2023 yılına kadar mevcutta olan 436 AVM sayısının en fazla 470’e çıkmasının beklendiğini belirten Lens Yaşam Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Gayrimenkul Geliştirme Danışmanı Can Aydınoğlu, koronavirüs sonrasında açık hava yaşam merkezlerine ilginin daha fazla artacağına ve yatırımların bu yönde olması gerektiğine dikkat çekti.
Son dönemde alışverişin yanı sıra ziyaretçilerinin daha çok sosyalleşme alanı olarak görmeye başladıkları AVM’ler şekil değiştirmeye başladı. Ağırlıklı olarak açık hava yaşam merkezlerinin yapımı son 2 yılda hız kazanırken, yeme içme sektörü de açık hava alanlarında daha fazla büyüyor. Açık hava yaşam merkezlerine gelen ziyaretçilerin büyük bir çoğunluğu vakitlerinin çoğunu yeme içme ve rekreasyon mekanlarında harcıyor, alışverişe ise daha az vakit ayırıyorlar. Covid-19 salgını dolayısıyla neredeyse bütün alışveriş merkezlerinin geçici bir süre kapatılması, salgın dönemi sonrasında kapalı AVM’lere gelen ziyaretçi sayısında da düşüş olabileceğine dikkat çeken Can Aydınoğlu; “Dünyada da ülkemizde de birbirinden izole alanlarda duvarlarla çevrili toplu konut projelerinden ve bunlardan ayrı konumlarda arabayla ulaşılan büyük AVM’lerden uzaklaşılarak yaşama dair tüm ihtiyaçları bir arada, kısa zamanda karşılayabileceğimiz, yaşayan semt merkezlerine doğru bir eğilim var. 2023 yılına kadar mevcutta olan 436 AVM’ye en fazla 30 AVM daha eklenecek ve bunların da daha çok açık hava yaşam merkezi olması bekleniyor. Çünkü ziyaretçiler kendilerini caddede gezerken hissetmek, temiz hava almak istiyorlar” dedi.
Artık caddeleşen alışveriş merkezleri döneminin yaşanmaya başlayacağına ve Covid-19 salgını sonrasında, içinde bulunduğu semte entegre olmuş açık hava yaşam merkezlerinin öne çıkacağını sözlerine ekleyen Aydınoğlu; Kurtköy Yenişehir’de, Sabiha Gökçen’e yürüme mesafesinde bulunan 33 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu 985 konuttan ve 85 ticari alandan oluşan Lens Yaşam Merkezi’nde de sanatı, sporu, eğlenceyi ve alışverişi bir araya getirdiklerini belirterek gayrimenkul piyasasının içinden geçmiş olduğu çok zor bir dönemde, satışa sunulan 500 rezidansın tamamına yakınının inşaat devam ederken satıldığını, sitede oturumun başladığı ilk 3 ay içinde 300 kiralamanın gerçekleştiğini söyledi.
Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve projelerinde uygulamaya geçiren Ege Yapı, Koronavirüs salgını sürecinde çalışanların ve müşterilerinin sağlığını düşünerek satış ofislerini bir süreliğine kapatma kararı aldıktan sonra tüm satış ve pazarlama süreçlerini, Dijital Satış Ofisi’ne taşıdı.
Hızlı, Kesintisiz ve Profesyonel Dijital Hizmet Anlayışı
Ege Yapı, akıllı ev teknolojileri ile inşaat ve teknolojiyi bir araya getirdiği yenilikçi çalışmalarına müşteri görüşme ve satışlarının gerçekleştirilebileceği Dijital Satış Ofisi’ni de ekledi.
Ege Yapı, mevcut inşası ve satışı devam eden Cer İstanbul, ÇamlıYaka Konakları ve Kordon İstanbul projelerine dair satış ekiplerinin görüntülü sunum yapabileceği, proje planlarının inceleneceği, tüm daire seçimlerinin görüntüleneceği ve kaparo ödemeleri gibi tüm süreçleri Dijital Satış Ofisi’ne taşıyarak taleplere hızlı ve profesyonel bir şekilde dijital platformlar üzerinden cevap veriyor.
“Gayrimenkul Sektörünün Dijital Dönüşümüne Katkı Sağlıyoruz”
Uzun yıllardır teknolojiye yatırım yapan markalardan biri olarak Koronavirüs salgını ile dijitalleşen yeni dünya düzenine tam ve eksiksiz olarak adapte olmaya özen gösterdiklerinin altını çizen Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı H.İnanç Kabadayı, şunları dile getirdi:
“En önemli önceliğimiz bu dönemde
çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığı oldu. Bu süreçte satış
ofislerimizi kapattık ancak talepleri dijital satış kanallarımız ile karşılamaya
karar verdik. Normalde yüz yüze ve telefon üzerinden yapılan görüşme ve satış
işlemleri artık görüntülü Dijital Satış Ofisi üzerinden yapılacak. Bunun için
gelişen teknoloji ile pratik çözümler sunan, entegre ürün ve yazılım sistemleri
kullanıyoruz.
Tüketiciler bu dönemde evde bulunmaları
sebebiyle internet ve sosyal medyada daha çok zaman geçiriyorlar. Gayrimenkul
almak isteyen tüketiciler de benzer bir eğilim içindeler. Biz de müşterilerimizin
satış ofisine gelmeden projelerimiz hakkında online bilgi alabilmelerini
sağlıyoruz. CRM ile bağlantılı çalışan sistemde satış ekiplerimiz uygun daire
seçeneklerini, vaziyet planını, dairenin fiyatını ve ödeme alternatiflerini
müşterilerine online sunabildiği gibi, tüm bu bilgileri müşterinin talebi
doğrultusunda tek bir tık ile teklif dosyasına çevirerek de gönderebiliyorlar.
Projenin sunumları tamamlandıktan sonra müşterinin isteği ve seçimi
doğrultusunda sanal pos uygulaması ile daire için kaparo ödemesi alınabiliyor.
Ege Yapı
olarak teknolojinin tüm imkanlarından yararlanan, bu konuda takipçi değil öncü olan bir
vizyonla hareket etmeye devam edeceğiz. Bu günler son yıllarda gelişen
gayrimenkul(proptech) ve inşaat(contech) teknolojierinin önümüzdeki yıllarda
çok daha etkin kullanılacağını da göstermiş oldu.” dedi.
Türkiye İMSAD İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi Şubat 2020 sonuçları açıklandı. Endeks sonuçlarına göre; inşaat malzemeleri sanayi ihracatı 2020 yılı şubat ayında değer olarak geçen yılın şubat ayına göre yüzde 5.1 yükseldi. Yeni yılın ilk iki ayında iç piyasadaki canlanmaya rağmen inşaat malzemeleri sanayisi ağırlığını ihracata vermeye devam etti ve ihracat şubat ayında 1.67 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı miktar olarak yeni yılın ikinci ayında geçen yılın şubat ayına göre yüzde 31.7 yükseldi ve 4.66 milyon ton oldu. İnşaat malzemeleri ihracat ortalama birim fiyatı ise 2019 yılı şubat ayında 0.45 dolar/kg iken 2020 yılı şubat ayında 0.36 dolar/kg oldu. İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı 2020 yılının ilk iki ayında da arttı. Ancak ihracat birim fiyatlarındaki gerileme ile son 7 yılın en düşük ortalama ihracat birim fiyatları yaşandı.
İhracat Miktar Olarak Arttı, Birim Fiyatları Geriledi
2020 yılının şubat ayında 8 alt ürün grubundan 6’sının ihracat birim fiyatları 2019 yılı şubat ayına göre geriledi. Fiyat düşüşleri alt gruplarda farklı oranlarda gerçekleşti. Fiyatı artan iki sektör yüzde 0.5 ile prefabrik yapılar ve yüzde 4.3 ile ağaç ve ahşap ürünleri oldu. Şubat ayında mineral ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı geçen yılın şubat ayına göre yüzde 23.2 geriledi. Kimyasal bazlı ürünlerin ihracat birim fiyatı yüzde 17.1 düştü. Demir-çelik ürünlerinin ortalama ihraç birim fiyatı da yüzde 8.5 azaldı. Metal bazlı ürünlerin ihracat birim fiyatları ise 2020 yılı şubat ayında geçen yılın şubat ayına göre yüzde 4.3 düşerek en sınırlı gerileme yaşanan alt sektör oldu.
2020 yılının şubat ayında 8 alt ürün grubunun tamamında ihracat miktar olarak geçen yılın şubat ayının üzerinde gerçekleşti. Şubat ayında en yüksek ihracat miktar artışı yüzde 42.3 ile mineral ürünlerde oldu. Yüksek miktar artışı yaşanan diğer alt sektör yüzde 35.5 ile kimyasal bazlı ürünler oldu. Prefabrik yapılar ihracat miktar artışı yüzde 32.9 olarak gerçekleşti. Sadece demir çelik ürünlerinde ihracat miktar artışı yüzde 6.4 ile tek haneli oldu. Diğer tüm alt gruplarda ihracat miktar olarak iki haneli ve yüksek oranlarda artış gösterdi.
2020 yılının şubat ayında 8 alt ürün grubunun 7’sinde ihracat değer olarak geçen yılın şubat ayının üzerine çıktı. 2020 yılı şubat ayında değer olarak en yüksek ihracat artışı yüzde 34.2 ile prefabrik yapılarda gerçekleşti. Ağaç ve ahşap ürünleri ihracatı değer olarak yüzde 23.3 rttı. Kimyasal bazlı ürünlerin ihracatı da değer olarak yüzde 12.1 yükseldi. Değer olarak ihracatı düşen tek sektör yüzde 2.9 ile demir çelik ürünleri oldu.
Yıllıklandırılmış Verilerde de Birim Fiyatlar Geriledi
Türkiye İMSAD İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi içinde yıllıklandırılmış verilere de yer verilmeye başlandı. Şubat ayı itibarıyla 2018 Mart-2019 Şubat 12 aylık dönemi ile 2019 Mart-2020 Şubat 12 aylık dönemi karşılaştırıldı. Buna göre, bir önceki döneme göre son bir yıl içinde 8 alt sektörden 7’sinin ihracatı değer olarak arttı. Sadece demir çelik ürünlerin yıllık ihracatı değer olarak azaldı. Alt sektörlerden prefabrik yapılar hariç 7’sinde ihracat miktar olarak yıllık artış gösterdi. Son bir yıl içinde bir önceki döneme göre prefabrik yapılar hariç 7 alt ürün grubunda ihracat birim fiyatları düştü. Son bir yıl içinde daha düşük birim fiyat, daha çok miktar ile satış eğiliminin kalıcı olmaya başladığı görülüyor.
İnşaat Malzemeleri İthalatı da Artış Eğilimini Sürdürdü
İnşaat malzemeleri sanayi ithalatı miktar olarak şubat ayında geçen yılın şubat ayına göre yüzde 21.3 arttı ve 213.8 bin ton oldu. İnşaat malzemeleri sanayi ithalatı değer olarak ise şubat ayında yüzde 14.7 artarak 592 milyon dolar olarak gerçekleşti. İnşaat malzemeleri ithalatı yeni yılın ilk iki ayında artış eğilimini sürdürdü. İnşaat malzemeleri ithalat ortalama birim fiyatı ise şubat ayında 2019 yılı şubat ayına göre yüzde 5.5 düştü ve 2.93 dolar/kg seviyesinden 2.77 dolar/kg seviyesine indi.
Koranavirüs nedeni ile yaşanan ekonomik dalgalanma ne yazık ki pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de durgunluk yaşanmasına neden oldu. Hazır Beton Endeksi 2020 Mart Ayı Raporu yayımlanırken yayımlanan rapor hakkında değerlendirmede bulunan THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık inşaat sektörünün uzun süreli bir durgunluğa hazırlandığı değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından hazırlanan ve sektörüne en önemli verileri arasında gösterilen hazır beton endeksi raporu yayımlandı.
Hazır Beton Endeksi Çakıldı!
THBB tarafından hazırlanan Mart ayı dönemine ilişkin hazır beton endeksi raporu yayımlandı. Açıklanan rakamlara göre hazır beton endeksi beklenti endeksi son 45 ayın en düşük seviyesine geriledi. Ne yazık ki koranavirüs nedeni ile inşaat sektöründe büyük bir güven düşüşü yaşandığı görüldü. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık “Beton faaliyetlerindeki hızlanmanın önümüzdeki dönemde ortadan kalkacağını beklemekteyiz. Mart ayındaki hızlı beton dökümünü bayramlardan önceki sürece benzetebiliriz. Beklenti endeksimizdeki tarihi düşüş, inşaatın uzun dönemli bir durgunluğa hazırlandığını bize göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Koronavirüs ile Hazır Beton Sektöründe Mücbir Sebep Kapsamına Alınacak mı?
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan mücbir sebep ilan edilen sektörler arasında yer almayan hazır beton sektörünün de bu sektörler arasına alınmasını talep eden Işık “COVID-19 salgınından ilk aşamada ve doğrudan etkilenecek imalat sanayi sektörlerinin başında yer almaktayız. Bu kapsamda nasıl ki inşaat sektörü mücbir sebep içerisinde değerlendirilmişse, ona girdi sağlayan en temel sektör olan hazır beton sektörünün de bu kapsamda değerlendirilmesi sektör için büyük önem arz etmektedir. Bu konuda sektörümüzün mücbir sebep içerisinde değerlendirilmesine dahil edilme talebimizi Hazine ve Maliye Bakanlığımıza ilettik” dedi. Şu anda pek çok inşaat şantiyesinde virüs nedeni ile çalışmalara ara verilirken işlerine devam eden şantiyelerde de vardiyalı çalışmalar yapıldığı için işler yavaşlatıldı. Bu da hazır beton talebinin büyük oranda azalmasına neden oldu.
Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü’nün arsasında inşaatın başlaması için Emlak Konut yapı ruhsatı da alındı. Mart 2018’deki ihaleyi Dap Yapı kazanmıştı.
Kamuoyunda büyük tartışma yaratan Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü’nün arsasında inşaatın başlaması için her aşama tamamlandı. Emlak Konut yapı ruhsatının da alınmasıyla beraber arazi içerisinde inşaata başlanacak. Mart 2018’deki ihaleyi Dap Yapı kazanmıştı.
Dünya gazetesinden Şebnem Turhan’ın haberine göre, Marmara Üniversitesi’nin iletişim ve diş hekimliği fakültelerinin olduğu Nişantaşı Kampüsü arazisine Emlak Konut tarafından arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı modeli ile yapılacak projede yapı ruhsatları alındı. Emlak Konut’tan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada Teşvikiye’de 405 Ada 110 Parselde yer alan arsada yapılacak 92 konut ve 1 ticari üniteden oluşacak toplam 93 adet bölüme ilişkin ruhsat alındığı duyuruldu. Projeyi Dap Yapı Mart 2018’deki ihale sonucu kazanmıştı. Yapı ruhsatının ardından iki yıl içinde inşaatın başlatılması gerekiyor.
Mart 2018’de Emlak Konut’un yaptığı ihalede Dap Yapı başarılı olmuş ve DAP Nişantaşı adı ile projesini duyurmuştu. Emlak Konut İstanbul Şişli Teşvikiye Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi kapsamında yapılan ihalede Dap Yapı, satış toplam geliri olarak 1 milyar 763 milyon 750 bin TL, arsa satışı karşılığı şirket payı toplam geliri olarak ise 705 milyon 500 bin TL teklif vererek arsanın sahibi olmuştu.
Dap Yapı projesi DAP Nişantaşı için 25 bin metrekarelik alana sahip olduğunu ve projede binaların kat sayısının 10’u, ticaret alanlarının yüksekliği ise 5 katı geçmeyeceğini duyurmuştu. 25 dönümlük arsanın yaklaşık 11 dönümü ticaret ve konut alanı, 1 dönümü yalnızca ticaret alanı ve yaklaşık 7 dönümü de park alanı olarak ayrılacak.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs emlak sektörünü de derinden etkiledi. Ancak sektörün kısa sürede toparlanması, gayrimenkul sektörünün yine güvenli liman olması bekleniyor.
Çanakkale Kalem Gazetesi köşe yazarı Özgür Demirci, bugünkü yazısında ”Koronavirüsün gayrimenkul sektörüne etkisi”ni kaleme aldı. İşte o yazı…
Ülkece karantina altında 3. haftamıza giriyoruz. Aslında içinde bulunduğumuz ortam tam karantina diye de geçmiyor ama işte ucundan kıyısından karantinamsı bir durumdayız. İmkanı olanlar kendini sosyal yaşamdan izole etmişken, imkanı olmayanlar ise elinden geldiğince kendini koruyarak normal yaşamlarına devam ediyor. Bir grup ise kutsallara sığınıp hiçbir şey olmamışçasına yaşamaya devam ediyor. Tabi karantina sonrası etkileri henüz hesaba kattığımız söylenemez, zira bu süreç sonunda bizi nasıl bir süreç bekliyor onu kestiremiyoruz. Tek bildiğimiz resmi açıklamalara bakarsak her şey güllük gülistanlık, tüm dünya ülkelerinden daha iyi bir mücadele yürütüyoruz ve ekonomimiz bu durumdan hiç etkilenmeden yola devam ediyor. Sanırım karantina sonrası süper güç (!) olarak dünya sahnesinde yerimizi alıyor olacağız.
Emlak sektörü de elbette bu süreçte oldukça etkilendi ve etkilenmeye de devam edecek ancak dediğim gibi etkileri henüz tam olarak bilemiyoruz. Ekonomik krizler bizlere bir şekilde öngörülebilir perspektifler sunarken bu tarz bir salgının toplum yaşamına ve ticari hayata etkileri konusunda elimiz kolumuz bağlı bir şekilde izlemekten başka bir şey yapamıyoruz. Ekonomik krizlerde tapuda yapılan işlem adetleri pek değişmezken, salgının tapu işlemlerine etkisini 2-3 ay içerisinde görmüş olacağız. Tabi bu etki sadece tapu işlemleri ile sınırlı kalmayacak. Bugün dışarı çıktığımızda ticari işletmelerin neredeyse tamamına yakını kapanmış durumda, çalışanların bir kısmı şimdilik ücretli ama büyük kısmı ise ücretsiz izinler ile beklemede. Ticari işletme sahiplerinin kaçı bu duruma kaç ay dayanabilecek konusu ise tamamen bir muamma. Kaç kişi işsiz kalacak, kaç kişi ekonomik darboğaza girecek bu da muamma ancak bilinen ve tahmin edilen bir gerçek kriz bittiğinde kesinlikle kaldığımız yerden devam etmeyeceğimiz. Bu aşamada bir ufak öneri de ticari gayrimenkul sahiplerinin kiracıları ile ortak bir yol haritası belirlemesi yönünde. Kiralarda makul bir indirim hem kiracılara can suyu olacaktır hem de kiracınızın bu süreçten minimum zararla çıkıp sizin gelirinizi devam ettirmenize imkan tanıyacaktır. Aksi durumda birçok mal sahibi arkasında aylarca ödenmemiş kira ile batan kiracılara sahip olacaktır.
Bizim ofisimizde hemen hemen her gelen müşterimize gayrimenkul alımı konusunda yaptığımız bir bilgilendirme vardır. Hane gelirinin asla yüzde 30’undan fazlasını gayrimenkul alırken çekeceği konut kredisini ödemesi olarak yapmamaları yönünde bir bilgilendirmedir bu. Yani evinize 10.000 TL girerken, aylık ödeme yapmanız gereken miktar asla ve asla 3.000 TL’yi geçmemelidir. Ancak piyasada gördüğümüz ve duyduğumuz birçok kişi son 8 aylık süreçte bahsettiğimiz bu yüzde 30’luk uyarıyı dikkate almayarak gayrimenkul aldı. Ümit ediyoruz ki kimse bu salgın sebebiyle gireceğimiz sıkıntıdan gayrimenkullerini satmak durumunda kalarak çıkmaz ancak ekonomik gerçekler ne yazık ki bu tarz durumların Mayıs-Haziran gibi kendisini göstereceğini işaret ediyor. Şu an itibari ile alıcıların bir kısmı bekle-gör politikasına geçmişken, satıcıların büyük kısmı ise “benim istediğim fiyattan aşağıya vermem” noktasında. Tabi bu birkaç ay içerisinde farklı bir noktaya evrilecek gibi duruyor.
Bu aşamada satma veya alma fikrinde olan okuyuculara önereceğim yol bu işi bilen bir gayrimenkul profesyoneli ile görüşmek ve durumun analizini beraberce yapmak. Çünkü bu tip süreçlerde bir gayrimenkul profesyoneline normal zamanlara oranla çok daha fazla ihtiyacınız olacak. Satacağınız veya alacağınız gayrimenkullerle ilgili karar verirken özellikle bu dönemde lütfen ama lütfen bu işin içinde olmayan eş, dost, akraba gibi sektörü bilmeyenlerle veya kendine emlakçı diyen ayakçılarla yola çıkmayın. Hele hele sizin duymak istediklerinizi düşünmeksizin söyleyip, sizin gönlünüzü hoş tutan ama sonrasında ciddi zarara uğramanızı tetikleyecek kişiler ile ortak kararlar vermeyin. Çünkü gün sonunda vereceğiniz kararın sorumluluğu sadece ve sadece sizin uhdenizde olacaktır. Elde edeceğiniz kar kadar uğrayacağınız zarar da sizlerin hanesine yazılacaktır.
Gayrimenkul piyasası çöker mi? Benim şahsi fikrim çökmeyeceği ve bu krizden en hızlı şekilde toparlanıp çıkacağı yönündedir. Tabi bu arada sektöre inat çalışan gayrimenkul danışmanlarının ise ne yazık ki sektörden kopacağı, bazı firmaların ise kapanacağı ise aşikardır. İşinin hakkını veren firmalar ve gayrimenkul profesyonelleri ise her zaman için hem mal sahipleri, hem de alıcı adayları için güvenilir liman olmaya devam edecektir.
Adil Karaismailoğlu’nun İBB’nin Başakşehir–Kayaşehir metro hattı inşaatını yapmadığı yönündeki açıklamasına ilişkin İBB, metro inşaatının önceki yönetim zamanında durdurulduğunu ifade etti…
Yeni Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun İBB’nin Başakşehir–Kayaşehir metro hattı inşaatını yapmadığı yönündeki açıklamasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) cevap geldi.
Sözcü’de yer alan habere göre; İBB’den yapılan açıklamada bu metronun önceki İBB Başkanı döneminde durdurulduğu dile getirilerek, “İmamoğlu’nun talimatıyla finansman arayışlarını hızlandıran İBB yönetimi, raylı sistemin Başakşehir Şehir Hastanesi’ne kadar olan kısmını 2021 yılının ikinci yarısında, tamamını ise 2022’de bitirmeyi hedefliyor” ifadelerine yer verildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, metro ihalesinin 2017’de İBB tarafından yapıldığını ifade ederek, “Maalesef günlük 100 bin kişilik insan hareketinin beklendiği böyle bir komplekste, metro inşaatının mutlaka yapılması gerekirken bir çivi bile çakılmıyor. 4 metro inşaatı şu anda açık bir şekilde bekletilmektedir. Bu hat tamamen İBB’nin bütçesindedir, ödeneği, müteahhidi vardır ama maalesef yapılmamaktadır. Bunu da kamuoyunun takdirlerine arz ediyorum” diye konuştu. Bakan’ın açıklamalarına ilişkin İBB açıklama yaptı.
Açıklamada, Başakşehir–Kayaşehir Metro Hattı Projesi’nin 3 Mart 2017 tarihinde ihale edilerek inşaatına başlandığı ancak, 29 Aralık 2017 tarihinde dönemin İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın 131 sayılı yazısı ile sözleşmenin feshedildiği ve işlerin durdurulduğu belirtildi.
Finans Sağlanamadı
Daha sonra fesih ve tasfiye sürecinden vazgeçildiği ancak projeye herhangi bir finans sağlanamadığı ve yapım yüklenicisine ödeme yapılamadığı için tüm yapım işlerinin Ekim 2018 itibariyle yeniden durduğu ifade edildi.
Nisan 2019 tarihinden itibaren çalışmaların şehir hastanesi açılışına engel olmaması amacıyla yalnızca Şehir Hastanesi istasyonunda imalatlara tekrar başlanıldığı belirtilerek, “Ancak akabinde yüklenici firmaya yine herhangi bir ödeme yapılmadı” ifadeleri kullanıldı.
Tehlikeli Tüneller Güçlendirildi
Açıklamada, can ve mal güvenliği açısından tehlike arz edebilecek olan Onurkent–Metrokent arası tünel imalatlarına da bütçe yetersizliği nedeniyle Haziran 2018 tarihinden sonra sürdürülmediği belirtildi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla Eylül 2019’da Başakşehir–Kayaşehir Metro Hattı’nın risk teşkil eden bu tünellerinde imalatlara yeniden başlanıldığına vurgu yapılarak, “Riskin tamamen ortadan kaldırılması amacıyla tünel kalıcı kaplama imalatlarının en kısa sürede tamamlanması için çalışmalar devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Projenin Finansmanı Yoktu
Yeni yönetimin yaptığı incelemede 3 Mart 2017 tarihinde gerçekleştirilen ihale öncesinde ve sonrasında projeye herhangi bir finansman sağlanmadığı tespit edildi.
Hattın tamamlanması için 1,5 milyar TL + KDV miktarında bir bütçeye ihtiyaç duyulduğunun ifade edildiği açıklamada, “İmamoğlu’nun talimatıyla, Eylül 2019 tarihinden bu yana proje için iç ve dış finansman arayışı sürdürülüyor. Ancak kredi hususunda henüz bir sonuç elde edilemedi. Finansın sağlanması durumunda, Başakşehir – Kayaşehir Metro Hattı’nın yapım işleri hızlandırılacak. Böylece, raylı sistemin Başakşehir Şehir Hastanesi’ne kadar olan kısmının 2021 yılının ikinci yarısında, hattın tamamının ise 2022’de hizmete alınması hedefleniyor” ifadeleri kullanıldı.
Olağan dışı durumlara karşı fiziki altyapısı ve teknoloji açısından hiçbir eksiği bulunmayan ve yeni tip koronavirüsle mücadele sürecinde de aktif rol alan Mersin Şehir Hastanesi’nde, olası koronavirüs semptomlarıyla hastaneye gelen hastalar ilk olarak acil servis önlerinde kurulan triyaj çadırlarında ön muayeneden geçiriliyor, ardından Kovid-19 polikliniğine yönlendiriliyor. Burada yapılan detaylı muayene neticesinde gerekli görülen kişilerin yatışları ve testlerinin yapılmasından sonra hastalar tedavi altına alınıyor. Sonuçları negatif çıkan diğer kişiler virüsün seyrine göre İl Sağlık Müdürlüğünün koordinasyonunda kayıtlı oldukları aile hekimleri tarafından evlerinde günlük olarak takip ediliyor. Öte yandan, hastane personeli de Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun yeni tip koronavirüsle mücadele konusunda güncellediği bilgiler doğrultusunda sürekli eğitime tabi tutuluyor.
374.601 metrekarelik kapalı alanda, 2017 yılında hizmete giren Mersin Şehir Hastanesi’nde 796 oda, 1294 yatak, 210 yataklı yoğun bakım ünitesi, 52 ameliyathane, 72 yataklı acil alan, 6 acil izolasyon odası, 12 travma ve 9 genel tedavi ünitesi, 7 anjiyografi, 36 endoskopi ünitesi, 152 pre-post, 30 diyaliz, 50 kemoterapi salonu, 8 triyaj bulunuyor.
Çevreye duyarlı ve akıllı bina otomasyonuyla son teknoloji görüntüleme cihazlarının yer aldığı hastanede 497 hekim, 2047 yardımcı sağlık personeli ve 2 binin üzerinde idari personel görev yapıyor.
Türkiye tüm dünyada olduğu gibi koronavirüs salgını ile mücadele etmeye devam ediyor. Koronavirüs nedeni ile ekonomik olarak da büyük kayıplar yaşanırken krizden etkilenen sektörlerin başında inşaat sektörü yer alıyor. Peki, koronavirüs inşaat sektörünü nasıl etkileyecek, konut satışları düşecek mi?
Koranavirüs salgını nedeni ile pek çok sektör olumsuz etkilenirken bu sektörlerden biri de inşaat sektörü olarak öne çıkıyor.
Şantiyelerde Koronavirüs Nedeniyle Zorunlu Ara Verildi!
Pek çok inşaat şantiyesinde korana virüsü nedeni ile zorunlu ara verildi. İnşaat işçilerinin salgın nedeni ile endişeye kapılarak aile üyelerinin yanında olmak için memleketlerine dönmek istemesi, şantiye yatakhanelerinin kalabalık olması gibi pek çok nedene bağlı olarak pek çok şantiyede çalışmalara ara verildi.
Yine inşaat malzemeleri bilindiği üzere çoğunlukla Çin’den ihraç edildiği için inşaat sektöründe ucuz malzeme açığı oluşacak. Bu da ne yazık ki inşaat maliyetlerini dolayısı ile de konut fiyatlarını olumsuz etkileyecek.
İnşaat sektöründe korana virüs nedeni ile çok sayıda yeni düzenleme yapılması beklenirken özellikle de inşaat sektöründe çalışan işçilerin koruyucu ekipmanlar ile desteklenmesi öneriliyor. Konut satışlarının desteklenmesi amacı ile de kriz süresi boyunca sıfır tapu harcı ve konutta KDV indirimi gibi düzenlemeler yapılması talep ediliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilk olarak duyurulan millet bahçesi projeleri tüm hızı ile devam ediyor. TOKİ tarafından açıklanan yeni ilanlar ile 8 farklı ilde yer alacak 11 yeni millet bahçesi için ihale düzenleneceği duyuruldu.
TOKİ Nisan ayı ihale ilanları yayımlandı. Yayımlanan ihale ilanları ile 8 farklı ilde 11 yeni millet bahçesi için ihale düzenleneceği ilan edildi.
TOKİ Tarafından Yapılacak Olan Millet Bahçesi İhaleleri
Kars İli Merkez İlçesi Örnek Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 6 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
Giresun İli, Bulancak İlçesi Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi 21 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
Ankara İli Kahramankazan İlçesi Yıldırım Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 22 Nisan 2011 tarihinde saat 11:00 itibari ile yapılacak.
Konya İli Sarayönü İlçesi Yenicekaya Köyü Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 22 Nisan 2020 tarihinde saat 15:00 itibari ile yapılacak.
Konya İli Karapınar İlçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 28 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
Konya İli Meram İlçesi Mahmuriye Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılarİnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 29 Nisan 2020 tarihinde saat 15:00 itibari ile yapılacak.
Tekirdağ İli Çorlu İlçesi Muhittin Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 30 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 tarihinde yapılacak.
Ankara İli, Kızılcahamam İlçesi Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi 7 Mayıs 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
Düzce Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi 11 Mayıs 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
Kırıkkale Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi 13 Mayıs 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
İstanbul İli, Çatalca İlçesi, Ferhatpaşa Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar ve İzzettin Mahallesi, İzzettin Köyü’ nde 1 Adet Tribün Yapısı İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 21 Mayıs 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile yapılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla açılışı Mayıs ayında yapılacak Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesinin yollarının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca yapımına başlamasının ardından, Bakan Karaismailoğlu incelemede bulundu.
Burada basın mensuplarına açıklama yapan Karaismailoğlu, koronavirüs nedeniyle en çok ihtiyaç duyulan yerlerden bir tanesinin de sağlık tesisleri olduğunu söyledi. Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
“Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi dünyanın en gelişmiş teknolojilerine sahip. 2 bin 700 yataklı devasa bir kompleks. Bu mücadelede en çok faydalanabileceğimiz komplekslerden bir tanesi de burası. Sağlık Bakanlığımız çok hızlı bir şekilde bu hastanenin bitirilmesi için çalışmalarına devam ediyor. Şu anda hastanenin erişim yolları gündemimizde. Geç kalınmış. Şimdiye kadar bitirilmesi gerekiyordu ama bitirmesi gerekenler bitirmedi bu yolları. Hastane yolu yapmak herkese nasip olmaz. Bu hafta başından itibaren bakanlığımız Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluk alanına alarak yolların yapımına başladık. Hastanenin ilk kesiminin açılışını Cumhurbaşkanımız 20 Nisan olarak ilan etti. İnşallah 20 Nisan olarak hastanemizin acil kısmı açılacak. Orasının erişim ile ilgili bir sıkıntısı olmayacak. Hastanenin tamamı 20 Mayıs’ta açıldığında yolları ile beraber hizmet vermeye başlayacak. İnşallah 20 Mayıs’a kadar hastanemizin bütün yollarının erişimini sağlamış olacağız. Biz de arkadaşlarımıza moral vermek için şantiye ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Bütün arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz.”
Erdoğan’ın dün gerçekleşen Kabine toplantısının ardından hastane yapılacağını ifade ettiği Sancaktepe’de inşaat çalışmaları başladı. Atatürk Havalimanı’nda da uçakların kalkış ve inişlerinin normal bir şekilde yapıldığı görüldü. Hastane çalışmalarının gün içerisinde başlayacağı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya’daki Huber Köşkü’nden video konferans yöntemiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin toplantısının ardından yaptığı açıklamada koronavirüs salgını sebebiyle İstanbul’a iki yeni salgın hastanesi yapılacağını söyledi. Yapılacak hastanelerden biri olan Sancaktepe’de ilk kazma vuruldu ve çalışmalar başladı.
İstanbul’a İki Yeni Salgın Hastanesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun bir çalışmayla Yeşilköy Atatürk Havalimanı alanında bin yataklı bir hastanenin plan-proje çalışmasının şu anda hızla devam ettiğini, aynı şekilde Sancaktepe’de de yine bin yataklı bir hastane yaptıklarını belirterek, “Bunları süratle, şöyle 45 gün içerisinde bitireceğiz ve buraları da tamamıyla insanımızın, halkımızın hizmetine sunacağız.” diye konuştu.
Sancaktepe’de Çalışmalar Sürüyor
Sancaktepe’de yapılacak olan salgın hastanesi için çalışmalar başladı.İş makineleri ve kamyonların hastane yapılacak alanda çalışmaları devam ediyor.
Atatürk Havalimanı’nda Son Durum
Erdoğan’ın 1000 odalı hastane yapılacağını söylediği Atatürk Havalimanı’nda da son durum görüntülendi. Havalimanı içerisindeki terminallerde park halinde bulunan uçaklar ve uçakların kalkış ve inişlerinin normal bir şekilde yapıldığı görüldü. Hastane çalışmalarının gün içerisinde başlayacağı öğrenildi.
Türkiye’yi ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs, hemen hemen bütün sektörleri derinden etkiledi. Konut alım satımı ve ev kiralamada da bilindik yöntemler yerini uzaktan işlemlere bırakmaya başladı. EVA Gayrimenkul Değerleme Araştırma ve Raporlama Müdürü Şeyma Şehirli, “Konutların yakında pazarlanma yöntemleri kadar kullanılan inşaat malzemelerinin de değişeceğini düşünüyoruz. Bu aşamada virüs ve bakteri tutulumunu engelleyen malzemelerin kullanıldığı konutlara ihtiyaç duyulabilir. İhtiyaçların evrildiği bir döneme giriyoruz.” dedi.
Konut alacaklar ya da kiralayacaklar koronavirüs korkusuyla evi yakından görmek yerine online gezmeyi ve alım satımlar da ise uzaktan işlem gerçekleştirmeyi tercih ettiği belirtildi.
EVA Gayrimenkul Değerleme Araştırma ve Raporlama Müdürü Şeyma Şehirli, koronavirüs krizinin en iyimser şekilde Mayıs sonuna kadar süreceğini ve bu kriz döneminde alışılmış şekilde devam etme olağanının imkansız olduğunu belirterek, “Bu dönemde yeni modeller düşünülmeli, daha az temas ile alım satım işlemleri gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır” dedi. Şehirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Henüz kiralamada örneklerini görmesek bile alım satım işlemlerinde uzaktan işlemler başladı. İnsanlar şu an beklemede. Neyin ne olacağı belirsiz olduğu için uzun süreli tahmin yapılamıyor. O nedenle hem kiralama hem de satış işlemleri mart ortası itibariyle oldukça yavaşladı. Özellikle yabancı alıcılara uzaktan online satış ve kiralama yapan ve dijital altyapısını bu şekilde kurmuş birçok firma alım satıma düşükte olsa devam ediyor. Bu durum yalnız yabancı alıcı için değil Türkiye’de yaşayan konut almak ya da kiralamak isteyen müşterilerin bu sürecin devam etmesi halinde bu şekilde hizmet veren firmalara yöneleceklerini gösteriyor. Konutun 3 boyutlu hareketli görselleri, çevresi, kat planları vb. dokümanları online olarak sunularak fiziksel temasta bulunmadan alıcılara tanıtmak mümkün. Sürecin konut fiyatlarına olan etkisini önümüzdeki dönemde net olarak göreceğiz. Alım satımın yavaşlamasının uzun sürmesi halinde konut fiyatlarını düşüreceği bir gerçek. Konutların yakında pazarlanma yöntemleri kadar kullanılan inşaat malzemelerinin de değişeceğini düşünüyoruz. Bu aşamada virüs ve bakteri tutulumunu engelleyen malzemelerin kullanıldığı konutlara ihtiyaç duyulabilir. İhtiyaçların evrildiği bir döneme giriyoruz.” dedi
“İnşaat Sektörü Ekonomik ve İnsani İşlevi Son Derece Önemli Olan Bir Sektördür” İnşaat sektöründe 25. yılını geride bırakan ve Meva Şehir projesiyle Ankara’nın en donanımlı konut projelerinden birine imza atan Ünsal Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ünsal Türkiye’de inşaat sektörünü değerlendirdi.
“İnşaat sektörü, ekonominin lider ve sürükleyici sektörlerinden birisi olarak kabul edilmektedir” açıklamasında bulunan Orhan Ünsal “Bunun nedeni inşaat sektörü ile diğer ekonomik sektörler arasındaki yakın ilişkidir. Daha açık bir ifadeyle; inşaat sektörü, diğer pek çok sektör tarafından üretilen ürün ve hizmetleri girdi olarak kullanmakta ve inşaat faaliyetinin nihai ürünü olan yapılar, farklı sektörlerin ürettiği ürün ve hizmetlerin bir bileşeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Dahası inşaat sektörünün önemli bir istihdam kaynağı olarak işlev gördüğü ve işsizliğin azaltılmasında etkili olduğu da kabul edilmektedir. Bu nedenle ekonomik ve insani işlevi son derece önemli olan bir sektördür. Şahsen yaptığımız projelerin ürettiği ekonomik değer kadar projelerimizde yaşayan insanların hayatlarına kattığımız değeri de çok önemsiyorum. Pek çok insanın hayatına dokunarak yaşamlarını mutlulukla geçirebileceği konutlar üretmek manevi açıdan da oldukça kıymetli bir durum” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın en büyük temalı konut projesi Meva Şehir’den de bahseden Orhan Ünsal “Meva Şehir bizim 40 yıldır hayalini kurduğumuz bir proje ve bu hayalimizi gerçekleştiriyoruz. Sadece Türkiye’de değil dünyada da ilk 10’a girebilecek bir proje olduğunu düşünüyorum. Proje tamamen bir şehir konseptinde tasarlandı. Meva Şehir’de 1.800 konut bulunuyor ve neredeyse bir ilçe büyüklüğünde diyebiliriz. 8.000 civarında bir nüfus yaşaması bekleniyor. Daire konsepti, konumu, konforu, sosyal alanları ve ticari üniteleriyle yaşayanların bütün isteklerine cevap verebilecek bir proje hazırladık. Meva Şehir 7.000 m2 biyolojik göleti ve 300.000 m2 yeşil alanıyla Ankara’ya adeta tatil kasabası tadında bir yaşam getiriyor. Cazip ödeme planlarımızla da ulaşılabilir bir fiyat politikası sunuyoruz. Bu nedenle yoğun bir talep ile yüksek bir satış başarısı yakaladık” dedi.
Tamamlandığında dünyanın en uzun 2., Avrupa ve Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olacak olan Yeni Zigana Tünelinde inşaat çalışmalarının yüzde 67’si tamamlandı. Yılın her mevsiminde sürücülerin korkulu rüyası olan Zigana dağı, tünelin tamamlanmasıyla bypass olacak.
Yurt içi karayolu ulaşımı ile uluslararası ticaretin daha hızlı ve güvenilir yapılmasına büyük katkıda bulunması hedeflenen yeni Zigana Tüneli uluslararası yol ağında önemli bir arter olan ve yüksek yoğunlukta bir trafik yükü taşıyan Trabzon-Gümüşhane-Erzurum karayolu üzerinde yapılıyor.
17 Mart 2017 tarihinde dönemin Başkanı Binali Yıldırım tarafından temeli atılan ve bölge insanının rüya projelerinden birisi olan yeni Zigana tünelinde çalışmalar 24 saat esasına göre sürdürülüyor.
Her bir tüpü 14,5 kilometre olmak üzere Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Başarköy’den başlayıp Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Köstere köyünde sonlanan çift tüp proje ile Zigana dağının kar, sis ve heyelan gibi olumsuzlukları sona erecek.
Yapılan çalışmalarla kazı ve destekleme imalatı olarak yüzde 67’e tekabül eden 19,48 kilometrelik kısım tamamlanırken, kaplama beton imalatında da yüzde 46’ya tekabül eden 13,49 kilometrelik kısım tamamlandı.
Doğu Karadeniz bölgesini Doğu Anadolu ile buluşturacak dev projede 24 saat çalışmalar devam ederken, ayrıca Türkiye’de ilk defa uygulanan havalandırma ve servis şaft tünelleri çalışmaları da gerçekleştiriliyor.
İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Andıç, tapu harçlarının geçici olarak sıfırlanması, konut ve ticari alanların satışında KDV indirimlerinin uygulanması çağrısında bulundu.
Andıç, yaptığı yazılı açıklamada, dünyayla birlikte Türkiye’yi de olumsuz etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle vatandaşların birikimlerinin zarar görmemesi için konuta yatırım yapılmasını tavsiye etti.
Salgın nedeniyle dövize yönelme yaşandığını ancak bunun ülke ekonomisi açısından tehlikeli sonuçlara neden olabileceğini savunan Andıç, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mali piyasalardaki spekülatif iniş çıkışlar nedeniyle, birikimlerini koruma güdüsüyle güvenli liman arayan vatandaşlarımızın zarara uğramamaları için en güvenli yatırım aracı olan konuta yönelmelerini tavsiye ediyorum. Kaldı ki bitmiş sıfır konutlarda kamu bankalarının uyguladığı 0,79 konut kredisi oranı varken ve peşinatlar da yüzde 10’a düşürülmüşken, halkımızın birikimlerini korumak için en güvenli liman konut almaktır. Bu dönemde konut alan hem birikimini korur hem de uzun vadede daha karlı çıkar.”
Andıç, yüz binlerce kişinin ekmek kapısı olan inşaat sektörüne destek olunması ve konut satışlarının teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Tapu harçlarının geçici olarak sıfırlanması ve konut ve ticari alanların satışında geçen 31 Aralık’ta son bulan KDV indirimlerinin tekrar uygulanması halinde hem sektör rahat bir nefes alır hem de vatandaşlarımız birikimlerini en güvenli liman olan konutta değerlendirebilir.” ifadelerini kullandı.
Son bir ayda ilan portallarına girilen satılık konut ilanlarının yüzde 15 oranında azaldığına dikkat çeken Altın Emlak Genel Müdürü ve emlak uzamanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, gayrimenkul sektörünün bu süreci V şeklinde atlatabileceğini düşündüklerini belirterek toparlanma sürecinin haziran ayını bulabileceğini söyledi.
Koronavirüs süresinde acil elden çıkartılmak istenen taşınmazlar olduğunu ve bunun yatırımcılar için çok ciddi fırsatlar sunduğunu kaydeden Özelmacıklı, “Özellikle dolar ve altındaki yüksek değer artışları sonrasında, yatırımcılar için yeni fırsat gayrimenkul yatırımları olacak. Faiz oranlarının düşük olduğu bu dönemde, uzun süredir değerleri düşük kalan ve kriz sonrası talep patlaması yaşanacak 2. El konutları şimdi almanın tam zamanı” diyerek uygun faiz oranlarının yanı sıra, 500 bin liranın altındaki konutlarda peşinatın yüzde 10’a indirilerek kredilendirilebilir miktarın % 90’a çıkarılmasının özellikle 2. el konutlarda yatırımcılara cazip fırsatlar sunduğunu belirtti.
Konut satışlarında hem ikinci el satışların payının hem de kredi kullanım oranının arttığına vurgu yapan Özelmacıklı, şubat ayında toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %36..8 olarak gerçekleşirken, ikinci el satışların payının %68.4 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatarak “Piyasaların normalleşmesi sonrasında hem kira talebi hem de satılık daire talebi artacak” dedi.
Türkiye’nin ve dünyanın en büyük inşaat şirketleri arasında yer alan Rönesans İnşaat koranavirüs salgını nedeni ile istanbul’da 2 yeni sahra hastanesi inşa edeceklerini duyurdu.
Yeşilköy ve Sancaktepe’ye 2 Yeni Sahra Hastanesi İnşa Edilecek!
Koranavirüs ile mücadele konusunda hastaların yararlanabilecekleri sağlık tesisleri kritik rol üstlenirken özellikle de yoğun bakım yatak kapasitesi büyük önem taşıyor.
Hastalıktan hayatını kaybeden kişi sayısını azaltmak için iyi bir yoğun bakım desteğine ihtiyaçları olduğu belirtilirken sağlık sisteminin ayakta tutulabilmesi için de solunum cihazı ve yoğun bakım yatak ünitesi kapasitesinin arttırılması gerekiyor.
Konu hakkında gelen bilgilere göre dünyanın en büyük inşaat şirketleri arasında yer alan Rönesans inşaat tarafından salgının en yaygın olarak görüldüğü şehir olan İstanbul’da 2 yeni sahra hastanesi inşa edilecek.
Rönesans İnşaat tarafından yapılacak olan sahra hastanelerinden biri Sancaktepe’de bir diğeri ise Yeşilköy’de hayata geçirilecek. İki hastane de koranavirüs hastalarının tedavisine yönelik hizmet verecek.
D-130 karayolu kenarında Değirmendere Yüzbaşılar mevkiinde yapımı devam eden 272 yataklı Yeni Gölcük Devlet Hastanesi İnşaatı, koronavirüs salgını nedeniyle hayatın neredeyse durma noktasına geldiği şu günlerde rağmen devam ediyor.
Temel Güçlendirme Uzun Sürdü
Gölcük Değirmendere Devlet Hastanesi, 272 yatak kapasite olarak projelendirildi. D-130 Karayolu Değirmendere Yüzbaşılar mevkii eski Migros AVM alanında yapımına başlanan hastane inşaatının temel işlemleri uzun sürdü. Deprem bölgesi ve fay hattının geçtiği bölge olması nedeniyle, yurt dışından getirilen özel malzemelerle temel güçlendirilmesi ve izolasyonu yapıldı.
İnşaatta Aksama Yok
Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan yeni Gölcük Devlet Hastanesi’nin ihalesi 2016 yılında yapılmıştı. İhaleyi kazanan Özge İnşaat firması, hastane binasının yapılacağı alanın deprem fay hattında bulunması nedeniyle yurt dışından getirilen özel malzemelerle temel güçlendirildi. Çalışmalar uzun sürünce hastanenin de zamanında bitirilmesi aksadı. Firma, yaklaşık bir yıl süreyle hastanenin temel güçlendirme çalışmasını yürüttü. Geçen yılın ortalarında tamamlanan temel çalışmasından sonra üst inşaat çalışması başladı.
En Güvenilir 2. Hastane
Afet sonrası kullanılması zorunlu yapıların yanında, endüstriyel tesislerin ve nitelikli projelerin de deprem yönetmenliklerinin ötesinde bir tasarım performansına sahip olmasının gerektiği aşikâr. Bu noktada en güvenli, çağdaş ve güncel yöntem olan Deprem İzolasyon teknolojisidir. Sismik İzolasyon ve Sismik Temel İzolasyonu olarak da bilinen bu yöntem, ilimizde ilk kez 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden sonra yapılan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi binasında uygulandı. İkinci uygulama ise Değirmendere Gölcük Devlet Hastanesi inşaatında uygulandı. Depreme yüzde yüz dayanıklı yapılan bir temel üzerine inşa çalışması süren hastane inşaatı aksamadan devam ediyor.
İnşaat Yükseliyor
Gölcük Devlet Hastanesi inşaatında 30 işçi çalışıyor. Gazetemize konuşan firma yöneticisi, “İnşaat çalışmalarımız hızla sürüyor. Şimdilik bir sıkıntı görünmüyor. Koronavirüs salgını ile ilgili olarak çalışanlarımız arasında bir sorun yok. Gereken önlem ve tedbirleri alıyoruz. Hastane binasını 2021 yılı ortalarında bitireceğiz” dedi.
32 Yataklı Yoğun Bakım
Birinci sınıf bir devlet hastanesi olacak olan Değirmendere Gölcük Devlet Hastanesi inşaatında tempo artıyor. 52 bin metrekare inşaat alanında 45 bin metrekare kapalı alan üzerinde inşa edilecek hastanede 28’i erişkin, 7’si çocuk olmak üzere toplam 32 yoğun bakım yatağı bulunacak. Hastanede ayrıca 26 yataklı diyaliz ünitesi, 7 genel, 1 lokal ve sezaryen olmak üzere 9 ameliyathane 71 poliklinik odası, 4 adet tek kişilik konforlu doğum odası, hiperbolik ünitesi gibi özellikli alanlar ile 225’i kapalı 275’i açık olmak üzere toplam 500 araçlık otopark yer alacak.
Rusya’nın doğal gazını Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ileten TürkAkım boru hattı aracılığıyla Avrupa’ya bu yılın ilk çeyreğinde 1 milyar 321 milyon metreküp gaz taşındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından 8 Ocak’ta açılışı yapılan TürkAkım’ın Avrupa’ya giden hattından Bulgaristan’a Mart’ta 428 milyon metreküp gaz iletildi. İlk doğal gaz akışının sağlandığı Ocak ayında Avrupa’ya yaklaşık 506 milyon metreküp, Şubat’ta ise yaklaşık 387 milyon metreküp doğal gaz iletildi. Böylece, yılın ilk çeyreğinde TürkAkım’dan Avrupa’ya taşınan doğal gaz miktarı 1 milyar 321 milyon metreküp oldu.
Her Birim Metreküp İçin Geçiş Ücreti Alınıyor
Uluslararası anlaşmalar gereğince, Türkiye üzerinden taşınan her birim metreküp gaz için devlet tarafından belirli bir geçiş ücreti tahsil ediliyor. Rusya’nın Anapa şehrinden Kıyıköy’e uzanan 930’ar kilometre uzunluğundaki iki deniz hattı ile 142 ve 70 kilometre uzunluğunda iki ayrı kara hattından oluşan TürkAkım, 30 Aralık 2019 itibarıyla gaz akışına hazır hale getirilmişti.
TürkAkım’ın Teknik Özellikleri
Her bir hattı 15,75 milyar metreküp olmak üzere toplam 31,5 milyar metreküp gaz kapasitesi bulunan TürkAkım’ın ilk hattı Türkiye’ye gaz akışı sağlarken, ikinci hat üzerinden Avrupa’ya gaz taşınıyor.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) ve Gazprom Export’un yüzde 50’şer hisseye sahip olduğu TürkAkım Gaz Taşıma AŞ tarafından Kıyıköy’den Bulgaristan’a kadar uzanan 142 kilometre 48 inçlik boru hattı yapıldı.
Proje kapsamında hisselerinin tamamı Gazprom’a ait Güney Akım şirketi tarafından ise Kıyıköy Gaz Alım Terminali inşa edilmişti.
Ayrıca, BOTAŞ tarafından Kıyıköy’de bulunan alım terminalinden Tekirdağ’daki milli şebekeye bağlanan 70 kilometrelik 48 inç hat da proje kapsamında gerçekleştirilen yatırımlar arasında bulunuyor.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından düzenlenen yuvarlak masa toplantısında, hazır beton sektörünün sorunları ve çözüm önerileri görüşüldü…
Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Başkanı Yavuz Işık, Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 32 yıldır faaliyette bulunduklarını açıkladı. Işık, “Birlik olarak Kalite Güvence Sistemini (KGS) geliştirdik ve KGS denetiminden geçmeyen şirketleri üye olarak kabul etmiyoruz. Ülkemizde hazır beton sektörünün en önemli sorunu bir kısım üreticinin denetim dışı, kalitesiz üretim yapmasıdır. THBB olarak önceliğimiz bu üreticilerle ilgili bütün kesimleri ve halkımızı bilgilendirmek, THBB Kalite Güvence Sisteminin (KGS) önemini anlatmak ve ülkemizde kullanılan betonun tamamının kaliteli üretilmesi için çalışmaktır” diye konuştu.
Dünya Gazetesi’nde yer alan habere göre; düzenlenen toplantıda konuşan Işık, KGS’ye dâhil olan firmaların yılda altı kez denetlendiğini belirterek kaliteli hazır betonun olası bir depremde birçok hayat kurtaracağını ifade etti. Türkiye’deki betonların yüzde 65’inin THBB üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretildiğini kaydeden Işık, bütün beton üreticilerinin KGS standartlarına uymasının güvenli yapılaşma açısından kaçınılmaz olduğundan bahsetti.
Elazığ’da Yıkılan Evlerde El Yapımı Beton Kullanılmış
Türkiye’yi büyük üzüntüye boğan Elâzığ Depremi hakkında konuşan Işık, “Yıkılan veya ağır hasar gören yapılar incelendiğinde yıkım nedenleri arasında kısaca ‘elle üretilmiş beton’ olarak adlandırılan şantiye ortamında ilkel yöntemlerle üretilmiş düşük dayanımlı beton kullanıldığı görünüyor. Karot numune sonuçları, bu binalardaki beton sınıflarının C6 ile C12 arasında değişmekte olduğunu gösteriyor. Hâlbuki yapılar eski bile olsa 1975’te yayımlanmış Deprem Yönetmeliğine göre Elâzığ’da en az C18, 1998 tarihli Deprem Yönetmeliği’ne göre ise en az C20 sınıfı beton kullanılmış olması gerekiyordu” bilgisini paylaştı.
Sürdürülebilirlik En Önemli Gündem Maddelerinden Biri
Betonun dünyada kullanılan en yaygın yapı malzemesi olduğuna değinen Işık, birliklerinin 2016 yılının sonunda kurulan Beton Sürdürebilirlik Konseyi’ne (CSC) üye olduklarını 2017 yılında da konseyin ‘Bölgesel Sistem Operatörü’ olmaya hak kazandıklarını açıkladı. Işık, KGS’nin konseyin ‘Belgelendirme Kuruluşu’ olduğunu belirterek, “Konsey, beton sektörü, çimento ve agrega gibi beton bileşenleri için bütün dünyada kabul gören bir ürün ‘Belgelendirme Sistemi’ getirmektedir” dedi.
Belgeli ve Belgesiz Beton Aynı Terazide Tartılmasın
Türkiye’de belirli standartlara uygun üretim yapan firmalarla bu standartlara uymayan firmalar arasında bir denetim probleminin oluştuğunu söyleyen Danış Beton Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Danış, “Kamu ve özel tüm inşaatlarda KGS denetiminden geçmiş betonların kullanımının şart olması gerekir. KGS sisteminde belgelendirilen firmalar yılda 6 sefer denetleniyor. KGS belgesi alan firmaların standart dışı üretim yapması mümkün değil. Bizim sıkıntımız ise belgeli ve belgesiz betonların aynı terazide değerlendirilmesi” şeklinde konuştu.
Merdiven Altı İşletmeler Rekabeti Aşağıya Çekiyor
Kar Beton Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Üçüncü, beton konusunda kayıtdışı olan ve KGS standartlarına uymayan firmalarla bu standartlara uyan firmalar arasında bir dengenin oluşturulması gerektiğini belirtti. Üçüncü, “KGS mutlaka devlet tarafından sisteme dâhil edilmeli. Özellikle merpen altı işletmeler piyasada rekabet edilebilirliği oldukça düşük seviyelere indiriyor. Bu durum hem insan hayatını riske ederken hem de kaliteli üretim yapan firmaların karlılıklarını düşürüyor” dedi.
Sektöre Giriş Kolay Olmamalı, Standartlar Artırılmalı
Batı Beton İcra Kurulu Üyesi Kamil Grebene, sektörde birçok oyuncunun faaliyet göstermesinin rekabet açısından da bazı sorunlar yarattığını söyledi. Grebene, şu açıklamalarda bulundu: “Bu bağlamda fiyatlar oldukça aşağılara düşebiliyor. Ticari anlamda ciddi sorunlar var. Sektöre giriş çok kolay, buradaki standartların artırılması gerekiyor. Öte yandan sektördeki negatif algılardan birisi de betonlaşma olarak görülüyor. Biz sektörden gelen taleplere göre beton alanında ilerlemeler kaydediyoruz.”
İstanbul’da Yıkılması Gereken Binlerce Bina Bulunuyor
Betoçim Beton’un sahibi Abdürrahim Eksik, 1975-1998 yılları arasında İstanbul’da çok fazla kalitesiz yapı olduğuna işaret ederek, “Bu dönemde binalarla ilgili yapılan bir araştırma, binaların yüzde 75’nin sağlam olmadığı ve yüzde 25’inin de yıkılması gerektiğini söylüyor. Sonrasında yapılan değişiklilerle birlikte 2000 yılından sonra yapılan yeni binalar daha sağlıklı oldu. Nitelikli ve dayanıklı binalarla ilgili KGS standartlarına uymayan kurumların beton üretmesi bile sorunlu olabilir” şeklinde konuştu.
Beton Denetimleri Devlet Eliyle Yapılmalı
Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay, KGS ile ilgili denetimlerin devletin bünyesinde yapılarak yaptırım gücünün sektördeki bütün paydaşları kapsaması gerektiğini anlattı. Onulay, şu ifadeleri kullandı: “Bu tarz denetimlerin devlet eliyle yapılması önemli. 1988 öncesi betonlar elle dökülüyordu. Bugün yıkıcı etkilerdeki depremlerde kayıplar, elle dökülen betonlardaki binalardan kaynaklanıyor. Kalite sistemine uygun olmayan, kalite sistemine uymayan betonların bugün ciddi bir risk oluşturduğunu görüyoruz. Üretim sistemleri açısından baktığımızda bununla ilgili çözümler mevcut. Kıstas teknolojiden ziyade kalitenin kontrol edilebilmesinden kaynaklı olmalı.”
Nitelikli Personel Sorunu Kalite Kadar Önem Taşıyor
Özgüven Beton Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özgüven de toplantıda nitelikli personel bulma konusunda sorun yaşadıklarından bahsettti. Özgüven “Sektörde oyuncuların fazla olması nitelikli eleman konusunda ciddi sorunların yaşanmasına neden oluyor. Aradığımız nitelikli personeli bulamıyoruz. Bizim sadece kaliteli beton üretmemiz yeterli değil” diye konuştu.
Nuh Beton Genel Müdürü Onurhan Kiçki, sektör olarak beton yollarla ilgili bir çalışmalarda bulunduklarını ifade ederek, “Yerli kaynakların kullanılarak yollarımızın asfalttan betona çevrilmesini istiyoruz. Bu yönde çalışmalarımız var. Beton yollar Avrupa ve Amerika’da uzun yıllardır kullanılıyor. Avrupa’da yolların yüzde 40’ı, ABD’de ise yüzde 30’u betondan oluşuyor. Yerli sermaye ile yapılan beton yollar ekonomiyi canlandırma açısından önemli bir yere sahip. Ayrıca beton yollar asfalt yollara göre iki kat daha uzun ömürlü. Maliyet olarak asfalttan biraz daha pahalı ancak uzun dönemde kendi yatırımını amorti edebiliyor. Diğer taraftan beton yolların aydınlatma maliyeti az ve fren mesafesi ise daha kısa, bu sebeplerle yerli beton asfalta göre daha cazip… Biz bu konu ile ilgili teknik şartnameyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunduk” açıklamasında bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Çatalca Millet Bahçesi’nin ihalesini 21 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirecek.
Dar ve orta gelirli aileler için yeni konutlar üreten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yeni millet bahçesi projeleri için düğmeye bastı.
Yatırımlarına hız kesmeden devam eden TOKİ, Çatalca Millet Bahçesi projesinin ihalesini 21 Mayıs 2020 tarihinde yapacak. Projede millet bahçesinin yanı sıra sosyal donatı alanlarına da yer verilecek.
Hayata geçirdiği şehirlerde konut fiyatlarının artıran millet bahçelerinin İstanbul Çatalca’nın da değerine değer katması bekleniyor.
İhale ilanı: İstanbul İli, Çatalca İlçesi, Ferhatpaşa Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar ve İzzettin Mahallesi, İzzettin Köyü’ nde 1 Adet Tribün Yapısı İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 21 Mayıs 2020 tarihinde saat 14:30’da yapılacak.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait Şehir Hastanesi Tramvay Hattı Projesi’nin inşasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı üstlendi.
Yaklaşık 300 milyon lira maliyetle yapılacak olan tramvay hattı projesinin bakanlıkça inşa edileceği kararı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Şehir Hastanesi Tramvay Hattı inşaatının Bakanlığa devri konusundaki en önemli kısmı hallettiklerini ifade eden Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın; “Şehir Hastanesi Tramvay Hattı’nın Bakanlığımıza devri konusundaki en önemli kısmı hallettik. Bu devir işlemi henüz bitmedi. Meclis kararı gibi işlemlerimiz var ama büyük bir kısmı, önemli kısmı halledilmiş oldu. Bu konuda bize yardımcı olan başta Cumhurbaşkanımıza, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımıza ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.
Koronavirüs pandemisi ile ilgili şu anki gidişatın turizm sezonunun mayıs sonuna erteleneceğini gösterdiğini belirten Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy; “İnşallah Ramazan Bayramında tekrar turizm hareketlerinin başlayacağını görürüz. Tabii ilk hareketler iç turizmde başlayacak.” dedi.
Bakan Ersoy, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) aidatlarının bu yıl alınmayacağını belirtirken Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı’nda kiraların da 3 ay ertelendiğini söyledi.
İzmir’de lokal bazlı faaliyetlerini sürdüren teknoloji odaklı dijital pazarlama şirketi Gayrimenkul PR’dan yapılan açıklamaya göre, koronavirüs tehdidi İzmir’de konut stoklarını artırdı.
Yapılan açıklamada Mart 2020 tarihi itibarıyla İzmir’de toplam konut stoklarının 90 bin seviyesine çıktığı belirtilirken en fazla konut stoğuna sahip ilk 5 ilçe 8.365 adetle Karşıyaka, 6.830 adetle Buca, 4.282 adetle Çeşme, 4.217 adetle Karabağlar, 3.812 adetle Torbalı olarak sıralandı.
Gayrimenkul Sektöründe Değişim SüreciBaşladı
Gayrimenkul PR’dan yapılan açıklamada İzmir gayrimenkul pazarıyla ilgili olarak şu ifadelere yer verildi:
“Konut kredilerinin erişilebilir düzeyde olması sonrası Şubat ayında sıfır ve ikinci el konutlarda yukarı yönde satış ivmesi yakalanmıştı. İnşaat firmaları yaz aylarına doğru konut stokunun önemli oranda eritileceği varsayıyordu. Salgın tehdidinden sonra tüketiciler, ertelenmiş konut talebini belirsiz bir süreye itti. Ekonomik krize giren birçok işletme sahibi de gayrimenkullerini satışa sunmaya başladı. İlanlarda büyük bir yığılma oldu ve gerçek alıcılar istedikleri gayrimenkulleri seçemez oldu. Özellikleri olan gayrimenkullerde hedef kitlenin dikkatini çekemiyor. Dünya dijital çağa beklenenden daha önce geçti ve Gayrimenkul sektöründe değişim süreci başladı. İlanı girip, brandayı asıp, müşterinin aramasını bekleme dönemi artık sona erdi. Sağlık tehdidinden dolayı İzmir’de konut ve ticari gayrimenkul stokunun artacağını, gerçek alıcıların azalacağını, fırsat gayrimenkullerin sayısında yükselme olacağını öngörüyoruz”
Koranavirüs salgını tüm sektörleri olduğu gibi inşaat sektörünü de olumsuz etkilemişti. Özellikle de inşaatı devam eden şantiyelerde işçilerin kalabalık yatakhanelerde yatmaları ve gerekli hijyen koşullarının sağlanmasının oldukça zor olması kamu ihalesi alan müteahhitleri zor duruma sokmuştu. 2 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan COVID-19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi ile İlgili 2020/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile hem süre uzatımı hem de sözleşmenin feshi hakkı getirildi.
COVID-19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi ile İlgili 2020/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi 2 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yayımlanan genelge ile beraber koranavirüs nedeni ile olumsuz etkilenen kişi ve kurumlara gerekli onayları almaları durumunda süre uzatımı ve sözleşmenin feshi hakkı getirildi.
Kamu Müteahhitleri Süre Uzatımı Talep Ediyordu!
Korana virüs salgını nedeni ile önce bazı işçilerin yaşadıkları şehirlere dönmelerini talep etmeleri, ardından bazı işyeri ve dükkanların kapanması nedeni ile malzeme tedarikleri için sorunlar yaşayan kamu müteahhitleri ihale yasaklısı konumuna düşmemek adına süre uzatımı talep ediliyordu.
Bugünkü Resmi Gazete ile yayımlanan COVID-19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi ile İlgili 2020/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında hem süre uzatımı hem de sözleşmenin feshi hakkı getirildi.
Yayımlanan genelge kapsamında ihale alan kişi ve kurumların koranavirüs nedeni ile işin yerine getirilmesinin kısmen ya da tamamen imkansız hale gelmesi şartı konuldu. Yüklenicilerin bu koşulları belgelendirmesi şartı ile sözleşmenin feshi ya da süre uzatımı hakkı verilecek.
Başvurular sözleşmenin tarafı olan idarelere yapılacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı oluru ile başvurular değerlendirilecek.
‘Türkiye İMSAD Mart 2020 Sektör Raporu’na göre; yeni yıla hızlı bir başlangıç yapan inşaat malzemeleri sanayi üretimi, 2020 yılı ocak ayında 2019 yılı ocak ayına göre yüzde 9,3 arttı. Böylece 15 aydır gerileyen sanayi üretimi yeniden ilk kez ocak ayında arttı.
İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Mart 2020 Sektör Raporu’nda şu tespitler yer aldı: İnşaat sektörü 2018 ve 2019 yıllarındaki finansal dalgalanmalar ve mali şoklardan en çok etkilenen sektör oldu. Bu nedenle genel ekonominin 2019 yılında yüzde 0,9 büyümesine karşın inşaat sektörü yüzde 8,6 küçüldü. Kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, ekonomideki genel iyileşme inşaat sektörüne yansımadı. İnşaat sektöründe yeniden büyümenin sektörün iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunların çözümü ile mümkün olduğu görüldü.
2020, İnşaat Sektörü İçin Yeni Bir Küçülme Yılı Olabilir
2020 yılının ilk çeyrek döneminde inşaat sektörünün faaliyetlerinde toparlanma eğilimi ve talepte iyileşme görülmeye başlandı. Finansman tarafında da koşullarda iyileşmeler görüldü. Ancak koronavirüs etkisi bu göreceli iyileşmeye ara verdi. İnşaat sektörü ve faaliyetleri de koronavirüs salgınından olumsuz etkilendi. Bu nedenle iyileşmenin henüz çok başında olan ve kırılganlığını koruyan inşaat sektörü 2020 yılında da küçülme ile karşı karşıya kalabilir. Koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında Türkiye’de birçok iktisadi faaliyete geçici olarak ara verildi. İnşaat sektörü faaliyetleri ise henüz bu kapsamın dışında kalıyor. İnşaat sektörü faaliyetleri devam ediyor. Ancak inşaat firmaları ve müteahhitler önlem amacıyla işlerini yavaşlatıyor veya bazı projelerinde işlere geçici olarak ara veriyor. Koronavirüs salgınının ulaştığı boyut, inşaat faaliyetlerini de artan oranda etkilemeye başlıyor.
İnşaat, Destelenecek Sektörler Arasında Yer Aldı
Koronavirüs salgını nedeniyle ekonomide birçok destek paketi ve önlemi açıklanıyor. Bu önlemlerden bir tanesi de Nisan-Haziran dönemine ilişkin SGK primi, muhtasar ve KDV ödemelerinin 6 ay ertelenmesi oldu. İnşaat sektörü de bu seçilmiş sektörler içinde yer aldı. Buna göre; bina projelerinin geliştirilmesi, ikamet amaçlı binalar ile ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı, binaların yeniden düzenlenmesi ve yenilenmesi faaliyetleri, yıkım işleri, ısıtma, havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin kurulumu, binaların iç ve dış boyama işleri, duvar ve yer kaplama gibi bina inşaatı ile özel inşaat faaliyetleri yürüten tüm firmalar bu destek kapsamına alındı.
İnşaat Malzemeleri Sanayisi, Vergi Desteği Kapsamında Yer Almadı
İnşaat sektörü, koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Bu olumsuz etkilenmenin inşaat malzemeleri sanayisine de yansıması bekleniyor. İnşaat malzemelerinin perakende satışını gerçekleştiren firmalar destek kapsamı içinde yer alıyor. Nitekim perakende satış yapan firmaların bir bölümü zorunlu olarak zaten kapatma kararı kapsamında. Perakende satışlardaki bu yavaşlamanın da inşaat malzemeleri sanayi üretimini ve firmalarını olumsuz etkilemesi bekleniyor. Doğal taş ve mermer, demir-çelik, alüminyum, mutfak ve banyo mobilyaları hariç inşaat malzemeleri sanayisi vergi desteği kapsamında yer almadı.
İnşaat Malzemeleri Sanayi Üretimi Ocak Ayında Yüzde 9,3 Arttı
İnşaat malzemeleri sanayi üretimi 2020 yılına hızlı bir başlangıç yaptı. Üretim, 2020 yılı ocak ayında 2019 yılı ocak ayına göre yüzde 9,3 arttı. Böylece 15 aydır gerileyen sanayi üretimi yeniden ilk kez ocak ayında arttı. 2018 ve özellikle 2019 yılındaki daralmanın ardından yaşanan üretim artışında iç pazardaki hareketlenme ile ihracattaki miktar artışı belirleyici oldu. Ayrıca kuvvetli bir baz etkisi de yaşandı.
Ocak ayında 22 alt sektörün 15’inde üretim bir önceki yılın ocak ayına göre yükseldi. 6 sektörde ise üretim geriledi. Ocak ayında hazır beton üretimi geçen yılın aynı ayına göre değişmedi. Ocak ayında üretimde en yüksek artış yaşanan ilk beş sektör şunlar oldu; birleştirilmiş parke ve yer döşemeleri, seramik kaplama malzemeleri, düz cam ve yalıtım camları, inşaat boya ve vernikleri ile çimento.
2020 yılı ocak ayında üretiminde gerileme yaşanan alt sektörler ise çimento ve betondan eşyalar, metalden kapı ve pencereler, plastik inşaat malzemeleri, ahşap inşaat malzemeleri, tuğla ve kiremit ile işlenmiş taşlar oldu. İnşaat malzemeleri sanayisi üretimde yeni yıla hızlı bir başlangıç yaptı ancak alt sektörler itibarıyla üretim performansı oldukça farklılık gösterdi. Bu nedenle üretimde dengeli ve genele yayılan bir büyümenin başladığını söylemek için henüz erken olduğu görüldü.
2020 Yılı Ocak Ayında İhracat Yüzde 10,2 Arttı
İnşaat malzemeleri ihracatı yeni yıla iki haneli artış ile başladı. 2020 yılının ocak ayında inşaat malzemeleri ihracatı, geçen yılın ocak ayına göre yüzde 10,2 arttı ve 1,76 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2020 yılı ocak ayında, aylık ihracat artışı hızlandı. Böylece yeni yıla ihracatta hızlı bir başlangıç yapıldı. Yeni yıla girerken ticaret savaşlarının hafiflemesi ile Brexit belirsizliğinin ortadan kalkması dünya ticaretine ve ihracata ümit verdi. Ancak ocak ayı ihracatında koronavirüs salgınının etkileri henüz görülmedi. Salgın etkilerinin şubat ayında başlayarak mart ayı ihracat verilerinde önemli ölçüde ortaya çıkması bekleniyor.
İnşaat Sektörü Güven Endeksi Mart Ayında 6,6 Puan Yükseldi
İnşaat sektörü güven endeksi 2020 yılına çok önemli bir artış ile başlamış, sektörün güven endeksi yeni yılın ilk ayında 15,6 puan birden artmış, şubat ayında 0,1 puanlık bir düşüş yaşamıştı. Mart ayında ise inşaat sektörü güven endeksi 6,6 puan ile yine önemli bir artış gösterdi. İnşaat sektörü yılın ilk çeyrek döneminde güven artışı ile moral buldu. Koronavirüs salgını etkilerinin henüz güvene yansımadığı da görüldü.
Mevcut İnşaat İşleri Seviyesi Mart Ayında 3,8 Puan Arttı
Mevsimsellik ile inşaat işlerinin yavaşladığı ocak ayında mevcut inşaat işleri büyük ölçüde korunmuş, şubat ayında da mevcut inşaat işleri 5 puan birden artmıştı. Mart ayında ise mevcut inşaat işleri seviyesi 3,8 puan daha yükseldi. Yeni alınan siparişler mevcut işleri desteklemeye başladı. Ekonomideki toparlanma da inşaat sektöründeki işlere gecikmeli olarak olumlu katkı sağladı. Koronavirüs salgınının mevcut işler üzerinde etkisi ise henüz sınırlı kaldı.
İnşaat sektörünün trendlerinin konuşulacağı ve en yeni yapı teknolojileri ve yapı ürünlerinin sergileneceği Samsun 6. İnşaat Fuarı, 2-5 Nisan 2020 olan tarihi, küresel çapta yaşanan COVID-19 gündemi nedeniyle tarihi değiştirildi.
Ticaret Bakanlığı’nın da Nisan 2020 sonuna kadar gerçekleştirilmesi beklenen fuarların ertelenmesi konusundaki kararının ardından yapılan değerlendirme sonrası, yeni tarih 15-18 Ekim 2020 olarak belirlendi. TÜYAP Samsun Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek fuar, planlandığı şekilde yeni tarihinde gerçekleştirilecektir.
Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Nevşehir Belediyesi ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından eski sebze ve zahire pazarı bölgesinde gerçekleştirilecek olan Merkez Kentsel Dönüşüm Projesi için 7 Mayıs 2020 tarihinde inşaat ihalesinin gerçekleştirileceğini açıkladı.
Belediye Başkanı Rasim Arı, yaptığı açıklamada; Nevşehir’in Karasoku, Hacı Rüştü, Herikli, 20 Temmuz, Kapucubaşı ve İbrahim Paşa Mahallelerinin büyük bir bölümünü içerisine alan Merkez Kentsel Dönüşüm Projesi için son aşamaya gelindiğini kaydetti.
Bu bölgelerde yaşayan vatandaşları modern yaşam alanlarına kavuşturacak ve şehrin çehresini değiştirecek olan proje için TOKİ’nin örnek bir mimari projeyi hayata geçireceğini ifade eden Arı, projenin ilk etabının İbrahim Paşa Mahallesi sınırları içerisinde bulunan eski sebze ve zahire pazarı bölgesinde uygulanacağını açıkladı.
TOKİ’nin, projenin ilk etabı içerisinde yapılacak olan konut ve ticari alanlar için 7 Mayıs 2020 tarihinde ihale gerçekleştireceğini belirten Arı, ihalenin sonuçlanmasının ardından ise söz konusu bölgede inşaat çalışmalarına başlanılacağını duyurdu.
Gerçekleştirilecek olan ihalenin Nevşehir için hayırlı ve uğurlu olmasını dileyen Başkan Arı, seçimlerden önce verdiği sözlerden birini daha gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Koronavirüs salgını nedeni ile olumsuz etkilenen turizm sektörünü desteklemek amacı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni bir tedbir kararı açıklandı. Turizm tesisleri için verilen yeni destek kararı haberimizde…
Koronavirüs salgını nedeni ile alınan tedbir kararları her geçen gün genişletilirken bakanlıklar da kendi bünyelerinde alınan destek kararlarını duyurmaya devam ediyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bu süreçte çok sayıda önemli karara imza atarken yeni bir destek kararı da turizm sektörü tarafından açıklandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Turizm Tesisleri İçin Gelirleri 6 Ay Süreyle Erteledi!
Bakanlık tarafından yapılan son dakika açıklaması ile “Koronavirüs salgınının turizm sektörüne olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik aldığımız tedbirler çerçevesinde kamu arazileri üzerindeki turizm tesislerinden Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında tahsil edilecek gelirleri 6 ay süreyle erteledik” ile yeni tedbir kararı açıklandı.
Koronavirüs salgını nedeni ile ülkelerin sınırlarını kapatması en çok turizm sektörünü olumsuz etkilemiş, bu sene tarihi rekorlar beklenen turizm sektöründe çok sayıda tesiste kapatılmıştı.
Kapatılan ve konaklayan kişi sayısı rekor oranda azalan turizm tesisleri için ilk etapta konaklama vergisi hakkında erteleme kararı çıkarılmış ve bu sayede sektörün vergi yükü azaltılmıştı.
Bugün açıklanan yeni karar ile de turizm tesisleri için yeni bir destek daha hayata geçirilmiş oldu. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında tahsil edilmesi gereken kamu arazileri üzerindeki turizm tesislerinden elde edilecek gelirler ertelenmiş oldu.
Manavgat’taki bir hayırseverin katkılarıyla yapılacak olan ve Manavgat Üniversitesinin de önünü açacak olan, yeni fakülteler inşaatının yapım ihalesi gerçekleştirildi. Korona virüs tedbirleri nedeniyle özel hijyen önlemleri altında gerçekleştirilen ihale şeffaflık ilkesi doğrultusunda açık azaltma ve pazarlık usulü ile sonuçlandırıldı.
Yeni Fakülte Binası İnşaatı Başlayacak
Manavgat Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen, ihale diğer şirketler arasında en düşük maliyet teklifi veren Kahraman Köroğlu, Köroğlu İnşaat” lehine sonuçlandı. İhalenin Manavgat Yükseköğretim Vakfının onayı ile resmi sözleşmesi imzalanması bekleniyor.
Dr.Yusuf Aydın, Başkanlığındaki ihale komisyonunda Mayöv Başkan Yardımcısı Kemal Kaya, Vakıf Üyelerinden Fatih Tatar, Sedat Öz ve Raif Durmaz yer aldı. Proje protokolünün tarafları olan Manavgat Yüksek Öğretim ve Teknolojik Araştırmalar Vakfı MAYÖV Başkanı Dr. Muammer Güneş, Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Acar, Manavgat Sanayici ve İş İnsanları Derneği MASİAD Başkanı Mücahit Tatar ve Proje Koordinatör Mühendisi Hüseyin Cengiz de ihale de yer aldı. Prosedürlerin tamamlanmasının ardından resmi sözleşme
Sözleşme Bugün
MASİAD Başkanı Mücahit Tatar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; ”01 Nisan Çarşamba günü saat 13.30 da Atatürk Kültür Merkezinde, Değerli Hayırseverimizin katkılarıyla yapılacak olan fakülteler binamızın inşaat sözleşmesi imzalanacaktır. Bilgilenmek ve Bilgilendirmek adına dilerseniz katılabilirsiniz. İhaleye katılan tüm değerli firmalarımıza, bu ağır sorumlulukta risk alan Sn. Karaman Köroğlu Beye teşekkür ediyoruz. İnanıyoruz ki Allah’ın izniyle bu sıkıntılı süreci aşacağız ve çok güzel günlerde Manavgat Üniversitesi’ni kuracağız.” dedi.
Koronovirüs seferberliğinde son gelişme: Moskova yakınlarındaki, Yeni Moskova bölgesinde, Golohvastovo köyünde 43 hektar alana iki hafta önce inşaatına başlanan 70 bin m2’lik özel enfeksiyon hastanesi rekor hızla tamamlanıyor. Yetkililer inşaatın yarısının bittiğini, muhtemelen iki-üç hafta içinde500 yataklı hastaneye koronavirüs hastalarının kabulüne başlanacağını söylüyor.
Yerleşim yerlerinden uzak olduğu için özellikle seçilen bu alanda, 24 saat kesintisiz inşaat sürüyor. 5 bin işçi ve 1200 araç çalışıyor.
Hastanenin yanına 2 bin kişi kapasiteli sağlık personeli lojmanı da yapılıyor.
Yetkililer normalde 6-7 aylık bür süreç gereötiren inşaat çalışmalarının, bu acil projede bir aya kadar indirildiğini belirtiyor. İnşaatta 35 şirket çalışıyor.
İzmir’in önde gelen inşaat firmalarından Egesel İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şahin, “Biz Egesel İnşaat olarak hiç bir çalışanımızı işten çıkarmıyoruz.
Tüm çalışanların maaşını zamanında kesintisiz, tam olarak hesaplarına yatırıyoruz. Hükümet’ten de bu konuyla ilgili olarak yaramıza merhem olacak acil önlemler bekliyoruz” dedi.
Dünyanın başına bela olan Koronavirüs, ekonomiyi de etkilemeye devam ediyor. Alınan önlemler çerçevesinde binlerce işletmenin, fabrikanın, esnafın kapısına kilit vurduğu, işsizliğin giderek arttığı ülkemizde iş dünyası çıkış formülleri arıyor. Bu konuda en büyük beklenti şüphesiz hükümetten bekleniyor.
Sıkıntılı günler geçiren iş dünyası, alınan ekonomik önlemlerin yeterli olmamasından dertli. Fabrikasını, işletmesini kapatanlar işçi çıkarmaya başlarken, krize rağmen çalışanını mağdur etmeyen işletmeler ve şirketler de gurur kaynağımız oluyor. Krizden şüphesiz en çok inşaat sektörü etkilenmiş durumda. Konut satışları bıçak gibi kesildi. İnşaatların birçoğu durmuş durumda.
İnşaat sektöründe yaşananlarla ilgili İzmir’in önde gelen inşaat firmalarından Egesel İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şahin çeşitli açıklamalarda bulundu. İzmir ve çevresinde sayısız projeye imza atan Egesel İnşaat’ın da yaşanan krizden etkilendiğini anlatan Şahin, buna rağmen çalışanlarını koruyacak önlemler aldıklarını söyledi. Şahin, “Biz Egesel İnşaat olarak hiç bir çalışanımızı işten çıkarmıyoruz. Egesel İnşaat olarak tüm çalışanların maaşını zamanında kesintisiz olarak hesaplarına yatırıyoruz. Tüm sosyal haklarını eksiksiz olarak ödüyoruz. Alt taşeronlarımızın ödemesini zamanında eksiksiz olarak ödüyoruz. Bu çalışmamızı ve ödemelerimizi şimdilik 1 yıl süre ile garanti altına alarak kimsenin burnunu kanatmadan, mağdur etmeden yolumuza devam etmeyi planlıyoruz” dedi.
Bankalar Daha Duyarlı Olmalı
Hükümetin ve bankaların kriz karşısındaki tutumları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şahin, “Bu zor süreçlerden geçerken tüm kurumların duyarlı, gerçekçi, fedakar olması gerektiğini düşünüyoruz. Bankalar ve tüm kurumların günü kurtarma anlayışı yerine daha uzun vadeli planlamalarla toplum ve iş dünyası yararına ciddi adımlar atmaları gerektiğine inanıyoruz. Devlet kurumları bu konuda ciddi adımlar atmalı, teşvik edici olmalı, toplumun her kesimine eşit mesafede davranarak sorunları kısa sürede yerinde çözme gayretinde olmalı.”
Bu Faiz Oranları ile Nefes Alamayız
Şahin, “Ülkemizin içinde bulunduğu bu açmazda biz müteşebbislerin mevcut faiz oranları ile bir arpa boyu yol alamayacağını tüm kurumların bilmesini isterim. Bırakın yatırım yapmayı % 11 – 12 gibi maliyetli krediler firmaları açmaz içine sokacaktır. Şu aşamada bizler gibi yatırımını devam ettiren firmalara % 7.5 oranını geçmeyecek şekilde düşük maliyetli en az 1 yıl ödemesiz krediler verilmeli. Firmalar sağlıklı bir biçimde ticari varlığını sürdürebilirse çalışanına sahip çıkabilir, bu süreçleri ekonomik olarak en az zararla atlatabiliriz. Gün, günü kurtarma değil, Türkiye’yi, ülkemizi kurtarma, birbirimize sahip çıkma günüdür. Biz Egesel ailesi olarak çalışanlarımıza karşı üstümüze düşen görevi bu anlayış ile yerine getirmeye çalışıyoruz. Hep birlikte, Başaracağız!”
Görece ve Gaziemir Projelerinin Toplam Maliyeti 115 Milyon Lira
Egesel İnşaat yeni projelerine de devam ediyor. Egesel’in 86 yeni projesinden 43’ü İzmir’in Menderes ilçesi Görece mahallesinde, 43’ü Gaziemir’de yer alıyor. Görece Projemiz havaalanına bir kilometre mesafede olup, doğa ile iç içe 4 adet özel güvenlikli site kapsamında triplex villadan oluşuyor. Her bir villanın kendine ait yüzme havuzu, saunası ve otoparkı bulunuyor. Görece’de ki diğer 39 adet süper lüks daireler de aynı özellikleri taşıyor. Görece’de ki toplam yatırım maliyeti 55 milyon Türk Lirası’dır.
Gaziemir Projesi ise, havaalanına 2 kilometre mesafede olup Gaziemir’in muhteşem doğası ile iç içedir. Site şeklinde olup 43 adet 3+1 ve 4+1 süper lüks daireden oluşacak projede açık ve kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, saunalar bulunuyor. Esbaş Serbest Bölge, Optimum, çevre yoluna çok yakın lokasyonda yer alan proje kolay ulaşılabilir merkezi konumda bulunuyor. Gaziemir projemizin maliyeti ise 60 milyon Türk Lirası’dır. Görece ve Gaziemir Projelerimizin toplam maliyeti 115 milyon Türk Lirası’dır.
Dünden Bugüne Egesel İnşaat
1995 yılından bu yana inşaat sektöründe faaliyet gösteren firma; konut, mesken ve taşınmaz mülkler konusunda başarılı pek çok projenin sahibidir. Egesel İnşaat, ele aldığı tüm projelerde arazi seçiminden zemin sağlamlaştırmaya, çevreye ve yönetmeliklere uygun projelendirmeden yaşam alanlarına değer katan en küçük ayrıntılara kadar tüm süreçleri titizlikle yürütüyor.
Sağlam alt yapısı ve ekonomik gücünü, zengin teknik kadroyla bütünleştiren Egesel İnşaat, her türlü detayın titizlikle tasarlandığı mükemmel projelere imza atıyor. Müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde tutan Egesel İnşaat’ta hedeflenen ilk nokta minimum hatadır. Egesel İnşaat ilkelerine bağlılığı, üstün kalite anlayışı ve üzerinde önemle durduğu güvenilirliği ile dünya standartlarında yaşam alanları üretmeye yeni projelerle devam ediyor. Egesel İnşaat’ın tüm kadrolarının mesleğe ve sektöre bakışında firmanın kurucusu Hüseyin Şahin’in geniş dünya görüşünün yansıması bulunuyor.
Kentsel dönüşüm kapsamında kaçak olan riskli binalar yıkılıyor ve depreme dayanıklı yapılar inşa ediliyor. Peki kentsel dönüşüm süreci nasıl ilerliyor? İşte tüm merak edilenler…
6306 sayılı Afet Riskli Yapıların Yenilenmesi Hakkında Kanun’a göre bölgede bulunan riskli yapılar belirleniyor, sağlıklı ve de yaşanılabilir hale getiriliyor. Kanun kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında bulunan köylerdeki ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma riski taşıyan binaların devletin sağladığı yapım kredisi, kira yardımı, belediye harç – vergi avantajlarını da kullanarak yeniden yapılması planlanıyor.
Kentsel dönüşüm kapsamında kaçak yapılaşmanın önüne geçilecek, depreme dayanıklı olmayan, ekonomik ömrünü doldurmuş binalar yeniden yapılacak ve olası doğal afetler sonrasında meydana gelebilecek zararların en aza düşürülmesi planlanıyor. Peki kentsel dönüşüm süreci nasıl ilerliyor?
Riskli Yapı İçin Tespit
Vatandaşlar yapılarını, Bakanlık tarafından lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara riskli yapı tespiti yaptırabiliyor. Riskli yapının tespit edilmesi için elektronik yazılım sistemi üzerinden başvuru alınıyor.
Riskli Yapı Tespitine İtiraz
İtirazları inceleyen teknik heyet, üniversitelerden bildirilen dört üye ile ikisi inşaat mühendisi ve biri de jeoloji veya jeofizik mühendisi olmak üzere, Bakanlık teşkilâtında görev yapan üç üyenin iştiraki ile yedi üyeli olarak teşkil ediliyor. Riskli yapı tespitine karşı tebligat tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde riskli yapının bulunduğu yerde bulunan Müdürlüğe dilekçe ile itiraz edilebileceği, aksi takdirde tebligat tarihinden itibaren İdarece altmış günden az olmamak üzere açıklanan süre içinde yapının yıktırılması gerektiği de belirtilerek, aynî ve şahsî hak sahiplerine tebliğ edilir ve yapılan bu tebligat Müdürlüğe bildiriliyor.
Riskli Yapı Tespitine İtiraz Dilekçesi Örneği
……………. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne
… ili, … ilçesi, … mahallesi, … caddesi, … sokağı, no: … adresindeki … pafta, …. ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan yapımız için düzenlenmiş olan ‘Risk Raporuna’ ve ilgili yıkım kararına itiraz ettiğimi bildirir gereğinin yapılmasını tarafınızdan talep ederim.
Tarih:
İmza:
Adres:
Tel:
Riskli Yapı Yıkımı
Riskli yapı olarak tapu kütüğünde belirtilen taşınmazların maliklerine, altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması isteniliyor.
Riskli yapıların altmış günlük süre içinde malikler tarafından yıktırılıp yıktırılmadığı, İdarece mahallinde kontrol edilir ve riskli yapı, malikleri tarafından yıktırılmamış ise, yapının idari makamlar tarafından yıktırılacağı belirtilerek ve otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta yer alıyor. Bu süre sonunda da riskli yapıların maliklerince yıktırılmaması halinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmemesi ve verilen hizmetlerin durdurulması ilgili kurum ve kuruluşlardan istenir. Riskli yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri; mülkî amirler tarafından sağlanacak kolluk kuvveti desteği ile İdarece yapılır veya yaptırılıyor.
Dünya mermer makine sanayinin ilk ve tek fuar organizasyonu CNR Marble Tech İstanbul, 22-25 Ekim 2020 tarihleri arasında ikinci kez kapılarını açacak. CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık tarafından düzenlenecek olan CNR Marble Tech İstanbul, hem metrekaresini, hem de uluslararası alıcı rakamını iki katına çıkaracak. Sektörün en büyük ticaret platformu olarak fark yaratan fuar, global ticaretin merkezi CNR Expo İstanbul Fuar Merkezi‘nde organize edilecek.
Sektörün önde gelen firmalarının son teknoloji ürün ve hizmetlerinin, yerli ve yabancı alıcılarla buluşacağı CNR Marble Tech, üretim kapasitesi ve teknolojisiyle iç piyasanın ihtiyacını tamamen karşılayabilen Türk mermer makine sanayinin ihracat oranlarını da oldukça artıracak.
Acarlar Şirketler Topluluğu Pazarlama ve Satış Grup Başkanı Bilge Özdemir; Corona Virüsünün geliştirilmekte olan Gayrimenkul proje pazarına olası etkilerini emlakdream.com için değerlendirdi.
Corona Virüs salgını tarihte yaşanan salgınlar gibi “ne ilk, ne de son olacak“ ancak izleri uzun süre devam edebilecek. Gayrimenkul Sektöründe “corona virüsün“ veriler üzerindeki etkilerini Nisan ayı ile birlikte görmeye başlayacağız.Gerileyen satış rakamlarının etkilerinde; ipotekli satışlar ve yabancıya satışlardaki gerileme dikkat çekecek.Gayrimenkul pazarında talep yapısını “yerli“ ve “yabancı” olmak üzere 2 açılımda izliyoruz.
Bu açılımlardan; yerli gayrimenkul talebini; yatırım ve ihtiyaç amaçlı olarak izlediğimizde, yatırım amaçlı talebin yıl sonundan önce, ihtiyaç özellikli talebin mortgage/konut kredisi şartlarına bağlı olarak 4 aydan önce ivme kazanmasını beklemiyorum.
Yabancı Gayrimenkul Talebi
Ayların kümülatif yansımaları kesildiğinde yabancı gayrimenkul satışlarında dramatik düşüşler izleyeceğiz. Bu dramatik düşüşte en büyük etken yurt dışı bağın kesilmesinin etkisi olacak. Şu anda yurt içinde kalan ve/veya yaşayan yabancıların alım yönündeki kısıtlı sayıda taleplerini izliyoruz.
Dikkat! Gayrimenkul İhracatında Zincir Kopuyor
Yıllardan beri yabancı Gayrimenkul pazarının gelişmesinde önemli fonksiyon üstlenen sayıları irili – ufaklı 500’e yakın yabancıya Gayrimenkul satışı yapan firmaların/acentelerin büyük bir kısmını kaybetmek üzereyiz.
Son günlerde yabancıya Gayrimenkul satışı yapan firmaların / acentelerin yetkilileri ile yaptığım görüşmeler durumun ciddiyetini göstermektedir. Çoğu kapanıyor, küçülüyor. Personellerini işten çıkarıyor.Üstüne üstlük inşaat firmalarından – projelerden yaptığı satışın hizmet bedelini alamayan firmalar / acenteler finansal problem yaşadıkları için; hizmete aracılık veren yurt dışı paydaşlarının, satış personellerinin ödemelerini yapamıyorlar.
Buradan GYODER & KONUTDER & İNDER & İhracatcılar Birliği & GİGDER & Ticaret Bakanlığı & Çevre ve Şehirçilik Bakanlığı ve proje geliştiricilere sesleniyorum; yabancıya Gayrimenkul satışı yapan firmaları/ acenteleri yaşatmazsak yarın bizleri yaşatacak yabancı Gayrimenkul talebini bulamayız.
Tespitlerim; Gayrimenkul pazarında ilk pozitif gelişmelerin “Yabancı Gayrimenkul“ alımında olacağını göstermektedir. Bu doğrultuda pazardaki ilk kıpırdanma sınırların açılması – uçuşların başlaması ile gerçekleşebilecektir.
Yurt Dışı Gayrimenkul Talebi Beklentilerim:
Avrupa Birliği; Birlik olmadan çıkacak, yaşlanan Avrupa’da Türkiye’de yerleşim/yaşam tercihi sağlık güvencesinden dolayı artacak
Dünyanın farklı ülkelerine göç eden Türk Vatandaşlarında, tersine göç dalgası başlayacak
Türk Pasaportunun gayrimenkul alımının karşılığında sadece bir vatandaşlık olmadığı gerçeği yabancıların ülke tercihinde ibrenin yönünü Türkiye’ye çevirecek
Yabancı para birimleri karşısında Türk Lirasının değer kaybı, yabancılar için alım fırsatı olabilecek
Türkiye’de faaliyet gösteren büyük hacimli yabancıya Gayrimenkul satışı yapan firmalar / acenteler ile yaptığım görüşmelere göre eve kapanan dünyanın farklı ülkelerinde oluşan yurt dışı Gayrimenkul talebine eskisinden daha rahat ve vakitlice ulaştıklarını belirtmektedirler.
Özellikle Projelerde, sunumdan – opsiyona – satış sürecine kadar işlemlerin sanal gerçeklik / dijital ortam üzerinden dünyanın farklı noktalarına sunulduğu ortamlara gelen talebin birikmekte olduğunu, ilk toparlanmada, biriken talep ile birlikte harekete geçebileceğini göstermektedir.
Ev’den sürdürdüğümüz Yaşam bir gün bıraktığımız yerden daha umutla devam edecek… Atacağımız her adımı “Virüs Sonrası“ ne olabileceğe göre atıp, hazır ve hazırlıklı olarak geçirelim.
Temelleri 18 mart 2017’de atılan, tamamlandığında 3.869 metre uzunluğuyla “dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüsü” unvanını alacak 1915 Çanakkale Köprüsü’nün kırmızı beyaz ayaklarında 24 adet blok üst üste konularak 230 metre yüksekliğe ulaşıldı.
Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu’nun bir parçası olacak olan ve ayakları Çanakkale’nin Lapseki ile Gelibolu ilçelerinde bulunan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün 2023 yılında tamamlanması planlanıyor.
Dünyada ve ülkemizde ciddiyetini gittikçe artıran COVID – 19 virüsünün etkisi ekonomi ve finansal piyasaların ardından gayrimenkul piyasasını da olumsuz etkilemeye başladı.
Çin’de virüs sonrası gayrimenkul piyasalarında satışların %45 azaldığını belirten Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Ülkemizde yayınlanan ilan sayılarında şimdiden %10 bir düşüş yaşandı. Mart ayında yapılan satışların büyük bir kısmı, pandemi öncesi yapılan anlaşmaların işlemleri. Son günlerde birçok emlak işletmesi kapalı ve online olarak hizmet vermeye çalışıyorlar. Bu ilk etki döneminin Haziran ayı başına kadar devam edebileceğini söylemek mümkün” dedi.
Gayrimenkul Türleri Virüsten Farklı Etkilenecek
Covit-19 sürecinde piyasalarda gayrimenkul türlerine farklı tepkiler verileceğini belirten Özelmacıklı “İlk etapta alışveriş merkezleri, oteller, yurtlar ve kongre merkezleri etkilenecek. Sonrasında ise özel okul, perakende, depolama ve ofis piyasalarında daralmalar yaşanacak. Konutta daralmanın biraz daha zamana yayılabileceğini düşünüyoruz. Lojistik ve endüstriyel piyasalarda ise büyümeye ihtiyaç duyulacak” dedi.
Evden Çalışma Beklentileri Değiştirecek
Evden çalışma döneminde konutlar için yeni alanlara ihtiyaç duyulmaya başlandığını da belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Evden çalışmaya alışma sonrasında özellikle hizmet sektöründe işverenler daha küçük ofislerin kullanımını tercih edebilir gözüküyor. Özellikle online toplantılara imkan tanıyan uygulamalar ile daha esnek ve kolay çalışma ortamları sağlanabilecek. Ortak çalışma alanlarında ise önemli ölçüde talep azalması bekleniyor. İnsanlar sosyal mesafe nedeni ile diğer kişiler ile temas kurmaktan ve yakın durmaktan mümkün olduğunca kaçınacaklar” dedi.
Kira Ödemelerinde Sıkıntılar Yaşanabilir
Ciro bazlı kiralamalar dışında işyeri ve konut kira bedellerin ödemelerinde yaşanacak zorlukların kira geliri elde edenler için de bir risk oluşturacağını değerlendiren Özelmacıklı “Her ne kadar 1 Mart, 30 Haziran arasında işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi, kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacak olsa da ödenmeyen kiraların tahsili istenebilecek. Özellikle istihdamda yaşanabilecek olan daralma sonrasında gerek kira gerekse konut kredi ödemelerini önemli ölçüde aksatabilir” dedi.
Konut Alımında Kredi Kullanımı Artabilir
Bekle-gör evresi sonrası, piyasalar normalleşmeye başladığında nakit pozisyonu korumak isteyen konut alıcılarının kredilere daha çok müracaat edebileceğini de belirten Özelmacıklı “Kredilendirme oranın artması, ev sahibi olmanın özellikle bu dönemdeki öneminin hissedilmesi, insanların ev alım talebini artıracaktır. İnsanlar bu tür dönemlerde daha ferah ve geniş evlere ihtiyaç duydukları için taleplerinde de bu yönde değişiklikler olacak. Evden çalışabilmek için artık yüksek hızda interneti olan, daha çok oda sayılı taşınmazların talebinde artışlar yaşanacak. Ayrıca villa, müstakil evlere ve alternatif bir yaşam alanı sunan yazlık evlere talebin artacağını düşünüyorum” dedi.
İlk kez Sultan Abdülaziz döneminde dile getirilen, projesi ise Sultan 2. Abdülhamit zamanında çizilen, Karadeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayacak olan 600 kilometrelik otoyolun Ordu etabının yüzde 95’lik kısmının tamamlandığı belirtildi. Tamamlandığında Karadeniz’i Akdeniz’le bağlayarak İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun ticaret limanı olmalarını sağlayacak otoyol projesinin bu yıl sonunda açılması hedefleniyor.
1 milyar liraya mal olacak proje Ordu’dan, Akdeniz Bölgesi’ndeki illere kadar ulaşımı kolaylaştıracak, Gürcistan, Ukrayna, Rusya gibi ülkelere gerçekleştirilecek ithalat ve ihracatta önemli rol üstlenecek.
Karadeniz-Akdeniz yolunun 2020 yılının sonlarında tamamen hizmete açılacağını belirten Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Coşkun Alp; “Karadeniz-Akdeniz yolu, ilk etapta dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler’in talimatı ile 20 kilometrelik bölümü 13 tane tünelden oluşan bölümü inşa edildi. Ve buralar bittikten sonra da mevcut Karadeniz-Akdeniz yolu kara yolları yol ağına alındı ve kara yolları ekipleri burada çalışmalara başladı. Yaptığımız görüşmeler neticesinde de bu yol, bu yıl itibarıyla sonlanacak. Yani 2020 yılında tamamen hizmete açılmış olacak” dedi.
Colorado Üniversitesi malzeme bilimcisi ve mühendislik uzmanı Will Srubar, yakın bir gelecekte inşa edilecek olan binaların beton yerine canlı materyallerle inşa edileceğini belirtti…
Malzeme bilimcisi ve mühendislik uzmanı Will Srubar, gelecekte inşa edilebilecek yapılar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Star Kıbrıs’ta yer alan habere göre; Will Srubar , “geleceğin şehirleri kesinlikle bugün bile bilmediğimiz malzemelerden inşa edilebilir ve yapılan araştırmalara göre bunların canlı materyaller olması mümkün. Örneğin, mantarlar veya mikroorganizmalar tarafından oluşturulan binaları hayal edin” değerlendirmesinde bulundu.
İnşaat Sektörü Henüz Sıcak Bakmıyor
Boulder’daki Colorado Üniversitesi’nde malzeme bilimcisi ve mühendislik uzmanı Will Srubar, yaşayan, kendi kendini geliştiren ve kendi kendini iyileştiren yapıların geleceğin inşaat endüstrisi için en iyi seçim olacağını ifade ediyor. Canlı malzemelerin geliştirilmesinin sadece yeni binaların onarım ve montajının finansal maliyetlerini azaltmakla kalmayacağı, aynı zamanda geleneksel yapı malzemelerinin üretiminin birçok çevresel maliyetini de ortadan kaldıracağı öngörülüyor.
Tabii ki, bilim insanları bu malzemeleri pratik ve uygun maliyetli hale getirmenin bir yolunu bulsalar bile, canlı malzemelerin kullanımı için tüm inşaat konseptinin gözden geçirilmesinin gerektiği belirtiliyor. Tüketicilerin bu durumu kabullenmesinin yanında, inşaat endüstrisinin henüz canlı organizmalar hakkında olumsuz bir algısı mevcut ve bilim insanları bu düşünceleri en kısa zamanda değiştirmeyi umuyorlar.
Bazı inşaat şantiyelerinde işçiler, koronavirüs salgını sürecinde sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda bırakıldıkları gerekçesiyle iş bırakma eylemleri başlatırken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un bir hafta önce konuyla ilgili genelge yayımladığı ortaya çıktı.
Bakanlık tarafından Türkiye genelinde yaklaşık 1 milyon 200 bin işçinin çalıştığı şantiyelere gönderilen genelgede dikkat çekilen konular şöyle:
Kullanılan Alanlarda Havalandırmalar ve Sosyal Mesafe
Yatakhane, yemekhane ve sosyal tesislerde yeterli doğal havalandırma yapılacak. Bu mümkün değilse hava temizleme cihazları kullanılacak. Yatakhane, yemekhane, sosyal tesis, servis taşımacılığında sosyal mesafe korunacak. Yatakhane, yemekhane ve sosyal tesislerde yeterli doğal havalandırma yapılacak. Bu mümkün değilse hava temizleme cihazları kullanılacak. Yatakhane, yemekhane, sosyal tesis, servis taşımacılığında sosyal mesafe korunacak. Vardiyalı yemek uygulamasına geçilecek.
Yatakhanelere Ek Yapılacak
Yatakhanelerde yetersizlik tespiti durumunda ek hacimler oluşturulacak. Toplu kullanım alanlarının günlük dezenfeksiyonu yapılacak. Ortak malzeme kullanımı yasaklanarak şahsi malzeme kullanımı sağlanacak.
Karantina Koğuşu Oluşturulacak
Şantiye sahasında ateş ölçer, koruyucu eldiven, maske vb. bulundurulacak. Sabah ve akşam ateş ölçümü yapılacak. Şüpheli görülen kişiler izole ortama alınarak sağlık kuruluşlarına bilgi verilecek. Hastalık belirtisi gösteren personelle ilgili “karantina koğuşu” oluşturulacak.
İşverenin Sorumlulukları
Kamu görevlileri dahil kimse maske, eldiven olmadan, ateş ölçümleri yapılmadan şantiyeye alınmayacak. İşveren, işyerindeki tedbirlere uyulup uyulmadığını izleyecek, denetleyecek ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlayacak.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un Genel Müdürü Alexey Likhachev, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüs (Covid 19) salgınına karşı her türlü acil durum planlarını yaptıklarını söyledi.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un Genel Müdürü Alexey Likhachev, korona virüs konusunda Rosatom bünyesinde alınan önlemler hakkında açıklama yaptı. “Güvenlik, Rosatom’un temel değeridir” diyen Likhachev, çalışanların sağlığı ile ilgili olanlar dahil olmak üzere her türlü acil durum için ek planların hazırlandığını, ek önlemlerin alındığını kaydetti.
Rusya’daki tüm nükleer santraller ile başka ülkelerdeki nükleer santral inşaat sahalarında da gerekli tüm önlemlerin alındığına dikkat çeken Likhachev, “Nükleer güvenliği sağlamak ve hem çalışanlarımızın hem de halkın yaşamını ve sağlığını korumak onlarca yıldır ilk ve en büyük önceliğimiz oldu. Güvenlik Rosatom’un temel değeridir. Çalışanlarımızın sağlığıyla ilgili olanlar da dahil olmak üzere her türlü acil durum için her zaman acil durum planları yaptık” dedi.
“Her türlü senaryoya karşı ek acil durum planları yaptık”
Şu anda Rusya’nın tüm nükleer santrallerinde, personelin düzenli sağlık kontrolleri de dahil olmak üzere ek önlemler aldıklarını kaydeden Likhachev, “Mümkün olduğunca çok çalışan için uzaktan çalışmayı ayarladık. Kişisel koruyucu ekipman ve hijyenle ilgili ürünleri toplu olarak satın aldık, üretim tesislerimizi ve araçlarımızı sürekli olarak dezenfekte ediyoruz ve tüm iş seyahatlerini iptal ettik. Faaliyet gösterdiğimiz alanlardaki yerel yetkililerle yakın işbirliği içinde çalışanlarımızın sağlık durumunu takip ediyoruz. Korona virüs salgınının çeşitli senaryolarını göz önünde bulundurarak NGS çalışanlarımızın sağlığı üzerinde etkisi olabilecek bir takım ek acil durum planları geliştirdik” ifadelerini kullandı.
“İnşaat sahalarımızda en katı önlemler alındı”
Nükleer santral inşaat sahalarında da benzer önlemler aldıklarını vurgulayan Likhachev, şöyle devam etti:
“Korona virüsün birçok ülkede yayılmasıyla ilgili zorluklara rağmen ihracatını yaptığımız tüm yeni yapılarımızı sürdürüyoruz. Tabii ki, personel güvenliğini sağlamak için bu ülkelerdeki inşaat sahalarımızda en katı önlemler alınmıştır. Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerin hastalık kontrol hizmetlerinin ve hükümetlerinin tavsiyelerini dikkate alıyoruz. Karantina ve personel tahliyesi dahil olmak üzere bu enfeksiyonun yayılmasına karşı önlemleri güçlendirmek için tamamen hazırız. Rosatom, bu sağlık krizinin tedarik zincirleri üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirmek ve tüm ilgili sözleşmelerde öngörülen zaman çizelgelerine uygun şekilde müşterilerimize karşı yükümlülüklerimizi tam olarak yerine getirmemizi sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alıyor.”
Koranavirüs salgını ile mücadele konusunda Sağlık Bakanlığı çalışmalarına devam ediyor. Corana Virüsü tedbirleri kapsamında hastanelerde de çeşitli çalışmalar yapılırken ayrı birim olarak ilk inşaat başladı. Pendik Devlet Hastanesi bahçesi içerisine ön tanı hastanesi için başlayan inşaatın son durumu havadan görüntülendi. İşte detaylar…
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs hastalığı ile mücadele konusunda yeni önlemler alınmaya devam ederken hastanelerde de önlemler en üst seviyeye çekildi.
Bazı hastaneler acil girişlerinin önüne çadırlar kurarak girişte ateş ölçmeye başlarken Pendik Devlet Hastanesi ise prefabrik hastane kurulması çalışmalarına başladı.
Pendik Devlet Hastanesi Koronavirüs Ön Tanı Bölümü İnşaatına Başladı
Daha önce Çin yapmış olduğu koranavirüs hastanesi ile tüm dünyada gündem olmuştu.
Türkiye’de sağlık konusunda pek çok önlemi hayata geçirirken bu konuda da pek çok ülkenin önüne geçmeyi başardı.
Koronavirüs salgını nedeni ile sağlık çalışanları büyük fedakarlıklar yaparak çalışmalarına devam ederken hastanelerde kapasite arttırma çalışmalarını sürdürüyor. Pendik Devlet Hastanesi de bu kapsamda kapasite arttırma çalışmalarına başladı. Pendik Devlet Hastanesi bahçesinde yer alan boş alanda tek katlı prefabrik hastane inşaatına başlandı.
Toplam 11 odanın yer alacağı tek kattan oluşacak prefabrik hastane ön tanı hastanesi olarak kullanılacak. Koronavirüs ön tanı hastanesi olarak kullanılacak olan yeni binada bu sayede durumu kesinleşen hastaların diğer hastalarla teması da sınırlandırılmış olacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Düzce Millet Bahçesi projesi için düğmeye bastı.
Dar ve orta gelirli aileler için sosyal konutlar hayata geçiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, millet bahçesi projelerini de hız kesmeden sürdürüyor.
Yatırımlarına devam eden TOKİ, Düzce Millet Bahçesi projesinin ihalesini 11 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirecek. Projede millet bahçesinin yanı sıra sosyal donatı alanlarına da yer verilecek.
Hayata geçirdiği il ve ilçelerde konut fiyatlarının artıran millet bahçelerinin Düzce’ye de değer katması bekleniyor.
İhale ilanı: Düzce Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 11 Mayıs 2020 tarihinde saat 14:30’da yapılacak.
Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin çatı kuruluşu Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği), ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ paketi kapsamında, mücbir sebep nedeniyle vergi desteğinden faydalanacak sektörlere yönelik düzenlenen tebliğ ile ilgili açıklama yaptı. Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu, toplam üretimi, gerçekleştirdiği ihracatı, istihdamdaki payı ve diğer sektörlerle yakın ilişkisinden dolayı stratejik öneme sahip Türkiye inşaat malzemesi sektörünün de mücbir sebep desteği kapsamına alınmayı beklediğini belirterek, “Ekonomik İstikrar Kalkanı tedbirleri kapsamında ‘mücbir sebep hali’ ilan edilen sektörler arasına inşaat malzemesi sanayisinin de dahil edilmesiyle, bir memleket meselesi haline gelen içinde bulunduğumuz bu zorlu süreci en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz” dedi.
Tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de derinden etkileyen küresel salgının verdiği ekonomik zararın önüne geçmek için hayata geçirilen ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ ile çok önemli bir adım atıldığını ve bu adımın çok değerli olduğunu vurgulayan Küçükoğlu, şu açıklamayı yaptı:
“Ekonomik istikrarın sağlanması adına alınan tedbirlerden etkilenen sektörlerin vergi ödevlerini yerine getirmeleri bakımından ‘mücbir sebep’ hükümlerinden faydalandırılmasını, inşaat malzemesi sanayicileri olarak son derece değerli bulmaktayız.
İnşaat malzemesi sanayisinin kapsam dışı kalmasıyla, ‘lokomotif sektör’ ve ‘istihdamda sünger sektör’ özelliklerini hızlıca kaybetmesi ve işsizliğin artması söz konusudur. Özellikle enerji tüketiminin yüksek olduğu fabrikalarımızda hem sanayiciler hem de çalışanlar sıkıntılı günler geçirmektedir. İstikrarlı üretimde zorlanan inşaat malzemesi üreticilerimizin kapsam dışı kalarak üretim faaliyetlerinin zaafa uğraması ülkemiz ekonomisinde ve sektörümüzde çok daha büyük zararlara yol açacaktır. Küresel salgın tehdidine karşı topyekûn mücadele edilmesi, sanayi ve ticaretin bütün olarak ele alınması gerektiği inancındayız.
Türkiye inşaat malzemesi sanayisi, gerek toplam üretimi ve istihdamdaki payı, gerekse diğer sektörlerle yakın ilişkisinden dolayı ülkemiz için stratejik öneme sahiptir. Türkiye, inşaat malzemesi üretiminde dünyanın en büyük 5 ülkesinden biridir. İç pazarın 90 milyar dolardan (2018) 66 milyar dolara (2019) gerilemesi nedeniyle ihracata odaklanarak 2019 yılında 21.5 milyar dolar değerinde 50 milyon ton inşaat malzemesi ihraç eden sektörümüzün, rekabet gücünü ve istihdam kapasitesini korumak için mücbir sebep destek kapsamına alınmasına ihtiyacı bulunmaktadır. Sektör olarak, ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ kapsamına inşaat malzemesi sanayisinin de dahil edilmesi konusunda kamunun gerekli düzenlemeleri yapacağına ve bir memleket meselesi haline gelen içinde bulunduğumuz bu zorlu süreci en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz.”
Tüm dünyayı etkisi altına almaya devam eden koranavirüs salgını inşaat sektörünü de olumsuz yönde etkiledi. Düşen konut kredisi faiz oranları sonrası vatandaşın yeniden alıma yönelmesi ile artan konut talebi ne yazık ki virüs salgını nedeni ile yeniden sekteye uğradı. Peki, koranavirüs salgını kentsel dönüşüm sürecini nasıl etkiler? Detaylar haberimizde…
Türkiye’de pek çok yerleşim bölgesinin aktif fay hatları üzerine kurulması ne yazık ki deprem riskini büyük oranda arttırıyor.
Özellikle de 1999 yılından önce yapılan binalarda gerekli denetimlerin yapılmaması riskli yapı sayısını arttırırken kentsel dönüşüm ise istenilen hızda ilerleyemiyor.
Koronavirüs Salgını İnşaat Sektörünü ve Kentsel Dönüşüm Sürecini Nasıl Etkiler?
İnşaat sektöründe 2018 yılının son çeyreği ve 2019 yılının birinci yarısında ne yazı ki yükselen faiz oranları ve bozulan ekonomik göstergeler nedeni ile oldukça zorlu bir dönemden geçilmiş pek çok inşaat firması iflas etmiş, çok sayıda kentsel dönüşüm projesi de artan maliyetler gerekçe gösterilerek yarıda bırakılmıştı.
2019 yılının Haziran ayından itibaren ikinci yarıda yapılan faiz indirimleri inşaat sektörünü ve dolayısı ile de kentsel dönüşüm projelerini de yeniden canlandırmıştı. İnşaat şirketlerinin ucuz krediye ulaşmalarının önü açılırken bu da kentsel dönüşüm projelerinde çalışmaların tekrar başlamasını sağlamıştı.
Ancak koranavirüs salgını ile işler yeniden bozulurken esen olumlu rüzgarlar tersine döndü. Şantiyelerde koranavirüs nedeni ile çok sert tedbirlerin alınması gerekirken özellikle de kalabalık koğuş yatakhaneleri ve yemekhanelerde gerekli hijyen kurallarının alınması son derece zor bulunuyor.
Bu nedenle pek çok şantiyede çalışmalara ara verilirken işçiler memleketlerine gönderilmeye başladı. Virüsün Haziran ayı itibari ile etkisini yitirmesi beklenirken bazı şantiyelerde Haziran ayına kadar işlerin ertelenebileceği belirtiliyor.
Türkiye’nin yakından takip ettiği Kanal İstanbul projesi için ilk ihale gerçekleştirildi. Proje güzergahında yer alan iki köprünün ihale süreci tamamlandı. Kanal İstanbul Odabaşı ve Dursunköy köprüleri için teklif verilen firmalar ve merak edilen detaylar haberimizde…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “en büyük hayalim” denilerek tanıtılan Kanal İstanbul projesi için tartışmalar devam ediyor.
Kanal İstanbul Projesi İçin İlk İhale Yapıldı
Kanal İstanbul projesinin etki alanında bulunan tarihi Dursunköy ve Odabaşı köprüleri hakkında yapılan rekonstrüksiyon projeleri için ihale süreci tamamlandı.
Söz konusu ihaleye toplam 5 firma katılırken bu firmalar arasında yer alan Artuklu Mimarlık tarafından verilen teklif ise bazı teknik nedenlerle geçersiz sayıldı.
Kanal İstanbul İhalesi İçin Verilen Teklifler Ne Kadar?
Dursunköy ve Odabaşı köprüleri hakkında yapılan ihaleye en yüksek teklifi Hasan Fehmi Şahin 550 bin lira ile vermiş oldu.
Mukarnas Mimarlık tarafından tarafından verilen Kanal İstanbul ihale teklifi 500 bin lira olarak açıklanırken Safir Jeoteknik 507 bin lira, Altıparmak Mimarlık ise 408 bin lira teklif edildi.
İhale Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilirken ihaleye katılan firmalar tekliflerini kapalı zarf usülü ile iletildi. İhaleyi kazanan firma Kanal İstanbul güzergahı üzerinde bulunduğu belirlenen iki tarihi köprünün rekonstrüksiyon projelerini gerçekleştirecek.
Artvin’de yapımı süren Yusufeli barajı inşaatı nedeniyle suları altında kalacak ilçenin taşınacağı yeni yerleşim alanındaki çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.
Artvin’de Çoruh Nehri’nin üzerinde inşası devam eden, temelden 275 metre yüksekliği ile Türkiye’nin birinci, dünyanın da 3. en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nın devreye alınması ile su altında kalacak Yusufeli ilçe merkezinin taşınacağı yeni yerleşim yerindeki çalışmalar devam ediyor.
İlçedeki Yansıtıcılar ve Sakut bölgesinde 843 dekar imar alanı, 692 dekar da park ve rekreasyon alanı olmak üzere bin 535 dekar alanda inşa edilecek yeni Yusufeli yerleşim yerinde altyapı çalışmaları büyük ölçüde tamamlanırken, üst yapı çalışmaları da aralıksız sürüyor.
Temmuz 2015’de başlayan yeni yerleşim yerinde altyapı çalışmalarında, bugüne kadar 16 milyon 775 bin metreküp kazı, 9 milyon 900 bin metreküp dolgu yapılarak bin 424 dekar alan elde edildi.
Proje kapsamında üç farklı bölgede inşa edilen yeni yerleşim yerindeki 1. bölgede hükümet konağı, ilçe emniyet müdürlüğü, adliye, PTT, kütüphane, ilçe gençlik ve spor müdürlüğü, kapalı spor salonu, merkez cami, müftülük binası, öğretmen evi ile 16 derslikli ortaokul inşaatlarının yapımında sona yaklaşıldı.
Bu bölgedeki inşaatlarda yüzde 85 oranında fiziki gerçekleşme sağlandı. Yıl içeresinde inşaatları devam eden yapılara ek olarak 25 yataklı hastane, belediye hizmet binası, ticaret merkezi ve 518 konutun ihalesi yapılarak, inşaatlarına başlanması da planlanıyor. İkinci bölgede ise altyapı çalışmaları tamamlandı. Bu bölgede inşa edilecek ilkokul, sağlık ocağı, semt camisi ile 660 konut için ihale süreci bekleniyor. Üçüncü bölgede 24 derslikli lise, sağlık ocağı, jandarma komutanlığı ve 334 konutun yapımı tamamlandı. Eylül 2019’da ihalesi yapılan semt camisi, 224 konut ve 8 dükkanın inşası ise sürüyor. Öte yandan, Artvin Orman Bölge Müdürlüğü de çevre düzenlemesi kapsamında, mevcut ilçede daha önce tespit edilen ağaçları söküp yeni yerleşim yerine dikerek ağaçlandırma çalışması devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu, mart ayına ilişkin sektörel güven endekslerini açıkladı. İnşaat sektörü güven endeksi mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,7 arttı…
Türkiye İstatistik Kurumu, mart ayı sektörel güven endeksi verilerini açıkladı. Verilere bakıldığında, inşaat sektörü güven endeksi mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,7 artarken, hizmet sektöründe yüzde 6, perakende ticarette de yüzde 1,2 azalış gösterdi.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre; mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi şubat ayında 98,5 iken bu ay yüzde 6 azalarak 92,5’e geriledi.
Hizmet sektöründe bir önceki aya göre, son 3 aylık dönemde iş durumu, son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep ve gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi endeksleri sırasıyla yüzde 4,8, yüzde 5,6 ve yüzde 7,6 düşerek, 90,6 ve 89,3 ve 97,7 olarak kaydedildi.
Perakende Ticaret Sektörü Güven Endeksi
Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi mart ayında yüzde 1,2 azalarak 101,7’ye indi.
Perakende ticaret sektöründe mevcut mal stok seviyesi endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,2 artarak 108 oldu. Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar ve gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi endeksleri sırayla yüzde 1,4 ve 2,4 düşerek, 94,4 ve 102,5 değerine geriledi.
İnşaat Sektörü Güven Endeksi
Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi de şubat ayında 74,5 iken bu ay yüzde 3,7 artarak 77,2’ye çıktı.
İnşaat sektöründe bir önceki aya göre alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi ve gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi endeksleri sırasıyla yüzde 1,2 ve yüzde 5,4 artışla 61,1 ve 93,4 değerlerini aldı.
İnşaat sektöründe mart ayında girişimlerin yüzde 37,1’i faaliyetleri kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını, yüzde 62,9’u ise faaliyetlerini kısıtlayan en az bir temel faktör bulunduğunu belirtti.
İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan en önemli temel faktörlerden “finansman sorunlar” şubatta yüzde 42,1 iken martta yüzde 42, “talep yetersizliği” şubat ayında yüzde 34,7 iken mart ayında yüzde 31,1 ve “hava şartları” şubatta yüzde 18,3 iken martta yüzde 11,2 olarak kaydedildi.
Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında imar uygulamalarında yeni düzenlemeler getirildi. Buna göre, ada bazında tapu sahiplerinin tamamının talebi üzerine ayrıcalıklı imar planı yapılabilecek.
Ayna Haber’den Cüneyt Zeytinci, bugünkü yazısında ”Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında imar uygulamalarında yapılan değişikliği” kaleme aldı. İşte o yazı….
20 Şubat 2020 tarihinde resmî gazetede yayınlanan “Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile imar uygulamalarında yeni düzenlemeler geldi.
Parsel bazında; nüfusu, yapı yoğunluğunu, kat adedini, bina yüksekliğini arttıran imar planı değişiklikleri yapılamaz hükmü getirildi.
Ancak, ada bazında tapu sahiplerinin tamamının talebi üzerine ayrıcalıklı imar planı yapılabilecek.
Yapılacak ayrıcalıklı imar planı değişikliği sonucunda arsanın artan değeri, değer artış payı olarak vatandaştan alınıp Bakanlık ve ilgili Belediyeler arasında paylaşılacak.
İmar planı değişikliği ile taşınmazda meydana gelecek değer artışının tespiti lisanslı en az iki gayrimenkul değerleme kuruluşu tarafından, mevcut plan koşullarındaki değer tespiti ile birlikte değişiklik sonrası değer tespiti yapılmak suretiyle belirlenen ortalama yeni değerden az olmamak üzere, idare tarafından oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenecek.
Taşınmazın değer artışına tabi olduğu tapu kütüğüne şerh olarak yazılacak.
Kıymet takdir komisyonunca belirlenen değer artış payı, ödeme tarihinde her takvim yılı için, bir önceki yıla ilişkin olarak tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere arttırılarak uygulanacak.
Farklılık Rantı Peşin Ödenecek
Yeni imar planına göre hazırlanan projelerde “farklılık rantı” ödenmeden yapı ruhsatı verilmeyecek.
Ayrıcalıklı imar planı ile sağlanan değer artış payı, en geç taşınmazın ilk satışında veya ruhsat aşamasında taşınmaz maliklerince; Bakanlık hesabına yatırılacak.
A• Yatırılan paranın; Büyükşehir belediyesinin olduğu illerde; yüzde 25’i büyükşehir belediyesinin ilgili hesabına, yüzde 25’i ilgili ilçe belediyesinin hesabına, yüzde 25’i Bakanlığın Dönüşüm Projeleri Hesabına aktarılacak.
B• Büyükşehir belediyesi olmayan illerde ise; yüzde 40’ı imar planı değişikliğini onaylayan idareye, yüzde 30’u Bakanlığın Dönüşüm Projeleri Hesabına aktarılacak.
C• Bakanlıkça onaylanan imar planı değişikliğinden kaynaklanan değer artışının yüzde 75’i Bakanlığın Dönüşüm Projeleri Hesabına, kalan değer artış payı; büyükşehir belediyesinin olduğu illerde yüzde 15’i büyükşehir belediyesi hesabına, yüzde 10’u ilgili ilçe belediyesi hesabına;
Büyükşehir belediyesi olmayan yerlerde ise Bakanlık payının dışındaki kalan değer artış payının tamamı plan değişikliğinin yapıldığı yerdeki ilgili idarenin hesabına aktarılacak.
A bendine göre kalan değer artış payının yüzde 25’i, B bendine göre kalan değer artış payının yüzde 30’u ile imar planı değişikliğinin diğer genel bütçeli idareler tarafından onaylanması durumunda değer artış payının tamamı genel bütçeye gelir kaydedilecek.
Yapı Denetim Sistemi’ne ilişkin soruların cevaplanmasına yönelik talepler, “[email protected]” mail adresine iletilecek
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, “Yapı Denetim Hizmetlerinde Koronavirus Tedbirleri Hakkında Genelge”yi valiliklere gönderdi.
Anadolu Ajansı muhabirinin edindiği bilgilere göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’de yayılmasını önlemek için hayata geçirilen bazı önlemler kapsamında yapı denetim hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi ve kamuda bürokrasinin azaltılarak daha verimli hizmet sunulabilmesi için Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından da bazı tedbirler alındı.
Bu kapsamda hazırlanmış olan “Yapı Denetim Hizmetlerinde Coronavırus Tedbirleri Hakkında Genelge”, il valiliğine gönderildi.
Genelgeye göre, Yapı Denetim Sistemine ilişkin soruların cevaplanmasına yönelik talepler, “[email protected]” mail adresine iletilecek.
Genel Müdürlük bünyesinde gerçekleştirilen kuruluş denetim izin belgesi, denetçi belgesi verilmesi, laboratuvar izin belgesi verilmesi, kuruluş izin belgesi ve denetçi belgesi yenileme işlemleri gibi her türlü belgelendirme işlemlerini de içeren başvurular, “www.yds.gov.tr” internet adresindeki yönlendirmeler izlenerek, Yapı İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilecek.
Kuruluş izin belgesi ya da denetçi belgesi başvuru durumunu takip etmek isteyenler, “www.yds.gov.tr.” internet adresinden yapılan sistem kaydı ile temin edilen ilgilinin kullanıcı adı ve şifresini kullanarak, bilgi de alabilecek.
Salgın tehdidi son buluncaya kadar yenilenen ya da ilk defa düzenlenen, kuruluş izin belgesi veya denetçi belgeleri, sahiplerine Genel Müdürlük tarafından elden teslim edilmeyecek.
Herhangi bir konu hakkında görüşe ihtiyaç duyanlar “AL0 181” hattını kullanarak veya gün içerisinde yanıtlanmak üzere “[email protected]” adresine mail göndererek bilgi alabilecek.
Bir yapının inşaatına başlamak için hak sahiplerinin yapı ruhsatı belgesi alması gerekmektedir. Yapı ruhsatı nedir, Yapı ruhsatı nereden nasıl alınır, bu belgeyi alacak kişilerin mevzuatta belirtilen yerlere başvuru yapması gerekmektedir.
Mücavir alanlar içerisinde ruhsata bağlı olan herhangi bir yapının inşaatına başlanabilmesi için yapı ruhsatı belgesinin alınması gerekir. Bu uygulama imar planı yapılmış bir yapının inşaatına başlamak amacıyla alınmaktadır. Bu belge olmadan herhangi bir yapının inşaatına başlanamaz.
Yapı Ruhsatı Almadan Önce Hangi İşlemler Yapılır?
Yapı ruhsatı belgesi almadan önce, yapı sahibi yada vekilleri tarafından ikametin bağlı olduğu Tapu ve Kadastro Müdürlüklerine ve ilgili belediyeye başvuru yaparak veya imar durumunu gösterir çapın ve yol kotu tutanağıyla birlikte parselin kotuna göre pissu kanal bağlantısının hangi nokta ve kotlarda yapılabileceğine dair belgenin alınması gerekmektedir.
Yapı Ruhsatı Nasıl Alınır?
İmar Kanunu’na göre, inşaatların yapım aşamasında çeşitli esasların bitmesi sonucunda izin çıkmaktadır. İzin belgesini alan kişiler yapı ruhsatı için başvuru yapabilir.
Yapı Ruhsatı Başvurusu Nasıl Yapılır?
Ruhsat eklerinin tamamlanmasıyla birlikte mühür kaldırılır ve yapının inşaatı devam ettirilir. Ruhsat alınması için gerekli başvurularda yapının projesinin belirtildiği belgenin olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra proje, yapı sahibi ve yapı bilgilerinin de içinde bulunduğu belgenin sağlanması gerekmektedir. Yapının yer aldığı alanlar belediyelere bağlıysa ruhsat belediye tarafından verilir. Belediye sınırının dışında ise yapı izni ruhsatı valiliklerce sağlanmaktadır.
Belediyelere Verilecek Belgeler ve Projeler Nelerdir?
Yapı ruhsatı müracaat dilekçesi aslı Tapu kayıt öneği veya sureti (İdare bunu TAKBİS’den kendisi de temin edebilir) Yola terk var ise, terkli tapu sureti Çap Belgesi Röperli Kroki İmar durum belgesi İnşaat İstikamet Rölövesi Gerekiyorsa Kot Kesit Rölevesi Aplikasyon Krokisi Fenni sorumlunun sorumlulukları üstlendiğine dair Taahhütname (Aslı) Vekaletname ve muvaffakatnameler Proje müelliflerinin, mesleğini icra edebileceğini kanıtlayacak bir belge ve imza beyannamesi Tadilat projelerinde, eski proje müelliflerinden noterden tasdikli muvafakatname ve eski tasdikli projeler Eski eser uygulamalarında; yukarıdaki belgelerin dışında, röleve, restitüsyon ve restorasyon projelerine ilaveten Kurul Kararları ile fotoğraf albümü Mimari Uygulama Projesi Statik Uygulama Projesi Elektrik, Mekanik Tesisat Uygulama Projeleri Çevre ve Peyzaj Projeleri Statik hesaplar Yapı denetimi hizmet sözleşmesi onaylı sureti Noter onaylı mal sahibi taahhütnamesi Noter onaylı T.U.S. taahhütnamesi T.U.S. büro tescil belgesi onaylı sureti Noter onaylı sürveyan taahhütnamesi Noter onaylı harita mühendisi aplikasyon taahhütnamesi Mimari büro tescil belgesi onaylı sureti Zemin etüd raporu Yol ve alt yapı katılım payı ve ilk taksit ödendi belgeleri Trafo belgesi Teknik kontrol için istenecek diğer belgeler
Yapı Ruhsatı Şartları Nelerdir?
Yapı ruhsatı belgesi alma şartları İmar Kanunu’nun 22. Maddesinde aşağıdaki gibi belirtilmiştir:
Yapı ruhsatı için nereye ve nasıl müracaat edilecektir? “Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik (….) bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gereklidir.”
Yapı ruhsatı ne kadar sürede çıkar? “Belediyeler veya valiliklerce (….) ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.”
Yapı ruhsatı başvurusunda eksik veya yanlışlık varsa süreç nasıl işler? “Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.”
Yapı Ruhsatı Ne Kadar Geçerlidir?
Yapı ruhsatı belgesinin geçerlilik süresi 5 senedir. İlk ruhsatın alındığı tarihten itibaren alınan ruhsat izinleri, alınan tarihten 2 sene boyunca inşaatın başlamasına izin verilmektedir.
Yapı ruhsatının iptali için tüm maliklerin talebi zorunlu mudur? Yönetmeliğe uygun olarak devam eden inşaatlarda maliklerin tamamı başvuru yapmazsa bu ruhsat iptal edilmemektedir. Ancak maliklerin biri veya birkaçı değişirse bu karar geçerli olmaktadır.
Esaslı Tadilatlarda Yapı Ruhsatı Alınması Zorunlu mudur? Planlı Alanlar Tip Yönetmeliği’nin 58. Maddesinde bu soru şu şekilde ifade edilmiştir: ”Mevcut yapının esaslı tamir ve tadili, yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırı olmaması şartı ile imar planı, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hükümleri ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılabilir. Ancak, ilave esaslı tamir ve tadil yapılabilmesi için ruhsat alınması zorunludur.
Yapı ruhsatı alınmış olan yeni inşaat, ilave ve esaslı tadillerde, sonradan değişiklik yapılması istendiğinde mimari projenin yeniden tanzim edilmesi gereklidir. Bu değişiklik yapının statik ve tesisat esaslarında da değişiklik yapılmasını gerektirdiği takdirde istenen belgelerde de gerekli değişiklik yapılır. Yapı ruhsatına da bu projelerin tarihleri ve müelliflerin bilgileri yazılır. Tadilat projeleri de ilgili idarece mühürlenip imzalanır. İlave ve tadilat projeleri 5 takım olarak düzenlenerek 57 nci maddedeki esaslara uygun olarak onaylanır.”
Yapı Ruhsatı Gerekmeyen İnşaat Faaliyetleri Nelerdir? Yapı ruhsatına ihtiyaç duyulmadığı inşaat faaliyetleri Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği2nin 59. Maddesinde şu şekilde açıklanmıştır: ”Basit tamir ve tadiller, balkonlarda yapılan açılır kapanır katlanır cam panel uygulamaları, korkuluk, pergola, çardak/kameriye ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvar, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak, çatı ve benzeri elemanların tamiri ve pencere değişimi ruhsata tabi değildir.
Taşıyıcı sistemi etkilememek ve 634 sayılı Kanun uyarınca muvafakat alınmak kaydıyla; binalarda enerji kimlik belgesi sınıfı en az “C” olacak şekilde mesleki yeterlilik sertifikalı uygulayıcılar tarafından yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları ile binanın kendi ihtiyacı için yapılacak güneş kaynaklı yenilenebilir enerji sistemleri ruhsata tabi değildir. Bunlara ait uygulama projelerinin hazırlanması ve fenni mesuliyetin üstlenildiğine dair taahhütname ile birlikte ilgili idareye sunulması, binanın projesindeki mimari görünüşlere bağlı kalınması ve idaresinden izin alınması zorunludur.
Yapı ruhsatı başvurusu yapılan bir parselde, mimari projenin ilgili idaresince onaylanmasını müteakip, fenni mesul ve iş güvenliği sorumluluğunun üstlenilmesi, uygulamaların şantiye şefi tarafından yürütülmesi, yapı sahibi ve müteahhidi tarafından yapı ruhsatı alınmadan yapının inşasına başlamayacağına dair noter taahhütnamesi verilmesi kaydıyla, ruhsatı veren idarenin uygun görüşü ile kazı izni verilebilir. Bu iznin verilebilmesi için sorumluluğun üstlenildiğine dair hususun da fenni mesul ve şantiye şefi taahhütname ve sözleşmelerinde yer alması zorunludur. Ancak, kazı sahasında kazık, palplanş, istinat duvarı ve benzeri uygulamaların olması durumunda, bu yapıların projelerinin onaylanması ve ruhsatlandırılması zorunludur.”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Kovid-19 nedeniyle vergi süreçlerinde mücbir sebep hükümlerinden faydalanacak mükellefler için tebliğ hazırladıklarını tebliğle mücbir sebep altındaki sektör ve iş kollarını belirlediklerini söyledi. Albayrak “Ayrıca 1.9 milyon vatandaşımızı da mücbir sebep hali kapsamına aldık. Nisan, Mayıs ve Haziran’da muhtasar ve KDV beyannamelerine ilişkin ödemeleri 6’şar ay öteliyoruz. Bu aylarda verilmesi gereken Muhtasar ve KDV beyannameleri de verilmeyecek. Bu beyannameleri 27 Temmuz’a erteliyoruz” dedi. Mücbir sebep halinden faydalanacak sektörler ve mükellef grupları şöyle sıralandı: Perakende Ticaret ve Alışveriş Merkezleri, Demir Çelik ve Metal Sanayisi, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema ve Tiyatro Faaliyetleri, Konaklama, Yiyecek ve İçecek Hizmetleri, Tekstil ve Konfeksiyon Faaliyetleri, Etkinlik ve Organizasyon, Sağlık Hizmetleri, Mobilya İmalatı, Madencilik ve Taş Ocakçılığı, İnşaat, Endüstriyel Mutfak Ekipmanları,Araç Kiralama ve Basılı Yayın ve Matbaacılık.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Nisan, Mayıs ve Haziran’da muhtasar ve KDV beyannamelerine ilişkin ödemeleri 6’şar ay öteliyoruz. Bu aylarda verilmesi gereken Muhtasar ve KDV beyannameleri de verilmeyecek. Bu beyannameleri 27 Temmuz’a erteliyoruz” açıklamasını yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, resmi Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla Nisan, Mayıs ve Haziran’da muhtasar ve KDV beyannamelerine ilişkin ödemeleri 6’şar ay ötelediğini açıkladı. Bakan Albayrak, paylaşımının devamında, 65 yaş üzerindeki vatandaş ve kronik rahatsızlığı bulunan vergi mükelleflerinin de ödemelerini yasağın sonuna kadar ertelediğini duyurdu.
‘Muhtasar ve KDV beyannamelerini 27 Temmuz’a erteliyoruz’
Kısa sürede dünyayı etkisi altına alan yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının sebep olduğu ekonomik tahribata karşı devreye alınan ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ tedbirleri kapsamında vergi süreçleri bakımından mücbir sebep hükümlerinden faydalanan mükellefler için açıklamalarda bulunan Albayrak, “Kovid-19 salgınının neden olduğu ekonomik tahribata karşı devreye aldığımız ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ tedbirleri kapsamında vergi süreçleri bakımından mücbir sebep hükümlerinden faydalanacak mükellefler için bir ‘Genel Tebliğ’ hazırladık. Tebliğ ile mücbir sebep hali kapsamındaki sektörleri ve altında yer alan iş kollarını belirledik. Sektörlerin dışında, ticari, zirai kazanç sahibi veya serbest meslek erbabı olan tüm gelir vergisi mükellefi vatandaşlarımızı da (1,9 milyon kişi) mücbir sebep hali kapsamına aldık. Nisan, Mayıs ve Haziran’da muhtasar ve KDV beyannamelerine ilişkin ödemeleri 6’şar ay öteliyoruz. Bu aylarda verilmesi gereken Muhtasar ve KDV beyannameleri de verilmeyecek. Bu beyannameleri 27 Temmuz’a erteliyoruz” açıklamasını yaptı.
’65 yaş üzeri mükelleflerimizin beyanname ve ödemeleri yasağın sonuna ertelendi’
65 yaş üzerindeki vatandaşları da unutmayan Bakan Albayrak, “Diğer taraftan İçişleri Bakanlığı genelgesi sonrası, 65 yaşın üzerinde olması ya da kronik rahatsızlığı bulunması nedeniyle sokağa çıkamayacak olan vergi mükellefi vatandaşlarımızın beyanname ve ödemeleri yasağın sonuna kadar ertelenmiştir” ifadelerini kulandı.
Mücbir Sebepler Halinden Faydalanacak Sektörler
Söz konusu tebliğ hükümlerinde yer alan mücbir sebep halinden faydalanacak sektörler ve mükellef grupları şöyle sıralandı:
1- Perakende Ticaret ve Alışveriş Merkezleri: Market, büfe, bakkal, şarküteri, manav, dondurmacı, tuhafiye, kasap, inşaat malzemeleri satışı, küçük ev eşyaları ile beyaz eşya satışı, mobilya satışı, ev tekstili, kitap ve kırtasiye, gazete ve dergi, ayakkabı ve giyim eşyası perakende satışı, oyuncakçı, tıbbi ve ortopedik ürünler, eczane, kuyumcu, çiçekçi, pazarcılar, balıkçılar, pastane ve fırınlar, kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin satışı, halkla ilişkiler faaliyetleri ve benzeri her türlü ürünün perakende olarak satışına yönelik faaliyetler ile alışveriş merkezleri ve buralarda perakende satış faaliyetinde bulunanlar.
2- Demir Çelik ve Metal Sanayisi: Demir, çelik, alüminyum, bakır, kurşun, çinko, kalay imalatı ile bunların imalatçılar tarafından satışı.
3- Otomotiv: Otomobil, kamyon, kamyonet, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı otobüs, minibüs, midibüs, traktör, motosiklet, römork, karavan gibi tüm motorlu kara taşıtlarının imalatı, toptan ve perakende satışı ile otomotiv yan sanayisi,
4- Lojistik-Ulaşım: Hava, kara, demir yolu, deniz ve her türlü suyolu ile yapılan her türlü şehir içi ve şehirler arası yük ve yolcu taşımacılığı, otoyol, tünel ve köprü işletmeciliği, depolama ve antrepoculuk faaliyetleri, havaalanı yer hizmetleri gibi her türlü lojistik ve ulaşım hizmetleri.
5- Sinema ve Tiyatro Faaliyetleri: Tiyatro, opera, bale, sinema, konser gibi her türlü sanatsal faaliyetler.
6- Konaklama: Otel, motel, pansiyon, tatil köyü gibi konaklama faaliyetleri, tur operatörü ve seyahat acenteliği faaliyetleri, rezervasyon hizmetleri gibi her türlü konaklama ve buna ilişkin faaliyetler.
7- Yiyecek ve İçecek Hizmetleri: Lokanta, kafe, kıraathane, kahvehane, çay ocakları, kantinler, ulaşım araçlarında bulunan büfeler gibi her türlü yiyecek ve içeceklerin sunumuna yönelik hizmetler.
8- Tekstil ve Konfeksiyon Faaliyetleri: Kumaş ve iplik imalatı, her türlü pamuktan, yünden, tiftikten, elyaftan ve kumaştan mamul ürünlerin imalatı ile giyim ve ev tekstili ürünlerinin imalatı, satışı gibi her türlü tekstil ve konfeksiyon imalat ve satışı.
9- Etkinlik ve Organizasyon: Gösteri, kongre, konferans, ticari fuar ve etkinliklerin organizasyonu ile internet kafe, oyun, düğün ve nikah salonu, spor merkezleri gibi yerlerde gerçekleştirilen her türlü etkinlik ve organizasyon faaliyetleri.
10- Sağlık Hizmetleri: İnsan sağlığına yönelik hastane hizmetleri, diyaliz merkezleri, özel hekimlik faaliyetleri, diş hekimliği faaliyetleri, yatılı bakım faaliyetleri, tıbbi laboratuvar hizmetleri gibi sağlık faaliyetleri.
11- Mobilya İmalatı: Sandalye, koltuk, kanepe, çekyat, divan ve benzerleri ile iskeletlerinin imalatı, büro ve mutfak mobilyaları imalatı, yatak imalatı, yatak odası, yemek odası, banyo dolabı, genç ve çocuk odası takımı, gardırop, vestiyer gibi mobilyaların imalatı.
12- Madencilik ve Taş Ocakçılığı: Taş kömürü, linyit, uranyum, krom, nikel, alüminyum gibi madenlere yönelik faaliyetler ile mermer, granit ve taş ocakçılığı gibi madenciliğe yönelik faaliyetler.
13- İnşaat: Bina projelerinin geliştirilmesi, ikamet amaçlı binalar ile ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı, binaların yeniden düzenlenmesi ve yenilenmesi faaliyetleri, yıkım işleri, ısıtma, havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin kurulumu, binaların iç ve dış boyama ve işleri, duvar ve yer kaplama gibi bina inşaatı ile özel inşaat faaliyetleri.
14- Endüstriyel Mutfak Ekipmanları: Demir, çelik, alüminyum ve bakırdan sofra ve mutfak eşyalarının imalatı gibi endüstriyel mutfak ekipmanlarının imalatı.
15- Araç Kiralama: Motorlu kara taşıtlarının ve arabaların kiralanması.
16- Basılı Yayın ve Matbaacılık: Ders ve çocuk kitaplarının, gazetelerin, dergi ve süreli yayınların yayımı gibi basılı yayın hizmetleri, gazetelerin, dergilerin ve süreli yayınların basım hizmetleri ve ciltçilik gibi hizmetler.”
Otopark Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 24 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımlandı. Yayımlanan yeni yönetmelik ile beraber otopark yönetmeliği ertelendi. Otopark yönetmeliği Haziran 2020 tarihine ertelendi. Otopark yönetmeliği Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe girdi. İşte yeni detaylar…
24 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan otopark yönetmeliği yürürlüğe girdi.
Otopark Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik bugün itibari ile yürürlüğe girdi ve Mart ayında yürürlüğe girecek olan her daireye bir otopark zorunluluğu bir kere daha ertelenmiş oldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından: OTOPARK YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 22/2/2018 tarihli ve 30340 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Otopark Yönetmeliğinin geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/3/2020” ibaresi “30/6/2020” olarak değiştirilmiştir.
Yürürlük
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.
İlk olarak 22 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan otopark yönetmeliği hakkında 31 Mayıs 2019 tarihinde değişikliğe gidilmiş ve her daireye otopark zorunluluğu getirilmişti.
Ancak inşaat sektöründe maliyet artışı nedeni ile karar büyük tepki çekmiş, zaten sıkıntıda olan inşaat sektörünün bir de bu maliyeti karşılayamayacağı belirtilerek yönetmeliğin ertelenmesi istenmişti.
Yükselen kredi oranları nedeni ile son derece zorlu günler geçiren inşaat sektörü faiz indirimi sayesinde bir nebze rahatlamış peşine gelen koranvirüs salgını nedeni ile inşaat sektörü yine ekonomik bozulma nedeni ile durgunluk yaşamaya başlamıştı.
Gelen erteleme kararı bu nedenle sektör temsilcilerini sevindirdi.
Eminönü ile dini turizm açısından önemli bir güzergah olan Eyüpsultan ilçesini ve Alibeyköy Cep Otogarı’nı birbirine bağlayacak Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı projesinde çalışmalar hızla devam ediyor. Hattın yıl sonuna yetişmesi planlanıyor.
Eminönü ile dini turizm açısından önemli bir güzergah olan Eyüpsultan ilçesini ve Alibeyköy Cep Otogarı’nı birleştirecek Eminönü-Alibeyköy Tramvayı’nda çalışmalar hızla sürüyor.
Eminönü bölgesinden başlayacak hat Haliç sahili boyunca ilerleyerek Alibeyköy merkezinden Alibeyköy Cep Otogarına ulaşacak şekilde inşa edilen tramvayın, Unkapanı geçişi gibi teknik bazı sorunların hızla çözülüyor.
Toplam 10.10 kilometre olacak tramvay 25 bin kişilik kapasiteye sahip. Eminönü-Alibeyköy Tramvayı’nın bu yılın sonuna yetiştirilmesi hedefleniyor.
Eminönü ve Alibeyköy arasını 30 dakikaya düşürecek hattın inşaatında 219 kişi çalışıyor.
Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı Durakları
1- Eminönü 2- Küçükpazar 3- Cibali 4- Fener 5- Balat 6- Ayvansaray 7- Feshane 8- Eyüp Teleferik 9- Devlet Hastanesi 10- Silahtarağa Mahallesi 11- Sakarya Mahallesi 12- Alibeyköy Merkez 13- Alibeyköy 14- Alibeyköy Cep Otogarı
Entegre Olunan Hatlar
Eminönü istasyonunda T1 Bağcılar-Kabataş tramvay hattı ve deniz iskeleleri ile, Küçükpazar istasyonunda M2 Yenikapı-Hacıosman metro hattı ile, Eyüp Teleferik istasyonunda TF2 Eyüp-Piyer Loti teleferik hattı ile, Alibeyköy istasyonunda M7 Kabataş-Mahmutbey-Esenyurt metro hattı ile entegre olacak.
Gölcük’te dev sağlık yatırımları; Yeni Devlet Hastanesi, Yeni Mahalle Sağlık Kompleksi, Necati Çelik Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binası, 112 Acil Servis Binası inşaatları tüm hızıyla devam ediyor. Ayrıca tamamlanan Yunus Emre Sağlık Merkezi de, kısa bir süre içinde faaliyete geçecek.
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde dev sağlık yatırımları farklı noktalarda hızla devam ediyor. Devlet Hastanesi, Mahalle Sağlık Kompleksi, Necati Çelik Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binası ve 112 Acil Servis Binası inşaatları devam ederken, yeni tamamlanan Yunus Emre Sağlık Merkezi ise açılış için gün sayıyor.
Değirmendere’de 52 dönümlük alan üzerinde yapılacak olan Yeni Devlet Hastanesi’nin inşaatı hızla devam ediyor. 45 bin metrekare kapalı alana sahip, 300 yataklı A Sınıfı bir hastane olacak olan yeni devlet hastane binası tamamlandığı zaman Gölcük için önemli bir ihtiyaca cevap verecek. Hastanede 28’i erişkin 7’si yenidoğan olmak üzere toplam 32 yoğun bakım ünitesi, 26 yataklı diyaliz ünitesi, 7 genel, 1 lokal ve 1 sezaryen olmak üzere toplam 9 ameliyathane, 71 poliklinik odası, 4 adet tek kişilik konforlu doğum odası, hiperbarik ünitesi gibi özellikli alanlar ile 225’i kapalı 275’i açık olmak üzere toplam 500 araçlık otopark bulunacak.
Sağlık Kompleksinde İki Kat Tamamlandı
Donanma Caddesi üzerinde bulunan, Yeni Sağlık Kompleksimizin inşaatı hızlı bir şekilde devam ediyor. Binanın iki kat inşaatı tamamlandı. Bina; bodrum, zemin ve 3 kat olmak üzere, 5 bin 18 metre kare alana sahip olacak. Yeni binanın içerisinde, aile sağlığı merkezi, semt polikliniği, verem savaş dispanseri, 112 acil sağlık birimi ve sağlık grup başkanlığı bulunacak.
112 Acil İstasyonu İnşaatı Sürüyor
Gölcük Belediye Meclisi’nin, İl Sağlık Müdürlüğü’ne tahsisi ile hayata geçen, Gölcük 2 no.lu 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu Hizmet Binası’nın inşaatı geçtiğimiz aylarda başlamıştı, hızla da devam ediyor. D-130 Karayolu kenarında bulunan arsanın 400 metrekarelik kısmında yapılan bina inşaatı, Kocaeli Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi tarafından kısa sürede tamamlanacak.
Aile Sağlığı Merkezi Gün Sayıyor
Yunus Emre, Topçular, Örcün ve Saraylı mahallelerine hizmet verecek Gölcük Yunus Emre Aile Sağlık Merkezi’nin temmuz ayında başlayan inşaatı kısa süre içinde tamamlandı. Kocaeli’de bir ilk olan bina konseptine sahip sağlık merkezinde 4 doktor görev yapacak. Aile Sağlık Merkezleri kriterlerine uygun olarak inşa edilen modern binada; hasta sevk işlemleri, tek hekim sağlık raporu verilmesi, enjeksiyon-pansuman, çeşitli laboratuar tetkikleri, acil sağlık hizmetleri, küçük cerrahi müdahaleler gibi sağlık hizmetleri de verilecek.
Ek Hizmet Binasında Sona Gelindi
Mevcut Gölcük Necati Çelik Hastanesi’nin batı tarafında yer alan ve geçmişte otopark olarak kullanılan yerde, bir koridorla hastane bağlantısı sağlanacak olan Gölcük Devlet Hastanesi Prefabrik Ek Hizmet Binası inşaatında sona gelindi. 900 metrekare alan üzerine iki kat olarak inşa edilen ek bina ile polikliniklerin sayısı ve hizmet kalitesi artacak, hastaların sıra bekleme süresi asgariye inecek. Ayrıca idari birimler ve diyaliz merkezi de bu binada hizmet verecek.
Adıyaman Merkez’e bağlı Cumhuriyet Mahallesi’nde yepyeni bir proje yükseliyor.
Şehir merkezine oldukça yakın konuma sahip olacak Golden Park City, 1.300 metrekarelik alan üzerine inşa ediliyor.
Bir blokta 12 daire olacak şekilde projelendirilen Golden Park City’nin bir adet cadde dükkanı ve güvenlik sistemi bulunuyor. Projenin anahtar teslimi 2021 yılının ilk çeyreğinde yapılacak.
Yakup Çalış İnşaat imzasını taşıyan Golden Park City, Adıyaman’ın insa odaklı ve çevreci en büyük konsept projesi olmasıyla şehre farklılık katacak.
Mersin’de yapımı devam eden Değirmençay Barajının tamamlanmasıyla 31 bin 310 dekar arazinin suya kavuşacağı bildirildi.
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Mersin’in 30 kilometre kuzeybatısında, Mezitli Erçel Projesi kapsamında Erçel Deresi üzerinde sulama ve içmesuyu amacıyla inşa edilen Değirmençay Barajı’nda yüzde 13 fiziki gerçekleşme sağlandı. Baraj ve sulama inşaatının tamamlanmasıyla birlikte toplamda 31.310 dekar tarım arazisinin sulanması sağlanacak.
Ön yüzü beton kaplı kaya dolgu tipinde inşa edilen barajda 677 metre uzunluğundaki derivasyon tüneli tamamlandı. Diğer kısımlardaki çalışmalar devam etmektedir.
Temelden 110,5 metre yüksekliğe sahip Değirmençay Barajı 37,5 milyon metreküp su biriktirme hacmine sahip. Değirmençay Barajı’nın su tutması ile bölgede yapılacak sulu tarım ile birlikte hem tarlalardaki verim artarak, hem de yörede ürün çeşitliliği sağlanacak. Bununla birlikte bölgede istihdama katkı sağlanması ve yapılacak sulu tarım ile birlikte 2019 birim fiyatları ile milli ekonomiye yıllık 35 milyon 31 bin TL gelir artışı sağlanması hedefleniyor.
İklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri en aza indirmeye yönelik en doğru ve etkin su politikalarının belirlenip uygulanması önem taşırken, DSİ de bu yöndeki çalışmalarını sıklaştırdı.
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü depolamalı tesislerin kapasitelerini artırarak iklim değişikliği için hazırlık yaparken, baraj ve gölet gibi bu yöndeki yatırımlarını sürdürüyor.
Dünya Su Günü her yıl 22 Mart’ta tatlı su kaynaklarının önemine dikkati çekmek amacıyla kutlanıyor. Kutlamalar, her yıl farklı bir temada yapılırken, bu yıl “Su ve İklim Değişikliği” teması belirlendi.
İklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri en aza indirmeye yönelik en doğru ve etkin su politikalarının belirlenip uygulanması önem taşıyor. Böylece DSİ de bu yöndeki çalışmalarını sıklaştırdı.
Depolama tesislerinin inşasının, küresel iklim değişikliği ile mücadele açısından Türkiye için büyük önemi bulunuyor. Türkiye’de bölgelerin yağış ve akış rejiminde düzensizlikler gözlenirken buna bağlı kuraklık olayları yaşanıyor.
Düzenli yağış rejimi bulunmayan bölgelerde kurak dönemlerde ihtiyacı karşılamak üzere akarsular üzerinde suyun toplanması ve depolama yapılarının artırılması gerekiyor. Bu yüzden, Türkiye şartlarında baraj ve gölet yatırımlarının sürdürülmesi önem taşıyor.
Depolamalı tesislerin kapasiteleri artırılarak iklim değişikliği ve kuraklık koşullarında su kaynaklarının miktarında karşılaşılacak belirsizliklerin daha dengeli şekilde azaltılması hedefleniyor.
Elektrik Enerjisi Üretimi Maksimum Olacak!
Türkiye’de 1954 yılından itibaren 861’i baraj, 613’ü küçük baraj (gölet) olmak üzere 1474 depolama tesisinin inşası tamamlanırken bu yöndeki yatırımlara devam ediliyor.
DSİ ile TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından yürütülen projeyle, su yapılarına gelecek akımın tahmin edilmesi ve buna göre işletilmesini sağlayacak bir model geliştirildi.
Böylece, suyun israf edilmemesi, hidrolik kaynaklı elektrik enerjisi üretimini maksimize edecek şekilde barajların işletilmesi ve taşkın mevsiminde oluşabilecek risklerin en isabetli şekilde tahmin edilmesi sağlanıyor.
Atık Sular Kazanılıyor
DSİ, atık suların yeniden kullanıma sunulması konusunda da çalışmalar yürütüyor. Böylece atık suların arıtılarak tarımsal sulamada kullanılması, su arzının arttırılması ve önemli ölçüde tasarruf elde edilmesine zemin hazırlanıyor.
DSİ, Atıksu Dairesi Başkanlığını kurarak bu alandaki çalışmalarına hız verirken, bu kapsamda 18 atık su arıtma tesisi inşa edilerek hizmete alındı.
Arıtılmış atık suyun sulamada kullanılmasına imkan sağlayacak üniteler projelendirildi. Afyonkarahisar-Merkez Evsel Atıksu Arıtma Tesisi Sulaması işi de bu kapsamda yürütülürken, inşaat çalışmaları devam eden projeyle 9 bin 50 dekar alanın sulanması sağlanacak.
Kilis Atıksu Arıtma Tesisi Çıkış Suları Dezenfeksiyon Üniteleri Projesi‘yle de evsel atık sularının sulama kriterlerine getirilerek tarım arazilerinde yeniden kullanılması amaçlanıyor. Projeye ilişkin işin inşaat ve ihale süreci devam ediyor.
Yer Altı Barajları Kuruluyor
İklim değişikliğine yönelik olarak yer altı barajları uygulaması da devreye alındı. Yer altı barajları, yağışın buharlaşma ile kaybolmadan tutulmasını sağlıyor. DSİ tarafından başlatılan program çerçevesinde 100 civarında yer altı barajı yapılacak.
Fosil yakıtlar gibi karbon salınımına sebep olmayan hidroelektrik santraller (HES) küresel ısınmanın etkilerini azaltma konusunda önem taşıyor. Bununla birlikte hidroelektrik enerji üretim kapasitesi yıllık 100 milyar kilovatsaate yükseltildi.
Gayrimenkul sektörünün çatı örgütü GYODER, faaliyetlerin devam ettiği tüm ofis ve şantiyelerde, koronavirüs salgınına karşı gerekli tedbirlerin alınması için üyelerine çağrıda bulundu.
GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği), küresel salgına karşı kamunun aldığı önlemlerin yanı sıra kurumsal ve bireysel önlemlerin de ciddiyetle uygulanması gerektiğini belirtti. GYODER’in üyeleriyle paylaştığı duyuruda, ofis ve şantiyelerde çalışmalarını sürdüren gayrimenkul firmalarının alacağı her tedbirin virüsün yayılmasını engellemeye yönelik olduğu vurgulandı.
GYODER’in, gayrimenkul sektöründe çalışanların sağlığını korumak, ofis ve şantiyeleri salgından uzak tutmak için paylaştığı önlemler şöyle sıralandı:
Ofislerde çalışanların mümkünse bir süre uzaktan (evden) çalışmaları sağlanmalı. Ofiste çalışmak gerekliyse çalışma ve masa mesafelerine dikkat edilmeli.
Ortak kullanılan alanlar başta masa olmak üzere, uygun dezenfektanlarla temizlenmeli.
Telefon, cep telefonu, bilgisayar, klavye, mause ve kalemler dezenfektan veya alkolle temizlenmeli.
Dışarıdan sipariş edilen her türlü malzeme ve paketler dezenfekte edilerek içeri alınmalı.
Çalışanlara, kendi sağlıklarının yanında çalışma arkadaşlarının sağlıklarını da korumakla sorumlu oldukları hatırlatılmalı.
Çalışanların korku ve paniğe kapılmaması, motivasyonlarının yüksek tutulması adına alınan tedbirlerin büyük önem taşıdığı, kendilerine sık sık açıklanmalı.
Hem ofis hem de şantiyelerde, el temizliği için dezenfektan noktaları oluşturulmalı.
Lavabolarda tek kullanımlık havlu bulundurulmalı.
Şantiye ve ofiste çalışan personelin vücut ısısı sabah-akşam düzenli ölçülerek not edilmeli. Vücut sıcaklığının 38 derecenin üzerine çıkması halinde işyeri hekimine bilgi verilmeli.
Şantiyede tek kişilik olmak üzere yeterli sayıda karantina odaları hazırlanmalı.
Çalışanlar, semptomları hissettiğinde izolasyona katılması yönünde teşvik edilmeli.
Yemek saatleri, çalışanların en seyrek şekilde yemek yemeleri için yeniden düzenlenmeli.
Ekmek ve su tek kullanımlık gıda ambalajıyla sunulmalı. Su sürahilerin kullanılması durumunda, sürahilerin ciltle temasını kesmek için kağıt peçeteler kullanılmalı.
Salgın süresi boyunca mutfak araç gereçlerinde hijyen kuralları en üst seviyede tutulmalı. Tabldot tabağı, çatal, kaşık, bıçak ve bardak tek kullanımlık hale getirilmeli. Bu sağlanmadığı takdirde temizlik işlemleri vakit kaybedilmeden yüksek ısılı temizlik makineleri ile gerçekleştirilmeli.
Tüm koğuş, yemekhane, ofis ve şantiye tesislerinde uzun süreli koruma sağlayan ilaçlama ve temizlik yapılmalı.
Şantiye alanında veya ofiste, dışarıdan gelecek kişilerle yapılacak toplantılar iptal edilmeli.
Şantiye veya ofise dışarıdan girmesi gereken personel ve kişilerin öncelikle ellerinin dezenfekte edilmesi sağlanmalı, yakın temastan kaçınılmalı.
Çalışanlar hijyen gerekliliklerini yerine getirmek adına; başta yemek öncesi olmak üzere ellerini yıkamalı, dezenfekte etmeli. Diğer çalışanlarla el sıkışma gibi fiziksel temasları kesmeli. Her birey, öksürürken ve hapşırırken ağzını tek kullanımlık mendille veya dirseklerinin iç tarafıyla kapatmalı.
Şantiyelerde soyunma odaları belirli periyotlarla dezenfekte edilmeli.
Şantiyelerde temiz elbiseler ile iş kıyafetlerinin ayrı ayrı tutulacağı kilitli dolaplar bulunmalı.
Sıhhi tesisat içeren odalar yeterince havalandırılmalı ve aydınlatılmalı, odalar temiz ve düzenli bir durumda tutulmalı.
Şantiyede konaklayan çalışanlar mümkün olduğunca dışarıdan gelen kişilerle teması kesmeli. Çalışanlar, zorunlu olmadıkça şantiyeden dışarı çıkmamalı.
AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, inşaatı son aşamaya gelen Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi için gerekli olan sağlık personeli temini planlamasının yapıldığını bildirdi.
Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada, Giresun’da sağlık alanında standartları yükseltmek adına çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.
Hastanede 381 sağlık personelinin istihdam edilmesinin planlandığını aktaran Öztürk, işçi alımının ilgili yönetmeliğe göre noter kurasıyla, sözleşmeli sağlık personeli alımının ise KPSS puanı esas alınarak yapılacağını vurguladı.
Öztürk, Giresun’da ihtiyaçların en iyi şekilde karşılanması için sağlık yatırımlarını arttırmaya, sağlık personeli ve doktor kadrolarını güçlendirmeye devam edeceklerine dikkati çekti.
Yeni tip koronavirüs salgınına karşı ulusal bir mücadele verildiğinin de altını çizen Öztürk, şunları kaydetti:
“Devletimiz koronavirüs vakasına karşı tüm önlemleri almaya, mevcut önlemleri ise geliştirip yaygınlaştırmaya devam etmektedir. İlimizde Kovid-19 ile mücadele kapsamında gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda, yeni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni en kısa sürede tam donanımlı olarak hizmete sunmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Hemşehrilerimiz müsterih olsunlar. Bizim için insan sağlığı her şeyden önce gelmektedir. Sağlık alanındaki çalışmaların takipçisiyiz. Hemşehrilerimizden beklediğimiz, 14 gün ve 14 korunma kuralına uyarak bu mücadeleye güç vermeleridir. Alınan tedbirlerle süreci en az hasarla atlatacağımıza inanıyorum. Bu süreçten birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek, uyarıları ciddiye alarak daha güçlü çıkacağımıza eminim.”
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Merkez Bankası Politika Faizi oranları hakkında değerlendirmelerde bulunan Sedat Kılınç İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Kılınç, “Faiz oranları düştükçe ülke ekonomisinde yatırım alanları çoğalıyor” dedi.
2020 yılında konut sektöründen umutlu olduklarını ve sektörün büyüyeceğini düşündüklerini söyleyen Kılınç, “Son yılarda faiz ekonomiyi ciddi anlamda yavaşlattı ve faizlerin artması satın alma gücünü de düşürdü. Tüketiciler finansman ihtiyacını da karşılayamaz oldu. Gerek konut, gerek araç ve diğer ihtiyaçlarda yatırımcılar da bu yüksek faizli ortamda imtina ettiler ama şu anda kamuoyunun bilgilendirildiği Merkez Bankası toplantısı sonrası, 2016 yılının Kasım ayından beri ilk defa politika faizi tek haneye düştü. Son 4 yılda faizlerde aşırı dalgalanmalar oldu ve bugün itibariyle artık tek haneyi görmeye başladık. Tek haneli faiz konut sektörüne de çok ciddi katkılar sağlayacak çünkü doğru orantılı olarak konut kredisi faizleri de düşecek. Tüketicinin konuta erişimi de kolaylaşacak ve uzun vadeli kredi imkanı ile konut sahibi olmaya devam edecek. İnşaat sektörü lokomotif bir sektör ve faizler bu sektörü harekete geçirerek, 300’den faza sektörü tekrar hareketlendirmesine de katkı sağlayacak. Bu da ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacağı için, ülke olarak faizlerin düşmesinden sonra büyümeye geçeceğiz. 2020 yılında biz konut sektöründen hala umutluyuz ve bu yıl içerisinde sektörün büyüyeceğini düşünüyoruz. Yatırımlarımızı bu yönde devam ettiriyoruz” dedi.
Sedat Kılınç, politika faizinin 7 oranlarında olması halinde konut kredilerinin de düşerek tüketici için büyük şans olacağını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Tabi bu faizin diğer avantajı da sanayi sektöründe yatırım yapacakların uygun pozisyona ulaşmış olmaları. Tek haneli faizlerde ülkemiz yatırımları devam ederken, yabancı yatırımcılar da gelmeye devam eder. Biz bu düşüşü destekliyorduk özellikle 2017’den başlayarak faizde artış ve düşüşler gerçekleşti ve bu dönem döviz kurlarıyla alakalı çok ciddi yükselişler oldu, şu anda da düşüşler devam ediyor. Ekonomi Bakanımızın en son açıklamalarında da 2020 yılı içerisinde faiz düşüşlerinin devam edeceğini hissettik, kendisi de bu noktada açıklamalarda bulundu. Yüzde 7 civarında politika faizinin düşmesini bekliyoruz, ekonomik çevre de bu noktada değerlendiriliyor. 2020 yılı içerisinde Merkez Bankası Politika Faizi yüzde 7 olduğu takdirde, konut kredisi faizleri yüzde 0,65’leri görecek ve bu da tüketici için büyük bir şans. Biz faiz düşüşünü memnuniyetle karşıladık, bundan sonraki süreçte de düşüşlerin devam etmesini ve politika faizinin 2020 içerisinde yüzde 7 civarına düşmesini bekliyoruz.”
Faiz oranları düştükçe büyümeye ve yeni yatırımlar yapmaya devam edeceklerini söyleyen Kılınç, “Şu andaki faiz oranları da beklentilerimiz karşılıyor geçmişteki oranlara baktığımız zaman ama yüzde 7 oranlarına düşen politika faizleri olduğunda, şu anda yıllık yüzde 30 olan Sedat Kılınç İnşaat büyüme rakamları yüzde 50-60’lara belki daha yüksek rakamlara çıkacak. Büyümeye devam edeceğiz ve yeni yatırımlar hayata kazandıracağız. Sadece şehrimizde değil, farklı şehir ve ülkelerde de yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Şu an bunların çalışmalarını yapıyoruz ama faizin düşmesi ile birlikte bu yatırımları arttıracağız. Sedat Kılınç inşaat olarak, faiz düştükçe büyümeye devam edeceğiz. Aslında ülke ekonomisi de böyle, faiz düştükçe yatırım yapılacak ortam oluşuyor ve bu ortamla birlikte aslında ülke ekonomisi de büyüyor. Faiz düştükçe yeni yatırımlara ve büyümeye devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’de koronavirüse yönelik ekonomik tedbirler teker teker uygulamaya koyulmaya devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yaptığı son dakika açıklamasına göre hazine taşınmazları üzerinde tahsisli olan ve faaliyetleri durdurulan ticari ünitelerden bu süreçte kira bedeli alınmayacak.
Türkiye’nin koronavirüs sebebiyle ekonomik alanda aldığı tedbirler teker teker uygulamaya giriyor. En son tedbiri Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıkladı. Buna göre hazine taşınmazları üzerinde tahsisli olan ve faaliyetleri durdurulan ticari ünitelerden bu süreçte kira bedeli alınmayacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ayrıca hazine taşınmazları üzerinde açık olan ticari ünitelerde ise personel sayısı ve faaliyet süresi kriter alınarak kira beledinde indirim yapılacağını belirtti.
Bakan Murat Kurum konu hakkında sosyal medya üzerinden, “Koronavirüs önlemleri kapsamında, hazine taşınmazları üzerinde tahsisli olan ve faaliyetleri durdurulan ticari ünitelerden bu süreçte kira bedeli alınmayacak, açık olan ticari ünitelerde ise personel sayısı ve faaliyet süresi dikkate alınarak kira bedelinde indirim sağlanacaktır.” mesajını paylaştı.
Koronavirüs sebebiyle zor durumda olan işletmeleri rahatlatacak uygulamanın devreye girmesi memnuniyetle karşılanırken konu ile ilgili olarak önümüzdeki günlerde detaylı bir bilgilendirme yapılması bekleniyor.
Koronavirüs salgınının etkilerini artırmasının ardından bir düzenlemede inşaat sektöründen bekleniyor. İnşaat firmalarının halen çalışmalarına devam etmesi ve oluşan tehlikeye ilişkin İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nden geldi. Yapılan açıklamada inşaat firmalarında çalışma ortamının kalabalık olduğu ifade edilerek şantiyelerin kapatılması önerildi.
Koronavirüs salgını tüm Türkiye’yi etkisi altına alırken kalabalık çalışma alanı oluşturacak işletmeler bir bir kapanıyor, faaliyetlerine ara veriliyor. Virüs önlemleri kapsamında tehlike oluşturabilecek ortamlardan bir tanesi de şantiyeler olurken burada kalabalık grupların aynı anda çalışmasına ilişkin yeni talepler gündeme geldi. Bu kapsamda İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nden özel talepler dile getirildi.
Şantiyeler Kapatılsın Talebi
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Topçu koronavirüs salgını kapsamında bir açıklamada bulundu. Şantiyelerin koronavirüs ile ilgili önlemler alması gerektiğini ifade eden Özgür Topçu kendilerine gelen şikayetleri ele aldı. Bu noktada işçi ve işveren sağlığı için atılması gereken adımlar olduğunu ifade eden İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Topçu şu ifadeleri kullandı.
“Şantiyeler işçi sağlığı ve güvenliği açısından riskli durumda. Bu konuda işçilerden gelen şikayetler var. Bu nedenle iş sağlığı uzmanlarına, şantiye şeflerine ve işverene sorumluluk düşmektedir. Hem işçi hem de işveren sağlığı için şantiyelerde koronavirüse karşı önlemler alınmalı. Bu önlemleri almayan şantiyeler geçici olarak kapatılmalı.” Bu konuda işçilerin ve işverenlerin almaları gereken önlemler ön plana çıkıyor.Şantiyede çalışan işçilerin sık sık ellerini yıkamaları gerektiği ifade edilirken fiziksel temasın en alt düzeye indirilmesi gerektiği bildirildi.
Yerli iş ortaklarını yabancı yatırımcılarla her yıl buluşturmaya devam eden Hyve Group; 24-28 Ağustos 2020 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 43.Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul’u gerçekleştirmeye devam ediyor. Hyve Group bünyesinde düzenlenmiş olan buluşmalar, Türkiye’de ekonomiyi kalkındıran sektör taşıyıcılarını düzenlediği fuarlar aracılığıyla yabancı yatırımcılarla tanıştırıyor.
Düzenlenen Yapı Fuarı, kendi alanında dünyada gerçekleştirilen 5.nci (beşinci) büyük fuar olarak geçmektedir. Kuzey Afrika, Ortadoğu, BDT ülkeleri ve Balkanlar gibi pek çok ülkeyi bir araya getiren fuar buluşmaları yeni ortaklıkların kapısını açıyor.
24 Ağustos Pazartesi 2020 tarihinde Hyve Group aracılığıyla düzenlenmiş olan Yapı Fuarı, T.C Ticaret Bakanlığı’nın desteklerini aldı. Her yıl olduğu gibi fuara bu yıl da birçok ülkeden iş adamlarının ziyareti bekleniyor.
Turkeybuild İstanbul’un Yegâne Amaçları
Küresel çapta büyüyerek, inşaat sektöründe yeni yatırımların önünü açmak hedeflerindedir. Özellikle sektör stratejisini destekler, bilgi alışverişini sağlar, inovasyonu teşvik eder ve yapı sektöründe kamu ve özel sektörler arasında etkileşim sağlayarak yeni fikirlerin ortaya çıkmasına hizmet eder. Bu platformda bir araya gelenlerin sektörler arasında sağlayacakları strateji ve bilgi alışverişi ayrıca akademik açıdan da desteklenerek, yeni fikirlerin doğuşuna sahne olur.
Geçen yıl 2019 tarihine geri döndüğümüzde ziyaretçi sayısı, 135 ülkeden 68 bin 738 kişinin ziyaretine kapılarını açtı. Bununla birlikte Yapı Fuarı’na 12 ülkeden 555 kuruluşun temsilcilerine ev sahipliği yapılmıştır. Bu yıl itibariyle bu rakamların daha yüksek olacağı öngörülmektedir.
İnşaat ve Yapı Sektör Hedefleri Yukarı Taşınır
Hyve Group Yapı Fuarı Direktörü Banu Keskin, Turkeybuild adıyla ülkemizde düzenlenen Yapı Fuarı’nın inşaat ve yapı sektörünü 43 yıldır desteklediğini söyledi. Bununla birlikte devam ettirdiği açıklamasında; Türkiye’nin bir dönem altın çağını yaşadığı inşaat ve yapı sektörünün eskisi gibi büyüme hızını yakalayamayacağını, bunun nedeni olarak bu sektörün konjonktüre bağlı olarak hız kazanmasını gösterdi.
Açıklamaları arasında Turkeybuild İstanbul’un yüklenmiş olduğu misyonlarından bahsederek; bu sektörün devamlılığı için sağlıklı bir şekilde sürdürülebilme hedefi taşıdıklarını belirtti. İnşaat sektörüne desteklerini vermeye devam edecekleri ve Türkiye’nin inşaat sektöründe markalaşma, yenilenme gibi hedeflerde yanında olmayı sürdüreceğini söyledi.
Yapı Fuarı’nın Her Günü Özel Tasarımlar
Ağustos ayında beş gün sürmesi planlanan fuara her gün ayrı bir YAPI SAHNESİ düzenlenmesi bekleniyor. Mimari, tasarım ve teknoloji araçlarının bir arada olduğu sahnede bu konular üzerinde de fazlaca sohbet ortamı bulunabilecek. Ayrıca yurt içinden yurt dışına açılmak isteyenler için pazarlama , ihracat ve gençleri destekleyici konuşmacıların bir arada olacağı konferanslar düzenlenmesi planlanıyor.
Uluslararası krizlerin yarattığı ekonomik dalgalanmalar ve değişkenlik gösteren her türlü konu üzerinde sürdürülebilirlik hakkında profesyonellerden bilgiler alınabilecek. Konu başlığı “Çevik Dönüşüm” olarak seçilen konuşmanın konuları; sektörde tutunmayı, sürdürülebilir olmayı ve büyüme hedeflerinin anlatılacağı panelde konular tüm detaylarıyla konuşulacaktır.
Değişim Mimarı İnovatif Yönetim Danışmanlığı Kurucusu Demet Demirer’in katkılarıyla düzenlenen bu buluşmada; ‘Çevik Dönüşüm’ adı altında konuşulması beklenen konuların işletmede gizlenmiş potansiyeli ortaya çıkararak yeni nesil yönetimin benimsenerek, sektör tarafından daha iyi kavranması bekleniyor.
24 Ağustos Pazartesi YAPI BUSINESS/ İş günü
Yapı Fuarı’nda sizi her gün bekleyen değişik temalar, konuşması gereken konuları da günlere bölmüştür. Böylece beş gün süre boyunca iş yoğunluğunuzu azaltarak, katılmak istediğiniz herhangi bir günü daha kolay seçebilirsiniz.
24 Ağustos Pazartesi sektörün öncüleri tarafından yapılacak panel konuşmalarında; yeni pazarlar, yeni iş olanakları, inşaat finansmanı ve ihracat konuları detaylandırılacaktır. Ayrıca ekonomistlerin bir araya geldiği pazartesi günü, yapılar üzerinden katma değer konularının altı çizilecek.
25 Ağustos Salı YAPI ENVIRONMENT/ Çevre günü
Ekolojik yapıların konuşulduğu, deprem bölgesi Türkiye’de dayanıklı yapıların, iklim değişikliklerinin ayakta tuttuğu projelerin ve kendiliğinden yenilenebilir enerji gibi önemli konular için özel katılımcılar bekliyor.
26 Ağustos Çarşamba YAPI INDUSTRY/ Endüstri günü
Sektör üzerine konuşmaların ağırlık kazanacağı çarşamba gününde; sektörde sürdürülebilirlik, büyüme ve sektörde kalıcılık sağlama konuları üzerinde durulacak. Z kuşağını tanımaya yönelik konuların dahil edildiği, tesis yönetimi gibi büyük konuların konuşulduğu, pazarlama, çevik dönüşüm ve buna ilaveten inovatif iş modelleri ele alınacaktır.
27 Ağustos Perşembe YAPI DESIGN/ Tasarım günü
Mimarların katılacağı özel oturumda küresel tasarımlar göz önünde bulundurulacak. Tasarımların önemi, şehirlere ve markalara olan etkilerinin konuşulacağı özel bir oturum olacaktır.
28 Ağustos Cuma YAPI TECH günü
İnşaat ve gayrimenkul sektörünün bir araya geleceği bu özel gün; ürününü tasarlayan ve sektörde sivrilmek isteyen genç tasarımcıları ağırlamayı bekliyor.
Geleneksel Oturum ‘Başkanlar Formu’
Yapı Fuarı’nda geleneksel bir oturum haline dönüşen Başkanlar Formu, bu yıl dört güne, dört ayrı temaya eşlik edecek. Fikir önderlerinin katılımlarıyla önemli konular birkaç başlık altına toplanmıştır. Bunlar;
“Yapı İhracatında Gelinen Nokta ve Sonrası”, “Doğal Afetlere Karşı Geliştirilen Sektör Yenilikleri”, “Yapı İşletme Modelleri” ve “Yeni Yapma Biçimleri” olarak dört günde, dört konuya ayrılmıştır.
Usta Mühendisler ve Mimarlarla Özel Söyleşiler
Yapı Masterclass’ın üstlendiği bu yıl üçüncüsü düzenlenen usta mühendisler ve mimarlar ile özel söyleşiler kaldığı yerden devam ediyor. Firmaların malzeme stantlarına yapılacak özel ziyaretler sonucunda “Çevre, işletme ve tasarım” temaları sohbetleri gerçekleşecek. Nobon iş birliği çerçevesinde söyleşilerin 25-26-27 Ağustos günü düzenlenmesi planlanmıştır. Temalara odaklı gerçekleştirilen söyleşiler, ziyaretçilerin bilgi akışını emin ellerden almasına olanak sağlıyor.
İlklerin Günü: YAPI TECH GARAGE Projesi
Değişen girişimci bakış açısında kendini geliştirmekten geri kalan bu sektör, girişimciler ve inşaat sektörünün bir araya gelmesini sağlayacak. Değişim Mimarı İnovatif Yönetim Danışmanlığı‘nın da katkılarıyla geliştirilen projeye “YAPI TECH GARAGE” adı verildi.
İki kesim arasında bir köprü haline gelmesi beklenirken; STARTUP’lar proje tasarım aşamasından, bitiş aşamasına kadar sektör çalışanlarına yeni teknolojileri tanıtılması amaçlamıştır.
İnşaat sektöründe, koronavirüs nedeniyle iş gücü tarafından üretime ara verilmesi ve yurt dışından gelen bazı malzemelerin tedarikinde sıkıntı yaşanması üzerine kamu ihaleleri, kat, arsa veya bedel karşılığı taahhütlerin yerine getirilmesinin zorlaşacağı belirtildi. Sözleşme sürelerine, 3- 6 ay ek süre talep edildi.
Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Atılgan Sert, korona virüs nedeniyle inşaatlarda kalıp ve demir gibi çalışma ekiplerinin, çok kişiyi bir araya getirmemek için aynı anda çalıştırılmadığını söyledi. Kolonya, dezenfektan gibi önlemlerin yanı sıra saat başı işçilerin el yıkamaya teşvik edildiğini belirten Sert, yine de tedbirlerin istenilen düzeyde olmadığını söyledi.
Mimar – Mühendisler Belediyelere Gitmiyor
Her binaya araç başına kapalı otopark mecburiyeti uygulanmasına ilişkin yasa ve kat serbestliğiyle ilgili 31 Mart olan sürenin uzatılması gerektiğini belirten Atılgan Sert, projeleri belediyelere götürüp, işlemleri yaptıracak inşaat mühendisleri ve mimarların, koronavirüs nedeniyle belediyelere gitmediğini kaydetti. Sert, bu sorunlarla ilgili Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu ve İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu’na müracaatların yapıldığını söyledi.
‘Ek süre tanınmalı’
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) üyesi Selman Özgün ise gayrimenkul sektörünün, ülke ekonomisinin yüzde 15’ini etkileyen lokomotif sektörlerden olduğunu söyledi. Sektör olarak koronavirüsün olumsuz etkilerinin en başında, yükleniciler açısından kat, arsa payı ya da bedel karşılığı inşaat sözleşmelerinde süre sorunu yaşanabileceğine dikkat çeken Özgün, “Bu iki şekilde görülebilir. İlki, üretime iş gücü tarafından çeşitli nedenlerle ara verilmek zorunda kalınması. İkincisi, sözleşmelerde belirtilen bazı malzemelerin üretim yerlerinin yurt dışında olması ve temin edilememesi nedeniyle üretim sürelerinin uzaması. Bu nedenlerle inşaat yüklenicilerine ek süre tanınmalı.” dedi.
Türkiye’de çeşitli tarihlerde yaşanan ekonomik krizler nedeniyle yapımına zaman zaman ara verilen, kimi zaman “yapımı için gerekli kaynak olmayan veya önceliğini kaybetmiş ama programda tutulması gereken yatırımlar için ayrılan iz ödenek” kategorisine giren ve bu nedenle uzun süre herhangi bir çalışmanın yapılmadığı Yoncalı Barajı için, 2020 Yılı Yatırım Programı’nda verilen bilgilere göre, baraj inşaatına bugüne kadar 2019 yılı rakamlarıyla 299 milyon 131 bin TL harcama yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı 2020 Yılı Yatırım Programına göre Yoncalı Barajı 2020 yılı yatırım ödeneği ise 12 milyon 100 bin TL olarak açıklandı.
Toplam maliyeti 1 milyar 46 milyon 648 bin TL olan Yoncalı Barajı için açıklanan bu rakam, 2019 yılında baraj için yapılan harcamanın %4’üne karşılık geliyor.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’na göre, yapımına 1994 yılında, yani 26 yıl önce başlanan ve 132,50 hmᶾ su depolayacak olan Yoncalı Barajı’nın bitirilme tarihi 2026 yılı olarak belirtildi.
Hizmete Girdiğinde Arguvan’ın 23 Köyü Sulama Suyundan Faydalanacak
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada Yoncalı Barajı’nın bitmesi halinde Arguvan’ nın 23 köyünde toplam 174 bin 90 dekar arazi sulamaya açılacak. DSİ açıklamasına göre Yoncalı Barajı’ndan yapılacak sulamadan faydalanacak yerleşim birimleri şöyle:
Türkiye’den yurt dışına giden yatırımların, gelen doğrudan yatırımlara oranındaki artış 2006 yılından yüzde 4 iken 2019 yılında bu oran yüzde 34’e yükseldi. Peki bu yükselişte gayrimenkulün payı nedir? İşte merak edilen sorunun cevabı…
Dünya Gazetesi yazarlarından Osman Arolat, yeni yazısında, 2006 ile 2019 yılları arasındaki yurt dışına giden yatırımların, gelen doğrudan yatırımlara oranını kaleme aldı. İşte Osman Arolat’ın o yazısı…
Türkiye’den doğrudan yatırım olarak çıkan sermaye, doğrudan yabancı sermaye girişinden çok daha yüksek.
Türkiye’den yurt dışına giden yatırımların, gelen doğrudan yatırımlara oranındaki büyük artışı DÜNYA Ankara Bürosu’ndan arkadaşımız Mehmet Kaya’nın haberi ortaya koyuyor. Haberde, bu payın 2006’da sadece yüzde 4.6 iken, 2019’da yüzde 34’e yükseldiğini görüyoruz. Gayrimenkulden arındırıldığında bu oran yüzde 5’e yükseliyor. Türkiye, 2019’daki 8.4 milyar dolarlık yabancı sermaye girişiyle BM-UNCTAD verilerine göre yıllık 1.4 trilyon dolar olan dünya sıralamasındaki ilk 20 ülkenin çok gerisinde yer alıyor.
Doğrudan yabancı sermaye girişlerinin arttığı yıllarda girişlerin özelleştirme, birleşme ve satın almalardan kaynaklandığını görüyoruz. 2007 yılında 22 milyar doları aşan yabancı sermaye yatırımları yeni girişimlerin gerektiğini ortaya koyuyor. İki haneli yabancı yatırım çekebilmek için yeni projeler geliştirilmesi ve bunların dünyada takdimi anlamlı gözüküyor.
Türkiye kendi iç tasarruflarıyla yüzde 5 ve üstünde büyüme imkanına sahip olmadığı için, yabancı dünyanın tasarruflarını çekerek ideal büyüme oranını elde edebilir. Bu ihtiyacın doğrudan yabancı yatırım olarak karşılanması sağlıklı olanıdır. Anadolu kentlerinde, özellikle Gaziantep, Konya, Kayseri, Manisa, Bursa, Denizli ve Kahramanmaraş’ta tek tek yabancı sermaye çekebilecek projeler hayata geçirilerek, bunun sağlanması yoluna gidilebilir. Bunun için kentlerin yabancı sermaye girişine yol açacak ‘’tekil projeler’’ hazırlamalarında yarar görüyorum. Tarımsal yatırımlardan, sanayi ve turizm yatırımlarına dönük projeler hazırlamakla yetinmeyerek, bu sektörel projelere dönük özel imkanların sunulması çok önemlidir.
VW’in Türkiye yatırım projesinde Manisa OSB yönetiminin özel hazırlığı ve yer tahsisi, bu anlamda örnek bir çıkış olmuştur. Kuşkusuz bütün bunlara karşın projenin askıda kalması mümkündür.
20 milyar dolar düzeyinde yıllık taze yabancı sermaye girişi yüzde 5 büyümemizde asal rol oynayacaktır. Değilse, küçük oranlı büyüme hızlarına yetinmek kaçınılmazdır.
Euro Bölgesi’nde inşaat üretimi, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 3,6 arttı.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avrupa Birliği (AB) ve Euro Bölgesi’nin ocak ayı mevsimsellikten arındırılmış inşaat üretimi verilerini yayımladı. Buna göre, 19 üyeli Avro Bölgesi’nde inşaat üretimi, ocakta aralık ayına kıyasla yüzde 3,6 yükseldi. İnşaat üretimi, 2019’un ocak ayına göre ise yüzde 6 arttı. AB’de inşaat üretimi, ocakta önceki aya göre yüzde 3,9, 2019’un aynı dönemine göre ise yüzde 6,2 yükseliş gösterdi.
AB ülkeleri arasında ocakta inşaat üretiminde önceki aya oranla en fazla artış yüzde 20,9 ile Romanya, yüzde 10,2 ile Slovenya ve yüzde 9,3 ile Polonya’da gerçekleşti. En fazla düşüş ise yüzde 0,3 ile İspanya’da ölçüldü.
Gayrimenkul PR şirketi, korona virüs tehdidinin İzmir gayrimenkul sektörünü olumsuz etkilediğini belirtti.
Konut kredi faizlerinin düşmesinin ardından İzmir’de sabit ve alt gelir gurubuna yönelik sıfır ve ikinci el konutlarda hareketlilik yaşandığını, üst gelir gurubuna yönelik gayrimenkullerde durağanlığın devam ettiğini belirten Gayrimenkul PR şirketi, ‘korona virüsü tehdidine karşı İzmir halkı ‘sıkı duruş’ tavrı sergiliyor ve acil ihtiyaçları dışında dışarı çıkmıyor. İzmir’de, halı hazırda müşteri bekleyen çok sayıda sıfır ve ikinci el konutlar, değil alıcı, görücü bile bulamıyor. Hal böyle olunca inşaat şirketleri ve mülk sahipleri pazarlama stratejilerini hemen değiştirmeli’ önerisinde bulundu.
İlanlar Boğuldu, Gayrimenkul Seçilemez Hale Geldi
2015 yılından bu yana ‘İzmir’in cazibesi artacak’ algısı oluşturularak uzun bir süredir köpürtülmüş fiyatlardan gayrimenkullerin satışa sunulduğu bilgisini veren Gayrimenkul PR şirketi, ‘Tüketicilerin ertelenmiş konut talepleri varlığını belirsiz bir süre daha sürdürecek. Ayrıca inşaat firmaları, emlak ofisleri ve mülk sahipleri klasik yöntemler olan, brandayı asıp, ilanı girip müşterilerin aramasını bekleme yöntemi ile satış yapmaya çabalıyorlar. Konut stokunun 90 binlere tırmandığı İzmir’de ilanların içinden gayrimenkul seçilemez hale geldi. Gerçek alıcıların dikkatini hemen çekebilecek ve rekabette üstünlüğü sağlayacak alternatif pazarlama stratejilerinin kullanılması gerekmektedir’ dedi
Bekleyip Görme, Öngör!
Sars ve mers virüsünde yaşanılan ekonomik krizden daha sert bir süreçle piyasanın baskı altında kaldığını belirten Gayrimenkul PR şirketi, mülk sahiplerine ve inşaat firmalarına şu önerilerde bulundu;
‘Normalleşme sürecine ne zaman girileceği belli olmadığı için inşaat firmaları ve mülk sahipleri düşünce üretmeden ‘bekle gör’ politikası izliyor. Oysaki yapılması gereken, ‘öngörmektir’. Rekabet üstünlüğü sağlayacak stratejiler şimdi uygulanmalıdır. İnşaat şirketleri ve mülk sahipleri üst gelir gurubuna yönelik gayrimenkullerin satışını klasik yöntemler ile artık yapamayacaklar. Olağanüstü şartlar, olağanüstü stratejileri zorunlu kılmaktadır’
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını bir yandan insan sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit ederken öte yandan dünya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisini de olabildiğince artırmaya başladı. Dünyanın önde gelen ekonomileri, kendi ülkelerinde işletmelere ve vatandaşların destek amaçlı birbiri ardına ekonomik teşvik paketleri açıklamaya başladılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu akşam Türkiye ekonomisinin bu dönemi olabildiğince az etkilenerek aşılması kapsamında alınan 100 milyar liralık tedbir paketini açıkladı.
Paketin açıklanması sonrasında Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Z. Altan Elmas yazılı bir değerlendirme yaptı. KONUTDER’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Öncelikle içinden geçmekte olduğumuz korona salgını sürecinden millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde mümkün olan en az hasarla çıkacağımıza inancımı belirtmek istiyorum. Milletimiz tarih boyunca bir olarak pek çok sorunun üstesinden nasıl gelmişse bu süreci de Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde en kısa sürede atlatacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bir yandan sağlıkla ilgili tedbirler alınırken tabii ki ekonomimizin de bundan en az etkilenmesi için önlemler bekleniyordu. Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan paketi çok isabetli buluyoruz. Sektörlerin geneli için çok yerinde ve nefes aldıracak düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bazı sektörlere sağlanacak muhtasar, KDV ve SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerinin 6’şar ay ertelenmesi kapsamına inşaat ve konut sektörünün de önemle alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bilindiği gibi Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü olarak binlerce kişiye doğrudan binlercesine de dolaylı olarak istihdam sağlıyoruz. Devreden KDV yükü sektörümüz üzerinde çok ağır bir yüktür. Bu bedellerin şirketlere bu dönemde ödenmesi sermaye enjeksiyonu sağlayacaktır. Geçtiğimiz dönemde yaşanan ekonomik türbülanstan en çok etkilenen ve altı çeyrektir küçülen tek sektör olarak yeni yeni toparlamaya başlamışken içinden geçtiğimiz bu süreç sektörümüzde şimdiden derin izler bırakmaya başlamıştır. Geçmişte olduğu gibi sektörümüz bu tarz türbülanslarda iki katı olumlu ya da olumsuz etkilenmektedir. Bu sebeple işsizlik emici rol üstlenen sektörümüzün bu destek paketine dahil edilmesi ekonomik ve sosyal açıdan son derece önem arz etmektedir.”
Hükümet tarafından dün açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketini değerlendiren Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı (TMB) Mithat Yenigün; “Yurtiçi ve yurtdışında istihdam kapasitesi yüksek inşaat sektörü destek kapsamında olmalı” dedi.
Yenigün’ün açıklamaları şöyle:
“Dünya genelinde yaşanan koronavirüs salgını, ne yazık ki kısa süre içinde binlerce kişinin yaşamını kaybetmesine neden olmuştur. Salgının daha ne kadar süreceği belirsizliğini korurken, virüse karşı devam eden aşı çalışmaları ümitlerimizi canlı tutmaktadır. Öncelikle hastalığın bir an önce kontrol altına alınmasını ve virüsün neden olduğu yaşam kayıplarının son bulmasını diliyoruz.
Salgının toplum sağlığının yanında, arz ve talepte yarattığı sorunlar ile üretim ve hizmet faaliyetlerinin durması veya aksaması sonucunda önemli çapta ekonomik ve sosyal sorunlara yol açtığı da ortadadır. Bu çerçevede Türk iş dünyası olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Sektörümüzün salgın kaynaklı yaşadığı sorunlar ile bunlara çözüm önerilerimizi dün yapılan zirve öncesinde ilgili bakanlarımıza iletmiştik. Bugün yaşamakta olduğumuz olağanüstü şartlarda, ekonomi üzerinde yapılacak zamanlı ve kapsamlı müdahaleler ile süreklilik arz edecek şekilde inşaat sektörünün de temsil edildiği geniş katılımlı çalışmalar hayati önem taşıyacaktır.
Açıklanan “Ekonomik istikrar Kalkanı Paketi”nde kısa ve esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi ile yapılan istihdam vurgusunu önemsiyoruz. SGK primleri ve vergi ödemelerinin ötelenmesi önlemlerini kıymetli buluyoruz. Bu çerçevede, doğrudan ve dolaylı olarak ekonominin üçte birini etkileyen, istihdam kapasitesi yüksek inşaat sektörünün de bu düzenlemelerden istifade etmesi gerektiğinin altını çizmek istiyoruz.
Bankalarımızın, Türkiye Bankalar Birliği’nin iş dünyasının kredi borçlarıyla ilgili taleplerine hızlı ve olumlu yanıt verilmesi konusundaki tavsiye kararını uygulaması bu sıkıntılı dönemde firmalarımıza bir nebze nefes aldıracaktır. Kredi Garanti Fonu ve Bankalar tarafından yaratılacak her türlü ilave finansman imkanı yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntıları rahatlatacaktır. Ayrıca konut sektörü için getirilen düzenleme, yaratacağı zincirleme etki ile olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Yurt içinde 200’ü aşkın alt sektöre talep yaratan, yaklaşık 2 milyon vatandaşımızı istihdam eden, yurt dışındaki projelerle de ülkemize önemli döviz girdisi sağlayan sektörümüz ekonomimizde toparlanmanın sürmesi ve hedeflerin yakalanabilmesi açısından önem taşımaktadır.
Desteklerin yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında süren projelerimizde mevcut olağanüstü durum nedeniyle yaşanabilecek gecikmeler konusunda da sürmesini bekliyoruz. Koronavirüs salgını nedeniyle tüm ülkeler tarafından uygulanan farklı nitelikteki önlemlerin projelerimizde gecikmelere ve neticede cezai yaptırımlara muhatap olmamaları için hükümetler arası temasların gündeminde tutulması uygun olacaktır.
Toplumumuzun sağlığı ve ekonomimizin geleceği açısından bu sıkıntılı günlerin en az hasarla atlatılmasını diliyor, sektör olarak tüm güçlüklere rağmen ülkemize en büyük katkıyı vermek için çalışmayı sürdürüyoruz.”
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketine ilişkin, “Açıklanan paket, beklediğimiz gibi salgından direkt olarak etkilenen sektörlere ve bireylerin ekonomik dirençlerini artırmaya yönelikti. Doğal olarak öncelik Türkiye ekonomisinin ayakta kalmasıdır.” ifadelerini kullandı.
Durbakayım yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı’nın ardından açıkladığı “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketini değerlendirdi.
Devletin ilgili kurumlarının iş dünyasıyla istişare ederek ekonomik tedbir almasını önemsediklerini belirten Durbakayım, burada kendilerinin de salgın hastalık nedeniyle inşaat sektöründe yaşanan sıkıntıları dile getirdiklerini kaydetti.
Durbakayım, “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketine ilişkin şunları kaydetti:
“Açıklanan paket, beklediğimiz gibi salgından direkt olarak etkilenen sektörlere ve bireylerin ekonomik dirençlerini artırmaya yönelikti. Doğal olarak öncelik Türkiye ekonomisinin ayakta kalmasıdır. Ekonominin çarkları döndüğü sürece, alınan tedbirlerin domino etkisi göstererek inşaat sektörüne de sirayet edeceğini düşünüyorum. İlerleyen dönemlerde genel bazda alınan tedbirlerin, münferiden ve her sektöre yönelik olarak detaylandırılacağını umuyorum.
Bu kapsamda sektörümüzü kısa vadede etkileyen sorunların, özellikle finansal sıkıntıların, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan ‘tedbir paketi’ içinde çözüleceğini düşünüyorum.”
Bursa’nın İnegöl ilçesinde, 6-11 Nisan tarihlerinde yapılması planlanan 43. MODEF EXPO Mobilya ve Dekorasyon Fuarı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri sebebiyle 8-13 Haziran’a ertelendi.
MODEF Fuarcılık ve İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Uğurdağ, yaptığı yazılı açıklamada, 43. MODEF EXPO Mobilya ve Dekorasyon Fuarı’nın, Kovid-19 sebebiyle alınan tedbirler kapsamında 8-13 Haziran tarihine ertelendiğini bildirdi.
Koronavirüs ile ilgili birçok ülkede tedbirlerin alındığını belirten Uğurdağ, şöyle devam etti:
“Sağlık Bakanlığı öncülüğünde alınan önlemler sonrası birçok programlar 1 Mayıs’a kadar ertelendi. 6 Nisan’da başlatmayı planladığımız MODEF Fuarı’nın ötelenmesiyle ilgili geçen hafta kamuoyunu bilgilendirmiştik. MODEF yönetim kurulu ile yaptığımız toplantı neticesinde fuarın 8-13 Haziran’da yapılmasına karar verdik. Hem İTSO hem de MODEF Fuarcılık’ın birçok programı vardı. Bu programlar da 1 Mayıs’tan sonraya ertelendi. Daha sonra tarihleri belirleyip programları sürdüreceğiz.”
Haksız fiyat artışlarına değinen Uğurdağ, söz konusu artışın gıda ve diğer ürünlerdeki stokların birden erimesi sonucu meydana geldiğini belirtildi.
Fiyat artışlarına giden firmalara yönelik ciddi tedbirler alacaklarını vurgulayan Uğurdağ, “Gerek stok gerekse yüksek fiyat artışları yapan firmalara cezalar vereceğiz. Bu krizi fırsata dönüştürmek ticaret ahlakına yakışmaz. Bu süreci hep beraber yaşıyoruz. Esnafımız ve sanayicimiz başta olmak üzere vatandaşlarımızla dayanışma ve özveri içinde bu süreçleri atlatmak durumundayız. Daha temkinli ve planlı şekilde süreci yönetmek durumundayız. Çok kısa süre sonra hükümetimiz de ekonomik paketler ve yeni kararlarla ilgili destekleri açıklayacaklardır. Bu da ekonomik hayata ciddi şekilde soluk aldıracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Başakşehir Belediyesi, Makro İnşaat ve Akyapı iş birliğinde Türkiye’nin Deprem İzolatörlü İlk Konut Projesi olarak hayata geçirilen Mavera Comfort; 16 mart 2020 tarihinde gerçekleştirilen bir basın toplantısıyla sektör temsilcilerine ve yatırımcılara tanıtılmasının ardından ön satış sürecine başladı.
Daha önce, şehir hastaneleri, veri merkezleri, köprüler gibi yüksek önem arz eden yapılarda uygulanan Deprem İzolatörleri, şimdi ilk defa nitelikli bir konut projesinde uygulanıyor.
Başakşehir’de 65 bin metrekarelik alan üzerinde zemin+9 katlı bloklar halinde tasarlanan Mavera Comfort projesi, 2+1 ‘den 4.5+1 ‘e kadar farklı tiplerde toplam 705 konuttan meydana geliyor. Proje, kapsamlı sosyal tesislerle, huzur veren geniş peyzaj alanlarıyla, açık-kapalı spor ve çocuk oyun alanlarıyla, hayatı kolaylaştıran daire içi fonksiyonel tasarımlarla kesintisiz konforu birçok ayrıcalıklarla bir araya getiriyor.
Mavera Comfort Satış Fiyatları
450 milyon lirası arsa maliyeti ve 500 milyon lirası da inşaat maliyeti olan projede ön satış sürecinde satış fiyatları 2+1 dairelerde 530.000 TL’den 3.5 +1 dairelerde 875.000 TL’den, 4.5+1 dairelerde 1.175.000 TL’den başlıyor.
Deprem izolatörüne sahip Türkiye’nin ilk nitelikli konut projesine ev sahipliği yapmaktan ve “Gelir Paylaşımı Modeli” ile projede yer almaktan mutlu olduklarını söyleyen Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, daha önce kentsel dönüşüm adına Başakşehir’de birçok örnek projeyi hayata geçirdiklerini, bu projeyi de depreme hazırlık adına, kentsel dönüşüm kadar önemli bir hamle olarak gördüklerini belirtti. Bu anlamda Türkiye için Mavera Comfort’ın diğer Belediyelere de gerek şehircilik, gerekse depreme ön hazırlık anlamında örnek bir model olacağını vurguladı.
“Deprem izolatörü, binanın sigortasıdır”
Başakşehir ilçesinde bugüne kadar Mavera markasıyla binlerce konut teslim ettiklerini aktaran Makro inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Uyan, Başakşehir ilçesinde ‘Mavera’ markasının, kalite ve konfor anlamında en çok bilinen marka olmayı başardığını söyledi. Uyan, şimdi de yaşayanların bildiği bu konforu, Mavera Comfort projesi ile daha da ileri taşıdıklarını, ayrıca deprem anında ve hemen sonrasında da konforu kesintisiz ve sürekli kılacak bir hedefle bu projeyi tasarladıklarını belirtti.
Geleneksel yapı sistemlerinin, deprem anında oluşan sarsıntının, yapının tamamında, olduğu gibi hissedilmesine imkân tanıdığına dikkat çeken Uyan, “Bu durum, daire içinde sabitlenmemiş mobilya ve eşyalarda devrilmelere, taşıyıcı olmayan duvarlarda çatlamalara ve en önemlisi, yaşayanların konforunun bozulmasına yol açan psikolojik etkilere neden oluyor. Deprem İzolatörleri ise yapının deprem anında her iki yönde oluşacak hareket isteğine imkân tanımasından dolayı, sarsıntının minimum seviyede hissedilmesini sağlıyor. Bu sayede yapılarda “her alanda kesintisiz konfor” olarak adlandırdığımız, asansörler, elektrik ve mekanik sistemler gibi, binanın tüm fonksiyonlarında süreklilik sağlıyor” dedi. Uyan, kesintisiz konfor ilkesine göre tasarlanan Mavera Comfort’ı, Başakşehir Belediyesi öncülüğünde “Türkiye’nin Deprem İzolatörlü İlk Konut Projesi” olarak sunmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti.
Ercan Uyan deprem İzolatörü bina inşaat maliyetlerini yüzde 10-12 oranında arttıracağını bunu da kar marjlarını aşağıya çekerek yansıtmadıklarını .Proje ilk olsun yaygınlaşsın diyerek sosyal sorumluluk gibi gördüklerini ifade etti.
Akyapı inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Asmalı, Deprem İzolatörünün asıl amacının, deprem anında yapıya kontrollü olarak hareket kabiliyeti sağlamak olduğunu ve bunun sonuncunda sarsıntının yapıda minimum seviyede hissedildiğini söyledi.
Bu projede artan yapı maliyetlerini, kâr marjlarını minimize ederek karşılamaya çalıştıklarını söyleyen Asmalı, kendileri için şu aşamada önemli olan konunun, böyle bir birikimi inşaat sektörüne kazandırmak olduğunu, depreme hazırlık aşamasında bu tür projelerin artmasını çok önemli gördüklerini, gerçek kârlarının, böylesine önemli bir konuda sektöre verdikleri katkı olacağını ifade etti. Deprem yalıtımının yapıyı korumaya alan sigorta elemanı olduğunu belirten Asmalı, Mavera Comfort gibi bir projeyi hayata geçirerek, Türkiye’nin konut sektöründeki standartlarını bir üst seviyeye taşıdıklarının altını çizdi.
Özgüven Mimarlık kurucu ortağı Uğur Özer Özgüven, Başakşehir bölgesindeki büyük gelişim potansiyelinden bahsederek Mavera Comfort projesinin sektörde yeni bir kilometre taşı olacağını söyledi. Projelerinin, hemen hepsi birbirinin aynı tercihleri ve olanakları vaadeden konut projelerinden bariz bir şekilde ayrıldığını çizim ve grafiklerle açıklayan Özgüven, “Olimpiyat köyüne sıfır konumu, proje içindeki ticaret birimleri, çalışma alanını dört bir taraftan çevreleyen donatı alanları, metro ve toplu ulaşım hatlarının kesişimindeki konumuyla kullanıcılarının sadece proje özellikleriyle değil; çevresel ihtiyaçlar açısından da benzersiz avantajları olacak” dedi. Geçtiğimiz 8 yılda sadece Başakşehir bölgesinde 50 binin üzerinde konut tasarladıklarını ve halen bu konutlarda yaşamın devam ettiğini belirten Özgüven, bölge halkını ve onların taleplerini çok iyi bildiklerini ve bu tecrübelerini de projeye en iyi şekilde yansıtmaya çalıştıklarını söyledi.
“Hedef binanın tüm fonksiyonları ile ayakta kalması”
Bu sistemle büyük bir depremden insanların sağ çıkmasının ötesinde, sosyal ve ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilmesinin amaçlandığına dikkat çeken Japon Sismik İzolasyon Derneği (JSSI) Başkanı Profesör Akira Wada, geçmişteki depremler incelendiğinde, binalardaki en büyük hasarlara, depremin ivmesine göre yerinden hareket edemeyen taşıyıcı elemanlardaki çatlakların neden olduğunu belirtti. Wada, “Deprem yalıtımlı binalarda, depremin zeminden bağımsız hareket etme yeteneği sayesinde, bina sadece sağa sola yumuşak bir sallanma etkisinde kalıyor. Tabandan bütüne yayılan yer değiştirme hareketi, binayı ve içerdeki fonksiyonları koruyor, işleyişin ve konforun devamlılığını sağlıyor. Deprem sonrasında da insanlar evlerinde güvenle oturabiliyor” dedi. Türkiye gibi bir deprem ülkesi olan Japonya’da Deprem İzolatörlerinin yaygın olarak kullanıldığını belirten Wada, Türkiye’de yapılarda Deprem İzolatörleri kullanımının yaygınlaşması için şahsı ve ülkesi adına gereken desteği vermekten mutluluk duyacaklarını ifade etti.
“Deprem izolatörlü bina, kesintisiz yaşama izin verir“
Deprem izolatörünü, binaları, depremin sarsıcı etkilerinden yalıtan teknoloji olarak tanımlayan, İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Fatih Sütcü, deprem yalıtımı teknolojisinin uygulanması için binaların genellikle temel bölgesinde deprem yalıtım birimleri, yani izolatörler kullanıldığı bilgisini verdi. Bu sayede depremin etkisinin, binaya girmediğine dikkat çeken Sütcü, “Deprem izolatörlü binada performans hedefinin ismi kesintisiz kullanımdır. Bu da şu anlama gelir, bina aynen deprem öncesindeymiş gibi, hiç deprem yaşamamış gibi kesintisiz bir şekilde kullanıma izin verir. İçerideki operasyon hiç aksamadan devam edebilir. Bu durumun binanın içinde yaşayan ya da çalışan kişilerin psikolojisinde de önemli etkileri vardır. Deprem izolatörlü binalarda yaşayan ya da çalışan kimseler, depremden hiç korkmadan ve deprem sonrasında da hiçbir olumsuz psikolojik etki altında kalmadan yaşamaya ya da çalışmaya devam edebilirler” şeklinde açıklamada bulundu.
Koranavirüs salgını nedeni ile hayatını kaybeden kişilerin sayıları dünya genelinde artmaya devam ederken Türkiye’de virüs bulaşan vaka sayısı en son 18 olarak açıklanmıştı. Açıklanan rakamların ardından tüm bakanlıklar almış oldukları önlemleri üs seviyeye çekerken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tapu işlemleri olan kişiler için web tapu hatırlatmasında bulundu. Detaylar haberimizde…
Koranavirüsü salgını nedeni ile alınan tedbirlerin kapsamları her geçen gün daha da sertleşirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vatandaşlara tapu işlemleri için interneti kullanmaları yönünde tavsiyede bulundu.
Virüs salgını nedeni ile kalabalık ortamlara girilmemesi yönünde uyarılar yapılırken bu uyarılar nedeni ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da mümkün olan işlemlerin internetten yapılmasını istedi.
Tapu İşlemleri Web Tapu Sitesi Üzerinden Yapılabiliyor!
Bu önlemlerden biri de tapu işlemleri için kullanılan web tapu uygulaması oldu. Web tapu uygulaması ile tapu işlemleri yapacak olan kişilere belgeleri uygulama üzerinden tapu müdürlüklerine göndermeleri istendi. Ardından sadece tapu müdürlükleri üzerinden sadece imza atılarak tapu devir işlemleri tamamlanacak. Çevre Bakanlığı tarafından paylaşılan tweet şu şekilde; Web-Tapu uygulaması ile tapu işlemlerini kolaylaştırdık. -Belgelerinizi uygulama üzerinden tapu müdürlüklerimize gönderin, -Tapu müdürlüklerimizde sadece imza atarak tapunuzu teslim alın.
Ticaret Bakanlığı’nın da Nisan 2020 sonuna kadar gerçekleştirilmesi beklenen fuarların ertelenmesi konusundaki kararının ardından yapılan değerlendirme sonrası, yeni tarih 24-28 Ağustos 2020 olarak belirlendi.
İnşaat sektörünün trendlerinin konuşulacağı ve en yeni yapı teknolojileri ve yapı ürünlerinin sergileneceği 43. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 2020 Fuarı’nın 18-22 Nisan 2020 olan tarihi, küresel çapta yaşanan COVID-19 gündemi nedeniyle değiştirildi. Ticaret Bakanlığı’nın da Nisan 2020 sonuna kadar gerçekleştirilmesi beklenen fuarların ertelenmesi konusundaki kararının ardından yapılan değerlendirme sonrası, yeni tarih 24-28 Ağustos 2020 olarak belirlendi. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek Fuar, planlandığı şekilde yeni tarihinde gerçekleştirilecek.
Yapı Fuarı’nı düzenleyen, küresel fuarcılık şirketi Hyve Group’un Türkiye Genel Müdürü Kemal Ülgen, yaptığı açıklamada; Ticaret Bakanlığının aldığı kararı yerinde bulduklarını belirtti. Ülgen şöyle devam etti: “Son dönemde küresel çapta yaşanan COVID-19 virüsünün yol açtığı yaygın hastalık durumu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından hastalığın pandemi olarak tanımlanması, iş dünyasında ciddi bazı önlemler alınmasını gerektirmiştir. Çalışanlarımızın, katılımcılarımızın ve ziyaretçilerimizin sağlığı her zaman birinci önceliğimizdir. Türkiye’nin en önemli sektörlerinden yapı ve inşaat alanında düzenleyeceğimiz fuarımızı 24-28 Ağustos 2020 tarihlerinde düzenleme kararımızı tüm paydaşlarımızın anlayışla karşılayacağından eminiz. Katılımcılarımızı ve kamuoyunu her türlü gelişmeden haberdar edeceğiz.”
Balkanlar, BDT ülkeleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan geniş bölgenin en büyüğü olan, dünyada ise ilk 5’te yer alan Fuar, 4 gün boyunca tüm dünyadan ziyaretçilerini ağırlamak için hazırlıklarına devam ediyor. Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile Hyve Group tarafından düzenlenecek olan Fuar, güçlü küresel ağını inşaat sektörüne aktararak yeni iş, ortaklık ve satın alım fırsatları yaratmayı hedefliyor. Turkeybuild İstanbul, sektör stratejisini desteklemek, bilgi alışverişi sağlamak, inovasyonu teşvik etmek ve de yapı sektörünün kamu, özel sektör ve akademik boyutları arasında etkileşim sağlayarak yeni fikirlerin tanıtılmasını sağlamak için iş geliştirmeye yönelik etkinliklerle dolu verimli bir platform sağlıyor. 2019 yılında 135 ülkeden toplam 68.738 kişinin ziyaret ettiği Fuar’da 12 farklı ülkeden 555 kuruluş katılımcı olarak yer almıştı. 2020 yılında bu rakamların iç pazar ve dış pazar dinamiklerindeki hareketlenmeye bağlı olarak artması bekleniyor.
Hyve Group Hakkında: Hyve Group, 14 ülkede 17 global ofisi ve 1.000’in üzerinde deneyimli personeliyle dünya genelinde 120’yi aşkın etkinlik düzenleyen uluslararası bir fuar şirketidir. Hyve Group, amacı dünyanın her köşesinden gelen müşterilerin olağanüstü anlar paylaştığı ve sektör inovasyonunu şekillendirdiği kaçırılmayacak etkinlikler düzenlemek olan yeni nesil bir fuar şirketidir. Hyve Group plc, Dönüşüm ve Büyüme (TAG) programının ardından Eylül 2019’da ITE Group plc’nin yeni ismi olarak duyuruldu. Vizyonumuz, dünyanın en önde gelen içerik odaklı ve mutlaka gidilmesi gereken etkinlik portföyünü oluşturarak müşterilerimize muazzam bir deneyim ve yatırım getirisi sağlamaktır. Türkiye’de ise Hyve Group gücünü bölgedeki küresel ağdan alarak inşaat (Yapı Fuarı – Turkeybuild Istanbul), turizm (EMITT), kozmetik (BeautyEurasia), gıda (WorldFood Istanbul), raylı sistemler ve lojistik (Eurasia Rail) sektörlerinde Türkiye’nin öncü fuarlarını düzenlemektedir.
Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketleri arasında yer alan Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Mart ayı içerisinde 100 milyon liralık kredi kullandığını duyurdu. Şirket tarafından KAP üzerinden yapılan açıklama haberimizde…
İnşaat ve gayrimenkul sektörü bozulan ekonomik veriler nedeni ile zor günler geçirmeye devam ederken inşaat şirketleri bu dönemde ayakta kalmak için büyük bir mücadele vermeye devam ediyor.
Gayrimenkul sektörünün en büyük şirketleri arasında yer alan Emlak Konut GYO Mart ayı içerisinde 100 milyon liralık kredi kullandığını duyurdu.
Emlak Konut GYO: 100 Milyon Liralık Kredi Kullandık!
Türkiye’nin öncü gayrimenkul şirketleri arasında yer alan Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Şirketi Kamuoyu Aydınlatma Platformu KAP üzerinden yapmış olduğu açıklamasında Mart ayı içerisinde 100 milyon liralık kredi kullandıklarını duyurdu. Şirketin KAP üzerinden kredi kullanımı hakkında başlığı ile yapmış olduğu duyuruda 16 Mart 2020 tarihi itibari ile 100 milyon liralık kredi kullanıldığı bilgisi açıklandı.
Emlak Konut Projeleri Satışları Sürüyor
Bir yandan yeni projelere hazırlanan Emlak Konut GYO bir yandan da eski projelerin kalan konut stokları için satışlarına devam ediyor. Başkent Emlak Konut projesi ile peşinatsız yüzde 0.79 vade farkı ile taksitle satış yapılırken pek çok projede konut kredisi kullanmadan taksitle ev sahibi olma imkanı sunuluyor.
16 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yürürlüğe girdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan yeni yönetmelik ve yapılan önemli değişiklikler haberimizde…
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 19/7/2012 tarihli ve 28358 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte bir dizi önemli değişiklik gerçekleştirdi.
Yapılan değişiklik ile beraber bundan sonra bazı kararları alma yetkisi Bakanlar Kurulu’ndan alınarak Cumhurbaşkanı’na devredildi.
Nitelikli Doğal Koruma Alanları Tanımı Değişti!
Yayımlanan yeni yönetmelik ile beraber nitelikli doğal koruma alanı tanımı “Nitelikli doğal koruma alanları; entegre tesisler ve örtü altı tarım hariç tarım uygulamaları, tıbbi ve aromatik bitki uygulamaları, hayvancılık, balıkçı barınağı, iskele, doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulamalar, içme suyu amaçlı baraj ve göletler, doğal göl ve denizler hariç kültür balıkçılığı faaliyetleri, zorunlu teknik altyapı uygulamaları ve alanın doğal yapısıyla uyumlu, beton, asfalt gibi malzemelerin kullanılmadığı çadırlı kamp, karavan ve günübirlik faaliyetlerin yapılabildiği alanlardır” şeklinde değişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından: Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
MADDE 1 – 19/7/2012 tarihli ve 28358 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ş) ve (bb) bentlerinde yer alan “Bakanlar Kurulu” ibareleri “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirilmiştir.
“MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun ek 4 üncü maddesi, 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 2 nci ve 3 üncü maddeleri, 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.”
Yaklaşık 40 yıldır Afrika’daki iş dünyasına ilişkin analizler yayımlayan African Business Dergisi, Türk inşaat şirketlerinin kıtada gösterdiği performansa övgülerde bulundu…
African Business Dergisi’nde, Türkiye’nin son yıllarda Afrika ülkeleriyle yürüttüğü ekonomik ilişkilere yer verilerek kaydedilen ilerlemeye övgüler yapıldı.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, dergide Nj Ayuk’un imzasını taşıyan “Türk inşaat şirketleri Afrika’nın ilerlemesine yardımcı oluyor” başlıklı yazıda, Türk şirketlerinin Çin’in ardından kıtada önemli altyapı ve üstyapı işlerine imza atan ülkelerin başında geldiği ifade edildi.
Çin’in Afrika’da yüzlerce milyar dolarlık otoyol, demir yolu inşaatı, liman işletmeciliği ve enerji işleri aldığı belirtilen yazıda, kıtanın kalkınma alanındaki ihtiyacını karşılayacak bir başka oyuncunun ise Türkiye olduğu ifade edildi.
Türkiye’nin inşaat alanında dünyada ikinci konumda olduğu ve son 30 yılda Orta Doğu ve eski Sovyet ülkeleri ile Rusya ve Suudi Arabistan’a odaklandığına değinilen yazıda, Afrika’dan alınan toplam işlerin şu anda bunların yalnızca yüzde 3-4‘ünü kapsadığı belirtildi.
Kıtayla Ticaret 23,8 Milyar Dolara Ulaştı
Türkiye’nin kıtayla olan ticaretinin 2003 yılında 5,5 milyar dolar iken bugün 23,8 milyar dolara çıkardığı ifade edilen yazıda, Türk Hava Yolları’nın uçtuğu destinasyon sayısını üç katına yükselttiği belirtildi.
Yazıda, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son 10 yılda kilit dış siyaset insiyatiflerinden biri Afrika’yla özellikle de Sahra Altı Afrika’yla ilişkileri geliştirmek oldu. Erdoğan, Türkiye’nin kıtaya verdiği önemi göstermek için onlarca ülkeyi ziyaret etti” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinin sayısında yaşanan artışa da yer verilen yazıda, kıtada önemli işlere imza atan ve büyük projeleri kazanan şirketlerin isimlerine yer verildi.
Yazıda, söz konusu şirketlere TAV, Yapı Merkezi, Summa, Kalyon ve Limak gibi şirketler örnek verildi.
Şantiye sezonun açıldığına ve inşaatlarda çalışmaların başladığını belirten İMO Van Şube Başkanı Faruk Görünüş, koronavirüse dikkat çekerek, şantiye denetimlerinin sıklaştırılmasını istedi.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şubesi, dünyayı tehdit eden koronavirüs ile ilgili açıklama yaptı. İMO’da yapılan açıklamada konuşan İMO Van Şube Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Görünüş, şantiye sezonun açılması ve inşaatlarda çalışmaların başlamasıyla beraber birden fazla kişi tarafından ortaklaşa kullanılan iş eldiveni, baret, yelek ve iş ayakkabıları gibi ekipmanların, kişiye ait olması gerektiğini belirterek, toplu kullanım alanlarının da düzenli dezenfekte edilmesini istedi. Görünüş, her şantiyede alınması zorunlu olan Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) hizmeti kapsamında, İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti veren firmaların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini istedi.
‘Kullanım alanları denetlensin’
İMO Van Şubesi olarak üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarını dile getiren Görünüş, özellikle hijyen koşullarının son derece yetersiz olduğu şantiyelerde, kişisel hijyenin çok önemli olduğunun altını çizdi. Kentte şantiye sezonunun açıldığını dile getiren Görünüş, “Bu anlamda, özellikle tuvalet olarak kullanılan barakalar, yemek yeme için kullanılan derme çatma mekânlar ve toplu dinlenme alanları işçi sağlığı açısından son derece önemlidir. Bunun yanı sıra birden fazla kişi tarafından ortaklaşa kullanılan iş eldiveni, baret, yelek ve iş ayakkabıları gibi ekipmanların, kişiye özel ve bir başkası tarafından kullanılmaması gerektiği, bu ekipmanların rutin olarak dezenfekte edilmesi, tuvalet, yemek ve dinlenme ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılan mekanların gözden geçirilmesi, onarılması, iyileştirilmesi, rutin olarak dezenfekte edilmesi ve sağlık açısından elverişli hale getirilmesi gerekir” dedi.
‘Rutin kontroller sıklaştırılsın’
Her şantiyede alınması zorunlu olan Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) hizmeti kapsamında, İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti veren firmaların şantiye denetimlerini sıklaştırması gerektiğini belirten Görünüş, “İş yeri hekimlerinin rutin kontrol periyotlarını arttırması, şantiye sahası içerisine, çalışanların rahatlıkla görebileceği ve ulaşabileceği yerlere, koronavirüsten korunma ve kişisel hijyen talimatlarının bulunduğu tabelaların asılması, bu konuda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün gerekli duyuruları yapması ve yapı denetim firmaları üzerinden önlemleri aldırması, oldukça önem arz etmektedir” diye konuştu. Üzerlerine düşen sorumluluğu yapacaklarını yineleyen Görünüş, virüsten korunma talimatlarını içerir broşürleri basıp, dağıtacaklarını belirtti.
Çukurova Havalimanı üstyapı tesislerinin ihalesi, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirildi. İhaleye 2 firma teklif verdi. Limak – Kalyon – Cengiz inşaat ortak girişimi şartlı teklif vermesi nedeniyle elendi. Günbeton İnşaat – Terminal Yapı Ticaret ortak girişimi pazarlık neticesinde 100 milyon euro kira bedeli karşılığında ihaleyi kazandı. Çukurova Havalimanının toplam yatırım tutarının 250 milyon euroya ulaşması bekleniyor.
Şartlı Teklif Veren Limak – Kalyon – Cengiz Ortak Girişimi Elendi
Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş./ Kalyon Hav. ve İnşaat A.Ş./ Cengiz İnşaat San.ve Tic.A.Ş. Ortak Girişimi şartlı teklif vermesi nedeniyle ihale dışı bırakıldı.
Günbeton İnşaat ve Tic. A.Ş. – Terminal Yapı Ticaret A.Ş. Ortak Girişimi ile yapılan pazarlık neticesinde 100 milyon euro kira bedeli karşılığında ihale sonuçlandırıldı. İhale sonucu İdarenin Yönetim Kurulunca kabulünü müteakip, Ulaştırma ve Altyapı Bakanının onayı ile kesinlik kazanacak
Çukurova Havalimanının toplam yatırım tutarının 250 milyon euroya ulaşması beklenmekte.
Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun gayrimenkul sektörüyle ilgili dikkat çeken bir tespitte bulundu.
2019 yılını değerlendirmek ve 2020 hedeflerini paylaşmak için basın toplantısı düzenleyen Aziz Torun, müteahhitlerin yeni dönemde iş yapış şeklinin değiştiğini dile getirdi. Geçmişte vatandaştan gelen yoğun talep nedeniyle ‘sat-yap’ modelinin uygulandığını belirten Torun, “Bu modelde müteahhit önce satıyor, sattığıyla da proje yapıyordu. Ama bugün satış üretimin önünde değil. Bugün piyasa şartları ‘stok sat-borç öde-sonra yatırım yap’ diyor. Biz de Torunlar GYO olarak stokları satıp buradan sağlanan gelirle yatırım yapacağız” diye konuştu.
5 Milyarlık Stok
2020 yılında stok eritme konusuna odaklanacaklarını belirten Torun, buradan gelen gelirle mevcut projelerini tamamlayacaklarını dile getirdi. Şirketlerinin 5 milyar lira değerinde stok gayrimenkulü olduğunu ifade eden Torun, 3 yılda 1.7 milyar lira yatırım yapacaklarını kaydetti. Torun yeni yatırımları hakkında şunları söyledi: “180 odalı Mall of İstanbul Hilton otelimiz haziran ayında açılacak. 5. Levet projemizde 3 bin 200 konut tamamlandı. Bu yılın son çeyreğinde 700 konutluk 2. etabın inşaatına ve satışına başlayacağız. Beykoz Paşabahçe’de otel ve yalı dairesi inşaatı başladı. Bunun yanında Galatport’ta Kemankeş otel projemiz ve Antalya’da bir otel projemiz var. Bunları 2023 sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz.” Torunlar GYO’nun 2019 sonuçları hakkında bilgi veren Torun, “2019’da kira gelirleri ve konut satışlarının katkılarıyla yılı 991 milyon lira hasılatla kapadık. Ancak 778 milyon lira finansal giderden dolayı gayrimenkul değer artışı hariç yılı 88 milyon lira zararla kapadık” dedi.
Lüks Hataydı
Aziz Torun, “Projelerinizde bu kadar stok olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Çuvaldızı kendimize batırdığımızda İstanbul Mecidiyeköy’deki Torun Center projesini söyleyebiliriz. Orta gelire değil lükse üretim yapmak hataydı. Ekonominin, büyümenin durması, yabancı şirketlerin Türkiye için bekleme durumuna geçmesi de bu projede stok olmasında etkili oldu. O dönemde kredi boldu, bankalar da bizi yaktı” dedi. Projede 400 birimin üzerinde stok olduğunu belirten Torun, şunları söyledi: “Şimdi bunları değerlendirmek için yeni bir model uygulayacağız. Uluslararası bir rezidans markası ile anlaştık. Projeye yabancı ilgisi de var. Vatandaşlık için ev alana kullanmadığın zaman biz işletelim ve dönemsel kiralama yapalım diyeceğiz.”
2020’nin Ocak ayında geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 51.4 artan konut satışları 118 bin 753 adet olarak gerçekleşti.
Şubat 2020’de En Çok Konut İstanbul’da, En Az Konut ise Hakkari’de Satıldı
Şubat ayında konut satışlarında 22 bin 662 adet ve yüzde 19.1’lik payla İstanbul ilk sırada yer aldı. Ankara 13 bin 326 konut ve yüzde 11.2’lik pazar payıyla ikinci sırada, İzmir ise 7 bin 669 konut satışı ve toplam satış içinde yüzde 6.5’lik payla üçüncü sırada yer aldı.
2020’nin şubat ayında en az konut satışının gerçekleştiği 3 şehir ise 5 adetle Hakkari, 6 konut ile Ardahan ve 32 konut ile Bayburt şeklinde sıralandı.
Şubat Ayında İpotekli Konut Satışları Yüzde 391.9 Arttı!
Banka kredisi kullanarak konut alımını ifade eden ipotekli konut satışları geçen yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında yüzde 391.9 artarak 43 bin 733 oldu. İpotekli satışların toplam satışlar içindeki payı yüzde 36.8 oldu.
En çok ipotekli konut satışı 8 bin 281 adet ile İstanbul’da gerçekleştirildi.
Yeni Konut Satışları Yüzde 14.3 Arttı
Satılan konutlar içinde 37 bin 303 adedi yeni konut olarak (yüzde 31.4) kayıtlara geçerken bu adet bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14.3’lük bir artışa işaret ediyor.
İkinci elde satılan konut sayısı 81 bin 450 oldu. (yüzde 68.6)
Yabancılara Satış Yüzde 20.6 Arttı
Şubat 2020’de geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 20.6 artış kaydeden yabancı satışları 4 bin 005 adet olarak gerçekleşti.
Yabancılara en çok konut satışının yapıldığı ilk 5 şehir şöyle sıralandı:
İstanbul – 1987 adet
Antalya – 805 adet
Ankara – 265 adet
Yalova – 131 adet
Bursa – 115 adet
Şubat 2020’de Türkiye’den en çok konut alan ilk 5 ülke vatandaşları şu şekilde sıralandı:
Nitelikli doğal koruma alanlarına hem bungalov hem entegre tesis yasağı getiriliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Van’dan Denizli’ye, Karadeniz yaylalarından Toroslar’a uzanan 262 bin hektarlık 247 nitelikli doğal koruma alanında artık bungalov yapımı yasaklandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Yönetmelik’te hem yargı kararlarına uyum hem de doğal güzelliklerin daha iyi korunabilmesi için değişiklik taslağı hazırladı. Değişik kapsamında yönetmeliğin 8’inci maddesindeki nitelikli koruma alanlarıyla ilgili fıkra “Entegre tesisler ve örtü altı tarım hariç tarım uygulamaları, tıbbi ve aromatik bitki uygulamaları, hayvancılık, balıkçı barınağı, iskele, doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulamalar, içme suyu amaçlı baraj ve göletler, doğal göl ve denizler hariç kültür balıkçılığı faaliyetleri, zorunlu teknik altyapı uygulamaları ve alanın doğal yapısıyla uyumlu, beton, asfalt gibi malzemelerin kullanılmadığı çadırlı kamp, karavan ve günübirlik faaliyetlerin yapılabildiği alanlardır. Alanın ve doğal özelliklerin devamlılığı için halkın bu alanlara erişiminin uygun seviye ve şekilde tutulması esastır” kararıyla değiştirildi.
Hürriyet’ten Aysel Alp’in haberine göre; nitelikli koruma alanlarında entegre tesis ve bungalov yasağı getirildi. Söz konusu bu alanların yollarında bile asfalt, beton malzeme kullanılamayacağı kararı verildi. “Eskinin 1. derece sitleri yapılaşmaya, betona, ranta açılıyor” eleştirilerinin sona ereceği bu adımla ilgili yetkililer, “Nitelikli koruma alanları bu sayede eskinin 1. derece sit statüsündeki zırha bürünmüş oldu. Buralarda konaklamalı A tipi mesire alanı yasaklanırken, sadece günü birlik kullanım için yörenin özelliklerine uygun malzemelerin kullanıldığı lokanta, kafetarya yapılabilecek” diye konuştu.
İnsan Yoğunluğunu Artırmamak İçin
Nitelikli doğal koruma alanlarında turizm kaynaklı insan yoğunluğunun artmasıyla neden olacak bungalov yapımına izin verilmeyeceğini kaydeden yetkililer, bungalov yapımının bazı koşullara bağlanmış olmasına karşın gelen taleplerin bu kuralı esnetici nitelikli olması karşısında bu önlemi aldıklarını ifade ettiler. Bakanlık yetkilileri, mevcut bungalovların kazanılmış hak kapsamında sayılacağından ömrünü tamamlayana kadar kullanımının süreceğini ancak buralarda yeni bungalov yapımına kesinlikle izin verilmeyeceğini sözlerine ekledi. Yetkililer, Van Akdamar Adası gibi nitelikli alan ilan edilmiş olan ve konaklama tesisi de bulunmayan yerlerde kesinlikle bungalova izin verilmeyeceğini kaydettiler.
Bostancı – Dudullu arasını 21 dakikaya düşürmesi planlanan Dudullu-Bostancı Metro Hattı’nda çalışmalara yeniden başlandı. Saatte tek yönde 44 bin 400 yolcu taşınabilecek hattın 2021’de açılması planlanıyor.
Son 2,5 yıl boyunca inşaatına ara verilen ve Avrupa Yakası’nın 2 metrosunu birbirine entegre etmesi açısından önemli bir yatırıma sahip olan Dudullu-Bostancı Metro Hattı’nda çalışmalar yeniden başladı.
Bostancı – Dudullu arasını 21 dakikaya düşürecek, 14.3 kilometre uzunluğuna sahip Dudullu-Bostancı metro hattı projesinin yüzde 70’ten fazlası tamamlandı. 13 istasyondan meydana gelen metro hattı Anadolu yakasında, Maltepe, Kadıköy, Ataşehir ve Ümraniye ilçelerini birleştirecek.
Yapımına hızla devam eden Dudullu-Bostancı Metrosu’nun 2021 yılının sonunda hizmete açılması planlanıyor. Saatte tek yönde 44 bin 400 yolcu taşınabilecek hattın istasyonlarında güvenlik için raylara düşmeyi engelleyici “Tam Boy Peron Ayırıcı Kapılar” kullanılacak.
Dudullu-Bostancı Metro Hattı Hangi Hatlarla Entegre Olacak?
– Bostancı İstasyonu’nda İDO ve Marmaray ile, – Kozyatağı İstasyonu’nda Kadıköy – Tavşantepe Raylı Sistem Hattı ile, – Dudullu İstasyonu’nda Üsküdar – Ümraniye – Çekmeköy / Sancaktepe Metro Hattı ile, – Mevlana İstasyonu’nda Altunizade – Ataşehir – Sancaktepe – Sultanbeyli – Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı ile entegre olacak.
İBB’ye 188.3 Milyon TL’lik Yetki
Çalışmalar kapsamında İBB’ye “Dudullu-Bostancı Metrosu inşaat işleri” için de 188 milyon 325 bin 406 avro tutarında dış borçlanma yetkisi verildi.
Burdur, Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü’nde yapılması planlanan 300 bin metrekarelik Millet Bahçesi çalışmaları başlandı. İhaleyi alan şirket tarafından Salda Gölü çevresine konteynerlar getirildi, beyaz çizgilerle bazı alanlar belirlendi…
Geçtiğimiz Şubat ayında Salda Gölü’nü ziyaret eden Çevre ve Şehircilik Bakan Murat Kurum, Millet Bahçesi projesine başlanacağını ifade etmişti.
Bir Gün Gazetesi’nde yer alan habere höre; Salda Gölüme Dokunma Platformu Sözcüsü Gazi Osman Şakar, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Osman Şakar, “Salda Gölü kapalı bir havza. İçeride pisliği toplayabiliyor, ancak dışarı deşarj edemiyor. Bizim amacımız burada Salda’nın doğal güzelliğini korumak.Biz bölgenin doğal güzelliğini korumak için elimizden geleni yapacağız. Proje defalarca değiştirildi, şirket ihaleyi aldıktan sonra da değişti. Şirket bile orada ne yapacağını bilmiyor” dedi.
Cengiz İnşaat, Orta Avrupa’yı Hırvatistan üzerinden Adriyatik Denizi’ne bağlayacak stratejik tren hattının yapımı için imzayı attı.
Cengiz Holding’den yapılan açıklamaya göre, Orta Avrupa’yı Hırvatistan üzerinden Adriyatik Denizi’ne bağlayacak Krizevci-Koprivnica-Macaristan Sınırı Tren Hattı projesinde imzalar atıldı. Törende Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, Deniz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Oleg Butkoviç, HZ Altyapı Yönetim Kurulu Başkanı Ivan Krsic, Türkiye Hırvatistan Büyükelçisi Mustafa Babür Hızlan, Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Asım Cengiz ve Muhammet Cengiz hazır bulundu.
İhale bedeli 405 milyon euro olan 42,6 kilometrelik Krizevci-Koprivnica tren hattında 9 da istasyon olacak. 2024 yılında faaliyete geçecek demir yolunda trenlerin hızı saatte 160 kilometreye ulaşacak.
Trans-Avrupa Ulaşım Ağı’ında en önemli hatların başında, İber Yarımadası’nı Macaristan üzerinden Ukrayna’ya bağlayan söz konusu tren yolu yer alıyor.
Hırvatistan’da yapılacak hat ile Macaristan, tren yoluyla Adriyatik Denizi’ne bağlanmış olacak. Böylece İber Yarımadası’ından başlayarak Ukrayna’ya ulaşan demir yolu, Hırvatistan üzerinden Adriyatik’e bağlanacak.
Söz konusu hat hem ulaşımda hem de taşımacılık sektöründe bölgeye büyük avantaj sağlayacak. Bu kritik özelliği nedeniyle de hattın maliyetinin yüzde 85’i Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor.
İhale İçin 10Dev Firma Yarıştı
Krizevci-Koprivnica-Macaristan Sınırı tren hattının proje çalışmalarına 2018 yılında başlandı. Plan, etüt ve projelendirme aşamaları bittikten sonra 26 Kasım 2018 tarihinde ise ihale süreci başlatıldı.
Projeye aralarında Çin, İspanyol, Avusturya, Yunanistan, Slovenya ve Türkiye’den de 10 dev firma teklif verdi.
İhaleye en uygun teklifi Çin konsorsiyumu Sinohydro Corporation sundu ancak ihale şartnamesinde yer alan yükümlülükleri yerine getiremeyeceği ortaya çıkınca ihaleden elendi. Tren hattının ihalesi 405 milyon avro ile en iyi ikinci teklifi veren Cengiz İnşaat’a kaldı. Böylece Cengiz İnşaat, Hırvatistan’da en pahalı alt yapı ihalesini kazanan yabancı şirket oldu.
2024 yılında teslim edilecek 42,6 kilometre uzunluğunda çift hatlı demir yolu işi kapsamında, altyapı, üst yapı, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyon işleri yapılacak. Proje kapsamında 9 istasyon inşa edilirken en uzunu 635 metre olan 16 köprü/viyadük de yapılacak.
“Proje Hırvatistan açısından büyük önem taşıyor”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, törende, projenin ülkesi açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
Plenkovic, “Hırvatistan için çok önemli ve stratejik proje. Uzun zamandır ihmal edilen bir proje hayata geçirilecek. Doğu Akdeniz’in yeniden inşası kapsamında olan ve AB tarafından da fonlanan bir proje. Yaklaşık 42 kilometrelik bir hat 42 ayda bitirilecek. Bu ayda bir kilometre demek ve böyle bir proje için oldukça iddialı ve hızlı bir süre.” ifadelerini kullandı.
Cengiz İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu ise Cengiz İnşaat olarak Avrupa’nın ulaşımında çok kritik bir projeyi hayata geçireceklerini belirtti. Koyuncu, şunları kaydetti:
“Trans-Avrupa Ulaşım Ağı’ında en önemli hatların başında İber Yarımadası’nı Macaristan üzerinden Ukrayna’ya bağlayan tren yolu yer alıyor. Hırvatistan’da yapacağımız Krizevci-Koprivnica-Macaristan Sınırı Tren Hattı ile Adriyatik Denizi’ne demiryolu ile bağlantısı kurulmuş olacak. Bir başka ifadeyle İber Yarımadası’ından başlayarak Ukrayna’ya ulaşan demiryolu, Hırvatistan üzerinden Adriyatik’e bağlanacak. Böyle bir projeye imza atacak olmaktan dolayı gurur duyuyoruz. Cengiz İnşaat olarak Avrupa dahil dünyanın birçok yerinde önemli projeleri hayata geçirdik. O projelerde de olduğu gibi bu projede de yüksek kalite standartlarımızı yansıtarak projeyi zamanında teslim etmek birinci görevimiz olacak.”
İzmit – Kandıra Yolu’nun duble yol olması için çalışmalar yaklaşık 5 yıl önce başlamıştı.
8 Ekim 2015 tarihinde ihale yapıldı. 19 Kasım 2016 tarihinde dönemin Ulaştırma Bakanı, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, milletvekilleri, bürokratlar ve Karayolları Genel Müdürü’nün de bulunduğu İzmit’te görkemli bir temel atma töreni gerçekleştirilmişti. Törenin ardından da yol çalışmasına hiç başlanmadı.
Kalyon İnşaat Yapacak
Karayolları Genel Müdürlüğü, 5 yıl önce temeli atılan fakat hiç başlanamayan İzmit-Kandıra duble yol ihalesini geçtiğimiz aylarda ikinci kez yaptı. İhaleye, Kalyon, Met-Gün, İrem+Sancar, Kolin, Makyol, Limak ve B. Ergünler firmaları katıldı. Ulaştırma Bakanlığı, ihale kapsamına Ağva-Kandıra-Kaynarca yolunu da dahil etti. İki projenin toplam ihale bedeli 788 milyon 971 bin TL. Bakanlık yaptığı değerlendirme sonrasında iki projenin yapım işini Kalyon İnşaat firmasına verdi.
Mart Sonu Başlanacak
Merkezi İstanbul’da bulunan Kalyon Holding tarafından yapılan açıklamaya göre, duble yol ihalesinin sözleşmesini geçen hafta imzalandıklarını açıkladı. Gazetemize konuşan firma yetkilisi, “İhaleyi kazandık. Karayolları Genel Müdürlüğü ile geçen hafta sözleşmeye imza attık. Mart ayı sonunda Kandıra duble yol ile birlikte Ağva-Kandıra-Kaynarca yolu çalışmalarına başlayacağız” dedi.
Takvim etkisinden arındırılmış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplam ciro endeksi, ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,5 artış gösterdi.
Türkiye İstatistik Kurumu, ocak ayına ilişkin ciro endekslerini açıkladı. Buna göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplam ciro endeksi, ocakta 2019 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 20,5 yükseldi.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında, bu yılın ocak ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 20,1, ticaret ciro endeksi yüzde 27, hizmet ciro endeksi yüzde 20,8 artarken, inşaat ciro endeksi yüzde 17,9 geriledi.
Toplam Ciro Aylık Olarak da Artış Gösterdi
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi de ocakta bir önceki aya göre yüzde 0,8 arttı.
Ocakta aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 3,5, ticaret ciro endeksi yüzde 0,7 artarken, inşaat ciro endeksi yüzde 8,7 düştü. Hizmet ciro endeksi ise değişmedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Kentsel dönüşüm konusuna da değinen Erdoğan deprem uyarısında bulunarak 20 yaşından daha büyük binalarda oturanları uyardı. Detaylar haberimizde…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin kentsel dönüşüm konusunda elini daha hızlı tutması gerektiğini belirten Erdoğan kentsel dönüşümün yükünün herkes tarafından sırtlanması gerektiğini söyledi.
Kentsel Dönüşümde 20 Yaşından Büyük Binalarda Risk Büyük!
Özellikle de eski binalarda oturan kişileri uyaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her deprem haberi ülkemizin potansiyel tehdidini bize hatırlatıyor. 20 yaşından büyük binaların büyük bir bölümü depreme karşı dayanıksızdır. Bunun için kentsel dönüşüm projelerine özel ehemmiyet veriyoruz. Nüfus yoğunluğunun had safhada olduğu İstanbul başta olmak üzere, ülkemizin her yerinde bina altyapımızda radikal değişikliklere gitmek mecburiyetindeyiz. Bugün bizim küçük çıkar hesaplarıyla yıkmaktan veya gerektiği şekilde güçlendirmekten imtina ettiğimiz her yapıyı depremin yerle bir edeceği açıktır. Tedbiri kendimiz aldığımızda, sadece maddi bedel ödüyoruz. Buna karşılık aynı binayı deprem yıktığında yüreğimizi yakan can kayıpları ve gerçekten çok büyük meblağları gerektiren maddi faturalarla karşı karşıya kalıyoruz.”diyerek uyarıda bulundu.
Erdoğan konuşmasında 100 metrekare dairemi vereyim yerine 150 metrekare daire alayım diyenlerin büyük bir hataya düştüklerini belirterek herkesin kentsel dönüşümde fedekarlık yapması gerektiğini belirterek ancak bu şekilde sürecin kısa sürede tamamlanabileceğini belirtti.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği tarafından çimento sektöründe Şubat 2020 ihracat verileri açıklandı.
Orta Anadolu İhracatçı Birliği’nden alınan verilere göre geçtiğimiz yıla oranla bu yılın Şubat ayında çimento sektörü toplam ihracatında % 56’lık artış yaşanırken ihracat gelirleri de %36.2’lik artışla 174 milyon dolar oldu.
Şubat 2020’de çimento ihracatı % 62.5 oranında artarak 2.3 milyon ton, klinker ihracatı ise % 51 artarak 2.8 milyon ton olarak gerçekleşti.
En Çok İhracat Gana ve ABD’ye Yapıldı
Şubat ayında, çimento ve klinker ihracatı miktar bazında bir önceki yıla oranla %128 artışla en çok Gana’ya yapılırken; bu ülkeyi ABD, İsrail ve Fildişi Sahili izledi.
TÜİK İnşaat Maliyet Endeksi, Ocak 2020 raporu yayımlandı. Yayımlanan rapora göre inşaat maliyetleri yükselmeye devam ederken yaşanan yükselişin konut fiyatlarına zam olarak yansıyıp yansıyamayacağı merak konusu oldu. Detaylar haberimizde…
İnşaat maliyet endeksi Ocak 2020 raporu TÜİK tarafından açıklandı. Açıklanan rapora göre Türkiye’de 2020 yılının Ocak ayında inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 9,31 oranında artış gösterirken aylık artış yüzde 5,09 ile sınırlı kaldı.
İnşaat Maliyet Endeksi Yükseliyor!
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre inşaat maliyet endeksi verisi 2020 yılının Ocak ayında 2019 yılının Aralık ayına oranla yüzde 5,09 oranında artarken 2019 yılının Ocak ayına oranla yüzde 9,31 oranında artış gösterdi. Malzeme endeksi verilerinde ise bir önceki aya oranla yüzde 1,79 oranında artış gösterirken işçilik endeksinde ki yükseliş ise yüzde 12,07 oranında artış gösterdi. 2019 yılının bir önceki aya ise yaşanan artış ise malzeme endeksi yüzde 5,85 oranında işçilik endeksi yüzde 16,63 oranında artış gösterdi.
Bina İnşaatı Maliyet Endeksi Yüzde 9.27 Oranında Arttı!
Bina inşaatı maliyeti endeksi rakamları da artış gösterdi. Aralık ayına oranla 2020 yılının Ocak ayında bina inşaatı maliyeti endeksi yüde 5,03 oranında artış gösterdi. 2019 yılının aynı ayına oranla ise yaşanan artış yüzde 9,27 oranında artış gösterdi. Aralık ayına oranla malzeme endeksi yüzde 1,34 oranında artış gösterirken bir önceki yılın aynı ayına oranla yaşanan artış yüzde 5,69 olarak gerçekleşti. İşçilik endeksi verisinde ise yaşanan yükseliş bir önceki aya oranla yüzde 12,67 ve bir önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 16,62 oranında arttı.
Konut Fiyatları Yükselecek mi?
Yaşanan artışın ardından gözler konut fiyatlarına çevrildi. Müteahhitler uzun süredir konut stokunun bitmesi halinde konut fiyatlarına zam geleceği yönünde uyarılarda bulunurken 2020 yılında konut fiyatlarına yüzde 40 oranında zam gelebileceği belirtiliyor.
Hatay’ın merkez Antakya ilçesinde 51 firmanın katıldığı 4. İnşaat Yapı ve Dekorasyon Fuarı açıldı.
Hatay Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Antakya Belediyesi, Hatay İnşaatçılar ve Boyacılar Odası ile diğer ilgili kurum ve kuruluşların desteğiyle 7 bin metrekare alanda açılan fuara 51 firma katıldı.
Fuarda, inşaat malzemeleri, dekorasyon ürünleri, bahçe dekorları ve yapı ekipmanları sergilendi.
Hatay Valisi Rahmi Doğan, açılışta yaptığı konuşmada, fuarın hayırlı, uğurlu olmasını temenni etti.
Geçen günlerde sıkıntılı bir süreçten geçildiğini hatırlatan Doğan, “Şehitlerimiz, yaralılarımız oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. İdlib’deki mesele Türkiye’nin kendi başına açmış olduğu bir husus değil. Dünyada meydana gelen çeşitli olaylar neticesinde hemen sınırlarımız dibinde böyle bir olayla karşı karşıya geldik. 8 buçuk 9 yıldır Suriye’deki bu kargaşadan en çok etkilenen ülke Türkiye, burada en çok etkilenen il de Hatay. Öncelikle Hataylılara göstermiş oldukları bu kadirşinaslıktan dolayı da şükranlarımı ifade etmek istiyorum.” dedi.
Doğan, Avrupa’ya geçmeye çalışan sığınmacıların karşılaştığı tavır ve davranışları da eleştirdi.
İdlib’e 160 kilometre sınırı olan tek ilin Hatay olduğunu kaydeden Doğan, şöyle devam etti:
“İdlib’de şu anda 4 milyona yakın insan var. Bu insanlar bizim sınırımıza doğru planlı, projeli bir şekilde itilmekte. Türkiye’deki 4 milyona ilave olarak bir 4 milyon göçmenin tekrar ekonomik maliyeti, sosyal maliyeti bu ülkeye, bu millete yüklenilmek istenmekte. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri buna müsaade etmeyeceğini ifade etmiş ve yapılması gerekeni de yapmıştır. Umarım bu ateşkes devam eder, oradaki insanlar huzur içerisinde, kendi topraklarında, kendi evlerinde yaşamlarını sürdürürler. Türkiye de Türk milleti de mutlu olur.” diye konuştu.
Hatay Ekonomisinin Performansı
Doğan, rakamlara bakıldığında Hatay’ın 2019’daki ekonomisinin hiç de küçümsenmeyecek performansta olduğunu söyledi.
Geçen yılki ihracata bakıldığında 2 milyar 850 milyon dolarlık bir rakama ulaştıklarını ifade eden Doğan, “Tabii bunun içerisinde farklı sektörler var, yaş sebzeden tutun da mobilyaya, ayakkabıya kadar, yapmış olduğumuz çelik, filtre… Bunları koyduğumuzda 2018 rakamlarına yakın rakamlarda hatta biraz daha onun üzerinde bir ihracat gerçekleştirmişiz. 2019, dünyada kriz yılıydı ama Hatay bundan başarıyla çıkmıştır diye ifade edebilirim.” dedi.
Doğan, Hatay’ın tarımda, ticarette, sanayi, altyapı ve diğer sektörlerde de çalışıp ürettiğinin ve dünyanın dört bir tarafına sattığının altını çizdi.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı TOKİ yeni millet bahçesi projeleri için ihaleler düzenlemeye devam ediyor. Yayımlanan yeni ihale ilanları ile aralarında Erzurum, Kars, Ankara, Konya ve Giresun’un da yer aldığı 5 ilde 7 millet bahçesi projesi için ihale ilanı yayımlandı. Detaylar haberimizde…
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı TOKİ 5 farklı ilde 7 yeni millet bahçesi projesi için ihale ilanları yayımladı.
TOKİ Tarafından İhalesi Yapılacak Yeni Millet Bahçesi Projesi İlanları
Erzurum İli Yakutiye İlçesi Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 12 Mart 2020 tarihinde saat 15:00 itibari ile,
Kars ili Merkez İlçesi Cumhuriyet mahallesi Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi 16 Mart 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile,
Kars İli Merkez İlçesi Örnek Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 6 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile,
Ankara İli Kahramankazan İlçesi Yıldırım Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesi 15 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile,
Konya İli Sarayönü İlçesi Yenicekaya Köyü Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılarİnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 16 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile,
Giresun İli, Bulancak İlçesi Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi 21 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile,
Konya İli Meram İlçesi Mahmuriye Mahallesi Millet Bahçesi Ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi İşi 27 Nisan 2020 tarihinde saat 14:30 itibari ile.
12 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan Yapı İşleri İnşaat, Makine ve Elektrik Tesisatı Genel Teknik Şartnamesi değiştirildi. Yapılan güncelleme ile beraber bir önce yayımlanan tebliğe ek olarak yeni tebliğe Gürültü Bariyeri İşleri Genel Teknik Şartnamesi ile Silindirle Sıkıştırılmış Beton Yol Genel Teknik Şartnamesi eklendi. Detaylar haberimizde…
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yayımlamış olduğu yeni tebliğler ile 2020 yılına ilişkin düzenlemeleri hayata geçirmeye devam ediyor.
Bunlardan biri de Yapı İşleri İnşaat, Makine ve Elektrik Tesisatı Genel Teknik Şartnamelerine Dair Tebliğ üzerinde gerçekleştirildi. Bakanlık 12 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete ile yayımladığı yeni tebliği ile eski tebliğe 2 yeni şartname ekledi.
Gürültü Bariyeri Şartnamesi ve Silindirle Sıkıştırılmış Beton Yol Genel Teknik Şartnamesi Eklendi!
Yayımlanan tebliğ ile beraber bir önceki tebliğe Gürültü Bariyeri İşleri Genel Teknik Şartnamesi ile Silindirle Sıkıştırılmış Beton Yol Genel Teknik Şartnamesi eklenmiş oldu.
Özellikle de gürültü bariyeri şartnamesi için yapılacak olan yeni güncelleme bekleniyordu. Yayımlanan iki yeni şartname ile uyulması gereken kurallar ve sınırlar da 2020 yılı için Çevre ve Şehirciliik Bakanlığı tarafından yeniden belirlenmiş oldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:
YAPI İŞLERİ İNŞAAT, MAKİNE VE ELEKTRİK TESİSATI GENEL TEKNİK ŞARTNAMELERİNE DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: YFK-2007/1)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yapı İşleri İnşaat, Makine ve Elektrik Tesisatı Genel Teknik Şartnamelerine Dair Tebliğ (Tebliğ No: YFK-2007/1)’in ekine ekteki Gürültü Bariyeri İşleri Genel Teknik Şartnamesi ile Silindirle Sıkıştırılmış Beton Yol Genel Teknik Şartnamesi eklenmiştir.
MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gürsel Öngören, Türkiye’de arsaların yüzde 60’ının devletin elinde olduğunu belirterek, “Doğal olarak devlet bu elindeki araziyi verimli ve etkin bir şekilde, dezavantajlı grupların konut üretimi için kullanmalı.” dedi.
“Birevim’in önderlik ettiği Tasarruf Finans Platformu tarafından düzenlenen Sosyal Finans Zirvesi kapsamında “Konut 2020” başlıklı oturum gerçekleştirildi.
Oturumda konuşan Öngören, Türkiye’deki düşük gelirli grupların konut edinebilmesi için müteahhitlik sektörü açısından TOKİ dışında bir model bulunmadığını söyledi.
İnşaat sektörünün 2018 ve 2019’da ortalama yüzde 50’ye varan bir arz eksikliği yaşadığını dile getiren Öngören, “Talep düşüklüğü nedeniyle yapı ruhsatı başvurularında yüzde 50’lik düşüş yaşandı. Ancak şu dönemde talep fazla. 2020-2021 yıllarındaki yüksek talep nedeniyle konut fiyatları artabilir.” diye konuştu.
Türkiye’de konut üretiminin yüzde 2’sinin bilinen markalar, yüzde 30’unun arsa sahipleri, kalan diğer büyük kısmının da küçük ve orta büyüklükteki inşaat şirketleri tarafından yapıldığını dile getiren Öngören, İstanbul’un hem üretimde hem de satışta lider olduğunu anlattı.
Öngören, düşük gelirli kimselerin TOKİ modeli dışında konut alabilmesi için özel sektörün buraya girmesi gerektiğini vurguladı.
“Yapı tasarruf sandığı modelini hayata geçirmeliyiz”
Gürsel Öngören, konut üretiminde öncelikli olarak elde bulunan kaynağın doğru kullanılması gerektiğin belirterek, “Öncelikle arsa adı verilen kaynağımız sınırlı. Bunu en verimli şekilde kullanmalıyız. Türkiye’de arsaların yüzde 60’ı devletin elinde. Doğal olarak devlet, bu elindeki araziyi verimli ve etkin bir şekilde, dezavantajlı grupların konut üretimi için kullanmalı.” şeklinde konuştu.
Dar gelirlilerin konut edinmesi için Almanya önderliğinde kurulan yapı tasarruf sandıklarından bahseden Öngören, şu ifadeleri kullandı:
“Almanya önderliğinde çok güzel bir model ortaya konuldu. Almanya’da konut kredilerinin yaklaşık 3’te biri yapı tasarruf sandıkları tarafından sağlanıyor. Bu yüzde 30-35 civarında payın 10 puanı yerel belediyelerce oluşturulan sandıklar. Kalan 20-25 puanlık kısım ise özel sektör kaynaklı. Bu çok etkili bir model. Bizim de aynı şekilde yapı tasarruf sandıkları organize etmemiz gerekiyor.”
Öngören, tasarruflu ve faizsiz finansman modelleri hakkında ne düşündüğüne dair bir soruya karşılık, bu modelden yararlanan kişilerin sayısının her geçen yıl arttığını söyledi.
Öngören, “Bu yönde çalışan firmaları tebrik ediyorum. Eski kooperatifçilik hamlesine çok benziyor. Kooperatifçilik bir dönem çok önemliydi. Yeni model olarak siz yapar hale geldiniz.” dedi.
AK Parti Ankara Milletvekili ve Başkent Ankara Meclisi Başkanı Nevzat Ceylan PTT Genel Müdürlüğü Binası hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ulus 100. Yıl Çarşısı hakkında yakında yıkılacak açıklaması yapan Ceylan yeni PTT binasının yıkılarak Cumhuriyet döneminde inşa edilen Büyük Postane Binası mimarisine uygun yeni bir bina yapılmasını gündeme getirdi. Detaylar haberimizde…
Ulus Meydanı yenileme çalışmaları kapsamında 100. yıl çarşısı hakkında verilen yıkım kararı bölgede yer alan PTT binasını yeniden gündeme getirdi.
Ankara Ulus Meydanı içerisinde yer alan PTT binası diğer binalara göre tarihi dokuya uymadığı için eleştirilere hedef olmaya devam ediyor.
Ulus Meydanındaki Tarihi Binalarla Tezat Oluşturuyor!
Konu hakkında açıklamada bulunan AK Parti Ankara Milletvekili ve Başkent Ankara Meclisi Başkanı Nevzat Ceylan yapmış olduğu açıklaması ile “Ulus meydanından Sıhhiye’ye kadar sağlı sollu Cumhuriyet döneminde yapılan binalarımız var. O binalar içerisinde hemen Merkez Bankası’nın karşısında PTT binası var, geçmişte ‘Büyük Postahane’ diye geçiyormuş. Büyük Postane o döneme ait mimari yapıyla çok güzel yapılmış fakat sonradan yıkılarak bugünkü bina inşa edilmiş. Bugünkü binayla o tarihi doku olduğu gibi ortadan kaldırılmış. Mevcut bina, eski mimariye sahip binaların şeklini bozuyor. Eğer eski binayı tekrar yaptırabilirsek, Ulus’tan Sıhhiye’ye kadar olan bütün binalar Cumhuriyet dönemindeki binalara benzer hale gelir” diyerek binanın yıkılarak eskisine uygun olarak yeniden inşa edilmesi gerektiğini savundu.
Türkiye’nin en çok konuşulan gündem maddeleri arasında yer alan Kanal İstanbul projesi hakkında özel ekip kuruldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurulan özel ekip tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında ihale süreci belirlendi. Yapılan açıklamalara göre Kanal İstanbul planı Mayıs ayında askıya çıkacak. Detaylar haberimizde…
Kanal İstanbul projesi hakkında muhalefet kanadı tarafından yapılan tüm itirazlara rağmen süreç büyük bir hızla ilerlemeye devam ediyor.
Proje hakkında çalışmaları hızlandırması hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde Kanal İstanbul ekibi kurulurken Mayıs ayı itibari ile projenin planlarının askıya çıkarılacağı iddia edildi.
Kanal İstanbul İhale Tarihi Haziran 2020 Tarihinde Netleşecek!
Konu hakkında bir yazı kaleme alan Sabah Gazetesi yazarlarından Barış Şimşek projenin planlarının Mayıs ayı itibari ile askıya çıkarılacağını, Haziran ayında da kesinleşeceğini belirtiyor.
Kanal İstanbul projesinin planlarının kesinleşmesi ile beraber Kanal İstanbul ihale süreci hakkında tüm aşamalar bitirilmiş olacak ve ihale yapılmasının önünde hiçbir engel kalmamış olacak.
Kanal İstanbul Projesinin Maliyeti 2020
Deprem riski nedeni ile kentsel dönüşüm projelerine kaynak aranması nedeni ile eleştirilere neden olan Kanal İstanbul projesinin maliyeti 75 milyar lira olarak açıklanmıştı. Kanal İstanbul projesinin etrafında yapılacak olan konut alanları da depreme dayanıklı konut ihtiyacını karşılayacak olması nedeni ile aslında projenin bir nevi depreme hazırlık projesi olduğu da savunuluyor.
Yatırım amaçlı öğrenci evi projesi Univa, İngiltere’den dünyaya açılıyor. Öğrenci evi yatırımlarının öncü pazarlarından İngiltere’ye OPTO markasının sahibi Experience Investment ile ortaklık yapılarak girilen projede 140 adetlik öğrenci evi bloğunu İngiliz ortak ile beraber geliştirilecek ve satışı yapılacak.
İnşaat sektöründe yeni bir yatırım modelini hayata geçiren Erkanlı Holding’in yatırım amaçlı öğrenci evi projesi Univa, yurtdışı atağına kalktı. Türkiye’de Sakarya, Kocaeli ve Düzce’de öğrenci evi projelerine imza atan Univa’nın yurtdışındaki ilk durağı öğrenci evi sektörünün öncü pazarları arasında yer alan İngiltere oldu. Cardiff’teki South Wales Üniversitesi’ne beş dakika yürüme mesafesinde olan proje kapsamında OPTO markasının sahibi Experience Investment ile işbirliği yapıldı. Erkanlı Holding, 728 öğrenci evinin yer aldığı projede 140 üniteyi İngiliz ortağı ile beraber geliştirecek ve satışını yapacak.
Erkanlı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Erkanlı, öğrenci evi yatırımlarının tüm dünya genelinde yükselişe geçtiğini, Amerika ve İngiltere’nin sektörün öncü pazarları arasında yer aldığını vurguladı. Öğrenci evlerinin; yatırımcı için güvenli, istikrarlı, düzenli bir kira geliri sağladığını, değeri artan bir gayrimenkul yatırımı olduğunu aktaran Erkanlı, geleneksel gayrimenkul yatırımlarına göre de en az iki kat daha fazla kira getirisi sağladığını, geri dönüş süresi açısından da son derece cazip olduğunu belirtti.
‘İngiltere’de öğrenci evi yatırımı, Türkiye gibi çok avantajlı’
İngiltere’de öğrenci evi alanlara vergi avantajları gibi birçok kolaylığın ve teşvikin sağlandığına dikkat çeken Erkanlı, ‘İngiltere’de öğrenci evi yatırımı, Türkiye gibi çok avantajlı ve karlı Biz de Univa’nın ilk uluslararası yatırımı için İngiltere’yi seçtik. Öğrenci şehri olan, ihtiyacın yüksek olduğu Cardiff’te yer alan projeye İngiltere’deki OPTO markasının sahibi Experience Investment ile birlikte başladık. Projedeki bir bloğun işletmesi de OPTO liderliğinde Univa ile beraber yapılacak. Univa&Opto yu projede beraber göreceğiz’ açıklamasını yaptı.
‘Yurtdışındaki projelerimize etap etap devam edeceğiz’
Yurtdışındaki projelere devam edeceklerini vurgulayan Erkanlı, ‘Almanya’da da düşünüyoruz ama etap etap gideceğiz. Örneğin Frankfurt, Berlin’de inanılmaz ihtiyaç var. İtalya, İspanya’da Madrid, Portekiz gibi yerlerde de aynı şekilde. Biz ilk etapta İngiltere’de başlamak istedik. Bizim gibi Türkiye’nin bir merkezinden çıkacak ulusal ve uluslararası bir öğrenci evi işletme ve yatırım markası yok. Bu hedefi kendimize koyduk ve bu açıdan bizim için kıymetli yatırımlardan bir tanesi’ diye konuştu. ‘Muhakkak yeni bir ülkeye girdiğinizde güçlü bir ortakla girmeniz gerekiyor’ ifadelerini kullanan Erkanlı, ‘İngiltere’deki en büyük avantajımız; zaten öğrenci evi izni alınmış, inşaat izni alınmış, saha hazırlanmış ve tecrübesi olan bir ortakla girmemiz. İngiltere’de genelde dünyanın en zengin ailelerinin çocukları okurlar’ dedi.
‘Türkiye’deki yatırımların toplamı 430 milyon TL’yi bulacak’
Türk yatırımcıların son yıllarda İngiltere’ye yöneldiklerini anlatan Erkanlı, ‘Projelerimiz kapsamında Türkiye’den yatırım yapmış kişilere yaptığımız ön bilgilendirme sonucunda çok ciddi bir talep aldık. En önemli sebeplerden bir tanesi gerçekten sterlin kira garantisi’ diye konuştu. Erkanlı, Türkiye’de öğrenci evi projeleri kapsamında toplamı 430 milyon TL’yi bulan yatırımlara devam ettiklerini, Cardiff’te, OPTO ile olan ortaklık yatırımının ise 96 milyon TL’yi bulacağını, bu rakamın da yaklaşık 12 milyon sterline denk geleceğini söyledi. ‘Türkiye’de gayrimenkul sektöründe işlerin yavaşladığı bir noktada, bu kadar hızlı satış yapmamızın en önemli sebebi tüketiciye alternatif bir gayrimenkul yatırım aracı sunmamız’ açıklamasını yapan Erkanlı, ‘Tasarrufu faize yatırırsak, enflasyon karşısında negatif faizle karşı karşıyayız. Konut desek, yine tabi ki önemli bir yatırım aracı ancak geri dönüşü uzun ve bu dönemde bir miktar yavaşladı. Türkiye’nin en çok sevdiği yatırım aracı gayrimenkul. O zaman gerçekten gayrimenkul içerisinde bu öğrenci evi alternatif yatırımını çok değerli buluyoruz’ dedi. UNESCO raporuna göre Dünyada yabancı öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkelerin başında Polonya, ardından ikinci sırada Türkiye’nin geldiğini belirten Erkanlı, ‘Uluslararası yatırımcılar radarlarını Türkiye’ye çevirmiş durumda’ dedi.
Erkanlı Holding Genel Müdürü Evrim Karayel ise Cardiff kentinde 40 binden fazla öğrencinin öğrenim gördüğünü, bugün itibari ile yaklaşık 21 binlik yatak ihtiyacı olduğunu söyledi. Karayel, özetle şu açıklamaları yaptı:
‘Yatırımcılar, 82 bin 950 Sterlin’den başlayan ve 114 bin 950 Sterlin’e kadar olan fiyatlarla öğrenci evlerine sahip olabiliyor. Öğrenci evleri 21 metrekare ile 28 metrekare alan arasında değişiyor. Projemizde 5 yıl boyunca sterlin üzerinden yüzde 7 kira garantisi taahhüt ediyoruz. İngiltere’de öğrenci evlerinde kira getiri ortalaması yüzde 4.5, Cardiff bölgesinin ise % 5.5. Biz bu pazarda yüzde 7’yi garanti edebiliyoruz. Toplam 728 adet öğrenci evi inşaatı yapılacak. Biz ise 140 ünitelik blok bölümü kapsamında ortaklık anlaşması yaptık. Toplam 12 milyon Sterlin’lik bir yatırımla bu projeyi, Univa&Opto olarak beraber geliştireceğiz ve işletmeye açacağız. Projeye yatırım yapan bireysel ve kurumsal yatırımcılar 250 yıllık leasehold sistemine uygun şekilde tapularını alarak projenin yatırımcısı olmuş oluyorlar ve yüksek kira getirisini elde etmiş oluyorlar.’
‘İngiltere’de öğrenci evinin geri dönüş süresi 13,5 yıl’
Toplam 9 bin 800 metrekarelik proje arazisinin, 22 bin 600 metrekaresinin inşaat alanı olduğunu aktaran Karayel, projenin inşaatının başladığını aktardı. Karayel, ‘İngiltere’de öğrenciler haftalık ortalama 170-200 sterline öğrenci evlerini kiralıyorlar. Yatırımcılara ait olan ünite yılda ortalama 8100 sterlin getiri sunuyor. Bunun 2100 sterlin olan kısmı işletme gideri olarak ayrılıyor. Kalan yaklaşık 6000 sterlin garanti edilerek yatırımcılara 5 yıl boyunca sterlin üzerinden kira garantisi veriliyor. Öğrenci evlerinin geri dönüş süresi ise 13-14 yıl. İngiltere için bu çok kısa bir süre. Konutlarda ise 25-30 yılı bulan amortisman süresi var. Öğrenci evinde getiri çok yüksek. İngiltere’de konut ortalama yüzde 2.2 kazandırıyor, öğrenci evi ise bunun iki katı’ dedi.
‘İngiltere’de 10 yıl içinde 1 milyon uluslararası öğrenci üniversite eğitimi görecek’
Dünya genelinde son 3-4 yıldır öğrenci evi yatırımlarının artığını vurgulayan Karayel İngiltere pazarıyla ilgili bilgiler verdi. Karayel ‘İngiltere’de sadece öğrenci evlerinin ekonomik değeri 50 milyar sterline ulaştı. 2019 yılı içinde 5 milyar sterlinlik yatırım yapıldı, şu an 2020 için de 7.5 milyar sterlinlik yatırım yapılmaya devam ediliyor. İngiltere’de toplam 1.84 milyon öğrenci tam zamanlı olarak eğitimin görüyor. Bunların sadece 600 bininin konaklayabileceği yatak var. Yani 1.2 milyon öğrenci için öğrenci evi ihtiyacı var. O yüzden ülke, çok büyük hacimli uluslararası fonların da yatırım yaptığı bir nokta konumunda’ diye konuştu.
İngiltere’deki 1.84 milyon öğrencinin yüzde 27’sinin yabancılardan oluştuğunu anlatan Karayel, özellikle son dönemde yabancı öğrenci sayısında hareketlilik yaşandığına dikkat çekerek, ‘İngiltere, yabancı öğrenci sayısının en çok arttığı ülke konumuna geldi. 2020 itibarıyla 500 binden fazla yabancı öğrenci okuyor ve önümüzdeki 10 yılda da ülkenin bu rakamı ikiye katlaması öngörülüyor. Yani 10 yıl içinde 1 milyon yabancı öğrenci İngiltere’de eğitim görecek. Biz İngiltere’de konut getirilerinin ortalamasına da baktık. Yüzde 2 ile 2.5 aralığında, ortalamada ise % 2.2 görünüyor. Yani İngiltere’ye yaptığınız bir yatırımda -bir konut olabilir, rezidans olabilir- aldığınız yıllık geri getiri yüzde 2.2 mertebesinde. Öğrenci evi pazarının ortalama getirisi ise yüzde 4.5. Yani yine İngiltere’de, Türkiye’de olduğu gibi veya ABD, Almanya’da olduğu gibi konutlara göre yaklaşık 2 kat daha fazla getiri garanti ediyor size. Bizim projelerimizde ise sterlin bazında yüzde 7 getiri veriyoruz’ dedi.