“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 31

Mezitli Devlet Hastanesi’nin İnşaatı Başladı

Mersin’in Mezitli ilçesinde yükselecek olan 150 yataklı devlet hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla başladı.

2 yıl içerisinde tamamlanması planlanan Mezitli Devlet Hastanesi’nin toplam inşaat alanı 50 bin 618 metrekare olarak belirlendi. 

Başkan Neşet Tarhan’ın eski Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’la görüşmeleri sonrası başlayan proje ve inşaat ihalesi süreci tamamlanarak hastanenin hizmete girmesi bekleniyor.

Mezitli’de yaşayan vatandaşların en büyük sıkıntılarından birisinin de uzak olması nedeniyle Mersin Şehir Hastanesine ulaşım olduğunun altını çizen Başkan Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, hastane inşaatının hızlı bir şekilde devam etmesinden dolayı mutlu olduklarını söyledi.

‘’Sağlık Alanındaki Büyük Sıkıntı Giderildi’’

İnşaat sürecinin başlaması ve hızlı bir şekilde devam etmesi nedeniyle büyük emeği geçen Lütfi Elvan olmak üzere Sağlık Bakanlığına da teşekkür eden Başkan Tarhan, “Göreve geldiğim günden bu yana en büyük şikâyetlerin başında Mersin Şehir Hastanesine ulaşımı bulunuyordu. Özellikle uzak olmasından dolayı vatandaşlarımız birkaç dolmuş ya da otobüse binmek zorunda kalıyor, hatta Erdemli Devlet Hastanesi tercih ediliyordu.Bu da sağlık hizmetlerine ulaşmalarının gecikmesine neden oluyordu. Gelen yoğun talep sonrası Ankara’ya defalarca giderek dönemin Bakanı Lütfi Elvan’a bir dizi ziyarette bulunmuş ve Mezitli’ye devlet hastanesinin yapılmasının önemine dikkat çekmiştik. Girişimlerimiz sonrası hastane inşaatının başlamasından dolayı son derece mutluyuz. Kısa sürede tamamlanarak hizmete girmesi en büyük dileğimiz. Her geçen gün daha fazla gelişen ve büyüyen Mezitlimizde sağlık alanında yaşanan en büyük sıkıntılardan birisi de bu şekilde giderildi.’’ dedi.

Mezitli Devlet Hastanesi’nin tüm proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye’nin En Uzun Demiryolu Tünelinde Işık Göründü

Tamamlandığında Türkiye’nin en uzun demiryolu tüneli olacak Gaziantep Bahçe-Nurdağı Fevzipaşa Varyantı Demiryolu Tüneli’nin ışık görme töreni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. 

Gaziantep’te gerçekleştirilen törene katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Gaziantep Bahçe-Nurdağı Fevzipaşa Varyantı Demiryolu Tüneli, Türkiye’nin en uzun demiryolu tüneli (17 km) olması özelliğine sahip. Proje tamamlandığında Adana-Gaziantep seyahat süresi 1 saat 30 dakikaya, yük trenlerinde seyir süreleri 80 dakikadan 15 dakikaya, yolcu trenlerinde seyir süreleri ise 60 dakikadan 10 dakikaya düşecek.” dedi.

Projenin Türkiye’nin en uzun çift tüplü tüneli olacağına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, detaylar ile ilgili şunları söyledi:

“Bahçe – Nurdağı Hızlı Tren projemiz ile Bahçe- Nurdağı İstasyonları arası 32.5 kilometreden 17 kilometreye düşecek. 60 km olan işletme hızı 160 km’ye çıkacak. Yük trenleri seyir süreleri 80 dakikadan 15 dakikaya, Yolcu trenleri seyir süreleri 60 dakikadan 10 dakikaya düşecek. Projemizde yer alan çift tüplü tünelimizin birincisinin; açma işlemini 2020 yılı şubat ayında tamamlamıştık. 2021 yılı şubat ayında delme işlemine başladığımız T1 Tüneli’nde de bugün ışığı görüyoruz. Türkiye’nin en uzun çift tüplü demiryolu tüneli sayesinde Bahçe İstasyonu’nu Nurdağı İstasyonu’na bağlayacağız. Projemizle birlikte aynı zamanda Adana- Gaziantep arası seyahat süresi de 1 saat 30 dakikaya düşecek.

‘’Yeşil Enerji Koridoru’nun Önemli Bir Bölümünü Oluşturacağız’’

Nurdağı-Başpınar arasındaki yaklaşık 70 km’lik Hızlı Tren Hattı yapım çalışmalarımız devam etmektedir. Projelerimiz tamamlandığında, yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilebilen elektrikli işletmecilik sayesinde “yeşil enerji koridorunun” önemli bir bölümünü oluşturacağız. Hatlarımızı elektrikli hale getirerek aynı zamanda fosil yakıt tüketiminin ve dışa bağımlı olan enerji ihtiyacının azalmasını sağlayacağız. Projelerimizle vatandaşlarımıza güvenli, konforlu bir ulaşım imkânı sağlarken, çevreci ve doğa dostu olmasını da önemsiyoruz. Gaziantep’teki ilimizdeki demiryolu projelerimiz sayesinde enerjiden yıllık 280 milyon lira tasarruf, karbon salınımından ise 26 bin ton azalma sağlamış olacağız. Ayrıca, İstanbul-Eskişehir-Ankara-Konya YHT hatları ve Konya-Karaman ile Konya-Aksaray-Ulukışla üzerinden Mersin Yenice’ye bağlanan Hızlı Tren projelerimizin devamı niteliğinde olan Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Projemizde yapım çalışmalarımız devam ediyor. Projemiz tamamlandığında Mersin-Gaziantep arası 361 kilometre olan mesafeyi, 295 kilometreye düşüreceğiz. 6 saat 23 dakika olan seyahat süresi de 2 saat 15 dakikaya düşecek. Bu projemiz ile zamandan yıllık yaklaşık 2 milyar TL tasarruf elde edeceğiz. Konya’dan Osmaniye ve Gaziantep’e kadar uzanan hızlı tren koridoru Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Mersin, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Gaziantep il sınırlarından geçerken, tamamlandığında çevre iller ile birlikte 10’dan fazla il ve çok sayıda ilçeye hizmet verecek. Bu projemizi 2025 yılında tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla, İstanbul’dan trene binen vatandaşlarımız Eskişehir-Ankara-Konya-Karaman-Niğde-Mersin ve Adana üzerinden Hızlı Tren konforu ile güvenli bir yolculuk yaparak Osmaniye’ye, oradan da Gaziantep’e ulaşabilecek.”

Depremin Yaraları Sarılmaya Devam Ediyor

Tünel projesinin ardından depremin bıraktığı olumsuz izlere de değinen Bakan Uraloğlu, “Bakanlığımızca, Deprem hasarlarının giderilmesi için depremden etkilenen illerdeki mevcut demiryolu hatlarımızdaki altyapı, sanat yapıları, üstyapı, EST, gar ve istasyon binalarımız ile diğer bina ve tesislerimizde meydana gelen hasarların giderilmesine yönelik çalışmaları ivedilikle hayata geçirdik. Söz konusu hatlarda altyapı, üstyapı, elektrifikasyon, sinyalizasyon, haberleşme ve sanat yapılarının yenilenmesi, iyileştirilmesi, güçlendirilmesi, gar ve istasyon binalarımız ile diğer bina ve tesislerimizde meydana gelen hasarların giderilmesiyle işletmecilik faaliyetlerine devam ederken, deprem nedeniyle seyrüsefer hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla ‘Deprem Hasarlarının Giderilmesi’ projemizi 2023 Yılı Yatırım Programına aldık. Yüzyılın en büyük felaketinde, yüzyılın en büyük dayanışmasını sergiledik.” dedi. 

Konut Kiraları İstanbul’da 0-5 Yaş Binalarda Yüzde 40, Kadıköy’de İse Yüzde 32 Arttı

EVA Gayrimenkul Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, İstanbul ve Kadıköy’deki konut kiralarını mercek altına aldı. İstanbul geneli ortalamasında minimum kira bedeli güncel koşullarda aylık 12.500 TL’ye ulaşırken,  İstanbul’da konut kiraları 0-5 yaş binalarda yüzde 40, Kadıköy’de ise yüzde 32 arttı.

Günümüz koşullarında hızlı artış seyrinde olan kira bedellerinin artık kişileri merkezi ilçe konumlarından uzaklaştırdığını vurgulayan EVA Gayrimenkul Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, “İstanbul genelinde konutların ortalama kira rakamları 2023 yılı içerisinde Ocak ayında aylık 12.500 TL iken Haziran ayı itibariyle bu tutar 17.500 TL seviyesine ulaştı. Konutları bina yaşlarına göre ayrıştırdığımızda 0-5 yaş aralığındaki daireler Ocak ayı içerisinde aylık 15 bin TL iken Haziran ayında ortalama 21.000 TL rakamlarına ulaştı. Dairenin bulunduğu konum, site özellikleri, manzara durumlarına göre kira rakamları 21 bin TL’nin çok üzerine de çıkabilmektedir, binanın yaşı, yer aldığı kat ve merkezi konumlardan uzaklığına göre 12 bin TL rakamının altına da inebilmektedir.” dedi.

İLTARİHBİNA YAŞIAYLIK ORTALAMA
KİRA TUTARI
6 AY
İÇERİSİNDEKİ DEĞİŞİM
İSTANBUL2023 Haziran0-521.000 ₺40%
6-1417.500 ₺30%
15-3015.000 ₺26%
30+12.500 ₺30%

Kadıköy ilçesi özelinde yaptıkları çalışmadan da bahseden Bal, “Kadıköy’de Ocak ayı içerisinde ortalama kira tutarları aylık 22 bin TL rakamlarında iken Haziran ayı içerisinde 27 bin TL seviyelerine ulaştı. Kira tutarları 0-5 yaş binalarda yüzde 32, 6-14 yaş binalarda yüzde 39, 15-30 yaş binalarda yüzde 23, 30 yaş üstü binalarda ise yüzde 26 arttı.” şeklinde konuştu. 

BÖLGETARİHBİNA YAŞIAYLIK ORTALAMA KİRA TUTARI6 AY
İÇERİSİNDEKİ DEĞİŞİM
İSTANBUL
/
KADIKÖY
2023 Haziran0-536.500 ₺32%
6-1432.000 ₺39%
15-3022.000 ₺23%
30+19.000 ₺26%

İstanbul’a ve Kadıköy’e atanan bir memur kira bedelini ödeyebilir mi?

Memur olarak çalışan bir kişinin kiralık konut bulabilmesiyle ilgili de çalışma yapan Bal,” İstanbul’a yeni atanmış bir memur ilçe merkezli konumlarda değil ancak şehrin çeperlerinde kiralık konut bulabilecektir. Ya da şehir merkezinde yakın konumda fakat daha eski yapılmış binaları tercih etmek durumunda kalacaktır. Kadıköy genelinde durumu değerlendirdiğimizde minimum kira ücreti ortalaması 19 bin TL tutarlarındadır. Bu rakam ortalamayı temsil etmekte olup; Merdivenköy, Sahrayı Cedit, Dumlupınar, Eğitim Mahallesi bölgelerinde eski binalarda yer alan konutlar 13 bin TL ile 17 bin TL aralığında kiraya verilebilmektedir.” 

Ancak konut stokunun artırılması ile birlikte alternatifler de çoğalabilecek

Kira rakamlarındaki artışları dikkate aldığımızda memurların atandıkları ilin kira seviyelerine bağlı olarak kira desteği alması gerekliliği doğduğunu görüyoruz. Her şehrin veya hatta her büyükşehrin ilçelerine bağlı olarak kira desteği şartlarının değişken olması günün koşullarına göre daha adil olacak gibi duruyor. Dünya değişiyor, şartlar da değişiyor. Büyük şehirlerdeki kira desteğinin arttırılması memurların da bu şehirlerde kira tutarlarını karşılayabilmesi adına önemli rol oynayacaktır. 

Ülke genelinde özellikle İstanbul’da ki hızlı kira artışlarının da önüne geçebilmek ancak barınma sorununun çözülebilmesi ile etkili olacaktır. Konut stokunun artırılması ile birlikte alternatifler de çoğalacaktır, bununla birlikte gayrimenkulde kira rakamları kiracılar tarafından daha da rahat ödenebilir bir ortam oluşturabilecektir. Normalde hane halkı gelirinin %25’inden fazla gideri olmaması gereklidir, ancak bu rakam ülkemizde son 10 yılda %30-35 seviyelerine çıkmışken son bir yılda %50-55 seviyelerine gelmiştir. 

Kira konusunda hızlı çözüm önerilerinden biri olarak binalarda kullanılmayan çatı aralılarına iskan izni verilmesi ve bina sakinlerinin bu alanı kiraya vermesi imkanı geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Bu alanların kullanılabilir konut niteliğine dönüştürülerek iskana açılması en azından 1-2 kişinin barınma ihtiyacını bir kısmını karşılayacaktır. Bina sakinleri bu alanlardan kira geliri elde ederken kiralanacak yer ihtiyacı duyanlarında barınma sorununa bir nebze çare olacaktır, aynı zamanda devlette yapılan bu kira kontratlarından vergi alabilecektir. İstanbul’da bu şekilde kullanılabilecek en az 15 bin binanın oluğu düşünülürse, bu alanlar hazırlanıp ortalama 1 kişiye kiralansa en az 10 bin kişinin kiralama sorunu çözülmüş olur. Aslında bu rakamın çok daha büyük olduğunu düşünüyoruz. Şirket olarak uzun süredir bu konuya değiniyoruz ve yetkililerin bu konuya eğilmesini bekliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

TÜSİAD Başkanı Turan: ‘’Finansmana Erişimde Henüz Bir Rahatlama Görünmüyor’’

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, Türk iş dünyasının çıkmazlarından biri olan finansmana erişimde henüz bir rahatlama olmadığını belirtti.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, Türkiye’de iş dünyasının enerjisini kısa vadeli gelişmeleri takibe harcamak durumunda kaldığını, bu süreçte global temanın kaçırıldığını söyledi. Ne bu global tema? Pandemi sonrası global tedarik zinciri kırıldı.

Dünya Gazetesi’nden Özlem Ermiş Beyhan, . TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile Türkiye ekonomisini ve global ticaretin yeniden şekillendiği bu dönemde şirketlerimizin finansman sorununun çözümünün ne kadar kritik olduğunu konuştu.

Seçim sonrası Türkiye ekonomisinin görünümünü nasıl resmedersiniz?

Ekonomide bir yavaşlama olduğunu görüyoruz. Global koşulların da etkisiyle ihracatımız yılbaşından bu yana daralıyor. Bu durum üretime de yansıyor. Kredi piyasasında sıkışıklığın devam ettiği bir süreçteyiz. Finansmana erişim giderek güçleşti. Enflasyonun bundan sonra daha hızlanması olası ve ekonomide döviz ihtiyacımız net. Dolayısıyla yatırım ortamının öngörülebilirliği açısından halen oldukça zorlu bir dönemdeyiz. Bununla birlikte, ekonomi yönetiminin hem döviz girişi için hem de ihracatı desteklemek adına yeni adımlar da attığını görüyoruz.

Geçen hafta TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan ilk enflasyon görünüm raporunda bu yılın enflasyon tahminini yüzde 58 olarak revize etti. Siz nasıl gördünüz yeni MB yönetimini?

Sunum teknikti, tatmin ediciydi, tahminler gerçekçiydi. Açıklamalara baktığımda kararlı olduklarını da görüyorum. Enflasyonla mücadelede biraz daha hızlı olmamız gerekiyor. Burada şu da dikkatimi çekti; bugüne kadar olan süreç bu konunun iletişimini de çok iyi yapacaklar izlenimini yarattı bende. OVP ile ilgili bir süre önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir araya geldiğimizde de bunu gördüm, toplumun değişik kesimlerini bir araya getirerek fikirlerini almaları olumlu.

Sıkılaştırma devam edecek gibi görünüyor. “Seçici kredi” iş dünyasını nasıl etkiler?

İhracat ve yatırımı pozitif ayrıştıran bir kredi sistemi öngörülüyor. Bizim ihracatla büyüme stratejimiz var; dünya ekonomisinden aldığımız payı artırmak zorundayız. Maalesef son 30 yıldır yüzde 0.65 ile 1.2 arasında gidip geliyor bu pay. İhracatla büyümemiz için yüksek teknolojinin toplam ihracat içindeki payını artırmalıyız, Türkiye için rekabetçi kur ve ucuz iş gücü ile ihracatı artırma hikayesi geçen yüzyılın hikayesiydi. Bu yüzyılın değil… Şimdi marka, katma değer, teknoloji zamanı. Oysa cari açığımızın 60 milyar dolara yükselmesi, dış ticaret açığımızın genişlemesi, aslında gitmek istediğimiz istikametin aksine bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Hangi adımlar atılmalı ihracatla büyüme hedefinin gerçekleşmesi için?

Türkiye’ye bu yolda ne engel oluyor? Öncelikle enflasyon problemimizi çözmemiz gerekiyor. Ardından ülke para birimi sağlıklı bir patikaya oturmalı. Verimlilik artışı sağlamamız ve yüksek katma değerli üretim süreçlerine geçmemiz lazım. Bu sürecin temeli de nitelikli insan kaynağı, eğitim reformu, teknolojiye dayalı büyümeye kadar gidiyor. Üretim sürecimizi bu çerçevede şekillendirmeliyiz. Pandemi Türkiye’yi ön plana çıkardı, bunu değerlendirmeliyiz.

Bu fırsat var yani Türkiye ekonomisi için?

Evet. Globaldeki temayı kaçırıyoruz. Niye? İçerde günlük gelişmelerle uğraştığımız, operasyonel işlere boğulduğumuz için… Bu ülkemiz için de geçerli şirketler için de… Enflasyon, nakit akışı, finansmana erişim, değişen regülasyonlar ile uğraşmaktan globaldeki trendleri kaçırıyor iş dünyamız. Bizim sık değişen regülasyonları anlamaya uğraşmakla enerji kaybetmememiz, verimliliğe odaklanmamız gerek. Pandemiden sonra kartlar yeniden dağıtılıyor. Avrupalı firmalar bugün tedarik zincirini çeşitlendirmek için arayışta. Burada Türkiye ön planda zaten. Ama biz içeride enerjimizi günlük işlerle harcadığımız için bu gelişmeyi kaçırıyoruz.

Gümrük Birliği sürecini bu perspektiften mi okumalıyız?

Evet. AB de Türkiye’nin öneminin farkında. Gümrük Birliği güncellemesini çok önemsiyoruz. Almanya’nın doğusu ile Hindistan’ın batısı arasında Türkiye ile rekabet edebilecek ülke yok. Yabancı yatırımlara bakıyorum; üretiminin önemli bölümünü ihraç eden şirketleri gelip alıyor yabancı yatırımcılar. Bir ilgi artışını görüyoruz. Ancak uzun vadeli yabancı yatırımcı için öngörülebilirlik, hukukun üstünlüğü çok önemli.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gri listeden çıkma ile ilgili adımlar atıldığını belirtiyor. Etkisi olur mu?

Gri listeden çıkmak amacıyla adım atılması kuşkusuz çok önemli. Yabancı yatırımcının doğru politikalar uygulama kararlılığına ikna olması gerekli. Ancak o zaman uzun vadeli yabancı yatırımcı çekebiliriz. Öngörülemezlik ve belirsizlik iş dünyası için en kötü şeydir. Yatırımcı bir projeksiyon görmek ister. Bu kapsamda yeni ekonomi yönetiminin çalıştığını görüyoruz.

AB Yeşil Mutabakatı risk değil aslında bir fırsat

Şimdi önümüzde riskler de var. AB ile Yeşil Mutabakat kapsamında bir dönüşüme de ihtiyaç var iş dünyamız açısından.

Ama bence o bir fırsat. Türkiye bu dönüşümle ihracatında önemli bir ivme yakalayabilir. Bu aslında Avrupa Birliği’nin bir büyüme stratejisi. Karbonsuzlaşma, enerji ve kaynak verimliliği yoluyla daha rekabetçi bir yapı hedefi var burada. Şirketlerimizi bu dönüşüme hazırlayamazsak kısa bir süre sonra öncelikle 6 sektörde karbon vergisi ile karşı karşıya kalınacak. Ama sektörlerin bilinçlenme noktasında hızlandıklarını söyleyebilirim. TÜSİAD olarak ikiz dönüşüm dediğimiz Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm’ün iş dünyasındaki farkındalığını artırmak için çalışıyoruz. Bu dönüşümleri gerçekleştirebilmek için insan kaynağı ve finansman gerek. AB 750 milyar Euro’luk pandemi toparlanma planının yüzde 30’unu yeşil dönüşüme ayırdı. Bizim de Türkiye olarak bu finansman desteğini önceliklendirmemiz gerekiyor.

Peki iş dünyasının en büyük sorunu finansmanken, yeşil dönüşüme finansman bulabilecek mi size göre?

Evet, iş dünyasının son dönemdeki en önemli sorunu finansmana erişim. Katıldığım tüm toplantılarda herkesin söylediği ilk cümle bu. Çünkü şirketlerin önündeki en önemli sorun bu dönemde nakit akışını yönetmek ve işletme sermayesini fonlamak. Eğer bunları yapamazsak şirketleri zor duruma sokarız.

Tekerleği döndürmek için bu finansman elzem diyorsunuz…

Kesinlikle. Hep söylüyorum; finansman iş dünyasının damarlarındaki kan gibi. Uzun vadeli yatırım için finansman kaynakları açılmış değil.

Ne zaman düzelir diye düşünüyorsunuz bu sorun?

Bakan Mehmet Şimşek’in iki ay önce göreve başladığındaki rasyonel politikalara dönüş vurgusu çok önemli. Ekonomi politikalarında tutarlı bir dizaynın olması, verimlilik artışının desteklenmesi, sürdürülebilirlik ve hesap verilebilirlik çok önemli unsurlar. Bu unsurlardan uzaklaşıldığında reel sektör, finansal kesim ve hane halkında geleceğe dair bir öngörülebilirlik sağlamak mümkün olmuyor. Ekonominin sağlıksız bir patikaya oturması süreci fakirleşmeyle sonuçlanıyor.

Kur ve faiz kıskacından kurtulmak kısa vadede pek olası görünmüyor. İş dünyası olarak toparlanma için öngörünüz ne?

Toparlanmaya dair bir öngörü oluşturmak için, ekonominin doğru, rasyonel bir zemine oturması gerekiyor. Kısa vadede nasıl bir regülasyonla karşılaşacağınızı kestiremediğiniz bir süreçte sağlıklı bir öngörü oluşturmanız ya da yatırım kararı almanız çok güç. Bugün geldiğimiz noktada nakit akışını yönetmenin, işletme sermayesini sürdürmenin son derece zorlaştığı, krediye erişimin halen çok sınırlı olduğu bir süreçteyiz. Enflasyonu kontrol etmek istiyorsak da maalesef ekonomiyi soğutmamız şart. Gereken adımları zamanında atamadığımızda süreç uzuyor, bu da katlanılması gereken maliyeti artırıyor. Faiz ve kur kıskacı aslında bir sonuç. Duruma bütünsel bakmak gerekiyor. Önümüzde yerel seçimler olsa da hızlı ve birbirini tamamlayıcı adımların kararlılıkla atılması çok önemli.

Kısa vadede sizi en çok tedirgin eden riskler neler?

En önemli risk, global temayı kaçırmak. İhracat performansımızın yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre düştüğünü rakamlardan görüyoruz. Dünya ekonomisinden aldığımız pay da düşüyor. İçerideki enflasyon başta olmak üzere sorunlarımızı hızla aşıp, global ekonomiden aldığımız payı nasıl artırırız konusuna odaklanmalıyız.

Gelir vergisi dilimleri yeniden düzenlenmeli

Türkiye’de orta sınıfın yok olduğu, çalışanların büyük bölümünün asgari ücret düzeyinde eşitlendiği saptaması yapılıyor. Çalışanların büyümeden aldığı payın azalmasının etkilerini nasıl yorumluyorsunuz?

Orta sınıfın ekonomiden aldığı pay son yıllarda düşüyor. Gelir dağılımı da 10 yıl öncesine kıyasla daha bozulmuş durumda. Dediğiniz gibi çalışanların ekonomiden aldığı pay azalırken, işletmelerin aldığı pay artıyor. Bu da bir tur daha refah tarafında eşitsizliğin artışı ile sonuçlanıyor. Burada yeri gelmişken şuna da değineyim; enflasyondan dolayı gelir vergisi dilimlerinde de yeniden bir düzenlemeye ihtiyaç var. Gelir dağılımının daha da bozulduğu süreçlerde ekonominin toplamında fayda sağlanamaz. Verimlilik artışı, kalkınma gibi uzun vadeli konulardan da uzaklaşırız.

KKM’ye bir yama olarak bakılmalı

Kur korumalı mevduatı yarattığı yük nedeniyle çok eleştiren de var, dolardan tasarrufları TL’ye çekmeyi başarması ile öven de. Sizin bakışınız nedir?

Eylül 2021’de hızlı faiz indirimlerine geçtikten sonra TL’de muazzam bir değer kaybı ve dövize talep gördük. Bunun karşısında finansal mühendislikle Kur Korumalı Mevduat ürünü oluşturuldu. O dönem daha kısıtlayıcı politikalar uygulanmasındansa bu tarz bir ürünün yaratılması elbette finansal piyasalara zaman kazandırdı. En başta yapılan hatayı düzeltmek yerine sürece devam etmek amacıyla yapılan bir yama gibi bakmalıyız KKM’ye. Zaten şu anda da son regülasyonlarla KKM’den çıkış kademeli olarak özendiriliyor.

Yeni nesillere net milli serveti artırarak bırakmalıyız

“Ekonomik gelişme, enerji güvenliği, madencilik gibi alanlarda ne adım atıyorsak, bu net toplamda çevre ve toplumun yararına olmalı. Gelecek nesillere net milli servetimizi artırarak bırakmalıyız. Çevre, enerji ve ekonomi politikaları birbiriyle tutarlı, iklim perspektifinde uluslararası düzenlemelerle uyumlu olmalı. 2053 Net Sıfır hedefiyle su kaynakları ve ormanların korunması önemli. Şirketlerin 2053 ve 2030 için iklim hedeflerini bilimsel veriye dayalı oluşturmasını değerli buluyorum.”

Beklentilerle yetkinlikler arasındaki mesafe açılıyor

“İşletmelerin beklentileri ile insanların yetkinliği arasındaki aralık açılıyor. Şirketler aradığı insanı, insanlar da iş bulamıyor. Daha analitik düşünen, veriyi anlamlaştırıp katma değere dönüştürecek insan kaynağına ihtiyaç var. Bu da gelip nitelikli eğitime dayanıyor.”

Sanayide enerji verimliliği endeksi geliştirecek

“Sanayicilerin enerjiyi verimli kullanması şart. TÜSİAD olarak önemli bir çalışma başlattık. Biz bir ürünü 10 birim enerji ile üretirken rakip ülke 5 birim ile üretiyorsa, bizim maliyetimiz yüksek olur. Şimdi bir endeks yapıyoruz. Her iş için bir kıyaslama ortaya koyacağız. Cari açığı azaltmak için Türkiye’nin enerji verimliliği seferberliği ilan etmesi gerek.”

Enerji Maliyetlerini Düşürürken Sürdürülebilirliği Destekleyen Teknoloji

Endüstriyel işletmelerde enerjinin verimli şekilde kullanılması hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli avantajlar sağlıyor. İşletmelerin üretim ve işletme sürekliliği ile otomasyon ve kontrol süreçlerinin kesintisiz ve sorunsuz ilerlemesi için elektrik enerjisinin verimli kullanılması kritik önem taşıyor.

Endüstriyel işletmelerde elektrik enerjisini verimli kullanmak, kompanzasyon ile sağlanabiliyor. 6 farklı kıtada 60’ı aşkın ülkedeki çok sayıda kuruma enerji kalitesi ve verimliliği konusunda çözüm ortaklığı sağlayan Elektra Elektronik, kompanzasyon çözümleri kapsamında endüstriyel işletmelerin hizmetine sundukları DynamiX Static Var Generator’ın dengeleme ve harmonik filtreleme özellikleri sayesinde hassas şebeke koşullarına sahip olan bütün tesislerde eksiksiz kompanzasyon çözümleri sağlıyor. Bunun yanı sıra Deşarj Ünitesi, AG Kondansatörler, Endüktif Yük Sürücü ve Tristör Modülü ile işletmelerin üretkenlik, güvenlik ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir rol oynuyor. 

Endüstriyel şirketlerde enerji verimliliği, maliyetleri düşürürken çevresel sürdürülebilirliği destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Elektrik enerjisini etkin şekilde kullanabilen endüstriyel şirketlerin enerji maliyetleri azalırken, elektrik ekipmanları da daha verimli çalışıyor ve daha uzun kullanım ömrüne sahip oluyor. Daha az enerji kullanımı sera gazı emisyonlarını azaltarak işletmelerin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlarken, doğal kaynakların korunmasına da yardımcı oluyor. Endüstriyel işletmelerde verimli elektrik enerjisi kullanımı için kompanzasyon çözümlerinin gerekliliğine işaret eden Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, markanın kompanzasyon süreci ve arkasında yatan teknolojileri hakkında önemli bilgiler verdi.

Ar-Ge Çalışmaları Kesintisiz Devam Ediyor

Elektra Elektronik olarak 40 yılı aşkın süredir sahip oldukları tecrübe ve müşterilerine katkı sunmak için kesintisiz devam ettirdikleri Ar-Ge çalışmaları ile enerji verimliliğini sağlayan, sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunan ve elektronik cihazlarının ömrünü uzatan kompanzasyon çözümleri sunduklarını ifade eden İlker Çınar, “Kompanzasyon, elektrik akımı ile gerilim arasındaki faz farkının en ideal olabilecek açıya getirilerek sistemi olumsuz etkileyen reaktif güçlerin sıfıra yaklaştırılması anlamına geliyor. Böylece enerji iletim hatlarının ve şebekelerin gereksiz yere yüklenmesine sebep olan ve kayıplarını artıran reaktif gücü minimum seviyede tutuyoruz.” dedi.

Milli Kaynakların Korunması İçin Reaktif Güç Kompanzasyonu Önemli

Reaktif enerji sonucu kaybedilen milli kaynaklarının bedelinin işletmelere reaktif güç cezası olarak yansıtıldığına dikkat çeken İlker Çınar, “Reaktif gücü dengeleyerek akım ile gerilim arasında oluşan faz farkını olabildiğince azaltmak için reaktif güç kompanzasyonu uyguluyoruz. Bu işlem uygulanmadığı takdirde şebekede kayıplar oluşuyor, iletim hatları ile kablolar daha fazla akım çekiyor ve bu da büyük gerilim düşümleri meydana getirerek enerji kapasitesini düşürüyor. Reaktif güç kompanzasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleştirilemediği şirketlerdeki elektrik sistemi, ihtiyaç duyulan aktif elektrik enerjisinin dışında şebekeden düzensiz olarak güç çekiyor. Sürekli olarak çekilen ve tüketilmeyip üretim tesisine geri gönderilen bu reaktif enerji milli kaynakların kaybedilmesine neden oluyor. Elektra Elektronik olarak değişken elektrik enerjisi yüklerine sık rastlanılan otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerde kritik önem taşıyan reaktif güç kompanzasyonunu sorunsuz ve hızlı bir şekilde gerçekleştirebilen aktif harmonik filtrelerimiz sayesinde işletmelerin yüksek meblağlarda reaktif güç cezası ödemelerinin önüne geçiyoruz” dedi. 

Deşarj Üniteleri ile Kompanzasyon Sisteminin Ömrünü Uzatıyor

Endüstriyel üretim, medikal ve sağlık, veri merkezleri gibi sektörlere sundukları ileri teknoloji kompanzasyon ürünleri ile işletme ve tesislerin enerji kalitesini iyileştirdiklerini ve teçhizat bakım giderlerini azalttıklarını açıklayan İlker Çınar, Elektra Elektronik’in kompanzasyon sisteminin ömrünü uzatan Deşarj Ünitesi hakkında şu bilgileri verdi: “Düşük kayıp özelliği taşıyan Deşarj Ünitesi, hızlı değişen reaktif güç ortamında kondansatörlerin deşarj zamanlarını azaltıyor ve bu şekilde kompanzasyon sistemlerindeki kondansatörlerin ve kurulu/kurulan kompanzasyon sisteminin ömrünü uzatıyor. Kompanzasyon sisteminin bileşenlerinden biri olan deşarj ünitelerimiz CE işaretli ve ISO 9001 kalite yönetim sistemi altında üretimi yapılıyor. Deşarj ünitelerimiz elektrik ve elektronik bileşenlerin DIN Rail (Deutsches Institut für Normung Rail) adı verilen, özellikle endüstriyel otomasyon ve kontrol sistemlerinde yaygın olarak kullanılan bir montaj yöntemi ile başarılı bir şekilde monte ediliyor. Endüstriyel işletmelerde güvenli ve verimli bir çalışma ortamı sağlamak için statik elektriği kontrol altına almaya yardımcı olan deşarj ünitelerimiz 690V’a kadar operasyonel gerilim ve 100 kVAR’a kadar deşarj özelliğine sahip.”

Enerji Verimliliği Sağlayan Kesintisiz ve Güvenli Üretim

Elektra Elektronik olarak işletme ve tesislerin enerji sistemlerindeki güç faktörünü optimize eden, harmonikleri filtreleyen, enerji sistemlerinin performansını iyileştiren ve enerjinin verimli kullanılmasını sağlayan AG Kondansatörler ürettiklerini ifade eden Çınar, ürünün özelliklerini açıkladı: “İşletme ve tesislerin enerji verimliliğini artırmak üzere ürettiğimiz AG kondansatör, PCB bulundurmayan, çevre dostu bir ürün. Kompanzasyon sistemleri, motor kompanzasyonu ve filtreli kompanzasyon gibi alçak gerilim uygulamalarında kullanılan AG kondansatör düşük ağırlığı ve uygun boyutu ile alandan tasarruf sağlıyor. Kolay yükleme, bağlantı ve montaj özellikleri ile her işletme tarafından rahatlıkla kullanılabilen AG kondansatör, aynı zamanda bakım gerektirmeyen ve kendi kendini tamir eden bir ürün. Bu özellikler sayesinde tesis ve işletmelerde üretim sürecinin kesintisiz devam etmesini, verimliliğin artmasını, bakım maliyetlerinin azaltılmasını ve kaynakların etkin kullanımını sağlıyoruz. Aşırı basınç emniyetine sahip olan AG kondansatör ile işletmelere güvenli bir kullanım deneyimi sunuyoruz. Enerji sektöründe ve endüstriyel işletmelerde yaygın olarak kullanılan AG kondansatörlerimiz silindirik alüminyum bir tasarıma ve 1.0 kVAr ile 30 kVAr arası güç ile 30V / 400V / 440V / 525V gerilim opsiyonlarına sahip.”

Tesislerin İhtiyaç Duyduğu Endüktif Yükü Bire Bir Karşılayan İleri Teknoloji

Tesislerin ihtiyaç duyduğu endüktif yükü bire bir karşılayan GAMMA serisi endüktif yük sürücülerle uzun ömürlü kompanzasyon sağladıklarının altını çizen İlker Çınar, “GAMMA serisi endüktif yük sürücü modüllerimiz, dinamik güç faktörü kontrolü uygulamalarında 30kVAr’a kadar olan şönt reaktörleri sürmek için tasarlanıyor. Modüller, üçer adet tek fazlı üniteden oluşuyor ve her fazı bağımsız olarak kontrol ediyor. Uygulanan tetikleme sinyallerine göre şönt reaktöre uygulanan net gerilim değiştiriliyor ve bu sayede tesisin ihtiyaç duyduğu endüktif yük bire bir karşılanıyor. Piyasada bulunan her röle ile uyumlu şekilde çalışabilen endüktif yük sürücüler, şönt reaktörleri aşırı ısınmalardan ve şebekeden gelebilecek aşırı gerilimlerin zarar verici etkilerinden koruyarak uzun ömürlü kompanzasyon sağlıyor. Bakım gerektirmeyen ve sessiz çalışan GAMMA serisi endüktif yük sürücü modüllerimiz çalışma gerilimi, çalışma durumu ve sıcaklığı sürekli olarak kontrol ediyor ve ön panelinde bulunan dört adet LED ile kullanıcıya bildiriyor. Harici termik bağlantı terminalleri sayesinde kompanzasyon sisteminde kullanılan şönt reaktörleri de aşırı ısınmalara karşı koruyan bu ürünle müşterilerimizin enerji verimliliği, enerji tasarrufu, sistem stabilitesi ve ekipman koruması ihtiyaçlarını karşılıyoruz” dedi.

Güçlü Anahtarlama Sistemi ile Enerji Kullanımını Optimize Ediyor

Kompanzasyon sistemlerindeki aşırı akımları kontrol etmek ve enerji sistemlerinin daha verimli ve güvenli çalışmasını sağlamak için müşterilerine ALPHA serisi tristör modüllerini sunduklarını söyleyen Çınar, modüllerin özelliklerini şu şekilde açıkladı: “ALPHA serisi tristör modüllerini dinamik güç faktörü uygulamalarındaki 50kVAr’a kadar olan kapasitif yükleri anahtarlamak için üretiyoruz. Tristör modüllerimiz tetikleme sinyalinin uygulanmasından itibaren 10 milisaniye içinde kondansatörleri devreye alabiliyor. Mikroişlemci tabanlı mimarisi ve algoritması modüllerin sıfır geçiş anında devreye girmesini sağlayarak kondansatörlerde tahribat oluşmasının önüne geçiyor. 480V’a kadar, yıldız veya üçgen, simetrik veya asimetrik yükleri anahtarlayabilen ve reaktif güç röleleri veya PLC’ler tarafından kolaylıkla tetiklenebilen modüllerimiz çalışma gerilimi, durumu ve sıcaklığını kontrol ederken, harici termik terminalleri sayesinde harmonik filtre reaktörünü aşırı ısınmalara karşı koruyor. Uzun ömürlü, sessiz çalışan ve bakım gerektirmeyen ALPHA serisi tristör modüllerimizle müşterilerimize enerji verimliliği, güç faktörü optimizasyonu ve sistem kontrolü gibi önemli avantajlar sunuyoruz.”

Hassas Şebeke Koşullarında Eksiksiz Kompanzasyon

Yüksek THD değerine sahip gerilimin olduğu, dinamik yükte değişimlerin yaşandığı, yük dengesizlikleri bulunan ve yüksek akım harmoniğine sahip plastik endüstrisi, ofis binaları ve alışveriş merkezleri, endüstriyel üretim tesisleri, endüksiyon ocakları, UPS sistemleri ve veri merkezleri gibi hassas şebeke koşullarına sahip bütün tesislerde DynamiX Static Var Generator ile eksiksiz kompanzasyon çözümleri sunduklarının altını çizen İlker Çınar, “DynamiX Static Var Generator’ın modüler tasarımı sayesinde birden fazla ünitenin paralel bağlanmasını sağlayarak kompanzasyon gücünü kolaylıkla artırabiliyoruz ve bu şekilde işletmelerin enerji verimliliğine katkıda bulunuyoruz. IGBT tabanlı yapısı sayesinde harici bir kompanzasyon panosu gerektirmeden kademesiz olarak güç kontrolü yapan Static Var Generator, bunun yanı sıra dengeleme ve harmonik filtreleme özelliklerine de sahip. Tek bir pano içerisinde 200kVAr güce kadar kompanzasyon kapasitesi olan DynamiX Static Var Generator; 25µs dinamik tepki süresi, güç faktörünü 0.99’un üzerinde tutma kabiliyeti ve 13. harmoniğe kadar aktif harmonik filtre özelliği ile yük dengeleme yapabiliyor ve yüzde yüz kapasitesi ile hem endüktif hem kapasitif kompanzasyon işlemi gerçekleştirebiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Bakan Özhaseki: ‘’Kahramanmaraş’a Toplam 112 Bin 414 Konut İnşa Edilecek’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Kahramanmaraş’ımıza, 82 bin 104 konut, 30 bin 310 köy evi olmak üzere, toplamda 112 bin 414 konut yapacağız.’’ dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin yaralarının sarılması için çalışmalara devam ediyor. Son durumu değerlendiren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, toplamda 112 bin 414 konutun yapılacağı Kahramanmaraş’ta, ihalesi tamamlanan 19 bin 418 konutun inşaatının hızla yükseldiğini bildirdi.

Konut İnşaatları Devam Ediyor

Bakan Mehmet Özhaseki, resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Depremden en çok etkilenen illerimizden Kahramanmaraş’ta da kalıcı konutlarımızın inşasına devam ediyoruz. Kahramanmaraş’ımıza; 82 bin 104 Konut, 30 bin 310 köy evi olmak üzere, toplamda 112 bin 414 konut yapacağız. 19 bin 418 konutun inşasına başladık. Vatandaşlarımız sağlam ve güvenli yuvalarına yerleşene kadar biz buradayız.” ifadelerini kullandı.

Konutların Yanı Sıra Sosyal Donatılar da Yer Alacak

Depremzedelerin biran önce evlerine kavuşmaları için 24 saat aralıksız çalışmaları sürdüren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Kahramanmaraş’ta inşaatını başlattığı 19 bin 418 konutta çalışmalar şekilde sürdürülüyor. İlk etapta ihalesi gerçekleştirilmiş olan deprem konutları, Kahramanmaraş’ın, Afşin, Andırın, Çağlayancerit, Dulkadiroğlu, Ekinözü, Elbistan, Göksun, Onikişubat, Nurhak, Pazarcık, Türkoğlu ilçelerinde inşa ediliyor. Depremzede vatandaşların tüm ihtiyaçları düşünülerek tünel kalıp ve radye temel sistemi ile yatay mimariye uygun olarak yapılan konutlar, zemin artı 3 ve zemin artı 4 katı geçmeyecek. 2+1 evlerin 85 metrekare, 3+1 evlerin de 105 metrekare olarak tasarlandığı konutlarda, ailenin ortak vakit geçirme alanı salon, kullanışlı bir mutfak, çocuk odası ve ebeveyn odası yer alıyor. Konutların yanı sıra çocuk oyun alanları, peyzaj çalışmaları, sosyal donatı alanları, camiler ve otoparklar da yapılacak.

Fuat Oktay OSB’de Yeni Fabrikalar Yükseliyor

Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde yer alan Fuat Oktay Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) altyapı çalışmalarının ardından üstyapı çalışmaları başladı.

Fabrika inşaatlarının tüm hızıyla sürdüğünü belirten Boğazlıyan Belediye Başkanı Gökhan Coşar, Fuat Oktay OSB’de yatırımların devam edeceğini ifade etti. Çalışmaları yerinde inceleyen Coşar, şunları söyledi:

‘’Fuat Oktay Organize Sanayi Bölgemizde altyapı çalışmalarımızı tamamen tamamladık ve şimdi üstyapı çalışmalarına başladık. Planlı bir şekilde yatırımlarımıza yön vererek hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. Hayırlı olsun’’

Fuat Oktay OSB Yatırımın Merkezi Olacak

Fabrika inşaatları hakkında konuşan Coşar, ‘’Kivi teknoloji fabrika inşaatı hız kesmeden devam ediyor. Bölgede üretim yapacak tüm yatırımcılar bizim için önemlidir. Fuat Oktay Organize Sanayi Bölgesi, yatırım ve istihdam konusunda önemli bir merkez olacak.’’ dedi.

İSO İmalat PMI Yılın En Düşük Seviyesinde

İstanbul Sanayi Odası (İSO) İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), Temmuz ayında yüzde 49,9 ile yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti.

Haziranda 51,5 olan endeksin temmuzda 49,9 düzeyinde gerçekleşmesi faaliyet koşullarının genel olarak değişim göstermediğine ve böylece altı aylık genişleme döneminin sona erdiğine işaret etti. Sektörün büyümesindeki duraksama, genel olarak enflasyonist baskıların güçlenmesine bağlandı. Girdi maliyetleri enflasyonu üst üste ikinci ay keskin bir şekilde hızlandı ve mart 2022’den bu yana en yüksek düzeyde gerçekleşti.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI temmuz raporuna göre takip edilen 10 sektörün tamamında girdi maliyetleri enflasyonu üst üste ikinci ay hızlanırken, sektörlerin çoğunda maliyet baskıları güçlü bir yoğunlaşma sergiledi. Girdi fiyatlarında en hızlı artış gıda ürünlerinde, mamul fiyatlarında da en yüksek artış ağaç ve kağıt ürünlerinde oldu. Yeni siparişlerde artış sadece gıda ürünlerinde olurken, tekstil ürünleri ve ana metalde belirgin düşüş yaşandı. Üretimde büyüme 10 sektörden elektrikli ve elektronik ürünler, giyim ve deri ürünleri ile kara ve deniz taşıtlarında oldu. Genel olarak imalatçılar istihdamı artırma eğilimi gösterdi.

Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketinin Temmuz 2023 dönemi sonuçları açıklandı. Eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, manşet PMI temmuz ayında nötr seviye 50,0’ın hafif altına geriledi. Haziranda 51,5 olan endeksin temmuzda 49,9 düzeyinde gerçekleşmesi faaliyet koşullarının genel olarak değişim göstermediğine ve böylece altı aylık genişleme döneminin sona erdiğine işaret etti. 

Firmalar, sektörün büyümesindeki duraksamayı genel olarak enflasyonist baskıların güçlenmesine bağladı. Temmuzda girdi maliyetleri enflasyonu üst üste ikinci ay keskin bir şekilde hızlandı ve Mart 2022’den bu yana en yüksek düzeyde gerçekleşti. Anket katılımcılarının yarıdan fazlası (yüzde 52), girdi fiyatlarının ay içerisinde yükseldiğini ve bunun genel olarak döviz kurlarındaki artıştan kaynaklandığını ifade etti. Bazı katılımcılar ise ücretlerdeki yükselişin genel girdi maliyetlerinde artışa yol açtığını bildirdi. Bu gelişmelerin sonucunda nihai ürün fiyatları da artış gösterdi ve son 16 ayın en yüksek düzeyine ulaşan enflasyon, geçmiş dönem ortalamasının da oldukça üzerinde kaydedildi. 

Fiyat baskılarının güçlenmesi, temmuz ayında müşteri talebini olumsuz etkiledi ve yeni siparişlerde son beş aydır ilk kez yavaşlamaya yol açtı. Benzer şekilde yurt dışından alınan yeni siparişler de ivme kaybetti. Fiyat artışlarının talep üzerindeki etkisini yansıtacak şekilde, üretimde de dört aylık büyüme eğilimi sona erdi. Diğer taraftan, yılın başında gerçekleşen depremin ardından devam eden toparlanmanın etkisiyle, geçen aya göre üretim hacminde önemli bir değişim gözlenmedi. Firmaların kapasite genişletmeye çalışması istihdamın üst üste üç ay artmasını sağladı. Ancak söz konusu artış ılımlı düzeyde kaydedildi. İmalatçılar yeni sipariş akışlarındaki yavaşlama doğrultusunda satın alma faaliyetlerini azalttı. Girdi talebinin azalması ve tedarikçilerin ürün teslimatlarındaki gecikmeler, girdi stoklarının Mayıs 2020’den bu yana en yüksek oranda azalmasına yol açtı. 

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: 

“Yeniden güçlenen fiyat baskıları, temmuz ayında Türk imalat ürünlerine yönelik talebi olumsuz etkiledi. Hem girdi maliyetleri hem de satış fiyatları üçüncü çeyreğin başında çok daha yüksek oranlarda artarak firmaların yeni sipariş almasını zorlaştırdı. Bunun sonucu olarak üretimde dört aydır süren büyüme eğilimi durdu. İmalatçılar, yeni sipariş alma yönündeki çabalarını desteklemesi bakımından enflasyonun yeniden dengelenmeye başlamasını ümit ediyor olacak.” 

Sektörlerde Girdi Maliyetleri Enflasyonu Yine Hızlandı

İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI temmuz ayı raporu, üçüncü çeyreğin ilk ayında Türk imalat sanayii genelinde artan enflasyonist baskıların birçok sektörde talep ve üretimi sınırladığına işaret etti. 

Temmuzda takip edilen 10 sektörün tamamında girdi maliyetleri enflasyonu üst üste ikinci ay hızlanırken, sektörlerin çoğunda maliyet baskıları son anket döneminde güçlü bir yoğunlaşma sergiledi. Girdi fiyatlarında en hızlı artışın kaydedildiği gıda ürünleri sektöründe, maliyet enflasyonu Ekim 2018’den bu yana en yüksek düzeye ulaştı. Bu gelişmelere bağlı olarak nihai ürün fiyatları enflasyonu da hız kazandı. Mamul fiyatlarında da en sınırlı artış kimyasal, plastik ve kauçuk sektöründe gerçekleşirken en yüksek oranlı artış ise ağaç ve kağıt ürünlerinde kaydedildi.

Satış fiyatlarındaki yükseliş, üçüncü çeyrek başında müşteri talebini genel olarak olumsuz etkiledi. Yeni siparişler sadece gıda ürünleri sektöründe artarken söz konusu büyüme güçlü düzeyde, ancak haziran ayına kıyasla yavaş gerçekleşti. Özellikle tekstil ürünleri ve ana metal sektörlerinde yeni siparişlerin belirgin şekilde düştüğü görüldü. 

Temmuzda dış talep koşullarındaki tablo ise kısmen daha olumluydu. Gıda ürünleri öncülüğünde dört sektörün yeni ihracat siparişleri artış gösterdi. Hazirandaki gibi temmuzda da üretim 10 sektörden üçünde büyüme kaydetti. Büyümenin devamlılık gösterdiği tek kategori olan elektrikli ve elektronik ürünlerde üretim son beş ayın dördünde arttı. Giyim ve deri ürünleri ile kara ve deniz taşıtları sektörlerinde de üretim yeniden büyümeye geçti. Üretimde en sert yavaşlama ise kimyasal, plastik ve kauçuk sektöründe kaydedildi. Yavaşlayan talep koşullarına rağmen, imalatçılar genel olarak istihdamı artırma eğilimi gösterdi. Takip edilen 10 sektörün yarısında çalışan sayıları artış gösterdi. En keskin yükseliş, istihdam yaratma hızının anket geçmişindeki rekor seviyeye ulaştığı gıda ürünlerinde kaydedildi. Satın alma faaliyetlerinde ise nispeten daha az olumlu eğilimler gözlendi ve girdi alımları yalnızca üç sektörde artış kaydetti. Özellikle tekstil ile giyim ve deri ürünlerinde belirgin yavaşlamalar gerçekleşti.

Kaynak: İSO

Astor Enerji, Farklı Ülkelere 50 Milyon Dolarlık İhracat Yapacak

Astor Enerji, birçok farklı ülkeden toplam 50 milyon dolar değerinde anlaşma sağladı. Firmanın ihracat yapacağı ülkeler arasına Sırbistan da katıldı.

Konuyla ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapan Astor Enerji, şu bilgileri verdi:

Sırbistan’da yerleşik özel bir firmayla 10 Temmuz’da 1 milyon 740 bin avro (49 milyon 395 bin 294 TL) tutarında, 3 adet Güç Transformatörü satış sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşmeyle Astor Enerji ihracat yaptığı ülkeler arasına Sırbistan’da katıldı. Sözleşmenin 2022 yılı hasılatına oranı yüzde 0,66 olarak gerçekleşti.

Şirket, 6 Temmuz’da Fas’ta yerleşik özel bir firmayla 3 milyon 435 bin 720 avro tutarında 5 adet Güç Transformatörü satış sözleşmesi; 7 Temmuz’da Fas’ta yerleşik özel bir firmayla 1.008.000.- USD (Bir milyon sekiz bin Amerikan Doları) tutarında, 2 adet Güç Transformatörü satış sözleşmesi imzaladığı duyuruldu. Yapılan sözleşmelerin 2022 yılı hasılatına oranı yüzde 1,67 olarak belirtildi.

Irak ile gerçekleştirilen iş sözleşmesi hakkında yapılan açıklamada ise “Irak’ta yerleşik özel bir firma ile 05.07.2023 tarihinde 4.740.000.- USD (Dört milyon yedi yüz kırk bin Amerikan Doları) tutarında, 12 Adet Güç Transformatörü satış sözleşmesi imzalandığı duyuruldu. Yapılan sözleşmenin 2022 yılı hasılata oranı yüzde 1,67 olarak belirtildi.

İspanya’da yerleşik üç ayrı özel firma ile Temmuz ayında yapılan toplam 8.945.500.- EUR (Sekiz milyon dokuz yüz kırk beş bin beş yüz Avro) tutarında, 36 Adet Dağıtım, 5 Adet Güç  Transformatörü satış sözleşmesi imzalandığı açıklandı. Sözleşmelerin 2022 yılı hasılatına oranı yüzde 4,06’ olduğu açıklandı.

Ayrıca yurt içinde, Almanya ve Türkmenistan’da yerleşik 5 ayrı firma ile 16,5 Milyon USD’lik sipariş sözleşmesi imzalandı. Almanya için yapılan satış sözleşmesi; Güç Trafosu ürün grubundan Almanya’ya yapılan ilk satış olması nedeni ile pazara bu ürün grubunun da sunulması önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.

Yeni hedef pazarlardan olan İngiltere’de yerleşik özel bir firma ile 11.250.000.-GBP (On bir milyon iki yüz elli bin Sterlin, TCMB Satış kuru ile 390.450.375 TL) 3 adet Güç Transformatörü satış sözleşmesi imzalandığı 24.07.2023 tarihinde KAP’ ta duyuruldu.

Mepet Metro Petrol ve Tesisleri San. Tic. A.Ş ile elektrikli araç şarj istasyonu kurmak için de 19 Temmuz’da sözleşme imzaladı. 

Sözleşme uyarınca Mepet Petrol istasyonlarında kurulacak elektrikli araç şarj üniteleri listesi şu şekilde:

Edirne/Merkez Metro Tesisleri, Mersin/Silifke Bumer Dinlenme Tesisleri, Samsun Otogar Akaryakıt İstasyonu, Konya/Seydişehir Manavgat Yolu Akaryakıt İstasyonu, Manisa Ege Park Tesisleri, Çorum/Sungurlu Mavi Ocak Dinlenme Tesisleri, Çorum/Osmancık Metro Tesisleri,

-Yozgat/Sorgun Mepet Metrol Petrol, Denizli Suitpark Dinlenme Tesisleri, Balıkesir/Susurluk Metro Dinlenme Tesisleri, Tekirdağ/Çorlu Metro Turizm (Karşılıklı İki Tesis), Kırklareli/Babaeski Metro Park Tesisleri (Karşılıklı İki Tesis).

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi Yüzde 68,90 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) verilerine göre, yıllık yüzde 68,90 aylık ise yüzde 9,57 artış yaşandı.

H-ÜFE 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 9,57, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 40,88, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,90 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 82,20 artış gösterdi.

Ulaştırma ve Depolama Hizmetleri Yükselişte

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 49,14, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 87,40, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 80,15, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 61,75, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 94,59, idari ve destek hizmetlerde yüzde 98,90 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre ise, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 10,26, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 11,36, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 8,29, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 7,91, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 3,02, idari ve destek hizmetlerde yüzde 12,37 artış gerçekleşti.

Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri En Yüksek Artış Görülen Sektörler Arasında

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 9,27, havayolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 36,07, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) yüzde 49,66 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 130,04, istihdam hizmetleri yüzde 126,21, mimarlık ve mühendislik hizmetleri; teknik test ve analiz hizmetleri yüzde 109,72 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 10,64, bilimsel araştırma ve geliştirme hizmetleri yüzde 7,35 ile endekslerin azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık konaklama hizmetleri yüzde 28,18, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler yüzde 23,60, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 17,69 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Türk Yatırımcılar Rotasını İngiltere’ye Çevirdi

Yatırım denildiğinde akla ilk gelen gayrimenkul sektörü oluyor. Özellikle son yıllarda yükselişe geçen konut kiraları gayrimenkul yatırımcıların iştahını kabartıyor. Türk yatırımcılar ise bu süreçte rotasını İngiltere’ye çeviriyor.

İngiltere başta olmak üzere Birleşik Krallık’taki kira artışları Türk yatırımcıların yüzünü güldürüyor. HomeLet’in açıkladığı verilere göre Birleşik Krallık’ta Haziran’daki kira fiyatlarının bir önceki yıla kıyasla %10,4 arttığı kaydedilirken, bu tablo Avrupa’nın gayrimenkul sektörünün merkezi Londra özelinde de görülüyor. Londra’daki kiraların geçtiğimiz yıla göre %11,3 yükseldiği belirtiliyor. Türk yatırımcılar ise bu gelişmeleri fırsata çevirmek isterken, yasal prosedürleri yürütmek ve doğru gayrimenkulü bulmak için profesyonel danışmanlıkların arayışına giriyor. Türkiye’deki yatırımcılara döviz bazında kira geliri sağlayan gayrimenkul şirketi İngiltere Investment ise Londra’daki gayrimenkul piyasasını değerlendirdi. 

İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan, “Ülkemizdeki pek çok yatırımcı, İngiltere’de yatırım yapmanın yollarını arıyor. Özellikle pandemiden sonra bölgedeki gayrimenkul fiyatlarının artması ve döviz bazlı kira getirisinin daha cazip hale gelmesi İngiltere’ye olan ilginin yoğunlaşmasına kapı aralıyor. İş dünyasının merkezi konumundaki Londra da yatırım bölgelerinin başında geliyor. Londra, finans, eğitim, bilim, sanat ve spor alanlarında da öne çıkıyor. Bu faktörler, şehrin dünyanın başka hiçbir yerinde olmadığı kadar gelir ve ziyaretçi çekmesini sağlıyor. Biz de İngiltere’de gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenlerin yüksek getiri potansiyeli olan, kaliteli, güvenilir en büyük inşaat firmalarının yeni projelerini özenle seçerek sizlere sunuyoruz” dedi. 

“İstanbuldaki etkinliklerimizle yatırımcı ve İngiliz inşaat şirketlerini buluşturuyoruz”

Müşterilerinin bütçesine en uygun projeleri bulana ve süreci tamamlayana kadar rehberlik ettiklerini söyleyen İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan, yatırımcılar için düzenledikleri bilgilendirme etkinliklerine şu sözlerler değindi: “İngiltere’nin ünlü inşaat şirketlerini İstanbul’a davet ediyoruz. Burada yatırımcıyla buluşmalarına aracılık ediyoruz. Birçok yatırımcı bu etkinliklerimizden oldukça memnun. İlerleyen dönemde İstanbul dışındaki çeşitli büyükşehirlerde de bu etkinlikleri düzenlemeyi ve Türkiye’nin dört bir yanındaki gayrimenkul yatırımcılarının yüzünü güldürmeyi hedefliyoruz.”

Müşterilerimiz sadece para değil prestij de kazanmak istiyor”

İngiltere’de gayrimenkul yatırımı yapan kişilere dair detaylı bilgiler aktaran İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan, “Müşterilerimiz için bir gayrimenkulün maddi anlamda kazanç sağlaması yeterli gelmiyor. Sadece maddi kazanç arayışı içerisinde olan yatırımcı genelde farklı lokasyonlara odaklanıyor. Fakat gayrimenkul alanında uzman olan yatırımcı, hem para hem de prestij kazandıran İngiltere’yi tercih ediyor” ifadelerini kullandı.

İngiltere Investments Genel Müdürü İsmail Gürkan, sözlerine şöyle sonlandırdı: “Ekimizdeki uzmanlar, bize ulaşan danışanlarımızla detaylı bir görüşme gerçekleştiriyor. Yatırım yapacak müşterimizin bütçesi başta olmak üzere çeşitli değişkenler de hesaplanarak en kazançlı ve prestijli gayrimenkul örneklerini sunuyoruz. Müşterinin onayını takip eden süreçteki yasal prosedürleri yerine getiriyoruz.  Üstelik pazarlamasını yaptığımız projelerden gayrimenkul satın alan müşteriler hiçbir komisyon ödemiyor.”

EagleBurgmann, Mas Academy’nin Konuğu Oldu

Yarım asırdır Türkiye pompa sektörünün lider firması olan Masdaf, pompa sektörünün yenilikçi okulu Mas Academy kapsamında düzenlediği eğitimlerle insana yatırım yapmaya devam ediyor.

Masdaf, son olarak 24 Temmuz’da çözüm ortağı EagleBurgmann ile satış ve AR-GE ekibine yönelik bir eğitim düzenledi.  Masdaf Tuzla Genel Müdürlük binasında bulunan Özer Polatoğlu Oditoryumu’nda düzenlenen eğitimde EagleBurgmann Satış Destek Mühendisi Gürçay Gürpınar, “akışkan teknolojilerinde kullanılan salmastra tipleri” konusunda önemli bilgiler paylaştı.

Masdaf, pompa sektörünün yenilikçi okulu Mas Academy kapsamında düzenlediği eğitimlerle insana yatırım yapmaya devam ediyor. 

‘Birlikte daha ileri’ mottosuyla düzenlediği eğitimlerde hem çalışanlarının hem de iş ortaklarının bilgilerini güncel tutmalarını hedefleyen Masdaf, son olarak 24 Temmuz’da çözüm ortağı EagleBurgmann ile satış ve AR-GE ekibine yönelik bir eğitim düzenledi.  Masdaf Tuzla Genel Müdürlük binasında bulunan Özer Polatoğlu Oditoryumu’nda düzenlenen eğitimde EagleBurgmann Satış Destek Mühendisi Gürçay Gürpınar, “akışkan teknolojilerinde kullanılan salmastra tipleri” konusunda önemli bilgiler paylaştı. 

“Sektörel uzmanlıkların geliştirilmesi amacıyla hayata geçirdiğimiz Mas Academy kapsamında eğitim programlarımızdan birini daha başarıyla tamamladık” diyen Masdaf Endüstri Teknolojileri Satış Müdürü Cem Hanedanoğlu, EagleBurgmann iledüzenledikleri eğitimin önemine dikkat çekti: 

“Masdaf olarak yarım asra yaklaşan geçmişimiz boyunca eğitimlere önem verdik.  Çünkü ileri teknoloji bir ürün geliştirmek ve yüksek müşteri memnuniyeti sunabilmek için ekibinizin becerilerini artıracak eğitimler düzenlemeniz gerekiyor. Bu nedenle Mas Academy kapsamında hem teknik eğitimler hem de kişisel gelişim eğitimleri düzenliyoruz. Ekibimizin donanımlı olması bizim için önemli. Yani sadece bir pompanın sunduğu faydaya değil, ürünlerimizde kullandığımız her bir komponenti neden tercih ettiğimize ve komponentlerin ürünün performansı üzerindeki etkilerine de hakim olmalarını önemsiyoruz.. Kısacası iyi bir satış mühendisi olabilmek için ürünün tüm komponentlerine de hakim olmak gerekiyor. 

EagleBurgmann ile gerçekleştirdiğimiz ‘akışkan teknolojilerinde kullanılan salmastra tipleri’ konulu eğitim de bu kapsamda planladığımız eğitimler arasında yer alıyor. Çünkü salmastra, akışkan teknolojilerinin üretiminde kritik öneme sahip. Ancak doğru salmastra kullanarak, akışkan sızıntılarının giderilmesini ve basınç kayıplarının önlenmesini sağlayabilirsiniz. 

Düzenlediğimiz bu tür eğitimler ile ürünün tüm komponentlerine hakim olan satış mühendislerimiz, ürün tercihi noktasında müşterilerimizi de bilgilendiriyor. Kısacası eğitimli satış mühendisi, müşterinin de bilinçlenmesi anlamına geliyor. Bilinçli  müşteriler ise ürün ve hizmet tercihinde yalnızca fiyata değil, faydaya da odaklanıyor” diyerek sözlerini tamamladı. 

Fenercioğlu’ndan İki Yıl İçinde Dünyanın Farklı Lokasyonlarında 50 Şantiye Hedefi 

Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, yurtiçi ve yurtdışında devam eden 20 projelerinin olduğunu, iki yıl içinde bu sayıyı dünyanın farklı lokasyonlarında 50 şantiyeye çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Antalya, Bodrum, Kıbrıs ve İspanya’da yeni projelere başlayan şirket, kısa vadede 3.000 daireye ulaşmayı hedefliyor. 

Fenercioğlu A.Ş. uzun yıllardır Antalya ve Alanya’da kentsel dönüşüm, inşaat, tarım gibi birden fazla sektörde faaliyet gösterirken, hızlı bir yükselişle sektöründe öncü firma haline gelerek İspanya, Bodrum ve Kıbrıs’ta da başarılı çalışmalarını sürdürüyor. 

Yüze yakın mühendisle projelerine devam ettiklerini belirten Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, “Hali hazırda devam eden 20 projemiz var. Önümüzdeki iki yıl içinde ise hedefimiz aynı anda dünyanın farklı lokasyonlarında 50 şantiyeye çıkabilmek. Başta İstanbul lokasyonlu birçok bölgede proje hedefimiz var. Bodrum, İspanya, Kıbrıs, Antalya ve Alanya bölgesinde yatırımlarımız devam ediyor. Antalya’da yeni imara açılan Altıntaş bölgesinde projemiz mevcut. Antalya, Bodrum, Kıbrıs ve İspanya’da yeni projelere başlıyoruz. Kısa vadede 3 bin daireye ulaşmak istiyoruz.” dedi.

Kıbrıs ve İspanya’da Yeni Projeler

Fenercioğlu A.Ş. olarak yurtdışındaki çalışmalarına değinen Aycan Fenercioğlu, “Kıbrıs’ta yatırımlarımıza başladıktan sonra İspanya’nın güney kısımlarında sahil alanlarında yatırıma başladık. İspanya’dan başlayarak turistlerin ilgi gösterdiği lokasyonlarda inşaat yapmayı hedefliyoruz. Projelerimizin % 90 gibi önemli bir kısmını yabancı müşterilerimiz oluşturuyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşından sonra Antalya bölgesine çok ciddi bir yabancı talebi oluştu. Rusya ve Ukrayna’dan sonra Kazakistan ve Afganistan bölgelerinde yaşanan belirsizliklerden ötürü de birçok ülke vatandaşı ülkemize geldi. Son dönemde yapılan istatistiklere göre yaklaşık 111 ülke vatandaşı Antalya bölgesinde mülk edinmiş durumda.” şeklinde görüşlerini aktardı.

Yargıtay’dan Ev Sahipleri ve Kiracılar İle İlgili Önemli Karar

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, ev sahipleri ve kiracıları ilgilendiren önemli karar ile ilgili, “Kiralanan kullanıma elverişli bir durumda bulunmasa bile kira bedelinin tam olarak ödeneceği yönünde sözleşmeye konulan hükümler geçersizdir” dedi.

Davacı; 2019 tarihli ve 10 yıl süreli sözleşme ile davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, sözleşmede kiralananın düğün salonu olarak kullanılacağının ve başka hedefle tasarruf edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, Türkiye’de artan Covid-19 salgını sebebiyle tüm illerde düğün ve nişan salonları faaliyetlerinin durdurulması sonucunda, 17 Mart 2020 tarihli ihtarname ile faaliyete yeniden izin verilene kadar kira ödemesi yapamayacağını davalıya bildirdiğini, 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren belirlenen kurallara uyulma şartı ile faaliyete izin verilmesine rağmen, alınan önlemlerin düğün etkinliklerine katılımcı sayısını, kiralananın kullanabileceği alanı ve dolayısıyla kiralanandan beklediği faydayı ciddi şekilde düşüreceğini, böylece başlangıçta var olan edimler dengesinin aleyhine bozulduğunu ileri sürerek; aylık net 62 bin 573 lira 50 kuruş olan kira bedelinin 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık net 30 bin liraya uyarlanmasına karar verilmesini talep etti.

Davalı; kira sözleşmesinde uyarlama talep edilmeyeceğinin, hatta mücbir sebep halinde kiralanan kullanılmasa dahi kira bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle kiracının Covid-19 salgını nedeniyle müşterilerinin azaldığı gerekçesiyle kira bedelinin uyarlanmasını talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istedi.

İlk Derece Mahkemesince; kira sözleşmesinde olumsuz uyarlama kaydı bulunmasına rağmen yine de kira sözleşmesinin değişen şartlara göre uyarlanmasının Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü, 2020 yılı Mart ayından beri dünya çapında yaşanan salgın hastalığın sosyal dengeyi etkilediği, bu salgın hastalığın öngörülebilir nitelikte olmadığı, düğün salonlarının çalışmasına resmi kararlarla ara verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesinde uyarlama için öngörülen şartların oluştuğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne karar verildi.

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvuruldu.

Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu 2019 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesinin (1.3.) maddesinde; kiracının her ne sebeple olursa olsun kira sözleşmesi devam ettiği sürece kira bedelinden bir tenzilat ya da uyarlama talep edemeyeceğinin belirtildiği ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesi gereğince tacir sıfatını taşıyan davacının basiretli davranması gerektiği, kira sözleşmesindeki açık hükümler karşısında davacı kiracının kira bedelinden indirim yapılmasını isteyemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kira bedelinden indirim yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın ve ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildi. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edildi.

Dosyayı ele alan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi;

“Söz konusu sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kiraya verenin, kiralananı kullanıma elverişli halde bulundurmasa dahi kiracının kira bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine getireceğine ilişkin hükümler ile 6098 sayılı Kanun’un 301. maddesinin emredici hükmü, davacı kiracı aleyhine (davalı kiraya veren lehine) değiştirilmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin anılan bu hükümleri, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca kesin olarak geçersizdir. Diğer taraftan, bu hükümlerin geçersiz olması, sözleşmenin diğer hükümlerini etkilememektedir.

Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; kira sözleşmesinde yer alan, kiraya verenin, kiralananı sözleşmede kararlaştırılan kullanım amacına elverişli halde bulundurmasa dahi her durumda kiracının kira bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine getirmekle yükümlü olduğuna dair hükümlerin geçersiz olduğu; Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle alınan idari yasak ve tedbirlerin etkin olduğu dönemle sınırlı olmak üzere, davacı kiracının 6098 sayılı Kanun’un 138. maddesi uyarınca uyarlamaya dayalı olarak kira bedelinin tenzili talepli dava açmakta haklı bulunduğu gözetilmek suretiyle, istinaf incelemesinin gerçekleştirilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

Kaynak: Emlak Dream

YAFA Group’tan Bursa’ya Otel Yatırımı 

YAFA Group, iştiraki YAFA Otelcilik bünyesine katmak üzere Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yeni bir otel projesi gerçekleştirecek. Projenin yatırım bedeli ise 27,5 milyon dolar değerinde.

“DoubleTree By Hilton Bursa Nilüfer” adıyla projelendirilen bu yeni otel, termal otel konseptiyle bölgede konaklama standartlarını yükseltmeyi hedefliyor.

Türkiye’nin öncü otel yönetim şirketi Turizoom International Hotel Management tarafından yönetilecek proje kapsamında 128 standart oda, 20 süit oda ve 2 bedensel engelli odası olmak üzere toplamda 150 odadan oluşan otel, zengin içerikli hizmetleriyle misafirlerine rahat ve unutulmaz bir konaklama deneyimi sunacak. Toplamda 300 yatak kapasitesine sahip olan otel, Bursa’nın gözde merkezlerinden Nilüfer Beşevler Mahallesi’nde hayata geçirilecek.

YAFA Otelcilik, bu projeyle birlikte Bursa’ya 27 milyon 500 bin dolarlık önemli bir yatırım yapacak. İnşaatın planlanan sürede tamamlanmasıyla birlikte otel, bölgede istihdama da katkı sağlayacak ve yaklaşık 150 kişiye istihdam olanağı sunacak.

YAFA Otelcilik yönetim kurulu üyeleri, “DoubleTree By Hilton Bursa Nilüfer” termal otel projesinin, bölgenin turizm potansiyelini artıracağına inandıklarını ve modern tasarımıyla misafirlerin memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı amaçladıklarını belirtti.

Projenin hayata geçmesiyle birlikte Bursa, hem yerli hem de yabancı turistlerin gözde konumlarından biri olmaya devam edecek.

Kaynak: Norm Haber

Algün İnşaat İş Ortaklarıyla Buluştu

Düzce’de faaliyet gösteren Algün İnşaat, iş ortaklarıyla bir araya geldi. Firma bu etkinlik ile İstanbul’da hayata geçirecekleri  yeni projelerini duyurdu.

Modern yaşamın mimarı Algün İnşaat, Düzce’de iş ortakları ile buluşma etkinliği gerçekleştirildi. 25 yıllık tecrübesini Düzce’de gerçekleştirdiği onca yapı ile taçlandıran Algün İnşaat, Düzce’den İstanbul’a açılarak 2 büyük projeyi hayata geçirmek için kolları sıvadı. Algün Ataşehir ve Algün Beylerbeyi projeleri ile İstanbul’da binlerce aileyi ev sahibi yapmayı planlayan Algün İnşaat, iş ortakları ile Düzce’de yemekte bir araya geldi. Yapılacak yeni çalışmalar hakkında iş ortaklarına bilgilendirmelerde bulunan Algün İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Algün, Düzce’de binlerce aileyi ev sahibi yaptıklarını, modern bir yaşam için ellerinden gelen herşeyi en iyi şekilde yaptıklarını belirtti.

Düzce’de 500 çalışanı ve 100’lerce taşeronları ile 2-3 bin ailenin ekmek kazandığı bir organizasyon olduklarını belirten Algün İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Algün, “ Bu akşam uzun zamandır yapmak istediğimiz fakat yapamadığımız bir etkinlik gerçekleştirdik. Biz 500 çalışanı olan 100’lerce taşeronu olan bunu da sayıya vurduğunuz zaman 2-3 bin ailenin ekmeğini kazandığı bir aileyiz. Ciddi bir organizasyonuz. Bir araya gelelim istedik. Hele hele memleketin böyle zor zamanında iş yapan insanlar olarak ekip ruhu içerisinde bir arada olalım istedik. Güzel bir etkinlik oldu.

​​Burada malum Düzce’nin yerel bir firmasıyız. Uzun yıllardır bu işleri yapıyoruz. 20 yıldır sektörün içerisindeyiz. Yaklaşık 4 bin aileyi ev sahibi yapmış bir aileyiz. Yeni projelerimiz ile 2-3 bin aileyi daha dahil etmiş olacağız. Yaptığımız projeler ile Düzce’nin hep modern bir kent olarak katkı sunacak projeler sunmaya çalıştık. Yaptığımız işlere bugüne kadar dikkat ettik. Daha kaliteli daha güzel nasıl yapabilirizi düşündük. Son zamanlarda yaptığımız projeler ile adından söz ettiren marka değeri yüksek projeler oldu” şeklinde konuştu.

Düzce’de ki başarılı projelerin ardından İstanbul’a açılan ve kabuklarına sığmadıklarını belirten Algün, “ Ama bir noktaya kadar Düzce’de bir noktaya kadar. Düzce’de kabuğumuza sığmayan bir firma olduk. Yeni dönemde de İstanbul’da ilk etapta Algün Ataşehir ve Algün Beylerbeyi projelerimiz ile 2 noktada proje geliştiriyoruz. Beylerbeyinde ki projemiz 81 bin metrekare bir alan üzerinde hayat bulacak. Yaklaşık bin 250 konuttan oluşan İstanbul’da adından söz ettirecek bir proje ile giriyoruz. Diğer projemiz de Ataşehir’de rezidans tarzında olacak bir proje. 2 bloktan oluşuyor.

250 rezidanstan oluşan proje. Merkez bir ofis yapacağız Ataşehir’de. Dolayısı ile her iki projemiz ile İstanbul’da iddialı bir giriş yapmış olacağız. Devamını da getirmiş olacağız. Düzce bizim memleketimiz. Ekmek yediğimiz, emek verdiğimiz bir yer. Düzce’yi boş bırakmak tabi ki mümkün değil. Bir taraftan burada bir taraftan İstanbul’da rezerv proje alanlarımızda işbirliklerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“İnşaat Maliyetleri Yüzde 1000’e Kadar Arttı”

Gerçekleştirdikleri projelerde neyi taahhüt ettilerse yaptıklarını belirten Algün İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Algün, “ İmzasını attığımız proje gerçekten sonuna kadar neyi gösterdiysek neyi taahhüt ettiysek onu yapmaya çalışıyoruz. Ancak malum Düzce’de hele hele şu son dönemde piyasada ki gerginlikler ile birlikte alım gücü maalesef düştü. Maliyetler çok arttı. İnşaat maliyetleri yüzde 300-500 hatta bazı kalemlerde yüzde 1000 artanlar oldu. Bu maliyetleri ortaya koyduğunuzda en azından karşılığını almak istiyorsunuz. Maalesef Düzcemizde onu almak çok mümkün olmuyor. Bu anlamda alternatif olarak İstanbul’u düşündük” dedi.

Düzce’nin her geçen gün gelişen ve büyüyen bir şehir olduğunu gelecek vaat eden yatırım yapılmaya değer fırsatlar içinde geliştiğini belirten Algün, “ Düzce’nin de konumu itibari ile İstanbul ve Ankara’nın tam ortasında olması sebebi ile olağanüstü tabiat güzelliğine sahip olması, doğal güzelliklere sahip olması, Konuralp’te Düzce Belediyesi’nin katkılarının ortaya çıkması, bölgemizde olmayan eserlerin çıkarılması, Düzce Üniversitesi’nin her gün büyümesi, sanayimiz başlı başına büyüyor. Düzce her gün gelişen her gün büyüyen bir şehir. 3-5 yıl içerisinde belki Büyük şehir statüsüne gelebilecek belki de büyükşehir olmayı konuşabilecek bir şehir olacak Düzce. Gelecek vaat eden yatırım yapmaya değer fırsatları içinde barındıran büyük bir şehir olma yolunda Düzce ilerliyor. Bizim de Düzce’de bu kadar eser kazandırmış bir firma olarak bu kadar yatırım yapmış bir firma olarak Düzce’yi bırakma gibi bir düşüncemiz yok. Yatırımlarımıza devam edeceğiz. Diğer taraftan da büyükşehirlerde projelerimizi hayata geçireceğiz” şeklinde konuştu.

Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nın Temeli Bakan Özhaseki’nin Katılımıyla Atıldı

Malatya’da ‘Yerinde Dönüşüm’ kampanyasına dahil edilen Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nın temeli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin katılımıyla atıldı.

Yerinde Dönüşüm projesi kapsamında depreme son derece dayanıklı yapılar inşa edileceğini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Depreme karşı sağlam, güvenilir konutlar yapacağız. Bu konuda taviz vermeyeceğiz. 8-9 şiddetinde bile olsa deprem anında evimizden çıkmayacağız. Yok efendim alelacele yap, gel şuraya. Ne olacak? Sen buna da göz yum. Yok arkadaşlar. Göz yummadan, tavizsiz şekilde gideceğiz. Bunu yapacağız.” dedi.

‘’Şehir Merkezlerini İnşa Ederek Devam Edeceğiz’’

Yerinde Dönüşüm kampanyası kapsamında ilk kazmanın vurulduğu Tarihi Bakırcılar Çarşısı ile ilgili konuşan Bakan Özhaseki, “Daha önceki geldiğimiz seferlerde de hep buralarda gezdik. Esnaf kardeşlerimizin ikramlarıyla karşılaştık. Sohbet ettik onlarla. ve bu bölgede şehrin kalbinin attığı bu bölgede biz bir an önce işe başlamalıyız diye düşündük. Daha önce rezerv alanlarda elbette ki birtakım inşaatlara başladık ama şehir merkezlerindeki Yerinde Dönüşümü ve meydan projelerini çıkarabilmek adına ilk Malatya’dan başlatıyoruz. Daha sonra inşallah devamında inşallah Kahramanmaraş’ta da Adıyaman’da da Hatay’da da şehir merkezlerini inşa ederek devam etmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bütün süreç tamamlanıncaya kadar kontrol edileceğini vurgulayan Özhaseki, “Biliyorsunuz büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. Bu felaket gerçekten bizim bin yıllık Anadolu medeniyetimizde yaşamaya çalıştığımız bu topraklarda karşımıza çıkan herhalde en büyük felaket idi. Bundan daha büyük bir felaketle karşılaşmadık. 11 il deniyor ama 18 il etkilendi. 14 milyon nüfus etkilendi. 680 bin konut 170 bin de iş yeri yıkıldı arkadaşlar. Söylemesi çok kolay. Bir çırpıda söyleniyor. 850 bin bağımsız birim. Evet, böyle büyük bir hasar vardı. Bunlardan en önemlisi de belki 50 bin canımızı toprağa verdik. Ama bize düşen de bir an önce bu hasarların sarılması, bu yaraların sarılması, bu zararların giderilmesidir ki, el birliğiyle de bunun altından kalkacağız. Emin olun bütün evler yapılıncaya kadar, bütün dükkanları yapıp esnaf kardeşlerimizi yerleştirinceye kadar içimiz rahat etmeyecek.” şeklinde konuştu.

Adıyaman Deprem Konutlarında Dış Cephe Çalışmaları Başladı

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman’da Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından başlatılan 2 bin 312 konutun kaba inşaatı tamamlandı. Projenin dış cephe çalışmaları başladı.

Depremlerin en fazla yıkıma yol açtığı kentler arasında yer alan Adıyaman’da kent merkezi ile Besni, Tut, Gölbaşı ve Kahta ilçelerinde TOKİ ve Emlak Konut tarafından yapımına başlanan 26 bin 312 konutun inşası hızla devam ediyor.

AA’nın haberine göre; TOKİ uzmanı ve inşaat mühendisi Yılmaz Ceylan,, Örenli Mahallesi’nde 159 blok 3 bin 34 konutun yapımını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bölgedeki inşaatların hızlı bir şekilde tamamlanması için yoğun çalıştıklarını aktaran Ceylan, şöyle konuştu:

“Betonarme ve duvar imalatları tamamlanan bloklarımızda cephe kaplama imalatlarımıza geçiliyor. İçeride duvar akabinde sıvı imalatlarımız devam ediyor. Sıva imalatlarımızın akabinde binalarımızda seramik imalatlarımız, ondan sonra ahşap mobilya, boya imalatlarımız devam edecek. Hızlı bir şekilde afetzedelerimize konutlarını teslim etmek için 7/24 canla başla çalışmalarımız devam etmektedir.”

Emlak Konut tarafından yapılan konutlarda görev yapan inşaat mühendisi Ferhat Karakuş da kent merkezindeki İndere bölgesinde deprem konutlarının yapımının sürdüğünü ifade etti.

Depremin ardından bölgede zemin etüdü gerçekleştirilmesinin ardından hızlı bir şekilde inşaata başladıklarını belirten Karakuş, “Zemin etüt raporları çıkan projelerimizde imalatlarımız devam ediyor. Bizim uhdemizde 108 bloğumuz, 2 bin 400 dairemiz var, inşaat çalışmalarımız hızlı devam ediyor. Şu anda bir bloğumuz bitti. Biten blokumuzda ince işlerimize başladık. En hızlı bir şekilde vatandaşlarımıza kavuşturmak için deprem yönetmeliğine uygun binalarımızı hızlıca yapacağız.” diye konuştu.

Aydın Şehir Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Hızla Sürüyor

Türkiye’nin 21’inci Şehir Hastanesi olacak Aydın Şehir Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

İnşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul, hastanenin yataklı servisler, acil servis, ameliyathane, tutuklu servisi, özellikli birimler, teknik ve tıbbi birimlerinde yerinde inceleme ve gözlemlerde bulundu. Yüklenici firma yetkililerinden şehir hastanesinin son durumu ve inşaat aşamaları hakkında bilgiler aldı.

İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul inşaatta devam eden çalışmalar ile ilgili olarak, Aydın’ın deprem yönünden riskli bölge de yer almasından dolayı şehir hastanesinin zemin çalışmalarında günümüz inşaat sektörün modern teknikleri olan ‘sismik yalıtım’ olarak da ifade edilen deprem izolatör sistemlerinin kullanıldığını belirterek, şunları söyledi:

“Temelde 24 Metre derinlikli 3276 adet fore kazık, 16 metre derinlikli 718 adet sismik izolatör, 16 metre derinlikli 290 adet sismik damper ve 700 metre uzunluğunda da diyafram perde beton kullanılmıştır. Hastane inşaatımız bittiğinde bölgemizin deprem açısından en sağlam binalarından olacak. Aydın Şehir Hastanesi, Aydınlı hemşerilerimiz ve çevre illerdeki vatandaşlarımız ile en kısa sürede buluşturmak için çalışmaların yoğun bir şekilde devam ediyor.” 

ERG Grubu, Kazakistan’da Yeni Projelere İmza Atacak

Kazakistan’da yatırımcılarla yapılan toplantıya katılım gösteren ERG Grubu, “Aktobe Karabutak-Ulgaysyn” otoyolunun yeniden inşasını sağlayacak. 

Kazakistan’a bağlı Aktobe Bölgesi’nin Valisi Akim Yeraly Tugzhanov’un, Astana’da yabancı yatırımcılarla bir araya geldiği zirveye Türkiye’den sadece ERG Grubu katıldı. Zirveye katılım gösteren ERG Grubu Şirketleri, SSB İnşaat A.Ş. Genel Müdürü İnş. Yük. Müh. Uzi Sezer, Kazakistan için büyük öneme sahip “Aktobe Karabutak-Ulgaysyn” otoyolunun yeniden inşasına talip olduklarını belirtti. Ankara- Niğde Otoyolu Projesi’nin inşasını gerçekleştiren ve şu anda otoyolu işletmesine devam eden ERG Grubu, buradaki deneyimini Kazakistan’a taşıyacak. 

Türkiye’nin en köklü müteahhitlik firmalarından ERG Grubu, Kazakistan’da önemli projelere imza atmaya hazırlanıyor. Ankara’da kurulan ve son yıllarda yurtdışında büyümeye odaklanan ERG Grubu, Kazakistan’a bağlı Aktobe Bölgesi’nin Valisi Akim Yeraly Tugzhanov’un yabancı yatırımcılarla bir araya geldiği yatırımcı zirvesine katılan tek Türk şirketi oldu.

Astana’da gerçekleşen zirveye NC QazaqGaz JSC, DBK, NC KTZh, NC Kazavtozhol, NC Kazmunaigas, NC Kazakh Investment, SK-Pharmacy LLP şirketleri ile Aktobe Bölgesi’nde en önemli projeleri başlatan yatırım şirketlerinin başkanları katıldı. Zirveye Türkiye’den katılan tek şirket olan ERG Grubu adına söz alan ERG Grubu Şirketleri, SSB İnşaat A.Ş. Genel Müdürü İnş. Yük. Müh. Uzi Sezer, Kazakistan için büyük öneme sahip olan ve İngiltere’nin resmi ihracat kredi kuruluşu olan UK Export Finance (UKEF) tarafından finanse edilen “Aktobe Karabutak-Ulgaysyn” otoyolunun yeniden inşasını gerçekleştirmeye hazır olduklarını belirtti. 

1,7 milyar Euro’yu aşan maliyetle, planlanandan 11 ay önce tamamladığı Ankara Niğde Otoyolu’nun işletmesine devam eden ERG Grubu, buradaki deneyimi ile Kazakistan’ın en önemli projelerinden birine imza atacak.

1960’lı yılların ikinci yarısında kurulan ERG Grup, Türkiye’nin en eski müteahhitlik şirketlerinin başında geliyor. ERG Grup çatısı altındaki şirketler, 1966 yılından beri havaalanı inşaatları, yol, köprü inşaatları, baraj ve hidroelektrik santral inşaatları, termik santral inşaatları, sulama inşaatları, sinai tesis inşaatları gibi altyapı müteahhitlik hizmetlerini projelendirme, finansman ve yatırım boyutlarıyla bütün olarak yürütüyor. 

Orta Asya, Doğu Avrupa, Afrika’nın tamamı ve Latin Amerika’da faaliyetlerini sürdüren şirketin ana merkezleri Ankara ve Londra’da bulunuyor.

Kaynak: Emlak Dream

Tarsus Belediye Başkanı Bozdoğan Devam Eden Projeleri İnceledi

Mersin’in Tarsus ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden Kent Meydanı, Ekmek Fabrikası ve Sağlık Tesisi gibi projeleri inceleyen İlçe Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, çalışmaların yakın zamanda tamamlanacağını açıkladı.

İnsan odaklı hizmet anlayışı ile altyapıdan eğitime, sosyal ve kültürel aktivite alanlarından hizmet binalarına kadar her alanda Tarsus’u geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçiren Tarsus Belediyesi, projeleri birer birer vatandaşların hizmetine sunuyor. Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan’ın daha önce müjdesini verdiği projeler yakın zamanda vatandaşların hizmetine sunulacak. Bu kapsamda hayata geçirilecek olan projelerin ivme kazanması ile Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan sahada devam eden çalışmaları yerinde inceledi.

Sağlık Yerleşkesinde Çalışmalar Son Hızla Sürüyor

Sağlık alanında önemli bir projeyi halka kazandıran Başkan Bozdoğan, “Sağlık Yerleşkesi” projesinin devam eden inşaat çalışmalarını yerinde inceledi. İş sağlığı ve güvenliği, meslek hastalıkları, çevre sağlığı, ana çocuk sağlığı ve spor sağlığı gibi birçok alanda faaliyet gösterecek olan bu yerleşke, Türkiye’de ve dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor. Başkan Bozdoğan, bu projenin Tarsus halkının sağlık hizmetlerine erişimine büyük katkı sağlayacağını ifade ederek, “Tarsus’ta sözünü verdiğimiz Sağlık Yerleşkesi için geri sayım başladı. Tarsus’umuza büyük kazanımlar sağlayacak Sağlık Yerleşkesi’nin devam eden inşaat çalışmalarını yerinde inceledik.  Çok yakında tamamlıyoruz. Kentimize ve halkımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı. 

Tarsus, Kent Meydanı’na Kavuşuyor

Başkan Bozdoğan, Caminur Mahallesi’nde devam eden “Kleopatra Kent Meydanı” projesini de ziyaret etti. Bu önemli meydan, Tarsus’un merkezi bir noktasında konumlanacak ve halkın sosyal etkileşimini artıracak.  Tarsus Belediyesi’nin en büyük ve en önemli projelerinden biri olan Kent Meydanı Projesi için çalışmalar hızla devam ediyor. Arkeopark niteliği taşıyan meydanın tamamlanmasıyla, gerek Tarsus’ta yaşayan gerekse Tarsus’u ziyaret eden birçok insana, şehrin çok katmanlı zenginliğini gözlemleyebileceği, keyifle vakit geçirebilecekleri örnek bir yaşam alanı sunulacak. Başkan Bozdoğan Kent Meydanı’nın devam eden çalışmalarına değinerek, “Yıllardır özlemle kavuşmayı beklediğimiz meydanımıza kavuşuyoruz. Kleopatra Kent Meydanımızın devam eden çalışmalarında incelemelerde bulunduk. Alanda çalışmalar devam ediyor. ” dedi. 

2. Ekmek Fırını İle Oluşan Kuyrukların Önüne Geçilecek

Tarsus halkının ekonomisine destek olmak amacıyla önemli bir adım atan Başkan Bozdoğan, ekmek fiyatlarının artışına çözüm olacak “İkinci Ekmek Fabrikası”nın çalışmalarını da yerinde inceledi. Fabrikada üretilecek ekmeğin uygun fiyatı sayesinde Tarsus halkının ekonomik yükü hafifleyecek ve ekmek alımında yaşanan zorlukların önüne geçilecek. 

“Projelerimiz Bir Bir Hayata Geçiyor’’

Başkan Bozdoğan, yerinde yaptığı incelemelerle projelerin hızlı ve başarılı bir şekilde tamamlanması için ekibine ve çalışanlara verdiği destekle dikkat çekiyor. Bu büyük projelerin Tarsus’a getireceği değer ve katkılar, şehir halkının heyecanla beklediği gelişmeler arasında yer alıyor. Başkan Bozdoğan, projelerin vatandaşlarla buluşması için gün saydıklarının müjdesini vererek, “Vatandaşlarımızın refahını ve yaşam kalitesini artıracak olan projelerimiz bir bir hayata geçiyor. Projelerimizin kentimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Kaynak: Tarsus Belediyesi

İnönü’de Yol Yapım Çalışmaları Devam Ediyor

Eskişehir’in İnönü ilçesinde başlatılan yol yapım ve asfaltlama çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

İnönü Belediyesi tarafından ilçe merkezinde sıcak asfalt yol yapım çalışmaları devam ederken bir yandan da dış mahallelerde stabilize yol yapım çalışmaları da aralıksız devam ediyor. 

İlçe merkezinde bulunan İstiklal Caddesi ve Karayel Caddesindeki yaklaşık bin metrelik yollarda asfalt yol yapım çalışmaları hız kesmeden sürüyor. Çok yakında İnönü Belediyesi vatandaşların hizmetine sunulacak olan yollarda çalışmaları yerinde inceleyen İnönü Belediye Başkan Vekili Serhat Hamamcı, yetkili ekiplerden çalışmalar hakkında da bilgi aldı. 

Gerçekleştirdiği yatırım ve hizmetlerle İnönü’nün çehresini değiştiren Eskişehir İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt, “Vatandaşlarımızın iyi ki İnönü’de yaşıyorum diyebilecekleri hizmetleri birer birer yerine getiriyoruz. İlçe sakinlerimizin kendilerini rahat, huzurlu ve mutlu hissedecekleri bir İnönü için tüm çalışma arkadaşlarımızla gece gündüz çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Deprem Bölgesindeki İşyerleri İçin Kısa Çalışma Ödeneğinin Süresi Uzatıldı

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde yer alan işyerleri için kısa çalışma ödeneğinin süresi, Cumhurbaşkanı kararınca uzatıldı.

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre; 8 Mayıs ve öncesinde kısa çalışma başvurusunda bulunan işyerleri için kısa çalışma ödeneğinin süresi yeni uygunluk tespiti yapılmasına gerek bulunmadan 7 Ağustos tarihine kadar uzatıldı.

Destekten yararlanmak isteyen işyerlerinin tekrar başvurması gerekecek. Destek kısa çalışmadan yararlanan aynı işçiler için ve aynı şartları aşmamak koşuluyla sağlanacak.

Kararın hükümleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülecek.

Yeminli Mali Müşavir Altaş: ‘’Deprem Bölgesinde Yapılacak Binalara KDV İstisnası Uygulanmalı’’

Yeminli Mali Müşavir Mustafa Bahadır Altaş “Deprem bölgesinde yer alan illerde yapılacak binaların Katma Değer Vergisi istisnasından yararlanması için bölge acilen 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilan edilmelidir.’’ dedi.

Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilde onbinlerce binanın yıkılmasına, yüzbinlerce binanın ise ağır ya da orta hasar görmesine yol açan depremlerin ardından ev ve işyerlerinin yeniden inşaasında maliyet düşürücü unsur olarak,  KDV istisnasının yapılabilmesi için bu illerin ‘Riskli Alan’ ilan edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Deprem bölgesinin yeniden inşası ile ilgili değerlendirme yapan malatyahaber.com Yazarı, Yeminli Mali Müşavir Mustafa Bahadır Altaş “Deprem bölgesinde yer alan illerde yapılacak binaların Katma Değer Vergisi istisnasında yararlanması için bölge acilen 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilan edilmelidir.

Deprem bölgesi ülkemiz için nüfus ve ekonomik olarak önemli katkı sağlamaktadır. Depremin yarattığı yıkım ve hasar uzun yıllar bölgeyi olumsuz etkileyecektir. Depremin yol açtığı tahribatın kısa sürede onarılması ve bölgenin yeniden eski günlerine dönmesi için en kısa sürede yıkılan binaların yerine yenilerinin yapılması ve riskli bulunan yapılara yönelik dönüşüm projeleri çerçevesinde bölgenin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli alan ilan edilerek yıkılan binaların yeniden inşası ile riskli yapı konumunda bulunan binaların yıkılarak yeniden inşası yönelik dönüşüm projeleri ve orta hasarlı, az hasarlı binaların güçlendirilmesi projeleri çerçevesinde Katma Değer Vergisi istisnası uygulanmalıdır.” dedi.

Konuyla ilgili sözlerini sürdüren Altaş, şunları söyledi:

“Bilindiği üzere mevcut uygulamada 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde yapılan konutların net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı ile belediyeler, il özel idareleri, TOKİ Başkanlığı ve bunların işletmeleri tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların net alanı 150 m2’nin altındaki konutlara isabet eden kısmı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri yüzde 1 KDV tabidir.

Yine yaşanan bu deprem nedeniyle afet bölgesi ilan edilen yerlerde afetzedelere bağışlanacak konutların inşası dolayısıyla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yapılan teslim ve hizmetler, 31/12/2024 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna edilmiştir.  Bu mevcut düzenlemeler kısıtlı ve sınırlı bir çerçevede olup özellikle Malatya, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş illerinde depremin yarattığı yıkımın yeniden inşası için yeterli olmayacaktır.

Deprem bölgesinin Cumhurbaşkanlığınca riskli alan olarak kabul edilmesi halinde özellikle yerinde dönüşüm kapsamında taşınmaz maliklerince kendileri tarafından yapılacak olan yeni inşaatlarla mevcut inşaatların güçlendirilmesine yönelik projelerinde KDV’den istisna edilmesi. Ayrıca depremin yıktığı ve hasar verdiği binaların iyileştirme, yenileme ve dönüşüm projeleri kapsamında yapılacak inşaatların her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulması bölgenin yeniden inşasına ve hak sahiplerinin düşük maliyetle zararlarının karşılanmasına katkı sağlayacaktır. “

Türkiye, Asansör İhracatında İlk 10’da!

1,6 milyar dolarlık ihracatla Çin’in birinci sırada yer aldığı dünya asansör ihracatı sıralamasında Türkiye, dokuzuncu sırada yer aldı.

Dünya toplam ihracatının 6,5 milyar dolar olduğu sektörde; Çin 1,6 milyar dünya listesinin başında yer alıyor. Onu takip eden ülkeler ise yakın coğrafyadan dört Avrupalı ülke: İspanya, İtalya, Almanya ve Hollanda. Slovakya, Amerika ve İsveç sonra ise Türkiye ilk 10’un içerisinde.

Asansör Sanayimiz Uzak Ülkelere Yönelmeli

Yukarıda yer alan veriler, GTIP 842810 numaralı harmonize sisteminde komple asansör sektörü ihracat rakamlarıdır. Komple asansör ihracatında Türkiye, 2 bin km ortalama uzaklıkta coğrafyaya daha çok ihracata yaparken; Çin 6110 Km ortalamasında çalışıyor. Türkiye asansör sanayinin büyümesi, uzak ülkelere yönelmekle gerçekleşecek.

Sektörde en büyük ihracat müşterimiz Rusya Federasyonu onu Cezayir, İsrail, Irak ve Ukrayna takip ediyor. Gürcistan, Özbekistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kazakistan ilk onda en çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında.

TurkishExporter’da Asansör Sektörünü Öne Çıkaracağız

TurkishExporter Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Harun Dikici, Türkiye ihracatının güçlü sektörler için özel çalışma içerisinde olduklarını belirterek, bunlardan bir tanesi asansör olduğunu söyledi.

Dikici ” Ülke ihracatında en iyi olduğumuz ve büyümede önü açık 50 tane sektör seçtik. Bu sektörlerle ilgili üyelerimize özel destekler sağlayacak ve adeta haydi şu ülkelerde şu adreslere yoğunlaşın diye ihracat pazar araştırması dosyaları hazırlayacağız. Bunlardan bir tanesi de asansör sektörü olacak.  Sektörü ve firmaları yakından izliyoruz ana sanayide 10, yan sanayide 15 firma için özel ticari istihbarat desteği sağlayacak ve onlarla birlikte adeta sahada olacağız. Öncelikle rakip zayıf ülkelerin pazarlarında müşterilerimize yeni müşteriler bulacak sonrasında da uzak coğrafyalarda ülkemizin önünü açacağız.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Serik’te 11 Okulun İnşaatı Devam Ediyor

Antalya’nın Serik ilçesinde başlatılan 11 okul projesinin inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Serik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı devlet ve özel sektör ile birlikte 11 okulun inşaatları sürüyor. Söz konusu 11 okulun 9’u devlet yatırımı ikisi ise hayırseverler tarafından inşa ediliyor. 11 okul inşaatının içerisinde Tekeli Ortaokulu binası gibi geçici kabulü yapılmış tamamlanma aşamasına gelmiş okullar olduğu gibi 2023 yaz ayıyla birlikte inşaatına yeni başlayan okullar var.

Ay Yıldız Gazetesi’nden Osman Türkçe’nin haberine göre; Mevcut 11 eğitim kurumu inşaatının içerisinde, bir lise, bir atölye binası, 2 ilkokul, 3 ortaokul, 4 tane de anaokulu yer alıyor.

11 eğitim Kurumu inşaatından bazıları 2023-2024 eğitim öğretim sezonunda, Eylül, Ekim ayı ile birlikte eğitime başlaması bekleniyor. Bazı inşaatı süren okulların ise bu eğitim sezonunun ikinci yarısında tamamlanması; bir kısmının ise 2024-2025 eğitim öğretim yılında hizmet açılması planlanıyor,

Farklı seviyelerde inşaat ve çalışmaları süren eğitim kurumları şöyle sıralanıyor: Tekeli Ortaokulu, Hasan Güçlü Lisesi, Gedik İlkokulu, Yukarıkocayatak TOKİ İlkokulu, Akçaalan Anaokulu, Belek Anaokulu, Kadriye Anaokulu, Gedik Özel Eğitim Anaokulu, Orhangazi MTAL Atölye Binası, Karadayı Naturalya İbrahim Şahin Ortaokulu, Kırbıyık Ortaokulu.

11 eğitim kurumunun inşaat süreçlerinin tamamlanması ile birlikte Serik eğitimine onlarca yeni derslik kazandırılmış olacak.

Antalya’daki tüm okul projelerine buradan göz atabilirsiniz.

GYODER, KÖİ Modelini Sundu

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER), depreme dayanıklı şehirler için Kamu-Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Modelini sundu.

KÖİ Araştırma Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Türkiye ve dünyada hızla artan konut ve sosyal alan ihtiyacı yanı sıra şehirlerin doğal afetlere dirençli ve akıllı olarak yeniden kurgulanması zorunluluğu farklı çözüm yollarının tartışılmasını beraberinde getirdi. GYODER tarafından açıklanan Erişilebilir Konut Projesi önerdiği Kamu Özel Sektör İşbirliği modeliyle bu alana bir kez daha dikkati çekti.

KÖİ Modeli Yerel Yönetimler İçin Araç Olabilir 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, KÖİ Modeli’nin, sadece mega projeler için bir araç olmadığını ifade etti. Modelin, uluslararası alanda etkin olarak üst yapı projelerinde de kullanıldığını belirten Aydın, “Eurostat’ın tahminlerine göre 2030’a kadar sadece Avrupa’da sosyal altyapıdaki eksikliklerin giderilmesi için 1,5 trilyon avro tutarında ilave yatırım yapılması gerekecek. Bu miktar, Ukrayna’daki savaşın ve Türkiye’nin yaşamış olduğu deprem sonrası daha da fazla yükselecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Aydın, KÖİ Modeli’nin, finansa erişim, yeni teknolojilerin kullanımı, uygun insan kaynağına erişim, risk paylaşımı, yatırımların doğru zamanlaması ve öngörülebilir bütçe gibi kavramlarla büyük avantajlar sunduğunu hatırlattı.

KÖİ Modeli’nin yerel yönetimlere büyük fırsatlar sunduğuna dikkati çeken Aydın, şehirlerin akıllı kentler olarak yeniden inşasında, özel sektörün finansman bulma, inovasyon, projelerin belirlenen bütçe ve süre içerisinde tamamlanması ve koordinasyon yeteneğinden mutlaka faydalanılması gerektiğini vurguladı.

Dirençli ve Akıllı Şehirlere Öncü Oldu 

Geçen haziran ayında yapılan hukuki düzenleme ile belediyelerin özellikle çevre projelerinde KÖİ modelini kullanabilmesine imkan sağlandığını kaydeden Aydın, “Trabzon, Sakarya, İzmir, Samsun ve İstanbul’da belediyeler KÖİ Modeli ile projeler çalışıyor. Model, hem kamu hem son kullanıcı hem de özel sektöre sunduğu avantajlarla, dirençli ve akıllı şehirlerin inşasında özellikle yerel yönetimlere büyük fırsatlar sunuyor. Büyük bir potansiyel barındıran bu alanın önü açık. 2024’te yerel düzeyde KÖİ projelerinin gelişmesi için çok önemli bir yıl olacak.” değerlendirmesini yaptı.

Işıklar İnşaat İlk Yatırımlarını Gerçekleştiriyor

Işıklar Holding iştiraki Özışık İnşaat Gayrimenkul Yatırım A.Ş, ilk inşaat projelerini Bartın ve Sofya’ya yapacak.

Tuğla, ambalaj ve döküm ana iş kollarındaki faaliyetleriyle Türkiye’nin öncü sanayi holdingleri arasında yer alan Işıklar, holding çatısı altında yer alan Özışık İnşaat Gayrimenkul Yatırım AŞ bünyesinde konut geliştirme işine de girdi. Dördüncü ana iş kolu olarak konut geliştirmeyi düşündüklerini ve bu amaçla da inşaat işine girdiklerini belirten Işıklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, “Depreme dayanıklı nitelikli konutlar üretmek amacındayız. İlk olarak Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Bartın’da 200 konut yapacağız.

Dünya Gazetesi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre; Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da ise 60-70 daire civarındaki projemiz 2 blok apartman şeklinde inşa edilecek. Her iki projeye de yeni başladık ve yaklaşık 1,5 sene sonra bitecek. Bartın ve Sofya’nın yatırım bedelleri yaklaşık 500 milyon TL olacak. Bartın ve Sofya’da temelden konut alınması durumunda ise 100 metrekare bir daire yaklaşık 4 milyon TL civarında olur.” dedi.

Holding olarak birçok arazi satın aldıklarını ve bunları grup çatısı altında yer alan Özışık İnşaat Gayrimenkul Yatırım AŞ bünyesinde konut özelinde değerlendirmeyi istediklerini belirten Işık, “Bu arazilerin hepsini değerlendireceğiz. Başka yerlerdeki arazilerimiz için de bakıyoruz” diye konuştu. Diğer illerin de sırasıyla Kırşehir ve Niğde olduğuna işaret eden Işık, sözlerine şöyle devam etti: “Bu bölgelerde AVM, yurt, otel türü imarlar olduğu için imar çalışmalarımız devam ediyor. Onları da konuta döndürmek istiyoruz.”

Üniversiteler Talebi Artırıyor

Depremin tüm Türkiye’de herkesi korkuttuğunu ve insanların kaliteli malzemelerle yapılmış nitelikli ve dirençli binalarda oturmak istediğini vurgulayan Işık, konut ihtiyacını yaratan bir diğer hadisenin ise üniversiteler olduğuna dikkat çekti.

Bartın’ın hem kendi memleketleri olduğunu hem de üniversite yönünde çok geliştiğini ve Bartın’ın da aslında deprem bölgesi olduğunu ifade eden Rıza Işık, “Bartın’da 18 bini aşkın öğrenci bulunuyor. Niğde’de de yaklaşık 20 bin talebe var. Yeterli yurt sayısı olmadığı için ve kendi evlerine çıkmak isteyen öğrenciler nezdinde kiralanabilir nitelikli konutlarla çözüm sunmak istiyoruz. Şu anda Bartın ve Sofya’da konut projesine başladık. Çünkü bu bölgeler de ciddi potansiyel var.” dedi.

Işık, diğer illerin de sırasıyla Kırşehir ve Niğde olduğuna işaret etti. Türkiye’de konut geliştirmede en önemli hususun öncelikle arsa bir diğer hususun da satılabilirlik olduğuna dikkat çeken Işık, “Bartın da bir deprem bölgesi. 60’lı yıllarda 6.5 şiddetinde bir deprem olmuş. Dolayısıyla Bartın’ın bir deprem tarihçesi var. Bu sebeple de o bölgenin de güçlü, düzgün ve kaliteli konutlara ihtiyaçları var.” diye konuştu.

İş Makinesine Daha Çok Doğu’dan Talep Var

 STFA ile Sif İş Makinaları şirketinde 50 yılı aşkın bir ortaklığı yürüttüklerini ve İngiliz JCB’nin Türkiye distribütörü SİF İş Makineleri’nin bu alanda yüzde 15 civarında bir pazar payları olduğunu söyledi.

Deprem gibi sebeplerden dolayı iş makinelerine talebin arttığını belirten Rıza Kutlu Işık, “İş makinesi talebi Doğu’ya doğru daha da artıyor. Bizim de geçen yıla oranla yüzde 100’lük bir oranda iş makinası şirketimizde büyüme var. Depremin yarattığı iş makinesi talebi satışlarımızı arttırıyor.” dedi.

E-ticarette internet alışverişlerinde kullanılan özel bir zarf üretimine de girdiklerini belirten Rıza Kutlu Işık, mağaza alışveriş torbaları yaptıklarını da söyledi. Kağıdı ise Türkiye’den ve yurtdışından satın aldıklarını belirten Işık, torbada 100 ülkeye ihracat yaptıklarını ifade etti. Grubun genelinde cironun 3’te birinin 1’nin torbadan geldiğini söyleyen Işık, Avrupa, Amerika, Afrika ve Arap ülkelerine ihracat yaptıklarını belirtti. Işık, Konya Çumra’da fabrikalarının 60 bin metrekare bir arazide yer aldığını ve 22 bin metrekare kapalı bir alanı olduğunu, oraya da güneş enerji tesisi kurduklarını belirterek, “Daha yeni devreye girdi, şu anda kabul aşamasında. Tükettiğimiz elektriğin yüzde 60’ını böylelikle biz üreteceğiz.” dedi.

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Temmuz Ayında Yüzde 0,9 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ekonomik güven endeksi verilerine göre inşaat sektörü güven endeksi temmuz ayında, bir önceki aya göre yüzde 0,9 azalarak 88,1 seviyesine geriledi.

Bir önceki aya göre Temmuz ayında Tüketici Güven Endeksi yüzde 5,9 oranında azalarak 80,1 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,8 oranında azalarak 104,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,6 oranında azalarak 117,3 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 2,6 oranında azalarak 114,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0,9 oranında azalarak 88,1 değerini aldı.

Dış Ticaret Açığı 1,5 Yılın Ardından İlk Kez Geriledi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 Haziran ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre ihracat bir önceki yıla göre yüzde 10,5 azalarak 20 milyar 904 milyon dolar oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Haziran ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,5 azalarak 20 milyar 904 milyon dolar, ithalat yüzde 17,5 azalarak 26 milyar 64 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 azalarak 123 milyar 341 milyon dolar, ithalat yüzde 4,1 artarak 184 milyar 576 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Haziran ayında %10,4 azalarak 21 milyar 810 milyon dolardan, 19 milyar 547 milyon dolara geriledi.

Haziran ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 10,9 azalarak 22 milyar 272 milyon dolardan, 19 milyar 846 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Haziran ayında 299 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 10,6 azalarak 39 milyar 393 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 98,5 oldu. 

Haziran ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,3 azalarak 8 milyar 236 milyon dolardan, 5 milyar 160 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Haziran ayında yüzde 73,9 iken, 2023 Haziran ayında yüzde 80,2’ye yükseldi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Haziran Döneminde Yüzde 18,7 Arttı

Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı yüzde 18,7 artarak 51 milyar 577 milyon dolardan, 61 milyar 235 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Haziran döneminde yüzde 70,9 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 66,8’e geriledi.

Haziran Ayında İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 95,2 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Haziran ayında imalat sanayinin payı yüzde 95,2, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,8, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Ocak-Haziran döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,3, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Haziran Ayında Ara Mallarının Toplam İthalattaki Payı Yüzde 71,2 Oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Haziran ayında ara mallarının payı yüzde 71,2, sermaye mallarının payı yüzde 14,7 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,0 oldu.

İthalatta, 2023 Ocak-Haziran döneminde ara mallarının payı yüzde 74,9, sermaye mallarının payı yüzde 13,3 ve tüketim mallarının payı yüzde 11,7 oldu.

Haziran Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Haziran ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 784 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 331 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 65 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 12 milyon dolar ile İtalya, 986 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,6’sını oluşturdu.

Ocak-Haziran döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 10 milyar 707 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 7 milyar 387 milyon dolar ile ABD, 6 milyar 163 milyon dolar ile İtalya, 5 milyar 997 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 5 milyar 815 milyon dolar ile Rusya Federasyonu takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,2’sini oluşturdu.  

İthalatta İlk Sırayı Çin Aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Haziran ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 756 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 912 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 11 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 313 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 121 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,6’sını oluşturdu.

Ocak-Haziran döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 24 milyar 734 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 22 milyar 238 milyon dolar ile Çin, 13 milyar 439 milyon dolar ile Almanya, 11 milyar 791 milyon dolar ile İsviçre, 7 milyar 574 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,2’sini oluşturdu.

Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Seriye Göre İhracat Yüzde 3,8 Arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Haziran ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 3,8 artarken, ithalat yüzde 11,9 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 0,3, ithalat yüzde 9,7 azaldı.

Yüksek Teknolojili Ürünlerin İmalat Sanayi İhracatı İçindeki Payı Yüzde 3,1 Oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Haziran ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 95,2’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1’dir. Ocak-Haziran döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,7’dir. Ocak-Haziran döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,6’dır.

Haziran ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 82,3’tür. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,4’tür. Ocak-Haziran döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,0’dır. Ocak-Haziran döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,2’dir.

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 2023 Yılı Haziran Ayında 19 Milyar 71 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Haziran ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,1 azalarak 19 milyar 71 milyon dolar, ithalat yüzde 16,1 azalarak 24 milyar 466 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Haziran ayında dış ticaret açığı yüzde 27,9 azalarak 7 milyar 482 milyon dolardan, 5 milyar 395 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Haziran ayında yüzde 74,4 iken, 2023 Haziran ayında yüzde 77,9’a yükseldi.

İhracat 2023 Yılı Ocak-Haziran Döneminde 112 Milyar 404 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 azalarak 112 milyar 404 milyon dolar, ithalat yüzde 3,0 artarak 173 milyar 215 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı yüzde 21,0 artarak 50 milyar 260 milyon dolardan, 60 milyar 811 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Haziran döneminde yüzde 70,1 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 64,9’a geriledi.

Kaynak: TÜİK

KİPTAŞ Özden Apartmanı’nda İnşaat Tamamlandı

KİPTAŞ’ın tek yapı dönüştürme projesinin ilk örneği olan Özden Apartmanı projesinde inşaat çalışmaları tamamlandı. Daireler hak sahiplerine teslim edildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştirakleri KİPTAŞ, BİMTAŞ ve İmar AŞ, kurum tarihinde ilk kez “Tek Yapı Dönüştürme Projesi”ni, Kadıköy Kozyatağı Mahallesi Ayçil Sokak’taki Özden Apartmanı’nda başlatmıştı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni Özden Apartmanı’nın temeline oluşturacak ilk harcı döken butona, binanın en küçük sakinlerinden 4 yaşındaki İdil Öztürk ile birlikte basmıştı. 14 Eylül 2022’de gerçekleştirilen yıkım sonrasında başlayan inşaat, 9 ayda tamamlandı ve Özden Apartmanı sakinleri, depreme dayanıklı konutlarında yaşamaya başladı. İmamoğlu, apartman sakinlerinden Fulya-Mehmet Özdemir çiftinin evlerine konuk oldu. Ziyarette İmamoğlu’na, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt da eşlik etti.

Saha planlaması konusunda, kent geneli için çok uğraşlar verdiklerini kaydeden İmamoğlu, “Biz de istiyoruz daha geniş saha planlamalarını. Buna çok uğraşlar verdik ve veriyoruz. Zorlanıldığı taktirde, zaman kaybına tahammül yok. Öyle deneyimlerimiz var ki; ne yazık ki uzlaşmazlık, birtakım kurumların birbiriyle olan anlaşmazlıkları, vesairesi… Örneğin; Beylikdüzü’nde yine KİPTAŞ’la bitireceğimiz bir yer var: 10 yıl. İşte son toparladık. 1,5-2 sene önce girdiler, şimdi bitecek; 10 yıl. Milletin uzlaşması 10 yıl, olmaz. Bizim 10 yılda onun gibi on tane bitirmemiz lazım. Yoksa yetişemeyiz İstanbul.” ifadelerini kullandı.

Özdemir ailesinin Hatay’daki depreme yakalanmasının da çarpıcı bir örnek olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Burada böyle bir kararlılıkla yola çıkmanız, memlekete gidip, böyle bir üzücü acı felaketi yaşamanız üzücü. Ama bir yanıyla da belki topluma anlatacağınız çok şey var” dedi. Bu sözler üzerine Fulya Özdemir’in İmamoğlu’na yanıtı, “En azından şimdi huzurluyum. Çok sağlam bir binada uyuyorum” oldu. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından depremle ilgili bir bilinçlenme döneminin başladığını, ancak bunun etkisinin kısa sürdüğü tespitinde bulunan İmamoğlu, “Birkaç sene sonra, hesap-kitap başka bir yöne evriliyor” uyarısında bulundu.

Özden Apartmanı’nın yeniden yapımını 9 ay gibi bir sürede tamamladıklarını belirten İmamoğlu, şunları söyledi:

“İstanbullular sağ olsun. Bize başvuru yapıyorlar yoğun bir şekilde. KİPTAŞ’la irtibat halindeler. Ama davet ediyoruz elbette. Mümkün olduğu kadar, sabit ödeme garantisiyle insanlarımızı hızlıca sağlam evlerine kavuşturmak istiyoruz. Sayısı artsın. Tabii özel sektörün de böyle yürümesi lazım. Türkiye’de belki çok üst seviyede iş yapan firmalara da diyorum ki, ‘Siz de mümkünse bir fonunuzla, sabit taksitle, tekil binalara katkı sunun.’ Ticaret yapanlar tabii ki yapacak, para kazanacaktır. Ona bir şey demiyorum. Ama yine de bir sabit fonlamayla, insanları sabit bir taksitle ev sahibi yapma konusunda çalışsınlar. Mesela Kadıköy’ün buralardaki yapılanmasında, yine dönüşümle ilgili bir plan notunun desteği var. Fakat bazı yerlerde, mesela eskiden ruhsatlı bina almışsınız, yapmışsınız. Ama sonraki planlarda, var olan hakkınız azalmış. Biz, ona da bir madde geçirdik. Büyükşehir Belediyesi’nde. Ben, onu bizzat önerdim. Çünkü meslek yaşamımda bu sorunu çok yaşıyordum. Dedim ki, ‘Madem insanlar geçmişte ruhsatlı, planlı bir hak elde etmişler, aynı hakkı o insanlara verelim. Yeni plan diye önünü kesmeyelim. Eğer kentsel dönüşüme ihtiyacı varsa binaları sağlam değilse, hakkı olan binanın aynısını yapabilsinler’ dedim. 39 ilçenin tamamında o planları geçirdik. O bakımdan o tür sorun yaşayan vatandaşlarımız da yine eski elde ettikleri haklarını kullanmak kaydıyla, binalarını dönüştürebiliyorlar.”

Yeniköprü-Yüksekova Tüneli’nde Işık Göründü

Yeniköprü-Yüksekova Tüneli projesinin ışık görme törenine katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “16,3 kilometre uzunluğundaki bu proje ile 12 metre genişliğindeki mevcut devlet yolunu BSK kaplamalı 2×2 şeritli bölünmüş yol haline getireceğiz” dedi.

Katıldığı törende konuşan Uraloğlu, “Türkiye’nin yıllardır süren altyapı problemini büyük ölçüde çözdük ve ülkemizi; Asya, Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu arasında ulaşımın her modunda uluslararası bir koridora dönüştürdük. 2003 yılında başlattığımız hamle ile karayolu ulaşım ağımızın gücüne güç kattık. Yaklaşık 2 trilyon 550 milyar lira yatırım ile aslan payını kara yollarına verdik. 6 bin 100 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu, 29 bin kilometrenin üzerine çıkardık. Ana akslarımızın tamamına yakınını bölünmüş yol haline getirdik. Bölünmüş yollarla bağlanan şehir sayımız 6 iken, 77’ye yükselttik. Ülkemizin yalçın kayalarını, derin vadilerini tünel ve viyadüklerle aştık. 2003 yılından bu yana 439 kilometre uzunluğunda 3 bin 770 adet köprüyü, 673 kilometre uzunluğunda 403 adet tüneli tamamlayarak hizmete sunduk. Çok yakında bunlara Yeniköprü-Yüksekova yolu bünyesinde inşa ettiğimiz 3 bin 965 metre uzunluğundaki T-1 tünelimizi de ekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

‘’Mevcut Devlet Yolunu 2xx2 Şeritli Bölünmüş Yola Çevireceğiz’’

Hakkari’nin ulaşım ve iletişim altyapısına 2003 yılından bu yana yaklaşık 23 milyar 250 milyon lira harcama yaptıklarını belirten Uraloğlu, “2003’te Hakkari’de sadece 1 kilometre bölünmüş yol varken, 97 kilometre daha yol yaparak, bölünmüş yol uzunluğunu 98 kilometreye yükselttik. Hakkari’de bitümlü sıcak kaplama yolu yoktu, 154 kilometre BSK kaplama yaptık. Bugün itibariyle de Hakkâri sınırları içerisinde çalışmaları devam eden 14 karayolu projemiz bulunuyor. Yeniköprü – Yüksekova yolu projesi de bunların en önemlilerinden biridir. Bilindiği üzere Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacmi, gerçekleştirilen ikili anlaşmaların da etkisiyle hızla artmaktadır. Bu nedenle ülkemizi İran’a bağlayan yolların standardının artırılması önem kazanmıştır. Bu çerçevedeki yol kesimlerimiz arasında yer alan ve yoğun ağır taşıt trafiğine hizmet veren Yeniköprü-Yüksekova yolu uluslararası ticaretin gelişmesi için büyük önem arz etmektedir. 16,3 kilometre uzunluğundaki bu proje ile 12 metre genişliğindeki mevcut devlet yolunu BSK kaplamalı 2×2 şeritli bölünmüş yol haline getireceğiz” dedi.

“Proje bünyesinde ışık görme töreni vesilesiyle bizleri bir araya getiren 3 bin 965 metrelik T-1 ve 4 bin 566 metrelik T-2 tünellerini açacağız” diyen Bakan Uraloğlu, şöyle devam etti: 

“151 metrelik Çığlı Köprüsü, 282 metrelik Dilektaşı-1 ve 227 metrelik Dilektaşı-2 köprülerini de inşa edeceğiz. Böylece projenin tamamlanması ile birlikte mevcut güzergahı 7 kilometre kısaltarak fiziki ve geometrik standartları yükseltmeyi planlıyoruz. Yol güzergahında can ve mal emniyetini artırarak Yüksekova-Hakkari arası seyahat süresini 1 saat 15 dakikadan 50 dakikaya indireceğiz. Seyahat süresini 25 dakika azaltırken aynı zamanda akaryakıt ve zamandan büyük tasarruf sağlamayı hedefliyoruz. Zamandan 84,3 milyon TL, akaryakıttan 27,1 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 111,4 milyon TL tasarruf yapacağımızı öngörüyoruz. Bu proje ile yine Yeniköprü-Yüksekova yolunda bulunan keskin kurplar ile birlikte sel tahribat riski yüksek yol kesimi de bertaraf edilecektir. Heyelan potansiyeli büyük yamaçlardan, taş düşmesi gibi problemler ortadan kaldırılacaktır. Yurtiçi karayolu ulaşımı ile uluslararası ticaretin daha hızlı ve güvenilir yapılmasına katkıda bulunulacaktır. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun.

Yeniköprü-Yüksekova Tünel projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: ‘’Mega Projelerle Ülkemizi Kalkındırmaya Devam Edeceğiz’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ulaşım gücü ile ilgili, Dünyanın gıptayla baktığı projeleri birlikte başlattık, başarıyla tamamladık ve hayata geçirdik. İnşallah bundan sonrada hep birlikte mega projelerle ülkemizi kalkındırmaya devam edeceğiz.” dedi.

İki tünel projesinin ışık görme törenlerine katılım sağlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yaptığı konuşmada,  “Son 21 yılda 673 kilometre uzunluğunda 403 adet tüneli tamamlayarak hizmete sunduk. Biz vatandaşımızın hayatını kolaylaştıran, istihdam ve katma değer üreten projelerimizi hayata geçiriyoruz. Geçtiği her yere ulaşım kolaylığı ve yatırım sağlayan yol ağımızın ulaşım kalitesini arttırıyoruz. Geçilmez dağları tünellerle, vadileri viyadüklerle geçiyoruz. Biz artık 14 bin 500 metre uzunluğu ile Avrupa’nın en uzun tüneli olan Zigana Tüneli’ni inşa ettik.” dedi.

‘’Güvenli ve Konforlu Bir Ulaşım Ağı İçin Çalışıyoruz’’

Daha güvenli, konforlu, hızlı seyahat ve taşımacılık taleplerini karşıladıklarını, ülke ekonomisine ve vatandaşın yaşam kalitesinin yükselmesine katkı sunduklarını dile getiren Uraloğlu, “2023 yılı; Cumhuriyetimizin 100. Yılı olmasının yanı sıra, ulaşım ve iletişim alanında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla çehresi aydınlanan Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı çerçevesinde şahlandığı bir yıl olacağı muhakkak. Bunun için ülke genelinde; şehirleri, bölgeleri ve kıtaları bağlayarak ülkemizin refahını artıran yatırımlarımıza tüm hızımızla devam ediyoruz. Bu projelerimizi hayata geçirirken en büyük dayanağımız; millete olan sevgimiz. Milletimize daha güvenli ve konforlu bir ulaşım ağının tesis edilmesi için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Sizlerin günlük veya ticari hayatında en sık kullandığı ulaşım ve iletişim ihtiyaçlarının sorumluluğu bizim omuzlarımızda. Bunun bilinciyle, yatırımlarımızla ekonomiye katma değer sağlıyoruz. Güzeldere Tüneli’ni de içeren Güzelsu ile Başkale arasındaki yol çalışmalarımız da bunun en güzel örneklerinden birini oluşturuyor. Ülkemizin en doğusunda Van ile Hakkari illerimiz arasında kuzey-güney aksında uzanan devlet yolumuz; Esendere, Umurlu ve Üzümlü gibi İran ve Irak’a açılan sınır kapılarına ulaşım sağlaması bakımından yurt dışı ticaretimize de hizmet vermektedir.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de ulaşım altyapısının daha da gelişeceğini belirten Uraloğlu, şunları söyledi:

“2003 yılından bu yana, azim ve gayretle çalışarak, Türkiye’mizi; ulaşımda, haberleşmede, bilişimde, dünyayla rekabet eden bir güç haline getirdik. Vatandaşlarımızın daha yüksek bir yaşam standardına erişmeleri için gösterdiğimiz özverili çalışmalarla ulaşım ve iletişim alanında pek çok projeye imza attık. Dünyanın gıptayla baktığı projeleri birlikte başlattık, başarıyla tamamladık ve hayata geçirdik. İnşallah bundan sonrada hep birlikte mega projelerle ülkemizi kalkındırmaya devam edeceğiz. Tünelimizin şimdiden ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Lamp 83’ten 60. Yıla Özel Aydınlatma Kataloğu

1963 yılından bu yana “Doğru Aydınlatma” ilkesiyle sürdürdüğü kurumsal yolculuğunda, insan sağlığı odaklı ve çevre dostu aydınlatma aygıtları konusunda bireysel ve kurumsal müşterilerine ürün, sistem ve proje desteği veren LAMP 83, 2023-2025 kataloğunu sektör profesyonellerinin hizmetine sunuyor.

LAMP 83, hayatın kaynağı olan ışığa ve “Doğru Aydınlatma”ya adanmış 60 yıllık kurumsal yolculuğunu, projelere artı değer katan aydınlatma ve aydınlatma otomasyonu çözümlerini bir arada sunduğu 300 sayfalık özel 2023-2025 kataloğu ile taçlandırıyor. 

Sektördeki öncü rolüyle Türkiye’nin en değerli markalarının yanı sıra dünyanın dört bir tarafından global firmalara da bütünleşik hizmetler sunan LAMP 83, tüm kurumsal ve bireysel müşterilerini “Doğru Aydınlatma” uzmanlığı ile sağlayabileceği faydaları keşfetmeye, nitelikli projeler için yaratabilecekleri farkı deneyimlemeye davet ediyor.

Mimarlar, iç mimarlar ve diğer sektör profesyonelleri, ofislerden endüstriyel alanlara, hastanelerden alışveriş merkezlerine tüm nitelikli yaşam projeleri ve ticari alanlar için dahili ve harici aydınlatma ihtiyaçlarını tamamlayacak seçenekleri 60. yıla özel olarak hazırlanan LAMP 83 kataloğunda bulabilecek. 

LAMP 83 Kurumsal İletişim Departman Müdürü Beylem Ceyişakar konuyla ilgili yaptığı açıklamada sektör profesyonellerine şu sözlerle teşekkür etti: “Cumhuriyetimizin yüzüncü, LAMP 83 markasının altmışıncı yılında, LAMP 83 2023-2025 Ürün Kataloğu’nu beğeninize sunmaktan onur duyuyoruz. Bu vesileyle, 60 yıldır projelerinde LAMP 83 markasını tercih eden siz değerli sektör profesyonellerine teşekkürü borç biliyoruz. Bize gösterdiğiniz güven ve bu güvene dayalı tercihleriniz sonucunda LAMP 83 olarak ülkemizin en önemli projelerinde var olmamızı sağladınız. Desteğiniz sayesinde sadece ülkemiz projeleriyle sınırlı kalmadık, özellikle Avrupa coğrafyasında da çok önemli projelerin nitelikli aydınlatma ihtiyaçlarını giderdik. Güncel ve olası gelecek projelerinize insan sağlığı odaklı ve çevre dostu ürünlerimizle en iyi ışık kalitesini sunmaya devam edeceğiz.”

LAMP 83’ün, Cumhuriyet’in 100. yılında yayınladığı bu yeni kataloğunda isim ve telif hakları tamamen LAMP 83‘e ait olan İnsan Odaklı Aydınlatma® teknolojisiyle donatılan yepyeni ürünler yer alıyor.  

Mersin’deki Turizm Arazisi 35 Milyon TL’ye Satışa Çıktı

Mersin, Mezitli Belediye Başkanlığı’na ait turizm imarlı arazi, 35 milyon TL’ye yeniden satışa çıkarıldı.

Mersin Mezitli Belediye Başkanlığı turizm, konut ve ticaret imarlı araziyi yeniden satışa çıkardı.

Tece Mahallesi 12810 ada 2 parseldeki 2 bin 370 metrekarelik arazi için 35 milyon 558 bin lira muhammen bedel belirlendi. 

Arazinin satış ihalesi 10 Ağustos saat 14.10’da Mezitli Belediyesi Encümen Salonunda gerçekleştirilecek.

Cansel Turgut Yazıcı: “2023 Haziran Ayında Konut Satışları Geçen Yılın Aynı Dönemine Göre Yüzde 44,4 Düşüş Gösterdi”

2023 Haziran ayında 83 bin 636 adet konut satıldı. Konut satışlarında İstanbul 13 bin 578 konut satışı ve yüzde 16,2 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 7 bin 325 konut satışı ve yüzde 8,8 pay ile Ankara, 4 bin 503 konut satışı ve yüzde 5,4 pay ile Antalya izledi.

Verileri değerlendiren EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “2023 yılı Haziran ayında gerçekleşen konut satışlarına baktığımızda 83 bin 636 adet konutun satılmış olduğunu görüyoruz. Mayıs ayında gerçekleşen 113 bin 276 dolayındaki satış adedine kıyasla yaklaşık yüzde 26,2 oranında düşüş yaşandı. Kıyaslamayı Haziran sonu itibatiyle yapacak olursak; 2023 yılı Haziran ayında 83 bin 636 adet konut satıldı. 2022 ve 2023 Haziran aylarını kıyasladığımızda bu yıl Haziran ayında konut satışların yaklaşık yüzde 44,4 oranında düşüş yaşandığını görebiliyoruz.  Haziran ayındaki bayram tatilininde bundan etkisi olduğunu anlaşılabiliyor.” dedi. 

Yazıcı, şöyle devam etti:

“Haziran ayın sonuna kadar olan satışları ve bunların içindeki ipotekli satışları kıyasladığımızda yüzde 23,4’den yüzde 21,5’e düştüğü görülüyor.

İpotekli Konut Satışları Haziran Ayında Bir Önceki Aya Kıyasla Yüzde 51 Oranında Azaldı

İpotekli satışlar 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 51 oranında azalarak 13 bin 463 adet olarak açıklandı. 2023 yılı Haziran ayında, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 16,10 olarak gerçekleşti. Krediye erişimin bu kadar zor olduğu ve konut kredi faizlerinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bu rakamın bir önceki aya göre artış göstermesi dikkat çekici oldu. Ancak 6 aylık kümülatif veriler bize başka bir şey söyledi:

İpotekli Konut Satışları Yaklaşık Yüzde 28,6 Oranında Düşüş Gösterdi

2023 yılı Haziran sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2022 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık Yüzde 28,6 oranında düşüş gösterdi. 2022 yılı Haziran sonu itibariyle baktığımızda gerçekleşen toplam ipotekli konut satışları 2021 yılının aynı döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışlarına kıyasla yaklaşık Yüzde 63,5 oranında artış göstermişti. 

2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle konut satışlarının içinde ipotekli satışların oranı Yüzde 21,5 mertebelerinde gerçekleşti. 2022 yılında bu oran aynı etkilerde dolayı Yüzde 23,4 seviyelerindeydi. 

Haziran Ayında 25 Bin 886 Adet Konut İlk Defa El Değiştirdi

Bir başka önemli veri de ilk satışlar, Haziran ayında gerçekleşen ilk el konut satışları bir önceki aya göre yüzde 24,78 oranında düşerek 25 bin 886 adet açıklandı. Haziran ayında, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı yüzde 30,95 olarak gerçekleşti.

İlk elde azalan konut satışlarındaki en büyük etken ilk el üretimlerinde stok miktarının yani yeni yapılan konutun azalması. Toplam satışlar içindeki satış yüzdesi önceki yıllarla benzer olsa da satış rakamlarındaki mutlak değer azalışından ilk el satışları da etkilendi.

2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle gerçekleşen kümüle toplam konut satışlarının içinde ilk el satışların oranı yüzde 30,25 mertebelerinde gerçekleşti. 2022 yılında bu oran aynı etkilerde dolayı yüzde 28,70 seviyelerindeydi. 

İstanbul, İzmir ve Ankara özelinde bakacak olursak; 2023 Haziran sonu itibariyle kümüle konut satışlarının, 2022 yılı aynı dönemine nazaran İstanbul’da yaklaşık yüzde 28,1 İzmir’de yüzde 28,3 ve Ankara’da ise yüzde 13,2 oranında azaldığı görülmektedir. 

Haziran Ayında Yabancılara Yapılan Konut Satışları Bir Önceki Aya Göre Yüzde 17,11 Oranında Azaldı

Yabancılara yapılan konut satışı 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 17,11 oranında azalarak 2 bin 625 adet açıklandı. Haziran ayında ilk sırayı bin 004 adet konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 760 adet konut satışı ile İstanbul ve 223 konut satışı ile Mersin izledi.

2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle yabancılara yapılan konut satışlarına baktığımızda bir önceki yılın aynı dönemine göre satışlar yüzde 69,6 oranında azalarak toplam 2 bin 625 adet açıklandı. 2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle yabancıya satılan kümüle konut adedinin toplam satışlar içindeki oranı yüzde 3,41 oranındadır. 2022 yılı aynı döneminde bu oran yüzde 4,87’ydi.”

Şahinbey Tüneli’nde İnşaat Devam Ediyor

Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde ilçe belediyesi tarafından başlatılan inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Şahinbey Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılacak tünel ile Şehreküstü ve Yeşil Vadi Bulvarı arasındaki yarım saatlik yol mesaferi 1 dakikaya düşecek. Projenin Gaziantep’in kuruluş dönümü olan 25 Aralık’ta hizmete açılması planlanıyor.

Şehrin Trafik Sorununa Çözüm Olacak

Konuyla ilgili konuşan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, şunları söyledi:

“Şehrimizin trafik problemine yeni bir çözüm üretecek olan tünel çalışmamızın inşaatı hızla devam ediyor. Çalışmalarımız karşılıklı olarak dört koldan ilerliyor. Tünel açma çalışmasında makinelerimiz ortada buluşarak tünel açma çalışmasını tamamlayacak. Yapılan çalışma sonrasında Şehreküstü’yü, Yeşil Vadi Bulvarı’na bağlamış olacağız. Böylelikle yarım saat sürecek olan ulaşım 1 dakikaya inecek. Vatandaşlarımız yolda geçirecekleri zamanı sevdikleri ile geçirecek. Yolumuz 25 Aralık’ta inşallah hizmete açılacak. Tünel çalışmamızın şimdiden vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.”

Şahinbey Tünel projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Jeotermal Enerji Ekonomiye 1 Milyar Dolar Katkı Sağlıyor

Türkiye’de jeotermal enerji yatırımlarında bulunan 40 firma, ülke ekonomisine yıllık 1 milyar dolarlık katkı sağlıyor.

Jeotermal enerji kaynaklarının ülkemizin hemen her bölgesinde bulunduğunu ancak net potansiyelinin henüz bilinmediğini kaydeden Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, gerek Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü gerekse özel sektör yatırımcıları tarafından hala kaynak arama ve geliştirme çalışmalarının sürdüğünü bildirdi. Şentürk, jeotermal enerjinin elektrik üretimindeki kurulu güç payının tüm enerji kaynakları içinde yüzde 2’ye yaklaştığını, elektrik üretiminde ise yüzde 3’ler seviyesini bulduğunu kaydetti.

“YEKDEM Destekleri ile Yatırımlar Hız Kazanacak”

2005’te Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nca Elektrik Piyasası Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) teşvik sisteminin hayata geçirildiğini ve yatırımların hız kazandığını dile getiren Ufuk Şentürk, 2020 yılında yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve YEKDEM teşvik mekanizmasının değiştirilerek Türk Lirası bazına alınması gibi etkenlerle yatırımların durma noktasına geldiğini, Mayıs ayında güncellenen YEKDEM ile birlikte sektörün tekrar hareketlendiğini bildirdi.

“Jeotermal Kanunu Meclis’ten Geçmeli”

YEKDEM’in ilk döneminde devreye giren santrallerin 10 yıllık süreyi 2023 yılı sonunda tamamlayacaklarını, bu sebeple ilerleyen dönemlerde hem yatırım hem de elektrik üretim hacim boşluğunu kapatabilmek için yeni yatırımların oluşturulması ve teşvik şartlarının yeniden düzenlenmesinin gerekeceğine dikkat çeken Şentürk, yenilenebilir enerjinin finansmanı amacıyla Borsa’da ve SPK mevzuatında yeni düzenlemeler yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Jeotermalde santral yatırımlarına ortalama 40 firmanın hizmet verdiğini ve yıllık ortalama 1 milyar dolar katkı sağladıklarını bildiren Şentürk, kısa vadede yarım kalan projeleri tamamlamak için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) mevzuatında; yenilenebilir enerji yatırımları için pozitif ayrımcılık yapılmasının yatırımcıların yüksek öncelikli beklentileri arasında olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’mıza yasal bir düzenleme teklifinde bulunduk. Sektörün uzun zamandır beklediği Jeotermal Kanunu’nun Meclis’ten geçmesi, gerekli teşviklerin sağlanabilmesi ve kullanılmayan ve neredeyse tamamının içinde sıcak jeotermal su barındıran petrol kuyularının jeotermal faaliyetler için değerlendirilmesini de arzu ediyoruz.”

“750 Milyon Dolarlık Gaz İthalatını Önlüyoruz”

Jeotermal enerjinin fosil yakıtlarla kıyaslanmayacak kadar temiz bir enerji çeşidi olduğunu anımsatan Ufuk Şentürk, jeotermal enerji kaynaklarıyla doğalgazın yarattığı 1,6 milyon ton karbondioksitin atmosfere salınımını engellediklerini ve parasal boyutta da yaklaşık 750 milyon dolarlık bir doğalgaz ithalatını önlediklerini dile getirerek jeotermalle ısıtılan konutlarda faturaların düştüğünü, ısınma maliyetlerinin azaldığını ve seracılıkta verimin arttığını söyledi.

Jeotermal yatırımların önündeki en büyük engelleri; yeterli teşvik olanaklarının olmayışı, düşük faizli ve uzun vadeli kredi sağlamanın her geçen gün zorlaşması, kredi maliyetlerinin fizibiliteyi karşılamaktan uzaklaşması, yerli teknolojinin yetersiz olması şeklinde sıralayan Ufuk Şentürk, tüm yenilenebilir enerji yatırımları için Borsa İstanbul nezdinde bir pazar kurulmasını, yatırımların kur riskinden uzak bir şekilde finansmanının halkın katılımı ile sağlanmasını istedi.

“Yerli Eekipman ve Ar-Ge’ye Daha Fazla Destek Şart”

Ufuk Şentürk, santrallerde kullanılan ekipmanı mümkün olduğunca yerli tercih ettiklerini, yurt dışından tedarik edilen ürünlerde hem maddi kayıplar hem de servis sıkıntıları yaşandığını bildirdi. Yerli ekipman tercih edilmesinin hem yatırımcının maliyetlerini düşürmek hem de satılan elektriğin ucuzlaması için iyi bir yöntem olduğunu dile getiren Şentürk şunları kaydetti: “Yerli ekipman ve Ar-Ge de çok iyi bir noktada olduğumuzu söyleyemeyiz. Tedarik edilen malzemenin bir kısmının ülkeden bir kısmının yurt dışından alınıyor olması dezavantaj yaratıyor. Bu sebeple satılan malın üretimine de odaklanılması ve bu konuda kamu birimleriyle birlikte çalışmalar yapılması gerekiyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi 

DAP’tan ‘Sağlıklı Ev’ Konsepti

DAP Gayrimenkul, İstanbul’un Levent ilçesinde yükselecek yeni projesini tanıttı. Firma projeyi, ‘Sağlıklı Ev’ konsepti ile gerçekleştirecek.

Geliştirdiği ‘Sağlıklı Ev’ konsepti ile tüm dünyaya örnek bir model sunan DAP Gayrimenkul Geliştirme, İstanbul’un iş, yaşam, kültür-sanat ve finans dünyasının kalbi olarak bilinen Levent Bölgesi’nde şimdi de kent ve doğa ayrımını ortadan kaldıran, doğadan aldığı ilhamla, şehrin merkezinde ‘Sağlıklı Ev’ konseptiyle buluşturuyor.

103 bin 500 metrekare toplam alan içinde; 53 bin 500 metrekaresi konut ve 50 bin metrekaresi ise içerisinde okul da bulunan koru alanına sahip Yeni Levent projesi, DAP Gayrimenkul Geliştirme vizyonu ve Emlak Konut güvencesi ile hayata geçiyor. Yeni Levent, geniş bahçe, teras ve balkonlar, yüksek tavanlı salonlar, sosyal donatı alanlarından oluşuyor. Proje aynı zamanda, iş, yaşam, kültür-sanat ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maslak Kampüsü ile Boğaziçi Üniversitesi gibi eğitim kurumlarına olan yakınlığıyla da dikkat çekiyor.

Eğitim, Alışveriş ve Sağlık 10 Dakika Uzakta

Projeyi öne çıkaran bir başka nokta ise ulaşım kolaylığı… Yeni Levent projesi, Sabancı Holding, Türkiye İş Bankası, ING Bank ve Eczacıbaşı Holding gibi Türkiye’nin en büyük şirketlerinin genel merkezlerine, İstinye Park, Kanyon, Akmerkez ve Zorlu AVM gibi alışveriş merkezlerine, İTÜ ve Boğaziçi gibi eğitim kurumlarının yanı sıra, Maslak Acıbadem hastanesine yaklaşık 10 dakika mesafede yer alıyor. DAP Gayrimenkul Geliştirme, pandeminin daha en başında “Çekmeköy’de başladığı, Nişantaşı’nda devam ettirdiği ‘Sağlıklı ve Lüks Ev Standartları’nı Yeni Levent’te bir üst kademeye taşıdı. Bu çerçevede Yeni Levent’le birlikte Sağlıklı ve Lüks Evleri, şehrin merkezinde doğanın tüm iyileştirici etkilerini yaşatan yepyeni bir model geliştirildi. Proje kent ve doğa arasındaki duvarları kaldırıp, kentsel ve doğanın tüm imkanlarına zahmetsiz ve eşit uzaklıkta bir ulaşımı mümkün kılıyor.

Ulaşım İmkanlarında Alternatif Çeşitli

Proje, karayoluyla İstanbul’u birleştiren iki köprüye yakınlığı ve hemen önünde yer alan metro durağı sayesinde, alternatifi bol bir ulaşım imkanı da sunuyor… Bölgenin en büyük yatay projesi olacak Yeni Levent; Büyükdere Caddesi ile Levent, Etiler, Şişli ve Boğaz hattının merkezinde konumlanıyor. İstanbul’un metro ağının kesişim noktası olan Seyrantepe metro durağı ise Yeni Levent projesinin hemen önünde yer alıyor.

DAP Gayrimenkul Geliştirme ve DAP Yapı’yı da bünyesinde bulunduran DAP Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, Yeni Levent projesinin konumlandığı Levent Bölgesi ile ilgili olarak şunları söyledi: 

‘’Levent bölgesi; ‘İstanbul’ dendiğinde ilk akla gelen semtlerden biri. İstanbul’da modern bir altyapıya sahip, çağdaş bir semt olarak tasarlanan Levent’in geçmişi, Sultan 1. Abdülhamit dönemine dayanıyor. Bölge, 1770-79 yılları arasında kaptan-ı deryalık yapan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın idaresine verildi. Kışla alanı olarak kullanılan bölge, örnek bir kentleşme modeli olarak kullanıldı.”

‘’Yenilik Kaçınılmaz’’

Yeni Levent’i tasarlarken, uzun bir araştırma ve analiz süreci yürüttüklerini söyleyen Ziya Yılmaz, şöyle devam etti: 

“Tüm dünya, daha önce tecrübe etmediğimiz bir dönemden geçiyor. Yaşam alanlarımızın da değişen ekonomik, toplumsal ve çevresel şartlara uyum sağlaması kaçınılmaz. Yani ‘yenilik kaçınılmaz… Toplumsal ve çevresel fayda yaratma odaklı; kentin ve doğanın en iyi yönlerini bir araya getiren tasarımların en başarılı örneklerinden biri de Yeni Levent projesi oluyor. DAP Gayrimenkul’ün geliştirdiği Yeni Levent, hem doğadan hem de İstanbul’un köklü semtlerinden biri olan Levent’in tarihinden ilham alıyor ve yeni dünyanın örnek yaşam alanını sunuyor.”

Yeni Dünyanın Örnek Yaşam Alanları Nasıl Olmalı?

1 – Sağlıklı Ev Olmalı: Yeşilliklerle çevrili, doğayla nefes alan, az katlı ve sağlıklı ev kriterlerine uygun şekilde tasarlanmalı.

2- Şehrin merkezinde ve köklü bir semtte yer almalı: Şehrin en önemli noktalarından birinde, zengin geçmişi, kültürel atmosferi ve ayrıcalıkları ile kent hayatının yeni çekim merkezi olmalı.

3- Doğayı ve şehri; kültür, sanat, moda ve eğlenceyle mükemmel şekilde buluşturmalı: Bir yanda tabiatın yenileyici ruhu, diğer yanda kent hayatının canlılığı ile hem yeşili hem de şehri özgürce yaşatabilmeli.

4- Merkezi iş alanları ve finans dünyası ile iç içe olmalı: İş dünyasının kalbi ve merkezi iş alanı olarak kabul edilen bölgeye yürüme mesafesinde olmalı.

5- Yürüme mesafesinde tüm ihtiyaçları karşılamalı: İş merkezlerinden kültür sanata, eğitimden sağlığa, alışverişten eğlenceye hem site içerisinde hem dışında aradığınız her şey sadece birkaç adımda yer almalı.

Yeni Levent Projesinde Neler Var?

-Estetik fonksiyonel dokunuşlarla tasarlanan geniş bahçe, teras ve balkonlar, yüksek tavanlı salonlar, özel sosyal donatılardan oluşuyor.

– Yeni Levent, yüksek kalite ve konfor deneyimiyle ‘lüksün ötesini’ yeniden tanımlıyor.

-Bir yandan şehrin vitrinini yeniden şekillendirirken, diğer yandan da her yaştan insanın, huzurla yaşayacağı kuşaktan kuşağa aktarılacak miras niteliğinde bir proje oluyor.

-İstanbul’un altın üçgeni olarak bilinen Beşiktaş-Levent-Maslak hattının kalbinde yer alıyor.

-İş merkezlerinden kültür sanata eğitimden sağlığa ve alışverişten eğlenceye kadar, şehrin tüm zenginliklerine aynı anda erişim imkanı sağlıyor.

– Yeni Levent, bu özelliğiyle her nesle ve her kuşağa hitap eden kültürel aktivitelerinin merkezinde; kuşakları birleştiren bir yaşam sunuyor.

Mersin, Yenişehir’de Yol Yapım Çalışmaları Sürüyor

Mersin’in Yenişehir ilçesinde konforlu ulaşımı sağlamak için başlatılan yol yapım çalışmaları hızla devam ediyor.

Yenişehir Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, hem de kırsalda hem de merkezdeki mahallelerde yol ve kaldırım yapım ve onarım çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Yeni açılan yollarda asfalt serme çalışması da yürüten Yenişehir Belediyesi, ilçenin ulaşım altyapısını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atıyor.

Çalışmalar Yoğun Mesailerle Devam Ediyor

Çalışmalar hakkında bilgi veren Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Ekiplerimiz yoğun mesai harcayarak hızlı ve etkin bir şekilde yol yapım ve onarım çalışmalarını yürütüyor. Programa alınan yolları zamanında tamamlayarak vatandaşların günlük hayatını en az etkileyecek şekilde çalışıyoruz. Halkımızın günlük yaşamını kolaylaştırmak ve şehrimizin daha modern bir görünüme kavuşmasını sağlamak için çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz. Trafik güvenliğini ön planda tutarak, yol ve kaldırım düzenlemelerimizi gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Özer\Ürger Mimarlık Kocaeli’nde Kamusal Alan Projelerine İmza Atıyor

Mimar Ahmet Mucip Ürger ve Ali Özer liderliğindeki Özer\Ürger Mimarlık, Kocaeli’nde kentsel tasarım ve kamusal alan projelerine imza atıyor.

Şehrin önemli kamusal alanlarından biri olan “Yürüyüş Yolu Kentsel Tasarım Projesi”ni tasarlayan Özer\Ürger, ardından sebze-meyve halinin taşınması ile boşalan “Perşembe Pazarı” alanını kentsel enerjinin akacağı bir meydana dönüştürerek yeniden kente kazandırıyor. Özer\Ürger Mimarlık bir yandan da Kocaeli kentinin hafızasında yer etmiş kültürel, tarihsel ve doğal miras alanları olan “İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan” bölgesinde doğa restorasyonu ve kentsel planlama projelerini yürütüyor. 

Yapılı çevre ve insan arasındaki ilişkiyi tasarlayarak bireyin kent yaşamına dahil edilmesini hedefledikleri ödüllü kamusal alan projeleriyle tanınan Özer\Ürger Mimarlık, canlı ve yoğun bir sanayi şehri olan Kocaeli için tasarladığı “Yürüyüş Yolu”nun ardından, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin talebiyle kente yeni bir meydan kazandırıyor ve “İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan” bölgesinde doğa restorasyonu ve kentsel planlama projeleri yürütüyor. 

Özer\Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Yürüyüş Yolu projesi ile doğrudan bağlantısı olan “Kocaeli Milli İrade Meydanı” kentteki sebze meyve halinin taşınması ile boşalan ve otopark olarak kullanılmaya başlayan “Perşembe Pazarı” alanında konumlanıyor. Mimarlar bu alanı kentsel yayılımın merkezinde olması, çevresini saran önemli kamusal yapıların varlığı, yenilenen yürüyüş yolu ile olan doğrudan bağlantısı ve toplu ulaşım odaklarına yakınlığı ile kent meydanı olarak kullanılmaya en uygun alan olarak tanımlıyor. 

Kentin tüm enerjisinin akacağı, bu enerjinin birleşerek yeni imkanlar doğurabileceği bu meydanın başarısını mimari programın başarısının, yaşam senaryolarının zenginliğinin ve toplumsal kabulün belirleyecek olduğunu dile getiren Mimar Ahmet Mucip Ürger, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin talebiyle bu alan için hızlı uygulanabilecek, düşük maliyetli, kamusal özelliği ön planda olan bir kent meydanı tasarladıklarını vurguluyor ve ekliyor: “Mimari strateji olarak merkezine meydanı alan ve altında da mekanlar barındıran bir saçak tasarladık. Saçak kapsayıcıdır. Geçirgen ve tüm kente açık, jenerasyonların birbiri ile karışılacağı bir mekandır. Herkesin kendini ifade edebileceği ve kentin müştereğini kuran bir kentsel sahnedir. Yağmurdan, güneşten, trafikten, gürültüden koruyan bir niştir. Servis veren, canlandıran, mekan imkanları sunan bir jeneratördür. Kullanıcı tarafında dönüştürülebilen, zaman içinde dönüşebilen esnek bir mekansal örgütlenmedir. Saçağı çevreleyen yoğun yeşil bant saçağın kent ile arasındaki ilişkiyi kuruyor. İçine aldığı kentsel programlar ile saçağı ve merkezindeki meydanı destekliyor.”

Kocaeli Yürüyüş Yolu 

Özer\Ürger Mimarlık’ın Kocaeli’nde tasarladığı bir diğer kamusal proje olan “Yürüyüş Yolu”, 1870’de Haydarpaşa-İzmit demiryolunun yapımından bu yana şehrin en önemli kamusal alanlarından biri olmuş. 2000 yılında, iki tarafı doğu çınarlarıyla çevrili demiryolunun kaldırılması ve alanın yaya yolu olarak düzenlenmesinden sonra cadde, kentin en gözde yürüyüş yolu haline gelerek popüler mağazalara ev sahipliği yapmaya başlamış. Böylelikle alan, kent belleğinin önemli bir parçası haline gelmiş. Ancak Hürriyet Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’ndeki trafik, altyapı inşaatları sonucunda tahrip olan cadde tesviyesi nedenleriyle alanın kamusal alan potansiyeli yeterince kullanılamamış. 

Yeni yürüyüş yolu projesinde Hürriyet Caddesi’ni yayalaştırarak ve Cumhuriyet Caddesi’nin trafiğini yavaşlatarak geniş bir kamusal alan elde etmeyi hedeflendiğini ve bu yeni kamusal alan daha konforlu, daha yeşil ve daha eğlenceli olarak tasarlandığını dile getiren Mimar Ali Özer projenin kapsamını şu sözlerle aktarıyor: “Öncelikle iki eski araç yolu arasında kalan ve karşıdan karşıya geçişlerde bir engel oluşturan yüksek yürüyüş yolu, alanın yeniden tesviye edilmesi ile mevcuttaki kaldırımlarla bütünleştirildi. Koruma altındaki çınarların etrafını çevreleyen imalaralar, geçirimli betonla değiştirilip ağaç köklerinin su alması sağlandı. Ayrıca yeni tasarlanan oturma bankları bu ağaçları çevreleyip onları koruyacak şekilde tasarlandı. Bu oturmalar ziyaretçilerin cadde boyunca kamusal alanın merkezinde, çınarların gölgesinde, cadde seslerini dinleyerek vakit geçirmelerine olanak tanıdı.”

1400 metrelik yürüyüş yolu boyunca, ziyaretçilerin sürekli yeni deneyimler ve yeni perspektiflerle karşılaşmasını hedefleyen Özer\Ürger Mimarlık, cadde boyunca yer alan ve kentin hafızasında yer etmiş Fevziye Camii, Yeni Cuma Camii, Ulu Gazi İlkokulu, İzmit Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi ve Sabri Yalım Parkı gibi, önemli yapıların kesişimlerinde yeni odaklar oluşturmuş. Bu odaklar dinlenme, yeme içme, oyun, çalışma ve eğlence işlevleriyle zenginleştirilmiş. Alan boyunca odaklar arası geçişlere yerleştirilen farklı işlevlerle canlı bir kamusal hayat kurgulanmış.

İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan Doğa Restorasyonu ve Kentsel Tasarım Projesi

Kültürel, tarihsel ve doğal miras alanları olarak kentin hafızasında yer etmiş olan İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan projesi ise Özer\Ürger Mimarlık’ın bölgede yürüttüğü bir doğa restorasyonu ve kentsel tasarım projesi. Özer\Ürger Mimarlık, Kocaeli sahil bandının İzmit Körfezi’nin bittiği doğu ucunda yer alan ve yaklaşık 1 milyon metrekare büyüklüğe sahip olan proje alanında yapılacak doğa restorasyonu ve yeniden programlama sayesinde kentin kıyı ile buluşmasını sağlamayı ve kentlinin farklı tür ve nitelikteki açık alanlara, sosyalleşme imkanlarına ve kültür odaklarına rahatça ulaşımını hedefliyor. 

İzmit Fuar Alanı, 1966’da mevcut sanayi ve endüstri ürünlerinin sergilenmesi amacıyla kurulmuş. 400 bin metrekarelik alan, 1980’li yıllardan itibaren halkın en önemli gezinti, dinlenme ve eğlence alanı halini almış. Zaman içerinde yapılaşma oranının artmasıyla fuar alanının rekreasyon odaklı kullanımı azalmış. Bir doğa harikası olan İzmit Sulak Alan ise kent merkezine bu yakınlıkta bulunması sayesinde nadir bir doğa deneyimini kent merkezine 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde sunuyor. Ancak güvenlik ve bakımsızlık gibi sorunlar nedeniyle bu muhteşem ve özgün alan günümüzde kullanılamıyor. Dünyanın en önemli ikinci kuş göç yolu üzerinde yer alan Sulak Alan, su kalitesi ve bitki örtüsü sayesinde Türkiye’nin en önemli kuş toplanma alanlarından birini oluşturuyor.

Özer\Ürger Mimarlık, bölge için hazırladığı doğa restorasyonu ve kentsel tasarım projesinde İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan’ı bir bütün olarak düşünerek kente farklı nitelikte açık alanlar sunmayı hedefliyor. Seka Park’ın peyzaj deneyiminden ve kent dokusundan Sulak Alan’ın peyzaj deneyimine geçişte Fuar Alanı’nın, bir eşik olarak tasarlanması gerektiğini düşünen mimarlar, Sulak Alan’ın peyzaj restorasyonunun yapılmasını ve fiziksel ifadesinin dramatize edilerek yeniden organize edilmesini öneriyor. 

Kente olabilecek en yakın konumdaki bu vahşi doğanın vahşiliğinin korunması, daha da radikalleştirilmesi; daha çok sulak alan, daha çok tepe oluşturulması (kuşlar, yaban yaşam, tepeler, manzaralar); alanın sürdürülebilir bir yönetim döngüsünün kurulması; toplulukların, belediyenin, devletin ve özel sektörün dahil edildiği katılımcı süreçler oluşturulması; bölgenin finanse edilebilir maliyetlerle ve katılımcı süreçlerle tasarlanması ve kültür, spor, bilim ve doğa odaklı bir dönüşüm hedefi Özer\Ürger Mimarlık’ın İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan Doğa Restorasyonu ve Kentsel Tasarım Projesi’ndeki önerilerinin temellerini oluşturuyor.

Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Sona Gelindi

Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde yükselen bin 875 yataklı Şehir Hastanesi projesinin inşaat çalışmalarında sona gelindi.

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül ve  İl Sağlık Müdürü Ümit Mutlu Tiryaki, Şahinbey ilçesinde inşa edilen Gaziantep Şehir Hastanesinde incelemelerde bulundu.

Bin 875 yatak kapasitesine sahip olacak hastanede,, 3 MR cihazı, 64 ameliyathane, 334 poliklinik, 60 yeni doğan yoğun bakım yatağı ile 18 poliklinik destek odası bulunacak.

‘’Yeni Yüzyılda Çığır Açacak Bir Eser’’

Projeyle ilgili konuşan Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, “Gaziantep her alanda olduğu gibi sağlık alanında da bölgenin süper lige çıkacaktır. Özellikle Gaziantep’imiz de son zamanlarda depremlerden kaynaklı da bazı hastanelerin yine kapanması hizmet vermemesi sebebiyle hem randevu alınmasında hem hizmet alanında hep birlikte sorun yaşıyoruz. Tüm sorunları giderecek ve kalıcı bir şekilde Türkiye’nin yeni yüzyılda çığır açacak önemli bir eseri yerinde gördük son eksiklikleri neler kaldı onları takip ediyoruz. 

Gaziantebimize yapılan çok devasa bir hizmetin eserin son noktaya geldiğini görmekte çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. Şehir hastanemizin açılması için de günleri sayıyoruz. Çok önemli mesafe alındı açılmaya hazır hale geldi. Çok az eksiklikleri var. Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca ile de yakından temas halindeyiz. Oda gerekli ilgili bürokrasisini bakan yardımcısını bizzat burada incelemelere getirerek hastanenin aşamalarını yakından takip ediyorlar. İnşallah bin 875 yataklı yeni hastanenin olduğu bu dev eser şehir hastanesi Gaziantebimize, ülkemize hatta bölgemize çok önemli katma değer sağlayacaktır. Bakanımızla yine görüşeceğiz ve bir an önce açılıp hizmete sunulması için hep beraber milletvekili arkadaşlarımız, valimiz, belediye başkanlarımız, büyükşehir belediye başkanımız ve il başkanımızla takip edeceğiz.” dedi.

Altyapı, Çevre Düzenlemesi ve Peyzaj Çalışmaları Tamamlandı

Hastanenin Türkiye’deki en iyi tasarımlı ve en donanımla hastane olduğunu ifade eden Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise, “Sağlıklı bir şehir, Sağlıklı Gaziantep için şehir hastanemiz çok önemliydi. Şu an Türkiye’nin en iyi donanımlı en iyi teçhizatının yapıldığı ve en iyi tasarımının yapıldığı şehir hastanesini tamamlamış durumundayız. Emeği geçen herkese Cumhurbaşkanımızın takibi, sağlık bakanımızın bütün ekibinin ve bizim bütün ekibimizin hamdolsun bu büyük işin altından kaldık ve karıncalar gibi çalışıp dev eserler çıkaran bir ekibin mensubu olmaktan büyük bir onur duyuyorum. 

Bizler de Gaziantep Büyükşehir olarak lojistikçiyiz, burada özellikle hastanın erişebilirliği ve alt yapı çok önemliydi. Şahinbey Belediye Başkanımızla birlikte buranın hem karayolu, çevre yolu bağlantısını hem de alt yapı GASKİ’nin su kanalizasyon işlemlerini hem de çevre düzenlemesi ve peyzaj çalışmalarını tamamladık. Buda en az hastane kadar önemliydi. Hasta memnuniyeti açısından önemliydi. Arkadaşlarımızın hepsi buna aylarca çalıştı. Çok önemli bir projeyi hayata geçirmiş olduk. Bunun bir parçası olmaktan da duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Valimiz bismillah dedi, kendisinin başlamasıyla da hastanemizi açmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

Türk Gayrimenkul Yatırımcılarının Yeni Gözdesi: Karadağ

Karadağ gayrimenkul piyasası canlanıyor, Türk yatırımcılar rotasını buraya çeviriyor. Karadağ’da şirket kurulumu, yatırım danışmanlığı, oturum ve gayrimenkul alım – satımı gibi hizmetler sunan Karadağ Group ise bölgede gayrimenkul yatırımı yapmanın avantajlarını paylaşıyor.  

Adriyatik Denizi’ne kıyısı olan Karadağ’ın gayrimenkul piyasası, yazlık ev yatırımcıları ve bölgeye taşınmak isteyen uluslararası alıcıların talebiyle canlanıyor. Ülkenin 295 kilometrelik sahil şeridi, Karadağ’ı sadece turistlerin değil, aynı zamanda gayrimenkul yatırımcılarının da tercih ettiği bir destinasyon haline getiriyor. İstikrarlı ekonomisi ve stratejik konumu sayesinde Karadağ’ın emlak pazarının gelecekte daha da büyüyeceğini öngördüklerini ifade eden Karadağ Group Kurucusu Çınar Şahin, ülkenin gayrimenkul piyasasını değerlendirerek yatırımcılar için avantajlarını anlattı. 

Karadağ’daki yatırımlarda uzun vadeli geri dönüş almak çok mümkün”

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) açıkladığı verilere göre Karadağ’ın ekonomisinin 2023’ü %3,2’lik, önümüzdeki 5 yılı da %13,8’lik bir büyümeyle kapatması bekleniyor. Karadağ’da beklenen sürdürülebilir büyüme oranı, gayrimenkul değerlerinde de istikrarlı artışa kapı aralıyor. Bu da gayrimenkul alıcılarının yatırımlarından elde edecekleri geri dönüşü garanti ediyor. Öyle ki Karadağ’da kiraya verilen mülkler, %4,4 ila %7,1 arasında brüt kira getirisi sağlıyor. 

2023’ün Karadağ’da emlak yatırımı yapmak için en uygun zaman dilimlerinden biri olduğunu söyleyen Karadağ Group Kurucusu Çınar Şahin, Karadağ’da yatırım yapmanın avantajlarından şu sözlerle bahsetti: “Karadağ’da yatırım yapmanın avantajları arasında, birkaç gün içinde tamamlanabilen işletme kayıt süreci, yabancı ve yerli yatırımcıların aynı koşullara tabi tutulması, düşük kurumlar vergisi oranları, genç ve dinamik işgücünün bulunduğu çalışma ortamı, istikrarlı ekonomiden kaynaklanan güvenli iş ortamı ve Karadağ’ı önemli Avrupa ülkelerine bağlayan altyapısı yer alıyor. Ayrıca gayrimenkul fiyatlarının İspanya, İtalya gibi diğer Akdeniz destinasyonlarına kıyasla nispeten uygun olması, daha düşük giriş maliyetle uzun vadede yüksek getiri arayan yatırımcılar için bölgeyi cazip bir seçenek haline getiriyor.”

Karadağ hükümetinden uluslararası gayrimenkul yatırımcılarına teşvik

Karadağ hükümetinin, uluslararası gayrimenkul yatırımcıları teşvik ederek bu ilgiyi desteklediğini ifade eden Çınar Şahin, “Karadağ hükümeti, emlak piyasasını iyileştirmek adına yatırımları teşvik eden politikalar uyguluyor. Tüm yabancı yatırımcılar, yerel yatırımcılarla aynı devlet teşviklerinden yararlanabiliyor. Bu da yatırımcıların pazara girmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca, hükümet uluslararası yatırımcılara mülk haklarını güvence altına alan destekler sunuyor. Gerekli şartların yerine getirilmesi halinde de yabancılara oturum izni dahi veriyor. Ayrıca bölgenin ekonomik koşullarından yararlanmak için şirket kurmak isteyenlere de birçok avantaj sunuyor” ifadelerini kullandı. 

Karadağ’da şirket kuranlar, Schengen ve ABD vizesini daha kolay alıyor”

Karadağ’ın Avrupa Birliği’ne aday ülkeler arasında birinci sırada yer aldığının altını çizen Çınar Şahin, “Karadağ’da şirket kurmak, birçok Avrupa ülkesine göre daha kolay. Bu bölgede şirket kuracak yatırımcının Karadağ’da yaşaması zorunlu değil. Aynı zamanda fatura kesme, dükkan açma gibi mecburiyetleri de yok. Yatırımcılar, oturum kartı üzerinden çok kolay bir şekilde Schengen ve ABD vizesi de alabiliyor” dedi.  

Türk yatırımcılar gayrimenkul yatırımı sürecine eşlik edecek güvenilir partnerler arıyor”

6 senedir Karadağ’da, son 1 senedir de İzmir’deki muhasebe ve emlak ofisleriyle Türkiye’deki yatırımcılara Karadağ’da gayrimenkul satışını kolaylaştırarak yerel pazarın avantajlarından yararlanmalarını sağladıklarını ifade eden Çınar Şahin, “Karadağ’da şirket kurulumu, yatırım danışmanlığı, oturum ve gayrimenkul alım – satımı gibi hizmetler sunuyoruz. Şu anda Karadağ ve Türkiye’deki 5 ofisimizde toplam 25 çalışanımız ve  bin 600’den fazla müşterimiz var. Türk yatırımcılara Karadağ’da gayrimenkul satışı yaparak yerel pazarın avantajlarından yararlanmalarını tavsiye ediyorum. Karadağ, hem tatil hem de yatırım için kusursuz bir ülke. Türkiye’deki yatırımcılara burada kendilerine uygun bir gayrimenkul bulmaları için her türlü desteği vermeye hazırız” şeklinde konuştu. 

Medcem Çimento Grubu CEO’luğuna Mehmet Ali Ceylan Atandı

Eren Holding’in iştiraki olan ve Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento Grubu’nun yeni CEO’su Mehmet Ali Ceylan oldu. 

Daha önce Eren Holding’in çimento grubu bünyesinde Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet veren Mehmet Ali Ceylan, 29 Mayıs 2023 tarihi itibariyle Çimento Grubu CEO’luk görevine atandı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İktisadi İdari Bilimler ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülteleri’nden mezun olan Mehmet Ali Ceylan, ardından Londra Üniversitesi’nden (UoL) MBA ve İstanbul Üniversitesi’nden İşletme yüksek lisansı derecelerini elde etti.

Kariyerine Sayıştay Denetçisi olarak başlayan Ceylan, sonrasında Hesap Uzmanları Kurulu’nda Hesap Uzmanı olarak görev aldı. Gelir İdaresi Başkanlığı’nda Gelir Vergisi ve Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele Grup Başkanlıkları görevlerinde bulundu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nde (OECD) Ekonomist ve Politika Analisti olarak çalıştı.

Ardından, Eren Holding’e Çimento Grubu Yönetim Kurulu Üyesi olarak katılan Mehmet Ali Ceylan, son olarak Eren Holding Çimento Grup CEO’su olarak atandı.

Mehmet Ali Ceylan, Lisanlı Yönetici (Chartered Manager – CM), Yeminli Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi unvanlarını taşımaktadır. Kendisi ayrıca avukatlık stajına da devam etmektedir. İleri düzeyde İngilizce, başlangıç seviyesinde Fransızca bilen Ceylan, evli ve iki çocuk babasıdır.

Saatte 5400 Parke Taşı, 2700 Briket Taşı Üretiyor

Umman Beton Santralleri yapı malzemeleri alanında ürettiği çözümlere parke briket makinelerini de ekledi.

40’ın üzerinde ülkeye ihracat yapan firmanın Umman imzalı parke briket makineleri otomasyon sistemiyle çalışıyor, yüksek dayanıklılık ve estetik açıdan ihtiyaca ve talebe göre tasarlanabiliyor. Bir beton briket makinesi saatte 5400 parke taşı, 2700 briket taşı üreterek projelerde zamandan ve maliyetten tasarruf edilmesini sağlıyor. Beton briket makineleri, kamu ve belediyeler başta olmak üzere yol, yapı, peyzaj düzenlemeleri projelerinde kullanılıyor

50 yıllık tecrübesiyle beton ve asfalt üzerine çözümler sunan Umman Beton Santralleri AŞ, inşaat yapı malzemeleri üretimi alanında tam donanımlı hizmet vermeye devam ediyor. Sektöründe lider beton blok makine üreticilerinden olan firma, Umman kalite ve standartında briket ve parke makineleri üretimine de başladı. Parke üretim tesisi çözümleri tam otomatik, yarı otomatik ve manuel seçeneklerini içeriyor. Tüm bu makineler hidrolik sistemle çalışıyor. Tam otomatik makineleri ihtiva eden beton parke üretim tesislerinde, tesisin her ünitesi birbirine bağlı şekilde ve bilgisayar kontrollü otomasyon sistemiyle işletiliyor.

Briket parke makinesinin yol ve inşaat projeleri tarafından temel yapı malzemeleri üretilmesi amacıyla talep gördüğüne dikkat çeken Umman Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’Parke makineleri parke taşları veya parke panelleri; briket makineleri ise briketlerin üretimi için kullanılıyor. İki makinemiz de inşaat projeleri, yol inşaatı, yol düzenlemesi, prefabrik yapı üretimi gibi alanlarda tercih edilen makinelerdir. 400 adet beton santralinin üretim ve naklini gerçekleştirirken buna parke ve briket makinesi üretimini de ekledik; ve bunda da başarılı bir performans sergiledik. 10 adet parke ve briket makinesini yol, peyzaj düzenlemeleri ve prefabrik yapı üretimleri gibi çeşitli alanlarda kullanabilecekleri şekilde ürettik ve naklettik’’ diye konuştu. 

Bir parke briket makinesi 45 günde üretiliyor 

Umman imzasıyla tasarlanan parke briket makinelerinden üretilen parke ve briketlerin, yüksek dayanıklılık ve estetik açıdan beklentileri karşılayacak niteliklere sahip olduğunu da kaydeden Ahmet Bağcı; şunları söyledi: ‘’Beton santrali üretimi süreci genellikle bir ay gibi bir zaman alırken; parke ve briket üretimi süreci yaklaşık olarak 45 gün sürmektedir. Bu süreler, makinenin özellikleri, kapasitesi ve üretim taleplerine bağlı olarak değişebilir. Parke ve briket üretiminde önceden hazırlanan kalıplar kullanılır. Bu süreçte, parke ve briketlerin malzeme karışımı, kalıplara dökülmesi sıkıştırılması ve son olarak kurutulması işlemleri gerçekleştirilir. Makinenin kapasitesi ve üretim hızı bu süreçteki üretim sürecini etkileyen faktörlerdir. UMPB-36/18 parke ve briket makinemiz saatte 5400 parke taşı ve saatte 2700 briket taşı üretmektedir. UMPB-25/10 parke ve briket makinemiz ise saatte 3750 tane parke taşı ve saatte 1500 tane briket taşı üretmektedir. Beton ve asfalt üretimi çözümleri üzerine dünya çapında inşaat sektöründeki öncü 400’e yakın firma ile çalışıyoruz. Türkiye’de de belediyeler tarafından ve birçok özel sektör inşaat firması için siparişler alıyoruz.’’

Konut Sektörü Üçüncü Çeyrekte Rayına Oturacak

Gayrimenkul sektörünün ilk 6 ayını değerlendiren Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, sektörün 2023 üçüncü çeyrekte rayına oturacağını ve hem fiyatlamanın hem de konut talebinin belli bir seviyede devam edeceğini tahmin ettiklerini açıkladı.

Gayrimenkul sektörünün ilk 6 ayının çok sıkıntılı geçtiğini vurgulayan Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, “Şubat ayında yaşanan üzücü deprem felaketinden sonra ülkemizde inşaatla alakalı birçok konuda duraksama oldu. Sektör, depremin getirmiş olduğu psikolojik ve maddi etkiyi atlatamadan Türkiye Mayıs ayında seçim atmosferine girdi. Mayıs ayında yaşadığımız iki ayaklı seçimi tamamladıktan sonra yeni kabine kuruldu. Tüm bu gelişmeler sektörü etkiledi. Artık Temmuz ayıyla birlikte sektörün kendini biraz toparlayacağını ümit ediyoruz. Öte yandan temmuz ayında gelen maliyet artışları, zamlar ve vergi artışlardan ötürü şu an maliyet noktasında belirsizlik var. En kısa zamanda bu belirsizliklerin rayına oturup özellikle bu yılın son çeyreğinde yani 9. aydan sonra sektörün rahatlayarak hem fiyatlamanın hem de konut talebinin belli bir seviyede devam edeceğini öngörüyorum.” dedi.

Fenercioğlu, inşaat maliyet endeksinin, 2023 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,95 arttığına da değinerek, “Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,28, işçilik endeksi yüzde 1,23 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 33,55, işçilik endeksi yüzde 104,83 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 35,38, artarken işçilik endeksi ise yüzde 105,27 arttı. Bu yaşanan artışların nedeni dövizdeki yükseliş ve piyasadaki arz talep dengesinden kaynaklandı. Öte yandan Türkiye genelinde konut satışları Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,4 azalarak 83 bin 636 oldu. İlerleyen günlerde konutların fiyatları artan maliyetlerle beraber biraz daha artış gösterecek.Yaşanan tüm bu gelişmelerle 2023’ün özellikle son çeyreğinde inşaat sektörünün hızlanacağını ve mevcut konut talebinin artacağını öngörüyor ayrıca banka faizlerinin de makul seviyeye çekilip, piyasa şartlarına uyduktan sonra hem yerli hem de yabancı talebinin daha da artacağını düşünüyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

TÜGEM Başkanı Akdoğan: ‘’Boş Ev Vergisi Sahte Sözleşmelere Neden Olabilir’’

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan, kira krizinin boş ev vergisi ile çözülemeyeceğini ve bu yöntemin sahte sözleşmeleri doğuracağını dile getirdi. 

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan, son aylarda birçok ev sahibinin özellikle evini boş tutmak istediğini belirtti. Akdoğan, kira krizine karşı boş ev vergisi alınması konusunda ise şu açıklamaları yaptı:

“Kira artışına yüzde 25 sınırının getirilmesi, artan anlaşmazlıklar nedeniyle açılan tespit ve tahliye davalarının uzun yıllar sürmesi mülk sahiplerini bu yola itti. Son günlerde evini satışa çıkarmak isteyenler arttı ve bu artışın sürmesini bekliyoruz.

‘’Kira Krizine Asıl Çözüm, ‘Üretim’

‘Evi boş tutamazsın denildiğinde ev sahibi bir yolunu bulur. Bir akrabası, tanıdığı ile sözleşme yapar ve sahte sözleşmeler patlar. Cezalandırma sistemi üzerinden gitmek yerine alternatif çözümlere odaklanmalıyız. Mesela nasıl kamu sosyal konutta sübvansiyon yapıyor ya da kamu bankaları üzerinden kredi faizini düşürerek vatandaşa imkân tanıyorsa, kirada da bu olabilir. Kamu kurumu, tespit edilen boş evleri ev sahiplerinden kendi kiralar, ulaşılabilir fiyatla ihtiyaç sahibine kiraya verir. Elbette kira krizine asıl çözüm üretim. Ama onun için gerekli olan iki-üç yıllık süreçte bu tip yollar denenebilir.”

Boş Ev Vergisi Satılık ve Kiralık Konut Fiyatlarını Sunu Olarak Artırır

Hükümetin kiralık konut arzını artırmak için boş tutulan evlere yönelik ‘Boş Ev Vergisi’ getirmeye hazırlandığını belirten Gayrimenkul PR şirketi, ”Bu karar TBMM’den geçer ve uygulanmaya başlanırsa Türkiye’de emlak sektörü kaosa sürüklenir, konut fiyatlarını suni olarak artırır.” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasıyla gündeme gelen ‘Boş Ev Vergisi’ ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında ortaklaşa bir çalışma yürütülüyor. Hazırlanan taslağa göre satışa sunulmayan veya kiralanmayan boş evler için rayiç bedelin yüzde 5’ine kadar vergi getirilmeye hazırlanılıyor.

Konut Fiyatları Suni Olarak Artar, Kiralık Ev Dahi Bulunamaz Olur

Hükümetin gayrimenkul sektörüne yönelik aldığı her kararın satılık ve kiralık konut fiyatlarını astronomik seviyelerde artırdığına işaret eden Gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR şirketi, boş ev vergisinin emlak sektörünü hukuksuzluğa ve suni fiyat artışına iteceğini açıklayarak şunları kaydetti;

”Özellikle inşaat firmalarının stoklarında, satılmayan ve kiralanmayan on binlerce konut var. Ayrıca, yatırım amaçlı konut alan bireysel tüketicilerin de kiraya vermediği ve boş tuttuğu konutlar var. İnşaat firmaları ve mülk sahipleri yüzde 25 sınırı uygulaması nedeniyle evlerini kiraya vermek istemiyor. Bu şartlar altında hükümet ‘boş ev vergisi’ni yürürlüğe koyarsa, mülk sahipleri ve inşaat firmaları konutlarını kiralamak yerine satışa sunacak ve evlerinin satılmaması için seri ilan sitelerine fahiş fiyatlar çekeceklerdir. Bu, hükümetin konut sektörüne yönelik alacağı en kötü karar olur. Ayrıca, mülk sahipleri ‘boş ev vergisi’ ödememek için sahte kira kontratlar ile evlerini kiralamış gibi göstererek hukuk dışı yollara başvuracaklardır. Hükümet gayrimenkul sektörüne yönelik bir karar almadan önce konusunun uzmanlarından görüş almasına uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz.”

Torunlar GYO Yeni Markasının İlk Otelini İstanbul’da Açacak

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul şirketi Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Hilton ile sağladığı anlaşma sonucunda Avrupa ve Türkiye’deki ilk otel projesini İstanbul’da açacak.

2024 yazında Torun Center’da hizmet vermeye başlayacak olan yeni otelin adı

Embassy Suites by Hilton olacak. Projenin franchise anlaşması Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun ve Hilton Başkan Yardımcısı ve Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Başkanı Simon Vincent’ın katılımı ile 25 Temmuz’da gerçekleştirildi. Süit otel konsepti ile lüks konaklama imkanı sunacak olan Embassy Suites by Hilton, ağırlıklı olarak Amerika ve Kanada olmak üzere 260 otel ile faaliyet gösteriyor. 

Embassy Suites by Hilton Torun Center’da; 33’sü stüdyo, 77 tanesi ise bir yatak odalı süit olmak üzere toplam 110 oda yer alacak. 1’i büyük toplam 3 toplantı odası bulunan otelde, restaurant ve 24 saat açık fitness center, spa gibi sosyal donatılar da yer alacak. Kişiye özel kahvaltı hizmeti sunulan otelde, akşam saatlerinde ise resepsiyon ikramları bulunacak.

Embassy Suites by Hilton, Torunlar GYO’nun yüzde 100 iştiraki olan TRN Otel İşletmeciliği tarafından franchise anlaşması modeli ile işletilecek.

‘’Markamızı Türkiye’ye Getirmekten Büyük Mutluluk Duyuyoruz’’

Yapılan anlaşmanın ardından açıklama yapan Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, “Hilton Mall of İstanbul’dan sonra Hilton ile Torun Center’da da iş birliği yapmaktan ve Hilton’un süit konaklama segmentinde dünya çapında standartları belirleyen Embassy Suites markasını Türkiye’ye getirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. İstanbul’un her iki yakası için kolay ulaşım imkânı sunan, yerli ve yabancı birçok şirketin genel merkezinin bulunduğu Büyükdere Caddesi üzerinde, aynı zamanda da sosyal ve kültürel hayatın kesişim noktasında yer alan Torun Center’ın otel konsepti için Embassy Suites by Hilton ile en doğru tercihi yaptık. İstanbul ve boğaz manzarasına hâkim, şehrin en modern meydanı ile iç içe Embassy Suites by Hilton Torun Center’ın, uzun dönemli ve konforlu konaklama taleplerinin giderek arttığı bir dönemde, bu alandaki boşluğu en üst standartta karşılayacağına inanıyorum.” dedi.

“Embassy Suites by Hilton, Torun Center, 2024 yılı yaz aylarında konuklarını ağırlamaya başlayacak” diyen Torun; otelin üst katlarında yer alan ve büyüklükleri 1+1’den 4+1’e değişen residenceları da sonbahar itibarıyla satışa sunmaya hazırlandıklarını açıkladı.

‘’Hem Türkiye Hem de Avrupa’ya Torunlar GYO ile Başarılı Bir Giriş Yapmak İstiyoruz

Hilton Başkan Yardımcısı ve Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Başkanı Simon Vincent ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Hilton 65 yıldır Türkiye’de, 100’ün üzerinde otel ile faaliyet gösteriyoruz. Türkiye Hilton’un dünyadaki dördüncü büyük pazarını oluşturuyor. Embassy Suites By Hilton markamız ile hem Türkiye hem de Avrupa’ya Torunlar GYO ile başarılı bir giriş yapmak istiyoruz. Torun Center, mevcut ofis, konut, perakende ve eğlence gibi özellikleri bünyesinde barındıran çok kıymetli bir proje. Embassy Suites by Hilton ile Torun Center, daha fazla çeşitlilik sunabilecek ve değerini daha da artacak.”

Embassy Suites by Hilton projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Zeray İnşaat Dilasa Orman Projesini Görücüye Çıkardı

Zeray İnşaat, Kocaeli’de hayata geçireceği yeni projesi Dilasa Orman’ı tanıttı. Proje, mimari ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.

Projenin detaylarıyla ilgili bilgi veren Zeray İnşaat Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Aytül Ayhan, “Zeray olarak proje geliştirdiğimiz bölgelerdeki beklenti ve ihtiyaçları derinlemesine analiz ederek, fark oluşturacak projelere imza atmaya devam ediyoruz. Dilasa Orman projemizde farklılaşma stratejimizi oluştururken yatay mimari konsept ve aile yaşamına uygun ürün karmasıyla birlikte tabiatı kucaklayan, doğaya dokunan bir yaşam tasarlamak istedik. Muhteşem bir doğal ormanın adeta kalbinde konumlanan projemiz,sosyalleşmeyi arttıran yatay mimarinin yanı sıra zengin sosyal donatılarıyla da beğeni toplayıp, Kocaeli’nin yanı sıra tüm Türkiye ve yurt dışından da büyük ilgi görüyor. Dilasa Orman nefes alan ve aldıran yaşam alanlarına ve zengin sosyal imkanlara sahip ulusal üstü bir proje olarak fark yaratıyor. Zeray Dilasa Orman projemizin her detayını titizlikle inşa ederken ilhamını doğal yaşamdan, kusursuzluğunu tabiattan alan, doğanın tüm renklerini içinde barındıran bir yaşam hayalini gerçek kılmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Zeray Dilasa Orman’da doğal yaşam ve mimari zarafetin bir araya gelişinin muhteşemliğine şahitlik edeceğiz.” dedi.

Emlak Dream’in haberine göre; Doğaya yakın olma özlemi ve ihtiyacından esinlenilerek hayata geçirilen Zeray Dilasa Orman, az katlı ve yatay mimarisiyle içinde bulunduğu doğa ile bir bütün olacak şekilde tasarlandı. Farklı ağaç türlerinin gölgesinde tabiatın huzur veren ambiyansına sahip bu özel proje, yeşilin tüm tonları ile büyüleyici bir yaşam tarzına ilham veriyor. Çevreye saygıya odaklanarak inşa edilen ulusal üstü proje Dilasa Orman, farklı ihtiyaçlara çözüm sunan 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 daire seçeneklerinin yanı sıra, katta villa konforu sunan bahçe dubleks, panoramik manzarasıyla göz kamaştıran teras dubleks seçenekleriyle de vazgeçilmez bir hayat sunuyor. Dilasa Orman’ın sakinleri penceresi doğal bir ormana açılan geniş balkonlu, bahçe teras ve çatı teraslı dairelerinde Zeray projelerinin görkemli estetik ayrıntılarını hem evlerinde, hem sosyal alanlarda her an hissedebiliyor.

Konumu, konsepti ve nitelikli donatıları ile Zeray Dilasa Orman’ın çekim gücü Kocaeli’nin sınırlarını aşıp, tüm Türkiye ve yurtdışından rağbet gördü. Bu nedenle Dilasa Orman’ı ulusal üstü bir proje olarak nitelendiren Zeray, projesini global arenada da tanıtma kararı aldı.Tabiatla bütünleşebilen, çevreye saygılı ve modern bir tasarıma sahip Dilasa Orman hem iç hem de dış detaylarıyla, her anlamda doğa dostu olmayı başarabilmiş güçlü bir proje olarak beğeni topluyor. Çevresini saran ormanla iç içe tasarlanan, yaratıcı bir mimariyle doğayı yaşam alanlarına taşıyan Dilasa Orman, adeta tabiatın evinizin parçası olduğu bir yaşam vadediyor.

ASCE GYO Halka Arz Geliriyle Yeni Konut Projelerine İmza Atacak

SPK tarafından halka arzı onaylanan ASCE’nin Kurucusu Abdulkadir Konukoğlu, “Sektörün öncüsü olma vizyonumuzu geleceğe taşıyarak ASCE GYO’yu halka arz ediyoruz” dedi.

3 Ağustos’ta işlem görmeye başlayacak şirketin halk arz büyüklüğü 2.1 milyar lira, şirketin halka açıklık oranı ise yüzde 25 olacak. ASCE GYO’nun halka arz toplantısında değerlendirmelerde bulunan Abdulkadir Konukoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı, ASCE Kurucusu ve Hâkim Ortağı Abdulkadir Konukoğlu, şunları söyledi:

“Fark yaratan, örnek gösterilen projelere imza atmak ve sektörün öncüsü olmak vizyonuyla yola çıktık. Yaptığımız her işte daima bin düşünür, bir yaparız.

Bizi farklı kılan, başarımızın temelini oluşturan tam da budur. Yapılarımızın harcında bu anlayış; güven veren deneyim ve başarma tutkusu var. Şimdi aynı anlayışla, geleceğin harcını da karıyor; ASCE GYO’yu halka arz ediyoruz.

Sanayi sektöründeki deneyim ve titizliğimizi konut alanında da sürdürüyoruz.

Güçlü gayrimenkul portföyümüzle arsa yatırımlarımızı değerlendirirken geçmişten bugüne güvenle özdeşleşen imzamızı konut alanına da atıyoruz.

Yapılarımızın harcında güven veren deneyim ve başarma tutkusu var. SANKO Holding’te 1970 yılından bu yana fabrika binaları, baraj, HES ve benzeri enerji yatırımları, AVM, SANKO Üniversitesi Hastanesi, bağışladığımız okullar ve camiler dahil olmak üzere yürütücüsü olduğumuz veya denetimini yaptığımız inşaat deneyimimiz bulunuyordu.

2010 yılında kurduğumuz ASCE ile konut alanında da sanayicilikteki titizliğimi korudum. ASCE ile ilk olarak 10 yıl önce Gaziantep’e lüks ve konforlu site anlayışı getirdik. Gaziantep’in yanı sıra Ankara, İstanbul ve Sakarya’daki arsa yatırımlarımızı da değerlendirmek üzere çalışmaya başladık. 2023’te ASCE’yi Gayrimenkul Yatırım Ortaklığına dönüştürdük. Tamamladığımız çok sayıda konut ve iş yerinin yanı sıra projelendirmeyi planladığımız yüzbinlerce metrekare inşaat alanımız bulunuyor.”

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Temmuz Ayında Düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, temmuz ayında inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0,9 azaldı.

TÜİK’in paylaştığı verilere göre; Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 0,6, perakende ticaret sektöründe yüzde 2,6 ve inşaat sektöründe yüzde 0,9 azaldı.

İnşaat Maliyetlerindeki Artış Devam Edecek

Karmar AŞ İcra Kurulu Başkanı Emrullah Yedikardeş, inşaat maliyetlerinde artışın devam edeceğini, düşüş beklenmemesi gerektiğini söyledi.

TÜİK tarafından açıklanan ve mayıs ayında inşaat maliyet endeksinin yıllık yüzde 47.95 oranında artmasını değerlendiren Karmar AŞ İcra Kurulu Başkanı Emrullah Yedikardeş, son aylarda fiyat artış hızının gerilediğini ancak maliyetlerde artışın süreceğini, konut fiyatlarında düşüş beklenmemesi gerektiğini söyledi.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; Emrullah Yedikardeş, inşaat maliyetleri ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “İnşaat maliyetlerinde geçen yıl ciddi artışlar nedeniyle konut fiyatlarında rekorlar kırılmıştı. Hatta Eylül 2022’de resmi maliyet artış hızı yüzde 114 olarak açıklanmıştı. Bu yıl bir önceki ay açıklanan maliyet artışı yüzde 60 seviyesindeydi. Geçen seneye göre artış hızının frenlendiğini görebiliyoruz.”

Doğalgaz İndirimi de Etkili

 Söz konusu artış hızının frenlenmesinde, iktisadi açıdan parabolün artık tepe noktasına gelip düşüşe geçmesinin de rolü olduğuna işaret eden Yedikardeş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin beton fiyatlarındaki denetim sayesinde betona sene başından bu yana zam gelmemesinin etkisi var. Eğer denetim olmasaydı yine bu artışlar belki yüzde 100’ler seviyesinde kalmaya devam edecekti. Ayrıca doğalgazda indirim ve teşvikler sayesinde maliyet artış hızını ciddi anlamda frenlendi.”

Fahiş Fiyat Artışları Önlendi

Diğer taraftan, konut satışlarındaki düşüşe bakarak, inşaat malzemeleri talebinin gerilediğini düşünmenin yanlış olacağına işaret eden Yedikardeş, şu değerlendirmelerde bulundu: “Deprem bölgesinde yapılacak konutlar, adeta ülkenin yıllık konut üretimine denk. Öyle ki deprem bölgesindeki konutlar için malzeme ve usta yönlendirildiği için biz malzeme ve usta bulmakta güçlük çekiyoruz. Örneğin deprem bölgesinde hızlı üretim için inşaat malzemeleri öncelikli olarak o bölgeye yönlendiriliyor. Biz burada verdiğimiz siparişleri teslim almak için uzun süreler beklemek durumunda kalıyoruz. Dolayısıyla malzeme fiyatlarında gerileme olmasını beklemiyoruz. Ancak denetimler sayesinde malzeme fiyatlarındaki fahiş artışların önüne geçilmiş görünüyor.”

Dokuzdere Doğa Parkı Projesinde İmzalar Atıldı

Interreg-IPA Bulgaristan Türkiye 2021-2027 Sınırötesi İşbirliği Programında sunulacak olan Dokuzdere Doğa Parkı projesi için Edirne, Keşan Belediyesi ile Bulgaristan Yambol İli Elhovo İlçe Belediyesi arasında ortaklık anlaşması yapıldı.

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Edirne Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Kerim Yapça, Keşan Belediyesi Proje Danışmanı Nazife Gündoğdu, Bulgaristan Elhovo şehrinde, tüm partner temsilcileri ile bir araya geldi.

Helvacıoğlu, yaptığı açıklamada, INTERREG – IPA Bulgaristan – Türkiye 2021-2027 Sınırötesi İşbirliği Programı’na sunacakları “Keşan Dokuzdere- Doğa Parkı Projesi”nde ortaklık imzalarını attıklarını söyledi.

Projenin toplam bütçesinin 999 bin 300 avro olduğunu belirten Helvacıoğlu “Proje kapsamında Keşan Korudağ-Dokuzdere bölgesinde bir ekoloji park yapılacak, bölgenin turizm altyapısının inşası ve sosyalleştirilmesi sağlanacaktır. Ekoloji park ile Korudağ bölgesinde en büyük çevre yatırımı gerçekleştirilmiş olacak. Keşan’ımız için ilkleri, rekorları ve guruları yaşatmaya devam ediyoruz. Keşan’ımıza nefes aldıracak, doğasına ve yeşiline dokunan çevreci projelerle ilkleri yaşıyoruz” dedi.

“Kiralık Ev Krizi Satılık Ev Sayısını Artırdı”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2022 yılında fertlerin yüzde 56,7’si kendi konutunda oturuyor; yüzde 27,2’si ise kiracı konumunda. Lojmanda oturanların oranı yüzde 1,1 olurken, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,1 olarak gerçekleşti. Konut satışları düşüş trendine girdi.

Türkiye genelinde konut satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,4 azalarak 83 bin 636 oldu. İzmir merkezli markalı konut şirketi Kon Yapı’nın CEO’su Berna Mun, konut sektöründe yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mun, kiralık evlerin karaborsaya düştüğünü belirterek, kiracı ile uğraşmak ev sahiplerinin evlerini satmayı tercih ettiğini söyledi.

İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyükşehirlerde uygun fiyata kiralık ev bulmanın neredeyse imkansız hale geldiğini belirten Kon Yapı CEO’su Berna Mun, “Kiralık ev talepleri çok fazla ama neredeyse kiralık ev yok. Bazı şehirlerde paranız olsa bile kiralık ev bulamıyorsunuz” dedi. İzmir, Muğla ve Antalya gibi tatil bölgelerinde yabancıların yerleşimlerinin son yıllarda arttığına dikkat çeken Mun, “Bu durum bu bölgelerde kiralık ev talebini artırdı. Kiralık ev fiyatları da belirsiz şekilde artmaya devam ediyor. Artık ev sahipleri evlerini kiraya vermek için kriterler belirlemeye başladı. Evi kiralayacak kişinin işinden memleketine, gelirinden evde kalacak kişi sayısına kadar birçok kriter var” şeklinde konuştu.

“Büyükşehirlerde kiralık evler karaborsaya düştü”

Kiralık ev talebindeki artışa rağmen birçok satılık ev bulunduğuna işaret eden Mun, son aylarda ev sahipleri ile kiracılar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklara değinerek, şu bilgileri paylaştı; “Bu anlaşmazlıklar ev sahiplerini evlerini satmaya yönlendirebiliyor. Kiracı ile uğraşmak istemeyen ev sahipleri evlerini satarak farklı alanlarda yatırım yapmayı tercih edebiliyor. Böylece satılık ev sayısını artıyor. Kira fiyatlarına getirilen yüzde 25’lik sınırlama, kiracılara tanınan yasal haklar ve bazı kiracıların bu hakları suistimal etmesi sebebiyle özellikle büyükşehirlerde kiralık evler karaborsaya düştü diyebiliriz”

“Türkiye genelinde satılık konut arzı 900 bin adede yaklaştı”

Kon Yapı CEO’su Berna Mun, satılık evlerin sayısında da her geçen ay artış olduğuna dikkat çekerek, “Sektörden elde ettiğimiz bilgilere göre, Türkiye genelinde satılık konut arzı 900 bin adede yaklaştı. İzmir’de yaklaşık 70 bin satılık konut var. Bununla birlikte kiralık ev arayanların sayısının arttığını görüyoruz. Burada bir denge kurulması gerekiyor. Ekonomik gelişmeler kiralık ve satılık konut arz-talep dengesini bozdu. Sektör ve otoriteler bu dengeyi kurabilirsek hem kira fiyatları hem de satılık konut adedi azalacaktır” sözlerini kaydetti.

“Markalı konutlarda kur bazlı fırsat oluştu”

Berna Mun, markalı konut sektöründe de döviz kuru bazında önemli bir fırsat oluştuğuna dikkat çekti. Bu durumun yabancı yatırımcıların iştahını kabarttığını belirten Yun, Kon Yapı olarak Ege Bölgesi’nde markalı konut projelerinde öncü markalardan olduklarına işaret etti. Didim Akbük Koyunda yapımına başladıkları Kon Mirando’dan bahseden Berna Mun, “Manzarası, konumu ve sosyal donatı alanları ile ailelere huzurlu bir ortam vadeden Kon Mirando 9 bin 500 metrekare kayalık alanda yükseliyor. Site, 4 blok ve 91 adet daireden oluşuyor; 3+1, 2+1 ve 1+1 daire seçenekleri sunuyoruz” sözlerini aktardı.

Bursa’da Kentsel Dönüşüm Devam Ediyor

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 7 ayrı bölgede sürdürülen kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Proje ile toplam 8 bin 644 konut ve 908 dükkan inşa edilecek.

Bursa’nın depreme karşı dirençli hale getirilmesi amacıyla 7 ayrı bölgede kentsel dönüşüm projelerini kesintisiz sürdüren Büyükşehir Belediyesi, yerinde ve uzlaşı temelli bu dönüşümlerle kente 8 bin 644 konut ve 908 dükkan kazandıracak. Kentsel dönüşüm proje alanlarını basın mensupları ile birlikte gezen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Kentsel dönüşüm mayınlı bir alan. Ama biz gerçekten kararlıyız. İster biz yapalım, ister özel sektör, Burkent veya TOKİ yapsın amacımız değişim ve dönüşümü sağlamak” dedi.

İHA’nın haberine göre; Ulaşımdan altyapıya kadar her alanda Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’nın depreme karşı daha güvenli kent haline gelmesi için kentsel dönüşüm projelerine hız verdi. Zaman içerisinde yıpranan yapıları iyileştirerek depreme dayanıklı konutlar ile Bursalılara güvenli yaşam alanları oluşturmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Caddesi ile Yiğitler, Esenevler ve 75. Yıl Mahalleleri kentsel dönüşüm projelerinde önemli bir mesafe alırken, toplamda 7 kentsel dönüşüm projesi üzerinde yoğun mesai harcıyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kentsel dönüşüm proje alanlarını basın mensupları ile gezip, Bursa’yı depreme dirençli kent haline getirme noktasındaki kararlılıklarını bizzat sahada gösterdi.

Merinos Kentsel Dönüşüm Projesi ile başlayan Başkan Aktaş, buradaki kentsel dönüşüm ofisinde projeler hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı İbrahim Eken de görseller üzerinden sunum yaparak proje detaylarını paylaştı. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kentsel dönüşümün ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldiğini hatırlatan Başkan Aktaş, 

“Kentsel dönüşüm mayınlı bir alan. Tarafların beklentileri yüksek. İdareyi zorlayan konular var, hukuki sıkıntılar var ve mali anlamda problemli konular var. 5,5 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanıyım, ‘bize ne zaman kentsel dönüşüm gelecek’ lafını duymaktan sıkıldım. Kentsel dönüşüm öyle seyyar satıcı gibi şehri gezmiyor. Taraflar isterse kentsel dönüşüm olur. Şehirde bu manada bir beklenti var. 1960 – 2000 yılları arasında hormonlu büyümüş, almış başını gitmiş bir şehirden bahsediyoruz. Gerçekten kararlıyız. Amacımız biz yapalım, özel sektör yapsın, Burkent yapsın, TOKİ yapsın, kim olduğu önemli değil, değişim ve dönüşümü sağlayalım istiyoruz” diye konuştu.

Sıcaksu’da yüzde 100 uzlaşma

Sıcaksu Kentsel Dönüşüm Projesi, Büyükşehir Belediyesi’nin hak sahipleriyle yüzde 100 uzlaşarak hayata geçirdiğini önemli projelerden biri. Bölgedeki tabakhanelerin 2010 yılından itibaren Badırga’daki sanayi bölgesine taşınmasının ardından son 12 yıldır hem gündemde olan kentsel dönüşüm için önemli bir mesafe alındı. Toplam 52 bin metrekare proje alanına sahip dönüşümde, TOKİ tarafından yürütülen inşaat uygulaması bitiminde, üretilen konut ve dükkânlar, planlanan dönüşüm projelerinde rezerv olarak kullanılacak. Proje öncesinde 214 adet deri fabrikası, depo ve konutun yıkıldığı alanda şimdi 690 adet konut ve 92 adet dükkân inşa ediliyor.

Termal Kür Merkezi

Büyükşehir Belediyesi, Sıcaksu bölgesinin termal zenginliğini de en iyi şekilde değerlendirip, yola cepheli 25 bir metrekare alana da Termal Kür Merkezi kazandıracak. Özel sektör marifetiyle yaptırılacak projede, çifte hamam tanımına uygun, içinde kapalı-açık çok amaçlı termal havuzlar, aile hamamları, dinlenme alanları, kafeterya, kaplıca dükkanı ve etkinlik alanlarına sahip günübirlik kullanıma açık termal tesis-kaplıca bulunacak. Ayrıca korunacak kültür varlığı niteliğindeki ‘batık hamam’ da yerinde restore edilecek. Proje, 23 bin 737 metrekare termal tesis binası, 18 bin 756 metrekare kür oteli, 4 bin 810 metrekare fizik tedavi merkezi ile 15 bin 979 metrekare etkinlik alanı ve yeşil alana sahip olacak.

Gaziakdemir’de dönüşüm başlıyor

Bursa’da afet riski en yüksek sahalardan biri olan demiryolu altı bölgesinde bütüncül bir yaklaşımla kentsel dönüşüm projeleri geliştiriliyor. Sıcaksu bölgesi, İstanbul Caddesi ve Çelebi Mehmet Bulvarı’ndan sonra Gaziakdemir bölgesinde kentsel dönüşüm faaliyeti başladı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2023 yılı mayıs ayı oturumunda kentsel dönüşüm projesine yönelik imar planları onaylanırken, proje alanında kentsel dönüşüm irtibat ofisi de kuruldu. Ayrıca 1. etap içinde yer alan hak sahiplerinin tamamı ile uzlaşma görüşmelerine başlandı. Toplam 153 bin 500 metrekare büyüklüğündeki proje alanında 655 adet bina, 2 bin 200 bağımsız bölüm ve bin 690 hak sahibi bulunuyor. Proje ile 2 bin 500 adet konut ve 300 adet dükkân inşa edilecek.

İstanbul Caddesi Bursa’nın vitrini

Bursa’nın vitrini olan İstanbul Caddesi’nde devam eden kentsel dönüşüm projesi toplam 1 milyon 660 bin metrekare alanı kapsıyor. Toplam 240 bin metrekare alanlı birinci uygulama etabında riskli yapıların ortadan kaldırılıp, İstanbul Caddesi’nin daha modern görünüme kavuşturulması hedefleniyor. Rezerv yapı alanı içindeki toplam 8 adet adada dönüşüm projelerinin tamamlanması sonucunda 3 bin 500 konut üretilmiş olacak. 8 adet adanın 3 tanesinde inşaat ve ruhsat projesi süreci aktif olarak yürütülüyor. Projenin 11 bin metrekarelik birinci adasında 55 binada 140 bağımsız bölümün yıkımı gerçekleştirildi. Proje çerçevesinde 193 konut, 118 ofis ve 30 dükkân inşa ediliyor. Bunlardan Büyükşehir Belediyesine verilecek 103 konut, 77 ofis ve 13 dükkân bölgedeki dönüşüm projeleri için rezerv olarak kullanılacak.

İkinci adada 100 binada 300 bağımsız bölüm ve üçüncü adada da 150 binada 430 bağımsız bölümün yıkımı yapılacak. Her 3 adadaki projeler tamamlandığında bin 150 konut ve 100 dükkânın inşası tamamlanmış olacak.

BURKENT’le büyük dönüşüm

Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BURKENT tarafından inşaatların yapıldığı Yiğitler Kentsel Dönüşümü de 61 bin 900 metrekare alan üzerinde hayat buluyor. Toplam 184 yapı ve 350 hak sahibinin bulunduğu kentsel dönüşüm proje alanı 3 bölgeden oluşuyor. Birinci bölge içinde yer alan 9 bin 425 metrekare alanlı sahada hak sahiplerinin yüzde 92’si ile uzlaşma sağlandı. Proje çerçevesinde 28 binada 80 bağımsız bölümü yıkımı tamamlanırken, 104 konut ve 16 dükkânın inşası tamamlanma aşamasına geldi.

Yıldırım’ın çehresi değişiyor

Büyükşehir Belediyesi, Yiğitler’in yanı sıra Arabayatağı – Ulus ve Karapınar Kentsel Dönüşüm Projeleri ile de Yıldırım’ın çehresini değiştiriyor. Toplam 43 bin 200 metrekare alanda inşaatına başlanan Arabayatağı Ulus Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 600 adet konut ve 100 dükkân inşa edilecek.

Toplam 138 bin 600 metrekare alanda yapılacak Karapınar Kentsel Dönüşüm Projesi’nde de 3 bin 600 konut ve 300 dükkânın inşa edilmesi planlanıyor.

Tarihi dönüşüm

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın basın mensupları ile kentsel dönüşüm turu, Bursa’nın geleceğine damga vuracak Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi alanında son buldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle hayata geçirdiği Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde, tarihi bölgeyi kuşatan 38 bina yıkılmış, etrafı dükkanlarla sarılı 342 yıllık Esiri Mehmet Dede Türbesi ile geçmişi 1549’a kadar uzanan Sağrıcı Sungur Mescidi gün yüzüne çıkarılmıştı. Tamamlanan Bakırcılar Meydanı, İpekhan Meydanı, Sağrıcı Sungur Mescidi ve peyzaj düzenlemeleri halkın hizmetine açılıp, otoparkla ilgili imalatlar devam ederken, daha görünür hale gelen tarihi hanların özgün kimliğine kavuşturulması çalışmalarına da Bakırcılar Çarşısı’ndan başlandı.

Bakırcılar Çarşısı için hazırlanan ve Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan proje çerçevesinde tarihi dokuya uymayan beton ilaveler, saçaklar, üst örtüler, klima, tente ve tabelalar kaldırılıp, onaylı projeye göre yeniden düzenleniyor. Tarihi yapının taş duvarında cephe temizliği yapılırken, dükkan cepheleri de projeye göre düzenlenecek ve çatılar kurşun kaplama ile yenilecek. Restorasyonla Bakırcılar Çarşısı Bursa turizmine katkı sağlayacak ve bölgenin önemli tarihi yapılarından biri olarak ön plana çıkacak.

Dönüşüm hamlesi

Kentsel dönüşüm alanları gezisinin sonunda projelerle ilgili değerlendirme yapan Başkan Aktaş, “Bursa’mızda kentsel dönüşümle alakalı çok özel bir hamle başladı. Bursa çok özel bir şehir. Bu şehrin tabii insanımızın da desteğiyle, katkısıyla daha güzel yerlere gelmesi lazım. Muhtemel bir depreme hazırlıklı olmamız da kaçınılmaz bir gerçek. Bu manada kurumsal anlamda kentsel dönüşüm adımlarını atıyoruz. Hem yeni yollar açılıyor hem daha sağlıklı, kaliteli binalar yapılıyor. Bir taraftan da mevcut binalarla alakalı desteklenmeler, güçlendirmeler devam ediyor. Ben bu noktada her vatandaşımızın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

Yalova Kent Genelinde En Yüksek Konut Fiyat Artışı Altınova’nın

EVA Gayrimenkul Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, ‘’Gayrimenkullerde Türkiye genelindeki artışlardan Altınova ilçesi de ciddi oranda etkilendi.” dedi.

Yalova’nın boş konut, arsa, arazi sayısının fazla olması ve ulaşımın büyük şehirlerden araç ile oldukça rahat sağlanıyor olmasından dolayı tercih edildiğini vurgulayan EVA Gayrimenkul Değerleme Koordinatörü Serkan Bal, Yalova’daki gayrimenkul yatırımlarıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

Bölgede yatırım amaçlı tercihlerin yüksek çoğunluğu arsa-araziler için. Yakın geçmişe kadar bölgedeki arsalar yapılaşmaya kapalıydı. Fakat kısa zaman önce imar uygulaması gerçekleştirilerek bölgedeki arsaların büyük bölümü sanayi lejantına sahip oldu. Bu imar uygulaması ile birlikte de değer artışları kaçınılmaz oldu. Konut yapıları ise Yalova merkeze kıyasla hem satılık hem de kira değerlerinin makul seviyede olması Altınova ilçesini tercih edilir hale getirmektedir. Gayrimenkullerde Türkiye genelindeki artışlardan Altınova ilçesi de ciddi oranda etkilendi.”

Konutta İki Buçuk Yıllık Değişim Oranı Yüzde 317, Arsalarda Yüzde 775

“Yalova’nın Altınova ilçesinde son 3 yıldır ortalama 1200-1500 adet arasında gayrimenkulün el değiştirdi. İpotekli satışlara veya teminata konu olan gayrimenkullerinde sayıları 2020-2021 yıllarında 7-8 bin aralığında iken 2022 yılında bu sayının 10 bin sınırına geldi. Ortalama birim fiyatları konutlarda 2021 yılında 3 bin TL, 2021 yılında 6 bin 500 TL iken, 2023 yılında 12 bin 500 TL’ye ulaştı. İki buçuk yıllık değişim yüzde 317. Yeni uygulama görmüş ve sanayi lejantına sahip olan arsalar ise 2023 yılının ilk yarısında 6 bin TL birim değerlere ulaştı. 2022 yılında ise bölgede yatırım amaçlı alınan arsaların ortalama birim değerleri bin 300 TL rakamlarını görmüştü. Bu tablo bölgede yatırım amaçlı gayrimenkul ediniminin kârlı bir sonuca ulaştığını göstermekte. Arsa birim fiyatlarının iki buçuk yıldaki artış oranı seviyesi ise yüzde 775’e kadar çıkmış durumda.”

Tarlalarda Artış Oranı Yüzde 500’lere Ulaştı

“Tarımsal amaçlı kullanılmaya müsait tarlaların ise ortalama birim fiyatları 2021 yılında 150 TL, 2022 yılında 350 TL, 2023 yılı ilk yarısında ise 900 TL’ye yükseldi. Bu zaman zarfında artış oranı yüzde 500’lere ulaştı. Öte yandan bölgede villa ve müstakil ev satışlarında dikkat çekecek seviyede bir artış yaşanmıyor. Özellikle bölgenin sanayi olarak gelişmesi, artan inşaat maliyetleri, arsa fiyatlarındaki sıçrama ile müstakil yapılaşmalardansa site yaşantısının daha fazla tercih edildiği görülmektedir. Müstakil yapılarda birim fiyat çok değişkenlik gösterirken, yapının inşa edildiği kullanılabilir arsa yüzölçümü de burada etkileyici faktör oluyor.  Bu nedenle site özelliğine sahip bağımsız bölüm olarak satışa konu olabilecek villaların tercih edilirliği daha yüksek. Bu villaların bölgede ortalama birim değerleri 25 bin TL bandında olurken, villa nitelikli gayrimenkullerinde iki buçuk yıldaki değer artış oranları yaklaşık yüzde 456 seviyelerinde.”

Dağ Holding’in Tual Gölyaka Projesine Ödül

Dağ Holding’in İstanbul, Bahçeşehir’de hayata geçirdiği Tual Gölyaka projesi, Avrupa Gayrimenkul Ödülleri Töreni’nde (Europan Property Awards),  ’En İyi Mimari’’ ve ‘’En İyi Konut Geliştirme’’ ödüllerini aldı.

Emlak sektörünün farklı alanlarında verilen en prestijli ödül statüsünde yer alan European Property Awards (Avrupa Gayrimenkul Ödülleri) bu sene Londa’da yapılan bir törenle sahiplerini buldu.

Kurulduğu günden bugüne 30 binin üzerinde konutun üretimine imza atan ve tasarladığı projelerle farkını ortaya koyan Dağ Holding; Tual Gölyaka projesi ile “En İyi Mimari’’ ve “En İyi Konut Geliştirme’’ ödüllerinin sahibi oldu.

Yenilikçi Projeler Devam Edecek

Dünyanın en iyilerinin belirlendiği bu prestijli ödüller, sektörün farklı alanlarında uzmanlaşmış, 100’den fazla kişiden oluşan jüri heyetinin yaptığı değerlendirme sonucunda belirleniyor. Tual Gölyaka’nın otoritelerden tam not almasının ve ödül ile taçlandırılmasının kendilerini gururlandırdığını belirten Dağ Holding Yönetim Kurulu Üyesi Osman Dağ, ülkemizdeki yüksek standartlı projeleri uluslararası arenaya taşımaya devam edeceklerini dile getirdi. Bu ödülü almalarında işinde uzman bir ekip ve başarılı paydaşlarla çalışmanın payının büyük olduğunu vurgulayan Osman Dağ; katma değerli, vizyoner ve yenilikçi çalışmalarını hem projelerinde hem de sektörün diğer iş alanlarında sürdürmeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: Emlak Dream

Yerinde Dönüşüm Projesine 80 Bin Başvuru Yapıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 17 Temmuz tarihinde başlatılan ‘Yerinde Dönüşüm’ projesine 80 bin başvuru yapıldığını açıkladı.

Konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Bakan Özhaseki, “Yerinde Dönüşüm projemizin 5. gününde başvuru sayısı 80 bine ulaştı. 5 gün içerisinde böylesi bir başvuru sayısına ulaşması projemizin vatandaşlarımız tarafından büyük bir teveccüh gördüğünün, ne kadar doğru bir adım attığımızın ve ne kadar doğru bir proje olduğunun en somut göstergesidir. İnşallah ‘Yerinde Dönüşüm’ ile dört kırmızı çizgimizden asla taviz vermeden, her bir aşamasını bakanlığımızın denetleyeceği bir süreç yürüterek şehirlerimizi ihya edeceğiz.” dedi.

Hibe ve Kredi Desteği

17 Temmuz tarihinde detayları paylaşan Bakan Özhaseki, sağlanacak destekle ilgili şunları söylemişti:

“Özellikle vatandaşlarımız bir araya gelerek gerek tek katlı gerekse birden fazla katlı konutlar yapmak istediklerinde ki yarıdan bir fazlasının bir araya gelmesiyle buna izin vereceğiz. Ortak bir hesap açıp, bu hesapta konutlar için hibe olarak 500 bin lira, dükkanlar için 250 bin lira nakdi yardımda bulunacağız. Yine afetzede vatandaşlarımızın konutlarının büyüklüğüne göre 500 bin lira ile 800 bin lira arasında kredi verilecek.

Dükkanlar için de 250 bin lira ile 500 bin lira arasında kredi vermeye devam edeceğiz. Yani brüt 100 metrekarelik bir ev için 500 bin lira hibe, 500 bin lira kredi vereceğiz. Eğer 150 metrekareye kadar olan bir büyüklükte konut sahibi, evlerini yapmak isterse yerinde dönüşüm için 500 bin lira hibe, 700 bin lira kredi vereceğiz. Eğer 150 metreden büyükse evi 500 bin lira yine hibe verilecek, 800 bin lira da kredi vereceğiz. Dükkan ve iş yerleri için hibenin dışında, dükkanın büyüklüğüne göre 250 bin lira ile 500 bin lira arasında kredi kullanılabilecek. Bir taraftan hibe vereceğiz, bir taraftan kredi vereceğiz ki bir an önce oradaki konutlar yapılsın.”

Vefa Holding’den Mersin’e Konut Yatırımı

Kamu müteahhitliği alanında faaliyet gösteren Vefa Holding, Mersin’de yaptığı ‘Taş Mahal Konutları’ yatırımıyla konut sayısını 700’e çıkarmayı hedefliyor. 

Dünya Gazetesi’nden Burcu Kaya’nın haberine göre; Mersin’de kurulan ilk holding olma özelliği taşıyan Vefa Holding, kamu müteahhitliği, yap-sat, 2. el araç alış satış, geri dönüşüm entegre tesisi, jeolojik zemin etüdü palet üretim tesisi, sondaj işlemleri, restoran, ayakkabı-çanta mağazaları ile de faaliyetlerini sürdürüyor. Yüzde 100 büyüme hedefleyen Vefa Holding, 2022 yılında yaptığı 314 konut sayısını bu yıl 700’e çıkarmayı amaçlıyor.

“Geçmiş ve Geleceği Teknolojiyle Birleştiriyoruz”

Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı Akif Yılmaz, Yükleniciliği ‘Akif Yılmaz Mühendislik’ tarafından yapılan ve Vefa Holding güvencesinde yürütülen ‘Taş Mahal Konutları’ projesiyle, Mersin’e yeni bir vizyon katmayı amaçladıklarını söyledi. Mersin’de ilk olacak yapıyla ilgili bilgi veren Yılmaz, “Proje toplamda 9 etaptan oluşuyor.

Her bir etapta yatırım maliyeti 20 milyon TL olan projemiz, yığma yapı üzerine kurulu, taş evlerden oluşuyor. Projemizin ilk olma sebebi taş evlerden oluşan bir site olması. Her daire birbirinden bağımsız ve villa olarak müstakil bir şekilde tasarlandı. Projemizin sloganını ise, ‘Geçmişi geleceğin teknolojisiyle birleştiriyoruz ‘olarak belirledik” dedi.

Yılmaz, öncelikli hedefinin şirketin kalitesinden ödün vermeden sektörlerinde öncülüklerini korumak olduğunu belirterek, “Mücadele, azim, hırs ve çok çalışma ile zafere ulaştık. Ben ticaret korkakları sevmez sloganı ile yola çıktım ve şu an, ‘Geleceğe iz bırakıyoruz’ sloganı ile yola devam ediyorum. Ticarete yeni atılacak arkadaşlarımız korkmasınlar ve unutmasınlar ki; ticarette kar ve zarar kardeştir, çok çalışmaktan vazgeçmesinler” şeklinde konuştu.

Yılmaz son olarak hizmet verdikleri sektörlerde öncü olmayı hedeflediklerine dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü, “Vefa Holding olarak, Mersin’e yakışacak şekilde hizmet veriyoruz. Vefa’nın Mersin’de kurulan ilk holding olması da haliyle gözleri bizim üzerimize çeviriyor. Bunun için hem kent ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacak, daha fazla istihdam ile bir yapı oluşturma gayretindeyiz. En sağlıklı büyümenin doğru ve küçük adımlarla olduğuna inanıyoruz.”

Çeşme Dalyan’ın Yeni İncisi: Pier Çeşme

Temelinden iç cephesine, dış cephesinden peyzajına en kaliteli malzemeler ile inşa edilen “Pier Çeşme -Dalyan”, inşaat alanında 40 yılı aşkın deneyime sahip Mega Grup firmasına ait. Her anlamda özel olan “Pier Çeşme Projesi”, muhteşem deniz manzarası, kendine ait iskelesi, doğal ve modern yapısı ile Dalyan’ın Sakızlıkoy Mevkii’nde sahiplerini bekliyor.

Çeşme’nin Dalyan Mahallesi’nde Sakızlıkoy Mevkii’nde inşa edilen denize sıfır olan Pier Çeşme- Dalyan toplamda 24 daireden oluşuyor. Sadece 2+1 dairelerden oluşan projenin 24 dairesinden 16’sı bahçe, 8’i ise teras olarak tasarlanmış.  İki katlı mimari kurgusunda tasarlanmış bu çok özel projenin her bir bloğu 2 bahçe ve 1 teras daireden oluşmakta. 

2022 yılının başında yapımına başlanan Pier Çeşme-Dalyan evlerinin 2023 yılının Eylül ayında tamamlanması planlanıyor. 

Kendi özel iskelesi, kapalı otoparkı, yüzme havuzu, muhteşem manzarası, sade ve modern yapısıyla Çeşme’nin Sakızlıkoy Mevkii’nde yer alan bu proje Mega Grup  tarafından hayata geçirilmiştir. Birçok organize sanayi bölgesi, iş merkezi ölçeğinde projeler gerçekleştiren Mega Grup  bünyesindeki Kale İnşaat ile Bodrum Konacık’ta bilinirliği yüksek olan Kale İş Merkezleri 1.etap, 2.etap ve 3. Etaplar ile Kale Konacık Villalarını da hayata geçirmiştir..

Yaz Kış Kullanıma Uygun

Projede otopark katında her daire için penceresiz fakat içinde banyosu bulunan, iyi malzeme ile giydirilmiş oldukça geniş bir oda da bulunuyor. Bu alanları ev sahiplerinin ihtiyaçları doğrultusunda; misafir ya da yardımcı odası, play station, sinema, hobi odası olarak da kurgulamak mümkün. 

Projenin dış cephesinde NovaWood Thermo Ayous decklerde NovaWood Thermo Iroco ahşap tercih edilmiş. Dikkat çekici estetik görünümünün yanı sıra ahşaba uygulanan özel işlemler sayesinde binaların ısı yalıtımı da artırılmıştır. Yüzde yüz ahşap olan bu yüksek kalitede dış cephe malzemesi , hem uzun ömürlü hem doğaya uyumlu hem de neme karşı korunaklı olmasıyla farklı iklim koşullarına uyum sağlamaktadır.

Deniz ve Doğa ile İç İçe

Çeşme’ye 5 dakika, Alaçatı’ya 10 dakika ve İzmir Havaalanı’na 45 dakika mesafedeki proje konumu itibarıyla da oldukça avantajlı. Her bloktan görünen ortak havuz, farklı tasarımı ile projeye ayrı bir sıcaklık katıyor. 24 saat güvenlik hizmeti verilen sitede ayrıca sporseverler için spor salonu da mevcut. 

Ünlü Markalar Evin İçinde 

Evlerin iç tasarımda kullanılan malzemeler de dış cephede olduğu gibi dayanıklı ve kaliteli ürünlerden oluşuyor. Dış cephe doğramalarında Reynaers Alüminyum’un tercih edildiği projede mutfaklar için Lineadecor, banyolar için doğal taş karolar ve bu ürün gruplarına uyumlu Hans Grohe armatürler ile Geberit ve Kale vitrifiyeler kullanılmıştır. Giysi dolaplarından beyaz eşyaya kadar (Siemens) hazır bir şekilde alıcısına teslim edilecek olan daireler konforu, doğayı, denizi ve kaliteli yaşamı sevenleri bekliyor.   

Serik Sağlık Hayat Merkezi İnşaatı Başladı

Sağlık Bakanlığı tarafından Antalya’nın Serik ilçesinde hayata geçirilecek Sağlıklı Hayat Merkezi projesinde inşaat çalışmaları başladı.

İlçe Sağlık Müdürlüğü, Aile Sağlık Merkezi ve 112 Acil Komuta Merkezi’ni içerisinde barındıran Sağlıklı Hayat Merkezi projesinde inşaat, ihale çalışmalarının ardından ilk beton atımıyla başladı.

Proje çalışmalarının hızla devam edeceğini belirten İlçe Başkanı Hasan Yıldırım, Eminceler Mahallesi’nde de yeni hastane için proje çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Yıldırım, yeni hastanenin sağlık turizmi açısından önemli olacağını vurguladı.

Kale Seramik’in Halka Arz Edilen 109,4 Milyon Payın Tamamı Satıldı

Ak Yatırım tarafından yapılan açıklamaya göre, halka arz edilen Kale Seramik’in 109,4 milyon payın tamamı satıldı. Arz büyüklüğü ise 2,73 milyar TL.

Ak Yatırım’dan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre, halka arzda pay başına fiyat 25.00 TL olarak belirlendi ve halka arz edilen 109,4 milyon adet payın tamamı satıldı.

Halka arz büyüklüğü 2,73 milyar TL ve halka açıklık oranı yüzde 21,25 olarak gerçekleşti. Halka arzda planlanan tahsisatın toplam 3,3 katı talep toplandı.

Halka arzın yüzde 79’una gelen 86 bin 418 adet pay yurtiçi bireysel yatırımcıya, yüzde 20’sine denk gelen 21,9 milyon adet pay yurtiçi kurumsal yatırımcıya, yüzde 1’ine denk gelen 1,09 milyon adet pay Kale Grubu çalışanlarına dağıtıldı.

Ardahan’da Yol Çalışmaları Devam Ediyor

Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, il genelinde devam eden yol yapım çalışmalarını yerinde inceledi. 

Kent genelinde konforlu ulaşım sağlanması için çalışmaların başlatıldığını belirten Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, asfaltlama, parke-bordür ile yeni cadde ve sokakların açılması çalışmalarına büyük önem verdiklerini belirtti.

Çalışmaların hızla sürdüğünü dile getiren Demir, ’’Ekiplerimiz büyük bir hassasiyet ve özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Kendilerine kolaylıklar diliyorum. Hem kırsal mahallelerimiz hem de kent merkezimizde yol yapım ve onarım çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek.’’ dedi. 

Ardahan’daki tüm ulaştırma ve altyapı projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: ‘’Ulaştırma Sistemlerini Yaygınlaştırmaya Devam Edeceğiz’’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gebze OSB-Darıca Sahil Metro Hattı Ray Kaynak Töreni’nde konuştu. Uraloğlu, “Büyük şehirlerimizde araç trafiğinin yoğunlaşmasını engellemek adına çevreye duyarlı, modern, ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmak için yeni yatırım ve teşviklerimize devam edeceğiz.” dedi.

Kocaeli’nin, Avrupa-Orta Doğu arası geçiş koridoru üzerinde bulunmasıyla ve İstanbul’a yakınlığıyla sahip olduğu fırsatı çok iyi değerlendiren bir kent olduğunu ifade eden Uraloğlu, şehrin kara, deniz ve demir yolu ulaşımında sağladığı avantajlarla gelişimini sürdürmeye ve önemini korumaya devam edeceğini kaydetti.

Uraloğlu, ulaşım imkanlarının bu kadar çeşitli olmasının Kocaeli’yi cazip kıldığını dile getirerek, “Bu nedenledir ki yabancı sermayeli ve büyük ölçekli işletmeler en çok Kocaeli’yi tercih ediyor. Biz de Kocaeli için geliştirilen ulaşım projelerine devam ediyoruz. Bu güne kadar Kocaeli’nin ulaşım ve iletişimi için 146 milyar liranın üzerinde bir yatırım gerçekleştirdik. Kocaeli’yi ulaşım anlamında dünyaya entegre ettik ve tam anlamıyla uluslararası bir ticaret merkezine dönüştürdük, başta İstanbul olmak üzere tüm komşularına yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. 80 yılda yapılan 151 kilometre bölünmüş yol uzunluğunu, 374 kilometreye çıkardık. İstanbul, İzmir ve Kuzey Marmara otoyollarını tamamlayarak ilin dört bir yanını otoyol ağıyla sardık.” diye konuştu.

“Projenin Genel İlerleme Oranı Yüzde 71 Seviyesine Ulaştı”

Kocaeli’yi de yüksek hızlı tren hattıyla tanıştırdıklarını aktaran Uraloğlu, Köseköy Gar sahasından 340 bin metrekarelik alan üzerinde Köseköy Lojistik Merkezi’nin ilk etabını açarak ithalat ve ihracat taşımalarına büyük ivme kazandırdıklarını anlattı.

Uraloğlu, Gebze OSB-Darıca Sahil Metro Hattı projesinin, Kocaeli’de bu güne kadar hayata geçirdikleri en önemli çalışmalardan biri olduğuna işaret ederek, 15,4 kilometre uzunluğunda çift hat olarak inşa edilen projenin 11 istasyonda hizmet vereceğini söyledi.

İnşa edilen toplam hat uzunluğunun da 30,8 kilometre olduğunu aktaran Uraloğlu, şöyle devam etti:

“Tasarım hızı 90 kilometre saat olan araçlarla günde 330 bin yolcuya hizmet kapasitesi oluşturmuş olacağız. Proje, Gebze Orhangazi Sanayi Bölgesi’yle Darıca sahil arasındaki yerleşimin yoğun olduğu bölgeleri metro konforuyla birbirine bağlayacaktır. Gar istasyonuyla Marmaray hattı entegrasyon imkanı da sağlanmış olacaktır. Ayrıca OSB istasyonunun bir kilometre kuzeyinde yaklaşık 93 bin metrekare alan üzerinde 68 metro aracı kapasiteli, depo ve bakım alanı inşa ediyoruz. Hattın tamamlanmasıyla karayolu işletme ve bakım kazancı, hava kirliliği gibi dışsal faydalar ve zaman kazancı gibi etkenlerle 25 yıllık projeksiyonda ekonomik kazanç yaklaşık 3 milyar avro civarında olacaktır. Bu kazancı düşündüğümüzde Kocaeli ve ülkemiz adına ne kadar önemli bir projeyi başarıyla tamamladığımız ortaya çıkmaktadır.”

Uraloğlu, projede genel ilerleme oranının yüzde 71 seviyesine ulaştığını dile getirerek, projeyi genel anlamda iki etap olarak gerçekleştireceklerini kaydetti.

Gelecek sene içerisinde projeyi hayata geçireceklerini aktaran Uraloğlu, “Projemiz tamamlandığında Gebze-Darıca arası 60 dakikadan 24 dakikaya düşecek. Burada kullanılacak 28 aracımız yüzde 60’lık yerlilik şartıyla tam sürücüsüz olarak işletmeye geçecektir.” şeklinde konuştu.

“Çok Önemli Kent İçi Raylı Sistem Projelerini Hayata Geçirdik”

Bakan Uraloğlu, özellikle büyük şehirlerde ulaşımın en kolay ve en hızlı sağlandığı yollardan birinin metro ve tramvay sistemleri olduğuna değinerek, Bakanlık olarak özellikle büyük şehirlerde yaşayan vatandaşların trafik nedeniyle yaşamının kabusa dönüşmemesi için çok önemli kent içi raylı sistem projelerini hayata geçirdiklerini ifade etti.

Uraloğlu, 12 ilde işletme altındaki yaklaşık 922 kilometre şehir içi raylı sistem hattının 395 kilometresinin Bakanlık tarafından yapıldığını belirterek , “Bu da yarısına yakın, neredeyse üçte birinden fazla bir rakamdır. Şu anda da Kocaeli ile İstanbul, Bursa, Kayseri ve Konya olmak üzere 5 ilimizde Bakanlığımızca yapımı devam eden 9 projede toplam 102 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatımız da devam etmektedir. Büyük şehirlerimizde araç trafiğinin yoğunlaşmasını engellemek adına bu tür çevreye duyarlı, modern, ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmak için yeni yatırım ve teşviklerimize de devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.

Türkiye’deki tüm ulaştırma projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Kaynak: AA

Ercan Havalimanı Hizmete Açıldı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C) Ercan Havalimanı’nın yenilenen terminal ve pisti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla hizmete açıldı.

Toplam 10 milyon yolcu kapasitesine sahip olan Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binası, 30 adet uçak park alanına sahip. Hizmete açılan pistin uzunluğu ise 3 bin 100 metre. 

Pist, Her Model Yolcu Uçağına Uygun Hale Getirildi

Yeni piste ilk iniş ise Cumhurbaşkanlığı filosundaki TC-TUR tescilli A330 tipi uçak gerçekleştirdi.

Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2016 yılında inşasına başlanan yeni imkan ve kabiliyetlerle donatılan terminal binası ve çift pistiyle geniş gövdeli uçaklara da ev sahipliği yapma kapasitesine kavuşmuştur. 3 bin 100 metre uzunluğunda yeni pisti sayesinde her model yolcu uçağına uygun hale getirilmiştir. 20 bin metrekarelik terminal binası 10 milyon yolcuya hizmet verebilecek şekilde yeni terminal 6 kat büyütülmüştür. Turizme doğrudan katkısının yanı sıra, daha fazla yatırım, daha fazla gelir, daha fazla istihdam anlamına gelmektedir. Burası Kıbrıs Adasının en fazla yolcu kapasitesine sahip havalimanı olmuştur.Bugün açılışını yaptığımız yeni terminalin ve pistin uluslararası uçuşlar için kullanılacağı günler uzak değildir.” dedi.

Ercan Havalimanı yeni terminal ve pist projesinin detaylarını burada bulabilirsiniz.

Adana Afet Konutlarının Örnek Dairesi Hazır

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adana’da yeni konutların inşaatına başlayan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) örnek daire çalışmalarını tamamladı.

TOKİ kalıcı konutlar için çalışmalarını hızla sürdürüyor. Kent genelinde 2 bin 500 konut, 701 de köy evi yapılacak. Mart ayında başlayan merkez Sarıçam ilçesine bağlı Buruk Cumhuriyet Mahallesi’nde 24 blok ve 590 daireden oluşan projede, inşaat çalışmaları aralıksız devam ediyor. Proje çerçevesinde 5 blok tamamlanırken, diğer blokların da inşası hızla sürüyor.

Tüm Malzemeler Yüzde 100 Yerli

Şambayadı Mahallesi’nde yapımı devam eden deprem konutlarında ilk örnek daire tamamlandı. Ayrıca örnek daireye eşyalar da geldi. 2+1 daireler brüt 110, net 80 metrekare olurken, 3+1 daireler ise brüt 150, neti 127 metrekare olacak şekilde tamamlandı. Dairede kullanılan bütün malzemelerin yüzde 100 yerli olduğu öğrenildi. Dairelerin geniş ve konforlu olduğu görüldü.

Kasım Ayında Teslim Edilecek

Çalışmaları yakından takip eden Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu açıklamalarda bulundu. Karslıoğlu, “Vatandaşlarımız evlerin nasıl görüneceğini çok merak ediyordu. Onlara bunu göstermek istedik. Bugün son eşyamızı da taşıdık. Evlerin kullanışlı olduğunu gördük. Ülkemize bir daha Allah bu şekilde bir afet yaşatmasın.” dedi.

İlk evlerin Kasım ayında teslim edileceğini dile getiren Karslıoğlu, “7 gün 24 saat esasına uygun 3 vardiya çalışıyoruz. Son düzlüğe artık girdik. İnşallah Kasım ayında bu evlerimizi teslim edeceğiz.” şeklinde konuştu.

İstanbul’a 26 Yeni Otel Yatırımı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, İstanbul’da 26 otel 3,3 milyar TL yatırım bedeliyle teşvike bağlandı.

Turizm Databank’in haberine göre, Yapılacak yeni otellerin 3 tanesi 5 yıldızlı, 8 tanesi 4 yıldızlı, 11 tanesi 3 yıldızlı, 1 tanesi özel konaklama tesisi, 1 tanesi kırsal turizm tesisi ve bir tanesi ise butik otel olarak inşa edilecek.

Şehirde yeni yapılacak oteller, Beyoğlu ve Fatih ilçelerinde yoğunlaşırken Arnavutköy, Pendik ve Beylikdüzü de öne çıkıyor.

İşte teşvike bağlanan otel yatırımları:

Ocak

-Vero Turizm Yatırımları ve İşletmeciliği, 120 milyon 809 bin lira yatırımla İstanbul’a 4 yıldızlı 156 yataklı otel,

-Bereketzade Gayrimenkul Turizm, 21 milyon 558 bin lira yatırımla İstanbul’a 66 yataklı özel konaklama tesisi,

-Karşıyaka İnşaat Turizm, 78 milyon lira yatırımla İstanbul’a 4 yıldızlı 220 yataklı otel,

Şubat

-Cortex Tarım Turizm 90 milyon 737 bin TL yatırımla İstanbul’a 98 yataklı butik otel,

-Zeren Gayrimenkul 45 milyon 338 bin TL yatırımla İstanbul’da 4 yıldızlı 168 yataklı otel,

-Topuz Otelcilik 25 milyon 750 bin TL yatırımla İstanbul-Fatih’e 3 yıldızlı 30 yataklı otel,

-Tatlıları Otomotiv 18 milyon 638 bin TL yatırımla İstanbul’a 3 yıldızlı 68 yataklı otel,

-Carden Delux Hotel Turizm 27 milyon TL yatırımla İstanbul’a 43 yataklı butik otel,

-Fuzul Yapı İnş. 48 milyon TL yatırımla İstanbul’a 4 yıldızlı 96 yataklı otel,

Mart

-ERK Hotel Turizm, 15 milyon 984 bin TL yatırımla İstanbul’da 3 yıldızlı 66 yataklı otel,

-Probospor Gayrimenkul Yatırım, 18 milyon TL yatırımla İstanbul’a 3 yıldızlı 98 yataklı otel,

-Mayesse Turizm, 495 milyon 500 bin TL yatırımla İstanbul’da 5 yıldızlı 432 yataklı otel,

-Sultanhan Otelcilik ve Turizm, 43 milyon 295 bin TL yatırımla İstanbul’da 3 yıldızlı 85 yataklı otel,

-Ali Baransel Ayer Lovely Dream Otelcilik, 4 milyon 825 bin TL yatırımla İstanbul’a 3 yıldızlı 38 yataklı otel,

-İstanbul Port Otelcilik, 85 milyon 377 bin TL yatırımla İstanbul’da 4 yıldızlı 101 yataklı otel,

-Platanus Otelcilik, 4 milyon 81 bin TL yatırımla İstanbul’da 3 yıldızlı 44 yataklı otel,

-Kameroğlu İnşaat, 440 milyon lira yatırımla İstanbul’a 5 yıldızlı 410 yataklı otel,

Nisan

-Lost Lion Turizm Otelcilik, 106 milyon 100 bin lira yatırımla İstanbul’a 4 yıldızlı 176 yataklı otel,

-Mays Otelcilik ve Turizm, 22 milyon 582 bin lira yatırımla İstanbul’a 4 yıldızlı 83 yataklı otel,

-The Pearl Plus Turizm Otelcilik, 28 milyon 282 bin lira yatırımla İstanbul’a 3 yıldızlı 36 yataklı otel,

-Taşyapı İnşaat, 435 milyon 500 bin lira yatırımla İstanbul’a 5 yıldızlı 444 yataklı otel,

Mayıs 

-Minsar Turizm İnşaat, 642 milyon 100 bin TL yatırımla İstanbul’da 393 yataklı 3 yıldızlı otel,

-Sola Tekstil Turizm,  40 milyon 813 TL yatırımla İstanbul’da 58 yataklı kırsal turizm tesisi,

-Gülçe Yapı İnşaat, 49 milyon 165 bin TL yatırımla İstanbul’da 76 yataklı 4 yıldızlı otel,

-Demsa Holding, 96 milyon 240 bin TL yatırımla İstanbul’da 140 yataklı 3 yıldızlı otel.

İstanbul’daki tüm otel projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Isparta, Çünür Mahallesinde Otogar İnşaatı Devam Ediyor

Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Çünür Mahallesi’nde hayata geçirilen otogar projesini yerinde inceledi.

Yüklenici firma tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda yeni otogar alanının dış cephe kaplamaları tamamlandı. Peronlar, kazan dairesi ve diğer bölümlerde yoğun çalışmalar devam ediyor.

Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, mevcut otogarda hizmet veren yazıhane sahipleriyle yeni otogarın yazıhane bölümünde incelemelerde bulunup, yapılması gerekenlere ilişkin istişareler yaptı.

‘’Tüm Altyapı Tesisatları Yapıldı’’

Otogar projesinin inşaat çalışmalarını inceleyen Başdeğirmen, şunları söyledi:

 “Yapılmış bir işi günün şartlarına uydurmak kolay değildi. Öncelikle çatıyla başladık. Çatının kaplamada zorluk olan kısmı kaldırıp uzay çatıları yeniden yaptık. Yazıhaneler oluşturduk, alt üst oluşturduk. Tüm altyapı tesisatlarını yaptık. Sizlerin uzun yıllar teknolojide geri kalmayacağınız şekilde altyapı hazırlandı. Yazıhanelerimiz şu anda kullandığınız yazıhanelerden 2 kat daha büyük. Isıtma, havalandırma ve soğutma sistemleri var. Konforlu bir hale getiren tertibatlarımız var. Mağazalarımız, tuvaletler, mescitler kullanışlı ve yeterli seviyede. Zabıta ve polisin yeri mevcut otogarda binanın dışındaydı. Şimdi içeri aldık, sizlerle birlikte aynı ortamda olacaklar. Buraya gelen bir yolcumuz hiçbir zorluk çekmeden işlemlerini halledebilecek. Otogarımızın ön tarafında çevre düzenlemesine başlıyoruz. O düzenlemeyle otobüslerin manevraları için geniş bir alan olacak. Otobüslerin otopark alanı olacak. Burayı modern ileriye dönük sizlerin rahat iş yapabileceğiniz bir hale getireceğiz. Bütün amacımız budur. İnşallah Allah sizlere kazasız, zararsız, ziyansız hayırlı nasipler versin, daha güzel işler ve hizmetlerde beraber olalım.” 

Çünür Mahallesi Otogar projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Konya’da Osman Benliler İlkokulu Projesinde Temel Atıldı

Konya’nın Merkez Karatay ilçesinde 40 milyon TL yatırım bedeliyle hayata geçirilecek olan Osman Benliler İlkokulu projesinin temeli düzenlenen törenle atıldı.

Karatay Belediyesi tarafından Nakipoğlu Mahallesine kazandırılacak 24 derslikli Karatay Belediyesi Osman Benliler İlkokulunun temeli düzenlenen törenle atıldı. 4 bin 222 metrekare inşaat alanında yükselmeye başlayan projede 24 dersliğin yanı sıra görsel sanatlar ve müzik atölyeleri, kütüphane, 2 faaliyet ve oyun odası ile okul öncesi yemekhanesi bulunacak.

Konuyla ilgili konuşan Karatay İlçe Belediye Başkanı Hasan Kılca, “Açılan her derslik, eğitim sistemine yapılan her katkı, Türkiye’yi hayallerine ve hedeflerine bir adım daha yaklaştıracak. Okul yapmak, yarına dair kaygıları olanların işidir. Karatay Belediyesi olarak asli görevlerimiz içinde yer almamasına rağmen eğitime çok büyük yatırımlar yaptık yapmaya devam ediyoruz. Belediye olarak geride bıraktığımız 4.5 yılda Karatay’ımıza birçok okul ve eğitim tesisi kazandırdık. Bugün temelini attığımız ve yine Kızören Mahallemizde de inşaatı devam eden okulumuzla birlikte 12 okul ve eğitim tesisinin güncel yatırım bedeli toplam 971 milyon liraya ulaştı. 

Eğitim Yatırımları Sürüyor

Eğitime yönelik diğer desteklerimizle birlikte ise bu rakam 1 milyar lirayı aşıyor. Karatay’ımıza kazandırdığımız derslik sayısını 129’a yükseltiyoruz. Karatay Bilim ve Sanat Merkezi, 24 derslikli Sezai Karakoç İmam Hatip Ortaokulu, 24 derslikli Hamzaoğlu İlkokulu, 8 derslikli Köprübaşı Mevlana Anaokulu, 8 derslikli Hamzaoğlu Anaokulu, 8 derslikli Karatay Kültür Ve Sanat Akademisi, 4 derslikli Kızören Lisesi, 24 derslikli Nakipoğlu İlkokulu’nu ilçemize kazandırdık. İlçe merkezimizde 2 ayrı noktaya fetih Kuran Kursu, Köprübaşı Kuran Kursu inşa ettik. Mahallelerimize Akabe, Hacısadık ve Çatalhüyük etüt merkezleri kazandırdık. Kısacası eğitimle ilgili her türlü yatırımı Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile birlikte organize bir şekilde yapmaya devam ediyoruz” dedi.

Cersanit’ten Kütahya’ya Fabrika Yatırımı

Polonya merkezli seramik üreticisi Cersaint, Kütahya’da yeni bir fabrika kuracak. Fabrika ile bin 500 kişinin istihdam edilmesi hedefleniyor.

Kamu 365’in haberine göre; Avrupa’nın üçüncü, dünyanın yedinci en büyük seramik üreticisi olan Polonyalı şirket Cersanit, Türkiye’nin seramik başkenti Kütahya’da yeni bir fabrika kurmak için harekete geçiyor. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ajansı’nın süreci yakından takip ettiği bu yatırım, son aşamaya gelmiştir. Planlanan yatırımın Altıntaş ilçesindeki Zafer Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleşmesi için 16 Mart 2023’te değerlendirme toplantısı yapılmıştır. Toplantıda, Altıntaş Belediye Başkanı Arif Teke ve diğer yetkililer, Cersanit temsilcileriyle birlikte yatırımı değerlendirmiştir.

Cersanit’in 200 milyon Euro’dan fazla bir yatırım bedeliyle inşa edeceği fabrikanın temeli bu yıl tamamlanması planlanmaktadır. İki aşamada gerçekleştirilecek yatırım için Kütahya’nın yeni oluşturulan organize sanayi bölgesi olan Zafer OSB’de gerekli arazi tahsisleri yapılmıştır. Cersanit’in hedefi Türkiye iç pazarı değildir; Polonyalı şirket, seramik fabrikasında yaklaşık 1.500 kişiye istihdam sağlayarak üretimin tamamını ihraç etme planları yapmaktadır. Cersanit, Polonya’nın yanı sıra Ukrayna ve Romanya’da da üretim tesislerine sahiptir ve toplamda 7 fabrikası bulunmaktadır. Yılda 8 milyon seramik üretimi gerçekleştiren Cersanit’in sahibi ise Polonya’nın seramik başkenti Kielce’li bir milyarder olan Michal Solowow’dur. Solowow, 2022 yılı itibarıyla serveti 6 milyar doların üzerinde hesaplanmış ve dünyanın en zengin 500 kişisi arasında yer almaktadır. Bu büyük yatırım, Kütahya’nın ekonomisine önemli katkılar sunmayı hedeflemektedir.

Cersanit’in 200 Milyon Euro’luk Fabrika Yatırımı İçin Yer Tahsisi Yapıldı

Cersanit, Türkiye’de büyük bir adım atarak 200 milyon Euro değerindeki fabrika yatırımı için yer tahsisi aldı. Bu devasa yatırım, şirketin Türkiye pazarındaki varlığını güçlendirmeyi ve sektördeki rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor.

Fabrikanın yer tahsisi, modernizasyonu ve genişlemesine yönelik önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Cersanit’in bu hamlesi, Türkiye’nin inşaat sektöründeki büyüme potansiyelini yansıtıyor ve ülkeye olan güvenin bir işareti niteliği taşıyor. Yatırım ayrıca bölgeye istihdam sağlayacak ve yerel ekonomiyi canlandıracak.

Cersanit’in bu büyük yatırım kararında çeşitli faktörler etkili oldu. Öncelikle, Türkiye’nin stratejik konumu ve büyüyen inşaat sektörü, şirketin burada bir üretim üssü kurmasını cazip kılıyor. Ayrıca, Türkiye’nin dinamik iş ortamı, lojistik avantajları ve kalifiye işgücü de Cersanit’i bu yatırımı gerçekleştirmeye teşvik eden unsurlar arasında yer alıyor.

Cersanit’in yeni fabrikası, son teknoloji üretim ekipmanlarıyla donatılacak ve yüksek kaliteli seramik ürünlerinin üretimini sağlayacak. Bu da Türkiye’deki inşaat sektörü için önemli bir katkı olacak. Ayrıca, fabrikanın yerel tedarikçilerle işbirliği yapması ve bölgedeki istihdamı artırması bekleniyor.

Cersanit’in 200 milyon Euro’luk fabrika yatırımı, Türkiye’nin ekonomik büyüme potansiyeline güvenen bir uluslararası şirketin kararlılığını gösteriyor. Bu yatırımın Türkiye’nin inşaat sektörüne ve yerel ekonomiye olumlu etkileri olması bekleniyor. Cersanit’in bu adımı, firmayı sektördeki lider konumunu sürdürmek ve büyümek için daha da güçlendirecektir.

Cersanit’in Kütahya’daki Yeni Fabrikası Yaklaşık Bin 500 Kişiye İstihdam Sağlayacak

Cersanit, Kütahya’da yeni bir fabrika açarak yaklaşık bin 500 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyor. Bu gelişme, bölgedeki işsizlik oranının azaltılmasına ve ekonomik büyümeye olumlu katkıda bulunacak.

Cersanit, dünya genelinde tanınmış bir seramik üreticisidir ve yenilikçi ürünleriyle bilinir. Şimdi ise Türkiye’deki varlığını güçlendirmek için Kütahya’da yeni bir fabrika kurma kararı aldı. Bu fabrikanın açılmasıyla birlikte, yerel halka önemli fırsatlar sunulacak.

Yaklaşık 1.500 kişiye istihdam sağlayacak olan bu fabrika, Kütahya’nın istihdam sorununu çözmede önemli bir rol oynayacak. İş arayanlar için yeni iş imkanları yaratılacak ve bölgedeki ekonomi canlanacak. Ayrıca, Cersanit’in kaliteli üretimi ve rekabetçi fiyatları sayesinde, Kütahya seramik sektöründe daha da güçlenerek uluslararası alanda rekabet edebilir hale gelecek.

Cersanit’in Kütahya’daki yeni fabrikası, sadece işsizlikle mücadeleye destek olmakla kalmayacak, aynı zamanda yerel tedarik zincirinin güçlenmesine de katkı sağlayacak. Fabrikanın açılmasıyla birlikte, yerel malzeme ve hizmet sağlayıcılarına olan talep artacak ve bu da yerel ekonomiyi canlandıracak.

Cersanit’in bu yatırımı, Kütahya’nın geleceğine olan güvenin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Şirket, bölgeye katma değer sağlamak amacıyla yeni istihdam olanakları sunarken, aynı zamanda kaliteli seramik ürünleriyle müşterilerine hizmet vermeye devam edecek.

Sonuç olarak, Cersanit’in Kütahya’daki yeni fabrikası, yaklaşık 1.500 kişiye istihdam sağlayarak bölgedeki işsizlik sorununu azaltacak ve ekonomik büyümeye katkıda bulunacak. Hem yerel halka iş imkanı sunması hem de yerel tedarik zincirini güçlendirmesiyle, Cersanit’in bu yatırımı Kütahya için önemli bir fırsat niteliği taşıyor. İşsizlik oranını düşürerek bölgenin kalkınmasına destek olacak olan bu fabrika, Cersanit’in Türkiye’deki varlığının da bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Cersanit’in Kuracağı Fabrikada Üretilen Seramikler Tamamıyla İhracat Odaklı Olacak

Cersanit, kuracağı yeni fabrika ile tamamen ihracat odaklı seramik üretimi gerçekleştirecek. Bu adım, şirketin uluslararası pazarda rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir. Fabrikanın faaliyete geçmesiyle birlikte, Cersanit’in seramiklerinin dünya çapında talep göreceği öngörülüyor.

Yeni fabrikanın temel amacı, yüksek kaliteli seramik ürünlerini uluslararası alanda satmak ve ihracat gelirlerini artırmaktır. Cersanit, modern ve estetik tasarıma sahip seramiklerin yanı sıra dayanıklılık ve uzun ömür gibi önemli özellikleri de vurgulayan ürünler sunmayı amaçlamaktadır.

Fabrikada kullanılacak olan son teknoloji üretim ekipmanları, yüksek verimlilik ve kalite standartlarına uygun olarak tasarlanmıştır. Bu sayede, Cersanit’in müşterilere karşı taahhütlerini yerine getirmesi sağlanacak ve uluslararası pazarda güvenilir bir marka oluşumu desteklenecektir.

İhracata yönelik stratejik bir hamle olan bu fabrika, aynı zamanda istihdam fırsatları yaratmayı da amaçlamaktadır. Bölgedeki işgücünün istihdam edilmesiyle yerel ekonomiye katkı sağlayacak olan Cersanit, bölge halkının refah düzeyini yükseltmeyi hedeflemektedir.

Sonuç olarak, Cersanit’in kuracağı yeni fabrikada üretilecek seramiklerin tamamıyla ihracat odaklı olacağı öngörülmektedir. Bu adım, şirketin uluslararası pazarda rekabet gücünü artırmasına ve dünya çapında talep gören ürünler sunmasına yardımcı olacaktır. Aynı zamanda, bölgedeki istihdamı artırarak yerel ekonomiye de olumlu etkiler sağlanacaktır.

Cersanit, Türkiye’de İkinci Üretim Tesisi İçin Kütahya’yı Seçti

Türkiye’nin önde gelen seramik ve banyo ürünleri üreticilerinden biri olan Cersanit, büyüme stratejisi kapsamında Türkiye’de ikinci bir üretim tesisi kurma kararı aldı. Şirket, bu yeni tesisin konumunu belirlerken dikkatlice değerlendirme yapmış ve sonunda Kütahya’yı tercih etmiştir.

Kütahya, ülkenin batısında stratejik bir konuma sahip olan bir şehirdir. Bölgedeki zengin doğal kaynaklar, lojistik avantajları ve nitelikli işgücü potansiyeli, Cersanit’in burayı tercih etmesinde önemli faktörler olmuştur. Ayrıca, Kütahya’nın sanayileşme sürecinde hızla gelişen bir şehir olması da şirket için cazip kılan etmenlerden biridir.

Yeni üretim tesisi, Cersanit’in üretim kapasitesini artırmak ve müşterilere daha geniş bir ürün yelpazesi sunmak amacıyla kurulmuştur. Tesiste, son teknolojiye sahip ekipmanlar kullanılacak ve modern üretim yöntemleri uygulanacaktır. Bu sayede, yüksek kalite standartlarına uygun olarak üretilen seramik ve banyo ürünleri talepleri karşılamak için daha verimli bir üretim süreci sağlanacaktır.

Cersanit’in bu yatırımı, Türkiye’nin inşaat sektöründeki büyüme potansiyelini de göstermektedir. Ülkenin hızla gelişen ekonomisi ve artan yapı projeleri, seramik ve banyo ürünlerine olan talebi artırmaktadır. Cersanit, bu büyüme fırsatını değerlendirerek rekabetçi pazarda güçlü bir konum elde etmeyi hedeflemektedir.

Sonuç olarak, Cersanit’in Kütahya’da ikinci üretim tesisi kurma kararı, şirketin büyüme stratejisi doğrultusunda attığı önemli bir adımdır. Bu yatırım, Türkiye’nin inşaat sektöründeki potansiyelini ve Cersanit’in üretim kapasitesini artırma hedefini yansıtmaktadır. Yeni tesisin faaliyete geçmesiyle birlikte, Cersanit müşterilerine daha geniş bir ürün seçeneği sunarak sektördeki rekabetçi konumunu güçlendirecektir.

Satılık Konutlarda En Yüksek Fiyat Artışı Çankırı’da

REIDIN tarafından hazırlanan rapora göre, Haziran 2023’de Türkiye Satılık Konut Fiyat Endeksi bir önceki aya göre yüzde 5.57 arttı. Bu dönemde Çankırı metrekare başına yüzde 12.03 artışla satış fiyatlarının en çok yükseldiği şehir oldu.

Türkiye Kiralık Konut Fiyat Endeksi, Haziran 2023’te bir önceki aya göre yüzde10.54 oranında nominal artış gösterdi. Geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde119.21 nominal bir artış kaydedildi.

Sermaye kazancı ve brüt kira getirisinden oluşan toplam getiri, ülke genelinde aylık bazda yüzde6.02, yıllık bazda ise yüzde93.69 olarak gerçekleşti. Bu dönemde Çankırı metrekare başına yüzde 12.03 artışla satış fiyatlarının en çok yükseldiği şehir oldu.

Embraer’den Uçan Taksi Fabrikası

Brezilya merkezli uçak üretim markası Embraer, uçan taksi projesi için yeni bir fabrika inşa edileceğini açıkladı.

Embraer, trafik sıkışıklığını azaltmayı hedefleyerek uçan taksi projesi için yeni bir fabrika inşa edileceğini duyurdu. Hava taksilerinin tamamen elektrikli olacağı belirtilirken iniş için piste ihtiyaç duymayacağı kaydedildi.

Airport Haber tarafından derlenen bilgilere göre; Brezilyalı uçak üreticisi Embraer, 2026 yılından itibaren gökyüzüne çıkmasını umduğu elektrikli uçan taksileri üretmek üzere Sao Paulo yakınlarında yeni bir fabrika inşa edileceğini açıkladı.

Yan kuruluşu Eve tarafından üretilecek olan uçak, altı müşteriye kadar yeterli alana sahip küçük bir helikoptere benzeyecek.

3 Bin Uçan Taksi Siparişi Aldı 

Bir seyahatin kişi başına 50-100 dolar tutacağı öngörülüyor. Öte yandan Eve, halihazırda yaklaşık 3.000 hava taksisi için sipariş aldığını belirtti.

Bu yıl uçan taksi için bir prototip oluşturulması hedefleniyor. ABD’li düzenleyiciler kısa bir süre önce hava taksilerinin 2025 gibi erken bir tarihte orada uçması için bir zaman çizelgesi yayınladı.

İniş İçin Piste İhtiyaç Duymayacak

Elektrikli dikey kalkış ve iniş uçağı bir piste ihtiyaç duymayacağı, ancak bir uçak gibi uzun mesafeler kat edebileceği vurgulandı. Elektrikli motorların standart uçaklara kıyasla gürültü ve kirliliği azaltması bekleniyor.

Trafik Sıkışıklığını Azaltmayı Hedefliyor

Uçakların, müşteriler için çok pahalı olmadan, kalabalık şehirlerdeki trafik sıkışıklığını azaltmaya yardımcı olabileceği ileri sürüldü. Ayrıca kargo taşımacılığı için de bir alternatif olarak görüldüğü kaydedildi.

Fabrika, Brezilya’nın ekonomik başkenti Sao Paulo’ya yaklaşık 140 km uzaklıktaki Taubate şehrinde inşa edilecek.

AFP haber ajansının bildirdiğine göre, drone benzeri yolcu araçları başlangıçta taksi filolarında kullanılacak.

İlk uçuşlarda bir pilot bulunacak, ancak daha sonra kendi kendine pilotlu araçların piyasaya sürülmesi de şirketin planları arasında yer alıyor.

Araçlar yüzde 100 elektrikli olacak ve emisyonsuz uçuşlara olanak sağlayacak.

Bolu’da 334 Projeden 33’ü Tamamlandı

Bolu Valisi Erkan Kılıç, il genelinde planlanan 334 projeden 33’ünün tamamlandığını açıkladı.

Bolu İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi toplantı salonunda il koordinasyon kurulu toplantısı gerçekleştirildi. Bolu Valisi Erkan Kılıç başkanlığındaki toplantıda kaymakamlar, belediye başkanları, bölge müdürleri, kurum müdürleri ve il protokolü yer aldı.

Toplantıda 1 Ocak – 30 Haziran 2023 tarihleri arasında il genelinde 117’si Merkez, 6’sı Dörtdivan, 40’ı Gerede, 35 ‘i Göynük, 10’u Kıbrıscık, 22’si Mudurnu, 20’si Mengen, 16’sı Seben, 11’i Yeniçağa ve 57’si muhtelif ilçelere ait olmak üzere 334 projenin yürütüldüğü açıklandı.

334 projenin detayına ve maliyetine dair bilgiyi Bolu Valisi Erkan Kılıç verdi. Kılıç, “Proje bedelleri toplamı 16 milyar 276 milyon liradır. 2023 yılı ödenekleri 1 milyar 449 milyon TL’dir. Yılı ödeneklerin harcanması 393 milyon 213 bin lira olup, nakdi gerçekleşme oranı yüzde 27 seviyesindedir. Projelerin fiziki gerçekleşme oranı ise yüzde 33 seviyesindedir. Ödeneklerin 269 milyon Türk Lirası eğitim, 443 milyon lirası ulaşım – haberleşme, 228 milyon Türk Lirası tarım, 72 milyon Türk Lirası imalat,  17 milyon Türk Lirası turizm, 5 milyon Türk Lirası sağlık, 25 milyon lirası enerji ve 390 milyon Türk Lirası diğer kamu hizmetleri sektörüne aittir” dedi.

Projelerin sektörlere dağılımı hakkında bilgilendiren Kılıç, “Kurumlardan alınan bilgilere göre 334 projeden; proje aşamasında olan 58, ihale safhasında olan 41, devam etmekte olan 202, bitmiş olan 33 adet proje bulunmaktadır. Projelerin sektörel dağılımına bakıldığında eğitim sektöründe 30, enerji sektöründe 10, madencilikte 1, imalat sektöründe 8, sağlık sektöründe 16, tarım sektöründe 72, turizm sektöründe 14, ulaştırma – haberleşme sektöründe 40, diğer kamu hizmetlerinde 143 adet proje bulunmaktadır” diye konuştu.

Kaynak: Koroğlu Gazetesi

Kale Kilit’ten Yeni Uygulama

Kilitten çelik kapıya, çelik kasadan pencereye ve elektronik kilit sistemlerine kadar birçok güvenlik çözümünü bir arada sunan Kale Kilit, yurt dışı hedef pazarlarına yönelik hazırladığı yeni mobil uygulaması olan Kale Kilit Global’i kullanıcılarıyla buluşturuyor.

Dijitalleşmeyi her fırsatta bünyesine entegre ederek güvenliği bir üst boyuta taşıyan marka, Kale Kilit Global Uygulaması ile kullanıcılara kendi kataloglarını yaratma, uygulama üzerinden tüm ürünleri keşfetme, teknik detaylarını inceleme, kutu barkodlarını tarayarak ürüne dair bilgilere erişme ve soru sormaya kadar pek çok kolaylık sunuyor.

Türkiye’nin köklü markalarından biri olan Kale Kilit, dijitalleşen dünyanın değişen güvenlik beklentilerine yanıt verebilmek ve global olarak da güvenliği en üst düzeye çıkartmak amacıyla Kale Kilit Global Uygulamasını tüketiciler ile buluşturuyor. Kullanıcılarına Kale ürünlerinin hepsini tek bir uygulamada keşfetme imkânı sunan marka, müşteri deneyimini en üst düzeye taşımayı her zaman öncelikleri arasında tutuyor.

Kullanıcılar kendi kataloglarını yaratabiliyor

Tüketicilerin ürünlere bakıp fotoğraflarını ve teknik detaylarını inceleyebildikleri Kale Kilit Global Uygulaması, aynı zamanda kullanıcılara ürün hakkında soru sorup yanıt alma fırsatı da sunuyor. Uygulama üzerinde beğendikleri ürünleri favorilere alabilen kullanıcılar, ilgilendikleri ürünleri koleksiyona ekleyebiliyor ve böylece kendi kataloglarını yaratabiliyor. Kutu barkodlarını tarayarak, ürüne dair bilgilere erişilmesini de sağlayan uygulama, Kale Kilit ile ilgili tüm bilgilere ve duyurulara da ulaşmaya imkân tanıyor. Kale Kilit, bu şekilde birçok coğrafyada ulaşılır olmayı ve tüketici beklentilerine hızlı yanıt vermeyi hedefliyor. 

Konut Kredisinde Avantajlı Sigorta Fırsatı

Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş.’nin dijital platformu olayinkolayi.com, hayat sigortalı konut kredisi desteği alacaklara, bankalara oranlara yüzde 40’a varan avantajlarla kredi hayat sigortası sunuyor. 

TÜİK verilerine göre 2023’ün ilk 6 ayında toplam 565 bin 779 konut satılırken, bunların 121 bin 530’u ipotekli satışlar şeklinde gerçekleşti. BDDK’nın son rakamlarına göre ise tüketicilerin kullandığı konut kredisi tutarı 439 milyar liraya ulaştı.

Tüketicilerinkredi, sigorta ve konut süreçlerini kolaylaştıran olayinkolayi.com’un, hayat sigortalı kredi kullananlara oldukça cazip fırsatlar sunduğunu vurgulayan Viennalife Emeklilik ve Hayat A.Ş. Alternatif Dağıtım Kanalları Direktörü Murat Akçay, “Konut sahibi olmak için finansman desteği alacaklar, kredilerini “hayat sigortalı” seçeneğiyle kullanırlarsa, olayinkolayi.com’a başvurduklarında sigorta poliçelerinde yüzde 40’a varan oranlarda tasarruf edebiliyorlar” dedi. 

Konut alacaklara, ücretsiz asistanlık hizmeti

olayinkolayi.com sitesi, sunduğu “Konut Asistanı” hizmetiyle, ev almak isteyenlere aradıkları konut için gerekli olabilecek birçok araca tek bir adresten ulaşabilme imkanı sağlıyor. Ayrıca olayinkolayi.com’un hesaplama araçlarını kullananlar, gelirlerine göre ideal ev tutarı, emlakçı komisyonu, tapu harcı, taşınma masrafları gibi olası giderlerini de kolayca hesaplayabiliyor.

Kullanıcılarına pek çok işlem kolaylığını bir arada sunan olayinkolayi.com platformu,  hafta içi 09.00-18.00 saatleri arasında 0850 222 3466 numaralı Çağrı Merkezi numarası veya Whatsapp hattı üzerinden anlık yanıt sistemiyle, müşterilerinden gelen soruları asistanları aracılığıyla cevaplıyor.

DKİB Rusya’ya Yapı Sektörü Ticaret Heyeti Gönderiyor

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB), inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların katılımıyla Rusya’ya ticaret heyeti göndereceğini açıkladı.

DKİB, yürütülen proje kapsamında, yapı ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların katılımıyla Rusya Federasyonu‘na 6-11 Ağustos’ta ticaret heyetinin gideceği bildirildi.

AA’nın haberine göre; DKİB’ten yapılan yazılı açıklamada, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi desteği kapsamında Ticaret Bakanlığının onayıyla DKİB tarafından yürütülen “Doğu Karadeniz Bölgesi Yapı Malzemeleri Sektörü İhracat Kapasitesinin Arttırılması ve Yeşil Dönüşümünün Sağlanması” projesinde yer alan firmalardan 30 temsilcinin katılımıyla 6-11 Ağustos’ta Rusya Federasyonu’nun St. Petersburg şehrine ticaret heyeti programı gerçekleştirileceği belirtildi.

Program kapsamında, firmaların St. Petersburg’da faaliyet gösteren yapı sektöründeki ithalatçı alıcılarla ikili iş görüşmeleri yapılacağı aktarılan açıklamada, ayrıca yerinde pazar araştırması faaliyetinin gerçekleştirileceği organizasyonda yapı marketler ve taahhüt sektöründeki firmaların ziyaret edilerek ürünlerin tanıtımının sağlanacağı kaydedildi.

“Rusya Federasyonu pazarından önemli miktarda pay alma amacındayız”

Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya’da, yapı ve inşaat sektörünün ulusal ekonomik büyüme sürecinde kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.

Özellikle St. Petersburg gibi büyük metropollerde yoğun inşaat faaliyetlerinin gözlemlendiğine dikkati çeken Gürdoğan, ayrıca Rusya Federasyonu’nun inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe önemli ithalatçı ülkeler arasında yer aldığını ve özellikle St. Petersburg bölgesinde Avrupa ülkelerinden ithalatın durması nedeniyle Türk inşaat ve yapı ürünlerine talebin arttığını vurguladı.

Gürdoğan, bölge firmaları ile bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla bu yurt dışı pazarlama faaliyetini düzenlemeyi amaçladıklarını belirterek, “13 milyar dolar düzeyinde inşaat ve yapı malzemeleri ithalat hacmi olan Rusya Federasyonu pazarından, fırsatları iyi değerlendirerek önemli miktarda pay alma amacındayız.” ifadesini kullandı.

Bakan Özhaseki: ‘’Kanal İstanbul Çevresinde 600 Bin Konutluk İnşaat Hedefliyoruz’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kanal İstanbul projesinin çevresinde 600 bin konutluk inşaat hedeflediklerini belirtti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kanal İstanbul’un tahmini konut tahminleri ve deprem önlemleri hakkında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı’nın, Kanal İstanbul’u inşa etmeyi planlayan konutları İstanbul’un depreme hazırlığına ilişkin rezerv alanları olarak belirlemesini öneren Özhaseki, bu sürelerin yaklaşık 600 bin konut inşa etme potansiyeline sahip olacağını belirtti.

Özhaseki, medya kuruluşunun Ankara’da yaşadıkları ile İlbank Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen toplantıda, Türkiye’nin aktif fay hatları üzerine konut inşa edilmesi konusunda alınan kullanımı de paylaştı. Özhaseki, “Fay hatları zaten imar planlarına dahil edilecek ve bundan sonra o yapının izin verme cesaretinde bulunabileceğini düşünemiyorum. Yeni yasa ile beraber fay hattı üzerinde inşaata izin verme konusunda cezai yaptırımlar da getirilecek.” dedi.

Bakan, bu önlemle imar planlarının fay hatlarına göre düzenleneceğini, böylece bu yere konut inşasının gerçekleştirilemeyeceğini ifade etti.

Depremin etkilediği bazı bölgelerde şehirlerin meydanından başlayan ilk etaplı inşaatları yöresel mimariye uygun şekilde kendilerinin yapacağını dile getiren Özhaseki, “Bir örnek teşkil etsin. İkinci etaplı, arkaya doğru, çeperlere doğru uzanan tarafta da vatandaş kendi evlerini yaparken bizim yaptığımız mimari tarzı da örnek alsınlar. O bölgelerde inşallah haftaya zannedersem Malatya’dan başlayacağız. Öbür hafta Kahramanmaraş, daha sonra Hatay merkezdeki inşaatlarımıza da başlıyoruz. Bunları kısa süre içerisinde tamamlarız ve bunlar da herkese örneklik teşkil eder diye düşünüyoruz” dedi.

Bakan Özhaseki, yerinde dönüşüm projesinde 50 artı 1 şartı bulunduğunu hatırlatarak, “Yani diyoruz ki vatandaş eğer bir binada 10 kişiyse, en azından 5 kişi bir araya gelsin. Gelmezse ne olur? O 5 kişinin bir araya gelmesi bizler için yeterli. Biz ortak bir hesaba, inşaat başladığında hak ediş karşılığında paraları yatırmaya başlarız. Vatandaştan da daha sonra kredi miktarını tapusuna şerh koyarak isteriz. Ki zaten onu ödemekte güçlük çekilmez. Neredeyse 2 sene sonra, 10 yıl vadeyle 3 bin küsur lira aydan aya ödeyeceği para da herhalde çok ciddi bir rakam olarak vatandaşı yormaz diye düşünüyorum. Orada kimsenin gönlüne bırakacak halimiz yok, bir an önce hayatı normalleştireceğiz. Eğer vatandaş orada kalmak istemezse, rezerv alandan verebiliriz hiçbir problem yok. Bazen fay kırıkları üzerinde yerler var. Oralara yapı yasağı geldiği için vatandaşın hakkını nereden vereceğiz, rezerv alandan vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Yaptıracakları konutların en fazla 5 katlı olacağını söyleyen Özhaseki, “Peki, 7-8 katlı yerler var, oradaki vatandaşın hakkını nasıl koruyacağız? Eğer zemin müsaitse taban alanını genişleteceğiz. Buna şehircilikte taks diyoruz. Taban alanını genişleterek, yine 5 katta çözmeye çalışacağız. Değilse, en son çare olarak vatandaşlar arasında kura çekip, kalan kısmı rezerv alanlardaki yapı konutlarına taşıyacağız” dedi.

Yerinde dönüşüm projesi için bir kaynak oluşturulup oluşturulamayacağı sorusu üzerine Bakan Özhaseki, “Şimdi yapılacak tek şey şu; birincisi maliyet. Bildiğiniz gibi kendi içerisinde bir çalışma yapıyor. Birtakım ekspertizcilerle birlikte bütçeyi genişletmeye çalışıyor. İkincisi biz kurumlar olarak, özellikle bakanlık olarak elimizde ne kadar imkan ve kabiliyet varsa hepsini bu bölgeye sarf etmeye çalışıyoruz. Bir taraftan yurt dışında görüşmeler yapılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri dahil olmak üzere deprem bölgesine yardımcı olmak istediklerini söylediler. Ne kadar bir imkan varsa bilmiyorum, ama onları da bu bölgede kullanacağız” ifadelerini kullandı.

Konteyner Stokunda Yetersizlik

Vefa Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner, belediyelerin acil durumlarda kullanılması amacıyla 100’er adet konteyner stoklaması gerektiğini açıkladı.

Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat depremlerinden sonra bir kez daha gündeme gelen yaşam konteyneri üretiminde kapasite sıkıntısı, çeşitli yöntemlerle aşılmaya çalışılıyor. Sektörün öncü isimlerinden Vefa Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner, hazırlıkların afetlerden önce yapılması gerektiğini belirtti.

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; Türkiye’deki her ilçe belediyesinin 100 yaşam konteyneri stoku oluşturmasını öneren Güner, bu kapsamda hazırladığı projeyi belediyelere sunmaya hazırlanıyor. “Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” diyen Güner, şunları söyledi: “Türkiye’de bine yakın ilçe belediyesi var. Her belediye için 100 konteynerlik bir proje hazırladık.

2.5 dönüm alana, bahçeli, istenirse 2 katlı, 4 kişinin çok rahat kalabileceği yaşam konteynerlerini kuralım. Normal zamanlarda öğrencilerin kullanımına sunulabilir, farklı sosyal alanlarda kullanılabilir. Bir afet yaşandığında da belediye o bölgeye konteynerlerini sevk etsin ya da afetzedeyi getirsin. Bunun öyle yüksek maliyetleri de yok. Bunun çalışılması, planlanması gerekiyor.” Projeyi bakanlık düzeyinde anlattıklarını kaydeden Güner, çalışmayı somutlaştırma aşamasında olduklarını belirtti.

Ön üretimli yapı sektörünün üretim kapasite ve teknolojisi olarak dünya pazarıyla yarıştığını dile getiren Orhan Güner, ancak maliyetler ve şartnamelerin tam oluşmaması nedeniyle yeterli tüketim olmadığından yakındı. Bu nedenle kendileri de dahil ihracata odaklandıklarını kaydeden Güner, “Dünyanın 118 ülkesinde proje geliştirdik, ürün verdik. Sektör kuruluşları da ihracata çalışıyor. Çünkü ihracata çalışmak iç pazara satmaktan daha kolay” dedi.

“Deprem kuşağındayız, hafif çelik yapılar tercih edilmeli”

Hafif çelik yapıların dünyada 1948 yılından beri tercih edildiğini söyleyen Güner, Türkiye’de ise daha çok hastane ve endüstriyel yapılarda tercih edildiğini kaydetti. Deprem kuşağındaki Türkiye’de hafif çelik yapıların tercih edilmesinin önemine değinen Güner, “Türkiye’de müteahhidi ikna etmek çok zor. Hâlbuki yurtdışında öyle değil, şartnameni hazırlıyorsun, sunuyorsun adam imzalıyor. Avustralya, ABD, Yemen, Sibirya, Patagonya’da iş yapmak daha kolay. Çünkü onlar 100 yıllardır bu malzemeyi kullanıyor” diye konuştu. Türkiye’nin bu sistemin teknolojisine sahip olduğunu söyleyen Güner, “Şimdi beklediğimiz bir İstanbul depremi var ve hızlıca dönüşmesi gereken binlerce bina bulunuyor ” diye konuştu.

118 ülkeye ihracat yapılıyor

Ön üretimli yapı sektörünün öncü firmaları arasında yer alan Vefa Group markalarından Vekon, deprem bölgesindeki acil barınma faaliyetlerinin ardından yeniden ihracat atağına geçti. Mobilizasyon projeleri ağırlıklı olmak üzere, toplu konut, ofis, hastane gibi projelerle anahtar teslimi çözümler sunan şirket, 118 ülkeye yapı çözümleri ihraç ediyor.

İlk ihracatını 1997 yılında gerçekleştiren Vekon, bugün ABD, Hollanda, Fransa, Sibirya, Almanya, İran, Gabon, Afganistan, Malezya, Rusya gibi ülkelerde başta kamu olmak üzere birçok projede yer alıyor. Prefabrikte yıllık 1 milyar TL, malzeme tarafında ise 250 milyon TL’lik ciroya imza atan şirket, 2024 yılında ciroyu iki kat artırmayı hedefliyor. Deprem döneminde Konteyner üretimlerinin günlük 30 adetten deprem döneminde 100 adetlere çıktığını kaydeden Orhan Güner, yoğun talebe karşılık Bilecik’teki fabrikada ek kapasite oluşturduklarını belirtti.

Boyalı hammadde ihraç edecek

Konteyner üretimi için kritik öneme sahip fibercement üretimine başlayan Vefa Group, 3 milyon metrekarelik üretimini yılsonunda 6 milyon metrekareye çıkaracak. “Ana hammaddeyi kendimiz ürettiğimiz için depremde hammadde sıkıntısı yaşamadık” diyen Orhan Güner, kendi ihtiyaçları dışında sektöre tedarik sağladıklarını ve ihraç ettiklerini de aktardı. Şu anda hiç ithalat yapmadan ana hammaddeyi üretebildiklerini kaydeden Güner, hammadde tarafında kendinden boyalı ürünler için çalışmalar yaptıklarını açıklayarak, “Şu an Avrupalı metrekaresini 60 euroya satarken biz ise 6 euroya satıyoruz” dedi.

İstanbul Airport City Projesine Onay Verildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Cengiz Holding ile Kalyon Holding ortaklığında sürdürülen İGA Havalimanı İşletmesinin projesi İstanbul Airport City için onay verdi.

Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre, geçen günlerde bakanlıktan ÇED olumlu’ kararı alan şirket, 255 milyon 792 bin TL’lik projesiyle birlikte alanda dokuz katlı üç, dört ve beş yıldızlı oteller yapacak. Bu oteller, uçak pistlerine 1250 ve 1700 metre uzaklıkta olacak. Ayrıca yapımı devam eden üçüncü piste de bin metre uzaklıkta yer alacak.

5 Bin 214 Metrekare Alanda İnşa Edilecek

Alan, uçak yanaşma apronlarına da 200 metre uzaklıkta bulunacak. Projenin ÇED dosyasına göre üç yıldızlı otel 5 bin 506 metrekarelik alanda yapılacak. Sekiz katlı otelde 631 oda bulunacak. Dört yıldızlı otel için ise 4 bin 506 metrekarelik alan belirlendi. Dokuz katlı yapılması planlanan bu otelde de 564 oda olacak. Üçüncü yapı olarak belirlenen beş yıldız otel projesi de dokuz kattan oluşacak. 5 bin 214 metrekarelik alanda gerçekleştirilecek otelde 555 oda bulunacak. Otel projeleri, havaalanı içerisinde belirlenen 450 bin metrekarelik ‘İstanbul Airport City’ alanında yapılacak.

Kalyon ve Cengiz, “İstanbul Airport City” projesi için yıllar önce adım attı. 49 yıllığına kiralanan alan “Merkez Bölge” adıyla projelendirildi. Alanda, oteller, ofisler, perakende ve sosyal alanlar, park, cami ve eğitim tesisleri gibi yerler belirlendi.

İstanbul’da 350 Bin Konut İçin Rezerv Alanlar Belirlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul’da dönüştürülecek 350 bin konut için rezerv alanların belirlendiğini açıkladı.

 İstanbul depremine karşı kentsel dönüşüm seferberliğinin en önemli başlıklar olduğunu belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, “İstanbul demek Türkiye demek, orada olabilecek bir sıkıntı herhalde kolay kolay atlatılamaz. 600 bin konut ilk etapta çok daha riskli ve yıkılacak yapı olarak görülüyor. Bizim önce 600 bini, sonra 1.5 milyon yapıyı dönüştürmek gibi bir zorunluluğumuz var. Anadolu yakasında 150 bin Avrupa yakasında 200 bin konutluk yeni rezerv alanı tespit ettik, bunları çok hızlı devreye sokmamız lazım” dedi.

İstanbul’da dönüşüm için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ilçe belediye başkanlarıyla görüşme sağlandığını açıklayan Özhaseki, şunları söyledi:

Prensipte anlaştık. İstanbul için özel birim kurarak, hızlı biçimde düşündüklerimizi yapmamız gerekiyor. Daha önce kentsel dönüşüm yapılan yerlerdeki sorunları biliyoruz. Önlem aldık. Ciddi yasalar ortaya koyarak, İstanbul’u depreme hazırlamamız gerekiyor. Bizim bir taraftan zaman geçirmeden işe başlama mecburiyetimiz var, bir taraftan da bunun üzerinden siyaset yapma lüksümüz yok. Yapmak isteyen yapsın ben asla yapmayacağım, herkese elimi açtım davetimi yapıyorum. Bu işin üçlü ayağı var, biri eksik olursa yürütemeyiz. Birisi bakanlık, ikincisi belediyeler üçüncüsü de vatandaşın bu işi anlayıp yardımcı olması lazım. Herhangi biri aksarsa biz bu işi yapamayız, bu net. Onlar da İstanbul için çalışmaları olduğunu söylediler. Önümüzdeki hafta bir komisyon kurup onların da çalışmalarını göreceğiz, onlardan istifade ederiz.

Yol haritamız belli, rezerv alanda konut yapımına başlayacağız. 6-8 ay içinde inşaatlara başlarız. Mali imkânlar yeterli olursa tamamına biz başlayabiliriz. Değilse kat karşılığı verip en RİSKLİ binalardakileri oraya göndererek, riskli yerleri sosyal donatı haline getireceğiz. Bir taraftan da ‘yarısı bizden kampanyası’ ile yerinde dönüştürmeyi hesaplıyoruz. ‘Cumhurbaşkanımız zorda kalırsak Kanal İstanbul çevresinde epeyce konutu kullanabiliriz’ dedi. Onu da dahil edersek 600 bin konutu yapabilecek durumda görünüyoruz. Evinden çıkmak istemeyene saygı duyacağız ama özendirici tedbirlerimiz olacak. Mahalle kültürüne uygun az katlı yapılar inşa edeceğiz.

Maliye çalışma yapıyor, ek vergilerle bütçeyi genişletmeye çalışıyor. Biz kurumlar olarak ne kadar imkân ve kabiliyet varsa bu bölgeye sevk etmeye çalışıyoruz. Yurtdışında da görüşmeler yapılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri yardımcı olmak istediğini söyledi. Onları da kullanacağız, bir de hayırseverlerin bağışları var. Elimizde ne imkân varsa yurtiçi yurtdışı hepsini burada kullanmak istiyoruz, başka çaremiz yok, altından kalkılamayacak bir rakam var.

Kentsel dönüşümde maliklerin hisseleri oranında en az üçte iki (2/3) çoğunluk ile karar alması gerekiyor. Bu oran konusunda bir yasal değişiklik olacak. Şu anda kentsel dönüşüm yapılan yerlerde yüzde 65 evet demişse yıkma hakkına sahipsiniz. Çıkacak yasa ile İstanbul’da bunu yüzde 50’ye düşüreceğiz.

Son dönemde inşaat sektöründe işçi krizi yaşanıyor. Bu sorunun çözümü için de adım atıldı. İnşaat sürecinde malzemeden yana sıkıntı olacağını sanmıyorum. Türkiye’de inşaat sektörü güçlü. Ama işçilikten yana sıkıntı doğacak gibi görünüyor. İstanbul’da bile inşaatlarda usta sıkıntıları olduğunu duyuyoruz. MEB ile anlaşıp kısa süreli bir sertifika programı vererek, o bölgede açığı gidermek üzere yeni imkânlar sağlayacağız.

Deprem bölgesinin 110 milyar doları bulan bir maliyeti var. Geçici barınma alanlarında yaşayan 1 milyon 903 bin insan var. Sert zeminler üzerinde uydu kentler kurabileceğimiz rezerv alanları tespite başladık. 179 bin konutun ihalesi yapıldı, büyük bölümünü sene sonu teslim edeceğiz. Cumhurbaşkanı 319 bin konuta çıkarılmasını istedi, inşallah bir yıl içinde teslim edeceğiz. Çok geniş rezerv alanlar yok. Yeni bir usul geliştirmemiz icap ediyordu o da yerinde dönüşüm. 1 milyon liralık 100 metrekare evin yarısını hibe yarısını sıfır faizle kredi veriyoruz. Yıkılan ev daha büyükse kredi miktarını 800 bine çıkarıyoruz. Fay hatlarının geçtiği yerlerde yapı yasağı var. Sel yataklarının olduğu yerler var, buralara yapı yapılamayacak, yasak geliyor. Sıvılaşmanın olduğu zeminlerde de yapı yasağımız var. Dördüncü kırmızı çizgimiz de yapı aşamasında sıfır tolerans. Müthiş bir denetim içinde bu işi götürmek istiyoruz. Kimse bir daha fay kırıklarının üstüne inşaat yapamayacak, imar planlarına da bunu işleyeceğiz zaten.”

AKTİM Çarşı Eylül Ayında Lansmana Çıkacak

Bilgiçler Yapı tarafından İstanbul, Bayrampaşa’da 95 bin metrekare alan üzerinde hayata geçirilecek olan AKTİM Çarşı projesi, eylül ayında lansmana çıkacak.

Bilgiçler Yapı’nın Bayrampaşa’da hayata geçirmeye hazırlandığı, 338 bağımsız bölümden oluşacak olan AKTİM Çarşı projesi, eylül ayında lansmana çıkıyor.

AA’dan Yunus Türk’ün haberine göre;Bilgiçler Yapı açıklamasına göre, 2016 yılından itibaren 7,1 milyarlık gayrimenkul yatırımıyla dikkati çeken Bilgiçler Yapı, Bayrampaşa’da 95 bin metrekare üzerinde hayata geçireceği ticari projesi AKTİM Çarşı ile yeni nesil ticarethaneler ve ofisler üretmeye hazırlanıyor. 

Gelecek ay temel atma işlemlerinin başlayacağı projenin lansmanı ise eylül ayında yapılacak. 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, İstanbul’da lojistik açıdan önemli değere sahip noktalarda ticari gayrimenkul ihtiyacının fazlalığına dikkati çekerek, Bayrampaşa’da hayata geçirecekleri AKTİM Çarşı projesiyle bu ihtiyaca cevap vermeye hazırlandıklarını bildirdi.

Bugüne kadar inşa ettikleri AKTİM1, AKTİM2 ve AKTİM3 projeleriyle toplam 141 bin metrekarelik ticari gayrimenkul üretiminde büyük bir deneyim elde ettiklerini aktaran Bilgiç, ‘’Bayrampaşa AKTİM Çarşı projemiz, her iş modeline uygun ticari dükkanlar ve modern ofislerden oluşuyor. Projemizin geliştirme süreci 1 yıl sürdü. Ticari işletmelerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak detaylandırmaları gerçekleştirdik.’ ‘ifadelerini kullandı.

Bilgiç, projenin henüz ön talep sürecine başlamadığını belirterek, şunları kaydetti: 

‘’Satışa kapalı olmamıza rağmen önceki projelerimizden mülk edinen iş insanları, Bayrampaşa projesinden de satın alma yapmak istiyor. Bu sebeple eylül ayında lansmanla birlikte projemizin çok büyük bir bölümünü kısa sürede satışa kapatacağımızı öngörüyoruz. Tecrübemiz, sektördeki itibarımız ve diğer projelerdeki başarılarımızla yatırımcılarımız arasında büyük bir güven bağı oluşturduk.’’

AKTİM Çarşı projesinin lokasyon olarak çok önemli bir noktada bulunduğunu vurgulayan Bilgiç, projenin şehir merkezine, otoyollara ve havalimanlarına oldukça yakın olduğunu, lokasyon avantajının iş yapma süreçlerini kısaltacak imkan sunduğunu, yeni nesil mimari avantajlar da eklenince yatırımcıları memnun edecek bir yatırım sürecinin başlamış olduğunu aktardı.

Bilgiç, ‘Projemiz gerek mimari yapısı gerek sosyal donatı alanları gerekse 32 bin metrekare büyüklüğünde kapalı otoparkıyla bölgeye yepyeni bir soluk kazandıracak. İnşaat teknikleri, enerji verimliliği, güvenlik sistemleri ve işlevsellik bakımından çoktan miadını doldurmuş birçok ticaret merkezinin yanı sıra her bakımdan günümüze modernize edilmiş haliyle AKTİM Çarşı projemiz işletme sahiplerine derin bir nefes aldıracak.’ ifadelerini kullandı.

TÜİK YD-ÜFE Verilerini Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayına ilişkin  ‘Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi’ verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık yüzde 39,92 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre; YD-ÜFE 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 15,62, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 26,29, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 61,58 arttı.

İmalat, Yıllık Yüzde 40,03 Aylık Yüzde 15,65 Arttı

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 33,47, imalatta yüzde 40,03 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 37,10 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 45,02 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 45,04 artış, enerjide yüzde 12,17 azalış, sermaye malında yüzde 48,82 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 13,70, imalatta yüzde 15,65 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 14,72, dayanıklı tüketim malında yüzde 13,33, dayanıksız tüketim malında yüzde 14,46, enerjide yüzde 27,15, sermaye malında yüzde 16,11 artış olarak gerçekleşti.

Yıllık Bazda Azalık Gösteren Tek Sektör Kok ve Rafine Petrol Ürünleri

Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 12,17 ile kok ve rafine petrol ürünleri oldu. Buna karşılık bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 60,62, b.y.s. makine ve ekipmanlar yüzde 59,14, içecekler yüzde 59,14 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

YD-ÜFE sektörlerinden ağaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) yüzde 10,94, diğer mamul eşyalar yüzde 11,26, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 11,51 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 27,15, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 20,41, diğer ulaşım araçları yüzde 17,23 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

GYODER’den Kiralık Konut Sorununa Çözüm

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) kiralık konut sorununa ilişkin geliştirdiği yeni model ile uygun fiyatlı erişilebilir konut arzını hedefliyor.

Kamuya ait arsaların 49 yıllığına bedelsiz tahsisini içeren model kapsamında konut üretim maliyetlerinin yarı yarıya düşmesi öngörülürken, finansman ayağının banka finansmanı ya da gayrimenkul sertifikası ile çözülmesi; kira bedeline de üst sınır uygulanması öneriliyor.

Model kurgusuna göre, belirlenen kamu arazileri 49 yıllığına ihaleler yoluyla devletten özel şirketlere devredilecek.

Geliştirilecek konutlarla ilgili tahsilat ve ve kiralama işleri görevlendirilen şirket tarafından yapılacak. Kiralara üst limit getirilecek, örneğin 100 metrekarelik bir konutun kirası en fazla 4,000 lira olabilecek. Konut geliştiricisi 49 yıllığına üst kullanım hakkına sahip olacak, süre sonunda konutların mülkiyet hakkı devlete devredilecek.

Modelin tanıtımına ilişkin düzenlenen toplantıda konuşan GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Konut üretme sürecinde en büyük maliyet arsa maliyeti. Şu anda toplam maliyet içinde arsanın payı Türkiye ortalamasında yüzde 50 seviyelerinde. Kamu kuruluşlarının, yerel yönetimlerin veya benzeri kurumların elindeki arsalar, belli bir dönemde kamu–özel işbirliği yöntemi ile değerlendirilerek ve bir kira tarifesiyle belli üst limitler konularak on binlerce düşük kiralı konut üretilebilir” diye konuştu.

Kalyoncu şöyle devam etti:

“Bu noktada GYODER Yeni Konut Modeli’ni oluşturduk. Yap-işlet-devret modeliyle, bireysel değil kamusal kiraya veren yapısını oluşturuyoruz ve kiracıyla kiraya veren arasındaki problemleri ortadan kaldırıyoruz. Bu model, arsa maliyetini sıfıra indirerek kiraları yarı yarıya düşürüyor. Kamu ve özel sektör işbirliği modeliyle kullanıma açılacak arsalarda konutların üretilmesi sağlanırken, arsaların mülkiyeti de devlette kalıyor. Kiralar ise, ev sahiplerinin kontrolünden çıkarılarak devletin hakkaniyetli denetimine ve kurumsal firmaların yönetimine veriliyor.”

Yeni Formülle Barınma Sorunu Çözülmek İsteniyor

Model kapsamında yatay mimari, yerli malzeme ve enerji tasarrufunun da şart koşulacağını belirten Kalyoncu, “Bu sayede orta ve orta alt gelir grubunun hane halkı gelirinin % 30- 50’sini aşmayacak bir formülle barınma çözümü sunmuş olacağız” dedi.

Toplantıda verilen bilgiye göre, Türkiye’de ev sahipliği oranı 2000’lerde yüzde 65’in üzerinde seyrederken, 2022 itibarıyla %56.7’ye gerilemiş durumda. AB ortalaması ise %70 seviyesinde bulunuyor. Nisan ayı verileri üzerinden yapılan hesaplamaya göre İstanbul’da 100 metrekare bir konut için kullanılan bir kredinin aylık taksidi hane halkı net harcanabilir gelirinin %56’sına denk geliyor. Bu oran ise, dünya literatürüne göre olması gerekenin en az 2 katı düzeyinde bulunuyor.

Modelin Finansman Ayağı

GYODER Başkan Yardımcısı Sertaç Karaağaoğlu ise, modelin finansmanı konusunda banka kredisi ve sermaye piyasaları olmak üzere iki opsiyon bulunduğunu söyledi.

Karaağaoğlu, “Seçeneklerden ilki banka finansmanı. Kamu otoritesi arsayı 49 yıllığına tahsis eder. Belirleyeceği bedele göre yapım-kiralama-işletme ihalesine çıkar. İşi alan şirket, arsanın üst hakkı ipoteği karşılığında bankadan kredi kullanarak işi yapar. Konutları kiralayarak tahsil ettiği kira bedelleriyle veya üst kullanım hakkını başkasına satarak kredisini öder” dedi ve ekledi:

“İkinci seçenek ise sermaye piyasaları. Yapım-kiralama-işletme ihalesi ile işi alan şirket yapım bedeli+kâr için gayrimenkul sertifikası ihracına çıkar. SPK’nın onayı çerçevesinde her metrekare için bir sertifika ihraç ederek sağlayacağı finansmanla işi yapar.”

Kaynak: Dünya Gazetesi

Karmod Genel Müdürü Yüceer: ‘’Prefabrik Evlere İlgi Artıyor’’

Karmod Genel Müdürü Abdullah Yüceer, aylık üretim adetlerini 500’e yükselttiklerini belirterek, Müşteri memnuniyetleri yaşanıp paylaşıldıkça prefabrik evlere ilgi daha da artıyor.’’ dedi.

Karmod tarafından yapılan açıklamaya göre; yapılan açıklamaya göre, satışlara paralel olarak prefabrik ev taleplerinde de aynı oranda bir artış yaşandı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Genel Müdürü Abdullah Yüceer, talep artışını toplumda prefabrik evlere olan güvenin bir yansıması olarak gördüklerini belirtti.

‘’Deprem Henüz Talebe Etki Etmedi’’

Yüceer, aylık ev üretimlerini 500 adete kadar yükselttiklerini aktararak şunları kaydetti:

‘’Üretim ve talep artışında yaşanan Kahramanmaraş depremlerinin tetikleyici bir etkisi oldu, kuşkusuz. Ancak depremin henüz talebe etki etmediği yılın ocak ve şubat aylarında da hazır konut üretimimiz şu anki ortalamamıza yakındı. Üretime etki eden talep artışında prefabrik evlere yönelik toplumda bir güvenin oluştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Müşteri memnuniyetleri yaşanıp paylaşıldıkça prefabrik evlere ilgi daha da artıyor. Yılın ilk 6 aylık döneminde evlerimizle ilgili bilgi almak için çağrı merkezimiz 11 bin 778 adet aramayı cevapladı. Müşteri deneyimlerinin gelen çağrı içeriklerine yansıdığını gözlemledik.’’

Son yıllarda prefabrik evlerin müstakil konutta en çok tercih edilen model olduğunu vurgulayan Yüceer, beklentilere özel lüks villa konutların da üretimini gerçekleştirdiklerini ifade etti.

İyi Yalıtımlı Prefabrik Evler Enerji Tasarrufu Sağlıyor

Yüceer, prefabrik evlerin hızlı üretim ve kurulum başta olmak üzere önemli avantajlarının bulunduğuna dikkati çekti ve yeni nesil kaynaksız teknolojilerin kullanıldığı makinelerde üretilen prefabrik evlerin üretiminin çok kısa zamanda gerçekleştirilebildiğini belirterek, ‘’Çelik taşıyıcılara sahip konut modelimizle yapı güvenliği yüksek evler üretiyoruz. Parçalı üretimle kolayca taşınabilen evlerimiz cıvata somunlu ve geçmeli sistemin verdiği avantajla günler içerisinde montajlanabiliyor. Hazır evlerimiz uzun ömürlü konut modeli arasında yer alıyor. İşçilik maliyetlerini azaltan maliyet avantajıyla bütçelere kazandırıyor. İyi yalıtımlı özelliğiyle iklimlendirmeden tasarrufla enerji giderlerini azaltıyor.’’ ifadelerini kullandı. 

Kaynak: AA

Artan Konut Fiyatları, Gayrimenkul Yatırımcılarını Tiny House’lara Yönlendirdi

Büyükşehirlerdeki konut maliyetlerinin artmasıyla birlikte gayrimenkul yatırımcıları rotasını tiny house’lara çevirdi. Beyaz Group İnşaat ve Atlas Gayrimenkul ise yeni projeleriyle vatandaşların uygun fiyatlı arsa üzerine yerleştirebilecekleri tiny house’lar ile hem doğayla iç içe yaşamasını hem de yatırımlarından daha fazla kâr elde etmesini sağlıyor.

Son dönemde ülkemizdeki konut fiyatlarının hızla yükselmesiyle birlikte satışlar da düşmeye başladı. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın nisan ayında yayımladığı son veriler, konut fiyat endeksinin bir önceki yılın aynı dönemine göre reel bazda yüzde 53 arttığına işaret ediyor. Buna bağlı olarak Türkiye İstatistik Kurumu’nun haziran ayına ilişkin açıkladığı istatistikler de konut satışının 2023’ün ilk 7 ayında geçen yıla kıyasla yüzde 22,1 azaldığını gösteriyor. Beyaz Group İnşaat ve Atlas Gayrimenkul ise tiny house yaşam köyü projeleri Bahçeköy Plus (Bahçeköy Akmeşe) ile gayrimenkul yatırımcılarına alternatif çözüm sunuyor. Vatandaşlar, uygun fiyata satın aldıkları arsaların üzerine yerleştirebilecekleri ruhsatlı ve plakalı tiny house’lar ile hem doğayla iç içe yaşayabiliyor hem de yatırımlarından daha fazla kâr elde edebiliyor. 

“Tiny House’lara Talep Yaklaşık Yüzde 80 Arttı”

Beyaz Grup İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Aslan Özkan, konuya dair şu açıklamada bulundu: “Tiny house’lar, son dönemde konut fiyatlarının yükselmesiyle birlikte yatırımcıların gözdesi oldu ve talepler geçen seneden bu yana yüzde 75 ila yüzde 80 arttı. Çünkü bu evler, uygun fiyatlı olmasının yanı sıra arsaları da diğerlerine kıyasla daha hızlı değerleniyor. Tekerlekli ve çelik konstrüksiyonlu materyallerle yapıldığından depreme dayanıklı yapısıyla da öne çıkıyor. Kullanıcılara hem güvenli yaşam alanı fırsatı sunuyor hem de doğayla iç içe olmalarını mümkün kılıyor.”

Tiny house’ların turistik bölgelerde de yoğun ilgi gördüğünü söyleyen Beyaz Grup İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Aslan Özkan, “Birçok vatandaşımız yalnızca dönemsel değil, zamanının çoğunu bu evlerde ikamet ederek geçiriyor. Böylece bütçelerini de daha stratejik bir şekilde yönetebiliyor. Biz de Atlas Gayrimenkul ile birlikte 15 yıllık deneyimimizden yola çıkarak imza attığımız alt yapı ve üst yapı olanaklarına sahip, site konseptindeki doğayla bütünleşmiş tiny house köylerimizle gürültü kirliliğinden uzak, güvenli, organik bir yaşam sunuyoruz” dedi. 

“Vatandaşlarımızın Hayalini Gerçeğe Dönüştürüyoruz”

Geliştirdikleri projelerle birlikte yatırımcıların yüksek oranda kâr elde etmelerini sağladıklarını ve kalıcı bir yatırımcı ağı oluşturduklarını belirten Atlas Gayrimenkul Sahibi Hüseyin Ergüner ise projeye dair, “Projemiz, 7/24 güvenlik, otopark, elektrik ve su altyapısı, bahçelerin ahşap çitlerle birbirinden ayrılması gibi özellikler barındırıyor. Öte yandan bisiklet ve yürüyüş parkurları gibi hem çocuklar hem de yetişkinler için sosyalleşebilecekleri alanlar içeriyor. Böylece vatandaşlarımızın hayal ettiği yaşam alanını projemizle gerçeğe dönüştürüyor ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Yatırımcıların beklentilerini detaylı bir şekilde analiz ediyor, tüm proje fikirlerimizi en uygun ve stratejik lokasyonlarda hayata geçiriyoruz. Beyaz Grup İnşaat ile birlikte kusursuz müşteri deneyimi yaratmayı ilke ediniyoruz. Şimdi hedefimizde bu konforlu deneyimi daha çok yatırımcıya ulaştırmak var. Gelecek dönemde çevre duyarlı projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi. 

Dedeman, Konya Oteli İçin Akyokuş Park İnşaat İle Anlaştı

Dedeman, Konya’da inşa edilecek yeni oteli için Akyokuş Park İnşaat ile anlaşarak imzaları attı. Projenin 2024 yılında hizmete açılması hedefleniyor.

Anlaşması sağlanan Konya’nın ikinci otel Park Dedeman Konya’da 9 suit, 6 aile, 6 engelli ve 131 standart oda olmak üzere toplam 152 odalı olacak.

Projenin merkeze ve Vilayet Konağı’na 6 km, Konya Şehir Hastanesi’ne 16 km, havalimanına 20 km’deki otelin iş ve tatil için gelenlerin yanında Necmettin Erbakan Tıp Fakültesi’ne ve diğer sağlık merkezlerine yakınlığıyla sağlık turizmi açısından da ideal bir konaklama seçeneği olacağı belirtiliyor.

Park Dedeman Konya Otel projesinin 2024 Nisan ayında tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor.

Tüketici Güven Endeksi Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliği ile hazırlanan ‘’Tüketici Güven Eğilim Anketi’’ sonuçlarına istinaden hazırlanan temmuz ayı tüketici güven endeksi açıklandı.

Buna göre, TÜİK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliğiyle yürütülen “Tüketici Eğilim Anketi” sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, temmuzda geçen aya kıyasla yüzde 5,9 azaldı. Haziranda 85,1 olan endeks, temmuzda 80,1 olarak kayıtlara geçti.

Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi geçen ay 69,1 iken temmuzda yüzde 6,6 azalışla 64,5’e geriledi.

Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi endeksi haziranda 85,8 iken bu ay yüzde 7,7 azalarak 79,2 oldu.

Haziranda 92,7 olan gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi endeksi yüzde 11,3 düşüşle bu ay 82,2’ye indi.

Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi ise haziranda 93 iken temmuzda yüzde 1,5 artışla 94,4 olarak hesaplandı.

Divan Antalya Talya Otel İle İlgili Yeni Gelişme

Antalya’nın ilk 5 yıldızlı oteli olan Divan Antalya Talya Otel’in yenilenme süreciyle ilgili son açıklama yapıldı. Projenin yatırım bedeli 80 milyon dolar olarak güncellendi.

Koç Holding bünyesinde yer alan Divan Antalya Talya Otel, 38 yıllık hizmet sürecinin ardından 2013 yılında yenilenmek üzere kapatılmıştı. 8 yıldır kapalı olan 204 odalı otelde, yargı sürecinin de tamamlanmasıyla 2021 yılında yeniden inşaat çalışmaları başlatılmıştı.

Ekonomik gelişmelerin de meydana gelmesiye, Marmaris Altınyunus Turistik Tesisler A.Ş tarafından otelin süreciyle ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

’’22 Ocak 2021 tarihli özel durum açıklamamız ile kamuya açıklanan ve süreçleri başlamış olan Divan Talya Otelimizin yeniden yapımı ve Konferans Merkezi’nin yenilenmesi projesi ile ilgili olarak toplam 50.000.000 ABD Doları (KDV Dahil) tutara kadar yatırım yapılması kararı yönetim kurulumuz tarafından yeniden değerlendirilmiş ve;

• Yerel ve Global olarak değişen ekonomik konjonktürdeki gelişmeler nedeniyle bütçelenen maliyetlerin artmasının,

• Turizm sektöründeki olumlu gelişmelerin de ilave etkisiyle tüm oda dekorasyonlarının ve dizaynlarının daha üst kaliteye yükseltilmesinin,

• Oda büyüklüklerindeki ve üst segment oda tiplerindeki sayısal artışa bağlı olarak dekorasyon malzemesi, mobilya, ekipman kullanımının artmasının,

• Konferans merkezinin iç ve dış dizaynı ile dekorasyonunun artan otel kalitesine paralel şekilde iyileştirilmesinin,

Etkileri nedenleri ile 80.000.000 ABD Doları + KDV tutarına kadar yatırım yapılması olarak revize edilmesine, karar verilmiştir.

Yatırım projesindeki oda büyüklüklerinin artırılması nedeniyle yapılan revize sonucunda oda sayısının yaklaşık 180 adet olması planlanmakta olup, üst segment oda tiplerinin sayısal artışının yaratacağı gelir etkisi ile otelin yaratacağı potansiyel gelirlerin artması ve proje başlangıcında öngörülen karlılığın korunması beklenmektedir. Projede yapılan revizeler sonrasında, otel inşaatının 2024 yılının son çeyreğinde tamamlanarak otelin açılışı için gerekli hazırlıklara başlanması hedeflenmektedir. 

Söz konusu yatırım için bugüne kadar KDV hariç yaklaşık 12,5 milyon ABD Doları harcama yapılmış olup, revize toplam yatırım tutarının, ilk etapta yaklaşık 50 milyon ABD Doları tutarındaki kısmının ana ortağımız Koç Holding A.Ş.’ne tahsisli sermaye artırımı yapılması sureti ile finanse edilmesi planlanmaktadır. Diğer finansman kaynaklarının kullanım şekli, zamanlaması ve tutarları hakkında bu aşamada alınmış bir karar bulunmamakta olup, öngörülen finansman yapısı piyasa koşullarına ve yatırım sürecine bağlı olarak değişebilecektir.

Konuya ilişkin önemli gelişmeler faaliyet raporları ve özel durum açıklamaları vasıtasıyla yatırımcılarımızla paylaşılacaktır.’’

Divan Antalya Talya Otel’in yeniden yapım projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Muğla, Menteşe’de Sosyal Konut İnşaatı Başladı

Muğla’nın Menteşe ilçesinde yapılacak 500 konutluk Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) sosyal konut projesinde inşaat çalışmaları başladı.

Muğla’nın Menteşe ilçesinde 2020 yılında kura çekimi yapılan 500 adet sosyal konutun yapılacağı alanda, yüklenici firma tarafından inşaat çalışmalarına başlandı.

Menteşe’de 2020 yılında kura çekimi yapılan 500 adet sosyal konutun ihalesi 15 Şubat’ta yapıldı. Yüklenici firma sosyal konutların yapılacağı Akçaova-Yeşilyurt yolu üzerinde Muğla Büyükşehir Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’nin alt bölümünde çalışmalara başladı.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından 2019 yılında yıllık 100 bin sosyal konut projesi çerçevesinde Muğla Menteşe’de 500 adet 3. etap konut projesinin 2020 Mart ayında kuraları çekilmişti. 350 adet 2+1, 150 adet 3+1 sosyal konut için hak sahipleri belli olmuştu. TOKİ tarafından Menteşe ilçesi Akçaova Mahallesi’nde yapılacak olan 3. etap 500 adet konut (+2 KD), 1 adet cami ve 1 adet 6 dükkanlı ticaret merkezi inşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi işlerinin ihalesi 15 Şubat’ta yapıldı.

Samsun, Toybelen’de İçme Suyu Projesi Hız Kazandı

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Toybelen İçme Suyu projesinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan Toybelen İçme Suyu Projesi ile Atakum ve İlkadım ilçelerine bağlı 12 mahalleye 15 bin 500 metre uzunluğunda içme suyu isale ve şebeke hattı döşeniyor. Atakum’da artan nüfus yoğunluğu ve Toybelen’de inşa edilen yeni sanayi sitesinin de faaliyete geçecek olmasıyla birlikte bölgede içme suyu ihtiyacının yeterli kapasitede karşılanması için Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından önemli bir çalışma gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda SASKİ Genel Müdürlüğü tarafından Toybelen İçme Suyu Projesi hızla hayata geçirildi. Proje kapsamında 1 adet bin metreküplük içme suyu deposu, 1 adet 500 metreküplük içme suyu deposu ve büyük bir kısmının 600 mm çapında çelik ve duktil borudan oluşan toplamda 15 bin 500 metre isale ve şebeke hattı döşenecek. Geçen hafta başlayan çalışmalar iki ay içerisinde de tamamlanacak. Proje Atakum ilçesinin üst bölgeleri olan Büyükkolpınar, Küçükkolpınar, Balaç, Yeşildere, Mevlana, Kamalı, Yenimahalle, Cumhuriyet ve Çobanözü Mahalleleri ile İlkadım ilçesine bağlı Toybelen, Ahullu ve Beypınar Mahallelerini kapsayacak. 

‘’Projeyi 2 Ayda Tamamlamayı Hedefliyoruz’’

Proje ile ilgili bilgi veren Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü İçme Suyu Daire Başkanı Eser Öncel, “Başlattığımız Toybelen İçme Suyu Projesi bölgede ilerleyen süreçte yaşanabilecek yoğunluk dikkate alınarak planlanmış bir proje. Yeni Sanayi Sitesi’nin bu bölgeye taşınmasıyla birlikte oluşabilecek nüfus artışı sebebiyle gelecek yıllarda bölgeye yeterli kapasitede içme suyunun temin edilmesi için bugünden hazırlıklarımızı yapıyoruz. Çalışmalara geçen hafta başladık. 2 ay gibi kısa sürede bitirmeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Samsun il genelindeki tüm içme suyu projeleri ile detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Elazığ Otobüs Terminali Projesinde İnşaat Devam Ediyor

Elazığ Belediyesi’nin planladığı 100 proje arasında yer alan Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Güney çevre yolu üzerinde konumlandırılan Şehirlerarası Otobüs Terminali projesi, 8 bin 348 metrekare kapalı 6 bin 556 metrekare yarı açık alan olarak tasarlandı. Terminal bünyesinde ise 49 adet peron, şoför dinlenme odaları, 18 adet dükkân, 2 adet restoran-kafe, 42 adet bilet gişesi, mescitler, büfe ve çocuk oyun alanları yer alacak. Ayrıca projede, çevre düzenlemeleri ile bitkisel peyzaj çalışmaları da yapılacak.

‘’Projeyi Kısa Sürede Bitirip Hizmete Suncağız’’

Proje hakkında konuşan Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, “Elazığmıza değer katan dev projeleri tamamlayarak kıymetli yatırımları bir bir vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Elazığımıza kazandıracak olduğumuz önemli yatırımlardan biri de, Şehirlerarası Otobüs Terminali. Büyüyen ve gelişen Elazığmızda vatandaşlarımızın daha hızlı ve konforlu seyahat etmelerine olanak sağlayacak Yeni Şehirlerarası Otobüs Terminalimizin çalışmalarını kısa sürede bitirip modern terminal binamızı hemşerilerimizin hizmetine sunacağız. 

Şehrimizin vitrini olacak yeni terminalimiz, ilimize gelecek misafirlere ve vatandaşlarımıza daha kaliteli hizmet imkanı sağlayacak. Uzun yıllar Elazığmıza hizmet edecek olan yeni ve modern terminal binamız şimdiden şehrimize hayırlı olsun. Yaşanabilir, marka şehir hedefiyle halkımıza hak ettiği hizmetleri kazandırmak için mücadele ediyor, çok önemli yatırımlarımızla aziz şehrimiz Elazığ’ımızı geleceğe hazırlamaya devam ediyoruz.” dedi.

İnşaat Demiri Fiyatları Yeniden Arttı

İnşaat sektöründe yaşanan fahiş zamlar demir fiyatlarını da etkiledi. Son açıklanan verilere göre en düşük inşaat demiri fiyatı 18 bin 500 TL’den başlıyor.

İnşaat sektöründe son dönemlerde yaşanan zam ve olumsuz koşullar nedeniyle inşaat demiri fiyatları da hızla yükseliyor. Demir üreticileri, hammadde maliyetlerindeki artışlar, taşıma ve lojistik maliyetlerindeki yükseliş, enerji fiyatlarındaki artış ve talep arz dengesizlikleri gibi faktörlerin bu fiyat artışının arkasında olduğunu açıklıyor.

İşte il il güncel inşaat demiri fiyatları:

Q8 mmQ10 mmQ32 mm
Ankara19,300 TL19,300 TL18,800 TL
İstanbul19700 TL19,600 TL19,100 TL
Karabük19,000 TL19,000 TL18.500 TL
Gebze19,400 TL19,300 TL18,800 TL
İskenderun19,200 TL19,000 TL18,600 TL
İzmir19,100 TL18,900 TL18,500 TL
Biga19,350 TL19,250 TL18,750 TL
Samsun19,750 TL19,600 TL19,200 TL
Tekirdağ19,800 TL19,700 TL19,200 TL
Kaynak: demirfiyatlari.com

İnşaat Demiri Nedir?

İnşaat sektöründe kullanılan temel malzemelerden biri olan inşaat demiri, yapıların dayanıklılığını ve güvenliğini sağlamak için önemli bir rol oynuyor. İnşaat demiri, çelik üretiminde kullanılan bir malzemedir ve çeşitli yapısal uygulamalarda kullanılır.

İnşaat demiri, genellikle çubuk veya çubuk şeklinde üretilen uzun ve düz bir çelik ürünüdür. Yüksek mukavemeti ve bükülme özelliği, inşaat projelerinde kullanılmasını sağlar. İnşaat demiri, betonarme yapıların temel taşıdır ve bu yapıların taşıma kapasitesini artırır.

İnşaat demirinin belirli standartlara ve özelliklere uygun olması gerekmektedir. Birçok ülkede, demirlerin kalitesini belirlemek için standartlar ve sertifikalar bulunmaktadır. Bu standartlar, demirlerin kimyasal bileşimi, mekanik özellikleri ve boyutları gibi faktörleri kapsar.

İnşaat demiri çeşitli çaplarda üretilir ve genellikle metrik sistemle ifade edilen birimlerle ölçülür. Örneğin, en yaygın kullanılan inşaat demiri çapları arasında 6 mm, 8 mm, 10 mm, 12 mm, 16 mm ve 20 mm yer alır. Projeye bağlı olarak, farklı çaplarda ve uzunluklarda demirler kullanılır.

Yerinde Dönüşüm Kampanyasına 36 bin 825  Başvuru Yapıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Medya Ankara Temsilcileri Buluşması’nda açıklamada bulundu. Bakan Özhaseki, Yerinde Dönüşüm kampanyasına 36 bin 825 kişinin başvuru yaptığını söyledi.

Başlatılan inşaatların bir yıl içerisinde tamamlanmasını hedeflediklerini belirten Bakan Özhaseki’nin açıklamaları şu şekilde:

‘’Şu ana kadar 179 bin konutun ihalesi yapıldı, yüzde 90’ının inşaatı başladı. Cumhurbaşkanımız bu rakamın 390 bine çıkarılmasını istemiş, arkadaşlarımız çalışıyorlar. Başlanılan inşaatlar bir yıl içinde yapılacak.

Şehir hakkında konuşmak isteyen, sesi çok çıkan kim varsa çağırın dedim. Bölgelerle ilgili planlamalar yaptık, tasarım projeleri geliştirdik. Arkadaşlar eleştirin bizim yaptıklarımızı, felaket atlattık ama bunu fırsata dönüştürmek istiyoruz. Kadim şehirlerimizin kendi kültürü, geçmiş yaşanmışlıklarına uygun olsun diye yapıyoruz. Herkes katıldı, gördüğümüz bir şey vardı. Planlar hususunda eleştiri gelmedi, teşekkür geldi. Özellikle insanlar şunu söyledi; Devlet olarak bir yerlerde rezerv alanlarda konutlar yapıyorsunuz ama doğduğumuz büyüdüğümüz yerlerden gitmek istemiyoruz. Kendi yerimizi yapıp oturmak istiyoruz. Hataylıların şehri terk etmeleri mümkün değil. Yerinde Dönüşümü geliştirdik. Vatandaş yerinde dönüşüm istiyor ama bir taraftan da rezerv alan yokluğu var. Yeni bir şehir kuracağınız alanlar yok.

Bir sene içinde burada inşaatlara başlamazsak yeniden eski haline döner diye madde ekledik. Bir vatandaş yerinde kalmak istiyor, ikincisi de o kadar elimizde 850 bin konutluk rezerv alan yok. Yerinde dönüşüm projemizi mecburen şekillendirdik. Gittiğimiz yerlerde o şehirlerde projemizi gündeme getirip ne düşündüğümüzü ifade ettik.

100 metrekarelik evin Anadolu’da yapım maliyeti 1 milyon lira, yarısını hibe olarak veriyoruz, yarısını da kredilendiriyoruz. Bütün kredilerin ödemesi 2 yıl süreli ödemesiz 10 yıl ödemeli, sıfır faizli. 100 metrekareden büyükse kredi miktarını 800 bine çıkarıyoruz. Yerinde dönüşümle birlikte ekonomi canlanacak.

Yıkımın sebeplerini araştırdık. O bölgelerde dört kırmızı çizgimiz var, taviz vermeyeceğiz. Fay hatları, kırıkları üzerine yapılaşmaya izin verilmeyecek.

Sel yataklarının olduğu yerlerde belirli süreler içinde birkaç sene sel gelmese bile 10-20-30 senede bir aynı yerlere sel geldiği için yapı yasağı gelecek.

Sıvılaşmanın olduğu zeminlerde de yapılaşma yasağımız var.

Artık mimarlıktan ve mühendislik hesaplarında sıfır tolerans diyoruz. Asla taviz vermeyeceğiz.

22 noktada yapım ofisleri açtık. Yıkımların fazla olduğu yerlerde açtık ofislerimizi.

Yerinde Dönüşüme şu ana kadar müracaat eden sayısı 36 bin 825. Saatte 1000 kişi müracaat ediyor. Sadece bağış ve hibe olarak değil, kredi olarak da aynı zamanda TİP sözleşmelerinin hazırlanmasında, inşa faaliyetindeki projelerin hazırlanmasında, denetiminde, içinde oturacakları ana kadar takip edip yardımcı olacağız. En önemli şey, eğer Deprem olursa hiçbir vatandaş kendisini camdan dışarı atmadan, telaşlanmadan evinde huzurla bekleyip, depremin geçmesini sükunetle beklemesini oluşturacağız. İstanbulumuzu deprem gelmeden, depreme karşı hazırlarız diye düşünüyorum.’’

Deprem Hasar Ödemeleri 55,5 Milyar TL’ye Ulaştı

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen iller için yapılan hasar ödemelerinin 55,5 milyar TL’ye ulaştığını açıkladı.

TSB tarafından yapılan açıklamada görüşlerini belirten Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, “Afetin ardından geçen 5 ay boyunca sektörümüz, sorumluluklarını eksiksiz yerine getirme gayretiyle çalışırken, başta ferdi kaza ve hayat sigortaları olmak üzere, konut sigortası, sanayi ve ticari yatırımlardaki mühendislik, yangın, kâr kaybı, nakliyat ve kasko gibi branşlarda 144 binden fazla dosyaya 26 milyar TL’ye yaklaşan tutarda ödeme yaptı. Öte yandan 35 bine yakın dosya için de 10 milyar TL tutarında rezerv ayırırken, 5 ay gibi kısa süre içinde hasar ödemelerimizin büyük bir kısmını gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

‘’Bin 255 Dosyaya 101 Milyon TL’den Fazla Ödeme Yapıldı’’

11 ilde bugüne kadar yapılan en büyük ödemenin gerçekleştiğini dile getiren Obalı, “Hayat sigortasında 15 bin 735 dosyaya 728 milyon TL, sınai ve ticari tesislerin kâr kaybına yönelik teminat içeren 307 dosyaya 364 milyon TL, kaskoda 8 bin 114 dosyaya 1,7 milyar TL, elektronik cihazlara, inşaatlara, makine kırılması ve montaj teminatları içeren mühendislik sigortalarında 45 bin 294 dosyaya 689 milyon TL, nakliyat sigortalarında ise bin 450 dosyaya 796 milyon TL ve ferdi kaza poliçesi kapsamında bin 255 dosyaya 101 milyon TL’den fazla tazminat ödemesi yapıldı.” ifadelerini kullandı.

Bakan Özhaseki: ‘’İstanbul’da Rezerv Alanlarda 350 Bin Konut Yapılacak’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul’daki rezerv alanlarda 350 bin konut inşa edileceğini açıkladı.

Hatay ziyareti sırasında bir haber kanalına konuk olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Özhaseki, şu ifadeleri kullandı:

“Şu ana kadar 1 milyon 207 bin müracaat var 200 bin bina ediyor bu. En çok riskli binalardan başlayarak yarısı bizden kampanyasını devam ettireceğiz. İstanbul için özel bir birim kuracağız başka çaresi yok. Yani İstanbul’da bu işi biraz daha pratikleştirecek bu tür engel çıkaranları aşabileceğimiz, çok hızlı davranabileceğimiz, işi insanların gönlüne bırakmayacağımız bir ortama doğru getirmek durumundayız.

Konutların 4’te 1’i Riskli

5 nokta 8 milyon bağımsız birim var İstanbul’da. Risk taşıyan ne kadar birim var 1,5 milyon, 4’te 1’i risk taşıyor.

İstanbul’da rezerv alanlara bir an önce sağlam konutlar yapacağız. Etraftaki ilçelerde en riskli yapıları oraya taşıyacağız. Anadolu yakasında 150 bin konutluk, Avrupa yakasında da 200 bin konutluk yer tespit ettik. İstanbul’da rezerv alanlarda 350 bin konut yapacağız.”

24 Otele Yatırım Teşvik Belgesi Verildi

2023 yılı içerisinde toplam 3 milyar 496 milyon TL yatırım bedeliyle inşa edilecek 24 otel, yatırım teşvik belgesini almaya hak kazandı.

Mayıs ayında paylaşılan bilgilere göre yatırım teşvik belgesi verilen 24 otel projesinden 4’üi 5 yıldızlı olarak inşa edilecek. Yatırım teşvik belgesi verilen oteller şu şekilde;

İstanbul-Minsar Turizm İnşaat- 3 yıldız- 393 yatak- 642 milyon 100 bin TL

İstanbul-Sola Tekstil Turizm- Kırsal turizm tesisi- 58 yatak- 40 milyon 813 bin TL

Sakarya-Duman Bungalov Turizm- 3 yıldız-20 yatak- 7 milyon 912 bin TL

Ankara-MEG Otelcilik- 4 yıldız- 96 yatak- 11 milyon 766 bin TL

Nevşehir- Azimli Ticaret- 3 yıldız- 28 yatak- 11 milyon 771 bin TL

Trabzon- Iskofia Boutique Otel- 1 yıldız- 17 yatak- 8 milyon 76 bin TL

Mersin-Kervan İnşaat Turizm- 5 yıldız- 426 yatak- 279 milyon 402 bin TL

İzmir-KLE İnşaat- 3 yıldız-66 yatak- 48 milyon 278 bin TL

Antalya-Alanya Özkaymak Turizm- 5 yıldız- 499 yatak- 724 milyon 769 bin TL

Muğla-Bodrum Alha Turizm- 3 yıldız-84 yatak- 25 milyon 913 bin TL

Çanakkale-Celal Metinol- 3 yıldız-50 yatak- 22 milyon 39 bin TL

İstanbul-GülÇe Yapı İnşaat- 4 yıldız-76 yatak- 49 milyon 165 bin TL

Trabzon-Trabzon Otelcilik ve Turizm- 4 yıldız- 200 yatak- 91 milyon 781 bin TL

Antalya-Optimal Turizm- 5 yıldız- 536 yatak- 631 milyon TL

Mardin-Midyat Çelik İnşaat Turizm- 4 yıldız- 226 yatak- 75 milyon 963 bin TL

Antalya-The Saint Star Hotel- 4 yıldız- 370 yatak- 104 milyon 151 bin TL

Mersin-Tepret Gıda Ticaret- Kırsal turizm tesisi- 50 yatak- 49 milyon 877 bin TL

Van-El Baboos Turizm- 4 yıldız- 104 yatak- 99 milyon 46 bin TL

Artvin-Ser Can Uluslararası Taşımacılık Turizm- 3 yıldız- 28 yatak- 13 milyon 311 bin TL

Muğla-ASL Müşavirlik Mimarlık- 4 yıldız- 183 yatak- 146 milyon TL

Edirne-DH Gıda Restoran Otelcilik- 5 yıldız- 171 yatak- 67 milyon 709 bin TL

İstanbul-Demsa Holding- 3 yıldız- 140 yatak- 96 milyon 240 bin TL

Eskişehir-Orhan Köksal- 4 yıldız- 220 yatak- 292 milyon 576 bin TL

Bolu-Duygu Giyim Sanayi- Kırsal turizm tesisi- 10 yatak- 6 milyon 475 bin TL

Sıfırdan Konut Üretimi 700 Bin Adette Kaldı

Türkiye genelinde konut sektöründe yaşanan fahiş fiyat artışları nedeniyle son üç yılda sıfırdan konut üretimi 700 bin adete geriledi.

Fahiş fiyat ve arz yetersizliği arasına sıkışan gayrimenkul sektöründe, seçim sonrasında ruhsatlar yeniden hareketlendi. Ancak finansman sıkıntısının, alınan ruhsatları çekmecede bıraktığına işaret eden sektör temsilcileri, “Tüketici tarafından her 10 kişiden 1 kişi kredi alabiliyor. Biz yüzde 30-40’a da razıyız ancak, bankalar kredi vermiyor. O nedenle alınan ruhsatlar çekmeceye atılıp, uygun zaman bekleniyor” değerlendirmesi yaptı.

Sat-yap projeler finansman bekliyor

Finansmana erişim zorluğu karşısında yıl sonuna doğru yarım kalan inşaat süreci başlaya bileceği tehlikesine karşı uyaran sektör temsilcileri, “Mevcut durumda kredi bulamadığı için başlayıp ilerleyemeyen ya da hukuki süreç gibi çeşitli nedenlere takılan çok proje var. İstanbul’da, çeşitli nedenlerle yaklaşık 100 bin konut yarım kaldı” dedi.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün özel haberine göre; Satılık fiyatlarının bir anda 8-10 milyon liraya fırlamasının konuta erişimi azalttığını, finansman zorluğunun satyap projelerin ilerlemesine engel oluşturduğuna işaret eden konut geliştiricileri, 2016’daki gibi bir durgunluk riskine karşı uyardı. İnşaatçılar, sektörün canlanması için kamu öncülüğünde finansman kanallarının açılması çağrısında bulundu.

İstanbul’da yaklaşık 100 bin konut yarım kaldı

Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, İstanbul’da çok fazla nitelikli konuta ihtiyacı olduğunu söyledi. Depremin, en büyük gerçek olduğunu ve bu doğrultuda hızlıca hareket etmek gerektiğine işaret eden Çetinsaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın, nitelikli, depreme dayanıklı sağlam yapılarda oturmasını sağlamamız gerekiyor.

İstanbul’da âtıl, yarım kalmış ya da hukuki süreçlere takılmış belki 100 bin konut var. Bu konutları, hızlı bir çalışmayla sisteme dahil edip, kullanıma açmamız gerekiyor. Devletimiz, sadece âtıl durumda olan bu konutların yeniden hayata geçirilmesi için katkı sağlasa ortaya 100 bin yeni konut arzı çıkar. Buradaki sorunu devletin çözmesiyle, İstanbul’da bir anda çok ciddi bir konut arzı ortaya çıkmış olur.

Bizim şu anda sıfırdan konut üretme maliyetlerimiz çok yüksek seviyelerde. Devlet arsayı geliştirip, makul fiyatlarla bize satarsa ve ‘inşaatı sen yap, ilk evi olana satacaksın’ derse ben bunu yaparım. Üstelik kalite standartlarını da devlet belirlesin, bunu da kabul ederim. Devlet arsayı bize bedavaya vermesin, uygun fiyatlı versin. Biz de bu doğrultuda projeler üretelim. Özellikle belirtmek istiyorum, bizim lüks konut üretmek gibi bir derdimiz olmamalı.”

İki taraf da tıkandı 10 kişiden 1 kişi kredi alıyor

 Akkuş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, finansman zorluğuna işaret ederek, “Müteahhitlerin konut stoğu var ancak krediler açılmadığı için burada tıkanma var. Tüketicinin de 10 kredisinden sadece bir tanesi onaylanıyor. Satışın hızı yavaş. Müteahhitler, projelerinde finansmana erişimde zorluk yaşıyorlar. Üç aylık vadeyle bir projeyi nasıl ayağa kaldırsın. Yüzde 30-40’la bile kredi almaya razıyız ancak bankalardan krediye erişim zor. Sektör bir çıkmazda. Tüketici de alamıyor.

Bir taraf alınca diğer taraf finansmanla çevirebilir ama iki taraf da alamayınca tıkandı” diye konuştu. Seçim sonrası ruhsatlarda bir hareketlenme olduğuna işaret eden Akkuş, “Ruhsat alma süresi 6 ay, aldıktan 6 ay sonra inşaatlar hızlanır. Ancak uygun ortamı bekleyenler, ruhsatı alıp bir kenara koyuyor. Beş yıl içinde başlaması gerekiyor. Konut satışlarını artırmak için faizler düşmeli. Geçmiş yıllarda olduğu gibi kamu bankaları öncülüğünde kampanya yapılması lazım ki sektör canlansın” değerlendirmesinde bulundu.

Bankaların kaynak sağlamaması inşaatları yarım bırakıyor

Bahaş Holding CEO’su Abdüssamet Bahadır, inşaat maliyetlerindeki artışa işaret ederek, “Ancak asıl konu, satışların ciddi manada düşmüş olması. Bu şekilde belirli bir süre daha gidecek gibi görünüyor. Müteahhitler de projelerini hazırlayıp piyasanın açılmasını bekliyorlar. Yarım kalan inşaatlar da sat-yapçılardan kaynaklanıyor. Öz kaynak yetersizliği en önemli konu, bankaların müteahhitlere de kaynak sağlamaması, hem inşaatların yarım kalmasına, hem de ruhsat alıp inşaata başlamamalarına neden oluyor.”

Krediler açılmazsa yarım kalan inşaat süreci başlar

 Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, seçim sonrası inşaat ruhsatlarında bir hareketlilik olduğunu belirterek, ancak piyasalardaki belirsizlik, alım gücünün gevşemesi, maliyet artışları ve finansmana erişim zorluğundan “Ruhsat alıp bekleyelim, önümüzü görelim” durumu yaşandığını söyledi.

Demir, “Bizim de iki ruhsatımız var, evet biraz öteledik ama başlamak da zorundayız. 3-5 ay sonra bir şantiye açmak zorundayız, çünkü çalışanlarımız var, sistemin yürümesi lazım. Sektörde genel olarak ‘ruhsat alalım, önümüzü görelim’ düşüncesi var. Çünkü her gün fiyat değişiyor. Malzeme alırken, vadeyle aldığımızı şimdi peşin almak zorunda kalıyoruz. Ancak bunun geçici olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Finansman konusuna da değinen Demir, “En büyük sıkıntımız kredilerin durması. Krediler açılmış olsa ya da mali verileri, kredibilitesi düzgün olan vatandaşlara kredi imkanı verilse bu sıkıntılar çok hızlı aşılır. Şu anda devam eden inşaatlar var, ancak krediye erişim sorunu devam ederse yıl sonuna doğru inşaat sektöründe sıkıntılar yaşayabiliriz.

Yarım kalan ya da bitmeyen inşaat süreci başlayabilir. Çünkü biz sat-yap yapıyoruz. Bunun için de bankaların kredi vermesi lazım. Kiraların bu kadar tavan yapmasının tek nedeni de konut arzının yetersizliği. Biz konut üretmeliyiz, vatandaşı konut sahibi yapmalıyız ki fahiş kiraların da önüne geçelim.”

İnşaat projelerinde yıl sonu etkisi görülür

Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, konut projesi geliştirme noktasında iki unsur bulunduğunu, bunların birinin proje finansman, ikincisinin banka ya da geçici finansmanı, satışlardan elde edilecek gelirle karşılayabilmek olduğunu söyledi. Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an, içinde bulunduğumuz dönemde krediye ve finansmana erişim neredeyse sıfırlanmış durumda.

Konut alıcısının da konut kredisine erişim çok kısıtlı, faiz oranları çok yüksek. Hem yerli hem yabancı anlamında satışlar yavaşlamış durumda. Bu da geliştiricilerin, kısa vadede aslında üretimi sürdürebilmeleri açısından sıkıntıya girebileceklerini ortaya koyuyor. Bugün baktığımızda sıkıntı yaşanan bir proje yok.

Ancak bunun ana sebeplerinden biri çoğu projenin geçtiğimiz bir – iki yıllık periyotta satışlara başlamış olması ve finansmanlarının o tarihte hazır olması diyebiliriz. Aslında 2022’de gerek satışlarda, gerekse krediye erişim hareketliydi. Bugün rüzgar tersine dönmüş durumda. Özellikle konut alıcılarının krediye erişim sorununun devam etmesiyle, yıl sonuna doğru sıkıntıya düşme potansiyeli olan inşaat projelerinden bahsetmeye başlayabiliriz.”

Satışlar 79 ilde sert düştü sadece 2 şehirde arttı

Finansman sıkıntısı ve maliyetlerin etkilediği konut satışlarındaki düşüş resmi rakamlara da yansıdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran 2023 verilerine göre, Türkiye’nin 79 ilinde konut satışları sert düşerken, sadece Kırşehir ve Şırnak olmak üzere iki şehirde arttı.

Konut Fiyat Endeksi mayısta yüzde 3,6 yükseldi

Konut Fiyat Endeksi (KFE), mayısta aylık yüzde 3,6 ve yıllık yüzde 103,6 artışla 877,9 seviyesinde gerçekleşti. 3 büyük il için KFE değişimine bakıldığında, mayısta bir önceki aya göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 2,8, yüzde 5,6 ve yüzde 3,2’lik artış görüldü. Endeks değerleri geçen yılın aynı ayına göre ise İstanbul’da yüzde 95,2, Ankara’da yüzde 113,2 ve İzmir’de 106,2 yükseldi.

Özer\Ürger Mimarlık Kocaeli’nde Kamusal Alan Projelerine İmza Atıyor

Mimar Ahmet Mucip Ürger ve Ali Özer liderliğindeki Özer\Ürger Mimarlık, Kocaeli’nde kentsel tasarım ve kamusal alan projelerine imza atıyor.

Şehrin önemli kamusal alanlarından biri olan “Yürüyüş Yolu Kentsel Tasarım Projesi”ni tasarlayan Özer\Ürger, ardından sebze-meyve halinin taşınması ile boşalan “Perşembe Pazarı” alanını kentsel enerjinin akacağı bir meydana dönüştürerek yeniden kente kazandırıyor. Özer\Ürger Mimarlık bir yandan da Kocaeli kentinin hafızasında yer etmiş kültürel, tarihsel ve doğal miras alanları olan “İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan” bölgesinde doğa restorasyonu ve kentsel planlama projelerini yürütüyor. 

Yapılı çevre ve insan arasındaki ilişkiyi tasarlayarak bireyin kent yaşamına dahil edilmesini hedefledikleri ödüllü kamusal alan projeleriyle tanınan Özer\Ürger Mimarlık, canlı ve yoğun bir sanayi şehri olan Kocaeli için tasarladığı “Yürüyüş Yolu”nun ardından, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin talebiyle kente yeni bir meydan kazandırıyor ve “Kocaeli Fuar Alanı ve Sulak Alan” bölgesinde doğa restorasyonu ve kentsel planlama projeleri yürütüyor. 

Özer\Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Yürüyüş Yolu projesi ile doğrudan bağlantısı olan “Kocaeli Milli İrade Meydanı” kentteki sebze meyve halinin taşınması ile boşalan ve otopark olarak kullanılmaya başlayan “Perşembe Pazarı” alanında konumlanıyor. Mimarlar bu alanı kentsel yayılımın merkezinde olması, çevresini saran önemli kamusal yapıların varlığı, yenilenen yürüyüş yolu ile olan doğrudan bağlantısı ve toplu ulaşım odaklarına yakınlığı ile kent meydanı olarak kullanılmaya en uygun alan olarak tanımlıyor. 

Kentin tüm enerjisinin akacağı, bu enerjinin birleşerek yeni imkanlar doğurabileceği bu meydanın başarısını mimari programın başarısının, yaşam senaryolarının zenginliğinin ve toplumsal kabulün belirleyecek olduğunu dile getiren Mimar Ahmet Mucip Ürger, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin talebiyle bu alan için hızlı uygulanabilecek, düşük maliyetli, kamusal özelliği ön planda olan bir kent meydanı tasarladıklarını vurguluyor ve ekliyor: “Mimari strateji olarak merkezine meydanı alan ve altında da mekanlar barındıran bir saçak tasarladık. Saçak kapsayıcıdır. Geçirgen ve tüm kente açık, jenerasyonların birbiri ile karışılacağı bir mekandır. Herkesin kendini ifade edebileceği ve kentin müştereğini kuran bir kentsel sahnedir. Yağmurdan, güneşten, trafikten, gürültüden koruyan bir niştir. Servis veren, canlandıran, mekan imkanları sunan bir jeneratördür. Kullanıcı tarafından dönüştürülebilen, zaman içinde dönüşebilen esnek bir mekansal örgütlenmedir. Saçağı çevreleyen yoğun yeşil bant saçağın kent ile arasındaki ilişkiyi kuruyor. İçine aldığı kentsel programlar ile saçağı ve merkezindeki meydanı destekliyor.”

Kocaeli Yürüyüş Yolu 

Özer\Ürger Mimarlık’ın Kocaeli’nde tasarladığı bir diğer kamusal proje olan “Yürüyüş Yolu”, 1870’de Haydarpaşa-İzmit demiryolunun yapımından bu yana şehrin en önemli kamusal alanlarından biri olmuş. 2000 yılında, iki tarafı doğu çınarlarıyla çevrili demiryolunun kaldırılması ve alanın yaya yolu olarak düzenlenmesinden sonra cadde, kentin en gözde yürüyüş yolu haline gelerek popüler mağazalara ev sahipliği yapmaya başlamış. Böylelikle alan, kent belleğinin önemli bir parçası haline gelmiş. Ancak Hürriyet Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’ndeki trafik, altyapı inşaatları sonucunda tahrip olan cadde tesviyesi nedenleriyle alanın kamusal alan potansiyeli yeterince kullanılamamış. 

Yeni yürüyüş yolu projesinde Hürriyet Caddesi’ni yayalaştırarak ve Cumhuriyet Caddesi’nin trafiğini yavaşlatarak geniş bir kamusal alan elde etmeyi hedeflendiğini ve bu yeni kamusal alan daha konforlu, daha yeşil ve daha eğlenceli olarak tasarlandığını dile getiren Mimar Ali Özer projenin kapsamını şu sözlerle aktarıyor: “Öncelikle iki eski araç yolu arasında kalan ve karşıdan karşıya geçişlerde bir engel oluşturan yüksek yürüyüş yolu, alanın yeniden tesviye edilmesi ile mevcuttaki kaldırımlarla bütünleştirildi. Koruma altındaki çınarların etrafını çevreleyen yoldan, geçirimli betonla değiştirilip ağaç köklerinin su alması sağlandı. Ayrıca yeni tasarlanan oturma bankları bu ağaçları çevreleyip onları koruyacak şekilde tasarlandı. Bu oturmalar ziyaretçilerin cadde boyunca kamusal alanın merkezinde, çınarların gölgesinde, cadde seslerini dinleyerek vakit geçirmelerine olanak tanıdı.”

1400 metrelik yürüyüş yolu boyunca, ziyaretçilerin sürekli yeni deneyimler ve yeni perspektiflerle karşılaşmasını hedefleyen Özer\Ürger Mimarlık, cadde boyunca yer alan ve kentin hafızasında yer etmiş Fevziye Camii, Yeni Cuma Camii, Ulu Gazi İlkokulu, İzmit Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi ve Sabri Yalım Parkı gibi, önemli yapıların kesişimlerinde yeni odaklar oluşturmuş. Bu odaklar dinlenme, yeme içme, oyun, çalışma ve eğlence işlevleriyle zenginleştirilmiş. Alan boyunca odaklar arası geçişlere yerleştirilen farklı işlevlerle canlı bir kamusal hayat kurgulanmış.

İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan Doğa Restorasyonu ve Kentsel Tasarım Projesi

Kültürel, tarihsel ve doğal miras alanları olarak kentin hafızasında yer etmiş olan İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan projesi ise Özer\Ürger Mimarlık’ın bölgede yürüttüğü bir doğa restorasyonu ve kentsel tasarım projesi. Özer\Ürger Mimarlık, Kocaeli sahil bandının İzmit Körfezi’nin bittiği doğu ucunda yer alan ve yaklaşık 1 milyon metrekare büyüklüğe sahip olan proje alanında yapılacak doğa restorasyonu ve yeniden programlama sayesinde kentin kıyı ile buluşmasını sağlamayı ve kentlinin farklı tür ve nitelikteki açık alanlara, sosyalleşme imkanlarına ve kültür odaklarına rahatça ulaşımını hedefliyor. 

İzmit Fuar Alanı, 1966’da mevcut sanayi ve endüstri ürünlerinin sergilenmesi amacıyla kurulmuş. 400 bin metrekarelik alan, 1980’li yıllardan itibaren halkın en önemli gezinti, dinlenme ve eğlence alanı halini almış. Zaman içerinde yapılaşma oranının artmasıyla fuar alanının rekreasyon odaklı kullanımı azalmış. Bir doğa harikası olan İzmit Sulak Alan ise kent merkezine bu yakınlıkta bulunması sayesinde nadir bir doğa deneyimini kent merkezine 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde sunuyor. Ancak güvenlik ve bakımsızlık gibi sorunlar nedeniyle bu muhteşem ve özgün alan günümüzde kullanılamıyor. Dünyanın en önemli ikinci kuş göç yolu üzerinde yer alan Sulak Alan, su kalitesi ve bitki örtüsü sayesinde Türkiye’nin en önemli kuş toplanma alanlarından birini oluşturuyor.

Özer\Ürger Mimarlık, bölge için hazırladığı doğa restorasyonu ve kentsel tasarım projesinde İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan’ı bir bütün olarak düşünerek kente farklı nitelikte açık alanlar sunmayı hedefliyor. Seka Park’ın peyzaj deneyiminden ve kent dokusundan Sulak Alan’ın peyzaj deneyimine geçişte Fuar Alanı’nın, bir eşik olarak tasarlanması gerektiğini düşünen mimarlar, Sulak Alan’ın peyzaj restorasyonunun yapılmasını ve fiziksel ifadesinin dramatize edilerek yeniden organize edilmesini öneriyor. 

Kente olabilecek en yakın konumdaki bu vahşi doğanın vahşiliğinin korunması, daha da radikalleştirilmesi; daha çok sulak alan, daha çok tepe oluşturulması (kuşlar, yaban yaşam, tepeler, manzaralar); alanın sürdürülebilir bir yönetim döngüsünün kurulması; toplulukların, belediyenin, devletin ve özel sektörün dahil edildiği katılımcı süreçler oluşturulması; bölgenin finanse edilebilir maliyetlerle ve katılımcı süreçlerle tasarlanması ve kültür, spor, bilim ve doğa odaklı bir dönüşüm hedefi Özer\Ürger Mimarlık’ın İzmit Fuar Alanı ve Sulak Alan Doğa Restorasyonu ve Kentsel Tasarım Projesi’ndeki önerilerinin temellerini oluşturuyor. 

Yerinde Dönüşüm Projesine Başvurular Başladı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan ve depremden etkilenen 11 ili kapsayan Yerinde Dönüşüm projesinde başvuru süreci başladı.

Konut için 500 bin TL iş yerleri için 250 bin TL hibe desteği sağlanan projede, konutlar için 800 bin TL’ye kadar, iş yerleri için ise 500 bin TL’ye kadar faizsiz kredi verilecek. Proje başvuruları e-devlet ile yapım ve dönüşüm ofislerinden yapılabilecek.

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerden olumsuz etkilenen iller arasında yer alan Adıyaman’ın Kahta, Gölbaşı ve Besni ilçelerinde kurulan yapım ve dönüşüm ofislerine vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

‘’Vatandaşlar Her Aşamada Bilgilendirilecek’’

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürü Faysal Ergezen, şunları söyledi:

“Bakanlığımızın talimatıyla yerinde dönüşüm hizmetlerine başladık. Vatandaşların taleplerini alıyoruz, hızlı bir şekilde de yerine getirmeye çalışıyoruz. Yerinde dönüşüm projesi bir fırsattır. Hızlı bir şekilde yapıların yenisini yerinde yapmak için Bakanlığımız tarafından verilmiş ender projelerden biridir. Hızlı bir şekilde yapılaşmaya başlanacak ve yereldeki dinamiklerde aktif hale getirilecektir. Müdürlüğümüze başvuru sırasında vatandaşlarımız bilgilendirilip, yerleri hakkında da yapılaşmaya uygun mu değil mi, imar durumu, arsa durumu, imar çapıyla ilgili bilgiler ışığında ruhsatlandırma aşamasına kadar, kredilendirme aşamasına kadar bilgilendirilecektir”