Devlet Su İşleri (DSİ) 8. Bölge Müdürü Oğuzhan Yavuz, Narman Şehitler Barajı inşaat alanını ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
Narman Şehirler Barajı çalışmaları hakkında bilgi alan DSİ 8. Bölge Müdürü Oğuzhan Yavuz, incelemenin ardından yazılı açıklamada bulundu. Yavuz, şu açıklamaları kamu ile paylaştı:
‘’Bugün ekibimiz ile birlikte yapım çalışmaları devam eden Narman Şehitler barajı inşaatımızda incelemede bulunduk. Bu güne kadar barajda ulaşım yolları, derivasyon tüneli ve gövde sıyırma kazılarını tamamladık. 02.09.2022 tarihinde gövde dolgu imalatlarına başladık, 17.10.2022 tarihine kadar 350 bin m3 dolgu imalatı tamamladık. 2022 yılı sonuna kadar gövde dolgusunun, memba batardo üst kotu olan 2007 metre seviyesine çıkarılması için 400 bin m3 dolgu imalatı yapılmasını hedefledik. Barajda çalışmalar hızla devam etmektedir. Çalışmalarımız yedi yirmi dört esasına dayalı olarak devam ediyor. İnşallah Şehitler Barajını tamamladığımız da bölgedeki 47 bin 60 dekar tarım arazisine can suyu olacak. Bölgede yapılacak sulu tarım ile hem üreticimiz hem ülkemiz kazanacak. Barajın tamamlanması ile milli ekonomiye yıllık 141 milyon 180 bin TL katkı sağlamayı hedeflemekteyiz.”
Otosansit ile Değirmenönü Mahallelerini birbirine bağlayan Balıklıdere Köprüsü inşaatı düzenlenen temel atma töreniyle başladı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ulaşım sorununa çözüm sağlaması amacıyla yapımı planlanan toplam 120 metre uzunluğunda 4 şeritlik Balıklıdere Köprüsü’nün temeli düzenlenen törenle atıldı. Törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Yıldırım ilçesindeki Cumalıkızık ve Değirmenönü mahalleleri arasında yer alan Balıklıdere üzerinde yol geçişi bulunmaması ve arazinin sarp olması nedeniyle, iki mahalle arasındaki geçiş Ankara-İzmir Yolu üzerinden sağlanıyor. Bu da yol üzerinde trafik sıkışıklığına neden oluyor. Bu sebeple iki mahalleyi birbirine bağlamak amacıyla; 20 bin 60 metre genişliğinde, 2 gidiş-2 geliş olmak üzere 4 şeritli, 120 metre uzunluğunda, 4 açıklıklı köprü inşa edeceğiz. 4 ay içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. Birileri gibi ‘Gelirimiz azaldı, iş yapamıyoruz’ demiyoruz. Devletimize ve milletimize güveniyoruz. Ayrıca BUSKİ marifetiyle Yiğitler, Şirinevler ve Değirmenönü mahallelerinde dere ıslahı çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmayla Balıklıdere’nin yatağı düzenlenecek, dere yatağı kıyısında oluşacak su taşkınları engellenecek. Burada rekreasyon, park, yürüyüş yolu ve dinlenme alanları oluşturulacak. Burayı halkımızın kullanabileceği alanlar hâline dönüştüreceğiz. Bursa, sevdamız ve rüyamızdır. Balıklıdere Köprüsü ile çevre düzenlemesinin Bursa’mız ve Yıldırım ilçemiz için hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
İş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişi ışığında 2011 yılından bu yana kente değer katan yapılar inşa etmeye odaklanan Siltaş Yapı’nın yeni projesi Siltaş Panorama’da avantajlı kampanya fırsatları sürüyor.
Pendik’te denize ve yeşile komşu olarak konumlanan ve ilçenin en büyük kentsel dönüşüm projesi olan Siltaş Panorama’da devam eden kampanya kapsamında peşin alımlarda yüzde 10 indirim uygulanıyor. Taksitli alımlarda ise yüzde 5 indirime ek olarak yüzde 40 peşinat ile 24 ay şirket bünyesinde sıfır faizli vade imkanı sağlanıyor.
Kente değer katma hedefiyle güven, kalite ve insan odaklı yaşam alanları inşa eden Siltaş Yapı’nın, adını panoramik deniz ve adalar manzarasından alan yeni projesi Siltaş Panorama’da avantajlı kampanya fırsatları devam ediyor. 23 bin metrekarelik arazi alanında yükselen proje, 7 ve 11 katlı 13 bloktan oluşuyor. Projede çeşitli büyüklük ve özellikte 650 konut ve 24 ticari ünite bulunuyor. Yüzde 65’i sosyal donatı ve peyzaj alanlarına ayrılan projenin LifeX konsepti sayesinde sadece bir ev değil, komple bir yaşam alanı sunuluyor.
İndirimli Fiyatlar ve Kişiye Özel Ödeme Planları
Pendik’in yeni gözde projesi Siltaş Panorama’da devam eden kampanya kapsamında peşin alımlarda yüzde 10 indirim uygulanıyor. Taksitli alımlarda ise yüzde 5 indirime ek olarak yüzde 40 peşinat ile 24 ay şirket bünyesinde sıfır faizli vade imkanı sağlanıyor. Banka kredisi kullanmak isteyenler için de pek çok kamu bankası ve özel banka alternatifi sunuluyor. Yanı sıra kişiye özel alternatif ödeme planları da geliştirilebiliyor.
2+1’den 5+1’e Bahçeli ve Havuzlu Daire Seçenekleri
Anadolu Yakası’nın her geçen gün hızla değerlenen yerleşim alanlarından Pendik’te denize ve yeşile komşu olarak konumlanan ve ilçenin en büyük kentsel dönüşüm projesi olan Siltaş Panorama’da 2+1, 3+1, 3,5+1, 4+1 ve 5+1 daire seçenekleri yer alıyor. Bu daireler içinde dubleks, havuzlu ve teras bahçeli seçenekler de bulunuyor. Projede metrekare fiyatları 35 bin liradan başlıyor. Daire tiplerine göre ise fiyatlar; 2+1’lerde 3 milyon ila 4,5 milyon arasında, 3+1’lerde 4,5 milyon ila 7 milyon lira arasında, 4+1’lerde 7 milyon ila 9,5 milyon lira arasında, 5+1’lerde ise 10 milyon ila 19 milyon lira arasında değişiyor.
Pendik Sahiline 5 Dakika, Metroya 4 Dakika
Siltaş Panorama’nın komple bir yaşam alanı sunan LifeX konsepti; içerisindeki misafir süiti, cep sineması, kafe-kütüphane başta olmak üzere yüzme havuzu, toplantı odası, çocuk oyun odası, fitness salonu ve saunası ile yaşama ekstra konfor katacak çok sayıda detaya sahip. Kara, deniz, hava yolu ve raylı sistem gibi pek çok farklı ulaşım alternatifinin kesişim noktasında yer alan Siltaş Panorama; metroya 4 dakika, Pendik sahiline 5 dakika, Pendik Marina’ya 9 dakika, yüksek hızlı trene ve İDO Pendik Terminali’ne 5 dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na 10 dakika mesafede konumlanıyor.
Tokat’ın Turhal ilçesinde 2021 yılında yapımına başlanan yarı olimpik yüzme havuzu inşaat çalışmaları tamamlanırken spor salonu çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
Turhal Belediyesi tarafından Osmangazi Mahallesi’nde yükselen yarı olimpik yüzme havuzunun yanında yapılan kapalı spor salonunun inşaat çalışmaları hızla devam ederken, Turhal Belediye Başkanı İlker Bekler, proje alanını ziyaret etti.
Yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi alan Bekler, “Osmangazi Mahallemiz bir kısmında güreş eğitim merkezi hemen aşağısında kapalı yüzme havuzumuzla beraber bir spor kompleksi haline gelecek. Turhallı gençlerin, sporu seven gençlerimizin ilçemizin ismini ülkemizde ve bütün dünyada duyurmak için gösterdikleri çabaya bizde bu vesile ile gayret gösterip destek olmaya devam edeceğiz.” açıklamalarında bulundu.
Turhal’da ilk kez inşa edilen yarı olimpik yüzme havuzu ve spor salonu projelerinde, 30 araçlık otopark, voleybol, hentbol, basketbol ve tenis sahaları da yer alacak.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından yapılan araştırmaya göre, konuta erişim iki yılda 2 kat zorlaştı.
Araştırma verilerine göre 2017 Eylül ayından 2020 Mayıs ayına kadar konut fiyatının artış hızı oldukça düşük kaldı ve ortalama konut fiyatı 127 bin TL’den başlayarak yaklaşık 143 bin TL’ye yükseldi. Haziran 2020’den itibaren kamu bankalarının başlattıkları düşük faiz oranlı konut kredi kampanyası ile konut fiyatlarındaki artış hızlandı. Bu hızlanma 2021 Aralık ayına kadar devam etti ve ortalama ucuz konut fiyatı yaklaşık 289 bin TL’ye yükseldi. Daha sonra dolar kurunun ve enflasyonun yükselmesiyle konut talebindeki fiyatlardaki artışın hızla yükselmesine sebep oldu. 2021 Aralık-2022 Ağustos arasındaki dönemde konut fiyatlarının artış oranı yaklaşık yüzde 106 oldu. 2022 Ağustos verilerine göre 90 metrekarelik ucuz bir konutun ortalama fiyatı 594 bin TL’ye çıktı. 2017 Eylül döneminde bir asgari ücretlinin konut sahibi olabilmesi için yaklaşık 90 aylık kazancı biriktirmesi gerekirken bugün aynı konuta sahip olmak için en az 110 aylık asgari ücret gerekiyor.
Araştırmada hanelerin gelir düzeylerinin çoğunlukla uygun barınma şartlarına erişimi kısıtladığı belirtildi. Bu kısıtlamanın özellikle mal ve hizmet fiyatlarının arttığı bir ortamda düşük gelirli hanelerde daha belirgin hale geldiğine dikkat çekildi.
Ege Bölgesi’nde çimento, hazır beton ve madencilik sektörlerinin en önemli markalarından biri olan Kent Grubu, Muğla ilinde yaptığı çimento fabrikası yatırımının ardından hazır beton ve agrega tesislerini de satın aldı.
Çimento, hazır beton, kimya, maden, demir, akaryakıt, ve yol/yapı müteahhitliği olmak üzere 10 farklı sektörde yatırımları bulunan Kent Şirketler Grubu, 2022 yılında yatırımlarına hız verdi.
Ege Belgesi’nde 2 çimento değirmeni, 14 hazır beton tesisi, çimento ve beton kimyasalları üretim tesisi ile sektördeki önemli aktörlerden olan Kent Grubu, yıllık 3 milyar TL üzerinde cirosuyla büyümesini sürdürüyor.
2022 yılı içerisinde iki önemli yatırıma imza atan Kent Şirketler Grubu, 140 milyon dolar yatırımla Muğla Çimento Fabrikası inşaatına başladı. İnşaatı 18 ayda tamamlamayı düşünen Grup, yeni yatırımıyla 250 kişiye de istihdam sağlayacak.
75 Mikser ve 20 Pompayla Hizmet Verecek
Bu yıl önemli bir satın almaya da imza atan Kent Şirketler Grubu, Çağdaş Holding bünyesindeki tüm beton santrallerini ve agrega tesislerini bünyesine kattı. Bodrum Kent Beton ismiyle bölgedeki faaliyetlerine devam edecek olan Grup, 75 mikser ve 20 pompayla hizmet verecek. Satın alma sürecinde Çağdaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Çağlar’a devir sürecindeki desteğinden dolayı teşekkür eden Kent Şirketleri Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Karakurt ve Abdullah Karakurt, “Bu güvenilir markayı yepyeni bir heyecan ile daha da ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz. Çözüm odaklı çalışmalarımızla, müşterilerimize kaliteli, güvenilir hizmetler sunmak ve Bodrum inşaat sektörüne katkıda bulunmak birinci önceliğimiz olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Ardahan Valisi Hüseyin Önel, inşaat çalışmaları devam eden Türkgözü Sınır Kapısı’nı ziyaret etti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Gümrük ve Turizm İşletmeleri Genel Müdürlüğü (GTİ) tarafından yeniden yapılan Türkgözü Sınır Kapısına giden Vali Hüseyin Öner, Kaçkar Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Recep Bilgin ve diğer yetkililerle birlikte gümrük sahasını gezerek, gümrük binaları, lojmanlar, yolcu ve TIR geçiş üniteleri inşaat çalışmalarını denetledi.
Yetkililerden inşaat çalışmalarında gelinen son durum hakkında bilgi alan Vali Öner, Türkgözü Sınır Kapısı’nın, ülkemiz ve Ardahan’ın Gürcistan üzerinden Orta Asya ve Kafkaslara açılan önemli bir kapısı olduğunu belirterek şunları söyledi: “İnşaatın büyük bir kısmı yapılmış durumda. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah tüm çalışmalar tamamlandığında Türkgözü Sınır Kapımız hem ticaretçilerimize hem vatandaşlarımıza, hem de dışarıdan ülkemize gelecek olan turistlere daha iyi ve daha kaliteli hizmet verecektir. Modern bir kapı haline dönüşecek olan Türkgözü kapımız aynı zamanda ülkemizin ticari faaliyetlerden elde ettiği katma değerini de arttıracaktır.”
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe alınan karara göre İzmir, Adana, Sakarya ve Kocaeli’de bulunan bazı üretim tesisi yatırımlarına devlet yardımı yapılmasına karar verildi.
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye AŞ tarafından hibrit ve şarj edilebilir hibrit otomobil ve batarya üretim tesisi, çeşitli vergi, enerji ve prim desteklerini içeren proje bazlı devlet yardımı kapsamına alındı.
Proje başlangıç tarihi 7 Temmuz olarak belirtilen ve 6,9 milyar TL sabit yatırım bedeli öngörülen tesisin, 4 yıllık yatırım süresi sonunda yıllık 162 bin hibrit ve şarj edilebilir hibrit otomobil, 44 bin adet batarya üretimi gerçekleştirmesi hedefleniyor.
Adana’da Beyaz Kağıt ve Hijyenik Ürünleri AŞ tarafından 1 Haziran yatırım başlangıç tarihine sahip olan ve proje bazlı devlet yardımı kapsamına alınan bulaşık makinesi kapsül üretim tesisinin yatırım süresi 5 yıl olarak belirlendi.
Öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 657,4 milyon TL olan tesisin yatırım süresi sonunda yıllık 2,4 milyar adet bulaşık makinesi kapsülü üretim hedefine ulaşacağı hesaplanıyor.
Smart Güneş Enerjisi AŞ tarafından İzmir’de yatırım başlangıç tarihi 1 Mayıs olarak belirtilen fotovoltaik güneş paneli üretim tesisine proje bazlı devlet yardımı verilecek.
Yatırım süresi 4 yıl olarak belirlenen ve toplam 7,6 milyar TL sabit yatırım bedeline sahip tesisin yatırım süresi sonunda yıllık 2,048 MW fotovoltaik güneş paneli üretim kapasitesine ulaşması bekleniyor.
Kocaeli’de TN Maleik Petrokimya AŞ tarafından başlangıç tarihi 1 Nisan olarak belirtilen maleik anhidrit üretim tesisinin proje bazlı devlet yardımı kapsamına alınmasına karar verildi.
Öngörülen sabit yatırım tutarı 3,2 milyar TL olarak belirtilen tesiste 3 yıllık yatırım süresi sonunda yıllık 50 bin ton maleik anhidrit üretim kapasitesine ulaşılması hedefleniyor.
Maleik anhidrit, cam, tekne ve inşaat tribün kanatları için cam elyaf kompozitlerin üretiminde yer alan doymamış polyester reçinelerin imalatında kullanılıyor.
Söz konusu tesislere proje bazlı devlet yardımı kapsamında gümrük vergisi KDV istisnası ve iadesi, çeşitli vergi indirimleri, sigorta primi işveren hissesi, sınırlı veya süreli olmak üzere nitelikli personel ve enerji desteklerinin sağlanması öngörülüyor.
Anatolia, İzmir’deki 250 milyon dolarlık yatırımını tamamlamak üzere olduğunu duyurdu. 160 x 320 cm ebadında porselen plakaların üretileceği Aliağa’daki tesis, teknoloji ve sürdürülebilirlik odağındaki donanımıyla dikkat çekiyor.
Seramik sektöründeki oyuncularıyla uluslararası pazarlarda rekabet eden Türkiye, yeni bir markaya daha ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 1995’te Kanada’da kurulan Anatolia, 250 milyon dolarlık yatırımla İzmir’de inşa edilen tesiste Türkiye’de ilk kez 160 x 320 cm büyük ebat porselen plakalar üretecek. Aliağa’da yapımı devam eden 200 bin metrekarelik kapalı alandaki üretim ve lojistik tesisi, 2023’ün ilk çeyreğinde tamamlanacak.
Kanada ve Amerika’da kapalı alanda 210 bin metrekarelik depoları bulunan şirket, 2017’den bu yana İzmir Aliağa’da 40 bin metrekarelik dağıtım merkezi, ofis ve showroom ile Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürüyor.
Büyüt Ebatlı Porselen Plakalar, Yaşam Alanlarına Tasarım ve Kaliteyi Getirecek
Karo seramik, doğal taş ve mozaik ürün gruplarında distribütörlerin ve zincir marketlerin ana tedarikçisi olarak faaliyet gösteren Anatolia’dan yapılan açıklamaya göre, İzmir’deki tesislerinde üretecekleri üstün teknik özellikli porselen plakalar, yaşam alanlarını estetik mekanlara dönüştürecek. Porselen plakalar, mutfak ve banyo tezgahları, zemin ve duvar kaplamaları, dış cephe giydirme, masa ve mobilya kaplamaları gibi birçok alanda kullanıma uygun olarak tasarlanacak.
Teknoloji ve Sürdürülebilirlikte İlklere İmza Atacak
Anatolia, sürdürülebilirlik odağında geliştirdiği entegre projelerini fabrikanın açılışı ile hayata geçirecek. Son teknoloji fırın ve üretim hatları, tam otomasyon hammadde karışım tesisi, sürücüsüz taşıma araçları, geri dönüştürülebilir atık sistemi, çatı üzeri güneş enerjisi sistemi ve Endüstri 4.0 uygulamaları ile birlikte sektörün en gelişmiş örneklerini dünyada ilk kez entegre olarak hayata geçirecek.
Kızılay Haftası kapsamında Türk Kızılay iş birliği ile 14 Ekim Cuma günü Bolu fabrikasında kan ve kök hücre bağışı etkinliği düzenleyen Başoğlu Kablo, sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekledi.
Üretimde imzasını attığı başarıların yanı sıra toplumsal kalkınma ve sosyal sorumluluk projelerine yönelik hassasiyeti ve özeni ile adından sıkça bahsettiren Başoğlu Kablo, Kızılay Haftası için Türk Kızılay Bolu Şube Başkanlığı iş birliği ile kan ve kök hücre bağışı etkinliği organize etti. Kızılay kan toplama aracı gün boyunca firmanın Bolu fabrikasında gönüllülerin kan ve kök hücre bağışını kabul etti. 14 Ekim Cuma günü gerçekleştirilen kan bağışı etkinliğine firma bünyesinde çalışan 110 personel katıldı.
2013 yılında kan bağışına verdiği desteklerden dolayı Türk Kızılay’ı tarafından teşekkür belgesine layık görülen Başoğlu Kablo, düzenli aralıklarla personellerini kan bağışı yapmaya teşvik ediyor. Neredeyse her yıl kan toplama aracını Bolu fabrikasında ağırlayan firma, bu yıl da 110 kişinin katıldığı sosyal sorumluluk projesi aracılığıyla onlarca yardıma ihtiyacı olan vatandaşımıza can verdi.
Kan ve Kök Hücre Bağışı Etkinliğinde Teknoloji İyiliğe Hizmet Etti
Başoğlu Kablo tarafından düzenlenen Kızılay kan ve kök hücre bağışı etkinliğinde teknoloji iyiliğe hizmet etti. Kan ve kök hücre bağışı etkinliğinden birkaç gün önce, insan kaynakları tarafından hazırlanan Google anket linkleri sayesinde etkinliğe katılacak personel sayısı ve bağış türü netleştirildi. Etkinlik kapsamında kan ve kök hücre vermek isteyen personeller, tek tuşla bağış talebini insan kaynaklarına bildirdi. Netleştirilen sayı sayesinde Kızılay’ın 14 Ekim gününe tüm hazırlıklarını tamamlayarak katılması sağlandı ve Başoğlu Kablo Bolu fabrikasında anlamlı bir sosyal sorumluluk projesi daha titizlikle gerçekleştirilmiş oldu.
ECE Türkiye Uluslararası Perakende Kiralama Günü’ne katılım gösteren İsra Holding, en yeni projeleri V Mall İstanbul ile V Metroway AVM’yi görücüye çıkardı.
Konuyla ilgili detaylardan bahseden İsra Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Tavlı, “İsra Holding olarak projelerimizde öz sermaye ve çoklu ortaklık yapısına dayanan bir finansman modeli ile hareket ediyoruz. V Mall İstanbul projemizde şu an 14 farklı ülkeden yatırımcımız bulunuyor. Ortaklarımız, yatırım yaptığımız V Mall İstanbul projesinden pay satın alarak yatırımlarını gerçekleştiriyorlar. Bununla birlikte V Mall İstanbul projemiz yeni nesil AVM konsepti doğrultusunda, gerek projenin iç ve dış mimarisinde gerekse fonksiyonel özellikler olarak ziyaretçilerimize son teknolojilerin kullanıldığı dijital çözümler sunacağız. Bu da V Mall İstanbul’u diğer AVM’lerden ayrıştıracak en önemli özellik olacak.” dedi.
V Metroway AVM hakkında da konuşan Tavlı, “V Metroway AVM’nin kaba inşaatı tamamlandı. Cephe işleri devam ediyor. V Metroway AVM de 2023’ün 2. çeyreğinde ziyaretçilerimizi ağırlamayı planlıyoruz. V Mall İstanbul projemizde ise bu tarih 2024 yılı ortasında olacak şekilde planlıyor ve çalışmalarımıza bu doğrultuda devam ediyoruz. Bu iki alışveriş merkezimiz, Türkiye’nin en hızlı gelişen ilçelerinden olan Başakşehir’de birlikte oluşturacakları sinerji ile bölgede hakim bir organize perakende arzı sunacaklar. ECE Türkiye’nin uzmanlığı ve bu konuda bize verdiği danışmanlıkla bu süreci başarılı şekilde yöneteceğimize inanıyoruz.’’ ifadelerini kullandı.
Mersin, Gülnar’da yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) birinci güç ünitesinde yer alan reaktör binasına yapılan iç koruma kabuğu tamamlanmak üzere.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaat sahasında çalışmalar 7/24 sürüyor. Çalışma takviyi kapsamında birinci güç ünitesinin reaktör binasına, nükleer santrallerin güvenlik sisteminin ana unsurlarından biri olan iç koruma kabuğunun (İKK) 6’ncı katmanı kuruldu. 2022 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanan kubbe montajının yapılmasıyla, birinci ünitenin reaktör bölümü tamamlanmış olacak. Reaktör binasının sızdırmazlığını sağlayan çelik kaplama ve özel betondan oluşan İKK, reaktör binasını korumanın yanı sıra boru geçişlerine ve santralin işletme aşamasında nükleer reaktörde bakım işlemlerini gerçekleştiren kutup vincine destek oluyor.
İKK’nin 6’ncı katmanı, 30 bloktan oluşan çelik bir yapı olma özelliği taşıyor. Toplam ağırlığı 224 ton olan 44 metre çapındaki katmanın montajı, Liebherr LR 13000 ağır paletli vinç kullanılarak Akkuyu NGS inşaat sahasında gerçekleştirildi. Katmanın kurulumu 8 saat sürdü. Kurulumdan sonra 1’inci güç ünitesinin reaktör binası 8,4 metre daha yükselerek 51,5 metreye ulaştı.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, Akkuyu NGS”de çalışmaların bütün hızı ile devam ettiğini belirterek, “Bugün önemli bir aşama gerçekleşti. 6’ncı katman kurulduktan sonra, geriye sadece reaktör binasının kubbesini kapatılması kaldı. Kurulum işlemi kusursuz bir şekilde gerçekleştirildi. İnşaatçılarımız, montajcılarımız, teçhizatçılarımız ve vinç operatörlerimiz profesyonel becerilerinin en üst düzeyde olduğunu bir kez daha kanıtladılar. Tonlarca ağırlıktaki bir yapıyı 1 santimetrelik bir hassasiyetle kurmak son derece zor bir iştir. İyi iş çıkardık ve bu da Akkuyu NGS ekibinin son derece profesyonel olduğunu bir kez daha gösterdi.’’ dedi.
2022 yılı sonuna kadar 1’inci güç ünitesinin için iç koruma kabuğunun montajı, reaktör kabının suyla temizlenmeye başlanması ve kutup vincinin devreye alınması gibi ön işletmeye alma çalışmalarının başlaması planlanıyor.
Akkuyu NGS sahasındaki inşaat ve montaj çalışmaları, dört güç ünitesi, kıyı hidrolik mühendislik yapıları, bir güç dağıtım sistemi, idari binalar, bir eğitim merkezi ve gelecekteki NGS’nin fiziksel koruma tesisleri olmak üzere ana ve yardımcı tesislerin tümünde devam ediyor.
Ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdikleri farklı ölçeklerdeki mimari ve iç mimari ofis projeleriyle tanınan BAB Architects kurucu ortakları Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş, pandemiyle birlikte evrilen çalışma alışkanlıklarının dönüştürdüğü yeni nesil ofis tasarımlarındaki güncel trendleri aktardı.
Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş liderliğindeki İstanbul merkezli mimarlık ve iç mimarlık ofisi BAB Architects, ulusal ve uluslararası ölçekte imza attıkları yeni nesil ofis tasarımlarında pandemiden sonra farklılaşan ihtiyaçlara ve alışkanlıklara uygun, yenilikçi çözümler üretiyor.
Pandemi sonrası değişen çalışma alışkanlıklarının ofis tasarımları üzerindeki etkilerini aktaran BAB Architectsortakları, ofislerde kullanıcı taleplerinin yön değiştirdiğini, mekan içerisinde oluşturulmuş mekanlardan uzaklaşıldığını, sınırları tanımlı oda duvarlarının ortadan kalktığını ve kolektif kullanım imkanlarına olanak sağlayan yeni nesil, esnek,açık ofis tasarımlarına hızlı bir geçiş yapıldığını dile getiriyor.
Pandemi sürecinde dünya genelinde verilen sağlık mücadelesi, ofis yapıları gibi çoklu kullanım alanları başta olmak üzere yaşadığımız tüm mekanlarda uygulanan mimari yaklaşımların, kullanıcıların sağlığı ve esenliği için ne denli önemli olduğunu hepimize bir kez daha hatırlattı. Pandemi öncesi düzende en köklü, en büyük ofislerde dahi mekansal kalite ve konfor düzeyinin optimum seviyelerin altında kaldığını ve pandemik koşullar karşısında işlerliğini yitirdiğini dile getiren BAB Architects kurucuları Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş, pandeminin ilk yarısında uzaktan çalışmak şirketlere belirli açılardan cazip gelmiş olsa da buna rağmen bir çok sektör için sürdürülebilir olmadığını şu sözlerle aktarıyor: “Ofislerin kullanıcı konforu ve memnuniyeti önceliğiyle yeniden elden geçirildiği bu dönemde, yeni nesil çalışma alanları bizleri düşünsel yönde işten kopmadan bir arada tutarken aynı zamanda sosyal mesafeyi koruyabildiğimiz, kullanıcıların birbirleriyle ve mekanla fiziksel temaslarını en aza indirgeyen, mekanda dönüşüm ve esneklik gözeten, içeride soluduğumuz havadan kullandığımız ekipmanlara kadar akıllı sistemlerle kurgulanmış, kendimizi güvende hissedebileceğimiz mekan çözümlerine ve tasarımlarına evrildi.”
BAB Architects mimarları, pandemi sonrası yaptıkları yeni ofis tasarımlarında teknoloji kullanımını öncelikli tuttuklarını ve hatta planlamanın merkezine aldıklarını belirtiyor ve giriş çıkışlarda sensörlü kapılar, temassız geçiş kontrol sistemleri, ıslak hacimlerde fotoselli bataryalar ve sabunluklar, klozetlerde fotoselli kumanda panelleri, havayı her daim taze tutan akıllı havalandırma ve dezenfeksiyon sistemleri, gün ışığının en verimli şekilde kullanılmasına ve kullanıcı yoğunluğuna göre kendini ayarlayan aydınlatma otomasyon sistemleri gibi faktörlerin hızlı bir şekilde tasarım kriterlerinin olmazsa olmazı haline geldiğini dile getiriyor.
Mimar İrem Arıbaş’a göre eski nesil ofislerde verimlilik, mekanın ideal konfor kapasitesi ne olursa olsu sınırlı bir mesai saati içerisinde aynı ortamda bulunan kişi sayısının çokluğu ile ölçülüyordu. Yeni düzende ise hijyen standartlarının kontrol altında tutulması ve bireysel teması indirgemek gereksinimi ile ofis kullanım yoğunluğunda programlı bir azaltıma gitmenin verimliliği artırdığı anlaşıldı.
BAB Architecs mimarları ofislerin genellikle çalışma alanlarına ve birimlerine göre gruplara ayrıldığını ve grupların ofis alanlarını farklı saatlerde, farklı günlerde dönüşümlü şekilde kullanmaya başladığını dile getiriyor. Bu yeni iş programları ile çalışma saatleri esnedi ve neredeyse bir tam gün içerisine yayıldı. Ofis alanları böylece 24 saat yaşayan mekanlar halini aldı ve bu işleyiş yeni ofis planlamalarında sürdürülebilir mimari çözümleri kaçınılmaz yaptı. Bu nedenle pandemi sonrası yeni tasarımların esnek ve ihtiyaca göre dönüştürülebilir mekansal kurguları beraberinde getirdiğini söylerken BAB Architects mimarları sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Bu yönde kullanıcı talepleri yön değiştirdi ve artan bir taleple bizler ofis projelerimizde mekan içerisinde mekanlar oluşturmayı bıraktık, sınırları tanımlı oda duvarlarını kaldırdık ve asgari sayıda bölüntülenmiş geniş hacimlerin çok yönlü kullanıma uygun planlamalarıyla eski nesil oda tipi kapalı ofislerden, kolektif kullanım imkanlarına olanak sağlayan yeni nesil esnek açık ofis tasarımlarına bu süreçte hızlı bir geçiş yaptık.”
Hibrit Çalışma Alışkanlıklarının Ofis Tasarımlarına Etkisi
Hibrit çalışma alışkanlıkları ülkemizde yeni edinilen bir kazanım. Hiyerarşik düzeni önceleyen ve herkesin kendi birimi ve kabuğu içerisinde çalıştığı eski nesil mekan çözümlerinin yarattığı mahremiyet alışkanlığının direncini kırmanın oldukça zor olduğunu dile getiren BAB Architects Kurucu Ortağı İç Mimar Hüseyin Beş, teknolojinin hayatımıza dahil ettiği, ihtiyaç olana çok daha hızlı erişim imkanının aynı işi yapan firmalar arasında dolaylı yoldan bir rekabet ortamı oluşturduğunu şu sözlerle açıklıyor: “Bu durum ofislerin kendi içerisindeki işleyiş sisteminde artık her birimin aynı ölçüde çok daha hızlı iletişim, etkileşim kurma ve böylece sonuç alma süresinin kısa tutulması ihtiyacını doğuruyor. Bu ihtiyacı karşılamak yönünde revize edilmesi gereken ilk bakış açısı ise aslında ofislerde en iyi iletişim ve etkileşimin çalışanların kendi inisiyatifi ve çabalarıyla değil, uygun mimari çözümlerle, çalışma ortamlarının çalışanlara sunduğu mekansal yönlendirme ve birleştirici alt yapı sayesinde mümkün olabileceğidir.”
Bu mekansal alt yapıya ofislerde en verimli şekilde imkan veren tasarım biçiminin açık ofisler olduğunu dile getiren İç Mimar Hüseyin Beş, açık ofislerin kazandırdığı hibrit çalışma alışkanlıkları sayesinde tasarımların da kullanıcıların dadaha özgür hale geldiklerini vurguluyor. Yeni nesil tasarımlarda şirketlerin ortak çatısı altında hiyerarşik baskıları bir parça esnetmeyi, aynı amaca hizmet eden farklı alanların farklı görüşlerini birleştirmeyi ve temasta tutmayı hedeflediklerini eklerken, üretimin organik bir yapı, yaşayan bir form olduğunu ve içinde bulunduğu çevreye göre şekil aldığını, sürekli olarak geliştiğini, değiştiğini ve kolektif çalışma gücünden ve fikir zenginliğinden beslendiğini savunuyor.
Yeni düzenlemelerde, öncelikle eski nesil ofislerdeki sabit bölücü duvarların yıkılmış olduğunu dile getiren BAB Architects mimarları bunlar yerine esnek ve dönüştürülebilen mekanlar tasarladıklarını vurguluyorlar: “İşlevlere imkan sunan esnek çözümleri katlanır seperatörler ve taşınabilir mobilya bölücülerle sağladık. Öznel çalışma gerektiren durumlar ve kısa süreli özel görüşmeler için “booth” adı verilen çalışma kabinleri ofislerin yeni kapalı odaları oldu. Bunun yanı sıra uzun süreli özel görüşmeler ve toplantılar için teknolojik alt yapılarla geliştirilen konferans odaları elbette korunuyor ve buralar açık ofislerin mahrem alanları niteliğinde. Buna ek olarak açık ofislerde dolaşırken sirkülasyon alanlarının bir köşesinde bir yazı panosu etrafında kurgulanmış ufak toplantı ve toplanma alanları da görebiliyoruz.”
Bu açık toplantı alanlarının, çalışanları anlık gelişen bir çözüm ihtiyacı karşısında bile hızlıca beyin fırtınası yapmaya teşvik eden, bir görüşün sıcağı sıcağına tüm katılımcılarla objektif şekilde ele alınabildiği, yani üretkenliğe de doğrudan hizmet eden faydalı çalışma alanları olduğunu dile getiren İrem Arıbaş, açık ofislerin aynı zamanda rekreatif faaliyetlere imkan veren çeşitli sosyal alanları da bulunduran bir konsept anlayışına sahip olduğunu da sözlerine ekliyor: “Eski nesil ofislerin aksine, yeni ofisler kullanıcıyı ara sıra oturduğu masadan kaldırmayı, saplandığı iş döngüsünden bilerek koparmayı, çalışanın üzerinde çalıştığı konuya bu sosyal alanları kullanmak fikriyle verdiği bir mola dönüşü dışarıdan ve daha sağlıklı baktırabilmeyi hedefliyor. Aynı zamanda şunu da kabul etmeliyiz ki bu tür kalabalık ofislerde bir arada medeni şekilde çalışmanın koşulu önce bir arada medeni şekilde yaşamaktan geçiyor. Çalışanların bu eğlenceli sosyal alanlarda kurdukları temas birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlıyor. Bu tip ofisler insanların empati yetisini pekiştirdiğinden, karşılıklı anlayışın, yardımlaşmanın olduğu, herkesin bir arada çalışmanın bireysel sorumluluğunu üstlendiği medeni ve kaliteli çalışma ortamlarına kendiliğinden dönüşüyor.”
Öte yandan yeni nesil ofislerin kullanıcıya vadettiği imkanlar sonucu çalışanlar artık ofislerinde kendilerini rahat, güvende, üretken ve önemli hissediyorlar. Çalışanların ofislerinden bir an önce kaçma duyguları bu tip yeni ofisler sayesinde artık tarihe karışmış durumda. Bunun aksine ofiste maksimum verimli süreyi geçirmek, bireysel ihtiyaçlarla bu süreleri bölerek ziyan etmemek öncelikli hale geldi.
Bu durum, yeni nesil ofis tasarımlarını mekansal kurgular anlamında bir adım daha öteye taşıyor ve fonksiyon şemalarına çalışanların bireysel ihtiyaçlarına yönelik geliştirilmiş spor salonu, güzellik salonu, berber, sağlık birimleri, kreş gibi mahal çözümlerinin de eklenmesini beraberinde getiriyor.
Açık Ofis Kurgusunda Yeni Nesil Yaklaşımlar
Yeni nesil ofis ihtiyaçlarıyla tasarımda “açık ofis” olarak yerini alan kolektif çalışma düzenini son derece faydalı bulan BAB Architects Kurucu Ortağı İç Mimar Hüseyin Beş ofisler artık sadece çalışılan, işinizi yapıp döndüğünüz yerler olmaktan daha çok yaşam alanı hatta yaşamımızın çok büyük bir kısmının geçtiği alanlar olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Ofisler, sabah yoğun trafik sonrası kendimizi içerisine girdiğimizde rahat hissedeceğimiz, günün ilk kahvesini içtiğimiz büsbütün yaşam alanları. Tasarım karmaşık bir konu. Bazı tasarım türleri daha özneldir, “sanatsaldır”; bazıları ise daha faydalıdır ve daha katı kuralları izler. Sanat ve tasarım arasındaki ilişki genellikle yanlış anlaşılır ve bir tasarımın sonucu sanatsal olabilse de arkasındaki süreç çok farklıdır. İhtiyacı doğru anlamak tasarıma başlamak için çok iyi bir nokta. Alınan sorumluluk sadece iyi görünen bir yerin ötesine geçmeyi gerektirir. Bu bağlamda belirleyici olan, arka fonunu tasarladığınız alanın işlevlerini tam olarak yerine getirebilmesidir. Bizler bu yönde her zaman iyi görünen ama yaşam alanlarını ve çalışma ferahını önceleyen bir yerden bakmayı tercih ediyoruz. İnsanların bir arada çalıştığı fakat sınırların tam olarak belli olduğu alanları tasarlamayı önemsiyoruz. İhtiyaçların göreceli olmadığı, üretim yapılan alanların, insanı ve insan ilişkilerini sağlıklı kılacak şekilde dizayn edilmesi gerektiğini biliyoruz.”
Ofislerde Sürdürülebilir Tasarımlar
Oldukça geniş kapsamlı bir konu olan sürdürülebilirlik kavramını “daimî olma, olanı ya da önceden yapılmış olanı fonksiyonlarını değiştirerek tekrar kazanma, kazandırma bilinci” olarak açıklayan BAB Architects Kurucu Ortağı İç Mimar Hüseyin Beş sürdürülebilirliğin dürtüsellikten değil, uzun vadeli planlardan beslenen bir kavram olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Sürdürülebilirliği temelde kaynakların üretilebilir süresinden daha hızlı tüketilmesinin önüne geçmek olarak adlandırabiliriz. Tabii ki beşer her daim istediğini alma ve sahip olma güdüsü ile yaşıyor. Kısa ömrümüzün hızlı döngüsüne ayak uydurmaya, hatta bazı durumlarda normal yaşam süremizin ihtiyacı olmayan bir hızda üretime ve tüketime meyilliyiz. Bunların sonuçlarının farkındalığı 80’li yıllarda kendini göstermeye başladı. Sürdürülebilirlik nesillerin ihtiyaçlarını görmezden gelmeden bugünün ihtiyaçlarını karşılama, karşılarken de mevcut ekolojiye ve dengelere zarar vermeme disiplini.”
Ofislerde Biyofilik Tasarım ve Doğallık Arayışları
İç Mimar Hüseyin Beş’e göre ofis alanlarında biyofilik tasarım bu yıl da tasarımın vazgeçilmezleri arasında. Ofislerin bir dış mekanı olsun olmasın iç mekanlarını doğanın unsurlarıyla birleştiren biyofilik tasarımda ahşap, bitkiler ve su; duvarları, tavanları sarıyor. Bu noktada az bakım gerektiren bitkilerin tercih edilmesinin ise kritik önem taşıdığını vurgulayan Hüseyin Beş, ofislerde sade bir zarafeti yansıtan açık pastel tonların doğal malzemeler ile harmanlandığını, sürdürülebilir ve dayanıklı malzemelerin tercih edildiğini de ekleyerek sözlerine devam ediyor: “Ofis iç mekanlarında yapay görüntülerden uzaklaşılıyor; doğal ve uzun ömürlü malzemeler talep ediliyor. Taş ya da ahşapla harmanlanan tasarımlar doğallığı yansıtırken, mobilyalarda da ergonomi ön planda tutuluyor. Geleceğin ofislerinde, çalışma hayatının değişen doğasına uyum sağlamak için malzeme seçimleri önemli bir rol oynayacak.”
Ofislerde geçmiş dönemde revaçta olan “work-as-lifestyle” modelinin eksikliklerinin artık bariz şekilde görünür olduğunu vurgulayan Hüseyin Beş’e göre, salgın dönemindeki evden çalışma sürecinde, milyonlarca insan iş ve eğlenceyi birbirine karıştırmak istediklerinde bunu oturma odalarının güvenliği ve konforundan kolayca yapabileceklerini fark etti. Bunun sonuncunda çalışmayı daha keyifli, daha çekici bir girişim haline getirmeyi amaçlayan eğlenceli alanlar daha verimli hale geldi. Yeni nesil çalışma alışkanlıklarıyla gündeme gelen bu parametrelerin, ofislerde tasarımcılara çok büyük bir iş düştüğünün de göstergesi olduğunu dile getiren BAB Architects kurucu ortakları Mimar İrem Arıbaş ve İç Mimar Hüseyin Beş geleneksel çalışma alanlarının artık rağbet görmediğini vurguluyor ve ofislerdeki yeni eğilimleri şu sözlerle özetliyorlar: “Giderek sanal ofislere ve hazır ofislere olan ilgi artıyor, büyük ve pahalı şehirlerden küçük ve güvenli şehirlere dönüş başlıyor, sürdürülebilir ofisler trend oluyor ve ofis kültüründen önce kurum kültürü ön planda tutuluyor.”
Samsun’da 2. Abdülhamit döneminde inşa edilen Canik Hamidiye Hastanesi, restore edilerek aile ve yaşam merkezine dönüştürülecek.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, 2. Abdülhamit döneminde inşa edilen Canik Hamidiye Hastanesi’nin restore edilerek aile ve yaşam merkezi olarak hayata geçirileceğini belirten bildiri yayınladı. Sağlık Bakanlığı tarafından belediyeye tahsis edilen bina hakkında şu sözler paylaşıldı:
“Tarihi binanın restorasyonu için harekete geçildi. Hazırlanan proje ile konsepti, içeriği ve özellikleriyle Türkiye’ye örnek teşkil edecek Aile ve Yaşam Merkezi, 7’den 70’e herkese hitap edecek. Toplam kapalı inşaat alanı 11 bin 537 metrekare olan 3 ana kütleden oluşan yerleşkede, tek katlı kadın merkezi, aile danışma merkezi, kadın spor salonu yer alacak. Projede kadın merkezinin yanı sıra çocuk ve spor salonu yapıları, çocuk ve gençlik merkezleri, spor kompleksi, konferans, toplantı, sergi salonları, müzik ve sanat atölyeleri, bilim sınıfları, bilgisayar ve eğitim derslikleri, kütüphane, misafirhane, tanıtım merkezi, zeka gelişim, bireysel çalışma, ticari ve gezinti alanları bulunacak. Robotik kodlamadan masala, dramadan tiyatroya kadar sanatın her alanında eğitim görebilme imkanına kavuşacak vatandaşlar için sinema ve butik otel de yapılacak. Bina çevresindeki yeşil alan ve ağaçlar korunarak yeni peyzaj düzenlemeleri yapılacak.”
Restorasyon çalışmaları için ihale düzenlenceğini duyuran Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ise, “120 yıllık maziye sahip Canik Hamidiye Hastanesi için çok güzel ve özel bir proje hazırladık. Alandaki tarihi değerimiz olan tescilli binayı restore edip koruyarak aile ve yaşam merkezine dönüştürüyoruz. 28 dönümlük alanı çevreleyen duvarları kaldırıp, alanı çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın ve yaşlılarımızın rahat nefes alacakları, hoş vakit geçirecekleri yaşam alanına çeviriyoruz. Yemyeşil alanda mahalle kültürünü, sevgiyi, saygıyı, dostluğu orada yaşatacağız. Yapımı tamamlandığında hem geleneksel mahalle kültürü yeniden oluşup yaygınlaşacak hem de çocuk, genç ve yaşlılar keyif alacakları bir ortama kavuşacak. 7’den 70’e tüm halkımız, tarihi mirası koruyarak sosyal ve kültürel amaçlı faaliyetlerden en üst seviyede istifade edip, gelecek kuşaklara aktaracak.” açıklamalarında bulundu.
Endeksa tarafından hazırlanan verilere göre; Türkiye Eylül ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında senelik değer artışı yüzde 202 seviyesine ulaştı. Türkiye genelinde ortalama konut fiyatları ise 1 milyon 556 bin 360 TL oldu.
Eylül 2022’de Türkiye’de 113 bin 402 konut satışı yapıldı. Konut satışları Eylül 2022’e bir önceki aya göre yüzde 8, 2021’in aynı ayına göre ise yüzde 23 geriledi. Ocak – Eylül dönemi değerlendirildiğinde ise konut satış adedinin geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 11.4 yükselişle 1 milyon 57 bin 193 olduğu görülüyor.
Teknoloji odaklı gayrimenkul değerleme platformu Endeksacom tarafından hazırlanan verilere göre; Türkiye’de Eylül ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında senelik değer artışı yüzde 202 seviyesinde olurken, Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 11 bin 972 lira, ortalama konut fiyatı 1 milyon 556 bin 360 lira ve konut yatırımının geri dönüş süresi ise 19 sene olarak belirlendi.
Endeksa verilerine göre Eylül ayı sonu itibarıyla İstanbul’da konut satış fiyatlarında senelik değer artışı yüzde 241, ortalama konut metrekare satış fiyatı 20 bin 208 lira, ortalama konut fiyatı 2 milyon 424 bin 960 lira oldu.
Ankara’da ise konut fiyatları son bir senede yüzde 212 arttı. Buna göre başkentte ortalama konut metrekare satış fiyatı 9 bin 47 lira, ortalama konut fiyatı 1 milyon 176 bin 110 lira olarak belirlendi.
İzmir’de ise senelik değer artışı yüzde 190, ortalama konut metrekare satış fiyatı 15 bin 362 lira, ortalama konut fiyatı 1 milyon 997 bin 60 lira oldu.
Endeksa verilerine göre, Eylül ‘de en çok konut satışının olduğu ilk 30 şehre bakıldığında, senelik değer artışı en yüksek olan yerler sırasıyla Antalya, Mersin ve İstanbul olarak belirlendi. Antalya’da konut fiyatları son bir senede yüzde 244 yükseldi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 17 bin 123 lira, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 54 bin 760 lira oldu. Mersin’de yıllık değer artışı yüzde 243, ortalama konut metrekare satış fiyatı 10 bin 923 lira, ortalama konut satış fiyatı 1 milyon 583 bin 835 lira oalrak gerçekleşti. Mega kent İstanbul’da ise konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 241, ortalama konut metrekare satış fiyatı 20 bin 208 lira, ortalama konut fiyatı 2 milyon 424 bin 960 lira oldu.
Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, konut satışlarını ve konut fiyatlarını değerlendirdi.
“Konut satışlarında son 2 aydır gözlemlenen yavaşlamanın Eylül’de de devam ettiğini görüyoruz. Eylül’de mevsimsel etki nedeniyle piyasasının hareketlenmesi beklenirken, konut satışlarında bir önceki aya ve geçen yılın aynı dönemine göre bir düşüş gerçekleşti” ifadelerini kullanan Görkem Öğüt, satış adedindeki düşüşün iki temel nedeninin piyasadaki stok azlığı ve fiyatlardaki düşüş beklentisi olduğuna dikkat çekti.
Görkem Öğüt, konu ile ilgili açıklamasını, “Endeksa verilerine göre de konut fiyatlarındaki artışın yavaşladığını görüyoruz. Son çeyrekte piyasanın şartlarının daha fazla oturmasını ve yıllık konut satış adedinin artışla kapanmasını bekliyorum” şeklinde konuşarak tamamladı.
Cengiz Holding, Bodrum sahil şeridinde yer alan 147 bin 803 metrekarelik alana otel ve dört farklı tipten oluşan 42 adet konut inşa edecek.
Göl Mahallesi içerisinde bulunan ve aynı zamanda 2020’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Alan” ilan edilen alandaki turizm konaklama tesisinin ÇED süreci dün başladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın e-ÇED sisteminde yayımlanan bilgiye göre, projenin maliyeti 568 milyon 831 bin 860 TL.
Cumhuriyet Gazetesi’nden Şeyda Öztürk’ün haberine göre projede, 305 ada 1 parselde 147 bin 803 metrekarelik alana otel blokları ve dört faklı villa tipinden oluşan toplam 42 adet konut yapılacak. Ayrıca 306 ada 1 parselde ise yine dört farklı villa tipinden toplam 58 adet konut yapılması planlanıyor. Projenin toplam kapasitesinde ise 101 apart oda ve 83 suit oda olmak üzere toplam 184 oda olacak. Öte yandan projede, 1200 kişilik yedi farklı lokanta da bulunacak. Yüzme havuzları, 300 kişilik toplantı salonu, otopark, çocuk oyun alanı ve aletli jimnastik salonu da proje içerisinde yer alıyor. Projede gösterilen iki parselin güneyinde ise birinci derece arkeolojik sit alanı bulunuyor. Raporda, arkeolojik sit alanına müdahalede bulunulmayacağı bilgisi de paylaşıldı.
Türkiye’nin global emlak markalarından biri olan Gred, Londra’daki projesi The Verdean’ın 2. etabını Türkiye’de satışa çıkardı.
Hong Kong, Beijing, Singapore, Shangai, Middle East ve Londra da dahil olmak üzere diğer tüm pazarlardan 10 gün önce Türkiye’de satışa sunulan projeyle ilgili olarak 7 Ekim Cuma günü İstanbul’da özel bir ön lansman gerçekleştirildi. Proje 42’si stüdyo, 91’i 1+1 ve 37’si de 2+1 olmak üzere toplamda 170 daireden oluşuyor.
Toplantıda konuşan Knight Frank Yönetici Ortağı Emma Fletcher Brewer, dolar ve pound paritesindeki düşüşün Londra emlak pazarını fırsat haline dönüştürdüğüne dikkat çekti. Parasını dolarda tutan Türk yatırımcıların dolar/pound paritesindeki düşüşten faydalanabileceğini belirten Brewer, “Londra gayrimenkul pazarı, parite bazlı etkiyle beraber artık yüzde 20 – 30 aralığında değişen oranlarla ucuz konut alma fırsatı sunuyor. Bu da bir fırsat pazarı haline gelen Londra gayrimenkul pazarına ilgiyi yoğunlaştırıyor.” dedi.
Knight Frank Finance Mortgage Departman Yönetici Ortağı Nathan Bakhbaki de Türk vatandaşlarının, İngiltere’de yüzde 10 peşin, yüzde 10 ara ödeme taksitlerinden sonra, ev tesliminde yüzde 75 orana kadar konut kredisi kullanmalarının mümkün olduğunu belirtti. Küçük birikimlerle dahi Londra’da ev sahibi olabilmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Bakhbaki, yanı sıra İngiltere’de yaşama şartının da aranmadığını söyledi. Bakhbaki, gayrimenkulun kiraya verilmesi şartıyla, isteğe bağlı olarak sadece faiz ödemesi yapmanın mümkün olduğu akıllı kredi ürünleriyle, küçük yatırımların her ay düzenli bir döviz getirisine dönüştürülebileceğini aktardı.
Türkiye’de yabancıya konut satışında azalma yaşansa da Rusların talebi artmaya devam ediyor. Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği (GİGDER) Başkanı Faruk Akbal, Rusların neredeyse her beş konuttan birini satın aldığını vurguladı.
Ocak-Eylül döneminde yaklaşık 50 bin adet konut satıldığını söyleyen GİGDER Başkanı Faruk Akbal, bu süreçte 5 konuttan birinin Rus vatandaşlar tarafından satın alındığını belirtti. Konuyla ilgili konuşan Akbal, şunları söyledi:
“Türkiye’nin yakaladığı bu talebi iyi değerlendirmesi önemli. Nitekim Ruslar 2015’te yurt dışında yaklaşık 25 milyar dolarlık emlak edinmişti. Uluslararası emlak komisyonculuğu şirketi Tranio tarafından yapılan bir araştırmaya göre Rus vatandaşlarının yurt dışındaki gayrimenkul talebi bu sene üçüncü çeyrekte 2021’in aynı dönemine göre yüzde 84 arttı. Londra merkezli Henley&Partners firmasının verilerine göre, hazır varlıkları 1 milyon dolardan fazla olan Rusların yaklaşık yüzde 15’inin 2022 sonuna kadar başka ülkelere göç etmesi bekleniyor. Emlak talep eğiliminde Ruslar için şu an Türkiye lider. Türkiye’yi Birleşik Arap Emirlikleri, Tayland, Yunanistan, İspanya ve Gürcistan takip ediyor. Bu sene toplamda belki de yurt dışında 30 milyar doları aşan bir emlak alımına ulaşacak Rusya’yı iyi okumak, iyi takip etmek gerekiyor.”
En yeni teknolojiyle üretim yapan Cubo Boya’nın su bazlı, mat görünümlü dekoratif son kat dış cephe boyası Maestro, üstün özellikleri ile yapıların korunmasını sağlar. Ultraviyole ışınlarına dayanımlı olan Maestro, binaları her türlü hava koşuluna karşı korurken estetik görünümü ile de mükemmel çözümler oluşturur.
Tamamen yerli sermaye ile faaliyetlerini sürdüren boya markası CUBO’nun akrilik kopolimer bağlayıcı esaslı son kat dış cephe boyası Maestro’nun özellikleri saymakla bitmiyor. Maestro silikonlu, UV dayanımlı, nefes alan, suya ve dış etmenlere karşı koruyucu olma özellikleri ile dikkat çekiyor.
Dış hava koşullarından kaynaklı, boyanın maruz kaldığı alkali içerikli su buharı, deniz suyu gibi etkenler, çelik yapılarda korozyona, sıvalarda ise zaman içerisinde yüzeysel olarak tozuma ve dökülmelere sebep olur. Özellikle deniz kenarında bulunan yapılarda, deniz suyunun buharlaşması ve soğuk cephelere teması sonrası yoğuşma meydana gelir. Bu yoğuşma, içeriğinde de alkali tuzlar içerir. Eğer binalar bu duruma karşı güçlü bir boya ile korunmazsa, açıkta kalan sıvalarda zamanla yüzeysel ve yapısal bozulmalar, aşınmalar olur.
Boya sektörünün hızlı yükselen değeri CUBO Boya’nın çatlama ve dökülme yapmayan, mükemmel örtücülüğe sahip dış cephe boyası Maestro, alkali dayanımı özelliği ile, uygulandığı yapılarda alkali tuzlarının yarattığı olumsuz etkilere karşı yüksek koruma sağlar.
CUBO’nun kolay uygulanabilen, mat görünümlü Maestro dış cephe boyası, zorlu iklim koşullarında mükemmel su, nem ve alkali dayanım gerçekleştirerek, sahip olduğu tüm bu özellikleri ile duvarlarınızın canlılığını her mevsimde korumaya büyük katkı sağlar.
İnce sıvalı her türlü beton, gaz beton, briket, tuğla ve benzeri duvar yüzeyler üzerine dekoratif ve koruyucu amaçlı olarak uygulanabilen Maestro son kat dış cephe boyası, CUBO’nun ‘Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi’yle deuyumlu olmasıyla sınırsız renk seçeneği de beraberinde sunuyor.
Asansör ve yürüyen merdiven sanayinin Türkiye’de lider, dünyada ise en canlı ticaret fuarı olan Uluslararası Asansör İstanbul, Tarsus Türkiye tarafından AYSAD’ın desteğiyle 09-12 Mart tarihlerinde TÜYAP’ta düzenlenecek.
Dünya asansör endüstrisini İstanbul’da buluşturacak olan organizasyona yurt içi ve yurt dışı firmalardan yoğun bir katılım olduğunu açıklayan Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Şimdiden stand alanlarının neredeyse tamamı doldu. Firmaların birçoğu yeni ürünlerinin dünya lansmanı için fuarı bekliyor. Asansör İstanbul, bu sektördeki tüm paydaşların ajandalarında mutlaka yer alan bir organizasyon. Online yapılan kayıtlara göre ziyaretçi tarafındaki ilgi yine oldukça yoğun” dedi. 18.’si düzenlenecek olan Uluslararası Asansör İstanbul’un 2023 buluşmasına 400 firma katılırken, fuarı 7 bin 400’ü yurt dışından olmak üzere 30 bin satın almacının ziyaret etmesi bekleniyor.
Konut ve ticari bina asansörlerinden hastane asansörlerine, ev içi asansör ve kişisel taşıyıcılardan oto asansörlerine, yük ve servis asansörlerinden engelli asansörlerine kadar dikey ulaşım teknolojileri ile yürüyen merdiven ve yollara ilişkin tüm yeniliklerin bir arada sergileneceği 18. Uluslararası Asansör İstanbul’da geri sayım başladı. Tüyap Beylikdüzü Fuar Merkezi’nde toplam 60 bin metrekare alanda gerçekleşecek fuar, dünya asansör endüstrisine yine damga vurmaya hazırlanıyor. Sektörünün küresel ölçekli en önemli ticaret fuarlarından birisi olan Uluslararası Asansör İstanbul, Türkiye’nin lider firmaları ile dünya markalarını çatısı altında buluşturacak.
Uluslararası Asansör İstanbul 2023’ün, katılımcı firmalara yeni ihracat kanalları açacağını söyleyen Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Katılımcılarımız, yurt içi ve yurt dışından büyük satın almacılarla, kendi standlarında doğrudan ticaret fırsatı bulacak. Hem yurt içinde hem de yurt dışında yeni iş birliği fırsatları yakalayacak. Farklı pazarlara açılma olanağı yakalayan firmalar, bu sayede küresel rekabette de avantajlı konuma geçebilecekler” dedi. Fuarın ziyaretçilerine de önemli avantajlar sağlayacağını ifade eden Aytemur, Asansör İstanbul 2023’e gelenlerin, bir taraftan sektördeki tüm yenilikleri tek çatı altında göreceğini, diğer yandan da alternatifli ve uygun maliyetli satın alma anlaşmaları gerçekleştirebileceklerini belirtti.
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından sunulan 1 milyon arsa projesi ile gayrimenkul taleplerinde değişim yaşandı.
Kamunun, dar gelirli vatandaşlar için satışa sunduğu 1 milyon arsa, piyasada dengeleri değiştiriyor. Uygun fiyatlı arsa almayı planlayanlar, projeye başvuru yapıp kurada şansını denemek istediği için beklemeye geçti. Arsa fiyat artış hızında gerileme olduğunu belirten sektör temsilcileri, bu proje ile arz talep dengesinin sağlanacağını dile getirdi.
Pandemiyle birlikte gayrimenkulde talepler değişti. Az katlı konut isteği arsaya olan ilgiyi arttırdı. Bununla birlikte konut fiyatında yaşanan fahiş artış nedeniyle, daha uygun fiyatla yatırım planlayanlar da arsaya yöneldi. Böylece arsa satışları hiç olmadığı kadar arttı. Bu talep fiyat artışını da beraberinde getirince, birçok kişi için arsa almak da zorlaştı. Bu dönemde Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesinin devreye girmesi dar gelirli için umut oldu. 81 ilde 1 milyon arsanın satışa çıkacağı açıklandı. Projenin açıklanmasıyla birlikte arsa piyasasında değişimler başladı.
Beşiktaş Belediyesi, semt sakinlerinin yaşam kalitesini artırmak amacıyla “Semtini Yaşat” adlı bir proje başlattı. Proje, Beşiktaş ilçesinde yaşayan insanların, ihtiyaç ve beklentileri göz önüne alınarak hazırlanıyor. Proje tamamlandığında, yerel yönetim kararlarına yön verecek bir yaşam rehberi elde edilecek.
Proje, bugüne kadar yapılmış tasarım rehberi çalışmalarını bir adım daha ileriye taşıyarak tüm birimlerin aynı anlayışla koordine edilmesini sağlayacak. Semt sakinlerinin ihtiyaçları, istekleri ve hayalleri dikkate alınarak hazırlanacak olan yaşam rehberi, yerel yönetim politikaları üzerine bir dizi çalışmayı kapsıyor. “Semtini Yaşat” adıyla hayata geçirilen proje tamamlandığı zaman, Beşiktaş semti için yönetilebilir ilkeler de tespit edilmiş olacak.
Projenin yöneticisi, Beşiktaş Belediyesi Kentsel Dönüşümden Sorumlu Başkan Yardımcısı Oylum Işık; Mimar Sinan Üniversitesi’nde görevli Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu ve bu proje için oluşturulan akademik ekipten destek aldı.
Proje için; genç akademisyenler, doktora ve yüksek lisans öğrencileri, Beşiktaş Belediyesi çalışanları, semt sakinleri ve sivil toplum kuruluşları, bir araya gelerek çalıştı.
“Beşiktaş İçin Birlikte Düşünmek”
Beşiktaş Belediyesi Kentsel Dönüşümden Sorumlu Başkan Yardımcısı Oylum Işık, projeyi anlatırken “Beşiktaş için sürekli birlikte düşünmeye, konuşmaya ve üretmeye ihtiyacımız var” dedi. Oylum Işık, ‘semt kullanıcısının beklentilerinin ve ihtiyaçlarının değişebildiğini ve bu değişimin de sürekli güncellenmesi gerektiğini’ söyledi.
Oluşturulacak yaşam rehberinin en önemli özelliği, mahallenin sorunlarına sistematik bir bakış açısı getirmek. Böylece belediyenin alacağı kararların sürdürülebilir ve yönetilebilir olması sağlanacak.
“Yaşam Rehberi”nin Kriterleri
Proje tasarlanırken önce Arnavutköy, Bebek ve Beşiktaş merkezde yaşayan insanların görüşleri alınarak sorunları belirlendi. Böylece, rehberin yaklaşım ilkeleri ve ölçülebilir kriterleri tespit edildi. Ortak akıl oluşturmak ve katılımcılık, yaşam rehberinin esas odağını oluşturdu.
Yaşam rehberinin temel ilkeleri de şu şekilde tanımlandı.
Hareket Kolaylığı
Mekânsal Düzen
Çevresel Kalite
Ekoloji / Doğaya Duyarlılık
Enerji Verimliliği
Üretkenlik
Mekânsal Değer ve Okunabilirlik
Güvenlik / Afet
Sağlık
Sanat
Spor
Sosyal Sorumluluk
Sürdürülebilir Katılımcı Yönetim
Projenin ilk adımı, Beşiktaş semt sakinleriyle Beşiktaş merkez, Arnavutköy ve Bebek mahallelerinde yaşayan insanlarla bir araya gelinerek atıldı. Oluşturulan çözüm masalarında yerel yönetimlerin tüm ilgili birimleri ve kurumları birlikte karar alacaklar. Proje tamamlandığında semt sakinlerinin beklentileri semtte hayat bulacak.
İhracattaki ve iş güvenliğindeki başarılarını ödüllerle taçlandıran İzocam’a bir ödül de MTSO’dan geldi! Bu yıl da sanayinin dev şirketleri arasında yer alarak İSO 500 listesine giren İzocam, bu başarısıyla “Mersin’in Sanayi ve İhracat Yıldızları Ödül Töreni”nde ödüle layık görüldü.
Yalıtım sektörünün lider kuruluşu İzocam, ödüle doymuyor. İhracattaki ve iş güvenliğindeki başarılarını ödüllerle taçlandıran İzocam’a bir ödül de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’ndan (MTSO) geldi! Geçen yıllarda olduğu gibi 2022’de de sanayinin dev şirketleri arasında yer alarak İSO 500 listesine giren İzocam, bu başarısıyla “Mersin’in Sanayi ve İhracat Yıldızları Ödül Töreni”nde ödüle layık görüldü.
Mersin Valiliği’nin himayesinde ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) iş birliğinde düzenlenen “Mersin’in Sanayi ve İhracat Yıldızları Ödül Töreni” 3 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşti. Törende 2021 yılı verilerine göre İSO ilk 500, ikinci 500 ve TİM ilk 1000 listesinde yer alan Mersin firmalarına ödülleri verildi. İzocam adına, Tarsus Tesis Müdürü Mehmet Akarca’nın katıldığı törende İzocam’ın ödülü, İSO ilk 500 içinde 456’ncı sırada yer aldığı anons edilerek takdim edildi.
Sanayicilerin ihtiyaç ve beklentilerinin ele alınıp değerlendirildiği geceye Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Gülcan Kış, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol ve yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, Tarımsal Ürün İşleme ve İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TÜİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, Ticaret İl Müdürü Hüseyin Güçlü, Sanayi İl Müdürü Hasan Gül ile ödül alan sanayici ve ihracatçılar katıldı.
İzocam, Başarılarıyla Ödüle Doymuyor!
Türkiye’yi 57 yıl önce yalıtımla tanıştıran lider marka İzocam, her ihtiyaca uygun ürün ve çözümleri ile gerek yurt içinde gerekse yurtdışında dünya çapındaki önemli projelerin aranan markaları arasında yer alıyor. 2021 yılında cirosunu bir önceki yıla oranla neredeyse 2’ye katlayan İzocam, böylece bu yılki İSO 500 listesinde bir önceki yıla oranla 8 basamak daha yükselerek 456. sıraya yerleşti. Bu başarısıyla “Mersin’in Sanayi ve İhracat Yıldızları” arasında yer alan İzocam, bu ödülün yanı sıra, iş sağlığı ve güvenliğindeki başarıları ve ihracat hamleleriyle de ödülleri evine taşımayı sürdürdü.
“Güvenlik seninle başlar!” sloganıyla gerçekleştirdiği çevre, iş sağlığı ve güvenliği (EHS) çalışmalarını kurumsal işleyişinin ayrılmaz bir parçası haline getiren İzocam, geçtiğimiz günlerde bu alandaki başarılarını uluslararası arenada aldığı ödülle taçlandırdı! İzocam, her yıl Saint-Gobain tarafından organize edilerek uluslararası jürinin seçimleriyle takdim edilen Çevre İş Sağlığı ve Güvenliği Ödülleri (EHS Awards) çerçevesinde, “İş Güvenliği Kültürü Değişimi” (Safety Cultural Transformation) kategorisinde “Safety Diamond” ödülüne layık görüldü. İzocam’ın ödülü 27 Eylül tarihinde Saint-Gobain CEO’su Benoit Bazin tarafından Paris’te düzenlenen özel bir törenle takdim edildi.
Sağlıklı, güvenli ve tasarruflu yalıtım ürünleriyle ülkemizde olduğu gibi yurtdışındaki büyük projelerde de tercih edilen İzocam, cirosunun yüzde 20’sini ihracat gelirlerinden elde ediyor. İhracat çalışmalarını da ödüllerle taçlandıran İzocam, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (ISIB) tarafından firmaların ihracat performanslarına göre verilen “Başarılı İhracatçılar” ödülleri kapsamında; “En Çok İzolasyon Malzemesi İhracatı Yapan Firma” kategorisinde her yıl ödüle layık görülüyor.
Malatya’nın Arguvan ilçesinde yapılan Yoncalı Barajı’nda inşaat çalışmaları tamamlanarak su tutmaya hazır hale getirildi.
Yoncalı Barajı inşaatının tamamlanması hakkında açıklama yapan Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, şu bilgileri verdi:
“Malatya ilimiz için çok büyük önem arz eden Malatya Yoncalı Barajı inşaatı tamamlanarak su tutmaya hazır hale getirilmiştir.
Bununla birlikte Malatya Yoncalı Sulaması kapsamında yapımı devam eden 9.040 metre uzunluğundaki Yoncalı Sulaması İsale Tünelinde de çalışmaların devam ettiğinin altını çizen DSİ Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akca, ‘TBM ile tünel açmada 4.560 metre ilerleme sağlanmış olup işte fiziki gerçekleşme yüzde 65 seviyesindedir.’’
Artan enerji faturalarının getirdiği yüksek maliyet, marka ve AVM’leri harekete geçirdi. Markalar kendi bünyelerinde ‘enerji tasarruf ve takip birimi’ kurarken, 50 AVM kendi elektriğini üretmek için GES yatırımı yaptı. Alınacak tedbirlerle doğalgaz ve elektrik maliyetlerinde yüzde 40 tasarruf sağlanması hedefleniyor.
Son zamlarla birlikte enerjinin maliyetler içindeki payı 3’e katlanan ve birçok noktada kirayı yakalayan perakende noktaları ve AVM’ler, tasarruf için geniş kapsamlı tedbir paketleri uygulamaya başladı. Bu kapsamda markalar bünyelerinde yeni istihdam sağlayarak enerji tasarruf ve takip birimleri kurarken AVM’ler ise yenilenebilir enerji atağı başlattı. Satış noktalarında uygulanan tedbirler arasında cadde mağazalarının erken kapanması, gündüz 12:30’a kadar aydınlatmaların yarıya düşürülmesi, ısıtma, soğutma ve havalandırmanın 2 saat erkene alınması, aydınlatmaların tasarruflu ve fotoselli muadilleri ile değiştirilmesi, vitrinlerin güneş aldığı saatlerde ışıklandırılmaması gibi birçok uygulama hayata geçti, geçiyor. Birçok markada bu yolla yüzde 40’a varan tasarruf sağlanıyor. Öte yandan 6 AYD üyesi alışveriş merkezi GES yatırımı ile kendi enerjisini üretmeye başlarken planlama aşamasında olan çok daha fazla AVM olduğu bilgisi verildi. 1 yıl içinde 50 AVM’nin yenilenebilir enerji yatırımı ile kendi kendisini kendisinin üretmesi bekleniyor.
AB’de Tedarik Bizde Maliyet Sorun
Söz konusu önlemler, bu kış enerji maliyetinden çok tedariki ile ilgili sıkıntı yaşayacak olan Avrupa’da çok daha sert bir şekilde uygulansa da Türkiye’de tedarikten çok yüksek maliyetler nedeni ile öne çıkıyor. Bu kapsamda Birleşmiş Markalar Derneği de (BMD) geçtiğimiz günlerde bir anket çalışması yaparak üyelerin söz konusu tasarruf tedbirlerine yaklaşımlarını ölçtü. Geçen hafta yapılan üye toplantısında ise hayata geçirilecek tasarruf tedbirleri masaya yatırıldı. BMD Başkanı Sinan Öncel, “Öğlen 12:30’a kadar mağaza aydınlatmalarını yarıya düşürme konusunda üyelerimizin yaklaşımı nedir diye sorduk. Yüzde 90’ı ‘iyi olur’. Bir kısmı da ‘biz zaten yapıyoruz’ dedi. Bazı üyelerimiz uyguladıkları tasarruf tedbirlerini anlattı. Güneş olduğu günlerde vitrin ışıklarını kapatma, klimaları mağaza kapanmadan 1-2 saat önceden kapatma, sokak tabelalarının çok daha erken saatlerde kapanacak şekilde ayarlama gibi… 12:30’a kadar aydınlatmaların tasarrufl u bir şekilde düzenlenmesi konusunda zaten herkes hemfikir” diye konuştu. Enerji faturalarının korkunç düzeylere ulaştığına dikkat çeken BMD Başkanı Öncel, söz konusu giderin birçok noktada kiraya yaklaştığına dikkat çekerek toplam maliyetler içindeki payının da yüzde 7-8’lerden yüzde 30’lara kadar çıktığını belirtti. Öncel, bu nedenle de bu önlemlerin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Markalar ve AVM’ler Yine Karşı Karşıya
Enerji giderlerinde iki konuya dikkat çeken Sinan Öncel, “Birincisi biz kendi iç tedbirlerimizi artırıyoruz ama öte yandan çıkan AVM’lerde ortak giderlerden biri de enerji ve ağustos ayında değişen yönetmeliğe rağmen AVM’lerin uygulamalarıyla ilgili çok fazla şikayet alıyoruz üyelerimizden. Yüzde 90’ı şikayetçi. Düzenleme yapıldı ama hesap vermiyorlar, detay alamıyoruz. Mağaza elektriği ile ortak alan elektriği ayrılmaz bir parçadır” diye konuştu.
Gizia Yüzde 30 Tasarruf Sağladı
Söz konusu tasarrufları ilk uygulayan markalardan biri de BMD üyesi hazır giyim markası olan Gizia oldu. Marka, uygulanacak tasarruf tedbirleri ile ilgili bir liste hazırladı ve tüm mağazalarına gönderdi. Sürdürülebilirlik kapsamında da önem arz eden maddelerin hayata geçmesi sonucu Gizia, enerji giderlerinde yüzde 30 tasarruf sağladı. Markanın uyguladığı tedbirler arasında; uygun alanlarda sensörlü aydınlatma, enerji tasarrufuna dikkat uyarıları, elektrik harcayan elektroniklerin ayarlarının mevsimsel şartlara göre düzenlenmesi, güneş alan saatlerde aydınlatmanın minimum düzeyde tutulması gibi önlemler yer aldı.
Kiğılı da Özel Birim Oluşturdu
Yine bünyesinde enerji tasarrufu birimi oluşturan başka bir marka ise Kiğılı oldu. Kiğılı, mağazalarından depolarına ve tedarikçilerine kadar enerji verimliliği ve sürdürülebilirliğine yönelik önemli uygulamalar hayata geçirdi. Kiğılı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hilal Suerdem, “Marka olarak bir komisyon kurduk ve komisyon içinde enerji giderlerini nereden takip edebilir ve nasıl tedbirler oluşturabiliriz diye çalışmalar yaptık. Örneğin depolardaki aydınlatmalar sensörlü oldu. Elektrikleri her yerde sensörlü yaptık. Vitrin aydınlatmalarını projektörlerden ledlere çevirdik. Merkezimize ısıtmadaki 22 dereceyi 21 dereceye düşürdük. Hatta ürünlerin imalatında bile ütü kullanımına kadar birçok alanda maliyeti aşağı çekecek tedbirler uyguluyoruz. Bunların 2-3 ay içinde bize tasarruf olarak döneceğini düşünüyoruz. Bu kapsamda yüzde 25 tasarruf öngörüyoruz” dedi. Başka bir erkek giyim markası olan Avva’nın Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Atik de son dönemde artan enerji maliyetlerini yönetmek için çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Atik, “Ancak bunları yaparken tüketicinin alışveriş konforunu etkileyecek önlemlerden kaçınıyoruz. Aydınlatma elemanlarını, armatürleri daha tasarruflu muadilleri ile değiştiriyoruz” dedi.
50 AVM 1 Yıl İçinde GES İle Kendi Enerjisini Üretir Duruma Gelecek
Enerji verimliliği AVM’lerin de en önemli gündem maddesi. Bu konuda yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi veren Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları (AYD) Başkanı Hüseyin Altaş, “enerji verimliliği ve sürdürülebilirliği ile ilgili bir komisyon kurduk. Çalışmaya başladı. Aydınlatmaların daha az tüketim daha fazla verim olacak şekilde düzenliyoruz. İkincisi de tükettiğimiz enerjiyi güneşten elde etmek. Bu konuda son dönemde üyelerimizce çok sayıda GES yatırımı yapıldı. Bu yatırımlar da devam ediyor. Birlikte hareket ediyoruz. Firmalara yardımcı oluyoruz. Şu ana kadar 6 AVM, GES’e geçti ama önümüzdeki 1 yıl içinde 50 AVM, GES yatırımı ile kendi elektriğini kendisi üretecek hale gelecek” dedi. Ortak alan giderleri konusunda BMD üyelerinin şikâyeti konusunda ise Altaş, “Markalar her şey bir anda hallolsun istiyorlar. Bu yönetmeliğin oturması zaman alacak bir şey. Yönetmelik geçmiş dönem sözleşmelerini kapsamıyor. Perakendeci bu nedenle şikâyette bulunuyor ama geldiğinde de resmi cevabını alıyor” açıklamasında bulundu.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), tüm ihalelerin Resmi Gazete’de yayınlandığına dikkat çekerek vatandaşları sahte ihalelere inanmamaları konusunda uyardı.
Son dönemde artan ihale dolandırıcılığına karşın uyarı yazısı yayımlayan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), şu açıklamaları vatandaşlarla paylaştı:
4046 sayılı Kanun kapsamında özelleştirme programına alınan varlıklara ilişkin özelleştirme uygulamaları İdaremizce yürütülmektedir. Tüm özelleştirme işlemleri Resmi Gazete ve basın organlarında ilan edilen kamuoyuna açık surette yapılan ihaleler yoluyla gerçekleştirilmektedir. Yapılan ihaleler neticesinde alınan nihai devirlere ilişkin tüm Cumhurbaşkanı ve ÖİB kararları da yine Resmi Gazetede yayınlanmaktadır. Söz konusu süreçlere ilişkin tüm aşamalar bilahare İdaremizin internet sitesinden şeffaf bir şekilde duyurulmaktadır.
Son yıllarda, İdaremizde görevli olmayan şahıslar tarafından dolandırıcılık amacıyla İdaremiz personelinin adı kullanılarak sahte ihale evrakı ve satış kararları düzenlendiği görülmekte ve bu kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaktadır.
Vatandaşlarımızın, İdaremizle bağlantılı olduklarını, kendilerine vekâlet verilmesi halinde ihale işlemlerini takip ederek kısa sürede sonuçlandırabileceklerini veya satın almak istedikleri varlıkları ihaleye katılmaksızın uygun bir fiyatla satın almalarını sağlayabileceklerini ileri süren şahısların beyanlarına itibar etmemeleri gerekmektedir. Bu gibi şüpheli durumlar hakkında gerekli incelemelerin yapılması ve adli makamlara intikal ettirilmesi amacıyla İdaremize bilgi verilmesi önem arz etmektedir.
Olivia Group ile Huasheng Electric Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Peker, inşaat sektöründe pek çok teknolojik inovasyonlar bulunduğunu söyledi.
Hangi sektör olursa olsun yenilikleri yakından takip etmenin değerli olduğunu belirten Tolga Peker, konuyla ilgili açıklamalarını genel olarak şu sözlerle sürdürdü: “Bir sektörde teknoloji ne kadar etkili kullanılırsa o sektörün gelişmesi çok daha kolay olur. Bilindiği üzere teknoloji hızlı bir gelişme süreci içinde. Dolayısıyla yenilikçi teknolojileri inşaat sektöründe kullanmak, başarılı çalışmaları mümkün kılacaktır. Bu nedenle sektörde yer alan firmalar, yenilikleri yakından takip etmeli, bu yenilikleri çalışmalarında kullanmalı. Ancak bu şekilde sektörün gelişimi olanaklı hale gelir.”
Gelişen Teknolojiye Ayak Uydurmak Yenilikçi Çalışmaları Mümkün Kılıyor
İnşaat sektöründe sanal gerçeklik, modüler inşaat, kendini iyileştirilebilen beton gibi yeniliklerin önemli bir konumda bulunduğunun altını çizen Tolga Peker, konuyla ilgili açıklamalarını şu sözlerle noktaladı: “Yapıların inşasında kullanılan her bir teknoloji, çok daha yenilikçi ve sağlam yapıların oluşmasını sağlayacaktır. Örneğin kendini iyileştirebilen beton, yapıların sağlamlığını arttırıyor. Beton içinde meydana gelen sorunlar büyük bir probleme yol açmadan beton kendisini iyileştirmeye başlıyor. Bunun yanı sıra arttırılmış gerçeklik ile kullanıcı dostu yapılar inşa edilebiliyor. Bu tür teknolojileri kullanmak, inovatif çalışmalar içinde olmak anlamına geliyor. Bu nedenle sektörde yer alan ve çalışmalarda bulunan firmaların belirtilen teknolojileri incelemesi ve bu teknolojilerle entegre bir çalışma içinde olması oldukça değerli.”
Avrasya Uluslararası İnşaat, Kartal’da inşa edilecek bin 200 konutluk karma projesi Sunset Kartal’ın temel atma hazırlıklarına başladı.
Sunset Kartal Konutları’nı yaklaşık 2 milyar liralık yatırımla hayata geçireceklerini ifade eden Avrasya Uluslararası İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sesli, “İnşaat alanını 200 bin metrekareye çıkardık. Sektörde arz açığının olduğu bir dönemde bu denli büyük bir projeyebaşlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Kartal Kentsel Dönüşüm Alanı ile ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerinin bilgisini paylaşan Sesli, kentsel dönüşüm bölgesindeki yasal imar haklarına ilişkin çalışmaların sonuçlanmasının ardından Sunset Kartal Konutları’nın temelini atacaklarını açıkladı.
Gayrimenkul sektöründe ayrıcalık oluşturabilecek projeler tasarlayıp hayata geçirdiklerini söyleyen Sesli, “Sunset Kartal Konutları’nın tasarımını Türkiye’nin en iyi mimari ofislerinden birisi yapıyor. Akıllı şehircilik felsefesiyle sürdürülebilir yaşamı merkeze koyan Sunset Kartal Konutları, alternatif kaynaklarla kendi enerjisini üretebilen, enerjisini verimli kullanan, doğal ışıktan maksimum düzeyde yararlanan, yeşil alan yoğunluğuna sahip, atıklarını geri dönüştürebilen bir mimariye sahip olacak” dedi.
İnşaat sektöründe 20 yılı aşkın deneyime sahip Avrasya Uluslararası İnşaat, teknik hazırlıklarıbitmek üzere olan yeni karma projesi Sunset Kartal Konutları’nda geri sayıma başladı. İstanbul Anadolu Yakası’nın en güzide lokasyonlarından birisi olan Kartal sahil bandında yükselecek olan projede bin 200 konut ile birlikte ticari üniteler ve butik bir alışveriş merkezi yer alıyor. Sunset Kartal Konutları için global müteahhitlik firmalarıyla ve en elit mimarlık ofisleriyle iş birliği yaptıklarını söyleyen Ali Sesli, İstanbul’a ileri teknolojiyle modern mimariyi bütünleştiren akıllı, sürdürülebilir ve çevreci bir yaşam alanı kazandıracaklarını açıkladı. Sunset Kartal’ın akıllı şehircilik konseptiyle tasarlandığını ifade eden Sesli, temelden başlayarak projenin her her aşamasında sürdürülebilirliğe odaklandıklarını söyledi.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2022 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı.
Faaliyet Endeksi, ağustosta yukarı yönlü bir hareketin sonrasında eylülde yeniden eşik değerin altına gerileyerek istikrarsız bir hareket gösterirken Birleşik Beton Endeksi, beklentideki yükselişe rağmen faaliyetteki azalmanın etkisi ile geçen ay ile aynı düzeyde kaldı.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.
THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2022 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, Faaliyet Endeksi ağustosta yukarı yönlü bir hareketin sonrasında eylülde yeniden eşik değerin altına gerilemiştir ve istikrarsız bir hareket göstermektedir. Eylül ayında, geçen ay olduğu gibi beklenti ve güven endeksleri eşik değerin altında kalmıştır. Beklenti Endeksi ağustos ayındaki dip noktadan yükselişe geçmiş ancak eşik değeri aşamamıştır. Birleşik Beton Endeksi, beklentideki yükselişe rağmen faaliyetteki azalmanın etkisi ile geçen ay ile aynı düzeyde kalmıştır.
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “İnşaat faaliyetleri ağustosta yukarı yönlü bir hareketin sonrasında eylülde yeniden eşik değerin altına gerilemiştir ve istikrarsız bir hareket göstermektedir.” dedi.
Önceki yılın aynı ayına göre endeks değerlerindeki değişim oranlarını değerlendiren Yavuz Işık, “Her 4 endeks de geçen yılın aynı dönemine kıyasla gerilemiş görünmektedir. Özellikle faaliyetteki gerileme daha yüksek durumdadır. Beklenti ve güvenin de geçen yıla kıyasla düşük kalması, hem mevcut durumda hem de önümüzdeki dönem için inşaat sektöründe canlanmanın beklenmediğini göstermektedir. Yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi içerisindeki sektörlerden en fazla daralan inşaat sektörü, son çeyreğe de yavaşlayarak girmiş görünmektedir. İstikrarsız bir faaliyet düzeyi ile birlikte beklentinin ve güvenin de düşük seviyede kalması, inşaat sektörünün gerçek potansiyelinden hâlen uzak olduğunu ortaya koymaktadır.” dedi.
Isparta Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa edilen tam donanımlı hayvan hastanesinde sona yaklaşıldı.
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in talimatıyla 23 bin metrekare alana sahip olan barınak, daha modern bir hale getirilirken 15 bin metre ilave alan ile toplam 38 bin metrekareye çıkarıldı.
Hayvan hastanesi eksikliği nedeniyle yapılması planlanan barınak, 2 ameliyathane, yoğun bakım ünitesi, röntgen odası ve muayene odaları barındırıyor. Kaba inşaatı tamamlanan hayvan hastanesinde, kaplama, mantolama ve dış cephe sıva ile iç kısımda elektrik tesisatları döşeme çalışmaları devam ediyor.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Başkanı Ömer Bulut, sosyal konut projesi başvurusu yapan 7 milyon kişiden 4,7 milyon kişinin şartları sağladığını açıkladı.
Proje hakkında detaylardan bahseden Ömer Bulut, “İlk etapta kuralar 250 bin konut için çekilecek. Şu an sahada fiilen konut yapımı devam ediyor. Bugün bile yapılan ihale var. 20 yüklenicinin katıldığı ihale yapıldı. Yapımı devam eden inşaat sayısı 130 bin.” ifadelerini kullandı.
Proje kapsamı içerisinde yer alan arsaların yüzde 40’nın merkezlerde, yüzde 60’nın da ilçelerde olacağını belirten Ömer Bulut, “Tahsis edilecek arsaların 400 bini merkezlerden, 600 bini ilçelerde olacak. Böylece, 250 bin sosyal konuta ilave olarak 1 milyon insana da konutunun nasıl olacağına dair bir netlik kazandırmış olunuyor” şeklinde açıklamalar da bulundu.
TOKİ Sosyal Konut Projesi kapsamında yer alan1 milyon arsa için bugüne kadar 134 bin 780 başvuru yapıldı. Bulut açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
“Arsa ve işyeri için de süreç devam ediyor. Vatandaşlar öncelikle konuta yöneldi. Daha önce netlik yoktu. Konuta baş vuran arsaya da başvuracak ancak kura sonunda eğer ikisi de çıkarsa birini tercih edecek”
Arsada ödemeler 10 yıla yayılarak alınacak ve taksitler her ay sabit olacak diyen Bulut vatandaşların sorularına yanıt verdi. Bulut açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Konutlara güncelleme yapılacak ve bu memur maaş artışlarına paralel olacak. Ancak son üç yılda sözleşmelerdeki artış oranları uygulanmadı, artışlar yüzde 25 olarak uygulandı” dedi. Bulut işyeri için de bugüne kadar 28 bin 499 başvuru yapıldığını söyledi. İşyerinin konut gibi olmadığını tahsislerin aksın kaydığı alanlarda, iş yapılabilecek alanlarda tahsis edileceğini ifade etti.
Kablo sanayisinin başarılı yerli üreticilerinden Başoğlu Kablo, Light+Building Frankfurt Fuarı’nda aydınlatma sektörü için ürettiği kablo ve profiller ile Avrupa pazarının beğenisini topladı.
Uluslararası katılımcılara ev sahipliği yapan aydınlatma ve yapı endüstrisi fuarı Light+Building Frankfurt 2-6 Ekim 2022 tarihlerinde Almanya’da düzenlendi. Fuar, bina hizmetleri teknolojisi ve elektrik mühendisliği alanında dünyanın önde gelen ticaret devlerinin katılımlarına ev sahipliği yaptı. 2000 yılından beri her iki yılda bir düzenlenen Light+Building Frankfurt dünyanın her yerinden mimarlar, elektrik mühendisleri, teknisyenler, planlamacılar ve perakendeciler için bu sene de büyük bir değer yarattı. Türk kablo sanayisinin en önemli üreticilerinden biri olan firma, aydınlatma sektörü için ürettiği kablo ve profiller ile ülkemizi temsil etti.
Başoğlu Kablo Avrupa Pazarının Yoğun İlgisini Gördü
Fuarın ilk 2 gününün Almanya resmi tatiline denk gelmesine rağmen fuar boyunca yoğun ilgi gören Başoğlu Kablo standı, sektörel paydaşlarının ve mevcut iş birlikçilerinin yanı sıra birçok yeni firmayı da ağırladı. Fuar teması kapsamında aydınlatma sektörü için ürettiği kablo ve profilleri yeni ziyaretçilerine sunan Başoğlu Kablo, Dünya’nın dört bir yanından gelen katılımcıların yoğun ilgisini gördü. Ağırlıklı olarak Avrupa pazarının ilgi ve beğenisini kazanan Başoğlu Kablo, Light+Building Frankfurt Fuarı’nda Avrupa menşeili birçok firma ile yeni dostluklar ve potansiyel iş ilişkileri kurdu.
Hayatın ve geleceğin enerjisini taşımayı kendine misyon edinen Başoğlu Kablo, kurulduğu günden günümüze kadar İngiltere, Fransa, Almanya, Çin gibionlarca ülkeye yaptığı ihracat ile uluslararası anlamda bilinirliği yakalayan Türk kablo sanayicilerinden biri olarak bu yıl da Light+Building Frankfurt Fuarı’nda Türkiye’yi başarıyla temsil etti.
Nexonya İnşaat’ın Ümraniye Dudullu’da hayata geçirdiği Element projesinde ikinci etaba geçildi. Element 1, Element 2 ve Element 3 olarak üç etap halinde yükselecek konut projesinde ikinci etabın temelleri atıldı.
İnşaat çalışmalarının hızla sürdüğü Nexonya Element 1-2 ve 3’te projeler toplam 12 dönüm arsa üzerine inşa ediliyor. Element 1 toplamda 4 bin 289 metrekare, Element 2 ise toplam olarak 3 bin 915,34 metrekare arsa üzerinde hayata geçiyor.
Element 2 projesi 10 bin 820 metrekare inşaat alanına sahip proje; 1+1, 2+1 ve 3+1 daire tiplerinden oluşuyor. 15 ve 9 katlı 2 blok halinde tasarlanan Element 2 projesinde 37 adet 1+1, 41 adet 2+1, 14 adet 3+1 olmak üzere toplam 92 adet daire bulunuyor.
Element 1’de Tapu Teslimleri Başladı
Toplam Arsa Alanı: 4 bin 289 metrekare, toplam kapalı inşaat alanı ise 10 bin 902 metrekare olan Nexonya Element 1’de 3 bin 521 metrekare peyzaj alanı yer alıyor. Kullanıcılarının her yönüyle kalbini fethedecek proje merkezi konumuyla Dudullu’da yer alıyor. Proje, 2 Blok üzerine 9’ar kat ve 72 daireden oluşuyor. 2+1 ve 3+1 daire seçeneklerinin sunulduğu projede, her daireye 1 araç ve açık misafir otoparkı imkanı da sunuluyor. Nexonya, ev sahibi olmak isteyen kullanıcılarını bekliyor. Tapu teslimlerinin başladığı projede, erken teslim avantajı da devam ediyor. Mart 2023’te teslimatların yapılması planlanan Element 1‘de, inşaat çalışmaları hızla devam ettiğinden konutların ilk teslimatlarının öne çekilerek Aralık 2022’de başlaması bekleniyor.
Nexonya Element 2, Hayata Açılan Kapınız Olacak…
Temelleri atılan Element 2, yüksek deprem güvenliğine sahip ve son teknoloji ile hayata geçirilirken, kullanıcılarına bir evden daha fazlasını sunuyor. Projenin sosyal donatıları arasında havuz, çocuk parkı, kamelya, basketbol sahası, teras park dinlenme alanı, hobi odasının yanı sıra projede 7/24 güvenliği sağlayan kapalı devre kamera sistemi yer alıyor. Ayrıca her daire için kapalı otoparktan çift asansörle daireye çıkış imkânı da sunuluyor.
Modern mimarinin ve estetiğin kaliteli birlikteliği ile yükselen Nexonya Element’de teslimatlar Aralık 2023’de başlayacak. Ön talep sürecinin devam ettiği konut satışlarında kullanıcı dostu yaklaşım sergileyen Nexonya, ev sahibi olmak isteyenler için ön talep döneminde yüzde 50 peşin, yüzde 50 ise teslimatta ödeme imkânı da sunuyor.
Yaklaşık 40 yıl ve 2 kuşaktır Bursa-İstanbul hattında aydınlatma sektörünün öncülerinden biri olmaya devam eden Elmastaş Avize, dekorasyoncular tarafından geliştirilen ürünlerin imalatını yapıyor.
Bursa ve İstanbul’un aranan aydınlatma firmalarından Elmastaş Avize, avize imalatının yanı sıra aydınlatmaya dair her türlü ekipman tedariğini de sağlıyor.
Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki ofisini atölye-mağaza konseptiyle birleştiren firma, neo-klasik ve art-deco tarzı aydınlatma ürünlerini müşterilerine sunuyor. Ayrıca firma, üretim parkurunda yer alan makineleşme çalışmalarının yanı sıra bilgisayar destekli çizimlere de geniş yer veriyor.
Önümüzdeki dönemde tasarımcı ve mimar müşteri sayısını artırarak hizmetlerini geniş kitlelere yaymayı hedefleyen firma, üretim tesisini dış kaynak desteğinden sıyırarak tamamen entegre bir yapı alanı oluşturmayı planlıyor.
Çalıştığı belediyelerden birine 6 aşamalı büyük bir proje teslim etmeye hazırlanan firma, birçok kez kendini kanıtlayan değerli markaların tercihi haline geldi. Yaptığı büyük işlerle gündemde yer alan firma; Sheraton Otel, Karacabey Ramada Otel, Bursa Sınav Koleji, FSM Diş Hastanesi, Bursa Bahçelievler Cami, Bursa Ali Üsküdar Cami gibi önemli referanslara sahip.
Kaliteli ve uygun tasarımlarıyla müşterilerinin değerini kazanan firma, gününde teslim projeleriyle herkesin güvenini kazanmayı da başarıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, konaklama vergisinin uygulamaya hazır olduğunu belirtti. Uygulama, 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girecek.
2023 yılının ilk gününde uygulamaya alınacak olan konaklama vergisinin taslağı ise şu şekilde;
Konaklama vergisi Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, termal tesis, misafirhane, yayla evi gibi tesislerden alınacak.
Konaklama tesislerinde geceleme hizmetinden bağımsız olarak sunulan sünnet, düğün, kokteyl, toplantı, kongre, sempozyum ve benzeri organizasyon hizmetleri verginin kapsamında olmayacak.
Bu organizasyon hizmetlerinin konaklamayı içerecek şekilde sunulması halinde, düzenlenen faturada organizasyon hizmetinin mahiyeti ve tutarının açıkça gösterilmesi veya bu hizmet için ayrıca fatura düzenlenmesi halinde bu hizmetler üzerinden konaklama vergisi hesaplanmayacak. Vergi, sadece konaklama hizmetleri üzerinden alınacak.
Konaklama vergisine ilişkin yasal düzenleme 2019 yılında çıkarıldı ancak uygulaması yapılan değişiklikle ertelendi.
2021 yılındaki 7338 sayılı yasaya göre konaklama vergisi 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek.
Gelir İdaresi Başkanlığı da verginin uygulamasına açıklık getirdi.
Tebliğ taslağına göre geceleme hizmeti alan kişinin gecelemeyi tamamlamaksızın tesisten ayrılması vergilendirmeyi etkileyemeyecek.
Kampinglerde, konaklayanların geceleme ihtiyaçlarını kendi imkânlarıyla karşılayıp karşılamaması veya gecelemenin, işletmeye ait olsun olmasın çadır, çadır-araba, çekme karavan, motokaravan, bungalov gibi ünitelerde yapılması, hizmetin geceleme hizmeti mahiyetini etkilemeyecek.
Konaklama tesislerinde geceleme hizmetiyle birlikte satılan konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler konaklama vergisine tabi olacak.
Konaklama tesisi bünyesinde sunulan yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi tüm hizmetler konaklama vergisine tabi tutulacak.
Bu çerçevede, oda+kahvaltı, yarım pansiyon, tam pansiyon, her şey dahil, ultra her şey dahil ve benzeri adlar altında pazarlanan veya satılan tesis bünyesinde geceleme hizmetinin yanı sıra konsept kapsamında verilen tüm hizmetler verginin konusuna girecek.
Örneğin bir pansiyonda oda+kahvaltı konaklama seçeneğinde yer alan kahvaltı hizmeti, düzenlenen konaklama faturasında ayrıca gösterilse ya da bu hizmet için ayrıca fatura düzenlense dahi, geceleme hizmetiyle birlikte pazarlandığı veya satıldığı için tesis bünyesinde sunulan söz konusu hizmet konaklama vergisine tabi olacak.
Ancak termal otelin bünyesinde bulunan SPA ve yüzme havuzu alanlarında, otelde konaklamayanlara günübirlik hizmet verilmesi halinde bu hizmet konaklama vergisine tabi olmayacak.
GYODER, Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2022 2. Çeyrek Raporu’nu yayımladı.
GYODER tarafından hazırlanan rapora göre; 2022 yılı 2. çeyrek konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40,2 oranında artış göstererek 406 bin 335 adete ulaştı. Bu veri ile ikinci çeyrek konut satışları veri tabanındaki en yüksek seviyeye geldi. Toplam satışlar arasından birinci el satışlarını aldığı pay ise yüzde 28,1 ile en düşük seviyesini gördü. İkinci el konut satışları yüzde 71,9 oranında pay aldı.
Konut fiyatlarında ise Mayıs ayı verilerinde bugüne kadarki en yüksek artış oranları görülerek konut fiyat endeksinin yıllık değişimi yüzde 151,4, yeni konut fiyat endeksinin yıllık değişimi yüzde 145,5 olarak gerçekleşti. Konut üretimindeki yavaşlama, enflasyonist etkiler ile konut talebinde görülen süreklilik konut fiyatlarını olumlu yönde etkilemeye devam etti. Bu sonuçlarla konut fiyatları 13 ay art arda artış göstermiş ve Mayıs ayı itibarıyla reel olarak konut fiyatlarının getirisi yüzde 44,9’a, yeni konutlarda ise yüzde 41,5’e yükselerek en yüksek seviyelerine ulaştı. Türkiye genelinde konut birim fiyatları ise 11 bin 945 TL/m² olarak gerçekleşmiştir. Üç büyük ilden İstanbul’da konut birim fiyatları 19 bin 615 TL/m² ile 20 bin TL/m²’ye yaklaşırken İzmir’de 13 bin 797 TL/m², Ankara’da 8 bin 421 TL/m² oldu.
Yabancılara yapılan satışlar bir önceki çeyreğe göre yüzde 46,7 oranında, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 98,4 oranında artış gösterirken, ikinci çeyrekte yabancılara toplam 21 bin 039 adet konut satışı gerçekleştirildi. Böylelikle, yabancıların toplam satışlar içerisindeki payı geçen yılın aynı dönemindeki yüzde 3,7’den yüzde 5,2’ye yükseldi. İkinci çeyrekte yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırada yüzde 42,4 pay ile İstanbul, ikinci sırada yüzde 30,4 pay ile Antalya bulunuyor. Ülke uyruklarına göre en yüksek alım birinci çeyrekte İran vatandaşları tarafından yapılırken, ikinci çeyrekte ise yüzde 20,3oranı ile Rusya Federasyonu vatandaşları tarafından yapıldı.
Yabancıya Satış Yüzde 72,20 Arttı
Yabancılara yapılan konut satışları; 2022 yılı 2. çeyreği sonu itibariyle ilk 6 aylık periyotta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72,20’lik büyüme ile 35 bin 383 adet seviyesinde gerçekleşti. 2022 yılı 2. çeyreği sonunda, yabancıların gayrimenkul yatırımlarında en çok tercih ettiği il İstanbul oldu. Yabancıların 2021 ve 2022 yılı tüm gayrimenkul çeşitleri bazında Türkiye’de yaptıkları yatırımlar incelendiğinde, 2022 yılı 2. çeyreği sonunda 2021 yılı aynı dönemine göre toplam taşınmaz adedi bazında yüzde 68,1 artış görülmektedir. 2022 yılı 2. çeyrekte yabancıların edindiği gayrimenkullerin yüzde 29,3’ünün ise “Vatandaşlık” işlemine konu olduğu görülmektedir. Yabancıların tüm gayrimenkul çeşitleri bazında Türkiye’de yaptıkları yatırımları incelendiğinde; 2022 yılı 2. çeyreği sonunda 2021 yılı aynı döneminden farklı olarak Ukrayna ve Kuveyt’in Türkiye’yi tercih eden ilk 10 ülke arasında yer aldığı görülüyor. Rusya Federasyonu, İran ve Irak ise sırasıyla ilk üçü paylaşmaya devam ediyor.
Ekim ayı divan kurulu toplantısında konuşan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, kulüp bünyesindeki gayrimenkullerin yabancılara satılacağından bahsetti.
Mecidiyeköy’deki kulüp binasını rezidans haline getirip değerlendirmek istediklerini belirten Dursun Özbek, şu açıklamaları yaptı:
“Seçimden önce, Galatasaray Adası’nın tekrar üyelerin hizmetini açılmasını vaat etmiştik. Yoğun bir çalışma neticesinde, 26 gün gibi bir sürede adayı sizin hizmetine sunduk. Tamamını yapamadık. Bazı kısımlarını ikinci kademe olarak inşa etmeyi planladık. O bölümlerin de yakında faaliyete geçeceğini bilmenizi istiyorum. Ada konusunda çok hassasız. Galatasaray’a yakışan bir şekilde hizmete girmesi için arkadaşlarımızla çalışıyoruz.
Mecidiyeköy’deki kulüp binasını rezidans haline getirerek değerlendirmek istiyoruz. Gereken temaslar yapıldı, proje değişikliğine gidildi. Yeni yapılan projede 180 tane 1+1 ve 2+1 şeklinde daire yapıyoruz. Bir rezidans işletmesi şeklinde olacak. Ayrıca 5 tane ticari dükkanımız var. Satış ofisi önümüzdeki hafta hizmete girecek. Yabancılara satış söz konusu. Yeni yasal düzenleme çerçevesinde 400 bin dolarlık gayrimenkul sahibi olan yabancılara vatandaşlık vermesine bağlı olarak, binamızın konumu itibariyle merkezde olması bu manadaki talepler için cazibe merkezi şeklindedir. Bunu değerlendireceğiz. Orası Galatasaray’ın malı. Oranını ekonomik değerini yükseltmek için bir proje geliştirdik. Bütün Galatasaraylılara çağrı yapıyorum, lütfen gelin oradan bir parça alın.
Galatasaray’ın tüm gayrimenkullerini mevcut şeklinde satması halinde kulübün borcunu kapatamayacak. Bu gayrimenkuller zamanında alınmış, bunların geliştirilmesine ihtiyaç var. Benim ve arkadaşlarımın yaptığı en önemli husus budur. Mecidiyeköy’deki gayrimenkulün satılmasıyla masraflar çıktıktan sonra 1 milyar liranın üzerinde bir fon kalacak. Türkiye Bankalar Birliği ile yapılan anlaşmaya göre bunun yüzde 50’si Galatasaray’ın borçlarından mahsup edilmek üzere onlara verilmesi lazım. Yaptığımız görüşmede, ‘Bu payınızı bugün almayın. Bize 6-8 ay müsade edin. Biz burayı daha yüksek bir seviyeye getirmenin bir çaresine bakacağız.’ dedik. Çeşitli finansal enstrümanlar var, sermaye artışı, fonlarda kullanmak gibi… Kısa sürede 1 milyarlık fonun, 1 milyar 600 milyon seviyesine yükselmesi söz konusu. Bu durumda 800 milyon lira alabileceklerini söyledik. Kabul ettiler. Mecidiyeköy’deki binamızın süratli satışı, bu finansal projeyi gerçekleştirmemize büyük destek verecektir. Bu sayede ilk aşamada Bankalar Birliği’ne olan 2 milyar 200 milyon ana para borcumuz 1 milyar 400 milyona inecektir. Bu da süreç içerisinde ödeyeceğimiz faiz miktarının düşmesi demektir.
Florya’daki geliştirme projesine bağlı olarak, oradaki tesisleri Kemerburgaz’a taşımak istiyoruz. Metin Oktay Tesisleri olarak adını şimdiden koyduk. İki fazda yapmayı düşünüyoruz. Birinci fazda A takımının Florya’daki yerleşkesini Kemerburgaz’a taşıyoruz. Bunu yapmak için hazırlıklarımız ve projelerimiz hazır. Sahaya şimdi makinalarımız, kamyonlarımız indi. Finansal yapı nedeniyle iki faz olarak yapmayı planlıyoruz. Modern bir tesis yapıyoruz. Bunun seneler evvel önce yapılması gerektiğini düşünüyorum. 40 sene önce yapılmış Florya Metin Oktay Tesisleri artık çağdışı kalmıştır.
Florya’daki araziyi de geliştirmeye çalışıyoruz. Yeşil alan niteliğinde olan arsanın imara açılmış ve bunun Galatasaray’ın kullanımda olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada inşaata başlamak için gerekli olan ilk paranın, Mecidiyeköy’deki gayrimenkulün satışından gelecek finansmanla yapılacaktır. Evet, hepsine yetmez. Projeyi başlattıktan sonra satış imkanı da doğmaktadır.
Birinci hedefimiz Galatasaray’ın mali bağımsızlığına kavuşması. Geliştirdiğimiz projelerle Galatasaray’ı bu sarmaldan, günde 1.2 milyon lira faiz ödemekten çıkarmak istiyoruz. Bu hedefe ulaşmamız için bize yardım edin. Sportif faaliyetlerde de çok başarılı bir çizgi yakaladık. Futbolda, basketbolda, voleybol ve diğer amatör sporlarda… Galatasaray’ın misyonu olan spordaki faaliyetlerinin hiçbirisinden vazgeçmeden, Galatasaray’ı sürdürülebilir sportif faaliyetleri yakalaması için her şeyi yapıyoruz. Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmayı hedefliyoruz.’’
Türk Serbest Mimarlar Derneği (TürkSMD) tarafından iki yılda bir verilen Mimarlık Ödülleri’nin 15. dönem sahipleri belli oldu. 8 Ekim’de Ankara’da düzenlenen ödül töreninde pRchitect İletişim Kurucusu, Mimar ve Gazeteci Yasemin Şener “Basın Yayın Ödülü”ne layık görüldü.
Türk Serbest Mimarlar Derneği (TürkSMD) tarafından bu yıl 15. kez takdim edilen 2021–2022 Dönemi Mimarlık Ödülleri’nin kazananları açıklandı. 8 Ekim’de Ankara’da düzenlenen ödül töreninde Büyük Ödül, Basın-Yayın Ödülü, Mimarlığa Katkı Ödülü, Yapı Ödülü ve Jüri Özel Ödülü kategorilerinde 5 dalda ödül sahiplerini buldu.
pRchitect iletişim kurucusu, Mimar ve Gazeteci Yasemin Şener, jüri heyetinin belirttiği gibi “ülkemizde gerçekleştirilen mimari projelerin geniş kitlelere tanıtılmasına, yapı sektörü oyuncularının birbirleriyle sinerji yaratmasına olanak sağlayacak girişimlerini tarafsız, vizyoner ve son derece profesyonel şekilde yöneterek mimarlık mesleği için verdiği hizmetlerden dolayı” TürkSMD 15. Mimarlık Ödülleri Jüri Heyeti tarafından Basın Yayın Ödülü’ne layık bulundu.
2021–2022 Dönemi TürkSMD 15. Mimarlık Ödülleri’nin Enis Öncüoğlu (Jüri Başkanı), Kerem Erginoğlu, Orçun Ersan, Tülin Hadi, Metin Kılıç, Özcan Uygur, Kerem Yazgan ve Tülin Çetin’den (yedek üye) oluşan Jüri Heyeti’nin raporu şu şekildeydi:
“Mimar, iletişimci ve yayıncı Yasemin Şener, dergilerin yazı işlerinde başladığı meslek hayatı boyunca tasarım, mimarlık ve yapı dünyasının iletişim alanına odaklanan farklı disiplinlerde başarılı işlere imza attı. 2012 yılında Türkiye’de mimarlık alanına odaklanan ilk iletişim ajansı olan pRchitect iletişim firmasını kurdu. 2017 yılında Türkiye’nin en köklü mimarlık dergisi Yapı’nın imtiyaz haklarını alarak, yaklaşık 50 yıldır yayınlanan bu önemli yayının, kesintisiz devam etmesini sağladı. Geçtiğimiz yıldan bu yana, Milliyet Gazetesi ile YAPI dergisinin ortak yayın projesi olan Milliyet Mimarlık Eki’ni de yayın hayatına kazandıran Şener, bu yayın aracılığıyla mimarlığın ulusal ölçekte daha fazla görünür ve tartışılır olmasına katkıda bulundu. Ülkemizde gerçekleştirilen mimari projelerin geniş kitlelere tanıtılmasına, yapı sektörü oyuncularının birbirleri ile sinerji yaratmasına olanak sağlayacak girişimlerini tarafsız, vizyoner ve son derece profesyonel şekilde yöneten Yasemin Şener, mimarlık mesleği için verdiği hizmetlerden dolayı Basın Yayın Ödülüne layık bulunmuştur.”
RE/MAX Global tarafından verilen ve ödüllerin en üst seviyesi olan “The Luminary Of Distinction” RE/MAX 7 Tepe Ofisi Brokerı Hasan Can’ın oldu. Bu ödülü RE/MAX Türkiye ve RE/MAX Avrupa’da alan ilk ve tek kişi olan Hasan Can, “20 yıl önce hayalini kurduğum ödülü almış olmanın mutluluğunu yaşıyorum” dedi
Dünyada en çok gayrimenkul satışı gerçekleştiren, 113 ülkede 7 bin franchise ofisi ve 130 binden fazla gayrimenkul danışmanı bulunan RE/MAX’ın uluslararası ödülleri sahiplerini buldu. RE/MAX Global tarafından verilen ve ödüllerin en üst seviyesi olan “The Luminary Of Distinction”, RE/MAX 7 Tepe Ofisi Brokerı Hasan Can’ın oldu. 20 yıl boyunca kesintisiz hizmet eden ve 20 milyon dolar hizmet bedeli kazananlara verilen “The Luminary Of Distinction” ödülünü RE/MAX Türkiye ve RE/MAX Avrupa’da alan ilk ve tek kişi Hasan Can oldu.
20 Yıllık Hayal Gerçek Oldu RE/MAX 7 Tepe Ofisi Brokerı Hasan Can, RE/MAX ödüllendirme sisteminin en üstünde olan “The Luminary Of Distinction” ödülünü aldığı için büyük bir gurur duyduğunu belirterek, “Mesleğe 20 yıl önce başladım. O zaman koyduğum ilk hedefim bu ödülü almaktı. Bu ödülü almış olmanın büyük mutluluğunu yaşıyorum” dedi.
Seçkin Acentelere Veriliyor 20 yılı aşkın süredir müşterilerine örnek bir şekilde hizmet etmiş, seçkin acentelere verilen “The Luminary Of Distinction” ödülü, tanınma ödülleri grubunda yüksek bir onur ödülü olarak görülüyor. Bu ödülü almaya hak kazanan gayrimenkul danışmanlarına, ücretsiz kalıcı R4 kaydı veriliyor. Ayrıca yıllık aidatlardan kalıcı olarak feragat ediliyor.
Diamond Club’ı 12 Yıldır Alan Tek İsim 2002 yılında kurulan 7 Tepe ofisi tüm Türkiye ve Avrupa’da hep ilklerin başaran ofis oldu. 20 yıllık kariyerine bir çok ödül sığdıran Hasan Can, Avrupa kıtasında Circle of Legends Award’ı kazanan ilk Gayrimenkul Danışmanı oldu. İlk Hall of Fame ve İlk Lifetime Achievement ödüllerinin yanı sıra Circle of Legends ödüllerini de alan Hasan Can, en büyük kulüp ödülü olan Diamond Club’ın son 12 yıldır aralıksız alan ilk ve tek üyesi olarak adını yazdırdı.
5 Kez Dünya Birincisi Oldu Hasan Can, sadece Türkiye’de değil tüm Avrupa kıtasında da bu başarıyı gösteren ilk kişi. Kariyerinin her yılını özel bir ödül, unvan ve çeşitli başarılarla taçlandıran Hasan Can, defalarca Konut ve Ticari Gayrimenkul alanlarında dünya çapında dereceler elde etti ve dünya birinciliğine ulaşmayı başardı. Hasan Can, 20 yıllık kariyeri boyunca, 5 kez Dünya birinciliği, 10 kez Avrupa birinciliği ve 20 kez üst üste Türkiye ciro birinciliğini kazandı. Bugüne kadar alınması en zor ödülleri almayı başaran Hasan Can, ödüllendirme sisteminde yeni ödül alacak kişiler yetiştirmek ve mentorluk yapmak için kendi isteğiyle ödüllendirme sisteminden çekildiğini açıkladı.
Bilecik’in Bozüyük ilçesi, 4 Eylül Mahallesi’nde inşa edilecek olan Metristepe Cami’sinin temeli düzenlenen törenle atıldı.
Cami inşaatı için düzenlenen temel atma törenine katılan Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, ‘’Belediyemize ait bu gördüğünüz yerde bir cami planlamak istedik. Şimdi bu camiyi planlarken de derneği kurduk, dernek başkanımız ve yönetim kurulu oluştu. Adını şekillendirirken hep şunu düşündük. Kurtuluş Savaşı’nda Yunanla ilk cephe hattında savaşan İnönü Savaşlarındaki askerlerimizin cephe hattındayız şu anda. Bu 4 Eylül Mahallesi uzanarak Akpınar’a Karağaç’a kadar giden Metristepe’ye çıkan bir cephe hattıdır. İnönü şehrinde değildir cephe hattı, cephe hattı burası. Belki şu anda bastığımız topraklarda şehitlerimizin kanı var, ruhları şad olsun. Onun için camimizin adını Kurtuluş Savaşındaki şehitlerimizin anısına Metristepe Camii koyalım dedik. Onun projelendirmesini yaparken de Selçuklu mimarisinin sekizgen çatılı ve iç hacmi olan çok güzel bir cami projesi oluşturduk. Alt katında eğimden dolayı kazandığımız bodrumunda birçok mekânlar var. Caminin geleceğinde derneğin gelir kaynağı olabilecek hacimler var. Caminin arazisi belediyemize aittir. Belediye olarak biz bunu ihale edipte camimizi yapabilirdik. O imkânımızda var. Ama camiler hepimizin paylaşım yapması uygun olan yerler. Onun için derneğimizle birlikte yapıyoruz. Ama biz son noktasına kadar caminin tümünü karşılayacak imkânı göze alarak yola çıktık. Metristepe Camimizin bugün temelini atıyoruz. Bugün burada 400 metreküp beton dökülecek. Donanımlı asansörü bile olan bir camimiz olacak inşallah. Bu ülkenin kurtuluşunda bize emanet ettikleri bu ülke için canlarını veren şehitlerimize, başta Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve onların ruhlarının şad olmasını dileyerek, minnetlerimizi tekrar sunuyoruz. Bu ülke uğruna şehit olan tüm şehitlerimizin hepsini rahmetle anıyoruz.” dedi.
Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Akdeniz Sahil Yolu’nda inşa edilen 3 tünel ve 1 viyadüğün bu yıl hizmete açılacağını bildirdi.
Akdeniz Sahil Yolu’nda yürütülen inşaat çalışmalarını inceleyen Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, projenin Türkiye için çok önemli olduğunu belirtti.
Proje kapsamında bugüne kadar toplam 196,5 kilometre bölünmüş yol yapıldığını vurgulayan Pehlivan, “Proje içerisinde 28 tünel var, bu tünellerin 16’sının inşaatı tamamlandı. 10 tünel vatandaşların hizmetine açıldı. Yine bu projede 16 viyadük var. 16 viyadüğün 5’i tamamlandı, 2’si hizmete açıldı. Bu yol tamamlandığında 264 kilometre olan yol 30-35 kilometre kısalmak suretiyle 228 kilometreye inecek. Bu da zamandan yaklaşık 2 saat avantaj ve tasarruf elde etmek anlamına geliyor. Tüneller duble şekilde açılıyor. Toplam uzunluğu 76 kilometre. Viyadüklerin uzunluğu da yine gidişli gelişli duble olarak düşündüğünüz zaman 10 kilometrenin üzerinde.” dedi.
Yolun tamamlanmasıyla turizmin daha da canlanacağını söyleyen Pehlivan, “Bu yıl itibarıyla 3 tünelimizi T6, T7 ve T8 tünellerimizi, bir viyadüğümüzü hizmete açıyoruz. Nükleer santralin olduğu Büyükeceli’deki viyadükte, malumunuz santralde 26 bin kişi çalışıyor. Orada viyadükle geçmek suretiyle altta da akıllı kavşak ve yol bağlantılarıyla orada müthiş rahatlık sağlıyor. 1-2 ay içerisinde orası da trafiğe açılacak. Bu 3 tünel ve bir viyadükte yolun standartlarının yükselmesine katkı sağlayacak.” açıklamasını yaptı.
Güç yönetimi şirketi Eaton, en güncel ürün ve teknolojilerini otomotiv sektörü kullanıcıları ile buluşturmak üzere 29 Eylül’de Bursa’da düzenlenen Otomotiv Zirvesi’ne katılım sağladı.
Tarihindeki en önemli dijital ve yapısal dönüşümlerinden birine sahne olan otomotiv endüstrisinin 29 Eylül 2022 tarihinde Bursa Hilton Otel’de bir araya geldiği etkinlikte, otomotivde dijital dönüşüm, otomotiv montaj hatlarının geleceği, makine emniyeti, üretim, bakım ve enerji verimliliğinde yenilikçi çözümler anlatıldı.
Bursa başta olmak üzere Eskişehir, Kocaeli ve İstanbul bölgesinden 150’nin üzerinde otomotiv üreticisi ve makine imalatçısını ağırlayan etkinlikte Eaton geleceğin otomotiv üretim dünyasına dair önemli ip uçları paylaştı. Eaton Alçak Gerilim Pano Sistemleri Ürün Müdürü Zafer Budak ve Kıdemli Otomasyon Uygulama Mühendisi Ulaş Cihangir’in birlikte sunduğu “Geleceğin Teknolojisi Akıllı Kontrol Panoları” başlıklı oturumda, yüksek seviyede makine ve sistem kapasitesi gerektiren endüstriyel üretim uygulamaları için bilgiler paylaşıldı.
Bunun yanında öğleden sonraki oturumlarda gerçekleştirilen workshop çalışmaları ile kullanıcılar farklı bir deneyim yaşarken, sahada yaşadıkları sorunlar hakkında konusunda uzman Eaton Mühendis ekibina danışarak çözüm ve önerileri dinleme şansı buldular.
Etkinliğinde sonunda yapılan yarışmalar ile katılımcılar eğlenceli ve keyifli anlar yaşadılar.
Eaton Ülke Müdürü Yılmaz Özcan “Bursa’da gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizde tüm katılımcılara gösterdikleri yoğun ilgi ve alaka için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Günümüzün akıllı fabrikalarına giden yol akıllı sistem ve çözümlerden geçmektedir. Eaton olarak bu noktada öngörülebilir kestirimci bakım sağlayan teşhis sistemlerimiz, enerji verimli ürünlerimiz, kolay devreye alma ve arıza tespiti sağlayan endüstri 4.0 hazır akıllı kablolama ve sistem mimarimiz, verilerin sağlıklı izlenmesi ve aktarılması için yazılımlarımız ile enerji sektöründe uçtan uca hizmet sağlayan bir tedarikçi olmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.
70 yıllık köklü tecrübesini inovatif bakış açısı ve gelişen teknolojilerle harmanlayan Kale Kilit, Almanya’da düzenlenen güvenlik sektörünün önemli fuarlarından Security Essen 2022’ye katılarak ürünlerini sergiledi. Fuarla ilgili değerlendirmede bulunan Kale Kilit İhracat Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Mumcu, ziyaretçilerin ürünlerine olan ilgisinden oldukça memnun olduklarını dile getirdi.
Kaliteli ürünleri ile tüketicilere güvenlik çözümleri sunan Kale Kilit, Almanya’da düzenlenen ve güvenlik sektörüne ilham veren Security Essen 2022’de son teknoloji ürünleriyle dikkat çekti. Ağırlıklı olarak elektronik kilit ürünlerinin sergilendiği fuarda; mekanik kilit, çelik kasa ve kapı, pencere, panik bar ve hidrolik ürünlerine de yer verildi.
Son dönemde yerli üretim dijital ürünlere ağırlık veren Kale Kilit, yakın zamanda pazara sunacağı yeni nesil akıllı silindir ve kilit sistemlerini de ziyaretçilerine tanıttı.
Kalite ve Fonksiyona Odaklanıyoruz
Fuarla ilgili değerlendirmede bulunan Kale Kilit İhracat Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Mumcu, “Kale Kilit olarak her geçen gün gelişen ve teknolojik olarak dönüşüm gösteren güvenlik sektöründeki yenilikleri yakından takip ediyoruz. Sektörün dünyadaki en önemli buluşma noktalarından biri olan Security Essen 2022 fuarına katılmak ve ülkemizi burada da temsil etmek bizler için çok değerli. Mevcut ürünlerimiz ve yakın zamanda pazara sunacağımız yeni nesil akıllı kilit ve silindir sistemlerimiz sektördeki oyuncular tarafından ilgi ile karşılandı. Standımız mevcut ve yeni iş bağlantılarımız için buluşma noktası oldu. 70 yıldır yaşam alanlarını güvenli hale getirmek için çalışıyoruz. Tüm ürün ve çözümlerimizde kalite ve fonksiyona odaklanıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hayata geçirdiğimiz son teknoloji ürünler ile kullanıcılarımızın yaşamlarını daha güvenli bir hale getirmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
TOKİ projelerinin duyurulması ile konut fiyatlarındaki artışın durduğunu söyleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konuyla ilgili açıklama yaptı.
İlk Evim İlk İş Yerim projesi sayesinde kira ve konut fiyatlarındaki artışın aşağı gelmeye başladığını belirten Bakan Kurum, “Bu proje duyulur duyulmaz ev fiyatları durdu. Vatandaşımız bu noktada bir beklenti içerisine girdi. Biz de beklentiyi devletimizin yüzde 40-50’ye varan sübvansiyonu ile birlikte açıkladık. Şimdi görüyoruz ki hem konut fiyatları hem de kira fiyatları aşağı gelmeye başladı. Biz, TOKİ ile yıllar itibarıyla baktığınızda yapılan projelerin yüzde 13’ünü yapıyorduk, bu oranı yüzde 20-25’lere çıkardık. Dolayısıyla arzı artırdığınızda daire fiyatının da düşmesine sebep olacaktır. Arzı artırdık ve konut fiyatlarının kiraların da aşağıya geldiğini görüyoruz. Daha da aşağı inecek. Orta ve orta üstü gelir grubuna hitap eden projeyi de açıkladığımızda artık o bizim istediğimiz seviyeye ikisi de erişmiş olacak.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise çift eğrilikte ince kemer baraj tipi kategorisinde en yüksek 3’üncü en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı’nın gövde inşaat çalışmalarında sona gelindi.
Baraj inşaatı ile birlikte ilçe merkezi ile köylerde yaklaşık 5 bin konut, 270 iş yeriyle 9 bin 430 dönüm tarım arazisi su altında kalacak. Yusufeli’nde yeni yerleşim yerinde 4 etap halinde sürdürülen alt ve üst yapı ile bina ve çevre düzenleme çalışmaları tamamlanırken; 7 farklı köyde yöresel mimaride 2 katlı modern evler yapıldı. Toplam 520 köy evi inşa edildi. Yusufeli’nde alt ve üst yapı ile bina ve çevre düzenleme çalışmaları tamamlanan 2 etap taşınmaya hazır hale getirildi. Yeni yerleşim yerinde 2 bin 698 konut 321 iş yeri 22 arsa için hak sahibi bulunuyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte Artvin’in Yusufeli ilçesini yeni yerine taşımaya başladıklarını belirterek “TOKİ’mizle inşasını yaptık. Ve Türkiye’nin en büyük iskan projesinde sona geldik. Baraj nedeniyle sular altında kalacak Yusufeli ilçemizi yeni yerine taşımaya başladık. Yeni Yusufeli’ni biz çok beğendik.” dedi.
Sektörde ısı, su ve ses yalıtımı ve inşaat projeleriyle yer alan Lega Yapı, iç mekan tasarımı uygulamalarına ağırlık verecek.
2011 yılından bu yana faaliyet gösteren Lega Yapı, yalıtım ve inşaat hizmetlerinin yanı sıra iç mekan tasarımları konusunda da hizmet vermeye başlıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Firma Sahibi Kerim Bingölballı, “Bugün herkes sürdürülebilirliği ve enerji tasarrufunu konuşuyor. Biz yıllardır bu konuda kalitemizle adımızdan söz ettiriyoruz. Enerji tasarrufunun sağlanabilmesi için kullanılan malzemelerin de kaliteli olması gerekir. Ama ne yazık ki bu konuda teknik bilgiler yetersiz olduğundan merdiven altı diyebileceğimiz firmalar sektörde haksız rekabet oluşmasına neden oluyor. Gelecek nesiller için yapmamız gereken en önemli şey doğaya olan zararımızı azaltmak. Biz bu bilinçle kaliteden ödün vermeden işimizi yapıyor ve verimliliği birinci planda tutuyoruz.” dedi.
İç mekan projeleri hakkında bilgi veren Bingölballı, “İç mekan tasarımı kişinin sürekli kendini geliştirmek zorunda olduğu çok dinamik bir alan. Dolayısıyla çok heyecan verici ve motive edici bir meslek. Projelerimizi devam ettirirken tasarımın sürekliliğini sağlamak bir yana şaşırtıcı projelere imza atmak istiyoruz. Tasarımda kurgu eğer işlev odaklıysa mekan sınırlarını belirleyen öğeler en çok değer verilmesi gereken yerler oluyor.” ifadelerini kullandı.
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerine ilişkin aylık ciro endeksini yayımladı.
TÜİK tarafından açıklanan endekse göre; sanayi, inşaat, hizmet ve ticaret sektörleri toplam ciro endeksi ağustos ayında yüzde 6,8 oranında arttı. Yıllık bazda ise yüzde 130,3 oranında artış yaşandı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; ağustos ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 5,7, inşaat ciro endeksi yüzde 10,7, ticaret ciro endeksi yüzde 6,3, hizmet ciro endeksi yüzde 9,2 arttı. Endekste azalış gösteren tek kalem, sanayi sektöründe yer alan maden ve taşocakçılığı sektörü oldu. Maden ve taşocakçılığı cirosunda aylık yüzde 1,7 gerileme hesaplandı.
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi ağustos ayında yıllık yüzde 130,3 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; ağustos ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 123,7, inşaat ciro endeksi yüzde 111,5, ticaret ciro endeksi yüzde 127,3, hizmet ciro endeksi yüzde 160,1 arttı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İlk Evim İlk İş Yerim projesi kapsamında konut ve arsaların yüzde 40’ının şehir merkezlerinde yüzde 60’ının ise ilçelerde yer alacağını açıkladı.
İlk Evim İlk İş Yerim projesi kapsamında video mesaj yayımlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 7,2 milyon kişinin sosyal konuta başvurduğunu, 4,5 milyon kişinin ise başvuru süreçlerinin tamamlandığını belirtti.
Dağılımın il ve ilçelere göre yapıldığını ifade eden Kurum, “81 ilimizde arsaların yüzde 40’ını şehir merkezlerinde, yüzde 60’ını ilçelerde olacak şekilde belirledik. Milletimizin istifadesine sunacağımız toplam 1 milyon konut amaçlı arsamızın bazı illerdeki dağılımını da paylaşmak isterim. 50 bin İstanbul’da, 100 bin Ankara’da, 25 bin İzmir’de, 45 bin Gaziantep’te, 55 bin Konya’da, 25 bin Kayseri’de, 30 bin Diyarbakır’da, 28 bin Eskişehir’de, 26 bin 700 Van’da, 23 bin Antalya’da olmak üzere 81 ilimizde 1 milyon konut amaçlı arsamızı vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız.” dedi.
Bakanlık ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) tüm vatandaşlara her türlü desteği sunacağını söyleyen Kurum, “Vatandaşımız hem konuta hem de konut amaçlı arsaya başvuru yapabilir. Her ikisinin de kurasına katılabilir. Şayet ikisi birden çıkarsa birini tercih ederek ev sahibi olabilir.” şeklinde konuştu.
Kura ile dağılımı yapılacak arsalar hakkında bilgi veren Bakan, “İlk grupta 350 ila 500 metrekarelik alanlardan oluşan müstakil parsel şeklindeki arsalar, ikinci grupta müşterek parseller bulunuyor. Yine müşterek parsellerde hak sahiplerinin çoğunluk sağlamaları durumunda TOKİ Başkanlığımız buradaki konutları yapma hususunda da her türlü proje desteğini verecek. Bu parsellerde inşa edilecek binalar zemin artı 4-5 katı geçmeyecek. Müstakil parsellerde ise hak sahipleri belirlenen proje doğrultusunda evlerini inşa edebilecekler. İnşallah en geç iki yılda arsaların altyapısını tamamlayarak eksiklerini gidereceğiz. Aralık ayı itibarıyla planları onaylanan illerde ve ilçelerde hak sahipleri belli olan arsaların tapularını vatandaşlarımıza inşallah teslim edeceğiz. Müstakil parsel grubundaki arsalarımız 192 bin 500 liradan başlayan fiyatlarla ve 1604 liradan başlayan sabit ödemelerle, 10 yıl vadeyle faizsiz şekilde ödenebilecek. Müşterek parsellerin ödemesi ise 112 bin 500 liradan başlayan fiyatlarla ve 937 liradan başlayan taksitlerle yine 10 yıl vadeyle faizsiz ve sabit ödemelerle yapılabilecek.” ifadelerini kullandı.
Kartepe Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan Çerkes Müzesi’nin inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
Müze çalışmaları hakkında konuşan Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, Söz verdiğimiz gibi. Uzuntarla Mahallemizde ihalesi yapılan ve inşaat çalışmaları hızla devam eden Çerkes Müzesi hayırlı olsun. Müzemizin kaba inşaatı tamamlandı. Kısa bir zaman diliminde Çerkes Müzesi Kartepe’mizde önemli bir kültürel mirasımız olacak.” ifadelerinde bulundu.
Uzuntarla Mahallesi’nde inşa edilen Çerkes Müzesi, toplam 337 metrekare alandan oluşuyor. Bina içerisinde depo ve atölye gibi imkanlar da yer alacak.
Bahaş Holding, Fkg İnşaat ve Stta İnşaat iş birliği ile İstanbul, Büyükçekmece’de hayata geçirilen Hilal Hill projesinin 2’nci etap satışları başladı.
Birinci etap daire teslimlerine kısa bir süre kala ikinci etap satışlarının başlatıldığı proje, 135 metrekare ile 270 metrekare arasında değişkenlik gösteriyor. İkinci etap dairelerinin fiyatları ise 2 milyon 050 bin TL ile 6 milyon 425 bin TL aralığında satışa sunuldu.
Proje hakkında detaylı bilgi veren Bahaş Holding CEO’su Abdüssamet Bahadır, “Büyük bir depremin beklendiği İstanbul’da riskli konutları dönüştürmeyi kendimize görev edindik. Kentsel dönüşüm projelerine özel önem veriyoruz. Hilal Hill Büyükçekmece, 13 ayrı parselde 80 bin metrekarelik alanda 10 etaptan oluşan çok kapsamlı bir proje. Projenin ilk etabı son derece hızlı ilerliyor. Teslimine çok kısa bir zaman kaldı. İlk etabın satışları neredeyse tamamlandı, hatta 2+1 ve 3+1 daireler tükendi. Şimdi de ikinci etap için düğmeye bastık. Hilal Hill Büyükçekmece Kentsel Dönüşüm Projesi ikinci etapta inşaat başladı, satış ofisimiz hazır. Bu alanda 70 daireyi dönüştürüyoruz. İkinci etap bittiğinde toplam 138 daire inşa edilmiş olacak, bunun 77 adetlik kısmı Bahaş Holding, Fkg İnşaat ve Stta İnşaat Ortaklığı’na ait bulunuyor. Projemizin bu kısmını 18 ayda teslim etmeyi planladık.” dedi.
1945 yılından bu yana sanayi sektörüne hizmet veren Hidromekanik Makine San. ve Tic. A.Ş., 1988 yılında Papatya markası ile plastik bahçe mobilyaları üretimine başladı. Değişen trendler ve ihtiyaçlar doğrultusunda, bahçe koleksiyonlarına ek olarak design ve contract grubu üzerine yoğunlaşan Papatya Mobilya dünya markası olma yolunda ilerliyor.
Firmanın Yönetim Kurulu Üyesi Begüm Özbakar ile Papatya’nın üretim gücünü ve hizmet verdiği alanları konuştuk;
30 yılı aşkın süredir, kalite ve konfordan ödün vermeden sürdürdüğümüz bu yolculukta; tasarım, farklılık, ulaşılabilirlik esasları bizi tüm müşterilerimizin mobilya anlayışına şekil veren Papatya yaptı.
Plastik enjeksiyon alanında yüksek üretim kapasitemizin yanında, metal, ahşap ve tekstil departmanlarımızın gücüyle uluslararası kalite standartlarına uygun olarak üretim yapmaktayız. Şuanda toplamda 46 bin metrekare kapalı alanda tamamı son teknoloji ile donatılmış üretim tesislerimizde, uzman Ar-Ge ekibimizle ve tamamen yerli sermaye ile Papatya’yı bir dünya markası yapmak adına emin adımlarla ilerliyoruz. Dağıtım ağımız Türkiye’de 160’tan fazla noktaya, globalde 80’i aşkın ülkeye ulaşıyor. Bayilik ve satış noktalarımız haricinde proje yönetim sistemimizin kalbini oluşturan proje satış ekibimiz mevcut. Bizler gerçekleştirdiğimiz proje sayısına baktığımızda piyasalardaki tüm dalgalanmalara rağmen artış gözlemliyoruz. Bunun kaynağının da her yıl gelişime ve değişime verdiğimiz önem olduğu inancındayız.
Papatya’yı tercih eden kişi ya da kurum sadece mobilya sahibi olmuyor. Deneyim, kalite ve üstün hizmet anlayışı bizi biz yapan değerlerimiz. Yüksek stok adetlerimiz ve operasyonel gücümüzle çok kısa zamanda harikalar yaratabiliyoruz.
Mobilya tedarikçisi olarak hizmet verdiğimiz başlıca alanlar; turizm tesisleri, alışveriş merkezleri, kafe ve restoranlar, hastaneler, okullar, ofisler, kamu kuruluşları gibi pek çok alan sıralayabiliriz.
Papatya olarak global pazarda da ciddi bir payımız var. Üretim kapasitemiz, tasarıma olan tutkumuz ile yenilikçi bakış açımızı birleştirerek dünya standartlarında mobilyalar üretmeye devam ediyoruz.
Süleymanpaşa Belediyesi ile Namık Kemal Üniversitesi arasında imzalanan protokolün ardından 80 hastaya hizmet verecek Kemoterapi Merkezi’nin inşaatı başladı.
Temel atma hazırlıklarının tamamlandığı Kemoterapi Merkezi’nin inşaat alanını ziyaret eden Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel, Allah kimseyi hastanelere düşürmesin ama eksikliğini de göstermesin, özellikle kanser hastalarımız için önemli bir yatırıma imza atıyoruz. Namık Kemal Üniversitemizin kemoterapi merkezi çok dar alanda hizmet veriyordu. Sayın Rektörümüz Mümin Hocamız ve Sayın Dekanımız Erdoğan Hocamız ile yaptığımız görüşmeler sonucu, belediye-üniversite iş birliği ve hayırsever vatandaşlarımızın da destekleri ile Araştırma Hastanesi bünyesinde aynı anda 80 hastamızın kemoterapi alabileceği bir Kemoterapi Merkezi için çalışmalara başladık. Yılbaşına kadar inşaatını tamamlamayı hedeflediğimiz projemizin şimdiden hayırlı olmasını diliyor, tüm hemşerilerimize sağlıklı günler diliyorum.” dedi.
Ukrayna Altyapı Bakan Yardımcıları Anna Yurchenko ile Mustafa Masi Nayyem başkanlığında yapılan, Ukrayna’nın yeniden inşası hakkında düzenlenen oturumda Tük müteahhitlik firmalarına yer verildi.
Ukrayna Altyapı Bakan Yardımcıları Anna Yurchenko ve Mustafa-Masi Nayyem başkanlığındaki Ukrayna Heyeti, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Genel Merkezi’nde 10 Ekim 2022 tarihinde Türk müteahhit ve müşavirlik firmaları ile biraraya geldi. Yaklaşık 70 firmanın katıldığı toplantıda Türk müteahhitler, savaşın izlerini silme konusunda büyük bir irade ortaya koydu. Toplantıda TMB ile Ukraynalı yetkililer arasında öncelikli projeler ele alındı ve Ukrayna’nın yeniden inşasına yönelik işbirliği öngören bir mutabakat zaptı imzalandı.
Geniş katılımlı toplantının açılışında konuşan TMB Başkanı M. Erdal Eren, dünya inşaat sektöründe önemli bir paya ve deneyime sahip olan Türk müteahhitlerin, Ukrayna’nın yeniden inşası konusunda en doğru seçim olacağını söyledi. Toplantıyla birlikte, Türk müteahhitleri ve teknik müşavirleri için başlayan verimli sürecin gelişerek devam edeceğine inandığını dile getiren Erdal Eren, şunları kaydetti:
“Ukrayna’da süren ve binlerce can kaybına neden olan savaştan dolayı derin üzüntü duyuyoruz. Bir an önce sarf edilen tüm çabaların kalıcı barışı getirmesi ve ülkede refahın yeniden sağlanması tek dileğimizdir. Ukrayna’nın geleceğine olan güçlü inancımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu çerçevede Türk müteahhitlik ve müşavirlik şirketleri, ülkenin yeniden inşa sürecine katkıda bulunmaya fazlasıyla hazırdır.”
Eren, kısa bir süre önce TMB’nin “Ukrayna’nın Yeniden İnşası Karma Görev Gücü” kurulması teklifiyle başlayan ve Türk ve Ukraynalı makamların güçlü desteğiyle devam eden sürecin sonucunda, Ağustos ayında iki ülke arasında bakanlar düzeyinde bir mutabakat zaptı imzalandığını hatırlattı. TMB Başkanı Eren, “Ukrayna’nın yeniden inşası için Bakanlarımızdan güçlü bir destek alıyoruz. Söz konusu girişimlerimiz ile Ağustos’ta imzalanan mutabakat zaptının bir yansıması olarak bugün gerçekleştirdiğimiz toplantıda da süreçte ilerleyebilmek adına üyelerimizle birlikte Ukrayna makamlarından ilk ağızdan bilgi almayı bekliyoruz.” dedi.
Çerkezköy Belediyesi tarafından Fatih Mahallesi’nde hayata geçirilen Ek Tesis Binası inşaatı hızla devam ediyor.
Fatih Mahallesi Ambardere mevkiinde yapımı devam eden Ek Tesis Binası hakkında konuşan Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Çerkezköy Belediyesi Ek Tesis Binası yapım işi kapsamında ilk olarak temel hafriyat kazısı yapıldı. Stabilize malzeme serimi ve sıkıştırma işlemlerinin ardından temel betonu döküldü. Temel drenajı ve subasman perdelerinin yapılmasının ardından saha içi kazım yapılan alanların dolgu işlemleri tamamlandı. Daha sonra üst kat kolon kalıp ve demirleri yapılıp betonları döküldü. Akabinde tabliye betonları atıldı.” bilgisini verdi.
Çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü söyleyen Akay, “Bundan sonraki süreçte kolon betonları dökülecek ve tuğla duvarlar örülecek. Adından çelik çatı montajı yapılacak. Bina içi saha betonların da dökülmesinin ardından 2 bin 560 metrekare kapalı alana sahip olacak yeni tesis binamız kullanıma hazır hale gelecek.” dedi.
Sertürk İnşaat tarafından İzmir, Menemen’de hayata geçirilen Sertürk Villa Life projesinin inşaat çalışmaları tamamlandı. Anahtar teslim töreni düzenlenen proje, yüzde 90 satış oranına ulaştı.
Anahtar teslim töreni gerçekleştirilen Sertürk Villa Life projesinde yaşam başladı. Proje hakkında konuşan Sertürk İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Serdar Işıldar, Tüm projelerimizi eksiksiz ve zamanında teslim etmeye devam ediyoruz. Bu projemizi de taahhüt ettiğimiz süre içerisinde tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Çevre yoluna ve şehir merkezine çok yakın mesafede olan projemizde müstakil bir yaşam ve geniş sosyal olanaklara yer verdik.” dedi.
Fiyatların yüzde 400’ün üzerinde getiri sağladığını belirten Işıldar, “Tüm projelerimizde yatırımcılarımıza kazandırmaya devam ediyoruz. Villa Life projemizden ev alanlar enflasyonun çok üstünde bir kazanç elde etti. Lansman fiyatlarından faydalananlar yüzde 400 kazanç elde etmiş oldu.” ifadelerini kullandı.
Pandemi süreci ve artan girdi maliyetleri nedeniyle konut üretiminde azalma yaşandı; gayrimenkul sektöründe yükselen fiyatlar da konut talebinin düşmesine neden oldu.
Türkiye’nin her yıl artan bir konut ihtiyacı bulunduğuna dikkat çeken Gayrimenkul Hizmet Ortaklığı (GHO) Kurucusu Hasan Can Çalgır, hem yatırımcıların hem de inşaat firmalarının düşük faizle verilecek kredileri beklediğini söyledi.
Döviz artışına bağlı olarak demir, çimento ve cam gibi malzemelerin fiyatlarının yükseldiğini ve arsa fiyatlarının da son bir yılda 2 – 3 katına çıktığını belirten Çalgır, tüm bunlara rağmen gayrimenkulün hala en güvenilir yatırım aracı olduğunu kaydetti.
26 Şubeye Ulaştı
GHO olarak gayrimenkul sektöründe Türk modeli danışmanlık sistemini geliştirdiklerini ifade eden Hasan Can Çalgır, Davutlar, Datça ve son olarak Aydın Efeler’de hizmete sundukları ofisleriyle birlikte yurt genelinde toplam 26 şubeye ulaştıklarını söyledi.
Nitelikli ve kaliteli bir hizmet anlayışının kendileri için ön planda olduğunu vurgulayan Çalgır, sözlerine şöyle devam etti: “Amacımız hızlı değil, nitelikli büyümek. Son dönemde aramıza katılan ofislerle birlikte 26 şubeye ulaştık. Gerek tanıtımlarımız, gerekse de referanslarımız sayesinde farklı illerden franchise talepleri almaya devam ediyoruz. Gayrimenkulün her alanında profesyonel çözümler üretiyoruz. Konut ve işyeri satış kiralamaları, arsa satışı, sanayiciler için depolama ve fabrika alanları ile araziler konusunda deneyimli ekiplere sahibiz. GHO ofislerinde verdiğimiz eğitimlerle danışmanların bilgilerini ve müşterilerimizle iletişimimizi de her zaman güncel tutuyoruz”
Gayrimenkul İstikrarlı Yatırımın Adresi
Konut fiyatlarındaki yükselme trendinin 2023 yılında da devam edeceğini dile getiren Hasan Can Çalgır, “İnşaat girdi maliyetleri yükselmeye devam ediyor. Konut üretimi hala beklenen seviyede olmadığı için fiyatlar da artmayı sürdürecek. Son 2 yılda döviz, altın ve kripto paralar yatırımcılarına zarar ettirdi. Gayrimenkul ise istikrarlı yatırımın adresi olmayı sürdürüyor. Parası olan yatırımcılar gayrimenkule yönelmeye devam ediyor. GHO olarak yurtdışına da önem veriyoruz. Yatırımcılar için yeni iş ortaklıkları yapıyoruz. Türkiye’den yurt dışına yatırım yapmak isteyen birçok insan var. Şu anda İzmir, Eskişehir, Denizli, Antalya gibi kentlerdeki bir villa için ayıracağınız bütçenin yarısıyla Miami’den bir villa alabilmeniz artık mümkün” diye konuştu.
Yapısal ahşap alanında uluslararası ticaret faaliyeti yürüten Türkiye’de sektörün öncü kuruluşlarından LSK Yapısal Ahşap, yaşanan krizin ülke ekonomisine katkısının artması için elini taşın altına koyarken LSK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Yağcızeybek, şirketlerin devlet kurumlarıyla birlikte hareket etmesinin Türk ekonomisi için hayati önem taşıdığını vurguladı.
İstihdam ve ihracat bakımından en önemli sanayi sektörlerinden biri olan orman ürünleri, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan kriz sonrası yön değiştirdi. Rusya ekonomisinin önemli bir bileşenini oluşturan orman ürünleri sanayisi, dünya ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı birtakım ambargo ve yaptırımlar sonrası gözleri Türk ahşap ve mobilya ürünlerine çevirdi. Bu süreçte, Türk mobilya ihracatı yükselişini sürdürürken, Rusya’dan da Türkiye’ye sipariş yağdı. Yapısal ahşap alanında uluslararası ticari faaliyet yürüten LSK Yapısal Ahşap’ın çatı kuruluşu LSK Holding, krizi fırsata çevirerek Türk ekonomisine katkıda bulunuyor.
LSK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Yağcızeybek, dünya ekonomisinde yaşanan genel durgunluğun yanı sıra, yüksek enerji fiyatları ve Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan krizin, yeni pazarlar oluşmasına yol açtığını belirtti. Rus ekonomisinin önemli bileşenlerinden biri olan mobilya ve ahşap sektörünün, başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin Rusya’ya yaptırım uygulaması, lojistik, hammadde, ürün tedariki gibi konularda yeni Türkiye’yi bir adım öne çıkardığını ifade etti. Özellikle yaz döneminde ahşap üzerine çok sayıda sipariş alındığını kaydeden Recep Yağcızeybek şunları söyledi:
“Türk Mobilya ve Ahşap Sektörü Pazarda Büyüyor, Büyümeye de Devam Edecek”
“Enerji krizi, ekonomik kriz, göç dalgası derken dünya ticareti büyük bir dönüşüm içinde.Ticaret yolları yön değiştirirken yeni pazarlar oluşmaya başladı. Bu oluşumda Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik konumu oldukça önemli. Türkiye, kıtaların buluşma noktası. Ayrıca şu an bir savaşın içinde olan iki ülkeye de coğrafi olarak oldukça yakın bir konumda. Bu olumsuzluklar silsilesi içinde oturup kara kara düşünmekten ziyade bu krizi, hatta krizleri nasıl fırsata çeviririz onu düşünmeliyiz. Rusya’ya uygulanan ambargo, ticaretin eksenini Türkiye’ye kaydırdı. Bu kapsamda Türkiye’de özellikle ahşap sektörü, pazardaki yerini yeniden konumlamak durumunda kaldı. Rakamlar, Türkiye’nin pazarda büyüdüğünü ve büyümeye devam edeceğini gösteriyor ancak bunu sürdürülebilir hale getirebilmek için devlet kurumları, şirketlerle birlikte hareket etmeli. Çünkü sektör paydaşlarının potansiyeli en iyi ancak bu şekilde kullanılabilir. Bu da ülkemiz için çok daha fazla katma değer yaratacaktır.”
“Kriz Sonrası Yeniden Yapılanma Süreci, Daha da Büyük Fırsatları Beraberinde Getirebilir”
İstanbul İhracatçı Birlikleri’nin açıklamasına göre mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörünün 2022 yılının ilk 8 ayında Türkiye ihracatına 5,45 milyar dolarkatkı yaptığına dikkat çeken Recep Yağcızeybek, “Bu rakamları daha da üst seviyelere çıkarmak bizim elimizde. Evet şu an dünya ticareti bir yön değiştirme eşiğinde. Yeni ticaret yolları, yeni pazar arayışları, hammade tedarik zincirleri… İşte tam bu noktada Türkiye kendini iyi konumlandırmak zorunda. Hem coğrafi hem de jeopolitik avantajlarını iyi kullanarak arka arkaya ihracat rekorları kırmaya devam edebiliriz. Yaşanan krizlerin sona ermesi sonucu başlayacak olan yeniden yapılanma süreci, özellikle sektörümüz açısından oldukça önemli. Daha da büyük fırsatların beraberinde geleceğini düşünüyorum. Bu yüzden de ihracat yapan şirketlerimiz dünya ekonomisini yakından takip etmek zorunda.” dedi.
“Sektörün Gelişimi ve Ülke Ekonomisine Katkısının Artması İçin Elimizi Taşın Altına Koyuyoruz”
LSK Holding olarak sektörel bilgi ve birikimlerini Türk ekonomisi için aktarmaya hazır olduklarını da ifade eden LSK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Yağcızeybek, “Sektörün gelişimi ve ülke ekonomisine katkısının artması için elimizi taşın altına koyuyoruz. Farklı pazarlarda ihracatımızı artırma çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor. Devletimizin de bu alanda şirketlerin işlerini kolaylaştırıcı düzenlemeler yapması büyük bir ticaret hacmine ulaşmamızı sağlayabilir.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Türkiye’nin 81 iline ücretsiz nakliye imkanı sunan LSK Yapısal Ahşap, dijital teknolojiyi de kullanarak ürettikleri ürünlerin duvarda ve zeminde nasıl duracağını gösteren bir uygulama ile de müşterilerine büyük kolaylık sağlıyor.
Sunduğu ürün ve güvenlik çözümleri ile evleri aşılmaz kalelere dönüştüren Kale Kilit, tüketicileri konu güvenlik olduğunda kaliteli ürünlerden vazgeçmemeleri ve seçimlerini yaparken yalnızca fiyata değil performansa da odaklanmaları konusunda uyarıyor.
Konut sektöründe güvenliğin önemi her geçen gün daha da artıyor. Güvenlik sektöründe her bütçeye uygun ürün seçenekleri bir hayli fazla olsa da her ürün kötü niyetli kişi ve girişimleri durdurmak için yeterli olamıyor. Bu anlamda insanların başta canlarını, ailelerini ve değerli eşyalarını emanet ettiği evlerinin güvenliğinde kaliteli çözümlerin kullanılması kritik önem taşıyor. Tam 70 yıldır yaşam alanlarını güvenli hale getirmek için çalışan Kale Kilit, kullanıcılara kilit seçimleri konusunda önerilerde bulunuyor.
Güvenlik İçin Kaliteli Seçimler Yapılması Gerekiyor
Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker,“Konut güvenliği büyük bir hassasiyetle, kapsamlı bir biçimde ele alınması gereken çok önemli bir konu. İnsanlar kapısını kilitlediğinde evini güvende bıraktığından emin olmak istiyor. Kilit ise bu noktada ilk güvenlik tedbiri olarak dikkat çekiyor. Ancak yine de gerek dünyada gerekse ülkemizde her yıl canı ve malı hedef alan birçok olumsuz girişim gerçekleşiyor. Tam da bu noktada Kale Kilit olarak, çok önemli bir hususun altını çizerek tüketicilere ekonomik sebeplerle güvenliklerinden ödün vermemeleri gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Daha ekonomik gibi görünen ürünler ne yazık ki güvenlik zafiyeti yaratabiliyor. Bu da aslında çok daha büyük maddi ve manevi kayıp anlamına geliyor. Dolayısıyla kaliteye, tecrübeye, fonksiyona odaklanmak önem taşıyor. Bu süreçte evlerde güvenlik için kaliteli kilit çözümlerine başvurmak en etkili yol olarak ön plana çıkıyor.” dedi.
İleri Teknoloji Artık Evlerin Kapılarına Entegre Ediliyor
Dijitalleşmeyle birlikte konutlara daha kapsamlı güvenlik çözümleri sunabildiklerini belirten Semih Teker sözlerine şöyle devam etti: “Gelişen teknolojiler karşısında güvenlik sistemleri de kabuk değiştiriyor. İnovatif teknolojilerle şekillenen yenilikçi yaklaşımlar, kapı kilitlerinde de büyük bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Özellikle de anahtar anlayışını değiştiren ve ileri teknolojiyi evlerin kapılarına entegre eden gelişmeler hem yaşam kalitesini hem de güvenlik seviyesini maksimuma çıkarıyor. Kale Kilit olarak bu yenilikleri yakından takip ediyor; hayata geçirdiğimiz son teknoloji ürünlerle kullanıcılarımızın yaşamlarını daha güvenli bir şekilde geçirmelerini hedefliyoruz.”
İş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişi ışığında 2011 yılından bu yana kente değer katan yapılar inşa etmeye odaklanan ve şimdi de Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesine imza atan Siltaş Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak kentsel dönüşüm projelerinin artması gerektiğine dikkat çeken Murat Özdemir, yeni nesil konutların özellikle insanı merkeze koyan, yenilikçi, sürdürülebilir bir anlayışla şekillenmesi ve keşkelerin olmadığı bir yaşam inşa etmeye odaklanılması gerektiğini vurguladı.
Yeni dönemde insanların konut beklentileri değişiyor. İnsanlar konutlara yalnızca bir barınak gözüyle değil, zamanının önemli bir kısmını geçireceği bütüncül bir yaşam alanı gözüyle bakıyor. Dolayısıyla güvenli, konforlu, her detayı önceden düşünülmüş konutlara yatırım yapma ihtiyacı daha da artıyor. 2011 yılından bu yana ağırlıklı olarak; Pendik, Kartal, Maltepe aksında güven, kalite ve insan odaklı yaşam alanları hayata geçiren Siltaş Yapı içinse konut inşası, ‘Kente değer katan yapılar’ misyonuyla hayatı kolaylaştıran, insanları mutlu eden ve hep “İyi ki” dedirten yapılar tasarlamak anlamına geliyor.
13 Ekim Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, “Ev almak günümüzde verilecek en önemli, belki de en zor kararlardan biri. Düşünülecek pek çok detay bulunuyor. Merkezi konumda, ulaşımının kolay, depreme dayanıklı, güvenilir ellerden çıkan bir proje olması konutun yatırım değerini günbegün artıracağı gibi insanların da konforlu ve keyifli bir yaşam sürebilmesini sağlıyor. Siltaş Yapı olarak kullanıcılarımızın değişen konut beklentilerine yanıt veriyoruz. Konut sektörünün de bu anlayışla şekillenmesi gerektiğini, hayata ekstra konfor katan bütüncül ve güvenli yaşam alanları hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz projelerimizi kendi hayatlarımızda eksik gördüğümüz ve ihtiyaç hissettiğimiz unsurları göz önüne alarak tasarlıyoruz. Özellikle insanı merkeze koyan bir anlayış benimsiyoruz.” dedi.
Konut Tercihlerinde Nelere Dikkat Edilmeli?
Ev sahibi olmak isteyenlerin konut tercihlerinde nelere dikkat etmesi gerektiğine dair görüşlerini paylaşan Murat Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Yeni nesil evlerde genellikle metrekareler küçük tutuluyor ancak kayıpsız alan felsefesiyle modern bir mimariyle tasarlanan evlerde metrekareler küçük olsa dahi yaşam alanları ferah bir görünüme kavuşabiliyor. Özellikle balkonlu daireler bu anlamda insanların taze bir nefes almasına yardımcı oluyor. Konut tercihlerinde ayrıca evin içi kadar bulunduğu konum da büyük önem arz ediyor. Kara, deniz, hava yolu ve raylı sistem gibi pek çok ulaşım alternatifinin kesişim noktasında yer alan bir evde oturulduğunda işe gidiş ve gelişlerde trafikten kaçınmak mümkün oluyor. Bir değer nokta ise sosyal donatılar… İçinde fitness salonlarının, spor sahalarının, havuz, sauna gibi su alanlarının, parkların, bahçelerin, çocuk oyun odalarının, kafelerin olduğu projeler hem yetişkinlerin günlük rutinlerine sporu dahil edebilmesine hem sosyalleşebilmelerine hem de çocukların güvenli ortamlarda oynayıp enerjilerini atmalarına yardımcı oluyor. Trafikten uzak, doğanın içinde huzurlu bir ortam ve eksiksiz bir sosyal yaşam deneyimi o evde geçirilecek zamanı güzelleştiriyor. Siltaş Yapı olarak biz hep bu bakış açısıyla konut projeleri hayata geçiriyor, bizi tercih edenlere ömür boyu ‘İyi ki’ dedirtmeyi amaçlıyoruz. İster yatırım ister oturum için alınsın, bir konutun bu özellikleri taşıması gerektiğini düşünüyoruz.”
Binaların Depreme Karşı Güvenli Olması Hayati Önem Taşıyor
İnsanların konut tercihlerini yaparken deprem gerçeğini unutmamaları gerektiğine dikkat çeken Özdemir,“Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfusunun yüzde 95’i ne yazık ki deprem kuşağında bulunuyor. Olası bir deprem anında can ve mal güvenliğini sağlamak için binaların depreme karşı güvenli olması hayati önem taşıyor. Bu anlamda özellikle 2000 yılından önce yapılmış binaların çoğu riskli bina sınıfına giriyor. İnsanların konut tercihlerini eski binalardan yana kullanmamaları, risk analizlerini iyi yapmaları, mümkünse kentsel dönüşüm projelerini tercih etmeleri önem arz ediyor. Siltaş Yapı olarak kentsel dönüşümün bu anlamda en önemli gücümüz olduğu düşüncesiyle Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesini hayata geçiriyor, bu projelerin sayıca artması gerektiğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çevre Dostu Projeler Ön Plana Çıkıyor
Sürdürülebilirliğin tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de öncelik kazandığını söyleyen Özdemir sözlerini şöyle tamamladı: “Projenin kalitesi, bulunduğu semti, yatırım değeri gibi faktörlerin yanı sıra yeşil alanı bol, enerji ve su verimliliği sağlayan çevre dostu özelliklerinin olması da bir diğer tercih sebebi olarak ön plana çıkıyor. Sürdürülebilir bir gelecek için çevre dostu projeler önem taşıyor. Bu anlamda çevre dostu projelere ve sürdürülebilir kentsel dönüşüme yatırım yapılması gerekiyor.”
Villeroy & Boch’un Urban Jungle duvar ve yer konsepti, pandemiyle yükselişe geçen doğaya dönüş trendini evlere taşıyor.
Beton ve terrazzo dokusuyla modern ve şehirli bir orman temasından ilham alan koleksiyon, şehrin dur durak bilmeyen koşturmacasının ortasında adeta yeşil ve sakin bir vaha yaratıyor. Urban Jungle’ın tasarımı, şehirde en çok kullanılan malzemelerden betonun, zanaatkar elinden çıkmış gibi duran terrazzo ve floral motifli, yeşilin sakinleştirici tonlarında ışıldayan parlak efektli sofistike bir dekorla sentezlenmesinden oluşuyor.
Urban Jungle, bir karo konseptinden beklenmeyecek kadar modern ve çağdaş, minimalist ve duru, aynı zamanda bir o kadar narin ve dingin mekanlar yaratıyor. Mat ve beyaz gri tonlardaki 40×120 cm seramik duvar karoları ile 60×60 cm’lik porselen duvar ve yer karoları, ışıldayan efektlere sahip dekorlarla tamamlanıyor. Abartısız dekorlar, yarattığı mat-parlak etkisiyle mekanlara huzura getiriyor.
2019 yılında kurulan Dtech Electronic Pazarlama San. Dış Tic. Ltd. Şti, alçak gerilim ile zayıf akım sistemlerinde mühendislik ve kurulum hizmetleri veriyor.
Yüksek Elektrik Mühendisi Yasin Karaçimen tarafından kurulan Dtech Electronic, elektrik taahhüt, devreye alma hizmetleri, enerji dağıtım panoları, fabrika bakım ve teknik destek hizmetleri, zayıf akım sistemlerinde interkom görüntülü diafon sistemleri, kamera güvenlik sistemleri, akıllı ev bina otomasyon sistemleri, kartlı geçiş sistemleri, yangın alarm sistemleri, ogs-pts bariyer ve turnike geçiş sistemleri gibi başlıca konuları ele alıyor.
Müşteri menfaatini her zaman ön planda tutan Dtech Electronic, sahip olduğu ISO 9001 kalite belgelerinin sağladığı güvence ile hizmetlerini sunuyor. Ayrıca firma, son teknolojiyi takip eden otomasyon gücü ile teknik kapasitesi yüksek mühendisler olan yöneticilerin önderliğinde hareket ediyor.
Mutlu Personel Mutlu Müşteri Getirir
Sürekli gelişim felsefesiyle yola çıkan firma, hataları, çevresel etkiyi ve kaza ihtimallerini en aza indirgemeyi amaç ediniyor. Bu gelişim doğrultusunda en uygun hedef ve politikaları uygulayan Dtech Electronic, iş sağlığı ve güvenliği alanında bünyesinde yer alan personellerine eğitim vererek çalışan sağlığına verdiği önemi ortaya koyuyor.
Bünyesinde 20’den fazla teknik personel bulunan firma, profesyonel ve hızlı ekibiyle müşterilerine güvenli hizmet kalitesi sunuyor. Henüz 3 yıllık bir firma olmasına rağmen 30’dan fazla projeyi teslim eden Dtech Electronic, başarısını gözler önüne seriyor.
Sahip olduğu alanında uzman tecrübeli kadrosu ile gücüne güç katan firma, her gün değişen koşullara hızlı ayak uydurabilmesi sayesinde emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
Dünyaca ünlü otel projelerine imza atan Hotelya’nın Kurucu Ortağı Yüksek Mimar Zümrüt Doyran, resort otellerde kullanılan mobilyaların ev konforunu, şehir otellerinin ise ofis konforunu yakalamaya özen göstermesi gerektiğini belirtiyor.
Mobilya ve dekorasyon, şüphesiz bir otel için en önemli konulardan biri. Otelin adeta vitrini gibi önemli bir özelliği olan otel mobilyalarının kendilerine has bir tarz ya da kimlik taşıması, otelin geneli için oluşan algıda büyük bir önem teşkil ediyor. Kullanılan mobilyalar ise otelin şehir, zincir, butik veya resort olmasına göre değişiklik gösteriyor.
50’den fazla ülkede 800’ü aşkın projenin hareketli ve sabit mobilyalarında imzası bulunan Hotelya’nın Kurucu Ortağı Zümrüt Doyran bu değişiklikleri şöyle anlatıyor. “Hotelya olarak ana faaliyet alanımız başta oteller olmak üzere AVM’ler, havaalanları, hastaneler, mağazalar, ofisler, restoranlar, kafe ve rezidanslar için hareketli ve sabit mobilya üretmek. Birçok farklı tipte devam eden projelerimizle birlikte üretimimizin yaklaşık yüzde 90’ını otel projeleri oluşturuyor. Bu oranın da yüzde 50’sini şehir otelleri iken, yüzde 40’ı turistik oteller. Şehir otellerinin genelde tek gecelik iş seyahatleri için tercih edildiğine şahit oluyoruz. Tek veya iki kişilik konaklama yapıldığı için odalarda ağırlıklı olarak pratik ve fonksiyonel ürünler kullanılıyor ve bu otellerde çoğunlukla ofis konforunun yakalanması bekleniyor. Resort oteller genelde en az bir hafta konaklamalı, ailelerin kaldığı, büyük ölçüde her şey dahil sistemin uygulandığı, hem dinlenme hem tatil otelleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu tip otellerde, odalarda daha ekonomik ve uzun ömürlü ürünler tercih ediliyor ve özellikle ev konforunun ağırlıklı olması bekleniyor. Genellikle standartların dışına çıkmayan zincir oteller ise tüm tesislerinde aynı kaliteyi sunmak durumunda olduklarından mobilya tercihlerinde de standardı kolaylıkla yakalayabilecek tarzda ürünlere yöneliyor.”
“Otel Mobilyaları, Doğru Üreticiler Tarafından Üretilmeli”
“Her otelin insanlar gibi kendine özgü bir karakteri ve tarzı var” diyen Doyran şöyle devam ediyor: “Misafirlerin otele giriş anından çıkış anına kadar otelde geçirdikleri zaman, bu zaman içinde kullandıkları her ürün, soludukları atmosfer, oturdukları koltuk, gözlerine çarpan aksesuar dahil her şey oldukça büyük önem taşıyor. İlk anda dekorasyon müşteriyi çok fazla etkiliyor ve tüm algısını kapsıyor. Her ne kadar her otelin tarzına hitap eden dekorasyonlar farklılık gösterse de mobilyaların kalitesi, konforu, ergonomik ve çekici bir tasarıma sahip olması her otelin aradığı kriterler. Misafirlerin evinde gibi rahat ve güven içerisinde hissetmeleri kalite, konfor ve tasarım ile mümkün. Otel için tercih edilecek mobilyalar, evlerimizde gündelik yaşantılarımızda kullandığımız mobilyalardan mutlaka farklılık göstermelidir. Konaklayacak kişinin ilgisini çekecek, estetik görünümüyle ziyaretçiye kendini iyi hissettirecek, insanların aklında yer edici lüks ve konforlu mobilyaların seçilmesine özen gösterilmeli. Dolayısıyla otel mobilyalarının doğru üreticiler tarafından üretilmesi de önemli bir nokta. Biz bu noktada sunduğumuz çözümler ve kullandığımız teknikler sayesinde ev mobilyası üreten firmalardan farklılık gösteriyoruz. Mobilyaları mekana ve odalara göre özel tasarlıyor ve müşterilerin rahatlığına göre dizayn ediyoruz. Aynı zamanda, birçok kişi tarafından defalarca kullanılacağını düşünürsek, uzun süreler kullanılabilecek kalitede, dayanıklı mobilyalar üretiyoruz. Tatil için gelen misafirin maksimum rahatlık ve kendisini güven içerisinde hissedeceği mobilya tercihleri yapmak oldukça önemli” dedi.
Ağırlıklı olarak bir elektrik devresindeki akım ve gerilimi yükseltme ve düşürmenin yanı sıra elektrik enerjisinin aktarımı ve dağıtımı için kullanılan trafolar, inşaat sektöründe çok önemli bir rol oynuyor. Dolayısıyla seçimleri dikkatlice yapmak gerekiyor.
Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, trafo seçiminin püf noktalarını paylaştı. Hatalı seçimlerin pek çok olumsuz sonuç doğurabileceğini belirten Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, bu süreçte ilk etapta doğru analiz, doğru ölçümleme ve saha çalışmasının kritik önem taşıdığının altını çizdi.
Enerji iletiminde ve dağıtımında kullanılan transformatörler kısa ismiyle trafolar, ülkemizde hemen hemen bütün sektörlerde kullanılıyor. Özellikle inşaat sektöründe yaşanan büyüme ve artan elektrik enerjisi talebi ile trafolar gün geçtikçe çok daha önemli bir hale geliyor. Özellikle bu alanda inşa edilecek binanın ihtiyaç duyacağı enerjiye uygun güçte transformatör planlaması kritik önem taşıyor.
İnşaat sektöründe trafo seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşan Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, “İnşaat sektörü dediğimizde hiçbir zaman tek bir sektörden bahsedemeyiz. Öncelikle süreç sonunda ortaya ne tür bir ihtiyaca hizmet edecek bir bina çıkacak bunu bilmemiz gerekiyor. Bir hastane mi, bir AVM mi yoksa üretim yapacak bir fabrika mı yapılıyor, işte bunu öğrenip o yapının ihtiyaç duyacağı enerjiye uygun güçte transformatör planlamasının yapılması önem taşıyor. Doğru analizin, doğru ölçümlemenin ve saha çalışmasının ilk etapta dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu söyleyebilirim. Genel olarak da trafo için seçilecek firmanın üretici firma olmasına, sektördeki yerine özellikle çok dikkat edilmeli. Kurumsal firmalar, üretim aşamasında ihtiyacı belirleyip, gerçekleşmesi olası sıkıntıları en baştan saptayarak ona uygun üretim yapabiliyor. Ayrıca ürününün arkasında durabilen, teknik olarak kolay ulaşımı olacak firmalarla çalışmak önemli.” dedi.
Yanlış Trafo Seçimi Güvenlik Sorunlarına ve Maliyet Kayıplarına Yol Açabiliyor
İnşaat sektöründe yanlış trafo seçiminde ne gibi sonuçlar doğabileceğine değinen İlker Çınar, “Öncelikli olarak inşaat sektöründe fizilibilite çalışmalarında yapılacak doğru trafo seçimi inşaatın maliyet hesaplamalarına da doğrudan katkıda bulunuyor. Konusunda uzman firmalarla çalışıldığında risk payı düşük hesaplamalarla maliyet hesabında hata yaşanmasının önüne geçilebiliyor. Yanlış trafo seçimi aynı zamanda güvenlik açısından da pek çok sıkıntı doğurabiliyor, örneğin voltajda yapılan yanlış hesaplamalar uzun vadede yangın riski ortaya çıkarabiliyor. Ya da asansörün bağlandığı trafoda yaşanan sıkıntılar asansörün çalışmasını engelleyebiliyor. Benzer şekilde yanlış trafo seçimi sonrası yaşanacak aksaklıklar, eğer o inşaat bir üretim tesisiyse, üretimde durmalara ve maliyet kayıplarına yol açabiliyor.” şeklinde konuştu.
Elektriğe Bağlı Makine ve Ekipmanların En Verimli Şekilde Çalışmasını Sağlıyor
Trafo çözümleriyle de işletmelerdeki elektriğe bağlı makine ve ekipmanların en verimli şekilde çalışmasını sağladıklarını belirten Çınar, sözlerini şöyle noktaladı:“Elektra Elektronik olarak 40 yılı aşkın tecrübemiz, teknik kadromuz, global pazar bilgimiz, kalite sistemlerimiz ve dünyanın önde gelen elektrik firmalarıyla yaptığımız OEM anlaşmalarımızla öne çıkıyor, inşaat sektöründe de birçok projede tercih ediliyoruz. Bugüne kadar demiryolu projeleri, şehir hastaneleri, hükümet binaları, kampüsler, hava limanları ve fabrikalar gibi çok sayıda projede ürün ve çözümlerimiz kullanıldı. Ar-Ge yatırımlarımızı her geçen gün daha da artırarak ürettiğimiz yeni nesil ürün ve çözümlerle gerek iç piyasada gerekse ihracat pazarlarında söz sahibi olmaya artan bir ivmeyle devam ediyoruz.”
Özyurtlar Holding, İstanbul Beylikdüzü’nde ‘No 27 Residence’ ve Ispartakule’de ‘Stüdyo House’ isimli 2 yeni projesini hayata geçirecek.
No 27 Residence ve Stüdyo House projelerinde hafriyat çalışmalarının başladığını söyleyen Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, “Yatırımcılarımızın markamıza olan güveni ve güçlü özkaynaklarımız yeni projeleri hayata geçirmemizde itici güç oluyor. Sadece oturum değil, yatırım odaklı projeler üretiyoruz. Bu çerçevede şimdi de iki proje için aynı anda düğmeye bastık. ‘No 27 Residence’ ve ‘Stüdyo House’u hayata geçiriyoruz. Ayrıca çok yakında konut alıcısının karşısına yüksek katma değerli dev bir projeyle çıkmaya hazırlanıyoruz. Yatırımcılarımız kısa sürede yüksek prim elde ederken, aynı zamanda güvenli ve konforlu bir alanda yaşamlarını sürdürüyor olacak.” dedi.
No 27 Residence projesi 8 katlı 3 blok ve toplam 240 adet 1+1 daire şeklinde planlandı. 22 adet ticari alanı da bulunan projede, hamam, sauna ve spor salonu gibi imkanlar da yer alacak. Stüdyo House projesi ise 15 katlı tek blok olarak home ofis kullanımına uygun şekilde planlandı. Toplam 195 adet 1+0 ve 1+1 daire bulunan proje, tam donanımlı residence sistemiyle hizmet verecek.
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Merkez ve Meram İlçe Belediyeleri iş birliği ile yeniden yapılacak olan Yaka Sosyal Tesisi’nin temeli düzenlenen törenle atıldı.
Tesis hakkında konuşan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, “7’den 70’e herkesin ihtiyaç duyduğu sosyal ve kültürel alt yapıya ayrıcalıklı bir önem veriyoruz. Her zaman olduğu gibi yine bölge halkının talep ve beklentilerini ön planda tutarak hayata geçireceğimiz Yaka Sosyal Tesisi, 4 bin 230 metrekare bir alan üzerinde 9 Bin 895 metrekarelik bir inşaat alanına sahip. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız önceliğimiz oldu. Bu sebeple merkezde öncelikle Gençlik Merkezimiz bulunuyor. Bin 415 metrekare büyüklükteki bu merkez, dersliklerden, atölyelerden, e-spor ve etüt alanlarından müteşekkil olacak. Bunun yanı sıra Emekliler Lokali, Spor Tesisi ve Ticari alanlarla bölge insanına hizmet edecek. Diğer pek çok projede olduğu gibi bu projenin de arkasında olan, sürecin bu aşamaya gelmesinde büyük emeği olan, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ve onun değerli başkanı Uğur İbrahim Altay Beyefendi’ye ilçem, kurumum ve şahsım adına şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
A’dan Z’ye mobilyaya dair birçok ürüne ev sahipliği yapan olan İnegöl Mobilya Fuarı ile Anadolu Mobilya Fuarı (ANAMOB), mobilya devlerini ve sektör profesyonellerini bir araya getirdi.
Ekim ayının ilk haftası gerçekleşen fuarlarda, bahçe mobilyasından yatak odasına, salon takımından yemek odasına, genç odasından ofis mobilyalarına kadar pek çok ürün çeşidi yer aldı.
Almanya, Irak, Belçika, Rusya, Azerbaycan, Kosova, Kazakistan, Dubai, Libya’nın da aralarında olduğu 26 ülkeden mobilya alıcıları da ilgi gösterdi.
Her İki Fuara’da İlgi Büyüktü
İnegöl’ün dünyaya açılan kapısı olarak bilinen fuarda üyelerimiz, yeni model ve tasarımların ilk kez görücüye çıkardı. Yine aynı zamanda Anadolu’nun en büyük fuarı olan “Anamob” da markalarımız çıkarma yaptı. Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balcı, “Katma değeri yüksek ve dış ticaret fazlası veren Türk mobilya sanayisi, küçük atölyelerden büyük modern şirketlere kadar son teknolojilerle donatılmış üretim tesisleriyle, globalleşen dünyada değişen müşteri eğilimlerini karşılayacak şekilde üretim yapıyor. Sektörde var olan tüm üyelerimize desteklerimizi devam ettireceğiz. Her iki fuara da katılan üyelerimize teşekkür ediyorum”. dedi
Trabzon’u Gümüşhane’ye bağlayacak olan Zigana Tüneli projesinde sona yaklaşıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, projenin 2023 Nisan’da hizmete açılacağını duyurdu.
Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Köstere köyü mevkiiyle Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Başarköy köyü arasında, her biri 14,5 kilometre ve toplam 29 kilometre uzunluğunda çift tünel şeklinde inşa edilen Yeni Zigana Tüneli’nde sona yaklaşılırken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yapımı süren proje için incelemelerde bulundu. Tünel inşaatı hakkında yetkililerden bilgi alan Bakan Karaismailoğlu, daha sonra tünelin Gümüşhane çıkışındaki kısmında basın açıklaması yaptı.
Trabzon ve Gümüşhane’nin ev sahipliği yapacağı dünya çapında bir karayolu projesi olduğunu söyleyen Bakan Karaismailoğlu, dev projede artık sona gelindiğini belirterek, “13 Ocak’ta ışık görme töreninde bir araya gelmiştik. Sevincimizi, gururumuzu yine birlikte yaşamıştık. O gün bugündür tünelimizi hizmete açmak için çalışmalarımızı 7/24 başarıyla sürdürüyoruz. Zigana Tüneli’ni 2023 yılı Nisan ayında bütün imalatlarımızı tamamlamayıp hizmete açmayı hedefliyoruz” dedi.
Akören Belediyesi tarafından yaptırılan ve 300 kişiye istihdam sağlayacak Tekstil Fabrikası’nın inşaat çalışmaları başladı.
Fabrikanın açılış töreninde yer alan Akören Belediye Başkanı Hacı Candan, inşaat çalışmalarıyla ilgili, ‘’Yaklaşık 300 kişiye istihdam sağlayacak tekstil fabrikamızda çalışmalarımıza başlamış bulunmaktayız. Fabrika inşaatı hızlı bir şekilde bitireceğiz. İşsizliğe önemli ölçüde katkı sağlayacak tekstil fabrikamız istihdam alanında büyük bir adımdır. Çalışmalarımızı engelleyen değil, yol açan, zorlaştıran değil kolaylaştıran bir anlayışla sürdürüyoruz, Kasabamıza istihdam sağlayacak her işverene kapımız sonuna kadar açıktır.Belediyeciliği sadece yol, kaldırım yapmak olarak görmüyoruz. Belediyecilik gönüllere dokunmaktır, hayatlara yön vermektir. Belediyecilik, şehirleri imar etmekten ziyade geleceği inşa etmektir, biz bu anlayışla durmadan, yılmadan çalışacağız. Gayret bizden, Tevfik Mevla’dan, takdir hizmetlerin en güzeline layık Akören halkınındır.” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan İlk Evim İlk İş Yerim sosyal konut kampanyasının arsa başvuruları yarın başlıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği tarafından başlatılan 250 bin konut kampanyasının dahilinde bulunan İlk Evim Arsa başvuruları yarından itibaren kabul edilecek.
İlk Evim Arsa başvuruları, 10 Ekim tarihinden 7 Kasım’a kadar süreceği duyuruldu. 100 bin konut arsası için başvuru detayları arasında, başvuru yapacağınız ilde ikamet ediyor olmanız gerekiyor. Aynı zamanda aylık geliriniz 16 bin TL’nin altında olma şartları bulunuyor.
Yaklaşık 20 yıl önce İzmir’in Yenişehir ilçesinde hizmet vermeye başlayan Sunay Makina Jeneratör, Türkiye’nin tüm bölgelerinde varlığını sürdürüyor.
Müşterilerine kaliteli ve güvenli hizmet sağlamayı amaçlayan Sunay Makina, projelerdeki jenetatör ihtiyacını ücretsiz olarak tespit ediyor.
Her zaman müşterilerinin ihtiyaçlarına göre hareket ederek yüzde 100 memnuniyet odaklı çalışan firma, tüm jeneratör bakımı, tekli ve çoklu oda ses izolasyonu, jeneratör ses ve duman izolasyonu, havalandırma, jeneratör grubu güç tespiti, kesintisiz güç kaynağı, regülatör satış, servis, kablolama, jeneratör hava emiş ve sıcak hava atış alanlarında hizmet veriyor.
Universal, Güçbir, İşbir, Tmg ve Tescom markalarıyla iş birliği yapan firma, müşterilerinin ihtiyacına yönelik özel jeneratör üretimi de yapabiliyor. Böylece en doğru jeneratörün kullanılmasına ön ayak olan firma, sektörde uzun soluklu müşteri ilişkileri kurarak uzun yıllar boyunca kaliteli ürün ve hizmeti sağlıyor.
Sektörünün lider kuruluşlarından biri olmayı hedefleyen Sunay Makina Jeneratör, alanındaki yenilikleri sürekli takip ederek Ar-Ge çalışmalarıyla ürün gelişimine katkıda bulunuyor.
Müşterilerini, yüksek kalite ve standartlarda üretilen jeneratör grupları ile hızlı ve ekonomik şartlarda karşılamak için çalışmayı sürdüren firma, sektörün öncüsü olmak adına her geçen gün daha fazla çalışmayı ve gelişmeyi sürdürüyor.
Rize’de hayata geçirilen şehir hastanesi projesinde dolgu çalışmalarının yüzde 70 oranında tamamlandığı bildirildi.
Rize, Güneydoğu Mahallesi sahilinde 350 dönümlük alan üzerinde 8 milyon ton deniz dolgusu üzerine inşa edilecek olan Rize Şehir Hastanesi, 851 yatak kapasitesiyle hizmet verecek.
Hastane hakkında konuşan Rize Valisi Kemal Çeber, “Şehir Hastanemizin dolgu çalışmalarında yüzde 70’in üstüne çıktık. Yıl sonu gelince de ihalesinin yapılmasını planlıyoruz. İhale çalışmaları Sağlık bakanlığımız tarafından yürütülüyor. Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek. İnşallah 2-3 yıl bir süre sonra çok güzel şehir hastanesine sadece ilimiz değil, bölgemiz kavuşmuş olacak. 851 yataklı bir hastane olması planlanıyor. Hepsi nitelikli yatak olacak. Eğer ihtiyaç hissedersek bin 500 yatak kapasitesine kadar çıkarabileceğiz. Hastanemizin inşaatında, diğer kamu yatırımlarındaki gibi bölge mimarisine özen göstereceğiz. Doğaya uymaya özen göstereceğiz. Rize figürlerini ve Karadeniz figürlerini bolca kullanmaya özen göstereceğiz. Havalimanımızda olduğu gibi hastanemizde estetik bir bina olacak. Bütün odalardan deniz görülecek. Hastanemiz aynı zamanda bir eğitim araştırma hastanesi olacağı için tüm akademik personelin onlara yakışır odaları, toplantı salonları, laboratuvarları olacak. Otopark sıkıntısı yaşamayacağımız şekilde otoparkımız olacak. Böylece çok güzel bir hastaneye iki üç yıl sonra hizmete sunacağız.” dedi.
Kaliteli hizmet almak isteyen herkesin Rize Şehir Hastanesi’ni tercih edeceğini söyleyen Vali Çeber, “Sadece Rize’ye değil Artvin’deki, İspir’den bu tarafa hasta ve hastane ihtiyacı hisseden herkese hizmet vereceğiz. Bizim bir hedefimiz daha var. Sayılarının 4 milyon civarında olduğunu düşündüğümüz Orta Asya’da nitelikli sağlık hizmeti arayan kitle var. Bunu sağlık turizmi anlamında değerlendirmek istiyoruz. Yapacağımız bu modern hastane ile birlikte oradaki insanlara Rize şehri ve hastanesi olarak hazırız buyurun gelin diyeceğiz. Kendi ülkelerinde normal sağlık hizmeti alıyorlar ama daha niteliklisini aradıkları zaman, örneğin bir böbrek nakli, karaciğer ameliyatı, saç ekimi, estetik operasyon ya da çok ileri düzey tetkiklere ihtiyaç duyduklarında diyeceğiz ki, “Rize şehri ve hastanesi olarak hazırız buyurun gelin, sizi hastaneden önce 3 gün yaylalarımızda gezdirelim, rehabilite edelim, sonra hastanede ne ihtiyacınız varsa yaptıralım. Sonrasında yine bir hafta daha bizim yaylalarımızda doğamızda dinlendirip gönderelim” diyeceğiz. Sağlık turizminde de bu hastane ile beraber önemli bir noktada olacağız.” şeklinde konuştu.
World Human Relief (WHR) yani Dünya İnsani Dayanışma Derneği’nin ön ayak olduğu ve Irak sınırında bulunan Üzümlü Köyü’nün ve Eğitimin büyük destekçilerinden biri de Mega Yalıtım Çözümleri. Firma öğrencilerin yazın serin, kışın sıcak ve sağlıklı koşullarda eğitim hayatlarını sürdürmesi sağlayacak projede yer alırken, sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini ekleyerek enerji verimliliğine de katkıda bulunmaya devam etmiş oldu.
Hakkâri il merkezine 80 km, Çukurca ilçe merkezine 15 km uzaklıktaki sınır köyünün artık yepyeni bir okulu var. Geçtiğimiz dönem yapımına başlanan, iki kat olarak planlanan ve 2022-2023 öğretim yılı için tamamlanan okulda 12 derslik bulunuyor.
1400 nüfusu olan ve 2006’dan bu yana yerleşime tekrar açılan köyün 400 çocuğu artık daha modern, daha sıcak ve çok daha sağlıklı koşullarda öğrenim görecekler.
Hakkâri Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteği ile Türkiye- Irak sınırındaki Üzümlü Köyü’nde inşa edilen okula yalıtımın her alanında üretim gerçekleştiren Mega Yalıtım Çözümleri de üzerine düşen görevi yaptı.
İZODER üyesi olan Mega Yalıtım Çözümleri, İZODER’in diğer üyeleri ile birlikte okulun inşasında su, ses ve ısı yalıtımı için gereken tüm malzemeler ve işçilikle bu desteği verdi.
‘’ÖĞRENCİLERİMİZ BİZİM GELECEĞİMİZ’’
Konu ile ilgili konuşan İZODER Yönetim Kurulu Üyesi ve Mega Yalıtım Çözümleri İcra Kurulu Başkanı Ahmet Yaşar ‘’Eğitim ülkemizin geleceği için çok önemli. Öğrencilerimiz bizim geleceğimiz. Eğitimin düzgün olduğu yerde yaratıcılık olur, başarı olur, barış olur, gelecek için umut olur. Ve her çocuk eşit olmalıdır. Hepsi uygun koşullarda, sağlıklı ve konforlu alanlarda eğitim görmeyi hak eder. Yaklaşık bir yıl önce böyle bir projenin bizlere gelmesi ve bu projede aktif rol almaktan kendim ve firmam adına çok büyük mutluluk duyuyorum. Bizim gibi sanayiciler hem kendi üretim alanlarında hem de ulaşabildiği her alanda özellikle çocuklarımızın geleceğine bir nebze katkıda bulunabiliyorsa ne mutlu bize’’ diyerek proje ile ilgili heyecanını dile getirdi.
Aynı zamanda Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevini başarıyla yürüten Ahmet Yaşar, ilin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına doğrudan etki edecek, kısa, orta ve uzun vadede ilin gelişmesine yön verecek çok önemli projelerin başlamasına da ön ayak oldu. Yaşar, bölgenin kalkınması, hane halkının ekonomisine katma değer yaratması, özellikle Elazığ’lı kadınların kendi hünerleri ile yaptıklarını kazanca dönüştürmelerini sağlayacak birçok değerli projeyi de yürütüyor.
MEGA YALITIM BU YIL Kİ 21.ÇEEİK (ÇALIŞMA EKONOMİSİ ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ)’NİN DE DESTEKÇİLERİNDEN
Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin 21.sini düzenlediği Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresine katılacak olan Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri (ÇEKO) Kulubü’nün sponsorlarından biri de Mega Insulation Solutions oldu. Marmara Üniversitesi bünyesinde 2009 yılında kurulan ve o günden bu yana faaliyetlerini sürdüren Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Bölümü Kulübü ÇEKO’nun katılacağı Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenecek olan kongreye destek veren Mega, eğitimin her alanında ve aşamasında öğrencilerin yanında.
Eğitime ve Sosyal sorumluluğa önem verdiklerini belirten Mega Insulation Solutions Genel Müdürü Selçuk Vanlı projelerinin sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusında devam edeceğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti;
“Mega Yalıtım’ın geçmişten bugüne devam eden sosyal sorumluluk bilincini yönetim ekibi olarak bizlerde destekliyor ve katkıda bulunmak için çabalıyoruz. Yönetim Kurulumuzun temellerini atmış olduğu “Eğitime Destek” projelerimiz benim ve ekibimin yol haritasına katkıda bulunmaya devam edecektir. Bu alanda geliştireceğimiz projeler yapılanmamızın sürdürülebilirliği ne kadar önemsediğinin de bir göstergesidir.”
Bu yıl 21’incisi düzenlenecek olan Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi” 21-23 Ekim 2022 tarihlerinde Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümleri ev sahipliğinde yüz yüze olarak gerçekleştirilecek.
Elazığ Organize Sanayi Bölgesi’nde üretimine devam eden Mega Insulation Solutions’ın üretim yaptığı Elazığ ve yakın coğrafyada da birçok yardımı ve desteği bulunuyor.
Ev ve mutfak eşyaları sektörünün ihracat fuarı Uluslararası HOST Istanbul, 9-12 Mart 2023 tarihlerinde 16. kez kapılarını açacak.
MENA bölgesinin bahar sezonundaki en önemli ev ve mutfak eşyaları sektör buluşması olan HOST Istanbul için geri sayım başladı. Tüyap Beylikdüzü’nde 40 bin metrekare alanda gerçekleştirilecek buluşmada, tamamı yerli üretici 300 firma, cam, porselen ve seramikten elektrikli ev aletlerine, metal mutfak eşyalarından plastik ev gereçleri/bahçe aksesuarlarına, dekoratif ürünlerden mutfak eşyalarına kadar yaşam alanlarına şıklık, estetik ve işlevsellik katan yüzlerce yeni tasarımını bir arada sunacak.
Yurt Dışından 2 Bin Satın Almacı Fuara Geliyor!
HOST Istanbul 2023’ün özellikle ihracat tarafında Türkiye’nin yerli markalarına yeni ticaret fırsatları yaratacağını söyleyen Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, “Uyguladığımız Hosted Buyer programı sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki büyük satın almacıları İstanbul’a getiriyoruz. HOST Istanbul 2023’te yurt dışından 2 bin civarında satın almacı ağırlayacağız. Bu kişiler, fuardaki katılımcılarımızla doğrudan bir araya gelerek, yeni işbirlikleri ve ticaret görüşmeleri yapacak. Böylece HOST Istanbul, yine milyonlarca dolarlık ihracata zemin hazırlayacak” dedi.
10 milyar doların üzerinde bir pazar hacmine sahip Türkiye ev ve mutfak eşyaları sektörünün, uluslararası ölçekteki en önemli ticaret buluşmalarından olan HOST Istanbul, yerli üreticilerin en yeni tasarımlarını vitrine çıkarmaya hazırlanıyor. Sergilenen zengin ürün çeşitliğiyle fark yaratan fuarın 2023 buluşmasında sofra ve mutfak eşyaları, pişirme ekipmanları, plastik ev eşyaları ve bahçe aksesuarları, ev gereçleri, dekoratif ev ve mutfak eşyaları ile elektrikli ev aletlerine dair en son ürünler, yenilikler ve inovatif tasarımlar ziyaretçilerle buluşacak.
Tanyer Yapı Genel Koordinatörü Taylan Tanyer, KalDer İzmir Şubesi’nin gerçekleştirdiği 22. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’ndaki, “Sür Geleceğe” oturumuna konuk olarak, pandeminin şekillendirdiği yapı sektörünün son durumuna ilişkin bilgiler verdi.
Bu yılki Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’nun resmi sponsoru olan Tanyer Yapı’nın doğayla bütünleşik, yeşil enerjiye önem veren ve çevreci projelere imza attığını belirten Taylan Tanyer, pandemi sürecinin bu talebi artırdığına dikkat çekti.
Pandemilerin tüm toplumların yaşamını geçmiş dönemlerden itibaren etkilediğini dile getiren Tanyer, “Tarihe baktığımızda pandemilerin şehir planlamasını, konutları ve insanları nasıl etkilediğini görüyoruz. Günümüzde de benzer bir süreç yaşıyoruz. İnsanlar artık doğayla iç içe yaşam arzuluyor. Eskiden misafirlerimizi evlerde ağırlardık. Artık dışarıda kafelerde, açık alanlarda buluşuyoruz. Kadın günleri bile cafelerde yapılır oldu. AVM’ler marketler, eğitim ve sağlık kurumlarına olan yakınlık bir kent merkezinin sunduğu avantajlar olarak talep görüyor. Bu durum aslında kent merkezinin betonlaşmasına, yüksek binaların artmasına neden oluyor. Fakat pandemi ile birlikte evlerinde kapalı kalan insanların, temiz havaya, ormanlara ve doğaya özlemleri arttı. Müstakil konutlarda veya doğaya yakın yerlerde yaşama talebi giderek yükseliyor. Sürdürülebilir yaşam için, doğa dostu projelere ihtiyaç var” diye konuştu.
Pandemi, Konut Sektörüne Yeni Bir Yön Verdi
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte giyimden market alışverişine kadar pek çok şeyin internet üzerinden sipariş verilebildiğini kaydeden Taylan Tanyer, sözlerine şöyle devam etti: “Şehir dışında yaşama talebi konut sektörüne de farklı bir yön çizdi. İnternet üzerinden alışveriş imkanı, evden çalışma sistemi gibi nedenlerle kent merkezine olan talep yoğunluğu nispeten azaldı. İnsanlar artık doğanın, temiz havanın, organik ve sağlıklı beslenmenin kıymetini daha iyi anladı. Enerji konusunda da bir farkındalık söz konusu. İnsanlar kendi kendilerine yetecek bir yaşam sürdürebilir miyim? diye soruyor. Sürdürülebilir olan, bahçesi olan evleri tercih ediyor. Şehir dışına yerleşen insanlar kentin sunduğu avantajlardan da bir anda kopamıyor. Bu nedenle artık hem doğayla iç içe, hem de sosyal donatıları olan, sağlık, eğitim gibi imkanları da bir arada sunan yeni yaşam alanları tercih ediliyor. Bunları bir arada sunan hikayesi olan konut tiplerinin ve buna benzer yeni küçük merkezlerin yaratılması lazım. Tüm ihtiyaçların bütünsel olarak planlanması, temel ihtiyaçların yerinde çözülebileceği bir yaşam modeli tasarlanması önemli”
Yatırımcılar Artık Daha Bilinçli
Konut almak isteyen, ne istediğini bilen ve farkındalığı yüksek yatırımcıların, konutlarda belirli standartlar aradığını ve inşaat firmalarını da talepleri doğrultusunda yönlendirdiğini hatırlatan Tanyer, “Hayat değişiyor, insanlar artık daha bilinçli. Malzeme özellikleri ve teknik altyapıyı soruyor. Elektrikli araç şarj istasyonu var mı? Güneş enerjisinden faydalanıyor musunuz? gibi sorular geliyor. Site yönetimi, peyzaj düzenlemeleri gibi konular merak ediliyor. Tanyer Yapı olarak temelini attığımız Tan Urla projemizde, bu taleplere cevap verir nitelikte bir yaşam konsepti tasarladık. Çevreci ve yeşil enerji konseptine sahip modern köy projemizle, hobi bahçelerine de özel önem verdik. Tan Urla’da artık sağlıklı yaşam imkanlarının yanı sıra; bir sağlık merkezi de bulunacak. Güzellik ve spor merkezi ön planda olacak. Urla’nın sahip olduğu gastronomi kültürünü ve yerel lezzetlerini yansıtan şef restoranlarımızla da misafirlerimizi ağırlamak istiyoruz”
Ankara Büyükşehir Belediyesi, yağlı güreş müsabakaları ile eğitimlerine yer verilecek olan tesisin inşaat çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, daha önce Rıza Kayaalp ve Taha Akgül Spor Kompleksi’ni hizmete açan büyükşehir belediyesinin yeni bir kompleksi kente kazandırmak için çalıştığı belirtildi.
Macunköy Mahallesi’nde hizmet verecek tesisin yapımının devam ettiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Toplam 750 metrekare kapalı alan ve iki kattan oluşacak merkezde, yağlı güreş sahası, 20 araç kapasiteli otopark, 40 sporcunun kalabileceği dinlenme odaları ile soyunma odaları ve duş alanları bulunacak. Binanın alt katında fuaye oturma alanı, iki yönetim odası ve mutfak yer alırken, üst katta ise sporcuların dinlenme amacı ile kullanacağı 9 adet yatakhanenin olması planlandı. Yaklaşık 60 sporcuya hizmet vermesi planlanan kompleksin kasım ayında hizmete açılması hedefleniyor.”
Konya’nın Karatay ilçesine değer katacak 60 milyon TL’lik Gençlik, Eğitim ve Spor Merkezi’nin temeli düzenlenen törenle atıldı.
Merkezin temel atma töreninde konuşan Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Karatay Gençlik, Eğitim ve Spor Merkezi’nin şehre önemli bir değer katacağını kaydetti. Söz konusu projenin, son 3 yılda Karatay’da temelini attıkları 102’nci yatırım olduğunu vurgulayan Başkan Hasan Kılca, “Projemizin önemli bir özelliği var, projemizin mevcut alanında önceden atıl durumda olan bir halı sahamız vardı. Vatandaşlarımız, bu bölge için bizlerden yeni bir çalışma istedi. Bölgenin çevresinde arkadaşlarımız 1 ay kapı kapı dolaşarak anket çalışması yaptılar. Elde ettiğimiz verileri değerlendirdik. Plana ve alana uygun istek, talep ve önerileri dikkate alarak birçok donatıyı bu projemizde buluşturduk. Gönül Belediyeciliği vizyonundan aldığımız ilhamla, çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Eskişehir, Sarıcakaya’da inşaat çalışmaları başlatılan TOKİ projesi hakkında konuşan Sarıcakaya Belediye Başkan Vekili Ramazan Işık, ilçe açısından büyük bir proje olduğunu söyledi.
TOKİ projelerinin önemine dikkat çeken Işık, “İlçemiz açısından büyük bir hizmettir. TOKİ konutlarını yapmakta ki diğer bir amacımız da ilçemizde ev sayısını çoğaltarak orta gelir ve alt gelir grubunun daha kolay ev alabilmesini sağlayabilmektir.’’ ifadelerini kullandı.
Işık, ilçenin konut ihtiyacını karşılamak için TOKİ tarafından yapımı devam eden 77 konut projesinin çalışmalarını yerinde inceleyen Işık, 10 bin metrekare inşaat alanında yürütülen çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alırken, “Bu alanda toplamda 77 konut ve 4 dükkân yapılacak. 3+1 iki adet ve 2+1 üç adet olmak üzere 10 dönüm arazi üzerinde 5 blok kurularak çalışmalar hızla devam etmektedir ve inşallah en hızlı bir şekilde doğru finansal bir modelle vatandaşlarımızı evlerine kavuşturmak istiyoruz. Hızla gelişmekte olan ilçemiz içinde en temel konulardan birisi de kuşkusuz olarak konut ihtiyacının artması olmuştu. Bu çerçevede ilçemizin bu ihtiyacını karşılamak adına desteklerini esirgemeyen hükümetimize, bakanlıklarımıza, milletvekillerimize teşekkür ederim.” dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında toplam 4 bin 57 adet cami inşa etti.
TDV tarafından yapılan duyuruya göre, bugüne kadar Türkiye’de 3 bin 950, yurt dışında ise toplam 105 cami inşa edildi. Terör saldırısı nedeniyle zarar gören 650 caminin bakım ve onarım çalışmaları tamamlandı.
TDV Genel Müdürü İzani Turan, 1967 yılında yapımına başlanan fakat bitirilemeyen Ankara Kocatepe Camisi’nin de ibadete açıldığını bildirdi. Terör saldırısında zarar gören 152 caminin tefrişatının yapıldığını söyleyen Turan, “Başkanlığımızla iş birliği içerisinde 121 üniversite camisi inşa etmeye başladık. Şu an 7 ilimizde 9 cami inşaatının da yapımı devam ediyor.” dedi.
Dünyanın dört bir yanına cami inşa ettiklerini ifade eden Turan, “ABD, Haiti, İngiltere, Rusya, Belarus, Kırım, Kıbrıs, Japonya, Filipinler, Filistin, Somali, Cibuti, Kazakistan ve Kırgızistan olmak üzere son dönemde 14 ülkede 24 camiyi Müslümanların istifadesine sunduk. 19 ülkede ise kardeş şehir camilerimiz bulunuyor. Suriye’nin kuzey bölgesinde savaşta zarar gören 491 caminin bakım ve onarımını yaptık. Şu anda Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Rusya, Irak- Kerkük ve Kırgızistan olmak üzere 7 farklı ülkede 7 cami inşaatı devam ediyor. Bu yıl içinde Bosna Hersek’te yapımı devam eden Ahi Evran Veli Kırşehir Camisi ile Arnavutluk’taki Tiran Namazgah Camisi ve Külliyesini tamamlayarak ibadete açmayı planlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Burhaniye Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan yol yapım ve onarım çalışmaları hızla devam ediyor.
Burhaniye’de alt yapı çalışmalarından ve doğalgaz döşenmesinden kaynaklı bozulan yollar, ilçe genelinde aralıksız yapılan çalışmalarla yenilenmeye devam ediyor.
Geriş Mahallesi Küçük Ceylan Sokak, Mahkeme Mahallesi Taylı Caddesi ve Cumhuriyet Mahallesi 32. Sokak’ta parke taş tamirat çalışmaları devam ediyor. Yol yapım çalışmaları hakkında bir açıklama yapan Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, Burhaniye Belediyesi olarak ilçe yollarının etap etap yapıldığını ve Doğalgaz hat döşeme ve aboneliklerden kaynaklı bozulan yolların ivedilikle yenilendiğini; abonelik işlemlerinin devam etmesinden dolayı çalışmalarında program dahilinde süreceğini belirtti.
1 Ekim itibarıyla yürürlüğe giren Tüketici Kanunu ile Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yapılan düzenlemeler, ön ödemeli olarak satışa sunulan konutların teslim süresini 3 yıldan 4’e çıkardı. Uzmanlar tüketicilerin 1 yıl daha kira ödememesi için projenin teslim tarihinin sözleşmede açıkça belirtilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Ticaret Bakanlığı tarafından Tüketici Kanunu ile Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yapılan düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle tüketici haklarında yeni bir sayfa açıldı. Taksitli alışverişte ödeme güçlüğüne düşen tüketiciye kolaylık sağlayan, tüketici kredilerinde sigorta zorunluluğunu kaldıran, e-ticaret sitelerinin sorumluluk alanını genişleten yeni düzenlemeler, ön ödemeli konut satış sözleşmelerinde teslim süresini 3 yıldan 4 yıla çıkardı.
Türkiye’nin dört bir yanında başlatılan kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından konut sahiplerine en yüksek bin 500 lira kira yardımı sağlandığını kaydeden Avukat Nilsu Yıldız Hazer, şu açıklamalarda bulundu: “Yükselen enflasyonla artışa geçen kira fiyatları, konutunu kentsel dönüşüm projesi kapsamında değerlendirenlerin bütçesini zorluyor. Tüketici Kanunu ile Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle ön ödemeli konut satış sözleşmelerinde teslim süresinin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması, konut sahiplerini 1 yıl daha kira ödemek zorunda bırakabilir. Av. Nilsu Yıldız Hazer, kat maliklerinin olası bir gecikme durumunda mağduriyetlerinin artmasının önlenmesi için müteahhitle yapacakları sözleşme ile bu süreyi 4 yıldan daha az olarak belirleyebileceklerini ve aynı şekilde bu sürenin aşılması durumunda kendileri için ayrı bir kira yardımı talep edebileceğinin altını çizdi.
Düzenlemeler, ön ödemeli olarak satışa sunulan konutların, sözleşmede belirlenen tarihte tüketicilere teslim edilmesi zorunluluğunu getiriyor. Kentsel dönüşüm projesi kapsamında hazırlanan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde inşaatın başlama ve teslim tarihi açıkça belirtilmeli. Bu sürelerinin aşılması durumunda kat maliklerini koruyan yaptırımların sözleşmede yer almasının önemi hayli büyük. Yükselen kiralar ve geciken teslimatlar kentsel dönüşümzedeler yaratabilir!”
Kat Malikleri Arasındaki Uyuşmazlıkların Önüne Sözleşmeyle Geçilebilir
Kentsel dönüşüm projelerinin birden çok kat malikini ilgilendirdiği için hukuki prosedürlerin tüm kat maliklerinin haklarını koruyacak şekilde yürütülmesi gerektiğine değinen Avukat Nilsu Yıldız Hazer, “Sözleşme aşamasında projenin arsa alanı, inşaatın gerçekleştirileceği bölüm ve kat maliklerinin haklarına düşen metrekareler detaylı olarak belirlenmeli. Projenin bağımsız bölümlerinin konumu, kat maliklerinin bu bölümlerde sahip olduğu alanlar net olarak çizilmeli. Bu sayede kat malikleri arasında ileride oluşabilecek uyuşmazlıkların önüne geçilebilir. Sözleşmede arsanın tapu devrinin müteahhite hangi zamanlarda ve miktarlarda yapılacağının yer almasının da büyük bir önemi bulunuyor. Çünkü tapunun tamamının veya büyük bir çoğunluğunun inşaatın başlangıcında müteahhitte devredilmesi durumunda süreç daha çok müteahhitin inisiyatifine kalabiliyor. Bu durumda kat maliklerine tapu devri gecikebiliyor” ifadelerinde bulundu
Teknik şartnameyle mağduriyetler önlenebilir
Tapu Müdürlüğü ya da noter tarafından düzenlenmeyen kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçersiz sayıldığını belirten Avukat Nilsu Yıldız Hazer, bu hususun gözden kaçırıldığı ve müteahhitle adi sözleşme yaparak sürece başlayan çok sayıda mağdur tüketicinin olduğuna dikkat çekti: “Sözleşmede projenin ruhsat sürecinin kim tarafından yürütüleceği de açıkça belirtilmeli. Sözleşmeye ek olarak hazırlanan teknik şartnameyle inşaatın kalitesini belirleyen hususların detaylarına yer verilmeli. Teknik şartnamede inşaatta kullanılacak malzemelerin teknik özellikleri, ortak kullanım alanlarının detayları, tüm konutların konumu ve planına ayrı ayrı yer verilmeli. Bu sayede kat malikleri açısında oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçilebilir” dedi. Değişen ekonomik koşullarda mevcut projelerde fiyat artışı talep eden müteahhitlerin veya yapılacak yeni sözleşmelerde fiyat garantisi vermeyen müteahhitlerin çok fazla olduğuna dikkat çeken Av. Nilsu Yıldız Hazer, bu hususların da detaylıca her bir sözleşme ve taşınmaz özelinde değerlendirilmesi ve kat maliklerinin haklarını koruyan ve önlerini görebilecekleri bir sözleşme ile projeye başlamalarının önemini vurguladı.
Akıllı ve sürdürülebilir binalara ilgi artarken, 20 yıldır Almanya’da yaşayan Salih Sönmez; inşaat, emlak, ithalat, ihracat ve proje üretimi alanlarında hizmet veren şirketi Einz A Group aracılığıyla, Avrupa’daki çalışma modellerini ülkesine taşımaya hazırlanıyor. Almanya merkezli şirket, Türkiye pazarına daha sağlam ve sürdürülebilir yapılar kazandırmayı hedefliyor.
Dünya nüfusunun sürekli artması, kentleşme ve iklim krizi inşaat sektörünün yeşil dönüşümünü tetikliyor. Architecture’ın yayımladığı veriler, önümüzdeki 40 yıl içinde küresel yapı stokuna her ay 230 milyar metrekare ekleneceğine işaret ederken, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yarısını (yüzde 47) oluşturan inşaat sektöründe sürdürülebilir binalara ilgi artıyor. İMSAD’ın Yapı Sektörü Raporu 2021 raporuna göre, Türkiye’de yalnızca 518 yeşil bina sertifikası bulunurken, 20 yıldır Almanya’da yaşayan Salih Sönmez, Avrupa’daki çalışma modellerini ülkesine taşımaya hazırlanıyor. Emlak, lojistik, ithalat, ihracat ve proje üretimi alanlarında hizmet veren Almanya merkezli Einz A Group’un inşaat kolu olan Einz A Home ile Türkiye pazarına gireceğini duyuran Salih Sönmez, ülkesine daha sağlam ve sürdürülebilir yapılar kazandırmayı hedefliyor.
Türkiye’ye yeni bir kentsel yapılaşma modelini getireceklerini söyleyen Einz A Group Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sönmez, konuyu şu sözlerle değerlendirdi: “16 yıldır Almanya’nın Hannover kentinde faaliyet gösterdiğimiz Einz A Group olarak inşaat, emlak, ithalat, ihracat ve proje üretimi alanlarında hizmet veriyoruz. Bu sektörlerdeki çalışmalarımıza her geçen gün bir yenisini ekleyerek farklı alanlarda başarılara imza atıyoruz. Uygulamalarımızı ve çalışma modelimizi globalleştirme vizyonuyla çıktığımız yolculukta, Türkiye pazarında da yer almaya karar verdik. Kent nüfusunun her geçen gün artmasıyla bölge bazlı yeniliğe giden Türkiye’deki faaliyetlerimizle hem ülke ekonomisine katkıda bulunmayı, hem de daha sağlam ve sürdürülebilir yapılar inşa ederek uzun vadede yeşil yapı dönüşümü başlatmayı hedefliyoruz.”
“Türkiye’de 20 Yaşındaki Binaların Yenilenmesine İhtiyaç Var!”
Projelerinin modern yapılaşma, özgün tasarım ve kaliteli işçilik nitelikleriyle insanların yaşam alanlarını iyileştirerek sürdürülebilir kılacaklarını belirten Salih Sönmez, ülkemizde gözlemlediği yapılaşmaya dair düşüncelerini şu şekilde açıkladı:“Türkiye hem bir deprem ülkesi olduğu için, hem de büyükşehirlere göç oranları yükseldiği için kentsel dönüşüm artık bir mecburiyet haline geldi. Bu süreçte yıkılarak yenisi yapılan yapıların yaşları 20 – 25 bandında değişiyor. Bir binanın bu kadar kısa sürede yenilenme ihtiyacı duyması, yapılardaki işçiliğin de yetersiz kaldığını işaret ediyor. Kalite ve güvenliği esas alan Einz A Group olarak, Türkiye’de kendi tasarlayacağımız yeni yapı modellerini hayata geçirmek istiyoruz.”
Yerel Pazardan Gelen Teklifleri Değerlendiriyorlar
Alman kalitesiyle geliştirecekleri projelerde ABD ve Avrupa’nın yapım modellerini uygulayacaklarının altını çizen Einz A Group Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sönmez, “Başlangıç için seçtiğimiz İstanbul, İzmir ve Bodrum’dan kat karşılığı arsa, otel ve villa projelerinin yanı sıra yatırımcı olmak isteyen kişi ve kurumlardan teklifler alıyoruz. Bu teklifleri değerlendirme aşamasındayız. Elbette bu işle ilgilenenlerin çoğu bunu ticari kaygılarla yapıyor. Fakat biz insanların sürdürülebilir, güvenli ve ferah alanlarda yaşamalarını önceliklendiriyoruz. Üstelik yalnızca inşaat alanında da çalışma yapmakla sınırlı kalmıyor, deneyimli ekibimizle birlikte proje alanlarında müşterilerimiz için en uygun mülkü buluyor, ithalat ve ihracat gibi alanlarda da danışmanlık hizmeti veriyoruz” dedi.
Türkiye’deki İş İnsanları İle Vakıf Kurarak Sosyal Sorumluluk Çalışmaları Yapacaklar
Bu süreçte müşterileriyle farklı alanlarda uzun vadeli işbirliklerine imza atmayı amaçladıklarını aktaran Salih Sönmez, Türkiye’de hayata geçirecekleri diğer projeler hakkında da şu bilgileri paylaştı: “İnşaat faaliyetlerimizin yanı sıra Türkiye’nin önde gelen iş insanlarının ve cemiyetin birçok önemli isminin yer alacağı bir vakıf kuruyoruz. Vakıfta, kadına şiddet, hayvan hakları ve yoksul öğrencilere eğitim desteği gibi konulara odaklanmayı amaçlıyoruz. Vakfımızda hayata geçireceğimiz faaliyetlerin yalnızca ülkemizle sınırlı kalmaması için Avrupa ülkelerindeki liderle de görüşüyoruz. Bu sayede Avrupa’nın birçok yerinde şube açarak çalışma ve kampanyalarımızdan elde ettiğimiz maddi, manevi birikimleri coğrafya fark etmeksizin desteğe ihtiyaç duyan herkese ulaştıracağız. Gelecek dönemde geliştireceğimiz fikirlerle de yalnızca yapı değil, tıpkı vakıfta olduğu gibi toplum yararına da birçok çalışma gerçekleştireceğiz.”
Endeksa tarafından yapılan İstanbul konut piyasası araştırmasına göre; kentte, konut fiyatları son bir yılda yüzde 241, kiralar ise yüzde 145 oranında arttı.
Yapay zekâ destekli gayrimenkul değerleme platformu Endeksa’nın Eylül sonu verilerine göre, İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 241 seviyesinde gerçekleşirken, ortalama konut metrekare satış fiyatı 20 bin 208 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 424 bin 960 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi 19 yıl oldu. İstanbul’da yıllık değer artışı en yüksek ilçeler ise sırasıyla Şişli, Beyoğlu ve Ataşehir oldu.
Şişli’de konut fiyatları son 1 yılda yüzde 347 arttı. Şişli’de ortalama konut metrekare satış fiyatı 35 bin 865 TL olurken, ortalama konut satış fiyatı 4 milyon 052 bin 745 TL seviyesinde gerçekleşti. Beyoğlu’nda son 1 yıldaki değer değişimi yüzde 333 olurken, ortalama konut metrekare satış fiyatı 31 bin 441 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 164 bin 100 TL oldu. Ataşehir’de yüzde 300 artan fiyatlar ortalama konut metrekare satış fiyatının 26 bin 955 TL’ye yükselmesine neden oldu. Ataşehir’de ise ortalama konut fiyatı 3 milyon 99 bin 825 TL.
Endeksa verilerine göre ortalama konut metrekare satış fiyatı en yüksek ilçeler sırasıyla Sarıyer, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy. Ortalama konut metrekare fiyatı Sarıyer’de 65 bin 593, Beşiktaş’ta 63 bin 246, Kadıköy’de 46 bin 775, Bakırköy’de 46 bin 070 TL’ye ulaştı. Endeksa verilerine göre ortalama metrekare kira baz alındığında kira değerinin en yüksek olduğu ilçeler sırasıyla Sarıyer, Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli. Bu ilçeler hem konumu itibariyle çok değerli hem de herkesin oturmak istedi yerler. Bu durum da ister istemez kiralara yansıyor. Sarıyer’de ortalama metrekare kira 216 TL, ortalama kira ise 25 bin 475 TL. Beyoğlu’nda ortalama metrekare kira 177 TL, ortalama kira 17 bin 679 TL oldu. Beşiktaş’ta ise ortalama metrekare kira 176 TL, ortalama kira 21 bin 197 TL.
Verileri değerlendiren Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, “İstanbul’un hem iç pazar hem de yabancıya konut satışı anlamında zirvede yer alması sadece kendi sınırlarında değil ülke çapında da konut pazarının şekillenmesine etki etmesini sağlıyor. İstanbul’da yükselen fiyatlar ve şehrin kaotik yapısı nedeniyle kentin çevresinde yer alan Tekirdağ, Yalova, Sakarya, Kocaeli gibi illerin Sapanca, Kartepe, Şarköy, Çınarcık gibi ilçeleri son dönemde ciddi bir ilgi görüyor. Bunun yanında özellikle pandemi döneminde İstanbul’dan sahil şeridindeki ilçelere doğru başlayan göç Bodrum, Urla, Seferihisar, Çeşme, Datça gibi yerlerde fiyatların beklentinin çok üzerinde artmasına neden oldu. Kısacası İstanbul gayrimenkul piyasasının en önemli kenti ve bu kentte yaşanan herhangi bir piyasa hareketi ülke piyasasını etkiliyor.” dedi.
Şehirleri ve binaları daha akıllı ve yaşanılası yerler haline getirirken yenilikçi mobilite çözümleriyle de sürdürülebilir bir geleceğe yatırım yapan TK Elevator, dijitalliği doğasında taşıyan ve enerji tasarrufu sağlayan yeni asansörü EOX’i Avrupa’da satışa çıkardı.
Yüzde 100 yeşil elektrikle üretilen EOX; rejeneratif sürücü teknolojisi, yeni ekolojik modu ve optimize edilmiş ağırlığı sayesinde yüzde 28’e kadar daha az enerjiye ihtiyaç duyuyor. Microsoft ve NVIDIA gibi ortaklarla geliştirilen EOX, her gün kullandığımız asansörleri bir akıllı telefon kadar kolay güncellenebilen dijital bir cihaza dönüştürüyor.
TK Elevator, iyileştirilmiş enerji verimliliği ve gelişmiş kullanıcı deneyimleri sunan dijital çekirdekli yeni asansörü EOX’in lansmanını gerçekleştiriyor. EOX, Orta-yüksek ve yüksek binalarda kullanılan sürdürülebilirlik ve son teknoloji dijital özellikleri standart olarak kullanma imkanını düşük katlı konut binaları için mimarlara, mülk sahiplerine ve yolcularına sunuyor.
Gücünü Microsoft bulut altyapısından ve yüksek performanslı hızlandırılmış NVIDIA donanımlarından alan EOX, müşteri ihtiyaçlarına göre evrilme yeteneğini bünyesinde barındırıyor. Dijital genişleme için gerekli olan tüm bileşenlerin daha ilk günden sisteme dahil edildiği asansör; gelecekteki güçlendirmeler için ihtiyaç duyulabilecek saha ziyaretlerini en düşük seviyeye indiriyor. Aynı zamanda yolcular, paylaşımlı bisikletlerde ve elektrikli scotterlarda olduğu gibi mobil cihazlarını kullanarak EOX’e bağlanıp bir sonraki boş kabini çağırabilecek, kabin içindeki yerleşik multimedya ekranındaki dinamik içerikleri izleyebilecek ve akıllı bakım özellikleri sayesinde iyileştirilmiş çalışma süresinden faydalanabilecekler.
Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan TK Elevator Avrupa ve Afrika CEO’su Inge Delobelle, “TK Elevator olarak hayata geçirdiğimiz EOX, müşterilerimize her geçen gün daha da artarak verdiğimiz değeri temsil ediyor. Bu sayede her gün kullandığımız asansörlere sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi zenginlikler kazandırabiliyoruz. Kentleşmenin her alanında sürdürülebilir çözümlere yönelik artan ihtiyaçlar göz önüne alındığında, EOX’in kentsel yapıların büyük çoğunluğunu oluşturan konut yapılarına büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz.” dedi.
Sürdürülebilir Özellikleriyle Ön Plana Çıkıyor
EOX; düşük tüketimli kayış teknolojisine, trafik yapılarını öğrenen ve bunlara göre ayarlanan ekoloji modu gibi optimize edilmiş enerji tasarrufu sağlayan özelliklere ve binalara enerjiyi geri veren rejenaratif sürücü sistemine sahip. Optimize edilmiş asansör ağırlığı sayesinde EOX daha düşük karbon ayak izine katkıda bulunuyor. Bu sayede müşteri sahalarına nakliye sırasında yakıta duyulan ihtiyacı azaltıyor ve CO2 emisyonlarında ortalama yüzde 10’un üzerinde bir düşüş sağlıyor. Ek olarak, asansörü kuyuda hareket ettirmek için yüzde 28’e kadar daha az enerjiye ihtiyaç duyuluyor.
TK Elevator’ın yüzde 100 yenilenebilir elektrikle çalışan Avrupa fabrikalarında üretilen EOX, A sınıfı enerji verimliliği derecesine sahip olmasıyla da ön plana çıkıyor. Müşteri portalındaki bir gösterge panosu, müşterilere günlük, aylık ve yıllık olarak asansörün enerji tüketimi ve tasarrufları hakkında tamamen şeffaf bilgiler sağlıyor.
Dijitallik Doğasında Var
EOX ile dijitallik bir lüx değil, bir standart olma özelliği taşıyor. Her asansör, kapsamlı bir dizi dijital özellikle ve gelişmiş seçeneklere tek tıkla erişim imkânı sağlanan bir müşteri portalı ile birlikte sunuluyor.
Ürünün standart özellikleri arasında kablosuz yazılım güncellemeleri, bir akıllı telefondan asansör kabini çağırmak için kullanılacak olan AGILE, multimedya ekranı, video ve sohbet iletişimi için etkinleştirilen VoIP hücresel arayıcıya sahip dijital acil durum sistemi, kabin içi optik sensör ve arızaları önlemek için ivmeölçer bulunuyor. Tüm bunların yanı sıra asansörün performansı gerçek zamanlı olarak izlenebiliyor ve abonelikler gelişmiş seçenekler için uzaktan etkinleştirilebiliyor. Bina yöneticileri de bildirim ve kritik uyarı ayarlarını kendileri yönetebiliyor.
EOX’te bulunan asansör izleme ve kontrol özelliği, inşaat veya yenileme çalışmaları gibi durumlarda belirli katlara erişimin kısıtlanabilmesini sağlıyor. Mevcut bina yönetimi uygulamalarına, Uygulama Programlama Arayüzü (API) bağlantısı ile bağlanılabiliyor. EOX ayrıca TK Elevator’ın geniş kapsamlı akıllı ve öngörücü bakım hizmetleri yelpazesi, uzaktan müdahale yetenekleri ve özelleştirilebilir multimedya ekranı ve içerikleri gibi gelişmiş pek çok özelliği bünyesinde barındırabiliyor.
Microsoft ve NVIDIA İş Birliğiyle Geliştirildi
TK Elevator, EOX’in dijital çekirdeğinin en yüksek standartlarda olmasını sağlamak amacıyla, bulut altyapısı ve işlemci çekirdeği için Microsoft ve NVIDIA ile iş birliği gerçekleştirdi.
Bu iş birliğiyle ilgili açıklamalarda bulunan Microsoft Üretim ve Tedarik Zinciri, Küresel Öncülük Başkan Yardımcısı Çağlayan Arkan, “Microsoft ve TK Elevator, yenilikçilik yolunda daha sürdürülebilir bir geleceği şekillendirmek için derin bir bağlılığı paylaşıyor. Azure bulut bilişim hizmetleri etrafında oluşturulan EOX; şehir planlamacılarına, mimarlara ve mülk sahiplerine enerji tasarrufu sağlamanın yanı sıra verimliliği ve yolcu güvenliğini artırma konusunda imkanlar sunuyor. İşletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerini ilerletirken aynı zamanda yeni değerlere kapı açmalarına yardımcı olan bu teknolojide uzun soluklu bir ortaklık kurmuş olduğumuzu ümit ediyorum.” şeklinde konuştu.
NVIDIA EMEA işletmesi Başkan Yardımcısı David Hogan ise “Güçlü bilgi işlem platformumuz NVIDIA Jetson Nano’yu, TK Elevator’ın yeni EOX’ine sunuyoruz. EOX’e entegre olan Jetson Nano, birden fazla sinirsel ağın paralel olarak çalıştırılmasını sağlıyor ve bu yetenek, gelişmiş yapay zekâ ve makine öğrenimini içeren gelecekteki tüm geliştirmelerin temelini oluşturuyor.” dedi.
EOX, Avrupa genelinde bugünden itibaren müşterilerin kullanımına sunuluyor.
Aydın’ın Buharkent ilçesinde içerisinde doğal yaşam alanlarının yer alacağı, vatandaşların vakit geçirebileceği parkın inşaat çalışmaları hızla sürüyor.
Buharkent Belediyesi, Kent Müzesi, Organize Sanayi Bölgesi gibi yatırımların ardından park projesine başladı. İlçe genelinde vatandaşların vakit geçirebileceği içerisinde doğal yaşam alanlarının bulunacağı parkta çalışmalar aralıksız devam ediyor. Zafer Mahallesi’nde 4 dönümlük alan üzerine kurulacak olan park içerisinde ise kafeterya, kamelyalar, çocuk alanı, yeşil alan, fitness alanı ve yürüyüş alanı yer alacak.
İnşaat çalışmalarının yapıldığı alanı ziyaret ederek incelemelerde bulunan Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol, “Yine güzel bir proje ile karşınızdayız. Zafer Mahallesi sanayi sitesi yanında bulunan 4 dönüm alan üzerine kurulacak olan parkımızın inşaat çalışmaları devam etmekte olup, parkımızın inşaat çalışmalarını inceledik. İnşallah en yakın zamanda siz değerli halkımızın hizmetine sunacağız. Parkımızda kafeterya, kamelyalar, çocuk alanı, yeşil alan, fitness alanı ve yürüyüş yolu olacak.” dedi.
Banyoların kullanıcıların farklılığını yansıttığına ve herkes için ideal banyo ürünleri bulunduğuna inanan Villeroy & Boch, bu iddiasını Loop & Friends serisiyle sürdürüyor.
Mükemmel formlar ortaya koyan seriyle, banyo mekanının küçük ya da büyük olmasına, yuvarlak ya da köşeli tasarımlar tercih edilmesine bakılmaksızın, farklı ihtiyaç ve zevklere karşılık gelen banyo mekanları yaratılabiliyor.
Loop & Friends’in lavaboları; oval, dikdörtgen ve yuvarlak olmak üzere 3 formda, çanak, tezgah üstü ve tezgah altı alternatifleriyle sunuluyor. Lavabolarda standart alpin ve mat beyaz renklerin yanı sıra son modarenklerden ebony, graphite ve badem kullanılıyor. Renkli lavabolar, evlerin yanı sıra, otel ve restoranların banyolarına farklı bir boyut kazandırıyor.
Yalıtımın lider markası İzocam, pandeminin etkilerinin azalması ile birlikte 2 yıldır ara verdiği yurt dışı bayi seyahatlerine hızlı başladı. Mayıs ayında gerçekleşen iki ayrı turla, Budapeşte’yi ve Kuzey Baltık ülkelerini görme fırsatı yakalayan İzocam bayileri, Eylül ayında ise “Beyaz Şehir” olarak anılan Belgrad’ın tarihi ve büyüleyici atmosferini birlikte keşfettiler.
Yalıtımın lider markası İzocam, pandeminin etkilerinin azalması ile birlikte 2 yıldır ara verdiği yurt dışı bayi seyahatlerine başladı. İzocam, bu yıl 29 Mart’ta “Geleceği birlikte kazanalım” mottosuyla çevrimiçi düzenlediği 2022 İzocam Uluslararası Bayi Toplantısı’nın ardından, yurtiçinde ve yurtdışında başarı sağlayan bayilerini 3 farklı yurtdışı seyahatiyle ödüllendirdi. Mayıs ayı içinde ilk olarak Budapeşte’yi keşfe çıkan İzocam bayileri, diğer organizasyon olan Kuzey Baltık Turu ile de Helsinki, Riga ve Tallinn şehirlerini görme fırsatı yakaladılar. İzocam bayileri, Eylül ayında ise “Beyaz Şehir” olarak anılan Belgrad’ın tarihi ve büyüleyici atmosferini birlikte keşfettiler.
Belgrad, Tarihi Dokusuyla Kendine Hayran Bıraktı
İzocam’ın bu yılki bayi gezilerinin son durağı, Avrupa’nın en eski kentlerinden biri olan ve “Beyaz Şehir” olarak anılan Belgrad oldu. 5-17 Eylül tarihleri arasında Sırbistan’ın bu özel şehrini gezme fırsatı yakalayan İzocam bayileri, olağanüstü manzaralar eşliğinde eşsiz bir gezi deneyimi yaşadılar. 400 katılımcıyla gerçekleşen tur kapsamında, Belgrad’ın yanı sıra Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan ve “Sırbistan’ın Atina’sı” olarak anılan, ticaret ve kültür merkezi Novi Sad şehrine de özel bir gezi düzenlendi.
İzocam bayilerinin Belgrad Turu çerçevesinde gerçekleşen bir diğer önemli organizasyonda ise katılımcılar, 1699 yılında Hıristiyan müttefik ülkeler ile Osmanlı arasında imzalanan Karlofça Anlaşması’nın anısına Barış Şapeli’ni ziyaret ettiler. Tur boyunca Belgrad’ın eşsiz tarihini ve lezzetlerini keşfeden İzocam bayileri, unutulmaz anılarla dolu bir gezi deneyimi birlikte yaşadılar.
Yılın İlk Yarısında, Budapeşte ve Baltık Turları Büyüleyici Deneyimlere Sahne Oldu
Bu yılın ilk yarısında ise İzocam bayileri Mayıs ayında gerçekleşen iki ayrı turla, Budapeşte’yi ve Kuzey Baltık ülkelerini görme fırsatı yakalamıştı. Başarılı İzocam bayilerine özel organize edilen ilk seyahat 12-15 Mayıs’ta Orta Avrupa’nın en büyük ikinci şehri olan Budapeşte’ye gerçekleşti. Bayiler, 3 gece 4 günlük seyahat boyunca şehrin ünlü kafelerini, restoranlarını, tarihi ve doğal güzelliklerini birlikte keşfettiler. Seyahatin ilk gününde panoramik şehir turuna katılan bayiler, tarihi yönü ağırlıkta olan Buda ve modern bir yapıya sahip olan Peşt şehirlerinin sokaklarını ve renkli turistik caddelerini dolaştılar. Gezinin ikinci gününde Ezstergom’u ziyaret eden bayiler, yaklaşık 150 yıl Osmanlı himayesinde kalmış kentin tarihi kalesini ve Macar Katolik Kilisesi’nin merkezi Ezstergon Bazilikası’nı gördüler. Ertesi gün gerçekleşen Osmanlı eserleri turu ve Gül Baba Türbesi ziyareti sonrasında öğle yemeklerini alan bayiler, tarih dolu keyifli bir günü Cingan gecesi gibi kültürel bir eğlence ile noktalandırdılar.
Başarılı İzocam bayileri için organize edilen diğer seyahat ise 18-24 Mayıs’ta gerçekleşen Baltık turu oldu. Baltık ülkelerinin en güzel şehirlerinden Helsinki, Riga ve Tallinn, tarihi dokusu ile İzocam bayilerine büyüleyici bir deneyim yaşattı. Bayiler, 6 gece 7 günlük seyahat boyunca şehrin ünlü kafelerini, restoranlarını, tarihi ve doğal güzelliklerini birlikte deneyimleme imkânı elde ettiler. Seyahatin ilk gününde Helsinki’de panoramik şehir turuna katılan bayiler, Helsinki Katedrali, Senato Meydanı, Finlandiya Hükümet Sarayı, Helsinki Belediye Binası, Pazar Meydanı, Hristiyanlarca Kutsal kabul edilen Uspenski, Orthodox Katedrali, Havis Amanda Heykeli’ni gördüler. En iyi korunmuş Ortaçağ şehirlerinden biri kabul edilen Tallinn şehrinde, bayiler UNESCO’nun “Dünya Mirası” olarak koruma altına aldığı ve şehrin karakteristik özelliklerini taşıyan tarihi yapılar ziyaret ettiler. Tall Hermann Kulesi, Büyük Prens Alexander Nevsky Katedrali, Dome Kilisesi’ni gören İzocam bayileri, Toompea Kalesinin de bulunduğu Toompea Tepesi’nden şehrin en güzel panoramik manzarasının fotoğraflarını çektikten sonra günümüzde konser salonu olarak kullanılmakta olan St. Nicholas Kilisesi’ne de ziyaret gerçekleştirdiler. Gezinin son ayağı olan Riga turunda ise eski şehir merkezini keşfe çıkan İzocam bayileri, St. Peter’s Kilisesi, Brotherhood of the Blackheads Evi, Dome Katedrali, Büyük ve Küçük Guildhalls, St. Jacob’s Kilisesi, Riga Kalesi, Özgürlük Heykeli’ni görerek şehrin eşsiz mimarisine tanıklık ettiler.
MTC Holding Yönetim Kurulu Başkanı Togay Cömert, konut tasarımlarının yeni trendinde eko-ev projelerinin yer aldığını söyledi.
Yapı malzemelerinden alternatif enerji çözümlerine izolasyondan çevre dostu kimliğine kadar pek çok kriterin daha fazla ön plana çıktığını belirten Togay Cömert, inşaat sektöründe sürdürülebilir yapıların bugün ve gelecekte de revaçta olacağını savundu.
İnsanların değişen ihtiyaçları ve ev yaşamının daha özel hale gelmesi sonucunda “eko-evler”e olan ilginin arttığını dile getiren Cömert, inşaat sanayicileri olarak kendilerinin de bu özelliklere sahip yapı projelerini arttırdıklarını belirtti.
“Ekoevler”in yeşil mimari projelerine uygun şartlarda ortaya çıkarıldığından söz eden Togay Cömert sürdürülebilirlik kavramının inşaat sektörünü de etkilediğini ifade ederek şunları söyledi:
“Yenilenebilir enerji kaynaklarını barındıran, suların geri kazanımının sağlandığı, gün ışığından mümkün olduğunca çok yararlanan, güçlü ısı yalıtımın olduğu ve enerjisini kendi üreten ileri teknoloji çevreci yapılar yeni konut projelerinin gözdesi durumunda. Eko-evler çevre dostu ve ekonomik çözümlerle üretilen evlerdir. Yapı şeklinden enerji kullanımına, izolasyonundan ısıtma sistemine kadar her detayı doğaya vereceği zarar minimuma indirilecek şekilde tasarlanır. Alternatif enerji çözümleri ile kendi kendine yetebilen evlerdir. Eko-evlerde çelik ya da ahşap konstrüksiyon, ahşap çatı, ekolojik çatı, rüzgâr ve güneş panelleri, odun sobası gibi evin masrafını ve doğaya vereceği zararı en aza indiren yapı ve enerji çözümleri bulabilirsiniz. Geleceğin evleri artık hem çevre dostu hem de ekonomi dostu evler olacak.”
Günümüzde tüm dünyanın ortak ve en önemli problemleri sıralamasında, küresel iklim değişikliği ve ilerleyen yıllarda doğuracağı ciddi sonuçlar ilk sırada yer alıyor.
Bu kritik sorun özelinde, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakılması açısından ‘sürdürülebilirlik’ kavramının önemi de her geçen gün artırıyor. Yaşam Boyu Ortaklık 24: Büyümeyi Yönetmek stratejisi ile, insanların daha güvenli bir geleceğe adım atabilmeleri için çabalayan Generali Sigorta, iklim krizi ile mücadele kapsamında ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda küresel iklim değişikliğinin insan hayatında yarattığı ilginç etkileri kamuoyuyla paylaştı.
Sıcaklık Seviyesi 1 C° Arttı
Küresel iklim değişikliği ile ilgili yayımlanan bir rapora göre 1880 yılından bu yana dünyanın sıcaklık seviyesinin 1 C° arttığı görülüyor. Ayrıca tüm dünyada yağış rejimlerinde de ciddi değişiklikler söz konusu. Buna bağlı olarak sürdürülebilir tarım politikalarının uygulanması giderek zorlaşıyor ve tarım alanları zarar görüyor.
Su Altı ve Üstü Yaşam Zarar Görüyor
Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak 3 milyar yıldan fazla bir sürede oluşan biyoçeşitlilik giderek azalıyor. Orman yangınları, kuraklık, sel ve kasırga gibi doğal afetlerin sonucunda yok olan türlerin bir yıllık bilançosu 1000’i geçiyor. Öte yandan deniz suyu sıcaklığındaki artış nedeniyle su altındaki yaşam formu önemli ölçüde zarar görüyor.
Oksijen Seviyesi Azalıyor
Son yıllarda dünya genelinde ortaya çıkan ve binlerce hektarlık orman alanlarına zarar veren orman yangınları, küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçları arasında yer alıyor. Orman alanlarının yok olması bir yandan küresel iklim değişikliğini hızlandırırken diğer yandan da dünyadaki oksijen seviyesinin azalmasına neden oluyor.
İçilebilir Su miktarı Giderek Düşüyor
Her ne kadar dünyanın yüzde 75’i su ile kaplı olsa da içilebilir su miktarı yüzde 3’ün altında. Küresel iklim değişikliğinin doğal bir sonucu olarak içilebilir su miktarı giderek azalıyor. Uzmanlara göre kısa bir süre sonra canlı ekosistemi su krizi ile karşı karşıya kalacak.
Yaşam Alanları Daralıyor
Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan su seviyesi uygun ve elverişli yaşam alanlarının daralmasına neden oluyor. İlerleyen yıllarda bazı ülkelerin sular altında kalacağı tahmin ediliyor.
Ekonomiler Olumsuz Etkileniyor
Küresel iklim değişikliği uluslararası ölçekte başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere çeşitli alanlarda maliyetlerin yükselmesine neden oluyor. Ayrıca küresel iklim değişikliğinin etkilerini ve karbon salınımını azaltmak için devletler, kurumlar, kuruluşlar ve şirketler üretim ağına çeşitli yatırımlar yapmak durumunda kalıyor.
Hastalık Süreleri Uzuyor
Küresel iklim değişikliği nedeniyle gerçekleşen ısı artışı, hava kirliliği, buzulların erimesi, su ve gıda kalitesinin düşmesi gibi birçok etken, hastalık sürelerinin uzamasına ve hatta yeni tip virüslerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Günlük Bazı Alışkanlıkları Değiştirerek Dur Demek Mümkün!
İklim değişikliği küresel bir problem olsa da günlük hayattaki alışkanlıklarımızı değiştirerek küresel ısınmayla mücadele etme şansımız bulunuyor. Kullanmadığımız elektrikli aletlerin fişini çekmek, enerji tasarruflu ampuller kullanmak, mümkün olduğu kadar toplu araç kullanmak, yeşil alanları korumak, sadece tüketebileceğiniz kadar yiyecek almak, daha az çöp çıkartmak gibi minik adımlar atarak küresel ısınma ve iklim değişikliği problemlerine katkı sunmak mümkün.
Kendisini dünya genelindeki en zorlu su sorunlarını çözmeye adamış lider su teknolojisi şirketi Xylem’in Orta Doğu ve Türkiye Direktörü Naji Skaf konuyla ilgili yaptığı açıklamada, gezegendeki her bir insanın sürdürülebilir suya erişiminin sağlanmasının yalnızca temel bir insan hakkı değil, aynı zamanda iklim değişikliğini önleme stratejisinin de kritik bir parçası olduğunun altını çizdi.
Dünyanın dört bir yanında meydana gelen çevresel krizler ve su felaketleri; su ve suyun tüketimi konusunda bilinçli olmayı artık bir zorunluluğa dönüştürüyor. Birleşmiş Milletler’e göre iki milyardan fazla insan, büyük su problemi yaşanan ülkelerde yaşamını sürdürüyor. Birçok bölgede kuraklıklar şimdiden ciddi su kıtlığına neden oluyor. Nüfus ve su talebi arttıkça ve İklim değişikliğinin etkileri yoğunlaştıkça bu durumun daha da kötüye gitmesi bekleniyor. Suyu daha erişilebilir ve uygun fiyatlı, su sistemlerini ise daha esnek hale getiren teknolojiler ve çözümler hayata geçiren lider su teknolojisi şirketi Xylem ise suyun daha verimli kullanımı, korunması ve gelecekte yeniden kullanılması için var gücüyle çalışıyor.Suyun sürdürülebilirliğine katkıda bulunmayı amaçlayan şirket; su tasarrufunun önemine de her fırsatta dikkat çekiyor.
2025’e Kadar 16,5 Milyar Metreküpten Fazla Su Tasarrufu Sağlamayı Hedefliyor
İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması konusunda su tasarrufunun çok önemli bir rolü olduğunu belirten Xylem Orta Doğu ve Türkiye Direktörü Naji Skaf,“Xylem olarak, dünyanın karşı karşıya kaldığı su açmazının iki boyutu olduğuna inanıyoruz. Artan talebi karşılamak için arzı artırmak, genellikle doğal kaynakları tüketen ve gezegenimize zarar veren sürdürülemez çözümlerle gerçekleşiyor. Su kıtlığı, değişen demografiler, ekstrem hava koşulları ve eskiyen altyapı da kritik durumdaki su şebekelerini tehdit ediyor. İşte bu yüzden su konusunda her zamankinden çok daha akıllıca hareket etmeliyiz.Xylem’de iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması amacıyla su tasarrufunun sağlanması misyonumuzun merkezinde yer alıyor. Dünya çapındaki su problemlerini çözme taahhüdümüz, su kaybını önleyen ve suyun yeniden kullanımını mümkün kılan teknolojiler sayesinde 16,5 milyar metreküpten fazla su tasarrufu sağlayarak küresel su yönetimini optimize etmeyi içeren 2025 Sürdürülebilirlik Hedeflerimiz kapsamına girmektedir. Bunu su kaybını önleyen ve suyun yeniden kullanımını mümkün kılan teknolojiler sayesinde başaracağız” şeklinde konuştu.
“Su Tasarrufu İçin Birlikte Çalışmalıyız”
Doğru bir su yönetimi için gelişen teknolojilerin yüksek katma değer sağlayacağını vurgulayan Naji Skaf sözlerini şöyle noktaladı: “Günümüzde su yönetimi yeniden şekilleniyor. Bugün 10 yıl öncesinde erişilmesi mümkün görünmeyen su, enerji ve maliyet verimliliklerinin sağlandığına tanıklık ediyoruz. Bu anlamda bu teknolojilerden bütün gücümüzle yararlanmamız gerekiyor. Akıllı su şebekeleri yalnızca günlük su yönetimini iyileştirmeye hizmet etmekle kalmayıp aynı zamanda doğal afetler ve çevresel değişimler bağlamında su ihtiyaçlarının yönetilmesinde uzun vadeli bir rol üstlenecek. Kamu kurumları dijital inovasyon sağlayarak, ekonomik güvenlik ve büyüme üzerinde doğrudan bir etkiye neden olabilecek ve aynı zamanda çevre açısından katkılar sağlayacak olan endüstri, ticari, konut bina servisleri ve tarım gibi sektörler için su güvenliğinin arttırılmasını garanti edebilir. İyileştirilmiş su yönetimi ile nehirlerin, göllerin ve akarsuların daha az kirlenmesini sağlayabilir, daha güvenilir ve verimli şebekeler elde edilmesine imkân tanıyabiliriz. Su bizim en değerli kaynağımız. Onu korumak için birlikte çalışmalıyız. Daha fazla zaman kaybetmeden hepimiz üstümüze düşen görevleri yerine getirmeliyiz.”
Samsun’da inşaat çalışmaları tamamlanan Subaşı Yeraltı Mekanik Otopark projesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından hizmete açıldı.
Bölgenin tarihi dokusunu ortaya çıkarmak ve trafik akışını rahatlatmak amacıyla inşa edilen Subaşı Yeraltı Mekanik Otoparkı, kentte modern bir görünüm sağladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katıldığı törenle açılışı yapılan proje ile bölgenin park sorunu ortadan kaldırıldı.
Ayrıca proje çerçevesine dahil edilen 2. Abdülhamit Han tarafından yaptırılan 8 kurnalı Tarihi Hamidiye Çeşmesi de restore edilerek eski görünümüne kavuşturuldu. Öte yandan Hamidiye Çeşmesi’nin yanı sıra Tarihi Sa’di Mescidi de Subaşı’nda yaşatılacak. Tarihi mescidin inşaat çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor.
Cubo Boya’nın iç cephe kartelasında yer alan ‘Sedir’ rengi Sedir Ağacı’nın gövdesindeki tonlardan oluşuyor. Adını da Sedir Ağacı’ndan alan renk, tercih edildiği mekanlara da o gücü etkileyici bir şekilde yansıtıyor.
Doğada oldukça sık rastlanan renklerdir toprak ve ağaç tonları… Cubo’nun ‘’Sedir’’ rengi de bu tonlardan… Renk doğallığın modernlikle sentezi adeta.
Son yıllarda iç cephe duvar boyalarında gri tonlar kadar popüler olan kahve tonlar uzmanlara göre rahatlığı ve konforu simgeliyor.
Oldukça zengin ürün alternatifleri ve renk seçenekleriyle sektörde iddiasını ortaya koyan Cubo’nun bu anlayışla renk kartelasına dahil ettiği ‘Sedir’ rengine Sedir Ağacı’nın gövdesi ilham kaynağı olmuş. Özellikle Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgelerde sıkça rastlanan Sedir Ağacı, dayanıklı ve uzun ömürlü olmasıyla biliniyor. Cubo’nun bu ağaçtan öykünerek yarattığı renk, tercih edildiğinde doğanın güçlü izlerini duvarlara taşıyor.
Tamamen yerli sermaye ile boya sektörünün hızlı yükselen değeri Cubo’nun, ‘Sedir’ rengi, Cubo’nun tüm iç cephe boyalarında elde edebileceğiniz bir renk. Tercih edeceğiniz iç cephe boyası ipek mat, soft mat, mat görünümlü, su bazlı ve silinebilir özellikteki tüm ürün gruplarında hazır olarak bulunuyor.
Cubo’nun Sedir Rengi’ni “Boyacı Küpü Renklendirme Sistemi” ile yaratacağınız farklı renk tonlarıyla birlikte kullanarak sınırsız mekanlar, yaratıcı duvarlar tasarlayabilirsiniz.
Konya’da çelik merdiven ve korkuluk üretiminin önde gelen firmalarından biri olan A Dizayn, anahtar teslim profesyonel yapı çözümleriyle adından söz ettiriyor.
1994 yılından bu yana Konya’nın önde gelen imalat firması haline gelen A Dizayn, alanında tecrübeli teknik personelleriyle birçok ürünün altına imza attı. Firma, gelecekte de kalitesinden ödün vermeden çalışanları ile birlikte bu sayıyı yükseltmeyi hedefliyor.
Tek bir yüklenici olarak komple çözümler sunmayı ilke edinen firma, değişen şartlar ve müşteri beklentilerine karşı kendini geliştirmeyi başarmış ve alanının tüm kategorilerinde bunu gerçekleştirmektedir.
Kaliteli Ürün Çeşitleri A Dizayn’da!
‘Kaliteli ve ekonomik ürün’ sloganıyla yola çıkan firma, çelik merdiven, ahşap ve granit basamaklı merdiven, cam basamaklı merdiven, paslanmaz korkuluk, krom ve pleksi korkuluk, otomatik döner kapı, kayar otomatik kapı, kanatlı otomatik kapı, özel tasarım sehpa ve özel tasarım projeler gibi çeşitli ürün seçenekleriyle yapı çözümleri sunuyor.
Ayrıca firma, ürün çeşitliliğinin yanı sıra Spaarks markası adı altında sanatsal tabloların imalat ve pazarlamasını da yapıyor.
Alış veriş merkezleri, fabrika idari binaları ve otellerin birbirinden değerli referanslarına sahip olan A Dizayn, ürün/hizmet kalitesini yüksek otomasyon ve esneklik kavramlarıyla beraber geliştirmeye devam ediyor.
Kocaeli Valiliği Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan toplantıda konuşan Vali Serdar Yavuz, 2022 yılı için planlanan 612 adet projeden 123’ünün tamamlandığını söyledi.
İlçe Kaymakamları, Karayolları Birinci Bölge Müdür Vekili Arif Yıldız, DSİ Birinci Bölge Müdürü Murat Şayan, Ulaştırma ve Altyapı Müdürlüğü Birinci Bölge Müdürü Ömür Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Gökmen Mengüç, İzmit Belediye Başkan Yardımcısı Emirşah Torun ve birim müdürlerinin katılım gösterdiği toplantıda, Vali Serdar Yavuz çeşitli açıklamalarda bulundu.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Yavuz, ‘’Kocaeli’de 2022 yılında, kamu kurumları ve mahalli idarelerin yatırım programlarında toplam 612 proje bulunmaktadır. Dokuz aylık dönem sonu itibarıyla biten proje sayısı 123, devam eden proje sayısı 389, ihale aşamasında bulunan proje sayısı 32, henüz başlamayan proje sayısı 49 ve tasfiye halinde bulunan proje sayısı ise 19’dur. 2022 yatırım programında yer alan yatırımların proje tutarı toplam 29 milyar 636 milyon TL’dir. Dokuz aylık dönem sonu itibarıyla bu ödenekten yapılan harcama toplam 5 milyar 63 milyon TL’dir. Yılın ilk dokuz ayında yıllık ödeneğe göre nakdi gerçekleşme oranı yüzde 46,46’dır. Yatırımların yerinde izlenerek varsa sorunların zamanında çözüme kavuşturulması, özellikle önemli ölçüde fiziki gerçekleşme sağlanmış yatırımların bir an önce tamamlanarak hizmete sunulması konusunda kurum ve kuruluşlarımız tarafından azami gayret gösterilmesi gerekmektedir.’’ dedi.
Bölge müdürlerinin yapmış olduğu sunumda ise projeler hakkında detaylardan bahsedildi. İlk konuşmayı gerçekleştiren Karayolları Bölge Müdür Yardımcısı Arif Yıldız, ‘’Karayollarının Kocaeli’de 560 kilometre yol hattı bulunuyor. Toplam 10 adet projemiz bulunmakta. Toplam bedel 3,6 milyar TL’dir. 2022 yılında 437 milyon TL harcanmıştı. İzmit Kandıra Kaynarca Yolu birinci projemiz. Şimdiye kadar 10,2 kilometre tamamlandı. Bu yıl da 4 kilometre kesimi tamamlamayı hedefliyoruz. İkinci işimiz Tarihi Sultan Süleyman Köprüsü’nün restorasyon işi. Sene sonuna kadar çalışmaları tamamlamayı hedefliyoruz.’’ şeklinde konuştu.
Yenilenebilir ve temiz enerji alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla ezber bozan Üçay Mühendislik, İstanbul Fuar Merkezi (İFM)’nde 12-14 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek Enerji Verimliliği Kongre ve Fuarı’na 121 metrekarelik standıyla katılacak.
Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber enerjinin her geçen gün daha önemli hale geldiğini ifade eden Üçay Mühendislik Enerji Grup Direktörü İlgin Eray, “Üçay olarak fuarda ziyaretçilerimize Ar-Ge odaklı projelerimizi sunacağız. Ezber bozmaya devam edeceğiz” dedi.
Alanında 22 yıldır Türkiye lideri olarak hizmet veren Üçay Mühendislik, İstanbul Fuar Merkezi (İFM)’nde 12-14 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek Enerji Verimliliği Kongre ve Fuarı’na katılacak. Enerji Verimliliği Kongre ve Fuarı’nın hem Türkiye enerji sektörü hem de kendileri için önemli olduğunu ifade eden Üçay Mühendislik Enerji Grup Direktörü İlgin Eray, fuara 121 metrekarelik bir alanla katılacaklarını söyledi.
Üçay Mühendislik’in Çalışmaları Fuarda Ziyaretçilerle Buluşacak
Katıldıkları fuarlara büyük bir titizlikle hazırlandıklarını ifade eden Eray, “Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber enerjinin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Enerjide dışa bağımlı olan sanayi ülkelerinde fabrikalar, ya üretimi azalttı ya da üretimi durdurmak zorunda kaldı. Avrupa’da çeşitli ülkeler enerji krizinden dolayı art arda önlem alarak bu kışı en az hasarla atlatmanın uğraşısı içerisinde… Durum böyle olunca akıllara hep şu soru geliyor: Enerjide dışa bağımlı olmaktan nasıl kurtulabiliriz? Üçay Mühendislik olarak enerji alanındaki çalışmalarımızı, projelerimizi Enerji Verimliliği Kongre ve Fuarı’nda ziyaretçilerimizle buluşturacağız.” dedi.
Kendi Enerjimizi Kendimiz Üretebiliriz
Türkiye’nin çok önemli bir güneşlenme sahasına sahip olduğunun özenle altını çizen Üçay Mühendislik Enerji Grup Direktörü İlgin Eray, “Ülkemiz, bulunduğu coğrafik koşullar göz önüne alındığında çok ciddi bir güneş potansiyeline sahip. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi başta olmak üzere ülkemizin güneş alma süresinin enerji anlamında değerlendirilmesi gerekiyor. Üçay Mühendislik’in Güneş Enerji Santralleri (GES) başta olmak üzere yenilenebilir ve temiz enerji alanındaki çalışmaları ile kendi enerjimizi kendimizin üretmesi mümkün. Enerjisini kendi üreten ülkeler de enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtulur. Hani klasik bir söylem vardır ya; ‘enerjiyi yöneten ülkeler geleceği de yönetir’ diye… İşte biz de kendi enerjimizi kendimizin üretmesi ve enerji anlamında dışa bağımlı olmaktan kurtulmamız durumunda Türkiye’nin çok önemli avantaj sağlayacağına inanıyoruz.” ifadesini kullandı.
GES’ten Atatürk ve Keban Barajı Kadar Enerji Üretmek Mümkün
Üçay Mühendislik olarak yenilenebilir ve temiz enerji konularında önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Eray, Türkiye’de tahminen 80 milyon metre kare çatı alanı bulunduğunu vurguladı. Üçay Mühendislik Enerji Grup Direktörü İlgin Eray, “Bu kadar alanda günümüz teknolojisindeki güneş enerjisi panellerinin kullanılmasıyla Keban ve Atatürk Barajı’nın ürettiği kadar enerji üretmek mümkün. Enerji tüketiminde binalar en yoğun yerler olarak karşımıza çıkıyor. Binaların kendi ürettiği enerjileri kullanması, enerjide dışa bağımlılığın azalmasına da katkı sağlayacaktır. İklim krizinin etkilerini yoğun olarak görmeye başladığımız günümüzde enerjisini üreten ve karbon emisyonlarının azalmasına katkı sağlayan binalara yönelim de hızla artıyor. Üçay Mühendislik Ar-Ge kadrosu olarak bizler de enerji verimliliği ve temiz enerji üretimi konularında iddialı çalışmalarla ezber bozuyoruz.” dedi.
Üçay Mühendislik’in Zero House’u Ezber Bozuyor
Ar-GE çalışmaları ile Üçay Mühendislik’in farkını ortaya koyduğuna dikkati çeken Eray son olarak şöyle konuştu: “Üçay’ınmühendisleri tarafından çevreci yaklaşımı ile geliştirilen ZeroHouse’ta hedef; karbon izini nötrlemek. ZeroHouse’ta yapılar için gerekli olan ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacı Isı Pompası Sistemleri, Yerden Isıtma Sistemleri ve VRF Sistemlerin kombine edilmesi ile karşılanmaktadır. Elektrikli araçların şarj istasyonu kurulumu da ZeroHouse konseptine entegre edilmiştir. Bu sistemler için gerekli olan elektrik enerjisi güneşten elektrik üretebilen Fotovoltaik Paneller ile sağlanmaktadır. Yenilenebilir Enerji Sistemleri sayesinde fosil yakıtlara bağımlı kalmadan enerji üreten ZeroHouse yapılar, karbon salınımsız bir dünya için de kritik bir konumda bulunmaktadır.”
Dünyadaki 150 kenti kapsayan konut araştırmasına dahil olan İstanbul, son bir yıl içerisindeki fiyat artışları ile listenin başında yer aldı.
İngiltere merkezli global danışmanlık firması Knight Frank tarafından yapılan araştırma sonucunda, yüzde 184,9 konut fiyat artışı ile listenin başında yer alan İstanbul’u yüzde 165,4 ile Ankara ve yüzde 150,9 artış ile İzmir takip etti.
150 şehirden sadece 12’sinde konut fiyatlarında düşüş görülürken, Miami (yüzde 34), Halifax (yüzde 30,9), Dallas (yüzde 30,8), Phoenix (yüzde 29,7), Tallinn (yüzde 29,5), Atlanta (yüzde 26,3) ve Adelaide (yüzde 25,6) ilk üç sıraya takip ederek ilk on içerisinde yer alan kentler oldu. Ülkemizdeki kentlerin zirvede yer almasının en büyük nedeni artan enflasyon, inşaat maliyetleri ve arz eksikliği olarak tespit edildi.
Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan Dış Ticaret Endeksi’nin Ağustos ayı verileri açıklandı. İnşaat malzemeleri ihracatı bu yıl 34,78 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı.
İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi’ne göre ağustos ayında, pazarlardaki yavaşlamaya rağmen inşaat malzemeleri ihracat performansı yeniden hız kazandı. İhracat geçen yılın ağustos ayına göre değer olarak yüzde 5,5 artışla 2,99 milyar dolar oldu. Böylece değer olarak yılın en yüksek dördüncü aylık ihracatı gerçekleşti. Değer olarak artış kaydeden ihracat, miktar olarak geçen yılın ağustos ayına göre yüzde 11,4 azalarak 5,18 milyon ton olarak gerçekleşti.
İnşaat malzemeleri sanayi ortalama yıllık ihracat birim fiyatı geçen yılın ağustos ayına göre yüzde 20,8 artışla 0,48 dolar/kg’dan 0,58 dolar/kg seviyesine çıktı.
İhracatta değer olarak yüksek performans yakalanırken ithalatta da artış yaşandı. 2022 yılı ağustos ayında inşaat malzemeleri ithalatı geçen yıla göre yüzde 24,5 artışla 920 milyon dolara ulaştı. Miktar olarak ağustos ayında inşaat malzemeleri ithalatı 315 bin 466 ton oldu. Değer ve miktar olarak ağustos ayında yılın en yüksek üçüncü aylık ithalatı yapıldı. İnşaat malzemeleri sanayi ortalama ithalat birim fiyatı ağustos ayında 2,92 dolar/kg olarak gerçekleşti.
İnşaat Sektöründe Rusya-Ukrayna savaşının sebep olduğu ithal plywood (kontrplak) dar boğazına, sektörün lider markası “Baba Yapı” dan son!
Kurulduğu günden bu yana Plywood (Kontrplak) ürünlerinde sektörün lider tedarikçi firması “Baba Yapı” Rusya’nın en önemli plywood markalarından biri olan UPG ürünlerini Türkiye’ye getiriyor. Türkiye’deki inşaatlarda büyük oranda ithal Plywood (kontrplak) kullanılması ve bu sektörde Rusya’nın özellikle Avrupa ülkeleri için çok önemli bir tedarikçi konumda olması, Avrupa’dan Türkiye’ye ürün gelmesini de etkilemekteydi. Dünyanın en önemli Plywood markaları olan Riga, Paged, Sveza, Tulsa, Tekcom, Stiga ürünlerini stoklarında bulunduran ve ayrıca kendi markası olan Kontrafom ürünlerin de müşterilerine fiyat avantajı sunan Baba Yapı UPG markasının da tedariğini sağlamaya başladı.
Doğru Plywood/Kontrplak Seçmek Önemli
Kontrplak, birden fazla ahşap katmanının birbirine yapıştırılmasıyla oluşturulur. Her katman tanesi, bir sonraki katmana dik olarak yerleştirilir. Bir kontrplak tabakasının dış görünümü kalitesinin derecesini belirler. Beton kalıp sadece en dayanıklı Plywood panelleri ile yapılmalıdır.
İnşaat sektöründe özellikle kalıp kullanımında kullanılan film kaplı UPG Birch plywood, yüksek basınç mukavemetine ve ekonomik olarak çok yüksek bir verimliliğe sahiptir. Portatif, kullanımı ve kurulumu kolay yapısı ile her türden inşaat kalıp sisteminde kullanılabilir ve tamamen düz bir beton yüzeyi sağlar. Suya karşı dayanıklı WBP Fenol tutkal ile preslenen Huş ağacı papelleri sayesinde birçok kez tekrarlı olarak kullanılır. Proje sürecine hız katar ve iş gücü maliyetlerinden tasarruf edilmesine olanak sağlar.
Dünyanın en büyük seramik fuarı Cersaie’ye 18. kez katılan Vitra, yeni entegre karo sistemleri ve malzeme kütüphanesi seçeneklerinin yanı sıra, ünlü tasarımcılarla birlikte geliştirdiği ödüllü banyo koleksiyonları ve sıva altı çözümlerini de sergiledi.
Vitra, 26-30 Eylül 2022 tarihlerinde İtalya’nın Bolonya kentinde 39.’su gerçekleştirilen Cersaie’ye bu yıl 18. kez katıldı. 600’den fazla katılımcısı bulunan dünyanın en büyük seramik fuarında, 2003 yılından bu yana yer alan Vitra, Cersaie’deki standlarında hem yüzeylere yönelik çözüm, teknoloji ve malzemelerini hem de banyo koleksiyonlarını tanıttı.
Renkli, Cesur ve Canlandırıcı Bir Yolculuğa Davet
Vitra’nın standında, doğadan ve yaşamın özündeki yaratıcı döngüden ilham alınarak tasarlanan yeni entegre karo sistemi çözümleri ve malzeme seçenekleri paylaşıldı. İlk kez Cersaie’de sergilenen 2023’e özel yenilikler; cesur, renkli ve canlandırıcı etkiye sahip bir yolculuğa davet ediyor. Doğanın enerjisinden esinlenilerek tasarlanan yenilikler, kullanıcıların dış dünyanın canlandırıcı etkisini hissedebilecekleri, yaratıcılıklarını ön plana çıkarabilecekleri yaşam alanları tasarlayabilmelerine olanak tanıyan zengin bir seçki sunuyor. Farklı kombinasyonlara kapı aralayan karo sistemleri tasarlayan Vitra, bu alandaki 3 yeniliğini Cersaie’ye taşıdı. Bunlar mekana yaratıcı, cesur ve ince bir dokunuş yapan Resincrete, doğal taş görünümünü beyaza yakın açık renkler ve doğal dokularla birleştiren LightStone ve dış dünyanın canlandırıcı etkisini, bütünlük içerisinde iç mekanlara taşıyan CobbleMix karo sistemiydi. Sürdürülebilirliğin önde gelen temsilcilerinden doğal taş, mermer ve beton görünümlü karolar popülerliğini sürdürürken, Vitra bu alandaki yeniliklerini de ilk kez Cersaie’de beğeniye sundu.
Banyo Koleksiyonlarında Ünlü Tasarımcıların İmzası Var
VitrA’nın en yeni ve uluslararası ödüllere layık görülen banyo koleksiyonlarından Tom Dixon imzalı Liquid, Claudio Bellini işbirliğiyle geliştirilen Equal ve Terri Pecora’nın tasarladığı Plural, Cersaie’deki stantta görücüye çıktı. Vitra Tasarım Ekibi’nin imzasını taşıyan Origin ve ArchiPlan koleksiyonlarının yanı sıra, her banyonun ihtiyacına özel pratik tasarımlarıyla dikkat çeken Sento’nun seramik sağlık gereçleri ve Root koleksiyonundaki banyo mobilyası ve armatürler de sektör profesyonelleriyle buluştu. V-Box, gömme rezervuar gibi sıva altı çözümlerin ve V-Care teknolojilerinin de görülebildiği Cersaie standında, seramik sağlık gereçlerdeki farklı renkler de sergilendi.
İnşaat sektörünün teknolojik girişimi Yapiradar.com, ‘Mutlu İş Ortakları Söyleşileri’ kapsamında Atlas 1 Yapı Firma Sahibi İskender Köse ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
İnşaat sektörünün müteahhit ve tedarikçi arasındaki ticareti kolaylaştırmayı, zaman, maliyet kaybının önlenmesine yardımcı olmayı ve iş verimliliğini maksimum düzeyde tutmayı ilke edinen yapiradar.com, yepyeni YouTube içerikleriyle hizmet vermeye devam ediyor.
Doğrulanmış satın alma talepleri ve inşaat projeleri takip platformu Yapiradar.com’un mutlu iş ortakları arasında yer alan Atlas 1 Yapı Firma Sahibi İskender Köse ile gerçekleştirdiği röportajı aşağıdaki bağlantıya tıklayarak izleyebilirsiniz.
Yapiradar.com’un diğer videolarından haberdar olabilmek için Yapiradar.com Youtube kanalına ‘’buraya’’ tıklayarak abone olabilirsiniz.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz, sosyal konut projelerinde enerji verimli ve iklim dostu malzemelerin kullanılarak özel sektöre öncülük etmesi gerektiğini belirtti.
Kamunun küresel ısınmayla mücadelede özel sektöre öncülük etmesi gerektiğini söyleyen TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz, “Kamunun, küresel ısınmaya karşı mücadele kapsamında özel sektöre yapacağı öncülük ve önderlik çok önemlidir. Sosyal konut projelerinin NSEB olarak tasarlanması, ülkemiz kaynaklarının verimli kullanılması, enerji maliyetinin ve cari açığın düşürülmesi ve yanı sıra küresel ısınmaya karşı mücadele edilmesi anlamı taşıyacaktır.” dedi.
Binaların enerji tüketiminde yüzde 40 ve üstünde payı olduğunu vurgulayan Poyraz, “Paris İklim Anlaşması taahhütlerinin yansıması olarak bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binalarda, kullanılacak enerjinin en az yüzde 5’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması zorunludur. Dolayısıyla, bu konseptin sosyal konut projelerinde yapılacak binalar için de kullanılması, binaların kalın yalıtıma, kaplamalı yalıtım camı ünitelerine ve ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelere sahip olması önem arz etmektedir. Ayrıca, yenilebilir enerji sistemleri sayesinde bina kullanıldıkça sahiplerine düşük enerji faturaları ile yüksek oranda tasarruf sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.