Yeni fabrikasını açmak için uzun süredir yer arayışında olan Alman otomobil devi Volkswagen’in Türkiye’de karar kıldığı açıklandı.
Almanya’nın saygın otomobil dergisi Automobilwoche, Volkswagen Denetleme Kurulu’nun geçtiğimiz perşembe günü karar verdiğini ve İzmir civarında kapsamlı bir fabrika açacağını ileri sürdü.
Alman şirketin uzun süredir bu önemli yatırım için Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’de saha çalışması yaptığı biliniyordu. Volkswagen Tepe Yöneticisi (CEO) Herbert Diess, konuyla bizzat ilgilenerek son dönemlerde Türkiye, Bulgaristan ve Avusturya’ya bazı geziler düzenlemişti.
Volkswagen aldığı kararı uygulamaya koyduğu taktirde 23 yıl aradan sonra Türkiye ilk kez bir otomobil fabrikası yatırımı almış olacak. Türkiye’de en son Japon firma Honda 1996’da otomobil fabrikası açmıştı.
Volkswagen’in Türkiye Kararında Katar’ın Etkisi İddiası
Öte yandan Alman basını Volkswagen fonlarının yüzde 17’sine sahip olan Katar’ın kararda etkili olduğunu yazdı. Bunun yanında Suudi Arabistan Prensi Muhammed Bin Salman’ın söz konusu fabrikanın ülkesinde açılmasını istediği ve bununla ilgili Türkiye aleyhinde lobi faaliyetleri yaptığı iddia edildi.
Ancak elindeki fonlar vesilesiyle Volkswagen Yönetim Kurulu’nda söz sahibi olan Katar’ın, Orta Doğu’da yaşanan siyasi krizde kendisine açıktan destek veren Türkiye’den yana tavır aldığı yorumları yapılıyor.
Türkiyenin ayrıca yetişmiş insan gücü, yedek parça sanayisinin gelişmiş olması ve iç pazarın genişliği gibi etkenlerle ön plana çıktığı belirtildi. Volkswagen’in açılacak yeni fabrikayla bünyesinde barındırdığı Skoda ve Seat markalarına birçok farklı model üretmeyi hedeflediği ifade ediliyor.
2018’de Türkiye’den 1,5 Milyon Adet Araç Üretimi
Toyota, Ford, Fiat, Mercedes, MAN, Honda ve Renault gibi 14 farklı otomobil firması 2018 yılında Türkiye’de 1,5 milyonu aşkın araç üretimi gerçekleştirdi. Bu araçların yüzde 85’i ihraç edildi. Türk otomotiv endüstrisi Avrupa Birliği’nde otobüs üretiminde birinci, hafif ticari araç üretiminde üçüncü, binek otomobil üretiminde yedinci ve toplam üretimde ise dünyada on beşinci sırada yer alıyor.
Volkswagen 2018’de Türkiye’de 120 bin araç satışı gerçekleştirmişti.
Türkiye turizminin lokomotifi Antalya’da turist sayısında rekor üstüne rekor kırılırken, müşteri beklentilerinin değişmesi, rakip ülkelerle daha iyi rekabet edebilmek amacıyla tahmini 4 milyar dolar ticaret hacmine ulaşan otel yapıları yenileme pazarında beklenti yükseldi.
TÜROFED Başkanı Osman Ayık, son yıllarda turist profilinde ve müşteri taleplerinde değişimler yaşandığını söyledi. Müşterilerin artık daha yüksek, temalı, öykülü tesisleri tercih ettiğini anlatan Ayık, Antalya bölgesinde yaklaşık 600 bin yatak kapasitesi bulunduğunu, bu rakamın da çok ciddi olduğunu kaydetti. Antalya bölgesindeki otellerin yarından fazlasının en az 15 yaş ve üzeri olduğuna dikkat çeken Ayık, “Bu rakam renovasyon yapacak oteller için çok ciddi bir rakam. 15 yılı aşmış otellerde artık renovasyon zamanı gelmiş demektir ” dedi.
Toplam 4 Bin 859 Tesis Var
Türk turizminin lokomotifi Antalya’ya ise 2019 yılının ilk yarısında turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,3 artış ile 5 milyon 591 bin 996 olarak gerçekleşti.Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 8 Temmuz 2019 verilerine göre, Türkiye’de bakanlık işletme belgeli 3 bin 964, yatırım belgeli tesis sayısı da 895 olmak üzere toplam 4 bin 859 tesis bulunuyor. Bu tesislerde 466 bin 186’sı işletme belgeli, 96 bin 56’sı da yatırım belgeli olmak üzere toplam 562 bin 542 oda yer alıyor. Böylece Türk turizmi 977 bin 571’i işletme belgeli, 204 bin 946’sı da yatırım belgeli olmak üzere toplam 1 milyon 182 bin 517 yatak gücüne ulaştı.
Çevreye Duyarlı Tesis
Türkiye’de çevreye duyarlı tesis açısından bakıldığında da 478 adet işletme belgeli işletme faaliyet gösteriyor. İşletme Belgeli oda sayısı 144 bin 314, İşletme Belgeli Yatak Sayısı ise 308 bin 307 olarak kayıtlara geçti.
Antalya Tek Başına Önde
Türk Rivierası olarak da nitelenen Antalya’da 91’i yatırım belgeli, 788’i de işletme belgeli olmak üzere toplam 879 turistik tesis bulunuyor. Bu tesislerden 209 bin 919’u işletme belgeli, 19 bin 468’i yatırım belgeli olmak üzere toplam 229 bin 387 oda yer alıyor. Yine Antalya ve ilçelerinde işletme belgeli yatak sayısı 452 bin 481, yatırım belgeli de 41 bin 473 olmak üzere toplam 493 bin 954 yatak ile Türk turizminin lokomotifi oldu.
Otellerin Yarısı 15 Yaşın Üzerinde
Türkiye’nin ‘Bacasız Sanayi” dediği turizm sektörü 1983’den sonra sağlanan desteklerle büyüdü ve Dünya turizm sektöründe bugünlerde ilk sıralarda yerini aldı. Otel sayısı bu süre içinde en üst seviyeye gelerek bugünkü duruma ulaştı. Antalya’da Dünya standartlarının üzerinde hizmet veren konaklama tesislerinin yarısı ise en az 15 ve daha yukarı yaşlarda bulunuyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte müşterilerin de talepleri değişmeye başladı. Oteller de müşterilerin taleplerine göre tesislerini geliştiriyor, yeniden dizayn ediyor. Yeni yeni temalı ve daha çevreci oteller ve tesisler yapılıyor.
Osman Ayık: “15 yılı aşmış otellerde renovasyon zamanı gelmiş demektir”
Başta yapı, boya malzeme gibi alanlarda durgunluk yaşayan inşaat sektörü, rekor üzerine rekor kıran turizmde tahmini 4 milyar dolarlık ticari hacmine ulaşan yenileme ve değişim yapmak isteyen otellere gözünü dikti. Türkiye otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, son yıllarda turist profilinde ve müşteri taleplerinde değişimler yaşandığını söyledi. Müşterilerin artık daha yüksek, temalı, öykülü tesisleri tercih ettiğini anlatan Ayık, Antalya bölgesinde yaklaşık 600 bin yatak kapasitesi bulunduğunu, bu rakamın da çok ciddi olduğunu kaydetti. Antalya bölgesindeki otellerin yarından fazlasının en az 15 yaş ve üzeri olduğuna dikkat çeken Ayık, “Bu rakam renovasyon yapacak oteller için çok ciddi bir rakam. 15 yılı aşmış otellerde artık renovasyon zamanı gelmiş demektir. Ancak bu alanda da sıkıntılar yaşanıyor” dedi. Bin kapasiteli bir otel renovasyonda bir oda maliyetinin 30-40 bin dolara mal olduğunu anlatan TÜROFED Başkanı Osman Ayık, şöyle devam etti. “Orta düzey bir oda renovasyonu ise en az 15 bin dolar maliyete ulaşabilir. Bin yataklı bir otel renovasyonu en az 10 -15 milyon doları aşar. Tamam, turizmde sayılar iyi gidiyor ama bu renovasyonu hangi kaynakla yapacaksınız. Sektörde ciddi sıkıntılar var. Krizden yeni çıkmaya başladık. Anca nefes almaya başladık. Sektörde bir belirsizlik var. Tüketici talepleri de değişiyor bu arada. İstek ve beklentiler farklı. Ürün yapısına ve ürün kompozisyonlarına dikkat etmek gerekir. Büyük ölçekli işletmelerin sıkıntıları artıyor. Hem pazarlama hem de tüketici talep ve beklentileri açısından zor bir süreç.”
Otel Yapıları Yenileme Pazarında Beklenti Yüksek
Öte yandan hem turizm sektör yatırımcıları, hem mimarlık şirketleri ve tasarımcılar ile yapı elemanları sektörü Kasım ayında Antalya’da Yapex İş Platformları’nda bir araya gelecek. Akdeniz Tanıtım A.Ş tarafından düzenlenen Yapex Restorasyon- Kültür Mirası ve Koruma Fuarı 6-8 Kasım 2019 tarihlerinde, Otel Yapıları, Tasarım, Yenileme Fuarı ve İş Platformu (InnDESIGN) 13-16 Kasım 2019 ile İnşaat ve Mimarlık Fuarı ve İş Platformu (YapexBUSINESS) ise 27-30 Kasım 2019 tarihlerinde düzenlenecek. Akdeniz Tanıtım A.Ş Genel Müdürü Fatih Onkar , tasarım, proje, inovasyon ve yeni malzemeleri YAPEX İş Platformlarında yatırımcılarla buluşturacaklarını söyledi. Yepyeni bir konseptle, yeni fuar ve etkinlik mekanında sektöre inovatif, sürdürülebilir ve teknolojik bir bilgi ve ticaret platformu hazırladıklarını belirten Fatih Onkar, “Özellikle turizm sektörünün yenileme ihtiyaçlarına hitap etmekte olan “InnDesign Otel Yapıları Tasarım ve Yenileme İş Platformu” 13-16 Kasım 2019 tarihlerinde Antalya kent merkezindeki Nazım Hikmet Kongre ve Fuar Merkezi’nde kapılarını açacak. Fuar, sempozyum, panel, teknik sunumlar gibi bir çok etkinlikle otel yatırımcılarına yeni tasarım trendleri ile ilgili son gelişmeleri aktarılacak” dedi.
‘YAPEX organizasyonlarının artık daha yenilikçi, inovatif bir yaklaşım ortaya koyduğunu anlatan Onkar, şöyle devam etti: “YAPEX İş Platformları profesyonellerin buluşması noktası ve “İş Geliştirme” merkezi olmaya başladı. Her biri seçkin firmalardan oluşan katılımcılar ve hedefledikleri nitelikli profesyonel ziyaretçiler için düzenlenen bu iş platformları dinamik bir pazarda sektörlere iş geliştirme ortamı sağlayacak. Otel yapıları yenileme pazarında beklenti yüksek.-Yapı sektöründe pazar gelişme şansı en yüksek bölge ise Akdeniz. Turizmde üst üste rekorların kırıldığı 2018-2019 sezonları sonrası büyük bir yenileme ve revize yatırımlar bekleniyor. Profesyonel katılımcı ve sektör profesyonelleri açık olarak kent merkezinde 13-16 Kasım 2019 tarihlerinde düzenlenecek olan Otel Yapıları Tasarım ve Yenileme İş Platformu (Inndesign) hedef odaklı buluşmayı sağlıyor.”
Türkiye’de hastaların 5 yıldızlı otel rahatlığında hizmet alması için yapılan şehir hastanelerinden 10.’su Bursa Şehir Hastanesi hasta kabulüne başladı.
Hastaların 5 yıldızlı otel konforunda hizmet alması için Türkiye genelinde yapılmaya başlanan ve 9 tanesi hizmete giren şehir hastanelerine Bursa da eklendi. Bursa’da yapılan 10. Şehir Hastanesi ilk günden 2 bin 500 kişiye hizmet verdi.
10. Şehir Hastanesi
Türkiye’nin 10. şehir hastanesi olan Bursa Şehir Hastanesi, Bursa’nın Doğanköy mevkiinde 745 bin 365 metrekare alanda yapılan, bünyesindeki Genel, Kadın – Doğum Çocuk, Kalp Damar, Onkoloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR) Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri (YGAP) olmak üzere 6 farklı hastanede toplam bin 355 yatak kapasitesi bulunuyor.
Hastalara Hizmet Vermeye Başladı
Sağlık Bakanlığı ve Rönesans Sağlık Yatırım tarafından “Kamu Özel İş Birliği” (PPP-Public Private Partnership) modeli ile yapımı gerçekleştirilen Bursa Şehir Hastanesi’nde poliklinik ve acil servisler de dahil tüm birimler hizmet vermeye başladı.
Hasta Yakınları Çok Memnun
Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, Bursa Şehir Hastanesi hakkında gazetecilere yaptığı açıklamalarda, “Herhangi bir ulaşım problemi yaşamıyoruz. Kentin değişik yerlerinde Bursa Büyükşehir Belediyemizle yaptığımız görüşmeler neticesinde, vatandaşlarımızın, kentin değişik noktalarından hastanemize ulaşımını sağlayacak tedbirler alındı. Herhangi bir problem yaşamıyoruz, sürekli hasta ve hasta yakınları ile görüşüyoruz, çok memnunlar. Uluslararası seviyede hizmet veren bir hastane. Gelen vatandaşlarımız çok memnun. Klinik olarak hazırız, ameliyathanelerimiz ve yoğun bakım ünitelerimiz de hazır.” dedi.
İSO tarafından her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ araştırmasına bu yıl Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat malzemesi sektörü damga vurdu. Sektörün ekonomik büyüklüğü yaklaşık 100 milyar dolar. Bu yıl inşaat malzemeleri ihracatında yüzde 7-8 arasında bir artış olması ve 23 milyar dolara yaklaşması öngörülüyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 51 yıldır kesintisiz bir şekilde hazırlanan ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ araştırması sonuçları açıklandı. Araştırmada, inşaat malzemesi sektörü performansıyla dikkat çekti. Sektörün ekonomik büyüklüğü yaklaşık 100 milyar dolar. Bunun 20 milyar doları ihracat, 80 milyar doları da iç pazardan oluşuyor. Sektör, 2018 yılını 85 milyar dolar iç pazar, 21,5 milyar dolar dış pazar büyüklüğü ile kapatmıştı. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nden (Türkiye İMSAD) alınan bilgilere göre, sektör yaklaşık 400 milyon ton malzeme üretip taşıyor. Bunun 200 milyon tonunu madenler oluşturuyor. 40 milyon ton ihracat gerçekleştiriyor.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği 120 milyon ton ihracatın 40 milyon tonunu inşat malzemeleri sanayisi yapıyor. Sektörün ihracat gerçekleştirdiği önemli ülkeler arasında Almanya, İngiltere, Fransa, İsrail, ABD, Kanada ve Irak yer alıyor. Bir süredir dalgalanmalar yaşayan inşaat sektörünün bu yıl bir dengelenme süreci içerisinde olması bekleniyor. 2019 yılında yapı sektörü için ihracat önemli bir çıkış yolu olarak gözüküyor. Bu yıl inşaat malzemeleri ihracatında yüzde 7-8 arasında bir artış olması ve 23 milyar dolara yaklaşması öngörülüyor. Tüm alt sektör grupları için ihracat pazarlarında olanakların iyileşmesi bekleniyor. İç pazarda, diğer yıllardan farklı olarak iki gelişme daha beklentiler arasında. Bunlardan biri yeni inşaat işlerinde talebin azalmasıyla birlikte yenilenme pazarının hareketlenmesi, diğeri ise döviz kurlarının ithalatı sınırlaması sebebiyle iç pazardan tedarikin artması.
276 Firma Ar-Ge Yapıyor
Araştırmada, sanayinin teknoloji yoğunluğuna ilişkin veriler dikkat çekti. Yaratılan katma değer içinde 2017 yılında yüzde 20,2 olan orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler payının 2018’de yüzde 22,2’ye ve yine 2017 yılında yüzde 3,6 olan yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler payının 2018’de yüzde 5,3’e yükseldi. Araştırmanın ortaya koyduğu önemli sonuçlardan başında sanayinin teknoloji yoğunluğuna ilişkin veriler geliyor. Yıllardır özellikle Türkiye’de katma değer açısından orta ve yüksek teknolojiyle sanayi ilişkisinin zayıf olduğunu ortaya koyan verilere karşın 2018 yılı itibarıyla bu alanda hareketlenme yaşandı. Yaratılan katma değer içinde, 2017 yılında yüzde 20,2 olan orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler payının 2018’de yüzde 22,2’ye ve yine 2017 yılında yüzde 3,6 olan yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler payının 2018’de yüzde 5,3’e yükseldiği görüldü. Diğer yandan İSO 500 içinde Ar-Ge yapan şirket sayısında da umut verici bir artış yaşanıyor. 2018 sonuçlarına göre İSO 500 içinde Ar-Ge yapan firmaların sayısının, bu veriyi ölçmeye başlanıldığından bu yana en yüksek seviye olan 276 kuruluşa ulaştığı görülüyor.
İhracat Performansı Arttı
İSO 500’ün ihracat performansı, 2018 yılında Türkiye ihracat performansının üzerinde gerçekleşti. 2018 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı ve sanayi ihracatı yüzde 7 oranında artarken, İSO 500’ün ihracatı yüzde 11,3 yükseldi. İSO 500’de üretimden satışlar cirosuyla listeye girebilme alt bandı 309 milyon TL’den 414 milyon TL’ye yaklaştı. Öte yandan ihracat yapmayan şirketlerin İSO 500 arasına girmekte artık zorlandığı, 30 yıl önce 398 olan ihracatçı şirket sayısının bugün 464’e yükseldiği görülüyor. Bu şirketlerin Türkiye ihracatı içindeki payı da sürekli olarak yükseliyor. 2017 yılında yüzde 41,1 olan bu pay 2018 yılında yüzde 42,8’e yükselirken, sanayi ihracatı içindeki pay da yüzde 42,8’den yüzde 44,5’e yükselmiş durumda.
Net Satışlar 878 Milyar TL
500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 2017 yılında 652,7 milyar TL olan üretimden net satışları, 2018 yılında yüzde 34,5 gibi yüksek bir büyüme performansıyla 878 milyar TL’ye çıktı. Bu hızlı büyümede, fiyat artışlarının yanı sıra döviz kurlarındaki yükselmenin ihracat gelirlerinde yarattığı artış da belirleyici rol oynadı. İSO 500’ün yıllara göre üretimden satışlar performansına bakıldığında, 2012-2016 döneminde görülen zayıf büyümenin, 2017 yılında yerini reel büyümeye bıraktığı görülüyor. Üretimden satışlarda 2018 yılında da reel büyüme eğilimi devam etmekle birlikte, bir önceki yılın altında kaldı. 2017 yılında yüzde 19 olan üretimden satışlardaki reel büyüme, 2018 yılında yüzde 11,8’e geriledi. 2018 yılında İSO 500’ün faaliyet karı oranı 1,3 puan iyileşmiş ve yüzde 9,6’dan yüzde 10,9’a yükseldi. Toplam faaliyet karı mutlak büyüklüğü ise 2017 yılında 70,6 milyar TL iken 2018’de yüzde 52,7 artışla 107,8 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Faaliyet karlarındaki artış, satış maliyetlerinin ve faaliyet giderlerinin net satışlara göre daha düşük hızda artmış olmasından kaynaklandı. Bu yıl, sanayi firmalarının yıllar itibarıyla esas işlerine yoğunlaşarak Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar (FAVÖK) büyüklüklerini daha yüksek oranlarda artırmakta oldukları görülüyor. İSO 500’ün FAVÖK büyüklüğü 2018 yılında yüzde 48 artarak 94,7 milyar TL’den 140,2 milyar TL’ye yükseldi, böylece firmalar son altı yılın en yüksek FAVÖK artışını gerçekleştirdi. Vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamı ise yüzde 19,7 artarak 53 milyar TL’den 63,5 milyar TL’ye yükseldi.
Borçlanmanın Payı Yüzde 67
İSO 500’ün karlılıklarına baktığımızda 2018 yılında 500 Büyük şirketin 107,8 milyar TL’lik faaliyet karı elde ettiği görülüyor. Aynı yılda diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar 270 milyar TL iken, diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar 214,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Alt kalemler olarak kambiyo karları 231,5 milyar TL, kambiyo zararları ise 200 milyar TL oldu. Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar ile gider ve zararlar arasındaki fark alındığında 55,8 milyar TL’lik üretim faaliyet dışı net gelir elde edildiği görülüyor. 2018 yılında İSO 500’ün finansman giderlerinin faaliyet karı içindeki payı yüzde 49,8’den yüzde 88,9’a yükseldi. İSO 500’de 2017 yılında yüzde 62,9’a kadar yükselen borçların payı, 2018 yılında 4,1 puan daha artarak yüzde 67’ye çıktı. Özkaynakların payı ise yüzde 37,1’den yüzde 33’ye geriledi. Bu oranlar tarihsel olarak en olumsuz kaynak yapısına işaret ediyor
Atatürk Kültür Merkezi yeni projesi için çalışmalar tüm hızı ile sürüyor. İstanbul’un yeni kültür ve sanat merkezi için son durum ne, AKM binası ne zaman bitecek?
Eskidiği için yıkılarak yenilenmesi gündeme gelen ancak yıkım döneminde ciddi tartışmalara neden olan Atatürk Kültür Merkezi projesinde çalışmalar tüm hızı ile sürüyor.
A Haber tarafından yapılan habere göre projede yıkım çalışmalarının tamamlanması ile birlikte hafriyat kaldırma çalışmaları da bitirildi. Sürece temel kazma çalışmaları ile devam ediliyor.
Temel Kazma Süreci Devam Ediyor
1.500 kişi kapasiteye sahip olan opera salonu, çok sayıda sergi salonu ve 250 kişilik oda tiyatrosu bulunacak olan AKM binası projesinde temel kazma süreci için çalışmalar sürüyor.
Bir yandan temel kazan ekipler bir yandan da beton dökme ve sütun çıkma işlemlerini eş zamanlı olarak yürütüyor. Ekiplerin hummalı çalışmaları devam ederken binanın 2021 yılında tamamlanması bekleniyor.
Yeni AKM Binası Ne Zaman Açılacak?
Yeni AKM opera binası olarak hizmet verecek. Toplam 95 bin 600 metrekare kapalı alana sahip olan yeni bina 5 ayrı bloktan oluşuyor.
2001 opera salonu, 828 kişilik bir tiyatro salonu ve bunlara ait sahne kulis alanları yer alıyor. Ayrıca projede atölye ve depo alanları, bale çalışma odaları, kayıt stüdyoları, sanat galerileri, sergi salonları ve millet kıraathaneleri de yer alıyor.
İstanbul’dan göç edenlerin sayısında belirgin bir artış görülürken en çok tercih edilen bölgelerin başında Ege geliyor. Re/Max Türkiye’nin verilerine göre, İstanbullular en çok Marmaris, Bodrum ve Karaburun’u tercih ediyor.
1960 – 70’li yıllarda aldığı yoğun göçle nüfusu birçok Avrupa ülkesinden bile yüksek hale gelen İstanbul, artık göç verir hale geldi. Tersine göçte en çok tercih edilen bölge ise Ege oldu. Re/Max Türkiye’nin güncel verilerle hazırladığı çalışmaya göre, geçen 3 yılda İstanbul’dan Ege Bölgesi’ne göç edenlerin sayısında ciddi bir artış görülüyor. Ege Bölgesi’nde en çok tercih edilen yerlerin başında ise Marmaris, Bodrum ve İzmir Karaburun geliyor. Bu bölgelere en çok 45-50 yaş grubu arasındaki kişiler göç ediyor. İstanbul’dan Ege’ye göç edenler genellikle kiralama yapıp bölgeyi tanıdıktan sonra satın alma tercihini kullanıyor.
Marmaris’in köyleri son dönemde yoğun ilgi görüyor. Marmaris’te köylerde yaşamak isteyenler genellikle arsa alıp kendi evlerini inşa etme yoluna gidiyorlar. Marmaris’in merkezine göç edenlerin ilk tercihi bahçeli villalar oluyor. Marmaris emlak piyasası geniş fiyat aralığıyla dikkat çekiyor. Son dönemde bu hareketin de etkisiyle emlak piyasasında yaşanan hareketlenme konut fiyatlarına da yansımış durumda. Fiyatlar son dönemde yıllık ortalama yüzde 30-35 bandında artış gösterme eğiliminde. Marmaris’in merkezinde, 2+1 yeni daireler 600 bin TL, müstakil yeni villalar ise 2 milyon TL’den alıcı bulabiliyor.
Bodrum’da Tercih Kiralık
İstanbul’dan göç etmek isteyenlerin bir diğer favorisi ise Bodrum. Bodrum’daki satılık konutlar diğer Ege sahil kasabalarına göre daha yüksek bir fiyat bandında seyrediyor. Bu sebeple de Bodrum’a gitmek isteyenlerin öncelikli tercihi kiralık konutlar oluyor. Satışların stabil bir eğilim gösterdiği Bodrum’da kiralık konut piyasası hareketli bir dönemden geçmeye devam ediyor. Kiralık konutların ortalama fiyat bandı İstanbul’daki konutların üzerinde bir eğilim sergiliyor. Bodrum kiralık konut piyasası, İstanbul’dan ortalama yüzde 20 oranında daha yüksek fiyat aralığında seçenekler sunuyor. Bodrum’a göç edenler genellikle Bodrum’un kalabalığı ve gürültüsünden uzak fakat deniz ve alışveriş merkezlerine yakın yerleri tercih ediyor. En çok ilgi çeken konutların başında deniz manzaralı, şehre yakın yerlerdeki köy evleri geliyor.
Re/Max Türkiye Bölge Direktörü Murat Goldştayn, İstanbul’dan Ege Bölgesi’ne yaşanan göçün son üç yılda hızlandığına dikkat çekti. Son dönemde büyükşehirlerden, özellikle de İstanbul’dan Ege Bölgesi’ne ciddi anlamda talep gelmeye başladığını ifade eden Goldştayn, “Büyükşehirlerdeki giderek artan trafik, hava kirliliği ve nüfus artışı insanları böyle bir karar almaya yönlendiriyor. Ege Bölgesi ciddi yatırım fırsatları da sunuyor. Bu bölgelerden alınan uygun fiyatlı konutların orta ve uzun vadede yatırımcısına kazandıracağını söyleyebiliriz” dedi.
Karaburun Hareketli
İstanbulluların göç ettiği bir diğer yer de İzmir Karaburun. Re/Max Türkiye verileri, İstanbul’dan İzmir Karaburun’a yaşanan bu hareketin geçtiğimiz 3 yılda yaklaşık yüzde 50 arttığını gösteriyor. Karaburun, gerek coğrafi konumu gerekse de uygun fiyatlar sunan emlak piyasası sebebiyle tercih ediliyor. Karaburun’da İstanbul’daki standart bir daire fiyatına bahçeli bir yazlık almak mümkün.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’in CİMER’e yaptığı başvuruya Adalet Bakanlığı’ndan cevap geldi. Gelen cevaba göre, 88 bin kapasiteli 137 yeni cezaevi inşa ediliyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, cezaevleri ile alakalı yaptığı CİMER başvurusuna gelen cevabı kamuoyu ile paylaştı. Adalet Bakanlığı tarafından gelen cevapta, “Haziran 2019 tarihi itibari ile Türkiye’de inşaatı süren 114 adet Ceza İnfaz Kurumu vardır” denilirken, ihale aşamasındaki ceza infaz kurumu sayısı ise 23 olarak duyuruldu.
“Mevcut 363 ceza infaz kurumu var”
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından gelen cevapta, Türkiye’de Temmuz 2019 tarihi itibariyle 353 ceza infaz kurumu olduğu bildirilirken, cezaevlerinin toplam kapasitesi 218 bin 950 olarak duyuruldu. 353 cezaevinin 75’i açık, 7’si kadın açık, 9’u kadın kapalı, 7’si çocuk kapalı ve 4’ü çocuk eğitimevi.
Gelen yanıtta, 2018 ve 2019 senelerinde tamamlanan ceza infaz kurumu sayısı 27 olarak duyuruldu. Yeni açılan ceza infaz kurumlarının toplam kapasitesi ise 16 bin 566 olarak tespit edildi.
“88 bin kapasiteli 137 yeni cezaevi yolda”
İnşaatı süren 114 ceza infaz kurumu arasında 2 kadın, 1 kadın açık; 2 de çocuk cezaevi bulunuyor. 114 ceza infaz kurumunun toplam kapasitesi ise 73 bin 448 olarak duyuruldu. İhale aşamasındaki 23 ceza infaz kurumunun toplam kapasitesi 14 bin 919 olarak tespit edilirken; bunlardan sadece biri kadın cezaevi.
Kentsel dönüşüme katılmak istemeyen kişilerin hisseleri yapılan yasal düzenleme ile 3. kişilere ihale yöntemi ile satılacak.
Ev sahibi olmak isteyen kişilere kentsel dönüşüm fırsatı doğdu.
Evi kentsel dönüşüme girmesine rağmen kentsel dönüşüme girmek istemeyen kişilere ait olan hisseler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından satın alınıyordu.
Yapılan yeni düzenleme ile beraber artık bu hisseler ihale yöntemi ile satışa çıkarılacak ve öncelik diğer kat maliklerinde olmak üzere satılacak. Kat maliklerinin talip olmadığı kentsel dönüşüm hisseleri diğer yatırımcılar tarafından satın alınabilecek.
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Gülistan Alagöz tarafından yapılan habere göre sahada karşılaşılan sorunları çözmek için yeni bir formül bulundu.
Bulunan yeni formülü açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, “Kentsel dönüşüm yapılan yapılarda biz öncelikle maliklerin kendi arasında süreci tamamlamasını tercih ederiz. Ancak bu her zaman mümkün olmuyor. 3’te 2 anlaştı, 3’te 1 karara katılmıyor.
O noktada önce karara katılmayanlara 15 gün süre veriliyor. O sürede de olumlu dönüş olmazsa payı satılıyor. Bu satış da önce hak sahipleri arasında olsun istiyoruz. Ama maddi sebeplerle bu mümkün olmayabiliyor. Özellikle mülklerin değerli olduğu yerlerde aynı birada oturan biri komşusunun hissesini alamıyor, tutar yüksek gelebiliyor. Biz diyoruz ki ilk ihaleyi hak sahipleri arasında yapıp, karara katılmayanların hissesini satalım.
Alan çıkmazsa bu defa 3. kişilere bu imkanı sunalım. Böylece dönüşümün kilitlendiği yerlerde sürecin önü açılsın. Yapılan iş kentsel dönüşüme finansör bulmak.” diyerek sürecin bundan sonra tüm taraflar için daha hızlı ve iyi olacağını söyledi.
Kentsel Dönüşümde Rayiç Bedel Lisanslı Kuruluşlar Tarafından Belirlenecek
İhale yöntemi ile satılacak olan hisselerin bedellerinin lisanslı kuruluşlar tarafından belirleneceğini belirten Gürgen, “Rayiç değer, maliklerce Sermaye Piyasası Kurulu’na kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilecek. Sonrasında bu rapor da dikkate alınarak ihale başlangıç rakamı Bedel Tespiti Komisyonu’nca belirlenecek.
Satışı yapılacak payın üzerinde ipotek ya da haciz olması satış işlemine engel teşkil etmeyecek. Öyle bir durum varsa satış işlemi sonrasında, satış bedellerinin yatırıldığı banka hesabına malike ödeme yapılmaması için bloke konulacak. Durum ipotek, haciz ve intifa hakkı gibi hakların alacaklısına veya mahkemeye bildirilecek.” dedi.
Hem Vatandaş Hem Yatırımcı Kazanacak
Konu hakkında açıklama yapan gayrimenkul alanında uzman Avukat Hikmet Güngör ise “Bu adımla Çevre ve Şehircilik bakanlığı dönüşüm sürecini hızlandırmış oldu. Geçmişte her ne kadar Hazine alır denilse de bunun örneği hiç olmadı. Yüzlerce proje bu nedenle beklemede.
Şimdi güvendiği bir projeye yatırım yapmak isteyen yatırımcı gidip hisse alacak. Böylece hem o yatırımcı hem de riskli evde oturan vatandaş kazanacak. Düzenleme dar ve orta gelirli vatandaşların yaşadığı bölgeler adına da önemli. Bu bölgede vatandaşın hisse alacak bütçesi olmadığı için çaresiz kalıyordu.” şeklinde süreci değerlendirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti İnşaat, Konut ve Şehircilik Bakanlığı arasında yeni mutabakat zaptı imzalandı. Detaylar haberimizde.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Duyurdu!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı resmi Twitter hesabı üzerinden yapılan paylaşım ile söz konusu anlaşma duyuruldu.
Yapılan paylaşımda “Bakanımız Murat Kurum ve Fildişi Sahili İnşaat, Konut ve Şehircilik Bakanı Bruno Nabagne Kone, Türkiye ve Fildişi Sahili arasında, toplu konut projeleri ve finansman modellerinin hazırlanması konularında bilgi ve tecrübelerin paylaşılmasını kapsayan mutabakat zaptını imzaladı. “
“Konut Alanında İşbirliği Yapılmasına dair Mutabakat Zaptı ile Türkiye, Fildişi Sahili’nde TOKİ benzeri bir kuruluşun kurulmasına öncülük edecek ve Türk müteahhitler Afrika kıtasında daha aktif yol alacak” ifadelerine yer verildi.
Fildişi Sahili’de TOKİ Benzeri Bir Kuruluş Kurulacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum imzalanan anlaşmaya değinerek “Bugün imzaladığımız mutabakat zaptı çerçevesinde, TOKİ Başkanlığımızın konut üretimi konusundaki tecrübe ve bilgi birikimi, Fildişi Sahili başta olmak üzere bütün Afrika kıtasına taşınmış oluyor.
Bu anlaşmayla Fildişi Sahili’nde TOKİ benzeri bir kuruluşun kurulmasına öncülük etmiş oluyoruz. Bu bağlamda, TOKİ Başkanlığımızın yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da götürdüğü hizmetlerin, önemini altını çizerek vurgulamak istiyorum.
Uyguladığımız konut modelleri pek çok ülke tarafından ilgiyle takip ediliyor. Bugüne kadar TOKİ ile yaklaşık 840 bin bağımsız bölüm ürettik, bunun yanında da 15 bin sosyal donatıları içinde barındıran projeeri inşa ettik. Şimdi ülkemizdeki 440 bin müteahhitle yine inşaat malzemesi sektörünü ilgilendiren 250’ye yakın sektörümüzle de yurt dışında bu bilgimizi, becerimizi diğer ülkelerle paylaşmak istiyoruz.” dedi.
Kentsel Dönüşüm Uzmanı ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hakan Çatalkaya, yeni kentsel dönüşüm stratejisi ile yılda 300 bin bağımsız bölümün kentsel dönüşüme girmesinin hedeflendiğini söyledi.
Kentsel dönüşüm kanunu ve uygulama yönetmeliğinde değişikliğe gidildi. 6306 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile kentsel dönüşüm alanı oluşturma yetkisi Cumhurbaşkanı’na verildi. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Tektaş Kentsel Dönüşüm Uzmanı Çatalkaya, “Kentsel dönüşümde bürokratik engellerle karşılaşılıyordu. Kentsel dönüşümde bürokratik engeller ortadan kaldırmak için Cumhurbaşkanı’mıza yetki verildi” dedi.
Kentsel dönüşümde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Çatalkaya, “Bugüne kadar yaklaşık 200 bin bina kentsel dönüşüme girdi. Bu da yaklaşık 1 milyon bağımsız bölüme tekabül ediyor. Bugünkü maliyetler düşünüldüğünde 100 m bir dairenin maliyeti 150 bin TL kabul edilirse 150 milyar TL’lik bir dönüşüm gerçekleştirildi” dedi. Çatalkaya, “Bugüne kadar yapılan kentsel dönüşümün hacmine bakıldığında dünyada benzer örneklerinden kıyas edilemeyecek kadar düzeyde bir iş başarıldığı görülüyor. Ancak şu ana kadar yapılanın 6 katı daha bir çalışma yapılması ön görülüyor” dedi.
Kentsel dönüşümle yenilenmesi gereken halen çok sayıda binanın da bulunduğunu vurgulayan Çatalkaya, “Deprem riski olan 6 milyon bağımsız bölümün de bakanlığın açıkladığı yeni kentsel dönüşüm strateji ile yenilenmesi gerekiyor. Bunun da yaklaşık olarak bütçesi 900 milyar TL’ye denk geliyor. Yeni kentsel dönüşüm stratejisi ile yılda 300 bin bağımsız bölümün kentsel dönüşüme girmesi hedefleniyor” dedi.
Türk inşaat sektörünün eski Sovyet coğrafyasında 30’uncu yılı geride bıraktığı bir dönemde, şirketlerimiz iz bırakacak eserler bırakmaya devam ediyor. Bunların önde gelenlerinden birinin şantiyesini, hafta başında Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin bizzat ziyaret etti, denetledi ve inşaatın yıl sonuna kadar tamamlanacağına dair söz alıp, takdir ve tebriklerini, projede emeği geçen herkese iletti…
Bugün bu projeden ve imza atan Türklerden bahsedeceğiz: Moskova’nın Nagatinskaya semtinde, uzaktan bakıldığında Disneyland’ın meşhur şatosunu andıran bir yapı yükseliyor. 56 hektarı bulan devasa şantiyede hummalı bir çalışma var. Başkentin bu “mega projesi”ni vaat edilen tarihe, yıl sonuna yetiştirebilmek için çift vardiya, geceli gündüzlü çalışılıyor. Rus medyasına yansıdığına göre, “Ostrov Meçtı” (Hayal Adası) adlı eğlence ve alışveriş merkezi için Rusyalı yatırımcısı toplamda 1,5 milyar dolarlık yatırım öngörülüyor. Rusya’ya damgasını vuran pek çok önemli projede olduğu gibi, bunun arkasında da yine Türk inşaatçıların altın teri ve emeği var…
2015’te başlayan “Ostrov Meçtı” projesinin ana müteahhidi Rönesans İnşaat. 3 bin 500’e yakın işçinin çalıştığı şantiye şu günlerde bir arı kovanını andırıyor. Bir yandan inşaat soluksuz sürüyor, diğer yandan tema parkının oyun araçlarının montajı hızla sürüyor. Şehrin hızla gelişen bu bölgesinde, ülkenin Batılı örneklerle yarışacak, en büyük ve ilk kapalı tema parkı yükseliyor.
Proje, Rönesans’ın pek çok şantiyesinde olduğu gibi gençlere emanet. Proje koordinatörü Mustafa Küçükyılmaz 38 yaşında. ODTÜ İnşaat mezunu. 2006’dan beri Rusya’da. Yardımcısı, proje müdürü Burak Börü ise 35’inde. O da ODTÜ İnşaat’ta. 2007’den beri bu coğrafyada. Küçükyılmaz ve Börü ile birlikte bu devasa projenin yükünü çeken ekibin üyeleri hep genç isimler. Zor bir projede çok yorulduklarını ama “bir eşi olmayan, referans bir işe imza attıklarını ve her gün mesleki anlamda yeni şeyler öğrenip kendilerini de geliştirdiklerini” söylüyorlar.
“Ostrov Meçtı” projesinde, yüksekliği 40 metreye, açıklığı 65 metreye ulaşan cam tavanın altında, birkaç katlı apartman binalarının bulunduğu sokaklar, İngiltere’den Italya’ya tematik cepheleriyle Las Vegas havası veren alışveriş mekanları var. Devamında tamamen kapalı bir alanın içinde, bu projeye sık sık “Rusya’nın Disneyland’ı” yakıştırması yapan tema parkı, devasa oyun alanları yer alıyor. Yani koca bir şehir, Moskova’nın sert iklimi yüzünden tamamen kapalı bir alana yapılmış.
Projeyi Rus basınında sık sık haber konusu yapan ise, eşsiz cam kubbesi. Bu kubbe çözümleriyle proje hem estetik güzellik bulmuş, hem de gün ışığını içeri sokmuş. Uzmanların “mühendislik harikası” olarak niteledikleri, Rusya’nın en büyük cam kubbesi böylece yapılmış. Böylece Moskova’nın iklim koşulları dikkate alınarak, her türlü yağış ve rüzgara dayanıklı, içeriyi kışın sıcak, yazın serin tutulabilecek bir alan yaratılmış.
Ana müteahhit Rönesans İnşaat’ın proje koordinatörü Mustafa Küçükyılmaz, “Böylesine zorlu projeler, ana müteahhidinden taşeron şirketlere kadar, herkesin bir ekip ruhuyla beraber çalışmasıyla başarılı olabilir. Rönesans olarak bu projemizde Metal Yapı’dan Mimsa’ya kadar pek çok Türk şirketimizle çalıştık ve Rusya’da kalıcı bir eser daha bırakmak için çabalıyoruz” diyor.
Küçükyılmaz’a göre pek çok rekor kırılan projenin en önemli zorluklarından biri “tekrar eden iş olmaması”, hemen her kısmının ayrı ve orijinal proje gerektirmesi. Bir yanda tarihi sokak görüntüsü içinde her biri farklı apartman görüntüsünde binalar, öbür yanda cam kubbeler, ilerisinde tema parkı… 300 bin m2 toplam kapalı alana sahip, 140 bin m2 alana oturan projede 30 bin m2’lik kısım cam kubbelerin altında. Yıllık 6,5 milyon ziyaretçi hedefleyen büyük bir proje söz konusu. Alışveriş alanlarının dışında 17 sinema salonu, 3 bin 800 kişilik konser salonu var. Ayrıca 3 bin 270 araçlık park yeri bulunuyor.
Projede ilk etap yıl sonunda tamamlanacak ve karuseller dönmeye başlayacak. Moskova’da çocuklar için eğlencenin, büyükler için alışverişin yeni adreslerinden biri “Ostrov Meçtı” olacak. Biz Türkler için de önünden her geçtiğimizde, “Bunu da bizimkiler yaptı” diye gururlanacağımız bir eser daha tamamlanmış olacak.
Türkiye Belediyeler Birliğinin Meclis Toplantısı’nda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum 6 yıl içerisinde tüm Türkiye’de 1 milyon 273 bin konutun dönüşümünün başladığını söyledi. Kurum, “Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden binaların, vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde, onlarla yan yana dönüşümlerini gerçekleştirmek zorundayız” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 6 yıl içerisinde tüm Türkiye’de 1 milyon 273 bin konutun dönüşümünün başlatıldığını açıkladı. Türkiye Belediyeler Birliği’nin Meclis Toplantısı’nda konuşan Bakan Kurum, Bakanlıkla belediyelerin iş birliği içinde şehirlerin 50 yılını, 100 yılını planlaması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin en büyük problemlerinden birinin çarpık kentleşme olduğuna işaret eden Kurum, “Bununla mücadele ederken enerjimizin, vaktimizin ve paramızın büyük kısmını harcıyoruz. Bundan sonraki süreçte planlı hareket edip, şehri bir binalar topluluğu olarak değil de çevresiyle, doğasıyla, yerleşik nüfusuyla, iktisadi yapısıyla birlikte planlamak durumundayız. Artık o günü kurtaran belediye başkanlarının ‘Ben kendimi bilirim ben kendi dönemimi bilirim’ anlayışıyla değil, stratejik bir planlama mantığıyla yaklaşmamız gerekiyor” dedi.
Kentlerin çevresel, mekansal strateji planlamasında son aşamaya gelindiğini de açıklayan Kurum, tüm belediyelerin 1/100000 ölçekli planı hazırlaması ve uygulaması ile ülke çapında bir ahengin ortaya çıkacağını söyledi. Kurum, kentsel dönüşümün de bir başka önemli konu olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
Deprem Türkiye’nin Gerçeği
“Depremler ülkemizin yadsınamaz gerçeği. Hatta artık depremleri bırakın bugün Kartal’da, Kağıthane’de ülkemizin farklı noktalarında binalar heyelan sebebiyle kaydı. Seller, heyelanlar… İklim değişiklikleri şehirlerimizi çok ciddi anlamda etkiliyor, depremin olmasına gerek kalmadan dahi binalarımızın yıkıldığını görüyoruz. Bu işin siyaseti yok. Acının yaşanmaması için, bu acılara engel olmak için vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit 6 Yılda 1,2 Milyon Konutun Dönüşümü Başladı 23 Haber eden binaların, vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde onlarla yan yana, dönüşümlerini gerçekleştirmek zorundayız.”
Yüzde 50 Faiz Desteği
Geride bırakılan 6 yıl içerisinde tüm Türkiye’de 1 milyon 273 bin konutun dönüşümünün başlatıldığını ifade eden Kurum, kentsel dönüşüme ilişkin sıkıntılara ilişkin gerekli düzenlemelerin yapılacağını kaydetti. Kentsel dönüşümün vadedilen tarihlerde bitmesine imkan sağlayacak teknik, mali, hukuki düzenlemeleri yapacaklarını anlatan Kurum, “Yıllık 4 milyar TL’yi kadar yüzde 50 faiz desteği vermek suretiyle kentsel dönüşüme katkı yapıyoruz. Acil öncelikli dediğimiz 3 bin konutu her yıl dönüştürmek istiyoruz. En az 50 bin konutu aynı anda başlatacağız, tüm Türkiye’de hem tarihsel hem riskli binaların dönüşümüne ilişkin süreci belediye başkanlarımızla yapmak istiyoruz” açıklamasında bulundu.
Bakan Kurum sosyal konut talebine ilişkin olarak da belediye başkanları ile yakın iş birliği yapacaklarını dile getirdi.
Sıfır Atık Projesi Zorunlu Oluyor
Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi’nin 2023’e kadar tüm il ve ilçe belediyelerinde zorunlu hale getirileceğinin de altını çizdi. Bu proje kapsamında 23 ayda 18 bin 750 kamu kurum kuruluşunda sıfır atık sistemine geçildiğini açıklayan Kurum, “2023 yılına kadar tüm belediyelerimizde sıfır atık sistemi zorunlu olacak ve bu sistemle birlikte çevremizi koruyacak gelecek nesillere emaneti aktaracak çalışmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Kurum yıllık 20 milyar lira tasarruf edilen Sıfır Atık Projesi ile 100 bin kişiye de doğrudan istihdam sağlayacağını vurguladı. Denizlerde de Sıfır Atık Mavi Projesi’nin başlatıldığını belirten Kurum, “Karada başlattığımız seferberliğin üç tarafı deniz olan ülkemizde göllerde ve akarsu kenarlarında atıkların toplanması için bu projeyi başlattık. Kirlilik oluşumunun önünü de geçmiş bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Herkese 15 Metrekare Yeşil Alan
Kurum, kişi başına düşen yeşil miktarının şu anda 7-8 metrekare olduğunu aktararak, “2023 hedef iki kat 15 metrekare seviyelerine çıkarmak. Aynı zamanda millet bahçeleri projemiz var. 9 açılış gerçekleştirdik. 5’ini de önümüzdeki dönemde ve planladığımız 41 millet bahçesi projesi için de süreç devam ediyor. 81 ilde millet bahçelerimizi yapacaktık ama şu an ilçelerimize bile millet bahçesi yapma isteği var” şeklinde konuştu.
Ev fiyatlarının 3 milyon 750 bin liradan başladığı Mesa Bodrum Demirbükü, Bodrum’da ayrıcalıklı bir lüks yaşam sürmek isteyenlere hitap ediyor. Projede teslimatların Aralık 2020’de yapılması planlanıyor.
Mesa’nın Bodrum’da ‘Private Luxury’ konseptiyle hayata geçirdiği Mesa Bodrum Demirbükü projesinde fiyatlar 3 milyon 750 bin TL’den başlıyor. Büyüklükleri 118 ile 520 metrekare arasında değişen 2+1’den 5+1’e kadar farklı tiplerde 210 rezidans daire ile 5+1 ve 6+1 tiplerinde 50 villadan oluşan projede ayrıca butik bir otel yer alıyor. İnşasına Ocak 2018’de başlanan evlerin Aralık 2020’de teslim edilmesi planlanıyor.
Deniz Manzaralı Evler
7 mimarlık ofisinin katıldığı bir yarışma sonucunda Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık Ofi si tarafından tasarlanan Mesa Bodrum Demirbükü’nde tüm dairelerin deniz manzarasına sahip olması sağlandı. 200 bin metrekarelik bir arsa üzerinde yükselen projede 67 bin metrekare satılabilir alanın yanı sıra 130 bin metrekare yeşil alan bulunuyor. Projenin peyzajı Bodrum’un doğasına, florasına mikro iklimine, toprak ve su yapısına uygun olması sayesinde suya asgari düzeyde ihtiyaç duyuyor. Mesa Bodrum Demirbükü’nde yeşil alan sulamasının deniz suyundan arıtılan tatlı suya yapılması planlanıyor.
16 Bin Metrekare Kumsal
Yaklaşık 16 bin metrekarelik bir kumsala sahip olan Mesa Bodrum Demirbükü’nde sahil lokantası, sahil barı, çocuk oyun alanı bulunuyor. Sahilde ayrıca güneşlenmek ve geçici olarak yatların yanaşması için iki ayrı iskele yapılıyor. Projede ayrıca biri kumsal bölgesinde diğeri sosyal merkezde olmak üzere 2 açık yüzme havuzu ve projeye özel restoranının yanı sıra 2.5 kilometrelik koşu ve yürüyüş parkuru yer alacak.
Örnek Villa ve Daireler
Torba’ya 3, Göltürkbükü’ne 8, Bodrum’un merkezine 10, Yalıkavak’a 15 dakika mesafede yer alan Mesa Bodrum Demirbükü, Milas-Bodrum Havaalanı’na ise 35 dakika uzaklıkta. Projenin Yalıkavak Marina 13 deniz mili, D-Marin Turgutreis 19 deniz mili, Milta Bodrum Marina 30 deniz mili uzaklıkta olması da önemli bir avantaj olarak gösteriliyor. 1 örnek villası ve 3 farklı örnek rezidans dairesi ziyarete açılan Mesa Bodrum Demirbükü’ne havadan, karadan ve denizden ulaşım imkanı sunuluyor.
2020’nin ikinci yarısında hizmete alınması planlanan 3. bağımsız pist ile İstanbul Havalimanı, bu sayıda pist ile bağımsız paralel operasyon yapabilen Türkiye’de ilk, Avrupa’da ise Amsterdam’dan sonra ikinci havalimanı olacak- Yeni pist sayesinde hava trafik kapasitesi saatte 80 uçak kalkış-iniş sayısından 120’ye çıkarken, pistin tamamlanması ile birlikte mevcut taksi süreleri de yüzde 50 azalacak.
İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’dan yapılan açıklamaya göre, 2020’nin ikinci yarısında hizmete alınması planlanan 3. bağımsız pist ile İstanbul Havalimanı, bu sayıda pist ile bağımsız paralel operasyon yapabilen Türkiye’de ilk, Avrupa’da ise Amsterdam’dan sonra ikinci havalimanı olacak.
Türkiye’nin dünyaya açılan yeni kapısı olan ve teknik özellikleri bakımından dünyanın birçok havalimanından ayrışan İstanbul Havalimanı, bağımsız 3 pisti ile yolculuk deneyimi noktasında da önemli bir rahatlama sağlayacak.
Üçüncü pist faaliyete geçtiğinde İstanbul Havalimanı, 3 bağımsız pist ve yedek pistlerle 5 adet operasyonel piste sahip olacak. Yeni pist sayesinde hava trafik kapasitesi saatte 80 uçak kalkış-iniş sayısından 120’ye çıkarken, havayollarının slot esnekliği de artacak. Ayrıca iç hat uçuşların gerçekleştirildiği piere yakın bir konumda olan 3.pistin tamamlanması ile birlikte mevcut taksi süreleri de yüzde 50 azalacak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu, inşaatı devam eden İstanbul Havalimanı 3. pisti hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Sıfırdan, rekor bir sürede inşa edilen dünyanın en büyük havalimanının İstanbul Havalimanı olduğunu hatırlatan Samsunlu, havalimanının Türkiye’nin en önemli projeleri arasında yer aldığını belirtti.
Dünyada eşi benzeri görülmemiş başarılı ve neredeyse kusursuz, dev bir taşınmanın ardından operasyonlarının tüm hızla sürdüğüne dikkati çeken Samsunlu, şunları kaydetti:
“Dünya üzerinde hem inşaatı hem taşınması ile bu özelliklere sahip bir havalimanı yok. Bunu başarmanın da ayrıca gururunu yaşıyoruz. 6 Nisan 2019 tarihinden bu yana yaklaşık 17 milyon 500 bin yolcuyu ağırladık. Yolcuların böyle büyük bir yapıda her türlü konfora en kolay yolla sahip olacakları bir havalimanı oluşturmak için var gücümüzle çalıştık. Üç bağımsız pistimizi, gelecek yılın ilk 6 ayı içerisinde hizmete almayı hedefliyoruz. İnşaatı devam eden üç bağımsız pistin tamamlanması ile birlikte sağlayacağı konfor ve zaman tasarrufuyla bu hizmet kalitesi iddiamızı da zirveye taşıyacağız. İstanbul Havalimanı ülkemizin en önemli ekonomik varlığıdır. Ülkemizin gelişmesinde lokomotif güç olacaktır.”
Taksi Trafiğini Hızlandıracak Çalışmalar Devam Ediyor
Öte yandan İstanbul Havalimanı’nda uçak taksi sürelerini daha da azaltmak için ekstra çalışmalar da sürüyor. Bu kapsamda, taksi yolları yüzey altına yerleştirilmesi planlanmış trafiği hızlandıracak loop sensörleri, mikrodalga bariyerleri, kumanda kontrol panelleri ve stop bar montaj çalışmalarına başlandı.
Ayrıca yapılan bu çalışmalar esnasında kış öncesi planlanan taksi yolu asfalt ve boya tamir bakım çalışmaları da uygulamaya sokuldu.
Emlak Katılım Bankası konut sektörünün sıkıntılarını çözmek adına güçlü adımlarla ilerlemeyi amaçlıyor. Bankanın ilk hedefi ise konut stoku sorununu çözmek!
Emlak Katılım Bankası hem ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar hem de konut satışları durma noktasına gelen inşaat sektörü ve müteahhitler tarafından heyecanla bekleniyor.
Emlak Katılım Bankası 27 Firma ile Anlaşma Sağladı
Deniz Aksu Haziran ayında yapmış olduğu “Eğer müteahhit konutlarının fiyatlarında piyasayla aynı fikirde değilse, onun için konutların metrekaresi 10 bin lira. Ama piyasa diyor ki, 5 bin lira. O müteahhit de bu fiyata satmak istemiyorsa, finansman giderine razı olup kredi ilişkisine girecek.
Bunu hukukla çözeceğiz. Gayrimenkulun sahipliği burada el değiştirmiyor, geçici süre finansman sağlanıyor. GYF’da ise mülk el değiştiriyor, sizin de sahip olmanıza imkan sağlayan kurumsal bir yapıya dönüşüyor. 14 firma ürünlerini verdi. SPK’ya başvurduk.”
Yapılan yeni açıklama ise bu rakamın yükselerek 27 sayısına ulaşması dikkat çekti. Kat mülkiyeti olan konut stokları için anlaşma sağlanması durumunda Emlak Katılım Bankası bu stokları kendi bünyesine dahil ederek taksitle satışa sunacak.
Yeni sistemde Emlak Katılım Bankası satın aldığı bu konutları Ziraat Bankası 0.98 konut kredisi kampanyası benzeri bir kampanya ile satışa sunacak. Ancak iki kampanya birbirinden farklı olacak. Deniz Aksu açıklamasında bu farkı “Ziraat Bankası’nın önderliğinde başlatılan fon sistemiyle bizim modelimiz birbirinden farklı.
O sistemde bankaların inşaat firmalarına kullandırdıkları kredinin fona devredilmesi uygulanacak. Bizim sistemde yatırımcının konut almasına yönelik bir uygulama olacak.” şeklinde tarif ederek yeni sistemde amacın yatırımcıya konut satışı olduğunu söyledi.
Vatandaşın Beklentisi Herkese Eşit Fırsat Sunulması
Ev sahibi olmak için Emlak Katılım Bankası tarafından açıklanacak olan paketleri bekleyen vatandaşların ortak beklentisi ise herkesin alabileceği fiyatlara sahip olan konutlar için de kampanya düzenlenmesi.
Sadece üst gelir grubu lüks konut projeleri için taksitle satış fırsatı düzenlenmesi gibi bir kampanya yerine orta gelir grubuna hitap eden konutların da Emlak Konut tarafından taksitle satış yapılması isteniyor.
Yine ikinci el konut almak isteyen kişiler de Emlak Bankası konut kredisi paketlerinden yararlanarak ev sahibi olmak istiyor.
Daha önce de Sabah Gazetesi yazarlarından Seda Tabak ile özel bir röportaj yapan emlak Katılım Bankası Genel Müdürü Deniz Aksu yapmış olduğu açıklamasında “Yapılacak birkaç modellemeyle, arsa maliyetlerinde yüzde 30, pazarlamada yüzde 15, tedarikçi sistemiyle de yüzde 20 tasarruf sağlanırsa, vatandaş konutunu yüzde 60 ucuz alabilir.” müjdesini vermişti.
Deniz Aksu yapmış olduğu açıklamasında konut maliyetlerinin büyük bir bölümünü oluşturan arsa maliyetlerini azaltmak için yeni formüller üzerinde çalıştıklarını söyleyerek Milli Emlak ile ortak çalışacaklarını dile getirerek “Arsa geliştirmek için yeni bir model araştırıyoruz. Milli Emlak’la talepleri önceden toplayabilecek bir model oluşturulabilir. Şu anda arz yapılıyor, talep sonradan toplanıyor. İnşaat, vatandaşın ne istediğine göre şekillenmiyor.
Önce talebi oluşturup sonra arz döndürecek sistemi yaparsak o zaman pazarlama maliyeti yüzde 15 düşer. Şu anda arsa maliyetin içinde yüzde 60’lara gelmiş vaziyette. Bazı bölgelerde yüzde 86’larda… Yapılması gereken arsa oranını yüzde 30’da tutmak. O zaman erişilebilir konutlara ulaşabiliriz.” dedi.
İran’ın başkenti Tahran’daki 11’inci Uluslararası Kapı ve Pencere Fuarında Türk ürünlerine talep artıyor.
Tahran’daki Uluslararası Fuar Merkezinde Türkiye, İtalya, Çin ve Almanya ile İran’dan 300 firmanın katıldığı 11’inci Uluslararası Kapı ve Pencere Fuarı 4 gün sürecek.
“İranlılar, Türk ürünlerine çok ilgi gösteriyor”
Kapı ve pencere malzemeleri satan Akpen Tahran Temsilcisi Ferhad Seraci AA muhabirine yaptığı açıklamada, 8 yıldır Tahran’da Türk firmasının temsilciliğini yaptığını ve İranlıların Türk mallarına ilgi gösterdiğini söyledi.
Türkiye’den kapı ve pencere aksesuarları getirdiklerini ve ürünlerde 10 yıl garanti verdiklerini aktaran Seraci, “İranlılar, diğer ülkelerin mallarına kıyasla Türk ürünlerine çok ilgi gösteriyor. Daha önce Alman markaları kapı ve pencere malzemelerinde öncüydü fakat Türk malları İran piyasasına girince bu ürünlere yönelik talep çok daha fazla oldu.” diye konuştu.
Türk ürünlerinin kalitesinin yüksek olması nedeniyle kullanımının da arttığını ifade eden Seraci, Türk firmalarının İranlı müşteriler arasında özel bir yere sahip olduğunu belirtti.
Seraci, yaptırımlar nedeniyle dövizin yükselmesi ve fiyatların artmasından kaynaklı olarak sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını ancak ticaretlerinin durmadığını dile getirdi.
“Türk şirketleriyle çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz”
Türkiye’den kapı ve pencere aksesuarları ithal eden Aral Ticaret Genel Müdürü Mehdi Ketançi Hoyavi de, yıllardır Türk şirketleriyle çalıştıklarını ve Türkiye’den getirdikleri kapı ve pencere malzemelerini İran’da sattıklarını ifade etti. Hoyavi, son birkaç yıldır ürünlerin getirilmesinde, gümrüklerde ve ödemelerde sıkıntı yaşadıklarını kaydederek, “Türkiye’deki şirketlerle yıllardır çalışıyoruz. Ürünlerin kaliteli olması nedeniyle ticaretimizi devam ettirmek istiyoruz.” dedi.
Yaptırımlar nedeniyle döviz girdisinin azaldığını, inşaat sektörünün sorunlarla karşı karşıya kaldığını, durağanlaştığını ve işsizliğin arttığını dile getiren Hoyavi, bu nedenle aksesuar, profil ve diğer malzemelerin satışında gerileme olduğunu kaydetti.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, “Çukurova Bölgesel Stratejik Kalkınma Planı’nı yapmamız lazım. Bizim her şeyimizi planlayıp, Çukurova’yı yönlendirmemiz, kurulacak sanayi tesislerini, tarım alanlarını, lojistik bölgeleri belirlemek lazım.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, “Çukurova Bölgesel Stratejik Kalkınma Planı’nı yapmamız lazım. Bizim her şeyimizi planlayıp, Çukurova’yı yönlendirmemiz, kurulacak sanayi tesislerini, tarım alanlarını, lojistik bölgeleri belirlemek lazım. Belki birkaç liman daha yapılması lazım. Bu konuda bir plan yaparsak Çukurovayı hızla kalkındırırız.” dedi.
Kızıltan, basın mensuplarıyla bir araya geldiği değerlendirme toplantısında, kentin gelişmesi için başlattıkları ve yer aldıkları projeleri anlattı.
Komşu şehirlere ve ülkelere yaptıkları ziyaretlerle ekonomik ilişkileri geliştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Kızıltan, “Mersin olarak tek başımıza bir şeyler yapmaya kalkarsak, kendi gücümüzle ve kaynaklarımızla bir yere kadar gelebiliriz. Ama hinterlandımızdaki diğer illerin gücünü de birleştirip, hep birlikte kalkınırsak tüm bölgeyi kalkındırmış oluruz.” diye konuştu.
Kızıltan, ziyaret ettikleri ülkelerde Mersin’e yönelik ilgiyle karşılaştıklarını ifade ederek, iş dünyasıyla iletişimi geliştirmek için çalışmaları sürdüreceklerini belirtti.
Bölgeye katkı sunacak çalışmalara destek vermeye devam edeceklerini vurgulayan Kızıltan, şunları kaydetti: “Mersin sanayisinin gelişmesi için Mersin- Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ile ortak yürüttüğümüz bir proje vardı, yürürlüğe girdi. Bu sanayi bölgesinde, Model Fabrika ve İnovasyon Merkezi dediğimiz bir yatırım yapıyoruz. Model Fabrika başta KOBİ’ler olmak üzere sanayi işletmelerinin yalın üretimine, dijital dönüşüm sağlayarak katma değer üretimine de katkı sunacak. Üretim prosesleri, Model Fabrika’da denenmesi suretiyle verimliliği arttırma çalışmaları yapılacak. İnşaatlar için projeler hazır. Kısa sürede inşaatlar başlayacak.”
Kızıltan, kent için iş birliği ve dayanışma içerisinde olmanın önemine dikkati çekerek, ifadelerini şöyle sürdürdü: ” Türkiye’de Marmara Bölgesi’nin dışında yeni ekonomik bölgelerin oluşturulması gerekiyor. Çukurova, Marmara’nın daha üstünde olabilecek bir bölgedir. Adana, Mersin, Hatay’daki sanayiciler, hepsi sıcak bakıyor ama bir türlü masaya oturup bitiremedik. Çukurova Bölgesel Stratejik Kalkınma Planı’nı yapmamız lazım. Bizim her şeyimizi planlayıp, Çukurova’yı yönlendirmemiz, kurulacak sanayi tesislerini, tarım alanlarını, lojistik bölgeleri belirlemek lazım. Belki birkaç liman daha yapılması lazım. Bu konuda bir plan yaparsak Çukurovayı hızla kalkındırırız.” Volkswagen’in Türkiye’de yapacağı olası yatırımları Mersin’e yapmasını istediklerini belirten Kızıltan, bu yönde gerekli girişimlerde bulunacaklarını sözlerine ekledi.
Toplantıya MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol da katıldı.
Kağıthane Yahya Kemal Mahallesi kentsel dönüşüm sürecinde önemli bir karar alındı ve söz konusu bölge riskli alan ilan edildi! Detaylar haberimizde.
Nisan ayında çöken binalar ile Türkiye’nin gündemine oturan Kağıthane Yahya Kemal Mahallesi hakkında beklenen karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
10 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazete ile Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanan karar sonrasında söz konusu bölge riskli alan ilan edildi.
Kentsel Dönüşüm Süreci Hızlanacak, Vatandaş Kira Yardımı Alarak Yeni Evinde Kavuşacak!
Hatırlanacağı üzere 22 Nisan tarihinde yapılan inşaatın istinat duvarının çökmesi sonucunda toprak kayması yaşanmış ve Yahya Kemal Mahallesi Akkaya Sokak’ta bulunan 3 bina, boşaltılmasının ardından büyük bir gürültüyle çökmüştü.
Binaların çökmesinin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tedbir amaçlı çöken binalara komşu 3 binayı da acil kodu ile boşaltmıştı. Çevrede bulunan pek çok evin de riskli yapı kategorisine girdiği tespit edilmişti.
Avrupa genelinde 2018’de bir önceki yıla göre yeni AVM sayılarında düşüş yaşandı. Türkiye’nin ilk sırada yer aldığı yeni AVM açılışında ikinci sırada Rusya var
Cushman & Wakefield’in son “Avrupa Alışveriş Merkezleri Geliştirme Raporu”na göre, Avrupa’daki alışveriş merkezi pazarı 2018’de 168,1 milyon metrekareye ulaşırken, en yüksek yeni AVM arzının arzın gerçekleştiği ülke 525 bin metrekareyle Türkiye oldu.
Geçen yıl Avrupa genelinde AVM arzı 2017’ye göre yüzde 28 azalarak 2,6 milyon metrekareye düştü. Bu son 24 yılın en düşük değeri anlamına geliyor.
Tüm genel olumsuz trende rağmen, Türkiye, Rusya ve Polonya, Avrupa’daki toplam yeni arzın yaklaşık yüzde 50’sini oluşturan en aktfi ülkeler.
Geçen yıl Avrupa’da en yüksek arzda 525 bin metrekareyle Türkiye birinci. 436 bin metrekareyle Rusya, 298 bin metrekareyle Polonya, 237 bin metrekareyle Fransa, 164 bin metrekareyle Finlandiya, 147 bin metrekareyle Birleşik Krallık, 141 bin metrekareyle Almanya, 104 bin metrekareyle İspanya, 99 bin metrekareyle Hollanda, 95 bin metrekareyle İtalya sıralandı.
Raporda yer alan bilgilere göre, 2019-2020 döneminde açılacak yeni AVM’lerde de liderliği Türkiye çekecek. Yeni alışveriş merkezi arzında Türkiye’de söz konusu dönemde bir milyon 603 bin metrekare büyüklüğünde yeni AVM arzı gerçekleşecek. Ayrıca mevcut AVM’lere 7 bin metrekarelik ekleme yapılacak.
Söz konusu dönemde yeni AVM arzında Türkiye’yi bir milyon 549 bin metrekareyle Rusya, 368 bin metrekareyle Fransa, 303 bin metrekareyle Polonya, 290 bin metrekareyle İspanya, 187 bin metrekareyle Finlandiya izleyecek. Ayrıca Rusya’da 270 bin metrekare, Fransa’da 309 bin metrekare, Polonya’da 40 bin metrekare, Finlandiya’da ise 20 bin metrekare mevcut AVM’lere ekleme yapılmış olacak.
Bu dönemde Amsterdam’da 117 bin metrekarelik Mall Of The Netherlands, Moskova’da 105 bin metrekarelik Salaris, Belgrad’da 93 bin metrekarelik BW Galerija, Finlandiya’da 85 bin metrekarelik Mall Of Tripla, Birleşik Krallık’ta 81 bin metrekarelik Edinburgh St James, Lüksemburg’ta 75 bin metrekarelik La Cloche D’or, Sevilla’da 70 bin metrekarelik Lagoh açılacak.
İnşaat halindeki AVM büyüklüğü açısından Orta ve Doğu Avrupa’da ilk 5’te yer alan şehirler ise İstanbul, Moskova, Ankara, Varşova ve Bratislava yer alıyor.
Yeni tapu ve imar kanunu meclis tarafından onaylandı. Onaylanan kanun teklifi ile beraber hem tapu işlemlerinde hem de kentsel dönüşümde yeni dönem başladı!
TBMM Genel Kurulu tarafından yapılan görüşmeler sonucunda kabul edilen Tapu ve İmar Kanunu ile kentsel dönüşüm sürecinde yeni dönem başlamış oldu.
Kentsel Dönüşüm Sorunları Hızla Çözülecek
Yeni Tapu ve İmar Kanunu hakkında yapılan değişiklikler hakkında AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, Sabah Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.
Nasır, yapmış olduğu açıklamasında yapılan kanun değişikliği ile beraber Türkiye’de kentsel dönüşümde yeni bir sürece girildiğini belirterek yeni süreçte vatandaşa pek çok hak ve imkan tanındığını söyledi.
Yapılan kanun değişiklikleri sayesinde artık kentsel dönüşüm sürecinde beklenen hızlanmanın yaşanacağını belirten Nasır “Bu kanunla Türkiye’de kentsel dönüşümde yeni bir sürece girildi.
Yasayla birlikte uygulamalar ve düzenlemeler çerçevesinde kentleşme ve planlama alanında daha iyiye ulaşabilmek için sıkıntılar hızla ortadan kalkacak.” diye konuştu.
AK Parti İzmir Milletvekili ve aynı zamanda TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyesi olan Necip Nasır yapılan kanun değişikliği sayesinde kentleşme ve planlama alanında daha iyiye ulaşabilmek için yaşanan sıkıntıların giderileceğini dile getirdi.
Çıkarılan yeni tapu ve imar kanunu ile mevcut yapıların afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilmesi amaçlanırken bu sayede dönüşüm uygulamalarının daha verimli yapılabilmesi garanti altına alınacak. Artık kentsel dönüşüm projeleri hızlanacak ve eski yapılar yıkılarak yerine sağlam, depreme dayanıklı evler inşa edilecek.
Yönetmelikte yapılan değişiklikle, tapu işlemlerinde resmi senetlerin üzerine fotoğraf yapıştırılması şartı kaldırıldı.
8 Temmuz 2019 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete’de kritik ilanlar açıklandı. Tapu senetlerinde yeni düzenleme yapıldı! Yapılan düzenlemeye bakıldığında bundan sonra vatandaşların tapu senetlerinde işlem yaparken fotoğraflarının talep edilmeyeceği ifade edildi.
Tapu Senetlerinde Yeni Düzenleme Yapıldı!
Tapu Sicil Müdürlükleri tarafından yapılan düzenleme ile Resmi Senetlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 8 Temmuz 2019 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete kapsamında bulundu. Bu ayrıntılara bakılarak bürokrasinin ve kırtasiyeciliğin seviyesinin düşürülmesi kapsamında yapılan bu düzenleme sonucunda tapu senetlerinde kritik bir değişiklik yapıldı. Bundan sonra yapılan tapu işlemlerinde fotoğraf yapıştırılması gibi bir mecburiyetin bulunmadığı yönünde açıklamalar yapıldı. Bu bağlamda tapu işlemlerinde vatandaşların yanlarında fotoğraf götürme zorunluluğu bulunmuyor. Yapılan değişiklikte şu ifadelere yer verildi. “Yönetmeliğin 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan “fotoğrafları” ibaresi ile 15. maddenin birinci fıkrasında yer alan “veya fotoğrafları yapıştıracak yer kalmaması” ibaresi yürürlükten kaldırıldı.”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ömer Bulut, Eskişehir Millet Bahçesi Projesi’nde hiçbir aşamada yapılaşma planlanmadığını belirterek, “Eskişehirli vatandaşlarımızı daha çok yeşille ve oksijenle buluşturacağız.” dedi.
Bulut, Eskişehir’de yürütülen Millet Bahçesi Projesi’nin yapılaşmayı artıracağına yönelik iddialarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Son günlerde bazı basın yayın organları tarafından, Eskişehir’de hayata geçirilecek millet bahçesiyle ilgili gerçek dışı bilgilerin servis edildiğini anlatan Bulut, “Eskişehir Millet Bahçesi ile ilgili ne ihale hazırlık aşamasında ne de sonrasında kesinlikle yapılaşma planlanmadı. Projeyle Eskişehirli vatandaşlarımızı daha çok yeşille ve oksijenle buluşturacağız.” diye konuştu.
Millet bahçesinin inşa edileceği alanda vatandaşların bilgilenmesi amacıyla proje görsellerinin sergilendiğini belirten Bulut, “Vatandaşlarımız görselleri buradan görebilir.” ifadesini kullandı.
Bulut, askı sürecinin başlatılması için projenin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderildiğini söyledi.
Projenin toplam 56 bin 448 metrekarede yapılacağını bildiren Bulut, “İmar Kanunu’na göre millet bahçelerinde toplam alanın yüzde 5’ine kadar yapılaşmaya izin verilmesine rağmen bu oran Eskişehir Millet Bahçesi için yüzde 5 seviyesinin çok altında, yaklaşık yüzde 1,58 seviyesindedir. Eskişehir Millet Bahçesi’nde yapılaşma minimum seviyede.” dedi.
Millet bahçelerinin temel prensibinin vatandaşların daha çok yeşille ve oksijenle buluşmasını sağlamak olduğunu belirten Bulut, Eskişehir’deki projede yer altı otoparkı, millet kıraathanesi, iki tuvalet, bekçi kulübesi, havuz, gezinti ve giriş yolları, koşu ve bisiklet yollarının bulunduğunu dile getirdi.
Bulut, ayrıca projede, etkinlik ve çocuk oyun alanları, bitkisel peyzaj sahasında yapraklı, ibreli ağaçlar, çalı ve sarmaşıklar olacağını söyledi.
“13 millet bahçemizin inşaatı hızla devam ediyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda kamuoyuna açıkladığı projeler doğrultusunda her ile en az bir millet bahçesi yapmayı hedeflediklerini hatırlatan Bulut, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda çalışmalara ara vermeden devam ettiklerini anlattı.
“İdare olarak bugüne kadar iki millet bahçesinin yapımını tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine açtık. 13 millet bahçemizin inşaatı hızla devam ediyor. 51 millet bahçemizin de proje çalışmaları devam ediyor. Ayrıca TOKİ olarak bu yıl 7 millet bahçesini bitirip vatandaşlarımızı daha çok yeşille buluşturmayı hedefliyoruz.”
Yeni YÖK Vizyonu çerçevesi ve Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında başta öğrenciler ile akademisyenler için eğitim ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesi yönünde yapılan projeler hız kesmeden devam ediyor.
Türkiye’nin en kadim üniversitelerinden Atatürk Üniversitesi, bünyesinde bulunan binaları yeniden yapılandırarak eğitim öğretim faaliyetlerini daha iyi koşullarda gerçekleştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Bu kapsamda 1958-1959 eğitim-öğretim yılında eğitim hayatına başlayan Edebiyat Fakültesinin, artan öğrenci sayısı ve akademik birimlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere batı kampüsünde dizayn edilen yeni fakülte binası inşaatında sona gelindi.
Doğu Anadolu’nun en büyük eğitim binası olma özelliğine sahip olan yeni Edebiyat Fakültesi binası, toplamda 42.300 metrekare kapalı alana sahip. Mimarisinde özellikle dış cephede Selçuklu Mimarisine atıflar bulunan binada, 52 derslik, 20 amfi, 310 akademik ve idari personel odası, 235 kişilik konferans salonu, kütüphane, kapalı otopark, toplantı odası ve sosyal yaşam alanı yer alıyor.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın, Edebiyat Fakültesine kazandırmak için büyük uğraşlar verdiği binanın temeli 2017 yılında atılmıştı. Eylül 2019’da kullanıma hazır hale gelecek olan yeni Edebiyat Fakültesi binası, 2019-2020 eğitim-öğretim döneminde öğrencilerin yeni eğitim yuvası olacak.
Tatil beldeleri başta olmak suretiyle, Denize kıyısı olan şehirlerdeki gayrimenkullere olan ilginin, bilhassa Temmuz aylarında arttığını söyleyen TÜGEM İzmir Yönetim Kurul Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Hakan Akıncı, ‘Son iki senedir İstanbul, Ankara ve Bursa’dan İzmir’e gelip yerleşme hareketliliği var. Bilhassa Çeşme’deki satılık ve kiralık yazlık konutlarda ise yerli ve yabancı yatırımcıların yoğun ilgi gösterdiğini gözlemliyoruz’ dedi
Türkiye’nin seçim ikliminden çıkmasının peşinden, denize kıyısı olan bölgelerdeki gayrimenkullerde hareketlilik gözleniyor. Bilhassa sezonluk kiralamalarda büyük yoğunluk dikkat çekerken, oldukca sayıda şahıs, İstanbul ve Ankara şeklinde şehirlerden Çeşme ve Bodrum şeklinde bölgelere akın ediyor
Çeşme’ye Yoğun Talep Var
İzmir bölgesindeki gayrimenkul hareketliliğini yorumlayan TÜGEM İzmir Yönetim Kurul Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Hakan Akıncı, 2020 senesinde hizmete açılması beklenen Çeşme Alaçatı havalimanın, Çeşme’ye olan ilginin yurt içinden daha oldukca, yurt dışına taşmasını sağlayacağını söylemiş oldu. Büyük şehirlerin karmaşasından kaçmak isteyen insanların artık göç etmeye başladığını belirten Akıncı, ‘son yıllarda İstanbul ve Ankara’nın göç verdiğini, yazlık bölgelerin ise istikrarlı bir halde göç alıyor. Bilhassa satılık yazlık piyasası oldukça hareketlendi’ dedi
Endeksa’nın verilerine nazaran son bir yılda en fazla prim icra eden bölgenin yüzde 26,9 yükselişle İzmir’in Çeşme ilçesi olduğu bilgisini paylaşan Akıncı, ‘Uzun senelerdir İstanbul ve Ankara’da proje tamamlayan büyük inşaat firmaları, hakim oldukları bölgelerde, belli bir doygunluğa ulaştı. Türkiye’de nitelikli göç alan İzmir’in, üst gelir gurubuna yönelik karma projelere ihtiyacı, gelecek 5 yılda daha çok artacak. Otobanın yapılması ve hizmete açılması, İzmir’in cazibesini artıracaktır. Bunu ön gören büyük inşaat firmaları, tüketicilerin gereksinimleri, yabancı yatırımcıların ilgisi, yatırım ortamının iyileşmesi ve daha karlı gördükleri için projelerini İzmir’ yöneltecekler’ dedi
Gaziantep Valisi Davut Gül, Suriye’de taşlar yerine oturduğunda, bu ülkenin yeniden inşasında Gaziantepli sanayici ve müteahhitlerin yer alacağını ve kentte üretilen ürünlerin daha çok kullanılacağını söyledi. Gül, Gaziantep Ticaret Odası (GTO) ve Mimarlar Odası Gaziantep Şubesince düzenlenen Kent, İnşaat ve Ekonomi Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşmada, hiçbir savaşın sonsuza kadar devam etmeyeceğini vurguladı. Savaşa rağmen Gaziantep’in Suriye’ye ihracatını sürdürdüğünü ifade eden Gül, “İnşallah Suriye’de taşlar yerine oturduğunda, Suriye’nin inşasında Gaziantepli sanayici ve müteahhitler yer alacak, Gaziantep’te üretilen ürünler daha çok kullanılacak. Buradaki Suriyeli misafirlerimiz Gaziantep’te üretilen, Türkiye’de üretilen ürünleri, kalitesini gördüler” diye konuştu.
‘Kentte konut sorunu var’
Gaziantep’in konut sorunu bulunduğunu dile getiren Gül, “İnsanlarımızın ekonomik seviyesi yükseldikçe, beklentileri yükseliyor. Şehirleşmenin buna göre olması lazım, arsa üretiminin buna göre olması lazım, müteahhitlerimizin kendilerini buna göre yenilemesi lazım. Mimarlarımızın, mühendislerimizin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bunu sırtlaması gerekiyor” diye konuştu. GTO Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım ise Suriye’deki iç savaşa işaret ederek, burayı yeniden inşa edecek olanların da kendileri olduğunu söyledi. Suriye’de barış sağlanmasını dileyen Yıldırım, “Barış sağlandığında, sular durulduğunda, güvenlik tesis edildiğinde de insanların başını sokacak çatıya, okula, hastaneye, yola ihtiyacı olacak. Şimdi nasıl biz o insanların temel ihtiyaçlarının tedarikçisiysek, vatanından ayrılmak zorunda kalanlara nasıl kucak açtıysak, gelecekte ihtiyaçları olacak okulu, hastaneyi, yolu da bizler yapacağız. Gaziantepli girişimciler yapacak” açıklamasında bulundu. Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Hasan Özgür Girişken de geçen 10 yılda, inşaat sektöründe işlerin düşük faizler nedeniyle oldukça iyi gittiğini, sektördeki firma sayısının 350 bine kadar tırmandığını anlattı. Büyüyen sektöre hizmet vermek üzere mimar ve mühendislerin sayısının da artması gerektiğine işaret eden Girişken, şunları kaydetti:
Konjonktürü Doğru Yorumlamak
“Bu ekonomik döngüyü bozmaya başlayan dinamikler 2013 yılında ortaya çıkmaya başladı. Amerikan Merkez Bankası’nın miktarsal genişlemeyi durdurmaya hazırlandığını açıklamasıyla birlikte, yani artık para basmayacağını söylemesi sermaye piyasalarında bir deprem etkisi yarattı. Likidite daralacak ve faizler yükselmeye başlayacaktı. Gücünü düşük faiz ve bol likiditeden alarak büyüyen ve ekonomi içerisindeki payı giderek artan inşaat sektörü için yeni bir dönem başlıyordu. Sonrasında korkunç darbe girişimi ve diğer sorunlar, terörizm, mülteci sorunu derken 2018 yılının son çeyreğinde Türkiye ekonomisi daraldı. Bu kongre bu konjonktürü doğru yorumlamak için planlandı.”
İstanbul’u sağlıkta yeni bir çağa taşıyacak Başakşehir Şehir Hastanesi’nin bitimine artık sadece 1 yıl kaldı. Tamamlandığında dünyanın en büyük sismik izolatörlü binası olacak yapıda operasyonel faaliyetler şiddetli depremler sırasında bile durmayacak.
Sağlık yatırımında Türkiye’nin en önemli oyuncularından Rönesans’ın Japonya’nın en büyük yatırım şirketlerinden Sojitz ile 33 ay gibi rekor bir sürede tamamlayacağı Başakşehir Şehir Hastanesi’nin bitmesine artık sadece 1 yıl kaldı. Kamu Özel İş Birliği modeliyle yapılan, 2 bin 682 yatak kapasitesiyle günde 32 bin 700 hastaya hizmet vermeye hazırlanan hastane, 1 milyon metrekarenin üzerinde alanıyla, sadece İstanbul’un değil, tüm bölgenin sağlık ihtiyaçlarına çözüm olmayı hedefliyor. Bu önemli projeyle ilgili detaylı bilgi veren Rönesans Sağlık Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yanıkömeroğlu, “Projemizin büyük kısmını tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Dünyanın en büyük hastanelerinden biri olacak Başakşehir Şehir Hastanesi, güvenli ve ileri teknolojiye sahip sağlık hizmetlerini herkesle buluşturmaya hazırlanıyor. 2020’de inşaatının tamamlanmasıyla bu hastane İstanbul’un bölgenin sağlık başkenti haline gelmesinde ve sağlık turizminde önemli rol oynayacak” dedi.
Hastanenin en önemli özellikleri arasında ise deprem riski altında bulunan İstanbul’un ihtiyaçlarına göre inşa edilmiş olması geliyor. Yapıların deprem yüklerini aktarmada en etkili teknoloji kabul edilen sismik izolatör teknolojisi ile donatılacak olan hastanede, en şiddetli depremler sırasında ve sonrasında dahi tüm operasyonel faaliyetler aksama olmadan yerine getirebilecek. Son teknoloji ürünü olan 3 yönlü sarkaç tipi 2 bin 68 adet sismik izolatör üzerine inşa edilen hastane, tamamlandığında dünyanın en büyük sismik izolatörlü binası unvanını da alacak.
– 2 bin 68 sismik izolatör
– 2.682 yatak kapasitesi
– Günlük 32 bin 700 hastaya hizmet
– 1 milyon metrekarenin üzerinde inşaat alanı
– 10 bin kişiye kalıcı istihdam
2020’ye Kadar 4.3 Milyar Dolar Yatırım
Rönesans Holding, Türkiye’yi çok sayıda modern hastaneye kavuşturacak PPP projeleri kapsamında çalışmalarını büyük bir hızla sürdürüyor. Şirket Adana, Yozgat ve Elazığ’ın ardından Bursa ve Başakşehir Şehir Hastanesi ile sağlık alanında toplamda 9 bin 500 yatak kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Rönesans ayrıca kamu-özel işbirliği modeli kapsamında 2020 yılına kadar 4.3 milyar dolarlık yatırımla toplamda 3.2 milyon metrekare büyüklüğünde sağlık kompleksleri inşa etmiş olacak.
RUSYA’YA DA 15 HASTANE YAPACAKLAR
Türkiye’de sağlık sektörü, medikal inşaat ve sağlık işletmelerinden elde edilen tecrübeyi yurtdışına da taşıyacaklarını belirten Rönesans Sağlık Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Yanıkömeroğlu “Rönesans olarak Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile yaptığımız anlaşma kapsamında, Rusya’nın farklı bölgelerinde, üniversite bünyelerinde kurulacak 15 adet eğitim ve araştırma hastanelerini kapsayan ortak bir projeyi hayata geçirmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
İnşaat sektörü yaşadığı krizden çıkmak için farklı çözüm yolları aramaya devam ederken kentsel dönüşüm büyük bir umut olarak öne çıkıyor.
Düşen konut satışları ve bankaların yükselen finansman maliyetleri nedeni ile sıkıntılı günler geçiren inşaat sektörü yeni çözüm arayışlarını sürdürüyor.
Bunlardan biri de kentsel dönüşüm olarak öne çıkıyor. Müteahhitler kentsel dönüşüm ile yenilenecek olan yapılar ile inşaat sektöründe yeniden hareketlenme bekliyor.
Genç Nüfus ve Kentsel Dönüşüm İnşaat Sektörüne Moral Verdi
Konu hakkında açıklama yapan Limak İnşaat’ın sahibi Nihat Özdemir “2018 yılının ilk 4 ayında mevsim normallerinin üstünde sıcak bir kış geçirilmesiyle satışlar beklenenden fazla artış göstermişti. Ancak bu yıl mevsimselliğin getirdiği olumsuz durum ve geçen yılın son 5 ayında görülen küçülmenin etkisiyle, çimento iç satışlarındaki daralma devam etti.
Bunun yanında sektörümüzü umutlandıran, etkileyen en önemli konu da ülkemizde genç nüfus oranının yüksek olmasıyla konut talebi dönemsel olarak ertelense de hiçbir zaman bitmeyecektir. İç pazarda ayrıca kentsel dönüşüm de iyi bir fırsattır. Önümüzdeki dönemde ülkemizde 20 milyon konut ihtiyacı söz konusu olacaktır. 6306 sayılı yasayla kentsel dönüşümün önü açılmış ve dönüşüm hızlanmıştır. Ülkemizdeki yaklaşık 7 milyon riskli yapı depreme dayanıksız olduğu için bu kapsamda yenilenecektir.” diyerek umutlarını koruduklarını söyledi.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin (TÇMB) Başkanlığı görevinden TFF Başkanı seçildiği için istifa eden Nihat Özdemir görevini Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Tamer Saka’ya devretmişti.
İmar barışı ve bedelli askerlik için toplanan paralar sayesinde vergi dışı bütçe rekor kırdı! Detaylar haberimizde.
2018 senesinde beklenen genel bütçe vergi dışı gelirlerinde yüzde 40 oranında artış yaşandı.
Yaşanan bu artışın ana nedeni olarak imar barışı ve bedelli askerlik için toplanan paralar gösterildi. Genel bütçe vergi dışı gelir gerçekleşmelerinde daha önce 97.4 milyar olarak açıklanan gelir beklentisi 136.5 milyara yükseldi.
Cumhurbaşkanlığı Raporu Açıklandı!
Milliyet Gazetesi tarafından yapılan habere göre yayımlanan Cumhurbaşkanlığı raporu ile Merkezi yönetim bütçe kanununda 65 milyar 780 milyon TL olarak hedeflenen kurumlar vergisi tahsilatı yıl sonunda 78 milyar 673 milyon TL olarak gerçekleşti.
Merkezi yönetim bütçe kanununda 146 milyar 524 milyon TL olarak öngörülen olan özel tüketim vergisi tahsilatı yıl sonunda 133 milyar 906 milyon TL ile hedefin yüzde 8.6 altında kaldı. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın raporuna göre 2018’de merkezi bütçe gelirleri beklenenden yüzde 8 daha fazla gerçekleşti. 696.8 milyar lira olarak hedeflenen gelir 757.9 olarak gerçekleşti.
Genel bütçe vergi dışı gelir gerçekleşmelerinde de 97.4 milyar lira olarak öngörülen gelir 136.5 olarak gerçekleşti. Yüzde 40’ın üzerinde gerçekleşen bu artışın nedeni de raporda “Bunun nedeni ise, faizler, paylar ve cezalar ile teşebbüs ve mülkiyet gelirleri kalemlerinin beklenenin üzerinde gerçekleşmesidir. 2018’de uygulamaya konulan bedelli askerlik ile imar barışı kapsamındaki gelirler bu yüksek artışta etkili olmuştur.” ifadeleri yer aldı.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, çimento sektörünün ilk yarıdaki ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46 artışla 444 milyon dolara ulaştığını belirterek, “Çimento sektörü ilk yarıdaki bu ihracat artışıyla nefes almıştır.” dedi.
TÇMB ve Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) iş birliğiyle düzenlenen basın toplantısında ÇEİS tarafından Deloitte Türkiye’ye hazırlatılan “Geçmişten Geleceğe Emin Adımlarla: Türk Çimento Sektörü’nün Gelişimi ve Stratejik Öneriler Raporu”nun sonuçları gazetecilerle paylaşıldı.
Toplantıda konuşan TÇMB Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Türk çimento sektörünün 2018’de 55’i entegre, 19’u öğütme olmak üzere toplam 74 tesisle yıllık yaklaşık 71 milyon ton klinker ve 75 milyon ton çimento üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyledi.
Yüzde 76’sı yerli, yüzde 24’ü yabancı sermayeli yatırımcılardan oluşan çimento sektörünün üretimde Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sırada yer aldığını dile getiren Özdemir, 2018 verilerine göre yaklaşık 19 bin kişiye sağladıkları doğrudan istihdam ve 614 milyon dolar ihracat geliriyle GSMH’de önemli bir paya sahip olduklarını anlattı.
Özdemir, sektörün ihracatta sağladığı başarıdan ve son dönemde artan grafikten bahsederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yılın ilk 6 ayında çimento ihracatımız yüzde 38 artarak 5,3 milyon ton, klinker ihracatımız ise yüzde 116 artarak 6 milyon ton olarak gerçekleşti. Şu ana kadar en çok ihracat yapılan ülkeleri ABD, Gana ve İsrail olarak sıralayabiliriz. Sektörümüzün toplam ihracatı bu dönem için yüzde 46 artışla 444 milyon dolar olmuştur. Çimento sektörü ilk yarıdaki yüzde 46 ihracat artışıyla nefes almıştır. İhracatta Batı standardı ile üretim yapıp dünya pazarında rekabet ederken sahip olduğumuz tecrübeyle, kalitemizden ödün vermiyoruz.”
“Konutta satışlar azalsa da ihtiyaç artarak sürmektedir”
Özdemir, yılın ilk 4 ayında çimento üretiminin yüzde 33, iç satışların yüzde 41 azaldığını kaydederek, “2018 yılının ilk 4 ayında mevsim normallerinin üstünde sıcak bir kış geçirilmesiyle satışlar beklenenden fazla artış göstermişti. Ancak bu yıl mevsimselliğin getirdiği olumsuz durum ve geçen yılın son 5 ayında görülen küçülmenin etkisiyle, çimento iç satışlarındaki daralma devam etmiştir.” diye konuştu.
İç satışların 12 aydır küçüldüğünü dile getiren Özdemir, konut sektörünün daraldığını, inşaat harcamalarının yılın ilk çeyreğinde reel olarak yüzde 16 düştüğünü aktardı.
Özdemir, yılın 5 ayında 2018’in aynı dönemine göre konut satışlarının yüzde 20 azalarak 423 bin adet düzeyine gerilediğini ifade ederek, ilk çeyrekte belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarında daire sayısının ise yüzde 46 azaldığını bildirdi.
Bu verilerin çimento satışlarını olumsuz etkileyeceğini beklediklerini vurgulayan Özdemir, şu ifadeleri kullandı:
“Bunun yanında sektörümüzü umutlandıran, etkileyen en önemli konu da ülkemizde genç nüfus oranının yüksek olmasıyla konut talebi dönemsel olarak ertelense de hiçbir zaman bitmeyecektir. İç pazarda ayrıca kentsel dönüşüm de iyi bir fırsattır. Önümüzdeki dönemde ülkemizde 20 milyon konut ihtiyacı söz konusu olacaktır. 6306 sayılı yasayla kentsel dönüşümün önü açılmış ve dönüşüm hızlanmıştır. Ülkemizdeki yaklaşık 7 milyon riskli yapı depreme dayanıksız olduğu için bu kapsamda yenilenecektir.”
“Beton yollar daha ucuz ve daha uzun ömürlü”
Özdemir, sektör için beton yolların ve bariyerlerin öneminden bahsederek, konuyla ilgili şu noktalara dikkati çekti:
“Beton yollar, bilinenin aksine daha ucuz ve uzun ömürlü olduğu için ekonomik bir seçimdir. Ülkemizin kaynaklarının doğru kullanılması için uzun ömürlü ve sağlam beton yollar yapmak en iyi alternatiftir. Maalesef her gün trafik kazalarıyla karşı karşıyayız. Bunu yüzde 20 azaltmanın yolu, bölünmüş yollarda orta refujlerde uygulanacak standardına uygun beton bariyerler olduğunu söyleyebiliriz.”
Özdemir, TÇMB olarak belediye çöplerinin ayrıştırılarak çimento fabrikalarında alternatif yakıt olarak kullanılmasına da önem verdiklerini kaydederek, sektörün geçen yıl yaklaşık bir milyon ton endüstriyel atığı alternatif yakıt olarak enerjiye dönüştürdüğünü söyledi.
Atık ısı geri kazanımı konusuna değinen Özdemir, devlet teşviki olmaksızın çimento fabrikalarının kendi öz kaynaklarıyla kurduğu tesislerde yaklaşık 560 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık gelen enerjiyi geri kazandığını, sektörün, tükettiği elektriğin yüzde 7’sini atık ısıdan karşıladığını anlattı.
“Yatırımlara ve kapasite artırımlarına devam edeceğiz”
Özdemir, geçirdiği inişli-çıkışlı dönemin ardından sektörün en kısa zamanda toparlanacağına yönelik inançlarının tam olduğunu kaydederek, ekonomiye katkı sağlamayı ve üretim güçlerini Türkiye’ye değer katmak için aralıksız sürdüreceklerini söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan haziran ayı enflasyon rakamlarına değinen Özdemir, “Enflasyondaki önemli düşüşü çok iyi görüyoruz. Haziranda enflasyonda bir anda yüzde 3 iyileşme yaşandı. Bunun sezon sonuna kadar artarak devam etmesini umuyoruz. İnşallah açıklanan ekonomik tedbirlerle enflasyondaki düşüşün devam etmesini hem arzuluyoruz hem de ümitli olarak bu sürecin gerçekleşmesini beklemekteyiz.” ifadelerini kullandı.
Özdemir, sunum esnasında ilgili bir soru üzerine, Türk çimento sektörünün kapasitesinin fazlasıyla yeterli olduğunu belirterek, “Artık uluslararası oyuncu olmamız lazım, yurt dışına daha fazla açılmamız gerekiyor. Ülkemize önemli derecede sermaye getirmek için bunu yapmamız gerekiyor.” dedi.
Yatırımlarla ilgili bir soruya karşılık Özdemir, şu cevabı verdi:
“Dengelenmenin sonlandığını ve artık büyümeye geçtiğimizi görüyoruz. Ülkemize inanıyor ve bu yönde yatırımlarımızı sürdürüyoruz. 2021 yılında Türkiye’nin tekrar eski büyüme rakamlarına ulaşacağına inancımız tam. Türkiye büyük bir ülke, genç nüfusu var. Ayrıca nüfusumuz da artıyor. Yatırım yapıyorsak Türkiye’ye ve Türkiye’nin geleceğine güvendiğimiz içindir. Bu yüzden yatırımlara hiç ara vermedik. Yatırımlara, kapasite artırımlarına devam edeceğiz.”
Özdemir, toplantıda TÇMB Yönetim Kurulu Başkanlığından istifa etti
Özdemir, küresel çimento fiyatlarına ilişkin bir soru üzerine, dünya üzerinde en düşük çimento fiyatının Türkiye’de olduğunu belirterek, hem uygun fiyatlı hem de kaliteli üretim yaptıklarını söyledi.
Halihazırda bir ton çimentonun Afrika’da 100 avrodan, Avrupa’da 80-90 avrodan aşağı bulunamayacağını dile getiren Özdemir, “Global piyasada çimento fiyatları 65-120 avro arasında değişiyor. Türkiye’de şu anda 35-40 avrolara satılıyor.” dedi.
Özdemir, Türk çimentosunun ihraç edildiğinde ise alıcıya ton bazında 60-65 avroya mal olduğunun, bunun da dünya ortalamasının en düştüğüne denk geldiğini söyledi.
Nihat Özdemir, 1 Haziran itibarıyla Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığı görevine seçildiğini anımsatarak, bu görev için ciddi mesai harcadığını, dolayısıyla TÇMB Yönetim Kurulu Başkanlığı için yeterince vakit ayıramayacağını, bu nedenle TÇMB’deki başkanlık görevinden istifa kararı aldığını söyledi.
TÇMB Yönetim Kurulunun bugün toplanacağını dile getiren Özdemir, yeni başkanın seçileceğini ancak kendisinin yönetim kurulu üyeliğinin süreceğini sözlerine ekledi.
“Rusya ve Gürcistan ile yaşanan gümrük sorunu çözülmeli”
ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çalbıyık ise, Türk çimento sektörünün orta ve uzun vade stratejileriyle ülke ekonomisi ve toplumsal refah için daha fazla değer yaratmayı hedeflediğini söyledi.
Sektörün mevcut durumunu analiz etmek ve gelecek stratejisine yön verecek gelişim alanlarını belirlemek amacıyla Deloitte Türkiye iş birliğiyle hazırladıkları rapordan bahseden Çalbıyık, şu ifadeleri kullandı:
“Çimento sektörü, rapora göre, 2017’de tüm bileşenleriyle ülkesi için 16,2 milyar TL katma değer üreten, 3,7 milyar TL kamu bütçesine katkı yapan, doğrudan ve etki ettiği sektörlerle birlikte 27 bin kişiye istihdam sağlayan bir sektördür. 614 milyon dolara yükselttiği ihracat gelirleriyle toplam ihracat içindeki payı binde 37’ye çıkmıştır.”
Çalbıyık, ihracatta mevcut koşulların iyileştirilmesi adına yapılması gerekenlerden bahsederek, “Örneğin, Rusya ve Gürcistan gümrüklerinde çimentonun 28 günlük dayanım kontrolü için bekletilmesinin sektöre ciddi pazar kaybı yaşattığını görüyoruz. Sadece bu sorunun çözülmesi bir milyon tonluk yeni bir ihracat hacmi anlamına gelir.” diye konuştu.
İyi bir ihracat stratejisi çizilmesinin öneminine değinen Çalbıyık, Türk şirketlerinin uluslararası arenada daha fazla rol alması gerektiğini anlattı.
“Asfalt yolların 4 yıllık bakımıyla Marmaray inşa edilir”
Çalbıyık, beton yolların milli bir altyapı ve ekonomi meselesi olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“Uluslararası araştırmalara göre yatırım maliyeti açısından bakıldığında asfalt yolların yapımı beton yolların iki katına denk gelen bir maliyet doğuruyor. Yani beton yolların yapımı asfalt yollardan yüzde 50’ye yakın daha ucuz. Asfaltın yıllık bakım-onarım maliyeti ise beton yolların maliyetinin 10 katına denk geliyor. Ayrıca beton yollar daha uzun ömürlü. Bu açıdan baktığımızdan beton yolların tercih edilmesiyle Karayolları Genel Müdürlüğünce her yıl harcanan 2 milyar liralık bakım onarım masrafını ortadan kaldırarak, 4 yılda bir Marmaray inşa edebilecek parayı harcamak yerine tasarruf edeceğiz.”
Çalbıyık, iş sağlığı ve güvenliğinin, çimento sektörünün en çok önem verdiği konuların başında geldiğini kaydederek, bu alanda ciddi ilerleme sağladıklarını, iş güvenliğinde elde ettikleri başarılı sonuçların teşviklerle desteklenmesini beklediklerini söyledi.
Suat Çalbıyık, iş sağlığı ve güvenliği ile mesleki eğitim alanlarında bekledikleri teşviklerden bahsetti.
Meclis’te kabul edilen Tapu Kanunu’na göre, inşaatı bitiremeyen müteahhidin sözleşmesi feshedilecek, bu durumda kira yardımı müteahhide iade edilmeyecek. Boş arsalara otopark yapılacak. Metruk bina 3 günde yıkılacak. Riskli yapılar, sahiplerinin oluru alınmaksızın yıkılacak. Bu yapılar 2 günde boşaltılacak.
Başta İstanbul olmak üzere riskli binaların çökmesi sonucu peş peşe yaşanan faciaların tekrarlanmasını önlemenin yanı sıra çevre, şehircilik ve gayrimenkul alım satımı alanlarında önemli düzenlemeler içeren kanun, Meclis’te kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu’nun önceki geceki mesaisiyle benimsediği Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilen belli başlı yenilikler şöyle:
Yeni Dönem Başlıyor
– Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmeler, tarafların farklı tapu müdürlükleri veya yurt dışında bulunmaları halinde, taraf iradeleri resmi görevliler tarafından ayrı ayrı alınarak tamamlanabilecek.
– Tapu işlemlerine fotoğraf yapıştırılması düzenlemesi, bürokrasinin ve kırtasiyeciliğin azaltılması amacıyla yürürlükten kaldırılacak.
2/B Satışına Yıl Sonuna Kadar Devam
– Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılamayacak.
– 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar ile Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin başvuru süresi 16 Aralık 2019’a kadar uzatıldı.
– 2/B taşınmazlarında kayıt maliki ve kullanıcı çakışması nedeniyle satın alma ve iade hakkından yararlanamayanlara, 31 Aralık 2020’ye kadar başvuruda bulunmaları halinde durumlarına göre eş değer 2/B arazisi verilebilecek.
– Satılan tarım arazilerinin satış tarihinden itibaren 30 yıl içerisinde 1/5000 veya 1/1000 ölçekli imar planında tarım dışı amaca ayrılması halinde, güncel satış bedeli ile satış tarihinden itibaren TÜFE oranında artırılarak güncellenen bedel arasındaki fark, son kayıt malikinden tahsil edilecek. Bu süre içerisinde tarım arazilerinin 3 yıl aralıksız olarak tarımsal amaçla kullanılmaması halinde, satış işlemi iptal edilerek, taşınmaz resen Hazine adına tescil edilecek ve ödenen bedel faizsiz olarak kayıt malikine iade edilecek.
Yapı Kayıtta Süre Uzatımı Var mı?
– İmar barışına başvurarak yapı kayıt belgesi alanlar bu taşınmazların kendilerine satılması için 31 Aralık 2019’a kadar başvuruda bulunabilecek. Taşınmazlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından rayiç bedel üzerinden doğrudan satılacak.
– Yapı kayıt belgesi alınan taşınmazların satışa konu edilen kısımlarından yapı kayıt belgesi tarihi ile satış tarihi arası için ecrimisil alınmayacak. Tahakkuk ettirilen ecrimisiller terkin edilecek ve ecrimisil satış bedelinden mahsup edilecek.
Metruk Binaları Kim Yıkacak?
– Metruk yapılar ile bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine ve kiracılarına bu yapıların izalesi ve tahliyesi için belediye veya valilikçe 3 gün içinde tebligat yapılacak. İdarece belirlenen süre içinde yapı sahibi tarafından tehlikeli durumun ortadan kaldırılmaması halinde, tehlikenin giderilmesi veya yıkım işleri belediye veya valilikçe yapılacak.
Riskli Yapıların Durumu Ne Olacak?
– Yıkılacak derecede riskli olan yapıların bulunduğu alanlarla, ağır hasarlı yapıların dönüşümünde maliklerin muvafakati aranmayacak.
– Riskli olarak tespit edilen yapıların listesi muhtarlıkta iki gün süreyle ilan edilecek.
– Yapıların bakanlıkça verilen süre içinde tahliyesi mecburi olacak. Aksi halde tahliye-yıkım için polisten destek alınacak.
– Uygulama alanı içindeki taşınmazlarla ilgili sözleşmeler taraflarının muvafakati aranmaksızın feshedilecek.
Boş Araziye Açık Otopark
– Düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında alınacak düzenleme ortaklık payları, yüzden 40’tan yüzde 45’e çıkacak. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde 45’ini geçemeyecek.
– Belediye ve mücavir alanlar içinde veya dışındaki iskan dışı alanlarda yapılacak tarımsal amaçlı seralar, entegre tesis niteliğinde olmamak ve ilgili il tarım ve orman müdürlüğünden uygun görüş alınmak koşuluyla yapı ruhsatı aranmadan yapılabilecek.
– Şehir merkezlerinde ya da trafiğin sıkışık olduğu alanlarda yapılaşmamış parseller, parsel maliklerinin muvafakati, araç giriş ve çıkışlarının trafiği aksatmaması ve ilgili idareden izin alınmak şartıyla, zemini geçirimli malzemeyle kaplanarak açık otopark olarak işletilebilecek.
İnşaat Yarım Kalmışsa…
– Dönüşüm uygulaması için müteahhide devredilen taşınmazlar hakkında müteahhidin borçları nedeniyle haciz ve tedbir uygulanamayacak.
– Yapımdan itibaren 6 ay içinde kat irtifakının kurulmaması durumunda haciz ve tedbir uygulanacak.
– 1 yıl içinde yeni yapının yapım işine başlanılmamışsa veya yapım işi belirli bir seviyede durdurulmuş ve en az 6 aydır inşaat devam etmiyorsa sözleşme feshi için üçte iki çoğunlukla bakanlığa başvurulabilecek. İşe başlanılmazsa satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, resen feshedilmiş sayılacak.
– Fesih tarihine kadar müteahhit tarafından hak sahiplerine yapılan kira yardımı ödemeleri, hak sahiplerinden geri talep edilemeyecek.
Temeli 7 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan Tarsus Devlet Hastanesi inşaatında çalışmalar hızla devam ediyor.
İnşaatın yüklenici firması olan ATR Yapı inşaat firmasının Akdeniz Bölge Koordinatörü Turgay Hacıosmanoğlu, 600 yataklı Tarsus Devlet Hastanesi hizmet binasının inşaatının hızla devam ettiğini belirterek, Hastane yaklaşık 72 bin metrekare arsa üzerinde 90 bin metrekare kapalı alana sahip olduğunu, 6 bloktan oluşacak hastanenin tamamlandığında 72 poliklinik odası, 53 yoğun bakım, 11 ameliyat salonu ve 785 otopark alanıyla hizmet vereceğini söyledi.
Sözleşmeye göre 36 ayda tamamlanması planlanan hastane inşaatının 2020 yılının sonunda tamamlanması belirtilirken, firmanın şartlar uygun olması halinde daha önceden tamamlanarak teslim edilmesi bekleniyor.
Özellikle de İstanbulluların yakından takip ettiği ve Türkiye’nin en büyük projesi olması ile dikkat çeken Kanal İstanbul Projesinde son durum ne, ihale tarihi açıklandı mı?
Türkiye’nin göz bebeği projeleri arasında yer alan Kanal İstanbul Projesi hakkında belirsizlik ne yazık ki sürüyor.
Gerek Cumhurbaşkanı gerek Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan gerekse de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından her fırsatta kesin olarak yapılacağı açıklanan Kanal İstanbul için beklenen ihale tarihi henüz açıklanmadı.
Çinli Yatırımcının İlgisi Büyük
Projenin büyüklüğü ve önemi yabancıların ilgisini arttırmaya devam ederken proje hakkında Çinli ve Amerikalı yatırımcıların büyük bir rekabet içerisinde olduğu belirtiliyor.
Böylesine kritik bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Çin’e yapılan gezide büyük bir merak konusu oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gezisi kapsamında yabancı yatırımcılarla bir araya gelirken yatırımcılara Türkiye’ye yatırım yapmaları çağrısında bulundu.
Dolar Kurunun Artması Projeyi Olumsuz Etkilemişti
Pek çok kişinin yakından takip ettiği projede dolar kurunda yaşanan hızlı artış maliyeti artırdığı için ihale süreci sekteye uğramıştı.
Enflasyon rakamları ve dolar kurunda yaşanan geri çekilme ile beraber Kanal İstanbul Projesinin yeniden hükümetin programına alınması bekleniyor.
Sürekli olarak yapılacağı yönünde verilen beyanatlar nedeni ile hükümet tarafından artık prestij projesi haline gelen Kanal İstanbul Projesinin 209 yılı sona ermeden ihale tarihinin açıklanacağı tahmin edilirken Çin ziyareti esnasında konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından basına kapalı olan kısımda gündeme getirilip getirilmediği de merak konusu oldu.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin tramvayı uzatma çalışmalarında inşaat başladı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi kent ulaşımına konfor getirecek çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşların memnuniyetini kazanan Akçaray tramvay hattının Kuruçeşme bölgesine uzatılacak kesiminde Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilecek Mevlana Alt Geçidi çalışmalarına başlandı. İzmit D 100 Karayolu üzerinde bulunan Mevlana Kavşağının altına inşa edilecek olan alt geçit içerisinden tramvay araçları geçerek Plajyolu bölgesine ulaşım sağlanacak.
Korkulukların Sökümüne Başlandı
Mevlana Alt Geçidi çalışmaları kapsamında tramvay hattının geçeceği kısmın bağlantı yolu üzerindeki korkulukların sökümüne başlandı. Proje kapsamında yeni yapılacak olan yol için kazı çalışmalarına başlanırken mevcut tramvay hattının Mevlana Alt Geçidine kadar uzatılması için zemin iyileştirme çalışmalarına devam ediliyor.
18 Metre Uzunluğunda
Mevlana Kavşağında gerçekleştirilecek olan çalışmalarda mevcutta bulunan eski alt geçit yıkılarak yerine 18 metre uzunluğunda 6 metre yüksekliğinde ve 9 buçuk metre genişliğinde yeni alt geçit inşa edilecek. Yeni alt geçitte 895 metre küp hazır beton 90 ton nervürlü donatı çeliği bin metrekare parke 2 bin 500 metre bordür 6 bin 100 ton asfalt ve 500 metre oto korkuluk imalatı yapılacak.
Mevlana Kavşağında da Düzenlemeler Yapılacak
Okullar bölgesinden Plajyoluna ulaşılacak tramvay hattı kapsamında yapılacak alt geçit ile D 100 Karayolu üzerinden Kocaeli Gümüşhaneliler Vakfı önünden Kuruçeşmeye geçilmesi sağlanacak. Alt geçit çalışmaları kapsamında D 100 yan yol ve Mevlana Kavşağındaki kollarda çeşitli düzenlemeler de yapılacak.
Tapu Kanunu ve yeni imar kanunu meclisten geçti. İşte Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi detayları ile tam metni!
Yapılan görüşmeler sonucunda kanun teklifi dün akşam meclisten geçti ve yasalaşması için tek adım olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanması kaldı.
Tapu Kanunu Neleri Değiştirecek?
Yapılan değişiklik ile beraber 28 madde ile önemli değişiklikler yapıldı.
Bundan sonra tapu işlemleri tarafların farklı tapu daireleri ve teşkilatlarında bulunmaları durumunda ayrı ayrı yapılabilecek.
Tapu sicili ve kadastro tespiti nedeni ile yapılan işlemlerden oluşan zarar bulunması durumunda hisse sahiplerine hem hata nedeni hem de düzeltme sonrası oluşacak hisse durumu tebligat ile bildirilecek.
Tapu üzerine bundan sonra resim yapıştırma zorunluluğu da ortadan kaldırılacak.
Hasarlı binaların yıkımı için bakanlık acil kodu ile karar verecek ve kat maliklerinin izninin alınması zorunluluğu ortadan kalkacak.
İstanbul Teknik Üniversitesi kampüsünde bir ilk gerçekleştiriliyor. Bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemeden yapılmış çevreci binada, minimum enerji tüketimi hedefleniyor.
Çevreci, 24 Saat Yaşayan, Engelsiz, Yaya Dostu…
Bu anlayışla yola çıkıldı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) kampüsünde. Bunun için yürütülen çalışmalardan biri ise LEED sertifikası almış tamamen çevreci bir bina.
Yeşil kampüs alanında Türkiye’de 2 senedir birinci olan İTÜ, dünya üniversitelerini çevre duyarlılığı açısından değerlendiren GreenMetric sıralamasında ise 67’nci sırada yer alıyor. Aynı zamanda, bu listede ilk 100’de yer alan tek Türk üniversitesi.
Minimum Enerji Tüketiliyor
Bina inşa edilirken, seçilen bitkiden uygulanan her bir sisteme kadar konunun uzmanlarıyla çalışıldı. Sadece İstanbul iklimine özgün bitkiler seçmeye, suyu mümkün olduğunca etkin kullanma gibi ayrıntılara dikkat edildi. Sonuçta ortaya çevreci bir bina çıktı.
Enerji verimli olan bu binada kullanılan tüm elektronik ürünler, minimum enerji tüketmek üzere tasarlandı.
Kampüste hiçbir bitki şebeke suyuyla sulanmıyor. Yağmur suyunu biriktirmek için geçirimli beton uygulaması hayata geçirildi. Geri dönüşümden elde edilen suyla binanın etrafına dikilen peyzaj bitkilerinin sulaması yapılıyor.
Ozon Tabakasına Zararsız Gazlar Kullanıldı
Binanın bir diğer önemli özelliği ise, mekanik sistemde kullanılan gazların ozon tabakasına hiçbir zarar vermemesi. Bu gazlar sera gazı üretmiyor. Yani iklim değişimini etkilemiyor. Aynı zamanda, binanın belli bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemeden yapıldı.
Bina yapılırken birçok unsura dikkat edildi. Bunlardan biri de karbon ayak izini minimum düzeyde tutmaktı. Bu süreçte, şantiye alanındaki hafriyat kamyonları bile yıkanarak dışarı çıkarıldı. Kısacası bina, inşaat aşamasında ne gürültü kirliliği ne de çevre kirliliğine neden oldu.
Binayı Kimler Kullanacak?
10 bin metrekare kapalı alana sahip binanın bodrum katında, mekanik tesisatlar, depolar, laboratuvarlar bulunuyor. Onun üstündeki 3 kat, Marmara Bölgesi’ne yazılım alanında katkı sağlayan Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından kullanılacak.
Binanın diğer 3 katını ise Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü kullanacak. İklim değişimi, yer kabuğu, okyanuslar, denizler gibi konularda çalışan enstitü, çevreci bir binada bilim araştırmalarına devam edecek.
“Maksimum konfor, minimum gider”
Yapı İşleri Teknik Daire Başkanı Sis Alkan’ın “sıfır atık özellikli bir bina” olarak tanımladığı yapının çevreye hiçbir zararı yok.
“Bizim için her bir ağacın yaprağının bile çok büyük bir önemi var” diyen Alkan, çevreyi korumaya çalıştıklarını söylüyor.
Binanın atmosfere saldığı hiçbir zararlı madde olmadığını da anlatan Alkan, şöyle konuşuyor:
“Camları konforlu cam. Gelen güneş ışığını tamamen emen yapılar. Bunların hepsi özenle seçilmiş, çoğunlukla yerli malzemeler. Konforu maksimum düzeyde eksiltmeden minimum gider sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’de LEED sertifikalı binalar yapılıyor ama biz çevreci yaklaşım anlamında derece ve sertifika almış bir kampüsüz.”
Diğer Binalara Göre Maliyeti Daha Fazla
Çevreci olmayan bir binaya oranla İTÜ’nün binasının maliyeti yüzde 20 daha fazla. Ancak ileride alınacak kazançların hiçbir maddi ölçütle değerlendirilemeyeceğini belirten Alkan, şunları anlatıyor:
“Her şeyden önce örnek oluyorsunuz, gurur duyacağınız bir yapınız var elinizde. Ekonomik ömrünü tamamladığında ne olacağı meçhul değil. ‘20 yıl sonra bu bina çevreye zarar vermeye başlayacak’ gibi bir korkunuz yok ya da dışarıya şu gazı salacak diye bir endişeniz yok. Bu tarz binalarda ekonomik ömür 50-60 yıl civarında.”
Alkan ayrıca, tasarruf yüzdelerini tutturduklarında binayı kullanıma açacaklarını vurguluyor. Kampüsü minimum enerjiyle sürdürme amaçlarının olduğunu söyleyen Alkan, “Bu size 1-2 yıl içinde fazlasıyla geri dönüyor. Sadece size de değil, ülkeye, dünyaya geri dönüyor. Geri dönüşüme çok önem vermeliyiz. Bireysel olarak yapabileceğimiz en büyük katkı bu. Atacağımız her şeyi ayrıştırmamız gerekiyor artık” diyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi çevreci bir kampüs anlayışıyla yenilenmeye devam edecek.
Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, seçim dönemi sözünü verdiği kent meydanı, katlı kapalı pazaryeri ve yeni belediye binası için düğmeye bastı.
3 Büyük Proje Hayata Geçecek
Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, seçim dönemi sözünü verdiği kent meydanı, katlı kapalı pazaryeri ve yeni belediye binası için düğmeye bastı. Nüfusu 200 bine dayanan ilçenin aynı zamanda trafik sorununu da çözecek olan bu adımlar için Başkan Uygur, İzmir Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Alparslan ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Deniz Tokgöz’le toplantı gerçekleştirdi. Torbalı Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Çiçek Gültekin Elber’in de bulunduğu toplantı sonrasında 3 proje için, ulusal etaplı proje yarışması düzenlenmesine karar verildi.
Usta Jüri Ekibi Son Kararı Verecek
Torbalı’ya yakışan projeleri, alanında usta mimarların çizimleriyle hayata geçirmeyi planlayan Başkan Uygur ve ekibi, süreci de yakından takip edecek. Mevcut meydandan başlayarak, kapalı pazar yerini de kapsayan alana yapılacak olan kent meydanı, mevcut belediyenin sol tarafında yer alan otopark alanında yükselecek olan iş merkezi ve belediye hizmet binası ile Vergi Dairesi’nin önüne yapılacak olan katlı, otoparklı kapalı pazar yeri ile Torbalı’nın birçok kilit sorunu da çözülmüş olacak. İlçenin ihtiyacına yanıt verecek olan bu projeler için Türkiye’nin önemli mimarları yarışacak. Kısa bir süre sonra yarışma ile ilgili detaylar belirleneceği ifade edilirken, alanında uzman jüri tarafından projeler değerlendirilecek. Yarışmanın sonuçlarının açıklanmasından kısa bir süre içerisinde de inşaat çalışmaları start alacak.
Avcılar İnşaat, ofis-konut-alışveriş merkezinden oluşan Avcılar Exclusive adlı yeni projesini tanıttı.
Avcılar İnşaat, kuruluşunun 30. yılında 925 milyon lira yatırımla 3 tane proje hayata geçirecek. İlk proje Avcılar Exclusive Bayraklı, İzmir’in iş merkezi Bayraklı’nın tam kalbinde yer alacak. Konut-Ofis-Alışveriş Merkezleri olarak tasarlanan proje, Avcılar Exclusive Tanıtım Ofisinde düzenlenen toplantıyla tanıtıldı.
Avcılar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İdris Avcı, bugüne kadar 788 bin metrekare alanda 4 bin 165 konut ve 647 iş yeri inşa ettiklerini hatırlatarak “İzmir’de kurulduk, İzmir’de büyüdük, bu şehre kalben bağlıyız, İzmir bizim yaşam sevincimiz. Kurucumuz ve onursal başkanımız Hikmet Avcı’nın çizdiği yolda modern yaşam alanları oluşturmak tek hedefimiz. Tüm projelerimizi, yatırımcımıza yüzde 200 oranında kazanç sağlayan ‘Modernizmin Mimarı’ vizyonuyla hayata geçiriyoruz. Avcılar Exclusive Bayraklı ise sadece yatırım açısından kazanç sağlamayacak, getirdiği yeniliklerle hayal ettiğiniz yaşamı da sunacak” dedi.
30. Yıla Özel Fırsatlar
İdris Avcı, Avcılar ailesi olarak kuruluşlarının 30. yılını kutladıklarını ve bu nedenle 30. yıla özel peşin alımlarda yüzde 30 indirim fırsatını sunduklarını ifade etti. Ayrıca herkesin ofis ya da ev sahibi olabilmesi için tüm imkanlarını seferber ettiklerine dikkat çeken Avcı, şirket bünyesinde “72 ay vade ve sıfır faiz” imkanı da sunduklarını belirterek, “Dileyen müşterilerimiz de 0,98 faiz oranıyla 120 ay vade ile banka kredisi kullanabilecek” dedi.
Yatay Mimari
Bayraklı’nın gökdelenler bölgesi olmasına karşın, insanların gökdelenlerde yaşamın olumsuz yönlerini görmeleri nedeniyle bu tür yapılardan uzaklaştığını ifade eden Avcı “Biz de bu alana gökdelen yapabilirdik. Ancak yatırımcılarımızın sesine kulak verdik. 8 katlı yatay bir mimariyi tercih ettik. Bunu yaparken güvenliği en üst seviyede tuttuk. Zemininde kullanılan büyük çap ve derinlikte inşa edilen ve yük taşıma kapasitelerinin fazlalığı ile bilinen 97 fore kazık kullandık. Bu aslında 30 katlı bir kule için en güvenli inşaat modeli iken biz bunu sadece 8 katlı Avcılar Exclusive Bayraklı için kullandık. Exclusive Bayraklı, Türkiye’de yapı güvenliği en yüksek olan projelerden olacak” dedi.
Avcılar Exclusive Bayraklı’nın en önemli özelliklerinden birinin ofis ve ev konsepti olduğuna dikkat çeken Avcı, bunun yatırımcıya dünyanın en değerlisi olarak kabul gören “zamanı” kazandıracağını söyledi. Projenin Metro, İZBAN ve otobüs duraklarına, alışveriş merkezlerine, İzmir Adliyesi’ne, hastane ve eğitim kurumlarına çok yakın olduğunu belirten İdris Avcı “Aslında şehri ayağınıza getirdik. Buradan konut ve ofis sahibi olanlar, evinden çıkıp yürüme mesafesinde ofisine ulaşabilecek” dedi. Avcı şöyle devam etti: “İç mekanlarda ferahlık ve konfor ön planda tutuldu. Geniş mutfak, geniş balkonlar da yine projenin dikkat çeken özellikleri arasında yer aldı. 500 konutun bile ihtiyacından fazla olan 2 bin 500 metrekarelik sosyal donatı alanı oluşturuldu. Açık, kapalı yüzme havuzu, fitness, oyun salonu, restoran, kafeler, alışveriş alanları, hamam, sauna, maç izleme alanları, sinema ve dinlenme odaları bulunuyor. “Projede konut ya da ofis sahipleri değil misafirler dahi düşünüldü. Misafirlerin konaklayabileceği, kiralanabilen süit daireler olacak.”
Öz Sermaye ile Zamanından Önce Teslim
Avcılar ailesi olarak sadece inşaat sektöründe faaliyet gösterdiklerini ve 30 yılı geride bıraktıklarını söyleyen İdris Avcı “Projelerimizi banka kredisi kullanmadan tamamen öz sermayemizle gerçekleştiriyoruz. Bu yüzden de bütün taahhütlerimizi söz verdiğimiz süreden önce yerine getiriyoruz” diye konuştu. İzmir’de konut sektöründe diğer büyük şehirlerde olduğu gibi çok fazla proje olmadığını, Avcılar Exclusive’in lokasyonuyla eşsiz olduğu belirten İdris Avcı, “Bu ortamda yapılabilecek en güzel yatırımın fırsatını sunuyoruz. Çünkü proje 5 yıldızlı, lokasyon 5 yıldızlı, yatırımcının kazancı da 5 yıldızlı” dedi.
Ocak-Nisan döneminde 16 şehirde toplam 41 yeni otel projesi teşvik belgesi aldı. 1.2 milyar TL yatırımla hayata geçirilecek bu projelerle 2.3 bin kişiye ek istihdam sağlanacak.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), bu yılın ilk 4 ayında Ticaret Bakanlığı tarafından verilen ‘Yatırım Teşvik Belgelerine’ ilişkin verileri il bazında araştırdı. Buna göre, Ocak-Nisan 2019 döneminde ülke genelinde toplamda 16 şehirde 41 yeni otel projesi teşvik belgesi aldı.
Karadeniz’de Gerileme
Buna göre yatırım tutarı yüzde 3.6 artarken, proje sayısı yüzde 35 düştü. En fazla otel yatırımı yapılacak iller sıralamasında Antalya 10 otelle yine ilk sıraya otururken, İstanbul 8 otelle ikinci, Muğla 6 otelle üçüncü sırada yer aldı. Karadeniz Bölgesi’nde otel başvuru sayısı ise 11’den 5’e geriledi.
2.397 Ek İstihdam Yaratacak
1 milyar 227 milyon TL yatırımla tamamlanacak 41 otelle sektöre 2.397 ek istihdam sağlanacak. Yatırımlar bitince yatak kapasitesi 9.413 adet artacak. Yatırımlarla ilgili bir değerlendirme yapan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Anadolu’daki yatırım artışının sevindirici olduğunu dile getirdi. Eresin, İstanbul, Muğla ve Antalya’da ise yeni oteller yerine mevcutların yenilenmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Trabzon Arsin Organize Sanayi Bölgesi ve Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği, Sektörel Ticaret Heyeti Programı kapsamında Rusya Federasyonu’ndan Kazan–Ufa’ya ziyaret gerçekleştirdi. Bölgenin iş adamları görüşen heyet, ortaklık ve yatırım yapma konularından önemli temaslarda bulundu.
Yapı ve İnşaat Malzemeleri sektöründe yer alan Arsin Organize Sanayi Bölgesi, Beşikdüzü Organize Sanayi Bölgesi ve Trabzon ilinde sektörde faaliyet gösteren 12 firma ve 24 temsilcinin katılımıyla oluşan heyet, ilk olarak Tataristan Yatırım Geliştirme Ajansı ve Tataristan Cumhuriyeti İnşaat, Mimarlık ve İskan Bakanlığı’nı ziyaret ederek ülkenin ekonomik durumu ve yatırım olanakları hakkında bilgi aldı. Heyet daha sonra Tataristan ve Başkurdistan’daki iş adamları ile yeni iş birliklerinin değerlendirdiği görüşmeler yaptı.
Gerçekleştirdikleri ziyaretle ilgili bilgiler veren Trabzon Arsin Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çelebi, “Program, sanayicilerimiz için bu bölgeleri tanımaları, mevcut iş fırsatlarını ve iş potansiyellerini yerinde görmeleri bakımından önemli bir fırsat yarattı. Yaptığımız ihracat hamlesi her ne kadar ticari bir kazanım gibi gözükse de, temaslarımız esnasında kurduğumuz dostluk temelli ilişkilerin iki ülke arasındaki bağların güçlenmesine ciddi bir katkı sağladığına inancımız tamdır. Rusya’da ekonomi ve ticaretin yanı sıra farklı alanlarda geniş iş birlikleri yaparak maliyetleri azaltabilir, ülkemize daha fazla katma değer sağlayabiliriz” dedi.
TMB’nin nisan ayı inşaat sektörü raporunda, gelecek yıllarda yurt dışında üstlenilecek işlere ilişkin büyük artış öngörüsünde bulunuldu. Raporda “Yurt dışı müteahhitlik sektörünün yıllık yeni proje tutarının, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 35 milyar dolara, 2030’larda da 50 milyar dolara yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede uluslararası pazardan firmalarımızın aldığı pay yüzde 7’lere çıkacaktır” denildi.
Türkiye Müteahhitler Birliğinin (TMB) nisan ayı inşaat sektörü raporunda, yurt dışı müteahhitlikte yıllık yeni proje tutarının 2023’te 35 milyar dolara, 2030’larda da 50 milyar dolara yükseltilmesinin amaçlandığı belirtilerek, “Bu sayede uluslararası pazardan firmalarımızın aldığı pay yüzde 7’lere çıkacaktır” ifadesi kullanıldı.
TMB’nin inşaat sektörünü analiz ettiği nisan ayı raporunda, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu dış finansman konusunda gelişmiş ülke merkez bankalarının likidite musluğunu yeniden açmaya başlamasının destekleyici bir görünüm sergilediği bildirildi.
4,5 Yıllık Seçimsiz Dönem
Yerel seçimlerin ardından yeni bir ekonomik reform hamlesiyle orta ve uzun vadede genel ekonomiyle birlikte inşaat sektöründe de sürdürülebilir büyümenin gözlenebileceğine işaret edilen raporda, Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğu ve toparlanma sürecinin, uygulamaya konulacak politikaların etki gücünün yanı sıra küresel görünüme bağlı olacağı kaydedildi. Söz konusu raporda, “Ekonomide güven Türk Müteahhitlerin Hedefi Dünya Pazarından Yüzde 7 Pay 33 Haber artırıcı söylemler ve eylemlerle şeffaf yönetim anlayışı ve yapısal sorunların çözümüne dair kapsamlı ve piyasa dostu bir yaklaşıma her zamankinden fazla ihtiyaç vardır. Önümüzdeki 4,5 yıllık seçimsiz dönem, sorunların giderilmesi için Türkiye’ye önemli bir fırsat sunmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Büyüme Gözlenebilir
Ekonomik aktivitede toparlanma için beklentilerin 2020 yılına yöneldiğine dikkati çekilen raporda, Türkiye’nin potansiyel büyüme oranının yükseltilmesi, teknolojik altyapı ve eğitim sisteminin güçlendirilmesiyle yüksek kaliteli ve verimli büyümeye ulaşmasının amaçlanması, sürdürülebilir kalkınma yolunda gerekli adımlar olarak sıralandı. Raporda, ayrıca, yerel seçimlerin ardından yeni bir ekonomik reform hamlesiyle orta ve uzun vadede genel ekonomiyle inşaat sektöründe de sürdürülebilir büyüme gözlenebileceğinin altı çizildi. Öte yandan, ekonomideki gelişmeler ve sektörün iç dinamikleri nedeniyle inşaat sektöründeki daralmanın bu yılın ilk yarısında da devam etmesinin öngörüldüğü belirtildi.
Kamu-özel iş birliği projelerinin verimli olacakları bir çerçeve dahilinde devam ettirilmesinin, mega projelerin uluslararası finansmanla hayata geçirilmesinin ve kentsel dönüşüm sürecinin sektör için önem taşıdığının vurgulandığı raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
Sektör Frene Bastı
“İnşaat Sektörü Güven Endeksi, yılın ilk çeyreğinde daralmanın sürebileceği işaretlerini vermektedir. Endeks, yılın ilk çeyreğinde ufak artışlarla düşük seyrini sürdürmüştür. İnşaat ruhsatı alan daire sayısının geçen yıl neredeyse 10 yıl önceki seviyesine dönmesi sektörde artan sorunların etkisiyle frene basıldığı yönünde yorumlanmaktadır. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları, bir önceki yılın aynı aylarına kıyasla ocakta yüzde 24,8, şubatta yüzde 18,2 düşmüştür. Mevcut konut stokunun yönetilebilmesi için hem yatırımcı hem de son tüketiciye yönelik kredi olanaklarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Sektöre düşük faizli finansman sağlanmasında, faaliyete geçen Türkiye Emlak Katılım Bankasının önemli işlevler üstlenebileceği değerlendirilmektedir. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin ise yeniden 20-30 milyar dolar bandına doğru hareket ettiği gözlenmektedir. Bu yıl 10 bininci projeye doğru ilerlemekte olan yurt dışı müteahhitlik sektörünün yıllık yeni proje tutarının, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 35 milyar dolara, 2030’larda da 50 milyar dolara yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede uluslararası pazardan firmalarımızın aldığı pay yüzde 7’lere çıkacaktır.”
100 Bin Kişilik İstihdam
Yurt dışı projelerde son yıllarda gerileme gösteren Türk iş gücü istihdamının önündeki engellerin aşılmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasının önem taşıdığına değinilen raporda, yurt dışında Türk iş gücü sayısının 100 bine çıkarılmasının hedeflendiği bildirildi. Raporda, Rusya’da kısa sürede 2012-2015 yıllarındaki ortalama yılda 5-6 milyar dolar potansiyel proje tutarına yaklaşılmasının mümkün olduğuna dikkat çekilerek, “Irak’ta barışın tesisiyle geçen yılın sonunda hükümetin kurulması, sektörel iş birliğimiz açısından olumlu bir dönemin başlangıcının sinyallerini vermektedir. Bu çerçevede Türk firmalarının birikmiş alacaklarının ödenmesi ve mevcut projelerin tamamlanması mümkün olabilecektir. Yeni dönemde ülkenin yeniden imarına yönelik projelerde daha etkin rol alınması açısından da ilişkilerin geliştirilmesi önemlidir” ifadelerine yer verildi.
İmar barışı son başvuru tarihinin dolması ile beraber Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimlere başladı. Yapı kayıt belgesi alanlar, kaçak yapısı olanlar dikkat!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar barışı başvurularının sona ermesi ile beraber denetimlerini sıklaştırdı.
Bakanlık ilk etapta yapı kayıt belgesi için yapılan başvuruları incelemeye aldı. 1 Ocak 2018 tarihinden sonra yapıldığı tespit edilen kaçak yapılar için alınan belgeler iptal edildi.
2018 Yılında Yapılan Kaçak Yapılar Yıkılacak!
Çevre Bakanı Murat Kurum’un imar barışı hakkında sıklıkla ifade ettiği kaçak yapı çalışmaları hakkında beklenen iptaller başladı.
Hatırlanacağı üzere Bakan Murat Kurum defalarca uydu fotoğrafları üzerinden yapı kayıt belgesi ve imar barışı başvurularının tek tek inceleneceği 31 Aralık 2017 ve sonrası yapılan tüm kaçak yapıların istisnasız yıkılacağını söylemişti.
Ancak süreçte pek çok kişi devletin af çıkaracağını düşünerek özellikle de hazine arazileri ve SİT alanlarına kaçak yapılar yapmaya başlamış, ardından da bu yapılar için e-devlet üzerinden yapı kayıt belgesi almıştı. Gelen ilk bilgilere göre 105 yapı kayıt belgesi iptal edildi.
İptal edilen 64 bina için ise yıkım çalışmaları tamamlandı. Kaçak yapılarda incelemeler devam ederken 400 kaçak yapının belediye tarafından denetime alındığı belirtiliyor.
Antalya’da Binaların Yarısı Kaçak!
İmar barışı başvuru rakamlarına göre Antalya’da yer alan yapıların yarısının kaçak olduğu ortaya çıktı.
İmar barışının başlaması ile hazine arazilerine çok sayıda baraka tarzı yapı inşa edildiği, inşa edilen bu yapılara 2018 yılı ve sonrasında yapılmasına rağmen yapı kayıt belgesi alındığı ortaya çıktı.
İmar barışı fırsatçıları ile bakanlığın mücadelesi devam ederken kaçak yapıların tümüne yıkım kararı çıkacağı, yapı kayıt belgesi başvurusu iptal edilen kişilere ise ödedikleri imar barışı ücreti ve yapı kayıt belgesi paralarının iade edilmeyeceği belirtiliyor.
Birbiri ardına hayata geçen raylı sistem projeleri ve kentsel dönüşle İstanbul’un en çok rağbet edilen ilçelerinden biri haline gelen Kartal’da onlarca firma, binlerce markalı konut inşa ediyor.
10 -15 yıl öncesine kadar İstanbul’un fabrikalar bölgesi olarak bilinen Kartal, bugünlerde onlarca markalı konut projesine ev sahipliği yapıyor. İstanbul’un anayasası olarak tanımlanan 1/100.000’lik imar planıyla kentin yeni çekim merkezlerinden biri kabul edilen Kartal’da hızlı bir kentsel dönüşüm süreci yaşanıyor. İlçede bir bir yıkılan eski fabrikaların yerine konut binaları yükseliyor. Öte yandan bölgeye yapılan ulaşım projeleri ilçeye olan talebi artırıyor. 2012’de devreye giren Kadıköy-Kartal metrosu ve geçtiğimiz günlerde açılan Marmaray hattı ile ulaşımı daha da güçlenen Kartal, Anadolu Yakası Adalet Sarayı, Kartal Marina gibi büyük kamu yatırımlarına da ev sahipliği yapıyor.
Yabancı Yatırımcı Çekiyor
Endeksa’nın verilerine göre, Kartal’da konut fiyatları son 4 yılda yüzde 39 artış gösterdi. Ortalama konut metrekare fiyatının 3 bin 467 lira olduğu ilçede ortalama konut satış fiyatı 381 bin 370 lira, konut yatırımlarının geri dönüş süresi ise 25 yıl. Bölgede yatırım yapan markalı konut üreticileri arasında Türkiye’nin en tanınmış müteahhitlerinin yanı sıra yabancı şirketler de bulunuyor. İlçede Teknik Yapı’dan Rönesansa, DKY’den AND Gayrimenkul’e, Dağ Mühendislik’ten Dap Yapı’ya kadar onlarca şirket, binlerce markalı konut inşa ediyor. Umran Yapı ve Amad Gayrimenkul otaklığında haşata geçirilen Kartal Wings, bölgedeki ilk yabancı konut yatırımı olarak öne çıkıyor.
Kartal’da satışa sunulan markalı konut projeleri, 1+0’dan 6+1’e kadar değişik konut tipleriyle ailelerden yalnız yaşayanlara kadar çok geniş bir alıcı kitlesine hitap ediyor. Çoğu dönüşüm projesi olarak hayata geçirile bu sitelerde her bütçeye uygun seçenekler yer alıyor.
Zaha Hadid İmzası
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) tarafından 2006 yılında açılan yarışmayı kazanan dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid’in, Kartal Kentsel Dönüşüm projesiyle ilçeye imzasını atmış oldu. Kartal – Pendik aksını İstanbul’un yeni merkezlerinden biri olarak tasarlayan Zaha Hadid’in projesi, 555 hektarlık bir alanı kapsıyor.
Polatlı Organize Sanayi Bölgesi’ne yapılacak 27 milyon lirayı bulan dev yatırım, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı.
Ankara’nın Polatlı ilçesinde bulunan, Polatlı Ticaret Odası Organize Sanayi Bölgesi’ne 27 milyon lirayı bulacak dev yatırım, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı. 100 hektarlık alanda yol, atık su, yağmur suyu ve içme suyu projelerinin gerçekleşeceğini belirten Polatlı Ticaret Odası Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Sakarya, bu adımların sadece projenin ilk etabı olduğunu aktardı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Ulvi Sakarya, “Geçtiğimiz dönemlerde Organize Sanayi Bölgemizin yol, atık su, yağmur suyu, içme suyu altyapı işlerini kapsayan çalışmalarla alakalı Bakanlığımız kredilendirme talebimizi 27 Haziran 2019 tarihi itibariyle onayladı. Şu anda alt yapı inşaat yapımı ihale sürecini başlatacağız. İnşallah en kısa sürede ihaleyi gerçekleştirip, bu önemli yatırımı bölgemize kazandıracağız” dedi.Ayrıca Sakarya, yaklaşık 27 milyon lirayı bulacak olan bu yatırım ile daha fazla yatırımcıyla OSB’nin buluşacağını ve istihdamın da artacağını aktardı.
Yeni inşaat ruhsatı sayısı büyük bir hızla düşerken konut stoku ise erimeye devam ediyor. 2020 yılında inşaat sektörü ve konut satışlarında patlama bekleniyor.
Yılmaz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yılmaz konut sektörünün bugünkü durumu ve gelecek beklentileri hakkında AA haber ajansına özel bir röportaj verdi.
Konut satışlarının 2020 yılında patlama yaşayacağını belirten Yılmaz konut stokunun ise büyük bir hızla eridiğini, 1 sene içerisinde tamamen tüketileceğini açıkladı.
Konut Stoku Hızla Tükeniyor!
Düşen konut satışı rakamları sonrasında yeni inşaat ruhsatı sayısında rekor oranda düşüş olduğunu belirten Yılmaz “Konut stokumuz özellikle İstanbul’da fazlaydı. Konut satışları azalsa da hala yıllık bazda 1 milyona yaklaşacak gibi gözüküyor.
Geçen yıl ve bu yıl alınan ruhsat sayıları da ciddi anlamda düştü. Geçen yıl alınan ruhsat sayısında yüzde 55, bu yıl ilk 5 ayda ise 80 civarında düşüş yaşandı. Yani, yeni konut üretimi fazla yokken satışlar sürüyor. Halihazırda yapılan satışlar mevcut stoklardan gidiyor, yani stoklar eriyor.
230-240 bin adet konut stoku vardı. Baktığınız zaman şu andaki stok, önümüzdeki bir yıla ancak yetecek gibi gözüküyor.” diyerek konut stokunun hızla eridiğini vurguladı.
Ev Almanın Tam Zamanı, Konutta Fırsat Dönemi Başladı!
Konut fiyatlarının dip noktaya düştüğünü dile getiren Yılmaz konut yatırımının her zaman kazandırdığını söyleyerek “Gayrimenkule baktığınız zaman son 25 yılda hiç zarar ettirmemiş, hep kazandırmıştır.
Diğer yatırım araçları zaman zaman kaybettirse de konutta böyle bir durum söz konusu olmamıştır. Bu yüzden sektörün geleceğinden çok umutluyum. Özellikle 2020’de konut satışları hep yukarı yönlü olacak.” dedi.
Arsa yatırımı yapmak isteyen kişiler için büyük fırsat! Emlak Konut arsa satışı için ihale düzenleyeceğini duyurdu. Emlak Konut ihale ilanları haberimizde.
Türkiye’nin en büyük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketleri arasında yer alan Emlak Konut Başakşehir Millet Bahçesi, Başakşehir Şehir Hastanesi, Kuzey Yakası Ofisleri ve Metro İstasyonu’na komşu arazileri satışa sunuyor.
Lokasyonu ile yatırım değeri yüksek arsa ihalesi düzenleyen Emlak Konut ihale tarihini 11 Temmuz 2019 olarak duyururken 2 adet arsa için teklif vermek isteyen kişiler 10 Temmuz 2019, saat 17:00’ye kadar teklif verme fırsatına sahip olacaklar.
Emlak Konut İhale Süreci
Birinci adım olarak istekliler geçici teminat bedellerini yatıracaklar.
Ardından geçici teminat mektubu ve ihale teklifleri ilgili belgeler ile Emlak Konut Genel Merkezi adresine teslim edilecek.
Tüm bu işlemleri tamamlayan kişiler Açık Artırmaya Katılım ve Yüklenim Belgesi imzalayacak ve Emlak Konut ihale bayrağını teslim alacak.
11 Temmuz 2019 tarihinde Emlak Konut Genel Merkezi adresinde bulunan binada ihale düzenlenecek ve arsa satışı tamamlanacak.
Meclis yaz mesaisinin bu haftaki bölümünde sporda şiddetin cezalarını ağırlaştıran teklif ile imar hukukundaki değişiklikleri görüşecek. Kentsel dönüşüm mağduriyetlerini önlemek amacıyla bazı şartlar getiriliyor. Müteahhitler, yapının yüzde 80’ini tamamlamadan satış yapamayacak.
TBMM Genel Kurulu, yarın AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa’da Değişiklik teklifini ele alacak.
Düzenlemeyle, müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar halinde toplandıkları yerler, müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergâhları, takım veya taraftarların toplu olarak seyahat ettikleri araçlar ya da takımların kamp yaptığı yerler, “spor alanı” tanımı içerisine alınıyor. Böylece statlardaki önlemler buralarda da uygulanabilecek.
TFF Süper Lig ve 1. Lig dışındaki ligler ile futbol dışındaki branşlarda da elektronik kart ve elektronik bilet uygulamasına geçilecek.
Kentsel Dönüşüm Değişiyor
Genel Kurul’da daha sonra tapu ve imar yasaları ile afet riski altındaki alanların dönüşümüne ilişkin yasada değişiklik teklifinin görüşülmesi planlanıyor. Komisyonda teklif üzerinde yapılan değişikliklerle mülk sahiplerinin bazı hakları güçlendirildi. Buna göre, bu tekliften önce ilan edilen riskli alanlarda ya da bakanlıkça uygulamada bulunulan riskli yapıların bulunduğu parsellerde, gerekli şartların bulunması halinde daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat mülkiyeti, malikleri adına payları oranında tescil edilecek.
İmar Yasası’na da geçici bir madde eklenecek. Böylece, yürürlük tarihinden önce ilgili idare veya yetkili kurumca onaylanmış ancak tescil işlemi tamamlanmamış parselasyon planlarında hesaplanmış, düzenleme ortaklık payı kesintilerine göre yürütülen iş ve işlemlere 2 yıl daha devam edilecek.
Lehine Olan Korunacak
Yapılaşmaya elverişli olmaması nedeniyle birleştirilen parsellerin yapılaşmaya uygun yeniden parsellere ayrılması durumunda, uygulamadan önceki cephe, konum ve benzeri fiili kullanım durumu dikkate alınarak parsel sahiplerinin lehine olan haklar korunacak.
Yapılaşma koşulunda ve nüfusta artış olması halinde, ortaklık payı oranını yüzde 45’e kadar tamamlamak üzere ilave düzenleme yapılabilecek. Uygulama sonucunda oluşan değerin öncekinden az olmaması kaydıyla bu yola gidilecek. Bu hak, her türlü imar planını kapsayacak şekilde genişletildi.
Müteahhide Sınırlama Geliyor
Kentsel dönüşüm mağduriyetlerini önlemek amacıyla bazı şartlar getiriliyor. Müteahhitler, yapının yüzde 80’ini tamamlamadan satış yapamayacak.
Kentsel Dönüşüm Genel Müdür Yardımcısı Suna Kotan, müteahhide düşen hisselerin satılmasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Şöyle bir durum var uygulamada: Kat irtifakı kuruluyor, yapı daha hiç yapılmadan, ortada hiç yapı yokken müteahhit kendi payını satabiliyor. İnşaatı yarım bırakıp gittiği zaman da hem o projede hak sahibi olan malikler mağdur oluyor hem de müteahhitten daha yapılmamış yapıyı satın alanlar mağdur oluyor. Bunu engellemek adına bir sınırlama getirildi. Şöyle diyoruz: İnşaat yüzde 80 oranında tamamlanmışsa müteahhidin payına düşen kaç daireyse bunun yüzde 70’ini satabilecek, yani yüzde 10 altındaki bir miktarı satacak. Aslında çok da müteahhidi mağdur edecek bir durum da değil. En azından şunu ortaya koyuyoruz: Ortada bir yapının olması lazım satabilmesi için, ortada hiçbir yapı yokken müteahhit proje üzerinden yapı olmadan kimseye gayrimenkul satmasın. Müteahhitler de buna ‘hayır’ demediler. Evet, müteahhitler yap-sat değil de sat-yap şeklinde çalıştıkları için buradaki kaynakla inşaatı tamamlıyorlar ama bu yüzde 10 onları çok mağdur edecek bir şey değil. Ama yapı olmadan satış işlemi olmayacak.”
CHP’li Üyeden Destek
İMAR teklifinin sahibi AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, muhalefetten gelen eleştirilere karşı, “Kesinlikle bir rant oluşturma, herhangi bir şekilde bir tarım alanının, koruma kapsamında olan bir alanın imara açılması veya imarla bunların baskı altına alınması gibi bir düzenleme yasada olmadığı gibi, tam da aksi yönde, tarım arazileri üzerinde olabilecek baskıları kaldıran, özellikle köy yerleşim alanlarının dahi genişlemelerinin bile tarımsal izin kapsamına alındığı gibi temel maddeler var” dedi. CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız ise “Kanun doğru, yani en az yüzde 25, yüzde 30 parası olan müteahhit girsin kentsel dönüşüme” dedi. Yıldız, şöyle devam etti: “İşte 300 bin mağdur var. Katılıyorum, kanuna da katılıyorum ama elimizdeki fazlalık konutları muhakkak değerlendirmemiz gerekir. Bu ülkenin sorunu, sadece şahıs olarak müteahhidi düşünmemek lazım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı TOKİ’yle işbirliği yaparak bu önümüzdeki ekonomik krizi çözmemiz lazım. Aksi takdirde müthiş derecede insanlar iflas edecek. Bankalarda şu an, benim bildiğim kadarıyla 16-17 bin daire var icralık. Elinde 300-400 dairesi olan, 50 dairesi olan, satmamış bir müteahhit de gelip o kentsel dönüşüme girmez bundan sonra. Öyle rant filan da yok şu an. Bizim bölgemizde, turizm bölgesinde bile yaptığımızı satamıyoruz. Ben 4 yıldan beri 3 tane daire bile satamadım, böyle bir durumdayız.”
35 yıldan bu yana, Suriye’den başlayıp Mısır ve Suudi Arabistan’a uzanan bir coğrafyada çok sayıda dev projeye imza atan Masar İnşaat, gayrimenkul ve inşaat sektöründe edindiği köklü tecrübeyle, rotasını Türkiye’ye çevirdi. Masar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmad Ghassan Altınawı “Tecrübemizle sektöre yeni projeler kazandıracağız” dedi.
Kendi öz kaynaklarından oluşan finansal gücünü, tecrübesiyle birleştiren şirket, 2019’da ilk etapta Düzce ve İstanbul-Pendik ’de yaklaşık 425 milyon TL’lik bir yatırımla iki projeye imza atacak. Bolu ve Akdeniz’de gerçekleştirmeyi planladığı iki dev tatil köyü projesini de bu yıl içinde olgunlaştıracak.
Gayrimenkul ve inşaat sektöründe yabancı yatırımcı akını, sadece konut satın alma odaklı olarak ilerlemiyor. Sektörün yatırım potansiyeli ve gelişim alanlarını gören şirketler de Türkiye’ye yatırıma geliyor. Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan’da çok sayıda dev projeye imza atan Masar İnşaat, Türkiye pazarına iki konut ve 2 turizm projesiyle giriyor. Şirket, Türkiye’yi farklı ülkelerdeki tüm operasyonlarının üretim üssü olarak belirledi. 35 yıllık know how ve öz sermayesinden oluşan finansal olanaklarını, Türkiye için seferber edecek.
Kira Öder Gibi Ev Sahibi Yapacak
Türkiye’deki operasyonları aracılığıyla Türkiye’nin en iyi 10 inşaat firması arasında yer almayı hedefleyen şirket, bundan 5 ay önce Düzce’de temellerini attığı projesini yıl sonunda teslim edecek. Düzce Devlet Hastanesi ve Düzce Üniversitesi arasında giderek değerlenen bir bölgede, 65 milyon TL’lik yatırımla 18 bin metrekare arazi üzerinde yükselen, 228 adet daire ve 16 ticari alandan oluşan proje aracılığıyla, yatırımcıları kira öder gibi ev sahibi yapacak.
Pendik’te 360 Milyon TL’lik Dönüşüm
Bu yılın sonunda İstanbul- Pendik’te yaklaşık 360 milyon TL’lik bir yatırımla, 90 bin metrekare arazi üzerinde, 100 daireden oluşan bir kentsel dönüşüm projesine başlayacak. Adalar manzarasına sahip olan proje, Sabiha Gökçen Havalimanı’na, civardaki alışveriş merkezleri, hastaneler, okullar ve metro istasyonuna yürüyüş mesafesinde yer alıyor.
Teknokent’e de komşu olan proje ayrıca, bölgenin en büyük alışveriş merkezi Viaport’a da çok kısa sürede ve kolay bir şekilde ulaşma imkânı sunuyor.
Şirketin, turistlerin yeni gözdesi olan Bolu Dağı’nda 115, Akdeniz sahilinde ise 220 milyon TL değerinde yatırım için çalışmalarını sürdürüyor. Uzun vadede, her iki bölge üzerinde turizm odaklı 2 dev bir proje gerçekleştirmeyi planlıyor.
Sektöre Güven, Yatırıma Dönüşecek
Türkiye ekonomisi ile gayrimenkul ve inşaat sektörüne duydukları güvenle, tüm operasyonları ve finans kaynaklarını Türkiye üzerinden yönetme kararı aldıklarını vurgulayan Masar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmad Ghassan Altınawı, “Türk gayrimenkul ve inşaat sektörü tüm gelişim aşamalarıyla çok büyük bir potansiyel güce sahip. Biz de güçlü finansal duruşumuzla, Türkiye’yi radarımıza aldık. Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan’da edindiğimiz 35 yıllık tecrübemizle sektöre yeni projeler kazandıracağız” dedi.
Kredi Kullanmadan, Kendi Öz Kaynaklarıyla Yatırım Yapacak
Projelerinde, öncelikle yerli yatırımcıya odaklanacaklarının altını çizen Ahmad Ghassan Altınawı, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Türkiye’yi kendi evimiz gibi görüyoruz. Tüm gelişim alanları, güçlü ekonomisi ile hem yatırım hem de yaşamak için çok doğru bir ülke. Bugün Avrupa’nın herhangi bir yerine ya da Amerika’ya gitseniz, yeni yapılanmaya ilişkin çok az şey görürsünüz. Oysa dev ulaştırma, kentsel dönüşüm ve inşaat projeleriyle Türkiye’nin çehresini geliştiriyor. Üstüne üstlük; olağan üstü doğası, coğrafi konumu ve kültürel çeşitliliğiyle adeta bir altın madeni! Bu nedenlerden ötürü rotamızı Türk gayrimenkul ve inşaat sektörüne çevirdik. Kedi kullanmadan, kendi öz kaynaklarımızla, Düzce’deki arazimiz üzerinde proje geliştirdik. Sene sonunda teslim edeceğiz. Pendik’te bu senenin sonunda bir kentsel dönüşüm projesine başlayacağız. Antalya ve Bolu’daki arazilerimiz üzerinde, uzun vadede çok büyük turizm projeleri geliştireceğiz.”
Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından Kilis’te inşa edilen Yukarı Afrin Barajı’nda yüzde 100 doluluk oranına ulaşıldı.
Barajın da içinde yer aldığı Yukarı Afrin Projesi’nin tamamlanması ile Kilis’in 2060 yılına kadar olan içme suyu ihtiyacı karşılanacak.
2016, 2017 ve 2018 yıllarında bölgede yaşanan kuraklıklar hem de nüfus artışından dolayı Seve Barajı’ndan temin edilen içme suyunun Kilis’e yetmez hale gelmesi üzerine, DSİ bölgede kalıcı çözüm bulmak amacıyla Yukarı Afrin Projesi’ni hayata geçirmek için çalışmalarını başlattı.
Baraj Dolu
Bu çerçevede projenin ana bileşenlerinden birisi olan 60 metre yüksekliğe sahip Yukarı Afrin Barajının inşaatına hız veren DSİ, kısa sürede baraj inşaatı tamamlayarak su tutma işlemini gerçekleştirdi ve barajda bugün itibariyle doluluk oranı %100’e ulaştı.
43 Km’lik İsale Hattı Yapılacak
Proje kapsamında baraj ile beraber isale hattı inşaatı da başlayan DSİ, Yukarı Afrin Barajında depolanan içme suyunu Kilis’e ulaştıracak 43 km’lik isale hattının 22,3 km’lik kısmını da tamamladı. Yine proje içinde bulunan tefi merkezi ile 10 bin metreküp kapasiteli deponun temel kazılarını da bitirdi. Kalan işlerde yüzde 41 fiziki gerçekleşmeye ulaşan DSİ, projeyi bu yıl içerisinde tamamlamayı hedefliyor.
Projenin Maliyeti 600 Milyon Lira
Projenin toplam maliyeti 600 milyon lira olup, tamamlanması halinde Kilis’e yıllık 19 milyon metreküp su tahsisi yapılacak ve yoğun şekilde Suriyeli misafirlere ev sahipliği yapan Kilis’in 2060 yılına kadar içme suyu ihtiyacı karşılanacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum kentsel dönüşüm eylem planı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Detaylar haberimizde.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinde uzun süredir çalıştığı kentsel dönüşüm eylem planını sonunda tamamladı.
Konu hakkında açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum “Hisseli parseller müstakil parsele dönecek. Mülkiyet sorunu çözülecek.” dedi.
Kentsel Dönüşüm, Gönüllü, Hızlı ve Yerinde Olacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum kentsel dönüşümde vatandaşın isteklerinin yerine getirildiğini söyleyerek “Teklife konu olan tüm iyileştirmeler, değişiklikler ve düzenlemeler sahada yaptığımız gözlemler, vatandaşlarımızla yaptığımız istişareler sonucunda belirlendi. Bilhassa 2B, kentsel dönüşüm, tapu ve imar barışı gibi konularda vatandaşımızın, yaşadığı mağduriyet ve problemleri çözen, kapsamlı bir düzenleme oldu.” dedi.
Otopark Sorunu Çözülecek, Metruk Binalar Yıkılacak
Özellikle de büyük şehirlerde her geçen gün daha da büyük sorunlara yol açan otopark sorununu çözeceklerini belirten Bakan Murat Kurum, “Yaptığımız düzenleme ile bu haklar ve şerhlerin, yeni yapılar için kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi safhasında söz konusu haklar ve şerhlerden yükümlü olan malike düşecek bağımsız bölümler üzerinde devam ettirilmesi ve bu suretle alacaklı olanların herhangi bir zarara uğramamasını sağlıyoruz.” dedi.
Riskli Binalar İstisnasız Yıkılacak
Bazen tepki görmelerine rağmen riskli yapı tespiti yapılan tüm binaları tek tek yıkacaklarını belirten Bakan Murat Kurum “Bizim dayanıksız binalarda artık tek bir canın bile yitip gitmesine tahammülümüz yok. Ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlardaki dönüşüm uygulamalarımızda maliklerin ve ilgililerinin muvafakati aranmaksızın dönüşüm yapılacak.
Hiçkimseye de taşınmazının değerinin altında bir taşınmaz verilmeyecek. İstanbul’un yanı sıra örnek gösterilecek projelerle Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Samsun’da 5 ilde yeni rezerv konutlar üreteceğiz. Hedefimiz her il ve ilçeye dokunuşlar yapıp istenilen örnek gösterilen doğru dönüşümlere imza atmak.” dedi.
İmar Barışı Yapı Kayıt Bedeli Ödeme Süresinin Uzatılması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 1267) 1 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Hem süre uzatıldı hem taksit geldi!
31/12/2017 Tarihinden Önce Yapılmış Ruhsatsız veya Ruhsat ve Eklerine Aykırı Yapılar İçin Yapı Kayıt Belgesi Almak Üzere Başvuruda Bulunmuş Olanların Yapı Kayıt Bedeli Ödeme Süresinin Uzatılması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 1267) bugün yayımlanan Resmi Gazete’de yer aldı.
İmar Barışı / Affı Yapı Kayıt Belgesi Uzatıldı
1 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile imar barışı son ödeme tarihi uzatıldı. Yayımlanan yeni karar ile beraber imar barışı son ödeme tarihi 31 Temmuz 2019 tarihine kadar uzatıldı.
İmar barışı başvuru formu doldurarak yapı kayıt belgesi oluşturan kişiler yapı kayıt belgesi bedelinin en az yüzde 5 tutarını 31 Temmuz tarihine kadar ödemekle yükümlü tutulacak.
İmar Barışı Taksitlendirme Nasıl Yapılacak?
Yapı kayıt belgesinin yüzde 25’lik bölümünü 31 Temmuz 2019 tarihine kadar ödeyen kişiler isterlerse kalan tutarı taksitler halinde yıl sonuna kadar ödeme hakkına sahip olacaklar.
Ancak kalan kısım için her ayın birinde yüzde 2 oranında faiz hesaplanacak. Yani ödenen her tutarda kalan kısım için yüzde 2 oranında gecikme faizi tahsil edilecek.
İmar Barışı Ödemesi Nasıl Yapılır?
Yapı kayıt belgesi başvurusu yapan kişilere sistem otomatik olarak cep telefonlarına yapı kayıt belgesi başvuru numarası yolluyor.
Bu numara ile imar barışı tahsil eden bankalar üzerinden ya da internetten imar barışı ödemesi yapmak isteyenler için Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank internet şubesi üzerinden ödemeler bölümünden yapı kayıt belgesi ödemesi ekranına ulaşılarak yapı kayıt belgesi numarasıyla ödeme yapılabiliyor.
Hükümet açık veren bütçe için bir dizi yeni vergi getirmeye hazırlanırken konut sektöründe ise lüks konutlar için yeni vergi düzenlemesi yapıldığı belirtiliyor.
Dünya Gazetesi tarafından yapılan habere göre hükümet bir dizi yeni vergi düzenlemesine hazırlanıyor.
Lüks Konut Vergisi Artacak, Ultra Lüks Konut Projelerinden Ev Alanlar Daha Fazla Vergi Ödeyecek
“Makul şekilde giderlerin azaltılması gibi temel bir hedef var. Üstüne bir de gelir artırıcı, bütçeyi güçlendirecek bazı kararların alınması değerlendiriliyor.” diyen üst düzey yetkili, “Teklif metninde ultra lüks olarak tanımlanan konutların satışında vergi oranları artırılacak. Diğer konut alışlarında herhangi bir vergi düzenlemesi olmayacak” dedi.
İsmini vermek istemeyen yetkili tarafından yapılan açıklamalara göre ekonomi yönetiminin bazı makro ihtiyati tedbirler üzerinde de çalıştığını belirterek, “Başka bazı vergi adımları olabilir. Gelir artırıcı adımlar görebiliriz, bazı sektörler desteklenebilir de ancak bütçedeki bozulmanın daha fazla olmaması için yılın kalanında giderlerin ciddi şekilde kısılması söz konusu olabilir.” dedi.
Hazine Bütçe İçin Büyük Kaynak Sağlayacak
Yine yapılacak olan yasal düzenleme ile beraber Merkez Bankası karının yüzde 20’sine denk gelen tutar Türk Lirası olarak Merkez Bankası kasasında tutulur ifadesi değiştirilecek ve bunun yerine yüzde 10 ifadesi getirilecek.
Aradaki yüzde 10’luk fark hazinenin kasasına aktarılacak. Tek bir seferlik biriken tutarın tamamı hesaplara aktarılacak ve bundan sonra her yıl yüzde 10 para aktarımı devam edecek.
Merkez Bankası Eski Başkanı Yılmaz, Kararı Eleştirmişti
Hazine ve Maliye Bakanlığı bu şekilde para basmadan ve Merkez Bankası’na borçlanmadan 40 milyar liralık dev bir kaynak bulmuş olacak. Ancak ekonomistler bu durumu “kefen parasını harcamak” olarak yorumluyor ve büyük tepki gösteriyor.
Konu hakkında açıklama yapan Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz alınan kararı büyük bir skandal olarak nitelendirdi ve “Bir insan akşamdan sabaha düşünse, en yanlış iletişim politikasını nasıl uygulayabilirim dese bundan daha kötüsünü bulamaz. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı zaten yara almıştı, bu durumda çok daha fazla yara alacak.” uyarısında bulundu.
İzmir Ataşehir’de yükselen Nilüfer Ataşehir’de yaşam Eylül 2019’da başlayacak. Ailelere yönelik geniş metrekareli 3+1 dairelerden oluşan proje, lüks detaylarıyla öne çıkıyor.
Onag Yapı ve Hüseyin Divrik ortaklığıyla hayata geçirilen İzmir Ataşehir’de inşa edilen Nilüfer Ataşehir’de yaşam Eylül 2019’da başlayacak. Aileler için göre tasarlanan ve sadece geniş metrekareli 3+1 dairelere yer verilen projede 6 blokta 88 adet konut yer alıyor. Onag Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Gültekin, Nilüfer Ataşehir’de insan hayatını kolaylaştıracak tüm detayların düşünüldüğünü belirterek “Projemizin mimarisine çok önem gösterdik. Hem dış mimari hem de iç mimari için özel olarak çalıştık” dedi. Projede lüks detaylara da çok önem verildiğini anlatan Gültekin, “Dairelerde kullanılan tüm malzemeleri birinci sınıf kalite kullandık. Lükste en üst sınıra ulaştık. Örnek dairemizi ziyaret eden 100 müşteriden 99’u büyük memnuniyetle ayrılıyor” diye konuştu.
Karma Değil Aile Projesi
Projede küçük dairelere yer vermek istemediklerini belirten Gültekin, şunları söyledi: “Yeni yapılan konut projelerinin neredeyse tamamına yakını karma projelerden oluşuyor. Bizim yaptığımız büyüklükte daire yapan çok az firma kaldı. Karma projelerde oturmayı tercih etmeyen, aile konseptli proje isteyenlerin sayısı da çok fazla. Bizde bu projemizde tamamen ailelerin yaşayabileceği, geniş dairelere yer verdik. Aileler için güvenlik ve çocuk faktörü çok öneli. Bizde sosyal alanlarıyla içerisinde dopdolu bir yaşam sürecekleri, çocuklarını gönül rahatlığıyla bırakabilecekleri güvenli bir site yaptık. Şehrin tam merkezine tatil konforunu getirdik. Projemizdeki sosyal alanlar ve peyzaj alanlarımız otel konforunu aratmayacak.”
Nilüfer Ataşehir’in ortak alanlarında yüzme havuzu, fitness salonu, sauna, çocuk oyun alanı ve geniş peyzaj alanları yer alıyor. Yerden ısıtmalı olarak tasarlanan daireler; bulaşık makinası, fırın, ocak, davlumbaz ve mikrodalga fırından oluşan 5’li ankastre seti ile 4 adet klimasıyla birlikte teslim edilecek. Her daireye özel kapalı otopark alanı ayrılan sitede kapalı otoparktan asansörle bloklara giriş imkanı da bulunuyor.
Ulaşımı Kolay
Yeni yapıların yoğun olduğu, şehrin tüm ulaşım imkanlarına sahip, AVM’lere, hastanelere, metro ve diğer ulaşım araçlarına yürüme mesafesinde bulunan Nilüfer Ataşehir, Mavişehir otoban girişine 1 dakikalık mesafede yer alıyor. Projeden, Mavişehir’in trafiğine katılmadan otoban girişiyle İzmir’in her yerine kolayca ulaşmak mümkün. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak olan Karşıyaka-Çiğli tramvayı da projenin yakınından geçecek
Bankaların faiz oranları elinde parası kişileri cezbetmeye devam ederken konut sektörünün öncü isimleri konuta yatırım yapanların kazanç sağlayacaklarını açıkladı.
Yükselen vadeli mevduat faiz oranları pek çok kişiyi konut yatırımından uzaklaştırarak faize yönlendirdi.
İnşaat sektörü yükselen faiz oranları nedeniyle sıkıntılı günler yaşarken sektörün öncü isimleri ise parayı faize değil konuta yatıranların kazanacağını iddia etti.
Konut Fiyatları Yüzde 100 Artacak
Konu hakkında açıklama yapan Yücesoy Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yücesoy konut yatırımının çok büyük önem kazanacağını söyleyerek “Bugün için arsa fiyatlarında hiçbir düşüş yaşanmadı. Ama maliyetler son 3 yılda neredeyse 3 kat arttı. Fakat bu durum fiyatlara çok yansıtılmadı.
Piyasaya baktığınızda satış fiyatlarının halen olması gerekenin yüzde 30 altında seyrettiğini görüyoruz. Yani bugün yeni bir konut yapmak isterseniz örneğin maliyeti 100 lira iken, 6 ay veya 1 yıl önce yapılmış benzer bir konutu 70 liraya bulabiliyorsunuz. Banka kredi faizlerinin düşmesiyle yeniden güncellenecek gayrimenkul fiyatlarında en az yüzde 20’lik bir artış olacak.
Fakat bu çok iyimser bir tahmin. Ben, inşaat sektöründe yaşanan maliyet artışları, arsaların artan değerleri, kredi faizlerindeki düşüş nedeniyle konuta talebin yükselmesi gibi etmenler sonucu fiyatta yüzde 100’e yakın bir artış olacağını öngörüyorum. Bu durum belki bazılarına abartılı gelebilir ama beyaz eşya, cep telefonu, otomobil gibi diğer ürünlerdeki fiyat artışıyla karşılaştırıldığında sonucu görecekler.
Özetle konut fiyatları tarihin en düşük seviyesinde. Konutlar bugüne kadar hiç bu kadar değersiz olmamıştı. Kısacası gerek ev sahibi olmak gerekse yatırım yapmak isteyenler önümüzdeki 1 aylık süreci iyi değerlendirsinler. Bu altın fırsat bir daha önlerine kesinlikle çıkmayacak.” diyerek konut fiyatlarının 2 katına çıkacağını iddia etti.
Bugün Ev Alanlar En Az Yüzde 50 Kazanç Sağlayacak
Bugün konuta yatırım yapanların sektör açıldığı anda birkaç ay sonra en az yüzde 50 kazanç sağlayacağını söyleyen Tanyer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer, “Bankaların faiz oranları vatandaşlara oldukça cazip geliyor. Belki bugüne kadar bu doğruydu ama bundan sonrası için tam tersini söyleyebiliriz.
Öncelikle vatandaşlarımız şu anda satılan konutların değerinin çok altında olduğunu bilmiyor. Gerek banka kredi faizlerinin yüksekliği satışları durma noktasına getirince gayrimenkul fiyatlarında da bir düşüş yaşandı. Örneğin 600 bin liralık ev bugün 400 bin liraya satılıyor. Fakat sanki evin gerçek fiyatı 400 bin liraymış gibi hareket ediliyor.
Çok değil, birkaç ay sonra kredi faiz oranları düşüp konut fiyatları olması gereken değere yükseldiğinde bugün ev alanlar yüzde 50 oranında kazanç sağlayacak. Bu oran bankaların mevduat faizine verdiği faizle kıyaslanamaz bile. O açıdan hem başını sokacağı bir eve sahip olmak isteyenler hem de yatırım amaçlı olarak bir ev almak isteyenler için önümüzdeki 1 ay çok önemli. Bizlerin önerisini dinleyen ve parasını gayrimenkule yatıranlar ne denli karlı bir işe imza attıklarını kısa vadede görecek.” dedi.
İmar barışı son ödeme tarihi 30 Haziran 2019 tarihinde sona eriyor. Bakan Kurum TOKİ İstanbul çekilişi canlı yayını esnasında ödemeler için müjde verdi.
İstanbul Başakşehir Kayabaşı TOKİ konutları kura çekilişi törenine katılan Bakan Murat Kurum önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Murat Kurum imar barışı ödemeleri hakkında açıklamada bulundu ve Ziraat Bankası şubelerinin hafta sonu çalışacağını duyurdu.
İmar Barışı Ödemeleri İçin Bankalar Hafta Sonu Açık Olacak mı?
İmar affı son ödeme tarihi 30 Haziran 2019 itibariyle sona erecek.
Bakan Murat Kurum TOKİ Başakşehir Kayaşehir çekilişi töreninde yapmış olduğu Cumartesi veya Pazar gününe denk gelen son ödeme günleri için bankaların açık olacağını duyurdu.
Ziraat Bankası şubeleri Cumartesi ve Pazar günü açık olacak ve imar barışı ödemeleri şubelerden kabul edilecek.
Bakan Murat Kurum yapmış olduğu açıklamasında “İmar barışı son başvuru tarihi doldu. İmar barışına 10 milyon 257 bin kişi başvuruda bulundu. Ödeme süresi 30 Haziran 2019 tarihinde sona erecek. Bu nedenle Ziraat Bankası Cumartesi ve Pazar günleri açık olacak.
Vatandaşlarımız ödemelerini yapabilsinler diye böyle bir düzenlemeye gittik.” dedi.
Kaçak Yapılar Yıkılacak
Bakan Murat Kurum 31 Aralık 2019 itibariyle yapılan kaçak yapıların yanı sıra sit alanları ve koruma alanlarına yapılan tüm yapıların yıkılacağını açıkladı.
Doğal Taş Sektöründe Bilgi ve Teknolojiye Dayalı Üretim Modeli Projesi kapsamında Avrupa Birliği finansmanıyla kurulan Bayburt Doğal Taş Fabrikası’ndan ihraç edilen Bayburt Siyah ve Beyaz Oniks taşı dünyanın en pahalı yerleşim yerlerinden biri olan New York Manhattan’da üst düzey daireleri içinde barındıran Steinway Tower binasının iç dekorasyonunda kullanılıyor.
İki yıl önce açılan Bayburt İl Özel İdaresi, Bayburt Belediyesi ve Bayburt Ticaret Odası ortaklı doğal taş fabrikası ulusal pazara yönelik çalışmalarını yeni gelişim stratejileriyle yurt dışına taşıyor. Geçen yıl 11 ülkeye gerçekleştirdiği doğal taş ihracatıyla üretim ve pazarlama hacmini artıran fabrika, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’de otoritelerce yılın en prestijli inşaat projesi olarak gösterilen Steinway Tower’ın iç dekorasyon tedarikçisi oldu.
Fabrikada üretilen beyaz ve siyah oniks mermerler New York’un Manhattan bölgesindeki Midtown Manhattan’da yapımına devam edilen Steinway Tower’a pazarlandı. Mermerler, Central Park manzaralı lüks dairelerin mutfak, banyo, zemin kaplamaları ile muhtelif iç dekorasyonlarında kullanılıyor. Dev projede bugüne kadar 60 dairenin çeşitli kısımları Bayburt’tan ihraç edilen siyah ve beyaz oniks mermerlerle döşendi.
İsmini dünyaca ünlü Steinway piyanolarından alan ve iki milyar dolara mâl olacak Steinway Tower’ın 495 metre yüksekliğe sahip olacağı belirtiliyor.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bayburt Valisi ve Doğal Taş Fabrikasının Yönetim Kurulu Başkanı Ali Hamza Pehlivan, “Uzun yıllara dayalı meşakkatli bir süreç sonunda tesis edilen fabrikamızın kuruluş amacı doğal taş rezervleri açısından çok zengin olan Bayburt İlimizde taş sektörünün gelişmesi, bu alanda faaliyet gösteren taş ocakları ve işletmelere uygun şartlarda plaka veya ebatlı taş kesimi yapmak suretiyle pazara hazır ürün sağlanması, fuarların takibi, ulusal ve uluslararası düzeyde yeni pazarlar bulunması gibi çalışma ve faaliyetlere öncülük etmektir. Taş ocakları ve taş işletmeleriyle işbirliği ve koordinasyon içinde fabrikamızdan kesilip plaka veya ebatlanarak çıkan taş çeşidimizi 6’dan 26’ya yükselttik. Ulusal düzeyde pek çok projede kullanıldığı gibi doğal taşlarımız, yabancı ülkelere de gidiyor ve Newyork’daki Steinway Tower binasında olduğu gibi prestij projelerde de kullanılıyor. Bu durum bizleri İlimiz ve doğal taş sektörü adına ziyadesiyle memnun ediyor. Müşterek çabalarla doğal taş üretim ve pazarlama hacmimiz inşallah giderek artacak ve ilimizin ekonomisine, istihdamına daha fazla katkılar sağlayacaktır.” dedi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan, “İnşaat malzemeleri ihracatında zirve olarak 23 milyar dolarları gördükten sonra 15 milyar dolarlara inmiştik. Şimdi yeniden 23 milyar dolara doğru gidiyoruz” dedi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, bu yıl ikincisi “Fırtınalı Havada Dümende Olmak” başlığıyla düzenlenen Türkiye İMSAD Gündem Buluşmalarının açılışında yaptığı konuşmada, inşaat malzemeleri sanayisine ilişkin verileri paylaştı.
Sektör büyüklüğünün son yıllarda özellikle iç pazarda inşaattaki daralma sonrası 100 milyar dolara gerilediğini dile getiren Erdoğan, bunun 21,5 milyar dolarının ihracat, geri kalanının ise iç pazarı temsil ettiğini söyledi.
Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre Türkiye kara ve demir yollarında 950 milyon ton yük taşındığını kaydederek, bunun 250 milyon tonunun inşaat malzemeleri, 200 milyon tonunun da bu malzemeleri üretmek taşınan maden olduğunu, toplam taşınan yükün neredeyse yarısının inşaat malzemeleri sanayisinin oluşturduğu güçten kaynaklandığını anlattı.
Türkiye’nin tonaj bakımından ihracatının 120-130 milyon ton olduğunu aktaran Erdoğan, bunun 40 milyon tonunu inşaat malzemelerinin oluşturduğunu bildirdi. Erdoğan, bir dönem yurt dışında 30 milyar doları gören Türk müteahhitlik sektörünün, yaşanan olumsuzluklar sonrası karşılaştığı düşüşü atlattığını belirti.
İnşaat malzemeleri ihracatında da zirve olarak 23 milyar dolarları gördüklerini anımsatan Erdoğan, “Sonrasında her ne kadar 15 milyar dolarlara insek de şimdi yeniden 23 milyar dolar ihracata doğru gidiyoruz.” diye konuştu.
Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu, Körfez ülkeleri ve Rusya gibi ülkelere yönelik ihracat potansiyelinden ve bu ülkelerin petrol fiyatının düşmesinden sonra yaşadığı ekonomik sıkıntılardan bahseden Erdoğan, “İnşaat malzemelerinde önemli pazarlarımız sanılanın aksine AB ülkeleri ve ABD. Gelişmiş ülkelere daha fazla ihracat yapıyoruz. İngiltere, Fransa, Almanya, ABD, Kanada, Orta Doğu’da İsrail ve Irak en önemli pazarlarımız.” ifadelerini kullandı.
İnşaatta Konut Geriledi Enerji Santralleri Devrede
Erdoğan, Batı standartları ile üretip Doğu fiyatlarıyla ihracat yaptıklarını belirterek, Afrika’nın potansiyelinin çok yüksek olduğunu ancak özellikle Kuzey Afrika’da Avrupalıların, Sahraaltı’nda ise Çinlilerin etkisiyle ihracatta istedikleri etkiyi yakalayamadıklarını söyledi.
İç pazarda konut satışlarında ve inşasında yaşanan daralmadan bahseden Erdoğan, geçen yıl inşaatta enerji santralleri, askeri tesisler, havalimanları, demir yolları gibi yatırımların öne çıktığını bildirdi.
Erdoğan, imar barışından sonra bazı binaların sisteme dahil edildiğini ve kentsel dönüşümün aslında şu anda yeni başladığını kaydederek, 20 milyon konuttan 7 milyonunun yeniden yapılması gerektiğini, kalan binaların da bakım ve tadilatla yenilenmesi gerektiğini anlattı.
Ferdi Erdoğan, “Sektörün yeniden canlanması için şantiye yerine yenileme pazarını devreye almalıyız. İşin kozmetiğinden yani boyadan vesaire bahsetmiyorum. Esas iklimlendirme, ısıtma-soğutma, aydınlatma, yangın güvenliği gibi konulardan bahsediyorum.” dedi.
İnşaat malzemelerinde kilogram başına düşen ihracat tutarının düşüklüğünden bahseden Erdoğan, ortalamanın altında olan bu tutarın artırılması gerektiğine işaret etti.
“Sıkıntıların üstesinden geleceğiz”
Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Atalay Gümrah ise belirsizliğin ve değişkenliğin yüksek olduğu ortamlarda pazarda daha çok bulunmanın, müşteriler ile daha çok zaman geçirmenin önemine dikkati çekti.
Gümrah, “Bütünde sıkıntılar, belirsizlikler olsa da, fırsatlar barındıran alt sektörler, coğrafyalar veya projeleri olan akıllı müşteriler her zaman vardır ve var olacaktır.” dedi.
İş insanının, hayalperest olma şansı olmadığı gibi umutsuz, çözümsüz olma şansının da bulunmadığını dile getiren Gümrah, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bizler rasyonel olmalıyız, çözüm üreten, fırsatlar yaratan kişiler olmak zorunluluğundayız. Aldığımız her kararın uzun dönem etkisini göz önüne almalıyız. İMSAD çatısı altındaki her bir yönetici eminim çok zor koşullarda dümende oldu. Biz bu ülkede profesyonel yöneticiler olarak arkasına rüzgarı almış, doğru dürüst dalga görmemiş, çarşaf gibi denizlerde süzülmüş kaptanlar değiliz. Fırtına yabancımız değil. Her fırtınada yeniden öğreniyoruz yüzmeyi, yüzdürmeyi, demir almayı, yeni limanlara varmayı. Bu zor günleri de atlatacağımıza, ülke olarak, sektör olarak sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”
“Sektörü orta-yüksek teknoloji grubuna taşımalıyız”
Gümrah, süreklilik ve sürdürülebilirliğin ancak güçlü yapılar kurmak, geçmiş deneyimleri, birikimleri etkin kullanarak günün ihtiyaçlarına cevap vermek ve yarına hazır olmakla mümkün olabileceğini söyledi. Bugün sağlam temeller üzerine kurulmuş, deneyimli insan kaynağına sahip köklü kuruluşların yerel değil küresel düşünmesi gerektiğini dile getiren Gümrah, bunun yanı sıra yaratıcılığın, inovasyonun ve dijitalleşmenin ön plana çıkmasının önemli olduğunu, bu sayede şirketlerin gelecekte de güçlerini sürdüreceğini anlattı.
Gümrah, “Maalesef orta-düşük teknolojili sektörler arasında listelenen inşaat malzemeleri sektörümüzü teknoloji kullanımı ile geliştirerek, kısa vadede orta-yüksek gruba taşımalıyız.” diye konuştu.
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel de inşaat sektöründe yaşanan daralmalardan ve muhtemel senaryolardan bahsederek, inşaat sektörüne yönelik yeni özel programa ihtiyaç odluğunu söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileriyle Aydın’daki TOKİ yatırımlarıyla ilgili görüşen AK Parti Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, Nazilli’de eski Polis Meslek Yüksekokulu binasının bulunduğu yere Millet Bahçesi yapılmasının netlik kazandığını söyledi.
Ankara’da, Aydın’da hükümet tarafından 100 günlük eylem planı kapsamında yapılması planlanan yatırımlarla ilgili girişimlerini sıklaştıran AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank ile ilin taleplerini kapsayan bazı konulara ilişkin görüşmede bulundu.
“Nazilli’ye yakışır bir millet bahçesi kurulacak”
Geçtiğimiz haftalarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Polis Meslek Yüksekokulu’nun ne olacağını sorduğunu hatırlatan AK Parti Aydın Milletvekili Erim, “Bakan Soylu Nazilli’de polis okuluna gerek duyulmadığını belirtmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü İnşaat Daire Başkanlığı da polis okulu yapılmayacağı konusunda bize bilgi verdi. Nazilli’de Millet Bahçesi yapılması için TOKİ’nin çalışmaları netlik kazandı. TOKİ en kısa zamanda harekete geçecek ve polis meslek yüksekokulu binasının bulunduğu yere Nazillimize yakışır güzel bir Millet Bahçesi kazandıracağız” dedi.
“Umurlu’ya da TOKİ konutları kurulacak”
Efeler’de Umurlu Mahallesi’nde yapılacak olan okul inşaatı için ayrılan yaklaşık 50 dönümlük arazide TOKİ konutları yapılması için de girişimde bulunduklarını söyleyen Erim, “Daha önce de açıkladığımız gibi Aydın genelindeki TOKİ’nin konut projeleriyle ilgili çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Efeler, İncirliova ve Nazilli’de planlanan konut projeleri eş zamanlı olarak başlayacak. Ayrıca TOKİ Nazilli’de de Millet Bahçesi kuracak. İlerleyen süreçte diğer ilçelerimizde de tespit edilecek yerlere Millet Bahçesi kurulmasını sağlayacağız” diye konuştu.
Geniş Bir Alana Sahip
Erim’in yaptığı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl açıkladığı Millet Bahçesi Projesi ilk olarak Aydın’da Nazilli’de Polis Meslek Yüksekokulu’nun bulunduğu yerde hayata geçmiş olacak. Geçmişte Öğretmen Okulu, ardından Eğitim Enstitüsü olarak da hizmet veren Nazilli Polis Meslek Yüksekokulu’nun bulunduğu alanda, 1960’lardan bu yana yapılan ağaçlandırma sayesinde en az 50 yıllık ağaçların bulunduğu geniş bir yeşil alan bulunuyor.
Yusufeli Barajı giderek yükselmeye devam ederken şantiyede çalışmalar büyük bir özveri ile kesintisiz olarak sürüyor. Detaylar haberimizde…
Türkiye’nin en önemli projeleri arasında yer alan Yusufeli Barajı için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Bittiğinde dünyanın en yüksek üçüncü barajı unvanını el geçirecek olan Yusufeli Barajı için gövde betonunda yüzde 33 oranında gerçekleşme yaşandığı duyuruldu.
Şimdiye Kadar 7 Bin Metreküp Beton Döküldü
Projede bugüne kadar toplam 7 bin metreküp beton döküldüğü açıklanırken barajın gövdesi tamamlandığında 100 katlı bir gökdelen büyüklüğüne erişilecek.
DSİ 26. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama ile projenin son durumu hakkında bilgi paylaşımı yapılırken gövde betonunda toplam %33 oranda gerçekleşmenin tamamlandığı belirtildi.
Yapılan açıklamada “Yusufeli Barajı ve HES tesisinin kurulu gücü 558 megavat ve yıllık enerji üretimi 1 milyar 888 milyon kilovat/saat’tir. Santral binası ve enerji yapılarında betonlama çalışmaları, planlandığı şekilde devam etmektedir. Ayrıca enerji santralinde elektromekanik parçalarının montajlarının da inşaat faaliyetlerine bağlı olarak devam ediliyor.” denildi.
Milli Bütçeye Yıllık 1 Milyar Liralık Katkı Sağlayacak
Tamamlandığında yıllık 600 bin kişinin enerji ihtiyacını tek başına karşılayacağı açıklanan proje hakkında DSİ “25 Haziran 2019 itibariyle Yusufeli Barajı’nda 1,3 milyon metreküp gövde betonu dökülerek gövde betonunda yüzde 33’lük gerçekleşme sağlanmıştır. Yusufeli Barajı’nın gövdesinde kullanılacak 4 milyon metreküp beton ile Artvin’den Edirne’ye 13 metre platform genişliğinde beton yol yapılabilir.” denilerek dökülen betonun hakkında bilgi verildi.
İstanbul-İzmir arasını 3,5 saate indirecek olan İstanbul – İzmir otoyolu Bursa’nın Karacabey ilçesine değer katacak.
Yapımı son sürat devam eden İstanbul-İzmir otoyolunun Bursa – Manisa arası tamamlandıktan sonra tamamen bitmiş olacak. Osmangazi Köprüsü – Bursa arası geçtiğimiz yıllarda hizmete girmişti. Otoyol yap-işlet-devret modeliyle hayata geçiriliyor. Özellikle tatillerde trafikte oluşan uzun kuyruklara çözüm olacak otoyolun tamamı Kurban Bayram öncesi açılması planlanıyor. 426 kilometrelik güzergahı kapsayan otoyolun 147 kilometrelik bölümü ile 21 kilometrelik bağlantı yolu işletmeye açılmıştı. İstanbul ile İzmir arasını 3,5 saate indirecek olan yol aynı zamanda bölgeye de değer katacak. Bursa Karacabey ilçesinin verimli tarım arazilerinde üretilecek ürünler de çok daha kısa sürelerde tüketiciye ulaşacak. Ayrıca otoyola yakın yere yapılan Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi’nde (TEKNOSAB) kurulacak fabrikalar bu yoldan faydalanacak.
“Marka değerini artıracak projelerden bir tanesi”
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, AK Parti hükümetinin Karacabey’e büyük yatırımlar gerçekleştirdiğini belirterek, “Bunlardan bir tanesi Gölecik Barajı’dır. İçme ve zirai sulamayla bölgemize katkı sağlayacak önemli bir projedir. İkincisi de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan himayesinde Karacabey Taşpınar Mahallesi’nde 8 bin dönümlük bir alanda inşaat çalışmaları süren TEKNOSAB projesidir. Üzerinde bulunduğumuz İstanbul – İzmir Otoyolu da gerçekten Karacabey’e değer katacak, marka değerini arttıracak önemli projelerden bir tanesidir” dedi.
“İstanbul’a 1,5 saatte gideceğiz”
Karacabey’in Bandırma – Çanakkale, Mustafakemalpaşa – Balıkesir- Manisa – İzmir ve Bursa – İstanbul – Ankara yollarının kesişme noktası olduğunu vurgulayan Özkan, “İstanbul – İzmir otoyolu her anlamda bizim büyük Karacabey hedeflerimize ulaşmamızda çok önemli etki sağlayacak devasa projedir. Bu proje çerçevesinde İstanbul’a 1 buçuk saatte, İzmir’e 2 saatte gideceğiz. Türkiye’nin yaklaşık nüfusunun yarısına yakınını bünyesinde barındıran bölgelere komşu kapısı olacak bir mesafedeyiz” diye konuştu.
“Karacabey tarımına değer katacak”
Karacabey ‘in büyümesi için 3-T vizyonu ile hareket ettiklerini belirten Ali Özkan, “Bu 3-T’nin açılımı tarım, turizm ve teknolojik yatırımlar diyoruz. 3-T vizyonumuza ciddi manada bu otoyol katkı sağlayacaktır. Zaten TEKNOSAB projesinin yakınından da bu yolun giriş ve çıkışları olacak. Oradaki sanayi kuruluşlarının ürünlerinin, çok kısa sürede önemli pazarlara aktarılmasında avantaj sağlayacak. Karacabey tarım ve hayvancılığın başkenti olarak addedilen önemli bir ilçedir. Salçalık domatesin yüzde 40’ı Karacabey’in verimli topraklarında üretiliyor. Bunun gibi birçok tarıma dayalı, süt sektöründe faaliyet gösteren firmalar var. Hem burada yaşayan insanların bu pazarlara kısa mesafede, kısa sürede ulaşmasını sağlayacak hem de burada üretilen tarım ürünlerinin çok avantajlı bir şekilde aktarılmasına vesile olacak. Karacabey tarımına değer katacak. Özetlemek gerekirse İstanbul’un Anadolu Yakası’nda faaliyet gösteren bir manav kardeşimiz İstanbul’un Avrupa Yakası’ndaki Bayrampaşa Hal’ine gideceği zaman dilimi içerisinde, aradan aracıları çıkararak, direkt üreticilere ulaşma imkanını elde edecek. Karacabey’in tarımının gelişmesi, çeşitli alternatif üretmesi konusunda çok ciddi bir katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.
“Ziyaret eden turist sayısı her gün artacak”
“Karacabey Belediyesi olarak ekolojik turizme, kırsal turizme vurgu yapıyoruz. Eski Karaağaç leylek köyümüz bildiğiniz gibi Avrupa’da bizi temsil ediyor. Yaşayan göllerin en önemlilerinden bir tanesi Uluabat Gölü. 83 bin dönümlük Karacabey haramız var” diyerek sözlerini sürdüren, Özkan “Türkiye’de tek olan ayı rehabilitasyon merkezimiz var. Ihlamur, defne, kestane ormanlarımızın yanında, en önemlisi longoz ormanlarımız var. Marmara Denizi’ne kıyı bir sahil beldemiz, tatlı su ile tuzlu suyun birleştiği Dalyan gölümüz var. Yaklaşık 300 çeşit kuş türünü ve endemik bitkileri içerisinde barındıran longoz ormanları şu anda Türkiye’nin gündemine girmiş konumda. Biz tanıtım konusunda gayret gösterdikçe, burayı ziyaret eden turistlerin sayısı her gün artacaktır. Günü birlik turizm, hafta sonu turizm ve kalıcı turizm konusunda Karacabey’e önemli bir hareket getirecek ve o yörede yaşayan vatandaşlarımızın turizm pastasından daha fazla pay almasına katkısı olacaktır” dedi.
Konut kredisi çekmek isteyen kişiler için iyi haberler gelmeye devam ediyor. ICBC Bank hesaplı evim konut kredisi kampanyası faizi düştü!
Dolar kurunda yaşanan geri çekilme ve enflasyon rakamlarında beklenen düşüş konut kredisi faiz oranlarına indirim olarak yansımaya devam ediyor.
ICBC Bank Konut Kredisi Faiz Oranı Düştü
ICBC Bank konut kredisi faiz oranları için yine indirim kararı aldı. Bankanın konut kredisi faiz oranı yüzde 1.63 seviyesinden yüzde 1.59 seviyesine çekildi.
Yüksek kredi faiz oranları nedeni ile vatandaşın konut kredisi çekmemesi bankaları da sıkıntıya soktu. Bankaların yanında konut kredisi hayat sigortası, DASK ve konut sigortası gibi pek çok ek ürün satışında bulunduğu ve yüksek kredi dosya masrafı aldığı konut kredileri en çok gelir elde ettikleri kalemler arasında yer alıyor.
Durum böyle olunca bankalar yeniden müşteri çekebilmek adına uygun koşulları buldukları anda konut kredisi faiz oranları için indirim yapmaya başladı. ICBC Bank yüzde 1.63 seviyesine çektiği konut kredisi faiz oranı için bir kere daha indirim kararı aldı ve yüzde 1.59 olarak revize yaptı.
ICBC Bank Hesaplı Evim Konut Kredisi Kampanyası
Düzenlenen kampanya ile ICBC Bank konut kredi faiz oranı yüzde 1.59 olarak revize edildi.
120 ay vadeli 100 bin lira konut kredisi çekmek isteyen kişilerin aylık ödemeleri 1.461 liraya çekilirken kredinin yıllık maliyet oranı ise yüzde 21.35 olarak açıklandı.
Ev sahibi olmak isteyen kişiler ise sabırla kredi faiz oranlarının yüzde 0.98 ve 1.10 aralığına çekilmesini bekliyor. Konut kredisinde psikolojik eşik ise yüzde 1 seviyesi olarak kabul ediliyor.
En Ucuz Konut Kredisi Hangi Bankada?
Şu anda en uygun konut kredisi veren kamu bankası yüzde 1.55 konut kredisi faiz oranı ile Halkbank ve Ziraat Bankası olarak öne çıkarken en ucuz konut kredisi veren özel banka ise ICBC Bank konut kredisi paketi oldu.
Geride bıraktığımız hafta pek çok özel banka konut kredisi faiz oranları için indirim yaparken bu hafta seçimlerin ardından dolar kurunda yaşanan düşüşün hızlanması ile hem Haziran TÜİK TEFE TÜFE enflasyon rakamları oranlarının hem de bu rakam ile beraber konut kredisi faiz oranlarında düşüşün daha da hızlanarak artması bekleniyor.
30 Kasım 2018 tarihinde sona eren 2B arazi başvuruları için AK Parti meclise yeni kanun teklifi verdi. 2B arazi başvuruları yeniden başlayacak!
2B arazi başvuru sürecini kaçıran ya da başvuru yapmasına rağmen ödeme yapmadığı için hakkını kaybeden kişilere yeni bir şans sunuluyor.
AK Parti tarafından meclise sunulan Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi ile 2B arazi başvuruları yeniden başlayacak.
2B Arazi Nedir?
6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesinin ilk fıkrası (B) bendinde yer alması nedeni ile madde numarası ile bent numarasının değiştirilmesi nedeniyle oluşan bir kısaltma olan 2B araziler mülkiyeti hazineye ait olan, orman vasfını yitiren ve bir daha bu vasfı kazanması mümkün olmayan arazileri kapsamaktadır.
Hazine Arazisi Başvurusu Nasıl Yapılır?
Hazine Arazisi Başvurusu işlemi için kişilerin Defterdarlık, Mal Müdürlükleri ve Ziraat Bankası şubeleri üzerinden başvuruda bulunmaları gerekiyor.
Aranılan şartları taşıyan kişilerin başvuruları kabul edilirken 6292 sayılı “Orman Köylülerin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” kapsamında kendilerine sunulan haktan yararlanmak isteyen kişilerin belirli bir tutarda ödeme yapmaları gerekiyor.
Yeni Torba Yasa İçerisinde Yer Alan Düzenlemeler ve Kanun Maddeleri Neler?
Verilen kanun teklifi kapsamında yapılacak olan yasal düzenlemelerin meclisten geçmesi halinde,
Metruk binaların gerekirse yıkılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yetki verilmesi,
Yurt dışında bulunan vatandaşların tapu işlemlerini bulundukları yerde yapabilmesi,
Entegre tesis olmak kaydıyla köylerde tarımsal amaçlarla seraların kurulması,
Belediye sınırları ve mücavir sınırlar içindeki hazineye ait tarım arazilerinin satışı için başvurma süresinin uzatılması gibi düzenlemeleri de içeren kanun teklifi yasalaşmış olacak.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği ve Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, INTERCEM Konferansı’nda Ceren Dilekçi’nin sorularını yanıtladı.
Seçim sürecinin geride kalmasının ardından ekonomiye odaklanılması gerektiğini kaydeden Özdemir, “Türkiye’nin önünde 4-4,5 yıl gibi çok önemli bir zaman var. Hepimiz seçimden yorulduk. İş dünyası da bu seçimlerden yoruldu. Artık Türk ekonomisini tekrar ayağa kaldırmaya odaklanmalıyız” diye konuştu.
Bu yılı Türkiye’nin yüzde 1-1,5 büyümeyle kapatmasını beklediğini bildiren Özdemir, “Faizlerin düşeceğine yürekten inanıyorum. Ana hedefimiz yıl sonuna kadar tek haneli enflasyonu yakalamak. 2020 ve 2021’de Türkiye’nin ne kadar büyüyeceğinin hesabını yapmalıyız. Beklediğimiz büyük ihaleler, iç piyasayı canlandıracak çok büyük altyapı projeleri var, bunlar da hızlanırsa sıkıntıları atlatıp yolumuza devam ederiz” değerlendirmesinde bulundu.
“İnşaat sektöründeki küçülmenin en büyük etkisi çimentoda görülüyor”
TÇMB Başkanı, değerlendirmesinde çimento sektöründe iç pazarda yaşanan düşüş ve ihracattaki artışa da dikkat çekti.
2018 yılı Ağustos’tan itibaren kur ve faizlerdeki dalgalanmalardan dolayı inşaat sektöründeki küçülmenin en büyük etkisinin çimento sektöründe görüldüğünü dile getiren Özdemir, konuya ilişkin şunları söyledi: “İnşaat sektörünün en temel malzemesi çimentodur. İnşaat sektöründe küçülme direkt bizi etkiliyor. Altyapılardaki yavaşlamadan dolayı çimento sektöründe iç satışlarda önemli derecede düşüş yaşamaktayız. Sektör olarak bu düşüşü nasıl kapatabiliriz diye kendi aramızda çok önemli toplantılar yaptık, ihracata önem vermemiz gerektiğine inandık. İhracatla, iç piyasadaki daralmayı kapatmaya çalıştık. İlk 3 ayda iç piyasada yüzde 34 oranında küçüldük ama ihracatımızda yüzde 60’ın üzerinde artış var. Bu sevindirici bir konu ve öyle bir hale geldik ki artık dünyada çimento ihracatı yapan ülkelerde üst sıralara yükseldik. Üretimde ise baktığımızda Avrupa’da çimento üretimi olarak birinci, dünyada ise 4.sıradayız. Bu çok büyük kapasite. Bu kapasiteyi hem iç hem de dışta mutlaka değerlendirmeliyiz.
Ant Yapı, Bodrum Aspat’ta 2 milyar TL değerinde proje inşa ediyor. Kos Adası’nın karşısında yer alan projede Venedik’i andıran kanallar yer alacak. 600 konutluk Anthaven projesinde ev sahipleri kanallarla denize ve çarşıya ulaşacak.
Son yıllarda gayrimenkul sektörünün önemli adreslerinden biri olan Bodrum’da yeni bir proje daha hayata geçiyor. Rusya, Amerika, İngiltere’de projelerine devam eden Ant Yapı Bodrum’daki ilk projesi Anthaven’ı satışa çıkardı.
Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, projenin toplam değerinin 2 milyar TL olduğunu belirterek ilk etabının Mayıs 2020’de teslim edileceğini söyledi. Bodrum Aspat’ta hayat bulan projenin, toplam 210 dönüm alan üzerinde kurulduğunu belirten Okay, “Proje 3 etaptan oluşacak. Villa, lüks konut, otel, ticari alan gibi bağımsız birimlerin yer alacağı Anthaven’ın ilk etabında 162 konut var. Projede toplam 600 konut bulunacak” dedi. Ant Yapı, daha önce Alaçatı’daki projesi Port Alaçatı’da hayata geçirdiği Venedik’in kanal modelini Bodrum’a taşıdı. Buna göre, konut sahipleri proje içinde açılan kanal ile denize ve çarşıya ulaşabilecek. Ayrıca projede yer alacak limana büyük tekneler bağlanabilecek.
Kos Adası’nın Karşısı
Projede satışa çıkan konutların metrekare fiyatlarının 2 bin 800 euro’dan başladığını kaydeden Okay, ilk etabın yüzde 30’unu sattıklarını açıkladı Aspat’ın Bodrum yarımadasının en güneyinde ve Kos Adası’nın karşısında bulunduğunu ifade eden Okay, “12 ay yaşamın sürdürülmesi hedefiyle limandan otele, çarşıdan tertemiz plajına kadar özel bir projeyi hayata geçirdik. Hem ev sahipleri, hem de sosyal tesislerden yararlanmak isteyen misafirlerimizi ağırlamaya hazırlanıyoruz” diye konuştu. Aspat’ın tarihi ve kültürel değerine dikkat çeken Okay, projenin açık hava heykel müzesi, çeşitli sanat organizasyonları ile bir merkez haline geleceğini söyledi. Projenin inşası sürecinde hiçbir ağacın zarar görmediğine dikkat çeken Okay, proje tamamlandığında 3 binden fazla yeni ağacın dikileceğini de ekledi.
Tek Yol Üretim
Gayrimenkul sektörünün zor dönemlerden geçtiğini söyleyen Mehmet Okay, her koşulda üretimden yana olduklarını dile getirdi. Türkiye’nin ve sektörün zor süreçler konusunda tecrübeli olduğunu ifade eden Okay, “Üretmekten, ihracattan, ekonomiyi canlı tutmaktan başka çare yok. O yüzden biz kontrollü büyümeye, yeni yatırımlar yapmaya devam ediyoruz” dedi. İstanbul’daki sağlık rezidansı konseptiyle hayat bulan Antwell projesinin yaz son teslim edileceğini anlatan Okay, taahhüt işi olan Galataport’u ise gelecek yıl teslim edeceklerini belirtti. Rusya’da havalimanından Soçi Olimpiyat Köyü’ne kadar çeşitli alanlarda projeler geliştirdiklerini anlatan Okay; İngiltere’de de proje sayılarını artırdıklarını ifade etti.
Mall of İstanbul projesine otel dahil eden Torunlar GYO, turizmde hedef büyüttü. Şirket, 3 yılda 1 milyar TL’lik yatırım planlıyor.
Torunlar GYO, turizm yatırımlarına ağırlık verme kararı aldı. Şirket yaklaşık 5 yıl önce İstanbul Basın Ekspres’te hayata geçirdiği Mall of İstanbul adlı karma projeye bir otel dahil ediyor. Konut, ofis ve alışveriş merkezinin hizmet verdiği projede otel 2020’nin ikinci yarısında açılacak. Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, proje değerinin arsa dahil 100 milyon dolar olduğunu belirterek “180 odalı, 360 yatak kapasiteli otelimizde Hilton ile anlaştık. 4 yıldır flört süreci devam ediyordu ve bugün imzaları atıyoruz. Projemizde 10 kat otel hizmeti verirken 15 katta ise 100 rezidans daire yer alacak ve bunlar yabancı yatırımcılara satılacak” dedi.
Yeni Oteller
Turizmin Türkiye ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı sağladığına dikkat çeken Torun, bu alanda önemli potansiyel gördükleri için yatırımları hızlandırdıklarını dile getirdi. 3 yılda turizm sektörüne 1 milyar TL yatırım yapacaklarını söyleyen Aziz Torun, “Hilton Mall of İstanbul’un yanı sıra Paşabahçe’deki turizm yatırımımızın inşasına başladık. Galataport’taki otel için de ruhsatı aldık. Önümüzdeki dönemde bir de Antalya’da otel projemiz olacak” diye konuştu. Hilton Mall Of İstanbul’un, Torunlar GYO’nun yüzde 100 iştiraki olan TRN Otel İşletmeciliği tarafından franchise anlaşması modeliyle işletileceğini belirten Aziz Torun, otelin konumuyla öne çıktığını dile getirdi.
Metro Bağlantısı
1400 kişilik salonlarıyla kongre turizmde önemli rol oynayacaklarını ifade eden Torun, “Birkaç yıldır düşüş gösteren kongre turizmi önümüzdeki yıllarda büyüyecek. Bu noktada biz de önemli talep yaratacağız. Üstelik ulaşım konusunda da önemli bir yerdeyiz. İstanbul Havalimanı’na en yakın 5 yıldızlı otel olacağız” açıklamasında bulundu, Önümüzdeki yıl hizmete girmesi planlanan Ataköy İkitelli Metro hattı üzerinde yer alan Masko istasyonunun Mall of İstanbul projesi ile direkt bağlantısı olduğunu da hatırlatan Torun,“Metro sayesinde konuklarımız İstanbul’un her noktasına kolayca ulaşma imkanına da sahip olacaklar” dedi. Hilton MENA&T Bölgesi (Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Carlos Khneisser ise “Hilton Hotel ve Resorts markası olarak Hilton İstanbul Bosphorus’u açtığımızdan bugüne kadar 60 yılı aşkın süredir uluslararası seyahat pazarının öncülüğünü yapıyoruz. Hilton Mall of İstanbul ile şehrin gelişen ve yükselen bölgesinde de en üst standartları belirlemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Aniden yükselen dolar kuru nedeni ile müteahhitler büyük zarar ederken konu hakkında yeniden uyarlama ve sözleşmeden dönme davaları için tarih uyarısı geldi.
Hürriyet’ten Gülistan Alagöz’ün haberine göre; Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören dolar kurunda yaşanan ani çıkış nedeni ile müteahhitlere sözleşme uyarısında bulundu.
Zarar Eden Müteahhit Sözleşmeden Vazgeçebilir mi?
Dolar kurunun 13 Ağustos 2018 tarihinde 7 lirayı görerek zirve yapması ve inşaat maliyetlerinin katlanarak artmaya devam etmesi sözleşme imzalayan pek çok müteahhidi zor durumda bıraktı.
Konu hakkında açıklama yapan Öngören “Bildiğiniz gibi inşaatçı olarak inşaat sürelerinde temerrüde düşüldüğünde, sözleşme arsa sahiplerinde feshediliyor ve Yargıtay kararlarına göre, inşaatın yaklaşık %80’i tamamlanmamışsa inşaat şirketi sözleşmede anlaşılan daire yerine sadece yaptığı inşaatın maliyetini üç beş yıllık bir dava sonunda alabiliyor.
Bundan dolayı hem inşaat şirketi büyük mali zarara uğruyor hem de inşaat şirketinden daire alan 3. kişiler tapularını alamıyor. Borçlar Kanununun 480. maddesine göre, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.
Bu davalar yaklaşık 2 yıllık bir süreçte karara bağlanmakla birlikte, dava açıldıktan sonra dava baskısı ile pek çok arsa sahibi süre ve bedel paylaşım oranı konusunda uzlaşmaya varıyor. İlk açılan 1994 krizine bağl uyarlama davalarında Yargıtay; öngörülemeyen durumun ortaya çıkmasından sonra bir yıl içinde davaların açılması gerektiğini ortaya koymuştur. Bu yüzden 13 Ağustos 2018 tarihinde dolar fiyatının 7 TL’ye çıkmasını esas alırsak, uyarlama davalarının 13 Ağustos 2019 tarihine kadar açılması gerekli.” diyerek tarih uyarısında bulundu.
Tüketici Kadar Üretici de Korunmalı
Konu hakkında açıklama yapan İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım da geçmiş tarihli sözleşmelerin bugün büyük zorluklar oluşturduğunu söyleyerek kamunun bu alanda düzenleme yapması gerektiğini söyledi.
Nazmi Durbakayım “Mevcut kanuna göre bir inşaat en çok 36 ayda bitmeli. Oysa bugün temeli için 1 yıl uğraşılan işler yapılıyor. İnşaat tamamlama süresi 48 ay olmalı. Bakanlık ile konuyu görüştük. Geçmişte verilen oranlarla bugün aynı işi yapmak zor. 500-600 hak sahibinin olduğu yerde uzlaşmak mümkün değil. Nasıl ki tüketiciyi koruyan kanun varsa üretici de korunmalı.” dedi.
Uyarlama Davası Ciddi Zarar Oluşursa Uygulanıyor
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ise bu tip davaların ancak çok ciddi oranda zarar oluşması durumunda gerçekleştiğini dile getirerek “Yargıtay uyarlama davaları için ‘öngörülebilirlik’ kuralı getirmiştir.
Burada Yargıtay basiretli tacir olan müteahhidin sözleşme dengesinin bozulması nedeniyle açtığı davalarda bu işi yapan taraf olması, sözleşmeyi kurarken doğru kurmasını ve ileride ortaya çıkan artışlar nedeniyle böyle davaları açamayacaklarını belirtmiştir. Yani müteahhit sözleşme başında sözleşme süresi içerisinde ekonomik değişimleri öngörmesi gereken taraf olarak görmektedir.
Bu çerçevede müteahhit yüklenici tarafın açtığı davalarda ‘çok aşırı’ bir durum ortaya çıkmadıkça uyarlama hakkını tanımamaktadır. Arsa sahipleri tarafından da açılabilen bu davalarda basiretli tacir olmayan ve hayatında ilk defa böyle sözleşme imzalayan taraf olarak görülen arsa sahipleri için yine Yargıtay kuralı geçerli olmakla birlikte sözleşme dengesi aşırı şekilde çökmüşse uyarlama hakkı oluşabilecektir.” dedi.
Konut satış rakamları büyük bir hızla düşmeye devam ederken Van konut satış rakamları ile emlak sektöründe bölgenin parlayan yıldızı olmayı başardı.
Mayıs 2019 dönemine ait olan konut satış rakamları TÜİK tarafından açıklandı.
Açıklanan rakamlara göre konut sektöründe kan kaybı devam ederken konut satışları hızlı düştü. Van konut satış rakamları ile ise bölgenin parlayan yıldızı olduğunu bir kere daha kanıtladı.
Van’da Mayıs Ayında 417 Konut Satıldı!
Şehrivan Gazetesi yazarlarından Hamit Karakuş tarafından yapılan habere göre Van’da konut satışları bölgedeki diğer illere oranla yüzleri güldürdü.
Van’da Mayıs 2019 döneminde toplam 417 adet konut satışı yapılırken bölgede yer alan diğer iller olan Hakkari’de aynı dönemde sadece 10 adet konut satışı yapıldı.
Konu hakkında açıklama yapan Van Emlakçılar Derneği Başkanı Orhan Özdek, “Konut alımında bölgede kentimiz diğer illere göre tercih edilen bir merkez konumunda yer alıyor. İlimizde konuta bir eğilim ve istek söz konusudur.
Özellikle çevre illerden rağbet var. İran ve Irak’tan gelen vatandaşlar da ilimizde konut sahibi olmak istiyor. İlimizin coğrafi yapısı, endemik yapısı ve kültürel yapısı cezbediyor. İnsanların kentimizde konut alma isteğinin haklı sebepleri var; doğası, havası, kültürel zenginliği ve insanları haklı sebepler arasında gösterebiliriz. Özellikle son dönemde insanların konut alımına çok ciddi bir eğilimi var.” dedi.
Van’da Konut İhtiyacı Giderek Artıyor
Bölgede konut ihtiyacının arttığına dikkat çeken Van Müteahhitler ve Yapsatçılar Derneği Başkanı Seracettin Işıldar ise “İlimizde inşaat sektörünün kış aylarında durmasından dolayı üretim yapamıyoruz.
Bu aradaki zaman farkından dolayı malzeme ve üretime gelen zamlar tamamen inşaat sektörünü etkilemektedir. Ekonomik daralmayla inşaat sektöründe maliyetler arttı. İlimizde kaliteli konutlar yapılmakla beraber diğer büyükşehir illerine göre fiyatlar gayet makul bir seviyede yer alıyor.
İnşaat sektörü olumsuz bir izlenim sergilese de işler bir şekilde yürüyor. Şunu da biliyoruz ki bölgede en çok satış yapan il konumunda yer alıyor. Arz talep dengesinin bozulmadığı tek kent ilimiz yer alıyor. İlimizde konut ihtiyacı var.” dedi.
TÜİK Haziran 2019 dönemine ait olan sektörel güven endeksi raporunu açıkladı. Ekonomide yaşanan toparlanma güven endeksi verilerine yansımaya başladı.
Hizmet Sektörü Güven Endeksi ve Perakende Ticaret Güven Endeksi Yükseldi
Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi Mayıs ayında 79,4 iken, Haziran ayında %7.5 oranında artarak 85,4 oldu. Hizmet sektöründe bir önceki aya göre; iş durumu, hizmetlere olan talep ve hizmetlere olan talep beklentisi endeksleri sırasıyla %8.6, %8 ve %6.2 artarak 81,6, 79,1 ve 95,6 değerlerini aldı.
Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi Haziran ayında %3,7 oranında artarak 93,2 oldu. Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre; iş hacmi-satışlar ve iş hacmi-satışlar beklentisi endeksleri sırasıyla %12 ve %4,2 artarak 82,1 ve 91,3 değerlerini aldı. Mevcut mal stok seviyesi endeksi ise %2,4 azalarak 106,3 oldu.
İnşaat Sektörü Haziran 2019 Güven Endeksi
İnşaat sektörü güven endeksi Haziran döneminde artış gösterdi.
Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi bir önceki ayda 49,8 iken Haziran ayında %1,3 oranında artarak 50,4 oldu.
İnşaat sektöründe bir önceki aya göre; toplam çalışan sayısı beklentisi endeksi %3,9 artarak 63,6 değerini aldı. Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi endeksi ise %2,8 azalarak 37,3 oldu.
Türkiye’nin gelecekteki 5 yıllık dönemini kapsayan kentsel dönüşüm planını açıklayacaklarını belirten Bakan Murat Kurum önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Kurum hem inşaat sektörü hem de Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıyan kentsel dönüşüm süreci hakkında önemli bilgiler verdi.
5 Yıllık Kentsel Dönüşüm Eylem Planı Açıklanacak
Türkiye’nin önümüzdeki 5 yıllık dönemini kapsayan kentsel dönüşüm planını hazırladıklarını söyleyerek “İnşallah çok yakın zamanda Bakanlık olarak ülkemiz için önümüzdeki 5 yıllık kentsel dönüşüme ilişkin eylem planını açıklayacağız.
İl il, ilçe ilçe hangi noktalarda hızlı şekilde dönüşüm yapmamız gerektiğine ilişkin ve aynı anda 50 bin konutu başlatmak suretiyle bu kentsel dönüşüm seferberliğini başlatacağız. Kentsel dönüşümde 3 temel kriterimiz var. Birincisi yerinde dönüşüm. İkincisi gönüllü dönüşüm. Üçüncüsü de hızlı dönüşüm.
Bu 3 temel kriter çerçevesinde de yatay mimari esaslı, sosyal altyapısı tamamlanmış, sosyal donatıları proje içerisinde barındırılan, içinde millet bahçeleriyle parklarıyla bir bütün halinde projemizi gerçekleştirmek istiyoruz.” dedi.
Hem Vatandaş Hem Yükleniciler Mağdur Olmayacak!
4 Bin 400 konutluk yeni kentsel dönüşüm projelerine de değinen Bakan Kurum “Gaziosmanpaşa’da bugün 4 bin 400 konutun ilk etabının temelini atacağız. Akabinde de yıl sonuna kadar 4 bin 400 konutun temelini atarak, en geç 400 gün içerisinde de hak sahibi vatandaşlarımıza bu konutların teslimini yapacağız.
Şimdiden tüm vatandaşlarımıza yeni, sağlam, güvenli konutları hayırlı uğurlu olsun. Bu süreçte vatandaşımızı hiçbir şekilde mağdur etmemeye çalıştık. Buna ilişkin de her türlü tedbiri göreve geldiğimiz günden beri almaya gayret gösteriyoruz.
Bu kapsamda vatandaşlarımıza kira ve taşınma yardımı gibi birçok yardım yapıyoruz. Yine yayımladığımız yönetmelikler ve kanun düzenlemeleri kapsamında da hem vatandaşımızın hem de yüklenicilerimizin mağduriyetlerini engelleyecek birçok düzenlemeyi de yapmaya gayret gösteriyoruz.” dedi.
Sadece Yeterliliğini Kanıtlayan Yükleniciler İş Yapacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yapmış oldukları düzenlemede amaçlarının hem vatandaşları hem de müteahhitleri korumak olduğunu söyleyerek “6306 sayılı kanun (Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun) kapsamındaki yönetmeliğimiz yayımlandı.
Artık bu yönetmelik çerçevesinde, kentsel dönüşüm inşaatlarında yeterli olan firmalar iş yapabilecek. Müteahhiterimizi 9 yeterlilik kriterine ayırdık. Bu yeterlilik kriterleri kapsamında, kentsel dönüşümde hem teknik hem mali açıdan yeterlilikleri olan firmalar bu işlere girebilecekler.
Kentsel dönüşüm projelerinin yarım kalmaması adına, bu işe girecek firmalarımız belli oranda teminat gösterecek. Kentsel dönüşüm firmaları, yapı maliyetinin yaklaşık yüzde 10’u oranında teminat mektubu ya da tamamlama sigortaları yapmaları kaydıyla bu işlere girebilecek.
Bu işleri de belediyelerimizle yürütebilecekler. Bunun gibi birçok önemli düzenlemeler yaptık. Amacımız, hem yüklenicilerimizin hem vatandaşlarımızın mağduriyetini engellemek ve elzem olduğunu düşündüğümüz kentsel dönüşümün de hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlamak.” dedi.
Panasonic’in 2014 yılında gerçekleştirdiği yatırımla birlikte Türkiye’de güçlü bir şekilde faaliyet göstermeye başlayan şirketi Panasonic Eco Solutions Türkiye, 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren “Panasonic Life Solutions Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ” unvanını kullanmaya başladı. Şirket, gerçekleştirdiği bu unvan değişikliği ile birlikte insan odaklı çözümlerle daha iyi ve konforlu bir ‘yaşam’ sunma vizyonunu hayata geçirmeyi odak noktasına taşıdı.
100. yılını dolduran Panasonic Corporation’ın dört grup şirketinden biri olarak faaliyet gösteren Eco Solutions şirketi; insan odaklı çözümlerle daha iyi ve konforlu bir ‘yaşam’ sunma vizyonu doğrultusunda şirket unvanını değiştirdi. 1 Nisan 2019 tarihi itibarı ile Türkiye’deki faaliyetlerine “Panasonic Life Solutions Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ” olarak devam etme kararı alan şirket, bu önemli değişimle birlikte kaynaklarını ve faaliyetlerini, akıllı ve güvenli yaşam vurgusuyla geliştirmeyi, yaşam alanlarının konfor ve kalitesinin artırılmasına yönelik çözümler sunmayı amaçlıyor. Güçlü kuruluş, kullanıcılarına daha iyi bir yaşam için ihtiyaç duydukları konfor, güvenlik, akıllı ev sistemleri gibi teknolojik ve enerji yönetimi çözümleri ile birlikte, enerji tasarrufu sağlayan ürünler ve “akıllı yaşam çözümleri” de sunuyor. Panasonic Life Solutions Türkiye’nin ürün gamı içerisinde halen elektrik anahtar ve prizleri, grup prizler, aksesuarlar, alçak gerilim şalt ürünleri, sigorta kutuları, elektronik elektrik sayaçları, otomatik sayaç okuma sistemleri, akıllı ev ve bina otomasyon sistemleri, LED aydınlatma ürünleri, profesyonel el aletleri, güneş enerjisi panelleri ve yangın algılama sistemleri yer alıyor.
“İnsan odaklı çözümlerle daha iyi ve
konforlu bir ‘yaşam’ sunmaya odaklanıyoruz!”
Şirket unvanında gerçekleştirilen değişimin nedenlerine dair önemli açıklamalarda bulunan Panasonic Life Solutions Türkiye Şirket Başkanı Tatsuya Kumazawa “Şirketimizin tüm faaliyet ve aksiyonlarında insanların daha iyi bir yaşama sahip olmaları konusuna odaklanmış durumdayız. Bu doğrultuda ortaya çıkan şirket misyonumuzu yansıtmak ve müşterilerimize geleceğe yönelik olarak sunacağımız taahhütlerimizi vurgulamak için benimsediğimiz ‘Panasonic Life Solutions’ şeklindeki şirket unvanımızın kurumsal imajımızı daha iyi temsil edeceğine ve markamızın felsefesini daha iyi yansıtacağına inanıyorum. Bu değişim aynı zamanda, çok geniş bir coğrafyada başarı ile faaliyet gösteren şirketimizin, müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına yanıt verme ve gelişen teknolojiler doğrultusunda şekillenen yaşam alanları için ‘yenilikçi ürün ve çözümler’ oluşturarak, katma değerli çözümler sunmayı hedeflediğini temsil etmektedir. Panasonic’in köklü tarihinden aldığımız güç, AR-GE faaliyetlerimiz ve gerçekleştireceğimiz iş birlikleri sayesinde, yaşam alanlarına konfor ve güvenlik teknolojilerini etkin bir şekilde entegre eden kullanıcı dostu, toplumu destekleyen yaşam çözümleri sunacağız. Tüm enerjimizle insan odaklı çözümlerle daha iyi ve konforlu bir ‘yaşam’ sunmaya odaklanıyoruz. Geniş ürün yelpazemizdeki Panasonic ve VİKO markalı ürünlere ilave olarak, pazara sunmayı hedeflediğimiz yeni ürün ve çözümlerle ‘Daha İyi Bir Yaşam, Daha İyi Bir Dünya’ hedefi ile sektörümüzdeki lider pozisyonumuzu her geçen gün daha da güçlendireceğiz.” dedi.
Türkiye’nin yeni şehir hastaneleri projeleri arasında yer alan Bursa Şehir Hastanesi için sona gelindi. Detaylar haberimizde…
Hizmete girdiği anda Türkiye’nin 10. şehir hastanesi unvanını ele geçirecek olan Bursa Şehir Hastanesi için geri sayım sürüyor.
Bursa Şehir Hastanesi şantiyesini ziyaret eden Sağlık Yatırımları Genel Müdürü Hüseyin İnceöz, Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Prof. Dr. Hilmi Ataseven, İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan ve beraberindeki heyet bazı incelemelerde bulundu.
355 Yatak Kapasitesi ile Bursa Şehir Hastanesi Türkiye’nin 10. Şehir Hastanesi Olacak!
Şantiyeyi inceleyen İncesöz “Şehir hastanemiz, Bursa ve civar illere en yüksek kalitede sağlık hizmeti sunan sağlık tesisi olacak.Hastanemiz son teknolojiye sahip tıbbi cihazlarla donatıldı. Hasta odaları, poliklinik odaları, ameliyathaneleri, laboratuvarları, her birimiyle uluslararası standartlarda en yüksek konfor ve kalitede sağlık hizmetini vatandaşlarımıza sunacağız.” dedi.
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Destek Olacak
Yürütülen çalışmalar hakkında açıklama yapan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan ise “Yükdek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanemiz kentin doğusunda nitelikli sağlık hizmetlerinin sunulduğu bir merkez görevi üstlenirken, şehir hastanemiz kentin batısında yanık merkezi, inme merkezi, el cerrahisi, palyatif bakım merkezleri, reimplantasyon, kapsamlı onkoloji merkezi gibi özellikli planlama gerektiren birimleri ile nitelikli sağlık hizmetlerinin bir arada verileceği merkez konumunda yer alacak.” dedi.
Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle So Fuar tarafından düzenlenecek olan Irak Yeniden Yapılandırma Fuarı, 26-29 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Irak’ın yeniden yapılandırılması kapsamında planlanan projelerin tamamlanması için 88 milyar dolarlık yatırım yapılması bekleniyor. Türkiye’den 100 firmanın katılacağı fuar, Türkiye-Irak ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktası olacak.
Irak’ta Türk firmaları tarafından gerçekleştirilen projeler 25 milyar dolara ulaştı. Türkiye’den Irak’a yapılan inşaat malzemeleri ihracatı son 5 yıl verilerine göre yılda ortalama 1 milyar 927 milyon dolara ulaştı ve Türkiye’nin inşaat sektöründe 1 numaralı ihracat pazarı yine Irak oldu.
Kapsamlı Bir Fuar
Re-Construct Iraq Fuarı’na katılacak iş adamları; inşaat malzemeleri, inşaat makineleri, elektrik ve enerji sistemleri, ısıtma soğutma sitemleri konusunda faaliyet gösteren firmalarla buluşabilecek. Fuara Türkiye ile birlikte Irak, İran, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, İtalya ve Katar’dan da uluslararası katılım olacak.
Yüzlerce inşaat şirketi son aylarda sözleşmede uyarlama davası açıyor. Konut fiyatlarındaki düşüş ve talepteki azalma, maliyet artışı ve dolardaki yükseliş gibi nedenlerle geçmişte verdikleri taahhütleri yerine getiremeyen firmalar, arsa sahipleriyle yaptıkları paylaşım oranlarının yeniden belirlenmesini istiyor. İnşaat sektörü, üreticinin ve vatandaşın mağdur olmaması adına kamudan düzenleme bekliyor.
Hürriyet gazetesinden Gülistan Alagöz’ün haberine göre; inşaat şirketleri arsa sahipleriyle yaptıkları inşaat sözleşmelerini yenilemek için dava açıyor. Satışların azalması ve fiyatların düşmesi, maliyet artışı ve dolardaki yükseliş nedeniyle geçmişte taahhüt ettikleri oranlar ya da fiyatlarla iş yapamayan müteahhitler uyarlama talep ediyor. Son 6 ayda uyarlama davalarıyla çok sık karşılaştıklarını belirten Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, arsa malikleri ile anlaşılan yüzde oranlarının değişmesi, inşaat bedelinin arttırılması, inşaat süresinin yeniden belirlenmesi ya da sözleşmeden dönme konularında davaların gündemlerinde olduğunu ifade etti. Bu alanda açılan yüzlerce dava olduğunu ve sürecin binlerce konut sahibini ilgilendirdiğini belirten Öngören, İstanbul’da en çok Kadıköy ve Kartal ilçelerindeki inşaat projeleri için bu tip davalar açıldığını söyledi. Öngören sözleşme sorunu yaşayanların daha çok küçük ve orta ölçekte iş yapan müteahhitler olduğunu da ekledi.
Taraflar İçin Faydalı
Avukat Gürsel Öngören bu davaların ya da uzlaşmaların hem inşaat şirketleri, hem arsa sahipleri hem de ilgili projeden ev alan kişiler için önemli bir adım olduğuna dikkat çekti. Davaların inşaat şirketlerinin temerrüde düşmesini de engellediğini belirten Öngören, “Bildiğiniz gibi inşaatçı olarak inşaat sürelerinde temerrüde düşüldüğünde, sözleşme arsa sahiplerince fesih ediliyor ve Yargıtay kararlarına göre, inşaatın yaklaşık yüzde 80’i tamamlanmamışsa inşaat şirketi sözleşmede anlaşılan daire yerine sadece yaptığı inşaatın maliyetini üç beş yıllık bir dava sonunda alabiliyor. Bundan dolayı hem inşaat şirketi büyük mali zarara uğruyor hem de inşaat şirketinden daire alan 3. kişiler tapularını alamıyor. Borçlar Kanununun 480. maddesine göre, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir” diye konuştu.
Uzlaşmaya Varılıyor
Yargıtay’ın doğru açılan davalarda uyarlama taleplerini kabul ettiğini belirten Öngören, “Bu davalar yaklaşık iki yıllık bir süreçte karara bağlanmakla birlikte, dava açıldıktan sonra dava baskısı ile pek çok arsa sahibi süre ve bedel paylaşım oranı konusunda uzlaşmaya varıyor. İlk açılan 1994 krizine bağlı uyarlama davalarında Yargıtay; öngörülmeyen durumun ortaya çıkmasından sonra bir yıl içinde davaların açılması gerektiğini ortaya koymuştur. Bu yüzden 13 Ağustos 2018 tarihinde dolar fiyatının 7 TL’ye çıkmasını esas alırsak, uyarlama davalarının 13 Ağustos 2019 tarihine kadar açılması gerekli” şeklinde konuştu.
Üretici de Korunmalı
İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, geçmişte yapılan sözleşmelerin bugün sorun oluşturduğunu söyledi. İnşaat süreleri ve verilen oranlar konusunda zorluklar olduğunu belirten Durbakayım, kamunun bu alanda düzenleme yapmasıyla çözüm bulunacağını kaydederek şunları söyledi: “Mevcut kanuna göre bir inşaat en çok 36 ayda bitmeli. Oysa bugün temeli için 1 yıl uğraşılan işler yapılıyor. İnşaat tamamlama süresi 48 ay olmalı. Bakanlık ile konuyu görüştük. Geçmişte verilen oranlarla bugün aynı işi yapmak zor. 500-600 hak sahibinin olduğu yerde uzlaşmak mümkün değil. Nasıl ki tüketiciyi koruyan kanun varsa üretici de korunmalı.”
Öngörülü Olmalılar
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, uyarlama davalarında olumlu kararın ancak ciddi oranda zarar olduğunda gerçekleştiğini dikkat çekti. Kiraz uyarlama davalarını şöyle anlattı: “Yargıtay uyarlama davaları için ‘öngörülebilirlik’ kuralı getirmiştir. Burada Yargıtay basiretli tacir olan müteahhitin sözleşme dengesinin bozulması nedeniyle açtığı davalarda bu işi yapan taraf olması, sözleşmeyi kurarken doğru kurmasını ve ileride ortaya çıkan artışlar nedeniyle böyle davaları açamayacaklarını belirtmiştir. Yani müteahhit sözleşme başında sözleşme süresi içerisinde ekonomik değişimleri öngörmesi gereken taraf olarak görmektedir. Bu çerçevede müteahhit yüklenici tarafın açtığı davalarda ‘çok aşırı’ bir durum ortaya çıkmadıkça uyarlama hakkını tanımamaktadır. Arsa sahipleri tarafından da açılabilen bu davalarda basiretli tacir olmayan ve hayatında ilk defa böyle sözleşme imzalayan taraf olarak görülen arsa sahipleri için yine Yargıtay kuralı geçerli olmakla birlikte sözleşme dengesi aşırı şekilde çökmüşse uyarlama hakkı oluşabilecektir.”
Düzenli gelir arayışı içinde olan gayrimenkul yatırımcıları öğrenci yurtlarını yakın takibe aldı.
Türkiye’de üniversite düzeyinde eğitim gören öğrenci sayısı ve yurt ihtiyacı olan şehirler hakkında bilgi veren EVA Gayrimenkul Değerleme Proje Değerleme ve Danışmanlık Departmanı Kıdemli Müdürü Evren Tüfekçi, yapılan analizler sonucunda üniversite öğrencileri kategorize edildiğinde doğrudan kampüste öğrenim görenler ve uzaktan eğitim/açık öğretimde öğrenim görenler olarak ayrıştığı ve her iki kategorideki öğrencilerin de üniversitelerle organik bağlarının olduğunun görüldüğünü belirterek konunun yurt tercihine geldiğinde uzaktan eğitim ve açık öğretimde öğrenim görenlerden ziyade doğrudan kampüste eğitim gören ön lisans ve lisans öğrencileriyle az da olsa yüksek lisans ve doktora öğrencileri yurtta kalmayı tercih ettiğini, kampüste öğrenim gören öğrenci sayıları irdelendiğinde yaklaşık 760 bin öğrenci ile ilk sırada yer alan İstanbul’u sırasıyla 290 bin öğrenci ile Ankara’nın, 172 bin öğrenci ile İzmir’in, 132 bin öğrenci ile Konya’nın, 88 bin öğrenci ile Kocaeli izlediğini söyledi.
İstanbul’da öğrenim görenlerin yüzde 36’sının, Ankara’da öğrenim görenlerin yüzde 49’unun, İzmir’de öğrenim görenlerin yüzde 63’ünün farklı şehirlerden geldiğine dikkat çeken Tüfekçi, Anadolu şehirlerinde bu oranların yüzde 60 ile 85 aralığında değiştiği görüldüğünü belirterek il bazında mevcut yurt kapasiteleriyle şehir dışından gelen öğrenci sayıları karşılaştırıldığında en fazla ihtiyacın İstanbul’da olduğunu, bu şehri İzmir, Ankara, Kocaeli, Bursa, Eskişehir, Muğla, Antalya gibi illerin izlediğini kaydetti.
Tek başına İstanbul ele alındığında en fazla yurt ihtiyacının Fatih, Kadıköy ve Küçükçekmece ilçelerinde olduğunun altını çizen Tüfekçi, üniversite barındıran birçok ilçede nitelikli yurda talep olduğu, yurtta kalma eğiliminin kız öğrencilerde erkek öğrencilere göre daha fazla olduğunun görüldüğünü ifade etti.
Yurt binası seçiminde devlet yurtlarının kendilerine tahsis edilmiş yurt binalarını kullanırken, özel yurtlar ve üniversite yurtlarının farklı çözüm yollarına gittiğini söyleyen Tüfekçi, “Özel yurtlarda gördüğümüz daha çok binaya uygun yurt çözümü yaratmak. Bazı özel yurt sahipleri apartman ya da eski binaları satın alıp yurt, apart veya farklı isimlerle düzenlemeyi tercih ediyor. İstanbul’da üretilen konut projelerinden konut satın alıp yurt olarak işleten özel yurtlar da var. Üniversitelerin en çok tercih ettiği barınma ihtiyacı ise kampüslerine yakın olması ya da mümkünse üniversite içinde yurt binaları yapmak veya yurt inşa etmek” dedi.
Gayrimenkul sektöründeki durağanlık nedeniyle yatırımcıların düzenli gelir elde edebileceği bir arayışa girdiklerini ve yurt yatırımlarının artış kaydettiğini belirten Tüfekçi, “Geçmiş yıllarda yurt yatırımları arsa alımı ile üzerine yurt projesi geliştirme şeklinde olsa da günümüzde boş kalmış veya istenen gelirin elde edilemediği binaların dönüşümü şeklinde ilerliyor. Yatırımcıların bina dönüşümlerine yönelmesinde en önemli etkenlerden biri de bina dönüşümlerinin yeniden inşaata göre yatırım maliyetinin daha düşük olması. Büyük şehirlerde bu dönüşümlerle birlikte yurtlar bina sahiplerince işletiliyor, Anadolu şehirlerinde ise Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) kiralama modelinin daha yaygın olduğu görülüyor. Özellikle büyükşehirlerde arsa maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle yatırımcılar ihtiyacın yüksek olduğu Anadolu illerinde arsa alımı yaparak yurt projesi geliştiriyor” bilgisini verdi.
İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerde yurtların her ne kadar üniversiteye yakınlığı tercihte önemli etkenlerden olsa da toplu taşıma araçlarına yakın, üniversiteye tek araçla ulaşım imkanı sağlayan yurtlarda sosyal imkanlar iyi olduğu sürece tercih edildiğini söyleyen Tüfekçi, “Anadolu şehirlerinin bir bölümünde ise üniversite kampüslerinin şehir merkezlerinin dışında olması ve öğrencilerin vakit geçirecek sosyal imkanlar bulamaması nedeniyle yurtların merkezlerde konumlandığı görülüyor. En çok tercih edilen yurtlara bakıldığında hemen hemen hepsinin konum olarak üniversitelerin içinde veya yakınında ya da ulaşım bağlantıları güçlü ve merkezi bölgelerde yer aldıkları görülüyor” dedi.
Yurtlarda oda tiplerinin genellikle 1, 2, 3 ve 4 kişilik olduğunu, 6 kişilik olan yurtların da öğrenciler tarafından tercih edildiğini belirten Tüfekçi, “Çok sayıda öğrencinin bir arada kaldığı odaların tercih edilmesinde yurt ücretleri etkili.
Talebin en çok 2 kişilik odaya olduğu öğrenci yurtlarında mevcut yönetmelik kapsamında 2 kişilik oda yapılamaması nedeniyle eski yurtlar dönüşüm sürecinde oluyor, yeni yapılan yurtlarda 2 kişilik oda projelendirilmesi yapılamıyor. Öğrencilerin tercih unsurunu etkileyen diğer etkenlerin başında sosyal imkanların çeşitliliği geliyor. Temel beklentiler iyi kalitede internet hizmeti, güvenlik, fitness alanı, oyun salonları, etüd odaları vb. Katın tamamına hizmet verenden ziyade odada kalanlara özel WC-duşu alanının ayrılmış olması, odalarda kişiye özel dolap ve çalışma masasının bulunması, çamaşır yıkama hizmetinin olması, bavul depolama alanının olması ve oda temizlik sıklığı yurt tercihinde belirleyici oluyor” bilgisini verdi.
Yurt işletme modelleri hakkında da bilgi veren Tüfekçi, “İşletme sürecinde sektörün karlılığının yoğunlaşması nedeniyle çoğunlukla mal sahipleri tarafından işletme modeli ya da kiralama opsiyonu tercih ediliyor, küçük ölçekli ve markasız işletmelerde sabit kira üzerinden kiralamaya gidiliyor. Yurt işletme modelleri kapsamında yapılan incelemelerde piyasada bina kiralama ve mülk edinimi ile işlemlerin yapıldığı görülüyor. Yatırımcıların ağırlıklı kısmı mülk edinimi yaparak yurtları kendisi işletme eğiliminde. Yurt işletmelerinde ana karlılık unsurunu işletme oluşturması nedeniyle işleticiler ağırlıklı olarak mal sahipleri. O nedenle piyasada profesyonel markalı, yalnızca işletici vasfı ile hizmet veren şirket bulunmuyor. Az sayıda işletme olan yerlerde otel işletmelerinde olduğu gibi baz ücret ve başarı ücreti ile işlemler yapılıyor, anlaşmalar tamamen yatırımcı ve mülk sahibi beklentileri doğrultusunda değişiyor. Yurtlar genellikle 12 ay boyunca açık kalabiliyor ve yurt ücretleri genellikle dönemler halinde 10 ay için alınıyor. Yaz okuluna kalan öğrenciler nedeniyle yurtların büyük bir kısmı yazın da açık olabiliyor. Ancak bu süre için genelde ilave ücret talebi olmakla birlikte bazı yurtlar ilave bir ay ücretsiz kalma promosyonu da sunuyor. Bununla birlikte bazı yurtlar yazın kısmen yabancı öğrencilere ‘hostel’ veya ‘turizm amaçlı’ kiralanarak kullanılabiliyor. Bu nedenle öğrencilerin yurtta eşya bırakması genellikle mümkün olmuyor, ama bazı yurtlarda bir sonraki sene için anlaşmalarını yapanlara valiz odalarında eşya depolama imkânı veriliyor” dedi.
Dünyanın en iyi kruvaziyer limanlarından biri olacağı iddia edilen Galataport hizmete girdikten sonra İstanbul her yıl onbinlerce deniz yoluyla gelen turisti ağırlamaya başlayacak.
Karaköy rıhtımdan Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’ne kadar uzanan kıyı şeridinde yapımı devam eden Galataport liman projesinde çalışmalar 2016’nın sonunda başladı.
Uluslararası pek çok firma Galataport’un tamamlanması için gün sayıyor, rezervasyonlar yapılmaya başlandı. Bu firmalar arasında İstanbul’u ana limanları arasına alanlar da var.
Bir çok gemi şirketinin bu sene Türkiye’ye az sayıda geldiğini belirten Princess Cruise Türkiye Temsilcisi ve Naviosa Genel Müdürü Tolgar Bıyıklı, 2020 ve özellikle 2021 yılı için uluslararası gemi şirketlerinin planlarına tekrar Kuşadası, İzmir, İstanbul ve Bodrum’u almaya başladıklarını söyledi.
Galataport Limanı, standartlarıyla dünya ölçeğinde benzerlerinin en iyileri arasında gösteriliyor. Planlamanın kruvaziyer gemilerinin ihtiyaçları doğrultusunda yapıldığı limanda, kruvaziyer terminali, kültür & sanat merkezleri, otel, kafeler, restoranlar, ofis alanları yer alacak. Liman, dünyanın en büyük gemilerine hizmet verecek kapasiteye sahip. 2020 baharında kısmen hizmet vermeye başlaması öngörülen projenin 2020 yılı sonunda tüm üniteleriyle tamamlanması planlanıyor.
Elmalı karayolunun 25’inci kilometresindeki Başgöz Çayı üzerinde inşa edilen Kapıçay Barajı’nın gövdesi tamamlandı. Baraj 2020 yaz dönemi itibariyle su tutmaya başlayacak.
AK Parti Finike İlçe Başkanı Osman Aladağ, Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Bağlı, DSİ 133. Şube Müdürü Adem Özdemir ve Şantiye Şefi İhsan Karaaslan, Kapıçay Barajı inşaat alanını inceledi. İlçe Başkanı Osman Aladağ, kamuoyunda barajla ilgili en çok merak edilen konular hakkında DSİ Şube Müdürü Özdemir ve şantiye şefi Karaaslan’dan bilgi aldı. Zirai üretimi artırarak çiftçiye büyük kazanç sağlaması hedeflenen Kapıçay Barajı inşaatının tam ekipmanla devam ettiğini belirten İlçe Başkanı Osman Aladağ, “Baraj inşaatı aralıksız devam ediyor. Eşdeğerde yürütülen yol, içme suyu hattı ve baraj inşaatı tamamlanarak önümüzdeki yaz itibariyle baraj su tutmaya başlayacak” dedi.
Proje maliyetinin yaklaşık 80 milyon olduğunu aktaran Aladağ, “Ödenekler konusunda Milletvekilimiz Atay Uslu ile görüştük. Milletvekilimiz ‘Oranın para sorunu olmadı asla olmayacak’ dedi. Milletvekilimizin aynı zamanda bölge müdürümüzün teminatıdır. Antalya’nın batısında tasarruf tedbirlerine takılmayan yatırım Kapıçay Barajı’dır. Hükümetimiz Kapıçay Barajı’nı tasarruf planının dışında tuttu. Yüzde 40’ı biten yatırımların tamamlanmasına yönelik Cumhurbaşkanımızın talimatı var. Burada inşa edilen baraj yatırım çalışmaları da yüzde 40’ı fazlasıyla geçti. Kısa sürede verime dönüşecek artık” diye konuştu.
’18 bin 700 dekar tarım arazisi sulanacak’
DSİ Şube Müdürü Adem Özdemir, barajın kapasitesi ve çalışmalar hakkında bilgi aktardı. Barajın su tutma kapasitesinin maksimum 6 milyon metreküp olduğunu ve yaklaşık 18 bin 700 dönüm tarımsal alanı sulayacağını belirten Özdemir, şöyle dedi:
“Temelden 50 metre yükseklikte baraj gövdesi yapıldı. Arazi konumu ve vadilerden dolayı her yerde bir relokasyon yolu imalatı çıkıyor. Barajın yamaç kaplamasını bitirdiğimizde yol suyun altında kalacak. Dolayısıyla şu an hem yolda hem gövdede hem de çeşitli mekanik ekipman olarak çalışmalarımızı eşdeğer olarak yürütmeye çalışıyoruz. Bittiği zaman yol da trafiğe açılacak barajda da su tutmaya başlayacağız. Barajın gövdesi bitti. Yağış periyoduna göre ovadan gelen su, barajımızı 6 ay gibi sürede doldurur. Baraj su doldurulurken belli zamanlarda deşarj yapılarak derelerin kuru kalması da önlenmiş olacak.”
60 Kişilik Ekip, 12 İş Makinesi, 12 Kamyon
Yüklenici Firmanın Kapıçay Barajı Şantiye Şefi inşaat mühendisi İhsan Karaaslan da Arif Mahallesi’nde 2014 yılında ihale edilerek yapımına başlanan Kapıçay Barajı gövdesinin 2017 yılında tamamlandığını söyledi. Çalışmalar hakkında teknik bilgi aktaran Karaaslan, şunları kaydetti:
“Baraj gölünden dolayı Elmalı- Finike yolu su altına kalacağı için yol çalışmaları da eşdeğer olarak yürütülüyor. Ayrıca Finike’nin içme suyu da baraj gölünün altında kaldığı için onun da konumu değiştirilerek, deplase edilmesi gerekti. Şu anda o deplase işlemlerinin bir kısmı yapıldı. Mevcut relokasyon yolu devam edecek. İçme suyu deplasesi tamamlanacak. Aynı zamanda baraj gövdesinde su geçirgen bir zemin olduğu için rezervuar kaplaması yapılacak. Ana imalatlar bunlar. Onun haricinde baraj gövdesinde su alma yapısı ve deşarj yapısı yapılacak. Ağırlıklı olarak rezervuar kaplama betonu ve relokasyon yolu kazı çalışmamız devam ediyor. İçme suyu, deplase işlemi yol bittikten sonra tamamlanacak. Öncelikle yolu bağlamamız gerekiyor. Çünkü içme suyu yolun yanından gidiyor. Tüm çalışmaların birbirine bağlı yürüdüğü bir pozisyondayız. 60 kişilik ekip 12 iş makinesi 12 kamyon ile çalışmalar devam ediyor. Dönemsel olarak iş kapasitesi ve ihtiyaca göre iş makinesi ve işçi sayısı artıyor. Önümüzdeki yaza suyu tutacak pozisyonda oluruz. Ödenek sorunumuz yok. Ödenek şu an sistemde kayıtlı görünüyor. İmalat yapıldıkça nakit talebi yapıyoruz. Peyderpey şekilde geliyor. İş yapıldıkça aktarılıyor.”
Kamuoyu gündemini meşgul etmeye devam eden kıdem tazminatı üzerinde çalışmalar sürerken ev sahibi olmak isteyen çalışanlar yasal düzenlemeyi yakından takip ediyor.
Gündeme gelen yeni taslakta ilk kez ev sahibi olmak isteyen çalışanlara konut peşinatı için Kıdem Tazminatı Fon ödemesi yapılması pek çok kişiyi yakından ilgilendiriyor.
Özellikle de ev sahibi olmak isteyen ancak yeterli nakit para birikimi olmayan kişilere hitap eden düzenleme ile konut peşinatı için gereken toplu paranın borçlandırılmadan elde edilmesinin önünü açıyor.
Devlet bu sistem ile hem kıdem tazminatı fonuna geçişte çalışanların tepkisini azaltmaya hem de düşen konut satışlarını arttırmaya çalışacak. Verilen toplu para ile hiç para birikimi olmayan kişilerin dahi ev sahibi olmalarının önü açılacak.
Kıdem Tazminatı fonu üzerinden toplu para alan kişiler bankadan da konut kredisi çekerek ev sahibi olabilecek, istediği evi 120 ay vadeli olarak taksitle satın alabilecek.
Çalışanın Kıdem Tazminatı Fonunda Biriktirdiği Para Ev Alırken Ödenecek!
Kıdem tazminatı fonu ile işçilerin işten çıkarıldıklarında aldıkları tazminat devlet tarafından oluşturulacak özel bir havuzda biriktirilecek.
Hazine Bakanlığı henüz yeni taslak ile ilgili bir açıklama yapmadı ancak paylaşılan bir önceki taslakta kıdem tazminatı fonundan ilk kez ev alanlara toplu para ödemesi yapılacağı detayına yer verilmişti.
15 Yıl Çalışana Devlet Ev Alırken Konut Peşinatı İçin Toplu Para Ödemesi Yapacak!
Ev satın almak isteyen kişilerin yaşadıkları en büyük sorunlardan biri de peşin parayı denkleştirmek olarak öne çıkıyor.
Özellikle de konut kredisi çekerek ev satın almak isteyen kişiler için konut kredisi peşinatı konusunda büyük zorluklar yaşıyor.
Kıdem Tazminatı Fonu 2019 yılında bir önceki taslakta olduğu gibi geçerse bu durumda devlet çalışana fonda biriken parasını ev alması koşulu ile işten çıkmasa dahi ödeyecek. Ev alan vatandaş bu sayede konut peşinatı aramakla uğraşmayacak.
Ancak kıdem tazminatını almak isteyen çalışanın en az 15 senelik fon birikimi olması şartı ve ilk kez ev satın alacak olması şartları aranacak. Bu şartları taşıyan kişilere fonda o tarihe kadar biriken paralarının yarısını almalarına izin verilecek.
Farklı Formüllerle 5 ya da 10 Yılını Dolduranlarda Kıdem Tazminatı Fon Ödemesi Yapılabilecek
İşçi sendikaları uygulanan 15 senelik sınırı son derece uzun bulurken hükümet kanadı bu sürenin kısaltılması için yeni çalışmalara başladı.
Sürenin maksimum 10 yıl minimum 5 yıl olması için taraflar arasında uzlaşma ortamı aranırken kıdem tazminatı fonu için sevindirici olan yönlerden birinin de bu olması bekleniyor.
İstanbul’da ulaşım sorununu büyük oranda çözecek olan 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli ihalesi için süreç tamamlandı. Detaylar haberimizde…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan İstanbul’un önemli ulaşım projeleri hakkında bilgi verdi.
Ulaşım sorununun büyük bir bölümünü tek başına çözecek olan 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli başta olmak üzere Bakan Turhan Gayrettepe Metrosu ve Çatalca Çevreyolu hakkında da bilgi paylaşımında bulundu.
3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli İhalesi Ne Zaman Yapılacak?
Türkiye’nin ve bölgenin en büyük ulaşım projeleri arasında yer alan 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli projesi hakkında açıklamalarda bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ihale süreci hakkında gereken tüm çalışmaları tamamladıklarını söyleyerek “Metro ve karayolu kesiminin protokol taslağı hazırlandı. Cumhurbaşkanlığı kararı sonrasında YİD modeli ile ihale ilanına çıkacağız.” dedi.
3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Güzergahı Nereden Geçecek?
Bakan Turhan büyük bir merak ve heyecanla beklenen tünelin güzergahı hakkında da bilgilendirmede bulunarak “Raylı sistem ise Söğütlüçeşme-İncirli arasında 30.2 km. ve 15 istasyondan oluşan çift hat metro sistemi olacak. Boğaz altındaki tünel kesiminin yaklaşık 16.8 metre çapında TBM tünel olarak imal edilmesi, altta çift hat metro ve üst iki kesimde 2×2 karayolu ortada olacak şekilde 3 katlı olarak tasarlanmıştır.
Lansman koridoruna yakın bölgede tespit edilen iki adet sırt üzerinde güney ve kuzey alternatifler belirlenmiş, boğaz tabanı için jeolojik kesitler çıkartılmıştır. Tünel tabanı -130 metrede olacak şekilde de tünel yerleştirilmiştir. TBM üreticileri (Herrenknect, Hitachi ve Terratec) ile veriler paylaşılmıştır.” dedi.
3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi İmar Plan Tadilat Raporu
3 Katlı Büyük İstanbul Tünel Projesi imar planı tadilat raporunda ise “Güzergahın, kısmen ‘rezerv yapı alanı’ kapsamında kalmakta olup Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkisinde bulunduğu, kısmen ‘gecekondu önleme bölgesi’ alanı kapsamında kalmakta olup Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı yetkisinde bulunduğu, kısmen ‘karayolları kamulaştırma alanı’ kapsamında kalmakta olup Karayolları Genel Müdürlüğü yetkisinde bulunduğu ve yukarıda belirtilen yetki alanı dışında kalan kısımları ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkisinde bulunduğu görülmektedir. Ayrıca teklife ilişkin güzergahın kısmen de ‘Boğaziçi Öngörüm Alanı’ kısmında kaldığı ve bu alanda da Boğaziçi Kanunu gereğince yetkinin Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde bulunduğu görülmektedir.” açıklamalarına yer verildi.
İstanbul Gayrettepe – Havalimanı Metrosu Ne Zaman Açılacak?
İstanbulluların büyük bir heyecanla beklediği İstanbul Havalimanı – Gayrettepe metrosu hakkında da bilgi veren Bakan Turhan söz konusu hattı en geç 2020 yıl sonuna kadar tamamlayarak İstanbulluların kullanımına sunacaklarını dile getirdi.
Çatalca Çevre Yolu Ne Zaman Açılacak?
Karayolu ulaşımı ile de havalimanına ulaşım sağlanabileceğini belirten Bakan Turhan, Hasdal-Kemerburgaz-Göktürk-Işıklar yolu üzerinden yapılan 2×3 şeritli karayolu ile ulaşım sağlandığını belirterek, “Çatalca çevreyolu üzerinden geçici bağlantısını 16 Mart’ta açmıştık. Tamamını da bu hafta sonu hizmete açacağız.” dedi.
Türkiye’nin en önemli projeleri arasında yer alan Demir İpek Yolu hakkında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan yeni açıklamalarda bulundu.
Kocaeli Sanayi Odası (KSO) meclis toplantısına katılan ve Kocaeli iş adamlarıyla bir araya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan önemli açıklamalarda bulundu.
Ulaştırma Bakanı Turhan büyük bir heyecanla beklenen Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Halkalı Hızlı Demir Yolu projesi hakkında bilgi verdi.
İpek Demir Yolu Güzergahı ve Ne Zaman Açılacağı Soruları Gündeme Geldi
Bakan Turhan ziyaretinde gelen sorular üzerine ulaşım projeleri hakkında da bilgi vererek “Kocaeli için kritik önemdeki demir yolu projesini de hayata geçireceğiz.
O da Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Halkalı Hızlı Demir Yolu projesi. Bu hat İpek Demir Yolu güzergahının ülkemizden geçen bölümünün Avrupa bağlantısını oluşturan en önemli halkalarından birini teşkil edecektir.
118 kilometrelik Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı kısmında etüt-proje çalışmalarını tamamladık. Bütçe imkanları dahilinde yapım ihalesine çıkmayı planlıyoruz.
Ayrıca 22 kilometrelik İstanbul Havalimanı-Çatalca kısmında yer teslimi yaparak proje çalışmalarına başladık. 1/25.000 ölçekli çalışmalar onaylanmış olup, 1/5.000 ölçekli proje çalışmalarına devam edilmektedir.
Sanayi kenti Kocaeli’nin açılmaz denen Cengiz Topel Havalimanı’nı 2011 yılında biz açtık. Tarifeli seferleri başlattık. Cengiz Topel Havalimanı’ndan Trabzon Havalimanı’na haftanın 3 günü karşılıklı seferler düzenlenmektedir. Yine denizcilik alanında çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Feribot seferlerini, arabalı vapur seferlerini geliştirdik, birçok balıkçı barınağı inşa ettik.” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, ‘Hayalet Şehir’ olarak da bilinen Kapalı Maraş’a yönelik açılımın çok önemli olduğunu belirterek, Türk yatırımcılara “Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır. Maraş’ta önemli gelişmeler olacak. Türk yatırımcılar ona göre projeler geliştirmeli” çağrısı yaptı.
KKTC Başbakanı Ersin Tatar, bölgenin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade ederek, “Kapalı Maraş, KKTC’nin Mağusa şehrinin yanında çok değerli bir turizm bölgesidir. Çok mutluyum. Türk idaresinde Maraş’ı turizme kazandırmak istiyoruz. Gelişen bir KKTC’de bu bölgede daha da iddialı turizm potansiyeline sahip olacağız” dedi.
‘Maraş Pazarlık Kozuydu’
Tatar, “Kapalı Maraş’a yönelik şu anda envanter çalışmasıyla bir hareket içerisine giriliyor. Envanter çalışmasında, oradaki vakıf malları, Osmanlı döneminde kalan mülkler, oteller, konutlar, evler belirlenecek. Yabancı mülkler de sahiplerine iade edilebilecek. Taşınmaz Mal Komisyonu da görevlerini yapacak” şeklinde konuştu. “Maraş turizme kazandırılacak” diye devam eden Tatar şunları söyledi:
“Son 50 yıldır federasyon temelinde devam eden görüşmelerde Maraş, bir pazarlık unsuru olarak orada kaldı. Şu anda federasyon süreci tükendi. Artık alternatif yani iki devletli çözüm ancak masaya gelirse müzakere masası tekrar başlar. Kıbrıs’ta iki devlet var. KKTC daha da güçlenmeli.”
‘Rumlar Hazmedecek’
Kıbrıs Rum yönetiminin, Maraş’ın açılmasına karşı çıkmasını da değerlendiren Başbakan Tatar, “Rumlar her şeye karşı çıkıyor. Rumlar’ın bugüne kadar evet dediği bir durum var mı? Rumlar bize haksızlık yapmaya devam ediyor. Kıbrıslı Türkler’in Doğu Akdeniz’de haklarını çiğniyor. Rumlar, KKTC’nin gelişmesine sürekli takoz koymuştur. Atılan adım doğrudur. Rumlar bunu hazmedecektir” diye konuştu.
‘Yeniden Las Vegas Olacaktır’
“Bir hayalet şehir olan kapalı Maraş yeniden Las Vegas olacaktır” diyen Tatar, kapalı Maraş’a zamanında Marliyn Monroe’dan Sophia Loren’e kadar birçok ünlünün geldiğini hatırlatarak, “Dünya yıldızları yeniden Maraş’a gelecektir. Burası canlanacaktır. Kıbrıs dünya markasıdır, daha da güzel olacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir marka olacaktır” dedi.
Rumlardan Tepki
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hükümetinin 1974’ten beri kapalı olan ve ‘hayalet şehir’ diye bilinen Maraş’ın açılması kararına, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nce (GKRY) tepki gösterildi.
Rum Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Vasilis Palmas, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Maraş ile ilgili “Envanter çalışması yapılacak” açıklamasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Palmas, “İşgal rejimi kendi bölücü görüşlerini teşvik ediyor. Karar, Türkiye’nin yönlendirilmesiyle alındı. 2014 yılında ABD eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Kıbrıs ziyareti sırasında Mağusa konusu ile ilgili Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler ve yabancı uzmanların katılımıyla bir komitenin oluşturulmasına yakındık; ancak bu, son anda Sayın Özersay tarafından reddedildi” diye konuştu.
Akdeniz’in İncisiydi
Maraş, Akdeniz’in Las Vegas’ı olarak biliniyordu. ‘Hayalet Şehir’ olarak da bilinen Maraş, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi´nin aldığı karar uyarınca hem yerleşime hem de iskâna kapatılmıştı. Maraş´ın eski haline dönüşü için yaklaşık 10 milyar doların yeterli olacağı hesaplanıyor. Kapalı Maraş’ta 1974’ten önce 10 bin yataklı 45 otel ve 60 apartman tipi otel bulunuyordu. Rum turizminin yüzde 58´i bu bölgedeydi. 3 bin ticari birim, 99 eğlence merkezi, 143 yönetim ofisi, 4 bin 649 özel ev, 21 banka, 24 tiyatro ve sinema, 380 bitirilmemiş inşaat, İngilizce, Yunanca ve Türkçe 8 bin 500 kitabın olduğu bir kütüphane bulunuyordu.
Trakya kıyısındaki Kıyıköy’de yer alan terminal inşaatının yüzde 80’i bitti.
Gazprom’dan yapılan yazılı açıklamada, şirket yönetim kurulunun TürkAkım ve Kuzey Akım 2 projelerinde gelinen son durumu değerlendirdiği belirtildi.
Her iki projenin inşaatında da takvim doğrultusunda ilerleme sağlandığı kaydedilen açıklamada, “Kuzey Akım 2 projesinin yüzde 59’luk kısmını oluşturan toplam 1450 kilometrelik boru hattı Baltık Denizi’ne döşendi.” bilgisi paylaşıldı.
TürkAkım projesinde ise Karadeniz’de boru hattı sistemi kurulum sürecinin tamamlandığının anımsatıldığı açıklamada, “Türkiye’nin Trakya kıyısındaki Kıyıköy’de yer alan alım terminalinde inşaatın yüzde 80’i tamamlandı.” ifadesine yer verildi.
Gazprom’dan bir süre önce yapılan açıklamada, TürkAkım’da ilk gaz sevkiyatının yıl sonuna kadar başlamasının planlandığı bildirilmişti.
Rus gazını Türkiye ve Avrupa’ya taşıyacak TürkAkım doğal gaz boru hattı, her biri yıllık 15,75 milyar metreküp kapasiteye sahip iki hattan oluşacak.
Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olması nedeni ile tüm Türkiye tarafından takip edilen Kanal İstanbul Projesi hakkında Ulaştırma Bakanı yeni açıklamalarda bulundu.
Israrla yapılacağı söylenen ancak aradan geçen uzun süreye rağmen bir türlü ihalesi yapılmayan Kanal İstanbul projesi hakkında Ulaştırma Bakanı Turhan yeni açıklamalarda bulundu.
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde sanayici ve iş insanları ile düzenlenen toplantıya katılan Bakan Cahit Turhan Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un gücüne güç katacağını söyledi.
Kanal İstanbul Projesi Bölgenin Gücüne Güç Katacak
Cumhuriyet tarihinin en önemli projesi olarak gösterilen Kanal İstanbul projesi hakkında da konuşan Bakan Turhan, “Bizim bu noktada yaptığımız, altyapı ihtiyacınızı karşılamaktı ve bunu yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.
Bu hafta sonunda da Kuzey Marmara Otoyolu’nun TEM kavşağını açacağız. Bu yolun açılması da özellikle bu bölgedeki sanayicilerimiz için önemli olacak. Kanal İstanbul’un yapılması da bölgedeki gelişmeye hız katacak. Bu noktada bölgede oluşacak kapasiteyi de karşılamak için Başakşehir kavşağından Cebeci Mahallesi’nin altından Hasdal kavşağına, oradan da Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacak bir projeyi de hayata geçireceğiz.” dedi.
Türkiye’nin Ulaştırma Projeleri Tüm Hızı ile Sürecek
Bakan Turhan ulaştırma projelerinin büyük önem taşıdığını söyleyerek “Şu anda Çin’den çıkan ürün, Avrupa pazarına 45 gün ile 2 aya yakın sürede ulaşıyor. Bizim hızlı tren ve YHT projelerimiz tamamlandığında Çin’den gelen tren, 17 günde Avrupa’ya ulaşacak.
Biz bu projenin ülkemiz içindeki 2 bin kilometrelik kesiminin 500 kilometreden fazlasını tamamladık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden hızlı tren projesi de devam ediyor. Ayrıca Halkalı – Kapıkule demir yolu projesini de başlattık. Bu yaptıklarımız neye yarayacak peki?
Bu sanayici ve çiftçimizin ürünlerini en kısa sürede ve en az maliyetle uluslararası pazarlara ulaşmasını sağlayacak. Görüldüğü gibi, biz ülkemiz için çalışmaya devam ediyoruz. Evet, önümüze engel koyanlar var, bize siper açanlar var ancak biz ne olursa olsun yolumuza devam edeceğiz.” dedi.
Enflasyona Endeksli Konut Kredisi Kampanyası büyük tartışmalara neden oldu. Vatandaş kampanyayı beğenmezken uzun vadeli avantajları ortaya çıkmaya başladı.
Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank tarafından kullandırılmaya başlanan enflasyona endeksli konut kredisi kampanyası büyük tartışmaları da beraberinde getirdi.
Vatandaş ilk etapta yüzde 1,74 konut kredisi faiz oranı ile konut kredisi kullanacağı için kampanyayı beğenmezken ekonomistler ise işin sırrının Merkez Bankası enflasyon hedefinde saklı olduğunu söyledi.
2020 Hedefi Tutarsa Konut Kredisi Faiz Oranı Yüzde 0.84 Olacak!
Bugün düşen konut fiyatları fırsatından yararlanarak konut kredisi çeken kişiler sadece 1 sene boyunca yüksek faiz oranı ile borçlanmış olacak.
Merkez Bankası tarafından açıklanan anket sonuçlarına göre ise enflasyon kademeli olarak düşecek. Merkez Bankası enflasyon hedefi tutarsa 2019 yıl sonu enflasyonu yüzde 1.46 oranına, 2020 enflasyon hedefi 8.2 oranına, 2021 enflasyon hedefi ile ise yüzde 5.4 oranına kadar enflasyon geri çekilecek.
Yani bugün enflasyona endeksli konut kredisi kullanan kişiler bir sene sonra bu kredinin meyvelerini toplamaya başlayacak.
Enflasyon Patlarsa Ne Olacak?
Amerika ile yaşanan gerilimler sonucu dolar kurunda yaşanan ani yükselişler ne yazık ki enflasyon rakamlarında öngörülemeyen sıçramalara da neden oluyor.
Vatandaşın bu konudaki en büyük soru işareti de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Enflasyonun bir anda yükselmesi durumunda ise vatandaşa azami faiz oranı ile koruma sunuluyor.
Yani uygulanabilecek en yüksek kredi faiz oranı daha kredinin başında belirlendiği için tüketici yine koruma altına alınmış oluyor. Ancak bu da kredi faiz oranının söylendiği gibi düşmeme riskinin bulunduğunu ortaya koyuyor.
Kampanyanın kredi faiz oranının şu anki normal kredi oranlarından daha yüksek olması.
Temmuzda yapılacak olan S-400 savunma sistemi alımı sonrası dolar kurunda yaşanabilecek ani ve hızlı yukarı yönlü hareketlilik ile enflasyonun yükselme riskinin bulunması.
Acı bir Türkiye gerçeği olarak ekonomide istikrarın dalgalı seyretmesi, dolar kuru atakları ve şokları.
Öncelikle bu yeni kampanya bankaların konut kredisi yapılandırma başvurularını reddetmesi nedeni ile kredi faizleri düşer mi beklentisine girerek kredi çekemeyen kişilere hitap ediyor.
Çünkü seçilen periyotlara göre kredi faizleri 3, 6 ve 12 aylık dönemlerde yeniden güncelleniyor ve enflasyon oranlarında düşüş yaşanırsa kredi faizleri de düşüyor.
Kredinin bir diğer avantajı ise sabit faizli konut kredisi paketlerinde olduğu gibi erken kapatma cezası olmadan krediyi dilediğiniz anda kapatmanıza olanak vermesi.
Yine isteyen kişiler diledikleri anda değişken faizli ve enflasyona endeksli kredi paketlerini sabit faizli konut kredisi paketine çevirebiliyor.
Azami faiz oranı belirleneceği için enflasyon rakamları rekor yükselişler gösterse dahi vatandaş yüksek faizlerden korunacak.
Sur Yapının Kepez-Santral bölgesinde 8 milyar TL yatırımla hayata geçirdiği 19 bin bağımsız bölümden oluşan Antalya Projesinde 6 bin 417 konuta sahip Park etabında çalışmalar sona doğru yaklaşıyor.
Sur Yapı açıklamasına göre, özel sektörün en geniş gayrimenkul portföyüne sahip firması Sur Yapı, Antalya’da hayata geçirdiği Türkiye’nin mega kentsel dönüşüm projesinin inşasına hızla devam ediyor.
Projede 23 kule vinç ve bin 500’ün üzerinde işçi, ilk etapta yer alan 93 bloktan oluşan 6 bin 417 dairenin tamamlanması için 24 saat aralıksız çalışıyor. İlk etabın kaba inşaatının yüzde 100’lük kısmının tamamlandığı ve ince işlerinin bütün hızıyla devam ettiği projede, Aralık 2019’da ilk etabın teslimlerinin başlaması planlanıyor.
Park Etabında Sona Yaklaşılıyor
Tamamlandığında yaklaşık 70 bin kişinin yaşayacağı mega şehrin kendi hastaneleri, okulları, spor alanları, kültür alanları, camileri, alışveriş merkezi, alışveriş caddesi, dev şehir parkı ve ulaşım ağı olacak.
Park etabı içerisinde yer alacak 157 bin metrekare yeşil alan ise Antalya’nın en büyük şehir parkı olacak. Kurulacak dev şehir parkının içerisinde piknik alanı, sera alanı, semt pazarı, pergola altı dinlenme alanları, iskele alanları, etkinlik çadırı, göletler, yeşil alanlar, süs havuzları, geniş meydanlar, amfi alanları, köy meydanı, gölet kafeleri ve çim sahaları yer alacak.
6 bin 417 konuta sahip Park etabında yer alan 93 blokun kaba yapı imalatı yüzde 100 tamamlandı. İnce yapının ise yüzde 60 seviyesine geldiği projede, bazı bloklarda dış cephe kaplamalar tamamlanmış durumda. Kalan blokların dış cephe kaplamaları ve iş bitişleri hızla devam ediyor.
Bugüne kadar 800 bin metrekare imalat gerçekleştirilen projede tüm etaplarda süreçler planlandığı şekilde eş zamanlı olarak gerçekleşiyor. Projenin ilk etabı olan Park etapta çalışmalar sona doğru yaklaşıyor.
İkinci Etap Sur Cadde de Hızla Yükseliyor
Açıklamaya göre, Antalya’ya 70 bin kişinin yaşayacağı yeni bir şehir kazandıran Sur Yapı Antalya Projesi, 1,3 kilometre uzunluğundaki caddesiyle de öne çıkıyor.
Alışverişten sanata, modadan finansa kadar her zevke ve ihtiyaca hitap eden Sur Cadde’de, günlük ayak hareketinin 100 bin, aylık 3 milyon, yıllık 36 milyon olması bekleniyor. İkinci etapta yer alan Sur Cadde’de inşaat hızla ilerliyor, kaba inşaat yüzde 70 seviyesine geldi.
Turkuaz Etabı da Belirmeye Başladı
Bin 105 adet bağımsız bölümden oluşan Sur Yapı Antalya Projesi’nin merakla beklenen 3’üncü etabında da hafriyat işlemleri tamamlandı, temel seviyesinin üzerine çıkıldı. Turkuaz etabının tüm blokları su kenarında yer alıyor.
Turkuaz etabı, yemyeşil bahçesi ve rengarenk çiçekleri, çocuklar ve yetişkinler için dört mevsim kullanılacak açık ve kapalı yüzme havuzları, gölet kenarındaki dinlenme alanları, site konsepti içerisinde oluşturulan meydanlar, yürüyüş yolları ve modern çevre düzenlemesiyle ön plana çıkıyor.
Sur Yapı Antalya’da Bir Yıl Sonra Ödeme
Bir yandan inşaat süreci hızla devam ederken, yerli ve yabancı pek çok yatırımcının ilgi gösterdiği Antalya Projesi’nde satış süreçleri de hızla devam ediyor.
Proje, Sur Yapı’nın geçen günlerde başlattığı hem ev almak isteyenlere hem de gayrimenkul yatırımcılarına güven ve moral veren yeni kampanyası kapsamına alındı.
Sur Yapı’nın Her Yeni Ev Yeni Bir Yolculuk kampanyasında vatandaşlara tasarruflarına dokunmadan bir yıl sonra ödemeye başlayacakları cazip fırsatlar sunuluyor. Antalya Projesi’nden konut alanlar, ilk seneyi taksitsiz, peşinatsız, ara ödemesiz geçirebilecek.
Antalya projesi için uygulanacak ödeme planında konut alıcıları, daire bedelinin yüzde 50’lik kısmı için yüzde 1,25 vadeanında banka kredisi kullanacak ve ilk yıl ödeme yapmayacak. Bir yılın sonunda, 108 ay boyunca kredi taksitleri ödenecek. Daire bedelinin kalan yüzde 50’lik kısmı için ise birinci ve ikinci yıl yüzde 25’lik iki ara ödeme yapılacak.
Yerli ve Yabancı Çok Sayıda Vatandaş Mega Projeden Alım Yaptı
Sur Yapı Antalya projesinde bugüne kadar Rusya, İngiltere, Almanya ve Ukrayna başta olmak üzere Güney Kore, İsveç, Norveç, Kanada ve Finlandiya dahil 23 farklı yabancı ülke vatandaşına satış gerçekleştirildi.
Türk Cumhuriyetler ve Körfez ülkelerinden de yoğun talebin olduğu projeden dünya üzerindeki Türk vatandaşları da çok sayıda alım gerçekleştirdi. İngiltere, Fransa, Avusturya, Belçika, İsviçre, İsveç, Almanya, Hollanda, Kanada, Norveç, Yunanistan gibi 24 farklı ülkede yaşayan Türk vatandaşları, Sur Yapı Antalya’dan ev sahibi oldu.
Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal konut projeleriyle herhangi bir kar amacı gütmeden dar gelirli aileleri ev sahibi yaptıklarını ifade etti.
Ekonomi ve istihdama da çok yüksek oranda katkı sunduklarını vurgulayan Bulut, “Bu yıl tüm projeler için 16 milyar liralık kaynak oluşturduk ve yılın ilk 5 ayında 5 milyar lira hak ediş ödemesi yaptık.” dedi.
TOKİ’nin dolaylı olarak 250 alt sektörü desteklediğini aktaran Bulut, “Bakanlığımızın desteğiyle hayata geçirdiğimiz 50 Bin Yeni Sosyal Konut Projesi kapsamında inşaat çalışmaları sürüyor. Mevcut 287 şantiyeye 140 yeni şantiye daha ekleyeceğiz, yaratılacak istihdamla yaklaşık 120 bin kişiye iş imkanı sunacağız.” açıklamasını yaptı.
3,5 Milyon Vatandaş Konut Sahibi Oldu
TOKİ Başkanı Bulut, 16 yılda 843 bin 546 konut rakamına ulaşarak 3,5 milyon vatandaşı 15-20 yıl vadelerle konut sahibi yaptıklarını dile getirdi.
Son 16 yıl içinde TOKİ tarafından yaklaşık 160 milyar liralık yatırım yapıldığını açıklayan Bulut, TOKİ’nin gelecek dönemde sosyal konut dışında üretim yapmama kararı aldığını anımsattı.
5 Mart’ta başlatılan “50 Bin Sosyal Konut Projesi” başvurularının 19 Nisan’da tamamladığını, kura çekimlerine başladıklarını söylen Bulut, “Kura çekimlerini 21 Ağustos’a kadar tamamlayacağız. Bugün itibariyle 34 projede 15 bin 125 konutun kura çekimi tamamladık. 18 projede 10 bin 271 konutun da ihalesi tamamlandı ve inşaatları başlama aşamasına geldi. 8 projede ise 1686 konutumuz ihale sürecine girdi.” açıklamasında bulundu.
2023’e Kadar 250 Bin Sosyal Konut
TOKİ’nin son yıllarda olduğu gibi bundan sonra da tüm projelerinde yatay mimari tarzında konut üreteceğini, mahalle kültürünün ön planda tutulacağını aktaran Bulut, “TOKİ olarak, konut bölgeleri ve genel şehir planlarında, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu şehircilik kriterleri doğrultusunda, mahalle kültürünü yaşatacak, vatandaşlarımızı tabiatla buluşturacak, aile, komşuluk ilişkilerini canlı tutacak yatay mimari anlayışıyla konutlar üreteceğiz.” dedi.
Bulut, Bakanlığın hedefleri kapsamında idare olarak 2023 yılına kadar 250 bin sosyal konutu hayata geçireceklerini kaydetti.
İstanbul’a 10 Bin Yeni Sosyal Konut
Bulut, 50 Bin Yeni Sosyal Konut Projesi kapsamında İstanbul’da talep toplanan 6 bin 300 konuta 300 bin üzerinde başvuru yapıldığını, 26 Haziran itibarıyla İstanbul’da kura çekimlerine başlayacaklarını dile getirdi.
Vatandaşların İstanbul projelerine gösterdiği yoğun talebi dikkate aldıklarını vurgulayan Bulut, 2020’de İstanbul’da dar gelirli vatandaşlar için yaklaşık 10 bin yeni konutu daha satışa sunacaklarını açıkladı.
Gönüllülük Esaslı Yerinde Dönüşüm
Gönüllük ve rızaya dayalı yerinde dönüşüm yaklaşımını esas aldıklarını vurgulayan Bulut, “Kentsel dönüşüm alanlarında toplumsal sorumluluk anlayışıyla çalışıyoruz. Hak sahibi olarak kabul edilen vatandaşların mağdur olmaması için büyük özen gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın rızası olmayan hiçbir kentsel dönüşüm projesine başlamayacağız.” ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşüm kapsamında sadece bugüne kadar 146 bin konutun ihalesini yaptıklarını ve 80 binin üzerinde konutun inşasını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini belirten Bulut, şunları kaydetti:
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın her yıl 300 bin konutu dönüştürme hedefi var. Bunun yaklaşık 30-40 bini TOKİ tarafından yapılacak. Bu doğrultuda 2019 yılı için 32 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesi hedefledik. Bu konutların projelerini de tamamlamak üzereyiz.”
İstanbul’da Kentsel Dönüşüm
Kentsel dönüşüm sürecini açık, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürüttüklerine dikkati çeken Bulut, sadece binaları yıkıp yerlerine yenilerini inşa etmediklerini, çevre düzenlemeleri, donatı alanlarıyla sosyal ihtiyaçları da karşıladıklarını anlattı.
Bulut, okul öncesi çocuk grubu, üniversite gençliği, kadın, erkek tüm nüfus profillerine dönük ihtiyaç ve beklentileri düşünerek yerleşim yerlerini yenilediklerini vurguladı.
TOKİ olarak İstanbul’da da yoğun bir kentsel dönüşüm sürecine girdiklerini ifade eden Bulut, bu yıl kentsel dönüşüm kapsamında İstanbul’da 14 bin 76 konutun yapımını planladıklarını aktardı.
Bu konutların bin 922’sinin ihalesini yapıp inşaatına başladıklarını ifade eden Bulut, bin 771 konutun ihale tarihlerini belirlediklerini, 10 bin 383 konutun proje çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
İstanbul İçin ise 13 Millet Bahçesi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kişi başı yeşil alan miktarını 15 metrekareye çıkartma hedefi doğrultusunda inşa edilmeye başlanan millet bahçelerinin 65’e yükseldiğini kaydeden Bulut, “İstanbul için ise 13 millet bahçesi projemiz var. Projelerimiz tamamlandığında İstanbul’a 12 milyon metrekarelik bir yeşil alan kazandıracağız. Projelerimizin içerisinde yürüyüş, koşu ve bisiklet yolları, spor alanları, amfi, oyun alanları, otopark alanları, bitkisel peyzaj alanları ve millet kıraathaneleri bulunacak.” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Havaray sisteminin ilk yapılacağı yeri açıkladı. Soyer, Havaray için ilk denemenin yapılacağını söyledi.
İzmir’e Dair’de yer alan habere göre, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde projelendirilen Havaray için ilk denemeyi yapacaklarını bildiren Başkan Soyer, “Benim yaptığım araştırma, Havarayın maliyeti metronun kilometre başına düşen maliyetinden çok daha düşük. Kamulaştırma yok, bir de yerin altında kazma, tünel açma yok. Hazır beton blokların üzerine oturtuyorsun. Yani çalışma sırasında trafiği de engellemiyorsun. Bitince de daha keyifli bir yolculuk yapıyorsunuz” dedi.
Soyer sözlerine, “Gerçekten daha makul. Aziz Bey nereden aldı o fiyatı bilmiyorum. Ben de ESBAŞ-Fuar İzmir arasındaki 2.3 kilometrelik hatla başlatacağım bu uygulamayı. Görüştüğümüz firmalar daha fazlasına talip. Ama ben deneme yapılsın istiyorum. Tamamen bitmiş bir işi İzmir görsün. Biz de maliyetleri görelim” şeklinde devam etti.
TOKİ Başkanı Ömer Bulut İstanbul kura tarihleri ve çekiliş yerleri hakkında yeni açıklamalarda bulundu. Detaylar haberimizde…
Büyük bir merakla beklenen ve başvuru rekoru kıran İstanbul kura çekilişi hakkında TOKİ Başkanı Ömer Bulut yeni açıklamalarda bulundu.
TOKİ Başkanı Ömer Bulut, “En çok başvuruyu İstanbul’dan aldık, kura çekimi 26 Haziran itibariyle başlıyor. Temmuzun ilk haftasında da kura çekimleri olacak, 4 bölgede proje var.
Toplamda 6 bin 300 konutun kurası çekilecek ama İstanbul’da başvuruyu da dikkate aldığımız zaman sosyal konut ihtiyacı çok fazla, o yüzden öncelikli bu kuraları çekeceğiz ” dedi.
TOKİ İstanbul Kura Saatleri ve Yerleri Ne Zaman Açıklanacak?
Yapılacak olan kura çekilişini canlı olarak izlemek ve çekilişe bizzat katılmak isteyen kişiler büyük bir heyecanla kura tarihleri sonrasında kura yerleri ve kura saatlerinin açıklanmasını bekliyor.
Sosyal medya hesabı üzerinden gelen çok sayıda soruya yanıt veren TOKİ kura tarihi yaklaştığında kura yeri ve saati hakkında da açıklama yapacağını duyurdu.
TOKİ tarafından yapılan paylaşımda “Merhaba, İstanbul Başakşehir Kayabaşı projemizin kura tarihi 26-27 Haziran, Silivri Alipaşa 28 Haziran, Tuzla Aydınlı 01 Temmuz, Başakşehir Ayazma 02 Temmuz, Başakşehir Hoşdere projemizin kura tarihi 02 Temmuz olarak belirlenmiştir. Kura çekilişinin yapılacağı yer bilgisi daha sonra web sitemiz üzerinden ilan edilecektir.” denildi.
TOKİ Başakşehir Kayabaşı Sosyal Konut Projesine Kaç Kişi Başvurdu?
Satışa sunulan toplam 4 bin 467 adet konut için yapılan toplam başvuru sayısı 157 bin 474 kişi olarak açıklandı.
TOKİ alt gelir grubu 2+1 konutlardan 2 bin 338 adet , orta gelir grubu 3+1 konutlardan ise 2 bin 129 adet olmak üzere toplamda 4 bin 467 adet konut için hak sahipleri yapılacak kura çekilişi ile belirlenecek.
TOKİ Başakşehir Kayabaşı Projesi Kura Çekilişi Tarihi Ne Zaman Yapılacak, Kura Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
TOKİ Başakşehir Kayabaşı kura sonuçları 26 – 27 Haziran 2019 tarihleri arasında yapılacak.
İlk kura çekilişi TOKİ Başakşehir Kayabaşı 2+1 konut kura sonuçları için 26 Haziran tarihinde çekilecek. Ardından TOKİ Başakşehir Kayabaşı 3+1 kura sonuçları için 27 Haziran tarihinde ikinci çekiliş yapılacak.
TOKİ İstanbul Silivri Alipaşa Kura Çekilişi Tarihi Ne Zaman Yapılacak, Kura Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
TOKİ Silivri Alipaşa kura tarihi 28 Haziran 2019 olarak açıklandı.
TOKİ İstanbul Tuzla Kura Çekilişi Tarihi Ne Zaman Yapılacak, Kura Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
Tuzla TOKİ projesi için 500 konutluk kontenjan ayırmıştı. 500 konut için hak sahipleri 1 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleştirilecek.
TOKİ Başakşehir Ayazma Çekilişi Tarihi Ne Zaman Yapılacak, Kura Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
Başakşehir Ayazma TOKİ projesi için 311 konutun kura tarihi 2 Temmuz 2019 olarak açıklandı.
TOKİ Başakşehir Hoşdere Çekilişi Tarihi Ne Zaman Yapılacak, Kura Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
Başakşehir Hoşdere TOKİ projesi için kura tarihi 2 Temmuz 2019 olarak açıklandı.
Rize’nin Pazar ilçesine bağlı Yeşilköy köyü sahilinde yapımı süren Rize-Artvin Havalimanı’ndaki dolgu çalışmaları ile ilgili bilgi veren Rize Valisi Kemal Çeber, yaz mevsimine girilmesiyle günlük 70 bin ton olan deniz dolgusu seviyesinin günlük 110 bin ton deniz dolgusu yapıldığını söyledi.
Vali Çeber “Havaalanında inşaatımız son sürat devam ediyor. Bugün itibariyle yüzde 31 buçuklar seviyesine gelindi. Yani 85,5 milyon metre küp dolgu ön görülüyor, bunun 26 milyon ton civarında olan bölümünü tamamladık. Kış aylarında günlük 60-70 bin ton dolgu yapabiliyorduk, bugün itibariyle 110 bin ton civarında dolgu yapıyoruz. Orada 250’ye yakın araçtan oluşan makine parkımız var. Bunun 2’si gemi, 150 civarında kamyonumuz var ve 600 kişi civarında da personel çalışanımız var. İnşallah Cumhurbaşkanımıza söz verilen tarih olan 2020’nin 29 Ekim’ine yetiştirebilecek şekilde son sürat çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Üst Yapı İçin Çalışmalar Başlıyor
Bugünlerde havalimanının üst yapısının inşaatının ihalesini de planladıklarını kaydeden Vali Çeber “3 hafta önce Ulaştırma Bakanımız ile görüştük. Bizim bu inşaatımızda yüzde 100’lük inşaat oranının yüzde 95’ini dolgu oluşturuyor. Yüzde 5’i de üst yapı. Bu üst yapı inşaatının verdiğimiz tarihe yetişmesi için de ihalesinin yapılması gerekiyor. Projeyi geçen inceledik. Son bir iki rötuşu kaldı. Proje biter bitmez de üst yapı yani terminal binalarının projelerine başlıyoruz. O da dolgu inşaatımız ile beraber bir taraftan devam edecek ve söylediğimiz tarihte yetişecek” şeklinde konuştu.
Öte yandan üst yapı inşaatı kapsamında denizin üzerinde 3 bin metre uzunluğunda 45 metre genişliğinde pistin yanı sıra 260 metreye 24 metrelik taksi yolu, 300 metreye 120 metrelik apron inşa edilecek. Havalimanı tamamlandığında ise Türkiye’nin 56., deniz üzerine yapılan 2. havalimanı olacak.
Bloomberg’e göre, Shanghai’deki fabrika inşaatı devam etmekte olan Tesla’nın CEO’su Musk, 11 Haziran Salı günü, şirketinin Çin’de daha çok fabrika kurabileceğini ima etti.
Musk, Tesla’nın Kaliforniya’daki Mountain View’daki yıllık hissedarlar toplantısında, Çin coğrafi açıdan epey büyük, dolayısıyla lojistik maliyetleri azaltmak için bu ülkenin diğer bölgelerinde de tesislere sahip olmak anlamlı görünüyor” dedi.
Ancak Tesla’nın CEO’su şirketin gelecekte büyüme konusunda acele etmeyeceğini de vurgulayarak “parayı çok hızlı harcayamayız, yoksa onu çabuk tüketiriz” dedi.
Çin, Tesla’nın Birleşik Devletler ‘den sonraki en büyük piyasası. Şirketin Shanghai’deki fabrika inşaatı da hızla ilerliyor nitekim Musk, inşaatın bu yılsonunda bitmiş olacağını daha önce belirtmişti.
Tesla, Shanghai tesisinde yılda yarım milyon otomobil üretmeyi hedeflediğini daha önce açıklamıştı.
Musk, bu amaçlarını Salı günü yatırımcılara geçici bir hedef olarak sundu ayrıca tesisin kapasitesinin uzun vadede 1 milyon araca varabileceğini de söyledi.
50 milyar yuanı (7 milyar ABD doları) aşkın bir yatırımla oluşmuş bulunan Tesla fabrikası, Shanghai imalat setörünün en büyük yatırım projesi olma özelliğini taşıyor.
Şirket, daha geçen ay, Shanghai’de üretilecek ikinci nesil Model 3 siparişleri almaya başlamaktan söz ediyordu.
TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre; Türkiye genelinde konut satışları 2019 Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,3 oranında azalarak 82 bin 252 oldu.
“Gayrimenkul ve inşaat sektöründe eylülden bu yana yabancı yatırımcı oranındaki artışı düşündüğümüzde, TÜİK’in açıkladığı mayıs verilerindeki yabancı yatırımcı artışının bizi şaşırtmadığını söyleyebiliriz. Veriler, mayıs ayında yabancıya konut satışlarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,5 artarak, 3 bin 925 rakamına ulaştığını gösteriyor. TC vatandaşı olarak yılın önemli bir bölümünü ülkemizde geçirmenin avantajını yaşayan yatırımcılar, bitmiş veya bitmeye çok yakın konutları tercih ediyor. Yabancı yatırımcılar, sadece gayrimenkul ve inşaat sektörüne değil, ülkemizde konut edinerek farklı sektörlere de yatırım gerçekleştiriyor. Aralarında ülkemizde iş kurarak ticari faaliyette bulunmayı hedefleyenler de bunuyor. Sektör paydaşları olarak bizler, sadece yabancı yatırımcıya konut satmıyor, aynı zamanda ekonomimize önemli bir döviz girişi sağlayacak yatırımcı potansiyeli de sağlıyoruz. Yatırımcıları, bu ülkede yaşamaları için gerekli olan tüm ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetlerle buluşturma konusunda da aracılık yapıyoruz. Bu açıdan bakıldığında konut satmaktan daha fazlası için destekte bulunuyoruz.
Şenol Üçüncü/ Kar Yapı Yönetim Kurulu Üyesi:
“Gurbetçi ilgisi yazın artarak devam eder. “
“Sektörümüzün özellikle yurt dışında gerçekleştirdiği tanıtım faaliyetleri meyvelerini veriyor. Uluslararası fuarlarındaki temsil gücümüzle yabancı yatırımcılar ile gurbetçi vatandaşlarımıza kendimizi daha yakından anlatabiliyor ve bunu hızla satışa dönüştürebiliyoruz. Yurt dışındaki fuarlarda projemizle ilgili bilgi sahibi olan, başta Almanya olmak üzere Avrupa’da yaşayan gurbetçilerimiz, Türkiye’de konut sahibi olmak için dövizlerini değerlendirme yolunu seçiyor. Biz de tatil sezonunda satış ofisimizi ziyaret ederek projelerimizi yerinde görmek isteyen yatırımcılara yönelik hazırladığımız farklı kampanyalarımızla, yatırım yapmalarını kolaylaştırıyoruz. Yatırımcılarda satın alma hareketi sağlayan en önemli etken, konutun kaba inşaatının tamamlanmış ve teslime az bir süre kalması… İçerisinde bulunduğumuz yaz ayları boyunca Türkiye’deki ailelerini ziyarete gelen gurbetçi vatandaşlarımızın, dövizde tuttukları birikimlerini Türkiye’den konut alarak değerlendireceklerini düşünüyoruz. Bu dönemde gurbetçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşacağımızı söyleyebiliriz.”
Bugün açıklanan Mayıs ayı konut satış rakamları, yabancı yatırımcı satışlarında artış trendinin devam ettiğini gösteriyor. TÜİK’in açıkladığı satış rakamlarına göre, yabancı yatırımcı oranında 2018 mayıs ayına göre yaşanan yüzde 62.5’lik artış, yılın ilk çeyreğindeki artış oranının, 2019’un 5’inci ayında da sürdüğünü gösteriyor. Gayrimenkul ve inşaat sektöründe yabancı yatırımcı oranı, ekonomimize olan güvenin artmasıyla, giderek artış gösteriyor. Yabancı yatırımcı oranındaki artış, bunun çok açık bir göstergesi niteliğinde…2018’in eylül ayında başlayan artış eğilimi, dinamik olarak ilerliyor. Özellikle Ortadoğu ve Körfez bölgesindeki yatırımcıların sektörümüze yönelik talepleri, dinamik bir şekilde ilerliyor. Bunu projelerimize yönelik talepte çok net görüyoruz. Yabancı yatırımcı projelerde bitmiş veya bitmeye yakın, hem kazançlı yatırım hem de prestij unsurlarını aynı anda görmek istiyor. Bu özelliklere sahip olan projeler de talepte ilk sırada yer alıyor.
Ahmad Ghassan Altınawı/ Masar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
“Yabancı yatırımcı talebi, sektöre yeni aktörler kazandıracak”
Gayrimenkul ve inşaat sektöründe yabancı yatırımcı oranındaki artış, memnuniyet verici bir şekilde, dinamik bir tablo sunuyor. Türkiye tarihinde en yüksek oranları görüyoruz. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinden bu yılın ilk 5 ayına kadar geçen süre içerisinde çok büyük bir aşama kat edildi. TÜİK’in açıkladığı mayıs satış rakamlarında bir önceki yılın aynı ayına göre oluşan yüzde 62.5’lik artış, bunun bir göstergesini oluşturuyor. Bu durum, sektöre yeni aktörlerin giriş yapmasını da destekliyor. Artış, iç piyasada zaman zaman yaşanan durgunlukların çözümü noktasında ciddi bir katkı sağlıyor. 35 yıldan bu yana, İspanya’dan başlayarak Mısır ve Suudi Arabistan’a uzanan bir coğrafyada çok sayıda projeye imza atan bir şirket olarak edindiğimiz bu köklü deneyimle biz de rotamızı Türk gayrimenkul ve inşaat sektörüne çevirdik. Kendi öz kaynaklarımızdan oluşan finansal gücümüzle Türkiye’ye yatırım yapma kararı aldık. Tüm know how ve finansal olanaklarımızı Türkiye için seferber edeceğiz. Bu kararı almamızda gayrimenkul ve inşaat sektörünün yükselen gücünün katkısı çok büyük.. Biz de bu güçten yola çıkarak markalaşma çalışmalarımızı hızla olgunlaştırdık. Bu girişimimizle, pazara yeni aktörlerin giriş yapması açısından, parmakla gösterileceğimize inanıyoruz.
İhsan Çulhalık / İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı:
“Yabancıya satış, yılın 2’nci çeyreğinde de artışa geçecek”
Konut satışlarında yabancı yatırımcı oranındaki artış sürüyor. TÜİK’in açıkladığı mayıs satış rakamlarına göre, yabancılara yapılan konut satışlarında bir önceki yılın aynı ayına göre yaşanan yüzde 62.5’lik artış, ilk çeyrekteki hareketliliğin yılın 2’nci çeyreğinde de süreceğinin sinyalini veriyor. Yatırımcıların finansman ihtiyacını kolaylaştıran yeni düzenlemelerle sektörümüze yatırım daha cazip hale geldi. İnsay Yapı olarak özellikle yurt dışından, gurbetçilerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerden ciddi bir taleple karşı karşıyayız. Bu talep karşısında gurbetçilere yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Projelerimizde gurbetçilerin satın alma hareketini destekleyen farklı çözüm olanakları ve kampanyalar sunuyoruz.
Denizlili turizmciler tarafından sabırsızlıkla beklenen, 2011 yılında bütçeden ilk ödeneği gelen ancak bir türlü ihalesi yapılıp inşaatına başlanamayan Karahayıt’taki PAÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bitme aşamasına geldi. Hastane 10 ay sonra turizm bölgesi Karahayıt’ta sağlık turizminin hizmetine girecek.
Pamukkale Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi 10 ay sonra turizm bölgesi Karahayıt’ta sağlık turizminin hizmetine giriyor. PAÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi ; çok sayıda turistik otel ve motelin bulunduğu “Karahayıt Termal Sağlık Turizmi” bölgesinin ortasında hizmet verecek ve Türkiye’nin alanındaki ilk ve tek uzman hastanesi olacak. İnşaatı büyük oranda tamamlanan ve kurulumu süren hastanede incelemelerde bulunan Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, “Karahayıt Bölgesi’nin kısa sürede sağlık ve turizm yerleşkesi haline dönüşerek ulusal ve uluslararası platformlarda bir markaya dönüşeceğine inancımız tam. Hastaneyi Nisan 2020’de hizmete almayı planlıyoruz” dedi.
İlk Ödenek 2011’de Geldi Ancak…
Denizlili turizmciler tarafından sabırsızlıkla beklenen, 2011 yılında bütçeden ilk ödeneği gelen ancak bir türlü ihalesi yapılıp inşaatına başlanamayan Karahayıt’taki PAÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bitme aşamasına geldi. Hüseyin Bağ’ın PAÜ Rektörü olarak atanmasının ardından dönemin valisi ve politikacıları ile yaptığı ortak çalışmalar sonrası hızlandırılarak ihalesi yapılan ve Ağustos 2017’de inşaatına başlanan hastanede artık sona gelindi. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, 2017 yılının Ağustos ayında yapımına başlanan PAÜ Karahayıt Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin inşaatını ziyaret etti, incelemelerde bulundu ve çalışmaları yerinde gördü. Ziyaret sırasında; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erdinç Duru, Prof. Dr. Rafet Kılınçarslan, Prof. Dr. Osman Çiftçi, PAÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Ali Sarı, PAÜ Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Hakan Alkan, Yapı İşleri ve Teknik Dairesi Başkanı Ali Murat Filiz ve Yapı İşleri ve hastane inşaatının yapımını üstlenen firma yetkilileri hazır bulundu.
Rektör Bağ ve beraberindekiler, inşaatın yapımını üstlenen firma yetkililerinden hastane inşaatındaki hasta odaları, kafeterya, havuz, konferans ve toplantı salonu, kazan dairesi gibi alanlarda yapılan çalışmalar konusunda bilgi aldı. Proje hakkında teknik bilgiler veren Yapı İşleri Daire Başkanı Ali Murat Filiz, PAÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin 19 bin 746 metrekarelik arsa üzerinde yapıldığını, dört ayrı blok şeklinde 96 yataklı olarak tasarlandığını söyledi. Projenin toplam inşaat alanının 23 bin 326 metrekare olduğunu ifade eden Filiz, projenin 4 bin 268 metrekarelik kapalı otopark alanı, 30 araçlık açık otopark ve 8 bin metrekare de yeşil alan olacak şekilde planlandığını söyledi.
“Hastane 26 Nisan 2020’de Denizli, Bölge ve Türkiye’nin hizmetinde”
Pamukkale ve Denizlili turizmcilere bekledikleri müjdeyi veren ve hastanenin hizmete giriş tarihini 26 Nisan 2020 olarak açıklayan PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, “Antik Çağlardan bu yana bir sağlık ve kür merkezi olarak kabul edilen Karahayıt Bölgesi’nde yapımını sürdürdüğümüz PAÜ Karahayıt Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemiz öncelikli olarak ülkemizin sağlık turizmi alanında kalkınması, Denizlimiz ve Karahayıt bölgemizin gelişmesi adına önemli bir önemli merkez olacaktır. Karahayıt bölgesinin kısa sürede sağlık ve turizm yerleşkesi haline dönüşerek ulusal ve uluslararası platformlarda bir markaya dönüşeceğine inancımız tam. Bizler de Pamukkale Üniversitesi Yönetimi olarak göreve geldiğimiz günden itibaren diğer projelerimizde de olduğu gibi bu projemizde de yapılan çalışmaları yakından inceleyerek en kısa zamanda hizmete açmak için her aşamasını titizlikle takip ediyoruz. Sağlık Turizmi Denizli ve ülkemiz için çok önemli. Pamukkale-Karahayıt hattında günü birlik turizmi uzun süreli konaklama yapılan turizme dönüştürme açısından büyük fırsat. Zaten hastanemiz, Karahayıt’taki turistik tesislerin tam göbeğinde tüm bölgeye sağlık hizmeti verecek şekilde kurgulandı. Turizmcilerimiz de yıllardır bu hastaneyi bekliyordu” şeklinde konuştu.
PAÜ Böyle Bir Hastane Kuran İlk Üniversite Olacak
Öte yandan Pamukkale Tıp Fakültesi Hastaneleri’nden biri olarak hizmet verecek olan Karahayıt Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin tıbbi kadrosunu da, PAÜ’lü Öğretim Üyeleri oluşturacak. Ayrıca PAÜ Hastaneleri Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü ile 4 yıllık PAÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu kadro ve öğrencileri de bu hastanede çalışma ve staj imkanı bulacaklar. Rektör Bağ, “Bu hastane ile bir üniversitenin bulunduğu ilde öne çıkan sektörlerle kaynaşması ve birlikte iş yapması açısından önemli bir örnek olacak. Burada turizmcilerimiz ile üniversitemiz Denizli ve ülke yararı açısından birlikte çalışmış solacak” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, Frankfurter Allgemeine Zeitung´a (FAZ) verdiği söyleşide Alman otomotiv devi Volkswagen´in (VW) yeni fabrika yatırımı için Türkiye´yi seçmesinin avantajlarını anlattı. Ermut’un, Opel’in İzmir’in Torbalı ilçesindeki satılık arazisini önermesi, ilçede heyecan yarattı. Torbalı Ticaret Odası (TTO) Başkanı Olgun, “Liman, havayolu, demiryolu bağlantısı ile Türkiye’nin en cazip yeri Torbalı’dır” dedi.
Alman otomotiv devi Volkswagen’ın yeni üretim tesisi için Türkiye ve Bulgaristan arasında yaşanan rekabete ilişkin olarak Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung’a (FAZ) açıklamalarda bulundu. Volkswagen ile devam eden müzakereleri yürüten Arda Ermut, Türkiye’nin avantajlı olduğu noktalara dikkat çekerek, Opel’in Torbalı’da satışta olan yerini önerdi. Skoda ve Seat’ların üretileceği tamamen yeni fabrikanın nereye kurulacağının belli olmadığı belirtilen haberde, İzmir yakınlarında 2001 yılına kadar Opel’in bulunduğu 40 hektarlık bir araziyle ilgili görüşmeler yürütüldüğü vurgulandı. Görüşmelerde arazinin İzmir demir yolu ağıyla bağlantısının somut olarak gündemde olduğunu belirten gazete, Türk hükümetinin yaklaşık 100 milyon euroluk teşvik planının da görüşmelerde ele alındığını yazdı. Opel’in tesislerinin atıl kalmaması ve yerli otomobilin ilçeye gelmesi için çalışmalar yürüten TTO Başkanı Abdulvahap Olgun, “Liman, havayolu, demiryolu bağlantısı ile bölgenin en cazip yeri Torbalı’dır. Otomobil üretiminde tecrübemiz var. Lojistik, iş gücü ve yan sanayi konusunda gerek Türkiye gerekse de Balkanlarda örneği bulunmayan bir konumdayız” dedi.
Lokasyonun Önemine Vurgu Yaptı
Bu ölçekte bir yatırım için Torbalı’daki arazinin gerek donanım gerekse de ulaşım bakımından birçok avantaja sahip olduğunu vurgulayan Olgun, şu bilgileri verdi:
“Şu anda 54’ü yabancı sermayeli olmak üzere 750 üretim tesisi kentimizde faaliyet göstermektedir. Phılıp Morris, Groupe Atlantıc, MSC Group, JTİ, Dr. Oetkher, SFS Intec gibi uluslararası dev firmalara ev sahipliği yapan Torbalı’nın 1 milyar dolarlık ihracatı ile 100’ün üzerinde ülke ile lojistik ağı bulunmaktadır. Daha önce Opel’in en verimli dönemine ev sahipliği yapan Torbalı, Volkswagen için de en uygun yatırım bölgesi. Kentimizin içinden otoban ve otoyol geçmekte. Ayrıca demiryolu- hızlı tren hattının üzerinde de yer almakta. Adnan Menderes Havalimanı’na a 25 kilometre, Alsancak Limanı’na ise 40 kilometre mesafede yer almakta. Ayrıca ilçemizin yapımı devam etmekte olan İstanbul-İzmir Otoyolu’na da bağlantısı bulunmakta. Yeterli iş gücü ve sanayileşmeye elverişli uygun alanların bulunması yatırımlar için büyük bir cazibe oluşturmakta. İzmir otomobil yan sanayinde de öncü bir bölge.”
2000’de Üretim Durmuştu
Opel Türkiye, 1989 yılında 40 milyon mark yatırımla yüzde 100 yabancı sermaye olarak kuruldu. Opel fabrikası, Torbalı’nın ev sahipliği yaptığı en önemli marka firmalardandı. Opel Türkiye fabrikası, Türkiye’nin Renault ve Tofaş’tan sonra faaliyet geçen üçüncü otomobil fabrikasıydı. Tesisin devreye girdiği yıl 1990’da Opel bu tesislere bin 156 otomobil monte etti. Bu yıl sonrasında bu miktar 6 binin üzerine çıktı. 1992 yılında 9 bin oldu, 1993 yılında da 12 binin üzerine çıktı. Bu durum 1993 yılına kadar sürdü. 1993 yılına gelindiğinde Opel Türkiye, ithalata başladı. İlk yıl 6 bin 630 araba ithal edildi. Bir yıl sonra baş gösteren ekonomik kriz Opel’i de vurdu. Torbalı tesislerinde yapılan montaj bir yıl öncesinin yarısına 6 bin 626’ya düştü. İthalat ise üçte birine bin 802’ye geriledi. 1995’de hemen hemen bu rakamlar aynı düzeyde seyretti. Yıllık üretim kapasitesi 10 bin adet olan fabrika ekonomik krize direnemedi ve 2000 yılında kapandı. Türkiye’nin İzmir’den yönetilen tek otomotiv markası olan Opel, Torbalı’daki montaj tesisini yedek parça deposu haline getirdi.
15 Haziran 2019 tarihi itibariyle imar başvuruları sona erdi. Peki, en çok başvuru nereden yapıldı, devletin kasasına kaç lira girdi?
13 milyon sorunlu yapıyı ilgilendiren imar barışı başvuruları için son başvuru tarihi Cumartesi günü sona erdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı beklenen imar barışı uzatma duyurusunu yayımladı. İmar barışı son ödeme tarihi ise 30 Haziran 2019 itibari ile sona erecek.
İmar Barışında En Çok Başvuru Yapan İl İstanbul Oldu!
İmar barışına en yoğun başvuru İstanbul’dan geldi. İstanbul’da imar barışına 1 milyon 747 bin kişi başvuruda bulundu.
İmar barışına en çok başvuru yapan iller sıralamasında birinci basamakta yer alan İstanbul’u sırası ile 811 bin 452 başvuruyla İzmir, 469 bin başvuruyla Ankara takip etti.
İmar barışında toplanan para tutarı ise 19 milyar 300 milyon lira olarak duyuruldu.
Bakan Murat Kurum Uzatılmayacağını Söylemişti
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum imar affı hakkında önemli açıklamalarda bulunmuş ve tarihi uzatmayacaklarını söylemişti.
İmar barışından yararlanan toplam kişi sayısını da açıklayan Bakan Kurum, “İmar barışı 31 Aralık 2017 tarihine kadar yapılmış olan binaları ilgilendiriyor.
Son başvuru tarihi 15 Haziran 2019 tarihinde imar barışına başvuru süreci tamamlanıyor. Herhangi bir uzatma söz konusu değil. 10 milyon 79 bin vatandaşımız da imar barışı sürecinden yararlandı. İstanbul’da 1 milyon 747 bin kişi, İzmir’de 811 bin kişi başvuru yaptı.” diyerek tarihin uzatılmayacağını açık bir şekilde dile getirmişti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, yapımı devam eden Çamlıca Radyo – Televizyon Kulesi’nin inşaatında incelemelerde bulundu. Kulenin inşaat alanındaki incelemeleri öncesinde basın mensuplarına açıklama yapan Bakan Turhan, “Bugün Babalar Günü. Tüm babaların, babalarımızın günü kutlu olsun. Ahirete intikal edenlere de rahmet diliyorum. Yine bugün ülkemizde YKS sınavı var. Bu sınavda şu anda ter döken evlatlarımıza da başarılar diliyorum. Radyo ve televizyon insanların en popüler iletişim, bilgilendirme ve eğlence aracı.
Bilişim çağında halen, toplumun tüm kesimlerine ulaşan en etkin iletişim araçları. Bu iletişim araçları, teknolojik gelişmeler sonucu önemli değişimler geçirdi. Çamlıca Kulesi ise bu noktada çok önemli bir projedir. Öncelikli olarak radyo televizyon yayıncılığı için gerekli olan antenlerin, İstanbul’un siluetini kirletmesinin önüne geçmesi bakımından da önemlidir. Çünkü ülkemizde öteden beri süregelen yayıncılık alanında her televizyon ve radyo kuruluşu kendine ait bir radyo televizyon kulesi kurmuş ve Çamlıca Tepesi metal bir ormana dönmüş durumda. Çünkü bu vericiler son derece çirkin bir görüntü oluşturuyor. İşte Çamlıca Televizyon Kulesi ile burada bulunan, öncelikli olarak radyo vericileri olmak üzere, zaman içerisinde televizyon vericileri de dahil büyük bir bölümü kaldırılarak tek bir kule üzerinde toplanacak.
Bunun da ötesinde, bu kule 369 metre yapısal yüksekliğiyle yeni bir kule olmaktan ziyade, İstanbul için simge bir yapı niteliği de taşıyacak. 10 bin metrekarelik alana inşa edilen ve deniz seviyesinden 578 metre yükseklikle olan bu kule, İstanbul’un yeni turizm merkezlerinden biri haline gelecek. Kulede kullanılacak panoramik asansörler 180 metre boyunca bir yandan tarihi yarımadaya, diğer yandan Karadeniz’e bakacak şekilde yerleştirilecek. Seyir katları ve restoranları da hizmete girdiğinde her yıl ortalama 4 buçuk milyon kişiye hizmet verecek. Bugün itibarı ile 45 katın 30 katı, yani 202 metre kotuyla, 72 buçuk metre kotları arasındaki 130 metrelik dış kat ve cephe imalatları tamamlandı. Yakın zamanda da ağır imalatları bitirilerek, yayıncılık altyapısı çalışmalarına hız vereceğiz.
Bu kapsamda ilgili katlar olan 36, 37, 42 ve 43. katlara birleştirici, verici, soğutucu gibi ekipmanları Temmuz ayı içerisinde yerleştirmeyi planlıyoruz. Şu ana kadar yüzde 85’lik bir ilerleme sağlamış bulunuyoruz. Hedefimiz, bu yıl sonunda Çamlıca Televizyon Kulesi’nde test çalışmalarına başlamak. Bununla birlikte, 2020 yılı başından ilk yarısına kadar Çamlıca Kulesi’nde görüntü kirliliği oluşturan antenlerin önemli bir kısmı etap etap temizlenecek. Biz ülkemize ve tabi ki İstanbul’a yatırımlar yaparken tek bir şeyi düşünüyoruz; insanımızı. Bunun için de aşkla ve şevkle çalışıyoruz. Dünyanın en büyük projelerinden 5’ini İstanbul için yaptık. Yeni projelerimizi de bir bir hizmete veriyoruz” dedi.
Açıklamasının ardından Bakan Turhan’a, Çamlıca Kulesi inşaatında çalışan işçiler adına Babalar Günü dolayısı ile çiçek takdim edildi. Daha sonra Bakan Turhan inşaat alanına geçerek incelemelerde bulundu.
Ankara’da arsa satın almak isteyen yatırımcılara büyük fırsat! Ankara Büyükşehir Belediyesi arsa satış ihalesi düzenleyeceğini duyurdu.
14 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan arsa satış ihalesi ilanı ile farklı ilçelerde yer alan 8 arsa rekor fiyatla satışa sunuldu.
203 Milyarlık Dev Arsa Satış İhalesi
Ankara Büyükşehir Belediyesi ihale ilanları arasında yer alan taşınmaz ihalesinde toplam 8 arsa için belirlenen muhammen bedel 203 milyar 785 milyon 895 bin lira olarak açıklandı.
Rekor fiyatla satılan arsalar arasında en pahalı olan Yenimahalle Orman Çiftliği sınırları içerisinde yer alan ve ticaret alanı ruhsatına sahip olan 149 milyar 683 milyon liralık arsa olurken en ucuz arsa ise Çankaya Lodumu sınırları içerisinde yer alan 2 milyar 300 milyon liralık muhammen bedele sahip olan arsa oldu.
Söz konusu olan arsalar için satış ihalesi 27.06.2019 tarihinde Hipodrom Caddesi No: 5’teki Belediye Hizmet binasında toplanacak belediye encümenliğince yapılacak. İhale suretiyle satışı yapılacak taşınmazın satış şartnamesi, her gün çalışma saatleri içerisinde, Hipodrom Caddesi No: 5’teki Belediye Hizmet binasında bulunan Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğü’nde görülebilecek.
Türkiye coğrafyasında iz bırakan medeniyetlerin eserlerindeki mimari özelliklerin bugünün yapılarına hatasız aktarılması için “Tarihten Referans Alan Kamu Binaları Tasarım Rehberi” hazırlandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan rehberde, Türkiye coğrafyasında iz bırakan medeniyetlerin eserlerinde yer alan ve bugünün mimarisinde de kullanılmak istenen özelliklere ilişkin bilgiler bir araya getirildi. Milli ve tarihi yapıları andıran kamu binaları inşa edilirken biçimsel tekrarlara ve taklit hatalarına düşüldüğü görüldü. Bu hataların yapılmaması, kültürün iyi okunarak, hassasiyetle gerekli çıkarımların yapılması ve eserlerin özelliklerinin bugünün mimarisine aktarılmasını sağlamak, kullanıcılarına kolaylık sunmak amacıyla “Tarihten Referans Alan Kamu Binaları Tasarım Rehberi” hazırlandı.
Çalışmada bölge ve kentlere göre, Türkiye coğrafyasında iz bırakan medeniyetlerin eserlerinin farklı yerlere özgü tasarımları, planlamaları, cephe düzeni, malzeme seçimi, konumlama ilkeleri, iç planları, yapılar inşa edilirken ısı ve ışığın kullanımı incelendi.
Mimarlar Tarihi Binaların Çizimlerine Ulaşabilecek
Rehberde, Anadolu Selçuklu dönemine ait 35 eserden yola çıkılarak 10 tip kemer, 5 tip kubbe ve 5 tip cephe düzeni belirlendi. Erken Osmanlı dönemine ait 18 eserden de 11 tip kemer ve 7 tip cephe düzeni tespit edildi.
Klasik Osmanlı dönemine ait 55 eserin incelendiği rehberde, 26 tip kemer ve 14 tip cephe düzeni yer aldı.Yapı İşleri Genel Müdürlüğü koordinesinde konularında uzman akademik heyet tarafından çalışılan rehberde, Selçuklu, Beylikler, Erken ve Klasik Osmanlı dönemlerindeki kamu binalarında kullanılan kemer, cephe, kapı, pencere, desen gibi yapı elemanlarının ölçüleri, oranları, bölgeleri, malzemeleri, iklim tipi ve diğer teknik özelliklerine de yer verildi.
Rehberde yer alan harita üzerinden tasarım yapacak mimar, tasarım yapmak istediği ildeki referans alabileceği, esinlenebileceği tarihi kamu binalarının tasarım özelliklerinin ve oranlarının çizimlerine ulaşabilecek.
Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Burdur’un Bucak ilçesinde hayata geçireceği yeni projede düğmeye basıyor.
Burdur şehir merkezine ortalama 47 kilometre uzaklıkta bulunan yaklaşık 65 bin nüfusa sahip Bucak ilçesinde TOKİ tarafından hayata geçirilecek olan 228 konutluk projenin inşaat yapım ihalesi 2 temmuz 2019 salı günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi’nin İstanbul Küçükçekmece Halkalı Atakent mahallesi 221. sokak 5 numaralı adreste bulunan İstanbul Hizmet Binası’nda saat 14.30’da yapılacak.
Tünel kalıp sistemiyle yapılacak olan projenin ihale kapsamında konutların yanı sıra bir adet ticaret merkezi, bir cami ve çevre düzenlemesi ile alt yapı çalışmaları da bulunuyor.
İhalenin sonuçlandırılması ve sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte 10 gün için yer tesliminin yapılacağı projenin şartnameye göre 550 takvim gününde tamamlanarak teslim edilmesi gerekiyor.
Proje ihalesi ile ilgili detaylı bilgiler EKAP’ta (Elektronik Kamu Alımları Platformu) yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnamede bulunuyor.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Mersin Milletvekili Baki Şimşek, artan konut kredisi faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğini, konut alacak vatandaşların mali yükünün azaltılmasının ekonomiye büyük katkısı olacağını söyledi.
Konut Kredisi Faiz Oranları TBMM’de Gündeme Geldi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Mersin Milletvekili Baki Şimşek, artan konut kredisi faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğini, konut alacak vatandaşların mali yükünün azaltılmasının ekonomiye büyük katkısı olacğaını söyledi. İnşaat sektöründe ciddi sıkıntılar görülmeye başlandığına dikkat çeken Şimşek, müteaahhitlerin konut teslimi, daire satışı, ev sahibi olmak isteyen vatandaşların da daire almak için beklediği aylara girildiğini burada atılacak olumlu adımların inşaat sektörünü canlandırabileceğini söyledi.
Şimşek, “KOBİ destek paketi açıklanmış ve yaklaşık 25 milyarlık bir teşvik paketi Sayın Maliye Bakanı tarafından açıklanmıştır. Biz bunu olumlu buluyoruz. Bununla beraber, inşaat sektörünün kendini toparlayabilmesi için, özellikle konut kredi faiz oranlarının mutlaka ivedi olarak düşürülmesini ve konut alacak insanların mali yükünün azaltılmasını; ikinci olarak, müteahhitlerin KDV alacaklarının ödenmesini ve nebze olsun rahatlamalarını… Bir de ayrıca, müteahhitlere dönük mutlaka ayrı bir destek paketi açıklanmalıdır çünkü inşaat sektörü gerçekten, Türkiye’nin hem büyümesi adına hem istihdam adına lokomotif sektörlerinden biridir. Bununla ilgili, tabii, yatırımcıların da hataları vardır. Bundan sonraki konuta dönük yatırımların da arz-talep dengesi göz önünde bulundurulup yapılması ve Türkiye’nin bir beton yığınına dönüştürülmemesi gerekmektedir.” dedi.
Gürbağ Prefabrik kutu menfezler, borular ve baca elemanları üretiminin yanı sıra peyzaj uygulamalarında kullanılan çeşitli kilit taşları, bordürler, çitler ve beton bariyerleriyle de projelere değer katıyor.
Sektörünün önde gelen markaları arasında yer alan Gürbağ Prefabrik, prefabrik karkas elemanları, altyapı ve peyzaj elemanları üretimindeki başarısıyla anılan bir marka. Bugüne kadar birçok farklı tipolojideki projelere imza atan firma hizmet kalitesiyle öne çıkıyor.
Marka özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde genellikle sanayi yapılarını yapmakla birlikte köprüler, tarımsal yapılar, okullar, otomotiv plazalar, düğün salonları gibi değişik projelere bölgenin birçok şehrinde uygulama gerçekleştirerek önemli çalışmalara imza attı. Hedef kitlesi tarafından tercih edilmesinin en önemli sebepleri arasında Gürbağ Prefabrik’in prefabrik konusunda ilk olması, bölgenin en köklü bilgi birikimine ve teknik gücüne sahip olması yer alıyor. Firma müşterilerinin farklı taleplerine bünyelerindeki yüksek kalifiyeli kadrosu, malzeme kalitesi, iş güvenliği ile ulusal ve uluslararası standartlara uygun çözümleri ile cevap vererek fayda sağlıyor. Projelerde çok geniş açıklıklı yapılarını sahip olduğu teknoloji ve tecrübe ile çok rahatlıkla geçebilen, en doğru çözümü sunabilen marka, bu açıklıkları farklı mühendislik sistemlerini kullanarak yapmaktadır. Örnek vermek gerekirse Gürbağ Prefabrik, iki mafsallı sistemlerde 30 metrelik açıklığı geçebilmektedir. Bu şu anlama gelir; 30 metre boyunca sistem içerisinde kolon olmadan devasa alanın oluşmasıdır. Bir diğer örnek ise 3 mafsallı sistemlerde 49 metrelik açıklığı geçerek çok büyük alanları yapının içerisinde hiçbir kolon olmadan dahil etmektir.
Şirketinin bünyesinde bulunan kilit taşı üretim tesislerinde peyzaj uygulamalarında kullanılan çeşitli kilit taşları, bordürler, çitler ve beton bariyerler gibi temel prefabrik unsurları yapan marka, alt yapı elemanları olarak da kutu menfezler, borular ve baca elemanları üretimi gerçekleştiriyor.
Diyarbakır’da, Kralkızı Dicle Projesi kapsamında verimli tarım arazilerini suyla buluşturacak 218 kilometrelik yapay nehir, tamamlanma aşamasına geldi.
Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce Diyarbakır’da yürütülen projelerle, yaklaşık 4 milyon dekar toprak suya kavuşturulacak. Bu sayede 450 bin kişiye iş imkanı sağlanacak. DSİ Genel Müdürü Mevlüt Aydın yaptığı açıklamada, Atatürk Barajı’ndan alınan suyu Şanlıurfa’dan Mardin’e taşıyan 221 kilometrelik Mardin-Ceylanpınar ana kanalının tamamlandığını söyledi.
Diyarbakır’da Kralkızı ve Dicle barajlarındaki suyu Kayapınar, Ergani, Çınar ve Bismil ilçelerine taşıyacak 218 kilometrelik cazibe ana kanalının ise 217 kilometresinin yapıldığını belirten Aydın, inşaatın fiziki gerçekleşme oranının yüzde 99 olduğunu bildirdi.
Saniyede 111 metreküp suyu iletecek isale kanalının, yılın ikinci yarısında tamamlanacağına işaret eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Projenin büyüklüğü nedeniyle sulama tesisleri, isale kanalı, cazibe ve pompaj sulamaları, kısımlara ayrıldı. Dicle Barajı’ndan sulama suyunu iletecek isale kanalı, cazibe sulamasının birinci kısmı ile P2 ve P5 sağ pompaj sulamaları tamamlandı. Projeyle sulanması hedeflenen yaklaşık 1 milyon 150 bin dekarın yaklaşık 200 bin dekarı sulamaya açıldı. 825 bin 940 dekarın ise ihaleleri yapılmış durumda. Kalan 124 bin 960 dekarın ihalesi önümüzdeki dönemde yapılacak.”
İstanbul Havalimanı yolcu kapasitesi her geçen gün artarken dünyanın en büyük havalimanı oteli de hizmete açıldı. Detayları haberimizde.
Türkiye’nin göğsünü kabartan İstanbul Havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanı oteli de hizmet vermeye başladı.
Konu hakkında açıklama yapan Yotel İstanbul Havalimanı Genel Müdürü Bora Göymen, “Bizim için çok heyevanlı bir proje. Türkiye’ye ilk girişimiz. Yotel büyümekte olan bir grup.
Dünyanın en büyük havalimanında biz kendi açımızdan en büyük otelimizi açtık. Terminal içinde bulunan bu şekilde hem hava tarafında hem kara tarafında 451 tane odası olan başka bir otel yok. Kolaylıkla buna dünyanın en büyük havalimanı oteli olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Saatlik Oda Satışları Yapılacak, Minimum 4 Saatlik Oda Kiralanacak
Sundukları sistem ile 80 eurodan başlayan fiyatlarla saatle oda kiralayacaklarını da dile getiren Göymen, “Şu anda bulunduğumuz yer Yotel’in hava tarafında pasaport kontrolünden sonra olan kısım. 174 odaya sahibiz. Burada saatlik oda satışları var. Minimum 4 saatlik satışları var. Şu anda sizlerin de bildiği gibi otelcilik tamamen taleple alakalı.
Fiyatlar sürekli değişken olmakla beraber, şu anda başlangıç fiyatımız 80 eurodan başlıyor. Dört saat üzerinde kaldığınız her saat başına bir miktar fazla ödüyorsunuz. Saatlik sattığımız için otelin doluluk oranı yüzde yüzleri geçmiş durumda. Tabii taleple alakalı daha da fazla olacağını düşünüyoruz.” dedi.
Sadece Duş Almak İsteyen 15 Euro Ödeyecek
Otel hakkında bilgi veren Göymen farklı hizmetler de sunacaklarını söylerken “Amacımız normal havalimanı dışında bir otelin getirdiği tüm hizmetleri yolcularımıza sunmak. Fakat yolcu profilinden dolayı terminal ve havalimanı yolcusunun hizmetleri farklı.
Biz de onlara yönelmek istedik. Öncelikli olarak saatli satış. Lounge hizmeti veriyoruz.Burada belli zaanlarda kalınıp internete bağlandığınız, yemeğinizi yediğiniz bir hizmet veriyoruz. Airport Lounge kısmını da veriyoruz. Duş imkanlarımız var.
Sadece duş yapabiliyorlar. Sadece bulunduğumuz Lounge’a girebiliyorlar veya sadece konaklayabiliyorlar. Bir duşun maliyeti 15 euro. Duşa yolcuların ilgisi çok iyi.” diyerek sundukları hizmetler ile fark yaratacaklarını söyledi. Sunulan hizmet havalimanından direkt toplantıya gidecek kişiler için büyük önem taşıyor.
İş Adamları Özel Görüşme Odaları İle Uçaktan İner İnmez Toplantı Yapabilecek
Sundukları hizmetlerden birinin de iş adamları için özel görüşme odaları olduğunu belirten Göymen, “Otelimiz 25 bin metrekare. 451 odamız var. 277 tane kara tarafında 174 tane hava tarafında. Hava tarafındaki odalarımızın 102 tanesi küçük saatlik odalar. 13 metrekareden başlıyor.
Kara tarafındaki odalarımız da 13 metrekareden başlıyor. 30 metrekareye kadar çıkıyor. Ayriyeten 5 tane süitimiz var, onlar da 70 metrekareden başlıyor. Ayrıca iş adamları için toplantı salonu veya iki kişilik özel görüşme salonları var. Uygun bir ücret karşılığında müşterilerimiz buralardan da yararlanabiliyor.” dedi.