“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 22

Adıyaman’da Yerinde Dönüşüme 20 Bini Aşan Başvuru Yapıldı

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman’da Yerinde Dönüşüm projesine 20 bin 640 kişi başvuruda bulundu.

Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin yıkıma neden olduğu Adıyaman’da kalıcı konutların yapımı devam ederken, bazı vatandaşlar ise kendi evlerinin yerinde yapılması için Yerinde Dönüşüm Projesi’ne başvuruyor.

Konuyla ilgili konuşan Adıyaman Valisi Osman Varol, kentte şu ana kadar 20 bin 640 depremzedenin projeye başvuruda bulunduğunu dile getirdi.

Başvuruların incelendiğini belirten Varol, “Özellikle hibe ve kredi olarak verilen miktarın artırılmasıyla vatandaşımızın ilgisi daha da arttı. Kırsalda, şehir ve ilçe merkezlerimizde ciddi sayıda vatandaşımız bu programdan istifade edecek.” dedi.

Ruhsatlandırma ve inşaat izinlerinin verildiğini aktaran Vali Varol, “Şu ana kadar yaklaşık 50 vatandaşımıza ruhsatlandırma ve inşaat izin belgeleri düzenlendi. Besni ve Tut ilçemizde, bazı köylerimizde vatandaşlarımız toplu olarak yerinde dönüşüm programından istifade edip kendileri bir müteahhit bulup toplu olarak köylerindeki binalarını yerinde dönüşüm programından sağlanan kaynakla kendileri yaptıracak bir düzen oluşturdular ve bu sayı giderek artıyor.” diye konuştu.

Kaynak: AA

Konut Fiyatlarındaki Artış Yavaş da Olsa Devam Ediyor

Gayrimenkul sektörünün profesyonelleri, konut fiyatlarındaki artışın hız kaybetmesine rağmen devam ettiğini belirtti.

Konut fiyatlarının birinci ve ikinci elde geldiği seviye konut talebini yavaşlatıyor. TCMB’nin 2023 yılı Eylül ayı için hesapladığı Konut Fiyat Endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,3 oranında artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre nominal olarak yüzde 89,2, reel olarak ise yüzde 17,8 oranında artış gösterdi. Konut fiyatlarının yüksek olduğuna dair kamuoyundaki yaygın inanca rağmen tüketiciler gerek ihtiyaç gerekse de parasının değerini koruma amacıyla satışların aylık ortalama 100 bin seviyesinde gerçekleşmesini sağlıyor.

Piyasa Koşullarına Uygun Girilen Konutlarda Fiyat Gerilemesi Yok

Ekonomim’den Doğan Selçuk Öztürk’ün haberine göre; sektör temsilcileri konut fiyatlarındaki seviyeyi yorumladı. İTO Gayrimenkul Komite Başkanı Hakan Akdoğan, “TÜİK’in ekim ayı için açıkladığı satış rakamına baktığımızda yaklaşık 94 bin konutun satıldığını görüyoruz. Bu rakam gayrimenkul satışlarında gerilemenin devam ettiğini gösteriyor. Ancak bu gerileme fiyatlara ciddi manada yansımıyor. Sadece yanlış fiyatlı veya yüksek fiyattan girilmiş konutların fiyatlarında bir çözülme ya da geri gelme var. Piyasa koşullarına uygun girilmiş konutların fiyatlarında bir gerileme yok. Piyasada pazarlık marjı yeniden ortaya çıktı. 2-3 yıldır mülk sahipleri hiçbir şekilde pazarlık etmezken, şu anda alıcı satıcıyla pazarlık edebiliyor. Buradaki marj gayrimenkulün türü ve fiyatına bağlı olarak yüzde 5-10’lara kadar yükselebiliyor. Ayrıca bir konutun pazarda kalma süresi, yani satılma süresi uzadı. Önceden ortalamamız 40-50 günken şimdi bu ortalama yaklaşık 80- 90 güne çıkmış durumda. Doğru fiyatlanmış konutlar satılırken yanlış fiyatlanmış ya da yüksek fiyattan girilmiş konutlar satılmayacak ve pazarda kalma süreleri de oldukça uzayacak gibi duruyor” dedi.

Konut Fiyatlarını Kontrol Altında Tutan Uygulamalar Gerilemeye Yardımcı Olacak

İstanbul Gayrimenkul Değerleme Sorumlu Değerleme Uzmanı ve Yönetici Ortağı Celal Erdoğdu, “Konut fiyatlarındaki reel gerileme 10 aydır devam ediyor ancak nominal artış da sürüyor. Yıllık nominal fiyat artışı yüzde 180’lerden yüzde 89’a kadar geriledi ancak hala bu artış oranı, alışkın olduğumuz oranların üzerinde. Bunun nedenlerinden birisi tüketici fiyat artışı, diğeriyse 2020 Mayıs- 2022 Kasım döneminde konuta olan normali aşan talep. Konut fiyat değişimlerinde nominalde ve reelde, uzun dönem ortalamalarına yaklaşabilmemiz için Haziran 2024’e kadar beklememiz gerekecek gibi görünüyor. Kredi kanallarının kapanması, konut fiyatlarını kontrol altında tutmayı hedefleyen uygulamalar konut fiyat artış hızını kesmeyi sağlayacak. Nisan 2017’de de reel konut fiyat artışlarında negatif seviyeleri görmüş ve bu süreç 2,5 sene sürmüştü. Yeniden negatif reel artışlarını yaşarsak, bu kez doğru politikalar ile konut piyasasında fırsatın oluştuğunu değil ama konuta yeniden kolay erişilebilir hale geldiğini görebiliriz. Şu an Türkiye’de ortalama bir konuta erişebilmek için 21 yıllık asgari ücreti ödememiz gerekiyor, bu oran konut fiyatlarının reel negatif değiştiği dönemde 10 yıla kadar gerilemişti.” dedi.

Fiyatların Uzun Vadede Gerilemesi Beklenmiyor

Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Başkanı İsmail Özcan, “Bir taraftan daralan konut kredisi imkanları, diğer taraftan maliyetlerdeki hızlı artışlar, gayrimenkul geliştiricilerin yeni projelere başlamasının önündeki en büyük iki engel gibi duruyor. Bu iki gösterge, yeni projelere başlansa bile, konut fiyatlarının orta ve uzun vadede çok gerilemeyeceğine işaret ediyor. Kısa vadeli bakıldığında inşaatı devam eden veya yeni başlaması öngörülen projelerdeki yeni / sıfır konutlar için öngörülen satış fiyatları ile halihazırda inşaatı bitmiş ya da 1-2 yaşındaki projelerde hiç satış görmemiş, satılmayı bekleyen az sayıdaki konutların fiyatları karşılaştırıldığında, gayrimenkul geliştiricilerin hedeflediği satış fiyatlarına belirli bir süre ulaşamayacakları görülüyor. Hazırda satılmayı bekleyen konutların fiyatları, inşaat halindeki projedekilerin fiyatlarının yüzde 10-15 altında görünüyor. İlk el / ikinci el incelediğindeyse yine benzer şekilde, projeden satılmayı bekleyen konutlarla, ikinci eldeki konutların fiyatları arasındaki farkın yüzde 20- 25 bandında seyrettiği söylenebilir. TCMB’nin açıkladığı Konut Fiyat Endeksinin de ortaya koyduğu üzere, kısa vadede yüksek enflasyonun devam edeceğini de göz önünde bulundurarak, konut fiyatlarının açıklanan oranın oldukça üzerinde yükseleceğini öngörüyoruz” dedi.

Konut Metrekare Fiyatı 6 Ay Öncesine Göre Yüzde 20-25 Aşağıda

Keten Grup Yönetici Ortağı Ferhat Keten, “Konutta metrekare fiyatının 6 ay öncesine göre yüzde 20-25 aşağıda olduğunu gözlemliyoruz. Üst segmentteki hareketlilik devam ederken alt ve orta segment durdu. Kredilerin fiilen yok seviyesinde olduğu piyasada sadece nakitle ya da şirket vadesiyle mal satılıyor. Projeye başlamış veya stoku ve borcu olan müteahhitleri orta vadede zor günler bekliyor. Seçim sonrası kur riski yaşanacak, piyasada yüzde 20 ve üstü devalüasyon beklentisi var. Bu da yine enflasyonu tetikleyecektir. Bir dönem para erimesin diye mal satıldı, ama artık o dönem geçti” dedi.

Luxera Gayrimenkul Halka Arz Oluyor

İstanbul’da hayata geçirdiği konut projeleriyle dikkat çeken Luxera Gayrimenkul, halka arz süreci için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu.

Toplamda 4 milyar TL’lik portföye sahip Luxera, halka arzdan elde edeceği geliri yeni yatırımlarda kullanacak. Arz sürecinde payların yüzde 25’inin bireysel yatırımcılara dağıtılması hedefleniyor.

Gayrimenkul sektörünün lokomotif markalarından Luxera, halka arz olmak için düğmeye bastı. Kurulduğu 2015 yılından itibaren “Ulaşılabilir Lüks” stratejisiyle hareket eden Luxera, şirket paylarının halka arzı kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuruda bulundu.

Sürdürülebilir Büyüme İçin Dev Adım

Güçlü öz sermayesi ve yenilikçi vizyonuyla İstanbul’un önemli bölgelerinde projeler üreten ve hali hazırda aktif 3 projeyi devam ettiren Luxera Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Taş, “Luxera Gayrimenkul olarak yurt içi ve yurt dışı olmak üzere bugüne kadar toplam 2 bin 500 konutu hayata geçirdik ve sahiplerine teslim ettik. Yine bu projelerimizde 200 adet ticari üniteye yer verdik. Hali hazırda devam eden projelerimiz ve planladığımız yatırımlarımız var. Kurum olarak sahip olduğumuz tecrübeyi, gelecek hedeflerimizle birleştirerek büyümek istiyoruz. Bu noktada şirket olarak aldığımız karar neticesinde halka arz olmak için gerekli hazırlıkları yaptık ve SPK’ya başvurduk. Luxera Gayrimenkul bugün toplamda 4 milyar TL değerinde portföye sahip. Halka arz süreciyle buradan elde ettiğimiz gelirleri, halka arz süreciyle birlikte şirketimize ortak olacak olan halkımızla paylaşmak istiyoruz. Sürdürülebilir büyüme arzumuzla attığımız halka arz adımı, şirketimizi çok daha ileriye taşıyacak” dedi.

Halka Arz Geliriyle Yeni Yatırımlar Yapılacak

Bugüne kadar yüzlerce aileyi ev sahibi yapan Luxera Gayrimenkul, halka arz sürecinde elde edilen gelirin belli bir bölümünü yeni yatırımlar için kullanacak. Süreçle ilgili önemli bilgiler aktaran Luxera Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Taş “Kurum olarak halka arz sürecinde elde edeceğimiz geliri mevcut ve yeni yatırımlarımızda kullanacağız. Şirket olarak bugüne kadar 4 Milyar TL yatırım yaptık. Hali hazırda portföyümüzde önemli lokasyonlarda arsalarımız bulunuyor. Özellikle Arnavutköy ve Başakşehir’de inşa edeceğimiz projelerimiz olacak. Şehrin merkezi noktalarında ise daha nitelikli projeleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Luxera Gayrimenkul’ün hali hazırda devam eden projelerinden Luxera Towers projesi 368 daire ve 87 dükkan, Luxera Bahçe Port projesi 110 daire ve 24 dükkan, Luxera Nevbahar projesi 200 daire ve 12 dükkandan meydana geliyor.

Kıraç Yapı, Adana’nın Yükselen Değeri Olmaya Devam Ediyor

Adana ve çevre illerde hizmet veren Kıraç Yapı, çatı ve cephe kaplama sistemleri, ısı yalıtım sistemleri ve su yalıtım sistemleri konularında birinci sınıf çözümler sunmaya devam ediyor.

İnşaat projelerinde çatı ve cephe kaplama sistemleri, ısı yalıtım sistemleri ve su yalıtım sistemlerinde hizmet sağlayan Kıraç Yapı, Adana ve çevre illerinde kalite, bilgi ve tecrübe birikimiyle inşaat sektörünün en önemli parçası haline geldi. 

İnşaat ve yapı sistemlerinde kaliteli hizmet ve ürün çözümleri arayan herkesin çalışmaktan memnun olacağı bir düzen içerisinde, müşteri memnuniyetine son derece önem veren Kıraç Yapı, alanında uzman ekibiyle, birlikte çalıştığı herkesi mutlu etmeyi başarıyor. 

Dikkat Çeken Ürün Çeşitliliği

Firma çatı ve cephe kaplama alanında; komple çatı kaplama, solar uyumlu kepli sandviç panel, sandviç panel, şeffaf polikarbon, traplez, metal ve bond kumlu panel kiremit, polikarbonat levha, çift kat trapez, kenetli sistem gibi birbirinden farklı ürün çeşitliliğine sahip. 

Yalıtım sistemlerinde de kaliteli işçiliği ile istenilen her duruma uygun çözümlere sahip olan Kıraç Yapı, ısı yalıtımında; taş yünü, cam yünü, XPS, EPS strafor, karbonlu strafor ve köpük asmolen, su yalıtımında; membran, drenaj levhası, buhar kesici ve astarlarıyla ürün gamını sunuyor. 

Kalitenin Öncüsü: Kıraç Yapı

Kalitesi ve özgünlüğüyle önde gelen firmaların ilk tercihleri arasında yer alan Kıraç Yapı, Şanlıurfa 3. OSB Sanayi İplik Fabrikası, Lezita-Niğde Bor Tavuk Çiftliği, Malatya Kayısı Fabrikası, İzmir Kemalpaşa OSB, Bolu OSB Cam Fabrikası, Sasa Polyester, Enerjisa Termik Santrali, Hayat Kimya, Manisa OSB Kuryap gibi değerli referanslara sahip.

İnşaat sektöründe uzun yıllar boyunca sağladığı kaliteli hizmet ile başarısını ortaya koyan Kıraç Yapı, edindiği müşteri memnuniyetini de arkasına alarak nesiller boyunca hizmet verebileceğini kanıtlıyor.

Bakan Özhaseki: “Marmara’yı ve İstanbul’u Depreme En İyi Şekilde Hazırlamak İçin Çalışıyoruz’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Marmara’yı ve İstanbul’u depreme en iyi şekilde hazırlamak için çalışıyoruz. Plan ve projelerimiz hazır. İstanbul’daki sağlıksız yapı stokunu yenileyeceğiz.’’ dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda gerçekleşen toplantıda konuşma yapan Bakan Özhaseki, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından büyük zarar gören illerin en hızlı ve güvenli şekilde ayağa kaldırılması için çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini söyledi.

Şehir merkezlerindeki yapıların düzgün, sağlam ve kültürel dokuya uygun inşa edileceğini ifade eden Bakan Özhaseki, “Yaptığımız hasar tespit çalışmalarına göre 680 bin konut, 170 bin ticari alan olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölüm hasar gördü. Şehir merkezleri büyük bir yıkıma uğradı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve hükümetimizin önceliği afet bölgesinin yeniden imar ve inşasıdır. Gerek rezerv alandaki çalışmalarımızla gerek ‘Yerinde Dönüşüm’ projemizle afet bölgesini ayağa kaldırmaya devam ediyoruz. İnşallah yüzyıllarca yaşayacak şehir merkezlerini biz inşa edeceğiz. Köy evlerimizi daha güvenli ve iklim dostu olan çelik karkastan yapacağız. Hiç kimse merak etmesin, afetten zarar gören tüm şehirlerimizi eskisinden daha güvenli ve güzel hale hep birlikte getireceğiz.” diye konuştu.

Bakan Özhaseki, deprem bölgesindeki şehir merkezlerinde canlılığın yeniden hüküm süreceğini ifade ederek, “Şehir merkezlerimizde o cıvıl cıvıl çarşıları yeniden inşa edeceğiz. Bu anlamda Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman’da çalışmalarımıza başladık. İnşallah en kısa sürede şehir merkezlerimizi ve şehirlerimizi eski canlılığına kavuşturacağız. Aynı anlayış ve hassasiyetle yaptığımız kentsel dönüşüm çalışmalarıyla tüm şehirlerimizi afetlere karşı dirençli hale getiriyoruz.” dedi.

‘’Marmara’yı Daha Güvenli Hale Getireceğiz’’

İstanbul’u muhtemel Marmara depremine hazırlama konusunda da yoğun mesai yaptıklarını belirten Bakan Özhaseki, “Marmara’yı ve İstanbul’u depreme en iyi şekilde hazırlamak için çalışıyoruz. Plan ve projelerimiz hazır. İstanbul’daki sağlıksız yapı stokunu yenileyeceğiz. Kısacası afet bölgesinin ihyası ile Marmara’nın ve İstanbul’un depreme hazırlığına odaklandık. İstanbul’u, Marmara’yı ve diğer tüm şehirlerimizi atacağımız adımlarla çok daha sağlam ve güvenli hale getireceğiz.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘’480 Milyar TL Yatırımla 2 Milyon 200 Bin Konut Dönüştü’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti. Erdoğan, ‘’Türkiye genelinde 480 milyar liralık yatırımla 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünün tamamlandı.’’ dedi.

Geçtiğimiz günlerde Marmara Bölgesinde yaşanan 5,1 büyüklüğündeki nispeten hafif sarsıntının Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin Alpler’den Himalayalar’a uzanan kuşak içerisinde en fazla deprem riski taşıyan beşinci ülke olduğunu söyledi.

Bu coğrafyada yaşamanın, deprem gerçeğiyle yüzleşmek, karşıdaki tehlikeyi kabullenmek ve ona göre hareket etmek anlamına geldiğini ifade eden Erdoğan, “Önümüzdeki tablonun bize gösterdiği tek çözüm yolu depreme dayanıklı binalar yapmaktır. Yani ‘kentsel dönüşüm’ dediğimiz adımı atmak ve bu adımı attık.” dedi.

Büyük yıkıma yol açan 1999 felaketinin bu meselenin yeniden ve güçlü bir şekilde gündeme gelmesine, standartların yeniden belirlenmesine vesile olduğunu ifade eden Erdoğan, bu süreci daha ileriye taşıyarak 2012’de, tarihte ilk defa Kentsel Dönüşüm Yasası’nın çıkarıldığını, Yapı Denetim Kanunu başta olmak üzere konuyla ilgili mevzuatın güncellendiğini, geliştirildiğini anımsattı.

Kentsel Dönüşüm Yasası’nın çıktığı tarihten bugüne kadar hayata geçen projelerde Türkiye genelinde 480 milyar liralık yatırımla 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünün tamamlandığını belirten Erdoğan, halihazırda ülke genelinde yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm sürecinin devam ettiğini kaydetti.

Türkiye’de yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan 36 milyon bağımsız bölüm olduğunu aktaran Erdoğan, bunların 6 milyonunun deprem riski altında olduğunu, yaklaşık yarısının da acilen dönüşmesi gerektiğini söyledi.

6 Şubat Depremleri Kentsel Dönüşümün Önemini Ortaya Koydu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenli şehirler için tek çarenin kentsel dönüşüm olduğunun altını çizerek, kentsel dönüşümün ne kadar önem arz ettiğinin en son ve somut örneğinin 6 Şubat depremleri olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu hakikati görmezden gelmek, ertelemek, siyasi çıkarlar için istismarına yeltenmek çok açık ve net söylüyorum, ülkemize ihanet etmek demektir. Kentsel dönüşüm konusu, Türkiye için tartışmasız bir beka meselesidir. Hepsinden önemlisi bu konu, Hazreti Mevlana, ‘Akıl sonradan ah çekmek için değil düşünüp tedbir almak içindir’ der. İnancımızda da tedbir, tevekkülden önce gelir. Hükümet olarak kentsel dönüşüm konusuna ilk günden beri hep bu zaviyeden baktık. Vatandaşlarımızı gecekondu denilen sağlıksız yapılarla birlikte depreme dayanıksız yüksek katlı binalardan da kurtararak onları modern, güvenilir, dayanıklı yuvalara kavuşturmayı hedefledik. Zemin artı üç olsun, zemin artı dört olsun, bilemediniz zemin artı beş olsun dedik. O günden bugüne inşaatlarımızı bu şekilde yapıyoruz. TOKİ Başkanlığımız bu sürecin öncüsü olarak gerçekten kritik bir rol üstlendi.”

Erdoğan, TOKİ aracılığıyla şimdiye kadar 1,3 milyon konutun tamamlandığını ve hak sahiplerine teslim edildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni kanunla getirilen düzenlemelerde herhangi bir rant sağlama amacı veya hak sahiplerinin başka bölgeye gönderilmesi söz konusu değildir.” dedi.

Eylül ayında çok geniş bir katılımla “Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şurası” düzenlendiğini anımsatan Erdoğan, “Şuranın en güzel neticesi, diğer çalışmalar ışığında yeni bir kentsel dönüşüm yasası hazırladık. Kanun teklifimiz geçtiğimiz ay başında Meclisimizden onay aldı ve yürürlüğe girdi.” ifadelerini kullandı.

Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Hızlandırılıyor

Yeni kanunla kentsel dönüşüm konusunda yapılan değişiklikleri anlatan Erdoğan, “Daha önce çok daha yüksek çoğunluk gerektiren, çok sayıda bağımsız birime sahip binaların kentsel dönüşüme dahil edilmesi salt çoğunluğa bağlandı. Yani bir binada oturanların yüzde 50’sinden bir fazlası onay verdiği zaman kentsel dönüşüm ve inşaat ruhsatı alınabilmesi mümkün hale getirildi. İmar planlarının ilan askı ve itiraz süreçleri kısaltıldı. Tebligatların, yapıların kapısına asılabilmesi, elektronik devlet üzerinden bildirilebilmesi ve muhtarlıklarda ilan edilebilmesiyle süreç hızlandırıldı.” diye konuştu.

Deprem riskinin en çok hissedildiği yerlerin başında gelen İstanbul’daki kentsel dönüşüm projeleri için Yarısı Bizden Kampanyası’nın uygulanabilmesi amacıyla yasaya mali yardım hükmünün de eklendiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Diğer şehirlerimizin her biri için de oranın şartlarına, ihtiyaçlarına, beklentilerine uygun özgün modeller geliştirilmesine imkan tanındı. Anlaşmazlıkların çözümü için arabuluculuk sisteminin devreye alınmasından ihtisas mahkemelerine kadar çeşitli mekanizmalar getirildi. Dönüşüm alanlarında imar planlarının yeni kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca onaylanması zorunluluğu getirilerek, istismarların ve gecikmelerin önüne geçilmesi hedeflendi. Hak sahibinin borcunu ödeyememesi halinde dönüşen konut borcu nispetinde Hazineye tescil edilmesi ve yine hak sahibine ömür boyu ücretsiz tahsisine imkan verildi. Yerleşime uygun olmayan bütün bu alanların riskli alan olarak belirlenmesi ve bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi temin edildi. Kentsel dönüşüm projelerine kamu desteği için kaynak sağlayacak yöntemler geliştirildi. Yapılan tüm bu düzenlemelerin amacı kentsel dönüşümü hızlandırarak milletin ve şehirlerimizin can ve mal güvenliğini sağlamaktır.”

İstanbul’da Her Yıl 350 Bin Konut İnşa Edilmesi Hedefleniyor

Erdoğan, “Yeni kanunla getirilen düzenlemelerde herhangi bir rant sağlama amacı veya hak sahiplerinin başka bölgeye gönderilmesi söz konusu değildir. Dönüşüm çalışmalarında, pazartesi günü 5,1 büyüklüğünde bir depremle sarsılan Marmara Bölgemize daha fazla özel önem vermemiz elbette sebepsiz değildir. Süreci diğer şehirlerimizde yönetmek ve hızlandırmak, nispeten daha kolaydır. Ancak İstanbul’un da içinde yer aldığı Marmara Bölgemizde yaşanacak bir felaketin, Allah korusun tüm Türkiye’ye ağır maliyeti olacaktır. Bu gerçek karşımızda iken başka türlü hareket edemeyiz. Amacımız İstanbul’da her yıl 350 bin konut inşa ederek 5 yıl içinde acil dönüşüm gerektiren tüm binaları yenilemektir.” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirleri ayağa kaldırmaya yönelik çalışmalarda en küçük bir aksaklığa ve ihmale izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, “İnşasına başlanan 250 bin bağımsız bölümden 46 binini yılbaşından önce hak sahiplerine teslim edeceğiz. Takip eden aylarda da biten konutların teslimini sürdüreceğiz. Vatandaşlarımızdan gelen taleplere, bütün bunlara kulak vererek yerinde dönüşümü kolaylaştıracak hibe ve kredi desteklerini içeren yeni modelleri de devreye aldık. Yerinde dönüşüm projelerine başvuru sayısı 247 bini buldu. Sadece bölgedeki altyapı çalışmaları için 40 milyar liralık kaynağı, ilgili kurumlarımızın kullanımına tahsis ettik. 2024 yılı bütçemizde depremzede şehirlerimizin yeniden inşasına 1 trilyon lira kaynak ayırdık.” bilgisini verdi.

Ulaşım Yatırımları da Hızla Sürüyor

Deprem bölgesindeki şehirlerde sadece konut yapmakla kalınmadığını, bu şehirlere kimliğini veren ticari alanlar ve kültürel yapıların da yeniden ayağa kaldırıldığının altını çizen Erdoğan, “Ayrıca bu şehirlerimizin meydanlarını, kent merkezlerini ve önemli ana caddelerini yine hükümet olarak biz yapıyoruz. Aynı şekilde depremde zarar gören yollar ve ulaştırma yatırımlarıyla ilgili sorunları da yine biz giderdik, biz gideriyoruz. Deprem bölgesinde şu an yapım süreci devam eden yeni yolların toplam uzunluğu 180 kilometreyi buluyor. Deprem şehirlerimiz başta olmak üzere 81 vilayetimizin tamamındaki yol, otoyol, köprü, tünel, viyadük ve metro projelerimiz de devam ediyor. Hava ve demir yolu ulaşımında açılışa hazır, devasa yatırımlarımız var.” dedi.

Tasarımıyla Fark Yaratan Nurus Mou Pro, Akıllı ve Güvenli Bir Oturma Deneyimi Sunuyor

Sektörde 96 yılı geride bırakan Nurus, yüksek teknolojiden de faydalandığı yenilikçi tasarımlarıyla kullanıcılarına üst düzey deneyimler sunmaya devam ediyor. Çalışma koltuklarında sadece rahatlık değil, sağlık ve güvenlik sorunlarına da yaratıcı çözümler üreten Nurus’un Mou Pro çalışma koltuğu, zarif ve sade tasarımını; ayarlanabilen sırt desteği, hızlı biçimde değişebilen kol desteği ve oturma derinliği gibi özellikleriyle de üst seviyeye çıkarıyor

Sektörde geride bıraktığı 96 yıl boyunca kendini sürekli yenileyen ve öncü tasarımlara imza atan Nurus, inovatif ve üst düzey tasarımlar sunan çalışma koltuklarıyla benzersiz oturma deneyimleri sunmaya devam ediyor.

Bu çalışma koltuklarının başında gelen Mou Pro da vakitlerinin büyük bölümünü bilgisayar başında oturarak geçirenlerin; sırt, boyun ve bel ağrılarını engellemek ve olası rahatsızlıklarının önüne geçmekle kalmıyor, paylaşımlı koltuklar kategorisinde en iyi kişiselleşebilen performans koltuğu özelliğiyle de kullanıcılarına benzersiz bir deneyim yaşatıyor.

Genç Türk Tasarımcı Ayşe Bor imzalı Mou Pro, fonksiyonel ve benzersiz sade tasarımıyla; sektörde önemli kabul edilen German Design, Red Dot gibi tasarım ödüllerine de sahip.

Kişiselleştirilmiş oturma deneyiminde son nokta 

Personal ve Dynamic modellerine farklı fonksiyonlar sunan Mou Pro, yüksekliği ayarlanabilen sırtıyla, farklı boylara sahip kullanıcıların uzun çalışma saatlerinde sırt ve boyun ağrılarını azaltmaya yardımcı oluyor. 23 derecelik arkaya eğim hareketine sahip Mou Pro Personal’ın sırt eğim hareketi 4 farklı açıda ve dik konumda kilitlenebiliyor, sırt sertliği ise hızlı ve kolayca 4 kademede ayarlanabiliyor. Oturma derinliğinin ayarlanabilir olması nedeniyle farklı bacak boyuna sahip kullanıcılar için doğru oturma pozisyonunu sağlayan koltuk, birbirinden bağımsız olarak ayarlanabilen kol yüksekliği ve genişliği, tüm çalışma modellerini destekliyor.

Farklı malzeme ve renk seçimleri

Ağırlık hassasiyetli mekanizmaya sahip Mou Pro Dynamic ise özel ayar gerektirmeden kullanıcıya en doğru oturumu sunuyor. Birden fazla kişinin kullanımına sunulacak alanlar için ideal olan bu koltuk, arkaya eğim hareketine sahip ve 3 farklı açıda ve dik konumda kilitlenebilme özelliği var. Personal modelinde olduğu gibi yüksekliği ayarlanabilen sırta sahip olan Dynamic modeli; farklı malzeme alternatifleriyle boyun ve kol desteği sunuyor. Ayrıca kol ped malzemesi, kol malzemesi, kol bağlantı kısmı, kabuk rengi, font malzemesi, sırt malzemesi, ayak malzemesi ve tekerlek seçenekleri de kişiselleştirilebiliyor.

Aura Design Studio’dan Tarihi Osmanlı Köyü Sandima’dan İlham Alan Otel Tasarımı: Santra Hotels

Mimari, iç mimari ve kentsel tasarım alanlarında ulusal ve uluslararası pek çok projeye imza atan Ankara merkezli tasarım ofisi Aura Design Studio, Yalıkavak’ın tarihi köyü Sandima’dan aldığı ilhamla modern mimariyi geleneksel unsurlarla birleştiren Santra Hotels’ı tasarladı.

Yurt içinde ve yurt dışında tasarladığı farklı tipolojilerdeki projelerle öne çıkan Mimar Filiz Cingi Yurdakul liderliğindeki Aura Design Studio tarafından Yalıkavak’ta tasarlanan Santra Hotels, bölgenin geleneksel zanaatinden, yerel malzemelerinden ve kültüründen izler taşıyor.

Santra Hotels’in ilham kaynağı olan, terkedilmiş 600 yıllık Osmanlı köyü Sandima, güvenlik amaçlı olarak Yalıkavak sırtlarında yüksek rakımda konumlandırılmış. Eşsiz bir manzara sahip olan Sandima Köyü’nün yerel halkı her yaz sahildeki çardaklarına göçerek tarlalarını işledikten sonra köylerine geri dönme alışkanlığına sahipmiş. Sonrasında ulaşımın zor gelmesi nedeniyle aileler Sandima’yı terk ederek şimdiki Yalıkavak’ı yerleşim merkezi haline getirmiş. İçinde tarihi evlerin, köy çeşmesi ve sarnıçların da olduğu Sandima, Osmanlı İmparatorluğu 2. Abdülhamit döneminde yaşamış olan, 186. Şeyhülislam Ömer Lütfü Efendi’nin de doğum yeri. Özgün haliyle korunmuş ender eski yerleşimlerden biri olan köy, hem yerleşim hem de yapı dili olarak Aura Design Studio’ya ilham vermiş ve Santra Hotels’intasarım sürecindeyerel taş yapısı, bölgenin doğal manzarası ve bahçeleri yeniden üretilmiş.

“Konaklama tasarımı ve kurgusu zihinlerde bir ömür boyu hatırlanan ‘an’ları yükseltmek için bir araya geliyor. Bununla birlikte, kültürel erozyonu önlemek için eşsiz kültürleri korumak ve her toplumun sesini kucaklamak gibi bir sorumluluğumuz da var. Kültürel mimari öğeleri günümüze uyarlamak, korumak ve güncel bir yaklaşımla yeniden tasarlamak ise önemsediğimiz ve üzerinde düşünsel olarak çok çalıştığımız bir konu” diyen Filiz Cingi Yurdakul’a göre Santra Hotels’in tasarımındaki önemli çıkış noktalarından biri de misafirleri özel hissettirecek ve onlara yolculuklarının önemli bir parçası olacak benzersiz bir hikaye sunmak olmuş: “Konsept, otelin kimliğini şekillendiriyor ve konuk deneyimini sağlayan bileşenleri ayrıntılı olarak belirliyor. Hacimler, formlar, işlevsellik, malzemeler ve bunların kombinasyonu, Santra Hotels’in hikayesini tamamlıyor.” 

Otelin tasarım konsepti, ortak ve özel alanlardan dokulara kadar her şeyi içinde barındırıyor. Pandemi sonrası dönemdeki gezginlerin rutinlerinden kaçmak için giderek daha fazla benzersiz deneyim arayışları konaklama sektöründe üretilen projelerde hikaye anlatımlarını daha önemli kılıyor. Aura Design Studio da bu nedenle Santra Hotels projesinde misafirlerin rahatlama, eğlence, gastronomi, sosyalleşme, etkileşime girme, anılar yaratma ve paylaşma ihtiyaçlarını deneyime dönüştürecekleri bir mekan tasarlamayı öncelikli tutmuş.  

Otel tek girişten sonra ikiye ayrılıyor ve iki bölge için iki ayrı lobi alanı bulunuyor. Geniş ahşap masaların yer aldığı karşılama resepsiyonun yanı sıra, konukları merkezi yüzme havuzu ve teraslarla iç avlulara davet eden mekanlar kurgulanmış. Resepsiyonla bağlantılı ortak alanlar, yemek ve boş zaman işlevlerini serbestçe geliştiriyor ve rahatlama hissini yoğunlaştırıyor. Cephelerdeki büyük açıklıklar, iç ve dış mekan arasındaki sınırları bulanıklaştırırken işlevler teraslara doğru serbestçe akıyor. Kapalı alan, yarı açık alan ve açık alan dengeleri tüm yapılarda önemsenmiş. Görsel kaçışlar ayrıca gizli bahçeler ve zeytin ağaçları ile zenginleştirilmiş. 

Santra Hotels’in 98 adet süit odasında, kamusal ve yarı kamusal alandan özel alana geçişin, malzemelerin, detayların ve son olarak alanların kalitesinin farklılaşmasıyla işaretlendiği içe dönük mahaller tasarlanmış. Avlu kapılarından fesleğen, sardunya dikili kil saksıların bulunduğu ortak avlulara geçmek geleneksel olarak Bodrum’da bulunan bitkilerin tropikal bitki örtüsü ile gizli cennetin keşfine yol açıyor.

Giriş katındaki tüm süitler özel havuzlu ve deniz manzaralı olarak, tüm villalar ise alt katlarındaki havuzlardan denizi görecek şekilde planlanmış. Manzara yönü ile eğim yönünün ters olduğu bölgelerde yapı tipolojisi özel olarak çalışılmış, bir buçuk katlı ve iki katlı iki villa tipi oluşturulmuş. Üst kattaki süitlerde büyük verandalar, jakuzi ve çatı bahçeleri de deniz manzaralı olacak şekilde tasarlanmış. Odaların iç kısmındaki nötr renkler ve doğal malzemeler dış mekanla bütünleşirken rahatlatıcı Bodrum etkisini artırarak doğal ve ferah alanlar sunuyor.

Projenin öne çıkan diğer bir özelliği biyoklimatik mimari kriterlere göre tasarlanmış olması. Sürdürülebilirlik ve çevre etiğini amaçlayan modern bina teknolojilerine ve merkezi elektronik oda kontrolüne (KNX) önem verilmiş. Bahçelerde minimum su gereksinimine sahip yerli Akdeniz türleri (zeytin ağaçları, palmiyeler, selviler, limon ağaçları, Hipokrat şifa geleneğinin aromatik-şifalı bitkileri) kullanılmış. 

Santra Hotels’te odaların tipolojisi üç farklı varyanttan oluşuyor. Standart çift kişilik odalar, zemin kat veya iki katlı binalar olan “küçük evlerde” 1-3 kişilik gruplar halinde tahsis edilmiş. Diğer bir seçenek, bir havuzu ve bir iç bahçeyi paylaşan, iki veya üç kişilik komplekslerde geliştirilen “oturma odalı evler” olmuş. Son olarak, özel havuzlu ve bahçeli bir veya iki yatak odasından oluşan “büyük evler” tasarımı tamamlıyor.

Evler oda tipolojisine göre üç bölgede yer alıyor. Bina tahsisi ve kübik ova formları, Ege adaları yerleşimlerinin geleneksel mimarisini ve kentsel düzenlemesini ifade ediyor. Konsept, beklenmedik açıklıklara, dış merdivenlere ve inşa edilmiş açık oturma alanlarına yol açan dar yollarla entegre edilmiş. 

Site Aidatlarında Genel Kurul Dönemi

Tesis Yöneticileri Konfederasyonu (TESKON) Genel Başkanı Yahya Sağır, site yönetimleri ile kat maliklerini ilgilendirecek önemli açıklamalarda bulundu.

Site yani ana gayrimenkulün tapu sicilinde kayıtlı olan yönetim planında toplantı tarihinin belirlenmiş olabileceğini bildiren Sağır, yönetim planında tarihin yer almaması durumunda olağan genel kurulun yılın ilk ayında toplandığını aktardı.

Sağır, çoğu site, rezidans ve apartman yönetiminde bu toplantılar öncesi ön çalışmalara başlandığına işaret ederek, “Bu süreçte kat malikleri, yönetim planını detaylı şekilde incelemeli. Genel kurul tarihlerinin belirlenmesi ve aidat paylaşımının ne şekilde yapılacağı gibi önemli kararlarda yönetim planı dikkate alınıyor. Olağan genel kurul toplantısından önce mutlaka site yönetim planının dikkatlice okunması gerekiyor. Eğer ellerinde yönetim planı yoksa yönetim kurullarından talep edebilir veya ana gayrimenkulün bağlı bulunduğu tapu müdürlüğünden sağlayabilirler.” diye konuştu.

Site yönetimlerinin de bu süreçte mali hesapları kontrol etmesi gerektiğini ifade eden Sağır, “Hesapların doğruluğunu sağlamak adına faaliyet raporları, mali tablolar ve denetim raporlarının eksiksiz hazırlanmasının sağlanmasına dikkat edilmeli.” dedi.

Sağır, yönetimlerin her yıl hesapları kapatıp, genel kurulda bu sonuçları mutlaka kat maliklerine sunması gerektiğine dikkati çekti.

“Kat Maliklerine Mali Bilgiler Verilmeli”

Yönetimlerin, kat maliklerinin veya onların temsilcilerinin siteyle ilgili mali tablolar konusunda bilgi sahibi olmalarının sağlaması gerektiğini aktaran Sağır, “Bu mali tablolar; banka, kasa ve stok hesapları, işletme projesinin yönetim planına uygunluğu, borçlandırmaların projeye uygunluğu, enerjiye ilişkin kullanımlar, faturaların karşılaştırılması, çalışanların birikmiş kıdem tazminatlarının hesaplanması ve SGK ödenmelerin yapılıp yapılmadığı gibi hususları içeriyor. Ayrıca genel kurullara yeni dönem işletme bütçesi de sunuluyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Sağır, site yönetimlerinin, genel kurul toplantılarına ilişkin çağrıda bulunması gerektiğini de bildirerek, “Bu çağrıda toplantı tarihleri ve gündemin ne olduğunun yazılması gerekiyor. Kat mülkiyetine tabi taşınmazlarda, kat maliklerine imzalattırılacak bir çağrı metni veya bir taahhütlü mektupla genel kurulun toplanacağı bildirilmeli.” diye konuştu.

Sağır, söz konusu çağrıyla birlikte mevcut dönem gelir-gider ve faaliyet raporu, denetim raporu, yeni dönem tahmini işletme projesinin de tebliğ edilmesi gerektiğini vurguladı.

Apartman ve sitelerin fazla bağımsız bölümden oluştuğuna, yüksek katlı ve çok bloklu yapılar haline geldiğini belirten Sağır, “Kat maliklerinin kendi özel ve iş yaşamları günümüzde çok yoğun bir hal almıştır. Genel kurul toplantılarına ilgileri de azalmıştır. Toplantıların kat maliklerini huzursuz etmeden verimli bir şekilde onların en az vaktini alacak şekilde tamamlanması doğru olacaktır. Genel kurul süreçleri kat malikleri için daha şeffaf ve anlaşılır hale getirilmeli.” ifadelerini kullandı.

“Toplantıda Alınan Kararlar Katılmayanlara Tebliğ Edilmeli”

Sağır, genel kurul toplantısının tutanak ile kayıt altına alınması ve görüşülen maddelere itirazlar varsa bu kayıtların da düzgün tutulması gerektiğini belirterek, toplantıya katılmayan kat maliklerine, alınan kararlar ve kabul edilmiş yeni dönemin işletme projesinin tebliğ edilmesi gerektiğini de kaydetti.

Kaynak: AA

Medcem Çimento Grubu Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Eren Holding’in iştiraki olan ve Türkiye ve Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasına sahip Medcem Çimento Grubu, topluma ve çevreye karşı sorumluluk bilinciyle sürdürülebilirlik temelinde çalışmalar yapmaya devam ediyor.

Yaşamın her alanına karşı daha sürdürülebilir bir yapı oluşturma ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma felsefesi ile çalışan Medcem Çimento Grubu, 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

Medcem Çimento Grubu’nun sürdürülebilirlik yönetimi, paydaş etkileşimi, çevre anlayışı ve sosyal performansına dair detaylı bilgilerin sunulduğu raporda, 2022 yılında enerji ihtiyacının %17,83’ünün yeşil enerji üretiminden karşılandığı, bu yolla da doğal kaynakların korunarak döngüsel ekonomiye katkıda bulunulduğu belirtildi.  

Dünya üzerinde insan eliyle üretilen karbon emisyonunun %8’inin çimento sektörü kaynaklı olduğunun ifade edildiği raporda iklim değişikliği ve küresel ısınma genelinde, karbon emisyonunun azaltılması için Medcem Çimento Grubu bünyesine yapılan çalışmalara yer verildi. AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS), Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve BM İklim Değişikliği ve Çerçeve Sözleşmesi’nde belirtilen konular çerçevesinde hareket edildiğinin altının çizildiği raporda 4,7 milyon ton yıllık çimento üretim kapasitesine sahip bir şirket olarak Medcem’in ekonomik, çevresel ve sosyal fayda sağlayan projeleri aktarıldı.

Raporda görüşlerine yer verilen Medcem CEO’su Mehmet Ali Ceylan, şunları söyledi:

”İklim değişikliği ve küresel ısınma genelinde, karbon emisyonu özelinde küresel çaptaki sürdürülebilirlik hassasiyetinin ne denli haklı olduğunu ispat eder bir yılın içerisindeyiz. Artık pek çok mevsimsel anomalinin beş duyu organı ve tecrübelerle hissedilebileceği bir dönemden geçiyoruz. Üzülerek ifade etmek isterim ki, titizlikle yönettiğimiz çevresel konulara ilişkin performansımızı sizlere sunmak üzere hazırladığımız 2022 yılı Sürdürebilirlik Raporumuzu, tarihin en yüksek sıcaklıklarının ölçüldüğü 2023 yılı yazında yayımlamak durumunda kalıyoruz.

İnsan eliyle yaratılan karbon emisyonunun %8’ini çimento sektörü gerçekleştirmektedir. Bu çerçevede, çimento sektörünün karbon emisyonunu azaltmak üzere kendisini bir dönüşüme tabi tutması tarihi bir sorumluluktur. Hatta bir adım ötede, söz konusu sorumluluk pek çok düzenleme ile sektörümüz için bir yükümlülük haline gelmiştir. Buradan hareketle, iklim değişikliği ve küresel ısınmaya yönelik ulusal ve uluslararası düzenlem elerden en fazla etkilenecek sektörlerin başında çimento sektörünün geldiğini söylemek zor olmayacaktır.

Medcem olarak, bu kapsamda üzerimizdeki sorumluluk ve tabi olduğumuz yükümlülüklerin farkındayız. Bunun yanında, söz konusu dönüşüm sürecine hızlı uyum sağlayan ve hatta söz konusu dönüşüm ün öncüsü olan sektör şirketlerinin rekabet avantajı elde edeceğinin de bilincind eyiz. Bu çerçevede, karbon emisyonu azaltma amacımızı tüm iş süreçlerimizin merkezinde konumlandırarak sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Tüm şirketlerin, AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS), Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve BM İklim Değişikliği ve Çerçeve Sözleşmesi’nde belirlenen ilkelere göre hareket ederek, karbon nötr hedefleri ile uyumlu üretim süreçlerini destekleyen sürdürülebilir yol haritalarının oluşturulması kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Medcem olarak, 2022 yılında, iklim odaklı risklerimizi stratejik şekilde değerlendirerek hedeflerimizi belirlediğimiz ve ilgili aksiyonlarımızı aldığımız bir sene geçirmiş bulunuyoruz. Bu bilinç ve sorumlulukla hareket ederek, bu yıl da kurumsal karbon ve su ayak izi çalışmalarımızı tamamladık.

Medcem olarak “Concrete Sustainability Council” kuruluşundan “Beton ve Tedarik Zinciri İçin Kaynakların Sorumlu Kullanım Belgesi”ni almaya hak kazandığımızı da bildirmekten büyük bir memnuniyet duyarım. Ayrıca, 2023 yılında Medcem Çimento Grubu bünyesindeki şirketlerimizi bir çatı altında birleştirerek, stratejik hedeflerimiz doğrultusunda verimliliğimizi artırmak üzere grubumuzu konsolide ettik. Öte yandan, 2023 yılının aralık ayında devreye girmesi planlanan yeni yatırımımız ile yıllık 3,6 milyon ton klinker olan üretim kapasitemizi, yaklaşık %90 oranında artırarak 6,5 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. Öte yandan, söz konusu yatırımımızla yaklaşık %30’luk ek istihdam yaratmayı hedefliyoruz.”

KÇS Kipaş Gazbeton’dan ThermaXL

KÇS Kipaş Gazbeton son teknoloji ile üretim yapan Gazbeton fabrikalarında Donatılı ve Donatısız ürünlerin yanı sıra Thermaxl Yalıtım Levhası üretimine de başladı.

Thermaxl Yapı malzemelerinin tabi olacağı tüm kriterlerden geçerek, λ=0,044 W/m.K ısıl iletkenlik değeri ile EOTA (European Organisation for Technical Assessment) tarafından Avrupa Teknik Onay Belgesi almıştır. 

Mükemmel Yangın Bariyeri ve Isı Yalıtımı

Thermaxl içeriğinde organik maddelerin bulunmamasından dolayı A1 sınıfı Hiç yanmaz ürün sınıfındadır. Yapısında milyonlarca küçük gözenekler içerdiği için üstün ısı yalıtımı sağlar. 

Sadece Üretilirken Değil Kullanırken de Çevreci

Hiçbir tarım toprağı kullanılmadan tamamen doğal mineraller ile üretildiğinden çevreci bir üründür.

Uygulama sonrasında yapısında bulunan kireç (CaO) sayesinde CO2 gazlarını absorbe eden (CaO+CO2=CaCO3 ) nadir yalıtım levhası çeşitlerindendir.

Kullanım Alanları

  • Yapıların ısı yalıtımı gerektiren bütün beton yüzeylerinde (Kolon Kiriş vs).
  • Yapıların tavan ve taban döşemlerinin ısı yalıtımında.
  • Garaj ve Otoparkların duvar ve tavan döşemelerinde yangın ve ısı yalıtımı bariyeri olarak.
  • Depoların tüm yangın ve ısı yalıtım bariyeri ihtiyacı olan yerlerde.
  • Yalıtım ihtiyacı duyulan duvarların tamamında.

 Avantajları

  • Yapıların ömrü ile eş değer bir ömre sahip olduğu için yıllarca enerji tasarrufu sağlar.
  • Gözenekleri sayesinde ses titreşimlerini önler, akustik ses yalıtımı sağlar.
  • Yangın dayanımı en iyi ürünlerden olduğu için yangının yayılmasını uzun süre engelleyerek yüksek emniyet sağlar.
  • Çok kolay kesilmesi ve hafifliği sayesinde uygulaması çok hızlıdır. 
  • İnorganik yapısı sayesinde hiçbir bakteri oluşumuna izin vermez.
  • Tavan ve taban döşemelerinde sıva ve boya gerektirmez

Fenercioğlu A.Ş. ve NEO Portföy’den Gayrimenkul Yatırım Fonu İş Birliği 

Başta Antalya ve Alanya olmak üzere hem ülke içinde, hem de ülke dışında birçok noktada projeleri bulunan Fenercioğlu A.Ş., Neo Portföy Yönetimi A.Ş. ile arsa ve karma gayrimenkul yatırım fonu iş birliği gerçekleştirdi.

Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, 2021 yılında 50 milyon euro, 2022 yılında 75 milyon euro, 2023 yılında 85 milyon Euro ciro yaptıklarını açıklayarak, 2024 yılında ciro hedeflerinin 150 milyon Euro olduğunu açıkladı.

Neo Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yener Yıldırım, yönettikleri 55 adet yatırım fonu ile toplam yönetilen varlık büyüklüğünün 750 Milyon Dolar sınırına ulaştığını açıkladı.

 Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu ve Neo Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yener Yıldırım ortak yaptıkları açıklamada; gerçekleşen işbirliğiyle kurulan fonlar aracılığıyla, yatırımların enflasyona yenilmeyip, dövize karşı da değerlenecek taşınmaz yatırımlarını hedeflediklerini ve her bir fon için büyüklük hedefinin 500.000.000 TL olduğunu söylediler.

Yönettiği yatırım fonu sayısı 55, toplam Fon  büyüklüğü ise 750 Milyon Dolara ulaşan ve yatırımcılara gayrimenkul, menkul kıymet, özel sermaye ve teknoloji yatırımlarını çeşitlendirme konularında portföy yönetim hizmetleri sunan Neo Portföy Yönetimi A.Ş. ile gayrimenkul sektöründe başta Antalya ve Alanya olmak üzere hem ülke içinde, hem de ülke dışında birçok noktada projeleri bulunan Fenercioğlu A.Ş., işbirliği gerçekleştirdi.  

Neo Portföy ile arsa ve karma gayrimenkul yatırım fonu işbirliği gerçekleştirdik

6 Aralık’ta Wyndham Grand İstanbul Levent’te gerçekleşen basın toplantısında konuşan Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu,2018 yılında tecrübeli bir ekip tarafından temelleri atılan Şirketlerinin, hali hazırda 10 farklı ilde tüm taşınmaz tiplerine yatırım yapan Neo Portföy gibi kurumsal bir yatırımcı ile arsa ve karma gayrimenkul yatırım fonu işbirliği gerçekleştirdiklerini açıkladı.

Fenercioğlu Arsa ve Karma Gayrimenkul Yatırım Fonları; yatırımcıların kollektif olarak bir araya gelerek, güçlerini birleştirip kamu gözetiminde ve şeffaflığında arsalara ve kira getirili gayrimenkullere yatırım yapmalarına olanak veren birer yatırım aracı. Fonlarla, yatırımların enflasyona yenilmeyip, dövize karşı da değerleneceği taşınmaz yatırımlar hedefleniyor.

Türkiye genelinde 20 tane devam eden büyük ölçekli projelerimiz var

2014 yılından bu yana pek çok prestijli projeyi hayata geçirerek bugüne kadar yaklaşık 500 bin metrekare alanda taahhüt ettiği işleri tamamladıklarını açıklayan Fenercioğlu, “Fenercioğlu, 2014 yılında inşaat sektöründe çözümleri ve mükemmeliyet anlayışıyla faaliyet göstermek üzere kuruldu. Bu süre zarfında, sunduğumuz projelerin kapsamı, çeşitliliği ve kalitesi, sektördeki liderliğimizi perçinlememize olanak sağladı. Firmamız, Türkiye genelinde 25 tane tamamlanmış proje ve 20 tane devam eden büyük ölçekli proje ile başarılarını taçlandırmıştır.

Şehrin en büyük kentsel dönüşüm projesinin iştirakiyiz

Fenercioğlu Şirketler Grubu olarak kuruluş yerimiz olan Antalya’nın yanı sıra Türkiye’de Bodrum Gümüşlük ve İzmir Göztepe’de de yatırımlarımız sürmektedir. İzmir Göztepe’de yer alan, içinde AVM, cami, sağlık ocağı, anaokulu ve engelli okulu ve çeşitli yaşam alanlarının bulunduğu şehrin en büyük kentsel dönüşüm projesinin iştirakiyiz.

Kuzey Kıbrıs’ta toplamda 94.418 m2 alanda inşaat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz

Bahsettiğimiz yurtiçi ve yurtdışı bütün projelerin satış stratejileri kendi ekibimiz olan satış ofisimizde planlanmaktadır. Önümüzdeki seneyle beraber yaklaşık olarak 3 bin konut üretimi yapılması planlanmaktadır. Kuzey Kıbrıs’ta firmamız bünyesinde yürütülen 8 projeden biri, adanın ikinci büyük projesi olma özelliğini taşıyor ve İspanya’da devam eden 1 projemizle birlikte de uluslararası alanda varlığımızı sürdürüyoruz. Kuzey Kıbrıs’ta şirketimize ait öz sermaye ile alınmış toplamda 94.418 m2 alanda inşaat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz.

2024 yılında firmamızın ciro hedefi 150 milyon euro

Fenercioğlu Şirketler Grubu olarak 2021 yılında gerçekleşen ciromuz 50 milyon euro 2022 yılında 75 milyon euro, içinde bulunduğumuz 2023 senesinde ise 85 milyon Euro olarak gerçekleşti. 2024 yılında firmamızın ciro hedefi ise 150 milyon euro. 

Sektörel alanlarda da faaliyet göstererek sektöre katma değer sağlıyoruz

Fenercioğlu olarak, inşaat sektöründe sadece konut projeleri değil, aynı zamanda ticari gayrimenkuller, altyapı projeleri ve kentsel dönüşüm alanlarında da faaliyet göstermekteyiz. Bu kapsamlı yaklaşım, müşterilerimize geniş bir yelpazede çözümler sunma yeteneğimizi ortaya koyar. İnşaat faaliyetlerimizin yanı sıra, gayrimenkul yatırım fonları, yapı denetimi, yapı malzemeleri ve hafriyat, iş makineleri ve tarım gibi sektörel alanlarda da faaliyet göstererek sektöre katma değer sağlıyoruz.

75.000 m2 alana ve 800 adet iş yerine ait 7 adet AVM’nin yapımını üstlendik

Firmamızın doğduğu Akdeniz Bölgesi’nde 75.000 m2 alana ve toplamda 800 adet iş yerine ait 7 adet AVM’nin yapımını üstlendik. Firmamız çatısı altında bulunan proje ofisimizde geçtiğimiz sene 200’yü aşkın proje çizildi. Yine Fenercioğlu iştiraklerinden olan 4 adet yapı denetim firmamız tarafından yaklaşık 5000 inşaatın mevzuata uygunluğuna ilişkin denetleme yapıldı. Tarım sektöründe ise 100 dönüm üzerinde avokado ve tropikal meyvelerin üretimini yapmaktayız.

Yatırımlarımızla yaklaşık 15 bin kişinin hayatında yer edineceğiz

Sıfırdan yaptığımız konut projeleri, kentsel dönüşüm projeleri, taahhütler, anlaşmaları imzalanmış ve yapım aşamasında olan yatırımlarımızla yaklaşık 15 bin kişinin hayatında yer edinmek için her geçen gün çalışmaya ve gelişmeye devam ediyoruz. Başarımızın arkasında ise her biri kendi alanında uzman 400 çalışma arkadaşımız yer alıyor. Bunun yanı sıra 100 kişilik mimar ve mühendis ekibimizle bir projenin başlangıcından bitimine kadar her aşamada uzmanlık ve öngörü ile hareket ediyoruz.

Değerlerimiz arasında dürüstlük, müşteri odaklılık ve sürekli gelişim var

Fenercioğlu Şirketler Grubu olarak vizyonumuz, uluslararası standartlarda yaratıcı ve sürdürülebilir projeler gerçekleştirerek sektörde liderliğimizi perçinlemek ve ülkemize ekonomik katkı sağlamaktır. Bu vizyon doğrultusunda, sektördeki en iyi uygulamaları benimseyerek müşteri memnuniyetini öncelikli kılarız. Değerlerimiz arasında dürüstlük, müşteri odaklılık ve sürekli gelişim bulunmaktadır.

Bu işbirliği yatırımcıların beklentilerine uygun çözümler sunacak

Ayrıca Neo Portföy olan iş birliğimiz ile birlikte gayrimenkul yatırım fonları aracılığıyla müşterilerimize sağladığımız yatırım fırsatları ile portföylerini çeşitlendirme imkanı sunuyoruz. Bu fonlar, profesyonel yönetimleri, likidite avantajları ve düşük giriş eşiği ile yatırımcılarımızın beklentilerine uygun çözümler sunmaktadır. Fenercioğlu Şirketler Grubu olarak, sektöre öncülük etmenin yanı sıra topluma değer katma sorumluluğunu da taşıyoruz. Bu bağlamda, iş etiği, sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk prensiplerine sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz.

Her iki gayrimenkul yatırım fonu, başta Akdeniz olmak üzere sahil bölgelerimize yoğunlaşacak

Fenercioğlu Arsa ve Karma Gayrimenkul Yatırım fonlarımızla, yatırımların enflasyona yenilmeyip, dövize karşı da değerleneceği taşınmaz yatırımlarını hedefliyoruz. Arsa Fonumuzda ana strateji, geleceğin gayrimenkul projelerine konu olacak doğru arsaları Fon portföyüne alıp zamanı geldiğinde bu arsaları satarak getiri elde etmektir. Karma Gayrimenkul Fonumuzda ana strateji ise; yenilikçi yatırım stratejileri ile kira ve değer artışı potansiyeli olan taşınmazlara yatırım yaparak getiri elde etmektir.  Her iki Fonumuz da, başta Akdeniz olmak üzere sahil bölgelerimize yoğunlaşacaktır.

Potansiyeli yüksek taşınmazlara yatırım ana hedefimiz

Sahil şeridinin hızlı gelişen bölgelerindeki imarlı arsalara ve potansiyeli yüksek taşınmazlara yatırım ana hedefimizdir. Arsa Fonu, portföyüne aldığı arsaları değerine geldiğinde satacaktır. Karma Fon, portföyüne aldığı konut, dükkan, ofis gibi taşınmazlardan hem kira geliri elde edecek hem de taşınmazlar değerine geldiğinde taşınmazları satacaktır. 

Fon süremiz 5+5 yıl

“Kural olarak” Fon yatırımcıları ancak fon süresi sonunda fondan çıkabilirler. Fon süremiz 5+5 yıldır. Ancak alınan arsalar ve taşınmazlar değerini bulur ve fon süresinden önce satılırlarsa, yatırımcılara dönem içinde de kar payı dağıtımı veya çıkış fırsatı tanınabilecektir.

Kimler GYF’ye Yatırım Yapabilir?

Fonlarımıza en az 1.000.000 TL veya katlarında yatırım yapılabilir. Her bir Fonumuz için büyüklük hedefi 500.000.000 TL’dir. En az 1.000.000 TL nakit veya benzeri varlığı olan gerçek veya tüzel kişi nitelikli yatırımcılar fona yatırım yapabilir. Bu şartları sağlayanlara, Sermaye Piyasası Kurulunca portföy yönetimi alanında lisans verilmiş Neo Portföy Yönetmi A.Ş.’de özel bir hesap açılarak fona girişi sağlanacak.” şeklinde konuşurken;

55 adet yatırım fonu ve 750 milyon doları aşan toplam varlık yönetimi yönetiyoruz

Neo Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yener Yıldırım da, “Bugün, yatırım dünyasına heyecan verici bir adım atmaktan dolayı büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz. Neo Portföy olarak, gayrimenkul, menkul kıymet, özel sermaye ve teknoloji yatırımlarını çeşitlendirerek yönettiğimiz 55 adet yatırım fonu ve 750 milyon dolara ulaşan toplam varlık yönetimiyle finans dünyasında adından sıkça söz ettiren bir kuruluşuz. Yatırımcılarımıza özgün çözümler sunma konusundaki kararlılığımız sürmekte ve Neo Portföy bu kapsamda stratejik iş birlikleri ile büyümeye devam etmektedir. Vizyoner ve başarılı bir inşaat şirketi ile ortaklaşa kurduğumuz iki Gayrimenkul Yatırım Fonu’nu tanıtmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Yönettiğimiz toplam taşınmaz büyüklüğü 2.500.000 m2 sınırına ulaştı

Neo Portföy olarak yönettiğimiz 18 adet Gayrimenkul Yatırım Fonunda bine yakın taşınmaz varlığı yönetmekteyiz. Gayrimenkul Yatırım Fonlarımız ile hemen hemen tüm taşınmaz türlerine yatırım yaptık ve tecrübemizi pekiştirdik. Yönettiğimiz toplam taşınmaz büyüklüğü 2.500.000 m2 sınırına ulaştı. Bugün sizlere tanıtımını yapacağımız Neo Portföy Fenercioğlu Gayrimenkul Yatırım Fonlarını da ekleyerek geniş taşınmaz yatırım yelpazemizi kararlılıkla çeşitlendireceğiz. 

İki fonun toplam büyüklüğünün 40 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz

Neo Fenercioğlu fonları, güvenilir ve şeffaf bir yapıyla, özellikle Akdeniz bölgesindeki sürdürülebilir yatırımlara yoğunlaşarak, Türkiye’nin tarihi cazibe bölgesine odaklanmayı hedeflemektedir. Akdeniz bölgesi, tarih boyunca kültürel zenginlikleri, benzersiz doğal güzellikleri ve ekonomik potansiyeliyle daima yatırımcılar için bir cazibe merkezi olmuştur. Söz konusu Gayrimenkul Yatırım Fonlarımız, bu bölgede titizlikle seçilmiş arsalara ve kira getirisi olan taşınmazlara yoğunlaşarak, şeffaf bir yapı ve güvenilir bir yatırım aracı olarak öne çıkacak. Toplam büyüklüğünün 40 milyon dolara ulaşmasını beklediğimiz bu iki fonumuz ile yatırımcılarımız, hem bölgenin tarihi güzelliklerine ortak olacaklar hem de sektördeki uzmanlığımıza dayalı olarak sürdürülebilir getiri potansiyeli elde edecekler.

Yatırımcılarımıza daha etkili çözümler sunma misyonumuzu sürdürüyoruz

Fenercioğlu ile daha önce gayrimenkul teknolojileri girişim sermayesi yatırımları  konusunda bir iş birliği gerçekleştirmiştik. Bu sefer de gayrimenkul piyasasında yenilikçi teknolojiler ve iş modelleri ile sürdürülebilir uygulamaları taşınmaz yatırımlarına entegre ederek, yatırımcılarımıza daha etkili çözümler sunma misyonumuzu sürdürüyoruz.  Yenilikçilik, Neo Portföy’ün temel değerlerinden biridir ve bu değerleri hayata geçirerek, gayrimenkul yatırım dünyasında yeni bir çağın kapılarını aralamaktan heyecan duyuyoruz. Gayrimenkul sektörünün ve sermaye piyasalarının dinamiklerini en verimli şekilde buluşturmaya ve bu alanda büyümeye çok kararlıyız.” dedi.

Bakan Şimşek: ‘’Deprem Bölgesi İçin 2,4 Milyar Dolarlık Dış Finansman Sağlandı’’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 6 şubatta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen bölgeler için dış kaynaklardan 2,4 milyar dolarlık finansman sağlandığını açıkladı.

Bakan Şimşek Avrupa Konseyi Kalkınma, Dünya, Avrupa Yatırım, İslam Kalkınma ve Asya Altyapı Yatırım bankalarından 2,4 milyar dolar değerinde finansman sağlandığını belirtti. Bakan, deprem bölgesindeki ihracatçılar ile işletmelerin tarım ve gıda projelerinde destekleneceğini vurguladı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı hasarların giderilmesi ve bölgenin yeniden inşası amacıyla dış finansman temini çalışmalarının devam ettiğini belirten Şimşek, bu kapsamda Asya Altyapı Yatırım Bankasının Türk Eximbank’a 100 milyon dolar finansman sağladığını ifade etti.

Şimşek, söz konusu finansmanla depremden etkilenen illerdeki altyapıların onarımı ve geliştirilmesine yönelik ihracat sektöründe faaliyet gösteren firmalara destek olunmasının amaçlandığına işaret ederek, “Ayrıca İslam Kalkınma Bankasından da Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasına 100 milyon dolar tutarında finansman sağladık” dedi. 

Bu kaynağın, depremden etkilenen bölgede ve bu bölgeyle ilişkide bulunan işletmelere yönelik tarımsal ürünler ve gıda güvenliği projelerinin finansmanı için kullanılacağını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

“Deprem bölgesinin kalkındırılması amacıyla bu yıl Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankasından olmak üzere yaklaşık 2,4 milyar dolar tutarında dış finansman sağladık. Hem yıl sonuna kadar hem de önümüzdeki yıl içinde uygun koşullu dış finansman sağlama girişimlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Sağlanan bu finansman imkanlarıyla depremden etkilenen illerdeki ihracatçı firmalar ile bu bölgedeki işletmelerin tarım ve gıda projeleri desteklenecek.” 

Mehmet Şimşek, daha önce de Avrupa Yatırım Bankasından deprem yaralarını sarmak ve kentlerin yeniden inşasına katkı sağlamak amacıyla 400 milyon euro finansman sağlandığını açıklamıştı.

Mersin’de Otoyol Proje Çalışmaları Hızla Devam Ediyor

Mersin’in en önemli ulaştırma projeleri arasında yer alan Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu projesinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Mersin Milletvekillerinden Ali Kıratlı projenin, 8 milyar liralık bir bütçeye ulaştığını söyledi. Kıratlı, “Genel seçim öncesi temelini attığımız ama süreç içerisinde özellikle sahada karşılaştığımız bölgenin yapısı itibariyle gerek doğal sit alanları, gerekse bölgenin coğrafi olarak güzelliklerinden dolayı bazı aksamalarla karşılaştığımız bir projeydi. Burayla alakalı özellikle projenin aksamasını gördükten sonra biz gerek bölgenin ekolojik yapısını gerekse de doğal sit alanlarından dolayı, coğrafi yapısından dolayı o sit alanlarına zarar vermeme adına, proje maliyetinin yükselmesini de göze alarak projeyi tekrar revize ettik. Bakanlığımız projeyi revize ettikten sonra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylandı ve yaklaşık bir hafta önce üstlenici firma projeye başladı.” dedi.

Projenin ilk etabının 42 kilometre uzunluğunda Çeşmeli-Kızkalesi arasında yer aldığını kaydeden Kıratlı, “42 kilometre içerisinde yaklaşık 10 bin metre sadece 7 tünelden oluşuyor. 5 viyadüğümüz var. Özellikle Çeşmeli’den Kızkalesi’ne kadar 5 bağlantı yolumuz var. Ve yaklaşık 8 milyar TL’lik bir proje. Projenin en güzel tarafı, özellikle yaz dönemlerinde nüfusu çok artan Mersin’in yerli ve yabancı turistleriyle bölgeye ulaşımı anlamında ve merkeze ulaşım anlamında çok büyük konfor sağlayacak. Proje yeni haliyle hiçbir canlıya, hiçbir sit alanına zarar vermeden, doğal güzelliklere zarar vermeden yerine göre mevcut coğrafi alanın 20 metre altından tünellerle yapılıyor olmasıdır.” ifadelerini kullandı.

Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesi Çeşmeli-Kızkalesi kesimi, mevcut Mersin-Adana-Gaziantep Otoyolunun Çeşmeli Kavşağı mevkiinden başlayarak Erdemli ve Kızkalesi yerleşimlerinin kuzeyinde, D400 (Mersin-Antalya) Devlet Yoluna paralel olarak ilerleyecek ve Kızkalesi Kavşağı ile D400 (Mersin-Antalya) Devlet Yoluna bağlanarak son bulacak.

Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesi Çeşmeli-Kızkalesi kesimi, mevcutta işletmede olan Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu’nun devamı niteliğinde olup, Mersin-Adana-Gaziantep-Şanlıurfa arası otoyol bağlantısını sağlamış olacak. Çalışmaların 3 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor.

Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu projesinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Beylikdüzü-Sabiha Gökçen Havalimanı Arası 55 Dakikaya Düşüyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hayata geçirilecek olan Hızray Metro hattı projesi, Beylikdüzü ve Sabiha Gökçen Havalimanı arasındaki mesafeyi 55 dakikaya düşürecek.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptığı açıklamada, Hızray projesinin, İstanbul’un doğu-batı ekseninde, 74,5 kilometre uzunluğunda bir hat üzerinde kurulacağını belirtti.

Bu proje, şehrin trafik yoğunluğunu azaltmak ve vatandaşların ulaşım sürelerini kısaltmak için tasarlandı. İstanbul’da günlük olarak gerçekleşen milyonlarca yolculuğun, bu yeni hızlı metro hattı sayesinde daha hızlı ve verimli hale gelmesi bekleniyor. İBB Başkanı İmamoğlu, projenin çevresel koruma ve sürdürülebilir kentsel hareketlilik üzerinde de olumlu etkileri olacağını vurguladı.

4 Milyar Avroluk Yatırım

Hızray projesi, yeraltı yapısının tamamı kullanılarak inşa edilecek. Toplam 13 istasyondan oluşacak hat, İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayacak. Proje çalışmalarının 6 yıl sürmesi planlanırken maliyetinin de 4 milyar avro değerinde olması bekleniyor. Projede sefer sıklığının 2.5-5 dakika aralığında gerçekleşmesi öngörülüyor. Ayrıca hattın en derin şaftının 76 metre olması ve boğaz geçiş derinliğinin 130 metre olması planlanıyor.

Asansör Endüstrisinin Dünyadaki Lider Fuarı, Yeni Tarihlerinde

Tarsus Fuarcılık tarafından AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteğiyle düzenlenen Uluslararası Asansör İstanbul’un yeni tarihleri açıklandı.

2023’teki son fuarda, 73 farklı ülkeden toplam 24 bin 314 satın almacıyı, 400’e yakın katılımcı firmayla buluşturan Asansör İstanbul, 15-18 Mayıs 2025’te gerçekleşecek. 19. Uluslararası Asansör İstanbul’da şimdiden yerlerini alan yurt içi ve yurt dışından sektör firmaları, hem yerel pazarlarda hem de yurt dışında yeni satış kanallarına erişerek, tüm dünyanın ticari buluşma noktası İstanbul’da birbirinden değerli iş anlaşmalarına imza atacak.

Türkiye’nin küresel ölçekte dünya markası fuarlarından Uluslararası Asansör İstanbul’un, 19’uncu buluşmasının 15 – 18 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenleneceği açıklandı. İki yılda bir asansör ve yürüyen merdiven endüstrisini, kıtalar arası ticaretin kesişme noktası İstanbul’da bir araya getirdiklerini söyleyen Tarsus Türkiye Fuarlar Direktörü Seda Bozkurt; “Asansör dünyasının Tüyap Beylikdüzü’ndeki son buluşması, geçmiş fuarlarımızın ziyaretçi, katılımcı ve metrekare rekorlarını kırdı. Katılımcılardan aldığımız geri bildirimlerde memnuniyet oranı yüzde 90’ları aştı. Henüz fuar bitmeden, firmaların önemli bir kısmı 2025 buluşması için yerlerini iki yıl öncesinden ayırttığından alanların büyük bir bölümü doldu. Şu anda sınırlı boş stand alanımız var. Ziyaretçilerimizin ise yüzde 96’sı, sonraki fuara da geleceklerini belirtti. Özetle 2025 Mayıs’ında 19’uncusunu gerçekleştireceğimiz Uluslararası Asansör İstanbul’a yurt içi ve yurt dışından 400 kadar katılımcı firma ile çoğunluğu doğrudan satın almacı 30 bin civarı profesyonel ziyaretçi bekliyoruz” dedi. 

Fuarda, yenil nesil asansörler sergilenecek

Asansör İstanbul’un daima ilklerin fuarı olduğunu vurgulayan Bozkurt, “Sektörün üretici firmaları, gelecek fuarda sergilemek üzere daha akıllı, daha hızlı ve daha güvenli asansörlerin ar-ge çalışmalarına başlarken, son buluşmada yapılan işbirlikleriyle de yeni distribütörlükler hayata geçmeye başladı. Asansör İstanbul 2025’te, bu gelişmelerin hepsini bir arada görme fırsatı bulacağız” dedi. Konut ve ticari bina asansörlerinden hastane asansörlerine, ev içi asansör ve kişisel taşıyıcılardan oto asansörlerine, yük ve servis asansörlerinden engelli asansörlerine kadar dikey ulaşım teknolojileri ile yürüyen merdiven ve yollara ilişkin tüm yenilikler bir arada sergilenecek olan fuar, başta  yerli ve yabancı asansör montaj, taahhüt ve bakım firmaları, asansör aksam üreticileri ve tedarikçileri olmak üzere sektörün tüm paydaşlarını çatısı altında toplayacak. 

Gölcük’te Yeni Şehirlerarası Otobüs Terminali İnşaatı Devam Ediyor

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde hayata geçirilen Yeni Şehirlerarası Otobüs Terminali projesinde inşaat çalışmaları hızla sürüyor.

Çatı kaplama çalışmalarının büyük oranda tamamlandığı Yeni Şehirlerarası Otobüs Terminali projesinde inşaat çalışmaları hummalı bir şekilde devam ediyor. İlçede modern bir terminal kazandırılması amacıyla yapımına başlanan projede, çelik çatı işlemleri tamamlanmak üzere. Otobüslerin yanaşacağı peronlarda ise zemin kat ve 1 katta tuğla duvar imalatlarına, çevrede ise; bordür ve altyapı çalışmalarına devam ediliyor. 

Yeni terminal, 10 bin metrekare alana inşa edilirken, zemin katı bin 45 metrekare, 1 katı 460 metrekare olmak üzere toplamda bin 91 metrekare kullanım alanına sahip olacak. Faaliyet gösteren otobüs firmalarının da görüşü alınarak hazırlanan projede; 13 adet peron, 9 adet yazıhane bulunacak. 

Şirketler Enerji Yatırımını Artırdı

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücü 22 bin megavata yükselirken şirketler, bu alandaki yatırıma yoğunluk vermeye başladı.

Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, şirket olarak verimlilik, e-mobilite ve dağıtım üretim olmak üzere şebekedeki dönüşüme odaklandıklarını ve küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun yol planını hazırladıklarını söyledi.

Zaimler, “Böylece, önümüzdeki 5 senelik dönemde, 2028’e kadar, Türkiye’de enerji ve iklim teknolojileri alanında yapacağımız yatırımlar 6 milyar dolar seviyesinin üzerinde olacak. Bu yatırımların içindeki en önemli kalemlerden birisi yapacağımız yenilenebilir enerji santralleri ki bunların önemli bölümünü rüzgar, sonra güneş oluşturuyor.

Elektrik dağıtım şebekeleri, dağıtık üretim, verimlilik, elektrikli araç şarj istasyonlarının genişlemesi ve hidrojen gibi yeni teknolojiler için yapacağımız yatırımlar da bu kapsamda. Sabancı Topluluğu genelinde de yatırımları iki misline çıkarmak ve bu yatırımların dörtte üçünden daha fazlasını bu yeni ekonomiye yapmak var.” diye konuştu.

“Şebeke Modeli Dönüşüme Uygun Olmalı”

Temiz enerji dönüşümünün elektrik şebekesi yatırımlarında da artış ve dönüşüm gerektirdiğine dikkati çeken Zaimler, “Önümüzde 2026’da başlayacak bir uygulama dönemi var. Şebekeyle ilgili konuların değişeceği bir dönem. Türkiye’nin şebeke modelinin de enerji dönüşümüne uygun hale getirilmesi lazım.” dedi.

Zaimler, bugüne kadar kaynakların büyük çoğunluğunun acil öncelikli yatırımlara harcandığını ancak bugün gelinen noktada Türkiye’nin büyümesine paralel olarak acil yatırımları yaparken şebekeyi modernleştiren enerji dönüşüm bileşenlerinin de düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Zaimler, enerji dönüşümü, mobilite ve yapı sektöründeki faaliyetlerini yoğunlaştıracaklarını, inovasyon, verimlilik ve veri kullanımlarını tüm bu yatırımlarda gözeteceklerini dile getirdi.

Yenilenebilir Enerji Üretimi İçin Ortaklık Kararı Aldılar

Enerjisa Üretim Santralleri AŞ (Enerjisa Üretim) Microsoft ile Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesine yönelik yenilenebilir enerji üretimine ilişkin inovasyon ve sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla anlaşma imzaladı.

Enerjisa Üretim’den yapılan açıklamada, imzalanan anlaşma kapsamında, Yapay Zeka, GenAI, Copilot, Microsoft Sustainability Manager, Dynamics Assets Management, Managed IT ve OT Security gibi ileri teknolojilerin potansiyelinden yararlanmak için işbirliği gerçekleştireceği belirtildi. Açıklamada, anlaşmanın Enerjisa Üretim bünyesindeki Hollanda merkezli dijital odaklı Senkron Energy Digital Services’in dijital ürün ve hizmetlerinin pazara sunulmasını da kapsadığı kaydedildi.

Dijital Dönüşüm Hızlanacak

Açıklamada, işbirliğinin yenilenebilir enerji üretiminde verimliliği artırmak ve sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla yeni bir Generative AI tabanlı ‘OnePact AI’ uygulamasının enerji sektöründe yaygınlaştırılmasını da içereceğine dikkati çekildi.

Enerjisa Üretim Üst Yöneticisi (CEO) İhsan Erbil Bayçöl, “’ Enerji yönetimi, talep ve üretim tahmini, anomali tespiti ve bakım gibi konularda GenAI destekli çözümler, sektörün karşılaştığı zorlukların aşılmasında yenilikçi bir rol oynayacak. Bu uygulama ve teknolojiler, sektördeki dijital dönüşümü hızlandıracak ve tüm paydaşlar için yeni işbirliklerinin ve fırsatların kapısını açacaktır.” dedi.

10 Binlerce MW’lik Pil Fabrikasına İhtiyaç Var

Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak yenilenebilir enerji depolarının yapılması buna paralel olarak da on binlerce megavat pil fabrikalarının kurulması gerektiğini söyledi. Ak, Çin ve Avrupa’da olduğu gibi yenilenebilir enerji depolarına ve pil sistemlerine yatırım yaptığı takdirde Türkiye’nin dünya standartlarında başarı yakalayabileceğini söyledi.

Ak, “Çin ve Avrupa’da yapılan yatırımların amacı cari açığı azaltmak. Ülkemizin bu yolda yürüyüp başarılı olabilmesi için mutlaka yenilenebilir enerji depolarının yapılması buna paralel olarak da on binlerce megavat pil fabrikalarının kurulması gerekiyor” dedi. Ülkemizde üretilen araçlara enerji depolamak için doğal kaynakların kullanılmasına dikkat çeken Ak, “Ülkemizde nikel, kobalt, lityum, bakır var.

Biz bu madenleri çıkarıyoruz gemilere yükleyip yurtdışında başka ülkelerde rafine ettikten sonra pil yapıp bize göndermelerini bekliyoruz. Enerji bağımsızlığımızı elde edebilmemiz için maden sektörüne mutlaka teşviklerin verilmesi gerekiyor. Madenleri ülkemizde rafine edip metale dönüşmesi ve fabrikalarda hammaddeye sonrasında pile ve araca sanayi tipi enerjiye dönüşmesi gerekiyor.” dedi.

Ak, bu yatırımlara yöneldiğinizde dünya bankalarından Avrupa bankalarından finansman bulunabileceğinin altını çizdi. Sektörde bir değişim rüzgârı olduğunu ifade eden Ak, “Bu değişim üç sacayağından oluşuyor. Bunlardan ilki yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması gerekiyor. Hedeflere ulaşmak istiyorsak son 10 yılda yaptığımız yatırımın önümüzdeki yıl 1,5 katını yapmamız gerekiyor.” dedi.

Elektrikli araçlara geçişin ikinci ayak olduğuna vurgu yapan Ak, “Petrolle çalışan araçlardan elektrikle çalışan araç sistemine geçtiğinizde tüm dağıtımın ve üretim sisteminin değişmesi lazım. Elektrikli araçlara ÖTV anlamında da ciddi bir destek var.” şeklinde konuştu.

“Hibrit Santral ve RES’te Yatırımları Hızlandıracağız”

Gama Enerji Genel Müdür Tamer Çalışır, yeni yatırımları iç kaynakları verimli kullanılarak yapmaya çalıştıklarını söyledi Yeni yatırımları hızlandırmayı planladıklarını vurgulayan Çalışır , “2021 yılından bu yana geri ödemelerimiz beklediğimizden daha iyi gerçekleşiyor. Yenilenebilir enerjiyle birlikte yeni yatırımlarımızda hibrit santral, rüzgâr santralinde kapasite artışı ve Ürdün deki su taşıma projesinde kapasite artışıyla beraber yeni yatırımları hızlandırmayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Enerji sektörünün sorunlarına da değinen Çalışır, son kullanıcı için fiyatların en uygun seviyede kalması ve enerji fiyatlarındaki artışın belli noktalarda yansıtılmaması gerektiğini söyledi. Çalışır, “diğer tarafta maliyet bazlı üretim ve tüketime geçilip ödeme gücü olan kaynakların gerçek maliyetlerle hem üretmesi hem tüketmesi sağlanması planlanıyor. Buna geçiş yapıldıktan sonra piyasada rahatlama sağlanacaktır. Ancak bununla beraber verimliliğin arttırılması en önemli unsur olacak.” dedi.

“En Büyük Engel Finansman Bulmak”

Yatırımın önündeki en büyük engelin finansman bulmada yaşandığını söyleyen Çalışır, “Finansman tüm dünyada pahalanmış bir enstrüman. Buna kolay erişim sağlanması çok önemli. Yatırımın geri dönüş sürelerinin de eskisi gibi hızlı beklememek ve uzun döneme yaymak gerekiyor. Bu da gelirin net olarak ortaya konması ve finansman sağlanabilir bir yapıya geçilmesi anlamına geliyor. Prosedür olarak kolaylaştırıcı kararların alınması ve buna göre ilerlemek gerekiyor. Gerçek yatırımcının bulunarak uygun ortam sağlanırsa özellikle de dış yatırımcının gelmesi bizler için çok önemli bir unsur olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Elite World’ün Van’daki Oteli 22 Aralık’ta Hizmete Açılıyor

Elite World Hotels&Resorts ikinci franchise oteli olan Elite Worl Go Van, 22 Aralık’ta kapılarını açacak.

Elite World GO markası bünyesinde misafirlerini ağırlamaya hazırlanan Elite World GO Van Edremit, 22 Aralık’ta kapılarını açıyor.

Elite World GO Van Edremit; 32 odası, 70 kişilik restoranı ve toplantı salonu ile her sene yerli ve yabancı turistleri ağırlayan, plajları ve sahilleriyle meşhur Van’ın Edremit ilçesinde misafirlerine hizmet verecek. Havaalanına ve şehir merkezine kolay ulaşılabilir konumu ile ilçeye seyahat edenler için büyük bir avantaj sunacak olan Elite World GO Van, aynı zamanda Elite World GO markasının da ilk oteli olma özelliğini taşıyor.

Kaynak: Turizm Ajansı

Rize’nin En Büyük Kentsel Dönüşüm Projesi İçin İmzalar Atıldı

Rize’nin Derepazarı ilçesine bağlı Eriklimanı Mahallesi’nde yapılacak bin 662 konutluk kentsel dönüşüm projesi için yüklenici firma Helmann ve belediye arasında imzalar atıldı.

Helmann’dan yapılan açıklamaya göre, uzun zamandır üzerinde çalışılan ve vatandaşların da yıllardır beklediği projede sona gelindi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının onayının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Rize’nin Derepazarı ilçesinde yer alan Eriklimanı Mahallesi’ndeki bazı bölgeler kentsel dönüşüm ve proje geliştirme alanı olarak ilan edildi.

Söz konusu kararın ardından çalışmalarını hızlandıran Derepazarı Belediyesi, gayrimenkul sektörünün öncü şirketleri arasında yer alan ve son dönemde Türkiye’nin önde gelen kentlerinde farklı gayrimenkul projelerine imza atan Helmann ile iş birliğine gitti.

Konut, villa ve iş yerlerinden oluşan ve 1800’e yakın bağımsız bölümün yer aldığı proje için Derepazarı Belediyesi’nde imza töreni düzenlendi. Derepazarı Belediye Başkanı Selim Metin ile Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün’ün katıldığı törende, Derepazarı Eriklimanı Mahallesi’nde hayata geçirilecek kentsel dönüşüm projesi için imzalar atıldı.

Açıklamada, törende yaptığı konuşmasına yer verilen Selim Metin, yıllardır hak sahiplerinin ve vatandaşların da beklediği projenin hayata geçmesi için sona yaklaştıklarını belirterek, Eriklimanı’nda adeta yeni bir ilçe kuracaklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin imzasıyla bölgenin resmi olarak dönüşüm ve proje geliştirme alanı ilan edildiğini kaydeden Metin, ‘’Artık top bizde. Biz de anlaşmalarımıza başladık. Bu işi hızlı bir şekilde hayata geçirmek için elimizden geleni yapacağız.’’ ifadelerini kullandı.

Metin, bölgede 500’e yakın konut bulunduğunu ve hak sahiplerinin dönüşüm için çok istekli olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

‘’Artı arsalar var içerisinde. Hak sahiplerimiz de bizim gibi yıllardır bekliyordu. Uzun süredir beklediğimiz ve emek verdiğimiz bir proje. 1500 ile 2 binin arasında konut, villa ve dükkan yapılacak. Sosyal tesisleriyle, camisiyle, kültür merkeziyle, spor salonuyla, park ve bahçeleriyle çok güzel bir proje hayata geçireceğiz. Projenin detayları üzerinde Helmann şirketimizle çalışıyoruz. En kısa sürede temeli atmayı planlıyoruz. İmzalarımızı attık, bundan sonra süreci hızlandırıyoruz.’’

Derepazarı Belediye Başkanı Metin, 1994 yılında belediye başkanı olduğunu anımsatarak, ‘’Bu proje hep hayalimdi. Bunun temelini atıp bölgemizi görkemli hale getireceğiz. Rize’ye en yakın ilçeyiz. Buradaki dairelerin çok hızla satılacağı kanaatindeyiz. Herkes bunu bekliyor. Hak sahipleri bile artık evlerine bakım yapmıyor. Onlar da kentsel dönüşümü bekliyor.’’ ifadelerini kullandı.

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Özgün de konut, ticari gayrimenkul ve arsa üretiminde yakaladıkları başarıların ardından kentsel dönüşüm projelerini radarlarını aldıklarını bildirdi.

Gayrimenkul alanında geliştirdikleri çevreci ve kaliteli projelerle yerli ve yabancı yatırımcılardan yoğun ilgi gördüklerini kaydeden Özgün, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘’Bugün imzalarını attığımız projeden önce yine kentsel dönüşüm konusunda hak sahiplerinden bizzat talep aldık. Ancak projeler bize uygun olmadığı için kabul etmedik. Almanya’da bu alanda bir projemiz devam ediyor. Derepazarı Belediyemizin Eriklimanı Mahallesi’ndeki alanı ise başlı başına bir kentsel dönüşüm projesi olarak ilgimizi çekti. Daha önceki projelerimizde yakaladığımız başarımızı ve sektörün çok üzerinde olan memnuniyet oranını burada artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz.’’

Selman Özgün, doğaya ve insana saygılı konut üretmeyi öncelik olarak benimsediklerinin altını çizerek, ‘’Son yıllarda yoğunlaştığımız konut ve arsa üretimi ile parselasyon uygulamaları konusunda kurumsal ve kazançlı projeler hayata geçiriyoruz. Şimdi de kentsel dönüşüm projelerinde adımızı tüm Türkiye’ye duyuruyoruz.’’ açıklamasında bulundu.

Eriklimanı Mahallesi’ndeki dönüşüm projesini hayata geçirecek şirket sayısının çok az olduğunu aktaran Özgün, bu açıdan projenin kendileri için büyük anlam ifade ettiğini vurguladı.

Onlarca yıldır hayal edilen bir projeye imza atmaktan dolayı gurur duyduklarını kaydeden Özgün, şu bilgileri verdi:

‘’Proje kapsamında 1662’si konut olmak üzere toplamda 1800’e yakın bağımsız bölüm inşa edeceğiz. 4 farklı adada 1+1’den 3+1’e kadar farklı büyüklüklerdeki konut, villa ve ticari ünitelerden oluşan projemizin toplam 147 bin 210 metrekare inşaat alanı bulunuyor. Farklı etaplar halinde gerçekleştirilecek projenin inşaatına kısa sürede başlamak istiyoruz. Bu kapsamda belediyemizden hak sahipleri ile son anlaşmalarını tamamlamasını bekliyoruz. Anlaşmaların tamamlanması, hak sahipleri ile sürecin eksiksiz olarak yürütülmesinin ardından proje uygulamaya geçecektir. Maddi değeri çok yüksek bu projemiz Karadeniz Bölgesi’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi. Türkiye’de de sayılı projeler arasında yer alıyor. Alnımızın akıyla bu projeyi hayata geçireceğimize ve burada başarılı olacağımıza inanıyorum.’’

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Özgün, geçen yıl hizmete giren Rize-Artvin Havalimanı sayesinde son dönemde ilginin arttığı kentin gelişiminin hızlandığını bildirdi.

Rize’nin, turizm olanakları sayesinde her geçen gün ziyaretçilerin daha fazla odağına girdiğini kaydeden Özgün, ‘’Cumhurbaşkanımız son ziyaretinde bölgedeki yatırımlara ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz da Rize’ye 64 milyar liralık yatırım yapıldığı açıklamıştı. Bu açıklamalar ve yatırımlar özel sektörün de ilgisini çekiyor. Projemizle birlikte Rize bölgesine yerli ve yabancı yatırımcı ilgisinin daha da artacağını düşünüyoruz.’’’ ifadelerini kullandı.

Türkiye Genelinde Üçüncü Çeyrekte 334 Bin 295 Adet Konut Satıldı

GYODER tarafından açıklanan rapora göre, üçüncü çeyrekte toplam 334 bin 295 konut satışı yapıldı. Raporda, Türkiye genelinde ortalama konut metrekare fiyatının 27 bin 840 TL’ye ulaştığı belirtildi.

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) ’GYODER Gösterge’ isimli Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2023 3. Çeyrek Raporu’nu yayımladı. Açıklanan rapora göre, Türkiye genelinde birim metrekare fiyatı 27 bin 840 TL’ye ulaştı. En yüksek metrekare fiyatı ise İstanbul’da gerçekleşmiş olup 41 bin 766 TL oldu. ‘GYODER Gösterge’ye göre talebin güçlü olması ve enflasyonist eğilimden kaçış çabasıyla yaşanan konut fiyatlarındaki artış eğiliminde yavaşlama işaretleri görülmeye başlandı. Rapora göre inşaat maliyet endeksi (Ağustos-2023) yıllık olarak yüzde 66,46 arttı. Endeksin alt kırılımlarına bakıldığında ise malzeme fiyatları aynı dönemde yüzde 52,18, işçilik maliyetleri de yüzde 113,27 olarak yükseldi. Rapora göre artan maliyetler ve fiyatlar sektördeki konut satışlarını da etkilemeye devam ediyor. Nitekim 2023 yılının üçüncü çeyreğinde 334 bin 295 adet konut satıldı. Her ne kadar konut satışlarında yıllık bazda dört çeyrektir devam eden düşüş serisi sona erse de yılın ilk dokuz ayı toplamındaki konut satış adedi geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14,9 düşüşle 900 bin 74 adet olarak gerçekleşti.


Satışlar 2013 Yılından Bu Yana En Düşük Seviyesinde

Rakamlar satış durumuna göre analiz edildiğinde, birinci el satışların üçüncü çeyrekte 2013 yılından beri en düşük seviyesine gerilediği gözleniyor. 2023 yılının ikinci çeyreğinde de benzer şekilde en düşük ikinci çeyrek verisi görülmüştü. Üçüncü çeyrekte 97 bin 439 adet konut, ilk kez satışa konu olurken ilk satışların toplam satışlar içerisindeki oranı bir önceki çeyrek verisi olan yüzde 30,9’dan yüzde 29,1’e geriledi. İkinci el satışların payı ise yüzde 70,9 olarak gerçekleşmiş olup 236 bin 856 adet konut ikinci el satışa konu oldu.

İpotekli Satışlar 39 Bin 354 Adete Geriledi

Satış şekline göre yapılan değerlendirmelerde ise yüzde 37,2 oranında gerileme ile birlikte ipotekli satışlar, veri tarihindeki en düşük üçüncü çeyrek verisine geriledi. İpotekli satışların toplam satışlar içerisindeki oranı bir önceki çeyrekte yüzde 22,2 iken üçüncü çeyrekte bu oran yüzde 11,8’e geriledi. Üçüncü çeyrekte, ipotekli satışlar 39 bin 354 adet, diğer satışlar 294 bin 941 adet oldu.

2022 yılının ilk dokuz aylık dönemine bakıldığında ise 228 bin adet ipotekli konut satışı yapılırken bu yılın aynı döneminde yüzde 29,6’lık bir düşüş ile 160 bin adet satış yapıldı. Rapora göre ipotekli satışlardaki azalma konut kredi faizlerinde ve konut fiyatlarındaki artışın etkisiyle meydana gelmiş görülüyor.

Yabancıya Satışta Lider Ülke: Rusya

Yabancılara yapılan satışlar üçüncü çeyrekte 8 bin 789 adet olurken konut satışlarının geneline kıyasla yıllık bazda yüzde 38,4 oranında gerileme kaydetti. Yabancılara yapılan konut satışlarına Ocak-Eylül dönemi olarak bakıldığında ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 43,5 azalmayla 28 bin 64 adet satış olarak gerçekleştiği görülüyor.

3. çeyrekte ülke uyruklarına göre en yüksek alım Rusya Federasyonu vatandaşları tarafından yapılmış olup il bazında üçüncü çeyrekte en yüksek satış 2 bin 922 adet konutla Antalya’da gerçekleşti. Antalya yüzde 33,2 ile birinci sırada yer alırken ikinci sırada yüzde 32,7 pay ile İstanbul, üçüncü sırada ise yüzde 8,2 pay ile Mersin yer aldı.

2023 yılı 3. çeyreği sonuna bakıldığında ise yabancıların gayrimenkul yatırımlarında en çok tercih ettiği ilk üç il sırasıyla İstanbul, Antalya ve Mersin oldu. Yabancıların tüm gayrimenkul çeşitleri toplam zemin adedi bazında Türkiye’de yaptıkları yatırımlar incelendiğinde ilk sırayı Rusya Federasyonu, İran ve Irak vatandaşları aldı.

Konut Kredi Hacmi 445,9 Milyar TL Oldu

2023 Eylül ayı itibari ile konut kredilerinde aylık faiz oranı yüzde 2,98, yıllık bileşik faiz ise yüzde 42,21 seviyesinde gerçekleşti. Bu oranlar son 10 yılın en yüksek değerleri olarak kaydedildi. Rapora göre 2023 yılı Eylül ayı sonunda konut kredisi hacmi 445,9 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Eylül 2022 tarihinde 354 milyar 411 milyon TL olan toplam hacim 12 aylık dönemde yaklaşık yüzde 26’lık oranda artış gösterdi.

2023 yılı 2. çeyrek döneminde kullandırılan konut kredisi miktarı 62 bin 486 milyon TL’ye ulaştı. Konut başı ortalama kullandırılan kredi tutarı ise 940 bin  TL oldu. Rapora göre 2023 yılı 3. çeyrek döneminde İstanbul’da 100 metrekarelik bir konut için kullanılacak konut kredisinin aylık taksitleri hane halkı harcanabilir gelirinin yüzde 92’si oranında.

Rapora göre ihraç dönemi devam eden ve ilk defa yatırım almış olan fonlar dahil olmak üzere toplam 151 gayrimenkul yatırım fonu bulunuyor. Gayrimenkul Yatırım Fon büyüklüğü bir önceki çeyrek döneme göre yüzde 12,4 artış göstererek 48,4 milyar TL seviyesine ulaştı.

GYF pazarı toplam büyüklüğünün, 2018 yılı son çeyreğinden itibaren her çeyrek pozitif yönde arttığı gözlemleniyor. Bu yılın üçüncü çeyrek rakamları, 2022 yılının aynı çeyreği ile kıyaslandığında GYF pazar büyüklüğünün son bir yıllık periyotta yüzde 120,5 büyüme gerçekleştirdiği görülüyor.

Konut Fiyat Artışları Yavaşladı

GYO sayısı ise 2023’ün üçüncü çeyreğinde halka arz olan 4 yeni GYO ile 43’e yükseldi. Önceki çeyrekte 211 milyar TL olan GYO’ların toplam piyasa değeri, bu 4 yeni GYO ile 355 milyar TL’yi aştı ve döviz bazında da 8,2 milyar USD’den 13 milyar USD’ye yükseldi. Raporda 2023 yılının ikinci çeyreğinde yükselişe geçen GYO endeksinin Temmuz-Eylül 2023 döneminde yüzde 54’lük bir yükselişle 2.817 puana yükseldiği kaydedildi. Aynı dönemde BIST 100 endeksi yüzde 45’lik artışla GYO endeksinin gerisinde kalarak 3. çeyreği 8.335 puandan kapattı. Raporda her iki endeksin aynı dönemdeki enflasyon oranının üstünde kalmasının, konut fiyat artışının yavaşladığı bir dönemde enflasyona karşı önemli koruma araçları olarak göze çarptığına dikkat çekildi.

Olası Marmara Depremi 7 İli Etkiler

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, olası marmara depreminin 7 ili etkileyeceğini söyledi.

Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye’nin fay hatları üzerinde bulunan bir deprem ülkesi olduğunu hatırlattı.

Edirne’de konferansa katılan Sözbilir, Marmara Denizi’nde deprem beklendiğini belirtti. Sözbilir, olası depremin Marmara’ya kıyısı olan 7 ili de etkileyeceğini vurguladı.

İstanbul’da alınacak önlemlerin benzerlerinin diğer illerde de alınması gerektiğine dikkati çeken Sözbilir, “Sadece İstanbul’u depreme hazırlarsak diğer illerdeki insanlar can ve mal kayıpları yaşar dolayısıyla Marmara’ya komşu tüm illerde bu seferberliği yürütmek gerekiyor.” dedi.

Sözbilir, İstanbul’da milyonlarca insanın yaşadığını ve olası bir depremin ağır sonuçlar doğurmaması için ciddi tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.

‘’Her Türlü Önlem Alınmalı’’

Yapıların depreme dirençli hale getirilmesinin can ve mal kayıplarını azaltacağını anlatan Sözbilir, şunları kaydetti:

“Gerek AFAD gerekse valilik ve belediyeler gereken çalışmaları yapıyorlar’ diye düşünüyorum. O çalışmalar çoğunlukla yapıların sağlamlığı açısından değerlendirilmeli. İstanbul’un aslında her tarafı riskli değil. Bir şehir dağlık ve tepelik alanlardan oluşuyorsa orada yıkım daha az olur. Çünkü altında sağlam kaya vardır, binası da belli ölçeklerde iyiyse yıkım daha düşük olacaktır.

Ancak İstanbul’un deniz seviyesine yakın kesimleri, Avcılar ve Küçükçekmece gibi yerler daha çok etkilenecek. Bu yerlerde eğer yapı-zemin etkileşimine bağlı olarak gereken önlemler alınmamışsa orada ciddi hasar olacaktır. İstanbul’da 2003 yılında deprem master planları yapıldı. Arkasından ona bağlı olarak mikro bölgeleme çalışmaları ve kentsel dönüşüm çalışmaları yapıldı. Kurumlar ve vatandaşlar ellerinden gelen katkıyı vermeye çalışıyor, bunu hızlandırmak lazım. Mademki fayın deprem üretme zamanı gelmiş, bu her an olabilir anlamına geliyor. Ona göre de her türlü önlemi hızlandırmak gerekiyor.’’

Deprem Bölgesinde 22 Bin Konutun Daha Temeli Atıldı

Malatya’da düzenlenen Afet Köy Evleri Anahtar Teslim Töreni ile birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de katılımıyla 22 bin deprem konutunun daha temeli atıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Malatya Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda düzenlenen “Afet Köy Evleri Anahtar Teslim Töreni”ne katılım gösterdi. Bakan Özhaseki’nin katılımıyla ayrıca, deprem bölgesindeki illerin şehir merkezlerinde yapılacak 22 bin konutun temelinin atıldı. Törende Özhaseki, hazır olan köy evlerinden 8’inin hak sahibine anahtarını teslim etti.

Bakan Özhaseki, buradaki konuşmasında, Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu hatırlattı. Kentsel dönüşüm, altyapı ve üstyapı gerçekleştirirken Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu dikkate alarak çalıştıklarını dile getiren Özhaseki, tüm enerjilerini deprem bölgesine ayırdıklarını söyledi.

6 Şubat tarihindeki Kahramanmaraş merkezli depremlerden, yaklaşık 18 milyon insanın zarar gördüğünü anlatan Özhaseki, bölgede ağır hasarlı, yıkılan veya yıkılacak olan yaklaşık 680 bin civarında bina ve 170 bin civarında iş yerinin bulunduğunu aktardı.

Şehir Merkezlerinde 100 Bin Yeni Konut İnşa Edilecek

Deprem bölgesindeki konutların hızla devam ettiğini vurgulayan Özhaseki, şöyle devam etti: 

“Bakanlık olarak bugüne kadar 200 binden fazla konutun inşaatına başladık. Bu ay sonundan itibaren 40-50 bin tanesi hazır. Evlerimizi en fazla 5 katlı olacak şekilde TOKİ, Yapı İşleri ve Emlak Konut marifetiyle yapmaya başladık. Biz bugün burada temsili olarak hazırlık yapıyoruz ama şu an 46 bin konutumuz verilebilecek ve oturulabilecek durumda. Her ay 10 bin, 20 bin evi yaptıkça vatandaşa teslim edeceğiz. Bunun yanında şehir merkezlerinde 100 bin yeni konuta başlayacağız. 22 bin küsurunu Malatya’da yapıyoruz. Bunun 13 bin tanesi konut, 8 binden fazlası Bakırcılar Çarşısı ve çevresindeki gibi altlar iş yeri, yukarılar konut olarak yapılacak. Bunların her birini en geç 1 yıl içinde teslim edeceğiz.”

Kentsel dönüşüm yapmak isteyen tüm yerel yönetimlerle işbirliğine her zaman hazır olduklarını belirten Özhaseki, şu ifadeleri kullandı: 

“Özellikle İstanbul’daki belediyeler için söylüyorum, ne olur gelin sonuna kadar kapımız açık. Geri dönüşüm yapmak istiyorsanız, elimizden geleni yapacağız. Bir an önce projelerinizi hazırlayın. Mahallelerinizi, çöküntü alanlarınızı siz bilirsiniz. Hazırlayıp gelin, elimizden ne geliyorsa parti ayrımı yapmaksızın sonuna kadar yanınızda durup, yardım edeceğim.”

Şu Ana Kadar 2 Milyon 200 Bin Konut Dönüştü

Denetimlerin daha da sıkılaştırılarak daha güvenli yapılmasını destekleyeceklerini dile getiren Özhaseki, “Artık önümüzde kimse duramaz. Çok hızlı bir şekilde kentsel dönüşüme gireceğiz. Şu ana kadar Türkiye’de 2 milyon 200 bin konutu değiştirdik. 400 binin inşaatı devam ediyor.” dedi.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Yılın Üçüncü Çeyreğinde Yüzde 13,5 Arttı

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan Aylık Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemesi sanayi üretimi 2023 üçüncü çeyrekte yüzde 13,5 artış gösterdi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay hazırlanan Aylık Sektör Raporu’nun Kasım 2023 sonuçları açıklandı. Rapora göre inşaat sektörü, uzun süren bir daralma döneminden sonra 2023 yılında yeniden büyüme gösterdi. İnşaat sektöründe görülen büyümenin dengeli ve kalıcı olması halinde, inşaat malzemesi sanayisinin de istikrarlı ve büyüyen bir iç pazara yeniden kavuşabileceğine vurgu yapıldı. Dolayısıyla inşaat sektöründeki büyümenin inşaat malzemesi sanayi üretimini de olumlu etkilediğine dikkat çekildi.

Türkiye İMSAD raporuna göre, 2023 yılı üçüncü çeyrekte inşaat sektörü yüzde 8,1 büyüme kaydetti. Deprem bölgesindeki yeniden imar faaliyetlerinin başlaması ve artması ile seçimler sonrası belirsizliklerin azalmasının inşaat sektörünü desteklediğine vurgu yapılan raporda, yılın ikinci çeyreğinde inşaat sektörü büyümesinin yüzde 6,2’den yüzde 6,6’ya çıkacak şekilde güncellendiğine işaret edildi. Böylece yılın ilk dokuz ayında inşaat sektörü yüzde 6,3 büyüme kaydetti. Raporda, 2023 genelinde inşaat sektörünün yüzde 6büyüme sağlaması beklendiğine dikkat çekildi.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Üçüncü Çeyrekte Canlandı 

Rapora göre, 2023 yılının ilk çeyrek döneminde deprem afetinin etkisi ve ihracattaki düşüşe bağlı olarak üretim yavaşladı. Buna rağmen inşaat malzemesi sanayi üretimi, ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 arttı. İkinci çeyrekte ise depremin artçı etkileri, seçim sürecinin belirsizliği, dış pazarlardaki yavaşlama ile nisan ve haziran aylarında çalışma gün sayısının azalması sonucu inşaat malzemesi üretimi geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 1,4 yükseldi.

Yılın üçüncü çeyreğinde ise inşaat malzemesi üretimi daha yüksek büyüme gösterdi. Bu kapsamda temmuz ayında üretim hareketlendi ve geçen yılın aynı dönemlerine göre yüzde 29,8 yükseldi. Ağustos ve eylül aylarında ise geçen yılın aynı aylarına göre yüzde 5,4 artış gösterdi. Böylece üçüncü çeyrekte üretim artışı yüzde 13,5 seviyesinde gerçekleşti ve önemli ölçüde arttı. Üçüncü çeyrekte inşaat sektöründeki yüksek büyüme inşaat malzemesi sanayisi üretiminde de yüksek artışa neden oldu.

İnşaat Sektöründe Yüzde 6’lık Büyüme Beklentisi 

Rapora göre inşaat sektöründe güven endeksi, mevcut işler seviyesi ve alınan yeni siparişler seviyesi, ekonomi politikalarındaki sıkılaşmaya rağmen yılın son aylarında yüksek seviyede gerçekleşti.  Buna bağlı olarak yılın son çeyrek döneminde de inşaat sektöründe yüzde 4-5 arası bir büyüme beklendiğine dikkat çekildi. Böylece inşaat sektöründe 2023 yılı genelinde yüzde 6 büyüme öngörüsü ortaya çıktı.

Öte yandan inşaat sektörü güven endeksi seçimlerin yapıldığı mayıs ayından sonra gerileme eğilimine girdikten sonra ilk kez kasım ayında artış gösterdi. Endeks 2023 Kasım ayında bir önceki aya göre 1,3 puan arttı. Kentsel dönüşüm ve yerel seçimler öncesi hareketlenme ile mevcut inşaat işlerinin ve alınan yeni inşaat siparişlerinin kasım ayında artış göstermesi, inşaat sektörü güveninde artış yaşanmasına olumlu katkı sağladı.

Mevcut İnşaat İşleri Seviyesi Kasım Ayında 2,4 Puan Yükseldi

Sektör paydaşları tarafından yoğun bir ilgiyle takip edilen rapora göre, mevcut inşaat işleri seviyesi kasım ayında bir önceki aya göre 2,4 puan yükseldi. Seçimler sonrası maliyetler ve fiyatlar tarafında yeni dengeler oluştuğu belirtildi. Yılın son aylarında mevcut işler seviyesi deprem bölgesindeki faaliyetlere, yerel seçimler öncesi kentsel dönüşüm işlerine ve mevsimselliğe bağlı olarak hareketlendi. Sektörde, yaz aylarındaki dalgalanmanın ardından yeni inşaat siparişleri seviyesi ekim ve kasım aylarında yükseldi. Bu çerçevede yeni alınan siparişler endeksi kasım ayında bir önceki aya göre 1,4 arttı.

Şarköy’e ‘Sakin Şehir’ Ünvanı

Tekirdağ’ın gözde ilçelerinden Şarköy, toplam 73 kriter değerlendirmesinin ardından Türkiye’nin 23’üncü ‘Sakin Şehir’ ünvanını alan ilçe oldu.

İlçeyi uluslararası platformda tanıtacak ve geliştirecek olan “Sakin Şehir” ağına 73 kriterin değerlendirilmesinden sonra kabul edildiklerini belirten Şarköy Belediye Başkanı Alpay Var, ilçeyi uluslararası platformda tanıtacak ve geliştirecek olan “sakin şehir” ağına 73 kriterin değerlendirilmesinden sonra kabul edildiklerini belirterek şu açıklamalarda bulundu:

“Türkiye’de ‘sakin şehir’ ünvanı olan 23. üye olduk. ‘Sakin şehir’ ünvanını almak için birçok kriterin tamamlanması gerekiyor. Sakin şehir felsefesiyle insan ve doğa bir bütün olarak görülerek kentsel işleyiş buna uygun biçimde dizayn ediliyor. Bu sebeple hava ve su temizliği, kentsel katı atıkların ayrıştırılarak depolanması, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri alanların yaratılması amaçlanıyor. 

Sürdürülebilir anlayışla el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkılması, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, teknolojinin kolaylıklarından da yararlanılması gibi kriterlere sahip olunması gerekiyor.

“Sakin Şehir” ünvanı Şarköy’ün gelişimine ve tanıtımına büyük katkı sağlayacak. Tekirdağ’ın kültürel değerlerini, doğal güzelliklerini ve kendine özgü tatlarını tüm dünyaya duyuracak çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.”

Tekirdağ, Şarköy ilçesinde gerçekleştirilen tüm projelere buradan göz atabilirsiniz.

Kaynak: AA

Mimar Ayşegül Güner: ”Mimarlığın Geleceği Sanal Gerçeklik Ortamlarına Doğru Evriliyor”

Ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdiği farklı ölçeklerdeki mimari ve iç mimari projeleriyle ön plana çıkan AAD Architects Kurucusu Mimar Ayşegül Güner projelerinde sıklıkla yer verdiği sanal gerçeklik uygulamalarının mimarlığın geleceğini biçimlendireceğini vurguluyor. Güner’e göre mimarlığın geleceği, dünyadaki ekonomik ve toplumsal krizler nedeniyle, kullanıcıların gerçek hayatta erişemedikleri gelişmiş mekan algısını sanal gerçeklik ortamında yaşayabilecekleri bir senaryoya doğru evrilecek. 

Mimar Ayşegül Güner liderliğindeki İstanbul merkezli mimarlık ofisi AAD Architects, yeni projelerinin üretim süreçlerinde sanal gerçeklik teknolojilerinden yararlanıyor. Teknoloji ile değişen tasarım yöntemlerinin mimarlık üzerindeki etkilerini aktaran AAD Architects Kurucusu Ayşegül Güner, mimarlığın sadece fiziksel yapı ve mekan tasarımı olarak sınırlandırılamayacağını, tasarımın insanlara aidiyet hissi kazandıran her ürün ve alan için geçerli olduğunu dile getiriyor. 

Mimar Ayşegül Güner içinde yaşadığımız teknoloji çağında mekanların giderek küçüldüğünü, bunun en önemli sebeplerinden birisinin de büyük kentlerdeki nüfus artışları ve ekonomik krizler olduğunu dile getiriyor. Global ölçekte yaşanan ekonomik ve toplumsal krizlerin yanı sıra doğal afetler ve savaşlar nedeniyle yaşanan göç dalgaları dünya metropollerindeki yığılmaları artırdıkça konut metrekareleri düşerken uzaktan çalışma alışkanlıklarının yerleşmesiyle de ofis mekanları giderek yok oluyor. 

Bu doğrultuda mimarlığın geleceği, kullanıcıların gerçek hayatta iyi tasarlanmış mekanlara ulaşması giderek daha zor hale geleceği için, gelişmiş mekan algısını sanal gerçeklik ortamında yaşamaya yönelecekleri bir senaryoya doğru evriliyor. Bu noktada da mekan tasarımının ve mimarlığın, sanal gerçeklik ortamlarıyla daha fazla iç içe geçmesi bekleniyor.

Sanal gerçekliği kullanarak çalıştıkları yeni projelerinde, kullanıcıların farklı niteliklere sahip mekanlarda hayatın stresinden uzaklaşarak eğlenebilecekleri ortamlar yaratmayı hedeflediklerini dile getiren Mimar Ayşegül Güner bu tür projelerin henüz bekledikleri hızla ilerleyemediğini de sözlerine ekliyor. Bu durumun nedenini VR ve AR gözlüklerdeki gelişimlerin oldukça yavaş ilerlemesine bağlayan Güner, sanal gerçeklik teknolojilerinin uygulanabilmesi için maliyetlerin hala oldukça yüksek olduğunun da altını çiziyor.

Mimar Ayşegül Güner’e göre tasarım, öncelikle dönemin ihtiyaçlarını iyi anlamak, analiz etmek ve yorumlamakla başlıyor; ihtiyaç anlaşıldıktan sonra daaraştırmak ve hayal etmekle devam ediyor ve bu süreç sanal gerçeklik ortamlarının tasarımında gerçek dünyadan çok daha kolay: “Sanal ortamda hayal edilen alanların tasarlanması çok daha kolay. Çünkü ülkemizde fiziksel mekanların inşası için genellikle eğitimsiz ekiplerle çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Sanal gerçeklik ortamında ise teknolojiyi yakından takip eden iyi eğitimli yazılımcı ve tasarımcılarla muhattapsınız. İnşa etme edimi elbette ki insanlık var olduğu sürece varlığını sürdürecektir; ancak gelecekte mekanlar daha minimal ve fonksiyonellik odaklı biçimlenecek. Mimarlık, ilerleyen yıllarda daha teknik bir meslek haline gelecek, bu da ihtiyaçlardan kaynaklanacak.”

Ayşegül Güner sanal gerçeklik ortamında maddesel bir algının bulunmadığını, dolayısıyla da tasarım için yepyeni bir yaratım sürecinin söz konusu olduğunu şu sözlerle dile getiriyor: “Sanal gerçeklik ortamında dilerseniz şelalenin yanında bir toplantıya girebilirsiniz. Farklı ülkelerden paydaşlarınızla aynı masaya oturarak görüşmeler yapabilirsiniz. MR ve tomografi çektirdiğinizde, sonuçlar için doktorunuzla uzay boşluğunda görüşebilirsiniz. Fiziksel mekan tasarımında dikkate alınan önemli unsurlardan biri olan ışık etkisi de sanal gerçeklikte istenildiği gibi ayarlanan bir öge olarak yeniden yorumlanabiliyor.” 

Tarih boyunca yaşanan devrimsel nitelikteki değişikliklerin her zaman ilk planda insanları korkuttuğunu belirten Mimar Ayşegül Güner her yeniliğin onun içine doğmuş jenerasyon ile daha hızlı kabul gördüğünü şu sözlerle dile getiriyor: “Bizim jenerasyonumuzun, gerçek anlamda doğayla iç içe büyüyen sondan bir önceki nesil olduğunu düşünüyorum. Günümüzde bile çocuklar zamanlarının çoğunu sanal gerçeklik ortamında geçirmek istiyorlar. Dünyanın en varlıklı insanlarının bu alana yatırım yaptıkları da bir gerçek. Bu, aslında nereye evrildiğimizin göz önündeki kanıtı. Kabul edip nasıl fayda sağlayabileceğimizi araştırmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.”

Batı Ege GYO’nun Halka Arzına Yoğun Talep

Batı Ege Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Konsorsiyum Lideri Halk Yatırım Menkul Değerler tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, arz edilen paylara toplam 3,74 kat talep geldiği ifade edildi.

Ortak satışı olmaksızın tamamı sermaye artışı ile gerçekleştirilen halka arz ile Batı Ege GYO, halka arz edilen 290 milyon TL nominal değerli payların satışı gerçekleştirildi. Buna göre; halka arz büyüklüğü 870 milyon TL oldu.

Halk Yatırım Menkul Değerler tarafından halka arz işleminin sonucuna ilişkin olarak 04.12. 2023 tarihinde KAP’ta gerçekleştirilen açıklamada halka arz edilen payların yüzde 10’unun Yurtdışı Kurumsal Yatırımcılara yüzde 70’i Yurt İçi Bireysel Yatırımcılar, yüzde 20’si Yurt İçi Kurumsal Yatırımcılara satıldığı belirtildi. Halka arzda; Yurt İçi Bireysel Yatırımcılara nihai tahsisat tutarının yaklaşık 2,04 katı, Yurt İçi Kurumsal Yatırımcılara yaklaşık 10,82 katı, Yurt Dışı Kurumsal Yatırımcılara 1,50 katı oranında talep geldi.

Başarılı geçen halka arz sürecini değerlendiren Batı Ege GYO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik, “Yatırımcıların gösterdiği bu ilgi, ülkemize, ekonomimize ve şirketimize duyulan güveni ifade etmektedir.” dedi.

Batı Ege GYO’nun başarılı performansını katlayarak sürdürmeyi hedeflediklerini paylaşan Çelik, “Halka arz ile birlikte Batı Ege GYO’nun öz sermayesini daha da güçlendirdik. Portföyümüzde yer alan arsalarda projeler geliştirecek ve yeni yatırımlarımıza yoğunlaşacağız, ilgi gösteren tüm yatırımcılara teşekkür ederiz.”

Şirketin paylarının BEGYO işlem kodu ile 8 Aralık Cuma günü Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlaması bekleniyor.

Sur Tatil Evleri Halka Arz Oluyor

Sur Yapı iştiraki Sur Tatil Evleri Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) yaptığı başvurudan olumlu dönüş aldı. Şirket, Borsa İstanbul’da işlem görmeye hazırlanıyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, gayrimenkul, perakende ve enerji sektörlerindeki 30 yıla aşkın deneyimiyle 134 prestijli projeye imza atan Sur Yapı’nın iştiraki Sur Tatil Evleri GYO sermaye piyasalarına adım atıyor.

Sur Tatil Evleri GYO’nun 2,2 milyar TL büyüklüğündeki halka arzında Ziraat Yatırım Menkul Değerler AŞ lider, İntergral Yatırım Menkul Değerler AŞ eş lider olarak görev alacak.

Hisse başına fiyatın 49,18 TL olarak belirlendiği ve 45 milyon adet hissenin satışa sunulacağı halka arzın 22,5 milyon nominal TL tutarındaki kısmı sermaye artırımı, 22,5 milyon nominal TL tutarındaki kısmı ise ortak satışı yolu ile gerçekleştirilecek. Sur Tatil Evleri GYO’nun halka açıklık oranı yüzde 26,87 olarak öngörülüyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, Sur Tatil Evleri GYO’nun diğer GYO’lardan farklılaşan portföyü olduğunu belirtti.

Elmas, ‘’Sur Tatil Evleri GYO’nun Haziran 2023 tarihli değerleme raporuna göre 9 milyar 858 milyon 488 bin TL değerindeki Sur Yapı Tatil Evleri Antalya Projesi geniş kitlelere hitap eden yenilikçi iş modeliyle hem tatil yönü olan hem de gayrimenkul yönü olan bir yatırım aracı. Paylaşım ekonomisi esasıyla hayata geçirildiği için yatırımcısına ömür boyu Türkiye’nin gözde ili Antalya’da hesaplı tatil imkanı sunarken, kullanılmadığı dönemlerde kiraya verilebildiği için tatilden para kazanmanın yolunu açıyor.’’ ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul, perakende, AVM ve enerji sektörlerinde 30 yılı aşkın bir tecrübeye sahip olan Sur Yapı, bugüne kadar 134 prestijli projeye imza attı. Şirket, konut projelerinin yanı sıra ofislerden eğitim binalarına, sağlık ve endüstri tesislerinden altyapı projelerine, lojistik merkezlerinden hastane ve camiye kadar geniş bir alanda 6 milyon metrekarenin üzerinde iş tamamladı.

Sur Tatil Evleri’nin proje detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Kaynak: AA

Tablo Adalar’da Erken Teslim Başladı

Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) İstanbul’un Maltepe ilçesinde yükselen Tablo Adalar projesinde konutlar, beklenen tarihten önce teslim ediliyor.

Vakıf GYO tarafından yapılan açıklamaya göre; Tablo Adalar projesi bahçe katından başlayan Marmara Denizi ve adalar manzarası ile öne çıkıyor.

Açıklamada, projenin anahtar teslim törenindeki konuşmalarına yer verilen Vakıf GYO Genel Müdürü Onur İncehasan, ‘’2021’de inşaat faaliyetlerini başlattığımız Tablo Adalar projemizi, planlanan tarihten önce teslim ederek sektörümüze örnek olmaya devam ediyoruz. Yaşamın başladığının müjdesini verdiğimiz tüm daire sahiplerine, yeni evlerinde huzur ve sağlıkla oturmalarını diliyorum.’’ dedi.

Toplam 316 konutun yer aldığı Tablo Adalar projesinin satış oranının yüzde 90’a ulaştığını vurgulayan İncehasan, şunları kaydetti:

‘’VakıfBank tarafından Türkiye’nin ilk gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi olarak kurulan Vakıf GYO, İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç büyük şehre yayılmış seçkin projeleri ile sektörüne örnek olmaya ve değer katmaya devam ediyor. Şirketimiz şu anda toplam 675 bin metrekare inşaat alanı yönetiyor. Tüm fonksiyonlarını en ince detaylarıyla ele aldığımız projelerimizi mümkün olan en iyi zamanlama ve yüksek müşteri memnuniyeti ile hayata geçirmeye odaklanıyoruz. 2023 yılı projelerimizde gözle görülür ilerlemeler kaydettiğimiz bir yıl oldu. Nisanda, İstanbul Finans Merkezi içerisinde yer alan ve daha şimdiden İstanbul’un sembol yapılarından biri haline gelen VakıfBank Kulelerinin teslimini gerçekleştirdik. Bugün, mimari tasarımı Tabanlıoğlu Mimarlık imzası taşıyan ve Rönesans REC Uluslararası İnşaat’ın ana yükleniciliğini üstlendiği Tablo Adalar projemizi, müşterilerimize taahhüt ettiğimiz zamandan daha önce teslim ediyoruz.’’

Öte yandan, Vakıf GYO’nun Ankara’daki Cubes Ankara projesinin inşaat faaliyetlerinde sona yaklaşıldığını ve gelecek yıl Sancaktepe’deki yeni karma projeleri VSancaktepe Merkez projesinin satışa sunulacağını anlatan İncehasan, ‘’Gayrimenkul projelerimizde elde ettiğimiz bu başarıları sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Bunun için kurumsal yönetim performans grafiğimizi de her geçen gün yükseltiyoruz.’’ ifadesinde bulundu.

Vakıf GYO’nun tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

DAP Yapı’dan Faiz Kampanyası

DAP Gayrimenkul Geliştirme, Emlak Konut güvencesiyle hayata geçirdiği Yeni Levent projesi kapsamında yeni bir faiz ve kredi kampanyası başlattı.

Konut kredi faizinin yüzde 4’lere yaklaştığı ortamda firma, yüzde 1,99 faizle 60 ay vadeli banka kredisi imkanı sundu. DAP Gayrimenkul Geliştirme Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, küresel piyasa koşullarına bağlı olarak yaşanan faiz artırımı sürecini hatırlattı.

Konut sahibi olmak isteyenler için faizi 60 ay vadede yüzde 1,99’a çektiklerini açıklayan Yılmaz, “Kampanyayla, faiz seviyesinde dolayı gayrimenkul yatırımını erteleyenler için bir açılım yapıyoruz. Ayrıca , firma olarak 36 ay vade imkanı da sunuyoruz” dedi. 

Konut fiyatlarındaki artışın temel nedeninin emtia fiyatlarındaki yükseliş olduğuna dikkat çeken Ziya Yılmaz şunları söyledi: 

“Küresel etkiden kaynaklanan maliyet artışları nedeniyle gayrimenkul hali hazırda en güvenli yatırım aracı olmaya devam edecek. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de konut talebi güçlü olmayı sürdürecek. Bazı dönemlerde konut alıcısı dönemsel olarak bu talebi erteliyor. Türkiye’nin; nitelikli ve oturuma yönelik projelere ihtiyacı var. Bu nedenle konut fiyatlarının bırakın düşmesini beklemek, bu seviyelerde kalması bile mümkün değil. Çünkü nitelikli konuta olan talep devam ediyor.”

DAP Gayrimenkul Geliştirme’nin Yeni Levent projesi, İstinye Park, Kanyon, Akmerkez ve Zorlu AVM gibi alışveriş merkezlerine, İTÜ ve Boğaziçi gibi eğitim kurumlarının yanı sıra, Maslak Acıbadem hastanesine yaklaşık 10 dakika mesafede yer alıyor. Proje, Büyükdere Caddesi ile Levent, Etiler, Şişli ve Boğaz hattının merkezinde konumlanıyor.

DAP Yapı, Yeni Levent 2. Etap projesiyle ilgili tüm detayları burada bulabilirsiniz.

IHG Türkiye’de 6 Otel Daha Açmaya Hazırlanıyor

Türkiye’de toplam 30 adet otel zinciri bulunan IHG Hotels&Restorts 6 otel daha açacaklarını duyurdu.

Dünyanın önde gelen otel gruplarından biri olan ve Türkiye’de 30 oteli bulunan IHG Hotels & Resorts, altı yeni otel açmaya hazırlanıyor.

IHG’nin Avrupa genelinde sürdürülebilir büyüme odaklı çalışmalarının bir sonucu olan yeni oteller, şirketin InterContinental Hotels & Resorts, Holiday Inn, Crowne Plaza, Holiday Inn Express ve Holiday Inn Resort gibi beş markasının yeni otellerini kapsıyor.

IHG Hotels & Resorts Avrupa Bölgesi İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Willemijn Geels, konu hakkında şunları söyledi: “Türkiye, IHG için önemli bir büyüme pazarı ve marka portföyümüzün tamamını kapsayan iş birlikleri, yatırımcılarımızın markalarımıza ve IHG şirketine olan güvenini ortaya koyuyor. Türkiye, uzun süredir yerli ve yabancı turistlerden gelen talebin güçlü olduğu bir ülke ve bu ülkeye yaptığımız yatırımların karşılığını vermesi de bunun kanıtı. Buna paralel olarak, Türkiye’de ağırlama ve seyahat sektörünü zengin ve dinamik bir gelecek bekliyor.”

IHG’nin Mersin’deki ilk oteli olarak yatırımcı Köknar Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklığıyla kurulan Holiday Inn Mersin, 95 odalı bir otel olarak faaliyete geçecek. Otelin 2026 yılının sonlarında açılması planlanıyor.

2025’in sonunda İstanbul’da açılması planlanan Holiday Inn Express İstanbul Arnavutköy, İstanbul Uluslararası Havalimanı’nın yakınında 64 odalı bir otel olacak. Yatırımcı Fıratım İnşaat Gayrimenkul San. ve Tic. Ltd. Şti. iş birliğiyle açılacak otelde bar, restoran ve teras bulunması planlanıyor.   

IHG’nin Yalova’daki ilk oteli olarak Martı Termal Turizm İnşaat Sanayi iş birliğiyle hizmete girecek olan Crowne Plaza Yalova, 2024 ilkbaharında açılacak. Otelde 106 oda, restoran, pastane, toplantı alanı ve balo salonu içeren bir lobi bar yer alacak.

Hüma Sağlık Hizmetleri A.Ş. iş birliğiyle 2024’ün 2. çeyreğinde açılacak Crowne Plaza Kayseri, 186 oda, restoran, lobi bar, toplantı alanı, fitness ve spa alanıyla hizmet verecek.

Yılın başında imzalanan 231 odalı InterContinental Bursa oteli, lüks bir otel olarak hizmete girecek. Otel yatırımcısı Atis Yapı ile iş birliği içinde geliştirilen otelin, 2025 başlarında açılması ve UNESCO Dünya Mirası statüsündeki Bursa’nın en büyük otellerinden biri olması planlanıyor.

2021’de imzalanan InterContinental Grand Ankara ise 2024 yılının sonunda açılacak.

öte yandan IHG’nin Six Senses, InterContinental Hotels & Resorts, Crowne Plaza, Holiday Inn Hotels & Resorts and Holiday Inn Express ile açılması planlanan dokuz oteli daha bulunuyor.

Kaynak: Turizm Güncel

Nurdağı’nda Acil Durum Hastanesi İnşaatı Sürüyor

6 şubat tarihli depremlerden olumsuz etkilenen Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde inşa edilen Acil Durum Hastanesi projesinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Gaziantep’te çok sayıda binanın yanı sıra, hastaneler de zarar gördü. Yetkililerin çalışmaları sonucu başlatılan seferberlik çerçevesinde yapılan 9 büyüklüğündeki depreme dayanıklı olan hastane çelik konstrüksiyon üzerine yapılıyor. Nurdağı Acil Durum Hastanesi’nde inşaat çalışmaları aralıksız devam ederken, 72 yataklı olan Acil Durum Hastanesi’nin Mart ayında bitirilmesi ve teslim edilmesi hedefleniyor. 

Yeni Hastane 9 Şiddetli Depreme Dayanıklı Olacak

İnşaatı devam eden hastanenin tamamlandığında bölge halkına faydalı bir hastane olacağını aktaran İnşaat Görevlisi Ökkeş Kocaoğlu, “72 yataklı olan çelik konstrüksiyon hastanemiz bölgemize faydalı bir hastane olacak. İnşallah elimizden geldiği kadar da inşaatı iyi bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Hastanemiz 9 şiddetindeki depreme dayanıklıdır. Hastane inşaatı tamamladığı zaman Mart ayında teslim etmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Gaziantep Nurdağı Acil Durum Hastanesi projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Benesta Genel Müdürü Diker: ‘’Yeni Konut Projelerinde Fiyatların Düşmesi İmkansız’’

Benesta Genel Müdürü Roksana Diker, gayrimenkul sektöründe en büyük sorunun finansman olduğunu kaydederek, “Türkiye’de maliyetler sürekli artarken yeni üretilen projelerde fiyatın düşmesi imkansız.” dedi.

Küresel inşaat sektörünün en prestijli yayınlarından biri olan ENR’ın (Engineering News Record)’un hazırladığı ‘Dünyanın en büyük 250 Uluslararası Müteahhidi’ listesinde 81. sırada yer alan ESTA Group’un Türkiye’de faaliyet gösteren konut markası Benesta, Türkiye merkezli bir dünya markası olmayı hedefliyor. ESTA Group’un 9 farklı ülkede 80 farklı proje geliştirdiğini söyleyen Benesta Genel Müdürü Roksana Diker, Türkiye’deki projeleri ve ülkemizdeki gayrimenkul sektörünün genel durumunu anlattı. 

Benesta çatısı altında merkezi lokasyonlarda lüks projeler geliştirdiklerini anlatan Diker, “Lükse yaklaşımımız altın varaklı musluklar, altın işlemeler değil… İnşaat kalitesi, deprem yönetmeliğine göre ne kadar donatı kullanıldığı gibi gözle görülmeyen, ama ciddi yatırımlar gerektiren detaylar bizim için çok daha önemli. Hedefimiz Benesta’yı gayrimenkul şirketi olarak uluslararası arenaya taşımak. Şu anda hem Türkiye’de hem de farklı ülkelerde yeni projeler için araştırmalarımızı sürdürüyoruz. İlk olarak Romanya, Almanya, Dubai olabilir” dedi. 

Gayrimenkul sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Diker, “Son dönemde sektörün en önemli konularından biri finansman. Konut kredi faizlerindeki yüksek seyir, kredi kullanımını etkiliyor. Konut almak isteyen kesim ise bundan kaynaklı olarak alımlarını erteleme yoluna gidiyor. Türk ekonomisine dönemler halinde bakacak olursak, konut her zaman en güvenli ve en çok kazandıran yatırım olmuştur. Şu an ikinci el piyasasında bir miktar fiyat gerilemesi yaşanınca tüm konut piyasasında da böyle olacak gibi bir algı yaratıldı. Ama şunu net olarak görmek lazım; yeni üretilen projelerde fiyatın düşmesi imkansız. Çünkü maliyetler sürekli artıyor.  Eskiden maliyetler Türk Lirası bazında artarken, şu anda küresel emtia fiyatlarındaki artıştan kaynaklı olarak dolar bazında yükseliyor.” diye konuştu. 

Yaptıkları projeler hakkında da bilgi veren Diker, Benesta Centro Beyoğlu, Benesta BenLeo Acıbadem’in ardından hayata geçirdikleri Benesta Podio Bahçelievler projesinin dünyanın en ünlü kentlerinden ilham aldığını anlattı. Bu projenin nitelikli gayrimenkul projelerinin en prestijli ödüllerinden biri olan European Property Awards’da Türkiye’nin en iyi karma projesi seçildiğini dile getiren Diker, “ESTA çatısı altında toplam bin 500 mühendisimiz var. Benesta’da da mühendisliği ön planda tutuyoruz. Yaş alan malzemeleri kullanarak zamansız, zamanla klasikleşen binalar üretiyoruz” diye bilgi verdi.

Kaynak: Patronlar Dünyası

Cubo’nun Fulya Rengi İle Mekanlar Ferah, Şık ve Eleman

Cubo’nun renk kartelasında yer alan Fulya rengi, adını fulya çiçeğinden almış. Fulya çiçeğinde olduğu gibi kırık beyaz tonuyla sade bir güzelliği yansıtan iç mekân rengi, mekâna temiz ve elegan bir görüntü kazandırıyor.

Fulya Rengi ile sizler de fulya çiçeğinin etkileyici havasını duvarlara yansıtabilir mekanlarınıza sade bir şıklık kazandırabilirsiniz. Günümüzde güzellik anlayışı da değişiyor; Güzelliği baskın bir şekilde değil gizli ve sessiz şeylerde arıyoruz. Bu anlayış modadan dekorasyona kadar her alana yayılmaya başlıyor. Cubo’nun Fulya Rengi de bu sessiz şıklığa iyi bir örnek olarak gösteriliyor.

Sınırsız renk alternatifleriyle kombine edebileceğiniz Fulya Rengini misafir odalarında, salonlarda, çalışma odalarında ya da yatak odalarında tercih edebilir sınırsız tasarımlara imza atabilirsiniz. Otel, restoran ya da sosyal alanlarda da tercih edebileceğiniz renk mekânı olduğundan daha ferah bir hale getiriyor. 

Cubo’nun renk kartelasından tercih edeceğiniz iç cephe rengi Fulya’yı, ipek mat, soft mat, mat görünümlü, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürün gruplarında hazır olarak bulabilirsiniz. 

Cubo’nun Fulya Rengi’ni “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla bir arada kullanarak dekorasyonda sınırsız tasarımlar elde edebilirsiniz. 

Türkiye Ekonomisinin Lokomotifi İnşaat Sektöründe Yavaşlama Olmayacak

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç,  “Bazı dönemlerde yavaşlama olsa da Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe yavaşlama olmayacaktır.’’ dedi.

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, yatırımcıların ticari gayrimenkul yatırımına yöneldiklerini, yüksek gelir potansiyelinin ve uzun vadeli stabil gelir avantajının enflasyonist dönemlerde yatırımcılara cazip geldiğini bildirdi.

Bilgiçler Yapı’dan yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu enflasyonist ortamda, yatırımcılar karlı ve güvenli yatırım araçlarına yönelmeye başladı. Kriz ortamlarında en güvenli liman olarak bilinen, yatırımın geri dönüşü ve karlılığı olarak makul bir seçim olan gayrimenkul sektöründe, konut satış rakamlarında düşüş yaşanırken, ticari gayrimenkul üreten markalı projelerde hareketlilik devam ediyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, özellikle yatırımcıların ticari gayrimenkul yatırımına yöneldiklerini belirterek, ‘’Yüksek gelir potansiyeli, uzun vadeli stabil gelir avantajı, enflasyonist dönemlerde yatırımcılara cazip geliyor. Ofis ve dükkan yatırımlarının ‘yeniden inşa edilme’ avantajını da mevcut. Bir dükkan veya ofis satın aldığınızda kiracılarınızın her biri mülkünüzü yeniden inşa ediyor. Konut gibi zarar görmesi yerine sürekli yenilenerek, değerleniyor.’’ ifadelerini kullandı.

İstanbul’da ticaret devam ettiği sürece, gayrimenkul sektörünün hareketliliğinin bitmeyeceğini aktaran Bilgiç, “Bazı dönemlerde yavaşlama olsa da Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe yavaşlama olmayacaktır. Talebin azalmasını beklemiyorum. İstanbul ticaretin kalbi. Bu metropol şehrimizin ticari alanlarının yenilenme ihtiyacını her zaman vurguluyoruz. Bu ihtiyaca karşı olarak, esnafımız da gayrimenkul yatırımcısının yanında, iş hayatını yenileme ihtiyacı duyuyor. Ticaretimizi hızlandıracak, zamandan tasarruf edilebilecek yenilenmiş yapılara ihtiyaçları var.’’ değerlendirmesinde bulundu.

Bilgiç, Ticari gayrimenkul tecrübesi olmayan müteahhitler tarafından yenilenen ticari ünitelerin ihtiyaçlara cevap vermediğini bildirerek, şunları kaydetti:

‘’Ticari gayrimenkul satın alırken, amortisman süreleri gibi ekonomik noktalara önem verildiği kadar, mimari çözümlere de dikkat edilmesi gerekiyor. Ticari ünitelerde fonksiyonellik, teslim sonrası yönetim gibi detaylar önemli. Eğer bir dükkan satın alınıyorsa burada tavan yüksekliği, giriş-çıkış imkanları, depo alanları gibi ayrıntılar önemliyken, ofis satın alınırken modüler yapıya elverişli mimariden concierge hizmetlerine kadar avantajlar önemli hale geliyor. Bu sebeple, tecrübeli markalı projeler ağırlıklı olarak tercih ediliyor. Bayrampaşa’da inşasına başladığımız AKTİM Çarşı-Ofis projesinin tasarımının da ihtiyaçlara yönelik yapılıyor. Ticari gayrimenkul üretmek, konut üretmekten daha farklı olarak özen gösterilmesi gereken detaylara sahip. Konutta metrekareler, peyzaj ve sosyal donatılar önemliyken, ticari ünitelerde pek çok fonksiyonu aynı anda planlamak gerekiyor.’’

Bilgiçler Yapı’nın son projesi AKTİM Çarşı-Ofis 322 bağımsız bölümden oluşan ticari ünitelerden meydana geliyor. 24 ayda teslimi planlanan projede, tanıtım öncesi yüzde 23 oranında satış gerçekleştirildi.

Bilgiçler Yapı’nın sunduğu AKTİM Çarşı projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Karmod Kıbrıs Projesi İçin Düğmeye Bastı

Karmod, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (K.K.T.C) hayata geçireceği konut projesi için konteyner şantiye binası kurulumunu gerçekleştirdi.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Girne’nin Esentepe bölgesinde kurulumu tamamlanan konteyner şantiye binası, lüks villa konut projesinin inşası süresince kullanılacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Pazarlama Müdürü Sezai Gök, 168 metrekare büyüklükteki şantiye binasını 4 gün gibi kısa bir sürede tamamladıklarını belirtti.

Konteyner yapılarının şantiye yapı ihtiyaçlarında en çok tercih edilen model olduğunu ifade eden Gök, şunları kaydetti:

‘’Bina güvenliği ile beraber hızlı kurulum avantajına sahip konteyner yapılarımız şantiye projelerine büyük kolaylıklar kazandırıyor. Konteyner yapılarımız şantiyede yönetim ofisi, teknik ofis, yemekhane, yatakhane, misafirhane, çamaşırhane benzeri yapı gruplarının tamamında kullanılabiliyor. Şantiye yapılarımızı projeye göre fabrikada hazır üretiyoruz. Nakliye avantajı için paket sistemle şantiye sahasına sevk ediyoruz. Uzman ekibimiz cıvatalı ve geçmeli sistemin verdiği avantajla yapıları çok kısa zamanda kurulum yaparak şantiye çalışanlarının kullanımına sunuyor.’’

Gök, Girne Esentepe’de inşasına başlanacak lüks villa konut projesi için hazırlanan konteyner şantiyesi içerisinde, şantiye yönetim, iş güvenliği, teknik ofis odaları, satın alma, toplantı odası ve yemekhane bölümünün yer aldığı bilgisini paylaştı.

Konut projesinin inşası süresince konteyner şantiye yapılarının kullanılacağını aktaran Gök, firmanın arzu ederse cıvata birleşimlerinden kolayca sökerek konteyner şantiye binasını başka sahalardaki projelerinde tekrar kullanıma sunabileceğini belirtti.

Karmod’un firma ve proje bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Konut İlanlarına Yeni Düzenleme Geliyor

Ticaret Bakanlığı, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı hazırladı. Buna göre, konut ilanları yalnızca bir platformda satışa sunulabilecek.

Düzenlemeyle 2018 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan mevcut yönetmeliğin uygulamasında karşılaşılan sıkıntıların ortadan kaldırılması, sektör temsilcilerinin talep ve beklentilerinin karşılanması amaçlandı.

Emlakçılarda Mesleki Deneyim Şartı Aranmayacak

İlgili kurum ve kuruluşların görüşüne sunulan taslak kapsamında, taşınmaz ticaretinde faaliyet gösteren veya göstermek isteyen emlak işletmelerinin yetki belgesi alması için talep edilen şartlarda düzenleme yapılacak.

Buna göre, gerekli diğer koşulları taşımalarına rağmen, mesleki deneyim şartını sağlayamayan emlak işletmelerinin yetki belgesiz faaliyet göstermelerinin önüne geçmek ve sektörde bu konuda yaşanan sıkıntıları gidermek amacıyla mesleki deneyim şartı kaldırılacak.

İnternet ortamındaki ilanlara ilişkin yükümlülüklerde de düzenlemeye gidiliyor. Bu kapsamda, başkalarına ait taşınmazların satışına yönelik ilanlara elektronik ortam sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin, aynı yere ilişkin farklı fiyatlarla birden fazla ilan girişine izin verilmeyecek.

Böylelikle spekülatif fiyat artışlarının önlenmesi ve elektronik ortamda hizmet sunan platformlarındaki ilanlarda bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi hedefleniyor.

Kurala aykırı şekilde verilen ilanlara yönelik ilgili kanunlarda bulunan suçun niteliğine göre farklı miktarlarda para cezaları uygulanacak.

Ceza Şartı Değişti

Öte yandan, yetki belgesi verilme şartlarından kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıldan fazla kesinleşmiş hapis cezası alınmamış olmasına ilişkin kural, ‘kasten işlenen suçlardan dolayı toplam 5 yıl kesinleşmiş hapis cezası alınmamış olması’ şeklinde değiştirilecek.

Yetki belgesi olmadan taşınmaz ticareti faaliyeti yürütenlere yönelik idari para cezalarının uygulanması il müdürlüklerine devredilecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Aralık Ayı İş Yeri Kira Artış Oranı Belli Oldu


Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Kasım ayı enflasyon rakamlarının ardından iş yerleri için yapılacak kira artış oranı da belli oldu. Buna göre Aralık ayında en fazla yüzde 53,40 oranında zam yapılabilecek.

İşyeri mülk sahipleri ile kiracılar arasında düzenlenen ve 2023’ün Aralık ayı içinde yenilenecek (uzatılacak) olan kira sözleşmelerine göre yapılacak maksimum yasal artış oranı 4 aralık 2023 pazartesi günü açıklanan son 12 aylık ortalama enflasyon rakamlarına göre belirlendi. Buna göre kiralara son 1 yıllık ortalama TÜFE oranı olan yüzde 53,40’ın üzerinde zam yapılamayacak. Her iki tarafın aralarında anlaşmaları halinde bu orandan farklı olarak bir artırıma gidebilir ancak tarafların aralarında anlaşamamaları halinde aralık ayında yenilenecek işyeri (dükkan, mağaza, ofis, büro, depo, lojistik depo, atölye, üretim tesisi vb) kira kontratlarında yasal olarak bu oran baz alınır.

Buna göre aylık kirası 10 bin TL olan ve sözleşmesi aralık 2023’de yenilenmesi gereken işyerlerinin kirası 10 bin TL + yüzde 53,40= 15 bin 340 TL olur.

2023’te aylar bazında kira artış oranı

  • Ocak 2023 – Yüzde 72.31
  • Şubat 2023 – Yüzde 72.45
  • Mart 2023 – Yüzde 71.83
  • Nisan 2023 – Yüzde 70.20
  • Mayıs 2023 – Yüzde 67.20
  • Haziran 2023 – Yüzde 63.72
  • Temmuz 2023 – Yüzde 59.95
  • Ağustos 2023 – Yüzde 57.45
  • Eylül 2023 – Yüzde 56.28
  • Ekim 2023 – Yüzde 55.30
  • Kasım 2023 – Yüzde 54.26
  • Aralık 2023 – Yüzde 53.40

TÜİK, Enflasyon Rakamlarını Açıkladı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini açıkladı.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, TÜFE, 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,28, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 60,09, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,98 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 53,40 olarak gerçekleşti. Yİ-ÜFE ise 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,81, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 42,59, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,25 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 53,15 artış gösterdi.

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri incelendiğinde, Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 37,54 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,86 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -0,31 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 11,17 ile konut oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan 2023 yılı Kasım ayı itibarıyla, 23 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 7 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 113 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,53, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 64,09, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,27 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,56 olarak gerçekleşti.

Sanayinin Dört Ana Sektöründen İmalat Endeksi Yıllık Yüzde 54,11 Arttı

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerine dikkat edildiğinde ise, sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 65,49 artış, imalatta yüzde 54,11 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 30,00 azalış ve su temininde yüzde 70,23 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 46,45 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,16 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 68,11 artış, enerjide yüzde 5,91 azalış ve sermaye malında yüzde 65,21 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin Dört Ana Sektöründen İmalat Endeksi Aylık Yüzde 2,26 Arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,68, imalatta yüzde 2,26, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 10,99 ve su temininde yüzde 1,91 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,50, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,49, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,07, enerjide yüzde 3,46 ve sermaye malında yüzde 2,85 artış olarak gerçekleşti.

Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 30,00 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 93,70, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 84,05, içecekler yüzde 74,00 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık en yüksek azalış; yüzde 3,52 ile kok ve rafine petrol ürünleri, yüzde 0,75 ile ham petrol ve doğal gaz alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme yüzde 10,99, metal cevherleri yüzde 6,15, tütün ürünleri yüzde 6,04 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

İnşaat Sektörü Fiyat Farkı ve Süre Uzatımı Düzenlemesini Bekliyor

TÜİK’in açıkladığı 2023 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, “Özellikle deprem bölgesindeki yaraları sarma ve yeniden inşa süreci inşaat sektörünün en çok büyüyen sektör olmasını sağlamıştır. Her ne kadar sektörümüz ile ilgili rakamlar sevindirici olsa da Türkiye’nin her yerinde kamuya iş yapan müteahhitlerin çözüm bekleyen, bizim de TMB olarak her fırsatta dile getirdiğimiz, fiyat farkı, süre uzatımı ve tasfiye talepleri devam etmektedir.” dedi.

Büyüyen inşaat sektöründe halen fiyat farkı ve süre uzatımı beklendiğini açıklayan TMB Başkanı M. Erdal Eren, şunları söyledi:

“Küresel ekonomik sorunlar ile siyasi ve jeopolitik gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 büyümesi tabi ki sevindiricidir. Ülkemizde istihdama en büyük katkıyı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektörü de, aynı dönemde yüzde 8,1 ile Türkiye ekonomisinin üstünde bir oranda büyümüştür. Özellikle deprem bölgesindeki yaraları sarma ve yeniden inşa süreci, inşaat sektörünün en çok büyüyen sektör olmasını sağlamıştır. Her ne kadar sektörümüz ile ilgili rakamlar sevindirici olsa da Türkiye’nin her köşesinde kamuya iş yapan müteahhitlerin çözüm bekleyen, bizim de TMB olarak her fırsatta dile getirdiğimiz fiyat farkı, süre uzatımı ve tasfiye talepleri devam etmektedir. Nitekim, sektörümüzü temsil etmek üzere davet aldığım TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da, görüşülmekte olan torba kanun teklifinde yer alan “Fiyat Farkı Ödenmesi ve Süre Uzatımı Verilmesi Hakkında Kanun Değişikliği Önerisi” metnine ilişkin bu talepleri dile getirerek, mevcut sıkıntıları aktardım.

Yaptığım sunumda; ele alınmakta olan fiyat farkı düzenlemesi kapsamının, özellikle deprem bölgesinde yapımı devam eden işleri de dahil edecek şekilde genişletilmesini; ayrıca, yüksek maliyet artışlarının yaşandığı 2023 yılı içerisinde yapılmış olan imalatlara da fiyat farkı ödenmesinin uygun olacağını, nitekim mevcut metinde öngörüldüğü biçimde fiyat farkı ödemelerinin sadece 2024 yılında yapılacak imalatlarla sınırlı tutulmasının eksik bir düzenleme anlamına geleceğini, son olarak da şartsız tasfiye olanağı sağlanmasının mutlaka gerekli olduğunu Komisyon Üyelerinin dikkatlerine sundum. Komisyon Üyeleri ve milletvekillerimizin destek vermesine karşın Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri, bu taleplerin bütçeye çok büyük yük getireceğini ifade ederek, taslağın önerildiği şekliyle kabul edilmesi talebinde bulunmuşlardır. Bununla birlikte, Plan Bütçe Komisyonu’nda aktardığım sıkıntıların ve bunlara ilişkin önerilerin, yasa teklifinin Genel Kurul’da görüşülmesi esnasında sayın milletvekillerimizce dikkate alınacağına ve kendilerinin de yapıcı bir yaklaşımla sektörümüzün söz konusu sorunlarına kalıcı çözüm üreteceklerine olan ümidimi muhafaza ediyorum. Tabiatıyla, süreç tamamlanana kadar konu ile ilgili gelişmelerin takipçisi olmaya, sektörümüzün sesini duyurmaya devam edeceğim.” 

Türkiye Genelinde Zorunlu Deprem Sigortalılık Oranı Yüzde 59


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut, Türkiye genelinde zorunlu deprem sigortalılık oranının yüzde 59 olduğunu söyledi.

20 milyon DASK zorunlu deprem sigortalısı olduğunu ifade eden Korkut, “Yaşayan poliçe sayımız ise 12 milyon civarında. 4  konuttan sadece  biri  DASK dışındaki ihtiyari konut sigortalı. Zorunlu trafik sigortasındaki sigortalılık oranı ise yüzde 80 seviyesinde. Her 4 araçtan biri kaskolu. Yangın sigortalarında ise büyük sanayi işletmelerinde oran yüksek iken KOBİ’lerde oran yüzde 50 seviyelerinde. Yani iki KOBİ’den sadece  biri  sigorta yaptırıyor. Genel anlamda sigorta kapasite kullanım oranı yüzde 40 seviyesinde bulunuyor.” ifadesini kullandı.

DASK’ta kapsam değişikliğinin gündemde olduğunu dile getiren Korkut, özellikle fon havuzunun daha da büyütülerek olası afetlerde reasürans kapasitesinin genişletilmesinin DASK’ın ödeme gücünü çok daha üst seviyelere taşıyacağını söyledi Gerçekleşebilecek hasarların daha hızlı ve etkin şekilde karşılanabileceğini belirten Korkut, “Bu fonlar reel sektör için sermaye piyasalarında uzun vadeli, uygun fiyatlı kredi sağlanmasına zemin hazırlayacak. Vatandaşın sigortanın korumasından daha sık ve daha fazla faydalanmasını sağlayacak, toplumda sigorta bilincini artırarak, yaşanan felaketlerdeki ekonomik kaybın hızla telafi edilmesine hizmet edecek” diye konuştu. 

İklim değişikliğinin etkileri ile doğal afetlerin artmasının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de konut, yangın ve iş yeri sigortalarının önem kazanmasına neden olduğunu belirten Korkut, “Her deprem, doğal afet ya da yangınlar sonrasında sigortalılık oranı artıyor. Ancak olması gereken kalıcı olarak sigortalılık oranının artması. Kamu, iş dünyası, sigorta şirketleri, biz aracılar hep birlikte sigorta bilincini tabana yaymak konusunda ciddi bir çaba harcamak zorundayız” dedi. 

Sigorta bilincinin oluşturulması için okul çağlarından başlanarak projeler yapılması gerektiğini söyleyen Korkut, KOBİ’lerin sigortaya olan ilgisini artırarak sağlam KOBİ’ler inşa edilmesinin önemini vurguladı.

Araç ve hasar onarım maliyetlerinin yükselmesiyle motorlu araç sigortalarının da (Kasko, zorunlu trafik ve ihtiyari sorumluluk) öne çıktığını vurgulayan Korkut,”Devlet teşvikinin yüzde 30’a çıkması ve toplumda farkındalığın artması nedeniyle de BES’e de ilgi artıyor. Sağlık enflasyonunun yüksek olması, sağlık riskinin artması neticesinde özellikle tamamlayıcı sağlık sigortaları da öne çıkarmaktadır. Ayrıca ithalat, ihracat artışı ve nakliyattaki olası risklerin artışı nedeniyle nakliyat branşı sigortalarında da ciddi artışlar söz konusu” değerlendirmesini yaptı. 

Hasarlar sonucu en büyük sorunun poliçelerdeki teminatların eksikliği olduğunu belirten Korkut, Bu durum ciddi mağduriyetler yarattığından 7/24  ulaşabilir olan sigorta acentelerinden alınan teminat eksiği olmayan poliçelerle hasar vukuunda iyi, hızlı ve eksiksiz hizmet alınabileceğini vurgulamak istiyorum” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

OYAKKENT Silüet Mükemmeliyet Arayanlar İçin Tasarlandı

OYAK İnşaat güvencesi ile yemyeşil vadi manzarasıyla buluşturan OYAKKENT Silüet Projesi’nde, farklı konut seçenekleri, villalar ve ticari üniteler yer alıyor.

İstanbul’un hızla gelişen ilçelerinden Başakşehir’de yükselen OYAKKENT Silüet, prestiji ve mükemmeli hayal edenler için özel olarak tasarlandı

OYAK İnşaat güvencesi ile satışa sunulacak proje için OYAKKENT İstanbul ve OYAK Seyirce satış ofisleri ziyaret edilebilir. 

Başakşehir’in en büyük park ve vadisine yakın konumuyla Şehir Hastanesi’nin hemen yanı başında yer alan projede, 1.003 konut, 23 villa ve 20 ticari ünite yer alıyor. 133 bin metrekare arsa alanı ve 357 bin metrekare inşaat alanına sahip proje, ev sahibi olmak isteyenleri yemyeşil vadi manzarası ile buluşturuyor.

Farklı konut seçenekleri

Farklı konut seçeneklerinin bulunduğu OYAKKENT Silüet’in premium yaşam kalitesi sunan konak bloklarında 3+1, 4+1, 5+1 ve 6+1 daireler yer alıyor. 8+1 villalarda ise geniş bahçe ve teraslarıyla doğayı yakından keşfetme imkânı sunuluyor. Modern ve güvenli bir şehir hayatı sunan rezidans bloklarında da 2+1, 3+1, 4+1 dubleks ve penthouse daireler yer alıyor.

Hem şehrin içinde hem de doğayla iç içe

OYAKKENT Silüet’in merkezinde yer alan meydan konsepti, sakinlerine evlerinden uzaklaşmadan cadde mağazalarında alışveriş yapabilme olanağının yanı sıra özel restoranlar ve kafelerde sevdikleriyle keyifli zaman geçirme fırsatı sunuyor.

3 bin 600 metrekarelik alana yayılan spor tesisleri

Yeşil parkur ve özenle tasarlanan peyzaj alanlarının yer aldığı proje, 3 bin 600 metrekarelik geniş alana yayılan spor tesisleriyle de fark yaratıyor. Kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, stüdyo alanları ve Spa’nın yer aldığı OYAKKENT Silüet’te açık basketbol sahası da bulunuyor. Farklı spor aktivitelerini yapma olanağı sunan proje, sakinlerine doğanın içinde sağlıklı bir yaşam imkânı sağlıyor. 

Şehrin her yerine kolay ulaşım imkânı 

OYAKKENT Silüet, önemli ulaşım noktalarına yakın olmanın avantajı ile trafik sorunu yaşamadan şehrin her yerine kolay ulaşım imkânına sahip. Merkezi lokasyonu sayesinde İstanbul Havalimanı’na 28 km, FSM Köprüsü’ne 38 km ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 38 km mesafede yer alan proje, bölgenin önemli sosyal donatılarına yakınlığı ile dikkat çekiyor.

Deprem yönetmeliğine uygun şekilde inşa edildi

Kurulduğu günden bu yana güvenilirlik, kalite ve zamanında teslim ilkeleri doğrultusunda faaliyetlerini sürdüren OYAK İnşaat, deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde inşa edilen OYAKKENT Silüet ile güvenli ve rahat bir yaşam alanı sunuyor. LEED Sertifikası’na uygun ve uluslararası standartlarda statik projelendirme ile hayata geçirilen proje, tüm kente ilham veren ayrıcalıklı bir yaşam vaat ediyor. 

Boya Sektörü, İstanbul’da Bir Araya Gelecek

Boya ve boya hammaddesi üreticilerinin bir araya geleceği 9. Uluslararası paintistanbul & Turkcoat Kongresi ve Sergisi, 5-6 Aralık 2023 tarihlerinde Green Park Hotel Pendik’te düzenlenecek.

192 milyar dolarlık dünya boya pazarından aldığı yüzde 2 pay ile Türk boya sektörü, sürdürülebilirlik alanındaki örnek uygulamaları ve inovatif gelişmeleri yakından takip etmesiyle bölgesel bir güç haline geldi. Dünya ekonomisinin değişen dengeleri ekseninde, yenilikçi uygulamaların sektördeki etkilerinin konuşulacağı 9. Uluslararası paintistanbul&Turkcoat Kongre ve Sergisi akademi ve alanında uzman sektör profesyonellerini bir araya getirecek.

Boya Sanayicileri Derneği (Bosad), tarafından Chem Media organizatörlüğünde gerçekleştirilecek olan paintistanbul&Turkcoat Kongresi; bu bağlamda inovasyon, sürdürülebilirlik, fonksiyonellik, dijitalleşme, yapay zeka gibi konu başlıklarıyla sektörün geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor. 2023 yılında daha fazla sektör profesyoneline ulaşmak adına sergi alanı konsepti ile birleşen ve tüm sektör paydaşlarını bir araya getirecek olan paintistanbul&Turkcoat Kongresi ve Sergisi, üniversite sanayi işbirliğini de zenginleştirerek yeni akım, teknoloji ve gelişmelerin paylaşılmasına imkân tanıyacak.

İki gün boyunca iki farklı salonda gerçekleşecek kongre programı, sektörün duayen isimlerinden Mustafa Tunçgenç’in “Türk Boya Sanayisinin Tarihi ve Bugünü” konulu sunumuyla başlayacak. Boyaların temel özellikleri, sürdürülebilirlik, yeni hammaddeler ve dijitalleşme konularının detaylı bir şekilde ele alınacağı kongrede; başta World Coatings Council Başkanı Tom Bowtell olmak üzere 5 çağrılı konuşmacı, 32 sözlü bildiri ve 49 poster bildiri yer alacak.

Etkinliğin ikinci gününde Dyo İnşaat Boyaları Teknik Fabrika Direktörü Hasan Şerefhan’ın moderatörlüğünü yapacağı “Boya Sektöründe Sürdürülebilir Yenilikçi Yaklaşımlar” başlıklı panelde Tom Bowtell ile birlikte Kayalar Kimya Genel Müdürü Ersin Kenan Kayalar, Dyo Boya Fabrikaları Genel Müdürü Mutlu Uysal, Basf Turk Genel Müdürü Tolga Demirözü, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr.Yusuf Menceloğlu, Eva Danışmanlık Kurucu Ortağı Dr. Engin Çörüşlü tarafından boya sektörünün geleceğine dair konular tüm yönleriyle değerlendirilecek.

Moriwaki’den Doğu Anadolu ve Marmara Bölgesi’ne Kritik Uyarı

Japon Deprem Uzmanı Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, Doğu Anadolu ve Marmara Bölgesi için kritik uyarılarda bulundu.

Elazığ’da, KYK Yapı Kimyasalları’nın “Yeniden Hep Beraber Ayağa Kalkıyoruz”sloganıyla hayata geçirilen projesi kapsamında “Kaşif” adı verilen mobil eğitim tırı ile gelen Japon yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, yapı güçlendirmesi ve depreme ilişkin seminer verdi. Moriwaki, seminerin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin her yerinde deprem olabileceğini, bu nedenle hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.

Erzincan’daki etkinliğe katılmak için kentten ayrılmadan önce gazetecilere açıklama yapan Moriwaki, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın uzun bir aradan sonra 24 Ocak 2020’de 6,8 büyüklüğündeki Elazığ depremi ve 6 Şubat’ta 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremleri ile yeniden kırıldığını, bu kırılmanın fay hattının stres biriktiren bölgelerinde devam edeceğini söyledi.. Bu depremlerin ardından 20 Şubat’ta Hatay’ın Defne ilçesinde 6,4 ve birkaç dakika arayla Samandağ ilçesinde 5,8 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini anımsatan Moriwaki, “Hatay’dan sonra nerede kırılma olabilir dersek denizde ve Kıbrıs tarafında olabilir.” diye konuştu.

Doğu Anadolu’ya Dikkat!

Doğu Anadolu Fay Hattı’nda yine Bingöl ve Karlıova, Bitlis, Muş ve Van tarafında bir deprem olabileceğinin tahmin edildiğini aktaran Moriwaki, şöyle devam etti:

“Dün Tunceli’de ve birkaç gün önce Malatya’da sarsıntı oldu ama bunlar için artçı depremler diyebiliriz. Artçı depremler 2 sene devam edebilir. Tabii bu artçılar en çok  4-5 büyüklüğünde, ara ara 3 büyüklüğünde olabilir. Bunun için artık şaşırmamak lazım, bunlar normal ama ilerisi için Karlıova, Bingöl, Van, Muş, Bitlis dahil buralara dikkat etmek lazım. Ancak Türkiye’nin her yerinde deprem olabilir. Zaten Türkiye deprem haritasında kırmızı, yani riskli bölgede yer alıyor, Japonya da aynı şekilde. Onun için şimdi ne zaman olacak, nerede olacak değil, her zaman olabileceği için hazırlıklı olmak lazım. Depreme hazırlıklı olursak hasar yüzde 70 ortadan kaldırılabilir. Bunun için şimdiden hazır olmak lazım. Türkiye’yi genel olarak düşünürsek Marmara Bölgesi ve İzmir’de deprem olabilir diye söyleyebilirim.”

Kentsel Dönüşüme Destek Olunmalı!

Moriwaki, binaların depreme dayanıklılığı noktasında zemin seçiminin çok önemli olduğunu vurgulayarak, özellikle kentsel dönüşüme destek olunması, bunun hep birlikte yapılması gerektiğini kaydetti. Özellikle yumuşak zeminlerde sıvılaşma olduğuna dikkati çeken Moriwaki, “Ova bölgeler aynı şekilde. Hatay’da ve Kahramanmaraş’ta ova tarafında çok hasar oldu. İstanbul’un riskli bölge olduğunu söylüyoruz. İstanbul’da acil olarak kentsel dönüşümü tamamlamak lazım.” ifadesini kullandı. Şehir şehir gezerek inşaat sektörü paydaşlarına yönelik seminerler verdiğine işaret eden Moriwaki, yapı güçlendirmesinde beton ya da çelik kullanabileceğini ancak karbon fiber kaplamanın daha ekonomik ve kısa sürede yapılacak bir çözüm olduğunu anlattıklarını sözlerine ekledi.

Moriwaki’nin Son Durağı Eskişehir Olacak

KYK Yapı Kimyasalları öncülüğünde Japon deprem uzmanı, yüksek mimar ve yüksek inşaat mühendisi Yoshinori Moriwaki’nin düzenleyeceği deprem seminerleri başladı. Moriwaki, Türkiye’nin deprem bölgelerinde düzenleyeceği deprem bilgilendirme toplantılarıyla 28 Eylül – 29 Kasım 2023 tarihleri arasında Hatay, İskenderun, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Elbistan, Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve Erzincan il ve ilçelerinde deprem konusunda bilinçlendirme çalışmaları yaptı. Moriwaki’nin son durağı Eskişehir olacak. Japon Deprem Uzmanı Mariwaki 13 Aralık Çarşamba günü İnşaat Mühendisi, Mimar ve diğer sektör profesyonellerinin katılımıyla seminer verecek.

Cengiz İnşaat, Özbekistan’a Doğal Gaz Çevrim Santrali İnşa Edecek

Cengiz Enerji, Özbekistan’ın Cizzak kentinde doğal gaz çevrim santrali inşa edecek. Çalışmalar, Cumhurbaşkanlığı Kararıyla start verdi.

Enerji sektöründeki en büyük elektrik üreticilerinden biri olan Cengiz Enerji, Türkiye’nin yanı sıra yakın coğrafyanın da enerji arz güvenliğine katkıda bulunuyor. Özbekistan’ın Taşkent ve Sirdaryo kentlerinde, her biri 240 MW’lik iki doğal gaz çevrim santrali yatırımı bulunan Cengiz Enerji, Cizzak’ta yeni bir doğal gaz çevrim santrali için kolları sıvadı. 3 yılda tamamlanacak tesis için Özbekistan Cumhurbaşkanlığı’nın kararı yayınlandı. 550 MW kurulu güce sahip dev bir tesis olacak santral, 7,5 hektarlık alana kurulacak.

Özbekistan’la enerji sektöründe son 5 yıldır çok önemli ticari iş birliklerine imza attıklarını belirten Cengiz Holding Enerji Grup Başkanı Ahmet Cengiz, “Kültürü ve dili birbirine çok benzeyen iki kardeş ülke olarak Özbekistan’a yatırım yapmaktan çok mutluyuz. Bir yandan Türkiye’nin enerji tecrübesini Özbekistan’a taşırken diğer yandan ülkenin enerji altyapısının yenilenmesine de katkıda bulunuyoruz” dedi.  Özbekistan’ın başkenti Taşkent ile Sirdaryo’da her biri 240 MW’lik toplam 480 MW kurulu güce sahip iki doğal gaz çevrim santralinde üretime devam ettiklerini dile getiren Cengiz, “Bu iki santralimizin toplamından daha büyük bir kurulu güç için hazırlıklarımıza başladık. Cizzak kentinde yatırımına başladığımız 550 MW gücündeki bu santral; 1,6 milyon hanenin tüketimine karşılık gelen elektriği üretecek kapasiteye sahip olacak. Yeni santralimiz tamamlandığında Özbekistan’daki kurulu gücümüz de 1.030 MW’ye ulaşacak” diye konuştu.

‘’Yenilenebilir Fırsatları Araştırıyoruz’’

Cengiz Enerji’nin sürdürülebilirlik vizyonuyla yatırımlarına devam ettiğini anlatan Ahmet Cengiz, “Türkiye’de yatırımlarımızın yönünü tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarına çevirdik ve bu alanda önemli başarılara imza attık. Bununla birlikte artık çok ciddi bir know-how’a da sahip olduğumuzu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde bu bilgi birikimimizi Özbekistan’a taşımak ve burada yenilenebilir kaynaklı yatırımlar yapmak için araştırmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Cengiz Enerji’nin global enerji pazarında sürekli büyüyerek önemli bir oyuncu haline geldiğini dile getiren Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bulunduğumuz her bölgede topluma ve insana dokunmak en büyük amacımız. Bunun başında yerel istihdama katkı geliyor. Enerji sektörünün gelişimi için yapılan bu yatırımlar aynı zamanda bölge halkının istihdamı açısından da önemli bir değer yaratıyor. Cizzak’taki yeni doğal gaz çevrim santralinin kurulumunda çalışacak 1.000 kişinin 850’sini Özbekistan’dan istihdam edeceğiz. Faaliyet aşamasında ise 100 çalışanımız olacak. Bunun da 75’ini yine Özbekistan’dan sağlayacağız.”

Sağlamlığı ve Konforu Bir Arada Sunan Teknoloji

‘Tam Kapsamlı Güvenlik’ anlayışıyla bütünsel güvenlik çözümleri sunan Kale Kilit’in çatısı altında hizmet veren Kale Kapı ve Pencere; sektörün ispanyolet, tek açılım, çift açılım, cephe makası, aksesuar ve kilit ihtiyacını karşılıyor. Sektör profesyonellerinin ihtiyaçlarına karşı inovatif çözümler sunan Kale Kapı ve Pencere’nin son teknoloji ile ürettiği sürme sistemleri en çok tercih edilen ürünler arasında yer alıyor.

Kale Kapı ve Pencere, ev ve iş yerlerinde konforu üst seviyeye çıkartmak amacıyla geliştirdiği ürünleri ile sektöre yenilikçi çözümler sunuyor. Bu çözümlerden biri olan Aksu Kaldırmalı Sürme ve Aksu Devirmeli Sürme Sistemleri, sağlamlığı ve kullanım kolaylığı ile sektör profesyonellerinin ilk tercihleri arasında yerini alıyor. Dayanıklılık ve direnç açısından yüksek özelliklere sahip çelik takviyeli malzemeden üretilen Aksu Kaldırmalı Sürme ve Aksu Devirmeli Sürme Sistemleri, 130 ve 300 kg arasındaki ağırlığı taşıyabilecek kapasiteye sahip alüminyum gövde yapısı ile uzun yıllar kullanımıyla da dayanıklılığını ispatlıyor. 

Mükemmel ses ve ısı yalıtımı

Teras, balkon, bahçe gibi geniş açıklıklara cephesi olan mekânlarda ve büyük pencere uygulamalarında görüş alanını kısıtlamadan uygulama yapma imkânı sunan Aksu Kaldırmalı Sürme ve Aksu Devirmeli Sürme Sistemleri, kullanılan malzeme kalitesi ile aşırı sıcak ve soğuğa karşı maksimum yalıtım sağlıyor. 

Aksu Kaldırmalı Sürme Sistemi, dar profiller ve dar profil sistemleri için tercih ediliyor. Ürün 150 ve 300 kg’a kadar kanat taşıma kapasitesiyle geniş pencere veya teras girişleri için en uygun çözüm olarak ön plana çıkıyor. ISO-13126-17 standartlarında çevrim testlerinden başarı ile geçen ürün bu sayede kalitesini de belgeliyor. 

Ahşap sistemlere ve PVC’ye uygun olarak tasarlanan Aksu Devirmeli Sürme Sistemi ise 130 kg’a kadar kanat taşıma kapasitesi ile havalandırma ve sızdırmazlık özelliklerinin yanı sıra mükemmel ses ve ısı yalıtımı sağlıyor. Devirme özelliği sayesinde kanadın tam açılmasını gerektirmeden havalandırma yapılabilme imkânı sunan Aksu Devirmeli Sürme Sistemi, ISO-13126-17 standartlarında çevrim testlerinden başarı ile geçen ürünler arasında yer alıyor.

Polat Gayrimenkul’de Üst Düzey Atamalar

Gayrimenkul sektörünün öncüsü Polat Gayrimenkul’de üst düzey atamalar gerçekleştirildi. Gayrimenkul Geliştirmeden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı görevine Yezdan Kanaat getirilirken, Projelerden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı görevine ise Barış Saysel atandı.

Sektördeki uzmanlığı ile Türkiye’nin köklü ve güvenilir şirketleri arasında yer alan Polat Gayrimenkul, güçlü kadrosunu her geçen gün biraz daha genişleterek çalışmalarına yeni bir ivme kazandırmaya devam ediyor. Polat Gayrimenkul bünyesinde Gayrimenkul Geliştirmeden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı görevine Yezdan Kanaat Getirilirken, Projelerden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı görevine ise Barış Saysel Atandı.

Polat Gayrimenkul bünyesinde Gayrimenkul Geliştirmeden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi görevine atanan Yezdan Kanaat, lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık Fakültesi’nde tamamladı. Yine aynı üniversitede Executive MBA eğitimini tamamlayan Yezdan Kanaat, kariyerine 1998 yılında inşaat sektöründe başladı. Sektörde 25 yılını tamamlayan Kanaat, kariyeri boyunca Türkiye’nin önde gelen firmalarında, gayrimenkul geliştirme ve proje geliştirme alanlarında üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundu.

Polat Gayrimenkul bünyesinde Projelerden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi  görevine atanan Barış Saysel, inşaat sektöründe kariyerine 1992 yılında başlamış olup, sektörde 30 yılı aşkın deneyime sahiptir. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamlayan Saysel, kariyeri süresince proje yönetimi ve uluslarası inşaat sözleşmeleri konularında uzmanlaşarak büyük müteahhitlik şirketlerinde yurt içi ve yurt dışı uygulama ve geliştirme için çeşitli üst düzey yönetici pozisyonlarında yer almıştır.

Polat Gayrimenkul bünyesinde Gayrimenkul Geliştirmeden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı görevine atanan Yezdan Kanaat Kasım 2023 itibarıyla, Projelerden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı görevine atanan Barış Saysel ise Ekim 2023 itibarıyla yeni görevlerine başladı.

Vertiv, Veri Merkezi Sürdürülebilirliğini Artırmaya Yardımcı Olacak Çözümlerini Tanıtıyor

Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv, prefabrik modüler (PFM) veri merkezi çözümleri için çelik yerine ana yapısal bileşen olarak masif ahşap kullanan, yenilikçi Vertiv™ Power Module ve SmartMod™ ailelerinin yeni versiyonu Vertiv™ TimberMod’u tanıttı. Yeni Vertiv™ TimberMod™, çelik alternatiflere kıyasla karbon ayak izini önemli ölçüde azaltıyor.

Kuzey Amerika ve Avrupa’nın yanında Orta Doğu ve Afrika’da (EMEA) gerçekleşen bu çığır açıcı tanıtım, Vertiv’in kaynak tükenmesini en aza indirebilen ve CO2 emisyonlarını azaltabilen daha çevre dostu bir malzeme kullanma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu gelişme, Vertiv’in sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirme konusundaki taahhüdünü gözler önüne seriyor.

Sürdürülebilir bir şekilde hasat edilen masif ahşap, yaşam döngüsü boyunca CO2 emisyonlarının azalmasını sağlamanın yanı sıra malzemenin montaj yerine taşınmasında, çeliğe kıyasla üç kata kadar daha düşük karbon ayak izine sahip olmasıyla yenilenebilir bir yapı malzemesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu çevre dostu tercih, Vertiv’in yüksek performans standartlarını karşılamakla kalmayıp aynı zamanda küresel CO2 emisyonlarını azaltma çabasına katkıda bulunma misyonunu güçlendiriyor.

Vertiv TimberMod, sismik aktivite, rüzgar kuvvetleri ve yapısal talepler karşısında sağlam performans sağlayarak geçerli bina yapısal gereksinimlerini karşılıyor. Yapısal yeteneklerinin ötesinde, bu yenilikçi çözüm, şık ve zarif tasarımıyla farklı ortamlara mükkemmel bir şekilde uyum sağlayarak veri merkezi mimarisine estetik bir boyut kazandırıyor.

Vertiv Entegre Modüler Çözümler Başkan Yardımcısı Viktor Petik, “Veri merkezi karbon ayak izlerini azaltmaya yardımcı olabilecek çevre dostu yapı malzemeleri ve süreçlerinin kullanımı konusunda yenilikçi çözümler bulmaya odaklanmış durumdayız. Vertiv TimberMod, yenilenebilir kaynaklardan gelen malzemeleri bir araya getirerek yalnızca daha çevre dostu bir seçenek sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bunu performanstan ödün vermeden yapıyor. Böylece, hem çevre hem de müşterilerimizin operasyonel verimliliği üzerinde olumlu bir etki yaratıyor” dedi.

Omdia Bulut ve Veri Merkezi Direktörü Vlad Galabov, “Ahşap veri merkezleri yeni değil ancak büyük bir prefabrik modüler veri merkezi üreticisinin, mühendislik güvencesi ile tamamen ahşaptan inşa edilmiş tam bir veri merkezi sunması artık çok daha erişilebilir hale geldi” dedi.

Vertiv™ TimberMod, geçtiğimiz hafta düzenlenen Vertiv Driving Innovation 2023: The Prefabricated Modular Revolution (Vertiv İnovasyonu Yönlendiriyor 2023: Prefabrik Modüler Devrim) basın toplantısında tanıtıldı. Vertiv™ TimberMod, Vertiv’in giderek genişleyen standart ve özelleştirilebilir PFM çözümleri portföyünün en yeni üyesini temsil ediyor. Vertiv’in prefabrik çözümlerinin esnek kapasitesi, onları küçük, orta ve hatta hiper ölçekli veri merkezleri için ideal bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca, işletmelerin dinamik büyümesiyle uygun ölçeklenebilirlik ve uyarlanabilirlik sunuyor. Kolay dağıtım ve esneklik, müşterilerin veri merkezi yeteneklerini sorunsuz bir şekilde genişletebilmelerini sağlayan temel özellik olarak ortaya çıkıyor.

Vertiv ayrıca hızlı dağıtımı ve verimli operasyonel işlemleri kolaylaştırmak için uçtan uca hizmetler de sunuyor. Bu kapsamlı destek, devreye alma, sürekli bakım, uzaktan izleme ve eğitimi içererek müşterilere bütünsel bir çözüm sunma taahhüdünü güçlendiriyor.

Konut Sektörü İçin Yapıcı Adımlar Atılmalı

Aveb Proje Danışmanlık’ın Kurucusu Burçin Bolgönül, Türkiye’nin lokomotifi olan konut sektöründe yapıcı adımların atılması gerektiğini ifade etti.

Konut sektöründe çeşitli engeller nedeniyle yatırımın zorlaştığını belirten Bolgönül, ‘’Mevduat faizlerinin yüksekliği, döviz ve altın kurlarındaki artışlar da Türk yatırımcılarını konut yerine farklı yatırım araçlarına yönlendiriyor. Önceki yıllarda tercih edilen konut kiralama stratejileri, kira artış oranlarındaki kısıtlamalar nedeniyle zorlanıyor.

Eflasyonun altında seyreden kira artışları, Türk yatırımcılarının konut alımına olan ilgisini azaltıyor. İkinci konut alımına getirilen kredi oranı kısıtlamaları ise konut alımını ana yatırım aracı olarak gören kesimi olumsuz etkiliyor.’’ dedi.

Bolgönül, ‘’Konut alımındaki düşüş sadece yerel yatırımcıları değil, aynı zamanda yabancı yatırımcıları da etkiliyor. Vatandaşlık için ödenen yüksek tutarlar, ikamet kısıtlamaları ve artan ikamet ücretleri sektörde negatif bir hava oluşturuyor. Yeni dönem konut alıcıları, mevduat faizleri, ulaşılabilir arsa satışları ve alternatif yatırım araçlarına yöneliyor. 

Düzenleme beklentileri karşılanmadığı sürece, konut sektöründe benzer zorlukların devam etmesi bekleniyor. Artan arz ve azalan talep, kısa vadede konut fiyatlarını düşürebilir, ancak aynı zamanda yeni konut projelerinin geliştirilmesini de zorlaştırabilir. Bu durum, uzun vadede stok sıkıntısına ve kiralama rakamlarındaki olumsuz etkilere neden olabileceği kanaatindeyim.’’ şeklinde konuştu.

Bakan Şimşek: ‘’Kiraların Artmasının İki Sebebi Var’’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Kiraların artmasının iki sebebi var. Biri arızi, biri politika çerçevesi ile ilgili.’’ dedi.

Katıldığı programda konut kiralarındaki artışa değinen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Kiraların artmasının iki sebebi var. Biri arızi, biri politika çerçevesi ile ilgili. Türkiye’de çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bu da konut talebi ortaya çıkardı. Bunun etkisi var. 

Şuan bir konut seferberliğindeyiz. Son yıllarda reel faiz çok düşük olduğu için konut fiyatları çok hızlı arttı. Kira fiyatları da ona göre şekillendi. Bir taraftan konut arzını artıracağız. Bir taraftan fiyat artışlarını dezenflasyon süreciyle kontrol altına alınacak. Kira artışlarında da bir normalleşmeye doğru gideceğiz.’’ ifadelerini kullandı.

İş Bankası, Marmaris’te Otel İnşa Edecek

İş Bankası, Marmaris’te 545 milyon TL bedelle bünyesine kattığı Maliye Bakanlığı dinlenme tesisi binasının yerine otel inşa edecek.

Maliye Bakanlığı’nın Marmaris’teki eğitim ve dinlenme tesisi denize sıfır konumdaki 18 bin 467 m2’lik tesisi 545 milyon lirayla en yüksek teklifi veren Türkiye İş Bankası satın almıştı.İş Bankası Marmaris’te satın aldığı arsasına 199 odalı otel yapacak.

199 yatak kapasiteli otel için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapılmış ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlamıştı. Proje için ÇED süreci sona erdi. Projenin toplam maliyeti 844.918.520 TL olarak belirlenirken, İnşaat çalışmaları 30 Nisan-31 Ekim tarihleri dışında inşaat sezonu içerisinde yapılarak 24 ay içerisinde tamamlanması planlanıyor.

Yapılması planlanan tesis alanı daha önceden Maliye kampı olarak faaliyet göstermekte olup, 2023 yılında tamamen tahliye edilerek yıkılmış ve arazi boşaltılmıştı. Planlanan Turizm konaklama tesisi işletme aşamasında; 5 yıldızlı otel eğitim ve dinlenme tesisi amaçlı bloklardan oluşacak olup, toplamda 199 oda ve 658 yatak olarak hizmet vermesi planlanıyor.

Yatırım için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapıldı. Yapılacak yatırıma başlamak için yapılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci sona erdi. İnşaat çalışmalarının 30 Nisan-31 Ekim tarihleri dışında inşaat sezonu içerisinde yapılarak 24 ay içerisinde tamamlanması planlanıyor.

Kaynak: Marmaris Manşet

Konutta Sürdürülebilirlik, Kalıcılık ve Sağlamlık Önemli

Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, konut satın alırken en önemli üç kriterin sürdürülebilirlik, kalıcılık ve sağlamlık olduğunu belirtti.

Konut satın alırken kriter anlayışlarının değiştiğini ifade eden Alagöz, “Konut almak isteyenlerin artık en çok dikkat ettiği konulardan biri, kullanılan betonun kalitesi. Oysa eskiden mutfak dolaplarının rengine bakılırdı. Birçok kişi çevresinden tanıdıklara veya uzmanlara danışıyor, internet vasıtasıyla bilgi edinip kapımızı öyle çalıyor.” dedi.

Projelerde kullanılan betonun kalitesine dikkat çeken Sefa Alagöz, “İnşa ettiğimiz konut projelerinin sağlamlığı ve depreme dayanıklılığı birinci önceliğimiz. Halihazırda pek çok müşterimiz de üstlendiğimiz bu misyonun farkında ve bizi tercih etmelerinin arkasında yaptığımız işe duydukları güven yatıyor. Toprak altındaki otopark katlarından binanın çekirdek bölümüne kadar olan tüm kısımlarda perde beton kullanıyor, C-35 kalitesinde beton ve özenle seçilen demir kalınlıkları ile binaların depreme karşı üst düzey dayanıklı olmasını sağlıyoruz. Bu yaklaşım, Hema İnşaat projelerinin sadece estetik ve konfor açısından değil, aynı zamanda güvenlik ve sağlamlık konularında da öne çıkmasını sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Sektörde 40 yıla yaklaştıklarını vurgulayan Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, “40 yıla yakın süredir konut ve diğer alanlarda inşaat projeleri geliştiriyoruz. Bu süreçte edindiğimiz en önemli deneyim, gayrimenkulde güven duygusunun oldukça önemli olduğudur. İnsanlar size, ürettiğiniz konuta ve işinizin arkasında durmanıza güvenmeli. Her şeyden önce burası bir deprem ülkesi ve üreten de satın alan da bu bilince sahip olmalı diye düşünüyoruz. Hema İnşaat olarak, bugüne kadar 9 bini aşkın bağımsız bölümün satışını gerçekleştirdik. Birçok kişi kendisine konut aldıktan sonra çocukları için de kapımızı çaldı. Güven duygusu, nesilden nesile bağ kurulmasını sağlıyor. Bizler kendi ailemizin oturmayacağı hiçbir konutu üretmiyoruz. Bugün her yeni projemizden kendi aile üyelerimiz de mutlaka bir ev satın alır.” şeklinde konuştu.

“Kentsel Dönüşüm Projeleri Önceliğimiz”

Gelecek dönem planlarından bahseden Sefa Alagöz, “1999 depreminden bu yana kentsel dönüşüm projeleri yapmaya hassasiyetle dikkat ediyoruz. Örneğin şu anda devam eden Çengelköy Hillgarden216, bir kentsel dönüşüm projesidir. 2024 yılında başlamayı hedeflediğimiz Ümraniye Elmalıkent ve Üsküdar Kandilli projeleri de yine büyük alanlarda geliştirdiğimiz kentsel dönüşüm projeleri olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde geçmişte ürettiğimiz 9 bin konuta ek olarak yaklaşık 3 bin konutluk bir yatırım için de Ümraniye, Üsküdar ve Çengelköy bölgelerine yoğunlaşacağız. Diğer projelerimizde olduğu gibi, yeni başlayacaklarda da en kısa sürede projelerimizi finalize edeceğiz” şeklinde konuştu.

Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, dayanıklılık kadar ödeme kolaylığının da konut alacakların ilk gündem maddelerinden biri olduğuna dikkat çekerek, “Yüzde 50 peşinata vade farksız 18 ay taksitlendirme yapıyoruz. BDDK onaylı tasarruf finans şirketi olan İMECE ile işbirliğimiz var. Peşinat oranına göre değişen 36, 48, 60 ay gibi vade farksız taksit seçenekleri sunuyoruz.” açıklamasını yaptı.

Hema İnşaat’ın projelerinden HillGarden 216’nın tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ataköy Marinada Residence, Konuklarını Mega Yat Manzaralı Örnek Dairesinde Ağırlıyor

‘Denize Açılan Hayat’ sloganı ve Ataköy Marina içerisindeki denize sıfır konumuyla Marinada Residence, 10 bin 500 metrekarelik bir arazi üzerinde tek blokta sadece 72 daireden oluşuyor. 

Türkiye’nin en prestijli marinalarından Ataköy Marina’da tek blokta 17 katlı olarak inşa edilen Ataköy Marinada Residence, göz alıcı mimarisi, modern peyzajı ve panoramik deniz manzarasının yanı sıra bütünleştiği mega yat marina ile deniz kıyısında bir yaşam sunarak, yüksek kalitede, enerji dolu bir residence yaşamı vadediyor. Dünyada sadece Miami, Dubai ve Monte Carlo gibi prestijli lokasyonlarda görebileceğiniz marina ve residence ilişkisinin Türkiye’deki tek örneği olan Ataköy Marinada Residence örnek dairesinde konuklarını ağırlamaya başladı.

Uluslararası başarılarıyla tanınan Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan Ataköy Marinada Residence, 128 ile 1260 metrekare arasında değişen geniş metrekare seçeneklerine sahip 72 daireden oluşuyor. Villa lüksünü ve konforunu rezidans konseptine taşıyan projede 1+1’ler 128 metrekareden, 2+1’ler de 230 metrekareden başlarken, büyüklüğü 450 metrekareye varan 3+1’ler de yer alıyor. Marinada Residence 1+1’den 5+1’e kadar; flat, dubleks, triplex ve bir adet penthouse olmak üzere farklı tipte seçenekler sunuyor. 

Denize Açılan Hayat

Modern mimarisi, geniş açık alanları, meydanları, peyzaj düzenlemesi ve bütünleştiği mega yat marina ile denize açılan bir hayat sunan Marinada Residence, Marmara Denizi’nin kıyısında, zengin ulaşım bağlantıları ve yeşil alanlarıyla sadece Ataköy ve civarının değil tüm İstanbul’un faydalanacağı, çok katmanlı bir kentsel tasarım yaklaşımı sunuyor.

Çok Katmanlı Şehir Yaşamı Akıllı Evlerde

Ataköy Marinada Residence’da evler, akıllı ev otomasyon sistemi ile lüksü, iç bahçe ve teras alanları ile de şehir içinde nefes alabilen bir residence konforunu bir arada yaşatırken, kapanmaz deniz ve şehir manzarasıyla da denizle iç içe olma hissini yaşatıyor. Sürdürebilir teknolojiyle yaşam alanlarını birlikte kullanarak çağın ritmini takip ediyor.  

Direkt erişim sağlayan yeni metro bağlantısının yanı sıra mega yatların da yanaşabileceği 1000 tekne kapasiteli, restoran ve dükkânları ile Ataköy Marina, 5 yıldızlı Sheraton İstanbul Ataköy Hotel ve yakınındaki alışveriş merkezleri ile hem deniz hem de şehir hayatı sunan Ataköy Marinada Residence’da kozmopolit bir kent anlayışı sunuluyor. Taksim’den Kadıköy’e İstanbul’un kalbinin attığı her noktaya yakın konumuyla Ataköy Marinada Residence, kentle iç içe olmanın ayrıcalığını tanıyor. 

Ataköy Marinada Residence projesinin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Ham Çelik Üretimi Ekim’de Arttı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) ekim ayına ilişkin çelik üretim verilerini açıkladı. Buna göre ham çelik üretimi, yıllık bazda yüzde 4,1 arttı.

Söz konusu üretim, ocak-ekim döneminde ise yüzde 8,8 azalışla 27,5 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Nihai mamul tüketimi, ekimde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4 artışla 2,9 milyon ton, ocak-ekim döneminde ise yüzde 17,1 artışla 31,9 milyon ton oldu.

Ekimde çelik ürünleri ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 3,9 artışla 1,1 milyon tona, değer yönünden ise yüzde 8,2 azalışla 780,2 milyon dolara geriledi.

İhracat, ocak-ekim döneminde 2022 yılının aynı dönemine kıyasla, miktar yönünden yüzde 36,4 azalışla 8,5 milyon ton, değer yönünde ise yüzde 44,7 azalışla 6,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Çelik ürünleri ithalatı, geçen yılın aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 3,1 artışla 1,2 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 5,2 azalışla 1 milyar dolar oldu.

İthalat, ocak-ekim döneminde 2022’nin aynı dönemine kıyasla, miktar yönünden yüzde 18,8 artışla 14,8 milyon ton, değer yönünden yüzde 5,2 azalışla 12,7 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Geçen yılın ocak-ekim döneminde yüzde 92,7 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 54 seviyesine geriledi.

TSKB’den ‘Türkiye Yeşil Fonu’

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Murat Bilgiç, Dünya Bankası’ndan alınacak krediyle Türkiye Yeşil Fonu kurulacağını söyledi.

AA’ya konuşan TSKB Genel Müdürü Bilgiç, 2026’ya kadar yalnızca emisyon raporlaması şeklinde ilerleyecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) başlangıç döneminin Türkiye’deki şirketler için önemli bir hazırlık süreci niteliği taşıdığını aktardı.

Bilgiç, “Şirketlerin dönüşüme hazırlanmak için 2026’ya kadar daha yeşil ve sürdürülebilir üretim seçeneklerini ciddi şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, AB’ye ihracat yapmak isteyen şirketler ilave mali yükümlülüğe maruz kalacaklar. Özellikle alüminyum, çimento, demir çelik, elektrik, hidrojen ve gübre gibi karbon yoğun sektörlerimizin hızlı bir dönüşümden geçmesi gerektiğinin altını çizmek gerekir.” şeklinde konuştu.

İklim Kanunu hazırlıklarının hızla devam ettiğini aktaran Bilgiç, yakın zamanda ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) hayata geçirilmesini beklediklerini kaydetti.

“ÇSY risk notumuzla Türkiye’de ilk, dünyada ise ilk 9 kalkınma bankası arasında yer alıyoruz”

Murat Bilgiç, şirketlerin yeşil dönüşümünde nitelikli finansmanın ve finansman süreçlerinde teknik bilgi aktarımının rolünün çok kritik olduğuna dikkati çekerek, bu alana 30 yıldır yatırım yapan bir banka olarak müşterilerinin bu yolculuğunda yetkin bir iş ortağı konumunda bulunduklarının altını çizdi.

TSKB’nin müşterilerini dönüştürmeye başlamadan önce kendini dönüştürmeyi başarmış bir kurum olduğunu ifade eden Bilgiç, bugün kredi portföylerinin tamamına yakınının SKA odaklı yatırımlardan oluştuğu bilgisini paylaşarak, şöyle konuştu:

“Yenilenebilir enerji, verimliliği ve döngüsel ekonomiyi de içine alan sürdürülebilirlik temalı global fonlarımızın oranı ise yüzde 85 seviyesinde. Müşterilerimizi finansman olanaklarının yanı sıra danışmanlık kasımızla da besliyoruz. TSKB’den kredi alan her bir müşteri aynı zamanda dünya standartlarında bir sürdürülebilir finansman ekosistemine giriş yapmış oluyor. Bu da kredi yoluyla küresel rekabet gücünü ve itibarını artırmaları anlamına geliyor. Yakın zamanda Sustainalytics tarafından verilen ÇSY risk notumuzla Türkiye’de ilk, dünyada ise ilk 9 kalkınma bankası arasında yer alıyoruz. Global bankalar liginde ise 10. sıradayız. Bugün Türkiye’den bir bankanın bunu başarmış olması çok önemli. Biz bu sonuçları kalkınmanın tüm aktörlerini içine alan bir ekosistemde stratejik, somut, ölçülebilir ve etki odaklı adımlarımıza borçluyuz.”

“2053 net sıfır emisyon hedefinin başarılmasında sürdürülebilir finansmana erişim kritik önemde”

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, sürdürülebilir finansmana erişim için firmaların, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları gibi global kabul görmüş sürdürebilirlik hedeflerine uyumlanmasının kritik önem taşıdığına değindi.

Bilgiç, bunun da stratejik yaklaşımdan başlayarak sistemli adımlar atmayı ve her adımı ölçerek iyileştirmeyi gerektirdiğini söyleyerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu alandaki somut aksiyonları örneklendirmek gerekirse, elektrik ihtiyacı için temiz enerji kullanması, halihazırda kullanılan enerjinin yenilenebilir kaynaklı olarak değiştirmesi, enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmaların SKDM uyumunu gözeten yatırımlarla emisyon yoğunluğunu azaltması, 2053 net sıfır emisyon hedefi kapsamında tüm süreçlerin gözden geçirilmesi ve buna göre aksiyon alınması son derece önemli. Diğer yandan, mevcut üretim hattında yapılacak yatırımla enerji, su ve kaynak verimliliğinin sağlanması, döngüsel ekonomi ve atık yönetimine ilişkin yol haritası ve aksiyon planının belirlenmesi gerekiyor.

Şirketlerin iş sağlığı ve güvenliği kapsamında politikalarını ve uygulamalarını düzenli olarak güncellemeleri, IK politika ve süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığını önlemeye ve fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik adımlarını güçlendirmeleri de özel sektörün sorumlulukları arasında yer alıyor. Tedarikçi politikalarının gözden geçirilmesi, tedarik sürecinin tamamında sosyal, çevresel ve ekonomik hususlara dikkat edilmesi de elzem bir faktör. Aile şirketlerinin kurumsallaşma yönünde önemli adımlar atması da sürdürülebilir finansmana erişimi hızlandıran bir faktör olarak öne çıkıyor.”

“Dünya Bankasından alınacak 155 milyon dolar tutarında kredi ile Türkiye Yeşil Fonu’nu kuracağız”

Türkiye Yeşil Finans Projesi’nin 9 Kasım’da Dünya Bankası Yönetim Kurulu tarafından onaylandığını anımsatan Murat Bilgiç, yakın zamanda da konuyla ilişkili kredi anlaşmasını imzalamayı hedeflediklerini belirtti.

Yeşil Finans Projesi ile ülke genelinde yeşil dönüşüm sürecindeki şirketlere sermaye yatırımı sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Bilgiç, şunları kaydetti:

“Bu kapsamda Bankamız tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi ile Dünya Bankasından alınacak 155 milyon dolar tutarında kredi ile Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi AŞ aracılığıyla bir girişim sermayesi yatırım fonu olan Türkiye Yeşil Fonu’nu kuracağız. Dünya Bankası ile uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız ve geliştirdiğimiz bu projenin amacını ülkemizdeki firmaların yeşil dönüşümünü desteklerken, sermaye piyasaları yolu ile iklim finansmanına yönelik kaynakların çeşitliliğini ve miktarını artırmak olarak tanımlayabiliriz. Bu doğrultuda kuracağımız fon aracılığı ile firmalara sermaye yatırımı sağlarken özel sektör sermayesini de harekete geçirmeyi hedefliyoruz. Geleneksel faaliyetlerimizin aksine Dünya Bankasından sağlanacak bu kaynak müşterilerimize kredi olarak aktarılmayacak, TSKB uzmanlığıyla yönetilen bir fon bünyesine alınarak kriterlere uygun firmalarımızda sermaye yatırımı gerçekleştirilecek.”

“Proje büyüklüğünün 405 milyon dolar tutara ulaşması planlanıyor”

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, Dünya Bankası kredisini kullanarak kuracakları fon kapsamında yatırım yapılacak firmalar düzeyinde ilave 250 milyon doları özel sektör sermayesinin sağlanması, böylelikle sermaye niteliğindeki proje büyüklüğünün 405 milyon dolar tutarına ulaşmasının hedeflendiğini ifade etti.

Bilgiç, “Fondaki bu kaynak firmalara kredi olarak değil, sermaye olarak aktarılacağından çarpan etkisinin bu tutardan çok daha yukarıda olacağını ve ülkemize yeşil dönüşüm yolculuğunda önemli bir katkı sunacağını düşünüyoruz. Diğer bir ifadeyle bu fon, yatırım yapılacak şirketlere büyüme sermayesi sağlayarak şirketlerin borçlanma kapasitesini artıracak ve büyüme potansiyeli olan firmaları bu kapsamda da destekleyecek.” dedi.

Öte yandan, Bilgiç, TSKB’nin özellikle uzman olduğu ve bankacılık sektöründe yoğun olarak uygulanmaya başlanan çevresel, sosyal yönetim ve raporlama sistemlerinin bu fon kapsamında da kurulması ve uygulanması girişim sermayesi yatırım fonu pazarında bir ilk olacağını aktardı.

“Türkiye Yeşil Fonu, ülkemizde ve dünyada bir ilk olma niteliği taşıyor”

Murat Bilgiç, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve karbonsuzlaşma konusunda aldığı aksiyonlara etkin katkı sağladıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Başta Ulusal Katkı Beyanımız olmak üzere içinde Bakanlıklarımızın, BDDK ve SPK’nın da bulunduğu düzenleyici kuruluşlarımızın Emisyon Ticaret Sistemi, İklim Kanunu ve Ulusal Taksonomi bağlamlarında çok değerli çalışmaları ve yön gösterici yol haritaları bulunuyor. 12. Ulusal Kalkınma Planı da 2024-2028 dönemi için bize önemli bir yön gösteriyor. Türkiye Yeşil Fonu’nun iklim risklerinin etkilerini kapsayıcılıkla gözeten çıktılarıyla ülkemiz yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak yepyeni bir ekosistem oluşturacak olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Projemiz kapsamında kurulacak fonun, ülkemizde ve dünyada kredi ile finanse edilerek kurulan, yeşil ve kapsayıcı dönüşüm odaklı ilk girişim sermayesi yatırım fonu olacağına dikkati çekmek isterim. TSKB olarak Türkiye Yeşil Fonu gibi yenilikçi kaynaklarla ülkemizin sürdürülebilir kalkınması yolunda kırılganlıkları gözetirken ülkemiz hedeflerine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

TCC, Türkiye’ye 740 Milyon Dolarlık Yatırım Yaptı

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ile iş birliği yapan Taiwan Cement Corporation (TCC) Oyak’ın Denizli’deki yüzde 20 hissesini satın alarak Türkiye’ye 740 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ve Uzakdoğulu çimento üreticisi Taiwan Cement Corporation (TCC) arasında 2018’de başlayan ortaklıkta yeni bir işbirliğine gidildi. İki şirket arasında yapılan anlaşma sonucu, son dönemdeki en büyük yabancı yatırımlarından birine imza atıldı. Bu kapsamda, OYAK’ın Cimpor Portugal Holdings’de sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hisselerinin TCC’ye satılacağı duyuruldu. Bu şirketin hisselerinin yüzde 100 işletme değerinin ise 800 milyon Euro olduğu belirtildi. Böylece OYAK, Portekiz merkezli Cimpor’da yüzde 60 hissesinin tamamını 480 milyon Euro’ya satmış oldu.

Bu satışın haricinde ayrıca OYAK’ın, OYAK Denizli Çimento’da sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hissenin yüzde 20’si de 193.4 milyon Euro bedelle TCC’ye devredilecek. Tarafların 8 Aralık’a kadar söz konusu ön mutabakatlarını yansıtan nihai anlaşmaları imzalamaları bekleniyor.

220 Bin Tonluk Karbon Siyahı Üretimine İlişkin Yatırım Devam Ediyor

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, satışlar sayesinde ciddi boyutta nakit kaynak sağlanacağını belirtti. Erdem, şu bilgileri verdi: 

“OYAK Çimento’daki uluslararası ortağımız TCC ile ön mutabakata vardığımız anlaşma sonucunda ülkemize yaklaşık 740 milyon dolar tutarında nakit kaynak sağlanacak. TCC ile beraber elektrikli batarya ve enerji depolama konusunda da Türkiye’de yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz. Yine ortaklaşa yürüttüğümüz ve OYAK Grup şirketlerinden İsdemir’in atıkları kullanılarak işlenecek karbon siyahı üretim tesisimizin yıllık 220 bin tonluk karbon siyahı üretimine ilişkin yatırımımız da devam ediyor.”

‘’Ortaklıktaki Payımızı Artırmaya Karar Verdik’’

Beş yıl önce OYAK’la yaptıkları ortaklıkla birlikte uluslararası alandaki yatırımlarının ivme kazandığını belirten TCC Yönetim Kurulu Başkanı Nelson Chang ise, “Türkiye’ye olan güvenimizden dolayı bu ortaklıktaki payımızı artırmaya karar verdik” diye konuştu.

Chand ayrıca, OYAK’la birlikte Türkiye’de karbon emisyon indirgeme teknolojileri, elektrikli batarya ve enerji depolama alanındaki yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini de sözlerine ekledi.

Konut Kredi Hacmi Yılbaşından Bu Yana Yüzde 22,5 Arttı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) tarafından elde edilen bilgilere göre, 2023 yılbaşından bu yana konut kredi hacmi nominal bazda yüzde 22,5 artış kaydetti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre bankaların toplam konut kredisi stoku, yeni kullandırımların rutin geri ödemelerin de altında kalması nedeniyle özellikle eylül başından bu yana sürekli azalıyor. 2022 sonunda 360,2 milyar lira olan konut kredisi hacmi, bu yıl 25 Ağustos haftasında 447 milyar liraya ulaştıktan sonra, izleyen tüm haftalarda azalarak 17 Kasım itibarıyla 441 milyar liraya geriledi. Yılbaşından bu tarihe kadar olan dönemde konut kredisi hacmi nominal bazda sadece yüzde 22,5 oranında bir artış kaydetti.

Ocak-ekim döneminde TÜFE bazında enflasyonun yüzde 55 olduğu ve kasım ayı da dikkate alındığında bu, konut kredilerinde reel bazda ciddi bir daralma anlamına geliyor.

Krediye erişim güçlüğü ve diğer faktörlerin etkisiyle konut piyasası hızla daralırken, konut fiyatlarında pandemi ile başlayan, yabancı sığınmacılarla hızlanan, bu yıl şubat depremleri ile de tetiklenen artış trendi sürüyor.

Merkez Bankası’nın ‘Konut Fiyat Endeksi’nin en son açıklanan verisine göre Türkiye genelinde konut fiyatları eylül ayında önceki aya göre yüzde 4,3, ocak-eylül döneminde yüzde 64,2, son bir yılda nominal olarak yüzde 89,2 arttı. Konut fiyatlarında yıllık reel olarak ise yüzde 17,8 oldu. Konut fiyatlarında pandemi öncesi olan 2019 sonundan bu yana yaşanan kümülatif artış ise yüzde 815’e ulaştı.

Başka deyişle konut fiyatı o tarihtekinin 9,2 katına çıktı. Eylül sonu itibarıyla ‘konut birim fiyatı’, Türkiye ortalamasında 29 bin 110,4 m2/ TL düzeyinde bulunuyor. Birim fiyat İstanbul’da 43 bin 669,2, Ankara’da 22 bin 202,2 ve İzmir’de 33 bin 54,7 m2/TL düzeyinde. Buna göre 100 m2’lik bir konutun ortalama fiyatı İstanbul’da 4 milyon 367 bin, Ankara’da 2 milyon 220 bin, İzmir’de 3 milyon 305 bin ve Türkiye ortalamasında 2 milyon 911 bin lira. Konut fiyatlarında bir yıl öncesine göre en yüksek artış yüzde 96,2 ile Ankara’da yaşandı, bu oran İzmir’de yüzde 76,2, İstanbul’da yüzde 70 oldu.

Kaynak: Emlak Dream

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği’nden Saldırı Açıklaması

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği İzmir Şube Başkanı Tayfun Gücenmez, İzmir’in Bornova ilçesinde bir üyenin yaşadığı saldırıyla ilgili, “Denetimciler can güvenliğini sağlıyor ama denetimcilerin can güvenliği bulunmuyor.” dedi.

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği tarafından yayımlanan basın açıklaması şu şekilde:

”Geçtiğimiz hafta dernek üyemiz bir firmamızın Bornova ve diğer üyemiz firmamızın da Bayraklı ilçelerinde bulunan şantiyelerinde denetim sorumlusu 2 mühendisine saldırıda bulunulmuştur.

Bir mühendisin parmağı çatlamış diğeri ise darp izi almıştır. Meslektaşlarımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyor ve bu şiddeti kınıyoruz.

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği olarak, her bir yapı denetim çalışanının, denetim görevlerini yerine getirirken şantiyelerde aynı riskle karşı karşıya olduğunu belirtmek isteriz. Hakaret, tehdit, küfür -maalesef ki- sıklıkla karşılaştığımız durumlar. Oysa biz, halkın can güvenliği için binaların mühendislik kurallarına göre yapılmasını sağlamak üzere görevli kuruluşlarız. Denetimlerimiz sırasında yaptığımız her uyarı, düzeltilmesini istediğimiz her yanlış imalat, başta 17 Ağustos 1999 ve 6 Şubat 2023 depremleri  olmak üzere, daha önce defalarca yaşadığımız büyük acıları yaşamamak için. Ancak geldiğimiz noktada görüyoruz ki, kendi can güvenliğimiz yok. 

Yapı denetim kuruluşları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yetkilendirilmiş ve yine Bakanlık adına denetim yapan firmalardır. Biz görevimizin kutsallığının ve öneminin farkındayız. İstiyoruz ki bu ülkede tekrar deprem kaynaklı büyük acılar yaşanmasın -ki bunu mümkün kılacak olan yapı denetim kuruluşlarıdır. İnsanların evlerinde huzurla, depreme karşı güven içinde yaşamaları için sahadayız. Böylesine önemli bir kamu görevini yerine getirirken karşılaştığımız şiddetin hiçbir izahı, gerekçesi, affı olamaz. Bu yüzden tüm halkımızı yanımızda durmaya, destek olmaya davet ediyoruz.”

Kiptaş Kaper Sitesi’nde Satışlar Başladı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Kiptaş, Kartal’daki Kaper Sitesi’nde dönüştürülen konutların satışını başlattı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Kiptaş, kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. İstanbul’da Kartal ilçesinde 584 konuttan oluşan Kaper Sitesi kentsel dönüşüm projesinde satışlar devam ediyor. Dev dönüşüm projesinden ev sahibi olmak isteyenlere ise cazip fırsatlar sunuluyor.

Kiptaş, İstanbul’da Kartal ilçesinde hayata geçirilen Kaper Sitesinde yeni bir kampanya başlattı. Ev hayali kuranlara yüzde 15 peşinat ve vade farksız 36 ay taksit imkanı ile Kaper Sitesi’nin depreme dayanıklı konutlar satışa sunuldu.

2017 yılında Kartal ilçesinin Hürriyet Mahallesi’nde bulunan Kaper Sitesi, riskli yapı ilan edilmiş ve bu durum sonucunda 2019 yılında yıkılmıştır. Bu sürecin ardından, Kaper Sitesi hak sahipleri, İstanbul Yenileniyor projesine başvuruda bulunmuştur. Yapılan uzlaşma sonrasında ise yeni bir projenin temelleri atılarak yükselmeye başladı.

Kartal ilçesi, Hürriyet Mahallesi’nde yer alan Kaper Sitesi toplamda 584 konut ve 14 ticaret bağımsız birimden oluşuyor. Toplamda 598 bağımsız birimden oluşan bu projenin temeli, uzlaşma sürecinin tamamlanmasının ardından atılarak kaba inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

Kaper Sitesi projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Kaynak: Emlak Pencerem

Kavak Yeni Sanayi Sitesi’nin Temeli Atıldı

Samsun’un Kavak ilçesinde yükselecek yeni sanayi sitesi projesinin çalışmaları düzenlenen törenle başladı. Törende ayrıca, 750 milyon TL bedele sahip su ve altyapı yatırımlarının da temeli atıldı.

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Kavak ilçesine yapılacak olan Küçük Sanayi Sitesi’nin temel atma merasimi ve yol, su altyapı yatırımları hizmete alma töreni gerçekleştirildi.

Törende konuşan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Kavak-Samsun yolunu 3 şeride çıkardık. Kavak ilçesini merkez ilçe statüsüne dahil ediyoruz. Kavak’ta kanalizasyon ve altyapıyı bitirdik. İçme suyu konusunda 1-2 mahalle kaldı, o da bitiyor. 5,5 kilometre kanalizasyon yaptık. 2,5 kilometre yağmur suyu, 190 kilometre de içme suyu hattı yaptık. Buradan neredeyse Sungurlu’ya kadar içme suyu hattı yaptık. Yeni 27 adet içme suyu deposu yaptık. 9 adet terfi merkezi yaptık. Kavak İleri Biyolojik Arıtma Tesisi bitti. Kavak’ta artık sulara arıtılarak veriliyor. 6,5 metreden dar yaptığımız yol yoktur. Yapılacak olan birkaç tane yolu da seneye tamamlayacağız. 283 kilometre sathi kaplama, 21 kilometre beton yol, BSK kaplama 7,5 kilometre, 25 kilometre yol genişleme çalışması yaptık. Bekdemir Konkasör Tesisi kurduk. Sanayiciler artık Kavak-Samsun ayrımı yapmamaya başladı. OSB 2. Etap da dolmak üzeredir. Bu sanayi şehrine destek olacak küçük sanayi sitesi yıllardır beridir ihtiyaçtı. Samsun en modern sanayi sitelerinden bir tanesini hem de ana yola cephe olan inşaatı tamamlayarak sanayi esnafımızın hizmetine sunacağız. Samsun’dan Kavak ilçesine geri dönüş başladı. Bu ilçede hoparlör ile işçi arıyorlar. Seçim zamanı verdiğimiz bütün sözleri tamamlamayı Rabbim bize nasip etti” dedi.

Kavak Belediye Başkanı İbrahim Sarıcaoğlu ise, “Kavak tarihi günlerden bir tanesini yaşıyor. Organize Sanayi Bölgemiz çok ciddi atılım içerisindedir. Bugün 41 tane fabrikamız orada faaliyet gösteriyor. 4. etapla ilgili çalışmalara başlıyoruz. 35-40 yıldan beridir beklenen bu küçük sanayi sıkıntısını Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız sayesinde temellerini atarak çözmüş oluyoruz. Özellikle son 4,5 yıl içerisinde Kavak’ta doğalgaz ile ilgili bir sıkıntımız kalmadı. Bütün mahallelerimiz doğalgaza kavuştu. Kavak Devlet Hastanesi’ni hizmete açtık. Dere ıslah çalışmaları bitirdik. 2 bin kişilik cezaevini hizmete açtık. Yeni 350 kapasiteli Kredi Yurtlar Kurumu(KYK) yurdunu hizmete açtık. OSB ile ilgili 3.ve 4. etap çalışmalarımız son hız devam ediyor. Hanımlar Lokalimizi kazandırdık. Kadınlar Kooperatifi Tesisimizi açtık. Mahalle içi parklar yaptık. Şehir içerisinde 500 bin metrekare parke ve yol çalışması yaptık” şeklinde konuştu.

İnşa edilecek Kavak Küçük Sanayi Sitesi ise yaklaşık 26 bin 300 metrekare alan içerisinde 50 adet dükkandan oluşacak. Toplam inşaat alanı yaklaşık 7 bin 75 metrekare olacak projede dükkanlar 1 kat olmakla beraber içerisinde birde ofis ve wc kısımlarının bulunduğu 1 adet asma kat yer alacak. 1 dükkan zemin kat 127 metrekare, asma kat 27 metrekare olmak üzere toplam 154 metrekare alana sahip olacak.

İnşaat çalışmaları süren tüm sanayi tesisi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Umman A.Ş.’den Çevreye Duyarlı, Geliştirilebilir Asfalt Plenti: Power Asphalt! 

Umman A.Ş. Power Asphalt markasıyla geliştirdiği yenilikçi asfalt sistemleri ile dünyanın dört bir yanından talep almaya başladı. Power Asfalt saatte 320 ton asfalt üretebiliyor. Performans analizleri, performans arttırıcı iyileştirmeler ve Ar-Ge ile sürekli güncellenen Power Asphalt makineleri, ihtiyaca yönelik çözüm üretirken kaliteli asfalt üretiminden asla ödün verilmiyor 

50 yıllık tecrübesiyle beton santralleri üreten Umman A.Ş., asfalt üzerine de çözümler geliştirerek grup bünyesinde Power Asphalt markasıyla hizmet vermeye başladı. Umman’ın imalat ve proje deneyimini güncel teknolojilerle harmanlayarak ürettiği çevreye duyarlı Power Asphalt plentleri proje üreticisine iş verimliliği ve yakıt ekonomisi sağlıyor. Yol projelerinde kullanılacak sıcak asfalt karışımını agrega, bitüm ve filleri belirli oranlarda karıştırarak yola serime hazır hale getiren asfalt plentlerine dünyanın birçok noktasından talep geldiğine dikkat çeken Umman A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Bağcı, ‘’Kaliteli bir asfalt için kübik ve yıkanmış agrega, katkısız bitüm ve teknolojiye sahip bir asfalt plenti gerekiyor. Umman olarak ürettiğimiz Power Asphalt markamızda kaliteden ödün vermemek için ekipmanlarımız üzerinde performans analizleri ve performans arttırıcı iyileştirmeler, güncellemeler yapıyoruz. Bu yaklaşımımız, yol yapan proje üreticisi firmalara iş verimliliği sağlıyor. Hedefimiz daima yüksek performans ve verimlilik esasıyla üstün teknoloji ve üstün kaliteden ödün vermeden çalışmak. Dünyanın birçok noktasında ve ülkemizde asfalt projelerimize devam ediyoruz. Rusya, Ukrayna, Güney Sudan, Kazakistan gibi birçok ülkede ve Osmaniye’de asfalt plenti ve ekipmanları projelerini başarıyla gerçekleştirdik’’ dedi.

Power Asphalt bünyesinde sıcak asfalt üretimi için asfalt plentinin yanı sıra aşınma tabakası asfalt için modifiye tesisi, satih kaplama asfalt için emülsiyon tesisi, bitüm depolama ve servisi için bitüm tankları gibi ekipmanlar da ürettiklerini kaydeden Ahmet Bağcı, ‘’Ar-Ge projemiz mevcut. Halihazırda yapmaya devam ettiğimiz mobilitesi yüksek tek şasede taşınabilir asfalt plenti Ar-Ge’si yapmaktayız. Bu Ar-Ge’nin önümüzdeki yıllarda ülkemizde ve dünyada ilgi göreceğini düşünüyoruz’’ diye de sözlerine ekledi. 

Saatte 320 ton asfalt üretiyor!

Power Asphalt markasıyla ürettikleri yeni nesil asfalt makineleri ile dünya yol inşaat pazarında da rol oynamaya başladıklarını kaydeden Umman A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Bağcı; şunları söyledi: 

‘’Bugün 4 kıtada 40’ın üzerinde ülkede faaliyet gösteren 400 projede beton ve asfalt makinelerinin kurulumunu gerçekleştiriyoruz. Beton santrallerimizi dünyanın dört bir yanına ihraç ederken, inşaat projelerinde tercih edilen bir firmayken şimdi yeni bir alanda asfalt çözümlerinde de üretimlerimize başladık. Asfalt üreten yeni nesil sistemler geliştirdik, Power Asphalt markası altında yeni teknolojilerle yüksek kalitede ürettiğimiz bu asfalt panellerine ilgi var, ihraç etmeye başladık. En son teknoloji ile tasarladığımız en yeni ürünümüz olan ve saatte 320 ton asfalt üreten Power Asfalt bugün Avustralya, Avrupa, Kuzey Afrika başta olmak üzere pek çok ülkeden sipariş aldı. Kaliteden ödün vermeden, satış sonrası hizmetlerimiz ve modern otomasyon sistemimiz sayesinde 7/24 uzaktan servis desteği veriyoruz. Bu yaklaşımımız sorunu hızlı bir şekilde belirleyerek, giderebilmeye fırsat sunuyor. Sektörümüzü dünya çapında temsil etmekten ve ihracatta da liderlik etmekten gurur duyuyoruz. Dünyanın dört bir yanında bugün tamamen yerli üretim ve otomasyon olan Umman asfalt makineleri de kullanılıyor ve dünya çapındaki yollara bu makinelerimiz asfalt döşüyor. Üstün teknoloji ile donatılan Umman asfalt santralleri, aynı zamanda mevcut tesislere de entegre olabilecek yedek parçalarıyla birlikte üretiliyor. Asfalt plentlerinde, global ürünler kullandığımız için dünyanın her yerinde yedek parçaya rahatça ulaşabilmenizi sağlıyor. İleri seviye ERP sistemleri ile yönetilen Umman, beton ve asfalt sistemlerinin otomasyonunu da kendi yapıyor, müşterinin ve projenin ihtiyaçlarına göre geliştiriyor. Yurtiçi ve yurtdışında imza attığımız projelerde müşteri memnuniyetini daima önde tutuyoruz. Farklı uygulama örneklerimiz mevcut. Bu örnek çeşitliliği ve imza attığımız projelerde müşterilerimizin yüksek memnuniyeti, yeni projelerin de bize gelmesini sağlıyor.’’  

İnşaat Sektörü Üçüncü Çeyrekte Yüzde 8,1 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) üçüncü çeyrek verilerini açıkladı. Temmuz-Eylül dönemini kapsayan verilere göre, inşaat sektörü yüzde 8,1 arttı.

GSYH 2023 yılı üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,9 arttı.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat yüzde 8,1, sanayi yüzde 5,7, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 5,1, hizmetler yüzde 4,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,7 ve tarım sektörü yüzde 0,3 artarken mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 2,5 azaldı. Ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar ise yüzde 16,5 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,1 arttı.

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 79,8 artarak 7 trilyon 681 milyar 432 milyon TL oldu. GSYH’nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 295 milyar 815 milyon olarak gerçekleşti.

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 11,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 14,7 arttı.

Mal ve Hizmet İthalatı 2023 Yılı Üçüncü Çeyreğinde Yüzde 14,5, İhracatı İse Yüzde 1,1 Arttı

Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 14,5, ihracatı ise yüzde 1,1 arttı.

İşgücü ödemeleri, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 117,2 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 50,7 arttı.

İşgücü Ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer İçerisindeki Payı Yüzde 32,2 Oldu

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 26,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 32,2 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde %55,0 iken yüzde 47,0 oldu.

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi Yüzde 76,99 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) Ekim ayı sonuçlarını açıkladı. Endeks, yıllık yüzde 76,99 aylık ise yüzde 1,21 arttı.

H-ÜFE 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,21, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 74,08, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 76,99 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,10 artış gösterdi.

Gayrimenkul Hizmetleri Yüzde 72,57 Arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 63,90, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 94,90, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 81,38, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 72,57, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 92,53, idari ve destek hizmetlerde yüzde 95,10 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,61 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 0,53 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 3,03 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,36 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 4,52 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,54 azalış gerçekleşti.

Bakan Özhaseki, Kentsel Dönüşüm Yasası İle İlgili Konuştu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşüm yasası ve rezerv alanlarla ilgili merak edilenler hakkında konuştu.

Katıldığı televizyon programında herkes tarafından merak edilen soruları yanıtlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, şunları söyledi: 

“Yılbaşından önce 46-47 bin civarı konutu teslim edebileceğiz. Ne zaman başlamışsak bir yıl sonra teslim ediyoruz. Orta hasarlı binalar için yıkım olacak, yeni bina verin diyorlarsa tamam. Onları ağır hasarlı gibi göreceğiz, yeni evlerini vereceğiz. Yerinde Dönüşüm için de hak sahibi olarak 1,5 milyon lira para vereceğiz.

Güçlendirme için önce rapor almak lazım, uygun şekilde statikleri hazırlayıp belediyeye müracaat etmek lazım. Önümüzdeki ayın 29’una kadar müracaat edilirse Nisan ayı başına kadar raporlar getirilirse inşaata başlanacak. Bazı itirazlar da oluyor. Heyelanlı bölge var Kahramanmaraş’ta, izin vermek heyelan geldiğinde bunların ölümüne neden olur. Güçlendirme noktasında zorluğu oluyor, rapor alması, hesaplarının yapılması, belediye müracaatına kadar yorucu süreç var. Tercih vatandaşta. Vatandaş kolonu patlamış binayı sıvayıp boyuyor, az hasara alınmasını istiyor. Kim diyorsa ki dosya açılıp bakılıyor, şahsi kanaatimi sorarsanız ağır hasara atıp yeni ev vermek lazım. Tercih kendilerinin.

Mevcut kullandığımız alanlar içinde varsa rezerv alan olarak kullanmak istiyoruz. Rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş ve kamu arazileri. Kamu alanı varsa, burayı biz rezerv alan ilan edelim istiyoruz. Herhangi bir yerde karot örneği alıp depreme dayanıksız olduğunu kesinleştirmişseniz, burayı yönetelim diyorsa, vatandaş da yüzde 50’den fazlası istiyorsa işe başlıyorsunuz. Yüzde 50+1 şartı getirildi. Yarıdan bir fazlası konutları değiştirin diyorsa, onun kendine has prosedürü var, o işlem devam edecek. Arazi arz etmezseniz bir anda anlaşmalar yüzde 50’ye gidiyor. Toprak sahibi yüzde 50’sini alınca inşaat maliyeti yüzde 100 artıyor.

Kentsel Dönüşüm Yasası iki ana hatta var. Belediyeler yasası var değişiklik olmadı. Kolaylaştırıcı maddeler var, başlasınlar bir an önce. Bir nokta kadar dahi engelleyici yasa gelmedi. Tüm Türkiye için geçerli olan 50+1’le karar alabiliyorsunuz. Ruhsat aşamasında tamamının vekaleti isteniyordu, 50+1 ile veriliyor. Küçük payını Kenya’da oturan birine devrediyor. 0,5’lik mülkiyete tebligat yapılamadığı için inşaat olmuyordu. 

Türkiye Himalayalardan başlayıp Alplere kadar uzanan çizgi var, bu çizgideki en riskli 5 ülkeden biri. Her sene 2-3 deprem var. Şu ana kadar 130 bin insanı kaybettik. Böyle bir ortamda bu işin çözümü nedir diye bakarsanız güvenli evler yapıp yola revan olacağız. İstanbul’da 15 toplantı yapıldı. Deprem şurasını topladık. Yüzlerce insan geldi. Yapmaya çalıştığımız tek şey olası depremden vatandaşımızı korumak. 50+1’e itiraz edenlere baktığımızda yüzde 100’ü evimizi güvenli hale getirin diyor. Kira yardımlarını güncelliyoruz. Değer farkı oluşacaksa minimize etmeye çalışıyoruz, ödeyecekleri miktarlarda tutmaya çalışıyoruz. Vatandaşın üstüne yük gelmeden cüzi miktarlar kurtarmaya çalışacağız. Vatandaş ödeyemem diyorsa yaptığımız eve çıkıp oturabilir ama tapuya borcu hususunda şerh düşeceğiz. Borcu ödediği gün tapusunu alacak. Ben emekliyim, ne bileyim daha sonra siz beni borçlandırdığınızda ev elimden gidiyor mu diyordu. Evi yapalım, sonra gel otur diyoruz. Mirasçıları bu evden nemalanmak istiyorsa o borcu ödeyecekler.

Mekanizmaları harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu işin 3 tane olmazsa olmazı var. Birisi bakanlık. İkincisi belediye. Üçüncüsü de vatandaş. Onlar bize beraber yapalım dediklerinde sonuna kadar yanlarındayım ve beraber yapacağız.”

Karadeniz’e Hızlı Tren Projesi Geliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, katıldığı programda birçok önemli konuya değindi. Bakan, Karadeniz’de Yüksek Hızlı Tren projesi planlandığını belirtti.

Katıldığı televizyon programında yerli uydu, akıllı yol, Starlink uyduları ve 5G teknolojisine ilişkin konuşan Ulaştırma ve altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karadenizlinin yıllardır beklediği Yüksek Hızlı Tren projesi için de müjdeyi veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, önümüzdeki yıl ihalesinin yapılacağını, YHT ile 6 ilin birbirine bağlanacağını duyurdu. 

Bakan Uraloğlu’nun satır başları şu şekildeydi:

‘’Zengezur Koridoru’nda orta koridorda yer alıyoruz. Bizim projelerimiz sadece taşımacılığın değil, iletişim ve güvenliğin de sağlandığı bir projedir. Demiryolu tamamen yeni bir güzergah olacak. Biz Türk toplumu olarak sonuç odaklıyız. İki gidiş iki gelişli bir yolda günlük 60 bin kapasitesine ulaşılıyor ama bizim ilk hedefimiz bir otoyol yapabilmek değil. Projelerini bitirdiğimizi söyleyebilirim. Kamu kaynaklarını kullanıyoruz o yüzden doğru şekilde harcama yapmalıyız. 224 km’lik yolu 2028 yılından önceden bitirmek istiyoruz.

120 Kilometrelik Demir Yolu

Marmaray ile günde 600 bin yolcu taşıyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçecek olan 120 km’lik bir hat için çalışmalarımız sürüyor. Projesini bitirdik. 2024 yılının ilk aylarında ihalesini yapmış oluruz. Niyetimiz 2028 seçimlerine kadar bu hattı bitirmek olacak.

Starlink Uydularında Son Gelişme 

Starlink Uydularının Türkiye’ye gelmesiyle ilgili görüşmeler başladı. Doğru şartlarda bizde yararlanmak istiyoruz. Ancak uydularla ilgili güvenlik sıkıntısı olmaması için bizim elimizde bazı yaptırımların olması gerekiyor. Bunun görüşmeleri devam ediyor. 

Yerli Uydu Türksat 2024’te Teslim Ediliyor

Yerli uydumuz Türksat 6A’nın 2024 Mart ayında yerlim teslimi yapılacak, ardından SpaceX ile 2024 Haziran ayında yörüngeye fırlatılacak. Toplamda 10 uydumuz var ve bunların ömrü 10 yıllıktı. Kapasitemizi arttırmış olacağız. 

‘’Yap, İşlet, Devret Sistemi’nin Kârlı Olduğunu Düşünüyoruz’’

Ulaştırmada ihtiyacımız nedir diye düşünüyorduk. Bize ne lazım diye düşünüyoruz. Türkiye genelinde asgari yatırımların yapılması lazımdır. Bu projeyi İngilizler icat etti biz de kendimize uygun şekilde güncelleyip kullandık. Milli bütçeden yaptığımız projeler de var. 1915 Çanakkale Köprüsü’nü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü milli bütçeden yapsaydık. Tokat Erbaa’daki yolu yapamazdık. Tüm hesap aslında bu. 80 yılda yapılacak projeler 20 yıla düşüyor. 1915 Çanakkale Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü kar ediyor. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapım bedeli 2 milyar 540 milyon avrodur. Bugün ihalesini yapsak 3,5 milyar avro oluyor. Yap, işlet, devret sisteminin kârı biraz da bu oluyor. 

-Bizim bir ihtiyaç noktamız var. Nereden nereye geldik. 5G’ye ciddi bir yatırım söz konusu. 3 operatör ile bu yatırıma girdik. O teknolojiyi doğru fiyatla almak ve geç kalmamak için çalışıyoruz. 

Yolda Haberleşme Sağlanacak

Akıllı yol projesi için 15 bin kilometrelik fiber ağ çalışması başlattık. Otoyollarımızda fiber kablolarımız var. Isı ölçen sensörlerimiz var. Fiber altyapımız bütün otoyollarımızda mevcut. TÜRKSAT ve Karayolları Genel Müdürlüğümüz arasında Hasdal-İstanbul Havalimanı arasındaki 30 km’lik yolda akıllı ulaşımın pilot uygulamasını yapacağız. Aracın yolla haberleşmesini sağlayacağız. İkinci aşamada ise aracın yanındaki araçla haberleşmesini sağlayacağız. Antalya’da da bir uygulamamız olacak. Burada en yoğun çalışanlar ABD ve Japonya. Biz de bu ülkeler gibi kendi sistemimizi kuracağız. 

Akıllı Ulaşım Sistemleri Geliştiriliyor

Akıllı ulaşım sistemleri daha da geliştirilecek. 2035’e kadar araçların yarısı elektrikli olacak.  Şu anda akaryakıt istasyonlarında elektrikli şarj istasyonları kuruldu. Şehir içinde de bazı müstakil iş yerlerinde kurulmaya başlandı. Araç satışına göre de dağılım yapıyoruz. 

Ülkenin Her Yerine Demir Yolu Ağı

Bizim öncelikle Sivas Delice’den ayrılıp Çorum’a ve oradan da Samsun’a giden Yüksek Hızlı Tren projemiz var. Çorum’a kadar olan kısmın ihalesini önümüzdeki yıl yapacağız. Sonra oradan Samsun’a kadar kısmın projesi yapılacak. Buradan da Karadeniz sahilinden Batum’a kadar giden kısmın projesi yapılacak. Bunu hayata geçirirken; Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’i demiryolu ile bağlamış olacağız. Ülkenin her yerini demiryolu ağı ile sarmayı planlıyoruz.  

İstanbul’da Metro Hattı Çalışmaları Tüm Hızıyla Sürüyor

Çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. İstanbul’da hizmette girmesi beklenen hatlara baktığımızda; 

Küçükçekmece-Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı hattımızda Kayaşehir-Havalimanı hattını muhtemelen seçimden önce bitireceğiz.

Bakırköy-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar-Kirazlı hattında çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistemi yıl sonuna kadar hizmete açmayı planlıyoruz. Gayrettepe-Kağıthane 3,5 km’lik kısmı kaldı. Önümüzdeki aylarda trafiğe açmayı hedefliyoruz. Sonucu projemiz ise Altunizade-Çamlıca metro hattı. Burası da 2025 yılında hizmete açılmış olur.’’

Türkiye’deki ulaştırma ve altyapı projelerinin tümüne detaylarıyla birlikte buradan göz atabilirsiniz.

Nef Arsa, Diyarbakır’daki Yeni Satış Ofisini Hizmete Açtı

Nef Arsa, 31. ofisi olan Diyarbakır şubesini hizmete açtı.

Gayrimenkul sektörünün öncüsü Nef, ‘Nef Arsa’ları, Türkiye’nin önde gelen şehirlerinde yeni sahipleriyle buluşturmaya devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Konya, Antalya, Sakarya, Gaziantep ve Bursa’nın ardından Nef Arsa, Türkiye’deki 31. Ofisini Diyarbakır’da açtı. Nef Arsa’nın Almanya’da ise 9 ofisi bulunuyor. Diyarbakır Merkez Kayapınar ilçesindeki Fırat Mahallesi Mezopotamya Bulvarı’nda misafirlerini ağırlayacak olan satış ofisi, Nef Arsa’yı daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor.

Son iki yılda 3,5 milyon metrekare arsa satışı gerçekleştiren Nef Arsa; Sakarya’dan Assos’a, Beynam’dan Kaz Dağları’na, Çanakkale Köseler’den Dikili’ye, Ankara’dan Gaziantep’e, Nef Arsa’nın geniş ve çeşitli proje yelpazesi artık 30’un üzerinde satış ofisi aracılığıyla tanıtılıyor.

Tüm Nef Arsa lokasyonlarında yüzde 0,99 oranında banka kredisi fırsatı ve 24 aya varan vade seçenekleri sunan Nef Arsa projelerinde modüler ev sistemleri de Nef mimari tasarım ve uygulama güvencesi ile sağlanıyor.

Nef Arsa Satış Direktörü Emre Erkan, ev almanın kademeleştirilmiş hali olan Nef Arsa’nın 5 yıldır sektör içerisinde olduğunu belirterek, “Bir arsadan başlıyorsunuz, biz o arsanın geliştirmesini yapıyoruz, teknik konularını ve altyapısını hallediyoruz. Daha sonra projeyi teslim ettiğimiz zaman evinizi üstüne yapabiliyorsunuz ve bu evinizi önce bütçeniz kadar bir kısmını sonra ekleyerek yapabiliyorsunuz. Aslında bir nevi kademeli ev alma sistemi de diyebiliriz arsa yatırımı için.” ifadelerini kullandı.

2023 sonu itibariyle 40’a yakın ofise ulaşacaklarını belirten Erkan, “Nef Arsa gitgide büyüyor çünkü çok fazla talep var, arsa şu anda gayrimenkul piyasasında en çok talep gören ürün. Özellikle Anadolu’dan çok fazla talep var. Yatırım yapmak, güvenli yatırım yapmak aslında bir ihtiyaçtır.” dedi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep’in ardından 2’inci satış ofislerini Diyarbakır’da açtıklarını anlatan Erkan, “Diyarbakır da bizim çok talep gördüğümüz bir şehir, biz de çok büyük bir heyecanla buranın açılışını yaptık. Diyarbakır’ı seçmemizin en önemli sebeplerinden biri de Diyarbakır inanılmaz bir atılım içinde. Yatırım alıyor, yatırım yapıyor. Diyarbakır büyüdüğü, bizim ürünümüz de aslında bir yatırım ürünü olduğu için burası çok büyük bir potansiyel ve çok büyük bir fırsat.” dedi.

TOKİ’den 169 Konut, 192 İş Yeri

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) 32 ilde toplam 169 konut ve 28 ilde 192 adet iş yerini açık artırma ile satışa çıkarıyor. Satış tarihleri ise 13-14 Aralık olarak belirlendi.

Alıcılar, Adana, Ağrı, Ankara, Aydın, Balıkesir, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gümüşhane, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muş, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Tunceli, Van, Yozgat ve Zonguldak illerinde satışa sunulan konutlara yüzde 25 peşinat 72 ay vadeyle sahip olabilecek.

Ayrıca, Afyonkarahisar, Ağrı, Ankara, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bursa, Çorum, Denizli, Elazığ, Eskişehir, Giresun, Gümüşhane, Hatay, İzmir, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Niğde, Ordu, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Trabzon illerinde satışa sunulan iş yerleri ise yüzde 25 peşinat ile 48 ay vadeyle alınabilecek.

Açık artırmalar, Ankara The Green Park Hotel Çukurambar ile TOKİ İstanbul Hizmet Binası’nda yapılacak. Ayrıca internetten üzerinden de (www.emlakmuzayede.com.tr)  teklif verilebilecek. Açık artırmaya internet katılımı için kayıtlar 12.12.2023 Salı günü saat 10.30’a kadar yapılabilecek.

Açık artırmaya ilişkin bankacılık hizmetleri ise Türkiye Halk Bankası AŞ ve T.C. Ziraat Bankası AŞ tarafından yürütülecek. Başvurular ve teminatlar bu bankaların tüm şubeleri aracılığıyla kabul edilecek. Ayrıntılı bilgilere “www.toki.gov.tr” ile “www.emlakmuzayede.com.tr” internet adreslerinden ve “444 86 54” numaralı telefondan ulaşılabilecek.

Pik Demir İthalatında Düşüş

Türkiye’de Ocak-Eylül arası 9 aylık dönemde pik demir ithalatı yüzde 12,8 oranında düştü.

Pik demir ithalatı 2023 yılının Eylül ayında aylık yüzde 180,7 artarken yıllık yüzde 23,9 yükselişle 120 bin 447 metre seviyesinde kaydedildi. Kaydedilen seviyenin değeri ise aylık yüzde 162,2, yıllık ise yüzde 2,5 artarak 51,57 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Yılın ilk 9 ayında Türkiye’nin pik demir ithalatı yıllık 12,8 düşüşle 990 bin 215 metre olurken bu ithalatın değeri yıllık yüzde 34,6 düşüşle 458,55 milyon dolar oldu.

Söz konusu dönemde Türkiye’nin Rusya’dan yaptığı pik demir ithalatı yıllık yüzde 6,7 düşüşle 688 bin 645 metre oldu. Rusya’yı yıllık yüzde 9,6 düşüş ve 109 bin 294 metre ile Ukrayna ve 74 bin 418 metre ile Hindistan takip etti.

OYAK ve TCC’den Sürdürülebilirlik Ortaklığı

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ve Taiwan Cement Corporation (TCC), sürdürülebilir büyüme ve karbon emisyonlarını azaltma amacıyla, ortaklıklarını bir üst noktaya taşıdı.

OYAK’tan yapılan açıklamada, şirketin sürdürülebilir büyüme ve dünyaya açılma vizyonu doğrultusunda 2018 yılının en büyük yabancı yatırımını Türkiye’ye getirerek çimento sektöründe tarihi bir adım attığı hatırlatılırken, bunun sonucu olarak da şirketin Uzak Doğu’nun en büyük çimento üreticilerinden TCC ile kurulan ortaklıkla çimento pazarında önemli bir küresel rekabet avantajı sağladığı belirtildi.

Açıklamada, iki şirketin şimdi ise Cimpor Portugal Holdings’in hisselerinin yüzde 100 işletme değeri 800 milyon avro olmak üzere, OYAK’ın bu şirkette sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hisselerinin TCC’ye satışı ve OYAK Denizli Çimento hisselerinin yüzde 100 işletme değeri 1 milyar 300 milyon avro olmak üzere, OYAK’ın bu şirkette sahip olduğu yüzde 60 oranındaki hissenin yüzde 20’sinin TCC’ye devredilmesine yönelik ön mutabakata vardıkları duyuruldu.

OYAK açıklamasında, tarafların 8 Aralık’a kadar söz konusu ön mutabakatlarını yansıtan nihai anlaşmaları imzalamalarının beklendiği bildirildi.

Stratejik İş Planları Devreye Alınıyor

Açıklamaya göre, çimento alanında 2018 yılında başlayan ortaklığın hemen ardından TCC ve OYAK stratejik iş planlarını devreye almaya başladı.

TCC’nin iştiraki olan ve dünyanın en büyük altıncı karbon siyahı üreticisi konumundaki Continental Carboun’un hakim şirketi Tayvanlı International CSRC Investment Holdings Co. Ltd. (CSRC) iş birliğiyle İskenderun’da karbon siyahı üretim tesisi kurma konusunda yatırım kararı alındı.

Türkiye’de araç lastiği başta olmak üzere birçok alanda kullanılan karbon siyahının, 300 milyon doları pazar büyüklüğü ile Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en büyüğü konumunda olan Türkiye’nin, OYAK ve TCC’nin karbon siyahı alanındaki ortak yatırımı sayesinde dışa bağımlılıktan kurtulması hedefleniyor.

İthalat Sıfırlanabilir

İthalatı sıfırlayabilecek kapasitedeki bu projenin, cari açığı azaltması, ihracat potansiyeliyle de ülke ekonomisine ve dış ticarete katma değer sağlamasına ve önemli miktarda dövizin ülkede kalmasına vesile olması bekleniyor.

Yatırımına devam edilen tesis, CSRC’nin uluslararası karbon siyahı iş kolundaki bilgi birikimi ve çeşitli sektörlere liderlik eden OYAK’ın gücüyle ile birleşerek hem enerji geri kazanımı ve emisyonlar açısından en ileri çevre koruma sistemleriyle donatılacak.

Öte yandan dünyanın önde gelen elektrikli batarya üreticisi Molicell’in de sahibi olan TCC, 2021 yılında enerji depolama işkolunda dünya markası olan Engie EPS’nin hisselerini satın alarak Molicell’de sahip olduğu batarya konusundaki yetkinliğini enerji depolama alanında da uluslararası ölçekte artırmak için önemli bir adım attı.

Ortaklığın iş birliği ile OYAK Çimento, düşük karbon ayak izine sahip kalsine kil teknolojisi ile dünya çimento sektörüne öncülük ediyor. Dünyanın ilk kalsine kil entegrasyonuna sahip çimento fabrikalarını kuran OYAK Çimento, dünyanın en düşük karbonu ile yaptığı üretimle Türkiye’nin Net-Zero taahhüdü veren ilk çimento şirketi sıfatını taşıyor.

‘’OYAK olarak ülkemizin geleceği ve ekonomisi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz’’

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem konuyla ilgili yaptığı açıklamasında; ‘‘OYAK ve TCC arasında tesis edilen iş birliğinin, önümüzdeki dönemde ülke menfaatlerimize uygun olarak gerek çimento gerekse diğer iş kollarında yapılacak yatırımlara olumlu katkı sağlayacağını biliyoruz. ‘Doğru alana doğru yatırım’ stratejisi çerçevesinde yatırım portföyünü sürekli olarak gözden geçiren OYAK olarak ülkemizin geleceği ve ekonomisi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

TCC ile varılan ön mutabakat sonucunda ülkeye yaklaşık 740 milyon dolar tutarında nakit kaynak sağlanacağını bildiren Erdem, ‘Hem küresel anlamda hem de dünya ekonomisine entegre olmuş ülkemiz için önemli bir yer teşkil eden iklim değişikliği, yeşil ekonomi ve yenilenebilir enerji dünyada her sektörün gündemini belirlemektedir. Biz de gelecek nesillere duyduğumuz sorumlulukla çevreye duyarlı, karbon ayak izi düşük yatırımlarla Türkiye’nin en büyük yenilenebilir enerji oyuncusu olmayı planlıyoruz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Erdem, TCC ile beraber dünyanın gündeminde olan elektrikli batarya ve enerji depolama konusunda Türkiye’de yatırım fırsatlarını da değerlendiklerini belirterek, şunları kaydetti:

‘’Yine ortaklaşa yürüttüğümüz ve OYAK Grup şirketlerinden İsdemir’in atıkları kullanılarak işlenecek karbon siyahı üretim tesisimizin yıllık 220 bin tonluk karbon siyahı üretimine ilişkin yatırımımız son hız devam ediyor. Ortak hedeflerimiz doğrultusunda attığımız karlı ve kararlı adımlar çevreci yatırım ve finansal sürdürülebilirlik stratejilerimize doğrudan katkı sağlayacaktır.”

‘’TCC ve OYAK ortaklığı dünya çimento sektöründe karbon emisyonlarının azaltılması konusunda öncüdür’’

TCC Yönetim Kurulu Başkanı Nelson Chang de yaptığı açıklamada beş yıl önce OYAK’la yaptıkları ortaklıkla beraber uluslararası alanda yatırımlarının ivme kazandığını aktardı.

Türkiye gibi yüksek stratejik öneme ve potansiyele sahip bir ülkede, OYAK’ın gücü ve vizyonerliği sayesinde beraberce inovatif ve sağlam adımlar atmaya devam ettiklerini belirten Chang, ‘Türkiye’ye olan güvenimizden dolayı bu ortaklıktaki payımızı arttırmaya karar verdik. Bunun yanı sıra karbon emisyonlarının azaltılması konusunda teknoloji ve sürdürülebilirlik yatırımlarımızla, TCC ve OYAK ortaklığının dünya çimento sektöründe karbon emisyonlarının azaltılması konusunda öncüdür.” ifadelerini kullandı.

Nelson Chang, TCC’nin yenilenebilir enerji alanında çeşitli sektörlerde yaptığı yatırımlarla entegre ve uluslararası yapılanmaya sahip olan ender şirketlerden biri olduğunu belirterek, OYAK’la beraber Türkiye’de karbon emisyon indirgeme teknolojileri, elektrikli batarya ve enerji depolama alanındaki yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini sözlerine ekledi.

Ekonomik Güven Endeksi Düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan verilere göre, ekonomik güven endeksi kasım ayında yüzde 1,3 azalarak 95,3 değerine geriledi.

Ekonomik güven endeksi Ekim ayında 96,5 iken, Kasım ayında yüzde 1,3 oranında azalarak 95,3 değerini aldı. 

İnşaat Sektörüne Güven Arttı

Bir önceki aya göre Kasım ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,1 oranında artarak 75,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,3 oranında azalarak 103,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,4 oranında azalarak 110,9 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında azalarak 111,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2,2 oranında artarak 91,0 değerini aldı. 

Dış Ticaret Açığı Ekim Ayında Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle hazırlanan dış ticaret verilerinin ekim ayı sonuçları açıklandı. Buna göre, dış ticaret açığı yüzde 17,5 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 artarak 22 milyar 871 milyon dolar, ithalat yüzde 0,6 artarak 29 milyar 390 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Dokuz Ayda ihracat Yüzde 0,2, ithalat Yüzde 1,1 Arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,2 artarak 209 milyar 904 milyon dolar, ithalat yüzde 1,1 artarak 303 milyar 821 milyon dolar olarak gerçekleşti.

​​Enerji Ürünleri ve Altın Hariç İhracat Yüzde 4,6, İthalat Yüzde 18,8 Arttı           

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Ekim ayında yüzde 4,6 artarak 19 milyar 721 milyon dolardan, 20 milyar 627 milyon dolara yükseldi.

Ekim ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 18,8 artarak 18 milyar 637 milyon dolardan, 22 milyar 135 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ekim ayında 1 milyar 508 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 11,5 artarak 42 milyar 761 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,2 oldu. 

Dış Ticaret Açığı Azaldı

Ekim ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,5 azalarak 7 milyar 902 milyon dolardan, 6 milyar 519 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ekim ayında yüzde 72,9 iken, 2023 Ekim ayında yüzde 77,8’e yükseldi.

Dış Ticaret Açığı Ocak-Ekim Döneminde Yüzde 3,2 Arttı

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 3,2 artarak 91 milyar 44 milyon dolardan, 93 milyar 917 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Ekim döneminde yüzde 69,7 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 69,1’e geriledi.

İmalat Sanayinin Toplam İhracattaki Payı Yüzde 93,5 Oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Ekim ayında imalat sanayinin payı yüzde 93,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,6, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Ocak-Ekim döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,6, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Ekim ayında ara mallarının payı yüzde 68,2, sermaye mallarının payı yüzde 15,7 ve tüketim mallarının payı yüzde 16,1 oldu.

İthalatta, 2023 Ocak-Ekim döneminde ara mallarının payı yüzde 73,0, sermaye mallarının payı yüzde 14,1 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,8 oldu.

Ekim Ayında En Fazla İhracat Yapılan Ülke Almanya Oldu

Ekim ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 763 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 322 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 254 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 115 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 1 milyar 110 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,7’sini oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 17 milyar 666 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 12 milyar 261 milyon dolar ile ABD, 10 milyar 269 milyon dolar ile İtalya, 10 milyar 253 milyon dolar ile Irak ve 10 milyar 178 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,9’unu oluşturdu.  

İthalatta İlk Sırayı Çin Aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Ekim ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 761 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 233 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 606 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 344 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 247 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 41,5’ini oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 38 milyar 156 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 37 milyar 937 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 23 milyar 796 milyon dolar ile Almanya, 17 milyar 707 milyon dolar ile İsviçre, 13 milyar 87 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,0’ını oluşturdu.

İhracat Yüzde 0,2 Azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Ekim ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 0,2 azalırken, ithalat yüzde 6,6 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 4,7 artarken, ithalat yüzde 1,9 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Ekim ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,5’tir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,1’dir. Ocak-Ekim döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5’tir. Ocak-Ekim döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,7’dir.

Ekim ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 82,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 11,1’dir. Ocak-Ekim döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,9’dur. Ocak-Ekim döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,3’tür. 

Özel Ticaret Sistemine Göre İhracat 20 Milyar 730 Milyon Dolar Oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Ekim ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,3 artarak 20 milyar 730 milyon dolar, ithalat yüzde 0,2 artarak 27 milyar 550 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ekim ayında dış ticaret açığı yüzde 14,8 azalarak 8 milyar 2 milyon dolardan, 6 milyar 819 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ekim ayında yüzde 70,9 iken, 2023 Ekim ayında yüzde 75,2’ye yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 azalarak 190 milyar 730 milyon dolar, ithalat yüzde 0,4 artarak 284 milyar 265 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 5,4 artarak 88 milyar 723 milyon dolardan, 93 milyar 535 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Ekim döneminde yüzde 68,7 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 67,1’e geriledi.

Kartepe Teleferik Projesinin İhalesi Tamamlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Kartepe’de yapılması planlanan teleferik projesinin ihalesi yapıldı. Projeye 4 firma teklif verdi.

Büyükşehir Belediyesi tarafından Kartepe Derbent Gazi Mustafa Kemal Caddesi Yol ve Teleferik Otopark yapımı için ihale düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi ihale salonunda elektronik sistemde yapılan ihaleye 4 firma teklif verdi. En düşük teklif 42 milyon 712 bin 384 TL oldu. Verilen teklifler ihale komisyonu tarafından değerlendirilecek.

Kartepe Derbent Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Caddesi üzerine toplam 770 metre yol yapılacak. Proje içerisinde duvar ve yağmursuyu hattı imalatlarının yanı sıra elektrik hatları yer altına alınarak aydınlatma çalışması yapılması da yer alıyor. Bu kapsamda yüklenici firma 6 bin 261 ton plentmiks alt temel, bin 982 ton aşınma, 4 bin 30 metrekare baskı beton, 10 bin 350 metreküp hendek kazısı, 6 bin metreküp dolgu, bin 500 metreküp taş duvar çalışması yapacak.

Kartepe Teleferiğin Derbent ayağında bulunan 2 bin metrekare alana 54 adet küçük araç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk caddesi üzerinde bulunan 3 bin 100 metrekare alana 16 adet büyük araç otoparkı inşa edilecek. Yol çalışmasıyla birlikte toplamda 70 araçlık 2 adet açık otopark yapılacak. Çalışmalar sözleşme imzalandıktan sonra 180 takvim gününde bitecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu projeyle teleferik hattı yolunca oluşacak yoğunluğu engellemeyi amaçlıyor.

Barut Hotels’in İki Yeni Projesi 2024’te Hizmete Girecek

Barut Hotels’in yeni otel projeleri Anda Barut Collection, Bayou Villas Didim ve Barut Goia 2024 yılında hizmete açılacak.

Antalya-Manavgat’taki Barut Goia 2024 sezonunu 45-85 m2 arasında değişen farklı oda tipleri ile üst düzey konaklama deneyimi sunacak. 

Barut Hotels, hizmet kalitesini Didim’e taşımaya hazırlandığı, 150 dönüm alanda doğayla iç içe, kendi koyunda hizmet sunacak olan Anda Barut Collection, aile, yetişkin ve karma otel bölümlerinden oluşacak. 

Barut Hotels’in çok beğenilen Bayou Villas ayrıcalıkları Lara’nın ardından şimdi de Anda Barut Collection’da yer alan Bayou Villas Didim’de misafirleri ile buluşmaya hazırlanıyor. 1 ve 3 yatak odalı olmak üzere toplam 13 özel villadan oluşan Bayou Villas Didim, deniz ve doğa manzarası eşliğinde benzersiz bir villa tatili deneyimi sunacak. 

Anda Barut Collection ve Barut Goia otel projeleri ile Barut Hotels’in tüm projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

İzmir’de Üç Raylı Sistem Hattı Çalışmaları 1 Milyar 235 Milyon Avroluk Bütçeyle Devam Ediyor

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir tarihinde ilk defa 1 milyar 235 milyon avroluk bütçeyle üç raylı sistem hattı inşaatı birlikte devam ediyor.” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kasım ayı olağan meclis toplantısının beşinci oturumunda kentteki raylı sistem ağının güçlendirilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Buca Metrosu, Çiğli Tramvayı ve Narlıdere Metrosu’nun süreçleri ve finans kaynakları ile ilgili konuşan Soyer, 1 milyar 235 milyon avro tutarındaki kaynağın projelere ayrıldığını aktardı.İzmir tarihinde önemli bir çalışma yürütüldüğünü belirten Büyükşehir Belediye Başkanı, “Şu anda İzmir tarihinde ilk defa üç raylı sistem hattı inşaatı birlikte devam ediyor. İzmir tarihinde böyle bir şey yaşanmadı. Buca Metrosu devam ediyor, ay sonunda köstebekler tünelleri kazmaya başlayacak. Şu an itibariyle 36 metreye inmiş durumda. Narlıdere Metrosu’nu 7 Şubat’ta açacağımızı duyurduk. Çiğli Tramvayı’nı 14 Şubat’ta açacağımızı söyledik, sona geldik. Üç ayrı raylı sistem çalışması devam ediyor. Bunlar büyük yatırımlar. Çiğli Tramvayı 183 milyon avro, Narlıdere Metrosu 287 milyon avro, Buca Metrosu 765 milyon avro. Bunların tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesiyle, yurtdışından yarattığı finansman imkanlarıyla ve başka hiçbir destek olmaksızın yapılan yatırımlardır.” dedi.

İzmir tarihinin en büyük raylı sistem yatırımı Üçyol-Buca Metro hattında çalışmalar hızla devam ediyor; dev tünel açma makinesi TBM’ler bu ayın sonunda yer altına girmeye hazırlanıyor. TBM’lerin gireceği General Asım Gündüz İstasyonu’nda incelemelerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Ay sonunda TBM aşağı inmiş olacak. Vaadimiz temel attıktan sonra 4 yıl içinde tesisi işletmeye açmaktı. Tarihinden önce bitireceğiz” diye konuştu. 


Üçyol-Buca Metro Hattı’nda dört ayrı TBM çalışacak. TBM’lerin ikisi öncelikle General Asım Gündüz İstasyonu ile Üçyol İstasyonu arasında, sonra Buca Koop İstasyonu ile Çamlıkule İstasyonu arasında tünel açma çalışmalarında kullanılacak.

İzmir’deki tüm ulaştırma projelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Kozaklı Devlet Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Hızla İlerliyor

İnşaat çalışmalarının 2021 yılında başladığı Nevşehir, Kozaklı Devlet Hastanesi projesi hızla devam ediyor.

Nevşehir İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Hasan Tartar, Kozaklı Belediye Başkanı Av. Akif Kabukçuoğlu, İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Tarık Akbaş, Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Mehmet Kayacan, Halk Sağlığı Hizmetler Başkanı Dr. Hakan Öcal, Destek Hizmet ve Personel Başkanı Ramazan Burak Nalçacıoğlu ile birlikte Kozaklı Devlet Hastanesi proje alanını inceledi.

İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Tartar, projeyle ilgili şunları söyledi:


“2021 yılında temeli atılarak inşaatına başlanan Kozaklı Devlet Hastanede çalışmalar tüm hızı ile devam ediyor. İki blok olarak yapılan hastanemiz ilçede yaşayanların yerinde sağlık sorunlarına çözüm imkanı getirecek. Ameliyathaneleri, son teknolojiye sahip tıbbi cihazları, özellikli birimleri ile modern tıbbın imkanları sunulacak, ilçenin sağlık hizmet kalitesi yükselecek. Tamamlandığında 21 hasta odası, 2 ameliyathane, 15 poliklinik, 6 uzman branş da poliklinik hizmeti, 2 doğum salonu ile hizmete açılacak. Özellikli birimlerden diyaliz ünitesinde 6 yatakla, Palyatif bakım servisin de 4 yatakla hizmet verecek. Acil Servis te 2 poliklinikte hasta kabulü yapacak, 12 müşahede yatağı yer alacak, D Grubu Hastane olarak hizmet verecektir.”

Kozaklı Devlet Hastanesi’nin tüm proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

Copa Isı Pompası Her Mevsim Yanında

Copa Isı Sistemleri, enerji sektöründe fark yaratan yeni ürünü ‘Copa Trion Isı Pompası’nı pazara sundu. Doğal kaynaklardan enerji üreten devrim niteliğindeki bu ürün, yalnızca enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkarmayı hedeflemiyor, aynı zamanda çevreci bir yaklaşımla doğanın korunmasına da katkıda bulunuyor. Copa, bu yenilikçi ve üstün teknolojili yeni ürünüyle sürdürülebilir enerjinin yönünü bugünden belirleyerek, kullanıcıların her mevsim yanında olduğunu vadediyor.

Copa Isı Sistemleri, enerji tasarruflu ve çevre dostu bir teknolojiyle donatılmış yeni ürünü Copa Trion Isı Pompası’nı pazara sundu. Sürdürülebilirlik ve verimlilik ilkesini merkezine alarak geliştirilen bu ürün, kullanıcılarına sadece enerji tasarrufu değil, aynı zamanda üstün bir performans sunmayı hedefliyor. Doğa ile uyumlu çalışma prensibi sayesinde Copa Trion Isı Pompası, hem bireylerin yaşam kalitesini yükseltiyor hem de gezegenin korunmasına katkıda bulunuyor. Bu yeni nesil ısı pompası, Copa’nın teknoloji ve ekoloji arasında mükemmel bir denge kurma vizyonunu yansıtıyor.

Enerji Verimliliğini Bir Adım Öteye Taşıyor

Havadan suya çalışma prensibine sahip Copa Trion Isı Pompası, enerji verimliliğini ve sürdürülebilir enerji kullanımını bir adım öteye taşıyor. Ürün sadece enerji tasarrufu sağlamıyor, aynı zamanda doğal kaynakları koruma ve çevresel etkileri azaltma hedeflerini de hayata geçiriyor. R32 gazının kullanımı, bu ürünün çevresel ayak izini daha da azaltarak, daha yeşil ve sürdürülebilir bir enerji çözümü sunuyor. Aynı zamanda, Copa Trion’un sunduğu üstün enerji verimliliği sayesinde kabarmayan faturalarla kullanıcıların yüzünü güldürüyor. Copa Trion’un enerji verimliliğindeki başarısı, EVI Teknolojisi’ne dayanıyor. Bu teknoloji sayesinde üretilen ısı tekrar kullanılırken, yüksek verimliliği destekleyen kaliteli komponentler de enerji tasarrufuna katkıda bulunuyor, böylece COP değeri önemli ölçüde arttırılıyor. 

Sessizliğin Gücü ve Kontrolün Rahatlığı

Copa Trion Isı Pompası, -25 ile +46 derece arasında çalışabilen geniş bir sıcaklık aralığına sahip. Ortalama 65 dB ses seviyesi ile çalışan ürün, yoğun kullanımlarda bile gözlemlenen ortalama gürültü seviyesini aşmıyor. “Takıp Unut, Şikayet Yok” diyen Copa, kullanıcılara hem yüksek performans hem de sessiz bir deneyim sunuluyor. Copa Trion Isı Pompası, Wi-Fi kontrol ile uzaktan çalıştırılabiliyor. Bu sayede kullanıcılar mobil uygulama entegrasyonu sayesinde Copa Trion Isı Pompası’nı her an kontrol edebilir ve enerji tasarrufu sağlayabilir. 

Copa yeni ürünü Trion Isı Pompası ile enerji verimliliği ve sürdürülebilirlikteki mükemmeliyetini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda müşterilere sunduğu kaliteli servis ve destek hizmetlerine olan bağlılığını da pekiştiriyor. Copa Trion Isı Pompası, kullanıcılara 2 yıl garantisiyle gelirken, yıllık bakım ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Copa, Türkiye genelindeki geniş servis ağı ve sürekli online desteğiyle müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutmayı hedefliyor. Her mevsim tüketicilere eşsiz bir konfor deneyimi sunmayı amaçlayan Copa Trion Isı Pompası, geniş sıcaklık aralığıyla yazın serinlik, kışın ise sıcaklık vaadiyle öne çıkıyor. Bu dikkat çekici özellikleriyle Copa, tüketicilere yıl boyunca konforlu bir yaşam sunma misyonunu sürdürerek, her mevsimde onların yanında olmayı hedeflediğini vurguluyor.

Orange City Balat İle Doğanın İçinde Modern Bir Yaşam Başlıyor

Özdilek Holding bünyesinde yer alan Orange İnşaat, konforlu yaşam alanları sunan konut projelerine bir yenisini daha ekliyor. Bursa’nın nezih semti Balat’ta hayata geçirdiği yeni projesi Orange City Balat ile doğanın içinde huzurlu ve modern bir yaşamı başlatıyor.

Yüksek prestijli konut projesinin ötesinde yeni bir yaşam tarzı sunan Orange City Balat, Özdilek Holding’in yarım asrı aşkın tecrübesiyle yeni fikirleri, doğanın tüm renkleriyle harmanlıyor. Modern yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan proje; konsepti, mimari çizgileri ve sosyal yaşam alanlarıyla Bursa’nın oksijen kaynağı Balat Atatürk Ormanı’nın tam karşısında konumlanıyor. Kültür, sanat, alışveriş ve eğlence merkezleriyle şehrin başlangıç noktası olan Balat’ta yükselen proje, çok yönlü ulaşım kanallarıyla da ayrıcalıklı bir yaşam vadediyor.

Konfor ve Teknoloji Kaliteyle Buluşuyor

Orange City Balat’ta, modern mimariyle dizayn edilmiş, akıllı ev sistemleriyle donatılmış geniş ve ferah daireler, konfor ve teknolojiyi birleştirerek yaşamı kolaylaştırıyor. Tüm taleplerin dikkate alınarak tasarlandığı projede, çeşitli büyüklükte ve özellikte farklı konut tipleri bulunuyor. Deprem yönetmeliğine uygun olarak son teknolojiyle tasarlanan Orange City Balat, güvenli bir yaşam sunuyor. Bir ailenin konforlu ve mutlu bir şekilde yaşayacağı nitelikli iç mekanların yanı sıra sosyal alanlarıyla da yaşama değer katıyor.

Geniş sosyal tesislerinde yer alan açık ve kapalı havuzları, fitness, pilates salonları, sauna ve kafeteryası ile her ihtiyaca hitap ediyor. Çocukların güvenli ve eğlenceli bir şekilde vakit geçirebilecekleri oyun alanları, yürüyüş parkuru ve doğayı yansıtan peyzaj tasarımlarıyla benzersiz bir yaşam sunuyor. İstanbul’a hem deniz hem kara yoluyla yakınlığı, Anadolu’yu Marmara’ya bağlayan hızlı tren güzergahı ile metro istasyonlarına kolay erişimi, otobana, şehir hastanesine ve üniversiteye yakın konumu sayesinde, kentin önemli noktalarına ulaşımda zamandan tasarruf ettiriyor. Mudanya’ya olan yakınlığıyla da deniz kenarında bir gezintinin tadını çıkarmanın ayrıcalığını sunuyor.

Doğanın Sesi Şehrin Işıltısıyla Yeni Bir Yaşam

Şehrin dinamiklerini, zamanın hızını ve ruhunu, ormana yakın konumuyla harmanlayan Orange City Balat, lüks bir konut projesi olmasının ötesinde, bir yaşam merkezi olarak sakinlerini ağırlamayı bekliyor.

Orange City Balat projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

İnşaat Sektörü 6 Ayda Pozitif Tarafta Kalmayı Başardı

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başardı.’’ dedi.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2023 Ekim Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde kalmayı başardı. Hem Beklenti hem de Güven endeksleri yukarı yönlü hareket etmesine rağmen Güven Endeksi tam eşik değerde iken, Beklenti Endeksi eşik değerin hemen altında kalmıştır. Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında ise Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıktı. 

Hazır Beton Endeksi 2023 Ekim Ayı Raporu’nda şu ifadelere yer verildi; 

‘’Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başarmış görünmektedir. Önceki dönemlerle kıyaslandığında söz konusu 6 ay oldukça uzun bir süredir. Hem Beklenti hem de Güven endeksleri yukarı yönlü hareket etmesine rağmen Güven Endeksi tam eşik değerde, Beklenti Endeksi ise eşik değerin hemen altında kalmıştır. Özellikle Beklenti Endeksi’nin 4 aydır düşük seyretmesi Faaliyetteki hareketin devam etmesini zorlaştıracak bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.

Geride bıraktığımız ekim ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre yükselmiştir. En fazla yükseliş Güven, en az artış ise Faaliyet Endeksi’nde olmuştur.’’

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başardığını ifade ederken, Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.” dedi.

Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Ocak ayında özellikle kamu bankaları tarafından verilmeye başlanan “İlk Evim” konut kredisi ve sonrasında şubat ayında BDDK’nın konut alımında azami kredi tutarı güncellemesi sonrasında konut kredileri hareketlenmiştir. Bununla birlikte ağustos ayından itibaren uygulamaya konulan ve talebi kısma amaçlı politikalar ile yükselen faiz son 3 aydır konut kredisine olan talebi aşağı çekmeye devam etmektedir. Nitekim açıklanan ekim ayı konut satış rakamlarında ipotekli satışların payı %5,9’a gerilemiştir. Son 10 aydaki ipotekli satışlardaki azalma, geçen yıla kıyasla %31 olmuştur. Hem ekim ayına hem de yılın on aylık bölümüne toplam olarak bakıldığında, ilk ve ikinci el konut satış rakamlarındaki performansın aşağı yönlü hareket ettiği görülecektir. ” ifadelerini kullandı.

İDİS İçin Çalışmalar Tamamlandı

İnşaat Demiri İzleme Sistemi (İDİS) için başlatılan çalışmalar tamamlandı. Sistem, yılbaşında devreye alınacak.

İDİS’le Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından yurt içinde üretilen veya ithal edilen inşaat demirleri, üretim ve ithalat aşamasından nihai satış veya müteahhitçe inşaatlarda kullanım aşamasına kadar izlenecek.

Söz konusu sistem verileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Ticaret bakanlıkları ve Gelir İdaresi Başkanlığına da aktarılacak. İlgili tebliğ uyarınca, inşaat demiri üreten veya ithal edenler ile ihracatçı, toptancı, bayi, tüccar ve yapı müteahhitlerinin 1 Ocak 2024’ten önce İDİS’e geçmeleri zorunlu olacak.

Sistem Nasıl İşleyecek?

Darphane’den tedarik edilecek özel mürekkebin kullanıldığı güvenlikli etiket ve inşaat demir bağı inşaat demirlerine uygulanacak. Bu etiket, yüksek güvenlikli ve kopyalanamaz olacak. Etiket üzerinde, demirin üretimine ilişkin tarih gibi bilgiler de yer alacak. Yurt içinde inşaat demiri üretimi yapan firmalar üretim tesislerinde, inşaat demiri ithalatı yapan firmalar Darphane tarafında belirlenecek noktalarda ürünler üzerine etiketleme uygulaması yapacak. Etiket, her bir demir bağının üzerine takılacak. Mükellefler, etiket taleplerini İDİS üzerinden Darphane’ye bildirecek.

Nakliye Süreci de İzlenecek

İnşaat demirlerine uygulanan güvenlikli etiketler ayrıca saha denetimlerinde özel cihazlarla okutulup denetlenecek. İnşaat demirleri, toptancı, satıcı ve yapı müteahhidine sevk edilirken uygulama üzerinden çıkış ve teslim yapılacak ve bu işlemler, e-irsaliye ve e-fatura ile entegre edilecek. Malın nakliyecisi de bu sürece dahil olacak. Dolayısıyla üretim ve ithalat aşamasından inşaat müteahhitlerine kadar olan alım ve satım süreçleri sistem üzerinden izlenebilecek.

Yapı müteahhidi de İDİS’e kayıtlı olarak deposuna gelen demir bağlarını kontrol ederek teslim alacak. Yapı denetim kuruluşları ise aldığı numunelere ait etiket bilgilerini elektronik ortamda sisteme kaydedecek. Tüm paydaşların İDİS’e kayıt olma zorunluluğu bulunurken, sisteme aykırı durumların tespiti halinde usulsüzlük cezası kesilecek. İDİS dışında inşaat demiri üretimi, ihracatı, ithalatı, alışı, satışı ve kullanımı yapılamayacak.

Gayrimenkul Piyasasına Panik Atak Müdahale Yapılıyor

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, gayrimenkul piyasasında hızla yükselen fiyatlara devletin birtakım önlemler almaya çalıştığını ancak bu önlemlerin piyasaya panik atak bir müdahale olduğunu ve yetersiz kaldığını belirtti.

Enflasyon ortamında konutu bir yatırım aracı olarak görme eğiliminin arttığına dikkat çeken EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Konut satışların azaldığını görüyoruz. Daha da fazla azalmasını bekliyorduk ancak yine dirençli bir satışla karşı karşıyayız. Ekim ayında gerçekleşen bir ayda 93 bin konut satışı ciddi bir rakam. Türkiye’de nakit parayla konut alımı yapılıyor görünüyor ve eskiden yaklaşık yüzde 20 gibi ipotekli konut satışının toplam satış içindeki oranı varken bugün neredeyse yüzde 5’lere gerilemiş durumda. İpotekli satışta bu kadar en son Kasım 2018’de gerilemiştik. Takribi beş yıllık bir geri gidiş var.” dedi.

Krediler durdu, piyasa sakinledi

Enflasyonu durdurmak için kredi kullanımının azaltıldığına dikkat çeken Yazıcı,“Bu doğru bir karardı, piyasa biraz sakinledi. İpotekli konut kredileri sınırlandırılması sayesinde konut fiyatları yerinde sayıyor ve bir süre sonra da dolar bazında geriye gidecek. Geçtiğimiz yıl dolara ve enflasyonist ortama karşı yatırımcılar kendilerini korumak amaçlı gayrimenkule yöneldiler. Bir kısmı kredi aldı, bir kısmı elindeki nakit parayı korumak için gayrimenkule yatırdı ve fiyatlar olması gerektiğinden çok daha fazla arttı. Şimdi bunun dolar bazında geriye gitmesini bekleyeceğimiz bir döneme geldik ama ekonomik olarak yine aynı yaptırımların devam etmesi şartıyla. Bunun sonucu gayrimenkul fiyatları biraz sakinleşecek ama konuttaki barınma sorununa  uzun vadeli bu çözüm yeterlimi diye düşünmek gerekiyor.

Piyasaya panik atak bir müdahale var 

Bundan birkaç yıl önce Türkiye’de barınma sorunuyla karşı karşıya kalacağız demiştik. Çünkü fiyatlar yatırım yapan gayrimenkulcüler nedeniyle aşırı derecede hızlı yukarı doğru gidiyordu. Şimdi devlet birtakım önlemler almaya çalışıyor fakat bu önlemler çok nokta atışı, bütün resmi kaplayacak şekilde değil maalesef. 

Piyasada kiracılarla ev sahipleri arasındaki ilişkiyi devlet yüzde 25 ile sınırlandırmaya çalıştı ve bunun için uğraşıyor. Fakat öte yandan birçok kişi bu kira geliri ile yaşıyor. Piyasadan tespit ettiğimiz ev sahiplerinin son dönemlerde kiracılarını çıkarmaya çalıştıkları ve özellikle yabancı uyruklu kişilere yüksek fiyatlarla kiraya vermek istedikleri yönünde. Bunun en büyük sebebi, enflasyon ile her şeyin fiyatında büyük bir artış yaşanırken bu durumdan kira fiyatlarının da doğal olarak etkilenmesi. Türkler için farklı avantajlar sağlanması gerekli örneğin yabancıya kiralayanın göreceli olarak daha fazla oranda vergi vermesi lazım.

2024 yılı kiracılar açısından zorlu geçecek. Ev sahibi ile mal sahibi arasında problemler görmeye devam edeceğiz. Devlet “arabulucu çözsün” dedi ama arabulucunun elinde sihirli değnek yok, dolayısıyla sorunları biraz öteliyoruz, sorunları çözmüyoruz. Basit bir örnek neden taraflar değerleme raporu arabulucuya gelmek zorunda bırakılmıyorlar, uzlaşma için zemin hazır masaya oturamıyorlar, bu sayede arabuluculuğun başarısı artar yargının yükü azalır.  Gayrimenkulün orta, kısa, uzun vadeli birtakım çözümlere ihtiyacı var ve şu anda maalesef bunu yapamıyoruz.

Özetle diyebiliriz ki Türkiye’de gayrimenkule bir bütün olarak bakılamıyor. Gayrimenkule panik atak bir müdahale var .Gayrimenkul ile ilgili konuların kısa orta ve uzun vadeli daha kapsamlı düşünülmesi tek elde koordine edilerek yönetilmesi lazım. Bu bugünün veya yarının işi değil, dünün işiydi çok bile geç kaldık. 

Gayrimenkul Piyasaları Kurulu olmalı

Türkiye’de gayrimenkul çok büyük bir konu, gayrimenkulü tek bir elden yöneten bir kurulumuz yok. Sermaye piyasalarımız kurulumuz, bankacılık denetleme düzenleme kurulumuz var ama gayrimenkul kurulumuz yok, her şeyi bir orkestra şefi ritminde düzenleyecek bir kurum olmalı. Türkiye’de gayrimenkul tam anlamıyla kayıt altında değil, vergilendirmede problem var. Maliye bakanlığıyla kayıt altına alabilir, kira takibinin e-devlet üzerinden yapılması isteniyor ama bu durumda da açıktan para ödenmesi vb riskler var. Bu işe bir bütün resimde bakacak, kaçakları kapatacak doğruyu özendirecek teşviklerde bulunacak bir planlama ve koordinasyon kuruluna ihtiyaç var.” şeklinde konuştu.

İstanbul’da 3 Milyon 800 Bin Konut Deprem Riski Taşıyor

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, İstanbul’da depreme dayanıksız konutların 3 milyon 800 bini bulduğunu vurguladı. Şimşek, çelik yapıların en dayanıklı sistem olduğunu söyledi.

Dünyada bilinen tüm depremlerde, çelik yapılar diğerlerine göre çok daha az hasar almış. Ancak Türkiye’deki yapıların çok azı çelikten oluşuyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığı’nın Mart 2023 raporuna göre, deprem bölgesindeki binaların yüzde 86.7’si, dairelerin ise yüzde 95.4’ü betonarme. Binaların sadece yüzde 2.4’ü çelik iken, yüzde 3.5’i yığma ve yüzde 3.6’sı prefabrik. Geriye kalan diğer kategorisinde ise ahşap, karma veya tanımlanamayan taşıyıcı sistemler yer alıyor.

Türk Yapısal Çelik Derneği’nin araştırması, bu yüzde 2.4’lük paya sahip çelik yapılardan herhangi birinin göçüp can kaybına sebep olmadığını gösteriyor. Örneğin, Hatay’ın merkezinde bulunan, modüler çelik yapı sistemiyle inşa edilen The Museum Hotel, hiçbir hasar almadan depremi atlattı. Ne yazık ki, Türkiye’de tüm çelik yapıların oranı betonarme binalara göre çok düşük, sadece yüzde 5.

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapıların, depremin yaralarını daha çabuk sarabileceğini vurguladı. Şimşek, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, şimdiye kadar kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak -ki değil-, hâlâ İstanbul’da 3 milyon 800 bin deprem riski taşıyan konut var demektir” dedi.

Kaynak: Hürriyet

Karmod Ukrayna’daki Çelik Ev Projesini Tamamladı

Karmod, Ukrayna’nın Lviv kentinde başlattığı çelik ev projesini tamamladı. 

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Karmod Genel Müdürü Abdullah Yüceer, projenin ülkenin doğusu ve başkenti Kiev’de devam eden savaşa rağmen nispeten çatışmalardan uzak Lviv şehrinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Çelik konstrüksiyon evlerin farklı iklim bölgelerine özel donatılarla izolasyonunun yapılabildiğini vurgulayan Yüceer, ‘’Lviv özellikle kasım-mart döneminde yoğun soğukların yaşandığı bir şehir. Bu dönemde sıcaklıklar özellikle geceleri sıfırın altında 25 dereceleri bulabiliyor. Çelik karkas duvarlarımızda şehrin aşırı soğuk iklimine özel izolasyon uygulamaları yapıldı. Çatı sisteminde de aynı yalıtım uygulamaları devam etti. Yüksek yalıtımlı evlerimizi bölge kar yükü taşıması değerleri açısından da en güvenli şekilde inşa ettik. 

Konutlar Tuzla’dan Ukrayna’ya Kara Yolu ile Götürüldü

Lviv’de çelik ev modeliyle inşa edilen konutlarımız 3+1 planda 90 m2 ve 2+1 planda 68 m2 evlerden oluşuyor. Çelik evlerin proje ve üretimi Tuzla Orhanlı’da bulunan tesislerimizde gerçekleştirildi. Kara yolu tır taşımacılığı ile Lviv şehrine sevk edildi. Saha kurulumu yerel bayi ekiplerimizce tamamlanan evler oturuma hazır vaziyette teslim edildi.’’ dedi.

Konut Alımında Vatandaşın Önceliği Depreme Dayanıklılık

6 Şubat’ta Kahramanmaraş ve Hatay merkezli meydana gelen depremlerin ardından, vatandaşlar konut alırken göz önünde bulundurduğu kriterlerin sırasını değiştirdi. Buna göre dayanıklılık ilk sırayı alırken, birçok kişi güven duyacakları inşaat şirketlerini aramaya başladı. 

Şubat ayında meydana gelen deprem felaketinden sonra, tüketici alışkanlıklarında görülen değişikliklerden en büyüğü inşaat sektöründe oldu. Geçmişte konut almak isteyenler birçok kritere dikkat ederken, bugün ilk ve değişmez şart depreme dayanıklılık oldu. Pek çok vatandaş ise inşaat şirketini seçerken güven duygusunu ilk sıraya yerleştirdi. Kendilerinin de inşa ettikleri konutlarda oturduklarını söyleyen Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, vatandaşların konut alırken dikkat etmesi gereken ilk üç kriterin kalıcılık, sürdürülebilirlik ve sağlamlık olduğunu açıkladı. 

Mutfak dolabının rengi değil, betonun kalitesi önemli”

“Konut almak isteyenlerin artık en çok dikkat ettiği konulardan biri, kullanılan betonun kalitesi. Oysa eskiden mutfak dolaplarının rengine bakılırdı. Birçok kişi çevresinden tanıdıklara veya uzmanlara danışıyor, internet vasıtasıyla bilgi edinip kapımızı öyle çalıyor” diyen Sefa Alagöz, “İnşa ettiğimiz konut projelerinin sağlamlığı ve depreme dayanıklılığı birinci önceliğimiz. Halihazırda pek çok müşterimiz de üstlendiğimiz bu misyonun farkında ve bizi tercih etmelerinin arkasında yaptığımız işe duydukları güven yatıyor. Toprak altındaki otopark katlarından binanın çekirdek bölümüne kadar olan tüm kısımlarda perde beton kullanıyor, C-35 kalitesinde beton ve özenle seçilen demir kalınlıkları ile binaların depreme karşı üst düzey dayanıklı olmasını sağlıyoruz. Bu yaklaşım, Hema İnşaat projelerinin sadece estetik ve konfor açısından değil, aynı zamanda güvenlik ve sağlamlık konularında da öne çıkmasını sağlıyor” açıklamasını yaptı. 

Güven duygusu nesilden nesile aktarılıyor”

Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, “40 yıla yakın süredir konut ve diğer alanlarda inşaat projeleri geliştiriyoruz. Bu süreçte edindiğimiz en önemli deneyim, gayrimenkulde güven duygusunun oldukça önemli olduğudur. İnsanlar size, ürettiğiniz konuta ve işinizin arkasında durmanıza güvenmeli. Her şeyden önce burası bir deprem ülkesi ve üreten de satın alan da bu bilince sahip olmalı diye düşünüyoruz. Hema İnşaat olarak, bugüne kadar 9 bini aşkın bağımsız bölümün satışını gerçekleştirdik. Birçok kişi kendisine konut aldıktan sonra çocukları için de kapımızı çaldı. Güven duygusu, nesilden nesile bağ kurulmasını sağlıyor. Bizler kendi ailemizin oturmayacağı hiçbir konutu üretmiyoruz. Bugün her yeni projemizden kendi aile üyelerimiz de mutlaka bir ev satın alır” şeklinde konuştu.

“Kentsel dönüşüm projeleri önceliğimiz”

Gelecek dönem planlarından da bahseden Sefa Alagöz, “1999 depreminden bu yana kentsel dönüşüm projeleri yapmaya hassasiyetle dikkat ediyoruz. Örneğin şu anda devam eden Çengelköy Hillgarden216, bir kentsel dönüşüm projesidir. 2024 yılında başlamayı hedeflediğimiz Ümraniye Elmalıkent ve Üsküdar Kandilli projeleri de yine büyük alanlarda geliştirdiğimiz kentsel dönüşüm projeleri olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde geçmişte ürettiğimiz 9 bin konuta ek olarak yaklaşık 3 bin konutluk bir yatırım için de Ümraniye, Üsküdar ve Çengelköy bölgelerine yoğunlaşacağız. Diğer projelerimizde olduğu gibi, yeni başlayacaklarda da en kısa sürede projelerimizi finalize edeceğiz” şeklinde konuştu. 

Hema İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Alagöz, dayanıklılık kadar ödeme kolaylığının da konut alacakların ilk gündem maddelerinden biri olduğuna dikkat çekerek, “%50 peşinata vade farksız 18 ay taksitlendirme yapıyoruz. BDDK onaylı tasarruf finans şirketi olan İMECE ile işbirliğimiz var. Peşinat oranına göre değişen 36, 48, 60 ay gibi vade farksız taksit seçenekleri sunuyoruz” açıklamasını yaptı.

Konut Yatırımında Amortisman Süresi En Kısa Olan İller Antalya, Ankara ve Gaziantep Oldu

Kira fiyatlarının artışıyla birlikte konut yatırımında geri dönüş süresi kısaldı. En fazla konut satışı yapılan 10 il arasındaki Antalya, Ankara ve Gaziantep, amortisman süresi en kısa olan iller oldu.

Türkiye’de uzun yıllardır birçok kesim için en güvenli yatırım aracı gayrimenkul olarak görüldü, görülmeye de devam ediyor. Ancak son dönemde değişen piyasa koşulları ‘Konut yatırım aracı olmaktan çıkıyor mu’ tartışmasına neden oluyor. Yatırım için alımlarda en önemli faktör amortisman süresi. Alınan konutun kiraya verilmesi durumunda, satış fiyatının kaç yılda geri kazanılacağı hesaplanarak bu süre belirleniyor. Geçtiğimiz yıllarda hızla artan fiyatlar nedeniyle yatırımın geri dönüş süresi uzamıştı, son dönemde ise tablonun birçok ilde tersine döndüğü belirtiliyor. Konut fiyat artış hızının yavaşlamasına karşın, kira artışının devam etmesiyle amortisman süresinin kısaldığı görülüyor.

TSKB Gayrimenkul Değerleme tarafından en çok konut satılan 10 il üzerinde yapılan araştırmaya göre de, illerin çoğunda amortisman süresi kısalmış durumda. 2022 yılında konut fiyatlarında çok hızlı artış yaşanırken, kiralarda enflasyona yakın artışlar olması nedeniyle amortisman süresinin uzadığını söyleyen TSKB Gayrimenkul Değerleme Teminat Değerleme Departmanı Müdürü Gamze Ertaş Karcıoğlu, “2023 yılı itibarıyla, kiralardaki artışların konut fiyatlarındaki artışın önüne geçmesi, 2023 yılında yaşanan deprem felaketleri ile ortaya çıkan zorunlu göç ve yakın coğrafyadan alınan göç ile arza yeni katılımların düşük olması nedeniyle, geri dönüş sürelerinde 2022 yılına kıyasla azalma oldu” değerlendirmesini yaptı.

Geri dönüş sürelerinin, aynı il içinde, hatta aynı ilçede dahi konuma göre farklılık gösterdiğini belirten Karcıoğlu, “Birinci el ve ikinci el piyasada uç örnekleri arındırıp ortalama konut fiyatlarını ve evin güncel kira değerini baz alarak yaptığımız araştırmaya göre, 2023 yılı itibarıyla en düşük geri dönüş süresinin Ankara’da ve Antalya ilinde olduğu görülüyor. Ankara geri dönüş süreleri 15-18, Antalya’da 16-18 yıl aralığında. Bu illerin ardından, deprem felaketleri akabinde göç alan Gaziantep’in geldiğini görüyoruz. Şehirde geçen sene 22-24 yıl olan geri dönüş süreleri bu yıl 16-18 yıla geriledi” şeklinde konuştu.

Yapılan araştırmaya göre, deprem bölgesinden yoğun göç alan ve kira artışında zirvede yer alan Ankara, amortisman süreci en cazip il olurken, İstanbul ve İzmir’de de geri dönüş süreleri kısaldı. Karcıoğlu bu illeri şöyle analiz etti:

“İstanbul’da 2020’de konutlardaki ortalama satış fiyatlarının pandemi süreci ile birlikte hızlı bir şekilde yükseldiğini, sonraki yıllarda da bu artışın devam ettiğini görüyoruz. 2022 yılından itibaren kiralardaki artış hızının ise satış fiyatlarındaki artışa kıyasla yüksek kaldığı, bu doğrultuda geri dönüş süresinin önceki yıllara göre azaldığı görülüyor. 2021’de 20-23 yıl olan süre, bu yıl 18-21 yıl olarak hesaplandı. Ancak İstanbul özelinde, ilçe bazında geri dönüş süreleri de birbirinden çok farklı olabiliyor. İzmir’de, deprem ve pandemi akabinde ilk yıllarda konut fiyatlarındaki artışa kıyasla, kiralardaki artışın daha düşük kalması, ayrıca konut talebinin yüksek oranlarda artış göstermiş olması geri dönüş süresinde artışa neden oldu. İlerleyen yıllarda kiralardaki yüksek artışa bağlı konut değerlerinin doygun noktalara ulaşması ile birlikte amortisman süreleri 2-3 yıl geri geldi.”

Pandemi sonrası artan müstakil ve az katlı yaşam isteğiyle Balıkesir’in öne çıktığını, hızla artan fiyatlar nedeniyle 2022’de amortisman sürenin 26 yıla kadar uzadığını belirten Karcıoğlu, bu yıl kira artışlarıyla sürenin 21-24 yıla gerilediğini ifade etti. Bursa ve Kocaeli gibi büyük illerde de son yıllarda kiralardaki artışın konut fiyatlarındaki artışı geçmesiyle ortalama geri dönüş süresinin 1-2 yıl aralığında azaldığını ifade eden Karcıoğlu diğer iller için de şunları söyledi:

“Antalya’da ise Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle şehre gelen insanların maddi durumu iyi olanlar ev sahibi olurken, belirsizlik ortamının geçmesini bekleyen kesim kiralama yoluna gitti. Yıllık ya da 6 aylık gibi uzun süreli kira ödemeleri ev sahipleri için cazip geldi ve dolar, avro bazında yüksek bedellerle kiralamalar gerçekleşti. 2022’de yüksek kiralar nedeniyle amortisman süresi oldukça düşük gerçekleşirken, günümüzde ise 2021 yılıyla benzer seviyelere geldi. Antalya dışında sadece Konya ilinde sınırlı bir artış görülüyor. Mersin’de de Gaziantep’te görüldüğü gibi depremden etkilenen illerden gelen göç etkili oldu. Talebe bağlı hızla artan kiralar sonucunda amortisman sürelerinde düşüşler yaşandı.”

Son dönemde konut yatırımcısını beklemeye geçiren iki önemli gelişme oldu.

* Kiralara gelen yüzde 25 zam sınırının bir yıl daha uzatılmasıyla kiraya vermek için ev alma fikri cazibesini yitirdi. Enflasyon oranında zam yapılamaması, kiracıya açılan davaların 2-3 yılı sürmesi ev sahiplerini zorladı. Kimi ev sahipleri evini satışa çıkardı, kimi düşük kira yerine boş bırakmayı seçti.

* Yatırım amaçlı alıma en büyük engel kredilere gelen sınırlama oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), ağustos ayında aldığı kararla ikinci evini alacaklar için konut kredilerini sınırlandırdı. Buna göre tüketici, kendi, eşi ya da 18 yaşından küçük çocuğu adına ev varsa ve yeni bir ev için kredi isterse, evin değerinin yüzde 90’ı değil, yüzde 22.5’i kadar kredi çekebilecek. Bu adımla kredi muslukları yatırımcıya kapatıldı, ‘Sadece ilk evini alacaklara kredi var’ denildi. Ancak bu kesim de yüksek fiyat ve faiz nedeniyle konuta erişemeyince satış adetlerinde gerileme başladı.

Merkez Bankası’na göre konut fiyatı artıyor ama hızında ciddi düşüş var. Son açıklanan eylül verilerine göre yıllık yüzde 89.2 artışla, Ocak 2022’den sonra en düşük oran görüldü. Bu süre içinde yıllık artış yüzde 190’a kadar çıkmıştı. Sektör temsilcilerine göre düşen talep nedeniyle ikinci el piyasada pazarlık payı arttı. Geçtiğimiz aylardaki gibi hızlı satış olmadığını gören ev sahipleri indirime sıcak bakıyor. Ne olsa satılır bakış açısıyla ederinden yüksek fiyat belirleyenlerde düşüş daha fazla. Bu durum ‘köpük erimesi’ olarak yorumlanıyor. İkinci elde durgunluğun bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Yeni konutlarda ise tablo farklı. Artan arsa ve inşaat maliyetlerini gerekçe gösteren firmalar, ‘fiyatların düşmesi değil, aynı kalması bile söz konusu değil’ yorumunu yapıyor. Uzmanlar kiralarda da gerileme beklemiyor. Çünkü yatırım amaçlı alım azaldıkça kiralık arzı da düşüyor. Ev sahibi olmanın zorlaşması da kiracı nüfusunda artışa neden oluyor. Bir de kentsel dönüşüm sürecinde kiralık ev talebinin artacak olması ‘sınırlı arz-yoğun talep’ sorununu karşımıza çıkarıyor. 

Kaynak: Hürriyet

Konut Satışları Yerini Arsaya Bıraktı

Yüksek faiz oranları, kredilerin sınırlandırılması gibi birçok neden konut satışlarında düşüşe neden oldu. Konut alımını sınırlandıran vatandaşlar arsa ve tarlalara yöneldi.

Konuta talep var ama erişim oldukça zor. Ocak-ekim döneminde konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.3 düşerek 993 bin 835 oldu. Yılın 1.2 milyon bandında kapatılması bekleniyor. Son 3 yılda ise yıllık satış 1.4-1.5 milyon seviyesinde olmuştu. Bu yıl konut satışlarının düşmesinde artan fiyatlar, yüksek faiz oranları, kredilere gelen yasal sınırlama ve mevduat faizindeki artış etkili oldu.

Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz’ün haberine göre; İstanbul Gayrimenkul Değerleme (İGD) Yönetici Ortağı Dr. Ahmet Büyükduman düşüşe ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Konut satışlarının azalmasında faiz oranlarındaki artış nedeniyle kredili konut satışlarında gözlemlenen yüzde 60’lık azalış en önemli etken. Kredili olmayan satışlarda da hafif bir gerileme görülse de esasen adet olarak hâlâ güçlü görünüyor.”

Yüzlerce emlak ofisini bünyesinde barındıran MasterTürk Grubu’nun Başkanı Gökhan Taş, konutun yatırım aracı olmaktan uzaklaştığını, ihtiyacı olanın aldığını belirtti ve şunları söyledi: “Fiyat olarak TL bazında bir düşüş yok, olmaz da. Ama bu enflasyon şartlarında aynı kalması da düşüş anlamına geliyor. İkinci elde alıcı pazarının hakim olduğu, yani pazarlık marjının arttığı bir dönemdeyiz. 2024 yazına kadar bunun sürmesini bekliyoruz. Yeni proje için yoğun ruhsat başvurusu var. Yeni maliyet ve yeni fiyatlarla konutlar satışa çıkınca genel piyasada artışlar başlayacaktır.”

Pandemi sonrası artan müstakil yaşam isteği ve deprem endişesi arsa-tarla satışını tetikleyen en önemli faktörler oldu. Zaman içinde konuta erişemeyenlerin yönü de bu alana çevrildi. Yılın ilk 7 ayında 1 milyon 617 bin 812 adet gayrimenkul el değiştirdi. Bu satışların 675 bin 327’si konut olurken, 942 bin 485’i arsa, tarla ve işyerinden oluşan ‘konut dışı gayrimenkul’ satışı olarak gerçekleşti. Eylül ayında ise 280 bin 58 gayrimenkul satışı yapıldı, bunun da 100 bin 839’u konut, 144 bin 931’i arsa ve tarla oldu.

Tarla ağırlıklı olmak üzere arazi satışlarında son üç yılda hızlı bir artış yaşandığını söyleyen Ahmet Büyükduman şunları söyledi: “Pandemi sürecindeki kırsala yönelim ve yüksek enflasyona karşı servet koruma güdüsü konut satın almaya yetecek yeterli birikimi olmayanları tarla piyasasına yöneltti. Artan tarla fiyatları daha çok yatırımcıyı cezbettiği için bu ivme devam ediyor. Ancak kanaatimce bu eğilim ekonomik temellerden kopuk psikolojik bir sürü güdüsüne dönüşmüş durumda. Tarla piyasası balon riski taşıyor.”

Türkiye’de yatırımcıların tapu sevdiğini hatırlatan Gökhan Taş ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Elinde 2 milyonu, 1 milyonu olan kişi ev alamıyor, ama arsa ve tarla ile tapu sahibi oluyor. Bir de konutta fiyat TL bazında sabitken, doğru arsa yatırımında fiyat artıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bu alan cazibesini korumaya devam edecek.”

Ofisler, işyerleri ya da sanayi siteleri ise diğer iki seçenekten oldukça farklı bir noktada. Satış bedelleri çoğunlukla diğer gayrimenkullere kıyasla daha yüksek. Konuttaki kira sınırlaması ticari mülklerde yok. Bu, yatırımcı için avantaj olsa da, bu tip mülklerin profesyonel yatırım ve işletme gerektirdiği de unutulmamalı. Konut dışı gayrimenkul piyasasında da zorlu bir döneme girildiğini dile getiren Ahmet Büyükduman “İçinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürde ticari olarak tanımlayabileceğimiz bu segmentte satış adetlerinin daralacağını tahmin ediyorum” dedi.

Göktan Taş ise ticari gayrimenkulde daralma değil, canlılık beklerken nedenini şöyle anlattı: “Yeni ofis projesi yapılmıyor, arz yok. A sınıfı ofislerde doluluk yüzde 100’e geldi. Talep canlı, arz yokken bu alanda fiyat artışı kaçınılmaz. İşyeri için de doğru lokasyonda olan yerlerde kira artışları sürüyor. İstanbul’daki sanayi sitelerinde satış ve kiralama oldukça hızlı. İhtiyacı olan için de yatırımcı için de ticari gayrimenkul iyi bir seçenek. Ama bu alan konut gibi herkese açık değil, profesyonel yatırımcılara hitap ediyor.”

10 Ayda 1,4 Milyon Adet Arsa Satışı Yapıldı

Türkiye genelinde Ocak-Ekim arasında toplam 1 milyon 426 bin 146 adet arsa satışı yapılarak rekor kırıldı.

Ülke genelinde ocak-ekim döneminde 2 milyon 419 bin 981 gayrimenkul el değiştirdi. Bu satışların 993 bin 835’ini konutlar oluşturdu. Konut satışları 10 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalış gösterdi.

Arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satışları ise 10 ayda 1 milyon 426 bin 146 adetle tüm zamanların en yüksek ocak-ekim dönemi rakamına ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 1 milyon 391 bin 787 olarak gerçekleşmişti. Artış oranı yüzde 2,5 oldu. Konuttaki azalışa rağmen diğer gayrimenkul türlerindeki yükseliş dikkati çekti.

Arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satış sayıları ocak-ekim dönemleri baz alındığında 2021’de 1 milyon 176 bin, 2020’de 1 milyon 17 bin, 2019’da 828 bin, 2018’de ise 1 milyon 14 bin şeklindeydi.

Toplam satışlar içerisinde konut dışı gayrimenkullerin payı ilk kez yüzde 58,9’a ulaşırken, ekimde bu oran rekor kırarak yüzde 62,2 oldu. Ocak-ekim dönemi konut dışı satışların payı önceki 5 yılda yüzde 44,3 ile yüzde 54,5 arasındaydı.

İstanbul Değerleme Yönetici Ortağı ve gayrimenkul değerleme uzmanı Celal Erdoğdu, konut dışı gayrimenkul satışlarının çok büyük kısmını arsa ve tarlaların oluşturduğunu, rekoru da bu iki satış kaleminin getirdiğini söyledi.

Erdoğdu, ofis ve dükkanların başı çektiği ticari gayrimenkullerin ise fabrikalardan hastanelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığını anlattı.

Erdoğdu, arsa ve tarla satışlarındaki artışa ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Burada en önemli nedenler arasında Covid-19 ve depremler sonrası tarlalara artan ilgi yer alıyor. Konut fiyatlarındaki ve faiz oranlarındaki yükseliş de yatırımcıları bütçelerine uygun arsa ve tarlalara yönlendiriyor. Çünkü konut alamayan vatandaşlar özellikle enflasyondan korunmak için uygun fiyatlı arsa ve tarla yatırımı yapmak istiyor. Son zamanlarda da Trakya’nın batısındaki bölgeler ilgi çeken yerler arasında bulunuyor. Ayrıca vatandaşlarımız bu tarz yerlerden arsa veya tarla alıp ‘İleride gerekirse içine konteyner, prefabrik ya da tiny house’ koyarım diye düşünüyor. Bu da ilgiyi artırıyor. Son dönemde sosyal medyadan satış ilanlarının ve yatırımların arttığını görüyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda dikkatli olmalı.”

Şanlıurfa Türkiye’nin En Önemli Enerji Şehirlerinden Biri Oluyor

Şanlıurfa tamamlandığında dünyanın en büyük güneş tarlaları sayesinde ekonomik anlamda altın dönemini yaşayacak. Şehir, enerji ve tarım üssü konumuna yükseldiğinde dünya şehirleri arasına gireceğini belirten iş insanı Mehmet Mutlu, “Enerji yatırımlarının üzerine turizm yatırımları da eklenirse Şanlıurfa bölgenin yeni ekonomi üssü olabilir.” dedi.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli en yüksek şehirlerinden biri olan Şanlıurfa, yılda 3 bin saatin üzerinde güneşlenme süresiyle güneş enerjisi üretiminde büyük potansiyel barındırıyor. Geçtiğimiz yıl açıklanan ve yazın adımların atıldığı Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki toplam kapasitesini yüzde 50 artıracak ve 5 gigavatlık güneş enerjisi tarlaları, 2-3 yıl içinde tamamlanması ile dünyanın en büyük güneş tarlası olacak. Böylece Şanlıurfa, enerji ve tarım üssü konumu ile hem ülke ekonomisine hem de Şanlıurfa’ya büyük katkı sağlayacak.

Şanlıurfa’nın enerji potansiyeli, tarım ve diğer iş kollarının gelişmesine de imkân tanınacağını açıklayan Şanlıurfalı iş insanı Mehmet Mutlu, “Şehirde tarım ve hayvancılık faaliyetleri sonucu oluşan atıkların değerlendirilmesiyle biogaz tesisleri de kurulabilmesi ile Şanlıurfa Türkiye’nin en önemli enerji şehirlerinden biri konumuna gelecektir. Ayrıca, biogaz tesislerinin yan ürünü olan kompost, tarımda gübre olarak kullanılabilecek ve toprağın verimliliğini artıracaktır. Böylece, Şanlıurfa’nın tarım ürünleri hem kalite hem de miktar olarak artacaktır.” dedi.

Şanlıurfa enerji ve tarım atılımları ile dünya şehirleri arasına girecektir

Şanlıurfa’nın, yenilenebilir enerji potansiyeli sayesinde hem kendi hem de ülkenin enerji ihtiyacını karşılayacağını ve enerji bağımlılığını azaltılmasında kilometre taşı olacağına inandığını belirten Mutlu, şehrin büyük potansiyeline inandığı için belediye başkanlığına aday adaylığını açıkladığını kaydederek, “Aynı zamanda, enerji üretimi, tarım ve diğer iş kollarının gelişmesine de katkı sağlamakta ve şehrin sosyo-ekonomik kalkınmasına destek olacaktır. Şanlıurfa’nın yenilenebilir enerji ve tarım sektörlerindeki liderliğini Türkiye’yi aşacağı hatta dünyanın önemli şehirleri arasına girecektir.” ifadelerini kullandı.

Geliştirdiği projelerle tarım ve enerji alanındaki atılımları artırmak için çalışmalarını hızlandırdıklarını kaydeden aday adayı Mutlu, enerji yatırımlarının üzerine turizm yatırımları da eklenirse Şanlıurfa bölgenin yeni ekonomi üssü olabileceğini kaydetti.

Şanlıurfadaki tüm Güneş Enerjisi Santrali (GES) projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binası İnşaatı Yüzde 60 Tamamlandı

Fraport TAV Antalya Havalimanı Yönetim Kurulu Başkanı Holger Schaefers, ‘’Yeni terminallerin inşaatı devam ediyor. Çalışmaların yüzde 60’ı bitti. Antalya Havaalanı, uluslararası havaalanları içerisinde bir şaheser olacak.” dedi.

Fraport TAV Antalya Havalimanı Yönetim Kurulu Başkanı Holger Schaefers, Uluslararası Resort Kongresi’nde “Havalimanlarının Turizm Gelişimindeki Rolü” konulu oturumda Türkiye’nin coğrafi konumunun özellikle havacılık sektörü için çok önemli bir noktada olduğunu belirtti.

Holger Schaefers, “Türkiye, 200’den fazla uluslararası noktaya direkt ulaşımı sahip. Bu noktada bize havacılığın turizm üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde gösteriyor. Türkiye’nin 2028 yılında kadar 100 milyar Dolar turizm gelirine ulaşma hedefi var. Bu büyük bir hedef. Türkiye’nin bu hedefe ulaşması için biz de çok çalışmak durumundayız.” diye konuştu.

‘’Antalya Havalimanı Oldukça Başarılı Bir Noktaya Ulaştı’’

Antalya’nın bugün sahip olduğu hava trafiği bir başarı hikayesi olduğunu vurgulayan Schaefers, “Türkiye ve Antalya havacılık konusunda her zaman için en üst sıralarda değildi. Şimdi şunu söyleyebilirim ki artık Antalya, Akdeniz çanağında en çok tercih edilen destinasyon haline geldi. 1990’lı yıllardan bugüne kadar hep krizler meydana geldi. İnişli çıkışlı gelişmeler yaşandı ve bunların neticesinde Antalya havalimanı oldukça başarılı bir noktaya ulaştı. Antalya hem bir destinasyon hem de yoğun bir transfer ve aktarma noktası haline geldi. Bir kuş, dalın kırılmasından korkar mı? Hayır, çünkü uçabiliyor. Biz de bu mantıkla ilerliyor ve çabalıyoruz.” şeklinde konuştu.

Schaefers, “Mevsimsellik bizim için de bir sorun. Sezon dışındaki dönemler üzerinde daha fazla çalışmalıyız. Hem oteller hem de havayolları olarak. Çünkü hem Antalya hem de Türkiye olarak her türlü imkana sahibiz. Bu imkanlar kışında kullanıldığı takdirde biz de havaalanları olarak kışında turist getirebilmek adına elimizden geleni yapıyoruz. Bildiğiniz gibi yeni terminallerin inşaatı devam ediyor. Çalışmaların yüzde 60’ı bitti. Mümkün olan en kısa sürede bütün çalışmaları tamamlayarak gelecek yıllarda bunlara ek olarak farklı projelerle havaalanını büyütmeye devam edeceğiz. Antalya Havaalanı, uluslararası havaalanları içerisinde bir şaheser olacak.” ifadelerini kullandı.

Antalya Havalimanı yeni terminal binası projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Polat Gayrimenkul’ün Yeni Projesi ‘Polat Levent Exclusive’ İstanbul’a Değer Katacak


Polat Gayrimenkul, İstanbul’un Levent ilçesinde yükselecek yeni projesi Polat Levent Exclusive’ı tanıttı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Polat Gayrimenkul, İstanbul’da yeni bir projeye imza atacak. Polat Levent Exclusive rezidans ofis projesi, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Yücel ve mimar Gökhan Avcıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyla tanıtıldı. 

Tasarım ilhamını su, doğa ve dengeden alan Polat Levent Exclusive, metropol yaşamının yeni dinamiklerine uygun konut ve home office konseptleri ile dikkati çekerken, sadelik ile şıklığı buluşturacak.

Açıklamada basın toplantısındaki konuşmasına yer verilen Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Polat, ‘Polat Levent Exclusive, Levent’in eski müstakil evlerden oluşan yapısına modern bir yorum katan rezidans konsepti içinde kendi kat havuzları ve terasları bulunan, yerden tavana kadar camlı dubleks home officeleri ile benzersiz mimariye sahip bir proje. 40 milyon dolar yatırım yaptığımız projemiz bir yandan geleneksel Levent semt hayatına göz kırparken sakinlerine lüks bir müstakil ev rahatlığını yaşatacak.’ ifadelerini kullandı.

Polat Gayrimenkul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yücel de projenin Levent’e büyük değer katacağını aktararak, şu bilgileri verdi:

‘’Projemiz, konutlar, home officeler ve ticari alandan oluşan karma bir rezidans ofis projesi. 1+1, 2+1 ve 3+1 olarak aynı zamanda birleştirilebilir toplam 77 adet, tercihe göre teraslı, balkonlu ya da kişisel havuzlu dairelerimiz mevcut. 9 adet yerden tavana kadar camlı dubleks home office ve 21 ticari birimden oluşan projemiz yüzeyden itibaren 14 katlı bir yapı. Ayrıca binamızın 176 metrekarelik sosyal alanı ve 250 metrekarelik terasında bir de ortak havuzu bulunuyor. Toplam inşaat metrekaremiz 24 bin 991 metrekare olacak.’’

Açıklamaya göre, Levent’te, şehrin manzarasına nazır, 2 bin 392 metrekarelik bir alanda inşa edilecek Polat Levent Exclusive’in modern, işlevsel ve şık mimari tasarımı Gökhan Avcıoğlu-GAD Mimarlık imzasını taşıyor.

Her katı çepeçevre saran cam cepheler, katlarda yer alan gökyüzü bahçeleri, sonsuzluk havuzu seçenekleri ve ışık tasarımıyla Polat Levent Exclusive, yüksek tavanlı dairelerinde sadeliği, modernliği, teknolojiyi ve konforu buluşturan iç tasarımıyla da öne çıkıyor.

Şehrin merkezini kalabalık ve telaşla değil, sakinlik ve pratiklikle hayatın merkezi haline getiren Polat Levent Exclusive rezidans ofis, İstanbul’un önemli ulaşım noktalarına olan yakınlığıyla öne çıkıyor.

Kaynak: AA

Fuzul Topraktan, Aşamalı Konut Sahibi Olma Projesini Hayata Geçirdi

Fuzul Holding bünyesindeki Fuzul Topraktan, aşamalı konut sahibi olma projesini başlattı.

Fuzul Holding açıklamasına göre, söz konusu sistemle gayrimenkul sektörüne yeni bir soluk kazandıran Fuzul Topraktan, Türkiye’de herkes için ev sahibi olmayı ulaşılabilir kılmayı hedefliyor.

Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmesine yer verilen Fuzul Topraktan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal, Türkiye’de arsa ve konutun en büyük yatırım aracı olarak görüldüğünü belirterek, ev sahibi olma hayaline çözüm noktasında ülkeye ve millete katma değer sağlayacağına inandıkları Fuzul Topraktan şirketini faaliyete geçirdiklerini kaydetti.

Türkiye’de bir ilke daha imza atmanın gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını belirten Akbal, ‘’Fuzul Topraktan olarak hayata geçirdiğimiz Aşamalı Konut Sahibi Olma Sistemi sayesinde hem arsa hem de konut sahibi olmayı mümkün kılıyoruz. Aşamalı Konut Sahibi Olma Sistemiyle yatırım değeri yüksek lokasyonlarda konut imarlı arsalara yatırım yapan kişiler inşaatın tamamlanmasıyla birlikte ev sahibi olabilecek.’’ ifadelerini kullandı.

Yüzde 30 daha hesaplı ev alma imkânı

Ev sahibi olmayı yaklaşık yüzde 30 daha hesaplı hale getiren Fuzul Topraktan’da arsa yatırımlarının da değer kazandığını bildiren Faruk Akbal, ‘Vatandaşlarımız yalnızca kendi payına düşen inşaat maliyetini karşılayarak arsa üzerinde yapılacak konut projesinden Fuzul Topraktan güvencesiyle maliyetine ev sahibi olabilecekler. Ev alırken yüzde 30’a yakın yatırımcıların bütçesini korumuş oluyoruz.’ açıklamasında bulundu.

Açıklamaya göre, ‘Aşamalı Konut’ sahibi olmak için yatırımcılar ilk olarak, tüm süreçleri belirlenmiş, projelendirilmiş ve Fuzul Topraktan tarafından konut inşaatı yapılacak bir arsada önce evinin arsa payına sahibi oluyor. Yapılması planlanan evin önce toprak sahibi olunurken, ikinci aşamada ise arsa payına düşen evin inşaat maliyeti taksitler halinde ödeniyor. Evin inşaat süreçleri ise Fuzul Toprak’tan tarafından tamamlanıyor. Bu sayede ev sahibi olmak isteyen kişiler ekstra bir maliyet yüküne katlanmadan daha düşük bütçeyle ev sahibi olma imkanı kazanıyor.

Bakan Özhaseki: ‘’100 Bin Çelik Ev İnşa Edeceğiz’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kahramanmaraş Toplu Konut İdaresi (TOKİ) alanını ziyaret etti. Bakan, ziyaretin ardından önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Özhaseki, depremin etkilediği bölgelerde yaşanan hasarları gidermek ve vatandaşların evlerini yeniden inşa edebilmeleri için önemli adımlar atıldığını belirtti. Özhaseki, şu ana kadar 850 bin bağımsız birimde meydana gelen hasarın karşılığında 200 binden fazla konutun ihalesinin yapıldığını ve teslimatların devam ettiğini ifade etti. Ayrıca, vatandaşların talepleri doğrultusunda başlatılan yerinde dönüşüm projesine 245 bin vatandaşın başvuruda bulunduğunu söyledi.

Bakan, “Vatandaşlarımız doğdukları yerlerden ayrılmak istemiyorlar. Bu nedenle yerinde dönüşümü desteklemek amacıyla yeni bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda, 100 bin çelik ev inşa etme kararı aldık. Bilim adamlarının önerisiyle başlatılan çelik ev projeleri, depreme dayanıklılığı ile dikkat çekiyor. İhaleler devam ediyor ve hızla ilerliyoruz” dedi.

Şehir Merkezlerinde Yeniden İnşa Çalışmaları

Özhaseki, depremin etkilediği şehirlerin merkezlerinde sosyal hayatı canlandırmak ve vatandaşların geri dönüşünü sağlamak amacıyla yeni dönüşüm projeleri üzerinde çalıştıklarını belirtti. Şehir merkezlerindeki inşaat çalışmalarının başladığını vurgulayan Bakan, özellikle zemin etütleri sağlam çıkan bölgelerde projelerin hızla devam ettiğini ifade etti.

Şehir merkezinde yapılan inşaatlarda kazık çalışmalarının sürdüğünü belirten Bakan Özhaseki, “Güvenli inşaatlar için kazık çalışmalarına 40 milyon dolara yakın bir bütçe ayırdık. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte binaların estetik ve güvenli bir şekilde inşa edilmesini sağlamış olacağız” dedi.

Bakan, uygun olmayan alanlar hakkında da konuşarak, “Bilim adamlarının uygun olmayan alanlar konusundaki raporlarına büyük önem veriyoruz. Eğer bir bölge güvenli değilse, her ne kadar acı olsa da orada inşaat yapamayız. Ancak uygun önlemler alınabilirse, bilim adamlarının önerdiği şekilde devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru İçin Yaklaşık 9 Milyar Dolar Yatırım Yapılacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru projeleri kapsamında demiryolu ve karayolu ihalesi düzenlendi. 

Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi üzerinden Irak’a gelecek yükleri, Büyük Fav Limanı’ndan başlayarak, demir yolu ve kara yolu bağlantısıyla Avrupa’ya ulaştıracak Kalkınma Yolu Projesi Türk ve Irak hükümetlerinin yatırımlarıyla devam ediyor.

Proje, Çin ve Hindistan gibi büyük ülkelerden söz konusu limana gelen mallar için önemli rol oynayacak.

Projenin, Avrupa’dan Körfez Bölgesi’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyaya potansiyel bir fayda sağlaması bekleniyor. Anılan güzergahı bağlayacak en ekonomik yol olarak nitelendirilen Kalkınma Yolu, Türkiye’nin yeni İpek Yolu’ndaki konumunu daha da güçlendirecek.

Projeyle Basra Körfezi’nde elleçlenen yük, Türkiye üzerinden, Marmaray sayesinde aktarma yapılmadan Avrupa’ya ulaştırılacak.

Kalkınma Yolu Projesi için 320 kilometrelik otoyol planlandı

Kalkınma Yolu Projesi’nde Türk ve Irak hükümetleri, devam eden çalışmalara ek olarak 23,8 milyar dolarlık yatırım yapacak. Türkiye, bu yatımları demir ve kara yolları için gerçekleştirecek.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Kalkınma Yolu Projesi kapsamında yürüttüğü çalışmalarla ülkeden geçen 2 bin 88 kilometrelik demir yolu bağlantısı için 615 kilometrelik yeni hat, 1912 kilometrelik kara yolu koridoru içinse 320 kilometrelik yeni otoyol yatırımı planladı.

Söz konusu demir yolu ağının 439 kilometresi mevcut durumda iken 1034 kilometresi devam ediyor, 615 kilometresi ise planlanıyor. Planlanan demir yolu ağları Gaziantep-Ovaköy arasında bulunuyor. Bu demir yolu için 5,8 milyar dolarlık yatırım yapılacak.

Proje kapsamında ülkeden geçen kara yolu 1912 kilometre olacak. Söz konusu kara yollarının 1592 kilometresi mevcut durumda bulunurken, 320 kilometresi için planlama yapıldı. Şanlıurfa-Ovaköy arasında planlanan kara yolunun yatırım tutarı 2 milyar dolar olarak öngörülüyor.

Zengezur Koridoru için demir yolu hattının ihalesi yapıldı

Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan demir yolu ve kara yolu ulaşımı sağlayacak Zengezur Koridoru’yla Türkiye ile Orta Asya arasında yeni bir bağlantı kurulmuş olacak.

Koridor ile Bakü Limanı doğrudan Türkiye’ye bağlanacak. Kars’tan Dilucu’na kadar uzanan 224 kilometre uzunluğunda yeni demir yolu hattı planlayan Bakanlık, Orta Koridor güzergahlarından Zengezur Koridoru’ndan geçecek söz konusu demir yolunun ihalesini gerçekleştirdi.

Malatya Yeni Terminal Binası Projesinde İnşaat Başlıyor

Malatya havalimanı içerisinde hayata geçirilecek yeni terminal binası projesinin yer teslimi 24 Kasım’da yapılacak. Projenin inşaat çalışmalarının 2 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor.

Yolcu sayısını yılda 1 milyon 200 binden 2 milyon 500 bine çıkaracak Malatya Havalimanı yeni terminal binası için  24 Kasım Cuma günü yer teslimi  yapılacak. 

Konuyla ilgili konuşan Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan, ” 8 Ekim’de müjdesini duyurmuştuk. Yolcu sayısını yılda 1 milyon 200 binden 2 milyon 500 bine çıkaracak Malatya Havalimanı yeni terminal binası, ek binalar, otopark, alt geçit, havalimanı bağlantı yolları, apron bağlantı yolu, taksi yolları ve garaj binalarından oluşan toplamda 15 ayrı işin yapımını içeren ihalenin sözleşmesi de imzalandı. 24.11.2023 tarihinde yer teslimi yapılıp inşaat çalışmaları hızla başlayacak. 

Tahmini inşaat süresi iki yıl olmakla beraber süreci yakın takip edip yeni terminal binası ve bahsi edilen tüm işleri mümkün olan en kısa sürede şehrimize kavuşturacağız. Malatya’ya ve Malatyalılara hayırlı olsun.” dedi

Malatya Havalimanı yeni terminal binası projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

Yurt Dışından Gelen Turizm Yatırımları Yüzde 84 Daraldı

Turizm Databank’ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve İspanya Ticaret Bakanlığı verilerinden elde ettiği bilgilere göre, Türkiye’de yurt dışından gelen turizm yatırımları yüzde 84 düşerken İspanya’da yüzde 6 arttı.

Turizm Databank’ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve İspanya Ticaret Bakanlığından derlediği verilere göre, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinde (turizm) yurt dışından yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımları 2023’ün 9 aylık dönemde Türkiye’de yüzde 84 daralırken İspanya’da yüzde 6 oranında yükseldi.

Bu dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye’deki doğrudan yatırımları, 252 milyon dolardan 35 milyon dolara düştü.

İspanya’daki yatırımlar ise 423 milyon dolardan 450 milyon dolara yükseldi.

Kaynak: Turizm Güncel

Lengüme Köprüsü Projesinde İnşaat Çalışmaları Devam Ediyor

Antalya’nın Kaş ilçesinde yapılan Lengüme Köprüsü projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Yüklenici firma yetkililerinin açıkladığı bilgiye göre, Çamlıova Mahallesi’nde inşa edilen Lengüme Köprüsü’nün yapım çalışmalarında sona yaklaşıldı. 

Yapımı yüzde 75 oranında tamamlanan köprünün, aralık ayı sonuna kadar teslimatının yapılması bekleniyor. Proje kapsamında yapılan uygulamalarda 28 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde, 6 metre yüksekliğindeki köprünün, üç ayaktan oluşan foreji ve temeliyle perdeleri tamamlandı, geri dolguları yapıldı, ardından da kirişleri yerine konulacak. 

Sahil yerleşimlerle yaylaları birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasında yer alan Lengüme Köprüsü’nün tamamlandığında ilçedeki Çayköy, Çavdır, Sahil Palamut, Aklar ve Çamlıköy ile Çamlıova, Yayla Palamut, Başdargaz, Yuvacık ve Sütleğen mahallelerini birbirine bağlayacağı belirtildi.

Dokuz Aylık Dönemde Otel Ruhsatı Alımları Azaldı

Turizm Databank’ın Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) derlediği verilere göre, 2023 yılının ilk dokuz ayında otel yatırımları bir önceki yılın ilk dokuz ayına göre, yüzde 4 düştü.

2023 yılının 9 aylık döneminde Türkiye’de belediyeler tarafından verilen otel vb yapı ruhsatı sayısı yüzde 4 dolayında azalarak 786 adede indi. En çok ruhsat ise Muğla ve İstanbul’da alındı.

Alınan otel ruhsatı sayısında, 126 ruhsatla Muğla ilk sırada yer alırken onu 125 ruhsatla İstanbul izledi. İstanbul’da verilen ruhsat sayısı 2022’ye göre 82 adet artarken Muğla’da düşüş kaydedildi. Sıralamada İzmir 89 ruhsatla üçüncü, Antalya ise 84 ruhsatla dördüncü sırada yer aldı.

Türkiye’deki otel projeleri ve proje detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

ABD’de Mortgage Başvuruları Arttı

Mortgage Bankalar Birliği (MBA) tarafından paylaşılan verilere göre Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) mortgage başvuruları yüzde 4 arttı.

Bu dönemde önceki haftaya göre konut satın almaya yönelik başvurular yüzde 4, yeniden finansman başvuruları yüzde 2 artış kaydetti.

Ülkede 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı ise yüzde 7,41 ile 8 haftanın en düşük seviyesine indi.

Aynı dönemde 15 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı 6,94’ten yüzde 6,89’a düştü.

MBA Başkan Yardımcısı Joel Kan, verilere ilişkin değerlendirmesinde, ABD tahvil getirilerinin gelen verilerin enflasyonun soğuduğuna işaret etmesiyle gerilediğini anımsatarak, 30 yıl vadeli mortgage oranlarının da iki ayın en düşük seviyesine gerilediğini vurguladı.

Morgage başvurularının, 6 haftanın en yüksek seviyesine ulaşmasına karşın hala düşük olduğunu belirten Kan, satın alma başvurularının da yükseldiğini bildirdi.

Kan, satın alma başvurularındaki ortalama kredi büyüklüğünün de Ocak 2023’ten bu yana en düşük seviye olan 403 bin 600 dolara indiğini ifade etti.

Open House Organizasyonu Devam Ediyor

GNC Makina’nın sektör profesyonellerini bir araya getiren etkinliği Open House 22 Kasım’da başladı. Organizasyon 25 Kasım’a kadar sürecek.

GNC Makina’nın Genel Merkezi’nde 22-25 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Open House etkinliğinin, sektör profesyonelleri ve basın mensuplarının katılımıyla açılışı yapıldı. Dört gün boyunca devam edecek etkinlikte Yönetim Kurulu başta olmak üzere tüm GNC Makina ekibi, GNC Makina’nın mümessilliğini üstlendiği marka temsilcileri ve sektör profesyonelleri katılımcılara ürünlerini tanıtacaklar.  

Son teknoloji CNC tezgahlarda canlı demo kesimlerin gerçekleştiği, yurt dışı marka temsilcilerinin doğrudan sunumlar ve çözümler sunduğu, stoktan hemen teslim imkanıyla özel çözümlerin yer aldığı etkinliğe sektör temsilcileri önemli katılım sağladı.

Sektör profesyonellerinin istişarede bulunduğu, CNC makine sektörünün güncel durumu ve sorunlarına dair tartışmaların da yürütüldüğü etkinlikte açılış konuşmasını katılımcılara teşekkür ederek başlayan GNC Makina Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür’ü Gökhan Yıldız sözlerine şu şekilde devam etti:

“Open House konseptli ilk organizasyonumuzu gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Günün erken saatleri olmasına rağmen göstermiş olduğunuz yoğun katılım ve sizlerden aldığımız güçlü enerji, bu etkinliği bir geleneğe dönüştürme planlarımıza dair motivasyonumuzu daha da pekiştiriyor.  Bugün burada sizlere bir yönüyle GNC’yi daha yakından tanıma imkanı sunarken, diğer yönüyle de sizleri, beklentilerinizi ve önerilerinizi öğrenme fırsatına erişiyoruz. Sektör adına çok kıymetli olan bu kolektif ortamın oluşmasına katkı sağlayan herkese şahsım adına teşekkür ederim.

En temelde, gerek ürün gerekse de hizmet aldığınız ya da alacağınız GNC Makina’nın kim olduğunu daha yakından göstermek istedik. Şeffaflığın karşılıklı güveni tesis edeceğine inanıyoruz. Bu nedenle Showroom alanlarımız, ofislerimiz, atölyelerimiz ve yedek parça depomuz tüm gün ziyaretinize açık olacak. Ekip arkadaşlarımız sizlere şirket tanıtımında yardımcı olacaklar. Burada oluşturacağımız birlikteliğin, gelecek dönem kurulacak ilişkilerimiz için güçlü bir temel oluşturmasını temenni ediyorum.”

Türkiye’de Sanayi Oldukça Hızlı Gelişiyor

Yıldız, GNC Makina’nın 2024 yılı beklentileri ve piyasanın durumuna dair görüşlerini şu sözlerle paylaştı: “Yaptığımız araştırmalar sonucunda görüyoruz ki Türkiye’de sanayi oldukça hızlı gelişiyor. Yine görünen o ki daha önceden sıklıkla kullanılan iki ya da üç eksenli torna ve işlem merkezlerinin sayısı günden güne azalıyor. Dolayısıyla bir parçayı daha hızlı üretmenin yeni ve etkili yolları aranıyor. Bu nedenle makinenin niteliğini arttırmak, hızlandırmak başta olmak üzere önemli iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi zorunlu bir hal alıyor.  Biz GNC olarak bunun farkındayız. Bu nedenle ürün portföyümüzü ve insan kaynağımızı ciddi bir şekilde geliştiriyoruz. Makine sektörü adına bu senenin 11 aylık ortalamasına baktığımızda %26’lık büyüme görüyoruz. 2024 yılında ülkemizde sanayinin ve dolayısıyla sektörümüzün daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.’’

VICTOR TAICHUNG, NAKAMURA-TOME, LICO, ROMI, VISION WIDE, ONA ve VONGHLER gibi yüksek hız ve niteliğe sahip makinelerin mümessiliğini sürdüren GNC Makina’nın gerçekleştridiği Open House etkinliği 25 Kasım Cumartesi saat 16.00’ya kadar devam edecek.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Ziraat Kuleleri, İnşaatta Mükemmeliyet Ödülüne Layık Görüldü

Yüksek Binalar ve Kentsel Yaşam Alanı Konseyi, Ziraat GYO tarafından geliştirilen ve Turner International’ın proje yönetimini üstlendiği Ziraat Kuleleri projesine ‘İnşaatta Mükemmeliyet’ ödülünü verdi.

Projenin ‘yaratıcı mimari tasarım, inovasyon, sürdürülebilirlik, fonksiyonellik, toplumsal ve çevresel katkı’ kriterlerinden tam not alarak dünya genelinde 400’ün üzerinde projeyi geride bırakmasında ise Turner International’ın tasarımdan işçiliğe inşaat öncesi ve sonrasını da planlayan inovatif proje yönetimi, multidisipliner vizyonu, proje tarafları ile yakalanan eşgüdüm ve uluslararası deneyimi önemli rol oynadı.

Dünyada 60’tan fazla ülkede ofisi bulunan Kuzey Amerika merkezli uluslararası inşaat ve proje yönetimi şirketi Turner International’ın proje yönetimini üstlendiği İstanbul Finans Merkezi Ziraat Kuleleri, Yüksek Binalar ve Kentsel Yaşam Alanı Konseyi (CTBUH) tarafından ‘İnşaatta Mükemmeliyet Ödülü’nü almaya hak kazandı.

Yüksek binaların dünya çapında daha iyi tasarlanması ve sürdürülebilir bir şekilde inşa edilmesi amacıyla kar amacı gütmeden çalışan küresel bir kuruluş olan CTBUH’un Singapur ve Kuala Lumpur’da ‘Yüksek Yoğunluğu İnsanileştirmek: İnsanlar, Doğa ve Kentsel Alan’ teması ile gerçekleştirdiği konferans kapsamında verdiği ödül, yaratıcı mimari tasarım, inşaatta mükemmellik, inovasyon, sürdürülebilirlik, fonksiyonellik, toplumsal ve çevresel katkı kriterlerinin tamamını karşılayarak dünya genelinde 400’ün üzerinde nitelikli projeyi geride bıraktı.

Dubai’deki Burj Khalifa başta olmak üzere dünyadaki en yüksek 100 binanın 16’sında imzası bulunan; aralarında Emirates Kuleleri ve dünyanın en büyük heykel yapıtı olan Hindistan’daki Statue of Unity’nin de olduğu birçok büyük ve ikonik projenin yönetimini üstlenmesiyle bilinen Turner International’ın bu alanda önemli bir bilgi birikimi, teknolojik donanımı ve kaynağı bulunuyor.

Dünya çapında ses getiren bu prestijli ödülü almaktan dolayı onur duyduklarını ifade eden Turner International Operasyon Müdürü Mehmet Genç, “ Her yıl bin 500 projede 15 milyar dolarlık inşaatı başarıyla tamamlayan, 10 binden fazla çalışanı bulunan uluslararası bir firma olarak büyük ve karmaşık projelerin yönetimi alanındaki uzmanlığımızı İstanbul Finans Merkezi Ziraat Kuleleri projesine yansıttık. Tasarımdan işçiliğe, inşaattan sürdürülebilirliğe pek çok alanda üstün kaliteyi sertifikalandıran bu ödülü, ekibimizin etkin proje yönetimi, inovatif planlaması ve tüm taraflarla iş birliğine dayanan uygulama yöntemleri sayesinde kazandık. Yönettiğimiz projelerdeki başarının kilit rol üstlendiği bu ödülle, Ziraat Kuleleri projesinin sürdürülebilir bir gelecek için sunduğu benzersiz yaklaşımı dünya çapında tanıtmanın gururunu, tüm proje paydaşlarımızla paylaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

İnşaat öncesini ve sonrasını kapsayan sürdürülebilir planlama 

Ziraat Kuleleri projesinde risk yönetiminden kalite kontrolüne, sürdürülebilir malzeme seçiminden yeşil bina uygulamalarına kadar inşaat öncesi, sırası ve sonrası kapanış ile operasyonel devir teslim süreçlerini kapsayan geniş bir proje yönetimi hizmeti sunduklarını kaydeden Genç, şöyle devam etti:

“Yetkin mühendis grubumuzla, multidisipliner bir vizyonla yönettiğimiz bu projenin odağına ‘sürdürülebilirliği’ koyduk. Projenin çevresel etkilerini azaltmak için atık azaltma programları ve geri dönüşüm süreçlerini kurguladık. Enerji tüketimini optimize etmek ve karbon ayak izini azaltmak için enerji verimli teknolojileri benimsedik. ‘’

Ziraat Kuleleri’nde inovatif uygulamalar kullanıldı

İstanbul Finans Merkezi’nde Ziraat GYO tarafından geliştirilen Ziraat Kuleleri, biri 46 diğeri 40 katlı tasarlanan iki kule binasından oluşuyor. Toplamda 430 bin metrekarelik inşaat alanına sahip olan, 7 katlı yeraltı otoparkı, 8 katlı bir podyum alanı ve ticari perakende alanları bulunan projenin podyum katlarında, çok amaçlı kullanıma uygun toplantı odaları, yemekhane, fitness alanları ve 5 bin çalışanı barındıracak ofis katları mevcut. Projenin podyum alanlarının kalbinde de konferans, eğitim ve sempozyum gibi özel etkinliklerin gerçekleştirilebileceği 502 kişilik bir oditoryum yer alıyor.

Erden Timur’dan Kira Sorununa Çözüm: ‘Kiralık Sosyal Konut’

Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, kira sorununa çözüm olması için ‘kiralık sosyal konut’ önerisini sundu.

Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kiracının karayan yarası haline gelen kira sorununun çözümüne ‘kiralık sosyal konut’ önerisi geldi. Konut fiyatlarında maliyet karşısında bir düşüş beklemediğini söyleyen Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, fonların devreye girmesiyle kira öder gibi borçlandıracak sosyal konut modelleri geliştirilmesinin, hem ev sahipliği oranını artıracağını, hem de kira sorununu çözümüne katkıda bulunacağını söyledi.

Dünya Gazetesi’nden Hamide Hangül’ün haberine göre; Gayrimenkul editörleriyle bir araya gelen Erden Timur, dünyada çok ciddi bir barınma sorunu olduğunu işaret ederek, “2030 yılına kadar, UN-Habitat tahminlerine göre; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı olan 3 milyar insanın erişilebilir konuta ihtiyaç duyacağı öngörülüyor. Bu, dünyada her gün 96 bin yeni uygun fiyatlı konut inşa edilmesi anlamına geliyor. Türkiye’de ise kent merkezinde 60 metrekare bir evi satın alabilmek için bir ailenin ihtiyacı olan yıl ortalaması, 1985’te 6.8 olurken, bugün süre 10 yılın üzerinde.

Bununla birlikte konut fiyatları da Türkiye’de, bireysel konut sahipliğinin çok yüksek olması nedeniyle düşmüyor. Yurtdışında birçok ülkede çeşitli fonların da konut sahibi olarak kiralama yaptığını biliyoruz. Türkiye’de ise konut sahipleri neredeyse yüzde 99 oranında bireysel yatırımcılardan oluşuyor” diye konuştu.

Konuta erişim sıkıntısı sürer

Konutta satış trendinde ise düşüşün devam ettiğini, maliyetlerin de etkisiyle arz sıkıntısın sürdüğüne işaret eden Erden Timur, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bizler neredeyse yedi sekiz yıldır sektörde balon olmadığını anlatmaya çalıştık. Sektörde yıllık milyonun üzerinde ruhsat alınırken bile balon yoktu ki bugün olsun.

Konutta maliyetlerin geldiği nokta nedeniyle arzda sıkıntı var. Önümüzdeki birkaç sene de önemli bir talep olmasına rağmen arz sıkıntısından ve finansmana ulaşamamadan kaynaklı konut ihtiyacının karşılanamadığını göreceğiz. Burada toplam satışlar içerisinde en az etkilenecek ürün konut dışı yatırımlarda arsa ve tarla olacak. Toplam yatırım düşse de arsa payının satışlardaki yüzdesi arttığı için, arsa satışları bu süreçten pozitif çıkacak.”

İnşaat maliyet enflasyonu inanılmaz seviyede

 Bugün gelinen noktada inşaat maliyet enflasyonunun inanılmaz bir seviyede olduğunun altını çizen Erden Timur, “Konut üretmek giderek daha da zorlaşıyor. İhtiyaç nedeniyle talep var ama maliyetler ve enflasyon nedeniyle arz sıkıntısı ile talep doyurulamıyor. Gayrimenkul pazarında ilk defa bu yıl temmuz ayında konut dışı gayrimenkul oranı yüzde 60’a dayandı” diye konuştu.

Ruhsat almadan tapu almayın

Arsa yatırımında tüketicinin en çok dikkat etmesi gereken konulara da değinen Erden Timur, şu uyarılarda bulundu: “Yatırımcılar, arsa yatırımı yapacağı bölgenin imar belgelendirilmesine baksınlar. Ruhsatı almak satıcının sorumluluğundadır; ruhsat alınmadan tapu almasın, ruhsat alındıktan sonra tapusunu alsın. Her alanda olduğu gibi arsa piyasasında düzenleyici kurumların denetimine ihtiyaç var.

Ekonomiye değer ürettiğin, kademeli bir yatırım fırsatı sunduğun ve bir masterplan eşliğinde planlı gelişimi sağladığın bu alanda sadece kendi sektörüne değil turizme bile katkın var.” Arsada ruhsat ve bürokratik süreçlerin zaman aldığını ve bir arsa sahibinin tek başına ilerletebileceği süreçler olmadığının altını çizen Timur, “İmar durumlarına bağlı olarak titizlikle yönetilmesi gerekiyor. Arsa aldığınızda üzerine ev yapabilmek ya da ev yerleştirebilmek için de ruhsat çok önemli.

Arsa satışları konutu geçti

Arsa satışlarının, konutu geçtiğini söyleyen Timur, şunları söyledi: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, ülke genelinde Eylül 2023’deki 280 bin 58 gayrimenkul satışının 100 bin 839’unu konut, 49 bin 418’ini arsa, 95 bin 513’ünü tarla, 11 bin 41’ini iş yeri, geri kalanını ise diğer taşınmazlar oluşturdu. Eylül 2023’de de konut dışı arsa ve tarla tipi gayrimenkul oranı yüzde 52 olarak gerçekleşti.”