ler için avantajlı olduğu

• Konuta erişimin aslında tüm dünyanın ortak sorunu olduğu

• Verilere yaklaşırken birbiriyle ilişkili faktörlerin göz önünde bulundurulması gerektiği• Ev almanın veya kiralamanın 3 yıl öncesine göre 2 kat zorlaştığı

• 2050’ ye kadar Türkiye’nin de Karbon Nötr hedefi bulunmakta iken Enerjiyi Verimli kullanmak zorundayız.

• En sürdürülebilir enerji kaynağı Tasarruf Edilen Enerji’dir. Bu sebeple binalarımızın yapılış şeklinin değiştirilmesi gerektiği

• Karbon salımı düşük ve enerji verimliliği yüksek konutlar üretilmesinin artık vazgeçilmez olduğu

• Binaların sürdürülebilir şekilde üretimi için; Planlama (kamu ayağı ve STK’lar), İnşaat (nitelikli üretim), İşletme (binaların organizma gibi düşünülmesi ve Yaşam Ömrü ( binaların yıkıldığında geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmesi) en önemli 4 başlıktır.

• Gayrimenkul satın alma aşamasında insanlara çevre bilinci aşılanmalı ve Yeşil binalar mevzuata uygun olarak zorunlu hale getirilmelidir.

• 2023’te inşaatlarda kullanılacak enerjinin %5’inin yenilenebilir enerji ile olması ve binalarda elektrik şarj istasyonu olması zorunlulukları gibi olumlu çevreci uygulamalar artırılmalıdır.

• Gayrimenkul sektöründe yeşil dönüşüm ve yeşil mutabakat önem kazanmıştır.

• Pandeminin de etkisiyle belirgin hale gelen proptech gibi dijital uygulamalar

gayrimenkul sektörüne yön verirken, gayrimenkul kullanım alışkanlıklarını da büyük ölçüde değiştirmiştir.

• Enflasyon, resesyon beklentisi ve faiz ortamında global ölçekte gayrimenkul projelerinde farklı modellere gidildiği görülmektedir.

• Yaşanabilir meskenler üretebilmek için; İnsan, İsrafı önlemek, Değer üretmek ve Sürdürülebilirlik en önemli unsurlardır.

• İnsanların aidiyet hissedebildiği, inşaat yapım süreçlerinde israfın önlenebildiği, yeni teknolojiyi kullanan, iyi planlanan, anlık israf denetimi gibi modellerin hayata geçirildiği sürdürülebilir konut üretimi anlayışı getirilmelidir.

• Gayrimenkulde Ar-ge teknolojileri üretimi, akıllı fiyatlama sistemleri, geliştirici ve bina sahipleri arasında işbirliği ortamının teknoloji desteğiyle sağlanması dünyada önem kazanmaktadır.

İhracatta En Fazla Değer Artışı BAE İle Oldu 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’nin ihracatının değer bazında en fazla arttığı ülke, 2 milyar 269 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu. BAE’yi Rusya ve Suudi Arabistan takip etti.

Türkiye ve BAE arasında özellikle Kovid-19 salgını sonrası ilişkilerin her alanda güçlendirilmesi amacıyla başlatılan yoğun diplomasi trafiği ticari ilişkileri de olumlu etkiledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BAE ziyareti kapsamında geçen yıl 50,7 milyar dolarlık anlaşma imzalanmıştı. Anlaşma kapsamında, BAE ile enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, sağlık, gıda, turizm, emlak, inşaat, savunma sanayisi, yapay zeka ve ileri teknolojiler gibi alanlarda mevcut iş birliğinin derinleştirilmesi kararlaştırılmıştı.

BAE, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de geçen yıl Körfez ülkeleri programı kapsamında temaslarda bulunduğu ülkeler arasında öne çıktı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, geçen yıl Türkiye’nin ihracatının değer bazında en fazla arttığı ülkeler arasında başı 2 milyar 269 milyon dolarla BAE çekti.

BAE’yi, 1 milyar 776 milyon dolarla Rusya Federasyonu, 1 milyar 325 milyon dolarla Suudi Arabistan, 889 milyon dolarla Fransa, 606 milyon dolarla Cezayir izledi.

Türkiye, 2023 yılında Rusya Federasyonu’na 9 milyar 424 milyon dolar, Suudi Arabistan’a 2 milyar 274 milyon dolar, Fransa’ya 9 milyar 736 milyon dolar, Cezayir’e 2 milyar 518 milyon dolarlık dış satım yaptı.

BAE En Fazla İhracat Yapılan 11. Ülke Oldu

Geçen yıl, BAE, 5 milyar 915 milyon dolarla Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 11. ülke oldu.

Türkiye’nin en fazla dış satım gerçekleştirdiği ülkeler 2023’te 18 milyar 462 milyon dolarla Almanya, 12 milyar 197 milyon dolarla ABD, 11 milyar 444 milyon dolarla Birleşik Krallık, 11 milyar 200 milyon dolarla İtalya, 9 milyar 755 milyon dolarla Irak olarak sıralandı.

BAE’ye en fazla ihracatı 3 milyar 205 milyon dolarla mücevher sektörü gerçekleştirdi.

Ülkeye, kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü 263 milyon dolarlık, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 222 milyon dolarlık, elektrik ve elektronik 215 milyon dolarlık, su ürünleri ve hayvansal mamuller 190 milyon dolarlık ürün satışı gerçekleştirdi.

İstanbul’dan BAE’ye ihracat 4 milyar dolara dayandı

BAE’ye en fazla dış satımı 3 milyar 931 milyon dolarla İstanbullu şirketler yaptı. İstanbul’u, 767 milyon dolarla Çorum, 175 milyon dolarla İzmir takip etti.

Kaynak: AA

MERYAP Başkanı Ekinci: “Konuta Erişime Yönelik Çözümlere İhtiyaç Var”

Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği (MERYAP) Yönetim Kurulu Başkanı Nesim Ekinci, “Konuta erişimin arttırılmasına yönelik çözümlere ihtiyaç duymaktayız” dedi.

MERYAP Yönetim Kurulu Başkanı Nesim Ekinci, son yıllarda ortaya çıkan konuta erişim zorluklarının, özellikle ilk evini alacaklara uygun kredi fırsatlarının sağlanması ve genel olarak ev alımlarına kapsamlı teşviklerin gelmesi gerektiğini belirterek, “Sektörümüzün yeniden ivme kazanması ve bu krizlerle mücadele edebilmesi için özellikle konuta erişimin arttırılmasına yönelik çözümlere ihtiyaç duymaktayız.” dedi.

Dünya Gazetesi’nden Müjde Demir’in haberine göre; son büyümesini 2017 yılında gerçekleştiren inşaat sektörünün, uzun zamandır kriz ile mücadele verdiğini, 2024 yılına da sıkıntılar ile girdiğine dikkat çeken MERYAP Başkanı Nesim Ekinci, “İstihdama büyük katkı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektörümüzdeki daralma son 6 yıldır artarak maalesef devam etmektedir.” diye konuştu.

MERYAP Başkanı Ekinci, bu kadar krizle mücadele ederken bile yatırımların hiçbir zaman durmadığını, Mersin genelinde de sektörün ekonomiye güç vermeye devam ettiğinin altını çizerek, şunları söyledi: 

“Malzeme fiyat artışlarından ve konut satışlarının düşmesi nedeniyle sermayesi düşen inşaat şirketlerimiz durmadı ve bu topraktan kazandığını tekrar yatırıma çevirmeye devam etti.

Bu kriz döneminde özellikle Yenişehir Bölgemizde markalı kurumsal projelerimiz dahi sürdürüldü. Aslında mevcut sıkıntılara rağmen talepleri karşılamaya istekli ve hazır olduğunu da sektörümüz bu özverisi ile de gösterdi.

Bu nedenle kesinlikle verilecek teşvikler ile sektör tekrar canlanır ve ekonominin lokomotifi olmaya devam eder. Bu nedenle, öncelikle uygun oranda, ödenebilir sürede ve yeteri miktarda konut kredisi sağlanmalı. Konut alıcısının uygun faiz oranlarıyla konut kredisine ve dolayısıyla konuta erişiminin sağlanması şart. Burada hem konut alamayan vatandaşa hem de sektörümüze destek olunacaktır.”

İnşaat Sektöründe Eleman Sıkıntısı Yaşanıyor

İnşaat sektöründe yaşanan mevcut zorluklara bir de ara eleman sorununun eklendiğine de değinen Ekinci, “Sıvacıdan, demirciye, kalıpçıdan, boyacıya kadar yetişmiş elemanımız artık sektörümüzde yok. İvedilikle, bu konunun hükümetimiz nezdin de gündeme alınmasını istiyoruz. Yoksa tüm krizleri geride bıraksak bile bu kez eleman sorunundan dolayı şantiyelerimizde işler duracaktır.” dedi.

Tasarruf Finans Sektöründe Konut İçin Tavan Tutarı 7,2 Milyon TL Oldu

Tasarrufa dayalı faizsiz finans sektöründe konut için sözleşme tavan tutarı 7,2 milyon TL’ye yükseldi.

Finansal Kurumlar Birliği Tasarruf Finansman Şirketleri Sektör Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, Resmî Gazete yayımlanarak 29 Aralık 2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Tasarruf Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile ilgili açıklamalarda bulundu. Eyüp Akbal, mevzuat değişikliğini tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilir büyümesinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirdi.

Eyüp Akbal, “Tasarruf finansman sektörü olarak 2022 yılında Finansal Kurumlar Birliği bünyesine dâhil olmamızın hemen akabinde bu alanda faaliyet gösteren altı şirketimizle birlikte bu çatı altında birçok çalışma gerçekleştirip hazırladığımız önerileri yetkili mercilerle paylaştık. Sektörümüzün daha iyi bir noktaya gelmesi için atılması gereken adımlar ve iyileştirmeler ile ilgili, çok daha fazla kişinin ev, araç ve çatılı iş yeri sahibi olmasına kolaylık sağlayabilmek adına pek çok görüşmeler gerçekleştirdik. Bunun geri dönüşlerini geçen ay yayımlanan yönetmelik değişikliğinde gördük.” dedi.

Yönetmelik Değişikliği ile Tasarruf Finansman Şirketleri Hızlı Bir Büyüme Sürecine Girecek 

Tasarruf finansman sektörüne dair sayısal verileri de paylaşan Akbal, “Tasarruf finansman sektöründe bugün 420’ye yakın şube, 4 bin 200’ün üzerinde çalışan ve 370 bin müşteri bulunuyor. Aralık 2022 itibarıyla 14,3 milyar TL aktif büyüklüğü olan sektörün Kasım 2023’te aktif büyüklüğü 24 milyara ulaşmış durumda. Diğer yandan toplam sözleşme tutarı Aralık 2022 dönemine göre yüzde 96 oranında büyüyerek 154 milyar TL hacme ulaştı. Mevzuat değişikliğinin de tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilir büyümesinde önemli bir dönüm noktası olduğu kanaatindeyim. Yapılan değişiklikler ile birlikte sektörde faaliyet gösteren altı şirketin hızlı bir büyüme sürecine gireceğini öngörüyorum. Diğer yandan sektörümüzün bilinirliğinin artmasını ve yeni müşterilerin sisteme dâhil olmasını bekliyorum. Dolayısıyla, yüz binlerce kişinin faiz ve kredi maliyetine katlanmadan kendi ödeme gücüne göre taksit tutarını belirlediği bir ödeme planıyla ev, araç ve çatılı iş yeri sahibi olmasının önü açılmış oldu. Ayrıca yönetmelik değişikliği; tasarruf sahiplerinin birikimlerinin artması, istihdam oranlarının yükselmesi ve yastık altı birikimlerin ülke ekonomisine kazandırılması konusunda önemli bir rol oynayacaktır.” şeklinde konuştu.

Sözleşme Tavan Tutarındaki Değişiklik Kritik Öneme Sahip

Bugünkü ekonomik konjonktürdeki enflasyonist ortamı göz önünde bulundurduğumuzda tasarrufun öneminin bir kez daha ortaya çıktığına dikkati çeken Akbal, “Sözleşme tavan tutarındaki artış, kişilerin daha fazla tasarruf yapmasına imkân sağlarken diğer yandan uzun yıllardır, faaliyet gösterdiğimiz sektörün hedef kitlesini de genişletti. Yeni düzenlemeyle genel olarak ev ve araç sahibi olmak isteyen herkes, artık bizi tercih edebilir noktaya geldi. Bunun gerçekleşmesi için sözleşme tavan tutarındaki değişiklik kritik bir öneme sahipti. Sözleşme tavan tutarındaki artış, konut için 7,2 milyon TL’ye ve araç için ise 2.8 milyon TL’ye yükseltilerek sektörümüze rahat bir nefes aldırırken müşterilerimizin ve vatandaşlarımızın da taleplerine daha iyi cevap verilmesini sağlayacak.” diye konuştu.

Tahsisat Uygulamasının Standartizasyonu, Sistemin Anlaşılabilirliğine Kolaylık Sağladı 

“Tasarruf finansman şirketlerinin tahsisat süreçleri, şirketlerin inisiyatifinden bağımsız hâle getirilerek standartlaştırıldı.” diyen Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Yönetmelikle sözleşmede öngörülen tahsisat tarihinden itibaren 1 ay içerisinde tahsisat yapma yükümlülüğü getirildi. Sektördeki tahsisat uygulamasının standart hâle getirilmesi, tasarruf sahipleri nezdinde de sistemin anlaşılabilirliği ve müşteri memnuniyeti adına önemli bir adım oldu. Diğer yandan dikkat çekmek istediğim bir husus da dijitalleşme olacak. Finans sektöründe sıkça kullanılan uzaktan iletişim araçlarının tasarruf finansman sektöründeki kullanımının genişletilmesine yönelik yapılan değişiklik de bizleri memnun etti. Bilindiği gibi dijitalleşme, sürekliliği olan ve yaşayan bir süreç… Bizler de teknolojinin gelişimine hızla karşılık verebilecek refleksleri geliştiriyoruz.”

Ürün çeşitliliği ve kâr dağıtımı konusunda da adım beklediklerini vurgulayan Akbal, “Önümüzdeki dönemde ürün çeşitliliğin artırılması ve kâr dağıtımı konusunda atılmasını beklediğimiz adımların da atılması durumunda sektörümüze yeni oyuncuların dâhil olabileceği ve tasarruf finansman sektörünün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağı kanaatindeyim.” dedi.

Bu Yıl Enerji Projelerine 75 Milyar Lira Yatırım Yapılacak

2024 yılı yatırım programı belli oldu. Program kapsamında enerji projelerine toplam 75,6 milyar TL yatırım yapılacak.

2024 Yılı Yatırım Programı’na göre, bu yıl kamu kurumları tarafından yürütülecek 3 bin 799’u ana proje olmak üzere toplam 12 bin 41 projeye 1 trilyon liranın üzerinde ödenek tahsis edildi. Yatırım ödeneğinde enerji sektörünün payı yüzde 7,5 olarak kayıtlara geçti.

Bu yıl enerji sektöründe yeni projeler için 6 milyar 690 milyon 853 bin lira, devam eden projeler için 68 milyar 464 milyon 625 bin lira yatırım yapılacak. Bu yıl etüt projelerine yönelik ayrılan bütçe ise 536 milyon 670 bin lira oldu. Böylece kamunun enerji sektörü yatırımları için bu yıl ayırdığı kaynak miktarı toplam 75 milyar 692 milyon 148 bin lira oldu. Söz konusu ödeneğin 65 milyar 440 milyon liralık kısmı kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) yatırımlarına ayrıldı.

En Fazla Ödenek Tahsisi BOTAŞ’a 

Kamunun bu yıl enerji yatırımları için en fazla ödenek tahsis ettiği kurum ise 29 milyar lirayla Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) oldu.

BOTAŞ’a ayrılan bütçede en büyük pay 8 milyar 417 milyon 611 bin lira ile Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Projesinde kullanılacak. 2027’de tamamlanması öngörülen projede depolama ve üretim kapasitesinin artırılması hedefleniyor. 7 milyar 866 milyon 576 bin lira ile ikinci sırada yer alan proje kapsamında belirlenen 26 ilde ilçelere doğal gaz ulaştırılması için çalışmalar yürütülecek. BOTAŞ bu yıl 6 milyar 515 milyon 795 bin lira tutarında yatırımı ise 81 ilde boru hatları ve tesislerin modernizasyonu ile rehabilitasyonuna ilişkin çalışmalar için kullanacak.

Yatırım büyüklüğü bakımından enerji sektöründe ikinci sırada yer alan kurum 28 milyar lira ile Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) olurken, onu 8 milyar lira ödenekle Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) takip etti.

Bu yıl enerji sektöründe 163 proje için kaynak ayrıldı. Sektörde planlanan yatırımların kuruluşlara göre dağılımına bakıldığında 63 projeyle TEİAŞ başı çekerken, bu kurumu 30 projeyle EÜAŞ ve 20 projeyle BOTAŞ izledi.

Söz konusu programa göre, sektörde proje bazında önemli gelişmelerin kaydedilmesi bekleniyor. Öne çıkan projeler arasında, ülkede dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik petrol ve doğal gaz kaynaklarının keşfine ve geliştirilmesine yönelik faaliyetler yer alıyor.

En Yüksek Pay Ulaştırma ve Haberleşme Sektörüne

2024 Yılı Yatırım Programı’na göre, program kapsamındaki ödenekten en yüksek payı yüzde 31,7 ile ulaştırma ve haberleşme sektörü yatırımları aldı.

Sektördeki yatırımların dağılımına bakıldığında 543 kara yolu, 57 kent içi ulaşımı, 45 hava yolu, 52 demir yolu, 36 deniz yolu, 20 haberleşme ve 20 otoyol olmak üzere toplam 773 proje öne çıkıyor.

318 milyar 965 milyon 570 bin liralık sektör yatırımları listesinin ilk sırasında 150 milyar 282 milyon 76 bin liralık tutarla demir yolları bulunuyor.

Demir yolu ulaştırmasında, TCDD Genel Müdürlüğüne 60 milyar 846 milyon 122 bin lira, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek diğer demir yolu projelerine 69 milyar 694 milyon 125 bin lira ve TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğüne 19 milyar 741 milyon 829 bin liralık pay ayrıldı.

Kara yolu yatırımları için 125 milyar 302 milyon 232 bin lira ödenek öngörüldü. Bu kapsamda, Karayolları Genel Müdürlüğüne 124 milyar 188 milyon 332 bin lira tahsis edilirken Bakanlık ve Emniyet Genel Müdürlüğüne toplam 1 milyar 113 milyon 900 bin lira verilecek.

Otoyol yatırımları için ayrılan tutar ise 7 milyar 646 milyon lira oldu.

Kent İçi Ulaşım Projeleri

Kent içi ulaşımına ilişkin yatırım tutarı bu yıl 16 milyar 947 milyon 464 bin lira olarak öngörüldü. Bu ödeneğin tamamı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının kullanımına ayrıldı.

Hava yolu ulaştırmasına da 12 milyar 632 milyon liralık yatırım ödeneği tahsis edildi. Bu kapsamda Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne 10 milyar lira, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına yaklaşık 2 milyar lira ayrıldı. Ayrıca, hava yolu yatırımları kapsamında Meteoroloji Genel Müdürlüğü için 600 milyon lira, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü için 40 milyon lira yatırım tutarı belirlendi.

Deniz yolu ulaştırması için ayrılan 4 milyar 357 milyon 448 bin liranın 3 milyar 193 milyon lirası Bakanlığa tahsis edildi. Ödeneğin, yaklaşık 788 milyon lirası Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, 288 milyon lirası TCDD ve 88 milyon lirası Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından kullanılacak.

Haberleşme için öngörülen toplam 1 milyar 798 milyon liralık ödeneğin 253 milyon lirası Bakanlığın, 1 milyar 400 milyon lirası TRT Genel Müdürlüğünün, 145 milyon lirası ise İletişim Başkanlığının oldu.

Ulaştırmada Öne Çıkan Projeler

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yatırımları içinde milli elektrikli tren seti için 1 milyar 962 milyon lira, 95 adet elektrikli ana hat lokomotif temini için 798 milyon 600 bin lira ödenek planlandı.

Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli Hızlı Tren Projesi altyapısı için 13 milyar 45 milyon lira, Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nde depo, hat ilavesi, hızlı tren seti için 4 milyar 319 milyon lira, Vezirhan-Köseköy Yüksek Hızlı Tren Hattı Projesi için 1,9 milyar lira ayrıldı.

Yatırım Programı’nda Bakanlığa Ankara-Polatlı-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa İzmir Hızlı Tren Hattı altyapısı için 21 milyar 400 milyon lira yatırım öngörüldü.

Güney aksında yük ve yolcu taşımacılığında önemli paya sahip olacak Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Yüksek Standartlı Demir Yolu Projesi’ne yaklaşık 12 milyar 883 milyon lira sağlanacak.

Yerköy-Kayseri Yüksek Standartlı Demir Yolu Projesi için 11 milyar 74 milyon lira tahsis edildi.

Trafik Güvenliği İçin Özel Ödenek

Kara yollarında kazaların önlenmesi ve trafik güvenliğinin sağlanması için de bütçeye yatırım ödeneği konuldu. Bu kapsamda, beton ve çelik korkuluk, işaretleme ve sinyalizasyon gibi çalışmalar için 7 milyar 580 milyon lira ödenek harcanacak.

Kaza kara noktalarının iyileştirmeleri için de 900 milyon lira ödenek ayrıldı. Bu kapsamda kavşak düzenlemelerine ağırlık verilecek.

Akıllı ulaşım sistemlerinin tesisi ve bu kapsamdaki sinyalizasyon çalışmaları için 1 milyar lira ödenek ayrıldı.

Bursa, Yıldırım’da Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Hızla Devam Ediyor

Bursa’nın Yıldırım ilçesi Mimarsinan Mahallesi’nde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Yıldırım Belediyesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından rezerv yapı alan olarak ilan edilen yaklaşık 6 bin metrekarelik alana sahip Mimarsinan Mahallesi 8019 ada 1 parsel kentsel dönüşüm projesinde çalışmalarını sürdürüyor.

Yıldırım’ın dört bir yanında gerçekleştirdikleri bölgeye özgün kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilçenin çehresini değiştirdiklerini vurgulayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Mimarsinan Kentsel Dönüşüm Projesi çalışmalarının yüzde 50 seviyesine yaklaştığını belirterek, “Yıldırım Belediyesi olarak dönüşümü sadece eski binaları yıkıp yeni binalar yapmak olarak görmüyoruz. Bu çerçevede 9 bin metrekarelik dönüşümünü yaptığımız arazinin 3 bin metrekaresini yola ve yeşil alana ayırıyoruz. Böylece kentsel dönüşüm çalışmalarımızla ilçemize sadece yeni binalar yapmakla kalmıyor, yeni sosyal yaşam alanları da kazandırıyoruz.” diye konuştu.

Bölge sakinlerinin tamamı ile uzlaşma sağlanan proje çerçevesinde bölgeye sadece yeni binalar inşa etmekle kalmayıp sosyal donatı alanları, otopark ve yeşil alanlar kazandıracaklarını ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, şunları söyledi: 

“Mimarsinan Kentsel Dönüşüm Proje Alanı üzerinde bulunan 13 bina, 32 bağımsız bölüm, 33 hak sahibi ile yüzde 100 uzlaşı ile yıkıldı. İnşaat çalışmaları süren proje çerçevesinde zemin üstü 5 kat olacak şekilde 3 blok inşa edilecek. Toplam 131 konutun yer alacağı projede 2 bin 118 metrekare işyeri, 600 metrekare park alanı ve 110 araçlık otopark bulunacak. Yıldırım Belediyesi olarak dönüşümü sadece eski binaları yıkıp yeni binalar yapmak olarak görmüyoruz. Bu çerçevede 9 bin metrekarelik dönüşümünü yaptığımız arazinin 3 bin metrekaresini yola ve yeşil alana ayırıyoruz. Yıldırım’da yaşamı değiştirecek önemli kentsel dönüşüm planlarımız var. Yıldırım için büyük düşünüyor, büyük dönüşüyoruz.”

Armis’in İnovatif Yatak Ürünleri Almanya’da

Mobilya sektörünün en büyük global buluşması olan, Uluslararası Mobilya ve İç Dekorasyon Fuarı (IMM Cologne), 14 Ocak 2024 tarihinde Almanya’nın Köln şehrinde bulunan Körlmesse Fuar Merezi’nde kapılarını ziyaretçilerine açtı.  Sektöre yaptığı yatırımlar ve inovatif ürünler ile global arenada da önemli bir başarıya sahip olan Armis Yatak, fuarın 09.1 salon B021 nolu standında yerini aldı.

Avrupa pazarına açılmak isteyenler için fuarın önemli bir konumu olduğunu söyleyen Acme Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kürşat Batallı, “Avrupa’ya gerçekleşen ihracatımızda Almanya önemli bir paya sahip. 2024 yılı içerisinde ilk olarak Almanya’nın stratejik bölgelerinde satış nokta sayımızı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Dünyanın birçok ülkesinden gelen potansiyel müşteriler, ortaklar, temsilciler ve distribütörler ile tanışarak, yeni pazarlar ve müşteriler kazanma fırsatı sunan Uluslararası Mobilya ve İç Dekorasyon Fuarı (IMM Cologne), bugün Kölnmesse Fuar Merkezi’nde başladı. 

Almanya’yı Avrupa pazarına açılan önemli bir kapı olarak değerlendiren Acme Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kürşat Batallı, “Armis Yatak olarak, bu fuar vesilesiyle Türkiye’nin yatak sektöründeki başarılarını uluslararası bir platformda sergileme imkanı bulduk. Üretim gücümüz ve yenilikçi ürün portföyümüzle Türkiye’nin önde gelen yatak üretim merkezlerinden biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Alman tüketicileri, yüksek kalite standartlarına ve yenilikçi tasarımlara olan talepleriyle bilinirler. Bu talep doğrultusunda Armis Yatak’ın ürünlerinin bu pazarda başarılı olabilmesi kaçınılmazdır. Ürünlerimizdeki kalite ve yenilikçi tasarımlarımız ile Türkiye’nin yatak teknolojilerindeki lider konumunu vurgulayarak, global arenada dikkat çeken bir marka olmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.

“Armis Yatak olarak 2024 yılında yurt dışına yönelik stratejik yatırımlarımızı, ihracat ağımızı güçlendirmek.” diyen Batallı, sözlerine şöyle devam etti:

“Yatırımlarımızın öncelikli hedefi, yurt dışına sevk ettiğimiz ürünlerin hızlı ve güvenilir bir şekilde müşterilere ulaşmasını sağlamak olacak.  Güçlü bir ihracat zinciri kurarak markamızın uluslararası alandaki varlığını güçlendirecek ve müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkaracağız. Sonsuz gökyüzünde parlayan pek çok yıldız vardır ve bu yıldızları yatak sektöründeki önemli markalar olarak düşünebiliriz. Hiç şüphesiz ki Armis Yatak da parlayan bir yıldız olarak gökyüzünde yerini almaktadır. Armis’i bu doğrultuda ihracatta zirveye yükselen bir yıldız olarak düşünebiliriz. 40’ın üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Avrupa, Amerika ve Orta Doğu’da yeni ülkeleri ağımıza ekleyerek bu sayıyı artırmayı hedefliyoruz. 2024 yılında yapacağımız önemli ihracat yatırımlarıyla global arenada başarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”

Eryaman-İstanbul Bağlantı Kavşağı  İhalesi 14 Şubat’ta Gerçekleştirilecek

Ankara Büyükşehir Belediyesi, toplam 8 şeritten oluşacak Eryaman-İstanbul Yolu Bağlantı Kavşağı projesinin ihalesini 14 Şubat’ta gerçekleştirecek.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Yolu-Eryaman Bağlantı Kavşağı için çalışmalarını tamamladı. Gidiş geliş toplam 8 şeritten oluşacak köprülü kavşak ve gidiş geliş toplam 4 şeritten oluşacak vadi köprüsünün yapım ihalesi 14 Şubat tarihinde gerçekleşecek. 

Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Yolu’ndan Eryaman’a daha güvenli giriş ve çıkışların yapılabilmesi için harekete geçti. Büyükşehir Belediyesi tarafından daha önce hazırlanan Köprülü Kavşak ve Yaya Geçidi proje çalışmalarının Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin açtığı dava sonucu imar planının iptal edilmesinin ardından Fen İşleri Daire Başkanlığı ile İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı yeni bir imar planı hazırladı. Onaylı güncel imar planı doğrultusunda İstanbul yoluna bağlanacak yeni Köprülü Kavşak ile Vadi Köprüsünün yapımı için 14 Şubat 2024 tarihinde yapım ihalesine çıkılacak.

Eryaman-İstanbul Yolu Bağlantı Kavşağı ile ilgili sosyal medya hesaplarından paylaşım yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “İlk projenin iptalinin ardından İstanbul Yolu-Eryaman Bağlantı Kavşağı için yapım ihalesini 14 Şubat’ta gerçekleştiriyoruz. Bölgede daha güvenli girişlerin yapılması, trafiğin rahatlaması ve kazaların önüne geçilmesini hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı

Bölge trafiğini rahatlatması ve kazaların önüne geçilmesinin hedeflendiği projede Fen İşleri Daire Başkanlığı; Göksu Mahallesi’ni İstanbul Yolu üzerindeki giriş kapısının sonrasına yapılacak 800 metre uzunluğunda 4 gidiş- 4 geliş olmak üzere toplam 8 şeritten oluşan bir köprülü kavşak ile Akıncılar Caddesi’ne, 150 metre uzunluğunda 2 gidiş-2 geliş olmak üzere toplam 4 şeritten oluşan bir vadi köprüsü ise Bozüyük Caddesi’ne bağlantı sağlayacak.

Proje tamamlandıktan sonra; Eryaman bölgesine ulaşmak isteyen vatandaşlar için ikinci bir giriş çıkış güzergahı oluşturularak 1. TBMM Caddesi’ne alternatif olarak hizmet verilecek.

Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetlerinde Yeni Rekor Kırıldı

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) 2023 son çeyrek dönemine ilişkin İnşaat Sektörü Analiz Raporu’nu yayımladı. 

Salgın sonrası toparlanma sürecine giren ekonomilerdeki sıkılaşma ve yaşanan savaşların neden olduğu tüm olumsuzluklara rağmen yurt dışı müteahhitlik hizmetleri alanında, 2023 yılında 389 projeyle 27 milyar 392 milyon dolar tutarında yeni iş hacmine ulaşıldığının belirtildiği raporda, “İnşaat sektörünün ilk kez 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 135 ülkede üstlenilen 12 bin 71 projeyle toplam 501 milyar 878 milyon ABD Doları ile rekor düzeye ulaşmıştır.” ifadelerine yer verildi. 

2024’te Hedef Körfez Ülkeleri ve Irak

2023 yılı boyunca siyasi ilişkilerde olumlu gelişmelerin yaşandığı başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez bölgesi ülkeleri ve Irak’a yönelik yoğun çalışmalar yürütüldüğünün vurgulandığı raporda; “Ülkemizin Suudi Arabistan ile mevcut ilişkilerinin gelişimi çerçevesinde, ülkenin Türk inşaat sektörü için yıllık 10 milyar ABD Dolarlık yeni iş potansiyeli taşıyan bir pazar konumuna geldiği görülmektedir. “ değerlendirmelerinde bulunuldu. 

Bununla birlikte “Basra Körfezi’nden Türkiye’ye kara ve demir yolu ağı ile ulaşacak Kalkınma Yolu projesinin önümüzdeki süreçte inşaat sektörümüzün yurt dışı faaliyetleri açısından büyük önem taşıyacağı düşünülmektedir.” ifadelerinin yer aldığı raporda, inşaat sektörünün 2024 yılı rotası vurgulanarak, yurt dışı müteahhitlik faaliyetlerine önem vereceğinin de altı çizildi.

TMB Başkanı Eren: “Yürürlüğe Giren Düzenleme Mevcut Hali İle Sektörün Beklentilerini Karşılamıyor.”

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, sektörde fiyat farkı, tasfiye ve süre uzatımı düzenlemelerinin yetersiz bulunduğunu açıkladı.

İnşaat maliyetlerinde yaşanan olağanüstü artışın kamuya iş yapan müteahhitleri derinden etkilediğini söyleyen Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, “Kamu yatırımları için ayrılan ödenek yetersizliği, hak ediş tahsilatlarındaki gecikmeler, krediye erişimdeki kısıtlar ve sektörde kalifiye işgücü bulunmaması sorunlarıyla boğuşan müteahhitlik firmaları, işlerini devam ettiremeyecek noktaya geldi. Kamu müteahhitlerinin fiyat farkı, tasfiye ve süre uzatımı taleplerini ilgili bakanlıklarımızla paylaştık” dedi.

“Kapsam Genişletilmeli”

Torba kanunda yer alan fiyat farkı düzenlemeleri kapsamının genişletilmesi çağrısında bulunan Eren, şunları söyledi: “Özellikle deprem bölgesinde yapımı devam eden işleri de dâhil edecek şekilde genişletilmesi; ayrıca, yüksek maliyet artışlarının yaşandığı 2023 yılı içerisinde yapılan imalatlara da fiyat farkı ödenmesi, mevcut metinde öngörüldüğü biçimde fiyat farkı ödemelerinin sadece 2024 yılında yapılacak imalatlarla sınırlı tutulması eksik bir düzenleme anlamına gelir. Şartsız tasfiye olanağı sağlanması mutlaka gerekli.

7491 sayılı Kanun ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa eklenen geçici madde ile 1 Mart 2023 tarihinden önce ihalesi yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle devam eden yapım işlerine ilişkin TL üzerinden yapılan sözleşmelerde, sözleşmenin 1 Ocak 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar gerçekleştirilen kısımları için ek fiyat farkı verilmesine karar verildi. Yürürlüğe giren düzenleme mevcut hali ile sektörün beklentilerini karşılamıyor.”

Aksi takdirde önümüzdeki süreçte bu sorunun firmalar için daha da yıkıcı hale geleceğine işaret eden Eren, “Anadolu’nun dört bir tarafında yükleniciler projelerini yüksek borçlulukla tamamlamaya çalışıyor. Müteahhitlik firmalarının borçluluk oranları 2023 yılı boyunca yüksek seyretti, borç stokundaki artış da belirgin biçimde devam etti. BDDK’nın verilerine göre Kasım 2023 itibarıyla sektörde takipteki kredi hacmi 25,5 milyar TL olup takipteki kredi oranı yüzde 3,2” yorumunu yaptı.

Maliyet Artışı Yüzde 335’i Buldu

Salgın, ekonomi ve savaş üçgeninde zor bir süreçten geçen inşaat sektörünün son yıllarda yaşadığı en büyük sorunu temel girdi maliyetlerindeki yüzde 335’e varan artış olarak gösteren Eren, “İşçilikte yaklaşık yüzde 300, çimentoda yüzde 441, mazotta yüzde 391, asfaltın ana maddesi olan bitümde yüzde 227, inşaat demirinde yüzde 159 düzeylerine ulaşan bu artışlar faaliyetlerimizi sekteye uğrattı.

Bu Sene Müteahhitlere Kamu İşi Yok

Ayrıca makine/ekipman satın alma ve kiralama bedellerinde özellikle deprem sonrası yaşanan yoğun talep yüzünden olağanüstü artışlar görüldü” değerlendirmesi yaptı. Öte yandan 2024 yılında müteahhitlerin kamu projelerinden iş alamayacağını söyleyen Erdal Eren, Cumhurbaşkanlığı’nın, 2024- 2026 dönemine ilişkin yatırım programı hazırlıkları ile ilgili Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan genelgeye göre, tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 yılı yatırım programına yeni proje alınmayacağını hatırlattı.

Eren, “Bu karar kamuya iş yapan müteahhitlerimizin 2024 yılında kamudan yeni proje alamayacağını gösteriyor. Bu nedenle 2024 yılının Türk müteahhitlerinin yurt dışındaki başarılı işlerine daha fazla önem vereceği bir yıl olacağını düşünüyorum” dedi.

İşçilik Ücretleri Aylık 150 bin TL’ye Kadar Çıktı

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB), “Yeni Yüzyılda Eski Sorunlar, Zorluklara Rağmen Gelen Başarılar” başlıklı, 2023 yılının son çeyreğine ilişkin, “İnşaat Sektörü Analizi Raporu” yayımlandı. Raporda, inşaatlarda çalışacak demirci, kalıpçı, iş makinesi operatörü ve düz işçi gibi orta kademe eleman bulunmasında yaşanan sıkıntılara işaret edilerek, sorunun kalıcı çözümü için eğitim politikalarında değişiklik yapılması tavsiye edildi.

Özellikle işçilik endeksindeki artışın dikkat çekici boyutlara ulaştığına işaret edilen raporda, sektörün 2023 yılı boyunca girdi maliyetlerindeki yüksek artışlardan etkilendiği, ara eleman sorununun ise iyice derinleştiği belirtildi.

Raporda, “Sektörün ara eleman sorunu iyice derinleşmiştir. İnşaatlarda istihdam edilmek üzere demirci, kalıpçı, iş makinesi operatörü, hatta düz işçi gibi “mavi yaka” olarak nitelendirilen orta kademe eleman bulmakta zorluk yaşayan sektörde, ücretler yıl sonunda aylık 150 bin TL seviyelerine kadar çıkmıştır. Mevcut sistemde tamamı üniversiteye yönlendirilen gençlerin meslek ve sanat okullarına yönlendirilmesi, hem sektörün ihtiyaç duyduğu nitelik ve nicelikte elemana kavuşması, hem de ülkemizdeki işsizlik sorununun çözümüne katkı bakımından önemlidir” ifadelerine yer verildi.

Yurt Dışı İş Hacmi 27,3 Milyar Dolar Oldu

Raporda, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türk müteahhitlik firmalarının 2023 yılında 389 projeyle 27 milyar 392 milyon ABD doları tutarında yeni iş hacmine ulaştığı vurgulandı. Yurt dışında Türk müteahhitlerinin 2023 yılında en fazla yeni proje üstlendiği ilk 5 ülke Rusya Federasyonu (4,6 milyar ABD doları), Romanya (3,6 milyar ABD doları), Türkmenistan (3,3 milyar ABD doları), Suudi Arabistan (2,8 milyar ABD doları) ve Irak (1,4 milyar ABD doları) olarak sıralandı. Raporda, TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe düşüşün yaşandığı istihdam rakamlarının deprem felaketinin etkisiyle artarak 2023 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla yeniden 2 milyon kişiye ulaştığı ve sektörün istihdamdan aldığı payın yüzde 6,4 olduğu da vurgulandı.

Hassa Demiryolu Projesine Start Verildi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gaziantep’i İskenderun Limanı’na bağlayan “Dörtyol-Hassa Demiryolu ve Otoyolu Projesi” için start verildiğini açıkladı.

Patronlar Dünyası’ndan Toygun Atilla’nın haberine göre; projenin fikir babası olan iş insanı Adil Sani Konukoğlu, Hassa Projesi için, “Denize ulaşan modern yüzyılın İpekyolu’dur” dedi. Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu proje bölgede birçok şeyi olumlu yönde değiştirecek. Bir kere lojistik anlamında büyük katkı sağlayacak. Sadece lojistik mi? Bunun yanında zaman. Önemli ölçüde ekonominin tesisi yönünde zaman kazanacağız. Bu da ekonomiyi direk etkileyecek. Ülkenin ekonomisine, bölgedeki ticaret yapan tüm şehirlere önemli ölçüde katkı sağlayacak. Dolayısı ile başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bu projede emeğe geçen herkese teşekkür ediyorum. Bölgenin ve ülkenin geleceği için çok büyük bir yatırım yapıldı.”

Projenin Detayları:

Bitiş tarihinden itibaren 2048 yılına kadar yapılan hesaplamalar ile ekonomik fayda açısından Türkiye ekonomisine yıllık ortalama 14 milyar 477 milyon (441 milyon 398 bin Euro) fayda sağlayacağı öngörülen Hassa projesinin detayları şöyle:

Proje ile Amanos Dağları’nın kuzey ve güney ucundan sağlanan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ve Kahramanmaraş bağlantılı Doğu Anadolu Bölgesi’nin ulaşımı, Payas-Hassa arası olan ve Amanos Dağları’nın orta bölümünden geçirilerek karayolu ile ulaşım mesafesinde 52 km kısaltma sağlayacak.

Aynı şekilde, Payas-Hassa-Yolbaşı arasına yapılacak demiryolu ile Gaziantep, Suriye ve Hassa Lojistik Alanı arasındaki mesafe 30 km kısalacak.

Tüneller ve bağlantı yolları tamamlandığında, 250 bin kişiye istihdam sağlayan ve yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık ihracat yapan Gaziantep, denizyolu ihracatı için 270 kilometre uzaklıktaki Mersin Limanı yerine, 107 kilometre mesafedeki İskenderun Limanı’nı kullanabilecek.

Buradan yapılacak ihracatla, ihracatta lojistik ve zaman maliyeti düşecek. Böylece dış ticarette önemli bir avantaj elde edilecek.

Özetle, bu proje tüm Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin hem ihraç mallarını hem de bu şehirleri denizle kestirmeden buluşturacak.  Gaziantep’i limanla buluşturan ve adeta İskenderun Dörtyol bölgelerini Singapur modeline dönüşecek. Bu da önemli bir gelişime ve büyümeye sebep olacak.

Geçen yıl yaşanan büyük deprem felaketinden etkilenen bölgedeki tüm iller için de adeta can suyu olacak, yaraların hızla sarılmasında ve geleceğin inşasında etken olacak.

Hassa Projesi, Çevre İllere de Fayda Sağlayacak

Hassa projesi sadece Gaziantep’e değil, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır gibi son yıllarda sanayileşmenin arttığı bölgelerdeki çevre illerin limanlara erişiminde de ciddi bir avantaj sağlayacak.

Tüm bunların yanı sıra, bölgede oluşacak istihdam artışı da bunun cabası olacak.

Bundan sonra beklenen ise projenin kısa sürede hayata geçirilmesi ve ülkenin ekonomik geleceğine bir an önce katkı sunması.

Osmaniye’de 192 Deprem Konutu İnşaatı Sürüyor

Osmaniye’nin Sumbas ilçesinde Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen depremzede vatandaşlar için inşa edilen 192 konutta çalışmalar devam ediyor.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından Karaömerli Mahallesi’nde yapımına başlanan 192 kalıcı konutta sona gelindi. 

Depremzedeler için 3+1 ve 2+1 daireden oluşan 12 bloğun yer aldığı alanda çevre düzenlemesi devam ediyor.

Sumbas Belediye Başkanı Zeki Demiroğlu, 6 Şubat’ta yaşanan depremler öncesi ilçeye toplu konut yapılması için TOKİ’ye başvuruda bulunduklarını söyledi.

TOKİ’nin ilçeye 126 konut yapmak için proje hazırladığını aktaran Demiroğlu, 6 Şubat’taki depremlerle projenin ertelendiğini belirtti.

Depremlerin ardından 126 konutluk projenin 192 konuta çıkarıldığını anlatan Demiroğlu, “Depremden dolayı konut sayısını arttırarak 3+1 ve 2+1 toplam 192 konut olarak yapımı tamamlandı. Bu konutların yapımına başlanalı yaklaşık 4-5 ay oldu, kısa bir sürede de yapımı tamamlandı.” diye konuştu.

Demiroğlu, şu anda bölgede çevre düzenlemelerinin devam ettiğini kaydederek, konutları bir an önce depremzedelere vermek için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Akfen GYO, Bodrum, Yalıkavak Projesinden 182 Milyon TL Gelir Elde Etti

Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Bodrum, Yalıkavak’ta inşaat çalışmaları devam eden villa projesinin satım işlemlerinden elde ettiği geliri Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirdi.

Akfen GYO’dan KAP’a bildirilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Sermaye Piyasası Kurulu’nun III-48.1 sayılı Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği’nin 40. maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendi uyarınca; 01 Ocak – 31 Aralık 2023 döneminde kamuya açıklanan son finansal tablolarımızda yer alan aktif toplamının yüzde 2’sini geçmeyen alım, satım ve kiralama işlemlerinin toplu olarak bildirimi kapsamında, inşaatı devam eden Bodrum Yalıkavak projemiz kapsamında gerçekleştirilen satım işlemlerimizin toplamı 182.127.045, 45 TL+KDV olarak gerçekleştirilmiştir.”

38 Milyon Dolarlık Yatırım

Akfen GYO, 15 Eylül 2022’de Bodrum Yalıkavak’ta 22 bin 197 metrekarelik arsayı satın alarak önemli bir yatırıma imza atmıştır. Arsa üzerinde bir villa projesi inşa edilerek satışı planlanmaktadır. Yaklaşık 38 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilecek bu projede, Bodrum Yalıkavak’ta limana tepeden bakan ve önü kapanmayacak muhteşem bir noktada 29 villa inşa edilmesi planlanmaktadır.

Akfen GYO, villaların satışından yaklaşık 60 milyon dolar civarında gelir elde etmeyi hedeflemektedir. Tabanlıoğlu Mimarlık’ın üstlendiği projenin 2025 yılında tamamlanarak teslim edilmesi planlanmaktadır. Akfen GYO, bu yatırımıyla Bodrum’un var olan değerine değer katmayı ve yatırımcılarına benzersiz bir yaşam alanı sunmayı hedeflemektedir.

Akfen GYO’nun Bodrum, Yalıkavak’taki villa projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

BAB Architects, Habertürk TV’de Yayınlanan Beşinci Gece Programının Stüdyosunu Tasarladı 

Ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdikleri farklı ölçeklerdeki mimari, iç mimari ve broadcast design projeleriyle tanınan BAB Architects, Habertürk TV ekranlarında Mehmet Akif Ersoy’un sunuculuğunda yayın hayatına başlayan Beşinci Gece programının stüdyo tasarımını üstlendi.

Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş önderliğindeki BAB Architects, Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerinde başarılı mimari, iç mimari ve broadcast design projelerine imza atmış bir ekip olarak, Habertürk TV kanalında yayın hayatına başlayan Beşinci Gece programı için özel bir stüdyo tasarımına imza attı. Eğlence, sohbet, sanat ve müziğin bir aradalığını içinde barındıran Beşinci Gece, Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğünde her hafta farklı konuklarla izleyicilere unutulmaz bir deneyim vadediyor.

BAB Architects imzalı Beşinci Gece Stüdyosu, tasarımında ahşap malzemenin yoğunluklu kullanımıyla öne çıkıyor. Mimarlar, mekanın atmosferini sıcak ve davetkar kılmak amacıyla ahşap kullanımına odaklanmış. Stüdyonun sol tarafında konukların keyifli sohbetlere dalabileceği bir alan, ortasında etkileyici performans sahnesi ve sağ tarafta ise müzik grubunun konumlandığı bölüm yer alıyor. Mekandaki derinlik hissinin arttırılması amacıyla pencerelerde deniz manzarası görüntüsü tercih edilmiş. Özel tasarlanmış LED + pleksi malzemelerden oluşan renk değiştirebilen ambians ışıkları, mekanın estetik detaylarını zenginleştirmede katkı sağlıyor ve bu sayede izleyicilere görsel bir şölen sunuluyor.

Beşinci Gece Stüdyosu’nun tamamı, BAB Architects mimarları tarafından geniş ve parlak siyah bir zemin üzerinde konumlandırılmış. Bu şekilde, çarpıcı dekorun zemine yansıtılmasıyla daha geniş bir mekansal algı oluşturulmuş ve mekanın büyüklüğü daha etkili bir şekilde vurgulanmış. Ayrıca, planlanan tasarım konseptine uygun olarak, yüz ışıkları kontrastlı ve parçalı bir biçimde stüdyonun işleyişine entegre edilmiş; böylelikle zemin ve aydınlatma tasarımında yenilikçi ve modern çözümler elde edilmiş.

Beşinci Gece Stüdyosu, mimarların özenle detaylandırdığı dikeyde iki kat hissi veren balkonlar, merdivenler ve ahşap lambri uygulamaları ile sıcak bir atmosfere sahip olmuş. Bu detaylar, stüdyoya gelen konukların rahatça etkileşimde bulunabileceği ve programın samimiyetini artıran bir atmosfer oluşturuyor. Deri koltuklar ve sunucu masası tercihleri, “late-night talk show” program kültürünü modern bir dokunuşla birleştirecek şekilde yapılmış. Tüm bu tasarım unsurları, Beşinci Gece programının özel ve çağdaş bir kimlik kazanmasına katkı sağlamış.

TÜİOSB’de Fabrika İnşaatları Bu Yıl Tamamlanacak

Mersin-Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (TÜİOSB) altyapı ihale süreci tamamlandı. Fabrikaların inşaatları bu yıl içerisinde tamamlanacak.

TÜİOSB temel altyapı ihale süreci tamamlandı. TÜİOSB ile ihaleyi kazanan AKM Yapı ve Dillingham Construction International ortak girişimi arasında imza töreni gerçekleştirildi. Ankara’da düzenlenen imza töreninde, TÜİOSB Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Gül Akyürek Balta, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Abdurrahman Aydın, TÜİOSB Başkan Vekili Armağan Öner, Mevzuat ve Teknik Hizmet Daire Başkanı Haşim Cihan Demirköprülü ile AKM YAPI Taahhüt San. ve Tic. AŞ ve Dillingham Construction International Inc. ortak girişimi yetkilileri yer aldı.

TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, 125 hektarlık ilave alan için yeni katılımcıların yoğun ilgisi olduğunu, bölgede inşaatların devam ettiğini belirtti. Bu yıl fabrika inşaatlarının büyük oranda tamamlanmasını ve 2025 yılında birçoğunun işletmeye geçmesini öngördüklerini ifade eden Balta, şunları kaydetti:

“Bölgemiz ‘Dünya Bankası Finansmanlı Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ kapsamında yer alıyor. Bu bağlamda temel altyapı projelerimiz Dünya Bankası tarafından finanse edildi. 2021 yılında yol ve arazi kazı-dolgu inşaat işlerimizi başlattık. Bölge arazi düzenleme çalışmalarımızı ve arsa tahsislerimizi 2023 yılı içerisinde gerçekleştirdik. Şimdi de 125 hektarlık ilave alanımız için çağrımızı yaparak yeni yatırımcı başvurularını almaya başladık. Temel altyapı ihale sürecimizi tamamladık ve sözleşmemizi imzaladık. Adım adım üretime yaklaşıyoruz.”

“Enerjide Kendi Kendine Yeten Bir OSB Olacak”

TÜİOSB’nin 100 fabrikayla, 10 bin kişiye istihdam imkanı sağlayacak bir dijital tarım ve gıda ekosistemi kurmak için hazırlandığını söyleyen Balta, OSBÜK ve MEXT Dijital Dönüşüm Yetkinlik Gelişim Merkezi ile yaptıkları işbirliği protokolüyle dijitalleşme projesinin hayata geçirileceğini ifade etti. Türkiye’nin tüm gıda ve tarımsal ürünlerini ihracata kazandıracak bir üretim üssünü oluşturmayı hedeflediklerini de sözlerine ekleyen Balta, şu değerlendirmede bulundu:

“Bölgemizde kurulacak yağmur suyu toplama merkezimizle, atık sular ileri teknoloji kullanılarak arıtılacak ve tarımsal sulama suyu olarak değerlendirilecek. TÜİOSB, aynı zamanda enerjide kendi kendine yetebilecek bir OSB olacak. Yatırımcımız fabrikasını kurarken eş zamanlı güneş enerji sistemini (GES) de kuracak. Böylece hem enerji verimliliği hem de uygun maliyetli enerji tüketimini sağlamış olacağız. OSB’lerimiz ve sanayicilerimiz bu gerçekle ilerlemeli ve yeşil dönüşümün temelini oluşturan AB Yeşil Mutabakatı kriterleri için hızlı hareket etmeliler. AB pazarından yararlanmak için yeşil dönüşüm olmazsa olmaz. TÜİOSB, Türkiye’nin yeşil doğan ilk OSB’si olarak bu bağlamda önemli bir örnek teşkil ediyor.”

Yabancıya Yapılan Gayrimenkul Satışlarından Elde Edilen Gelir Yüzde 41 Azaldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı Ocak-Kasım 2023 dönemi ödemeler dengesi verilerine göre, yabancıya yapılan gayrimenkul satışlarından elde edilen gelir yüzde 41 azalarak 3,3 milyar dolar oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı Ocak-Kasım 2023 dönemi ödemeler dengesi verilerine göre, yurt dışı yerleşiklere gayrimenkul satışlardan elde edilen döviz geliri bu dönemde 3 milyar 346 milyon dolarla, önceki yılın aynı dönemindekinin yüzde 41 altına indi. 2022’nin ilk on bir ayında yabancıya gayrimenkul satışından 5 milyar 668 milyon dolar döviz girişi kaydedilmişti.

Dünya Gazetesi’nden Naki Bakır’ın haberine göre; TCMB’nin, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden elde ettiği ve yurt dışı yerleşiklerin alımını yaptıkları gayrimenkullerin bedeli üzerinden toplulaştırılmış verilere göre hesapladığı söz konusu gelirler, 2023’ün ilk çeyreğinde önceki yılın eş dönemine göre yüzde 28,2 artarken, nisandan itibaren ise kesintisiz sert düşüş dönemi yaşandı.

Yabancıya gayrimenkul satış geliri geçen yıl, önceki yılın aynı aylarına göre nisanda yüzde 62,3, mayıstaki yüzde 40, haziranda yüzde 81,6, temmuzda yüzde 31,6, ağustosta yüzde 53,6, eylülde yüzde 50,7, ekimde yüzde 43,4, kasımda yüzde 47,4 düşüş gösterdi.

Yabancı gayrimenkul yatırımları, son yıllarda başta Ruslar ve Orta Doğu ülkeleri yurttaşları olmak üzere yabancıların konut alımları ile hızlı bir artış göstermişti. 2000’li yılların başlarında toplam doğrudan yatırım girişlerinde küçük bir paya sahip olan yabancı gayrimenkul yatırımları yoluyla Türkiye’ye giren döviz miktarı, 2022’nin tümünde 6 milyar 273 milyon dolarla en yüksek düzeyine ulaşmış ve aynı zamanda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını yakalamıştı.

Ankara Adalet Sarayı 40 Ayda Tamamlanacak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’de en büyük kapalı alana sahip olacak Ankara Adalet Sarayı projesinin 40 ayda tamamlanacağını söyledi.

Ankara Valisi Vasip Şahin’i ziyaret eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, görüşmesinin ardından açıklamalarda bulundu. Tunç, yeni binanın sözleşmesinin 18 Aralık’ta yapıldığını belirterek, “Şu anda yüklenici firma Ankara Adliyemizin inşaat çalışmalarına başladı. 40 ay gibi bir süre içerisinde Ankara Adliyemiz tamamlanarak Ankaralıların hizmetine sunulmuş olacak. Toplam 662 bin metrekare alana sahip olacak Ankara Adliyemiz.” dedi.

Yeni adliyenin yatay mimariye sahip olacağını ve Yenimahalle ilçesinde bulunacağını bildiren Tunç, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin en büyük kapalı alanına sahip olan adliyemiz olacak. İçerisinde 399 tane duruşma salonu olacak. 2 bin 640 araçlık otoparkı olacak. 650 kişilik de konferans salonu olacak. Özellikle yeşil bina dediğimiz, üzerinde güneş panellerinin ve doğal havalandırmalarının bulunduğu, akıllı bina şeklinde tasarlanan, Ankara’ya da yakışacak çok önemli bir projeyi inşallah hayata geçirmiş olacağız. 

“Dünyanın En Büyük Adalet Sarayı Olacak”

Hem Türkiye’mizin hem de dünyanın en büyük adalet sarayı olacak. Bunun içerisinde inşallah adaleti tecelli ettirecek olan hakim ve savcılarımız, vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden en etkin, en adil şekilde hizmet almalarını sağlamış olacak.

6 ayrı binada çok dağınık bir vaziyette şu anda yargı hizmetleri Ankara’da sürdürülüyor. Hem avukatlar açısından bu zor, hem hakim ve savcılar hem de vatandaşlarımız açısından. Şimdi artık Yenimahalle’de inşa edilecek adalet sarayımızla yargı hizmetlerimiz daha kaliteli şekilde vatandaşlarımıza sunulmuş olacak.”

Ankara Adalet Sarayı projesinin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Kamu-Özel Sektör İş Birliği İle Yeni Üretim Modeline Geçilmeli

Yapiradar.com’un sponsorları arasında yer aldığı 11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi, 11 Ocak’ta gerçekleştirildi. Zirvede sektör profesyonelleri, kamu-özel sektör iş birliği ile yeni üretim modeline geçilmesi gerektiğini belirtti.

2012 yılından bu yana Management Plus Danışmanlık ve Eğitim tarafından düzenlenen ve gayrimenkul sektörünü bir araya getiren 11. Gayrimenkulde Liderler  Zirvesi’nde, konuta erişim sorunu masaya yatırıldı. Artan arsa maliyetlerine dikkat çeken sektör temsilcileri, kamu-özel sektör işbirliği ile yeni üretim modellerine geçilmesini önerdi.

Zirvede, ulaşılabilir fiyatlı konut üretimi için yeni modeller ve kentsel dönüşüm ihtiyacı öne çıkan başlıklar oldu. İnşaat, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, bankacılık, gayrimenkul danışmanlığı sektöründen üst düzey isimlerin katıldığı zirvede konuşmacılar konuta erişim konusunda özetle şunları söyledi:

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici:

“Bugün rekabeti değil işbirliğini konuşmalıyız. Devlete yük olmadan, ayakları yere sağma basan yeni modeller oluşturduk ve kamu ile üzerinde çalışıyoruz.” 

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ramadan Kumova:

“Piyasada arsa oranları yüzde 50 olduğu sürece konut fiyatı düşmez” diyen Ramadan Kumova, “Dünyada arsa oranı yüzde 8-25 arasında. Türkiye’de de devlete ait arazilerde bu oran yüzde 15’e çekilir ve özel sektöre ucuz konut yapma şartıyla verilirse sorun çözülebilir.”

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli:

“Erişilebilir konut için çözümü devlet ortaya koymalı. Orman, mera, sit alanı dışında kalan araziler alt gelirliye üretim için kullanılmalı. Diğer yandan İstanbul’da 1.5 milyon riskli konut var. Bu alanda da özel sektör etkili olmalı.”

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen:

Açılış Oturumunu yöneten Prof. Dr. Ali Hepşen, son iki yılın en önemli gündem maddesinin konuta erişim sorunu olduğunu söyledi. Yüksek enflasyon ortamında konutun yatırım aracı olması, demografik yapının değişmesi, iç ve dış göç, öğrenci hareketliliği ve kentsel dönüşüm gibi etkenlerle fiyatlarda ve kiralarda ciddi artışlar olduğunu verilerle ortaya koyan Hepşen, “Sorun kar topu gibi büyümeden harekete geçilmeli.” dedi.

Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhan Çetinsaya:

“Görmezden geldiğimiz büyük deprem riski ile yüzleşmeli ve İstanbul’daki riskli yapıları 5-6 yılda yenilemeliyiz.”

Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı:

“Sektör SPK’nın çalıştığı ‘proje gayrimenkul yatırım fonları’ düzenlemesini bekliyor. Bu yolla konut üretiminde ciddi kaynak oluşacak. Gayrimenkul sertifikasının yeniden piyasaya kazandırılması da gündemde. Henüz hayatımızda olmasa da önümüzdeki yıllarda yeşil finansmanı da konuşacağız.” 

Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (Kentsev) Başkanı Haluk Sur önerilerini şöyle özetledi:

“Devletin arazilerinde özel sektörün iş kabiliyeti kullanılarak üretim yapılabilir. Vatandaş önce konutu alır, sora uzun vadelerle arsa bedelini öder. Maliyet ikiye bölünür. Ya da parçalı mülkiyet uygulanabilir. Evin yüzde 100’ünü alamayan yüzde 50’sini alır, kalanı için kira öder.”

Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Başkanı İsmail Özcan ise dünyada örnekleri olan ‘konutta kullanım hakkı satışı’ yöntemini önerdi.

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Dr. Avukat Ali Yüksel ise kentsel dönüşümün finansman noktasında tıkandığını anlattı.

İnşaat Sektöründe Çalışan Sayısı Yüzde 10,2 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerine ilişkin ücretli çalışan istatistiklerini açıkladı. Buna göre inşaat sektöründe çalışan sayısı Kasım’da yüzde 10,2 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,8 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 833 bin 144 kişi iken, 2023 yılı Kasım ayında 15 milyon 106 bin 556 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Kasım ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 10,2 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 2,1 arttı.

Ücretli Çalışan Sayısı Aylık Yüzde 0,2 Azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 0,2 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Kasım ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,5 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,2 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe değişmedi.

Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü, Yerli Üreticilerle Avantajlı Ticaret Fırsatları İçin İstanbul’da Buluşuyor

Ev ve mutfak eşyaları sektöründe, sezonun bölgesindeki ilk fuarı olan HOST Istanbul, yurt içi ve yurt dışından gelecek satın almacılara, yerli üreticilerin en yeni koleksiyonlarını avantajlı fiyatlarla tedarik etme fırsatı sunacak.

Tarsus Fuarcılık tarafından Züccaciyeciler Derneği ZÜCDER işbirliğinde, 300 markanın katılımıyla gerçekleştirilecek HOST Istanbul, 15 – 18 Şubat 2024 tarihlerinde Tüyap Beylikdüzü’nde 17’inci kez kapılarını açacak. Dünyanın en büyük 10 ihracatçısı arasında yer alan Türkiye Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü’nü, yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 15 bin satın almacıyla buluşturacak fuarda, sofra ve mutfak eşyalarından pişirme ekipmanlarına, plastik ev eşyalarından dekoratif tasarımları, elektrikli ev aletlerinden HORECA ürünlerine kadar pek çok yenilik bir arada sergilenecek. 

Türkiye’nin sürekli dış ticaret fazlası veren ve ulusal ekonomiye milyarlarca dolarlık ihracat girdisi sağlayan Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü, Şubat ayındaki HOST Istanbul fuarına odaklandı. Düzenlendiği her yıl, sektörün yurt dışı satışlarına yüzde 10-15 oranında doğrudan katkı sağlayan HOST Istanbul, bir taraftan katılımcılarının var olan ihracat pazarlarını güçlendirmelerine diğer yandan da onlara dünyanın farklı coğrafyalarından yeni satış kanalları açmaya devam ediyor. Özellikle yerli üretici firmaların, 2024 satış hedefleri için önemli bir adım olarak gördüğü fuarda, bu yıl da yine milyonlarca dolarlık ticaretin gerçekleşmesi bekleniyor.

Kızıldeniz taşımacılığındaki güvenlik endişeleri, Türkiye’nin dünya tedarik zincirindeki önemini yeniden gündeme getirdi

Pandemi dönemi sonrasında yeniden şekillenen dünya tedarik zinciri, Kızıldeniz’de artan güvenlik endişeleri sonucu denizyolu taşımacılığında rota değişikliğine gidilmek zorunda kalınmasıyla farklı rota arayışlarına girdi. Türkiye’nin üretim ve lojistik avantajlarının küresel ölçekte yeniden öne çıktığı bu gelişmeler, dünya ev ve mutfak eşyaları sektörünün en önemli tedarikçilerinden Türk üreticiler için, alternatif pazarlara erişim fırsatlarını da beraberinde getiriyor. Şubat ayında gerçekleştirilecek HOST Istanbul’da yer alan üretici markalar, yine eşsiz ticaret fırsatları yakalayacak. 

Kayaşehir’de 2 Bin 450 Konutun İnşaatı Tamamlandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından İstanbul, Başakşehir Kayaşehir’de 4 etap halinde yükselen 2 bin 450 konutun inşaat çalışmaları tamamlandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) İstanbul Başakşehir Kayaşehir’de 4 etap halinde inşa edilen 2 bin 450 sosyal konut tamamlandı.

TOKİ’nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde 50 bin ve 100 bin Sosyal Konut Projesi kapsamında Kayaşehir’de de konut teslimlerine başlanıyor.

Kayaşehir’deki 2 bin 450 sosyal konut, bugünden itibaren hak sahiplerine teslim edilecek.

Konutlar, millet bahçesi ve şehir hastanesi yakınında, 4 etap halinde yatay ve özgün mimariyle, sosyal donatıları, yeşil alanları, çocuk oyun alanları, kapalı otoparklarıyla inşa edildi.

İstanbul Modern’in Yeni Binası 2024’ün Harika Eserleri Arasında 

Doğuş Grubu ile Bilgili Holding iş birliğinde inşa edilen İstanbul Modern’in yeni binası, Architectural Digest tarafından yapılan “2024’ün Harika Eserleri” listesinde yer aldı.

Architectural Digest’in her yıl açıkladığı ve “Harika Eserler” (Works of Wonder) listesi olarak da bilinen “2024 WoW List”ine giren İstanbul Modern’in yeni binasının hem endüstriyel hem de şık tasarımından övgüyle bahsedildi.

İstanbul Modern’in yeni müze binasının da olduğu listede, açılışı büyük ses getiren ve dünyanın en büyük LED küresi olarak tanımlanan Las Vegas’taki Sphere‘den Madrid’deki Kraliyet Koleksiyonları Galerisi ve Hiroşima’daki Simose Sanat Müzesi’ne, dünyanın dört bir yanından 18 dikkat çekici yapı yer alıyor.

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’in Galataport içindeki yeni binası, müzenin kurucu sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu ve ana sponsoru Doğuş Grubu-Bilgili Holding’in ortak katkısıyla inşa edildi.

İstanbul Modern’in yeni binası, dünyadaki simge kültür sanat kurumları ve müzelerin mimarisinde imzası olan Renzo Piano’nun liderliğindeki ekip tarafından tasarlandı.

Kaynak: NTV

Yavuz Sultan Selim Köprüsü Demiryolu Bağlantı İhalesi Bu Yıl Gerçekleştirilecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ndeki demiryolu bağlantısının ihalesini bu sene yapmayı planlıyoruz.” dedi.

Bakan Uraloğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ocak ayı olağan meclis toplantısındaki konuşmasında, yüzyıllardır medeniyetlere beşiklik eden, dünya ticaretinin merkezi olan İstanbul’un, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kalkınma sürecinin tüm aşamalarında ticaretin lokomotifi olduğunu söyledi.

İstanbul’un, Türkiye ekonomisinin kapalı ekonomiden küresel ekonomiye geçiş serüvenine ışık tuttuğunu belirten Uraloğlu, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünün gelişmesi ve ülke ekonomisinin güvenli ve istikrarlı bir ortamda büyümesine yönelik çok önemli çalışmalar yaptığını anlattı.

Uraloğlu, İTO’nun da köklü geçmişinden gelen geleneği ve tecrübesiyle yatırım, istihdam, üretim ve ihracatta İstanbul’un her daim birinci sırada olmasında da büyük rol oynadığına işaret ederek, şunları söyledi:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme ilkelerine bağlı kalarak, başarı hikayeleri yazmayı sürdürüyoruz. Çok önemli hedeflerimizin olduğu Türkiye Yüzyılı’nda Cumhuriyet tarihimizin ihracat rekorunu yeniden kırdık. 2023 yılı ihracatımız yaklaşık 256 milyar dolara ulaştı. İstanbul her zaman olduğu gibi birinci, 59,4 milyar dolarlık ihracat yaparak her yıl olduğu gibi birinciliği sürdürdü. Ekonomik alanda yaşadığımız bu başarılar istikrar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinin tezahürüdür.”

“Avrupa Birliği üyeliği ülkemiz için stratejik bir hedef olmayı sürdürüyor”


Bakan Uraloğlu, kendi alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere önem verdiklerini dile getiren Uraloğlu, “Avrupa Birliği üyeliği ülkemiz için stratejik bir hedef olmayı sürdürüyor. Ve AB’nin önümüzdeki yıllarda izleyeceği politikaların merkezinde ‘Yeşil Mutabakat’ politikası yer alıyor. Şüphesiz, ticaretinin yarısına yakınını AB ile gerçekleştiren bir ülke olarak Türkiye’nin sanayisini AB Yeşil Mutabakatı’na yönelik politikalarla bütünleştirmesi, kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, iş dünyasını Yeşil Mutabakat’a hazırlamak ve bu dönüşümün ticari ve ekonomik yönden ortaya çıkaracağı yeni fırsatları değerlendirmek üzere, özel sektörle yakın temas halinde çalıştıklarını dile getirdi.

“Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı”nda, sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil denizcilik ve yeşil liman uygulamalarının, demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ile yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerine yer verdiklerini anımsatan Uraloğlu, bu yöndeki hedeflere ulaşmak için Bakanlığın üst düzey strateji belgeleri ile gerekli mevzuat ve standartları oluşturarak yatırımları yeşil dönüşüm vizyonuna paralel olarak hayata geçirmek için çalıştıklarını anlattı.

Uraloğlu, “Ayrıca ülkemizin Paris Antlaşması’na taraf olması ile birlikte ‘2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ ve ‘Yeşil Kalkınması Politikası’ doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedef ve eylemlerin belirlenmesi için de çalışmalara başladık. 2053 yılı için hedeflediğimiz sıfır emisyon doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik somut adımlar da atıyoruz.” bilgisini verdi.

Bakan Uraloğlu, “Özellikle elektrikli araçların menzilleri ve mevcut şarj istasyonlarının konumları düşünüldüğünde, yolculukların daha verimli hale getirilmesi, şarj ihtiyacını karşılamak üzere katedilen mesafenin optimum düzeye getirilebilmesi ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmek amacıyla Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarının Uygun Konumlarının Belirlenmesine yönelik projeyi de hayata geçirmekteyiz.

“Komşu ülkeler ve Türk dünyasıyla münasebetlerimizi de tarihi zirvelere taşımaya devam ediyoruz”

Komşu ülkeler ve Türk dünyasıyla münasebetleri tarihi zirvelere taşımaya devam ettiklerinden bahseden Uraloğlu, geçtiğimiz yıl Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak, Cezayir’den Özbekistan’a, Irak’tan Kazakistan’a, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Azerbaycan’a defalarca yurt dışı temaslarında bulunduğunu anımsattı.

Uraloğlu, “Özellikle hem ihracatı artırmak hem de alternatif pazarlar oluşturmak için küresel ölçekteki önemli ulaşım projelerini gündemimize aldık ve paydaş ülkelerle gerekli adımları atmaya başladık.” dedi.

Türkiye’nin küresel güç mücadelesinin odağında olan ve merkezinde yer alan stratejik bir konumda bulunduğunu anımsatan Uraloğlu, şunları söyledi:

“Petrol ve doğal gaz başta olmak üzere, dünya ekonomisini ayakta tutan yer altı kaynaklarının büyük çoğunluğu yakın bölgemizde yer alıyor. Doğal zenginliklerin yanı sıra bölgemiz, dünya ticaret yollarının da tüm geneli itibarıyla kalbinde bulunuyor. Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazı, Akdeniz’i Hint Okyanusu’na bağlayan Süveyş Kanalı, Basra Körfezini Hint Okyanusuna bağlayan Hürmüz Boğazı, Akdeniz’in Atlas Okyanusu’na açılan kapısı olan Cebelitarık Boğazı dünya ticareti için hayati öneme sahip. Küresel ticaret artıkça bu boğazların ehemmiyeti de özellikle artmakta ve ülkemizin önemini de öne çıkarmaktadır. Bu kapsamda Türkiye olarak hayata geçirdiğimiz Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru projeleri ülkemizin ticari, lojistik ve siyasi bağlarını güçlendirmesi açısından çok önemlidir.

Her iki proje de özellikle Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinden bu yana Avrupa’nın yeni ortaklar aradığı bir dönemde ülkemizi bölgesel ilişkilerin merkezine yerleştirecektir. Çin ve Hindistan gibi büyük ülkelerden Basra Körfezi’ne gelen her türlü emtia için FAW Limanı ve kalkınma koridoru lojistik dağıtım merkezi olacak. Basra Körfezinde elleçlenen bir ürün buradan yüklendiğinde Türkiye üzerinden Marmaray sayesinde aktarma yapmadan Avrupa’ya ulaşacak. İlerde de Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde hayata geçirilecek demiryolu bağlantısı ile beraber buradaki kısıtlı kapasiteyi ve kısıtlı zamanı tüm zamanlara yayma imkanımız olacak. Ülkemizi planlamaya çalışıyoruz, kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünüyoruz. Kalkınma Yolu projesi güney-kuzey koridorları arasındaki Uzak Doğu, Güney Asya ve Orta Doğu’yu Avrupa’ya bağlayacak en kısa ve en ekonomik koridor olacak.”

Uraloğlu, Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan demir yolu ve kara yolu ulaşımı sağlayacak Zengezur Koridoru projesini de hayata geçireceklerini dile getirerek, projede gelinen nokta hakkında bilgi verdi.

“Dünyada ulaşamayacağımız yer kalmayacak.’ dedik ve bu hedefimizi büyük oranda gerçekleştirdik”

Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Türkiye’nin ekonomik, diplomatik ve ticari kazanımlarını korumak ve daha da geliştirmek için sürekli bir gayret içerisinde olduklarının altını çizerek, “1,4 milyar insanın yaşadığı ve 8 trilyon 600 milyar dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkeye, en fazla 4 saat uçuş mesafesinde olmak gibi coğrafi üstünlüğe sahibiz.” dedi.

2003’ten itibaren yürütülen hava ulaşım politikaları ve faaliyetleriyle, dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri haline geldiklerini belirten Uraloğlu, şu bilgileri verdi:

“2002 yılında 2 merkezle 26 noktaya yapılan iç hat uçuşlarımızı, bugün 7 merkezden 57 noktaya gerçekleştiriyoruz. 50 ülke ile 60 noktaya uçuş gerçekleştiriliyorken bugün 130 ülkede 343 noktaya ulaştık. Hava Ulaştırma Anlaşmamız bulunan ülke sayısını da 81’den 173’e çıkardık. ‘Dünyada ulaşamayacağımız yer kalmayacak.’ dedik ve bu hedefimizi büyük oranda gerçekleştirdik. İstanbul Havalimanımız dev kapasitesiyle, Türkiye’yi uluslararası bir aktarma merkezi haline getirmiş ve ülkemizi küresel havacılıkta zirveye taşımıştır. Avrupa’da en yoğun havalimanları sıralamasında İstanbul Havalimanı ilk sırada yer almaktadır. Sabiha Gökçen Havalimanı’mızın hizmet kapasitesini ikiye katlayacak 2. pistinin açılışını da gerçekleştirdik. Bu yatırımlarımız ile İstanbul, havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle havacılık alanında Avrasya bölgesinde lider, küresel bir havacılık merkezi haline geldik. Uçuş ağımızla tüm dünyayı sarmak ve küresel ticarete yön vereceğimiz güçlü ortaklıklar kurmak istiyoruz. Son 21 yılda İstanbul’un ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık sadece biz Bakanlık olarak 1 trilyon 163 milyar 200 milyon TL yatırımı hayata geçirdik.”

“Ülkemizin diğer bölgelerine ulaşım yatırımlarını yaparak İstanbul’un üzerindeki yükü hafifletiyoruz”

Bakan Uraloğlu, Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Çamlıca Kulesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara ve İstanbul-İzmir Otoyolu ve İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı gibi dev yatırımları hayata geçirerek, İstanbul’u modern ve efektif bir ulaşım altyapısı ile hayallerin ötesinde bambaşka bir noktaya taşıdıklarını, İstanbulluların yaşam kalitesini yükselttiklerini ve İstanbul’u çok kıymetli bir marka şehre dönüştürdüklerini dile getirdi.

Türkiye’nin belli bölgelerine yatırım yapıldığı, özellikle doğu bölgelerinin ihmal edildiğine ilişkin eleştirilere yanıt veren Uraloğlu, “Hiçbir ihmal söz konusu değil, bu yatırımları ülkemiz geneline yaygınlaştırarak, ülkemizin diğer bölgelerine ulaşım yatırımlarını yaparak İstanbul’un üzerindeki yükü hafifletiyoruz.” dedi.

“Marmaray’da günlük ortalama seyahat sayısı 600 bin civarında”

Bölünmüş yol uzunluğunu 350 kilometreden 794 kilometreye, bitümlü sıcak kaplama yol uzunluğunu 358 kilometreden 802 kilometreye çıkardıklarına dikkati çeken Uraloğlu, köprü, tünel projeleri ile yapımı devam eden metro hatlarına ilişkin bilgi verdi.

Uraloğlu, Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı, Kağıthane-Gayrettepe, Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı metro hatları gibi toplam uzunluğu 55,7 kilometre olan 5 ayrı hatta da çalışmalara devam ettiklerini belirterek, yapımı süren projeler bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğunun 394,5 kilometreye yükseleceğini anımsattı.

İstanbul’u baştan başa metro ağları ile kendi yetkileri çerçevesinde donatmak istediklerinin altını çizen Bakan Uraloğlu, Marmaray’da günlük seyahat rakamlarının 650 bin, 700 binlere kadar çıktığı günler olduğuna dikkati çekerek, ortalamanın 600 bin civarında olduğunu söyledi.

Uraloğlu, “Kalkınma Yolu projemizin en önemli parçalarından, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden geçecek olan demiryolu projemizin ihalesini bu yıl içerisinde yapmayı planlıyoruz. İnşallah 2028’de de hayata geçirmiş oluruz.” dedi.

“Süper hızlı tren hattımızın güzergah uzunluğu 344 kilometre olacak”

Uraloğlu, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren hattından sonra tamamen yeni proje olan Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Hattı projesini gündeme aldıklarını hatırlatarak, süper hızlı tren hattının güzergah uzunluğunun 344 kilometre olacağını, saatte 350 kilometre hıza ulaşacak trenlerle seyahat süresini 80 dakikaya indireceklerini bildirdi.

Çankırı Büyük Cami Önü Meydan Düzenlemesi ve Yer Altı Otoparkı Projesinde Açılış Yapıldı


Çankırı Belediyesi tarafından yapılan ‘Büyük Cami Önü Meydan Düzenlemesi ve Yer Altı Otoparkı’ projesindeki inşaat çalışmaları tamamlanarak açılışı gerçekleştirildi.

Cami önünde düzenlenen açılış töreninde konuşan Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, proje ile yukarı çarşı bölgesinin rahatladığını söyledi.

Bölgenin Çankırı’nın eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu belirten Esen, Osmanlı mirası Büyük Cami’nin silüetine uygun ve tarihi yapı ile bütünleşecek bir hizmet sunduklarını dile getirdi.

Proje hakkında bilgi veren Esen, şunları kaydetti: 

“İki bin metrekare alan üzerine inşa ettiğimiz çalışma, yaklaşık 25 milyon liraya mal oldu. Büyük Cami önündeki bu alanı mezbelelikten kurtararak bölgeye artı değer katmak istedik. Alanı kullandıkça işlevselliğini hep birlikte göreceğiz. Sizlerden aldığımız güçle şehrimizin birçok önemli sorununa çözüm getirdik. Allah’ın izni ve sizlerin desteğiyle daha fazlasını hep birlikte yapacağız. Büyük Cami Önü Meydan Düzenlemesi ve Yer Altı Otopark alanının üst bölümünde meydan, rekreasyon alanı, kafeterya, süs havuzu gibi alanlar yer alırken, alt kısmında ise 54 araçlık kapalı otopark olacak. Bölgede yeşil alan ve engelli vatandaşlar için engelli rampaları da bulunuyor.”

Gayrimenkul Yatırım Fonları Önümüzdeki Süreçte Gündemde Olacak

View Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ali İmran Bozdoğan, “Alışveriş merkezimizi de gayrimenkul yatırım fonuna dönüştürdük. Gayrimenkul yatırım fonları önümüzdeki süreçte daha fazla gündemde olacak. 2024’te gayrimenkul yatırım fonları kullanarak sektördeki yenilikleri hızlandırmayı planlıyoruz.” dedi.

Şirketin projelerine dair detayların ve sektöre ilişkin gelişmelerin paylaşıldığı etkinlik İstanbul’da gerçekleştirildi.

Etkinlikte konuşan Bozdoğan, 2023’ün sektör açısından zorlu geçtiğini belirterek, enflasyonla maliyetlerin yükselmesi ve talepteki daralmayla zorlu bir yıl geçirildiğini anlattı.

Bozdoğan, “2024’te beklentilerimiz daha farklı. Şu anda Ankara’da proje geliştiriyoruz. Ankara’nın bir dönüşüm bölgesi olan İskitler’de Metafor Ankara projemizi teslim aşamasına zor şartlara rağmen getirmiş olduk. Bu yıl proje geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Alım gücündeki düşüşün finansman araçlarını cazip kılmadığını aktaran Bozdoğan, şunları kaydetti:

“Talebin fiyat artışlarından dolayı azalması proje geliştirilmesine, arzın artırılmasına da engel oluyor. Arzda yaşanan bir problem, sektörümüzde fiyatların yükselmesine sebebiyet veriyor. 2024’ün ikinci yarısında iç piyasada bir hareketlilik oluşacağına inanıyoruz. Sermaye piyasası araçlarını önemsiyoruz. Bir karma yaşam projesi Metafor Ankara projemiz, ofis, rezidans ve alışveriş merkezini bir arada bulunduruyor. Alışveriş merkezimizde proje tamamlandıktan sonra yatırımcı olarak kalmaya devam edeceğiz.

Alışveriş merkezimizi de gayrimenkul yatırım fonuna dönüştürdük. Gayrimenkul yatırım fonları önümüzdeki süreçte daha fazla gündemde olacak. 2024’te gayrimenkul yatırım fonları kullanarak sektördeki yenilikleri hızlandırmayı planlıyoruz. Bu, gayrimenkul yatırımlarını daha adil ve erişilebilir hale getirecek, böylece daha geniş bir yatırımcı kitlesinin sektöre katılımını sağlayacak. Bu fonları küçük tasarruflarla büyük kazançların elde edilebileceği bir yatırım aracı olarak görüyoruz. View Yapı’nın 2024 vizyonu, gayrimenkul yatırım fonları aracılığıyla piyasayı demokratikleştirmek ve böylece yatırım eşitliğini sağlamak üzerine kurulu. Bu strateji, sosyal refahın artırılmasına katkıda bulunurken, herkesin gayrimenkul yatırımı yapabilmesine olanak tanıyor. Bunların da yaygınlaşmasıyla birlikte 2024’ün ikinci yarısına doğru sektörde bir hareketlilik bekliyoruz.”

“Büyüme odaklı bir strateji izliyoruz”

Bozdoğan, 2023 içerisinde zaman zaman gerileme de gözlemlediklerine ancak ortalama yüzde 5 seviyelerinde büyümenin de görüldüğü aylar olduğuna dikkati çekti.

Özellikle talep noktasındaki rakamların çarpıcı olduğunu, istatistiklerde geçen aylarda son 8 yılın en düşük rakamlarının görüldüğünü belirten Bozdoğan, “Talebin fiyat artışları sebebiyle gerilemesi, konut arzının artışına da etki ediyor. Yatırımcı ihtiyaç halinde olmuş olsa bile mevcut tasarruflarıyla ulaşabileceği yeni bir gayrimenkul edinimi mümkün olmadığı zaman bu arzı da etkiliyor.” ifadelerini kullandı. 

Uzun ve orta vadeli hedeflerinin büyüme odaklı olduğunu vurgulayan Bozdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Önemsediğimiz bir diğer konu globalde de sektörün büyüme odaklı devam etmesi ve sadece iç piyasa değil, dış piyasa olarak da değerlendirdiğimiz zaman bu değerin içerisinde yer almamız gerektiğine inanıyoruz. Uzun ve orta vadeli hedeflerimizle biz de büyüme odaklı bir strateji izliyoruz. Metafor Ankara projesi 3 yıldır devam eden bir projemiz. Şu anda belli alanlarında teslim aşamasına geldik, yıl içinde tamamı teslim edilecek. Ardından hem alışveriş merkezimiz hem de ofis ve rezidanslarımızda hayat başlamış olacak. Bunlarla alakalı kiralama süreçleri devam ediyor. Piyasanın gerilediği dönemlerde satışlarımızı ciddi oranda artırdık. Doğru zamanda doğru kampanyalarla talebi artıracak çalışmalar gerçekleştirmemiz bize başarı getirdi.”

Mersin Yapı Fuarı’na Yerli ve Yabancı Alıcılardan Yoğun İlgi

Türkiye’nin lokomotif sektörü olan inşaat sektürne katma değer sağlayan, yeni iş fırsatları sunan ve ticari olanaklara ev sahipliği yapan CNR 9.Mersin Yapı İnşaat ve Tedarikçileri Fuarı, Mersin ekonomisine de katkı sağlıyor. CNR Holding’in liderliğinde, Yenişehir Belediye Başkanı Sn. Abdullah Özyiğit, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Tarık İrde, AKP Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Sayın Abdulhamit İZOL ve birçok önemli isimlerin katılımıyla açılışı yapılan fuar, Mersin’in yapı sektöründeki stratejik önemini vurguluyor.

CNR 9. Mersin Yapı İnşaat ve Tedarikçileri Fuarı, 14 Ocak 2024 tarihine kadar ücretsiz olarak ziyaretçilere açık olacak. İskele sistemlerinden, yalıtım malzemelerine, sismik izolatörlerden, güvenli yapı teknolojilerine kadar sektöre dair her şey ve daha fazlası bu fuarda olacak.

Yabancı Alıcılardan Yoğun İlgi

Fuar, Türkiye ve Irak arasındaki ticaret anlaşmanın ardından Ortadoğulu alıcıları çekerek, iş bağlantıları kurma şansı sunuyor. Aynı zamanda uzun vedeli ticari işbirlikleri, inovasyon, ve teknolojideki son gelişmeleri keşfetme fırsatı da Mersin Yapı Fuarı’nda yer alıyor. Depremden etkilenen 11 ilin yeniden yapılanma sürecinde ortaya çıkan fırsatlar da fuarın önemli konularından biri olarak öne çıkıyor.

Fuar 9. Kez Mersin’de

Mersin’in coğrafi konumu ve liman avantajları, CNR Holding’in öncülüğünde düzenlenen bu fuarın sektöre değer katma potansiyelini artırıyor. 9.su düzenlenen CNR Mersin Yapı İnşaat ve Tedarikçileri Fuarı, sektör profesyonellerini bir araya getirerek, işbirlikleri ve yeni projelerin önünü açacak nitelikte bir platform sunuyor.

Fuar Ziyaretçilere Ücretsiz Olarak Sunuluyor

Bu önemli etkinlik, Mersin’in yapı sektöründeki stratejik konumunu pekiştirerek, sektöre yön veren isimleri bir araya getirme amacı taşıyor. 14 Ocak 2024 tarihine kadar devam edecek olan fuar, yapı sektöründe inovasyon ve işbirliği için önemli bir buluşma noktası olmaya devam edecek.

Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi Kapılarını Açıyor

Ege’nin incisi Ayvalık’ın endüstriyel mirası, Rahmi M. Koç Müzeleri tarafından yaşatılıyor. 200 yıllık tarihi zeytinyağı fabrikası kapsamlı bir restorasyon sonucunda Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi olarak 19 Ocak’ta kapılarını açıyor. Koleksiyonu dünya endüstri tarihinin seçkin örneklerinden oluşan müzede arkeolojik eserler de görülebilecek

Türkiye’nin ulaşım, endüstri ve iletişim tarihindeki gelişmeleri yansıtan ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, kültür sanat dünyasına yeni bir müze daha kazandırdı. İstanbul, Ankara ve Cunda’daki üç müzenin ardından Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi de dünya endüstri tarihinin seçkin örneklerini ziyaretçileriyle buluşturacak.

Zengin koleksiyonu ile her yaşa hitap ediyor 

19 Ocak’ta kapılarını açacak olan müzenin giriş katında klasik otomobiller, motosikletler, bebek arabaları, buharlı makine modellerinden oluşan kıymetli objeler yer alıyor. Binanın üst kat sergileme alanında ise birbirinden değerli lokomotif modelleri, oyuncaklar ve denizcilik ile ilgili objeler bulunuyor. İstanbul, Ankara ve Cunda Rahmi M. Koç Müzeleri’nin bir benzeri gibi oluşturulan koleksiyonda ayrıca çeşitli arkeolojik eserler de görülebilecek.

Yapım teknikleri korunarak restore edildi

Müzenin bulunduğu bina, 200 yıllık geçmişiyle Ayvalık’ın en önemli endüstriyel miraslarından biri. 19’uncu yüzyılda kentte inşa edilen avlusuz tipteki fabrikaların mimari özelliklerini yansıtan bir örnek olan yapı, fabrika binası, ızgara sistem yapı adaları ve bir doku içinde yer alan birbirini dik kesen sokaklarla çevrili. Yağhane ve sabunhane olmak üzere iki bölümden oluşan fabrika, kâgir duvarlar içine ahşap döşeme kirişler yerleştirilerek inşa edilmiş. Kuruluşundan itibaren 1950’li yıllarda en gelişmiş haline ulaşan fabrika, 2000’li yılların başında kullanım dışı kaldı ve zamanla çeşitli tahribatlara uğradı. 2021 yılında RMK Kültür Faaliyetleri A.Ş. tarafından satın alındı ve Ark İnşaat A.Ş. tarafından yapının özgün malzeme ve yapım teknikleri korunarak onarımı gerçekleştirildi. Titizlikle yürütülen restorasyon çalışmasından sonra kültür sanat odaklı bir konseptle Ayvalık’a kazandırıldı.

Eşsiz Ayvalık manzarası eşliğinde mola

Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi, pazartesi günleri hariç, 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Müzenin deniz kıyısında yer alan kafesi ise gerek müze ziyaretçilerinin yorgunluk atmak için soluklanacakları gerekse dışarıdan gelen misafirlerin müzenin hoş ve keyifli ortamında vakit geçirip sunulan lezzetlerle günlerine keyif katacakları eşsiz bir mekan olarak hizmet verecek. Koleksiyona özgü tasarlanmış hediyelik eşyalar ise müze girişindeki mağazadan satın alınabilecek.

İngiltere’de 5 Nükleer Santrale 1,5 Milyar Avro Yatırım Yapılacak

İngiltere’de 5 nükleer santrale kullanım ömürlerinin artırılması amacıyla 1,5 milyar avroluk yatırım yapılacağı açıklandı.

Fransız basınındaki haberlere göre Fransız nükleer enerji firması EDF, 2026’ya kadar İngiltere’de işlettiği 5 nükleer santral için ömür uzatma çalışmaları yürütecek.

Bu kapsamda EDF tarafından isimleri Sizewell-B, Torness, Heysham 2, Heysham 1 ve Hartlepool olarak açıklanan nükleer santrallere 1,5 milyar avro yatırım yapılacak.

Ömür uzatma çalışmalarının İngiliz hükümetinin onayının ardından gerçekleştirilmesi bekleniyor.

İngiltere’de 30 ila 40 yıl önce elektrik üretimine başlayan santrallerin bakım ve ömür uzatma çalışmalarına ihtiyacı bulunduğu belirtiliyor.

EDF, İngiliz nükleer enerji piyasasında sahip olduğu 8 santral ile tek oyuncu konumunda bulunuyor. Şirketin işlettiği santrallerin 3’ünün ise hizmetten çıkarılma süreci devam ediyor.

Dünya Nükleer Enerji Derneği’nin, Ekim 2023 verilerine göre, İngiltere’de toplam kurulu gücü 5,8 gigavata ulaşan nükleer enerji santralleri, ülkenin elektrik talebinin yüzde 15’ini karşılıyor.

İngiliz hükümeti, 2050’ye kadar nükleer güç kapasitesini 24 gigavata, nükleerin, toplam elektrik üretimindeki payını da yüzde 25’e çıkarmayı hedefliyor.

İngiltere’nin 2023’te nükleer güç santrallerinden sağladığı elektrik üretimi 37,3 milyar kilovatsaat olarak gerçekleşirken, üretim geçen yıl bir önceki yıla göre bazı santrallerin kapanmaları ve bakım çalışmaları nedeniyle yüzde 15 azalmıştı.

Kaynak: AA

‘Çelik Dikiş’ Deprem Testini Geçti

Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilen, binalarda çelik dikiş tekniği uygulaması deprem dayanıklılık testini geçti

KTÜN Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Musa Hakan Arslan ve Doç. Dr. Ceyhun Aksoylu, betonarme kirişlerin onarım ve güçlendirmesi için bir proje üzerine çalıştı.

Fakültenin Yapı ve Mekanik Laboratuvarı’nda yürütülen çalışma sonunda kirişlerin kısa sürede ve düşük maliyetle güçlendirilmesine imkan sağlayan bir teknik geliştiren akademisyenler, bu çalışmanın patentini de aldı.

Yapılan depremi benzeştiren itme ve çekme testlerinde, deprem anında mekanik çelik dikiş uygulaması yapılan kirişlerde, meydana gelecek kırılmalara karşın koruma sağlandığı ortaya çıktı.

Doç. Dr. Aksoylu, “mekanik çelik dikiş” ismini verdikleri ve patenti alınan güçlendirme yönteminin uygulamada kullanılması için deneyleri sürdürdüklerini söyledi.

TÜBİTAK projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların ikinci aşamasında olduklarını vurgulayan Aksoylu, “Bu aşama bizim için deprem testi aşaması. Yani deprem anında mekanik dikişler işe yarayacak mı? Bunu test etmek üzere birçok parametreyi dikkate aldığımız çok kapsamlı bir deneysel çalışma başlattık. Bu noktada çok ciddi kazanımlar elde ettik.” diye konuştu.

Aksoylu, yaptıkları deneysel çalışmalarda çelik dikişin çok net şekilde işe yaradığını gördüklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“İçindeki sargı donatısı az olan kirişlerin mekanik dikişlerle güçlendirilebileceğini ispat ediyoruz. Yapı elemanı, deprem anında kırılmadan kendi içinde deplasman yapacak. Buna yer değiştirme diyoruz. Bunu mekanik dikişlerle sağlayabiliyoruz. Ani bir kırılma, toptan bir göçme istemiyoruz. Dolayısıyla her bir yapı elemanının sünek (yer değiştirme, enerji yutma kapasitesi) davranması gerekiyor, deplasman yapması gerekiyor. Yük taşıma kapasitesini kaybetmeden bunları yapması gerekiyor. Bugün bulduğumuz bu patentli güçlendirme tekniği de bunu sağlıyor. Bu güçlendirmeyle kirişin hem sünekliliğini artırıyoruz, aynı zamanda da yüzde 100’e yakın dayanım artışı gerçekleşiyor. Kirişin güçlendirilmesi yüzde 100 oranında sağlanmış oluyor.”

Uygun Maliyetle Güçlendirme Yapılabiliyor

Bazı güçlendirme tekniklerinin maliyetli olduğuna işaret eden Aksoylu, “Bazı binalar güçlendirildikten sonra ‘keşke yıkılıp yeniden yapılsaydı’ durumuna gelebiliyor. Ancak mekanik çelik dikişler, uygulamadaki yöntemler arasında maliyeti en uygun olanı. Bütün yapı elemanlarındaki kirişler güçlendirilebilir diyemeyiz. Bunun bir sınırı var ve zaten biz de bu projeyle bu sınırları belirleyip uygulayıcılara sunacağız.” ifadelerini kullandı.

Aksoylu, amacının, 2019’da yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğine bu tekniğin yer alması olduğunu belirterek, bu sayede tekniğin hızlı şekilde güçlendirilmeyi bekleyen kiriş elemanlarında kullanılacağını kaydetti.

Kaynak: AA

EYODER Başkanı Ünlü: “Türkiye’nin Enerji Yoğunluğu AB Ülkelerinden Daha Fazla”

Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, “Küresel olarak enerji yoğunluğunun iyileşmesi 2022’de yüzde 2 iken, Türkiye yüzde 6,2’ye ulaştı.” dedi.

Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan EYODER Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, Türkiye’de enerjide temiz kaynak kullanımını artırmaya ve bu alandaki maliyetleri düşürmeye yönelik yatırımların 2022’de yaklaşık 2 milyar dolara ulaştığını söyledi.

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye’nin 2024-2030 döneminde sadece enerji verimliliği ile enerji tüketimini yüzde 16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedeflediğine dikkati çeken Ünlü, bu yıl itibarıyla enerji verimliliği alanına yapılan yatırımların hızla artacağını aktardı.

Ünlü, plana göre gerçekleştirilmesi hedeflenen yatırımların 20 milyar dolar tutarında olduğuna işaret ederek, “Bu da yıllık yaklaşık 3,3 milyar dolarlık yatırıma karşılık geliyor. Bu yatırımlar sayesinde de 2040’a kadar 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Karbon nötr ekonomiye geçişte yoğun enerji tüketen sistemlerin enerji tüketiminin düşürülmesini sağlayan enerji verimliliği konusunun enerji sektöründe yaşanan sorunların çözümü için kritik rol üstlendiğini vurgulayan Ünlü, “Öyle ki 2040’a kadar ihtiyaç duyulan emisyon azaltımının yüzde 40’ının enerji verimliliğinden sağlanacağı öngörülüyor.” diye konuştu.

Enerji Verimliliğiyle Sanayi Sektörünün Enerji Tüketimi Yüzde 32 Azaltılabilir

Türkiye’nin 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefi için 2024-2030 yıllarında enerji tüketiminin 37,1 milyon ton eşdeğer petrol (TEP) azaltılmasının planlandığını ifade eden Ünlü, toplam miktarın 11,7 milyon TEP’inin sanayi tarafında gerçekleşeceğini aktardı.

Ünlü, bu kapsamda 2030’a kadar yapılması planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın yaklaşık 7 milyar dolarının sanayi alanına ayrılması gerektiğine değinerek, şöyle devam etti:

“Türk sanayisi bu dönüşüm sürecine önem veriyor ve yatırıma hazır. Bu kapsamda özellikle uluslararası yeşil kaynaklı fonlar, sanayiye yönelik hibe desteklerinin artırılması, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yeşil dönüşümün finansmanına yönelik katkıların artması, başta teminatlar alanında olmak üzere bankacılık tarafında yapılacak düzenlemeler ve Enerji Performans Sözleşmeleri’nin yaygınlaşmasıyla birlikte sanayicilerin bu dönüşüm sürecine büyük katkı vermesini bekliyoruz.”

Ünlü, Türkiye’de tüketilen enerjinin yaklaşık üçte birinin endüstriyel işletmelerde kullanıldığını ve sanayide tüketilen enerjinin, enerji verimliliği ve tasarruf çalışmalarıyla yüzde 32 azaltılabileceğini aktardı.

Enerji verimliliğini en fazla odağına alan iki sektörün çimento ve gübre sektörleri olduğunu ifade eden Ünlü, şunları kaydetti:

“Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na tabi olmayan sektörlerde ise gıda, ilaç, uluslararası tedarik zincirlerinin etkisiyle tekstil ve özellikle son bir yıldır otomotiv ön plana çıkıyor. Bir işletmede yenilenebilir enerji yatırımı yapıldığı zaman, tüketilen enerjinin kaynağı değişir ancak kullanılan enerji miktarı değişmez. Dolayısıyla tüketimi düşürmek için öncelikle enerji verimliliği çalışmaları yapılmalı, ardından bu sayede düşen enerji tüketimi, yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik edilmelidir. Böylece yenilenebilir enerji yatırımının maliyeti de ciddi oranda azaltılabilir.” 

Türkiye’nin Enerji Yoğunluğu Enerji Verimliliği Çalışmalarıyla Azaltılabilir

Ünlü, enerji konusunun son yıllarda gündemde olan enerji arzı, güvenliği ve maliyetinde yaşanan sorunlar nedeniyle ülkelerin ve şirketlerin gündeminde ilk sıralarda yer almaya başladığını ifade ederek, enerji sektörünün, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 75’inden sorumlu olduğunu söyledi. 

Türkiye’nin enerji yoğunluğunu 2021 ve 2022’de iki yıl üst üste düşürdüğünü ve bunu yapabilen iki ülkeden biri olduğunun altını çizen Ünlü, “Küresel olarak enerji yoğunluğunun iyileşmesi 2022’de yüzde 2 iken, Türkiye yüzde 6,2’ye ulaştı. Ancak dünya genelinde 2050 karbon nötr hedefine ulaşabilmek için çalışılan senaryolarda bu oranın her yıl yüzde 4 olması gerektiği hesaplanıyor. Dolayısıyla her yıl bu yüksek seviyelere ulaşmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

Ünlü, 2022 Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre Türkiye’nin enerji yoğunluğunun AB ülkelerinden yaklaşık yüzde 28 daha fazla olduğuna işaret ederek, “Bu durum enerji yoğun sektörlerimizin fazlalığını ve enerji verimliliği potansiyelimizi gösteriyor. Enerji yoğunluğumuzu azaltmayı ya katma değerli ürünlerimizi artırarak ya da enerji verimliliği çalışmalarıyla enerji tüketimimizi azaltarak sağlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Zengezur Koridoru’nda İnşaat Aralıksız Devam Ediyor

Azerbaycan, batı illeri ile Nahçıvan’ı birleştirecek, aynı zamanda Çin’den Orta Asya, Hazar Denizi, Kafkasya ve Türkiye’ye uzanan Orta Koridor’u da yol kapsamına alacak Zengezur Koridoru’nda inşaat çalışmaları devam ediyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun, “Türkiye, Azerbaycan ve İran’ın çalışmalar yürüttüğünü” açıkladığı Zengezur Koridoru’na uzanan Azerbaycan topraklarındaki kara ve demir yolu ağındaki çalışmalar görüntülendi.

Fuzuli ilinin Horadiz kasabasından Ermenistan sınırına, Zengilan ilinin Ağbend kasabasına uzanan Horadiz-Ağbend hattının inşasını Azerbaycan Devlet Demir Yolları gerçekleştiriyor. Hattın yapımında Türk şirketleri de aktif yer alıyor.

110,4 kilometrelik hattın üzerinde 9 istasyon ile köprü, araç geçidi, tünel, drenaj borusu gibi yaklaşık 500 yapı bulunuyor.

Horadiz-Ağbend hattında projelendirmenin yüzde 82’si, inşaat çalışmalarının ise yüzde 45’i tamamlanarak 69,7 kilometrelik ray döşendi. Hattın her iki kısmındaki 30’ar metre alan mayınlardan temizlendi.

Ermenilerin işgal döneminde döşediği mayınların ve zor arazi koşullarının yapımında birtakım zorluklara neden olan hattın 2025’te tamamlanması öngörülüyor.

Kara Yolunun Yüzde 80’inden Fazlası Tamamlandı

Demir yoluna paralel olarak Azerbaycan, Horadiz’den Ağbend kasabasına 123,5 kilometrelik yeni kara yolu inşa ediyor.

Azerbaycan Otoyolları Devlet Ajansının koordinesinde gerçekleştirilen inşaatı Türk şirketleri hayata geçiriyor.

Bazı bölümleri 4, bazı bölümleri ise 6 şeritli olan kara yolunun üzerinde 58 alt geçit, 27 köprü ve 3 tünel bulunuyor. Edinilen bilgiye göre, kara yolunun yüzde 80’inden fazlası tamamlandı.

Bakü’den Horadiz kasabasına kadar kara yolu ve demir yolu hatları işlek durumda. Bu hatların Horadiz’den Ermenistan sınırına kadarki kısmının bazı bölümleri Ermenistan işgali döneminde tahrip edildi, bazı bölümleri ise yapılan barajın suları altında kaldı. Dolayısıyla Horadiz’den Nahçıvan’ın Ordubad iline uzanan 166 kilometrelik yeni demir yolu hattı inşa edilecek.

Hattın Ermenistan kısmından, Zengezur bölgesinden geçecek 43 kilometrelik bölümünün inşaatı iki ülke arasında sağlanacak nihai mutabakattan sonra başlayacak.

Ordubad’dan, Nahçıvan’ın kuzeyinde bulunan, Türkiye, Ermenistan ve İran’a yakın Velidağ İstasyonu’na kadarki 158 kilometrelik hat ise kapsamlı tamir edilecek.

Türkiye ve Azerbaycan’ın, Kars’ı, Nahçıvan’a bağlayacak demir yolu hattı projesi de bulunuyor. İhalesi yapılan projenin çalışması yıl içerisinde başlayacak.

Bu projelerin tümü gerçekleştirildiğinde Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni ulaşım bağlantısı sağlanacak. Aynı zamanda Türkiye ile Rusya arasında Azerbaycan üzerinden kesintisiz kara ve demir yolu iletişimi sağlanmış olacak.

Kaynak: AA

Konut Kredi Hacmi 438,88 Milyar TL Oldu

Bankacılık  Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan bültene göre konut kredi hacmi 5 Ocak itibarıyla 31 milyar 707 milyon TL artarak 438,88 milyar TL oldu.

Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 11 trilyon 630 milyar 252 milyon liradan 11 trilyon 661 milyar 959 milyon liraya yükseldi.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil geçen hafta 162 milyar 821 milyon lira azaldı. Yüzde 1,1 gerileyen bankacılık sektörünün toplam mevduatı 14 trilyon 680 milyar 260 milyon lira oldu.

Tüketici kredilerinin tutarı, 5 Ocak itibarıyla 2 milyar 509 milyon lira artışla 1 trilyon 516 milyar 260 milyon liraya çıktı. Söz konusu kredilerin 437 milyar 883 milyon lirası konut, 95 milyar 329 milyon lirası taşıt ve 983 milyar 48 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 8 milyar 744 milyon lira artarak 1 trilyon 393 milyar 482 milyon liraya çıktı.

İhracat Yüzde 0,2 Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan dış ticaret Kasım ayı verilerine göre, ihracat birim değer endeksi yüzde 0,2 arttı.

İhracat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,2 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 1,0 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,9 azaldı, yakıtlarda yüzde 19,0 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,7 arttı. 

İhracat Miktar Endeksi Yüzde 5,0 Arttı 

İhracat miktar endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,0 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,1 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 4,1 azaldı, yakıtlarda yüzde 52,6 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,3 azaldı. 

İthalat Birim Değer Endeksi Yüzde 7,8 Azaldı 

İthalat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,2 azaldı, yakıtlarda yüzde 27,8 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 12,2 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 2,3 azaldı. 

İthalat Miktar Endeksi Yüzde 2,3 Arttı 

İthalat miktar endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 3,9 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 0,2 azaldı, yakıtlarda yüzde 6,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 12,8 arttı. 

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış İhracat Miktar Endeksi Yüzde 0,5 Azaldı 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2023 Ekim ayında 152,5 iken 2023 Kasım ayında yüzde 0,5 oranında azalarak 151,7 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2022 yılı Kasım ayında 150,3 iken 2023 yılı Kasım ayında yüzde 5,0 oranında artarak 157,7 oldu. 

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış İthalat Miktar Endeksi Yüzde 7,2 Azaldı 

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2023 Ekim ayında 133,4 iken 2023 Kasım ayında yüzde 7,2 oranında azalarak 123,8 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2022 yılı Kasım ayında 119,0 iken 2023 yılı Kasım ayında yüzde 2,3 oranında artarak 121,7 oldu. 

Dış Ticaret Haddi 2023 Yılı Kasım Ayında 86,3 Olarak Gerçekleşti 

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2022 yılı Kasım ayında 79,4 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 6,9 puan artarak, 2023 yılı Kasım ayında 86,3 oldu.

İnşaat Ciro Endeksi Yüzde 98,7 Artış Gösterdi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerine ilişkin Kasım ayı ciro endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat sektörü ciro endeksi yüzde 98,7 arttı.

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2023 yılı Kasım ayında yıllık yüzde 66,1 arttı. 

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı Kasım ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 54,6 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 98,7 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 71,3 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 61,2 arttı.

Toplam Ciro Aylık Yüzde 3,0 Arttı 

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2023 yılı Kasım ayında aylık yüzde 3,0 arttı. 

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı Kasım ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 2,5 arttı, inşaat ciro endeksi yüzde 3,8 arttı, ticaret ciro endeksi yüzde 3,4 arttı, hizmet ciro endeksi yüzde 2,3 arttı.

DSİ, Çamlıdere Barajı Projesini Hızlandırdı

Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Ankara’da Çamlıdere Barajı’ndan içme suyu sağlayacak projenin ihale aşamasına geldi.

DSİ, yürütülen çalışmalar kapsamında Ankara’ya içme suyu sağlayan İçmesuyu 2. Merhale Projesi Gerede Sistemi Regülatörü’nü de tamamladı.

Ankara’nın 2050’de ortaya çıkacak içme suyu ihtiyacını garanti altına alan ve 2019’da devreye alınan Gerede Sistemi’yle, Bolu Gerede Havzası’ndaki sular, Işıklı Regülatörü ve 31,6 kilometre uzunluğundaki Türkiye’nin en uzun içme suyu tüneliyle Çamlıdere Barajı’na cazibeli olarak aktarılıyor.

DSİ, kentin su ihtiyacı için Ankara Çamlıdere Barajı İçmesuyu Temini Projesi’ni de yürütüyor. Bu kapsamda, DSİ tarafından yapılan girişimlerle Ankara Çamlıdere Barajı İçmesuyu Temini işi 2023 Yılı Yatırım Programı’na alınarak ihale süreci başlatıldı.

Proje İki Aşamada Yapılacak

“Ankara Çamlıdere Barajı İçme Suyu Temini” işi iki aşamadan oluşuyor. İlk aşamada, Kınık Tünel çıkışı ile İvedik su arıtma tesisi arası Çamlıdere-1 öngerilmeli beton boru hattının yeniden yapılması sağlanacak.

İkinci aşamada ise Güdül, Beypazarı, Ayaş ilçe merkezleri ile bağlı mahallelere içme ve kullanma suyu sağlanması için 397 kilometrelik isale hattı yapılacak.

DSİ, projenin ilk etabı için ihaleye çıkarken, ihalenin ilk aşaması olan ön yeterlilik oturumu, 29 Ocak’ta gerçekleştirilecek. İlk etabın inşaat sürecinin takip ve yönetimi de DSİ tarafından yürütülecek.

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı Yakında Ulaşıma Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı projesinin Şubat sonunda hizmete alınacağını açıkladı.

Metro hattının Molla Gürani istasyonunda incelemelerde bulunan Uraloğlu, burada yaptığı açıklamada, artan nüfusa ve araç sayısına karşın trafik sorununu ortadan kaldırmanın en önemli yolunun raylı sistemleri yaygınlaştırmaktan geçtiğini söyledi.

Bu noktada ülke genelinde 12 ildeki yaklaşık 922 kilometrelik şehir içi raylı sistem hattının 395,3 kilometresinin Bakanlık tarafından yapıldığını dile getiren Uraloğlu, “Şu anda da ülkemiz genelinde 9 projede toplam 101,5 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatı bulunmaktadır. İstanbul’u da bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla donatıyoruz.” diye konuştu.

Uraloğlu, megakentte bugüne kadar Bakanlık tarafından 127,5 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattının hizmete alındığını, şu anda da toplamda 55,7 kilometrelik 5 ayrı projenin inşasının sürdüğünü ifade etti.

Bakan Uraloğlu, “Yapımı devam eden projelerimiz bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğu 338,8 kilometreden 394,2 kilometreye yükselecek ve İstanbul raylı sistem ağının yüzde 50’den fazlasını Bakanlığımız kazandırmış olacak.” bilgisini verdi.

Bakan, Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’nın 8,4 kilometre uzunluğunda olduğunu ve 7 istasyonu bulunduğunu belirterek, bu durakların Özgürlük Meydanı, İncirli, Haznedar, İlkyuva, Yıldıztepe, Molla Gürani ve Kirazlı olarak sıralandığını söyledi.

Saatte 80 kilometre hızla günde 1 milyon yolcunun bu hatta seyahat edebileceğini dile getiren Uraloğlu, projenin tamamlanmasıyla Kirazlı, İncirli, Özgürlük Meydanı ve Bakırköy İDO duraklarından diğer raylı sistemlere ve İstanbul Deniz Otobüsü’ne entegre olarak kesintisiz ulaşım sağlanabileceğini anlattı.

Uraloğlu, “Bu sayede Kayaşehir-Bakırköy İDO arası seyahat süresi 39 dakika, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi-İncirli arası 31 dakika, Kayaşehir-Kirazlı arası 27 dakika, Metrokent-Özgürlük meydanı arası 30 dakika olacaktır. Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’mızın 25 yıllık projeksiyondaki kara yolu bakım, işletme ve zaman kazancı gibi etkenlerden ekonomik kazancı 6,1 milyar dolar olacaktır.” diye konuştu.

Kaba İnşaatın Yüzde 97’si Tamamlandı

Bakan Uraloğlu, projedeki hat işlerini tamamladıklarını, istasyonlara ait kaba inşaat işlerinin yüzde 97’sinin, ince işlere ait imalatların yüzde 65’inin ve elektromekanik işlere ait imalatların yüzde 73’ünün bittiğini söyledi.

İstasyonlarda zarif, modern ve yenilikçi tasarımlar uyguladıklarını, elektromekanik sistemler için son teknoloji ve üstün kaliteli sistemleri tercih ettiklerini dile getiren Uraloğlu, “Artık test ve devreye alma çalışmalarına başladık. Projemizi şubat sonunda hizmete alarak İstanbul’a yeni bir hat daha kazandıracak olma heyecanıyla çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.” dedi.

Uraloğlu, İstanbul ulaşım ana planının, kentin 1100 kilometre metro hattına ihtiyacı olduğunu gösterdiğini belirterek, “İstanbul’un her köşesine raylı sistemi eriştirmemiz lazım ve biz Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak adımlarımızı bu yönde atıyoruz ve çalışıyoruz. İstanbullular Bakanlığımızın projelerini yakından takip ediyor.” ifadesini kullandı.

Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Hattı’nda Ön Proje Çalışmaları Bitti

Megakentte hayata geçirdikleri tünel ve köprülerle kent içi trafiğine adeta nefes aldırdıklarını dile getiren Uraloğlu, Halkalı-Kapıkule hızlı tren projesinin yapım çalışmalarının sürdüğünü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde hayata geçirecekleri demir yolu bağlantısının İstanbul’un uluslararası yük taşımacılığındaki konumunu daha da güçlendireceğini, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı’ndan sonra tamamen yeni bir hat planladıklarını, Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Hattı projesini gündeme aldıklarını ve ön proje çalışmalarını tamamladıklarını anlattı.

Uraloğlu, “Süper hızlı tren hattımızın güzergah uzunluğu 344 kilometre olacak. Saatte 350 kilometre hıza ulaşacak trenlerimizle seyahat süresini 80 dakikaya indireceğiz.” diye konuştu.

Bakırköy-Kirazlı Metro Hattı’nın tüm proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Küresel Yenilenebilir Enerji Kapasitesi 2023’a Kadar 2,5 Katına Çıkacak

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından açıklanan Yenilenebilir 2024 raporuna göre, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2023 yılına kadar 2,5 katına çıkması öngörülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Yenilenebilir 2024 raporuna göre, dünya yenilenebilir enerji kapasitesinde yaklaşık son 30 yıldaki en hızlı büyüme görülüyor.

Dünyada geçen yıl 2022’ye göre 510 gigavatla yüzde 50 daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesi devreye alındı, bu artışın yüzde 75’i güneş enerjisinden sağlandı.

Küresel yenilenebilir enerji gücündeki büyümede Çin başı çekerken, Avrupa, ABD ve Brezilya’daki yenilenebilir enerji kapasite artışı da rekor seviyeye ulaştı.

İklim değişikliğiyle mücadelenin yanı sıra ülkelerin enerji arz güvenliğinde kritik rol oynayan yenilenebilir enerjide büyümenin giderek hızlanacağı öngörülürken, 2028’e kadar dünyanın yenilenebilir enerji kapasitesinin 7 bin 300 gigavata ulaşacağı hesaplanıyor.

Bu artış hızının sürmesiyle, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 itibarıyla bugünkü seviyesine göre 2,5 katına çıkacağı öngörülüyor. Söz konusu büyümenin yüzde 95’inin güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanması beklenirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde en büyük kaynak olan kömürü 2025 itibarıyla geride bırakacağı tahmin ediliyor.

Yenilenebilir enerjideki benzeri görülmemiş büyümeye rağmen geçen ay Dubai’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP28) anlaşmaya varılan “yenilenebilir enerji kapasitesini 2030 itibarıyla üç katına çıkarma” taahhüdünün gerçekleşmesi için yatırımların hızlanması gerekiyor.

Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, söz konusu kapasitenin 2030 itibarıyla 11 bin gigavata ulaşması anlamına geliyor.

Bu hedefin başarılması için politikalara ilişkin belirsizliklerin giderilmesi, yetersiz şebeke yatırımlarına ilişkin sorunların çözülmesi ve bürokratik bariyerlerin kaldırılarak izin süreçlerindeki aksamaların giderilmesine ihtiyaç duyuluyor.

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, mevcut politikalar ve piyasa koşullarında küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 itibarıyla 2,5 katına çıkacağını belirterek, “Bu, COP28’deki hedef için yeterli değil ancak bu hedefe yaklaşıyoruz ve hükümetler bu arayı kapatmak için gereken araçlara sahip. Şu anda kara rüzgar ve güneş enerjisi dünyanın neredeyse her yerinde yeni fosil yakıt santrallerinden daha ucuz. Bu kaynaklar, birçok ülkedeki mevcut fosil yakıt santrallerinden de daha ucuz.” ifadesini kullandı.

Birol, buna rağmen başa çıkılması gereken bazı büyük problemler olduğuna işaret etti.

Makroekonomik zorlukların bunlar arasında olduğunu belirten Birol, şunları kaydetti:

“Bana göre uluslararası toplum için en büyük zorluk, gelişmekte olan ekonomilerde yenilenebilir enerji projelerine hızla finansman sağlanması ve kapasitenin artırılması. Bu ülkelerin birçoğu yeni enerji ekonomisinde geride kalıyor. Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasında başarıya ulaşılması, bu ülkelerde söz konusu zorlukların aşılmasına bağlı olacak.”

Siirt Atatürk Stadı Projesi İçin Ek Protokol İmzalandı

Siirt Belediyesi ile Spor Toto Teşkilat Başkanlığı arasında, tribün inşaatı tamamlanmak üzere olan Atatürk Stadı projesi için ek protokol imzalandı.

Protokol ile stadyum yeni tribün inşa çalışmaları en kısa sürede tamamlanarak hizmete girecek. Vali Kızılkaya, Spor Toto Teşkilat Başkanı Dr. Mehmet Ata Öztürk ile yaptığı görüşmede, Siirt il genelinde planlanan ve devam eden yatırım ve projeleri de ele aldı. Vali Kızılkaya, yatırımın vatandaşlara, gençlere ve spor camiasına hayırlı olması dileğinde bulundu.

Kahramanmaraş’ta 150 Yataklı Hastane İnşaatı Başladı

Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde konumlandırılan 150 yataklı hastane projesinde inşaat çalışmaları başladı.

Efsus Turan Mahallesi Devlet Bahçeli Bulvarı üzerinde 44 bin 707 metrekare alana inşa edilecek, bodrum, zemin dahil 7 kattan oluşacak 150 yataklı hastanenin temel kazı çalışmaları başladı.

Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven, inşaat alanını ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı.

150 yatak kapasiteli yeni Afşin Devlet Hastanesinin ilçeye hayırlı olmasını dileyen Güven, “Temel kazı çalışmaları kapsamında 12 ila 19 metre arasında dekapaj yapılacak ve yaklaşık 200 bin metreküp toprak taşınacak. İlçemiz öngörülen süre içerisinde yeni hastanemize kavuşacak” diye konuştu.

Hastanenin kısa süre içerisinde temel atma aşamasına getirilmesi ve 700 takvim gününde tamamlanması için yoğun bir çaba verildiğine değinen Güven, yatırımda emeği bulunanlara teşekkür etti.

Hastane projesinin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Enerjide Yenilebilirin Payı Yüzde 42’ye Yükseldi

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, ‘Yenilenebilir Enerji Sektörü 2023 Değerlendirmesi ve 2024 Projeksiyonu’ kapsamında düzenlenen toplantıda, Türkiye’nin son 10 yıldaki gelişmeleri ele alındı.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, ‘Yenilenebilir Enerji Sektörü 2023 Değerlendirmesi ve 2024 Projeksiyonu’ kapsamında toplantı düzenledi. Toplantıda enerjide dönüşümün yanı sıra, son 10 yıllık gelişmeler kapsamında 2023’te nelerin yapıldığı ve 2024’te nelerin yapılması gerektiği konuşuldu.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, “Küresel enerji tüketimi hızla artmaya devam ediyor. Arz güvenliği, enerjiye ekonomik erişim ve sürdürülebilirlik bu dönemde üç ana ihtiyaç ve hepsi yeni teknoloji desteğiyle çözülebilir” dedi.

Çin, ABD ve Hindistan Kapasitede Zirvede

Küresel çapta enerji talebinde  yavaşlama olduğunun altını çizen Hakman,  birincil enerji tüketiminin yüzde 7,5’ini hidroelektrik hariç yenilenebilir enerji kaynaklarının, yüzde 82’sini ise fosil yakıtların oluşturduğu bilgisini vererek, “Yenilenebilir  enerji,  toplam küresel elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. 2015 yılından beri istikrarlı bir şekilde artan  rüzgâr  ve güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki toplam payı yüzde 12. Güneş PV, yenilenebilir enerjinin toplam kapasite artışının (348 GW) yüzde  70’ini oluştururken, onu  77 GW (yüzde 22) ile rüzgâr ve 22 GW (yüzde  6,3)  ile  hidroelektrik izliyor. Güneş ve rüzgâr enerjisinde en yüksek kapasite artışına sahip ilk üç ülke Çin, ABD ve Hindistan” ifadelerinde bulundu.

“Karbonsuzlaşmaya Yönelmeliyiz”

Toplantıda 2023 yılında yenilenebilir enerji sektöründe yaşanan değişim ve gelişmelere değinen SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü ise Türkiye’nin önceliğinin, halihazırda en ucuz kaynak olan, teknolojisi gelişmiş ve yerli ekipman imalat kapasitesine sahip olduğu, yerli ve temiz yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek olması gerektiğine vurgu yaptı. Güllü, “Ekonomik kalkınma ve karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşabilmek için sadece yeşil/ikiz dönüşüm odaklı politikalar yerine sürdürülebilir kalkınma/büyüme ile uyumlu, enerji, sanayi, ulaştırma, finans ve ticaret politikalarının bütüncül olarak ele alınması önemli” diye konuştu.

Toplantıda, SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin yıl boyu yayınladığı raporlar üzerinden, 2023 yılında  yenilenebilir enerji sektöründe yaşanan değişimler ve gelişmelere ilişkin konuşan Güllü, “2013-2023 yılları arasında Türkiye’de elektrik üretiminin  yüzde 36 artmasına rağmen yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı yüzde 29’dan yüzde 42’ye çıktı.

Türkiye bu başarıyı, yenilenebilir enerji maliyetlerinin yüksek olduğu bir dönemde YEKDEM I kapsamındaki dolar bazlı alım garantisi ile sağladı. Aynı dönemde verilen yerli katkı teşvikiyle de Türkiye’de rüzgâr ve güneş ekipman imalatı yerli olarak yapılmaya başlandı.  Küresel olarak  bu dönemde karasal rüzgâr enerjisinde seviyelendirilmiş elektrik maliyetinin  yüzde 69, güneşte ise yüzde 89 düşmesiyle rüzgâr ve güneş enerjisi en ucuz enerji kaynakları haline geldi” dedi.

Toplantıda, hedeflerin kısa-orta-uzun vadeli aksiyon planlarına dönüştürülmesi hem elektrik sektöründe hem de son kullanım sektörlerinde destekleyici politikaların belirlenerek uygulamaya konulmasının, gerekli piyasa ve mevzuat düzenlemelerinin yapılmasının önemli olduğu vurgulandı. Dünya zor bir dönemden geçerken ABD seçimleri, İsrail-Filistin savaşı, Rusya-Ukrayna savaşı gibi küresel olarak enerji sektörünü etkileyebilecek gelişmelerin Türkiye’yi de etkileyeceği anlatıldı.

Bu süreç içinde Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarını artırması, enerji verimliliği alanında çalışmalara  hız vermesi, elektrifikasyon ile nihai enerji tüketiminde elektriğin payını yüzde 56’ya çıkarması gerektiği kaydedildi. Yeşil finansman ve yeni teknolojiler de 2024’ün gündeminde yer alacak konular arasında.

Enerji İthalatı Yüzde 29 Azaldı

2022 yılında küresel piyasalarda yaşanan jeopolitik gelişmeler ve özellikle küresel doğalgaz fiyatlarındaki oynaklık nedeniyle elektrik fiyatlarında ciddi yükseliş yaşandığını belirten Güllü, “2023’te doğalgaz ve kömür fiyatları normale dönmeye başladı ve Türkiye’de de hem doğalgaz hem de elektrik fiyatlarında 2022 yılına göre düşüş gözlendi.

Rusya-Ukrayna savaşı ile artan enerji fiyatlarından dolayı Türkiye’nin Enerji ithalatı 2022’de 97 milyar dolara çıktı. 2023’ün ilk 10 aylık verilerine göre ise 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 29’luk bir azalma söz konusu.Diğer yandan yılın ilk 10 ayında enerji kaynaklı dış ticaret açığı,toplam dış ticaret açığına oranla yüzde 74’ten yüzde 47’ye geriledi” diye ekledi.

Kapasite Artışında Gerileme Yaşandı

Türkiye’nin kurulu gücünün artmasına rağmen artış oranının önceki yıllara göre düşük kaldığını belirten Alkım Bağ Güllü, “2012-2022 yılları arasındaki dönemde, yıllık kurulu güç net artışının ortalaması 4,6 GW olmuştu.Talep artışının üzerinde olmakla birlikte bu artışın en önemli nedenlerinden biri, bu dönemde yenilenebilir enerji santrallerine verilen teşviklerdi. 2023 yılında ise yaklaşık 2,5 KW’lık yeni kurulu güç artışı oldu yani, yeni kapasite artışında bir gerileme söz konusu. Kurulu güç artışının neredeyse tamamı yenilenebilir kaynaklarından sağlandı” bilgisini verdi.

Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü Bu Yıl 100 Yeni Proje İle İhracatı Artıracak

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, 2023 yılında küçülen sektörün bu yıl, 100 yeni proje ile ihracat değerinin artırılacağını belirtti.

İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “2023 Ocak-Aralık döneminde sektörümüz ihracatı değer olarak yüzde 13,3 azalışla 12,7 milyar dolara ulaşırken, miktar olarak yüzde 10,5 azalışla 2,84 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Demir ve demir dışı metaller sektörünün 2023 Ocak-Aralık döneminde birim ihraç fiyatı ise 2022 Ocak-Aralık dönemine kıyasla yüzde 3 düşüşle kilogram başı ihracatı 4,47 dolar oldu” dedi.

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; 2024’te ihracatı 14.4 milyar doların üzerine çıkarmak için 100’den fazla faaliyet gerçekleştireceklerine dikkat çeken Tecdelioğlu, “4 alım heyeti, 10 sektörel ticaret heyeti, 14 fuar faaliyeti, 8 seminer, 7 URGE kümelenme projesi, 20 sektör toplantısı, 4 sektör çalıştayı, 25 iş birliği ziyareti ve sektörel üye ziyaretleri ile Made in Türkiye algısını oluşturmaya devam edeceğiz” bilgisini verdi. Küresel dengelerde Türkiye’nin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını kaydeden Tecdelioğlu, “2024 yılında da yapacağımız B2B’ler, alım heyetleri, info stantlar, sektörel ticaret heyetleri ve fuarlarla hiç durmayacağız. 7/24 ihracatçımızı artırmak için çalışacağız” diye konuştu.

Artık her yerde en büyük rakiplerinin Çin olduğunu dile getiren Tecdelioğlu, “Ancak Çin’e karşı ticaretini azaltmak isteyen ülkelerde bize fırsat doğuyor. Rekabetçiliğimizi kaybettiğimiz için buralarda da fiyat tutturmayla ilgili ciddi sıkıntılar yaşıyoruz ama ziyaretlerimiz, hızlı teslimatımız, parsiyel mal yapabilme kabiliyetimiz gibi birçok fırsatı değerlendirerek ihracatımızı düşürmeden hatta üzerine koyarak çalışmalara devam edeceğiz” vurgusu yaptı.

2024 yılında dünyanın ‘değişik’ bir yıl geçireceğini söyleyen Tecdelioğlu, dünyada daha majör hareketlerin olması, İsrail-Filistin savaşının büyüyüp çevre ülkelere sıçramasının ciddi bir tehdit olacağını ifade etti. Tecdelioğlu, “Bu tehditten dolayı ciddi anlamda kaygılıyız. Ülkemiz ekonomisinin geçtiği dar boğazdan sonra otoriteden, yeni dönemde ciddi anlamda faizlerde gerileme, kur politikalarında iyileşme bekliyoruz.

Elektrik ve doğalgaz tüketiminin en fazla olduğu sektörlerden biriyiz. Enerji fiyatları, maliyetlerimiz de yüzdesel olarak çok yüksek miktarda. Bu sebepten dolayı enerji politikalarıyla ilgili metal sektörüne yönelik özel fiyat tarifesiyle enerji fiyatlarında destek istiyoruz” dedi. Tecdelioğlu, deprem bölgesindeki sanayiciler için de işveren katkı payında teşvik talep etti.

Alüminyum ve Bakırda Sert Düşüş

Demir ve demir dışı metaller sektörü 2023 yılında en çok ihracatını 1,66 milyar dolar ile Almanya’ya gerçekleştirdi. İkinci sıradaki İtalya’ya 764 milyon dolar, üçüncü sırada yer alan ABD’ye ise 648 milyon dolar ihracat yapıldı. Bir önceki döneme göre en fazla ihracat artışı Suudi Arabistan’a yüzde 275 artışla 185 milyon dolar olarak gerçekleşerek 3,7 katına çıktı. Sektörde ihracat birim fiyatı ise 4.38 dolar oldu. Alt sektörlerde ise; alüminyum sektöründe 4,89 milyar dolar, armatür sektöründe 4,03 milyar dolar, bakır sektöründe 2,07 milyar dolar, mutfak sektöründe 5,73 milyar dolar, hırdavat sektöründe 2,37 milyar dolar, yapı sektöründe 30,05 milyar dolar ve döküm sektöründe 11,33 milyar dolar ihracat gerçekleşti.

Akıllı Ev Teknolojisiyle İnşa Edilen Gökdemir Villaları Projesinde Sona Gelindi

Ankara’nın en lüks villa projeleri arasında gösterilen, standartların üstünde bir inşaat kalitesi ve kusursuz işçilikle Beytepe’de inşa edilen Gökdemir Villaları projesinde sona yaklaşıldı. Projede yaşam Mart 2024’te başlayacak.

20 yılı aşkın inşaat ve mimari tecrübesi ile bugüne kadar 5 bin konutu başarıyla tamamlayan Ankara’nın en büyük konut üreticileri firmalarından biri olarak gösterilen Emre Gökdemir İnşaat’ın Beytepe’de inşa ettiği villa projesi büyük oranda tamamlandı.

7 bin 134 metrekare arsa alanında yüzde 65’lik bir yeşil alan sunan toplam 14 villadan oluşan sitede bahçe sulama sisteminde gri su teknolojisi kullanılıyor. 7/24 teknik ve fiziki güvenlik olduğu sitede, her bir villaya 4 araçlık kapalı otopark ve elektrikli araç şarj ünitesini yer alıyor.

Standartların Üstünde Yaşam Konforu

Akıllı ev teknolojisiyle, en kaliteli inşaat malzemelerinin kusursuz bir işçilikle uygulandığı proje, kullanıcılarına mükemmeli yaşatmak üzerine inşa edildi. 8 oda 1 salon 6 banyo 600 metrekare brüt, 456 metrekare net kullanım olanı dört katlı villalarda panoramik asansör yer alıyor. 

Bahçe ile iç içe salonu ve mutfağı, ev hizmetleri görevlisi odası, sauna, fitnes alanı ve hobi atölyesi daha fazla kullanılabilir alanlar sunuyor. Kullanıcılarının yaşam kalitesini en üst seviyeye çıkaran bir mimari anlayışla inşa edilen Gökdemir Villaları yaşamda konforu ulaşımda rahatlığı sunuyor.

Projenin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Seranit Banyo Mobilyalarında Designist İmzası

Designist, hayata ve mekâna değer katan seramik ve banyo ürün gruplarıyla tanınan Seranit markası için banyo mobilyası koleksiyonu tasarladı. İlk kez Unicera 2023 Fuarı’nda yine Designist tarafından tasarlanan Seranit standında lanse edilen koleksiyon, doğa ile insanın yarattığı çevre arasındaki güçlü bağların pozitif etkilerinden ilham alan, kullanıcı ihtiyaçlarının gözetildiği, sade, net, organik ve sürdürülebilir tasarımlardan oluşuyor. 

İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü projelere imza atan Designist, seramik ve banyo ürünleri alanındaki global markalardan biri olan Seranit için banyo mobilyası koleksiyonu tasarladı. İlk kez Unicera 2023 Fuarı’nda yine Designist tarafından tasarlanan Seranit standında lanse edilen koleksiyonda; banyolar, “modern dünya koşullarında yaşamlarının büyük bir kısmını kapalı ortamlar içerisinde geçiren insanlar için doğa ile tekrar bağ kurabileceği alanlardan biri” olarak yorumlanmış ve günümüz teknolojilerinin de tasarıma entegrasyonu ile dingin ve huzurlu banyolar oluşturmak hedeflenmiş. 

Koleksiyonda yer alan beş adet banyo mobilyasının tasarımında doğa ile insan arasındaki güçlü bağların yarattığı pozitif etkilerden ilham alan ve kullanıcı ihtiyaçlarını gözeterek, estetik ve fonksiyonel ürünler oluşturmayı hedefleyen Designist; “Stone”, “Natur”, “Net”, “Cool” ve “Recta” serisi banyo mobilyalarında doğadan alınan ilham ile organik formları nötr tonlar ile bütünleştirmiş. 

Stone ürün grubundaki lavabo, formunu deniz ve okyanus dalgalarının güçlü akışı ile şekillenen çakıl taşlarının görünümlerinden alıyor. Aynı tonda ve dokuda tasarlanmış olan tezgâh ile birlikte sunulan Stone, yine çakıl taşı formundaki aydınlatma, askı ve ahşap kulp gibi aksesuarlar ile tamamlanıyor. Stone banyo dolabının tasarımında kullanılan katmanlar ile malzeme, doku ve renk farklılıkları; dolabın kabuğunu oluşturan ve çevreleyen dış gövdede kayanın çakıla, çakılın kuma dönüşüm hikayesinin katmanlarını simgeliyor. 

Natur’un tasarımındaki çıkış noktası ise doğadan ilham alarak her gün kullandığımız banyo mobilyalarını özelleştirmek olmuş. Tıpkı suyun, istiridye mantarının organik formuna katkısı olduğu gibi, Natur da şekillenirken banyolarda akışkan formuyla hayat buluyor. Doğada nadir bulunduğu için değerlenen istiridye mantarları gibi Natur’un da kullanıcılar için banyolardaki en değerli ürün olmasını amaçlayan Designist, dolap kapaklarındaki detaylarda ve ürünü oluşturan malzemelerde istiridye mantarının dokusundan esinlenmiş. 

Sade, yalın ve çeşitlendirilebilen tasarım anlayışı ile hayata geçirilen Net, modüler yapısı ile kullanıcıların ve mekanların ihtiyaçları doğrultusunda değiştirilebilme esnekliğine sahip. Designist, Net tasarımında; opsiyonel ayak kullanımı, çekmece çeşitleri, açılı ayna, yan havluluk, cam raf, mermer ya da metal aksesuar sistemleri gibi eklenebilir ürünlerle kullanıcıları tasarım sürecine dahil etmeyi ve çok amaçlı bir kullanım sunmayı hedeflemiş.

Endüstriyel şıklık ile rafine estetiği birleştiren bir tasarım anlayışı ile kullanıcı odaklı, ulaşılabilir bir ürün olarak tasarlanan Cool ise metalin hamlığını ve camın gücünü, ahşabın yalınlığı ile birleştirerek pastel renklerle bütünleştiriyor ve bazen de terrazzo gibi daha dinamik bitişlerle kontrast sergiliyor. Tezgâh ya da lavabo malzemesi ile aynı bitişteki arkadan ışıklı aynası, opsiyonel alt dolap ya da perfore rafı ve yanlarındaki havluluk detayı, kullanıcıya kompakt ve flexible çözümler sunarak banyoda keyifli ve yeni bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Recta, hiçbir duvar taşıyıcısına gerek kalmadan, özel boyalı zarif ayakları ile banyoda kendi başına ayakta durarak güçlü bir duruş sergiliyor. Recta, havluluğu ve deri kaplı çekmeceleri ile misafir banyolarının vazgeçilmezi olmayı hedefliyor. 

Seranit’in Unicera 2023 Fuar Standını da Designist Tasarladı…

6-10 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçileri ile buluşan Unicera 2023 fuarındaki 1300 metrekarelik Seranit standı da Designist imzasını taşıyor. Fuar ziyaretçilerinin büyük ilgi gösterdiği Seranit standının tasarımında banyo ve su ilişkisini ele alarak yola çıkan Designist, doğanın eşsiz dengesini, su ile kumun birleştiği anda oluşturdukları ahengi ve dinginliği tasarımına yansıtmış. Bununla birlikte evren ve içinde barındırdığı hayat ile nesneler arasındaki kusursuz denge ve doğadaki mucizevi mühendisliğin saf ve el değmemiş muhteşem güzelliği, tasarımın çıkış noktalarını oluşturmuş. Döngünün bir parçası olarak insanın günlük yaşamında da denge ve ahengi hissedebilmesi için renklerin ve dokuların sadeliği ile amorf formları tasarımlarında kullanan Designist, bu dinginliği kullanıcıya yansıtmayı hedeflemiş.

Seranit fuar standının tasarım konseptinde, su ve seramiğin ham maddesi olan kum ile deniz kabuğu imgelerinden ilham alan Designist, tüm stant alanını deniz kabuğunun dairesel ve akışkan formundan esinlenerek biçimlendirmiş. Tasarımda tercih edilen soft, sıcak renkler ve malzemeler ile de bu fikir desteklenmiş. Aynı zamanda Seranit’in banyolarının istiridyenin içindeki bir inci gibi değerli olduğunu vurgulamak amacıyla banyo mobilyası koleksiyonu fuar alanının tam ortasına yerleştirilmiş ve birer mücevher gibi sergilenmiş. Konseptin bir diğer parçası olan kum elementi ise tüm fuar alanında ön plana çıkarılmış ve 2024 yılı seramik koleksiyonlarının sergilenebileceği bir sergileme elemanı olarak kullanılmış.

Fuzul GYO Portföy Değerini Yüzde 68 Artırdı

Fuzul Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na (GYO) yapılan gayrimenkul değerlemesine göre, şirketin portföy değeri yüzde 68,28 artarak 8 milyar 165 milyon TL oldu.

Borsa İstanbul’da işlem gören şirketten Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na gönderilen bilgilendirme açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Güncel yayınlamış olduğumuz Şirketimiz gayrimenkul değerleme raporları kapsamında;

Toplam portföy değerimizin bir önceki değerleme raporlarına göre 4 milyar 852 milyon TL’den yüzde 68,28 artış göstererek 8 milyar 165 milyon TL’ye ulaşmış olduğu hususunu kamuoyunun bilgisine sunarız.”

Fuzul GYO’nun tüm firma bilgileri ile proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Milsan Elektronik, Türkiye’nin İlk Uluslararası Test Merkezi Onaylı Solar İnverter’ini Üretiyor

Milsan Elektronik Türkiye’nin, Uluslararası Test Merkezi’nden onay almış yerli ve milli Solar İnverter’ini üretiyor. 

Milsan Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, bu yıl toplam 35 farklı Solar İnverter’i piyasaya sunmaya hazırlandıklarını belirtti. Başkan Nursaçan, şirkette gerçekleşen önemli gelişmeler ve yeni ürünleri Solar İnverter hakkında bilgi verdi:

Milsan Elektronik hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Üretim faaliyetlerimize 1995 yılında, yaylı yatak, yaylı kanepe, otomotiv, mobilya ve izolasyon sektöründe kullanılan keçe ve vatkaların üretimi ile  Milkay Teknik Tekstil A.Ş ile Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde başladık. Dünya üzerinde sektörünün ilk 5 ‘i içindeyiz. 60’ın üzerinde ülkeye ihracat yapmaktayız.

Globalde ve ülkemizdeki teknolojik gelişmeler, yatırım anlamında bizleri teknoloji tabanlı sektörlere hizmet verecek yatırımların ülkemiz ekonomisine ve şirket geleceğine büyük katkı sağlayacağını düşünerek  2022 yılında Milsan Elektronik Sanayi T.A.Ş’yi Niğde–Bor Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduk.

PCB (Baskılı Devre Kartı), SMD (Yüzey Montaj Teknolojisi) ve THT (Delik Montaj Teknolojisi) hatlarımızla, proje aşamasından üretim entegrasyonuna kadar tüm süreçleri, global teknoloji devleri ile aynı segmentte elektronik kart üretimi yapmaktayız. Şubat 2024 itibari ile PCB üretimini bünyemizde yapmaya başlıyoruz.

Firmanız kaç kişiye istihdam sağlıyor? Sektörün kalifiye eleman durumuna dair değerlendirmeniz nedir?

35’i mühendis olmak kaydıyla toplam 40 kişilik bir kadromuz var. Sektörde ülkemizdeki diğer endüstriyel üretim yapılan alanlarda olduğu gibi Ara Eleman Tekniker/Teknisyen ihtiyacı var. Bu konuda nitelikli ara eleman yetişmesi için, Meslek Liselerinde ve Meslek Yüksek Okullarında eğitimin teorik ve uygulama anlamında gelişmiş mezunlar vermesi için çalışmalarını ümit ediyoruz. 

Son dönemde geliştirdiğiniz teknolojik yenilikler neler oldu?

Mühendislik çalışmalarından savunma sanayisine, medikal alandan otomotive, telekomünikasyondan enerjiye ve endüstriyel elektroniğe kadar çeşitli sektörlerde kullanılan elektronik kartları üretme yeteneğine sahibiz. Gelişmiş test alt yapımızla birleşen mühendislik uzmanlığımız, yenilikçi ve yüksek kaliteli ürünler sunmamıza olanak sağlıyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından temiz elektrik üretimi için dünya ve ülkemizde seferber olunduğu ve öncelikli, yatırım anlamında güneş enerji santralleri proje ve kurulumlarının parladığı günümüz enerji trendine nasıl katkıda bulunacağımızı düşündük. PV solar panellerden, aksesuar kısmına kadar birçok yatırımcı hizmet vermek üzere işletmelerini kurduğunu oluşan pazara hizmet verdiğini gördük. Ancak teknoloji ve yazılım olarak çok emek verilmesi gereken Solar İnverter (Evirici) kısmında halihazırda başta Uzakdoğu ve Avrupa Üreticilerinin pazara hakim olduğunu ve güneş enerji santrallerinde İnverter‘lerde dışa bağımlı olduğumuzu, tamamı ithal edildiği için ülkemizde ciddi anlamda cari açığa neden olduğunu gördük.

Sektörel bilgi ve tecrübe yetkinliği yüksek Türk mühendisine inanarak, güvenerek, hayalindeki olması gereken en iyi cihazı üretme fırsatı vererek uluslararası standartlara uygun ve uluslararası test merkezleri onayını almış olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yerli ve milli teknoloji yazılımına sahip, solar inverteri olan Pixel Solar İnverter’i 2023 yılında üretmeye başladık.

Hızla gelişen yapay zekâ teknolojisini firmanıza nasıl uyarladınız? 

Teknolojisi ile birlikte Türk mühendisinin emeği olan Pixel Solar İnverter Yazılımı sayesinde  global tüm muadillerinden güvenlik, verimlilik, veri kullanımı ve değerlendirmesi konusunda en üstün performansa sahip solar inverteri olduğu, uluslararası test merkezlerinde alınan sonuçlarla tescil de edilmiş oluyor.

Çalıştığınız sektörde yaşanan değişimleri/ gelişimi bize anlatır mısınız? Sektörü nasıl bir gelecek bekliyor?

Global anlamda yenilenebilir enerji konusunda önder dernek ve kuruluşların güneş enerji santralleri için 2027 yılına kadar tüm dünyada yaklaşık 290 milyar dolarlık bir büyüme öngörülüyor. Ülkemizde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Ulusal Enerji Planı’na bu süreçte, 13 GW ‘lık bir büyüme öngörüyorlar.

Firmanızın sektördeki konumu, pazardaki yeri ve hedefleri konusunda bilgi verebilir misiniz?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ülkemiz için öngördüğü 13 GW lık (Lisanssız santraller ile birlikte 15 GW) pazarın en az  yüzde 20’sinde olmamız gerektiğine inanarak hedeflerimizi belirledik. Bu konuda amacımız, ülkemizde oluşabilecek cari açığı en az seviyeye indirme çabasıdır. 

2023 yılı nasıl geçti, 2024 yılına dair sektör ve firma adına beklentileriniz – öngörüleriniz nelerdir?

Global ekonomiyi ve dolayısıyla ülkemizi etkileyen pandemi sonrası, ülkemizde yaşanan acı kayıplara neden olan depremler sonrasında hala yatırım yapabilme gücünü içimizde hissederek, oluşan pazarda sağlam ve emin adımlarla ilerleyeceğiz. Solar İnverter pazarına, yeri ve kullanım amacına göre 35 farklı Pixel Solar İnverter modeli ile hizmet vereceğiz.

Son olarak hedefleriniz nelerdir?

Öncelikle Türk mühendisinin emeği ile üretilen Pixel Solar İnverter’in ülkemizde marka değerini oluşturarak, sektördeki ithalat nedeni ile oluşan cari açığı en düşük seviyesine getirme çabasında olacağız.  

Şubat 2024 de devreye alınacak olan PCB üretim hattımız ile ülkemizin savunma sanayisine, medikal alandan otomotive, telekomünikasyondan enerjiye ve endüstriyel elektroniğe kadar çeşitli sektörlerde kullanılan elektronik kartları üretmeye devam edeceğiz.

Bunların dışında  paylaşmamızı istedikleriniz nelerdir?

Şu ana kadar yapmış olduğumuz ciddi yatırımları da düşünerek, ülkemizde ve sektörde ciddi anlamda cari açık oluşmasına engel olmak ve yatırımcıları desteklemek için, devletimizden ithalat gümrük oranlarını artırarak yerli ve milli üretimi ve ürün grubunu destekleyecek teşvik ve hibeleri açıklamasını ve süreçleri kolaylaştırmasını beklemekteyiz.

Yapiradar.com’un Sponsorları Arasında Yer Aldığı 11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi Bugün Başlıyor

2012 yılından bu yana Management Plus Danışmanlık ve Eğitim tarafından düzenlenen ve Yapiradar.com’un sponsor olduğu Gayrimenkulde Liderler Zirvesi bu yıl, Radisson Collection Hotel Vadi İstanbul’ da düzenleniyor.

Gayrimenkul sektöründe kiralardaki artış ve konuta erişebilme konusunda yaşanan sorunlar dahil olmak üzere, sektöre ilişkin tüm olumlu ve olumsuz süreçleri ele alarak bir yol haritası oluşturabilmek amacıyla, bu yıl zirvenin 11. si bugün başladı. 

Yapiradar.com’un da sponsorlar arasında bulunduğu zirvenin ana teması “Konuta Erişebilirlik” olacak. “11. Gayrimenkulde Liderler Zirvesine”, gayrimenkul ve inşaat, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, bankacılık, gayrimenkul danışmanlığı sektöründen üst düzey isimlerin konuşmacı ve katılımcı olarak yer alacağı zirve, her yıl olduğu gibi bu yıl da sektörün liderlerini ve profesyonellerini bir araya getirecek.

Saat 09.45 de açılış konuşmasıyla başlayacak olan zirvenin genel akışı şu şekilde :

  • Açılış konuşması
  • Açılış Oturumu: Gayrimenkul Sektörünün Güncel Sorunları ve Konuta Erişebilirliğe STK’ların Önerileri
  • Özel Oturum
  • 1. Oturum: Konuta Erişebilirlik İçin Çözümler
  • 2. Oturum: Konuta Erişebilirliğin Hukuksal ve Yönetsel Boyutları
  • 3. Oturum: Verilerle Konuta Erişebilirlik
  • Kokteyl ve Gayrimenkul Sektörüne Katkı Sağlayanlar Ödül Töreni

Karacadağ Kayak Merkezi’ndeki Otel Projesi Tamamlandı

Şanlıurfa’da kış turizminin önemli noktalarından Karacadağ Kayak Merkezi’nde yapılan otel projesinin inşaat çalışmaları tamamlandı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tek kayak merkezi olan Karacadağ Kayak Merkezi’nde başlatılan otel ve park çalışması Şanlıurfa’da kış turizmini önemli ölçüde geliştirecek. Karacadağ Kayak Merkezinde yapımına başlanılan otel inşaatı tamamlandı. Karacadağ Kayak Merkezinde bodrum, zemin, 1. ve 2.kat olmak üzere 3 bin 600 metrekare kapalı alandan oluşan yapı içerisinde restoran, kafeterya 18 oda yer alacak.  Kayak yapmak için çevre illere gitmek istemeyenler için de merkezde araçlarını koyabilecekleri 2 açık otopark yapılacak. Bölgede ayrıca çocuklar için oyun alanları, etkinlik alanları da yapılarak ilerleyen dönemlerde bölgede yapılacak kış festivallerinin de önü açılmış olacak.

Almanya’da Sanayi Üretimi 6 Aydır Gerilemesini Sürdürüyor

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), 2023 Kasım ayına ilişkin sanayi üretimi geçici verilerini açıkladı.

Buna göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, 2023 Kasım’da bir önceki aya kıyasla yüzde 0,7 düştü. Piyasa beklentisi yüzde 0,2 artış olacağı yönündeydi. Böylece, ülkede sanayi üretimi art arda altı ay geriledi.

Ekimde aylık yüzde 0,4 gerileme olarak açıklanan sanayi üretimi verisi de yüzde 0,3 düşüş olarak revize edildi.

Sanayi üretimi verileri, 2023 Kasım’da önceki aya göre enerji ve inşaat hariç sanayi üretiminin yüzde 0,5 azaldığını ortaya koydu.

Söz konusu dönemde ara malı üretimi yüzde 0,5, sermaye malı üretimi yüzde 0,7 ve tüketim malları üretimi yüzde 0,1 düşüş gösterdi. Enerji üretiminde yüzde 3,9 artış ve inşaatta yüzde 2,9 düşüş kaydedildi.

Destatis, enerji yoğun sanayi kollarında söz konusu ayda üretimin ekime göre yüzde 3,1 arttığını ve Kasım 2022’ye göre yüzde 4 azaldığını kaydetti.

Federal İstatistik Ofisi, daha az değişken olan üç aydan üç aya karşılaştırmanın, Eylül-Kasım 2023 döneminde üretimin önceki üç aya göre yüzde 1,9 daha düşük olduğunu gösterdiğini belirtti.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığından yapılan açıklamada, alınan siparişler ve iş ortamı gibi mevcut öncü göstergeler dikkate alındığında sanayide hızlı bir toparlanma beklenmediği belirtilerek, “Bununla birlikte yıl içinde beklenen iç ekonomik toparlanma ve artan ihracat zemininde sanayi üretiminde en azından bir toparlanma işaretinin görülmesi muhtemel.” ifadesi kullanıldı.

Commerzbank Başekonomisti Jörg Kramer, sanayi üretiminde yeniden görülen önemli düşüşün, şirketlerin boşalan sipariş defterlerine giderek daha fazla tepki verdiğini gösterdiğini belirterek, “Yüksek enflasyona tepki olarak son dönemde yapılan küresel faiz artışları etkisini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

ING Küresel Makro Araştırma Başkanı ve Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski de Alman ekonomisinde yeni yılda da eski sorunların devam ettiğini vurgulayarak, “Sanayi üretimindeki düşüş eğilimi kasım ayında da devam etti ve ekonominin teknik resesyona girme ihtimalini artırdı.” dedi.

Brzeski, şunları kaydetti:

“Hükümetin mali sıkıntıları, Süveyş Kanalı’ndaki sıkıntılar ve zayıf olduğu bildirilen Noel satışlarının ekonomik yansımalarının ilk işaretleri ile Aralık 2023’ün daha olumsuz sürprizler getirmesi muhtemeldir. Tüm bunlar Alman ekonomisinde dördüncü çeyrekte bir başka küçük daralmaya işaret ediyor ve ekonomiyi 2020’den bu yana ilk -kuşkusuz çok küçük- teknik resesyona itiyor. Dediğimiz gibi, yeni yıl, eski sorunlar.”

Alman ekonomisi geçen yılın üçüncü çeyreğinde, zayıf satın alma gücü ve yüksek faiz oranları nedeniyle bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 daralmıştı. Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), zayıf dış talep ve bir önce yıl enerji fiyatlarındaki şokun sonuçlarının üretimi yavaşlatması nedeniyle 4. çeyrekte ekonominin küçülmesini bekliyor.

Ülkenin, ekonominin son çeyrekte küçülmesi halinde art arda iki olumsuz çeyrek daralarak teknik resesyona gireceği öngörülüyor.

Hükümet 11 Ekim’de, 2023 için daha önce yüzde 0,4 olarak açıklanan büyüme beklentisini küresel ekonomideki durgunluk nedeniyle eksi yüzde 0,4 olarak güncellemişti.

Uluslararası Para Fonu da Almanya için büyüme beklentisini yüzde eksi 0,3’ten eksi 0,5’e indirerek 2023’te küçülen tek gelişmiş ülkenin Almanya olacağını bildirmişti.

Kaynak: Dünya Gazetesi

İnşaat Sektörü, 2023’ü Mücadeleyle Geçirdi

Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım, talep daralması ve artan maliyetler sebebiyle inşaat sektörünün, 2023 yılını sancılı geçirdiğini söyledi.

Zorlu bir yılın ardından 2024’e merhaba diyen inşaat sektörü, krediye erişim zorluğu, satışlardaki düşüş, yükselen maliyetleri ve nitelikli istihdam açığıyla mücadelesine kaldığı yerden devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılının 11 ayında konut satışları yüzde 14,9 azalırken, inşaat maliyet endeksi yüzde 66,46 arttı. Aynı zamanda konut fiyatları da kiralar da durulmadı. Endeksa verilerine göre, 2023 Kasım’da konut fiyatları yüzde 96 artarken, ortalama konut fiyatı 3 milyon TL’yi aştı. TÜİK verilerine göre de gerçek kira endeksi, Aralık 2023’de, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 108,6 artış kaydetti.

Kredi Taksitleri Gelirin Çok Üzerinde

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; inşaat sektörünün 2023’ü mücadeleyle geçirdiğini söyleyen Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Umut Durbakayım, şu değerlendirmelerde bulundu: 

“Konut kredilerindeki yüksek faizler, mevcut satışların istendiği düzeyde gerçekleşmesini engelliyor. Bir başka ifadeyle kredi taksitlerinin, aylık maaşların çok üzerinde olması, yani alım gücünün düşük kalması arzu edilen satış rakamlarının gerçekleşmesini engelliyor. Kamu bankalarının yaptığı kampanyalar çok iştah açıcı ve cazip. Ancak kampanya kriterlerinin karşılanması çok zor. Bu kriterler biraz esnetilirse, istenilen satış başarısı daha kolay yakalanır diye düşünüyorum.”

Açılan Makas İştahsızlık Getiriyor

 Ev sahipliğinin artması ve fiyatların dengelenmesi için konut arzının önemine vurgu yapan Durbakayım, ancak buradaki engelleri şöyle özetledi: “Erişilebilir metrekare birim fiyatları ile üretim maliyeti arasındaki makasın giderek açılması, diğer taraftan malzeme ve işçilik maliyetlerindeki göreceli sıkıntılar konut arzının önündeki engellerden en önemlileri diyebiliriz. Konut ihtiyacı olanların krediye ulaşmasının güçlüğü de göz önüne alındığında talep eğrisinin düşey ivme kazanması kaçınılmaz oluyor. Konut üreticilerinin iştahsızlığı da bunun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.”

Maliyetle Mücadele Sürecek

 Sektörün maliyetlerle mücadelesinin devam ettiğini ve edeceğinin altını çizen Durbakayım sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörün yaşadığı en önemli sorunlardan biri inşaat malzemelerinde ve işçilikte ortaya çıkan arz talep dengesizliğidir. Bilindiği gibi yılın başında yaşadığımız deprem nedeniyle yıkılan konutların yeniden inşası için oldukça hummalı ve hızlı bir çalışma başladı. Bu nedenle demir, çimento gibi inşaat malzemelerinde ‘temin’ ve ‘fiyat’ sıkıntısı yaşandı. Fakat asıl sorun işçilikte ortaya çıktı. İnşaatlarda çalışacak alt ve ara kademe personelde büyük bir sıkıntı oluştu. Ancak deprem konutlarının tamamlanmasıyla, sektördeki malzeme ve istihdam tekrar dengeye oturacağını biliyoruz. Söz konusu dengenin de 2024 ortasında tekrar sağlanacağını öngörüyoruz.”

Yerel Seçim Sonrası İki Karma Proje Yolda

Teknik Yapı olarak devam eden projeleri arasında Evora İzmir’de son aşamaya geldiklerin açıklayan Durbakayım, “2024’ün sonunda tamamını teslim etmeyi planlıyoruz. Kartal ve Maltepe’deki Deluxia Residence ve Deluxia Business’de de teslimlere 2024’ün sonunda başlamay hedefliyoruz. Özellikle kentsel dönüşüm projelerine odaklanıyoruz. 2024’de biri Avrupa diğeri Anadolu yakasında olmak üzere iki karma projeyi hayata geçirme hedefimiz var. Hazırlıklarımızı tamamladık ve yerel seçimlerden hemen sonra hayata geçirmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.

Kiralardaki Artış, Konut Fiyatlarını Katladı

Konut ve kiralardaki artışa da değinen Umut Durbakayım, konut fiyatlarındaki artışın, kira artışlarının çok gerisinde kaldığının altını çizdi. Durbakayım, şöyle devam etti: “2022 sonunda faiz ve maliyet artışı, konut fiyatlarını tekrar yükseltmeye başladı ve bu artışlar da konut satış fiyatlarına tamamen yansıtılmadı. Yine 2009 – 2020 döneminde kira gelirlerinin konut fiyatını karşılama süresi 20-25 yıllık bir periyod içindeydi. 2021’den sonra bu oran 15-16 yıl gibi süreye geriledi. Diğer bir ifadeyle konut kiraları, konjonktürel sürece uyum sağlarken, konut fiyatları çok geride kaldı.”

İşsizlik Oranı Kasım’da 3 Milyon 116 Bine Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım 2023 işsizlik verilerini açıkladı. İşsiz sayısı 115 bin kişi artarak 3 milyon 116 bin kişi oldu.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 115 bin kişi artarak 3 milyon 116 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 9,0 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda yüzde 11,8 olarak tahmin edildi. 

Mevsim Etkisinden Arındırılmış İstihdam Oranı Yüzde 48,2 Oldu 

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 236 bin kişi azalarak 31 milyon 611 bin kişi, istihdam oranı ise 0,4 puan azalarak yüzde 48,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,4 iken kadınlarda yüzde 31,3 olarak gerçekleşti. 

Mevsim Etkisinden Arındırılmış İşgücüne Katılma Oranı Yüzde 52,9 Olarak Gerçekleşti 

İşgücü 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 122 bin kişi azalarak 34 milyon 726 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 52,9 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,7 iken kadınlarda yüzde 35,5 oldu. 

Genç Nüfusta Mevsim Etkisinden Arındırılmış İşsizlik Oranı Yüzde 16,5 Oldu 

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 16,5 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 20,7 olarak tahmin edildi. 

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Haftalık Ortalama Fiili Çalışma Süresi 43,8 Saat Oldu 

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 0,2 saat azalarak 43,8 saat olarak gerçekleşti. 

Mevsim Etkisinden Arındırılmış Âtıl İşgücü Oranı Yüzde 22,7 Oldu 

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 1,3 puan artarak yüzde 22,7 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretiminde Artış

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretim endeksi Kasım 2023 sonuçlarını açıkladı. Buna göre sanayi üretimi, yüzde 0,2 artış gösterdi.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Kasım ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,5, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,5 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Kasım ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,5, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,3 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,0 azaldı.

İnşaat Maliyetleri 2023 Kasım’da Yüzde 66,49 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 Kasım ayına ilişkin inşaat maliyet endeksini açıkladı. Endeks söz konusu ayda bir önceki yıla göre, yüzde 66,49 oranında artış gösterdi.

İnşaat maliyet endeksi, 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,52 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,49 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,06 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,19 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 53,46 arttı, işçilik endeksi yüzde 110,77 arttı. 

Bina İnşaatı Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 66,06 Arttı, Aylık Yüzde 1,87 Arttı 

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 1,87 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,06 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,55 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,28 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,38 arttı, işçilik endeksi yüzde 110,73 arttı. 

Bina Dışı Yapılar İçin İnşaat Maliyet Endeksi Yıllık Yüzde 67,91 Arttı, Aylık Yüzde 0,40 Arttı 

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,40 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,91 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,60 arttı, işçilik endeksi yüzde 0,15 azaldı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 56,83 arttı, işçilik endeksi yüzde 110,94 arttı.

Enerjisa’nın Kurulu Gücü 3 Bin 792 Megavata Ulaştı

Enerjisa Enerji Üretim’in 2023 yıl sonu itibarıyla toplam kurulu gücü 3 bin 792 megavat seviyesine ulaştı.

Sabancı Holding, Enerjisa Üretim’in Türkiye yenilenebilir enerji pazarındaki lider konumunun güçlendirilmesi hedefleri doğrultusunda yürütülen rüzgar enerji santrali yatırımlarına ilişkin gelişmeleri KAP’a duyurdu.

Devam eden yatırımların tamamlanması ve devreye alınacak kapasite artışları ile birlikte Enerjisa Üretim 2026 yılı itibarıyla yaklaşık 5 bin MW’lık kurulu güce ve yüzde 60 yenilenebilir enerji payına ulaşması bekleniyor.

Sabancı Holding’den yapılan açıklamada şu bilgiler verildi: 

“Toplam 1.000 MW’lık Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı 2 (YEKA-2) projelerinin 2026 yılının ilk çeyreğine kadar kademeli olarak tamamlanarak devreye alınması için çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir.

Yüzde 75’lik kısım için önemli tedarik sözleşmelerinin tamamı imzalanmış, imalat ve sevkler başlamıştır. Kalan yüzde 25’lik kısım içinde sipariş aşamasına geçilmiştir. Daha önce kamuya duyurulan ve yatırım süreci devam eden 250 MW’lık Aydın Bölgesi YEKA-2 projelerinden ilki olan 25,2 MW kapasiteye sahip Akköy Rüzgar Enerji Santrali’nin kurulumu tamamlanarak devreye alınmıştır. Ayrıca, tamamlandığında toplam 185 MW kapasiteye sahip olacak santrallerin de saha inşaat faaliyetleri başlamıştır.

YEKA-2 proje bölgelerindeki büyümeyi stratejik olarak desteklemek amacıyla, 2015 yılından bu yana faaliyet gösteren ve 18,9 MW kurulu güce sahip Çeşme RES ile 2020 yılından itibaren faaliyet gösteren ve 7,2 MW kurulu güce sahip Dikili RES’in sahibi olan şirketlerin hisselerinin tamamının Enerjisa Üretim tarafından devralınması işlemleri tamamlanmıştır. Çeşme RES’in ilave 3,6 MW ve Dikili RES’in ise ilave 19,2 MW kapasite artış hakkı bulunmakta olup, buna yönelik planlamalar ayrıca yapılmaktadır.”

Çukurova Bölgesel Havalimanı Projesinde Sona Gelindi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Çukurova Bölgesel Havalimanı projesinde inşaat çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirtti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yerli ve milli projeler ile ulaşım hatlarına yönelik çalışmalarda gelinen noktaya ilişkin açıklama yaptı. Uraloğlu, Yozgat, Bayburt-Gümüşhane, Hatay ve Çukurova havalimanlarında inşaatların devam ettiğini belirterek, Çukurova Bölgesel Havalimanı’nı bu ay bitirmek üzere çalışmaları hızlandırdıklarını belirtti.

Hava, kara, demir ve deniz yolları ile iletişimde önceliklerinin yerli ve milli teknolojiyi kullanmak olduğunu vurgulayan Uraloğlu, “Demir yolu araçlarının yerli ve milli olması yönündeki çalışmalara ağırlık veriyoruz. Milli Metro Projesi, lokomotif üretimi ve milli elektrikli tren seti gibi projeler ülkeye değer kattı. Akıllı ulaşım yollarında da kullanılan teknolojiler de Türkiye’de üretiliyor” diye konuştu.

“Hatay Havalimanı Önümüzdeki Sene İçinde Bitecek”

 Uraloğlu, 2002’de 26 olan havalimanı sayısını 57’ye yükselttiklerine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “Havalimanı sayımız aşağı yukarı Türkiye’deki ihtiyacı karşılama noktasına geldi. Yozgat, Bayburt-Gümüşhane ve Çukurova bölgesel havalimanlarının inşaatları devam ediyor. Çukurova Bölgesel Havalimanı bitmek üzere.

Bu ay içinde açmak için 7/24 çalışıyoruz. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın üçüncü pistinin inşaatına ve Antalya Havalimanı’nda da yeni bir terminal binasına başladık. Depremde hasar gören Hatay Havalimanı’na ilişkin çalışmalar yaptık. Hatay ve çevre illerde yer araştırmaları yaptıktan sonra Hatay Havalimanı’nı kendi yerinde yapma kararı aldık ve inşaatına da başladık. Hizmete açacağız. Muhtemelen önümüzdeki sene içinde bitirmiş olacağız.”

İstanbul-Ankara Hattında Yeni Otoyolu Projelendiriliyor

İstanbul ile Ankara arasında taşıt trafiğinin artma eğiliminde olduğuna dikkati çeken Uraloğlu, bu hatta yürütülen çalışmalara ilişkin şu bilgiyi verdi: “İstanbul ile Ankara arasında gelecek yıllar için bize mutlaka yeni bir otoyol lazım. Daha kısa gidecek bir tren hattı da lazım. Ankara’dan başlayıp Ayaş, Beypazarı, Nallıhan üzerinden Akyazı’ya kadar giden 276 kilometrelik bir otoyolu projelendirmeye başladık.

Bunu bitirdiğimiz zaman hem daha kısa bir güzergahtan seyahat edeceğiz hem de kapasitemiz artmış olacak. Biz demir yolunu biraz daha önceliyoruz. Onun için bir projemiz daha var. Bunun proje çalışmalarına başladık. Hem otoyol hem de demir yolu için 2028 projeksiyonunda inşaatına başlarız diye düşünüyorum. Proje olarak başladık ama yapım olarak biraz daha vaktimiz var.”

Türkiye Kart 10 İlde Daha Kullanılabilecek

Yapılan projelerde “sıfır emisyon” hassasiyetini göz önünde bulundurduklarını vurgulayan Abdulkadir Uraloğlu, kara yolu taşımacılığını demir yoluna aktarmak için çalıştıklarını anlattı. Uraloğlu, bu kapsamda elektrikli araç ve şarj istasyonlarının yapılmasını teşvik ettiklerini bildirdi. PTT aracılığıyla uygulamaya alınan Türkiye Kart Projesi’nin ilk etapta Konya’da hayat geçirildiğini anımsatan Uraloğlu, kartın bu yıl en az 10 ilde daha kullanılabileceğini ifade etti.

Kalyon Gayrimenkul, 3 Yılda 3 Bin Konutu Sektöre Kazandıracak

Kalyon Gayrimenkul İcra Kurulu Üyesi Ayşegül Öztürk, “Önümüzdeki üç yıl içinde 3 bin yeni konutu sektöre kazandıracağız.” dedi.

Kalyon Gayrimenkul Yatırım (Kalyon GY), Kemerburgaz’da yükselen Nevbahar Kemer Konakları’na 2,5 milyar TL yatırım gerçekleştirdi. Daire ve müstakil villa seçeneklerinin de bulunduğu 137 konutun yer aldığı ve 16 bloktan oluşan projenin yüzde 55’i satıldı.

Projenin metrekaresi ise 110 bin TL’den başlıyor. Kaba inşaatında sona yaklaşılan ve bu yıl teslim edilmesi planlanan projeyle ilgili gayrimenkul editörleriyle buluşan Kalyon Gayrimenkul Yatırım İcra Kurulu Üyesi Ayşegül Öztürk, “Bir yandan yatırımı devam eden mevcut projeleri teslime hazırlarken, diğer yandan da önümüzdeki üç yıl içinde 3 bin yeni konutu sektöre kazandıracağız” dedi Kalyon GY olarak tüm projelerde yatırım yaptıkları bölgeye değer katma vizyonuyla hareket ettiklerine dikkat çeken Ayşegül Öztürk, şunları söyledi: “Kent estetiğine yakışır, insan hayatını kolaylaştıran projeler için büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz tüm projelerde sadece bugüne değil, geleceğe de imzamızı atma heyecanıyla hareket ediyoruz.

Bu yaklaşımın bir ürünü olan Nevbahar Üsküdar ve Nev Çarşı’da geçmiş ve geleceği büyük bir uyum ile buluşturduk. Nevbahar Kemer Konakları’nda da aynı sorumlulukla projemiz yükselmeye devam ediyor. Kaba inşaatında sona yaklaştığımız projemizi 2024 yılı içinde teslim etmeyi planlıyoruz. 2023 yılında satışına başladığımız projenin yüzde 55’inin satışını tamamladık.

2,5 milyar TL yatırım değerine sahip projemizde metrekare fiyatları ise 110 bin TL’den başlıyor. Proje özelinde avantajlı bir kampanya da başlattık. Nevbahar Kemer Konakları’nda ev sahibi olmak isteyenler Kalyon GY’nin sunduğu yüzde 0,99 vade farkı ile 48 ay vadeli ödeme planından yararlanabiliyor.”

“Değer Yönetimine Önem Veriyoruz”

 Kalyon GY’nin tüm projelerini “değer yönetimi” başlığı altında ele aldıklarını dile getiren Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Değer yönetimi ile nihai kullanıcı için yatırım değeri yüksek projeler oluştururken, aslında her metrekaresine kadar yaşanabilir ve verimli alanlar üretiyoruz.

Yapı ve şantiye yönetiminde ise değer mühendisliği ile maliyetlerimizi kontrol altında tutup, mühendisliğe gerçekten faydalı bir değer kazandırmak için öncelikle inşaat ve tasarım ekibimiz projeyi bir bütün olarak değerlendiriyor ve proje için vizyon ve hedeflerini tanımlıyor.” Projeleri geliştirirken, Kalyon GY’nin ‘4T’ olarak adlandırdığı değerler zincirine özen gösterdiklerini belirten Öztürk, “Yani ürettiğimiz konutlar, iyi bir tasarıma sahip olmalı… Teknolojinin hayatı kolaylaştıran tüm imkânlarını kullanmalı…

Tabiata saygılı ve içinde bulunduğu topluma katkı sunmalı… 7’den 70’e herkese hitap eden projelerimiz şehrin ve tabiatın tüm olanaklarına erişimi mümkün kılan heyecan verici bir yaşam alanı özelliğine sahip. Nevbahar Kemer Konakları da bu bakış açısıyla hayata geçirildi” ifadelerini kullandı.

Türk Vatandaşların Yurt Dışından Konut Satın Alımı Arttı

TEKCE Kurucu ve CEO’su Bayram Tekçe, Türk vatandaşların yurt dışından konut edinme eğiliminin artışa geçtiğini söyledi.

Küresel gayrimenkul trendleri, Türk vatandaşlarının yurtdışı yatırım eğilimleri hakkında konuştuğumuz TEKCE Kurucu&CEO’su Bayram Tekçe, bugün geldiğimiz noktada sektörün birçok faktörün etkisi altında karmaşık bir şekilde şekillendiğini anlattı. Tekçe, “Güçlü ekonomik büyüme, iş fırsatları, düşük faiz oranları ve artan gelir, gayrimenkul yatırımını cazip hale getirebiliyor. Ayrıca, demografik faktörler de etkili. Nüfusun büyümesi, kentsel gelişim ve talebi artırabilir, ancak yaşlanan bir nüfus, emekli mülkleri için talebi artırabiliyor.” tespitini yaptı.

İspanya, Dubai ve KKTC En Çok Tercih Edilenler

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türk vatandaşlarının 2020 yılında 35 bin 184 adet olan yurt dışından konut satın alımı, 2021 yılında 45 bin 789 adete yükseldi. 

Dünya Gazetesi’nden Sevilay Çoban’ın haberine göre; Bayram Tekçe, Türklerin yurt dışında gayrimenkul satın alma isteğinin ardında iki temel neden olduğuna işaret ederek, “Öncelikle hem döviz bazında gayrimenkulün değer kazanacağı hem de yatırım geri dönüşümü yüksek ülkelerde fırsatlar kovalıyorlar. Ayrıca AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkı kazanmak bir diğer motivasyon. Oturum ve çalışma izni sağlayan Golden Visa programlarını sunan ülkeler de bu kapsama giriyor. Tüm bu açılardan İspanya, Dubai, KKTC gibi ülkeler en çok tercih edilen ülkeler oluyor.” açıklamasını yaptı. 

Bayram Tekçe, son dönemde dünyadaki gayrimenkul yatırım hareketlerini etkileyen temel trendlerin başında sürdürülebilirlik, yeşil inşaat uygulamaları ile teknoloji ve dijital dönüşümün geldiğini söyledi.

Birçok ülkede, yabancı yatırımcıyı çekmek ve gayrimenkul alımını teşvik etmek amacıyla çeşitli fırsatlar sunulduğunu ifade eden Tekçe, “Bunlar arasında en çok öne çıkanları şöyle sıralayabiliriz; oturum izni ve vatandaşlık programları, vergi avantajları, iş fırsatları, kira getirisi ve getiri potansiyeli. Bazı ülkeler, gayrimenkul sahibi olan yatırımcılara vergi avantajları sunuyor. Yurtdışında çalışıp başka ülkelerde yaşayan dijital göçmenler, çifte vergilendirme engellendiği için rahatlıkla bir ülkede çalışıp diğerinde yaşayabiliyorlar. Aynı şekilde emekliler de maaş aldıkları ülkenin dışında bir ülkede ekstra vergi ödemeden yaşayabiliyorlar.” ifadelerini kullandı.

“İlk Eve Kampanya Hareket Getirmez”

İlk kez ev alacaklara düşük faizli konut kredisi kampanyalarının başlatılmasının, aslında sınırlı bir kitleyi kapsayacağı için gayrimenkul sektörüne çok fazla hareket getirmeyeceğini dile getiren Tekçe, “Ancak yine de devletin geniş kitlelerin konuta erişim hakkını kullanabilmesi için bu gibi uygulamaların sayısını artırması önemli.” diye konuştu.

Konut Kredi Faizleri Yüzde 41,50’ye Geriledi

TL bazlı konut kredi faizleri, 34 baz puan azalışıyla yüzde 41,50 oldu

Bankaların TL mevduat için uyguladıkları faiz oranı 29 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre 69 baz puan artışla yüzde 47,06 olurken, dolar mevduat faizi 12 baz puan artışla yüzde 2,89 ve Euro mevduat faizi 3 baz puan azalışla yüzde 1,24 oldu.

TL bazlı ticari kredilerin faiz oranı ise aynı haftada bir önceki haftaya göre 105 baz puan artışla yüzde 53,48 oldu. TL bazlı konut kredi faizleri 34 baz puan azalışla yüzde 41,50; taşıt kredi faizleri 263 baz puan azalışla yüzde 33,31 ve ihtiyaç kredi faizleri 50 baz puan azalışla yüzde 61,75 olarak gerçekleşti.

Dolar bazlı ticari kredilerin faiz oranı aynı haftada 93 baz puan artışla yüzde 9,47 olurken, Euro bazlı ticari kredilerin faiz oranı 117 baz puan artışla  yüzde 8,60 oldu.

Sabancı Holding, Sürdürülebilirlik Notunu 4 Kademe Yükseltti

Sabancı Holding, açıkladığı 2025 net sıfır hedefinin ardından sürdürülebilirlik notunu, son 4 yılda 4 kademe yükseltti.

Açıkladığı 2050 net sıfır hedefiyle, Türkiye’de uzun vadeli taahhütte bulunan ilk Topluluk olan Sabancı, sürdürülebilirlikte bir önemli başarıya daha imza attı. Sürdürülebilirlik alanında dünyanın en saygın platformları arasında yer alan MSCI tarafından gerçekleştirilen değerlendirme sonucunda, Sabancı Holding’in MSCI ESG Derecelendirmesi notu, çevresel, sosyal ve yönetişim alanındaki kapsamlı ve uluslararası standartlar ile iyi uygulamalara dayanan süreçleri sayesinde AA’ya yükseltildi. Bu not artırımıyla birlikte, Sabancı Holding’in MSCI ESG Derecelendirmesi notu, son 4 yılda 4 kademe birden yükselmiş oldu. Sabancı Holding, şirketlerin uzun vadeli ÇSY risklerine karşı dayanıklılığını ölçen MSCI ESG Derecelendirmesi tarafından Türkiye’de AA notuyla değerlendirilen ilk ve tek Holding oldu.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, “Topluluk olarak sürdürülebilirlik alanında attığımız her adımın bizi iklim acil durumunun çözümüne, dünyada eşitsizliklerin bertaraf edilmesine biraz daha yaklaştırdığını çok iyi biliyoruz. Sürdürülebilirliği sadece doğayı ve yeşili koruma gibi dar bir tanımda ele almıyoruz. ESG’nin (ÇSY – çevresel, sosyal, yönetişimsel) 3 unsurunu da kapsayan detaylı sürdürülebilirlik yol haritamız kapsamında kararlılıkla ilerlerken, bir yandan da döngüsel ekonomiyi mevcut işlerimizin, yatırımlarımızın merkezine yerleştiriyoruz. Her yıl uluslararası standartlara ve iyi uygulamalara göre boşluk analizi gerçekleştirip daha da iyileşmek için gerekli adımları atıyoruz. MSCI gibi finans dünyasının yakında takip ettiği platformlar tarafından, bu çalışmalarımızın takdir edilmesi de bizleri cesaretlendiriyor. Holding olarak son 4 yılda elde ettiğimiz 4 kademelik not artışında emeği geçen tüm Sabancı çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

“Doğrudan Emisyonlarımızı 2023’a Kadar Yüzde 42 Azaltacağız” 

2050 net sıfır hedeflerine doğru ilerlerken, kendilerine çok zorlu hedefler koyduklarının altını çizen Cenk Alper, “Bunun için de en öncelikli konumuz sözden aksiyona geçmek. İşlerimizi dönüştürmenin yanında çevremizi ve paydaşlarımızı aktive etmeyi bir iş kültürü olarak kodlamak. Ayrıca tüm bunları, bilimin, teknolojinin izinde ilerleyerek yapmak.  Bu doğrultuda, Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (SBTi) ile koordinasyon halinde, en geç 2030 yılında doğrudan karbon emisyonlarımızı 2021 yılına göre en az yüzde 42 seviyesinde azaltacağız. 2025 sonunda ise Holding olarak yüzde 15’lik azaltımı yakalamış olmayı amaçlıyoruz. Bununla birlikte, 2022-2027 dönemini kapsayan 6 yıllık dönemde sürdürülebilirlik bağlantılı alanlara gerçekleştireceğimiz yatırımlarımızı da 5 milyar dolara tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

Temiz Enerji İçin Yol Haritası

Türkiye’nin 2050’de enerji üretiminin yüzde 91’inin temiz enerji kaynaklarından sağlanabilmesi hedeflenirken, başta iklim krizi ve temiz enerji kaynakları gibi başlıklarda üye iş insanlarını bilgilendirerek güncelleyen EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, son olarak “Türkiye’nin Mevcut Temiz Enerji Durumu ve Geleceği” başlıklı seminer ile Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı’yı ağırladı.

Türkiye’nin Karbonsuzlaşma yolundaki çalışmalarını ve iklim krizine yönelik alınması gereken önlemleri her fırsatta masaya yatırarak iş dünyası için yol haritası çizme hedefiyle hareket eden EGİAD, dernek merkezinde düzenlediği etkinlik ile Türkiye’nin Mevcut Temiz Enerji Durumu’nu değerlendirdi.

EGİAD Başkan Vekili Kaan Özhelvacı’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği etkinlikte, yenilenebilir ve temiz kaynaklarına dayalı bir enerji sistemiyle 2053’te net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın mümkün olduğu belirtilerek, Yenilenebilir enerjide dünya sıralamasında basamakları tırmanan Türkiye’nin temiz enerji haritasında İzmir’in güneş ve rüzgâr gücüyle önemli bir yer edinebileceği vurgulandı.

Enerji sektöründeki değişimler, küresel iklim sorunları ve sürdürülebilirlik hedeflerinin, herkesi temiz enerji çözümlerine yönlendirdiğini hatırlatan Özhelvacı, “Hiç kuşkusuz, Türkiye, enerji sektöründe önemli bir potansiyele sahip.  Özellikle temiz enerji kaynaklarının tümüne sahip olan ülkemizde, rüzgâr, güneş, hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttığını görmekteyiz. Ancak, bu alanda daha fazla yatırım ve yenilik gerekiyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte, enerji verimliliği ve temiz enerji üretimi konusunda önemli adımlar atılabilir. Sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmak için temiz enerji kaynaklarına yönelmemiz şart.  Temiz enerji hem kaynakların verimli kullanımı hem çevresel sürdürülebilirlik hem de enerji güvenliği açısından kritik bir öneme sahip. Bildiğiniz gibi EGİAD olarak sürdürülebilirlik ana başlığında pek çok konuyu ele alıyoruz. Yeşil dönüşüm, hidrojen, karbon gözüyle enerji yönetimleri gibi konularda düzenlediğimiz seminerle iş dünyasında farkındalık yaratmaya devam ediyoruz. Bugün de burada yenilenebilir olan ve enerjiye dönüştürülürken çevreye zarar vermeyen temiz enerji kavramını ele alacağız” dedi. 

Doğada tükenmeksizin var olan bu enerji kaynaklarının, fosil yakıtlara çevreci bir alternatif sunarak karbon emisyonu meydana getirmeden enerji ürettiğini hatırlatan Özhelvacı, “Günümüzde gelişen teknolojiler ile bu kaynakların farklı kullanımları ile alternatif üretimleri de mümkün oluyor. Örneğin ülkemizde ve dünyada giderek artan güneş enerjisi tarlaları görürken diğer taraftan birçok ülkede artık su yüzeylerinde güneş panelleri kullanılarak üretilen floating solar (yüzen güneş enerjisi) projeleri hayata geçiyor. Su üzerinde yüzen güneş panelleri, daha fazla elektrik üretirken aynı zamanda buharlaşma kayıplarını azaltmak için suyu da gölgelendiriyorlar. Ayrıca deniz üstü rüzgâr enerji santralleri de başka bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan birçok ülkede yeşil hidrojen üretimine yönelik projeler geliştiriliyor. Güneş veya rüzgâr enerjisi kullanılarak suyun elektrolizi ile elde edilen “yeşil hidrojen,” enerji depolama ve temiz enerji taşıma konularında çözüm sunma potansiyeli taşıyor. Özetle, gelişen teknolojiler pek çok entegre sistemi de beraberinde getiriyor. Bize doğanın sunduğu bu kaynakları doğru değerlendirmek için doğru stratejiler belirlemek ve bu stratejilerle yatırım yapmak hem ülkemizin kalkınmasını doğrudan etkileyecek hem de gelecek nesiller için sürdürülebilir bir çevrede yaşam ve üretim fırsatı verecektir. Hep birlikte, daha temiz, daha sürdürülebilir bir enerji geleceğine doğru ilerlemek için elbirliğiyle çalışacağımıza olan inancımı ifade etmek isterim” dedi.

Türkiye’yi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında teknoloji ve proje üreten uluslararası bir merkeze dönüştürmek amacı ve vizyonu ile hareket eden; temiz enerji alanında ülkemizin en kapsamlı kümelenme adresi olarak faaliyetlerini sürdüren Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ise temiz enerji, Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli ve geleceği konusunda değerli bilgiler sundu. Ülkemizin bu alandaki üstünlüklerini ve yatırım potansiyelinin altını çizen Kalaycı, “Türkiye dünyada temiz enerji kaynaklarının tümüne ve en yüksek seviyede sahip olan ülke, bazı ülkelerin güneşi var ama rüzgârı yok. Rüzgâr olan ülkelerde jeotermal enerji yok. Bizde bu kaynakların hepsi var ve en yüksek potansiyel seviyesinde var. İçinde bulunduğumuz hafta Enerji Verimliliği Haftası ve herkesin söylediği gibi en ucuz enerji kullanmadığımız enerji. Biz enerji verimlilik konusunda bile o farkındalığı daha tam oluşturamadık.  Türkiye hala enerji tüketimini arttıran bir ülke yani kişi başı enerji tüketimi artarak devam ediyor” diye konuştu.

Samsun Şehir Hastanesi’nde Fiziki İlerleme Yüzde 90’a Ulaştı

Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük şehir hastanesi olacak olan Samsun Şehir Hastanesi projesinde fiziki gerçekleşme oranı yüzde 90’a ulaştı.

‘Sağlık Bakanlığının öz kaynaklarıyla yapılan Türkiye’nin en büyük şehir hastanesi” olma özelliğini taşıyan Samsun Şehir Hastanesinde fiziki gerçekleşme yüzde 90’a ulaştı. Bin 103 yatak kapasiteli Şehir Hastanesinin bu yılın ilk yarısında hizmete girmesi planlanıyor.

İnşaat alanını ziyaret ederek yetkililerden bilgi alan Samsun Valisi Orhan Tavlı’ya İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras da eşlik etti.

Kaba inşaatı tamamlanan ve fiziki gerçekleşmesi yüzde 90’a ulaşan Samsun Şehir Hastanesi inşaatı hızla devam ediyor. Hastanede genel tedavi üniteleri dışında onkoloji hastanesi, son teknoloji tetkik cihazlarıyla donatılmış bir nükleer tıp merkezi, kalp damar cerrahi ve göğüs merkezi, genetik hastalıkların tedavi sürecinin yönetileceği genetik hastalıklar merkezi, üreme yardımcı tedavi merkezi, organ ve doku nakli merkezi, inme merkezi, yanık merkezi, 40 ameliyathane ve 1 hibrit ameliyathane de bulunduracak. 234 bin 371 metrekare arsa alanı ve 68 bin 990 metrekare oturum alanı olan hastanenin 2024 yılının ilk yarısında tamamlanması hedefleniyor.

Akkuyu NGS, Türk İş Dünyası İçin Hazırlık Fırsatı Oldu

Akkuyu NGS’nin tedarikçi şirketlerinden BVS Bülbüloğlu Vinç’in İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü Akın Önder Topuz, “Ülkemizin bu ilk nükleer tesisinde yer almak bize gurur verdiği kadar gelecekteki Türk veya uluslararası nükleer yatırımlar için de önemli bir referans ve hazırlık fırsatı olmuştur” dedi.

Rosatom’un Mersin’de inşa ettiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS), ilk ünitenin devreye alınması için geri sayım sürüyor. Nükleer Düzenleme Kurumu’nun (NDK), inşaat projesini yürüten Akkuyu Nükleer A.Ş’ye ilk güç ünitesini devreye almak için gerekli işletmeye alma iznini vermesiyle sahada çalışmalar hız kazandı. Farklı alanlarda 400’ü aşkın şirket de malzeme, ekipman ve hizmet tedarik ederek ve çeşitli inşaat ve montaj işlerini yürüterek projeye katkı sağlıyor. 

Şirketin bugün 6 kıtada 93 ülkeye ihracat yaptığını belirten Topuz şunları söyledi:

“Şirketimiz, 2021 yılından itibaren dahil olduğu Akkuyu NGS projesine özellikle tesisin imalatını gerçekleştiren sahalarda çok sayıda yüksek tonajlı portal vinç temin ederek katıldı. Ayrıca nükleer tesisin içinde kullanılmak üzere ayarlanabilir kancalı travers olarak adlandırılan bazı özel vinç kaldırma ekipmanları da temin etti.  Vinç üretimi hangi sektörde olursa olsun yüksek ağırlıkların güvenle hareket ettirilmesini ve iş süreçlerinin verimli yürütülmesini içeren bir konu. BVS Bülbüloğlu on yıllardır her türlü güç santraline, örneğin barajlar, termoelektrik santraller, doğalgaz çevrim santralleri gibi tesislere her türden ağır tonajlı türbin binası vinçleri ve servis vinçleri temin etmektedir.”

Akkuyu NGS projesine katılımın büyük deneyim kazandırdığına dikkati çeken Topuz, “Akkuyu projesinde her zaman ürettiğimiz kalite ve uluslararası sertifika seviyelerimizde işimizi en iyi şekilde yaptık. Çok önemli bir fark ise özel ve detaylı kalite izleme ve dokümantasyon süreçlerinde Rus ve Türk atom enerjisi kurumlarının taleplerine uygun olarak müşterimiz Titan 2 IC İçtaş, Akkuyu Nükleer, Rosatom, TSE ve Enerji Bakanlığımızın uzman ve denetçileri ile büyük bir iş birliği içinde çalışmak oldu. Zor bir süreçti ama inanılmaz güzel bir bilgi birikimi sağladık. Bu tecrübe, potansiyel müşterilerimiz üzerinde olağanüstü bir izlenim bıraktı. Akkuyu NGS projesi kapsamında devam edecek vinç ve vinç ekipmanı ihtiyaçlarına, yedek parça ve servis gereksinimlerinde hizmet vermeye devam etmeyi diliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Projeye Katılmak Uzmanlığımızı Çeşitlendirmemize Olanak Sağladı”

Projeye katkı sağlayan Vis Vana San. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti’nin Satış Müdürü Doğukan Yıldız ise projeye 2022 yılında dahil olduklarını tamamlana kadar da projede yer alacaklarını söyledi.  Yıldız, “Akkuyu NGS projesi, nükleer enerji, mühendislik gibi alanlarda bir dizi uzmanlık becerisi ve bilgisi gerektiriyordu. Bu sebeple şirketimizde sadece Akkuyu projeleri için Ar-Ge, Dizayn ve Planlama alanlarında 4 mühendis çalışmaktadır. Üretimde ise 2 mühendisimiz görev yapmaktadır. Satış ve satış sonrası destek ekibimizde ise 2 mühendisimiz görev almaktadır” dedi. 

Akkuyu NGS projesinde çalışmanın iş genişlemesi ve gelir artışı açısından önemli faydalar sağladığına değinen Yıldız, “Akkuyu projesi gibi karmaşık ve büyük ölçekli bir projeye katılmak, uzmanlığımızı çeşitlendirmemize ve yeteneklerimizi genişletmemize olanak sağladı. Bu sadece portföyümüze değer katmanın yanı sıra dünya çapındaki benzer projelerde bize yeni fırsat pencereleri açıyor. Akkuyu gibi prestijli ve ulusal öneme sahip bir projede yer almak, şirketimizin sektördeki itibarını ve güvenilirliğini artırmıştır. Bizi gelecekteki müşteriler ve yatırımcılar için güvenilir bir ortak haline getirerek diğer yüksek profilli projeleri kazanma şansımızı yükseltti. Şirketimizin geleceği açısından Akkuyu projesine katılmanın uzun vadeli birçok katkısı olacaktır” diye konuştu.

Akkuyu NGS projesinde uluslararası ortaklar ve uzmanlarla çalışmanın, nükleer enerjiyle ilgili çok değerli bilgi ve beceriler kazandırdığını da belirten Yıldız, şunları kaydetti:

“Akkuyu projesinin başarılı bir şekilde yürütülmesi, nükleer santral inşaatı, bakımı ve diğer ilgili hizmetlerle ilgili gelecekteki fırsatlar açısından bizi olumlu bir konuma getirecektir. Bu, işimizin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacak ve gelir elde etmek için sağlam bir temel sağlayacaktır. Projeye katılmak, şirketlerin sektördeki hem yerel hem de uluslararası oyuncularla ortaklıklar, iş birlikleri ve potansiyel iş fırsatlarına olanak tanıyan değerli ağ oluşturma imkanları sağlayabilir. Akkuyu projesinin bir parçası olmak, nükleer sektördeki şirket için önemli bir referans olabilir. Bu yüksek profilli projeye başarılı katılım, şirketin itibarını artırabilir ve onu ülke içinde veya yurt dışında gelecekteki projeler için güvenilir bir ortak haline getirebilir.”

Akkuyu projesi kapsamında bölgeye yakın petrol terminalleri ve demir çelik fabrikaları ile de çalıştıklarını ve projenin yürütüldüğü bölgeye yapılan yatırım ile dolaylı olarak genel istihdama katkıda bulunduklarını belirten Yıldız şunları söyledi:

“Projeye katılımımızın yalnızca ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmayıp aynı zamanda yerel işgücünün gelişimini de desteklediğinin farkındayız. Öncelikle yerel işletmelerle bölgesel sanayinin büyümesini teşvik ediyoruz. Şirketimiz bünyesinde pozisyonlar sunarak bölgedeki genel istihdam oranına katkıda bulunuyoruz. Bu da yerel çalışanların ve ailelerinin yaşam standartlarının iyileştirilmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, Akkuyu gibi yüksek profilli bir projede çalışarak kazanılan beceri ve deneyim, bu kişilerin gelecekteki istihdam edilebilirliğini artırabilir ve daha fazla ekonomik kalkınmaya katkı sağlayabilir. Bu çabalar sayesinde bölgede sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi ve yerel toplumun refahını sağlamayı amaçlıyoruz.”

Yıldız, “Şirket olarak, Türkiye için tarihi ve stratejik bakımdan büyük önem teşkil eden Akkuyu NGS projesinin bir parçası olmaktan onur duyuyoruz. Türkiye’nin ilk nükleer santralinde yer almak, uzmanlığımızın, yeteneklerimizin ve ülkenin enerji sektörüne katkıda bulunma konusundaki kararlılığımızın bir kanıtıdır. Proje, daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir enerji geleceğinin önünü açması açısından hayati önem taşıyor. Çeşitli uluslararası ortakların katılımıyla proje, bilgi paylaşımını, deneyim alışverişini ve ileri teknolojilerin transferini teşvik ediyor. Akkuyu NGS projesinin bir parçası olmak şirketimiz için gurur kaynağıdır. Bu projeyle Türkiye’nin enerji güvenliğine, çevresel sürdürülebilirliğine ve teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz” dedi.

Standart Pompa ve Makina Sanayi Tic. A.Ş Ar-Ge Müdürü Eyüp Cezmi Nurşen de Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi kapsamında 3’üncü ve 4’üncü Güvenlik Sınıfı’na uygun santrifüj pompa sistemleri tedariği yaptıklarını belirtti. Nurşen, “Firmamız, 2020 yılından itibaren Akkuyu Nükleer A.Ş’nin bünyesindeki çeşitli ihalelere üst yüklenicimiz vasıtasıyla katılmıştır. İnşa tamamlanana kadar projede yer almaya devam etmeyi düşünüyoruz” diye konuştu. 

Türkiye’de inşa edilen ilk nükleer güç santrali olması sebebiyle özel ve tarihi bir öneme sahip olan projenin bir parçası olmaktan gurur duyduklarını belirten Nurşen, “Türkiye için önemli bir proje olan Akkuyu NGS’ye tek pompa tedarikçisi olmak, firmamız için gurur vericidir ve bizler için önemli bir referans kaynağıdır. Firmamız ve çalışanlarımız çok farklı tecrübeler ediniyorlar” ifadelerini kullandı.

“Bu Deneyim, Yurt İçinde ve Yurt Dışında Katkı Sağlayacaktır”

Projede yer almanın firmanın geleceği adına pek çok katkı sunduğunu vurgulayan Nurşen, proje tamamlandığında firmanın Akkuyu NGS’ye 250’ye yakın santrifüj pompa temin etmiş olacağını belirterek “Bu deneyim bize gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki benzer özel işlerde ana referans proje olarak katkıda bulunacaktır. Türkiye için yeni bir alan olan nükleer sektörde yer almak, aynı sektörde yurt içinde veya dışında yapılacak diğer projeler için önemli avantajlar sağlayacaktır” diye konuştu.

Bakan Kurum: “İstanbul’un Deprem Riskini Bertaraf Edecek Adımları Atacağız”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’un deprem riskini bertaraf edecek adımları da kararlı bir şekilde atıyor olacağız.” dedi.

Üsküdar’da Balıkçılar Çarşısı esnafını ziyaret eden Bakan Kurum, “Gayretimiz, güzel İstanbul için. Bu güzellikleri daha da zenginleştirmek için olacak ve 16 milyonla birlikte yapacağız. Buradaki balıkçı esnafımızla şuradaki kasabımızla manavımızla birlikte bu süreci yürüteceğiz. Çünkü burada 5 binin üzerinde esnafımız var. Esnafımız bu işin bir parçası, paydaşı. Gençlerimiz, kadınlarımız yine paydaşı ve onlarla el ele inşallah bu sürecimizi yürüteceğiz.” dedi.

Kurum, deprem riskinin ortadan kalkmasıyla ilgili açıklamalarının ardından imar affıyla ilgili soru üzerine, şunları anlattı:

“Ülkemizdeki deprem riskini görmezden gelemeyiz. Deprem tehdidi emin olun bu ülke için terörle mücadele kadar önemlidir. Deprem riskini bertaraf etmek için de siyasi bir malzeme yapmadan siyaset üstü bir bakışla anlayışla İstanbul’un 5 bin 461 kilometrekare alanında çalışmalıyız. 39 ilçesinde çalışmalıyız. Bakın burada pazarın sonuna geldiğimizde vatandaşlarımız sorunlarını söylüyor.

Diyor ki ‘Ev sorunum var. Mülkiyet sorunum var. Tapu sorunum var.’ Dolayısıyla bunu dinlemek zorundasınız ki soruna çözüm bulasınız. 6 Şubat’ta Allah bir daha yaşatmasın bu milletimize, ülkemize 50 binin üzerinde canımızı kaybettik değerli arkadaşlar. Dolayısıyla biz bu acıları bir daha yaşamamak için kararlı bir şekilde siyaset üstü bir bakış açısıyla deprem dönüşümünü gerçekleştirmek zorundayız.”

İSO İhracat İklimi Endeksi Aralık Ayında 49,7 Olarak Gerçekleşti

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksinin Aralık 2023 dönemi sonuçlarını açıkladı.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksinin Aralık 2023 dönemi sonuçları açıklandı.

Buna göre, endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

Kasımda 49,5 olan İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi aralıkta 49,7’ye yükseldi. Endeks üst üste beşinci ay 50’den düşük olmasına rağmen eşik değerin çok hafif altında kaldı ve ihracat pazarlarındaki talep koşullarının hemen hemen değişmediğine işaret etti.

Avro Bölgesi’nde devam eden ekonomik zayıflık genel anlamda ihracat iklimini olumsuz etkiledi. Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda ve Avusturya’da ekonomik aktivite daralırken, büyüme bölgesinde yer alan ülkeler İspanya, İrlanda ve Yunanistan oldu. Diğer Avrupa ülkelerine bakıldığında, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde imalat sanayi üretiminin azaldığı görüldü. Anket kapsamında takip edilen ülkeler içerisinde en belirgin daralma Çekya’da gerçekleşti.

Aralık ayında en hızlı büyüyen ekonomi ise Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Türk imalat sektöründe ihracat artışının ana kaynaklardan biri olmaya devam eden bu ülkede, büyüme güçlü seyrini sürdürerek kasımdaki 5 aylık zirve seviyesinde gerçekleşti. Orta Doğu’nun diğer bölgeleri incelendiğinde üretimin Suudi Arabistan’da keskin bir şekilde artmasına karşılık Katar, Mısır ve Lübnan’da düştüğü gözlendi.

Aralıkta Üretim Artışı Son 6 Ayın En Yüksek Hızında 

Aralık ayında ABD’nin üretim artışı eğilimi 11. aya ulaştı. Kasım ayında yeniden büyüme bölgesine geçen Birleşik Krallık da yılı genişlemeyle kapatmayı başardı. Aralıkta üretim artışı son 6 ayın en yüksek hızında kaydedildi.

Geçen ay Orta Doğu dışında en güçlü büyüme Hindistan’da kaydedildi. Bu ülkenin yanı sıra Rusya ve Çin’de de ekonomik aktivitedeki artış kasıma göre hızlandı. BRIC ülkeleri içerisinde büyüme sağlayamayan tek ülke, ekonomik aktivitenin yatay seyrettiği Brezilya oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, Birleşik Krallık, ABD ve Orta Doğu gibi önemli ihracat pazarlarında gerçekleşen büyümenin aralık ayında Avro Bölgesi’ndeki zayıflığın etkilerini azalttığını bildirdi.

Harker, “Böylece Türk imalatçılarının ihracat iklimindeki bozulma durma noktasına yaklaştı. Öte yandan, Avro Bölgesi’nin Türkiye’nin ihracatı içerisindeki payı göz önüne alındığında, anlamlı ihracat fırsatlarının ortaya çıkması için bu bölgedeki ekonomik koşullarda da iyileşme olması gerekecektir.” ifadesini kullandı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

İhracat Beklenti Endeksi 104,9 Puana Geriledi

Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı dış ticaret beklenti endeksi 2024 ilk çeyrek verilerine göre, ihracat beklenti endeksi, 9,1 puan azalarak 104,9 puana düştü.

Bakanlık, bu yılın ilk çeyreğine ilişkin Dış Ticaret Beklenti Anketi’ni açıkladı. Buna göre, ihracat beklenti endeksi, bu dönemde bir önceki çeyreğe göre 9,1 puan azaldı. 2023 yılının son çeyreğinde 114 seviyesinde olan endeks, son çeyrekte 104,9’a geriledi. Endeks geçen yılın aynı dönemine göre ise 8,9 puan artış gösterdi.

Endeksi, gelecek 3 aya ilişkin ihracat beklentisi, ihracat sipariş beklentisi ile son 3 aya ilişkin ihracat sipariş düzeyi azalış yönünde, şu anda kayıtlı sipariş düzeyine yönelik değerlendirmeler artış yönünde etkiledi.

İthalat Beklenti Endeksi

Bu yılın ilk çeyreğine ilişkin ithalat beklenti endeksi ise bir önceki çeyreğe göre 6,7 puan azalarak 114,6 seviyesinde gerçekleşti. Endeks geçen yılın aynı dönemine göre de 11,5 puan azaldı.

İthalat beklenti endeksini, gelecek 3 aya ilişkin ithalat beklentisi, ithalat birim fiyatı beklentisi ile son 3 aydaki ithalat sipariş düzeyi sorusuna yönelik değerlendirmeler azalış yönünde, şu anda kayıtlı ithalat sipariş düzeyi sorusuna yönelik değerlendirmeler artış yönünde etkiledi.

Cubo Marmorizzare İle Mermerin Cazibesi Duvarlarınızda

Yenilikçi ürünleriyle iddialı Cubo’nun 2023 yılı son çeyreğinde koleksiyonunu zenginleştirdiği CuboArte Dekoratif Efekt Boya Boya grubunda yer alan Marmorizzare, uygulandığı mekanlarda modern görünümüyle öne çıkıyor. Marmorizzare, mermerin gücünü ve etkisini duvarlara yansıtarak mekanlara hareket kazandırıyor.

Çağdaş mekanlara ilham olan ve mimarinin güçlü yapı taşı olarak nitelendirilen mermerin gücünü, Cubo’nun CuboArte Dekoratif Efekt Boya grubundaki mermer görünümlü dekoratif kaplama boyası Marmorizzare ile duvarlara taşımak mümkün. 

Cubo’nun, boyama tekniği ile mermer görünümün en ince detaylarını oldukça çarpıcı bir şekilde yansıtan mermer görünümlü dekoratif kaplama boyası Marmorizzare, mekanlara modern bir kimlik ve prestij kazandırıyor. 

Günümüz koşullarında sürekli değişen ve yenilik gerektiren dekorasyon eğilimleri inovatif ürünler ve yaratıcı teknikler ile birlikte her geçen gün farklı kullanım alanları oluşturuyor. Bu anlayışla ürünlerini geliştiren ve çeşitlendiren Cubo’nun, ‘’Marmorizzare’’ dekoratifkaplama boyası ile mermerin ihtişamı mekanlarda hayat buluyor. 

FARKLI RENKLERDE KULLANIMA İMKAN TANIYOR

Cubo’nun CuboArte ürün grubunda yer alan Marmorizzare, mermer deseni verilen dekoratif iç cephe son kat kaplamasıdır. 

Ürün, mermer efektli dokusu, parlaklığı, yüksek kapatma gücü ve yüzeye mükemmel yapışması ile duvarlarınıza yük bindirmeden mermer görünüm elde etmenizi sağlar. Buhar geçirgenliği yüksektir. Silinebilir ve su bazlı olduğu için çevre dostudur. Beyaz renkte üretilen Marmorizzare Cubo’nun, “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renklerde de hazırlanarak size sınırsız mermer desen alternatifleri sunar. 

Marmorizzare, zemin hazırlığı yapılmış tüm eski boyalı yüzeyler, beton, alçı, kara sıva, betopan ve ahşap yüzeylerde uygulanabilir.

Kepez’de Kapalı Pazaryeri İnşaatı Sürüyor

Antalya’da, Kepez İlçesi Santral Mahallesi Kentsel Dönüşüm proje alanında yükselen kapalı pazar Yeri inşaatı tüm hızıyla devam ediyor.

6 bin 500 metrekare inşaat alanına sahip, 210 pazarcı yeri, 130 araçlık otopark alanına sahip olacak şeklinde planlanan iki katlı kapalı pazar yeri inşaatında hummalı bir çalışma sürüyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi iştiraki ANTEPE firması tarafından yapılan Kapalı Pazar Yeri projesinde inşaat çalışmalarının yaklaşık yüzde 60’ı tamamlandı. 

Başkan Muhittin Böcek, Kepez ve Santral Mahalleleri Kapalı Pazar Yeri temel atma töreninde, inşaat süresinin 12 ay olmasına rağmen projenin 6 ay içerisinde tamamlanmasını istemişti. Yaklaşık 60 milyona mal olacak Kapalı Pazar Yeri projesinin yanı sıra bölgeye 32 dönüm alanda park yeri, sağlık ocağı gibi projelerde gerçekleştirilecek.

Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi Yüzde 62 Tamamlandı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Ankara- İzmir Hızlı Tren Projesi ile Ankara-Manisa arası seyahat süresi 11 saat 45 dakikadan 2 saat 50 dakikaya düşecek. Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi’nde yüzde 62,9 ilerleme sağladık.” dedi.

Bakan Uraloğlu, yeni yılın ilk il ziyaretini gerçekleştirmek için gittiği Manisa’da, yapımı devam eden önemli karayolu projelerinden biri olan ‘Akhisar – Gördes Yolu Projesi’nin şantiyesine giderek, projede gelinen son aşamaya dair bilgi aldı.

Ankara-İzmir hızlı tren çalışmalarını da yerinde inceleyen Uraloğlu, açıklamalarda bulundu.

İnşaat Çalışmaları Hızla Devam Ediyor

Uraloğlu, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini ifade ederek, “Yapım çalışmalarımız etap etap devam ediyor. Altyapı yapım çalışmalarında yüzde 62,9 fiziksel ilerleme sağladık. Kalan altyapı, üstyapı ve elektromekanik yapım işleri de hızla sürüyor” dedi.

Teşvikli Yatırımlar Düşüyor

2023 yılı Kasım ayında Türkiye’de teşvik alan otel yatırımı sayısında, Haziran’dan sonra görülen gerileme devam etti. Bu ayda, gerileme; proje sayısında yüzde 13 bütçe rakamında yüzde 34 oldu. 

Turizm Databank’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerinden yaptığı analize göre, 2023 yılı Kasım ayında Türkiye’de teşvik alan otel yatırımı sayısında, Haziran’dan sonra görülen gerileme devam etti.

Haziran-Kasım döneminde Türkiye’de teşvik alan otel yatırımı sayısı yüzde 36 daralarak 133 adede, bütçede ise yüzde 20 düşerek 20,7 milyar TL’ye indi.

Ocak-Kasım döneminde ise teşvik alan otel yatırımı sayısı yüzde 6 artarak 319’a ve toplam bütçe de yüzde 23 artarak 40,6 milyar TL’ye çıktı.

Teşvikli otel yatırımları (Kasım)

ProjeBütçe-TLİstihdam
2022394.303.028.3751.611
2023342.845.665.789678
Değişim-12,8-33,9-57,9

Teşvikli otel yatırımları (Haziran-Kasım)

ProjeBütçe-TLİstihdam
202220926.082.719.1468.893
202313320.745.880.3464.684
Değişim-36,4-20,5-47,3

İnşaat Maliyetlerindeki Artış: Yapı Malzemelerinde Fiyatlar Hızla Yükseliyor

İnşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar, yapı malzemelerindeki artan maliyetlerin sektörü olumsuz etkilediğini bildirdi. Aydınlar Mimarlık kurucu ortağı Mert Aydın, sektördeki bu gelişmeleri değerlendirdi.

Mert Aydın, yapı malzemelerindeki fiyat artışlarının genel ekonomik durumla yakından ilişkili olduğunu belirtti. “Küresel ekonomik dalgalanmalar, malzeme fiyatlarını etkileyerek inşaat maliyetlerini artırıyor. Bu durum, sektörde faaliyet gösteren birçok firmayı zorluyor” dedi.

Sektör Zor Süreçte

Özellikle çelik, beton, ahşap gibi temel yapı malzemelerinde gözlemlenen fiyat artışlarının, inşaat projelerinin bütçelerini sıkıntıya soktuğuna dikkat çeken Aydın, “Müteahhitlik sektörü zaten zor bir süreçten geçiyor. Malzeme maliyetlerindeki artışlar, projelerin bütçe planlamalarını ciddi şekilde etkiliyor ve sektördeki aktörleri zor durumda bırakıyor” şeklinde konuştu.

Esnek Bütçe Modeli

Aydın, müteahhitlik firmalarına ve mimarlık ofislerine, bu zorlukları aşabilmek adına esnek bütçe modelleri oluşturmayı ve alternatif malzeme seçeneklerini değerlendirmeyi önerdi. Ayrıca, tedarikçi çeşitliliğinin artırılmasının da önemli olduğunu vurguladı.

“İnşaat projelerini planlarken, malzeme maliyetlerindeki olası artışları göz önünde bulundurmalıyız. Esneklik, bu tür belirsizliklerle başa çıkmanın anahtarıdır” diyen Aydın, sektördeki paydaşların işbirliği yaparak çözüm arayışına girmelerinin önemine dikkat çekti.

İnşaat Malzemesi Üretimi Yüzde 8,7 Arttı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Aylık Sektörü Raporu Aralık 2023 sonuçlarını açıkladı. Buna göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi yüzde 8,7 arttı.

İnşaat malzemesi sanayisinin 2023 ilk 3 çeyreğinde farklı oranlarda büyüme gösterdiğine işaret edilen raporda, yılın son çeyreğine giriş yapılan ekim ayında da üretim artışının sürdüğü belirtildi. Dış pazarlarda talep koşullarının ekim ayında zayıf kaldığına değinilen raporda, yurt içinde seçimler sonrası yeni fiyatlamalar ve yeni ekonomi politikalarının etkisiyle beklentilerin üzerinde bir üretim artışı yaşandığına dikkat çekildi. Rapora göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi 2023 yılının ekim ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.7 arttı. Yeni ekonomi politikalarına uyum gösterildiği yeni süreçte, inşaat malzemesi sanayi üretiminde beklenenden yüksek büyüme gerçekleşti.

İnşaat sektörünün son dört çeyrek dönemdir genel ekonominin üzerinde büyüme gösterdiğine vurgu yapılan Türkiye İMSAD raporunda, şu ifadelere yer verildi: 

“Uzun süreli daralmanın ardından baz etkisiyle inşaat sektörü büyüme gösteriyor. 2024 yılında genel ekonomide yüzde 4 büyüme hedefi bulunuyor. Ancak iç talep kısılırken, ihracat ve yatırımlar ile büyüme desteklenecek ve büyümenin kompozisyonu değişecek. İnşaat sektöründe ise 2024 yılında hem genel ekonomik koşullar hem de sektörün kendi dinamikleri belirleyici olacak. İnşaat sektörünün genel ekonominin üzerindeki büyümesini sürdürmesi halinde 2024 yılında yüzde 4.5-5 büyümesi muhtemel görünüyor. 

Ancak inşaat sektöründe büyümeyi sınırlayacak iki unsur bulunuyor. Bunlardan ilki 2024 yılının son çeyreğine kadar sürmesi beklenen sıkı para politikası ve yüksek faizler. İkincisi ise kamu bütçesinde deprem bölgesi dışındaki yatırımlarda çok sınırlı büyüme hedeflenmesi.2024 yılında inşaat sektöründe büyümeyi destekleyecek daha çok kendi dinamikleri kaynaklı unsurlar bulunuyor. Öncelikle 2023 yılında alınan yapı ruhsatlarında artışların yaşanması ve yerel seçimler öncesi izinler ve tek yapılarda yıkım-yeniden inşa işlerinin hız kazanması bu unsurların başında geliyor.”

DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çelikel’den Enflasyon Değerlendirmesi: ‘’Maliyetlerin Artması Kârlılığı Etkileyebilir’’

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş Adamları Derneği (DOSABSİAD) Başkanı Nilüfer Çevikel, “Aylık bazda tüfe yüzde 2,93, Yİ-ÜFE yüzde 1,14 artış gösterdi. TÜİK verilerine göre, Aralık 2023 itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 53,86, yurt içi üretici fiyatları yüzde 49,93 arttı” dedi.

Yıllık Enflasyon Yüzde 64,77 Oldu

Yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 64,77, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 44,22 olarak açıklandığını söyleyen DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, “Üreticiler açısından düşünüldüğünde, yüksek enflasyon verileri üretim maliyetlerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Artan maliyetler, özellikle enerji, hammadde ve işgücü maliyetleri gibi unsurlarda yaşanan artışlar, işletmelerin karlılığını olumsuz etkileyebilir” dedi.

“Enflasyonla Mücadele Kararlılıkla Devam Etmeli’’ 

Yüksek enflasyon ile sürdürülen mücadelenin önemine dikkat çeken Başkan Nilüfer Çevikel, “Yüksek enflasyon, genellikle ücret talepleri ve işletmeler için personel maliyetlerini artırıcı bir etkiye sahip. Bu durum, işletmelerin karar alma süreçlerini ve istihdam politikalarını olumsuz etkileyebiliyor. İş dünyası olarak, ekonomi yönetimince devreye alınan tedbirlerin firmaların maliyet yükünü hafifletmeye devam edeceğine olan inancımız tam. ” diye konuştu.

“Destekleyici Finansal Koşullar Üretime Güç Verecek’’

Ekonomi yönetiminin etkili maliyet kontrolü, finansmana erişim ve istihdam konularındaki stratejilerinin sürdürülebilirliğin devam etmesi gerektiğine vurgu yapan DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, “Bu hem işletmelerin rekabet güçlerini korumasına hem de çalışanlarla olan ilişkilerini dengeli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olacaktır. Sonuç olarak, enflasyonun yüksek seyrettiği bu dönemde, üreticilerin maliyetlerini kontrol etmeleri, fiyatlandırma stratejilerini revize etmeleri ve operasyonel verimliliklerini artırmaları kritik öneme sahip. Bu süreçte iş birliği ve etkili stratejiler hem sanayicilerin sürdürülebilirliğini sağlama hem de enflasyonla mücadele için önemli konu başlıkları arasında yer almalı. İş dünyası olarak, destekleyici finansal koşulların da etkisiyle üretim ve rekabet gücümüzü artıracak ve küresel ekonomide büyük başarılara imza atmaya devam edeceğiz” dedi.

IC Holding’in Enerjideki 25 Yıllık Uzmanlığının Adı “IC Enterra Yenilenebilir Enerji” Oldu

Doğanın gücüyle sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sunmayı hedefleyen IC Holding, enerji sektöründe 25 yıla uzanan uzmanlığı ile yenilenebilir enerji alanında yaptığı yatırımlarını, IC Enterra çatısı altında topladı. Bünyesinde hidroelektrik, güneş enerji santralleri ile rüzgar ve enerji depolama gibi yenilenebilir enerji yatırımlarını bulunduran  IC Enterra Yenilenebilir Enerji, “dünya için enerji üretirken, dünyayı korumayı” amaçlıyor.

Yarım asrı aşan tecrübesi, uluslararası başarıları ile bir dünya markası olan IC Holding, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını “IC Enterra Yenilenebilir Enerji” çatısı altında bir araya getirdi. IC Holding’in enerji sektöründeki 25 yıllık deneyimi ile kurulan IC Enterra Yenilenebilir Enerji şirketinin, bünyesinde hidroelektrik, güneş enerji santralleri ile rüzgâr ve enerji depolamaya yönelik yatırımlar yer alıyor.

LOGOSUNDA “TOPRAK, HAVA, SU VE ATEŞ” VAR

Dinamik, aydınlık ve umut dolu bir geleceği mümkün kılmak misyonuyla yola çıkan, adını enerjinin “en”inden ve yerküre anlamına gelen “terra”dan alan IC Enterra’nın temelinde; sürdürülebilir bir gelecek, doğadan aldığını doğaya vermek ve gezegenimize saygılı bir üretim felsefesi bulunuyor. Şirketin bu bakış açısı özel olarak tasarlanan logosunda da yer alıyor. Terra’yı simgeleyen “toprak, hava, su ve ateşi” logosunda taşıyan IC Enterra Yenilenebilir Enerji, “dünya için enerji üretirken dünyayı korumayı” hedefliyor.

5 AYRI İLDE 9 HES’İ VE DEVAM EDEN YATIRIMLARI BULUNUYOR

Sürdürülebilir bir geleceğin inşasında yer almak hedefi ile yola çıkan IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin bünyesinde Trabzon, Erzincan, Tokat, Mersin, Giresun’da elektrik üretimine devam eden 9 hidroelektrik santrali (HES) bulunuyor. Toplam kurulu gücü 388 MW olan ve yılda ortalama 1 milyar 400 bin kWh elektrik üreten söz konusu santraller yaklaşık 935 bin konutun yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahip. 

Mevcut HES’lerin yanı sıra rüzgâr ve güneş santrali projeleri bulunan IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin Hatay’da 136 MW ve Erzincan’da hibrit 61 MW olmak üzere toplam 197 MW kurulu güçte güneş yatırımları da devam ediyor. 

Buna ek olarak, şirketin geleceğe dönük projeleri arasında yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum düzeyde yararlanma imkânı sağlayan depolamalı RES ve GES projeleri de yer alıyor.  IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin Türkiye’nin en büyük ikinci YEKA kapsamındaki GES projesi ile ilgili çalışmaları devam ediyor. Enerji sektöründeki uzmanlığını Türkiye’nin dışına da taşımayı planlayan şirket, küresel ölçekte yenilenebilir enerji projelerini hayata geçirmeyi, enerjide dönüşüme öncülük etmeyi amaçlıyor.