“yapigundem-yeni-banner-1.jpeg”
Ana Sayfa Blog Sayfa 21

Yenişehir Arnavutköy’de Temel Atıldı

Türk Hava Yolları (THY) ile Emlak Konut iş birliği ile İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde yükselecek Yenişehir Arnavutköy projesinde temel atılarak inşaat çalışmaları başladı.

İnşaat alanının ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgiler alan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, dairelerin İstanbul’da evi olmayan ve yönetici vasfı bulunmayan THY personellerine verileceğini söyledi.

2025 Yılında Teslim Edilecek

Binaların yüzde 60’ının temelinin atıldığını kaydeden Bolat, örnek dairelerin birkaç ay içinde hazır olacağını belirterek 3 bin konutun Mayıs-Haziran 2025 tarihlerinde teslim edileceğini söyledi.

Daha önceden fiyat, ara ödeme, taksit tutarları belirlenen konutların 1+1 olanları 2 milyon 088 bin lira, 2+1 olanları 2 milyon 592 bin lira, 3+1 olanları ise 3 milyon 672 bin liradan satışa çıkacak. 10 yıl vadeli olarak ara ödemeler ve taksitlerle konutlara sahip olunacak. Taksitler 7 bin 500 liradan başlayacak.

Yenişehir Arnavutköy projesinin tüm detaylarını burada bulabilirsiniz.

213 Millet Bahçesi Projesi Tamamlandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘’100 milyon metrekare yeşil alan ve millet bahçesi yapılması için zamanında bakanlığımızda proje başlattık. Şu anda 213’ü tamamlandı, 280’den fazlası da devam ediyor” dedi.

Çeşitli temaslar ve ziyaretlerde bulunmak üzere Isparta’ya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Karaağaç Mahallesi’nde Millet Bahçesi ve 100’ncü Yıl Millet Camii’nin açılışına katıldı. Törende yaptığı konuşmada güller diyarında olduklarını belirten Bakan Özhaseki, millet bahçesinin ve caminin Isparta’ya hayırlı olmasını diledi. 

Bakan Özhaseki, devam eden 4 millet bahçesini daha Isparta’ya kazandıracaklarını belirterek, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 100 milyon metrekare yeşil alan ve millet bahçesi yapılması için zamanında bakanlığımızda proje başlattık. Şu anda 213’ü tamamlandı, 280’den fazlası da devam ediyor. Yeşile bu kadar önem vermemizin sebebi dünyanın yemyeşil olması, dengenin korunması, biraz da kirliliği gideren en önemli unsur olduğu için, inancımız gereği olduğu için önem veriyoruz. Değerli dostlar yaklaşık 200 yıldır dünyadaki sistem biraz değişmeye başladı. Özellikle sanayi devrimiyle birlikte dışarı salınan karbon diye tabir ettiğimiz veya başka türlü atmosferi kirleten gazlar dünyanın başına bela olmaya başladı. Dünyanın ortalama ısısı 1.1 derece arttı. Eğer 2 dereceye çıkarsa bu ısı artışı gıda krizleri başlıyor. Gıda krizlerinin başladığı yerde kavga başlar, savaş başlar, insanlar göç etmeye başlar” dedi.

2 derece ısı artışı olması durumunda insanoğlunun artık dünyada yaşayamayacağına dikkat çeken Bakan Özhaseki, “3 derece artarsa dünya yaşanmaz hale geliyor. Bizim bu atmosferi kirletme noktasındaki dikkatlerimizi son derece hassas bir vaziyette sürdürmemiz gerekiyor. Yeşili artırmamız gerekiyor. Korunmuş alanları çoğaltmamız icap ediyor. Aslında dünyayı kirleten ülkeler sınıfına baktığınız zaman bugün dünyada ahkam kesenlerin özellikle Amerika, Avrupa Birliği ülkeleri, Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerin dünyayı çok çok kirlettiğini görüyoruz. Türkiye’nin kirletme oranları çok düşük ama yine de biz elimizden gelen mücadeleyi yapıyoruz. Bir taraftan Paris İklim Anlaşması’na taraf oluyor, bir taraftan ülkemizdeki yeşil alanları çoğaltıyoruz. Bir taraftan sıfır atık gibi bir proje başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi bu projeyi üstlendiler, bütün dünyaya tanıttılar. Şu anda sıfır atık öncülüğünü Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi yapıyor. Sıfır atık Türkiye’de başladıktan sonra şu anda 432 milyon ağaç kesilmekten kurtuldu ve ülkemize 96 milyar lira gibi ciddi bir kazanç girmiş oldu. Bir taraftan dünyayı kirletmemek adına ama bir taraftan da inancımız gereği doğadaki bu dengeyi bozmamak için bu mücadeleleri sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki tüm millet bahçesi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Tatlıpınar Enerji Büyümesini Sürdürüyor

Tatlıpınar Enerji, Ağaoğlu Yenilenebilir Enerji Yatırım Holding’in tüm yönetim imtiyazları ile yüzde 30 hisse devri sözleşmesi imzaladı.

Sözleşme kapsamında halihazırda Yalova, Bursa ve Amasya’da işletmede olan 89,90 MW kapasiteye sahip iki rüzgâr ve bir hidroelektrik olmak üzere üç enerji santralini bünyesinde bulunduran ve mevcut kapasite artırımı yatırımları sonunda toplam kapasitesini 121 MW’a ulaştıracak olan Ağaoğlu Yenilenebilir Enerji Yatırım Holding, yönetim imtiyazı sahibi olduğu hisseler de dâhil yüzde 30 hissesini Tatlıpınar Enerji’ye devredecek. İlk aşamada yapılan yüzde 22,50’lik yönetim imtiyazlı hisselerin devri sonrası Tatlıpınar Enerji’nin yönetimde söz sahibi olduğu işletmedeki kurulu güç 215 MW’a ulaştı.

Satın alma sonrası mevcut işletmedeki kurulu güç olan 215 MW’a ek olarak, şirketin yönetiminde söz sahibi olduğu, tüm hibrit yatırımları ve kapasite artışları da gerçekleştiğinde kurulu gücün 349,1 MW’a ulaşması hedefleniyor. Bununla birlikte 2024’ten itibaren mevzubahis yatırımları da tamamlayarak Tatlıpınar Enerji’nin halka arzından bu yana yönetiminde söz sahibi olduğu enerji üretim kapasitesini 3 kattan fazla arttırması bekleniyor.

Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO’su ve Tatlıpınar Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kutluğ, “Tatlıpınar Enerji’nin halka arz sürecinde de söylediğimiz gibi şirketimizin halka arzı konjonktürel bir halka arz değildi. Halka arz bir gün, halka arz sonrası ise bir maraton. Tatlıpınar Enerji’nin halka arzından bu yana verdiğimiz sözün de ötesine geçerek ortak satışından yine şirkete aktardığımız kaynağı yenilenebilir enerji alanında yatırıma dönüştürebilmek ve Tatlıpınar Enerji’yi grubumuzun çatı yenilenebilir enerji şirketi haline getirebilmemiz açısından çok önemli bir satın almayı gerçekleştirmiş olduk. Satın alma ve kapasite artışları sonucu portföyümüzün yüzde 69,8’i rüzgâr, (243,6 MW) yüzde 24,1’i güneş (84 MW) ve yüzde 6,2’si (21,5 MW) ise hidroelektrik santrallerinden oluşacak. Bunun yanı sıra kapasite artışları ile ilgili yerli ve yabancı finansman kuruluşlarıyla en uygun, uzun vadeli ve avantajlı proje finansmanı oluşturma görüşmelerimiz çok olumlu şekilde devam ediyor. 2024 yılı ve akabinde tüm bu kapasite artışlarını tamamlamayı hedefliyoruz” dedi. 

349,1 MW’lık portföy devreye alındığında üretimin yıllık 900 milyon kilowatt saate (kWh) ulaşacağını belirten Kutluğ açıklamalarına şöyle devam etti: “Tatlıpınar Enerji’yi ülkemizin gurur duyacağı ve yabancı yatırımcıların da doğrudan ilgileneceği bir şirket haline getirmek öncelikli hedeflerimizden biri. TATEN koduyla işlem gören şirketimiz 21 Aralık Cuma günü itibarıyla BIST 100 endeksine girdi. Dalgalanmalara karşı yatırımcıyı rahatlatabilmek adına da bir likidite programı açıkladık. Gelecek yıl hedefimiz, şirketimizi sürdürülebilirlik endeksine sokmak, bu konuda da çalışmalara başladık. Hep daha iyiye sağlam adımlarla ilerleyeceğiz.”

Yakın coğrafyadaki yenilenebilir enerji yatırımları ile girişimleri olduğunu belirten Kutluğ, “Ağaoğlu Enerji Grubu ve Tatlıpınar Enerji olarak, yenilenebilir enerji kaynakları olan rüzgâr ve güneş enerjisi ile ilgili projelerimizi sadece Türkiye’de değil yurt dışında da hayat geçirmek istiyoruz. Yakın coğrafyamızda yenilenebilir enerji alanında çok ciddi fırsatlar var. Balkan ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa’daki fırsatları yakından inceliyoruz, çok detaylı şekilde çalışıyoruz ve hazırlanıyoruz. Umarım gelecek yıl paydaşlarımızı mutlu edecek yurt dışındaki başarılarımızı paylaşırız” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Seramiksan, Yılın Rengini Karo Serisiyle Buluşturdu

Hem yerli hem de global markalar, 2024’e yılın rengine uygun ürünler sunarak giriyor. Karo, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası ise Pantone Renk Enstitüsü’nün belirlediği yılın rengi şeftali tüyünü karo serisiyle yüzeylere taşıyarak mekanlarda tasarım bütünlüğü yaratıyor.

İş dünyası tüketici davranışlarına göre şekillenirken modadan dekorasyona, güzellikten yapı kimyasallarına kadar birçok sektör, 2024’e yılın rengine uygun ürünlerlerle merhaba demeye hazırlanıyor. Pantone Renk Enstitüsü’nün yılın rengini şeftali tüyü (peach fuzz) olarak seçtiğini aktaran seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası Seramiksan ise yılın rengini karo serisiyle yaşam alanlarına taşıyor. 

Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem Helvacıoğlu, “Renklerle eşyaların uyumu, bulundukları mekâna anlam kazandırarak kendine has ve uyumlu bir atmosfer oluşturuyor. Üstelik hem ortamın hem de kişinin enerjisini etkiliyor. Elbette herkesin renkler konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olması mümkün değil. Bu yüzden profesyonellerin belirlediği yılın renk paletlerinden yararlanarak ürün seçmek, yaşam alanlarını dekore etmeyi kolaylaştırabiliyor. Biz de Pantone Renk Enstitüsü’nün belirlediği yılın rengi şeftali tüyüne uyumlu Sahra serimizle, müşterilerimize aradıkları dekorasyon fikrini hazır halde ürünlerimizle sunuyoruz” dedi. 

Doğal taş dokusunu doğanın renkleriyle buluşturuyor

Yılın rengi şeftali tüyünü taşıyan ürünlerle harmanlanabilecek Seramiksan’ın Sahra serisi, doğal taş dokusunu doğanın renkleri ve dinlendirici etkisi ile ferah ve sakin mekanlar vaat ediyor. Sahra, hem yer hem de duvar karosundan oluşurken farklı geometrik ve floral desenli motifleriyle mekanlara hareketlilik katıyor, ortamdaki enerjiyi yükseltiyor. 

Ankara Marus ART Beytepe Projesinde Sona Yaklaşıldı

Ankara’da lüks villa projeleriyle öne çıkan Marus Yapı’nın modern ve sade tasarım anlayışıyla inşa ettiği Marus ART Beytepe villalarında çalışmaların büyük çoğunluğu tamamlandı

Ankara’da inşa edilen villa projeleri arasında öne çıkan projede inşaat çalışmalarının çoğu tamamlandı ve peyzaj düzenlemesine geçildi. Tamamlanmış olarak kullanıcılarına teslim edilecek olan proje, bodrumsuz ve 3 kat olarak tasarlandı. 460 metrekare arsa payı olan 5+1 400 metrekare net kullanım alanı sunan Marus Art Beytepe projesinde her bir villaya ait elektrikli araç şarj istasyonu kurulacak. 2 araçlık kapalı otopark ve misafirler için açık otopark imkanı olan proje yerden ısıtma sistemi sunuluyor. 

Çevreye duyarlı olarak tasarlanan projede yağmur suları depolanarak bahçe sulamasında yeniden kullanılacak. Akıllı ev teknolojisiyle inşa edilen projede, 7/24 teknik ve fiziki güvenlik sunuluyor

Gayrimenkul PR, ‘Lüksün en fonksiyonel hali ile inşa edildi’

Projenin kullanıcılarına standartların üstünde bir yaşam kültürü sunduğu belirten Gayrimenkul PR şirketi, villaların lüksün en fonksiyonel hali ile bütünleştirerek, standartların üstünde bir kaliteyle inşa edildiğini açıkladı. 

5 bin 600 metrekare arsa alanında toplam 12 villadan oluşan projede Çatı katında ferah ve huzurlu bir çalışma ofisinin olduğu villalarda her odanın kendisine ait banyosu bulunuyor. Yerden ısıtma sistemi olan Marus Art Beytepe projesi konumunun verdiği avantajları en elverişli bir şekilde kullanıcılarına sunuyor

Kentin ana arterlerine hastane, okul, AVM, market ve restoranlara kolaylıkla ulaşılabilir bir konumda bulunan projedeki villaların iç tavan yüksekliği 3.40 metre olarak inşa edildi. 

Projedeki villaların çoğu satıldığı ve oturumların yakında başlayacağını belirten Gayrimenkul PR şirketi, son 4 villanın uygun ödeme koşulları ve kısmı takas seçeneğiyle tüketicilerin ilgisine sunulduğunu açıkladı

İzolasyon Sektörü 7 Milyar Dolarlık Büyüme Seviyesine Geldi

Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Emrullah Eruslu, “Bugün yalıtım sektörümüzün üretimden satışlarının 2 milyar dolara, toplam yalıtım sektörünün tüm hizmetler dahil 7 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaşmış olduğunu görüyoruz.’’ dedi.

2023 yılında en önemli gündemlerinin deprem bölgesindeki yaraları sarmaya katkı sağlamak olduğunu söyleyen İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “İZODER olarak depremin hemen ardından resmi kurumlarla iş birliğiyle çalışarak birçok üyemizin de desteği ile depremzedelerin çetin kış şartlarından korunmaları için çadır kentlere yalıtım malzemesi gönderimini sağladık. Bölge ile temaslarımız devam ediyor. Ülkemizin deprem kuşağında olduğunu unutmadan, acil bilim temelli yapılaşmaya ihtiyacımız olduğu acı bir şekilde tekrar ortaya çıktı. Benzer acıları yaşamamak için geç kalmadan gerekli adımları atmak gerekiyor. Yeniden inşa süreçlerinde, binaların en büyük düşmanı olan korozyona karşı bir kalkan görevi gören su yalıtımının, bina dayanımının muhafaza edilmesi ve yapı güvenliği noktasında hayati öneme sahip olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. İZODER olarak kentsel dönüşüm sürecinde doğru yapılaşma için yalıtım alanında her türlü katkıyı vermeye hazırız” dedi.

Yalıtım sektörü 150 bin kişiye istihdam sağlıyor

Yalıtım sektörünün üretimden satışlarının 2 milyar dolara, toplam yalıtım sektörünün tüm hizmetler dahil 7 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaştığını belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: 

“Söz konusu büyüklüğümüzün yanı sıra direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişilik bir istihdam oluşturarak ülkemizin kalkınmasında etkin rol alıyoruz. Yine ihracat tarafında son yıllarda ciddi bir ivme kaydettiğimizi, sektörümüz için küresel bir üretim merkezi olma yolunda ciddi yatırımların hayata geçtiğini sevinerek görüyoruz. Sektör olarak 2024 yılında büyüme ivmemizi artırmayı, ülkemiz ekonomisine ve istihdamına katkılarımızı sürdürmeyi hedefliyoruz.”

Yalıtımsız binalar yüzünden her yıl 12-15 milyar dolar havaya uçuyor

İZODER olarak 2024 yılında da güvenli, enerji verimli, sağlıklı ve konforlu binalarda yaşamanın en önemli koşullarından olan ısı, su, ses, yangın ve tesisat yalıtımının katkılarını anlatmayı sürdüreceklerini dile getiren Emrullah Euslu açıklamalarına şu sözlerle devam etti; 

“Ülkemizde yüzde 80’i enerji verimliliği ile ilgili yasal düzenleme kapsamının dışında kalan yalıtımsız binalar yüzünden yer yıl yaklaşık 12 ila 15 milyar dolar boşa harcanıyor. Kentsel dönüşüm ve yerinde dönüşüm ile enerji verimli, güvenli, konforlu ve çevre dostu yapılaşmanın artması 2024 yılındaki en önemli beklentilerimiz arasında yer alıyor. Yeni yıl ajandamızda sektörümüzün daha iyi anlaşılması ve ileriye taşınması için çok sayıda eğitim, proje, çalışma ve kamu iş birlikleri yer alacak.”

Yalıtım sektörü 2024 yılında TS 825 Revizyonunu Bekliyor 

Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonu ile ilgili 2024 yılının başında müjdeli haber almayı beklediklerininin altını çizen Eruslu, “Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken, ülkemizde 2008 yılında tanımlanmış enerji limitleri kullanılıyor. Özetle; enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi gelişmiş ülkeler seviyesine getirmeliyiz. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonunun daha fazla vakit kaybetmeden gerçekleştirilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Deprem ve Kentsel Dönüşümde Mimarlıkta Yeni Yol Haritası

Ülke genelinde yaşanan doğal afetler, özellikle depremler, kentsel dönüşümün önemini defalarca kez gündeme getiriyor. Aydınlar Mimarlık Kurucu Ortağı Mert Aydın, bu konuda önemli görüşlerini paylaştı. Aydın, deprem riski altındaki bölgelerde kentsel dönüşümün sadece bir zorunluluk olmakla kalmayıp aynı zamanda şehirlerin geleceği açısından kritik bir faktör olduğunu vurguladı.

Deprem ve Kentsel Dönüşüm: Bir Zorunluluk ve Fırsat

Mert Aydın, depremlerin yıkıcı etkileri karşısında kentsel dönüşümün sadece bir güvenlik meselesi olmanın ötesinde bir fırsat olduğunu belirtiyor. “Kentsel dönüşüm, sadece binaları güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda şehir planlamasını daha sürdürülebilir ve yaşanabilir hale getirir. Bu süreç, şehirlerimizi gelecek nesiller için daha dirençli ve estetik açıdan çekici kılar” diyen Aydın, deprem riski taşıyan bölgelerde sürdürülebilir mimari prensiplerine dayalı projelerin hayata geçirilmesinin önemine vurgu yaptı.

Toplumsal Katılımın Rolü

Mimarlık sektöründe toplumsal katılımın önemli bir etken olduğunu belirten Aydın, “Kentsel dönüşüm projelerinde yerel halkın görüşleri dikkate alınmalıdır. Bu, sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda toplumsal uyum ve kabul açısından da kritik bir öneme sahiptir. Halkın sürece dahil edilmesi, projelerin daha başarılı ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlar” dedi.

Teknolojinin Kullanımı ve Yeşil Mimarlık

Mert Aydın, teknolojinin kentsel dönüşüm süreçlerinde etkili bir şekilde kullanılmasının önemini vurgulayarak, “Akıllı binalar, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularında teknolojinin nimetlerinden faydalanmak, şehirleri daha güvenli ve yaşanabilir hale getirir. Aynı zamanda yeşil mimarlık prensiplerini benimsemek, çevre dostu şehirlerin oluşturulmasına katkı sağlar” diye ekledi.

Gayrimenkul Yatırımlarının Yoğun Olduğu Dönemler Tespit Edildi

Gayrimenkul yatırımı yapılırken birçok faktörün göz önünde bulundurulması gerekiyor. Mevsimsel geçişlerden iş dünyasına, ekonomiden arz – talep dönemlerine kadar birçok unsur, yatırımlarda fiyat ve kârlılığı etkiliyor. Yatırımlarından yüksek geri dönüş almak isteyenler ise profesyonel gayrimenkul şirketlerinden destek alıyor.

Her yıl sonbahara yaklaşırken tayinlerin gerçekleşmesi, öğrencilerin okullarının belli olması gibi sebepler, vatandaşları taşınma, yatırım yapma gibi süreçlerini yaz aylarında tamamlamaya yönlendiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023’ün Ocak-Ekim döneminde Türkiye genelinde toplam 993 bin 835 konut satışı gerçekleştiği kaydediliyor. Satışların yüzde 71,94’ünün ise mayıs – ekim döneminde yapıldığı görülüyor. Dreamland Gayrimenkul Yatırım Şirketi CEO’su Deniz Tüzüner, gayrimenkul alım – satımlarının yılın hangi dönemlerinde ve şartlarda daha verimli olduğunu paylaştı.

Emlak, arsa, arazi gibi taşınmazların geliştirme hizmetini verdiklerini  belirten Deniz Tüzüner, “İstanbul ve Bodrum başta olmak üzere Tüm Ege’de Sektördeki 10 yıllık tecrübemizle müşterilerimizin doğru zaman ve bölgelerde yatırım yapmalarına yardımcı olarak kâr elde etmelerini sağlıyoruz” dedi.

“Bahar ve yaz aylarında konut satışları artıyor” 

Gayrimenkul yatırımı öncesinde ayrıntılı bir araştırılma yapılması gerektiğini belirten Dreamland Gayrimenkul Yatırım Şirketi CEO’su Deniz Tüzüner, “Yatırım geri dönüşü yüksek gayrimenkul almak isteyenlerin dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar var. Konut alım ve satımı yılın belli dönemlerinde daha yoğun oluyor. Ülkedeki ekonomik koşullardan bağımsız düşünürsek, özellikle bahar ve yaz aylarında konut satışlarında artış yaşanıyor. Öyle ki insanların kışa hazır olma isteği yaz döneminde gayrimenkul yatırımlarına talebi artırıyor. Bu durum, elbette fiyatlarda artışı tetikleyebiliyor. Ancak, bu dönemde daha çok seçeneği değerlendirme avantajı doğuyor” ifadelerini kullandı.

“Kış mevsimi gayrimenkul yatırımı için bir fırsat”

“Gayrimenkul yatırımlarının yavaşladığı kış aylarında düşen talebin neticesiyle yaşanan durgunluğu fırsata çevirmek isteyen yatırımcılar kış aylarında yatırım yapmayı tercih ediyor. Kış aylarında talebin az olmasıyla birlikte gayrimenkul yatırımlarında fırsatları yakalamak kolaylaşıyor.”

“Tek etken mevsimler değil, global etkenler de ön planda”

Mevsimlerin gayrimenkul yatırımlarında tek kriter olmadığının altını çizen Dreamland Gayrimenkul Yatırım Şirketi CEO’su Deniz Tüzüner “Bu süreçte uzman ekibimiz gayrimenkullerle ilgili farklı detayları da inceliyor. Sadece Türkiye’de değil, globalde yaşanan ekonomik, politik ya da çevresel gelişmeleri de takip ediyor. Konut teşviklerinde ya da faiz oranlarında verilecek olan olumlu kararlar, dönem fark etmeksizin tüm seyri değiştirebilir. Bu yüzden, gayrimenkul yatırımı farklı metriklere göre karar verilmesi gereken bir süreçtir. Süreci uzman yatırım danışmanlarıyla sağlıklı bir şekilde yönetmek mümkün” şeklinde konuştu.

’Gayrimenkulde kazançlı Yatırımlar için stratejik fırsatlar yaratıyoruz‘‘ 

Arsa, arazi, bağ, bahçe gibi konut dışı alımlarda ise yine benzer faktörlerin söz konusu olduğunu söyleyen Dreamland Gayrimenkul Yatırım Şirketi CEO’su Deniz Tüzüner, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Arsa ve arazi yatırımlarında müşterilerimiz için fizibilite çalışmaları yapıyoruz. Bir yatırımın fiziksel, teknik ve finansal açıdan kâr getirip getirmeyeceğini araştırıyoruz. Alanın imara açılma olasılıklarını değerlendiriyoruz. Çevresindeki elektrik, su, yol, proje, kamu yatırımları gibi faktörleri inceliyoruz. Gayrimenkulleri satın almadan önce detaylıca analizlerini gerçekleştiriyor, satın aldıktan sonra ise üst ölçekli planlarına uygun olucak şekilde gayrimenkullerin geliştirilmesini sağlıyoruz.”

Türk Müteahhitlerinin İş Hacmi Son 5 Yılda 2 Kat Arttı

Türkiye-Özbekistan İş Forumu’nda konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu,”Ticaretimiz son beş yılda yaklaşık iki katına çıktı. Tercihli Ticaret Anlaşması’nın 1 Temmuz itibarıyla uygulanmaya başlamasından mutluyuz.” dedi.

Türkiye-Özbekistan İş Forumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) işbirliğinde TOBB İkiz Kuleler’de düzenlendi.

Forumun açılış konuşmaları, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve Maliye Bakanı Jamshid Kuchkarov, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK Başkanı Nail Olpak ve Özbekistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davron Vahabov tarafından yapıldı.

Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, Özbekistan’ın, Türk kültürü ve ilminin geliştiği topraklar olduğunu söyledi.

Biruni, Uluğ Bey, İbn-i Sina, Harezmi, Ali Kuşçu gibi dünyayı aydınlatan, insanlığın ufkunu genişleten bilim adamlarının Özbekistan’da yetiştiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, “İmam Buhari, İmam Maturidi, İmam Tirmizi gibi manevi önderlerimiz buranın, bu toprakların armağanıdır. Onların bıraktıkları miras, sadece Özbekistan’ı değil, Anadolu’yu da aydınlatmaya devam ediyor. Taşkent ile Ankara, Semerkant ile Konya, Buhara ile Bursa, Hiva ile Edirne asırlardır işte bu manevi havayı teneffüs ediyor. Bundan dolayı da Özbekistan ile Türkiye, iki devlet ve tek millettir.” diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, Özbekistan Cumhurbaşkanlığına Şevket Mirziyoyev’in seçilmesinden sonraki süreçte ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişiminden mutlu olduğunu, liderler düzeyindeki iyi ilişkilerin iş ilişkilerine de doğrudan yansıdığını aktardı.

Özbekistan’da gerçekleştirilen iktisadi reformların, burayı yatırım için cazip hale getirdiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

“Reformlarda, girişimciliğin ve özel sektörün önemli yeri olduğunu biliyorum. Bu açıdan oda sisteminin güçlendirilmesi, reformların derinleştirilmesi ve uygulanmasına ciddi katkı sağlayacaktır. Reform sürecinin önemli alanlarından biri de rekabet gücünün artırılması ve ihracat için uygun ortam oluşturulmasıdır. Bu açıdan ihracatçıya sağlanacak hizmetler önemlidir. İhracat yapmak isteyen firmalara eğitim dahil gerekli destek, oda sistemi tarafından sağlanmalıdır. Oda sisteminin bu yönden geliştirilmesi ve desteklenmesi de doğru ve faydalı bir adım olacaktır.”

Hisarcıklıoğlu, Özbekistan ekonomisindeki ilerlemelerden gurur duyduğunu, 7 yıl içinde ülke ekonomisinin adeta ikiye katlandığını belirterek, “Türkiye-Özbekistan ilişkileri gelişmeye devam ediyor. Ticaretimiz son beş yılda yaklaşık iki katına çıktı. Tercihli ticaret anlaşmasının 1 Temmuz itibarıyla uygulanmaya başlamasından mutluyuz. Tercihli ticaret anlaşması ile ticaretimizin artmaya devam edeceğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Türk müteahhitlerinin iş hacminin de son beş yılda iki kattan fazla artış gösterdiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

“Yatırımlarımız da artmaya devam ediyor. Karşılıklı daha fazla ticaret ve yatırım yapmamız gerekiyor. Bunun farkındayız. Bunun için üyelerimizi bir araya getirecek platformlara önem vermeye devam edeceğiz. Türk-Özbek Ticaret ve Sanayi Odası Forumu’nu bu amaçla kurduk. Eş-Başkanlar Osman Doğan Şahlan ve İslam Casimov’a teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönem daha fazla çalışacaklar. Az sonra imzalayacağımız mutabakat zaptı ile TOBB ve Özbekistan Ticaret ve Sanayi Odası olarak sektörel önceliklerimizi belirlemiş olacağız. Bu sektörlere ağırlık vererek karşılıklı yatırımlarımızı ve işbirliğimizi artıracağız. Karşılıklı olarak deneyimlerimizi paylaşacağız.”

Hisarcıklıoğlu, TOBB ETÜ Taşkent’in bu yıl ilk mezunlarını vereceğini, benzer ortaklıkların Türkiye ile Özbekistan arasında daha geniş alanlarda sürdüğünü ve bundan da gurur duyduğunu dile getirdi.

İmalat Sanayisinde Kapasite Kullanım Oranı Düştü

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından (TCMB) tarafından yapılan açıklamada imalat sanayisinin Kapasite Kullanım Oranı’nın (KKO) yüzde 77,5 seviyesine düştüğü belirtildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından (TCMB) yapılan açıklamaya göre, imalat sanayisinde faaliyet gösteren 1735 iş yeri tarafından aralık ayı İktisadi Yönelim Anketi’ne verilen yanıtlar toplulaştırılarak değerlendirildi.

Anket sonuçlarına göre, imalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı, aralıkta geçen aya kıyasla 0,5 puan azalarak yüzde 77,5’e geriledi.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise (KKO-MA) geçen aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 77,3’e indi.

Bakan Şimşek:  ‘’Yenilenebilir Enerjide Oldukça Büyük Potansiyelimiz Var’’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘’Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjide oldukça büyük bir potansiyelimiz var. Bu potansiyelimizi en iyi şekilde kullanarak enerjide dışa bağımlılığımızı azaltıyor ve arz güvenliğimizi güçlendiriyoruz.’’ dedi.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı (IEA) Fatih Birol’u Bakanlıkta ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.

‘’2023 Yılında Net Sıfır Emisyona Ulaşmayı Hedefliyoruz’’

İş dünyasının önde gelen temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleşen toplantıda konuşan Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Küresel enerji piyasalarındaki son eğilimleri, yenilenebilir ve temiz enerjide Çin’in artan ağırlığını, COP28’de çizilen çerçeveyi ve Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi temel konuları derinlemesine tartışma fırsatı bulduk. Enerji alanındaki paradigma değişimlerine hazır olmayı çok önemsiyoruz. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjide oldukça büyük bir potansiyelimiz var. Bu potansiyelimizi en iyi şekilde kullanarak enerjide dışa bağımlılığımızı azaltıyor ve arz güvenliğimizi güçlendiriyoruz. Türkiye’nin bu alanda rekabet gücünü artırmayı ve 2053 yılında net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Orta Vadeli Program’ımızda, makrofinansal istikrarı sağlamanın yanında yapısal dönüşüme de büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede mali disiplinin tesisiyle oluşturacağımız alan, yeşil ve dijital dönüşümde hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracak.”

Yüzde 25 Sınırlama Uygulaması Sembolik Kaldı

2024 yılının Temmuz ayında konut kira fiyatlarına uygulanan yüzde 25 sınırlaması tekrar gözden geçirilecekken uzmanlar, uygulamanın sembolik kaldığını söyledi.

Türkiye’de fahiş kira artışları karşısında son iki yıldır uygulanan konut kirasına yüzde 25 zam tavanında sona yaklaşıldığı sinyali gelirken gayrimenkul sektör temsilcileri, kiralık piyasasında yüzde 25 zammın sembolik kaldığını vurguladı. Uzmanlar, enflasyonist ortamda yüzde 25’in üzerinde kira artışlarının görüldüğünü, mülk sahibi ile kiracı arasında bazen uzlaşmayla sonuçlandığını bazen de davaların mahkemeye taşındığını söyledi.

“Düzenleme uzamaz ancak davalar azalmaz”

Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Mehmet Aslan, konut kiralarına yüzde 25 tavanının, Temmuz 2024’ten itibaren uzamaması durumunda bile, ev sahipleri ve kiracılar arasındaki azalmayacağını söyledi. Aslan, “Azalmaz çünkü konut üretimi az, talebi karşılamıyor. Bu da kira fiyatlarını enflasyondan daha fazla artırıyor” diye konuştu. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi’nin kararına da dikkati çeken Aslan, enflasyon ile kira artış hızının aynı gitmediği bilindiği için Türk Borçlar Kanunu’nun 344. Maddesi ile kiraya verenlere beş yılda bir kere kiranın güncel duruma getirilmesine dair bir hak tanındığını belirtti.

“Uzamayacağını gösteriyor”

Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Ahmet Büyükduman, “Yüzde 25 sınırı piyasada karşılığı olmayan bir düzenleme” diye konuştu. Kiralarla ilgili kısıtlamanın, kiralık konut piyasasına yeni girişleri de engellediğini söyleyen Büyükduman, “Kira artışları üzerinde baskı var. Kira sınırından dolayı gelecek yıl artışları dikkate alarak rayiç belirleniyor. 10 bin lira olan bir yere 15 bin lira kira belirleniyor.Şimdi temmuzdan itibaren bir rahatlama sağlanır diye umuyoruz. Tekrar eski uygulamaya dönüş olur, son 12 aylık ortalama TÜFE verileriyle uyumlu hale getirilir” dedi.

Kira kaybına önden önlem

İTO Gayrimenkul Komite Başkanı Hakan Akdoğan ise, “Sabit artışlardan dolayı bir çok insan evini yüksek fiyattan kiraya vermek istiyor. Aradaki kaybı önlemeye çalışıyor” dedi.

“Piyasa koşullarına dönüşü gösteriyor”

TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya da, yüzde 25 sınırlamasının son iki yıldır uygulandığını ve serbest piyasa ekonomisinde kira değerlerini frenleyen bir unsur olduğunu söyledi. Uygulamanın her yıl tekrarlanmasınının beklenemeyeceğini kaydeden Maya, “Bir gün bitecekti. Normal koşulda kira artış oranı son 12 aylık TÜFE ortalamasıyla belirlenir.

Enflasyonun düşeceği beklentisi ile kira artış oranlarının da daha makul olacağı düşünülebilir’ dedi. Kira tavanının uygulandığı iki yılda, bütün piyasada yüzde 25 konut kira zammı oluşmadığını, bazı örneklerde piyasa koşullarını yansıtan artışların olduğuna dikkat çeken Maya, “Bu süreçte, konut kira artışının tamamı o oranda artmamıştı, çok üzerinde artışlar da yaşanmıştı. Temmuz 2024 itibarıyla koşul şartı da kalkıyor demek olacak” diye konuştu.

“Sembolik kalmıştı”

İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, yüzde 25 sınırının piyasa koşullarında çok fazla uygulanmadığını gördüklerini, bazı ihtilafların da uzlaşmayla çözüldüğünü söyledi. Aşa, “Bizim tavsiyemizi hep uzlaşma yönündeydi. Ancak bunu kabul eden, etmeyen oldu. Bu işin artık adı sembolik kaldı. Ancak tabi uygulayanlar, ‘yüzde 25’den fazla zam yapmam’ diyenler oldu. Mahkemeye intikal edenler oldu. En iyisi serbest piyasaya bırakılmalı. TÜFE oranında yine devam etmeli” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Türkiye’de Yeşil Dönüşümün Yolu Yenilenebilir Enerjiden Geçiyor

Türkiye genelinde sanayi odaları, sivil toplum kuruluşları ve organize sanayi bölgeleri arasında yapılan bir araştırma, Türkiye’de yeşil dönüşümü sağlamanın yenilenebilir enerji kaynakları kullanımıyla gerçekleştirileceğini belirledi.

İklim Değişikliği ve Politika Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan raporda Enerji Bakanlığı’nın son 14 yılda 2 bin 781 yenilenebilir enerji projesine 829 milyon euro destek verdiği belirlenirken, bu kapsamda 1 milyon 132 bin konutun temiz enerjiden faydalandığı ortaya çıktı.

Dünya Gazetesi’nden Nagihan Kalsın’ın haberine göre; İklim Değişikliği ve Politika Araştırmaları Derneği, “Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir Enerjinin Durumu ve Türkiye’de Ara Karar Vericilerin Durum Değerlendirmesi Raporu”nun sonuçlarını açıkladı. Türkiye genelinde aralarında ticaret ve sanayi odaları, sivil toplum kuruluşları ve organize sanayi bölgelerinin bulunduğu kuruluşlar arasında yapılan araştırma, Türkiye’nin yeşil dönüşümü için enerji alanında yapılması gerekenleri ortaya koydu.

“Dışa bağımlılık yenilenebilir enerji ile azaltılabilir”

Raporda Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre 3.3 ila 3.6 milyar insanın iklim değişikliğine karşı oldukça savunmasız oldukları belirtilirken, çok sayıda bilimsel çalışmaya göre ise iklim değişikliğine karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu yüzyılın sonuna ulaşmadan yerküre üzerindeki canlı yaşamının kayda değer şekilde azalacağının tahmin edildiği ifade edildi.

Araştırma sonuçlarına ilişkin bilgi veren Proje Yöneticisi Nuray Çaltı, raporda ara karar vericileri OSB’ler, ticaret ve sanayi odaları ve iklim, çevre ve enerji alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğunu belirterek, “Araştırmaya göre, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmesi ve enerji depolamaya yatırım yapılması gerekiyor. Araştırmamızda ara karar vericiler, Türkiye’deki en önemli yenilenebilir enerji kaynaklarının rüzgar, güneş, hidrojen, biyokütle, biyogaz ve jeotermal olduğunu düşünüyor.

Bu kaynakların iklim değişikliği ile mücadelede oynadığı kritik rolün, düşük karbon salımı, sürdürülebilir enerji üretimi, hava ve su kirliliğini azaltma ve yerel ekonomik kalkınmada önemli olduğu konusunda hemfikirler” dedi.

Ara karar vericilerin yenilenebilir enerji projelerini teşvik eden politikaların güçlendirilmesi için beş temel öncelik belirlediklerini ifade eden Çaltı, “Bunlar arasında daha kapsamlı teşvikler, hızlandırılmış lisans ve ruhsat, enerji depolama ve taşımaya teşvik, özel finansman fonları ve kredi ürünleri oluşturulması ve yeşil taksonomi ve emisyon ticaret mevzuatının tamamlanması bulunuyor” dedi.

1 milyon 132 bin konuta temiz enerji

Raporda ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı kapsamında yaklaşık 14 yılda 2 bin 781 projeye 829 milyon euro tutarında finansman sağlayarak 698 megawat yenilenebilir enerji gücünü hayata geçirdiği belirtildi. Üretilen temiz enerji ile her yıl 1 milyon 132 binden fazla konutun enerji ihtiyacı karşılanırken, 1 milyon 248 bin otomobilin karbon salımına eşdeğer bir salımın önüne geçildiği ifade edildi.

Hatay, Payas’taki Deprem Konutları Yüzde 71 Tamamlandı

6 Şubat tarihli depremlerden etkilenen Hatay’ın Payas ilçesinde yükselen bin 351 konut ve 36 iş yeri projesinde inşaat çalışmaları yüzde 71 tamamlandı.

Hatay’da 33 farklı noktada konut ve iş yeri inşaatları sürerken Payas’ın Çağlalık Mahallesi’nde 6 Mart’ta temeli atılan bin 351 konut ve 36 dükkanın inşası hızla yükseliyor.


İlk etap, 22 blok 2+1, 7 blok ise 3+1 olacak şekilde 821 konut ve 36 dükkandan oluşuyor. İkinci etaptaki 28 blokun tamamı 3+1 şeklinde 530 konut olarak inşa ediliyor.

Projeye ilişkin konuşan Hatay Valisi Mustafa Masatlı, 6 Şubat ve devamındaki depremlerde il genelinde 80 bin 325 binanın ya yıkıldığını ya da ağır hasar aldığını söyledi.

“Açta ve açıkta hiçbir insan bırakılmayacak” anlayışıyla şehrin birçok noktasında deprem konutlarının yükseldiğini ifade eden Masatlı, Payas’taki çalışmaların da bunlardan biri olduğunu belirtti.

Payas’taki deprem konutlarının iki etaptan oluştuğunu anlatan Masatlı, “Çağlalık Mahallemizde bin 351 konut ve 36 dükkanın inşaatı tüm hızıyla devam ediyor. Payas TOKİ konutlarımızda şu an itibarıyla fiziki gerçekleşmemiz yüzde 71 düzeyindedir. İnşallah şubat itibarıyla hak sahiplerine teslim edilmesini öngörmekteyiz. O gün de o mutluluğu beraber yaşayacağız.” dedi.

Anadolu Sigorta 2025’te 100’üncü Yılı Kutlayacak

2025 yılında kutlayacakları 100’üncü yıldönümüne hazırlanan Anadolu Sigorta’nın Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, 2023 yılının ilk dokuz ayında konsolide kârı yüzde 800 artırdıklarını açıkladı. 

2025 yılında 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanan Anadolu Sigorta bu yıla ilişkin iddialı hedefler koyuyor. Öncelikle kendilerine 100’üncü yıla milyar doları aşan bir özsermaye ile girme hedefi koyduklarını açıklayan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Mehmet Tuğtan, “Bugün sigorta sektöründe 15 tane ana branş bulunuyor. Biz şu anda 10 branşta ilk üç içerisinde yer alıyoruz. Önümüzdeki dönemde de yine kurum olarak her alanda yaygın büyüme hedefimiz var” diyor.

Dünya Gazetesi’nden Esin Çetinel’in haberine göre; Anadolu Sigorta’nın geçen yılın dokuz aylık dönemine göre bu yıl üçüncü çeyreğinde karını yüzde 800 oranında artırarak 5.7 milyar TL konsolide kar açıkladığını da hatırlatan Tuğtan, şirketin 2002 sonunda 6 milyar TL olan özsermayesinin bu yılın dokuz aylık döneminde 14.6 milyar TL, 10’uncu ay itibariyle prim üretiminin ise 32 milyar TL seviyesine ulaştığı bilgisi paylaşıyor. 2023 başında Anadolu Sigorta Genel Müdürlük koltuğuna oturan Mehmet Tuğtan, aradan sadece 15 gün geçtikten sonra büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş depremi ile sarsılıyor.

Ailesinin Antakya’da olmasının ve bölgede yaşanan yıkımın kendisini insani olarak çok etkilediğini paylaşan Tuğtan, buna rağmen üç gün sonra bölgeye gidip aktif kriz yönetimi yaptıklarını söylüyor. Depremin ilk haftasında hasar ödemelerine başladıklarını ve bugüne kadar 9,5 milyar TL’lik hasar ödemesi gerçekleştirdiklerini kaydeden Tuğtan, olası bir Marmara Depremi’nde de hızlı aksiyon alabilmek adına bir dizi önlem aldıklarını açıklıyor.

Bu kapsamda Genel Müdürlük’te çalışan 150 çalışanını gönüllülük esasıyla Ankara’ya gönderme kararı aldıklarını söyleyen Mehmet Tuğtan, “Ankara’ya gidecek olan arkadaşları belirledik. Süreç Eylül 20024’te tamamlanacak. Marmara’da olağanüstü bir durum olması durumunda ki en büyük risk deprem, operasyonumuzu Ankara’dan kesintisiz ve hızlı yapmayı amaçlıyoruz. 35 tane aksiyon programımız var” dedi.

Dört alana fokuslandık

Anadolu Sigorta’nın dört temel alana odaklandığını da değinen Mehmet Tuğtan 2024 yılında da yine bu alanları fokuslanacaklarını söyleyip sözlerini şöyle sürdürdü; “Birinci önceliğimiz müşterilerimiz. Onların bütçesine uygun, basit ve ihtiyaçlarına yönelik doğru hesaplı ürünler çıkartmak önceliğimiz oldu. İkinci odağımız çalışanlarımız. Hem mutlu hem de donanımlı bir çalışan grubuna ulaşmayı hedefliyoruz.

Üçüncü öncelik yatırımcılarımız. Biz halka açık bir şirketiz. Güçlü finansallarla sürdürülebilir karlılığı önceliklendiriyoruz. Dördüncü odak noktamız toplum. Ormanın Gözleri önemli projelerimizden biri. İki yıldır proje kapsamında ormanlarımıza yangın gözetleme kuleleri kuruyoruz. 2023 yılında dört kuleyi hizmete açtık. 2024 yılında 5 kule daha açacağız. Geçen sene devreye aldığımız Adana kulemiz bu yaz 11 tane olası tehlikeli yangını önledi.”

Kütüphane kuruyor

 2023 yılında okullara kütüphane açma projesini de hayata geçirdiklerini açıklayan Tuğtan, “Devlet okullarına kütüphane kuruyoruz. Kütüphane kurmanın yanında içine kitapları da İş Kültür’den getirip teslim ediyoruz. 2023’te üç tane okulda kütüphane açtık. 2024 yılında beş tane daha okula kütüphane kuracağız” dedi.

Kahramanmaraş depreminde sigorta şirketlerinin değil riski devrettikleri uluslararası reasürans firmalarının büyük bir mali yükle karşılaştığını ifade eden Tuğtan, bu yüzden 2023 yılında sigorta şirketlerinin yüksek kar açıklayabildiğini belirtip sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta şirketleri risklerinin yüzde 95’ini reasürans firmalarına devretti. Yani bugün depremde ödenen hasarların ortalama yüzde 95’ini reasürans firmaları karşıladı.

Deprem bu nedenle sigorta şirketlerine değil riskleri satın alan reasürörlere yansıdı. Ancak reasürörler bu ödediklerini 3 ila 5 yıl içinde sigorta şirketlerinden tahsil edeceklerdir. 2024 yılı için şu anda reasürans firmaları ile görüşülüyoruz. Ve hem fiyatlarda hem koşullarda ağırlaşmalar oldu. Geçen yıla göre reasürörlerin fiyatları üç ile beş kat arasında artmış durumda. Bu nedenle Kahramanmaraş depreminin etkisini asıl önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Sektördeki kar artışında ikinci nedeni ise gelirlerin ağırlıklı faiz, hisse senedi, dövizden yani yatırım gelirlerinden oluşması.”

“Marmara’da deprem primleri pahalı olacak”

Bazı sigorta şirketlerinin 2024 yılında özellikle Marmara bölgesinde deprem teminatı vermeyeceğine ilişkin söylentileri ilettiğimiz Mehmet Tuğtan, bu konuda şunları söylüyor; “Marmara havzasında deprem teminatı vermeyeceği hatta bazı şirketlerin buralardan çıkacağı gibi şeyler piyasada duyuluyor. Bilemem.

Bizde böyle bir şey olmayacak. Marmara havzasında da deprem teminatı vermeyi devam edeceğiz. Ama Marmara havzasında işin yine doğası gereği yangın ve deprem branşında maliyetler olağanın üstünde gerçekleşecektir. Özellikle Marmara havzası ile birinci ve ikinci deprem bölgelerinde… Maliyetini düşürmek için bir firma ben bu bölgeden yazmayacağım diyerek reasürans firması ile görüşebilir. Ama biz böyle bir şey yapmayacağız.”

Sigortada primler ne kadar artacak?

Sigorta sektörünün 2024 yılında artan reasürans maliyetlerini müşterilerine daha az yansıtabilmek için daha çok müşteriye ulaşması gerektiğine vurgu yapan Tuğtan, 2024 yılı prim artışlarına ilişkin şu tahminde bulunuyor; “Ancak sigortadaki prim artışları sadece reasürans maliyetlerine bağlı değil. Ülkede bir de yüksek bir enflasyon ve aynı zamanda medikal enflasyon var.

Bu yıl yüzde 80’leri aşan bir medikal enflasyon söz konusu. 2024 yılsonunda enflasyon yüzde 40-45’ler seviyesinde gerçekleşse bile medikal enflasyonun onun üzerinde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Kasko tarafında ise son birkaç aydır primlerde düşüş görüyoruz. Bu düşüşlerin 2024 ilk yarısına kadar devam edeceğini düşünüyorum.

Ama bu tarihten sonra kur artışı, enflasyon, parça maliyetleri, asgari ücret etkisi nedeniyle yeniden yükseliş görebiliriz. Ama ben bunun enflasyondan çok çok yüksek bir artış olacağını tahmin etmiyorum. Sağlık tarafında ise durum biraz daha farklı. Sağlık poliçelerinde bir miktar daha enflasyonun üzerinde prim artışları yaşanacaktır. Ticari sigortalarda ise nasıl reasürans maliyetleri üç ile beş oranında arttı diyorsak bu oranlarda artışlar görebiliriz. Tabii işletme özelinde farklılıklar olabilir.”

Bu nedenle 2024 yılında özellikle bireylerin kullandığı kasko ve sağlık sigortalarında kişiselleştirilmiş uygun fiyatlı ürünleri daha fazla göreceğimizi söyleyen Tuğtan, “2024 yılında da Anadolu Sigorta olarak bireysel ürünlerimizde bu özellikler öne çıkacak. Bu sayede müşterilerimize bütçelerine daha uygun daha anlaşılır ürünler sunmaya çalışacağız. 2024 bu ürünlerin yılı olacak diyebiliriz” diyor.

Sağlıkta yüzde 80-85 aşılmamalı

Sigorta şirketlerinin sağlık sigortalarında kişinin ödediği primlerin yüzde 80-85’ini kullandığında zarar etmeye başladığını bunun da bir sonraki yıl sigorta fiyatlarına yansıtıldığını ifade eden Mehmet Tuğtan, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Poliçe kullanılmaya başlanır ve tazminat prim oranınız belli bir seviyenin üzerine çıkarsa ki bu aslında bugünkü sağlık poliçelerinde yüzde 80-85 oranlarındadır…

İşte bu seviyede sigorta şirketi artık o işten kar edemez noktaya gelir. Ve o seviyeye geldiğinde bir yıl sonra yenilenen poliçelerde olağan seviyenin üzerinde bir artış yaşanabilir. Buna dikkat etmek lazım. Yüzde 80-85 kritik bir orandır. Kişinin onu aştığı ölçüde bir sene sonra fiyatlamasında bir takım farklılıklar olabilir. Burada online randevular tercih edilebilir. Online randevular yakın dönemde bazı rahatsızlıklar için çok önemli hale gelecek. Basit soğuk algınlığı hastalığında o poliçeyi kullanmak yerine bence online randevu ve online tedavi sürecinde devam edebileceksiniz.”

Aremas Gayrimenkul Başkanı Arslan: ‘’Konut Satışları 2023’te 1,1 Milyon Seviyesinde Kapanır’’

Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, konut satışlarının 2023 yılında 1,1 milyon seviyesinde kapanacağını öngördü.

Gayrimenkul editörleriyle biraraya gelen Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, 2021 ve 2022’de hemen hemen aynı kalarak yaklaşık 1,5 milyon seviyelerinde gerçekleşen konut satışlarının, 2023’te 1,1 milyon seviyesinde kapanacağı öngörüsünde bulunarak, “Bu durum, daralmanın önemli bir istatistiki göstergesi ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor” dedi.

Arslan, 2023’ün başında yaşanan deprem ve sıkılaştırma politikaları ile daralmanın kaçınılmaz olarak yaşandığını ifade etti.

Arslan; “Yüzde 8‘lere kadar inmiş olan Merkez Bankası faizleri geldiğimiz noktada yüzde 40’lara çıkmış durumda, ikinci konutunu isteyenlere yönelik caydırıcı politikalar ile genel yaklaşım neredeyse konut almayın yönünde olmuştur” yorumunu yaptı. 

Kentsel dönüşüme de değinen Arslan, şu önerilerde bulundu: 

“Kentsel dönüşüme özel bir mortgage sisteminin kurulması ve bu şekilde riskin tabana yayılması sağlanmalı. Bu mortgage sistemini destekleyecek yapılar; gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve fonları, emeklilik fonları veya portföy yönetim şirketleri vasıtasıyla kurulması ve bu yapıların satışın güçlü kılınarak desteklenmesi gerekiyor. Güçlü satış için ise kurumsallaşmasını tamamlamış organizasyonlara ihtiyaç bulunuyor. Ekonomi yönetiminin güncel politikaları doğrultusunda artmaya başlayan yabancı sermaye akımının, yapılacak düzenlemelerle ilerleyen dönemde sektörümüze de yönleneceğini bekliyoruz.”

Yabancılara konut satışı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Arslan şöyle konuştu: 

“Suudi Arabistan, İran ve Irak uzun yıllar lokomotif ülkelerdi ancak Ukrayna savaşıyla birlikte Rusların ciddi alım talebine karşı öngörümüz bunun en fazla bir yıl süreceği yönündeydi. Geçtiğimiz yılsonu itibariyle yüksek fiyatların da etkisiyle, hareketlilikte ciddi bir azalma oluştu. 2023’te zirvede Rusya olsa da satış adeti bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 45 seviyesinde azalmış durumda. 2022’yi yaklaşık 6 milyar dolarlık satışla kapatan gayrimenkul sektöründe 2023 yılı için bu rakam 4 milyar doları bulamayacak gibi görünüyor.

Her 100 konuttan 3’ü yabancıya satıldı

Dünyada yabancıya satışın en yoğun olduğu ülkeler ABD, İngiltere, Portekiz, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai) olarak sayılabilir. Dünyada gerçekleşen toplam yabancıya gayrimenkul satışı pazarı yaklaşık 400 milyar doların üzerinde ve Türkiye’nin bundan aldığı pay yüzde 1 bile değil. Türkiye’de 2023’te satılan her 100 konuttan sadece 3 tanesi yabancılara satılırken, Antalya’da satılan her 100 konutta yaklaşık 20 tanesi yabancılara satılmış.”

İnşaat Sektörü Güven Endeksi Aralık Ayında Yüzde 3,3 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre inşaat sektörü güven endeksi Aralık ayında yüzde 3,3 azalarak 88,0 seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hizmet, perakende, ticaret ve inşaat sektörlerine ilişkin Aralık ayı güven endeksi verilerin açıkladı. Açıklanan verilere göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Aralık ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 1,2 oranında artarak 112,3 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 4,5 oranında artarak 116,8 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 3,3 oranında azalarak 88,0 değerini aldı. 

Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksleri ve değişim oranları, Aralık 2023

EndeksBir önceki aya göre değişim oranı (%)
KasımAralıkKasımAralık
Hizmet sektörü güven endeksi110,9112,3-2,41,2
Son 3 aylık dönemde iş durumu110,0110,0-4,00,0
Son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep108,0112,1-4,63,8
Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi114,8114,71,6-0,1
Perakende ticaret sektörü güven endeksi111,7116,8-1,94,5
Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar116,4127,9-3,39,9
Mevcut mal stok seviyesi(1)95,494,60,0-0,9
Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi123,4127,9-2,13,7
İnşaat sektörü güven endeksi91,088,02,2-3,3
Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi83,579,01,7-5,4
Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi98,697,12,6-1,5

Kızılay-Hocabey Kentsel Dönüşüm Projesinde Ev ve İş Yerlerinin Teslim Tarihi Belli Oldu

Erzincan’da Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından inşaat çalışmaları devam eden Kızılay-Hocabey kentsel dönüşüm projesindeki ev ve iş yerleri 2025 yılında teslim edilecek.

İnşaat çalışmaları süren Kızılay-Hocabey kentsel dönüşüm projesini yerinde inceleyen Erzincan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Selçuk Aydın, yüzde 30 oranında ilerleme kaydedildiğini ifade etti. Projenin ilerleyişi ile ilgili ise, şu bilgiler paylaşıldı:

‘’’Kızılay-Hocabey Kentsel Dönüşüm Projesi yapım işi bakanlığımız Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca 10.04.2023 tarihinde ihale edilen ve 10.05.2023 tarihinde sözleşmeye bağlanarak Müşavir firma uhdesinde kontrol ve denetimi yürütülen Erzincan ili merkez ilçesi, Kızılay ve Hocabey Mahalleleri, Kentsel Dönüşüm Projesi 532 adet konut, 107 adet dükkân inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi Ekap: 2023/231171 kapsamında İl Müdürümüz Selçuk Aydın ve ilgili teknik personeller tarafından yerinde incelenmiş olup, inşaatın işleyişine dair herhangi bir olumsuzluk gözlenmemiştir. An itibariyle inşaatın yüzde 30 seviyesinde olduğu ve teslim süresi olan 06.01.2025 yılında tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilebileceği değerlendirilmektedir. Bu beyanda riskli alan ilan edilen bölgedeki sağlıksız, mühendislik hizmeti almayan yapılar yerine deprem güvenliği bulunan ve sosyal donatı alanları ile projelendirilmiş sağlıklı yaşam alanları hak sahibi olan vatandaşlarımıza teslim edilecektir.’’

TOKİ Kızılay-Hocabey kentsel dönüşüm projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Projesinde Test Sürüşü Yapıldı

Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı projesinde test sürüşü aşaması tamamlandı. Hattın Şubat ayında ulaşıma açılması hedefleniyor.

Bugüne kadar aldığı tüm projeleri zamanında teslim etmesi ile bilinen Eze İnşaat, Kocaeli Şehir Hastanesi tramvay inşaatında da aynı hassasiyeti gösterdi. Kasım 2022 tarihinde inşaatına başlanan tramvay hattında, tüm çalışmalar tamamlandı. Bugün de test sürüşü yapıldı. İlk test sürüşü başarıyla sona ererken, bundan sonraki süreçte hattaki sinyalizasyon sistemi kurulacak. Ardından da çevre düzenlemesi yapılacak. Yeni güzergahta ilk seferlerin, Şubat 2014’te başlaması bekleniyor.

Eze İnşaat, itirazlar nedeniyle 3 kez durdurulan projeyi çok kısa sürede tamamladı. Proje sadece 13 ayda bitti. Çalışma kapsamında güzergah altında yer alan ve menfez şeklinde daha önce yapılan beton kanal temizlendi. Yeni beton kanallar yapıldı. İki ay önce de ray döşeme çalışmaları tamamen bitirildikten sonra projedeki 5 durağın kurulum çalışması yapıldı. Aynı anda elektrik direkleri de dikildi.

Kaynak: Özgün Kocaeli

KONUTDER Başkanı Kumova: ‘’Arsa Maliyeti Yüzde 15’e Çekilirse Konut Fiyatları Düşer’’

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği’nin (KONUTDER) Başkanı Ramadan Kumova, ‘’Arsa maliyetlerinin dünyada olduğu gibi yüzde 15’lere çekilmesi halinde konut fiyatları yaklaşık olarak yüzde 40 geriler.’’ dedi.

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği’nin (KONUTDER) Başkanı Ramadan Kumova, konuttaki en büyük maliyet kaleminin arsa olduğunu belirterek, “Arsa maliyeti Türkiye’de bütün dünyadaki örneklerine göre çok pahalı. Hamburg’ta yüzde 8, Nişantaşı gibi yerde yüzde 25. Dünya ortalaması yüzde 15. Türkiye’de ise yüzde 50 ve üstü. Arsa nedeniyle ürettiğimiz her konut için maliyeti önce ikiyle çarpıyoruz. Arsa maliyetlerinin dünyada olduğu gibi yüzde 15’lere çekilmesi halinde konut fiyatları yaklaşık olarak yüzde 40 geriler. Örneğin; yüzde 50 kat karşılığı olan bir projede, konutun metrekaresi 65 bin liraysa arsa maliyeti yüzde 15’lere düştüğünde aynı konutu 38 bin lira metrekare fiyatıyla satabilirsiniz” dedi.

Sabah Gazetesi’nden Dilek Güngör’ün haberine göre; arsa maliyetlerini ucuzlatmadan konuta erişimin mümkün olmayacağını vurgulayan Kumova, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile de geçtiğimiz aylarda görüştüklerini söyledi. Kumova, “Arsaların özel sektör-kamu işbirliği ile üretilmesinin daha doğru bir model olacağını, arsa maliyetinin düşmesi halinde konut fiyatlarının yüzde 40 ucuzlayacağını anlattık” dedi. Beyaz yakalıların dahi konuta ulaşmada zorluk yaşamaya başladığını söyleyen Kumova, “Türkiye’de ağırlıklı olarak sosyal konut projeleri konuşuluyor. Ama artık orta segmentte de sıkıntı yaşamaya başladık. Gelinen noktada herkes bir alt segmente geçiyor” diye konuştu.

Konutta kredili satışın payının 2008-2011 yılları arasında yüzde 11.5 olduğuna da dikkat çeken Kumova kredi piyasanın işlerlik kazanmasının önemli olduğunu şu sözlerle anlattı: “2014-2018’de yüzde 8.5’e düştü. Mart 2023 itibarıyla yüzde 4.6’ya geriledi. Bizde proje finansmanı çok az. Yüklendiğimiz yer satıştır. Bu yıl satışlarımız yüzde 20 geriledi ve 2024’ün 2023’ten parlak olmayacağını düşünüyoruz. Satışın olmadığı yerde arz da geriye gidecektir. Çünkü biz ancak sattığımızdan elde ettiğimiz ciroyla yeni proje üretebiliriz. Ayrıca projeden satış yaptığımız konutu 36 ay sonra teslim ediyoruz. Bu arada artan maliyetlere de katlanıyoruz. Türkiye’deki ev sahipliği oranı yüzde 56.7. Ev sahiplik oranını muhakkak arttırmalıyız, bunun için arsa maliyetlerini uygun koşullara getirmeliyiz. Ayrıca faizler de tek haneli olmalı. 2024’te arzın azalacağı kesin. Çok fazla stok kalmadı. 150-200 bin konut stoğu var, ikinci eller bitmek üzere. Her yıl 750 bin yeni konut ihtiyacı oluşuyor.”

Birinci El Satışlar Düşüyor

2018’de 700 bin adet birinci el konut satılırken bu sene rakamın 350 bin civarında olacağını belirten Kumova, “Birinci elde yarı yarıya düşüş var. Birinci elin yerini ikinci el aldı. 2012-2017 yılları arasında Türkiye’de 5 milyon adet ev satılmış. 2018-2022 arasında 3 milyon satılmış. Yüzde 40 eksideyiz. 2024’te arzda sıkıntı yaşanabilir. Konut fiyatlarının baskılanacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Maliyet Endeksi Daha Çok Arttı

Konutta maliyetlerdeki artışın göz ardı edildiğini belirten Kumova, “Fiyatlar arttı evet doğru ama maliyetler de arttı. 2017’den bu yana baktığımızda maliyet endeksi 903’e gelmiş. Konut fiyat endeksi 1010’a gelmiş. 9-10 katlık bir artış var. Konut üreticileri olarak bu algıyı yönetmek zorundayız” dedi.

Lapseki’de Tarım ve Orman Müdürlüğü Binası İnşaatı Devam Ediyor

Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden Tarım ve Orman Müdürlüğü Binası’nın Şubat ayında hizmete açılması planlanıyor.

İnşaat çalışmaları tüm hızıyla süren İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Binası proje alanını ziyaret eden İlçe Kaymakamı Emre Öztürk, Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz, İlçe Başkanı Hasan Engin, İlçe Özel İdare Müdürü Aydın Şafak Kılıçaslan ve İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ali Kaçan incelemelerde bulundu.

Proje hakkında bilgi alan İlçe Kaymakamı Emre Öztürk, “İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün kendi binası yok idi, ilçe içinde bir alanda birkaç yıldır hizmet veriyordu. Bakanlık tarafından yapımına başlanan şık bina 2024 şubat ayından bitirilmesi hedeflendiğini çalışanlardan öğrendik. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü kendi yerine geçtiğinde çok rahatlamış olacak bunun yanında vatandaşlarımızda işlerini kolay bir şekilde yaptırmış olacak.” dedi.

Proje alanı hakkında konuşan İlçe Başkanı Hasan Engin ise, ”İnşaatı hızla devam eden, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yeni hizmet binası 362 metre oturma alanı, inşaat alanını gezdiğimizde yetkililerden edindiğimiz bilgi çerçevesinde şubat ayı sonlarında bitirilmesi hedeflediğini öğrendik. Lapseki ilçemiz geçimini bitkisel hayvansal ve su ürünlerinden karşılayan bir ilçemizdir. Türkiye’de şeftali üretiminin birincisi Çanakkale’yi birinci yapan ilçede Lapseki’dir. üretilen tüm ürünleriyle bir değer olan ve bu değeri üreticilerle birlikte koordine eden İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüdür.” ifadelerini kullandı.

Konuyla ilgili Lapseki İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada ise, şunlar kaydedildi: 

“2 bine yakın Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticisi ile 500 yakın kayıtlı gıda işletmesi ilaç yem gübre bayileri ve bunların denetiminden sorumlu, arazi satışı işlemleri yürüten Tarım ve Orman Müdürlüğüne yeni hizmet binası, çelik konstrüksiyon tek katlı deprem yönetmeliğine uygun içerisinde hizmet kalitesi açısından da Lapseki ve bölge uygun özellikler ve örnek nitelik taşıyacağı aşikârdır. Yapım işi ve diğer tüm iş ve işlemleri Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü İdari ve Mali İşler bünyesinde yürütülmekte Lapseki İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından da bu iş ve işlemler koordine edilmektedir. Şimdiden ilçemize ve üreticilerimize hayırlı olsun.” 

Copa, Yeni Ürünü Doğa Dostu Isı Pompası ile ‘Her Mevsim Yanınızda’

Sağlam ve kaliteli duruşunun altını Takın Unutun mottosuyla çizen Copa, doğa dostu yepyeni ürünü Isı Pompası’nın tanıtımını dikkat çekici bir jingle çalışmasıyla yaptı. Kombiden klimaya birçok ürün ile her mevsim yanımızda olduğunun altını çizen Copa, şimdi de Isı Pompası ürünüyle hem bizim hem doğanın yanında olmaya devam ediyor.

Copa, ürün gamını artırarak, müşterilerinin her mevsim yanında olduklarını vurgulayan bir jingle’a imza attı. “Her Mevsim Yanında Copa” sloganıyla hazırlanan jingle, hem günümüzün en önemli konularından biri olan enerji tasarrufunu hem de müşterisine sağladığı güveni odağına alıyor. 

Copa’nın jingle ile birlikte ısı pompası ürünü için hazırladığı yeni reklam kampanyası outdoor, dijital ve radyo olmak üzere 3 mecrada yer almaya başladı. Lokal İstanbul tarafından hazırlanan reklam filminde, ısı pompasının kullanıcıların her mevsim yanlarında olduğunun vurgusu yapılıyor. Reklam filminde, ısı pompasıyla birlikte birdenbire değişen mevsim değişiklikleri görüntüleriyle Copa, konforu ve enerji verimliliğini “Her Mevsim Yanında” jingle’ı ile müşterilerine duyuruyor.

Müziğin gücünü kullanarak markanın yenilikçi ve müşteri odaklı ruhunu, müşterilerine aktaran Copa, yeni jingle’ı ile mesajını güçlü ve akılda kalıcı bir şekilde iletirken yepyeni ürünü ısı pompasının avantajlarını da geniş bir kitleye ulaştırmayı hedefliyor. 

Jingle’ın her notasında ve her sözünde, Copa’nın müşterilerine sunduğu rahatlık, güven ve ekonomik faydayı hissetmek mümkün. “Takıp Unut, Sıkıntı Yok, Takıp Unut, Şikayet Yok” sözleri, Copa’nın yeni ısı pompasının günlük yaşamdaki pratikliğini ve sorunsuz kullanımını vurgularken, “On Numara Tasarrufta, Kabarmıyor Hiç Fatura” sözleriyle, ürünün enerji tasarrufu sağladığına dikkat çekiliyor. 

Video: https://www.youtube.com/watch?v=lU7h98XYPkU

Yeşim Kozanlı Mimarlık’tan Tasarımı Sofistike Bir Deneyime Dönüştüren Seraf Vadi Restoran

Yeşim Kozanlı Architecture tarafından, Anadolu’nun birleştirici, sıcak ve samimi kültüründen ve hislere yoğun bir şekilde dokunan geleneksel el sanatlarından ilham alınarak sofistike detaylarla ve çağdaş bir anlayışla biçimlendirilen Seraf Vadi Restoran, tasarımın insan duyguları ölçeğinde deneyime dönüşmesini sağlıyor.

Hikayesi Anadolu’nun sıcak ve samimi kültürüne, geleneksel el sanatlarına ve zanaatlerindeki özene dayalı olan Seraf Vadi Restoran, ağırlama ve gastronomi sektörlerinde 25 seneyi aşkın deneyimi ile ulusal ve uluslararası ölçekte mimari ve iç mimari projelere imza atan İç Mimar Yeşim Kozanlı liderliğindeki Yeşim Kozanlı Architecture tarafından tasarlandı. 

Yeşim Kozanlı Architecture, Türk mutfağının lezzetleri ve birleştirici sofra kültürüyle biçimlenen Seraf Vadi Restoran’ıniç mekanlarında Anadolu’nun kültürel bağlamından ve insan duygularına dokunan inceliklerinden ilham alarak çağdaş ve sofistike bir tasarım ortaya koymuş. 

Yaşamın köklerini ve birlikteliği simgeleyen “hayat ağacı” formu modernize edilerek, aynı zamanda işlevler de yüklenerek tasarımın referans noktasını oluşturacak şekilde merkezde konumlandırılmış. Renkler, kullanılan malzemeler ve tüm iç mimari öğeler hayat ağacı etrafında genişleyerek kendine yer bulmuş. 

Seraf Vadi Restoran’da ahşap, doğal taş ve seramik malzemelerin yoğun olarak kullanımı sıcak ve modern bir atmosferin elde edilmesini sağlamış. Mimarlar, toprak tonlarıyla kontrast yaratan mobilyalar ile doğallık vurgusu yaparken mekanın kalite standartlarını da yansıtmayı hedeflemiş. 

Özel aydınlatma seçimleri ile doğru ambiyansın oluşturulduğu Seraf Vadi Restoran, tasarımın insan duygularına dokunan bir ölçekte deneyime dönüştüğü, misafirlerin keyifli vakit geçirebildiği bir ortam sunuyor.

“CYC Select Urla” ile Başka Bir Hayat Mümkün Olacak

İnşaat ve madencilik sektörlerinin çeşitli projelerinde yer alan CYC Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Cabir Yıldız, 2024 yılında başlayacakları “CYC Select Urla projesi ile Urla’da başka bir hayatı mümkün kılacaklarını açıkladı.

2023 yılının inşaat sektöründe mevcut olan planların bir adım ötesine geçilen bir yıl olduğunun altını çizen CYC Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Cabir Yıldız, “2023 yılı teslim ettiğimiz ve başladığımız projelerimizin yanında 2024 yılında başlayacağımız sürpriz projelerimizin de hazırlık süreçlerini tamamladığımız keyifli bir yıl oldu. Diğer taraftan piyasalarda belirsizliklerin ve dalgalanmaların yoğun olduğu bir yıl yaşadık. Ancak tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen inşaat sektöründe yatırımlar hız kesmeden, gelişen piyasa ortamına kendini adapte ederek devam etti. An itibariyle piyasadaki belirsizlikler azaldı, ortam daha öngörülebilir ve yatırıma elverişli bir duruma geldi.” dedi.

Urla’da proje geliştirmek bizim için ticari bir faaliyetin çok ötesinde 

2024 hedeflerinden de bahseden Yıldız, “Çok yakında 2024 yılının ilk projesi “CYC Select Urla” ile başka bir hayatı mümkün kılacağız. Müşterilerimizin beklentilerini en üst seviyede karşılayacak olan bu projemiz yeni bir hayata yolculuk edecekler için iyi bir fırsat olacak. Urla’da proje geliştirmek ve hayata geçirmek bizim için ticari bir faaliyetin çok ötesinde bir anlam taşıyor. Sektördeki genel faaliyetlerimizin tamamını büyük bir özenle yürütüyoruz ama söz konusu Urla olunca çok daha hassas parametreler gündemimizde yerini alıyor. 

2024 yılı artık karar yılı olacak 

2024 yılı bize göre finans piyasaları açısından daha rasyonel verilere ulaşmamıza imkan sağlayacak. Bunun konut sektörüne yansıması hem konut üreticileri hem de konut sahibi olmak isteyenler açısından önemli. Ülkemizde konuta yatırım yapmak barınma ihtiyacının çok ötesinde nedenlere dayanıyor. 2023 yılı talepçiler için biraz düşünme ve toparlanma yılı oldu diyebiliriz ama 2024 yılı artık karar yılı olacak. Piyasadaki konut arzının azaldığı ve ihtiyacın sürekli arttığını da göz önüne aldığımızda stokların hızlıca eridiği, en önemlisi de konforlu yaşama dönük yatırımların artacağı ve güvenli bölgelere dönük hareketliliğin hız kazanacağını ön görüyoruz. 

CYC Yapı için en önemli hedef Urla

Sadece 2024 yılı için değil 2024-2027 yılı iş ve yatırım programımızı da büyük ölçüde tamamladık. 2024 yılı hedeflerimiz, programa konu olan yatırımları iş programına göre hayata geçirmek olacak. CYC Yapı için en önemli hedef Urla’mız için yeni bir heyecan yaratmak ve müşterilerimizle keyifli bir yolculuğa çıkmak olacak.” diyerek sözlerini tamamladı.  

Sada Hastanesi’nde İnşaat Çalışmaları Tamamlanıyor

Ekol Sağlık Grubu tarafından İzmir’in Menemen ilçesinde hayata geçirilen Özel Sada Hastanesi projesinde inşaat çalışmaları tamamlanmak üzere.

Hastane projesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Ekol Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Sada Hastanesi Sorumlu Müdürü Sami Baz, şunları söyledi:

Her yıl yeni ek branşlarla daha geniş kitlelere sunduğumuz sağlık hizmeti ve sonrası yoğunlaşan hasta talebi, bizi yeni yatırımlara yönlendirdi. Geçtiğimiz yıl Balçova Ekol Tıp Merkezi başta yarımada olmak üzere bu bölgede ciddi ilgi gördü. Şimdi de bünyemize katmış olduğumuz Sada Hastanesi’nin yeni binasını 6 ay içerisinde tamamlıyoruz ve kalitemizi İzmir’in kuzeyine de götürmüş olacağız. 

35 Bin Metrekare Kapalı Alan

Sada Hastanesi’nin 35 bin metrekare kapalı alanlı yeni binasını 6 ay süre içerisinde bitirerek tüm branşlarda hizmete sunacağız. Yine aynı alandaki başka bir binada da yaşlı bakım merkezi kuruyoruz. Burası yurt dışından gelen hastalarımızın konaklama ihtiyacını da karşılayacağımız merkezimiz olacak.” ifadelerini kullandı

Ekol Sağlık Grubu’nun tüm firma bilgileri ile proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Manisa Cider Yolu’nda Altyapı Çalışmaları Başladı

Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından  Cider Yolu projesi kapsamında altyapı çalışmaları başlatıldı.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün talimatları doğrultusunda Cider yolunu İzmir’in Menemen ilçesine bağlamak ve Alparslan Türkeş Kavşağı bölgesindeki trafik sıkışıklığını azaltmak amacıyla başlatılan Cider Yolu Projesi kapsamında MASKİ Genel Müdürlüğü de 3 bin 200 metrelik yağmur suyu hattı döşeme işine başladı. MASKİ Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanı Hilmi Serkan Emir, yürütülen çalışmaları yerinde inceledi.

Çalışmalar hakkında detaylı bilgi alan Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanı Hilmi Serkan Emir, “Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cengiz Ergün’ün talimatlarıyla Manisa merkez trafiğini rahatlatmak amacıyla yapılan Cider Yolu Projesi kapsamında toplamda 3.200 metrelik yağmursuyu hattı çalışmalarımıza start vermiş bulunmaktayız. Altyapı çalışmalarımız tamamlandığında gerekli yol çalışmaları da devam edecektir. Şimdiden vatandaşlarımıza hayırlı olsun.” dedi.

57 Binanın Yıkımı Gerçekleştirildi

Kamulaştırma çalışmalarının son durumu hakkında bilgi veren Manisa Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanı Mehmet Kara, “Cider yolu ile Menemen yolu arasında kamulaştırma çalışmalarına hızla devam ediyoruz. Uzlaşma sağlanan hak sahiplerine bedellerini ödeyerek binaların yıkımlarını sürdürüyoruz. Bölgede 57’nci binanın da yıkımını gerçekleştirdik. Kalan binaların kamulaştırılması için de hukuki süreç devam ediyor. Kamulaştırma çalışmalarımızın tamamlanmasının ardından bölgede Muradiye ve Menemen güzergâhını kullanacak araçlar için alternatif yol oluşturulacak ve aynı zamanda şehir merkezimizde trafik akışı daha sağlıklı hale getirilecek.” dedi.

Manisa’da gerçekleştirilen tüm altyapı projelerini buradan inceleyebilirsiniz.

Osmaniye’de Deprem Konutları İnşaatı Sürüyor

Osmaniye’de depremzedeler için Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından başlatılan 3 bin 875 konutun inşaat çalışmaları sürüyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen kent merkezi ve ilçelerinde, evleri yıkılan veya ağır hasar gören depremzedelerin barınma ihtiyacının karşılanması için başlatılan çalışmalar devam ediyor.

Vali Erdinç Yılmaz, Osmaniye merkez ve ilçelerinde kalıcı deprem konutlarının yapımının sürdüğünü anlattı.

Kent merkezi ve ilçelerde yapımına başlanan 3 bin 875 konutun inşaat çalışmalarında sona yaklaşıldığını aktaran Yılmaz, “TOKİ tarafından Osmaniye genelinde toplam 211 bloktan oluşan 3 bin 875 kalıcı deprem konutu yapılmaktadır. Söz konusu 211 bloktan 130’unun kaba inşaatları tamamlanmış olup, ince imalatları devam etmektedir. Geriye kalan 81 bloğun ise inşaat yapımı, hızlı bir şekilde devam etmektedir.” diye konuştu.

Yılmaz, Toprakkale ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’nde 152 konuttan oluşan 7 bloğun ve Sumbas ilçesi Karamerli Mahallesi’nde 190 konuttan oluşan 12 bloğun tamamının da bitme aşamasına geldiğini belirtti.

Düziçi ilçesi Gökçeçayır Mahallesi’nde 1209 konuttan oluşan 65 bloktan 44’ünün ince işlerinin sürdüğünü anlatan Yılmaz, geriye kalan 21 bloğun ise kaba inşaatının devam ettiğini söyledi.

Vali Yılmaz, Hasanbeyli ilçesi Merkez Mahallesi’nde de 504 konuttan oluşan 37 bloğun 24’ünün ince, geriye kalan 13 bloğun kaba inşaatıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.

Konutlar İleri Teknolojiyle İnşa Ediliyor

Osmaniye merkezde yapımı süren 190 bloktan oluşan 1820 konutun da yapımının devam ettiğini aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:

“1820 konuttan oluşan 90 bloğun 43’ünün ince imalatları yapılmakta olup, geriye kalan 47 bloğun ise kaba imalatları devam ediyor. Konutlar gerçekten standartları yüksek, depreme dayanıklı, son derece ileri teknoloji kullanılarak yapılmaktadır. Bizler de kıymetli hemşerilerimizim en kısa zamanda bu konutlara kavuşmaları için var gücümüzle çalışıyoruz. Konutlarımızın bir an evvel bitirilip kıymetli hemşehrilerimize teslim edilmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu konutlarımızın, kıymetli hemşehrilerimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Osmaniye’deki tüm TOKİ projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Kaynak: AA

Türkiye İMSAD Açıkladı: Beklenti Endeksi Düştü

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından açıklanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi Kasım ayı verilerine göre, beklenti endeksi 0,1 puan geriledi.

Rapora göre, eylül ve ekim aylarında düşüş gösteren Beklenti Endeksi de kasım ayında durağanlaşarak 0,1 puan geriledi. Beklentileri, yeni ekonomi politikaları ile alınan yurt içi ve yurt dışı siparişleri şekillendirdi. Kasım ayında yeni ekonomi politikalarının daha etkili hale gelirken, yurt içi ve yurt dışı siparişlerde ise düşüşler yaşandı. Bu kapsamda kasım ayında yeni ekonomi politikalarıyla yurt içi siparişler ve dışarıdaki yavaşlama ile ihracat siparişlerindeki düşüşler, beklentileri olumsuz etkilemeye devam etti. Mevsimselliğin de beklentileri sınırlamaya başladığına dikkat çekilen rapora göre, önümüzdeki üç ayın üretim, yatırım ve istihdam beklentileri ise kasım ayında bir önceki aya göre sınırlı artışlar gösterdi. Üretim beklentileri de yeniden sınırlı ölçüde toparlandı.

Yarısı Bizden Kampanyasıyla 1,5 Milyon TL’lik Destek Sağlanacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yarısı Bizden Kampanyası ile dönüştürülen konutlar için 1,5 milyon TL’lik destek verileceğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı’nda kentsel dönüşüm kampanyasını anlattı.

Erdoğan, İstanbul’da bu programa şimdiye kadar 1 milyon 233 bin bağımsız bölüm başvurusu geldiğini belirtti.

Erdoğan, “Bugünkü programımızda imza, yıkım ve yapım dahil tüm aşamalarıyla İstanbul’da Yüzyılın Dönüşümü projemize start veriyoruz.” dedi.

Kredilerin Ödemesi Evler Tamamlandıktan Sonra Başlayacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Kampanyamız kapsamında her bağımsız bölüm için toplamda 1,5 milyon liralık destek vereceğiz. Bunun 100 bin lirası kira desteği olmak üzere 800 bin lirası hibe, 700 bin lirası çok uygun şartlarda kredi şeklinde verilecektir. Kredilerin ödenmesi evler tamamlandıktan sonra başlayacak ve ilk yılı faizsiz olarak tahsil edilecektir.”

Sabiha Gökçen’de İkinci Pist Yarın Açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kapasite artırımı için yapılan ikinci pistin 25 Aralık’ta açılacağını duyurdu.

Uraloğlu, sosyal medya hesabından Sabiha Gökçen Havalimanı’na yapılan ikinci piste ilişkin paylaşımda bulundu.

Pistin açılışının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşrifiyle 25 Aralık Pazartesi günü saat 12.00’de yapılacağına işaret eden Uraloğlu, “Yolcu trafiğinin en çok olduğu ikinci havalimanımızın kapasitesini ikinci pist ile ikiye katlıyoruz. Gökyüzüne mührümüzü, yeryüzüne imzamızı atıyoruz.” ifadesini kullandı.

Ulusoy Un, Fabrika Sayısını 5’e Çıkardı

Ulusoy Un, beşini fabrikasını Hatay Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) üretime açtı.

Aktif fabrika sayısını 5’e çıkardıklarını belirten Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, şunları söyledi:

“Ulusoy Un, 2023’ün ilk 9 ayında 24 milyar TL satış hasılatı gerçekleştirerek geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 75 oranında bir büyüme kaydetti. Bugün 102 ülkeye ihracat yapıyoruz.

Samsun, Çorlu, Aydın ve Ankara fabrikalarında toplam üretim kapasitemiz 3.925 ton/güne ulaşmıştı. Hatay’daki fabrikanın faaliyete geçmesiyle birlikte toplam üretim kapasitemiz 4.200 ton/güne ulaşarak Türkiye’nin açık ara en büyük un üreticisi konumumuzu korumaya devam ediyoruz.

Mersin, Adana, İskenderun bölgesindeki limanların hammadde temininde kullanılarak maliyet avantajı ve Türkiye’nin güney komşularına yakınlık sayesinde ihracat tonajında artış yakalamayı hedefliyoruz. Şirketimiz ülkemizin güney ve güneydoğu bölgesindeki iç piyasaya daha uygun maliyetli nakliyeyle erişim imkanına kavuşacak. Böylelikle şirketimiz bünyesinde 5 ayrı bölgede yer alan fabrikalarımızla, Türkiye’nin bütün bölgelerine satışı yaygınlaştıracak aktif üretim kapasitesine ulaştık.”

TİM1000 listesine göre Türkiye’nin en büyük 247. ihracatçısı, İSO500 listesine göre Türkiye’nin en büyük 273. sanayi kuruluşu ve kendi sektörünün en büyük firması olan Ulusoy Un, Fortune500 listesine göre 69. ve Capital dergisinin Capital500 araştırmasına göre de Türkiye’nin en büyük 84. firması olarak yer alıyor. Geçtiğimiz günlerde alternatif finansman kanallarına erişim kapsamında ilk sukuk ve finansman bonosu ihracını gerçekleştiren ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlarına devam eden Ulusoy Un, Ekonomist dergisinin “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi” araştırmasına göre de Anadolu’nun en büyük 17. firması olarak konumlanıyor.

MÜSİAD Başkanı Asmalı: ‘’Fiyat Artışları 2024’ün İkinci Yarısında Gerileyecek’’

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, fiyat artışlarının 2024 ikinci yarısında makul düzeylere gerileyeceğini söyledi.

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, 2023 değerlendirmeleri ve 2024 öngörülerine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sarsıcı küresel etkilerinin gölgesinde geçen 2022 yılında yüzde 5,6 ile G20’nin en çok büyüyen 3’üncü ülkesi olma başarısı gösteren Türkiye’nin, 2023 yılına bu motivasyonla girdiğini söyledi.

Ocak ayında yıllık bazda ihracatta yüzde 10,3, sanayi üretiminde yüzde 4,5, perakende satışlarda yüzde 33,9, toplam ciroda yüzde 94 artış yaşandığını, işsizlik oranının ise yüzde 9,7 seviyesine gerilediğini hatırlatan Asmalı, “Maalesef 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremler neticesinde tarihinin en büyük felaketiyle karşılaşan ülkemiz; GSYİH’deki payları yüzde 10’u aşan ve toplam ihracatın yüzde 8,6’sını gerçekleştiren 11 ilde ekonomik aktivitenin ciddi anlamda sekteye uğramasıyla, büyük bir şok yaşamıştı.” diye konuştu.

Asmalı, deprem sürecinde devlet ve milletin milli bir dayanışma ruhu içerisinde ve olağanüstü bir gayretle hareket ederek yaraları sardığını, felaketin yaşandığı illerin yeniden imar ve inşasının hızlı bir şekilde başladığını anlattı.

Depremlere rağmen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüyerek büyük bir direnç gösteren Türkiye ekonomisinin, ikinci çeyrekte de bu performansını sürdürdüğünü ve yüzde 3,9 büyüyerek küresel ekonomi içerisinde pozitif ayrışmayı başardığını dile getiren Asmalı, üçüncü çeyrekte yakalanılan yüzde 5,9’luk büyümeyle G20’nin en çok büyüyen ikinci ülkesi olunduğunu vurguladı.

“Türkiye ekonomisi için enflasyonist sürecin henüz sonuna gelinmedi”

Mahmut Asmalı, Rusya-Ukrayna savaşının küresel enerji ve emtia fiyatları üzerinde oluşturduğu baskının ve artan döviz kurunun üretim maliyetleri üzerindeki etkisiyle fiyatların genel düzeyinde son dönemde ciddi artışlar yaşandığını belirterek, “Elbette Türkiye ekonomisi için enflasyonist sürecin henüz sonuna gelinmiş değildir.” şeklinde konuştu.

Asmalı, “Öncü ekonomilerle birlikte ülkemizin de enflasyon sorunuyla yüzleştiği ve parasal sıkılaşma sürecinde olduğu böyle bir dönemde, Türkiye ekonomisinin büyüme hızının artması takdir edilmesi gereken bir gelişmedir. Nihayetinde fiyat artışlarının da 2024 yılının özellikle ikinci yarısı itibarıyla çok daha makul düzeylere gerileyeceğini tahmin ediyoruz.” diye konuştu.

Üçüncü çeyrekte hizmetler sektörünün yüzde 4,3, sanayi sektörünün yüzde 5,7, tarım sektörünün yüzde 0,3 ve inşaat sektörünün yüzde 8,1 genişlemesinin topyekun bir büyümeye işaret ettiğine dikkati çeken Asmalı, yüzde 5,9’luk büyüme performansının, yılın sonuna yaklaşılan günlerde, 2024 için çok büyük bir motivasyon kaynağı olacağını söyledi.

“Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğimize inancımız tam”

MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, Cumhuriyet’in ilanının 100. yıl dönümünün yaşandığı bugünlerde, özellikle son 20 yılda atılan adımlar sayesinde 905,5 milyar dolarlık milli gelire, 250 milyar dolar seviyesini geride bırakan ihracata ve istihdamda 31 milyonu aşan iş gücü piyasasıyla Türkiye’nin hem küresel hem de bölgesel anlamda büyük bir güce dönüşmeyi başardığını vurguladı.

Asmalı, “İhracat bayrağını 200’den fazla ülkeye ulaştıran, ekonomiden altyapı ve şehirleşmeye, eğitimden sağlığa kadar birçok sahada oldukça büyük atılım yapan Türkiye’mizin, bu başarısını önümüzdeki dönemde de sürdürerek ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılında orta gelir tuzağını aşarak, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğine olan inancımız tamdır.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Kayseri Serbest Bölge’de İnşaat Çalışmaları Sürüyor

Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip Kayseri Serbest Bölge’deki tüm inşaat çalışmaları sürüyor.

Konuyla ilgili konuşan Kayseri Serbest Bölge Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Palancıoğlu, bölgede faaliyet gösteren 150 firmanın, kentin ihracatının yüzde 25’ini karşıladığını ve yaklaşık 6 bin kişiye istihdam sağladığını söyledi.

Serbest bölgede farklı alanlarda üretim yapıldığına değinen Palancıoğlu, şöyle konuştu:

“Serbest Bölgeler, Türkiye’nin yurt dışına açılan kapısı, ihracat kapısı. Burada yeni firmaların yer almasını sağlıyoruz. 2,5 yıl içinde 39 firma yatırıma başladı. Bir kısmı açılışlarını yaptı, üretime geçti. Bir kısmının inşaat çalışmaları devam ediyor. Kayseri’nin ihracatına, istihdamına, gelişmesine katkı sunuyorlar. Burada farklı alanlarda, farklı sektörlerde üretim var. Bunlar arasında kablo üretimi, elektrikli ev aletleri üretimi son derece önemli. Metal eşyalar, çelik kapılar, mobilyalar, bahçe mobilyaları gibi farklı yelpazede üretim söz konusu. Burada üretiminin yüzde 100’ünü ihraç eden firmalarımız var. Dolayısıyla sanayiciler buraya oldukça ilgi gösteriyor.”

Nitelikli Firmaların Tercih Ettiği Bölge

Serbest Bölge ile organize sanayi bölgeleri (OSB) arasındaki farkı anlatan Palancıoğlu, “Katma Değer Vergisi olsun, Gümrük Vergisi olsun, çalışanlarla ilgili çeşitli muafiyetler olsun eğer ihracat yapıyorsanız normal OSB’lere göre burada birçok avantajınız var. İhracat yapan firmaların odaklandığı, yoğunlaştığı bir nokta burası. Özellikle OSB’lerde üretim yapan Kayseri içi ve dışındaki firmalar, buraya çok rağbet gösteriyor. Tabii buranın özellikle gümrüklü olması, giriş çıkışının kontrollü olması, tüm girişlerde gerekli dokümanların olması, güvenlik açısından burayı önemli kılıyor. Bu açıdan da nitelikli firmaların tercih ettiği bir bölge, bir alan diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Palancıoğlu, serbest bölgeye yoğun talep olduğunu bildirerek, “2,5 yıl içinde 39 firmanın temeli atıldı, 7’si üretime başladı, 10 civarında fabrika önümüzdeki günlerde üretime başlayacak. Diğer firmalar da bir yıl içerisinde üretime başlayacaklar. Bu sayede 6 bin olan çalışan sayısı ilk etapta 8 bine, daha sonra 12 bine çıkacak. İhracat rakamlarımız da giderek artacak. Şu anda yüzde 22-25 arasında değişiyor. Bu oran da yüzde 50’ye kadar çıkacak. Dolayısıyla ihracat odaklı bir yatırım söz konusu.” diye konuştu.

Yeşil Serbest Bölge Olacak

Palancıoğlu, Kayseri Serbest Bölge’yi “yeşil serbest bölge” formatına getirmeye çalıştıklarını, çevreci bir üretim yapılması için de atıksu arıtma tesisi, kanalizasyon, doğalgaz, alternatif enerji kaynakları başta olmak üzere çeşitli çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

Bölgeye arıtma tesisi yaptıklarını, yatırımcıları “yeşil üretim” için teşvik ettiklerini aktaran Palancıoğlu, “Buradaki yeşil üretim sertifikasına sahip fabrika sayısını hızlı bir şekilde artırmamız lazım ki Avrupa’ya, Avrupa Birliği ülkelerine ürün satabilelim. Bu kapsamda da firmalar şimdiden hazırlık çalışmalarını yapıyor.” dedi.

Selimiye Camii’nin 4 Minaresinden 3’ünde Restorasyon Çalışmaları Tamamlandı

Restorasyon çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini belirten Edirne Valisi Yunus Sezer, 4 minareden 3’ünde çalışmaların tamamlandığını bildirdi.

Selimiye’deki restorasyonun bitirilme tarihinin 2025 olarak gösterildiğini ifade eden Sezer, “Bizim buradaki yüklenici firma çok güzel çalışıyor. Yaptığımız değerlendirmelerde bunun öne çekilebileceği ve 2024 yılında bitirilmesi için biraz hızlandırıldığını belirtiyorlar. İnşallah 2024 yılında tamamlanacak.” dedi.

Selimiye’nin üç minaresinde çalışmaların tamamlandığı ve kalıpların söküldüğü bilgisini veren Sezer, “Dördüncü minarede şu anda çalışmalar yapılıyor. Yine içerideki el işleriyle ilgili çalışmalar yapılıyor. Çok hızlı bir şekilde Selimiye Camisi’nde çalışmalar devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Selimiye Camii’ndeki tüm restorasyon proje detaylarını burada bulabilirsiniz.

ABD Mortgage Faizleri En Düşük Seviyesinde

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) vadeli mortgage faizleri Haziran ayından bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşti.

Mortgage Bankalar Birliği (MBA) verilerine göre, mortgage başvuruları, 15 Aralık ile sona eren haftada bir önceki haftaya kıyasla yüzde 1,5 azaldı.

Bu dönemde konut satın almaya yönelik başvurular önceki haftaya kıyasla yüzde 1 ve yeniden finansman başvuruları yüzde 2 düştü.

Ülkede 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı ise yüzde 7,07’den yüzde 6,83’e gerileyerek düşüşünü 5’inci haftaya taşıdı.

Aynı dönemde 15 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı da yüzde 6,67’den yüzde 6,41’e düştü.

MBA Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Başekonomisti Mike Fratantoni, verilere ilişkin değerlendirmesinde, enflasyondaki düşüşe dair olumlu haberlerin gelmesi ve ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz indirimlerine başlayacağına dair beklentilerin de etkisiyle 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faizin hazirandan bu yana en düşük seviyesine gerilediğini belirtti.

Orta Afrika’nın En Büyük Finans Merkezi Milvest’ten

Miller Holding iştiraki Milvest, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde, (KDC) Kinşasa Kongre ve Finans Merkezi’nin inşaat çalışmalarını tamamlayarak açılışını gerçekleştirdi.

Türkiye’nin en yenilikçi holdinglerinden Miller Holding’in iştiraki Milvest, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin siluetini değiştirecek ve ekonomik kalkınmasını destekleyecek Kinşasa Kongre ve Finans Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. Dev merkez sadece yapılarıyla değil, yaşam alanları ile de kent kimliğine katkıda bulunacak.

Afrika’nın en iddialı projelerinden birini tamamlamaktan gurur duyduklarını söyleyen Miller Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Mildon, “Kinşasa Kongre ve Finans Merkezi sadece ülkenin kalkınmasına değil, Türkiye ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti arasında güzel bir iş birliği gerçekleşmesine de öncü oldu” diye konuştu. Mildon, inşa ettikleri merkezle ile ilgili bilgiler de vererek, “Burası aslında iki büyük projeden oluşuyor. Bir yandan, yedi binadan oluşan bir tesis inşa ettik. Bu binalardan biri bölgenin en lüks oteli olacak. Yüksek teknolojiyle inşa edilen 3 bin metre kare alanı kaplayan gösteri havuzu, alışveriş mekanları, sosyal alanlarla kentin çehresini değiştiriyoruz.  Tüm bunların yanında burada ticaretin gelişmesini sağlayacak başka yapılarımız da olacak. Kongre salonu ve iki kiralanabilir ofis blokunu da tamamladık” dedi.

Bu mega projenin 3 bin Kongolu ve 2 bin 300’den fazla Türk’ün üstün gayretleri ile hayat bulduğunun altını çizen Mildon, şunları söyledi: “Burası sadece inşa sırasında değil, sonrasında da istihdam yaratmaya devam edecek. Sadece finansın değil istihdamın da kalbi olacak. Kinşasa Kongre ve Finans Merkezi, maliye ve bütçe bakanlıklarından gelen hizmetler de dahil olmak üzere yaklaşık 5 bin kişinin çalıştığı bir şehir olacak.”

Otel İçin 60 Milyon Dolardan Fazla Öz Sermaye Yatırımı

Finans Merkezi’nin tüm altyapısının Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne ait olduğunu vurgulayan Mildon, “Önemli bir anlaşma yaptık. İnşa ettiğimiz lüks otel küresel bir zincir otel markası olacak ve bu oteli biz işleteceğiz sonra da Kongo Demokratik Cumhuriyeti yönetimine devredeceğiz. Bu otel için 60 milyon dolardan fazla öz sermaye yatırımı yaptık ve Kongo için örnek bir kamu özel sektör iş birliğine imza attık” şeklinde konuştu.

“Bizim holding olarak bir mottomuz var. Hep diyoruz ki; ‘Güçlü adımlarla geleceğe yürüyoruz’!” ifadelerini kullanan Mildon, şöyle konuştu: “İşte bu mottomuz Demokratik Kongo Cumhuriyeti için de geçerli. Burada yaptığımız her iş geleceğe güç ve güven veriyor. Merkezin Kinşasa’nın kalkınmasının sembollerinden biri olacağını düşünüyoruz. Ayrıca proje Türkiye’nin Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile bağlarını güçlendirecektir.”

Kinşasa Finans Merkezi’nin tüm proje detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Emlak Dream

Kahramanmaraş’ta Zemin Etüt Çalışmaları Devam Ediyor

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, kentin yeniden imar ve inşası için zemin etüt çalışmalarının büyük önem arz ettiğini kaydetti.

Trabzon Caddesi’nde yıkılan valilik hizmet binası bahçesindeki çalışmaları inceleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kent genelinde mikro bölgeleme çalışması yapıldığını hatırlattı.

Zemin etüt çalışmalarının ardından yeniden inşaat çalışmalarına başlanacağını kaydeden Güngör, şunları söyledi:

“Bakanlığımızla yaptığımız görüşme sonrasında akademisyenlerimizden bir ekip oluşturduk. Ekibimiz sahada çalışmalarını sürdürüyor. Belirlenen alanlarda gözlem çukurları açılıyor, fay hatlarıyla alakalı durumlar inceleniyor. Bu noktada bakanlığımızla yüksek bir koordinasyon içerisindeyiz. Zemin etüt çalışmalarının tamamlanmasının ardından hocalarımızın hazırlayacağı rapor doğrultusunda şehrimizin imar ve inşasını sürdüreceğiz. Bu süreçte Jeoloji Mühendisleri Odamız, İnşaat Mühendisleri Odamız ve Mimarlar Odamızla da koordinasyon halindeyiz.”

10 Bin Konut ve İş Yeri Projesi İçin Çalışmalar Devam Ediyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen “Kentsel tasarım projesi” kapsamında şehir merkezinde 10 bin konut ve iş yeri yapılması için çalışmaların devam ettiğini aktaran Güngör, ilerleyen günlerde yeni alanların projeye ilave edilerek şehrin dönüşümünün hızla devam edeceğini sözlerine ekledi.

Antakya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Projesinde Yüzde 90 İlerleme Kaydedildi

6 şubat tarihli depremlerden etkilenen Hatay’ın Antakya ilçesinde yükselen eğitim ve araştırma hastanesi projesi, yüzde 90 oranında tamamlandı.

Merkez Antakya ilçesi Gülderen Mahallesi’nde 57 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 122 bin metrekare alanda kurulan hastanenin inşaat çalışmaları hız kesmeden sürüyor.

Temeli 24 Mart’ta atılan ve çok sayıda personelle çalışmaların sürdüğü hastane inşaatının yüzde 90’ı tamamlandı.

Tüm branşlarda hizmet verecek, 2 katlı çelik yapı olarak inşa edilen hastanenin, gelecek ay hizmet vermeye başlaması planlanıyor.

Yeni yılda kent genelinde sağlık alanındaki ihtiyaçlara büyük oranda cevap verecek hastanede, 72 poliklinik, 89 yoğun bakım yatağı, 11 ameliyathane, 8 diyaliz, 13 görüntüleme odası, MR, tomografi, tam kapasiteli laboratuvar, KVC (Kalp ve Damar Cerrahi) Merkezi, bilgisayarlı tomografi, 16 fizik tedavi ve rehabilitasyon alanı, 18 onkoloji alanı, 3 endoskopi, 2 anjiyografi ve yanık ünitesi yer alacak.

6 Şubat ve devamındaki depremlerde yıkılan veya ağır hasar alan yapıların arasında hastanelerin de olduğunu söyleyen Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Sağlık alanındaki ihtiyaçları karşılamak için çalışmaların süratle sürdüğünü ve bunlardan birinin de Antakya Eğitim ve Araştırma Hastanesi olduğunu ifade eden Masatlı, şunları kaydetti:

“Hastanemiz bitme noktasına geldi, yüzde 90’lar seviyesindeyiz. Hastanemiz 400 yatak kapasitesine sahip olup vatandaşlarımızın her tür sağlık ihtiyacına, sağlık sorununa hizmet edecektir. Yeni yılda başta merkez ilçemiz Antakya’mızın olmak üzere ilimizin sağlık alanındaki bütün ihtiyaçlarıyla ilgili bu hastanemizin kullanılacağını düşünüyoruz, öngörüyoruz. Şimdiden ilimize ve hastanemize gelen tüm hastalarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Hatay ilindeki tüm sağlık tesisi projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Yalova Makine İhtisas OSB’de Fabrikalar Yükseliyor

Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde hayata geçirilen Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) fabrika inşaatları yükselmeye başladı.

Çiftlikköy’de 640 hektar alanda 320 fabrikanın bulunacağı Yalova Makine İhtisas OSB, 2028 yılı içinde 320 üretim tesisinin faaliyete geçmesiyle yaklaşık 25 bin kişinin istihdam edileceği bir bölge olacak.

“Yerli, yenilikçi, yeşil bir OSB” mottosuyla kurulumuna devam eden Yalova Makine İhtisas OSB’de temeli atılan fabrika, sosyal tesis, idari ve sosyal donatılar “Anadolu 5.0” adı verilen mimari konsepte uygun yapılıyor.

Türkiye’nin yedi bölgesinden alınan ilhamla özel mimari tekniklerle binaların yapımı devam eden OSB, son olarak Çinli elektrikli otomobil üreticisiyle de üretim tesisi için görüşme yaptı.

Yalova Makine İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Direnç Özdemir, İstanbul-İzmir Otoyolu’nun hemen yanı başında konuşlandıklarını ifade etti.

Yaklaşık 50 kilometre yarıçaplı bir daire içerisinde yaklaşık 15 milyon nüfusa ulaşılabilen bölgede kurulduklarını anlatan Özdemir, “Milli gururumuz TOGG’dan Bilişim Vadisi’ne kadar uzanan bir hinterlanda hitap eden bir noktadayız. OSB’miz 2019 yılında faaliyetlerine başladı. Sahada şu an 40’ın üzerinde fabrikamız, üretim tesisimiz inşaat halinde. 5 fabrikamız üretime geçmiş hatta ihracatlarına başlamış durumda. Önümüzdeki yıla çok daha umutlu bakabilecek bir noktadayız. 350’ye yakın üyemiz var. Üyelerimizin kilogram başına ihracat değeri 7 dolarlar mertebesinde. Bu 1,2 olan Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. Halihazırda mevcut işletmelerindeki ticari çıktılarını değerlendirdiğimizde, 2029 yılı itibarıyla yaklaşık 4 milyar dolara kadar ulaşabilecek bir ihracat potansiyeli inşallah Yalova’dan yükseliyor olacak.” diye konuştu.

Gelecek yıldan itibaren çok hızlı bir artış yaşayacaklarına inandığını belirten Özdemir, şunları kaydetti:

“En geç 2029 yılı itibarıyla yüzde 100 doluluğa gelme gibi bir hedefimiz halen canlılığını koruyor. Özellikle OSB’mizdeki uluslararası ölçekte çok büyük firma üyelerimiz de var. BMC, Tosyalı Holding gibi üyelerimizin de önümüzdeki yıl yatırımlarına başlaması, kendi networklerini, ekosistemlerini bölgemize taşımasıyla oluşacak çarpan etkisi tabii ki çok daha fazla olacak. Pandemi sürecinde de olduğu gibi ülkemiz girişimcileri, müteşebbisleri, sanayi kapasitesi ve sanayi birikimi, bunu kısa sürede fırsata çevirebiliyor. Bu pratiği pandemi döneminde de yaşadık ve biz bu dönemde de yine aynı pratiği daha güçlenerek, daha yüksek katma değerli ürünler üreterek, daha yüksek teknolojiye yönelerek yine yeni fırsatlar çıkarabileceğimize inanıyoruz. Elimizde çok iyi bir reçete de var. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade etmiş olduğu yatırım, üretim, istihdam ve ihracat vizyonu yeni Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını hangi prensipler çerçevesinde yürüteceğinin bir nevi anayasası. Bu anlamda reçetemiz çok sağlam.”

Nitelikli genç nüfusu, stratejik konumu, uzun yıllara dayanan endüstriyel birikimi ve kapasitesiyle Türkiye’nin bunu başarabileceğine vurgu yapan Özdemir, Türkiye’nin artık dünyanın çok önemli üretim üslerinden biri olduğunu ifade etti.

Daha yüksek teknoloji, daha yüksek katma değerli ürünler üretmeye odaklanmaları gerektiğini belirten Özdemir, şöyle konuştu:

“Çok şükür artık yapmaya çalıştıklarımız, ortaya çıkarttığımız sonuçlarla gerek ulusal gerek uluslararası büyük oyuncuların artık çekim merkezi, odak noktası haline gelmiş durumdayız. Hemen hemen her hafta benzer nitelikte uluslararası bir firma ile görüşmelerimizi yürütüyoruz. Artık 21. yüzyılın kodlarıyla yeni şeyleri ortaya çıkartmamızın gerekliliği ile biz klasik manada bir sanayi bölgesi olarak değil burayı bir yaşam alanı olarak ele aldık. Bu uluslararası büyük oyuncuların biraz radarına girmemizdeki temel etkenlerden biri bu.”

Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Makine İhtisas OSB’ye Taşınacak

Yalova Üniversitesinin, bir devlet üniversitesinin mühendislik fakültesini OSB’ye taşıyacağını anlatan Özdemir, “Bu, Türkiye’de bir ilk, belki dünyada da çok sayılı örneği olan bir uygulama. Diğer tarafta kamu kampüsümüz, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğümüz, KOSGEB, Doğu Marmara Kalkınma Ajansının yerleşkeleri yükseliyor. Bir diğer tarafta Sanayi Bakanlığımızın destekleriyle kurduğumuz Mesleki Eğitim Merkezimiz faaliyete geçmek üzere. Onun hemen ilerisinde TSE ile yaptığımız çalışmada oluşturduğumuz TSE Test ve Kalibrasyon Merkezimiz bitmek üzere.” dedi.

Özdemir, OSB’deki bütün üretim tesisleri ve sosyal donatıların TSE’nin Yeşil Bina sertifikasyonuna tabi olduğunu ve sanayi bölgesinde üretim yapmak isteyen tüm üyelere de bunu zorunluluk haline getirdiklerini söyledi.

Yalova Makine İhtisas OSB’de gerçekleştirilen projeleri buradan inceleyebilirsiniz.

Galata Kulesi’nde Restorasyon Çalışmaları Devam Ediyor

Galata Kulesi Müzesi Müdürü Murat Bozcu, kulenin külah kısmında başlatılan restorasyon çalışmalarının hızla sürdüğünü açıkladı.

Çalışmalar kapsamında külahtaki kurşunların yenilendiğini aktaran Bozcu, “Bu kurşunlar izabe işlemi için Galata Kulesi’nden nakledildi. Yani eritilip, tekrar kurşun levhalar haline getirilip, yine aynı kulenin külahında kullanılacaklar. Kurşunların söküm işlemi tamamlandıktan sonra çalışmanın önemli bir aşaması olan bakır alem söküldü. Bunda da çok büyük 120 tonluk vinçlerle beraber profesyonel iple erişim uzmanları bu çalışmaya destek verdi.” dedi.

Sökülen alemin özel bir laboratuvara nakledildiğini aktaran Bozcu, şöyle devam etti:

“Bakırdan yapılmış alemin, altın varak işçiliğiyle dış yüzeyindeki altın kaplamalar yenilenecek. Kurşunlar izabeden gelip yerine takıldıktan sonra son olarak alem, Galata Kulesi’nde tepe noktaya takılarak külah etrafındaki çalışmalar tamamlanmış olacak. Bu çalışma genel olarak kulenin dış cephesiyle ilgili bir restorasyon çalışması. Dış cephede de taş, tuğla, derz adı verilen geleneksel bir harç dokusu var. Bunlarla ilgili şu ana kadar gerekli tespit çalışmaları yapıldı. Külahtaki çalışmalar tamamlanıp, 8. kat ziyarete açıldıktan sonra, bunun da en kısa zamanda tamamlanması hedefleniyor. İkinci aşamada da dış cephede, duvar yüzeyinde bozulan, düşme riski bulunan, kötü durumdaki unsurların restorasyon ve konservasyon ilkelerine uygun şekilde onarımları yapılacak. Bütün restorasyon çalışmasının göçmen kuşların İstanbul’a dönme tarihi olan nisan sonu öncesinde tamamlanması planlanmıştır.”

Murat Bozcu, periyodik olarak Galata Kulesi gibi tarihi eserlerin restore ve konserve edilmesi gerektiğine işaret ederek, “Burada doğal yaşam söz konusu. Bu anlamda bir hassasiyet gösterilmesi bakımından restorasyon çalışması için zor bir mevsim olan kış ayında çalışmalar tercih edildi. Ayrıca dış cephenin tamamına bir iskele kurulsa bu çalışmalar daha rahat yapılabilirdi ama doğal hayatla ilgili bir olumsuzluk olmaması, göçmen kuşlar, bina cephesinde konaklayan canlılarla ilgili olumsuzluk olmaması adına büyük platform vinçlerle bu çalışmalar yapılacak. Normal ziyaretçi akışı bakımından da turizm sezonu öncesi bu çalışmalar tamamlanacak.” diye konuştu.

Kaynak: AA

Ral Yatırım Holding, 2024’te Enerji Projelerine Ağırlık Verecek

İnşaat ve enerji sektörlerinde ön plana çıkan Ral Yatırım Holding, 2024 yılında yenilenebilir enerji projelerine ağırlık vermeyi hedefliyor.

2023 yılını şirket açısından değerlendiren Ral Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kandemir, “Ülkemizde seçim yılı olmasına ve kurda dalgalanmaların yaşanmasına rağmen 2023 yılının ilk dokuz aylık döneminde şirketin gerek hasılat ve karlılıkta gerekse nakit yaratma kapasitesinde başarılı sonuçlar elde ettik. 

2023 yılının ilk dokuz ayında satış hasılatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 335 oranında artarak 1 milyar 24 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. Toplam net kârımızı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 206 oranında artırarak 286 milyar TL’ye çıkardık.  Net kâr marjımız ise bu dokuz aylık dönemde de yüzde 28 olarak devam etti. Borsa İstanbul Ana Pazar’da işlem gören hisselerimiz ise 2023 sene başından bu yana yatırımcısına yüzde 150 oranında değer kazandırarak BİST-100’ün üzerinde performans gösterdi. Bu sonuçlar doğrultusunda 2023 yılını hedeflerimiz doğrultusunda başarılı bir şekilde tamamlayacağımıza inanıyoruz.” dedi.

5,3 Milyar TL’lik Konut Projesi Tamamlandı

Holding bünyesinde şimdiye kadar 5,3 milyar TL değerinde toplam 3 bin 756 adet konutun tamamlandığını ifade eden Rıza Kandemir, “Kars, Gaziantep, Hatay ve Ankara’da devam eden projelerimiz bulunuyor. Bu projelerimizin öngörülen hasılat bedeli toplam 5,9 milyar TL’ye ulaştı. Mevcut ve yeni inşaat taahhüt projeleriyle sürdürülebilir nakit yaratma kapasitemizi daha da artırıyoruz.” diye konuştu.

“Viranşehir’de 130 MW’lık GES Projemizi Haziran 2024’te Devreye Almayı Hedefliyoruz”

Yenilenebilir enerji alanında güçlü bir oyuncu olmayı hedeflediklerini vurgulayan Kandemir, “Viranşehir projelerimiz bizler için oldukça önemli. YEKA GES-4 kapsamında toplamda ön lisansı alınan 100 MWe/130 MWm kapasiteli Viranşehir 4 ve 9 projelerimiz için Elektrik Enerjisi İletim Hattı ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulan ÇED Raporu için de olumlu karar çıktı. Çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor, santralimizi Haziran 2024’te devreye almayı hedefliyoruz. Bununla beraber Manisa Efkaftepe’de 24 MWm kurulu güce sahip, Afyonkarahisar İscehisar’da ise 30 MWm kurulu güce sahip RES projelerimiz için de ön lisansımızı aldık. Afyonkarahisar ve Diyarbakır’da hayata geçirmeyi planladığımız toplam 44 MWm kurulu güce sahip GES ve RES projelerimiz için ön lisans işlemleri devam ediyor. Projelerimizin toplam yatırım değeri ise 250 milyon dolar değerine ulaştı.” diye belirtti.

“Ral GYO’nun Kuruluşunu Gerçekleştirip Halka Arzını Gerçekleştirmeyi Planlıyoruz”

Ral Yatırım Holding için bir 2024 projeksiyonu sunan Kandemir, “Ral Yatırım Holding olarak en önemli önceliğimiz YEKA GES-4 kapsamında toplamda 100 MWe/130 MWm kapasiteli Viranşehir santralimizi 2024 yılı içinde devreye almayı hedefliyoruz. İnşaat taahhüt alanında ise Kars, Gaziantep, Hatay ve Ankara’da projelerimize devam ediyoruz. Ankara’da Mustafa Kemal mahallesinde hayata geçireceğimiz proje için ruhsat çalışmaları devam ediyor. Ruhsat alıp 2024 yılında projemizin inşaatına başlamayı hedefliyoruz. Hatay’daki New Tower projemizde de inşaat çalışmalarımız hızla sürüyor. 2024 yılında projemizi tamamlayıp teslimlerini gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. Projemizden şirketimize 900 milyon TL civarında kaynak yaratacağız. Bu kaynağı yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında kullanacağız. Tüm bunların yanı sıra Ral Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın kuruluşunu gerçekleştirip 2024 yılı içinde halka arzını gerçekleştirmek de hedeflerimiz arasında yer alıyor.” dedi.

Ral Yapı Viranşehir GES projesinin tüm detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Öngören: ‘’Kentsel Dönüşümün Önündeki Engeller Kalktı’’

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, yeni kentsel dönüşüm kanun düzenlemesi ile dönüşümün önündeki engellerin kalktığını belirtti. Öngören, ‘’Bu yeni düzenleme kentsel dönüşüm davalarının hızlanmasına yüzde 30-40 oranında katkı sağlayacak.” dedi.

​​Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 8 Kasım’da TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen 6 Şubat’taki depremlerin acısı tazeliğini korurken, kentsel dönüşümü hızlandırmak için yapılan yeni düzenlemeyle, ilgililere ulaşmayan tebligatlar, risk tespitini engellemek için açılmayan kapılar, küçük farklarla sağlanamayan 3’te 2 çoğunluk, dönüşüm için karşılanamayan finansman gibi sorunlara çözüm getirildi.

“Mümkün olan en hızlı şekilde riskli yapıların dönüştürülmesi hedefleniyor”

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, kentsel dönüşümü çoğu zaman yavaşlatıp hatta durma noktasına getiren sorunlara çare olması için yapılan düzenlemenin getirdiği yenilikleri anlattı.

Yeni düzenlemelerle bu tip senaryoların önüne geçilerek, mümkün olan en hızlı şekilde riskli yapıların dönüştürülmesinin hedeflendiğini belirten Öngören, daha önce bir apartman ya da sitede kentsel dönüşüm yapabilmek için 3’te 2 çoğunluk gerektiğini hatırlattı.

Yüzde 51 ‘Tamam’ Derse Dönüşüm Başlayacak

Öngören, kanun değişikliğiyle 3’te 2 çoğunluğun yüzde 50 artı 1’e çekildiğini vurgulayarak, “Yani 100 daireli ve eşit hisseli bir apartmanda yüzde 51 ‘tamam’ derse dönüşüm sağlanabilecek.” dedi.

İkinci büyük değişikliğin ise deprem bölgesindeki kentsel dönüşüm davalarında olduğunu dile getiren Öngören, şöyle konuştu:

“Bu davalar uzun süren davalar haline gelmişti. Bu da kentsel dönüşüm sürecini tıkıyordu. İşte bu süreci hızlandırmak için tebligat usulünde bir değişiklik yapıldı. Eskiden tapuda belirtilmiş adreslere tebligatlar yapılıyordu. Şimdi öncelikle ‘riskli olduğu için yıkılacağı’ binanın girişine asılacak. Kişinin e-Devlet adresine tebliğ yapılacak. Üçüncü olarak da muhtara tebligat yapılacak. Muhtarlıkta kentsel dönüşüm süreci, ilgililere tebliğ edilecek. Binanın dönüşüme girdiği bilgisi, muhtarlıkta 15 gün süreyle askıya çıkacak. Bu 15 günlük askı süresi dolduktan sonra isteyen dava açabilecek. Bu yeni düzenleme kentsel dönüşüm davalarının hızlanmasına yüzde 30-40 oranında katkı sağlayacak. “

Şehir Merkezlerindeki Yaşam Alanları da Rezerv Alanı Olarak Belirlenebilecek

Bir başka yeniliğin ise rezerv yapı alanlarıyla ilgili olduğunu ifade eden Öngören, yeni yerleşme alanı oluşturma konusundaki düzenlemenin değiştirildiğini söyledi. Öngören, şehir merkezlerindeki yaşam alanlarının da rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi imkanının getirildiğini bildirdi.

Rezerv yapı alanlarıyla ilgili değişikliğin, “İnsanların zorla şehir dışına itilmesi veya mülksüzleştirilmesi” gibi eleştirilere maruz kaldığını hatırlatan Öngören, “Bunun çok doğru bir eleştiri olduğunu düşünmüyorum. Zaten kentsel dönüşüm yasasında kamulaştırma ve acele kamulaştırma gibi iki aracın kullanılması söz konusu. Ayrıca riskli alan denilen bir araç var. Zaten depreme dayanıklı olmayan yerler riskli alan da ilan edilebiliyordu. O yüzden riskli alan, sadece boş alanlar için değil, doğrudan insanların yaşadığı alanlar için de ortaya konmuş bir kentsel dönüşüm aracıydı.” ifadelerini kullandı.

“Dava Süreçlerinin Kısaltılması İçin Değişiklik Yapıldı”

Yeni düzenlemeyle, deprem bölgesindeki dava süreçlerinin kısaltılması için idari yargılama kanununda da değişiklik yapıldığını vurgulayan Öngören, “Bu davalardaki 30 günlük cevap süreleri, 10-15 güne indirildi. Hakimlere dosyayı 15 gün içerisinde oluşturma sorumluluğu getirildi. Temyiz süreleri açısından var olan 30-60 günlük süreler, 15 güne indirildi. Davaların hızlanarak, deprem bölgesindeki insanların konutlarına bir an evvel kavuşması için genel bir düzenleme yapıldı.” diye konuştu.

“Kentsel Dönüşümle Yeşil Binalar Yapılmalı”

Deprem bölgesinde yaklaşık 850 bin konut yapılacağını aktaran Öngören, “İstanbul’da kentsel dönüşüm kapsamında yaklaşık 1,5 milyon, Türkiye genelinde ise toplam 5 milyon konutun değiştirilmesi, dönüştürülmesi hedefleniyor.” dedi.

Bunların yeşil bina olarak yapılması gerektiğini vurgulayan Öngören, “Yeşil bina, suyunu arıtan, yeniden kullanılmasını sağlayan, yağmur sularını biriktiren binalardır. Aynı zamanda bu binaların çatısı ve cephelerinde solar sistemleri, güneş panelleri var. Yeşil bina, 32 yılda harcanan bütün parayı geri kazandırıyor. Kendini amorti ediyor. O yüzden yeşil bina yapımını teşvik edip, gerek kamu gerek özel sektörün kaynağını boşa harcamayalım.” diye konuştu.

Prof. Dr. Öngören, her binanın yıkılıp yeniden yapılmasına da gerek olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Yeni inşaat teknolojileriyle güçlendirme denilen bir imkan var. Bugün bir binanın yeniden yapılması yaklaşık 36 ay gerektiriyor. Halbuki bir binanın güçlendirilmesi 6 ayda bitiyor. Böylece insanların kirada oturma süreleri kısalır. Aynı zamanda yeni bir bina yapmakla, bir binanın güçlendirilmesi arasında yaklaşık bire üç oranında bir maliyet farkı var. Güçlendirmeyi bir birim, yeni binayı üç birim parayla yapabiliyoruz.”

Türkiye genelindeki 5 milyon konutun depreme dayanıklı hale getirilmesi ve dönüştürülmesi açısından bakıldığında, en az 1 milyonunun güçlendirilerek korunmasının mümkün olduğuna işaret eden Öngören, özellikle tarihi binalarda bunu yapmanın çok daha mantıklı olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Türk İnşaat Firmaları Bugüne Kadar 135 Ülkede 492,6 Milyar Dolarlık Proje Üstlendi

Ticaret Bakanı Yardımcısı Mahmut Gürcan, Türk inşaat firmalarının bugüne kadar 135 ülkede toplam 492,6 milyar dolar değerinde proje üstlendiğini açıkladı.

Eş zamanlı olarak 20-21 Aralık’ta İstanbul Pullman İstanbul Airport and Convention Center’da düzenlenen TÜRAP ile TurabExpo tarafından düzenlenen, 9. Türk-Arap Yapı-İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri, İç Mimari, Mobilya Fuarı, İşbirliği Organizasyonu ve 6. Türk- Arap Gayrimenkul, Proje, Yatırım, Finansman Fuarı, İşbirliği Organizasyonu’nda konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Türk inşaat firmalarının beşeri sermayesi, teknik birikimi, teknolojiye adaptasyonu ve disipliniyle Türkiye’nin kültürel yakınlığı olan kardeş coğrafyalarda beğenilir işler yaptığını söyledi.

Gürcan, “Bunun yanı sıra gayrimenkul faaliyetleri gayrisafi yurt içi hasıladan 3,7 oranında bir yer tutmaktadır. İnşaat firmalarımız tarafından bugüne kadar 135 ülkede 492,6 milyar dolar değerinde proje üstlenilmiş ve tamamlanmıştır.” diye konuştu.

Türk Yapı Sektörü Yoğun Bir İş Gücü Barındırıyor

Yapı sektörünün devasa altyapı projelerinden havalimanlarına, hastanelere, okullara ve elbette ve sıcak yuvalara kadar insan hayatının her alanına dokunan sektör olmasıyla ön plana çıktığını belirterek, “Pek çok meslek grubunu ilgilendiren birçok üretim ve istihdam sürecini etkileyen ve kendisine bağlı alt sektörleri harekete geçiren özelliğiyle lokomotif sektör büyük istihdam oluşturma özelliğiyle sünger sektör olarak kabul görmektedir. Türk yapı sektörü çeşitli mal ve hizmet üretimi nedeniyle bünyesinde yoğun bir iş gücünü barındırmaktadır.” dedi.

Gürcan şöyle devam etti:

“Türkiye temel yapı malzemeleri üretiminde ve ihracatında dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır özellikle çimento, inşaat demiri, demir çelik aksamı, plastik ve alüminyum inşaat malzemeleri, seramik, mermer, cam, boya, elektrik malzemeleri ve ısıtma soğutma ekipmanları gibi ürünlerde fiyatı ve kalitesiyle ülkemizi uluslararası alanda ön plana çıkarmaktadır. Bu noktada 1972 yılından beri dost ve kardeş ülkelerde 11 bin 901 proje üstlenmiş ve alnının akıyla bitirmiş olan Türk yurt dışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik sektörümüzde anmadan geçemeyeceğiz. Türk inşaat sektörü 2022 yılı verilerine göre, gayri safi yurt içi hasılamızın (GSYİH) yüzde 4,9’unu oluşturmaktadır. Sektörün istihdamdaki payı ise yüzde 6 civarındadır.”

Boğazlıyan Belediyesi Konukevi İnşaatı Hızla Sürüyor

Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde belediye tarafından başlatılan konukevi projesinde inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Konuyla ilgili bilgi veren Boğazlıyan Belediye Başkanı Gökhan Coşar, inşaat çalışmalarının aralıksız sürdüğünü ifade ederek, “Güzel ilçemize değer katacak nice projeleri hizmete sunduk, sunmaya devam ediyoruz” dedi.

Boğazlıyan’da turistik gelişime katkı sağlanması amacıyla yapılan konukevi projesi, modern mimarisi ve sunduğu olanaklarla dikkat çekiyor. Belediye tarafından yapılan açıklamaya göre, konukevi bölge halkının ve ziyaretçilerin ihtiyaçlarına yönelik tasarlandı. Projede, misafirperverlik ve konfor ön planda tutuluyor.

Yozgat’taki tüm inşaat projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Bursa’ya 5 Yeni Hastane

Bursa’da 2024 yılında hayata geçirilmesi planlanan toplam 2 bin 500 yataklı 5 yeni hastane projesi için önemli adımlar atıldı.

Bursa’da inşaat çalışmalarının 2024 yılında başlaması hedeflenen 5 hastane projesi için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, Bursa milletvekilleriyle birlikte Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüştü. Daha sonra Vali Mahmut Demirtaş başkanlığında, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım’ın da bulunduğu heyet biri bin yataklı 5 yeni hastanenin yer seçimi için incelemelerde bulundular. 

Konuyla ilgili konuşan Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Osmangazi ile Yıldırım’a hizmet verecek bin yataklı yeni hastane için 6-7 farklı alternatif nokta olduğunu belirterek, “Bursalı vekillerimizle Bakan Fahrettin Koca’yı ziyaretimizde konuyu gündeme getirdik. İlk olarak Acemler’deki 1315 yataklı Ali Osman Sönmez Hastanesi’nin inşaatı ile Muradiye Devlet Hastanesi’nin 200 yataklı yeni bölümünün inşaatlarının hızlandırılması için gerekli talimatları verdi. Osmangazi ile Yıldırım’a hizmet verecek bin yataklı yeni büyük hastane için de Valimiz ile birlikte 6-7 noktada yer incelemesi yaptık.” dedi. 

Bursa’ya yeni bin yataklı hastane yeri aradıklarını; önceliğin depremsellik olduğunu ifade eden Gürkan, “Ankara Caddesi, Demirtaş bölgesi, Samanlı ve İstanbul yolunda muhtemel 6-7 arsada inceleme yaptık. Bursa’ya 2024 yılı içerisinde yeni 5 hastane kazandıracağız. Bin yataklı olan devlet hastanesi merkezi bölgelere yakın olacak. Çekirge Devlet Hastanesi’nin Ali Osman Sönmez Hastanesi’ne taşınmasıyla bölgeye 400 yataklı fizik tedavi rehabilitasyon ve geriatri merkezi kazandırmayı hedefliyoruz. 

Ankara Caddesi Yüksek İhtisas Kavşağı’ndaki eski fakülte binasına Yıldırım’a hizmet verecek 200 yataklı butik hastane ile karşısına yeni bir diş hastanesi kazandırmayı amaçlıyoruz. Nilüfer’de Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’ndaki 27 dönümlük hastane alanına 400 yataklı Nilüfer Devlet Hastanesi ya da branş hastanesi inşa edeceğiz. Özlüce’deki Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nin bir bölümü Ali Osman Sönmez Hastanesi’ne taşınacak. Bir kısmını da Fethiye’deki Yüksek İhtisas Hastanesi’nin ek binasında değerlendirebiliriz. Özlüce Ertuğrul bölgesinde çocuk hastanesinin boşaltacağı arsaya 400 yataklı yeni hastane yapmayı planlıyoruz.” dedi. 

Acemler’de bin 315 yataklı Ali Osman Sönmez Sağlık Kompleksi inşaatının hızlandırılması için Bakan Fahrettin Koca’nın talimat verdiğini kaydeden Başkan Davut Gürkan, “Hastanenin bir an önce açılması için gerekli çalışmalar biraz daha hız kazandırıldı. 1315 yatak ve bir çok hastane olacak. 2024 yılı içerisinde bir trafik düzenlemelerine de ihtiyacımız var. Vali bey özellikle onu takip ettiriyor. Orayı da rahatlatmak istiyoruz. Muradiye’deki Memleket Hastanesi’nin hayata geçirilmesi için 200 yatak artı Onkoloji Hastanesi’nin Acemler’e taşınmasıyla buradaki işlerin de hızlandırılması yönünde Bakan Bey talimat verdi. Bunlarla beraber bir çok yerde aile sağlığı merkezi vardı. Sağlık Bakanımız projelerine baktı. Hızlandırıldı. 11 yeni aile sağlığı merkezi kurulması gündemde.” ifadelerini kullandı. 

Bursa’da yatak sayısı 2 bini aşkın 5 yeni hastanenin temelini 2024 yılı içerisinde atmayı hedeflediklerini vurgulayan Başkan Davut Gürkan, Ali Osman Sönmez Hastanesi’nin de devreye girmesiyle Bursa’da sağlık alanında hiç bir sıkıntı kalmayacağını sözlerine ekledi.

Bursa’daki tüm hastane projelerini burada bulabilirsiniz.

JICA, Deprem Bölgesine Finansal Destek Sağlayacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın (JICA) deprem bölgesine finansal destek sağlayacağını açıkladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medya hesabından, KOSGEB ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) işbirliğiyle hayata geçirilen “Mikro, Küçük ve Orta büyüklükteki İşletmelerin Deprem Sonrası Desteklenmesi Projesi”ne ilişkin paylaşımda bulundu.

Projeyle deprem bölgesindeki KOBİ’lere finansman sağlanacağını belirten Kacır, “KOBİ’lerimize 36 ay vadeli, ilk 24 ayı ödemesiz, kalan 12 ay için faizsiz, 3 eşit taksit imkanıyla 4 milyar lira yeni finansman imkanı sunuyoruz. Kasımda Dünya Bankası işbirliğiyle başlattığımız programda bugüne dek deprem bölgesindeki 39 bin 680 KOBİ’mize toplam 12,8 milyar lira destek verdik. Söz verdiğimiz gibi depremden zarar gören işletmelerimizin yanında olmaya ve bölge ekonomisini yeniden ayağa kaldıracak adımlar atmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Deprem Sonrası Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Canlanması Projesi kapsamında Dünya Bankası ve KOSGEB iş birliğinde 6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen 11 ildeki işletmelere yönelik 450 milyon dolarlık finansman desteğinin ardından JICA ile de yeni bir kredi anlaşması imzalandı.

JICA tarafından sağlanacak finansmana ilişkin Kredi Anlaşması ve Kredi Garanti Protokolü imza töreni KOSGEB binasında gerçekleştirildi. Kredi Anlaşması, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu ile JICA Başkanı Yuko Tanaka tarafından imza altına alındı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, imzalanan protokol çerçevesinde JICA tarafından sağlanan 20 milyar Japon Yeni (Yaklaşık 4 Milyar TL) tutarındaki kaynağında “Mikro, Küçük ve Orta İşletmelerin Deprem Sonrası Desteklenmesi Projesi” kapsamında bölgedeki işletmelere aktarılacağını açıkladı.

Bakan Kacır, 31 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasının ardından destek başvurularının alınmaya başlandığını, bugüne kadar 75 bin 415 işletme başvurusu alındığını belirterek, JICA tarafından sağlanan finansmanın da başvurusu onaylanan işletmelere aktarılacağını söyledi.

Uluslararası kuruluşlarla yeni finansman kaynaklarının bulunması konusunda bakanlık olarak çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Kacır, İspanya İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (AECID) ile de görüşmeler gerçekleştirildiklerini ve AECID tarafından da bölgeye finansman sağlanacağını duyurdu.

Finansman desteği; 36 ay süreyle uygulanacak. İlk 24 ayında KOBİ’ler ödeme yapmayacak. Sonraki 12 ayda ödemeler 3 taksitte gerçekleştirilecek.

Kaynak: Hürriyet

Çelik İhracatı 13 Milyon 5 Bin Tona Geriledi

Çelik sektörünün ihracatı son 11 ayda yüzde 28,8 düşüşle 18 milyon 341 bin tondan 13 milyon 55 bin tona geriledi. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, ‘’Türkiye artık çelik ürününde net ithalatçı konumundaydı. İthalatta yaşanan artış ülkemiz çelik üreticilerine zarar verecek noktaya erişti.” dedi.

Türkiye 2023 yılını 255 milyar doların üzerinde bir mal ihracatı rakamıyla kapatmaya hazırlanırken, çelik sektörünün 11 aylık ihracat verilerinde ‘dramatik’ bir düşüş yaşandı.

Çelik sektörünün ihracatı yılın 11 aylık döneminde miktar bazında yüzde 28.8, değer bazında ise yüzde 31.2 geriledi. Yıla 16 milyon ton ihracat hedefiyle başlayan sektörün Kasım 2023 itibariyle ulaştığı ihracat miktarı 13 milyon 55 bin ton oldu. 2021’de 23 milyar dolar, 2022’de 19 milyar 697 milyon dolar ihracat geliri elde eden sektörün bu yılki 13 milyar 545 milyon dolara düştü. Yılın ilk 10 ayında ithalat ise yüzde 14.8 oranında arttı. Çelik ihracatında yaşanan düşüşe dikkat çeken Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, aynı dönemde ithalattaki yükselişe işaret etti.

Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan Arslan Ergün’ün haberine göre; Aslan, “2015’ten bu yana ilk kez nihai çelik ürünlerinde net ithalatçı konumuna düştük. Bu kapsamda ithalatın yarattığı haksız rekabetin önüne geçilmesi için resmi kurumlarımıza anti damping başvurusunda bulunduk. Yapılacak inceleme sonucunda ithalat yapılan ülkelerin rekabete aykırı davrandığı ortaya çıkarsa ek vergi uygulanacak. Böylece haksız rekabetin önüne geçilecek” dedi.

Türkiye Çelikte Açık Pazar Olmamalı

 İlk 11 ayda ihraç edilen miktarın da 28.8’lik düşüşle, 18 milyon 341 bin tondan 13 milyon 55 bin tona gerilediğini aktaran Aslan, “2023’ün ilk 10 ayında ise ithalat 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 14.8 artışla 15 milyon 366 bin tondan 17 milyon 639 bin tona çıktı. Türkiye artık çelik ürününde net ithalatçı konumundaydı. İthalatta yaşanan artış ülkemiz çelik üreticilerine zarar verecek noktaya erişti” diye konuştu.

Tüm dünyada yönetimlerin çelik sektörlerini korumaya yönelik politikalar uyguladığını, Türkiye’nin ise hala açık pazar konumunda olduğunu belirten Aslan, “Ülkelerin korumacılık önlemleri, Avrupa Birliği’nin uyguladığı kotalar, ABD vergileri ve Kuzey Afrika’dan Mısır, Cezayir gibi ülkelerin net ihracatçı konumuna gelmesi bizim ihracatımızın düşmesine neden oldu. İhracatımızdaki düşüşte diğer bir etken ise navlun ve konteyner fiyatlarının gerilemesiydi. Bu düşüşle birlikte Uzak Doğu ülkeleri yeniden pazara girmeye başladı. 2022’de konteyner ve navlun fiyatlarının çok yükselmesiyle birlikte sektörde ciddi bir avantaj elde etmiştik. Bu avantajı kaybetmemiz ihracata da yansıdı” dedi.

Kapasite Kullanımı Yüzde 50’lere Geriledi

Çelik sektöründe üretimin de gerilediğini kaydeden Aslan, “2022’nin ilk 10 ayında üretimimiz 30 milyon 91 bin tondu. 2023’te yüzde 8.8 gerileyerek 27 milyon 454 bin tona düştü. Türkiye, üretiminin yüzde 50-55’lik kısmını ihraç ediyor. 2022’de ihracatımız 20 milyon ton üzeri seviyelere çıkmıştı. 2023’ün tamamında ise 14 milyon ton seviyelerine yaklaşacaktır.

Normal şartlar altında 2023 hedefimiz 16 milyon ton, 16 milyar dolar ihracattı. Ancak gerisinde kaldık. 2024’te de 15 milyon tonluk ihracat hedefliyoruz. 2022’deki 20 milyon tonluk ihracat seviyesine yeniden ulaşmamız biraz daha zaman alacak gibi gözüküyor. 2028 için İSE 32 milyar dolarlık ihracat hedefi belirledik” diye konuştu.

Çelik sektöründe kapasite kullanım oranlarının da yüzde 50-55 seviyelerinde olduğuna dikkat çeken Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu düşüşteki en önemli sebepler arasında talepsizlik ve enerji maliyetlerinin yüksekliği var. Kapasite kullanım oranlarının düşük olması sektör adına olumlu gözükmese de, çelik sektörünün sermaye yapısının çok güçlü olduğunu söylemeliyiz.

Diğer taraftan kapasite kullanım oranları bu kadar düşükken, hem Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzaladığımız ülkelerden hem de farklı ülkelerden çelik ithal ediliyor. Ancak ithalat yapılan ülkelerden gelen ürünler iç piyasadaki dengeleri bozuyor. Bu noktada bizim de resmi kurumlara başvurularımız oldu. Yapılacak incelemeler sonucunda bu ithalatlarda bir sübvansiyon uygulandığı ortaya çıkarsa söz konusu ithalata ek vergi uygulanmasını talep ettik. Yaklaşık 1,5 ay önce başvurumuzu yaptık. Sürecin 6-12 ay içinde netleşmesini bekliyoruz.”

“Emisyon Düşürerek Ek Vergi Önlenebilir”

ÇİB Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, enerjinin çelik sektörünün en önemli girdilerinden biri olduğunu söyledi. Dalbeler, “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması da (SKDM) bazı zorunlulukları beraberinde getiriyor. Sektörümüzde cevherden ve hurdadan üretim yapılıyor. Türkiye aslında bu alanda avantajlı konumda. Çünkü cevherden üretimde yaklaşık 2 bin kilogram, hurdadan üretimde ise yaklaşık 400 kilogram emisyon oranı ortaya çıkıyor. Sektör olarak biz de yenilenebilir enerji yatırımlarında öncelik bekliyoruz. Bu yatırımlarda önceliklendirilir ve destek alırsak rekabette avantaj kaybetmemiş oluruz. Emisyon oranlarını düşürerek ek vergilerin önüne geçebiliriz” ifadelerini kullandı.

DTÖ’den Türkiye Aleyhine Karar

Dünya Ticaret Örgütü, ABD ile çeliğe ek vergi anlaşmazlığında Türkiye aleyhine karar verdi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Türkiye’nin ABD’nin çelik ve alüminyum vergilerine misilleme olarak uygulamaya aldığı ek vergileri örgütün politikaları ile “tutarsız” bularak Türkiye’nin vergileri kaldırması gerektiğine karar verdi. DTÖ’nÜn anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulmasından sorumlu organı tarafından yayımlanan raporda “Panel, Türkiye’nin DTÖ ile uyumsuz olan tedbirini yükümlülüklerine uyumlu hale getirmesini tavsiye ediyor” denildi. Türkiye, ABD’nin Donald Trump yönetiminde çelik ve alüminyum ithalatına yönelik “madde 232” olarak adlandırılan ulusal güvenliğe dair incelemesine dayanarak Mart 2018’de çelik ithalatına yüzde 25, alüminyum ithalatına yüzde 10 vergi uygulamasının ardından misillemede bulunmuştu.

Ortalama Konut Satış Fiyatlarında Düşüş Var

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) ile sahibinden.com iş birliğiyle hazırlanan “sahibindex Kiralık ve Satılık Konut Piyasası Görünümü” Aralık raporu açıklandı. Rapora göre, son 5 aydır ortalama konut satış fiyatlarında düşüş gözleniyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından sahibinden.com’un ilan verileri üzerinden hazırlanan ‘’sahibindex Kiralık ve Satılık Konut Piyasası Görünümü” raporunda, son dönemde konut piyasasında yaşanan değişimler incelendi. Rapora göre Türkiye genelinde ve üç büyük ilde Ekim’den Kasım’a satış fiyatları azaldı. Reel fiyatların düşmesine bağlı olarak reel fiyatlardaki yıllık artış oranı da ülke genelinde yüzde 5,4’e, Ankara’da yüzde 20,1’e, İzmir’de ise yüzde 5’e geriledi. İstanbul’da ise yıllık reel fiyat çok uzun bir aradan sonra ilk kez yüzde 1,4 azaldı. Öte yandan cari fiyatlardaki yıllık artış oranı ise geçen yılın Ekim ayına kıyasla ülke genelinde 6,5 puan azalarak yüzde 70,7’ye geriledi. Ülke genelinde ortalama satılık konut metrekare fiyatları İstanbul’da 35.556 TL, Ankara’da 19.373 TL ve İzmir’de 29.032 TL oldu.

2020 mayıs ayından itibaren sürekli artan ülke genelindeki reel konut satış fiyat endeksi önceki 4 ayda olduğu gibi Kasımda da geriledi. Reel konut fiyat endeksi Kasımda Ekime kıyasla 4,5 puanlık azalışla 189,1 oldu.  Ekimden Kasıma enflasyon oranı yaklaşık yüzde 3,3 olurken Türkiye genelinde cari konut fiyat artışı aynı dönemde yüzde 0,9’da kaldı. 

Reel Satış Üç Büyükşehirde de Düşüşte

Konut reel satış fiyatı son 4 ayda olduğu gibi üç büyükşehirde Kasım ayında da düşüş gösterdi. Endeks; İstanbul’da 185,3’e Ankara’da 211,6’ya İzmir’de ise 192,2’ye düştü. 


Reel Fiyatlarda Yıllık Artış Hızla Yavaşlıyor

Türkiye genelinde, büyük depremin etkisiyle Şubat 2023’te geçici olarak yükselen yıllık reel fiyat, Mart’tan itibaren yeniden azalmaya başladı ve Kasım 2023’te yıllık fiyat artışı oranı Ekime kıyasla 4,4 puan azalışla yüzde 5,4’e kadar geriledi. 

Konut Arzı Ülke Genelinde ve Üç Büyükşehirde Azaldı

Kasım ayında satılık konut ilan sayısı hem ülke genelinde hem de üç büyükşehirde azaldı. Satılık konut arzında geçen aya kıyasla ülke genelinde yüzde 5,8, İstanbul’da yüzde 4,9 Ankara’da yüzde 5,2, İzmir’de ise 7,4’lük bir azalış yaşanmıştır. 


Konuta Talep Son İki Yılda En Düşük Seviyede 

2023 Şubat ayındaki depremden sonra düşüş gösteren konut talebinde Temmuzda bir miktar artış gerçekleşmiş olsa da Ağustostan itibaren belirgin bir düşüş söz konusu. Kasım ayında Ekime kıyasla yüzde 9,1 azalan konut talebi endeksi 88,7 seviyesinde gözlemlendi. Bu değer konut talep endeksinin son iki yıldaki en düşük seviye olarak dikkat çekiyor. Konut talebi geçen yılın Kasım ayına kıyasla yüzde 19,9 daha düşük oldu.

Summa’nın Yıldızı “Kısıklı Park” Vitrine Çıktı

Toplam 18 dönüm arazi üzerine inşa edilen Kısıklı Park Projesi’nde 2+1’den 6+1’e kadar balkonları, terasları, bahçe ve çatı dubleksleriyle farklı ihtiyaçlara uygun 177 adet daire bulunuyor. Hemen yanı başındaki yemyeşil korusu, sahip olduğunu sosyal donatılar, blokları çevreleyen peyzajı ve arkasında uzanan Çamlıca ormanlarıyla dikkat çeken Kısıklı Park’ta daire fiyatları 16.500.000 TL’den başlıyor. Proje değeri 200 milyon dolar olan Kısıklı Park’ın Eylül 2024’te teslim edilmesi hedefleniyor.

Sahip olduğu 34 yıllık sektör tecrübesiyle dört kıtadaki 14 ülkede projeler yürüten Summa Turizm Yatırımcılığı, İstanbul Boğazı ve şehir manzarasına hâkim konumda yemyeşil korusu, oyun alanları ve çepeçevre peyzajıyla dikkat çeken Kısıklı Park Projesi’ni duyurdu. 

Kısıklı Park’ın basın toplantısı, Summa Turizm Yatırımcılığı A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Okan Sargın,  Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Meriç Kibar ve projenin mimarı CA2O Architects Kurucusu Yüksek Mimar Aybala Öz’ün katılımıyla 20 Aralık’ta Hilton İstanbul Maslak Hotel’de gerçekleştirildi. 

Türki Cumhuriyetler’den Afrika Kıtasına Yayılan Faaliyet Alanı

Toplantıda ilk sözü alan Summa Turizm Yatırımcılığı A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Okan Sargın, Summa’nın 1989’da Ankara’daki Atakule Projesi’nin yaratıcısı merhum Mete Bora tarafından kurulduğunu, 1990’dan itibaren yurtdışı taahhüt projelerine Türkmenistan ile başlayıp Rusya Federasyonu, Moldova, Romanya’da faaliyetlerine devam ettiğini dile getirdi. 

Faaliyetlerin 2007 itibarıyla Libya’dan tüm Afrika kıtasına yayıldığını belirten Okan Sargın, şu bilgileri aktardı: “Aralarında Senegal, Ruanda, Benin, Nijer, Ekvator Ginesi, Sierra Leon, Venezuela gibi farklı coğrafyalarda bulunan 12 ülkede oteller, ofis binaları, kongre merkezleri, stadyumlar, kapalı spor sahaları, havaalanları, hastaneler ve benzeri yüze yakın projeyi anahtar teslim olarak tamamladık. Summa’nın Türkiye’deki projelerine örnek olarak Bodrum Yalıkavak Marina ve Hilton İstanbul Maslak Otel projesini gösterebiliriz. Bugün için işletmesini de yaptığımız 3 havaalanı, 4 otel, 1 alışveriş merkezi ve 1 hastane gibi büyük yatırım projelerin yanı sıra yurt dışında birçok konut projesine imza atarak bu sektörde adımızı duyurduk. Şu anda halen yurtdışında devam eden 1 havaalanı, 1 otel ve 2 alışveriş merkezi yatırımımızla da büyümeye devam ediyoruz. 

Okan Sargın: “Kısıklı Park, Summa’nın değerlerini yansıtıyor”

“Kısıklı Park, sahip olduğumuz değerleri en iyi şekilde yansıtan projelerimizden biri… Modern aile konseptini benimseyen Kısıklı Park, bölgesel değerlere saygı gösterirken, çağdaş mimari ve sosyal donatılarla zenginleştirilmiş bir yaşam alanı sunuyor” diyen Summa Turizm Yatırımcılığı A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Okan Sargın, projeye dair şunları söyledi: “Toplam 18 dönüm arazimiz üzerinde yükselen ve inşaat aşamasında %60 oranına ulaştığımız Kısıklı Park, sadece bir konut projesi değil, aynı zamanda kaliteli yaşam standartları, çevresel duyarlılık ve sosyal sorumluluk anlayışımızı bir araya getirerek yaşam tarzını yeniden tanımlayan bir deneyimi simgeliyor. Şehrin ritmini yakalayan, sürdürülebilir ve çağdaş bir yaşam alanı sunduğumuz Kısıklı Park, bize göre yatırımcısına büyük bir kazanç vadediyor. 200 milyon dolar değere sahip bu projede çevresel etkiyi en aza indirmek adına bir dizi enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik öğeleri de yer alıyor. İstanbul’un yükselen yıldızı olmaya aday Kısıklı Park, geniş sosyal donatıları, yeşil alanları ve çeşitli ulaşım olanakları ile sadece bir konut projesi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzını temsil ediyor. Amacımız insanların daha iyi bir yaşam sürmelerine olanak sağlayan projeler hayata geçirmek, sadece yapı inşa etmekle kalmayıp aynı zamanda topluluklarımıza ve çevremize değer katma taahhüdümüzü yerine getirmek. Summa olarak Sürdürülebilir ve sosyal sorumluluk odaklı projelerimizle insanlarımızın yaşam kalitesini artırmak, çevremize katkıda bulunmak ve toplumumuza fayda sağlamak için çalışıyoruz.”

Meriç Kibar: “Doğallığın ön planda olduğu, aile yapısına uygun geniş alanlara sahip bir proje inşa ediyoruz”

Summa Turizm Yatırımcılığı A.Ş. Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Meriç Kibar da sözlerine Kısıklı Park’ın bölgesine değer katan simge projelerden olacağını dile getirerek başladı. 

Meriç Kibar, projeye dair şu detayları aktardı: “Tamamı Summa’ya ait toplam 18 dönüm arazi üzerine kurulan Kısıklı Park, hemen yanı başındaki yemyeşil korusu, sahip olduğunu sosyal donatılar, blokları çevreleyen peyzajı ve arkasında uzanan Çamlıca ormanları ile dikkat çeken bir proje oluyor. Kısıklı Park’ta, 2+1’den 6+1’e kadar balkonları, terasları, bahçe ve çatı dubleksleriyle farklı ihtiyaçlara uygun 177 adet daire bulunuyor. Bölgenin mimari sistematiğine uygun, doğallığın ön plana çıkartıldığı bir mimari konsept içinde, doğal taş cephe sistemi ve aile yapısına uygun geniş balkonları ile inşa ettiğimiz Kısıklı Park’ta kapalı ve açık yüzme havuzları, kapalı ve açık basket sahası, squash salonu, mini golf, kapsamlı bir fitness alanı, çocuk kulübü, seyir terasları ve dinlenme alanları ve projeye özel 5.500 m2’lik korusu ile benzersiz bir yaşam alanı sunuyoruz. Ayrıca, konut tiplerine göre daire başına 3 adede ulaşabilen kapalı otopark alanı da sağlıyoruz. Günümüzde hayatın sadece daire içinde değil, ortak alanlarda ve sosyal donatılarda da mutluluk ve huzur içinde yaşanabileceğinden yola çıkarak Kısıklı Park’ı tasarladık, tamamlandığı zaman da tüm vaatlerini yaşatan bir proje olacak.”

Yalın, İşlevsel ve Dinamik Bir Mimari  

Kısıklı Park’ın mimarı CA2O Architects Kurucusu Yüksek Mimar Aybala Öz, uzun zamandır üzerinde çalıştıkları projeye dair şunları dile getirdi: “Kısıklı semti, konum olarak şehrin merkezinde yer alıyor ve Boğaz hattını tepeden gören bir açıklığa sahip… Projenin ana fikri;  yapının, topografyasındaki dinamizmi sayesinde şehir ve boğaz siluetine hâkim bir şekilde yerleşebilmesi üzerine kurularak her bir konut biriminin şehir, boğaz, koru veya iç peyzaj panoramasına yönelecek bir aks doğrultusunda inşa edilmesi sağlanıyor. Yalın, işlevsel ve dinamik bir tasarım diline sahip olan projede, kullanılan tüm renkler, dokular ve malzemeler de mimari yaklaşımın bir uzantısı… Projenin ritmik cephesi ise farklı yaşam biçimlerine göre çeşitlendirilmiş daire planlarının cepheye bir yansımasını ifade ediyor. Benzer şekilde konut birimlerinin büyüklükleri de farklı yasam tarzlarına hitap ediyor. Projede yer alan koru, peyzaj tasarımına referans olurken sosyal alanlar da peyzajın devamı olacak nitelikte kurgulanıyor. Otopark katları da aynı şekilde toprak altında kalarak, site içerisinde tamamen peyzaj ve yaya erişimini özellikli kılıyor. Bulunduğu doğal ve yapılı çevreyle anlamlı bir ilişki kuran Kısıklı Park projesi, gerek yerleşim kurgusu gerek kendi içinde oluşturduğu ortak alanlar ve peyzaj mimarisiyle bölge için referans bir proje olma niteliği taşıyor.”

Günümüz Dünyası ile Uyumlu Konforlu Alanlar

Kısıklı Park’ta dengeli bir yaşam biçimi için günümüz dünyası ile uyumlu konforlu alanlar oluşturulmak istenirken projede Siemens, Lineadecor, Hans Grohe, Eczacıbaşı-Vitra, Raynaers, Fraenkische ve Samsung gibi markalarla iş birliğine gidildi. 

Lansmana Özel %10 İndirim, Teslimler Eylül 2024’te

Lansman sürecine özel olarak yüzde 10 indirimle satışa sunulan Kısıklı Park’ta daire fiyatları, 16.500.000 TL’den başlıyor. Kişiselleştirilmiş ödeme imkânlarına ek olarak anlaşmalı bankalar aracılığıyla finansman alternatifleri sunulan Kısıklı Park’ın 2024 yılı Eylül ayında teslim edilmesi hedefleniyor. 

Kısıklı Park projesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bilgiçler Yapı, 10 Milyar 200 Milyon TL Yatırım Yaptı

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, AKTİM projelerinin yatırımcılara yüksek kazanç elde ettirdiğini belirterek, ‘’24 ayda teslim edeceğimiz projemizi 13 ayda bitirdik.’’ dedi.

7 yılda 7 milyar 100 milyon TL’lik yatırımla konut ve ticari projelere imzasını atan Bilgiçler Yapı, 2023 yılını 3 milyar 100 milyon TL’lik yeni projesi AKTİM Çarşı – Ofis projesinin temel atma hazırlıklarıyla tamamladı.

2007 yılında kendi arazilerine, kendilerine ait konut ve ticari projeleri inşa etmek ve kiralamak üzerine kurulan Bilgiçler Yapı, 2016 yılında vites büyüterek 5 projede 75 bin metrekare konut, 141 bin metrekare ticari proje hayata geçirdi.

Göl İstanbul ve Minas Park projeleriyle 97 villa ve 72 konut projesinin teslimini tamamlayan Bilgiçler Yapı, AKTİM 1, AKTİM 2 ve AKTİM 3 projeleriyle ticari gayrimenkul üretiminde de kendini gösterdi.

Bugüne kadar 7 yılda 7 milyar 100 milyon TL’lik yatırım yapan Bilgiçler Yapı, eylül ayında 110 bin metrekarelik yeni projesi AKTİM Çarşı – Ofis projesini lanse etti. Lansman sonrasında 2 ayda yüzde 37’lik satış gerçekleştiren Bilgiçler Yapı, daha önceden projelerinden satın alma yapan yatırımcılardan ilgi gördüklerini belirtti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, ilk olarak Beylikdüzü’nde konut, Büyükçekmece’de villa projesiyle Bilgiçler Yapı’nın faaliyetlerine başladığını aktararak, ‘’Sanayicilikten geldiğimiz için ticaret merkezleri yapmaya yönelme kararı aldık. Özellikle İstanbul’da merkezde yer alan esnaflar, KOBİ’ler çok dağınık bir şekilde faaliyet gösteriyor. Deprem konusu hep gündemde ve toplu ticaret alanlarında ciddi eksik var. Ticaretin hızla dönüşmesi gerekiyor. Tavan yüksekliklerinden, ulaşım kolaylığına kadar pek çok ayrıntıyı düşünerek, ilk akıllı ve ticaret merkezimiz olan Esenyurt AKTİM 1’i hayata geçirdik. Yüzde 95’ini 2,5 ayda satınca, hemen AKTİM 2’yi hayata geçirdik.’’ ifadelerini kullandı.

Tüm inşaatlarını öz sermaye ile tamamladıklarını, projeyi tamamen bitiren bütçe olmadan inşaata başlamadıklarını belirten Bilgiç, ‘’AKTİM 1’den dükkan satın alanlar çok yüksek prim kazancı elde ettiler. Bu kazanç, yatırımcıları ikinci projemize yöneltti. 24 ayda teslim edeceğimiz projemizi 13 ayda bitirdik.’’ değerlendirmesinde bulundu.

Bilgiç, Avcılar AKTİM 3 projesinde ise yine ilk 2 projedeki yatırımcıların yoğun talebi ile karşılaştıklarını kaydederek, ‘’Teslim sonrasında da projelerin yönetiminde oluyoruz. Bu da yatırımcıların bize güvenini oldukça artırdı. Bayrampaşa AKTİM Çarşı projemizin lansmanı için gün sayan yatırımcılarımız var.’’ dedi.

Açıklamada verilen bilgilere göre, Bilgiçler Yapı, bugüne kadar edindiği tecrübeleri de kattığı “ustalık projesi” olarak nitelendirdiği AKTİM Çarşı-Ofis projesinde temel atma hazırlıkları sürüyor. Bayrampaşa’da 110 bin metrekare üzerinde hayata geçirilecek olan projede, 338 bağımsız bölüm bulunacak. Yeni nesil ticarethaneler ve ofislerden oluşacak projede, temel atma işlemleri başlıyor. 3 milyar 100 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirilecek olan AKTİM Çarşı – Ofis projesinin iş geliştirme süreci 1 yıl sürdü.

İstanbul’da lojistik açıdan önemli değere sahip noktalarda ticari gayrimenkul ihtiyacının fazlalığına dikkati çeken Bilgiç, Bayrampaşa’da hayata geçirecekleri AKTİM Çarşı-Ofis projesiyle, bu ihtiyaca cevap vermeye hazırlandıklarını belirtti. Bilgiç, ‘’Bayrampaşa AKTİM Çarşı-Ofis projemiz, her iş modeline uygun ticari dükkanlar ve modern ofislerden oluşuyor. Projemizi geliştirirken ticari işletmelerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak detaylandırmaları gerçekleştirdik.’’ bilgisini verdi. 

Bilgiç, AKTİM Çarşı projesinin lokasyon olarak çok önemli bir noktada olduğunu vurgulayarak, ‘’Projemiz şehir merkezine, otoyollara ve havalimanlarına oldukça yakın. Lokasyon avantajı iş yapma süreçlerini kısaltacak imkan sunuyor. Yeni nesil mimari avantajları da eklenince yatırımcıları memnun edecek bir yatırım süreci başlamış oluyor.’’ açıklamasında bulundu. 

Bayrampaşa AKTİM Çarşı projesinin avantajlarına da değinen Bilgiç, ‘’Projemiz gerek mimari yapısı, gerek sosyal donatı alanları, gerekse 32 bin metrekare büyüklüğünde kapalı otoparkıyla bölgeye yepyeni bir soluk kazandıracak. İnşaat teknikleri, enerji verimliliği, güvenlik sistemleri ve işlevsellik bakımından çoktan miadını doldurmuş birçok ticaret merkezinin yanı sıra, her bakımdan günümüze modernize edilmiş haliyle AKTİM Çarşı projemiz işletme sahiplerine derin bir nefes aldıracak.’’ yorumunu yaptı.

Açıklamaya göre, Bilgiçler Yapı, AKTİM Çarşı – Ofis projesinin ardından, 2024 yılında yeni arazi arayışlarına devam edecek. Konut projesi için Boğaz hattında arazi arayışı bulunan Bilgiçler Yapı, şehir merkezinde de ticari gayrimenkul projesi için arsa satın alacak.

Yeni projesi için 6,6 milyar TL’lik bütçe ayırdıklarını aktaran Bilgiç, ‘’Avantajlı lokasyonlarda yatırım fırsatı yakalarsak bütçemizi artırabiliriz” diye konuştu. Ağırlıklı olarak az katlı ve yatay mimariye odaklanacaklarını kaydeden Bilgiç, “Depreme dayanıklı yapılar önceliğimiz olacak. Bunun yanı sıra günümüz ihtiyaçlarına cevap veren akıllı yapılara da imzamızı atacağız.’’ duyurusunda bulundu.

Bilgiçler Yapı’nın tüm projeleri ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: AA

Bakan Özhaseki: ‘’Fay Hatları Üzerinde Yapılaşmaya İzin Vermeyeceğiz’’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, TBMM 2024 Yılı Bütçesine ilişkin konuşmasında ‘’Bundan sonra Türkiye’nin hiçbir yerinde hangi belediye izin verirse versin el koyarak asla ve asla fay hatları üzerinde bir yapılaşmaya izin vermeyeceğiz.’’ dedi.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında hedeflerinin afetlere karşı dirençli, yatay mimariye sahip, mahalle kültürünü yaşatan, sıfır atık uyumlu ve yeşil varlığı artırılmış akıllı şehirler inşa etmek olduğunu belirterek “Bizim medeniyetimizde şehirlerin yeri apayrı. Şehirlerde ekonomi, ticaret ve hayat var. Bir taraftan da kültür, sanat ve estetik var. Medeniyetler şehirlerde doğuyor ve gelişiyor.” dedi.

Bakan Özhaseki, şehirlerin de onlara anlam katan insanlar gibi canlı organizmalar olduğunu ifade ederek, şehirlerin taşla topraktan ibaret görülmemesini iyi bir bakım gösterilirse ömürlerinin uzun olacağını değilse önce küçük şehirler haline geleceğini, sonra da yavaş yavaş yok olup gideceğini söyledi.

Şehir ve insanın birbirinin aynası olduğunu ifade eden Özhaseki, “Bir şehre bakış atmak bir insana, bir millete bakmak demektir. Bugün ülkeler arasında rekabet olduğu gibi şehirler arasında da bir rekabet var. Bu rekabette başarılı olmak için zamanın ruhunu iyi okumak gerekiyor. Teknolojik ve bilimsel gelişmelerle birlikte şehirlerimiz akıllı şehir konseptine doğru büyük bir hızla evriliyor.” dedi.

Özhaseki, akıllı şehirlerin afetlerden iklim değişikliğine, enerji verimliliğinden ulaşıma ve sağlığa kadar birçok yenilik ve kolaylıklar sunduğunu dile getirerek, “Bize düşen ise şehircilik alanında bu treni yakalamak hatta bu yolculuğun öncüsü ve lokomotifi olmaktır.” ifadesini kullandı.

Bin yıldır üzerinde yaşanılan Anadolu coğrafyasının üzerinde önemli iki medeniyet olduğunu belirten Özhaseki, birisinin Osmanlı medeniyeti ikincisinin ise Selçuklu medeniyeti olduğunu, genç Cumhuriyet döneminde ise yeni bir medeniyeti hep birlikte inşa etmeyi temenni ettiklerini söyledi.

Özhaseki, son 70 yılda görülen manzaranın ürkütücü olduğunu ifade ederek, “Herhangi bir partiyi asla suçlamak için söylemiyorum. Bu son 70 yılda kentlere kontrolsüz başlayan göçler sebebiyle denetimsiz, kaçak hatta gece birkaç saat içerisinde yapılıp, sabah içerisine çoluk çocuğun atıldığı birçok evlerin inşa edildiğini gördük. Bunun sonucunda karşılaştığımız manzara şu; bir taraftan sağlıksız evler ve mahalleler bir taraftan da kimliksiz şehirler. Üzülerek söylüyorum, en önemlisi depreme de dayanıksız milyonlarca konut stoku bizi bekliyor. Bugün afetlerde pek çok canımıza mal olan ve hala kalıcı çözümler üretmek için uğraştığımız temel şehircilik sorunlarımızın kaynağı da burada yatıyor. Türkiye Yüzyılı’na yakışır afetlere karşı güvenli, kimlikli, çevre dostu ve sıfır atık uyumlu şehirler inşa etmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz.” diye konuştu.

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayan Özhaseki, bilim insanlarına göre dünyanın en eski tarihlerinde oluşan Anadolu’nun büyük deprem hareketlerine maruz kaldığını söyledi.

Araştırmalara göre Türkiye’nin Alpler’den Himalayalar’a kadar uzanan hat üzerinde en riskli 5 ülkeden biri olduğuna işaret eden Özhaseki, “Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanın yüzde 66’sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor. Nüfusumuzun da yüzde 70’inden fazlası bu bölgelerde yaşıyor. Aletli ölçümlerin başladığı 1900 tarihinden itibaren denizlerimizde ve ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde yıkıcı diye tarif edebileceğimiz deprem sayısı 231. Neredeyse her sene iki tane yıkıcı deprem yaşıyoruz. Ana karamızda meydana gelen deprem sayısı ise 60’ın üzerinde. Toprağa verdiğimiz canların sayısı 130 bin. Maddi olarak hasar, milyarlarca dolar ama manevi hasarın karşılanacak bir sözü dahi yok.” değerlendirmelerinde bulundu.

Özhaseki, Türkiye’yi tehdit eden depremleri oluşturan fay hatlarına ilişkin de bilgi vererek, “Şu anda ülkemizde 500’ün üzerinde hala hareketli fay hattı var. Hiçbir yerde ‘biz güvendeyiz’ ‘bir şey olmaz devam et’ diyemeyiz. Bu bizim tarihsel borcumuz, sorumluluğumuz. Şu anda hala 1 milyon 900 binden fazla vatandaşımız evinden dışarıda yaşıyor. Ya konteynerde yaşıyor ya da kira parası veriyor. Eğer ülkemizi seviyorsak, İstanbul depremi öncesinde ne gerekiyorsa onu yapmalıyız.” dedi.

1999 yılında meydana gelen Gölcük depreminde 18 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini, 50 binden fazla vatandaşın da yaralandığını anımsatan Özhaseki, deprem sonrasında Yapı Denetim Kanununun çıkarılmasının ve yeni yapı standartlarının belirlenmesinin önemli adımlar olduğunu söyledi.

Özhaseki, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 18 şehirde 14 milyon insanı doğrudan etkilediğini belirterek, “Büyük bir afet. Bin yıllık Anadolu medeniyeti üzerinde rastlayabildiğimiz en büyük felaket. Bütün bir millet ayaktaydı. Böyle bir afetin altından millet olarak kalktığımız için böyle bir milletin ferdi olmak gerçekten hepimiz için bir onur kaynağı.” dedi.

Depremler sonrasında 6 milyon yapının incelendiğini belirten Özhaseki, yıkılması gereken yapı sayısının 680 bin civarında konut, 170 bin civarında da iş yeri olduğunu bildirdi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden geçen 10 aylık süreçte neler yapıldığına ilişkin Özhaseki şöyle konuştu:

“TOKİ Başkanlığımız, Emlak Konut, Yapı İşleri o bölgelerde rezerv alanlarda olmak üzere 207 bin civarında konutun inşaatına başladı. Deprem Şurasında hocalarımızın bize tavsiyesi; köy evlerini çelikten yapın. O tavsiyeye uyarak şu anda 50 bin civarındaki köy evimizin ihalesi yapıldı. Kent meydanlarını hem de çevresindeki ana caddeleri yapım kararı aldık.”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, yerinde dönüşüm projesi başlattıklarını belirterek, bu kapsamda kendi evini yapmak isteyen vatandaşları desteklediklerini söyledi. Proje kapsamında 250 bin müracaatın olduğunu bildiren Özhaseki, şunları kaydetti:

“İnşaatına başladığımız betonarme evleri bir yıl içerisinde çelikten yaptığımız köy evlerimizi de 6-8 ay gibi bir süre içerisinde teslim edeceğiz. Kredi bölümünde 2 yıl ödeme alınmayacak. Taviz vermeyeceğimiz 4 kırmızı çizgimiz var. Bundan sonra Türkiye’nin hiçbir yerinde hangi belediye izin verirse versin el koyarak asla ve asla fay hatları üzerinde bir yapılaşmaya izin vermeyeceğiz. Zemin sıvılaşması olan yerlerde yapılaşma yasağını sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Dere yataklarının imara açılması söz konusu değil. Mimarlık, mühendislik hizmetlerinde sıfır tolerans uygulanacak.”

81 vilayetin deprem bölgesi olarak kabul edilerek çalışılacağını vurgulayan Özhaseki, “31 milyon konutumuz var. 6 milyon kadar da iş yerimiz var. 37 milyon bağımsız birimden 6 milyonu risk altında. 2012 yılında çıkan yasayla; yurdumuz genelinde 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. 400 bin bağımsız bölümün dönüşümü ise sürüyor. Kentsel dönüşüm çalışmaları için bugüne kadar 480 milyar TL para harcandı.” dedi.

Özhaseki, İstanbul’da 6 milyon konut, 1,5 milyon civarında da ticari işletmenin risk altında olduğunu belirterek, şunları belirtti:

“600 bini çok acil olarak değiştirilmek zorunda. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızın odağında yer alan İstanbul’da 2012’den bu yana 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. 170 bin 941 bağımsız bölümün dönüşümü ise sürüyor. İstanbul’da yol haritamız belli oldu. Bunu titizlikle takip edeceğiz. Meclis’ten geçen yasadan dolayı kentsel dönüşümde İstanbul’un önü açılmış olacak ve çok hızlanacak.

İstanbul’da ‘Yarısı Bizden Kampanyası’ ile de 350 bin yakın konutu da değiştirmiş olacağız. Kampanyaya müracaat eden 1 milyondan fazla vatandaşımız var. Yüzde yüz anlaşmış binadakilerin tamamı bir araya gelerek ‘evet biz konutumuzu, binamızı yıkıp yapmak istiyoruz’ diyen vatandaş sayısı 70 bin civarında. Önce onlardan başlayacağız. Sonra yüzde 50’yi geçen 158 bin civarında vatandaşımız var. Onlara da diyeceğiz ki ‘kendi aranızda lütfen toplantılar yapın. Yüzde yüze çıkın, gelin sizin de dönüşümünüze başlayalım.’ Aynı deprem bölgesinde yaptığımız yardımlar gibi benzer bir yardım usulüyle de İstanbul’da ‘Yarısı Bizden Kampanyası’nı devam ettirmiş olacağız. Böyle olunca çok kısa bir süre içerisinde neredeyse 750 bine yakın bir konutu değiştirmiş, dönüştürmüş olacağız.”

İstanbul-Ankara Arası 80 Dakikaya Düşecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada, ‘’İstanbul-Ankara arası süper hızlı tren ile 80 dakikaya düşecek’’ dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM Genel Kurulu’nda, bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 Yılı bütçesi ile ilgili konuştu. Bakanlığının faaliyet, proje ve hedeflerini anlatan Bakan Uraloğlu, “Karayolu, demiryolu, havayolu, denizyolu ve haberleşme projelerimizle ülkemizin ulaşım ve iletişim ağını nakış gibi işledik. Böylece, bilgi, yük ve yolcu taşımacılığında daha hızlı, daha güvenli ve daha ekonomik bir dönemi başlattık.” dedi.

Bakan Uraloğlu, bakanlık bünyesindeki yatırımlardan bahsederek, “Son 21 yılda 198 milyar dolar yatırımı hayata geçirdik. Uluslararası döviz emtia fiyatlarını dikkate aldığımızda, bakanlık yatırımlarımızın bugünkü varlık değeri toplam 250 milyar dolardır. Bu durum, doğru zamanda doğru finansman yöntemleriyle verdiğimiz yatırım kararlarının ülkemize ne derece katkı sağladığının bir örneğidir” değerlendirmesinde bulundu.

Bu yatırımların, 42 milyar dolarlık bölümünün, Kamu Özel İşbirliği Projeleri kapsamında yapıldığını aktaran Bakan Uraloğlu, “Küresel eğilimleri dikkate alarak planladığımız ulaştırma politikalarımızı yatırımlara dönüştürüyor, yatırımlarımızı, insanımızın yaşam kalitesini yükseltmek ve ülkemizin kalkınmasına destek olmak için gerçekleştiriyoruz. Büyük bir aile olarak bugün itibarıyla; ülke sathında 2 bin 751 projede görev alan arkadaşlarımız ile birlikte toplam 223 bin kişiyle, çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz” dedi.

Bakan Uraloğlu, Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı, 12’nci Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program hedefleri doğrultusunda; lojistik sektöründe demiryolunun etkin bir şekilde kullanımını sağlayacaklarını kaydederek, “Mevcut 439 kilometre olan iltisak hattı uzunluğunu 2028 yılına kadar 663 kilometreye çıkartacağız. 2053 hedeflerimiz kapsamında, demiryolu ve haberleşme sektörlerine ağırlık vererek yatırımlarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, demiryollarında tamamlanan projelerle ilgili, “10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye, 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğunu 8 bin 046 kilometreye, 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu 7 bin 142 kilometreye, ülkemizi hızlı trenle buluşturarak hızlı tren ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Havayollarında; 26 olan aktif havalimanı sayısını 57’ye, 55 milyon olan havayolu terminal kapasitesini 337 milyona, 60 olan toplam yurtdışı uçuş noktasını 343’e, 150 olan uçak sayısını 658’e çıkardık” bilgisini paylaştı.

Denizcilikte, 152 olan uluslararası liman sayısını 190’a, haberleşmede; 23 milyon olan mobil abone sayısını 91 milyonun üzerine çıkardıklarını belirten, Bakan Uraloğlu, 81 bin 304 kilometre olan fiber hat uzunluğunu ise 536 bin kilometreye çıkardıklarını anlattı.

Bakan Uraloğlu, devam eden projelere ilişkin, “Şehir içi raylı sistem taşımacılığına desteğimiz de devam ediyor. 12 ilimizde toplam 922 kilometre şehir içi raylı sistem hattı işletilmektedir. Bunun 395 kilometresi de bakanlığımızca yapılmıştır. Başta İstanbul olmak üzere İzmir, Ankara, Konya, Kocaeli, Kayseri, Gaziantep, Bursa, Erzurum ve Erzincan’da raylı sistem projelerimiz bulunuyor. Şu anda da bakanlığımızca İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Konya olmak üzere 4 ilde 9 ayrı hatta toplam 119,5 kilometrelik kent içi raylı sistem hattının yapımı devam ediyor” dedi.

34 milyon olan toplam havayolu yolcu sayısını; 2021 yılında pandemi şartlarına rağmen 128 milyonun üzerine, 2022 yılında 182 milyonun üzerine çıkardıklarını vurgulayan Bakan Uraloğlu, “2023 yılı sonunda ise yolcu sayımızın 216 Milyonu aşmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

Bakan Uraloğlu, bakanlığının öne çıkan çalışmaları hakkında da şu bilgileri verdi:

“Ülkemiz; Asya, Afrika ve Avrupa olmak üzere üç kıtayı birbirine bağlayan jeopolitik konumu itibarıyla oldukça stratejik bir noktadadır. Asya’dan Avrupa’ya yeni lojistik koridorları oluşturuyoruz. Kalkınma Yolu Projesi ile Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi ülkelerinden Irak’ın güneyinde inşa edilmekte olan FAV Limanına gelecek yüklerin, Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya ulaştırılması amacıyla 1200 kilometrelik çift yönlü otoyol ve demiryolu inşa edilmesi planlanmaktadır. Bu koridorun ülkemizdeki demiryolu geçişi 2 bin 88 kilometre olacaktır. Önemli bölümü halen işletmede olan güzergahın eksik bölümlerini hızla tamamlıyoruz. Kalkınma koridorunun ülkemizdeki karayolu geçişi ise 1912 kilometre olacaktır. 1592 kilometrelik mevcut otoyolumuza ilaveten, ‘Şanlıurfa-Ovaköy’ arasında 320 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 2 milyar dolarlık yeni otoyol yatırımımızla, karayolu geçişi tamamlanacaktır.”

Bakan Uraloğlu, deprem konutları bağlantı ve rezerv alanlarının 180 kilometre uzunluğundaki bağlantı yolları ile altyapısının, bakanlığı tarafından yapıldığını duyurdu.

Bakan Uraloğlu, yeni projelerle ilgili, “Erzurum- Kars güzergahında bölgesel turistik tren seferlerini başlatacağız. Çeşmeli-Kız Kalesi otoyol çalışmalarını hızlandıracağız. Akdeniz sahil yolunun yapım çalışmalarına devam edeceğiz” dedi.

Bakan Uraloğlu, Çanakkale Köprüsünün yıl içinde 23 defa ödüle layık görüldüğünü söyledi. Bakan Uraloğlu, ‘Milli Hızlı Tren Seti Projesi’nde tasarım çalışmalarını tamamlayıp prototip üretimine başlayacakları hızlı tren hatlarını da şöyle sıraladı:

“Ankara- İzmir hızlı tren hattı, Mersin- Adana- Osmaniye-Gaziantep hızlı tren hattı, Bandırma-Bursa-Yenişehir- Osmaneli hızlı tren hattı, Ispartakule- Çerkezköy hızlı tren hattı, Yerköy- Kayseri hızlı tren hattı, Eskişehir- Antalya hızlı tren hattı ve Karadeniz Sahil Demiryolu İşi Etüt Projesi.”

Bakan Uraloğlu, 25 Aralık tarihinde de Sabiha Gökçen Havalimanı 2’nci Pisti’ni hizmete açacaklarını duyurdu. Bakan Uraloğlu, TÜRKSAT 6A’nın 2024 yılının mart ayında yer teslimini gerçekleştirecek ve SpaceX firması ile yapılan anlaşma doğrultusunda, haziran ayı içerisinde yörüngesine fırlatacaklarını kaydetti.

Bakan Uraloğlu, yeni bir projenin müjdesini de vererek, “Milli maçımız 90 dakika, biz Ankara’dan İstanbul’a 80 dakikada gideceğiz, süper hızlı trenle bunu gerçekleştireceğiz. Amanosları, geçilmez olan Amanosları, Dörtyol- Hassa Projesi’yle hem demir yolu hem kara yolu tünelleriyle geçiyoruz. Zengezur Koridoru. Ermenistan topraklarından geçmesini planladığımız, o ‘Buradan geçilmez’ diye konuşuluyordu, halbuki şimdi gelinen süreçte Paşinyan artık bu koridorun kendi topraklarından geçmesi gerektiğini söylüyor. Biz de bunu hayata geçireceğiz” diye aktardı.

Gayrimenkul Sektörünün ‘En’leri  Sign of the City Awards İle Belirlendi

Emlak Konut katkılarıyla, Kelebek Mutfak-Banyo proje ortaklığında ve EY stratejik ortaklığında gerçekleştirilen Sign of the City Awards Ödül Töreni ile inşaat ve gayrimenkul sektörünün ‘en’leri belirlendi.

Türkiye’de inşaat ve gayrimenkul sektörünün uluslararası platforma taşınmasını amaçlayan, Sign of the City Awards ödülleri bu yıl 7’nci kez sahiplerini buldu. Emlak Konut katkılarıyla, Kelebek Mutfak-Banyo proje ortaklığında ve EY stratejik ortaklığında gerçekleştirilen törende sektörün önde gelen marka, kurum ve STK üyeleri ile akademisyenler bir araya geldi.

Ödül töreninde konuşan Jüri Başkanı Dr. Sinan Genim, Sign of the City Awards katılımcılarına ve jüri üyelerine teşekkür ederek “Hepimizin müşterek amacı yapı sektörünün gelişmesi ve sektörün uluslararası değeri kazanmasıdır. Bu anlamlı etkinlikte burada olmaktan memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Sign of the City Awards’te 150 ye yakın başvurunun arasından 89 proje ön elemeye girmeye hak kazandı. Ön değerlendirme aşamasının tamamlanmasından sonra Dr. Sinan Genim’in Jüri Başkanlığındaki üyeler, önce online bir eleme toplantısı ardından da iki gün boyunca süren değerlendirmeler sonucu ödül alacak projeleri belirledi.

Jüri üyeleri ilan edilmiş kategorilerde ‘Tamamlanmış’ ve ‘Devam Eden’ projeleri, ilke olarak ayrı ayrı incelemeye aldı. Değerlendirme kriterleri olarak; projelerin yenilikçi ve yaratıcı özellikleri göz önüne alındı. Sektörde öne çıkan başarılı duruşları, bölgelerine kattıkları değer, sürdürebilir gelişmeye verdikleri önem ve yaklaşımları incelenerek 22 proje ‘Sign of the City’ ödülünün sahibi olurken 20 proje de ‘Premium Proje’ olarak ödüllendirildi.

Gayrimenkul sektörünü en iyiye teşvik etmek amacıyla gerçekleştirilen törende ödüller ‘En İyi Konut Projeleri’, ‘En İyi Ticari Projeler’, ‘En İyi Hizmet Yapıları’, ‘Kent ve Mimarlık Kategorisi’, ‘Ütopya Proje’ ve ‘En İyi Sosyal Sorumluluk Projeleri’ kategorilerinde dağıtıldı.

Sign Of The City Awards Kazananları:


En İyi Ticari Projeler Kategorisi 

En iyi Ofis Yapısı – Devam Eden Proje

Göktekin S1 İş Merkezi

En İyi Turizm Yapıları – Tamamlanmış Proje

Radisson Blu Hotel, Mount Erciyes

En İyi Endüstriyel Yapı – Devam Eden Proje

Teba Work

En İyi Karma Kullanımlı Proje – Tamamlanmış Proje

Galataport İstanbul

En İyi Karma Kullanımlı Projeler – Devam Eden Proje

Mahall Bomonti İzmir

En İyi Hizmet Yapıları Kategorisi

En İyi Sağlık Binası – Devam eden Proje

Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri

En İyi Eğitim Binası / Kampüsü – Tamamlanmış Proje

Avrupa Konutları Çamlıvadi Özel Eğitim Uygulama Okulu

En İyi Sosyokültürel Yapı – Tamamlanmış Proje

Yeni Nesil Şehit Kütüphanesi

En İyi Konut Projeleri Kategorisi

En İyi Bağımsız Konut – Devam Eden Proje

Mesa Urla Kekliktepe 

En İyi Rezidans – Tamamlanmış Proje

The Ritz Carlton Residences, İstanbul

En İyi Konut – Tamamlanmış Proje

Kiptaş Silivri 4.Etap Sosyal Konutları

Kent ve Mimarlık Kategorileri 

En İyi Mimari Tasarım (Kamu ve Özel Sektör) – Tamamlanmış Proje

Kıbrıs Developments Head Office

En İyi Mimari Tasarım (Kamu ve Özel Sektör) – Devam Eden Proje

Divan Residence

Genç Mimar Teşvik

Odunluk Anıt Ağaç Karma Kullanım

Tokadi Hayrettin Cami

En İyi Kentsel Dönüşüm / Sağlıklaştırma Projesi – Devam Eden Projeler

Sille Kaya Islahı

Kiptaş Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri

En Yeşil Yapı / Yapılar Topluluğu – Tamamlanmış Proje

Galataport İstanbul

Diğer Kategoriler

En İyi Ütopya Proje

Hazine Destekli Konut Kampanyası ve Yaşanası Pilot Şehirler

En İyi Sosyal Sorumluluk Projeleri

Kemerburgaz Kent Ormanı

Okul Dışı Öğrenme Ortamları

Jüri Özel Tasarım Ödülü

BMC Teknoloji Üssü ve Yönetim Merkezi

Sign Of The City 2023 Premium Projeler:

En İyi Ticari Projeler Kategorisi

En iyi Ofis Yapısı (devam eden) ​

SANKO Plaza​

Vakıf GYO IFM VakıfBank Genel Müdürlük Hizmet Binası

En İyi Turizm Yapıları (tamamlanmış) ​

Bodrum Loft

En İyi Turizm Yapıları (devam eden) ​

Joon Cunda Otel

En İyi Endüstriyel Yapı (tamamlanmış) ​

Artesa Kumaş Boyahane Fabrikası

En İyi Lojistik Yapı (devam eden) ​

Teba Work

En İyi Karma Kullanımlı Proje (devam eden) ​

Tema World

En İyi Hizmet Yapıları Kategorisi

En İyi Sağlık Binası (devam eden) ​

Saye Residence Yeşilköy Huzurevi

En İyi Eğitim Binası / Kampüsü (tamamlanmış) ​

TED Üsküdar Koleji

En İyi Sosyokültürel Yapı (tamamlanmış) ​

Tema İstanbul Camii

Vadistanbul Camii

En İyi Konut Projeleri Kategorisi

En İyi Bağımsız Konut (devam eden) ​

Nidapark Gündoğan

En İyi Rezidans (devam eden) ​

Divan Residence

Barbaros 48

Kent ve Mimarlık Kategorileri

En İyi Mimari Tasarım (Kamu ve Özel Sektör) (tamamlanmış) 

Bodrum Bodrum Kıyı Evleri

En İyi Mimari Tasarım (Kamu ve Özel Sektör) (devam eden) ​

Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri

En İyi Kültürel Mirası Koruma ve Kullanma​

Gevale Kalesi 2. Etap Restorasyonu

En İyi Kentsel Dönüşüm / Sağlıklaştırma Projesi (tamamlanmış) ​

Galataport İstanbul

Le Chic Tarabya

En Yeşil Yapı / Yapılar Topluluğu (tamamlanmış) ​

Kıbrıs Developments Head Office

Akkuyu NGS’de İlk Reaktörün Devreye Alınması İçin Son Çalışmalar Tamamlanıyor

Akkuyu Nükleer AŞ Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, Akkuyu NGS’de tam kapsamlı çalışmalara başlandığını açıkladı.

Akkuyu Nükleer AŞ Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, yaptığı açıklamada NDK’nin, santralin ilk reaktörünün işletmeye alınması için gerekli izni vermesine değindi. “Bu durum ‘Hem Türkiye hem de uluslararası mevzuat açısından her şeyi doğru yaptık’ demektir” diyen Sezemin, önemli aşamadan geçildiğini vurgulayarak “Bu izin, bize tam kapsamlı ayarlama ve çalıştırma aşamalarına başlama imkanı veriyor. Bu da üniteyi devreye almadan önce çok önemli bir işlem. Teknolojik ekipmanların denenmesi ve bu çalışmalar sonucunda santralin devreye alma işlemine hazır oluşu tespit edilmiş olacak.” ifadelerini kullandı.

Diğer Ünitelerde Çalışmalar Plana Uygun İlerliyor

İlk ünitenin inşaatında sona yaklaşıldığını dile getiren Sezemin, şu değerlendirmede bulundu:

“İşletmeye alma izniyle beraber tam teşekküllü denemelere başlıyoruz. Türbin binasında 300 tonluk köprülü vinç monte edildi. Şu an turbo jeneratör ekipmanının kurulumu yapılıyor. Reaktör binasında kurulu olan kutup vinci yardımıyla çok önemli bir teknolojik işlem yaptık. Akkuyu Nükleer AŞ ve diğer paydaşların kalifiye elemanları, reaktör içi cihazların ve kapağının test kurulumunu yaptı. Kurulumunu yaptıktan sonra tekrar demonte ettiler. Bu işlemle reaktör, iç cihazlar ve diğer bütün elemanların tasarım dokümantasyonuna uygunluğu tespit edilmiş oldu. Böylece reaktörün bir sonraki aşamaya, yakıt yüklemeye hazır olduğu tespit edildi.”

Akkuyu NGS’nin, dünyanın en büyük nükleer inşaat sahası olduğuna dikkati çeken Sezemin, diğer ünitelerindeki çalışmaların da planlamaya uygun ilerlediğini kaydetti.

2,1 Milyar Karbon Emisyonunu Engelleyecek

Türkiye ile Rusya arasında 12 Mayıs 2010’da imzalanan hükümetlerarası anlaşma kapsamında Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde yapımı sürdürülen Akkuyu NGS, her biri 1200 megavatlık VVER-1200 tipi “III+” nesil reaktörlü 4 üniteden oluşacak ve toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak.

Türkiye’nin en büyük yatırımları arasında bulunan santralin, tam kapasite devreye girdiğinde Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu tek başına karşılaması öngörülüyor.

Akkuyu NGS’nin 60 yıl olarak planlanan işletme ömrünün ise 20 yıl daha uzatılma imkanı bulunuyor.

Sıfır emisyonla, çevreye zararlı sera gazı salımı yapılmadan kesintisiz elektrik üretilebilecek santral, Türkiye’nin “2053 net sıfır emisyon” hedefine katkı sağlayacak.

Akkuyu NGS’nin işletmede kalacağı 60 yılda toplam 2,1 milyar ton karbon emisyonunu engelleyeceği hesaplanıyor.

Kuzey Marmara Otoyolu Büyüyor

Kuzey Marmara Otoyolu’nda çalışmaların hızla devam ettiğini belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, projenin 2026 yılında tamamlanacağını açıkladı.

Kuzey Marmara Otoyolu’nun 8. ve son kesimi olan Nakkaş-Başakşehir kesimindeki çalışmaları yerinde inceleyen Bakan Uraloğlu, çalışmalar hakkında bilgi aldı. 

Ülkedeki en önemli ulaşım yatırımlarından birinin Kuzey Marmara Otoyolu olduğunu ifade eden Uraloğlu, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü de dâhil olmak üzere ilk tasarlanan 398 kilometrenin tamamını önceki yıllarda trafiğe açtık. Ancak her geçen gün büyüyen ve gelişen İstanbul’un ulaşım ihtiyaçları da artıyor. Bu nedenle Kuzey Marmara Otoyolu kapsamına Nakkaş-Başakşehir kesimini de dâhil ettik ve 30 Haziran 2020’de ihale ettik. 24,2 kilometre ana gövde ve 20,8 kilometre bağlantı yolu olmak üzere 45 kilometrelik Nakkaş-Başakşehir kesimiyle projemizin toplam uzunluğu 443 kilometreye ulaştı” dedi.

Tüm Çalışmaların Tamamlanması 2026 Yılını Bulacak

Nakkaş-Başakşehir kesimindeki tüm çalışmaları 2026 yılı içerisinde tamamlayarak, hizmete açmayı hedeflediklerini söyleyen Uraloğlu, “Nakkaş-Başakşehir kesiminin trafiğe açılmasının ardından; İstanbul’un gelişmekte olan Bahçeşehir, Kayaşehir, Başakşehir gibi yerleşim alanlarının ulaşım problemlerinin çözülmesine katkı sağlanacaktır. Günlük trafik hacmi her geçen gün artmakta olan TEM Otoyolu’ndaki trafik yükünün önemli bir bölümünü alarak da mevcut trafiği rahatlatacaktır. Çam Sakura Şehir Hastanesi ile Olimpiyat Stadına ulaşım kolaylaşacaktır. Proje güzergâhı üzerinde yer alan Hadımköy Sanayi Bölgesi, Deliklikaya OSB ve İkitelli OSB’yi birbirlerine bağlayarak buradaki tesislere doğrudan otoyol erişimi sağlanacaktır.” diye konuştu. 

Nakkaş-Başakşehir kesiminin en önemli yapısının Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü olduğunu ifade eden Uraloğlu, “Ülkemizin en önemli atılımlarından biri olan Kanal İstanbul kapsamında yapılan ilk köprü olma özelliğine de sahiptir” diye konuştu.

Köprü hakkında bilgiler vererek, çalışmaların hızla devam ettiğini belirten Uraloğlu, şunları söyledi:

“Köprü, 2×4 şeritli ve 46 metre tabliye genişliği olacak şekilde tasarlanmıştır. 440 metre orta açıklık ve 210 metre yan açıklıklı olan köprümüz, 196 metre yüksekliğinde iki adet elmas geometrisinde pilona sahiptir. 136 adet eğik askı halatı ve bunların ankre olacağı 272 adet ankraj bulunacaktır. Orta ve iki yan açıklığıyla beraber toplam 860 metre uzunluğundaki köprümüz, yaklaşım viyadükleriyle beraber 1.618 metrelik bir uzunluğa sahip olacaktır. Başakşehir Sular Vadisi geçişini sağlayacak olan viyadük, bölge insanının sosyal ve kültürel faaliyetlerine engel oluşturmamak adına itme-sürme yapım yöntemiyle inşa edilecektir. Proje bünyesindeki 7 adet viyadüğün toplam uzunluğu da çift yönde 6.782 metre olacaktır. Şu anda Kanal İstanbul Sazlıdere Geçiş Köprüsü’nün 196 metre olan pilon imalatlarında; hem doğu hem de batı pilonlar 48,5 metre yüksekliğe kadar tamamlanmış ve 10 bin 358 m3 beton kullanılmıştır.

Proje güzergâhı boyunca sıyırma kazıları olarak başlanan toprak işlerinde de yer yer yarma kazılarına ve dolgu yapılacak yerlerde de menfez ve alt geçit gibi sanat yapılarına da başladık. Proje sonunda yer alan Sular Vadisi geçişini sağlayan VY-05 viyadüğünün bulunduğu bölgede de izin süreçleri tamamladık ve deplasman işlerinde sona geldik. Güzergâh boyunca imalat çalışmalarına başlanan 1 adet altgeçit ve 8 adet menfezden, 6 adet menfezin imalatlarını da bitirdik. Proje genelinde toplam 91 bin 409 m3 beton imalatı gerçekleştirdik.”

Otoyol, 9 Büyüklüğündeki Bir Depreme Dayanabilecek

“Kuzey Marmara Otoyolumuz yapım aşamasında hayata geçen birçok teknik özelliğiyle  ‘en’lerin projesi olarak da tarihteki yerini almıştır” diyen Uraloğlu, “Otoyolumuzun 4 şeritli tünelleri dünyanın en geniş karayolu tünelleri olma özelliğini taşımaktadır. Bu özelliğinin yanı sıra yapım aşamasında kullanılan birçok farklı sismik izolatörlerle 2 bin 475 yıllık deprem döngüsünde 9 büyüklüğündeki bir depreme dahi dayanabilecek şekilde inşa edilmiştir. Olası büyük bir depremde otoyolumuz zarar görmeyecek ve İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’ya her türlü ulaşım Kuzey Marmara Otoyolu üzerinden yapılabilecektir.” ifadelerini kullandı.

8 Ekolojik Köprüden Biri Kuzey Marmara Otoyolu’nda

Kuzey Marmara Otoyolu’nun, aynı zamanda çevreye ve tabiat varlıklarına da duyarlı bir proje olduğuna dikkati çeken Uraloğlu, “Ülkemizde yaban hayatın korunması için inşa edilen 8 ekolojik köprüden bir tanesi Kuzey Marmara Otoyolumuzda bulunuyor. Ayrıca bütün imalatları doğal hayata, iklim ve yer altı sularına, tarihi ve doğal dokuya zarar vermeyecek şekilde inşa edilmiştir.Her türlü iklimlendirme, elektronik sinyalizasyon sistemi ile hız, konfor ve güven sağlayan işletmesi ile de ‘akıllı otoyol’ özelliği kazanmıştır” dedi.

Kanal İstanbul’da Son Durum

Son olarak Kanal İstanbul’da gelinen son noktaya da değinen Bakan Uraloğlu, “Kanal İstanbul İle Birlikte Hayata Geçecek İstanbul Limanı, Airport City, Teknoloji Vadisi, Akıllı Şehirler ve Lojistik Üsler İle Dünya’nın Yeni Lojistik Üssü İstanbul olacaktır. Şu anda Kanal İstanbul güzergâhındaki yeraltı sularının ve orman alanlarının olumsuz etkilenmemesi için çalışmalar belirlenen koridorda hassas bir şekilde devam etmektedir. Ormanların,  yeraltı sularının ve temiz su havzalarının etkileşimleri detaylı bir şekilde haritalandırılarak, gerekli önlemler alınmıştır. Yapımına devam ettiğimiz Halkalı-Ispartakule Hızlı Tren Hattı ve az önce de belirttiğim üzere Sazlıdere Köprümüz Kanal İstanbul ile entegre olacak şekilde tasarlanmıştır.” şeklinde konuştu.

Mersin’e 888 Milyon TL’lik Otel Yatırımı

EKOS İnşaat, Mersin’in Silifke ilçesinde 888 milyon TL’lik yatırım bedeliyle 246 odalı otel projesi geliştirecek.

Mersin’in Silifke ilçesi Akdere/Cumhuriyet Mahallesi, 3 Nolu özel parsele EKOS  İnş. Taah. Dan. San. Ve Tic. Ltd. Şti.tarafından 246 oda 876 yatak kapasiteli otel yapılacak.

Otel projesi ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldı.

Şirket tarafından ÇED süreci için Mersin Valiliğine sunulan dosyaya göre proje bedeli 888 milyon 477 bin TL olarak belirlendi.

Otel projesi 131 bin 549 metrekarelik alan içerisinde gerçekleştirilecek

Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Alt Bölgesinde yapılması planlanan otelin arazisi, ‘Turizm Alanı, Önemli Doğa Alanı, Akdeniz Foku Yaşam Alanı Sınırında’ ve orman/hazine alanı içerisinde yer alıyor.

Tüketici Güven Endeksi Aralık’ta 77,4 Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) iş birliğinde açıklanan tüketici güven endeksi, Aralık ayında yüzde 2,6 aratarak 77,4’e yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Kasım ayında 75,5 iken Aralık ayında yüzde 2,6 oranında artarak 77,4 oldu. 

Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi, aylık bazda yüzde 3,4 artışla 63,4 oldu.

Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi endeksi, kasımda 74,5 iken bu ay yüzde 2,1 artışla 76,1 olarak hesaplandı.

Kasımda 73,4 olan gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi endeksi, yüzde 3,3 artışla bu ay 75,8’e çıktı.

Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi ise kasımda 92,6 iken aralıkta yüzde 2 yükselişle 94,5’e çıktı.

TÜİK Açıkladı: Yurt Dışı ÜFE Kasım Ayında Yükselişe Geçti

Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) Kasım ayı yurt dışı üretici fiyat endeksi (ÜFE) verilerini açıkladı. Endeks, yıllık yüzde 59,15 aylık ise yüzde 3,51 arttı.

YD-ÜFE 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,51, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 54,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 59,15 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 50,10 artış gerçekleşti.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 59,51, imalatta yüzde 59,14 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 51,39, dayanıklı tüketim malında yüzde 63,86, dayanıksız tüketim malında yüzde 64,38, enerjide yüzde 55,05, sermaye malında yüzde 66,60 artış olarak gerçekleşti.

İmalat Sektörü Aylık Yüzde 3,50 Artışa Geçti

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,29, imalatta yüzde 3,50 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 3,37 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 4,43 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,35 artış, enerjide yüzde 1,39 azalış, sermaye malında yüzde 4,16 artış olarak gerçekleşti.

YD-ÜFE sektörlerinden kağıt ve kağıt ürünleri yüzde 42,72, ana metaller yüzde 44,07, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 44,24 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 92,02, makine ve ekipmanlar b.y.s. yüzde 71,59, içecekler yüzde 70,74 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 1,39 ile kok ve rafine petrol ürünleri oldu. Buna karşılık içecekler yüzde 6,98, metal cevherleri yüzde 5,49, elektrikli teçhizat yüzde 4,88 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Türkiye’de Enerji Sektörü İçin Yıllık 15 Milyar Dolar Yatırım Gerekiyor

SHURA Direktörü Alkım Bağ Güllü, “Türkiye’de sadece elektrik sektörünün karbonsuzlaşması için yıllık 15 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç var.’’ dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), ‘İklim ve Ekonomi Konferansı’ kapsamında ekonomi basını ve iklim uzmanlarını Sapanca’da düzenlediği etkinlikle bir araya getirdi. 16-17 Aralık tarihlerinde Sakarya’da gerçekleştirilen etkinlikle, küresel ısınma sonucu yaşanan iklim değişikliği tüm etkileriyle masaya yatırılırken, yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji, dönüşümün dünya ve Türkiye ekonomisine etkileri tüm detaylarıyla ele alındı.

İklim ve enerji konularının alanında uzman isimlerce ele alındığı konferansa katkı sağlayanlar arasında Columbia Global Centers İstanbul, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA), KONDA Araştırma ve Danışmanlık, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (IPM), Solar3GW ile ATENA İletişim yer aldı.

Yüksek katma değerli üretime geçilmeli

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren EGD Başkanı Recep Erçin, “İklim değişikliği her yönüyle güncel meselelerimizden biri. 2 gün boyunca gerçekleşecek panellerde, tüm dünyanın gündeminde yer alan iklim değişikliği konusunu detaylarıyla konuşacağız. İklim krizi meselesi, kalkınma politikaları belirlenirken göz ardı edilemez. Biz ekonomi gazetecileri de iktisadi gelişmeleri bu çerçeveden bakarak haberleştirmeliyiz. İçinde bulunduğumuz yeşil dönüşüm sürecini ekonomiden bağımsız düşünemeyiz çünkü kalkınma ve büyüme iklim odaklı düşünülmesi gereken bir konu. Hatta ben üzerinde durulması gereken şeyin büyüme hedeflerinden ziyade, büyümemenin konuşulması olduğuna inanıyorum.

Bu kapsamda meslektaşlarımızın temel bilgilerden ve son gelişmelerden haberdar olması için konferansı düzenlemeye karar verdik” dedi. ‘Güneş ve Rüzgâr Bize Yeter mi?’ adlı panelde konuşan ve Türkiye’de sadece elektrik sektörünün karbonsuzlaşması için yıllık 15 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç olduğu bilgisini veren SHURA Direktörü Alkım Bağ Güllü, “Ancak merkezinde enerji ve dijital dönüşümün yer aldığı ‘yeşil yeni düzen’ diye de adlandırılan yeşil dönüşüm, bir taraftan yatırım ihtiyacını arttırırken diğer taraftan da yatırım kaynaklarını çeşitlendiriyor ve fazlalaştırıyor. 2030 yılına kadar Türkiye’de enerji sektörü için gereken finansman, dünyada bu dönemde oluşturulacak kaynakların yaklaşık 1000’de 5’ine tekabül ediyor. Türkiye’nin doğru politikalarla yeşil finansman stratejisi geliştirerek düşük karbon yoğunluklu ve yüksek katma değerli, yüksek teknolojili üretime geçmesi gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye, en hızlı emisyon artıran ülke konumunda

‘İklim Krizi Neden Ekonomistlerin İşi?’ adlı panelde konuşan Prof. Dr. Erinç Yeldan da, ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) bulgularına göre ısı stresi nedeniyle 2030’da küresel gelir kaybının 2.5 trilyon dolara ulaşabileceğinin tahmin edildiği bilgisini vererek, “Türkiye, en hızlı karbon emisyonu artıran ülke konumunda yer alıyor. Bu hızla devam etmek, itibarsızlaştırır ve yalnızlaştırır.

İklim değişikliği ile mücadelede önemli 2 odağın dekorbonizasyon ve enerji verimliliği artırma olduğunu düşünüyorum. Kömürden çıkış için net sıfır emisyon hedefi olmazsa olmazdır. Bu süreçte acilen hayali kapitalizm modelleri üzerinden yapılan çalışmalardan vazgeçilmesi, karbonda gerçek fiyatlandırmanın sağlanması gerekiyor. Ayrıca stratejik sektörlerin desteklenmesi ve iklim değişikliği ile mücadelenin finansal spekülasyon ve rant alanına dönüştürülmesine engel olunmalıdır. Türkiye’nin hızlı bir şekilde fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

Isınma sebebiyle deniz seviyesi 30 cm yükseldi

‘Nedenlerinden Sonuçlarına İklim Değişikliği’ adlı panelde konuşan Prof. Dr. Murat Türkeş de, “Biz şu anda aslında iklim değişikliğini değil, iklimsel değişkenlikler sonucu gerçekleşen şeylere tanıklık ediyoruz. Yaşanan bu değişimlerde en büyük pay insanda denilebilir. Özellikle de insan kaynaklı değişimlerin hızlanması, son 150 yılda ciddi bir gerileme yaşanmasına neden oluyor. Bu yaşananlar neticesinde buzulların çoğunun tümüyle ortadan kalktığını, erimeler sebebiyle de deniz seviyesinde ise 25-30 cm’lik bir yükselme yaşlandığını biliyoruz. Bu yükselme devam ederse, dünya sular altında kalacak” diye konuştu.

Türkiye’nin yüzde 73’ü endişe duyuyor

Türkiye İklim Değişikliği Konusunda Ne Düşünüyor’ adlı panelde konuşan KONDA Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır da iklim değişikliği konusunda farkındalığın yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Araştırmalarımıza göre Türkiye’de iklim değişikliğinden endişe duyanların oranı yüzde 73. Fakat asıl sorun farkındalığı gayretle çözümlendirme meselesi. Teknolojik sıçrama her şeyi etkiledi. Bu da doğru haberi önümüze düşürmüyor ve herkesin başka bir korku hikâyesini anlatmasına ortam hazırlıyor. Türkiye’nin bu konuda ilerlemesi için başarı hikâyelerini çoğaltmasına, karamsarlığın dışına çıkarak yürümesine ihtiyaç var” önerisinde bulundu.

Rüzgâr enerjisi kapasitesi 837 gigavata çıktı

Türkiye’deki potansiyelin yüzde 90’ının kullanılmadığına dikkat çeken SHURA Direktörü Alkım Bağ Güllü ise “Enerji dönüşümü iklim kriziyle mücadelede büyük bir rol sahibi. Dönüşümün farklı unsurları olsa da en temel unsur rüzgâr ve güneş enerjisini de kapsayan yenilenebilir enerji kaynaklarında güçlü bir büyüme yaşıyoruz. 2000- 2022 döneminde karasal rüzgâr enerjisi kapasitesi dünyada 178 gigavattan 837 gigavata çıkarken, aynı dönemde güneş enerjisi, solar fotovoltaik tam 26 kat artarak 1000 gigavatın üzerine ulaştı. Gelecekte bu ivmelerde hızlanma bekleniyor” diye ekledi.

Kaynak: Dünya Gazetesi/Başak Nur Gökçam

Yarımca Kent Meydanı Yüzde 95 Tamamlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan Yarımca Kent Meydanı projesinde inşaat çalışmaları yüzde 95 oranında tamamlandı.

Kent genelinde birçok noktaya sosyal yaşam alanları oluşturan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, insan odaklı çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Bu bağlamda Büyükşehir, Körfez Yarımca Kent Meydanı ve 75. Yıl Cumhuriyet Parkı projesinin ilerleme oranında yüzde 95 seviyesine ulaştı. Bölgeye meydan kazandırma amacıyla yapılan çevre ve peyzaj düzenleme projesi Büyükşehir Belediyesi ve Körfez Belediyesi işbirliğinde yürütülüyor. Mehmet Akif Ersoy Cami ve 75. Yıl Cumhuriyet Parkı’nı bütünleştirerek şehir meydanına dönüştürecek proje tamamlandığında, 8 bin metrekarelik alanda sosyal donatılar, voleybol sahası, basketbol sahası, taksi durağı, yürüyüş yolları ve çocuk oyun grupları yer alacak.

Proje kapsamında Körfez Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan Mehmet Akif Ersoy Cami önündeki meydanı, Mehmet Akif Ersoy Caddesi ve caddenin güney kısmında kalan 75. Yıl Cumhuriyet Parkı ile bütünleştirerek bölgeye güzel ve ferah bir alan kazandırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda 8 bin metrekarelik alanda çevre düzenlemesi, peyzaj çalışması ve diğer inşa faaliyetleri gerçekleştiriliyor.

75. Yıl Cumhuriyet Parkı’nda bir adet voleybol-basketbol sahası, oturma grupları, bir adet taksi durağı, totem, yürüyüş yolları, çocuk oyun grupları, spor aletleri bulunacak. İş dahilinde Cumhuriyet Parkı bölümünde sulama alt yapı sistemi döşendi, bitki ve ağaç dikimi yapıldı. Bitkisel toprak, torf ve çim serme işleminin de tamamlandığı çalışmalarda oyun grupları, spor aletleri ve ahşap oturak montajları da bitti.

Yarımca Kent Meydanı’nda sağlık ocağı, kafeterya ve kütüphane de olacak. Sağlık ocağı çevresi de yapısal ve bitkisel peyzaj imalatları ile zenginleştiriliyor. Modüler oturma banklarının montaj yapım işlemleri tamamlandı. Caminin iki minaresinin yapımı da proje kapsamında gerçekleştiriliyor.

Kaynak: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

Kira Artışları Hız Kesti

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre ülke genelinde konut fiyatları ekimde aylık yüzde 3.8, yıllık yüzde 86.5 arttı. Aylıkta son 5 ayın, yıllıkta 21 ayın en düşük oranı görüldü.

Hürriyet’ten Gülistan Alagöz’ün haberine göre; milyonlarca vatandaşın ortak sorunu ev fiyatları ve kiralar olmaya devam ediyor. Artan fiyatlar ve yüksek faiz oranları nedeniyle ihtiyacı olan kesim konuta ulaşamıyor, ev sahipliği oranı düşüyor. Ne var ki bugün artık ev sahibi olmak gibi kiracı olmak da haneleri zorluyor. Ancak yapılan araştırmalar ve açıklanan raporlara göre evde son dönemde tablo değişiyor. Fiyat ve kira artışı sürse de hızının önemli ölçüde yavaşlaması dikkat çekiyor.

​​Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dün, ekim ayına ilişkin konut fiyat endeksini açıkladı. Fiyatlar ülke genelinde aylık 3.8, yıllık yüzde 86.5 arttı. Aylıkta son 5 ayın, yıllıkta ise son 21 ayın en düşük artış oranı görüldü. Geçen yıl ekimde yıllık artış 188.2 olarak açıklanmıştı.

İstanbul’da aylık artış yüzde 2.89, yıllık ise yüzde 74.45 oldu. Böylece aylıkta son 5 ayın, yıllıkta ise son 22 ayın en düşük seviyesi görüldü. Geçen yıl ekimde megakentte yıllık artış yüzde 205’e yaklaşmıştı.

Hızın düşmesi fiyatların ulaşılabilir olduğu anlamına gelmiyor. Ülke genelinde ortalama metrekare fiyatı 30 bin liranın üzerinde, yani 100 metrekare evde ortalama fiyat 3 milyon liradan fazla. İstanbul’da metrekare fiyatı 44 bin 386 lira. Ankara’da ortalama metrekare fiyatı yıllık yüzde 101.5 artışla 23 bin 303, İzmir’de yüzde 80.1 artışla 34 bin 774 lira olarak açıklandı.

Kiraların Seyri

Kiralarda da konuttaki gibi artış hızı düşüyor. Hatta çok sınırlı olsa da rakamlarda da düşüş var. Gayrimenkul değerleme platformu Endeksa’nın verilerine göre, Türkiye genelinde eylülde kiralarda aylık değişim yüzde 1.42, ekimde yüzde 0.22, kasımda ise yüzde 0.81 oldu. Son bir yıla baktığımızda aylık artış yüzde 14’e kadar çıkmıştı.

İstanbul’da 3 yıl sonra ilk kez kiralarda düşüş ekim ayında yüzde 1 gerileme ile görülmüştü. Kasımda da aylık yüzde 1 gerileme yaşandı. Son bir yıla bakıldığında bu oran yüzde 8’e kadar çıkmıştı. 

Yoğun göç alan, konut ve kira fiyatlarının en hızlı arttığı il Ankara’da da dikkat çeken yavaşlama ve hatta düşüş görüldü. Endeksa raporuna göre, kiralar ekimde yüzde 0.59,  kasımda yüzde 1.63 geriledi. Şehirde son bir yıldaki aylık artışlara bakıldığında ise özellikle deprem sonrası yüzde 21 seviyesine çıkıldığı hesaplandı.

İzmir’de ise kiralar stabil. Şehirde son bir yılda aylık 12’ye kadar kira artışları görülse de son üç ayda aylık artışlar yüzde 1.5- 2 seviyesinde kaldı.

Hız Kaybının Nedenleri

İstanbul Gayrimenkul Değerleme (İGD) Yönetici Ortağı Dr. Ahmet Büyükduman piyasadaki durgunluk için şunları söyledi:

Fiyatlar geçmişte enflasyonun çok üzerinde arttı. Şimdi ortalamaya dönüş eğilimi gösteriyor. Bunu ‘hızlı koşan atın yorulup dinlenmesi’ olarak görebiliriz. Fiyatlardaki artış ve yüksek kredi faizi nedeniyle konuta erişim zorlaştı, talep geriledi. Bu da fiyatlara yansıdı.

Kira için düşüş değil durağanlık denilebilir.Yabancı sayısındaki azalma, günlük kiralıklara gelen düzenleme ve büyük şehirlerden tersine göç hareketi etkili oldu. Bunlar arzı bir miktar destekledi. Artışın hızı azaldı.

Sektör Profesyoneli, Endüstriyel Çadırların Avantajlarını Anlattı

Tarım, hayvancılık, inşaat gibi sektörlerde tek katlı kapalı yapılara yatırım yapmak isteyenler betonarme, prefabrik ve endüstriyel çadır seçeneklerini karşılaştırıyor. Yerli endüstriyel çadır üreticisi ise bu seçenekler arasındaki farkları açıkladı.

Hayvancılıkta hayvanların barınması, tarımda kapalı alanda yetiştirilen ürünler, depo, hangar gibi malzemelerin saklanma alanları için Türkiye’deki birçok sektörde tek katlı ve işlevli ticari yapılara ihtiyaç duyuluyor. Farklı endüstrilerdeki bu ihtiyacın karşılanması için harekete geçen Ekin Çadır Kurucusu Serkan Erözgün ise kişisel, ticari, askeri, tıbbi kamplar gibi çok geniş kullanım alanı bulunan endüstriyel çadırların avantajlarını anlatırken betonarme yapılarla farklarını açıkladı. 

Depo, hangar, tavuk kümesi, mantar yetiştiriciliği, solucan gübre, şantiye gibi birçok alanda çadır imalatı gerçekleştirdiklerini ve her bölgeye dayanıklı çadır kurulumu yaptıklarını dile getiren Serkan Erözgün, “Betonarme yapıların verdiği konforu fazlasıyla veren çadırların en büyük avantajı istenildiğinde sökülerek farklı yerlere kurulabiliyor olması” dedi.

 “Çadırların maliyeti betonarme yapıların 4’te biri kadar”

Çadırların demonte olmasından dolayı, genel ve özel şartlara uygun sektörlerde ruhsata tabi olmadan kullanılabildiğini belirten Ekin Çadır Kurucusu Serkan Erözgün, çadırların betonarme yapılara göre avantajlarını şu şekilde anlattı:  

“Endüstriyel çadırların maliyeti, bina veya prefabrik yapıların 4’te biri kadar. Maliyetlerin bu denli fark ediyor olması, bu yöntemi daha cazip hale getiriyor. Öte yandan, şantiye çadırlarının inşaat bittikten sonra yeni bir inşaat alanına taşınması söz konusu olabiliyor. Bu aşamada, çadırları rahatlıkla söküp başka bir yere taşıyarak yine ilk günkü gibi sağlam şekilde kurulumunu yapabiliyoruz. Betonarme yapılarda ise bu mümkün olmuyor. Normal şartlarda tekerleği olmayan tüm yapılar ruhsata tabidir. Fakat çadırın istenildiğinde başka yere taşınabiliyor olmasından dolayı ruhsata gerek duyulmuyor ve böylece, maliyetten tasarruf edilmesi de sağlanıyor. Yine de çadır içinde gerçekleştirilecek olan hizmetin belediyeye bildirilerek konuyla ilgili izinlerin alınması gerekiyor.”

“İklim koşullarına uygun kalınlıkta profiller kullanılmalı”

Yoğun kar yağışı, şiddetli rüzgar ya da aşırı sıcak bölgelerde kurulacak çadırlar için farklı profillerin kullanılması gerektiğinin altını çizen Ekin Çadır Kurucusu Serkan Erözgün, “Çadır kurulumu çok basit gözüküyor ama endüstriyel anlamda kullanılacak olan çadırların çok iyi seçilmesi gerekiyor. Kullanım amacı ne olursa olsun çadır seçiminde iklim koşullarına çok dikkat edilmeli. Çünkü, çadırlarda kullanılan her profil, mevcut iklimi kaldırmayabilir. Profil kalınlığı mutlaka ortama göre ayarlanmalı. Bazen sırf maliyetlerden kısmak için profil kalınlıkları gerekli boyutlarda yapılmıyor. Aşırı kar yağışlarında, şiddetli rüzgarlarda çadırın demir aksamlarıyla yıkıldığını bile görüyoruz. Bu da kullanıcıları mağdur oluyor ediyor. Bu yüzden, biz de çadır kurulumu yapılacak alanı, zemini, iklimi, kullanım amacını inceliyoruz. İncelemeler sonucunda büyüklük ve kullanılabilinecek materyallerle ilgili tavsiyelerde bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Mevsim geçişlerinde çadır sahiplerini arayarak durum bilgisi alıyoruz”

Ekin Çadır Kurucusu Serkan Erözgün, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çadırlar, ihtiyaca uygun ebatlarda, penceresi, havalandırma sistemleri ve ısı yalıtımlarıyla büyük bir titizlikle üretiliyor. Türkiye’nin her yerinde 5’er kişilik 3 ayrı montaj ekibimizle kurulu yapıyoruz. Halihazırda bin 500’den fazla müşterimiz var. Kendileriyle iletişimimizi hiç kesmiyoruz. Mevsim değişimlerinde çadır sahiplerimizi görüntülü arayarak çadırın durumu hakkında bilgi alıyoruz. Ayrıca, her yıl çadır sahiplerini ziyaret ediyoruz. Çadır hakkında daha uzun süre dayanması ve ihtiyacı karşılaması için tavsiyelerde bulunuyoruz. Müşteri memnuniyetini her zaman önceliklendiriyoruz.”

Yerinde Dönüşüm’e 250 Bin 170 Başvuru Yapıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Bugün itibarıyla ‘Yerinde Dönüşüm’ projemize; 210 bin konut, 40 bin iş yeri olmak üzere toplam 250 bin 170 başvuru aldık.’’ dedi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘Yerinde Dönüşüm’ projesine başvuruların her geçen gün daha da arttığını belirtti. Vatandaşların bu ilgisinin ‘Yerinde Dönüşüm’ projesinin ne kadar yerinde ve doğru bir proje olduğunu gösterdiğini ifade eden Bakan Özhaseki, “Bugün itibarıyla ‘Yerinde Dönüşüm’ projemize; 210 bin konut, 40 bin iş yeri olmak üzere toplam 250 bin 170 başvuru aldık. Vatandaşlarımızın bu teveccühü, projemizin ne kadar doğru ve yerinde bir proje olduğunun net bir göstergesidir. Bu kapsamda ev ve iş yerlerini yerinde dönüştürmek isteyen, bizlere ve projemize güvenini gösteren, her daim omuz omuza olduğumuz tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

‘Yerinde Dönüşüm’ projesinde 4 kırmızı çizgiyi tavizsiz uyguladıklarını belirten Bakan Mehmet Özhaseki, “Fay hatları ve kırıklarının olduğu alanlarda, sıvılaşmanın olduğu yerlerde, dere yatakları ve zeminin uygun olmadığı bölgelerde yapılaşmaya asla müsaade etmiyoruz. Mühendislik ve yapım işlerinde sıfır tolerans gösteriyoruz.” dedi.

‘Yerinde Dönüşüm’ projesiyle inşaatına başlanılan yapıların her aşamasının Bakanlığın denetiminde ve TOKİ güvencesinde olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Zemin etütleri yapılmış yerlerde, ruhsattan meskene kadar her bir safhası ‘Bakanlığımızın Denetiminde ve TOKİ Güvencesi’nde olan ‘Yerinde Dönüşüm’ ile sağlam, güvenli ve hızlı dönüşümü el birliğiyle gerçekleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Beykoz Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnşaatı Yakında Başlıyor

İstanbul’un Beykoz ilçesinde teknik hazırlıkları süren 500 yataklı eğitim ve araştırma hastanesi projesinin inşaat çalışmaları yakında başlayacak.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın Beykoz’u ziyaretinde duyurulan ve Belediye Başkanı Murat Aydın’ın Nisan 2024’e yetiştirilmeye çalışılacağını söylediği Eğitim ve Araştırma Hastanesinin planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis oturumunda oybirliğiyle kabul edildi.

İmar ve Bayındırlık Komisyonunun raporu oybirliği ile kabul edilirken, Ortaçeşme Mahallesindeki alanda 500 yataklı hastanenin inşaatına yakında başlanacağı öğrenildi.

Vatandaşların yıllardır beklediği Eğitim ve Araştırma Hastanesi 125 bin metrekare kapalı alan içerisinde 200 poliklinik, 22 ameliyathane, 90’ı yenidoğan olmak üzere 139 yoğun bakım yatağı, 14 yetişkin ve çocuk diyaliz yatağına sahip olacak.

Hastane içerisinde çocuk, kadın doğum, KVC, Ortopedi ve nöroloji bölümleri yer alacak.

ATSO Komite Başkanı Tükenmez: ‘’Antalya’da Hazine Arazilerine Acilen TOKİ Yapılmalı”

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Gayrimenkul Faaliyetleri Komite Başkanı Hülya Tükenmez, ‘’Antalya’da çok fazla hazine arazisi var. Buralara acilen TOKİ yapılmalı.” dedi.

Antalya’da Ukrayna-Rusya Savaşı’nın meydana gelmesiyle yaşanan göçler il genelinde konut fiyatlarının artışa geçmesini sağlamıştı. Ayrıca bu göç, kaçak emlakçıların da ortaya çıkmasına neden olmuştu. Son düzenlemeler ile Antalya’da konut fiyatları, geri çekilme dönemine girdi.

Antalya Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı İsmail Çağlar, Aralık ayında konut fiyatlarının yerine oturduğunu belirterek, “Üyelerimizle kapsamlı bir çalışma yaptık. Aralık ayı verilerine göre yılın ortası ile sonu arasında yaklaşık yüzde 20’lik bir değişim var. Bu da çok ciddi bir oran. Bu orana nasıl ulaşıldığını da inceledik. Özellikle ilanların denetim altına alınması, yapılan düzenlemeler, denetim faaliyetlerinin artması, Rus ve Ukraynalı sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi, kiralık ve satılık konut bedellerini olması gerektiği noktaya getirdi. Ben daha önce de fahiş bedellerin balon olduğunu söylemiştim. Mevcut rakamlar sektörümüzü haklı çıkardı.

İlan düzenlemesi kayıt dışı emlakçıların deyim yerindeyse ocağına incir ağacı dikti. Denetim ve ceza korkusu bu kişileri sektörümüzden uzaklaştırdı. Biz tüketiciden de olumlu dönüşler alıyoruz. Bazı kira bedellerinde tüketici lehine 5 bin TL’ye ulaşan değişimler var. Satışlarda da bu farkı görüyoruz.” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Gayrimenkul Faaliyetleri Komite Başkanı Hülya Tükenmez, son yapılan müdahalelerle kiralık ve satılık konut fiyatlarının makul seviyelere geldiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“20-25 kişi yurtlarına döndü. Bu fiyatlara yansıdı. Şu anda fiyatlar yatay seyrediyor. Kalıcı çözüm için inşaat maliyetlerinin düşürülmesi gerek. Devlet inşaat maliyetleri konusunu daha iyi denetlemeli. Çünkü bu alanda kartel oluşmuş durumda. İnşaat maliyetleri enflasyonun üzerinde artıyor. Antalya’da çok fazla hazine arazisi var. Buralara acilen TOKİ yapılmalı.”

Konut Arayanların Yüzde 44’ü Kiralık Ev Bakarken Yüzde 56’sı Satılık Ev Baktı

Emlakjet, Kasım ayına ilişkin emlak verilerini yayımladı.Buna göre Türkiye genelinde konut arayanların yüzde 44’ü kiralık, yüzde 56’sı ise satılık konut baktı.

Emlakjet tarafından açıklanan verilerde, kadınların erkeklere oranla daha fazla konut aradığı görüldü. Kasımda kadın/erkek konut arama oranı son ayların tersi yönde, kadınlarda yüzde 60, erkeklerde yüzde 40 şeklinde seyretti. Verilen bilgiye göre, Emlakjet kullanıcılarına, “Yeni İlan Düzenlemesinin Gayrimenkul Sektörüne Etkileri” de soruldu. Kullanıcılar, düzenlemenin gayrimenkul arama platformlarına güveni artıracağını bildirdi. Ankete katılanların yüzde 60’ı, yeni düzenlemenin sahte ilanların önüne geçeceğini düşünüyor.

“Kimlik Doğrulama İşi Güvenilir Kılacak”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Emlakjet CEO’su Tolga İdikat, gayrimenkul sektöründe, bilgi kirliliğinin ve ilan kirliliğinin fazla, şeffaflığın düşük olması gibi endişelerin yaşandığını belirterek, “Aynı ilanın farklı platformlarda farklı fiyatlardan yayınlanmasının da önüne geçecek tek fiyat düzenlemesinin ve TC kimlik numarası ile ilan girişi yapılacağına dair yeni ilan düzenlemesinin sektörel manada olumlu katkıları olacağını öngörüyoruz.” dedi.

Emlakjet Prestige Plus üyesi Ayten İpek de emlak ofislerinin ve bireysel kullanıcıların artık kimlik doğrulamasıyla ilan girişi yapacak olmasının yapılan işi daha güvenilir kılacağını kaydederek, “Gayrimenkul sektöründe hem emlak danışmanları hem de listeleme platformları sahte ilanlardan dolayı yanlış şekilde gündeme geliyordu. Artık bu kontrol sistemiyle birlikte yayınlanan ilanların doğruluğu netleşmiş olacak. Bu durumun sektörümüze olumlu katkıları olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Konut Fiyat Endeksi Yıllık Yüzde 86,5 Arttı

Konut Fiyat Endeksi (KFE), ekimde aylık yüzde 3,8 ve yıllık yüzde 86,5 artışla 1129,6 oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından Ekim 2023 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verileri açıklandı. Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE, ekimde bir önceki aya göre yüzde 3,8 artarak 1129,6 seviyesinde gerçekleşti. KFE, ekimde yıllık bazda yüzde 86,5 artarken, bu dönemde reel yükseliş yüzde 15,4 oldu. Üç büyük il için KFE değişimine bakıldığında, ekimde bir önceki aya göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 2,9, yüzde 4,7 ve yüzde 3,3’lük artış görüldü. Endeks değerleri geçen yılın aynı ayına göre ise İstanbul’da yüzde 74,4, Ankara’da yüzde 101,5 ve İzmir’de yüzde 80,1 yükseldi.

Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu 43 İli Güzergahına Alacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 43 ilden geçecek Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu ile Antalya-Alanya Otoyolu projeleri hakkında bilgi verdi.

Karayolları Genel Müdürlüğü, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu ve Antalya-Alanya Otoyolu’nun ihalelerini yaptı. İki projeye de firmaların büyük ilgi gösterdiğini aktaran Bakan Uraloğlu, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nun kapalı teklif alma usulü ile yapılan ihalesinde en düşük teklifi Fernas İnşaat Şirketi’nin verdiğini belirterek, “Böylece Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu yapımının gerçekleştirilmesi yönünde büyük bir adım atıldı. Ardından Antalya-Alanya Otoyolu ihalesini de gerçekleştirdik. Burada da en düşük teklif Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından verildi. Projelerimizin ülkemize şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

120 Kilometre Uzunluğunda Olacak

Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nun; 101 kilometre 2×3 şeritli otoyol ve 19 kilometre 2×2 şeritli bağlantı yolu olmak üzere toplam 120 kilometre uzunluğunda olduğunu ifade eden Uraloğlu, “Proje kapsamında 7 kavşak, 4 tünel, 8 viyadük ve 3 otoyol hizmet tesisi yapılacak.” dedi.

Uraloğlu, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu projesinin Marmara-Doğu Anadolu, Ege-Karadeniz ve Akdeniz-Karadeniz koridorları arasında ve 43 ilin geçiş güzergâhında yer alan önemli bir köprü özelliği taşıyacağını belirterek, “Otoyol projemizin güzergâhı mevcut Ankara Çevre Yolu’nda yer alan Karapürçek Kavşağı ve Samsun Yolu Kavşağı’nın arasındaki Kızılcaköy mevkiinden başlayacak; Çerikli ilçesinin kuzeyinden Kırıkkale-Yozgat Devlet Yolu’na bağlanacak.” açıklamasında bulundu.

“Proje ile bahsedilen istikametlerde yük ve yolcu taşımacılığının daha güvenli, hızlı ve konforlu bir şekilde “Ankara’nın doğu ve kuzey koridoruna, buradan da Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine aktarılmış olacak.” diyen Uraloğlu, “Ankara-Kırıkkale arasında bulunan mevcut devlet yolundaki trafik yoğunluğu da yapılması planlanan otoyol ile azaltılmış olacak. Otoyolun hayata geçmesi ile birlikte; yakıt tüketimi, araç bakımı ve onarım giderleri gibi ekonomik kayıplar, trafik yoğunluğunun neden olduğu gürültü, çevre kirliliği ve emisyon salınımını en aza inecek.” değerlendirmesini yaptı.

Antalya-Alanya Otoyolu’nun İhalesini Limak İnşaat Aldı

Bakan Uraloğlu ayrıca, seyahat süresini kısaltacak ve konforlu yolculuk imkânı sağlayacak Antalya-Alanya Otoyolu ihalesinin de yapıldığını ve 3 firma arasından en düşük teklifi sunan Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ihaleyi kazandığını belirtti.

Projeye dair bilgiler paylaşan Uraloğlu, “Proje Serik Kavşağı’ndan başlayacak, daha sonra doğuya yönelerek, Serik ve Manavgat ilçeleri sınırları içinde Toros Dağları’nın eteklerindeki koridoru takip edecek ve Konaklı’nın kuzeyinde Batı Kavşağı’nda sona erecek” dedi.

Antalya-Alanya Otoyolu Projesi’nde, 84 kilometre 2×3 şeritli otoyol ve 38 kilometre 2×2 şeritli bağlantı yolu bulunduğu aktaran Bakan Uraloğlu, otoyolun toplam uzunluğunun 122 kilometre olduğunu bildirildi. Projede 7 kavşağın 8 tünel, 19 viyadük bulunduğuna dikkati çeken Uraloğlu, otoyolun Serik, Manavgat ve Alanya ilçelerinden geçtiği bilgisini de verdi.

Fenercioğlu’nun 2024 Hedefi 150 Milyon Euro

Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, sektör adına zor geçen 2023 yılını 85 milyon Euro ciro ile kapatacaklarını, 2024 yılında ise 150 milyon Euro hedeflediklerini, ayrıca Kıbrıs ve İzmir’e olan açılımlarının büyüyeceğini belirtti.

Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, “2023 yılı gayrimenkul ve inşaat sektörü adına ne yazık ki zorluklarla geçti. Şubat ayında yaşanan deprem hepimizi derinden etkiledi. Ülkemizdeki seçim dönemi ve depremin etkisiyle inşaat maliyetlerindeki arş göz ardı edilemeyecek kadar fazlaydı. Bu artışlardan kaynaklı yeni konut üremi ve inşası geçen yıla göre azalış gösterdi. TÜİK verilerine göre inşaat malzeme ve işçilik fiyatları da her ay artış gösteriyor. Ne yazık ki önümüzdeki yıl güçlü finansal yapıya sahip olamayan inşaat firmalarında küçülmeler göreceğimiz bir yıl olacak.” dedi.

Sektörün içinde bulunduğu olumsuz tabloya rağmen 2023 yılının Fenercioğlu A.Ş için yenilikler ve başarılarla dolu geçtiğini sözlerine ekleyen Aycan Fenercioğlu, “2024 yılında Türkiye, Kıbrıs ve İspanya’da konut üretmek adına önemli adımlar attık. 3000 konuttan oluşan Costal Heaven projemiz ile Kıbrıs’a, şehrin en büyük kentsel dönüşüm projesi ile İzmir’e açıldık. Bunlara ek olarak Neo Portföy iş ortaklığımız ile gayrimenkul yarım fonumuzu kurduk. 2024’in ilk çeyreğinde Lüksemburg’ta yeni bir gayrimenkul yatırım fonu daha hayata geçireceğiz. 2024 yılı hedefimiz 2023 yılındaki ciromuzu iki katına çıkartabilmek yönünde. Şu anda 5 bölgede hem inşaat hem de 10 farklı sektörde aktif rol oynuyoruz.” şeklinde konuştu.

İstanbul’daki Paylaşımlı Ofis Alanları, İlk Çeyrekte Yüzde 25 Büyüdü

İnşaat maliyetleri ve küresel enflasyona bağlı fiyat artışları, ticari gayrimenkul kiralarını da etkiledi. Artan ofis kiralarının her ölçekten işletmeyi servis modeliyle sunulan, paylaşımlı ofislere yönlendirdiğini gösterirken, küresel ticari gayrimenkul hizmetleri sağlayan CBRE tarafından yayımlanan 2023 yarı yıl raporunda, yılın yalnızca ilk çeyreğinde paylaşımlı ofis stokunun yüzde 25 büyüdüğüne dikkat çekildi. 

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Ekim 2023 inşaat maliyet endeksindeki görülen yıllık yüzde 65,93’lük artış ve küresel enflasyonist ortam, özellikle büyükşehirlerde ofis kiralarına da yansıdı. Bu durum, Türkiye pazarında 1999 itibarıyla görülmeye başlanan, 2013 itibarıyla yükselişe geçen ortak ofis, paylaşımlı ofis ve sanal ofis modeliyle sunulan ofis sektöründe büyümeyi beraberinde getirdi. Küresel ticari gayrimenkul hizmetleri sağlayıcısı CBRE tarafından yayımlanan rapor, yılın yalnızca ilk çeyreğinde paylaşımlı ofis stokunun yüzde 25 arttığını ve ülke çapında 300 bin metrekare stok seviyesine ulaştığını gösterdi. 

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan eOfis Pazarlama ve İş Geliştirme Yöneticisi Melda Çelik,  “Özellikle büyükşehirlerde konut fiyatlarında yaşanan yükselişlerin bir benzeri A+ olarak tabir edilen premium ofis stoklarında da yaşandı. İşletmeler, bir yandan ofise dönüş politikalarını belirlemeye çalışırken, bir yandan da hızlı yükselen maliyetlerle karşı karşıya kaldı. İlk dönemlerde yalnızca girişimciler ve serbest çalışanlar tarafından tercih edilen paylaşımlı ofis modeli, bu sebeple bölge ofislerinin, kurumsal şirketlerin de radarına girdi” dedi. 

Levent – Etiler Bölgesi Metrekare Başına Yıllık 415 Euro’yu Buluyor

Statista verileri, İstanbul’da plazalar bölgesi olarak bilinen Levent – Etiler konumunda birinci sınıf ofis kiralarının yıllık metrekare başına 415 Euro’ya kadar yükseldiğini gösterdi. Maslak’ta bu rakam 245 Euro olarak ölçülürken; Esentepe, Gayrettepe, Zincirlikuyu bölgesinde 279 Euro olarak kaydedildi. Rakamların Mayıs 2023’te yayımlandığını ve seçim sonrasını da göz önünde bulundurmak gerektiğini dile getiren Melda Çelik, “Yalnız İstanbul’da değil, İzmir ve Ankara’da da metrekare başına yıllık prime ofis metrekare kiraları 125 – 145 Euro arasında değişiyor. Bu sebeple hibrit bir çalışma stratejisi uygulayan, bir ofisin genel maliyetleriyle uğraşmak istemeyen girişimcilerden kurumsal şirketlere pek çok farklı sektörden kullanıcı, paylaşımlı ofis modeline yöneliyor. Paylaşımlı ofisler, teknolojik altyapı, merkezi konum, modern tasarım, toplantı alanları ve iş ağı avantajlarıyla daha cazip bir seçenek olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

İstanbul Dışındaki Paylaşımlı 5 Ofisten Birini O İşletiyor

2023’te görülen trendin pazarı da canlandırdığına dikkat çeken Melda Çelik, “Bir iş sürecinin dış kaynak kullanımıyla yürütülmesi ve hizmet olarak sunulan çözümlere başvurulması, maliyetleri etkin yönetmek isteyen sektör ve işletmeler için öncelikli konulardan biri. Hizmet olarak ofis veya ofiste servis modelinin yükselişini bu yaklaşım da destekliyor. Bu kapsamda Türkiye paylaşımlı ofis sektörünün liderleri arasında yer alan eOfis, 2023’ü büyümeyle tamamlıyor. Sadece İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerde değil, Bursa, Gaziantep, Adana, Muğla, Antalya, Diyarbakır, Kayseri, Konya gibi illerde de genişleyerek, bu yıl 13 ilde, 60 lokasyonda paylaşımlı ofis hizmeti sunmaya başladık. CBRE verilerine göre eOfis, kiralanabilir alan bakımından, İstanbul dışındaki servis modeliyle sunulan ofislerin yüzde 20’sini tek başına yönetiyor. 32 bin 500 metrekare kiralanabilir alanla İstanbul dışındaki 5 paylaşımlı ofisten biri, eOfis tarafından işletiliyor” diye konuştu.

Hizmet Olarak Ofis, Yüzde 80 Maliyet Avantajı Sağlıyor” 

Yeni yıla dair de umutlu olduklarının altını çizen eOfis Pazarlama ve İş Geliştirme Yöneticisi Melda Çelik, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Hazır ofis, paylaşılan ofis gibi modeller, ofis maliyetlerinde yüzde 80 maliyet avantajı sağlıyor. Bu, her ölçekten işletme için büyük bir fırsat. Tek bir sözleşmeyle 60 ofise erişim olanağı sunan eOfis olarak 2024’te hem lokasyon, hem faaliyet gösterdiğimiz il, hem de sayıları 10 bini aşkın şirkete ulaşan müşteri sayımızı üstüne katarak büyütmeyi sürdüreceğiz 60 A+ plazada hizmet veren eOfis, müşterilerini Türkiye çapında modern ofis çözümleriyle buluşturmayı yeni yılda da sürdürecek.”

TÜRAP, Arap Yatırımcılarla Türk Gayrimenkul Sektörünü Bir Araya Getirecek

Türk ve Arap Ülkeleri İş Birliği Derneği (TÜRAP) ile TurabExpo tarafından düzenlenen zirve ile Türk gayrimenkul sektörü, Arap yatırımcılarla buluşacak.


21.Türk-Arap İşbirliği Zirvesi çatısı altında, 9. Türk-Arap Yapı-İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri, İç Mimari, Mobilya Fuarı, İşbirliği Organizasyonu ve 6. Türk-Arap Gayrimenkul, Proje, Yatırım, Finansman Fuarı, İşbirliği Organizasyonu eş zamanlı olarak 20-21 Aralık tarihleri arasında İstanbul’da Pullman İstanbul Airport and Convention Center’da gerçekleştirilecek.

Fuar sayesinde inşaat sektörünü aracısız şekilde Arap yatırımcılarla buluşturacaklarını vurgulayan TÜRAP Genel Başkanı Sabuhi Attar, “Arap iş insanları, ticari heyetler ve yatırımcıları Türkiye’ye getirmeyi amaçlıyoruz. Bu konuda çok iyi bir organizasyon çalışması yapıyoruz. Bu anlamda 20 organizasyona imza attık. Bu yıl 21. organizasyonumuzu gerçekleştireceğiz. Yapı inşaat malzemeleriyle ilgili çok önemli bir fuara imza atıyoruz. Türkiye’de inşaat malzemeleri üzerine yaklaşık bin farklı ürünün üretimi yapılıyor. Arap ülkelerinde özellikle Suudi Arabistan’da çok ciddi bir inşaat çalışması olduğu için inşaat malzemelerine büyük ihtiyaç var. Bu noktada hedefimiz Türk ürünlerini Türk markalarını Arap ülkelerine pazarlamaktır. Fuarımızla ilgili olarak geçtiğimiz haftalarda Suudi Arabistan’da çok önemli görüşmeler yaptık. Fuarımızı tanıttık ve güzel geri dönüşler aldık.” dedi.

Yaptıkları çalışmalarla Körfez ülkelerinin Türkiye ile işbirliğini ciddi oranda arttıracaklarını belirten Attar, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretleri de önemli katkı sağladı. Bu sayede büyük projeler hayata geçecek. Mümkün oldukça Arap ülkeleri ile işbirliğini ve o ülkelerde bayiliklerimizi arttırmamız, ihracatımız açısından da olumlu sonuçlara yol açacak. Bu noktada körfez ülkelerinde oldukça olumlu bir hava hakim. Cumhurbaşkanımızın son dönemdeki ziyaretleri de, bu konuya önemli katkı sağlayacaktır. Biz TÜRAP olarak bu konuda profesyonel çalışıyoruz. Bu alana katkı sağlamak için ne isteniyorsa yapmaya hazırız. Gerek fuar, gerekli işbirliği anlaşmaları ihracat görüşmeleri her alanda çalışma yürütebiliriz. Her yıl yaptığımız fuarlardan sonra ihracatın ve ticaret hacmi hacmi giderek arttığını görüyoruz bu rakam daha da yükselecek.” diye konuştu.

Tanyer Yapı, Sanayi Tesisleri İnşaatı İle Büyümesini Sürdürüyor

Tanyer Yapı Genel Koordinatörü Taylan Tanyer, Tan Urla projelerinde inşaat çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Tanyer, son iki yılda inşaat çalışmalarını sürdürdükleri sanayi tesisi projeleri ile hızla büyümeye devam ettiklerini söyledi.

Şu an farklı sanayi bölgelerinde toplam 10 şantiyelerinin bulunduğunu kaydeden Taylan Tanyer, bir yandan da kurumsallaşma yolunda önemli adımlar attıklarını ve kadro olarak ta büyüdüklerini dile getirdi.

Ekonomim’den Nurettin Baki’nin haberine göre; Tanyer Yapı Genel Koordinatörü Taylan Tanyer, şirketin faaliyetleri ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Şirketin kurumsal kimlik kazanmaya başlamasından sonra kadro olarak da büyüdük. Şu ana kadar geldiğimiz noktada bir aile şirketi kültürü vardı. Şimdi kurumsal, sürdürülebilir, kontrol edilebilir, şeffaf bir sisteme geçmek üzereyiz. Sürecin yüzde 75’ini tamamladık. 2 yıllık değişim sürecinde beyaz yaka personelimizde önemli değişikliklere gittik.

Son yıllarda makine ve Ar-Ge’ye de yatırım yaptık. Hep zor yerlerde inşaatlar yaptık. Başarma arzusu, bizim için paradan daha öncelikli oldu. ‘Ne işiniz var orada, orada daire satılır mı?’ dedikleri yerde biz inadına iş yaptık. İnşaatın en büyük sermayesi arsadır. Bu enflasyonist ortamın da geleceğini tahmin ettiğimiz için, 2 sene önce ciddi yatırımlar yaptık. Makine, ekipman parkımızı kuvvetlendirdik. Bu ekipmanlarımızla Ege Serbest Bölge’ne (ESBAŞ) girdik, burada 4 tane şantiyemiz var. Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nden de (BASBAŞ) iş aldık. Şu an toplamda 10 tane şantiyemiz bulunuyor. Bu şantiyelerimizle İzmir’in en prestijli hem inşaat şirketlerine hem de sanayi şirketlerine mühendislik, altyapı, anahtar teslim fabrika gibi hizmetler veriyoruz.

6’ncı konut projemiz olan Tan Urla, Bademler Köyü’nün bugüne getirilmiş hali. Projenin aşağı yukarı yüzde 40’ı bitti. Projemizi 2025 senesi içerisinde hak sahiplerine teslim edeceğiz. Tan Urla, İzmir’e değer katacak. Dünya çok hızlı değişiyor, buna bağlı olarak konut trendi ve insanların ihtiyaçları da değişiyor. Çağın getirdiklerinin başında güneş enerjisi ve elektrikli araçlar geliyor. Bu noktada biz neler yapabiliriz, çağ nereye doğru gidiyor diye bakarak altyapıya önem verdik. Tan Urla’da oturacak insanların neredeyse yüzde 80’i elektrikli araç kullanacak. Bu araçların şarj istasyonu ihtiyacı olacak. Burada 278 tane hane olacak, bu da 200 tane aracın aynı anda şarj edilmesi anlamına geliyor. Bunu sağlamak kolay değil. En başta elektrik altyapısının buna uygun olması gerekiyor. Biz trafoyu buna göre talep edeceğiz ve insanların konforunu sağlayacağız. Ticari alanlarda da sunacağımız hızlı şarj istasyonları olacak.

Tan Urla’da yalnızca mimari özellikleri değil, sürdürülebilir enerjiyi kullanan, doğaya ve çevreye saygılı bir yaşam şeklini de tasarladık. Projemizin lokasyonuna uygun olan ve zaten bu bölgede doğal olarak yetişen bir peyzaj uygulayacağız. Her evin çatısında güneş panelleri yer alacak. Temel aşamasında bunu planladığımız için mimari anlamda doğru bir kurguyla sanki konutun bir parçasıymış gibi uyumlu şekilde görünecek. Yenilenebilir enerjiyi doğal yaşamla birleştiriyoruz. Elektrikli araçlar için her evde şarj istasyonu olacak. Herkesin aynı anda araçlarını şarj edebileceği kapasitede bir altyapı ve donanım uygulaması yapacağız. Güneş enerjisini belli merkezlerde depolayarak ortak alanlarda ve evlerdeki enerji ihtiyacına da çözüm getiriyoruz. İsteyenler kendi evlerinde kullanacakları aküyle birlikte konutlarındaki enerji ihtiyacının tümünü güneşten elde edebilecek.”

Tan Urla projesinin tüm detaylarına buradan göz atabilirsiniz.

IC İçtaş İnşaat, ‘Sürdürülebilirlik’ Ödülüne Layık Görüldü

IC İçtaş İnşaat, Platin Global 100 ödülleri kapsamında ‘Sürdürülebilirlik’ ödülüne layık görüldü.

Sürdürülebilir yaklaşımı benimseyen ve ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil eden şirketler, Platin Global 100 ödülleri kapsamında ‘Sürdürülebilirlik’ temasıyla ödüllendirildi. Enerji, inşaat, gıda gibi farklı alanlar için tasarlanan ödüllerde her kategoriden yalnızca bir firma ödül aldı. İnşaat sektörü kategorisinde IC İçtaş İnşaat ödüle layık görülerek, sürdürülebilirlik alanındaki öncü konumu ile bir kez daha öne çıktı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu’nun da katıldığı ödül töreni, iş dünyasından çok sayıda önemli ismi bir araya getirdi.

“Sadece Bugünü Değil, Gelecek Nesilleri de Düşünüyoruz”

İlk kez 2017 yılında başlayan Platin Global 100 Endeksi ile Endüstri 4.0, Dijitalleşme, Eğitim ve İnovasyon gibi farklı temalar altında Türkiye’nin dünya sahnesindeki başarılı şirketleri ödüllendiriliyor. Bu yıl, “Sürdürülebilirlik” teması ile Türkiye’nin ihracat hedeflerine katkı sağlanmasının yanı sıra sürdürülebilirlik ilkelerine uygun şekilde faaliyet gösteren firmaların teşvik edilmesi de hedeflendi.

İnşaat sektörü kategorisinde ödülü alan IC İçtaş İnşaat Genel Müdür Yardımcısı İlker Öksüz, yaptığı konuşmada, “Bu ödül, sürdürülebilirlik alanında attığımız adımların ve sektördeki öncü rolümüzün bir tescilidir. IC İçtaş olarak, sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de düşünerek hareket ediyoruz. Bu başarı hem şirketin iç vizyonuna hem de Türkiye’nin global arenada sürdürülebilir gelişimine katkı sağlayan önemli bir adım olacak. Emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

IC İçtaş İnşaat, Sürdürülebilirlik Konusunda Sektöründe Öncü Rol Oynuyor

Sürdürülebilirlik anlayışını tüm sektörel faaliyetlerine başarıyla entegre eden IC İçtaş İnşaat, çevresel, sosyal ve yönetişimle ilgili küresel trendleri yakından izliyor ve bu alanlarda geniş çaplı projeler geliştiriyor. Şirket, sürdürülebilirlik farkındalığı oluşturma, dijital dönüşüm, çalışanların gelişimi ve toplumsal sorumluluk gibi alanlarda önemli adımlar atıyor. Ayrıca yeşil enerjiye yatırım yapıyor; döngüsel ekonomi modelleriyle sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor. IC İçtaş İnşaat’ın bu çabaları, sektöründeki öncü rolünü de güçlendiriyor.

Konya’ya Şehir Hastanesi Konutları Geliyor

Konya Büyükşehir Belediyesi, Şehir Hastane Konutları projesini hayata geçiriyor. Karatay ilçesinde bulunan hastane çevresine 200 konut inşa edilecek.

Konya Büyükşehir Belediyesi Şehir Hastane konutları için çalışmalarına başladı. Büyükşehir Belediyesi, Karatay İlçesinde bulunan Şehir Hastanesi civarına 200 konut inşa edecek.

Geçtiğimiz günlerde 600 konut projesi ile gündeme gelen Karatay Belediyesinden sonra Konya Büyükşehir Belediyesi de harekete geçti. 

Karatay ilçesi Akabe Mahallesi’nde inşa edilecek olan ve yaklaşık 27 bin 532 metrekare inşaat alanına sahip 10 blok bina inşaatı için ilk adım atıldı.

İhale şartnamesine göre; Konutlar Yer tesliminden itibaren 600 takvim günü içerisinde teslim edilecek.

Söz konusu konut ihalesi 12 Ocak 2024 tarihinde belli olacak. Konya Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Yerleşkesi Yapım İhaleleri Şube Müdürlüğünün izlemesini yürüttüğü 200 konutun şehre yeni soluk getirmesi bekleniyor.

Bina Kimlik Sistemi İle Kolon Kesme ve Kaçak Kat Çıkma Gibi Durumların Önüne Geçilecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘’Bina Kimlik Sistemi ile kolon kesme, kaçak kat çıkma gibi durumların önüne geçeceğiz.’’ dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, yapıların kontrolünü sağlamak amacıyla ‘Bina Kimlik Sistemi’ni hayata geçirdi. 

Sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, şunları söyledi:

“Yapı İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapıların kontrolünü sağlamak amacıyla 81 ilde eş zamanlı olarak uygulamaya başladığımız ve belirli periyotlarla denetleyeceğimiz ‘Bina Kimlik Sistemi’ ile kolon kesme, kaçak kat çıkma gibi durumların önüne geçeceğiz. Vatandaşlarımız, telefonlarından QR kodları okutarak o bina hakkında genel bilgi sahibi olabilecekler. Bina sakinleri ise, e- Devlet üzerinden daha detaylı bilgiye ulaşabilecekler.” 

Bakan Özhaseki’nin paylaştığı konuşmada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı Denetim Daire Başkanı Doğan Yorulmaz’ın görüşlerine yer verildi. Kolon kesilmesi, kaçak kat çıkılması gibi bina içerisinde istenmeyen etkilerin yaşanmaması için belirli periyotlarla kontrollerin yapılacağını ifade eden Yorulmaz, “Denetim faaliyeti sona eren bir binada kimlik belgesi takılması aşamasında ekip arkadaşlarımız dijital kimlik belgesini oluşturuyor, binaya gidip monte ediyor.” dedi. 

Yorulmaz, 2021’den önceki yapıların da benzer şekilde kimlik bilgileri oluşturulmak suretiyle onların da denetime katılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Alor Orman Ürünleri İnşaat Projelerine Kalitesiyle Damga Vuruyor

İnşaat projelerine imalattan ürettiği ürünleri direkt olarak ulaştıran Alor Orman Ürünleri, kalitesi ve fiyat güvencesiyle projelerin aranan ismi oldu.

Zonguldak’ın Alaplı bölgesinde kurulan Alor Orman Ürünleri, merkez ofisi İstanbul’da müşteri desteği sağlarken, Rize, Güneysu ve Kütahya, Simav’da üretim tesisleriyle ürünlerini imal ediyor. Kaliteli ürün ve fiyat güvencesiyle ön plana çıkan firma, Türkiye geneline h20 ve plywood imalatı ile tedariki alanında hizmet veriyor.

Alanında uzman personelleriyle ürettiği ürünlerini direkt olarak tedarik eden Alor Orman Ürünleri, satış öncesi ve sonrasında sağladığı kesintisiz müşteri hizmetleri ile müşterilerini güvende hissettiriyor. Kaliteli ürün ve fiyat garantisinin yanı sıra mutlu müşteri deneyimi kavramına önem veren firma bu bağlamda sektörün en çok aranan markası haline geldi.

Sürdürebilirlik, Güvenilirlik ve Kalite Denince Akla Gelen İlk İsim: Alor Orman Ürünleri

Türkiye’nin her yerinde inşaat projelerinin en büyük çözüm ortağı olan Alor Orman Ürünleri, Orman Bakanlığı ve Genel Müdürlük izinleri ile yaptığı tüm işlemleri Türkiye Cumhuriyeti kanununları çerçevesinde gerçekleştiriyor. Her sene Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA)  başta olmak üzere bir çok doğa koruma vakfına gerekli desteği gösteren firma, sürdürülebilir ekolojik sistemin de büyük destekçileri arasında bulunuyor. Firma, bünyesine kattığı birçok hizmet, kalite ve güven sertifikalarıyla sektördeki güvenilirliğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda Alor Orman Ürünleri, inşaat sektörünün yanı sıra birçok sektörde güvenilir paydaşlar arasında yer alıyor.

6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda, bölgenin kalkınması için var gücüyle destek çalışmaları yapan Alor Orman Ürünleri, üretmiş olduğu kaliteli ürünleriyle deprem bölgesindeki önemli çalışmalara katkıda bulundu.

Başarı Dolu Bir Yıl

2023 yılını gerek yurt içi gerekse yurt dışı projeleriyle verimli geçiren firma, inşaatlık kereste çeşitleri haricinde ithal ve yerli plywood, h20 ve su kontrası imalatı ile tedariki gibi alanlarda iş ortaklarıyla birlikte birbirinden önemli projelere imza attı.

Ayrıca firma, kendi bünyesinde kurmuş olduğu Alor Lojistik markası ile de ürünlerinin teslimatını güvenle ve zamanında yaparak müşteri deneyimine büyük bir katkı sağladı. Bunun üzerine firma, 100. Yıl Ekonomi ve Proje Ödülleri kapsamında en iyi Orman Ürünleri firması seçilerek tarihine büyük bir gurur kaynağı ekledi. Birinci kalite ürünleri, tecrübeli ekibi ve geniş mutlu müşteri portföyü ile sektördeki yerini sağlamlaştıran firma, başarılarına başarı katmaya devam ediyor.

Yeni Yıl Yeni Projeler

2023 yılında geçirdiği başarı dolu anları 2024 yılında da devam ettirmeyi hedefleyen Alor Orman Ürünleri, inşaatlık kereste çeşitlerinin bir yana ithal ve yerli plywood çeşitleri, h20 ve su kontrası çeşitlerinde de verimli atılımlar gerçekleştirdi. Firma, kısa bir süre içerisinde büyük bir yüzdelik büyüme gösterdi. Tüm bu başarılarının ardından firma, 2024 yılında ihracat hedefini bir üst sıraya taşıyor. Ayrıca, Alor Orman Ürünleri, yeni yılda Alor Wood markası ile ahşap ev, bungalov ev imalatı ve tedariki alanlarında hizmet göstermeye başlayacak. Firma, inşaatlık yapı malzemelerinde gösterdiği büyüme hızını yeni yılda Alor Wood markasına yansıtarak sektördeki yeniliklere imza atmayı planlıyor.

İnşaat Demiri Fiyatları Yükselişini Sürdürüyor

Döviz kurlarının artışı ve ekonomik dalgalanmalar nedeniyle artan inşaat demiri fiyatları, günden güne yükselişini sürdürüyor. İşte inşaat demiri güncel fiyatları.

Dolar kurunun dün 29 TL barajını aşması ile beraber beklendiği üzere demir fiyatlarına yeni zam açıklandı. İnşaat demiri ton fiyatı bir kere daha yükseldi ve yeni fiyatlar açıklandı. İnşaat demiri ton fiyatı 23 bin TL seviyesini görürken demirin en pahalı olarak satıldığı ilimiz ise İskenderun oldu. 

Altunizade-Ferah Mahallesi-Çamlıca Camii-Bosna Bulvarı Metro Hattı 2025’te Ulaşıma Açılacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Altunizade-Ferah Mahallesi-Çamlıca Camii-Bosna Bulvarı Metro Hattı ile ilgili, “Projede son aşamada; ana hat, peron ve bağlantı tünelleri kazı-destek imalatlarını yüzde 84 oranında tamamladık. Hattı 2025 yılı içerisinde hizmete açmayı hedefliyoruz.” dedi.

Beylerbeyi Merkez Şantiyesi’ndeki inceleme programında konuşan Uraloğlu, 2023 yılının bakanlıkları açısından büyük projeleri tamamlayıp, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet fırtınası estirdikleri ve çok önemli kent içi raylı sistem projelerini hizmete açtıkları bir yıl olduğunu söyledi.

9 Şehirde Raylı Sistem Hattı Projeleri Hızla Sürüyor

Uraloğlu, 22 Ocak’ta İstanbul Havalimanı-Kağıthane Metro Hattı’nı, 8 Nisan’da Başakşehir-Çam ve Sakura Hastanesi-Kayaşehir Metro Hattı’nı, 12 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi-Kızılay Metro Hattı’nı, 30 Nisan’da ise Kayseri Anafartalar-Hızlı Tren Tramvay Hattı’nı hizmete açtıklarını belirterek, “İstanbul, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Konya olmak üzere 5 ilde devam eden 102,1 kilometre uzunluğundaki 9 ayrı kent içi raylı sistem hattı projesinde de çalışmalara devam ediyoruz.” diye konuştu.

İstanbul’u Avrupa’nın ve dünyanın en gelişmiş ulaşım altyapısına sahip şehirlerinden biri yapmak için bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla donattıklarını anlatan Uraloğlu, şunları kaydetti:

“Dünyanın en özgün ve saygın kent içi raylı sistem projelerini bir bir hayata geçiriyoruz. Bugüne kadar İstanbul’da yapımını tamamlayıp, halkımızın hizmetine sunduğumuz metro hatları toplamda 130,2 kilometredir. Marmaray üzerinden hizmete açıldığı günden bu yana 1 milyarın üstünde seyahat gerçekleşti. 2 Ekim 2022 tarihinde hizmete açtığımız Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metrosundan şimdiye kadar yaklaşık 9 milyon İstanbulluya konforlu, güvenli ve hızlı ulaşım imkanı sağladık. Bu yıl 22 Ocak’ta açtığımız İstanbul Havalimanı-Gayrettepe Metrosu Hattı ile bugüne kadar 3,5 milyonun üstünde yolcu seyahat etti. 8 Nisan’da açtığımız şehir hastanesiyle bağlantılı olan Başakşehir-Çam ve Sakura Hastanesi-Kayaşehir Metro Hattımızdan da açıldığı günden bugüne kadar yaklaşık 2 milyon yolcu seyahat gerçekleştirdi.”

Uraloğlu, şu anda toplam uzunluğu 55,7 kilometre olan 5 metro hattında İstanbul için çalıştıklarını belirterek, “Bu hatlar; Bakırköy (İDO)-Bahçelievler-Kirazlı Metro Hattı, Kağıthane-Gayrettepe Metro Hattı, Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı Metro Hattı, Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi ve Altunizade-Çamlıca Camii-Bosna Bulvarı Metro Hattı’dır.” dedi.

Yapımı devam eden projeler bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğunun 338,8 kilometreden 394,5 kilometreye yükseleceğini ifade eden Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böylece İstanbul raylı sistem ağının yüzde 50’den fazlasını bakanlığımız inşa etmiş olacak. Bu bizim için büyük bir gururdur ve biz İstanbul’da kentsel hareketliliği teşvik edecek ve insanımızı toplu taşıma ve diğer temiz, akıllı ulaşım çözümlerine yönlendirecek çalışmalarımıza devam edeceğiz. İncelemelerde bulunduğumuz Altunizade-Bosna Bulvarı Metro Hattı; Üsküdar-Ümraniye Çekmeköy Metrosu ve Metrobüs Hatlarını; Çamlıca Camii ve Bosna Bulvarı’na bağlayan 4,5 kilometre uzunlukta ve 4 istasyonlu bir raylı sistem projesidir. Çamlıca tepesinde yer alan Büyük Çamlıca Camisi Külliyesi’nde bulunan 37 bin 500 kişi kapasiteli Çamlıca Camisi’ne, İslam Medeniyetleri Müzesi’ne ve yoğun yerleşimli Ferah Mahallesi’ne hizmet verecektir. Bu bölgeler hem turistik hem de ibadet amaçlı olarak çok ziyaret edilen alanlar olduğundan dolayı bu hattı da bir an evvel tamamlamayı hedefliyoruz.”

Bakan Uraloğlu, Altunizade-Çamlıca Camii-Bosna Bulvarı Metro Hattı’nı 2025 yılı içerisinde hizmete açmayı hedeflediklerini belirterek, çalışmalara 7 gün 24 saat esasıyla devam ettiklerini vurguladı.

Hattın 30 Yıllık Kazancı 3 Milyar 975 Milyon 338 Bin TL Olacak

Projede son aşamada; ana hat, peron ve bağlantı tünelleri kazı-destek imalatlarını yüzde 84 oranında tamamladıklarını belirten Uraloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“İstasyonlarda kazı-destek çalışmalarına devam ediyoruz. Altyapı deplase çalışmalarını da diğer çalışmalarımızla birlikte eş zamanlı olarak sürdürüyoruz. İstasyonlar içerisinde bulunan Asansör ve mekanik şaftlarında da kazı-destek çalışmalarına ve bağlantı yolu çalışmalarına da devam ediyoruz. Projemizi tamamladığımızda, saatte 8 bin 100 yolcumuz, Altunizade-Bosna Bulvarı arasında 8 dakika 40 saniye gibi kısa bir sürede seyahat edebilecek. Ayrıca hayata geçirdiğimiz tüm projelerimiz ile zaman ve karayolu işletme ve bakım maliyetlerinden tasarruf etmek gibi büyük kazançlarda sağlıyor. Hattımızın 30 yıllık projeksiyondaki ekonomik kazancı; 3 milyar 975 milyon 338 bin lira olacaktır.”

İstanbul’daki tüm metro hattı projelerine buradan göz atabilirsiniz.

Zeray, Geleneksel Yıl Sonu Kampanyası İle Konut Sahibi Olmak İsteyenlere Büyük Fırsat Sunuyor!

Yaşam kalitesini artıran ve konut sahibi olmayı kolaylaştıran farklı misyonuyla sektörde fark yaratan Zeray İnşaat, Geleneksel Yıl Sonu Kampanyası ile konut sahibi olmak isteyenlere ve yatırımcılara büyük bir fırsat sunuyor. Zeray’ın Geleneksel Yıl Sonu Kampanyası, Kocaeli ve Ankara’da yer alan 18 projede, peşin alımlara yüzde 25 indirim veya 60 ay vade fırsatı ile büyük ilgi görüyor. 

Zeray İnşaat, deneyimi ve standartları değiştiren proje anlayışı ile Türkiye gayrimenkul sektörünün en önemli oyuncularından biri olmayı başardı. Zeray, geleceği öngören yönetim anlayışı, yapı alanında uzmanlığa sahip kadrosu ve deneyimli işgücüyle Türkiye’nin geleceğine yatırım yapıyor. Aynı zamanda da yaşama değer katıyor.

Alışılmışın dışında projeleriyle Zeray, şehir içinde ve dışında yeni değerler yaratan farklı yaşam merkezleri gerçekleştirmek, yeni yaşam alanlarını hayata katmak için var. Doğal dengeyi koruyan yaklaşımı, yarattığı eşsiz çevre düzeniyle yatırım yaptığı alanlara değer kazandıran ve her yatırımda standartları yükseltmeyi amaçlayan bir vizyona sahip. Çünkü daha iyi bir yarın bekleyen pek çok hayat var.

Zeray’ın konut sahibi olmayı kolaylaştıran adımlarından biri de her yıl düzenlediği Geleneksel Yıl Sonu Kampanyası. 

Bu yıl 1 Aralık ve 31 Aralık 2023 tarihleri arasında gerçekleşen ve konut sahibi olmak isteyenlere 18 ayrı proje sunan Geleneksel Yıl Sonu Kampanyası yine büyük bir ilgi ile karşılandı. Yeni bir evde yeni bir hayata başlamak isteyen potansiyel alıcılar, beraberinde birikimlerini en çok kazandıran enstrüman olan gayrimenkulde değerlendirmeyi amaçlayan yatırımcılar, kampanyaya ve Zeray projelerine akın etti. 

Peşin alımda yüzde 25 indirim ya da 60 ay vade imkanı sunan Zeray Geleneksel Yıl Sonu Kampanyası, bu dönemde nasıl ev sahibi olabiliriz diye düşünenler için büyük bir fırsat sunuyor. Kampanya 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla son bulacak. 

İnşaat Sektöründe Çalışan Sayısı Ekim Ayında Yıllık Yüzde 12,2 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerine ilişkin Ekim ayı ücretli çalışan istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilere göre inşaat sektöründe çalışan sayısı, aylık olarak stabil kalırken yıllık bazda yüzde 12,2 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 891 bin 949 kişi iken, 2023 yılı Ekim ayında 15 milyon 277 bin 929 kişi oldu. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Ekim ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,6 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 12,2 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 2,7 arttı. 

İnşaat Sektöründe Çalışan Sayısı Aylık Olarak Değişmedi

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Ekim ayında bir önceki aya göre değişmedi. 

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Ekim ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,6 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe değişmedi.

Gaziosmanpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi İçin Kura Çekimi Yapıldı

Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projeleri arasında yer alan İstanbul, Gaziosmanpaşa Yenimahalle 9A 1. etap kapsamında kura çekimi gerçekleştirildi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Gaziosmanpaşa Belediyesi iş birliğinde yapımı tamamlanan konutlar için kura çekimi noter huzurunda gerçekleştirildi. Yenimahalle Evleri 9A 1. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde gerçekleştirilen kura çekime Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta ve Gaziosmanpaşa Kaymakamı İskender Yönden de katıldı. Proje tamamlandığında Gaziosmanpaşalı vatandaşlar 527 konut, 11 dükkan, 882 araçlık otopark, 7 bin 500 metrekare yeşil alan, zengin sosyal tesis alanlar ve çocuk oyun alanlarının oluşturulduğu depreme dayanıklı ve güvenli bir yaşam alanına kavuşacak.

Kura çekimi ile ilgili basın mensuplarına açıklama yapan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, “Gaziosmanpaşa’da yerinde kentsel dönüşüm kapsamında bir proje de daha kuraları çekiyoruz. Biz bu proje de 538 bağımsız birim ve 7 tane dükkanı şu anda hak sahipleri ile buluşturuyoruz. Biz konutlarla burada insanları buluştururken aslında onlara depreme dayanıklı, konforlu, altyapı sorunu olmayan, mülkiyet problemi kalmayan güvenli konutlar teslim ediyoruz. Doğal olarak İstanbul’un en önemli problemlerinin başında gelen otopark açısından da her bağımsız birim de bir otopark inşa ediyoruz. Sloganımız ise ‘komşuları değil konutları yeniliyoruz’. Bu yerinde kentsel dönüşümle aslında Gaziosmanpaşa’da hızlı bir şekilde Gaziosmanpaşa’yı değiştirmeye, geliştirmeye devam ediyoruz. Kuralarımızı çeken vatandaşlarımıza hayırlı olsun diyoruz. İnşallah önümüzdeki yılın ortalarına kadar da bu konutları hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Bir yandan temel atıyor, bir yandan kura çekiyor, bir yandan hak sahiplerine yeni konutlarımızı teslim ediyor bir yandan da yeni bölgeler de vatandaşlarımızla uzlaşma çalışmalarının sürdürerek yeni kentsel dönüşüm bölgelerinde çalışmaları başlatmaya gayret ediyor, bir yandan da başlamış olanları bir an önce bitirip hak sahipleri ile buluşturmak için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kale Kapı Pencere’den İnovatif Sürme Sistemleri

Tam kapsamlı güvenlik anlayışıyla bütünsel güvenlik çözümleri sağlayan Kale Kilit’in çatısı altında hizmet veren Kale Kapı ve Pencere; sektörün ispanyolet, tek açılım, çift açılım, cephe makası, aksesuar ve kilit ihtiyacını karşılıyor. Sektör profesyonellerinin ihtiyaçlarına karşı inovatif çözümler sunan Kale Kapı ve Pencere’nin son teknoloji ile ürettiği sürme sistemleri ise kullanım kolaylığı ve dayanıklılığı ile öne çıkıyor. 

Kale Kapı Pencere, ev ve iş yerlerinde konforu üst seviyeye çıkartmak amacıyla geliştirdiği ürünleri ile sektöre yenilikçi çözümler sunmaya devam ediyor. Bu çözümlerden biri olan Aksu Katlanır Sürme ve Safir Çift Açılım Sürme Sistemleri, dayanıklılığı ve kullanım kolaylığı ile sektör profesyonellerinin ilk tercihleri arasında yer alıyor. PVC, alüminyum ve ahşap profil çeşitlerinde kolayca kullanılabilen bu sürme sistemler fonksiyonel yapıları ile de fark yaratıyor.

Aksu Katlanır Sürme Sistemleri ile geçiş alanlarından en verimli şekilde faydalanın

PVC, alüminyum ve ahşap profil çeşitlerine de kusursuz bir şekilde uyum sağlayan Aksu Katlanır Sürme Sistemleri, tek kanatta 80 kg’a kadar taşıma kapasitesi ile geniş alanlarda kullanım kolaylığı ve alan tasarrufuna imkân tanıyor. Teras, balkon ve bahçe kapıları gibi geniş açıklıklı geçiş alanlarında uygulanabilen ve 15 bin açma kapama testini başarı ile geçen Aksu Katlanır Sürme Sistemleri, iki kanattan yedi kanata kadar uygulanabiliyor. Kanat eni 400 – 900 mm’ye kadar ve kanat boyu 850 – 2350 mm’ye kadar olan profillerde de uygulanabilen Aksu Katlanır Sürme Sistemleri aynı zamanda mükemmel ses ve ısı yalıtımı sağlıyor.

Safir Çift Açılım Sistemleri uzun ömrü ve fonksiyonelliği ile öne çıkıyor 

PVC ve ahşap profil sistemlerine uygun tasarlanan Safir Çift Açılım Sistemleri, eksantrik kilit dilleri sayesinde conta baskısını ±0,8 mm’ye kadar ayarlayabilme imkânı sunuyor. Tek şablonla Ç.A. menteşe ve sabit mafsal montaj delikleri açılabilen Safir Çift Açılır Sistemleri’nin kasa ve kanat elemanlarının montajı birbirinden bağımsız olarak yapılabiliyor. Çok yönlü kullanım kolaylığı sağlayan bu sistemler hem sağ hem de sol açılımda kullanılabiliyor. Arka kilitleme ve ispanyolet üzerinde bulunan güvenlikli pimler sayesinde ekstra güvenlik imkânı tanıyan Safir Çift Açılım Sistemleri, sektör profesyonellerinin öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Öte yandan çift kanat ve katlanır sisteme uygulanabilmesi ile de birçok alanda kullanım kolaylığı sunuyor. Özel yapısı ile kasa makası ve hareketli mafsal üzerindeki conta baskılarının ayarlanabildiği bu sistem, sabit mafsal üzerinde de kanadın yatay ayarı yapılabilmesine olanak sağlıyor. 

Ankara’da Konut Satışları Yüzde 25 Düştü

TÜİK Ankara bölge müdürlüğünden alınan verilere göre Ankara’da Kasım ayında 8 bin 250 konut satıldı. Gayrimenkul PR, ilçe düzeyinde konut satış rakamları ve analizlerini paylaştı.

Ankara’da konut satışları 7 aydır düşmeye devam ediyor. TÜİK’in açıkladığı verilere göre Kasım ayında Ankara’da 8 bin 250 konut satışı gerçekleşti. Geçtiğimiz yılın aynı ayında ise Ankara’da 9 bin 367 konut satılmıştı. Diğer konut satış türlerini de baz aldığımızda Ankara’da konut satışları yüzde 25 oranında düşmüş oldu.

”Konut satış oranları ve fiyatlar düşmeye devam edecek”

TÜİK’in Ankara konut satış verilerini analiz eden gayrimenkul ekonomisi ve ileri düzeyde pazarlama alanında faaliyet gösteren Ankara’nın önde gelen gayrimenkul firması Gayrimenkul PR konut satış oranında ve fiyatlarda kırılmaların devam edeceğini belirterek, şu öngörüleri paylaştı.

Konut satışlarındaki düşüşü birçok nedeni var. Bunlar, MB’nin sıkı para politikası, BDDK’nın konut kredilerinin önüne koyduğu aşılması zor barikatlar, TL mevduatının getiri oranının yüksek olması, seri ilan sitelerinin zemin oluşturduğu sahte ve suni emlak ilanları, tüketicilerin konut satın alma imkanlarını ve motivasyonlarını düşürdü.

İlandaki fiyatlar ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30 fark var

Geçtiğimiz 7 aydan bu yana Ankara’da konut satışları aşamalı olarak düşüyor. Bize göre önümüzdeki süreçte satışlar ve fiyatlar düşmeye devam edecek. Ankara’da ilanlarda görülen fiyatları ile satılmış fiyatlar arasında yüzde 30’lara varan aşağıya yönde fark var. Çünkü, piyasada nakit akışı durma noktasına geldi ve gerçek satıcılar gayrimenkullerini peşin para verenlere ciddi oranlarda indirim yapıyor. Daha önceki açıklamalarımızda vurguladığımız üzere konut balonunun Kasım ayında patlayacağını açıklamıştık. TÜİK’in Kasım ayı verilerine göre konut balonunun patladığı artık inkar edilmez bir gerçek oldu.

Doğru fiyat, ileri düzeyde pazarlama

Bundan sonraki süreçte doğru fiyatlandırma ve buna destek olarak seri ilan siteleri dışında ileri düzeyde pazarlamanın önemi daha da artacak. Gayrimenkullerini satmak isteyen mülk sahiplerine önerimiz, ilan sitelerindeki satılamamış fiyatları asla baz almasınlar. Gayrimenkul alım ve satımında konusunun uzmanlarında destek almalarında alıcı ve satıcı açısından uzun vadede sonsuz faydalar görmekteyiz.

Ankara ilçe düzeyinde Kasım ayı konut satışları:

Akyurt: 101

Altındağ: 534

Beypazarı: 64

Elmadağ: 36

Etimesgut: 675

Gölbaşı: 426

Güdül: 574

Haymana: 24

Kahramankazan: 55

Keçiören: 1.132

Kızılcahamam: 97

Mamak: 945

Polatlı: 203

Pursaklar: 201

Sincan: 832

Yenimahalle: 747

Çankaya: 1.343

Çubuk: 187

Şereflikoçhisar:47

Ekonomideki Durgunluk Konut Satışlarına Yansıdı

Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan konut satış verilerinin sonuçlarını değerlendirdi.

Ekonomideki durgunluk nedeniyle konut satışlarının azaldığını belirten Bakyapı Yönetim Kurulu Başkanı ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Bakgör, şunları söyledi:

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, ülke genelinde konut satışları kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20,6 azalarak 93 bin 514 oldu. Yabancılara yapılan konut satışları ise yüzde 61,5 azalarak 2 bin 342 oldu. Bu rakamlar, konut sektörünün içinde bulunduğu zorlu durumu gözler önüne seriyor. Konut alıcılarının talebi, yüksek faiz oranları, enflasyon, döviz kurları nedeniyle ciddi şekilde düştü. Konut üreticileri de maliyetlerini karşılayabilmek için fiyatlarını artırmak zorunda kaldı. Bu da konut satışlarını daha da olumsuz etkiledi. Durgunlaşan ekonomi de konut satışlarını olumsuz etkileyen faktörlerden biri oldu. Ekonomideki yavaşlama, insanların yatırım amaçlı konut alımlarını azalttı.

Konut sektörünün canlanması için acil önlemler alınması gerekiyor. Öncelikle faiz oranlarının düşürülmesi, konut kredisi imkanlarının artırılması, vergi indirimleri ve teşvikler sağlanması gerekiyor. Ayrıca yabancı yatırımcıların konut almasını kolaylaştıracak düzenlemeler yapılması, konut stokunun eritilmesine katkı sağlayacaktır.

Kentsel dönüşüm konut sektörü için büyük fırsat

Ayrıca, kentsel dönüşümün konut sektörü için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Kentsel dönüşüm, hem deprem riski taşıyan eski ve sağlıksız konutların yenilenmesi hem de şehirlerin daha modern, yeşil ve yaşanabilir hale gelmesi için önemli bir adım. Kentsel dönüşüm, hem konut talebini hem de konut kalitesini artıracak bir süreçtir. Biz Bakyapı olarak, kentsel dönüşüm projelerine büyük önem veriyor ve bu alanda yatırım yapmaya devam ediyoruz. Kentsel dönüşüm, hem ülke hem de sektör için bir kazan-kazan durumu yaratacaktır.

Konut sektörünün canlanması ekonomi için çok önemli

Konut satış rakamları, konut sektörünün performansını ve ekonomik durumu yansıtan önemli bir göstergedir. Konut sektörünün canlılığı, diğer sektörleri de olumlu yönde etkiler. Bu nedenle, konut sektörünün sorunlarının çözülmesi ve desteklenmesi, ülke ekonomisinin büyümesi ve kalkınması için hayati önem taşımaktadır.”

International Energy Holding, Kalyon Enerji’nin Yüzde 50’sine Ortak Oldu

International Holding Companynin iştiraki International Energy Holding, Kalyon Enerji’nin yüzde 50’sine ortak oldu. Kalyon Holding CEO’su Mustafa Koçar, gelecek 5 yıl içinde 10 milyar doları aşan yenilenebilir enerji yatırımı yapmayı düşündüklerini belirtti.

Koçar, “İş Dünyası Söyleşileri” kapsamında yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın enerji sektörü üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ve bu etkinin gelecek yıl da devam edeceğini öngördüklerini söyledi.

Bu çatışmanın, enerji piyasalarına yönelik özellikle doğal gaz ve petrol tedarik zincirleri üzerindeki belirsizlikleri artırarak enerji fiyatlarını etkilemeye devam edebileceğini dile getiren Koçar, şöyle konuştu:

“Bu durum, enerji şirketleri, karar alıcılar için stratejik planlamada ve risk yönetiminde daha fazla dikkat gerektirecek. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek siyasi sonuçlar, bölgesel istikrarsızlık ve enerji güzergahları üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle endişe verici. Özellikle Orta Doğu’nun enerji üretimi ve taşıma kapasitesi açısından kritik bir bölge olması, bu çatışmaların enerji piyasalarında dalgalanmalara neden olabileceği anlamına gelmekte.

Bu durum, enerji tedarikçileri ve alıcıları arasında uzun vadeli anlaşmaların gözden geçirilmesi ve çeşitlendirilmiş enerji kaynaklarına yönelme ihtiyacını artırabilir. Politik gelişmelerin dışında önümüzdeki dönemde iklim krizinin etkileri, sadece çevresel değil aynı zamanda ekonomik olarak da hissedilecek. Zorunlu göçler, enerji altyapısı üzerindeki talepleri ve enerji tüketim değerlerini değiştirecek. Bu durum, yenilenebilir enerji sektörüne, düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması için bir fırsat oluşturabilir. Yenilenebilir enerji, iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir araç olarak ortaya çıkarken, aynı zamanda enerji güvenliğini artırmakta etkin bir rol oynayacaktır.

Kısacası, ne yazık ki savaşı ve bölgesel çatışmaları konuşmaya devam edeceğimiz ve bunun sonuçlarına göre ülkelerin pozisyon alacağı bir dönem devam edecek. Küresel ölçekte yenilenebilir enerji kaynaklarını daha çok konuşacağımız ve bu endüstriye yatırım iştahının artacağı bir dönem olacak.

Rusya-Ukrayna Savaşı gibi jeopolitik gerilimler ve uzun süren savaşlar, enerji arz güvenliğini etkileyebilir. Bu çatışmaların, uluslararası siyaseti, üretimi, ticareti, lojistiği belirleyeceği bir dönem. Bizim de faaliyet alanımızdan biri olan enerji kaynaklarının üretimi, taşınması ve ticareti üzerinde belirsizlik yaratarak enerji piyasalarında dalgalanmalara neden olabilir.

Savaş bölgelerindeki enerji altyapısının zarar görmesi, küresel enerji tedarik zincirini olumsuz etkileyebilecek. Belirttiğim tüm gelişmelerin de ekonomiye pozitif/negatif etkisi olacaktır. Doğal kaynakların azalması, özellikle fosil yakıtların sınırlı olması da enerji arzını kısıtlayabilir. Bu durum, enerji fiyatlarında artışa ve enerji bağımlılığına bağlı olarak ekonomik dengesizliklere neden olabilir. Bu kırılganlıkların farkında olmak, enerji sektöründe stratejik planlamayı ve risk yönetimini önemli hale getirir. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş ve enerji verimliliği çabaları, bu kırılganlıklarla başa çıkma ve ekonomik istikrarı koruma konusunda önemli bir rol oynayabilir.”

BAB Architects’ten, Maçkolik’e Özel Yenilikçi YouTube Stüdyosu 

Ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdikleri farklı ölçeklerdeki mimari, iç mimari ve broadcast design projeleriyle tanınan BAB Architects, Türkiye’nin önde gelen spor haberleri ve canlı skor takip platformu Maçkolik için tasarladığı modern YouTube stüdyosu ile spor medyasına yeni bir soluk getiriyor.

Türkiye’de ve dünyanın farklı coğrafyalarında mimari, iç mimari ve broadcast design (set tasarımı) projelerine imza atan Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş liderliğindeki BAB Architects, özellikle spor tutkunlarının mobil cihazlarda aşina oldukları Maçkolik uygulaması için özel olarak tasarlanan YouTube stüdyosu ile spor yayıncılığını fiziksel bir stüdyo ortamıyla birleştirerek benzersiz bir deneyim sunuyor.

Küçük ölçekli projelerde anlamlı bir kompozisyon oluşturma sürecini heyecan verici bir “challenge” olarak yorumlayan BAB Architects mimarları, sınırlı bir alana sahip olan Maçkolik YouTube Stüdyosu’nu kurumun kendi çalışma alanının alt katında, 4.50 x 3.30 metrelik bir köşede konumlandırmış. Küçük metrekarede olabildiğince derin bir mekan algısı oluşturmanın hedeflendiği stüdyo, zeminde siyah epoksi seçimi ve tavanda kullanılan özel yapım yuvarlak ışık truss’ı ile dikkat çekiyor. Bu tasarım yaklaşımı, mekandaki sınırlı tavan yüksekliğinin aşılarak stüdyo algısının vurgulamasını amaçlıyor. 

BAB Architects, stüdyoların kamera açılarında genellikle gizli tutulmaya çalışılan unsurlar olan ışık ve kamera kullanımlarını, bu projede bilinçli bir şekilde görünür hale getirmiş. Bu yaklaşım, sınırlı bir alanda daha profesyonel ve düşünülmüş bir stüdyo etkisi yaratmayı sağlamış.

Maçkolik YouTube Stüdyosu, modern tasarımı ve teknolojik özellikleri ile sadece içerik üretim sürecine katkıda bulunmakla kalmayıp aynı zamanda şirketin özgün ve çağdaş kimliğine de vurgu yapıyor. Türkiye’nin en eski spor yayın platformlarından biri olan Maçkolik’in güçlü ve köklü kurumsal duruşunu yansıtmak amacıyla tuğla duvarlar tercih edilmiş. Stüdyo duvarlarında, kurumsal kimlikle uygun bir palet içinde kullanılan renkler ve özenle seçilmiş mobilyalar, sadece sıcak ve samimi bir atmosfer yaratmakla kalmayıp aynı zamanda Maçkolik’in dinamik yayın çizgisini de vurguluyor. Kurumsal renklerle uyumlu şekilde RGB ledler ile aydınlatılan duvarların renkleri ışık masası ile değiştirebiliyor. Bu özellik, farklı programların aynı stüdyoda kaydedilmesine olanak tanıyarak, içerik çeşitliliği ve dinamizmi artırmayı sağlıyor. 

Koltuklu düzen dost sohbetlerine sıcaklık katarken bar taburesi ve masa düzeni daha dinamik ve enerjik bir atmosfer sağlıyor. Beş farklı çekim seçeneği sunan Maçkolik YouTube Stüdyosu’nun renk, malzeme ve açı değişkenleri, farklı programların değişen tasarım ihtiyaçlarına kolaylıkla uyum sağlıyor.

Hareketli dekor elemanları arasında yer alan yuvarlak masa 1+1 setuplarını karşılarken, modüler L masa 1+1 ve 1+2 setupları göz önünde bulundurularak tasarlanmış. Maçkolik YouTube Stüdyosu’ndaki tüm masaların tasarımında renk değiştirebilen yüzeyler kullanılması, farklı programlarda kolaylıkla değişen renk paletleri elde edilmesine olanak sağlamış. 

Konut Satışları Düştü: Kasım Ayında 93 Bin 514 Konut Satıldı    

TÜİK verilerine göre, konut satışları Kasım ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 20,6 azalarak 93 bin 514 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı. Konut satışları Kasım’da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,6 azalarak 93 bin 514 oldu.

Konut satışlarında İstanbul yine en yüksek paya sahip olan il olarak kayıtlara geçti. İstanbul, 15 bin 187 konut satışı ve yüzde 16,2 ile pazardaki en yüksek payı aldı. Satış sayılarına göre İstanbul’u 8 bin 250 konut satışı ve yüzde 8,8 pay ile Ankara, 5 bin 105 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 52 konut ile Hakkari, 57 konut ile Ardahan ve 73 konut ile Gümüşhane oldu.


Ocak-Kasım dönemine bakıldığında ise; konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,9 azalışla 1 milyon 87 bin 349 olarak gerçekleşti.

İpotekli Konut Satışları 5 Bin 245 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,5 azalış göstererek 5 bin 245 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 5,6 olarak gerçekleşti. Ocak-Kasım döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33,6 azalışla 171 bin 706 oldu.

Kasım ayındaki ipotekli satışların, bin 390’ı; Ocak-Kasım dönemindeki ipotekli satışların ise 51 bin 624’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.


Diğer Satış Türleri Sonucunda 88 Bin 269 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,7 azalarak 88 bin 269 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 94,4 olarak gerçekleşti. Ocak-Kasım döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,2 azalışla 915 bin 643 oldu.

İlk El Konut Satış Sayısı 30 Bin 472 Olarak Gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 azalarak 30 bin 472 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 32,6 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,1 azalışla 328 bin 299 olarak gerçekleşti.

2. El Konut Satışlarında 63 Bin 42 Konut El Değiştirdi

Türkiye genelinde 2. el konut satışları Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,6 azalış göstererek 63 bin 42 oldu. Toplam konut satışları içinde 2. el konut satışının payı yüzde 67,4 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,2 azalışla 759 bin 50 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Kasım Ayında 2 Bin 342 Konut Satışı Gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,5 azalarak 2 bin 342 oldu. Kasım ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,5 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 790 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 710 konut satışı ile İstanbul ve 316 konut satışı ile Mersin izledi.


Kasım ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 637 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 234 konut ile İran, 128 konut ile Ukrayna ve 117 konut ile Kazakistan vatandaşları izledi.

Filli Boya’nın Yeni Projesi ‘Filli Ustam’ Start Verdi

Filli Boya’nın ‘Girişimci Genç Usta projesi Filli Ustam, hayata geçirildi. Proje ile 2024 yıl sonuna kadar 810 genç usta adayı yetiştirilmesi hedefleniyor.

Projeye ilişkin konuşan Filli Boya Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Arzu Uludağ, “Girişimci Genç Usta” projesini hayata geçirirken amacımız, hayalimiz, motivasyonumuz şunlar oldu; hem istihdama katkı sağlamak, hem kalitesiz işçilik sorununu çözmek, hem de toplumdaki usta algısını değiştirerek ustalığın hak ettiği iade-i itibarı sağlamak” dedi.

Pratikteki teknik eğitim dışında, gençlerin kişisel gelişimlerini de destekleyen Genç Usta projesi, girişimcilik eğitimini de kapsayacak ve gençlere ‘kendi işinin patronu olma’nın temelleri anlatılacak.

Sosyal medyayı doğru kullanmaktan müşterilerle iletişime dek pek çok detayın yer aldığı “Girişimci Genç Usta” eğitimlerinde sürdürülebilirlik, cinsiyet eşitliği başlıklarıyla gençlerin tüm dünyadaki ortak değerler doğrultusunda gelişimleri desteklenecek.

Proje kapsamında adaylara, psikiyatrist Prof. Dr. Burak Doğangün ve klinik psikolog Doç. Dr. Elif Erol, iletişim, ilişki yönetimi, olumsuz duygularla başa çıkabilme, olayları farklı bakış açılarıyla yorumlayabilme gibi farkındalık eğitimleri de verecek.

Çaybaşı Devlet Hastanesi Projesinde İnşaat Başladı

Ordu’nun Çaybaşı ilçesinde hayata geçirilen devlet hastanesi projesinde inşaat çalışmaları başladı.

Çaybaşı Belediye Başkanı Hüseyin Semiz, Çaybaşı Devlet Hastanesi’nin yapılacağı alanda çalışmaları inceledi.

Hastanenin yapılacağı alanda hafriyat işlemlerinde sona yaklaşıldığını, akabinde temelinin atılacağını belirten Semiz, Ordu Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü marifetiyle suyun geldiğini, YEPAŞ’ın yaptığı çalışmayla şantiye elektriğinin bağlanmak üzere olduğunu söyledi.

Eski Bakandan İstanbul’a Otel Projesi

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, İstanbul’un Sarıyer ilçesinde bir otel projesi hayata geçirecek.

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’ya ait IMC Ekin Yapım ve Yayıncılık Anonim Şirketinin, İstanbul-Sarıyer’deki otel projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başladı.

ÇED başvurusu için İstanbul Valiliğine sunulan dosyaya göre Küçük Ayazağa Mahallesi 10629 ada 2 parselde bulunan 2 bin 500 metrekarelik arazi üzerine kurulacak otel için 178 milyon 997 bin TL proje bedeli belirlendi.

10 katlı ve 14 bin 733 metrekarelik kapalı alanı olacak şekilde tasarlanan binada 58 otel odası ve 45 ofis bulunacak.

Kaynak: Turizm Güncel

AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer: ‘’Üretici Maliyetlerini Rahatlatacak dımlar Talep Ediyoruz” 

Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) Başkanı Onur Kılıçer, ‘’Ekonomi yönetiminden yeni yılla beraber üretici maliyetlerini rahatlatacak adımlar atmalarını talep ediyoruz.” dedi. 

Türkiye mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü, kasım ayında yüzde 9,4’lük düşüşle 690 milyon dolarlık ihracat yaparken, 11 aylık dönemde ise yüzde 4,8’lik düşüşle 7,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Sektörün Türkiye geneli ihracatında miktar bazında kasım ayında yüzde 4, Ocak-Kasım döneminde ise yüzde 6,4 düşüş olduğunu söyleyen AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer, “Fiyat rekabetinde rakip ülkelere kıyasla dezavantajlı olmamız hem ihracat siparişlerine hem de değer bazındaki rakamlarımıza olumsuz yansıyor. Enerji ve işçilik gibi önemli üretim kalemlerindeki artışların yanı sıra, enflasyona paralel gitmeyen kurun etkisiyle fiyat vermek, rekabet edebilmek her geçen ay güçleşiyor.Ekonomi yönetimimizden yeni yılla beraber üretici maliyetlerini rahatlatacak adımlar atmalarını talep ediyoruz” dedi. 

Türkiye’nin kasım ayı ihracatı yüzde 5,2 artışla 23 milyar dolar oldu. Mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörünün Türkiye geneli ihracatı yüzde 9,4’lük düşüşle 690 milyon 426 bin doları buldu. Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ise (AKAMİB) kasım ayı ihracatında yüzde 0,2’lik azalışla 85 milyon 624 bin dolarlık ihracat geliri elde etti. Yılın ilk 11 ayında ise Türkiye geneli sektör ihracatı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,8 oranında azalış göstererek 7 milyar 309 milyon 599 bin dolar olurken, AKAMİB’ten yapılan ihracat yüzde 6 azalış ile 808 milyon 652 bin dolara ulaştı.

“Fiyat rekabeti sağlayabilirsek ihracatımızı artırırız”

Kasım ayına ilişkin değerlendirmede bulunan Onur Kılıçer, “Türkiye geneli ihracatımızda miktarda yüzde 4, değerde yüzde 9,4 düşüş yaşadık. 11 aylık dönemde ise miktarda yüzde 6,4 değerde ise yüzde 4,8 düşüşümüz var. Yıl başında işçiliğe gelecek zamları da düşünürsek üretici-ihracatçı firmaların yeni bir maliyet hesabı oluşturması gerekecek. Kurların aynı oranda artması gerekir ki, ihracatçılarda maliyetlerini fiyatlara yansıtmadan rekabet edebilir konumda devam edebilsin.

Ekonomi yönetimimizden yeni yılla beraber üretici maliyetlerini rahatlatacak adımlar atmalarını talep ediyoruz” dedi. 

Dünyada durgunluğunun devam ettiğini belirten Kılıçer, “Dünya genelindeki enflasyonist ortam neticesinde tüketiciler tasarruf tedbirleri uyguluyor. Bu da ihracat siparişlerine olumsuz yansıyor.

Biz de bu süreçte alternatif pazarlara yoğunlaşarak kayıplarımızı telafi etmeye çalışıyoruz. Afrika kıtasına yaptığımız ihracatta önemli artışlar sağladık. İlk 5 pazarımızdan Libya’nın yanı sıra özellikle Fas’ta kaydettiğimiz rekor büyümenin devam edeceğini öngörüyoruz. Diğer yandan dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD’de artışlarımız sürüyor. Başta ABD olmak üzere dünyanın her noktasında önce Türkiye, sonra Türk mobilyası algısını güçlendirecek tanıtımlar yapmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Global Yatırım Holding Rotasını GES ve Liman Projelerine Çevirdi

Global Yatırım Holding ve Global Ports Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Ağırlıklı olarak liman yatırımları ve güneş enerjisi santrali (GES) yatırımlarına odaklanmış durumdayız.” dedi.

Yılın üçüncü çeyreği boyunca kruvaziyer turizmine olan güçlü talebin sürerken, rezervasyonların 2019 seviyelerinin oldukça üzerinde seyretmeye devam ettiğini aktaran Kutman, “Gemilerin doluluk oranları 2. çeyrekte yüzde 95-109 bandında iken, 3. çeyrekte yüzde 110-115 bandına yükseldi. Limanlarımıza gelen gemilerin ortalama doluluk oranı Ağustos 2023’te yüzde 115 olarak gerçekleşti. Nisan 2023-Mart 2024 dönemi için limanlarımıza 11,8 milyonun üzerinde yolcunun gelmesini bekliyoruz” diye konuştu.

Kutman, yeni liman alımları, mevcut limanların süre uzatımları ve ek gelir sağlayacak liman geliştirme faaliyetleri yatırımlarının toplam yatırım tutarının önemli kısmını oluşturduğunu vurgulayan Kutman, “Toplam yatırım tutarının 2023 yılı için yüzde 80, 2024 yılı için ise yüzde 70’lik kısmını liman yatırımları oluşturmaktadır. Yatırımların yurt içi ve yurt dışı ayrımına bakıldığında 2023 yılında yaklaşık olarak yüzde 48 yurt dışı payı mevcutken, 2024 yılında bu payın yüzde 68 oranında gerçekleşmesini öngörmekteyiz” dedi.

Karayipler’de liman projesi

 4 kıta, 17 ülkedeki 30 kruvaziyer limanla dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi olduklarını ifade eden Kutman, şunları kaydetti: “Bu konumumuzu güçlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Karayipler’in yanı sıra Avustralya, Çin, Japonya ve İngiltere’de ilgilendiğimiz limanlar var. Bunların içinden bazılarını portföyümüze kısa sürede eklemeyi hedefliyoruz. Ayrıca, Consus Enerji ile de yurt dışına açılma hedefimiz bulunuyor. Karayipler ve Avrupa’da yer alan çeşitli ülkelerdeki projelere ilişkin değerlendirmelerimiz devam ediyor.”

Global Ports Holding’in 330 milyon dolar tutarında, yüzde 7,87 sabit kupon faizli tahvil ihracını gerçekleştirdiğini anlatan Kutman, bu ihraçtan elde edilen kaynağın bir kısmının Karayipler bölgesindeki liman portföyünün genişletilmesi ve geliştirilmesine ilişkin yatırımların finansmanında kullanacaklarını kaydetti.

Kutman: Son derece başarılı bir yönetim var

Mehmet Kutman, Türkiye ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirerek, “Türkiye’nin CDS’leri düşüş ivmesinde. Tüm bunları göz önüne aldığımızda son derece başarılı bir yönetim var. Politikaların devam etmesi ile birlikte enflasyonun önemli ölçüde gerileyeceğini ve uluslararası yatırımcıların daha fazla ülkemize geleceğini öngörüyorum.

Son dönemde yeni ekonomi ekibinin attığı adımlar ve dış politikada gözlenen gelişmeler yabancıların Türkiye algısında olumlu bir değişim yarattı” dedi. Fed’in son iki toplantısında faizi sabit tutması ve gelecek yıl faiz indirimi beklentileri nedeniyle tablonun küresel ekonomi için daha olumlu seyretmeye başlayacağını düşündüklerini aktaran Kutman, “Fed’in faiz indirmesiyle birlikte gelişmekte olan ülkelere daha fazla para akışı olacağını öngörüyorum. Türkiye’nin yeni ekonomi yönetimine küresel olarak duyulan güven de bu ortamdan ülkemizin daha pozitif ayrışmasını beraberinde getirecektir” ifadelerini kullandı.

Temiz Enerji Yatırımları İkiye Katlandı

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, “Bu yıl inşa edilen santrallerin yüzde 85’ini temiz enerji santralleri oluşturdu.’’ dedi.

Türk-Fransız Ticaret Derneği ve Rönesans Enerji iş birliğinde, Fransa ile Türkiye arasında enerji sektörüne yönelik iş birliklerini ve ortak yatırımları teşvik etmek amacıyla düzenlenen “Fransız-Türk Temiz Enerji Zirvesi” İstanbul’da gerçekleşti.

Dünya Gazetesi’nden Başak Nur Gökçam’ın haberine göre, zirveye çevrimiçi katılım gösteren Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, dünyada, temiz enerjiye geçişin yaşandığı dönüşüm sürecinin büyük bir hızla ilerlemekte olduğunu belirtti. 2023 yılında dünyada inşa edilen yeni santrallerin yüzde 85’ini temiz enerji santrallerinin oluşturduğu bilgisini veren Birol, “Bunun yaklaşık yüzde 80’i yenilenebilir, yüzde 5’i ise nükleer enerji santralleri oldu. Kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıt kaynaklı santraller bunun yalnızca yüzde 15’ini oluşturdu” ifadelerinde bulundu.

Temiz enerji kaynaklarının yakın gelecekte elektrik sektörüne hakim olacağını ve tüm sektörlerin de geleceğini belirleyeceğinin altını çizen IEA Başkanı Birol, “Bunun nedeni iklim değişikliği değil. Çoğu durumda maliyet açısından rekabetçi olması ve enerji güvenliği kaynaklı nedenler. Öte yandan bir diğer trendin ise ulaşım sektöründe yaşanan dönüşüm olduğunu söyleyebiliriz. Üç yıl önce dünya genelinde satılan 25 araçtan 1’i elektrikli iken bu yıl 5 araçtan 1’i elektrikli” dedi.

Dünya, nükleer enerjiye dönüş yapıyor

Son yıllarda birçok ülkede nükleer enerji yatırımlarının arttığına dikkat çeken Birol, “Benim görüşüme göre, nükleer enerji temiz elektrik üretiminin en önemli unsuru. Hiroşima’dan sonra nükleerle ilgili fikirler tamamen değişmişti ama artık dünya nükleer enerjiye dönüş yapıyor” diye konuştu.

“Dönüşüm güçlü ama hedefler için yeterli değil”

Temiz enerji yatırımlarına ilişkin de konuşan Birol “2015’te dünyadaki toplam temiz enerji yatırımları yaklaşık 1 trilyon dolardı. Günümüzde ise temiz enerji yatırımları 2 trilyon dolara yaklaşmış durumda. Temiz enerji dönüşümü güçlü, fakat iklim hedefleriyle uyumlu değil. Ancak enerji görünümü çok hızlı bir şekilde değişiyor. Fransa, Türkiye ve diğer ülkelerin bu temiz enerjinin kurulumu noktasında kendilerini konumlandırmaları gerekiyor” dedi.

Türkiye ile Fransa’nın enerji sektöründe iş birliği yapabileceği alanlara değinen Birol, “Nükleer enerji de bunlardan biri. Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip. Deniz üstü rüzgâr enerjisi de Türkiye ve Fransa’nın beraber çalışabileceği alanlardan biri” diye ekledi.

5 yılda 2 milyar euroluk yeşil enerji

Zirvede düzenlenen Yeşil Finansman paneli konuşmasında Fransa ve Türkiye arasındaki iş birliği sayesinde yeşil enerjiye yapılan yatırımların hem sektör hem iki ülke hem de dünyamız için çok değerli olduğunu belirten Rönesans Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Emre Hatem de, “Türkiye’nin en büyük 3 yeşil enerji şirketinden biri olma hedefimiz doğrultusunda ilk yatırımımız olan 189 MW’lık rüzgar enerjisi yatırımı için Heitkamp Industrial Solutions GmbH ve Nordex Grup ile anlaşmaya vardık.

Rönesans Enerji olarak Türkiye Ulusal Enerji Planı’ndaki 2028 yılına kadar gerçekleştirilmesi öngörülen yeşil enerji yatırımlarının yaklaşık yüzde 7’sini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Hedefimiz beş yılda 2 bin MW’a denk gelen 2 milyar euroluk yeşil enerji yatırımı yapmak.

Bu yatırımlar sayesinde yılda yaklaşık 1 milyar metreküp doğalgaz ithalatının önüne geçmiş olacağımız gibi 3,5 milyon ton sera gazı emisyonundan kurtulacağız” ifadelerinde bulundu.

Dünya Bankası, Yeşil Dönüşüm Kredisini Onayladı

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB), Dünya Bankası’ndan (IBRD) temin edeceği 155 milyon dolarlık yeşil dönüşüm kredisi onaylandı.

Türkiye’de ve dünyada kredi ile finanse edilerek kurulan, emisyon salımı azaltım ve kapsayıcı dönüşüm odaklı ilk girişim sermayesi yatırım fonu olan Türkiye Yeşil Fonu’nun, iklim risklerinin yönetilmesini merkeze alan yol haritası ile Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedefine önemli bir katkı sağlaması hedefleniyor.

Kredi anlaşması ile ilgili bilgi veren TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “Türkiye Yeşil Fonu ile ülkemizdeki firmaların yeşil dönüşüm yolculuklarında etkin rol oynamayı, sermaye piyasaları yoluyla iklim finansmanına yönelik kaynakların çeşitliliğini, miktarını ve çarpan etkisini artırmayı amaçlıyoruz. Firmalara sermaye yatırımı sağlayan bu fon kapsamında özel sektör sermayesini de harekete geçirmeyi hedefliyoruz. TSKB olarak, Türkiye Yeşil Fonu gibi yenilikçi kaynaklarla ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine nitelikli ve çok boyutlu katkı sunmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın garantisiyle Dünya Bankası’ndan temin edilen 155 milyon dolarlık kredi ile Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. aracılığıyla Türkiye Yeşil Fonu’nu kuracaklarını anlatan Bilgiç,” Dünya Bankası ile uzun süredir üzerinde titizlikle çalışarak geliştirdiğimiz bu model kapsamında Türkiye genelinde yeşil dönüşüm sürecindeki şirketleri sermaye yatırımı yoluyla destekleyeceğiz.

Türkiye Yeşil Fonu kapsamında, yatırım yapılacak firmalar düzeyinde ilave 250 milyon doları özel sektör sermayesi sağlamayı, böylelikle sermaye niteliğindeki proje büyüklüğünün 405 milyon dolara ulaşmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

Yeşil kalkınma hedeflerinde itici güç olacak

 Türkiye Yeşil Finans Projesi’nin, Türkiye’nin yeşil kalkınma hedeflerine ulaşmada itici bir güç olacağını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Kerem Dönmez “Projenin önemli ölçüde yeni girişim sermayesi yatırımı imkanı yaratacak olması sermaye piyasalarımızın geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.

İlerleyen dönemde ülkemizin yeşil dönüşümünün desteklenmesinde Dünya Bankası ve diğer kalkınma ortaklarımız ile güçlü işbirlikleri kurmaya devam edeceğiz” dedi. Yeşil Finansman Projesi’nin düşük karbonlu ve iklime dirençli bir ekonomiye geçişi destekleyeceğini söyleyen Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez ise “Önerilen yapı ve sermaye piyasası araçları üzerindeki odak sayesinde, proje özel sermayeyi çekme ve piyasa yaratma konusunda önemli bir potansiyele sahiptir” açıklamasını yaptı.

Evyap’ın, Ahmet Fikret Evyap Adına Tuzla’da Yaptıracağı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin Temeli Atıldı 

Geçtiğimiz yıl vefat eden Evyap’ın ikinci kuşak temsilcisi Ahmet Fikret Evyap adına İstanbul Tuzla’da yaptırılacak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Atölyeleri ve Spor Salonu’nun temeli atıldı. 

İstanbul Valisi Davut Gül ile Evyap İcra Kurulu Başkanı Mehmed Evyap arasında imzalanan protokol kapsamında, Tuzla Yayla Mahallesinde yaptırılacak okul, 32 derslikli olacak. Okulun yaklaşık 350 milyon liraya mal olması öngörülüyor.

Türkiye’nin lider kişisel temizlik ve bakım şirketi Evyap, fabrikasının da bulunduğu Tuzla’ya 32 derslikli bir mesleki ve teknik lise inşa edecek. Geçtiğimiz yıl vefat eden Evyap’ın ikinci kuşak temsilcisi Ahmet Fikret Evyap adına yaptırılacak lise, tamamlandığında Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilecek. Yenilikçi vizyonuyla Evyap’ı global bir ihracatçıya dönüştüren Fikret Evyap’ın adının verileceği okul, yaklaşık 17 bin metrekare üzerine inşa edilecek. Toplam 32 derslikli okul binası, üç adet atölye binası, kapalı spor salonu ile açık spor alanlarından oluşacak ve yaklaşık olarak 15 bin metrekare kapalı alanda hizmet verecek. 

Okulun temel atma törenine İstanbul Valisi Davut Gül, Tuzla Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Tuzla İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Çangır, Evyap Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Evyap, Evyap İcra Kurulu Başkanı Mehmed Evyap, Evyap İcra Kurulu Üyesi Ömer Evyap, merhum A. Fikret Evyap’ın eşi Semra Evyap, kızları Ayşe Evyap Kadakal ve Zeynep Evyap Kutsoy başta olmak üzere Evyap çalışanları ve öğrenciler katıldı. 

İstanbul Valisi Davut Gül: İstanbul’un önemli bir ihtiyacını karşılayacak

Temel atma töreninde konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, şu anda İstanbul’un en çok ihtiyacı olan şeyin meslek liseleri olduğunu belirtti. Gül, “Bu proje usulen yapılmış bir proje değil. Öncelikle teklif aileden geldi. Bu bizim için çok kıymetli. Meslek lisesi mezunu insana ihtiyacımız var. Meslek lisesi mezunlarının piyasada daha kolay iş bulduğunu görüyoruz. Lisemizi yaparken ihtiyacı olan atölyeleri ve spor salonunu planlamaları da çok kıymetli. Tuzla’nın ve İstanbul’un önemli bir ihtiyacını inşallah kapatmış olacak” şeklinde konuştu. 

“Okulumuzun açılışını da inşallah Evyap ailesi ile birlikte yapacağız” diyen Vali Gül, “İnanıyorum ki, burada okuyan öğrencilerimiz arasından yeni Fikret Evyap’lar çıkacak ve onlar da ileride her biri kendi çapında bir Evyap olduğunda dönüp okul yaptıracaklar” dedi. 

Mesleğine aşık, vizyoner ve tutumluluğu ile öne çıkan bir iş insanı

Evyap İcra Kurulu Başkanı Mehmed Evyap ise, sözlerine babası Ahmet Fikret Evyap’ın vizyonerliği, çalışkanlığı ve tutumluluğuna değinerek başladı. “Sevgili babamı başkalarından ayıran üç özelliğini sıralayacağım” diyen Evyap, şöyle devam etti: 

“Fikret Bey övünmeyi sevmezdi, o nedenle ne kadar okul yaptırdığına hiç değinmeyeceğim. Kendisini özel kılan şeylerden bahsetmek istiyorum. Onu tanıdığım herkesten ayıran en önemli özelliği, mesleğine aşık bir insan olmasıydı. Daha çocukluk yıllarında babasının sabun atölyesinden sabun, babaannemizin mutfağından tencere kaçırıp bahçede sabun yapmaya çalışırmış. Son yıllarında sağlığı nedeniyle evden çıkamadığında, seyahate giden herkesten sabun getirmesini isterdi. Getirdiğimizde de çocuklar gibi sevinirdi. Bir diğer özelliği, gelecekle ilgili öngörülerinde müthiş isabetli olmasıydı yani vizyonerdi. Ve müthiş tasarruf sahibi bir insandı. Bana 35 yaşım için yazdığı mektubu, yağ fiyatlarını not aldığı kağıdın arkasına yazacak kadar tutumluydu. Ama asla cimri değildi. Şu anda Erzurum’da da Mehmet Rıfat Evyap Fen Lisesi’nin inşaatı devam ediyor. İnşallah bu okullardan mezun olan arkadaşlarımız da Mehmet Rıfat Bey, Fikret Bey gibi vatana millete hayırlı insanlar olacak.” 

Ahmet Fikret Evyap Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Hakkında

Okulun eğitim vereceği bölümler, Milli Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve eğitim camiasının yönlendirmesiyle bölgenin ihtiyaçları göz önüne alınarak belirlendi. Okulda kimya teknolojisi, endüstriyel otomasyon teknolojileri, yenilenebilir enerji teknolojileri bölümlerinde yaklaşık 1000 öğrenciye eğitim verilecek.  

Tefrişatı, masa, sıra, akıllı tahta, laboratuvar, bilgisayar sınıfı ve atölyelerin iç donanımı Evyap tarafından karşılanacak olan okulun üç yıl içinde hizmete açılması planlanıyor. Okulun maliyetinin yaklaşık 350 milyon TL olması öngörülüyor. 

Kocaeli’ye Yeni Çimento Fabrikası Kuruluyor

OYAK Çimento, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 6 bin 262 metrekare büyüklüğünde hazır beton tesisi kurulacağını duyurdu.

OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş., Kocaeli Gebze Pelitli Mahallesi sınırları içerisinde 4 milyon 250 bin TL’lik tesis kuracak. 6 bin 262,6 metrekare olan 227 Ada’da kurulacak “Hazır Beton Tesisi” için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlamıştı. Süreçle ilgili bakanlık “ÇED gerekli değildir” kararı verdi.

Proje alanı Kocaeli İl Merkezi’nin kuş uçuşu 43 km kuzeybatısında, Gebze İlçe merkezinin 6,15 km kuzeydoğusunda yer alıyor. Proje alanına en yakın konut kuş uçuşu 252 metre kuzeydoğu istikamette bulunan Pelitli Mahallesi sınırları içerisindeki konutlardan oluşuyor.

Faaliyet alanında günde 9 saat, ayda 25 gün, yılda 12 ay 300 gün çalışma yapılması planlanıyor. (Çalışma Saat Aralıkları 08:00-12:00, 13:00-18:00) Proje kapsamında 20 kişi çalışacak. 

 Aremas Gayrimenkul, İstanbul’un Kentsel Dönüşümü İçin Özel Bir Mortgage Sistemi Öneriyor 

Gayrimenkul alanında A’dan Z’ye danışmanlık hizmeti sunan Aremas’ın 14. yıl kutlamasında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, “2024’te de büyümeyi hedefliyoruz” diyerek İstanbul’un kentsel dönüşümü için özel bir mortgage sistemi kurulmasını önerdi. 

14. yaşını Mandarin Oriental Bosphorus’ta düzenlediği etkinlikle kutlayan Aremas Gayrimenkul, geleneksel hale gelen yeni yıla merhaba buluşması kapsamında, iş ortakları ve yatırımcılarla buluştu. Etkinlikte konuşan Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, konut başta olmak üzere gayrimenkul sektörünün 2023 yılını değerlendirdi, 2024 yılı için de sektör ve Aremas’a dair beklenti ve tahminlerini açıkladı. 

İstanbula Özel Model

Gayrimenkuldeki son gelişmelere değinen Vedat Arslan, 2020 yılının haziran ayından 2022 sonuna kadar devam eden sektörel hareketlenmenin, nakdin konuta yönlendirilmesi odaklı artış gösterdiğini, 2023’ün başında yaşanan deprem ve sıkılaştırma politikalarıyla daralmanın kaçınılmaz olarak yaşandığını ifade etti. 2024’ün gayrimenkul sektörü açısından zor bir yıl olabileceğini vurgulayan Vedat Arslan, proje finansmanı ve mortgage’ın olmadığı, piyasanın daraldığı bir ortamda, satışa sunulabilecek projelerin azalabileceğini vurgulayarak kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti.

İstanbul’un kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğunu söyleyen Vedat Arslan, “Bunun için ihtiyaç duyulan finansmanın sadece özkaynaklar ya da dış finansman yoluyla temin edilmesi mümkün değil. Kentsel dönüşüme özel bir mortgage sisteminin kurulması ve bu şekilde riskin tabana yayılmasının sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Bu sistemi destekleyecek yapıların ise gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve fonları, emeklilik fonları veya portföy yönetim şirketleri vasıtasıyla kurulması ve iyi bir satışın gücüyle desteklenmesi gerekiyor. Bunun için de kurumsallaşmasını tamamlamış organizasyonlara ihtiyaç bulunuyor” dedi. 

2023’ü Büyümeyle Kapattı

Gayrimenkulde uzun yıllardır sahip oldukları deneyimle, konsept geliştirmeden satış sonrası hizmetlere A’dan Z’ye danışmanlık hizmeti sunduklarını anlatan Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, 2024’te yurt içi ve dışında yeni projelere hizmet vermeye devam edeceklerini söyleyerek, “14 yıl önce, büyük ölçekli konut projelerine satış ve pazarlama desteği vermek üzere kurulan Aremas, zaman içinde iş kollarına konsept geliştirme, proje geliştirme danışmanlığı ve ticari satış ile kiralama fonksiyonlarını da ekleyerek, gayrimenkul projelerine 360 derece danışmanlık hizmeti veren bir marka haline geldi” diye konuştu. 

Bugüne kadar hizmet verdikleri projelerin toplam satılabilir alan büyüklüğü yaklaşık 5 milyon metrekareye ulaşan Aremas’ın İstanbul, İzmir ve Bodrum’un yanı sıra, Frankfurt ve Dubai’de de ofisleri bulunduğunu belirten Vedat Arslan, “Tüm olumsuzluklara rağmen 2023’ü büyümeyle kapattık. Gayrimenkul satışlarında DPA Estate, alüminyum cephe sistemleri ve mermer konusunda uzmanlaşan Arcons Global ve varlık yönetimine odaklanan Miva Invest markalarıyla yurt dışı pazarlara hizmet vermeye başladık” dedi.

2024 İçin Beklentilerimiz Yüksek

Yabancılara gayrimenkul satışı konusunda aktif olan DPA Estate ile Dubai ve Londra’daki gayrimenkul projelerini pazarladıklarını belirten Vedat Arslan, Dubai’den D&B ve Londra’dan Savills ile işbirliği yaptıklarını belirterek 2024’ü de büyümeyle kapatmayı planladıklarını söyledi. 

2021 yılında Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile “Aremas Kız Çocukları Eğitime Destek Burs Fonu”nu hayata geçirdiklerini anlatan Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kendi şehrinin dışında eğitim gören kız çocuklarına destek olmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl 50 olan toplam burslu öğrenci sayımızı 60’a çıkardık. Bu sayıyı her geçen yıl daha da artırmayı hedefliyoruz.”

Diyarbakır’da Toplu İş Yeri Projesinde İnşaat Sürüyor

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 10 milyon TL yatırım bedeliyle hayata geçirilen İmalat ve Geri Dönüşüm Toplu İşyeri Projesi’nde inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.

İlçenin kırsal Oğlaklı Mahallesi Karacadağ bölgesinde bin dönümlük atıl arazinin ihale sonucu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan 560 milyon liraya alınmasının ardından Diyarbakır İmalatçılar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Başkanı Mustafa Çubuk, 10 bin vatandaşa ekmek kapısı olacak ve içerisinde hastane, spor tesisleri, idari binalar, oteller, cami ve 950 ticari iş yerinin olacağı projenin yapım çalışmalarını hızlandırdı. 

Yol çalışmaları, elektriklerin çekilmesi ve içerisindeki taşların geri dönüşümle mıcır haline getirilmesi ile hızlı bir şekilde projeyi inşa edeceklerini belirten Çubuk, Diyarbakır’daki işsizliği bitirmek için yeni projelerle de bölgeye istihdam sağlayacaklarını söyledi. Projenin yapım çalışmalarına başladıklarını ifade eden Çubuk, “Karacadağ bölgesinde yaklaşık bin dönüm arazi üzerinde dev yatırım projemiz şu anda devam ediyor. Biz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ihale yoluyla dev projemizin arsasını aldık. Şu anda yollarımızı açıyoruz. Elektriklerimiz çekildi ve arazide ciddi anlamda taşlar var. Onların ayıklanma işlemleri devam ediyor. Oradaki ayıkladığımız taşları geri dönüşüm olarak mıcır yapacağız. Altyapı projemiz Ankara’da onaylandı. Son zamanlarda sel baskınları var. Onun için ciddi şekilde kuyular kazdırıyoruz. Çok kısa bir süre içerisinde inşallah oraya tesisimizi, sanayimizi ve iş yerlerimizi kuracağız” dedi.

Yapılan dev proje ile 10 bin vatandaşa iş kapısı açılacağını ifade eden Çubuk, “Şu anda yapımına başladığımız dev yatırımda yaklaşık 10 bin vatandaşımız iş sahibi olacak. Projemizin içinde bir de Ticaret Lisesi olacak. Akaryakıt tesisleri, geri dönüşüm tesisleri ve yaklaşık 950 iş yeri olacak. Şu anda çok büyük talepler var. Diyarbakır’ımız için bu yaptığımız sanayiden bir tane daha olsa çok daha iyi olacak. Biz bunun için de bir çalışma yapıyoruz” diye konuştu.

Bölgede yaşanan depremlerin ardından ciddi anlamda işsizlik olduğunu ve bunun önüne geçebilmek, sanayi geliştirme alanları oluşturmak için bakanlıklara müracaat ettiklerini aktaran Çubuk, şöyle konuştu:

“Ülkemizde çok büyük bir deprem yaşadık. Bu depremden etkilenen illerden bir tanesi de Diyarbakır’ımızdı. Şu anda Diyarbakır’da çok fazla işsizlik var. Bundan dolayı da bölgemizde ciddi anlamda talep var. Bu projemizde 10 bin vatandaşımız çalışacak ve bunun devamı da gelecek. Sanayi geliştirme alanı olarak da bakanlığımıza müracaat ettik ve ciddi bir talebin olmasından dolayı talepleri karşılamamızdan ötürü elimizden geleni yapıyoruz.”

Bölgeye yeni projeler kazandırmak için destek beklediklerini belirten Çubuk, “Yaklaşık 2 bin 650 üyemizle ve ben aslen Diyarbakırlı olarak İstanbul’dan geldim. Devlet büyüklerimizden ricamız bize destek olmaları. Yeni tesisler, fabrikalar ve iş yerleri kurmak istiyoruz. Bu tamamen devletimizin kontrolünün altında olsun, ama biz 2 bin 650 üyemiz ve iş adamları olarak şu anda hazır bir şekilde yeni tesisler kurmak istiyoruz. İnsanlarımıza ve bölgemize faydalı olmak için elimizden ne geliyorsa yapmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızdan desteklerini bekliyoruz” dedi.

Kaynak: İHA

AVM Metrekare Verimlilik Endeksi Ekim’de Arttı

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Akademetre Research iş birliği ile oluşturulan AVM Endeksi’nin Ekim ayı sonuçları belli oldu. Buna göre endeks, bir önceki yılın aynı ayına göre nominal olarak yüzde 77,4 arttı.

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Akademetre Research ortaklığında sunulan sonuçlara göre, Ekim 2023 döneminde metrekare verimlilik endeksi, Eylül 2023 dönemi ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 7,8 oranında artış göstererek 2301 puana yükseldi.

AVM’lerde kiralanabilir metrekare alanı başına düşen ciro Ekim ayında Türkiye genelinde 8.771 TL iken İstanbul’da 10.861 TL, Anadolu’da 7.377 TL olarak gerçekleşti.

Kategori Bazında Ciro Endeksi

Endeks, kategoriler bazında geçtiğimiz yılın Ekim ayı ile karşılaştırıldığında en fazla artış yüzde 96,1 ile teknoloji kategorisinde görüldü. Yiyecek içecek kategorisinde yüzde 78,7, diğer kategorisinde yüzde 76,5, giyim kategorisinde yüzde 73,7, hipermarket kategorisinde yüzde 66,7 ve ayakkabı kategorisinde yüzde 63,4’lük bir artış yaşandı. (*Diğer kategorisi; yapı market, mobilya, ev tekstili, hediyelik eşya, oyuncak, sinema, kişisel bakım ve kozmetik, kuyum, hoby, petshop, terzi ve ayakkabı tamir servisleri, döviz bürosu, kuru temizleme, eczane gibi mağazalardan oluşmaktadır.)

Kategori bazında ciro endeksi bir önceki ay olan Eylül 2023 dönemi ile karşılaştırıldığında giyim kategorisinde yüzde 13,4, diğer kategorisinde yüzde 6,4, hipermarket kategorisinde yüzde 3,9, ayakkabı kategorisinde yüzde 3,5, yiyecek içecek kategorisinde yüzde 1,9 ve teknoloji kategorisinde yüzde 1,2’lik bir artış yaşandığı görüldü.

Ziyaret Sayısı Endeksi 

Ekim 2023 verileri bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ziyaret sayısı endeksinde yüzde 5,7’lik bir artış ile 93 puana yükseldi.

Ekim 2023 döneminde ziyaret sayısı endeksi bir önceki ay Eylül 2023 ile karşılaştırıldığında yüzde 2,2 oranında bir artış olduğu gözlemlendi.

ABD’de Ulaştırma Projeleri İçin 8,2 Milyar Dolar Fon Sağlandı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Federal Demir Yolu Kurumu (FRA) ülke genelindeki ulaştırma projeleri için 8,2 milyar dolarlık fon sağlandığını açıkladı.

Ülkedeki tüm koridor planlama çalışmaları ve 10 adet yolcu taşıma projesi için 8,2 milyar dolarlık fon ayıran ABD Ulaştırma Bakanlığı düzenlenen basın açıklaması ile yatırımın daha önceden 25 demir yolu projesi için ayrılan 16,4 milyar dolarlık fonun devamı olduğunu belirtti.

Açıklanan projeler ile iki yüksek hızlı demir yolu koridorunun inşaatı hızlanacak ve hali hazırda kurulu olan demir yolu koridorlarının hizmet ve performans kapasiteleri artırılacak.

Fenercioğlu’ndan Kıbrıs’ta 3 Bin Konutluk Yeni Yaşam Alanı

Alanya’da kurulan, Antalya’da kentsel dönüşüm, inşaat, tarım gibi sektörlerde faaliyet gösteren Fenercioğlu, Kıbrıs’taki projelerine hız verdi. Fenercioğlu, yeni projelerini 11 Aralık’ta Merit Royal Diamond Hotel’de gerçekleştirdiği görkemli bir davetle tanıttı. Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, Ocak 2024’te Gaziveren bölgesinde toplamda 3 bin konutluk yeni yaşam alanı kuracaklarının müjdesini verdi.

Yurtiçi ve yurtdışında projeleri devam eden ve Ağustos’un ikinci yarısında Kıbrıs’ta 3 bin konutluk projelerine başlayan Fenercioğlu, bölgede yatırımlarına devam ediyor. Fenercioğlu, yeni projelerini 11 Aralık’ta Merit Royal Diamond Hotel’de gerçekleşen ve Simge Sağın’ın sahne aldığı görkemli bir davetle tanıttı. Geceye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Prof.Dr. Erhan Arıklı, Gayrimenkul Hizmet İhracatçıları Derneği (GİGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Tekçe ve gayrimenkul sektörünü temsilen içlerinde acentaların ve sektör profesyonellerinin de olduğu iki bine yakın kişi katıldı. 

Toplantının açılış konuşmasını yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Prof.Dr. Erhan Arıklı, KKTC’ye bu kadar çok yatırımcıyı getiren Fenercioğlu ailesine teşekkürlerini sunarken; “KKTC bir yatırım cenneti, bu cenneti erken keşfeden kazanır. Dünyanın en güvenilir ülkelerinden biri olan KKTC’de birçok yatırımcı yatırım yapmak için sıraya girmiş durumda.” şeklinde görüşlerini aktardı.

Gaziveren Bölgesinde 3 Bin Konutluk Yeni Yaşam Alanı 

Fenercioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu ise konuşmasında,Kıbrıs’ta yeni projeler için heyecanlı olduklarını belirterek, “2023 yılı gayrimenkul ve inşaat sektörü adına ne yazık ki zorluklarla geçti, Şubat ayında yaşadığımız deprem hepimizi derinden sarstı. Bu noktada sektör temsilcileri olarak sorumluluğumuzu biliyor, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek konusunda yapmamız gereken tüm çalışmaları bir bir gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki ay Gaziveren bölgesinde başlayacağımız, toplamda 3 bin konutluk, adanın yeni yaşam alanı olacak “Coastal Heaven” projemizi tanıtmanın mutluluğu içerisindeyiz. Aynı zamanda önümüzdeki yıl Türkiye’nin birçok noktasında ve İspanya’da yeni projelerimiz de olacak.” dedi.

”Prestijli Markalardan Müşterilerimize Avantajlar Sunacağız”

Aralık ayının ilk haftasında Fenercioğlu ve Neo Portföy iş birliğinde arsa ve karma gayrimenkul yatırım fonlarının tanıtımını gerçekleştirdiklerini belirten Aycan Fenercioğlu, kurulan fonlar aracılığıyla, yatırımların enflasyona yenilmeyeceğini, her bir fon için büyüklük hedeflerinin 500.000.000 TL olduğunu belirtti. Yakın zamanda Lüksemburg’ta açıklayacakları gayrimenkul yatırım fonunun da müjdesini veren Fenercioğlu toplantıda acentelere özel geliştirdikleri e-rezervasyon platformuyla ilgili bilgiler verdi. Fenercioğlu’ndan gayrimenkul alanların ayrıcalıklı bir dünyaya girmelerini sağlamak üzere bir Club kart uygulamaları hakkında da bilgiler veren Fenercioğlu, iş birliği yapacakları prestijli markalardan müşterilerine avantajlar sunacaklarını aktardı.

Gayrimenkul Hizmet İhracatçıları Derneği (GİGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Tekçe de; “Akdeniz ikliminin ihtiyacı olan yabancı yatırımcı için iklim ilk önceliklerden biri, bu anlamda Kıbrıs tüm ihtiyacı karşılar nitelikte. Doğu Akdeniz’in en cezbedici konumunda olan Kıbrıs, önümüzdeki 10 yılda çok daha fazla büyüyecek. Dünyada yabancı sermaye yatırımında Kıbrıs’ın doğrudan sermayeyi çekeceğini görüyorum. Fenercioğlu’nın ahlaklı ve ilkeli iş yapma modelinin sektöre rol model olacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.